14 Haziran 2021 05:12

Dalganın etkisi

"Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesinde emeklerinin karşılığını almak için mücadele eden arkadaşlarımız, tüm Türkiye’ye örnek olmalılar."

Fotoğraf: MA

Fatih Sürenkök
Fatih Sürenkök

Türk Tabipleri Birliği(TTB)’nin unutulmaz başkanlarından Dr. Füsun Sayek bir yazısını şöyle bitirmişti: “Dalganın etkisi tek seferlik büyüklüğünde değil, sürekliliğindedir.”

Ben de bu haftaki yazıma bu cümle ile başlamak istiyorum.

Yıllardır, çevremde gördüğüm başarıların temelinde de hep, bu etki olmuştur.

Grevler, toplu sözleşmeler, öğrenci eylemleri, asistan grevleri; hepsinde başarı; ısrarla taleplerin arkasında duran ve hakkını savunanların olmuştur. “Gezi eylemleri” denilince, hâlâ AKP iktidarı korku ile titriyorsa; bu yine dalganın devamlılığından korkmalarıdır.

Sağlık alanındaki eylemleri hatırlarsak; AKP’nin, 2003 yılında, çıkarmak istediği Kamu Yönetimi Yasası; başta TTB ve SES olmak üzere Sağlık emekçilerinin ısrarlı iş bırakmaları ile yasalaşamamıştı. Yine, 2005 yılında çıkartılmak istenen, Genel Sağlık Sigortası yasası ciddi karşı duruşlarla ancak 2008 de ve önemli değişikliklerle çıkabilmişti.

2013 yılında, İzmir Atatürk Eğitim Araştırma hastanesinde, Asistan hekimler; çalışma şartları, maaşları ve eğitimlerindeki yetersizlik, şiddet gibi nedenlerle başlattıkları ve 13 gün süren iş bırakma eylemi sonucunda tüm taleplerini kabul ettirmişlerdi.

Bunlar sonuçları bizler açısından olumlu örnekler. Ancak; Aile Hekimliği, Şehir Hastaneleri konusunda istenilen karşı duruşu gösterememiş ve başarılı olamamıştık.

Tüm bunlar nereden aklıma geldi?

10 gündür; sessiz sedasız, Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesinde hak eylemi yapan sağlık çalışanları tüm bunları hatırlattı.

Talepleri son derece yalın, basit.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi, geçtiğimiz Ramazan bayramında, bayram öncesi 2,5 günü idari izinli saydı. Yani Cumhurbaşkanlığı, pandemi koşullarını da dikkate alarak, tüm memurlara 2,5 gün izin verdi. Hastaneler de bu kapsamda olduğuna göre, sağlık çalışanı arkadaşlarımız da idari izinli sayıldılar, doğal olarak. Ancak bayram süresince olduğu gibi, idari iznin olduğu günlerde de; yataklı kurumlarda sağlık hizmetlerinde çalışma devam edecekti. Etti de. Arkadaşlarımız nöbetlerini tuttu. Nöbet tutan sağlık çalışanı arkadaşlarımızın hakkı olan, nöbet paralarının ödenmesini bekleriz değil mi? Hayır! Sağlık Bakanlığı, idari iznin olduğu günlerde tutulan nöbetlerin parasını ödemedi. Ayrıca, nöbet tutmayan sağlık çalışanlarının da mayıs ayı içindeki fazla mesailerinden 21 saat kesti. İnsan inanamıyor ama aynen böyle. Bakanlık, para ödemek istemiyor. Hem idari izne çıkar, hem de çalışmadın diye parasını kes. Şehir hastaneleri sistemi ile yandaş müteahhitlere, milyar dolarları gözü kapalı ödeyen bakanlık; yıllardır gecesini gündüzüne katmış; ebe, hemşire, teknisyen, hekim arkadaşlarımızın emeklerinin karşılığı olan küçücük bir tutarı ödememek için her türlü çirkinliği yapıyor. Ama, bakanlık başarılı olamayacak. Arkadaşlarımız kazanacak.

Tıpkı, küçük ama devamlı dalgalar gibi. Israrla haklı taleplerini seslendirecekler ve haklarını alacaklar.

Sağlık Bakanlığı kendisine bağlı tüm birimlerde bu uygulamayı yapmış ancak sadece Atatürk Eğitim Araştırma hastanesinde bu tepki büyüyor. Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesinde emeklerinin karşılığını almak için mücadele eden arkadaşlarımız, tüm Türkiye’ye örnek olmalılar.

Hepimiz; bedenimizle, yüreğimizle arkadaşlarımızın yanındayız.

Hatta bu yanında olmak, sadece bizim değil İzmir Emek Demokrasi Güçleri’nin de görevi olmalıdır.

Pandemi döneminde, halka sözüm ona balkondan alkışlattıkları sağlık çalışanlarının, haklı taleplerini dile getirmek için eylem yapmasından korkan bakanlık; pandemi kurallarını bahane ederek, hastane bahçesi içinde bırakın eylemleri, basın açıklamalarını bile yasaklamıştı. Ama arkadaşlarımız inatla, tüm engellere rağmen haklı taleplerinden vazgeçmiyorlar.

Belki de, bu eylem; tüm çalışanların katıldığı, özlediğimiz kitlesel eylemlere bir başlangıç olur.

Tıpkı, “tüm büyük olaylar, küçük bir adımla başlar” gibi.

Hiçbir karanlığın sonsuza kadar sürmeyeceği gibi, AKP’nin karanlığının da sonunu yaklaştıran adımlar gibi.

Sağlıkla kalın.

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI