"Sanat merkezi kapanıyor, dükkan kapatmışız gibi bakıyorlar"

Pandemi döneminde biriken vergi borçları ve ödenmeyen kiralar nedeniyle Çığlık Sanat zor günler geçiriyor. Cemal Uçarman "Sanat merkezi kapanıyor, dükkan kapatmışız gibi bakıyorlar" diyor.

21 Haziran 2021 23:30
Paylaş

Eren ERGİNE
Murat UYSAL 
İstanbul 

Yaklaşık 2 yıldır Muhsin Ertuğrul’un bahsettiği tiyatrolarda ne masallar söyleniyor ne gerçekler anlatılıyor. Tiyatro salonları boş, tiyatrocular işsiz. “Düşünün ki kongreler yapabiliyorsunuz, AVM’leri tıklım tıklım doldurabiliyorsunuz, ama tiyatroya gidemiyorsunuz” diyor ömrünü tiyatroya adayan Cemal Uçarman.

Türkiye’de pandemi yasaklarında ilk kapanan yerlerden biri tiyatro salonları oldu. Onlardan biri de Avcılar’ın ilk özel sanat merkezi olan Çığlık Sanat. Biriken vergi borçları, ödenemeyen kiralar nedeniyle sanat merkezinin kapıları açılmaz, çığlığı duyulmaz oldu. Çığlık Sanat’tan geriye Uçarman’ın evindeki depoda saklanan dekorlar kaldı.

"TİYATRO DESTEKLERLE AYAKTA DURUR"

Ömrü boyunca yüzlerce oyun oynamış, onlarcasını yazmış, oyunlarında en çok emeği işlemiş, emekçilerin sorunlarını gündem edinmiş, konservatuvara hazırladığı yüzlerce öğrencinin ‘Cemal Baba’sı, Cemal Uçarman’ın evindeyiz. Kapanan sanat merkezinden kalan dekorların arasında konuşmaya başlayan Uçarman, pandemiyle gelen yasakların devletin politik bakışıyla alakalı olduğunu düşünüyor: “Düşünün ki kongreler yapabiliyorsunuz, AVM’leri tıklım tıklım dolduruyorsunuz, fabrikalarda işçiler iç içe çalışıyor ama tiyatroya gidemiyorsunuz. Tiyatroları da mesafe bırakarak organize edebilirler. Bilinçli yapıldığını düşünüyorum, düşünsenize metroda tıklım tıklımsınız, sokakta iç içesiniz ama birbirinize hiç dokunamayacağınız alanlarda, tiyatrolarda oyunlara izin verilmiyor. Sanat, özellikle tiyatro, ürkütücü onlar için. Bundan kaynaklı tiyatroların açılmaması. İsteseler açarlar bunun bir sürü yöntemi var. Mesafe bırakıp iki kişi boşluk bırakırsın açarsın. Ya da destek olursunuz, dünyada hep böyledir. Tiyatro desteklerle ayakta durur”

"SORUN ÖRGÜTSÜZ OLMAK"

Pandemi sürecinde devletten hiçbir destek alamayan, tiyatrocunun halinin Türkiye’de hep böyle olduğunu söyleyen Uçarman bu süreçte nasıl geçindiğini ise şöyle anlatıyor: “Esenyurt Belediyesine başvurdum, bir grubum var onları çalıştırıyorum. Tabii yarım maaşla. İdare ediyorum. Sağ olsun ailem çevrem yardım ediyor, destek oluyorlar yani bu süreci böyle atlatacağız” Tiyatrocuların sorunlarının örgütsüz olmaktan kaynaklandığını vurgulayan Uçarman, “Tiyatrocuların anayasal hakları var uygulanıyor mu bu ülkede, tabii ki hayır. Avrupa’da sokak sanatçıları sokakta sanat yaptığı için devlet tarafından destekleniyor. Teşvik ediliyor, devletin ya da yerel yönetimlerin sanata bakışıyla alakalı bu durum. Tiyatrocular çok örgütsüz, farklı akımlardan farklı düşüncelerden bir araya gelmiş topluluklardan oluşuyorlar. Bu anlamda Türkiye’de belki de en yalnız insanlar, sanatçılar, tiyatrocular…” şeklinde konuşuyor.

"UMUTSUZ OLMA HAKKINIZ YOK"

5 sene tiyatro eğitimi almış Uçarman, ilk işi işçi tiyatrosu yapmak olmuş,1998’de Çığlık Sanat’ı kurmuş, bazen Sophokles’in öğrencisi, bazen Moliere’in cimrisi, Shekespeare’nin Hamlet’i ama en çokta hayatını devam ettirebilmek için maden ocağına giren işçi, geçim sıkıntısı çeken emekçi olmuş Çığlık Sanat ekibi. Yoktan var etmişler atılan eşyalardan dekor, giyilmeyen eski kıyafetlerden kostüm yaparak yol almışlar. Birkaç kez oynanan oyunlardan dolayı sanat merkezi kapatılmış, oyuncular gözaltına alınmış. O günlerden bugüne çok şey değişmemiş. Gelinen süreçte yaşadıklarını şöyle anlatıyor Uçarman: “Düşünsenize Avcılar’ın ilk özel tiyatro merkezi Çığlık Sanat’tı, bir tane kurum gelip bunu kapatmayalım, idare edelim, en azından kira desteği olalım böyle bir talepte olmayınca tabii siz kendinizi boşlukta hissediyorsunuz. İnanılmaz kötü günler yaşadım, depresyona girdim, travmalar yaşadım, öfke patlamaları yaşadım çünkü bir şey yapıyorsunuz karşılığı yok. Yıllarca sokak sanatı yaparak, hepimiz büyük emekler vererek ayakta tutmaya çalıştık. Senin arkanda hiçbir STK yok, hepsine sorsanız hepsi sanatsever ama düşünün Avcılar gibi 450 bin insanın yaşadığı yerde nitelik anlamında en iyi iş yapan sanat atölyesi kapanıyor ve kimsenin sesi çıkmıyor. Bu zaten en büyük umutsuzluk. Sanat merkezi kapanıyor, dükkan kapatmışız gibi bakıyorlar, oysaki orası bir işyeri değil, orası bir yaşam sanat merkezi biz tüccar da değiliz, para kazanmıyoruz hatta cebimizden veriyoruz. Bu insanda büyük yıkım yaratıyor. Sonrasında yeni yeni gençleri görünce tekrar umudumuz yeşeriyor. Politik olarak da umutsuz olmak gibi bir hakkınız yok. Öyle olursa yaşamdan vazgeçersiniz.”

"TİYATRO EKİP İŞİ, DEKORCUSU, KOSTUMCÜSÜ HEPSİ İŞSİZ"

Emek Uçarman Özgen, o da babası Cemal Uçarman gibi Çığlık Sanat’ın kurucularından… Çanakkale 18 Mart Üniversitesi sahne ve görüntü sanatları mezunu, 32 yaşında 25 yıldır tiyatronun içinde. Pandemi dönemiyle birlikte o da çok sevdiği tiyatrodan ayrı kalanlardan. Tiyatronun bir ekip işi olduğunu belirten Emek Uçarman Özgen, “Sahne arkasında çalışan ışıkçısı, dekorcusu, tiyatrocusu bunların hepsi bir bütün, hepsi yevmiyeyle çalışan insanlar. İş var para var, iş yok para yok. İnsanlara evde durun işe gitmeyin falan diyorlar ama insanlar nasıl gitmesin. Biz tiyatrocuların ya da müzisyenlerin böyle bir tercihi de yok hiç gidemiyoruz.” diyerek tiyatro emekçilerinin yaşadığı sorunlara dikkat çekiyor. Sanat merkezinin adının çığlık olma hikayesini ise şöyle anlatıyor Emek Uçarman Özgen: “Biz sanat merkezini çok da bir şey kazanma umuduyla açmamıştık. İnsanlar ofislerinden, işyerlerinden, çıkıp gelebilecekleri seslerini duyurabilecekleri çığlığını atabilecekleri bir yer olsun istedik. Bu yüzden oranın adı çığlık oldu”

"BU ŞARTLARDA SANAT YAPMAK DAHA DA ZOR"

Alper Özgen, 18 senelik tiyatro geçmişi var, son 13 yıldır ise profesyonel yapıyor bu işi. Avcılarda küçük bir tiyatro atölyesinde başlamış Çığlık ekibine sonradan dahil olanlardan Özgen. Tiyatro koşulları zaten zor özellikle bir bölge tiyatrosuysanız bir şekilde işler daha da zorlaşıyor. Pandemiden önceki zorlu şartlar pandemiyle birlikte daha da zorlu bir sürece girdi diyen Özgen şöyle devam ediyor: “Tiyatro ticari bir alan olmadığı için birtakım haksızlıklar görülemiyor. Devletten ve belediyelerden haklı olarak destek bekleniyor. Bu destekler pandemi sürecinde de gelmeyince biz tiyatro atölyesini kapatmak zorunda kaldık. Şu an tek yaptığım şey drama öğretmenliği. Özel kolejlerde anaokullarında bu işi yapıyoruz ama onlar da sıkıntıda olduğu için ekonomik zorluklar yaşıyoruz.”  Türkiye’de insanların ekonomisinin kötü olduğuna da dikkat çeken Özgen “Bu şartlarda sanat yapmak daha da zorlaşıyor. İnsanlar öncelikle karnını doyurmak istiyor doğal olarak” diyor.

ÖNCEKİ HABER

TÜİK açıkladı: Tarımsal girdi fiyatları yıllık yüzde 22,15 yükseldi

SONRAKİ HABER

Sezgin Baran Korkmaz ilk ifadesinde rüşveti anlattı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa