Derinceli gençler: Çevre kirliliğini önleyebilecek en büyük güç halktır
Marmara Denizi'nde kıyısı bulunan şehirlerde müsilaj büyük bir endişeye neden oluyor. Deniz yüzeyinde başlatılan müsilaj temizliğini ve çevre sorunlarını Derince’de yaşayan liseli gençlerle konuştuk.
Fotoğraf: Şafak Taşoyar/DHA
Eren ÜNVERDİ
Kocaeli
Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj sorunu tüm Türkiye’de kaygıyla izlenirken özellikle denize kıyısı bulunan şehirlerde daha büyük bir endişeye neden oluyor. Deniz yüzeyinde başlatılan müsilaj temizliğini ve çevre sorunlarını Derince’de yaşayan liseli gençlerle konuştuk.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı “Marmara Denizi Eylem Planı” kapsamında Marmara Denizi’nin yüzeyini temizlemeye devam ederken uzmanlar ise, deniz yüzeyindeki bu temizliğin Marmara’yı kurtaramayacağını söylüyor. Biz de yaşanan bu tartışmaları Derinceli gençlere sorduk.
17 yaşında lise Öğrencisi Miraç, sahilde vakit geçirmeyi sevdiğini fakat denizin kötü kokusundan rahatsız olduğunu söyledi. Bir gün yürüyüş için çıktığı sahilde çöp topladığını vurgulayan ve sahile en son gidişinde deniz salyası gördüğünü söyleyen Miraç, “Deniz kirliliği oldukça rahatsız edici. Geçen gün 60 Evler sahile indiğimizde biz de deniz salyası gördük. Az da değil, İstanbul taraflarına doğru bakıldığında çok fazla deniz salyası olduğunu görüyoruz. Ben sıklıkla sahile inen birisiyim, deniz salyası olmasa bile denizde çok kötü bir koku var. Sahilde ferah, temiz hava almak istersiniz ama gerçekten deniz çok kötü kokuyor. Kokusundan öte görüntüsü de rahatsız edici. Bir keresinde sahile yürümek için inmiştik ve o gün toplamadığımız çöp kalmadı, yani sahile yürüyüş için çıktık ama çöp topladık” dedi.
"İKTİDARIN AÇGÖZLÜLÜĞÜ"
Çevre kirliliğinin iktidarın politikalarından kaynaklandığını, bu sorunu çözebilecek en büyük gücün halk olduğunu söyleyen Miraç, “Zaten bu kirliliğin tek sebebi siyasi iktidarların açgözlülüğü. Bu fazlasıyla gözden kaçırılan mesele. Kontrolsüz betonlaşma ve bütün pisliklerin denize atılması denizi kirletiyor ve haliyle deniz salyasına yol açıyor, ben böyle görüyorum. Bütün bunlar ekosisteme de zarar veriyor, çevre kirliliği yüzünden çok fazla canlı ölüyor. Ve siyasi iktidarların dinmek bilmez açgözlülüğü yüzünden çevre kirliliği ileride daha da büyük bir sorun haline gelecek. Kendi gözümle gördüm, internette çok daha fazlası var. Çevre kirliliğini önleyebilecek tek güç halktır, halk çevre konusunda daha duyarlı olmalı” diye konuştu.
"ÇOK DAHA ÖNCEDEN ÖNLEM ALINMALIYDI"
Tuğçe Derince 60 Evler’de, sahile yakın bir bölgede yaşayan lise öğrencisi. O da kokudan rahatsız. Çevre kirliliği konusunda daha fazla bütçe ayrılması gerektiğini söyleyen Tuğçe, “Doğal kaynakları verimli kullansaydık bu sorunları yaşamıyor olurduk ve daha temiz bir çevreye sahip olabilirdik. Tek bir bakanlığın çevre kirliliğiyle ilgilenmesi bu sorunu çözmüyor. Çevre kirliliği konusunda bütçe ayrılmalı ve bu konuda daha duyarlı olunmalı. Denizlerin kirliliği konusunda çok daha önceden önlem alınmalıydı, bu sorun bugün akıllarına gelmemeliydi” dedi.
"UYARDIK, FAKAT BELEDİYE CİDDİYE ALMADI"
Mert Selim, Derince halkının daha önce denizdeki pis koku hakkında belediyeye sıkıntılarını dile getirdiğini fakat yetkililerin hiçbir şey yapmadığını söylüyor. Fabrikalara arıtma konusunda daha tedbir alıcı girişimlerin yapılması gerektiğini söyleyen Mert Selim, “Deniz salyasının sebebinin fabrikaların denize döktüğü atıklar olduğunu düşünüyorum. Marmara Bölgesi’nde deniz kirliliğini önlemek için fabrikalara arıtmalar yapılmalı. Bu atıklar denize dökülmek yerine taşınabilir, hatta buradaki fabrikalar başka bölgelere taşınabilir. Ben de sahile indiğimde kokudan rahatsız oluyorum ve burada yaşayan herkes bu kokudan tiksiniyor. Burada yaşayanlar konuya dair şikayetlerini vaktiyle belediyeye bildirdi ama konuya dair belediye hiçbir şey yapmadı, halkı ciddiye almadı” dedi.
