EMEP: Ne Biden ne Putin’le yapılan pazarlıkların halka bir faydası vardır
Emek Partisi Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Biden'ın görüşmesine dair açıklamasında "ABD’ye 'Türkiye hizmetinizde mesajı verildi' reddediyoruz" dedi.
Tayyip Erdoğan ve Joe Biden | Fotoğraf: TCCB / Murat Çetinmühürdar
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden'ın NATO Zirvesi kapsamındaki görüşmesine dair açıklama yapan Emek Partisi (EMEP), "Ne Biden ne Putin’le yapılan pazarlıkların halka bir faydası yoktur. NATO gibi halk düşmanı emperyalist birliklerden çıkılmalıdır. Türkiye’deki emperyalist üstler kapatılmalıdır" dedi.
Pandemi ile birlikte ağırlaşan krizin, Türkiye ekonomisinin dışa bağımlılığının, TL’nin değer kaybının, döviz sıkıntısının ve sıcak para arayışının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yeniden ABD emperyalizminin kapısına sürüklediğini belirten EMEP, "AKP-MHP ittifakı ve özel olarak da Erdoğan bir süredir ABD ve Batı ile ilişkileri yumuşatmak adına söylem ve icraatlarında bazı değişikliklere gitmişti. Erdoğan’ın Rusya’da ciddi rahatsızlık yaratmasına rağmen Kanal İstanbul üzerinden Montrö Sözleşmesi’ni tartışmaya açması ve yine Rusya’yla ciddi gerilim yaşayan Ukrayna’ya açık destek vermesi Türkiye’nin NATO içerisinde oynayabileceği roller konusunda ABD ve batılı emperyalistlere verilmiş bir mesajdı. En son ABD yönetiminde memnuniyet yaratan NATO’nun Afganistan’dan çekilmesi sürecinde Kabil Uluslararası Havaalanının güvenliğinin Türkiye tarafından sağlanması önerisini de bu kapsamdadır. Türkiye’yi yönetenler ABD emperyalizmine 'buyurun Türkiye hizmetinizde, ufak sorunlar olsa da bunları çözeriz' mesajını vermektedir. Böylece 'Eyyy Amerika' söylemlerinin iç politikanın ihtiyaçları doğrultusunda şekillendiği, temel konularda stratejik ortaklığın sürdüğü yeniden ilan edilmiştir" dedi.
DAHA FAZLA BASKI, SAVAŞ, İSTİKRARSIZLIK VE EKONOMİK ZORLUK
ABD’nin başını çektiği batılı emperyalistlerin ve silahlı gücü NATO'nun, Ortadoğu, Doğu Akdeniz, Balkanlar, Orta Avrupa, Karadeniz, Kafkasya, Hint-Pasifik gibi dünyanın birçok noktasında egemenlik mücadelesi içinde oldukları Rusya’yı "yakın tehdit” ve Çin’i de “yükselen tehdit” olarak tanımladığı hatırlatılan açıklamada "ABD, Türkiye’nin Rusya’ya karşı açık ve net bir durum alması konusunda ısrarcı. Temel gösterge ise S-400’lerden vazgeçilmesi. Milli Savunma Bakanı Akar daha önce S-400’ler için 'Girit modeli' denilen, bu savunma sisteminin hangarda tutulup sadece tatbikatlarda kullanılması önerisini yapmış ama bu öneri ABD tarafından kabul edilmemişti. Emek Partisi olarak Türkiye halklarının bir yanda Rus S-400’leri diğer yanda Amerikan F-35’leri olan iki savaş ve silah seçeneğine mahkûm edilmesini reddediyoruz. Emperyalist güçler arasındaki bu gerilim ve restleşme, Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halkları için daha fazla baskı, savaş, istikrarsızlık ve ekonomik zorluk anlamına gelmektedir" diye belirtti.
DİPLOMATİK BAŞARI DEĞİL HALK DÜŞMANLIĞI!
ABD emperyalizminin başını çektiği NATO çizgisine Türkiye’nin daha ileriden katılımı denilerek övülen dış politikanın işçi ve emekçilere fayda sağlamayacağını belirten EMEP, "Bu politikalar daha önce olduğu gibi, sadece çeşitli ihale ve sınır dışı operasyonlardan yararlanan başta yandaşlar başta olmak üzere tekellere ve patronlara fayda sağlamaktadır. Böylece halktan toplanan vergiler aşıya, hastanelere, eğitime, halkın temel ihtiyaçlarına ve taleplerine değil silahlara, uçak gemilerine, F-35’lere ve tekellerin kasalarına akıtılacaktır. Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halkları 20 yıllık AKP iktidarı boyunca bu dış politikanın zararlarını görmüş ve acısını çekmiştir. Halkın çıkarları barış, dostluk ve halklarla kardeşliği temel alan bir enternasyonalist politikadan geçmektedir. Bu bağımsız ve halkçı bir dış politikayı gerektirir" dedi.
Emek Partisi dış politikada izlenmesi gereken adımları şöyle sıraladı: "Ne Biden ne Putin’le yapılan pazarlıkların halka bir faydası vardır. NATO gibi halk düşmanı emperyalist birliklerden çıkılmalıdır. Türkiye’deki emperyalist üstler kapatılmalıdır. Türkiye askerleri derhal Afganistan ve Suriye’den çekmeli, halklar kendi kaderlerini tayin edebilmelidir. Ekonomik bağımlılığı azaltıp ortadan kaldırılacak bir ekonomi politikası izlenmelidir." (HABER MERKEZİ)