16 Haziran 2021 00:45

'Hayatımız ve haklarımız için 19 Haziran’da ve 1 Temmuz’da sokaktayız'

Hayatımız, haklarımız ve İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz diyen kadınlar 19 Haziran’da ve 1 Temmuz’da sokakta olacak. Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros’la hazırlıklarını konuştuk.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Elif Ekin SALTIK
İstanbul

İstanbul Sözleşmesi’nin hedefe konulduğu 2020 yazından bu yana hakları, hayatları ve İstanbul Sözleşmesi için sokakta olan kadınlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 20 Mart gecesi Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı ile birlikte yine ülkenin dört bir yanında sokağa çıktı, etkinliklerle, nöbet eylemleriyle de sokakta seslerini duyurmaya, karara itiraz etmeye devam ediyor.

19 Haziran Cumartesi günü İstanbul Maltepe’de, 120’yi aşkın kadın ve LGBTİ örgütü, emek ve meslek örgütlerinden, siyasi partilerden, inisiyatif ve platformlardan kadınların ortak çağrısıyla “İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz” mitingi gerçekleşecek. İstanbul Sözleşmesi’nin resmi olarak yürürlükten kalkacağı 1 Temmuz’da da tüm illerde kadınlar eylemlerle İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceklerini haykıracak.

Emek Partisi de mahalle mahalle, sokak sokak dolaşarak, duraklarda, işyerlerinde, pazarlarda bildiriler dağırtarak İstanbul Sözleşmesi’ni anlatıyor, kadınlara çağrı yaparak “Haklarımızdan, Hayatlarımızdan, İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz” diyerek 19 Haziran mitingine ve 1 Temmuz eylemlerine hazırlanıyor. Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros ile hazırlıklarını konuştuk.

19 HAZİRAN’DA SÖZÜMÜZ ORTAKLAŞACAK

19 Haziran Cumartesi günü gerçekleştirilecek ortak mitingde siz de miting bileşenleri arasındasınız. Bu mitingin sizce kadınlar ve kadın mücadelesi açısından önemi nedir?
Kadınlar İstanbul Sözleşmesini şiddete, eşitsizliğe karşı verdikleri uzun soluklu bir mücadele ile kazandılar. Çünkü bu mücadele açık bir biçimde hayatta kalma mücadelesi. Her gün üç kadının öldürüldüğü, evlerde, sokaklarda, işyerlerinde şiddetin arttığı, çocuk istismarına affın sürekli gündeme getirildiği, şiddetin iktidar eliyle aklandığı, en temel hakların hedefe konduğu böylesi bir dönemde yasal hakların korunması mücadelesi çok hayati. Kadınların ve LGBTİ’lerin hayatları hakkında bu derece önemli bir kararın bir gece yarısı tek adamın imzasıyla verilmesi ise tümüyle antidemokratik ve hukuksuz. Üstelik de bu karar, hayatta kalma mücadelesi veren kadınlara “Sizin hayatınız bizim bekamızdan önemli değil” demenin açık ifadesi. Türkiye’de çok uzun yıllardır ortak platformlar, inisiyatifler ve örgütlenmelerle haklara en geniş biçimde sahip çıkmanın, mücadeleyi yerelleştirmenin, geniş kadın kesimlerine ulaştırmanın, bunun için yan yana durmanın önemine dikkat çekiyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik bu tek adam kararı karşısında çok farklı kesimlerden kadınlar tek bir hedef için, İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz demek için yan yana geldi. İşte 19 Haziran ve 1 Temmuz eylemleri bu yan yanalığı ve kararlığı göstermek için önemli. İstanbul Sözleşmesi kadınları şiddetten korumak için devlete yükümlülükler vermesi, kadınların haklarının devlet tarafından korunması için garantör belgelerden biri olduğu için de vazgeçmememiz gereken bir Sözleşme. Bu sözleşmeyi biz kadınlar 1 gecede kazanmadık, 1 gecede de haklarımızdan, hayatlarımızdan ve İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz, diyoruz. Bu kararı tanımıyoruz. Bunu en geniş biçimde ifade etmek için de 19 Haziran ve 1 Temmuz eylemlerinin güçlü geçmesini önemli buluyoruz.

