19 Haziran 2021 00:15

Pandemide SASA yüzde 90 büyüdü, işçiler işsiz kaldı

Devlet destekleri ile birlikte pandemi sürecinde, tarihindeki en yüksek büyümeyi gerçekleştiren Adana’daki SASA fabrikasında, sözleşmeli işçiler ise ilk fırsatta kapı önüne koyuldu.

Fotoğraf: Google Street View

Paylaş

Volkan PEKAL
Adana

Bugün bir işçi elektriğini ödemediği takdirde elektriği ertesi gün kesiliyor. Ancak yüzde 90’lık bir büyüme ile 2020 yılında tarihindeki en büyük büyümeyi sağlayan SASA ile ilgili KAP’ta yer alan bilgilere göre PTA ve polimer cips yatırımında elektriği, SGK primi işveren hissesini devlet ödüyor! 50 milyon lirayı aşmamak üzere SASA’nın 10 yıla kadar enerji tüketim harcamalarının yüzde 50’sini ‘enerji desteği’ adı altında ödüyor. Vergilerin yüzde 80’ini emekçilerden toplayan devlet SASA’nın vergilerine muafiyet uyguluyor. 10 yıllık gelir vergisi stopajı, azami 30 milyon liralık nitelikli personel destekleri veriliyor.

4 yıldır yeni yatırımlar açıklayan SASA’nın salgında sağlık ve hijyen ürünlerine talebin atmasına bağlı olarak yurt içi ve yurt dışından siparişleri arttı. SASA, 55 yıllık tarihindeki en yüksek ciro ve tonaj rakamlarına salgın ile geçen 2020 yılında ulaştı. Bir önceki yıl 380 bin ton olan satış miktarı 2020’de yüzde 90 artarak 722 bin ton oldu. 2 milyar 764 milyon olan cirosu ise yüzde 82 artarak 5 milyar 40 milyon TL’ye ulaştı. İstanbul Sanayi Odasının (İSO) Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu listesinde ise bir önceki yıl bulunduğu 68’inci sıradan birçok metal fabrikasını da geride bırakarak 38’inci sıraya sıçradı. SASA’da sözleşmeli işçilerin anlattıkları ise bu zenginliğin arkasında sömürünün olduğunu bir kez daha ortaya çıkarıyor.

SASA son birkaç yılda yaptığı yeni yatırımlar için yaklaşık 2 bin kadar işçi alımı yaptı. Lisans ve ön lisans mezunu olmayanlar işe alınmadı. Bu sınırlamaya rağmen yüksek işsizlik rakamlarının yaşandığı Adana’da çok sayıda işçi SASA’da çalışmak için başvuru yaptı. Hükümetlerin ÇUKOBİRLİK, SÜMERBANK, AKSANTAŞ, TEKEL sigara fabrikası, Et Balık Kurumu, SEK gibi kamu işletmelerini birer birer kapatmasıyla Adana’da yaratılan genç işsizler ordusu için asgari ücretin üzerinde ücretlerle başlanan bir iş binlerce genci SASA’ya yöneltti.

Öncesinde 6 aylık sözleşmesi bitecek olan 500 işçinin sözleşmesinin yenilenmeyeceği söylentisi ile işçiler üzerinde baskı kurulmaya çalışıldığını ifade eden bir işçi şunları söyledi: “Bir yandan SGK programlarıyla işçi alımı yapılırken bir yandan da işçiler üzerinde performans baskısı var. Birkaç kişi fazla iş çıkarınca herkesten o üretimin üzerine çıkması bekleniyor. Yapamayanlara tutanak yazılıyor. Birçok bölümde böyle. Telefonda mesaja baktın, tutanak tutuluyor. Su içmeye gidene bile tutanak yazıyorlar. Mühendisler çay, kahve içiyor. Biz içince tutanak tutuluyor. İşimizi yapmıyor olsak tamam. Yeri geldi 16 saat çalıştık. Çalışma saatimiz 4-12 ise 12-8’i de çalıştık. Vardiya değişiminde 5 dakika oturmamıza bile laf ediyorlardı.”

"30 DAKİKADA YEMEĞE GİT GEL"

Bir başka bölümde çalışan işçi kendi bölümleri otomasyona geçtiği için üretim baskısı ile karşılaşmadıklarını ancak tutanak baskısının her bölümde olduğunu belirterek, “Bizim de çay molamız yoktu. Yemek molamız 30 dakika. Yemekhane uzak. Gidiş geliş mesafesi bile 30 dakikanın içinde sayılıyor. 30 dakikayı 30 saniye geçse direkt tutanak yazılıyor” dedi.

Koronavirüse yakalanan işçiler olunca diğer işçilerin onların yerine de mesai yaparak 16 saate yakın çalıştığını ifade eden işçi, “Korona olmamız bizim hatamız gibi davranıyorlar. Korona bulaşınca mühendisler ‘Ne yaptınız, öpüştünüz mü?​’ diyorlar. Soyunma odalarında dip dibeyiz. Servisler yüzde 50 kapasiteli ama bazı servisler doluyor. Yarım saat geç çıkıp, yarım saat erken geliyoruz. Ondan sonra ağızlarını açtıklarında bize ‘7.5 saat çalışıyorsunuz’ diyorlar” dedi.

"ASGARİ ÜCRET VERİP İZNİ BİR GÜNE İNDİRSELER KİMSE KALMAZ"

Asgari ücretin üzerinde ücret almaları nedeniyle fabrika dışından koşulların iyi gibi göründüğünü ifade eden işçi, “Fabrikada 4 bin kişi çalışıyor. Asgari ücret verilse bu koşullarda en az 3 bini gider. Haftalık tatili de 1 güne indir, orada kimse kalmaz” dedi. Sözleşmesi süresiz olanların da işten çıkarılma riskiyle karşı karşıya olduğunu belirten işçi, “Tüm bunlar iş yok diye değil. İş var ama yeni başlayan bir işçiye 3 bin 700 lira veriyorlar. Bunu vermek istemedikleri için İŞKUR programı ile işçi alıyorlar. Bu yeni bir istihdam olmuyor. Bizim yerimize başkalarını alacaklar. Süresi dolunca onlar da çıkarılacak” dedi.

"NİYE GÜLE OYNAYA ÇALIŞIYORSUNUZ?"

Hijyen ve sağlık ürünleri üreten SASA’da işçiye günlük bir maske verildiğini ifade eden bir başka işçi bu koşullarda çalışmalarının nedeninin borçları olduğunu ifade etti. 50 bin lira kredi borcu olduğunu dile getiren işçi, “Şuraya mahkum olmayayım, iki dakika durmam. Eşimle aramızda huzursuzluk oluyor. Aklım hep işte, rüyamda mühendisle diyaloğa giriyorum. Rüyamda eşimle ev arıyoruz. Apartmanın damına çıkmışım, mühendis arkamdan geliyor ‘Senin burada ne işin var’ diyor. ‘Yoğunluk geçene kadar idare edin’ diyorlar ama o yoğunluk hiç bitmiyor. Yanındaki arkadaşınla şakalaşsan ‘Niye güle oynaya çalışıyorsunuz?​’ diyorlar” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

İklim değişikliği | Akdeniz dünyada en hızlı ısınan ve en tuzlu deniz haline geliyor!

SONRAKİ HABER

Satışın yeni adı: Özel hakem

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa