16 Haziran 2021 00:44

AKP, hayvan hakları kazanımlarını geriye taşıma derdinde

Hayvan Hakları İzleme Komitesi Koordinatörü Fatma Biltekin ve Yunuslara Özgürlük Platformu & Vegan Derneği Türkiye’den Öykü Yağcı ile bir türlü çıkmayan hayvan hakları yasasını konuştuk.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Duygu AYBER GÜLTEKİN
İstanbul

Türkiye’de her gün yeni bir hayvana şiddet suçu işlenirken AKP’nin hazırladığı “Hayvan Hakları Kanunu” teklifi hâlâ yasalaşmadı. Ekim 2019’da Meclise sunulan Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu tavsiye raporunun üzerinden geçen onca zamana rağmen ortada bir taslak yok. Üstelik basına verilen demeçler, hayvan hakları savunucularının geliştirilmesi gerektiğini düşündüğü raporun çok gerisine düşüldüğünü gösteriyor.

Yasanın içeriğiyle ilgili sürekli söylem değiştirildiğini belirten Hayvan Hakları İzleme Komitesi Koordinatörü Fatma Biltekin, “İleri doğru adım beklerken kazanımları bir şekilde kaybettirmeye çalışıyorlar.” dedi.

Yunuslara Özgürlük Platformu & Vegan Derneği Türkiye’den Öykü Yağcı da yasa tasarısında istismarın süreceğini düşünüyor. Avcılara, hayvanat bahçelerine, at yarışlarına ve balıkçılara KOSGEB desteği verileceğini öğrendiklerini belirten Yağcı, "Bu, eziyet devam etsin, ticari çıkarlarımız korunsun demek." dedi.

GECİKMENİN NEDENİ: HAPİSHANELER DOLU BAHANESİ VE RANT

Yasanın 15 Temmuz’dan önce yasalaşması bekleniyor. Neden bu kadar gecikti sizce?
Bu kadar uzamasının iki temel nedeni var. Hayvana şiddet, tecavüz gibi suçları suç kapsamına almaları gerekiyor ama “Hapishaneler dolu, savcılıklar çok yoğun” diyorlar. İkincisi; işin içinde hayvanat bahçeleri, yunus parkları gibi rant araçları var. Daha iki hafta önce “Avcılık, balıkçılıkla ilgili düzenleme yapacaktık ama çok tepki geldi, bu yüzden yapamadık” dediler. Avcıların, yunus parkı sahiplerinin Mecliste lobi çalışması yaptığını biliyoruz. Açık açık onlardan etkilendiklerini söylüyorlar. Çünkü işin içinde rant var.

Yasa çıkmazken hükümet şiddeti önleyici bir çalışma ya da nedenlerine dair araştırma da yapmıyor. Türkiye’de hayvana cinsel şiddet çok yaygın ama bir tane bile araştırma yok. Üstü kapatılmaya çalışılıyor, faillerin cezalandırılması istenmiyor çünkü hapishaneler dolu!

Ülkede baskı arttıkça hayvana şiddet de artıyor. İnsanlar başına bir şey gelmeyeceğini biliyor. Bir yerde kolu bacağı kesilmiş bir hayvan vakası çok görünür oluyorsa bu haberler de artmaya başlıyor. Mevcut yasa failleri yüreklendiriyor ve suç işlemelerini kolaylaştırıyor.

BASKI KURMAK İÇİN MAHKEME SALONLARINI DOLDURMAK GEREKİYOR

Öngörülen cezalar yeterli mi?
Özlem Zengin, hayvana cinsel şiddetin 3 aydan 3 yıla, hayvan öldürmenin 6 aydan 4 yıla kadar olacağını söylüyor ama hiçbir anlamı yok. 2020 yılında infaz kanunu değişikliği yapıldı. Buna göre 3 yılın altındaki cezalar ertelenebiliyor. Hayvana cinsel şiddette üst sınırın 3 sene olacağı öngörülüyor. Ama üst sınırdan ceza verilmesi çok zor. İnfial yaratan bir vaka olması ve mahkeme salonunu doldurmamız gerekiyor ki baskı kuralım ve failin en yüksek cezayı almasını sağlayalım. Biz en az 3 sene olsun diyoruz.

Bir araştırma komisyonu kuruldu, bu komisyon tavsiye niteliğinde bir rapor yayımladı ve buna 5 parti onay verdi. Biz bu raporun geliştirilmesi gerektiğini düşünürken AKP sürekli bu raporun gerisine düşmeye çalışıyor. Komisyon raporunda hayvan terk etmenin cezası 10 bin lira deniliyordu. 11 Mart’ta düzenlenen toplantıda cezanın 3 bin lira olacağını, geçtiğimiz haftalarda ise 2 bin liraya düştüğünü söylediler. Sürekli taleplerimizi aşındıracak adımlar geliyor. Yıllardır verilen mücadelede belki istediğimiz yasayı çıkartmadık ama çok kötü yasaların geçmesine engel olduk. Önümüze o kadar korkunç bir yasa getiriyorlar ki taleplerimizi unutup “Bu yasa geçmesin” mücadelesi vermeye başlıyoruz. AKP bu taktiği yıllardır yapıyor.

HAYVANAT BAHÇELERİ KAPANMIYOR, SADECE ADI DEĞİŞİYOR

“Yeni yunus parkı açılmayacak” diyorlar ama 10 tane yunus parkı var, bunlara ne olacak? “Oradakiler ölene kadar gösteri yapacak, öldükten sonra onlar da kapanacak. Çipleme sistemi yapacağız” diyorlar orada ne gibi yolsuzluklar çıkar bilmiyoruz. Güvenemiyoruz dediğimizde bize “Eski yaralarla bir yere varamayız” diyorlar. Yaptıklarınız yapacaklarınızın garantisi!

İyiymiş gibi görünen şeylere baktığımızda öyle olmadığını görüyoruz. Hayvanat bahçeleriyle ilgili durum da böyle. “Yeni hayvanat bahçesi açılmayacak, doğal yaşam parkı açılacak” diyorlar. Türkiye’de doğal yaşam parkları yine hayvanların kapatıldığı alanlar olacak. Bizi aptal yerine koymaya çalışan bir bakış açısı var. Yine bildiklerini okuyup taleplerimizi her zamanki gibi görmezden geliyorlar.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Özlem Zengin, “Hazırladığımız kanun diğer ülkelerden daha ileride” dedi. Böyle mi gerçekten?
İşimize geldiğinde Avrupa’ya benzer oluyoruz, işimize gelmediğinde ‘Onları örnek almayalım’ diyoruz. Yunanistan geçen yıl hayvana şiddetin cezasını 10 yıl yaptı. Daha iyi bir yasa gelecek söylemi gerçeği yansıtmıyor.

"DEVE GÜREŞLERİ GELENEĞİMİZ, YAŞATMALIYIZ" DİYORLAR

Hayvan dövüştürmenin önüne nasıl geçilecek?
Horoz ve köpek dövüşlerini yasaklamak istiyorlar ama deve ve boğa güreşlerini yasaklamak istemiyorlar. 11 Mart’taki görüşmede deve ve boğa güreşleri yasaklanmayacak dediler. Deve güreşleri en çok belediyelerin düzenlediği etkinlikler. Sadece AKP’li değil, CHP’li belediyeler de düzenliyor. Bunun bir gelenek olduğunu, bunu yaşatmak istediklerini söylüyorlar. Ama ortada bir işkence var, normalleştirilmesi kabul edilemez.

Karşımızda çözmeye çalışmayan bir iktidar var. Her zamanki gibi bir şeyleri yamalamaya çalışıyor. 10 senedir “10 gün sonra yasa geliyor” lafını defalarca kez duyduk. “Dokunmayın daha kötü yapacaksınız” dediğim oluyor. Önümüze nasıl bir şey gelecek tahmin edemiyoruz.

YASA TASLAĞINI GÖSTERMEDİLER

Taslağı görmediniz mi?
Göstermiyorlar ki. Sadece demeç veriyorlar. Oradan bilgi kırıntısı almaya çalışıyoruz. Aradığımızda anlatmıyorlar, ‘Hazırlandığında görürsünüz’ diyorlar. Yasanın içeriğiyle ilgili sürekli bir yemleme durumu var, toplumu, bu işin peşinde koşan insanları. Sürekli söylem değiştiriyorlar. Kazanımları bir şekilde kaybettirmeye çalışıyorlar.

Hayvan hakları savunucuları ve kitle örgütleri hazırlık sürecine yeterince dahil edilmedi o zaman...
Aslında Meclis Araştırma Komisyonu’nun içerisine dahil edildik. Ama avcılar da dinlendi. Biz de “Nasıl tecavüzcüleri davet etmiyorsanız avcıları da davet etmemelisiniz” diye tepki gösterdik.

Etkimiz oldu bazı maddelere ama AKP yasayı hazırlarken bizden görüş almadı. 50 tane hayvan hakları savunucusunu topladı, ben de oradaydım ama sorularımıza cevap vermedi, taslağı göstermedi. “Sizi çağırdık ve dinledik” demek için, geçiştirmek için, kendi tabirleriyle gazımızı almak için yapılmış bir çalışmaydı. Mevcut durum gösteriyor ki dinliyormuş gibi yapan bir taraf var karşımızda. Hayvanların değil rant sahiplerinin çıkarlarını korumak isteyen bir yasa geliyor büyük ihtimalle.

DENEYLERDE KULLANILAN HAYVANLARLA İLGİLİ DÜZENLEME YOK

Deneylerde kullanılan hayvanların durumu ne olacak?
Bu konuyla ilgili bir çalışma yapılmayacak gibi görünüyor. Komisyon raporu etik eğitim hakkının tanınmasını öneriyordu. Fen bilimleri fakültelerinde öğrenciler hayvanlar üzerinde uygulama yapmaya zorlanıyor. Bunu yapmak istemeyen öğrenciler ya akademik kariyerlerine devam edemiyor ya da yapmaya mecbur kalıyor. Aslında kendi vicdanlarıyla ve etik değerleriyle çelişiyorlar. Öğrencilere alternatif metotlar sunulması, bu metotları kullanarak mezun öğrenip mezun olmaları, bu metotlara yatırım yapılması gibi taleplerimiz komisyonda yer buldu ama yaptığımız son görüşmelerde bununla ilgili hiçbir düzenleme olmayacağı söylendi.

Avcılıkla ilgili de düzenleme yapılmayacak. “Bu Kara Avcılığı Kanunu’nun konusu” deyip işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar.

HAYVAN SATIŞI DEVAM EDECEK

Hayvan satışı sonlandırılacak mı?
Kuş, balık, hamster ve egzotik denilen hayvanların satışını yasaklamayı düşünmüyorlar. Sadece kedi, köpek satışını sonlandırmayı düşünüyorlar. Ama üretim merkezleri açık olacak ve buradan kedi köpek satın alınabilecek. Aslında hiçbir şey değişmiyor. Hayvan üretme ve satmaya devam edilecek. Sadece petshoplarda olmayacak. İnsanları satın almaya yönlendirdiğiniz her yer o hayvanların sokağa terk edilmesiyle sonuçlanabilir. Bir hayvana para veren biri sorumluluklarının fazla olduğunu düşündüğünde sokağa terk ediyor. Satışın sonlandırılması için üretimin tamamen bitmesi gerekiyor. Ama üretimi bitirmeyi düşünmüyorlar.

Sokakta yaşayan hayvanların sorunlarını çözmek için kısırlaştırmanın yapılması gerektiğini söylüyoruz ama bugüne kadar belediyelerin yaptığı kısırlaştırma operasyonları bir katliama dönüştü. Hayvan sağlığını hiçe sayarak kasap zihniyetiyle kesip biçiyorlar. ‘Kısırlaştırma seferberliği’ dedikleri şey bizi korkutuyor. Bu başlatılırsa yine katliam olacak.