1 Temmuz elbette bir son değil, bu çağrı yeni bir mücadelenin başlangıcı olması açısından da önemli.

1 TEMMUZ’DA KAZANIMLARIMIZ İÇİN HER YER EYLEM ALANI

İstanbul Sözleşmesi’nin resmi olarak yürürlükten kalkacağı tarih de 1 Temmuz. 1 Temmuz’a kadar çeşitli etkinlikler, eylemler yapacak kadınlar o gün de yine sokakta olacak. Pek çok il gibi İstanbul’da da kadınlar o gün Taksim/Tünel’de olacak. İstanbul özelinde 1 Temmuz’a kadar siz neler yapacaksınız?
İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması, iktidar tarafından her fırsatta kadınların hayatlarına, haklarına yönelik her kazanımının altı boşaltılmaya çalışıldığında, kadın örgütleriyle ortak hareket etmeye özen gösteriyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz Kampanya Grubunun içinde yer alıyoruz ve ortak çalışmalar yürütüyoruz, bu mücadeleyi ortak ve olabildiğince geniş bir örgütlülükle büyütmenin önemli olduğunu düşünüyoruz. Ancak, ilk günden itibaren haklarımıza ve hayatlarımıza yönelik saldırılara karşı mücadeleyi mahallelerde, işyerlerinde en geniş kadın kitleleri içinde tartışmak, iktidarın kadın düşmanı politikalarını teşhir etmek, pandemi koşulları içinde sınırlı sayıda da olsa yüz yüze buluşmalar gerçekleştirerek ve kadınları mücadeleye çağırarak genişletmeyi, yerelleştirmeyi, yaygın bir tartışma haline getirmeyi hedefledik, böyle çalıştık. 1 Temmuz’a yaklaştığımız bu süreçte de çeşitli buluşmalar yapmaya, pandemi ile artan şiddeti teşhir etmeye ve en önemlisi küçük büyük demeden kadınların yan yana gelecekleri örgütlenmeleri artırmaya çalışıyoruz. 1 Temmuz’da da kadınların kazanımlarının yok edilmesine karşı Tünel’de buluşma çağrısını güçlendireceğiz.

YALANLA, TALANLA, ŞİDDETLE, YOKSULLUKLA, İŞSİZLİKLE, YAŞAMAMAK İÇİN...

Kadınların İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin eylemleri bir yılı aşkın süredir sürüyor. Kadınlar hiçbir koşulda haklarından ve hayatlarından vazgeçmeyeceklerini söylediler, söylemeye devam ediyorlar. Hem 19 Haziran’da gerçekleşecek İstanbul Mitingi hem de 1 Temmuz’da giderken yapılacak etkinlikler ve 1 Temmuz eylemleri için kadınlara çağrınız ne olur?
Özellikle mafya liderleriyle bakanların, vekillerin; uyuşturucu tacirleriyle, bakan çocuklarının ilişkileri çalınan hayatlarımızın birer parçası olarak ifşa oluyor. Kadınlar olarak zaten pandemi süreciyle birlikte daha da artan hak gaspları, yoksulluk, artan şiddet derken bir yandan da hayatımızın gasbına seyirci kalmamız bekleniyor. Tüm bu süreçte kadınlar olarak Sözleşme’ye sahip çıkmamız aynı zamanda hayatımıza da sahip çıkmak anlamına gelmekte. Bu açıdan kadınlara çağrımız yalanla, talanla, şiddetle, yoksullukla işsizlikle, geleceksizlikle değil, umutla, neşeyle yaşamak için birlikte mücadele etmenin bütün olanaklarını yaratmaktır. Kadınların hayatını değiştirecek olan tek adamların imzaları, kararları olamaz. Kadınların asıl gücü birlikte mücadele etmekten geçer. Bu açıdan hem 19 Haziran mitingi hem 1 Temmuz eylemini birlikte örgütleyelim.

ÖNCEKİ HABER

Türkiye Ormancılar Derneği: Çeşme Turizm projesinin sonuçları ağır olacaktır!

SONRAKİ HABER

TOKİ projelerinde ihaleler de inşaatlar da şeffaf değil

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa