Tuğba EROĞLU
Volkan PEKAL
Adana
Suriye’deki evi, okulu ve tüm geçmişi uçaklardan atılan bombalarla yerle bir edildikten sonra eğitimi ve hayalleri yarım kalan Diğlvin Ali isimli Suriyeli kadın, Türkiye’de evden dışarı çıkamadığı bir yılın ardından “Ve sonra kendimi ressam olarak hayal ettim” diyerek hayatını değiştirmeye karar verdi. Diğlvin, bugün bugün içinde biriken tüm duyguları tablolara çiziyor.
Diğlvin’in başarı hikayesinde ona yeteneklerini geliştirecek imkanları sağlayan Seyhan Belediyesi Kadın Dayanışma Merkezi’nin önemli bir yeri var. Seyhan Belediyesi’nin Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu (GIZ) ile hayata geçirdiği programlarda yerli ve mülteci kadınlar yan yana kurs görüp empati kurabiliyorlar. 8 yıl önce en güzel yıllarını yaşadığı Şam’ı terk etmek zorunda kalan Diğlvin Ali de hayatını değiştirmeye karar verip, Kadın Dayanışma Merkezi’nde resim ve seramik yapmaya başlayan kadınlardan biri. Diğlvin, kendisi gibi savaştan gelip hayallerine yeniden kavuşmak isteyen, kendi ayakları üstünde durmak için çabalayan kadınları hem sosyal hem psikolojik destek için Seyhan Belediyesi Kadın Dayanışma Merkezine bekliyor.
26 yıl önce Suriye'nin Haseki kentinde 5 kardeşin en küçüğü olarak dünyaya gelen Diğlvin, doğuştan sahip olduğu gözündeki görme engeli hayatı boyunca kendisini zorlamış. Uzağı görmekte güçlük çeken Diğlvin, “Işıklı ortamda durmakta zaman zaman zorlanıyorum. Gözümdeki engel nedeniyle okul hayatım zor geçti. Liseye geçtim ve savaşın ilk adımları başladı” dedi.
“NEREYE GİTSEK SAVAŞ VARDI”
O sırada Şam’da yaşayan Diğlvin, liseyi okurken Haseki'ye dönmüş ancak savaş oraya da sıçramış. Haseke’de evler bombalanınca orayı da terk etmek zorunda kaldıklarını anlatan Diğlvin, “Birçok insan kaçmaya mecbur kaldı. Otobüslerle sınıra kadar geldik. 20 gün sınırda kaldık. Annem hasta, babam yaşlı olduğundan Türkiye'ye girerken tereddüt edip geri döndük. Sadece büyük abim Adana'ya geldi. Bahçelerde çalıştı. Biz 1 ay Haseki de kaldık ve bombalar devam edince çaresiz kalıp yeniden sınıra geldik ve Türkiye'ye ailecek geldik” dedi.
OKULA DÖNÜŞ ÇABALARI DÜŞEN BOMBA İLE YOK OLDU
8 yıllık sürede iki kardeşi evlenmiş, ikisi Almanya’ya, evli olan ablası Suriye’ye dönüce aile dağılmış. Diline, kültürüne, insanlarına yabancı bir ülkede bir yıl boyunca dışarı çıkamayan Diğlvin, o günleri şu sözlerle anlatı “İlk geldiğim zamanlarda kimseyi tanımıyordum. Türkçe iyi bilmiyordum. Uzun süre sonra evden çıkmak zor geldi. Bir yıl sonra ‘Artık dışarı çıkmalıyım’ dedim” Bir yıl sonra eğitimini tamamlamak için hala savaşın devam ettiği Suriye’ye döndüğünü anlatan Diğlvin, Bir süre okuduktan sonra Üniversiteyi kazanmış. Felsefe bölümünde okuyan Dilğvin, “Bir gün sınava gittiğimde okuluma bomba geldi. Oradan nasıl kurtulduğumu bilmiyorum” dedi.
“KENDİMİ GELİŞTİRMEYE KARAR VERDİM”
Tedirginlikle geçen Suriye günlerinin ardından Türkiye’yede bir tekstil atölyesinde çalışmaya başlayan Diğlvin, orada kendisini bulmuş ve 4 yıl çalıştıktan sonra hayatını değiştirmeye dair ikinci bir adım daha atarak işten ayrılıp arkadaşlarından duyduğu Kadın Dayanışma Merkezi’ne gitmiş. “Kendimi geliştirebilmek ve bir şeyler öğrenebilmek için işi bıraktım. Resim yapmak hobimdi. Kendimi ressam olarak hayal ettiğim için kendimi bu alanda geliştirmek istedim” diyen Diğlvin, bugün hayaline kavuşmuş ve Merkez’in atölyelerinde ürettiği eserlerine değer veren kişiler kendisine ulaşıp eserlerini satın alıyor.
Diğlvin, “Okulu bırakınca bir gelecek kurma adına benim için işler oldukça zorlaştı. Hayata nereden başlangıç yapacağım konusunda kararsız kaldım. Bu noktadan sonra kendime ‘Burada yaşıyorsam artık bir şeyler öğrenmeliyim’ dedim. Sonra öğrendim ki burada kurs açmışlar. Buraya geldiğimde uzun bir süreden sonra herkesin mutlu olduğunu gördüm ve ben de mutlu oldum. Resim alanında güzel bir şeyler başardığımı fark ettim ve devam ettim” dedi.
“KENDİ ATÖLYEMİ KURMAK İSTİYORUM”
Savaşın yarattığı yıkım ve yabancılık dışında Diğlvin’i gözü ile ilgili yaşadığı sağlık sorunu da olumsuz etkilemiş. Gün ışığında uzun süre kalamadığını anlatan Diğlvin, bu zorlukla da mücadele ederek resimlerini çiziyor. Merkez’de resim dışında seramik ve sabun yapımını da öğrendiğini anlatan Diğlvin, dün evden çıkamazken bugün hayallerine kavuşup bir de üretimin içerisinde olmaktan çok mutlu. Diğlvin’in ve diğer kadınların ürettiği ürünler bugünlerde TÜYAP Fuar alanında satışa çıkarılıyor. Hayalinin bir gün kendi resim ve seramik atölyesinde yeni eserler yaratıp öğrenciler yetiştirmek olduğunu anlatan Diğlvin, “Çocukluğumu hep Suriye’de yaşadım. Ve bu yüzden orada daha mutluyum. Savaş bitince dönüm çalışmalarımı orada da sürdürmek istiyorum” dedi.