Öncelikli talepleriniz neler?
Hayvana şiddetin suç kapsamına alınmasını, ceza sınırının en az 3 yıl olmasını, hayvanat bahçelerinin yasaklanmasını ve mevcut bahçelerin yaban hayvanı kurtarma rehabilitasyon merkezine dönüştürülmesini, yunus parklarının en geç 1 sene içerisinde kapatılmasını, mevcut kanundaki 6. maddenin korunmasını, bütün hayvan dövüşlerinin yasaklanmasını, evcil ve egzotik hayvan üretimi ve satışının yasaklanmasını, canlı hayvan ticaretinin yasaklanmasını, havai fişeklerin yasaklanmasını, belediyelerin ceza kapsamına alınmasını ve faytonun yasaklanmasını istiyoruz.

YUNUS PARKI GİBİ İŞKENCE MERKEZLERİNİ YASALAŞTIRACAKLAR

Yunus parkları ve hayvanat bahçelerini hayvan hapishanesi olarak nitelendiren Yunuslara Özgürlük Platformu & Vegan Derneği Türkiye’den Öykü Yağcı da yasa tasarısında bu istismarın süreceğini düşünüyor. Komisyon raporunda yunus parklarının yasaklanması ve mevcut merkezlerin en fazla 2 yıl içinde kapatılması görüşü sunulmasına rağmen, AKP’nin siyasi iradeyi ve sivil ortak aklı yok sayarak yunus parkı sahiplerinin isteklerini yerine getireceğini belirten Yağcı, şunları söyledi:

"AKP, bu işkence merkezlerini yasallaştıracak ve standartlara oturtacak 'özel düzenlemeyi' çıkarmaya çalışıyor. Bunun için Tarım Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü ile bir çalışma yaptırıldığına dair duyumlar aldık; AB’deki yunus parkı standartlarını araştırdıklarını, düzenlemeye bunları sokmaya çalıştıklarını öğrendik. Yıllardır hayvanlar için talep edilen deniz içi rehabilitasyon ve koruma alanı yapmak, asıl bunun için araştırma ve fizibilite çalışmasına odaklanmak yok elbette."

KAPATMAK YERİNE KOSGEB DESTEĞİ VERİLECEK

Avcılara, hayvanat bahçelerine, at yarışlarına ve balıkçılara Küçük ve Orta Ölçekli Sanayiyi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) desteği verileceğini öğrendiklerini belirten Yağcı, "11 yıllık toplumsal mücadele ve bilinç yasaklanıp acilen kapatılmalarını talep ederken, şimdi 5 partinin uzlaşısı ile birlikte tüm etik, hukuki, bilimsel dayanakları yok sayıp hayvana işkenceden para kazanan otel sahiplerini, turizmcileri ve iş adamlarını destekleyecek düzenleme getirmeleri kabul edilemez" dedi. KOSGEB desteğinin iktidarın, hayvan istismarını önemsiz gördüğünün göstergesi olduğunu ifade eden Yağcı, şunları söyledi:

"Bu, eziyet devam etsin, ticari çıkarlarımız korunsun demek. Her ne sebeple ve şekilde olursa olsun, bu işkencehanelerin açık kalması hayvan haklarının ruhuna ve temeline aykırı. Bu yüzden yunus parklarının komisyon kararından geri düşmeyecek şekilde kapatılması, mevcut tesislerdeki hayvanların rehabilite edilmesi ve denize geri dönemeyecek durumda olanların ve diğer deniz memelilerinin ömür boyu korunması talebimiz baki. Yunus parklarının açık kalması demek, hayvan ve insan istismarının sürmesi, kaza-ölüm-bulaşıcı hastalık risklerinin devam etmesi anlamına geliyor. 15 yıldır her türlü usulsüzlükle ve denetimsizlikle yürüyen bu tehditlere daha fazla izin verilmemeli."

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu: 15-16 Haziran'ın 51. yılında "artık yeter" deme vakti

SONRAKİ HABER

Berkin vurulalı 2 bin 922 gün oldu: Adaleti ahını aldığınız anneler getirecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa