HDP kapatma davası iddianamesinin tam metni
HDP'nin kapatılması istemiyle yazılan ve Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından kabul edilen 844 sayfalık iddianamenin tam metni.
Fotoğraf: Evrensel
HDP'nin kapatılması istemiyle yeniden açılan davada Anayasa Mahkemesi (AYM) 844 sayfalık iddianamenin kabulüne karar verdi.
İddianamenin tamamını yayımlıyoruz.
Editörün notu: Metinde başlık, ara başlık, tablo gibi biçimsel hatalar bulunabilir.
T.C.
YARGITAY
CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI
Sayı : 36321649/2021/2 | 07/06/2021 |
Konu: Halkların Demokratik Partisi (HDP)
İ D D İ A N A M E
ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
DAVACI : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
DAVALI : Halkların Demokratik Partisi (HDP)
Barbaros Mahallesi Tahran Caddesi Büklüm Sokak No: 117 Çankaya/ANKARA
DAVA : Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline gelen ve bu şekilde;
Anayasa'nın 68. maddesinin 4. fıkrasına, 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 78, 80, 81, 82 ve 90. maddelerine aykırı eylemlerde bulunduğu açıkça anlaşılan davalı Halkların Demokratik Partisi (HDP)'nin, Anayasa'nın 69. maddesinin 6. fıkrası ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 101/1-b ve 103. maddeleri gereğince temelli kapatılması talebi.
I. GİRİŞ
Davalı Halkların Demokratik Partisi (HDP)'nin, Anayasa'nın 69. maddesinin 6. fıkrası ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 101/1-b ve 103. maddeleri gereğince temelli kapatılması talebi ile Cumhuriyet Başsavcılığımızın 17/03/2021 tarih ve 2021/1 sayılı iddianamesiyle Anayasa Mahkemesine dava açılmıştır.
Anayasa Mahkemesinin 31/03/2021 tarih ve 2021/1 esas (Siyasi Parti Kapatma), 2021/1 sayılı kararı ile;
1) Eylemlerine yer verilerek haklarında yasaklılık kararı verilmesi istenilen kişiler ile eylemlerine yer verilmekle birlikte haklarında yasaklılık kararı verilmesi istenilmeyen kişilerin; kimliklerinin, kendilerine isnat edilen bazı eylemlerin tarihleri ile eylem tarihlerinde Partideki görevlerinin açıkça belirtilmediği,
2) “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne” aykırı olduğu ileri sürülen, ancak soruşturma ve kovuşturma konusu olması dışında bir gerekçeye yer verilmeyen eylemler ile Partinin bu eylemlerin odağı haline gelmesi arasındaki ilişkinin kurulmadığı,
Şeklindeki gerekçeler ile iddianame Cumhuriyet Başsavcılığımıza iade edilmiştir.
17/03/2021 tarihli iddianamemizde de görüleceği üzere eylemlerine yer verilen partililerin hangi tarihli büyük kongrede hangi göreve getirildiği, kaçıncı dönem ve hangi ilin milletvekili olduğu, hangi il/ilçe/beldenin belediye başkanı seçildiği, görevlerinin hangi tarihte sona erdiği, il/ilçe teşkilatlarındaki görevlerinin ne olduğu kişi bazında başlıklarda ve metin içinde gösterildiği, eylemleri anlatılan parti üyelerinin pek çoğunun iddianamede suç tarihlerinin belli olduğu, belli olmayanların ise eyleme ilişkin iddianame ve mahkeme bilgilerinin açıkça yazılması nedeniyle dava sürecinde kolaylıkla temininin mümkün bulunduğu, ayrıca Mahkemenin bir kısım partili ile alakalı kimlik bilgilerine yönelik yaşadığı tereddütün gönderilen nüfus kayıtlarına bakılması sureti ile giderilmesinin olanaklı olduğu (örnek olarak, iade kararında; Mehmet Menge ile Mehmet Sıdık Menge’nin aynı kişi mi, farklı kişiler mi olduğunun tespit edilemediği belirtilmiştir. Oysa Başsavcılığımızca Mahkemeye gönderilen nüfus kayıtlarına bakıldığında Mehmet Menge’nin 1954 doğumlu, Mehmet Sıdık Menge’nin ise 1958 doğumlu farklı kişiler olduğu tespitinin yapılabileceği) açıktır.
Örnek olması bakımından;
Davalı Parti üyesi Pervin Buldan ile ilgili olarak, Mahkemeye de ibraz edilen Çankaya 1. İlçe Seçim Kurulu Başkanlığının 25/06/2014 tarih ve 1094 sayılı yazısı ekindeki seçim sonuç tutanağına göre ilgilinin 22/06/2014 tarihinde yapılan Büyük Kongrede 66 oy alarak parti meclisi asıl üyeliğine seçildiği, aynı kongrede Figen Yüksekdağ Şenoğlu ile Selahattin Demirtaş’ın 3. turda 56’şar oy alarak eş genel başkan seçildikleri; Pervin Buldan ile ilgili başlıkta “23/02/2020 ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerde Eş Genel Başkan, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, HDP 24. Dönem Iğdır 25, 26 ve 27. Dönem İstanbul Milletvekili” bilgilerinin yer aldığı, eylemleri belirtilen tüm davalı parti üyelerinin görevlerinin bu şekilde sıralandığı,
Yine, Dirayet Dilan Taşdemir’in, Çankaya 1. İlçe Seçim Kurulu Başkanlığının 26/02/2020 tarih ve 88482 sayılı yazısı ekindeki seçim tutanağına göre, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede 830 oy alarak Parti Meclisi asıl üyeliğine seçildiği, aynı Kongrede Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın ilk turda eş genel başkan olarak seçildikleri, bu Kongrede 100 kişinin Parti Meclisi asıl, 50 kişinin Parti Meclisi yedek, 7 kişinin Merkez Disiplin Kurulu asıl, 2 kişinin Merkez Disiplin Kurulu yedek, 5 kişinin Uzlaşma Kurulu asıl, 2 kişinin Uzlaşma Kurulu yedek üyeliğine seçildikleri ve bu kişilerin T.C. kimlik numaraları ile diğer kimlik ve adres bilgileri dahil bütün bilgilerin kongre evrakında yer aldığı, Partinin kuruluşundan itibaren yapılan tüm kongrelere ilişkin evrakın Mahkemeye gönderildiği ve bu belgelerde de yukarıda sayılan bilgilere yer verildiği,
Bunlarla birlikte Mahkemece eksik görülen ya da tereddüt edilen diğer hususların gerek Başsavcılığımız, gerekse ilgili kurumlar (TBMM, Yüksek Seçim Kurulu, İçişleri Bakanlığı, UYAP, v.s) aracı kılınarak kolaylıkla giderilmesi mümkün iken iddianamenin iadesine karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin, Demokratik Toplum Partisi kapatma davası ile ilgili olarak 11/12/2009 tarih, 2007/1 esas ve 2009/4 sayılı kararında belirttiği; “…Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Davalı Siyasi Parti'nin kapatılması istemi ile birlikte isimlerini saydığı 221 kişi için de yasaklama isteminde bulunmuştur. Ancak yapılan incelemeler sonucunda, iddianamede Burak Avcı ismine sehven yer verildiği ve isimleri geçen şahıslardan Halil İrmek, Mehmet Sefa Güngör ve Mehmet Topçu'nun davalı Parti'nin üyesi olmadıkları anlaşılmıştır. Davalı Parti üyesi olan Fevzi Kara hakkında yasaklama istenmiş ise de, adı geçen şahsın dava açılmadan önce 11.10.2007 tarihinde öldüğü saptanmıştır…
Yukarıda belirtilen esas ve ölçütler gözetilerek yapılan incelemelerde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının iddianamesinde gösterilen eylemlerden; davalı Partinin kuruluşundan önceye ait olduğu görülen, davalı Parti ile ilişkisi kurulamayan, gerçekleştiği veya davalı Parti mensuplarınca gerçekleştirildiği saptanamayan veya düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğu sonucuna varılan eylemlerin Anayasa'nın 68. maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında değerlendirmeye esas alınamayacağı sonucuna varılmıştır.
Nitelikli çoğunluk sağlanan aşağıdaki eylemlerin ise Anayasa'nın 68. maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmıştır…
Ahmet ERTAK ve Ayhan AYAZ haklarında ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesinde siyasi yasaklama istenmemiş olmakla birlikte, iddianamede bu kişilerin eylemlerine yer verilmiş olması nedeniyle, re'sen, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 225. maddesi ve Anayasa'nın 69. maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince, gerekçeli kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve denetçisi olamayacaklarına karar verilmesi gerekmiştir.” şeklindeki gerekçelerine uygun biçimde inceleme yapması mümkün iken iddianamenin yukarıdaki nedenlerle iade edilmesi anlaşılamamıştır.
CMK’nın 160. maddesi gereğince Cumhuriyet savcısı ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiğini öğrenir öğrenmez soruşturmaya başlayıp, maddi gerçeğin araştırılması için şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayıp, muhafaza altına alarak, yapacağı değerlendirme sonucuna göre topladığı delilleri de ekleyerek kamu davası açmakla görevlidir.
Bu bağlamda; parti üyeleri ile ilgili ulaşılan bütün soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgilerin, davalı Partinin terör eylemlerinin odağı olma noktasında delil niteliğinde önem taşıdığı da gözetilerek, mahkemenin huzuruna getirilmesi Başsavcılığımızın yasal yükümlülüğüdür.
CMK’nın 217. maddesinde belirtildiği üzere mahkeme, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilecek ise de, CMK’nın 225. maddesi gereğince fiilin nitelendirilmesinde iddia ile bağlı olmayacaktır.
İddia makamının sunduğu delillerden hangilerinin hükme esas alınacağı, taleplerinden hangilerinin kabul edileceği mahkemenin takdirinde olan bir husustur.
Diğer taraftan iade kararında “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne” aykırı olduğu ileri sürülen, ancak soruşturma ve kovuşturma konusu olması dışında bir gerekçeye yer verilmeyen eylemler ile Partinin bu eylemlerin odağı haline gelmesi arasındaki ilişkinin kurulmadığı belirtilmiştir.
Oysa 17/03/2021 tarihli iddianamemizde;
“Davalı Partinin bir kısım milletvekillerinin Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının, birliğinin, bütünlüğünün sembolü olan TBMM’de bölücübaşı ve PKK lehine slogan attıkları, sözde gerilla marşını okudukları (bkz. Ferhat Encu, Nursel Aydoğan, Besime Konca, Mizgin Irgat başlığı altında),
Yasa dışı gösteri ve terör örgütü propagandası yapan şahısların gözaltına alınmalarını engellemek için araya girip polislerle tartışarak şüphelinin kaçmasına olanak sağladıkları (bkz. Ahmet Yıldırım başlığı altında),
Terör örgütü üyelerinin yakalanmasını önlemek amacıyla operasyon bölgelerinde toplanıp canlı kalkan oldukları, operasyonları engelleyerek teröristlerin kaçmasını sağladıkları (bkz. Behçet Yıldırm, Çağlar Demirel, Sait Taycı, Kıznaz Türkeli, Abdullah Zeydan, Mehmet Emin Adıyaman başlığı altında),
Terör örgütünün dağ kadrosunda yer alanlar olduğu (bkz. Baran Nayır başlığı altında),
Davalı Parti üyelerinin yerel ve genel seçimler öncesi bölge halkı üzerinde HDP’ye oy vermeleri yönünde baskı oluşturdukları, yapılan baskılara direnen vatandaşları kırsalda faaliyet gösteren terör örgütü mensuplarına şikayet ettikleri, bazı vatandaşların kırsalda kurulan sözde adalet komisyonu adlı mahkemede cezalandırılmaları için götürüldüklerinin anlaşıldığı (bkz. Hasan Safa başlığı altında),
Belediye başkan adaylarının PKK/KCK terör örgütü tarafından belirlendiği, seçildikten sonra iş ve işlemlerinin terör örgütü mensuplarınca yönetildiği ve denetlendiği (bkz. Nilüfer Elik Yılmaz, Gülistan Öncü, Nalan Özaydın, Mülkiye Esmez başlığı altında),
Örgütün talimatları ile; belediye çalışanlarından örgüte destek için zekat adı altında para toplandığı, belediye araç ve gereçlerinin PKK’nın hizmetine sunulduğu, belediye çalışanlarının haberi olmadan çalışmadıkları halde fazla mesai ücreti yazılıp bunu da çalışanın haberi olmadan terör örgütüne aktardıkları, belediye çalışanlarının örgüte müzahir yayın organlarına zorla abone yapıldığı, maaşlarından onayları olmadan belli bir miktarın kesilerek terör örgütüne gönderildiği, belediye avukatlarının PKK-KCK operasyonlarında yakalanan terör örgütü mensubu kişilerin müdafiiliği ile görevlendirildikleri (bkz. Ahmet Türk başlığı altında),
Belediyelerin inşaat malzemesi alımlarında fiyatların yüksek gösterilerek aradaki farkın değer ailelerine gönderildiği, Belediyede işe alımlarda PKK/KCK terör örgütünce değer ailesi olarak tanınan ailelerin veya terör suçlarından haklarında işlem yapılan kişilerin gözetildiği, belediye bütçesinden değer ailesi olarak tanımlanan ailelere yardım yapıldığı, her türlü yardımda PKK ile iltisaklı kişilerin seçildiği (bkz. Adnan Selçuk Mızraklı, Caziye Duman, Azim Yacan, Hatice Çevik, Erkan Acar, Yılmaz Şalan başlığı altında),
Çatışmalarda yaralı olarak getirilen terör örgütü militanlarını çalıştığı hastanede kayıt dışı olarak tedavi ettiği, terör örgütüne ve üyelerine yardım ettiği, örgütün çağrısı üzerine açlık grevine iştirak ettiği (bkz. Adnan Selçuk Mızraklı başlığı altında),
Devletin yanında yer alan belediye çalışanlarının işten çıkarıldıkları, yerlerine PKK terör örgütü ile iltisaklı suçlardan mahkumiyetleri bulunanların işe alındığı ya da ailesinde PKK’lı olan kişilerin veya güvenlik güçleri ile çatışmaya girip ölen teröristlerin yakınlarının işe alındığı (bkz. Belediye başkanları başlığı altında),
Teröristlerin isimlerinin verildiği mezarlıkların inşa edildiği, terörist cenazelerinin belediyeye ait araçlarla taşındığı, yaralı teröristlerin tedavisi ile ilgilenildiği (bkz. Remziye Tosun başlığı altında),
Cezaevindeki örgüt mensupları ile PKK arasında karşılıklı talepleri taşıyan kurye vazifesi gördükleri, terör örgütü adına ev ev dolaşıp para topladıkları (bkz. Metin Özbadem aşlığı altında),
Bir kısım milletvekilinin PKK’nın Cudi Kampında silahlı ve ideolojik eğitim aldığı, eğitimi başarı ile tamamlayamayanların milletvekili adayı yapılmadığı (bkz Ferhat Encu başlığı altında),
Bazı partililerin terör örgütü PKK’ya eleman kazandırma faaliyetinde bulundukları, bir çoğunun silahlı eğitim aldığı, kod adlarının bulunduğu, “Hendek Olayları” sırasında örgüt adına silahlı nöbet tutanların dahi bulunduğu, firmalardan alınan ihalelerin bedellerini yüksek göstererek, aradaki farkı PKK/KCK terör örgütüne aktardıkları (bkz Remziye Yaşar başlığı altında),
Hendeklerin kazıldığı, barikatların kurulduğu bölgede silahlı faaliyet yürüten örgüt mensuplarına aktif destek verdikleri (bkz. Songül Erden başlığı altında),
Kırsal alanda faaliyet gösteren terör örgütü mensupları ile irtibatlı oldukları, erzak ihtiyaçlarını, yaşam malzemelerini karşıladıkları (bkz. Rojda Nazlıer, Azim Yacan, Hasan Safa başlığı altında),
Terör örgütü mensuplarını evlerinde barındırdıkları (bkz. Rojda Nazlıer, Yıldız Çetin başlığı altında),
Terör suçu işleyen bazı kişilerin yargılanmasını engellemek için seçilebileceği yerlerden milletvekili adayı olması için çaba sarf edildiği (bkz. Ahmet Türk başlığı altında),
Kimi davalı parti üyesinin güvenlik güçleri ile çatışmada PKK’lı terörist ile cep telefonuyla görüştüğü, teröristin yardım isteyip, partiliye talimat verdiği, talimatı alan partilinin beraberindeki grupla operasyon bölgesine gidip canlı kalkan olduğu (bkz. Gülser Yıldırım başlığı altında),
Kiminin, sivil polis araçlarını tespit ettiği, plakalarını irtibatlı olduğu teröristlere verdiği (bkz. Halef Yiğit başlığı altında),
Bazılarının silahlı terör örgütünün bölge sorumluluğunu yürüttüğü (bkz. Tuna Aydın başlığı altında),
Ölen örgüt mensubu ailelerinin çeşitli işlere yerleştirildiği (bkz Mehmet Eşref Mamedoğlu ve Belediyeler başlığı altında),
Bazı partililerin terör örgütü tarafından kırsal alana elaman aktarılması faaliyetinde görevlendirildiği (bkz. Tuna Aydın, Zeliha Kocaman, Fırat Keser başlıkları altında),
Bir kısım faaliyetleri partiye ilişkin gibi gösterip, aslında PKK ile ilgili faaliyette bulundukları, HDP’yi paravan olarak kullandıkları (bkz. Sinem Varlı başlığı altında),
Para transferinde merkez konumda bulunulduğu, toplanan paraların PKK/KCK’nın terör faaliyetlerinde kullanıldığı (bkz. Ferhat Tarhan başlığı altında),
Çatışmada yaralanan terör örgütü üyesinin yakalanmasını önlemek amacı ile hastaneye götürüldüğü, tedavileri ile ilgilenildiği (bkz. Faysal Sarıyıldız başlığı altında),
Terör örgütü üyelerinin özeleştiri mahiyetindeki raporlarını kırsal alanda faaliyet gösteren ve bağlantıda olunan diğer terör örgütü mensuplarına ulaştırarak kurye rolünü üstlendikleri, şikayet edilen örgüt mensuplarından konu ile ilgili rapor isteyip, bunu kırsaldaki örgüt mensuplarına ilettikleri (bkz. Nimet Sezgin başlığı altında),
Vatandaşların adli makamlarla irtibatını ortadan kaldırarak, taraflar arasındaki (alacak-verecek, kız kaçırma, kavga, v.s) adli olaylara müdahil olup sözde yargı yetkisinin kullanıldığı (bkz. Mülkiye Birtane, Cengiz Topbaşlı, Ekrem Savcı, Şafak Özanlı başlığı altında),
Belediyeler, seçilmiş belediye başkanları tarafından yönetiliyormuş gibi görünse de aslında PKK/KCK’nın görevlendirdiği/atadığı kişilerin yönettiği, belediyeye ait araçların kırsal alanda silahlı olarak faaliyet yürüten örgüt mensuplarının ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla bölgede milis olarak faaliyet yürüten şahıslara tahsis edildiği, belediyeye ait bazı araçların PKK/KCK terör örgütü mensuplarınca bombalı saldırı olaylarında kullanıldığı, belediye ile irtibatlı kişilerin, PKK/KCK terör örgütü adına, belediye ile iş yapan firmalardan, iş adamlarından ve imar işi ile ilgili müracaatta bulunan kişilerden vergilendirme adı altında para toplayarak toplanan paraları terör örgütüne aktardıkları (bkz. Ahmet Türk başlığı altında),
Neredeyse tüm kademelerde görev alan partililerce sosyal medya üzerinden PKK/KCK silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda propaganda niteliğinde paylaşımlarda bulunulduğu, paylaşım ve beğenileriyle PKK/KCK silahlı terör örgütünün amacını, cebir, şiddet, tehdit içeren yöntemlerini meşru göstermeye çalıştıkları ve övdükleri, PKK/KCK silahlı terör örgütü tarafından yapılan çağrı üzerine düzenlenen toplantılara, yasadışı gösteri yürüyüşlerine ve basın açıklamalarına katıldıkları, şiddet içeren ve terör örgütünün propagandasına dönüşen terör örgütü mensuplarının cenaze definlerine katıldıkları, birçoğunun terör örgütünden gelen talimatla açlık grevleri yaptıkları,”
Hususlarının açıklandığı,
Yukarıda örnek olarak yer verilen eylemler ile iddianamenin tamamında yer alan diğer eylemleri gerçekleştirenler sıradan kişiler değil, davalı partide genel başkanlık, milletvekilliği, MKYK üyeliği, MYK üyeliği, MDK üyeliği, belediye başkanlığı, teşkilat kademelerinde yönetici gibi davalı Partide üst düzey görev almış kişiler olduğu dikkate alındığında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bağımsızlığı, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün ne kadar büyük bir tehdit altında olduğu daha iyi anlaşılacağı,
Bu bağlamda;
Davalı Partinin (bölücü terör örgütü PKK ile amaç birliği doğrultusunda) ülkeyi ırk esasına dayalı olarak bölüp ayrı bir devlet kurma hedefine ulaşmada bölücü terör örgütü vasıtasıyla şiddet unsurunu kullanmada kararlı olduğu toplumun her kesimince bilindiği, bu hal ve şartlarda Anayasa’nın 3. maddesinde ifadesini bulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü korumak ve toplumun huzur, güven ve birlikteliği için davalı Partinin temelli kapatılmasının talep edilmesi hukuksal bir zorunluluk olduğu… vs.”
Değerlendirilmesinde bulunulmuştur.
Bu kapsamda;
Dosya kapsamında sunulan delillerle Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemler sıralanmış, davalı Partinin bu eylemlerin odağı haline gelmesi arasındaki ilişki tereddüt hasıl olmayacak şekilde iddianameye derc edilmiştir. Bilindiği üzere tüzel kişilik olan siyasi partiler iradelerini, parti üyelerinin yaptıkları eylemler ve söyledikleri sözler vasıtasıyla dış dünyaya yansıtırlar. İddianamede de davalı Parti üyelerinin görevleri (Genel Başkan, Milletvekili, Parti Meclisi Üyesi, MYK Üyesi, Belediye Başkanı, İl/İlçe Yönetim Kurulu Başkanı/Üyesi vs. şeklinde) her kişi başlığında ayrı ayrı gösterildikten sonra, üyesi olduğu partiye isnat edilmesinde Başsavcılığımıza göre kuşku bulunmayan eylemi belirtilmiştir. Mahkemenin yapacağı inceleme sonucunda aksi kanaatte olunması halinde (açılan parti kapatma davasının klasik ceza davası olmayıp, davalının da tüzel kişilik sıfatını taşıması karşısında) ilişkilendirilmediğini düşündüğü eylemi hükme esas almayıp diğer eylemleri değerlendirerek bir karar vermesi mümkün iken, iade sebepleri arasında CMK’nın 170. maddesinin 4. fıkrasına yer vermesi anlaşılamamıştır.
Açıklanan nedenlerle, Anayasa Mahkemesinin “iddianamenin iadesi” kararına katılmamakla birlikte, dosyanın sürüncemede kalmaması için, önceki iddianamemizde yer verilen ancak suç tarihleri parti üyeliğinden önceki döneme ait bir kısım partili hakkında siyasi yasaklılık talep edilmemiş, yine “iade gerekçesi yapılmamakla” beraber eksiklik olarak belirtilen hususlar da ikmal edilerek, iş bu iddianame yeniden tanzim edilmiştir.
II. DAVANIN KONUSU:
Anayasa ve kanunlara uygun olarak; Cumhurbaşkanı, milletvekili ve mahalli idareler seçimleri yoluyla, tüzük ve programlarında belirlenen görüşleri doğrultusunda çalışmaları ve açık propagandaları ile milli iradenin oluşmasını sağlayarak demokratik bir Devlet ve toplum düzeni içinde ülkenin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması amacını güden ve ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar olan siyasi partilerin, önceden izin almadan kurulacakları ancak faaliyetlerini Anayasa ve kanun hükümleri içerisinde sürdürecekleri, Anayasa’da yer alan hak ve özgürlüklerin hiçbirinin, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne halel getirmeyi amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanamayacakları Anayasa’nın 3, 4 ve 68/2-3. maddelerinde öngörülmüş, aynı yöndeki hükümler 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 4, 5 ve 90. maddelerinde de yer almıştır.
Anayasa’nın başlangıç bölümünde, Anayasa’nın, Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devleti’nin bölünmez bütünlüğünü belirlediği ifade edilmiş, hiçbir faaliyetin Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâplarının karşısında koruma göremeyeceği vurgulanmıştır.
Bireylerin ideolojisi doğrultusunda birer birer etkili olamayacağı süreci, güç birliği yaparak fonksiyonel hale getirdiği siyasi partiler, demokrasinin olmazsa olmazıdır. Ancak bu serbesti siyasi partilerin, Anayasal sistemin çizdiği sınırların dışına çıkarak, Cumhuriyetin niteliklerini, Demokratik sistemi, kamu düzenini tehdit eder hale getirmelerine cevaz vermez. Hak ve özgürlüklerin odağında yer alan bireyin özgürlüğü de bir başkasının özgürlüğünün başladığı yere kadardır. Bu husus, hak ve özgürlüklerin hangi hallerde sınırlanacağını düzenleyen Anayasa’mızda ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Siyasi partiler de tüzel kişilik olarak adeta yaşayan, büyüyen, mücadele eden birer organizmadır. Anayasal sistemin sacayaklarını yerinden oynatacak, adeta aksak hale getirip, anlamsız kılacak eylem ve faaliyet içinde olmamaları, bu faaliyetlerin odağında yer almamaları, siyasi faaliyette bulunma ve örgütlenme özgürlüğünü kötüye kullanmamaları gerekir.
Anayasa’nın;
3. maddesinde; “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı "İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara’dır.”
5. maddesinde; “Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”
Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması başlıklı,
14. maddesinde; “Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.
Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasa’yla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasa’da belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.
Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir.”,
Anayasa'nın 68. maddesinin 2 ve 3. fıkralarında; Demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları arasında kabul edilen siyasi partilerin, sosyal ve siyasi yaşamdaki önemlerine binaen; kurulmaları, çalışma esasları, denetlenmeleri ve kapatılmalarında uygulanacak ilkeler bizzat Anayasa tarafından öngörülmüş ve Anayasa'nın 69. maddesinin son fıkrası gereğince söz konusu hususların çıkarılacak bir yasa ile düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.
68. maddesinin 4. fıkrasında; “Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.”
69. maddesinin 6. fıkrasında; “Bir siyasi partinin 68. maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir. Bir siyasî parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır.” şeklinde düzenleme yapılmış,
9. fıkrasında; “Bir siyasi partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar. ”
149. maddesinin 3. fıkrasında; “Anayasa değişikliğinde iptale, siyasî partilerin kapatılmasına ya da Devlet yardımından yoksun bırakılmasına karar verilebilmesi için toplantıya katılan üyelerin üçte iki oy çokluğu şarttır.”
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun;
78, 80, 81, 82 ve 90. maddelerinde; Siyasi partilerin Anayasa'nın 3. maddesinde açıklanan Türk Devleti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ilişkin hükmünü değiştirme amacını güdemeyecekleri, bölgecilik ve ırkçılık esasına dayanamayacakları, bu amaca yönelik faaliyette bulunamayacakları, Devletin tekliği ilkesini değiştirmek amacını güdemeyecekleri ve bu amaca yönelik faaliyette bulunamayacakları, Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde azınlık bulunduğunu ileri süremeyecekleri, azınlık yaratacak faaliyette bulunamayacakları, tüzük, program ve faaliyetlerinin Anayasa ve bu Kanun hükümlerine aykırı olamayacağına yer verilmiş,
103. maddesinde; “bir siyasi partinin Anayasa'nın 68 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüne aykırı eylemlerin odak halini oluşturup oluşturmadığı hususu Anayasa Mahkemesince belirlenir. (İptal: Ana.Mah.`nin 12/12/2000 tarihli ve E.: 2000/86, K.:2000/50 sayılı kararı ile.) (Ek:26/3/2002-4748/4 md.) Bir siyasî parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır.”
Şeklinde düzenlenmiştir.
Siyasi parti kapatma yaptırımı, Anayasa’nın 69. maddesine göre ancak üç nedenle söz konusu olabilmektedir. Buna göre:
Bir siyasi partinin;
a) Tüzük ve programının Anayasa’nın 68. maddesinin 4. fıkrası hükümlerine aykırı olması (Anayasa md 69/5),
b) Anayasa’nın 68. maddesinin 4. fıkrasına aykırı eylemlerin odağı durumuna gelmesi, (Anayasa md 69/6),
c) Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi yardım alması (Anayasa md 69/10),
Durumunda temelli kapatılmasına karar verilir.
Temelli kapatılan bir siyasi partinin;
Bir başka ad altında kurulamaması (Anayasa md 69/8), temelli kapatılmasına beyan ve faaliyetleriyle neden olan kurucu dahil üyelerinin, Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmi Gazete’de gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamayacağı (Anayasa md 69/9) öngörülmüştür.
Hiçbir devlet, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ve varlığına yönelen tehdidi görmezden gelemez ve bu tehdidin süreklilik kazanmasına izin veremez.
Anayasa'nın 68/2. maddesinde ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasasının 4/1. maddesinde belirtildiği üzere demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarından olan ve kuruluş ve faaliyetlerinde serbestlik tanınan siyasi partilerin, demokratik düzeni sarsacak, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne halel getirecek faaliyetlerde bulunmaları halinde kamu düzenini bozacakları ve ulusal güvenliğe zarar verecekleri izahtan vareste olup, bu halde kuşkusuz Devletin kendi varlığına yönelen bu tehditlere karşı önlem alması da demokratik hukuk devleti olmanın gereği olarak kabul görecektir.
III. DAVALI SİYASİ PARTİ İLE ORGANİK BAĞI BULUNAN PKK/KCK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN YAPISI
PKK/KCK terör örgütünün kuruluşundan itibaren dayandığı iki temel cephe, silahlı eylemler ve siyasettir. Örgütün silahlı eylemleriyle binlerce vatandaşımız ile güvenlik görevlimizin hayatını kaybetmesine, yaralanmasına, mal ve can kaybına neden olduğu tartışmasız bir gerçektir.
İddianamenin ana eksenini, davalı siyasi partinin PKK/KCK terör örgütünün amaçları doğrultusunda yürütülen faaliyetlerin odağı olup olmadığı oluşturmaktadır. Bu nedenle terör örgütü ile davalı HDP arasında organik bir bağ olup olmadığının ortaya konulması hedeflenmiştir.
Bu kapsamda, öncelikle örgütün kuruluşundan bu tarafa ikinci sacayağı olan siyaset cephesinde izlenen strateji geçmişi irdelenerek, örgütsel faaliyetlerin siyasi faaliyet olarak nasıl kamufle edildiğini göstermek amaçlanmıştır. Diğer bir ifadeyle davalı Partinin, hak, özgürlük ve demokrasi kılıfı ile sunduğu eylemlerin niteliklerinin anlaşılması bakımından hangi zeminde gerçekleştirildiklerinin açıklığa kavuşturulmasına çalışılmıştır.
Örgütün gerçekleştirdiği 11 kongre (1978-2013), 7 konferans (1981-2003), 10 genel kurul (2003-2016) kararına ilişkin dokümanlar, 09/11/2012 tarihinde Ağrı ilinde silahlı çatışmada etkisiz hale getirilen örgüt mensuplarından ele geçirilen ve Doğubayazıt Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/2066 D. İş nolu kararları doğrultusunda el konulan 2000-2011 yılları arasındaki avukat görüşme notları ve çeşitli soruşturmalardan elde edilen 2013 ila 2015 yılları arası görüşme notları iddianamenin hazırlanmasına esas alınan maddi deliller arasındadır.
Davalı HDP’nin il ve ilçe örgütlerinde mahkeme kararlarına uygun olarak yapılan aramalarda ele geçen; terör örgütüne ait malzemeler, fiziki-dijital materyaller, eğitim faaliyetlerini de içeren dokümanlar vb. deliller, ülke çapında örgüte yönelik operasyonlarda elde edilen suç eşyaları, müşteki/tanık ifadeleri, ifade ve teşhis tutanakları, olay/arama/el koyma/inceleme tutanakları, açık kaynak araştırmaları, örgütsel içerikli sosyal medya paylaşımları, iddianameler, mahkeme kararları, Yargıtay ilamları, Anayasa Mahkemesi kararları, AİHM kararları,
İncelenmiştir.
İdeolojik temelleri 1973 yılında Abdullah Öcalan tarafından atılan terör örgütü, 27 Kasım 1978 tarihinde Diyarbakır-Lice ilçesi Fis (Ziyaret) Köyünde gerçekleştirilen kuruluş kongresi olarak kabul edilen toplantı sonrasında Partiya Karkerên Kurdistanê (Kürdistan İşçi Partisi)/PKK şeklinde isimlendirilmiştir.
PKK’nın Sözde Birinci Kongre Kuruluş Bildirisinde; “…Bu amaçla, çeşitli bölgeleri temsil eden bir grup yoldaş, dayanışmalarının temeline eskinin gevşek grup ilişkileri yerine, resmi ve profesyonel ilişkileri esas alan, belli bir program, strateji ve taktiğe dayanan “Partiya Karkerên Kürdistan” adı altında bir örgüt oluşturmaya karar verdiler...” şeklinde vücut bulduğu, örgütün isminin ilk kez burada PKK olarak konulduğu,
Metinde örgütün amacı ve kapsamına ilişkin olarak;
“…Bağımsız ve birleşik bir Kürdistan’da demokratik bir halk diktatörlüğü kurmak ve nihai olarak sınıfsız toplumu gerçekleştirmek amacındadır…”,
“…Kürdistan’ın dört parçalı bir sömürge statüsü içine alınmasından ve bu statü içinde Kürt halkının tüm ulusal değerlerinin tahribinden, emperyalizm ve sömürgeci devletlerle işbirlikçileri ortaklaşa sorumludur…”
Şeklinde açıklandığı, kararların PKK-MK (Merkez Kurulu) sıfatıyla, Abdullah Öcalan, Cemil Bayık, Şahin Dönmez, Mehmet Hayri Durmuş, Haki Karer, Mehmet Turan, Mehmet Cahit Şener, Ferzende Tağaç, Ali Haydar Kaytan, Mazlum Doğan, Hüseyin Topgüder, Ali Gündüz, Sakine Cansız, Kesire Yıldırım, Duran Kalkan, Faruk Özdemir, Abbas Göktaş ve Ali Çetiner isimli örgütün çekirdek kadrosunu oluşturan kurucular tarafından alındığı tespit edilmiştir.
Örgütün “uzun süreli halk savaşı” stratejisi örgüt lideri tarafından "Tüm sömürge halklarının kurtuluş mücadelesinin öğrettiği bir kural vardır, o da şudur: Kürdistan halkı eğer savaşmaya cesaret etmişse, mutlaka uzun süreli ve çeşitli evrelerden geçecek olan bir halk savaşına hazırlanmalıdır”,
Abbas (K) Duran Kalkan tarafından “… temel mücadele biçimi, silahlı mücadeleydi. Temel örgütlenme biçimi, askeri örgütlenmeydi, ordulaşmaydı.[1]”
Şeklinde ifade edilmiş, yapılan kongre, bildiri ve açıklamalarda hedef bağımsız Kürdistan, yöntem silahın/şiddetin egemen olduğu halk savaşı olarak somutlaşmıştır.
PKK’nın Sözde 2. Kongresinde (20-25 Ağustos 1982) “… Her türlü sömürgeci faşist zorun ördüğü faşist çitler ancak devrimci bir zorla yani silahlı mücadele ile yıkılabilir. Her türlü faaliyet bizim siyasal gerçeklerimizle silahlı mücadele temelinde gelişecektir…” şeklinde, temel zeminin şiddete dayalı ordu kurulması ile ona eşlik eden siyasi faaliyetler olduğu belirtilmiştir.
Yine bu kongrede bölge halkına yönelik propaganda yaparak eleman kazandırma, zorunlu askerlik adı altında (sözde) savaşçı temini faaliyetleri gerçekleştirilmiştir.
PKK’nın Sözde 3. Kongresinde (25-30 Ekim 1986); 1984'de başlatılan ve çekirdek güç olarak örgütlendirilen Hezen Rizgariya Kurdistane (HRK) adı, Arteşa Rizgariya Gele Kurdistane (ARGK) adıyla değiştirilerek yeni bir örgütlenmeye gidilmiştir.
Bağımsız Kürdistan hedefine ulaşmak için “üç aşamalı uzun süreli halk savaşı” stratejisi esas alınmış, temel mücadele vasıtası olarak Parti (PKK), Cephe (ERNK) ve Ordu (HRK/ARGK) belirlenmiştir. Stratejisinde;
Birinci aşama olan “stratejik savunma” da nicel ve niteliksel olarak silahlı örgütlendirmesini büyütmek,
İkinci aşama olan “stratejik denge” de silahlı eylemleri arttırmak, kurtarılmış bölge oluşturmak ve vur-kaç eylemleri,
Üçüncü ve son aşama olan “stratejik saldırı” da silahlı örgütlenmeyi ordu haline getirmek, aynı anda şehir merkezlerinde halk ayaklanmaları düzeyinde topyekün saldırıları yapmak olduğu,
Anlaşılmış, yeniden dönüş ve örgütsel inşa hedefine ulaşmada “kadroların en temel ve acil görevi, örgütsel yapısının pratik maddi biçimlerinin yaratılması bağlamında, merkezi görevleri hayata geçirebilecek parti kadroları, siyasal ordulaşma” temel odak olarak alınmıştır.
PKK’nın Sözde 4. Kongresinde (26-31 Aralık 1990); “…İnşada hiyerarşi; Merkez komitesi, Eyalette (eyalet komitesi), bölge, mıntıka ve daha alt düzeylerde parti komitesi ve temsilciliktir. Komite; savaş ve siyasi komitedir... Cephe ve Ordu faaliyetlerinde parti öncülüğünü sağlamak için en üstte MK olmak üzere, tüm parti, komite, birim ve temsilcilikleri kendilerini her türlü cephe ve ordu birimlerinin yönetim kademelerine çelik çekirdekler olarak yerleştirip, esas yönetim gücü olurlar” ifadesiyle merkezdeki karar organlarında yer alanların bir kısmının siyasi komitelerin yönetimlerine sokulmak suretiyle karar organlarının ele geçirilmesi çelik çekirdek kadrolar olarak belirtilmiş,
PKK’nın Sözde 7. Kongresinde (23 Aralık 1999) Merkez Komite Raporunda;
“...Partileşme süreci; her ne kadar PKK Hareketinin doğuşu Türkiye metropollerinde gençlik içerisinde yürütülen çalışmalar, gruplaşma hiçbir zaman Kürdistan'dan kopuk olmadı. Gönüllülük esasına dayalı amatör bir çalışma yaklaşımıyla Kürdistan'daki gençlik içerisine taşırılmaya çalışıldı. artık örgütlenmenin hangi alanlarda ve hangi biçimlerde gelişeceği sorunu gündeme geldi... gençlik kesimleri içerisinde eğitim, gruba kazanma çalışması yürütüldü. Adeta ayaklı gazete gibi yoğun bir faaliyet yürütüldü” şeklinde açıklama yapılmıştır.
PKK’nın Sözde 8. Kongresinde (4-10 Nisan 2002 Kuzey Irak Dole Koge kampı); PKK, ABD ve AB’nin terör örgütleri listesine girmesinden sonra ismini bu kongre ile KADEK olarak değiştirmiş, bu dönemden itibaren örgüt liderinin gerçekleştirilen cezaevi ziyaretlerinde verdiği talimatlarla örgütü yönetmeye devam ettiği anlaşılmıştır.
PKK’nın Sözde 9. Kongresinde (27 Ekim-6 Kasım 2003 Kuzey Irak); KADEK olan ismini KONGRA-GEL (Kongra Gele Kürdistan-Kürdistan Halk Kongresi) olarak değiştirmiş, mücadele biçimini Siyasi Serhildan (Legal-Siyasal-Kültürel Boyutlu kitlesel faaliyetler) olarak açıklamıştır.
KKK/KCK Yapılanması
2005 yılı Nevrozunda Koma Civakên Kurdistan (KCK)’ın kuruluşu ilan edilmiştir.
KONGRA-GEL 5. Genel Kurulunda (16-22 Mayıs 2007); “…KCK sistemi, demokratik toplumsal diyalektik bir sistemdir. Kürtler bulunduğu her parçada, o devletlerle demokratik bir diyalog ve yöntem geliştirirler. Bunlar birbirlerinin karşıtı gibi ak ve kara değildir. Özellikle Kürtler, demokratik ulus anlayışıyla mücadele yürütürler. Bu nedenle KCK, tüm Kürtleri temsil eder. Ve her parçada Kürtler adına politika üretir. KCK, İran’la, Suriye’yle, Türkiye’yle hatta Irak’la Kürtler adına görüşmeler yapabilir…”
Şeklindeki açıklama/talimatıyla örgütün kuruluş bildirgesinde de kapsama alanı bakımından odak noktasını teşkil eden İran, Suriye, Irak, Türkiye sınırlarını içine alacak şekilde dizayn edildiği, bugüne kadar istikrarlı şekilde devam ettiği, ilerleyen süreçte KKK isminin KCK olarak değiştirildiği, kurum ve organların bu amaca yönelik olarak dizayn edildiği, KCK’nın ilan edildiği anlaşılmıştır.
KCK Sistematiği Genel Organlar
KCK yapılanması içerisinde genel organlar olarak yer alan Yasama, Yürütme ve Yargı organlarının hiyerarşik olarak KCK Genel Başkanlığı ve KCK Genel Başkanlık Konseyinin altında yer aldığı, Yasamanın Kongra-Gel, Yürütmenin KCK Yürütme Konseyi ve Yargının ise Adalet Divanları adı altında yapılandırıldığı anlaşılmıştır.
KCK üst yapılanmasında; KCK Genel Başkanlık Konseyinin Genel Başkan Abdullah Öcalan adı altında 3 kadın ve 3 erkek üyeden oluştuğu, altında Yasama (KONGRA-GEL), Yürütme (Eş Başkan) ve Yargı (Adalet Divanı) organlarının teşkil edildiği,
Görülmüştür.
Kent ve Kasaba Meclisi: Kent veya kasabaların karar organıdır. Kent veya kasabanın büyüklüğüne göre yeterli sayıda seçilmiş üyeden oluşur. Üyelerin üçte ikisi kent ve kasabalardaki halk içinden doğrudan seçilmiş yurttaşlarından, üçte biri örgütlü toplulukların demokratik temelde seçilmiş temsilcilerinden oluşur. Çalışmalarında bölge ve halk meclislerinin uyguladığı sistemi esas alır.
Halk Meclisi: Söz konusu Kürdistan parçasındaki halkın yasama organıdır. Parçanın büyüklüğüne, bölgelerin nüfus yoğunluğuna ve komünal örgütlülük durumuna göre yasayla düzenlenmiş seçimle belirlenen yeterli sayıda üyeden oluşur. Başta etnik topluluklar ve inanç toplulukları olmak üzere tüm toplumsal kesimlerin adil temsilini gözetir.
Halk meclisinin üçte biri örgütlenmiş toplulukların demokratik temelde seçilmiş temsilcilerinden, üçte ikisi ise tüm halkın katıldığı genel seçimlerle tespit edilen halk temsilcilerinden oluşur. Yılda bir toplanarak geçmiş faaliyetleri değerlendirir ve ileriki sürece ilişkin gerekli kararları alır.
KCK sözleşmesi 17. maddesinde; “Yürütme Konseyi Kongra-Gel tarafından iki yılda bir KCK yurttaşları arasından seçilen iki Eş Başkan ve 33 üyeden oluşur. KCK yürütme konseyinin eş başkanlığı hâlihazırda Cemil BAYIK-Cuma (K), Hülya Oran-Bese Hozat (K) isimli örgüt mensupları tarafından yürütmektedir.
KCK sözleşmesinin 14. maddesinin 2. fıkrasında Siyasi alan merkezleri olarak ele alınmış ve Siyasi Komite, Ekoloji ve Yerel Yönetimler Akademisi, Hukuk Komitesi, Dış İlişkiler Komitesi ve Azınlıklar ve İnanç Grupları Komitesi adı altında alt birimler oluşturulmuştur.
Halk meclislerinin ülkemizdeki yapılanmasının, silahlı terör örgütü niteliğini haiz, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 02/12/2019 tarih, 2018/4589 esas, 2019/7385 karar sayılı ilamı ile belirtilen DTK olduğu, örgüt liderinin örgütün tabana yayılmasını sağlamak bağlamında ortaya koyduğu "Kent Meclisleri, Demokratik Siyaset Akademisi, Kooperatifler Hareketi yanında dört ayaklı paradigmadan üçüncü ayağı sözde kurucu meclis işlevi gören Demokratik Toplum Kongresi olduğu hüküm altına alınmıştır. (bkz: DTK)
IV. DAVALI SİYASİ PARTİNİN DEĞİŞİK KADEMELERİNDE GÖREV ALAN ÜYELERİNCE İŞLENEN VE YARGI ORGANLARINA İNTİKAL EDEN, PARTİYİ TERÖR EYLEMLERİNİN ODAĞI HALİNE GETİREN EYLEM VE FAALİYETLER
1. SELAHATTİN DEMİRTAŞ (Tahir ve Sadiye oğlu, 1973 doğumlu, T.C. Kimlik No: 14549044180); (HDP 24. Dönem (22/06/2014 - 07/06/2015) Hakkari, 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015 - 24/06/2018) İstanbul Milletvekili, 11/02/2018 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi, 22/06/2014, 24/01/2016 ve 20/05/2017 Tarihli Büyük Kongrelerde Eş Genel Başkan, 20/06/2014 - 09/01/2019 ve 13/02/2020 – 26/04/2021 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a) İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/09/2018 tarih ve 2017/173 esas, 2018/152 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 17/03/2013 olduğu belirtilerek;
“BDP (Barış ve Demokrasi Partisi) İl Yönetimi ve HDK (Halkın Demokratik Kongresi) tarafından ortaklaşa olarak İstanbul İli Zeytinburnu İlçesinde 17/03/2013 tarihinde açık hava toplantısı ve miting şeklinde Nevruz etkinliği düzenlendiğini, etkinlikte PKK terör elebaşısı Abdullah Öcalan lehine sloganlar atıldığını, teröristbaşının övüldüğünü, etkinliğe katılan sanık Selahattin Demirtaş yönünden yapılan değerlendirmede; şehitlik toplumumuzda meşru ve kutsal amaçlar uğruna hayatını kaybetmiş kişilere yüklenen bir sıfat olup, sanığın yaptığı suça konu konuşmada silahlı terör örgütü PKK ile bağlantılı kişiler hakkında şehit tabiri kullanması nedeniyle bu kişiler ile PKK terör örgütünün amaç ve yöntemlerine meşruiyet ve kutsiyet atfettiği açıktır. Sanık bu sözleri ile PKK'nın kullanmış olduğu şiddet yöntemini meşru göstererek terör örgütünün propagandasını yapmıştır. Yine sanık, "Bir nöbet kulübesinde bir gece yarısı nöbet tuttunuz mu? Kandil'i dümdüz ederiz diyenler kendilerini davet ediyorum, omzuna G-3 takıp gitsinler. Bir gece Gabar'da nöbet tutsunlar bakalım. Kandil dümdüz oluyor mu? Olmuyor mu?" şeklindeki sözleri ile, konuşmanın terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın fotoğrafının asılı bulunduğu sahnede yapılmış olması da dikkate alındığında, devletin terörle meşru mücadelesini destekleyen kişilerce terör örgütü PKK'nın yönetici kesiminin yuvalandığı Irak ülkesi sınırlarındaki Kandil Dağı'ndan bahsedilerek terör örgütünü güçlü göstermeye çalışmış ve binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan şiddet eylemleri gerçekleştirmiş terör örgütü ve üyelerinin propagandasını yapmıştır.
Sanığın Nevruz kutlaması ve miting şeklindeki açık hava toplantısında yaptığı konuşmalar sırasında bölücü silahlı terör örgütü PKK ile yönetici ve üyeleri lehine, terör örgütü PKK'nın kullanmış olduğu şiddet yöntemini meşru gösteren, destekleyen ve öven, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin güvenlik güçlerince yürütülen meşru ve haklı terörle mücadele operasyonları ile ilgili olumsuz bir algı oluşturmaya çalışan sözler sarf ederek ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti topraklarının bir kısmını sözde Kürdistan olarak nitelendirerek örgütün bölücü ideolojisini yaymaya ve meşru göstermeye çalışarak” silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi gereğince 4 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 04/12/2018 tarih, 2018/2362 esas, 2018/1534 sayılı kararı ile CMK’nın 280/1-a maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 26/04/2021 tarih ve 2020/2619 esas, 2021/2898 sayılı kararı ile hükmün onanarak kesinleştiği,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 11/01/2017 tarih, Soruşturma No: 2016/24950, Esas No: 2017/588 ve İddianame No: 2017/118 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin,
Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme suçu açısından; 04/11/2016,
Terör örgütü propagandası yapmak suçları açısından; 07/07/2012, 27/10/2012, 13/11/2012, 2013, 28/09/2013, 20/03/2014, 09/09/2015, 12/09/2015, 07/01/2016, 19/02/2016, 26/02/2016, 29/02/2016, 04/03/2016, 21/03/2016,
2911 sayılı Yasanın 28/1. maddesine aykırılık suçu açısından; 13/11/2012, 20/03/2014, 12/09/2015,
2911 sayılı Yasanın 32/1. maddesine aykırılık suçu açısından; 18/03/2012,
Suç ve suçluyu övme suçu açısından; 14/03/2012, 14/04/2012, 13/11/2012, 20/03/2014,
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu açısından; 13/11/2012, 26-27/12/2015,
Suç işlemeye tahrik suçu açısından; 09/09/2015,
Halkı kanunlara uymamaya tahrik etme suçu açısından; 29/02/2016,
Halkı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne kışkırtma, suç işlemeye alenen tahrik etme, toplantı ve yürüyüşün zorla dağıtılması suçları açısından; 6-7-8 Ekim 2014 ve devamı olduğu belirtilerek;
“1-) KCK sözleşmesinin 14. maddesinin 2. fıkrasında yer alan KCK/TM yapısı içerisinde "Siyasi Alan Merkezi Sorumlusu" olarak örgüt yöneticisi olarak yapmış olduğu eylemleri kapsamında;
Belge ve dökümanlar:
KCK/TM üyesi Abdullah Demirbaş'ın ikametinde yapılan aramada el konulan Compag mini 700 marka 701ET model CNU9132JGY seri nolu 60 GB kapasiteli hardiskin incelemesinde;
KCK/TM yapılanması Türkiye sorumlusu olan ve Avrupada bulunan ilgili dosyanın firari şüphelisi Sabri OK tarafından gönderilen mektubun yazılı olduğu "documento" isminde kaytılı word belgesinin tespit edildiği,
Bu belgede mektup olarak belirtilen KCK terör örgütü üst düzey yöneticiliği olarak yürütme konseyi başkanlığı tarafından yazılan yazının yine aynı hard disk içerisinde "ikram ark" isminde kayıtlı word belgesi içerisinde yazılı olduğu tespit edilmiş olup,
Yapılan değerlendirmeye göre: "documento" ve "ikram ark'' arkadaşa adlı word belgelerinden; KCK/TM yapılanması Türkiye sorumlusu olan ilgili dosyanın firari şüphelisi Sabri OK'un KCK/TM Sözcüsü Ali ORUÇ ile birlikte BDP Milletvekilleri Gültan Kışanak ve Selahattin Demirtaş'ın da bulunduğu 2-3 kişilik bir grup oluşturularak örgüt tarafından infaz edilen İkram ERSÖZ isimli şahsın yapılan soruşturma neticesi suçsuz bulunması nedeni ile yürütme konseyi tarafından iadei itibar için yazılan mektubun götürülerek Ersöz ailesine verilmesi hususunda talimat verildiği hususları tespit edilmiş olup, bu dokümanlardan açıkça belli olduğu üzere Selahattin Demirtaş'ın KCK/TM yapılanması içerisinde örgütsel faaliyetlerde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Ü.A.'ın Diyarbakır ili Yenişehir ilçesi Üçkuyular Mah. Toplu Konutlar 2. Etap B 10 Blok Kat:7 D:.. sayılı adresinde yapılan aramada el konulan 0850-K84350Y seri numaralı Kingston marka 2 GB kapasiteli hafıza kartının yapılan incelemesinde;
- "delege listesi" şeklinde kayıtlı word belgesinde:
"Doğal Delegeler (Belediye ve İLGM Başkanları" şeklinde başlayan listede DTP'li seçilmiş belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, genel meclis üyeleri, PM ve Milletvekilleri, Kurumlar, il başkanları, Ekoloji ve Yerel Yönetimler Komisyonu ve Konferans hazırlık Komisyonu şeklindeki alt başlıklar altında dosyamız şüphelilerinin bir çoğunun da isminin yer aldığı isimler ve konumlarının belirtildiği, Selahattin Demirtaş'ın "DOĞAL DELEGLERE (PM ve MİLLETVEKİLLERİ) 21- Sahahattin DEMİRTAŞ-Milletvekili" şeklinde isminin yazılı olduğu tespit edilmiştir.
Yapılan değerlendirmeye göre; bu dokümanın terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın talimatları ile KCK/TM Yerel Yönetimler Komisyonunca gerçekleştirilen Yerel Yönetimler Konferansına katılanların isimlerini içerdiği ve şüphelinin de bu konferansa katılacaklar arasında (21.) sırada isminin yazılı olduğu anlaşılmaktadır.
Tanık Beyanları:
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca ifadesi alınan (MERCEK) farklı isimli tanık beyanında; “(119) numaralı fotoğraftaki şahsın Ünal Ahmet ÇELENK olduğunu, bu şahsın KCK Türkiye Meclisi yürütmesinin 5 sözcüsünden birisidir, ayrıca İDEOLOJİK ALAN içerisinde sorumlu olarak faaliyet yürütür, ayrıca SİYASET AKADEMİSİ’nin sorumluluğunu da yapar. Nadire NERGİZ, Ahmet ZİREK, Ümit AYDIN ve Aslan ÖZDEMİR isimli şahıslar kendisine bağlı olarak faaliyet yürütürler. KCK/TM Sözcüsü olarak Türkiye ‘de oluşturulan KCK yapılanmasının bütün alanlara yayılması ve bu alanlarda faaliyet yürütecek olan örgüt mensuplarının yetiştirilmesi, sevk ve idaresi gibi görevleri üstlenir, Direk olarak KCK Yürütme Konsey Başkanı Murat Karayılan’a bağlıdır, Sabri OK ve Murat Karayılan'dan almış oldukları talimatlara göre Türkiye‘deki yapılanmalarını şekillendirip eylem ve faaliyetlerde bulunurlar, DTP'li bütün Belediyeler ve Milletvekilleri bunlara bağlıdır, KCK Türkiye Meclisinde bulunan bu altı şahsın vereceği Emir ve Talimat gereği hareket ederler, buna örnek olarak ise, yanılmıyorsam 2008 yılı Ekim aylarında Başbakanın Diyarbakır’ı ziyaretleri esnasında, halkın kepenk kapatması, çöplerin toplatılmaması, öğrenci servis araçlarının çalışmaması ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in Başbakanı karşılamak için Hava alanına gittiği esnada yoldan geri çağırarak, Başbakanı karşılamasının engellenmesi, DTP'li Milletvekillerinin Türkiye’deki ortamı germek ve bağlı kitleyi canlı tutmak için Mecliste Kürtçe Konuşma ve oturum düzenlemesi talimatı Ahmet Türk’e ve Selahattin Demirtaş’a verildi, bu talimatı verenler içerisinde Ünal Ahmet ÇELEN isimli şahıs da vardı, yakalanana kadar da bu görevini sürdürmüştür.” biçiminde beyanda bulunduğu belirlenmiştir.
Telefon tape kayıtları:
13.07.2008 tarihinde şüpheli Selahattin Demirtaş ile Ahmet Yıldırım isimli şahsın yaptıkları ve 282412302 tape kayıt numarası ile kaydedilen görüşmenin yapılan değerlendirmesinde; KCK/PKK terör örgütünün nihai hedefi olan demokratik özerkliğin gerçekleştirilmesi ile ilgili olarak şüphelinin Dicle üniversitesinde görevli Yrd. Doç. Ahmet Yıldırım'a incelemesi ve üzerinde bazı değişiklikler yapması için anadilde eğitim konusunda bir doküman gönderdiği, Ahmet Yıldırım'ın da bu dokümanı kendisi ile birlikte başka bir akademisyenin incelediği ve dokümanın üzerinde bazı değişiklikler yaparak tekrar şüpheli Selahattin Demirtaş'a gönderdiği anlaşılmaktadır.
14.07.2008 tarihli şüpheli Selahattin Demirtaş ile Kamuran Yüksek isimli şahsın yaptıkları ve 284151911 tape kayıt numarası ile kaydedilen görüşmenin yapılan değerlendirmesinde; KCK/TM Sözcülerinden Kamuran Yüksek’in şüpheli Selahattin Demirtaş'a KCK/TM yapılanmasınca yurt genelinde organize edilen "SAYIN ÖCALAN" kampanyası kapsamında Adana ve Mersin'de kitlesel katılım sağlanacağını ve bunun için milletvekillerinden müsait olanların buraya yönlendirilmesini istediği anlaşılmaktadır.
19.08.2008 tarihinde şüpheli Selahattin Demirtaş ile Selma Irmak isimli şahsın yaptıkları ve 302449176 tape kayıt numarası ile kaydedilen görüşmenin yapılan değerlendirmesinde; Selma Irmak'ın, Adana ilinde DTP'li İl, İlçe ve belediye başkanlarının gözaltına alınıp serbest bırakılmaları ile ilgili olarak şüpheli Selahattin Demirtaş ile görüşerek, savcının itiraz ettiğini ve tekrar gözaltı işlemine karşı birşeyler yapması yönünde yönlendirmede bulunduğu anlaşılmaktadır.
12.09.2008 tarihinde şüpheli Selahattin Demirtaş ile Nadir Yıldırım isimli şahsın yaptıkları ve 315843147 tape kayıt numarası ile kaydedilen görüşmenin yapılan değerlendirmesinde; Bingöl kırsalında ölen örgüt mensuplarının cenazelerinin defni ile ilgili olarak KCK/TM Sözcülerinden Nadir Yıldırım'ın şüpheli Selahattin Demirtaş'ı talimatlandırarak yönlendirme yaptığı anlaşılmaktadır.
12.09.2008 tarihinde Kamuran Yüksek ile Sabri OK isimli şahsın yaptıkları ve 321708003 tape kayıt numarası ile kaydedilen görüşmenin yapılan dğğerlendirmesinde; şüpheli Selahattin Demirtaş'ın parti kapatma davası ile ilgili olarak KCK Türkiye sorumlusu Sabri OK'un da katılacağı, Yurtdışında yapılacak olan konferansa gideceği bilgisini KCK/TM sözcülerinden Kamuran Yüksek'in KCK Türkiye sorumlusu Sabri OK'a bildirdiği, Sabri OK'un da şüphelinin yapacağı seyahati "UYGUNDUR" diyerek onayladığı, şüpheli Selahattin Demirtaş'ın yapılacak konferansla ilgili olarak Kamuran Yüksek'in aracılığıyla Sabri OK'tan gündeme ilişkin bilgiler almak istediği, Sabri OK'un da bu bilgilerin Kamuran Yüksek aracılığı ile şüpheliye aktarılacağı anlaşılmaktadır.
28.10.2008 tarihinde şüpheli Selahattin Demirtaş ile Nejdet ATALAY isimli şahısların yaptıkları ve 342342183 tape kayıt numarası ile kaydedilen görüşmenin yapılan değerlendirmesinde; KCK/TM ekoloji ve yerel yönetimler komisyonunda ve mali alanda faaliyet yürüten Nejdet ATALAY'ın PKK terör örgütünün çağrıları doğrultusunda KCK/TM yapılanması tarafından KCK/PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'a yönelik iddia olunan sözde fiziki saldırıyı protesto etmek amacıyla 01-03.11.2008 tarihleri arasında Diyarbakır İli Batıkent kavşağı boş arazide gerçekleştirilen oturma eylemi ve akabinde güvenlik güçlerine taşlı saldırılarında gerçekleştirildiği yasadışı eylemlerin organizesini yaptığı, faaliyetleri düzenlediği bu konularla alakalı da Şüpheli Selahattin Demirtaş'a bilgi aktardığı anlaşılmaktadır.
03.11.2008 tarihli Kazım KURT ile KCK/TM Yöneticisi Turan GENÇ'in yaptıkları ve 345955056 tape kayıt numarası ile kaydedilen görüşmenin yapılan değerlendirmesinde; Yüksekova ilçesinde meydana gelen yasadışı olaylar sırasında yaralanan bir şahsın Tarsus'a götürülmesi için Kazım KURT'un KCK/TM yapılanmasından Ambulans ayarlanması için talepte bulunduğu, Kazım KURT'un konu ile alakalı olarak Şüpheli Selahattin Demirtaş'a da bilgi verdiği bu talep doğrultusunda KCK/TM yapılanması tarafından Ambulansın ayarlandığı anlaşılmaktadır.
04.12.2008 tarihinde şüpheli Selahattin Demirtaş ile Kamuran Yüksek isimli şahısların yaptıkları ve 366750918 tape kayıt numarası ile kaydedilen, 04.12.2008 tarihinde Kamuran Yüksek ile şüpheli Sabri OK isimli şahısların yaptıkları ve 366748571 tape kayıt numarası ile kaydedilen ve 04.12.2008 tarihinde şüpheli Selahattin Demirtaş ile Kamuran Yüksek isimli şahısların yaptıkları ve 366746508 tape kayıt numarası ile kaydedilen görüşmelerin yapılan değerlendirmesinde; KCK/TM Türkiye Sorumlusu Sabri OK, KCK/TM yöneticisi Kamuran Yüksek'e Avrupa Konseyinden zor şartlar altında aldıkları görüşmeye DTP/BDP milletvekilleri şüpheli Selahattin Demirtaş ve Gülten Kışanak'ın katılmayacaklarını ve yerlerine başka milletvekillerini göndermek istemelerini sert bir dille eleştirerek, mazeretsiz bu görüşmeye katılmaları yönünde talimat verdiği, bu durumdan da DTP/BDP milletvekillerinin KCK/TM Türkiye Sorumlusu Sabri OK'un emir ve talimatları dışında hareket etmelerinin asla sözkonusu olamayacağı gibi KCK/TM yapılanması ile Avrupa Konseyi arasındaki bağlantıyı Faik Hoca isimli şahsın yaptığı anlaşılmaktadır.
10.02.2009 tarihinde şüpheli Kamuran Yüksek ile Selahattin Demirtaş'ın yaptıkları ve 414269754 tape kayıt numarası ile kaydedilen görüşmenin yapılan değerlendirmesinde; Cumhurbaşkanının Rusya ülkesine yapacağı ziyaretle ilgili olarak Şüpheli Selahattin Demirtaş'ın da davet edildiği, şüphelinin de bu geziye katılıp katılmamak konusunda KCK/TM sözcülerinden Kamuran Yüksek'e bilgi verdiği, KCK/TM sözcülüğünün kararları doğrultusunda şüphelinin bu geziye gidip gitmeyeceğinin belli olacağı anlaşılmaktadır.
16.02.2009 tarihli şüpheli Selahattin Demirtaş ile Mazlum TEKDAĞ isimli şahısların yaptıkları ve 418213604 tape kayıt numarası ile kaydedilen görüşmenin yapılan değerlendirmesinde; KCK/TM Sosyal alan merkezine bağlı Gençlik Komitesinde faaliyet yürüten Mazlum TEKDAĞ'ın Belediye Başkanlığına aday olan şahıslara örgütsel eğitimler verileceği hususlarında şüpheli Selahattin Demirtaş'a bilgi verdiği anlaşılmaktadır.
16.02.2009 tarihli şüpheli Selahattin Demirtaş ile Ali ŞİMŞEK isimli şahısyapılan değerlendirmesinde; KCK/TM üyesi Ali ŞİMŞEK'in Terör örgütü elebaşısının yakalanmasının yıl dönümünde İlimizde çıkan olaylarla ilgili basın açıklaması yapmayı planladıkları, bu konuyu şüpheli Selahattin Demirtaş'a aktardığı, Selahattin Demirtaş'ın bu olaylar için basın açıklaması değil meydanda çok fazla geniş katılımlı yürüyüş yapmaları, geniş katılım için herkese ve yerel basına haber vermeleri yönünde talimat verdiği anlaşılmaktadır.
03.03.2009 tarihli Çimen Işık ile Selahattin Demirtaş'ın 428888433 tape kayıt numarası ile kaydedilen görüşmenin yapılan değerlendirilmesinde; Bismil Belediye Başkanı Şükran AYDIN'ın KCK/TM yapılanması tarafından Bismil İlçesinde 8 Mart Dünya Kadınlar günü nedeniyle yapılacak olan mitinge bir önceki yılda meydana gelen olaylar nedeniyle ceza almasından dolayı izin vermediği, bu nedenle KCK/TM Sözcüleri ve yöneticileri tarfından makamında tehdit edildiği ve disipline verileceğinin belirtildiği, bu durum karşısında Şükran AYDIN durumu dosyamız şüpheli Selahattin Demirtaş'a ilettiği, şüphelininde konu ile alakalı KCK/TM ekoloji ve yerel yönetimler komisyonu üyesi olan Çimen Işık'tan bilgi aldığı şüphelinin yapılan hakaretler ve tehditlerle ilgili olarak "Dilinize sağlık-Ağzınıza sağlık" dediği anlaşılmaktadır.
10.03.2009 tarihinde Kamuran Yüksek ile Nadir Yıldırım isimli şahısların yaptıkları ve 433783785 tape kayıt numarası ile kaydedilen görüşmenin ve 10.03.2009 tarihinde şüpheli Selahattin Demirtaş ile Kamuran Yüksek isimli şahısların yaptıkları ve 433784300 tape kayıt numarası ile kaydedilen görüşmenin yapılan değerlendirmesinde; KCK/TM sözcülerinden Nadir Yıldırım, Kamuran Yüksek'i arayarak terör örgütü mensuplarının Erzurum cezaevinde yaptıkları açlık grevinin 21. güne girmesinden dolayı problemlerin yaşandığını söyleyerek milletvekillerince açıklama yapılması için organizasyon yapmasını istediği, Kamuran Yüksek'te şüpheli Selahattin Demirtaş ile görüşerek Nadir Yıldırım ile irtibat kurmasını sağladığı anlaşılmaktadır.
…Ortam tape kayıtları:
Yasadışı PKK terör örgütü adına Türkiyede faaliyet yürüten KCK/TM yapılanması içerisinde bulunan örgüt üyelerinin faaliyetlerini yürüttükleri Yenişehir Mah. Ali Emiri 4. Sk. Paşaişcanlı Apt. Kat:1 No:1 sayılı adreste bulunan Yerel Yönetimler Bürosu olarak adlandırılan yerde alınan Mahkeme kararları doğrultusunda teknik cihazlar ile yapılan ortam dinlemesinde, şüpheli Selahattin Demirtaş'ın bu yere gelip gittiği, burada bizzat KCK/TM üyeleri ile görüşme yaptığı ayrıca KCK/TM yapılanması içerisinde yer alan diğer örgüt mensuplarının kendi aralarında yapmış oldukları konuşmalarda isminin geçtiği tespit edilmiş olup,
...Adana Belediyesinde gözaltına alınan Belediye yöneticileri ile ilgili olarak KCK/TM üyesi Çimen Işık'ın sahip çıkılması için Belediye Başkanlarını ve Milletvekillerini görevlendirdiği, şüpheli Sehahattin DEMİRTAŞ'ın da konu ile alakalı olarak buraya gittiği eğer siyasi bir nedenden dolayı gözaltına alınmamışsa ilgilenilmemesi talimatını verdiğinin anlaşıldığı şeklindedir.
2-) PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün alt bileşeni sayılan ve hatta PKK/KCK terör örgütünün elebaşısı Abdullah Öcalan'ın söylemlerinde çözüm paradigmasının 3. Ayağı olarak nitelendirdiği Demokratik Toplum Kongresindeki (DTK) yönetici sıfatıyla eylem ve işlemleri kapsamında;
A-) ŞÜPHELİNİN KATILDIĞI YASADIŞI TOPLANTILAR
Şüpheli Selahattin Demirtaş’ın Yasadışı PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın 4 ayaklı paradigmasının ayaklarından 3. Ayağını oluşturan DTK (Demokratik Toplum Kongresi) nın kurulması yönünde talimatlar verildiği, talimatları doğrultusunda oluşturulan ve DTK (Demokratik Toplum Kongresi)’nın Demokratik Özerkliği İnşa etmek amacıyla örgütsel çalışmaları için kullanmış oldukları Diyarbakır Belediyesi Konuk Evi olarak adlandırılan yere birçok kez gelip gittiği ve burada yapılan toplantılara katıldığı tespit edilmiş olup,
28.01.2012 tarihinde yapılan toplantıya katılmak için DTK’nın çalışmaları yürütmüş olduğu BDP Diyarbakır il binasında yapılan toplantıya giriş ve çıkış yaptığı belirlenmiştir.
B-) ŞÜPHELİ HAKKINDA TANIK BEYANLARI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (Kapatılan CMK 250. M.Y.) yürütülmekte olan bir soruşturma ile ilgili olarak 15-16.01.2012 tarihlerinde ifade veren N.A. isimli şüpheli beyanlarında şüphelinin 14.07.2011 tarihinde BDP Diyarbakır il Binasında ilan edilen Demokratik Özerklik toplantısına katıldığını belirterek “Selahattin Demirtaş; BDP Hakkari Milletvekili” şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
C-) ŞÜPHELİNİN KATILDIĞI EYLEMLER:
1- 12.11.2011 günü, PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan firatnews isimli internet sitesinden yapılan çağrılara uyarak, 22.10.2011 günü Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Hakkari İli Çukurca İlçesi Kazan Vadisi mevkiinde KCK/PKK mensuplarına yönelik gerçekleştirilen operasyonlarda ve 05.11.2011 günü Dicle İlçesindeki Özel Harekat noktası ile İlçe Emniyet Amirliğine saldırıda çıkan çatışmalar sonucu ölü olarak ele geçirilen KCK/PKK terör örgütü mensuplarının cenazelerine katılan şahıs olduğu,
2- 13.01.2011 tarihinde: PKK-KCK terör örgütü güdümünde uydu üzerinden yayın yapan; 10/01/2011 tarihli www.firatnews.org isimli internet sitesinde ve 10/01/2011 tarihli ROJ TV ana haber bülteninde yer alan çağrılara uyarak ilimiz Adliyesinde görülecek olan KCK/TM (Sözde- Kürdistan Demokratik Konfederalizmi/Türkiye Meclisi) adına sorumlu düzeyde faaliyet gösterdiklerinden dolayı yakalanarak gözaltına alınan ve halen tutuklu bulunan şahıslara destek olmak ve protesto etmek amacıyla İstasyon meydanındaki mitinge katılan, akabinde sözde Konfederalizm ve YDK adı verilen bez parçaları ile teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın posterinin taşındığı, “biji serok apo, PKK halktır halk burada” şeklinde PKK-KCK terör örgütü ve elebaşını sahiplenici ve övücü sloganların atıldığı istasyon meydanından adliye binası önüne kadar kanunsuz yürüyüş yapıldığı, adliye binası önünde de güvenlik güçlerine karşı, molotof, taş, havai fişek ve sopalarla saldırıların gerçekleştiği ve bir çok polis memuru ile sivil vatandaşın yaralandığı eyleme katılan şahıs olduğu,
3- 14.07.2012 tarihinde ilimiz İstasyon Meydanında “Kürt Sorununa Demokratik Çözüm” adı altında bir açık hava toplantısı düzenlenmek istenmiş, bu toplantının Valilik tarafından yasaklanması üzerine PKK-KCK terör örgütü güdümünde faaliyet gösteren internet siteleri ve basın yayın organlarından Diyarbakır ili genelinde eylemlerin yapılması ve İstasyon Meydanına gidilmesi çağrıları yapılmıştır. Yapılan çağrılar ve talimatlara uyarak istasyon meydanı ve Ofis semti başta olmak üzere Diyarbakır il Merkezinin birçok yerinde araçların yakıldığı, yollara barikatların kurulduğu, güvenlik güçlerine karşı taşlı, molofoflu, EYP(El Yapımı Parça Tesirli Bomba)’li saldırıların olduğu, PKK-KCK terör örgütünü mensuplarını ve elebaşısını sahiplenici sloganların atıldığı kanunsuz eylemler gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirilen kanunsuz eylemlere katılarak destek veren Sümer Park içerisinde güvenlik güçlerinin uyarılarına rağmen dağılmak istemeyen grupla birlikte hareket eden şahıs olduğu,
4- 24.03.2011 tarihinde yasadışı PKK-KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan www.firatnews.org isimli internet sitesinde ve 22.03.2011 tarihli ROJ TV ana haber bülteninde yer alan haber ile Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Konukevi Önüne kurulan sözde “Demokratik Çözüm Çadırında” Anadilde Eğitim, Seçim Barajının Kaldırılması, Siyasi Tutsakların Serbest Bırakılması, Askeri ve siyasi Operasyonların Durdurulması, Demokratik Özerklik, Abdullah Öcalan'a özgürlük vb. talepler yerine getirilinceye kadar sivil itaatsizlik eylem çağrısına uyarak 24.03.2011 günü düzenlenen kanunsuz eyleme katılan şahıs olduğu,
5- 30.10.2012 tarihinde: PKK-KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan FIRATNEWS BESTANÜCE ve ROJACİWAN adlı İnternet sitelerindeki cezaevlerindeki açlık grevine destek vermek amacıyla yapılan çağrılara uyarak VALİLİK MAKAMININ yasaklamasına rağmen Dicleliler yas evinden cezaevine yürümek için toplanan, emniyet güçlerinin ısrarla dağılmaları yönünde çağrılarına riayet etmeyen ve dağılmamak için direnen grupla birlikte hareket eden ve basın açıklaması yapan şahıs olduğu çekimi yapılan kamera görüntülerinden tespit edilmiştir.
Şeklindeki açıklamalar sonucunda yapılan değerlendirmeye göre; DTK'nın hem PKK terör örgütü kurucularının ideolojisi doğrultusunda hareket ettiği hemde terör örgütünün silahlı eylem mücadelesine sahip çıktığı ve bu amaçla hareket ettiği, halen milletvekili olan şüphelinin siyasi faaliyet görünümü altında gerçekleştirilen yukarıda anlatılan eylemlerinin salt siyasi faaliyet kapsamında görülemeyeceği, eylemlerin bir bütün halinde silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil terör örgütü üyesi olma suçunu oluşturduğu ve bu hususta yasama dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke tanzim edildiği, fezlekede şüphelinin eylemlerinin bir bütün halinde silahlı terör örgütünün üyesi olmak suçunu oluşturduğu ifade edilmiştir.
3-)Şüphelinin değişik tarihlerde yapmış olduğu konuşmalarda PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün terör, cebir ve şiddet eylemlerini ve olgusunu meşru gösterecek nitelikte beyanlarda bulunmak suretiyle "Terör Örgütü Propagandası Yapmak" şeklinde gerçekleşen eylemleri ve yine "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasına Muhalefet" suç tipine uyan fiilleri ile "Suçu ve suçluyu övme", "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" ve "Suç işlemeye tahrik", "Kanunlara Uymamaya Tahrik" suçuna ilişkin eylemleri,
18.12.2015 TARİHİNDE HDP VE DTK TEMSİLCİLERİNİN YAPMIŞ OLDUKLARI BASIN TOPLANTISI:
Diyarbakır ili Sur ve Silvan ilçesi olmak üzere Nusaybin, Cizre ve Silopi’de yaşanan olaylar ile ilgili olarak 18.12.2015 günü HDP (Halkların Demokratik Partisi) ve DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) organizesinde;
HDP (Halkların Demokratik Partisi) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Konuşmasından Özetle; “Halkların Demokratik Partisi parti programında, seçim beyannamesinde, Meclis’te ve alanlarda Türkiye’nin yönetim modelinin ÖZ YÖNETİM ve ÖZERKLİK olduğunu ifade ettiklerini, ortaya konulan haklı mücadele ve meşru talep doğrultusunda hükümet tarafından işgal görüntüsü oluşturulduğu, Hendek ve Çukurları küçümseyenlerin dönüp tarihe bakması gerektiğini, hendeklerin bir halk direnişi olduğunu, 26-27 Aralık’ta yapılacak olan Demokratik Toplum Kongresi Olağanüstü Kongresine katılarak, ÖZ YÖNETİM İNŞAASINI ve içinin doldurulmasını, sürecin siyasi zeminde daha güçlü yönetilmesi için önemli kararlar alacaklarını, bu kararları hayata geçireceklerini, hendek kazan direnen gençler için herkesin katkı sunmaya çalışması gerektiğini” beyan etmiştir.
18.12.2015 tarihinde Diyarbakır İli Yenişehir İlçesi Belediye Konukevi Binasında DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) ve HDP (Halkların Demokratik Partisi) organizesinde Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanları Hatip DİCLE ve Selma Irmak, HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş tarafından yapılan basın açıklaması ile PKK/KCK terör örgütünün hedefi olan ÖZ YÖNETİM/DEMOKRATİK ÖZERKLİK projesinin hayata geçirilmesi ile ilgili 26-27 Aralık 2015 tarihinde yapılacak olan DTK Olağanüstü Kongresinde kararlar alınacağı,
Yapılan bahse konu basın açıklaması ve yapılacak olan DTK Olağanüstü Genel Kongresi ile KAMUOYU YARATILARAK BAHSE KONU EYLEMLERİN ve ÖZ YÖNETİM TALEPLERİNİN ÜLKE GENELİNE YAYILMAK İSTENDİĞİ değerlendirilmiştir.
18.12.2015 tarihinde yapılan basın açıklamasının ardından,
26.12.2015 günü 10.00 -17.15 saatleri ile 27.12.2015 günü 08.00 – 15.15 saatleri arasında İlimiz Kayapınar İlçesi Kapalı Spor Salonunda “DTK OLOĞANÜSTÜ GENEL KURUL TOPLANTISI” adı altında toplantı düzenlenmiştir.
26.12.2015 TARİHİNDE HDP VE DTK TEMSİLCİLERİNİN MED NÜCE TV VE IMC TV’DE ORTAK ŞEKİLDE CANLI YAYINLANAN DTK (DEMOKRATİK TOPLUM KONGRESİ) OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL TOPLANTISINDA ŞÜPHELİ SELAHATTİN DEMİRTAŞ'IN YAPMIŞ OLDUĞU KONUŞMA:
HDP EŞ GENEL BAŞKANI SELAHATTİN DEMİRTAŞ'ın: “...” şeklinde konuşma yaptığı,
27.12.2015 GÜNÜ IMC TV’DE CANLI YAYINLANAN DTK (DEMOKRATİK TOPLUM KONGRESİ) OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL TOPLANTISINDA ŞÜPHELİ SELAHATTİN DEMİRTAŞ'IN YAPMIŞ OLDUĞU KONUŞMA:
HALKLARIN DEMOKRATİK PARTİSİ EŞ GENEL BAŞKANI SELAHATTİN DEMİRTAŞ'ın: “...” şeklinde konuşma yaptığı anlaşılmıştır.
26-27.12.2015 TARİHLERİNDE DİYARBAKIR'DA DÜZENLENEN DEMOKRATİK TOPLUM KONGRESİ:
Toplanan kongre sonrasında yapılan konuşmalar ve değerlendirmeler neticesinde aşağıda sayılan ve 14 maddeden oluşan kararlar alınmıştır:
1- Ülke genelinde kültürel, ekonomik, coğrafi yakınlıklar dikkate alınarak bir veya birkaç komşu şehri kapsayacak şekilde demokratik özerk bölgelerin oluşturulması,
2- Tüm bu özerk bölgelerin ve kentlerin demokratik esaslarla seçilmiş meclisler ve meclisler içinden seçilmiş öz yönetim organları tarafından Türkiye’nin yeni demokratik Anayasası’nın temel prensipleri çerçevesinde yönetilmesi, özerk bölgelerin halk iradesinin ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Merkezi yönetimde de demokratik esaslar temelinde temsil edilmesi.
3- Demokratik özerk bölgeler ve diğer idari birimlerde merkezi yönetiminin seçilmişler üzerindeki her türlü vesayetine son verilmesi. Seçilmişleri görevden alma yetkisinin kaldırılması. Merkezi yönetim organlarının yeni demokratik anayasa ilkelerine uyulması doğrultusundaki denetimleri dışında bölgesel ve yerel yönetimler üzerindeki her türlü merkezi vesayetin son bulması.
4- Özerk bölge ve kentlerde şehir, mahalle, köy, kadın ve gençlik meclislerinin farklı halklar ve inanç toplulukları meclislerinin, sivil toplum örgütlerinin karar alma ve denetleme süreçlerine doğrudan katılımının sağlanması.
5- Demokrasinin derinleşmesi, kapsamlılaşması özgür ve demokratik yaşamın sağlanması açısından kadınların meclislerde tüm karar mekanizmaları ve öz yönetim kademelerinde eşit temsilinin tanınması. Kadınların ihtiyaçları doğrultusunda meçli, komün ve toplumsal kurumlar kurabilmesi. Kadın kurumları ve kadınlarla ilgili kararların tamamen kadın meclislerinin onayından geçmesi, kadının her alanda özgür ve özerk örgütlenmesinin tanınması.
6- Gençliğin karar mekanizmaları ve öz yönetim organlarında yer alması. Bu açıdan gençliğin her alanda özgün örgütlenmesi ve karar mekanizmalarına özgün kimliğiyle katılmasının sağlanması.
7- Her kademede eğitimin öz yönetimlere bırakılması. Türkçe’nin yanı sıra bütün ana dillerinde eğitim ve öğretim dili olması. Eğitim müfredatında genel müfredat dışında yeni demokratik anayasa evrensel değerler ve insan hakları çerçevesinde yerelin tarihi, kültürel ve toplumsal özgünlükleri ve ihtiyaçları temelinde müfredata eklemeler yapılması. Türkçe’nin yanında yerel dillerinde resmi dil olarak kabul edilmesi.
8- Dil, tarih ve kültür alanında her türlü çalışmayı yapabilmek, aynı zamanda inanç ve ibadet hizmetleri sunan kurumların özerk kurumlar olarak örgütlendirilmesinin sağlanması.
9- Bütün düzeylerdeki sağlık ve tedavi hizmetlerinin özerk yönetimlerce sunulabilmesi.
10- Yargı sistemi ve adalet hizmetlerinin özerk bölge modeline göre yeniden düzenlenmesi.
11- Toprak, su ve enerji kaynaklarının ekolojik çerçevede toplum yararına işletilmesi, denetlenmesi ve üretimden pay alma yetkisinin özerk bölge yönetimine verilmesi. Öz yönetimin tarım, hayvancılık, sanayi ve ticaret dahil her alanda genel demokratik anayasa ilkelerine ters düşmeden her türlü üretim ve işletme birimleri oluşturma, bu tür toplumsal ve bireysel girişimleri destekleme, teşvik etme, hibe desteği sunma yetkisine sahip olması.
12- Özerk bölgenin yönetim alanında ve kent içinde her türlü kara, hava, deniz ulaşım hizmetlerini sunması ve denetimini sağlaması. Trafik hizmetlerinin merkezi trafik kurumlarıyla uyumlu halde yerel yönetim organları denetimindeki birimlerce yürütülmesi.
13- Yukarıda belirtilen hizmetlerin sunulabilmesi için yerelde bütçelemenin özerk bölge yönetimine devredilmesi ve kadın odaklı bütçelemenin esas alınması. Merkezle ve diğer yerellerle varılacak anlaşmalara ve hakkaniyet ilkelerine bağlı olarak bazı vergilerin öz yönetim birimleri tarafından toplanması. Merkezin yerelden topladığı bütün vergi gelirlerinden yerele pay verilmesi. Merkezin bölgelerin gelişmişlik farkını giderecek şekilde gerekli tedbirleri alması.
14- Özerk bölge yönetiminin denetiminde yereldeki asayişin tümünü sağlayacak resmi yerel güvenlik birimlerinin kurulması, bu birimlerin anayasal kurallar çerçevesinde ihtiyaçlara bağlı olarak kurulmuş, merkezi savunma ve güvenlik birimleriyle koordineli olarak çalışması yönündeki kararlar kongre Eş Başkanı Hatip Dicle tarafından açıklanmıştır.
KONGREYE İLİŞKİN SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Yapılan kongre sonrasında PKK/KCK terör örgütünün hedefi doğrultusunda ÖZERK BÖLGE/ÖZ YÖNETİM sisteminin oluşturulması/inşaası için yukarıda anılan kararların hayata geçirilmesi ile DEMOKRATİK ÖZERKLİĞİN İLANINA VE FİİLİ OLARAK İŞLETİLMESİNE YÖNELİK SÜRECİN BAŞLATILACAĞI belirlenmiştir.
Özetle Demokratik Özerklik, terör örgütünün Birleşik Bağımsız Kürdistan kurma hedefine yönelik stratejisinin günümüze yansımasıdır. "Yerel birimlerin güçlendirilmesi ve idari yapıda özerk yönetimlerin tesisi, bölgede Emniyet, Adalet, Sağlık, Trafik ve Eğitim hizmetlerinin ortak olarak yürütülmesi vb." taleplerin arka planında önce ÖZERK daha sonra BİRLEŞİK BAĞIMSIZ KÜRDİSTANIN kurulması hedefi açıkça görülmektedir.
Sonuç olarak, Demokratik Özerklik talebinin demokratik hakların geliştirilmesine yönelik politik taleplerden ibaret olmadığı, talebin sahibinin bölgede yaşayan vatandaşlarımız ya da bölgede siyaset yapan partiler değil, aksine terör örgütünün bizzat kendisi olduğu, zira örgütün Birleşik Bağımsız Kürdistan kurma hedefine yönelik son dönemdeki stratejisinin temel dayanak noktasını bahse konu taleplerin teşkil ettiği değerlendirilmektedir.
ŞÜPHELİ SELAHATTİN DEMİRTAŞ'IN DİĞER EYLEM VE AÇIKLAMALARI:
a-13/09/2015 günü saat 05:00 itibariyle ikinci bir emre kadar Diyarbakır Valiliği tarafından ilimiz Sur ilçesinde meydana gelen terör olayları nedeniyle halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması amacıyla İl İdaresi Kanunu gereğince Sur ilçesinde kalan Abdaldede, Alipaşa, Cami Kebir, Cami Nebi, Cevatpaşa, Dabanoğlu, Fatih Paşa, Hasırlı, İskender Paşa, Melik Ahmet, Ziya Gökalp, Lalebey, Süleyman Nazif, Savaş ve Cemal Yılmaz Mahallelerinde Diyarbakır Valiliğinin yapacağı ikinci bir duyuruya kadar sokağa çıkma yasağı ilan edildiği,
Bu sokağa çıkma yasağını ve güvenlik güçlerinin yapmış olduğu operasyonları protesto etmek amacıyla yasadışı PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan basın-yayın organlarınca çağrılar yapıldığı, bu yapılan çağrıların bir kısmına bakıldığında; PKK terör örgütü güdümünde yayın yapan BestaNüçe isimli haber sitesinin 13/09/2015 tarihli yayınında "Halk İnsiyatifi Sur ve Silvan'daki direniş etrafında kenetlenelim" başlıklı haber içeriğinde; Kürdistan Demokratik Halk İnsiyatifi, her gün Kürdistan'da birçok merkezin direnişin kalesi haline geldiğini belirterek, "Cizre direnişini kıramayan faşist … hükümeti bugün bir kez daha Amed-Sur ve Silvan'da saldırılarını geliştirmiştir. Tüm yurtsever Kürdistan halkını ve tüm kamuoyunu Amed-Sur'da, Silvan'daki direnişin etrafında kenetlenmeye çağırıyoruz ..." şeklinde,
Yine aynı sitenin 13/09/2015 tarihli yayınında "HALKIMIZIN DİRENİŞİNE SAHİP ÇIKALIM" başlıklı haber içeriğinde; Tüm duyarlı kamuoyunu Kuzey Kürdistan halkımızın geliştirdiği öz yönetimlerin yanında olmaya, eylemleriyle halkımızın özgürlük yürüyüşünde gösterdiği direnişe sahip çıkmaya çağırıyoruz. Cizre'de yükselen insanlık onuru bugün Amed-Sur'da, Silvan'da daha fazla bilinmektedir. Başta halklar, ezilenler, sosyalistler, akademisyenler, ekolojistler, barış hareketleri, kadın hareketleri önce bölgenin ve dünyanın tüm demokratik güçleri Med diyarının başkenti etrafında Kobane'de olduğu gibi bir kez daha kenetlenmeye çağırıyoruz". şeklinde çağrıların yapıldığı,
Sokağa çıkma yasağını protesto etmek amacıyla; PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan internet sitelerinde öz savunma yapılması, halkın ayaklanarak kendi sistemini örmesi, öz yönetim ilanının demokratikleşmede önemli bir adım olduğu, hiçbir tereddüt göstermeden direniş göstermesi, Diyarbakır'da hayatın duracağı, tüm kentlerin sokağa dökülmesi ve benzeri çağrılar doğrultusunda Diyarbakır il genelinde birçok yasadışı eylemlerin meydana geldiği,
Yasadışı PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan basın-yayın organlarının çağrıları doğrultusunda; 13/09/2015 günü HDP (Halkların Demokratik Partisi) Diyarbakır İl Teşkilatı organizesinde ilimiz Yenişehir ilçesi Dağkapı meydanında Sur ilçesindeki sokağa çıkma yasağı ile ilgili olarak basın açıklaması düzenlendiği, basın açıklaması sonrasında toplanan kalabalık grubun sokağa çıkma yasağı bulunan Sur ilçesine polis bariyerlerini yıkarak girmeye çalıştıkları, guruba yetkili polis görevlilerince Sur bölgesinde operasyon olduğu ve kimsenin içeriye girmesine müsaade edilmeyeceğinin bildirildiği, buna rağmen toplanan grubun Sur bölgesine girmeye çalıştığı, gurup içerisinde sloganlar atıldığı, ıslıklı ve alkışlı protestoların yapıldığı, bunun üzerine yetkili polis amiri tarafından gurubun dağılması yönünde üç kez ihtar yapıldığı, gurubun bu ihtarlara uymayıp kolluk görevlilerine ve Toma araçlarına taş ve şişe attığı, gurup içerisinde yüzü kapalı şahıslarında bulunması ve gurubun taşkınlığa devam etmesi nedeniyle polisin guruba müdahale ettiği ve gurubun dağıldığı,
Şüphelinin İMC TV kanalından takip edilen basın açıklamasında özetle; "...Gerilimin ölümlerin yaşandığı il ve ilçelerde ziyaretler gerçekleştiriyoruz. Biz bu yürüyüşümüze barış yürüyüşü dedik." "Cizre'de bir sorun var doğru, Diyarbakır'da bir sorun var doğru fakat onun adı o sorunun adı işte mahallelerde bir kaç tane silahlı genç var sorunu değildir. Kürtlerin kültür, dil, eğitim, özgür yaşam, kendi tarihi ile, kültürüyle, inancıyla, kendi topraklarında öz vatanında insanca yaşamak. Ne yapacaksınız yani üç tane genç eline silahları aldı diye bütün kentleri bombalayarak memleketi Suriye'ye çevirerek neyi çözmüş olacaksınız." şeklinde konuşma yaptığı,
Basın açıklaması sonucunda yukarıda da anlatıldığı şekilde toplanan grubun Sur ilçesine polis bariyerlerini yıkarak girmeye çalıştığı ancak grubun polis müdahalesiyle dağıtıldığı anlaşılmıştır.
b- Şüpheli Selahattin Demirtaş'ın 13/09/2015 tarihinde Diyarbakır ili Lice ilçesinde yaptığı konuşmasında özetle; "Şimdi değerli kardeşlerim biz Ankara'nın akılsızlığıyla, Ankara politikalarının çıkmaz sokak akılsızlığıyla da uğraşacak halde değiliz. Mevzu biz ne yapacağız, burada temel kritik soru budur. Bu gün Lice'deyiz, bu gün Lice'deyiz bu isyanın başladığı yerdeyiz, dolayısıyla verdiğimiz vereceğimiz mesajların çok doğru çok iyi anlaşılması lazım. Her şeyden önce kürt halkı artık öylesine bir iradedir, öylesine bir güçtür ki taleplerinden, beklentilerinden hiç kimse vazgeçiremez, hiç kimse geri adım attıramaz. Kürt halkı bir halk olarak Allah'ın onu var ettiği yarattığı gibi kürt gibi yaşamak istiyor, kendi ana vatanında, köyünde, bağında, bahçesinde, tarihiyle, geçmişiyle, ana dili ile barışık yaşamak istiyor. Yaşadığı yerlerde kendini yönetmek istiyor. Atanmışların değil seçilmişlerin yetkili olduğu kendi meclisleri ile belediyesi ile kendini yönetmek istiyor." …Halkımız her yerde baskı politikalarına katliam politikalarına karşı direnebilecek güçtedir elbette." "Bütün saldırılara karşı kendimizi koruyacak gücümüz var fakat bu saldırılar karşısında eğer umutsuz olsaydık eğer gerçekten tutunacak hiçbir dalımız kalmasaydı evet belki bugün ki durum daha fazla derinleşebilirdi. Çaresiz olmadığımızı gösteriyoruz. Göstermek zorundayız." "Dolayısıyla değerli kardeşlerim eğer bir çıkış yolu arayacaksak, sadece kürtler olarak değil sadece müslümanlar olarak değil, sadece sünniler olarak değil, coğrafyamızda, Ortadoğumuz da, Kürdistan da, Anadolu'da ezilen hangi mazlum halk varsa el ele vereceğiz. Birlikte direneceğiz, kendi kimliğimizi de kendi kültürümüzü inkar etmeden onu ezdirmeden kendi ana vatanımızı da tarihimizi de unutmadan haklarımızı da savunarak hep birlikte kurtuluşa gideceğiz. Bak işte Rojava'da denenen budur. Rojava'da hayata geçirilmeye çalışılan budur." şeklinde konuşma yaptığı,
c- Şüpheli Selahattin Demirtaş'ın 24/10/2015 tarihinde katıldığı İMC TV isimli televizyon kanalında yayınlanan konuşmasında özetle;
"Üzerinde durduğumuz ikinci mevzu böyle çoğulcu bir ulusun çoğulcu bir devlet tarafından yönetilmesi lazım, tekçi ulus tekçi devlet yapılanmasının her ikisi de değişmeli ki değişim anlamlı olabilsin. Çok kültürlü, çok dilli bir devleti bir adam yönetemez, tek yetkili parlamento da yönetemez. Yerinden yönetim dediğimiz yerel yönetimlerin güçlendirilmesi özellikle öz yönetim nasıl adlandırırsanız Türkiye'nin her yerinde herkesin yönetime katılabildiği, kendini ifade etme açısından temsil kabiliyetlerinin güçlü olduğu, belediye meclisleri, il genel meclisleri inşa edelim dedik. Bütçe yapma yetkisi kendi bütçesini kullanma, harcama yetkesi, tarım müdürlüğünde veya tarım bakanlığında değil o ilin meclisinde olsun. Turizm, hayvancılık, sosyal politikalar, yerel güvenlik hizmetleri, kadın politikaları, yatırımın nereye yönlendirileceği, teşviklerin nereye verileceği, eğitim politikaları ve yerel sağlık politikaları bunların tamamının yetkisini bütçesiyle birlikte yerel meclislere verelim. Yerel meclisler kimden oluşacak asgari olarak o kentte yaşayan her azınlık grubun koltuğu olacak, kontenjanı olacak." "Ankara'daki parlamento ne yapacak dedik, genel güvenlik hizmetleri, ulusal sınır güvenliği, genel maliye, makro düzeyde ekonomik politikaları, hazine politikaları, genel adalet hizmetleri gibi bütün Türkiye'yi ilgilendiren genel politikalarla birer koordinatör görevi gören meclis ve hükümet olarak çalışacaklar. Önerdiğimiz devlet reformu ve özerlik dediğimiz yerinden yönetim model aşağı yukarı budur." şeklinde konuşma yaptığı,
d- 22/10/2015 tarihinde Bağlar ilçesi Mevlana Halit Mahallesi Hatboyu Caddesi 449. Sokak kesişiminde elinde Ağrı Sulh Ceza Hakimliğinin 2015/1570 değişik iş nolu kararına istinaden el koyma kararı bulunan "İnadına yerinden yönetim" başlığı altında "Bütün halkların farklılıklarıyla birlikte kendi iradesiyle yaşamasından yanayız. Doğrudan demokrasiye inanıyoruz. Kendimizi de kentimizi de, ülkemizi de yönetmek istiyoruz. Yetkinin merkezde tek kişide toplanmasına karşı, yerel demokrasiye yerel yönetimlerin güçlendirilmesini yerinden yönetimi yani öz yönetimi savunuyoruz. Valimizi kaymakamımızı kendimiz seçmek istiyoruz. Bunun için bir kez daha inadına HDP" yazısı bulunan ve üzerlerinde şüpheli Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ Şenoğlu'nun resimlerinin bulunduğu broşürleri dağıtmak isteyen bir kişinin yakalandığı anlaşılmıştır.
Bu nedenle yapılan değerlendirmede:
Bir siyasi partinin Eş Genel başkanı ve milletvekili olan şüphelinin siyasi faaliyet görünümü altında gerçekleştirilen yukarıda anlatılan eylemlerinin salt siyasi faaliyet kapsamında görülemeyeceği, eylemlerin bir bütün halinde silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil terör örgütü üyesi olma suçunu oluşturacağı,
Yine şüphelinin yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere katıldığı televizyon programlarında, Demokratik Toplum Kongresi Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında ve öncesinde düzenlenen etkinliklerde yaptığı konuşmalarda ve basın açıklamalarında kazılan hendeklerin kapatılması, barikatların kaldırılması, bombalı/mayınlı tuzaklamaların imha edilerek sokakların ve mahallelerin güvenli hale getirilmesi yönünde operasyonel çalışma yapan güvenlik güçlerini ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini İŞGALCİ olarak nitelendirerek, bu eylemleri gerçekleştiren terör örgütü mensuplarının taleplerinin kendi talepleri olduğunu ve onların sözcüleri olduklarını beyan ederek halkı direnişe çağırması yönündeki eylemlerinin halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunu işlediği belirtilmiştir.
26.03.2016 TARİHLİ DEMOKRATİK TOPLUM KONGRESİ
26.03.2016 günü 10.00-17.10 saatleri arasında DTK (Demokratik Toplum Kongresi) organizesinde DTK Olağanüstü Kongresi konulu ilimiz Yenişehir ilçesi Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu içerisinde kongre düzenlendiği, ayrıca düzenlenen kongrede komite üyeliğini HDP Milletvekili Feleknas Uca, Kars eski milletvekili Mülkiye BİRTANE, Hilmi AYDOGDU ve Aynur ÖZGÜN’ün yaptığı 3G-AMED şeklinde canlı yayında Diyarbakır ilinden yayın yapan ÖZGÜR GÜN isimli televizyon kanalında şüpheli Selahattin Demirtaş konuşma yapmıştır.
Saat:08.00 sıralarında toplantının yapılacağı bina önünde toplanmalar başlamıştır.
Saat: 11.14 sıralarında HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş salonda bulunan gruba hitaben “...”şeklinde konuşma yapmıştır.
Bu nedenle yapılan değerlendirmede;
DTK'nın hem PKK terör örgütü kurucularının ideolojisi doğrultusunda hareket ettiği hemde terör örgütünün silahlı eylem mücadelesine sahip çıktığı ve bu amaçla hareket ettiği, halen milletvekili olan şüphelinin siyasi faaliyet görünümü altında gerçekleştirilen yukarıda anlatılan eylemlerinin salt siyasi faaliyet kapsamında görülemeyeceği, eylemlerin bir bütün halinde silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği belirtilmiştir.
21.03.2016 TARİHLİ NEVRUZ ETKİNLİĞİ
21/03/2016 tarihinde yaklaşık 15.000 kişinin katıldığı ilimiz Bağlar ilçesinde "nevruz mitingi" konulu açık hava toplantısının düzenlendiği, 19/03/2016 tarihinde nevruz alanında yapılan kontrollerde alanda asılı şekilde Sur, Cizre ve Silopi'de ölü olarak ele geçirilen PKK/KCK bölücü terör örgütü mensuplarına ait fotoğrafların ele geçirildiği, ayrıca bunun gibi örgütü ve örgüt üyelerini anımsatıcı birçok pankartın ele geçirildiği, nevruz mitingi sırasında "yaşasın önder apo, PKK halktır halk burada, başkansız yaşam olmaz, direne direne kazanacağız" şeklinde sloganlar atılarak PKK/KCK bölücü terör örgütünü ve bileşenlerini simgeleyen birçok pankartın açıldığı, nevruz alanına kurulan dev ekranlar vasıtasıyla yapılan sinevizyon gösteriminde teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın AK-47 (kalashnikov) marka tüfek ve bölücü terör örgütü simgesiyle oluşturulmuş fotoğraflarının yansıtıldığı, bu şekilde açıkça bölücü terör örgütünün propagandasına dönüştürülen Nevruz Mitinginde HDP ( Halkların Demokratik Partisi ) Eş Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Selahattin Demirtaş ile HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in bahsi geçen uzun namlulu tüfek görüntüsü ve bölücü terör örgütün simgesi ile oluşturulmuş Abdullah Öcalan fotoğraflarının bulunduğu sinevizyon gösterimi eşliğinde toplanan kalabalığa hitaben birer konuşma yaptıkları anlaşılmıştır.
...Selahattin Demirtaş'ın konuşmasında son dönemde Sur ilçesinde PKK/KCK bölücü terör örgütü tarafından sözde özerk bölge oluşturma amacıyla yoğun şekilde gerçekleştirilen hendek kazma, bomba tuzaklama, güvenlik güçlerine yönelik silahlı ve roketli saldırılarla ilgili olarak "isyanınız binlerce defa kutlu olsun" demek suretiyle bu eylemleri desteklediği ve sahiplendiği, ayrıca konuşmanın birçok noktasında bölücü terör örgütünün eylemlerini direniş olarak nitelendirdiği, bu eylemlerin kazanan kadar devam edeceğini belirttiği, kürt halkının direnerek kazanacağını ve öz yönetim modellerinin benimsenmesi gerektiğini söylediği, ayrıca bahsi geçen eylemlere iştirak eden bölücü terör örgütü mensuplarını "direnen evlatlarımız" şeklinde nitelendirerek örgüt mensuplarını da sahiplendiği, teröristbaşı Abdullah Öcalan'a bağlılığını açıkça dile getirdiği anlaşılmakla yapılan konuşma sırasında yansıtılan sinevizyon gösterimi ve yukarıda açıklanan şekilde konuşmayı dinleyen kalabalığın attığı sloganlar ile açılan örgütsel pankartlar da dikkate alındığında Selahattin Demirtaş'ın bölücü terör örgütünün suç içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde konuşma yapmak suretiyle bölücü terör örgütünün propagandasını yaptığı belirtilmiştir.
19/02/2016 TARİHİNDE İMC TV’DE YAYINLANAN VE ÖRGÜT PROPAGANDASI İÇEREN KONUŞMA
19 Şubat 2016 günü HDP (Halkların Demokratik Partisi) Eş Genel Başkanı Selahattin DEMÎRTAŞ’ın Diyarbakır’da yapmış olduğu basın açıklamasının İMC TV'de yayınlandığı, söz konusu görüntülerin yapılan incelenmesinde şüpheli Selahattin Demirtaş'ın ...konuşması incelendiğinde, PKK/KCK üst düzey yöneticilerinin talimatları doğrultusunda hareket eden örgüt mensuplarına yönelik güvenlik güçlerince yapılan operasyonları savaş ve felaket olarak nitelendirdiği, Türkiye'nin terör örgütü PKK/KCK'yı ve onun kolu olan PYD'yi yanına alması gerektiğini söylediği, bu nedenle de konuşma; içeriği itibariyle bir bütün halinde terör yöntemlerini kullanmaya özendirici ve terörizmi yüceltici nitelikte olduğu, bu şekilde şüphelinin terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği belirtilmiştir.
26/02/2016 TARİHİNDE ÖRGÜT GÜDÜMÜNDEKİ MED-NUÇE İSİMLİ TELEVİZYON’DA YAPMIŞ OLDUĞU VE ÖRGÜT PROPAGANDASI İÇEREN KONUŞMASI:
Diyarbakır İli Sur ilçesinde bölütü terör örgütü mensuplarına yönelik yapılan operasyonların sürdüğü sıralarda bu operasyonları protesto etmek amacıyla DBP (Demokratik Bölgeler Partisi), HDP (Halkların Demokratik Partisi), KJA (Kogreya Jinen Azad-Özgür Kadın Kongresi) ve DEM-GENÇ (Demokratik Gençlik Dernekleri Federasyonu) organizesinde 27/02/2016 günü Sat 13:00 sıralarında Koşuyolu parkında toplanan gruplar tarafından basın açıklaması düzenlendiği,
Saat: 12.50 sıralarında sayısı yaklaşık 1000 kişiye ulaşan grup tarafından sık sık “Her Yer Sur İçi Her Yer Direniş”, “PKK Halktır Halk Burada”, “Sur İçinde Direnen Gerillaya Bin Selam”, “Amed Uyuma Suriçine Sahip Çık”, “Gerila Gerilla”, “Be Serok Jiyan Nabe (Başkansız Yaşam Olmaz)” şeklinde sloganlar atıldığı,
Saat: 12.53 sıralarında Koşuyolu’nda bulunan grup tarafından zafer işaretleri eşliğinde PKK/KCK terör örgütünü övücü mahiyetteki Devrim Çarkı (Çerxa Şoreşe) isimli sözde marşın okunduğu,
Saat: 13.04 sıralarında Koşuyolu Parkı ile sınır olan Sunay Caddesinde, üzerinde ses yayın sistemi bulunan 42 PD 888 plaka sayılı, dış cephesi HDP amblem ve yazılar ile HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’in fotoğrafıyla giydirilmiş seçim otobüsünden Kürtçe şarkılar çalınmaya başlandığı ve adı bilinmeyen erkek sunucu tarafından Türkçe “Yukarı tarafa geçiyoruz birazdan genel başkanımız ve beraberindeki heyet siz değerli halkımıza konuşma yapacaklar” ve ... aramızda şu anda tüm halkımız otobüsün etrafına geçsin, hiçbir arkadaşımız alanı terk etmesin” şeklinde gruba hitaben anons yapılması üzerine, Koşuyolu Parkı içinde bulunan ve sayıları yaklaşık 1500 kişiye ulaşan grubun Sunay Caddesine doğru dağınık vaziyette yürüyüşe geçtiği,
Saat: 13.10 sıralarında Sunay Caddesini araç trafiğine kapatan grup, üzerinde ses yükseltici sistem bulunan 42 PD 888 plaka sayılı HDP (Halklann Demokratik Partisi) amblemli seçim otobüsü önünde ve Koşuyolu Parkı içinde toplanarak “PKK İntikam”, “PKK Halktır Halk Burada”, “Sur içinde Direnen Gerillaya Bin Selam” sloganları eşliğinde yapılacak olan konuşmaları dinlemek üzere beklemeye geçtiği,
Saat: 14.18 sıralarında adı belirlenemeyen erkek sunucu tarafından Kürtçe olarak; “Konuşmalarından dolayı sayın Ertuğrul KÜRKCÜ'ye teşekkürlerimizi sunuyoruz. Milletvekillilerimiz, Eş başkanlarımız, dost ve arkadaşlarımızla birlikte Koşuyolu parkına geçeğiz. Hep birlikte oraya geçelim dostlar.” şeklinde bir kapanış anonsu yapıldığı,
Toplanan grup tarafından konuşmalar sırasında sık sık, “Direne Direne Kazanacağız, “Biji Serok Apo”, “Kürdistan Faşizme Mezar Olacak”, “Be Serok Jiyan Nabe”, “Vur Gerilla Vur Kürdistanı Kur”, “Şehit Namırın “Şehitler Ölmez”, “Sur İçinde Direnen Gerillaya Bin Selam”, “PKK Halktır Halk Burada” şeklinde sloganlar attığı,
PKK/KCK terör örgütünü Övücü mahiyette sözde marşların söylendiği kanunsuz sloganların atıldığı eylem ve basın açıklaması öncesinde 26.02.2016 günü saat 12:10 sıralarında PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan MED NUÇE adlı televizyon kanalının canlı yayınına katılan şüpheli Selahattin Demirtaş'ın; “...” şeklinde,
26.02.2016 günü saat 20:11 sıralarında PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan MED NÜCE adlı televizyon kanalının canlı yayını esnasında telefon bağlantısında: “…” şeklinde konuşarak 27.02.2016 günü ilimizde yapılan kanunsuz eyleme halkı çağırdığı,
PKK/KCK terör örgütü üst düzey yöneticilerinin talimatları doğrultusunda 10/08/2015 tarihinde Şırnak ilinde, 12/08/2015 tarihinde Şırnak ili Silopi ve Cizre ilçelerinde, Mardin ili Nusaybin ilçesinde, 13/08/2015 tarihinde Muş ili Varto ve Bulanık ilçelerinde, 14/08/2015 tarihinde Hakkari ili Yüksekova ilçesinde, Siirt ilinde, 15/08/2015 tarihinde Bitlis ili Hizan ilçesinde, İstanbul ili Gazi ve Gürsuyu mahallelerinde, Batman ilinde, Van il merkezi ile Edremit ve İpekyolu ilçelerinde, Diyarbakır ili Sur ve Silvan ilçelerinde, 18/08/2015 tarihinde Diyarbakır ili Lice ilçesinde, 19/08/2015 tarihinde Ağrı ili Doğubeyazıt ilçesinde Öz Yönetim/Özerklik ilanları yapıldığı,
PKK/KCK terör örgütü üst düzey yöneticilerinin talimatları doğrultusunda başlatılan sözde Öz Yönetim/Özerklik ilanları ile birlikte PKK/KCK terör örgütü üst düzey yöneticilerince terör örgütünün gençlik ve kadın yapılanmalarınca yasadışı eylem çağrıları yapılmaya devam edilmiş yapılan bu yasadışı çağrılar ile birlikte özellikle ilimiz merkez Sur ve Bağlar ilçeleri başta olmak üzere Silvan, Bismil, Lice, Dicle ve Hazro ilçelerinde güvenlik güçlerine, kamu kurum ve kuruluşlarına, vatandaşların ev, iş yeri ve araçlarına yönelik el bombalı molotof kokteylli, havai fişekli, uzun namlulu silahlı, roketatarlı vb. gibi saldırı eylemlerinde ciddi oranda artış meydana geldiği, yine PKK/KCK terör örgütü ve örgütün gençlik yapılanması ÖS/YDG-H mensupları tarafından ilimiz Sur ilçesinde, Silvan ilçesinde ve çeşitli il ve ilçelerde, mahalle ve ara sokaklara hendekler kazıldığı, kazılan bu hendeklere patlayıcı yerleştirerek tuzaklama yapıldığı, mahalle ve ara sokaklarda yüzleri kapalı ellerinde uzun namlulu silah ve roketatar bulunan örgüt mensuplarının müdahale etmek için giden güvenlik güçlerine yönelik uzun namlulu ve roketatarlı saldırı eylemleri gerçekleştirdikleri, kazılan hendek ve civarında ikamet eden vatandaşların evlerine tehdit ve baskı yöntemiyle örgüt mensuplarınca el konulduğu ve bu ikametlerin depo ve barınma yerleri olarak kullanıldığı,
Şüpheli Selahattin Demirtaş'ın konuşması incelendiğinde, yukarıda bahsedildiği üzere PKK/KCK üst düzey yöneticilerinin talimatları doğrultusunda hareket eden örgüt mensuplarına yönelik güvenlik güçlerince yapılan operasyonları katliam, örgüt mensuplarınca kazılan hendekleri özgürlük mücadelesi olarak nitelendirdiği, vatandaşları bu hususta örgüt mensuplarına destek olmaya çağırdığı, yine terör örgütü mensuplarının devletin güvenlik güçleri ile girdikleri silahlı çatışmaları haklı gösterdiği, bu nedenle de konuşma; içeriği itibariyle bir bütün halinde terör yöntemlerini kullanmaya özendirici ve terörizmi yüceltici nitelikte olduğu, bu şekilde şüphelinin terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği belirtilmiştir.
29/02/2016 TARİHLİ PROPAGANDA VE HALKI KANUNLARA UYMAMAYA TAHRİK SUÇLARINI İÇEREN KONUŞMA
29/02/2016 tarihinde Diyarbakır ili Dicle Fırat Kültür Merkezinde DTK, HDK, HDP ve DBP eşgenel başkanlarınca düzenlenmiş basın toplantısıyla PKK/KCK bölücü terör örgütü tarafından son dönemde Sur ilçesinde gerçekleştirilen eylemlere destek vermek amacıyla Diyarbakır halkının direnişe ve yürüyüşe çağrıldığı anlaşılmıştır.
Bu basın toplantısı sırasında HDP Eş Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Selahattin Demirtaş'ın özetle; "..." şeklinde bir konuşma yaptığı anlaşılmıştır.
Konuşmada özellikle son dönemde Sur ilçesinde PKK/KCK bölücü terör örgütü tarafından sözde özerk bölge oluşturma amacıyla yoğun şekilde gerçekleştirilen hendek kazma, bombalı tuzaklama, güvenlik güçlerine yönelik silahlı ve roketli saldırıların sahiplenildiği ve bu saldırıların direniş olarak nitelendirildiği, saldırılara yönelik gerçekleştirilen operasyonların ise toplu katliam ve abluka olarak dile getirildiği, bu şekilde bölücü terör örgütüne açıkça destek verildiği gibi bölücü terör örgütüne yönelik güvenlik güçlerince gerçekleştirilen operasyonlarla ilgili olumsuz bir algı oluşturulmaya çalışıldığı, dolayısıyla bu şekilde şüphelilerin bölücü terör örgütünün suç içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde konuşma yapmak suretiyle terör örgütünün propagandasını yapmak,
Diğer yandan örgüte destek vermek amacıyla her şekilde ve sonuna kadar direnilmesi, topluca Sur ilçesine yürünmesi ve Sur ilçesindeki örgütsel eylemlere sahip çıkılması yönünde alenen çağrı yapılarak halkın kanunlara uymamaya alenen tahrik edildiği, söz konusu açıklama ve çağrıların Özgür Haber, Güneydoğu Ekspres, Güneydoğu Güncel, Tigris, Diyarbakır Söz isimli gazetelerin 01/03/2016 tarihli nüshaları ile Özgür Gündem, Evrensel, Şemdinli Haber, Malatya Haber Saati ve Diyarbakır Yeni Gün isimli internet haber sitelerinde yayınlanarak geniş kitlelere ulaştırılmış olması ve ilimizde son dönemde yaşanan gelişmeler birlikte dikkate alındığında milletvekilleri tarafından yapılan bu tahrikin kamu barışını bozmaya elverişli olduğu ve nitekim bir kısım şahısların çağrılar doğrultusunda olay tarihlerinde çeşitli eylemler gerçekleştirdikleri, bu şekilde Sur ilçesindeki operasyonlar devam ederken bölücü terör örgütünün çıkarları doğrultusunda kanunlarca öngörülmüş kamu düzeninin kaos ortamı oluşturularak bozulmaya çalışıldığı bu şekilde şüphelinin halkı kanunlara uymamaya tahrik etme suçunu işlediği belirtilmiştir.
09/09/2015 TARİHİNDE ÖRGÜT GÜDÜMÜNDE YAYIN YAPAN İMC TV’YE YAPMIŞ OLDUĞU VE ÖRGÜT PROPAGANDASI İLE SUÇ İŞLEMEYE ALENEN TAHRİK SUÇLARINI İÇEREN KONUŞMASI
09/09/2015 Tarihinde HDP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Selahattin Demirtaş tarafından ilimiz HDP il binası içerisinde basın açıklaması yapıldığı açıklamanın uydu üzerinden yayın yapan İMC TV isimli televizyon kanalında canlı olarak yayınlandığı,
Şüpheli Selahattin Demirtaş'ın yapmış olduğu basın açıklamasında; "..." şeklinde konuşma yaparak, sorulara cevaplar verdiği,
Şüphelinin yapmış olduğu basın açıklaması incelendiğinde, “…” şeklindeki söylemlerinin Cumhurbaşkanına hakaret içerdiği, (bu suçla ilgili ayrı soruşturma numarası üzerinden tahkikat yürütüldüğü),
Konuşmanın devamında "Bütün halkımıza da mesajımız şudur: tahrikler oldu olacak devam edecektir. Bunlar öyle görünüyor. Türkiye toplumunun hiç bir kesiminin bu tahriklere kapılmamasını özellikle rica ediyorum. Tabanımız halkımız sakın ola ki bu tahriklere pirim vermemelidir. Fakat şu da Türk Ceza Kanununda da insanın doğasına bir haktır. Biri sizin evinizi partinizi yakmaya gelmişse yakıyorsa biri sizi linç etmeye gelmişse döverek öldürüyorsa ona karşı kendinizi savunmanız Türk Ceza Kanununa göre de bir meşru müdafaa hakkıdır. İnsani vicdaniye olarak da bir haktır. Size evinizi işyerinizi partinizi binanızı yakarak katlederek linç ederek saldırmaya gelenleri anasından doğduğuna pişman etme hakkınız da vardır. Meşru savunma da her canlının hakkıdır. Bunuda halkımız her yerde ama kimseye saldırmadan ama asla mahsun birine zarar vermeden kendini koruma ve orantılı bir şekilde kendini koruma çerçevesinde yasalara uygun olarak meşru müdafaasına herkes her yerde yapmalıdır. Parti binalarımız da dahil olmak üzere." şeklindeki söylemlerinin TCK'nun 214/1 maddesinde düzenlenen suç işlemeye tahrik suçunu oluşturduğu,
Yine şüphelinin yapmış olduğu basın açıklamasında terör örgütü mensuplarından gerilla, ailelerinden de gerilla ailesi diye bahsettiği, terör örgütüne yapılan operasyonları savaş olarak nitelediği, yine Cizre ilçesinde terör örgütü mensuplarına yönelik yapılan operasyonlardan bahsederken örgüt mensuplarının asker ve emniyet güçlerine yönelik eylemlerini faşizme ve zulme karşı direnç olarak belirttiği ve bu şekilde silahlı terör örgütü olan PKK'nın propagandasını yaptığı belirtilmiştir.
2013 YILINDA ŞÜPHELİNİN ÖRGÜT YÖNETİCİLERİ İLE ÇEKİLMİŞ OLAN FOTOĞRAFI
PKK (Partiya Karkeren Kürdistan—Kürdistan İşçi Partisi) adlı yasadışı terör örgütü Türkiye Cumhuriyeti’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri ile Suriye, İran ve Irak ülke topraklarının bir kısmını da içine alacak şekilde Marksist-Leninist ilkeler doğrultusunda Kürt Devleti kurma amacı taşıyan ve bu amacı doğrultusunda 1984 yılından beri yurt içinde çok sayıda öldürme, yaralama, soygun, gasp, yol kesme, köy ve karakol basma, kundaklama, v.b. eylemler yapan bir terör örgütüdür.
Bu bağlamda;
Şikayetçi A.T.D.’ın 11 Mart 2013 tarihli İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yazmış olduğu dilekçesinde, 08/03/2013 tarihinde Sözcü gazetesinde yayınlanan, Milletvekillerinin Kuzey Irak'daki örgüt mensupları ile çekilmiş resimleri nedeniyle suç ihbarında bulunduğu,
Yapılan inceleme sonucunda suç isnadında bulunulan yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı şüphelinin cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemleri meşru gören silahlı terör örgütü liderlerinden Sabri OK, Murat Karayılan ile kadın terörist Sülbüs PERİ ile birlikte Abdullah Öcalan'ın resminin ve terör örgütünün sözde bayrakları olan ERNK ile Konfedaralizim bayraklarının önünde fotoğraf çekerek terör örgütünün destekçileri olduğunu belli edecek şekilde hareket etmek suretiyle terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği belirtilmiştir.
04/03/2016 TARİHİNDE ŞÜPHELİNİN ALTERNATİF CUMA NAMAZI SONRASI YAPMIŞ OLDUĞU VE ÖRGÜT PROPAGANDASI İÇEREN KONUŞMASI
04.03.2016 günü 11.00-13.15 saatleri arasında DİK (Demokratik İslam Kongresi) organizesinde PKK/KCK terör örgütüne yönelik yapılan operasyonları ve sokağa çıkma yasağını protesto etmek amacıyla ilimiz Yenişehir ilçesi Sümerpark Ortak Yaşam Alanında sözde sivil cuma namazı kılındığı ve ardından şüpheli Selahattin Demirtaş ve Nimetullah Erdoğmuş'un toplanan kalabalığa hitaben basın açıklaması düzenledikleri,
Şüpheli Selahattin Demirtaş'ın; “...” şeklinde konuşma yaptığı,
Basın açıklaması esnasında grup tarafından "Direne direne kazanacağız", "Katil Devlet hesap verecek", "Şehit namırın", "Amed sizinle gurur duyuyor" şeklinde sloganlar atıldığı,
Şüpheli Selahattin Demirtaş'ın konuşması incelendiğinde, yukarıda bahsedildiği üzere PKK/KCK üst düzey yöneticilerinin talimatları doğrultusunda hareket eden örgüt mensuplarına yönelik güvenlik güçlerince yapılan operasyonları katliam, örgüt mensuplarınca kazılan hendekleri özgürlük mücadelesi ve direniş olarak nitelendirdiği, vatandaşları bu hususta örgüt mensuplarına destek olmaya ve direnmeye çağırdığı, şüpheli Selahattin Demirtaş'ın terör örgütü mensuplarından gerilla diye bahsettiği, yine şüphelinin terör örgütü mensuplarının devletin güvenlik güçleri ile girdikleri silahlı çatışmaları haklı gösterdiği, bu nedenle de konuşma; içeriği itibariyle bir bütün halinde terör yöntemlerini kullanmaya özendirici ve terörizmi yüceltici nitelikte olduğu, bu şekilde şüphelinin terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği belirtilmiştir.
14/04/2012 TARİHİNDE ŞÜPHELİNİN DİYARBAKIR İLİNDE YAPMIŞ OLDUĞU KONUŞMADA SUÇU VE SUÇLUYU ÖVME SUÇUNU İÇEREN EYLEMİ
14/04/2012 günü saat 12:05 - 12:30 saatleri arasında, İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi organizesinde Koşu yolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde "Kayıp Şahısların Bulunması" ile ilgili olarak basın açıklaması ve oturma eylemi düzenlenmiştir. Bu eylem sırasında söz alan BDP Hakkari Milletvekili ve BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş özetle;
“... " Şeklinde sözlerine yer vermiştir.
Şüphelinin konuşma sırasında tutuklandığı tarih itibarı ile 30 bin kişinin ölümünden sorumlu olan terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan hakkında " ...Kürt Halk Önderi dediği için soruşturma açılacak ... Halk Önderine Halk Önderi Denir..." şeklinde ibareleri kullanarak suçluyu kabullenilmesi, sahiplenilmesi ve saygı duyulması gereken bir halk lideri olarak anlattığı bu şekli ile üzerine atılı suçluyu övme fiilini işlediği belirtilmiştir.
14/03/2012 TARİHİNDE ŞÜPHELİNİN DİYARBAKIR İLİNDE YAPMIŞ OLDUĞU KONUŞMADA SUÇU VE SUÇLUYU ÖVME SUÇUNU İÇEREN EYLEMİ
Barış ve Demokrasi Partisi ile herhangi bir tüzel kişiliği bulunmayan sözde Demokratik Toplum Kongresi (DTK) organizesinde 14/03/2012 günü saat 12.30 ile 13.05 saatleri arasında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Konukevi içerisinde Nevruz ve Nevruz ile alakalı bilboardlarda bulunan ve Mahkeme kararı ile yasaklanan kürtçe afişler ile ilgili bir açıklama düzenlenmiştir;
Yapılan bu etkinlik sırasında etkinliğe katılan BDP Hakkari Milletvekili Selahattin Demirtaş'ın söz aldığı beyanlarında özetle "..." şeklinde sözlerine yer vermiştir.
Şüphelinin konuşma sırasında tutuklandığı tarih itibarı ile 30 bin kişinin ölümünden sorumlu olan terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan hakkında "7 aydr İmralıda Bir halkın Önderine uyguladığınız işkenceyi asla kabul etmedik kabul etmeyeceğiz" şeklinde ibareleri kullanarak suçluyu kabullenilmesi, sahiplenilmesi ve saygı duyulması gereken bir halk lideri olarak anlattığı bu şekli ile üzerine atılı suçluyu övme fiilini işlediği belirtilmiştir.
18/03/2012 TARİHİNDE ŞÜPHELİNİN ÖRGÜTE ÜYE OLMAMAKLA BİRLİKTE ÖRGÜT ADINA SUÇ İŞLEMEK VE 2911 SYM SUÇLARINI KAPSAYAN EYLEMLERİ
…Yasaklama kararına rağmen terör örgütünün yukarıda yazılı çağrı ve talimatları doğrultusunda, 18/03/2012 tarihinde saat 07:15 den başlamak üzere özellikle Diyarbakır ili Bağlar ilçesinde çeşitli grupların toplanmaya başladığı, il genelinde başlayan eylemlerde terör örgütünün almış olduğu kararlar doğrultusunda bir çok sokakta sayıları 10 ila 500 arasında değişen erkek, kadın ve çocuklardan oluşan grupların yasadışı eylem düzenledikleri, meydana gelen olaylar sırasında emniyet güçlerinin olaylara müdahale ettikleri , toplanan gruplar tarafından PKK terör örgütü ve elebaşı lehine yasadışı sloganların atıldığı, döviz ve pankartlar ile PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan posterlerinin açıldığı, güvenlik güçlerinin dağılmaları yönünde yapmış oldukları uyarılara rağmen grupların dağılmayarak eylemlerine devam ettikleri, güvenlik güçlerine karşı, taşlı, sapanlı, molotoflu, havai fişekli ve el yapımı bombalarla saldırılarda bulundukları anlaşılmıştır.
Yine 18.03.2012 tarihinde yapılan tüm uyarı ve ikazlara rağmen Bağlar ilçesi Bağcılar mahallesinde bulunan nevruz alanında yaklaşık 10.000 kişilik grubun toplandığı, grup içerisinde bulunanların yer yer polise taşlı, sopalı saldırılarda bulundukları, bu tür grupların güvenlik kuvvetlerince zor kullanılarak dağıtıldığı anlaşılmıştır.
Söz konusu olay ile ilgili olarak şüpheli SELAHATTİN DEMİRTAŞ ile ilgili tespitler: …BDP Genel Başkanı ve Hakkari Milletvekili Sefahattin DEMİRTAŞ’ın yazılı ve görsel medya aracılığıyla, halkı/kitleyi yasaklı eyleme davet ederek/kışkırtarak ısrarla kanuna aykırı eylemin yapılmasına sebebiyet verdiği, İçişleri Bakanlığı ve Valiliğin yasaklama kararını hiçe sayarak kitleyi yasadışı eylemlere yönlendirdiği,
Terör örgütünün propagandası ve gövde gösterisi haline dönüştürülen eylemde ön saflarda yer aldığı, Güvenlik Güçlerinin ihtar ve zor kullanmasının ardından dağılmayıp direnerek ve yolu araç trafiğine kapatarak ısrarla Nevruz alanına gittiği, “Biz öyle ya da böyle alana gideceğiz” diyerek beraberinde bulunan eylemci kitleyi de Nevruz alanına yönlendirdiği, parti otobüsü üzerinde yaptığı konuşma sırasında eylemci kitle tarafından atılan “PKK HALKTIR, HALK BURADA” sloganlarına kayıtsız kalarak bu yasadışı sloganların atılmasına engel olmadığı, yine konuşması sırasında çok yakınında sallandırılan ve terör örgütünü simgeleyen sözde Kürdistan Ulusal Kurtuluş Cephesini (ERNK) temsil eden bez parçasına herhangi bir müdahale de bulunmadığı, söz konusu bez parçasının yanında ve önünde konuşmasına devam ettiği, konuşmasının içerisinde; “Çağdaş Kava Mazlum Doğan'dan bu yana, Nevruzu Nevruz yapan işte böyle duruşlar, böylesine direnişlerdir” şeklinde söylemlerde bulunarak PKK terör örgütünün kurucuları arasında yer alan ve Diyarbakır Cezaevinde tutuklu bulunduğu sırada 21 Mart 1982 tarihinde cezaevindeki hücresinde kendisini yakarak intihar eden terör örgütü mensubu Mazlum Doğan’ı överek sahiplendiği ve söylemlerini eylemci kitleye benimsetmeye çalıştığı, konuşması sırasında bir gencin otobüsün üzerine çıkmak istemesi üzerine de “Biliyorum gençler yükseklere tutkundur" diyerek gençleri dağa çıkmaya özendirdiği, BDP seçim otobüsünün üzerinde örgüt propagandası olabilecek tarzda zafer işareti yaptığı bu haliyle şüphelinin terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek ve 2911 Sayılı Kanunun 32/1. maddesine muhalefet suçlarını işlediği belirtilmiştir.
08/04/2011 TARİHİNDEKİ ÖRGÜT PROPAGANDASI YAPMAK EYLEMİ
08/04/2011 tarihinde PKK/KONGRA/GEL Terör örgütü güdümünde internet üzerinden yayın yapan ANF NEWS AGENCY isimli sitenin yayınında yer alan "KCK inanç komitesi müslümanları direnişe çağırdı " başlıklı haber üzerine BDP Diyarbakır İl Teşkilatı organizesinde Dağkapı meydanında Demokratik çözüm çadırı kurulacağı ve sivil itaatsizlik eylemleri kapsamında Cuma namazının kılınacağı şeklinde haberlerin alınması üzerine dağkapı meydanında Emniyet birimlerince gerekli tedbirlerin alındığı yaklaşık 2600 kişinin cuma namazına katıldığı namazdan sonra HDP Milletvekili Selahattin Demirtaş'ın Dağkapı meydanında çadır kurulması için bekleyen 150 kişilik guruba katıldığı, çadır kurulması için alana sokulmak istenen portatif demir parçalarının güvenlik kuvvetlerince alınmak istenmesi üzerine demir parçalarını bırakmayan guruptan bazı şahısların yere düştüğü akabinde şüpheli Selahattin Demirtaş'ın da aralarında olduğu grubun Ali Emiri caddesi üzerinden Valilik istikametine doğru yürüyüşe geçtiği esnada özel Veni Vidi hastanesi önünde güvenlik güçleri tarafından barikat kurulmak sureti ile durdurulduğu bunun üzerine dağkapı meydanına geri dönüldüğü ve oradan'da Kıbrıs Caddesi istikametinden Valilik binası istikametine doğru tekrar yürüyüşe geçtikleri ve şüphelinin de bu yürüyüşe katıldığı tespit edilmiştir.
Yukarıda izah edildiği üzere;
Dosya içersindeki olay tutanağından anlaşılacağı üzere HDP Milletvekili Selahattin Demirtaş'ın da, izin alınmadan ve örgüt çağrısı üzerine düzenlenen ve dağılma ihtarı yapılmasına rağmen dağılmayan ve bu şekilde yasadışı PKK terör örgütünün propagandasına dönüşen mitinge katıldığı ve bu suretle atılı suçu işlediği belirtilmiştir.
24/03/2011 TARİHİNDEKİ EYLEM
…Örgütün yapmış olduğu bu çağrılar doğrultusunda, 24.03.2011 günü saat 12.00 sıralarında Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Diyarbakır il teşkilatı ve sözde Demokratik Toplum Kongresi (DTK) organizesinde müzahir kitlenin de katılımıyla "Anadilde Eğitim, Seçim Barajının Kaldırılması, Siyasi Tutsakların Serbest Bırakılması, Askeri ve Siyasi operasyonların durdurulması vb" taleplerle ilgili Büyükşehir Belediyesi Konuk evi önünde oturma eylemi ve basın açıklaması düzenlendiği, akabinde Ofis istikametine doğru yürüyüş düzenlendiği, yaklaşık 800 kişilik bir grubun katıldığı, düzenlenen bu yürüyüş ve basın açıklaması sırasında toplanan grup tarafından PKK terör örgütü ve elebaşı lehine "Hepimiz Kürdüz, Hepimiz PKK'lıyız, Dağlarda arama apocular her yerde, Öcalansız dünyayı başınıza yıkarız, ... PKK; Gerilla, Gençlik Aponun Fedaisidir, Canımızla Kanımızla Seninleyiz Ey Başkan, Be Serok Jiyan Nabe (Başkansız Yaşam Olmaz), Kürdistan Faşizme Mezar Olacak, Şehit Namırın, …PKK Halktır Halk Burada, TC'nin piçleri yıldıramaz bizleri, direniş direniş ya özgürlük ya hiç, baskılar bizi yıldıramaz, be zıman jiyan nabe (dilsiz yaşam olmaz), disa disa serhıldan serokeme Öcalan, Öcalan'a uzanan eller kırılsın Çizgimiz Beritan Önderimiz Öcalan" şeklinde yasadışı sloganların atıldığı, döviz ve pankartların açıldığı, bahse konu yürüyüş ve basın açıklaması esnasında ve sonrasında güvenlik güçlerine ve kamu kurumlarına yönelik molotof kokteyli, havai fişekli ve taşlı saldırılarda bulunulduğu, güvenlik güçlerince grubun dağılmaları yönünde ikazlarda bulunulduğu ancak grubun bu ikazlara uymayarak eylemlerine devam ettiği, bunun üzerine güvenlik güçlerinin olaya orantılı güç kullanarak müdahale ettiği anlaşılmıştır.
Yukarıda izah edildiği üzere;
Dosya içersindeki olay tutanağından anlaşılacağı üzere HDP Milletvekili Selahattin Demirtaş'ın da, izin alınmadan ve örgüt çağrısı üzerine düzenlenen ve dağılma ihtarı yapılmasına rağmen dağılmayan ve bu şekilde yasadışı PKK terör örgütünün propagandasına dönüşen mitinge katıldığı ve bu suretle atılı suçu işlediği belirtilmiştir.
25/03/2011 TARİHİNDEKİ EYLEMLER
…Örgütün yapmış bu çağrılar doğrultusunda, 25/03/2011 tarihinde Belediye Konukevi önünde basın açıklaması yapılacağı ve bir gün önce başlatılan eyleme destek vermek amacıyla bir kısım insanların Koşuyolu parkı civarında toplanarak Belediye Konukevine doğru yürüyüş yaptıkları bilahare 200 kişilik grubun belediye konukevi önünde oturme eylemi yaptıkları yine aynı grup tarafından 11:30 sıralarında cuma namazı kılındığı saat 14:00 sıralarında BDP Eş Başkanı Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş'ın bu eyleme katılarak konuşma yaptığı,
Yukarıda izah edildiği üzere;
Dosya içersindeki olay tutanağından anlaşılacağı üzere BDP Milletvekili Selahattin Demirtaş'ın da, izin alınmadan ve örgüt çağrısı üzerine düzenlenen ve dağılma ihtarı yapılmasına rağmen dağılmayan ve bu şekilde yasadışı PKK terör örgütünün propagandasına dönüşen mitinge katıldığı ve bu suretle atılı suçu işlediği belirtilmiştir.
28/07/2010 TARİHİNDEKİ EYLEMLER
…Yasadışı PKK/KONGRA GEL terör örgütü güdümünde yayın yapan basın-yayın organlarının çağrıları doğrultusunda; 28.07.2010 tarihinde Demokratik Özgür Kadın Hareketi üyesi Barış anneleri insiyatifi ile Barış ve Demokrasi Partisi İl Teşkilatı tarafından organize edilen "son süreçte terör örgütüne yönelik olarak gerçekleştirilen operasyonlar sonucunda çok sayıda örgüt mensubunun ölü olarak ele geçirilmesi ve örgüt mensuplarının cesetlerine sözde kötü muamele bulunulmasını, Bursa ili İnegöl ilçesi ile Hatay ili Dörtyol ilçesinde meydana gelen olayları protesto etmek için düzenlenen basın açıklaması ve yürüyüşün düzenlendiği, söz konusu basın açıklaması ve yürüyüş sırasında yaklaşık 600 kişilik bir grubun katıldığı, katılan grup içerisinde bulunan bazı şahıslar tarafından yasadışı döviz ve pankartların açıldığı, PKK terör örgütü ve elebaşı lehine "Biji Serok Apo, İntikam intikam, dağlarda arama apocular her yerde, selam selam imralıya bin selam, vb" yasadışı sloganların atıldığı, güvenlik güçleri yasadışı gösteriye dönüşen basın açıklamasını engellemek amacıyla tedbir alarak BDP Diyarbakır il teşkilatı üyeleri ile görüştüğü sırada grup içerisinde bulunan yüzleri puşi ile kapalı bulunan 30-40 kişilik bir grubun emniyet tedbirini alan güvenlik güçlerine havai fişekli, molotof kokteyli, ses bombalı ve taşlı saldırıda bulundukları, saldırılar neticesinde bazı polis memurlarının yaralandıkları, yapılan müdahale sonucunda grubun dağıtıldığı, yine göstericiler arasında bulunan bir grubun Turguz Özal bulvarı üzerinde bulunan ... ilçe teşkilatına havai fişekli, molotoflu, ses bombalı ve taşlı saldırıda bulunulduğu, yapılan saldırılar neticesinde ...Bağlar ilçe teşkilatı binasında zararların meydana geldiği yine atılan molotof ve taşlar neticesinde vatandaşlara ait çeşitli araçların zarar gördüğü, ancak söz konusu zararların hangi şüphelinin attığı molotof yada taşlar neticesinde meydana geldiğinin tespit edilemediği, grubun müdahale neticesinde dağıtıldığı,
Yukarıda izah edildiği üzere;
Dosya içersindeki 28/07/2010 tarihli olay tutanağından da anlaşılacağı üzere şüpheli Selahattin Demirtaş'ın da, izin alınmadan ve örgüt çağrısı üzerine düzenlenip PKK terör örgütünün propagandasına dönüşen ve şiddete dönüşmesi nedeniyle zorla dağıtılan etkinliğe katıldığı, güvenlik güçlerine karşı molotof kokteyli, havai fişekli, ses bombalı ve taşlı saldırıda bulunan gruba göz yumarak yürüyüşe devam ettiği ve bu suretle atılı suçları işlediği belirtilmiştir.
09/10/2011 TARİHİNDEKİ EYLEMLERİ
…PKK terör örgütü Abdullah Öcalan'ın yakalama sürecinin başlangıcını oluşturan 09 ekim 1998 yılında Suriye'den çıkaralışının yıldönümü olması ve 27 Temmuz 2011 tarihinde bu yana ailesi ve avukatları ile görüşememesi bahanesi ile imrailı Cezaevinin kapatılması, askeri operasyonların durdurulması talepleri ile 09 Ekim 2011 pazar günü Bursa ili Gemlik ilçesinde kitlesel katılımlı "Büyük Gemlik Yürüyüşü 11 adı altında düzenlenmek istenilen yürüyüşün Bursa Valiliği tarafından yasaklanmasını protesto etmek amacı ile Barış ve Demokrasi Partisi organizesinde Milletvekilleri, Belediye Başkanları, sözde Demokratik Toplum Kongresi üyeleri ile terör örgütüne müzahir kişilerin katılacağı bir oturma eylemi ve basın açıklamasının 09 ekim 2011 pazar günü 11:00-17:00 saatleri arasında Diyarbakır ili Dağkapı meydanında yapıldığı,
Dağkapı Meydanının orta kısmına 3*5 ebadında "Tecrit Değil Özgürlük, Savaş Değil Müzakere- (Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu Milletvekilleri) ve 3*5 ebadında "askeri ve Siyasi Operasyonlara Son- (Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu Milletvekilleri) ibareli pankartların zemine asıldığı,
Saat 11:45 sıralarında BDP Eş Genel Balkanları şüpheli Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak, Aysel Tuğluk, Sırrı SAKIK, İbrahim Binici, Ayla Akat Ata , Adil KURT, Hasip Kaplan, Pervin Buldan, İdris Baluken, Mülkiye BİRTANE, Erol Dora, Murat BOZLAK, Halil Aksoy, Sebahat Tuncel, isimli milletvekillerinin toplanan kalabalığa dahil oldukları,
Şüpheli Selahattin Demirtaş'ın toplanan kalabalığa hitaben "..." şeklinde konuşma yapmıştır.
Şüpheli Selahattin DEMIRTAŞ'ın Türk Hukuk sistemi içerisinde kurularak faaliyet yürüten bir partiden milletvekili olmasına rağmen kanlı bir terör örgütü olduğu bütün dünya tarafından kabul edilen yasadışı PKK terör örgütü ve illegal uzantılarının yaptığı eylem çağrıları doğrultusunda gerçekleştirilen yasadışı gösteriye katılıp, toplanan kalabalığa hitaben içeriği itibariyle terör örgütünün propagandasını oluşturan konuşmayı yapmak suretiyle üzerine atılı yasadışı PKK terör örgütünün propagandasını yapmak, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suretiyle örgüt üyesi olmak suçunu işlediği belirtilmiştir.
04/05/2011 TARİHİNDEKİ EYLEMLERİ
…Şüpheli Selahattin Demirtaş'ın Türk Hukuk sistemi içerisinde kurularak faaliyet yürüten bir partiden milletvekili olmasına rağmen kanlı bir terör örgütü olduğu bütün dünya tarafından kabul edilen yasadışı PKK terör örgütü ve illegal uzantılarının yaptığı eylem çağrıları doğrultusunda Tunceli ili Pülümür ilçesi kırsalında güvenlik güçleri ile girdiği çatışmada öldürülen terör örgütü mensuplarının Diyarbakır ilindeki cenaze törenlerine katılıp, çoğunluğunun yüzleri kapalı şahıslar tarafından yasadışı PKK terör örgütünü temsil eden bez parçaları, örgüt elebaşısı Abdullah Öcalan'ın posterlerini açıp, yukarıda yazılı içerikteki yasadışı sloganları atan ve güvenlik güçlerine atılmak üzere ellerinde havai fişek rampası ile molotof kokteyli bulunan grubun içerisinde, yasadığı PKK terör örgütünü temsil eden sözde bayrağa sarılı tabut içerisinde elde taşınan örgüt mensubunun cenazesini takip ederek Yeniköy mezarlığına definleri için yapılan törene katılmak suretiyle üzerine atılı örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suretiyle örgüt üyesi olmak suçunu işlediği belirtilmiştir.
27/11/2010 TARİHİNDEKİ EYLEMLER
…Yapılan soruşturma sonucu yasadışı PKK terör örgütü ve uzantılarının 27 kasım 1978 tarihinde kurulan yasadışı PKK terör örgütünün kuruluş yıl dönümü nedeniyle örgütün müzahir tabanı ve sempatizanlarına yönelik mesaj ve çağrıları doğrultusunda Diyarbakır Milletvekili olan şüpheli Selahattin Demirtaş’ın, PKK KONGRA-GEL Terör örgütünün siyasi kanadını temsil eden sözde Kürdistan Demokratik Konferedalizmi ve Kürdistan Ulusal Kurtuluş Cephesini (ERNK) bez parçası Mulla Mahallesi Mulla Caddesi üzerinde bulunan 3 katlı binanın çatı kısmına asıldığı, kurulan platformun arka kısmında Lice tarihi ile buluşuyor Lice Kültür Sanat ve Turizm Festivali yazısının asılıp, platformun ön üst kısmında yüzü puşili kişiler tarafından asılan PKK terör örgütünü temsil eden bez parçası ile örgüt elebaşısı Abdullah Öcalan ve örgütün ileri gelen mensuplarından Mazlum Doğan ve Kemal Pir’e ait resimler ve siyah zemin üzerine üzerinde önder Apo, Kemal, Mazlum, Hayri, Karasungur, Seyfettin, Cuma, Abbas, Fuat isimlerinin yazılı olduğu bez parçasının asılıp, ses düzeni ile de toplanan kalabalığa hitaben içeriği itibariyle yasadışı PKK terör örgütünün propagandasını oluşturan şarkıların çalındığı ortamda platformda toplanan kalabalığa hitaben yaptığı konuşma içeriğinde yasadışı PKK terör örgütünün elebaşısı Abdullah Öcalan'dan barışın mimarı, PKK terör örgütünden özgürlük mücadelesi, mensuplarından şehit olarak bahsedip, Diyarbakır cezaevinde hükümlü olarak bulunan terör örgütünün önde gelen mensuplarından Mazlum Doğan, Hayri DURMUŞ’un kendisini yakarak öldürmeleri önünde saygıyla eğiliyoruz şeklindeki konuşma içeriğiyle üzerine atılı örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suretiyle örgüt üyesi olmak suçlarını işlediği belirtilmiştir.
19/09/2010 TARİHİNDEKİ EYLEMLERİ
…Yapılan soruşturma sonucu Anadilde eğitim ile ilgili yasadışı PKK terör Örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın avukatları ile yaptığı görüşmeler sırasında bu konuda verdiği talimatlar, yasadışı PKK terör örgütü ve illegal uzantılarının anadil ile ilgili örgütün sempatizanlarına yönelik çağrıları ve KCK/TM operasyonu kapsamında yapılan aramalarda KCK/TM üyesi Ahmet MAKAS'ın adresinde ele geçirilen hafıza kartı İçerisinde kayıtlı hamle komitesi İmzalı örgütsel belge içeriğinden anlaşılacağı üzere Anadilde eğitim konusunda kürt halkını başlatılacak bu sürece dahil etmek amacıyla planlamalarının yapılıp, eş zamanlı ülke genelinde uygulamaya sokulduğu, bu amaçla Diyarbakır ilinde 19.09.2010 tarihinde Diyarbakır ilinde gerçekleştirilen gösteriye katılan BDP Diyarbakır Milletvekili şüpheli Selahattin Demirtaş'ın yukarıda alıntı yapılan konuşmasında kürt halkının çocuklarını 5 gün boyunca okula göndermeyeceğiz şeklinde yaptığı çağrısı ile yasadışı PKK terör örgütü ve illegal uzantılarını organize edip, örgütün sempatizanlarına yaptığı çağrılara destek vermek suretiyle üzerine atılı örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçunu işlediği belirtilmiştir.
07/07/2012 TARİHİNDEKİ BİNGÖL İLİNDEKİ EYLEM
…Yapılan soruşturma sonucu BDP Genel Başkanı Hakkari milletvekili olan şüpheli Selahattin Demirtaş'ın yapmış olduğu konuşmasında; örgüt mensuplarından gerilla olarak bahsettiği ve Türkiye topraklarındaki Doğu ve Güneydoğu bölgelerini Kürdistan olarak ifade ettiği, terör örgütünün stratejisi benimseyen konuşmanın bütünü itibariyle üzerine atılı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği belirtilmiştir.
27/10/2012 TARİHİNDEKİ BATMAN ÖZEL FARABİM HASTANESİ ÖNÜNDEKİ EYLEM
27/10/2012 günü Batman BDP il Başkanlığınca Özel Farabim Hastanesi önünde, 12.00-17.00 saatleri arasında BDP yönetimi tarafından alınan yönetim kurulu kararı doğrultusunda "Ölümlere Sessiz Kalmayacağız, Taleplere Yanıt Verilsin" adı altında Valiliğin olurları ile bir miting düzenlendiği, saat 13.30 sıralarında BDP Eş Genel Başkanı ve Hakkari Milletvekili Selahattin Demirtaş, BDP Batman Milletvekili Ayla AKAT, BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, BDP Bingöl Milletvekili İdıis BALUKEN, Batman Belediye Başkan Vekili Serhat TEMEL, BDP il Başkan Vekili Ayşe AĞILĞAT ile Başkan Yardımcısı Şehmuş AZBOY'un da aralarında bulunduğu yaklaşık 7000 kişinin katılımıyla mitingin başladığı, BDP Batman İl Başkan Yardımcısı Şehmus AZBOY, Batman Belediye Başkan Vekili Serhat TEMEL ve BDP Batman Milletvekili Ayla AKAT'ın kısa süreli olarak toplanan gruba hitap ettiği, son olarak BDP Eş Genel Başkanı ve Hakkari Milletvekili Selahattin Demirtaş'ın yaklaşık yarım saat süren bir konuşma yaptığı, yapılan konuşmalar esnasında kalabalık grup tarafından "Biji Serok APO, PKK Halktır Halk Burada, Şehid Namırın" şeklinde terör örgütü lehine sloganlar atıldığı, miting alanının yanında bulunan boş inşaata üzerinde terörist başı Abdullah Öcalan'ın fotoğraf bulunan ve sayın Abdullah Öcalan'A ÖZGÜRLÜK ibaresi yazan pankart asıldığı,
BDP Eş Genel Başkan ve Hakkari Milletvekili Selahattin Demirtaş yaptığı konuşmasının bazı bölümlerinde; ”Başkaldıran ve direnen...sizleri bu meydanda bu coşkumuzun bu heyecanınızın önünde hepinizin önünde saygıyla eğiliyorum, eğilerek selamlıyorum,", "Biz insanlarımızı, gençlerimiz bu halkın evlatları, kahramanları zindanlarda ölsün diye değil, Ölmesin diye meydanlardayız, alanlardayız. Bakın bu talepler sayın ÖCALAN'a Özgürlük ve müzakereler, anadilde savunma ve anadilde eğitim talepleri, sadece 600 tutsağın talepleri değil BDP'nin talebidir, milyonlarca Kürdün talebidir.", "Batman Belediye Başkanı dahil Nevzat AT ALAY dahil 10.000'e yakın siyasi tutsak ceza evinde, üç yıldır, üç buçuk yıldır bu arkadaşlarımız mahkeme salonunda sadece kendi anadiliyle konuşmak istiyorlar, savunmasını yapmak istiyorlar, üç buçuk yıldır buna izin verilmiyor. Buna karşı bu leş kargası danışmanlar üç buçuk yıldır sessiz kalıyor. Bu ana dilde savunma hak mıdır? hak değilmidir? sessiz kalıyor. Bu KCK operasyonlarını planlayanlar, arkadaşlarımızı tutuklayanlar bu leş kargaları, savunmayı yaptırmayanlar bu leş kargaları, gece gündüz dağda taşta askeri operasyon talimatı verenler bu leş kargaları, imralıda tecrit uygulayanlar bu leş kargaları.", "Gün bu leş kargalarına teslim olma günü değil, ..."Kürt halkı önderi sayın Öcalan'ı orada tecritte ... bunlar gibi, bunlar gibi bazı leş kargaları önderliğin ne demek olduğunu anlamayabilirler. Ama bu halk için önderlik demek özgürlük demektir. Bu halk için önderliğin özgürlüğü demek, Kürt halkının özgürlüğü demektir…Onların önderliğin on üç yıl boyunca beton bir hücrede kendi halkı için nasıl direndiğini anlayamazlar, nasıl direneceğini anlayamazlar bu nedenle önderliğe hakaret etmeyi kendileri acısından bir maharet sayarlar", "Salı günü hayatı durduralım, Okullara gitmeyerek, kontaklarınızı çalıştırmayarak, kepenkleri açmayarak, alışveriş yapmayalım, o gün çözüm için bedenlerini açlığa yatırımla arkadaşlarımıza vicdanı olarak, ahlaki olarak, siyasi olarak destek olmanın günüdür diyorum” şeklinde konuşma yaptığı bu suretle terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği belirtilmiştir.
28/09/2013 TARİHİNDEKİ KARAKOÇAN BDP İLÇE BİNASI ÖNÜNDEKİ EYLEM
28/09/2013 tarihinde Barış ve Demokrasi Partisi organizesinde Barış ve Demokrasi Partisi Karakoçan İlçe binasına suç tarihinde Barış ve Demokrasi Partisi Eş Genel Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi İstanbul Milletvekili olan Selahattin Demirtaş ve bir kısım milletvekillerinin katılımı ile ziyaret gerçekleştirildiği, bu etkinlik sırasında parti Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş tarafından toplanan gruba konuşma yapıldığı, bu konuşmalar esnasında toplanan grup tarafından; ''biji serok apo, şehit namırın, PKK halktır, halk burada, kürdistan faşizme mezar olacak'' şeklinde sloganlar atıldığı ve terör örgütü PKK merkez komite üyelerinden Mazlum Doğan'ın fotoğrafının bulunduğu pankart açıldığı, ayrıca PKK/KCK terör örgütü mensuplarınca sözde ulusal marş olarak adlandırılan ''hernepeş (ileri)'' isimli marşın çalındığı, Barış ve Demokrasi Partisi Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş tarafından yapılan konuşmada,''…” şeklinde terör örgütünün ve amacının propagandasını yapma, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, suçu ve suçluyu övme suçlarını işlediği belirtilmiştir.
07/01/2016 TARİHİNDEKİ VAN HDP İL BİNASI ÖNÜNDEKİ EYLEM
07/01/2016 tarihinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Başkanlığının organizesinde İlimiz Beşyol mevkii Hastane Caddesi Koç İş Merkezinde bulunan HDP il binası önünde gerçekleştirilen etkinlikte, halen 26. donem HDP İstanbul Milletvekili olan Selahattin Demirtaş yapmış olduğu konuşmada;...son zamanlarda ülkemizin belirli yerlerinde PKK terör örgütü yandaşları tarafından yapılan ve hendek kazma, barikat kurma şeklinde gerçekleştirilen terör eylemleri ile bunları gerçekleştirenleri haklı gösterip, övme, yüceltme çabasında bulunduğu, güvenlik güçleriyle çatışan teröristleri savunarak mazlum gibi göstermeye çalıştığı yine, "...sizin dilinizi yasaklayan biz değiliz köyünüzü yakan biz değiliz onyedibin faili meçhulu biz işlemedik kürt halkına yüz yıldır ana vatanında zulüm yapan biz değiliz sizsiniz siz, özür dilemesi gereken sizsiniz..." şeklinde sözlerle de halkın bir kesimini diğer kesimi aleyhine kışkırtarak halkı kin ve düşmanlığa alanen tahrik ettiği,
..."Buyurun gelin tartışalım yav bizde özerklik diyoruz buyurun gelin tartışalım diyoruz seninki hak bizimki niye hak değil...", "...canlı yayına çıkalım canlı yayına Başbakanla canlı yayına sen başkanlığı savun ben özerkliği savunayım sen anlat ben anlatayım..." şeklinde sözlerle özerkliği savunarak TCK'nun 302/1 maddesinde anlatımını bulan "... veya Devletin Bağımsızlığını zayıflatmaya veya birliğini bozmaya veya Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmaya...", şeklinde belirtilen müsnet suçu işlediği belirtilmiştir.
20/03/2014 TARİHİNDEKİ NEVRUZ ŞENLİĞİ EYLEMİ
Milletvekili şüpheli Selahattin Demirtaş hakkında 20/03/2014 tarihinde Şırnak İl merkezinde yapılan toplantı ile ilgili olarak yürütülen soruşturma kapsamında ;
Suç tarihinde Barış ve Demokrasi Partisi (B.D.P) Şırnak Merkez İlçe Başkanı tarafından Şırnak Valiliğine, 20/03/2014 tarihinde ilimiz Cumhuriyet Meydanında "Nevruz Şenliği" adı altında etkinlik düzenleme talebi ile Valiliğe müracaatta bulunulduğu, Valilik tarafından talebin uygun görüldüğü,
20/03/2014 günü saat 10:00 itibariyle belirlenen toplanma alanında müzik yayınına başlandığı, bu arada toplanma alanında terör örgütü elebaşı terörist Abdullah Öcalan ile diğer bazı teröristlerin posterlerinin açıldığı, terör örgütünü simgeleyen bezlerin asıldığı ve teşhir edildiği, sözde kürdistan marşının okunduğu, diğer katılımcıların konuşmalarının ardından milletvekili şüpheli Selahattin Demirtaş'ın konuşma yaptığı, toplantı süresince zaman zaman "biji serok apo, PKK halktır halk burada" şeklinde PKK terör örgütünü ve terörist elebaşı Abdullah Öcalan'ı övücü nitelikte sloganlar atıldığı,
Tespit edilen bu eylemlerin, 2911 Sayılı Toplantı Ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun 23/b maddesine açıkça aykırılık teşkil ettiği ve yapılan toplantıyı kanuna aykırı kıldığı,
2911 Sayılı Kanunun 28/1 maddesi ile de kanuna aykırı toplantıya katılmanın suç olarak kabul edildiği ve cezai yaptırıma bağladığı,
Şüpheli Selahattin Demirtaş' ın yaptığı konuşmada, "... kürdistan halkının, Şırnağın nevruzunu kutluyorum...şırnak halkı yüzlerce şehit vererek nevruzu karşıladı... nevruz şehitleri şahsında bütün parti şehitlerimizi buradan saygıyla hasretle minnetle anıyorum... Bizi kendi toprağımızda mezara gömüp kendi toprağımızda kürdistanda üzerimize beton döküp bir daha dirilmemecesine yok etmeye çalışan faşizan ve tekci zihniyet...buradan imralıya, başkan apoya binlerce selam olsun..."şeklinde cümleler kullandığı anlaşılmaktadır.
Yapılan toplantıya ilişkin olarak yukarında izah oluş karşısında; milletvekili olan şüphelinin 20/03/2014 tarihinde Şırnak il merkezinde Nevruz kutlaması adı altında gerçekleşen ve terör örgütü elebaşı terörist Abdullah Öcalan ile diğer bazı teröristlerin posterleri ile terör örgütünü simgeleyen bezlerin asılıp teşhir edilmesi, sözde kürdistan marşının okunması ve "biji serok apo, PKK halktır halk burada" şeklinde PKK terör örgütünü ve terörist elebaşı Abdullah Öcalan'ı övücü nitelikte sloganlar atılması nedeniyle kanuna aykırı nitelikte olan toplantıya katılmak suretiyle 2911 Sayılı Kanunun 28/1 maddesine mümas suçu işledikleri, öte yandan;
Şüpheli Selahattin Demirtaş'ın, gerek yukarıda belirtilen nedenlerle terör örgütünün propagandası şeklinde gerçekleşen toplantıda yer almak suretiyle gerekse yaptığı konuşma içeriği dikkate alındığında; terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu ve gerek öldürülen terör örgütü mensupları gerekse terör örgütü elebaşı ile ilgili sözleri ile suçu ve suçluyu övmek suçunu işlediği belirtilmiştir.
12/09/2015 TARİHİNDEKİ CİZRE İLÇESİ NUR MAHALLESİNDEKİ EYLEM
Şırnak Valiliğince 04/09/2015 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı kararının 12/09/2015 tarihinde saat 07:00 itibari ile kaldırılması ile birlikte, 12/09/2015 günü HDP (Halkların Demokratik Partisi) Milletvekili Selahattin Demirtaş ile HDP'li bazı milletvekillerinin de bulunduğu bir heyetin Cizre ilçesi Nur Mahallesine girdiği, mahallede toplanan yaklaşık 4000 kişiye hitaben Selahattin Demirtaş'ın konuşma yaptığı, konuşma sırasında HDP milletvekili Selahattin Demirtaş'ın " Yıl olmuş 2015 21. Yüzyıl dünyasında bir kez daha Cizre'de halkın taleplerini halkın siyasal, sosyal, ekonomik isteklerini Halkın özyönetimle artık ben kendimi yönetmek istiyorum artık bu zulüm bitsin artık bir irade olmak istiyoruz anlayışının bir kez daha tankla, topla durdurabileceklerini sanıyorlar" şekilde sözler söylediği, Cizre İlçesinde, PKK/KCK terör örgütünün talimatları doğrultusunda örgüt mensuplarınca sözde özerlik ilan edildiği, HDP milletvekili Selahattin Demirtaş'ın da bu sözlerinin örgütün sözde amaçlarını meşru göstermeye ve övmeye yönelik olduğu bu kapsamda diğer hususlarla birlikte değerlendirildiğinde HDP milletvekili Selahattin Demirtaş'ın 3713 sayılı Terörle Mücadele yasanın 7/2 maddesinde düzenlenen terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediğinin anlaşıldığı,
- dosya içerisinde bulunan Cizre Kaymakamlığının 13/10/2015 tarihli yazısı dikkate alındığında HDP milletvekili Selahattin Demirtaş'ın yaklaşık 4000 kişiye konuşma yapması ve buna ilişkin toplantı ve gösteri ile ilgili olarak Cizre Kaymakamlığından herhangi bir izin alınmadığının anlaşıldığı, bu kapsamda HDP milletvekili Selahattin Demirtaş'ın eyleminin 2911 sayılı yasanın 28/1 maddesinde düzenlenen Kanuna aykırı toplantı düzenleme veya yönetenlerle bunların hareketlerine katılma suçu kapsamında kaldığının anlaşıldığı belirtilmiştir.
13/11/2012 TARİHİNDEKİ KIZILTEPE İLÇESİNDEKİ EYLEMLER
13/11/2012 tarihinde Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Kızıltepe ilçe Başkanlığı organizesinde PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan' a uygulanan sözde tecriti protesto etmek ve anadil üzerindeki baskıların sonlandırılması amacıyla PKK/KCK terör örgütü mensubu olmak suçundan Mardin E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan şahısların başlattıkları süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine destek vermek amacıyla, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) genel başkanı, yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı milletvekili Selahattin Demirtaş'ın Kızıltepe ilçesi Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan ve izinsiz olarak Kızıltepe ilçesi Urfa Caddesi' ni tamamen trafige kapatan yaklaşık 2000 kişiye Türkçe bir konuşma yaptığı,
Selahattin Demirtaş'ın konuşmasında; "7' den 70' e bütün Koser halkı özellikle de serhildanın öncüsü kahraman koser gençliği ve her daim fedakarlığın cesaretin timsali kürt anaları, kürt kadınları hepinizi en içten duygularımla saygıyla selamlıyorum, hepinize sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Öncelikle, öncelikle açlık grevlerinin 63 gününde bu kritik aşamada kendi evlatlarını kürt gençlerinin bu fedakarca tutumunu sahiplenen bütün halkımıza günlerdir, haftalardır, alanlarda, meydanlarda direnen bütün halkımıza teşekkür ediyorum. Biz, biz alana gelmeden biz alana yetişmeden önce yanılmıyorsam bir müdahale olmuş, bu konuya ilişkin şunu belirtmek istiyorum, demişler ki, demişler ki Öcalan posteri asamazsınız. Bak onu diyenlere, onu diyenlere açıkça sesleniyorum. Kürtlerin katili Kenan EVREN'in heykekelini dikebiliyor da kürt halkı önderinin posterini niye asamıyorlar. Siz Kenan EVREN' in Kenan EVREN gibi darbeci ismini okullara meydanlara verebiliyorsunuz da bu halkı için ondört yıldır İmralı' da bir beton çukurda direnen kürt halk önderinin posterini.. buna buna.. yok çünkü biz başkan Apo' nun heykelini dikeceğiz heykelini. Kürt halkı artık Kürt halkı artık ayağa kalkmış bir halktır. Önderiyle, partisiyle, seçilmişiyle, çocuğuyla, genciyle, yaşlısıyla ortadoğunun en büyük halklarından biridir..." şeklinde sözler söylediği,
Bu şekilde HDP İstanbul milletvekili olan Selahattin Demirtaş'ın kanuna aykırı toplantı düzenlemek, yönetmek ve bu toplantıda yapmış olduğu konuşma içeriğinin aynı zamanda PKK terör örgütü paralelinde yayın yapan internet sitelerinde de yayımlanması gözönüne alındığında terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği belirtilmiştir.
4-)Kamuoyunda 6-7-8 Ekim olayları olarak bilinen olayların başlangıcında HDP MYK'sından yapılan ve şüphelinin yapmış olduğu diğer açıklamalara ilişkin eylemleri nedeniyle;
“HDP Merkez Yürütme Kurulu tarafından 06/10/2014 tarihinde www.twitter.com isimli sosyal paylaşım sitesi üzerinden yayınlanan ve aşağıda yer alan açıklama ile halk sokaklara çıkmaya davet edilmiş, bu açıklama ayrıca yazılı ve görsel yayın organlarına da gönderilerek alenileştirilmiştir. HDP Eş Başkanları ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri dahil tüm yöneticilerin IŞID'in Kobaniye saldırılarını bahane ederek halkı silahlı isyana tahrik ve teşvik etmiştir.
HDP'nin Merkez Yürütme Kurulu 06/10/2014 tarihinde Kobani gündemiyle yaptığı toplantı sonrasında basına gönderilen halklarımıza acil eylem çağrısı notuyla Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve yasal mevzuata aykırı olarak Kobani'ye IŞID saldırılarını protesto etmek için sokağa çıkma çağrısında bulunmuştur. Basına gönderilen açıklamada "IŞID saldırılarının ve ...iktidarının Kobani'ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz. Kobani'de yaşanan katliam girişimine karşı 7'den 70'e bütün halklarımızı sokağı alan tutmaya ve harekete geçmeye çağırıyoruz. Bütün uluslararası kurumlar demokratik kitle örgütleri, emek ve meslek örgütleri, kadın ve gençlik örgütleri, demokratik güçler Kobani'de yaşanan vahşete karşı harekete geçmelidir. Bundan böyle her yer Kobani'dir. Kobani'deki kuşatma ve vahşi saldırganlık son bulana kadar süresiz direnişe çağırıyoruz" denilmiştir.
Böyle bir çağrının sonuçlarının ne olacağını yıllardır yaşanan olaylar ışığında HDP yetkilileri tarafından bilinmektedir ve bu sonuçların meydana gelmesi açıkça amaçlanarak ve teşvik edilerek, bu açıklama kasıtlı olarak yapılmıştır.
Bu çağrı üzerine ülkemizin bir çok şehrinde yapılan eylemlerde IŞİD'in Kobani saldırısını protesto etmek amacıyla olduğu ileri sürülen eylemlerde onlarca vatandaş hayatını kaybetmiş, kolluk kuvvetleri de dahil yüzlerce vatandaş yaralanmış, işyerleri evler ve kamu malları hasar görmüş, bir çok şehirde eğitime ara verilmiş, sokağa çıkma yasağı uygulanmak zorunda kalınmıştır.
Yukarıda arz ve izah edilen sebepler ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü ve diğer güvenlik birimlerinin yaptıkları tespit ve işlemler esas alınarak HDP MYK üyeleri ve diğer yetkililer hakkında 06/10/2014 tarihinde yapılan sokağa çıkma çağrısını ve sonunda meydana gelen olaylardan dolayı haklarında birçok suç ihbarı yapıldığı belirlenmiştir.
PKK/KCK terör örgütünün Suriye uzantısı olan YPG ile IŞİD mensupları arasında Suriye'ye ait Kobani bölgesinde IŞİD'in çatışmayı yoğunlaştırdığı ve ülkenin kontrölünü büyük ölçüde sağladığı sırada;
Aynı gün benzer şekilde çağrının terör örgütünün güdümünde yayın yapan www.fıratnews.com isimli internet haber ajansında yayınlandığı, yayın içeriğinde "Komalen Ciwan Koordinasyonun: "Bilindiği üzere 23 gündür Kobani merkezli DAİŞ faşizmi son barbarlığıyla devam etmektedir. Bunun karşısında Kürdistan'ın en cesur genç kadın ve erkekleri de direnmektedir. Tarihe altın harflerle yazılacak olan bu eşsiz direnişte yaşamını yitirenleri anıyor ve mücadelelerinin takipçisi olacağımızı belirtmek istiyoruz. Bunun yanında Kobani'de fedai çizgisinin öncülüğü yapan Arin yoldaşımızın genç kadınların sembolleşen ismi ve mücadele ruhu olduğunun bilinmesini istiyoruz. - Arin yoldaşın yükselttiği kadın özgürlük mücadelesini tüm Kürdistanlı genç kadınlar tarafından ölümüne sahiplenilmesi an meselesidir. Bu temelde Kobani devriminin ruhunun ne kadar yakıcı ve devrimci olduğunun göstergesi de olmuştur. Bu temelde tüm kürt gençliği şehit Jiyan, şehit Gerilla ve şehit Militan yoldaşların ruhuyla zafere kadar Arin Mirkan çizgisinde yürümeye çağırıyoruz. Kobani ile başlayan devrim dalgası tüm Kürdistan'a yayılmalı ve bu temelde Kürdistan gençliğini ayaklanması çağrısında bulunuyoruz." şeklinde çağrı yapıldığı,
Bunun üzerine; HDP MYK'sı "Şuanda toplantı halinde olan HDP MYK'nın halklarımıza acil çağrı; Kobani de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve ... iktidarının Kobani'ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz." şeklinde çağrı yapmıştır.
Kürdistan Kurumlar adı altında yapılan açıklamada ise; "Kobani'de Kürdün katliamı ile karşı karşıya olduğunu dikkat çekilerek herkesin bir saniye kaybetmeden Suruç'a hareket etmesi ve bulunduğu yerde sokağa dökülmesi" çağrısını yapmıştır. Çağrıda "Kobani'ye yönelik saldırılar bir katliam eşiğine gelmiş bulunmaktadır. Bütün dünya ve insanlık bu katliama kulaklarını kapamış gözlerini yummuştur. Kürdistan halkı olarak bu durumu kabul etmemiz mümkün değil. Bu nedenle bütün halkımız Suruç'a gidebelecekler hemen bir saniye zaman kaybetmeden gitmeli ve Kürdistan'ın her karış toprağı Kobani için ayağı kalkmalıdır. Kobani tüm dünyanın gözleri önünde bir katliam tehlikesi altında iken bizim yerimizde oturmamız, uyumamız, günlük yaşantımızı sürdürmemiz mümkün değildir. Tüm halkımızı yediden yetmişe bulunduğu her yerde yaşamı IŞİD ve işbirlikçisi ...'ye dar etmeye ve serhildanı en üst düzeyde genişletirerek bu katliamcı çetelere karşı durmaya çağırıyoruz." şeklinde ifadelere yer verilmiştir.
…Aynı sitenin yani www.fıratnews.com isimli internet sitesinin 07/10/2014 tarihli yayınında;
KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanlığı: "DAİŞ vahşetine karşı milyonları sokağa çağırarak, "Kuzey halkımız IŞİD çetelerine, uzantılarına hiçbir yerde yaşam şansı tanımamalıdır." dedi. KCK, tüm sokakları Kobani sokaklarına dönüştürmeye çağırdı. KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanlığı yaptığı yazılı açıklamada; "Çirkin ve sinsi katliam" karşısında kürt halkından mücadeleyi her yere, her zamana taşıyarak süreklileştirmesini isterken çetelere ve uzantılarına hiçbir yerde yaşam şansı tanınması gerektiğini kaydetti. KCK, özellikle "bu saatten itibaren milyonlar sokaklara akmalı, sınır insan seline dönüşmelidir. Türk Devletinin ve kanlı çete IŞİD'in ortaklığı sonucu sınır hattı boşaltılarak Kobani direnişi desteksiz bırakılmak istenmektedir. Halkımız bu çirkin ve sinsi katliam karşısında başlattığı mücadeleyi her yere, her zamana taşıyarak süreklileştirmelidir. Kuzey halkımız IŞİD çetelerine, uzantılarına ve destekçilerine hiçbir yerde yaşam şansı tanımamalıdır. Tüm sokaklar Kobani sokaklarına dönüştürülmeli, tarihin bu eşsiz direnişine denk bir direniş gücü ve örgütlüğü geliştirilmelidir. Bu saatten itibaren milyonlar sokaklara akmalı, sınır insan seline dönüşmelidir. Her Kürt ve onurlu her insan, dostlar, duyarlı kesimler bu andan itibaren eyleme geçmelidir. An direniş eylemini geliştirme ve büyütme anıdır. Bu temelde tüm halkımızı, duyarlı kesimleri, dostlarımızı Kobani direnişini sahiplenerek yürütmeye, başta kürt gençleri başta olmak üzere tüm gençlerin Kobani'de özgürlük saflarına katılarak, direnişi yükseltmeye çağırıyoruz." şeklinde çağrılar yapıldığı belirlenmiştir.
Yine aynı sitenin 08/07/2014 tarihli yayınında;
KCK: Milyonlar sokaklardan ve mücadele alanlarından çekilmemeli başlıklı haberden "halkımız bulunduğu her yerde direniş mücadelesini büyüterek süreklileştirmelidir. Halkımız haklı ve meşru mücadelesini zafere kadar yüksek bir kararlılıkla sürdürmelidir. Milyonlar sokaklardan ve mücadele alanından çekilmemelidir. Halkımız; mücadelen atılacak her geri adımın önümüzdeki günler, aylar ve zamanlarda daha büyük bedellere mal olacağı bilinciyle hareket ederek, mücadelesini kesintisiz yükseltmelidir. Ve kendi öz savunmasını güçlendirerek 'her yer Kobani, her yer direniş-serhildan' anlayışı ile direnişini zafere taşımalıdır." şeklinde habere yer verilmiştir.
Komalen Ciwan: Kürdistan'da devlet namına bir şey kalmamalı başlıklı haberinde "Kürt gençlik hareketi Komalen Ciwan devrim halk savaşını her alanda güçlü yürütme çağrısında bulunarak, Devletin Kürdistan'da hiçbir meşruiyeti kalmamıştır, kalmamalıdır da, yasaklarla Kürdistan'ı zindana çevirmeye çalışan kararlarına karşı Kürdistan'ı onlar için zindanı çevirmeli, mezar etmeli. Kürdistan'da devlet namına bir şey kalmamalıdır." şeklinde ifadelere yer verilmiştir.
Kürdistan Halk İnsiyatifi; sokağa çıkma yasağına uymayın başlıklı haberinde ise "Kürdistan Halk İnsiyatifi yayınlandığı bir açıklamayla Kürt halkı ve dostlarına Türkiye'nin Kuzey Kürdistan'da ilan ettiği sokağa çıkma yasağına uymamaları ve Kobani'deki saldırılara karşı Rojava ile dayanışma eylemlerini ve serhildanlarını sürdürmesini istedi." şeklinde çağrılar yapıldığı ve bu çağrıların basın kuruluşlarına dağıtıldığı tespit edilmiştir.
Bu çağrı üzerine başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerimiz olmak üzere Türkiye genelinde terör örgütü propagandası içeren bir çok toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanuna muhalefet olayı gerçekleşmiş hatta olaylar sırasında çok sayıda öldürme ve yaralama eylemi meydana gelmiştir.
Dolayısıyla kamuoyunda 6-7-8 Ekim olayları olarak bilinen HDP Genel Merkezinin www.twitter.com isimli sosyal paylaşım sitesinden yayınlanan 06/10/2014 tarihli "şuanda toplantı halinde olan HDP MYK'dan halklarımıza acil çağrı: Kobani'de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarının ve ... iktidarının Kobani'ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz. Kobani'de yaşanan katliam girişimine karşı yediden yetmişe bütün halklarımızı sokağı alan tutmaya ve alan tutmaya çağırıyoruz. Bütün uluslararası kurumlar, demokratik kitle örgütleri, emek ve meslek örgütleri, kadın ve gençlik örgütleri, demokratik güçler Kobani'de yaşanan vahşete karşı harekete geçmelidir. Bundan böyle her yer Kobani'dir. Kobani'deki kuşatma ve vahşi saldırganlık son buluna kadar süresiz direnişe çağırıyoruz." şeklinde paylaşımda bulunarak ülke genelinde yaygın toplumsal şiddet hareketlerinin gerçekleştiği, bunun neticesinde çok sayıda vatandaşımızın hayatını kaybettiği ve yaralandığı, çok sayıda kamu ve özel binalar ile araçlara zarar verildiği bilinmektedir.
Buna göre "şüphelinin müsnet TCK'nın 214/1-son, 38,43 ve 53/1 maddeleri ve 2911 Sayılı Yasanın 27. maddesi delaletiyle 34/1-2. Cümle maddelerinde belirtilen suçlarını işlediklerini belirtir yeterli delilin mevcut olduğu, şikayet edilen milletvekilinin üzerlerine atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu”
Bu suretle; Selahattin Demirtaş'ın Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme, silahlı terör örgütüne üye olmak, Terör Örgütü Propagandası Yapmak, Suçu ve Suçluyu Övmek, Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik Etme, Halkı Kanunlara Uymamaya Tahrik Etme, Kanuna Aykırı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Düzenleme Yönetme Bunların Hareketlerine Katılma, Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silahsız Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama, Suç işlemeye Alenen Tahrik Etme, Halkı Kanuna Aykırı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşüne Kışkırtmak suçlarından 3713 sayılı Kanunun 7/1. maddesi yollamasıyla TCK'nın 314/1, 3713 sayılı Kanunun 5, 7/2. maddeleri (15 kez), 2911 sayılı Kanunun 28/1. madddesi (3 kez), 32/1. maddesi (1 kez), TCK'nın 216/1. maddesi (2 kez), 215/1. maddesi (4 kez), 214/1 (1 kez), 217/1. maddesi, 214/1, 214/son maddesi yollamasıyla ve 2911 sayılı Kanunun 27. maddesi delaletiyle 34/1-2. cümlesi uyarınca cezalandırılması talebiyle Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/101 esas numarasında kayıtlı kamu davası açıldığı,
Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 22/03/2017 tarih ve 2017/1269 esas ve 2017/1085 karar sayılı ilamı ile nakil kararı verilen Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/02/2017 tarih ve 2017/101 esas sayılı dava dosyasının Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesine tevzi edildiği, bu mahkemenin 20/06/2017 tarih ve 2017/47 esas, 2017/32 karar sayılı ilamıyla dosyanın Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/500 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/08/2017 tarih ve 2017/500 esas sayılı kararıyla da; Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinin birleştirme kararının yerinde olmadığı belirtilerek birleştirme kararına muvafakat verilmediği dolayısıyla mahkemeler arasında olumsuz birleştirme uyuşmazlığı meydana geldiğinden, söz konusu uyuşmazlığın giderilmesi ve yargı yerinin giderilmesi bakımından dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi Başkanlığına gönderildiği, bu Dairenin 14/09/2017 tarih ve 2017/1761 esas, 2017/1245 sayılı kararıyla; Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/06/2017 tarih ve 2017/47 esas, 2017/32 sayılı birleştirme kararının kaldırılmasına, davaların ayrı ayrı yürütülmesine karar verildiği ve davanın Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/189 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
c) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığnın 12/04/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/60312, Esas No: 2019/18747 ve İddianame No: 2019/3711 sayılı iddianamesiyle:
Suç tarihinin 28/10/2015 olduğu belirtilerek;
“...HDP Eş Genel Başkanı olan Selahattin Demirtaş'ın "Fırat'ın suyu da akacak yatağını bulacak. PYD, IŞİD'i Cerablus'tan çıkaracak. Oraya geçecek. Fırat'ı da geçecek ve sen de buradan, öyle... bön bön bakacaksın, yapacak bir şeyin yok…" şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
...Selahattin Demirtaş'ın suç tarihinde HDP Eş Genel Başkanı olduğu, belirli bir kitleyi harekete geçirme potansiyelinin olduğu, yukarıda belirtilen Yargıtay kararı ile de terör örgütü PKK/KCK'nın Suriye uzantısı olan ve silahlı terör örgütü olarak kabul edilen PYD isimli terör örgütünün eylemlerini meşru gösterici nitelikte yorumda bulunarak üzerine atılı suçu işlediği kanaatine varılarak” terör örgütü propagandası yapmak suçundan” 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, mahkemenin 29/04/2019 tarih ve 2019/169 esas, 2019/186 sayılı kararı ile iş bu dosyanın Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/189 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, yargılamanın bu dosya üzerinden derdest olduğu,
d) Van Cumhuriyet Başsavcılığının 16/11/2018 tarih, Soruşturma No: 2018/22979, Esas No: 2018/6536 ve İddianame No: 2018/1891 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 02/09/2016 olduğu belirtilerek;
“...Van Büyükşehir Belediyesi hizmet binasının açılış töreninde HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın halka hitaben;"..." biçimindeki sözlerle bölücü terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'ı övücü ve yüceltici şekilde konuşmalar yaptığı, aynı şekilde terörle mücadele kapsamında güvenlik güçlerinin yapmış olduğu operasyonları saptırarak PKK/KCK terör örgütünün eylem ve faaliyetlerini meşru göstermeye çalıştığı, ayrıca konuşma içeriğinde "Kayyum asla tanımayın kabul etmeyin yüzüne bile bakmayın emrini yerine getirmeyin selamını almayın" şeklindeki konuşmalarıyla halkı kanunlara uymamaya tahrik ettiği, "Sizler her an büyük bir sivil direnişe hazır olmalısınız bizim için de varlık yokluk nedeni bizim için de ölüm kalım meselesidir" şeklindeki konuşmalarıyla suç işlemeye alenen tahrik ettiği, yine konuşma içeriğinde sürekli Türk-Kürt ayrımını ön planda tutarak insanlarda kin ve düşmanlığa tahrik edecek şekilde konuşmalar yaptığı” iddiasıyla Halkı Kanunlara Uymamaya Tahrik, Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik Etme, Suç işlemeye Alenen Tahrik Etme, Terör Örgütü Propagandası Yapma suçlarından 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 214/1, 216/1, 217/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Van 2. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, mahkemenin 11/12/2018 tarih ve 2018/581 esas, 2018/582 sayılı yetkisizlik kararı ile dosyanın Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/07/2019 tarih, 2019/309 esas, 2019/462 sayılı kararı ile iş bu dosyanın Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/189 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, yargılamanın bu dosya üzerinden derdest olduğu,
e) Van Cumhuriyet Başsavcılığının 16/11/2018 tarih ve Soruşturma No: 2018/22968, Esas No: 2018/6535, İddianame No: 2018/1890 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 01/08/2016 olduğu belirtilerek;
“...HDP Van İl Başkanlığı organizesinde Van ilinde HDP Eş Genel Başkanı ve HDP İstanbul Milletvekili olan Selahattin Demirtaş' ın katıldığı ve yaklaşık 6000 kişi ile "Darbeye Hayır Demokrasi Hemen" adı altında halk buluşması etkinliği yapıldığı,
Yapılan etkinlik esnasında katılımcılara ve basın mensuplarına hitaben Selahattin Demirtaş’ın; “...” şeklinde bölücü terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'ı övücü ve yüceltici şekilde konuşmalar yaptığı, aynı şekilde terörle mücadele kapsamında güvenlik güçlerinin yapmış olduğu operasyonları saptırarak PKK/KCK terör örgütünün eylem ve faaliyetlerini meşru göstermeye çalıştığı, ayrıca konuşma içeriğinde "Kürdün direnişi teröristlik mi oluyor, Kürdün tankın önüne çıkması meşrudur, Vallahi bize de direnmekten başka yol yok" şeklindeki konuşmalarıyla halkı suç işlemeye tahrik ettiği, yine konuşma içeriğinde sürekli Türk-Kürt ayrımını ön planda tutarak insanlarda kin ve düşmanlığa tahrik edecek şekilde konuşma yaptığı” bu suretle halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, suç işlemeye alenen tahrik etme, terör örgütü propagandası yapma suçlarını işlediğinden 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi ile TCK'nın 214/1, 216/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Van 4. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, mahkemenin 10/12/2018 tarih ve 2018/559 esas, 2018/475 kararı ile yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesine, bu Mahkemece de 30/01/2019 tarih ve 2019/30 esas, 2019/59 sayılı kararı ile karşı yetkisizlik kararı verilerek dosyanın olumsuz yetki uyuşmazlığı çözümü için Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 11/04/2019 tarihli kararı ile Van 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/12/2018 gün ve 2018/559 esas, 2018/475 sayılı yetkisizlik kararının kaldırılmasına karar verildiği ve yargılama sürecinin devam ettiği,
f) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 17/01/2020 tarih, Soruşturma No: 2018/17399, Esas No: 2020/3404 ve İddianame No: 2020/672 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin; 1. olay açısından 14/10/2012, 2. olay açısından 24/01/2016, 3. olay açısından 03/09/2016, 4. olay açısından 12/02/2019, 5. olay açısından 2015 yılı ve 09/01/2016 olduğu belirtilerek;
özetle; “...26. Dönem milletvekili Selahattin Demirtaş'ın 14/10/2012 tarihinde Barış ve Demokrasi Partisi'nin 2. Olağanüstü Büyük Kongresinin yapıldığı Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonunda asılan pankart ve dövizler, atılan sloganlar, güvenlik güçleri ile girdikleri silahlı çatışmalarda ölen PKK/KCK terör örgütü mensuplarının anılması ve saygı duruşunda bulunulması ile yapılan konuşmaların içerikleri göz önünde bulundurulduğunda kongrenin amacının BDP (Barış ve Demokrasi partisi)’ne başkan seçmek olmadığı, amacın Türkiye Cumhuriyeti Devleti topraklarının bir kısmını ayırmak ve Anayasası’nın değiştirilmesinin istendiği, PKK/KCK terör örgütü görüş ve fikirleri doğrultusunda söylemlerinin dile getirildiği, PKK/KCK terör örgütüne legallik kazandırmak amaçlı, terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması doğrultusunda gerçekleştirilen toplantı olduğunun değerlendirildiği,
Şüpheli 26. Dönem milletvekili Selahattin Demirtaş'ın Barış ve Demokrasi Partisinin 2. Olağanüstü Kurultayı'nda yaptığı konuşmasında sık sık "Kürdistan" ibaresini kullandığı, tutuklu veya hükümlü olan PKK terör örgütü mensuplarını "siyasi rehine" olarak lanse ettiği, devlet ve hükumet yetkililerine hitaben "muhataplarınız Öcalan, KCK yetkilileridir" şeklinde çağrıda bulunduğu, kongrenin yapıldığı salonda büyük ebatlarda PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın posterinin kullanıldığı, konuşmasında öldürülen bazı PKK terör örgütü mensuplarını övdüğü, terör örgütünün ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum ve iyi gibi lanse edildiği, dolayısıyla terör örgütünün bu yolla övüldüğü, yaptıklarının teşvik edildiği, eylemlerinin meşru gösterilmeye çalışıldığı, terör örgütünün yanında yer alındığı, bu yolla terör propagandasının yapıldığı, terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği,
24/01/2016 tarihinde Halkların Demokratik Partisi 2. Olağan Büyük Kongresinin yapıldığı Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonunda PKK/KCK elebaşı Abdullah Öcalan'a ait fotoğrafların bulunduğu, ölen örgüt militanlarına saygı duruşu yapıldığı, PKK marşının okunduğu, örgüt militanların ait fotoğrafların yayınlandığı, şüpheli Selahattin Demirtaş’ın 3713 Sayılı Kanunu'nun 7/2 maddesinde belirtilen suç kapsamına giren ibareler ihtiva eden söylemlerde bulunduğu, bu suretle terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği,
03/09/2016 tarihinde Alman Süddeutsche Zeitung Gazetesi ile yaptığı röpartajda; ”Biz PKK’yı terör örgütü olarak tanımlamıyoruz. Ancak, sivilleri hedef alan eylemlerini terör olarak nitelendiriyoruz”.. Terör örgütü olarak tanımlamak zorunda değiliz. Bu zor değil. Binlerce kez söyledim. Biz PKK şiddetini kabul etmiyoruz. Kesinlikle PKK’nın politik kolu da değiliz. Ancak PKK’yı hükümetin ve devletin tanımladığı gibi de tanımlamak zorunda değiliz. Kürt halkı yüz yıldır devlet terörüne maruz kalıyor. PKK, bu devlet terörüne tepki olarak ortaya çıkmış bir şiddet örgütüdür.” şeklinde beyanlarıyla terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği,
12/02/2019 tarihli Youtube Videosunda şüpheli Selahattin Demirtaş'a ait "Biz PKK'yı silahlı halk hareketi olarak tanımlıyoruz. Biz bugüne kadar 1990'dan bu yana kurulmuş hiçbir partimiz PKK'yi terör örgütü olarak tanımlamadı" şeklinde söylemin terör örgütü propagandası yapmak suçunun oluşturduğu,
2015 yılı içerisinde örgüt mensupları ile birlikte çekilmiş fotoğraf ile ilgilı olarak;
Bahse konu fotoğrafın tam olarak ne zaman çekildiğine ilişkin net bir bulgu elde edilemediği, yine fotoğrafın Irak ülkesinin Kuzeyinde bulunan çoğunlukla örgütün sözde üst düzey mensuplarınca kullanmakta oldukları Kandil alanında çekilmiş olduğunun değerlendirildiği, bu nedenle Selahattin Demirtaş'ın PKK terör örgütü yönetici ve mensupları ile fotoğraf çektirdiği, bu fotoğrafın internette açık kaynak olarak bir çok siteden yayınlandığı, burada ülkemize karşı savaş ilan eden, çok sayıda güvenlik güçlerimizi ve vatandaşlarımızı şehit eden PKK terör örgütü lider-yöneticisi ile fotoğraf çektirildiği, terör örgütünün ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum ve iyi gibi lanse edildiği, dolayısıyla terör örgütünün bu yolla övüldüğü, yaptıklarının teşvik edildiği, eylemlerinin meşru gösterilmeye çalışıldığı, terör örgütünün yanında yer alındığı, bu yolla terör propagandasının yapıldığı, terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği,
Bu sayede şüpheli Selahattin Demirtaş'ın, geçmişte mensubu olduğu Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) bünyesinde organize edilen parti kongreleri, gazete röportajları ve diğer konuşmaları ile yaklaşık 40 yıldır Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve vatandaşları aleyhine cebir, şiddet ve tehdit unsurları ile terör eylemlerinde bulunan PKK/KCK silahlı terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterdiği, bu yöntemleri ve amaçları övdüğü ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik ettiği” iddiasıyla 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca (5 kez) cezalandırılması istemiyle Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 28/05/2020 tarih, 2020/57 esas, 2020/514 sayılı kararıyla Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/189 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, yargılamanın halen derdest olduğu,
g) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 22/09/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/7760, Esas No: 2020/35823, İddianame No: 2020/5506 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 07/01/2020 ve 22/09/2020 olduğu belirtilerek;
“ ...Demirtaş'ın Savunması @DemirtasSavunma başlıklı twitter sayfası üzerinden; “…” şeklindeki paylaşımların yapıldığı anlaşılmıştır.
Konuyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında yapılan incelemede; Selahattin Demirtaş'ın halen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/146757 soruşturma dosyasında Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü bozma, PKK/YPG silahlı terör örgütüne üye olma vd. eden suçlardan hakkında soruşturma yapıldığı yine PKK/YPG silahlı terör örgütüne üye olmak ve suç işlemeye alenen tahrik etmek suçundan Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/189 esas sayılı dosyası kapsamında hakkında yargılama yapıldığı anlaşılmıştır.
Şüphelinin PKK/YPG terör örgütü üyesi olmak suçundan yargılandığı Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/189 esas sayılı dosyasının 07/01/2020 tarihli 24.celsesi SEGBİS sistemi ile kayıt altına alınan içeriklerin dökümünde Demirtaş'ın Savunması@DemirtasSavunma başlıklı twitter sayfası paylaşımları ile benzer mahiyette; "..."şeklinde beyanda bulunduğu tespit edilmiştir.
Şüphelinin beyanları ve dosyada yer alan diğer deliller nazara alındığında;
AİHM uygulamaları ile ortaya çıkan bu bağlamda ifadenin içeriğindeki şiddet çağrısı, nefret söylemi, ifadeyi kullanan kişinin terörle ilgisi, tanınmışlık düzeyi, toplumu etkileme gücü, ifadede kullanılan aracın etki ve yayılma niteliği, ifadede kullanılan yöntemin etkinliği ve geniş kitlelere ulaşma yeteneği nazara alındığında bir siyasi parti başkanı olarak terör örgütü üyeliği suçu kapsamında yargılanan şüphelinin tüm kamuoyu tarafından takip edilen yargılaması sırasında yaptığı söylemler ve paylaşımların geniş halk kesimlerine etki ve yayılma niteliği ile eylem bir savunma metni içerisinde dahi olsa terörle mücadelede etkin görev yapmakta olan kamu görevlisinin kimlik bilgilerini paylaşarak kamu görevlisini örgüt mensuplarına hedef gösterme amacı taşımakta olduğu yine müştekiyi tehdit niteliği gösterdiği anlaşılmaktadır.
Delillerin değerlendirmesi mahkemeye ait olmak üzere şüphelinin var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanarak ve bir terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde müştekinin vücut dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit ettiği yine kamu görevlisi olarak terörle mücadelede görev almış müştekinin açık kimliğini paylaşarak terör örgütlerine hedef göstermek suretiyle 3713 sayılı Kanunun 6/1. maddesinde yazılı suçu zincirleme şekilde işlediği” iddiasıyla TCK’nın 106/1-2.d, 3713 sayılı Kanunun 4/1-a, 6/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/188 eas sayılı dosyasında derdest olduğu,
h) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 20/06/2014 – 09/01/2019 ve 13/02/2020 – 26/04/2021 tarihleri arasında üyesi, HDP’nin 11/02/2018 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi, 22/06/2014, 24/01/2016 ve 20/05/2017 tarihli Büyük Kongrelerde partinin Eş Genel Başkanı olarak seçilen ve 24. Dönem HDP Hakkari, 25 ve 26. Dönem HDP İstanbul Milletvekili olan Selahattin Demirtaş’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütünün propagandasını yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, yine “silahlı terör örgütünü yönetme/üye olma, terör örgütü propagandası yapma, suçu ve suçluyu övme, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, halkı kanunlara uymamaya tahrik etme, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme bunların hareketlerine katılma, kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama, suç işlemeye alenen tahrik etme, halkı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne kışkırtma, kamu görevlisi olarak terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzeye görev alan Selahattin Demirtaş’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
2. PERVİN BULDAN (Halis ve Lütfiye kızı, 1967 doğumlu, T.C. Kimlik No: 29587705474); (11/02/2018 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Eş Genel Başkan, 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi - HDP 24. Dönem (28/04/2014 - 07/06/2015) Iğdır, 25. Dönem (07/06/2015 – 01/11/2015), 26 Dönem (01/11/2015 - 24/06/2018) ve 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) İstanbul Milletvekili - 12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 08/02/2018 tarih, Soruşturma No: 2016/99647, Esas No: 2018/8304 ve İddianame No: 2018/2531 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 09/03/2008 - 27/04/2009, 21/03/2008 - 26/11/2008 - 29/01/2009 - 06/03/2009 - 27/03/2009, 10/07/2010, 21/03/2011, 25/03/2011, 01/07/2015 olduğu belirtilerek;
“...Şüphelinin ...faaliyetlerinin değerlendirilmesinde; her bir olayın PKK/KCK terör örgütü talimatı ile gerçekleştirilen eylemler olduğunun anılan raporda tespit olunduğu, bu kapsamda 09.03.2008 tarihindeki etkinliğin terör örgütü üst düzey yöneticilerinin verdiği talimatlar doğrultusunda gerçekleştirilen bir etkinlik olduğu, 21.03.2008 tarihli açıklamalarının yine örgüt güdümünde yapılan ve örgütün karar mekanizmalarının emir ve talimatlarına uygun nitelikte bulunduğu, 26.11.2008 tarihli gösteri yürüyüşünün cereyan ediş ve atılan slogan ve söylemler itibarıyla PKK/KCK terör örgütü söylemleri ile birebir benzerlik içerdiği, 29.01.2009 tarihli basın açıklaması muhtevasının yine örgütsel nitelikle olduğu, 06.03.2009 tarihli eylemin örgüt tarafından her zaman aynı tarihte istismar konusu edilip örgütün amaç ve stratejileri doğrultusunda kitleyi istismar niteliği taşıdığı, 27.09.2009 tarihli mitingdeki konuşma içeriğinin tamamen PKK/KCK terör örgütünü yücelten ve örgüt liderini tek otorite olarak kabul eden bir anlayışı ortaya koyduğu, 27.04.2009 tarihli basın açıklamasında yaşanan olaylar atılan sloganlar ve yapılan tespitler itibarıyla örgüt güdümünde ve örgüt üst düzey yöneticilerinin talimatları ile yapıldığı kanaatine ulaşıldığı, 10.07.2010 tarihli toplantıdaki konuşmasının terör örgütünün silahlı mensuplarının meşru silahlı güç olan TSK mensuplarıyla aynı değerde görülüp terör örgütünün meşruiyetini sağlamaya yönelik değerlendirildiği, 23.03.2011 tarihli konuşmanın tamamen PKK/KCK terör örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Devletini aynı düzeyde gören bir anlayış içerdiği, 01.07.2015 tarihli televizyon programındaki konuşmalarında PKK'nın bir terör örgütü olmadığı yönünde anlatımlarının bulunduğu görülmektedir.
Şüphelinin soruşturma konusu yapılan somut olaylar dışında da benzeri pek çok eylem ve etkinliğe katıldığı, konuşmalar yaptığı, katıldığı etkinliklerde tamamen terör örgütünün yukarıda özetlenen amaç ve hedefleri ile stratejisine uygun şekilde olayların cereyan ettiği, yine örgüt ile organik bağı olduğu anlaşılan internet sitelerinde ve sosyal medya hesaplarında şüphelinin bu ve benzeri eylemlerinin haberleştirilip paylaşımlara sokulduğu anlaşılmaktadır.
Şüphelinin özetlenen ve ayrıntıları soruşturma kapsamında delillendirilen eylemlerinin çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk kriterleri dikkate alındığında her bir fiilinin ayrıca değerlendirilmesinin hukuki olarak yanıltıcı olacağı ve bir bütün halinde bu kriterler çerçevesinde ve Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatları uyarınca silahlı terör örgütü üyeliği suçu olarak tezahür ettiği ve şüphelinin PKK/KCK isimli silahlı terör örgütünün üyesi olduğu” iddiasıyla 3713 sayılı Yasanın 3. maddesi delaletiyle TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/28 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 17/09/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/143407, Esas No: 2019/42974 ve İddianame No: 2019/8849 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 16/04/2016 olduğu belirtilerek;
“...Şüpheli Pervin Buldan'ın, 16/04/2016 tarihinde İstanbul ili Esenyurt ilçesi HDP ilçe teşkilatına gelip, PKK/KCK silahlı terör örgütü mensubu Muhammet Emin EROL ve PKK/KCK silahlı terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın fotoğraflarının ayrıca adı geçen terör örgütüne ait sarı, kırmızı ve yeşil renkli flamalar ile duvarda (Yekineyen Parastina Sivil) Türkçe açılımı ile (Sivil Savunma Birlikleri) olan YPS'ye ait üçgen şeklinde flamanın bulunduğu ortamda PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olan Muhammet Emin EROL'un taziyesine katılıp, içeriği tespit edilemeyen bir konuşma yapmak suretiyle, PKK/KCK silahlı terör örgütünü, bu terör örgütünün sözde lideri konumundaki Abdullah Öcalan'ı, bu terör örgütü mensubu Muhammet Emin EROL'u, ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalışarak terör örgütü propagandası yapma suçu ile birlikte zincirleme bir şekilde suçu ve suçluyu övme suçlarını işlediği,” iddiasıyla 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK’nın 215/1, 43/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/09/2019 tarih ve 2019/376 esas, 2019/311 sayılı kararı ile dosyanın aynı mahkemenin 2018/28 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, yargılamanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/06/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi, 11/02/2018 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrelerde Eş Genel Başkan olarak seçilen, aynı partinin 24. Dönem Iğdır, 25, 26 ve 27. Dönem İstanbul Milletvekili olan Pervin Buldan’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapma, suçu ve suçluyu övmek” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Pervin Buldan’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
3. SEZAİ TEMELLİ (Mustafa ve Neriman oğlu, 1963 doğumlu, T.C. Kimlik No: 43342440318); (Kurucu- HDP 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) İstanbul ve 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Van Milletvekili; 18/08/2013, 27/10/2013 ve 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrelerde MYK Üyesi, 24/01/2016 ve 20/05/2017 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi, 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Eş Genel Başkan-10/07/2013 Tarihinden İtibaren HDP üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 19/02/2021 tarih, Soruşturma no: 2021/35607 ve Fezleke no: 2021/91 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına hitaben fezleke tanzim etmiştir.
Suç tarihinin 09/09/2014 ve sonrası olduğu belirtilerek;
27. Dönem Milletvekili Sezai Temelli hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesi (Kobani İddianamesi) ile kamu davası açılan 108 sanıkla fikir ve eylem birlikteliği içerisinde olması nedeniyle ayrıntıları iddianamede anlatılan olaylar ve deliller ışığında, 06-07-08 Ekim 2014 tarihlerinde ülke genelinde meydana gelen olaylar sonucunda;
Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK’nın 302/1, TMK 5. maddeleri gereğince) Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulmuştur.
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu 05/07/2019 tarihli Basın soruşturma no: 2019/9973 ve Basın fezleke no: 2019/248 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına hitaben fezleke tanzim etmiştir.
Suç tarihinin 11/03/2019 ve 18/03/2019 olduğu belirtilerek;
“PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'a uygulanan -sözde- tecriti protesto etmek amacıyla HDP (Halkların Demokratik Partisi) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in 07.11.2018 tarihi itibariyle süresiz ve dönüşümsüz olarak başlattığı -sözde- açlık grevi eylemi halen sürmekte olup, terör örgütüne müzahir yayın organları ve herkesin kullanımına açık sosyal medya platformları üzerinden bahse konu eyleme destek olunması doğrultusunda haberler yapıldığı, son olarak yapılan çağrıların da etkisiyle hem teröristbaşı üzerindeki -sözde- tecriti protesto etmek hem de bu amaçla -sözde- açlık grevi eylemini sürdüren Leyla Güven'e destek olmak amacıyla, 03.03.2019 tarihi itibariyle Diyarbakır ili Bağlar ilçesi HDP İl Başkanlığı binasında aralarında HDP'li Milletvekillerinin de olduğu bir grup şahıs tarafından süresiz/dönüşümsüz -sözde- açlık grevi eyleminin başlatıldığı, HDP Van Milletvekili Sezai Temelli'nin, 11/03/2019 ve 18/03/2019 tarihlerinde HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binası içerisinde süresiz/dönüşümsüz -sözde- açlık grevi eylemi yapan şahıslara destek amaçlı ziyarette bulunduğu,
11/03/2019 tarihinde www.twitter.com isimli sosyal medya paylaşım sitesinde, htpps://twitter.com/HDPgenelmerkezi/status/1105165991779147781 URL adresli, HDP, @HDPgenelmerkezi kullanıcı isimli sosyal medya hesabından Sezai Temelli'nin açlık grevi eylemi yapan şahısları ziyaretine ilişkin fotoğrafı ve "Eş Genel Başkanımız Sezai Temelli, açlık grevinin 124'üncü gününde olan Leyla Güven'i ve Amed İl Örgütümüzde açlık grevi başlatan milletvekillerimizi ziyaret etti. *Temelli: Adalet Bakanı hukuk tanımazlık, yasa tanımazlık yapamaz. Yasanın gereği neyse bir an önce adım atmalıdır!" şeklinde paylaşımda bulunulduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
PKK/KCK terör örgütü, 2018 yılı Ekim ayı başında gerçekleştirdiği PKK/KCK Merkez Komitesi toplantısında 41. Yılı (Kasım 2018-Kasım 2019) bir süreç olarak nitelendirmiş ve bu süreç sonunda örgüt elebaşı Abdullah Öcalan’a yönelik sözde tecridin kaldırılmasının hedeflendiğini belirtmiştir.
…Belirtilen açıklamalardan terör örgütünün, 41. Yıl olarak ilan ettiği Kasım 2018-Kasım 2019 sürecini “Öcalan ile yeniden temas kurma şartlarını oluşturma” hedefi olarak kararlaştırdığı anlaşılmaktadır.
İçinde bulunduğu zorlukları/çıkmazı aşmak için Öcalan ile teması stratejik bir hedef haline getiren terör örgütü, bu amaçla bir yandan yoğun bir terörist saldırı hamlesi başlatmayı ve kaos ortamı oluşturmayı, diğer yandan hak ve özgürlükler ekseninde bir kitle hareketi başlatmayı planlamaktadır. Özellikle kitle hareketinin oluşturulması noktasında HDP’ye ve diğer müzahir oluşumlara rol biçen bölücü örgüt, kamuoyu duyarlılığını artırmak amacıyla cezaevlerini de devreye almaya çalışmaktadır.
Nitekim HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli 30 Ekim 2018’de, “İçerideki arkadaşlarımıza sözümüz var, bu fikriyatın sahibine, Öcalan’a sözümüz var bu tecrit bitene kadar, Öcalan’ın özgür çalışma koşulları var edilene kadar biz çalışmalarımıza 7 gün 24 saat ara vermeden devam edeceğiz” ifadeleriyle PKK/KCK Merkez Komitesinin talimatını sahiplenmiştir.
Özellikle Hakkari Milletvekili ve DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in 07 Kasım 2018’de Diyarbakır Cezaevi’nde başlattığı ve tüm HDP unsurlarının sahip çıktığı açlık grevi, bahse konu perspektif/talimat çerçevesinde başlatılmıştır.
Terör örgütünün çağrıları/talimatları doğrultusunda, Abdullah Öcalan’a uygulanan sözde tecridin kaldırılması ve aynı talep ile açlık grevine başlayan Leyla Güven’e destek vermek amacıyla farklı illerde HDP milletvekillerinin katılımları ile açlık grevi eylemlerini başlatıldığı bilinmektedir.
Hakkında inceleme yapılan Sezai Temelli'nin yukarıda açıklandığı üzere PKK/KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun şekilde hareket edip, PKK/KCK silahlı terör örgütü lideri Abdullah Öcalan üzerindeki -sözde- tecridi kaldırma amaçlı Leyla Güven'in başlattığı açlık grevini desteklemek amacıyla 11/03/2019 ve 18/03/2019 tarihlerinde açlık grevi eylemi yapan şahısları ziyaret etmek ve eylemi destekleyen sosyal medya paylaşımında bulunmak suretiyle, PKK/KCK silahlı terör örgütünü, ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Sezai Temelli'nin terör örgütünün propagandasını yapma suçunu zincirleme bir şekilde işlediği yönünde yeterli, kanuni delilin mevcut olduğu,” gerekçesiyle Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulmuştur.
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu 05/07/2019 tarih Basın soruşturma no: 2019/9967 ve Basın fezleke no: 2019/250 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına hitaben fezleke tanzim etmiştir.
Suç tarihinin 18/03/2019 olduğu belirtilerek;
“17.03.2019 günü Tekirdağ ili 2 No'lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda, cezaevinin banyo bölümünde çamaşır ipiyle kendini asarak intihar ettiği bildirilen Z.G. isimli bölücü terör örgütü mensubunun cenazesi yapılan otopsi işlemi sonrasında… Yeniköy Mezarlığına intikal ettirilerek, saat 02.50 sıralarında cenaze defin işleminin tamamlandığı, 18-19-20.03.2019 tarihlerinde Diyarbakır ili Kayapınar ilçesi …sokak içerisinde bulunan … Köyü Taziye evinde bahse konu bölücü terör örgütü mensubu için taziye ziyaretleri gerçekleştirildiği, bu kapsamda; halen HDP Eş Genel Başkanı ve Van Milletvekili olan Sezai Temelli'nin 18.03.2019 günü Diyarbakır ili Yeniköy Mezarlığında, sosyal medya ve örgüte müzahir internet sitelerinden yapılan çağrılar doğrultusunda gerçekleştirilmek istenen -sözde- anma etkinliğine katılmak üzere geldiği ve ayrıca aynı gün …Köyü Taziye Evinde bahse konu bölücü terör örgütü mensubu için gerçekleştirilen taziye ziyaretine katıldığı,
Konuyla alakalı olarak kolluk görevlilerince yapılan sosyal medya araştırmalarında; Twitter isimli sosyal paylaşım sitesi üzerinde HDP Genel Merkezi isimli profil sayfasında, HDP, @HDPgenelmerkezi kullanıcı isimli hesaptan Sezai Temelli'nin fotoğrafının bulunduğu, üzerinde; "Sabah akşam dini siyasete alet edenler defin hakkını gasp etti" Eş Genel Başkanımız Sezai Temelli, tecridi protesto etmek amacıyla hayatına son veren ve cenazesi dün gece yakınlarından kaçırılarak defnedilen Z.G.'in taziyesine katıldı. Hdp.org.tr/tr/guncel/habe..." şeklinde paylaşım yapıldığını,
https://twitter.com/HDPgenelmerkezi/status/1107620529140305921 URL linki ile paylaşılan video kaydında Sezai Temelli'nin bölücü terör örgütü mensubunun taziyesinin kabul edildiği mekanda yaptığı konuşmada; "Her gün HDP'ye, HDP'lilere, Kürtlere nefretle yaklaşan, düşmanlıkla yaklaşan bu siyasi iktidarı buradan bir kez daha uyarmak istiyoruz. İnsan canından daha kıymetli bir şey yoktur, insan canı üzerinden siyasi hesap yapmayın, hukukun, adaletin çağrısına kulak verin ve bu tecridin sonlanması için gerekli adımları atın" şeklinde konuşma yaptığı,
https://twitter.com/HDPgenelmerkezi/status/1107619352881385472 URL linki ile paylaşılan video kaydında Sezai Temelli'nin bölücü terör örgütü mensubunun taziyesinin kabul edildiği mekanda yaptığı konuşmada; "Sabah akşam meydanlarda siyaset yaparken sürekli olarak dini siyasete alet edenler burada bir kez daha dini istismar etmişlerdir. İnsanların dini duygularıyla oynamışlardır. Aileyi ve yakınlarını mağdur etmişlerdir. Gidin şu mezarlığın haline bakın, gidin o mezarlığın fotoğrafını çekin, nerede görülmüştür bir mezarlığın tomalarla, polislerle kuşatıldığı, tecritleştirildiği, artık bu dinin de ne denli bu iktidar tarafından çarpıtıldığının en açık fotoğrafıdır." şeklinde konuşma yaptığının tespit edildiği bildirilmiştir.
PKK/KCK silahlı terör örgütü sözde III. Kongresinde örgüt saflarında faaliyet gösterdikleri sırada çatışmalarda öldürülen kişilerin sözde şehit ilan edilmesi ve sözde şehitlere büyük önem vererek örgüt mensuplarının ailelerine gerekli yardımların yapılmasını kararlaştırmıştır.
Yine terör örgütü değişik tarihlerde gerçekleştirmiş olduğu örgütsel toplantılarda sözde şehitleri sürekli anıp, adlarını ve anılarını canlı tutmak, yeni dönem çalışmalarının bir çok alanını onlarla adlandırıp tüm örgüt yapısına şehitler gerçeğini hakim kılmayı yürütülecek en temel çalışmalardan biri olarak benimsendiği, özel bir örgütlenme temelinde tüm sözde şehitlere ilişkin kapsamlı bir araştırma faaliyeti yürütüleceği, isimsiz sözde şehitlere ilişkin araştırma yapılacağı, fotoğraf, yazı, kendilerine ait belge, şiir vb. materyallerin toplatılıp ifadeye kavuşturulacağı, şehitlere ilişkin albümlerin çıkarılmasına devam edileceği, mezarlarının belirlenerek sözde şehitliklerde toplanmasının sürdürüleceği belirtilmiştir.
Sözde şehit ailelerine manevi değer verilmesi, "Şehit Aileleri" ve "Şehit Anneleri" biçiminde örgütlenmelere gidilmesi, yardıma ihtiyacı olan şehit ailelerine imkânlar dâhilinde yardım edilmesi benimsenmiştir.
Şehit olgusunun özellikle askeri örgütlenmeler açısından önemli bir olgu olduğu bilinmektedir. Örgütün de asıl olarak silahlı faaliyetlere geleceğini bağladığı sözde şehitlik olayının ön plana çıkartıldığı görülmüştür. PKK/KCK silahlı terör örgütü müzahir kitle üzerindeki etkisini sürdürebilme adına zaman zaman müzahir yayın organları üzerinden terörist cenazelerinin sahiplenilmesi yönünde çağrı ve açıklamalar yapmaktadır.
HDP (Halkların Demokratik Partisi) Milletvekilleri/yöneticilerinin terör örgütü tarafından yapılan çağrı ve açıklamaları talimat olarak algılayıp bu talimatlar doğrultusunda eylem ve faaliyetlerde bulunduğu, HDP (Halkların Demokratik Partisi) Milletvekilleri/yöneticilerinin güvenlik güçleri gerçekleştirilen operasyonlarda öldürülen örgüt mensuplarının cenaze ve taziyelerinin organizasyonlarını yaptıkları/katıldıkları, bu cenaze ve taziyelerde operasyonlarda öldürülen teröristlere yönelik övücü söylemlerde bulunmak suretiyle teröristleri kahramanlaştırdıkları, belediyelerin imkânlarını terörist cenaze ve taziyeleri için kullandıkları, operasyonlara katılan güvenlik korucularına yönelik tehditkâr söylemlerde bulundukları bilinmektedir.
Bu bilgiler ışığında; 27. Dönem milletvekili Sezai Temelli'nin 18/03/2019 tarihinde silahlı terör örgütü mensubu Z.G.'in anma etkinliğine katılmasının, taziyesine katılımının ve taziyede yaptığı konuşmasının, PKK/KCK silahlı terör örgütünün sözde III. ve VIII. Kongrelerinde, öldürülen örgüt mensuplarına ilişkin alınan kararlar doğrultusunda ve sözde ARGK (Arteşa Rizgariye Gele Kürdistan) yönetmeliğinin 7. Bölüm DEĞERLERE YAKLAŞIM başlığı altındaki A bendi 7. maddesindeki "...Şehitler için birliklerde cenaze merasimleri düzenlenmesi, ulaşılamayan ortamlarda bunun için tören, yürüyüş v.b. Örgütlenmek..." maddesi uyarınca gerçekleştirildiği, hakkında inceleme yapılan milletvekilinin bu eyleminin, PKK/KCK silahlı terör örgütünün ideolojisi ve son dönemdeki stratejileri çerçevesinde değerlendirildiğinde, örgütün açık ve kapalı haber kaynaklarındaki söylemleriyle paralel ve aynı hedefe yönelik olduğu anlaşılmıştır.
27. Dönem milletvekili Sezai Temelli'nin, 17/03/2019 günü Tekirdağ ili 2 No'lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda, cezaevinin banyo bölümünde çamaşır ipiyle kendini asarak intihar ettiği bildirilen Z. G. isimli bölücü terör örgütü mensubu şahsın anma etkinliğine ve taziyesine katılım sağlamak, taziyede konuşma yapmak suretiyle, PKK/KCK silahlı terör örgütünü ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Sezai Temelli'nin terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu,” gerekçesiyle Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulmuştur.
d) Bodrum HDP ilçe teşkilatı organizesinde, 30.12.2018 tarihinde HDP yöneticileri ve Parti üyelerinin katılımıyla; "Yerel Demokrasi İçin Bodrum Halk Buluşması” konulu toplantı etkinliğinin düzenlendiği, etkinlikte konuşan bahse konu şahsın konuşmasında özetle: "Zorba iktidarın zulmü, zorba iktidarın şiddeti, tecrite karşıyız, İmralı’ya Sayın ÖCALAN'a saygılarımı sevgilerimi yolluyorum, iktidarın savaşı ve şiddeti beslediği zorbalığı yaydığı, Kürdistan, Afrine girdiler yanlarında ÖSO çetelerini götürdüler, Afrini yaktılar yıktılar, Fıratın Doğusu Türkiye için bir tehdit değil tehdit Ankara'da, tehdit Ankara'daki sarayda, bu zihniyet gidiyor güvenlik barajı diye bütün Kürdistan doğasını perişan ediyor, …, cezaevinde yoldaşlarımız var, yurt dışında sürgünde arkadaşlarımız yoldaşlarımız var” şeklinde söylemlerde bulunduğundan Sezai Temelli hakkında TCK 301. maddesi gereğince "Türk Milletini, Cumhuriyeti, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama” suçu kapsamında Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2019/466 sayılı soruşturmanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
e) Açık Kaynak Araştırmaları;
--PKK/KCK terör örgütü ile iltisaklı yayın yapan ANF isimli internet sitesinde yer alan 24.01.2020 tarihli ve “Öcalan’ı okumalıyız!” başlıklı haberde (https://anfturkce.com/guncel/temelli-Oecalan-i-okuyarak-duesuenmeliyiz-136213);
“…Ne yapmalı? Nasıl yapmalı? Bir kez daha Lenin’i yorumlamalıyız, toplumsal örgütlenme alanında bir kez daha Öcalan’ı okumalıyız. Yeniden, yeniden düşünmeliyiz.
Mahallelerde, iş yerlerinde meclislerimizi yaratmalıyız, hem kendimizi hem toplumun örgütlenmesine olanak tanımalıyız. HDK ile DTK ile birlikte bu zeminden hareketle bir siyasi parti bir mücadele partisi olarak örgütlülüğümüzü tabana yaymalıyız. Stratejilerimiz ancak böyle bir örgütlülük üzerinde şekillendiği sürece anlam taşır. 31 Mart stratejimizin başarısı da bu fikriyattır…”
--PKK/KCK terör örgütü ile iltisaklı yayın yapan ANF isimli internet sitesinde yer alan 26.10.2019 tarihli ve “Çözüm İmralı'da, çıkış üçüncü yolda”başlıklı haberde (https://anfturkce.com/kurdIstan/temelli-Coezuem-Imrali-da-cikis-uecuencue-yolda-132430);
“…Tecridi sonlandırmak lazım bunu sonlandırmadan Türkiye’de hukuk adına, hukuk devleti adına, anayasal devlet adına çok ihmal ettiğimiz bir türlü yolunu açamadığımız alanlarda alan açmak mümkün değil. Çünkü tecrit bir hukuksuzluk. Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit sadece ve sadece İmralı karasularında kalmadı. Bütün ülkeyi tecritleştirdi. Tam 5 yıl boyunca bunu söyledik. 5 Nisan 2015’te başlayan bu tecridin yarattığı mağduriyetler üst üste geldi. Hukuksuzluklar üst üste geldi. Adaletsizlikler büyüdü. Bu uyarıyı yapmamıza rağmen, bunun mücadelesini vermemize rağmen mutlak tecrit hala sürüyor, sürdüğü sürece de bu ülkede hukuk adına bir adım atmak mümkün değil.…”
--PKK/KCK terör örgütü ile iltisaklı yayın yapan ANF isimli internet sitesinde yer alan 15.10.2018 tarihli ve “Mazlum Doğan ve annesinin direnişi örnektir”başlıklı haberde (https://anfturkce.com/kurdIstan/temelli-mazlum-dogan-ve-annesinin-direnisi-oernektir-115977);
“Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Mazlum Doğan’ın annesi Kebire Doğan (94) için Elazığ’ın Karakoçan ilçesindeki cemevinde kurulan taziye evini ziyaret etti.
Milletvekillerinin de katıldığı ziyarette konuşan Temelli, devletin sürdürdüğü zulme karşı direnmeye devam ettiklerini kaydederek, Kebire Doğan’ın 94 yıllık ömrünün bir direniş niteliğinde olduğunu söyledi. Temelli, "Mazlum Doğan’ın direnişi de bize örnektir. Mücadelemize güç katan bir iradedir. Dolayısıyla onu da bu vesileyle anıyorum”,
--PKK/KCK terör örgütü ile iltisaklı yayın yapan ANF isimli internet sitesinde yer alan 11.02.2018 tarihli ve “Yolumuzu açan Öcalan’a selam olsun”başlıklı habere göre (https://anfturkce.com/guncel/temelli-yolumuzu-acan-Oecalan-a-selam-olsun-103087);
“…Bugün aramızda olması gereken binlerce arkadaşımız bizimle değil. Onbinden fazla arkadaşımız gözaltına alındı son birkaç yılda. Bu arkadaşlarımızın büyük bir kısmı tutsak. Bir suçları olduğu için değil bir sevdaları olduğu için tutsaklar. Biz bu sevdadan vazgeçmeyeceğiz. Bu kongre, bu sevdanın ispatı. Bu sevdayı var eden, bize yolu açana selam gönderelim. Selam olsun İmralı’ya selam olsun Sayın Öcalan’a. Bu direniş yolculuğumuzun en önündekilerine, asla vazgeçmeyene, zulmün gözünün içine bakan Figen Başkan’a, Selahattin Başkan’a da selam olsun…”
Şeklinde konuşmalar yaptığı anlaşılmıştır.
Yukarıda bahsedilen fezlekelerden ve açık kaynaklara yansıyan bilgilerden anlaşılacağı üzere; üzere “6-8 Ekim olayları" olarak adlandırılan şiddet eylemleri öncesi bir kısım PKK’lı üst düzey yöneticiler ve PKK’nın güdümündeki internet haber siteleri halkı kışkırtarak sokağa çıkıp ayaklanmaya davet etmiş ardından eş zamanlı olarak aralarında Sezai Temelli’nin de bulunduğu dönemin HDP MYK’sı da terör örgütünün çağrılarına paralel olarak partinin resmi twetter hesabından halkı devlete karşı eylem yapmaları için sokağa çağırmış, halkı devlete karşı isyana azmettirmiştir.
Bununla birlikte;
Yine Sezai Temelli'nin yukarıda açıklandığı üzere PKK/KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun şekilde hareket edip, PKK/KCK silahlı terör örgütü lideri Abdullah Öcalan üzerindeki -sözde- tecridi kaldırma amaçlı Leyla Güven'in başlattığı açlık grevini desteklemek amacıyla 11/03/2019 ve 18/03/2019 tarihlerinde açlık grevi eylemi yapan şahısları ziyaret etmek ve eylemi destekleyen sosyal medya paylaşımında bulunmak suretiyle, PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandasını yaptığı ve 30 Ekim 2018 tarihli konuşmasında “İçerideki arkadaşlarımıza sözümüz var, bu fikriyatın sahibine, Öcalan’a sözümüz var bu tecrit bitene kadar, Öcalan’ın özgür çalışma koşulları var edilene kadar biz çalışmalarımıza 7 gün 24 saat ara vermeden devam edeceğiz” ifadeleriyle PKK/KCK Merkez Komitesinin talimatını sahiplenerek yine terör örgütü liderine sevgi ve saygısını yollayıp, terör örgütü kurucularından Mazlum Doğan’ın “direnişi bize örnektir. Mücadelemize güç katan bir iradedir. Dolayısıyla onu da bu vesileyle anıyorum” diyerek; cezaevinde terör suçlarından hükümlü ya da tutuklu olanlara ve yine terör örgütü kapsamında aranan yurtdışında kaçak konumdaki şahıslara “yoldaşlarımız, arkadaşlarımız” şeklinde hitap ederek terör örgütü ile bağını ve örgüte bağlılığını açık bir şekilde ortaya koymuştur.
Sezai Temelli'nin 18/03/2019 tarihinde silahlı terör örgütü mensubu Z.G.'in anma etkinliğine katılmasının, taziyesine katılımının ve taziyede yaptığı konuşmasının, PKK/KCK silahlı terör örgütünün sözde III. ve VIII. Kongrelerinde, öldürülen örgüt mensuplarına ilişkin alınan kararlar doğrultusunda ve sözde ARGK (Arteşa Rizgariye Gele Kürdistan) yönetmeliğinin 7. Bölüm DEĞERLERE YAKLAŞIM başlığı altındaki A bendi 7. maddesindeki "...Şehitler için birliklerde cenaze merasimleri düzenlenmesi, ulaşılamayan ortamlarda bunun için tören, yürüyüş v.b. örgütlenmek..." maddesi uyarınca gerçekleştirildiği, bu eyleminin, PKK/KCK silahlı terör örgütünün ideolojisi ve son dönemdeki stratejileri çerçevesinde değerlendirildiğinde, örgütün açık ve kapalı haber kaynaklarındaki söylemleriyle paralel ve aynı hedefe yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Görüldüğü üzere davalı Partinin kurucusu, HDP 25. Dönem İstanbul ve 27. Dönem Van milletvekili; 18/08/2013, 27/10/2013 ve 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrelerde MYK üyesi, 24/01/2016 ve 20/05/2017 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi, 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrede Eş Genel Başkan seçilen Sezai Temelli hakkında Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma ve terör örgütü propagandası yapmak suçlarından dokunulmazlığının kaldırılması istemi ile fezlekeler tanzim edildiği; Türk Milletini, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama suçundan soruşturmanın bulunduğu, partide üst düzey görev alan Sezai Temelli’nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
4. MİTHAT SANCAR (Tevfik ve Munire oğlu, 1963 doğumlu, T.C. Kimlik No: 14491040902); (HDP 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015), 26. Dönem (01/11/2015 - 24/06/2018) ve 27. Dönem (24/06/2018 - Devam Ediyor) Mardin Milletvekili - 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Eş Genel Başkan - 09/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu 12/03/2019 tarih Basın Soruşturma No: 2018/11858, Basın Fezleke No: 2019/109 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına hitaben fezleke tanzim etmiştir.
Suç tarihinin 18/06/2018 olduğu belirtilerek;
“…Mardin HDP Milletvekili Mithat Sancar'ın 18/06/2018 günü 16.00-20.00 saatleri arasında Mardin ili Nusaybin İlçesinde, HDP (Halkların Demokratik Partisi) Nusaybin İlçe Başkanlığı organizesinde Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekili seçimleri ile ilgili Nusaybin Nevruz meydanında organize edilen mitinge konuşmacı olarak katılması ile ilgili PKK/KCK terör örgütünün faaliyetlerinin deşifre edilmesine ve engellenmesine yönelik yapılan çalışmanın Mardin Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesi üzerine soruşturma işlemlerine başlanıldığı,
Hakkında inceleme yapılan 27. Dönem milletvekili Mithat Sancar'ın toplanan kalabalık gruba yaptığı konuşmasında;
"... çünkü çünkü çok acı çektik hep birlikte şehirlerimiz yıkıldı, partilerimiz kapatıldı.Yoldaşlarımız zindana tıkıldı, Cumhurbaşkanı adayımız dört duvar arasında, sevgili Selahattin Demirtaş on yıllardır acının her türlüsünü gördük..",
"... Demirtaş gelecek ve burda sizinle buluşacak 24 Haziran'da Edirne’ye de burdan selam yolluyoruz, Selo' ya selam yolluyoruz.",
"...Suç bütün suçlular bütün bir araya gelmiş, bütün suçlular birlik olmuş bu ülkenin kaderini tayin etmek istiyorlar, buna izin vermeyeceğiz buna asla izin vermeyeceğiz… kürdistanın oylarıdır, kürdistan idaresidir. Bakın biz ne diyoruz, Selo başkan ne diyor, ne diyoruz yoldaşlarımız ne diyor, biz diyoruz ki halkların kardeşliğini istiyoruz, biz bu ülkeye barış getirecez onlar ne diyor, her yerde savaş, her yerde şiddet diyorlar Afrin sana ne yapmıştı. Afrin sen gittin kürtlerin orada kendi kazanımlarıyla yaşam alanını, özgürce yaşam alanını engellemek için o cihatçı çetelerle işbirliği yaptın ama ama ama ama asla zorbalıkla asla çetelerle bir yerde art niyet kurulamaz, halkların kabul etmediği hiçbir kimse asla o halkı yönetemez, bütün bütün siyasi rehinelerin bütün özgürlük tutsaklarının zindandan çıkmaları için bizim bu barajı yerle bir etmemiz gerekiyor. Bu barajı yerle bir ederken aynı zamanda zindanların kapılarını açmış olacağız hep birlikte Selo başkanda buradan sizin iradenizle meclise giden G.Y. kardeşimde, İdris Baluken, Figen Yüksekdağ'da hepsi hepsi özgürlüğüne kavuşacaklar",
Şeklinde ifadeler kullandığı tespit edilmiştir.
Hakkında inceleme yapılan Mithat Sancar'ın, PKK/KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun bir şekilde hareket edip, örgüt jargonunu kullanarak, PKK/KCK silahlı terör örgütünü, bu örgütün Suriye uzantısı olan YPG/PYD silahlı terör örgütünü, PKK/KCK silahlı terör örgütü adına suç işleyen Selahattin Demirtaş, G.Y., İdris Baluken ve Figen Yüksekdağ'ı ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Mithat Sancar'ın terör örgütünün propagandasını yapma ve suçu ve suçluyu övme suçlarını işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu,” gerekçesiyle Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulmuştur.
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu 26/11/2019 tarih Basın soruşturma no: 2019/105 ve Basın Fezleke no: 2019/403 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına hitaben fezleke tanzim etmiştir.
Suç tarihinin 18/06/2018 olduğu belirtilerek;
“Yapılan inceleme, kolluk tutanakları, toplanan deliller ve dosyadaki tüm bulgu ve belgeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Mardin HDP Milletvekili Mithat Sancar'ın 18/06/2018 günü Mardin ili Kızıltepe İlçesinde, HDP (Halkların Demokratik Partisi) Kızıltepe İlçe Başkanlığı tarafından Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekili seçimleri ile ilgili organize edilen mitinge konuşmacı olarak katılması ile ilgili PKK/KCK terör örgütünün faaliyetlerinin deşifre edilmesine ve engellenmesine yönelik yapılan çalışmanın Mardin Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesi üzerine soruşturma işlemlerine başlanıldığı,
Belirtilen tarihte Mithat Sancar'ın toplanan kalabalık gruba hitaben yaptığı konuşmasında;
... "Bu irade, bu zulüm iktidarı yıkılacak, o sandıklara gömülecek, işte Qoser’in iradesi, iste Nusaybin'in kürdistanın her yeri, Türkiye’nin her yeri 24 Haziran'da zulme son vermeye geliyor. Kaybedeceklerini anladıklarında hangi yönteme başvurduklarını biliyoruz. Haziran'dan sonra patlayan bombaların sebebini de biliyoruz. Çünkü kaybetmişlerdi ve kazanmalarının bir yolu vardı. Bu ülkeye kaosu getirmek. Kanla yalanla iktidarını korumak. Başka yol bilmiyorlar. Bunların iktidarını üç kelimeyle özetleyebiliriz. Yalan, talan, kan... ",
... "İşte karşımızdaki iktidar bunlar. …sevgili kardeşimiz sizin bağrınızdan çıkan iradenizle vekil olan Mehmet Sincar’ın katledilmesini hatırlıyoruz biz… Evet, o yıllarda arkadaşlarımız katlettiler, binlerce insanımız sokak ortasında öldürüldü, köyler bombalandı, boşaltıldı, yakıldı. Milletvekilimiz sevgili kardeşimiz Mehmet Sincar öldürüldü. Ama diğer arkadaşlarımızda hapse atıldı, partilerimiz kapatıldı, bittik mi? Bitirebildiler mi? Evet, o günlerde binlercemizi katlettiler ama milyonlar olduk. Gene geldik. Hapislere tıktılar, zindanların kapısını kırdık gene geldik."
... "Bakın sevgili Selahattin Demirtaş’ı dört duvar arasına tıktılar. Neden zindana attıklarını biliyoruz biz. Dün kendisi bir kez daha söyledi. Onu zindana atmalarının nedenini, ondan korkmalarıdır. Bizim etrafımızı sarıyorlar, mitingimize engel çıkarıyorlar, başkan adayımızı hapse tıkıyorlar.",
... "Belediyelerimize el koydular. Kayyım atadılar. Bunların işi gücü bu, gasp etmek. Bildikleri en iyi şey gasp. İnsanların iradesini gasp ediyorlar. Halkın malını, mülkünü, kazancını gasp ediyorlar. Bu yıl elektrik konusunda yaptıklarını unutmayacak Qoser halkı. Elektrik borcu diye trafolara el koydular. Tarlalara suyun gitmesini engellediler. Niye yapıyorlar? Bizi açlıkla terbiye etmeye çalışıyorlar.",
... "Bombalar attılar. Baskınlar yaptılar, zindanlara attılar, ama yürüyüş durmadı, durmayacak.” şeklindeki sözleri ile eleştiri sınırlarını aşacak şekilde beyanlarda bulunmak suretiyle üzerine atılı Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini aşağılama suçunu işlediğini gösterir yeterli delilin mevcut olduğundan Adalet Bakanlığından soruşturma izni talebinde bulunulmuş, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 16/10/2019 tarih ve 75723908-106-03-2972-2019-E.36007/83803 sayılı yazısında 20/09/2019 tarihli olur sayılı yazı ile soruşturma izni verildiğinin bildirildiği, adı geçene isnad olunan suçun unsurları itibariyle oluştuğu,” belirtilerek Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulmuştur.
c) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/2507 sayılı soruşturmasında;
“24/10/2020 günü HDP organizesinde Diyarbakır Yenişehir İlçesinde bulunan … otelde HDP Eş Genel Başkanı ve Mardin Milletveli Mithat Sancar başkanlığında gerçekleştirilen -sözde- Ulusal Birlik Çalışmaları adı altında -sözde- Kürdistani Birlik ve İttifaklarla "HDP'ye yönelik saldırılara karşı ortak tavır ve tutum belirlenmesi konusunda istişare toplantısı" devamında HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar tarafından yapılan basın açıklamasında “...Bu görüşmeleri HDP olarak buradaki ittifak iki açıdan son derece hayati önemde görüyoruz. Çok büyük değer veriyoruz. Birincisi Kürtlerin ulusal birlik meselesi vardır. Ulusal birliğin hayati önemi Kürtlerin ulusal varlığının bölgede tehdit altında olmasından kaynaklanmaktadır. Ulusal hakları ya tanınmıyor, ya inkar ediliyor, ya da var olan haklarına yönelik amaçlı gasp amaçlı müdahaleler sürekli yapılıyor...” şeklinde suç unsuru içeren sözler sarf ettiği” anlaşılarak terör örgütü propagandası yapma ve Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik etme suçlarından yapılan soruşmanın yetkisizlik kararı ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği ve soruşturmanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/47881 soruşturma numarasında devam ettiği anlaşılmıştır.
d) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının “suçu ve suçluyu övmek, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçlarından yaptığı 2019/18354 sayılı soruşturmasında;
“PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'a uygulanan -sözde- tecriti protesto etmek amacıyla HDP (Halkların Demokratik Partisi) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in 07.11.2018 tarihi itibariyle süresiz ve dönüşümsüz olarak başlattığı -sözde- açlık grevi eylemi halen sürmekte olup, terör örgütüne müzahir yayın organları ve herkesin kullanıma açık sosyal medya platformları üzerinden bahse konu eyleme destek olunması doğrultusunda haberler yapıldığı, son olarak yapılan çağrılarında etkisiyle hem teröristbaşı üzerindeki -sözde- tecriti protesto etmek hem de bu amaçla -sözde- açlık grevi eylemini sürdüren Leyla Güven'e destek olmak amacıyla, 03.03.2019 tarihi itibariyle Bağlar ilçesi HDP İl Başkanlığı binasında aralarında HDP'li Milletvekillerinin de olduğu bir grup şahıs tarafından süresiz/dönüşümsüz -sözde- açlık grevi eylemi başlatılmıştır. HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar'ın, 18.03.2019 günü HDP İl Başkanlığı binası içerisinde süresiz/dönüşümsüz -sözde- açlık grevi eylemi yapan şahıslara destek amaçlı ziyarette bulunduğu bahisle başlatılan tahkikata ilişkin evrak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 28/03/2019 tarihli yetkisizlik kararı ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. Soruşturma devam etmektedir.
e) Açık kaynak araştırması;
--PKK/KCK terör örgütü ile iltisaklı yayın yapan ANF isimli internet sitesinde yer alan 23.02.2020 tarihli ve “Yolumuzun ışığı Öcalan” başlıklı haberde (https://anfturkce.com/guncel/sancar-yolumuzun-isigi-Oecalan-137450);
23.02.2020 tarihli Halkların Demokratik Partisi (HDP) 4. Olağan Kongresi’nde konuşan Mithat Sancar;
“…Barış isteyen herkes samimiyetle şuna inansın; barışın yolu açılacaksa, Öcalan mutlaka ve mutlaka bu yolun ışığı olacaktır. O nedenle diyoruz, tecrit sadece bizim meselemiz değildir. Sadece hukuk meselesi değildir. Bu ülke barışının meselesidir. Biz bu çağrıyı vicdanında, yüreğinde, fikrinin herhangi bir yerinde adalet, huzur, barış taşıyan herkese yapıyoruz…” şeklinde ifadelerde bulunmuştur.
--PKK/KCK terör örgütü ile iltisaklı yayın yapan ANF isimli internet sitesinde yer alan 24.10.2020 tarihli ve “Kürdistani İttifakı'nı kalıcı hale getiriyoruz” başlıklı haberde (https://anfturkce.com/kurdIstan/sancar-kurdistani-Ittifaki-kalici-hale-getiriyoruz-147334);
“Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı Mithat Sancar ile HDP milletvekilleri Meral Danış Beştaş, İmam Taşçıer, Alican Önlü, Nusrettin Maçin, Nejdet İpekyüz, Yenişehir ilçesinde bulunan …Hotel’de Kürt partilerinin temsilcileriyle bir araya geldi. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Başkanları Saliha Aydeniz ve Keskin Bayındır, Devrimci Demokrat Kürt Derneği (DDKD), İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA), Kürdistan Komünist Partisi (KKP), Kürt Demokratlar Platformu (PDK-Bakur), Kürdistan Demokrat Partisi-Türkiye (PDK-T) ve Azadî Partisi temsilcileri ile yapılan toplantıda, Kürt birliği tartışıldı.
Toplantı sonrası Mithat Sancar;
“…Bugün burada Kürdistani İttifak partileriyle bir araya geldik. HDP olarak Diyarbakır’da gerçekleştirdiğimiz ziyarete, buradaki programlar çerçevesinde böyle bir buluşmayı arzu etmiş ve dilekte bulunmuştuk. Sağ olsun arkadaşlar toplantıyı organize ettiler, çok yapıcı ve verimli bir buluşma oldu bizler açısından. Pek çok konuda tüm açıklığıyla konuşma fırsatı bulduk. Bizler çok yararlandık bu görüşmeden bazı somut kararlar alma memnuniyetiyle ayrılıyoruz.” şeklinde beyanatta bulunduğunun belirtildiği,
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/1642 sayılı soruşturma dosyası kapsamında; Mithat Sancar’ın, 30/01/2019 günü Mardin/Artuklu ilçesinde Mardin HDP İl Teşkilatı organizesinde düzenlenen aday tanıtım toplantısına katıldığı,
Toplantının düzenlendiği salon içerisinde; “Tecride Karşı Özgürlük Bizimdir” – “Zindan Direnişi Bizimdir” – “Gaspa Karşı İrade Bizimdir”-“Kayyuma Karşı İrade Bizimdir” şeklinde pankartlar ile ölen örgüt mensuplarının fotoğraflarının asılı olduğu, salon içerisinde Terör örgütü propagandası nitelikli Devrim-Gerilla Marşın söylendiği, bu marşın söylendiği esnada bütün katılımcıların saygı duruşuna geçtiği görülmüş, Mithat Sancar isimli şahsın da bahse konu toplantıya katılım sağladığı ve saygı duruşunda bulunduğu tespit edilmiştir.
Yukarıda bahsedilen fezlekelerden, soruşturma evrakından ve açık kaynak araştırmasından anlaşılacağı üzere ;
Halen davalı Partinin Eş Genel Başkanı olan Mithat Sancar'ın, PKK/KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun bir şekilde hareket edip, örgüt jargonunu kullanarak, ülkenin bir bölümünü Kürdistan olarak nitelediği, PKK/KCK silahlı terör örgütünü, bu örgütün Suriye uzantısı olan YPG/PYD silahlı terör örgütünü, PKK/KCK silahlı terör örgütü adına suç işleyen Selahattin Demirtaş, G.Y., İdris Baluken ve Figen Yüksekdağ'ı ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği ve eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı,
Yine PKK/KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun şekilde hareket edip, PKK/KCK silahlı terör örgütü lideri Abdullah Öcalan üzerindeki -sözde- tecridi kaldırma amaçlı Leyla Güven'in başlattığı açlık grevini desteklemek amacıyla 18.03.2019 günü HDP İl Başkanlığı binası içerisinde süresiz/dönüşümsüz -sözde- açlık grevi eylemi yapan şahıslara ziyarette bulunmak suretiyle, PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandasını yaptığı bu şekilde PKK/KCK Merkez Komitesinin talimatını sahiplenerek 23.02.2020 tarihinde yapılan 4. Olağan Büyük Kongresindeki “İmralı’nın kapılarını açın ki barışın yolu sonuna kadar açılsın. Barışın yolu açılacaksa Öcalan mutlaka ve mutlaka bu yolun ışığı olarak en önemli rolü üstlenecektir. O nedenle diyoruz: Tecrit sadece bizim meselemiz değildir, bu ülkenin, barışının meselesidir.” sözleriyle de terör örgütü liderini kutsadığı ve kesinleşmiş hapis cezasını çekmekte olan terör örgütü liderine sahip çıkarak cezaevinde bulunmasını tecrit olarak nitelendirdiği, Anayasa Mahkemesince eylemleri yanında terör örgütüyle olan bağlantıları da değerlendirildiğinde Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldikleri ve terör örgütü PKK/KCK ile aynı amaca hizmet ettikleri anlaşılarak önceki tarihlerde kapatılan partileri “partilerimiz kapatıldı” diyerek sahiplendiği ve davalı Partinin de kapatılan diğer partilerle aynı yolda/aynı amaca doğru yürüdüğünü kabul ettiği, diğer taraftan HDP Mardin il teşkilatınca düzenlenen; ölen terör örgütü mensuplarının fotoğraflarının asılı olduğu, salon içerisinde terör örgütü propagandası nitelikli Devrim-Gerilla Marşın söylendiği toplantıya katılıp saygı duruşunda bulunarak terör örgütü ile olan bağını açık bir şekilde ortaya koymuştur.
Görüldüğü üzere davalı Partinin 09/05/2017 tarihinden itibaren üyesi olup 25, 26 ve 27. Dönem HDP Mardin Milletvekili, 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Eş Genel Başkan seçilen Mithat Sancar’ın; Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, terör örgütü propagandası yapma, suçu ve suçluyu övme suçlarından dokunulmazlığının kaldırılması istemi ile fezlekeler tanzim edildiği, yine hakkında terör örgütü propagandası yapma ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme ile suçu ve suçluyu övme, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçlarından devam eden soruşturmalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Mithat Sancar’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
5. SEBAHAT TUNCEL (Fahrettin ve Meryem kızı, 1975 doğumlu T.C. Kimlik No:41113760856); (HDP 24. Dönem (06/11/2013 ve 07/06/2015) İstanbul Milletvekili, 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi – 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Genel Başkan, 25/10/2013 – 14/07/2016 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a) Malatya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/02/2019 tarih ve 2018/1 esas, 2019/49 karar sayılı ilamı ile;
Suç tarihlerinin 26/12/2015, 06/01/2016, 30/06/2016, 05/08/2016, 11/08/2016 olduğu belirtilerek;
“Sanık Sebahat Tuncel'in; PKK/KONGA-GEL terör örgütünün 5. Genel Kurulunun sonuç bildirisinde ilan edilen KCK terör örgütü yapılanmasının amacı doğrultusunda tabana yayılma faaliyeti olarak ve ileride kurulacak sözde özerk kürdistanın bir nevi ulusal kurucu meclisi olarak kabul gören Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) üyesi olduğu, Demokratik Özerkliği inşa etmek amacıyla örgütsel faaliyette bulunduğu, PKK/KCK terör örgütünü talimatları doğrultusunda "Özerk Kürdistan" kurulması amacına yönelik çalışmalara DTK üyesi olarak aktif olarak katıldığı DTK merkezi olarak kullanılan Diyarbakır Belediyesi Konuk Evi olarak adlandırılan yere de birçok kez gelip gittiği ve burada yapılan toplantılara katıldığının tespit edildiği, şüphelinin PKK/KCK yapılanması içerisinde yer alan "özerk Kürdistan " amacına yönelik faaliyetlerde bulunan DTK üyesi olduğu, DTK üyesi olarak şüpheli tarafından Sur, Nusaybin, Cizre, Şırnak, Yüksekova ve başka il ve ilçelerde PKK/KCK bölücü terör örgütü tarafından sözde özerk bölge oluşturma amacıyla yoğun şekilde gerçekleştirilen hendek kazma, bomba tuzaklama, güvenlik güçlerine yönelik silahlı ve roketli saldırıların sahiplenildiği ve bu saldırıların direniş/mücadele olarak nitelendirildiği, saldırılara yönelik gerçekleştirilen operasyonların toplu katliam ve abluka olarak, etkisiz hale getirilen silahlı bölücü terör örgütü mensuplarının şehit olarak dile getirildiği, bu şekilde bölücü terör örgütüne açıkça destek verildiği ve örgüt mensuplarının, barikat ve hendeklerin açıkça sahiplenildiği gibi bölücü terör örgütüne yönelik güvenlik güçlerince gerçekleştirilen operasyonlarla ilgili olumsuz bir algı da oluşturulmaya çalışıldığı, silahlı örgüt mensuplarının masum gösterilmeye çalışıldığı, bölücü terör örgütünün çıkarları doğrultusunda ülkemizin bölünmez bütünlüğü aleyhine açıklamalar yapıldığı, KCK örgütlenmesinin sözde kürdistan devleti kurma amacının bir ayağı olan öz yönetim ilanlarının meşru gösterilmeye çalışıldığı, Şüphelinin PKK/KCK terör örgütünün hiyerarşisi içerisinde silahlı terör örgütünün emir talimatları ile PKK/KCK terör örgütünün temsil ve karar organı olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) bünyesinde PKK/KCK örgüt üyesi olarak hareket ettiği,
26/12/2015 tarihli DTK Olağanüstü Genel Kurulu Toplantısında sanık Sebahat Tuncel'in konuşmasında özetle; Demokratik Toplum Kongresini sahiplendiği, konuşma içeriğinde Sur ve Cizre ilçelerinde PKK/KCK bölücü terör örgütü tarafından sözde özerk bölge oluşturma amacıyla yoğun şekilde gerçekleştirilen hendek kazma, bomba tuzaklama, güvenlik güçlerine yönelik silahlı ve roketli saldırıların sahiplenildiği ve bu saldırıların direniş/mücadele olarak nitelendirildiği, hendeklerin açıkça sahiplenildiği gibi bölücü terör örgütüne yönelik güvenlik güçlerince gerçekleştirilen operasyonlarla ilgili olumsuz bir algı da oluşturulmaya çalışıldığı,KCK örgütlenmesinin sözde kürdistan devleti kurma amacının bir ayağı olan öz yönetim ilanlarının meşru gösterilmeye çalışıldığı,
Yasadışı PKK/KCK terör örgütü adına Ülkemizde faaliyet yürüten KCK/TM yapılanması içinde KCK Sözleşmesinin 14. maddesinin 2. fıkrasında bulunan Siyasal Alan Merkezi içerisinde örgütsel faaliyetler yürüttüğü, KCK/PKK terör örgütünün kadın alanı olan DÖKH (Demokratik Özgür Kadın Hareketi) Kadın alanı yürütmesinde aktif bir şekilde yer aldığı, bu faaliyetleri kapsamında Dünya kadınlar günü etkinlikleri kapsamında kitlesel eylemlerde görevlendirildiği, bu hususun KCK/PKK terör örgütünün kadın yapılanması olan DÖKH (Demokratik Özgür Kadın Hareketi)'e bağlı faaliyet yürüten örgüt mensuplarının isimlirinin yazılı olduğu el yazması dokümanda da sabit olduğu, yine KCK/TM yapılanmasının DÖKH (Demokratik Özgür Kadın Hareketi) içerisinde KCK/PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın talimatı ile kurulan Siyaset akademilerinde "PKK Tarihi" konusunda eğitim verdiği,
Yasadışı PKK/KONGRA-GEL terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın kötü muamele gördüğü gerekçesi ile terör örgütü elebaşısını sahiplenme amacı doğrultusunda ülke genelinde yapılan ve terör örgütünün propagandasına dönüşen yasadışı eylemlerin düzenlenmesinde etkin rol oynadığı, yine KCK/PKK terör örgütü adına kırsal alanda silahlı olarak faaliyet yürüten örgüt mensuplarının alanlar arasında hareket kabiliyetini azaltan ve örgüt içi haberleşmeyi güç hale getirilen bölgede devam eden baraj inşaatlarına son verilmesi amacına yönelik kamu oyu oluşturmak için oluşturulan sözde ekoloji komisyonu adı altında kurulan yapılanmada yer aldığı ve etkin rol oynadığı, kısaca şüphelinin siyasi kimliği adı altında PKK/KCK silahlı terör örgütünün ideolojisi ve amacı doğrultusunda örgüte halk desteği sağlamak, örgüt ideolojisini yaymak ve geniş kitlelere ulaşmak amaçları doğrultusunda örgüt içerisinde kendisine verilen görevleri yerine getirdiği,
04.05.2012 tarihinde 24-25/04/2012 tarihli güvenlik güçleri ile PKK mensupları arasında çıkan çatışmada ölen terör örgütü mensuplarının cenaze törenine katıldığı, cenaze defin sırasında gösteri ve yürüyüş yapıldığı katılanlar tarafından örgüt mensuplarının üniformalı fotoğrafları ile örgütü simgelerini içeren pankartların, sembollerin, örgüt liderinin resimlerinin taşındığı, cenaze öncesinde örgüte müzahir firatnews.com isimli internet sitesinde "amed halk insiyatifinden 4 gerillayı sahiplenme çağrısı" başlığıyla yayınlanan haberde ... bütün amed halkını direniş ruhuyla evlatlarını karşılamaya ve birgünlük kepenklerini kapatmaya çağırıyoruz" şeklindeki çağrısına yer verildiği, sanığın katıldığı söz konusu cenaze töreninin örgüt lehine propagandaya dönüştüğü,
06.01.2016 tarihinde PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan MEDNUÇE isimli televizyon kanalında "Silopi ve Şırnak'ta devam eden operasyonel faaliyetlere yönelik" basın açıklamasında, PKK/KCK terör örgütü içerisinde silahlı olarak faaliyet yürüten örgüt mensuplarına halk desteği sağlama amacı taşıyan, örgüt mensuplarını direnen halk olarak göstererek silahlı terör örgütünün eylem ve amaçlarını meşru göstermeye yönelik, ilde ve bölge illerde son dönemde ortaya çıkan sözde özyönetim ilanı ve sonrasında güvenlik güçlerine ve vatandaşlara yönelik gerçekleştirilen eylemleri destekler nitelikte, adli ve idari kolluk görevini yerine getiren görevlileri ve terörle mücadelede izlenen haklı yöntemleri katliamcı olarak tabir ederek ve görevlilerin sivil halkı katlettiği yönünde söylemlerde bulunduğu” belirtilerek silahlı terör örgütüne üye olma, PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandası yapma suçlarını işlediği,
Şüpheli şahsın PKK/KCK terör örgütünün propaganda faaliyetleri üzerinden ulaşmaya çalıştığı amaç doğrultusunda hareket ederek halk tabanında terör örgütüne desteği yükseltmek, terör örgütünün ve faaliyetlerinin sözde meşru olarak algılanmasını sağlamak maksadıyla örgütsel mahiyette açıklamalara ve paylaşımlara yer vererek terör örgütünün propagandasını yaptığı,
30.06.2016 tarihinde yapılan basın toplantısında sanığın basına açık olarak ve İMC TV isimli kanalda canlı yayınlanan konuşmasında, "... kuşatılan kentlerde en az 500 sivil ölüm, binlerce güvenlik görevlisi ve gerilla sayısız savaş suçu ve katliam.. Lice'nin dağı taşı her yeri bombalanıyor kamuoyunda da utanmadan bunun uyuşturucu tarlalarına yönelik yaklaşım olduğu söyleniyor .. Şırnak ve Nusaybin de 3 haziranda operasyonlar bittiği halde sokağa çıkma yasağı kaldırılmış değil orada hala yıkım devam ediyor.." şeklindeki bir kısmına yer verilen ifadelerin genelinde örgütün şiddet içeren bu girişimlerini meşru gösterme, güvenlik güçlerinin müdahalesini yıkım ve katliam olarak nitelendirme şeklinde açıklama yaptığı,
05.08.2016 tarihli basın açıklamasının örgüte müzahir kanalda canlı olarak yayınlandığı, basın açıklamasında örgüt lideri Abdullah Öcalan'ın konuşmasınında yer aldığı sinevizyon gösterisi izletildiği, Abullah Öcalan'a özgürlük alt yazılarının ve resimlerinin arka fonda yer aldığı, salonda örgüt ve örgüt lideri lehine sloganlar atıldığı, açıklamanın içeriğinin öcalan'ın tecrit edildiği iddiasına ilişkin olduğu, toplantının örgüt lehine propagandaya dönüştüğü
11.08.2016 tarihinde düzenlenen basın toplantısında sanığın basına açık olarak yaptığı açıklamada; "..kürt halk önderi sayın Öcalan bu hükümeti defalarca uyardı ...bütün insanlık kaybeder bütün Türkiye kaybeder kürtler kaybetmez diye defalarca uyardı …direnişle, direniş aslında çöktürme planını boşa çıkardı..." şeklindeki ve açıklama içeriğinde yer alan ifadelerde aynı şekilde örgütün işgal girişimine ve eylemlerine yönelik müdahalenin savaş ve yıkım, güvenlik güçlerince yapılan müdahaleye karşı koymanın direniş olarak gösterildiği, işgal girişiminin meşrulaştırıldığı bu ifade ve söylemlerin terör örgütü propagandası yaptığı,
Anlaşılmış ve eylemleri nedeniyle hakkında;
1-Silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği sabit olmakla 5237 sayılı TCK'nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 3. maddesi ve 4. maddesi yollamasıyla 5/1. maddesi uyarınca 9 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
2-Terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği sabit olmakla, (06.01.2016 tarihli eylem) 3713 sayılı TMK'nın 7/2 ve 3713 sayılı Kanunun 7/2.2 cümlesi uyarınca 1 yıl 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
3-Terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği sabit olmakla, (25.05.2016, 30.06.2016, 23.07.2016, 31.07.2016, 11.08.2016 tarihli eylemler nedeniyle) 3713 sayılı TMK’nın 7/2, 7/2.2, TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca 1 yıl 24 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Salihli Ağır Ceza Mahkemesinin 12/01/2017 tarih ve 2016/154 esas, 2017/9 karar sayılı ilamı ile;
Suç tarihinin 06/03/2016 olduğu belirtilerek;
06/03/2016 günü Salihli ilçesi HDP binası önünde "Kadınlar Önderliği ve Özgürlüğü için Direniyor" ve "Seve'nin Direniş Ruhu ile Manisa'dan Kürdistana ses verecek" başlıkları altında 8 Mart Kadınlar Günü etkinliği nedeniyle toplanıldığı ve bu etkinliğe konuşmacı olarak Sabahat Tuncel'in katıldığı, etkinlik öncesinde suça sürüklenen çocuk F. Y. ve sanık H. A.'ın "Köklerimiz Nesilden Nesile Yeşermeye Devam Edecektir" şeklinde yazılı ve altında Fransa'nın başkenti Paris'te öldürülen PKK/KCK Terör Örgütü Üyeleri Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez ile Şırnak ili Silopi ilçesinde güvenlik güçlerimiz ile girdiği çatışmada öldürülün terör örgütü üyeleri Seve Demir, Fatma Demir, Pakize Nayır'ın resimlerinin bulunduğu pankart asıldığının ve sanık Z. M.'nin de PKK/KCK terör örgütü mensubu olan Sakine Cansız'ın fotoğrafnın bulunduğu dövizi taşığının tespit edildiği, bahse konu etkinliğe konuşmacı olan sanık Sebahat Tuncel'in konuşmasında özetle; "müzakereler için kürt halkının sayın öcalanla görüşmelidir" diyerek yukarıda ismi geçen PKK/KCK terör örgütü propagandasını içeren konuşmada bulunmak suretiyle üzerine atılı “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçunu işlediği anlaşılmakla, 3713 sayılı Kanunun 7/2-b-1,2,3 maddesi gereğince takdiren 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/220843 Soruşturma, 2020/43416 esas Sayılı İddianamesiyle;
Suç tarihinin 27/09/2014 ve sonrası olduğu belirtilerek;
16-27.09.2014 tarihli ve “HDP'Lİ VEKİLLER: KOBANÊ İÇİN HERKES AYAKTA OLMALI” başlıklı haberde özetle; “…Aktaş’ın ardından söz alan HDP vekillerden SEBAHAT TUNCEL, …yaşanacak olası bir katliamda ilk olarak Türkiye’yi sorumlu tutacaklarını özellikle belirtti. Dünyanın dört bir yanında Kobanê için ayağa kalkınması gerektiği çağrısında bulunan Tuncel “yarın geç olabilir. Bugünden başlayarak daha aktif bir şekilde herkes alanlarda olmalı ve Kobanê yankılanan sesi dünyaya duyurmalıdır. Birileri kulaklarını kapatsa da bizler haykırmaya devam edelim. Dünyanın merkezi önünde bir haftadan beridir bir eylemlilik içerindeydik bazı görüşmeler yaptık Kobanê’de gerçekliği aktardık. Buradan bir daha yineliyoruz Kobanê’de bir katliam olursa basta BM ve Türkiye daha sonra bütün uluslararası güçleri sorumlu tutacağız” seklinde konuştuğu,
PKK/KCK-PYD/YPG terör örgütüne yönelik Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2019/93562 sayılı soruşturma kapsamında yakalanarak gözaltına alınan Saim BARAN isimli şahsa yaptırılan teşhis tutanağında; “ Resim 300’de bana göstermiş olduğunuz şahıs Sebahat Tuncel isimli şahıstır. Malatyalı olarak bildiğim bu şahsı ilk olarak hatırladığım kadarıyla 2014 yılında Diyarbakır ilinde HDP Parti binasında görmüştüm. Bu şahsın KCK/TM (Koma Ciwaken Kürdistan-Kürdistan Halklar Topluluğu/Türkiye Meclisi) içerisinde KJA bünyesinde sözde Kadın yapılanması içerisinde Kadro olarak tabir edilen ve tüm yaşamını terör örgütü faaliyetlerine adayan örgüt mensuplarındandır. Hatırladığım kadarıyla 2008 yıllarında cezaevinde bulunduğu sırada İstanbul ilinden Milletvekili seçilerek cezaevinden çıktığını, sık sık Diyarbakır iline gelerek sözde kadın çalışmaları adı altında faaliyetler yürüttüğünü biliyorum. Sonrasında yine örgütsel faaliyetlerinden dolayı tutuklanarak cezaevine konulduğunu duymuştum. İfadem akışında da belirttiğim üzere HDP içerisinde siyaset yapan ve gerekse belediye başkanı olarak seçilen şahısların hiçbir zaman kendi iradeleriyle özgürce aday listelerini belirleyemediklerini, Türkiye’de yapılan genel ve yerel seçimlerde geçmişte adı BDP günümüzde HDP olan yasal siyasi partilerin terör örgütünün KANDİL’de bulunan üst yönetimi tarafından belirlenmiş örgüt kadrolarından oluşan adayları listelerine dâhil ederek yerel veya genel seçimlerde seçilmelerinin sağlandığını, bu sayede terör örgütünün KCK/TM adına faaliyet yürüten kadroları yerel yönetimlere ve milletvekili olarak meclise girmeleri sağlandığını söylemekle birlikte bu şahsın da kadro olarak terör örgütünün üst kademesinin onayıyla Milletvekili seçildiğini düşünüyorum. Açık kimlik bilgilerinin Sebahat Tuncel (TCKN: …760856) olduğunu öğrendim.” şeklinde teşhis ve beyanlarda bulunduğu,
Sebahat Tuncel hakkında Malatya CBS 2010/521 numaralı soruşturma kapsamında Cumhuriyet Savcısına ifade veren gizli tanık BAHAR'ın; "Sebahat Tuncel: DTK üyesidir, bir dönem Kandil'de siyasi eğitim aldı, halen milletvekilidir." şeklinde beyanlarda bulunduğu Sebahat Tuncel hakkında, 06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 24. Dönem İstanbul Milletvekili, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi, 27/10/2013 tarihli Büyük Kongrede Genel Başkan seçilen Sebahat Tuncel'in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandasi yapma, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Sebahat Tuncel'in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
6. FİGEN YÜKSEKDAĞ ŞENOĞLU (Mevlüt ve Neziha kızı, 1971 doğumlu, T.C. Kimlik No: 21439072772); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Eş Genel Başkan, 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015 - 21/02/2017) HDP Van Milletvekili, 20/06/2014 - 01/03/2017 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a) Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/06/2017 tarih ve 2016/8 esas, 2017/25 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 09/08/2015 olduğu belirtilerek;
“Sanığın Almanya'nın Köln şehrinde 09/08/2015 tarihinde "Deutsche Welle" isimli gazeteye verdiği röportajda kendisine yöneltilen "Kürt kökenli politikacılar tarafından kurulan HDP'nin PKK ile bağı olduğu söyleniyor. Buna ne dersiniz?" şeklindeki soruya "Bizim HDP olarak PKK ile bağımız yok. Belge konulması lazım ortaya, aksi takdirde çok saçma kalıyor iddialar... PKK bir halk özgürlük hareketidir. Aynı zamanda demokrasi ve eşitlik mücadelesi veren bir örgüttür. Bizler PKK'nın bu hedeflere ulaşma konusunda başvurduğu yöntemleri onaylamıyoruz. Ancak şunu da kabul etmeliyiz ki, uyguladığı program terör değildir" şeklinde beyanlarda bulunduğu" gerekçesiyle sabit olan eylemine uyan PKK silahlı Terör Örgütünün Propagandası Yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2-1-2. cümlesi gereğince 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/04/2017 tarih ve 2016/29 esas, 2017/83 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 15/02/2015 olduğu belirtilerek;
“15/02/2015 tarihinde HDP (Halkların Demokratik Partisi) HDK (Halkların Demokratik Kongresi) ve YDG-H (Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi) tarafından PKK Terör Örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın 15/02/1999 tarihinde Türkiye'ye getirilişini protesto etmek amacıyla Fatih İlçesinde, İstanbul'un çeşitli yerlerinden ellerinde PKK lehine pankart, simge ve Abdullah Öcalan posteri taşıyan grupların toplandığı, HDP eş başkanı ve milletvekili sanık Figen Yüksekdağ Şenoğlu'nun da bu gruba katıldığı, Figen Yüksekdağ Şenoğlu ve Sebahat Tuncel tarafından gruba konuşma yapıldığı, bu gösteriye katılmak için gelenlerin ellerinde Terör Örgütü PKK'yı simgeleyen bezlerin, HDP bayraklarının, Terör Örgütü lideri ve hükümlü Abdullah Öcalan'ın resimlerinin, Abdullah Öcalan ve PKK lehine pankartların bulunduğu, bazı göstericilerin yüzlerini kapatarak katıldığı, sanığın yaptığı konuşmada toplanan kalabalığa ''bugün burada özgürlük için buluştuk, sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için hepimizin özgürlüğü için buluştuk, biz çok iyi biliyoruz ve herkes bu siyasi iktidarda iyi bilsin ki sayın Öcalan'ın özgürlüğü hepimizin özgürlüğüdür, bütün Türkiye halklarının özgürlüğüdür, yıllar boyu sayın Abdullah Öcalan'ı esir tuttunuz peki özgürlük iradesini esir edebildiniz mi ? bir halkı tutsak edebildiniz mi? 16 yıl boyunca sayın Abdullah Öcalan nezdinde özgürlük içerisinde direniş mücadelesi büyümüştür...Bütün bu yıllar boyunca, bütün Türkiye halklarının barış talebini duyan, onun özgürlük ve demokrasi arayışına yanıt veren tek bir lider vardı; sayın Abdullah Öcalan... Şimdi biz de bugün dayatılan komplo rejimine ve siyasetine karşı komplonun sürdürülmesindeki ısrara karşı sayın Abdullah Öcalan'ın bu demokratik, barışçıl çözüm iradesinin arkasındayız... Öcalan'ın özgürlüğünün hepimizin özgürlüğü olduğunu bilerek onun siyasi iradesinin bütün bölge ve Türkiye halklarına barışın, özgürlüğün, demokrasinin yolunu açtığını bilerek bu iradenin arkasında, bu iradenin yanındayız...biz Kobani'deki o büyük zaferden, Türkiye halklarının yeni bir barış ve özgürlük yolu açma çabası ve arayışından da Balkanlar'daki, İspanya'daki halkçı harekete ve zaferlere kadar bir düşüncenin ve programın doğrulandığını görüyoruz. Sayın Abdullah Öcalan'ın düşüncesinin öngörülerini ve programını doğruladığını görüyoruz... Bugün bir komplo yıl dönümünde bir kere daha bu karanlık günü bu karanlık dönemeci lanetliyoruz... Bu komploya imza atan uluslararası güçler sayın Abdullah Öcalan nezdinde Kürt halk iradesinin ne kadar büyük zaferler kazandığını ve kendisinin dengeleri nasıl alt üst ettiğini görüyorlar... artık özgürlük yolunu zaferler yolunu tutturmuş, kazanmayı öğrenmiş bir halk var karşınızda ve biz bu kazanımlar çizgisini sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüyle taçlandırmayı başaracağız...'' şeklindeki ifadeleriyle sübut bulan “Silahlı Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan eylemine uyan 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği,
c) Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/12/2017 tarih ve 2016/364 esas, 2017/212 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 13/03/2016 ve 19/03/2016 olduğu belirtilerek;
"13/03/2016 tarihinde Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı ve 26. Dönem Van Milletvekili olan sanık Figen Yüksekdağ Şenoğlu'nun HDP Mersin il başkanlığının 1. Olağanüstü kongresinde yaptığı konuşmada "Türkiye'de bu koşullarda Cizre'de, Silopi'de, Silvan'da, Derik'te, Sur'da gerçekleştirilen o vahşi katliamlardan kimse her şey eski gibi olması gerektiğini düşünmesin ve beklemesin, bu aşağılık katliamlardan sonra Türkiye'de yeni bir siyasal hukuk şekilleniyor, bakın Sur'da, Cizre'de gerçekleştirdikleri vahşetin üstünü örtmeye çalışıyorlar. Bu bilinçle, inançla Cizre'de direnenlere can feda bir direnişle ve tutumla bütün halklarımıza ve kürt halkına geleceği armağan etmek için teslim olmayanlara Mersin'den selam gönderiyoruz... Bizler teslim olmayacağız, sizler de asla teslimiyetin yoluna bakmayın, bizler dün ve bugün de şehitlerimizin sözlerini vasiyet bilip bizlere dayatılan o teslimiyet yoluna girmedik... teslim olmayanların baş eğmeyenlerin yüzleri, mücadeleri, değerleri ve bütün değerleri bilincinde siyasi çizgisinde birleştirilen bütün Türkiye halklarına rehber olan sayın Abdullah Öcalan'ın yüzü bizim değerlerimizin bütününü tarif ediyor... Tarsus'ta Davut Özer kardeşimiz Cizre'de Sur'da yaşanan katliamları durdurmak ve oradaki kardeşlerimize sahip çıkmak için sokağa çıkan gençlerimizden birisiydi, polis kurşunuyla katledildi, şehitlerimizi asla unutmayalım, şehitlerimizi ve onların bize öğrettiklerini unutmadığımız müddetçe bizler tarihe ve geleceği yazarız." şeklinde sözlerle özellikle Güneydoğu illerinde terör örgütünün hendek kazarak yol kapatma, gerek sivil gerekse kamu görevlilerinin can ve mal varlığını tehlikeye sokacak şekilde patlayıcı düzeneklerle ve silahla saldırıda bulunma gibi faaliyetlerine son verilmesi amacıyla güvenlik kuvvetlerinin terörle mücadele kapsamında kararlılıkla yürüttüğü operasyonları protesto edici, maksadından farklı gösterici, çatışmalar sonucu öldürülen PKK/KCK terör örgütü mensuplarını sahiplenici ve övücü nitelikli sözleriyle terör örgütünün propagandası suçunu işlediği,
Yine sanığın 19/03/2016 günü Mersin HDP Akdeniz ilçe teşkilatını ziyarete gelerek bina önünde konuşma yaptığı, sanığın söz konusu bu konuşma içeriğinde özetle; "bizler her yerde bu özgürlük yolunda şehit düşen canlarımıza selam duracağız, Cizre'nin, Sur'un, Silopi'nin, Silvan'ın, Şırnak'ın, Nüsaybin'in çocuklarına onların hepsine selam duracağız..." şeklinde ifadelerle yaklaşan 21 Mart Nevruz etkinliklerini kutlama bahanesiyle PKK/KCK terör örgütünü ve mensuplarını övücü, sahiplenici, eylemlerini meşru gösterici, destekleyici sözler ile terör örgütünün propagandasını yaptığının sabit olduğu" gerekçesiyle eylemine uyan 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 43/1, 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
d) Adana 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/06/2017 tarih ve 2016/783 esas, 2017/604 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 12/10/2015 olduğu belirtilerek;
"HDP Adana İl Teşkilatı organizesinde 10 Ekim 2015 günü Ankara'da meydana gelen patlamaları protesto etmek amacıyla kalabalık bir grubun toplandığı, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın da cenaze töreni sırasında yaptığı basın açıklamasında Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine yönelik"...hesaplaşacağız, alçaklar iktidarı ile hesaplaşacağız, katiller iktidarı ile....." şeklinde açıklamalarda bulunduğu belirtilerek açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda "Sanığın olay tarihinde yaptığı basın açıklamasında "...kardeşlerimizi katlederek halklarımızın bu onurlu yürüyüşünü durduracaklarını sandılar" şeklindeki açıklamasıyla önce meydana gelen olayın bir katliam olduğunu devamında ise "bu katiller iktidarı ile hesaplaşacağız" şeklindeki açıklamaları ile 10 Ekim 2015 günü ülkemizde meydana gelen terör saldırılarının faili olarak dönemin hükümetini hedef gösterdiği, eylemlerin yasa dışı terör örgütleri tarafından gerçekleştirilmesine rağmen sanığın söz ve açıklamalarıyla meydana gelen patlamaların sanki dönemin hükümeti tarafından gerçekleştirilmiş gibi bu yönde imaj oluşturmaya gayret ettiği, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini halka “katil” olarak lanse etmeye çalıştığı, sanığın bu şekildeki açıklamalarının TCK'nın 301. maddesinde düzenlenen Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini alenen aşağılama suçunu oluşturduğu, sanığın yaptığı açıklamaların halk üzerindeki etkisi düşünüldüğünde eylemin hükümete yönelik olarak isyan çıkarma, baş kaldırma şeklinde davranışlara sebebiyet verebileceği, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmaya yönelik önemli bir tehdit oluşturduğu,” belirtilerek, TCK'nın 301/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
e) Van Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No:2016/9047, Esas No: 2016/2808 ve İddianame No: 2016/466 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 05/03/2016 olduğu belirtilerek;
“… Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğününü Bozma Suçu Bakımından; Şüphelinin 30/12/2015 tarihinde Van İl Merkezinde HDP Van İl Kadın Konferansına katılarak yaptığı konuşmada; "...Türkiye'de yeni demokratik birşey olacaksa bugün, Kürt sorununun demokratik bir sürece doğrudan katılımı üzerinden bu gerçekleştirilebilir ancak yani özyönetim anlayışıyla gerçekleştirilebilir.", "...Yeni bir demokratik Türkiye, öz yönetim anlayışı, Kürt sorununun çözümü, Kürdistan halkının geleceğinin güvence altına alınması..." şeklinde açıklamada bulunduğu, bu suretle PKK/KCK terör örgütü yöneticilerinin sıklıkla dile getirdiği özyönetimi (özerklik ve sonrasında bağımsızlık) milletvekili sıfatı ile vurgulayarak gerçekleştirmeyi amaçladığı,
Şüphelinin 05/03/2016 tarihinde Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle Van İl Merkezi Kültür Kavşağında gerçekleştirilen organizasyonda yaptığı konuşmasında"... İşte bizler yaşamın dört bir yanında özerklik ve özyönetim direnişlerinin sürdüğü alanlarda heryerde bu direnişi yaşam için, yaşamı savunmak için yükseltiyoruz... Özyönetim direnişleri, özyönetim talebi kadının özüdür bunu kimse unutmasın. Bize diyorlar ki özyönetimi savunuyorsunuz. Ne var bunda ...", "...Bunun mücadelesini vermektir ve boyun eğmemektir özyönetim halkın kendi kendisini yönetmesi demektir...", "...Bundan daha ahlaki bundan daha haklı bir dava ve amaç olamaz..." şeklinde açıklamada bulunduğu, bu suretle şüphelinin PKK/KCK terör örgütü yöneticilerinin sıklıkla dile getirdiği özyönetimi (özerklik ve sonrasında bağımsızlık) milletvekili sıfatı ile kendi durumuna göre gerçekleştirmeyi amaçladığı ve mitingde konuşma yaparak eyleme geçtiği,
Belirtilen iki konuşması bir bütün olarak değerlendirildiğinde, şüphelinin PKK/KCK terör örgütünün Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da özerklik ve sonrasında bağımsızlık amaçlarını kendi durumuna göre gerçekleştirmek için çalışma yürüttüğü, icra hareketlerinde bulunduğu, bu nedenle eyleminin TCK'nun 302/1. madde ve fıkrasındaki (Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma) suçu oluşturduğu,
Terör Örgütü Propagandası Yapma Suçu Bakımından; Şüphelinin 11/04/2015 tarihinde Van İl Merkezinde 25. Dönem HDP milletvekili aday tanıtım toplantısında toplanan kalabalığa hitaben yapmış olduğu konuşmada, PKK terör örgütü mensubu olup, güvenlik güçleri ile çıkan çatışmalarda ölenler için "... Halkların zaferini dillendiriyorsak bu görüntüler canı gönülden mücadele eden şehitlerimizin sayesinde kazanılmış olduğunu görüyoruz, bu düzeyi unutmayacağız, şehitlerimize verdiğimiz sözü asla ve asla unutmayacağız, başkaldırmış olanlara verdiğimiz sözü asla unutmayacağız..." demek suretiyle PKK terör örgütünün cebir-şiddet-terör eylemlerinin propagandasını yapmak suretiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2. madde ve fıkrasındaki suçu işlediği, ayrıca; belirtilen propagandanın Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğününü Bozma veya silahlı terör örgütüne üye olma suçu açısından da delil niteliğinde olduğu, çünkü açık bir şekilde "şehitlerimize verdiğimiz sözü asla ve asla unutmayacağız, başkaldırmış olanlara verdiğimiz sözü asla unutmayacağız" demek suretiyle aynı amaç için çalıştıklarını ikrar ettiği” iddiasıyla açılan davanın Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/556 esas sayılı dosyası ile derdest iken aynı mahkemenin 2016/555 esas sayılı dosyası ile birleştirildiği, bu Mahkemenin 07/11/2017 tarih ve 2016/555 esas, 2017/425 sayılı kararı ile dosyanın Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/159 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve yargılamanın devam ettiği,
f) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 15/01/2017 tarih ve Soruşturma No: 2016/25124, Esas No: 2017/768, İddianame No: 2017/176 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihlerinin 04/11/2016, 23/10/2015, 2015 yılı, 13/12/2015, 08/03/2016, 13/12/2015, 06/01/2016, 31/12/2015, 27/12/2015, 13/12/2015, 31/12/2015, 6-7-8 Ekim 2014 tarihi ve devamındaki tarihler olduğu belirtilerek;
"PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün alt bileşeni sayılan ve hatta PKK/KCK terör örgütünün elebaşısı Abdullah Öcalan'ın söylemlerinde çözüm paradigmasının 3. ayağı olarak nitelendirdiği Demokratik Toplum Kongresindeki (DTK) yönetici sıfatıyla eylem ve işlemleri, şüphelinin değişik tarihlerde yapmış olduğu konuşmalarda PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün terör, cebir ve şiddet eylemlerini ve olgusunu meşru gösterecek nitelikte beyanlarda bulunmak suretiyle "Terör Örgütü Propagandası Yapmak" şeklinde gerçekleşen eylemleri ve yine "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasına Muhalefet" suç tipine uyan fiilleri ile "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" ve "Suç işlemeye alenen tahrik", suçlarına ilişkin eylemleri, Kamuoyunda 6-7-8 Ekim olayları olarak bilinen olayların başlangıcında HDP MYK'sında yapılan ve sonrasında yaptığı açıklamalara ilişkin eylemleri, nedenleriyle;
Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, terör örgütü propagandası yapma, suç işlemeye alenen tahrik etme, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama, halkı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne kışkırtma suçlarından 3713 sayılı Yasanın 7/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK'nın 314/1, 3713 sayılı TMK'nın 5. maddesi, TCK'nın 58/9; 3713 sayılı TMK'nın 7/2 maddesi (7 kez) 58/9; 2911 sayılı Yasanın 32/1 maddesi (1 kez) TCK'nın 58/9; TCK'nın 216/1 (1 kez); TCK'nın 214/1; TCK'nın 214/1, 53 ve TCK'nın 214/son maddesi yollamasıyla ve 2911 sayılı Yasanın 27. maddesi delaletiyle 34/1-2. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan davanın Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/159 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
g) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/06/2014 tarihli Büyük Kongresinde alınan kararla Eş Genel Başkanı olan, 20/06/2014 - 01/03/2017 tarihleri arasında üyesi olup, HDP’nin 25 ve 26. Dönem Van Milletvekilliği görevlerini üstlenen Figen Yüksekdağ Şenoğlu'nun Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini alenen aşağılama, terör örgütü propagandası yapma" suçlarından mahkumiyetinin, “silahlı terör örgütüne üye olmak, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partinin Eş Genel Başkanı olarak üst düzey görev alan Figen Yüksekdağ Şenoğlu'nun eylemlerinin, başkanlığını yaptığı davalı partiyi bağlayacağı da dikkate alınarak Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin yağunluğu ve niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
7. DERSİM DAĞ (Mehmet Zeki ve Kudret kızı, 1996 doğumlu, T.C. Kimlik No: 17821861284); (HDP 27. Dönem (24/06/2018 - Devam Ediyor) Diyarbakır Milletvekili – 01/06/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 21/01/2021 tarih, Soruşturma No: 2020/32651, Fezleke No: 2021/20 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 29/12/2019 olduğu belirtilerek;
“Dersim Dağ'ın, 29/12/2019 tarihinde HDP Elazığ İl Başkanlığınca düzenlenen Halkla dayanışma etkinliniğine katılım sağlayarak burada yapmış olduğu konuşmasında, özellikle;
"... Son süreçte Bakur'da, Başur'da ve Rojova'da dört parça kürdistan'da kürtlerin bütün başarılarına...." şeklindeki sözleri ile halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçunu işlediği değerlendirilmiştir.
Yine aynı konuşmada kullanmış olduğu,
"... Başta tüm dünyaya örnek olan Rojava devrimini yaratan gençler ve onların yoldaşlarına hepinizi saygıyla selamlıyorum, hepiniz hoş geldiniz.... Bugün Amed'de, Sur'da, Cizre'de, Nusaybin'de direnen gençlerin aslında orada bedel ödeyenlerin kendilerinin savunan gençlerin yoldaşları burada onların izinden gideceğinin sözünü bir kez daha verdi. Bir kez daha gösterdi ki Sur, Cizre ve Nusaybin diz çökmedi ki, diz çökmeyecek Sur'u, Cizre'yi, Nusaybin'i başarıya ulaştırana kadar mücadelesine devam edecektir. Hepinize teşekkür ediyorum. Bu mücadele gücünüzden dolayı. Son süreçte Bakur'da, Başur'da ve Rojava'da dört parça kürdistanda kürtlerin bütün başarılarına, bütün kazananlarına saldıran ... iktidarı aslında kendisine muhalif olarak gördüğü, kendisine tek rakip olarak gördüğü...
.... ama buna karşı biz Mazlum Doğan'dan aldığımız gururla size karşı mücadele etmeyi 80 darbesinde size karşı diz çökmeyen Sara'lardan, Kemal Pir'den, Mazlum Doğan'dan aldığımız güçle onların mücadelesi..." şeklindeki beyanları ile de terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği değerlendirilmiştir.
Hakkında inceleme yapılan 27. dönem milletvekili Dersim Dağ'ın yukarıda belirtilen konuşması ile PKK/KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun şekilde hareket edip, adı geçen terör örgütünün kurucularından Kemal Pir ve Mazlum Doğan'ı övdüğü, ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, ülkemizin yıllardır süregelen ve halen mevcudiyetini sürdüren terör tehdidi altında bulunduğu da göz önüne alındığında, hakkında inceleme yapılan 27. dönem milletvekili Dersim Dağ tarafından kullanılan bu ifadelerin kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlike doğurabilecek nitelikte olduğu nazara alınarak terör örgütü propagandası yapma ve halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik veya aşağılama suçlarını işlediği yönünde yeterli ve kanuni delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla; 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A, maddeleri ile TCK'nın 216/1-2. maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu” tespitiyle hakkında fezleke düzenlendiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 14/10/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/5963, Fezleke No: 2020/447 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihlerinin 03/03/2019-26/05/2019 olduğu belirtilerek;
“27. Dönem Milletvekili Dersim Dağ'ın, ... PKK. KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun şekilde hareket edip, PKK KCK silahlı terör örgütü lideri Abdullah Öcalan üzerindeki -sözde- teeridi kaldırma amaçlı Leyla Güven'in başlattığı açlık grevimde destekleyen beyanlarda bulunmak suretiyle, PKK KCK silahlı terör örgütünü, bu terör örgütünün mensupları olan Z.G., M.D., N.Y., R.D., Z.A. ve bu terör örgütü adına suçu işleyen Leyla Güven'i överek yücelttiği, ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı,
Suçu ve suçluyu övme suçu açısından; ülkemizin yıllardır süregelen ve halen mevcudiyetini sürdüren terör tehdidi altında bulunduğu da göz önüne alındığında, hakkında inceleme yapılan 27. Dönem Milletvekili Dersim Dağ tarafından kullanılan ifadelerin kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlike doğurabilecek nitelikte olduğu nazara alınarak,
27. Dönem Milletvekili Dersim Dağ'ın terör örgütü propagandası yapma, suçu ve suçluyu övme ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçlarını işlediği yönünde yeterli ve kanuni delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri ile TCK'nın 215/1, 216/1. maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından hakkında fezleke düzenlendiği,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 02/09/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/20864, Fezleke No: 2020/314 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 27/10/2019 olduğu belirtilerek;
“Dersim Dağ'ın, güvenlik güçlerince düzenlenen operasyonda ölü olarak ele geçirilen N.G. isimli bölücü terör örgütü mensubu şahıs için yapılan taziye ziyaretine katılım sağlamak suretiyle PKK/KCK silahlı terör örgütünü ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. dönem milletvekili Dersim Dağ'ın terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği yönünde yeterli ve kanuni delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla; 3713 Sayılı Kanunun 7/2, 8/A. maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından hakkında fezleke düzenlendiği,
d) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 26/03/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/5351, Fezleke No: 2020/100 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 01/03/2019 olduğu belirtilerek;
“...27. Dönem Milletvekili Dersim Dağ'ın, fezlekede açıklanan konuşması ile ile PKK/KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun şekilde hareket edip, PKK/KCK silahlı terör örgütü lideri Abdullah Öcalan üzerindeki -sözde- tecridi kaldırma amaçlı Leyla Güven'in başlattığı açlık grevini destekleyen eylem ve beyanlarda bulunduğu, terör örgütü tarafından yapılan eylemleri "direniş, başkaldırı" şeklinde niteleyerek PKK/KCK silahlı terör örgütünün eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı ve övdüğü, adı geçenin yaptığı konuşma bir bütün olarak değerlendirildiğinde, eyleminin terör örgütü propagandası yapma suçunu oluşturduğu, hakkında inceleme yapılan 27. Dönem Milletvekili Dersim Dağ'ın terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği yönünde yeterli ve kanuni delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından hakkında fezleke düzenlendiği,
e) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 24/02/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/6496, Fezleke No: 2020/69 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 30/08/2019 olduğu belirtilerek;
“ 2016 yılında Tunceli ili kırsalında düzenlenen operasyonlarda ölü olarak ele geçirilen bölücü terör örgütü mensubu H.G. için Diyarbakır ili Bağlar ilçesi Bağcılar Mahallesi Karanfil 10. sokak üzerinde bulunan Silvan Taziye Evi'ne 29/08/2019 gününden itibaren 3 gün boyunca taziye ziyaretleri yapıldığı, 30/08/2019 tarihinde bahse konu bölücü terör örgütü mensubu için yapılan taziye ziyaretlerine, hakkında inceleme yapılan 27. Dönem Milletvekili Dersim Dağ'ın katılım sağlamak suretiyle, PKK/KCK silahlı terör örgütünü ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Dersim Dağ'ın terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği yönünde yeterli ve kanuni delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A. maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından hakkında fezleke düzenlendiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 01/06/2018 tarihinden itibaren üyesi ve 27. Dönem HDP Diyarbakır Milletvekili olan Dersim Dağ’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma, 2911 sayılı Kanuna muhalefet, suçu ve suçluyu övme ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Dersim Dağ’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
8. ENİSE ÇOBAN GÜNEYLİ (Mehmet Salih ve Hediye kızı, 1986 doğumlu, T.C. Kimlik No: 53761429894); (HDP 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015) Mardin Milletvekili - 23/02/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/06/2016 tarih, 2016/125 esas, 2016/338 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 05/07/2015 olduğu belirtilerek;
“05/07/2015 tarihinde Suriye sınırına güvenlik amacıyla yetkili makamlar tarafından kazılan hendekleri protesto amacıyla meşaleli yürüyüş yapıldığı, olay tarihinde Mardin 25. Dönem milletvekili olan sanığın bu yürüyüşe katılarak "...Bizim barış ve özgürlük ısrarımız tecritteki kürt halkının önderinin üzerinedir. Bizim ısrarımız önderimizin üzerinedir. Tekrar söylüyoruz. Biz bunlarda ısrarcıyız. Hükümette bunu iyi bilsin. Hepinize tekrardan selam, saygılarımı iletiyorum." şeklinde konuşma yaptığı, konuşma içeriğinde PKK/KCK Terör Örgütü elebaşısı lehine söylemlerde bulunduğu, Abdullah Öcalan'ın ve terör örgütü PKK'yı bu şekilde meşru göstermeye çalıştığı, sanığın terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2 ve TCK’nın 50/1-a, 52/2. maddeleri gereğince 7.300 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Midyat Ağır Ceza Mahkemesinin 29/09/2016 tarih, 2016/117 esas, 2016/212 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 2015 yılı olduğu belirtilerek;
“Sanık Enise Güneyli'nin Dargeçit Belediyesi Basın Bülteni Nisan 2014-2015 adlı dergi içeriğinden; "...eşliğinde Çiçek Kadın Merkezi'ne yürüdü. Yürüyüşte "Jin jiyan azadi", Biji Serok Apo" ve "Biji Berxwedana YPJ" sloganları atıldı", "Kadınlara hitap eden Enise Güneyli'nin toplumun özgürleşmesi için öncelikle kadının özgürleşmesi gerektiğini vurgulayarak "Kadın devriminin öncülüğünü yapan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a teşekkür ediyoruz" şeklinde beyanda bulunduğunun anlaşıldığı, bu şekilde sanığın katıldığı yürüyüşte bölücü terör örgütü elebaşının ismini anarak ona teşekkürler ettiği, yine aynı şekilde daha önce öldürülen "Çiçek" ismindeki terör örgütü mensubunun isminin verildiği açılışa katıldığı, böylelikle sanığın on binlerce masum insanların hayatını kaybetmesinin sorumlusu olan terör örgütü elebaşının ismini anarak onu ve elebaşı olduğu PKK terör örgütünü sözde "kadın devrimi yapmış" gibi lanse ederek masum gösterdiği, PKK terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini kadın merkezi açarak masummuş gibi göstermeye çalıştığı, methiyeler düzerek terör örgütünün yöntemlerini övdüğü, halk nazarında terör örgütünü masum bir örgüt gibi göstermeye çalıştığı, halk nazarında terör örgütü adına savaşıldığı takdirde ilerde terör örgütü mensubu "Çiçek" gibi isimlerinin böyle yerlere verileceği konusunda izlenim uyandırdığı anlaşılmakla, sanığın eylemlerinin terör örgütü propagandası suçunun yasal unsurlarını tamamiyle ihtiva ettiği, açıklanan tüm bu nedenlerle sanığın terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2 ve TCK’nın 50/1-a, 52/2. maddeleri gereğince 7.300 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 23/02/2015 tarihinden itibaren üyesi ve 25. Dönem HDP Mardin Milletvekili olan Enise Çoban Güneyli’nin Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Enise Çoban Güneyli’nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
9. LEYLA GÜVEN (Hacı ve Cevriye kızı, 1964 doğumlu, T.C. Kimlik No: 31868002356); (HDP 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015) Şanlıurfa ve 27. Dönem (24/06/2018 - 04/06/2020) Hakkari Milletvekili, 06/06/2018 - 12/06/2020 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/12/2020 tarih, 2018/149 esas, 2020/430 sayılı kararı ile;
Suç tarihlerinin 14/04/2017, 26/12/2017, 21/01/2018, 02/02/2018, 25/04/2017, 25/06/2016, 30/06/2016, 22/11/2017, 19/09/2017, 29/11/2018 olduğu belirtilerek
“... sanığın DTK'nın çalışmaları kapsamında, DTK eş başkanı olduğu, bu yönde sözde temsil kabiliyetinden kaynaklı basın açıklamaları, beyanatlarda bulunduğu, açıklamaları ve beyanlarında terör örgütü lehine (söylemlerinin, terör örgütünün ideolojisine uygun şekilde, insanlığın aynı kök atadan gelme tespiti inkarına dayalı, anlam ve içerik derinliğinden yoksun sistematik şekilde anasoycu hitap tarzına dayalı olduğu, söylemlerin insanda saldırgan duygular oluşturacak biçimde anlamsız bir nefret yaratan içeriği olduğu, silahlı terör örgütünün cebir şiddet içeren faaliyetlerinin "direniş" ve "mücadele" olarak gösterilmeye, benimsetilmeye, meşru olarak gösterilmeye çalışıldığı, devletin silahlı terör örgütü ile ilgili mücadelesinin sivil halka karşı yapılıyormuş gibi gösterildiği, nihayetinde siyasal olarak palyatif denecek çözüm dahi sunulmadığı, retorik seviyesine dahi ulaşmayan ayrılıkçı söylemler.) tespitler de göz önüne alındığında PKK/KCK ideolojisini benimsediğinin anlaşıldığı, eylemlerin gerçekleştirilmekte olduğu bağlam ile birlikte cebir ve şiddetle ilişkili olduğu, kullanılan yöntem ve takip edilen amacın hukuk ve demokrasi kurallarına uygun olmadığı, PKK/KCK terör örgütüyle amaç veya yöntem bakımından ve yapısal açıdan bağlantısı bulunmakla, siyasi faaliyet veya örgütlenme özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, bu eylemlerle sanığın KCK/DTK çatısı altında sorumlu ve temsil düzeyinde faaliyet gösterdiğinin anlaşıldığı, terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde yer almadan, terör örgütü ile organik bağ kurmadan örgütün sözde kurucu meclisinde nitelikli görev almanın mümkün olmadığı, dosyaya yansıyan konuşma eylem ve faaliyetleri içeriğine göre örgüt ideolojisini üst perdeden benmisediği, serbest seçim hakkını tamamen yok ederek iradesini örgüt iradesine tamamen teslim ettiğinin (daha önce de atılı suçlamadan mahkumiyet hükmü almasına rağmen ıslah olmadığı) anlaşıldığı, tanık beyanı uyarınca milletvekilliği kamu görevinin sağladığı dokunulmazlıkları kötüye kullanarak örgüt üyesi yaralı tanığı, yol çevirmelerinden kurtarmak amacıyla aracında örgütsel olarak sevk ettiği, KHK ile kapatılan kja içerisinde eylem ve işlemleri nedeniyle KCK sosyal alanda da faaliyet gösterdiğinin anlaşıldığı, yine ... açıkça PKK/KCK terör örgütü propagandasına dönüşen bir kısmında açık örgüt çağrısı bulunan 23 adet eylemlere sorumlu düzeyde katılarak örgütsel destek verdiği, bu eylem ve etkinliklerde örgütsel konuşmalar yaparak yönlendirime faaliyetlerinde bulunduğu, silahlı terör örgütü PKK/KCK’ya müzahir yayın organlarınca yapılan çağrıların odağında kendisinin bulunduğu, yine örgütsel eylemlerin odağı halinde ismen bulunduğu, silahlı terör örgütü PKK/KCK’ya müzahir yayın organlarınca yapılan çağrılar üzerine gerçekleştirilen, terör örgütünün propagandasına dönüşen eylemlere da katılan sanığın, PKK terör örgütü ile organik bağ kurarak örğütün hiyerarşisine girdiği, bu kapsamda süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren eylemleri nedeniyle silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği...
ve “….Sanık, toplumsal sorunların çözümünde her tür siyasal yöntemi reddeden ve terör yöntemlerini tek ve geçerli bir yöntem olarak benimseyen teröröstbaşını ve takipçilerini överek ve başkalarına benimsetmeye çalışarak insanları cesaretlendirmeye, halkın örgüte olan sempatisini artırmaya ve giderek aktif desteğini sağlamaya olanak sağlamıştır. Sanığın davranışları ve açıklamaları bir bütün olarak ele alındığında başkalarını, teröristbaşının takipçileri tarafından hâlen gerçekleştirilmekte olan şiddet eylemlerinde bulunmaya teşvik niteliğinde olduğu, dolayısıyla sanığın bir terör örgütünün sesinin başkalarına duyurulmasını sağlama çabaları ile yarattığı tehlike, bir soyut tehlike olarak görülmemiş Terörizmin Önlenmesi Sözleşmesi'nin açıklayıcı raporunun 95. maddesinde ifade edilen terör eylemlerini ve bu eylemlerin faillerini öven mesajlardan olduğu kanaatine ulaşılmıştır. (Anayasa Mahkemesi 05.11.2020 tarih, 2015/15672 başvuru nolu karada da aynı içerikte tespitler yapılmıştır) Bu minvade söylemlerin muhatap kitle üzerinde etkisi gözetildiğinde, PKK/KCK silahlı terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek, teşvik edecek nitelikte olduğu anlaşılmakla atılı suçun yasal unsurları oluştuğundan sanığın müsnet suçtan cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Yine sanığın 30/06/2016 günü (hendek barikat sürecinde) Lice kırsalındaki operasyonları protesto etmek amacıyla Kayapınar İlçesi Rojava parkında düzenlenen eylemde topluluğa hitaben konuşma yaptığı, konuşmasında "Kürdistan topraklarını yıllardır abluka altına almışlar. Kürdistan halkının iradesini kırmak istiyorlar. Lakin tarihte defalarca gördüğümüz gibi ve kendinize diyorsunuz ki PKK'nın en son yaşanan 29. yaşamıdır. 29 defadır bu halkı yok etmek istediniz. fakat halk kendi toprağından yeniden yeşerdi. kürt halkı önünüze boyun eğecek diye düşünmeyin. yani hiç kimse kürt gücünü sınamasın. kürtler binlerce defa direndi mehmet tunç gibi seve gibi pakize gibi asya gibi karşınızda boyun eğmediler. lice'de boyun eğmeyecektir.... direnişle imkanlarımız arttı ve şu anda bir çok kurum ve kuruluşlarımız mevcuttur bugünden sonrada ittifakımızı güçlendireceğiz. Rojava ve Kobani'de nasıl ki ittifakımızı güçlendirerek başarılı olduk vallahi kuzeyde de başarımızı demokratik öz yönetimle sonuca ulaştıracağız ve bunun müjdesini de sayın öcalan'a vereceğiz." şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
…Sanık toplumsal sorunların çözümünde her tür siyasal yöntemi reddeden ve terör yöntemlerini tek ve geçerli bir yöntem olarak benimseyen teröröstbaşını ve takipçilerini överek ve başkalarına benimsetmeye çalışarak insanları cesaretlendirmeye, halkın örgüte olan sempatisini artırmaya ve giderek aktif desteğini sağlamaya olanak sağlamıştır. Sanığın davranışları ve açıklamaları bir bütün olarak ele alındığında başkalarını, teröristbaşının takipçileri tarafından hâlen gerçekleştirilmekte olan şiddet eylemlerinde bulunmaya teşvik niteliğinde olduğu, dolayısıyla sanığın bir terör örgütünün sesinin başkalarına duyurulmasını sağlama çabaları ile yarattığı tehlike, bir soyut tehlike olarak görülmemiş Terörizmin Önlenmesi Sözleşmesi'nin açıklayıcı raporunun 95. maddesinde ifade edilen terör eylemlerini ve bu eylemlerin faillerini öven mesajlardan olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Bu minvade söylemlerin muhatap kitle üzerinde etkisi gözetildiğinde, PKK/KCK silahlı terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek, teşvik edecek nitelikte olduğu anlaşılmakla atılı suçun yasal unsurları oluştuğu” gerekçesiyle; silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca 13 yıl 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 14/04/2017 tarihinde işlediği terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, 30/06/2016 tarihinde işlediği terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 06/06/2018 - 12/06/2020 tarihleri arasında üyesi ve HDP’nin 25. Dönem Şanlıurfa ve 27. Dönem Hakkari Milletvekili olan Leyla Güven’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, partide üst düzey görev alan Leyla Güven’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
10. MAHMUT CELADET GAYDALI (Abidin İnan ve Fatma Reşide oğlu, 1951 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10840862638); (HDP 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015), 26. Dönem (01/11/2015 - 24/06/2018) ve 27. Dönem Bitlis (24/06/2018-Devam Ediyor) Milletvekili – 26/06/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 04/03/2021 tarih, Soruşturma No: 2020/30608, Fezleke No: 2021/147 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 23/10/2019 olduğu belirtilerek;
“Diyarbakır Valilik makamının 16/10/2019 tarih ve 209/3805 sayılı yasaklama kararı ile; "Diyarbakır ili genelinde açık alanlarda, tüm coğrafi alanı kapsayacak şekilde konu ve amaç gözetmeksizin gerçekleştirilmek istenilen her türlü yürüyüş, basın açıklaması, açlık grevi, oturma eylemi, stant/çadır kurma, bildiri dağıtma, imza toplanması gibi eylem ve etkinliklerin 15 gün süre zarfında yasaklanmasına" rağmen, HDP Genel Başkanı Sezai Temelli tarafından, 23/10/2019 tarihinden geçerli olmak üzere 3 (üç) gün boyunca Diyarbakır ilinde “Kayyumları ve Barış Pınarı Harekatını Protesto" etmek amacıyla HDP milletvekillerinin de katılımıyla, sözde "işgal ve gaspa karşı çıkalım" eylemi çağrısı yapılması üzerine, 23/10/2019 günü saat 12:00'da Diyarbakır ili Yenişehir İlçesi Ofis semtinde bulunan ... Plaza önünde basın açıklaması yapılacağı, akabinde oturma ve ses çıkarma eylemiyle devam edeceği şeklinde çağnlar yapıldığının haber alındığı, konu ile ilgili olarak alınan ihbarlar ve yapılan açık kaynak araştırmalarında, milletvekili Mahmut Celadet Gaydalı'nın da 23/10/2019 günü kahvehane, kafe vb yerlerde dolaşarak, söz konusu kanunsuz eyleme çağrı yaptığının öğrenildiği, yapılan bu çağrılar doğrultusunda önce ... Plaza önünde basın açıklaması yapılmak istendiği, kitlesel basın açıklamasına izin verilmeyince Sanat Sokağında geniş bir kitlenin toplandığı ve izinsiz gösteri yürüyüşü yaparak ... Plaza önüne kadar gittikleri, bu sırada gösterinin ve yürüyüşün kanunsuz olduğunu bildiren polisin uyarılarını dinlemedikleri, bu şekilde kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşünün gerçekleştirildiği, gerçekleştirilen eyleme, hakkında inceleme yapılan 27. Dönem milletvekili Mahmut Celadet Gaydalı'nın da katıldığının tespit edildiği...
27. Dönem milletvekili Mahmut Celadet Gaydalı'nın, kahvehane, kafe v.b. yerlerde dolaşarak Valilik makamının yasaklama kararına rağmen düzenlenen kanunsuz eyleme çağrı yaptığı, Valilik makamının yasaklama kararına rağmen düzenlenen kanunsuz eylem karşısında tedbir almakla görevli kolluk birimlerinin tüm uyarı anonslarına ve ikazlarına karşın eylemci grup ile birlikte hareket ettiği ve eylemci gruptan ayrılmadığı, dağılmamakta ısrar etmek ve gösteri yürüyüşüne katılmak suretiyle 2911 sayılı Kanunun 28/1 maddesindeki suçu işlediği anlaşıldığından, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” Mahmut Celadet Gaydalı'nın, eylemlerine uyan 2911 sayılı Kanun'un 28/1. maddesi gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından; hakkında fezleke düzenlendiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 26/06/2015 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 25, 26 ve 27. Dönem Bitlis Milletvekili olan Mahmut Celadet Gaydalı’nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “2911 sayılı Kanuna aykırılık” suçundan hakkında soruşturma yürütüldüğü, partide üst düzey görev alan Mahmut Celadet Gaydalı’nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
11. MEHMET RUŞTU TİRYAKİ; (Abdulbari ve Zariye oğlu, 1971 doğumlu, T.C. Kimlik No: 30296485670); (HDP 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Batman Milletvekili - 11/03/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 05/12/2018 tarih ve Basın Soruşturma No: 2018/14023, Basın Fezleke No: 2018/247 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 09/10/2018 olduğu belirtilerek;
“09/10/2018 günü saat 11.00 sıralarında İlimiz Yenişehir ilçesi Ofis ... Plaza önünde HDP (Halkların Demokratik Partisi) milletvekillerinin, İl ve İlçe yöneticilerinin katılımıyla PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın 9 Ekim 1998 tarihinde terör örgütünü yönettiği Suriye ülkesinden çıkarılışının yıldönümü ile ilgili olarak -sözde- "9 Ekim Uluslararası Komplosu" konulu basın açıklamasına katıldığı bu suretle terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği iddiasıyla yapılan soruşturmada 27. Dönem Milletvekili Mehmet Ruştu Tiryaki'nin de olay yerinde bulunduğu, basın açıklamasına bir tepki göstermediği, basın açıklamasının içeriğini bilerek ve destek olmak amacıyla katılım sağlayarak üzerine atılı "terör örgütü propagandasını yapmak" suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, 27. Dönem Milletvekili Mehmet Ruştu Tiryaki'nin üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu, bu nedenle adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” ... Mehmet Ruştu Tiryaki'nin eylemine uyan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/2 ve 8/A. maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. Maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından hakkında fezleke düzenlendiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 14/12/2018 tarih ve Basın Soruşturma No: 2018/8201, Basın Fezleke No: 2018/267 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 17/07/2018 olduğu belirtilerek;
“27. Dönem milletvekili Mehmet Ruştu Tiryaki'nin güvenlik güçlerince, PKK/KCK terör örgütünün kırsal alanda yapılanmasında faaliyet gösteren terör örgütü mensuplarının etkisiz hale getirilmesine yönelik olarak 08/07/2018 tarihinde Hakkari ili kırsalında yapılan operasyonlar neticesinde ölü olarak ele geçirilen terör örgütü mensubu N.B isimli şahsın 17/07/2018 tarihinde gerçekleşen Batman ili Asri mezarlığına defin işlemine katılmak suretiyle PKK/KCK. terör örgütünün ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse edildiği, bu yolla övüldüğü, yaptıklarının teşvik edildiği, eylemlerinin meşru gösterilmeye çalışıldığı, 27. Dönem Milletvekili Mehmet Ruştu Tiryaki'nin terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” ...Mehmet Ruştu Tiryaki'nin eylemine uyan 3713 Sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından hakkında fezleke düzenlendiği,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 25/06/2019 tarih, Basın Soruşturma No: 2019/4605, Basın Fezleke No: 2019/165 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 03/02/2019 olduğu belirtilerek;
“Mehmet Ruştu Tiryaki’nin ...PKK/KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun şekilde hareket edip, PKK/KCK silahlı terör örgütü lideri Abdullah Öcalan üzerindeki -sözde- tecridi kaldırma amaçlı Leyla Güven’in başlattığı açlık grevini desteklemek amacıyla 03/02/2019 tarihinde açlık grevi eylemlerine destek nöbetine katılmak ve üzerine beyaz renkli, kolsuz, Leyla Güven'e ait fotoğrafının bulunduğu ve "Leyla Güven haklıdır, tecrit kalkmalıdır" ibareleri bulunan yelek giymek suretiyle, PKK/KCK silahlı terör örgütünü, örgüt elebaşısı Abdullah Öcalan'ı ve terör örgütü adına suç işleyen Leyla Güven'i ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Mehmet Ruştu Tiryaki'nin terör örgütünün propagandasını yapma ve suçu ve suçluyu övme suçlarını işlediği yönünde yeterli, kanuni delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” ...Mehmet Ruştu Tiryaki'nin eylemine uyan 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri ve 5237 sayılı TCK'nın 215/1. maddesi gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından hakkında fezleke düzenlendiği,
d) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 28/06/2019 tarih, Basın Soruşturma No: 2019/9636, Basın Fezleke No: 2019/237 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 18/03/2019 olduğu belirtilerek;
“27. Dönem Milletvekili Mehmet Ruştu Tiryaki'nin, 17/03/2019 günü Tekirdağ ili 2 No'lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda, cezaevinin banyo bölümünde çamaşır ipiyle kendini asarak intihar ettiği bildirilen Z.G. isimli bölücü terör örgütü mensubu şahsın 18/03/2019 tarihinde Yeniköy mezarlığında düzenlenen anma etkinliğine ve taziye ziyaretine katılım sağlamak suretiyle PKK/KCK silahlı terör örgütünü ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. dönem milletvekili Mehmet Ruştu Tiryaki'nin terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 Sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından hakkında fezleke düzenlendiği,
Görüldüğü, üzere davalı Partinin 11/03/2016 tarihinden itibaren üyesi ve 27. Dönem HDP Diyarbakır Milletvekili olan Mehmet Ruştu Tiryaki’nin Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak ve suçu ve suçluyu övmek” suçlarından hakkında soruşturma yürütüldüğü, partide üst düzey görev alan Mehmet Ruştu Tiryaki’nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
12. SALİHE AYDENİZ (Mehmet Reşit ve Übeyde kızı, 1973 doğumlu, T.C. Kimlik No: 21241758550); (HDP 27. Dönem (24/06/2018-03/12/2019 Tarihleri Arasında) Diyarbakır Milletvekili 06/06/2018 – 30/11/2019 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a) Diyarbakır 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/11/2018 tarih ve 2018/160 esas, 2018/715 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 13/09/2015 olduğu belirtilerek;
“...Mevcut delliller dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, düzenlenen basın açıklaması ve kalabalığın toplanmasının örgütün talimatları doğrultusunda örgüte müzahir internet sitelerince yapılan çağrılar üzerine gerçekleştirildiği, kanuna aykırı olarak toplanarak Sur'a yürümek isteyen kalabalığa polisin ikazlarına rağmen dağılmayarak emniyet görevlilerine mukavemet gösterdikleri, bu esnada sonradan kimliği tespite edilen şüphelinin "Lütfen diyeceğine köpeklerine sahip çıkacaksın..." şeklinde görevli polislere hakarette bulunduğu anlaşılmakla, Şüphelinin örgütün çağrıları üzerine toplanan kalabalığın içerisinde yer alarak hareket etmek suretiyle terör örgütü PKK adına 2911 sayılı Yasaya muhalefet suçunu işlediğine, "Lütfen diyeceğine köpeklerine sahip çıkacaksın..." demek suretiyle görevli polislere yönelik kamu görevlisine karşı hakaret suçunu işlediği” bu nedenlerle;
Sanık hakkında 2911 sayılı Kanunun 28/1, TCK'nın 125/3-a ve 3713 sayılı Kanunun 5.maddeleri gereğince cezalandırılması istemi ile açılan kamu davasında;
Sanığın 24/06/2018 tarihinde yapılan 27. Dönem miletvekili seçimlerinde Diyarbakır ilinden milletvekili seçildiği,
Sanığın yargılandığı suçun niteliği dikkate alındığında T.C. Anayasası’nın 83/2 maddesinde belirtilen istisnai hallerden olmadığı, T.C. Anayasası’nın 83/2 maddesine göre milletvekili seçilmesine göre milletvekili seçildiği an itibariyle yasama dokunulmazlığını elde ettiği,
Bu nedenle sanık hakkında soruşturma ve koğuşturma yapılması şartının ortadan kalktığı sübut bulduğundan, T.C. Anayasası’nın 83/2 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8 maddesi uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının durmasına karar verildiği, kararın 07/12/2018 tarihinde kesinleştiği,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 26/07/2017 tarih ve Soruşturma No: 2017/30208, Esas No: 2017/9923, İddianame No: 2017/2827 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 19/07/2017 olduğu belirtilerek;
“...Şüphelinin, yukarıda bahsedilen amaçları gerçekleştirmek üzere oluşturulan ve bahse konu hedefler hususunda karar alma mercii olan genel kurul, daimi meclis ve komisyonlarda görev aldığı, bu organların çalışmaları kapsamında çeşitli toplantılar düzenleyerek ve örgütsel nitelikteki eylemlere katılarak; diğer DTK üyeleri ile birlikte dört ülke toprakları üzerinde sözde kürt ulusal birliğini sağlamak, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, toplumsal ayrışmaya sebep olmak amacıyla halk kitlelerini etkilemeye çalıştıkları, ayrıca şüphelinin, yaralanan terör örgütü mensuplarının tedavi edilmeleri amacıyla görev yaptığı hastaneye getirilen terör örgütü mensuplarına yardımcı olduğu, eylemlerindeki süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik de nazara alındığında, şüphelinin üzerine atılı silahlı terör örgütü yöneticisi olmak suçunu işlediği” iddiasıyla TCK’nın 314/1 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/129 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 18/04/2019 tarih ve Basın Soruşturma No: 2018/14715, Basın Fezleke No: 2019/140 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 16/11/2018 olduğu belirtilerek;
“...Salihe Aydeniz'in yukarıda açıklandığı üzere PKK/KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun şekilde hareket edip, PKK/KCK silahlı terör örgütü lideri Abdullah Öcalan üzerindeki -sözde- tecridi kaldırma amaçlı Leyla Güven'in başlattığı açlık grevini desteklemek amacıyla yaptığı basın açıklamasında PKK/KCK silahlı terör örgütünü, örgüt elebaşısı Abdullah Öcalan'ı ve terör örgütü adına suç işleyen Leyla Güven'i ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı,
27. Dönem Milletvekili Salihe Aydeniz'in, terör örgütü propagandası yapma, suçu ve suçluyu övme, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret ve Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama suçlarını işlediği yönünde yeterli, kanuni delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri ile TCK'nın 215/1, 125/1, 125/3-a, 125/4 ve 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddeleri uyarınca hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından hakkında fezleke düzenlendiği,
d) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 09/01/2019 tarih, Basın Soruşturma No: 2018/14713, Basın Fezleke No: 2019/18 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 17/11/2018 olduğu belirtilerek;
“...27. Dönem milletvekili Salihe Aydeniz'in, Diyarbakır E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu olarak bulunan HDP Hakkari Milletvekili ve DTK Eş Genel Başkanı Leyla Güven'in, PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a -sözde- uygulanan tecridi protesto etmek amacıyla açlık grevi eylemine destek olmak için 17/11/2018 tarihinde başlatılan 2 günlük -sözde- açlık grevine katılımı ve eylemin 2.günü olan 18/11/2018 tarihinde yapmış olduğu basın açıklamasında kullanmış olduğu; "...Kapitalist modernitenin tarafları arasında 1999'da sayın Abdullah Öcalan'a yönelik uluslararası komployu gerçekleştirenler yine son 3 yıldır mutlak bir tecritle sayın Abdullah Öcalan şahsında aslında Ortadoğu halklarına, Kürdistan halklarına, Türkiye halkına yönelik devam eden ağır tecrit koşullarında devam eden devam ettiren devletler devam ettiren hegemonik güçler olduğunu söyleyebiliriz.... Biliyorsunuz Ortadoğu da yeniden şekillenirken sayın Abdullah Öcalan'ın 1999'da bir uluslararası komplo ile alınıp Türkiye'ye rehin olarak verilmesi ve Türkiye'ye bir gardiyanlık rolü verildi bunun üzerinden... Bugün sayın Abdullah Öcalanşahsında Ortadoğu'da Kürdistan'da da bu mücadele yürütülüyor. Biz son 3 yıldır sayın Abdullah Öcalan şahsında yürütülen mutlak tecrite dikkat çekmek için sayın Leyla Güven'in DTK Eş Başkanı aynı zamanda Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in dönüşümsüz süresiz başlattığı eyleme destek için 2 günlük burada açlık grevi başlatmıştık ve bu açlık grevini 5 ilde başlatmıştık biz diyoruz, ki bu açlık grevlerimiz burada son bulmayacak eylemlerimiz burada son bulmayacak evet bugün burada 5 ilde başlatmış olduğumuz ve Diyarbakır'da da başlatmış olduğumuz bu açlık grevini bugün burada bitireceğiz ama eylemlerimiz tecritin kırılmasına kadar devam edecek... Dolayısıyla sayın Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecrit kırılana kadar mutlak tecrit kaldırılana kadar Leyla Güven'in başlatmış olduğu bu eylemin haklılığını gören bir yerden biz de diyoruz ki Leyla Güven haklıdır, Leyla Güven'in talepleri hepimizin talebidir... Dolayısıyla biz bunların hepsinin yolunun İmralı sisteminin İmralı'daki tecritin kırılmasından geçtiğini biliyoruz, o yüzden bugün burada bu açıklamamızı bitiriyoruz... Leyla Güven neden açlık grevine gitmişti? Bildiğiniz gibi son 3 yılda İmralı'da ağır bir tecrit sürdürülüyor. Sayın Öcalan şahsında kürt halkı üzerinde, Türkiye halkları ve Ortadoğu halkları üzerinde ağır bir tecrit yürütülmekte... Ama her gün her mahallede her kentte eylemlerimizi daha büyük bir şekilde sürdüreceğiz. Şu ana kadar kürt halkı, demokrasi isteyen halk şu ana kadar işgale karşı boyun eğmedi ve bundan sonra da eğmeyecek..." ifadeleri ve PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'a uygulanan -sözde- tecriti protesto mahiyetinde düzenlenen açlık grevine destek amacıyla yapmış olduğu 2 günlük açlık grevine katılım sağlamak suretiyle, PKK/KCK terör örgütünün ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse edildiği, bu yolla övüldüğü, yaptıklarının teşvik edildiği, eylemlerinin meşru gösterilmeye çalışıldığı, 27. Dönem Milletvekili Salihe Aydeniz'in terör örgütü propagandası yapmak ve suçu ve suçluyu övmek suçlarını işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 Sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddesi ile TCK'nın 215. maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından hakkında fezleke düzenlendiği,
e) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 18/12/2018 tarih, Basın Soruşturma No: 2018/14680 Basın Fezleke No: 2018/297 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 14/11/2018 olduğu belirtilerek;
“...27. Dönem milletvekili Salihe Aydeniz'in 23/09/2018 günü Diyarbakır ili Lice İlçesi Akçabudak kırsalında güvenlik güçlerimizin icra ettiği operasyonlar sonucunda ölü olarak ele geçirilen H.B. isimli BTÖ mensubunun Yolaltı Mahallesi 754 Sokak üzerinde bulunan Mehmet Ali KAYA Camii yanında yer alan taziye evine 14/11/2018 tarihinde taziye ziyaretinde bulunmak suretiyle PKK/KCK terör örgütünün ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse edildiği, bu yolla övüldüğü, yaptıklarının teşvik edildiği, eylemlerinin meşru gösterilmeye çalışıldığı, 27. Dönem Milletvekili Salihe Aydeniz'in terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddesi gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından hakkında fezleke düzenlendiği,
f) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 11/04/2019 tarih, Basın Soruşturma No: 2018/10664, Basın Fezleke No: 2019/126 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 08-09/09/2018 olduğu belirtilerek;
“ ...08/09/2018 günü 11.00-18.10 saatleri arasında -sözde- DTK (Demokratik Toplum Kongresi) organizesinde; Diyarbakır ili Bağlar İlçesinde bulunan HDP İl Binası Vedat AYDIN Konferans Salonu'nda "8. Kongre 1. Genel Kurul" toplantısının 1. gününün yaklaşık 120 kişinin katılımıyla gerçekleştirildiği, toplantı salonuna 21 Ağustos'da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren DTK Eş Başkanlık Divanı üyesi Dilek ADSAN'ın fotoğrafları ile PKK silahlı terör örgütü lideri Abdullah Öcalan üzerindeki sözde tecrit, Kürt ulusal birliği ve bölgede sürdürülen orman yangınlarına dikkat çeken pankartların asıldığı, bu kapsamda; halen HDP Diyarbakır 27. Dönem milletvekili Salihe Aydeniz'in belirtilen kongreye katıldığı, Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğünce tanzim olunan soruşturmaya konu olayla ilgili yapılan sosyal medya açık kaynak araştırmasında http://mezopotamyaajansı12.com/tum-haberler-content/view/33658 URL adresinde yayımlanan haberde adı geçenin 21 Ağustos'ta tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren DTK Eş Başkanlık Divanı üyesi Dilek ADSAN'ı ve DTK Eş Başkanı Leyla Güven'i selamlayarak başladığı 08/09/2018 tarihli kongre açılış konuşmasında özellikle;
... "İşgalci devletler Ortadoğu'yu kan gölüne çevirerek, savaşı sürdürüyorlar. Kürt halkı özgürlüğü için mücadelesini sürdürüyor. Rojova'da tüm halklar savaşa karşı mücadele ediyor. Kadınlar öncülüğünde yeni yaşam inşa ediliyor. Bu tüm halklara örnek oldu. Bu savaşta ...'a bir rol verildi. ... ittifakı son üç yılda sayın ÖCALAN şahsında özel bir tecrit politikası devre sokuldu. Milletvekillerimiz, belediye Eş Başkanlarımızın tutuklanması, ormanlarımızın yakılması ve bu süreçte yaşananlar tecridin bir sonucudur."
... "DTK'nin önemi Ortadoğu'nun ittifakı açısından çok önemli bir role sahip. İki gün boyunca bu temelde tartışmalar yürüteceğiz. Sürüce cevabı en iyi şekilde vereceğiz" şeklinde açıklamalarda bulunduğu,
09/09/2018 tarihinde Diyarbakır ili Bağlar İlçesinde bulunan HDP İl Binası Vedat AYDIN Konferans Salonu'nda "8. Kongre 1. Genel Kurul" toplantısının 2. gününde Genel Kurul Toplantısı Sonuç Bildirgesinin Salihe Aydeniz tarafından Türkçe olarak okunduğu, bu bildirgede özellikle;
... "TC devleti ve ... faşizminin gözü kara Kürt düşmanlığı üzerinden yürüttüğü saldırgan politika, Türkiye'yi büyük bir çıkmazın içerisine sokmuştur. Türkiye ve Kürdistan’da hiçbir toplumsal kesimin arzu etmediği Türkiye’nin Ortadoğu bataklığına girmesi, ne yazık ki bu Kürt düşmanlığı politikalar nedeniyle gerçekleşmiş, Türkiye’yi içinden çıkılmaz sorunlar girdabının içerisine sokmuştur. … faşizmi, Türkiye’yi, Ortadoğu’nun karanlık dehlizlerinin ve bataklığının en merkezine sokarak, tüm Türkiye halklarının geleceğini karartmaya başlamıştır.
Türkiye'nin yaşadığı siyasal, toplumsal, ekonomik, psikolojik ve ahlaki bütün kiriz ve çöküntülerin kaynağını da bu politikalarda aramak gerekmektedir.
Kürt Özgürlük Hareketi, kendi özgücüne ve halkının özvarlığına dayanarak yürüttüğü mücadeleyi, büyük bir kararlılık ve özgüvenle yürütmektedir.
Zamanın ruhu, Türkiye ve tüm Ortadoğu’da halklar ve demokrasi güçleri arasında güçlü ittifaklar, stratejik birliktelikler kurmak, diğer yandan da dört parça Kürdistan’da Kürt Ulusal Birliğini sağlamayı emretmektedir. Başarı ve demokrasinin mutlak zaferini getirecek olan da bu temelde zamanın ruhunu doğru okumak, gereğini yapmakla mümkündür.
Demokratik Toplum Kongresinin 1. Ara Genel Kurul toplantısını bu ruh ve inançla gerçekleştirdik.
Ara Genel Kurulumuz; DTK Eş Başkanı Sayın Leyla Güven ve önceki dönemlerde DTK Eş Başkanlık görevlerini yürüten Aysel Tuğluk, Selma Irmak ile HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, DBP Eş Başkanları Sebahat Tuncel ve Mehmet Aslan şahsında bütün siyasi tutsaklara ve sürgünde bulunan önceki dönem Eş Başkanımız Hatip Dicle ve sürgündeki bütün siyasetçilerimize dayanışma ve mücadelelerine sahip çıkma mesajlarını iletmiştir.
…Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’a karşı 20 yıldır uygulanan 5 Nisan 2015 yılından itibaren de kesintisiz sürdürülen mutlak tecrit politikasını bir kez daha kınamış ve protesto etmiştir. Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan’a yönelik gerçekleştirilen mutlak tecrit politikası ve uygulamasını halklarımızın birlikte yaşama ve barış arzusuna, Kürt halkının varlığına ve iradesine karşı yapılmış bir saldırı olarak değerlendirmiştir.
Kürt sorununun tam anlamıyla bir Ortadoğu sorunu haline geldiği gerçeğinden yola çıkarak; gerek, Türkiye’de kalıcı, adil, eşit ve özgürlükleri güvence altına alacak olan bir barışın sağlanması, gerekse de Ortadoğu’ya barışçıl demokratik eğilimleri hâkim kılmak için Kürt halk önderi Sayın Öcalan’ın tarihi kişiliği, misyonu ve paradigmasının gerçek anlamda bir çözüme katkı sunacağı gerçeğinin altını çizmiştir.
Bu anlamda, Sayın Öcalan üzerindeki ağır tecridin kaldırılmasının ve özgürlüğünün sağlanmasının, gerek Türkiye’de, gerekse de Ortadoğu’da demokratikleşmeye ve barışa evrilen bir sürece tarihsel bir katkı sağlayacağına olan inancını belirtmiştir.
…Bu bilinçle, Kürdistan halkının siyasi partileri başta olmak üzere bütün ulusal-demokratik dinamiklerine Ulusal Birlik çalışmalarına kilitlenme çağrısını yapmıştır.
…Ara Genel Kurulumuz, Kuzey Suriye’de ilan edilen Özerklik ilanını selamlamış, Rojava halkı ve tüm Kuzey Suriye halkları ile büyük bir dayanışma içerisinde olduğunu bir kez daha yüksek bir irade ile ortaya koymuştur.
…Ara Genel Kurulumuz; özyönetim talebinin halkımızın en doğal ve meşru talebi olduğunu bir kez daha vurgulamış,
…Yine, bu saldırılar eşliğinde, Kürt halkının evlatlarının cenazelerine yapılan insanlık dışı uygulamaları şiddetle kınamış, cenazelerin defin işleminde gerçekleştirilen ahlak dışı, insanlık dışı saldırıları, baskıları, defin işlemine katılanlara karşı yapılan uygulamaları şiddetle kınamış, protesto etmiştir. Hiçbir uygulamanın ve baskının, halkımızı değerlerimizin cenazelerine sahip çıkmaktan alıkoyamayacağını büyük bir mücadele inancı ile belirtmiştir.
Ara Genel Kurulumuz; T.C. devletinin bütün baskılarına rağmen büyük bir kararlılık ve özgüvenle mücadelesini yürüten gerek ülke topraklarındaki, gerekse de diasporadaki halkımıza layık olmak için mücadele sözünü yinelemiştir." şeklinde beyanlarda bulunmak suretiyle PKK/KCK silahlı terör örgütünü, terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ı, terör örgütü adına suç işleyen Leyla Güven, Selahattin Demirtaş, Sırrı Süreyya Önder, Aysel Tuğluk, Selma Irmak, Figen Yüksekdağ, Sabahat Tuncel, Mehmet Aslan ve örgüt mensuplarını, ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Salihe Aydeniz'in silahlı terör örgütünün propagandasını yapma ve suçu ve suçluyu övme suçlarını zincirleme bir şekilde işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri ile TCK'nın 215/1 ve 43/1. maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından hakkında fezleke düzenlendiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 06/06/2018 - 30/11/2019 tarihleri arası üyesi ve 27. Dönem HDP Diyarbakır Milletvekili (24/06/2018-03/12/2019 tarihleri arasında) olan Salihe Aydeniz’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütünün yöneticisi olmak, 2911 sayılı Kanuna aykırılık ve kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret” suçlarından yargılamasının ve “terör örgütünün propagandasını yapmak, adı geçen örgüt adına suçu ve suçluyu övmek” suçlarından soruşturmalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Salihe Aydeniz’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-27)
13. TUĞBA HEZER ÖZTÜRK (Zürbe ve Ayşe kızı, 1989 doğumlu, T.C. Kimlik No: 64804033794); (HDP 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015 - 27/07/2017) Van Milletvekili - 09/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 16/08/2016 tarih, Soruşturma No: 2016/30011, Esas No: 2016/10868 ve İddianame No: 2016/1166 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 26/07/2015 olduğu belirtilerek;
“PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan internet siteleri aracılığıyla yapılan eylem çağrı ve talimatları doğrultusunda;
PKK/KCK terör örgütü mensubu Leyla Şaylemez’in Fransa' nın başkenti Paris' te 09/01/2013 tarihinde öldürülmesinin yıl dönümü anma etkinleri kapsamında, 26/07/2015 günü, toplanan grubun öldürülen örgüt mensuplarının ve örgütün ele başısı olan Abdullah Öcalan posterleri açarak "Biji Serok Apo" şeklinde sloganlar atarak yürüyüş yaptıkları,
Grubun mezarlığa intikal etmesinden sonra grup içerisinde bulunan bazı şahıslar tarafından konuşmalar yapıldığı, akabinde PKK/ KCK terör örgütünün Serxoşer Marşını söyleyerek burada kurulu bulunan ses yayın cihazları ile anma etkinliğini gerçekleştirdikten sonra dağıldıkları,
Şüphelinin yasa dışı silahlı terör örgütü olan PKK/KCK terör örgütü lehine ve onun propagandasını yapacak şekilde düzenlenen etkinliğe aktif olarak katılıp pankart taşımakla, terör örgütünün propagandasını yaptığı” iddiasıyla 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/362 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/01/2019 tarih ve 2016/489 esas ve 2019/20 sayılı kararı ile;
Suç tarihlerinin 01/09/2015, 28/11/2015, 15/02/2016 ve 21/02/2016 olduğu belirtilerek;
“01/09/2015 Tarihli Eylem (Terör Örgütü Propagandası Yapmak):
28/08/2015 tarihinde güvenlik güçleri ile PKK terör örgütü mensupları arasında çıkan çatışmada ölen S. Y. isimli terör örgütü mensubunun defni için şüphelinin de tabutu taşıdığı, tabutun üzerinde sözde PKK bayrağının bulunduğu, yine çevrede yürüyen diğer şahısların sözde PKK bayrağını ve PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın posterini taşıdığı, şüphelinin bu şekilde güvenlik güçleri ile çıkan çatışmada ölen terör örgütü mensubunun terör eylemini övücü şekilde eylemde bulunmak suretiyle terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği;
28/11/2015 Tarihli Eylem (Terör Örgütü Propagandası Yapmak):
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir ELÇİ'nin öldürülmesi olayını protesto etmek için Van İl Merkezi Beşyol Mevkiinde konuşma ve basın açıklaması yapan şüphelinin konuşmasında, "bizler bugüne kadar direniş savaşçılarını da unutmayacağız," sözü ile PKK terör örgütü mensubu olup ölenleri övdüğü, bu şekilde terör örgütü mensuplarının terör eylemlerini direniş olarak gösterip terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği;
15/02/2016 Tarihli Eylem (Terör Örgütü Propagandası Yapmak-Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğününü Bozmak):
PKK Terör Örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın yakalanarak ülkemize getirilmesini protesto etmek amacıyla 15/02/2016 tarihinde Van İl Merkezinde toplanan kalabalığa hitaben şüphelinin yaptığı konuşmada, Cizre, Silopi, Diyarbakır Sur, İdil'de güvenlik güçlerimizin PKK terör örgütü mensupları ile yaptığı çatışmanın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kürdistan'da faşist eylemi olduğunu, Kürdistan'da hendeklere faşizmin bayrağını gömüp özgürlük bayrağını göklere yükselteceklerini, sözde demokrasi şehitleri önünde bir kez daha saygı ile eğildiğini belirterek İmralı'ya (Abdullah Öcalan'a) selam olsun diyerek konuşmasını tamamladığı;
Şüphelinin konuşmasında güvenlik güçleri ile çatışan PKK terör örgütü mensuplarının terör eylemlerinin övdüğü bu suretle terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği, ayrıca özgürlük bayrağını göklere yükselteceğiz sözü ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmayı hedeflediklerini ikrar ettiği, bu nedenle şüphelinin tüm terör örgütü propagandası içeren eylemlerinin devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik eylemler niteliğinde olduğu, bu nedenle TCK'nın 302/1 madde ve fıkrasındaki suçu işlediği;
21/02/2016 Tarihli Eylem (Terör Örgütü Propagandası Yapmak, Kanuna Aykırı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Düzenleme Yönetme Bunların Hareketlerine Katılma):
17/02/2016 tarihinde Çankaya İlçesi Merasim Sokakta meydana gelen, asker ve sivil toplam 29 vatandaşımızın şehit olduğu bombalı saldırı olayını PKK/KCK terör örgütünün Suriye kolu PYD/YPG adına gerçekleştiren A. S. için organize edilen sözde taziyeye katılmak amacıyla şüphelinin 21/02/2016 tarihinde Van İline geldiği, şüphelinin de içinde bulunduğu yaklaşık 150 kişilik grubun sloganlar ve bölücü terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan posterleri ile bölücü terör örgütünü simgeleyen flama ve bayraklar eşliğinde yürüyüşe geçtikleri, bu şekilde şüphelinin kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleyip hareketlerine katılarak 2911 sayılı Kanunun 28/1 madde ve fıkrasındaki suçu işlediği, taziye evine ulaştıkları, burada A. S.'in yanısıra bölücü terör örgütü ile terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan'ın da resim, flama ve posterlerinin yer aldığı, şüphelinin A. S.'in gerçekleştirdiği terör eylemine olan desteğini göstermek, saldırıyı kutsamak amaçlı Milletvekilliği sıfatı ve sorumluluğu ile bağdaşmayacak şekilde bilerek ve isteyerek hareket etmek suretiyle terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği,
Şüphelinin terör örgütü propagandası yapmak eyleminin yoğunluğu, 15/02/2016 tarihli konuşmasında özgürlük bayrağını göklere yükselteceğiz sözü, 28/11/2015 tarihli direniş savaşçılarını da unutmayacağız sözü birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin PKK/KCK terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti sınırlarındaki birliği bozma amacını kabul edip, bu kabulle birlikte kendi durumuna uygun olan terör örgütü propagandası eylemlerini gerçekleştirdiği, bu suretle silahlı terör örgütüne üye olma suçunu da işlediği” iddiasıyla terör örgütü propagandası yapmak (4 kez), Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine, silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi (4 kez), TCK’nın 302/1, 314/2 ve 2911 sayılı Kanunun 28/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/119 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 09/05/2017 tarihinden itibaren üyesi ve 25 ile 26. Dönem Van Milletvekili olan Tuğba Hezer Öztürk’ün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapma, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma ve 2911 sayılı Kanuna aykırılık” suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Tuğba Hezer Öztürk’ün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
14. ZİYA PİR (Mustafa ve Zeynep oğlu, 1970 doğumlu, T.C. Kimlik No: 41626300068); (HDP 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) Diyarbakır Milletvekili - 09/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 21/11/2016 tarih, Soruşturma No: 2016/24995, Esas No: 2016/8605 ve İddianame No: 2016/1420 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 05/06/2015, 12/11/2015, 15/11/2015, 04/12/2015 - (Terör örgütü üyeliği suçu açısından gözaltı tarihi olan 04/11/2016 olduğu belirtilerek;
“I-Şüphelinin 12/11/2015 ve 15/11/2015 tarihlerinde yapmış olduğu konuşmalara ilişkin olarak;
…Sonuç olarak, Demokratik Özerklik talebinin demokratik hakların geliştirilmesine yönelik politik taleplerden ibaret olmadığı, talebin sahibinin bölgede yaşayan vatandaşlarımız ya da bölgede siyaset yapan partiler değil, aksine terör örgütünün bizzat kendisi olduğu, zira örgütün Birleşik Bağımsız Kürdistan kurma hedefine yönelik son dönemdeki stratejisinin temel dayanak noktasını bahse konu taleplerin teşkil ettiği değerlendirilmektedir.
Bu bağlamda HDP Diyarbakır Milletvekili Ziya Pir'in 12/11/2015 ve 15/11/2015 tarihlerinde yasadışı gösteri yapan kalabalığa hitaben yaptığı konuşmalar değerlendirildiğinde;
Gerçekleşen eylemlerde PKK/KCK Terör Örgütü elebaşı Abdullah Öcalan posterleri, sözde Kürdistan Demoktarik Konfederalizmi temsil eden bez parçası ve sözde Kürdistan Halklar Birliginin (YDK-Eski ERNK) temsil eden bez parçaları taşınmış, grup tarafından Devrimci Çarkı isimli terör örgütünü övücü mahiyette sözde marş söylenmiştir.
Şüphelinin yaptığı konuşma ile Cizre, Nusaybin, Silvan ve Sur'da ilan edilen sözde özyönetim ve özerklik açıklamalarından ve buna bağlı olarak fiili durumu oluşturmak amacıyla kazılan hendek ve barikatlardan sonra söz konusu fiili durumu savunmak ve halkı kışkırtmak maksadıyla yaptığı anlaşılmış, PKK terör örgütünün ideolojisinde ve KCK sözleşmesinde yer alan özyönetim ve özerklik savlarını halka anlatarak dayatmaya çalışmıştır.
II-Şüphelinin 05/06/2015 Tarihli Eylemi:
25. Dönem Milletvekili genel seçimi kapsamında HDP (Halkların Demokratik Partisi) tarafından 05/06/2015 günü miting düzenlendiği, düzenlenen mitingde; terör örgütü elebaşı posterleri, ölen bölücü terör örgütü mensuplarının posterleri, PKK/KCK terör örgütünü simgeleyen Demokratik Konfedaralizm, YDK (Kürdistan Demokratik Halklar Birliği)YDGH, YPJ, HRK (HPG'nin eski ismi) bez parçalarının açıldığı, PKK/KCK terör örgütünü ve elebaşısını övücü ve sahiplenici sloganların atıldığı,
Şüpheli Ziya Pir’in PKK terör örgütünün propagandasına dönüşen mitinge katıldığı ve toplanan kalabalığa hitaben konuşma yaptığı, yapmış olduğu konuşmasında ölen terör örgütü mensuplarını şehit gerilla olarak nitelendirdiği, şüphelinin konumu, hitap edilen kitle ile hitap edilen kitle tarafından algılanma biçimi dikkate alındığında, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında kabul edilmeyeceği bu nedenle üzerine atılı bulunan PKK terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği,
III-Şüphelinin 04/12/2015 Tarihli Eylemi:
01/12/2015-16/12/2015 tarihleri arasında Diyarbakır ili Sur ilçesinde PKK-KCK Terör örgütüne yönelik yapılan operasyonları ve Sur İlçesinin bazı mahallelerinde uygulanan sokağa çıkma yasaklarını protesto etmek amacıyla 04/12/2015 günü Diyarbakır ili Ofis semtinde basın açıklaması düzenlendiği, düzenlenen basın açıklamasına şüpheli Ziya Pir'in de katıldığı ve toplanan kalabalığa hitaben konuşma yaptığı, şüpheli Ziya Pir'in konuşması incelendiğinde, PKK/KCK üst düzey yöneticilerinin talimatları doğrultusunda hareket eden örgüt mensuplarına yönelik güvenlik güçlerince yapılan operasyonları katliam, örgüt mensuplarınca kazılan hendekleri özgürlük mücadelesi olarak nitelendirdiği, vatandaşları bu hususta örgüt mensuplarına destek olmaya ve direnmeye çağırdığı, terör örgütü mensuplarından gerilla diye bahsettiği, yine terör örgütü mensuplarının devletin güvenlik güçleri ile girdikleri silahlı çatışmaları haklı gösterdiği, bu nedenle de konuşma; içeriği itibariyle bir bütün halinde terör yöntemlerini kullanmaya özendirici ve terörizmi yüceltici nitelikte olduğu, bu şekilde şüphelinin terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği,
...Şüphelinin yukarıda anlatıldığı üzere 12/11/2015 ve 15/11/2015 tarihlerinde terör örgütü PKK/KCK'nın talimatları üzerine yapmış olduğu konuşmaların içeriği, özellikle öz yönetim ve özerklik beyanları ve bu bağlamda Sur'da meydana gelen çatışmaların artması ve ayrıca güvenlik güçlerinin yapmış olduğu operasyonların katliam olarak nitelendirerek itibarsızlaştırılması nazara alınarak eylem bir bütün halinde "Silahlı Terör Örgütü Üyeliği" olarak nitelendirilmiştir. - şüphelinin devam ede gelen 05/06/2015 ve 04/12/2015 tarihli konuşmaları da benzer nitelikli olduğundan terör örgütü üyeliği suçunun süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk unsurları açısından oluştuğu anlaşılmaktadır.” denilerek 12/11/2015 ve 15/11/2015 tarihlerinde yapmış olduğu konuşmalarında ayrıca halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunu, 12/11/2015, 15/11/2015, 06/05/2015 ve 04/12/2015 tarihinde yapmış olduğu konuşmalarda cebir, şiddet ve tehdit olgusunu meşru göstermek suretiyle silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği gerekçesiyle TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri, 3713 sayılı Kanunun 7/2 ve TCK'nın 43/1. maddeleri, TCK'nın 216/1, 43/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/23 eesas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 09/05/2017 tarihinden itibaren üyesi ve 25 ile 26. Dönem HDP Diyarbakır Milletvekili olan Ziya Pir’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapma, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ziya Pir’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
15. MEHMET EMİN İLHAN (Mustafa ve Fatma oğlu, 1979 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10162594682); (HDP 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015) Ağrı Milletvekili)
a) Ağrı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/06/2018 tarih ve 2018/276 esas, 2018/496 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 2015 yılı olduğu belirtilerek;
“...Somut olayda; güvenlik güçleri ile girdiği silahlı çatışmada ölen örgüt mensubu için örgüt tarafından kırsal alanda, sıkı kurallara bağlı askeri düzen içerisinde bir cenaze töreni düzenlenmiş ve bu törene sanığın da aralarında bulunduğu kalabalık bir grup eşlik etmiştir. Gruptakilerin bazıları, orada bulunan örgüt mensuplarına alkış ve zafer işareti ile destek vermiştir.
Bu açıklanan nedenlerle; örgüte olan desteklerini, onların yalnız olmadıklarını ifade etmek amacıyla, ölen örgüt mensubu için kırsal alanda diğer örgüt üyeleri tarafından yapılan cenaze törenine katılan, alkış ve zafer işaretleri ile örgüt üyelerine olan desteğini açıkça belli eden sanığın eylemi, silahlı terör örgütü PKK/KCK’ya yardım etmek olarak nitelendirilmiş ve sanığın atılı suçu işlediği sabit görüldüğü” gerekçesiyle TCK’nın 220/6 ve 314/3. maddeleri delaletiyle 314/2. maddesi ile 3713 sayılı Kanunun 5/1 ve TCK’nın 220/6, 62. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesinin 17/11/2016 tarih ve 2016/154 esas, 2016/265 sayılı kararı ile ;
Suç tarihinin 28/05/2015 olduğu belirtilerek;
“...Sanık Mehmet Emin İlhan'ın 28/05/2015 tarihinde HDP'nin düzenlemiş olduğu mitingine konuşmacı olarak katıldığı, konuşma sırasında "bu halk ile beraber biz başta sayın Öcalana gerillaya sonra zindanlara güçlü desteği tutmak için yine bizi var eden bu halk sayesinde bir yola çıktık, biliyorum ki burası bazid ve bazid bunu unutmaz" şeklinde sözler söyleyerek silahlı terör örgütü PKK'ya destek verdiklerini, silahlı terör örgütü PKK'ya güçlü desteği tutmak için yola çıktıklarını dile getirdiği, bu şekilde sözlerin içeriğine bakıldığında terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerinin meşru gösterildiği, övüldüğü ve bu yöntemlere başvurmanın teşvik edildiği, silahlı terör örgütü PKK'nın legal olarak gösterilmeye çalışıldığı konuşma olduğu, bu sözlerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesinin hukuken olanaklı olmadığı gözetilerek, sanık Mehmet Emin İlhan'ın terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği sabit olduğu” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2 ve TCK’nın 62. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 25/11/2016 tarihinde kesinleştiği,
c) Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının 28/01/2019 tarih, Soruşturma No: 2017/441, Esas No: 2019/242, İddianame No: 2019/121 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 11/09/2015 olduğu belirtilerek;
“Doğubayazıt İlçesi sınırları içerisinde Temmuz 2015 tarihinden itibaren suç tarihine kadar PKK/KCK terör örgütü mensuplarınca çeşitli tarihlerde terör olayları gerçekleştirildiği, terör örgütünün gerçekleştirdiği eylemleri bertaraf etmek ve önleyici tedbirler alarak olası eylemlere önlem alıp personel ve araç kaybını önlemek, teröristlere ait mağara, sığınak ve temel yaşam malzemelerinin bulunduğu depoların imha edilmesi için 10/09/2015 tarihinden itibaren güvenlik güçlerince Ağrı Dağı Bölgesine operasyon başlatıldığı, devam eden operasyonlarda sivil vatandaşların can ve mal güvenliğinin sağlanması amacıyla Büyük Ağrı Dağı Bölgesinde yürütülen operasyon yerleri Ağrı Valiliğinin 01/09/2015 tarih ve 436 sayılı yazısı ile Özel Güvenlik Bölgesi ilan edilerek giriş ve çıkışların yasaklandığı, 11/09/2015 tarihinde kolluk görevlilerince Eli Köyü Mezrasına daha önceden kurulan çadıra bir grup sivil vatandaşın canlı kalkan eylemi yapmak amacıyla gittikleri…
... Canlı kalkan çadırının içerisinde terör örgütü kurucusu Abdullah Öcalan'ın resmi bulunan "Demokratik Çözüm İçin Öcalan'ın sesine ses ver" yazılı pankartın asılı olduğu, 11/09/2015 tarihinde DBP Bazid adlı kullanıcı tarafından "değerli arkadaşlar bilindiği gibi dün akşamdan itibaren Ağrı Dağı köylerinde operasyon başlatılmıştır, ölümleri önlemek için Ağrı Dağına gidilecektir, bütün arkadaşların saat 15:00'da parti binası önünde olmaları rica olunur" şeklinde örgüt sempatizanlarına mesaj gönderildiği, terör örgütü güdümünde yayın yapan ANF tarafından Ağrı Dağında canlı kalkan eyleminin 5.gününde olduğuna ilişkin şeklinde haber yapıldığı, bu nedenle canlı kalkan eyleminin planlı bir şekilde terör örgütünün talimatları doğrultusunda gerçekleştirdikleri” iddiasıyla silahlı terör örgütüne yardım etme ve üye olma suçlarından TCK’nın 220/7 ve 314/3. maddeleri delaletiyle 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Ağrı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/209 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25. Dönem Ağrı Milletvekili Mehmet Emin İlhan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve anılan örgüte yardım etmek” suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Mehmet Emin İlhan’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
16. MİZGİN IRGAT (Mehmet Raşit ve Kurdele kızı, 1978 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10912869466); (HDP 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015 - 24/06/2018) Bitlis Milletvekili - 05/09/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/12/2019 tarih ve 2018/544 esas, 2019/669 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 05/01/2018 olduğu belirtilerek;
“Sanığın olay tarihinde 26. Dönem Milletvekili olduğu, terör örgütü olduğu kabul edilmiş olan PKK militanı olarak güvenlik güçleriyle 04/01/2016 tarihinde Silopi ilçesinde silahlı çatışmaya girerek silahlarıyla birlikte ölü olarak ele geçirilen PKK'lı kadın teröristler Seve Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar'ın cesetlerinin gömülü olduğu Şırnak ili Bahçelievler Mahallesinde bulunan mezarlığa 30 kişilik grupla anma etkinliği düzenlemek için 05/01/2018 tarih ve saat 10:00 sıralarında geldiği,
…Sanığın, teröristlerin mezarı başında yaptığı konuşmada; "... Seve, Pakize, Fatma üç özgür kadındı, özgürlüklerini istedi, kadının özgürlüğü, halkın özgürlüğü, anadil için, demokrasi ve halkın barışı için mücadele ettiler. Biz onları unutuyoruz, özgür bir hayat için, öne çıkan bir hayat için, halkın birliği için, özgür bir kadın için mücadele ettiler.
... Bir kez daha bugün Şırnak'ta size selam olsun, biz diyoruz halkın demokrasi partisi HDP, HDP kadını mücadele kadını, demokrasinin devamı, barışın devamı, için mücadeleye devam edicez. Direnişe devam edecez. Mezarlarda olmasın, mücadele devam edecek, üç kişi zavallı, fakir teşekkür ederim" şeklinde konuşma yaptığı,
Sanığın özellikle; “Seve, Pakize, Fatma üç özgür kadındı, özgürlüklerini istedi, kadının özgürlüğü, halkın özgürlüğü, anadil için, demokrasi ve halkın barışı için mücadele ettiler", "halkımızın özgürlüğü için mücadeleye devam edecez..", "Direnişe devam edecez. Mezarlarda olmasın, mücadele devam edecek," şeklindeki söylemlerinin ifade özgürlüğü kapsamında kalan sınırları aştığı, sanığın silahlı terör örgütünün örgüt mensuplarını övücü konuşmalarda bulunduğu, terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek söylemlerde bulunmak sureti ile PKK-KCK silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği,
Bu açıklamalar çerçevesinde; sanığın 05/01/2018 tarihli eylemi ve konuşmasının, PKK/KCK terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptığı, suçun bu haliyle sübut bulduğu, yapılan yargılama, toplanan deliller, sanığın savunması ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla üzerine atılı terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan” 3713 sayılı Kanunun 7/2 ve TCK’nın 51/1, 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın ertelenmesine karar verildiği,
b) Bitlis 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/02/2021 tarih, 2019/360 esas, 2021/156 sayılı kararı ile;
Suç tarihlerinin 16/04/2015 - 18/04/2015 - 24/12/2015 olduğu belirtilerek;
“...Sanık hakkında 05/05/2017 tarih ve 2017/525 esas numaralı iddianame ile düzenlenen ve bahse konu eylemi açısından ; sanığın 16/04/2015 tarihinde ölen silahlı terör örgütü mensuplarından şehit olarak bahsetmiş olduğu, yine bu ibareyi Çevre köyü yardımlaşma derneğinde gerçekleştirilen ve örgüt mensubunu anma programı adı altında düzenlenen etkinlikte ve diğer insanların bulunduğu ortamda ifade ettiği ayrıca açıklamalarının devamında örgüt mensuplarının eylemlerini ve silahlı terör saldırılarını meşrulaştırıcı ifadeler kullandığı yine örgüt mensuplarının eylemlerini haklı göstermeye çalışmak suretiyle üzerine atılı suçu işlediği,
...Yine Diyarbakır CBS’nin 22/11/2018 tarih ve 2018/19542 esas sayılı iddianamesi ile açılan ve akabinde Diyarbakır 4. ACM’nin 2018/880 esas ve 2018/803 sayılı birleştirme kararı ile mahkememiz dosyasına alınan birleşen dosya açısından; sanığın 17/12/2015 tarihinde Diyarbakır Bağlar ilçesi DBP ilçe binası önünde birçok insanın bulunduğu ortamda konuşma yaptığı ve bu konuşmasında güvenlik güçlerinin Sur ve Cizre gibi ilçelerdeki terör unsurlarına karşı gerçekleştirdiği eylemleri katliam şeklinde ifade ettiği gibi, güvenlik güçlerine karşı saldırı da bulunan terör unsurlarının eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı ve bu şekilde üzerine atılı örgüt propagandası teşkil eden suçu işlediği,
...Bitlis CBS’nin 05/05/2017 tarih ve 2017/517 esas numaralı iddianame ile mahkememiz 2017/209 esas dosyası ile açılan yine mahkememiz 2017/129 Karar sayılı birleştirme kararı ile asıl dosya ile birleştirilen dosyaya konu eylem açısından, sanığın suçu ve suçluyu övmek ve örgüt propagandası yapmak suçlarından ayrı ayrı cezalandırılması talebiyle söz konusu dava açılmış olmakla; sanığın 18/04/2015 tarihinde terör örgütü mensubu mustafa çiftçi'nin cenazesinin Bitlis Yukarı ölek mevkindeki sözde şehitlik olarak adlandırılan bölgeye getirildiği ve bu cenazeyi karşılayanlardan birisi olan sanığın kürtçe konuşma yaptığı ve dosya içerisinde yer alan çeviri metni incelendiğinde, bahse konu konuşma içeriğinde sanığın ölen örgüt mensuplarından şehit olarak bahsettiği, yine diğer birçok insanında bulunduğu bu ortamda örgüt mensuplarının eylemlerini ve silahlı terör saldırılarını meşrulaştırıcı ifadeler kullandığı yine örgüt mensuplarının eylemlerini haklı göstermeye çalışmak suretiyle üzerine atılı örgüt propagandası teşkil eden suçu işlediği,
...Bitlis CBS’nin 05/05/2017 tarih ve 2017/526 esas numaralı iddianame ile mahkememiz 2017/207 esas dosyası ile açılan yine mahkememiz 2017/160 sayılı birleştirme kararı ile asıl dosya ile birleştirilen dosyaya konu eylem açısından, sanığın 2911 sayılı Yasanın 28/1 maddesine aykırılık teşkil eden eylemi ile TMK.7/2 uyarınca örgüt propagandası yapmak suçlarından ayrı ayrı cezalandırılması talebiyle söz konusu dava açılmış olmakla; 24/12/2015 tarihinde sanığın kürtçe yapmış olduğu basın açıklaması ve Türkçe çeviri içeriği incelendiğinde, her ne kadar sanık Sur ve Cizre'de terör örgütü unsurlarına karşı gerçekleştirilen operasyonları katliam ve zulüm olarak ifade etmişse de, tek başına bu ifadelerin örgüt propagandası suçuna vücut vermediği değerlendirilmiş ve propaganda suçundan kurulan hükümde dikkate alınmamıştır. Buna karşın, 2911 sayılı Yasaya uygun kurul oluşturulmadan ve herhangi bir bildirimde bulunulmadan basın açıklaması gerçekleştirildiği ve akabinde sanığında içerisinde bulunan grubun oturma eylemi gerçekleştirdikleri ve trafiği kapatmak suretiyle hdp ve dbp binasına doğru yürüyüş gerçekleştirdiği ve bu şekilde atılı suçu işlediği,
Örgüt Propagandası Suçu Açısından Cezanın Belirlenmesi ;
Sanığın yukarıda yer verilen ve hükme esas alınan basın açıklamaları esnasında yine yaptığı farklı tarihlerdeki konuşmalarda; ölen örgüt mensuplarından şehit olarak bahsetmesi yine birçok insanında bulunduğu bu ortamlarda örgüt mensuplarının eylemlerini ve silahlı terör saldırılarını meşrulaştırıcı ifadeler kullanması ve örgüt mensuplarının eylemlerini haklı göstermeye çalışması şeklindeki konuşmaları sebebiyle silahlı terör örgütü olan PKK’nın propagandasını yapmak suretiyle üzerine atılı suçu işlediği” gerekçesiyle terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2 ve TCK’nın 43, 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, kanuna aykırı şekilde düzenlendiği anlaşılan toplantı veya gösteri yürüyüşüne katılmak suçundan 2911 sayılı Kanunun 28/1 ve TCK’nın 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 05/09/2014 tarihinden itibaren üyesi ve 25 ile 26. Dönem HDP Bitlis Milletvekili olan Mizgin Irgat’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak ve 2911 sayılı Kanuna aykırılık” suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, partide üst düzey görev alan Mizgin Irgat’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
17. REMZİYE TOSUN (Adem ve Nurten kızı, 1981 doğumlu, T.C. Kimlik No: 13799005408); (HDP 27. Dönem (24/06/2018 - Devam Ediyor) Şanlıurfa Milletvekili - 06/06/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/09/2020 tarih, 2016/452 esas, 2020/282 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 03/03/2016 olduğu belirtilerek;
“...Sanık Remziye Tosun'un Sur İlçesinde çatışmaların başladığı sokağa çıkma yasağı ilan edilen tarihten teslim olduğu tarihe kadar güvenlik güçleriyle silahlı çatışmaya girerek yaralanan örgüt mensuplarının tedavilerini terör örgütünün hastane olarak kullandığı binada Doktor Kod B.O. ile gerçekleştirdiği, sanık Remziye Tosun'un silahlı terör örgütü mensuplarının yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak için diğer örgüt mensuplarına yardımda bulunduğunu, sanık Remziye Tosun'un örgüte eleman temin eden İranlı örgüt mensubunu ve PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün kırsal yapılanmasına katılmak isteyen İ.H.K.'yu Sur ilçesinde bulunan ikametinde saklayarak yer temin ettiği, sanık Remziye Tosun'un daha sonra ikametine gelen örgüt mensuplarına İ.H.K,'yu teslim ederek örgüte eleman temin ettiği, sanık Remziye Tosun'un PKK/KCK silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına girerek örgütün gayesi doğrultusunda bilerek ve isteyerek çeşitlilik, yoğunluk ve süreklilik arz eden örgütsel faaliyetlerde bulunduğu, bu faaliyetleri sebebiyle örgüt içerisinde sanığa önem atfedilerek sanığın payelendirildiği, sözde Sur sorumlularından ölü olarak ele geçirilen Çiyager/Harun Kod, Delil Kod, Şilan Kod un sanık ve ailesine sahip çıkılması yönünde vasiyette bulundukları, bu vasiyeti içeren yazıların sanığın tutuklandıktan sonraki cezaevi sürecinde diğer sanıklardan H.Y. ve D.Ş’ün anlatımını/diktesini içeren AZAD FARQİN KOD adlı N.G. isimli örgüt üyesi ile diğer örgüt üyelerinin üzerlerinde ele geçirilen dijital materyallerin usule uygun yapılan incelemesinde ele geçirildiği, aynı şekilde tutuklandıktan sonra dahi Sur içindeki genel durumu örgüte aktardığı, bu yazışmalarda kendisine sözde zindana getirilen sivil yurtsever olarak hitap edildiği, sanık Remziye Tosun'un 2018 yılı genel seçimlerinde milletvekili olarak seçildiği, halen TBMM'de HDP 27. Dönem Milletvekili olarak görev yaptığı, sanık Remziye Tosun'un milletvekili olarak seçildiği seçimden önce üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçuna vücut veren eylemleri gerçekleştirdiği” gerekçesiyle silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan TCK’nın 314/2, 62 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 08/04/2019 tarih, Basın Soruşturma No: 2018/10631, Basın Fezleke No: 2019/128 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 08/09/2018 olduğu belirtilerek;
“27. Dönem milletvekili Remziye Tosun'un, 08/09/2018 tarihinde sözde DTK (Demokratik Toplum Kongresi) organizesinde Diyarbakır ili Bağlar ilçesinde bulunan HDP İl Binası Vedat Aydın Konferans salonunda"8. Kongre 1. Genel Kurul" toplantısına katılım sağlamak suretiyle PKK/KCK silahlı terör örgütünü ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü,yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Remziye Tosun'un silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından hakkında fezleke düzenlendiği,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 27/03/2019 tarih, Basın Soruşturma No: 2018/10686, Basın Fezleke No: 2019/121 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 19/08/2018 olduğu belirtilerek;
“27. Dönem milletvekili Remziye Tosun'un 19/08/2018 tarihinde Şengal sorumlusu olarak bilinen bölücü terör örgütü mensubu "Mam Zeki Şengali" kod adlı İ.Ö.'in öldürülmesine ilişkin basın açıklamasına katılım sağlamak suretiyle PKK/KCK silahlı terör örgütünü ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Remziye Tosun'un silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddesi gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından hakkında fezleke düzenlendiği,
d) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/01/2019 tarih, Basın Soruşturma No: 2019/1090, Basın Fezleke No: 2019/42 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 2015 yılı olduğu belirtilerek;
“PKK/KCK terör örgütünün eylem ve faaliyetlerinin deşifre edilerek engellenmesine yönelik sürdürülen çalışmalar kapsamında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/26720 soruşturma numaralı dosyası kapsamında 27.04.2018 tarihinde ZİRAAT farklı ismi ile gizli tanık TEM Şube Müdürlüğünde Cumhuriyet Savcısı huzurunda vermiş olduğu ifade ve fotoğraftan teşhis beyanında; "PKK terör örgütünün şehir içi yapılanması, gençlik yapılanması içerisinde faaliyet yürüten örgüt mensupları, bu örgüt mensuplarının gerçekleştirmiş olduğu eylemler ve örgüt mensuplarına yardım ve işbirlikçi olarak faaliyet yürüten şahıslar hakkında bilgi vererek ve teşhis ederek haklarında bildiklerimi anlatabilirim" demesi üzerine TEM Şube Müdürlüğünde beyanına başvurulmuş, bu kapsamda; ZİRAAT farklı ismi ile gizli tanığın halen HDP Diyarbakır milletvekili olan Remziye Tosun hakkında vermiş olduğu beyanlar doğrultusunda tanzim olunan fotoğraftan teşhis tutanağında;
"Ben bu örgüt mensubunu REMZİYE ismi ile tanırım. Açık kimlik bilgilerini burada sizlerden; Remziye Tosun (TC. Kimlik No.13799005408) Elazığ ili Alacakaya ilçesi Bakladamlar nüfusuna kayıtlı, Adem ve Nurten kızı, Diyarbakır 24/07/1981 doğumlu şahıs olarak öğrendim. Bu örgüt mensubu 2015 yılında PKK/KCK terör örgütü mensupları tarafından özerklik adı altında Diyabakır ili Sur ilçesinde gerçekleştirilen hendek kazma ve barikat kurma eylemlerine 40 nolu fotoğrafta teşhis etmiş olduğum M.T. ile birlikte katılmıştır. Sur ilçesinde bulunan Kadın Yaşam Destek Merkezinde örgüt mensuplarının yemeklerini yaparak ihtiyaçlarını karşılamaktaydı." şeklinde yanılgıya mahal bırakmayacak şekilde, net olarak teşhis ettiği, tanık ifadesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, 27. Dönem Milletvekili Remziye Tosun'un silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından hakkında fezleke düzenlendiği,
e) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 10/12/2018 tarih, Basın Soruşturma No: 2018/10678, Basın Fezleke No: 2018/264 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 17/08/2018 olduğu belirtilerek;
“27. Dönem milletvekili Remziye Tosun'un 03/08/2018 tarihinde Diyarbakır İli Lice İlçesi, Duru Kırsalında güvenlik güçlerimizin PKK/KCK'ya yönelik düzenlediği operasyonlarda ölü olarak ele geçirilen BTÖ mensubu olan ve Gri Listede bulunan Şahin ZAZA kod adlı A.D. (T.C No: 401….232) isimli BTÖ mensubu şahıs için 16-17-18/08/2018 tarihlerinde Diyarbakır ili Bağlar ilçesi Mevlana Halit Mahallesi 484. Sokakta bulunan Lice Dercimt Yasevinde taziye ziyaretleri yapıldığı, bu kapsamda; 17/08/2018 tarihinde bahse konu taziye ziyaretine halen HDP Diyarbakır milletvekili olan Remziye Tosun'un katılım sağlamak suretiyle PKK/KCK terör örgütünün ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse edildiği, bu yolla övüldüğü, yaptıklarının teşvik edildiği, eylemlerinin meşru gösterilmeye çalışıldığı, 27. Dönem Milletvekili Remziye Tosun'un terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından hakkında fezleke düzenlendiği,
f) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 28/11/2018 tarih, Basın Soruşturma No: 2018/11266, Basın Fezleke No: 2018/230 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 08/09/2018 olduğu belirtilerek;
“27. Dönem milletvekili Remziye Tosun'un İran İslam Cumhuriyeti Devleti tarafından 8 Eylül 2018 günü idam edilen PKK terör örgütünün İran kolu olan PJAK (Kürdistan Özgür Yaşam Partisi) üyesi -sözde- aktivist Ramin Hossein Panahi ile ilgili olarak Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı kolluk görevlilerince sosyal medya üzerinden yapılan açık kaynak çalışmasında 'Twitter' isimli sosyal paylaşım sitesinde tespiti yapılan @RemziyeTosunHDP kullanıcı isimli hesabından #RaminHosseinPanahi, #KatilİranRejimi, #LoghmanMoradi, #savexaniar_loghman_Rahim hashtagleri ile 08/09/2018 tarihinde "Katilsiniz! Kürt halkının, Kürt annelerinin laneti sizi yeryüzünden sonsuza dek silip atacak." şeklinde paylaşım yapmak suretiyle PKK/KCK terör örgütünün ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse edildiği, bu yolla övüldüğü, yaptıklarının teşvik edildiği, eylemlerinin meşru gösterilmeye çalışıldığı, 27. Dönem Milletvekili Remziye Tosun'un terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesi gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından hakkında fezleke düzenlendiği,
g) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 28/11/2018 tarih, Basın Soruşturma No: 2018/9741, Basın Fezleke No: 2018/222 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 13/07/2018 olduğu belirtilerek;
“27. Dönem milletvekili Remziye Tosun'un daha önce PKK/KCK terör örgütü örgüt içerisinde bulunmuş ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen C.C. tarafından yapılan fotoğraf teşhisi ve adı geçen hakkında: "Ben bu örgüt mensubunu REMZİYE TOSUN olarak biliyorum. Açık kimlik bilgilerini burada sizlerden; Remziye Tosun (T.C. Kimlik No: 137….408), Elazığ ili Alacakaya ilçesi Bakladamlar nüfusuna kayıtlı, Adem ve Nurten kızı, Diyarbakır 24/07/1981 doğumlu şahıs olarak öğrendim. 2015 yılı Ağustos ayında Sur ilçesinde KOMALEN CİWAN KADROSU olarak görevlendirildikten sonra bu örgüt mensubunu Sur ilçesinde gördüm. Kırsal alandan gelen PKK terör örgütü mensuplarını gönüllü olarak evinde barındırır ve onlara yiyecek içecek temin ederdi" şeklinde yanılgıya mahal bırakmayacak şekilde, net olarak teşhis ettiği, tanık beyanlarının bir bütün olarak değerlendirildiğinde, 27. Dönem Milletvekili Remziye Tosun'un silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” TCK'nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından hakkında fezleke düzenlendiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 06/06/2018 tarihinden itibaren üyesi ve 27. Dönem HDP Şanlıurfa Milletvekili olan Remziye Tosun’un, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, yine “silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından soruşturmalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Remziye Tosun’un Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
18. ADİL ZOZANİ (Osman ve Neam oğlu, 1970 doğumlu, T.C. Kimlik No: 40756331188); (HDP 24. Dönem (28/04/2014 - 07/06/2015) Hakkari Milletvekili - 12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Hakkari 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/01/2021 tarih ve 2019/316 esas, 2021/4 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 17/08/2012 olduğu belirtilerek;
“PKK silahlı terör örgütünün ilk eylem tarihi olan 15 Ağustos 1984 Eruh ve Şemdinli baskınlarının yıl dönümü olması nedeniyle; terör örgütünün yayın organı olarak herkesçe bilinen www.firatnews.nu URL adresli siteden yapılan çağrı üzerine Hakkari ili Şemdinli ilçesinde olay günü 100-150 kişilik grubun toplandığı, grubun içerisinde yüzü kapalı şahısların bulunduğu ve grubun -biji serok apo, öcalan, önderliğe tecrit değil özgürlük istiyoruz, rojava halk mücadelesi ve şemzinan- çele gerilla direnişini 15 ağustos ruhuyla selamlıyoruz, 15 ağustos kürdistanda çağdaş gerillacılığın başlangıcıdır, birgün kalemler susup silahlar konuştuğunda işte o zaman gerçek devrimciler ortaya çıkacaktır- şeklinde sloganlar attığı, dönemin milletvekili sanığın ise sahneye çıkarak mikrofon ile Türkçe anlamı; -o ateş ki nemrutu yaktı, kürt halkı da bir ateş yaktı, bu agitlerin ateşi, mazlumların ateşi, Kemallerin ateşidir, Bu özgürlük ateşidir. Biz bugün burada o ateşi söndürmeyeceğiz, o özgürlük ateşi bugün her dört parça kürdistan toprağında da görülmektedir, Hatta bütün dünyada görülmektedir- şeklinde konuşma yaptığı, PKK silahlı terör örgütünün kuruluş günü olarak anılan 15 Ağustos tarihinin yıldönümünün hemen sonrasında örgüte müzahir sitenin yapmış olduğu çağrı üzerine toplanan kalabalığa, 15 Ağustos 1984 tarihinde gerçekleşen PKK silahlı terör örgütünün ilk eylemini ateş olarak nitelendirip; -o ateşi söndürmeyeceğiz- şeklinde sözlerle kalabalığa mikrofon aracılığıyla seslenmesi şeklinde gerçekleşen sanığın eyleminin konuşmanın gerçekleştiği yer ve zaman, toplanan kişilerin sayısı, bölge sakinlerinin göstereceği tepki sonucu çıkacak olayların kontrol edilemez boyuta geleceği, bu şekilde ciddi bir tehdit oluşturabileceği gözetildiğinde, sanığın eylemi ifade özgürlüğü kapsamında görülemeyeceği, sanık Adil Zozani’nin üzerine atılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2-b-3, TCK’nın 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 04/03/2021 tarihinde kesinleştiği,
b) Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/07/2016 tarih, 2015/923 esas. 2016/601 sayılı kararı ile;
Suç tarihlerinin 29/10/2011 – 16/10/2015 olduğu belirtilerek;
“29/10/2011 tarihinde Barış ve Demokrasi Partisi Sakarya İl Başkanlığının ikinci olağanüstü kongresinde Hakkari eski milletvekili olan Adil Zozani DVD çözüm raporunda tespiti yapılan konuşma içeriğinde “bugün mevcut durumda Türkiye de tam anlamıyla savaş harbi yaşanıyor, son 10 günü göz önünde bulundurun, her gün ortalama 10 kişi yaşamını yitiriyor, bakınız abartılı bir rakam ifade etmiyorum, her gün abartılı 10 kişi yaşamını yitiriyor, bir savaşta ancak bunlar olur, biz savaş deyince birileri kızıyor yok efendim savaş değilde, başka bir şeymiş diyor, ama bizden bunun adını koyanlar var, Genelkurmay başkanları buna düşük yoğunluklu savaş dediler."," Kürdü dağa mahkum edip katletmeyi marifet sayan hükümet anlayışı bu ülkenin gençlerine yaşamı zindana çevirir.", "Kürdün bir kesimine terörist deyip dağda örgüte mahkum etmek, çıkar yolu değildir. Kusura bakmasınlar onlar terörist değil, bizden onlara terörist dememizi bekliyorlarsa avuçlarını yalarlar, devam ederlerse daha çok yalayacaklar, avuçlarını biz asla ve asla kürt anne ve babaların evlatlarına bu halkın özgürlüğü için başka çıkar yolu kalmadığı için dağlara sığınmak zorunda kalan evlatlarına terörist demeyeceğiz.", " Kürtlerin hak ve özgürlükleri için legal zeminde siyaset yapan siyaset üreten insanlar, niye onları tutukluyorsunuz, bir sebebi var, bu tutuklamaların bir sebebi var, kürdü dağa mahkum edip, imha etme politikasının ürünüdür bu yaklaşımlar, kürde ya teslim olmayı, yada ölümü dayatıyorlar. Teslim olmaktansa bin kere ölürüz daha iyidir", "Kürt halkı kendi iradesi ile birlikte özgürleşecektir. Herkes bundan emin olsun. Yaklaşık 90 gündür İmralı üzerinde sürdürülen sayın Öcalan üzerinde sürdürülen tecrit bir an önce son bulmalıdır." şeklinde suç ve suçluyu övmek suçu niteliğinde sözler sarf edildiğinin tespit edildiği, …Hakkari eski milletvekili olan sanık Adil Zozani (Kurt)un DVD çözüm raporunda tespiti yapılan konuşmasında bölücü terör örgütü mensupları tarafından gerçekleştirilen eylemlere bağlı olarak işlenen suçları alenen övmesi nedeniyle suçu ve suçluyu övme suçunu işlediği” gerekçesiyle TCK’nın 215/1. maddesi uyarınca 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/06/2014 tarihinden itibaren üyesi ve 24. Dönem HDP Hakkari Milletvekili olan Adil Zozani’nin, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak ve suçu ve suçluyu övmek” suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, partide üst düzey görev alan Adil Zozani’nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
19. HALİL AKSOY (Mahmut ve Latife oğlu, 1948 doğumlu, T.C. Kimlik No: 17059378998); (HDP 24. Dönem (28/04/2014 - 07/06/2015) Ağrı Milletvekili, 12/06/2014 - 16/10/2015 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a) Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemenin 05/09/2017 tarih ve 2016/48 esas, 2017/360 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 2011-2016 olduğu belirtilerek;
“Mahkemenin 2016/48 E. sayılı dosyası ile hakkında PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan dolayı, birleşen 2017/187 E. sayılı dosyası ile hakkında silahlı terör örgütü kurma veya yönetme suçlarından dolayı açılan davalar ve sanığın eylemleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; sanığın PKK/KCK terör örgütü kadrolarına daha bilinçli eleman yetiştirme çabası içinde olduğu, terör örgütünün kırsal alanına eleman temin edilmesi yönünde telefon görüşmesinin bulunduğu, sanığın örgütsel faaliyet kapsamında yakalanan kişilerin avukat yardımından yararlandırılması, durumlarının sürekli takip edilmesi, aileleri ile irtibat halinde olması şeklinde telefon görüşmelerinin bulunması, sanığın terör operasyonu nedeniyle örgütsel propagandanın yapılacağı basın açıklaması için ilgili basını haberdar ettiği şeklinde telefon görüşmesinin bulunması, sanığın Van ilinde çıkan olaylar ile alakalı Ağrı ilinde de aynı eylemlerin yapılmak istenmesi ile ilgili telefon görüşmelerinin bulunması, sanığın silahlı terör örgütü PKK/KCK güdümünde yayın yapan Roj Tv'ye bağlanmak suretiyle Ağrı ilinde terör örgütü PKK/KCK'ya yürütülen operasyonları eleştirmesi, operasyonların hukuksuz olduğunu savunması şeklinde telefon görüşmelerinin bulunması, sanığın Doğubeyazıt'taki kepenk kapatma eylemleri ile ilgili telefon görüşmelerinin bulunması, sanığın terör örgütü PKK/KCK güdümünde yayın yapan Roj Tv ve DİHA ile iletişim halinde olduğu, örgütsel faaliyetlerin basın yoluyla propagandasının yapılması yönünde hareket etmesi şeklinde telefon görüşmelerinin bulunması, sanığın yapmış olduğu telefon görüşmelerinde nevruz etkinliği için düzenlenen yürüyüşe izin verilmemesine dair kararı tanımadığı, karara karşı uymayacaklarını söylediği, sanığın yaptığı görüşmelerde kendisi ile aynı soruşturma kapsamında şüpheli olup benzer nitelikli eylemleri ile silahlı terör örgütü üyeliği suçu bakımından kesinleşmiş mahkumiyet kararı alan M.A. ve M.H.D'e örgütsel faaliyet kapsamında talimat verdiği, sanığın yapmış olduğu telefon görüşmelerinde silahlı terör örgütü PKK/KCK elebaşı Abdullah Öcalan'ın doğum günü kutlamaları nedeniyle Ağrı ilinden Şanlıurfa'ya gidilmesi ile ilgili programı organize ettiği, otobüs ayarlamaya çalıştığı, çevre şehirlerle bu konuda irtibatlı olduğu, sanığın değişik tarihlerde örgüt faaliyeti kapsamında basın açıklaması ve etkinliklere katıldığı, sanığın DTK yapılanması altında sorumlu düzeyde faaliyet gösterdiği, çeşitli toplantılarına katıldığı ve konuşmalarda bulunduğu ve DTK tarafından yürütülen etkinliklere katıldığı, sanığın anılan eylemlerinin nitelik, zamanlama ve sonuçları itibariyle legal siyasi faaliyet olarak nitelendirilmesinin hukuk ve hakkaniyete ayrıca hayatın olağan akışına uygun olmadığı, sanığın böylece terör örgütü hiyerarşisi içerisinde görev olarak katılmış olduğu eylemlerdeki süreklilik ve çeşitlilik de dikkate alındığında;
Sanığın PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu işlediği sabit görülerek 3713 sayılı Yasa'nın 7/1 maddesi delaletiyle TCK' nun 314/2 maddesi ve 3713 sayılı Yasanın 5/1 maddesi gereğince 13 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; bu kararın istinaf edilmesi üzerine Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi 24.05.2018 tarih, Esas No: 2017/2589, Karar No: 2018/727 sayılı ilamı ile de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği,
b) Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.02.2020 gün ve 2019/275 esas, 2020/114 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 30/01/2015 olduğu belirtilerek;
“30/01/2015 günü Iğdır Merkez Zübeyde Hanım Meydanı'nda "Barış Mitingi" konulu açık yer toplantısının düzenlendiği barış mitingi konulu toplantının düzenlendiği, belirtilen tarihte Ağrı milletvekili olan sanığın yapmış olduğu konuşmada 04/02/2015 tarihli CD izleme tutanağında belirtildiği şekilde "PKK'da bu özgürleşme sevdasında özgürleşme yürüyüşünde unutulmaması gereken bir yapı ve harekettir, öyleyse ona terör demek terörist demek terör listesine almak kimsenin artık hakkı olmamalıdır" şeklinde söylemde bulunduğu, bu itibarla bölücü terör örgütü olan PKK/KCK'nın cebir, şiddet ve tehdit içeren eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, örgütün bir terör örgütü olmadığını belirterek yapmış olduğu eylemlerin de terör eylemi mahiyetinde olmadığını belirttiği, bu itibarla silahlı terör örgütünün propagandasını yaptığı” gerekçesiyle eylemine uyan 3713 sayılı Yasanın 7/2 maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/06/2014 - 16/10/2015 tarihleri arasında kayıtlı üyesi ve 24. Dönem HDP Ağrı milletvekili olan Halil Aksoy’un Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör örgütü propagandası yapmak suçlarından yargılanıp cezalandırılmasına karar verildiği, partide üst düzey görev alan Halil Aksoy’un Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
20. ÖZDAL ÜÇER (Seyfettin ve Fazile oğlu, 1974 doğumlu, T.C. Kimlik No: 72946004428); (HDP 24. Dönem (28/04/2014 - 07/06/2015) Van Milletvekili- 12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Van Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun Soruşturma No: 2015/13540, Esas No: 2018/1902 ve İddianame No: 2018/535 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 03/02/2008-10/09/2011 olduğu belirtilerek;
“…bir dönem milletvekili olan şüpheli Özdal Üçer hakkında aşağıdaki yer - zaman- kapsamı belirtilen ayrı ayrı eylemleri süreklilik dahilinde işlemesinden ötürü, terör örgütü ile irtibatı - terör örgütü adına temadi arz eden fiililerini aynı kasıt altında işlediği, bu bağlamda örgüt ile hiyerarşik bağlantısı olmadan aşağıdaki fiileri işlemeyeceği, tüm eylemlerinin kül halinde değerlendirilmesi neticesinde bir bütün olarak üyelik suçuna vücut verdiğine kanaat getirildiği,
… Özdal Üçer hakkında 13.05.2011 tarihli 2011/4725 soruşturma numaralı fezleke 27.04.2011 tarihli eylemini konu olmak üzere A.B. Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilmiştir. Yaklaşık 200 kişi ile Cumhuriyet Caddesini trafige kapatmalarının akabinde Özdal Üçer'in "açık söyleyeyim biz silahlara sarılacagız, o kadar basit, mecbur kalıyoruz, gittiginiz her yerde sıkıntı yaşayacaksınız, bizim burada güvenligimiz yoksa kimsenin olmayacak, artık direnme günüdür, kürt halkının silaha sarılmaktan başka çaresi kalmayacak, kendimizi savunmasını biliriz" şeklinde konuştuğu,
Van İl Emniyet Müdürlüğünün 28/04/2011 Cumhuriyet Savcısı havale tarihli 886 sayılı yazısı ile BDP Van Milletvekili Özdal Üçer hakkında yukarıdaki sözlerine ilave olarak bir grup partili ile birlikte Van Adalet Sarayı önüne gelmekle birlikte basın mensuplarına hitaben yaptığı konuşmasında "Onların mahkemelerinin anlamı kalmamıştır vereceği cezaların dahi anlamı kalmamıştır görüyorsunuz devlet terörü polis terörü bu halkın vicdanını nasıl harekete geçirdiğini görüyorsunuz. Bizi rahatsız edenler bilsin ki onlara karşı kendimizi gerekirse silahla savunuruz…Bu uyduruk mahkemelere söyleyecek hiçbir sözümüz yok " şeklinde açıklama yaptığı,…
15 Şubat tarihinin Abdullah Öcalan’ın yakalanmasını protesto etmek amacıyla 14/02/2009 tarihinde DTP İl Başkanlığı organizesinde yasal mercilerden izin almaksızın basın açıklaması düzenlendiği, açıklamayı DTP İl Yönetim Kurulu üyesi Fadıl BARIŞTIRAN'ın okuduğu, açıklamada Öcalan ile KCK yi öven sözlerin olduğu, bildiri okunurken sürekli terörü öven sloganların atıldığı, topluluğun dağıldığı esnada polise taşlı saldırıda bulunulduğu, Özdal Üçer’in ise grubu yönlendiren, açıklama yapan, DTP temsilcileri ile birlikte bulunduğu yasa dışı toplantıya katılmayı yönetenler ile birlikte 2911 sayılı yasanın 28. maddesine muhalefet etmesinden ötürü Anayasa’nın 83. maddesinde düzenlenen yasama dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edildiği,
Özdal Üçer hakkında 22/10/2008 olan suç tarihi itibariyle DTP Özalp İlçe Başkanlığınca organize edilen Öcalan'ın cezaevinde işkence gördüğü gerekçesiyle Özalp Cumhuriyet Caddesinde miting düzenlendiği, mitingde Özdal Üçer'in konuşmasında 4 kez "PİROZ ÖCALAN", 2 kez de "KARDEŞ ÖCALAN" demek suretiyle Öcalan'ı aleni ortamda övdüğü, Özdal Üçer'in o tarihte 23. Dönem DTP Milletvekili olduğu,
Özdal Üçer'in 22/10/2008 tarihli eyleminden ötürü dokunulmazlığının kaldırılması amacıyla Van Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/6 karar numaralı fezlekesinin Adalet Bakanlığına gönderildiği,
Özdal Üçer'in Van ili Gevaş ilçesinde 09/06/2011 tarihinde 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesine muhalefet suçundan ötürü yasama dokunulmazlığının kaldırılması amacıyla fezlekenin 05/01/2012 tarihinde hazırlandığı, Gevaş Belediye garajında suç tarihinde saat 14.00 - 15.00 arasında düzenlenen etkinlik ve konuşma sürecinde özetle "Kürdistan dağlarının gerillaları zulüm yapılmasaydı savaşmayacaklardı, onlar özgürlük savaşı yapıyor, özgürlük savaşı yapanlar terörist değil, Kürt halkının önderi Sayın Öcalan'ın barış için, özgürlük için her türlü projeyi geliştiren Kürt lideri özgürlüğü gerçekleşsin" şeklinde ifadeler kullandığı,
Özdal Üçer hakkında Van Gürpınar ilçesinde ilçe merkezinde miting esnasında yaptığı konuşmada "demokratik bir Kürdistan inşa edeceğiz, güneyde Kürdistan var, Kürdistan için birlik olacağız, çok şehit verdik, muhatabımız PKK, muhatabınız Sayın Öcalan, Kürtlerin başkanı Sayın Öcalan'ı alacaklar, şehitleri hatırına" şeklinde konuşma yaptığı,
06/06/2009 tarihinde Ebubekir Çiftçi Bulvarı üzerinde yer alan parti binasındaki kongreye katıldığı, orada mevcut kalabalığın terör örgütü propagandası içeren " SEROK APO, PKK HALKTIR " şeklinde sloganlar attığı, konuşma sırasında Özdal Üçer’in Sayın Öcalan şeklinde hitapta bulunduğu, "Dağa gidenlerin adı gerilladır, millet için savaşçılara gerilla denir, PKK devletin zulmü ve zorbalığından kaçıp dağa gitmiştir, dağ başındaki gerillalar, aslanlar bizim umudumuzdur" şeklinde sözler söylediği,
Van Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/7 karar numaralı fezlekesine istinaden Özdal Üçer hakkında 28/01/2009 suç tarihli PKK propagandası yapma suçundan ötürü dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edildiği, şöyle ki;
Suç tarihinde DTP Genel Merkezine ait otobüs ile DTP milletvekili Özdal Üçer'in de aralarında bulunduğu heyetin taşındığı, Özdal Üçer'in konuşmasında "Kürdistan dağlarındaki kır çiçeklerine selam gönderiyoruz, geçen sene bu zamanlar Kürdistan dağlarını bombalayanlar bu sene Filistin'i bombalıyor" şeklindeki sözlerinden ötürü hakkında 10/03/2009 tarihli fezlekenin tanzim edildiği,
Özdal Üçer hakkında Van Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/1343 soruşturma numaralı, 2010/8 fezleke numaralı suç tarihi 30/06/2010 olan terör örgütü propagandası yapma suçundan ötürü dokunulmazlığının kaldırılması talebi ile yazılan fezleke evrakı incelendiğinde;
Van Belediyesinin organizesinde 30/06/2010-04/07/2010 tarihleri arasındaki 1.Van Gölü Kültür Sanat Festivali kapsamında kültürel etkinlik gerçekleştirildiği, etkinlik sürecinde Özdal Üçer'in yaptığı konuşmada "Özgürlük şehitleri ruhuna olsun, zindanlardaki özgür tutsaklara hediye olsun, Kürdistan dağlarındaki özgürlük savaşçılarına hediye olsun, Kürt halkının başkanı ve rehberi Sayın Öcalan'a hediye olsun, Van halkının kalbinin bir parçası Kandil'dedir, biz gerillamızı, başkanımızı kutluyoruz, direniş yaşamdır" şeklinde terör örgütü propagandası içerikli söz sarf etmesinden ötürü dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edildiği,
Van Başsavcılığının 2011/392 soruşturma numaralı , 2011/4 karar numaralı fezleke evrakına göre , Özdal Üçer hakkında terör propagandası suçundan ötürü 19.03.2010 suç tarihli eylemi incelendiginde; Erciş ilçesi Kürüm caddesi üzerinde yer alan miting alanında Nevruz kutlaması adı altında açık hava toplantısı yapıldıgı , burada yer alan grup tarafından yasa dışı sloganların atıldıgı , Özdal'ın yaptıgı konuşma esnasında tırnak içerisinde yer alan suç unsuru taşıdıgı düşünülen sözleri sarf ettigi “tüm kürtler gerillalarına hasrettir, gerillalarına baglıdır" demek sureti ile teröristleri gerilla sözcügü ile yücelttigi anlaşıldıgından, dokunulmazlıgının kaldırılması için fezleke tanzim edildigi,
Van Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/204 soruşturma numaralı, 2008/9 karar numaralı Özdal Üçer hakkındaki fezlekesi incelendiginde; suç tarihinin 03.02.2008 oldugu, suç yerinin ise Gevaş oldugu, DTP Gevaş ilçe başkanlığının tertip ettigi kongrede Özdal Üçer'in "PKK kürt çocuklarıdır, biz PKK'lıların ölmesini istemiyoruz, kürtler üzerindeki baskılar arttıkça daga çıkışlar devam edecektir" şeklinde terör propagandası içerikli konuşmasının Van ilinde yayın yapan Olay isimli gazetenin 05.02.2008 tarihli sayısında yayınlandıgı, bu hususta milletvekili olan Özdal Üçer hakkında dokunulmazlıgının kaldırılmasının talep edildigi,
Van Başsavcılığının 2009/480 soruşturma numaralı, 2009/6 karar numaralı fezlekesi incelendiginde; Özdal Üçer hakkında 28/03/2009 suç tarihinde Van ili Gevaş ilçesinde gerçekleştirdigi terör propagandası yapmak eylemi yönünden, otobüs terminalinde yaptıgı konuşmada kalabalıga hitaben "biz kürdistan diyoruz, onların savcıları hakkımızda soruşturma açıyorlar, kürdistan bizimdir, sadece biz kürdistan diyebiliriz, kürt, türk gençleri, asker, polis, gerilla öldürüyürlar, PKK'nın muhatabı Abdullah Öcalandır " şeklinde suç unsuru taşıyan sözler sarf etmesinden ötürü iş bu fezleke ile dokunulmazlıgının kaldırılmasının talep edildigi,
Van Başsavcılığının 2011/752 soruşturma numaralı, 2011/11 karar numaralı, Özdal Üçer hakkındaki, terör propagandasını yapmak suçundan 26.03.2011, 24.08.2011, 10.09.2011 tarihli Van ili merkezinde gerçekleşen eylemlerine yönelik fezleke evrakı tetkik edildiginde ; 26.03.2011 tarihinde Beşyol kavşagında sivil itaatsizlik adı altındaki oturma eyleminde basın açıklaması sırasında "siirt ilinde yer alan kasaplar deresine gidilecegini, yürüyüşe katılacakların isimleri yazdırmalarının gerekcegi, terör örgütü kurucularından Mazlum Doğan ve sözde şehitlerin bulundugu belirtilmek sureti ile etkinlige sahip çıkılmasının gerekecegi" şeklinde konuşma yaptıgı ,
24.08.2011 tarihi itibari ile TSK'nın PKK'nın kuzey Irak'taki kamplarına yönelik olarak gerçekleştirdigi hava harekatını protesto etmek amacı ile Van il Başkanlığı önündeki kalabalığa yönelik olarak "görüşme Sayın Öcalan ile görüşmedir, kürdistan çocukları öldürülüyor, Kürdistana - gerilllaya operasyn yapılıyor, kürtlerin lideri Sayın Öcalan serbest bırakılacak, dagdaki gerillaya selam olsun" şeklinde suç unsuru teşkil eden konuşma yaptıgının anlaşıldıgı ,
10.09.2011 tarihinde Van ili merkezinde şehir parkında kalabalıga hitaben TSK'nın yaptıgı operasyonları ile Öcalan'a uygulanan disiplin cezalarını protesto etmek amacı ile " ne gerilla ölsün, ne asker - polis, öcalan'ın özgürlügü için her zaman sokaklarda olacagız," şeklinde terör propagansı içerikli sözler sarf ettiginin anlaşıldıgı, mamafih; dokunulmazlıgının kaldrılmasının talep edildigi,
Van Başsavcılığının 2011/780 soruşturma numaralı, 2011/7 karar numaralı fezleke evrakı incelenginde; hakkında o tarihte muhakeme engeli bulunanın Özdal Üçer oldugu, suç tarihinin 24.04.2011, 27.04.2011, 02.07.2011 oldugu, suçun terör propagadansı yapmak oldugu ,
24.04.2011 tarihinde Van il merkezi Cumhuriyet Caddesi Beşyol mevkiindeki konuşmasında "kürdistanın her tarafında başkaldırı yaşandıgı, kürt halkının kendi topraklarında devlet zülmüne ugradıgı, kürt halkının önderinin ÖCALAN oldugu, kürdistanda demokratik özerklik kurulacagı " şeklinde propaganda içerikli sözler sarf ettigi,
27.04.2011 tarihli çözüm çadırlarının kaldırılmasını protesto etmek amacı ile VAN Adliye Binası önünde toplanan gruba yönelik olarak "silaha sarılmaktan başka çare kalmadıgını, kürt halkının kendisini savunacagı" şeklinde propaganda içerikli söz sarf ettigi,
02.07.2011 tarihli VATSO binasında yaptıgı bir konuşmada "Demokratik Kürdistanı Türkiyenin bütünlüğü içerisinde kurmayı hedefliyoruz" şeklinde suç unsuru niteliginde söz sarf ettiginden şüpheli hakkında dokunulmazlıgının kaldırılmasının talep edildigi,
Anlaşılmıştır.
Şüphelinin yukarıda ayrıntısı ile belirtilen 27.04.2011 tarihli Cumhuriyet caddesini trafige kapatmaları üzerine yaptıgı konuşması, 28.04.2011 tarihinde Van Adalet Sarayı önünde yaptıgı konuşması, 14.02.2009 tarihinde Van ili merkezinde işledigi eylemi, 22.10.2008 tarihinde Özalp ilçesinde işledigi eylemi, 09.06.2011 tarihinde Gevaş ilçesinde kullandıgı ifadeler, 06.06.2009 tarihinde Erciş ilçesinde kullandıgı ifadeleri ve söylemleri, Van gölü kültürel etkinligi sırasında yaptıgı açıklamalar, 19.03.2010 Erciş ilçesinde yaptıgı açıklamalar, 03.02.2008 tarihinde Gevaş ilçesinde yaptıgı açıklamalar, 24.08.2011 - 10.09.2011 tarihinde gerçekleştirdiği konuşmaları, 02.07.2011 tarihinde Vatso binasında yaptıgı konuşması ile terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde oldugunun sübuta erdigi, başka türlü belirtilen süreçlerdeki eylemlerinin temadi edemeyecegi, yine eylemlerinin mahiyeti ile özellikle konuşmaların içerikleri dikkate alındıgında kül halinde üyelik suçunu oluşturduğu,” gerekçesiyle;
06/05/2015 tarihinde yurt dışına çıkan ve o tarihten bu yana ülkeye giriş yapmayan şüphelinin yargılamasının yapılarak temadi eden suçlardan olan “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan cezalandırılması istemi ile Van 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/167 Esasında kayıtlı kamu davası açılmış ve bu dava aynı mahkemenin 2017/248 esas sayılı dosyası ile birleştirilmiştir.
b) Van Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2015/13529, Esas No: 2017/1399 ve İddianame No: 2017/425 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 01/11/2012 olduğu belirtilerek,
“…Şoförlüğünü M. Ö.'in yaptığı BDP'ye ait 65 …. plaka sayılı parti otobüsü içerisinde ön kısımda ayakta BDP Van il teşkilatında görevli N. K., R. T. ve S. A. olduğu halde suç tarihinde, Barış ve Demokrasi çadırı önünde PKK terör örgütü ile özdeşleşmiş ve Dağlıcada'ki çok sayıda askerimizin şehit olduğu kanlı saldırıya atfen yazılan "Oramar" türküsü ile "Gevere Gevere PKK'ne", "HPG marşı","Biz Apo ya Söz Verdik", "Ey Serok Apo" (ey lider apo) gibi türküleri kalabalığın duyacağı şekilde otobüsten çalarak kitlenin yasa dışı gösteriye toplanmaya çalışıldığı, kimi zaman otobüsün üzerine çıkan R. T.'ın elindeki mikrofonla seyir halindeki araçtan "gün direniş günüdür" gibi sözlerle halkı konvoya katılmaya davet ettiği, aynı otobüs içerisinde şüpheli Özdal Üçer'in mikrofon vasıtasıyla parti otobüsünün en önde gideceğini, konvoyda öne geçenlerin örgüt disiplinini bozacağını ve yeterli kalabalığın oluşması için sokaktaki herkesin telefonla yakınlarını ve arkadaşlarını araması talimatını vererek, on binlerce şehit vermiş bir hareket olduklarını ve bu şehitler adına bu eylemin düzeninin önemli olduğunu ifade ettiği, parti otobüsü üzerinde taşlı saldırı gerçekleştiren gruba hitaben "Apocu Gençliğe Talimat ediyorum geri dön güvenlik güçleri, biz kontrolü sağlarız siz müdahale etmeyin" şeklinde söylemlerde bulunduğu akabinde galeyana gelen kalabalık içerisinden yasa dışı sloganların atılmaya başlandığı ve cezaevinin güvenliğini sağlayan jandarma personeline karşı bir grup saldırgan tarafından taşlı eylemlerin gerçekleştirildiği, bu eylemler sonucunda bazı güvenlik görevlilerinin yaralandıkları anlaşılmakla, suç tarihinde Milletvekili Özdal Uçer'in partinin seçim otobüsünde il merkezinde halkın yoğun bulunduğu cadde aralarında PKK marşları eşliğinde bireyleri yasa dışı bir yöntemle organizasyona katılımlarını sağlamak, yaptığı konuşmada PKK terör örgütüne ve militanlarına methiyeler dizmek, terör örgütünün eylemlerinin meşru göstermek, halkı galeyana getirerek yasa dışı sloganların atılmasına, şehir içi/şehirler arası yolları trafiğe kapanmasına, güvenlik güçlerine saldırılarda bulunulmasına ve kanunlara uymamaya alenen tahrik etmekten ibaret eylemleri ile TMK'nun 7/2 maddesinde düzenlenen terör örgütü propagandası yapma, TCK.nın 220/6 md. delaletiyle TCK'nın 314/2 maddesinde düzenlenen terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, TCK.nın 265/1-3-4, 43. maddelerinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçuna azmettirme, 2911 sayılı Yasanın 32/1, 27. maddesi yollamasıyla 34. maddesinde düzenlenen suçları işlediği anlaşılmıştır.
Birleştirme Kararı Verilen 2015/12341 Soruşturma Numaralı Dosyadaki Eylemi;
“…. 01.11.2012 tarihinde taziye çadırında PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın fotoğrafı ile PKK/KCK terör örgütünün kullandığı sözde konfederalizm bayrağının asılarak PKK/KCK terör örgütünün propagandasının yapıldığının haber alınması üzerine Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen arama ve el koyma kararı uyarınca güvenlik güçlerinin taziye çadırına gittikleri, güvenlik güçlerinin PKK/KCK terör örgütünün propagandası niteliğindeki fotoğraf ve sözde konfederalizm bayrağına elkoymak istedikleri sırada suç tarihinde milletvekili olan şüpheli Özdal Üçer'in, Emniyet güçlerine tehditler savurarak ve çevrede bulunan vatandaşları güvenlik güçlerine karşı silahlı direnişte bulunmaları hususunda tahrik ederek "Çekil oradan çekil provokatörlük yapma kapat kameranı, terbiyesiz bak ölümüne burada dururuz ondan sonra sen görürsün gününü ha, terbiyesiz oğlu terbiyesiz, bir daha da böyle resmi olarak çadıra girenin alnına ilkin ben sıkarım, çember kurun arkadaşlar haber verin HERKES SİLAHLANSIN" şeklinde ifadeler kullandığı, şüphelinin sözleri, bulunduğu ortam, tahrik etmeye çalıştığı kitlenin durumu bütün olarak değerlendirildiğinde; şüphelinin kullandığı ifadelerin Devletin bağımsızlığını zayıflatmaya, Devletin birliğini bozmaya veya Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmının Devlet idaresinden ayırmaya yönelik birçok eylemlerde bulunan PKK/KCK terör örgütünün amaç ve faaliyetlerini, gerçekleştirdiği silahlı eylemleri, terörist faaliyetlerde bulunduktan sonra güvenlik güçlerince çıkan çatışmada ölü olarak ele geçirilen terör örgütü mensubunun terörist eylem ve faaliyetlerini meşru göstermeye yönelik olduğu, ayrıca şüphelinin PKK/KCK terör örgütünün silahlı kanat (HPG) sorumlulularından olup ölü olarak ele geçirilen Mehmet Guyi (K) isimli terör örgütü mensubunun taziyesi için kurulan taziye çadırında bulunan vatandaşları, taziye çadırına asılan PKK/KCK terör örgütünün propagandası niteliğindeki terör örgütü liderinin fotoğrafı ile PKK/KCK terör örgütünün kullandığı sözde konfederalizm bayrağını kaldırmak ve elkoymak üzere gelen güvenlik güçlerine karşı silahlı direnişte bulunmaları hususunda tahrik ederek güvenlik güçlerini tehdit ettiği ve yukarıda detaylı olarak anlatılan 30/10/2012 tarihli olaydan 1 gün sonra bu eylemi gerçekleştirdiği anlaşılmakla eylemine uyan TCK’nun 220/6 del 314/2, 265/1-3-4, 43. TMK 5. maddeleri uyarınca; (06/05/2015 tarihinden bu yana yurt dışında bulunan ve ülkeye giriş yapmadığı anlaşılan) şüphelinin cezalandırılmasına karar verilmesi,” istemiyle açılan kamu davasının Van 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/248 esasında derdest olduğu anlaşılmıştır.
c) Van Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2015/15226, Esas No: 2017/1475 ve İddianame No: 2017/455 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 18/01/2015 olduğu belirtilerek;
“…18/01/2015 tarihinde düzenlenen "Öcalan'a özgürlük yürüyüşü" adı altındaki etkinlikte Eski Van milletvekili Özdal Üçer'in;
".....Biz bu gün gerillaların sevdasını Kürdistan dağlarının sevdasını, Kürdistanın özgürlüğünün sevdasını yapıyoruz, Kürdistan gençlerinin aşkı önder aponun özgürlüğünün aşkıdır. Bu aşkla hepinizi selamlıyoruz…Sayın halkımız biliyorsunuz ki 40 yıldır özgürlük mücadelesi devam ediyor. 40 yıldır çok ağır bedeller ödedik bu 40 yılda Kürdistanın bir çok gencini şehit verdik.... Biz iyi biliyoruz ki bu şehitlerin şerefi, bu şehitlerin direnişi, mücadelesi, bizi bu günlere getirdi, bu onların sayesinde bugün özgürlükten bahsedebiliyoruz, BAŞARMAKTAN BAHSEDEBİLİYORUZ. Biz bu mücadeleye inanıyoruz... Kobane, Şengal başkaldırışı Kürdistan dağlarının direnişidir. Kürdistan dağlarının direnişine inanıyoruz.... Biz Kobaninin özgürlüğünü bekliyoruz, önder aponun özgürlüğünü bekliyoruz. Tüm Kürdistan gerillalarını selamlıyoruz.... Şengali savunuyoruz, Kobaniyi savunuyoruz, Afrini savunuyoruz, Diyarbakır'ı savunuyoruz... Siz herkese güzel bir müjde verin 2015 yılı önder aponun özgürlük yılı olacak. Siz de biz de iyi biliyoruz ki önder aponun özgürlüğü yalnızca bir şahsın değil Kürdistanın özgürlüğüdür... Biz sizin sahip çıkmanızdan dolayı hepinize teşekkür ediyoruz.... Yaşasın Kobane, yaşasın Şengal, yaşasın YPG, Yaşasın HPG, yaşasın gerilla, yaşasın zindanların kurtuluşu, yaşasın önder apo, yaşasın PKK...." şeklinde konuşma yaptığı,
Şüphelinin sözlerinin bütün olarak terör örgütü propagandası yapma suçunu oluşturduğu” iddiasıyla açılan kamu davasının Van 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.04.2017 tarih ve 2017/319 esas, 2017/44 sayılı kararı ile aynı mahkemenin 2017/248 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/06/2014 tarihinden beri üyesi olup 24. Dönem HDP Van milletvekili olan Özdal Üçer’in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, temadi eden suçlardan olan silahlı terör örgütüne üye olma suçu ile terör örgütü propagandası yapmak, terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve 2911 sayılı sayılı Yasaya muhalefet suçlarından yargılamalarının mevcut olduğu, partide üst düzey görev alan (06/05/2015 tarihinden bu yana yurt dışında bulunan ve ülkeye giriş yapmadığı anlaşılan) Özdal Üçer’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
21. ABDULLAH ZEYDAN (Mustafa ve Kayser oğlu, 1972 doğumlu, T.C. Kimlik No: 46162152614); (HDP 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) Hakkari Milletvekili- 01/11/2014 - 22/05/2019 Tarihleri Arası HDP Üyesi )
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/01/2018 tarih ve 2017/816 esas, 2018/17 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 04/10/2015 olduğu belirtilerek;
“1-Sanık Abdullah Zeydan 26/07/2015 tarihinde HDP ve DBP ilçe başkanlıklarının organize ettikleri toplantıda konuşma yapmıştır. Konuşması sırasında kalabalık gruba hitaben "PKK'nın ve kürt halkının gücünü kimse test etmeye kalkışmasın. PKK Türkiye ve Ortadoğu’yu gül bahçesine çevirmek için ortaya çıkmış bir barış ve halk hareketidir.PKK'nın öyle bir gücü var ki sizi tükürüğüyle boğar tükürüğüyle,kürt halk önderi Abdullah Öcalan üzerinde tecrit sürdüğü sürece medya (mezopotamya) savunma alanları bombalandığı sürece kürt halkı hem önderliğine hem de hareketine sahip çıkıp her yerde demokratik tepkilerini gençleriyle ve kadınlarıyla gün be gün yükseltecektir." şeklinde konuşmuştur.
2-Hakkari Valiliği tarafından Jandarma ve askeri birliklerin PKK silahlı bölücü terör örgütü üyelerine yönelik operasyon yapılması amacıyla Hakkari ili Yüksekova ilçesinde bulunan Varagöz mevkiisi özel güvenlik bölgesi ilan edilmiştir. Sanık Abdullah Zeydan ve beraberindeki 8 araçlık konvoy 04/10/2015 tarihinde değişik bypass yollarını kullanarak bu özel güvenlik bölgesine gelmişler ve sanık Abdullah Zeydan ile beraberindeki grup operasyon bölgesi olan bu alanda PKK silahlı terör örgütü üyelerine yapılan askeri operasyonu engellemek amacıyla canlı kalkan eylemi yapmıştır.” gerekçesiyle;
Sanığın 04/10/2015 tarihli eyleminin bir bütün olarak terör örgütüne yardım etme olarak kabulü ile TCK'nın 314/3. ve 220/7. maddesi delaletiyle TCK'nın 314/2, 220/7 maddesi, 3713 sayılı Yasanın 3 ve 5/1. TCK'nın 62. maddeleri gereğince 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Sanığın 26/07/2015 tarihli üzerine atılı terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan eylemine uyan 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddesi 1. cümlesi, 7/2 maddesinin 2. cümlesi ve TCK’nın 62. maddesi gereğince 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 01/11/2014 - 22/05/2019 tarihleri arasında üyesi ve 25 ile 26. Dönem HDP Hakkari milletvekili olan Abdullah Zeydan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütüne yardım etme ve terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından yargılanıp mahkumiyetine karar verildiği, partide üst düzey görev alan Abdullah Zeydan’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
22. BURCU ÇELİK ÖZKAN (Kadri ve Nevin kızı, 1986 doğumlu, T.C. Kimlik No: 63196138018); (HDP 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) Muş Milletvekili- 21/12/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Muş 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/10/2017 tarih ve 2016/238 esas, 2017/381 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 08/06/2015, 25/09/2015, 05/04/2016, 02/03/2016 olduğu belirtilerek;
“…PKK/KCK terör örgütünün kendisine halk tabanında meşruiyet kazandırması, terör örgütünün tabanının genişlemesi, kökleşmesi ve güçlenmesi çabası yollarından biri olan terör örgütü mensuplarının cenazelerini sahiplenme çerçevesinde sanık Burcu Çelik'in terörist cenazelerine sıklıkla katılarak halk arasında bu cenazelere önem kazandırmaya çalıştığı, nitekim 25/09/2015 tarihinde Malazgirt İlçesinde PKK/KCK terör örgütü mensubu Ö.A.'in cenazesine katılarak mezarına çiçek attığı ve burada "…kürdistana yapılan savaş konseptiyle birlikte onlarca gencimiz, yoldaşımız ve çocuklarımız katledildi, bu mücadele sonuna kadar devam edecek" şeklinde konuşma yaptığı, sanığın bu konuşmasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin terör ile mücadelesini bir savaş olarak gördüğü ve güvenlik güçleri ile girdikleri çatışmalar sonucu ölen terör örgütü mensuplarının katledildiğini vurguladığı, terör örgütünün devletle mücadelesini devam edeceğini söyleyerek terör örgütünün ideolojisini ve eylemlerini desteklediği, haklı ve meşru gördüğü, bu eylemleri yaymaya çalışarak fikri yardımda bulunduğu, bir siyasi partinin terör örgütü mensuplarının cenazelerini organize etmesi, bu cenazelere süreklilik arz ederek katılması,…sanığın da söz konusu cenazelerde açıklandığı şekilde ritüeller ve konuşmalar ile ölen terör örgütü mensuplarını ve eylemlerini meşrulaştırma hatta halk arasında özendirme ve destekleme çabası içinde olduğunun açık olduğu,” bu şekilde terör örgütünün propagandasını yaptığı anlaşılmakla, sabit görülen eylemine uyan 3713 sayılı TMK'nın 7/2-1. cümlesi uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,” karar verildiği ve bu kararın Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 14/10/2019 tarih ve Esas No: 2019/1239, Karar No: 2019/5928 sayılı ilamı ile kesinleştiği,
b) Muş 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/01/2021 tarih ve 2020/9 esas, 2021/17 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 08/06/2015 - 25/09/2015 olduğu belirtilerek;
“…Sanık Burcu Çelik Özkan’ın 25. Dönem Halkların Demokratik Partisi Muş ili milletvekili olduğu, sanığın seçim çalışmaları çatısı altında sık sık düzenlenen mitinglere katıldığı, bu mitinglere ait sesli görüntülü videoların dosya arasında bulunduğu, söz konusu bu CD’lerin incelenmesi sonucunda; Muş Belediye Meydanında 08/06/2015 tarihinde HDP organizesinde düzenlenen etkinlik sırasında sanık Burcu ÇELİK’in silahlı terör örgütü ele başı olan Abdullah Öcalan’ın posterlerinin bulunduğu miting alanında toplanan halk kalabalığını “buradan özgür Kürdistan dağlarında özgürlük savaşı veren gerillalara selam olsun, YPG savaşçılarına selam olsun” şeklinde konuşmalarına başlayarak selamladığı, bu selamlama sonucunda halk kitlesinin “biji YPG” şeklinde sloganlar atmaya başladığı, konuşmanın ilerleyen dakikalarında ise sanığın köy korucularını kastederek “Siz bu memleketten defolup gideceksiniz, defolup gideceksiniz, bize uzattığınız o keleşi size çevirmesini çok iyi biliriz” şeklinde sözler sarf ettiği görülmüştür.
Dosya kapsamında bulunan görüntülü ve sesli videolar, görüntü tespit tutanakları, raporlar, sanığın söz konusu eylemleri gerçekleştirdiğine ilişkin ikrar içeren beyanları ve tüm somut deliller dikkate alındığında; dosyaya konu sanığa ait ve sanık tarafından da kabul edilen 08.06.2015 tarihli konuşma metninde geçen ve devletin güvenlik güçlerinden olan köy korucularına yönelik olan “Siz bu memleketten defolup gideceksiniz, defolup gideceksiniz, bize uzattığınız o keleşi size çevirmesini çok iyi biliriz” şeklindeki sözlerinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde terör örgütüne karşı aktif mücadele veren çok sayıda köy korucusuna yönelik tehdit suçunu oluşturduğu hususunda herhangi bir tereddüt bulunmadığı, söylenen sözler ile sanığın bunları ifade ediş tarzı değerlendirildiğinde, “keleş” ibaresinin silahlı terör örgütü mensuplarının temel silah donanımı olan Kalaşnikof tüfeği ifade ettiği, yine “…bize uzattığınız o keleşi size çevirmesini çok iyi biliriz…” şeklindeki ifadenin ise kendisini açıkça silahlı terör örgütü ile özdeşleştirdiği ve bu örgütün sürdürdüğü silahlı mücadeleyi her anlamda benimsediği anlaşılan sanığın kast ve iradesinin dışa vurumu olduğu, sanığın arkasına aldığından emin olduğu terör örgütünün silahlı ve korkutucu gücünden istifade ederek iç güvenlik harekatında görev alan belirsiz sayıdaki köy korucusunu tehdit ettiği anlaşılmakla, sanık Burcu Çelik Özkan’ın atılı bulunan “var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak tehdit” suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 106/2-d, 43/1. maddeleri uyarınca, 2 yıl 16 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına” karar verildiği,
c) Çankırı Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2018/4677, Esas No: 2020/986 ve İddianame No: 2020/105 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 22/03/2016 olduğu belirtilerek;
“Şüphelinin suç tarihinde Halkların Demokratik Partisi Muş Milletvekili olarak görev yaptığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Ankara kaşeli PTT şubesinden kendisi ve halen milletvekilliği devam eden Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran antetli posta zarfı ile Çankırı E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda yasa dışı (PKK) silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan hükümlü N. T. adına gönderilen mektubun, Ceza İnfaz Kurumu Mektup Okuma Komisyonu tarafından yapılan incelemesi sırasında mektup içeriğinde geçen "Türkiye ve Kürdistan cezaevleri Cumhuriyet tarihi boyunca devrimcilerin devlet ile karşılaştığı en önemli mücadele ve direniş mevzilerinden biri olmuştur. Bu anlamda devlet, cezaevi politikasına her dönem özel önem vermiş ve her türlü işkence yöntemlerini uygulamaktan geri kalmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, en yüksek ifadesini İmralı özel rejiminde bulan tecrit ve izolasyon politikalarıyla, ceza evi özelinde toplumsal mücadelenin tasfiyesini amaçlamıştır. Toplumsal mücadele tarihimiz devletin bu amacının boşa çıkartan cezaevi direnişleri sayesinde kendine yol açmış ve gelişmiştir." ifadelerin Ceza İnfaz Kurumlarının yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkındaki Tüzük'ün 91.maddesinde geçen "Kurumun asayiş ve güvenliğini tehlikeye düşüren, görevlileri hedef gösteren, terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri mensuplarının örgütsel amaçlı olarak haberleşmelerine neden olan kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış bilgeleri, tehdit ve hakaret içeren mektup, faks ve telgraflar hükümlüye verilmez" hükümleri uyarınca hükümlü M. N. T.'nin disiplin kuruluna sevk edildiği, hükümlünün mektuptan haberdar olması ve Disiplin Komisyonuna sevk edilmesinin hemen akabinde Ceza İnfaz Kurumunda bulunan terör suçlusu hükümlülerin 25/03/2016 tarihinden itibaren asılsız ve mesnetsiz sözde iddialarla dönüşümlü olarak açlık grevine başladıkları açlık grevi bitiminde aynı gerekçeler ile terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın hükümlü olarak bulunduğu İmralı Ceza İnfaz Kurumu'na nakil talebinde bulundukları,
Bu olayın hemen akabinde 25/03/2016 tarihinde Ceza İnfaz Kurumunda yasa dışı terör örgütü mensubu olma suçundan hükümlüler S. G., İ. Ö, İ. H. ve E. S.'in 25 Temmuz 2015 tarihinde başlatılan terör operasyonunun ve Ceza İnfaz Kurumlarında kendilerine yönelik uygulamalar ile sözde kendilerine, Kürt halkına haksızlık yapıldığı iddiaları ile açlık grevine başladıkları yine bir kısım hükümlünün 14/04/2016 tarihinde Adalet Bakanlığına hitaben yazmış oldukları aynı gerekçeleri içeren dilekçeleri ile İmralı Ceza İnfaz Kurumuna nakil talebinde bulundukları taleplerinin yerine getirilmemesi durumunda aylık aile ziyaretlerine çıkmayacaklarını beyan ettikleri,
Şüphelinin, hükümlü M. N. T.'ye göndermiş olduğu mektup içeriğinde geçen "Türkiye ve Kürdistan ceza evleri Cumhuriyet tarihi boyunca devrimcilerin devlet ile karşılaştığı en önemli mücadele ve direniş mevzilerinden biri olmuştur. Bu anlamda devlet, ceza evi politikasına her dönem özel önem vermiş ve her türlü işkence yöntemlerini uygulamaktan geri kalmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, en yüksek ifadesini İmralı özel rejiminde bulan tecrit ve izolasyon politikalarıyla, ceza evi özelinde toplumsal mücadelenin tasfiyesini amaçlamıştır. Toplumsal mücadele tarihimiz devletin bu amacının boşa çıkartan ceza evi direnişleri sayesinde kendine yol açmış ve gelişmiştir." söylem ile yasa dışı terör örgütü olan PKK'nın örgütsel propagandasını yaptığı ve örgüt mensubu olan tüm suçluların hareketlerini övdüğü bu suretle üzerine atılı suçları işlediği” belirtilerek açılan kamu davasının Çankırı Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/194 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 21/12/2014 tarihinden itibaren üyesi ve 25 ile 26. Dönem HDP Muş milletvekili olan Burcu Çelik Özkan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak ve PKK/KCK silahlı terör örgütünün korkutucu gücünden yararlanılarak tehdit” suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, yine “terör örgütü propagandası yapmak ve suçu ve suçluyu övme” suçlarından kovuşturmalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Burcu Çelik Özkan’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin yoğunluğu ve niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
23. HATİCE KOCAMAN (SEVİPTEKİN) (Mehmet Ali ve Ayşe kızı, 1977 doğumlu, T.C. Kimlik No: 60922303320); HDP 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) Siirt Milletvekili, 09/10/2017- 19/07/2019 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2020/45850, Esas No: 2020/10444 ve İddianame No: 2020/2695 sayılı iddianamesiyle;
“…PKK/KCK terör örgütü adına yurt içerisinde faaliyet yürüten örgüt yanlısı oluşumların koordinesini sağlamak, örgüt kararları doğrultusunda gerçekleştirilmesi planlanan her türlü eylemi organize etmek için kurulan KCK/TM (Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye Masası) yapılanmasına yönelik 09/10/2018 günü yapılan operasyon kapsamında DTK’nın (Demokratik Toplum Kongresi) bulunduğu Kayapınar/Diyarbakır adresinde yapılan arama sonucu elde edilen FİZİKİ ve DİJİTAL dokümanlar ile aynı binada 26/06/2020 tarihinde yapılan aramada elde edilen dokümanların incelenmesinde;
1-) Dijital materyallerin yapılan incelemesinde; 2017 DTK YENİ DELEGE LİSTESİ / 2017 KOMİSYON LİSTESİ isimli exellerde bulunan DELEGE LİSTESİ başlığı altında yer alan KURUMLAR isimli sekmede, " İSLAM KONGRESİ (10)- HATİCE KOCAMAN - AMED – 530106…." şeklinde, DTK 2017 AMED BÖLGE VE KURUM DELEGE LİSTESİ başlığı altında bulunan AMED isimli sekmede, " HATİCE KOCAMAN - DİK – 530106….- KURUM" şeklinde, 2017 DTK KADIN DELEGELERİ başlığı altında bulunan DTK KADIN LİSTESİ isimli sekmede "25- HATİCE KOCAMAN - DİK- 530106….- KURUM" şeklinde, DTK 2017 AMED KADIN DELEGE LİSTESİ başlığı altında bulunan 2017 DTK AMED KADIN LİSTESİ isimli sekmede, " 43- HATİCE KOCAMAN - DİK – 530106…." şeklinde, HALKLAR VE İNANÇLAR KOMİSYONU isimli sekmede " 5- HATİCE KOCAMAN - AMED/DİK- 530106…." şeklinde isim ve numara bilgilerin yer aldığı, fiziki dokümanların yapılan incelemesinde "HATİCE KOCAMAN - DİK " şeklinde bilgilerin yer aldığı DTK delege kartı elde edilmiştir.
2-) Aynı DTK binasında 26/06/2020 tarihinde yapılan aramalarda elde edilen dokümanların yapılan incelemesinde; 1 den 8 e kadar numaralandırılan ve DELEGE LİSTESİ İSMİ ile adlandırılan dokümanlarda " HATİCE KOCAMAN - AMED – 530106…." şeklinde bilgilerin yer aldığı doküman elde edilmiştir.
Değerlendirme: TEMBİS programı üzerinden yapılan araştırmalarda, doküman içerisinde yer alan gsm numara bilgisinin şüphelinin kendi adına kayıtlı numara olduğu anlaşılmış olup şüphelinin DTK içerisinde Delege olarak ve Halklar ve İnançlar Komisyonu içerisinde faaliyet yürüttüğü anlaşılmıştır.
Şüphelinin ikamet aramasında; terör örgütü lideri tarafından yazılan çok sayıda kitap ile ayrıca 1 Adet siyah kapaklı, kapak üzerinde Jiber ibaresi olan “TJA’ya Toplumda kadın bakışı… ile başlayıp “TJA adına rahat konuşmakta bunun açıklaması gereken ve” ile biten 5 sayfasında yazı bulunan ajanda ve bir kısım dijital materyal elde edilmiştir.
Kitaplar ile ilgili olarak yapılan araştırmada çeşitli ilgili mahkemelerce toplatma ve yasaklama kararlarının bulunduğu tespit edilmiş, ajanda içerisinde el yazısı ile yazılan yazıların incelemesinde;
Örgütsel faaliyetlerinden dolayı kapatılan KJA'nın (Özgür Kadın Kongresi) devamı niteliğinde olan TJA isimli kadın yapılanmasına sunulmak üzere yazılmış, boşanma ve yazan kişinin boşanma sonrasında karşılaştığı bazı sorunların dile getirildiği öz eleştiri veya şikayet niteliğinde bir yazının olduğu anlaşılmıştır. - şüpheli hakkında yapılan dernek kayıt sorgulamasında şüphelinin KJA isimli kapatılan yapılanmaya üye olduğu da tespit edilmiştir.
Şüphelinin alınan savunmasında; DTK yapılanması hakkında bilgi sahibi olmadığını, DTK adına bir faaliyette bulunmadığını, isminin dokümanlarda geçme sebebini bilmediğini, milletvekilliği döneminde birçok kurumdan konferans etkinliklerine davetiye aldığını, DTK’nın konferanslarına da üyesi olduğu partinin bilgisi dahilinde katılmış olabileceğini, elde edilen kitapların toplatma kararı olduğunu bilmediğini zaman zaman kitapçıdan okumak için kitap satın aldığını, elde edilen ajandayı hatırlamadığını beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve özellikle ele geçirilen doküman ve belgelerdeki şüphelinin adının geçtiği kısımlar ile ikamet aramasında elde edilen ajanda içerisinde yer alan ve örgüt üst yönetimine yazıldığı anlaşılan öz eleştiri niteliğindeki yazılar birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin yukarıda bahsedilen amaçları gerçekleştirmek üzere DTK sözde tüzük taslağı ve yine sözde anayasa olarak kabul edilen KCK sözleşmesi doğrultusunda sözde karar alma mercii olan DTK'nın çalışmaları kapsamında örgütsel nitelikteki eylemlere katılarak; diğer DTK üyeleri ile birlikte dört ülke toprakları üzerinde sözde kürt ulusal birliğini sağlamak amacıyla devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, toplumsal ayrışmaya sebep olmak ve halk kitlelerini etkilemeye varan eylemleri amaçladığı, DTK'nın, KCK yapılanmasının çatı örgütü ve sözde en üst karar alma yetkisi bulunan bir üst meclis yapılanması olduğu, eylemlerindeki süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik de gözetilerek tüm bu gerekçeler ile şüphelinin, üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” iddiasıyla açılan kamu davasının Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/298 esasında derdest olduğu,
b) Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/06/2017 tarih ve 2016/224 esas, 2017/120 karar sayılı ilamı ile;
Suç tarihinin 26/07/2015 olduğu belirtilerek;
“…PKK/KCK terör örgütü mensubu Leyla Şaylemez'in Fransa’nın başkenti Paris’te öldürülmesinin yıl dönümü bahanesiyle, 26.07.2015 günü saat:18.00 sıralarında Mersin ili Toroslar ilçesinde 1300 kişilik grup toplanarak bölücü terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalanposteri açarak ve "biji serok Apo" şeklinde sloganlar atarak yürüyüşe geçerek Güneykent mezarlığına intikal ettikleri,
Burada grup içerisinde bulunan bazı şahıslar tarafından konuşmalar yapıldığı, akabinde PKK/KCK terör örgütünün Serxoşer Marşı'nın söylendiği, burada bulunan ses yayın cihazları ile sözde anma etkinliği düzenlenerek grubun dağıldığı,
Sanık Hatice Kocaman(Seviptekin) 'in de 26.07.2015 tarihinde düzenlenen PKK/KCK terör örgütünün propagandasına dönüşen bu yürüyüşe katılarak üzerinde terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan ve Fransa'nın başkenti Paris'te öldürülen terör örgütü mensuplarının resimlerinin bulunduğu "Güneşin yörüngesindeki kadınlar ölümsüzdür, katilleri bulacağız, hesabını soracağız" şeklindeki pankartı herkesin görebileceği şekilde açıp tutarak terör örgütü propagandası yaptığı” anlaşıldığından;
Sanık Hatice Kocaman (Seviptekin) hakkında;
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7/2, TCK’nın 62/1. maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın 24/07/2017 tarihinde kesinleştiği,
c) Siirt Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2016/4604, Esas No: 2017/522 ve İddianame No: 2017/322 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 06-07/10/2015, 05/09/2015, 25/11/2015, 20/07/2015, 13/11/2015, 19/04/2015, 08/01/2015, 26/04/2015, 13/04/2015, 19/06/2015, 28/01/2015, 22/07/2015, 04/11/2015, 20/09/2015 olduğu belirtilerek;
“SORUŞTURMA KAPSAMINDA ŞÜPHELİ HATİCE KOCAMAN'IN KARIŞTIĞI EYLEMLER ;
1-06/10/2015 günü sözde Özyönetim kurma çalışmaları kapsamında Siirt Belediyesinde DBP Eş Başkanı Kamuran Yüksek, Siirt HDP milletvekili Kadri Yıldırım, eski belediye başkanı Tuncer Bakırhan, iş bu dosya şüphelisi Hatice Kocaman (Seviptekin), Siirt Belediye Eş Başkanı Belkiza Beştaş Epözdemir, HDP Siirt Milletvekili Adayları Besime Konca, Faruk Dalgılı, Siirt HDP Eski milletvekili adayı İsmail Aydın, HDP İl Eş Başkanı Abdullah Çetin ve bazı parti ve yöneticilerin katılımı ile basın açıklaması yapıldığı, söz konusu basın açıklamasında sözde ölen/öldürülen PKK/KCK terör örgütü üyeleri için saygı duruşunda bulunulduğu, şüpheli Hatice Kocaman'ın (Seviptekin) da PKK/KCK terör örgütünün amaçlarından biri olan sözde öz yönetimin empoze edilmeye çalışıldığı toplantıya katıldığının tespit edildiği,
2-Şüpheli Hatice Kocaman'ın 13/11/2015 günü, Siirt Belediye Başkanlığı önünde düzenlenen, Diyarbakır ili Silvan ilçesinin 3 mahallesinde sokağa çıkma yasağı ve bölücü terör örgütüne yönelik operasyonları protesto etmek amacıyla yapılan oturma eylemine ve ‘SOKAKLARDAYIZ DİRENİYORUZ YASAKLARI TANIMIYORUZ’ yazılı pankart eşliğinde gerçekleşen basın açıklamasına katıldığının, burada yapmış olduğu konuşmada "... Fakat her zaman sesinizi duyuyor ve anneler haklıdır diye İmralı'dan bu ses geliyor, bu 10 yıldan fazla bir zamandır diyordu ki ben ateşkes yapıyorum, ateşkes yapıyorum fakat devlet, hükümet ve iktidar her zaman savaş yaptılar, sessiz kaldılar ve annelerin göz yaşlarını akıttılar..." şeklinde beyanlarda bulunduğunun anlaşıldığı,
3-Şüpheli Hatice Kocaman (Seviptekin)'in, 25.11.2015 günü Kızılay İş Merkezi Önünde KJA (Özgür Kadın Kongresi) organizesinde Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü adı altında düzenlenen ancak Terör örgütü propagandasına dönüşen "ERKEK ŞİDDETİ İDEOLOJİKTİR, ÖZ SAVUNMA HAKTIR Konguraye Jınen Azadi KJA" şeklinde pankartın açıldığı, "Zilan'ların (Z. K), Beritan'ların (G. K.), Arin'lerin (A. M.) Başlattığı Mücadele Ruhuyla Alanlardayız", "Askeri Operasyonlar Son Bulsun (Kürtçe Açılan Dövizi Türkçeye Çevrimi) Artık Yeter", "Farqinde (Silvan), Cizre’de, Şırnak’ta, Nusaybin’de, Surda, Yüksekova’da, mücadele veren kadınlara selam olsun", "Kobani Direnişi Kadın Direnişidir" şeklinde PKKKCK terör örgütünün amaç ve ideolojisini içeren ve örgütü simgeleyen dövizlerin açıldığı basın açıklamasına katıldığının tespit edildiği, (Özgür Kadın Kongresi KJA'nın, PKK/KCK terör örgütünün Türkiye'deki kadın yapılanması olduğunun dosyadaki belgelere göre anlaşıldığı)
4-Şüpheli Hatice Kocaman (Seviptekin)'ın 12/11/2015 günü HDP-DBP İl başkanları öncülüğünde yapılan Diyarbakır ili Silvan ilçesindeki sokağa çıkma yasağının protesto edildiği basın açıklaması ve akabinde yapılan on dakikalık oturma eyleminde “SİİRT ÖZ YÖNETİMİ FARQİN DİRENİŞİNİ SELAMLIYOR” pankartı taşınan, PKK/KCK terör örgütünün amacına hizmet eden "Öcalan Öcalan", "PKK İntikam PKK İntikam", "Kürdistan Faşizme mezar olacak" şeklinde sloganların atıldığı, Silvan ilçesindeki yasağın hukuksuz olduğundan bahsedilerek “Sokaklardayız, Direniyoruz ve Yasakları Tanımıyoruz” sloganı ile halkın huzur ve güveninin bozulması amacının güdüldüğü ve bölücü terör örgütünün sempatizan kitlesine çağrı yapılarak halkın sokaklara çağrılarak devlet otoritesinin bozulmaya çalışıldığı ve böylece terör örgütünün talimatı doğrultusunda gerçekleştiği değerlendirilen basın açıklamasına katıldığının anlaşıldığı,
5-Şüpheli Hatice Kocaman'ın (Seviptekin) 13/11/2015 günü, Siirt Belediye Başkanlığı önünde düzenlenen, Diyarbakır ili Silvan ilçesinin 3 mahallesinde sokağa çıkma yasağı ve bölücü terör örgütüne yönelik operasyonları protesto etmek amacıyla yapılan oturma eylemine ve ‘SOKAKLARDAYIZ DİRENİYORUZ YASAKLARI TANIMIYORUZ’ yazılı pankart eşliğinde gerçekleşen halkı Özyönetime kanalize etmeye çalışan PKK/KCK terör örgütünün amacını ve üyelerini destekleyici nitelikte açıklamaların yapıldığı basın açıklamasına katıldığının anlaşıldığı,
6-Şüpheli Hatice Kocaman'ın (Seviptekin) 19/04/2015 tarihinde Şoreş Ciraf (K) adlı M. E. isimli terör örgütü mensubunun, Zeyve Mezarlığında yapılan, … "Şehit namırın (şehitler ölmez)", "Biji serok Apo (Yaşasın Apo)", "Ey şehit qunate arde namine (ey şehit kanın yerde kalmaz)" gibi sloganların atıldığı, Abdullah Öcalan'ın resimlerinin ve PKK/KCK terör örgütünün sözde bayraklarının açıldığı cenaze törenine, ayrıca cenazenin Zeyve Mezarlığına götürülürken Aydınlar Caddesinin trafiğe kapatılarak yapıldığı yürüyüşe katıldığının anlaşıldığı,
7-Şüpheli Hatice Kocaman'ın (Seviptekin) 08/01/2015 tarihinde Raperin Gabar (k) V. A. isimli terör örgütü mensubunun Zeyve Mezarlığına götürülürken yapılan Aydınlar Caddesinin çift taraflı yaya ve araç trafiğine kapatıldığı, dağılın uyarısının yapılmasına rağmen devam edildiği yürüyüşe ve devamında ölen/öldürülen teröristler için saygı duruşunda bulunulan terör örgütü lehine propaganda içerikli sloganların atıldığı, sözde örgüt bayrakları ile Abdullah Öcalan'a ait bayrakların ve flamaların açıldığı cenaze merasimine katıldığının tespit edildiği,
8-Şüpheli Hatice Kocaman (Seviptekin)'in 26/04/2015 tarihinde Raperin Reşit (K) H. A. isimli terör örgütü mensubunun, Zeyve Mezarlığında yapılan,… "Şehit namırın (şehitler ölmez)", "Biji serok Apo (Yaşasın Apo)", "Ey şehit qunate arde namine (ey şehit kanın yerde kalmaz)", "TC şaşırma sabrımızı taşırma", "PKK halktır, halk burada", "Kürdistan T.C'ye mezar olacak", "Öcalan intikam" gibi sloganların atıldığı, Abdullah Öcalan'ın resimlerinin ve PKK/KCK terör örgütünün sözde bayraklarının, flamaların açıldığı cenaze törenine katıldığının tespit edildiği,
9-Şüpheli Hatice Kocaman (Seviptekin)'in 13/04/2015 tarihinde N. K. isimli örgüt mensubunun, Zeyve Mezarlığında yapılan, …, "Şehit namırın (şehitler ölmez)", "Biji serok Apo (Yaşasın Apo)", "Ey şehit qunate arde namine (ey şehit kanın yerde kalmaz)" gibi sloganların atıldığı, Abdullah Öcalan'ın resimlerinin ve PKK/KCK terör örgütünün sözde bayraklarının açıldığı cenaze törenine katıldığının, cenazenin mezarlığa taşınması esnasında yolu trafiğe kapatacak şekilde toplulukla birlikte yürüdüğünün anlaşıldığı,
10-Şüpheli Hatice Kocaman'ın (Seviptekin) 19/06/2015 tarihinde terör örgütü PKK/KCK'nın Suriye'deki uzantısı olan PYD/YPG üyesi K. P. Zeyve Mezarlığında yapılan, "Biji Serok Apo (Yaşasın Apo), Şehit Namırın (Şehitler Ölmez), Ey Şehit Xunate Erde Namine (Ey şehit kanın yerde kalmayacak)" gibi sloganların atıldığı, mezarlıkta ölen teröristler için saygı duruşunda bulunulduğu, PKK/KCK terör örgütünün sözde bayraklarının açıldığı cenaze törenine katıldığının tespit edildiği,
11-Şüpheli Hatice Kocaman'ın (Seviptekin) 28/01/2015 tarihinde terör örgütü PKK/KCK'nın Suriye'deki uzantısı olan PYD/YPG üyesi Beritan Viyan kod Y. K.'in Zeyve Mezarlığında yapılan, " Şehit namirin (şehitler ölmez), Ey Şehit Xuynate erde namine (ey şehit kanın yerde kalmayacak), Baskılar bizi yıldıramaz, em kine, em apocine (biz kimiz, biz apocuyuz), Biji Berhuldane Kobane (yaşasın Kobani direnişi), Be Serok Jiyan Nabe (Öndersiz yaşam olmaz), Gençlik Aponun Fedaisidir, Öcalan, Biji Serok Apo (Yaşasın Başkan Apo), Riya Şehit Riyame PKK Partiyame (şehit yolu yolumuz PKK partimiz)" gibi sloganların atıldığı, mezarlıkta ölen teröristler için saygı duruşunda bulunulan PKK/KCK terör örgütünün sözde bayraklarının açıldığı cenaze törenine katıldığının tespit edildiği,
12-Şüpheli Hatice Kocaman'ın (Seviptekin) 22/07/2015 tarihinde A. Ş. isimli terör örgütü mensubunun, Zeyve Mezarlığında yapılan, … "Şehit namırın (şehitler ölmez)", "Biji serok Apo (Yaşasın Apo)", "Ey şehit qunate arde namine (ey şehit kanın yerde kalmaz)" gibi sloganların atıldığı, Abdullah Öcalan'ın resimlerinin ve PKK/KCK terör örgütünün sözde bayraklarının açıldığı cenaze törenine katıldığının, cenazenin mezarlığa taşınması esnasında yolu trafiğe kapatacak şekilde toplulukla birlikte yürüdüğünün anlaşıldığı,
13-Şüpheli Hatice Kocaman'ın (Seviptekin) 04/11/2015 tarihinde D. İ. isimli terör örgütü mensubunun, Siirt Devlet Hastanesinde yapılan otopsisi esnasında hastanenin bahçesinde, cenazenin Van iline gönderilmesine kadar hazır bulunduğunun tespit edildiği,
14-Şüpheli Hatice Kocaman'ın (Seviptekin) 20/09/2015 tarihinde Kurtay Siirt (k) F. N. isimli terör örgütü mensubunun, Zeyve Mezarlığında yapılan, "Yaşasın önderimiz Apo, "Şehit namırın (şehitler ölmez)", "Biji serok Apo (Yaşasın Apo)" gibi sloganların atıldığı, ölen teröristler için mezarlıktasaygı duruşunda bulunulan PKK/KCK terör örgütünün sözde bayraklarının açıldığı cenaze törenine katıldığının tespit edildiği,
Silahlı terör örgütü PKK/KCK güdümünde yayın yapan internet sitelerinin, yukarıda belirtilen bir kısım eylemlerle ilgili olarak "talimat" niteliğinde yayın ve haberlerinin dosya içerisinde bulunduğu,
Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin 2015/1381 esas, 2015/930 karar sayılı, 27.04.2015 tarihli kararında, yirmi ayrı terör örgütünün propagandasına dönüşen gösterilere katılma eyleminin, örgüt faaliyetlerindeki süreklilik ve yoğunluğu itibariyle, silahlı terör örgütü üyeliği suçunu oluşturacağını belirtildiği,
Şüphelinin yukarıda belirtilen eylemlerinden bir kısmı tek başına herhangi bir suça temas etmese dahi eylemlerindeki süreklilik ve yoğunluk göz önüne alındığında terör örgütünün talimatı ve amacı doğrultusunda bu eylemlere katıldığının, bu suretle Yargıtay 16. Ceza Dairesinin belirtilen kararı dikkate alınmakla terör örgütüne üye olmak suçunu işlediğinin, ayrıca 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12 ve 14. eylemlerinde terör örgütü propagandası suçunu işlediğinin, 6, 9 ve 12. eylemlerinde 2911 sayılı yasaya muhalefet ettiğinin anlaşıldığı,”
İddialarıyla açılan kamu davasının Siirt 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/601 esasında derdest iken İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/202 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve sürecin devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 09/10/2017- 19/07/2019 tarihleri arası üyesi olup 25. Dönem HDP Siirt milletvekili olan Hatice Kocaman’ın (Seviptekin) Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve evrensel hukuk kuralları gereği terör örgütü olarak kabul edilen PKK/KCK silahlı terör örgütü kapsamında, terör örgütü propagandası yapmak suçundan yargılanıp mahkumiyetine karar verildiği, yine “terör örgütü propagandası yapmak, silahlı terör örgütüne üye olmak ve 2911 sayılı Yasaya muhalefet” suçlarından kovuşturmalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Hatice Kocaman’ın (Seviptekin) Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin yoğunluğu ve niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
24. LEYLA BİRLİK (Diyap ve Fatma kızı, 1974 doğumlu, T.C. Kimlik No: 52459750692); (HDP 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) ve 26. (01/11/2015-24/06/2018) Dönem Şırnak Milletvekili- 26/10/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2018/8493, Esas No: 2019/68 ve İddianame No: 2019/39 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 01/03/2016 olduğu belirtilerek;
“…Cizre ilçesinde PKK/KCK terör örgütüne yönelik yapılan operasyonlar esnasında etkisiz hale getirilen M. T. ile O. T. isimli örgüt mensuplarına ait cenazelerin teşhis edilip ailelerine teslim edildikten sonra defnedilmek üzere 01.03.2016 tarihinde konvoyla Şırnak İl Merkezine getirilmesi ile ilgili PKK/KCK terör örgütüne müzahir sosyal medya hesaplarında mezarlıkta yapılacak olan bu cenaze törenine katılım için çok sayıda çağrı yapılması üzerine belirtilen konvoyda dönemin HDP Milletvekilleri Selma Irmak ve Leyla Birlik’in de aralarında bulunduğu grup konvoya dahil olarak … Mahallesine gittikleri, gruba sonradan dahil olanlarla birlikte mezarlığa yürüyüşe geçtikleri, yürüyüş esnasında grup tarafından tabuta terör örgütünün sözde bayrağı asıldığı, grubun önüne ise PKK elebaşısı Abdullah Öcalan, ölen şahısların resimleri ve örgütün sözde bayrağından oluşan pankartlar taşındığı, grubun mezarlığa kadar geldikleri, toplanan gruba dönemin HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın katılımı ile gruba hitaben konuşmalar yapıldığı, grubun her bir ağızdan ''diz çökmedik, çökmeyeceğiz'', ''botan sizinle gurur duyuyor'', ''biji serok apo'', ''intikam'', ''şehid namirin'' şeklinde slogan attıkları,
- PKK/KCK terör örgütüne müzahir şahıs ve sosyal medya hesaplarında paylaşılan defin törenine ilişkin görsellerde de mezarlığa direk dikildiği ve bu direğe PKK/KCK bölücü terör örgütünü simgeleyen bez parçasının (sözde bayrak) asıldığı ve bu bez parçası altında törenin yapıldığı ve törene şüpheli Leyla Birlik'in de katıldığının saptandığı,
Gerek çağrının örgüt tarafından yapılması, atılan sloganlar, öldürülen terör örgütü mensuplarının defin törenine katılması, konuşmacıların yaptıkları konuşma içerikleri, defin sırasında sözde bayrağının kullanılması ve bu şekilde gelişen defin törenine şüphelinin de katılması ile örgütün şiddet içeren yöntemini meşru gösterdiği, ''diz çökmedik, çökmeyeceğiz'', ''botan sizinle gurur duyuyor'', ''biji serok apo'', ''intikam'', ''şehid namirin'' şeklindeki sloganların açıkça şiddete teşvik olarak kabul edilmesi gerektiği, yine direk dikilerek bu direğe PKK/KCK bölücü terör örgütünü simgeleyen bez parçasının (sözde bayrak) asılması, grubun önüne ise PKK elebaşısı Abdullah Öcalan, ölen şahısların resimleri ve örgütün sözde bayrağından oluşan pankartlar taşınması ve konuşma içeriklerinin örgütün şiddet içeren yöntemini meşru gösterdiği ve örgütün propagandasını oluşturduğu, böylece şüphelinin üzerine atılı terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği” iddiasıyla Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/27 esasına kayıtlı kamu davası açıldığı, Mahkemenin 17.01.2019 tarih ve 2019/27 esas, 2019/34 sayılı yetkisizlik kararı ile dosyanın Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/155 Esasına gönderildiği bu mahkemenin de 20.03.2019 tarih ve 2019/155 esas, 2019/103 sayılı karşı yetkisizlik kararı ile dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderildiği ve Dairenin 08.07.2019 tarihli kararı ile Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/01/2019 gün ve 2019/27 E. 2019/34 K. sayılı yetkisizlik kararının kaldırılmasına karar verildiği ve sürecin devam ettiği,
b) Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2016/1622, Esas No: 2016/358 İddianame No: 2016/146 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 1-Örgüt üyeliği: 03/07/2015-04/11/2016 arası, 2-2911 sayılı Yasaya muhalefet: a)03/07/2015 b)21/07/2015 c)16/12/2015 d)07/01/2016 tarihleri, 3-Tehdit : 20/12/2015, 4- Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik: 16/12/2015 olduğu belirtilerek;
“OLAY : PKK-KCK terör örgütü ile iltisaklı FIRATNEWS adlı internet sitesinden 21/06/2015 tarihinde yapılan eylem çağrısı üzerine bölücü PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’a uygulandığı iddia olunan sözde tecridi protesto etmek amacıyla yaklaşık 400 kişilik bir grubun toplandığı, grubun içinde önderliğimize uygulanan tecridin hesabını soracağız (dem-genç demokratik gençlik, KJA kürdistan jinen avad (kürdistan özgür kadın hareketi) yazılı afiş, törör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a ait poster ve terör örgütü YPG flamalarının taşındığı, grubun "biji serok apo", "gençlik aponun fedaisidir", PKK halktır, halk burada", be serok jiyan na be (öndersiz yaşam olmaz) "selam selam imralıya bin selam" şeklinde sloganlar atarak yürüdüğü, akabinde "Devrim Çarkı" isimli terör örgütünün sözde marşını okudukları ve terör örgütünün sözde şehitleri için saygı duruşunda bulundukları, söz konusu bu kanuna aykırı hale gelen izinsiz gösteriye şüpheli Leyla Birlik'in de katıldığı ve bölücü örgütün sözde lideri Abdullah Öcalan'ın posterinin önünde durduğu, örgütün sözde marşının çalınıp ölen örgüt mensupları için saygı duruşunda bulunulması ile silahlı mücadele eylemini övdüğü, sözde örgüt liderinin posteri önünde bulunmak suretiyle silahlı yönteme başvurmayı teşvik ettiği, söz konusu izinsiz ve kanuna aykırı toplantı yürüyüşüne dönüşen toplantıya katılarak 2911 sayılı Yasanın 28/1 maddesinde belirtilen suçu da işlediği;
OLAY : 20/07/2015 tarihinde Suruç'ta gerçekleştirilen bombalı saldırıyı protesto etmek amacıyla bir grubun toplandığı, grubun önünde bölücü terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın posterinin taşındığı, grubun yürüyüş esnasında "biji serok apo", "her yerde intikam", "PKK halktır halk burada", "katil devlet hesap verecek" şeklinde sloganlar atıldığı ve toplanan kalabalığın zafer işareti yaparak "Ey Gardiyan" isimli terör örgütünün sözde marşını okudukları, şüpheli Leyla Birlik'in de söz konusu bu kanunsuz gösteriye katıldığı ve sözde örgüt lideri Abdullah Öcalan'ın posterinin yanında bulunduğu, şüphelinin katıldığı bu izinsiz gösteride örgütün sözde marşının çalınması, sözde örgüt liderinin posterinin önünde bulunarak silahlı mücadele eylemini övdüğü, sözde örgüt liderinin posteri önünde bulunmak suretiyle silahlı yönteme başvurmayı teşvik ettiği, söz konusu izinsiz ve kanuna aykırı toplantı yürüyüşüne dönüşen toplantıya katılarak 2911 sayılı Yasanın 28/1 maddesinde belirtilen suçu da işlediği;
OLAY : 03/12/2015 tarihinde Dicle mahallesinde güvenlik güçlerine roketatarlı saldırı yaparken etkisiz hale getirilen H. L. B. adlı şahsın cenazesinin adli işlemler için Şırnak Devlet Hastanesi morguna getirildiği, morg önünde aralarında milletvekilleri Aycan İrmez, Faysal Sarıyıldız ve şüpheli Leyla Birlik’in de bulunduğu yaklaşık 350 kişilik grubun toplandığı, grup tarafından "şehit namırın (şehitler ölmez) PKK halktır halk burada, Öcalan, katil devlet hesap verecek, intikam " şeklinde sloganlar atıldığı, cenazenin terör örgütü PKK'yı simgeleyen beze sarılı tabut ile çıkarıldığı, grup tarafından yapılan yürüyüş ve cenazenin taşınması esnasında terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan posteri ile H. L. B.'in arka fonda terör örgütünün simgesi bulunan fotoğraflarının taşındığı, Faysal Sarıyıldız'ın gruba hitaben konuşma yaptığı,
Şüpheli Leyla Birlik'in izah edilen oluş ve konuşma ile terör örgütünün propagandasına dönüşen, çatışmada öldürülen örgüt mensubunun cenaze merasimine katılarak örgütün silahlı yönteme başvurmasını övdüğü ve bu yönteme başvurmayı teşvik ettiği;
OLAY : 15/07/2015 günü 2911 sayılı Kanuna muhalefet etmek ve terör örgütü propagandası yapmak suçlarından yakalanarak haklarında adli işlem yapılan üniversite öğrencileri ile ilgili olarak aralarında şüpheli Şırnak milletvekili şüpheli Leyla Birlik’in de bulunduğu yaklaşık 250 kişilik bir grubun Halkların Demokratik Partisi Şırnak İl Başkanlığı önünde toplandıkları, grubun "kürdistan faşizme mezar olacak, faşizme karşı omuz omuza, PKK halktır halk burada, katil devlet hesap verecek, Cizre halkı yanlız değildir, Silopi halkı yanlız değildir, devrim isyan özgürlük, her yer direniş her yer Suriçi, "katil devlet hesap verecek, katil devlet kürdistandandan defol, vur vur inlesin," şeklinde sloganlar attığı ve bölücü terör örgütü PKK' nın sözde marşı olan "ey ragıp" marşını okudukları, yapılan basın açıklamasının ardından şüpheli Leyla Birlik'in konuşma yaptığı,
Milletvekili şüpheli Leyla Birlik'in kalabalığa yaptığı konuşma içeriğinde öz yönetimden bahsetmesi öldürülen bölücü terör örgütü mensuplarını gerilla olarak nitelendirmesi, örgütün Şırnak'ı da içine alan bölgeyi Botan olarak nitelendirmesi ve bu hususu da şüphelinin açıkça belirtmesi, örgütün sözde marşının çalınması, örgüt ile aynı söylem ve dili kullanması birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin örgütün amacını ve şiddetini meşrulaştırmak için silahlı mücadeleyi övdüğü ve bu yönteme başvurmayı açıkça teşvik ettiği ve meşrulaştırdığı,
OLAY : 20/12/2015 günü müştekinin Şırnak Devlet Hastanesinde görevli polis memuru olduğu, şüpheli Leyla Birlik'in de hastanede bulunduğu, bu esnada hastanede çatışmada yaralanan ve durumunun ağır olduğu ifade edilen bir askeri personel bulunduğu, Leyla Birlik’in, yanındaki şahsa " bizimkiler bir pislik daha indirip temizlemişler" dediği, bunun üzerine müştekinin şüpheliye hitaben "ben polis memuruyum, siz ne demek istiyorsunuz" dediği, şüphelinin de bunun üzerine müştekiye hitaben "siz hepiniz işgalcisiniz, kürdistanımızda kendi topraklarımızda insanları öldürüyorsunuz, kürt halkını öldürüp zulmediyorsunuz, size bu yaptıklarınızın hesabını tek tek soracağız" şeklinde karşılık verdiği, şüphelinin görevli polis memuru müştekiyi var olan silahlı terör örgütü PKK 'nın korkutucu gücünü kullanarak tehdit ettiği, aynı zamanda silahlı terör örgütünün silahlı eylemini sahiplenerek bu eylemi meşru gösterdiği, söz konusu silahlı mücadele yöntemini benimseyerek şiddete teşvik ettiği;
OLAY : Cizre ilçesinde gerçekleştirilen operasyon esnasında Cizre Devlet Hastanesi çalışanı A. Y.’ın hayatını kaybetmesi ile ilgili olarak aralarında milletvekili şüphelilerin de bulunduğu yaklaşık 100 kişilik bir grubun 31/12/2015 günü Şırnak Devlet Hastanesi Acil Servis önünde toplandığı, milletvekili şüphelilerin "katilleri tanıyoruz, unutmayacağız, hesap soracağız, şehit namırın" yazılı bir pankartın arkasında yer aldıkları, bazı katılımcıların yaptığı konuşmaların ardından milletvekili Osman Baydemir'in topluluğa konuşma yaptığı,
Şüpheli Leyla Birlik ve diğer vekiller Ayşe Acar Başaran ve Alican Önlü ve ve Osman Baydemir'in "katilleri tanıyoruz, unutmayacağız, hesap soracağız, şehit namırın" şeklindeki pankartın arkasında yer alarak söz konusu örgütün şiddet içeren silahlı mücadelesini övdüğü;
OLAY :07/01/2016 günü Şırnak Devlet Hastanesi acil servis önünde aralarında şüpheli Leyla Birlik'in de bulunduğu yaklaşık 250 kişilik bir grubun toplandığı, il merkezinde etkisiz hale getirilen PKK terör örgütü mensubu iki teröristin cenazelerini alamadıkları gerekçesiyle morgda bulunan F.U.ve Ç.T. adlı şahısların cenazelerini almadıkları, şüpheli Leyla Birlik’in de bulunduğu konuşmacılar tarafından topluluğa hitaben konuşmalar yapıldığı, konuşmalar öncesinde ve sonrasında " şehit namırın" şeklinde slogan atıldığı,
Milletvekili şüpheli Leyla Birlik'in konuşmasında "dirliğiniz ve mücadeleniz için size saygılar sunuyoruz, şehitler ölmez” şeklindeki sözleri ile terör örgütünün silahlı mücadele içeren yöntemini övdüğü ve şiddet içeren bu silahlı mücadeleyi de alenen teşvik ettiği ayrıca söz konusu toplantıyla ilgili herhangi bir bildirim yapılmadığı; şüphelinin kanuna aykırı hale gelen gösteriye katılması nedeni ile 2911 sayılı Yasanın 28/1 maddesinde belirtilen suçu da işlediği,
OLAY : Cizre ve Silopi ilçelerinde bölücü terör örgütüne yönelik gerçekleştirilen operasyonlar kapsamında ölü olarak ele geçirilen terör örgütü mensuplarının Şırnak il merkezinde 12/01/2016 tarihinde defni için toplanan grubun Şırnak Devlet Hastanesinden cenazeleri alarak mezarlığa doğru hareket ettikleri, cenazelerin terör örgütü PKK'yı simgeleyen beze sarılı tabutlarla taşındığı, toplanan grup tarafından Türkçe çevirisi "şehitler ölmez, yaşasın kürdistan direnişi, yaşasın önder apo" şeklinde olan sloganlar atıldığı, Ey Rakip isimli terör örgütü tarafından sözde kürt ulusal marşı olarak kabul edilen marşın çalındığı, Şüpheli Leyla Birlik'in mezarlıkta toplanan gruba hitaben yaptığı konuşmada öldürülen terör örgütü mensubu kişilerin mücadelesini övdüğü ve bu mücadeleye devam edeceğiz şeklindeki sözleri ile örgütün amacını ve şiddet içeren silahlı mücadelesini övdüğü ve alenen şiddet içeren eylemlere teşvik ettiği;
OLAY : Şırnak ile Cizre ilçesinde bölücü terör örgütüne yönelik operasyon esnasında öldürülen M.K., A. P. ve A. T. adlı şahısların cenazelerinin defnedilmek üzere Belediye Mezarlığına götürüldüğü, tabutların üzerine bölücü terör örgütünü simgeleyen bezlerin örtüldüğü, cenaze merasimine katılan topluluğun "Ey şehit kanın yerde kalmayacak", "yaşasın başkan apo" anlamında olduğu belirlenen Kürtçe sloganlar attığı, Milletvekili Ferhat ENCU' nun gruba hitaben konuşma yaptığı,
Şüpheli Leyla Birlik'in terör örgütünün propagandasına dönüşen cenaze merasimine katıldığı, toplanan kalabalık, atılan sloganlar ile öldürülen teröristlerin cenaze merasimine katılmak suretiyle terör örgütünün şiddet içeren silahlı mücadelesini övdüğü, bu mücadeleyi meşru göstermek amacı ile şiddet içeren bu yöntemi teşvik etmek amacı taşıdığı;” iddialarıyla;
Silahlı terör örgütüne üye olma, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, suç örgütlerinin isimlerini kullanarak tehditte bulunmak, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme yönetme bunların hareketlerine katılma suçlarından kamu davası açıldığı, açılan davanın Şırnak 2. Ağır Ceza mahkemesinin 2016/80 esasında derdest olduğu,
c) Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2018/6503, Esas No: 2019/340 ve İddianame No: 2019/142 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2015 yılı ve sonrası olduğu belirtilerek;
14/12/2015 tarihinden itibaren Şırnak ili Cizre ve Silopi ilçelerinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı ve akabinde bölücü terör örgütü mensuplarına yönelik olarak her iki ilçede gerçekleştirilen operasyonlarla ilgili olarak HDP Şırnak Milletvekili şüpheli Leyla Birlik'in kendi adına açarak kullandığı Twıtter adlı sosyal paylaşım sitesi aracılığı ile yapmış olduğu 205 adet paylaşımın incelenmesinde; şüphelinin üzerine atılı TCK 301. maddesinde düzenlenen Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama suçunun oluştuğu ve atılı TCK 301. maddesinde düzenlenen Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama suçunun soruşturma iznine tabi olduğu, Adalet Bakanı tarafından şüpheli üzerine atılı suç yönü ile 15/01/2018 tarihinde soruşturma izninin verildiği,
Yürütülen soruşturma neticesinde şüphelinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yetkili organlarının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve mer'i mevzuattan kaynaklanan yetkilerini kullanarak, şehirler içerisinde barikat ve hendek kuran, silahlı kalkışmaya geçen, kamu görevlilerini şehit eden, yaralayan, mala zarar verme, tehdit, adam kaçırma eylemlerini ve sair suçları terör örgütü adına işleyen yasadışı silahlı terör örgütü PKK/KCK mensuplarına karşı kanunlar çerçevesinde gerçekleşen operasyonları "katliam, saldırı, zulüm" olarak nitelendirdiği, şüphelinin yapmış olduğu tüm paylaşımlar göz önüne alındığında, Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin askeri ve emniyet teşkilatını aşağıladığı, paylaşımlarının sosyal medya hesabı üzerinden yapmış olması nedeni ile atılı suçun aleniyet unsurunun oluştuğu, bu hal ile şüphelinin üzerine atılı suçu işlediği” iddiasıyla açılan kamu davasının Şırnak Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/238 esasında derdest iken mahkemenin 19.11.2018 tarihli kararı ile dosyanın Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/259 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirildiği ve sürecin devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 26/10/2015 tarihinden itibaren üyesi, 25 ve 26. Dönem HDP Şırnak milletvekili olan Leyla Birlik’in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak, silahlı terör örgütüne üye olma, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, suç örgütlerinin isimlerini kullanarak tehditte bulunmak, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme yönetme bunların hareketlerine katılma ve Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin askeri ve emniyet teşkilatını aşağılama” suçlarından kovuşturmalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Leyla Birlik’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin yoğunluğu ve niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
25. GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Hasan Hüseyin ve Elif kızı, 1979 doğumlu, T.C. Kimlik No: 13346962048); (HDP 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Muş Milletvekili- 06/06/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu 28/06/2019 tarih, Basın Soruşturma No: 2019/9617, Basın Fezleke No: 2019/226 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına hitaben fezleke tanzim etmiştir.
Suç tarihinin 18/03/2019 olduğu belirtilerek;
“…27. Dönem milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit'in, 17/03/2019 günü Tekirdağ ili 2 No'lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda, cezaevinin banyo bölümünde çamaşır ipiyle kendini asarak intihar ettiği bildirilen Z.G. isimli bölücü terör örgütü mensubu şahıs için düzenlenen -sözde- anma etkinliğine katılım sağlamak suretiyle PKK/KCK silahlı terör örgütünü ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit'in terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu,” belirtilerek Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaati ile Türkiye Büyük Millet Meclisinin takdirlerine tevdi olunmak üzere fezleke tanzim edildiği,
b) Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığının 03/05/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/1203, Soruşturma Karar No: 2019/289 sayılı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosuna gönderdiği Yetkisizlik Kararında bahsedildiği üzere;
Suç tarihinin 24/03/2019 olduğu;
“…Tüm soruşturma evrakı birlikte değerlendirildiğinde; HDP Muş Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit' in yapmış olduğu konuşması ile PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın üzerindeki 'sözde' tecridin kaldırılması için açlık grevi yapan Leyla Güven ve yine açlık grevlerinde yaşamını yitirenlere destek içerikli söylemleri ile üzerine atılı 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesinde tanımlı eylemi gerçekleştirdiği kanaatine varılarak, terör örgütü propagandası yapma suçu kapsamında yapılan soruşturmada yer itibariyle YETKİSİZLİĞE, karar verilerek dosya Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmiştir. Soruşturma Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosunun 2019/11649 numarasında devam etmekte olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 06/06/2018 tarihinden itibaren üyesi olup 27. Dönem HDP Muş Milletvekili olan Gülüstan Kılıç Koçyiğit'in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan fezleke tanzim edilen ve soruşturması devam eden dosyalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Gülüstan Kılıç Koçyiğit'in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin yoğunluğu ve niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
26. HÜSEYİN KAÇMAZ (Mehmet ve Emine oğlu, 1986 doğumlu, T.C. Kimlik No: 49798840436); (HDP 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Şırnak Milletvekili- 06/06/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu, Basın Soruşturma No: 2019/9625, Basın Fezleke No: 2019/231 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına hitaben fezleke tanzim etmiştir.
Suç tarihinin 18/03/2019 olduğu belirtilerek;
“… 27. Dönem milletvekili Hüseyin Kaçmaz'ın, 17/03/2019 günü Tekirdağ ili 2 No'lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda, cezaevinin banyo bölümünde çamaşır ipiyle kendini asarak intihar ettiği bildirilen Z.G. isimli bölücü terör örgütü mensubu şahsın 18/03/2019 tarihinde gerçekleştirilen defin işlemi sonrasında Yeniköy mezarlığında düzenlenen anma etkinliğine ve taziyesine katılım sağlamak suretiyle PKK/KCK silahlı terör örgütünü ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Hüseyin Kaçmaz'ın terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu”, belirtilerek Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaati ile Türkiye Büyük Millet Meclisinin takdirlerine tevdi olunmak üzere fezleke tanzim edildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 06/06/2018 tarihinden itibaren üyesi olup 27. Dönem HDP Şırnak milletvekili olan Hüseyin Kaçmaz'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan dokunulmazlığının kaldırılması için tanzim edilen fezlekesinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan Hüseyin Kaçmaz'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Alaşılmıştır. (Ek-26)
27. REMZİ ÖZGÖKÇE (Hasan ve Hatun oğlu, 1965 doğumlu,T.C. Kimlik No: 35335645824); (HDP 25. Dönem (07/06/2015- 01/11/2015) Van Milletvekili- 24/02/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/11/2017 tarih ve 2017/334 esas, 2017/436 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 17/08/2015 olduğu belirtilerek;
“Sanık Remzi Özgökçe'nin içerisinde bulunduğu 06 AD …. plakalı araç 17/08/2015 tarihinde Özalp İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından Dorutay mahallesi yol ayrımında yapılan yol emniyet ve kontrol uygulamasında durdurulduğu, PKK terör örgütü üyesi U. Y.'ın cenaze defin işlemleri yapılan taziyesinden dönen sanık Remzi Özgökçe'nin aracın sağ arka kısmından dışarıya çıktığı, dosya içerisindeki 17.08.2015 tarihli tutanak ve kamera görüntüleri inceleme tutanağında sabit olduğu üzere sanık Remzi Özgökçe'nin gömleğinin sol cebi üzerinde PKK terör örgütü üyesi olan U. Y. isimli kişinin fotoğrafı ve bu fotoğrafın arka fonunda terör örgütü PKK'yı simgeleyen kırmızı zemin üzerinde yeşil çember ve bu çemberin içinde sarı renkte üzerinde kırmızı yıldız işareti bulunan sözde PKK bayrağı olarak nitelenen sembol bulunduğu, bu haliyle sanığın somut bir tehlike aranmadığı toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında gerçekleşmese dahi, terör örgütünün üyesi veya destekçisi olduğunu belli edecek şekilde örgüte ait amblem, resim veya işaretlerin taşınması yoluyla terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği” belirtilerek Sanık Remzi Özgökçe'nin 3713 sayılı Yasanın 7/2-b-1, 5237 sayılı Yasanın 62. maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın 20/02/2018 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 24/02/2020 tarihinden itibaren üyesi olup, 25. Dönem HDP Van Milletvekili olan Remzi Özgökçe’nin Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak suçundan” mahkumiyetinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan Remzi Özgökçe’nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
28. SAİT DEDE (Şemsettin ve Besna oğlu, 1985 doğumlu, T.C. Kimlik No: 17207117950); (HDP 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Hakkari Milletvekili- 06/06/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu, Basın Soruşturma No: 2019/11999, Basın Fezleke No: 2019/317 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına hitaben fezleke tanzim etmiştir.
Suç tarihinin 17/06/2019 olduğu belirtilerek;
“Hakkında inceleme yapılan Sait Dede'nin, yukarıda açıklandığı üzere PKK/KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun şekilde hareket edip, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hükümlü S. E.'ye mektup gönderip, bu mektubunda S. E.'yi ve adı geçenin işlediği terör suçları ile ceza infaz kurumundaki eylemlerini meşru göstermeye ve desteklemeye yönelik ifadeler kullanmak suretiyle, PKK/KCK silahlı terör örgütünü, bu terör örgütü adına suç işleyen S. E.'yi, ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Sait Dede'nin terör örgütü propagandası yapma ve suçu ve suçluyu övme suçlarını işlediği yönünde yeterli, kanuni delilin mevcut olduğu,”
Belirtilerek Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaati ile Türkiye Büyük Millet Meclisinin takdirlerine tevdi olunmak üzere fezleke tanzim edildiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu, Basın Soruşturma No: 2019/12001, Basın Fezleke No: 2019/316 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına hitaben fezleke tanzim etmiştir.
Suç tarihinin 17/06/2019 olduğu belirtilerek;
“…Hakkında inceleme yapılan Sait Dede'nin, yukarıda açıklandığı üzere PKK/KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun şekilde hareket edip, devletin egemenliği altında bulanan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak suçundan hükümlü M. A.'a mektup gönderip, bu mektubunda M. A.'ı ve adı geçenin işlediği terör suçları ile ceza infaz kurumundaki eylemlerini meşru göstermeye ve desteklemeye yönelik ifadeler kullanmak suretiyle, PKK/KCK silahlı terör örgütünü, bu terör örgütü adına suç işleyen M. A.'ı, ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Sait Dede'nin terör örgütü propagandası yapma ve suçu ve suçluyu övme suçlarını işlediği yönünde yeterli, kanuni delilin mevcut olduğu,”
Belirtilerek Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaati ile Türkiye Büyük Millet Meclisinin takdirlerine tevdi olunmak üzere fezleke tanzim edildiği,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu, Basın Soruşturma No: 2019/12048, Basın Fezleke No: 2019/332 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına hitaben fezleke tanzim etmiştir.
Suç tarihinin 25/06/2019 olduğu belirtilerek;
“…Hakkında inceleme yapılan Sait Dede'nin, yukarıda açıklandığı üzere PKK/KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun şekilde hareket edip, silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma ve devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçlarından hükümlü S. T.'a mektup gönderip, bu mektubunda S. T.'ı ve adı geçenin işlediği terör suçlarını meşru göstermeye ve desteklemeye yönelik ifadeler kullanmak suretiyle, PKK/KCK silahlı terör örgütünü, bu terör örgütü adına suç işleyen S. T.'ı, ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Sait Dede'nin terör örgütü propagandası yapma ve suçu ve suçluyu övme suçlarını işlediği yönünde yeterli, kanuni delilin mevcut olduğu,”
Belirtilerek Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaati ile Türkiye Büyük Millet Meclisinin takdirlerine tevdi olunmak üzere fezleke tanzim edildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 06/06/2018 tarihinden itibaren üyesi olup,27. Dönem HDP Hakkari milletvekili olan Sait Dede'nin, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak ve suçu ve suçluyu övme” suçlarından dokunulmazlığının kaldırılması için düzenlenen fezlekeler bulunduğu, partide üst düzey görev alan Sait Dede'nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
29. ZEYNEL ÖZEN (Ahmet ve Ayşe oğlu, 1957 doğumlu, T.C. Kimlik No: 19448556024); (HDP 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) İstanbul Milletvekili- 06/06/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu, Soruşturma No: 2020/18149, Fezleke No: 2021/243 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına hitaben fezleke tanzim etmiştir.
Suç tarihinin 27/08/2019 olduğu belirtilerek;
“27/08/2019 tarihinde Diyarbakır İli Yenişehir İlçesi… iş yeri önünde Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanının görevden alınarak yerine kayyum atanması kararını protesto etmek amacıyla HDP'li milletvekillerinin de aralarında bulunduğu yaklaşık 100 kişilik katılımla basın açıklaması ve oturma eylemi gibi protesto amaçlı eylemler düzenlenmeye başlandığının, yaşanabilecek her türlü olumsuz durumun önüne geçilebilmesi amacıyla, Diyarbakır Valiliği'nin 18/08/2019 tarihli ve 2019/3065 sayılı kararı ile Diyarbakır ilinde 15 günlük süre zarfı içerisinde açık alanlarda her türlü eylemin ve etkinliğin yasaklanmasına karar verildiğinin, kolluk birimlerinin ses yükseltici cihazla yasaklama kararını hatırlatarak yapmış olduğu uyarı ve ikazlara rağmen kanunsuz eylemi sürdürmekte ısrar eden ve dağılmayan gruplara karşı yer yer kolluk birimlerince müdahalelerde bulunulduğunun, söz konusu eyleme katılımda bulunan, hakkında inceleme yapılan 27. Dönem Milletvekili Zeynel Özen'in çevrede toplanan kitleye ve basın mensuplarına hitaben Türkçe olarak yapmış olduğu konuşmasında, kolluk birimleri tarafından tanzim edilen tutanak içeriğine göre; …adı geçen milletvekilinin konuşmasında özellikle; "...Değerli yoldaşlarım, hevallarım, direnişinizi saygıyla selamlıyorum. 8 günden beri Mardin'de idim. Mardin halkının selamlarını getirdim size değerli yoldaşlarım. 19 Ağustos'ta bir darbe oldu, bu kürt halkının iradesine demokrasi güçlerinin iradesine, birlikte yaşama irademize el konması demektir... Amed Valisi, Van Valisi, Mardin Valisi iç işgal bakanlığına mektup yazıyor... bugün insanım diyen insan olan herkes bu kayyum zorbalığına, gaspçılığa, irademize el koyanlara, hırsızlara karşıdır..." şeklindeki sözleri kullanmak suretiyle, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunu işlediği,
Yine, 27. Dönem Milletvekili Zeynel Özen'in, yasaklama kararına rağmen düzenlenen kanunsuz eylem karşısında tedbir almakla görevli kolluk birimlerinin tüm uyarı anonslarına ve ikazlarına karşın eylemci grup ile birlikte hareket ettiği ve eylemci gruptan ayrılmadığı, dağılmamakta ısrar etmek suretiyle 2911 sayılı Kanunun 28/1. maddesinde tanımlı suçu işlediği” belirtilerek; Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaati ile Türkiye Büyük Millet Meclisinin takdirlerine tevdi olunmak üzere fezleke tanzim edildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 06/06/2018 tarihinden itibaren üyesi olup, 27. Dönem İstanbul milletvekili seçilen Zeynel Özen’in, Valilik makamı tarafından verilen yasaklama kararına rağmen gerçekleştirilen eyleme katılımda bulunup terör örgütü jargonuna paralelinde Diyarbakır iline “Amed” diyerek ve “İçişleri Bakanlığı” nı da “iç işgal bakanlığı” olarak niteleyerek Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama ile 2911 sayılı Kanuna muhalefet” suçlarından dokunulmazlığının kaldırılması için düzenlenen fezlekenin bulunduğu, partide üst düzey görev alan Zeynel Özen’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
30. HASAN ÖZGÜNEŞ (Abdulkerim ve Duri oğlu, 1957 doğumlu, T.C. Kimlik No: 18047899556); (27. Dönem (24/06/2018- Devam Ediyor) Şırnak Milletvekili- 08/05/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu 15/10/2020 tarihli soruşturma no: 2020/5783 ve Basın fezleke no: 2020/467 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına hitaben fezleke tanzim etmiştir.
Suç tarihi 06/04/2019 olduğu belirtilerek;
“…27. Dönem milletvekili Hasan Özgüneş'in, 05/04/2019 günü Elazığ 1 No'lu Ceza İnfaz Kurumunda PKK/KCK silahlı terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a uygulanan -sözde- tecridin kaldırılması amacıyla intihar ettiği bildirilen M.P. isimli bölücü terör örgütü mensubu şahsın taziyesine katılım sağlamak suretiyle PKK/KCK silahlı terör örgütünü sözde lideri Abdullah Öcalan'ı ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalışmak suretiyle terör örgütü propagandası yapma suçunu,
Şırnak Valiliğinin yasaklama kararının kollukça katılımcılara bildirilmesine, uyarı ve yapılan ikazlara rağmen toplantı ve yürüyüşe devam etmek suretiyle kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma suçunu,
Taziye ziyaretinin yapıldığı cami içerisinde; "Bugün biz görüyoruz ki zindanlarda ki analar, açlık grevinde olanlar Diyarbakır'a Ankara'ya haykırıyorlar. Herkes zannediyor ki hükumet kördür, sağırdır ve dilsizdir. Bunun için zindanlardaki arkadaşlarımız, yoldaşlarımız fedailik yapıp bu yolda yürüyorlar, çaresizliğini, ellerinden bir şey gelmeyeceği için çareyi kendilerini öldürmekte buluyorlar. Bugüne kadar da tüm Avrupa ve Türkiye arkadaşlarımız yaşamlarını yitirdi. Biz biliyoruz özgürlük istiyorlar, bizim partimiz HDP bugün zindandaki arkadaşlarımıza minnettarız. Bu yapılan zulümler kürtlere, Cizre'ye yapılmıştır. Hiç biz zaman ne bu yoldan dönecez ne de davamızdan vazgeçeceğiz. Bunu dünyaya duyuracağız. Allah bize bu zulmü yapanları kahru perişan etsin. Zindandaki arkadaşlarımız her sorularına karşılık vermişler, dediler ki rica ediyoruz bu içinde bulunduğumuz kavga hepimizindir. Her zaman onların iradesinin karşısında saygıyla eğiliyoruz. Bizler onlara minnettarız, onların duruşlarına, bu yaptıkları hesaplansa eğer insanlık ve tarih yönünden bütün kürt halkına kalıyor. Cizre Botan mücadelesi Botan agit...." şeklinde beyanlarda bulunmak suretiyle de suçu ve suçluyu övme suçunu,
İşlediği yönünde yeterli ve kanuni delilin mevcut olduğu” gerekçesiyle Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulduğu,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu 05/12/2018 tarih, Basın Soruşturma no: 2018/13995 ve Basın Fezleke no: 2018/238 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına hitaben fezleke tanzim etmiştir.
Suç tarihinin 09/10/2018 olduğu belirtilerek;
“27. Dönem Milletvekili Fatma Kurtulan'ın 09/10/2018 günü saat 11:00 sıralarında Diyarbakır ili, Yenişehir ilçesi, …Plaza önündeki basın açıklaması ile PKK/KCK terör örgütünün ve terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse edildiği, bu yolla övüldüğü, yaptıklarının teşvik edildiği, eylemlerinin meşru gösterilmeye çalışıldığı, bu basın açıklaması sırasında hakkında inceleme yapılan 27. Dönem Milletvekili Hasan Özgüneş'in de olay yerinde bulunduğu, basın açıklamasına bir tepki göstermediği, basın açıklamasının içeriğini bilerek ve destek olmak amacıyla katılım sağlayarak üzerine atılı "Terör örgütü propagandasını yapmak" suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu,” gerekçesiyle Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/05/2015 tarihinden itibaren üyesi olup, 27. Dönem HDP Şırnak milletvekili olan Hasan Özgüneş’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma, suçu ve suçluyu övme” suçlarından dokunulmazlığının kaldırılması için fezlekeler tanzim edildiği görülmekle partide üst düzey görev alan Hasan Özgüneş’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin yoğunluğu ve niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
31. DEMİR ÇELİK (Selim ve Şirinşah oğlu, 1959 doğumlu, T.C. Kimlik No: 46261705438); (HDP 24. Dönem (28/04/2014- 07/06/2015) Muş Milletvekili- 12/06/2014 - 16/10/2015 Tarihleri Arası HDP Üyesi )
a) Demir Çelik’in Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/03/2017 tarih ve 2014/235 esas, 2017/103 sayılı kararı ile;
02/07/2009 tarihinde işlediği silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 5237 sayılı TCK.nun 314/2. maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın 18/09/2019 tarihinde kesinleştiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihlerinde ülke genelinde meydana gelen olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma suçundan (TCK’nın 302/1, TMK 5. maddeleri) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
c) Iğdır 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/03/2016 tarih ve 2016/40 esas, 2016/163 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 30/01/2015 olduğu belirtilerek;
HDP Muş milletvekili olan sanığın suç tarihinde topluluğa hitaben yaptığı konuşmada, amaç ve stratejisi şiddet ve terör olduğu herkes tarafından bilinen PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’a önderlik atfedip yücelterek 5237 sayılı TCK'nun 215/1 maddesinde tanımlı suçu ve suçluyu övme suçunu işlediği sabit olmakla 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/06/2014 - 16/10/2015 tarihleri arasında üyesi olup, 24. Dönem Muş milletvekili olan Demir Çelik'in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, suçu ve suçluyu övme suçundan hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği; isnad edilen diğer suçlarla birlikte Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan yargılamasının devam ettiği, partide üst düzey görev alan Demir Çelik'in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır.
Yukarıda (a) bendinde belirtildiği üzere Demir Çelik'in Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/03/2017 tarih ve 2014/235 esas, 2017/103 sayılı kararı ile 02/07/2009 tarihinde işlediği silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan TCK’nın 314/2. maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği tespit edilmekle; suç tarihinin parti kurulmadan önceye ait olsa bile bahsedilen suç kapsamında yargılamasının devam ettiğinin bilinmesine rağmen parti tarafından milletvekili adayı yapılması ve partiye üye kaydedilmesi davalı Parti'nin terör örgütü ile bağlantısını ve bilinçli bir kadrolaşma hedefini açıkça ortaya koymaktadır. (Ek-26)
32. DİLEK ÖCALAN (Hüseyin Zain ve Fatma kızı, 1987 doğumlu, T.C. Kimlik No: 23120644732); (HDP 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015- 24/06/2018) Şanlıurfa Milletvekili, 09/05/2017 - 22/05/2019 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a) Şanlıurfa 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/03/2018 tarih ve 2016/29 esas, 2018/139 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 23/02/2016 olduğu belirtilerek;
“Şırnak ili Cizre ilçesinde güvenlik güçleri ile PKK/KCK mensupları arasında yaşanan çatışmada M.Y. isimli terör örgütü üyesinin öldüğü, gömülmek üzere 23.02.2016 tarihinde Viranşehir ilçesine getirildiği, terör örgütü mensubunun gömülmesi için gelmiş olan grup içerisinde sanığın da yer aldığı, grup içerisindeki bir takım kişilerin PKK/KCK terör örgütüne ait sözde bayrağı açtıkları, sanığın ise bu sırada grubu yönlendirdiği,…bu sırada grup içerisinden "şehit namırın (şehitler ölmez) şeklinde sloganların atıldığı... sanığın mezarlıkta bulunan gruba hitaben konuşma yaptığı, bu konuşmada Kürtçe olarak “... bugün şehidimizi toprağa veriyoruz. Biz diyoruz ki onlar girdi buraya biz de onların yollarında yürüyelim..” şeklinde sözler söylediği, akabinde de Türkçe olarak “...Bugün Viranşehir’de yediden yetmişe şehidine sahip çıkarak, onuruna sahip çıkarak insanlığa sahip çıkarak buna bir cevap olmuştur... Kürdistan öz dirilişi ile öz savunmasına sahip çıkan halka dayatılan bu soykırımı asla kabul etmeyeceğimizi burada tekrar belirtiyoruz... şehidin şahsında ve bütün şehitleri tekrardan minnetle saygıyla andığımızı belirtiyoruz, onlar hiç bir zaman ölmediler, ölümsüzleştiler ve biz yas tutmayacağız, bu direnişi yükselterek, direniş bayrağını yükselterek devam edeceğiz ve onlara borcumuzu bu şekilde ödeyeceğiz.” şeklinde sözler söylediği, sanığın konuşma yaptığı yer, sözleri dinleyen muhatap kitle üzerinde oluşturduğu etki, sanığın silahlı terör örgütü PKK/KCK’nın eylemlerini onurlu eylem, örgüt üyelerine şehit ve kolluk güçlerinin kanunsuz eylemlere karşı görevini yerine getirmesinde soykırım demek suretiyle terör örgütü PKK/KCK’nın cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterdiği, övdüğü ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik ettiği, dolayısıyla sanığın üzerine isnat edilen silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesinin 1.cümlesi gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2019/2660, Esas No: 2021/713 ve İddianame No: 2021/119 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/01/2018 olduğu belirtilerek;
“Kahramanmaraş ili Nurhak ilçesi …mezarlığında bulunan ve 09/01/2013 tarihinde Fransa ülkesinde öldürülen PKK/KCK terör örgütü mensubu Fidan Doğan'ın ölüm yıl dönümü nedeni ile suç tarihinde saat 11.00 sıralarında şüpheli Dilek Öcalan ile beraberindeki 10-15 kişilik grubun PKK/KCK terör örgütü mesubu Fidan Doğan'ın mezarı başında toplanarak 1 dakikalık sözde saygı duruşunda bulundukları, daha şüpheli tarafından yapılan konuşmada; …Bitlis ilinde bulunan terör örgütü mensuplarının defnedildiği mezarlık için "Garzan Şehitliği" diye bahsettiği ve bu şekilde PKK/KCK silahlı terör örgütü propagandasını yaptığı” iddiasıyla açılan kamu davasının Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/26 esasında derdest olduğu,
c) Siverek Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2018/5319, Esas No: 2018/1907 ve İddianame No: 2018/1567 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2016 olduğu belirtilerek;
“Şüpheli Dilek Öcalan, PKK/KCK Terör örgütü mensubu R.B. isimli şahsın 22/02/2016 tarihindeki cenaze törenine katılarak burada bir konuşma yapmıştır.
Kamera kayıtları üzerinde yapılan incelemede cenazede Milletvekili Dilek Öcalan’ın Kürtçe ve Türkçe olmak üzere bir konuşma yaptığı ayrıca Milletvekili İbrahim Ayhan’ın da Kürtçe olarak bir konuşma yaptığı, grup içerisinden de çeşitli sloganlar atıldığı,
Milletvekili Dilek Öcalan’ın: Kürtçe olarak yapmış olduğu konuşmasının Türkçe’ye çevirilebilen kısımlarında “Biz bugün özgürlük şehidimizi uğurluyoruz.’’, “Özgürlük şehidi, onumuruzun şehidi.” şeklinde konuştuğu ve sonra konuşmasına Türkçe olarak devam ettiği, konuşmasının sonunda Kürtçe olarak “Şehitler ölmez.” dediği görülmüş, konuşmanın bitiminde grup içerisinden “ Şehit Namırın (Şehitler ölmez)", “Ey Şehit Riya Te Riya Me Ye (Ey Şehit Senin Yolun Bizim Yolumuzdur.)” şeklinde sloganlar atıldığı,
Tespit edilmiştir.
Yapılan değerlendirmede, Şanlıurfa milletvekili Dilek Öcalan'ın yapmış olduğu konuşmalar ile PKK/KCK silahlı terör örgütünün cebir ve şiddet içeren eylemlerini öven ve meşru gösteren ve bu yöntemlere başvurmaya teşvik ettiği, PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi iken ölen bir şahsı övücü nitelikte konuşmaların yapıldığı ve atılan yasa dışı sloganlar nedeniyle kanuna aykırı hal alan gösteriye katılarak "Suç ve Suçluyu Övme-Terör Örgütünün Propagandasını Yapmak", "2911 sayılı yasaya muhalefet" suçlarını işlediği,” iddiasıyla açılan kamu davasının Siverek 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/372 esasında derdest olduğu,
d) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2018/61546 Esas No: 2019/2888 ve İddianame No: 2019/1687 sayılı iddianamesiyle;
17.08.2016 günü saat 12.00 sıralarında, Sözde Barış Anneleri İnsiyatifı ve KJA (Özgür Kadın Kongresi) organizesinde, Diyarbakır Yenişehir İlçesi Sümerparkta “Sözde" Önderliğime, toprağıma, özgürlüğüme sahip çıkıyorum" adı altında (24) saat devam ettirilmesi planlanan oturma eylemi başlatıldığı,
Saat 12.00 sıralarında Sümerpark bahçesinde toplanan grup adına HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp ile emniyet görevlileri tarafından yapılan görüşmede, Diyarbakır Valiliğinin yasaklama kararı hatırlatılarak etkinliklerinin kanunların suç saymayacağı şekilde kapalı alanda yapabilecekleri, açık alanda yapılmasının yasak olduğu tebliğ edilmiş olup yapılan uyarı ve ikazlara rağmen saat 13.10 sıralarında yaklaşık 50 kişilik bir grup tarafından toplanılmak suretiyle basın açıklaması yapılarak 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet edilmiştir.
Şüpheli Dilek Öcalan'ın da Valilik makamının yasaklama kararına rağmen yukarıda belirtilen açık alanda gerçekleştirilen etkinliğe katıldığı, bu suretle 2911 Sayılı Kanunun 28/1 maddesinde belirtilen kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme yönetme bunların hareketlerine katılma suçunu işlediği” belirtilerek Diyarbakır 9. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açılmıştır.
Diyarbakır 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.06.2019 tarih ve 2019/276 esas, 2019/587 sayılı kararı ile dosyanın Siverek 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ne ait 2018/372 esas numaralı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve yargılamanın devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 09/05/2017 - 22/05/2019 tarihleri arasında üyesi olup, 24 ve 26. Dönem HDP Şanlıurfa milletvekili olan Dilek Öcalan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan mahkumiyetinin bulunduğu; yine “terör örgütü propagandası yapmak, suçu ve suçluyu övmek, 2911 sayılı Yasaya muhalefet” suçlarından kovuşturmalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Dilek Öcalan’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
33. ERDAL AYDEMİR (Seyfettin ve Medine oğlu, 1983 doğumlu, T.C. Kimlik No: 67042261592); (27. Dönem (24/06/2018- Devam Ediyor) Bingöl Milletvekili- 02/12/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/07/2018 tarih ve 2017/256 esas, 2018/276 sayılı kararı ile;
“20.03.2016 tarihinde silahlı terör örgütü PKK/KCK örgütüne müzahir yayın yapan iletişim araçlarında yapılan çağrılar üzerine sanığın da içinde bulunduğu grubun toplandığı, lastik yaktıkları, güvenlik görevlilerinin dağılmaları yönündeki üç kez ikazına ve ihtarına rağmen dağılmadıkları ve terör örgütü ve elebaşısı lehinde "biji serok apo, gençlik aponun fedaisidir, PKK halktır, halk burada" şeklinde slogan atarak kolluk kuvvetlerine karşı saldırıda bulundukları, kolluk kuvvetlerinin müdahalesi üzerine dağılan grubun daha sonra yeniden toplandığı ve kolluk kuvvetlerine taşlı saldırıda bulundukları, sanık Erdal Aydemir’in kolluk kuvvetlerine taş atarken görüntülendiği, tanınmamak için yüzünü kapattığının sabit olduğu, bu şekilde sanığın atılı suçları işlediği kanaatine varıldığı” gerekçesiyle;
TCK'nın 314/3 ve 220/6. maddeleri yollamasıyla TCK'nın 314/2, 220/6. maddesinin 2. cümlesi ve Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri gereğince; 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
3713 sayılı Yasa'nın 7/3-1-2. cümlesi gereğince; 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
2911 sayılı Yasa'nın 32/2. maddesi delaletiyle eylemlerine uyan TCK'nın 265/1, 265/3, 265/4, 43/1 ve 3713 sayılı Yasa'nın 4, 5/1. maddesi gereğince 22 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına,
2911 sayılı Yasa'nın 33/2 maddesi delaletiyle 2911 sayılı Yasa'nın 32/1. maddesi uyarınca; 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 02/12/2015 tarihinden itibaren üyesi olup, 27. Dönem HDP Bingöl Milletvekili seçilen Erdal Aydemir’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma, görevi yaptırmamak için direnme, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, kimliklerini gizlemek amacıyla yüzünü tamamen veya kısmen kapatmak ve 2911 sayılı Yasaya muhalefet” suçlarından mahkumiyetlerinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan Erdal Aydemir’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
34. ALİ ATALAN (Abuzet ve Zero oğlu, 1968 doğumlu, T.C. Kimlik No: 13625764240); (HDP 25. Dönem (07/06/2015- 01/11/2015) Batman ve 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) Mardin Milletvekili- 29/04/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Mardin Cumhuriyet Başsavcılığınca şüpheli hakkında 2015-2016 yılları arasında sosyal medya hesabından yapmış olduğu bir kısım paylaşımlar nedeniyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 2019/11319 numara üzerinden yürütülen soruşturmanın karşılıklı yetkisizlik kararları sonrası Midyat Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği ve soruşturmanın devam ettiği,
b) Batman M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nun 2017/4987 sayılı yazısı ekinde; Ceza İnfaz Kurumu tutuklusu H. G.'e 27.02.2017 tarihinde Mardin Milletvekli Ali Atalan tarafından gönderilen mektup içeriğinde PKK terör örgütünü övücü kelimeler kullanıldığından terör örgütü propagandası yapmak suçundan Batman Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca 2018/21277 soruşturma numaralı evrak yetkisizlik kararı ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş olup ve 2020/3728 soruşturma numarası üzerinden tahkikatın devam ettiği,
c) Suç tarihinin 21/10/2016 olduğu belirtilerek; Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alanen aşağılama, halkı kin ve düşmanlığa alanen tahrik etme, suçu ve suçluyu övme, terör örgütü propagandası Yapmak suçlarından yapılan soruşturmanın Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/61555 soruşturma numarası üzerinden devam ettiği,
d) Mardin Cumhuriyet Başsavcılığınca şüpheli hakkında suç tarihi 2018 olan terör örgütü propagandası yapmak suçundan 2020/147 numara üzerinden soruşturmanın devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 29/04/2015 tarihlerinden itibaren üyesi olup, HDP 25. Dönem Batman ve 26. Dönem Mardin Milletvekili olan Ali Atalan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, suçu ve suçluyu övme” suçlarından soruşturmalarının bulunduğu, davalı partide üst düzey görev alan Ali Atalan’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemi niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
35. LEYLA ZANA (Fahrettin ve Hediye kızı, 1961 doğumlu, T.C. Kimlik No: 39340174720); (HDP 24. Dönem (09/03/2015 ve 07/06/2015) Diyarbakır, 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015 - 11/01/2018) Ağrı Milletvekili, 04/03/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/5707 Soruşturma, 2016/1581 Esas sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 28/05/2015 olduğu belirtilerek;
07.06.2015 tarihinde gerçekleştirilen 26. Dönem Milletvekilli genel seçimlerine yönelik 28.05.2015 tarihinde Doğubayazıt ilçe merkezinde yapılan açık hava toplantısında konuşan ve Halkların Demokratik Partisi Ağrı milletvekili Leyla Zana'nın konuşmasının bazı bölümlerinde; "sayın Öcalan’ın dediği gibi PKK/KCK silahlı terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ı övücü ve silahlı terör örgütünün hedefleri kapsamında yaptığı sözde özerklik ilanlarını meşru gösterecek ifadeler kullanarak silahlı terör örgütü PKK/KCK'nın propagandasını yaptığı,” belirtilerek "Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan kamu davası açıldığı,
Açılan tüm davaların Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/244 esas sayılı dosyasında birleştirildiği ve yargılamanın halen derdest olduğu,
b) Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/12/2014 tarih ve 2014/141 esas, 2014/452 sayılı kararı ile;
1. OLAY:
27-28 Nisan 2011 tarihlerinde Tunceli ili Pülümür ilçesi Kızılmescit köyü kırsal alanında güvenlik güçleri ile terör örgütü mensupları arasında çıkan silahlı çatışma sonucu öle ele geçirilen 7 örgüt mensubundan dördünün 04.05.2011 tarihinde Diyarbakır iline getirilip, Yeniköy mezarlığına gömülmesi olayı öncesinde;
PKK terör örgütünün güdümünde uydu üzerinden yurdışından yayın yapan Roj Tv'nin 03.05.2011 tarihli ana haber bülteninde yer alan "Halk insiyatifi 4 gerillanın toprağa verileceği Amed ve ilçesilerinde esnafların kepenklerin kapatılmasına, öğrencilerinde okullarınını boykot etmelerini istedi. İnsiyatif, gerillaları serhıldanlarla son yolculuğuna uğurlamaya çağırdı." şeklinde, yine PKK terör örgütü güdümünde internet üzerinden yayın yapan www.firatnews.com ve www.rojaciwan.com isimli internet sitelerinde 03/05/2011 tarihli yayınında "Kürdistan Devrimci Halk inisiyatafi, yarın 4 gerilla cenazesinin getirileceği Diyarbakır ve ilçelerinde bir günlük yas ilan etti. Halka gerilla cenazelerine serhildan ruhuyla sahip çıkmaya çağıran inisiyatif, tüm kurum ve kuruluşların siyah bez asmalarını, öğrencilerin okulları boykot etmelerini, esnafın da kepenk kapatmalarını istedi" şeklinde çağrılar yapıldığı,
Leyla Zana'nın kanlı bir terör örgütü olduğu bütün dünya tarafından kabul edilen yasadışı PKK terör örgütü ve illegal uzantılarının yaptığı eylem çağrıları doğrultusunda Tunceli ili Pülümür ilçesi kırsalında güvenlik güçleri ile girdiği çatışmada öldürülen terör örgütü mensuplarının Diyarbakır ilindeki cenaze törenlerine katılıp, çoğunluğunun yüzleri kapalı şahıslar tarafından yasadışı PKK terör örgütünü temsil eden bez parçaları, örgüt elebaşısı Abdullah Öcalan’ın posterlerini açıp, yukarıda yazılı içerikteki yasadışı sloganları atan grubun içerisinde, yasadışı PKK terör örgütünü temsil eden sözde bayrağa sarılı tabut içerisinde elde taşınan örgüt mensubunun cenazesini takip ederek Yeniköy mezarlığına definleri için yapılan törene katılmak suretiyle üzerine atılı 2911 sayılı yasaya muhalefet etmek ve örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suretiyle örgüt üyesi olmak suçlarından,
2. OLAY:
Yasadışı PKK terör örgütü ve illegal uzantılarının örgüt güdümünde faaliyet yürüten basın yayın organları aracılığı ile Şırnak ili Uludere ilçesi kırsalında güvenlik güçleri ile yasadışı PKK terör örgütü mensupları arasında meydana gelen silahlı çatışma sonucu 12 örgüt mensubunun ölü olarak ele geçirilmesi ile alakalı olarak örgütün müzahir tabanı ve sempatizanlarına yönelik eylem çağrıları yapıldığı,
Bu çağrılar doğrultusunda;
13-14.05.2011 tarihlerinde Şırnak İli Uludere İlçesi Biliçtepe ve Kureyşin mevkilerinde güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen operasyonlar neticesinde 12 örgüt mensubunun ölü ele geçirilmesini protesto etmek amacıyla terör örgütü yanlısı oluşumlar tarafından 15.05.2011 Pazar gününden itibaren üç günlük yas ilan edilip, terör örgütüne müzahir kurum/kuruluşlara siyah bez asılması, toplu taşıma araçlarının kontak kapatması, esnafa kepenk kapattırma eylemi yapılmasının planlandığı,
16.05.2011 Pazartesi günü sabah saatleri itibariyle Diyarbakır İli BDP il ve merkez ilçe binaları ile Diyarbakır Büvükşehir Belediyesi , Kavapınar, Sur, Bağlar ve Yenişehir İlçe Belediye binalarına siyah renkli bez parçaları asıldığı. Bağlar ve Sur İlçesi başta olmak üzeri il genelindeki iş yerlerinin çoğunluğunun kepenklerinin kapalı olduğu ve Diyarbakır Büvükşehir Belediyesine ait tüm toplu tasıma araçlarının kontak kapattıgı/hizmet vermediği, sabah saatlerinden itibaren açık olan işyerlerini gezen küçük çaplı grupların esnafları uyararak kepenklerini kapattırmaya zorladıkları yönünde bilgiler elde edilmesi üzerine güvenlik güçlerince gerekli tedbirlerin alındığı,
Yine sabah saatlerinden itibaren küçük çaplı grupların Diyarbakır ilinin muhtelif semt ve sokaklarında çöp konteynırları atmak ve lastik yakmak suretiyle yolu trafiğe kapattıkları görülüp SHORLAND ve PANZER'lerle araç trafiğine açıldığı, Merkez Bağlar İlçesi 5 Nisan Mahallesi Eşit Özgür Yurttaş Derneği önünde peyderpey toplanılmaya başlandığı, 5 Nisan Mahallesi Eşit Özgür Yurttaş Derneği önünde, bulunan ve aralarında BDP İl Başkanı Mehmet Ali AYDIN, Sur Belediye Başkanı Abdullah DEMİRBAŞ, Kayapınar Belediye Başkan V. Mahmut DAĞ, BDP Bağlar İlçe Başkanı Ali YÜCE, Mardin Bağımsız Milletvekili Emine Ayna, BDP destekli Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Adayı Şerafettin ELÇİ, Nursel Aydoğan, Altan Tan ve Leyla Zana'nında bulunduğu yaklaşık 4000 kişinin, BDP'ye ait 21 FL 787 plakalı otobüs öncülüğünde, "Öcalan, PKK Halktır Halk Burada, Kürdistan Faşizme Mezar Olacak, İntikam, Şehit Namırın (Şehitler Ölmez), İntikam, Ey Şehit Riyate Riya Me Ye (Ey Şehit Yolun Yolumuzdur.), Amed Uyuma Şehidine Sahip Çık, Biji Serok Apo (Yaşasın Başkan Apo), Be Serok Jiyan Nabe (Başkamız Yaşam Olmaz), Hükümet istifa" şeklindeki sloganlar, açılan sözde Kürdistan Demokratik Konfederalizmi ve Kürdistan Ulusal Kurtuluş Cephesini (ERNK) temsil eden bez parçaları ve Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'm posterleri eşliğinde Teğmenler Caddesi üzerinden yürüyüşe geçmeleri üzerine toplanan gruplara hitaben yetkili polis amirleri tarafından herkesin duyabileceği şekilde ses yükseltici cihazla anons edilerek; yapılan etkinliğin kanunsuz olduğunu, yasadışı slogan atmamaları ve derhal sessizce dağılmaları yönünde defalarca ikazlarda bulunulmasına rağmen dağılmayıp Teğmenler Caddesi ve Emek Caddesi kesişimine gelerek burayı tamamen araç trafiğine kapatan grubun cadde üzerinde oturma eylemine geçtikleri, araç trafiğine kapatılan Teğmenler ve Emek Caddesi kesişimin de BDP'ye ait 21 FL 787 plakalı seçim otobüsü üzerinden topluluğa hitaben konuşma yapıldığı,
Konuşmaların ardından topluluğun arasından ayrılan yüzleri maskeli grupların Emek Caddesi ile Çevik Kuvvet Hizmet Binası önünde ve Emek Caddesi ile Nükhet Coşkun Caddesi Keşişimin de emniyet tedbiri güvenlik kuvvetlerine yönelik eş zamanlı olarak Molotof Kokteylli, Havai Fişekli ve taşlı (sapanla) saldırıda bulunulması üzerine, panzerlerle su sıkılarak ve gaz kullanılarak orantılı şekilde güç kullanılmak suretiyle gruplara müdahalede bulunulduğu,
Müdahale sonrası bir grubun Yusuf İslam Caddesi üzerinde yeniden güvenlik kuvvetlerine yönelik Molotof Kokteylli, Havai Fişekli ve taşlı (sapanla) saldırıda bulunulduğu, 10 Nisan Polis Merkezi Amirliğine havai fişekli saldırıda bulunulduğu,
Şüpheli Leyla Zana'nın kanlı bir terör örgütü olduğu bütün dünya tarafından kabul edilen yasadışı PKK terör örgütü ve illegal uzantılarının öldürülen örgüt mensuplarının cenazelerine sahip çıkılması ve anılarına ilan edilen 3 günlük yas kapsamında yaptığı eylem çağrıları doğrultusunda gerçekleştirilen yasadışı yürüyüş ve basın açıklamasına bilerek ve isteyerek katılarak öldürülen örgüt mensupları için saygı duruşunda bulunmak suretiyle üzerine atılı yasadışı PKK terör örgütünün propagandasını yapmak, 2911 sayılı yasaya muhalefet etmek ve örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suretiyle örgüt üyesi olmak suçundan,
3. OLAY :
Şüpheli Leyla Zana'nın 24. Dönem milletvekilliği Genel Seçimleri öncesinde seçim çalışmalarını yürütmek üzere 07.06.2011 tarihinde gittiği Bismil ilçesine bağlı köylerde toplanan kalabalığa karşı '...Biz görüyoruz ki herkes bir kadro kadar uyanıktır ve ulusal onurları üzerinde sözleriyle, yaptırımlarıyla, çalışmalarıyla kendine sahip çıkıyor. Bu benim için en büyük mutluluktur. Anneler de iyi bilsinler ki en kıymetli şeyini yani evlatlarını bu uğurda verdiler. Onların emekleri boşa gitmemiştir. Eğer bugün bütün kürtlerin alınları üzerinde sarı-kırmızı-yeşil varsa o arkadaşların emeğidir. ..Sayın ÖCALAN bu halktan büyük bir aile yarattı. Bu aile, sayın Abdullah Öcalan'ın ailesidir. Bu yıl Kürtler'in kendini idare etme hakkını elde edeceği yıldır. Direnişin köyü selam size. Bu halkın birliği sayın ÖCALAN'ı aranıza getirecek, siz birliğinizi oluşturdukça o güçlenir... Çocuklarımızın yüzlerinde yeşil, sarı, kırmızı boyalarla 'apo, PKK' yazılmış dikkatimi çekti... Özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlerin sayesinde Kürtler'in artık bir statü istediğini ifade eden Leyla Zana'nın konuşması sık sık, 'Biji serok Apo' sloganlarıyla kesilmesi üzerine Zana, 'seçimlerden sonra devlet ona da aranıza getirecek'...'
Şeklinde alıntı yapılan konuşmalarında örgüt mensuplarından kadro ,öldürülenlerin örgüt mensuplarının ardından onların sözde özgürlük mücadelesi uğruna yaşamlarını yitirdiklerini,onların sayesinde kürtlerin statü istediğini,örgüt elebaşısı ÖCLAN'ın kürtleri aile yaptığını, kürtlerin birliğinin onu güçlendirip aramıza getirecek şeklinde bahseden konuşmasının bütünü itibariyle üzerine atılı yasadışı PKK terör örgütünün propagandasını yapmak,
4. OLAY :
Mehmet Nesip GÜLTEKİN'in başkanlığında 7 kişilik düzenleme kurulu organizesinde Diyarbakır ili İstasyon meydanında 12/06/2011 günü yapılan 24. dönem Milletvekili seçimleri öncesinde Diyarbakır bağımsız Milletvekili adayı Emine Ayna'nın seçim çalışmaları ile ilgili 14.05.2011 Cumartesi günü 11.00-16.00 saatleri arasında düzenlenen miting meydanda kurulu bulanan platformun arka kısmına 6x4 m ebadında Türkçe ve Kürtçe "Demokratik Cumhuriyet Demokratik Özerklik İçin Özgürlük ve Demokrasi Adayları/Jibo Komara Demokratik ÜXweseriya Demokratik, Namzeten Demokrasi Ü Azadiye" ibareli pankartın asıldığı, platformdaki Ses yükseltici cihazlar aracılığıyla Terör Örgütünü övücü mahiyette şarkılar yayınlandığı,
Kürdistan Ulusal kurtuluş Cephesini (ERNK) temsil eden bez parçasının simgesi bulunan Kenan TOPDEMİR, Ali Ekber SOYLU, Münir BİLİR isimli PKK KONGRA-GEL terör örgütü mensuplarının fotoğraflarının yer aldığı pankartın asıldığı,
Mardin Bağımsız Milletvekili Emine Ayna, Bağımsız Milletvekili adayları Leyla Zana, Altan Tan, Nursel AYDOGAN, Şerafettin ELÇİ nin konuşma yaptıkları, konuşmalar esnasında yüzleri kapalı 2 şahsın platform üzerine çıkarak sözde ERNK (Kürdistan Ulusal kurtuluş Cephesi) temsil eden bez parçası ile Konfederalizmi simgeleyen bez parçaları açtıkları. Hükümet komiseri tarafından suç unsuru teşkil eden bez parçalarının ve posterlerin kaldırılması yönünde Düzenleme Kurulu Başkanına uyarılarda bulunulduğu, yapılan uyarıların tertip komitesi tarafından dikkate alınmadığı,
Açık Hava Toplantısı boyunca topluluk tarafından "Önemli Olan Kefen Giymek Değildir, Gencecik Fidanlara Kefen Giydirmemektir" ibareli döviz ile sözde Kürdistan Demokratik Konfederalizmi ve ERNK'yı (Kürdistan Ulusal kurtuluş Cephesi) temsil eden bez parçaları, PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın posterlerinin açılıp, "Biji Serok Apo (Yaşasın Başkan Apo), PKK Halktır Halk Burada, Be Serok Jiyan Nabe (Başkansız yaşam Olmaz), Öcalan , Şehit Namırın (Şehitler Ölmez) , Selam Selam İmralı'ya Bin Selam, Kurbane Öcalan, Baskılar Bizi Yıldıramaz, Disa Disa Serhildan Serokome Öcalan (Yine Yine Başkaldırış Başkanımız ÖCALAN)" şeklinde sloganların atıldığının tespit edildiği,
Yapılan soruşturma sonucu şüpheli Leyla Zana'nın yukarıda anlatılan açık hava mitingine katılıp toplanan kalabalığa hitaben "...Eğer bizim. Şeyh Sait Dede’ye, İhsan Nuri Paşa’ya, Seyit Rıza'ya, Kemal ve Mazlum'a sevgi ve saygımız varsa onların yolunu takip etmemiz lazım...
...Bana hep soruyorlar, niçin biji serok Apo diyorsunuz, ben de diyorum ki o bir şemsiyedir, herkesi onun altında toplayabiliriz. Onun için kürt halkı onuruyla beraberdir, halk kararlıdır, yürü deyince yürüyor, ama bir eksiklik varsa bizdendir...
İçerikli alıntı yapılan konuşmasında terör örgütünün önde gelen ve tututklu bulundukları ceza evinde bedenlerini ateşe vererek ölen örgüt mensuplarının isimlerini de vererek onların yolundan gidilmesi ve Örgüt elebaşı Öcalan’dan kürt halkını temsil edip, bir araya getirdiği şeklindeki nitelendirmeleri nedeniyle üzerine atılı yasadışı PKK terör örgütünün propagandasına yapmak,
5. OLAY :
Şüpheli Leyla Zana'nın 24. Dönem milletvekilliği Genel Seçimleri öncesinde 24/05/2011 tarihinde seçim çalışmalarını yürütmek üzere gittiği Hazro ilçesine bağlı köylerde toplanan kalabalığa karşı '...Süreç önderliğimizin aramızda olma süreciydi, süreç gerillalarımızın artık aramızda kendi içimizde görme sürecidir... Gün gelecek Öcalan kendi halkı arasında bu halkın çocuklarına öğretmen olacak, oylarınızı kürdistana, barışa, kardeşliğe ve gerilla için verin...' şeklinde alıntı yapılan konuşmasında örgüt elabaşısı Öcalan’dan önderliğimiz, mensuplarından gerilla olarak bahseden açıklamalarının bütünü itibariyle üzerine atılı yasadışı PKK terör örgütünün propagandasını yapmak,
Suçlarını işlediği iddiası ile kamu davası açılmış; Sanık Leyla Zana'nın üzerine atılı bulunan “Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olmamakla Birlikte Örgüt Adına Suç Işlemek Suretiyle Örgüt Üyesi Olmak, Terör Örgütünün Propagandasını Yapmak, 2911 Sayılı Yasaya Muhalefet Etmek” suçlarından eylemlerine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 220/6 ve 314/3 maddeleri yollamasıyla 5237 sayılı TCK'nın 314 /2 , 2911 sayılı yasanın 32/1 (iki kez uygulanması) aynı 3713 sayılı Yasanın 7/2 (dört kez uygulanması) maddesi uyarınca cezalandrılması istemiyle kamu açılmış ise de, sanığın halihazırda milletvekili olması, Anayasa’mızın 14. maddesi ile 83/2. maddesinin somut olarak sınırlama kapsamına giren suçların neler olduğu belirtilmediği dikkate alındığında, sözkonusu maddelerde belirtilen soyut hükümlerin hangi suçları kapsadığı açıkça belirtilmediğinden, sanığın üzerine atılı suçlar bakımından yasama dokunulmazlığı sebebiyle 5271 sayılı CMK'nın 223/8. Maddesi uyarınca davanın durmasına karar verildiği,
Kerem Gökalp’ın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/146757 Soruşturma numaralı dosyasındaki 07/01/2020 tarihli ifadesinde;
“… Bu alan sorumlularıyla görüşme imkanları benim bildiğim kadarıyla; geliş gerekçeleri belirlendikten sonra, kandil alanı üzerinden gerçekleşir. Normal de gelen kişi belli bir süre Kandil’de bekletilir, bunlara haber verilir. Gelen kişinin konumuna göre, örneğin gelen kişi akademisyen, yazar ya da Milletvekili gibi kamuoyunda bilinen/tanınan kişilerse, bunları Kandil’de çok fazla kimsenin bilmediği yerlerde bekletirler.
Yine görüşmeler de öyle çok fazla kişinin görmeyeceği, bilmeyeceği yerlerde büyük bir gizlilik içerisinde gerçekleşir. Bu süreçte bu görüşmelere gelenler bildiğim kadarıyla;
…Leyla Zana, İDRİS Baluken, Selahattin Demirtaş, Osman Baydemir, Ayla Akat, Hüda Kaya, Pervin Buldan, Sırrı Sakık, Sırrı Süreyya Önder, Ahmet Türk, İbrahim Binici, İbrahim Gülmez, Gülten Kışanak, Selma Irmak, Edibe Şahin isimli kişilerdir.
…2004 yılında demokratik siyaset çalışmaları cezaevlerinden çıkan eski milletvekilleriyle birlikte (Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle Ve Selim Sadak) daha işlerlik kazanan bir alan oluşturmuştu. Bu dönemde bildiğim kadarıyla eski milletvekillerin katılımı, Ahmet Türk, Gülten Kışanak, Sırrı Sakık, Orhan Miroğlu, Fırat Anlı gibi isimlerle 2005 yılında DTP (Demokratik Toplum Partisi) kuruldu. Tüm bu çalışmalar Abdullah Öcalan’ın talimatları, Kandil’deki PKK/KCK yönetiminin takibi ve destekleriyle ortaya çıktı. DTP yapılanması Türkiye’deki siyasi alan çalışmalarının kendini örgütlü bir güce dönüştürdüğü temel dönemi oluşturdu. Aynı dönemde cezaevlerinden çıkan örgüt kadroları da bu çalışmalardan sorumlu olmaya başlamıştı. Bildiğim kadarıyla SABRİ OK bu dönemlerde cezaevinden çıkmış ve bir süre demokratik siyaset çalışmalarının birinci dereceden sorumlusu olmuştu...”
Şeklinde beyanda bulunduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 24. Dönem Diyarbakır, 25. ve 26. Dönem Ağrı Milletvekili seçilen Leyla Zana'nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olmamakla Birlikte Örgüt Adına Suç Işlemek Suretiyle Örgüt Üyesi Olmak, Terör Örgütünün Propagandasını Yapmak, 2911 Sayılı Yasaya Muhalefet Etmek" suçlarından hakkında kamu davalarının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
36. ESAT CANAN (Hüseyin ve Gülli oğlu, 1950 doğumlu, T.C. Kimlik No: 31252650194); (HDP 24. Dönem (28/04/2014 ve 07/06/2015) Hakkari Milletvekili, 12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/03/2020 tarih ve 2017/66 esas, 2020/122 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 27/12/2015 ve sonrası olduğu belirtilerek;
“…KCK yapılanması içinde yer alan sözde kent meclisleri, ilçe meclisleri, mahalle meclisleri ve köy komünlerinin olduğu, delege ve üyelerinin anılan bu sözde meclis üyeleri ile bazı milletvekilleri, belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri olduğu, yaptığı kongre ve konferanslar sonucunda 14 Temmuz 2011 tarihinde demokratik özerlik ilan edildiği ve 27 Aralık 2015 tarihinde demokratik özerk bölgelerin oluşturulmasının istendiği ve ayrıca öz yönetim ilanlarına sahip çıkıldığı, açıklandığı üzere bu kapsamda DTK faaliyetlerinin PKK/KCK terör örgütü faaliyeti kapsamında olduğu, sanığın bu terör faaliyeti kapsamında, yukarıda ayrıntısı belirtildiği üzere, dinleme-fiziki takip (DTK binasına giriş çıkış tespiti) kayıtları, tape kayıtları ve ele geçen belgeden anlaşılacağı üzere, DTK'nın çalışmaları kapsamında, daimi meclis üyesi ve DTK hukuk ve insan hakları komisyonu ve diplomasi komisyonu üyesi olduğu, bu yönde örgütsel faaliyette bulunduğu, bu faaliyeti doğrular şekilde sanık mülkiyetinde olan ikametinden elde edilen dokümanda, mahkememiz bu türlü diğer dosyalara da delil olarak sunulan DTK'nın kurucu ana sözleşmesinin ele geçirildiği, bu dokümanın da sanığın DTK ile organik bağını açıkça ortaya koyduğu, terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde yer almadan, terör örgütü ile organik bağ kurmadan bu belgenin temin edilmesinin mümkün olmadığı, sanığın örgütsel gösteri ve yürüyüşlere katıldığı, ikametinde yine ayrıca örgütsel yayınlar bulundurduğu bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın örgüt hiyerarşisine girip, örgütle organik bağ kurduğu, bu kapsamda, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren eylem ve faaliyetlerde bulunduğu kabul edilmekle” silahlı Terör Örgütü üyeliği suçundan eylemine uyan TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, 5237 sayılı TCK'nın 62/1. maddesi uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 24. Dönem Hakkari Milletvekili seçilen Esat Canan'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan Esat Canan'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
37. İDRİS BALUKEN (Mehmet Sait ve Hacere oğlu, 1976 doğumlu, T.C. Kimlik No: 19834551770); (HDP 24. Dönem (28/04/2014 ve 07/06/2015) Bingöl, 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015 - 24/06/2018) Diyarbakır Milletvekili HDP Grup Başkan Vekili, 13/06/2014 – 22/05/2019 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a) Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/01/2018 tarih ve 2016/49 esas, 2018/12 sayılı kararı ile;
Suç tarihlerinin 05/06/2015, 13/12/2015, 26/02/2016 olduğu belirtilerek;
25. Dönem milletvekilliği genel seçimleri kapsamında HDP (Halkın Demokrasi Partisi) tarafından 05/06/2015 tarihinde Diyarbakır ili İstasyon meydanında miting düzenlendiği, miting sırasında PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın posterleri, bölücü terör örgütü mensuplarının posterleri, PKK/KCK terör örgütünü simgeleyen demokratik konfedaralizm, YDK (Kürdistan Demokratik Halklar Birliği) YDGH, YPJ, HRK (HPG'nin eski ismi), bez paçalarının açıldığı, PKK/KCK elebaşısını övücü sloganların atıldığı, sanık İdris Baluken'in "Kürtçe (merhaba değerli barış anneleri, merhaba kürt kadınları, merhaba kürt gençler, merhaba Amed halkı, kahraman halkım hepiniz hoşgeldiniz, başgöz üstüne geldiniz) Amed'de gittiğimiz heryere kürt halk önderi sayın Abdullah Öcalan'ın selamını götürmüştük, şimdi görüyoruz ki Amed halkı sayın Öcalan'ın selamını almış her zaman olduğu gibi baştacı etmiş, 7 haziranda Türkiye'de ve Kürdistan'da rekor kırmaya hazırlanıyor, selam olsun Amed'in rekoruna, selam olsun Amed'in halkına, artık imralıdan başka Apo'dan selam getirip buradan selam götürmek istemiyoruz, artık kürt halkı önderi sayın Öcalanı Amed'e getirmek istiyoruz, size getirmek istiyoruz, bugün fazla söze gerek yok, Amed konuşuyor bütün herkes susmuş, bütün herkes konuşuyor, bütün ortadoğu halklarını demokratik geleceği için onurlu bir barışa dair umudu artıyor, şeklinde sözler sarf ederek PKK Terör Örgütü propagandasına dönüşen mitinge katıldığı ve PKK propagandası içeren sözler sarf ettiği.
13/12/2015 tarihinde Demokratik Bölgeler Partisi DBP (Organizesinde bölücü terör örgütü mensuplarına yönelik yapılan operasyonları protesto etme amacıyla Diyarbakır Büyükşehir Belediye önünde toplanan grubun Yenişehir ilçesi yönüne doğru yürüyüşe geçtiği grup tarafından (biji berxwadana Sur'e (yaşasın sur direnişi, barışın mimarı imralıdır) şeklinde yaşadışı sloganlar attıkları kalabalığa hitap eden sanık İdris Baluken'in konuşmasında "...Ne yazık ki bu dönem içerisinde demokrasi ve barış çevrelerinden gelen bütün duyarlılık çağrılarına da kulaklarını tıkayarak gözlerini kapatarak bütün Türkiye haklarını başta Kürdistan'da olmak üzere çok kanlı bir sürecin çok kanlı bir girdabını içerisine pervasız bir şekilde sürükledi. Türkiye'de devlet yetkilerine de bir an öne bu savaş konseptinden vazgeçme ve demokratik siyasi çözümü esas almaları çağrısı yapıyoruz. Bununda yolu göstergesi imralı'daki tecridin kaldırılması sayın Öcalan'ın (anlaşılmadı) yine aynı şekilde Türkiye'deki bütün siyasi partilere, bütün sivil toplum örgütlerine Sur'daki durumu yerinde tespit etmeye Amed'e mutlaka biran önce burada uygulanan faşizm uygulamasını tespit etme için heyetler göndermeye davet ediyorum. Yine başta Birleşmiş Milletler olmak üzere bütün uluslararası kamuoyuna, uluslararası çevrelere Sur şahsında Kürdistanın tarihsel, kültürel değerlerine karşı insanlığın ortak mirasına karşı başlatılmış olan bu imha konseptini yerinde tesit etmeye ve bütün dünya kamuoyunu bu konuda doğru bilgilendirmeye davet ediyoruz. Amed halkı olarak bugün bir kez daha kararlığımızı sur'daki direnişin yanında, içerisinde olduğumuzu ifade ediyoruz bütün demokratik çevreleri bu anlamda Amed halkıyla Kürt haklıyla dayanışma çağırıyoruz ve hepinize teşekkür ediyoruz" şeklinde terör örgütünün propagandasını içeren beyanlarda bulunduğu,
26/02/2016 tarihinde Diyarbakır ili Sur ilçesinde bölücü terör örgüt mensuplarına yönelik yapılan operasyonların sürdüğü sıralarda protesto etmek amacıyla DBP (Demokratik Bölgeler Partisi), HDP (Halkların Demokratik Partisi), KJA (Kogreya Jinen Aza-Özgür Kadın Kongresi) ve DEM-GENÇ (Demokratik Gençlik Dernekleri Federasyonu) organizesinde 27/02/2016 günü saat:13:00 sıralarında Koşuyolu parkında toplanan gruplar tarafından basın açıklaması düzenlendiği;
Sanık İdris Baluken'in Saat:13.77 sıralarında otobüs üzerinden gruba hitaben; "Sur'daki katliam konseptine karşı yaşama sahip çıkmak için Kürdistan'daki savaş konseptine karşı barışa sahip çıkmak için bugün alanlara akan onurlu yiğit fedakar Amed halkına selam olsun hoş geldiniz (wun be xer hatın ser sare ser çavara hatın (Zazaca yine hoş geldiniz diyor.) Aylardır Kürdistan'ı savaşla katliamla teslim almaya çalışanlar bugün Amed'de, Amed halkının Kürt halkının dimdik ayakta duran dimdik tablosuna bu tavrına baksınlar. Onlar savaşı katliamı devreye sokarken (topluluk tarafından PKK Halktır halk burada sloganları atılmaya başlanıyor.) Onlar savaştan ve katliamdan medet umarken, Kürt halkına diz çöktüreceklerini, boyun eğdireceklerine sanıyorlardı. Amed te 5 kişi bir araya gelemeyecek bir sindirme konsepti başarıya ulaşacak sanıyorlardı ama biz gittiğimiz her yerde her platformlarda biz şunu söyledik bu hesap yanlış bir hesaptır. Bu hesap yüzyıllardır yapılan bir hesaptır. Bu kanıtlamıştır. Ağrı'da, Zilan'da baş eğmeyen Kürt Halkı kanıtlanmıştır. Daraağacına giderken boyun eğmeyen Seyit Rıza dirnişi ile kanıtlamıştır. Diyarbakır cezaevinde Mazlum Doğan'lar aynı(anlaşılamıyor) kanıtlamıştır. (Topluluk tarfaından anlaşılmayan slogan atılmaktadır.) Bu katliam konseptinin sonuç almayacağını Sur'da, Cizre'de, Silopi'de, İdil'de Derik'te, Varto'da, Kürdistan'ın dört bir yanında direnen Kürt Halkı bugün de kanıtlamıştır. Amed halkı bu direnişi gösteren halkı selamlıyorum. (Topluluk tarafından direne direne kazanacağız sloganları atılıyor.) Kürdistan'da 7 ayı aşkındır edata bu vahşet uygulamalarının sonuç getirmeyeceğini, çözümün içerde ve dışarda Rojava'da dört parça Kürdistan'da Kürtlerle birlikte tarihi, stratejik bir ittifaktan geçtiğini defalarca ilettik… bugün bunlar hem içerde hem dışarıda Kürt Halkına karşı düşmanlık temelinde yaklaşıyorlar. …Sur'dan İmralıya başkan Apoya barış koridoru oluşturun. (Topluluk tarafından biji serokapo, Kürdistan faşizme mezar olacak, sloganları atılıyor.) Bu zihniyete, bu politikaya teslim olacak tek bir Kürt yok Aylardır hepimizi teslim almaya, irademizi kırmaya çalışıyorlar. …Sayın Öcalan İmralı'da Kürt Halkı adına, Türkiye Halkları adına, Ortadoğu Halkları adına, bu irade kırma konseptine karşı tarihi bir direniş gösteriyor. Demokratik ulus temelinde yeni bir geleceğin barış içerisinde, halkların kardeşliğinin mümkün olduğu söylüyor...Çözüm Cizre'ye, Sur'a, idil'e, Silopi'ye vahşet bodrumları ve cehennem binaları ile değil, Amed'e, Cizre'ye, Kürdistan'ın dört bir yanına barış anıtları dikmekle gelir diyorum. Hepinizi bugünkü dik duruşunuzundan dolayı tekrar kutluyorum, selamlıyorum." şeklinde terör örgütünün propagandasını içeren beyanlarda bulunduğundan bahisle eylemlerine uyan,
1) Suç tarihi 13/12/2015 olan Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silahsız Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama suçundan 2911 Sayılı Kanun’un 32/1, TCK'nın 62/1 maddesi uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına,
2) Suç tarihi 13/12/2015 olan Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçundan 3713 sayılı Kanun’un 7/2-1.cümle, TCK'nın 62/1 maddesi uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına,
3) Suç tarihi 27/02/2016 olan olan Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silahsız Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama suçundan 2911 Sayılı Kanun’un 32/1, TCK'nın 62/1 maddesi uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
4) Suç tarihi 27/02/2016 olan Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçundan 3713 sayılı Kanun’un 7/2-1.cümle, TCK'nın 62/1 maddesi uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
5) Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan TCK.nın 314/2, 3713 Sayılı Kanun’un 3, 5. Maddesi, TCK.nın 62/1 maddesi uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Karar verildiği, "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçundan verilen hüküm Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 03/10/2018 tarihli ve 2018/3187 esas, 2018/3052 Karar sayılı ilamı ile kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25. ve 26. Dönem Diyarbakır Milletvekili ve HDP Grup Başkan Vekili seçilen İdris Baluken'in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak, Terör Örgütü Propagandası Yapmak, 2911 Sayılı Kanun’a Muhalefet” suçlarından mahkumiyetlerinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan İdris Baluken'in, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
38. LEZGİN BOTAN (Mehmet ve Hemra oğlu, 1972 doğumlu, T.C. Kimlik No: 20219517670); (HDP 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015 - 24/06/2018) Van Milletvekili, 22/06/2014 ve 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Üyesi, 09/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/03/2018 tarih ve 2016/490 esas, 2018/174 sayılı kararı ile;
Suç tarihlerinin 27/04/2015, 12/10/2015, 09/11/2015 olduğu belirtilerek;
Sanığın olay tarihinde PKK mensubu olup etkisiz hale getirilen A.B.G. isimli şahsın Erciş ilçesinde kurulan taziye çadırına gittiği, taziye evinin giriş kısmı duvarına ölen terör örgütü mensubu ile PKK/KCK terör örgütü sözde lideri Abdullah Öcalan'a ait resimlerin asılı olduğu, güvenlik güçlerince bunun üzerine olay yerine gidildiği, katılanın taziye evi sahibi ile posterlerin kaldırılması konusunda konuşmaya başladıkları, bu sırada olay yerine sanık Lezgin Botan'ın geldiği ve katılanın yakasını tutarak '' Bağırma lan'' dediği ve yanındakilerle birlikte katılanı itmeye çalıştığı,
27/04/2015 tarihinde; Van ilinde bulunan Halkların Demokratik Partisi seçim irtibat bürosunun açılışında ''hürmetlerimizi başkan apoya iletiyoruz, Allah serok apoyu başımızdan eksik etmesin, kimsesizlerin bir kimsesi var, serok apo var, YPG var, YPJ var'' şeklinde konuşmalar yaptığı,
12/10/2015 tarihinde; HDP seçim irtibat bürosunun açılışında toplanan kalabalığa yaptığı konuşmada PKK terör örgütü mensubu olup ölenler için yoldaşlarımıza rahmet diliyorum dediği, konuşmasının sonunda ise ''şehit namırın'' şeklinde konuşma yaptığı,
Sanığın 09/11/2015 tarihinde; PKK Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'la ilgili Atina'da görülecek davaya destek vermek için organize edilen gösteriye katıldığı, gösteri sırasında PKK/KCK terör örgütünün sözde lideri olan Abdullah Öcalan'ın fotoğrafının bulunduğu pankartı taşıdığı,
Bu bağlamda sanığın 3 farklı tarihte yapmış olduğu konuşmalar birlikte değerlendirildiğinde, sanığın silahlı terör örgütü olan PKK/KCK' nın cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptığı, YPG - YPJ var ve ''şehit namırın'' demek suretiyle PKK/KCK terör örgütünün kolu olan YPG-YPJ' ye yücelik atfettiği ve terör örgütünü meşru gösterdiği, yine ölen terör örgütü mensuplarından ''şehit namırın'' şeklinde bahsetmek suretiyle onlara yücelik atfettiği, kişileri cebir ve şiddet içeren eylemlerde bulunmaya teşvik ettiği, 09/11/2015 tarihinde ise terör örgütünün üyesi olduğunu belli edecek şekilde örgüte ait resmi taşıdığı,
Sanığın 2015 yılı Kasım ayında yanında bir grup partili ile Silvan ilçesinde sokağa çıkma yasağını protesto etmek amacıyla halka yaptığı konuşmada ''Kobaniye saldıran zihniyet Silvan'a saldırıyor, halkımız Kobanide direndiyse bugün Silvan'da da direniyor, hiç bir şekilde zalime ve zülme boyun eğmeyecektir, Silvan için alanlara çıkacaktır'' şeklinde konuşma yaptığı, sanığın Kobani eylemleri olarak bilinen olaylardan hemen sonra yapmış olduğu konuşmanın içeriğine bakıldığında, eyleminin aleni olan yerde halkı suç işlemeye teşvik şeklinde olduğu,
Sanığın eylemlerinin (27/04/2015-12/10/2015-09/11/2015 tarihli terör örgütü propagandası teşkil eden eylemler, 06/11/2015 tarihli görevi yaptırmamak için direnme, hakaret eylemi, 2015 Kasım ayı tarihli haklı alenen tahrik eylemi) terör örgütü üyeliği suçunun süreklilik ve çeşitlilik unsuru kapsamında kaldığı, terör örgütü mensubu için açılan sözde taziye çadırına katıldığı, PKK/KCK silahlı terör örgütünden aldığı talimat sonrasında, taziye adı altında terör örgütüne ait resim ve işaretlerin duvarda asılı olduğu eve gittiği, burada olay tarihinde görevli olan ve kamu görevlisi sıfatını taşıyan katılana yönelik yukarıda belirtildiği şekilde görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarını işlediğinin anlaşıldığı, sanığın sübut bulan örgüte ait resim ve işaretlerinin bulunduğu sözde taziye çadırına gitmesi şeklindeki eyleminin silahlı terör örgütüne üye olma suçunun çeşitlilik unsuru kapsamında kaldığı, bu bağlamda sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği ve suçun sübuta erdiği” gerekçesiyle;
1) Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5237 sayılı Yasanın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 3, 5/1 maddeleri gereğince 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
2) Terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği sabit olduğundan, 3713 sayılı Yasanın 7/2-ilk cümlesi, TCK.nın 43 maddesi uyarınca sanığın 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına,
3) Suç işlemeye alenen tahrik suçunu işlediği anlaşılmakla 5237 Sayılı Yasanın 214/1, 3713 sayılı Yasanın 4, 5/1. maddesi gereğince 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
4) Kamu görevlisine karşı görevini yaptırmamak için direnme suçunu işlediği sabit olduğundan, TCK' nın 265/1, 3713 sayılı Yasanın 4, 5/1. maddeleri gereğince 1 yıl 18 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25. ve 26. Dönem Van Milletvekili, 22/06/2014 ve 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongerelerinde Parti Meclisi üyesi seçilen Lezgin Botan'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak, Terör Örgütü Propagandası Yapmak, Suç İşlemeye Alenen Tahrik” suçlarından mahkumiyetlerinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan Lezgin Botan'ın, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
39. MEHMET ALİ ASLAN (Turhan ve Celile oğlu, 1975 doğumlu, T.C. Kimlik No: 32093148796); (HDP 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015) Mardin ve 26. Dönem (01/11/2015 - 24/06/2018) Batman Milletvekili, 03/03/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/12/2019 tarih ve 2016/345 esas, 2019/519 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 16/03/2016 olduğu belirtilerek;
16/03/2016 tarihinde sanığın Diyarbakır'ın Sur ilçesinde güvenlik güçleri ile girdiği çatışma sonrası neticesinde ölü olarak ele geçirilen PKK/KCK silahlı terör örgütü mensubu Çiyager kod adlı Cihat Türkan'ın cenazesine katıldığı, terör örgütü mensubunun cenazesinde bulunan şahıslar tarafından "ey şehit kanın yerde kalmaz, direne direne kazanacağız, önder Öcalan" şeklinde sloganlar atıldığı, terör örgütü mensubunun tabutuna PKK/KCK silahlı terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın ve terör örgütünün eski sorumlularının fotoğraflarının asıldığı, söz konusu cenazede sanığın "… Her türlü ahlaksızlığı, her türlü savaş hilesini, her türlü vicdansızlığı bu halka maalesef yapıyorlar. Buna rağmen şehitlerin annesi, babası yine de son şehitler olsun diyor, son ölenler olsun diyor. Öldürüldükçe hep barış dedik, barış diyoruz ama bunlar daha çok üstümüze geliyor, daha çok katlediyorlar. …Biz çocuklarımızla, biz bu direnişi gösteren halkımızla, şehitlerimizle gurur duyuyoruz… " şeklinde konuşma yaptığı,
…Sanığın güvenlik güçleri ile girdiği çatışmada ölü olarak ele geçirilen örgüt mensuplarından şehit olarak bahsettiği, şehit olarak nitelendirilen örgüt mensuplarının toplumumuz tarafından kutsal olarak kabul edilen şehitlik mertebesinde gösterilmek suretiyle ölen örgüt mensuplarını yüceltici, örgüt üyeliğini özendirici nitelikte olduğu, örgüt üyeliğinin teşvik edildiği, PKK/KCK silahlı terör örgütünün mensuplarına yönelik yaşadıkları bölgede kendi yönetimlerini kurmaları şeklindeki talimat gereği Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin'de hendekler kazılarak barikatlar kurulduğu, güvenlik güçlerine silahlı saldırıların yapıldığı, sözde öz yönetim ilan edildiği, yapılan bu faaliyetlerin örgüt tarafından direniş olarak adlandırıldığı, sanığın da "biz çocuklarımızla, biz bu direnişi gösteren halkımızla, şehitlerimizle gurur duyuyoruz" şeklindeki konuşmasında örgütün cebir şiddet içeren bu yöntemini desteklediğini ifade ettiği, sanığın konuşmalarında örgüt mensuplarına yönelik güvenlik güçlerimizin gerçekleştirdiği başarılı operasyonlar neticesinde terör örgütü mensuplarının değil de vatandaşların öldürüldüğünü kastederek örgütün yöntemini meşru göstermeye çalıştığı, sanığın konuşmalarının bütünsel olarak değerlendirmesi yapıldığında ifade özgürlüğünün ötesinde ülkemizin toprak bütünlüğünü bozmaya dair örgütün silahlı kanadına geniş kitlelerce manevi olarak destek sağlamak adına örgütün amacına hizmet eden söylemler olduğu, silahlı terör örgütünü yüceltici, örgüt üyeliğini özendirici nitelikte olduğu, terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerinin meşru gösterdiği ve bu yöntemleri teşvik ettiği kanaatine varılmakla,
Sanığın üzerine yüklenen terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediğinin sabit olduğu eylemine uyan 3713 sayılı Yasanın 7/2-1.cümle TCK'nın 43/1 maddesi gereğince 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25. Dönem Mardin ve 26. Dönem Batman Milletvekili olan ve 03/03/2015 tarihinden İtibaren HDP üyesi olan Mehmet Ali Aslan'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
40. KEMAL AKTAŞ (Bozan ve Vethe oğlu, 1958 doğumlu, T.C. Kimlik No: 20225754434); (HDP 24. (08/01/2014 ve 07/06/2015) Dönem Van Milletvekili, 07/01/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/2358 soruşturma numaralı dosyasında "Terör Örgütü Propagandası Yapmak" suçundan yapılan soruşturmada;
Suç tarihinin 2018 yılıolduğu belirtilerek;
Şüphelinin 2018 yılı içersinde kendi kullanımında olan "kemalaktaş" isimli twitter hesabından PKK/KCK terör örgütü propagandası yaptığı, şüphelinin sosyal medya hesabından yapmış olduğu paylaşımların terör örgtünün cebir şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek ve övgü oluşturacak mahiyette oldukları ve propagandaya elverişli bulunduğu ve bu suretle terör örgütünün propagandasını yaptığı iddiasıyla soruşturma başlatıldığı ve soruşturmanın halen devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 24. Dönem Van Milletvekili seçilen Kemal Aktaş’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan hakkında soruşturma bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
41. İMAM TAŞÇIER (Hamze ve Gazal oğlu, 1959 doğumlu, T.C. Kimlik No: 28903491916); (HDP 25 Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015), 26 Dönem (01/11/2015 -24/06/2018) ve 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Diyarbakır Milletvekili, 09/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/6218 soruşturma numaralı dosyasında “Terör Örgütü Propagandası Yapmak" suçundan yapılan soruşturmada;
Suç tarihinin 03/03/2019, 23/10/2019 olduğu belirtilerek;
03/03/2019 tarihinde Diyarbakır ili Bismil ilçesi Akpınar Mahallesi Özgürlük Bulvarı No: 6/C adresinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) seçim irtibat bürosunun açılışının yapıldığı, açılış etkinliğine katılımda bulunan hakkında inceleme yapılan 27. dönem milletvekili İmam Taşçıer'in burada yapmış olduğu konuşmasında, kolluk tarafından tanzim edilen tutanak içeriğine göre; "Değerli anneler, 7 Haziran'da Bismil'de bir miting yaptık. Seçim otobüsünün üzerine çıktığımız zaman gördük ki yüzde 50'den fazla kadın vardı. O zaman dedik ki onlar başaracaklar, yine de öyle. Ben fazla uzatmak istemiyorum, yağmur var. Birileri çıkıp diyor ki kürt yoktur varsa da kürdistan'a gitsinler. Ama burası kürdistandır, biz gitmiyoruz. Gidiyorlarsa onlar gitsinler. Hepiniz hoş geldiniz, büronuz hayırlı uğurlu olsun." şeklinde açıklamalarda bulunduğunun tespit edildiği iddiasıyla yapılan soruşturmada 27. Dönem Milletvekili olan İmam Taşçıer hakkında Anayasa’nın 83. maddesi gereğince 27.10.2020 tarihli 2020/6218 Soruşturma ve 2021/542 Fezleke numarasıyla dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edildiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/55223 soruşturma numaralı dosyasında “Terör Örgütü Propagandası Yapmak"suçundan yapılan soruşturmada,
Suç tarihinin 23/10/2019 ve sonrası olduğu belirtilerek;
Diyarbakır Valilik makamının 16/10/2019 tarih ve 209/3805 sayılı yasaklama kararı ile; "Diyarbakır ili genelinde açık alanlarda, tüm coğrafi alanı kapsayacak şekilde konu ve amaç gözetmeksizin gerçekleştirilmek istenilen her türlü yürüyüş, basın açıklaması, açlık grevi, oturma eylemi, stant/çadır kurma, bildiri dağıtma, imza toplanması gibi eylem ve etkinliklerin 15 gün süre zarfında yasaklanmasına" rağmen, HDP Genel Başkanı Sezai Temelli tarafından, 23/10/2019 tarihinden geçerli olmak üzere 3 (üç) gün boyunca Diyarbakır ilinde "Kayyumları ve Barış Pınarı Harekatını Protesto" etmek amacıyla HDP milletvekillerinin de katılımıyla, sözde "işgal ve gaspa karşı çıkalım" eylemi çağrısı yapılması üzerine, 23/10/2019 günü saat 12:00'da Diyarbakır ili Yenişehir İlçesi Ofis semtinde bulunan ... Plaza önünde basın açıklaması yapılacağı, akabinde oturma ve ses çıkarma eylemiyle devam edeceği şeklinde çağrılar yapıldığının haber alındığı, konu ile ilgili olarak alınan ihbarlar ve yapılan açık kaynak araştırmalarında, milletvekili İmam Taşçıer'in de 23/10/2019 günü kahvehane, kafe vb yerlerde dolaşarak, söz konusu kanunsuz eyleme çağrı yaptığının öğrenildiği, yapılan bu çağrılar doğrultusunda önce ... Plaza önünde basın açıklaması yapılmak istendiği, kitlesel basın açıklamasına izin verilmeyince Sanat Sokağında geniş bir kitlenin toplandığı ve izinsiz gösteri yürüyüşü yaparak ... Plaza önüne kadar gittikleri, bu sırada gösterinin ve yürüyüşün kanunsuz olduğunu bildiren polisin uyarılarını dinlemedikleri, bu şekilde kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşünün gerçekleştirildiği iddiasıyla yapılan soruşturmada eylemlere 27. Dönem Milletvekili olan İmam Taşçıer hakkında Anayasa’nın 83. maddesi gereğince 08.03.2021 tarihli 2020/55223 Soruşturma ve2021/157 Fezleke numarasıyla dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25, 26 ve 27. Dönem Diyarbakır Milletvekili seçilen İmam Taşçıer'in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan hakkında soruşturmalar bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
42. ÖMER ÖCALAN (Mehmet ve Fehime oğlu, 1987 doğumlu, T.C. Kimlik No: 23279639450); (HDP 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Şanlıurfa Milletvekili, 06/06/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/20147 soruşturma numaralı dosyasında “Terör Örgütü Propagandası Yapmak" suçundan yapılan soruşturmada;
Suç tarihinin 17/10/2019 olduğu belirtilerek;
Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince sosyal medya siteleri üzerinden yapılan sanal devriye faaliyetleri sırasında, hakkında inceleme yapılan 27. Dönem Milletvekili Ömer Öcalan tarafından kullanıldığı değerlendirilen, Twitter.com isimli sosyal medya paylaşım internet sitesinde bulunan "@OmerOcalann" kullanıcı isimli hesabından, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Suriye'nin kuzeyinde bulunan terör örgütü unsurlarına yönelik olarak başlatılan "Barış Pınarı Harekatı" ile ilgili olarak, 17/10/2019 tarihinde "Dünyanın her tarafında ne kadar Kürt varsa, çevresine, arkadaşına, iş yerine, meslektaşına, komşusuna Kürtlerin maruz kaldığı şiddeti anlatmalıdır. Avrupa ve Amerika'daki her Kürt bir diplomat gibi çalışmalıdır. Böyle giderse bu işin sonu Lahey'dir" şeklinde sosyal medya paylaşımında bulunduğunun tespit edildiği iddiasıyla yapılan soruşturmada 27. Dönem Milletvekili olan Ömer Öcalan hakkında Anayasa’nın 83. maddesi gereğince 26.10.2020 tarihli 2020/20147 Soruşturma ve2020/535 Fezleke numarasıyla dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edildiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/5403 soruşturma numaralı dosyasında “Terör Örgütü Propagandası Yapmak" suçundan yapılan soruşturmada;
Suç tarihinin 03/04/2019 olduğu belirtilerek;
Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne bağlı kolluk birimlerinin sanal devriye hizmetleri kapsamında, açık kaynaklar üzerinde yapmış oldukları araştırmalar neticesinde, hakkında inceleme yapılan 27. Dönem Milletvekili Ömer Öcalan tarafından kullanıldığı değerlendirilen, Twitter.com isimli sosyal medya paylaşım internet sitesinde bulunan "@omerocalann" kullanıcı isimli hesabından 01/04/2019 tarihinde;
"HDP Türkiye genelinde bu seçimin sonuçlarının tek başına belirlemiştir. Kürdistan'da taşımalı oylarla ve bütün baskılara rağmen HDP direnerek kazanmıştır" şeklinde bir paylaşımda bulunduğunun,
Yine, hakkında inceleme yapılan 27. Dönem Milletvekili Ömer Öcalan tarafından kullanıldığı değerlendirilen, Twitter.com isimli sosyal medya paylaşım internet sitesinde bulunan "@omerocalann" kullanıcı isimli hesabından 03/04/2019 tarihinde;
"Köyümüze bile giremiyoruz! …kendi köyümüze (AMARA) dahi bırakmayacak şekilde akla ve mantığa sığmayan bir tutum içinde. Anlaşılan o ki bastığı zeminin sağlam olmadığını anlayan … HDP ve Kürtlere yönelik baskı politikası ile ayakta kalmaya çalışıyor" şeklinde bir paylaşımda bulunduğunun tespit edildiği iddiasıyla yapılan soruşturmada 27. Dönem Milletvekili olan Ömer Öcalan hakkında Anayasa’nın 83. maddesi gereğince 27.03.2020 tarihli 2020/5403 Soruşturma ve 2020/118 Fezleke numarasıyla dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 27. Dönem Şanlıurfa Milletvekili seçilen Ömer Öcalan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan hakkında soruşturmalar bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
43. HABİP EKSİK (Bekir ve Fatma oğlu, 1985 doğumlu, T.C. Kimlik No: 51781788724); (HDP 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Iğdır Milletvekili, 06/06/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/128157 soruşturma numaralı dosyasında “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan yapılan soruşturmada;
Suç tarihinin 16/01/2020 olduğu belirtilerek;
Iğdır HDP İl Örgütü organizesinde 16/01/2020 günü saat 11:00 sıralarında Iğdır il merkezinde bulunan Maydanos Kafe de "Halkla Buluşma" adı altında verilen yemekte konuşma yapan Iğdır HDP Milletvekili Habip EKSİK’in PKK/KCK silahlı terör örgütünü övücü sözler söylemesi nedeniyle “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçunu işlediği iddiasıyla soruşturma başlatıldığı ve soruşturmanın halen devam ettiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/35728 soruşturma numaralı dosyasında “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan yapılan soruşturmada;
Suç tarihinin 12/10/2019, 13/10/2019, 14/10/2019 olduğu belirtilerek;
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Suriye’de PKK/KCK terör örgütüne yönelik operasyonları nedeniyle 12/10/2019, 13/10/2019, 14/10/2019 tarihlerinde Twitter.com adlı sosyal paylaşım alanında yer alan @DrHabip kullanıcı isimli hesabından PKK/KCK terör örgütünün propagandası niteliğinde paylaşımlar yaptığı iddiasıyla yapılan soruşturmada Anayasa’nın 83. maddesi gereğince 08.03.2021 tarihli 2020/2851 Soruşturma ve 2020/236 Fezleke numarasıyla dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 27. Dönem Iğdır Milletvekili seçilen Habip Eksik’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütünün Propagandası Yapmak” suçundan hakkında soruşturmalar bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
44. NUSRETTİN MAÇİN (Emin ve Gülsüm oğlu, 1963 doğumlu, T.C. Kimlik No: 30562457080); (HDP 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Şanlıurfa Milletvekili, 01/06/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/20155 soruşturma numaralı dosyasında “Terör Örgütü Propagandası Yapmak ve Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik Etmek” suçlarından yapılan soruşturmada;
Suç tarihinin 09/10/2019 olduğu belirtilerek;
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Suriye’de PKK/KCK terör örgütüne yönelik düzenlediği “Barış Pınarı Harekatı” nedeniyle 09/10/2019 tarihinde Twitter.com adlı sosyal paylaşım alanında yer alan @nusrettin_macin kullanıcı isimli hesabından PKK/KCK terör örgütünün propagandası ve halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik veya aşağılama niteliğinde paylaşım yaptığı iddiasıyla yapılan soruşturmada HDP 27. Dönem Şanlıurfa Milletvekili olan Nusrettin Maçin’in Anayasa’nın 83. maddesi gereğince 26.10.2020 tarihli 2020/20155 Soruşturma ve2020/533 Fezleke numarasıyla dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 27. Dönem Şanlıurfa Milletvekili seçilen Nusrettin Maçin’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütü Propagandası Yapmak ve Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik veya Aşağılama” suçlarından hakkında soruşturma bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
45. AYŞE SÜRÜCÜ (Hayrettin ve Naile kızı, 1983 doğumlu, T.C. Kimlik No: 49432782986); (HDP 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Şanlıurfa Milletvekili, 09/05/017-25/05/2018 Arası ve 06/01/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosunun 2019/9621 soruşturma numaralı dosyasında “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçlarından yapılan soruşturmada;
Suç tarihinin 18/03/2019 olduğu belirtilerek;
18/03/2019 günü PKK/KCK terör örgütü mensubu Z. G.’in Diyarbakır ili Bağlar ilçesi Yeniköy Mezarlığında gerçekleştirilen sözde anma etkinliğine katılarak “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” iddiasıyla yapılan soruşturmada HDP 27. Dönem Şanlıurfa Milletvekili olan Ayşe Sürücü’nün Anayasa’nın 83. maddesi gereğince 28.06.2019 tarihli 2019/9621 Soruşturma ve2019/229 Fezleke numarasıyla dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edildiği,
b)Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosunun 2020/32144 soruşturma numaralı dosyasında “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan yapılan soruşturmada;
Suç tarihinin 09/10/2019 olduğu belirtilerek;
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 09/10/2019 tarihinde Suriye’de PKK/KCK terör örgütüne yönelik düzenlediği “Barış Pınarı Harekatı” nedeniyle 06/12/2019 tarihinde Twitter.com adlı sosyal paylaşım alanında yer alan @AyşeSurucuUrfa kullanıcı isimli hesabından PKK/KCK terör örgütünün propagandası niteliğinde paylaşım yaptığı iddiasıyla yapılan soruşturmada HDP 27. Dönem Şanlıurfa Milletvekili olan Ayşe Sürücü’nün Anayasa’nın 83. maddesi gereğince 19.01.2021 tarihli 2020/32144 Soruşturma ve2021/11 Fezleke numarasıyla dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 27. Dönem Şanlıurfa Milletvekili seçilen Ayşe Sürücü’nün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak ve Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçlarıdan hakkında soruşturmalar bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
46. MENSUR IŞIK (Server ve Muteber oğlu, 1975 doğumlu, T.C. Kimlik No: 27314334300); (HDP 27. Dönem (24/06/2018-12/08/2020) Muş Milletvekili, 10/01/2018 – 04/08/2020 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosunun 2018/14017 Soruşturma sayılı dosyasında;
Suç tarihinin 09/10/2018 olduğu belirtilerek;
09/10/2018 günü saat 11.00 sıralarında İlimiz Yenişehir ilçesi Ofis ... Plaza önünde HDP (Halkların Demokratik Partisi) milletvekillerinin, İl ve İlçe yöneticilerinin katılımıyla PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın 9 Ekim 1998 tarihinde terör örgütünü yönettiği Suriye ülkesinden çıkarılışının yıldönümü ile ilgili olarak -sözde- "9 Ekim Uluslararası Komplosu" konulu basın açıklamasına katıldığı bu suretle terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği iddiasıyla yapılan soruşturmada HDP 27. Dönem Muş Milletvekili olan Mensur Işık hakkında Anayasa’nın 83. maddesi gereğince 05.12.2018 tarihli 2018/14017 Basın Soruşturma ve2018/243 Basın Fezleke numarasıyla dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edildiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/17376 Soruşturma sayılı dosyasında;
Suç tarihinin 23/09/2019 olduğu belirtilerek;
23/09/2019 günü saat 11.45 sıralarında Varto ilçesi Tepe Köyü Abdurrahman Paşa Köprüsü mevkiinde alınan emniyet tedbirinde güvenlik kuvvetlerinin bulunduğu yol kontrol noktasına araç ile gelen şüpheliler HDP Muş milletvekili Mensur Işık ve HDP Hakkari milletvekili Leyla Güven'in gelerek Erzurum ili Oltu ilçesi T tipi Ceza İnfaz kurumunda silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hükümlü olarak yatmakta iken intihar eden Beritan Sara (K) Zehra Sağlam'ın ailesine taziyede bulunmak istediklerini beyan ettikleri, kendilerine Muş Valiliği'nin aldığı yasaklama kararının sözlü olarak tebliğ edildikten sonra geçişlerine izin verilmeyince şüpheli HDP milletvekilleri Mensur Işık'ın basın açıklaması yaptığı, Valilik tarafından alınan kararın sırf kendilerine konulmuş bir yasakmış gibi basına yansıttığı iddiası ile şüpheli hakkında ''Terör örgütü propagandası yapmak ve ''Toplantı ve Gösteri Yürüyüşüne Muhalefet'' suçlarından soruşturmaya başlanıldığı ve soruşturmanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 27. Dönem Muş Milletvekili seçilen Mensur Işık'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak ve toplantı ve gösteri yürüyüşüne muhalefet'' suçlarından hakkında soruşturmalar bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
47. AHMET YILDIRIM (İsmet ve Sisi oğlu, 1972 doğumlu, T.C. Kimlik No: 18622857896); (25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015-27/02/2018) HDP Muş Milletvekili, 09/05/2017 - 22/05/2019 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 18/10/2018 tarih, Soruşturma No: 2018/11064, Esas No:2018/1086, İddianame No: 2018/1058 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/10/2017 olduğu belirtilerek;
“…sosyal medya üzerinden yapılan açık kaynak araştırmasında Facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde bulunan herkese açık paylaşım yapan HDP Diyarbakır il Başkanlığının resmi Facebook sayfası olduğu düşünülen "HDP Amed İl Örgütü" isimli sayfada 2(iki) dakikalık bir video paylaşıldığı tespit edilmiş, video içeriği incelendiğinde; DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) Diyarbakır il Başkanlğı önünde bulunan merdivenlerde ….HDP Muş milletvekili olan Ahmet Yıldırım'ın Türkçe olarak konuşma yaptığı konuşmasında; "... 9 Ekim 1998 günü bir Uluslararası komplo tezgahıyla sayın Abdullah Öcalan'a dönük bir Uluslararası komplonun geliştirilmesinde temelde amacı bölgede özgürlük arayan statü arayan, kalıcı onurlu barış arayan kürt halkı ile birlikte yaşamış olduğu halkları birbirine düşürmek, bunların birbirini boğazlamasını sağlamak ve bir kardeş düşmanlığı oluşturmaktı…. Oysa dünyanın neresinde olursanız olun, bir halkın bir şahsiyeti kendisine lider ve önder yapabilmesi öyle bir kongreyle, bir hukuk kararıyla falan olmaz. Bir kişi özgürlüğünden, demokrasisinden, statüsünden, kimliğinden mahrum bırakılmış bir halkın kaderiyle kendi kaderini birleştirir ve yaşamını bu uğurda adar ve feda ederse o halkların gönlünde bir önder olur, şeklinde açıklama yaptığı,..” belirtilerek suçu ve suçluyu övmek suçundan TCK’nın 215/1, 53 maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Ankara 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/905 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) Muş Cumhuriyet Başsavcılığının 26/09/2016 tarih, Soruşturma No: 2016/3000, Esas No: 2016/972, İddianame No: 2016/134 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 19/12/2015 olduğu belirtilerek;
“…Muş Emek ve Demokrasi Platformu organizasyonunda "Sur, Cizre, Nusaybin, Silopi ve Dargeçit'te yapılan katliam ve zulme karşı ses vermek" olarak adlandırdıkları basın açıklaması yapıldığı, …şüpheli Ahmet Yıldırım…konuşma yaptığı,… Şüphelinin olay tarihinde yapmış olduğu konuşmada doğu ve güneydoğuda hendekler kazarak güvenlik güçleriyle çatışmalara giren terör örgütü mensuplarının eylemlerini "evet gençler direniyor, kürdistan gençleri direnecek, -Cizre'de, Silopi'de, Dargeçit'te, Nusaybinde ve Sur'da direnen herkes bu halkın özgürlüğü demokrasisi için direniyor, boyun eğmedik, eğmeyeceğiz.-Bu ülke uğruna, bu halk uğruna, bu kadim halk uğruna direnen herkes anlamlı direniyor dik direniyordur." şeklinde sözler söylemek suretiyle terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru göstererek, övdüğü ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik yapacak şekilde "terör örgütü propagandası yapma" suçunu işlediği, Konuşma sonrasında …şüpheli Ahmet Yıldırım tarafından uyarıları yapan kolluk kuvvetlerine hitaben "onun yaka numarasını vereceksiniz, yüreği varsa verecek" şeklinde yüksek sesle sözler söyleyerek görevli memurlara doğru el hareketinde bulunduğu, ayrıca "sık bana sık bana" diye yüksek sesle sözler söyleyerek görevli memurlarına doğru el hareketinde bulunduğu,” tespitiyle terör örgütü propagandası yapma, suç işlemeye alanen tahrik etme suçlarından TCK’nın 214/1-3, 294/3; 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Muş 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/468 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 09/05/2017 - 22/05/2019 tarihleri arası üyesi olup, 25 ve 26. Dönem HDP Muş Milletvekili olan Ahmet Yıldırım’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma, suç işlemeye alanen tahrik etme, suçu ve suçluyu övme” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ahmet Yıldırım’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
48. AYLA AKAT ATA (Hasan ve Hava kızı, 1976 doğumlu, T.C. Kimlik No: 39469148374); (24. Dönem (28/04/2014 ve 07/06/2015) HDP Batman Milletvekili, 12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ardahan Cumhuriyet Başsavcılığının 20/04/2018 tarih, Soruşturma No: 2018/347, Esas No: 2018/365, İddianame No: 2018/85 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 14/07/2015 olduğu belirtilerek,
“…. 12.07.2015 tarihinde Erzurum İli Şenkaya İlçesi İncepınar Mevkisinde PKK/KCK bölücü terör örgütü mensuplarınca açılan ateş sonucu ölen Kamber Morkoç isimli şahıs için 14.07.2015 tarihinde Ardahan ili Göle ilçe merkezinde cenaze töreni düzenlendiği, …Şüphelinin olay tarihinde cenaze töreninde tabutun başında yapmış olduğu konuşmasında ölen Kamber Morkoç için : "biz neden katledildiğini biliyoruz ve katillerinizi de tanıyoruz, bu gerekçeler yıllardır devlet için bir saldırı gerekçesi oldu, inkar imha nedeni oldu, ama bizim için mücadele gerekçesi oldu" şeklinde kalabalığa hitaben açıklamalarda bulunduğu, buna ilişkin görüntü kayıtlarının soruşturma dosyası içerisinde yer aldığı,” tespitiyle terör örgütü propagandası yapmak, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek suçlarından 3713 sayılı Kanunun 7/2; TCK'nın 216/1. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Ardahan Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 2019/12 esas sayılı dosyasının Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/110 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
b) Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 02/07/2015 tarih, Soruşturma No: 2015/12088 Soruşturma, Esas No: 2015/2538, İddianame No: 2015/255 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/01/2015 olduğu belirtilerek,
“…PKK/KCK Terör Örgütü Üyesi oldukları bilinen Sakine Cansız, Leyla Söylemez ve Fidan Doğan’ın 09 Ocak 2013 günü Paris’te öldürülmelerini protesto etmek amacıyla o tarih de, HDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata , (07 haziran 2015 seçimlerin de milletvekili olmayan) ve parti üyelerinin de aralarında bulunduğu yaklaşık 350 kişilik grubun …yaklaşık 25-30 cm çapında yuvarlak resimleri ile PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın resminin bulunduğu yaklaşık 30x 40 cm. ebadında posterleri ve kırmızı zemin üzerine yeşil çember içerisinde sarı zemin ve kırmızı yıldız olan yaklaşık 50x50 cm ebadında ERNK/YDK (Kürdistan Ulusal Kurtuluş Cephesi/ Demokratik Halk Birlikleri) sözde bayrakları ile yeşil zemin üzerine sarı çember içerisinde sarı zemin ve kırmızı yıldız olan yaklaşık 50x50 cm ebadında sözde Konfederalizmi simgeleyen sözde bayraklar ve PKK/KCK Terör Örgütünün Suriye’deki uzantısı olan YPG’nin üçgen şeklindeki sözde bayrakları açılarak kortej halinde sloganlar atarak yürüyüşe başlandığı, …Saat 14.07 sıralarında HDP (Halkların Demokratik Partisi) Batman Milletvekili Ayla Akat Ata tarafından…Saygı değer halkımız değerli basın mensupları, 2013 dokuz Ocağı Kürt Halkının mücadele tarihinde bir kara gündür. …. Şimdi biz bu mesajı alanlar olarak diyoruz ki bizim yolumuz heval Sakine’nin yoludur. Özgürlük için alandayız. Özgürlük için mücadeledeyiz. Özgürlük için yürüyoruz. Ve bu yolun önüne hangi barajı koyarsanız koyun bizler aşmasını biliyoruz. ….Sayın OCALAN’ın ortaya koymuş olduğu çözüm iradesi ve başlatmış olduğu özgürlüğe yürüyüş hamlesini sonuna kadar sahipleneceğiz. Biliyoruz ki rahatsız olanlar var. …Bir kez daha şehit Sakine, Leyla ve Fidan şahsında tüm özgürlük şehitlerinin anısı önünde saygıyla eğiliyoruz ve hep beraber şehit namırın diyoruz şeklinde şifahi konuşma yapıldığı,” tespitiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 2015/204 esas sayılı dosyasının aynı mahkemenin 2016/26 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
c) Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 05/10/2015 tarih, Soruşturma No: 2015/14393 Soruşturma, Esas No: 2015/3263, İddianame No: 2015/333 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 15/02/2015 olduğu belirtilerek;
“PKK/KCK terör örgütü elebaşı olan Abdullah Öcalan'ın 15/02/1999 tarihinde Kenya'da yakalanarak ülkemize getirilişinin yıl dönümü olması nedeniyle örgüt güdümünde yayın yapan www.firatajans.com ve www.bestanuce1.com isimli internet sitelerinde 09-14 Şubat 2015 tarihlerinde eylem yapılması yönünde talimatlar verildiği ve çağrılarda bulunulduğu, …olay günü saat:10.30 sıralarında 70-80 kişilik bir grubun, bir kısmının yüzü kapalı olmak üzere, Bağlar Mahallesi Göçerler Bulvarı ve Acetler Kavşağı civarında lastik yakma, barikat kurarak yolu trafiğe kapatma, mobese kameralarına zarar verme, güvenlik güçlerine taşlı-molotof kokteylli-havyifişekli-el yapımı bombalı saldırılarda bulunduğu, yapılan tüm uyarılara rağmen bu grubun eylemlerine son vermediği; Saat:13.00 sıralarında ise aralarında şüpheli Ayla Akat Ata 'nın da bulunduğu yaklaşık 2.500 kişilik bir grubun Belediye Binası önünden PKK/KCK terör örgütünün elebaşısı olan Abdullah Öcalan'a ait posterler, terör örgütünü simgeleyen bezler taşınarak ve plakası kapatılmış bir araçta bulunan hoparlörlerle örgüt lehine sloganlar atılarak yürüyüşe geçildiği, o sırada yolun araç ve yaya trafiğine kapatıldığı, emniyet görevlileri tarafından yapılan uyarılara rağmen yürüyüşe devam edildiği, …atıma hazır bir adet el yapımı bombanın ele geçirildiği,” tespitiyle silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak suçlarından TCK'nın 314/2; 3713 sayılı Kanunun 5, 7/2 maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 2015/280 esas sayılı dosyasının aynı mahkemenin 2015/204 esas sayılı dosyası ile ve sonrasında yine aynı mahkemenin 2016/26 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
d) Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 27/12/2017 tarih, Soruşturma No: 2017/23056 Esas No: 2017/4178, İddianame No: 2017/1063 sayılı iddianamesiyle,
Suç tarihinin 18/05/2017 olduğu belirtilerek,
“…Adana ve Mersin illerinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) binalarına yönelik olarak gerçekleştirilen bombalı saldırıları protesto etmek amacıyla toplanan yaklaşık 400 kişinin, Yılmaz Güney sinema salonu önünden yürüyerek Atatürk Parkı önüne geldiği, burada bir konuşma yapan dönemin HDP Batman Milletvekili Ayla Akat ATA'nın özetle; " … sınır hattında katırların yaşamına son verenler, Nevroz günü Batman'da plotformu gaz altında bırakanlar, ülkenin dört bir yanında HDP seçim bürolarına saldıranlar ve en nihayetinde bugün görüyoruz ki Adana ve Mersin'de eş zamanlı bombalar patlatanlar aynı amaca hizmet ediyorlar, Ülkeyi bir kaosa sürüklemek istiyorlar. ….şeklinde ifadeler kullandığı, basın açıklaması sırasında "Li denge xwe xwedi derkevin, oylarına sahip çık Demgenç-Batman" şeklinde pankartların açıldığı, yine basın açıklaması sırasında "Baskılar Bizi Yıldıramaz", "HDP'ye Uzanan Eller Kırılsın", "Direne Direne Kazanacağız", "Faşizme Karşı Omuz Omuza", "Bizler HDP Bizler Meclise", "Barajı Yıkacağız Meclise Akacağız" şeklinde sloganlar atıldığı…” tespitiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 2018/1 esas sayılı dosyasının aynı mahkemenin 2016/26 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
e) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 09/10/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/53804 Esas No: 2019/16118, İddianame No: 2019/3733 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 18/04/2019 olduğu belirtilerek;
“…Gizli Tanık "225A17R580L" mahlaslı tanığın 26/02/2019 tarihinde vermiş olduğu beyanda; …şüpheli hakkında "Ben bu şahsın Ayla Akat Ata olarak öğrendim. Ben bu şahsı 2015 ve 2016 yıllarında Diyarbakır ilinde KJA (Kongrea Jine Azat-Özgür Kadın Kongresi, söz konusu tarihte terör örgütünün şehir kadın yapılanmasıdır. Legal görünümlü terör örgütü yapılanmasıdır) binasında kadro örgüt mensuplarıyla ilişki içerisinde bulunmaktaydı. Bu şahıs örgüt içerisinde kadrodan daha yetkili bir konumdaydı. KJA'nın diplomasi sorumlusuydu. Hatırladığım kadarıyla Abdullah Öcalan'ın da bu kişiyle ilgili KJA'nın başına getirilmesi yönünde bir talimatı vardı. Ancak faaliyetlerine ilişkin bilgim bundan ibarettir. Eski HDP milletvekili olduğunu biliyorum. Şu anki durumu hakkında bilgim yoktur, şeklinde beyanda bulunduğu,” tespitiyle silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 2019/484 esas sayılı dosyasının aynı mahkemenin 2017/110 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
f) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 30/06/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/21245 Esas No: 2020/6316, İddianame No: 2020/1657 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 22/05/2020 olduğu belirtilerek,
“…şüphelinin PKK silahlı terör örgütü ile organik bağ kurduğu, şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiği, örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde üst kademe yöneticileri tarafından kendisine verilen emir ve talimatlar doğrultusunda hareket ettiği, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, bu şekilde şüphelinin üzerine atılı PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği ayrıca açık kaynak araştırma raporundaki yukarıda belirtilen paylaşımları göz önüne alındığında şüphelinin zincirleme bir şekilde silahlı terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği” tespitiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/275 esasında derdest olduğu,
g) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 16/01/2020 tarih, Soruşturma No: 2019/38836 Esas No: 2020/937, İddianame No: 2020/222 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 21/03/2019 olduğu belirtilerek,
“…Mardin ili Nusaybin ilçesi Alika Mahallesinde teslim olan Bermal (K) Hicran Berna AYVERDİ'nin alınan ifadesinde ve yapmış olduğu fotoğraftan teşhis işleminde şüpheli Ayla Akat Ata ile ilgili olarak; Ayla Akat Ata PKK/KCK terör örgütünün KCK yapılanması içerisinde hareket eden bir şahıstır. 2014 yılında Diyarbakır merkezinde bulunan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il binasında yapılan KCK toplantısında Ayla Akat Ata ve siyasi kimliği olan kişiler katılmıştı. Ayla Akat Ata bu toplantıda konuşma yaparak o dönem yapılan ve yapılacak olan talimatları okuduk. Bu konuşma Irak kuzeyinde bulunan terör örgütü yöneticilerini uluştarmak üzere kamera ile kayıt ediliyordu. Bu toplantıya basın v.b yayın organları alınmıyordu. Dolayısıyla bu tür kayıtlar özellikle terör örgütünün yöneticilerin gönderiliyordu. Ayla Akat Ata yaptığı konuşmalarda demokratik özerklik ve öz yönetim çalışmalarını hızlandırılmasını devrimci halk savaşını nihai sonuca mutlaka ulaşacağını bu boyutta yerelde halkın desteğinin kazanılması için her türlü çalışmaların planlanması ve yapılması talimatının bizzat kendisi orada okumuş ve vermişti. Bir milletvekilinin böyle bir toplantıda katılması ve terör örgütünün talimatlarını bize okuması çok normal bir durumdu. Çünkü bu milletvekilleri terör örgütünün söylemlerini halka taşıma için görev yapıyordu. Bu durumu bizzat bu KCK yapılanması içerisinde iken gördüm. şeklinde beyanda bulunduğu” tespitiyle silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 2020/88 esas sayılı dosyasının aynı mahkemenin 2017/110 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
h) Siirt Cumhuriyet Başsavcılığının 07/04/2015 tarih, Soruşturma No: 2014/3709 Esas No: 2015/476, İddianame No: 2015/101 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 28/08/2014 olduğu belirtilerek;
“Siirt İline bağlı Güneşli Köyü Tüzel kişiliği adına kayıtlı mezarlık vasfı 898 nolu parsel üzerine PKK Terör Örgütünün ölen mensuplarının defnedilmesi amacıyla mezarlık inşaatına başlandığı, …şüpheli Abdulbaki'nin kendi ifadesinde de belirttiği üzere, Batman Milletvekili Ayla Akad Ata'nın kendisine söz konusu yerde Bölücü Terör Örgütü (BTÖ) mensupları için ziyaret yapılacağını, kendisinin de bu inşaatta çalışmasını istediği, şüphelin de söz konusu mezarlık inşaatında çalışmaya başladığı, …mezarlığa BTÖ PKK'nın ölen mensuplarının defnedildiği, mezarlık alanında terör örgütü PKK'yı simgeleyen bayrakların, resim ve flamaların asıldığı, mezarlığın girişine " Şehidgena Şehid Kendal " isminin yazıldığı, söz konusu mezarlığın terör örgütü PKK'nın propagandasını yapma niteliğinde bulunduğu, HDP Batman Milletvekili Ayla Akad ATA …tarafından ziyaret edildiği...,” tespitiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan Siirt 1. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 25/11/2020 tarih ve 2019/356 esas sayılı kararı ile dosyanın aynı mahkemenin 2017/110 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
ı) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2014 yılı olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/06/2014 tarihinden itibaren üyesi ve 24. Dönem HDP Batman Milletvekili olan Ayla Akat Ata’nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapma, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ayla Akat Ata ’nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-27)
49. BERDAN ÖZTÜRK (Cemil ve Cemile oğlu, 1980 doğumlu, T.C. Kimlik No: 25792103470); (25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015), 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) ve 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) HDP Ağrı Milletvekili, 09/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ağrı 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/02/2018 tarih, 2016/430 esas, 2018/107 sayılı kararı ile,
Suç tarihinin 14/01/2016 olduğu belirtilerek;
“…Ağrı HDP Milletvekili Berdan Öztürk'ün, "berdan_ozturk" kullanıcı adıyla www.twitter.com adresindeki sosyal ağdan etkisiz hale getirilen örgüt mensuplarına ait resimlerin altına "Kalu beladan beri TC Devleti kolluğunun kürde yaklaşımı hiç değişmedi: öldürüp intihar süsü vermek; infaz edip çatışma süsü vermektir" şeklinde yorumlar yazdığı” gerekçesiyle devletin askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağılama suçundan TCK’nın 301/2, 53. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
b) Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının 04/08/2016 tarih, Soruşturma No: 2016/3406, Esas No: 2016/1227, İddianame No:2016/148 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 02/02/2016 olduğu belirtilerek;
“…Ağrı HDP Milletvekili Berdan Öztürk'ün berdan_ozturk kullanıcı adıyla www.twitter.com adresindeki sosyal ağdan,"inkar,asimilasyon,ret politikalarıyla bizi kültürel ve fiziki soykırımdan geçirmelerine izin vermeyeceğiz, Demokratik özekliğin öncü gücü, öz yönetim inşasının temel harcı olan DBP'nin Ağrı İl Kongresindeyiz, gün direnme günüdür, Özyönetim devletin katliamlarına isyandır" şeklinde paylaşımlar yaptığı,… bu anlamda silahlı terör örgütünün öz savunma/halkın örgütlenmesi hedefleri kapsamında örgüt adına propaganda amaçlı beyanlarda, … silahlı terör örgütünün sözde öz yönetim/özerklik hedefleri kapsamında örgüt adına propaganda amaçlı beyanlarda bulunduğu” tespitiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2 gereğince cezalandırılması istemiyle Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 18/02/2021 tarih 2016/244 esas sayılı kararı ile “yargılama sürecinde yeniden milletvekili olması sebebiyle sanık hakkında yasama dokunulmazlığı kaldırılıncaya kadar ya da milletvekilliği sona erinceye kadar yargılamanın CMK’nın 223/8 maddesi uyarınca durmasına” karar verildiği,
c) Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının 04/08/2016 tarih, Soruşturma No: 2016/3407, Esas No: 2016/1226, İddianame No: 2016/147 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 21/07/2015, 06/10/2015, 08/10/2015, 02/12/2015 olduğu belirtilerek;
“… aralarında HDP Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk, …. bulunduğu yaklaşık 250 kişilik grup…yürüyüş esnasında “PKK Halktır Halk Burada” “ Anaların Gözyaşı Katilleri Boğacak” “Selam Selam İmralıya Bin Selam” “Baskılar Bizi Yıldıramaz” “Dişe Diş Kana Kan Seninleyiz Öcalan” “Be Serok Jiyan Nabe-Türkçesi: Başkansız Yaşam Olmaz” “Ağrı Uyuma Onuruna Sahip Çık” “Disa Disa Serhildan Serokeme Öcalan” “Biji Serok Apo” “Biji Berhudane YPG (Yaşasın YPG Direnişi) ” “Kürdistan Faşizme Mezar Olacak” “İntikam PKK” “Baskılar Bizi Yıldıramaz” şeklinde illegal sloganlar atıldığı …HDP Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk’ün …resim karesinde yolu trafiğe kapatarak basın açıklaması yapan ve yasadışı slogan atan grup içerisinde olduğu ve grup ile birlikte oturma eylemine katıldığı,
…08/10/2015 günü saat:12.00’da HDP Ağrı Milletvekilleri “Berdan Öztürk, … parti yöneticileriyle birlikte yaklaşık 60 kişilik grup” parti binasında toplanmış, …grubun önüne 2X1 m boyutlarında yeşil zemin üzerinde sarı-kırmızı şerit bulunan ve beyaz renk ile “KOMPLOYU KINIYORUZ HALKIMIZIN ÖZ YÖNETİMİNİ SELAMLIYORUZ” ibarelerin yazılı olduğu pankart açıldığı,
02.12.2015 günü … 3,5 X 1,5 M boyutlarında üzerinde “SÖMÜRGECİ ZİHNİYET VURUYOR. HALK DİRENEREK KÜRDİSTANI KURUYOR ADÖ-DER DEM-GENÇ” …BİJİ SEROK APO, PKK HALKTIR HALK BURADA, KÜRDİSTAN FAŞİZME MEZAR OLACAK, TAHİR ELÇİ ÖLÜMSÜZDÜR, ŞEHİD NAMIRIN, DİRENE DİRENE KAZANACAĞIZ, BİJİ BERXVEDANA DERİKE, PKK GENÇLİK ÖRGÜTLÜDÜR, KATİL POLİS ÜNİVERSİTEDEN DEFOL, KATİL POLİS HESAP VERECEK ” şeklinde sloganları atarak yürüyüşe başlamışlar,…HDP Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk'ün …isimli resim karesinde grup içerisinde olduğu ve sözde gerilla marşının okunduğu esnada sözde saygı duruşunda bulunduğu tespit edilmiştir.
… HDP Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk tarafından Komployu Kınıyoruz, Halkımızın Öz Yönetimini Selamlıyoruz” yazılı pankartın taşınarak terör örgütünün propagandasının yapıldığı,…,” tespitiyle TCK’nın 314/2; 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 2016/246 esas sayılı dosyasının aynı mahkemenin 2016/244 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
d) Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının 18/10/2016 tarih, Soruşturma No: 2016/5701, Esas No: 2016/1572, İddianame No:2016/196 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 06/08/2015 olduğu belirtilerek,
“...Türk Silahlı Kuvvetlerinin silahlı terör örgütü PKK/KCK mensuplarına yönelik gerçekleştirdiği operasyonlara canlı kalkan diye tabir edilen mahiyette engel olmak isteyen ve bu operasyonları protesto etmek amacıyla kırsal alanda örgüt mensuplarına yakın bir yerde çadır kuran grupla birlikte aktif bir şekilde hareket ettikleri, bu anlamda örgütünün amaçlarına hizmet edecek mahiyette eylemlerde bulunan şüphelilerin silahlı terör örgütüne yardım ettikleri…,” tespitiyle TCK'nın 314/2-3 maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 2016/302 esas sayılı dosyasının aynı mahkemenin 2016/247 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
e) Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının 18/10/2016 tarih, Soruşturma No: 2016/5707, Esas No: 2016/1581, İddianame No: 2016/199 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 28/05/2015 olduğu belirtilerek;
“…28.05.2015 tarihinde Doğubayazıt ilçe merkezinde yapılan açık hava toplantısında konuşan ve hâlen Halkların Demokratik Partisi Ağrı milletvekili….şüpheli Berdan Öztürk yaptığı konuşmasında: "kürt hikayesi direniş hikayesidir hep öldürdüler ve işkence ettiler ama direnişimiz hep yeni ve canlı kalmıştır. Bazidin ruhunda var. Onların gözleri görmüyor gözlerini açsınlar direniş ruhu bazid te devam ediyor" şeklinde söylemlerde bulunduğu, Berdan Öztürk'ün …terör örgütü PKK/KCK'nın yapmış olduğu mücadeleden direniş olarak bahsettiği ve bu direnişin Doğubayazıt'ta devam ettiğini, yeni ve canlı kaldığını ifade ederek bölücü terör örgütünün yöntemlerini meşru göstermeye çalıştığı,” tespitiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 2016/307 esas sayılı dosyasının aynı mahkemenin 2016/246 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
f) Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının 12/01/2021 tarih, Soruşturma No: 2020/6369, Esas No: 2021/90, İddianame No: 2021/15 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 24/11/2015 olduğu belirtilerek;
“…Güvenlik Güçleri ile girdiği çatışmada etkisiz hale getirilen BTÖ mensubu Mehmet Şerif Akıcı'nın 24/11/2015 tarihindeki sözde cenaze törenine katıldığı ve konuşma yaptığının tespit edildiği;…HDP Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk'ün cenaze töreni sırasında kürtçe olarak vatandaşlara yönelik yaptığı konuşmada "bize düşen çok şey değildir, bir olmaktır, bunların karşısında tek ses olmaktır ki, bir daha mezarlıklara gelmeyelim, yiğitlerimizi toprağa vermeyelim, yük bizim üzerimizdedir, bütün kürtlerin omuzları üstündedir" ve "tüm kürt halkına başsağlığı dilerim ŞOREŞ arkadaşımızın şahsında tüm kürdistan özgürlük şehitlerini saygıyla anıyorum" şeklinde öldürülen teröristi, teröristleri öven sözler ile terör örgütünün propagandası yaptığı,” tespitiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle Ağrı 2. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 2021/17 esas sayılı dosyasının Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/244 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 09/05/2017 tarihinden itibaren üyesi, 25, 26 ve 27. Dönem HDP Ağrı Milletvekili olan Berdan Öztürk’ün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, 14/01/2016 tarihli eylemi nedeniyle “devletin askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağılama” suçundan verilmiş mahkumiyet kararı ile, “terör örgütü propagandası yapma, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, silahlı terör örgütüne yardım etme,”suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Berdan Öztürk’ün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
50. ÇAĞLAR DEMİREL (Gündüz ve Gülperi kızı, 1969 doğumlu, T.C. Kimlik No: 35665283772); (25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) ve 26. (01/11/2015-24/06/2018) Dönem HDP Diyarbakır Milletvekili, 26/10/2015 - 22/05/2019 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a) Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/07/2017 tarih, 2016/487 esas ve 2017/422 sayılı kararı ile;
Suç tarihlerinin 24/05/2015 - 08/03/2016 olduğu belirtilerek,
“…HDP (Halkların Demokratik Partisi) ve KJA (Özgür Kadınlar Kongresi) organizesinde, "Kadınlar Yeni Yaşam İçin Buluşuyor" konulu Diyarbakır ili Bağlar ilçesi Koşuyolu parkında basın açıklaması ve müzik dinletisi etkinliği düzenlendiği, düzenlenen basın açıklaması ve müzik dinletisi etkinliğine yaklaşık 200-300 kişilik bir kalabalığın katıldığı tutanaklarla belirlenmiş ve sanık da sorgusunda bu etkinliğe katıldığını ikrar etmiştir.
Bu etkinlikte saat 16:20 sıralarında terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmekte iken güvenlik güçlerince etkisiz hale getirilen teröristlerin sözde şehit olarak nitelendirilmesi ve sözde şehitleri için bir dakikalık saygı duruşunda bulunulması, etkinlik sırasında üzerinde Fransa'da etsiz hale getirilen terör örgütü mensupları Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez'in resimlerinin bulunduğu posterler, üzerinde terör örgütü üyesi kadınlar ve Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu posterlerin açılması, etkinliğin 677 sayılı KHK ile terör örgütü PKK ile irtibat ve iltisakı nedeniyle kapatılan KJA derneği tarafından düzenlenmiş olması, her ne kadar etkinlik müzik dinletisi adı altında yapılmış ise de 3 saat 30 dakika süren etkinlikte yalnızca 25 dakika müzik dinletisi yapılmış olması nedeniyle, etkinliğin terör örgütünün propagandasına dönüştüğü,…
PKK terör örgütü güdümünde yayın yapan www.firatnews.com isimli internet sitesinin 01/08/2015 tarihli yayınında "Komalen Ciwan Koordinasyonunun:"Komalen Ciwan gençlere çağrıda bulunarak sınıra doğru yürümeli ve şehitlerini oradan almalılar. Halkın ve gençliğin saldırılara yanıt vermesini ve yine öz savunma yapmasını isteyen Komalen Ciwan, Gemlik yürüyüşüne de katılım çağrısı yaptı..." şeklinde,
Yine aynı sitenin 01/08/2015 tarihli yayınında KCK Yürütme Konseyi Üyesi Ok: Onurlu Gemlik Yürüyüşünde herkes yerini almalı…şeklinde çağrıların yapıldığı,… sanığın da bu eyleme katıldığı....
13/09/2015 günü saat 05:00 itibariyle ikinci bir emre kadar Diyarbakır Valiliği tarafından ikinci bir duyuruya kadar sokağa çıkma yasağı ilan edildiği, …Bu sokağa çıkma yasağını ve güvenlik güçlerinin yapmış olduğu operasyonları protesto etmek amacıyla yasadışı PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan basın-yayın organlarınca çağrılar yapıldığı,… sanığın katıldığı bu eylemin terör örgütünün propagandasına dönüşen örgütsel bir eylem olduğu kanaatine varılmıştır.
… bölücü terör örgütü mensuplarına yönelik yapılan operasyonları protesto etmek amacıyla …Gerçekleştirilen basın açıklaması sırasında toplanan kalabalık tarafından "Biji berxwedana Sur'e (Yaşasın Sur Direnişi), Barışın Mimarı İmralı'dadır." şeklinde yasadışı sloganların atıldığı, sanık Çağlar Demirel'in bu eyleme katıldığı ve eylem sırasında bir konuşma yaptığı belirlenmiştir.
…17.12.2015 günü …Sur ilçesinde PKK/KCK terör örgütüne yönelik yapılan operasyonları protesto etmek amacıyla eş zamanlı olarak ilimiz muhtelif yerlerinde yürüyüş ve basın açıklamaları yapılmış, bu yürüyüş ve basın açıklamaları sırasında “Amed Uyuma Sur İçine Sahip Çık”, “PKK Halktır Halk Burada”, “Direne Direne Kazanacağız” şeklinde sloganlar atılmış, sanık Çağlar Demirel de bu etkinliğe bir konuşma yaparak katılmıştır.
…06.02.2016 günü …güvenlik güçlerinin PKK/KCK terör örgütü mensuplarına yönelik yapmış olduğu operasyonları kınamak konulu sözde bir günlük barış nöbeti tutulduğu ve basın açıklaması düzenlendiği, sanık Çağlar Demirel'in de bu eyleme katıldığı belirlenmiştir.
…PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan www.anf.com.tr isimli internet sitesinden 15.04.2016 günü yapılan haber yayınlarında…. DBP il binası önünde HDP, DBP, KJA, DTK, DEM-GENÇ'in katılımıyla saat 14.00’te yapılacak mitinge DBP, HDP, DTK, HDK, KJA Eş Başkanları, STK temsilcileri ve milletvekilleri katılacak. …Sanık Çağlar Demirel'in konuşması incelendiğinde, eylemin terör örgütünün propagandasına dönüştüğü.” gerekçesiyle silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 3, 5/1. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Mardin 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/04/2017 tarih, 2016/557 esas ve 2017/367 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 25/11/2015 olduğu belirtilerek;
“…..sanık tarafından Nusaybin'de yaşanan olaylar sebebiyle devletin kendi vatandaşlarını tank ve havan topuyla katlettiği, insanların evlerinin devlet tarafından yağmalandığından bahsedilmektedir…. Devletin kendi vatandaşlarının zarar görmemesi için mahalle mahalle sokak sokak mücadele verdiği dönemde yüzlerce güvenlik görevlisi mayın patlaması sonucu veya keskin nişancılar tarafından şehit edilmiştir. Sanığın bu tablo karşısında devletin kendi vatandaşlarını katlettiği ve evlerinin yağmalandığı şeklindeki söyleminin devlete iftira atarak terör örgütü PKK'yı iyi gösterme çabası içerisinde olduğunun açık göstergesidir. Sanık bu eylemi ile olmayan bir şeyi var göstererek Türkiye Cumhuriyeti Devletini uluslararası kamuoyunda zor durumlara düşürmek gayreti içerisindedir. …yaptığı konuşmasının yasama sorumsuzluğu kapsamında olmadığı anlaşılmıştır. Sanığın söylemiş olduğu sözlerin düşünce açıklaması olarak değerlendirilemeyeceği aksine Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Hükümetini alenen aşağılama niteliğinde olduğu kanaatine varıldığı…” gerekçesiyle TCK'nın 301, 62, 50/1-a, 52/2. maddeleri uyarınca 3600 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 19/10/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/77743, Esas No: 2020/40230, İddianame No: 2020/6025 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 30/07/2016 olduğu belirtilerek;
“…Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kepez İlçe binası önünde bu partinin milletvekilleri Osman Baydemir ve Çağlar Demirel'in katılımları ile Teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması amacı ile 30/07/2016 tarihinde basın açıklamasının yapıldığı…Şüphelinin ''kürdistanda, Cizre'de, Sur'da, Şırnak'ta, Nusaybin'de baskı ve şiddete ilişkin halkımız müthiş bir direniş ve mücadele geliştirdi.'' şeklindeki konuşması neticesinde; PKK silahlı terör örgütü tarafından gerçekleştirilen ve yukarı bölümde açıklanan söz konusu eylemleri sahiplenici, destekleyici şekilde PKK/YPG silahlı terör örgütünün cebir, şiddet içeren yöntemlerini meşru gösterme ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik etme …terör örgütü propagandasını yapma suçunu işlediği” tespitiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/240 esasında derdest olduğu,
d) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 20/02/2017 Tarih, Soruşturma No: 2016/23489, Esas No: 2017/2271, İddianame No: 2017/1484 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 10/10/2015 olduğu belirtilerek;
“…Diyarbakır ili Sur ilçesine bağlı mahalleler ve Yenişehir ilçesi Fiskaya bölgesinde PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (ÖS/YDG-H) içerisinde faaliyet gösteren şahıslar tarafından kazılan tuzaklı hendeklerin kapatılması, kurulan bombalı tuzaklar ve barikatların etkisiz hale getirilerek kaldırılması, kapatılan yolların açılması ve sokakların güvenli hale getirilmesi için Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğünde görevli kolluk güçlerince operasyon başlatıldığı, başlatılan operasyonları engellemek ve protesto etmek maksadıyla HDP'li yöneticilerin ve partililerin katılımı ile protesto eylemi düzenlendiği, protesto eyleminin devam ettiği sırada Med-Nüçe TV kanalında canlı olarak yayınlanan programda konuşma yapan; Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel'in …Bugün sizin gördüğünüz gibi Sur da aynı zamanda Mardin Dargeçit, Nusaybin, Silvan birçok alanımızda sokağa çıkma yasağı ile birlikte yaşanan bu devlet terörüyle karşı karşıyayız …Diyarbakır da bütün herkesin Sur'a sahip çıkması gerekiyor... şeklinde açıklamalarda bulunduğu,” belirtilerek Türk Milletini, Cumhuriyeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılama suçundan TCK'nın 301/1 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/732 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 26/10/2015 - 22/05/2019 tarihleri arası üyesi olup, 25 ve 26. Dönem HDP Diyarbakır Milletvekili seçilen Çağlar Demirel’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, 24/05/2015 - 08/03/2016 tarihli eylemi nedeniyle “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan ve yine 25/11/2015 tarihli eylemi nedeniyle “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçundan verilmiş mahkumiyet kararları ile; “terör örgütü propagandası yapma, Türk Milletini, Cumhuriyeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılama” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Çağlar Demirel’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
51. DİLŞAT CANBAZ KAYA (Cihan ve Peruza kızı, 1973 doğumlu, T.C. Kimlik No: 12082220344); (27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) HDP İstanbul Milletvekili, 05/07/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/13750 sayılı soruşturma dosyasında,
Suçun terör örgütü propagandası yapma, suç tarihinin 28/07/2019 olduğu belirtilerek,
“ 27/07/2019 tarihinde Tunceli İli Sanat Sokak içerisinde " Hukuk, Kadın Haklarını ve Mücadeleyi Konuşuyor " konulu panele konuşmacı olarak katılan HDP İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz Kaya 'nın…; biliyorsunuz OHAL ile beraber ilk önce derneklerimiz kadın derneklerimiz kapatıldı, ilk kadın Eş Başkanlarımız tutuklandı… buranın da Türkiye Kuzey Kürdistanın bir parçası olduğunu bilerek kadının burada da son dönemdeki politikaların son dönemde yaşanan cinsel şiddetin saldırının özelde üniversitelerde yaşanan ve ayyuka çıkan bir mesele var, …hele Dersim gibi bir yerde Kürdistanın bir parçası olduğu yerde bunun kapatılmasına biz örgütlü kadınlar olarak izin vermeyeceğiz, şeklinde konuştuğu” belirtilerek Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığının 04/09/2019 tarih ve 2019/2340 soruşturma sayılı dosyasının yetkisizlik kararı verilerek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 05/07/2018 tarihinden üyesi olup, 27. Dönem HDP İstanbul Milletvekili seçilen Dilşat Canbaz Kaya’nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan hakkında ceza soruşturması yapıldığı, partide üst düzey görev alan Dilşat Canbaz Kaya’nın davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
52. FAYSAL SARIYILDIZ (Selim ve Afiye oğlu, 1975 doğumlu, T.C. Kimlik No: 23129725944); (24. Dönem (28/04/2014 ve 07/06/2015), 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015-27/07/2017) HDP Şırnak Milletvekili, 12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 04/11/2016 tarih, Soruşturma No: 2016/17619, Esas No: 2016/7317, İddianame No: 2016/1119 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 27/01/2015 olduğu belirtilerek,
“….Yapılan soruşturma sonucu 27.01.2015 günü Halil Merç isimli şahsın ikametinde yapılan arama neticesinde ele geçirilen silah, mühimmat ve diğer malzemelerin Suriye ülkesinde yaşayan ve dosya kapsamında alınan ifade tutanaklarında PKK/KCK terör örgütü ve PKK/KCK terör örgütünün Suriye kanadı olan PYD /YPG terör örgütüne mensup oldukları belirtilen İsa Hema ve Ammar isimli şahıslar tarafından Musa Çoban, İsmail Çelik ve Halil Merç ile irtibata geçilerek Ceylanpınar İlçesine gönderildiği, …Mehmet Ali isimli şahsın Cemal isimli şahsın yönlendirmesi ile İsmail Çelik ve Halil Merç’te bulunan çantaları teslim almak amacıyla Suruç İlçesinden Ceylanpınar ilçesine 27.01.2015 günü Faysal Sarıyıldız ile birlikte siyah audi marka 06 .. 4762 plaka sayılı araçla geldiği, Mehmet Mehmet Ali ile İsmail Çelik’in buluşma noktası olarak ayarladıkları Kadaoil Petrol mevkiinde bulunan kamera kayıtlarının incelenmesi neticesinde 27.01.2015 günü saat 19:40 sıralarında 06 .. 4762 plaka sayılı araçtan inen erkek şahsın BDP Milletvekili Faysal Sarıyıldız olduğunun belirlendiği, 06 .. 4762 plaka sayılı aracın trafikte Faysal Sarıyıldız adına kayıtlı olduğunun tespit edildiği, dosya kapsamında alınan ifade tutanakları, arama neticesinde ele geçirilen silah, mermi, tüfek ve el bombalarının yanı sıra , el telsizinin üzerinde “ YPG “ ibaresinin bulunması, ele geçirilen döküman not kağıtlarında Baskın konusu ile ilgili açıklamaların yapılması, not defterinde ise birtakım isimlerin ve ayrıca Rojova-Haftanin-Şengal, tabur, bölük tabirlerinin kullanılması hususları birlikte değerlendirldiğinde arama neticesinde ele geçirilen silah, mermi, el bombaları ile diğer malzemelerin PKK/KCK terör örgütü ve PKK/KCK terör örgütünün Suriye kanadı olan PYD/YPG terör örgütüne gönderileceği, bahse konu silah, mühimmat ve diğer malzemelerin Ceylanpınar İlçesinden alınarak Suruç ilçesine götürüleceği ve bunların taşınması için Faysal Sarıyıldız’ın aracının ayarlandığı, Faysal Sarıyıldız’ın 27.01.2015 günü Suriye uyruklu Mehmet Mehmet Ali ile birlikte trafikte kendi adına kayıtlı 06 .. 4762 plaka sayılı aracı ile Ceylanpınar’a geldiği ancak Mehmet Mehmet Ali’nin silah, mühimmat ve diğer malzemeleri teslim almadan kolluk görevlilerince yakalandığı, bu nedenle silah, mühimmat ve diğer malzemelerin Faysal Sarıyıldız’ın aracına yerleştirilemediği, ancak tüm anlatılanlardan şüpheli Faysal Sarıyıldız'ın kendi aracıyla suça konu silahları teslim almak amacıyla geldiği, teslim alarak PKK/KCK Terör örgütünün Suriye kanadı olan PYD/YPG' ye götürmek amacını taşıdığı ancak güvenlik güçlerinin engellemesi nedeniyle eylemini gerçekleştiremediği” tespitiyle silahlı terör örgütlerine silah sağlama suçundan TCK’nın 315/1, 3713 sayılı Yasanın 5. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Şanlıurfa 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/81 esasında derdest olduğu,
b) Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 25/04/2017 tarih, Soruşturma No: 2016/1620, Esas No: 2017/799, İddianame No: 2017/563 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 18/03/2015 olduğu belirtilerek,
“… Uludere İlçesi Yeşilyova mahallesinde bulunan futbol sahası içerisinde Şırnak İl ve ilçelerinden gelen yaklaşık 800 kişinin toplandığı, toplanan kalabalığın " Biji serok apo, Biji Berxwadana YPG, An azadi An Azadi, Kahrolsun ışıd, …" şeklinde sloganların atıldığı, yine alana bölücü terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın posterlerinin asıldığının tespit edildiği; Toplanan kalabalığa hitap etmek üzere şüpheli Faysal Sarıyıldız'ın kürsüye çıktığı, kürsüye çıktığı esnada üzerinde beyaz renkli yeleğin ön kısmında PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu ve "öcalan'a özgürlük" yazdığı, sırt kısmında ise yine " Öcalan'a özgürlük" şeklinde yazıların bulunduğu, …Gerek atılan sloganlar, asılan pankartlar ve şüphelinin konuşma içeriğinde öldürülen örgüt mensuplarından şehit olarak bahsetmesi, gerekse bu süreci mücadele ve direniş olarak belirtmesi ve konuşma içeriğinin tümünde bölücü terör örgütü elebaşınını eylemlerini benimser konuşması göz önüne alındığında şüphelinin terör örgütünün eylemlerini övdüğü ve açıkça şiddete çağrı yaparak üzerine atılı suçu işlediği,” tespitiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 22/11/2018 tarih ve 2017/251 esas, 2018/609 sayılı kararı ile dosyanın aynı mahkemenin 2014/709 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
c) Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 24/04/2017 tarih ve Soruşturma No: 2016/1619, Esas No:2017/798 , İddianame No: 2017/562 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 05/01/2014 olduğu belirtilerek,
“PKK-KCK Terör Örgütünün iltisaklı internet siteleri üzerinden tutuklu bulunan bazı Milletvekillerinin serbest bırakılacağının duyurulduğu ve serbest bırakılmalar sonrasında eylemler gerçekleştirilmesi hususunda çağrıda bulunulması üzerine; 05/01/2014 tarihinde saat 16:00 sıralarında Şırnak BDP parti binası önünde tahliyesine karar verilmiş olan Milletvekillerini karşılama bahanesiyle kalabalık bir grubun toplandığı, kalabalığın terör örgütünün sözde bayraklarını ve terör örgütünün idealleri doğrultusunda pankartları açtığı, grubun hep bir ağızdan " Yaşasın zindan direnişimiz, Yaşasın önder apo, PKK halktır halk burada" şeklinde sloganların atıldığı böylece toplantının kanuna aykırı hale geldiği, şüphelinin söz konusu bu toplantıya konuşmacı olarak katılması nedeni ile üzerine atılı 2911 sayılı yasanın 28/1. maddesinde belirtilen suçu işlediği;
…şüpheli Milletvekili Faysal Sarıyıldız'ın toplanan kalabalığa "Biz şehitlerimizden sonra ve Selma arkadaşımın dediklerinden sonra ne diyeceğimi bilmiyorum, ben kısaca söylüyorum kürtler özgür kalmayana kadar bizim zindanlardaki arkadaşlarımız özgür kalmayana kadar biz bütün gerillalarımızla kucaklaşmayana kadar önder apo özgür olmayana kadar biz direneceğiz bunun sözünü veriyorum." şeklinde konuşma yaptığı; Gerek toplantının gerçekleşme şekli gerekse konuşmasının içerisinde örgüt mensuplarına gerilla diye bahsetmesi, çatışmada öldürülen terör örgütü mensuplarından şehit olarak bahsetmesi ve direneceğiz şeklindeki konuşmaları bir bütün halinde değerlendirildiğinde şüphelinin bölücü terör örgütünün silahlı mücadelesini övdüğü, açıkça şiddete çağrı ve teşvik niteliğinde olduğu” tespitiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 26/04/2017 tarih ve 2017/252 esas, 2017/267 sayılı kararı ile dosyanın aynı mahkemenin 2017/251 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
d) Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 24/04/2017 tarih ve Soruşturma No: 2016/1607, Esas No:2017/797 , İddianame No: 2017/561 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 20/03/2014 olduğu belirtilerek,
“…20/03/2014 günü saat 10:00 itibariyle belirlenen toplanma alanında müzik yayınına başlandığı, bu arada toplanma alanında terör örgütü elebaşı terörist Abdullah Öcalan ile diğer bazı teröristlerin posterlerinin açıldığı, terör örgütünü simgeleyen bezlerin asıldığı ve teşhir edildiği, sözde kürdistan marşının okunduğu, diğer katılımcıların konuşmalarının ardından milletvekilleri Selahattin Demirtaş, Selma Irmak ve şüpheli Faysal Sarıyıldız'ın konuşma yaptıkları, toplantı süresince zaman zaman "biji serok apo, PKK halktır halk burada" şeklinde sloganlar atıldığı, …Şüpheli Faysal Sarıyıldız'ın "... Botan halkı kürdistanın kuruluşuna öncülük etmiştir, ...1992 yılında bu alanda arkadaşlarımız şehit düşmüşlerdir,...Bişeng'in mücadelesiyle, Berivan'ın sayesinde onların şahsında tüm şehitlerimizin nevruzunu hatırlıyoruz,... Demokratik özerklik kuruluyor, Kürdistan'ın kuruluşudur, özerklik tekrardan, tekrardan bu ruhla ilerletiyoruz,... Kürdistan mücadelesi bu ruhla kutlamaları kurar,...kürt halk önderi rehber aponun nevruzu kutlu olsun, bütün dağdaki gerillaların nevruzunu kutluyorum..." şeklinde kalabalığa hitap ettiği; Şüpheli Faysal Sarıyıldız'ın, gerek yukarıda belirtilen nedenlerle terör örgütünün propagandası şekilde gerçekleşen toplantıda yer alması, yaptığı konuşma içeriğinde bölücü terör örgütü mensuplarından gerilla diye bahsetmesi, şehit olarak nitelemesi ve bunları mücadele edilmesi şeklinde ifade etmesi ile örgütün eylemlerini övdüğü…” tespitiyle 3713 sayılı Yasanın 7/2 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 26/04/2017 tarih ve 2017/253 esas, 2017/268 sayılı kararı ile dosyanın aynı mahkemenin 2017/251 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
e) Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 24/04/2017 tarih ve Soruşturma No: 2016/3114, Esas No:2017/795, İddianame No: 2017/559 sayılı iddianamesiyle,
Suç tarihinin 03/10/2015 olduğu belirtilerek;
“03/12/2015 tarihinde ilimiz Dicle mahallesinde güvenlik güçlerine roketatarlı saldırı yaparken etkisiz hale getirilen H. L. B. adlı şahsın cenazesinin adli işlemler için Şırnak Devlet Hastanesi morguna getirildiği; Morg önünde aralarında Şırnak Milletvekilleri Aycan İrmez, Leyla Birlik ve şüpheli Faysal Sarıyıldız'ın da bulunduğu yaklaşık 350 kişilik grubun toplandığı, toplanan grubun "şehit namırın (şehitler ölmez), PKK halktır halk burada, Öcalan, katil devlet hesap verecek, intikam " şeklinde sloganlar attığı, cenazenin terör örgütü PKK'yı simgeleyen beze sarılı tabut ile çıkarıldığı, grup tarafından yapılan yürüyüş ve cenazenin taşınması esnasında terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalanposteri ile Hacı Lokman BİRLİK' in arka fonda terör örgütünün simgesi bulunan fotoğrafların taşındığı; Şüpheli Faysal Sarıyıldız'ın gruba hitaben “…Kırk yıldır onlara teslim olmadık. Kırk yıldır yiğit kardeşlerimizi kaybediyoruz. Hacı kardeşimiz gibi binlerce yiğit ve kahraman gencimizi onlarca yıldır kaybediyoruz. Görüyorsunuz, ne kadar can verirsek, ne kadar içimiz yanarsa öfkemiz o kadar büyüyor. Özgürlük isteğimiz daha da gelişiyor. Kürdistan üstündeki sömürgeciliği yok etmeye inancımız daha da gelişiyor….” şeklinde konuşma yaptığı; Şüphelinin konuşma içeriğinde öldürülen terör örgütü mensuplarını kahraman olarak nitelendirmesi, isterse düşmanını affeder şeklinde güvenlik güçlerini düşman olarak nitelendirmesi, ne kadar can verirsek, ne kadar içimiz yanarsa öfkemiz o kadar büyüyor şeklinde ki konuşması ve tüm konuşma içeriğine bakıldığında şüphelinin eli kanlı bölücü terör örgütü PKK'nın eylemlerini övdüğü,…,” tespitiyle 3713 sayılı Yasanın 7/2 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 23/05/2017 tarih ve 2017/448 esas, 2017/233 sayılı kararı ile dosyanın Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/251 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
f) Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 14/01/2019 tarih ve Soruşturma No:2019/29, Esas No:2019/110, İddianame No: 2019/58 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 05/09/2016 olduğu belirtilerek,
“…twitter isimli sosyal paylaşım sitesi üzerinden 05/09/2016 günü Faysal Sarıyıldız ismi ile oluşturulmuş ve doğrulanmış hesap üzerinden "Başkan Apo için direnen arkadaşlara ve bu direniş etrafında kenetlenen halkımıza bin selam olsun..." şeklinde paylaşım yaparak aynı minvalde olan fotoğrafı paylaştığı, paylaşım içerisinde ön tarafta PKK elebaşısının fotoğraflarının bulunduğu, önlükleri giyen insanların arka duvarında Abdullah Öcalan'ın fotoğrafının ve "Önderliğimizin Özgürlüğü Özgürlüğümüzdür" yazılı bez parçasının asılı olduğu,” tespitiyle 3713 sayılı Yasanın 7/2-2 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 17/01/2019 tarih ve 2019/29 esas, 2019/35 sayılı kararı ile dosyanın aynı mahkemenin 2017/469 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
g) Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 11/10/2019 tarih ve Soruşturma No:, 2019/4840, Esas No: 2019/2015, İddianame No:2019/938 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 21/12/2015 olduğu belirtilerek,
“21/12/2015 günü Faysal Sarıyıldız ismi ile oluşturulmuş ve doğrulanmış hesap üzerinden, Cihan Ölmez/Ciwan isimli kişinin paylaşmış olduğu "Havan, Top, Bombatar, Doçka ve kurşunlarla varlığını vatandaşlarına kanıtlamaya çalışan devletin resmi" şeklinde paylaşımı retweetlediği, yine web profil servis sağlayıcı tespit raporunda, anfturkçe.net adresinde "Faysal Sarılıyıldız Cizre'den yazdı: Kürtler menzil-i maksudu olan özerkliğe koşuyor" başlıklı paylaşımda bulunduğu,…Paylaşımın içeriği ve fotoğraf incelendiğinde, söz konusu paylaşımın sosyal medya üzerinden bölücü terör örgütü PKK'nın şiddet içeren yöntemini övdüğü gibi şiddete alenen teşvik ettiği…” tespitiyle 3713 sayılı Yasanın 7/2-2 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 14/10/2019 tarih ve 2019/437 esas, 2019/584 sayılı kararı ile dosyanın aynı mahkemenin 2017/469 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
h) Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 27/08/2020 tarih ve Soruşturma No: 2020/2704, Esas No: 2020/783, İddianame No:2020/340 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2015 yılı olduğu belirtilerek,
“Silahlı Terör Örgütü PKK/KCK terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında ifadesi alınan "Sterk" kod adlı gizli tanığın beyanında özetle; Cizrede HDP içerisinde faaliyet gösteren Sinan isimli şahıs vardır ve bu şahıs yardım işleri ile ilgilenir. Aynı zamanda HDP eski milletvekili Faysal Sarıyıldız'ın da bu konularda etkili olduğunu biliyorum. Para yardımı konusunu bankalar aracılığı ile yaptıklarını ve yurt dışından da bu konularla ilgili para aldıklarını biliyorum şeklinde ifadelere yer verdiği,” belirtilerek silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5 maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 28/08/2020 tarih ve 2020/227 esas, 2020/223 sayılı kararı ile dosyanın aynı mahkemenin 2017/469 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
Görüldüğü üzere, 12/06/2014 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 24, 25 ve 26. Dönem HDP Şırnak Milletvekili seçilen Faysal Sarıyıldız’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma, silahlı terör örgütlerine silah sağlama, terör örgütü propagandası yapma” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Faysal Sarıyıldız’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
53. HÜSAMETTİN ZENDERLİOĞLU (Rizgo ve Fatma oğlu, 1949 doğumlu, T.C. Kimlik No: 22768468014); (24. Dönem (28/04/2014 ve 07/06/2015) HDP Bitlis Milletvekili, 12/06/2014 - 16/10/2015 Tarihleri Arası HDP Üyesi )
a) Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesinin 19/04/2016 tarih ve 2015/263 esas, 2016/95 sayılı kararı ile,
Suç tarihinin 03/09/2014 olduğu belirtilerek,
“24. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinde Bitlis milletvekili seçilen, 07/06/2015 tarihinde yapılan genel seçimler sonrasında yasama dokunulmazlığı kalkmış olan sanık Hüsamettin Zenderlioğlu'nun 03/09/2014 tarihinde PKK/KCK terör örgütü üyelerinin katılımıyla Ağrı Dağı'nda gerçekleştirilen "Ağrı isyanları anma etkinliği" adı verilen etkinliğe katılıp konuşma yaptığı, olay yeri video kayıt görüntüleri ve bu görüntülerin çözümüne dair tutanaklara göre "T.C. Hayali sömürgecilik burada mefturdur." yazılı sözde mezar ve çevrede PKK/KCK terör örgütünü simgeleyen çok sayıda işaret ve amblem görüldüğü, sanığın yapmış olduğu konuşma içeriğinde "kürdistan burada gömülü diyenlerin mezarı sayın öcalan sayesinde yıkılmıştır. Ağrı Dağı eteklerinde çağrımız Kürtler uyandı, boşuna çırpınmayın, Kürtler özgürlük için gözünü kırpmadan canını verirler. Kobanide, Serekayada bunu çok net görüyoruz" şeklinde ifadeler kullandığı, konuşmanın içeriği itibariyle terör örgütünün; cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterir ve över nitelikte olduğu gözetilerek sanığın terör örgütü propagandasını suçunu işlediği” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 24/12/2019 tarih ve Soruşturma No:2019/34974, Esas No: 2019/20021, İddianame No:2019/4521 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 21/06/2014, 2015, 11/06/2017 olduğu belirtilerek,
“….Göroymak İlçe Jandarma Karakoluna teslim olan DİYAR (K) METİN YOLAÇAN isimli şahsın şüpheli hakkında vermiş olduğu ifadesinde "..... BEN BU ŞAHSI …KIRSALDA FAALİYET YÜRÜTEN ÖRGÜT MENSUPLARININ TALİMATI İLE ÖRGÜTE MÜZAHİR ŞAHISLARCA DÜZENLENEN KUTLAMALARDA GÖRDÜM. BU ŞAHIS ORDA BULUNAN BİR ÇOK ÖRGÜT MENSUBUYLA AYRI AYRI GÖRÜŞTÜĞÜNÜ GÖRDÜM. …" şeklinde beyanda bulunduğu,
11.02.2016 tarihinde yapılan planlı operasyonlar neticesinde yakalanarak göz altma alınan Abidin AKGÜN …ifadesinde "..... BEN BU ŞAHSI HÜSAMETTİN ZENDERLİOĞLU OLARAK BİLİRİM. YUKARI ÖLEK KÖYÜNDEKİ ÖRGÜT MEZARLIĞININ ÇEVRE DUVARLARINI YAPMAM İÇİN 150.000 TL PARA VEREN ŞAHISTIR. BENDE BU ÜCRET KARŞILIĞINDA DUVARLARI YAPTIM... " şeklinde beyanda bulunduğu,
GOHDAR (K) Yusuf Kılıçlı isimli şahsın şüpheli hakkında vermiş olduğu ifadesinde; BDP Bitlis Eski milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu olduğunu biliyorum. 2013 yılında HDP İl Teşkilatının düzenlenmiş olduğu yukarı Ölek kırsalındaki şenliğe Milletvekilleri ve diğer kişilerler birlikte katıldık. Burada örgüt üyeleri ile şenlikte bulunuyordu örgüt üyelerinin üzerinde örgüt kıyafetleri vardı, bu şahsın şenlik sırasında Yukarı Ölek kırsalının üst kısmında ayrı bir yerde örgüt mensupları ile görüştüğünü görmüştüm. …" şeklinde beyanda bulunduğu,
18.03.2013 tarihinde Yukarıölek Köyü hudutları içerisinde bulunan Gozağarz mevkii yakınlarında sözde PKK terör örgütü mezarlığı diye anılan (Xerzan) mezarlığının sözde açılışına şüphelinin de katıldığının tespit edildiği,
24.08.2013-30.09.2013 tarihleri arasında Yukarıölek Köyünde bulunan Gozağarz mevkii yakınlarında sözde PKK terör örgütü mezarlığı diye anılan (Xerzan) mezarlığına yapılan törene şüphelininde katıldığı, BTÖ mensupları lehine propagandalar yaptığı ve BTÖ mensuplarını övücü konuşmalarda bulunduğu tespit edildiği,
17.05.2014 günü Yukarıölek Köyü hudutları içerisinde bulunan Gozağarz mevkinde bulunan sözde PKK terör örgütü mezarlığı diye anılan (Xerzan) mezarlığında şüphelinin "Mayıs Şehitleri" adı altında 5 dakikalık saygı duruşunda bulunduğu, BTÖ mensupları lehine propagandalar yaparak BTÖ mensuplarını övücü konuşmalarda bulunduğu tespit edildiği,
07.06.2014 günü Yukarıölek Köyü hudutları içerisinde bulunan Gozağarz mevkii yakınlarında sözde PKK terör örgütü mezarlığı diye anılan (Xerzan) mezarlığına geçmiş yıllarda nerede, ne zaman ve nasıl öldüğü bilinmeyen 36 BTO mensubunun defnedilmesi olayında şüphelinin tören alanında olduğu tüm faaliyetlerin planlama koordine ettiği tespit edildiği,
21.06.2014 günü Yukarıölek Köyü hudutları içerisinde bulunan Gozağarz mevkii yakınlarında sözde PKK terör örgütü mezarlığı diye anılan (Xerzan) mezarlığına geçmiş yıllarda nerede, ne zaman ve nasıl öldüğü tarafımızca bilinmeyen 5 BTÖ mensubunun defnedilmesi olayına şüphelinin de törene katıldığı ve tören esnasında BTÖ lehine propagandalar yaptığı ve BTÖ övücü konuşmalarda bulunduğu tespit edildiği,
11.09.2014 günü Yukarıölek Köyü hudutları içerisinde bulunan Gozağarz mevkii yakınlarında sözde PKK terör örgütü mezarlığı diye anılan (Xerzan) mezarlığına kobani de girdiği çatışmada ölen PYD mensup Abdullah ÇOBAN isimli şahsın gömülmesi törene katıldığı ve törem düzenlediği, tören esnasında BTÖ lehine propagandalar yaptığının tespit edildiği,
18.10.2014 günü Yukarıölek Köyü hudutları içerisinde bulunan Gozağarz mevkinde sözde PKK terör örgütü mezarlığı diye anılan (Xerzan) mezarlığına kobani de girdiği çatışmada ölen PYD mensubu Diyan BİNGÖL isimli şahsın gömülmesi törene şüphelinin katıldığı ve tören esnasında BTÖ lehine propagandalar yaptığı ve BTÖ övücü konuşmalarda bulunduğu tespit edildiği,
07.03.2015 günü Yukarıölek Köyü hudutları içerisinde bulunan Gozağarz mevkinde sözde PKK terör örgütü mezarlığı diye anılan (Xerzan) mezarlığına güvenlik güçleri ile girilen çatışmada ölen Serhat GARZAN, Ferhat CAN isimli BTÖ mensuplarının defnedilmesi olayında şahsın gömülmesi törenine şüphelinin katıldığı ve tören esnasında BTÖ lehine propagandalar yaptığı ve BTÖ övücü konuşmalarda bulunduğu tespit edildiği,
18.04.2015 günü Yukarıölek Köyü hudutları içerisinde bulunan Gozağarz mevkii yakınlarında sözde PKK terör örgütü mezarlığı diye anılan (Xerzan) mezarlığına 10. Ekim 2014 günü Kobani de çıkan çatışmada ölen BTÖ mensubu Mustafa ÇİFTÇi nin gömülmesi olayına şüphelinin de katıldığı…
15.02.2014 tarihinde düzenlenen “15 Şubat Komplosunu Kınıyoruz” konulu yürüyüş, 09/01/2014 günü saat:13:30 sıralarında Tatvan BDP (Barış ve Demokrasi Partisi) organizesinde yapılan yürüyüş, BDP (Barış ve Demokrasi Partisi) Bitlis İl ve İlçe teşkilatı organizesinde tertip edilen Nevruz etkinlikleri kapsamında 19.03.2014 günü Bitlis Merkezde etkinlik ve kutlama, MEYADER Bitlis Şubesi ‘Mayıs Şehitleri’ anma etkinlikleri kapsamında Bitlis Hizan ilçesi Yukarıölek köyüne bağlı ‘Xerzan Şehitliği’nde’ 17.05.2014 tarihinde gerçekleşen ve terör örgütü propagandasına dönüşen yürüyüşe ve etkinliğe katıldığı,…” tespitiyle TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddeleri uyarınca Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 09/01/2020 tarih ve 2019/490 esas, 2020/11 sayılı kararı ile dosyanın Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/588 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
c) Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 23/06/2017 tarih ve Soruşturma No: 2016/29920, Esas No: 2017/5705, İddianame No: 2017/1110 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 04/04/2013 olduğu belirtilerek,
“3-4 Nisan 2013 tarihleri arasında İlimiz Halfeti İlçesi ve Göklü Beldesine bağlı Ömerli Köyünde konaklama, etkinlik ve basın açıklamasından oluşan bir dizi faaliyet için, Hüsamettin ZENDERLİOĞLU, …den oluşan yedi kişilik bir tertip komitesi oluşturdukları,… 03/04/2013 günü Halfeti İlçesi Karaotlak miting alanına PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın 4 Nisan günü kutlanacak olan sözde doğum günü kutlamaları için Platform kurulduğu,… Topluluk içerisinde bazı şahısların yüzlerini tanınmayacak şekilde kapattığı, miting alanında bulunan direkler arasına ve çadırların üzerine çok sayıda ''PKK/KCK Terör Örgütü ve Sözde Konfederalizm Bayraklarının'' asıldığı, 1 adet çadırın içerisinde terörist başına ait fotoğraflardan oluşan sergi düzenlendiğinin tespit edildiği, alanda yaklaşık 150 adet PKK/KCK terör örgütü sözde bayrağı, 100 adet HPG sözde bayrağı, 60 adet sözde konfederalizm bayrağının asılı olduğu,.. 3-4 Nisan tarihlerinde gerçekleşen etkinlikle topluluk tarafından zaman zaman ''Öcalansız Dünyayı Başınıza Yıkarız, Cizre Ovası Apocular Yuvası, Hepimiz Aponun Fedaisiyiz, Be Serok Jiyan Nabe (Başkansız Yaşam Olmaz), Hakkari Merkez Gerilladır Herkes, Dişe Diş Kana Kan Seninleyiz Öcalan, Gençlik Aponun Fedaisidir, Biji Serok Apo (Yaşasın Başkan Apo), PKK Halktır Halk Burada, İstanbul Merkez Apocudur Herkes, Dişe Diş Kana Kan Serekome Öcalan, Şehit Namırın (Şehitler Ölmez)'' şeklinde sloganlar atıldığı,…Sözde doğum günü etkinliği adı altında yukarıda anlatıldığı şekilde örgüt propagandasına dönüştürülen yasa dışı etkinlik ve gösteriye yukarıda açık kimlik bilgileri belirtilmiş olan şüphelilerin de katıldığı, bu şüphelilerin içinde bulunduğu grup tarafından yukarıda belirtilen sloganların atıldığı ve kendilerinin de gruba dahil oldukları…” tespitiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesi uyarınca Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 03/09/2019 tarih ve 2019/433 esas, 2019/338 sayılı kararı ile dosyanın Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/671 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, bu dosyanın daha sonra Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/588 esas sayılı dosyası ile birleştirildiği ve yargılamanın bu dosya üzerinden yürütüldüğü,
Görüldüğü üzere, 12/06/2014 - 16/10/2015 tarihleri arası davalı parti üyesi olup, 24. Dönem HDP Bitlis Milletvekili seçilen Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, 03/09/2014 tarihli eylemi nedeniyle “terör örgütü propagandası yapma” suçundan verilmiş mahkumiyet kararı ile “silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Hüsamettin Zenderlioğlu’nun Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
54. İBRAHİM BİNİCİ (İsa ve Cemile oğlu, 1962 doğumlu, T.C. Kimlik No: 26060559272); (24. Dönem (28/04/2014 ve 07/06/2015) HDP Şanlıurfa Milletvekili, 12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/02/2019 tarih, 2015/480 esas, 2019/86 sayılı kararı ile,
Suç tarihlerinin 23/01/2012-11/11/2012-13/05/2013 olduğu belirtilerek,
“…Sanığın 13.05.2013 tarihinde Suruç Belediyesi Başkanlığı yönünde toplanan kalabalık ile birlikte "biji serok apo suruç ovası apocular yuvası" şeklinde slogan atıldığı, atılan sloganlara alkışla tempo tutmak suretiyle destek verdiği,
…Sanığın 23.01.2012 tarih ve saat 19:38 tarihinde Fırat News.com isimli internet sitesine yapmış olduğu açıklamada, öldürülen terörist yönünden “ kutsal bir insanı, kutsal bir toprağa emanet ettik, Kürt halkının başı sağ olsun," dediği, ayrıca " sayın Öcalan'ın avukatlarını göz altına alanlar, Çelede 36 gencimizi kimyasallarla öldürenler, roboski'de 34 Kürt genci şehit edenler bunu iyi bilmelidirler, bu işin beyni Sayın Öcalan'dır….Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz, şehidimiz yolundayız." şeklinde açıklama yapmak sureti ile propaganda yaptığı,
…Sanığın 11.11.2012 tarihinde BDP Suruç Teşkilatı binası önünde yapılan konuşma sırasında bölücü başı yönünden sayın Öcalan şeklinde sözler söylediği, devamında ise "akıllarını başlarına alsınlar bomba olur, vücutlarında ben patlarım yeter artık diyorum evlatlarımız dağda şehit olurken " demek sureti ile terör örgütünün propagandasını yaptığı” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2-b.1, 7/2-2, TCK’nın 43. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 15/05/2017 tarih, Soruşturma No: 2016/179038, Esas No: 2017/15874 ve İddianame No: 2017/2804 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 12/12/2016 olduğu belirtilerek,
“…Şüphelinin Zeytin Ağacı Yoksullukla Mücadele ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği'ne, DBP (Demokratik Bölgeler Partisi)'ne üyeliğinin olduğu, HDP (Halkların Demokratik Partisi) Ankara İl Başkanı olduğu, kırsal alanda öldürülen PKK/KCK Terör Örgütü mensuplarının cenazelerine katıldığı, PKK/KCK Terör Örgütüne üye olmak suçundan ceza evlerinde bulunan şahısları sık sık ziyaret ettiği, PKK/KCK Terör Örgütü güdümünde düzenlenen eylem ve gösterilere sürekli olarak katıldığı ve bu eylem ve gösterileri düzenlediği, PKK/KCK Terör Örgütüne müzahir Ankara ilinde hedef konumunda bulunan birçok şahısla irtibatlarının bulunduğu,
14/02/2016 tarihinde KJA (Özgürlükçü Kadınlar Kongresi) Ankara İl Koordinasyonu organizesinde "Kürdistana Statü, ÖCALAN'a Özgürlük" adı altında yapılan basın açıklamasına katıldığı, bahse konu basın açıklamasına katılan grubun ellerinde "Kürt halk önderi sayın Abdullah Öcalan'a yaklaşım ve tecrit savaş ve barış nedenidir" ibareli "Ankara Halk Meclisi" imzalı pankart, dövizler ve PKK/KCK Terör Örgütü elebaşının fotoğraflarının bulunduğu, şüphelinin de bahse konu pankartı tuttuğu…." şeklinde PKK/KCK Terör Örgütünün yaptığı eylemler lehine basın açıklaması yaptığı,
Açık kaynak üzeriden yapılan araştırmada…
• PKK/KCK Terör Örgütü adına faaliyet yürüten örgüt mensuplarına ait propaganda içerikli fotoğraf ve video paylaşımlarında bulunduğu,
• Güvenlik güçlerimizce Terör Örgütüne yönelik ülkemiz genelinde gerçekleştirilen operasyonları sözde katliam olarak değerlendiren paylaşımlarda bulunduğu,
• Devlet büyüklerini ve diğer şahısları küçük düşürücü, aşağılayıcı paylaşımlarda bulunduğu,
• PKK/KCK Terör Örgütü Suriye yapılanması içerisinde silahlı olarak faaliyet yürüten örgüt mensupları ile birlikte fotoğraflarını paylaştığı,
• PKK/KCK Terör Örgütü ve diğer ülke yapılanmaları içerisinde silahlı olarak faaliyet yürüttükleri süreçte ölen örgüt mensuplarına ilişkin olarak paylaşımlarda bulunduğu,
• Yapmış olduğu bir paylaşımında hepimiz PYD'liyiz şeklinde paylaşımlarda bulunduğu tespit edilmiştir.
…- şüphelinin ikametinde yapılan aramada hakkında herhangi bir yasaklama kararı bulunmadığı anlaşılan, ancak PKK/KCK Terör Örgütünü benimseyici ve özendirici nitelikteki yayınların ele geçirilmesi, açık kaynak üzerinden yapılan araştırma sonucu şüphelinin sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki hesabı üzerinden kırsal alanda faaliyet yürüten PKK/KCK silahlı örgüt mensuplarının fotoğraflarını paylaşması, şüphelinin PKK/KCK silahlı örgütünün sözde bayrak ve flamalarını paylaşması, yine örgütün halen cezaevinde bulunan lideri Abdullah Öcalan'a ait olduğu belirtilen, kırsal alanda faaliyet yürüten mensuplarını ve silahlı mücadeleyi övücü nitelikteki paylaşımlarda bulunması, şüphelinin bahse konu paylaşımlarının PKK/KCK Terör Örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da teşvik edecek nitelikte olduğu,” tespitiyle, TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5 -7/2. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/64 esasında derdest olduğu,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 10/05/2017 Tarih, Soruşturma No: 2016/59856, Esas No: 2017/15507 ve İddianame No: 2017/2712 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2016 yılı olduğu belirtilerek,
“…14.02.2016 tarihinde KJA (Özgürlükçü Kadınlar Kongresi) Ankara İl Koordinasyonu organizesinde “Kürdistana statü, öcalana özgürlük” adı altında yapılan basın açıklaması ile ilgili, …; şüphelinin “Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'a yaklaşım ve tecrit savaş ve barış nedenidir!... Ankara Halk Meclisi” yazılı pankartın arkasında durduğu görüntüsünün olduğu tespit edilmiştir.
14.02.2016 tarihinde KJA (Özgürlükçü Kadınlar Kongresi) Ankara İl Koordinasyonu organizesinde “Kürdistana statü, öcalana özgürlük” adı altında yapılan basın açıklamasında konuşan şüpheli İbrahim Binici'nin "...niye burada olduğumuzu çok iyi algılamanız lazım. On sekizinci senesinde uluslararası bir komploya mahkum edilen Sayın Öcalan'ın esaret altına alınması ile beraber Kürt özgürlük mücadelesinin hemen tasfiye edileceği söylenmekteydi. Ama bu halkların doğuştan haklar iade edilmediği sürece bu mücadele devam edecektir.
…DÖKH organizesinde Diyarbakır’da düzenlenen sözde 1. Kadın Kongresinde alınan karalar sonrasında Ülke genelindeki örgütsel faaliyetlerinin KJA (KONGREYA JİNÊN AZAD-ÖZGÜR KADIN KONGRESİ)adı altında yürütmesinin kararlaştırıldığı, KJA örgütlenmesi ile ilgili olarak sözde sözleşme hazırlandığı, söz konusu sözleşmede KJA’nıngörev, sorumluluk ve faaliyetlerinin neler olduklarının belirlendiği, KCK sözleşmesi ile KJB sözleşmesinde de olduğu gibi KJA sözleşmesinde amacının ve işleyiş esaslarının belirlendiği, KCK sözleşmesinde yer alan YASAMA, YÜRÜTME ve YARGI organlarına benzer yapılanma oluşturulduğu, KJA örgütlenmesinin terör örgütünün talepleri doğrultusunda ülkemizde kadınlar tarafından düzenlenen eylemleri organize eden, örgütün ve özellikle Abdullah Öcalan’ın kadın yapılanması ile ilgili stratejilerini hayata geçirmeye, ulusal ve uluslararası alanda kamuoyu oluşturmaya çalışan bir örgütlenme olduğu...” tespitiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/27 esasında derdest olduğu,
d) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 21/02/2018 Tarih, Soruşturma No: 2015/31555, Esas No: 2018/3672 ve İddianame No: 2018/1007 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 18/03/2012-21/03/2012 olduğu belirtilerek,
“…Yasaklama kararına rağmen terör örgütünün yukarıda yazılı çağrı ve talimatları doğrultusunda, 18/03/2012 tarihinde saat 07:15 den başlamak üzere özellikle Diyarbakır ili Bağlar ilçesinde çeşitli grupların toplanmaya başladığı, …uyarılara rağmen grupların dağılmayarak eylemlerine devam ettikleri, güvenlik güçlerine karşı, taşlı, sapanlt, molotoflu, havai fişekli ve el yapımı bombalarla saldırılarda bulundukları anlaşılmıştır.
…Şüpheli İbrahim Binici'nin yukarıda belirtilen örgütün çağrı ve talimatları doğrultusunda düzenlenen ve PKK terör örgütünün propagandası ve gövde gösterisi haline dönüştürülen eyleme katılarak ön saflarda yer aldığı, Güvenlik Güçlerinin ihtar ve zor kullanmasının ardından dağılmayıp direnerek ve yolu araç trafiğine kapatarak ısrarla Nevruz alanına gittiği, BDP seçim otobüsünün üzerine çıkıp örgüt propagandası olabilecek tarzda zafer işareti yaptığı açıkça görüntü inceleme ve tespit tutanaklarından tespit edilmiştir.
...Tüm dosya kapsamından şüpheli İbrahim Binici'nin olay tarihinde bir siyasi partinin Milletvekili olmasına rağmen kanlı bir terör örgütü olduğu tüm dünyaca kabul edilen PKK/KCK silahlı terör örgütünün yayın organlarındaki çağrıları üzerine 18.03.2012 tarihinde Diyarbakır Silvan ilçesindeki ve 21.03.2012 tarihinde Diyarbakır merkez Bağlar ilçesindeki kanuna aykırı toplantıya katılarak… suçlarını işlediği” tespitiyle TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5-7/2. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/194 esasında derdest olduğu,
e) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere, 12/06/2014 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 24. Dönem HDP Şanlıurfa Milletvekili seçilen İbrahim Binici’nin, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, 23/01/2012-11/11/2012-13/05/2013 tarihli eylemleri nedeniyle “terör örgütü propagandası yapma” suçundan verilmiş mahkumiyet kararı ile, “silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma” ve Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında yargılaması devam eden Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan İbrahim Binici’nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
55. KIZNAZ TÜRKELİ (Gaffar ve Nubar kızı, 1962 doğumlu, T.C. Kimlik No: 53242740210); (25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) HDP Iğdır Milletvekili, 01/12/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığının 29/08/2016 tarih, Soruşturma No: 2016/504, Esas No: 2016/1588, İddianame No: 2016/234 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 11/08/2015 olduğu belirtilerek,
“…Ağrı Dağının kuzeyinde faaliyet gösteren PKK/KCK bölücü terör örgütü mensuplarının 11/08/2015 günü Kadı(meşe) tepe ve Karakaya tepelerinden il merkez Korhan Jandarma Karakol Komutanlığına yaptıkları ve 2 personelin yaralanması ile sonuçlanan silahlı saldırı eyleminin bertaraf edilmesi ve saldırı eylemini gerçekleştiren BTÖ mensuplarının etkisiz hale getirilmesi için BTÖ mensuplarına yönelik operasyon icra edildiği, Iğdır-Doğubayazıt karayolunun Pamuk Geçidi bölgesinde BTÖ mensupları ile güvenlik güçleri arasında çıkan silahlı çatışmada Özer GEVER (K) Sinan ÖZER isimli PKK/KCK terör örgütü mensubunun ölü olarak ele geçirildiği, yaşanan bu olay sonrasında Korhan Yaylası Cihangirmağara tepesi bölgesinde “Canlı Kalkan Eylemi” başlatıldığı,
…. şüphelinin Iğdır Valiliğinin 04/08/2015 tarihinde özel güvenlik bölgesi olarak ilan edilen Korhan yaylasında kurulan canlı kalkan çadırı eylemine katıldığı ve Korhan bölgesinde bulunan terör örgütü mensuplarına yönelik yapılan hava harekatını engellemeyi amaçladığının anlaşıldığı,… Canlı kalkan eylemine katılan şüpheliler tarafından eylemin yankı uyandırması ve geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak amacıyla birtakım haber sitelerinde yayınlar yapıldığı, canlı kalkan çadırının yapımına ait ve yapıldıktan sonraki fotoğrafların, yine çadır önünde dosya şüphelilerinin toplu halde ve ayrı ayrı çekilmiş fotoğraflarının yer aldığı… bu örgüt mensuplarının çadırı hem barınak hem de propaganda amaçlı kullandıklarının, jandarma tutanağında o bölgedeki örgüt üyelerinin etkisiz hale getirilmesi için planlanan hava harekatının çadırda bulunan siviller nedeniyle gerçekleştirilemediğinin, çadır eylemi başladıktan sonra o bölgedeki örgüt mensuplarınca yine aynı bölgede bulunan Jandarma karakoluna saldırı gerçekleştirildiğinin, Jandarma görevlilerinden yaralananlar olduğunun belirtildiği, eylem çadırının orada bulunmasının silahlı terör örgütü üyelerinin eylemlerini kolaylaştırdığının açıkça görüldüğü” tespitiyle silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan TCK’nın 314/2, maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 2016/360 esas sayılı dosyasının aynı mahkemenin 2016/25 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
b) Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığının 14/01/2019 tarih, Soruşturma No: 2018/7371, Esas No: 2019/154, İddianame No: 2019/25 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 07/08/2015 olduğu belirtilerek,
“…Yaşar(K) Yusuf ŞEK'in örgüt mensuplarına karşı güvenlik güçlerinin operasyon yapması halinde örgüte müzahir şahıslara "Canlı Kalkan" olmaları talimatını verdiği….şüpheli Kıznaz TÜRKELİ'nin Iğdır ili ve Doğubayazıt ilçesi arasında yer alan Ağrı Dağı kırsalında faaliyet gösteren PKK/KCK terör örgütü üyelerine yönelik kolluk kuvvetleri tarafından gerçekleştirilecek olan operasyonları ve hava harekatını engellemek amacıyla yine yanında terör örgütüne müzahir kalabalık bir grup ile Doğubayazıt ilçesi kırsalında canlı kalkan eylemi düzenledikleri ve üzerinde PKK/KCK terör örgütünün sözde lideri Abdullah Öcalan'ın fotoğrafının yer aldığı "Öcalan'ın sesine ses ver" , "Öz Savunma, toğrafına, suyuna, dağına, değerine sahip çıkmaktır KJA IĞDIR", …ibareli pankartların asıldığı çadırı kurdukları, …Şüphelinin yapmış olduğu canlı kalkan eylemine ilişkin olarak alanda çekilen fotoğraflarını herkesin görebileceği şekilde Kıznaz TÜRKELİ isimli facebook profili üzerinden 07/08/2015 tarihinde "sana savaş yaptırmayacağız, canlı kalkan olarak araratın eteklerindeyiz" şeklinde paylaştığı,…” tespitiyle örgüte bilerek isteyerek yardım etme, askeri yasak bölgelere girme suçlarından TCK’nın 314/2-3, 332/1; 3713 sayılı Yasanın 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 2019/15 esas sayılı dosyasının aynı mahkemenin 2016/25 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
Görüldüğü üzere, 01/12/2017 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 25. Dönem HDP Iğdır Milletvekili seçilen Kıznaz Türkeli’nin, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak, örgüte bilerek isteyerek yardım etme, askeri yasak bölgelere girme” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Kıznaz Türkeli’nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
56. MAHMUT TOĞRUL (İbrahim ve Elif oğlu, 1967 doğumlu, T.C. Kimlik No: 44368684496); (25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015), 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) ve 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) HDP Gaziantep Milletvekili, 22/01/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/11/2018 tarih ve 2016/296 esas, 2018/270 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 25/02/2016 olduğu belirtilerek,
“…PKK/KCK silahlı terör örgütüne mensup teröristler ile güvenlik güçleri arasında meydana gelen silahlı çatışmalarda öldürülen örgüt mensubu 10 teröristin ölü muayene otopsi ve kimlik tespitine yönelik işlemlerin Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca tamamlanıp adli işlemlerin bitmesine müteakip cenazelerin defnedilecekleri illere götürüleceği sırada Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gaziantep milletvekili olan sanık Mahmut Toğrul'un PKK/KCK silahlı terör örgütünün sözde marşını söyleyerek zafer işareti yapan yaklaşık 250 kişiye hitaben gerçekleştirdiği konuşmada; "... Bu katliamcı kentlerimizi diri diri yakan bu katliamcı devlet elbet bir gün bu şehitlerimizin bedelini ödeyecektir ... Biz bugün de katliamcı devlete bir kez daha mutlaka bunun hesabını vereceğini, Kürt halkına karşı yürütülen bu kirli savaşın hesabının sorulacağını bir kez daha haykırıyoruz. Bu devlet bu yaptığının yanına kar kalacağını düşünmemeli, elbet Ortadoğu'da Rojova'da Kürt gençleri bedenlerini tanklara, toplara karşı nasıl siper ettilerse bugün Cizre'de de Sur'da da bugün İdil'de Hozat'ta da canlarını onların tanklarına, toplarına, zırhlı araçlarına karşı koyarak Kürdistan'ın özgürleşmesinin yolunu aydınlatan bir meşale olarak yolumuzu aydınlatmaya devam ediyorlar ... Sayın Öcalan'ın başı sağ olsun diyroruz. Kürt halkı bu katliamları, bu katliamcı devleti öteden beri tanıyor ... Kürt gençleri, Kürt kadınları direnişlerini sürdürecekler, bunu böyle bilsinler ... " şeklindeki sözleri ile PKK/KCK silahlı terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde örgütün propagandasını yaptığı…” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK’nın 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere, 22/01/2015 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 25, 26 ve 27. Dönem HDP Gaziantep Milletvekili seçilen Mahmut Toğrul’un, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan verilmiş mahkumiyet kararının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Mahmut Toğrul’un Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
57. MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Hamza ve Şariban kızı, 1972 doğumlu, T.C. Kimlik No: 58165252420); (27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) HDP Van Milletvekili, 06/06/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/9979 sayılı soruşturma dosyasında,
Suç tarihinin 18/03/2019 olduğu belirtilerek, TBMM Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına gönderilen 05/07/2019 tarihli fezlekede,
“Hakkında inceleme yapılan Muazzez Orhan'ın PKK/KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun şekilde hareket edip, PKK/KCK silahlı terör örgütü lideri Abdullah Öcalan üzerindeki -sözde- tecridi kaldırma amaçlı Leyla Güven'in başlattığı açlık grevini desteklemek amacıyla 09/03/2019 tarihinde açlık grevi eylemi yapan şahısları ziyaret etmek ve eylemi destekleyen sosyal medya paylaşımı yapmak suretiyle, PKK/KCK silahlı terör örgütünü, terör örgütü adına suç işleyen L. G.'i, ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Muazzez Orhan'ın terör örgütünün propagandasını yapma ve suçu ve suçluyu övme suçlarını işlediği yönünde yeterli, kanuni delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği” tespitiyle dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulduğu,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/11683 sayılı soruşturma dosyasında,
Suç tarihinin 13/02/2019 olduğu belirtilerek,
“Teröristbaşı Abdullah Öcalan'a uygulanan ceza infaz koşullarını protesto etmek amacıyla (DTK) eş başkanı ve HDP Hakkari Milletvekili L.G.'in başlattığı açlık grevinin 100. gün eylem ve etkinlikleri kapsamında,
13.02.2019 tarihinde yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı 27. Dönem (HDP) Diyarbakır Milletvekilleri …ile (HDP) Van Milletvekilleri Muazzez Orhan…, tarafından ilimizde yapılan eylem ve konuşmalar neticesinde, kayıt altına alınan görüntüler üzerinde yapılan incelemelerde…, Soruşturmaya konu isnadın fail ve fiil bakımından, 694 sayılı KHK'nın 146. maddesinde belirtilen hüküm kapsamında kaldığı” tespitiyle Van Cumhuriyet Başsavcılığının 22/04/2019 tarih ve 2019/8387 sayılı soruşturma dosyasının görevsizlik kararı verilerek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
Görüldüğü üzere, 06/06/2018 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 27. Dönem HDP Van Milletvekili seçilen Muazzez Orhan Işık’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma, suçu ve suçluyu övme, devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçlarından hakkında ceza soruşturmaları bulunduğu, partide üst düzey görev alan Muazzez Orhan Işık’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
58. MUSA FARİSOĞULLARI (Mehmet Ali ve Zeynep oğlu, 1956 doğumlu, T.C. Kimlik No: 13543754620); (27. Dönem (24/06/2018-04/06/2020) HDP Diyarbakır Milletvekili, 06/06/2018 - 12/06/2020 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 19/02/2021 tarih, Soruşturma No: 2020/34506, Esas No: 2021/2838 ve İddianame No: 2021/666 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 14/10/2019, 21/10/2019, 15/12/2020 olduğu belirtilerek,
“…şüphelinin DTK yapılanması adına Delege olarak ve Diplomasi Komisyonu ve Başkanlık Divanı içerisinde faaliyet yürüttüğü anlaşılmıştır…. Telefon Tapeleri:…şahsın şüpheliye DTK nın faaliyetleri hakkında sorular sorduğu ve şüphelinin de telefonda konuşmak istemeyerek adli teknik takibe karşı önlem aldığı, sonra konuşmak üzere anlaştıkları, şüphelinin DTK adına faaliyetlerde bulunduğu anlaşılmıştır…. şüphelinin bir yeğeninin şehit düştüğünü belirttiği görülmüş olup söz konusu kişinin ölen örgüt mensubu olduğu ve şüphelinin terör örgütü mensuplarının cenazelerini şehit olarak niteleyerek eylemlerini sahiplendiği ve yücelttiği anlaşılmıştır…. şüphelinin adli teknik takibe karşı önlem alarak görüşme yaptığı, şahısla yüz yüze görüşmek üzere anlaştığı, görüşme içerisinde " bizim ordaki her zaman ki oda varya o nevroz" şeklindeki cümlelerden şüphelinin DTK binasında düzenlenen toplantılara ve örgütsel görüşmelere katıldığı anlaşılmıştır…. şüphelinin bir TV Kanalına bağlanarak canlı yayına katıldığı ve terör örgütü adına propaganda faaliyetleri yürüttüğü anlaşılmıştır…. terör örgütünün ideolojisi olan ve dört ülke topraklarını kapsayan önce özerk sonra sözde tam bağımsız bir kürdistan kurma hayali olan ve örgüt tarafından doğu, batı, kuzey ve güney olarak adlandırılan (Türkiye, İran, Irak ve Suriye toraklarının bir kısmı) bölgelerden bahsederek konuşma yaptıkları anlaşılmıştır…. Şüphelinin Katıldığı İllegal Eylemler:
03/03/2018 tarihinde … kongre esnasında örgütsel içerikli konuşmaların yapıldığı ve şüphelinin de bu kongreye katılarak destek verdiği düzenlenen tutanakla tespit edilmiştir.
15/12/2017 tarihinde…, Sur ilçesinde güvenlik güçleri ile girdiği çatışmalarda yaşamını yitiren örgüt mensuplarına hitaben …. sözde mevlüt programına şüphelinin de katılarak destek verdiği düzenlenen tutanakla tespit edilmiştir.
16/09/2017 tarihinde Bağlar İlçesinde …konferans salonunda sözde DTK 8. Olağan Kongresi yaklaşık 200 kişinin katılımı ile gerekleştirilmiş, şüphelinin de bu kongreye katıldığı düzenlenen tutanakla tespit edilmiştir.
02/11/2017 tarihinde sözde barış anneleri organizesinde…, PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın sözde sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanması için başlatılan 3 günlük açlık grevi ve basın açıklamasına şüphelinin de katılarak destek verdiği düzenlenen tutanakla tespit edilmiştir. …
Ocak 2016 tarihinde …twitter hesabından, Haziran tarihinde "KCD/DTK@kcdnavend" isimli DTK'nın olduğu anlaşılan twitter hesabından yapılan 37 saniyelik videoyu paylaştığı,
3 Haziran tarihinde "KCD/DTK@kcdnavend" isimli DTK'nın olduğu anlaşılan twitter hesabından yapılan Sur'a Ses Ver başlıklı 52 saniyelik videoyu paylaştığı tespit edilmiştir.
20/05/2015 tarihinde www.al-monitor.com isimli sitede yer alan haberde içeriğinde DTK'nın sözde toplum nezdindeki faaliyetlerinden bahsederek " Komisyonlardan sorumlu DTK yetkilisi Musa Farisoğlu'nun Al- Monitor'a verdiği bilgilere göre bölgede her il ve ilçede örgütlenmiş olan komisyonların üye sayıları 15 ile 21 arasında değişiyor. Komisyonlarda toplumda sözü dinlenen farklı meslek gruplarından insanlar, sivil toplum temsilcileri ve din alimleri yer alıyoru..." şeklinde bilgilerin yer aldığı tespit edilmiştir.
…şüpheli Musa Farisoğulları isimli şahsın kullandığı twitter hesabında kendisini "DTK Eş Başkanlık Divanı/ HDP Amed Milletvekili / Eğitimci" olarak tanımladığı, 23/10/2019 tarihinde bir kıraathanede çekildiği anlaşılan 4 adet fotoğrafın üzerinde " Kürt halkının kazanımlarının gasp edilmesini, topraklarının işgal edilmesine asla müsade etmeyeceğiz. Hakikat bulunana dek Tecriti, savaşı ve yapılan zulümleri halkımıza anlatmaya devam edeceğiz..." şeklinde paylaşım yaptığı, 24/10/2019 tarihinde farklı bir kıraathanede çekildiği anlaşılan 4 adet (şüphelinin kendisinin de yer aldığı) fotoğrafın üzerinde "Siyasi Darbelere, Rojova'da yapılan işgale Karşı Ses olmak Üzere Yarın Saat 13:00'te Şeyh Sait Meydanında (Dağkapı) Yapılacak Olan Eylemimize Amed Halkımızı Davet Etmeye Devam Ediyoruz..." şeklinde paylaşım yaptığı tespit edilmiştir…. 01/11/2018 tarihinde " Rojova devrimine öncülük eden ve halkların özgürlük mücadelesine umut olan 1 Kasım Dünya Kobane günü kutluyor, özgürlük mücadelesi için, gerici ve katliamcı DAİŞ çetelerine karşı yürüttükleri mücadelede yaşamını yitirenleri saygıyla anıyorum..." şeklinde yazıyı ve toplanan kalabalık grubun fotoğrafını,
14/10/2019 tarihinde " İşgal sadece rojova da değil; unutulmasın ki Rojova halkının kalbi Amed'te atıyor..." şeklinde yazıyı ve kolluk kuvvetlerinin de yer aldığı video alıntısını,
07/08/2019 tarihinde " DTK, HDP ve kürdistani ittifak partilerimizle birlikte Türkiye'nin Rojova ve güney kürdistana gerçekleştirmeyi düşündüğü olası saldırıya ilişkin basın açıklaması düzenledik.. Meseleleri kürdistanlı muhataplarla barışçıl , demokratik zeminde diyalog ile çözmeye çağırıyoruz..." şeklinde yazıyı ve ilgili olduğu anlaşılan fotoğrafları,
…şüphelinin yukarıda bahsedilen amaçları gerçekleştirmek üzere DTK sözde tüzük taslağı ve yine sözde anayasa olarak kabul edilen KCK sözleşmesi doğrultusunda sözde karar alma mercii olan DTK'nın çalışmaları kapsamında örgütsel nitelikteki eylemlere katılarak; diğer DTK üyeleri ile birlikte dört ülke toprakları üzerinde sözde kürt ulusal birliğini sağlamak amacıyla devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, toplumsal ayrışmaya sebep olmak ve halk kitlelerini etkilemeye varan eylemleri amaçladığı, …terör örgütünü, faaliyetlerini, amaçlarını, sözde yöneticilerini ve yöntemlerini överek belirsiz sayıdaki halk kitlelerine dönük meşruiyet kazandırma maksadıyla terör örgütü propagandası yaptığı…” belirtilerek TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, 7/2 maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/68 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere, 06/06/2018 - 12/06/2020 tarihleri arası davalı parti üyesi olup, 27. Dönem HDP Diyarbakır Milletvekili seçilen Musa Farisoğulları’nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Musa Farisoğulları’nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
59. NADİR YILDIRIM (Fetullah ve Sadet oğlu, 1981 doğumlu, T.C. Kimlik No: 24778118828); (26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) HDP Van Milletvekili, 19/01/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Van Cumhuriyet Başsavcılığının 03/09/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/12015, Esas No: 2020/3748 ve İddianame No: 2020/2475 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 10/08/2017 olduğu belirtilerek,
“…Halkların Demokratik Partisi 26. Dönem Van Milletvekili Nadir Yıldırım isimli şahsa ait olduğu değerlendirilen, ..kullanıcısının, herkese açık profilinin incelenmesinde;
…07/08/2017 tarihinde başka bir kullanıcının paylaştığı, '' Hakkari/Şemdinli'nin Şapatan köyüne dün baskın düzenleyen polis ve askerler köylüleri işkenceden geçirdi'' yazısını paylaşarak üst tarafına, "Defolup gideceksiniz ülkemizden. Lanetli alçak sömürgeciler. Bunların bizi yıldıracağını mı sanıyorsunuz? size öfke ve nefret olarak dönecek, Hakkari/Şemdinli'nin Şapatan köyüne dün baskın düzenleyen polis ve askerler köylüleri işkenceden geçirdi" şeklindeki paylaşımı yaptığı…
…Dosyadaki bilgi ve belgeler birlikte incelendiğinde şüphelinin yukarıda yazılı paylaşımları farklı tarihlerde twitter hesabından aleni bir şekilde Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini Alenen Aşağılama kastı ile paylaşarak üzerine atılı suçu işlediği” tespitiyle TCK’nın 301/2, 43/1 maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Van 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/389 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere, 19/01/2016 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 26. Dönem HDP Van Milletvekili seçilen Nadir Yıldırım’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Devletin emniyet ve askeri teşkilatını alenen aşağılama” suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Nadir Yıldırım’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
60. NECDET İPEKYÜZ (Abdusemet ve Nadire oğlu, 1964 doğumlu, T.C. Kimlik No: 36682231562); (27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) HDP Batman Milletvekili, 01/06/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 25/09/2017 tarih, Soruşturma No: 2017/30232, Esas No: 2017/11848 ve İddianame No: 2017/3561 sayılı iddianamesiyle;
“Şüphelinin, sözde demokratik özerkliği hayata geçirmek amacıyla terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın talimatıyla kurulan DTK (Demokratik Toplum Kongresi) da, doktor olarak Diyarbakır Tabipler Odası Başkanı sıfatı ile faaliyet yürüttüğü, şüphelinin farklı zamanlarda Diyarbakır Belediyesi Konukevinde yapılan DTK toplantılarına katıldığı…
…DTK Koordinasyon Kurulu toplantısına katılacak olan şahısların isimlerinin okunduğu toplantıda şüphelinin isminin yer aldığı,
…şüphelinin 02.11.2011 tarihli Diyarbakır Belediyesi Konuk Evi Binasında yapılan DTK toplantısına katıldığı,
…Şüpheli hakkında yapılan iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması neticesinde elde edilen kayıtlar incelendiğinde; şüphelinin, bölgede DİSA (Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitü) görevlisi olarak koruculuk sisteminin kaldırılmasına yönelik PKK/KCK terör örgütü lehine çalışmalar içerisinde olduğu, köy koruculuğunun kaldırılması amacıyla finansman arayışı içerisinde faaliyetler yürüttüğü ve dosyada bulunan diğer şüpheli şahıslarla DTK toplantıları ve STK toplantıları ile ilgili konuşmalar yaptığı…
Mahkeme kararına istinaden şüphelinin kullandığı …e-mailler içeriğinde; DİSA (Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitü) ve THİV (Türkiye İnsan Hakları Vakfı) organizesinde sözde Travma ile Başetme Programının olduğu ve programda PKK/KCK terör örgütünden dolayı sözde olumsuz şekilde etkilenen, zarar gören değer aileleri ile ilgili şüphelinin çalışmalar içerisinde olduğu ve bu konular ile ilgili yurt dışından katılımcıların da yer aldığı yurt dışında ve Türkiye’de seminerler, toplantılar, paneller vb. düzenlediği, mailler içerisinde yer alan olgu adı altındaki konularda genelde değer ailelerinden oluşan şahısların sözde Kürt kimliklerinden dolayı ülkede dışlandıkları ve horlandıkları, köy korucularının devlet baskısıyla korucu olduğunu dile getirilerek farklı bir algı yaratmak sureti ile değer ailelerini PKK/KCK terör örgütü çatısı altında toplamaya çalıştığı,…” tespitiyle 19/07/2017 tarihli eylemi nedeniyle silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesine 2021/51 esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı,
Parti üyeliği sonrasında;
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/9626 sayılı soruşturma dosyasında,
Suç tarihinin 18/03/2019 olduğu belirtilerek, TBMM Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına gönderilen fezlekede,
“…27. Dönem Milletvekili Necdet İPEKYÜZ’ün, …intihar ettiği bildirilen Z.G. isimli bölücü terör örgütü mensubu şahsın 18/03/2019 tarihinde Yeniköy mezarlığında düzenlenen anma etkinliğine ve taziye ziyaretine katılım sağlamak suretiyle PKK/KCK silahlı terör örgütünü ulusal ve uluslar arası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Necdet İPEKYÜZ’ün terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu,” gerekçesiyle dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulduğu,
Görüldüğü üzere, 01/06/2018 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 27. Dönem HDP Batman Milletvekili seçilen Necdet İpekyüz’ün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, üyelik öncesi gerçekleştirdiği “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan açılmış kamu davası bulunmasına karşın, parti üyeliği sonrasında da eylemlerine devam ettiği, “terör örgütünün propagandasını yapma” suçundan hakkında ceza soruşturması bulunduğu, partide üst düzey görev alan Necdet İpekyüz’ün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
61. SIDIK TAŞ (Abdurrahman ve Hediye oğlu, 1970 doğumlu, T.C. Kimlik No: 20681102022); (27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) HDP Siirt Milletvekili, 09/10/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Siirt 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/03/2016 tarih ve 2015/630 esas, 2016/170 sayılı kararı ile,
“09/01/2015 tarihinde HDP ve DBP Siirt Teşkilatlarının organizesinde 2013 yılında Fransa'nın Paris şehrinde öldürülen PKK terör örgütü mensupları Sakine Cansız, Leyla Söylemez ve Fidan Doğan'ın öldürülmelerini protesto etmek ve basın açıklaması yapmak üzere yaklaşık 150-200 kişilik grubun toplandığı, grubun önünde bulunanlarca yukarıda belirtilen terör örgütü mensuplarının fotoğraflarının bulunduğu ve altlarında isimlerinin ve kod isimlerinin bulunduğu pankart açıldığı, polis tarafından durdurulan grup tarafından "şehit namırın, jin jiyan azadi, hain defol bu topraklar bizim, biji serok apo, baskılar bizi yıldıramaz, gençlik aponun fedaisidir, PKK halktır halk burada, faşizme karşı direneceğiz" şeklinde sloganlar atıldığı ve terör örgütü PKK’yı simgeleyen bez parçalarının açıldığı, eylemin bu hali ile PKK/KCK terör örgütünün propagandasının yapıldığı gösteriye dönüştüğü anlaşılmıştır. Sanığın dosya içerisinde bulunan fotoğraflı teşhis tutanağından da anlaşılacağı üzere terör örgütü PKK/KCK propagandasına dönüşen eyleme katıldığı” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Parti üyeliği sonrasında:
Siirt Cumhuriyet Başsavcılığının 08/03/2018 tarih, Soruşturma No:2018/1218, Esas No:2018/508 ve İddianame No: 2018/182 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 21/01/2018 olduğu belirtilerek,
“…HDP İl Teşkilatı üyeleri tarafından parti binası içerisinde, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Suriye ülkesinin kuzeyindeki Afrin şehrinde bulunan PKK/PYD/YPG terör örgütüne yönelik başlatılan “Zeytin Dalı” operasyonu ile ilgili olarak basın açıklaması düzenledikleri, düzenlenen basın açıklaması nedeniyle parti binası çevresinde güvenlik önlemleri alındığı, ekiplerce parti binasının ön cephesinden bakıldığında duvara asılı vaziyette çıplak gözle açık ve alenen görünen PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’a ait olan portre olduğu görüldüğü, arama kararı doğrultusunda 21/01/2018 günü Saat:20.10 sıralarında HDP Siirt İl Başkanlığında arama yapıldığı,
1 Adet yaklaşık 90x90 cm. ebatlarında üzerinde terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’nın fotoğrafının bulunduğu çerçeve, …1 Adet yaklaşık 90x60 cm. ebatlarında üzerinde PKK/KCK Terör Örgütünün elebaşısı Abdullah Öcalan’nın fotoğrafının bulunduğu çerçeve, 1 Adet yaklaşık 70x40 cm. ebatlarında üzerinde PKK/KCK terör örgütünün elebaşısı bez resim çerçevesi, Üzerinde “Newroz Piroz be Emde Serbıkevin! Mutlaka Kazanacağız” ibaresi bulunan yaklaşık 10x15 cm. ebatlarında çok sayıda el ilanı, …tespit edilerek el konulduğu, olay kapsamında tüm soruşturma evrakı birlikte değerlendirildiğinde, şüpheliler Siirt HDP İl Başkanı olarak görev yapan Sıddık Taş… terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, bunları övecek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde yöntemlere başvurdukları…” belirtilerek 3713 sayılı Kanunun 7/2-4 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Siirt 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/116 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 09/10/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 27. Dönem HDP Siirt milletvekili seçilen Sıdık Taş’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, terör örgütü propagandasını yapmak suçundan cezalandırılmasına karar verilmesine karşın, parti üyeliği sonrasında da eylemlerine devam ettiği ve terör örgütü propagandası yapmak suçundan hakkında kamu davası açıldığı, partide üst düzey görev alan Sıdık Taş’ın, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
62. ŞEVİN COŞKUN (İhsan ve Sayime kızı, 1980 doğumlu, T.C. Kimlik No: 48097639758); (27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) HDP Muş Milletvekili, 06/06/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/13993 sayılı soruşturma dosyasında;
Suç tarihinin 09/10/2018 olduğu belirtilerek, TBMM Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına gönderilen 05/12/2018 tarihli fezlekede,
“…09/10/2018 günü saat 11.00 sıralarında İlimiz Yenişehir ilçesi Ofis ... Plaza önünde HDP (Halkların Demokratik Partisi) milletvekillerinin, İl ve İlçe yöneticilerinin katılımıyla PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın 9 Ekim 1998 tarihinde terör örgütünü yönettiği Suriye ülkesinden çıkarılışının yıldönümü ile ilgili olarak -sözde- "9 Ekim Uluslararası Komplosu" konulu basın açıklamasına katıldığı bu suretle terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği iddiasıyla yapılan soruşturmada 27. Dönem Milletvekili Şevin COŞKUN'un da olay yerinde bulunduğu, basın açıklamasına bir tepki göstermediği, basın açıklamasının içeriğini bilerek ve destek olmak amacıyla katılım sağlayarak üzerine atılı "terör örgütü propagandasını yapmak" suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, 27. Dönem Milletvekili Şevin COŞKUN'un üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu, bu nedenle adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği” gerekçesiyle Şevin Coşkun’un dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulduğu,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/11518 sayılı soruşturma dosyasında;
Suç tarihinin 20/12/2019 olduğu belirtilerek,
“…20.02.2019 tarihinde HDP Muş Milletvekili Şevin COŞKUN'ın Bulanık İlçesi Yeni Mahallede seçim irtibat bürosu açılışında yapmış olduğu konuşmada PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü Propagandası içerir söylemlerde bulunduğundan bahisle soruşturma işlemlerine başlanılmıştır.” tespitiyle Bulanık Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/504 sayılı soruşturma dosyasının görevsizlik kararı verilerek 22/03/2019 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/101993 sayılı soruşturma dosyasında;
Suç tarihinin 28/03/2019 olduğu belirtilerek,
“28.03.2019 tarihinde HDP partisince Malazgirt ilçe merkezinde düzenlenen mitingde 27.dönem Muş HDP Milletvekilleri …Şevin Coşkun'un yapmış olduğu konuşmalar üzerine soruşturma başlatıldığı, bu olaya ilişkin soruşturma yapma yetkisinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 161/9.maddesi gereğince Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ait olduğu.” tespitiyle Malazgirt Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/371 sayılı soruşturma dosyasının 15/04/2020 tarihinde yetkisizlik kararı verilerek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
d) Muş Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/2058 sayılı soruşturm dosyasında;
Suç tarihinin 26/03/2019 olduğu belirtilerek,
“..Bulanık Belediyesi Otogarında düzenlenen HDP Mitingine HDP Muş Milletvekili Şevin Coşkun'un da katılarak konuşma yaptığı, yapmış olduğu konuşma içeriğinde "...Değerli arkadaşlar 31 Mart'ta gasp edilen belediyelerimizi geri almak için hep birlikte sandığa gideceğiz ve bütün kayyumları bütün kürdistan'da süpüreceğiz öyle bir süpürgeyle de süpürmeyeceğiz halkımız çoy iyi biliyor çırpılarla yapılan .... İle süpüreceğiz" şeklinde terör örgütü propagandası içerir söylemlerde bulunduğunun tespit edilmesi üzerine soruşturma işlemlerine başlanıldığı, …milletvekili hakkında soruşturma veya kovuşturma yapma yetkisi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve bu yer Ağır Ceza Mahkemesine aittir." tespitiyle, yetkisizlik kararı ile gönderilen soruşturma evrakının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/11593 soruşturma sırasına kaydedildiği,
Görüldüğü üzere 06/06/2018 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 27. Dönem HDP Muş Milletvekili seçilen Şevin Coşkun’un, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında,“terör örgütü propagandasını yapma, halkı kin ve düşmanlığa alanen tahrik etme, suçu ve suçluyu övme” suçlarından hakkında ceza soruşturmalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Şevin Coşkun’un Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
63. ADEM GEVERİ (Cemal ve Medine oğlu, 1978 doğumlu, T.C. Kimlik No: 50422010644); (25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) HDP Van milletvekili, 09/05/2017 - 14/04/2019 Tarihleri Arası HDP üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 22/05/2019 tarih ve Soruşturma No: 2018/235193, Esas No: 2019/28393, İddianame No: 2019/5964 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 02/05/2016 ve 20/01/2018 olduğu belirtilerek;
" 02/05/2016 tarihinde 26. Dönem milletvekili Adem Geveri'nin de içinde olduğu kalabalık grup tarafından TBMM bahçesinde "Biji berxwedana meclise", "Direne direne kazanacağız", "Biji serok Apo" şeklinde Türkçe ve Kürtçe sloganlar atıldığı, alkış ve zılgıtlar ile sözde gerilla marşı olarak bilinen marşı söyleyerek yapılan yürüyüşe iştirak etmek suretiyle terör örgütünün ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum ve iyi gibi lanse edildiği, dolayısıyla terör örgütünün bu yolla övüldüğü, yaptıklarının teşvik edildiği, eylemlerinin meşru gösterilmeye çalışıldığı, terör örgütünün yanında yer alındığı, bu yolla terör propagandasının yapıldığı,
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından, PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ terör örgütlerine karşı, Suriye'nin kuzeybatısındaki Afrin bölgesine düzenlenen "Zeytin Dalı Harekatı"nı protesto etmek amacıyla, şüpheli Adem Geveri'nin Twitter isimli sosyal paylaşım sayfası üzerinden 20/01/2018 tarihinde "Bir yanda Camilerde dua eden zalimler güruhu diğer yanda evde dua eden mazlum Kürd halkı! #AfrinSavaşınaHAYIR", "Kurd bere DAIŞiyan dan aniha ji Moxoli hatin. Bi izna Xwede de siwar ben u peya biçin! #Kurds #AfrinSavaşınaHAYIR (Türkçesi; Kürtler DAİŞ'lilere direndi, şimdi de Moğollar geldi. Allah'ın izniyle atlı geldiler yaya gidecekler" şeklinde paylaşım yaptığı belirtilerek terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği iddiasıyla açılan davanın Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/210 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25 ve 26. Dönem HDP Van Milletvekili, 09/05/2017-14/04/2019 tarihleri arası HDP üyesi olan Adem Geveri'nin Yargıtay, Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör örgütü propagandası yapma" suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Adem Geveri'nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
64. AHMET ŞIK (Hüseyin ve Fatma oğlu, 1970 doğumlu, TC Kimlik No: 26029165674); (27. Dönem (24/06/2018-04/05/2020) HDP İstanbul Milletvekili, 06/06/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosunun 2019/144 sayılı soruşturması ile;
27. Dönem milletvekili Ahmet Şık'ın yargılandığı İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/148 esas sayılı dosyasının 26/07/2017 tarihli 3. oturumunda alınan savunmasında aşağıda belirtilen sözleri söyleyerek atılı suçu işlediği gerekçesi ile 12/09/2017 tarihinde anılan mahkemece hakkında suç duyurusunda bulunulması üzerine, 13/09/2017 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/128433 sayılı soruşturma numarasına kaydedilerek soruşturma başlatıldığı,
Ahmet Şık'ın yukarıda belirtilen mahkemede yapmış olduğu savunmasında özellikle; ''... Hakkı olanı geri almak için mücadelesini açlık greviyle sürdürenlere yani Nuriye ve Semih kardeşime dahi yanıt hapishane oldu... Tutuklama terörüyle gasp edilen kişi özgürlüğünün ihlali, geçerli 6 milyon oy sahibinin iradesini temsil eden Meclis’in üçüncü büyük partisine de uzandı. HDP’nin Eş Genel Başkanları, milletvekilleri ve yine seçilerek göreve gelmiş birçok belediye başkanı esir edildi...'' şeklinde sözler sarf ettiği, belirtilen sözlerin savunma dokunulmazlığı sınırlarını aşan nitelikte olduğu ve TCK’nın 301. maddesinde yer alan Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, Devletin Yargı Organlarını Alenen Aşağılama suçu kapsamında yer aldığı gerekçesiyle İstanbul 37. Asliye Ceza Mahkemesine hitaben iddianame düzenlendiği, 37. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından Ahmet Şık'ın milletvekili olması nedeniyle Anayasa’nın 83/2 ve CMK'nın 174/1. maddesi gereğince iddianamenin iadesine karar verildiği, bu nedenle adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebi ile fezleke düzenlenerek TBMM Başkanlığına gönderildiği ve soruşturmanın halen devam ettiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosunun 2019/11907 sayılı soruşturması ile;
"Kimlik bilgileri gizlenmiş şahıs tarafından 13/04/2019 tarihli CİMER başvurusunda, TBMM 27. Dönem Milletvekili Ahmet Şık'ın https://www.google.com /amp/s/m.ensonhaber.com/ hdpli - ahmet-sik-teroristlerin-basimin-ustunde-yeri-var.amp ve https://www.dailymotion.com/video/x56oqqe isimli internet sayfalarında paylaşılan videolardaki bir TV kanalında yapılan röportaj sırasında "... Şunu çok açıklıkla ifade edeyim mi eğer …bu iktidar bloğu vatansever ve ben terörist isem, onlar gibi vatansever olmaktansa, teröristlerin başımın üstünde yeri var. Çok samimiyetle söylüyorum... Onlar vatansever ise, onların tarif ettiği terörist benimsem başımın üstünde yeri var... Tabi tabi metaforik bir şeyle söylüyorum yani... Biraz önce dedim ki bu iyilikle kötülük arasındaki bir seçim olacağı için. Kim iyidir kim kötüdür diye şey yapmıyorum ama, iktidar kötüdür. Şahıslar üzerinden konuşmuyorum. Ve o iktidarı zayıflatacak her türlü politika, bu iktidarın köpek dişlerini kıracak, azı dişlerini çekecek, her şey meşrudur..." şeklindeki şüphelinin bu sözleri ile eleştiri sınırlarını aşacak şekilde beyanlarda bulunmak suretiyle üzerine atılıTürkiye Cumhuriyeti Hükümetini alenen aşağılama suçunu işlediğini gösterir yeterli delilin mevcut olduğu kanaatine varıldığı" belirtilerek başlatılan soruşturmanın devam etmekte olduğu,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/17452 sayılı soruşturması ile;
"Diyarbakır ili Yenişehir ilçesi Büyükşehir Belediye Başkanlığı Binası önü ve yakın çevresinde; HDP’li milletvekilleri, parti il/ilçe yöneticileri ile farklı STK’lara mensup şahısların katılımıyla gerçekleştirilmek istenen protesto eylemlerine, Diyarbakır Valilik Makamının açık alanlara yönelik almış olduğu 18.08.2019 tarih ve 2019/3065 sayılı eylem yasağı kararı doğrultusunda, kanunsuz etkinliklere izin verilmememesi yönünde karar alındığı, alınan karar sonrasında Yenişehir İlçesi Lise Caddesi Çarmar Market isimli iş yeri önünde, HDP'li milletvekilleri ve parti yöneticilerinin de katılımıyla basın açıklaması/oturma eylemi vb. şekillerde protesto amaçlı eylemler düzenlenmeye başladığı, şüpheli Ahmet Şık'ın da bu grup içerisinde bulunduğu, grubun"Her ne peş" isimli Kürtçe marşı okuduğu, "İrademe dokunma" şeklinde sloganlar atıldığı, akabinde şüphelinin kalabalığa hitaben "...Ülkeyi talan etmeyi, devleti yağmalamaya yeminli faşist bir mafya iktidara çöreklenmiş durumda... Daha önce savaşı dirilterek ülkeyi kan banyosuna sokanlar bir kez daha halkın iradesini yok sayarak HDP'li belediye başkanlarımızın olduğu üç ile Kayyum atadılar... Kürtlerin bir şehirde gasp edilen oyu, Türklerin ve diğerlerinin İstanbul'daki ya da memleketin bir başka şehrindeki yaşayan sizlerin de oyunun gasp edilmesidir... Bu yüzdendir ki burada ya da diğer şehirlerde insanlar demokrasi ve barış için mücadele ediyorlar... Demokrasiye sahip çıkacaksınız ya da çıkmayacaksınız... Susmayın, susmak onaylamaktır. Öldürmekle, hapsetmekle diz çöktüremediğiniz bu halkı iradesini gasp ederek yıldıracağını sanan, teslim alacağını sanan faşistlere de iki çift sözümüz olacak... Bizler var oldukça bu ülkede umut tükenmez, tükenmeyecek. Güçlüyüz ve biz kazanacağız. O yüzden kayyumlarınızla beraber sizleri de ait olduğunuz yere, tarihin çöp tenekesine dökeceğiz." şeklinde sözler söylediği, ardından kitlenin oturma eylemine geçtiği, bahse konu grup tarafından "Amed bizimdir onurumuzdur", "yaşasın Amed direnişi", "her yer Amed her yer direniş", "hak hukuk HDP ile gelecek, HDP halktır, halk burada, faşizme karşı omuz omuza" şeklinde sloganlar atıldığı" belirtilerek şüpheli hakkında Terör Örgütü Propagandası Yapma suçundan soruşturma yapılmakta olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 27. Dönem HDP İstanbul Milletvekili, 06/06/2018 tarihinden itibaren de üyesi olan Ahmet Şık'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma, Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, Devletin Yargı Organlarını Alenen Aşağılamak” suçlarından soruşturmalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ahmet Şık'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
65. BEHÇET YILDIRIM (Yusuf ve Hanım oğlu, 1959 doğumlu, T.C. Kimlik No: 22285100190); (25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) HDP Adıyaman Milletvekili, 09/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığının 08/05/2019 tarih ve Soruşturma No: 2018/10732, Esas No: 2019/764, İddianame No: 2019/141 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 2016 yılı ve sonrası olduğu belirtilerek;
"...20/01/2018 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından sınırlarımız içerisinde ve/veya dışında güvenlik ve istikrar sağlamak maksadıyla ülke güvenliğimize tehdit oluşturan ve Suriye'nin Afrin bölgesinde bulunan PKK/KCK/PYD-YPG ve DAEŞ terör örgütleri mensubu teröristleri etkisiz hale getirmek üzere başlatılan "Zeytin Dalı Harekatı" ile ilgili olarak emniyet görevlilerince yapılan açık kaynak araştırmalarında, Twitter isimli sosyal paylaşım sitesinde, 26. Dönem Milletvekili Behçet YILDIRIM'a ait olduğu değerlendirilen "@yildirimbehcet" isimli profil sayfası üzerinden bahse konu harekatla ilgili paylaşımlarda bulunulduğunun tespit edildiği, bu hususta kolluk kuvvetlerince düzenlenen araştırma ve tespit tutanağının incelenmesinde, bahse konu kullanıcı hesabı kullanılmak suretiyle "#AfrinSavaşınaHayır", "#BabyKillerTurkey_Russia (Bebek Katili Türkiye ve Rusya) hastag'i kullanılmış resim içerisinde yazan İngilizce metinde Türkçe olarak "Afrin Türkiye için tehdit oluşturmaz ve kimseye saldırmaz. Türk devleti Afrin'e saldırıyor, çünkü kürt ve kürdistan kazançlarına karşı duruyor. Bu gerçeği ihmal etmemeli ve Türk tutumu önlenmelidir", "Barış istemek insancıl bir tutum ve yasal bir durumdur. Suç olan savaş propagandası yapmaktır#StopTurkeySaveAfrin" paylaşımlarının yapıldığı, Behçet YILDIRIM'a ait onaylı hesap olduğu değerlendirilen Facebook isimli sosyal paylaşım sitesindeki kullanıcı hesabından "Afrin'e yönelik bombardıman ve top atışları kadınların, çocukların, sivillerin yaşamını tehdit ediyor #StopTurkeySaveAfrin" paylaşımında bulunduğunun tespit edildiği, bu surette şüpheli tarafından terör örgütünün ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum ve iyi gibi lanse edildiği, terör örgütünün bu yolla övüldüğü, yaptıklarının teşvik edildiği, eylemlerinin meşru gösterilmeye çalışıldığı, terör örgütünün yanında yer alındığı, bu surette terör örgütü propagandası yapmak suçunun işlediği" iddiası ile açılan davanın Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/184 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 08/02/2021 tarih ve Soruşturma No: 2018/196712, Esas No: 2021/7234, İddianame No: 2021/813 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 21/03/2018 olduğu belirtilerek;
"21 Mart 2018 Çarşamba günü 10:00-17:00 saatleri arasında Haydar Efendi Caddesi Mahmut Gürbüzcer Camii önünde düzenlenen “Nevruz Bayramı” konulu açık hava mitinginde şüphelinin; …bahsettiği "gerillamız" kelimesinin PKK/KCK terör örgütünün silahlı kanadı olan teröristler olduğu ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin güvenlik kuvvetleriyle eş değer tutarak benimsediği, PKK/KCK silahlı terör örgütünün ülkemiz topraklarında oluşturmak istediği sözde bağımsız Kürdistan devlet yapılanmasını oluşturma amacıyla 6-7 Ekim 2014 tarihlerinde başlatmış olduğu SERHİLDAN (BAŞKALDIRI) eylemleri sonrası,ÖZERKLİK (ÖZ YÖNETİM) ilan edilmek istendiği ancak başarılı olamayınca bu amaç doğrultusunda, yurt genelinde eylemler yapıldığı, bu eylemlerden olmak üzere PKK/KCK silahlı terör örgütüne müzahir kitle tarafından "BEYAZ BAYRAK İNSİYATİFİ" adı altında oluşturulan yapılanma tarafından 08/02/2016 tarihinde saat 17:50 sıralarında ilimiz Sakarya Caddesi’nde toplanıldığı, ayrıca saat 18:30’da HDP binası önünden yine örgüte müzahir kitlenin yürüyüşü ile saat 18:35 sıralarında Sakarya Caddesi üzerinde birleşildiği, bir araya gelen grup ile birlikte şüpheli Behçet Yıldırım’ın “Cizre’de bodrum katında insanlık katledildi barışı sessizlik öldürüyor, soğuğa, açlığa, susuzluğa, tanka, topa rağmen diz çökmediniz, sizinle grur duyuyoruz” şeklinde pankart açtığı ve slogan attığı,
Şüpheli Behçet Yıldırım ile ilgili olarak yürütülen tahkikat neticesinde şüphelinin arasında uzunca süre olan farklı zamanlarda 2 kez PKK/KCK silahlı terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini (bu yöntemleri icra eden örgüt militanlarını ve hukuka aykırı eylemlerini) meşru göstererek ve överek 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2 maddesine muhalefet ettiği" iddiasıyla açılan davanın Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/57 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25 ve 26. Dönem Adıyaman Milletvekili, 09/05/2017 tarihinden itibaren de HDP üyesi olan Behçet Yıldırım’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma" suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Behçet Yıldırım’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
66. HASİP KAPLAN (Ahmet ve Hanif oğlu, 1954 doğumlu, T.C. Kimlik No: 27551580126); (12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 24. Dönem (28/04/2014 - 07/06/2015) HDP Şırnak Milletvekili)
a) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 21/02/2018 tarih, Soruşturma No: 2015/31555, Esas No: 2018/3672, İddianame No: 2018/1007 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 18/03/2012, 21/03/2012 olduğu belirtilerek;
"...Şüpheli Hasip Kaplan’ın Bağlar ilçesinde PKK/KCK silahlı terör örgütünün çağrılarından sonra 18.03.2012 tarihinde söz konusu sözde Nevruz bayramını kutlama etkinliğine katıldığı ve PKK terör örgütünün propagandası ve gövde gösterisi haline dönüştürülen eyleme katılarak ön saflarda yer aldığı, Güvenlik Güçlerinin ihtar ve zor kullanmasının ardından dağılmayıp direnerek ve yolu araç trafiğine kapatarak ısrarla Nevruz alanına gittiği, BDP seçim otobüsünün üzerine çıkıp örgüt propagandası olabilecek tarzda zafer işareti yaptığı, şüphelinin bu haliyle terör örgütü üyesi olmamakla birlikte Örgüt adına suç işlemek, terör örgütünün propagandasını yapmak ve 2911 Sayılı Kanunun 32/1. maddesine muhalefet suçlanın işlediği" şeklindeki iddialarla açılan davanın halen Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/194 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/45452 sayılı soruşturması ile;
"EGM Siber Suçlarla Mücadele Müdürlüğüne 5 Mart 2018 tarihinde gönderilen E-posta ihbarı üzerine şüphelinin "HasipKaplan@HasipKaplan" isimli Twitter hesabında "25 Milyon Kürt Türkiye'de rahatsız, anlıyor musunuz !...", "Kuruluş felsefesine ihanet eden Meclis çatısı altında Lazistan, Kürdistan Mebusları olduğunu yok sayan, Kürtleri azınlıkları inkar eden, Kürtçeyi bilinmeyen dil yapanlarla Cumhuriyetin 100. yılı birlikte kutlanamaz","Seçilmiş belediye başkanını görevden al, kayyum ata, evlerine şafakta baskın yap, eş ve çocuklarını dahil yere yatır, başlarına silah daya, tek kişilik hücrelere koy.. bu yaygın sistematik işkencedir" şeklinde paylaşımlarda bulunduğu, paylaşımların herkese açık olduğu tespit edilerek sanık hakkında Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik Etme suçundan soruşturma yapılmakta olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/06/2014 tarihinden itibaren üyesi olup,24. Dönem Şırnak Milletvekilliği görevlerini üstlenen Hasip Kaplan'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "Terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, terör örgütünün propagandasını yapmak, 2911 Sayılı Kanuna muhalefet" suçlarından yargılamasının, “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçundan ise soruşturmasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Hasip Kaplan'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
67. MEHMET EMİN ADIYAMAN (İbrahim ve Hanım oğlu, 1961 doğumlu, T.C. Kimlik No: 31718457848); (09/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018 HDP Iğdır Milletvekili)
a) Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2016/3438, Esas No: 2016/1686 ve İddianame No: 2016/243 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 16/03/2016 olduğu belirtilerek;
“16/03/2016 günü Halepçe olaylarıyla ilgili olarak, HDP Iğdır milletvekili olan şüpheli Mehmet Emin Adıyaman'ın kalabalık önünde yaptığı bir basın açıklamasında''Halepçe'de 5000 insanın katledilmesini kınıyor, o insanları anıyoruz. O tarihten beri Kürdistan'da katliamlar ve barbarlıklar devam etmektedir. Barış içinde yaşama talepleri iktidar tarafından reddedilmektedir. Şu anda insanlarımız Gever, Cizre, Sur, Şırnak, İdil ve Nusaybin'de katliamla karşı karşıyadır. Irak'taki Kürt halkının kendi yönetimini ilan etmesi ve statü elde etmesinden ders çıkartılmalıdır." şeklinde ifadeler kullandığı, bu sözlerin, sözkonusu il ve ilçelerde terör örgütüne yönelik kapsamlı operasyonlar yapıldığı dönemde söylendiği dikkate alındığında, terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapma niteliğinde olduğu,” belirtilerek Terör Örgütü Propagandası Yapma suçundan cezalandırılması istemiyle hakkında açılan davanın Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/371 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2016/3443, Esas No: 2016/1819 ve İddianame No: 2016/254 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 11/08/2015, 12/08/2015 olduğu belirtilerek;
"Iğdır Valiliği tarafından 05/08/2015 ve 20/08/2015 tarihleri arasında Ağrı Dağı bölgesinde Bölücü Terör Örgütü mensuplarına yönelik yapılacak olan operasyonlar nedeniyle bölgenin bir kısmının “Geçici Özel Güvenlik Bölgesi” olarak ilan edildiği, 11/08/2015 tarihinde Iğdır-Doğubayazıt karayolunun Pamuk Geçidi bölgesinde BTÖ mensupları ile güvenlik güçleri arasında çıkan silahlı çatışmada bir PKK terör örgütü mensubunun öldürülmesi üzerine aynı gün ve saatlerde bölgedeki askeri hareketlilik devam ettiği halde HDP Milletvekili şüpheli Mehmet Emin Adıyaman'ın da aralarında olduğu kalabalık bir gurubun öldürülen teröristin cesedini aramak üzere bölgeye geldiği, cesedin Jandarma görevlileri tarafından alınması ve öldürülen teröristin beraberindeki diğer teröristlerin kaçarak uzaklaşmasından hemen sonra şüpheli Mehmet Emin Adıyaman ve beraberindeki kalabalığın Korhan Yaylası Cihangir mağara tepesi bölgesinde “Canlı Kalkan Eylemi” başlattıkları, söz konusu eylemin Türk Silahlı Kuvvetlerinin yaptığı ve planladığı operasyonların imkan ve kabiliyetinin sınırlanmasına neden olduğu gibi terör örgütü mensuplarına kaçış alanı sağladığı, ayrıca canlı kalkan çadırının kurulduğu bölgede bulunan Korhan Jandarma Karakoluna, çadırın kurulmasından sonra terör örgütü üyelerince bir saldırı gerçekleştirildiği, yapılan saldırı sonucu iki jandarma personelinin yaralandığı,
Şüphelinin de katılanlar arasında bulunduğu canlı kalkan eylemi ile ilgili olarak eylemin yankı uyandırması ve geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak amacıyla bazı haber sitelerinde yayınlar yapıldığı, haberlerde canlı kalkan çadırı önünde şüpheli Milletvekili Mehmet Emin Adıyaman'ın ve haklarında Iğdır Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açılan şüphelilerin toplu halde ve ayrı ayrı çekilmiş fotoğraflarının yer aldığı,
Şüpheli HDP Milletvekili Mehmet Emin Adıyaman'ın canlı kalkan çadırı eylemini başlatan, duyuran ve eyleme bizzat iştirak eden kişilerden olması nedeniyle PKK terör örgütüne yardıma ettiği, ayrıca şüphelinin de içinde bulunduğu canlı kalkan eylemine katılanlar yüzünden Iğdır İl Jandarma Komutanlığınca BTÖ mensuplarına karşı yapılması planlanan operasyonel faaliyet gerçekleştirilemediği anlaşılarak Mehmet Emin Adıyaman'ın “Silahlı Terör Örgütüne Bilerek İsteyerek Yardım Etme” suçundan açılan kamu davasının Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/371 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
c) Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2018/7381, Esas No: 2019/695 ve İddianame No: 2019/94 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 2016 yılı ve sonrası olduğu belirtilerek;
“Iğdır ve Doğubayazıt bölgesinde Canlı Kalkan eylemlerine katılanlar yönünden başlatılan soruşturma kapsamında, şüpheli Mehmet Emin Adıyaman'ın Ağrı Dağı kırsalında faaliyet gösteren PKK/KCK terör örgütü üyelerine yönelik kolluk kuvvetleri tarafından gerçekleştirilecek olan operasyonları ve hava harekatını engellemek amacıyla yine yanında terör örgütüne müzahir kalabalık bir grup ile Doğubayazıt ilçesi kırsalında canlı kalkan eylemi düzenledikleri ve üzerinde PKK/KCK terör örgütünün sözde lideri Abdullah Öcalan'ın fotoğrafının yer aldığı "Öcalan'ın sesine ses ver" , "Öz Savunma, toprağına, suyuna, dağına, değerine sahip çıkmaktır KJA IĞDIR", ibareli pankartların asıldığı çadırı kurdukları, PKK/KCK terör örgütü üyelerine yönelik gerçekleştirilecek operasyonları protesto ederek ve bölgede güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilecek operasyon ve hava harekatını engellemek amacıyla ilgili alanda bulunduğu,
Iğdır İl Jandarma Komutanlığının açık kaynak tespit ve teşhis tutanağında 07/09/2015 günü şüphelinin içinde bulunduğu grubun güvenlik güçlerinin terör örgütüne yönelik gerçekleştirdiği operasyonları durdurması amacıyla kefen şeklinde beyaz önlük giyerek ellerinde "Suruç Katliamı Unutulmayacak", "İzlemeyin Katılın Bu Savaşı Durduralım", "Katliama Ortak Olma Sen de Ses Ver Savaşa Hayır" pankartlarıyla Iğdır merkezde yürüyüş ve oturma eylemi yaptıkları,
Şüphelinin yine güvenlik güçleri ile girdiği çatışmalarda öldürülen teröristlerden S. S. Çekdaridir (kod) ve S. K. (Canfeda kod) isimli teröristlerin terör örgütü propangadası şeklinde geçen cenaze törenlerine katıldığının sabit olduğu,
2016 yılı Haziran ayı içerisinde PKK terör örgütü içerisinde faaliyet gösterirken etkisiz hale getirilen teröristlerin aile ve yakınlarına iftar yemeği organizasyonu düzenlendiği ve şüphelinin de bu organizasyonda yer aldığı,
27/08/2016 günü Tuzluca İlçesinde bulunan HDP/DBP ilçe binasında Iğdır İli Tuzluca İlçesi HDP olağan kongresini gerçekleştirmek amacıyla toplantı yapıldığı, toplantıya Iğdır 26. Dönem Milletvekili olan Mehmet Emin Adıyaman'ın da katıldığı, toplantının düzenlendiği salonun duvarlarında asılı vaziyette PKK/KCK terör örgütünü simgeleyen bez parçalarının ve PKK/KCK silahlı terör örgütü adına faaliyet yürüttüğü esnada 2013 yılında Fransa'da öldürülen BTÖ mensuplarından Sakine Cansız, Leyla Söylemez ile Fidan Doğan'ın resimlerinin bulunduğu, ayrıca değişik tarihlerde etkisiz hale getirilenterör örgütü üyelerinin resimlerinin toplantı salonunda asılı olduğu anlaşılarak; Bu eylemler ile örgütü sahiplenici, cebir ve şiddet içeren yöntemlerini teşvik edici hareketlerde bulunmak suretiyle “Örgüte Bilerek İsteyerek Yardım Etme ve Askeri Yasak Bölgelere Girme” suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasının Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/371 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
d) Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No:2016/3445, Esas No:2016/1684 ve İddianame No: 2016/242 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 08/04/2016 olduğu belirtilerek;
“2016 yılı Şubat ayı içerisinde Şırnak ili Cizre İlçesinde güvenlik güçlerimizle girdiği silahlı çatışmada etkisiz hale getirilen PKK-KCK bölücü terör örgütü mensubunın cenazesinin 08/04/2016 tarihinde defin işlemleri için Köyü'ne getirildiği ve aynı gün köy mezarlığına defnedildiği, HDP Iğdır Milletvekili şüpheli Mehmet Emin Adıyaman'ın da örgüt mensubunun defnedildiği mezarlığa intikal ederek merasime iştirak ettiği, bu hususun fotoğraf ve video inceleme tespit tutanakları ile sabit olduğu, şüphelinin Milletvekili olması nedeniyle konumu itibariyle bir terörist cenazesinin defin işlemine katılmasının örgüt propagandası yapmak suçunu oluşturduğu,” belirtilerek açılan kamu davasının Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/371 sayılı dosyasında derdest olduğu,
e) Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığının 12/02/2020 tarih ve Soruşturma No: 2019/6530, Esas No: 2020/352, İddianame No: 2020/54 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 10/10/2019 olduğu belirtilerek;
"Şüphelinin, Mehmet Emin Adıyaman ismi ile kullandığı "twitter" profili üzerinden herkesin görebileceği şekilde;
"10/10/2019 tarihinde "Rojava işgaline dur demek için bir imzada sen at" ibareleriyle PKK ve uzantısı olan terör örgütlerine yönelik güvenlik güçlerimiz tarafından gerçekleştirilen "Barış Pınarı" operasoyunu protesto amaçlı paylaşımda bulunduğu… Türkiye siyaseti savaşta ittifak etmiş, Kürtler ideolojik farklılıkları bir kenara bırakıp birliğini oluşturmalı, Rojava kayb ederse kürdistan kayb edecek" şeklinde silahlı terör örgütü üyelerini destekler şekilde, terör örgütlerine yönelik gerçekleştirilen bu operasyonu iki devlet arasında gerçekleşiyormuş gibi "savaş" olarak nitelendirdiği, yine soruşturmaya konu paylaşımlarda Türkiye Cumhuriyeti'nin bölgedeki sivil insanlara zarar veriyormuş gibi gösterildiği, bu şekliyle şüphelinin terör örgütünü "kürdistan devleti" olarak sahiplendiği ve buna inanarak terör örgütü propagandasını herkesin görebileceği şekilde paylaşımda bulunmak suretiylegerçekleştirdiği" ileri sürülerek açılan davanın Iğdır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/87 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 09/05/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 25 ve 26. Dönem HDP Iğdır Milletvekilliği görevlerini üstlenen Mehmet Emin Adıyaman'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütüne bilerek isteyerek yardım etme, Askeri yasak bölgelere girme, Silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Mehmet Emin Adıyaman'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
68. ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Muhittin ve Nebihe oğlu, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 49948753548); (05/07/2018-17/03/2021 Tarihleri Arasında HDP Üyesi, 27. Dönem (24/06/2018-17/03/2021) HDP Kocaeli Milletvekili)
a) Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/02/2018 tarih ve 2017/490 esas, 2018/80 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 20/08/2016 olduğu belirtilerek;
"Sanığın kendi adına olan sosyal paylaşım sitesi üzerinden 20 Ağustos 2016 tarihinde www.t24.com.tr isimli internet sitesinde yazmış olduğu yazıyı paylaştığı, bu paylaşım incelendiğinde 3 adet teröristin elindeAK-47 uzun namlulu tüfekleriyle fotoğrafı ve bu fotoğrafın yanında “PKK: Devlet adım atarsa barış 1 ayda gelir” sözünün yazılı olduğu, belirtilen paylaşımın içeriği ve yanındaki görsel dikkate alındığında sanığın PKK/KCK terör örgütünün propagandası mahiyetinde fotoğrafa yer vererek, silahlı terör örgütü PKK'nın şiddet, cebir içeren yöntemlerini övücü ve teşvik edici şekilde propagandasını yaptığı" gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2-2. cümlesi, TCK'nın 62/1. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 28/01/2021 tarihli ilamı ile onanarak kesinleştiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/65268 sayılı soruşturması ile;
"Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun kesin hüküm giymesi nedeniyle kesinleşmiş mahkumiyet kararının Anayasa’nın 84/2. maddesi gereğince Meclis Genel Kurulunun 17/03/2021 tarihli birleşiminde bilgiye sunulduğu ve anılan şahsın milletvekilliğinin düştüğü, buna karşın şahsın 17/03/2021 tarihinden suç duyurusunun yapıldığı tarihe kadar TBMM'den dışarıya çıkmayarak 18, 19, 20/03/2021 tarihlerinde eylemler gerçekleştirdiği, bu bağlamda elde edinilen bilgilerden milletvekilliği düşmesine rağmen şahsın TBMM'ni terk etmediği, sosyal medya üzerinden basın açıklamaları ve video kayıtlarıyla canlı yayınlar yaptığı, dosya içerisindeki gazete ve televizyon haberleri ile 18/03/2021 tarihli tutanaktan 17/03/2021 günü milletvekilliği düşürüldükten sonra Meclis Genel Kurulu salonundan çıkarak basın mensuplarına demeç vererek HDP Parti grup katına yürüyerek çıkarken beraberindeki kişiler de dahil olmak üzere grup içerisinden "Biji serok Apo" sloganlarının atıldığı, bu şekilde yanındaki kişilerle birlikte TBMM koridorunda terör örgütü elebaşı ve terör örgütü lehine slogan atılmak suretiyle terör örgütü propagandası yapıldığı tespit edilmekle şahıs hakkında 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca soruşturma başlatıldığı,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 05/07/2018 – 17/03/2021 tarihleri arası üyesi olup, HDP’nin 27. Dönem (24/06/2018-17/03/2021) tarihleri arasında Kocaeli Milletvekilliği görevlerini üstlenen Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin ve aynı suçtan soruşturmasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
69. SELMA IRMAK (Yusuf ve Emine kızı, 1971 doğumlu, T.C. Kimlik No: 37843949456); (12/06/2014 - 16/03/2018 Tarihleri Arası HDP Üyesi, HDP 24. Dönem (19/03/2014 - 07/06/2015) Şırnak, 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015-19/04/2018) Hakkari Milletvekili)
a) Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/11/2017 tarih ve 2017/49 esas, 2017/654 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 25/08/2015 olduğu belirtilerek;
"Sanığın katılmış olduğu 25/08/2015 tarihli eylemde "terör örgütüne yapılan eylemleri katliam olarak nitelendirip, belediye başkanları, ilçe yöneticileri ve meclis üyelerine karşı gözaltıların devam etmesi durumunda hendek kazacakları, hendek kazıp gözaltılara engel olacakları" şeklindeki beyanı, 13/12/2015 tarihinde yaptığı konuşmada, "hendeklerimiz keyfimizden değildir, barikatları canımız sıkıldı diye kurmadık, hendeklerde ve barikatlarda direnen Kürt kızı ve Kürt gençlerini selamlıyoruz, önlerinde eğiliyoruz, onlar Kürdistan'ın geleceğini savunuyorlar, işgal karşısında tarihi direnişi gündemleştiriyorlar" şeklindeki konuşması, 15/02/2015 tarihinde "Kürt halkının hırsını sınamayınız, sabrımızı fazla zorlamayın, yoksa İmralı adasının suları hepinizi boğacaktır, önderimizin özgürlüğü bizim için müzakerelerin devam etmesi demektir, eğer bu gerçekleşmezse iyi bilsinler ki özgürlük için bir otuzu daha savaşabiliriz" şeklindeki konuşması, 26/02/2016 tarihinde "Bütün Amed halkını Sur'a sahip çıkmaya davet ediyoruz. Yarın Sur'un etrafında örünen bu abluka insan çemberi ile kırılırsa inanıyorum ki bütün ülkede sürdürülen ablukanın da kırılması söz konusu olacaktır. Direnişçi Amed halkının Sur'a yönelmesi, Surdaki bu insanlık dışı ablukayı kırmasını bekliyoruz. Saat 1'de orada buluşalım, orada olalım ve Sur'u ve Amed'i Kürdistan'ın kadim kentini ve orada şuanda esir tutulan, rehin tutulan, abluka altında tutulan ve katledilmekle yüz yüze kalan arkadaşlarımızı oradan çıkaralım" şeklindeki konuşması, 29/12/2015 tarihinde "Ayrılıkçılık ya da farklı bir yapılanma talebi olsa bunu gizlemek gibi bir durumumuz olmaz. Bunda ne utanak ne korkacak bir şey var. Yani bunu söylersiniz ben ayrı bir devlet istiyorum, ben kopmak istiyorum kardeşim ve bunun mücadelesini yürütürüm. Mücadelesi yürütülür. Bu bir tehdit değil, uyarıdır. Bu noktadan sonrası kıyamettir. Bakın bu halkın önüne hendek kazmaktan, barikat kurmaktan başka şans bırakılmamıştır, yani kendini savunmak durumundadır. Hal böyle iken ve amansız bir savaş başlatılmışken bu halkın kendini savunması en meşru hakkıdır..." şeklindeki konuşması, 14/12/2015 tarihinde "Bugün dağıtımla zindanlarda, sokaklarda, meydanlarda hendek ve barikatlarda karşı direnen arkadaşlarımız bütün kadınların onurudur. Bizler onların direnişine saygı ile eğiliyoruz." şeklindeki konuşması, 21/02/2016 tarihinde "Bu halka yaşamlarını adayıp şehit olan arkadaşlar Kürtçe dili yaşasın diye şehit oldular. Elbette ki bu direnmeden olmaz. Şu anda hendeklerin arkasında durup bizim için canlarını feda edenler dilimizin özgürleşmesi içindir. Sur'da 80 gündür ahlaksız ve hukuksuz sert bir abluka ve bir sert katliam devam ediyor. Cizredeki vahşet Sur'da da tekrarlanmasın diye kendimizi canlı kalkan yapmalıyız ve bu sokaklarda o canları korumalıyız..." şeklindeki konuşması ile terör örgütünün propagandasını yapma suçlarını işlediğinin, ayrıca sanık Selma Irmak'ın oluş ve kabulü anlatılan 09/01/2015 ila 26/03/2016 tarihleri arasında katılmış olduğu toplamda 15 adet olmak üzere, özellikle Sur operasyonlarının devam ettiği tarihler olan aralık 2015'den nisan 2016'ya kadarki dönemde yoğunluk arz eden (bu dönemde 9 adet) terör örgütünün propagandasına dönüşen eyleme katılmak şeklindeki eylemi, eylemlerindeki süreklilik, çeşitlilik ve sıklık gözetildiğinde Terör Örgütüne Üye Olma suçunu oluşturduğu kabul edilerek 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi birinci cümlesi-ikinci cümlesi, TCK'nin 43/1, 62. maddeleri gereğince 1 yıl 18 ay hapis ve TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3, 5/1 ve TCK'nın 62. maddeleri gereğince 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/06/2014 ile 16/03/2018 tarihleri arasında üyesi olup, 24. Dönem Şırnak, 25 ve 26. Dönem Hakkari Milletvekilliği görevlerini üstlenen Selma Irmak'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma" suçlarından mahkumiyetinin, "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma” suçundan ise yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Selma Irmak'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
70. SEMRA GÜZEL (İbrahim Halil ve Süveyla kızı, 1984 doğumlu, T.C. Kimlik No: 54919378354); (06/06/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) HDP Diyarbakır Milletvekili)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/101700 sayılı soruşturması ile;
"09/01/2020 tarihinde saat 11:00 sıralarında HDP Diyarbakır İl Örgütü organizesinde Bağlar İlçesinde bulunan DBP Bağlar İlçe Başkalığında sözde "Politik Kadın Cinayetleri"ne ilişkin basın açıklaması ve anma etkinliği yapıldığı, akabinde Bağlar İlçesinde bulunan Yeniköy Mezarlığında bulunan mezarların ziyaret edildiği, ziyaret esnasında mezarlık içerisinde bulunan bazı PKK/KCK terör örgütü mensuplarının mezarlarının ziyaret edildiği ve karanfil bırakıldığının tespit edildiği, konu ile ilgili yapılan açık kaynak araştırmasında, Twitter isimli sosyal paylaşım sitesi üzerinde herkese açık paylaşım yapan @MAturkca -@TJAMerkez - @jinews.2 isimli haber sayfalarında @semraguzelhdp - @meraldanis -@dersimdag21 - @m_farisogullari profil hesaplarında; HDP Diyarbakır İl Başkanlığının resmi Twitter hesabı - @HDPAMED21 isimli sayfada ayrıca herkese açık paylaşım yapan www.jinnews.com.tr - www.mezopotamyaajansı22.com isimli haber sitelerinde söz konusu anma ve mezar ziyaretleri ile ilgili haber, resim ve video paylaşıldığının tespit edildiği, HDP Diyarbakır Milletvekilleri Musa Farisoğulları, Dersim Dağ, Semra Güzel, HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş ve HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca'nın da bahse konu sözde anma ve mezar ziyaretine katıldıkları" iddiasıyla Terör örgütü propagandası yapma suçundan soruşturma yapıldığı,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/101727 sayılı soruşturması ile;
"16/01/2020 tarihinde saat 11:00 sıralarında HDP Diyarbakır İl Örgütü organizesinde Bağlar İlçesinde bulunan HDP Diyarbakır İl binası Vedat AYDIN konferans salonunda "HDP İl Kongre Seçimi" ve kongre seçimi akabinde il binası içerisinde "15.01.2020 tarihinde HDP İstanbul İl Başkanlığı Binasına Yönelik Yapılan Saldırı" ile ilgili basın açıklaması gerçekleştiği, konu ile ilgili yapılan açık kaynak ve sosyal medya araştırmasında; Twitter isimli sosyal paylaşım sitesi üzerinde herkese açık paylaşım yapan "HDP Amed İl Örgütü @HDPAMED21""Mezopotamya Ajansı(@MAturkce)""Tigris Haber(@TigrisHaber" isimli hesaplarda ve "www.mezopotamyaajansı22.com""www.etha15.com""www.tigrishaber.com" isimli haber sitelerinde söz konusu kongre ve basın açıklaması ile ilgili paylaşım yapıldığının tespit edildiği, HDP Diyarbakır Milletvekilleri Musa Farisoğulları, Dersim Dağ, Semra Güzel, Remziye Tosun, İmam Taşçıer, HDP Mardin Milletvekili Pero Dundar,HDP Şanlıurfa Milletvekili Nusrettin MAÇİN ve DBP Diyarbakır Milletvekili Salihe Aydeniz'in bahse konu kongre ve basın açıklamasına katıldıkları" iddiasıyla Terör örgütü propagandası yapma suçundan soruşturma yapıldığı,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/103769 sayılı soruşturması ile;
"17/03/2019 tarihinde Tekirdağ ili 2 No'lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda, cezaevinin banyo bölümünde çamaşır ipiyle kendini asarak intihar ettiği bildirilen Z. G. isimli bölücü terör örgütü mensubunun cenazesinin Diyarbakır ili Bağlar ilçesi Yeniköy mezarlığına defnedildiği, 16/03/2020 tarihinde Yeniköy mezarlığında adı geçen bölücü terör örgütü mensubu için gerçekleştirilen anma ziyaretine 27. dönem milletvekili Semra Güzel'in katılım sağladığı" iddiasıyla Terör örgütü propogandası yapma suçundan soruşturma yapıldığı,
d) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/104725 sayılı soruşturması ile;
"Güvenlik güçlerimiz tarafından 03/11/2019 Diyarbakır ili Lice ilçesi Yolçatı kırsalında düzenlenen operasyonlarda ölü olarak ele geçirilen E. Ö. isimli bölücü terör örgütü mensubu için Diyarbakır ili Bağlar İlçesi Bağcılar Mahallesi Karanfil 10. Sokak üzerinde bulunan Yeni Silvan Taziye Evi'nde 19/02/2020 ile 21/02/2020 tarihleri arasında taziye ziyaretlerinin yapıldığı, 20/02/2020 tarihinde bahse konu adreste gerçekleştirilen taziye ziyaretine 27. dönem milletvekili Semra Güzel'in katılım sağladığı" iddiasıyla terör örgütü propogandası yapma suçundan soruşturma yapıldığı,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 06/06/2018 tarihinden itibaren üyesi olup, 27. Dönem Diyarbakır Milletvekilliği görevlerini üstlenen Semra Güzel'in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terörörgütü propagandası yapma" suçlarından soruşturmalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Semra Güzel'in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
71. YURDUSEV ÖZSÖKMENLER (Mehmet ve Latife kızı, 1952 doğumlu, T.C. Kimlik No: 57256521520); (12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) HDP Van Miletvekili)
a) Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/03/2017 tarih ve 2014/235 esas ve 2017/103 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 11/09/2009 olduğu belirtilerek;
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5. maddeleri gereğince 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 17/09/2019 tarihli ilamı ile onanarak kesinleştiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih ve Soruşturma No: 2020/220843, Esas No : 2020/43416, İddianame No : 2020/6453 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/06/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 25. Dönem Van Milletvekilliği görevlerini üstlenen Yurdusev Özsökmenler'in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan mahkumiyetinin, "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma” suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Yurdusev Özsökmenler'in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
72. ABDULLAH LEVENT TÜZEL (Osman ve Havva Çağlayan oğlu, 1961 doğumlu, T.C. Kimlik No: 44155269196); (HDP 24. Dönem (06/11/2013 - 07/06/2015) ve 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015) İstanbul Milletvekili - 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi - 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi - 25/10/2013 - 13/11/2015 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 29/05/2017 tarih, Soruşturma No: 2017/19021, Esas No: 2017/7219 ve İddianame No: 2017/2133 olan iddianamesiyle;
Suç tarihinin 03/05/2017 olduğu belirtilerek;
“...DTK tarafından, 14 Temmuz 2011 tarihinde, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak amacıyla PKK/KCK silahlı terör örgütünün hedefi doğrultusunda demokratik özerklik ilan edildiği, 27/12/2015 Tarihli Olağanüstü DTK Kongresi sonucu yapılan “sonuç bildirgesi” şeklindeki açıklama ile demokratik özerk bölgelerin oluşturulmasının istenildiği, PKK/KCK silahlı terör örgütü mensupları tarafından kazılan hendekleri, barikatları ve güvenlik güçlerine yönelik gerçekleştirmiş oldukları silahlı, patlayıcı maddeli saldırıları, Kürt halkının direnişi, meşru savunması olarak gördükleri ve ülke bütünlüğünü bozmak amacıyla terör örgütünün hedefi doğrultusunda gerçekleştirilen öz yönetim ilanlarına sahip çıkıldığı anlaşılmıştır.
Şüphelinin, bahsedilen amaçları gerçekleştirmek üzere oluşturulan ve bahse konu hedefler hususunda karar alma mercii olan genel kurulda delege olarak görev aldığı, bu organın çalışmaları kapsamında, diğer DTK üyeleri ile birlikte dört ülke toprakları üzerinde sözde kürt ulusal birliğini sağlamak, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, toplumsal ayrışmaya sebep olmak amacıyla halk kitlelerini etkilemeye çalıştıkları, eylemlerindeki süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik de nazara alındığında, üzerine atılı silahlı terör örgütü üyesi olmak suçunu işlediği” iddiasıyla TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/582 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 15/10/2013 - 13/11/2015 tarihleri arasında üyesi olup, HDP’nin 22/06/2014 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi, 27/10/2013 tarihli Büyük Kongrede MYK üyesi olarak seçilen, 24 ve 25. Dönem HDP İstanbul Milletvekili olan Abdullah Levent Tüzel’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Abdullah Levent Tüzel’inAnayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
73. ALTAN TAN (Bedi ve Muazzez oğlu, 1958 doğumlu, T.C. Kimlik No: 23035711574); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi - HDP 24. Dönem (28/04/2014 – 07/06/2015) 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) Diyarbakır Milletvekili - 12/06/2014 - 21/05/2018 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 10/02/2017 tarih, Soruşturma No: 2016/25091 Esas No: 2017/1869 ve İddianame No: 2017/568 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin; silahlı terör örgütü kurma veya yönetme suçu bakımından 28/01/2017, terör örgütü propagandası yapmak suçu açısından 2013 yılı, 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddesine aykırılık suçu açısından 18/03/2012, suç işlemeye alenen tahrik etme suçu açısından 6-7-8/10/2014 ve devamı olduğu belirtilerek,
“1-)ŞÜPHELİNİN, PKK/KCK SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN YASAMA MECLİSİ OLARAK KABUL EDİLEN DEMOKRATİK TOPLUM KONGRESİNDE YÖNETİCİ POZİSYONUNDA OLDUĞUNA İLİŞKİN TESPİTLER VE DEĞERLENDİRME
...Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/2499 sayılı soruşturması kapsamında Elvan BARAN isimli şahsın " kcdnavend@gmail.com " şeklindeki mail adresinin usulüne uygun mahkeme kararıyla incelendiği, 23/07/2012 tarihinde bahsi geçen şahsın aralarında milletvekillerinin de olduğu birçok kişiye bir mail gönderdiği hususunun belirlendiği, mail başlığının "DTK Başkanlık Divanı, DTK Genel Kuruluna İlişkin Genelgedir " şeklinde olduğu, bahsi geçen döküman içeriğinde DTK 6. Genel Kurul Toplantısının 15-16 Eylül 2012 tarihinde yapılmasına ve genel kurul delege listelerinin hazırlanmasına ilişkin yazıların yer aldığı, e-postanın sonunda ise doğal delegelerin belirlendiği, doğal delegelerin ilk kısmının milletvekilleri olarak belirlendiği, yine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2010/2499 sayılı soruşturma kapsamında, Cemal COŞKUN isimli şahıs tarafından kullanıldığı değerlendirilen "DTKnavend@hotmail.com" e-posta adresinde, 06.09.2011 tarahinde yakalanan veri içeriğinde, “DEMOKRATİK TOPLUM KONGRESİ TÜZÜK TASLAĞI” şeklinde başlayan ve örgüt yönetimince DTK yapılanmasının işleyişinin belirlendiği (sözde) tüzük taslağı dokümanının ele geçirildiği, taslak içeriğinde “IV. KONGRENİN İŞLEYİŞİ VE ORGANLARI GENEL KURUL Tanımı ve Oluşumu Madde 5: Genel Kurul, Demokratik Toplum Kongresi’nin en üst karar organıdır. En az 800 delegeden oluşur. Bunun % 60’ı bileşenlerimize ait sivil demokratik meclislerce oluşturulmuş ve il, ilçe, belde ile köylerin nüfus oranlarına göre belirlenmiş, seçilmiş halk delegelerinden müteşekkildir. Geriye kalan ve % 40’ ı ise seçilmiş milletvekili, Belediye Başkanı, il genel meclisi üyeleri, belediye meclis üyeleri ve muhtarlarla; siyasi parti, siyasi grup, sivil toplum örgütleri ve Bölgedeki etnik ve dinsel grupların temsilcileriyle, akademisyenler, entellektüel şahsiyetler ve kanaat önderlerinden oluşur” şeklinde bir bölümün yer aldığı, şüpheli Altan Tan'ın olay tarihinde milletvekili olması terör örgütünün yasama meclisi olarak kabul edilen demokratik toplum kongresinde yönetici pozisyonunda olduğunun diğer bir kanıtıdır.
Şüpheli 2011 tarihi ile 2014 tarihi arasında birçok kez DTK toplantılarına katılmış, toplantılarda konuşmalar yapmış, sözde öneri ve önergelerde bulunmuş, yönetici sıfatıyla toplantıyı yönlendirmiş ve alınan kararlara iştirak etmiştir. Şüphelinin eylemleri yukarıda "1 nolu fezlekede" ayrıntılarıyla anlatılmıştır. Söz konusu tarihler arasındaki şüphelinin eylemlerine ilişkin bilgi ve belgeler iddianame ekindeki "ANA DTK" klasörlerinde mevcuttur.
Her ne kadar şüpheli hakkında bazı fezlekelerde Terör Örgütü Üyeliği veya Örgüt Üyesi Olmamakla Birlikte Örgüt Adına Suç işlemek suçlarından evrak tanzim edilmiş ise de; mezkur suçların Terör Örgütünü Yönetmek suçu içerisinde eridiği anlaşıldığından, iddianamede şüpheli hakkında bu suçlardan cezalandırma talep edilmemiştir.
2-)3713 sayılı Yasanın 7/2 MADDESİ KAPSAMINDA TERÖR ÖRGÜTÜ PROPAGANDASI YAPMAK SUÇUNUN ŞÜPHELİNİN EYLEMi AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ:
...Şüpheli 4 nolu fezlekede yer alan eyleminde özetle; terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da teşvik edecek şekilde eylemde bulunmuştur. Yani terör, cebir, şiddet veya tehdit olgusunu meşru göstermiştir. Mezkur suç bağımsız nitelikte olup, terör örgütü yöneticiliği suçunun yanında ayrıca eylem sayısınca oluşabilecektir. Şüphelinin söz konusu eylemi iddianame ekinde bulunan klasörlerde bilgi ve belgeleri ile birlikte ayrıntılı olarak yer almıştır.
3-)ŞÜPHELİNİN EYLEMLERİNİN 2911 SAYILI YASAYA MUHALEFET VE GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ:
...Şüphelinin çeşitli tarihlerde 2911 Sayılı Yasanın muhtelif maddelerine aykırılık teşkil eden eylemleri nedeniyle fezlekeler tanzim edilmiş ve 6352 sayılı yasanın geçici 1. Maddesi uyarınca erteleme kapsamında olmayan eylemler açısından iddianamede cezalandırma talep edilmiştir. Söz konusu eylemlere ilişkin bilgi ve belgelerde yine ekteki klasörlerde yer almaktadır.
TCK'nın 265. Maddesinde ise Görevi Yaptırmamak İçin Direnme suçu düzenlenmiş olup, söz konusu madde metninde 1. fıkrada "Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." düzenlemesi yer almakta olup, şüphelinin atılı suça ilişkin eylemi de fezlekede belirtilmiştir.
4-)KAMUOYUNDA 6-7-8 EKİM OLAYLARI OLARAK BİLİNEN OLAYLAR YÖNÜNDEN ŞÜPHELİNİN EYLEMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 21/03/2016 tarihinde 2014/5717 soruşturma numaralı dosya üzerinden ve 15/04/2016 tarihinde 2016/8123 soruşturma numaralı dosya üzerinden 26. Dönem HDP milletvekilleri Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ Şenoğlu, Ayhan Bilgen, Meral Danış Beştaş, Altan Tan, Hüda Kaya ve Gülser Yıldırım hakkında Suç İşlemeye Tahrik ve TCK'nın 214/3 maddesi delaletiyle Suç İşlemeye Azmettirme suçundan yasama dokunulmazlıklarının kaldırılması talebiyle fezlekeler tanzim edilmiştir.
21/03/2016 tarihli Fezlekede özetle şu ifadelere yer verilmiştir:
HDP Merkez Yürütme Kurulu tarafından 06/10/2014 tarihinde www.twitter.com isimli sosyal paylaşım sitesi üzerinden yayınlanan ve aşağıda yer alan açıklama ile halk sokaklara çıkmaya davet edilmiş, bu açıklama ayrıca yazılı ve görsel yayın organlarına da gönderilerek alenileştirilmiştir. HDP Eş Başkanları ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri dahil tüm yöneticilerin IŞID'in Kobaniye saldırılarını bahane ederek halkı silahlı isyana tahrik ve teşvik etmiştir.
HDP'nin Merkez Yürütme Kurulu 06/10/2014 tarihinde Kobani gündemiyle yaptığı toplantı sonrasında basına gönderilen halklarımıza acil eylem çağrısı notuyla Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve yasal mevzuata aykırı olarak Kobani'ye IŞID saldırılarını protesto etmek için sokağa çıkma çağrısında bulunmuştur. Basına gönderilen açıklamada "IŞID saldırılarının ve ... iktidarının Kobani'ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz. Kobani'de yaşanan katliam girişimine karşı 7'den 70'e bütün halklarımızı sokağı alan tutmaya ve harekete geçmeye çağırıyoruz. Bütün uluslararası kurumlar demokratik kitle örgütleri, emek ve meslek örgütleri, kadın ve gençlik örgütleri, demokratik güçler Kobani'de yaşanan vahşete karşı harekete geçmelidir. Bundan böyle her yer Kobani'dir. Kobani'deki kuşatma ve vahşi saldırganlık son bulana kadar süresiz direnişe çağırıyoruz" denilmiştir.
Böyle bir çağrının sonuçlarının ne olacağını yıllardır yaşanan olaylar ışığında HDP yetkilileri tarafından bilinmektedir ve bu sonuçların meydana gelmesi açıkça amaçlanarak ve teşvik edilerek, bu açıklama kasıtlı olarak yapılmıştır.
Bu çağrı üzerine ülkemizin bir çok şehrinde yapılan eylemlerde IŞİD'in Kobani saldırısını protesto etmek amacıyla olduğu ileri sürülen eylemlerde onlarca vatandaş hayatını kaybetmiş, kolluk kuvvetleri de dahil yüzlerce vatandaş yaralanmış, işyerleri evler ve kamu malları hasar görmüş, bir çok şehirde eğitime ara verilmiş, sokağa çıkma yasağı uygulanmak zorunda kalınmıştır.
Yukarıda arz ve izah edilen sebepler ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü ve diğer güvenlik birimlerinin yaptıkları tespit ve işlemler esas alınarak HDP MYK üyeleri ve diğer yetkililer hakkında 06/10/2014 tarihinde yapılan sokağa çıkma çağrısını ve sonunda meydana gelen olaylardan dolayı haklarında birçok suç ihbarı yapıldığı belirlenmiştir.
PKK/KCK terör örgütünün Suriye uzantısı olan YPG ile IŞİD mensupları arasında Suriye'ye ait Kobani bölgesinde IŞİD'in çatışmayı yoğunlaştırdığı ve ülkenin kontrölünü büyük ölçüde sağladığı sırada;
Aynı gün benzer şekilde çağrının terör örgütünün güdümünde yayın yapan www.fıratnews.com isimli internet haber ajansında yayınlandığı, yayın içeriğinde "Komalen Ciwan Koordinasyonun: "Bilindiği üzere 23 gündür Kobani merkezli DAİŞ faşizmi son barbarlığıyla devam etmektedir. Bunun karşısında Kürdistan'ın en cesur genç kadın ve erkekleri de direnmektedir. Tarihe altın harflerle yazılacak olan bu eşsiz direnişte yaşamını yitirenleri anıyor ve mücadelelerinin takipçisi olacağımızı belirtmek istiyoruz. Bunun yanında Kobani'de fedai çizgisinin öncülüğü yapan Arin yoldaşımızın genç kadınların sembolleşen ismi ve mücadele ruhu olduğunun bilinmesini istiyoruz. - Arin yoldaşın yükselttiği kadın özgürlük mücadelesini tüm Kürdistanlı genç kadınlar tarafından ölümüne sahiplenilmesi an meselesidir. Bu temelde Kobani devriminin ruhunun ne kadar yakıcı ve devrimci olduğunun göstergesi de olmuştur. Bu temelde tüm kürt gençliği şehit Jiyan, şehit Gerilla ve şehit Militan yoldaşların ruhuyla zafere kadar Arin Mirkan çizgisinde yürümeye çağırıyoruz. Kobani ile başlayan devrim dalgası tüm Kürdistan'a yayılmalı ve bu temelde Kürdistan gençliğini ayaklanması çağrısında bulunuyoruz." şeklinde çağrı yapıldığı,
Bunun üzerine; HDP MYK'sı "Şu anda toplantı halinde olan HDP MYK'nın halklarımıza acil çağrı; Kobani de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve ... iktidarının Kobani'ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz." şeklinde çağrı yapmıştır.
Kürdistan Kurumlar adı altında yapılan açıklamada ise; "Kobani'de Kürdün katliamı ile karşı karşıya olduğunu dikkat çekilerek herkesin bir saniye kaybetmeden Suruç'a hareket etmesi ve bulunduğu yerde sokağa dökülmesi" çağrısını yapmıştır. Çağrıda "Kobani'ye yönelik saldırılar bir katliam eşiğine gelmiş bulunmaktadır. Bütün dünya ve insanlık bu katliama kulaklarını kapamış gözlerini yummuştur. Kürdistan halkı olarak bu durumu kabul etmemiz mümkün değil. Bu nedenle bütün halkımız Suruç'a gidebelecekler hemen bir saniye zaman kaybetmeden gitmeli ve Kürdistan'ın her karış toprağı Kobani için ayağı kalkmalıdır. Kobani tüm dünyanın gözleri önünde bir katliam tehlikesi altında iken bizim yerimizde oturmamız, uyumamız, günlük yaşantımızı sürdürmemiz mümkün değildir. Tüm halkımızı yediden yetmişe bulunduğu her yerde yaşamı IŞİD ve işbirlikçisi ...'ye dar etmeye ve serhildanı en üst düzeyde genişletirerek bu katliamcı çetelere karşı durmaya çağırıyoruz." şeklinde ifadelere yer verilmiştir.
…Aynı sitenin yani www.fıratnews.com isimli internet sitesinin 07/10/2014 tarihli yayınında;
KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanlığı: "DAİŞ vahşetine karşı milyonları sokağa çağırarak, "Kuzey halkımız IŞİD çetelerine, uzantılarına hiçbir yerde yaşam şansı tanımamalıdır." dedi. KCK, tüm sokakları Kobani sokaklarına dönüştürmeye çağırdı. KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanlığı yaptığı yazılı açıklamada; "Çirkin ve sinsi katliam" karşısında kürt halkından mücadeleyi her yere, her zamana taşıyarak süreklileştirmesini isterken çetelere ve uzantılarına hiçbir yerde yaşam şansı tanınması gerektiğini kaydetti. KCK, özellikle "bu saatten itibaren milyonlar sokaklara akmalı, sınır insan seline dönüşmelidir. Türk Devletinin ve kanlı çete IŞİD'in ortaklığı sonucu sınır hattı boşaltılarak Kobani direnişi desteksiz bırakılmak istenmektedir. Halkımız bu çirkin ve sinsi katliam karşısında başlattığı mücadeleyi her yere, her zamana taşıyarak süreklileştirmelidir. Kuzey halkımız IŞİD çetelerine, uzantılarına ve destekçilerine hiçbir yerde yaşam şansı tanımamalıdır. Tüm sokaklar Kobani sokaklarına dönüştürülmeli, tarihin bu eşsiz direnişine denk bir direniş gücü ve örgütlüğü geliştirilmelidir. Bu saatten itibaren milyonlar sokaklara akmalı, sınır insan seline dönüşmelidir. Her Kürt ve onurlu her insan, dostlar, duyarlı kesimler bu andan itibaren eyleme geçmelidir. An direniş eylemini geliştirme ve büyütme anıdır. Bu temelde tüm halkımızı, duyarlı kesimleri, dostlarımızı Kobani direnişini sahiplenerek yürütmeye, başta kürt gençleri başta olmak üzere tüm gençlerin Kobani'de özgürlük saflarına katılarak, direnişi yükseltmeye çağırıyoruz." şeklinde çağrılar yapıldığı belirlenmiştir.
Yine aynı sitenin 08/07/2014 tarihli yayınında;
KCK: Milyonlar sokaklardan ve mücadele alanlarından çekilmemeli başlıklı haberden "halkımız bulunduğu her yerde direniş mücadelesini büyüterek süreklileştirmelidir. Halkımız haklı ve meşru mücadelesini zafere kadar yüksek bir kararlılıkla sürdürmelidir. Milyonlar sokaklardan ve mücadele alanından çekilmemelidir. Halkımız; mücadelen atılacak her geri adımın önümüzdeki günler, aylar ve zamanlarda daha büyük bedellere mal olacağı bilinciyle hareket ederek, mücadelesini kesintisiz yükseltmelidir. Ve kendi öz savunmasını güçlendirerek 'her yer Kobani, her yer direniş-serhildan' anlayışı ile direnişini zafere taşımalıdır." şeklinde habere yer verilmiştir.
Komalen Ciwan: Kürdistan'da devlet namına bir şey kalmamalı başlıklı haberinde "Kürt gençlik hareketi Komalen Ciwan devrim halk savaşını her alanda güçlü yürütme çağrısında bulunarak, Devletin Kürdistan'da hiçbir meşruiyeti kalmamıştır, kalmamalıdır da, yasaklarla Kürdistan'ı zindana çevirmeye çalışan kararlarına karşı Kürdistan'ı onlar için zindanı çevirmeli, mezar etmeli. Kürdistan'da devlet namına bir şey kalmamalıdır." şeklinde ifadelere yer verilmiştir.
Kürdistan Halk İnsiyatifi; sokağa çıkma yasağına uymayın başlıklı haberinde ise "Kürdistan Halk İnsiyatifi yayınlandığı bir açıklamayla Kürt halkı ve dostlarına Türkiye'nin Kuzey Kürdistan'da ilan ettiği sokağa çıkma yasağına uymamaları ve Kobani'deki saldırılara karşı Rojava ile dayanışma eylemlerini ve serhildanlarını sürdürmesini istedi." şeklinde çağrılar yapıldığı ve bu çağrıların basın kuruluşlarına dağıtıldığı tespit edilmiştir.
Bu çağrı üzerine başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerimiz olmak üzere Türkiye genelinde terör örgütü propagandası içeren bir çok toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanuna muhalefet olayı gerçekleşmiş hatta olaylar sırasında çok sayıda öldürme ve yaralama eylemi meydana gelmiştir.
Dolayısıyla kamuoyunda 6-7-8 Ekim olayları olarak bilinen HDP Genel Merkezinin www.twitter.com isimli sosyal paylaşım sitesinden yayınlanan 06/10/2014 tarihli "şuanda toplantı halinde olan HDP MYK'dan halklarımıza acil çağrı: Kobani'de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarının ve ... iktidarının Kobani'ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz. Kobani'de yaşanan katliam girişimine karşı yediden yetmişe bütün halklarımızı sokağı alan tutmaya ve alan tutmaya çağırıyoruz. Bütün uluslararası kurumlar, demokratik kitle örgütleri, emek ve meslek örgütleri, kadın ve gençlik örgütleri, demokratik güçler Kobani'de yaşanan vahşete karşı harekete geçmelidir. Bundan böyle her yer Kobani'dir. Kobani'deki kuşatma ve vahşi saldırganlık son buluna kadar süresiz direnişe çağırıyoruz." şeklinde paylaşımda bulunarak ülke genelinde yaygın toplumsal şiddet hareketlerinin gerçekleştiği, bunun neticesinde çok sayıda vatandaşımızın hayatını kaybettiği ve yaralandığı, çok sayıda kamu ve özel binalar ile araçlara zarar verildiği bilinmektedir.
Buna göre "şüphelilerin müsnet TCK'nın 214/1-son, 38,43 ve 53/1 maddeleri ve 2911 Sayılı Yasanın 27 maddesi delaletiyle 34/1-2. Cümle maddelerinde belirtilen suçlarını işlediklerini belirtir yeterli delilin mevcut olduğu, şikayet edilen milletvekillerinin üzerlerine atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu bu nedenle adı geçen milletvekilleri hakkında Anayasa’nın 83. Maddesine istinaden Yasama Dokunulmazlıklarının kaldırılması gerektiği kanaatine varılmıştır." ifadelerine yer verilmiştir.
15/04/2016 tarihli Fezlekede ise şu ifadelere yer verilmiştir:
Bir önceki 21/03/2016 tarihli fezleke açıklamayı yapan HDP MYK üyesi milletvekillerinin Yasama Dokunulmazlıklarının kaldırılması için TBMM'ye sunulmak üzere Adalet Bakanlığına gönderildikten sonra yeni şikayetler gelmiş ve bunun üzerine yine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 15/04/2016 tarihinde 2016/8123 soruşturma numarası üzerinden 2016/40 fezleke numarası ile önceki fezlekeye eklenmek üzere yeniden fezleke tanzim edilmiş ve TBMM'ye sunulmak üzere Adalet Bakanlığına takdim edilmiştir.
15/04/2016 tarihli fezlekede de HDP Genel Merkezinin twitter hesabından yapılan açıklamaya yer verilmiş ve HDP MYK üyesi milletvekillerinin eylemlerinin TCK'nın 214/1-son,53/1 maddeleri ile 2911 Sayılı Yasanın 27. Maddesi delaletiyle 34/1-2, 38, 43 maddelerinde düzenlenen suç tipine uyduğu belirtilmiştir.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen fezlekelerde de belirtildiği üzere şüphelinin eylemi TCK'nın 214/1-son,53/1 maddeleri ile 2911 Sayılı Yasanın 27. Maddesi delaletiyle 34/1-2, 38, 43 maddelerinde düzenlenen suç tipine uymaktadır. Şüphelinin bu yöndeki eylemi ile devam ede gelmiş olan olaylar Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Emniyet Genel Müdürlüğünden ve Cumhuriyet Başsavcılığımızca yazılan müzekkere üzerine Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğünce temin edilen belgelerde ayrıntılı olarak bulunmakta olup, iddianame ekindeki klasörlerde yer almaktadır.
PKK terör örgütü tarafından yapılan açıklama ve çağrı üzerine partinin karar organı olan MYK'da yapılan görüşme ve alınan karar üzerine partinin kurumsal twitter hesabından MYK kararı olarak açıklama yapılmış, akabinde binlerce insan sokağa dökülerek birçok menfur eylem gerçekleştirmişlerdir. Şüpheli Altan Tan her ne kadar suçlamayı kabul etmese bile, partinin MYK üyesi olduğundan karara iştirak etmiştir. Zira partinin Genel Başkanı Selahattin Demirtaş 30/11/2014 tarihinde haber7.com isimli haber sitesine vermiş olduğu beyanatta özetle; "O eylem çağrısını yapanda ben değilim. Partimin MYK'sının kararıydı. Üstlenirim tabi. Ama o çağrıyı tek başıma yapmışım gibi bir algı operasyonuna girişildi. Çünkü kitlilerin sempatisini kazanmıştım." şeklinde ifade de bulunarak sorumluluğun tüm MYK üyelerine ait olduğunu söylemiştir. Dolayısıyla şüphelinin eylemi TCK'nın 214/1 ve 214/son yollamasıyla 2911 Sayılı Yasanın 27. Maddesi delaletiyle aynı yasanın 34/1-2. Cümle maddesinde yazılı bulunan suç tipine uymaktadır.
Yönündeki belirlemeler ile
-1 nolu fezlekede 2011-2014 yılları arasında bir siyasi partinin milletvekili ve doğal-seçilmiş üye sıfatıyla Ana DTK faaliyetlerine yönetici sıfatıyla katılarak eylem ve işlemlerde bulunduğundan nitelendirme TCK'nın 314/1 maddesi uyarınca örgüt yöneticiliğinden yapılmıştır.
-2 nolu fezlekede şüphelinin örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek ve 2911 sayılı yasaya muhalefet suçlarını işlediği iddia edilmiş ise de; 2911 sayılı yasaya muhalefet suçu suç tarihi itibariyle 6352 sayılı yasanın geçici 1. Maddesi uyarınca erteleme kapsamında olduğundan bu hususta erteleme kararı verilmiştir. Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme eylemi ise örgüt yöneticiliği içerisinde delil olarak değerlendirilmiş ve iddianamede bu hususta ayrıca talepte bulunulmamıştır.
-3 nolu fezlekede şüphelinin örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek ve 2911 sayılı yasaya muhalefet suçlarını işlediği iddia edilmiş ise de; 2911 sayılı yasaya muhalefet suçu suç tarihi itibariyle 6352 sayılı yasanın geçici 1. Maddesi uyarınca erteleme kapsamında olduğundan bu hususta erteleme kararı verilmiştir. Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme eylemi ise örgüt yöneticiliği içerisinde delil olarak değerlendirilmiş ve iddianamede bu hususta ayrıca talepte bulunulmamıştır.
-4 nolu fezlekede 2013 yılı içerisinde PKK yöneticileri ile çekilmiş olan fotoğrafı terör cebir, şiddet ve tehditi meşru gösterecek olgular içerdiğinden nitelendirme 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddesinden yapılmıştır.
--5 nolu fezlekede şüphelinin 18/03/2012 tarihinde 2911 sayılı Yasanın 32/1. maddesine muhalefet ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarını işlediği değerlendirilmiştir.
- 6 nolu fezlekede ise şüphelinin kamuoyunda 6-7-8 Ekim olayları olarak bilinen olaylara ilişkin eylemi düzenlenmiş olup, şüphelinin TCK'nın 214/1 ve 214/son delaletiyle 2911 sayılı Kanunun 27. maddesi delaletiyle 34/1-2.cümle maddelerine muhalefet ettiği “ iddiasıyla;
1-) 3713 sayılı Kanunun 7/1. maddesi yollamasıyla TCK'nın 314/1, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması,
2-) 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi (1 kez) uyarınca cezalandırılması,
3-)2911 sayılı Kanunun 32/1. maddesi (1 kez)uyarınca cezalandırılması,
4-) TCK'nın 265/1, 43/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması,
5-) TCK'nın 214/1, 53 ve TCK'nın 214/son maddesi yollamasıyla ve 2911 sayılı Kanunun 27. maddesi delaletiyle 34/1-2. cümlesi uyarınca cezalandırılması, istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/148 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/06/2014 - 21/05/2018 tarihleri arasında üyesi olup, HDP’nin 22/06/2014 tarihli Büyük Kongresinde MYK üyesi olarak seçilen, 24, 25 ve 26. Dönem HDP Diyarbakır Milletvekili olan Altan Tan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü yöneticisi olma, terör örgütü propagandası yapma, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma ve suç işlemeye alenen tahrik” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Altan Tan’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
74. AYSEL TUĞLUK (Hüseyin ve Hatun kızı, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 15865991868); (HDP 24. Dönem (06/02/2015 - 07/06/2015) Van Milletvekili - 24/01/2016 ve 20/05/2017 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi - 12/01/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/03/2018 tarih ve 2017/180 esas, 2018/24 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 28/12/2016 olduğu belirtilerek;
“PKK/KCK terör örgütü liderinin “4 ayaklı paradigma” olarak nitelendirdiği yol haritasının 3. ayağı olan DTK’nın kurulması talimatı üzerine 2007 yılında Demokratik Toplum Kongresinin kurulduğu, eş başkanı olarak (yine Abdullah Öcalan’ın talimatı ile) sanık Aysel Tuğluk’un seçildiği, sanığın mahkememizce alınan “DTK Eş Başkanı olarak görev yaptığına” dair ikrara dayalı savunmasında belirttiği üzere DTK’nın Eş Başkanlığını yaptığı, 5271 sayılı CMK’nın 140. maddesi uyarınca yetkili ve görevli mahkemelerce verilen teknik takip kararlarına binaen yapılan teknik takiplerden (ortam dinlemelerinden) açıkça anlaşılacağı üzere sanığın DTK faaliyetleri ve eylemleri kapsamında 2011, 2012 ve 2013 yılında Diyarbakır ilinde düzenlenen DTK toplantılarına katıldığı, hakkında yargılama devam eden N.O. isimli kişinin “bedewi-arap@hotmail.com” isimli mail hesabından sanığa ait mail hesabına “DTK heyetinin örgüt literatüründe güney olarak tabir edilen Irak’a” gelmeleri şeklindeki örgütsel emri içerir e-postayı gönderdiği, bu suretle sanığın örgüt yönetiminden bir takım emirler aldığı, DTK tarafından organize edilen yasa dışı eylemlere ve faaliyetlere katıldığı, bu kapsamda sanık Aysel Tuğluk’un Abdullah Öcalan’a özgürlük için Diyarbakır Cezaevinde başlatılan açlık grevlerine destek olmak amacıyla basın toplantısı ve gösteri yürüyüşü yapmak isteyen grupla beraber hareket ettiği, 03/11/2012 tarihinde Diyarbakır Valiliğine zorla girmeye çalışan grupla beraber hareket ettiği, 09/10/2011 günü Bursa ili Gemlik ilçesinde düzenlenen eylemde slogan atan ve oturma eylemine katılan şahısların arasında bulunduğu, sivil itaatsizlik eylem çağrısına uyarak 24/03/2011 tarihinde yapılan yasa dışı eyleme katıldığı, Valilikçe yasaklanmasına rağmen Dicle yas evinden cezaevine yürümek için yapılan yasa dışı eyleme katıldığı, terörist cenazesi nedeni ile terör örgütüne destek amacıyla Diyarbakır Yeniköy mezarlığında toplanan kabalıkla beraber hareket ettiği, ve yine sanığın İsviçre’ nin Bern kentinde düzenlenen “Kürt sorunun çözümünde bağımsız devletlerin rolü’ konulu toplantıya hakkında Uluslararası düzeyde kırmızı bülten ile arama kararı bulunan KCK Yürütme konseyi üyesi Zübeyir AYDAR isimli kişi ile katıldığı anlaşılmıştır.
...Sanık Aysel Tuğluk’un terör örgütü yöneticiliği suçundan cezalandırılması istemiyle dava açılmışsa da dosya kapsamı ve sanığın mahkememizce sabit görülen eylemleri bir bütün olarak değerlendirilmesinde; sanığın örgüt içerisinde yer aldığı anlaşılmış ise de, “sanığın örgüt içerisinde iş bölüşümü yaptığı, örgütün üyeleri üzerinde sevk ve idarede bulunduğu, örgütsel faaliyetlerin organizasyonunda, icrasında, harekete geçiren, engelleyen veya durduran olarak rol oynadığı, ve bu faaliyetleri denetleyebilme yetkisinin bulunduğu” tespit edilememekle birlikte sanığın örgütsel faaliyetlerini örgüt yöneticilerinden gelen emirler doğrultusunda gerçekleştirdiği, örgütün amaç ve saikleri doğrultusunda eylemlerde bulunması, ayrıca DTK toplantılarında yapmış olduğu konuşmalar dikkate alındığında sanığın silahlı terör örgütü PKK/KCK ile bağlantılı olduğu anlaşılmakla sanığın tüm eylemleri de dikkate alındığında PKK/KCK silahlı terör örgütünün üyesi olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Bu nedenle yukarıda açıklanan örgütsel eylemlerden ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere sanığın örgüt hiyerarşisi içinde yer aldığı başka bir ifade ile örgüt üyesi olduğu ve bu suretle silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” gerekçesiyle TCK'nın 314/2, 62 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 02/12/2019 tarih, 2018/4589 esas, 2019/7385 Karar sayılı ilamı ile onanmak suretiyle kesinleştiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/01/2015 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 24/01/2016 ve 20/05/2017 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen, 24. Dönem HDP Van Milletvekili Aysel Tuğluk’un, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma ve iddianamede yazılı diğer” suçlardan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Aysel Tuğluk’un Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
75. BESİME KONCA (Hasan ve Reyhan kızı, 1970 doğumlu, T.C. Kimlik No: 20819508238); (HDP 26. Dönem (01/11/2015-03/10/2017) Siirt Milletvekili - 24/01/2016 ve 20/05/2017 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi - 29/11/2015 - 06/10/2017 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a) Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 31/05/2017 tarih, 2017/43 esas, 2017/125 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 07/03/2016 olduğu belirtilerek;
“...Sanığın 17/03/2016 tarihinde Diyarbakır ili Sur ilçesinde asker ve polise karşı silah kullanan PKK/KCK teröristlerinin ele başı olduğu ve çatışmada öldürüldüğü anlaşılan PKK/KCK terör örgütü militanı ÇİYAGER kod adlı C.T.’ın cenazesine katılarak yaptığı konuşmada " Ciyager'in annesi, babası, Ciyager'in ailesi ve Batman halkı başım gözüm üstüne geldiniz.", "Biz şehidimizi yaşatacağız, onun yolunda yürüyeceğiz." şeklinde bir konuşma da yaptığı anlaşılmaktadır.
Konuşmanın gerçekleştiği tarihlerde PKK/KCK tarafından Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak için ülkenin değişik yerlerinde hendekler kazmıştır. Suç tarihinde sokağa çıkma yasağının ilan edildiği, terör örgütünün hendek kazmak ve barikat kurmak suretiyle eylemlerine devam ettiği anlaşılmaktadır.
Sanığın milletveki olduğu ve etkilediği kitlenin fazla oluşu da dikkate alındığında ülkenin bütünlüğünü bozmaya çalışan, polisi ve askeri şehit eden PKK/KCK terör örgütünün çatışmada öldürülmüş mensubunun cenazesine katılması, sanığın milletvekili olması, geniş kitlelere hitap edebilecek ve harekete geçirebilecek konumda bulunması, PKK/KCK terör örgütü mensubu cenazesinde terör örgütü mensubuna şehit diye hitap ederek ve "Biz şehidimizi yaşatacağız, onun yolunda yürüyeceğiz." şeklinde sanığın da ikrar ettiği iddianameyi konuşmayı yaparak hem cenazede bulunan kitleyi hem de milletvekili olması sebebi ile hitap ettiği kitleleri yaşatma ve yürüme eylemleri ile harekete geçirecek şekilde PKK/KCK terör örgütünün eylemlerini sempatik ve meşru gösterdiği, insanları şiddete çağırıcı şekilde terör örgütü mensubunun yolundan yürümeye davet ettiği, terör örgütüne teşvik ve tahrik edici şekilde insanlarda anlamsız nefret oluşturduğu nazara alındığında sanığın eyleminin terör örgütü propagandası niteliğinde olduğu” gerekçesiyle terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesi gereğince; 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/03/2019 tarih, 2017/497 esas, 2019/116 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 03/09/2016 olduğu belirtilerek;
“….HDP Batman İl Başkanlığı binası önünde yaklaşık 100 kişinin katılımı ile sözde ''önderliğime, toprağıma sahip çıkıyorum.'' konulu bir basın açıklaması yapıldığı, yapılan basın açıklaması ve oturma eylemi sırasında toplanan grup tarafından ''biji serok apo, be serok jiyan nabe, selam selam imralıya bin selam, dişe diş kana kan seninleyiz öcalan, disa disa serhildan seroka me öcalan'' şeklinde PKK terör örgütünün eli kanlı elebaşı Abdullah Öcalanlehine sloganların atıldığı, basın açıklaması ve oturma eylemi sırasında sanığın konuşma yaptığı, konuşma içeriğinde terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ı övücü söylemlerde bulunduğu, bir terör örgütü elebaşından ''önder'' diye bahsettiği ve devlet tarafından tecrit uygulandığını iddia ettiği, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir kısım toprak parçasını ayrı bir devlet toprağıymış gibi göstermeye çalıştığı, PKK’nın kırsal alanda faaliyet gösteren teröristlerinin yaptıklarını meşru göstermeye çalıştığı, ayrıca oturma eylemine katılarak destek verdiği '' biji serok apo'' sloganına sanığın da alkış tutarak destek verdiği” gerekçesiyle terör örgütü popagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2 ve TCK’nın 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 21/05/2018 tarih, Soruşturma No: 2017/200060, Esas No: 2018/27333 ve İddianame No: 2018/7838 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 02/05/2016 olduğu belirtilerek;
“… TBMM Halkla İlişkiler Binası Komisyon Blokları 1.kat 3 nolu salonda yapılan Anayasa Komisyon toplantısı sırasında saat 22:45 sıralarında salondan ayrılan HDP milletvekili olan şüphelinin de aralarında olduğu 30-40 kişilik grubun binanın yangın merdivenlerinden indikleri sırada "direne direne kazanacağız" şeklinde sloganlar attıkları, Halkla İlişkiler Binasından ana binaya doğru bu sloganı atarak yürümeye devam ettikleri, ana binaya girdiklerinde "biji serok apo" şeklinde slogan attıkları ve bu slogandan sonra da sözde "gerilla marşı" olarak değerlendirilen marşı söyleyerek HDP grubuna geçtikleri, şüphelinin eyleminin kamera kayıtlarına da yansıdığı, ...şüphelilerin terör örgütü PKK'nın elebaşısı Abdullah Öcalanlehine sloganlar atarak ve gerilla marşı söyleyerek örgütün eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı” iddiasıyla terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/177 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
d) Siirt Cumhuriyet Başsavcılığının 30/11/2018 tarih, Soruşturma No: 2018/8269, Esas No: 2018/2221, İddianame No: 2018/1038 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 28/08/2016, 19/09/2016, 04/10/2015, 15/01/2016, 04/11/2015, 22/05/2016, 28/08/2016 olduğu belirtilerek;
“...PKK/KCK bölücü terör örgütünün eylem ve faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik yürütülen çalışmalar kapsamında 22/05/2016 günü saat 12:00 sıralarında, Siirt HDP il merkez teşkilatı organizesinde HDP İl Binası önünde Genel Başkan Selahattin Demirtaş, Milletvekili Besime Konca ile diğer milletvekillerinin de katıldığı "Geleceğimizi Konuşuyoruz" adı altında halkla buluşma etkinliği düzenlendiğini, bu etkinlik için herhangi bir iznin alınmadığını, Siirt Emniyet Müdürlüğü tarafından bu etkinlikle ilgili gerekli güvenlik tedbirlerinin alındığını, güvenlik güçlerinin toplanan kalabalığa, yapmış oldukları eylemin izinsiz ve yasadışı olduğunu deefalarca söylemelerine, dağılmaları konusunda ikazlarına rağmen, toplanan grubun eylemi gerçekleştireceklerini bu konuda ısrarcı olduklarını dile getirdikleri, devam eden tartışmalar sırasında şüpheli Besime Konca'nın güvenlik güçlerinden sorumlu müdüre hitaben "Psikopat, psikopat, a bu psikopatın daniskası" dediği ve bu şekilde "Görevi Yaptırmamak İçin Direnme", "Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silahsız Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama" ve "Kamu Görevlisine Hakaret" suçlarını işlediği, söz konusu yasadışı eylemde toplanan grubun, PKK/KCK terör örgütü lehine sloganlar attığı, kamera görüntüleri incelendiğinde şüpheli Besime Konca'nın da "Biji Serok APo" (Yasaşın Başkan Apo), Biji Berhulde Cizre" (Yaşasın Cizre Direnişi) şeklinde sloganlar attığı böylece "terör örgütü propagandası yapmak" suçunu işlediği,
06-07/10/2015 tarihlerinde sözde Özyönetim kurma çalışmaları kapsamında Siirt Belediyesine gelen DBP eş Başkanı Kamuran Yüksel'in Siirt Belediyesi önünde Siirt HDP Milletvekili Besime Konca, Kadri Yıldırım, Hatice Seviptekin ve diğerlerinin bir araya geldikleri, sözde demokratik özerklik ilanı ile ilgili olarak yapılan toplantılarda hem katılan kitleye hem de basın yayın yolu ile geniş bir kitleyi etkilemeye çalıştıkları, bu çabalarının üst düzey yöneticilerin talimatları doğrultusunda Suriye, Irak, İran ve Türkiye topraklarının bir kısmını içine alan sözde Bağımsız Birleşik Kürdistan kurma hayallerini gerçekleştirmek için atılan adımlardan biri olduğunu, şüpheli Besime Konca'nın da bu toplantılarda bulunduğunu, bu şekilde adı geçen Milletvekilinin "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma" suçunu işlediği,
27/05/2016 günü saat 17:30 da Siirt Güres AVM önünde Siirt Kadın platformu organizesinde, aralarında şüpheli Besime Konca'nın da bulunduğu 25 kişinin katılımıyla "Kadın ve Çocuk Şiddeti" konulu basın açıklaması düzenlendiği, Besime Konca'nın toplanan kalabalığa konuşma yaptığı, konuşmasında "...hiçbir dönemde ... hükümeti kadar, ... faşizmi kadar, bütün toplumsal gerçekleri yok sayan, sadece hırsızlığı sadece bu devleti polis devleti yapmanındışında hiçbir yasayı tartışmamıştır...", "....Bugün Cizre de yaşanan, bugün Nusaybinde hala devam eden, orada da çocuklar özel harekat timlerinin tacizine, tecavüzüne uğradı....", şeklinde sözler sarfettiği ve böylece "iftira", "suç uydurma", "hakaret" ve "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçlarını işlediği,
Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'nın siber@egm.gov.tr hattına gelen ihbarda, şüpheli Besime Konca'nın twitter hesabından "IŞID vahşetinden kurtulanları Türkiye Hükümeti Katlediyor!" şeklinde paylaşımda bulunduğuna dair şikayet geldiği, yapılan incelemede bu paylaşımın gerçek olduğu ve Besime Konca tarafından yapıldığının anlaşıldığı, böylece adı geçenin "Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılama" suçunu işlediği,
Şüpheli Besime Konca'nın twitter hesabından "Siirt barış annelerine işkence yapan polisler için derhal hukuki işlem başlatılmalı. Davayı takip edeceğiz" şeklinde gerçeği yansıtmayan, halkı kin ve nefrete teşvik eden paylaşımda bulunduğunun tespit edildiği, yapılan incelemede bu paylaşımın gerçek olduğu ve Besime Konca tarafından yapıldığının anlaşıldığı, böylece adı geçenin "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme", "iftira" suçlarını işlediği,
04/10/2015 günü Siirt İli Kezer mevkiinde terör örgütü mensuplarının bulunduğu şeklindeki duyumlara istinaden yapılan operasyonda 2 (iki) terör örgütü mensubunun ölü olarak ele geçirildiği, ölü ele geçirilen terör örgütü üyesi S.Y.'ın cenazesinin otopsi işlemleri için Siirt Devlet Hastanesine getirildiği, Cenazenin aralarında şüpheli Besime Konca'nın da bulunduğu 250 kişilik bir grup tarafından alınarak konvoy halinde Siirt Şeyh Musa mezarlığına getirildiği, toplanan grubun terör örgütü lehine pankart ve posterler açtığı, Besime Konca'nın da terör örgütü propagandasına dönüşen bu cenazeye katıldığı, böylece adı geçenin "terör örgütü propagandası yapmak" suçunu işlediği,
Şüpheli Besime Konca'nın twitter hesabından çeşitli zamanlarda "Önderliğimizin özgürlüğü özgürlüğümüzdür", "Ji bo jiyaneke azad serkeftin serkeftin" (Özgür Yaşam için başarılar başarılar" ve benzeri mahiyette, terör örgütünü övücü nitelikte birçok paylaşımda bulunduğunun tespit edildiği, yapılan incelemede bu paylaşımın gerçek olduğu ve Besime Konca tarafından yapıldığının anlaşıldığı, böylece adı geçenin "terör örgütü propagandası yapmak"suçunu işlediği,
15/01/2016 günü Siirt İlinde terör örgütü mensuplarının kaldığı hücre evine düzenlenen baskında 1 polis memurunun şehit olduğu, 5 teröristin ise ölü ele geçildiği, ölü ele geçirilen terör örgütü üyelerinin cenazelerinin otopsi işlemleri için Siirt Devlet Hastanesine getirildiği, hastane bahçesinde aralarında şüpheli Besime Konca'nın da bulunduğu 30 kişilik bir grubun toplandığı, hastane işlemlerinin başlangıcından grubun dağılım aşamasına kadar orada bulunan şüpheli Besime Konca'nın ayrıca milletvekili olması sebebiyle siyasi kimliğini kullanarak bölge halkının katılımını artırmaya çalıştığı, teröristlere sahip çıktığı, böylece adı geçenin "terör örgütü propagandası yapmak"suçunu işlediği,
03/11/2015 tarihinde Siirt İli İsmail Çelik Mahallesi Çelebi Otogaz arkasında, terör örgütü ile girilen silahlı çatışmada, örgüt üyesi D.İ.'nin ölü olarak ele geçirildiği, örgüt mensubunun cenazesinin otopsi işlemleri için Siirt Devlet Hastanesine götürüldüğü, Siirt Milletvekili Kadri Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 100 kişilik grubun ölü olarak ele geçirilen Roni kod adlı D.İ.'nin cenazesi için hastaneye geldikleri, Milletvekilleri Kadri Yıldırım, Hatice Kocaman ve Besime Konca'nın toplanan örgüt sempatizanlarına destek verdikleri, ölü olarak ele geçirilen teröristi sahiplendikleri, milletvekili kimliğini kullanarak bölgedeki halkın terör örgütü propagandasına dönüşen eylemlere katılmalarını artırmayı amaçladıkları bu şekilde adı geçen Milletvekilinin "terör örgütü propagandası yapmak” suçunu işlediği,
PKK/KCK Terör Örgütünün talimatı ile 28/12/2015 tarihinde Kızılay İş Merkezi önünde emek örgütleri tarafından grev yapılacağı, grev dolayısıyla vatandaşların kamu hizmetlerinin kullanmamaları, hastanelere gitmemeleri ve çocuklarını okula göndermemeleri konusunda çağrı yapıldığı, bu bağlamda KESK Siirt Şubeler Platformu yapılan grev ile ilgili olarak, 29/12/2015 günü saat 12:40 ta Kızılay İş Merkezi önünde aralarında Milletvekili Besime Konca'nın da bulunduğu yaklaşık 200 kişilik kalabalık gruba, KESK şubesi yöneticilerinden M.A.'ın terör örgütünü destekleyici ifadelerle bir konuşma yaptığı, PKK/KCK terör örgütüne yönelik güvenlik güçlerince yürütülen operasyonel faaliyetlerin gayri meşru gösterilmeye çalışıldığı, Milletvekili Besime Konca'nın da bu eyleme başından sonuna kadar iştirak ettiği, bu şekilde adı geçen Milletvekilinin "terör örgütü propagandası yapmak" suçunu işlediği,
Bu şekilde HDP Siirt Milletvekili Besime Konca'nın 2015-2016 yılları arasında terör örgütünün propagandasını içeren 9 (dokuz) ayrı eyleminin olduğu, adı geçenin bu eylemlerinin Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2015/1381 esas ve 2015/930 sayılı kararından da anlaşılacağı üzere terör örgütü faaliyetlerindeki süreklilik ve yoğunluk itibariyle silahlı terör örgütü üyeliği suçunu oluşturduğu bu şekilde şüphelinin üzerine atılı suçların yanı sıra silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu işlediği” iddiasıyla açılan kamu davasının Siirt 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/12/2018 tarih, 2018/1110 esas, 2018/583 sayılı kararı ile aynı Mahkemesinin 2017/681 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve kovuşturmanın derdest olduğu,
e) Siirt Cumhuriyet Başsavcılığının 21/09/2018 tarih, Soruşturma No: 2017/32019, Esas No: 2018/1768, İddianame No: 2018/826 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 28/08/2016, 29/03/2018, 29/03/2018 olduğu belirtilerek;
“Şüpheli Besime Konca'ya ait olduğu tespit edilen https://twitter.com/koncabesime uzantılı twetter adresinde yapılan inceleme neticesinde PKK/KCK terör örgütü ile ilgili bazı paylaşımlarının olduğunun tespit edilmesi üzerine Cumhuriyet Başsavcılığımızca soruşturma başlatıldığı,
Kolluk mensuplarınca tanzim edilen 28/12/2017 tarihli inceleme ve tespit tutanağına istinaden;
1-) 31/09/2016 tarihli paylaşımında PKK/KCK terör örgütünün Suriye uzantılı PYD'nin silahlı kanadı olan YPG/YPJ içerisinde faaliyet gösterirken ölen/öldürülen A. M. isimli terör örgütü üyesinin resmini paylaştığı,
2-) 19./09/2016 tarihli paylaşıında "Tevgera Jinen Azad-TJA" başlıklı olarak "Ağrı'da 22 Ekim günü Önderliğime, toprağıma, özgürlüğüme sahip çıkıyorum şiarıyla düzenlenecek kadın buluşması için bildiri dağıtıldığı şeklinde paylaşımda bulunduğu,
Kolluk mensuplarınca tanzim edilen 19/09/2016 tarihli inceleme ve tespit tutanağına istinaden;
1-) 19/09/2016 tarihinde Kayyum Gasp'tır, #KayyumaKarşıAlanlara şeklinde paylaşımda bulunduğu,
2-) 17/09/2016 tarihinde "Önderliğime, toprağıma, özgürlüğüme sahip çıkıyorum ifadelerinin olduğu resimli fotoğraf paylaşımında bulunduğu,
3-) 12/09/2016 tarihinde "#EruhDihe Binalarımızı gasp edebilirsiniz ama halkla bağımızı asla kesemezsiniz" ibarelerinin yer aldığı paylaşımda bulunduğu,
4-) 09/09/2016 tarihinde "Açlık grevi uygulanan düşman hukukuna en güçlü cevaptır!#AçlıkGreviBeşinciGünde" ifadelerinin yer aldığı ve örgüt lideri Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu fotoğraf paylaştığı,
5-) 05/09/2016 tarihinde "Jibo Jiyaneke Azad serkeftin serkeftin(Özgür Yaşam için Başarılar Başarılar)" ifadelerinin yer aldığı ve örgüt lideri Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu fotoğraf paylaştığı,
6-) 31/08/2016 tarihinde "KJA, DTK, DBP, HDP:Sn Öcalan'dan haber alana kadar 50 arkadaşımız 5 eylülden itibaren süresiz açlık grevine başlayacak" şeklinde ifadelerin yer aldığı ve örgüt lideri Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu fotoğraf paylaştığı,
7-) 12/08/2016 tarihinde #Minbiç Kapkaranlık, zamanlar, akıllar, ideolojiler ve suratlar üzerine güneş yeniden doğabiliyor işte!" ifadelerinin yer aldığı PKK/KCK terör örgütünün Suriye toprakları içerisinde yuvalanan bayan terör örgütü mensuplarını gösteren fotoğraf paylaştığı,
8-) 05/08/2016 tarihinde "Biz kadınlar "önderliğime, toprağıma, özgürlüğüme sahip çıkıyorum" şiarıyla yürüyüruz" ifadelerinin yer aldığı,
9-)02/08/2016 tarihinde "Hakikatler gerçeklerden daha güçlüdür #CPTtakeAction5Ocalan" ve "Bir Halk Önderine Esir Hukuku Uyulanamaz" şeklinde ifadelerin yer aldığı ve örgüt lideri Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu fotoğraf paylaştığı,
10-) 30/07/2016 tarihinde "#DarbeyeBarikatÖcalanÖzgürlük" şeklinde ifadelerin yer aldığı ve örgüt lideri Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu fotoğraf paylaştığı,
Cumhuriyet Başsavcılığımızca 21/09/2018 tarih ve 2018/2656 sayılı soruşturma dosyasından şüphelinin tefrik edilerek işbu soruşturma dosyası ile birleştirildiği, şüphelinin bahse konu soruşturma dosyasında;
Kolluk mensuplarınca tanzim edilen 23/03/2018 tarihli görüntü inceleme ve tespit tutanağında;
"21/03/2018 tarihi saat 13:00-16:00 saatleri arasında HDP-DBP Siirt İl Örgütleri öncülüğünde düzenleme kurulu tarafından İlimiz Barış Mahallesi Abdurrahman Kavak caddesi üzerinde 1 Nolu miting alanında gerçekleşen Nevruz kutlamasında sempatizan eylemcilerin attığı"Şehit Namırın(Şehitler Ölmez), Biji Serok Apo(Yaşasın Başkan Apo), Biji Berxwedana Efrine-Biji Serhildana Efrine(Yaşasın Afrin Direnişi-Yaşasın Afrin Başkaldırışı) yasa dışı sloganlar ile legal olarak başlayan akabinde illegal eyleme dönüşen eylem ve etklinlik sırasında HDP Siirt Eski Milletvekili Besime Konca tarafından; "...Fakat esaret altında devletin halkı yok saymasına yıllardır yasaklarla zulüm ve faşist bir siyaset izliyor halk üzerinde...Tüm kavga ve gözaltılar tüm zulüm halkadır ve böyle bir siyaset izliyorlar....Kürtlerin önderi senelerdir tüm dünyada tüm Türkiye'de halkın özgür bir şekilde yaşasınlar diye Demokrasi içinde hep birlikte yaşamak için yapmadığı fedakarlık kalmadı.Fakat bugün yapılan yasakları yapılan tecritleri ÖCALAN şahsına yapılanları ayıplıyor ve binlerce kez diyoruz halkımıza yapılan bu teritleri asla kabul etmiyoruz..." şeklinde konuşmalarının tespit edildiği,
Şüphelinin konuşmalarının içeriğinde örgütsel/örgüt propagandası içerikli söz ve söylemlerin yer aldığı Kürtçe konuşmalarından da anlaşılacağı üzere örgüt propagandasının yapıldığı illegal bir eylem/etkinliğe dönüşen söz konusu Nevruz etkinliğinden elde edilen görüntü ve konuşma çözümlerinin sabit olduğu,
... HDP Siirt eski Milletvekili şüpheli Besime Konca'nın 2016-2017 ve 2018 yılları arasında örgütün emir ve talimatları doğrultusunda terör örgütünün propagandasına dönüşen twitter paylaşımları ile Nevruz Etkinliği adı altında gösterilere katıldığı, şüphelinin bu eylemlerinin Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2015/1381 Esas ve 2015/930 Karar sayılı kararından da anlaşılacağı üzere terör örgütü faaliyetlerindeki süreklilik, çeşitlilik, yoğunluk ve itibariyle silahlı terör örgütü üyeliği suçunu oluşturduğu” gerekçesiyle silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapmak, suçu ve suçluyu övmek suçlarından TCK'nın 314/2, 215, 43/1 ve 3713 sayılı Kanunun 3 ve 5/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Siirt 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/10/2018 tarih, 2018/991 esas, 2018/486 sayılı kararı ile aynı Mahkemesinin 2017/681 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve kovuşturmanın derdest olduğu,
f) Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 03/06/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/20031, Esas No: 2020/4810 ve İddianame No: 2020/891 sayılı iddanamesiyle;
Suç tarihinin 30/07/2016 olduğu belirtilerek;
“Şüphelinin olay tarihinde Milletvekili olduğu, ilimizde gerçekleştirilen bir toplanmaları sırasında kalabalığa hitaben;
“...Her türlü tecriti, her türlü darbeyi, her türlü yasağı, olağan üstü halleri kınıyoruz. Lanetliyoruz. Ve İnsanlık değerlerimize yaşam değerlerimize direnişimize, Botan'dan, Şerhadan, Sur'dan selamlayarak Kamışlı direnişini selamlayan, Baydo'da gerçekleşen katliamı lanetliyoruz. Zafer kadınlarındır. Başarı kadınlarındır." şeklindeki beyanları ile terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği iddiasıyla 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/166 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 29/11/2015 - 06/10/2017 tarihleri arasında üyesi olup, HDP’nin 24/01/2016 ve 20/05/2017 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen, 26. Dönem HDP Siirt Milletvekili Besime Konca’nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, yine “silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör örgütü propagandası yapma, suçu ve suçluyu övmek” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Besime Konca’nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
76. ERTUĞRUL KÜRKÇÜ (Enver ve Fatma Cemile oğlu, 1948 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10696092104); (HDP 24. Dönem (06/11/2013 - 07/06/2015) Mersin, 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) İzmir Milletvekili – 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl üyesi ve Eş Başkan - Parti Tüzüğüne Göre Onursal Genel Başkan - 25/10/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/12/2018 tarih, 2018/32 esas, 2018/242 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 21/03/2016 olduğu belirtilerek;
“...Sanığın konuşması değerlendirildiğinde, ...konuşmanın yapıldığı tarihte ülkemizin özellikle Güney Doğu Anadolu Bölgesinde bölücü terör örgütü tarafından sözde öz yönetim ilan edilerek bu kapsamda hendek kazma ve bomba tuzaklama faaliyetlerinin yapıldığı tüm kamuoyunun malumudur. Bu kapsamda güvenlik güçlerince halkın huzur ve güvenliğinin sağlanması amacıyla yapılan operasyonlar karşısında örgüt militanlarını ve sempatizanlarını diri tutmak, birbirine kenetleyip sözde direnişlerini sürdürmek amacıyla konuşma yaptığı, bu konuşmada terör örgütü mensuplarını militan kitleleri olarak nitelendirdiği açıkça anlaşılmaktadır.
"Bu hak için birçok bedel ödedik, bedeller de ödeyeceğiz. Bu bedelleri ödeyenleri selamlıyoruz. Şehitler asla ölmez, şehit namırın. Hep beraber söylüyoruz bu çatışmalar halklarınızın, Kürt halkının yerine getirilmesiyle son bulacaktır. … Sayın ÖCALAN İmralı'da tecritten çıkarılmadıkça çatışmalar devam edecektir. Öz yönetim için, barış için, ekmek için, mücadeleye devam edeceğiz" şeklindeki konuşması değerlendirildiğinde örgüt üyelerinin haklar için çatışan kişiler olduğunu beyan ettiği, bu kişileri selamladığını beyan ettiği, ayrıca şehit tabirinin vatanı için çarpışırken ölen kişi olması ve bir kutsaliyetinin bulunması nazara alındığında, örgüt içerisinde bölücü faaliyet yaparken güvenlik güçleriyle çatışmada öldürülen kişiler yönünden kutsaliyet atfetmek için bu kişilere şehit olarak seslendiği, bu çatışmaların ancak istenilen bölünme gerçekleşince sona ereceğini, ayrıca örgüt elebaşı Abdullah Öcalan'ın tecrit halinde bulunduğu ve tecritten çıkmadıkça çatışmaların devam edeceği, yine sözde öz yönetim için çatışmaların devam edeceğini belirterek örgütün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini övdüğü ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik ettiği açıkça anlaşılmaktadır.
"Olur ya zalimler galip gelirse siyasette diğer yollar vardır. Nasıl ki İbrahim Kaypakkaya işkence tezgahlarında siyasetin nasıl yapılacağını bize gösterdi, Mahir Çayan makineli tüfekler karşısında siyasetin yapılacağını bizlere gösterdi, Deniz Gezmiş idam sehpasında nasıl siyasetin yapılacağını bizlere gösterdi, bizlerde bu yollarla siyasete devam edeceğiz. " şeklindeki konuşması nazara alındığında, dokunulmazlıklarının kalkması halinde örgüt elebaşları olan İbrahim Kaypakkaya, Mahir Çayan, Deniz Gezmiş gibi kişilerin şiddet, tehdit ve cebir içerikli eylemleri çerçevesinde siyaset yapacaklarını, bu kişilerin cebir tehdit ve şiddet içeren eylemlerinin bir siyaset yolu olduğunun, bu itibarla bu şekilde mücadele edeceklerini, dolayısıyla yine silahlı terör örgütlerinin cebir, şiddet ve tehdit içeren eylemlerini övdüğü ve bu yollara başvurmayı teşvik ettiği” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2-1. cümlesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 29/06/2017 tarih, Soruşturma No: 2016/30499, Esas No: 2017/8648 ve İddianame No: 2017/2518 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihlerinin silahlı terör örgütüne üye olma ve halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçları açısından 27/12/2015, terör örgütü propagandası yapmak suçu açısından 27/02/2016 olduğu belirtilerek;
“DTK'nın PKK/KCK'nın KCK sözleşmesinde yer aldığı üzere alt bileşeni olduğu, örgütün eylem ve stratejisi hususunda karar merci niteliği taşıdığı, örgüt yöneticilerinin DTK'da alınacak kararlar hususunda DTK katılımcılarını yönlendirdiği ve kararların bu doğrultuda çıktığı hususunda herhangi bir şüphe bulunmamaktadır.
Şüphelinin suç tarihleri olan 18/12/2015 ve 27/12/2015 tarihinde gerçekleştirilen DTK toplantılarına seçilmiş milletvekili ve HDP Eş Sözcüsü sıfatıyla katılmış, yine toplantılarda konuşmalar yapmış, sözde öneri ve önergelerde bulunmuş, alınan kararlara iştirak etmiştir. Özellikle şüphelinin yapmış olduğu konuşmalarda belli bölgelerde kurulan barikatlar ve açılan hendeklere değinmek suretiyle öz yönetim ve özerklik vurgusu yaptığı görülmektedir. 1 nolu fezlekede 18/12/2015 ve 27/12/2015 tarihlerinde bir siyasi partinin milletvekili sıfatıyla DTK faaliyetlerine katılarak eylem ve işlemlerde bulunduğundan nitelendirme TCK'nın 314/2 maddesi uyarınca örgüt üyeliğinden yapılmıştır. - şüphelinin 27/12/2015 tarihli DTK bünyesinde yapmış olduğu konuşma ile TCK'nın 216/1. maddesinde düzenlenen halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunu da işlediği değerlendirilmiştir.
2 nolu fezlekede suç tarihi olan 27/02/2016 günü Sur ilçesinde bölücü terör örgütü mensuplarına yönelik yapılan operasyonların sürdüğü sıralarda bu operasyonları protesto etmek amacıyla toplanan gruba hitaben konuşma yapmış; şüphelinin yapmış olduğu konuşmanın terör cebir, şiddet ve tehditi meşru gösterecek olgular içermesi nedeniyle nitelendirme 3713 sayılı Yasanın 7/2 maddesinden yapılmıştır.
Özet olarak;
1-) PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün alt bileşeni sayılan ve hatta PKK/KCK terör örgütünün elebaşısı Abdullah Öcalan'ın söylemlerinde çözüm paradigmasının 3. Ayağı olarak nitelendirdiği Demokratik Toplum Kongresindeki (DTK ) eylem ve işlemleri,
2-) 27/12/2015 tarihinde DTK bünyesinde yapmış olduğu konuşma ile TCK'nın 216/1. maddesinde düzenlenen halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçuna ilişkin eylemi,
3-) Şüphelinin 27/02/2016 tarihinde yapmış olduğu konuşmada PKK/KCK silahlı terör örgütünün terör, cebir ve şiddet eylemlerini ve olgusunu meşru gösterecek nitelikte beyanlarda bulunmak suretiyle "terör örgütü propagandası yapmak" şeklinde gerçekleşen eylemi, nedeniyle; terör örgütü üyeliği suçundan TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan TCK'nın 216/1. maddesi, terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/54 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
c) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 18/12/2018 tarih ve Soruşturma No: 2018/60148, Esas No: 2018/21578, İddianame No: 2018/5526 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihlerinin 06/09/2016 - 26/10/2016 olduğu beirtilerek;
“...Diyarbakır Valilik Makamının 15.08.2016 tarih ve 2016/2132 sayılı kararı ile "basın açıklamaları, oturma eylemleri, miting ve her türlü toplantı ve gösteri yürüyüşleri Milli Güvenlik ve Kamu Düzeni amacıyla 2911 sayılı yasa ve 2935 sayılı OHAL Kanununun ilgili maddelerine istinaden yasaklanmasına rağmen, şüphelinin 26/10/2016 tarihinde izinsiz olarak düzenlenen gösteri ve toplantıya katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmadığı, söz konusu eylemlere PKK/KCK terör örgütü güdümünde paylaşım yapan sosyal medya hesaplarında yapılan çağrılarak uyarak katılım gösterdiği bu etkinlik ile yukarıda belirtilen suça konu diğer eylemler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin yerleşik içtihatlarından da anlaşılacağı üzere; şüphelinin çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk gösteren eylem ve faaliyetlerinin terör örgütü üyeliği boyutuna ulaştığı, bu suretiyle şüpheli ile terör örgütü arasında organik bağın oluştuğu ve şüphelinin terör örgütü üyesi olmak suçunu ve 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçunu işlediği anlaşıldığından” 2911 sayılı Kanunun 32/1, TCK'nın 215/1 ve 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/12/2018 tarih, 2018/846 esas, 2018/905 sayılı kararıyla aynı mahkemenin 2017/54 esas sayılı dosyası ile birleştirildiği ve yargılamanın halen derdest olduğu,
d) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 01/03/2019 tarih ve Soruşturma No: 2018/182936, Esas No: 2019/11086 ve İddianame No: 2019/2157 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 14-15/11/2015 olduğu belirtilerek;
“...Şüpheli Ertuğrul Kürkçü'nün sözcülüğünü yaptığı ve yetkilisi olduğu Halkların Demokratik Kongresi (HDK) isimli oluşumun 14-15/11/2015 tarihinde internet sitesinde yayınlanan ve kamuoyuyla paylaşılan açıklamanın aleni bir şekilde PKK/KCK terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren eylemlerini meşru gösterici, övücü nitelikte olduğu, terör örgütünün ve sözde liderinin muhatap alınması gerektiği hususunda yönlendirmelerde bulunulduğu, terör örgütünün hedefleri ve amaçları doğrultusunda hazırlanmış açıklamanın kamuoyuyla paylaşılarak örgütün eylemlerinin meşru gösterilmeye özen gösterildiği, böylece şüphelinin üzerine atılı terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği” tespitiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/53 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
e) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25/10/2013 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 27/10/2013 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi ve Eş Başkanı seçilen, aynı partinin 24. Dönem Mersin ve 25 ile 26. Dönem İzmir Milletvekili olan, Parti Tüzüğüne göre “Onursal Genel Başkan” sıfatı verilen Ertuğrul Kürkçü’nün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, “silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapma, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, 2911 sayılı Kanuna aykırılık, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma ve iddianamede yazılı diğer” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ertuğrul Kürkçü’nün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
77. HİŞYAR ÖZSOY (Mehmet Mehdi ve Sevda oğlu, 1977 doğumlu, T.C. Kimlik No: 13612759082); (HDP 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015 - 24/06/2018) Bingöl ve 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Diyarbakır Milletvekili - 24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi – Parti Meclisinin 29/07/2018 Tarihli Toplantısında MYK Üyesi - 19/01/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 21/01/2021 tarih, Soruşturma No: 2020/26738, Fezleke No: 2021/18 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 12/08/2019 olduğu belirtilerek;
“...27. Dönem Milletvekili Hişyar Özsoy'un, … konuşması ile PKK/KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun şekilde hareket edip, PKK/KCK silahlı terör örgütü lideri Abdullah Öcalan üzerindeki -sözde- tecridi kaldırma amaçlı Leyla Güven'in başlattığı açlık grevinide destekleyen beyanlarda bulunmak suretiyle, PKK/KCK silahlı terör örgütünü, bu terör örgütü adına suçu işleyen Leyla Güven'i överek yücelttiği, ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı,
Suçu ve suçluyu övme suçu açısından; ülkemizin yıllardır süregelen ve halen mevcudiyetini sürdüren terör tehdidi altında bulunduğu da göz önüne alındığında, hakkında inceleme yapılan 27. Dönem Milletvekili Hişyar Özsoy tarafından kullanılan ifadelerin kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlike doğurabilecek nitelikte olduğu nazara alınarak,
27. Dönem Milletvekili Hişyar Özsoy'un terör örgütü propagandası yapma, suçu ve suçluyu övme ve halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçlarını işlediği yönünde yeterli ve kanuni delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla; 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri ile TCK'nın 215/1 ve 216/1. maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından; hakkında fezleke düzenlendiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 20/10/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/18101, Fezleke No: 20208/484 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 12/08/2019 olduğu belirtilmekle;
“...22/08/2019 tarihinde Diyarbakır ili Yenişehir ilçesi Lise Caddesi Ç. Market isimli işyeri önünde Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanının görevden alınarak yerine kayyum atanması kararını protesto etmek amacıyla HDP'li milletvekillerinin de bulunduğu yaklaşık 100 kişilik katılımla basın açıklaması yapıldığı, il genelinde Diyarbakır Valiliğinin 18/08/2019 tarih ve 2019/3065 sayılı kararı ile açık alanlarda her türlü eylem ve etkinliğini yasaklı olduğu, katılımcılara kollukça sık sık uyarı ve dağılmaları yönünde anonslar yapıldığı, eyleme 27. dönem milletvekili Hişyar Özsoy'un da katılım sağladığının tespit edildiği bildirilmiştir.
... Hişyar Özsoy'un, Diyarbakır Valiliği'nin yasaklama kararına rağmen düzenlenen kanunsuz eylem karşısında tedbir almakla görevli kolluk birimlerinin tüm uyarı anonslarına ve ikazlarına karşın eylemci grup ile birlikte hareket ettiği ve eylemci gruptan ayrılmadığı, dağılmamakta ısrar etmek suretiyle 2911 sayılı Kanunun 28/1 maddesindeki suçu işlediği yönünde yeterli ve kanuni delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 2911 sayılı Kanunun 28/1. maddesi gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından; hakkında fezleke düzenlendiği,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 28/06/2019 tarih, Basın Soruşturma No: 2019/9618, Basın Fezleke No: 2019/227 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 18/03/2019 olduğu belirtilerek;
“...Hişyar Özsoy'un, 17/03/2019 günü Tekirdağ ili 2 No'lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda, cezaevinin banyo bölümünde çamaşır ipiyle kendini asarak intihar ettiği bildirilen Z.G. isimli bölücü terör örgütü mensubu şahsın taziyesine katılım sağlamak suretiyle PKK/KCK silahlı terör örgütünü ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Hişyar Özsoy'un terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla; 3713 Sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddesi gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından; hakkında fezleke düzenlendiği,
d) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 18/07/2019 tarih, Basın Soruşturma No: 2019/4765, Basın Fezleke No: 2019/252 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 21/03/2018 olduğu belirtilerek;
“ ...Hişyar Özsoy'un, fezlekede açıklanan şekilde konuşma yapmak suretiyle PKK/KCK silahlı terör örgütünü ve Suriye uzantılarını, silahlı terör örgütü ve uzantıları adına suç işleyen Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, İdris Baluken, Mahmut Bozan, Feyzullah Şeyhanoğlu, Zerrin Berdibek, Ali Yaşar ve Cengiz Turan'ı ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı,
27. Dönem Milletvekili Hişyar Özsoy'un terör örgütünün propagandasını yapma ve suçu ve suçluyu övme suçlarını işlediği yönünde yeterli, kanuni delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılımakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri ile TCK'nın 215/1. maddesi gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından; hakkında fezleke düzenlendiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 19/01/2016 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi ve Parti Meclisinin 29/07/2018 tarihli toplantısında MYK üyesi olarak seçilen, 25 ve 26. Dönem HDP Bingöl, 27. Dönem HDP Diyarbakır Milletvekili olan Hişyar Özsoy’un, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, suçu ve suçluyu övme, 2911 sayılı Kanuna aykırılık” suçlarından soruşturmalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Hişyar Özsoy’un Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
78. MURAT SARISAÇ (Sabri ve Cevahir oğlu, 1989 doğumlu, T.C. Kimlik No: 50743744846); (HDP 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Van Milletvekili - 11/02/2108 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi - 08/02/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 09/12/2019 tarih, Basın Soruşturma No: 2019/9985, Basın Fezleke No: 2019/366 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 08/03/2019 olduğu belirtilmekle;
“...Murat Sarısaç'ın, … PKK/KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun şekilde hareket edip, PKK/KCK silahlı terör örgütü lideri Abdullah Öcalan üzerindeki -sözde- tecridi kaldırma amaçlı Leyla Güven'in başlattığı açlık grevini desteklemek amacıyla 08/03/2019 tarihinde açlık grevi eyleminde bulunanlara destek olmak için HDP il binasına gittiği, üzerinde Leyla Güven'in resminin bulunduğu tişört giydiği, bu suretle PKK/KCK silahlı terör örgütünü, terör örgütü adına suç işleyen Leyla Güven'i, ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, bu suretle üzerine atılı terör örgütü propagandası yapma ve suçu ve suçluyu övme suçlarını işlediği,
Müşteki U.O.’a hitaben; “...çakalları, faşist köpekler, bunun hesabını yarın bir gün yargılanarak göreceksiniz” şeklinde beyanlarda bulunmak suretiyle kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçunu işlediği,
Müşteki U.O.'a tekme atmak suretiyle fiziki müdahalede bulunarak, müşteki M.N.'a hitaben; “Bunun tek tek hebasını vereceksin, Sen de bunun hesabını vereceksin, Sen hesabını vereceksin, görüşeceğiz” şeklindeki tehdit sözleri ile görevi yaptırmamak için direnme suçlarını işlediği” iddiasıyla 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri ile TCK'nın 215/1, 265/1 (2 kez), 125/3-a, 125/4. maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından; hakkında fezleke düzenlendiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 29/01/2019 tarih, Basın Soruşturma No: 2019/993, Basın Fezleke No: 2019/32 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 10/10/2018 olduğu belirtilerek;
“Murat Sarısaç'ın, 10/10/2018 tarihinde Van Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi önünde 10 Ekim 2015 tarihinde meydana gelen, Ankara Gar patlaması ile ilgili olarak yapmış olduğu basın açıklamasında ... PKK/KCK terör örgütü ve terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ı ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Murat Sarısaç'ın terör örgütünün propagandasını yapma ve suçu ve suçluyu övme suçlarını işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 Sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddesi ile TCK'nın 215/1. maddesi gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından; hakkında fezleke düzenlendiği,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 28/01/2019 tarih, Basın Soruşturma No: 2019/995, Basın Fezleke No: 2019/35 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihlerinin 23/09/2018, 17/11/2018, 14/12/2018 olduğu belirtilerek;
“...Murat Sarısaç'ın, PKK/KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun şekilde hareket edip, PKK/KCK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan üzerindeki -sözde- tecridi kaldırma amaçlı Leyla Güven'in başlattığı açlık grevini desteklemek ve açıklamalarda bulunmak, 2015 yılı Aralık ayında güvenlik güçlerimizce başlatılan operasyonlar hakkında paylaşım ve beyanlarda bulunmak suretiyle, PKK/KCK silahlı terör örgütünü ve terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ı ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, örgüt mensupları ile örgüt elebaşısı Abdullah Öcalan'ı bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Murat Sarısaç'ın terör örgütünün propagandasını yapma ve suçu ve suçluyu övme suçlarını işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddesi ile TCK'nın 215/1 ve 43/1-2. maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından; hakkında fezleke düzenlendiği,
d) Van Cumhuriyet Başsavcılığının 06/01/2020 tarih, Soruşturma No: 2019/24210, Karar No: 2020/2 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 08/12/2019 olduğu belirtilerek;
“İnternet ortamında her kullanıcının erişimine açık kaynaklar üzerinden yapılan araştırmalarda https://twitter.com/maturkce/status/1203627817914814465?s=12 URL adresli "Mezopotamya Ajansı" isimli twitter profil hesabı üzerinden, 08.12.2019 günü paylaşımı yapılan (HDP) Van Milletvekili Murat Sarısaç'ın konuşma içeriğinde,
"...Türkiye kamuoyu da Dünya kamuoyu da bunu çok iyi biliyor bu sadece kayyum meselesi değil bu sadece işte partinin meclise girip girememe meselesi değil topyekun kürtlere karşı bir soykırım mücadelesi bu 1915'te Ermenilere yapılmak istenen 2. Dünya savaşında Yahudilere yapılmak istenen bugün de kürtlere yapılmak istenen bir durum var bir soykırım politikası var ve Türkiye bunu adım adım yürütmek istiyor..." şeklindeki açıklamasının Cumhuriyet Başsavcılığımızca değerlendirilmesinde, şüphelinin üzerine atılı Türk Milletini, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama suçunu işlediği” iddiasıyla başlatılan soruşturmada görevsizlik kararı verildiği, evrakın gönderildiği Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/30523 sayılı dosyanında soruşturma yürütüldüğü,
e) Van Cumhuriyet Başsavcılığının 23/01/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/1640, Karar No: 2020/9 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 21/12/2019 olduğu belirtilerek;
“21.12.2019 günü ilimiz İpekyolu İlçesi Şerefiye Mahallesi Hastane-1 caddesi üzerinde bulunan B. U. Otelde gerçekleştirilen "HDP Bölge Konferansı" konulu kapalı yer toplantısında şüpheli tarafından ''Biji Serok Apo'' şeklindeki yasa dışı slogan atma konusu ile ilgili şüphelinin terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği” iddiasıyla başlatılan soruşturmada verilen görevsizlik kararı ile evrakın gönderildiği Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/32622 sayılı dosyanında soruşturmanın yapıldığı,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2018 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 11/02/2018 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi yedek üyesi, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen, 27. Dönem HDP Van Milletvekili olan Murat Sarısaç’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama, suç ve suçluyu övme, Türk Milletini, Cumhuriyeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılama” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Murat Sarısaç’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
79. NAZMİ GÜR (Hacer ve Bahar oğlu, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 12815397220); (HDP 24. Dönem (28/04/2014 - 07/06/2015) Van Milletvekili - 11/02/2018 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi – 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi ve Eş Başkan Yardımcısı - 12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
b) Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığının 18/03/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/3796, Esas No: 2019/1581, İddianame No: 2019/279 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 22/03/2015 olduğu belirtilerek,
“22 Mart 2015 günü saat 11.00 ile 18.00 arasında N.Ç. başkanlığında oluşturulan 7 kişilik düzenleme kurulu tarafından Eski Edremit yolu pancar deposu alanında Nevruz kutlaması konulu açık hava toplantısı düzenlendiği, kolluk kuvvetlerince kutlama sırasında görüntü kaydı yapıldığı, görüntülere ilişkin inceleme tutanağı düzenlendiği,
...Görüntü inceleme tutanağının 26.sayfasında; Nazmi Gür isimli şahsın konuşma yapmak için sahneye çıktığı, boynunda terör örgütünü temsilen atkı bulunduğu, bu sırada topluluğun ''Biji Serok Apo'' şeklindeki sloganlarına zafer işareti yaparak eşlik ettiği, bu sırada Hayrettin Şen isimli şahsın sahneye çıkarak Abdullah Öcalanposteri açtığı ve topluluk tarafından bu sırada ''biji serok apo'' şeklinde slogan atılmaya devam edildiği,
...Şüphelinin ... PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandasını Nevruz kutlaması adı altında gerçekleştirmek suretiyle terör örgütü propagandası suçu ile yasa dışı poster açmak ve slogan atmak suretiyle toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet suçunu işlediği” iddiasıyla 3713 sayılı Kanunun 7/2, 2911 sayılı Kanunun 23. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/157 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/06/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 11/02/2018 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede MYK üyesi ve Eş Başkan Yardımcısı olarak seçilen, 24. Dönem HDP Van Milletvekili olan Nazmi Gür’ün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma” ve iddianamede yazılı diğer suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Nazmi Gür’ün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
80. NURSEL AYDOĞAN (İbrahim ve Fatma kızı, 1958 doğumlu, T.C. Kimlik No: 23041751878); (HDP 24. Dönem (28/04/2014 - 07/06/2015), 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015- 09/05/2017) Diyarbakır Milletvekili – 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl üyesi, 08/02/2021 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi - 12/06/2014 - 02/03/2017 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a) Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/06/2017 tarih, 2016/363 esas, 2017/125 sayılı kararı ile ;
Suç tarihinin 09/01/2016 olduğu belirtilerek;
“...Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili olan sanık Nursel Aydoğan'ın, 09/01/2016 günü Mersin'in Akdeniz ilçesinde bulunan Güneykent Mezarlığı önünde, 2013 yılında Fransa'nın Paris kentinde ölen PKK/KCK örgütü mensubu Fidan Doğan, Leyla Şaylemez ve Sakine Cansız'ın ölüm yıldönümü sebebiyle anma etkinliğine katıldığı, sanık Nursel Aydoğan'ın beraberinde 500-550 kişilik bir grup ile birlikte "direnişte ısrar komploya en büyük cevaptır" ibaresi yazılı pankart açtıkları ve ölen örgüt mensupları için saygı duruşunda bulunarak, PKK/KCK örgütünün sözde marşı "ÇERXA ŞOREŞE"yi söyledikleri, akabinde sanık Nursel Aydoğan'ın 500-550 kişilik gruba hitaben konuşma yaptığı, yapılan konuşmada, "... 3 değerli kadın yoldaşımız, uzun yıllardır birlikte mücadele ettiğimiz üç değerli arkadaşımız Seve, Fatma, Pakize, Silopi'de öz yönetim direnişlerinde halkın yanında destek verirken alçakça, hunharca, kalleşçe Silopi'de katledildiler. ...Elbette ki bu katliamda Türkiye hükümetininde parmağı olduğunu biz biliyoruz .Katliamdan bir süre sonra yakalanan V.G. adlı şahsın Türkiyeye defalarca gidip geldiği, Türk mitiyle ilişkiler kurduğu ilişkiler çerçevesinde Parise gittiği bu katliamı birebir gerçekleştirdiğini biz biliyoruz...21. yüzyıl kürt kadının özgürleştiği yüzyıl olacak özgür kadının yaşadığı bir ülke olacak bu coğrafya hepimizi bu günlere getiren değerli arkadaşlarımız yoldaşlarımız şahsında saygıyla sevgiyle selamlıyorum bütün şehitlerimizi kadın şehitlerimizin şahsında sevelerin rohanilerin rojdinlerin serelerin Fatmaların Pakizelerin şahsında bütün şehitlerimizi saygıyla minnetle şükranla anıyorum..." şeklinde ve yine 13.02.2017 tarihli bilirkişi raporunda yer alan döküm içeriklerine göre, "... Onlar zannettiler ki biz rojdinleri, rohanileri katledersek kürt kadını özgür kadın mücadelesinden halkın özgürlük mücadelesinden geri adım atar, alanlardan, meydanlardan uzaklaşır. Ama aradan 3 yıl geçti rojdinleri, rohanileri katledenler şunu gördüler. Kürt kadını asla mücadelesinden bir adım bile geri adım atmadı...Siz ne yaparsanız yapın Seveleri de katletseniz, Fatma'ları da katletseniz, Pakizeleri de katletseniz, kürt kadını bu mücadelesinden asla ve asla zafere ulaşıncaya kadar bu ülkede özgür kadın yaratılıncaya kadar devam edecektir....Çünkü bu katliam basit bir katliam değildir, Sakine Cansız'ın Paris'te katledilmesi herhangi bir katledilmesi değildir, Sakine Cansız kürt özgürlük mücadelesinin Sakine Cansız kürt kadın hareketinin bütün kadınların umudu, moralidir. O nedenle Sakine Cansızı, Sakine Cansız yoldaşımızı katlederek aslında hem PKK'ye hemde kadınlara, hem topluma bir mesaj vermek istemişlerdir. O toplumu mesaj, toplum bu mesajı almıştır. Ama o mesaj devletin beklediği mesaj değildir. En değerli yoldaşımızı katletseniz de biz mücadelemize devam edeceğiz olmuştur..." şeklinde söylemlerin bulunduğu, böylece sanığın halen silahlı eylemlerine devam eden ve suç tarihi itibariyle ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik hendek kazarak güvenlik kuvvetleriyle silahlı çatışma şeklinde gerçekleşen ve terör örgütü eylemlerini destekler mahiyetindeki söylemlerinin, terör örgütü mensuplarını ve yapılan eylemleri övücü, sahiplenici şekilde suça konu konuşmayı yapmak suretiyle üzerine atılı terör örgütü propagandasını yapmak suçunu işlediği” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanununun 7/2, TCK’nın 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Şırnak Asliye Ceza Mahkemesinin 06/07/2017 tarih, 2016/228 esas, 2017/346 sayılı kararı ile ;
Suç tarihinin 14/05/2013 olduğu belirtilerek;
“...yaklaşık 100-150 kişilik bir grubun bölücü terör örgütü PKK mensubu teröristlerin ülkemiz topraklarını terk etmesi ile ilgili süreci gözlemlemek gerekçesiyle ilimiz Balveren Beldesinde sözde "çözüm çadırı" kurup "barış nöbeti" adı altında toplanıp beklemeye başladıkları, sanık milletvekili Nursel Aydoğan' ın da bu grup arasında yer aldığı, çadırda "önderliğe yaklaşım kürt halkına yaklaşımdır" ve "demokratik çözüm yürüyüşü için nöbetteyiz" şeklinde pankartların asılı olduğu ayrıca toplanan grup tarafından "biji serok apo (önderimiz apo), be serok jiyan nabe (öndersiz yaşam olmaz) şeklinde sloganlar atıldığı, bu hususların dosya kapsamındaki tutanaklarla tespit edildiği” gerekçesiyle 2911 sayılı Yasanın 23/a-b maddesi delaleti ile aynı Yasanın 28/1, TCK’nın 62/1. maddesi uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hapis cezasının ertelenmesine karar verildiği,
c) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 06/11/2017 tarih, Soruşturma No: 2017/25337, Esas No: 2017/14447 ve İddianame No: 2017/3711 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 24/07/2016 - 23/10/2016 - 06/09/2016 - 21/10/2016 - 05/08/2016 - 16/05/2016 - 03/07/2016 – 22/09/2016 olduğu belirtilerek;
“…Şüpheli Nursel Aydoğan'ın konuşmaları, eylemleri incelendiğinde, terör örgütünün eylemlerini direniş olarak isimlendirdiği, onları meşru gösterdiği, bu örgüte mensup şahısları övücü mahiyette konuşmalar yaptığı bu suretle suç ve suçluyu övme suçunu işlediği, aleni olarak kamuya açık ortamda terörü, cebir ve şiddet olgusunu meşru göstermek suretiyle terör örgütünün propagandasını yaptığı, terörist cenazelerine katıldığı, şahsına ait sivil plakalı bir araç ile terör örgütü mensuplarını gece saatlerinde örgütün silahlı kırsal alan unsurlarının faaliyet gösterdiği Lice kırsalına götürttüğünü yine terör örgütü mensuplarının devletin güvenlik güçleri ile girdikleri silahlı çatışmaları haklı gösterdiği, Şüphelinin PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın sözde tecridini protesto etmek amacıyla PKK/KCK silahlı terör örgütünün faaliyetlerini meşru gösteren cebir, şiddet, tehdit içeren yöntemlerini öven, destekleyen ve bu yöntemlere teşvik eden nitelikte konuşmalar yaptığı, sözde tecridin kaldırılması için açlık grevi yaptığı ve organize ettiği, örgüt ele başı Abdullah Öcalan'ı över mahiyette söylemlerde bulunduğu, bu şekilde suç ve suçluyu övmek suçunu işlediği, şüphelinin Yargıtay içtihadı uyarınca terör örgütü üyeliğini istilzam edecek şekilde belirli bir zaman aralığında terör örgütü propagandasına dönüşmüş birden fazla kanunsuz eyleme katıldığı, eylemlerinde süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik bulunduğu ve şüphelinin bu eylemlerinde terör örgütüne üye olma ve halkı kin ve düşmanlığa alanen tahrik etme suçlarını işlediğinin anlaşıldığı” gerekçesiyle TCK’nın 215/1, 43/1, 216/1, 314/2; 3713 sayılı Kanununun 5, 7/2, TCK’nın 43/1. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, mahkemenin 14/11/2017 tarih ve 2017/849 esas, 2017/700 sayılı kararı ile aynı mahkemenin 2017/41 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, yargılamanın halen derdest olduğu,
d) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 21/05/2018 tarih, Soruşturma No: 2017/200060, Esas No: 2018/27333 ve İddianame No: 2018/7838 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 02/05/2016 olduğu belirtilerek;
“...TBMM Halkla İlişkiler Binası Komisyon Blokları 1.kat 3 nolu salonda yapılan Anayasa Komisyon toplantısı sırasında saat 22:45 sıralarında salondan ayrılan HDP milletvekili olan şüphelinin de aralarında olduğu 30-40 kişilik grubun binanın yangın merdivenlerinden indikleri sırada "direne direne kazanacağız"şeklinde sloganlar attıkları, Halkla İlişkiler Binasından ana binaya doğru bu sloganı atarak yürümeye devam ettikleri, ana binaya girdiklerinde "biji serok apo"şeklinde slogan attıkları ve bu slogandan sonra da sözde "gerilla marşı"olarak değerlendirilen marşı söyleyerek HDP grubuna geçtikleri, şüphelinin eyleminin kamera kayıtlarına da yansıdığı belirlenmiştir.
Toplanan deliller neticesinde şüphelinin terör örgütü PKK'nın elebaşısı Abdullah Öcalanlehine sloganlar atarak ve gerilla marşı söyleyerek örgütün eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı” iddiasıyla terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanununun 7/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/177 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/06/2014 - 02/03/2017 tarihleri arasında üyesi olup, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi, 08/02/2021 tarihli Büyük Kongrede MYK üyesi olarak seçilen, 24, 25 ve 26. Dönem HDP Diyarbakır Milletvekili olan Nursel Aydoğan’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma ve 2911 sayılı Kanuna aykırılık” suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, “silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek, suçu ve suçluyu övmek” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Nursel Aydoğan’ınAnayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
81. PERO DUNDAR (Hasan ve Bedriye kızı, 1971 doğumlu, T.C. Kimlik No: 58027287492); (27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Mardin Milletvekili - 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi - 06/06/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/04/2019 tarih, 2019/224 esas, 2019/251 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 2013 yılı olduğu belirtilmekle;
“...Şüphelinin arşiv kayıtlarından PKK/KCK terör örgütü adına pekçok eylem ve etkinlik içerisinde bulunduğu, PKK/KCK yapılanması içerisinde değişik alanlarda faaliyet yürüttüğü değerlendirilen M.A., İ.G., F.B., K.A. ve KM.P. isimli şahıslardan aldığı paraları, PKK/KCK terör örgütünün Alan Merkezlerinden Sosyal Alan Merkezi DÖKH (Demokratik Özgür Kadın Hareketi) yapılanması içerisinde faaliyet yürüttüğü değerlendirilen Z.B., A.C. ve P.I. isimli şahıslara aktardığı, bu şahıslarla hiçbir ticari ve akrabalık ilişkisi bulunmadığı, dolayısıyla kendisininde KCK Alan Merkezlerinden Sosyal Alan Merkezi DÖKH yapılanmasında yer aldığı ve bu yapılanma içerisindeki şahıslarla irtibatlı olduğu ve sorumlu düzeyde aktif olarak görev yaptığı, merkez noktada yer aldığı örgütün eylem ve etkinlikleri organize ve finanse ettiği” gerekçesiyle silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının aynı mahkemenin 2016/492 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve yargılamanın halen derdest olduğu,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 28/06/2019 tarih, Basın Soruşturma No: 2019/9637, Basın Fezleke No: 2019/238 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 18/03/2019 olduğu belirtilerek;
“27. Dönem Milletvekili Pero Dundar'ın, 17/03/2019 günü Tekirdağ ili 2 No'lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda, cezaevinin banyo bölümünde çamaşır ipiyle kendini asarak intihar ettiği bildirilen Z.G. isimli bölücü terör örgütü mensubu şahsın 18/03/2019 tarihinde Yeniköy mezarlığında düzenlenen anma etkinliğine ve taziye ziyaretine katılım sağlamak suretiyle PKK/KCK silahlı terör örgütünü ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. dönem milletvekili Pero Dundar'ın terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 Sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından; hakkında fezleke düzenlendiği,
c) Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 05/04/2019 tarih, Soruşturma No:2019/4479, Karar No: 2019/671 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 29/03/2019 olduğu belirtilerek;
“...Terör örgütü tarafından, örgüt paralelinde yayın yapan internet sitesi üzerinden müzahir kitleye verilen talimatlar sonrasında;
Cezaevinden tahliye edildikten sonra Diyarbakır’da ki ikametinde açlık grevine devam eden Leyla Güven’e destek amacıyla 14.02.2019 günü İlimizden Diyarbakır’a Leyla Güven’in ikametinin önüne kadar yürüyüşler düzenleneceği yönünde bilgiler edinilmesi üzerine İl Emniyet Müdürlüğümüzce başta Nusaybin ve Kızıltepe ilçelerimiz olmak üzere tüm ilçe HDP Binalarında Tedbirler alınmış,
14.02.2019 günü Nusaybin HDP İlçe Binasında bulunan HDP Mardin Milletvekilleri Tuma Çelik, Pero Dundar, Ebrü Günay ve HDP Şırnak Milletvekili Haşan ÖZGÜNEŞ, Hüseyin Kaçmaz ve Nuran İmir tarafından yürüye geçilmek istenilmiş ancak yapılan müdahale ile yürüyüşe izin verilmemiştir.
HDP Milletvekilleri başta olmak üzere HDP ve DBP yöneticileri tarafından gerçekleştirilmek istenen yürüyüşe izin verilmemesi sonrasında Nusaybin İlçesinde bulunan söz konusu kişiler aynı gün araçlarla Kızıltepe ilçesine hareket etmişler, burada HDP binası önünde de aynı yürüyüş için girişimde bulunmuşlar ancak yine görevlilerce yürüyüşe izin verilmemiştir.
Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın yakalanmasının yıldönümü olan ve terör örgütünce 15 Şubat Komplosu olarak adlandırılan tarih ile ilgili yapılan eylemler kapsamında, terör örgütü elebaşının sözde tecrit altında tutulduğu iddiasıyla serbest bıraktırılması yönünde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla,
14.02.2019 günü dosya içeriğinde bulunan HDP Mardin Milletvekili Pero Dundar’a ait Nusaybin İlçe Emniyet Müdürlüğü Görevlileri tarafından çekilen kamera görüntülerine ait ekran alıntılarında görüldüğü üzere Pero Dundar’ın eyleme katılan şahıslardan olduğu anlaşılmıştır.
01.03.2019 günü Artuklu ilçemiz cezaevi önünde gerçekleştirilen söz konusu basın açıklamasında;
Saat 13.00’dan itibaren Sakarya caddesi No:76 Kızıltepe adresinde açılışı yapılacak olan HDP Seçim irtibat bürosunun önünde. HDP Mardin Milletvekili Pero Dundar, Ebru GÜnay, HDP İl Eş Başkanı E.A., DBF Mardin İl Başkanları Ş.S. ve L.B. ayrıca N.Ö., N.E.Y. gibi bazı HDP Mardin Belediye Başkan adaylarının katıldığı grup seçim irtibat bürosunun önüne gelerek bir süre müzik eşliğinde halay çektikten sonra programın sunuculuğunu yapan olay tutanağında açık kimliği tespit edilen Z.S. (TC:51193515...) isimli şahsın “Sahne önüne gelin hepinizi selamlıyorum baş göz üstüne geldiniz hoş geldiniz sözde ŞEHİTLER İÇİN 1 DK Saygı DURUŞU (Saygı duruşundan sonra) onların yolu yolumuzu aydınlatıyor” şeklinde PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet yürütürken ölen örgüt mensuplarına hitaben ŞEHİT kelimesini kullanarak tüm katılımcıları saygı duruşuna davet ettiği ve katılımcılarında bu çağrıya uydukları tespit edilmiştir.
...Söz konusu HDP irtibat seçim bürosunun açılışına ait olan ve yukarıya çıkartılan ekran alıntılarında da görüldüğü üzere HDP Mardin Milletvekili Pero Dundar’ında aralarında bulunduğu katılımcılar sunucunun çağrısı üzerine saygı duruşunda bulunmuş ve Pero Dundar tarafından yapılan konuşmada ...terör örgütünce verilen talimatlarda olduğu üzere tecrit vurgusu yaptığı” gerekçesiyle silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan başlatılan soruşturmada yetkisizlik kararı verildiği ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/3649 sayılı dosyası üzerinden soruşturmaya devam edildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 06/06/2018 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 23/02/2020 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen, 27. Dönem HDP Mardin Milletvekili olan Pero Dundar’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör örgütü propagandası yapma” suçlarından soruşturma ve yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Pero Dundar’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
82. RIDVAN TURAN (Haydar ve Ayhan oğlu, 1971 doğumlu, T.C. Kimlik No: 18751360618); (HDP 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015) Adana ve 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Mersin Milletvekili - 24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi - 19/01/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 19/03/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/6409, Fezleke No: 2020/48 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 21/08/2019 olduğu belirtilerek;
“ ...27. Dönem Milletvekili Rıdvan Turan'ın, Diyarbakır Valiliği'nin kararına rağmen düzenlenen kanunsuz eylem karşısında tedbir almakla görevli kolluk birimlerinin tüm uyarı anonslarına ve ikazlarına karşın, eylemci grup ile birlikte hareket ettiği ve eylemci gruptan ayrılmadığı gibi, eyleme katılım gösteren diğer milletvekilleri ile birlikte eylemci grubu yönlendirip aynı zamanda yönetme görevi üstlendiği, görevlilerce anonsla ikaz edilmelerine rağmen, dahil olduğu eylemci grup ile birlikte protesto eylemini sona erdirmediği, araç trafiğini açmak için yol üzerinde bulunan Çevik Kuvvet unsurlarınca kalkan marifeti ile eylemci grubun kaldırıma itilmesi esnasında, 27. Dönem Milletvekili Rıdvan Turan'ın beraberindeki eylemci grup ile birlikte kalkanları ittiği ve görevli kolluk personeline engel olmaya çalıştığı, sonrasında eylemci grup ile birlikte polis aracının önüne geçerek aracın hareket etmesine engel olup, trafiğin aksamasına sebep olmaya devam ettiği anlaşıldığından, 2911 sayılı Kanunun 28/1 maddesindeki suçu işlediği,
Yine, Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı kolluk birimlerince düzenlenen görüntü, şahıs tespit ve olay tutanaklarında da anlaşıldığı üzere, görevli kolluk birimlerine karşı kendisinin içerisine dahil olduğu ve öncülük yaptığı eylemci grupla beraber, gerek HDP İl Binası'ndan çıkmaya teşebbüsü sırasında, gerekse il binası merdivenlerinde yaptıkları oturma eylemleri sırasında, görevli kolluk kuvvetlerine karşı sözlü, fiziki direniş ile kolluk görevlilerinin kalkanlarını ittirmek suretiyle, görevi yaptırmamak için direnme suçunu işlediği yönünde yeterli ve kanuni delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 2911 sayılı Kanunun 28/1 ve TCK'nın 265/1-3. maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından; hakkında fezleke düzenlendiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 25/06/2019 tarih, Basın Soruşturma No: 2019/4651, Basın Fezleke No: 2019/178 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 31/01/2019 olduğu belirtilerek;
“…Rıdvan Turan’ın PKK/KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun şekilde hareket edip, PKK/KCK silahlı terör örgütü lideri Abdullah Öcalan üzerindeki -sözde- tecridi kaldırma amaçlı Leyla Güven'in başlattığı açlık grevini desteklemek amacıyla 31/01/2019 tarihinde açlık grevi eylemlerine destek nöbetine katılarak açıklamada bulunmak suretiyle, PKK/KCK silahlı terör örgütünü, örgüt elebaşısı Abdullah Öcalan'ı ve terör örgütü adına suç işleyen Leyla Güven'i ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Rıdvan Turan'ın terör örgütünün propagandasını yapma ve suçu ve suçluyu övme suçlarını işlediği yönünde yeterli, kanuni delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmıakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri ile TCK'nın 215/1. maddeleri uyarınca yargılanmak üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından; hakkında fezleke düzenlendiği,
c) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 07/10/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/51784, Karar No: 2019/4159 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 21/08/2019 olduğu belirtilerek;
“21/08/2019 tarihinde, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına kayyum atamasını protesto etmek amacıyla ilimiz genelinde devam eden eylemlerde, saat:14:17 sıralarında HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan'ın da aralarında bulunduğu bir grup tarafından ilimiz Yenişehir İlçesi Şair Sırrı Sokak üzerinde bulunan Polis kuvvetlerini taşıyan aracın önünün kesilerek oturma eyleminde bulunulduğu ve araç trafiğinin aksamasına sebebiyet verildiği” iddiasıyla başlatılan soruşturmada yetkisizlik kararı verildiği ve soruşturmaya Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosunun 2019/15619 sayılı dosyası üzerinden devam edildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 19/01/2016 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen, 25. Dönem HDP Adana ve 27. Dönem HDP Mersin Milletvekili olan Rıdvan Turan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma, suçu ve suçluyu övme, 2911 sayılı Kanuna muhalefet, görevi yaptırmamak için direnme” suçlarından soruşturmalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Rıdvan Turan’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
83. SAADET BECEREKLİ (Hayrettin ve Nazike kızı, 1955 doğumlu, T.C. Kimlik No: 42472070792); (HDP 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015 - 24/06/2018) Batman Milletvekili - 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi - 12/02/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Siirt 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/02/2021 tarih, 2018/66 esas, 2021/45 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 16/11/2018 olduğu belirtilerek;
“...Sanığın 2 dönem Batman HDP Milletvekilliği yaptığı, tespit edilebilen 10 ayrı terör örgütünün propagandasına dönüşen veya bizzat örgüt yöneticilerinin talimatları sonucu düzenlenen gösterilere, eylemlere, örgüt mensuplarının cenaze törenlerine katılması hususları ile iletişimin dinlemesi ve gizli tanık beyanları sonucu sanığın eylemlerinin bütün halinde değerlendirildiğinde, sanık hakkında TCK 314/1, TMK'nın 3 ve 5/1, TCK'nın 37/1, 53/1, 58/9, 63/1 sevk maddeleri uyarınca cezalandırılması amacıyla 23.11.2018 tarihli, 2018/2356 esas nolu iddianame ile kamu davası açılmıştır.
HDP Batman Milletvekili olarak 2 dönem miletvekilliği yapan sanığın iddianamede anlatılan eylemlerle beraber 10 adet örgüt propagandasına dönüşen eylem, protesto ve gösteri yürüyüşüne, basın açıklamasına, örgüt mensuplarının cenaze törenlerine katıldığı kolluk kuvvetlerinin raporlarıyla tespit edilmiştir.
Terör örgütü ilgili dönemlerde güç kaybetmemek ve örgüte katılımı artırmak amacıyla kendisine bağlı sözde haber siteleri aracılığıyla eylem çağrılarında bulunduğu, 15/08/2013, 29/04/2013, 13/04/2013, 20/03/2013, 03/03/2013 tarihlerindeki bu toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin amacının resmiyette barışçıl amaçlar için yapıldığı lanse edilse de yapılan konuşmalardan ve atılan sloganlardan asıl amacın örgütün propagandasının yapılması olduğu anlaşılmıştır. 21/06/2013 (örgüt suçundan cezaevinde bulunan hükümlülerin bırakılması amacıyla), 29/04/2013 (cezaevinde terör örgütü üyelerinin başlattığı açlık grevine destek amaçlı), 14/04/2013 (KCK operasyonlarını protesto amaçlı), 11/01/2013 (3 terör örgütü üyesinin öldürülmesini protesto amaçlı), 13/12/2013 (KCK tutuklamalarını protesto amaçlı) tarihlerindeki toplantıların ise doğrudan terör örgütü ve üyeleriyle ilişkin olduğunu tespit edilmiştir.
Örgüte müzahir sözde haber sitelerindeki katılım çağrılarıyla birlikte sanığın parti yöneticisi kimliğiyle bu eylemlere iştiraki ele alındığında; ilgili eylemlere halk nezdinde katılımın artırılmak istendiği, bunun sonucunda da gösteride bulunan gruba propaganda çalışmaları yapılarak örgüte katılımın artırılmaya çalışıldığı, bunun da terör örgütü yöneticilerinin talimatlarıyla yapıldığının örgütün sözde haber kanallarındaki açıklamalardan anlaşılmıştır. Sanık, parti yöneticiliği yaptığı dönemde 05/06/2013 tarihinde Siirt ili kırsalında öldürülen 5 terör örgütü üyesinin cesetlerini aramak için örgüte müzahir grupla birlikte Siirt ili kırsalına gittiği, bu esnada terör örgütü lehine şehit namırın, PKK halktır gibi sloganlar atıldığı, kırsalda terör örgütü üyeleriyle buluşultuğunun kolluk kuvvetleri raporlarıyla sabit olduğu anlaşılmıştır. Öldürülen 2 terör örgütü üyesinin cenazesini terör örgütü bayrağına sarılı halde teslim alarak Siirt iline döndükleri örgüte müzahir sitelerde haber yapılmasının yanı sıra kolluk kuvvetlerince de ilgili husus tespit edilmiştir. Teröristlerin gerek cenazelerine katılımın yüksek olması gerekse geride kalan aile bireylerine yardım sağlanmasının örgüt için hayati önem taşıdığı, ölü ele geçen terörist cenazelerinin yüksek katılımlı olması örgüte katılımın diri tutulabilmesi için gerekli olduğu, bu nedenle PKK'nın bu cenazelere önem verdiği ve KCK sözleşmesi ile bunu açıkladığı, sanığın da bu gayelerle öldürülen terörist cenazelerini almaya gittiği anlaşılmıştır.
Usulüne uygun yapılmış teknik araçlarla izleme ve iletişim tespitlerinde; sanığın örgüte müzahir grupla belirli aralıklarla toplantı organize ettiği ve bu toplantılarda örgütle ilgili Siirt ilinde yapılacak organizasyonları belirledikleri anlaşılmaktadır. Sanık bu toplantılarda terör örgütü üyelerini "bizim adımıza özgürlük mücadelesi veren insanlar", "kendi halkının özgürlüğü için gitmiş kişiler" olarak nitelendirmiştir. Yine bu toplantılarda "...belediye o zaman katılmıyorum gelmiyorum derse işte bu örgütsel suçtur...", "tartışılan herşey dışarı taşımak örgütsel suçtur" gibi konuşmalarından da anlaşıldığı üzere örgütsel suç olarak, terör örgütünün sözde yasalarına aykırılığından bahsettiği anlaşılmıştır. Dosya arasında bulunan diğer dinleme kayıtlarına bakıldığından sanığın da aralarında bulunduğu grubun Siirt iline getirilecek örgüt cenazesini organize ettiği, örgütün düzenlediği izinli/izinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşlerini organize ettiği ve örgütün Siirt ilindeki mahalle yapılanması hakkında toplantılar yapıldığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Gizli tanık belediyeden emekli olduğunu ve bazı toplantılara kendisinin de katıldığını bundan dolayı örgütün yapısını bildiğini belirterek şu bilgileri vermiştir; KCK'nın her şehirde yapılanmasının olduğunu, bu yapılanmaların merkezden atanan kişilerce yürütüldüğünü, Saadet Becerekli'nin de bu kişilerden olduğunu, sanığın Siirt ilinde terör örgütü lehine gizli toplantılar yaparak örgütün Siirt ilinde yapılanmasını sağladığını, sanık kolluk mensuplarınca deşifre olduktan sonra yine örgütçe Diyarbakır'a gönderildiğini belirtmiştir. Gizli tanığın beyanları incelendiğinde sanığın merkezden atandığının kendi savunmalarıyla da kısmende olsa kabul ettiği, tape kayıtlarında Siirt ilinde bir takım toplantılar organize ettiğinin anlaşıldığı, Siirt ilinden sonra Diyarbakır'da bazı STK'larda görev aldığı görüldüğünden gizli tanığın beyanları itibar edilebilir görülmüştür.
İletişimin tespiti çalışmaları sonucu elde edilen sanığın terör örgütü lehine yaptığı toplantılar, terör örgütü üyesinin cenazesini yine terör örgütü üyelerinden kırsal alandan alması, terör örgütü propagandasına dönüşen toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılması ve gizli tanığın beyanları birlikte değerlendirildiğinde bu katılımların örgütsel bir faaliyet olduğu, sanığın bu eylemlerin kimisini organize ettiği, kimisinde bizzat konuşmacı olarak konuştuğu, bu eylem ve protestolarda terör örgütü PKK/KCK lehine sloganlar atıldığı, örgüte müzahir internet sitesindeki talimatlara göre bu şekilde hareket ettiği, sanığın temel eylem tarzının PKK propagandası yapmak, bu etkinliklere katılımı sağlayarak dolayısıyla PKK'ya müzahir kitle yaratmak olduğu, bu şekilde örgütün yapılmasını istediği faaliyetleri şehir merkezinde hayata geçirdiği, yine örgüt tarafından iletilen talimatların Siirt ilinde uygulamaya konulması amacıyla hareket ettiği” gerekçesiyle silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan TCK’nın 314/2, 62 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca 8 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/10/2019 tarih, 2019/106 esas ve 2019/422 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 10/10/2015 olduğu belirtilerek;
“... 10/10/2015 tarihinde Ankara'da yapılacak sözde barış mitingi öncesinde DAEŞ/IŞID silahlı terör örgütünün saldırısı ile meydana gelen patlamaya ilişkin HDP Batman il yönetimince 12:30 sıralarında açıklama yapacağı yönünde bilgi edinildiği, parti il başkanlığı önünde toplanılmaya başlandığı, gerekli güvenlik önlemlerinin alındığı, 2911 sayılı Kanunun 10 maddesi gereğince daha önce herhangi bir bildirim yapılmaksızın HDP Batman İl Başkanlığı binası önünce toplanan yaklaşık 200 kişilik gruba hitaben açıklama yapılmaya başlandığı, il başkanı A. K., milletvekili Mehmet Ali Aslan tarafından şifai konuşmalar yapıldığı, konuşma sonrası A.K.'ın toplanan grubu açıkça emniyetin güvenlik önlemine rağmen sözde barış mitingine yönelik saldırıyı protesto amacıyla Atatürk Parkına kadar yürüyüşe davet ettiği, 13:10 sıralarında sanığın da aralarında bulunduğu milletvekilllerinin, belediye başkanlarının, belediye meclis üyelerinin, HDP il başkanlarının öncülüğünü yaptığı bu grubun toplanan insanları yolu trafiğe kapatacak şekilde yürüyüşe geçirdiği, grubun önünde bulunan sanığın da aralarında bulunduğu bu şahıslara birebir ve doğrudan şekilde " eylemin kanuna aykırı olduğu, dağılmaları gerektiği aksi halde müdahalede bulunulacağı" yönünde uyarıda bulunulduğu, yine defaaten herkesin duyabileceği şekilde megafon ile dağılın uyarısı yapıldığı, dağılmamakta ısrar eden gruba güvenlik güçlerince müdahalede bulunulduğu, grubun bir kısmının dağıtıldığı, ancak sanığın da aralarında bulunduğu birkaç milletvekilleri ile milletvekili adayı ve belediye başkanının Atatürk Parkı önüne kadar yürüdükleri, orada toplanan 50 kişilik gruba sırasıyla konuşma yaptıkları, 13:40 sıraların da sanığın " Değerli arkadaşlar biliyorsunuz basın açıklaması yaptık sonrasında hepimiz tanıksız son derece antidemokratik yöntemlerle önümüzü keserek suyla ilaçlı suyla biber gazıyla müdahale ederek kitleyi dağıtmaya çalıştılar oysa biz oradan buraya yüzlerce defa yürüdük hiç bir olay olmadı ama öyle bir karar alınmış ki bütün Türkiye'de uygulanan hukuksuzluk ne yazık ki Batman'da da son derece kati bir şekilde uygulanıyor ve bize söylenen hukuku korudukları peki Ankara'da patlama olurken hukuk nerdeydi polis nerdeydi devlet nerdeydi 50 den fazla insan yaşamını yitirdi. Onlarcası hala yaralı ve yaşamını yitirecek olan çok ağır yaralılarda var nerdeydi o zaman bu devlet niye şimdiye kadar sesleri çıkmadı ... biz buna karşı halk olarak direneceğiz kararlılığımızı sürdüreceğiz ve biliyorsunuz ki KCK'nin açıklaması vardı ayın 11 inde tek taraflı ateşkes yapacaktı bu biraz onada da müdahaleydi belki kışkırtmak bu savaşın devam etmesine yönelik bir patlama olabilir ve yine biliyorsunuz Y.A. gerek yok bunlar zaten zayıfladı kış hazırlığı yapacaklar korktular bitiyorlar gibi açıklamalarla provakasyon yapmaya çalışıyorlar ama biz dediğim gibi barışta direteceğiz ısrar edeceğiz çünkü Türkiye'nin bir bütün olarak bütün halklaını bu coğrafya insanımızın çocuklarını barışa demokrasiye ve eşit bir yaşama hakkı var onun için mücadelemizi sürdüreceğiz diyor hepinize bir kez daha saygılarımı sunuyorum. Bu baştan alınan bir karar biliyorsunuz parlemantoda bizi muhattap kabul etmediler yerelde önceki gün ağrı da arkadaşlarımız darp edildi dövüldü milletvekili arkadaşlarımız birçok yerde bu böyle oldu bugün burdada böyle bir girişimde bulunuldu aslında hepimiz biliyorsunuz suda yedik gazda yedik yerlerede düştük ama buraya kadar geldik gelecez onların bizleri yok saymasını böyle bir kararla üstümüze hukuksuzca gelmesini asla kabul etmeyecez ve direnip hakkımızı alıcaz " şeklinde konuşma yaptığı, akabinde grubun silahlı terör örgütünün propagandasını içeren sloganlar atmaya başladığı, söz konusu eylemin kamera kaydının yapıldığı, 0002 numaralı kayıtta açıkça görüleceği üzere güvenlik güçlerinin grubun önünde yürüyen sanığa ve beraberindekilere dağılmaları yönünde uyarıda bulunduğu, 00011 numaralı kayıtta sanığın konuşma yaptığı, sanığın eylemin başından itibaren grubun en önünde yer alanlar arasında bulunduğu” gerekçesiyle 2911 sayılı Kanunun 28/1. maddesi gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/02/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen, 25 ve 26. Dönem HDP Batman Milletvekili olan Saadet Becerekli’nin, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve 2911 sayılı Kanuna aykırılık” suçlarından mahkumiyetinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan Saadet Becerekli’nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
84. ZİYA ÇALIŞKAN (Mehmet ve Besi oğlu, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 38303137222); (HDP 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015) Şanlıurfa Milletvekili - 24/01/2016 - 20/05/2017 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi- 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi - 19/01/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Şanlıurfa 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/03/2019 tarih, 2018/68 esas, 2019/146 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 10/08/2015 olduğu belirtilerek;
“ PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarının 31.07.2015 günü Adana’nın Pozantı İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne düzenledikleri silahlı ve bombalı saldırı da iki polis memurunu şehit eden ve çıkan çatışma da EX olarak ele geçirilen iki PKK/KCK silahlı terör örgütünün silahlı kanadı olan HPG mensubu şahıslardan birinin Şanlıurfa ili Siverek ilçesi Karakeçi nüfusuna kayıtlı, Hasan-Hatun oğlu 05.11.1989 Dörtyol doğumlu Welat RIHA (K) A.B. (T.C 416...8390) olduğunun tespit edildiği, Welat RIHA (K) Ali BAYBARIZ isimli teröristin cenazesinin 10.08.2015 tarihinde 33 ... 62 plakalı Batmanlılar Derneğine ait araç ve beraberindeki 12 araçlık konvoy ile birlikte Şanlıurfa-Viranşehir ilçesi Yeni Belediye Mezarlığına defnedilmek üzere Adana ilinden getirildiği, cenaze törenine ilişkin görüntülerden elde edilen fotoğraflardan da anlaşıldığı üzere PKK/KCK terör örgütünün silahlı kanadı HPG mensubu olan Welat RIHA kod adlı A.B. isimli şahsın 10.08.2015 tarihinde Viranşehir Yeni Belediye Mezarlığındaki defin işlemine Şanlıurfa HDP (Hakların Demokratik Partisi) eski Milletvekili olan sanık Ziya Çalışkan’ın da katıldığı, nitekim Şanlıurfa HDP Eski Milletvekili olan sanık Ziya Çalışkan’ın bahse konu terörist cenazesinin defninden sonra yaptığı konuşmasında “Bu gözyaşı bu damla kutsal topraklarımızı daha da kutsallaştıran, mücadelemizi daha da güçlü bir hale getiren damlaydı, yıllardır her zaman böyle şehitlerimizin kabirleri başında bir araya geldik konuştuk kardeşlerimizi, kız kardeşlerimizi, ailemizden her zaman bir parçayı toprağa verdik ve bir aradaydık ve her toprağa verdiğimiz şehit bizim için bir yemin oldu bir and oldu, yıllardır bu mücadeleyi verirken yalnız birileri şunu düşünemedi, evet devlet aynı devlet, devlet yüzyıl önceki devlet, elli yıl önceki devlet yönetenler değişik adı değişik olabilir, K.E. olur T.Ç. olur ve ya Atatürk olur, bugün şunu anlayamadılar daha ama kürtler 100 yıl önceki kürtler değil onuru şerefi için dünyaya örnek olan bir gençliği özellikle bu kadını (A.B.’ın annesine hitaben) yalnız şeref nedir vatan nasıl savunulur bunu kanıtlayan bir halk olarak bütün dünyanın karşısındayız işte dünya bunu anlıyor bu devleti bu hükümeti yönetenler hala bunu anlayamadı bugünlerde yaşadığımız çatışmalar savaşlar da bunun sonucu ama toprağa verdiğimiz her yiğidimiz için ant olsun ki gençliğimiz kadınlarımız bizler bunun yük olarak onur yükü, şeref yükü olarak gururla taşıyacağız ve biz bu şehitlerimize layık olacağız her şeyden önce şehidin ailesine baş sağlığı diliyorum hepimizin başı sağ olsun bu şehit bizim için apayrı birliktir, apayrı bir onurdur biz bunu gururla taşıyacağız şehidimizin yürüdüğü yolda onurla yürüyeceğiz ve destanlaşacağız saygıyla anıyorum” şeklinde beyanlarda bulunduğu, ölen PKK/KCK Silahlı terör örgütüne mensup kişi için şehit ifadesini kullandığı, yine bu kişinin izinden gidilmesi yönünde beyanlarda bulunduğu, terör örgütü ve üyelerini övücü ve sempatik gösterici cümleler sarf ettiği ve bunu yaparken de başkalarına yaydığı anlaşıldığından söylemlerinin içeriğinde terör örgütü propagandası suçunu oluşturacak cümleler barındırdığından propaganda suçunun oluştuğu” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7. maddesi 2. fıkrası 1. cümlesi ve TCK'nın 62/1. maddesi gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 04/04/2019 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 19/01/2016 tarihinden itibaren üyesi olup, 24/01/2016 ve 20/05/2017 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi, 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi olarak seçilen, 25. Dönem HDP Şanlıurfa Milletvekili olan Ziya Çalışkan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, partide üst düzey görev alan Ziya Çalışkan’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
85. NİMETULLAH ERDOĞMUŞ (Muhyettin ve Zübeyde oğlu, 1960 doğumlu, T.C. Kimlik No: 28237263968); (HDP 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015), 26. Dönem (01/11/2015 - 24/06/2018) Diyarbakır ve 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Şanlıurfa Milletvekili – 24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Uzlaşma Kurulu Asıl Üyesi, Parti Meclisinin 29/07/2018 Tarihli Toplantısında MYK Üyesi - 19/01/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 09/03/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/6493, Fezleke No: 2020/74 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 30/08/2019 olduğu belirtilerek;
“ 2016 yılında Tunceli ili kırsalında düzenlenen operasyonlarda ölü olarak ele geçirilen bölücü terör örgütü mensubu H.G. için Diyarbakır ili Bağlar ilçesi Bağcılar Mahallesi Karanfil 10. sokak üzerinde bulunan Silvan Taziye Evi'ne 29/08/2019 tarihinden itibaren 3 gün boyunca taziye ziyaretleri yapıldığı, 30/08/2019 tarihinde bahse konu bölücü terör örgütü mensubu için yapılan taziye ziyaretlerine, hakkında inceleme yapılan 27. Dönem Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş'un katılım sağlamak suretiyle, PKK/KCK silahlı terör örgütünü ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş'un terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği yönünde yeterli ve kanuni delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 27. Dönem Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş'un eylemine uyan 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından; hakkında fezleke düzenlendiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/09/2019 tarih, Basın Soruşturma No: 2019/12083, Basın Fezleke No: 2019/348 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 08/03/2019 olduğu belirtilerek;
“19.07.2018 tarihinde Şırnak ili Uludere ilçesi Andaç köyü kırsalında yapılan operasyonlarda ölü olarak ele geçirilen R.T. (T.C. No: 219...4554) isimli bölücü terör örgütü mensubu şahıs için Diyarbakır ili Yenişehir İlçesi Şehitlik Mah. 14. Sokak Botyan Yeniyazı Yas Evinde 07-08/03/2019 tarihleri arasında taziye düzenlendiği, bu kapsamda; 08.03.2019 tarihinde bahse konu adreste gerçekleştirilen taziye ziyaretine HDP Şanlıurfa Milletvekili olan Nimetullah Erdoğmuş'un katılım sağlamak suretiyle PKK/KCK silahlı terör örgütünü ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş'un terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından; hakkında fezleke düzenlendiği,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 05/07/2019 tarih, Basın Soruşturma No: 2019/9977, Basın Fezleke No: 2019/245 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 12/03/2019 olduğu belirtilerek;
“Hakkında inceleme yapılan Nimetullah Erdoğmuş'un yukarıda açıklandığı üzere PKK/KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun şekilde hareket edip, PKK/KCK silahlı terör örgütü lideri Abdullah Öcalan üzerindeki -sözde- tecridi kaldırma amaçlı Leyla Güven'in başlattığı açlık grevini desteklemek amacıyla 12/03/2019 tarihinde açlık grevi eylemi yapan şahısları ziyaret etmek ve eylemi destekleyen konuşma yapmak suretiyle, PKK/KCK silahlı terör örgütünü, terör örgütü adına suç işleyen Leyla Güven'i, ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş'un terör örgütünün propagandasını yapma ve suçu ve suçluyu övme suçlarını işlediği yönünde yeterli, kanuni delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri ile TCK’nın 215/1. maddesi gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından; hakkında fezleke düzenlendiği,
d) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 26/09/2018 tarih, Basın Soruşturma No: 2018/3063, Basın Fezlek No: 2018/96 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 18/03/2018 olduğu belirtilerek;
“27. Dönem milletvekili Nimetullah Erdoğmuş, 18/03/2018 tarihinde Diyarbakır ili Sur ilçesi Saray Kapı caddesi üzerinde bulunan D. Otel'de bazı siyasi parti kurum ve kuruluş temsilcilerinin -sözde- DTK (Demokratik Toplum Kongresi), HDP (Halkların Demokratik Partisi), DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) bazı siyasi partiler ve STK'ların organizesinde "Afrin" konulu toplantıya katılmıştır. Bu toplantıda Afrin'in kadim bir Kürdistan şehri olduğu ve kuşatma altında olduğu, Afrin'e saldırı yapıldığı, Afrin'in gerçek sahiplerinin yurtsuzlaştırıldığı şeklinde özetlenecek konular üzerinden konuşmaların düzenlendiği ve toplantı sonunda ortak bir basın açıklamasının yapıldığı anlaşılmıştır. Toplantıya katılan milletvekili Nimetullah Erdoğmuş'un bu davranışı ile terör örgütünü ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, terör örgütünün yanında yer aldığı, bu suretle terör propagandası yaptığı, bu suretle atılı suçu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, 27. Dönem Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş'un üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu, bu nedenle adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebin/e bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2, maddesi gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. Maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından; hakkında fezleke düzenlendiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 19/01/2016 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 20/05/2017 ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongresinde Uzlaşma Kurulu asıl üyesi, Parti Meclisinin 29/07/2018 tarihli toplantısında MYK üyesi olarak seçilen, 25 ve 26. Dönem HDP Diyarbakır, 27. Dönem HDP Şanlıurfa Milletvekili olan Nimetullah Erdoğmuş’un, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan hakkında soruşturma yapıldığı, partide üst düzey görev alan Nimetullah Erdoğmuş’unAnayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
86. NURAN İMİR (Esat ve Kadriye kızı, 1977 doğumlu, T.C. Kimlik No: 64555345108); (HDP 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Şırnak Milletvekili - 24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi - 08/01/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 22/10/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/19888, Fezleke No: 2020/524 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 25/09/2019 olduğu belirtilerek;
“27. Dönem milletvekili Nuran İmir'in, 25/09/2019 tarihinde Van ilinde yapmış olduğu konuşmasında, özellikle; "Biz Van meydanlarından, Diyarbakır ve Mardin'den, Kürdistan'ın 4 parçasından haksızlığa, yolsuzluğa, gaspa, faşizme karşı mücadele edeceğiz. Onların başı diktir, onlar halkımızın onurudur, Türkiye'nin ve Kürdistan'ın onurudurlar. Biz bu Van'ın meydanındaki direnişi ile demokrasiye, barışa, özgürlüğe gönül vermiş bütün insanlara selam gönderiyoruz." şeklindeki beyanları ile terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği yönünde yeterli ve kanuni delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından; hakkında fezleke düzenlendiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 09/03/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/5232, Fezleke No: 2020/50 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 04/03/2019 olduğu belirtilerek;
“27. Dönem milletvekili Nuran İmir'in, PKK/KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun şekilde hareket edip, PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hükümlü Ö.K.'e mektup gönderip, bu mektubunda özellikle; "...sizlerin dört duvar arasında öncülüğünü yapmış olduğunuz bu demokrasi mücadelesinin mutlaka başarıya ulaşacağı inancımızla direnişinize kendi çabamızla katkı sunmaktayız. ...Tecridi kırmak ve barışın sesine ses katmak için her alanda her platformda bizler sizlerin direnişini anlatıyoruz, gücünüze güç katıyoruz, bizim çabalamamız dışarıdaki mücadelemiz elbette sizin dört duvar arasında verdiğiniz mücadele ve direniş kadar değerli olamaz, fakat şunu çok iyi biliyoruzki içeride ve dışarıda nerde olursak olalım direnişimiz kazanacak ve zaferle taçlanacaktır. Sizlerin şahsında geliştirilen bu eylem tüm ortadoğuya demokrasiyi getirecektir. Dünyadaki tüm yoldaşlarımız başlatmış olduğunuz eylemin etrafında kenetlenmiş durumdalar. Tecridin zincirleri kırılana dek bu direniş sürecektir. Bu kaostan çıkışın tek yolunun tecridin kaldırılmasından geçtiği ortadadır, bu faşist zihniyet er ya da geç bunu kabul edecektir. Direnişiniz Direnişimizdir." şeklinde adı geçenin işlediği terör suçlarını ve ceza infaz kurumlarındaki eylemlerini meşru göstermeye ve desteklemeye yönelik ifadeler kullanmak suretiyle, PKK/KCK silahlı terör örgütünü, bu terör örgütü adına suç işleyen Ö.K.'u, ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı,
Suçu ve suçluyu övme suçu açısından; ülkemizin yıllardır süregelen ve halen mevcudiyetini sürdüren terör tehdidi altında bulunduğu da göz önüne alındığında, hakkında inceleme yapılan 27. Dönem Milletvekili Nuran İmir tarafından kullanılan ifadelerin kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlike doğurabilecek nitelikte olduğu nazara alınarak, 27. Dönem Milletvekili Nuran İmir'in terör örgütü propagandası yapma ve suçu ve suçluyu övme suçlarını işlediği yönünde yeterli ve kanuni delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri ile TCK’nın 215/1. maddesi gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından; hakkında fezleke düzenlendiği,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 28/06/2019 tarih, Basın Soruşturma No: 2019/9639, Basın Fezleke No: 2019/224 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 18/03/2019 olduğu belirtilerek;
“27. Dönem Milletvekili Nuran İmir'in, 17/03/2019 günü Tekirdağ ili 2 No'lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda, cezaevinin banyo bölümünde çamaşır ipiyle kendini asarak intihar ettiği bildirilen Z.G. isimli bölücü terör örgütü mensubu şahsın 18/03/2019 tarihinde defin işlemine, defin işlemi sonrasında Yeniköy mezarlığında düzenlenen anma etkinliğine ve taziye ziyaretine katılım sağlamak suretiyle PKK/KCK silahlı terör örgütünü ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. dönem milletvekili Nuran İmir'in terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından; hakkında fezleke düzenlendiği,
d) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 27/03/2019 tarih, Basın Soruşturma No: 2018/10676, Basın Fezleke No: 2019/122 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 19/08/2018 olduğu belirtilerek;
“27. Dönem milletvekili Nuran İmir'in 19/08/2018 tarihinde Şengal sorumlusu olarak bilinen bölücü terör örgütü mensubu "Mam Zeki Şengali" kod adlı İ.Ö.'in öldürülmesine ilişkin basın açıklamasına katılım sağlamak suretiyle PKK/KCK silahlı terör örgütünü ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Nuran İmir'in silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından; hakkında fezleke düzenlendiği,
e) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 28/01/2019 tarih, Basın Soruşturma No: 2019/999, Basın Fezleke No: 2019/39 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 14/12/2018 olduğu belirtilerek;
“14/12/2015 tarihinde Cizre İlçesinde terör örgütü PKK mensupları tarafından kazılan çukur, kurulan barikat ve meydana gelen diğer terör olaylarının bertaraf edilmesi ve genel güvenlik ve toplum huzurunun tesis edilebilmesi amacıyla güvenlik güçlerince operasyonlara başlanıldığı ve neticede ilçe genelindeki terör örgütü mensupları etkisiz hale getirilerek huzur ve güven ortamı tesis edildiği, takip eden yıllarda ise terör örgütü mensup veya sempatizanlarınca operasyonların başladığı bu tarih istismar edilerek terör örgütü propagandası gibi faaliyetlere dayanak olarak kullanıldığı,
Yukarıda belirtilen açıklamalar doğrultusunda 14/12/2018 günü Cizre ilçesinde yürütülen çukur barikat operasyonları başlangıcının yıl dönümü olması dolayısıyla HDP Cizre İlçe Teşkilatında konu ile ilgili Şırnak HDP Milletvekili Nuran İmir, Cizre HDP ve DBP ilçe teşkilat başkanları ve üyeleri ayrıca partili vatandaşların katılımları ile saat 12:00 sıralarında etkinlik başlatıldığı, parti binası içinde yapılan basın açıklaması ve konuşmaların ardından etkinliğin saat 14:00 sıralarında sona erdiği,
Etkinlikle ilgili yapılan sosyal medya incelemelerinde HDP Şırnak facebook ve HDP Genel Merkezi twitter hesaplarından, HDP Şırnak milletvekili Nuran İmir tarafından bir basın açıklamasının okunduğu tespit edildiği, söz konusu basın açıklaması metninde özellikle;
... "Kürt siyasal hareketinin özellikle çok güçlü olduğu kentlerin sosyo-politik yapısını değiştirmek amacı ile “kent soykırımları hayata geçirilmiştir. Söz konusu kentlerin muhalif dinamiklerini yok etmek amacı ile çok kapsamlı bir saldırı politikası devreye konulmuştur.
Kent yıkımları ve bodrumlarda yakılan insanlar, günlerce sokaklarda bekletilen cenazeler, ibadetini yaparken vurulan yaşlılar, sokağa çıkan ve vurulan çocuklar, hastaneye götürülemediği için kan kaybından ölen yaralılar, ailelerin evlatlarının cenazelerini morg yerine derin donduruculara bırakmak zorunda kalmaları ve daha nice vahşet insanlık tarihinin çetelesine bir utanç olarak eklenmiştir. Bu süreçte evlatlarımızın parçalanmış bedenleri ile birlikte toplumsal barış da parçalanmıştır.
...Kürt kentlerinde gerçekleşen ablukalar ile binlerce yıllık geçmişe sahip olan mekanlar yerle bir edilirken; evler, camiler, kiliseler bombalanırken aslında yok edilmek istenen kentlerin direnişçi kimliği olmuştur.", ... "Kürt halkına karşı yürütülen inkâr ve imha politikalarına karşı direnen ... ve isimlerini sayamadığımız direniş sembolü yüzlerce arkadaşımızın anısı önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz. Dik Çökmedik, Bizimle Gurur Duyun” diyen M.T. ve yoldaşları ile gurur duyuyoruz" şeklinde beyanlarda bulunmak suretiyle, PKK/KCK silahlı terör örgütünü ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, örgütü ve basın açıklamasında isimleri geçen terör örgütü mensuplarını bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem Milletvekili Nuran İmir'in terör örgütünün propagandasını yapma ve suçu ve suçluyu övme suçlarını işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddesi ile TCK'nın 215/1. maddesi gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından; hakkında fezleke düzenlendiği,
f) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 06/12/2018 tarih, Basın Soruşturma No: 2018/14018, Basın Fezleke No: 2018/251 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 09/10/2018 olduğu belirtilerek;
“27. Dönem Milletvekili Fatma Kurtulan'ın 09/10/2018 günü saat 11:00 sıralarında Diyarbakır ili, Yenişehir ilçesi, …Plaza önündeki basın açıklaması ile PKK/KCK terör örgütünün ve terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse edildiği, bu yolla övüldüğü, yaptıklarının teşvik edildiği, eylemlerinin meşru gösterilmeye çalışıldığı, bu basın açıklaması sırasında hakkında inceleme yapılan 27. Dönem Milletvekili Nuran İmir'in de olay yerinde bulunduğu, basın açıklamasına bir tepki göstermediği, basın açıklamasının içeriğini bilerek ve destek olmak amacıyla katılım sağlayarak üzerine atılı "Terör örgütü propagandasını yapmak" suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, 27. Dönem Milletvekili Nuran İmir'in üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu, bu nedenle adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varılmakla” 3713 sayılı Kanunun 7/2, 8/A maddeleri gereğince hakkında takibat yapılabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2. Maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, adı geçen milletvekili hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararına bağlı olduğu anlaşıldığından; hakkında fezleke düzenlendiği,
Açık kaynak araştırmasında;
HDP Milletvekili Nuran İmir’in 28 Kasım 2020’de Cizre ilçesinde hakkında terör örgütünüe ve propaganda suçlarından yakalama kararı bulanan Ercan Oğuz’un gözaltına alındığı sırada polisleri engelleyerek, arka cebindeki telefonu el çabukluğuyla alıp, delilleri yok etmeye çalıştığı, (https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/hdpli-vekilin-supheliden-aldigi-telefonda-orgutsel-yazismalar-cikti-6230607/)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/01/2016 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen, 27. Dönem HDP Şırnak Milletvekili olan Nuran İmir’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “suçu ve suçluyu övme, terör örgütü propagandası yapma” suçlarından hakkında soruşturma yapıldığı, partide üst düzey görev alan Nuran İmir’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
87. AYCAN İRMEZ (Halil ve Nafiye kızı, 1985 doğumlu, T.C. Kimlik No: 68683209912); (24/01/2016 ve 20/05/2017 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi - HDP 25. Dönem (07/06/2015 - 01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015 - 24/06/2018) Şırnak Milletvekili - 26/10/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/12/2019 tarih, 2019/164 esas, 2019/401 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 11/05/2017 olduğu belirtilerek;
“Ankara İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube müdürlüğü tarafından hazırlanarak dosya içerisine gönderilen kamuya açık internet kaynaklarından araştırma yapılarak düzenlenen internet araştırma tutanağı içeriğine göre 09.07.2017 tarihinde Suriye ülkesinin kuzeyinde mayına basarak ölen DKP/BÖG terör örgütü kurucularından olan ve DKP/BÖG (Devrimci Komünarlar Partisi/Birleşik Özgürlük Güçleri) terör örgütünün fikir ve görüşleri doğrultusunda yayın yapan http://ozgurlukgucleri.org/bog26.html link adresinde bulunan internet sayfasında 10.05.2017 tarihli "BAŞKOMUTAN U.B ÖLÜMSÜZDÜR!" başlıklı ve DKP/BÖG imzalı açıklama ile U.B isimli şahsın sahiplenildiğinin tespit edildiği,
Ankara İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube müdürlüğü tarafından DEV-PAR (Birleşik Devrimci Partisi) adlı illegal oluşumun silahlı yapılanması BÖG (Birleşik Özgürlük Güçleri)'ün kurucusu ve lideri olan 09.05.2017 tarihinde Suriye'nin kuzeyinde mayına basarak ölen ve DKP/BÖG tarafından sahiplenilen U.B. isimli terör örgütü üyesini anmak amacıyla Dev-Par organizesinde 11.05.2017 tarihinde Ankara ili Çankaya ilçesi Yüksel Caddesi üzerinde gerçekleştirilen etkinliğe ait görüntü inceleme ve tespit tutanağı düzenlenerek dosya içerisine gönderildiği, tutanağın 52. sayfasında eylemci grubun ellerinde tutmuş olduğu beyaz zemin üzerine siyah renk yazı ile "Türkiyeli devrimci önder BÖG komutanı U.B. ölümsüzdür!" yazılı DEVRİMCİ PARTİ imzalı, üzerinde U.B.'nun fotoğrafının bulunduğu pankartın arkasında sanıklar Aycan İrmez ve B.Y.'ın da bulunduğu, sanık Aycan İrmez'in katılımcılara hitaben konuşma yaptığının tespit edildiği,
...Somut olaya bakıldığında, suçlamaya konu edilen eylemler ve basın açıklaması içeriğindeki sanık Aycan İrmez'in "bugün acımız ne kadar büyük olsa da, yükreğimiz çok büyük yansa da, yangın yeri olsa da ama yoldaşımız Ulaş tarihe adını büyük harflerle altınlarla yazdı. Çünkü orada Rojava devrimi, insanlık tarihinin yeniden yazılmış olan bir devrimdir. İnsanlık tarihini ordaki yoldaşlarımız aslında yazıyor. Bugün Ulaş Yoldaşımızda aynı şekilde direnerek o cephelerde mücadelesini vererek, bir kez daha insanlığa, dünyanın tüm insanlarına şunu demek istemiştir. Aslında orda yürütülen o savaş tüm insanların savaşıdır, mücadele yapılan o direniş aslında tüm dünyanın kurtuluşu demektir. Aslında hepimizin bunun farkında olması gerekiyor. İlk önce onun şahsında, onun şu yoldaş şahsı şahsında Rojava’da şehit düşen tüm yoldaşlarımızı saygıyla minnetle anmak istiyorum. Burada o tabi ve önceki yıllarda orada gösterilen mücadele ve direniş, aslında dünyanın geleceği, çocuklarımızın geleceği, direnişin geleceği ve tüm halkların geleceği demektir. Bugün onların oradaki direnişi tüm insanlığın kurtuluşu demektir. Bugün oradaki direnişi, mücadeleleri tüm hepimizin kurtuluşu demektir. Tüm halkların, tüm dillerin, tüm renklerin kurtuluşu demektir...Biz bir kez daha onların şahsında, Ulaş yoldaş şahsında orada şehit düşen tüm Rojava ve devrimci şehitlerimizi anarak şunu özetle belirtmek istiyorum. Nasıl ki oradaki şehit düşen yoldaşlarımızın, orada ki kadınlarımız, oradaki annelerimiz Işid barbar zihniyetine karşı savaşarak bu insanları yüceltmişler ve insanlığın kurtuluşuna yönelik mücadele etmişler. Bizde burdan onlara söz vererek onların yolunda yürüyeceğimizi ve miraslarına sahip çıkacağımızı bir kez daha belirtmek istiyorum. Ve bir kez daha onun şahsında orada yaşamını yitiren şehit düşen yoldaşlarımızı saygıyla minnetle anmak istiyorum" şeklinde ve eylemci grubun ellerinde tutmuş olduğu beyaz zemin üzerine siyah renk yazı ile "Türkiyeli devrimci önder BÖG komutanı U.B. ölümsüzdür!" yazılı DEVRİMCİ PARTİ imzalı, üzerinde U.B.'nun fotoğrafının bulunduğu pankartın arkasında durmak suretiyle gerçekleştirilen eylemlerin;
DKP (Devrimci Komünarlar Partisi) adlı illegal oluşumun silahlı yapılanması BÖG (Birleşik Özgürlük Güçleri) terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelikte olduğu, yine Suriye ülkesinin kuzeyinde mayına basarak ölen DKP/BÖG terör örgütü kurucularından olan ve DKP/BÖG(Devrimci Komünarlar Partisi/Birleşik Özgürlük Güçleri) terör örgütünün fikir ve görüşleri doğrultusunda yayın yapan http://ozgurlukgucleri.org/bog26.html link adresinde bulunan internet sayfasında örgüt tarafından bu eylemlerin sahiplenildiği ve internet ortamında paylaşıldığı, AİHS ve Yargıtay 16. Ceza Dairesinin içtihatları da dikkate alındığında, söz konusu eylemlerinden sanığın üzerine atılı suçu işlediği” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2, 7/2-2. cümlesi TCK’nın 62/1 ve 51/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın ertelenmesine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesinin 12/11/2020 tarih, 2020/251 esas, 2020/949 sayılı kararı ile terör örgütü propagandası yapmak suçundan verilen cezanın, uygulama koşulları bulunmadığı halde 3713 sayılı Kanunun 7/2-2.cümlesi uyarınca artırılmak suretiyle fazla ceza tayininin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle; hükmün 2. ve 3. fıkralarının çıkartılarak ikinci fıkra yerine; "Sanığın sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri göz önünde bulundurularak, TCK’nın 62/1. maddesi gereğince cezasından takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına," cümlesinin eklenmesi suretiyle CMK'nın 280/1-a maddesi gereğince düzeltilerek istinaf başvurusurun esastan reddine karar verildiği,
b) Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/01/2021 tarih, 2019/216 esas, 2021/19 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçu açısından 10/12/2015 ve terör örgütünün propagandasını yapmak suçu açısından 18/12/2015, 12/01/2015, 18/08/2015 olduğu belirtilerek;
“TERÖR ÖRGÜTÜ PROPAGANDASI YAPMA SUÇU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
18/08/2015 tarihli tutanakta ve 20/08/2015 tarihli CD Çözüm ve kimlik tespit tutanağında; Sanığın 18/08/2015 tarihinde Şırnak il merkezi Cumhuriyet Meydanında yaklaşık 50 kişilik bir gruba hitaben yaptığı konuşma da; "...Türkiye Cumhuriyeti artık Kürt halkını kabul etmelidir..... Şu an tamamen kürdistan bölgesinde ve özellikle botanda yani Kürt Şırnak'ta yürütmüş olduğu özel politikalı savaş da şunu göstermektedir..." şeklinde sözler sarf ettiği, sanığın PKK'nın kullandığı Botan tabirini kullandığı, ülkemiz güvenlik güçlerinin bölücü terör örgütü mensuplarına yönelik yapmış olduğu operasyonları savaş olarak nitelendirdiğinin görüldüğü,
Şırnak 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığının 23/12/2015 tarihli yazısı ve eki internet çıktısında; sanık Aycan İrmez'in bölücü silahlı terör örgütünün ideolojisine yönelik yayınlar yapan "anf.ajans.com" adlı internet sitesinde 18/12/2015 tarihinde "Buradaki halk şunu söylüyor. Burası bizim topraklarımız, yurdumuz tanklarla bize saldıranlar işgalci güçlerdir. Terketmesi gereken işgalcilerdir, diyorlar. Onun için yüz bini aşkın kişi tanklara karşı onur mücadelesi veriyor. Bu tanklar düşman hukukunu uyguluyor." şeklinde açıklama yaptığının tespit edildiği; sanığın bu açıklamaları kapsamında detayları yukarıda verilen örgütün terör faaliyetleri kapsamında güvenlik güçlerine karşı kullandığı şiddet eylemlerini "onur mücadelesi" adı altında nitelendirerek meşrulaştırdığı, Türkiye Cumhuriyeti ülke sınırları içerisinde yapılan terör eylemlerine hukuki olarak müdahalede bulunan güvenlik güçlerini "işgalci" olarak nitelendirip terör eylemlerini meşrulaştırdığı, terör eylemlerini "onur mücadelesi" şeklinde nitelendirerek şiddeti teşvik ettiğinin değerlendirildiği,
Web-Profil-Servis sağlayıcı tespit raporlarında ve CD çözümleme tutanağında; Ölü olarak ele geçirilen terör örgütü mensuplarının defni için toplanan grubun Şırnak Devlet Hastanesinden cenazeleri alarak mezarlığa doğru hareket ettikleri, cenazelerin terör örgütü PKK'yı simgeleyen beze sarılı tabutlarla taşındığı, toplanan grup tarafından Türkçe çevirisi "şehitler ölmez, yaşasın kürdistan direnişi, yaşasın önder apo" şeklinde olan sloganlar atıldığı, Ey Rakip isimli, terör örgütü tarafından sözde Kürt ulusal marşı olarak kabul edilen marşın çalındığı, Milletvekili Leyla Birlik'in gruba hitaben konuşma yaptığı; sanık Aycan İrmez' in de Twitter adlı sosyal paylaşım sitesindeki hesabından 12/01/2016 tarihinde "Bu topraklara elbet bir gün özgürlük ve barış gelecek. Mücadeleniz mücadelemizdir. Işıklar içinde yatın" şeklinde paylaşımda bulunduğunun tespit edildiği, sanığın bu açıklamaları ile detayları yukarıda verilen örgütün, terör faaliyetlerinde bulunan ve bu faaliyetleri sonucunda ölen militanlarını kastederek, bu kişileri yücelttiği, şiddet eylemlerini "mücadele" adı altında nitelendirerek meşrulaştırdığı ve yapılan terör eylemlerini "mücadeleniz mücadelemizdir" diyerek benimsediği ve teşvik ettiğinin mahkememizce değerlendirildiği,
Sanığın yukarıda açıklanan eylemleriyle, silahlı terör örgütünün örgüt eylemlerini övücü paylaşımlarda bulunduğu, terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek söylemlerde bulunmak sureti ile PKK-KCK silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği”
...2911 SAYILI YASAYA MUHALAFET SUÇU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
...10/12/2015 tarihli tespit tutanağında, 16/12/2015 tarihli basın açıklaması çeviri tutanağında ve 09/01/2019 tarihli CD ve DVD inceleme tutanağında; 10/12/2015 tarihinde 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle Halkların Demokratik Partisi Şırnak il binası önünde aralarında sanık Milletvekili Aycan İrmez'in de bulunduğu yaklaşık 50-60 kişilik bir grubun toplandığı, Türkçe çevirisi "önderliğimiz üzerindeki tecrit, mücadele ve toplu bir başkaldırı sebebidir. Şırnak Kja (Özgür kadın kongresi)" şeklinde olan pankartın açıldığı, sanık milletvekili Aycan İrmez'in yanıbaşında bulunan A.Ç. adlı bir şahıs tarafından bir metnin basına ve toplanan gruba hitaben okunduğu, okunan metnin ardından toplanan grubun "PKK halktır, halk burada, kürdistan faşizme mezar olacak" ve Türkçe çevirisi "yaşasın önder apo, önder olmadan yaşam olmaz, yine yine başkaldırı, önderimiz apo, şehitler ölmez, yaşasın kobane direnişi"şeklinde sloganlar atıldığı, ardından grubun yol üzerinde yaklaşık beş dakika süreyle yolu kapatarak oturduklarının tespit edildiği,
09/01/2019 tarihli CD ve DVD inceleme tutanağından açıkça Görüldüğü üzere
Sanığın da arasında bulunduğu grup tarafından yapılan 10/12/2015 tarihli yürüyüş sırasında; "önderliğimiz üzerindeki tecrit, mücadele ve toplu bir başkaldırı sebebidir", "PKK halktır, halk burada, kürdistan faşizme mezar olacak" ve Türkçe çevirisi "yaşasın önder apo, önder olmadan yaşam olmaz, yine yine başkaldırı, önderimiz apo, şehitler ölmez, yaşasın kobane direnişi" şeklinde atılan sloganların PKK silahlı terör örgütünü ve faaliyetlerini övücü nitelikte olduğu, yani PKK/KCK terör örgütün propagandalarının grup tarafından yapılması nedeniyle 2911 sayılı yasanın 23/1.b maddesine aykırı şekilde ve grubun yolu kapatarak oturma eylemi yapması nedeniyle (09/01/2019 tarihli CD ve DVD inceleme tutanağında, sanığın da arasında bulunduğu grubun oturma eylemine katıldığı ve caddeyi kapattıkları ana ait ekran görüntüsü mevcuttur.) 2911 sayılı Yasanın 20/2 ve 22/2 maddelerine aykırı şekilde yürüyüşün 2911 sayılı Yasanın 23. maddesi uyarınca kanuna aykırı hale geldiği,
Sanığın bu eyleme 2911 sayılı Yasanın 28/1 maddesinde düzenlenen seçimlik hareketlerden "Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşleri düzenleyen veya yönetenlerle bunların hareketlerine katılanlar" şeklindeki eylemi nedeniyle 2911 sayılı Yasaya muhalefet suçunu işlediği” gerekçesiyle terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 43/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçundan 2911 sayılı Kanunun 23. maddesi delaletiyle 28/1. TCK’nın 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 22/02/2021 tarihinde kesinleştiği,
c) Şırnak Asliye Ceza Mahkemesinin 05/03/2019 tarih, 2017/257 esas, 2019/270 sayılı kararıyla;
Suç tarihinin 17/12/2015-08/01/2016 arası olduğu belirtilerek;
“...Sanık Aycan İrmez'in çeşitli tarihlerde Twitter üzerinden yaptığı paylaşımlarda "devletin estirdiği terör katliamları", "barbar devlet", Genel Kurmaya hitaben "sizin önceliğiniz sivil katliam yapmasıdır", "özel harekat polisi tarafından katledildi", "katil", "iktidarın daiş zihniyetli jöh ve pöhleri", "mevcut iktidarın katliamlarla bebek ve çocuk katilliği ile hatırlanacak", "devlet güçlerince katledilen" ifadelerine yer verdiği, ifadelerinde Emniyet Teşkilatını ve askeri katliam yapan kurum olarak gösterdiği; terörle mücadeleyi devletin terör estirmesi olarak ifade ettiği, müdahalelerin "alçakça" olduğu yönünde paylaşım yaptığı, devleti barbar olarak nitelendirdiği görülmektedir.
...Sanıkların sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlar bir bütün olarak göz önünde bulundurulursa, paylaşımlarda Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, Devletin askeri veya emniyet teşkilatına yönelik tahkir edici ifadelerde bulundukları, sözlerinin eleştiri boyutunda olmadığı, bu nedenle ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği, bölücü terör örgütü ile mücadeleyi katliam olarak göstermek suretiyle üzerilerine atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu, sosyal medya üzerinden paylaşım yapmak suretiyle aleniyet unsurunun gerçekleştiği tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır.” şeklindeki gerekçeyle Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, Devletin askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama suçundan TCK’nın 301/1-2 maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 20/01/2021 tarih, 2019/852 esas, 2021/66 sayılı kararı ile hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinde; "..anlaşılmakla.." ibaresinden sonra gelmek üzere "TCK'nın 43/1. maddesi gereğince" ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 26/10/2015 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 24/01/2016 ve 20/05/2017 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen, 25 ve 26. Dönem HDP Şırnak Milletvekili olan Aycan İrmez’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, Devletin askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama ve 2911 sayılı Kanuna aykırılık” suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, partide üst düzey görev alan Aycan İrmez’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
88. DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Yusuf ve Nigar kızı, 1982 doğumlu, T.C. Kimlik No: 14836453824); (HDP 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015), 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) ve 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Ağrı Milletvekili- 20/05/2017, 11/02/2018 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi- 09/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a)Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/05/2018 tarih ve 2017/288 esas, 2018/157 sayılı kararı ile;
“PKK bölücü terör örgütü adına faaliyet yürüten "Özgür Kadın Kongresi (KJA)" üyesi olduğu bilinen B.D.'nın güvenlik güçleriyle girdiği çatışma esnasında öldüğü, sonrasında teröristin 26/02/2016 tarihindeki defin işlemlerine suç tarihinde HDP Ağrı Milletvekili olan Dirayet Taşdemir'in de katıldığı ve akabinde "kürtler kendi kendini yönetecek", "halk asla boyun eğmeyecek" v.b ifadeleri kullandığı bir konuşma yaptığı tespit edilmiştir.
Yine yapılan araştırmada;
14/04/2016 günü ölen İran uyruklu Bager Cudi (K) E. A. isimli terör örgütü mensubunun cenazesinin 30/04/2016 günü karşılanması ve cenaze defin işlemlerine Ağrı HDP Milletvekili Dirayet Taşdemir'in katıldığı fotoğraflı tespit tutanaklarından,
04/07/2016 günü ölen Simko Tendürek (K) A. Ö isimli terör örgütü mensubunun cenazesinin karşılanması ve cenaze defin işlemlerine Ağrı Milletvekilleri Dirayet Taşdemir’in katıldığı fotoğraflı tespit tutanaklarından,
20/10/2016 günü ölen Şiyar (K) Ş. A. isimli terör örgütü mensubunun cenazesinin 23/10/2016 günü karşılanması ve cenaze defin işlemlerine Ağrı Milletvekilleri Dirayet Taşdemir’in katıldığı fotoğraflı tespit tutanaklarından;
Anlaşılmıştır.
Sanığın terörist cenazesine katılarak yaptığı konuşma sırasında "halk asla boyun eğmeyecek" şeklindeki cümlesinin PKK 'nın hedef ve amaçlarının yer aldığı KCK çatı örgütünün ana sözleşmesinde belirtilen Türkiye, Irak, İran ve Suriye denkleminde kurulması istenen sözde bağımsız kürdistan devletinin lafzına-jargonuna uygun bir propaganda mahiyeti taşıyan bir söz olduğu, bu sözle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından ayrı bir halk gösterilmeye, halkın devletle karşı karşıya gelmişcesine bir intiba yaratılmaya çalışıldığı, "Kürtler kendi kendini yönetecek" lafzından da PKK-KCK'nın amaçlamış olduğu sözde bağımsız kürdistan emellerine hizmet edecek, bu noktada özerk bir yönetime kavuşacak şeklinde devletin bölünmez bütünlüğünü zedeleyecek PKK silahlı terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru göstermek adına bir açıklama olduğunun görüldüğü, böylelikle sanığın terör örgütü propagandası yaptığı” gerekçesiyle 3713 sayılı Yasanın 7/2 ve TCK’nın 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın 27/07/2018 tarihinde kesinleştiği,
b) Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2016/3408, Esas No: 2016/1224 İddianame No: 2016/146 sayılı iddianamesiyle;
“21/07/2015 günü HDP parti binası önünde basın açıklamasına katılacak grup peyder pey toplanmaya başlamış, saat 17:30 sıralarında aralarında HDP Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk, Mehmet Emin İLHAN, Dirayet Taşdemir, Ağrı HDP İl Başkanı Sabri TAYFUR Ağrı DBP İl Başkanı Necmettin EFE’ nin de bulunduğu yaklaşık 250 kişilik grup ellerinde .. “ Kendi ÖZ SAVUNMAMIZI Kendimiz Oluşturuyoruz” şeklinde dövizler taşınmış, yürüyüş esnasında “PKK Halktır Halk Burada” “Selam Selam İmralıya Bin Selam” “Baskılar Bizi Yıldıramaz” “Dişe Diş Kana Kan Seninleyiz Öcalan” “Be Serok Jiyan Nabe-Türkçesi: Başkansız Yaşam Olmaz” “Ağrı Uyuma Onuruna Sahip Çık” “Disa Disa Serhildan Serokeme Öcalan” “Biji Serok Apo” “Biji Berhudane YPG (Yaşasın YPG Direnişi)” “Kürdistan Faşizme Mezar Olacak” “İntikam PKK” “Baskılar Bizi Yıldıramaz” şeklinde illegal sloganlar atılmış ve söz konusu grup Adliye kavşağını trafiğe kapatarak burada basın açıklaması yapılmış, basın açıklaması sonrasında 1 dakikalık sözde şehitler için saygı duruşunda bulunulacağı anons edilmiş, grubun dağılmaları ve yolu trafiğe açmaları yönünde yapılan görüşmede yolu trafiğe açmayı reddederek grup oturma eylemi yaptığı esnada HPG marşı okunmuş, grup içerisinde bulunan çok sayıda şahıs tarafından güvenlik güçlerine fiili mukavemet ve taşlı saldırıda bulunulmuştur.
Dosya içerisinde bulunan CD'lerin yapılan incelemesinde HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Taşdemir'in, 00407.MTS isimli videonun 08.07 metrajında ve bu metrajdan alınan 00407.MTS_snapshot_08.07_[2015.12.11 14.54.46] isimli resim karesinde yolu trafiğe kapatarak basın açıklaması yapan, yasadışı slogan atan grup içerisinde olduğu ve grup ile birlikte oturma eylemine katıldığı tespit edilmiştir.
Yukarıda açıklanan somut olayda şüpheli Dirayet Taşdemir, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununda yer alan düzenlemelere göre kanuna aykırı hâle gelen gösteri yürüyüşüne bizzat katılarak yolu trafiğe kapatan grupla birlikte hareket etmiş ve akabinde de yine kamera görüntülerinden de görüleceği üzere bizzatihi yolu trafiğe kapatacak şekilde oturma eylemine katılmış olup böylelikle bir bütün olarak 2911 Sayılı Yasanın 32/1 maddesinde kanuni tanımı yapılan eylemi gerçekleştirdiği kanaatine varılmıştır.
06/10/2015 günü il merkezinde “TÜM HALKIMIZA ÇAĞRI, … BARIŞI BİZ İNŞA EDECEĞİZ ŞİARIYLA ÖZGÜRLÜK YÜRÜYÜŞÜMÜZE TÜM HALKIMIZ DAVETLİDİR. YER: BELEDİYE İŞ MERKEZİ ÖNÜ TARİH: 8 EKİM 2015 PERŞEMBE SAAT:12.00 HDP-DBP-DTK” yazılı el broşürleri dağıtıldıktan sonra 08/10/2015 günü saat:12.00’da HDP Ağrı Milletvekilleri “Berdan Öztürk, Dirayet Taşdemir, DBP İl Başkanı Necmettin EFE, sözde Ağrı Eş Belediye Başkanı Mukaddes KUBİLAY, parti yöneticileriyle birlikte yaklaşık 60 kişilik grubun önüne 2X1 m boyutlarında yeşil zemin üzerinde sarı-kırmızı şerit bulunan ve beyaz renk ile “KOMPLOYU KINIYORUZ HALKIMIZIN ÖZ YÖNETİMİNİ SELAMLIYORUZ” ibarelerin yazılı olduğu pankart açılmıştır. HDP Milletvekilleri ve İl Başkanına pankartı kaldırmaları, kaldırmadıkları takdirde haklarında yasal işlem yapılacağı belirtilmesine rağmen HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Taşdemir pankartı kaldırmamış ve basın açıklaması sırasında adı geçen milletvekili pankartı tutmaya başlamıştır.
08.10.2015 günü saat:12.25 sıralarında olay günü Vali Konağı Caddesi Belediye İş merkezi önünde yapılan basın açıklaması esnasında emniyet personeli tarafından çekilen video ve fotoğraf kareleri incelendiğinde HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Taşdemir’in yeşil sarı kırmızı renkli zeminin üzerine yazılı olan “Komployu Kınıyoruz, Halkımızın Öz Yönetimini Selamlıyoruz” şeklindeki pankartı tuttuğu, basın açıklaması bittikten sonra pankartı katladığı tespit edilmiştir.
…Bu kapsamda Ağrı ilinde 08/10/2015 tarihinde yapılan basın açıklaması esnasında sözde öz yönetimin desteklendiği belirtilen pankartın da silahlı terör örgütünün sözde öz yönetim/özerklik hedefleri kapsamında örgütün talimatlarıyla ve örgüt adına propaganda amaçlı hazırlandığı, HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Taşdemir tarafından “ Komployu Kınıyoruz, Halkımızın Öz Yönetimini Selamlıyoruz” yazılı pankartın taşınarak terör örgütünün propagandasının yapıldığı, yukarıda ayrıntıları belirtilen somut olay örgüsü içerisinde adı geçen milletvekilinin 2911 Sayılı Yasanın 32/1 ve 33/1-b maddesine de muhalefet ettiği, ayrıca 12 Ağustos 2015 tarihli KCK sözde yürütme konseyi eş başkanlığının çağrısı-açıklaması ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasasının 7/4 maddesindeki düzenleme dikkate alındığında somut olayda anılan milletvekilinin 2911 Sayılı Yasanın 33/1-b maddesi kapsamına giren eylemi nedeniyle aynı zamanda hakkında Türk Ceza Kanununun 220/6 maddesinin de tatbikinin gerekeceği kanaatine varılmıştır.
Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlileri tarafından internet üzerinde rutin olarak umuma açık olarak yapılan yayımların kaynak araştırılması neticesinde twitter isimli sosyal paylaşım sitesinde "@dilanararat" rumuzlu DirayetDilan Taşdmir isimli kullanıcı sayfasında 09/10/2015 tarihinde saat 01:34'de "Yeni bir yaşam, yeni bir umut özyönetimle mümkün!" şeklinde fotoğraflı paylaşımın yapıldığı, bu paylaşımda yer alan fotoğrafta ise "YENİ YAŞAMI ÖZYÖNETİMLE KURALIM" yazılı pankartın bulunduğu, yine aynı rumuzlu kullanıcı tarafından 09/10/2015 tarihinde saat 01:35'de "Yaşam direniyor" şeklinde fotoğraflı paylaşımın olduğu, bu paylaşımda yer alan fotoğrafta ise "ENERJİMİZE, SUYUMUZA, TOPRAĞIMIZA SAHİP ÇIKALIM. KENDİMİZİ DE KENTİMİZİ DE BİZ YÖNETELİM" yazılı pankartın bulunduğu, twitter sosyal paylaşım sitesinde @dilanararat rumuzlu hesapta bulunan profil resminin HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Taşdemir'e ait olduğunun 28/11/2015 tarihli emniyet tutanağından anlaşıldığı görülmüştür.
Sözde öz yönetim/özerklik isteği terör örgütü PKK/kongra-gel'in 17/05/2005 tarihinde kabul ettiği KCK sözde sözleşmesindeki ana maddelerden bir tanesi olup adı geçen milletvekilinin sosyal paylaşım sitesinde bu yöndeki paylaşımları bir bütün olarak terör örgütünün propagandasını yapmak olarak değerlendirilerek” Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/247 Esasında açılan kamu davası açılmıştır.
AĞRI 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİNİN 2016/247 ESAS SAYILI DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLEN DOSYALAR;
---Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2016/5699 Esas No: 2016/1568 ve İddianame No: 2016/193 sayılı iddianamesiyle;
“25/04/2016 tarihinde Kars ilinde güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen operasyon neticesinde etkisiz hale getirilen PKK/KCK terör örgütü mensubu Ü.P.'ın Diyadin Belediyesine ait cenaze aracına konulduğu..,26. Dönem Milletvekili Dirayet Taşdemir’in silahlı terör örgütü mensubunun cenaze törenine ve defin işlemine katıldığının tespit edildiği, terör örgütü mensubunun cenazesine sahip çıkmaya çalışan gösterici grupla birlikte aktif olarak hareket eden şüphelinin bu eylemlerinin PKK/KCK terör örgütünün cebir, şiddet, tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterme faaliyetinin bir parçası olduğu, güvenlik güçlerince etkisiz hale getirilen silahlı terör örgütü mensubunun meşru bir amaç için öldüğü izlenimini vererek terör örgütünün propagandasını yaptığı, eyleminin 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu oluşturduğu” iddiasıyla Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/300 esasında kamu kamu davası açıldığı ve bu davanın aynı mahkemenin 2016/247 esasında birleştirildiği,
---Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No:2016/5700, Esas No:2016/1569 ve İddianame No: 2016/194 sayılı iddianamesiyle;
“26. Dönem Milletvekili Dirayet Taşdemir’in; 30.04.2016 tarihinde PKK/KCK terör örgütü üyesi, Bager Cudi Kod adlı R. E. A.adlı terör örgütü mensubunun, cenazesini öncelikle ilçe girişinde beraberinde HDP ve DBP ilçe örgütü yöneticileriyle birlikte karşıladığı, ardından ilçe merkezine kadar cenazenin bulunduğu aracı takip eden konvoyda yer aldığı, ilçe merkezine girdikten bir süre sonra bir araya geldiği toplulukla birlikte şehit namırın sloganları atıldığı sırada yaya olarak defin noktasına kadar ilerlediği, içinde bulunduğu topluluğun önünde taşınan afişte ve tabutun sarılı olduğu bez parçasında PKK/KCK terör örgütününe ait işaret ve sembollerin yer aldığı, terör örgütü mensubunun cenazesine sahip çıkmaya çalışan gösterici grupla birlikte aktif olarak hareket eden Dirayet Taşdemir'in bu eylemlerinin PKK/KCK Terör Örgütünün cebir, şiddet, tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterme faaliyetinin bir parçası olduğu, eyleminin 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen terör örgütünün propagandasını yapmak suçuna uyduğu” belirtilerek Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/303 esasında kamu davası açıldığı ve bu davanın aynı mahkemenin 2016/247 esasında birleştirildiği,
--Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2016/3436, Esas No: 2016/1691 ve İddianame No: 2016/244 sayılı iddianamesiyle;
“…04.03.2016 tarihinde HDP Ağrı milletvekili Dirayet Taşdemir'in yaklaşık 70 kişinin toplandığı kalabalık önünde yaptığı basın açıklamasında;
“…04/01/2016 tarihinde Şırnak Silopi'de güvenlik güçlerince yapılan operasyonlarda öldürülen PKK/KCK terör örgütü mensupları Pakize Nayır, Seve Demir ve Fatma Uyar'ı kastederek ''Seve, Pakize, Fatma bu yolda yaşamları ellerinde olan kadınların özgür olması için mücadele vermişlerdir. Cizre kadınlarının, İdil'in Nusaybin'in şu anda direnenlerin de hepsinin kutlu olsun. Dünya Kürt kadınlarının mücadelesinde YPJ'nin şahsında Kobani'de Rojovada gördünüz nasıl itibar ediyorlar'' şeklinde ifadeler kullandığı, konuşmanın yapıldığı alanda öldürülen PKK/KCK terör örgütü mensupları Pakize Nayır, Seve Demir ve Fatma Uyar'ın posterlerinin asılı olduğunun tespit edildiği, şüphelinin sözlerinin terör örgütlerinin cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapma niteliğinde olduğu” belirtilerek terör örgütü propagandası yapmak suçundan Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/370 esasında kamu kamu davası açıldığı ve bu davanın Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/247 esasında birleştirildiği,
--Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2016/5707, Esas No: 2016/1581 ve İddianame No: 2016/199 sayılı iddianamesiyle;
“07/06/2015 tarihinde gerçekleştirilen 26. Dönem Milletvekilli genel seçimlerine yönelik 28.05.2015 tarihinde Doğubayazıt ilçe merkezindeki açık hava toplantısında Halkların Demokratik Partisi Ağrı milletvekilleri Dirayet Taşdemir, Berdan Öztürk ve Leyla Zana'nın yaptkları konuşmalarında PKK/KCK Törör Örgütü'nün Propagandasını yaptıkları;
Şüpheli Dirayet Taşdemir'in konuşmasının bazı bölümlerinde; "8 haziranda bir sınav var önümüzde ya faşizm devam edecek ya da özgür bir ülke özgür bir kürdistan özgür bir lider olacak", "8 haziran başarısı in başarısı ve lider apo çıkış başarısıdır, bunun için biz hazırız, siz hazırsınız ki lider apo 2016'da aramızda olsun" şeklinde söylemlerde bulunduğu, şüpheli Dirayet Taşdemir'in kürdistan mücadelesi için öldürüldüklerini ve şehit verdiklerini, 7 Haziran seçimlerinde nice şehit ve kahramanın ruhunu şad edeceklerini ayrıca Abdullah Öcalan'ı kast ederek lider apo şeklinde söylemde bulunduğu, özgür kürdistandan bahsettiği, Dirayet Taşdemir'in bu beyanlarıyla silahlı terör örgütü PKK/KCK'nın sözde öz yönetim/özerklik hedefleri kapsamında örgüt adına propaganda amaçlı beyanlarda bulunduğu,” belirtilerek açılan kamu davasının Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/247 esasında birleştirildiği,
-- Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2016/5701, Esas No: 2016/1572 ve İddianame No: 2016/196 sayılı iddianamesiyle;
Diyadin ilçesi sınırlarında bulunan Tendürek Dağında artan terör olayları nedeni ile Ağrı Valiliği tarafından Tendürek Dağı ve civarındaki yaylalar için geçici güvenlik bölgesi kararı alındığı ancak Dirayet Dilan Taşdemir’in de aralarında bulunduğu şüphelilerin 06/08/2015 günü, Türk Silahlı Kuvvetlerinin PKK/KCK terör örgütü mensuplarına yönelik gerçekleştirdiği operasyonlara engel olmak için Tendürek kırsalına haklarında Diyadin Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/91 soruşturma numaralı dosyası üzerinden adli işlemleri yürütülen şüpheliler ile birlikte çıktıkları, Türk Silahlı Kuvvetlerinin silahlı terör örgütü PKK/KCK mensuplarına yönelik gerçekleştirdiği operasyonlara canlı kalkan diye tabir edilen, operasyonlara engel olmak isteyen ve bu operasyonları protesto etmek amacıyla kırsal alanda örgüt mensuplarına yakın bir yerde çadır kuran grupla birlikte aktif bir şekilde hareket ettikleri, bu anlamda örgütün amaçlarına hizmet edecek mahiyette eylemlerde bulunan şüphelilerin silahlı terör örgütüne yardım ettiklerinin soruşturma dosyası içerisinde bulunan görüntü tespit tutanakları ile tespit edildiği, PKK/KCK silahlı terör örgütü üyelerinin yakalanmasına yönelik operasyon icra eden güvenlik güçlerinin emniyet ve asayişi sağlamak ve suç işlenmesini engellemekle görevli olduğu, silah kullanma görev ve yetkisinin bulunduğu, somut olayda güvenlik güçlerinin operasyon yaparak yakalamaya çalıştıkları kişilerin ise terör örgütü mensubu oldukları,” belirtilerek silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan şüpheli hakkında açılan kamu davasının Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/247 esas sayılı dosyasında birleştirildiği,
Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/02/2021 tarih ve 2016/247 esas, 2021/91 sayılı kararı ile;
Suç tarihlerinin 28/05/2015 - 21/07/2015 - 06/08/2015 - 28/12/2015 - 04/03/2016 - 30/04/2016 olduğu belirtilerek;
Sanık Dirayet Dilan Taşdemir yargılama sürecinde yeniden milletvekili olması sebebiyle sanık hakkında yasama dokunulmazlığı kaldırılıncaya kadar ya da milletvekilliği sona erinceye kadar yargılamanın CMK 223/8 maddesi uyarınca durmasına, karar verildiği,
c) Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/348 soruşturma numaralı dosyasında “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan yapılan soruşturmada;
PKK/KCK silahlı terör örgütü adına faaliyet yürüten şahısların deşifre edilerek faaliyetlerinin önlenmesi kapsamında 2014-2016 yıllan arasında PKK'KCK-PYD/YPG silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet yürütürken ölü olarak etkisiz hale getirilen, il merkez ve ilçelerinde düzenlenen cenaze törenleri ve defin işlemlerine ayrıca il merkezinde düzenlenen ve PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandasına dönüşen bîr çok eyleme katıldığı tespit edilen 27.dönem HDP (Halkların Demokratik Partisi) Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir isimli şahıs ile ilgili olarak soruşturma işlemlerine başlanıldığı;
Yürütülen soruşturma kapsamında şüphelinin 11/04/2015 tarihindeki Diyadin ilçesi Tendürek dağı kırsalında PKK/KCK silahlı terör örgütü mensupları tarafından güvenlik güçleri ile girilen çalışmada etkisiz hale getirilen CAN FEDA (K) S. K. isimli şahıs için düzenlenen cenaze törenine katıldığı, cenaze törenine katıldığına dair hakkında terör örgütü üyesi olmak suçundan soruşturma yürütülen F.K.’nun beyanda bulunduğu, güvenlik güçleri ile örgüt mensupları arasında çıkan çatışmada etkisiz hale getirilen örgüt mensubu CANFEDA (K) S. K.'ın defin işlemleri için hareket eden grup içerisinde yer aldığı, 31/07/2015 tarihinde güvenlik güçleri ile girdikleri çatışmada etkisiz hale getirilen A. Y. ve S. Y. için düzenlenen cenaze törenine katıldığı, örgüt mensuplarının fotoğraflarını yakasında taşıdığı, 24/08/2015 tarihinde “Kadınlardan Ağrı Valisine Tepki” başlıklı DBP Ağrı il başkanlığında yapılan basın açıklamasında Kürt kadınları devrimci kadınlar bugün YPJ şahsında dünyada bir örnektir şeklinde açıklamada bulunduğu, 11/11/2015 tarihinde Ağrı ili Doktorlar caddesinde yürüyüşe geçen ve KÜRDİSTAN FAŞİZME MEZAR OLACAK, HER YER SİLVAN HER YER DİRENİŞ şeklinde slogan atan grup içerisinde yer aldığının tespit edildiği,
d)Dirayet Dilan Taşdemir İle İlgili Beyanları Alınan Tanıklar:
-27/02/2018 tarihinde Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/1687 soruşturma numarasına istinaden Ağrı Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde müdafi huzurunda F. K. isimli şahsa yaptırılan teşhis işleminde;
“Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir olarak tanırım. Ağrı ilinin Diyadin ilçesinde bulunan Yukarı Tütek Köyü kırsalında örgüt mensubu cenazesine katılan şahıslar arasında bu şahıs da bulunuyordu.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
-08/02/2021 tarihinde teslim olması sağlanan AZE KEVOK/AZE ROJDA (K) M. U. isimli örgüt mensubunun müdafi huzurunda alınan ifadesinde;
“…Gare alanına 1,5 saatlik uzaklıkta yolda başka bir aracın yanında durdukları, bu araçtan Dirayet Dilan Taşdemir HDP milletvekili olduğunu öğrendiği şahsın sivil kıyafetli, yanında sırt çantası ve poşetler bulunduğu, kendisinin araçlarına bindikten sonra sadece selamlaştığını başka bir konuşma olmadığını, yaklaşık 1 saat araç yolculuğundan sonra Mahmur kampına vardıklarında kendilerine hoşça kalın diyerek araçtan indiğini ve bu şahsı başka bir aracın aldığı” şeklinde beyanda bulunmuştur.
11/12/2019 tarihinde Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/93562 Soruşturma Numarasına istinaden Antalya Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde müdafi huzurunda ifadesi alınan S. B. şahsın ifadesinde;
“Ağrı’lı, 2009 yılında Diyarbakır’da KCK davasından dolayı tutuklandığını, 2014 yılında tahliye olduktan sonra benim de sıklıkla gidip geldiğim Diyarbakır HDP İl Binasına gidip gelmesinden dolayı tanıdığım “Kadro” olarak tabir edilen ve tüm yaşamını terör örgütü faaliyetlerine adayan örgüt mensuplarındandır. Bu şahsın o dönemde KCK/TM içerisinde faaliyet yürüttüğünü biliyorum ancak faaliyetleri hakkında detaylı bilgim yoktur. Bu şahsı en son 2014 yılı sonlarında Diyarbakır HDP il binasında görmüştüm. 2015 ve 2018 yılı genel seçimlerinde HDP Ağrı milletvekili olarak seçildiğini ve halen bu görevde bulunduğunu biliyorum. İfadem akışında da belirttiğim üzere HDP içerisinde siyaset yapan ve gerekse Belediye Başkanı olarak seçilen şahısların hiçbir zaman kendi iradeleriyle özgürce aday listelerini belirleyemediklerini, Türkiye’de yapılan yerel ve genel seçimlerde geçmişte adı BDP günümüzde HDP olan yasal siyasi partilerin terör örgütünün Kandil’de bulunan üst yönetimi tarafından belirlenmiş örgüt kadrolarından oluşan adayları listelerine dahil ederek yerel veya genel seçimlerde seçilmelerinin sağlandığı, bu sayede terör örgütünün KCK/TM adına faaliyet yürüten kadroları yerel yönetimlere ve milletvekili olarak meclise girmelerinin sağlandığını söyleyebiliriz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
04/03/2020 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/5580 Soruşturma Numarasına istinaden Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde GİZLİ TANIK ULAŞ isimli şahsın alınan ifadesinde;
“Kadro örgüt mensubudur. 2009 yılı öncesinde Irak ülkesi kuzeyine illegal yollardan gitti. Kandil alanında kadın örgüt yapılanması tarafından verilen özgün kadın ideolojik eğitim devresinde bir dönem eğitimler aldı. Abdullah Öcalan’ın HDP içerisinde üç tane PKK’lı yok şeklindeki eleştirisi dolayısıyla Kandil’de yer alan örgüt üst yönetiminin talimatı ve KCK Türkiye sözcülüğünün önerisi ile HDP milletvekili seçtirildi. Milletvekili seçildikten sonraki süreçte HDP içerisinde PKK sekretaryası olarak görev yaptı. Son dönem faaliyetleri ve akıbeti hakkında bilgim yoktur.”” şeklinde teşhis ve beyanlarda bulunmuştur.
16.08.2016 tarihinde Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/4107 Soruşturma Numarasına istinaden Ağrı Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde UMUT (K), Z. A. isimli örgüt mensubuna müdafi huzurunda alınan ifadesinden özetle;
“…Ertesi gün KCK'nın toplumsal alan sorumlusu olan ve ismi Abdullah olan şahısla tanışmak amacıyla taziye evine gittim. Eğer bir alana gidildiğinde gençlikle irtibata geçilemiyorsa KCK'nın toplum sorumlusu ile görüşülür. Ben taziye evinde Abdullah ile Hamide isimli şahısla konuştuğum konuları tekrarladım. Bu Abdullah isimli şahsa kimliğim ile sorunum olduğunu ve Ağrı iline dönmem gerektiğini söyledim ve Ağrı Milletvekili olan Dirayet Taşdemir'e kendisi ile vekil araçlarının polis kontrollerine takılmadığı için birlikte Ağrı iline dönmek istediğimi iletmesini istedim. Bunun üzerine Dirayet Taşdemir ile birlikte Ağrı ya döndüm ve Edip ile görüştüm kendisine kimliğim ile sorunum olduğunu söyledim.
“… Bu eve planlı olamayan bir şekilde Eş Başkan Abdullah ve Nuri geldi ve beni başka bir eve götürmek istediler fakat ben kabul etmeyerek Hamide isimli şahsın evinde kaldım. Burada not hazırladım; not içeriği Edip isimli şahsa tekmil amaçlıydı ve Doğubayazıt ilçesinde ki faaliyetlerim ve kimlik sorunuma ilişkindi, bu notu ben yakalanınca polisler almıştır detayı orada mevcuttur. Hamide eve gelince kendisi ile kimlik sorunum hakkında konuştum, Ağrıya gidemediğimi benim yerime ağrıya Hakan isimli şahsın gideceğini söyledim bana ertesi gün ilçeye milletvekillerinin geleceğini söyledi bir müddet sonra Hakan isimli şahıs geldi bende milletvekilleri ile Ağrı ya döneceğimi ve Ağrı ya gitmesine gerek olmadığını Hakan isimli şahsa söyledim. Ertesi gün Dirayet Taşdemir geldi beni aldı ve Ağrı ya götürdü.” şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
17/08/2016 tarihinde Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/4107 Soruşturma Numarasına istinaden Ağrı Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde UMUT (K), Z. A. isimli örgüt mensubuna müdafi huzurunda yaptırılan teşhis işleminde;
“Şahsı Dirayet Taşdemir olarak tanırım. Ağrı vekilidir. İfademde belirttiğim üzere kimlik kontrollerinde sorun yaşamamak için beni arabasıyla Doğubayazıt’tan Ağrı iline götüren şahıstır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Yukarıda bahsi geçen mahkeme kararı, iddianameler ve diğer evrakta da belirtildiği üzere; Dirayet Dilan Taşdemir’in terörist cenazesine katılarak yaptığı konuşmadaki ifadelerin PKK 'nın hedef ve amaçlarının yer aldığı KCK çatı örgütünün ana sözleşmesinde belirtilen Türkiye, Irak, İran ve Suriye topraklarında kurulması amaçlanan sözde bağımsız kürdistan devletinin lafzına-jargonuna uygun bir propaganda mahiyeti taşıdığı,
Silahlı terör örgütünün ülke topraklarında bağımsız Kürt devleti hedefi kapsamında Türkiye Cumhuriyeti Devleti toprakları içerisinde sözde öz yönetim/özerklik adı altında ayrı bir yapı kurma amacında olduğu, nitekim 12 Ağustos 2015 tarihli KCK sözde yürütme konseyi eş başkanlığının açıklaması, Koma Civakên Kurdistan sözde sözleşmesinin 45. maddesinde yer alan ifadeler, yine bu açıklamaya mukabil ülkemizin değişik bölgelerinde sözde öz yönetim/özerklik açıklamalarının yapılması hususları da bu amacı doğrulamaktadır. Ayrılık deklarasyonu anlamında dile getirilen bu talepler etnik kaynaklı bir kalkışmanın ulaştığı boyutu göstermektedir. Ana fikri itibariyle sözde öz yönetim/özerklik isteği terör örgütü PKK/KONGRA-GEL'İN 17/05/2005 tarihinde kabul ettiği KCK sözde sözleşmesindeki siyasi talepler görüntüsüyle sözde demokrasi ve özgürlük paravanıyla tekrarından ibaret olduğu da açıktır. Bu kapsamda Ağrı ilinde 08/10/2015 tarihinde yapılan basın açıklaması esnasında sözde öz yönetimin desteklendiği belirtilen pankartın da silahlı terör örgütünün sözde öz yönetim/özerklik hedefleri kapsamında örgütün talimatlarıyla ve örgüt adına propaganda amaçlı hazırlandığı, HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Taşdemir tarafından “Komployu Kınıyoruz, Halkımızın Öz Yönetimini Selamlıyoruz” yazılı pankartıtaşıyarak ve sosyal paylaşım sitesinde bu yöndeki paylaşımları ile örgüt talimatını yerine getirdiği,
Dirayet Taşdemir'in kürdistan mücadelesi için öldürüldüklerini ve şehit verdiklerini belirterek özgür kürdistandan hedefinden bahsettiği, bu beyanlarıyla silahlı terör örgütü PKK/KCK'nın sözde öz yönetim/özerklik hedefleri kapsamında örgüt adına propaganda yaptığı, Abdullah Öcalan'ı kast ederek lider apo şeklinde beyanda bulunduğu,
“Kadro” olarak tabir edilen ve tüm yaşamını terör örgütü faaliyetlerine adayan örgüt mensubu olduğuna, Kandil alanında kadın örgüt yapılanması tarafından verilen özgün kadın ideolojik eğitim devresinde bir dönem eğitim aldığına, Abdullah Öcalan’ın HDP içerisinde üç tane PKK’lı yok şeklindeki eleştirisi dolayısıyla Kandil’de yer alan örgüt üst yönetiminin talimatı ve KCK Türkiye sözcülüğünün önerisi ile HDP milletvekili seçtirildiğine, milletvekili seçildikten sonraki süreçte de HDP içerisinde PKK Sekretaryası olarak görev yaptığına, terör örgütünün kontrolündeki Mahmur Kampında bulunduğuna ve polis kontrolüne takılmaması için terör örgütü üyelerini milletvekili dokunulmazlığından yararlanıp aracına aldığına dair tanık beyanlarının olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 09/05/2017 tarihinden itibaren üyesi olup 25, 26 ve 27. Dönem HDP Ağrı milletvekili, 20/05/2017, 11/02/2018 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Dirayet Dilan Taşdemir’in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, terör örgütü propagandası yapmak suçundan mahkumiyetinin bulunduğu yine terör örgütü propagandası yapmak ve silahlı terör örgütüne yardım etmek suçlarından kovuşturmalarının bulunduğu, yukarıda bahsedilen diğer hususlar da göz önünde bulundurulduğunda ve Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, partide üst düzey görev alan Dirayet Dilan Taşdemir’in davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
89. OSMAN BAYDEMİR (Mehmet ve Azize Oğlu, 1971 doğumlu, T.C. Kimlik No: 12119076210); (HDP 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015-19/04/2018) Şanlıurfa Milletvekili – 24/01/2016 ve 20/05/2017 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi, 19/01/2016 - 23/10/2019 Tarihleri Arası HDP üyesi)
a)Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2016/1492, Esas No: 2017/784 ve İddianame No: 2017/553 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 28/12/2015, 31/12/2015, 02/03/2016 olduğu belirtilerek;
“…Şüphelinin eylemleri;
“OLAY: Şüpheli Osman Baydemir'in 28 Aralık 2014 tarihinde Irak’ın kuzeyinde meydana gelen 34 kişinin hayatını kaybettiği olayın dördüncü yıl dönümü anma etkinlikleri kapsamında 28/12/2015 tarihinde Uludere ilçesinde toplananlara hitaben konuşma yaptığı;
"… Cizre'de, Sur'da, Silopi'de tüm kürdistan topraklarında….Saddam'ın akıbeti ne olduysa bunların akıbeti de o olsun, Hitler'in akıbeti ne olduysa bunların akıbeti o olsun, Kaddafi'nin akıbeti ne olduysa bunların akıbeti o olsun, halkımız da iyi bilsin ki, dünya da iyi bilsin ki cesaretimizi kürdistan'daki şehitlerimizden alıyoruz, biz de cesaretimizi kürt ve kürdistan halkından alıyoruz, tüm kürt ve kürdistan halkının sesini dünyaya duyuracağız, bütün katliamları ortadan kaldırmak için ittifak, ittifak, ittifak. Kuzeyin, güneyin, doğunun ve batının ittifakı. Gerilla, Peşmerge, HPG ve YPG'nin ittifakı kurtuluş ittifakıdır." şeklinde konuşma yaptığı;
Şüphelinin kullandığı ifadelerin bir halk kesimine karşı düşmanca tavırlar gösterilmesini sağlamaya ağır ve yoğun tarzda kin ve düşmanlığa tahrike elverişli olduğu bu anlamda 5237 sayılı TCK'nın 216/1. maddesinde belirtilen suçu işlediği;
Konuşma içeriğinde öldürülen bölücü terör örgütü mensuplarından şehit diye bahsetmesi, mücadele için gerilla, HPG, YPG adlı PKK terör örgütünün yapılanmaları ile ittifak kurulması şeklindeki açıklamalarının açıkça şiddete çağrı ve teşvik niteliğinde olduğu, bölücü terör örgütü mensuplarının eylemlerini överek meşru göstermeye çalışarak terör örgütünün propagandasını yaptığı;
OLAY: Cizre ilçesinde gerçekleştirilen operasyon esnasında Cizre Devlet Hastanesi çalışanı A.Y’ın hayatını kaybetmesi ile ilgili olarak aralarında milletvekili şüphelilerin de bulunduğu yaklaşık 70 kişilik bir grubun 01/01/2016 günü Şırnak Devlet Hastanesi Acil Servis önünde toplandığı,
Şüpheli Osman Baydemir'in "katilleri tanıyoruz, unutmayacağız, hesap soracağız, şehit namırın" şeklindeki pankartın arkasında diğer milletvekilleri ile birlikte yer alarak söz konusu örgütün şiddet içeren silahlı mücadelesini övdüğü;
OLAY: Bilindiği gibi 2015 yılının ikinci yarısından itibaren Diyarbakır ili Sur ilçesinde PKK/KCK bölücü terör örgütü tarafından sözde özerk bölge oluşturma amacıyla yoğun şekilde gerçekleştirilen hendek kazma, bomba tuzaklama, güvenlik güçlerine yönelik silahlı ve roketli saldırı eylemleri sebebiyle kamu düzeni ciddi şekilde tehdit edildiğinden sokağa çıkma yasakları ilan edilerek güvenlik güçlerince silahlı örgüt üyelerine karşı operasyonların yapıldığı;
Bahsi geçen operasyonlar devam ederken 29.02.2016 günü Dicle Fırat Kültür Merkezinde DTK , HDK, HDP ve DBP eşgenel başkanlarınca düzenlenmiş basın toplantısında HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın PKK/KCK bölücü terör örgütü tarafından son dönemde Sur ilçesinde gerçekleştirilen eylemlere destek vermek ve güvenlik kuvvetlerinin bölücü terör örgütüne yönelik yürüttüğü operasyonlarla ilgili katliam algısı oluşturmak amacıyla Diyarbakır halkını direnişe ve yürüyüşe çağırdığı, bu çağrı neticesinde 02.03.2016 günü Diyarbakır ilinin muhtelif yerlerinde kanunsuz eylemlerin meydana geldiği ve kamu barışının ciddi şekilde tehdit edildiği;
Bu kanunsuz eylemlerin ilk günü olan 02.03.2016 tarihinde PKK/KCK Terör Örgütünün Diyarbakır ilinden yayın yapan organlarından MED NÜÇE TV isimli televizyon kanalında HDP Şanlıurfa Milletvekili şüpheli Osman Baydemir'in Türkçe olarak bir konuşma yaptığı;
Konuşmasında örgüte destek vermek amacıyla her şekilde ve sonuna kadar direnilmesi, topluca Sur ilçesine yürünmesi ve Sur ilçesindeki örgütsel eylemlere sahip çıkılması yönünde alenen çağrı yapılarak halkın kanunlara uymamaya alenen tahrik edildiği, söz konusu açıklama ve çağrıların Med Nüçe isimli televizyon kanalında yayınlanarak geniş kitlelere ulaştırılmış olması ve ilde son dönemde yaşanan gelişmeler birlikte dikkate alındığında milletvekilleri tarafından yapılan bu tahrikin kamu barışını bozmaya elverişli olduğu ve nitekim bir kısım şahısların çağrılar doğrultusunda olay tarihlerinde çeşitli eylemler gerçekleştirdikleri, bu şekilde Sur ilçesindeki operasyonlar devam ederken bölücü terör örgütünün çıkarları doğrultusunda kamu düzeninin kaos ortamı oluşturularak bozulmaya çalışıldığı bu şekilde şüphelinin üzerine atılı TCK'nın 217/1 maddesinde belirtilen kanunlara uymamaya tahrik suçunu işlediği;
Konuşmasında özellikle son dönemde Diyarbakır ili Sur ilçesinde PKK/KCK bölücü terör örgütü tarafından sözde özerk bölge oluşturma amacıyla yoğun şekilde gerçekleştirilen hendek kazma, bomba tuzaklama, güvenlik güçlerine yönelik silahlı ve roketli saldırıların sahiplenildiği ve bu saldırıların direniş olarak nitelendirildiği, sokağa çıkma yasağının kalkması durumunda örgüt tarafından kurulan barikatların kalkacağı tehdidinde bulunarak barikatların ve bu şekilde son dönemdeki örgütsel eylemlerin benimsendiği, saldırılara yönelik gerçekleştirilen operasyonların toplu katliam ve abluka olarak, saldırılara iştirak eden silahlı bölücü terör örgütü mensuplarının ise "sivil" ve örgüt jargonuna uygun şekilde "arkadaş" olarak dile getirildiği, bu şekilde bölücü terör örgütüne açıkça destek verildiği gibi bölücü terör örgütüne yönelik güvenlik güçlerince gerçekleştirilen operasyonlarla ilgili olumsuz bir algı oluşturulmaya çalışıldığı, dolayısıyla bu şekilde bölücü terör örgütünün suç içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek, bu yöntemleri sahiplenecek şekilde konuşma yapmak suretiyle terör örgütünün propagandasını yaptığı;” iddiasıyla halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, halkı kanunlara uymamaya tahrik, silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından kamu davası açıldığı ve yargılamanın Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/447 esas sayılı dosyasında derdest iken Mahkemenin 17/09/2018 tarih ve 2017/447 esas, 2018/439 sayılı kararı ile Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/45 esas sayılı (silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan yargılamanın devam ettiği) dava dosyası birleştirilmesine karar verildiği ve yargılamanın bu dosya üzerinden devam ettiği,
b)Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2018/39314, Esas No: 2018/18564 ve İddianame No: 2018/2346 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 30/07/2016 olduğu belirtilerek;
“Antalya İl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü tarafından 11/08/2016 gün ve 2016/845 sayılı yazı ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kepez İlçe binası önünde bu partinin milletvekilleri Osman Baydemir ve Çağlar Demirel'in katılımları ile "Teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması" amacı ile 30/07/2016 günü saat 18:00 sularında bir basın açıklaması yapıldığı, Osman Baydemir’in bir konuşma yaptığı;
Bu konuşma incelendiğinde şüphelinin;
"..........Müsadenizle Cizre'de Hakkari'den, Nusaybin'den, Amed'den İstanbul'a, Ankara' ya ülkenin dört bir yanına yüreği demokrasi için, yüreği barış için, yüreği insanlık ailesinin ortak değerleri için çarpan tüm canlara birlerce kez selam olsun. Binlerce selam olsun..." sözleri ile 2015 yılı Haziran ayında yapılan milletvikili seçimlerinin ardından Doğu ve Güneydoğu illerinden yasadışı PKK ve YPS terör örgütü üyelerinin Cizre, Şırnak, Sur, Nusaybin gibi ilçelerde yerleşim yerlerinde hendekler kazmak, vatandaşın evlerine silah zoru ile girip yerleşerek emniyet kuvvetlerine silahlı direniş göstermek, bazı yerel yönetim birikmelinin sözde özerklik ilan etmek şeklinde gerçekleştirdikleri PKK, YPS örgütlerinin silahlı ayaklanma şeklindeki eylemlerinin propagandasını yapmak suçunu işlediği” iddiasıyla; 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 7/2. maddesi uyarınca kamu davası açıldığı, açılan davanın Antalya 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/336 Esası üzerinde derdest bulunduğu anlaşılmıştır. (Olay tarihinde adı geçenin HDP Milletvekili ise de 19/04/2018 tarihinde milletvekilliğinin düşürüldüğü ve adı geçen şüpheli hakkında yapılan araştırmada silahlı terör örgütüne üye olma suçundan arandığı ve yurt dışında olduğu,
c) Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2016/19532, Esas No: 2016/6875 ve İddianame No: 2016/1072 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 17/03/2016 olduğu belirtilerek;
“17/03/2016 günü saat 11:00 sıralarında Halfeti İlçesi Karaotlak Mahallesi İnönü Caddesinde bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) ilçe binası önünde yaklaşık 30-40 kişilik bir grubun toplandığı, saat 11:15 sıralarında Şanlıurfa HDP Milletvekilleri Dilek Öcalan ile Osman Baydemir'in bina önüne geldikleri, kolluk görevlileri tarafından Osman Baydemir'e her türlü etkinliğin yasak olduğunun bildirildiği, Osman Baydemir'in yasaklamadan haberinin olduğunu, kısa bir konuşma yaptıktan sonra dağılacaklarını söylediği, ardından bir konuşma yaptığı, konuşmadan sonra beraberindekilerle birlikte HDP ilçe binasına gittiği,
Osman Baydemir'in konuşmasında, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Güçleri tarafından PKK silahlı terör örgütüne yönelik olarak doğu illerinde 2015 yılı yaz aylarında başlatılan operasyonları kastederek "Cizre'de katliam yaşanıyor. Silvan'da, Sur'da, Silopi'de katliam yaşanıyor. Bu katliamlar sirayetini Ankara'da buluyor”… diyerek PKK silahlı terör örgütünün çeşitli il ve ilçelerde hendek kazma, barikat kurma, çatışma, bombalama eylemlerine yönelik olarak yapılan operasyonları katliam olarak, PKK militanlarını ise masum kurbanlar olarak nitelediği, Terörle Mücadele Kanununun 7/2. maddesinde "terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptığı” belirtilerek Şanlıurfa 5. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açılmıştır.
Mahkemenin 11/01/2019 tarih ve 2016/41 esas, 2019/17 sayılı kararı ile sanığın suç tarihinde milletvekili olduğu ve iddianameye konu eylemlerinin yasama dokunulmazlığı kapsamında kaldığı anlaşıldığından; 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/1 ve 5271 sayılı CMK 223/4-b maddeleri uyarınca sanığa ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 19/01/2016 - 23/10/2019 tarihleri arasında üyesi olup 25 ve 26. Dönem HDP Şanlıurfa milletvekili, 24/01/2016 ve 20/05/2017 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Osman Baydemir’in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapmak, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, halkı kanunlara uymamaya tahrik” suçlarından yargılamalarının bulunduğu görülmekle, partide üst düzey görev alan ve silahlı terör örgütüne üye olma suçundan aranıp yurt dışında olduğu tespit edilen Osman Baydemir’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
90. FELEKNAS UCA (Abdullah ve Emine kızı, 1976 doğumlu, T.C. Kimlik No: 30239481752); (HDP 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) Diyarbakır ve 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Batman Milletvekili- 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi - 02/03/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2016/23593, Esas No: 2016/7699 ve İddianame No: 2016/1283 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 24/05/2015, 10/11/2015, 25/11/2015, 10/12/2015, 29/12/2015, 30/01/2016 (Şüphelinin eylemi silahlı terör örgütü üyeliği olarak değerlendirildiğinden suç tarihi son eylem tarihi olan 30/01/2016'dır) olduğu belirtilerek;
“…Soruşturma Dosyasının Yapılan İncelenmesinde;
1- 24/05/2015 günü saat 16.00-19.30 saatleri arasında HDP (Halkların Demokratik Partisi) ve KJA (Özgür Kadınlar Kongresi) organizesinde, "Kadınlar Yeni Yaşam İçin Buluşuyor" konulu Diyarbakır ili Bağlar ilçesi Koşuyolu parkında basın açıklaması ve müzik dinletisi etkinliği düzenlendiği, düzenlenen basın açıklaması ve müzik dinletisi etkinliğine yaklaşık 200-300 kişilik bir kalabalığın katıldığı,
Saat 16:20 sıralarında sunucunun etkinliğe katılanları sözde şehitleri için bir dakikalık için saygı duruşuna davet ettiği, grup tarafından bir dakika boyunca saygı duruşunda bulunulduğu,
Şüpheli Feleknas Uca'nın da bu etkinliğe katılarak, etkinlik sırasında toplanan kalabalığa hitaben konuşma yaptığı, konuşma sırasında cezaevlerinde bulunan örgüt mensuplarından tutsak diye bahsettiği ayrıca YPJ, YPG ve HPG'yi özgürlüğün sembolleri olarak nitelendirdiği, terörist başı Abdullah Öcalan'dan önder şeklinde bahsettiği,
Şüphelinin silahlı terör örgütünün kurucusu Abdullah Öcalan'ın görüş ve düşüncelerinin toplum içinde benimsenmesi ve kökleşmesini telkin ve teşvik edecek şekilde yaptığı konuşması, şüphelinin konumu, hitap edilen kitle ile hitap edilen kitle tarafından algılanma biçimi dikkate alındığında, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında kabul edilmeyeceği bu nedenle şüphelinin üzerine atılı bulunan PKK terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği,
2- 10/11/2015 günü sat 12:00 sıralarında DBP (Demokratik Bölgesel Partisi) Yenişehir İlçe Başkanlığı organizesinde Diyarbakır ili Silvan ilçesinde PKK/KCK terör örgütüne yönelik yapılan operasyonları protesto etmek amacıyla Diyarbakır ili Yenişehir ilçesi plaza önünde basın açıklaması gerçekleştirildiği, basın açıklaması esnasında toplanan grup tarafından PKK terör örgütü ve elebaşı Abdullah Öcalanlehine "Be Serok Jiyan Nabe (Başkansız Yaşam Olmaz)" şeklinde yasadışı slogan atıldığı, üzerinde "AZADİYA REBER APO AZADİYA ROJHILAT NAVIN E (ÖNDER APONUN ÖZGÜRLÜĞÜ ORTADOĞUNUN ÖZGÜRLÜĞÜDÜR), REBERTIYA AZAD, NASNAMEYA AZAD, RIZGARİYA DEMOKRATİK (ÖZGÜRLÜK ÖNDERLİK, ÖZGÜR KİMLİK, DEMOKRATİK KURTULUŞ)" şeklinde yazı bulunan pankartların açıldığı böylece düzenlenen basın açıklamasının PKK terör örgütünün propagandasına dönüştürüldüğü,
Şüpheli Feleknas Uca'nın da PKK terör örgütünün propagandasına dönüşen bu basın açıklamasına katılarak, "REBERTIYA AZAD, NASNAMEYA AZAD, RIZGARİYA DEMOKRATİK (ÖZGÜR ÖNDERLİK, ÖZGÜR KİMLİK, DEMOKRATİK KURTULUŞ) yazılı pankartı açan grup içerisinde yer aldığı,
Şüpheli Feleknas Uca'nın örgüt propagandasına dönüştürülen etkinliğe katılıp üzerinde "AZADİYA REBER APO AZADİYA ROJHILAT NAVIN E (ÖNDER APONUN ÖZGÜRLÜĞÜ ORTADOĞUNUN ÖZGÜRLÜĞÜDÜR) REBERTIYA AZAD, NASNAMEYA AZAD, RIZGARİYA DEMOKRATİK (ÖZGÜRLÜK ÖNDERLİK, ÖZGÜR KİMLİK, DEMOKRATİK KURTULUŞ) “ yazan pankartları açması ve konuşması sırasında güvenlik güçlerince PKK/KCK terör örgütü mensuplarına yönelik yapılan operasyonları katliam ve kürt halkına saldırı olarak nitelendirmesi, operasyonlar sırasında öldürülen örgüt mensuplarından şehit olarak bahsetmesi, örgüt mensuplarına yapılan operasyonlar sırasında örgüt elemanları tarafından kazılan hendeklerden, mayınlı tuzaklamalardan övgü ile bahsederek Diyarbakır ili Sur ve Şırnak ili Cizre ilçesindeki hendek kazma ve bombalı tuzaklamalarla bağlantı kurarak buradaki eylemlerin kürt halkının bir direnişi olduğunu ve bu direnişin devam etmesi gerektiğini söylemesi, halkı direnişe davet etmesi, örgüt lideri Abdullah Öcalan'dan övgü ile bahsetmesi hususları bir arada değerlendirildiğinde şüphelinin konuşmasının örgüt liderini övücü, örgütün cebir ve şiddete dayalı silahlı faaliyetlerini destekleyici ve meşru gösterici mahiyette olduğu bu şekilde şüphelinin silahlı terör örgütünün propagandasını yaptığı,
3- 25/11/2015 günü saat 11:30-14:20 saatleri arasında KJA (Özgür Kadın Kongresi) bileşenleri organizesinde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olması sebebiyle Diyarbakır Sümer Parkta toplanan grubun Sur ilçesinde bulunan Dicle Fırat Kültür ve Sanat Merkezine kadar yürüdüğü ve burada basın açıklaması yapıldığı,
Saat 13:50 sıralarında Dicle Fırat Kültür Merkezi önünde bulunan grup tarafından yaşamlarını yitiren kadınlar için bir dakikalık saygı duruşunda bulunulduğu ve akabinde PKK/KCK terör örgütünü övücü mahiyette marş söylendiği, saat 13:54 sıralarında KJA üyesi olan bayan bir şahıs tarafından basın metni okunduğu,
Yürüyüş ve basın açıklaması sırasında yukarıda belirtilen pankartların dışında "Nusaybin li kadınlar öz savunmada selamlıyoruz", "Sakinelerden Rozalara", "Sözünüz sözümüzdür kardelen", "Öz savunma meşrudur", "Hepimiz fidanız" şeklinde dövizlerin açıldığı,
Şüpheli Feleknas Uca'nın örgüt propagandasına dönüştürülen etkinliğe katıldığı, üzerinde Fransa’da ölen PKK/KCK terör örgütü üyeleri Sara kod Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez'in fotoğraflarının bulunduğu "Tundiya Lı Hemberi Jine Birdozi ve Xweparastin Mafe - (Kadına Karşı Şiddet İdeolojidir ve Öz Yönetim Haktır.) ibareli pankartı taşıdığı, bu şekilde şüphelinin silahlı terör örgütü PKK/KCK'nın propagandasını yaptığı,
4- PKK/KCK terör örgütü adına yayın yapan http:www.anfturkce.net isimli sitenin 10/12/2015 tarihli haberde özetle; "Gençlik de kadın da bu önderliğin fedaisidir. Bunu herkes bilmelidir. Bu halk her şeye tahammül edebilir ama önderliği üzerindeki baskıya asla! zaten en temel yaşam ilkeleri "Önderliksiz asla"dır. Bu açıdan kürt halkı önderliğe yönelik tecridin bedelini AKP hükümetine mutlaka ödetecektir. Nitekim önder apo üzerindeki tecride karşı çıkan ve özgürlüğünü isteyen eylemler yeniden başlamıştır. Belki iki seçim sürecinde gündem bir yönüyle farklılaştı; ama kürt halkı önderlikleri üzerindeki tecridi hiçbir biçimde kabul etmedi. Şimdi de kabul etmeyeceğini ortaya koymaktadır. Bu açıdan Bakure Kurdistan, Türkiye ve Avrupa'da önder Apoya sahiplenme eylemleri önemlidir. Bu eylemler önder Apoya istenildiği gibi yaklaşılamayacağı konusunda ciddi uyarıdır. Bu uyarıyı anlamayanlar, bu öfkenin tufanı ile karşılaşacaklardır. Halkımız yeniden başlattığı önder Apoya sahiplenme eylemlerini durdurmadan sürdürmelidir. Hatta bu eylemleri daha anlamlı hale getirmek için özyönetim direnişlerini sahiplenme eylemleriyle önderliği sahiplenme eylemleri birleştirilmelidir." şeklinde çağrı yaptığı,
…10/12/2015 tarihinde ilin çeşitli yerlerinde yapılan operasyonları protesto etmek amacıyla çeşitli grupların toplandığı ve Sur ilçesine yürümek istedikleri ancak güvenlik güçleri tarafından buna müsaade edilmediği, yine çeşitli yerlerinde toplanan grupların oturma eylemi yaptıkları, kimi grupların devrim çarkı isimli marşı okuduğu, kimi grupların yol kapama eylemi yaptığı ve polis araçlarını taşladığı,
Yine 10/12/2012 tarihinde Adliye binası önünde Sur ilçesinde sokağa çıkma yasağı ile ilgili olarak Mezopotamya Hukukçular Derneği Başkanı G. Ö., HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca, HDP Diyarbakır milletvekili Sibel Yiğitalp ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak tarafından basın açıklaması düzenlendiği,
Şüpheli Feleknas Uca yaptığı konuşmada, PKK/KCK üst düzey yöneticilerinin talimatları doğrultusunda hareket eden örgüt mensuplarına yönelik güvenlik güçlerince yapılan operasyonları katliam olarak nitelendirdiği, vatandaşları bu hususta örgüt mensuplarına destek olmaya ve direnmeye çağırdığı, örgüt mensupları tarafından yakılıp yıkılan okul ve camileri devletin yakıp yıktığını beyan ettiği, terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ı önder olarak kabul ettiği, yine terör örgütü mensuplarının devletin güvenlik güçleri ile girdikleri silahlı çatışmaları haklı gösterdiği, bu nedenle de konuşma içeriğinin terör yöntemlerini kullanmaya özendirici ve terörizmi yüceltici nitelikte olduğu, bu şekilde şüphelinin terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği,
5- 29/12/2015 tarihide HDP (Halkların Demokratik Partisi) ve DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) Diyarbakır İl Teşkilatı organizesinde Diyarbakır ili Sur ilçesinde PKK/KCK terör örgütüne yönelik yapılan operasyonları protesto etmek amacıyla Diyarbakır ili Bismil ilçesinden il merkezine doğru PKK/KCK terör örgütünü övücü mahiyette sloganlar eşliğinde bir yürüyüş gerçekleştirildiği,
Yürüyüş sırasında ve sonrasında toplanılan ilimiz Sümerpark içerisinde "Biji Berxwadane Sure (Yaşasın Sur direnişi)", "Baskılar bizi yıldıramaz", "Direne direne kazanacağız", "Sur içinde savaşan gerillaya bin selam", "Jin Jiyan azadi (Kadın yaşam özgürlük)" şeklinde sloganların atıldığı ve etkinliğin silahlı terör örgütü PKK/KCK'nın propagandasına dönüştürüldüğü,
Şüpheli Feleknas Uca'nın konuşma sırasında örgüt üyelerine yönelik yapılan operasyonları katliam olarak nitelendirmesi, örgüt mensupları tarafından Diyarbakır ili Sur ilçesinde kazılan hendekler ve kurulan bombalı tuzaklamalar ile örgüt mensuplarınca yapılan saldırıları meşru görerek bu durumu direniş olarak vasıflandırması hususları bir arada değerlendirildiğinde şüphelinin konuşmasının örgütün cebir ve şiddete dayalı silahlı faaliyetlerini destekleyici ve meşru gösterici mahiyette olduğu bu şekilde şüphelinin silahlı terör örgütünün propagandasını yaptığı,
6- 30.01.2016 günü saat: 12.00 sıralarında Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Tuhad-Der il yönetiminin organizesinde; Sur ilçesinde güvenlik güçlerince yürütülen operasyonları ve PKK/KCK Terör Örgütü elebaşı Abbdullah ÖCALAN’a uygulandığı söylenen sözde tecrit’i protesto etmek amacıyla Yenişehir İlçesi Sümer Parkta basın açıklaması yapıldığı, basın açıklaması sırasında toplanan grup tarafından PKK/KCK terör örgütünü övücü mahiyetteki devrim çarkı (Çerxa Şoreşe) isimli marşın okunduğu, “Biji Berxwedana Sur’e- Yaşasın Sur Direnişi”, “Biji Serok Apo-Yaşasın Başkan Apo ”, “Sur içinde Direnen Gerillaya Bin Selam”, “ŞehitNamırın-Şehit Ölümsüzdür” şeklinde sloganlar atıldığı, basın açıklamasını dinleyen grubun ön tarafında 1x3 m ebatlarında üzerinde PKK/KCK Terör Örgütü Elebaşısı Abdullah Öcalan’ın resmi olan ve “Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalanve Tüm Siyasi Tutsaklara Özgürlük” ibareleri yazılı bulunan pankart açıldığı,
Şüpheli Feleknas Uca'nın konuşması incelendiğinde, PKK/KCK üst düzey yöneticilerinin talimatları doğrultusunda hareket eden örgüt mensuplarına yönelik güvenlik güçlerince yapılan operasyonları katliam, örgüt mensuplarınca kazılan hendekleri direniş ve özgürlük mücadelesi olarak nitelendirdiği, vatandaşları bu hususta örgüt mensuplarına destek olmaya ve direnmeye çağırdığı, ölen terör örgütü mensuplarından şehit diye bahsettiği, PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ı önder olarak kabul ettiği, yine terör örgütü mensuplarının devletin güvenlik güçleri ile girdikleri silahlı çatışmaları haklı gösterdiği, bu nedenle de konuşma; içeriği itibariyle bir bütün halinde terör yöntemlerini kullanmaya özendirici ve terörizmi yüceltici nitelikte olduğu, bu şekilde şüphelinin terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği,”
a-)Şüpheli Feleknas Uca'nın yapmış olduğu konuşmaların hukuki açıdan tahlili:
Özellikle son dönemde Sur ve Cizre ilçelerinde PKK/KCK bölücü terör örgütü tarafından sözde özerk bölge oluşturma amacıyla yoğun şekilde gerçekleştirilen hendek kazma, bomba tuzaklama, güvenlik güçlerine yönelik silahlı ve roketli saldırıların sahiplenildiği ve bu saldırıların direniş/mücadele olarak nitelendirildiği, saldırılara yönelik gerçekleştirilen operasyonların toplu katliam ve abluka olarak, etkisiz hale getirilen silahlı bölücü terör örgütü mensuplarının şehit olarak dile getirildiği, bu şekilde bölücü terör örgütüne açıkça destek verildiği ve örgüt mensuplarının, barikat ve hendeklerin açıkça sahiplenildiği gibi bölücü terör örgütüne yönelik güvenlik güçlerince gerçekleştirilen operasyonlarla ilgili olumsuz bir algı da oluşturulmaya çalışıldığı, silahlı örgüt mensuplarının masum gösterilmeye çalışıldığı, bölücü terör örgütünün çıkarları doğrultusunda ülkemizin bölünmez bütünlüğü aleyhine açıklamalar yapıldığı, KCK örgütlenmesinin sözde kürdistan devleti kurma amacının bir ayağı olan öz yönetim ilanlarının meşru gösterilmeye çalışıldığı, böylelikle KCK örgütlenmesine ve teröristbaşı Abdullah Öcalan'a bağlılığın gösterildiği, şüphelinin yukarıda açıklanan örgüt propagandasına dönüştürülmüş eylemlerinin yoğunluğu sürekliliği ve çeşitliliği dikkate alındığında şüphelinin adeta PKK/KCK terör örgütünün basın sözcüsü gibi hareket ederek siyasi faaliyet kisvesi altında bölütü terör örgütünün eylem çağrıları ile örgüt yöneticilerinin talimatları ve örgütün çıkarları doğrultusunda örgüt üyesi olarak faaliyet gösterdiği anlaşılmıştır.
Bir faaliyetin siyasi faaliyet-örgütlenme özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilmesi ve Anayasa ile Sözleşmenin korumasından yararlanabilmesi için gerçekleştirilmekte olduğu bağlam ile birlikte cebir ve şiddet ile ilişkisi, kullanılan yöntem ve takip edilen amacın hukuk ve demokrasi kurallarına uygun olup olmadığı ve bir terör örgütü ile amaç veya yöntem bakımından ya da yapısal bir bağlantısının bulunup bulunmadığına bakılmalı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 17 Temmuz 2001 tarihli "Sadak ve diğerleri" kararında yaptığı ayrım da dikkate alınmalıdır.
Sonuç ve Değerlendirme: Şüpheli belirtilen suç tarihlerinde yapmış olduğu konuşmalar ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 7/2 maddesine muhalefet etmiş, siyasi kimlik ve gücünü PKK/KCK ve İmralı'dan aldığı talimatlar ile Sur bölgesinde devam eden olaylar sırasında veya bu olayların öncesinde ve sonrasında kışkırtmış cebir, şiddet olgusunu meşru gösterecek eylem ve beyanlarda bulunmuştur. Mesela; toplanan halka İmralı'nın selamını söylemiş veya ölen örgüt mensuplarını şehit olarak nitelemek suretiyle cebir şiddet olgusunu kuvvetlendirmiş ve bu yöndeki beyanlarına defalarca devam etmiştir. Bu nedenle milletvekili olan şüpheli Feleknas Uca'nın siyasi faaliyet görünümü altında gerçekleştirdiği yukarıda anlatılan eylemlerinin salt siyasi faaliyet kapsamında görülemeyeceği, 24/05/2015 tarihinden 30/01/2016 tarihine kadar altı ayrı terör örgütünün propagandasına dönüşen gösteriye katılarak buralarda yapmış olduğu konuşmalarında da terör örgütünün propagandasını yapma eyleminin, örgüt faaliyetlerindeki süreklilik ve yoğunluğu itibariyle eylemlerin bir bütün halinde silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil terör örgütü üyesi olma suçundan cezalandırılması istemiyle Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesine açılan kamu davasının mahkemenin 2016/488 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 02/03/2015 tarihinden itibaren üyesi olup HDP 25 ve 26. Dönem Diyarbakır ve 27. Dönem Batman milletvekili olan, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Feleknas Uca’nın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü üyesi olmak” suçundan kovuşturmasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Feleknas Uca'nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin yoğunluğu ve niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
91. MUSA PİROĞLU (Kazim ve Elif oğlu, 1968 doğumlu, T.C. Kimlik No: 19285907348); (HDP 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) İstanbul Milletvekili- 24/01/2016, 20/05/2017 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi- 19/01/2016- 27/10/2017 Tarihleri Arası ve 08/05/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2018/32589, Esas No: 2018/23253 ve İddianame No: 2018/6168 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 04/02/2018 olduğu belirtilerek;
“…Özetle; Suriye’nin Afrin Bölgesinde bulunan terör örgütlerini etkisiz hale getirmek amacıyla Zeytin Dalı Harekatına yönelik olarak Musa Piroğlu’nun da aralarında bulunduğu şüphelilerin ortak metin olarak hazırladıkları ve basın açıklamasına konu ettikleri metinle terör örgütü PKK/YPG'nin görüş ve amacı doğrultusunda ve örgütün çağrısı üzerine, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Afrin'de işgal yaptığını belirtip Afrin'de konuşlanmış PKK/PYD/YPG'nin ülkemize yönelik saldırılarını, Afrin halkına yapılan gasp, zorla askere alma v.b. eylemlerini, ülkemizin sınırına yakın açtıkları birbirleriyle bağlantılı silah ve mühimmat depolanmış odaları bulunan tünellerle tehdit oluşturan örgütün varlığını sivil halkın varlığı olarak niteleyip tehdit oluşturan bu faaliyetlere karşın terör örgütüne destek sağladıkları ve propagandasını yaptıkları, ayrıca Afrin'de işgal yapıldığını belirterek halkımız arasında kin ve düşmanlığa tahrik içerir açıklamalarda bulundukları, bu şekilde üzerine atılı suçları işlediği” belirtilerek Ankara 29. Ağır Ceza Mahkemesine halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, terör örgütü propagandası yapmak suçlarından cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı ve Mahkemenin 01/02/2019 tarih ve 2019/26 esas, 2019/37 sayılı kararı ile;
“Sanık Musa Piroğlu'nun 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan 27. Dönem milletvekili genel seçimlerinde İstanbul milletvekili olarak seçildiği,
Bu nedenle sanık hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasının şartının ortadan kalktığından, T.C. Anayasası'nın 83/2 ve 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddesi uyarınca kamu davasının durmasına” karar verildiği ve bu kararın 21/03/2019 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 19/01/2016- 27/10/2017 tarihleri arası ve 18/05/2018 tarihinden itibaren üyesi olup, 27. Dönem HDP İstanbul Milletvekili olan, 24/01/2016, 20/05/2017 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Musa Piroğlu’nun Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma ve halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Musa Piroğlu’nun Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin yoğunluğu ve niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
92. ŞAFAK ÖZANLİ (Orhan ve Şadiye kızı, 1973 doğumlu, T.C. Kimlik No: 41677572414); (HDP 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) Kars Milletvekili; 20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Yedek Üyesi – 18/09/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a)Ardahan Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2018/347, Esas No: 2018/365 İddianame No: 2018/85 sayılı iddianamesiyle;
“…12.07.2015 tarihinde Erzurum İli Şenkaya İlçesinde PKK/KCK bölücü terör örgütü mensuplarınca açılan ateş sonucu ölen K.M isimli şahıs için 14.07.2015 tarihinde Ardahan ili Göle ilçe merkezinde cenaze töreni düzenlendiği, K.M'un ölümüne sebep olan içinde bulunduğu aracın ateşli silahla taranması olayının PKK/KCK bölücü terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirilmesine rağmen bölgede bölücü terör örgütü mensuplarına yönelik operasyon düzenleyen güvenlik güçleri üzerinde baskı oluşturmak ve operasyonları sonlandırmak amacıyla şüpheliler tarafından K.M.'un ölümüne neden olan olayın güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirildiği algısı yaratıldığı ve bahse konu cenaze töreninin PKK/KCK bölücü terör örgütü propagandasına dönüştürüldüğü, bu bağlamda ölen şahsın tabutunun üzerinin bölücü terör örgütü tarafından suistimal edilen sarı, kırmızı ve yeşil renklerden oluşan bez parçası ile örtüldüğü, ölenin tabutu üzerindeki fotoğrafının ise bölücü terör örgütünün sözde sembol ve işaretinin üzerine basıldığı, cenaze töreni İMC TV kanalında haber yapılarak ölen kişinin güvenlik güçlerince öldürüldüğü algısı yaratıldığı, cenaze töreni esnasında ve sonrasında "PKK halktır, halk burada, şehitler ölmez, katil devlet hesap verecek" sloganlarının atıldığı, terör örgütünün sözde gerilla marşının söylendiği aralarında Şafak Özanli’nin de bulunduğu sanıkların da cenaza törenine katılarak yaptıkları konuşmalar ile terör örgütü propagandası yapmak suçunu işledikleri belirtilerek Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldığı,
Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin 06/10/2020 tarih ve 2018/135 esas, 2020/157 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 14/07/2015 olduğu belirtilerek;
Sanık Şafak Özanlı hakkındaki dosya TCK'nın 301. maddesi kapsamında kalma ihtimali bulunduğu ve ilgili suçun soruşturulmasının da TCK'nın 301/4. maddesi gereğince Adalet Bakanı'nın iznine tabi olduğu anlaşıldığından, söz konusu suç yönünden dosyanın tefrikine karar verildiği,
b) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2017/19187, Esas No: 2017/22453 ve İddianame No: 2017/3831 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2015-2016 olduğu belirtilerek;
02/02/2017 tarihinde PKK/KCK terör örgütüne yönelik İstanbul ilinde gerçekleştirilen operasyonel ve istihbari çalışmalarda yakalanan örgüt mensuplarından çeşitli tarihlerde elde edilen dijital verilerin incelenmesinde,''şubat başından itibaren önderliğin özgürlüğü temelinde araç yakma, bütün akp’lilerin hedef yapıldığı eylemler, ses bombalı eylemler yapabiliyorsak faşistlerin yaşadığı sokak tespit edilip bir kaç dakika içerisinde sokakta ne varsa yakılıp yıkılır, baz istasyonları, fabrikalar, faşistlere ait yerler hedeflenmelidir, şimdiden şubat ayı için hazırlıklar yapılsın, şubat başından itibaren eylemler başlasın'' şeklinde İstanbul ilinde eylem gerçekleştirilmesi için PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet gösteren örgüt mensuplarına talimatlar gönderildiği, ayrıca PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan ANF'de 5 Şubat 2017 tarihinde yayınlanan talimatta ''tüm halkımızı şubat ayından başlamak üzere her yerde mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz'' şeklinde eylem talimatının yayımlandığı tespitlerinin üzerine İstanbul ilinde PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet gösteren örgüt mensuplarınca bu talimata uyarak bombalı, silahlı, molotof kokteyli, havai fişekli eylemler için hazırlık yapıldığı tespiti yapılan 75 şahsın ikametlerinde eylemlerde kullanılacak malzemeleri saklıyor olabilecekleri istihbari bilgisinin elde edilmesi üzerine tespiti yapılan şahıslar hakkında elde edilen deliller kapsamında üzere haklarında isnat edilen suçları işledikleri ve cezalandırılmalarını gerektirecek nitelikte deliller elde edildiği anlaşıldığından haklarında kamu davası açılmasına karar verildiği,
Şafak Özanli’nin Sosyal medya hesabında;
Soruşturma dosyasında bulunan fezlekede resim edilen ve 215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 224, 225, 226, 227 sayfalarda yer alan Şafak Özanlı (Hdp Kars Milletvekili)” rumuzu ile kullanıcı hesabının olduğu değerlendirilerek herkese açık olan paylaşımlarının yapılan profil incelemesinde;
*“Şafak Özanlı (HDP Kars Milletvekili)” rumuzlu kullanıcı hesabının arka planda PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan, PKK-KCK terör örgütünün kırsal alanda faaliyet gösteren silahlı örgüt mensuplarının yer aldığı fotoğraf kareleri,
*Şafak Özanlı (HDP Kars Milletvekili)” rumuzlu hesap kullanıcısının PKK/KCK (Partiya Karkeren Kurdistan)’ın sözde bayraklarının yer aldığı ekran kareleri, PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ve örgütün kurucu üyeleri ile örgütün sözde üst düzey mensupları, PKK/KCK terör örgütünün Suriye yapılanması olan YPG (Yekineyen Parastina Gel-Halkçı Koruma Birlikleri) PKK/KCK terör örgütünün Suriye kolu olan PYD nin kadın silahlı yapılanması YPJ (Kadın Savunma Birlikleri) PKK/KCK Terör Örgütünün kırsal alanda faaliyet gösteren silahlı örgüt mensupları, HPG (Hezen Parastine Gele- Halk Savunma Birlikleri) YPS Sivil Savunma Birlikleri (Yekîneyên Parastina Sîvîl) ile ilgili övücü içerikler taşıyan, resimleri,
*“Şafak Özanlı (HDP Kars Milletvekili) “ rumuzlu hesap kullanıcısının 4 Mart 2015 tarihli paylaşımında yer alan ekran karesinde PKK/KCK terör örgütünün kırsala alanda faaliyet gösteren silahlı örgüt mensupları ve PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalanposteri ile“ ŞEHİDEME RUMETAMEYE” içeriğini taşıyan pankartı,
- “Şafak Özanlı” rumuzlu hesap kullanıcısının “Brezilyalı karikatürist Carlos Latuff, Cerablus harekatını karikatürize ederek, “ Hedef Kürtler” mesajı verdi.”, “Çatışmada öldürülen ISID’linin cesedini kendi puşi’siyle örten YPG Savaşçısı… “Siz Zalimlere insanlığı da öğreteceğiz” başlıkları altında PKK/KCK terör örgütünün Suriye yapılanması olan YPG (Yekineyen Parastina Gel-Halkçı Koruma Birlikleri) ve sözde bayrağının yer aldığı ekran karesini,
Paylaşarak; PKK/KCK terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaparak atılı suçu işlediği” iddiasıyla kamu davası açıldığı ve davanın İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/23 esasında derdest olduğu anlaşılmıştır.
c) Kars 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/12/2020 tarih ve 2019/266 esas, 2020/422 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin silahlı terör örgütü üyesi olmak suçu yönünden 26/10/2018; terör örgütü propagandası yapmak suçu yönünden 30/07/2016 olduğu belirtilerek;
“… PKK/KCK terör örgütünün sözde Demokratik Özerkliğin inşası amacıyla ülkemizde DTK (Demokratik Toplum Kongresi) bünyesinde yürüttüğü faaliyetleri kapsamında, vatandaşların devletin adli kurumlarıyla irtibatını ortadan kaldırarak kendi alternatif yargı örgütlendirmesini oluşturmak amacıyla, sözde ADALET KOMİSYONLARI/Barış ve Uzlaştırma Komisyonları kurarak alternatif yargı örgütlenmesi oluşturdukları ve vatandaşlar arasında çıkan yargı mercilerince çözülebilecek uyuşmazlıklarda (alacak verecek meselesi, kız kaçırma, kavga, vb.) müdahil oldukları, Buna göre; alacak verecek meselesi, kız kaçırma, kavga, vb. olayların sanık Şafak Özanli' ye iletildiği, sanığın da olaylara müdahil olduğu, bu tür olayların sanığa iletilmesinin rutin bir durum olmadığı ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu, sanık Şafak Özanli'nin de içerisinde bulunduğu söz konusu faaliyetlerin legal bir faaliyet olmadığı, vatandaşların adli makamlarla irtibatlarını ortadan kaldırarak ülkemizdeki mevcut yargı sistemini devre dışı bırakmaya ve KCK sistemi topluma empoze edilerek KCK’nın toplum nezdinde itibar kazanması amacını güttüğü anlaşılmış olup, sanığın PKK/KCK silahlı terör örgütü içerisinde yer alarak PKK/KCK silahlı terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda bizzat faaliyetlerde bulunduğu, Canlı Kalkan Çadırının anılan dönemde güvenlik güçlerince PKK/KCK terör örgütünün Kars ili Kağızman ilçesi Çemçe kırsalında bulunan silahlı örgüt mensuplarına yönelik yapılan operasyonları engellemek amacıyla örgüte müzahir şahıs ve oluşumlarca kurulan bir çadır olduğu, söz konusu çadırın halkımıza legal barışçıl bir faaliyetmiş gibi gösterilmeye çalışıldığı, ancak çadırın amacının güvenlik güçlerinin operasyon bölgelerinde sivil halkı bulundurup güvenlik güçlerinin sivil halka zarar vermeyeceğinin bilindiğinden örgüt mensuplarına karşı operasyon yapamaz hale getirmek olduğu anlaşılmıştır. Buna göre; sanık Şafak Özanli'nin, anılan dönemde terör örgütü mensuplarının bulunduğu ve örgüt mensuplarının etkisiz hale getirilmesini engellemek amacıyla Çemce kırsalında kurulan çadır bölgesine gittiği ve çadırın açılışında yer aldığı, dolayısıyla sanığın PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olduğu ve PKK/KCK terör örgütünün hedef ve amaçları doğrultusunda faaliyetlerde bulunduğu ve örgüt mensuplarının etkisiz hale getirilmesini engellemek amacıyla Çemce bölgesinde kurulan çadıra giderek açılışına katıldığı kanaatine varıldığı” gerekçeleriyle;
--Her ne kadar sanık Şafak Özanli hakkında TCK 302/1 maddesi uyarınca devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma suçunu da işlediğinden bahisle kamu davası açılmış ise de; sanığın eylemlerinin TCK 302/1 maddesi kapsamında devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma suçunu oluşturacak vasıfta olmadığı, eylemlerinin TCK'nın 314/2 maddesi gereğince silahlı terör örgütü üyeliği suçuna vücut verdiği anlaşılmakla; dosya kapsamı itibariyle sanığın eylemlerinin sürekliliği, yoğunluğu ve çeşitliliği bulunduğu ve üzerine atılı terör örgütü üyeliği suçunu işlediği sabit olduğundan TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK'nın 62/1 maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Sanık Şafak Özanli'nin üzerine atılı terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği tüm dosya kapsamındaki delillerden sabit olduğundan eylemine uyan 3713 sayılı Yasanın 7/2, TCK 43/1, TCK'nın 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 18 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 18/09/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 25. Dönem HDP Kars milletvekili olan, 20/05/2017, 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Şafak Özanli’nin Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü üyeliği ve terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, yine hakkında “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Şafak Özanli’nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin yoğunluğu ve niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
93. EROL DORA (Enver ve Kespu oğlu, 1964 doğumlu, T.C. Kimlik No: 47485917690); (24. Dönem (28/04/2014- 07/06/2015), 25. Dönem (07/06/2015- 01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015- 24/06/2018) Mardin Milletvekili- 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi- 12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Kızıltepe 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/07/2018 tarih ve 2016/388 esas, 2018/440 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 25/11/2015 olduğu belirtilerek;
“Olay tarihinde sanığın da içlerinde yer aldığı yaklaşık 100 kişilik bir grubun Hdp ve Bdp ilçe teşkilatları tarafından organize edilen Nusaybin'de devam eden sokağa çıkma yasağını protesto etmek amacıyla halk evi önünde toplandıkları, ellerinde "Gele Qoser'e Ber Bi Berxwedana Nisebin'e ve Diherike" yazılı pankartla yürüyüşe geçtikleri, bunun üzerine emniyet güçleri tarafından uyarılmalarına rağmen dağılmadıkları, bunun üzerine de emniyet güçlerinin müdahale etmesi sonrası dağıldıklarından bahisle haklarında iddianame tanzim edilmiştir.
Mahkemece incelenen dosya içerisinde cd ve görüntü inceleme tutanağına göre de sanığın toplanan grubun en önünde yer aldığı ve ellerinde bulunan kürtçe pankartın manasının Türkçe olarak "Ey Kızıltepe Halkı Nusaybin'deki direnişe destek ol" anlamına geldiği tespit edilmiştir.
Bahsi geçen anma törenine ilişkin öncesinde herhangi bir bildirimde bulunulmadığı, her ne kadar bahsi geçen töreni partilerinin faaliyeti kapsamında ve ifade özgürlüğü kapsamında gerçekleştirildiği beyan edilmiş ise de düzenleme kurulu tarafından toplantı ve gösteriye ilişkin bir bildirimde bulunulmadığı, bu itibar ile sanığın katıldığı gösterinin kanuna aykırı gösteri vasfında bulunduğu, sanığın grubun en önünde yer alıp, pankartı taşımak şeklinde kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katıldığı, bu itibar ile sanığın gösteriyi düzenleyen ve yönetenlerden olmamakla birlikte, bizzat gösteride hazır bulunarak ve düzenleyen kişilerin hareketlerini paylaşmak suretiyle üzerlerine atılı suçu işlediği” gerekçesiyle;
Sanık Erol Dora'nın üzerine atılı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılma suçundan 2911 sayılı Kanunun 28/1, 5237 sayılı TCK'nun 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın 01/10/2018 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzer davalı Partinin 12/06/2014 tarihlerinden itibaren üyesi olup 24, 25 ve 26. Dönem HDP Mardin Milletvekili, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Erol Dora’nın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, 2911 sayılı Yasaya muhalefet suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan Erol Dora’nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
94. MÜLKİYE BİRTANE (Mustafa ve Kudret kızı, 1964 doğumlu T.C. Kimlik No:17212888524); (HDP 24. Dönem (28/04/2014 - 07/06/2015) Kars Milletvekili, 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Üyesi, 12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a)Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/12/2019 tarih ve 2019/374 esas, 2019/579 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 27/12/2015 olduğu belirtilerek;
“…Sanığın da DTK'nın bahsedilen amaçlarını gerçekleştirmek üzere oluşturulan ve bahse konu hedefler hususunda karar alma mercii olan genel kurul, daimi meclis, koordinasyon kurulu ve komisyonlarda görev aldığını kabul ederek, bu organların çalışmaları kapsamında bir çok çalıştay, konferans, kongre, sempozyum, çeşitli toplantılar düzenleyip, örgütsel nitelikteki eylemlere katılmak suretiyle, diğer DTK üyeleri ile birlikte kürt ulusal birliğini sağlamak, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, toplumsal ayrışmaya sebep olmak amacıyla halk kitlelerini etkilemeye çalıştığı, mahkememiz dosyası ve birleşen dosyada bahsedilen örgütsel faaliyetlerdeki zaman aralıkları ve tarihler, eylemlerindeki süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk, sanığın kayıt altına alınan görüşmelerinde tespit edilen konumu, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin emsal mahiyette olabilecek 2015/2770 E. 2016/3770 K. Sayılı kararında silahlı terör örgütüne üye olma suçunun "...terör örgütü liderinin yakalanmasının yıl dönümü, terör örgütünün kuruluş yıl dönümü, yapılan askeri operasyonları protesto, örgüt üyelerinin cenazelerine katılma, örgüt üyelerinin cenazelerini aramaya gitme gibi nedenlerle düzenlenen basın açıklamalarına, terör örgütünün propagandasına dönüştürülen ve güvenlik görevlilerine taşlı, molotoflu saldırıların yapıldığı etkinlik ve eylemlere katılma, bir kısım etkinlik ve protesto gösterilerinde toplanan müzahir kitlenin eylemlere katılmasını organize etme, sağlama ve grubu yönlendirme, birden çok eylem ve etkinlik hazırlığına iştiraki, evinde yapılan aramada demokratik kent meclislerinin kuruluş ve işleyiş yasası konulu doküman ve yasaklanan kitap ve dergilerin ele geçirilmiş olması gözetilerek çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk gösteren eylem ve faaliyetlerinin terör örgütü üyeliği boyutuna ulaştığının anlaşılması karşısında, sanığın eylemlerinin bir bütün olarak silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olmak ve örgüt yöneticilerinden gelen emirler doğrultusunda örgütsel faaliyetleri gerçekleştirmek suretiyle silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğu kabul edilerek,
TCK’nın 314/2, 3713 SY’nin 5/1, TCK’nun 62/1. maddeleri gereğince 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) İzmir 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/03/2021 tarih ve 2018/129 esas, 2021/109 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 25/11/2015 olduğu belirtilerek;
25/11/2015 tarihinde DHKPC Dev Yol görüşleri doğrultusunda faaliyet gösteren Halk Evci Kadınlar Organizasyonunda kadına yönelik şiddete karşı gerçekleştirilen yürütüş esnasında sanık Mülkiye'nin " Biji Berxwedana YPJ ( Yaşasın YPJ Direnişi ) ve " Biji Berxwedana Nusaybin ( Yaşasın Nusaybin Direnişi )şeklinde sloganlar attığı, emniyetin görüntülü tespitleri doğrultusunda alınan bilirkişi raporunda sanığın net olacak şekilde tespit edildiği, PKK terör örgütünün belirli gün ve zamanları eylemlerini yapmak ve yapmış olduğu bu eylemleri o günün özelliği altında gizlemek amacıyla sürekli olarak kullandığı, yapmış olduğu eylemlerle o günün özelliğinin dışına çıkarak kendi amaç ve doğrultusunda toplulukların hareket etmesini sağlayarak, kendi propagandasını yapmaya çalıştığı, kargaşa oluşturma çabası güttüğü, amacından sapan topluluğa emniyet güçlerince müdahale edildiğinde de bu durumu kullanarak yapmış olduğu eylemleri masumlaştırma amacı güderek toplumda, medyada ve uluslararası basında kendisine destek sağlamaya çalıştığının bilindiği, örgütün çok sayıda kadını zorla silah altına alarak kendi saflarında tuttuğu, insanı tavırdan ziyade her türlü zorbalığa başvurarak binlerce masumun canına kıydığı bu açıdan da dosyaya konu eylemlerde de örgütün kadına karşı şiddetle mücadele gibi bir amaçtan ziyade bu durumu kullanmaya çalıştığı, asıl amacının örgüte destek sağlamak ve eylemlerini meşru gösterme çabası olduğu, bu haliyle sanık Mülkiye'nin eylemleri değerlendirildiğinde kadına yönelik şiddete karşı mücadele gününde yukarıda sözleri belirtildiği şekliyle örgütün silahlı kanadını övücü mahiyette ve yine çeşitli örgüt mensuplarının adının sayıldığı sözde marşları söylemesinin o günün özelliği ile alakasının bulunmadığı, kadına karşı şiddet yürüyüşü adı altında binlerce masumun canına kastetmiş olan örgütü bu günü kullanarak masumlaştırma çabası güttüğü ve destek sağlamak adına eylemlere katıldığı, söylemiş olduğu sözde sloganların terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterdiği, görenlere sempati kazandırdığı, bunları övdüğü ve bütünlük içerisinde bunlara başvurmayı teşvik edici mahiyette olduğu, ayrıca örgüt propagandasına dair yapılan eylemlerin yapıldığı zaman, mekan, şartlar, toplumun durumu açısından özelleştirildikten sonra değerlendirilmesinin doğru olacağı, subjektif şartlara göre söylenen sözlerin ve yapılan eylemlerin etkisinin ve yayılımının değişkenlik gösterebileceği, bu haliyle sanığın propaganda içeren marşlara eşlik ettiği dönem (25/11/2015) dikkate alındığında bu tarih itibariyle ülkenin doğusunda Hendek Olayları (08/08/2015 - 09/03/2016 tarihleri arasında sürmüştür) olarak tabir edilen eylemlerin bulunduğu, sanığın Yaşasın Nusaybin Direnişi şeklinde attığı sloganın da bu eylemlere atıf mahiyetinde olduğu, Nusaybin ilçesinde örgüt tarafından yapılması planlanan eylemlere destek mahiyeti taşıdığı ve bu eylemleri meşru gösterme amacında olduğu, örgütün bu eylemler vasıtasıyla ülkenin bir bölümünde silahlı bölücülük faaliyetleri güttüğü, toplum içerisindeki birlik ve beraberliğe kast ederek hain eylemler düzenlediği, bu eylemler neticesinde çok sayıda emniyet gücünün şehit olduğu, çok sayıda sivilin hayatını kaybettiği ve sokak olayları neticesinde toplumsal huzur ve barışın uzunca bir dönem sekteye uğradığı, bu tarih aralığında örgütün ülkenin diğer bölgelerinde de destek bulmak ve sesini duyurabilmek için çaba harcadığı, toplum hassasiyetlerinin üst seviyede olduğu bu dönemde sanığın da örgütün silahlı kanadını ve çeşitli meşhur örgüt mensuplarını över nitelikteki sözde sloganlara eşlik etmesinin örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterdiği, görenlere sempati kazandırdığı, bunları övdüğü ve bütünlük içerisinde bunlara başvurmayı teşvik edici mahiyette hareket ettiği kanaatine varılmış ve sanığın silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği kanaatine varılarak,
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/2.maddesinin 1.cümlesi, TCK.nın 62/1.maddleri gereğince 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 5271 Sayılı CMK.nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 24. Dönem İstanbul Milletvekili, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi üyesi seçilen Mülkiye Birtane'nin, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak, Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçlarından mahkumiyetlerinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan Mülkiye Birtane'nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
95. SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Kemal ve Gönül kızı, 1964 doğumlu, T.C. Kimlik No:14766019510); HDP 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) İzmir Milletvekili, 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi, 24/01/2016 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Üyesi, 10/03/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara 29. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/02/2019 tarih ve 2019/26 esas, 2019/37 Karar sayılı ilamıyla;
Suç tarihlerinin 04/02/2018, 11/02/2018 olduğu belirtilerek;
“Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 20 Ocak 2018 tarihinde Suriye’nin Afrin Bölgesinde bulunan terör örgütlerini etkisiz hale getirmek amacıyla Zeytin Dalı Harekatına yönelik olarak şüphelilerin ortak metin olarak hazırladıkları ve basın açıklamasına konu ettikleri metinle terör örgütü PKK/YPG'nin görüş ve amacı doğrultusunda ve örgütün çağrısı üzerine, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Afrin'de işgal yaptığını belirtip Afrin'de konuşlanmış PKK/PYD/YPG'nin ülkemize yönelik saldırılarını, Afrin halkına yapılan gasp, zorla askere alma v.b. eylemlerini, ülkemizin sınırına yakın açtıkları birbirleriyle bağlantılı silah ve mühimmat depolanmış odaları bulunan tünellerle tehdit oluşturan örgütün varlığını sivil halkın varlığı olarak niteleyip tehdit oluşturan bu faaliyetlere karşın terör örgütüne destek sağladıkları ve propagandasını yaptıkları, ayrıca Afrin'de işgal yapıldığını belirterek halkımız arasında kin ve düşmanlığa tahrik içerir açıklamalarda bulundukları, bu şekilde üzerlerine atılı suçları işledikleri” belirtilerek Ankara 29. Ağır Ceza Mahkemesine Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik Etme, Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçlarından yapılan yargılamada Sanık Serpil Kemalbay Pekgözegü'nün 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan 27. Dönem milletvekili genel seçimlerinde İzmir milletvekili olarak seçildiği, bu nedenle Anayasa'nın 83/2 ve 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddesi uyarınca hakkında kamu davasının durmasina,” karar verildiği ve bu kararın 21/03/2019 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 27. Dönem İzmir Milletvekili, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongeresinde MYK üyesi, 24/01/2016 ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongerelerinde Parti Meclisi üyesi olan Serpil Kemalbay Pekgözegü'nün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” suçların hakkında kamu davası bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
96. HÜDA KAYA (Mehmet ve Münevvert kızı, 1960 doğumlu, T.C. Kimlik No: 34216758400); (HDP 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015), 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) ve 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) İstanbul Milletvekili, 22/06/2014 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongerelerle MYK Üyesi, 25/10/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a)Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/1417 esas, 2017/430 Sayılı İddianamesiyle;
Suç tarihinin 11/01/2016 olduğu belirtilerek;
“…Şüphelinin fezlekelerde anlatılan eylemlerini 3 ana başlıkta toplamak gerekirse;
1-) Şüphelinin söylem ve eylemleri, bulunmuş olduğu konum, toplumun geniş halk kitlelerini PKK terör örgütünün emir ve talimatları doğrultusunda yönlendirme kabiliyeti nazara alınarak, eylemler bir bütün olarak silahlı terör örgütü üyeliği şeklinde nitelendirildiği,
2-) Şüphelinin 11/01/2016 tarihinde yapmış olduğu konuşmasında PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün terör, cebir ve şiddet eylemlerini ve olgusunu meşru gösterecek nitelikte beyanlarda bulunmak suretiyle "Terör Örgütü Propagandası Yapmak" şeklinde gerçekleşen eyleminden cezalandırılmasının talep edildiği,
11/01/2016 günü DİK (Demokratik İslam Kongresi) ve Bileşenleri Organizesinde, Yenişehir ilçesi eski Ordu Evi önünde basın açıklamasında toplanan kalabalığa hitaben yapmış olduğu konuşmasında; Örgüt üyelerine yönelik yapılan operasyonları katliam olarak nitelendirdiği, örgüt mensupları tarafından Diyarbakır ili Sur ilçesinde kazılan hendekler ve kurulan bombalı tuzaklamalar ile örgüt mensuplarınca yapılan saldırıları meşru görerek terör örgütüne yönelik yapılan operasyonları halka yönelik olarak yapıldığı algısını oluşturmaya çalıştığı, şüphelinin konuşması ve basın açıklaması bir bütün olarak değerlendirildiğinde terör örgütünün, Devletin güvenlik güçleri ile girdikleri silahlı çatışmayı haklı gösterdiği bu itibarla konuşma metni ve basın açıklamasının bir bütün halinde terör yöntemlerini kullanmaya özendirici ve terörizmi yüceltici nitelikte olduğu bu şekilde şüphelinin silahlı terör örgütünün propagandasını yaptığı,
3-) Kamuoyunda 6-7-8 Ekim olayları olarak bilinen olayların başlangıcında HDP MYK'sında yapılan ve sonrasında yaptığı açıklamalara ilişkin eylemleri de iddianamede yer aldığı,
Sonuç olarak sanığın Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası Yapmak ve 2911 sayılı Yasaya muhalefet ve Suç İşlemeye Teşvik suçlarından cezalandırılması istemiyle Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/117 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı,
Dava ile ilgili olarak Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi ve Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin karşılıklı yetkisizlik kararları sonrası Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 02/05/2017 tarih ve Esas No: 2017/1270, Karar No: 2017/1764 sayılı ilamı ile Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/02/2017 gün ve 2017/117 esas, 2017/75 karar sayılı yetkisizlik kararının kaldırılmasına karar verildiği ve yargılama sürecinin devam ettiği,
b)Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/220843 Soruşturma, 2020/43416 Esas Sayılı İddianamesiyle;
Suç tarihinin 06/10/2014 olduğu belirtilerek;
Hüda Kaya hakkında, 06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25. 26. ve 27. Dönem İstanbul Milletvekili, 22/06/2014 ve 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongerelerle MYK üyesi seçilen Hüda Kaya'nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak, Terör Örgütü Propagandası Yapmak, Suç İşlemeye Alenen Tahrik ve Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak” ve iddiananamede yazılı diğer suçlarından açılmış kamu davalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Hüda Kaya'nın,Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
97. EDİBE ŞAHİN (Doğan ve Emine kızı, 1960 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10209068602); (25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) Tunceli Milletvekili, 20/02/2017 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclis Yedek Üyesi, 19/01/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Tunceli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/12/2017 tarih ve 2017/38 esas, 2017/234 sayılı kararı ile;
Suç tarihlerinin 04/11/2016, 05/11/2016 olduğu belirtilerek;
“…sanığın, terör örgütü PKK/KCK'ya ilişkin olarak; terör örgütünün çağrısı üzerine ve örgütün ideolojisi doğrultusunda toplantı ve gösteri yürüyüşlerine, örgüt üyelerinin cenazelerine katılmak ve cenazeyi sahiplenmek, örgüt çağrıları doğrultusunda basın açıklaması yapmak, örgütün talimatları üzerine halkın toplanmasını sağlayarak yürüyüş düzenlemek, kalekol ve baraj yapımı gibi örgütün hareket alanını kısıtlayacak inşaatlara karşı engellemek amacıyla düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşlerini katılmak, ölen örgüt yönetici ve üyelerinin mezar ziyaretlerine katılmak, örgütün talimatları ve amaçları doğrultusunda terör örgütüne müzahir 15 Şubat, 9 Ekim gibi tarihlerde düzenlenen basın açıklamalarına katılmak ve toplanan grubun yönlendirmek, yine 1 Mayıs, 1 Eylül ve Nevruz gibi tarihlerde gerçekleştirilen ancak terör örgütünün propagandasına dönüşen eylemlere katılmak şeklindeki 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarını kapsayan 54 adet eyleminin, ancak bir eylem içerisinde yukarıda olay başlığı altında devam eden günleri kapsayan eylemlere katılım da nazara alındığında toplamda 79 eyleminin niteliğine ve sayısına bakıldığında sanığın eylemlerinin çeşitliliğin bulunduğu, katılınan birçok yürüyüş, basın açıklaması, cenaze töreni vb. etkinliklerin kalabalık insanlardan oluştuğu, hemen hemen hepsinde örgütü övücü sloganlar atıldığı, bayrak ve flama taşındığı nazara alındığında eylemlerin terör örgütünün propagandası haline geldiği ve bu haliyle de sanığın siyasi kimliği ve ortaya çıkardığı tehlike nazara alındığında sanığın eylemlerinin yoğunluğu bulunduğu, eylemlerinin sayısı ve gerçekleştiği tarihlere bakılığında da eylemlerinde sürekliliğin bulunduğu belirtilerek”
"Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan TCK.nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK.nın 62/1. maddeleri uyarınca 8 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25. Dönem Tunceli Milletvekili, 20/02/2017 tarihli Büyük Kongeresinde Parti Meclis yedek üyesi seçilen Edibe Şahin'in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan hakkında mahkumiyet kararı bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
98. FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ali Haydar ve Hikmet Asuman kızı, 1961 doğumlu, T.C. Kimlik No: 34540734224); (HDP 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015), 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) İstanbul ve 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Ankara Milletvekili, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 09/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/2851 soruşturma numaralı dosyasında “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan yapılan soruşturmada;
Suç tarihlerinin 17/01/2018- 06/03/2018 arasıolduğu belirtilerek;
Hakkında inceleme yapılan 27. dönem milletvekili Filiz KERESTECİOĞLU DEMİR'in, Twitter.com adlı sosyal paylaşım alanında yer alan @FilizKer kullanıcı isimli hesabından;
1-17/01/2018 tarihinde; "Herkese Savaş Açmak Yerine Artık İnsanlar Mutlu Olsun iye Çaba Göstersenize, Efrin’e Neden Giriliyor. Ordan Türkiye’ye Nasıl Bir Tehdit Var.
2-20/01/2018 tarihinde; "Afrin Savaşına Hayır…
3-22/01/2018 tarihinde; "Savaşa karşı çıkma haktır! Protesto haktır! Barışı savunmak haktır! Ne yaparsanız yapın haykıracağız: SAVAŞA HAYIR! #Afrin ve her nerede olursa olsun...
4-23/01/2018 tarihinde; "Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Jagland'a sorduk: "Efrin'deki sivil ölümlere ve Türkiye'de savaş karşıtlarının maruz kaldığı şiddete karşı Avrupa Konseyi ne yapacak? BM, çatışmalara karşı yetki sahibi olsa da Avrupa Konseyinin insan hakları hukukundan doğan sorumlulukları vardır
5-30/01/2018 tarihinde; "Barış Demek Zordur! Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Efrin'de sivillerin ölümünden duydukları endişeyi ifade eden bir açıklama yaptı. Savcıların imkanı olsa Birleşmiş Milletler'e de soruşturma açacaklar! Siz savaşı savunabilirsiniz, ama biz barış demekte ısrar edeceğiz!
6-07/02/2018 tarihinde; "Gelin Birlikte Afrin'e Gidelim! Gerçekleri söylemek bizim boynumuzun borcudur, halkımıza sözümüzdür. Dün Birleşmiş Milletler 150 sivilin öldüğünü açıkladı, UNICEF onlarca çocuğun öldüğüne dair açıklama yaptı. Siz herşeyi çok kolay inkar ediyorsunuz.
7-13/02/2018 tarihinde; "Yalanla Sürdüğünüz Araba Bir Yerde Toslar! Biz tabutlara dirsek koymuyoruz. "Haydi, hep birlikte Afrin'e!" diyerek, gülerek çıkmıyoruz toplantılardan. İnsanlar ölmesin diyoruz. İki buçuk yıldır bu Meclis'te demokratik siyaseti savunuyoruz. Hayatı yalanla devam ettiremeyeceksiniz!
8-06/03/2018 tarihinde; "80'lerde de söylüyorduk; "düşünün ki savaş var ve kimse cepheye gitmiyor." Devletler savaşı propagandayla kazanır. Propagandayla kaybeder! propaganda inandırıcılığını yitirdiği an insanlar itiraz etmeye başlar...#Afrin #saveAfrin",
Şeklindeki paylaşımları ile Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından ülkemizin sınır güvenliğinin, bölge halkının huzurunun ve yalnızca bölgede bulunan bölücü terör unsurlarının etkisiz hale getirilmesinin sağlanması amacıyla gerçekleştirilen "Zeytin Dalı Harekatı"nı "savaş" şeklinde niteleyerek, bu harekata karşı olan PKK/KCK silahlı terör örgütünün Suriye'deki uzantısı olan YPG/PYD silahlı terör örgütünün varlığını ve eylemlerini meşru göstermeye çalışarak terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği iddiasıyla yapılan soruşturmada Filiz Kerestecioğlu Demir hakkında Anayasa’nın 83. maddesi gereğince 08/03/2021 tarihli 2020/2851 Soruşturma ve 2020/236 Fezleke numarasıyla dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25 ve 26. Dönem İstanbul, 27. Dönem Ankara Milletvekili seçilen Filiz Kerestecioğlu Demir'in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan hakkında soruşturma bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
99. EBRÜ GÜNAY (Halil ve Ayten kızı, 1982 doğumlu, T.C. Kimlik No: 32080136676); (HDP 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Mardin Milletvekili, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 06/06/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosunun 2019/9631 soruşturma numaralı dosyasında “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçlarından yapılan soruşturmada;
Suç tarihinin 18/03/2019 olduğu belirtilerek;
18/03/2019 günü PKK/KCK terör örgütü mensubu Z.G.’in Diyarbakır ili Bağlar ilçesi Yeniköy Mezarlığında gerçekleştirilen sözde anma etkinliğine katılarak “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” iddiasıyla yapılan soruşturmada HDP 27. Dönem Mardin Milletvekili olan Ebrü Günay’ın Anayasa’nın 83. maddesi gereğince 28/06/2019 tarihli 2019/9631 Soruşturma ve 2019/234 Fezleke numarasıyla dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 27. Dönem Mardin Milletvekili seçilen Ebrü Günay’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütünün Propagandası Yapmak” suçundan hakkında soruşturma bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
100. FATMA KURTULAN (Hüseyin ve Besey kızı, 1964 doğumlu, T.C. Kimlik No: 24607911156); (HDP 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Mersin Milletvekili, 22/06/2014, 24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Üyesi, 16/01/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2019 tarihli ve 2018/10692 Basın Soruşturma, 2019/2511 Basın Esas sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 17/01/2017 - 20/01/2018 arası olduğu belirtilerek;
Şüpheli Fatma Kurtulan'ın www.twitter.com isimli sosyal paylaşım sitesinde, Fatma Kurtulan @fkurtulan33 kullanıcı isimli hesabından;
17 Ekim 2017 tarihinde; HDP, @HDPgenelmerkezi isimli kullanıcı tarafından paylaşılan:"Sayın Abdullah Öcalan'a uygulanan tecride ilişkin ortak açıklamamız." şeklindeki paylaşımı retweetlediği,
18 Ekim 2017 tarihinde; #İmralıHeyeti ÖcalanlaGörüşsün,
Kanal D haberlerini izlerken şu alt yazıyı okuyoruz "terör örgütü YPG, rakka'yı daiş'ten temizledi" buna kanal d üzüldümü sevindimi bilemedik.
20 Ocak 2018 tarihinde; "Zeytin Dalı adını, ancak barışa, eşitliğe, kardeşliğe verir. Afrin'in Zeytin Dalları dünyanın dört bir yanında gelişecek özgürlük sevdalıların direnciyle dahada yeşerecektir.#AfrinSavaşınaHAYIR,
20 Ocak 2018 tarihinde; #AfrinSavaşınaHAYIR,
Şeklinde paylaşımlarda bulunduğu, paylaşımlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun şekilde hareket edip, adı geçen silahlı terör örgütünün söylem dilini de benimseyip, PKK/KCK silahlı terör örgütünün sözde lideri Abdullah Öcalanile ilgili taleplerde bulunarak, onun kamuoyu nezdinde muhatap alınması gayesine matuf paylaşımlar yaparak Abdullah Öcalan'ı yüceltip övdüğü, ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse edip eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, ülkemizin yıllardır süregelen ve halen mevcudiyetini sürdüren terör tehdidi altında bulunduğu da gözetilerek, şüphelinin Abdullah Öcalanile ilgili 17 ve 18 Ekim 2017 tarihli paylaşımlarının kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlike doğurabilecek nitelikte bulunduğu, şüphelinin bu suretle suçu ve suçluyu övme suçunu zincirleme bir şekilde işlediği,
Türk Silahlı Kuvvetlerimizin, PKK/KCK, PYD/YPG ve DEAŞ silahlı terör örgütlerinin ülkemizin güney sınırı boyunca oluşturmak istedikleri terör koridorunun oluşumunu engellemek ve ülkemize yönelik saldırılarını bertaraf etmek üzere 20/01/2018 tarihinde başlatmış olduğu "Zeytin Dalı" harekatına yönelik olarak şüphelinin 20/01/2018 tarihli iki (2) paylaşımı ve 18/10/2017 tarihli PYD/YPG silahlı terör örgütü ile ilgili bir (1) paylaşımı yönünden yapılan değerlendirmede;
Şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütünün son dönemde izlediği strateji ve politikalara uygun şekilde hareket edip, adı geçen silahlı terör örgütünün söylem dilini de benimseyerek, silahlı kuvvetlerimizin terörle mücadele kapsamındaki askeri harekatını "savaş" olarak niteleyip, PKK/KCK silahlı terör örgütünü, bu örgütün Suriye kolu olan PYD/YPG silahlı terör örgütünü ve bu örgüt mensuplarını "özgürlük sevdalısı" olarak gösterip, bu terör örgütlerinin silahlı kuvvetlerimize karşı direnişini desteklemeye yönelik paylaşımları ile adı geçen silahlı terör örgütlerinin terör eylemlerini, bu kapsamda cebir ve şiddet içeren yöntemlerini meşru gösterip, bu terör örgütlerini ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum olarak lanse ederek zincirleme bir şekilde terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği iddiasıyla;
"Terör Örgütü Propagandası Yapma, Suçu ve Suçluyu Övme" suçlarından cezalandırılması talebi ile Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/18 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 27. Dönem Mersin Milletvekili seçilen Fatma Kurtulan’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "Terör Örgütü Propagandası Yapmak, Suçu ve Suçluyu Övme" suçlarından hakkında kamu davası bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
101. ALİCAN ÖNLÜ (Ali Haydar ve Emine oğlu, 1967 doğumlu, T.C. Kimlik No: 68437127738); (25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015), 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) ve 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) HDP Tunceli Milletvekili, 11/02/2018 - 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi - 30/06/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Tunceli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/02/2019 tarih, 2019/28 esas ve 2019/31 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 09/09/2015 olduğu belirtilerek;
“…sanığın 04.09.2015 tarihinde ölen terör örgütü mensubu B.Ç'nın silüetinin ve PKK/KCK terör örgütüne ait sözde bayrağın bulunduğu yaka kartını taktığına dair tespit ve değerlendirmelerde bulunulduğu, …görüntüdeki resmin terör örgütü PKK/KCK'a ait sözde bayrağı tarif ettiği, mahkememizce olay anına ilişkin görüntülerin incelemesinden de aynı kanaate tam olarak varıldığı, cenaze sırasında yaka kartında bulunan fotoğrafın arka planında örgüte ait sözde bayrak olduğunun ve ön kısmında ölen örgüt mensubunun silüetinin bulunduğunun kabul edildiği, yapılan kabulde de 1 sivilin yaşamına son verip bir polis memurunun yaralanmasına yol açan ve güvenlik güçlerince polis merkezi önünde örgüt mensuplarının öldürülmesinden itibaren olayın içerisinde bulunan ve bu teröristlerin cenaze törenlerinde örgütün sözde bayrağı önünde ölen örgüt mensubunun fotoğrafının bulunduğu yaka kartını taktığı, ..sözde bayrağının üzerinde örgüt mensubu B.Ç.'nın fotoğrafının yer aldığı ve örgüt içerisindeki kod adının ve adının yazdığı görülmüştür. Bu hali ile sanığın eyleminin şiddete çağrı, tahrik ve teşvik edici ya da silahlı direnişe ve isyana davet şeklinde veya insanda saldırgan duygular oluşturacak biçimde anlamsız bir nefret yaratarak şiddetin doğmasına uygun bir nefret söylemi niteliğinde olduğu…” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapma suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2-b.1b maddesi uyarınca 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığının 21/10/2016 tarih, Soruşturma No: 2016/1190, Esas No: 2016/469, İddianame No: 2016/174 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 04/09/2015 olduğu belirtilerek;
“…28/08/2015 tarihinde Tunceli ili Nazımiye ilçesinde meydana gelen terör saldırısı esnasında ölü olarak ele geçirilen T.Ö. isimli teröristin cenazesi ile ilgili …yapılan törende dini vecibelerin yerine getirilmesinin ardından Tunceli HDP Milletvekili Alican Önlü'nün "Bizim hakkımız şehidimizin üstünde yoktur. Onun hakkı bizde vardır. O yüzden hakkınızı helal ediyormusunuz dememek lazım. Hakkını helal etsin demek gerekiyor" dediği, ardından "devrim mücadelesinde yaşamını yitirenlerin yolunun yolu olacağı" şeklinde konuşma yaptığı,” tespitiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle Tunceli 1. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 2016/227 esas sayılı dosyasının aynı mahkemenin 2016/226 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
c) Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 18/04/2017 tarih, Soruşturma No: 2016/1456, Esas No: 2017/704, İddianame No: 2017/551 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 22/12/2015 - 04/09/2015 olduğu belirtilerek;
“…milletvekili şüphelinin de bulunduğu yaklaşık 250 kişilik bir grubun Halkların Demokratik Partisi (H.D.P.) Şırnak İl Başkanlığı önünde önceden bildirimde bulunulmaksızın toplandığı, … şüpheli Alican Önlü'nün konuşma yaptığı, … “Günlerdir özellikle kendi medyasında basınında demokratik özyönetim direnişine yüzlerce kayıp verdiğini yüzlerce genci katlettiklerini açıklıyorlar….“ Botan tarihinde her zaman ilklere öncülük etmiştir. Bu şimdi değildir. Tesadüfi gelişen bir şey değildir. Dikkat ederseniz botandaki direniş bütün kürdistanı değil, Ortadoğu’yu da Türkiye’yi de diğer halklara bir mesaj veriyor,.. Ama kırk yıl sonra doksanlarda halkların serhildanıyla (ayaklanma-kalkışma) yine botan, Cizre buna öncülük etti.” … Cizre ilçesinde gerçekleştirilen operasyon esnasında Cizre Devlet Hastanesi çalışanı Aziz YURAL' ın hayatını kaybetmesi ile ilgili olarak aralarında milletvekili şüphelinin de bulunduğu yaklaşık 70 kişilik grubun 01/01/2016 tarihinde Şırnak Devlet Hastanesi morgu önünde toplandığı, … Alican Önlü' nün topluluğa hitaben "...tüm şehitlerimizin önünde saygıyla eğiliyor, idealleri mücadele azmimize bağlılığımızı tekrar ifade etmek istiyoruz… olayın oluş şekli ve içerikleri, …terör örgütünün toplantısı haline gelen olaylara katılmış olması, örgütün siyasi kanadı içerisinde olması nedeniyle organik bağın gerçekleşmiş olduğu, şüphelinin eylemlerinde süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk bulunması, bazen de bu olmadan örgüt ile girdiği organik bağ çerçevesinde, yine geri cephe ve kent çalışmalarına yönelik yoğunluk, süreklilik ve çeşitlilik gösteren kent faaliyetlerinde bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin eylemlerinin propaganda boyutunu aştığı silahlı terör örgütü PKK ile arasında organik bağın kurulduğu,” tespitiyle TCK'nın 314/2 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 20/11/2018 tarih ve 2017/245 esas, 2018/598 sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 30/06/2015 tarihinden itibaren üyesi olup, 25, 26 ve 27. Dönem HDP Tunceli Milletvekili, 23/02/2020 - 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Alican Önlü’nün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, 09/09/2015 tarihli eylemi nedeniyle “terör örgütü propagandası yapma” suçundan verilmiş mahkumiyet kararı ile, “terör örgütü propagandası yapma, silahlı terör örgütüne üye olma” suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Alican Önlü’nün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
102. ÇİLEM KÜÇÜKKELEŞ (Halil ve Elmas kızı, 1978 doğumlu, T.C. Kimlik No: 26741518802); (25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) HDP Mersin Milletvekili, 24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi - 19/01/2016 - 20/05/2017 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a) İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/02/2017 tarih, 2016/54 esas ve 2017/42 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 04/06/2016 olduğu belirtilerek;
“… Günlük olarak yayın yapan Özgür Gündem Gazetesinin 04 Haziran 2016 tarihli nüshası incelendiğinde; gazetenin beşinci sayfasında ''YPS'li Öğüt Uğurlandı'', dokuzuncu sayfasında ''Taradılar, Yaktılar, Delil Kararttılar'', ''HPG Görüntü Yayınladı.'' Başlıklı yazılarda daha önceden vehamet arz eden eylemleri nedeniyle Yargıtay'ın çok sayıdaki kararında terör örgütü olarak kabul edilmiş PKK/KCK ve alt örgütlerinin cebir, şiddet içeren yöntemlerinin övüldüğü, meşru gösterilmeye çalışıldığı ve bu yöntemlere başvurmanın teşvik edildiği, böylece terör örgütü propagandası yapıldığı, "HPG görüntü yayınladı" başlıklı yazı bu haberde verilen fotoğraflar ve içeriği dikkate alındığında deliller kısmında açıklandığı üzere PKK/KCK terör örgütünün alt örgütü olan HPGnin ağzından olmak üzere bu örgütün açıklamalarının ve yayınladığı fotoğrafların yayınlanarak örgütün açıklama ve yayınlarının basıldığı ve yayınlandığı anlaşılmıştır. …Dosya kapsamından Terör Örgütü PKK'nın yayın organı haline geldiği için İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği'nin 16/08/2016 tarihli kararıyla kapatılmasına karar verilen Özgür Gündem isimli gazetenin genel yayın yönetmeninin sanık Çilem Küçükkeleş olduğu anlaşılmakta ve sanıkta bu durumu gazeteyle dayanışma adına bir gün yayın yönetmenliği yaptığını söyleyerek kabul etmektedir….gazetede yer alan yazıların değerlendirilmesinde; yukarıda belirtildiği üzere daha önceden yargı kararlarıyla terör örgütü olarak kabul edilen PKK/KCK'nin ve alt örgütlenmelerinin cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerinin meşru gösterilmeye çalışıldığı, övüldüğü ve bu yöntemlere başvurmanın teşvik edildiği, bunun Türkiye genelinde yayın yapan bir gazete aracılığıyla terör örgütleri ile mücadelenin devam ettiği bir dönemde yapıldığı anlaşılmaktadır….Davaya konu gazetenin 04 Haziran 2016 tarihli sayısının 5. sayfasında ''YPS'li Öğüt Uğurlandı '', 9. sayfasında ''Taradılar, Yaktılar, Delil Kararttılar'', ''HPG Görüntü Yayınladı'' başlıklı köşe yazıları bir bütün olarak ele alınıp değerlendirildiğinde söz konusu yazıların Terör örgütü propagandası yapmak suçunu oluşturduğu” gerekçesiyle 3713 sayılı Yasanın 7/2-2, TCK’nın 62, 51 maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın ertelenmesine; terör örgütlerinin yayınlarını ve açıklamalarını yayınlamak veya basmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 6/2, TCK’nın 62, 50/1-a, 52. maddeleri uyarınca 6000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/06/2017 tarih, 2016/224 esas ve 2017/120 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 26/07/2015 olduğu belirtilerek;
“PKK/KCK terör örgütü mensubu Leyla Şaylemez'in Fransa’nın başkenti Paris’te öldürülmesinin yıl dönümü bahanesiyle, 26.07.2015 günü saat:18.00 sıralarında …Adana ilinden gelen yaklaşık 50 kişilik grubun da katılımıyla 1300 kişilik grup toplanarak saat:18.40 sıralarında bölücü terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan posteri açarak ve "biji serok Apo" şeklinde sloganlar atarak yürüyüşe geçerek Güneykent mezarlığına intikal ettikleri,… Sanıklar … Çilem Küçükkeleş'in de 26.07.2015 tarihinde düzenlenen PKK/KCK terör örgütünün propagandasına dönüşen bu yürüyüşe katılarak üzerinde terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan ve Fransa'nın başkenti Paris'te öldürülen terör örgütü mensuplarının resimlerinin bulunduğu "Güneşin yörüngesindeki kadınlar ölümsüzdür, katilleri bulacağız, hesabını soracağız" şeklindeki pankartı herkesin görebileceği şekilde açıp tutarak terör örgütü propagandasını yaptıkları…halen silahlı terör eylemlerine devam eden ve silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunan ve örgütün simgesi haline gelen terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın resmininde bulunduğu "Güneşin yörüngesindeki kadınlar ölümsüzdür, katilleri bulacağız, hesabını soracağız" şeklindeki pankartı açıp tutmak şeklindeki eylemin soruşturma aşamasında düzenlenen tutanak içerikleri de dikkate alındığında yürüyüş sırasındaki atılan sloganlar ve söylenen marşlarda birlikte değerlendirildiğinde kül halinde 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesinde düzenlenen, terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek ve sahiplenecek nitelikte olduğu,” gerekçesiyle 3713 sayılı Yasanın 7/2, TCK’nın 62, 50/1-a, 52. maddeleri uyarınca 6000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 19/01/2016 - 20/05/2017 tarihleri arası üyesi olup, 25. Dönem HDP Mersin Milletvekili, 24/01/2016 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Çilem Küçükkeleş’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, 04/06/2016 tarihli eylemi nedeniyle “terör örgütü propagandası yapma, terör örgütlerinin yayınlarını ve açıklamalarını yayınlamak veya basmak” suçlarından; 26/07/2015 tarihli eylemi nedeniyle “terör örgütü propagandası yapma” suçundan verilmiş mahkumiyet kararlarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Çilem Küçükkeleş’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
103. EMİNE BEYZA ÜSTÜN (Mehmet Lutfi ve Neşe kızı, 1957 doğumlu, T.C. Kimlik No: 31138004134); (25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) İstanbul Milletvekili, - 24/01/2016 - 20/05/2017 - 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi, 22/06/2014 ve 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrelerde MYK Üyesi, 12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/05/2017 tarih ve 2016/234 esas, 2017/96 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 21/05/2016 olduğu belirtilerek,
“…özgür gündem isimli süreli gazetenin …sanık Emine Beyza Üstün'ün ise gazetenin yayınlandığı tarihte gazetenin genel yayın yönetmeni olduğu,
Söz konusu gazetenin ''21/05/2016" tarihine ait nüshasında "5. sayfasında '' Korkaklar Hergün Ölür Kahramanlar Ölümsüzdür ''başlıklı yazı içeriği ve görselinde, 'bombardımanda yaşamını yitiren HPG'li E.T. (sefkan dersim) ölümsüzdür, bunu herkes böyle bilsin, korkaklar her gün ölür, kahramanlar ölümsüzdür. Devlet güçlerinin Şirnex'in Cizir ilçesine yönelik 80 gün süren soykırım saldırıları sırasında yaşamını yitiren .. teşhis edildi. Zülmü kabul etmediği için canını verdi. HPG’li M.Ç.'in (xemgin wan) cenazesinde bizlerin kabul edip boyun eğdiği zulmü onlar kabul etmedikleri ve bizden sonraki nesillerin o zulmü yaşamamaları için gençlerimiz her gün canlarını verdi.' şeklinde yazı içeriğinde, 9. sayfasında '' Nisebin Sendromuna Çara Bulunamıyor '', '' Şirnex'te Aralıksız Direniş ''başlıklı yazı içeriği ve görselinde, 'en az 71 özel harekatçı öldü. Nisebinde ilerleyemeyen devlet güçlerinin Nisebin sendromu giderek ağırlaşıyor. Ne Genelkurmay Başkanının peş peşe ziyaretleri ne havuz gazetecilerinin yalan haberleri sendroma çare olamazken resmi rakamlara göre 71 Jandarma özel harekatçı yaşamını yitirdi. Kara saldırılarında tüm ağır silahların kullanıldığı ilçede ilerleme sağlamayan devlet güçleri şimdi de hava saldırılarıyla sonuç almaya çalışıyor. Son günlerde kimyasal silahların da kullanıldığı iddia edilen ilçede direniş 69. gününe girdi. Kayıplar arttıkça saldırının boyutu da her geçen gün daha da şiddetleniyor. Soykırım saldırılarının en ağır şekilde yürütüldüğü ilçede, hala tek bir mahalleye girilemezken bunun faturası ise yurttaşlara kesiliyor. …'şeklindeki yazı içeriklerinin bulunduğu ve aynı sayfada silahlı terör örgütü olan PKK terör örgütünde dağ kadrosunda olduğu anlaşılan ve ölen Ö.D. (Rojhat Ali kod adlı) örgüt militanının silahlı resmine yer verildiği de görülmüştür.
Söz konusu yazıların tamamının isimsiz yazıldığı, isimler konusunda sanık tarafından bir bildirimde bulunulmadığı, genel yayın yönetmeni olan sanık Emine Beyza Üstün'ün dava konusu yazıların yazarlarını da bildirmediği gözetilerek, suçun işlenişine iştirak eden kişi olarak eser sahibi gibi sorumlu tutulması gerektiği mahkememizce sabit görülmüştür. - sorumluluğunun bulunduğu Basın Yasasının 11/3 maddesi gereğince de sabittir.
Söz konusu yazılarda silahlı terör örgütünün propagandasını teşkil eden söz ve ifadelerin bulunduğu, şiddet ve terör eylemlerine başvurmayı yöntem olarak seçen ve uygulayan PKK/KCK silahlı terör örgütünün söz konusu yayını okuyanlar ve örgütün sempatizanlarını silahlı terör örgütünün benimsediği şiddet ve terör eylemlerine katılmayı yönlendirecek şekilde yayın yoluyla propagandasının yapıldığı, anılan yazı ve görsellerin bir bütün olarak değerlendirilmesinde, yayının ulaştığı kişilerin düşünsel alanında, terör örgütü mensupları ve örgüte karşı pozitif bakış açısı yaratmayı hedeflediğinin açıkça görülebildiği, devlet güçlerinin terör örgütüne karşı giriştiği operasyonların, operasyonların yürütüldüğü bölgede yaşayan sivil halka karşı imiş gibi gösterilmek sureti ile örgütün menfaatine uygun olarak yansıtılmasına aracılık edildiği, dolaylı olarak dahi örgütün bu şekilde meşrulaştırılmaya çalışıldığı, örgütün cebir şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek veya teşvik edecek nitelikte anlatımların ve görsellerin olduğu ve korunan değerler bakımından yakın ve açık bir tehlike oluşturduğu, yine açıkça şiddete çağrı yapan ifadelerde bulunulduğu” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2, TCK'nın 62 maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
b)Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere, 12/06/2014 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 25. Dönem İstanbul Milletvekili, 24/01/2016 - 20/05/2017 ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi, 22/06/2014 ve 27/10/2013 tarihli Büyük Kongrelerde MYK üyesi seçilen Emine Beyza Üstün’ün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, 21/05/2016 tarihli eylemi nedeniyle “terör örgütü propagandası yapma” suçundan verilmiş mahkumiyet kararı ile, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma ve iddianamede yazılı diğer” suçlardan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Emine Beyza Üstün’ün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
104. KEMAL BÜLBÜL (Musa ve Zeliha oğlu, 1963 doğumlu, T.C. Kimlik No: 48202508986); (27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) HDP Antalya Milletvekili, 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 02/03/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/02/2016 tarih, 2015/348 esas ve 2016/83 sayılı kararı ile,
Suç tarihinin 21/10/2015 olduğu belirtilerek,
“HDP milletvekili adayı sanık Kemal Bülbül'ün 20.10.2015 tarihinde HDP seçim bürosu önünde toplanan kalabalığa yapmış olduğu konuşmasında "...PKK; masumların, mazlumların, yoksulların, kimsesizlerin...(temsilcisidir)...", "...Halk önderi Abdullah Öcalan'(ın) özgürlüğü özgürlüğümüzdür, sağlığı sağlımızdır, varlığı varlığımızdır, bu kadar açık...", "...Kürdistan şehitleri aşkına...", "...Burada adı destanlarla anılan yoldaşlarımız var...Biz Mazlumları (Mazlum Doğan) Kemalleri (Kemal Pir) Alileri, Sakineleri (Sakine Cansız)...temsil ediyoruz...""...Dağlarda mücadele eden yoldaşlarımız...", "...Kürdistanda ırkçı, inkarcı, işkenceci...kalmayacak..." ve "Biz öz yönetimi...boşuna söylemiyoruz..." şeklinde sözler söylediği…” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2 ve TCK'nın 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
b) Ankara 15. Ağır Mahkemesinin 17/07/2018 tarih, 2018/302 esas, 2018/172 sayılı kararı ile,
Suç tarihinin 22/01/2018 olduğu belirtilerek,
“PKK/KCK terör örgütüne müzahir internet sitelerinden ve sözde terör örgütü üst düzey yöneticileri tarafından yapılan çağrılar doğrultusunda Türk Silahlı Kuvvetler tarafından Afrin bölgesinde yapılan operasyonları protesto etmek ve anılan terör gruplarına destek vermek amacıyla sosyal medya hesapları üzerinden PKK/KCK-PYD/YPG terör örgütünün propagandasının yapmak, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek yönünde paylaşımlarda bulunulduğu, - şüphelinin, ikametinde yapılan aramada Diyarbakır 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2016/1674 D.İş sayılı kararı ile yasaklanan ''Dörtlerin Gecesi'' isimli kitaba el konulduğu, el konulan Dörtlerin Gecesi isimli kitapta 1980'li yıllarda Diyarbakır Cezaevinde tutuklu bulunan 4 PKK terör örgütü üyesinin hikayesinin anlatıldığı,” tespitiyle Türk Ceza Kanunu 216/1, 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddeleri uyarınca açılan kamu davasında,
“Sanık Kemal Bülbül'ün 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan 27. Dönem milletvekili seçimlerinde Antalya ilinden milletvekili seçildiği, Sanığın yargılandığı suçun niteliği dikkate alındığında T.C Anayasası'nın 83/2. maddesinde belirtilen istisnai hallerden olmadığı, T.C Anayasası'nın 83/2. Maddesine göre milletvekili seçilmesine göre milletvekili seçildiği an itibariyle yasama dokunulmazlığını elde ettiği” gerekçesiyle kamu davasının durmasına” karar verildiği,
c) Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/11/2020 tarih, 2018/17 esas ve 2020/402 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 04/01/2018 olduğu belirtilerek,
“…sanığın, PKK/KCK silahlı terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın talimatı üzerine örgütün amaçları doğrultusunda kurulan ve yukarıda izah edildiği üzere mahkememizce PKK/KCK silahlı terör örgütünün yapılanması içerisinde yer aldığı hususunda şüphe bulunmayan Demokratik Toplum Kongresi içinde faaliyet yürüttüğü, DTK'nın Ankara delegesi, Daimi Meclis Üyesi yine DTK bünyesinde bulunan İnanç ve Azınlıklar Komisyonu Üyesi olduğu, bu kapsamda 14/07/2011tarihinde özerkliğin ilan edildiği toplantı da dahil olmak üzere bir çok toplantı, çalıştay ve konferanslara katıldığı, katıldığı kimi toplantılarda konuşmalar yaptığı ve yukarıda belirtildiği üzere yaptığı kimi konuşmalarda PKK/KCK silahlı terör örgütünü meşru gösteren ve sahiplenen ifadelerinin bulunduğu, ayrıca açık kaynak araştırmalarından anlaşıldığı üzere sanığın yayınlanmak üzere PKK silahlı terör örgütünü meşru gösteren ve sahiplenen yazılar kaleme aldığı, … sanığın örgüt hiyerarşisine dahil olarak işlediği fiillerin yoğunluk, çeşitlilik ve süreklilik içerdiği,....” gerekçesiyle, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK’nın 314/2, 62, 3713 sayılı Yasanın 5/1. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere, 02/03/2015 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 27. Dönem HDP Antalya Milletvekili seçilen Kemal Bülbül’ün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma” suçlarından verilmiş mahkumiyet kararları ile, “terör örgütünün propagandasını yapma, halkı kin ve düşmanlığa sevk etme” suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Kemal Bülbül’ün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
105. MURAT ÇEPNİ (Abdurrahman ve Havva oğlu, 1974 doğumlu, T.C. Kimlik No: 34739135702); (27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) HDP İzmir Milletvekili, 11/02/2018 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi, 20/05/2017 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 21/01/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 05/04/2018 tarih, Soruşturma No: 2018/8161, Esas No: 2018/3930, ve İddianame No: 2018/589 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 2018 yılı olduğu belirtilerek,
…Şüphelinin kendisinin kullanmış olduğu @apidon30 İsimli/Rumuzlu Twitter Hesabından yaptığı paylaşımlarında PKK/KCK/YPG adlı silahlı terör örgütünün eylemlerini meşru gösterme gayretiyle propaganda niteliğinde değişik zamanlarda farklı paylaşımlarda bulunarak üzerine atılı suçu zincirleme şekilde işlediği, şüphelinin ikrara dönük savunması, kolluk tutanak, raporları, twitter çıktıları ve tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır.” tespitiyle terör örgütü propagandası yapma suçundan kamu davası açıldığı, Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/09/2018 tarih ve 2018/188 esas, 2018/318 sayılı kararı ile,
“Sanık Murat Çepni'nin 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan 27. Dönem milletvekili seçimlerinde İzmir ilinden milletvekili seçildiği, sanığın yargılandığı suçun niteliği dikkate alındığında T.C. Anayasası’nın 83/2 maddesinde belirtilen istisnai hallerden olmadığı, T.C. Anayasası’nın 83/2 maddesine göre milletvekili seçilmesi karşısında milletvekili seçildiği an itibariyle yasama dokunulmazlığını elde ettiği” gerekçesiyle kamu davasının durmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere, 21/01/2016 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 27. Dönem HDP İzmir Milletvekili, 11/02/2018 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi, 20/05/2017 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Murat Çepni’nin, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Murat Çepni’nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
106. SİBEL YİĞİTALP (Şükrü ve Hanimi kızı, 1971 doğumlu, T.C. Kimlik No: 48121821074); (25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) HDP Diyarbakır Milletvekili, 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 09/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 02/11/2016 tarih, Soruşturma No: 2016/23395, Esas No: 2016/7798 ve İddianame No: 2016/1304 sayılı iddianamesiyle,
Suç tarihlerinin 04/09/2015, 10/10/2015, 25/11/2015, 09/12/2015, 15/12/2015, 18/12/2015, 25/12/2015, 08/02/2016, 09/02/2016, 17/02/2016, 24/02/2016, 26/02/2016, 02/03/2016 olduğu belirtilerek,
Sibel Yiğitalp’in katıldığı 11 eylemden bahsedildikten sonra;
“Şüpheli belirtilen suç tarihlerinde yapmış olduğu konuşmalar ile 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 7/2 maddesine muhalefet etmiş, örgüte müzahir siyasi kimlik ve gücünü PKK/KCK ve İmralı'dan aldığı talimatlar ile Sur bölgesinde devam eden olaylar sırasında veya bu olayların öncesinde ve sonrasında yasadışı toplantılara katılarak ve bu toplantılarda geniş halk kitlelerine yönelik konuşmalar yaparak cebir, şiddet olgusunu meşru gösterecek eylem ve beyanlarda bulunmuştur. Mesela; toplanan halka teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın kürt halk önderi olduğunu söylemiş, ölen örgüt mensuplarını şehit olarak nitelemiş ayrıca Sur'da devam eden sokağa çıkma yasağına ve devam eden operasyonlara karşı beyanlarda bulunmak suretiyle cebir, şiddet olgusunu kuvvetlendirmiş ve bu yöndeki beyanlarının defalarca tekrar etmiştir. Bu nedenle milletvekili olan şüpheli Sibel Yiğitalp'in siyasi faaliyet görünümü altında gerçekleştirdiği eylemlerinin salt siyasi faaliyet kapsamında görülemeyeceği, zira 25/11/2015 tarihinden 29/02/2016 tarihine kadar oniki ayrı terör örgütünün propagandasına dönüşen gösteriye katılarak bu toplantılarda örgütten almış olduğu talimatlar doğrultusunda cebir şiddet olgusunu meşru gösterecek nitelikte konuşmalar yaptığı, söz konusu yasadışı toplantılara katılma ve örgüt propagandası yapma eyleminin, örgüt faaliyetlerindeki süreklilik ve yoğunluğu itibariyle eylemlerin bir bütün halinde değerlendirildiğinde silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olmak suretiyle terör örgütü üyesi olma suçunu da oluşturduğu anlaşılmaktadır.
Örgüt çağrısı üzerine düzenlenen PKK terör örgütünün propagandasına dönüşen basın açıklaması, kanunsuz yürüyüş ve etkinliklere katıldığından, eylemlerin yoğunluğu sürekliliği ve çeşitliliği değerlendirildiğinde; TCK'nın 314/2 maddesinde düzenlenen Terör Örgütüne Üye Olma suçu maddi ve manevi unsurları yönünden oluşmaktadır.
Şüpheli Sibel Yiğitalp'in 18/12/2015 tarihinde terör örgütünün çağrı ve talimatları doğrultusunda düzenlenen ve PKK terör örgütünün propagandası ve gövde gösterisi haline dönüştürülen toplantı ve yürüyüşe katıldığı, şüphelinin dağılın ihtarına ve zor kullanmaya rağmen dağılmamakta ısrar eden grup içerisinde yer almak suretiyle 2911 Sayılı Yasanın 32/1maddesinde düzenlenen kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılarak ihtara ve zor kullanmaya rağmen dağılmamakta ısrar etmek suçunu işlediği ayrıca güvenlik güçlerine "Yemin ederim sizi paramparça ederim, buradan gitmeyeceğim, gaz atarsanız bir şey yaparsanız..." şeklinde söyleyerek ve güvenlik güçlerine direnmek suretiyle Türk Ceza Kanunun 265. maddesinde düzenlenen direnme suçunu işlediği, şüphelinin bu eylemlerini örgüt çağrısı üzerine gerçekleştirmesi nedeniyle örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği,
09/02/2016 tarihinde; Örgütçe yapılan çağrılar doğrultusunda toplanan grupla birlikte hareket ettiği, grubun basın açıklaması yapmak istediği, gruba yönelik güvenlik güçleri tarafından dağılmaları yönünde ihtar yapıldığı buna rağmen şüphelinin de içerisinde bulunduğu grubun yürümeye devam etmesi üzerine güvenlik güçlerince müdahele edilerek grubun dağıtıldığı, etkinlik sırasında "Biji Serok Apo", "Yaşasın Sur Direnişi", "Yaşasın Cizre Direnişi", "Gerilla Gerilla", "Katil Devlet Hesap Verecek", "Katil Polis Kürdistandan Defol", "Başkansız Yaşam Olmaz" şeklinde sloganların atıldığı, şüpheli Sibel Yiğitalp'in 09/02/2016 tarihinde örgüte müzahir internet siteleri aracılığıyla yapılan çağrılara uymak suretiyle yürüyüşe katıldığı,
Şüpheli Sibel Yiğitalp'in 08/02/2016 tarihinde yapmış olduğu konuşmasında; örgüte destek vermek amacıyla her şekilde ve sonuna kadar direnilmesi, topluca yürünmesi, Sur ve Cizre ilçelerindeki örgütsel eylemlere sahip çıkılması yönünde alenen çağrı yapılarak halkın kanunlara uymamaya alenen tahrik edildiği, …
25/11/2015, 09/12/2015, 10/12/2015, 15/12/2015, 18/12/2015, 25/12/2015, 08/02/2016, 17/02/2016, 24/02/2016, 26/02/2016 ve 02/03/2016 tarihlerinde yapmış olduğu konuşmalarında özellikle; bölücü terör örgütünün talimatlarına istinaden terör yöntemlerini kullanmaya özendirici ve terörizmi yüceltici, cebir şiddet olgusunu meşru gösterecek mahiyette beyanlarda bulunduğu” belirtilerek TCK’nın 314/2, 43/1; 3713 sayılı Kanunun 5-7/2 maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/492 esasında derdest olduğu,
b) Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 05/08/2019 tarih ve Soruşturma No: 2018/14881, Esas No: 2019/4245, İddianame No: 2019/820 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 21/03/2018 olduğu belirtilerek,
“…Batman ili …"Nevruz Bayramı" …. etkinlik sırasında saat 14:50'de HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp tarafından …"...biz ona şunu söylüyoruz buradan sayın Abdullah Öcalan'a bir selam olsun diyoruz. Ve bu ülkenin en büyük şansının sayın Abdullah Öcalanolduğunu hatırlatıyoruz. Sayın Öcalan bu ülkede şanstır. Bu ülke için eğer siz sayın Öcalan'ın fikirlerini hayata geçirirseniz ülke olarak Türkiye olarak hem ülke içinde barışı kazanırsınız hem de Orta Doğu'da barışı kazanırsınız..." şeklindeki sözlerle silahlı terör örgütü PKK'nın hükümlü elebaşısı Abdullah Öcalanüzerinden örgüt propagandası yaptığı,” tespitiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/412 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 09/05/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 25 ve 26. dönem HDP Diyarbakır Milletvekili, 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Sibel Yiğitalp’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Sibel Yiğitalp’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
107. SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ziya ve Zeliha oğlu, 1962 doğumlu, T.C. Kimlik No: 25010029896); (24. Dönem (06/11/2013 - 07/06/2015) İstanbul, 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) Ankara Milletvekili, 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Üyesi, 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Genel Başkan Yardımcısı, 25/10/2013 - 08/01/2019 Tarihleri Arası ve 24/01/2020 tarihinden itibaren HDP Üyesi)
a) İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/09/2018 tarih ve 2017/173 esas, 2018/152 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 17/03/2013 olduğu belirtilerek,
“…Sanık Sırrı Süreyya Önder yönünden yapılan değerlendirmede; sanığın terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın fotoğrafının asılı bulunduğu sahnede gerçekleştirdiği konuşmasında söylediği "Size kürt halkı önderi Sayın Öcalan'ın selamını getirdim.... Bugün de Kürdistan'da onun onurlu evlatlarıyla onur duyuyoruz." şeklindeki sözleri ile terör örgütü liderini Kürt halkının lideri olarak göstererek terör örgütü PKK'yı ve yöneticisini meşru göstermeye çalışmış, ülke topraklarının bir bölümünü, terör örgütünün bölücü ideolojisinde yer aldığı şekli ile Kürdistan olarak tabir etmiş ve bu suretle terör örgütünün propagandasını yapmıştır.
…nevruz kutlaması ve miting şeklindeki açık hava toplantısında yaptıkları konuşmalar sırasında bölücü silahlı terör örgütü PKK ile yönetici ve üyeleri lehine, terör örgütü PKK'nın kullanmış olduğu şiddet yöntemini meşru gösteren, destekleyen ve öven, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin güvenlik güçlerince yürütülen meşru ve haklı terörle mücadele operasyonları ile ilgili olumsuz bir algı oluşturmaya çalışan yukarıda yazılı olduğu şekilde sözler sarf ederek ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti topraklarının bir kısmını sözde Kürdistan olarak nitelendirerek örgütün bölücü ideolojisini yaymaya ve meşru göstermeye çalışarak terör örgütü propagandası suçunu işledikleri” gerekçesiyle 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddesi uyarınca 3 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 18/11/2016 tarih, Soruşturma No: 2016/30519, Esas No: 2016/8530 ve İddianame No: 2016/1403 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 2013, 26/12/2015, 21/03/2016 olduğu belirtilerek,
“…Şüpheli Sırrı Süreyya Önder'in 26/12/2015 tarihinde Diyarbakır ilinde toplanan DTK 'ya katılmıştır. DTK , PKK/KCK terör örgütünün doğrudan bir alt bileşeni ve organıdır. …Şüphelinin söz konusu DTK 'ya katılmak suretiyle örgütün talimatı üzerine yukarıda konuşma yapması, konuşmanın içeriğinde özellikle son dönemde Sur ve Cizre ilçelerinde PKK/KCK bölücü terör örgütü tarafından sözde özerk bölge oluşturma amacıyla yoğun şekilde gerçekleştirilen hendek kazma, bomba tuzaklama, güvenlik güçlerine yönelik silahlı ve roketli saldırıların sahiplenildiği de değerlendirildiğinde PKK/KCK terör örgütünün üyesi olduğu anlaşılmaktadır.
… şüphelinin 26/12/2015 tarihli DTK 'da yapmış olduğu konuşma incelendiğinde; Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçunu (TCK'nın 216/1) işlediği anlaşılmaktadır.
Şüphelinin 21/03/2016 tarihinde Diyarbakır ilinde düzenlenen nevruz etkinliğinde yapmış olduğu konuşmasında ve röportajda son dönemde Sur ilçesinde PKK/KCK bölücü terör örgütü tarafından sözde özerk bölge oluşturma amacıyla yoğun şekilde gerçekleştirilen hendek kazma, bomba tuzaklama, güvenlik güçlerine yönelik silahlı ve roketli saldırılarla ilgili olarak bu eylemleri haklı bir mücadele olarak nitelendirdiği, bölücü terör örgütüne yönelik gerçekleştirilen operasyonları ise katliam ve zulüm olarak belirttiği, ölen bölücü terör örgütü mensuplarını açıkça sahiplendiği, bölgedeki vatandaşların evlerinden çıkamadıklarını, teröristbaşı Abdullah Öcalan'a bağlılığını açıkça dile getirdiği, bölgedeki kamu düzenin ancak Abdullah Öcalan'ın fikirleriyle sağlanabileceğini açıkladığı anlaşılmakla bu söylemler bir bütün olarak yapılan konuşma sırasında yansıtılan sinevizyon gösterimi ve yukarıda açıklanan şekilde konuşmayı dinleyen kalabalığın attığı sloganlar, açılan örgütsel pankartlarla birlikte değerlendirildiğinde Sırrı Süreyya Önder'in bölücü terör örgütünün suç içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde konuşma yapmak suretiyle bölücü terör örgütünün propagandasını yaptığı anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerden dolayı şüphelinin DTK kongresine katılıp konuşma yapmış olması, konuşmanın içeriği ve DTK 'nın niteliği birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin TCK'nın 314/2 maddesinde düzenlenen Terör Örgütüne Üye Olma ve Örgüt Propagandası Yapma suçlarını işlediği anlaşılmaktadır.
- şüphelinin DTK 'da yapmış olduğu konuşmada Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ettiği yönünde hakkında kuvvetli suç şüphesi bulunmaktadır.
Yine şüphelinin 2013 yılında PKK/KCK terör örgütü yöneticileri ile resim çektirmek suretiyle cebir, şiddet olgusunu meşru göstererek örgüt propagandası yaptığı anlaşılmıştır.
Şüphelinin ayrıca 21/03/2016 tarihinde Diyarbakır ilinde gerçekleştirilen nevruz etkinliğinde yapmış olduğu konuşmayla da cebir, şiddet olgusunu meşru göstermiş ve konuşmasını PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın ve silahların gösterildiği sinevizyon gösterisi eşliğinde gerçekleştirmiştir. Böylelikle silahlı terör örgütünün propagandasını yaptığı”, belirtilerek “silahlı terör örgütüne üye olmak, halkı kin ve düşmanlığa alanen tahrik etmek, terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından TCK’nın 314/2, 216/1, 3713 sayılı Yasanın 5, 7/2. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/25 esasında derdest olduğu,
c)Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25/10/2013 - 08/01/2019 tarihleri arası ve 24/01/2020 tarihinden itibaren üyesi olup, 24. Dönem İstanbul, 25 ve 26. Dönem Ankara Milletvekili, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi üyesi, 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Genel Başkan Yardımcısı seçilen Sırrı Süreyya Önder’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü propagandası yapmak” suçundan verilmiş mahkumiyet kararı ile; “silahlı terör örgütüne üye olmak, halkı kin ve düşmanlığa alanen tahrik etmek, terör örgütü propagandası yapmak” ve Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında yargılaması devam eden yukarıda açıklanan diğer suçlarından kovuşturma dosyalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Sırrı Süreyya Önder’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
108. TAYİP TEMEL (Şükrü ve Narinç oğlu, 1982 doğumlu, T.C. Kimlik No: 30709666030); (27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Van Milletvekili, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 06/06/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/35361 sayılı soruşturma dosyasında,
Suç tarihinin 08/03/2019 ve 26/05/2019 arası; suçun terör örgütü propagandası yapmak, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek olduğu belirtilerek,
“PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'a uygulanan -sözde- tecridi protesto etmek amacıyla HDP (Halkların Demokratik Partisi) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in 07.11.2018 tarihi itibariyle süresiz ve dönüşümsüz olarak başlattığı -sözde- açlık grevi eylemi ile ilgili olarak terör örgütüne müzahir yayın organları ve herkesin kullanımına açık sosyal medya platformları üzerinden bahse konu eyleme destek olunması doğrultusunda çağrı haberleri yapılmıştır. Son olarak yapılan çağrılarında etkisiyle hem teröristbaşı üzerindeki -sözde- tecridi protesto etmek hem de bu amaçla -sözde- açlık grevi eylemini sürdüren Leyla Güven'e destek olmak amacıyla, 08.03.2019 itibariyle İlimiz Bağlar İlçesi HDP İl Başkanlığı binasında süresiz/dönüşümsüz -sözde- açlık grevi eylemine halen HDP Van Milletvekili olan Tayip Temel'in de katıldığı bahisle kolluk tarafından başlatılan tahkikat evrakının gönderildiği,….milletvekili hakkında soruşturma veya kovuşturma yapma yetkisi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve bu yer Ağır Ceza Mahkemesine aittir.” tespitiyle, 13/06/2019 tarihli yetkisizlik kararıyla gönderilen soruşturma evrakının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/12089 soruşturma sırasına kaydedildiği,
b) Van Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/5478 sayılı soruşturma dosyasında,
Suç tarihinin 02/03/2019; suçun terör örgütü propagandası yapmak olduğu belirtilerek,
“… (HDP) Tuşba Seçim Bürosunun açılışına 50 kişilik katılım sağlanarak, açılış esnasında katılımcılara hitaben konuşma yapan, Halkların Demokratik Partisi (HDP) 27. Dönem Van Milletvekili Tayip Temel …kürtçe konuşma içeriğinde (PKK) terör örgütü lehine propaganda yapıldığı tespit edildiğinden olay ile ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığımızca soruşturma işlemlerine başlanılmış ise de; …milletvekili hakkında soruşturma veya kovuşturma yapma yetkisi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve bu yer ağır ceza mahkemesine aittir.” tespitiyle, 07/03/2019 tarihli yetkisizlik kararıyla gönderilen soruşturma evrakının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/11515 soruşturma sırasına kaydedildiği,
c) Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/2343 soruşturma numaralı dosyasında,
Suç tarihinin 26/07/2019; suçun terör örgütü propagandası yapmak olduğu belirtilerek,
“…Tunceli İli Sanat Sokak içerisinde "Güncel Siyasi Gelişmeler ve Cözüm Önerileri " isimli panele konuşmacı olarak katılan HDP Van Milletvekili Tayip Temel'in yapmış olduğu …konuşmasında özetle; …avukatlarına şunu söylüyorum, ÖCALAN' ı mutlu gördük demeyin, umutlu gördük deyin, şeklinde konuştuğu tespit edilmiştir.
Tüm soruşturma evrakı birlikte değerlendirildiğinde; HDP Van Milletvekili Tayip Temel'in yapmış olduğu konuşması ile PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a ve yine açlık grevinde olanlara destek içerikli söylemleri ile üzerine atılı 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesinde tanımlı eylemi gerçekleştirdiği …Milletvekili hakkında soruşturma yürütme yetkisinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na ait olduğu “ tespitiyle, 04/09/2019 tarihli yetkisizlik kararıyla gönderilen soruşturma evrakının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/13747 soruşturma sırasına kaydedildiği,
d) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/24084 sayılı soruşturma dosyasında,
Suç tarihinin 15/05/2020; suçun terör örgütü propagandası yapmak, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Hükümetini alenen aşağılama, suçu ve suçluyu övme olduğu belirtilerek,
“15.05.2020 günü saat:12.00 sıralarında HDP (Halkların Demokratik Partisi) organizesinde; -sözde- Kürt Dil Bayramı ve İçişleri Bakanlığı Kararı ile belediye başkanları görevden alınan HDP Iğdır, Siirt, Kurtalan ve Baykan Belediyelerine "Belediye Başkan Vekili Atanması" konusu ile ilgili basın açıklaması yapılmıştır.
Sosyal medya ve açık kaynak üzerinden yapılan araştırmalarda; Periscope isimli sosyal paylaşım sitesi üzerinde herkese açık paylaşım yapan HDP Amed Eş Başkanlığı @HDPamedi kullanıcı adlı hesap üzerinden konuya ilişkin video paylaşımı yapılmış, bahse konu paylaşımında HDP Van Milletvekili Tayip Temel tarafından kürtçe olarak açıklamalarda bulunulduğu, …Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen milletvekili hakkında soruşturma veya kovuşturma yapma yetkisi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve bu yer Ağır Ceza Mahkemesine aittir.” tespitiyle, 14/07/2020 tarihli yetkisizlik kararıyla soruşturma evrakının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
e) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/9530 sayılı soruşturma dosyasında,
Suç tarihinin 09/10/2020; suçun terör örgütü propagandası yapma, suçu ve suçluyu övme, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Hükümetini Alenen Aşağılama olduğu belirtilerek,
“…HDP (Halkların Demokratik Partisi) organizesinde …"terörist başının Suriye'den çıkarılmasının yıldönümü" nedeniyle düzenlenen basın açıklamasında HDP Van Milletvekili Tayyip TEMEL tarafından Kürtçe olarak “... Bugün burada toplanmamızın sebebi 9 Ekim uluslararası komplonun yıldönümü nedeniyle buradayız, evet 9 ekim 1999 da uluslararası bir komplo ile Ortadoğu sürekli savaş alanı olsun diye, Türkiye sürekli kaos ortamı olsun diye, uluslararası bir komplo ile sayın Abdullah Öcalanbir komplo sonucunda Türkiye'ye teslim edildi ve o günden bu güne rehinliği devam ediyor….”şeklinde suç unsuru içeren sözler sarf ettikleri …soruşturma veya kovuşturma yapma yetkisi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve bu yer Ağır Ceza Mahkemesine aittir." tespitiyle, 10/02/2021 tarihli yetkisizlik kararıyla soruşturma evrakının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
Görüldüğü üzere, 06/06/2018 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 27. Dönem Van Milletvekili ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Tayip Temel’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Hükümetini alenen aşağılamak, suçu ve suçluyu övmek ” suçlarından hakkında ceza soruşturması bulunduğu, partide üst düzey görev alan Tayip Temel’in, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
109. AYŞE ACAR BAŞARAN (Abdurrahman ve Sultani kızı, 1985 doğumlu, T.C. Kimlik No: 58588540722); (25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015), 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) ve 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Batman Milletvekili, 20/05/2017, 11/02/2018 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi, 23/08/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 23/08/2016 tarih ve Soruşturma No: 2016/14555, Esas No: 2016/3148, İddianame No: 2016/358 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 19/09/2015 olduğu belirtilerek;
"Sason ilçesi Yamaçlı Tepe bölgesinde bulunan bölücü terör örgütü PKK mensuplarının etkisiz hale getirilmesi amacıyla askeri operasyon düzenlendiği, operasyon esnasında teröristler ile güvenlik güçleri arasında çatışma çıktığı, bu çatışma neticesinde bir teröristin etkisiz hale getirildiği, operasyon birliklerince bölgede başka teröristlerin olduğu değerlendirilerek operasyona devam edildiği, ancak terör örgütünün mensupları veya işbirlikçileri tarafından haber verilmesi üzerine şüpheli Ayşe Acar Başaran'ın da aralarında bulunduğu toplam 77 kişinin operasyon bölgesine giderek canlı kalkan eyleminde bulundukları, bu nedenle operasyonun devamının engellendiği, Batman İl Merkezindeki şüphelilerin toplanarak 18.09.2015 günü saat 18:00 sıralarında canlı kalkan eyleminde bulunmak amacıyla operasyon bölgesine giderekoperasyon birliklerinin arasına girdikleri, güvenlik güçlerinin üzerine araç farlarını tutarak yerlerinin belli olmasına ve bir kısmının aşağı inmesine neden oldukları, güvenlik güçlerinin, terör örgütü mensuplarına karşı silah kullanmasını, terör örgütü mensuplarının tespitini ve yakalanmalarını önledikleri, bu eylemleriyle bölücü terör örgütüne yardım ettikleri, bu şekilde TCK 283. maddesinde tanımlanmış olan Suçluyu Kayırma suçunu işledikleri, TCK 220/6. maddesine göre örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişilerin örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılmaları gerektiği, bu şekilde eylemlerde bulunan kişilerin arasındaolay tarihinde ve halen milletvekili olarak görev yapan şüpheli Ayşe Acar Başaran'ın da bulunduğu" belirtilerek açılan kamu davasının Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/294 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 26/10/2016 tarih ve 2016/3379 esas sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 10/10/2015 olduğu belirtilerek;
"10.10.2015 günü saat 12.53 sıralarında HDP Batman İl Binası önünde toplanan yaklaşık 200 kişilik gruba ve basın mensuplarına hitaben HDP Batman İl Başkanı Abdulbari KARAAĞAÇ tarafından konuşma yapıldığı ve toplanan grubu Atatürk Parkına kadar yürüyüşe davet ettiği, Saat 13.10 sıralarında HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, HDP Batman Milletvekili Saadet BECERİKLİ, HDP Mardin Milletvekili Mehmet Ali Aslan, HDP Batman 4. sıra Milletvekili Adayı Av. Kadir TUNÇ, HDP Batman İl Başkanı Abdulbari KARAAĞAÇ, Batman Belediye Başkanı Sabri ÖZDEMİR, Belediye Meclis Üyesi Necmi DİLMAÇ’ın da aralarında bulunduğu yaklaşık 200 kişilik grubun Cihan Kavşağı üzerinde yolu trafiğe kısmen kapatarak yürüyüşe geçtiği,...oturma eylemi sonrası HDP Mardin Milletvekili Mehmet Ali Aslan, HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, HDP Batman İl Başkanı Abdulbari KARAAĞAÇ ve beraberinde bulunan yaklaşık 30 kişilik grubun güvenlik barikatına zorluk çıkartarak ve Milletvekili dokunulmazlıklarını kullanarak Atatürk parkı istikametine doğru alkış ve sloganlar eşliğinde tekrar yürüyüşe geçtiği, ...saat 13.35 sıralarında yoldan ve Atatürk Parkı içerisinden katılımlar ile birlikte Atatürk Parkı önünde toplanan yaklaşık 50 kişilik gruba ve basına hitaben sırasıyla; HDP Batman 4.sıra Milletvekili Adayı Av. Kadir TUNÇ, HDP Batman Milletvekili Saadet BECERİKLİ, HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran tarafından “....nasıl kandan beslenmiş olduklarının açık ve net ispatıdır en kısa zamanda kendi sonlarını hazırlamamaları adına çünkü bütün diktatörler devrilmiştir bir an önce akıllarını başlarına almaya çağırıyoruz.” şeklinde konuşmalar yapıldığı, yapılan kanuna aykırı yürüyüş esnasında grup tarafından; “BİJİ SEROK APO (YAŞASIN BAŞKAN APO), ŞEHİD NAMIRIN (ŞEHİD ÖLMEZ), BE SEROK JİYAN NABE (ÖNDERSİZ YAŞAM OLMAZ), …SAVAŞA KARŞI OMUZ OMUZA, DİRENE DİRENE KAZANACAĞIZ, KÜRDİSTAN FAŞİZME MEZAR OLACAK” şeklinde sloganlar atıldığı, ... şüpheli HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran hakkında eylemine uyan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu 28/1, Terörle Mücadele Kanunu 7/2. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi istemiyle açılan kamu davasının Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/343 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
c) Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 25/10/2016 tarih ve 2016/3362 esas sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 19/12/2015 olduğu belirtilerek;
"Merkez Belediye Hizmet Binası önünde BÜÖ-DER (Batman Üniversitesi Özgür öğrenci Derneği), HDP (Halkların Demokratik Partisi) ve DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) Batman İl Başkanlıkları organizesinde toplanan ve aralarında HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran'ın da bulunduğu yaklaşık 2000 kişilik grubun PKK/KCK Terör Örgütü lehine “PKK HALKTIR HALK BURADA, BİJİ SEROK APO (YAŞASIN BAŞKAN APO), GERİLLA GERİLLA” şeklinde slogan atarak yolu araç ve yaya trafiğine kapattığı, emniyet görevlilerince gruba gerekli uyarı anonsu yapıldıktan sonra HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran ve Parti Başkanları ile görüşüldüğü, daha sonra HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, HDP Batman İl Başkanı Abdulbari KARAAĞAÇ, DBP Batman İl Başkanı Mehmet CANDEMİR'in grubun yanına giderek açıklamada bulunduğu ve devamında grupla birlikte yol üzerinde oturma eylemine geçmeleri üzerine emniyet görevlilerince gruba defaten uyarı anonslarında bulunulduğu, bu esnada grup içinden yüzleri puşi tabir edilen bezle kapalı şahıslar tarafından güvenlik görevlilerine taşlama yapılması üzerine Atatürk Bulvarı üzerinde oturma eylemi yapan ve grup içinden taş atan şahıslara TOMA aracıyla su ve gazla müdahalede bulunulduğu, müdahale sonrası grubun taşlama yaparak ara sokaklara kaçmak suretiyle dağıldığı, şüphelinin olay tarihinde sözde bağımsızlık ilan edilen hendek kazarak yolları kapatıp devletin egemen güçlerine karşı silahlı direnişte bulunan Cizre, Silopi, Sur ve Nusaybin ilçelerindeki terörle mücadele kapsamında yapılan işlemleri protesto etmek amacıyla toplanan grupla birlikte hareket edip grubun"PKK Halktır halk burada, Biji serok Apo, Gerilla Gerilla" diye slogan atarak terör örgütü propagandasını destekleyip grubun içerisinde bulunup kendisinin de örgüt propagandası yapmak ve 2911 sayılı yasaya muhalefet suçlarını işlediği" iddiasıyla açılan kamu davasının Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/343 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve Mahkemenin 07/03/2019 tarih ve 2016/343 esas, 2019/127 sayılı kararıyla görevsizlik kararı verilerek dosyanın Ankara Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği ve halen derdest olduğu,
d) Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 25/04/2017 tarih ve Soruşturma No: 2017/3168, Esas No: 2017/804, İddianame No: 2017/565 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 01/01/2016 olduğu belirtilerek;
"Cizre ilçesinde gerçekleştirilen operasyon esnasında Cizre Devlet Hastanesi çalışanı A.Y. nın hayatını kaybetmesi ile ilgili olarak aralarında milletvekili şüphelinin de bulunduğu yaklaşık 70 kişilik bir grubun 01/01/2016 günü Şırnak Devlet Hastanesi Acil Servis önünde toplandığı, milletvekili şüphelinin"katilleri tanıyoruz, unutmayacağız, hesap soracağız, şehit namırın"yazılı bir pankartın arkasında yer aldığı, bazı katılımcıların yaptığı konuşmaların ardından milletvekili A. Ö. nün topluluğa konuşma yaptığı, şüpheli Ayşe Acar Başaran'ın "katilleri tanıyoruz, unutmayacağız, hesap soracağız, şehit namırın" şeklindeki pankartın arkasında yer alması, pankartta şehit olarak bahsedilmesi birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin söz konusu örgütün şiddet içeren silahlı mücadelesini överek üzerine atılı Terör Örgütü Propagandası yapmak suçunu işlediği" iddiasıyla açılan kamu davasının Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/343 esas sayılı dava dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25, 26 ve 27. Dönem Batman Milletvekili, 20/05/2017, 11/02/2018 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi, 23/08/2015 tarihinden itibaren de HDP üyesi olan Ayşe Acar Başaran'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "Silahlı terör örgütüne üye olma, Terör örgütünün propagandasını yapma" suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ayşe Acar Başaran'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
110. EDİB BERK (Misbah ve Nebahat oğlu, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 23899672400); (19/05/2017-20/09/2020 Tarihleri arasında HDP Üyesi, 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) HDP Diyarbakır Milletvekili)
a) Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2018/4531, Esas No: 2018/1325, İddianame No: 2018/435 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 2018 olduğu belirtilerek;
"PKK/KCK terör örgütünün eylem ve faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik yapılan çalışmalarda 21/03/2018 günü 10:00 ile 17:00 saatleri arasında Halkların Demokratik partisi (HDP) Bingöl il Başkanlığı organizesinde, Saray Mahallesi Defderdarlık ön kesiminde bulunan Sağlık Caddesi üzerinde, yaklaşık 350 kişinin katılımı ile Nevruz etkinliği adı altında açık hava ve yer toplantısı düzenlendiği, düzenlenen etkinliğe konuşmacı olarak katılan bazı şahısların PKK/KCK terör örgütü lehine konuşmalar gerçekleştirdiği ve alana toplanan grup içerisinde bazı şahısların etkinlik süresince yasadışı slogan attıkları tespit edilmesi süresince yasadışı konuşma yapan ve slogan atarak suça karışan şüpheli şahısların aşağıda açık kimlik bilgileri yazılı şüpheliler olduğunun tespit edilmesi üzerine şüpheliler hakkındaSilahlıTerör Örgütü Propagandasından soruşturma işlemlerine başlanıldığı, şüpheli Edib Berk'in savunmasında; "Ben HDP parti meclisi yedek üyesi olarak parti merkezinin görevlendirmesi doğrultusunda 21/03/2018 tarihinde Bingöl'de yapılan nevruz etkinliğinin içerisinde yer aldım. Ancak tertip komitesi içinde yer almadım. Olay tarihinde söz konusu etkinlikte sunucu olarak görev yapacak Evindar isimli soy ismini hatırlamadığım ve HDP il yönetiminde yer alan şahsın çocuğunun rahatsızlanması nedeniyle etkinliğe katılamayacağını belirtmesi üzerine diksiyonumun düzgün olması nedeniyle sunuculuk görevini ben ifa ettim" şeklinde beyanda bulunduğu"ileri sürülerek terör örgütünün propagandasını yapma suçundan cezalandırılması istemiyle açılan davanın Bingöl 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/391 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2019/2790, Esas No: 2019/1606, İddianame No: 2019/429 sayılı soruşturması ile;
Suç tarihinin 21/03/2018 olduğu belirtilerek;
"21/03/2018 tarihinde Bingöl'de düzenlenen nevruz etkinliğinde sunucu olarak görev aldığı, etkinlik alanında bulunan şahıslara hitaben yapmış olduğu konuşmalarda silahlı terör örgütü propagandasına yönelik konuşma yaptığı,
Şüphelinin "Edip Berk" kullanıcı adı ile kullanmış olduğu facebook isimli sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımların değerlendirilmesinde;
23/02/2017 tarihli paylaşımında;"barış ve diyalog grubu.TTB merkez üyeleri ile Van, Mardin, Diyarbakır Tabip Odaları ve KESK temsilcileri ile Mardin'de Nusaybin Koru köyüne doğru yola çıkıyoruz" şeklinde paylaşımda bulunduğu, paylaşımın yapıldığı tarihte Nusaybin ilçesi Koru köyünün de içinde bulunduğu bölgelerde PKK/KCK terör örgütü mensuplarına yönelik gerçekleştirilen Şehit Jandarma Uzman Çavuş Sezer AYDEMİR operasyonu kapsamında 4 örgüt mensubunun etkisiz hale getirildiği, şüphelinin gerçekleştirilen operasyonları engelleme ve örgüt mensuplarının operasyon bölgesinden kaçmasını sağlamak amacıyla "canlı kalkan" olarak geçici güvenlik bölgesi ilan edilen operasyon bölgesine giden şahıslar içerisinde bulunduğu,
31/12/2016 tarihli paylaşımında; yaşı küçük çocukların hayallerini ön plana çıkararak PKK/KCK terör örgütü mensuplarının Diyarbakır Sur'da sözde öz yönetim ilanından sonra gerçekleştirilen eylem ve faaliyetleri sahiplendiği, Sur ilçesinde bulunan okulu bilinçli olarak yıkılarak yerine karakol kurulduğunu lanse ettiği,
10/12/2015 tarihli paylaşımında;"Diyarbakır Türkiye'nin en huzurlu şeklidir. Bu cümledeki anlatım bozukluğunu bulunuz. Ofiste bir dershanedeki Türkçe dersinde öğretmenin tahtaya yazdığı soru, bu sırada dışarıda tomalardan halka su sıkılmakta, atılan gaz bombaları nedeniyle göz gözü görmemekte ve protesto seslerine gerçek mermi sesleri karışmaktadır." şeklinde paylaşımda bulunarak PKK/KCK terör örgütünün Diyarbakır ilindeki bölücü faaliyetlerini aidiyet duygusu ile sahiplendiği,
13/11/2015 tarihli paylaşımında;"Silvan'da demokrasi, hukuk toplum kuralları değil fizik kanunları geçerlidir ve yaşananlar tarihe kaydediliyor",
11/11/2015 tarihli paylaşımında;"Silvan'da yoğun çatışmalar sürüyor, evlere girilip insanların kafaları kolları kırılıyor, açık ceza evi, açık işkencehaneye dönüştürüldü, gıda sıkıntısı var ve 9 günlük bazı mahallelerde elektrik, su yok, Silvan'da özel bir proje yürütülmektedir."ve 09/11/2015 tarihli paylaşımında;"Silvan'da Cizre'de, Nusaybin'de ev tutsaklığı, kurşunlar, ölümler, gerçek görmeyenler, görmezden gelenler ve onaylayanların iki yüzlülüğü, kötülüklü halleri ve insanlığa karşı işlenmiş suçların ortaklığı da gerçek ve bütün söyledikleri yalan"şeklinde paylaşımlarda bulunarak PKK/KCK terör örgütünün Diyarbakır ili Silvan, Şırnak ili Cizre ve Mardin ili Nusaybin ilçelerinde sözde öz yönetim sonrası PKK/KCK terör örgütü mensuplarına yönelik gerçekleştirilen operasyonların sivil halka yönelik yapıldığını lanse etmeye çalıştığı, terör örgütünün bölücü faaliyetlerini aidiyet duygusu ile sahiplendiği ve birçok paylaşımında da benzer şekilde hareket ettiği,Şüphelinin PKK/KCK, YPG/PYD silahlı terör örgütlerinin cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde hareket ettiği ve üzerine atılı suçu zincirleme şekilde işlediği" iddiasıyla cezalandırılması istemiyle açılan davanın Bingöl 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/391 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 19/05/2017 ile 20/09/2020 tarihleri arasında üyesi olup, 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen ve 25. Dönem HDP Diyarbakır Milletvekili görevini üstlenen Edib Berk'in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü propagandası yapma” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Edib Berk'in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
111. FERHAT ENCU (Abdullah ve Halime oğlu, 1985 doğumlu, T.C. Kimlik No: 13080065104); (26/10/2015 – 08/02/2018 Tarihleri Arasında HDP Üyesi ve 19/11/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015-06/02/2018) HDP Şırnak Milletvekili, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi)
a) Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/06/2017 tarih ve 2016/64 esas, 2017/274 sayılı kararı ile;
Suç tarihlerinin 28/06/2015, 26/09/2015, 01/01/2016, 22/01/2016, 16/02/2016- 01/03/2016 arası olduğu belirtilerek;
“...28/06/2015 tarihli sanık Ferhat Encu'nun "... Hepiniz biliyorsunuz 2 yıl önce bugün karakolları protesto ettiği için askerler tarafindan kurşunlanarak hayatını katleden M.Y.'ın ölüm yılının ikinci, iki yılıdır. Bir kez daha bu topraklarda bizlere bu acıları yaşatanlar Ortaoğu'da, Rojavada, Kurdistanda Turkiye'de her gün faili meçhuller yaşatan katliamlar yaşatan hukuksuzluklarda bulunan zihniyetleri burada bir kez daha kınıyoruz, mücadelemizin devam edeceğini, bunların hesabını soracağımızı, buradan bir kez daha ifade etmek istiyoruz, burada bizi yalnız bırakmayan tüm kurumlarımıza, il örgütlerimize teşekkür ediyoruz, ilginiz için sizlere de basın emekçilerine de teşekkür ediyoruz, sağo olun," diyerek konuşmasını bitirdiği...
26/09/2015 tarihli twitter sosyal paylaşım sitesinden Ferhat Encu isimli hesaptan paylaştığı; "Ankara'nin karanlık delhizlrnde kaybetmk istedikleri Roboski katliamnin tüm gerçekleri adım adım gün yüzünü çıkyor'', "Beytuşşebap'ın Hisar köynde evlerne askern attğı havan topunun isabt etmsi ile hayatni kaybednleri bugün toprga verdk", ''Beytüşşebap'ınAltin (Berçiya) dağlarına akın eden halk askeri barikatı aşıp cenazelern bulundgu böglyedoğru ilerldi", "Beytüşşebap halkı ile çatışmalarn yoğun yaşandğı bölgedeyz. Cenazelerni almak isteyn halk askeri müdahale ile karşıladı", "Cumhuriyet iyi bir gazetecilik yaparak Roboski katliaminda görev alan askerlerin ifadelerine ulaşımş. Bile bile yapılmış katliam.", "Bu katliamın planlı bir katliam oldugunu ve katledilenlerin sivil oldunduğu bile bile öldürüldüklerini söylemiştik" şeklinde paylaşımlarında,
01/01/2016 günü Silopi merkezde güvenlik güçleri tarafından icra edilen operasyonel faaliyetleri protesto etmek amacıyla Ofis Mahallesinde bir gurup vatandaşın mahalle arasında protesto yürüyüşü yaptıkları ve yürüyüş esnasında çekilen video ve fotoğrafları çeşitli internet sitelerinde paylaştıkları, ofis mahallesinde sanık Ferhat Encu öncülüğünde yaklaşık 70-80 kişinin katılımıyla yapılan yürüyüş sırasında sanık Ferhat Encu’nun konuşma yaptığı, 02/01/2016 tarihli İnternet Tespit Tutanağına göre "Devlet 40 yıldır bu uygulamalar ile Kürtleri türlü türlü katliamlardan geçirmiştir. Ama Kürt halkı bu katliamlara rağmen yine pes etmedi ve dahada güçlendi... Halk artık sizin bu zülümkar devletinizi kabul etmiyor ve tanımıyor. Şuan Kürdistanda devlet AKP ile katliamlar yapıyor. Malesef herkes kör ve sağır oluyor. Burada uygulananlar tam bir vahşet, daha neyi bekliyorsunuz, Taybet ananın cenazesi yedi gündür vurulduğu sokaktan alınamadı. Burada katledilenlerin çoğu çocuk ve kadın, hepsi sivil, devlet biran önce kirli ellerini kurdistan çekmelidir'' şeklinde olduğu...,
PKK/KCK bölücü terör örgütüne yönelik cizre ilçesinde sürdürülen operasyonlarda etkisiz hale getirilen A. T, M. K. ile A. P. isimli şahısların cenazeleri Şırnak Devlet Hastanesi morgunda iken 22.01.2016 günü saat 13.30 sıralarında aralannda HDP Vanmilletvekili Tugba HEZER, HDP Hakkari milletvekili Abdullah Zeydan, HDP Şırnak milletvekili Leyla BiRLiK,HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encu ve beraberindeki şahıslarca morgdan alınarak Bahçelievler Mahallesi Emniyet Müdürlüğü kademesi arkasında bulunan belediye mezarlığına götürülürken mezarlığa yaklaşık 500 metre kala cenazelerin araçlardan indirilip her üç taputun da üzerlerine sarı-kırımızı-yeşil renklerden oluşan PKK/KCK bölücü terör örgütünü simgeleyen bez parçaları (sözde bayrak) örtüldüğü, tabutların omuzlara alınarak mezarlığa kadar taşındığı, yürüyüş boyunca sık sık "Ey §ehid xwina te li erde na mine", "Biji Sorok Apo" ve "Direne direne kazanacagiz" sloganlari atarak mezarlığa kadar yüründüğü, mezarlıkta kürt ulusal marşı Ey Reqib'in okunmasi ve saygı duruşunun ardından sanık Ferhat Encu’nun"Botan'ın Kürdistan'ın direniş sembolü olduğunu ve aylardır bir vahşetle karşı karşıya olduğunu, Cizre'de Silopi'de bir vahşet var,Bu devlet tanklarıyla toplarıylahalkımızın üzerine gelmiş ve katlediyor. Bu vahşeti uygulayanlar bilsin ki bugün kıştır ama yarın bahardır. Botan'ın evlatları vahşete karşı insanlığı savunuyor, insanlığın değerlerini savunuyor. Bu direnişleri de devam edecektir." şeklinde konuşma yaptığı, konuşma içeriğinde sözde özyönetim ilanı ile başlayan Güneydoğu illerinin bir kısmında meydana gelen hendek ve barikat terör olaylarında huzur ve güvenin tesisi için yürütülen operasyonların vahşet ve katliam olarak nitelendirildiği, direnişin devam edeceği söylenerek şiddete açık çağrı yapıldığı, cenaze merasimi sırasında PKK'nın Ey Regıp isimli sözde marşı sırasında sanığın da saygı duruşu yaptığı,
Sanık Ferhat Encu'nun kullanmakta olduğu Ferhat Encu@FerhatEncu (https://twitter.com/FerhatEncu) kullanıcı isimli Twitter hesabından 16.02.2016 ile 01.03.2016 tarihleri arasında yapılan paylaşım ve yorumlarda; 16 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "Yasak başladığı dakikalarda saldırıda başladı. Yoğun silah sesleri gelmeye başladı. #İdil #Hezex", 8 Şubat 2016 tarihinde, ferzen@ferzenn isimli Twitter kullanıcısının paylaşımı olan, Ferhat Encu tarafından Retweetlenen ve altında resim bulunan; "- Süryani Mahallesindeki evler tahrip ediliyor. Açamadıkları kapıları fünye ile patlatıyorlar #TwitterKurds", 18 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "İdil'de izin belgeleri olmadığı halde kaldığım eve aramaya gelen jandarma talebimizden sonra belgeyi almaya gittiler. Hukuk mukuk hak getire", 18 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "Mahallelere yönelik yoğun bir saldırı var. Saldırı daha çok Turgut Özal mahallesinde yoğunlaştı. #Hezex #İdil", 18 Şubat 2016 tarihinde, imc tv @imc_televizyonu isimli Twitter kullanıcısının paylaşımı olan, Ferhat Encu tarafından Retweetlenen ve altında resim bulunan; "İdil'de sokağa çıkma yasağı sürüyor: 'Güvenlik' engeli bir can aldı imctv.com.tr/idilde-sokaga-...", 18 Şubat 2016 tarihinde, bilal gezer @bilalgezer13 isimli Twitter kullanıcısının paylaşımı olan, Ferhat Encu tarafından Retweetlenen ve altında video bulunan; "İZLEYİN BAKIN İDİL'DE EV BASKINLARI NASIL YAPILIYOR!!!", 19 Şubat 2016 tarihinde, Ikram Balekanî isimli Twitter kullanıcısının paylaşımı olan fotoğrafa ek olarak; "Hezex (İdil) evler böyle aranıyor. Arama kararı yok. Talan var.", 23 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "Kendisi kalp hastası ve evde tek başına yaşıyordu. Hendeklerin ve barikatların olmadığı mahallede devlet güçleri tarafından katledildi.", 23 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "4 gündür ambulans bekleyen kalp hastası M S. B. (57) evinde infaz edildi. Cenazesi Hastahane morguna kaldırıldı. #İdil #Hezex", 24 Şubat 2016 tarihinde, bilal gezer @bilalgezer13 isimli Twitter kullanıcısının paylaşımı olan fotoğrafa; "Cehennem Deresi Bombalanıyor" dedikleri yer İdil Yeni Mahalle! #Hezex" şeklinde yorum ekleyip paylaştığı, 24 Şubat 2016 tarihinde Fırat Haber Ajansı @ANFTTURKCE- isimli kullanıcının paylaşımı olan, Ferhat Encu tarafından Retweetlenen; "Encü: İdil'deki öz yönetim direnişine saldırılar amacına ulaşamayacak bit.ly/1R0gu2p @ANFTTURKCE", 24 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "Sabahtan beridir mahallelere yönelik yoğun bir saldırı var. #Hezex #İdil", 24 Şubat 2016 tarihinde KurdistanHaberMerkezi @KHaberMerkez isimli kullanıcının paylaşımı olan ve altında iki adet resim bulunan, Ferhat Encu tarafından Retweetlenen; "Sokağa çıkma yasağı" kapsamında tutulan İdil'in Xerabşeref köyüne yapılan top atışında bir ahır yıkıldı. DIHA", 24 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "Bu gün yapılan saldırıda 12 cenazenin İdil devlet hastanesi morguna kaldırıldığı bilgisi var. Yine katliam yaptılar.", 27 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "İdil'in Turgut Özal mahallesine yönelik yoğun bir saldırı var. Çok büyük patlamalar yaşanıyor. #Hezex", 28 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "Olacak en küçük birşeyin sorumlusu bu ülkenin yöneticileridir. Burdan hepsine sesleniyorum; Çekin bu gözü dönmüş silahlarınızı kapımızdan", 28 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "Şu anda kaldığım evin etrafı sarılmış durumda. Silahla tehdit ediliyorum. Terbiyesizce bir tavır sergileniyor. Gözü dönmüş bir güruh bunlar", 28 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "… üzerime yolladığın bu askerlerini bir an önce geri çek Bu üslup ve bu tavırlar ile seninde altında kalacağın şeyler yaşanabilir", 28 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu resimli yazıda; "Bulunduğum eve polisler zorla girerek ev sahibini ve beni darp ederek evde arama gerceklestiriyorlar", 28 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "Kaldığm evin sahibini darp edip kardeşim Veli Encü'yü göz altına alıp şahsıma fiili saldırıda bulunan güvenlik güçleri hükümetten emir alyor", 28 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu video ekli yazıda; "Misafir olduğumuz evin sahibi ile 3 basın çalışanı gözaltına alındı. Her hangi bir gerekçe gösterilmeden", 29 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "Bilsinler ki her birimiz gerçekleri yazan, kötülükleri ve hukuksuzlukları deşifre eden birer gazeteci, muhabir olmaya devam edeceğiz.", 29 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "Halkın haber alma özgürlüğünü kısıtlama çabası içinde olanlar. Yaptıkları barbarlığı, eşkıyalığı gizlemeye çalışanlar", 29 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "Güvenlik güçlerini izliyorlar bu evde" dedikleri şey evlerin kapılarını balyozla kırıp evleri talan etme görüntüleridir.", 29 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "Misafir olduğum evi terör evi, gözaltına alınan 3 muhabiri ve ev sahibini terörist olarak lanse eden alçak medya acizsiniz.", 29 Şubat 2016 tarihinde Fırat Haber Ajansı @ANFTTURKCE- isimli kullanıcının paylaşımı olan, Ferhat Encu tarafından Retweetlenen; "HDP: Encu'ye dönük hukuksuzluğu kınıyoruz; boyun eğmeyeceğiz anfturkce.net/guncel/hdp-enc...", 29 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "En son dün akşam TEM'e götürüldükleri bilgisi gelmişti. Ev sahibi serbest bırakıldı.", 29 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "Dün gözaltına alınan Azadiyâ Welat muhabiri Kadri Esen, DİHA muhabirleri Mahmut Ruvanas ve Ferzan Çatak dün akşamdan beri haber alınamıyor", 29 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "Hezex (İdil) belediyesi Kültür Merkezi her hangi bir arama kararı gösterilmeden aranıyor.", 28 Şubat 2016 tarihinde veysel vesek @Veweysel isimli kullanıcının paylaşımı olan, Ferhat Encu tarafından Retweetlenen; "İdil de Mv Ferhat Encu’nun evinde kaldığı S.K. gerekçesiz olarak gözaltına alındı. Gözaltı sırasında darp edilmiş", 28 Şubat 2016 tarihinde Frederike Geerdink @fgeerdink isimli kullanıcının paylaşımı olan, Ferhat Encu tarafından Retweetlenen; "in short: it was a day full of state terrorism again in turkey. kendinizi çok iyi bakın, @Veliencu ve @FerhatEncu. sizi hiç unutmadım", 28 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "Yılmayacağız, pes etmeyeceğiz. Boyun eğmeyeceğiz söz olsun hesabını soracağız.", 29 Şubat 2016 tarihinde erdalimrek @erdalimrek isimli kullanıcının paylaşımı olan, içerisinde Evrensel Gazetesi @evrenselgzt isimli kullanıcının paylaşımının yer aldığı, "@FerhatEncu: İdil'de sırtında bayrak, göğsünde padişah fotoğraflı polisler terör estiriyor evrn.sl/ne5ld" yazısının bulunduğu, Ferhat Encu tarafından Retweetlenen; "Ferhat Encu'yle hem İdil'de olan biteni, hem de dünkü ev baskınına dair yandaş medyanın yalanlarını konuştuk.", 29 Şubat 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "Çatışmaların olmadığı mahallerde evler ateşe veriliyor. Şehir merkezindeki dükkanların kepenkleri kırılıp yağma yapılıyor. #Hezex", 29 Şubat 2016 tarihinde Evrensel Gazetesi @evrenselgzt isimli kullanıcının paylaşımı olan, içerisinde güvenlik güçlerinin gizliden çekilmiş fotoğrafının da bulunduğu, Ferhat Encu tarafından Retweetlenen; "@FerhatEncu: İdil'de sırtında bayrak, göğsünde padişah fotoğraflı polisler terör estiriyor evrn.sl/ne5ld", ...1 Mart 2016 tarihinde paylaşmış olduğu yazıda; "Cumhurbaşkann anayasa kararna uymadığı ülkede asker ne yapar? Hukuksuz bir şekilde ev basar,iş yerini yağmalar, kamerayı bile gözaltına alır", 1 Mart 2016 tarihinde Ahmet Yıldırım HDP @ahmetyildirihdp isimli kullanıcının paylaşımı olan, Ferhat Encu tarafından Retweetlenen; "Şu anda Kırıkkale başlamak üzere olan Vartinis davasınn Duruşma salonundayız. Adaletin tecellisi için bütün mazlumlar dualarını eksik etmesin", … şeklinde paylaşım ve yorumlarda bulunduğu 05/03/2016 tarihli Açık Kaynak İnternet Tespit Tutanağı ile belirtilmiştir.
Söz konusu paylaşımların yapıldığı zaman dilimi sözde öz yönetim ilanı ile başlayan güneydoğu bölgesinin bir kısım illerindeki açılan hendek ve barikatların kaldırılması ve huzur ve güven ortamının tesisi için güvenlik güçlerimizin operasyonel faaliyetlerinin olduğu döneme ilişkindir ve yukarıda sırayla yer verilen paylaşımlarda kullanılan dile bir bütün halinde bakıldığında; operasyonların devlet güçlerinin saldırısı olarak nitelendirildiği, hukuk kurallarının çiğnendiği, güvenlik güçlerince terör örgütü mensuplarının yakalanmasını sağlamak için yapılanan aramaların talan olarak nitelendirildiği, bölge halkının güvenlik güçlerince katledildiği, ev, işyeri ve ahırlarının yıkıldığı, talan edildiği, silahlı örgütün ilan ettiği sözde öz yönetim direnişine saldırıların amacına ulaşmayacağının özetlendiği görülmüştür. Paylaşımların bir bütün halinde örgüt mensuplarınca güvenlik kuvvetlerinin müdahalesini engellemek ve bağımsız yönetim birimleri oluşturmak amacıyla inşa ettikleri hendek ve barikatlar ile bunların arkasında uzun namlulu silahlar, otomatik silahlar ve roketatar gibi ağır silahlarla tutulan nöbet ve devamında güvenlik güçleriyle girilen çatışmaları ve öz yönetim ilanı kapsamında yapılan eylemleri meşru gösterecek mahiyettedir...
Sanık Ferhat Encu’nun 26. Dönem HDP Şırnak milletvekili olduğu, 20/05/2016 tarihli 6718 sayılı Kanun'un 1. maddesi ile Anayasaya eklenen geçici 20. madde uyarınca yukarıda 5 ayrı olay başlığı altında verilen suç fezlekelerine ilişkin yasama dokunulmazlığının kaldırılması üzerine açılan kamu davası sonucu yapılan yargılamada; Belirtilen eylemlerinde ifade özgürlüğünün sınırlarının aşılmış olduğu, zira örgütün sözde özyönetim ilanı ile başlayan süreçte kamu düzenin bozulduğu, halkın ve güvenlik güçlerinin canına kast edildiği dönemde benimsenmiş öz yönetim ilanının gerçekleşmesi için şiddete başvurmanın meşru görüldüğü ve sanığın sosyal konumu itibariyle milletvekili olduğu siyasi partinin yoğun oy oranları alması sebebiyle sanığın etkileyebileceği kitle, bir kısım eylemlerin sosyal medya üzerinden yapılmış olması sebebiyle çok sayıda kişiyi etkileme ihtimali nazara alındığında söylem ve paylaşımlarının ifade özgürlüğünden yararlanamayacağı ve bir bütün halinde zincirleme şekilde örgüt propagandası suçuna vücut vereceği" gerekçesiyle 3713 sayılı Kanununun 7/2-2. cümle, TCK'nun 43, 62/1. maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No:2018/6843, Esas No:2018/1957 ve İddianame No: 2018/1652 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin Haziran 2015 olduğu belirtilerek;
"...31/01/2016 tarihinde yakalanan şahsın Silopi Terörle Mücadele Büro Amirliği'ndeifadesinin alındığı, D. E. nin alınan ifadesinde, "HDP Cizre İlçe Teşkilatı binasında çaycılık yaptığı dönemde halen HDP milletvekilleri olan Ferhat Encu, F. S, L. B. ve A. İ. in milletvekili adayı olmadan önce 15-20 gün kadar PKK'nın Cudi Kampına gittiklerini, burada 20 gün boyunca silah ve ideoloji eğitimi aldıklarını ve eğitimi başarı ile tamamladıklarını, eğitimi yapamazlarsa milletvekili olamayacaklarını bizzat kendisine söylediklerini.." beyan ettiği,
Silopi Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2015/4218sayılı soruşturma dosyasında HDP Silopi İlçe Başkanı olan Ali BALIN tarafından yapılan 22/12/2016 tarihli Fotoğraf Teşhis Tutanağında şüpheli Ferhat Encu’nun"Silopi ilçesine geldiği zaman partililerle görüştüğünü ve PKK'nın şehir yapılanması olan KCK'nın (Kürdistan Topluluklar Birliği Türkiye Meclisi) Silopi yapılanması Kent Meclisini destekler nitelikte ifadeler kullandığını bildiğini" beyan ettiği,
Şüpheli Ferhat Encu’nun üzerine atılı eylemin 5237 sayılı TCK'nun 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 3/1, 5/1. maddelerinde düzenlenen Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçunu oluşturduğu, şüphelinin o dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisinde Milletvekili olduğu, Anayasamızın 83/2. maddesi gereğince şüpheli hakkında atılı suçtan soruşturmaya devam olunabilmesi için yasama dokunulmazlıklarınınkaldırılması talebi ile 22.03.2017 tarihinde Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne Fezleke yazıldığı, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 14.02.2018 tarih ve 35601974-103-0232-2017-E.251/14521 sayılı yazısı ile şüphelinin milletvekilliğinin 06.02.2018 tarihinde düşürülmüş olduğunun bildirilmesi ile soruşturma işlemlerine başlanıldığı, Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma neticesinde, şüpheli hakkındaki isnatlar, şüpheliyi teşhis eden Ali Balın'ın teşhis tutanaklarının dosya kapsamında mevcut olduğu, tanık teşhislerinden, kolluk araştırmaları ve tüm soruşturma evrakı birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu işlediği hususunda hakkında kamu davası açılması içinyeterli suç şüphesinin oluştuğu" belirtilerek TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3, 5. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Şırnak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/3 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 26/10/2015 – 08/02/2018 tarihleri arasında ve 19/11/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, 25 ve 26. Dönem HDP Şırnak Milletvekili olan ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Ferhat Encu'nun Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "silahlı terör örgütü propagandası yapmak" suçundan mahkumiyetinin, “silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan ise yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ferhat Encu'nun Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
112. GÜLSER YILDIRIM (Zubeyir ve Yıldız kızı, 1963 doğumlu, T.C. Kimlik No: 54154416606); (12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 24. Dönem (19/03/2014 - 07/06/2015), 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) HDP Mardin Milletvekili, 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi)
a) Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/02/2019 tarih ve 2018/286 esas ve 2019/41 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 04/11/2016 olduğu belirtilerek;
"22/01/2015 tarihinde Nusaybin ilçesinde PKK/KCK terör örgütüne müzahir oluşumların desteği ile organize edilen ve 25. dönem Halkların Demokratik Partisi'nden Mardin milletvekili olan şüpheli Gülser Yıldırım'ın katılımıyla gerçekleştirilen yürüyüş kapsamında hükümlü Abdullah Öcalan'ı özgürleştirmek, Cizre'de meydana gelen olayları protesto etmek amacıyla Nevruz Meydanın'da toplanan topluluğa hitaben adı geçen şüpheli tarafından kürtçe olarak konuşma yapıldığı, basın ve yayın organları önünde elinde bulunan mikrofon aracılığıyla konuşma yapan şüphelinin"... Kürt halk önderi Öcalan'ın özgürülüğü için Cizire kantonundaki mücadeleyi kutluyoruz... Biz buradabarış anneleri adına ey onurlu Nusaybin halkı, selamlarımızı, saygılarımızı ve sevgilerimizi Kobani'den Şengale kadar, İmralı zindanındave hapislerde yatanlara sizin adınıza gönderiyoruz. Nusaybin mücadelesini kürdistana göstermiştir. Nusaybin denildiği zaman mücadele ve direniş akla gelir... Bugün bunlar için onurluca bu istekler için istilacı güçlere karşı canlarını feda ediyorlar" şeklinde basın ve yayın organlarına konu olan sözler sarfettiği, ayrıca dosya içerisinde yer alan internet izleme, inceleme, çözüm ve tespit tutanağına göre de şüphelinin bahsi geçen konuşması sırasında "...Cizre'de katliamlar yapan ve şengal ile kobanide katliamlar yapan zihniyet hala devam ediyor. Bunu öyle bilsinler ki bu halk bu barbarlıklarını sayın Öcalan'ın ve felsefesi sayesinde boşa çıkaracaktır. Bu felsefe insanlığın, imanın, ahlakın, barışın, eşitliğin felsefesidir..." şeklinde basın ve yayın organlarına yansıyan sözler söylediği,gerek bu konuşma öncesinde ve sırasında gerekse ifade edilen konuşma sonrasında terör örgütü PKK ile ilintili bulunan bir çok yazılı veya görsel içerikli pankartların toplulukta yer alan gruplarca taşındığı ve yine terör örgüt ile bağlantılı olacak şekilde sloganların atıldığı,
Nusaybin ilçesinde PKK terör örgütü mensuplarına yönelik olarak kolluk kuvvetlerince yürütülen operasyonlar kapsamında 04/09/2015 tarihinde PKK terör örgütünün gençlik yapılanması olarak kabul edilen YDG-H mensubu L. S. nin hayatını kaybettiği, şahsın 05/09/2015 tarihinde Moris Mezarlığı'nda yapılan defin işlemi ve cenaze merasimi esnasında Mardin 26. dönem HDP milletvekili olan şüpheli Gülser Yıldırım'ın yapmış olduğu konuşmada öldürülen terör örgütü mensubu L.S.'den bahsederken basın ve yayın organları önünde "Biz Lokman arkadaşa, memleketimizin şehitlerine, yüz akımız olan şehitlerimize minnettarız. Onlara borçluyuz..." şeklinde sözler sarfettiği,
Şüpheli Gülser Yıldırım'ın, 01 Mayıs 1992 tarihinde Nusaybin'de güvenlik kuvvetleriyle girdikleri çatışmada öldürülen sekiz PKK terör örgütü mensubunun anılmasına yönelik olarak PKK terör örgütüne müzahir sayıları elliyi bulan şahıslar tarafından 06/05/2015 tarihinde saat 17.00 sıralarında Hacılar Mezarlığı'nda düzenlenen etkinliğe katılarak basın ve yayın organları önünde bir konuşma yaptığı, adı geçenin yapmış olduğu bu konuşmada "Bu katliamlar, bu cellatlık bizim özgürlüğümüzün, geleceğimizin yakasını bir türlü bırakmadı. Bunun içindir ki bu kahramanlarımız kobanide, şengalde canlarını veriyor ve bu uğurda vermeye devam ediyor... Kürtler her ne kadar acı çekmişse bedel vermişse de özgürlük mücadelesinden asla vazgeçmedi ve vazgeçmeyecekte. Kürt özgürlük mücadelesi bugünlere taşıyan bizim şehitlerimiz ve analarımızın gözyaşlarıdır.Sonuna kadar şehitlerimizin davalarının takipçisi olacağız" şeklinde basın ve yayın organlarına da yansıyan sözler sarfettiği,
Mardin ili Dargeçit ilçesi Sefa Mahallesinde 11-28 Aralık 2015 tarihleri arasında PKK/KCK terör örgütü mensupları tarafından hendek kazma, barikat kurma, el yapımı patlayıcı düzenekleri ile eylemler yapılmıştır. Gerçekleştirilen eylemlere güvenlik güçlerinin müdahalesi sırasında Dargeçit ilçesinde Mardin Valiliğince ilan edilen sokağa çıkma yasağının kaldırılması için PKK/KCK terör örgütü ile irtibatlı işbirlikçi şahıslar, yapılanmalar, DBP ve HDP milletvekilleri tarafından eylem ve etkinliklerin düzenlendiği, sokağa çıkma yasağının olduğu esnada HDP Mardin milletvekili Gülser Yıldırım'ın Dargeçit ilçesine girmek için ilçe girişinde bulunan 949 rakımlı tepe bölgesine geldiği, bu durumun kameralar ile kayıt altına alındığı, karayolu üzerinde oturma eylemi yaptığı, Kürtçe ile başlayan Türkçe ile devam eden konuşmada Jandarma ile görüştüğü, ablukanın kaldırılmasını istediği, "vuracaksanız bizi vurun, insanlar tandırını yakamıyo, vicdanı olanların rahatsız olduğunu biliyorum, nasıl uygulamadır" bu şeklinde konuştuğu,
Aynı milletvekilinin, 02/03/2016 tarihinde PKK/KCK terör örgütüne yönelik olarak Dargeçit ilçesinde kırsal alanda yürütülen operasyonlarda çıkan çatışmada 3 güvenlik görevlisinin şehit olması, 7 örgüt mensubunun ölü olarak ele geçirilmesi olayında, ele geçirilen örgüt mensuplarına ait cesetlerin güvenlik güçlerince Mardin Devlet Hastanesine intikal ettirildiği, 04/03/2016 günü saat 05.00 sıralarında Mardin ili Dargeçit ilçesi kırsal alanında 02/03/2016 günü çıkan çatışmada öldürülen fakat güvenlik güçlerince yapılan arama çalışmalarında bulunamayan 1 bayan örgüt mensubunun cenazesinin A.A. isimli şoför tarafından kullanılan 47 … 887 plaka sayılı cenaze aracı ile HDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım ve yanında bulunan şahıslar tarafından Mardin Devlet Hastanesi morguna getirildiği ve idare memuruna teslim edildiği,
Mardin ili Dargeçit ilçesi Yılmaz mahallesinde 26 Aralık 2015 tarihinde güvenlik görevlileri ile çıkan çatışmada öldürülen 4 PKK/KCK terör örgütü mensubu üzerinden çıkan dijital delillerin alınan mahkeme kararı doğrultusunda yapılan incelemesinde; Terör örgütü mensubu Rezzan Kod'un... cep telefonunun rehberinde kayıtlı bulunan kişi listesi bölümünde internet üzerinden sesli görüşme ve anlık iletişim sağlayan Whatsapp, Facebook, Viber gibi programlara ait rehberlerde dahil olmak üzere 15 adet silinmiş toplam 42 adet rehber listesi tespit edilmiş, telefonun arama günlük bölümünde 18 adet silinmiş toplam 256 adet kayıt bulunduğu, telefon rehberinde kayıtlı olmayan numaralar ile irtibat kurduğu, arama kayıtlarının 02/12/2015 tarihi saat 15.55 ile 26/12/2015 saat 18.12 arasında gerçekleştirdiği aramalara ait kayıtlar içerisinde en fazla iletişim kurulan telefon numaralar içerisinde Gülser Yıldırım'ın kullandığı 530 … 56 82 numaralı telefon ile en son iletişim 25/12/2015 tarihinde kurulduğu ve 13 adet görüşme yapıldığının anlaşıldığı, ...Şüpheli milletvekilinin örgüt mensuplarının vermiş olduğu talimatlarla hareket ettiği, örgüt birlikteliği sergilediği, kendisinin yürütmekte olduğu milletvekilliği görevinin örgütün halk olarak bahsettiği ancak talimatla hareket eden yığınlarda sözde geçerli bir mevki olduğu ve bununla kalabalıkları etkilediği bu anlamda yönetici konumu ile insanları kolluk kuvvetlerine karşı yasağa uymamakta kışkırttığı, bu durumun siyasi politik gerekçelerle değil terör örgütünün vermiş olduğu talimatlar ile gerçekleştiği, örgütün amacı ve faydası gereği hareket ettiği, şüphelinin PKK/KCK terör örgütünün Mardin ili Dargeçit ilçesi kırsal alan sorumlusu ile sürekli irtibat halinde olduğu, terör örgütünden aldığı talimatlar doğrultusunda Mardin ili Dargeçit ilçesinde halkı örgütlemeyeçalıştığı, operasyon alanından aldığı ölü terör örgütü mensubunu Midyat İlçesi devlet hastanesine ait ambulansı ile Mardin Devlet Hastanesi morguna getirdiği, Şahsın örgüt içerisinde örgüt mensupları ile birlikte hareket ettiği, bulunduğu konum itibariyle halkı yönlendirebildiği" gerekçeleriyle sabit görülen silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri gereğince 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27),
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/06/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede MYK üyesi seçilen, HDP’nin 25 ve 26. Dönem Mardin Milletvekilliği görevlerini üstlenen Gülser Yıldırım'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan mahkumiyetinin, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozmak ve iddianamede yazılı diğer” suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Gülser Yıldırım'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
113. HAKKI SARUHAN OLUÇ (Mehmet ve Ayşe Gülseren oğlu, 1958 doğumlu, T.C. Kimlik No: 24590058890); (25/10/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) Antalya ve 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) İstanbul Milletvekili, Grup Başkan Vekili, 20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi, 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı, 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Genel Başkan Yardımcısı)
a) Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2018/13114, Esas No: 2018/4969 ve İddianame No: 2018/1038 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 21/03/2017 olduğu belirtilerek;
“…Şüphelinin 20.01.2018 tarihli “ÜLKEMİZDE VE BÖLGEMİZDE SAVAŞ VE İŞGAL DEĞİL BARIŞ VE HUZUR İSTİYORUZ. MİLYONLARCA İNSANIMIZ BU SAVAŞA KARŞIDIR, HAYIR DİYEN HERKES SESİNİ YÜKSELTMELİDİR.” (AFRİN SAVAŞINA HAYIR)" şeklinde yorum yaparak, “Ortadoğu’da demokrasinin lokomotifi ve Türkiye’nin güvenlik çemberi Rojova devrimi 3 yaşında” şeklinde yorum yaparak paylaşımında PKK/KCK terör örgütünün Suriye uzantısı PYD/YPG terör örgütünün silahlı kadın kanadı YPJ mensuplarını paylaşarak terör örgütünü ve unsurlarını benimsediği desteklediği,15.06.2015 tarihli “GÜNAYDIN/ROJBAŞ VE SELAMLAR TEL ABYAD’I ÖZGÜRLEŞTİRENLERE BU RUHU HER YERDE TAŞIYANLARA VE YAŞATANLARA” şeklinde yorum yaparak paylaşımında 2015 yılında PKK/KCK terör örgütünün Suriye uzantısı YPG nin DEAŞ terör örgütünden Telabyadı aldığında özgürleştiğini belirterek terör örgütünü ve unsurlarını benimsediği desteklediği, “HUKUK TANIMAZ İLETİŞİM VE HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜ TAKMAZ İKTİDARIN SON İCRAATI YANDAŞ OLMAYAN IMC’Yİ SUSTURMAK OLDU”- “BU AKŞAM TSİ 21:00 MED NUÇE TV EDİTÖRDE SİYASAL GELİŞMELERİ DEĞERLENDİRECEĞİZ HAYKO BAĞDA İLE BERABER”-“DİHA YI AZADİYA WELAT’I SUSTURARAK WEB VE SOSYAL MEDYA HESAPLARINI KAPATARAK HUKUKSUZLUKLARINIZI VE HALAKA SALDIRILARINIZI SAKLAYAMAZSINIZ.” şeklinde yorumlar yaparak paylaşımlarında 668 sayılı KHK kapsamında PKK/KCK terör örgütü propagandası yaptığı gerekçesi ile Türksat üzerinden yayını durdurulan İMC TV, MED NUÇE ve DİHAisimli terör örgütü güdümünde yayın yapan sitelerin kapatılmasını protesto ederek terör örgütünü ve unsurlarını desteklediği,
Şüpheli Hakkı Saruhan Oluç'un, Nevruz etkinliğinde yaptığı konuşma ve sosyal medya hesabından yapmış olduğu paylaşımlarla kan ve şiddeti çözüm biçimi olarak seçmiş olan PKK/KCK terör örgütünü uzantılarını ve örgüt mensuplarının propagandasını yaptığı” belirtilerek cezalandırılması istemiyle açılan davanın Denizli 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/167 esas sayılı dosyası ile yargılaması devam ederken Mahkemenin 16/05/2019 tarih 2018/167 esas, 2019/143 sayılı gerekçeli kararı ile sanığın 24/06/2018 tarihinde yapılan 27. Dönem Milletvekili seçimlerinde İstanbul ilinden milletvekili seçilmesi sebebiyle T.C Anayasası'nın 83/2 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca kamu davasının durmasına karar verildiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/35617 sayılı soruşturması ile;
27. Dönem Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, haklarında Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesi ile kamu davası açılan 108 sanıkla fikir ve eylem birlikteliği içerisinde olması nedeniyle ayrıntıları iddianamede anlatılan olaylar ve deliller ışığında, 06-07-08 Ekim 2014 tarihlerinde ülke genelinde meydana gelen olaylar sonucunda Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan TCK'nın 302/1, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri gereğince yürütülen soruşturma kapsamında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25/10/2013 tarihinden itibaren üyesi olup, 25. Dönem Antalya, 27. Dönem İstanbul Milletvekili ve Grup Başkan Vekili görevlerini üstlenen, 11/02/2018 ve 20/05/2017 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede MYK üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı, 27/10/2013 tarihli Büyük Kongrede Genel Başkan Yardımcısı seçilen taşıyan Hakkı Saruhan Oluç'un Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapma, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Hakkı Saruhan Oluç'un Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
114. KEMAL PEKÖZ (İsmail ve Zeliha oğlu, 1951 doğumlu, T.C. Kimlik No: 11819467366); (18/04/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) HDP Adana Milletvekili, 22/06/2014 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi)
a) Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/394 sayılı soruşturması ile;
"17/11/2018 günü Adana HDP il örgütü organizesinde Seyhan İlçesi Cemal Gürsel caddesi üzerinde bulunan Adana HDP il binası önünde, HDP Adana il eş başkanları..., HDP Adana milletvekilleri... Kemal Peköz ve yaklaşık 30 kişinin katılımıyla Abdullah Öcalan üzerindeki sözde tecridi protesto etmek amacıyla tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevindesüresiz ve dönüşümsüz açlık grevine başlayan HDP Hakkari milletvekili ve DTK eş başkanı Leyla Güven'e destek vermek amacıyla basın açıklaması düzenlendiği, okunan basın bildirisinde "Uluslararası bir plan ile esaret altına alınan Abdulllah Öcalan'a uygulanan tecrit sayın Abdullah Öcalan'ın şahsında başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu halklarının geleceğine dönük saldırıdır... Demokratik siyasete ve partimiz HDP'ye yapılan saldırılar bu yaklaşımın bir ürünüdür... Bunun için diyoruz ki, rehin tutulan DTK eş sözcüsü ve Hakkari milletvekili Leyla Güven'in sayın Öcalan için başlattığı açlık grevi eylemi haklı bir eylemdir ve talebi bizim talebimizdir... Türkiye halklarını yakan ateşi söndürmek için sürekli barış çağrıları yaptı. OHAL ile demokratik ve insani değerlere yapılan saldırılar, seçilmişlerin, akademisyenlerin, gazetecilerin, aydınların ve muhaliflerin tutuklanması, kayyumların atanması tecrit ile başlamıştır... HDP Adana il örgütü olarak bugün Diyarbakır milletvekilimiz Sn. Remziye Tosun ile beraber 2 günlük açlık grevine başlıyoruz. HDP Adana il örgütü" şeklindeki basın bildirisinin okunduğu,
18/11/2018 günü sosyal medya üzerinden yapılan araştırmada "www.facebook/HDPadana" URL uzantılı hesapta paylaşılan fotoğraflarda HDP Adana il örgütü olarak değerlendirilen oda içerisinde Abdullah Öcalan'a sözde tecrit yapıldığı iddiasıyla fotoğrafta bulunan şahıslarca açık grevi yapıldığı, yine aynı odada duvarda asılı vaziyette Abdullah Öcalan'a ait fotoğrafların bulunduğu ve bu fotoğrafın aynı URL'depaylaşıldığı, bu şekilde terör örgütünün propagandasının yapıldığı, bu fotoğraftaki şahıslar arasında Kemal Peköz'ün de bulunduğu belirtilerek hakkında Suçu ve Suçluyu Övmek, Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçlarından" başlatılan soruşturmanın yetkisizlikle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosunun 2019/991 numarası üzerinden soruşturmanın devam ettiği ve milletvekil olan şüphelinin dokunulmazlığının kaldırılması için Fezleke ile evrakın TBMM Başkanlığına gönderildiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosunun 2019/15602 sayılı soruşturması ile;
"21.08.2019 tarihinde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına kayyum atamasını protesto etmek amacıyla ili genelinde devam eden eylemlerde, saat: 14.17 sıralarındaHDP Adana Milletvekili Kemal Peköz'ün de aralarında bulunduğu bir grup tarafından Yenişehir ilçesi Şair Sırrı Sokak üzerinde bulunan Polis kuvvetlerini taşıyan aracın önünün kesilerek oturma eyleminde bulunulduğu ve araç trafiğinin aksamasına sebebiyet verildiği" iddiasıyla terör örgütü propagandası yapma suçundan soruşturma yürütüldüğü,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosunun 2018/14047 sayılı soruşturması ile;
"09/10/2018 günü saat 11.00 sıralarında İlimiz Yenişehir ilçesi Ofis ... Plaza önünde HDP (Halkların Demokratik Partisi) milletvekillerinin, İl ve İlçe yöneticilerinin katılımıyla PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın 9 Ekim 1998 tarihinde terör örgütünü yönettiği Suriye ülkesinden çıkarılışının yıldönümü ile ilgili olarak -sözde- "9 Ekim Uluslararası Komplosu" konulu basın açıklamasına katıldığı bu suretle terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği iddiasıyla yapılan soruşturmada 27. Dönem Milletvekili Kemal Peköz'ün de olay yerinde bulunduğu, basın açıklamasına bir tepki göstermediği, basın açıklamasının içeriğini bilerek ve destek olmak amacıyla katılım sağlayarak üzerine atılı "Terör örgütü propagandasını yapmak" suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu, 27. Dönem Milletvekili Kemal Peköz'ün üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu" belirtilerek evrakın Fezlekeye bağlanarak adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulduğu,
d) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/32642 sayılı soruşturması ile;
"... HDP Genel Başkanı Sezai Temelli tarafından, 23/10/2019 tarihinden geçerli olmak üzere 3 (üç) gün boyunca Diyarbakır ilinde "Kayyumları ve Barış Pınarı Harekatını Protesto" etmek amacıyla HDP milletvekillerinin de katılımıyla, sözde "işgal ve gaspa karşı çıkalım" eylemi çağrısı yapılması üzerine, konu ile ilgili olarak alınan ihbarlar veyapılan açık kaynak araştırmalarında, milletvekili Kemal Peköz'ün de 23/10/2019 günü kahvehane, kafe vb yerlerde dolaşarak, söz konusu kanunsuz eyleme çağrı yaptığının öğrenildiği, yapılan bu çağrılar doğrultusunda önce ... Plaza önünde basın açıklaması yapılmak istendiği, kitlesel basın açıklamasına izin verilmeyince Sanat Sokağında geniş bir kitlenin toplandığı ve izinsiz gösteri yürüyüşü yaparak ... Plaza önüne kadar gittikleri, bu sırada gösterinin ve yürüyüşün kanunsuz olduğunu bildiren polisin uyarılarını dinlemedikleri, bu şekilde kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşünün gerçekleştirildiği, 27. dönem milletvekili Kemal Peköz'ün, 23/10/2019 ve 24/10/2019 tarihlerinde kahvehane, kafev.b. yerlerde dolaşarak Valilik makamının yasaklama kararına rağmen düzenlenen kanunsuz eyleme çağrı yaptığı, 23/10/2019 ve 24/10/2019 tarihlerinde Valilik makamının yasaklama kararına rağmen düzenlenen kanunsuz eylem karşısında tedbir almakla görevli kolluk birimlerinin tüm uyarı anonslarına ve ikazlarına karşın eylemci grup ile birlikte hareket ettiği ve eylemci gruptan ayrılmadığı, dağılmamakta ısrar etmek ve gösteri yürüyüşüne katılmak suretiyle 2911 sayılı Kanunun 28/1. maddesindeki suçuişlediği" anlaşıldığından, adı geçen milletvekili hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 18/04/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 27. Dönem HDP Adana Milletvekili seçilen, 22/06/2014 ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi üyesi görevini üstlenen Kemal Peköz'ün Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “suçu ve suçluyu övme, silahlı terör terör örgütü propagandası yapma, 2911 sayılı Kanuna muhalefet" suçlarından soruşturmalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Kemal Peköz'ün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
115. MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Mehmet ve Medine kızı, 1967 doğumlu, T.C. Kimlik No: 51778065784); (12/05/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, HDP 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) Adana, 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Siirt Milletvekili, 20/05/2017 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Üyesi, 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı)
a) Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/03/2018 tarih ve 2016/374 esas,2018/114 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 26/07/2015 olduğu belirtilerek;
“PKK/KCK terör örgütü mensubu L. Ş. nin Fransa'nın başkenti Paris'te öldürülmesinin yıl dönümü bahanesi ile 26.07.2015 günü saat 18.00 sularında Mersin ili, Toroslar ilçesi, Kurdali Mahallesi, Okan Merzeci Bulvarı üzerinde bulunan Nur Camii önünde Adana ilinden gelen yaklaşık 50 kişilik grubun katılımı ile 1300 kişilik grubun toplandığı, saat 18.40 sularında bölücü terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan'ın posteri açılarak "BİJİ SEROK APO"şeklinde sloganlar atılarak yürüyüşe geçildiği, Güneykent mezarlığına intikal edildiği, burada grup içerisinde bulunan bazı şahıslar tarafından konuşmalar yapıldığı, sonrasında PKK/KCK terör örgütünün serxoşer marşının söylendiği, burada bulunan ses yayın cihazları ile sözde anma etkinliği düzenlendiği,
Bu oluş sırasında sanık Meral Danış Beştaş'ın PKK/KCK terör örgütünün propagandasına dönüşen yürüyüşe katılarak üzerinde terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalanve Fransa'nın başkenti Paris'te öldürülen terör örgütü mensuplarının resimlerinin bulunduğu"güneşin yörüngesindeki kadınlar ölümsüzdür, katilleri bulacağız, hesabını soracağız" yazılı pankartı herkesin görebileceği şekilde açarak taşımak şeklindeki eylemi sebebiyle sübut bulan Terör Örgütü Propagandası Yapma suçundan 3713 Sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 62/1, 50/1-a maddeleri gereğince 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2016/31639, Esas No: 2017/1438 ve İddianame No: 2017/437 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 28/01/2017 olduğu belirtilerek;
"13/09/2015 günü Diyarbakır Valiliği tarafından Sur ilçesinde meydana gelen terör olayları nedeniyle halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması amacıyla sokağa çıkma yasağı ilan edildiği, sokağa çıkma yasağını protesto etmek amacıyla; PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan internet sitelerinde öz savunma yapılması, halkın ayaklanarak kendi sistemini örmesi, öz yönetim ilanının demokratikleşmede önemli bir adım olduğu, hiçbir tereddüt göstermeden direniş göstermesi, Diyarbakır'da hayatın duracağı, tüm kentlerin sokağa dökülmesi ve benzeri çağrılar doğrultusunda Diyarbakır il genelinde birçok yasadışı eylemlerin meydana geldiği, yapılan protesto eylemleri sırasında katılımcı gurup tarafından "Baskılar bizi yıldıramaz", "PKK halktır halk burada","Biji serok Apo", "Be serok jiyan nabe", "Direne direne kazanacağız", "Kürdistan faşizme mezar olacak" ve"Biji Berxwedana Sur'e"şeklinde sloganların atıldığı,
Yasadışı PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan basın-yayın organlarının çağrıları doğrultusunda; 13/09/2015 günü HDP (Halkların Demokratik Partisi) Diyarbakır İl Teşkilatı organizesinde Yenişehir ilçesi Dağkapı meydanında Sur ilçesindeki sokağa çıkma yasağı ile ilgili olarak basın açıklaması düzenlendiği, basın açıklaması sonrasında toplanan kalabalık grubun sokağa çıkma yasağı bulunan Sur ilçesine polis bariyerlerini yıkarak girmeye çalıştıkları,
Şüpheli Meral Danış Beştaş'ın örgüt çağrısı üzerine toplanan kalabalık ile birlikte sokağa çıkma yasağı bulunan Sur ilçesine girmeye çalıştığı, emniyet görevlilerince toplanan kalabalığa hitaben dağılın ihtarı yapılmasına rağmen dağılmadığı,
Diğer taraftan kamuoyunda 6-7-8 Ekim olayları olarak bilinen olaylara ilişkin PKK terör örgütü tarafından yapılan açıklama ve çağrıların akabinde HDP MYK'sında alınan karar neticesinde partinin kurumsal twitter hesabından açıklama yapıldığı, akabinde binlerce insanın sokağa dökülerek birçok menfur eylem gerçekleştirdikleri, şüpheli Meral Danış Beştaş'ın da partinin MYK üyesi olduğundan karara iştirak ettiği, zira partinin Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın 30/11/2014 tarihinde haber7.com isimli haber sitesine vermiş olduğu beyanatta özetle; "O eylem çağrısını yapan da ben değilim. Partimin MYK'sının kararıydı. Üstlenirim tabi. Ama o çağrıyı tek başıma yapmışım gibi bir algı operasyonuna girişildi. Çünkü kitlelerin sempatisini kazanmıştım." şeklinde ifade de bulunarak sorumluluğun tüm MYK üyelerine ait olduğunu söylediği belirtilerek, sanık hakkında “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Toplantı ve Yürüyüşün Zorla Dağıtılması, Suç İşlemeye Alenen Tahrik Etme, Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silahsız Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama, Halkı Kanuna Aykırı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşüne Kışkırtma” suçlardan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/196 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/05/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP 25 ve 26. Dönem Adana, 27. Dönem Siirt Milletvekilliği görevini üstlenen, 20/05/2017 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi üyesi, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede MYK üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı seçilen Meral Danış Beştaş'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "Silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin,“silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma, 2911 sayılı Kanuna muhalefet, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma” ve iddianamede yazılı diğer suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Meral Danış Beştaş'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
116. NİHAT AKDOĞAN (Hamit ve Mercan oğlu, 1980 doğumlu, T.C. Kimlik No: 48469880658); (11/02/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) ve 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) HDP Hakkari Milletvekili, 22/06/2014 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Yedek Üyesi)
Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2016/1527, Esas No: 2016/842 ve İddianame No: 2016/353 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 29/08/2015 olduğu belirtilerek;
"Şüphelinin 28-29/08/2015 tarihinde kıran mahallesinde PKK/KCK terör örgütü mensuplarınca açılan hendek ve barikatların arkasından polislerle çatışmaya giren teröristlerin sıkıştıkları ve öleceklerini anladıkları anda çatışmayı durdurmak için canlı kalkan olmaya çalıştığı, bu hususun dosyadaki polis telsiz konuşmalarına yansıdığı, canlı kalkan olmaya kalkışması esnasında hendek arkasında polis ile çatışan teröristlerin olay yerinden kaçtıkları, şüpheli Nihat Akdoğan'ın bu şekilde teröristlerin kaçmasına yardım ettiği, şüphelinin iddianame kapsamındaki 14 ayrı eyleminin zaman aralığı ve sıklığı ile birlikte bir bütün halinde düşünüldüğünde örgüt üyeliği suçunun sabit olduğu" iddiasıyla Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/63 esas sayılı dosyası ile açılan davanın Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/463 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 11/02/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 25 ve 26. Dönem HDP Hakkari Milletvekili, 22/06/2014 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi yedek üyeliği görevlerini üstlenen Nihat Akdoğan'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Nihat Akdoğan'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
117. SEHER AKÇINAR BAYAR (Mahmut ve Fadime kızı, 1981 doğumlu, T.C. Kimlik No: 19042182018); (09/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) HDP Erzurum Milletvekili, 24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi)
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/03/2016 tarih ve 2016/29 esas, 2016/70 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 08/06/2015 olduğu belirtilerek;
“07.06.2015 tarinde yapılan Milletvekili Genel Seçimlerinde HDP'nin seçim barajını aşarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girmesini kutlamak amacıyla Erzurum ilinde kutlama etkinlikleri şeklinde mitingler yapıldığı, HDP milletvekili olan ancak 1 Kasım 2015 Milletvekili Genel Seçimlerinde milletvekili seçilemeyen sanığın konuşma yaptığı ve konuşmasında "Erzurum kürdistandır, kürdistanın parçasıdır.Kazandığımız bu zafer sayın Abdullah Öcalan'ın ve cezaevinde tutuklu bulunan tüm tutsaklarımızın kürdistan şehitlerimizin ve dağlarımızda özgürlük nöbeti için mücadele eden yoldaşarımızın zaferidir, onların özgürlükleri için başlangıçtır.'' şeklindeki sözleri ile atılı terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği belirtilerek 3713 sayılı Yasanın 7/2. TCK'nun 62. maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere, suç tarihinde davalı Partinin 25. Dönem Erzurum Milletvekili olup, 24/01/2016 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Seher Akçınar Bayar'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan Seher Akçınar Bayar'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
118. TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Ali ve Nazira kızı, 1977 doğumlu, T.C. Kimlik No: 20216044650); (06/06/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) HDP Adana Milletvekili, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/5666 sayılı soruşturması ile;
Suç tarihinin 03/03/2019 olduğu belirtilerek;
"Tulay Hatımoğulları Oruç'un, 03/03/2019 tarihinde Hatay ili Erzin ilçesinde HDP seçim irtibat bürosunun açılışında yaptığı konuşmasında, özellikle; "...dün Amed'deydik kadınların çağrısı üzerine gerek Türkiye’den gerekse yurt dışından Arjantin'den, İngiltere’den gelen kadınlarla bir kadın forumu gerçekleştirdik, forumumuzun temel konusu sevgili Leyla Güven ve Leyla Güven’in başlatmış olduğu açlık grevlerinde yaşama sahip çıkmak için ses ve temasıydı ve bizler Türkiye’den dört bir yandan toplanan kadınlar olarak bir inisiyatif oluşturduk, Leyla'ya ses ver, Leyla'yı yaşat inisiyatifi bizler inisiyatif olarak daha sonra sevgili Leyla Güven'i evinde ziyaret ettik ve sevgili Leyla bize şunu söyledi, toplantı yaptığınız her yerde değerli halkımıza selam ve sevgilerimi iletilmişiniz, ben şimdi bir ulak olarak sevgili Leyla'nın sevgi ve selamlarını sizlere iletiyorum." şeklindeki beyanları ile suçu ve suçluyu övme suçunu işlediği,
... "Bizim Eş Genel Başkanlarımız milletvekillerimiz, belediye eş başkanlarımız tutuklandı. Bununla yetinmediler kürt halkını çöktürme planı adı altında Kürdistan'daki belediyelere kayyumlar atandı, bununla da yetinmediler atanan kayyumlar kürt halkının bin bir mücadeleyle elde ettiği kazanımları tek tek kendilerine göre yok etmeye çalışıyorlar, kürtçe tabelaları indirdiler... Basınımızı makas makas kestiler tıpkı seksen döneminde Kenan EVREN'in gazeteleri makas makas keserek, bütün kurumlara kilit vurarak yaptığının aynısını şimdi günümüzde gerçekleştiğine tanıklık ediyoruz." şeklindeki beyanları ile de halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunu işlediği değerlendirilerek soruşturmaya devam edildiği ve şüphelinin milletvekili olması sebebiyle dokunulmazlığının kaldırılması istemiyle 11/06/2020 tarihinde evrakın Fezlekeye bağlanarak TBMM Başkanlığına gönderildiği,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/1017 sayılı soruşturması ile;
"HDP Genel Başkanı Sezai Temelli tarafından 23/10/2019 tarihinden geçerli olmak üzere 3 (üç) gün boyunca ilimizde "Kayyumları ve Barış Pınarı Harekatını Protesto" etmek amacıyla HDP Milletvekillerinin bulunacağı şeklinde konuşma yapılması ve sözde "işgal ve gaspa karşı çıkalım" çağrısı üzerine; açık kaynaklar üzerinden yapılan araştırmada, 23/10/2019 günü saat:12:00'da ilimiz Yenişehir İlçesi Ofis semtinde bulunan ... Plaza önünde basın açılması yapılacağı, akabinde oturma ve ses çıkarma eylemiyle devam edeceği şeklinde çağrılar yapıldığı, konu ile alakalı olarak alınan ihbarlar veyapılan açık kaynak araştırmalarında, HDP Adana Milletvekili Tulay Hatımoğulları'nın 23/10/2019 günü kahvehane, kafe vb yerlerde dolaşarak kanunsuz eyleme çağrı yaptığı, yapılan bu çağrılar doğrultusunda yukarıda belirtilen tarihte kanunsuz eylem gerçekleştirdiği" iddiasıyla Terör Örgütü Propagandası Yapmak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletini Alenen Aşağılamak, Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik, Suçu ve Suçluyu Övmek, 2911 Sayılı Gösteri ve Yürüyüşler Kanununa Muhalefet, Suça Teşvik suçlarından soruşturma başlatıldığı, evrakın yetkisizlikle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği ve halen soruşturmanın devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 06/06/2018 tarihinden itibaren üyesi olup, 27. Dönem HDP Adana Milletvekili, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Tulay Hatımoğulları Oruç'un Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, terör örgütü propagandası yapma, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ve devletini alenen aşağılama, suçu ve suçluyu övme, 2911 sayılı Kanuna muhalefet, suça teşvik" suçlarından soruşturmalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Tulay Hatımoğulları Oruç'un Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
119. ABDULMELİK OKYAY (M Şefik ve Cemile oğlu 1956 doğumlu, T.C. Kimlik No: 12032189714); (24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi - 16/02/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/03/2018 tarih ve 2018/150 esas, 2018/139 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 31/10/2017 olduğu belirtilerek;
“ Sanık Abdulmelik Okyay'ın sosyal paylaşım sitesi olan www.facebook.com isimli internet sitesinde Abdulmelik Okyay ismiyle kullandığı facebook profili aracılığıyla;
27/01/2015 tarihinde yaptığı paylaşımda: "hasta tutsaklara özgürlük sayfası" başlıklı paylaşımı ile PKK/KCK terör örgütü adına göstermiş oldukları faaliyet ve eylemlerinden dolayı cezaevinde bulunan örgütün üst düzey yöneticilerinin resimlerini ve bu kişilerin serbest bırakılması amaçlar yazının paylaşıldığı,
27/01/2015 tarihli paylaşımında PKK/KCK terör örgütü ile Suriye uzantısı YPG/PYD/YPJ içerisinde faaliyet göstermekte iken ölen örgüt mensuplarının resimlerini paylaştığı,
26/01/2015 tarihli paylaşımında terör örgütünün Suriye uzantısı YPG/PYD/YPJ içerisinde faaliyet gösteren üniformalı ve silahlı örgüt militanlarının resimlerini paylaştığı,
24/01/2015 tarihli paylaşımında PKK/KCK terör örgütünün üst düzey yöneticilerinin fotograflarını paylaştığı,
10/11/2014 tarihli paylşaşımında Türkiye topraklarının bir kısmını içine alacak şekilde sözde kürdistan haritası ve altında "bağımsız birleşik kürdistan bizim en doğal hakkımızdır, hiç bir güç bu doğal talebin önünde engel olamaz" yazısını paylaştığı,
24/10/2016 tarihli videoda da buna benzer haritanın videosunun paylaşılıdığı,
21/10/2016 tarihli paylaşımda PKK/KCK nın kırsal alanda faaliyet gösteren silahlı, leşker kıyafetli mensuplarının resmini paylaştığı,
11/06/2016 tarihli paylaşımda PKK/KCK terör örgütünün sözde yürütme konseyi üyesi bahoz erdal kod isimli örgütün videosunu paylaştığı,
17/11/2015 tarihli paylaşımında PKK/KCK terör örgütünün sözde yürütme konseyi üyesi sabri ok isimli örgüt mensubunun örgütün kurmayı amaçladığı sözde birleşik bağımsız kürdistan devletine ilişkin videosunu paylaştığı,
31/10/2017 tarihli paylaşımında PKK/KCK terör örgütünün Irak ülkesinde faaliyet gösteren YPŞ mensuplarının silahlı üniformları görüntülerinin yer aldığı videoyu paylaştığı,
21/10/2015 ve 30/08/2017 tarihli paylaşımında sözde kürdistan haritasını içerir resmin paylaşıldığı,
Bu şekilde terör örgütünün açıkça propagandasını yaptığı, örgütün bölücü ve yıkıcı fikir ve eylemlerini destekleyip terör örgütünün eylemlerini meşru gösterecek ve övecek nitelikte paylaşımda bulunmak suretiyle atılı suçu işlediği” belirtilerek; 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi 1. cümlesi, 7/2 maddesi 2. cümlesi, TCK'nın 43/1, 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 16 ay 3 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 16/02/2016 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 24/01/2016 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi yedek üyesi olarak seçilen Abdulmelik Okyay’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, partide üst düzey görev alan Abdulmelik Okyay’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
120. ARİFE KÖSE (Sabri ve Nihal kızı, 1976 doğumlu, T.C. Kimlik No: 32758828520); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi - 20/03/2014 – 30/10/2014 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 20/03/2014 – 30/10/2014 tarihleri arasında üyesi olup, HDP’nin 22/06/2014 tarihli Büyük Kongresinde MYK üyesi olarak seçilen Arife Köse’nin, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma ve iddianamede yazılı diğer” suçlardan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Arife Köse’nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
121. AYDIN ÇETİNKAYA (Halil ve Fatma oğlu, 1967 doğumlu, T.C. Kimlik No: 39172173250); (20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Yedek Üyesi - 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi - 17/09/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İzmir 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/03/2019 tarih, 2018/459 esas ve 2019/107 sayılı kararıyla;
Suç tarihlerinin 12/09/2016, 28/11/2016 ve 27/02/2017 olduğu belirtilerek;
“Sanığın terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde facebook üzerinden;
12/09/2016 tarihli paylaşımının ‘Me berxweda emê berxwebidin. Heya dawîyê heya azadiyê’ şeklinde olduğu, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’a ait fotoğrafa yer verildiği,
28/11/2016 tarihli paylaşımının video şeklinde olduğu ve video içeriğinde terör örgütü mensuplarına ait görsellerin bulunduğu,
27/02/2017 tarihli paylaşımının başka bir linke bağlantı şeklinde olduğu ve bağlantıda terör örgütünün kullandığı marş/şarkının bulunduğu, tespit edilmekle;
Terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini överek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaparak ulusal güvenliğe, toprak bütünlüğüne, kamu emniyetine, milli güvenliğe, kamu düzenine tehdit eden yasa dışı PKK/KCK terör örgütünün eylemlerini savaş olarak niteleyerek meşru gördüğü/göstermeye çalıştığı anlaşılmıştır.
Öte yandan ifadelerin paylaşıldığı dönemdeki ülkenin içinde bulunduğu ortam, resimlerin ve yazının cebir şiddete teşvik edici olması, kamu düzeni ve güvenliğinin bozulması için açık ve yakın tehlike oluşturması gözetildiğinde ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinin 1.cümlesi, 2.cümlesi, TCK'nın 43/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 27/03/2019 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 17/09/2016 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 20/05/2017 ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi yedek üyesi, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen Aydın Çetinkaya’nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütünün propagandasını yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, partide üst düzey görev alan Aydın Çetinkaya’nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
122. AYFER FATMA ÇELİK (Bilal ve Ayten kızı, 1958 doğumlu, T.C. Kimlik No: 13847830846); (11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl üyesi - 22/09/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 02/10/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/83225, Fezleke No: 2019/501 sayılı fezlekesi ile;
Suç tarihinin 2018 yılı olduğu belirtilmekle;
“Suç tarihi ve önceside sosyal medya üzerindeki açık kaynaklarda yapılan araştırmalar neticesinde, şüphelinin #Leylagüveniçin, #LeylaGüvenesesver, #LeylaGüven60Gün, #LeylaGüven ve #SOSLelyaGüven etiketleri ile yapmış olduğu twitter paylaşımlarında, HDP Milletvekili Leyla Güven hakkında "Leyla Güven bir kadın, bir anne, legal bir partininhaksız hukuksuz yere tutuklu bir milletvekili, iradesi gasp edilmiş bir halkın umududur", "Özgür insanlık özgür kadınların direnişiyle kazanacak", "Bu ülkeye barış gelsin, tek bir evlad savaşa kurban gitmesin, analar ağlamasın diye bedeniyle direnen büyük yürekli barış kadınına ses ver", "Sayın Leyla Güven-' in talebi talebimizdir. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kalkmalıdır", "Leyla Güven ve cezaevi direnişçileri özgürlük ve barış uğruna sağlıklarını ve yaşamlarını tehlikeye atıyorlar. Leyla Güven için bu sesi büyütme zamanıdır, 60 gündür iradi bir direniş devam ediyor" yönünde paylaşımlarda bulunduğu, şüphelinin sosyal medya ortamında PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarına ait görselleri paylaşmak ve bu örgüt mensupları lehine övücü mahiyette paylaşımlar yapmak sureti ile terör örgütünün propagandasını yaptığı” iddiasıyla soruşturma evrakının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına fezleke düzenlendiği, soruştumanın halen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/95971 sayılı soruşturma dosyasında derdest olduğu.
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/09/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen Ayfer Fatma Çelik’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütünün propagandasını yapma” suçundan soruşturmasının yapıldığı, partide üst düzey görev alan Ayfer Fatma Çelik’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
123. AYLİN HACALOĞLU (Orhan ve Şafak kızı, 1967 doğumlu, T.C. Kimlik No: 45730767526); (20/05/2017, 11/02/2018 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi - 17/09/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 25/12/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/49777, Esas No: 2019/13174, İddianame No: 2019/12096 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 25/09/2019 olduğu belirtilerek
“Olay tarihinde Esenyurt ilçesinde PKK/KCK Terör örgütü görüş ve fikirlerini benimseyen siyasi oluşumlar organizesinde HDP (Halkların Demokratik Partisi) Milletvekillerinin de katılımıyla "Demokrasiye ve irademe Dokunma" isimli Nöbet Eylemi yapılacağının bildirilmesi üzerine Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlilerince alınan önlemler sırasında Esenyurt İlçesi Bağlarçeşme Mahallesi Bağlarçeşme Caddesinde yukarıda açık kimlikleri yazılı şüphelilerinde içinde bulunduğu 100 kişiden oluşan guruba eylemlerinin izinsiz olduğu birden çok defa ses yayın cihazı ikaz edilmesine rağmen grubun zorluk çıkarması üzerine çevik kuvvet ekipleri tarafından grup alandan uzaklaştırılmış ise de daha sonra bu grubun içinde bulunan şüphelilerin ''..faşizme karşı omuz omuza, susma sustukça sıra sana gelecek..'' şeklinde slogan atarak eylem yapmaya devam ettikleri, yeniden ikaz edilerek uyarılmışlarsa da şüphelilerin ikazlara uymamaları üzerine güvenlik görevlilerince grup içinde slogan atarak ikazlara uymayan ve slogan attıkları tespit edilen ve kademeli olarak güç kullanılarak etkisiz hale getirilmiş oldukları” iddiasıyla 2911 sayılı Kanunun 28/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Büyükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/16 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 17/09/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 20/05/2017, 11/02/2018 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen Aylin Hacaloğlu’nun, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, terör örgütünün görüş ve fikirlerini benimseyen siyasi oluşumlar organizesinde ve HDP Milletvekillerinin de katılımıyla yapılan kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılmak suretiyle 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Aylin Hacaloğlu’nun Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
124. AYŞE MERVA AYTEMÜR (Giyasettin ve Feyziye kızı, 1983 doğumlu, T.C. Kimlik No: 35356032726); (22/06/2014 ve 24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Yedek Üyesi - 10/02/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 23/10/2015 tarih, Soruşturma No: 2012/155914, Esas No: 2015/38848, İddianame No: 2015/2555 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2011-2014 yılları olduğu belirtilerek;
“...1-) 17/03/2013 günü düzenlenen, “Öcalan’a Özgürlük Kürtlere Statü” “Agire Newroze Bi Berxwedana Rojava Bilind dibe, (Nevruz Ateşi Rojava Direnişiyle Yükseliyor) “ “Kürt Halkını İnkar ve İmha Yenilecek Direniş Kazanacak” “Batı Kürdistanın Direnişiyle Nevruz Ateşi Yükselecek” ibareli pankartlar ve Sakine Cansız, Leyla Şaylemez, Fidan Doğan, Mazlum Doğan’ın fotoğraflarının yer aldığı dövizlerin taşındığı, Biji Serok Apo (Yaşasın Başkan Apo) Be Serok Jiyan Nabe (Başkansız Yaşam Olmaz) PKK Halktır Halk Burada, Jin jiyan Azadi (Kadın Yaşam Özgürlük) Nevroz Birane Biji Biji Aşiti (Nevruz Kardeşliktir, Yaşasın Yaşasın Barış) Biji Biji Aşiti Roja Azadi (Yine Yine Barış, Yaşasın Yaşasın Barış, Özgürlük Günü) Disa Disa Serhildan, Serokê me Öcalan (Yine Yine Başkaldırı, Başkanımız Öcalan) Zindanlar Boşalsın, Tutsaklara Özgürlük, Adil Onurlu Demokratik Barış, Biji Bratiya Gelan (Yaşasın Halkların Kardeşliği) Selam Selam İmralıya Bin Selam, Em kine? Em Apocine (Biz Kimiz, Biz Apocuyuz) Dişe Diş Kana Kan Seninleyiz Öcalan şeklinde sloganların atıldığı “Nevruz Kutlamaları” konulu mitinge katıldığı ve grupla birlikte hareket ettiği, eylem görüntü/fotoğraflarından tespit edilmiştir.
2-) 25/11/2013 günü DÖKH (Demokratik Özgür Kadın Hareketi) tarafından “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” adı altında düzenlenen ve PKK/KCK terör örgütü lehine slogan atılıp, pankartların açıldığı ve konuşmaların yapıldığı yasadışı eyleme katıldığı ve grupla birlikte hareket ettiği, PKK/KCK terör örgütünü öven gerilla marşını grup ile birlikte söylediği eylem görüntü/fotoğraflarından tespit edildiği” iddiasıyla silahlı terör örgütüne üye olma ve terör örgütü propagandası yapmak suçlarından TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 7/2-b maddesi uyarınca (2 kez) cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/355 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 10/03/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/52822, Esas No: 2020/14784, İddianame No: 2020/2310 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 06/11/2019 olduğu belirtilerek;
“...Soruşturma evrakı bir bütün olarak incelendiğinde ve değerlendirildiğinde; şüphelinin evinden PKK/KCK Silahlı Terör örgütüne ait örgütsel yayınların ele geçirildiği, şüphelinin birden fazla örgütsel eyleme katıldığı, iletişimin dinlenmesi tutanaklarında örgütsel ve şüpheli konuşmaların bulunduğu, şüphelinin PKK/KCK içerisinde faaliyet gösteren birçok şahısla ilişkili, irtibatlı olduğunun anlaşıldığı, şüpheli hakkında PKK/KCK örgütü içerisinde aktif rol oynadığı hususunda ihbarın bulunduğu, dolayısıyla şüphelinin PKK/KCK'ya bağlı TJA silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde yer aldığı, örgüt ideolojisi içerisinde hareket ettiği ve bu suretle üzerine atılı müsnet suçu işlediği yönünde kamu davası açmayı gerektirir yeterli şüphe, delil ve emare bulunduğu” iddiasıyla silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5 ve 7. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/2 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 10/02/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 22/06/2014 ve 24/01/2016 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi yedek üyesi olarak seçilen Ayşe Merva Aytemür’un, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör örgütü propagandası yapma” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ayşe Merva Aytemür’unAnayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
125. AYŞE YAĞCI (Ali ve Ayşe kızı, 1975 doğumlu, T.C. Kimlik No: 50740373346); (27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi - 25/10/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 10/07/2017 tarih, Soruşturma No: 2017/29911, Esas No: 2017/8993 ve İddianame No: 2017/2611 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 14/06/2017, 07/01/2014 – 08/03/2016 tarihleri olduğu belirtilerek;
“…Şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütü liderinin talimatları ve yönlendirmeleri doğrultusunda oluşturulan siyaset akademilerinde özerk kürdistanın temellerini atan ve ideolojik boyut taşıyan dersler vermesi, kendisini KCK/TM yapılanması içerisinde 20 yıldır faaliyet gösteren kadro olarak tanımlaması, bu sözde emeklerinin karşılığında örgütün yurt dışı yapılanmasında faaliyet göstermek için bir şekilde ülke dışına çıkmaya çalışması, demokratik özerkliğin temellerini konu alan dersler verdiğine ve örgütün kadın yapılanmasının önemli yerlerinden birinde bulunduğuna ilişkin gizli tanık beyanlarının bulunması, örgütün 2012 yılında sözcülerinden biri olduğuna ilişkin açık tanık beyanının bulunması, evinde yapılan aramada ele geçirilen dijital materyallerde terör örgütü ile ilişkili belgelerin ele geçirilmiş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin örgütün hiyerarşik yapılanmasına dahil olarak silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlemiştir.
Şüphelinin “07/01/2014 tarihinde facebook isimli sosyal paylaşım sitesindeki hesabında PKK/KCK silahlı terör örgütünün kurucularından olan ve bir süre önce Fransa ülkesi Paris şehrinde öldürülen Sakine Cansız isimli şahsın fotoğrafını profil resmi olarak güncellediği tespit edilmiştir.
08/03/2016 tarihinde Dilek Öcalan isimli kullanıcının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü sebebiyle paylaştığı bir fotoğrafı şüphelinin twitter isimli sosyal paylaşım sitesinde kendi hesabından paylaştığı yani retweetlediği, fotoğrafta kalabalık kadın bir grubun elleriyle zafer işaretleri yaptıkları ve Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu "Öz yönetim direniş ile kürdistana statü önderliğe özgürlük" ibarelerinin yer aldığı hususu tespit edilmiştir.
15/06/2015 tarihinde Faysal Sarıyıldız isimli kullanıcının paylaştığı bir fotoğrafı şüphelinin twitter isimli sosyal paylaşım sitesinde kendi hesabından paylaştığı yani retweetlediği, fotoğrafta 7 adet YPG mensubu olduğu değerlendirilen, omuzlarında uzun namlulu silahlar taşıyan şahısların bulunduğu ve paylaşım sırasında "Zaferin, onurun ve kahramanlığın resmi! Cızir ve Kobane kantonları birleşti, iyiki varsınız insanlığın kurtarıcıları" ibarelerinin yer aldığı hususu tespit edilmiştir.
Şüphelinin herkese açık şekilde yapmış olduğu paylaşımlar; PKK/KCK silahlı terör örgütünün kırsal alan yapılanmasında yer alan örgüt mensuplarını ve şiddeti övücü-özendirici mahiyette, kürt kökenli vatandaşların devlete karşı ayaklandırmaya dönük eylemlerin arttırılmasının gerektiği algısını oluşturma amacı taşımaktadır.
Yukarıda izah edilen paylaşımların PKK/KCK silahlı terör örgütünün sözde görüşünün topluma yayılması amacıyla, herkese açık bir platformda, değişik zamanlarda süreklilik gösterir bir biçimde yapılması hususu ile bu paylaşımların terör örgütünün cebir ve şiddet içeren yöntemlerini meşru göstermesi, övmesi ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik etmesi” tespitiyle silahlı terör örgütüne üye olma ve terör örgütünün propagandasını yapma suçlarından TCK’nın 314/2, 43, 3713 sayılı Kanunun 5/1 ve 7/2. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/98 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/06/2020 tarih 2020/152 esas, 2020/169 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 2018 yılı olduğu belirtilerek;
“...Kayapınar İlçe Jandarma Komutanlığında 19/06/2017 tarihinde beyanlarda bulunarak şüpheliyi fotoğraftan teşhis eden A.E. isimli şahsın şüpheli hakkında "Bu şahıs 2012 yılı gibi örgütün Türkiye sözcüsüydü. B.C. ile M.Ö.'le konumu aynı düzeydedir. Şuan hala örgütte kadından sorumlu kişidir. Açık kimlik bilgisinin Ayşe YAĞCI olduğunu sizden öğrendim." beyanlarda bulunmuştur.
UYAP kayıtlarından yapılan incelemede şüpheli hakkında silahlı terör örgütüne üyelik suçundan Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/98 esas sayılı dosyasının bulunduğu görülmüştür.
Şüpheli hakkındaki dernek kayıtları, tanık beyanı ve tüm dosya kapsamı göz önüne alındığında şüphelinin eylemlerinin süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik gösterdiği, dolayısıyla şüphelinin PKK silahlı terör örgütü ile organik bağ kurduğu, şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiği, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, bu şekilde şüphelinin üzerine atılı PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” iddiasıyla TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının aynı Mahkemesinin 2017/98 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, yargılamanın halen derdest olduğu,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25/10/2013 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 27/10/2013 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen Ayşe Yağcı’nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma ve iddianamede yazılı diğer” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ayşe Yağcı’nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
126. AYŞENUR VAİZOĞLU (Cemal ve Zehra kızı, 1975 doğumlu, T.C. Kimlik No: 53719411674); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl üyesi - 11/01/2014 - 19/10/2020 Tarihleri Arası ve 02/11/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/10/2019 tarih ve 2019/80 esas, 2019/248 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 31/01/2016 olduğu belirtilerek;
“Sanığın 04/02/2015 tarihinde Argeş Engizek kod adlı B.G. isimli örgüt mensubunun HDP Elbistan İlçe Teşkilatı binasında düzenlenen anma etkinliğine katılarak konuşma yapan şahıslar içinde yer aldığı, bu konuşma esnasında sanığın bulunduğu masanın önünde terör örgütünün sözde arma ve flamalarının yer aldığı, yine sanığın arkasındaki duvarda terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın fotoğrafı, sözde örgütsel flama ile ortada silahlı örgüt mensubunun fotoğrafının bulunduğu, silahlı örgüt mensubuna dair bir diğer fotoğrafın da masanın önüne yerleştirildiği, duvarda yer alan silahlı fotoğrafın altında da daha küçük boyutlarda olmakla birlikte söz konusu örgüt mensubunun fotoğraflarının bulunduğu, yine duvarda da sözde örgüt flaması önünde çekildiği anlaşılan aynı örgüt mensubuna ait fotoğrafın yer aldığı; sanığın yine 31/01/2016 tarihinde Argeş Engizek kod adlı B.G. isimli örgüt mensubunun anma etkinliğine katıldığı, dosya içerisinde yer alan fotoğrafta sol tarafında sözde örgüt armasını, sağ köşesinde terör örgütü lideri fotoğrafını ve ortasında ise terör örgütü mensubunun elinde silahlı fotoğrafını içeren pankartın arkasında yer aldığı, belirtilen her iki anma etkinliğinde yapılan konuşmalarda da terör örgütü lideri olan Abdullah Öcalan'ın ve Argeş Engizek kod adlı B.G. isimli örgüt mensubunun fotoğrafları ile örgütün sözde bayraklarının asılı olduğu, yine 25/07/2015 tarihinde KJA (Özgür Kadın Kongresi) organizesinde yapılan anma programnına katılan sanığın örgütün sözde bayraklarının olduğu masa önünde konuşma yaptığı, sanığın bu fotoğraf ve sözde bayraklar önünde durup poz vermek ve açıklama yaparak PKK/KCK'nın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin birliğini ve bütünlüğünü bozmaya yönelik silahlı, cebir ve şiddet içeren eylemleri ile terör örgütü militanlarının hayat tarzlarını meşru gösterecek ve övecek biçimde hareket etmek suretiyle terör örgütü propagandası suçunu işlediği” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2 ve TCK'nın 43/1-2. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 11/01/2014 - 19/10/2020 tarihleri arasında ve 02/11/2020 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 22/06/2014 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen Ayşenur Vaizoğlu’nun, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, partide üst düzey görev alan Ayşenur Vaizoğlu’nun Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
127. BARAN NAYIR (Aziz ve Fatma Tuna oğlu, 1991 doğumlu, T.C. Kimlik No: 42499480864); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi - 15/06/2014 - 30/03/2021 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/12/2019 tarih ve 2019/507 esas, 2019/705 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 18/09/2019 olduğu belirtilerek;
“Sanığın 2015 yılında terör örgütünün dağ kadrosuna katıldığı, yaklaşık 4 yıl örgütte kaldıktan sonra kendi rızasıyla örgütten ayrılarak günvenlik güçlerine teslim olduğu anlaşılmakla; sanığın savunmasında;
“2015 yılında silahlı terör örgütüne katılmaya karar verdiğini, örgüt içerisindeyken herhangi bir silahlı faaliyetinin bulunmadığını, Türk güvenlik güçleriyle çatışmaya girmediğini, kod isminin Behzat Beyrut olduğunu, örgüt içerisinde tanımış olduğu şahısların fotoğrafını teşhis ettiğini, 2019 yılında kendi rızası ile örgütten ayrılarak teslim olduğunu, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini, pişman olduğunu" ifade ettiği ve PKK içerisinde kaldığı süre zarfında tanıdığı örgüt mensupları hakkında teşhisler yaptığı, mahkeme huzurunda da soruşturma aşamasındaki beyan ve teşhislerinini doğruladığı, yapılan kolluk araştırmalarında sanığın örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen herhangi bir suça iştirakinin bulunduğuna dair bilgi ve belgeye rastlanmadığı, bu nedenle sanığın terör örgütü üyesi iken gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vererek örgütten ayrıldığı anlaşılmakla sanık hakkında TCK’nın 221/4. maddesinin 1. cümlesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına ve aynı Kanunun 221/5. maddesi gereğince sanık hakkında bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği ve kararın 03/01/2020 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 15/06/2014 - 30/03/2021 tarihleri arasında üyesi olup, HDP’nin 22/06/2014 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen Baran Nayır’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan yargılanarak hakkında tedbire hükmedildiği, partide üst düzey görev alan Baran Nayır’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
128. BAYRAM YILMAZ (Cemal ve Birgül oğlu, 1987 doğumlu, T.C. Kimlik No: 38576226302); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi - 12/02/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/02/2017 tarih ve 2016/38 esas, 2017/67 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 2015 yılı olduğu belirtilmekle;
“… Olay tarihinde B.Y. adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesi ile yakalanan sanığın üzerinden iki adet telefon ve üzerinde isim yazmayan arka kısmında da el yazısı ile 2354 rakamları (şifre) yazılı banka kartı ele geçirildiği, sanığın üzerinden ele geçirilen banka kartının PKK/KCK terör örgütüne üye olmak, propaganda yapmak suçlarından çeşitli illerde kayıtları bulunan ve terör örgütünün dağ kadrosuna katıldığına dair iddialar bulunup kayıp olarak da aranan S.Ö. isimli şahsa ait olduğu, kartın şahsın üniversitede okuduğu sırada almış olduğu KYK burs ücretlerinin yattığı hesaba ilişkin olduğu, sanık hakkında daha önce açılan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/168009 soruşturma sayılı dosyası ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/96352 soruşturma sayılı dosyasından temin edilen B.Ö. isimli kişinin beyanına göre silahlı terör örgütüne katılması aşamasında kendisine 300 TL para ile not veren kişinin sanık olduğunu belirttiği, yine dosya kapsamında tanık sıfatıyla ifadesine başvurulan A.T.ın da sanık Bayram Yılmaz'ı PKK/KCK içerisinde eğitim veren kişi olarak tanıdığını, dağa çıkmaları konusunda kendilerine telkinde bulunduğunu beyan ettiği anlaşılmakla, örgüte yeni üye kazandırılması adına yürüttüğü faaliyetler dikkate alınarak terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek suçunu işlediği” gerekçesiyle TCK’nın 220/7. maddesi delaleti ile 314/2, 220/7, 62 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi, maddeleri gereğince 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/02/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 22/06/2014 tarihli Büyük Kongresinde MYK Üyesi olarak seçilen Bayram Yılmaz’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, yine “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma ve iddianamede yazılı diğer” suçlardan yargılamasanın bulunduğu, partide üst düzey görev alan Bayram Yılmaz’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
129. BERCAN AKTAŞ (Ömer ve Şermin oğlu, 1993 doğumlu, T.C. Kimlik No: 50137086910); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi - 12/04/2014 -24/04/2019 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/11/2015 tarih, 2015/272 esas, 2015/386 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 15/08/2015 olduğu belirtilerek;
“…15/08/2015 günü Hakkari ili Şemdinli ilçesinde PKK / KCK terör örgütü mensuplarının yol kapatıp kimlik kontrolü yapmaları üzerine olay yerine intikal eden güvenlik güçlerine yönelik terör örgütü mensuplarınca roket atar ve ağır silahlar ile saldırıda bulunulması nedeniyle çıkan çatışmada şehit edilen Hakkari İl Emniyeti Özel Hareket Şube Müdürlüğünde görevli komiser A. Ç. ile ilgili olarak ve şehit komiserin haberinin basın ve yayın organlarında yayınlanmasından sonra bu olay nedeniyle www.twitter.com isimli sosyal paylaşım sitesinden 15/08/2015 günü saat 22.21 sıralarında “Bercan Aktaş @bercanaktas” rumuzlu kullanıcı profili ile “Şemdinli’de Polis Özel Harekat komiseri A.Ç. etkisiz hale getirilmiş” şeklinde yapmış olduğu paylaşım ile silahlı terör örgütü PKK'nın cebir - şiddet eylemini meşrulaştırdığı, sanığın bu şekilde PKK ve destekçileri tarafından benimsenen ve kullanılan bir dili kullandığı, yukarıda ifade edildiği üzere hakim olduğu ülke toprakları üzerinde hukuki çerçevede silahlı şiddet tekelini elinde bulunduran devlet aygıtının güvenlik birimlerinden birisine mensup olup, asayiş ve kolluk görevi gereği girmiş olduğu silahlı çatışmada hayatını kaybeden ve hukuken de "şehit" statüsünde olan bir kolluk mensubu ile alakalı olarak silahlı çatışmada hayatını kaybeden PKK mensupları ile eşit statüde olduğu intibaı ve algısını yaratacak şekilde ve silahlı çatışma ve mücadele biçiminin haklı ve meşru bir mücadele biçimi olduğu düşüncesini doğuracak şekilde yorumda bulunup bu içerikteki iletiyi birden fazla kişinin vukufiyetine elverişli bir ortam niteliğindeki internetteki sosyal medya hesabı üzerinden paylaşarak görüş ve düşüncesini alenileştirdiği, sanığın böylelikle terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek şekilde propagandasını yapmak suretiyle silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği,” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesi, 7/2-ikinci cümle, TCK’nın 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın ertelenmesine karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/04/2014 - 24/04/2019 tarihleri arasında üyesi olup, HDP’nin 22/06/2014 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen Bercan Aktaş’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, partide üst düzey görev alan Bercan Aktaş’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
130. BURHAN KARAKOÇ (Abdulkadir ve Makbule oğlu, 1948 doğumlu, T.C. Kimlik No: 43510003994); (11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi - 12/02/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/03/2017 tarih ve 2014/235 esas, 2017/103 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 15/02/2011 olduğu belirtilerek;
“...sanık Burhan Karakoç'un Yasadışı KCK (PKK) terör örgütü adına ülkemizde faaliyet yürüten KCK/TM yapılanması içinde KCK Sözleşmesinin 14. maddesinin 3. fıkrasında bulunan Sosyal Alan Merkezinin (e) bendinde düzenlenen Şehit Aileleri ile Dayanıma ve Gaziler komitesi altında düzenlenen faaliyetler kapsamında; yasadışı KCK (PKK) terör örgütü adına kırsal alanda silahlı olarak faaliyette bulunurken güvenlik kuvvetlerince yapılan operasyonlar neticesinde ölü olarak ele geçirilen örgüt mensuplarının defnedilmesi ile ilgili olarak çalışmaları yürüttüğü, bu kapsamda maddi imkan ve araç temin ettiği, örgütün talimatları doğrultusunda birçok eylem, miting, basın açıklaması, imza kampanyası, terörist cenazelerinin sahiplenmesi gibi eylemlere KCK/TM yapılanması adına bizzat katıldığı” gerekçesiyle silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 17/09/2019 tarih 2018/7107 esas, 2019/5300 sayılı kararı ile onanmak suretiyle kesinleştiği,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 26/07/2017 tarih, Soruşturma No: 2017/31521, Esas No: 2017/9670, İddianame No: 2017/2744 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 04/07/2017 olduğu belirtilerek;
“Özetle; ..Şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütünün amaçlarını gerçekleştirme gayesini bilerek ve isteyerek örgüte girme iradesiyle hareket etmesi, örgüt tarafından gerçekleştirilmek istenen amacı benimsemesi, örgüt liderinin talimatları ve yönlendirmeleri doğrultusunda oluşturulan siyaset akademilerinde özerk kürdistanın temellerini atan ve ideolojik boyut taşıyan dersler vermesi, KCK/TM yapılanması içerisinde düzenlenen eğitimlere katıldığına ve derslerde konu bazlı görüş belirttiğine ilişkin gizli tanık beyanının bulunması, münhasıran suç oluşturmamakla birlikte terör örgütü propagandasına dönüşen 11 farklı eyleme katılması ve ikametinde yapılan aramada terör örgütünün ideolojisini benimseyen ve hakkında toplatma kararı bulunan bir kitabın ele geçirilmesi hususları yukarıda izah edilen Yargıtay kararı ve açıklamalar ile birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin örgütün hiyerarşik yapılanmasına dahil olarak” silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği iddiasıyla TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/185 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
c) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 14/10/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/53162, Esas No: 2019/16397, İddianame No: 2019/3801 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 30/06/2019 olduğu belirtilerek;
“Şüpheli Burhan Karakoç’un PKK/KCK terör örgütü talimatları doğrultusunda ve PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan internet siteleri ve basın yoluyla yapılan çağrılar neticesinde gerçekleştirilen birçok eylem, miting, örgüt cenazesi ve basın açıklamasına katıldığı tespit edilmiş olup;
1 Nolu Eylem:31 Mart 2019 mahalli yerel seçimler ile ilgili 04.04.2019 günü HDP Diyarbakır merkez ve dış ilçe belediye başkanlıkların kazanılması ile ilgili HDP il binasında Belediye Başkan adayları ve partililerin katılımıyla kutlama yapılmış, kutlamanın başlangıcında salonda bulunanlarca PKK terör örgütü içerisinde faaliyet yürütürken güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada etkisiz hale getirilen örgüt mensuplarına için saygı duruşu ve PKK marşı okunmuş konu ile ilgili Diyarbakır Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğüne belirtilen konular üzerinden (2197237) ve (2198164) numarası ile kayıt altına alman 2 ihbar, Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığınca belirtilen konu ile ilgili sosyal medya siteleri üzerinde yayınlanan videolar üzerinden daire başkanlığımıza 1 adet ihbar yapılmıştır. Bu doğrultuda yapılan çalışmalarda;
04.04.2019 günü HDP (Halkların Demokratik Partisi) Diyarbakır İl Binası konferans salonunda PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın doğum günü ve Yerel seçimlerde kazanılan merkez ve dış ilçe belediye başkanlıkları için kutlama programı yapılmış, etkinlike ölen teröristler w için SAYGI DURUŞUNDA bulunularak PKK/KCK TERÖR ÖRGÜTÜNÜ ÖVÜCÜ SÖZDE DEVRİMCİ ÇARKI MARŞININ SÖYLENİLDİĞİ, "BİJİ SEROK APO(YAŞASIN BAŞKANAPO),BE SEROK JİYAN NA BE(BAŞKANSIZ YAŞAM OLMAZ) "PKK HALKTIR, HALK BURADA" şeklindeki sloganların atılarak PKK/KCK terör örgütünü ve elebaşısı Abdullah Öcalan’ın sahiplenildiği, PKK/KCK terör örgütünün propagandasına dönüşen bu etkinliğe şüphelinin katılarak slogan attığının tespit edildiği,
2 Nolu Eylem: 17.02.2019 günü saat 10.00’da ilimiz Bağlar İlçesi Selahattin Eyyübi Mah. Turgut Özal Bulv. Üzerinde bulunan HDP İl Binası içerisi Vedat Aydın Konferans salonunda HDP(Halklann Demokratik Partisi) Genç Kadın Meclisi organizesinde; “Genç Kadın Konferansı” konulu etkinlik yapılmış konu ile ilgili olarak sosyal medya üzerinden yapılan açık kaynak araştırmasında; Twitter isimli sosyal paylaşım sitesi üzerinde ve çeşitli haber siteleri üzerinde konu ile ilgili paylaşımlar yapıldığı tespit edilmiştir. Paylaşımlar dahilinde yapılan çalışmalarda etkinliğin yapıldığı alanda;
“Özgürlük kolay kazamlsaydı Ronahi ve Berivanlar kendini yakmazdı”, “Genç kadınlar örgütleniyor, faşizmi yıkıyor, Kürdistan’ı özgürleştiriyor”, “Faşizme karşı baş kaldır” yazılı pankartların olduğu ve Nazelin Korkut(İzmirde Abdullah Öcalan’ın Türkiye getirilmesi yıl dönümünde kendini yakan şahıs) , Zeynep Kınacı(8 askerin şehit 29 askerin yaralandığı olayın faili, PKK terör örgütünün ilk intihar bombacısı, 8 ), Ekin Ceren (PKK terör örgütü saflarında silahlı olarak faaliyet yürütürken örgüt konvoyunda meydana gelen trafik kazısında öldüğü biliniyor) ve Leyla Güven’in fotoğraflarının asılı olduğu ve PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın resmi paylaşılan Abdullah Öcalanhakkında Kürt halk önderi şeklinde tabir edilen konuşmaların olduğu ayrıca -sözde- şehitler için saygı duruşu ve örgüt marşı çalman etkinliğe katılarak PKK terör örgütünün eylemlerini, benimsediği ve destek verdiği,
3 Nolu Eylem: PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalanüzerinde bulunan -sözde- tecritin kaldırılması amacıyla tutuklu bulunduğu ilimiz E Tipi Cezaevinde açlık grevi eylem başlatan akabinde hakkında görülen dava duruşması sonrasında tutuksuz yargılanmak üzere salıverilen HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, bahse ekonu amaç doğrultusunda başlatmış olduğu açlık grevi eylemini ikametinde sürdürmeye devam etmekte olup, 03.03.2019 günü saat:12.00'da PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'a -sözde- tecrit uygulandığı bahanesiyle Leyla Güven ve cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine ilişkin HDP II Başkanlığı binasında basın açıklaması yapılacağı, ardından bazı şahıslar tarafından süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemine başlanılacağı şeklinde bilgiler elde edilmiştir.
03.03.2019 günü yapılan açık kaynak araştırmalarında DBP Eş Genel Başkanı Mehmet ARSLAN'ın konu ile ilgili basın açıklaması yapıldığı konuşmasında özetle “Kişileştirilmek istenen insanlık dışı bu tecrit Türkiye 'deki demokratik çözüm çabalarına hepsine rafa kaldırmış ve Türkiye'ye bir kaos ortamına sokmuştur. Bundan kaynaklı Leyla Güven arkadaşımız 116 günden beri, Demokratik Bölgeler Partisi eş genel başkam sayın Sabahat TUNCER 47 günden beri, bir önceki dönem Hakkari milletvekilimiz olan Selma Irmak 47'inci günden beri, Havvlerden Strazburg'a dünyanın bir çok yerinde Kürtler, Türk devletinin kendi yasa ve kanunlarım uygulaması için canlarını ölüme yatırmış ve bu hukuksuzluğun bu tecridin ortadan kalkması için mücadele etmektedir. Türkiye 'de Kürt sorunu ne yazık ki tüm sorunların temelini oluşturmaktadır. Türkiye-Jde Kürt sorunu çözülmeden hiçbir sorunun çözülmeyeceğini bugün yaşayarak görmekteyiz. Bundan kaynaklı Kürtleri sayın Öcalan üzerinden tecrit ederek, tehdit ederek bize geçirmeye çalıştırarak yapılacak tüm yaklaşımlar tüm kirli politikalar bizim açımızdan sonuç vermeyeceği kesindir. Ama ne yazık ki bu tecridin sadece Kürtlerle sınırlı kalmayacağına sadece sayın Öcalan üzerinden sınırlı kalmayacağına tüm dost ve düşman herkesin bilmesi gerekiyor ” bu minvalde konuşmalar şeklinde devam eden basın açıklamışı gerçekleşmiştir. Basın açıklaması boyunca ara ara tam olarak anlaşılmayan sloganlar atılmıştır. etkinliğe şüphelinin katılarak destek verdiği,
4 Nolu Eylem: İlimiz E Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan Hakkari Milletvekili Leyla Güven isimli şahsın süresi ve dönüşümsüz olarak başlattığı açlık grevine destek olmak amacıyla 9 12.12.2018 günü ilimiz Bağlar ilçesinde bulunan HDP İl Başkanlığı binası Vedat Aydın Konferans salonunda başlatılan -sözde- açlık grevine aynı gün nöbetçi Terör Suçları Soruşturma Bürosu Cumhuriyet Savcısının kararma istinaden arama ve gözaltı yapılmasına tepki olarak hem de -sözde- açlık grevi eylemlerine destek olmak amacıyla 13.12.2018 günü HDP il binası önünde bulunan merdivenlerde saat 11.20 sıralarında DBP il eski başkanı Zübeyde ZÜMRÜT tarafından basın açıklaması yapılmış şüphelinin de katılarak destek verdiği,
5 Nolu Eylem: 14 Aralık 2015 tarihinde sözde Kürt kentlerindeki ablukaların 3. Yıl dönümüne ilişkin 14.12.2018 günü saat 13.30 da ilimiz Bağlar ilçesinde bulunan HDP İl Binasında basın açıklaması yapılacağı, saat 13.35 sıralarında aralarında HDP Diyarbakır Mv. Remziye Tosun ve Musa F ARIŞ OĞULLARI’nm da olduğu basın açıklaması okunmuştur. Sizin de katılarak destek A verdiğiniz tespit edilmiştir. Şüphelinin de bu etkinliğe katılarak destek verdiği,
6 Nolu Eylem: 06.02.2018 günü saat:10.00’da DBP (Demokratik Bölgeler Partisi)
organizesinde ilimiz Bağlar ilçesi HDP (Halkların Demokratik Partisi) il binasında bulunan Vedat AYDIN konferans salonunda “DBP Yerel Yönetimler Konferansı” yapılmıştır. Bahse konu konferans ile ilgili olarak 06.02.2018 günü sosyal ve görsel medya üzerinden yapılan açık kaynak araştırmasında; “Tvvitter” isimli sosyal paylayım sitesinde herkese açık olarak paylaşım yapan “lHaberVar” isimli sayfalarda “Scope” isimli uygulama üzerinden canlı paylaşımı yapıldığı tespit edilmiş, konu ile ilgili yapılan gerekli çözümlerde kimliği tespit edilemeyen bir şahıs tarafından Sebahat Tuncel’e ait olduğu ifade edilen mektubun okunduğu ve duvarlarında ölen PKK/KCK terör örgütü mensuplarının fotoğraflarının asılı olduğu konferansa şüphelinin de etkinliğe katılarak destek verdiği,
7 Nolu Eylem:15.12.2017 günü saat:13.00 da PKK/KCK terör örgütü adına kırsal alanda silahlı olarak faaliyet yürüttükleri esnada güvenlik güçleri ile girmiş oldukları silahlı çatışmalar neticesinde hayatlarını kaybeden örgüt mensuplarının cenazelerinin ilimize intikal ettirilmesi, karşılanması ve nerede gömüleceği hakkında MEYA-DER tarafından planlamaların yapılarak, örgüte müzahir kitlenin ve haber ajanslarının da katılımlarının sağlanması, defin işlemleri sonrasında ölen örgüt mensuplarının “değer ailesi” olarak yüceltilen yakınlan ile ilişki ve irtibatlannı devam ettirerek mevlit ve anma organizasyonlarını düzenleyen ve bu organizasyonlan kurulu bir sistem üzerinden gerçekleştiren bir kurum olduğu değerlendirildiğinden 12 KASIM 2016 tarihinde kapatılan Meya-Der (Mezopotamya Yakınlannı Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Demeği) organizesinde ilimiz Kayapınar ilçesi Peyas mahallesinde bulunan Kaplan City Kardelen Salonunda “dağda ölen teröristler” için sözde mevlit programı düzenlenmiştir. Şüphelinin de bu etkinliğe katılarak PKK/KCK terör örgütünün faaliyetlerindeyken ölü olarak ele geçirilen BTÖ mensuplarını sahiplendiğini ve desteklediği,
8 Nolu Eylem:30.06.2019 günü saat 13:30 Halkların Demokratik Partisi organizesinde HDP İl Binasında sinevizyon gösterimi ve müzik dinletisi etkinliği yapılmış, konu ile ilgili “HDP Amed İl Örgütü” isimli twitter hesabından “ZİLAN ÖZGÜR KADIN FELSEFESİNİN DİRENİŞ; DURUŞ ÇİZGİSİDİR” yorumuyla 4 adet etkinlikle alakalı paylaşımlar yapıldığı tespit edilmiştir. Paylaşımları incelendiğinde; İlk fotoğrafın sinevizyon perdesi üzerinde “ANLAMLI BİR YAŞAMIN SAHİBİ OLMAK İSTİYORUM” yazısı Zeynep KINACI şahsın fotoğrafı olduğu görülmüş, Zeynep KINACI ile ilgili yapılan araştırmada; Kod adının ZİLAN olduğu, 30 Haziran 1996 yılında Tunceli ilinde düzenlenen bayrak töreni sırasında kendine hamile kadın süsü vererek güvenlik güçlerimizin arasına karışarak 8 askerimizin şehit 29 askerimizin de yaralandığı canlı bomba eylemini gerçekleştiren şahıs olduğu tespit edilmiştir. Perdenin yanında platformun arka cephesinde orta büyük boy PKK Silahlı Terör örgütünün kurucusu Abdullah Öcalanı portresi, hemen altında kurucu üyelerinden Sakine Cansız’m küçük boy portresi, sol ve sağ yanma Zilan kod Zeynep kınacı’mn porteleri görülmüş konunun bu haliyle PKK terör örgütü adına canlı bomba eylemcisi ZİLAN KOD Zeynep KINACI’nın eylemini anmak, kutlamak, sahiplenmek ve diri tutmak maksadıyla gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.şüphelinin de örgütsel bu eyleme katılarak destek verdiği….
Şüpheli hakkındaki PKK/KCK terör örgütü talimatları doğrultusunda ve PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan internet siteleri ve basın yoluyla yapılan çağrılar neticesinde gerçekleştirilen birçok eylem, miting, örgüt cenazesi ve basın açıklamasına katıldığına ilişkin görüntü inceleme ve tespit tutanakları, dosya kapsamında mevcut olan tüm delil ve belgeler ve şüphelinin savunması birlikte değerlendirildiğinde; şüphelinin yukarıda sayılan eylemlerinin süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik gösterdiği, dolayısıyla şüphelinin PKK silahlı terör örgütü ile organik bağ kurduğu, şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiği, örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde üst kademe yöneticileri tarafından kendisine verilen emir ve talimatlar doğrultusunda hareket ettiği, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, bu şekilde şüphelinin üzerine atılı PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği, ayrıca yukarıda anlatımı yapılan 1 nolu olayda şüphelinin silahlı terör örgütü propagandası suçunu işlediği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla; silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5, 7/2. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/11/2020 tarih, 2019/393 esas, 2020/318 sayılı kararı ile davanın Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/185 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, yargılamanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/02/2018 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 11/02/2018 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi yedek üyesi olarak seçilen Burhan Karakoç’un, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, yine “silahlı terör örgütüne üye olma ve terör örgütünün propagandasını yapma” suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Burhan Karakoç’un Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
131. CAFER KOLUMAN (Hüsni ve Sıttı oğlu, 1975 doğumlu, T.C. Kimlik No: 26026587950); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi - 17/03/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/12/2018 tarih, 2018/309 esas, 2018/963 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 12/03/2016 olduğu belirtilerek;
“Sanığın "Cafer Koluman" isimli Facebook hesabından 12.12.2015 tarihinde "Sur içinde göçe zorlanan bir halk, kadim toprakların kadim halkı. Bir katliam değil bir soykırım yaşanıyor. Tarih, kültür ve bir halk yok ediliyor. Tıpkı 100 yıl önce Ermeni halkına yaşatılanlar tekrar ediliyor ve tarih tekerrür ediyor. Bilmezler mi hiç zulmün sonunun bir gün geleceğini,. Tekrar politik oyunlarla bir sonuç elde edilemeyeceğini. Bilmeyenlere halk direnerek öğretecek. Zulmün sonu direnerek bitecek. 100 yıldır boyun eğmeyen halk ebediyen boyun eğmeyecek ve kazanan gün gelecekler halk olacak" şeklinde paylaşım yaptığı, 28.12.2015 tarihinde Diyarbakır surlarına kaşı silahımı doğrultmuş vaziyette tankların bulunduğu, surların ise ağzını açmış insan yüzü şeklinde tasvir edildiği bir resmi "sur direniyor" yorumu ile paylaştığı, 12.03.2016 tarihinde "Halkların birleşik devrim hareketi kuruldu" ve "halkların birleşik devrim hareketi ilan edildi" başlıklı silahlı terör örgütü mensuplarının fotoğraflarının bulunduğu iki hesap bağlantısı paylaştığı” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2, 7/2-2. cümlesi, TCK’nın 43 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 29/01/2019 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 17/03/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 22/06/2014 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen Cafer Koluman’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, partide üst düzey görev alan Cafer Koluman’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
132. CENGİZ KOYUNCU (Abdulkadir ve Zübeyde oğlu, 1968 doğumlu, T.C. Kimlik No: 24526011326); (24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi - 19/01/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığının 27/02/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/2055, Karar No: 2019/307 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 21/01/2019 olduğu belirtilerek;
Özetle; "@cngzkync" isimli twitter profil kullanıcısı olan şüpheli tarafından terör örgütü propagandası suçu kapsamında paylaşımlar yapıldığı” gerekçesiyle başlatılan soruşturmada verilen yetkisizlik kararı ile soruşturma evrakının Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 16/03/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/24488, Fezleke No: 2019/230 sayılı fezlekesi ile terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle evrakın gönderildiği İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/58174 soruşturma sayılı dosyasında soruşturmaya devam edildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 19/01/2016 tarihinden itibaren kayıtlı üyesi olup, HDP’nin 24/01/2016 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi yedek üyesi olarak seçilen Cengiz Koyuncu’nun, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan hakkında soruşturma yapıldığı, partide üst düzey görev alan Cengiz Koyuncu’nun Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
133. CENGİZ YÜREKLİ (Kamil ve Zeynep oğlu, 1968 doğumlu, T.C. Kimlik No: 30586942074); (27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi – 25/10/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 14/11/2013 tarih, Basın Soruşturma No: 2013/2557, Basın Esas No: 2013/314, Basın İddianame No: 2013/135 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 18/03/2012 olduğu belirtilerek:
“Şüphelilerden H.Ç. isimli kişinin başkanlığında oluşturulan 8 kişilik düzenleme kurulu tarafından 18/03/2012 Pazar günü saat:11:30'da Toros Sokak'ta toplanılarak Kolej Meydanına kadar yürümek suretiyle burada 13:00-17:00 saatleri arasında "Nevruz Şenliği" adı altında açık hava toplantısı ve gösteri yürüyüşü yapılması için Ankara Valiliğinden izin istenildiği, bu kutlamanın geleneksel nevruz gününde yapılması gerekçesi ile bu talebin Valilikçe ertelendiği, aksine davranışın 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa aykırılık teşkil edeceğinin bildirildiği ve Valilik Makamının 16/03/2012 gün ve 4815 sayılı erteleme kararının tebliğ edildiği, buna rağmen BDP, HDK, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB organizesinde yapılan basın açıklamasında 18/03/2012 günü "Nevruz Şenliği" adı altında toplantı ve gösteri yürüyüşünün kamuoyuna duyurulduğu, olay günü ise nevruzu kutlamak için "Nevruz Şenliği" adı altında biraraya gelen ve oluşan gruplaşmayı gören meraklı kişilerinde katılımı ile çoğalan kalabalığın önlerini kesen çevik kuvvet ekibinin dağılın uyarısına tepki amacıyla "BİJİ SEROK APO, GENÇLİK APO'NUN FEDAİSİDİR. PKK HALKTIR HALK BURADA VE DİŞE DİŞ KANA KAN SENİNLEYİZ ÖCALAN" şeklinde sloganlar attıkları, topluluğun Meşrutiyet Caddesini tamamen araç trafiğine kapatarak Sakarya Caddesine gitmek amacıyla yürüyüşe geçmesi üzerine Çağ Hastanesi önünde Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü personeli tarafından barikat oluşturulduğu bunun üzerine topluluğu yönetip yönlendiren H.Ç ile BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün barikatın kaldırılarak yürüyüşe izin verilmesi konusunda talepte bulunmaları üzerine kendilerine gerekli uyarı ve ikazlar yapılarak, topluluğun tamamının duyabileceği şekilde ses yayın aracından gerekli uyarı ve ikaz anonslarının peş peşe (3) kez yapıldığı, topluluğun yapılan uyarı ve ikaz anonslarını "Yuh" çekerek ıslıklarla protesto ettikten sonra oturma eylemine geçtiği, eylem yapan topluluğun ön tarafından bulunan şüphelilerden A.K. isimli şahsın topluluğu tahrik etmek amacıyla barikatı oluşturan güvenlik görevlilerine karşı "Ne Bakıyorsunuz Lan, Allahsızlar…" şeklinde yüksek sesle bağırarak hakaret ettiği, daha sonra BDP İl Binası önünden Dr.Mediha Eldem Sokağa giriş yapan ve Ziya Gökalp Caddesi istikametine pankart ve dövizleri açık vaziyette slogan atarak yürüyüşe geçen grubun Yüksel Caddesi kesişimini geçmeleri üzerine Dr. Mediha Eldem Sokak üzerinde Çevik Kuvvet personelince barikat oluşturulduğu, grup üyelerinin bir kısmının tanınamayacak şekilde yüzlerine atkılarla kapattıkları, parti yöneticilerinin grubu ikaz etmesi üzerine grubun bir kısmının Libya Caddesi istikametine bir kısmının da Yüksel Caddesi istikametine dağıldıkları” gerekçesiyle kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama suçundan 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/512 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 17/04/2021 tarih, Soruşturma No: 2014/38195, Esas No: 2021/19503, İddianame No: 2021/4708 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 19/03/2021 olduğu belirtilerek;
...Şüpheli Cengiz Yürekli'nin PKK/KCK silahlı terör örgütünün Önderlik Komitesi içerisinde yer aldığı, İmralı Cezaevinde bulunan örgüt elebaşı Abdullah Öcalan ile görüşen avukatlar içerisinde olduğu tespit edilmiştir.
PKK/KCK terör örgütünün faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/38195 (Eski Sor.2012/1525) sayılı soruşturması kapsamında Cengiz Yürekli isimli şahsın yapılan açık kaynak araştırmaları neticesinde;
Evrensel isimli internet sitesinde "Öcalan'ın avukatları:İmralı Adası Türkiye'nin Guantanamosu'dur." başlıklı 06.08.2014 tarihli haberin yayımlandığı, haberde Abdullah Öcalan'a tecrit uygulandığı, dosyamız şüphelilerinden R.S., M.T. ve Cengiz Yürekli'nin de aralarında bulunduğu avukatların ÖCALAN ile görüşmelerinin engellendiği şeklinde açıklamalara yer verildiği görülmüştür.
Şüphelinin 21.01.2014 tarihinde R.M. ile yaptığı görüşmenin;
….şeklinde olduğu, şüphelinin R.M. isimli şahıs ile yapmış olduğu görüşmesinde PKK/KCK Terör örgütüne müzahir kitlenin de sürekli dillendirdiği Özel Yetkili Mahkemeler ve Hasta Tutsaklar konusu olan Forum şeklinde bir toplantı düzenleneceği ve bu toplantıya iki şahsın da katılacakları anlaşılmıştır.
Şüphelinin 06.02.2014 tarihinde D.Ö. ile yapmış olduğu görüşmenin;
...şeklinde olduğu, Cengiz Yürekli'nin D.Ö. isimli şahısla yapmış olduğu görüşmesinde, D.Ö. isimli şahsın PKK/KCK Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'a kıyafet göndermek istediği ve bunu nasıl yapabileceğini Cengiz Yürekli'ye sorduğu anlaşılmıştır.
...Dosya kapsamında elde edilen tüm deliller, iletişimin dinlenmesi ve tespitine dair tape kayıtları, gizli tanık ve bilgi sahibi beyanları, açık kaynak ve arşiv araştırması tutanaklarındaki veriler, şüpheliler savunmaları içeriği bir bütün olarak ele alındığında, yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı şüpheli avukatların PKK/KCK silahlı terör örgütünün sözde ÖNDERLİK KOMİTESİ içerisinde yer aldıklarının, şüphelilerin İmralı'da cezaevinde bulunan örgüt elebaşı Abdullah Öcalan'ı sözde avukatlığını üstlendiklerinin, sözde avukat-müvekkil ilişkisi adı altında örgüt elebaşının örgütün dışarıdaki açık alan yapılanmasına iletmek istediği örgütsel talimatları/mesajları örgütün dışarıdaki mensuplarına ilettiklerinin, şüphelilerin örgüt elebaşının savunmasını yapmak adına bir çok örgüt mensubu avukat ile birlikte İstanbul ili Beyoğlu ilçesi Taksim bölgesinde bulunan örgüt faaliyetlerine özgülenmiş ... Hukuk Bürosu isimli sözde Hukuk Bürosu'nda bir araya geldiklerinin, bu büro üzerinden hukuksal faaliyet adı altında örgütsel faaliyetlerine devam ettiklerinin, yine İstanbul ilinde sözde dernek adı altında faaliyet gösteren T….D (T.A.ile D.Derneği) isimli dernek üzerinden tutuklanan örgüt mensuplarına hukuki yardım sağladıklarının, tutuklu örgüt mensuplarının ailelerine örgütün talimatları doğrultusunda ulaşarak herhangi bir ihtiyaçları olup olmadığını sorduklarının, yani bu sözde derneği de örgütsel amaçla kullandıklarının, örgütün talimatları doğrultusunda cezaevlerinde süresiz açlık grevine giren örgüt mensuplarına destek için toplantılar organize ettiklerinin, örgüte müzahir basın-yayın organlarına demeçler verdiklerinin, yine o dönem örgütsel faaliyetlerin odağı haline gelen DTP (Demokratik Toplum Partisi) bünyesinde illegal yapılanma olarak sözde Hukuk Komisyonları kurulduğunun, şüpheliler B.D., İ.A. ve S.E.’in de işbu illegal yapılanma olan ve tutuklu örgüt üyelerine ve ailelerine sözde hukuki destek vermek adına kurulan komisyonun üyeleri olduklarının, örgütün sözde Önderlik Komitesi içerisinde yer alan şüphelilerin aynı zamanda sözde dernek adı altında faaliyet gösteren T….D (T.A.ile D.Derneği) isimli dernek ile örgüt talimatları doğrultusunda birlikte hareket ettiklerinin, şüphelilerin "Öcalan'a Tecrit uygulanıyor.", "Avukatları 300 gündür görüştürülmüyor." gibi söylemlerle ve bunu örgüte müzahir basın-yayın organlarında yayımlattırarak kamuoyunda ve uluslararası alanda negatif algı oluşturmak suretiyle kendi örgüt üyelerini konsolide etmenin yanında ülkemizi bir tutukluya/mahkuma kötü davranıyor göstererek, ülkemizi uluslararası alanda da zor duruma sokmaya çalıştıklarının, M.T.’nın örgüte müzahir yayın organı olan Özgür ... Gazetesine örgüte mesaj vermek, örgüt üyelerini konsolide etmek adına röportajlar verdiğinin, şüpheli Avukat R.S.’nın Fransız Press Haber Ajansı muhabirlerinden Nicola AGENCE ile görüşerek ÖCALAN'ın 4. yargı reformu paketi kapsamında yeniden yargılanması girişimleri ile ilgili bilgiler verdiğinin, yine şüpheli R.’ın Lüksemburg Büyükelçiliğinden bir erkek şahısla görüşerek ÖCALAN'ın durumunu görüşmek adına örgütsel faaliyetlerde bulunulan Taksim'deki ...Hukuk Bürosu'nda bir görüşme ayarladığının, o dönem örgütsel faaliyetlerin odağı haline gelen, örgüt ideolojisi doğrultusunda faaliyetlere sahne olan BDP (Barış ve Demokrasi Partisi) il binası saymanlık odasında yapılan aramada ele geçirilen ve partinin illegal yapılanması olan sözde Hukuk Komisyonu üyelerine ait listede şüpheliler İ.A., B.D., ve M.T.’nın da isimlerinin yer aldığının, yine şüphelilerin bazı telefon görüşmelerinde örgütsel ideoloji doğrultusunda söylemlerde bulunarak Devlet için "Katil", "Şerefsiz" gibi ifadeler kullandıklarının, şüpheli S.E.’in bir görüşmede çatışmada öldürülen örgüt mensupları için sözde "ŞEHİT" ifadesini kullandığının, şüpheli M.T.’nın PKK/KCK güdümünde yayın yapan G. Gazetesine "Terörle Mücadele Yasasını Veto Ediyoruz" şeklinde verilen ilanı veren avukatlardan biri olduğunun görüldüğü, bu anlamda da şüphelilerin işbu örgütsel faaliyet ve konumları itibariyle atılı PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olma suçunu ayrı ayrı işledikleri” iddiasıyla TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25/10/2013 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 27/10/2013 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi yedek üyesi olarak seçilen Cengiz Yürekli’nin, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve 2911 sayılı Kanuna aykırılık” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Cengiz Yürekli’nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
134. CİHAN ERDAL (Gürhan ve Hicran oğlu, 1988 doğumlu, T.C. Kimlik No: 24083331172); (27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi – 22/06/2014, 24/01/2016 ve 20/05/2017 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi - 12/04/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/04/2014 tarihinden itiaren üyesi olup, HDP’nin 22/06/2014 tarihli Büyük Kongresinde MYK üyesi, 24/01/2016 ve 20/05/2017 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen Cihan Erdal’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma ve iddianamede yazılı diğer” suçlardan yargılaması bulunan, partide üst düzey görev alan Cihan Erdal’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
135. DİLAN ÇETİN (20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Yedek Üyesi - 17/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a)Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/07/2018 tarih, 2017/70 esas, 2018/145 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 14/02/2017 ve öncesi olduğu belirtilerek;
“…Dilan Çetin isimli facebook hesabından,
-3 Mart 2015 tarihli paylaşımının, PKK/KCK terör örgütünün kırsal alanda faaliyet gösteren silahlı örgüt mensupuna ait fotoğraf ile yine örgüt mensuplarına hitaben övücü ve yüceltici sözler yazılarak örgüt mensuplarının ölümsüzleştirilmeye çalışıldığı paylaşım olduğu,
-3 Nisan 2015 ve 27 Haziran 2014 tarihli paylaşımında, PKK/KCK terör örgütünün kırsal alanda silahlı olarak faaliyet gösteren örgüt mensuplarına ait fotoğrafların olduğu ve bu fotoğraflarla örgüt propagandası yapıldığı,
-13 Haziran 2015 tarihli paylaşımında, PKK/KCK terör örgütü içerisinde silahlı faaliyet gösterinken Kobani bölgesinde ölen T.. Ç isimli örgüt mensubunun fotoğrafının paylaşıldığı,
-9 Şubat tarihli paylaşımda, PKK/KCK terör örgütü içerisine silahlı olarak faaliyet gösteren örgüt mensubunun ölümü sonrası şehit olarak adlandırıldığı ve yüceltildiği paylaşımlar olduğu,
Sanığın sosyal medya hesabından bu içeriklere havi paylaşımlarda bulunarak terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek söylemlerde bulunduğu, paylaşımların eleştiri ve rahatsızlık vermekle birlikte ifade özgürlüğü kapsamında kalan paylaşım sınırlarını aştığı, terör örgütünün şiddet yanlısı mensuplarının ellerinde silahlar olduğu halde açıkça ve övülerek yayınladığı bu hâli ile tespit edilen eylemlerin terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu oluşturduğu” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK’nın 43/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 12/09/2018 tarihinde kesinleştiği,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 20/03/2019 tarih, Soruşturma No: 2017/33900, Karar No: 2019/1587 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 25/07/2017 olduğu belirtilerek;
“Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü'ne 24.07.2017 günü Saat:10:36 sıralarında yapılan ve 1665711 İhbar Kayıt Numaralı ihbar kayıt numarası ile kayıt altına alınan ‘’EYLEMCİLER SUR SİZE ÖNEMLİ BİR BİLGİ VERECEĞİM.DİYARBAKIRDA BU HAFTADAN İTİBAREN EYLEMLER BAŞLAYACAKMIŞ.BU EYLEMLERDE ÖCALAN’IN SERBEST BIRAKILMASI VE AYRICA SURDA DEVAM EDEN YIKIM ÇALIŞMALARINI PROTESTO İÇİNMİŞ. ÖĞRENDİĞİM KADARIYLA 3 ÖRGÜTÇÜ ANKARADAN EYLEMLERİ ORGANİZE ETMEK İÇİN DİYARBAKIRA GELİYOR.KENDİLERİ GELMEDEN ÖNCE ANKARADAKİ SORUMLULARI OLAN Ü. A. İSİMLİ ÖRGÜTÇÜYÜ DİYARBAKIRA GÖNDERİP BU İŞİN ORGANİZESİNİ VERDİLER.ŞİMDİDE DİLAN, NAZLI VE BİGET İSİMİNDE 3 PKKLI EYLEM İÇİN DİYARBAKIRA GELİYOR.BUNLARIN KAYITLARI ZATEN SİZDE VARDIR.BAKARSANIZ NE KADAR HAKLI OLDUĞUMU GÖRÜRSÜNÜZ.BU ŞAHISLAR DÜN AKŞAM ÖZLEM DİYARBAKIR OTOBÜSÜYLE YOLA ÇIKMIŞLAR. AMA BUNLARIN GELİP GELMEDİKLERİNİ BİLMİYORUM.BUNLARI YAKALARSANIZ EYLEMLERİ ÖNLERSİNİZ.BİLGİLERİM GİZLİ KALSIN’’ şeklinde,
Diyarbakır Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü’ne yapılan ve 1665719 İhbar Kayıt Numarası ile kayıt altına alınan ‘’DİYARBAKIRDA BU HAFTA EYLEMLER OLACAK EYLEMLER ESNASINDA ÖCALAN’IN SERBEST BIRAKILMASINI İSTİYORUZ DİYECEKLER AYRICA SUR DAKİ YIKILAN EVLER İÇİN DE EYLEM YAPACAKLAR. 3 ÖRGÜT MENSUBU ANKARADAN GELECEK. BU SAHISLAR ANKARADAN GELMEDEN ÖNCE Ü. A. ADINDA BİRİNİ DİYARBAKIR MERKEZE GÖNDERMİŞLER. BU BAYAN SAHIS TERÖR OLAYLARINI ORGANİZE EDEN SAHISTIR. BU 3 SAHIS ÖZLEM DİYARBAKIR OTOBÜSÜYLE GELECEKLER DÜN AKSAM YOLA CIKMISLAR.GELEN SAHISLARIN İSİMLERİ DİLAN- NAZLI -DİGET İSMİNDE 3 KİŞİ GELECEK TERR EYLEMLERİNE KATILACAKLAR.HATTA GELMİŞ DE OLABİLİRLER OTOGARDA OLABİLER DER’’ şeklinde yapılan ihbarlar üzerine silahlı terör örgütüne üye olmak suçunudan başlatılan soruşturmada verilen yetkisizlik kararı ile dosyanın gönderildiği Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 05/04/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/59090, Birleştirme No: 2019/4860 sayılı kararına istinaden soruşturmanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/103249 sayılı dosya ile birleştirildiği,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/52941 soruşturma sayılı dosyasında:
Suç tarihinin 11/02/2018 olduğu belirtilerek;
“11/02/2018 tarihinde Ankara ili Doğanbey mahallesi Hipodrum caddesi No:2 Altındağ/ANKARA adresinde bulunan Ankara Spor Salonunda HDP (Halkların Demokratik Partisi) tarafından gerçekleştirilen 3. Kongre sırasında PKK/KCK terör örgütünü ve örgüt mensuplarını övücü, yüceltici, benimseyici marşlarından olan gerilla marşı ile PKK halktır halk burada, direne direne kazanacağiz, sloganlar ve marşlar söylenerek halayların çekildiği, kongre öncesi marşa ve sloganlar eşliğinde halay çeken grup içerisinde yer alan aynı zamanda söylenen marş ve sloganlara eşlik ettiği tespit edilen Dilan ÇETİN'in "PKK terör örgütü progandası yapmak" suçundan hakkında soruşturma yapıldığı,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 17/05/2017 tarihinden itibaren kayıtlı üyesi olup, 20/05/2017 ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi yedek üyesi olarak seçilen Dilan Çetin’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, yine “silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör örgütünün propagandasını yapma” suçlarından hakkında soruşturma yapıldığı, partide üst düzey görev alan Dilan Çetin’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. Ek-26)
136. ESENGÜL DEMİR (Kemal ve Ceyran kızı, 1968 doğumlu, T.C. Kimlik No: 47236934648); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi - 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi - 22/04/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Gebze Cumhuriyet Başsavcılığının 09/05/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/12455, Esas No: 2019/3488, İddianame No: 2019/2853 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 16/04/2019 olduğu belirtilerek;
“Olay tarihinde ülke genelinde başlatılan ve PKK/KCK terör örgütü ile alakalı terör suçlarından yapılan yargılamalarda tutuklu veya hükümlü olarak bulunanların destek verdiği açlık grevi eylemlerine destek olmak amacıyla sanal ortam ve sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımları sonucu bir araya gelen yaklaşık 200 kişilik grubun Gebze M Tipi Kadın Cezaevi çıkan ara sokak ve caddelerde toplandığı, toplanan gruba cezaevi merkez olmak üzere 1 km yarıçaplı alan içerisinde toplantı ve gösteri yürüyüşü yasağı bulunduğunun ihtar edildiği, yukarıda açık kimlikleri yazılı şüphelilerin de bu grup içerisinde yer aldığı, ancak yapılan ihtarlara rağmen dağılmayarak yürüyüşe devam ettikleri” iddiasıyla kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama suçundan 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Gebze 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/529 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 12/02/2020 tarih, Soruşturma No: 2018/50925, Esas No: 2020/7187, İddianame No: 2020/1680 sayılı iddianamesiyle:
Suç tarihinin 22/10/2017 olduğu belirtilerek;
“22/10/2017 tarihli saat 15.00 sıralarında PKK/KCK silahlı terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın sözde tecrit edilmesi, durumundan haber alınmadığı, yakınları ve avukatları ile görüştürülmediği bahanesiyle Halkların Demokratik Partisi organizesinde Kadıköy İlçesi iskele meydanında basın açıklaması yapılacağının istihbar olunması üzerine saat 14.00 sıralarında kolluk ekibince Kadıköy iskele meydanı ve Khalkedon Meydanında güvenlik tedbirleri alınarak beklenmeye başlandığı, saat 14.50 sıralarında Khalkedon Meydanına yaklaşık 10 kişiden müteşekkil grubun gelerek beklediği, bekleyen gruptaki kişilerin kolluk görevlilerince söz konusu yerde toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılmasını Kadıköy Kaymakamlığınca yasaklandığını ihtar edilmesi üzerine grubun Khalkedon Meydanını terk ederek kilise meydanına doğru ilerlemeye başladığı, gruba yaklaşık 10 kişinin daha eklendiği, burada kolluk görevlilerince toplantı gösteri yürüyüşü yapmanın yasak olduğunun ihtar edildiği, açık kimlik bilgileri yazılı şüphelilerin de içlerinde bulunduğu grubun "biji serok apo" şeklinde sloganlar atmaları üzerine gruba müdahale edilerek şüphelilerin yakalandığı, şüphelilerin böylece belirtilen şekilde PKK/KCK silahlı terör örgütü elebaşısını ve dolayısıyla terör örgütünü övücü mahiyette slogan atmak suretiyle terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işledikleri” iddiasıyla 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/03/2020 tarih, 2020/33 iddianame değerlendirme sayılı kararı ile iddianamenin iadesi sonrasında vaki itirazın İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/03/2020 tarih 2020/277 D.İş sayılı kararı ile reddedilmesi üzerine aynı Başsavcılığın 2020/53531 sayılı dosyasında soruşturmaya devam edildiği,
c) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/91545 soruşturma numaralı dosyasında;
Suç tarihinin 19/03/2019 olduğu belirtilerek;
19/03/2019 günü saat 17:00 sıralarında Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın katılımı ile Hamidiye Mahallesi Eyyubi Caddesi No: 126 Sultanbeyli/İSTANBUL sayılı adreste bulunan Sultanbeyli HDP Seçim İrtibat Bürosunun açılış programında Esengül Demir’in HDP logoları ile kaplı olan seçim otobüsünün üzerine tutuklu bulunan PKK/KCK Silahlı Terör elebaşısı Abdullah Öcalan’a -sözde- tecrit uygulandığı gerekçesi ile Cezaevinde başlatan Leyla Güven isimli şahsın fotoğrafının olduğu, fotoğrafın altında TECRİT KALKSIN LEYLA YAŞASIN yazısı ile HDP logosu bulunan beyaz renkli yelek ile çıkarak topluluğa konuşma yaptığı gerekçesiyle silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan soruşturma yapıldığı,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/04/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen Esengül Demir’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “örgüt mensuplarına destek vermek amacıyla yapılan toplantı ve izinsiz yürüyüşe katılmak suretiyle 2911 sayılı Kanuna muhalefet” suçundan yargılamasının bulunduğu, yine “silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör örgütü propagandası yapma” suçlarından hakkında soruşturma yapıldığı, partide üst düzey görev alan Esengül Demir’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
137. FIRAT YAMAN (Memet Nuri ve Melek oğlu, 1996 doğumlu, T.C. Kimlik No: 20407250112); (24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi - 19/01/2016 -22/06/2016 Arası HDP Üyesi)
a) İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/09/2017 tarih ve 2014/334 esas, 2017/288 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 01/05/2013 olduğu belirtilerek;
“Olay tarihinde bazı sivil toplum kuruluşlarınca düzenen ''1 Mayıs Birlik Mücadele ve Dayanışma'' konulu gösteri yürüyüşü ve açık hava toplantısı sırasında sanığın da içinde bulunduğu bir grubun, üzerinde ''Başkan Apoya özgürlük, Kürt sorununa demokratik çözüm'' yazısı bulunan pankart ve Abdullah Öcalan'ın resmi ile PKK terör örgütünü simgeleyen sözde bayrağın bulunduğu ''Karabağlar Apocu gençliği Öcalana özgürlük istiyoruz'' yazısını barındıran pankartın açıldığı, ayrıca ''Biji Serok Apo'' (Yaşasın Başkan Apo) ''Vuruyor Gerillalar vuruyor Apocular'', ''Her kürt gerilla doğar'', ''Kürdistan Faşiste mezar olacak'' gibi sloganlar attıkları ve ''Çerxa şoreşe'' (Devrim Çarkı) isimli sözde marşı söyledikleri, PKK terör örgütünün ve bu örgütün sözde elebaşısı olan Abdullah Öcalan'ın propagandasının yapıldığı” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 31/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 24/11/2017 tarihinde kesinleştiği,
b) Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 28/03/2016 tarih, Soruşturma No: 2016/8865, Esas No: 2016/4675, İddianame No: 2016/458 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 21/02/2016 olduğu belirtilerek;
“...Mersin TEM Şube Müdürlüğü ekipleri Akdeniz ilçesi İhsaniye Mah. 4901 sokak üzerinde devriye görevlerini ifa ettikleri sırada durumlarından şüphelendikleri şüpheli Fırat Yaman ile soruşturması Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2016/8833 sırasında yürütülen suça sürüklenen çocuk D.T.’ün yakalandığı, şüpheli Fırat Yaman'ın üzerinde usulüne uygun olarak yapılan aramada; siyah renkli cüzdanın içerisinde beyaz renkli kağıda el yazısı ile yazılmış şekilde 1. Sayfasında "Demokratik Özerlik Fikriyatı, Bireyde yaşam bulmazsa o bireyin alanda bu hamleyi gerçekleştirmesi imkansızdır...." ibaresi ile başlayan ve 2. Sayfasında "Halk ve kurum önerileri dikkate alınmıyor. Merkezden gelen arkadaşlar kurumlarını ve halkını tanımıyor." şeklinde el yazısı dükümanın ele geçirildiği,
Şüphelinin üzerinde ele geçirilen dükümanın incelemesinde; "PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması olan YDG-H (Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi) 'nin, KCK çatı örgütlenmesi bünyesinde en önemli yapılanmalardan birisi olduğu, Gençlik örgütlenmesinin faaliyetleri açısından, eleman temini bir yandan da propaganda faaliyetleri kapsamında ayrı bir öneme sahip yapılanmadır.
ÖSB yapılanması ve teröristbaşının son dönemdeki görüşme notlarında geçen Öz Savunma Güçleri (ÖSG) arasındaki benzerlik ve farklılıklar dikkat çekmektedir. 2004 yılından bu yana oluşumun gelişim sürecine bakıldığında ve örgütün ve müzahir oluşumların son dönemde daha yoğun bir biçimde dile getirmeye başladığı Demokratik Özerklik hedefi de göz önünde bulundurulduğunda, bu hedef doğrultusunda ÖSB adı altında yapılanmaların oluşturulduğu,
ÖSB'nin (Öz Savunma Birlikleri) terör örgütü ve müzahir kitle içerisinden özel yöntemlerle seçilerek deşifre olmaması için ciddi eğitimden geçirilen, klasik eylem tarzlarından farklı olarak özellikle kent merkezlerinde ses getirici eylemler gerçekleştirme kapasitesine sahip olan PKK/KONGRA-GEL terör örgütünün silahlı kanadı olan HPG'ye Kol Komutanlığı seviyesinde bağlı silahlı faaliyet yürüten bir yapılanma olduğu,
KCK/Türkiye Yürütmesince (KCK/TM) belirlenen hedef ve stratejiye uygun olarak alınan kararlar doğrultusunda kurulan ve ülke genelinde eylem/faaliyetlerde bulunan gençlik yapılanması olan YDG-H/ÖSB (Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi) örgütlenmeleri oluşturularak, örgütsel eylem ve faaliyetlerde bulundukları, Serhildan (Sivil İtaatsizlik-Başkaldırı) tarzı eylemleri organize ederek öncülüğünü yaptıkları ve eylemleri gerçekleştirdikleri, son dönemde Başta Diyarbakır-Sur, Mardin Nusaybin, Şırnak Cizre-Silop-İdil ilçelerinde bu yapılanma tarafından güvenlik kuvvetlerine yönelik silahlı, bombalı saldırı, ikamet, işyeri ve araçlar yönelik taşlı, Molotof bombalı, havai fişekli, el yapımı basınç etkili parça tesirli patlayıcılar ile saldırıda bulundukları, hendekler kazarak eylem ve faaliyetlerde bulundukları, şüpheli Fırat YAMAN'ın da Demokratik Özerklik çalışmaları kapsamında terör örgütü tarafından faaliyet yürütmek üzere Mersin iline gönderildiğinin anlaşıldığı,
- soruşturma dosyamızla birleştirilen İzmir C.Başsavcılığının 2016/20165 nolu soruşturmasında PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması YDG-H içerisinde kırsal alana eleman temini ve aktarımı faaliyetlerinde bulunan ve daha sonra yakalanan M.Y adlı kişinin müdafisi huzurunda 06/10/2015 tarihinde yapmış olduğu teşhiste "şüpheli Fırat Yaman'ın İzmir BDP il binasında durduğunu, bu şahsa not ve pusulaların geldiğini, Fırat Yaman'ın PKK/KCK terör örgütüne eleman temini ve kurye noktasında faaliyetlerde bulunduğunu, mahalle çalışmalarında kazandırılan elemanların koordinesini yaparak üst kadroların bilgisi dahilinde koordinasyonunu sağladığını" şeklinde beyanda bulunup şüpheli Fırat Yaman'ı fotoğraftan teşhis ettiğini,
Yine Mersin İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube müdürlüğünce yapılan araştırmalarda PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması YDG-H içerisinde şüpheli Fırat Yaman'ın sorumlu düzeyinde faaliyet gösterdiği, Mersin ilindeki eylem ve faaliyetleri organize etmek amacıyla 2016 yılı Şubat ayı itibari ile Mersin iline gönderildiği, şüpheli Fırat Yaman'ın HÜSEYİ kod ismini kullandığı ve soruşturması Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2016/8833 sırasında yürütülen SSÇ D.T. ile birlikte bu faaliyetleri organize ettiğinin tespit edildiği,
...Her ne kadar şüpheli üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiş ise de; şüpheli hakkındaki teşhis tutanağı, araştırma tutanakları, döküman inceleme tutanağı birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin terör örgütü PKK/KCK’nın gençlik yapılanması olan YDG-H içerisinde sorumlu düzeyde faaliyetlerde bulunup son dönemde Mersin ilindeki faaliyetleri organize etmek amacıyla Mersin iline geldiği ve bu şekilde terör örgütüne üye olma suçunu işlediği incelenen dosya kapsamından anlaşılmakla” eylemine uyan TCK'nın 314/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/151 esas sayılı dosyasında halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 19/01/2016-22/06/2016 tarihleri arasında üyesi olup, HDP’nin 24/01/2016 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen Fırat Yaman’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, yine “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Fırat Yaman’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek26)
138. GÜLŞEN ÖZER (Hüseyin ve Şahide kızı, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 24499637868); (11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi - 09/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığının 31/08/2018 tarih, Soruşturma No:2018/4531, Esas No: 2018/1325 ve İddianame No: 2018/435 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2018 yılı olduğu belirtilerek;
“PKK/KCK terör örgütünün eylem ve faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik yapılan çalışmalarda 21/03/2018 günü 10:00 ile 17:00 saatleri arasında Halkların Demokratik partisi (HDP) Bingöl il Başkanlığı organizesinde, Saray Mahallesinde yaklaşık 350 kişinin katılımı ile Nevruz etkinliği adı altında açık hava ve yer toplantısı düzenlenmiş, düzenlenen etkinliğe konuşmacı olarak katılan bazı şahısların PKK/KCK terör örgütü lehine konuşmalar gerçekleştirdiği ve alana toplanan grup içerisinde bazı şahısların etkinlik süresince yasadışı slogan attıkları tespit, yasadışı konuşma yapan ve slogan atarak suça karışan şüpheli şahıslar arasında sanık Gülşen Özer’in de bulunduğu tespit edildiğinden, şüpheli hakkında PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yapmak suçu işlediği” iddiasıyla 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Bingöl 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/391 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) Bingöl 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/08/2019 tarih 2019/411 esas, 2019/347 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 2018 yılı olduğu belirtilerek;
“Şüphelinin 21/03/2018 tarihinde Bingöl'de gerçekleştirilen nevruz etkinliğinde sunucu Edip BERK isimli şahıs tarafından HDP meclis üyesi Gülşen ÖZER olarak tanıtıldığı, şüphelinin etkinlikte yapmış olduğu konuşmasında;
"...bizi gerçekten nasıl ki bizim çağın, bu çağın kavaları, seyit rızalar, şeyh saitler, nasıl ki bugün cevap bulduysa bu bozuk sisteme sizlerde cevap olacaksınız, nasıl ki Mazlum Doğanlar, kemal pirler, veli canlar cevap bulduysa elbette sizlerde bugün cevap bulacaksınız, göz yaşı, kan ve baskılar hiçbir zaman bu mazlum halkın kaderi değildir...",
"...nevruz direniştir, bu direnişin de halklar asla kazanamayacaklardır, bu direnişi özgürlük için direnen insanlar kazanacaklardır, halk sel gibidir, bir sel kalktıysa hiçbir gücü tanımayacaktır, onun için biz bu zulmü yapanlara bu gençleri telef edenlere, bu gençlere hiçbir hak tanımayanlara, hiçbir dinde hiçbir hukuk, hiçbir adalette bu zulüm yoktur..."
Şeklinde ifadelerle PKK/KCK terör örgütünün kurucuları ile etkinliğe katılanların aynı eylem ve faaliyet amacı ile taşıdıklarını lanse etmeye çalıştığı, bölücü terör örgütünü aidiyet duygusu ile sahiplendiği,
Şüphelinin "GÜLŞEN ÖZER@ozergulser21" kullanıcı adı ile twitter isimli sosyal paylaşım sitesindeki hesabında yapmış olduğu paylaşımların incelenmesinde;
16/03/2018 tarihli paylaşımında; "newroz kadınların özgürlük isyanı, halkların direniş çağrısıdır. 8 marttan newroza özgürlük için tüm kadınları alanlara davet ediyoruz." şeklinde paylaşımda bulunarak PKK/KCK terör örgütünü temsil eden sözde bez parçasının görselinin de bulunduğu videoyu paylaştığı,
25/08/2017 tarihli Retweet şeklindeki paylaşımında; "Sur amedin ve kürdistanın kalbidir, Sur'u yıkanlar asla unutulmayacak, hesabı yarına kalır yanına kalmaz" şeklinde paylaşımda bulunarak PKK/KCK terör örgütüne yönelik güvenlik güçlerimiz tarafından gerçekleştirilen operasyonlarda etkisiz hale getirilen terör örgütü mensuplarını sivil vatandaş olarak lanse etmeye çalıştığı” gerekçesiyle” terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2, 7/2-b, 7/2-2. cümle ve TCK’nın 43/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının, aynı Mahkemenin 2018/391 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve yargılamanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 09/05/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 11/02/2018 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi yedek üyesi olarak seçilen Gülşen Özer’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Gülşen Özer’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
139. HATİCE KAVRAN (Ali ve Fatma kızı, 1974 doğumlu, T.C. Kimlik No: 24292395736); (24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl üyesi - 19/01/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Adana 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/06/2018 tarih ve 2017/1319 esas, 2018/591 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 23/02/2017 olduğu belirtilmekle;
“Sanığın 23/02/2017 tarihinde yapmış olduğu basın açıklamasında kullandığı ifadelerin Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılama suçu oluşturduğu” gerekçesiyle TCK’nın 301/1. maddesi gereğince 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 19/01/2016 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 24/01/2016 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen Hatice Kavran’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılama” suçunu işlediğinden mahkumiyetine karar verildiği, partide üst düzey görev alan Hatice Kavran’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
140. HÜSAMETTİN ÖZDEM (İhsan ve Sultan oğlu, 1970 doğumlu, T.C. Kimlik No: 44372008042); (24/01/2016 ve 20/05/2017 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi - 04/09/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 22/12/2017 tarih, Soruşturma No: 2017/35576, Esas No: 2017/45003, İddianame No: 2017/9429 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 2016-2017 yılları olduğu belirtilmekle;
“Şüpheli Hüsamettin Özdem ile ilgili olarak;
...Örgüt adına gerçekleştirilen eylemler/etkinliklere katıldığı,
Terör örgütünün açık alan yapılanmasında faaliyet gösterdiği,
Sosyal medya hesabında terör örgütü adına silahlı olarak Suriye çatışma bölgesinde faaliyet göstermekte iken ölen örgüt mensuplarını örgütsel bağlılıkla sahiplendiği, övücü paylaşımlara yer verdiği,
HTS kayıtlarında terör örgütü üyesi olmaktan tutuklanan ve haklarında kamu davası açılan şahıslarla irtibatlı olduğu,
Terör örgütünün propagandasını yaptığı” gerekçesiyle silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma suçlarından 3713 sayılı Kanunun 3, 5, 7/1 maddeleri delaleti ile TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 7/2, 7/2-b (1) . maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/27 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 20/04/2018 tarih, Soruşturma No: 2016/159249, Esas No: 2018/21590, İddianame No: 2018/5835 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 26/06/2016, 2016-2017 yılları olduğu belirtilmekle;
“26/06/2016 tarihinde anma etkinliği yapılan S.Ç. isimli şahsın DKM/BÖG (Devrimci Kominarler Partisi/Birleşik Özgürlük Güçleri) silahlı terör örgütü üyesi olduğu anlaşılan terör örgütü üyesi olduğu anlaşılması üzerine anma etkinliği incelenmiş ve bu etkinlikte atılan sloganların ve açılan pankartların tespiti yapılmıştır.
Yapılan anma etkinliğinde "S.Ç. (RAPERİN DİCLE) ÖLÜMSÜZDÜR", "ESP/SKM" imzalı pankartın açıldığı,
Ellerinde "ESP (Ezilenlerin Sosyalist Partisi) ve SKM (Sosyalist Kadın Meclisi) - Devrimci Parti-DEV-GÜÇ-ÖGK (Özgür Genç Kadın)-Kaldıraç yazılı flamalar ve "Raperin Dicle" kod adlı S.Ç.'a ait fotoğraflar bulunan şüphelilerin "Rojava'da düşene dövüşene bin selam", "Devrim şehitleri ölümsüzdür.", "Şehitler yaşıyor Komünistler savaşıyor.", "Onlara sözümüz devrim olacak", Sevda yoldaş ölümsüzdür.", "Yaşasın Rojava Devrimimiz", "Devrim Şehitleri Ölümsüzdür.", "Yaşasın Devrimci Dayanışma" içerikli sloganlar atarak basın açıklaması yaptıkları tespit olunmuştur.
Yapılan tespitlerle alanda:
Şüpheliler, U.İ.E., Ö.C.L.Ö., T.Ç.,A.U., T.K., B.D., M.C.Ç., T.A.T., Ö.S., M.K.,Hüsamettin Özdem, C.K., Ş.D.A., G.M., H.A., S.Y., A.S., U.A., T.K., S.A., E.T., D.D. ile dosyaları ayrılan diğer şüpheliler ile suça sürüklenen çocukların bulunduğu tespit edilmiştir. …
Şüpheli Hüsamettin Özdem'in, "Facebook" profili üzerinden;
10 Mayıs 2017 tarihinde; DKM/BÖG terör örgütünün sözde komutanı olan U.B.'nun terör örgütü üniforması ile çekilmiş fotoğrafını "Gezi'den Rakka'ya savaşan U.B. ölümsüzdür." yazısı ile,
5 Ekim 2016 tarihinde; Paramaz Kızılbaş Kod isimli MLKP terör örgütü üyesi S.N.A.'nın uzun namlulu ve örgüte ait üniforma ile bir sokak duvarına çizilmiş resmini,
28 Haziran 2016 tarihinde; DKP/BÖG terör örgütü üyesi Cemra HEVAL kod isimli E.A.'e ait fotoğrafı "Kadın düşmanı, tecavüzcü, barbar IŞİD çetelerine karşı savaşırken Minbiç Hamlesinde şehit düşen Cemre Heval yoldaşı selamlıyoruz... Anısı, Devrim, Sosyalizm ve Kadın Kurtuluş mücadelesine ışık tutacaktır" şeklinde yazı ile,
3 Mart 2017 tarihinde; DKP-BÖG terör örgütünün sözde bayrağı bulunan tabut etrafında hazır ol vaziyette bekleyen kamuflaj kıyafeti giymiş örgüt mensuplarının gerçekleştirmiş olduğu cezaze merasiminde çekiliş fotoğrafı,
19 Eylül 2016 tarihinde; Paramaz Kızılbaş kod isimli S.N.A.'ya ait örgüt üniforması ve uzun namlulu silahla çekilmiş fotoğrafı,
12 Mart 2016 tarihinde; "PKK, TKP/ML, DKP, MLKP, MKP, TKEP/L, TİKB, THKP-C/MLSPB ve Devrimci Karargah, güç ve eylem birliği olarak tanımladıkları Halkların Birleşik Devrim Hareketi'nin kuruluşunu ilan etti" şeklinde yazı ile örgüte ait amblem ve örgüt üniformalı militanlara ait fotoğrafı paylaştığı” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapma suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2, 7/2 (b) (1,2,3) ve TCK’nın 43/1. maddeleri uyarınca (3 kez) cezalandırıması istemiyle açılan kamu davasının Ankara 29. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/1290 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 04/09/2015 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 24/01/2016 ve 20/05/2017 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen Hüsamettin Özdem’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör örgütü propagandası yapma” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Hüsamettin Özdem’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
141. MAZLUM KARAGÖZ (Memet Hafit ve Hası oğlu, 1994 doğumlu, T.C. Kimlik No: 19792909590); (24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Yedek Üyesi – Parti Meclisinin 28/07/2018 Tarihli Toplantısında Görevlerinden Ayrılanların Yerine Parti Meclisi Asıl Üyesi - 19/01/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 29/09/2016 tarih, Soruşturma No: 2016/81355, Esas No: 2016/34953 ve İddianame No: 2016/3707 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 21/09/2016 olduğu belirtilerek;
“….Mazlum Karagöz’ün PKK/KCK silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiği, silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet gösteren şahıslarla irtibatlı olduğu, toplantılara katıldığı Örgütün Kırsal alana göndereceği kazanılan militanların kırsala gönderilmesi veya İstanbula gelen örgüt mensuplarına “Güvenli ev'' diye kendi ikametgahını kullandırdığı, kullanılan evlere yerleşmelerini sağladığı, örgütün bölge sorumluları ile örgüte katılacak şahısların irtibatını kurduğu yönünde ve bomba süsü verilmiş paketi metroya koyarak, TCK 213. maddesinde düzenlenen müsnet suçu işlediği yönünde delilerin bulunduğu” iddiasıyla silahlı terör örgütüne yardım etmek ve halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit suçlarından TCK’nın 220/7. maddesi delaletiyle 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi, TCK’nın 213/1. maddesi ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/86 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 19/01/2016 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi yedek üyesi olarak seçilen, Parti Meclisinin 28/07/2018 tarihli toplantısında görevlerinden ayrılanların yerine Parti Meclisi asıl üyesi olarak getirilen Mazlum Karagöz’ün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne yardım etmek ve halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit” suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Mazlum Karagöz’ün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
142. MEHMET EŞREF MAMEDOĞLU (Resul ve Nazo oğlu, 1966 doğumlu, T.C. Kimlik No: 21775760746); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi - 07/10/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a)Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/11/2020 tarih, 2017/432 esas, 2020/386 sayılı kararı ile;
Suç tarihlerinin; silahlı terör örgütüne üye olma suçu açısından 15/03/2017, terör örgütü propagandasını yapma suçu açısından 17/10/2017 olduğu belirtilerek;
“...Silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden yapılan değerlendirme:
...Sanık savunması, tanık beyanları, görüntü inceleme ve fotoğraftan tespit tutanakları, iletişimin dinlenmesi tutanakları, dijital materyal inceleme tutanağı, kolluk tutanakları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanık savunmasında iddianamede bahsedilen örgüt mensuplarının cenazelerine örgüt talimatı ile değil parti faaliyeti kapsamında katıldığını beyan etmiş ise de görüntü inceleme tutanaklarından cenaze törenlerinde tabutların sözde YPG bayrağını simgeleyen kumaşla sarıldığı, ölen terör örgütü mensuplarının YPG amblemli büyük boy fotoğrafının taşındığı, "şehit na mırın", "biji serok apo", "İntikam-PKK", "Yaşasın Kobani direnişi", " yaşasın YPG direnişi" " Ey şehit mücadelen direnişin yolun yolumuzdur" "yolum şehitlerin yoludur PKK partimdir" şeklinde sloganların atıldığı, örgüt elebaşısının basılı olduğu flamaların yer aldığı insani mülahazalarla dini vecibeleri yerine getirme maksadının aşarak terör örgütünün propagandasına dönüştüğü; iletişimin dinlenmesine dair tutanaklardan anlaşılacağı üzere sanığın örgüt mensuplarının cenaze törenlerine katılımı artırmak için araç temin ederek insan sevkini organize ettiği; örgüte müzahir sitelerden ve basın yayın araçlarından çağrılar üzerine gerçekleşen sanığın katıldığı basın açıklamalarında slogan atıldığı, barikat kurulduğu ve güvenlik güçlerine saldırıldığı göz önüne alındığında eylemlerin siyasi faaliyet kapsamında değerlendirilemeyeceği böylece sanığın örgüt propagandasına dönüşen cenaze törenlerine ve örgüt çağrıları ile yapılan korsan eylemlere katılımının süreklilik göstermesinin yanı sıra örgütteki görevinin bu eylemleri ve törenleri organize etmek ve insan katılımını arttırmak olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay'ın yerleşik uygulamaları doğrultusunda eylemlerin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk kriterlerini sağladığı ve sanığın örgüt hiyerarşisinde yer aldığı kabul edilerek sanığın terör örgütü içerisindeki konumunun eylemleri organize eden olması, tespit edilebilen eylemlerin sürekliliğinin 2012-2016 yılları arası geniş bir zaman diliminde gerçekleşmesi ve eylemlerin yoğunluğu gözetilerek TCK’nın 314/2, 62 ve 3713 sayılı Kanunun 51/1. maddeleri gereğince 8 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Terör örgütü propagandası suçu yönünden yapılan değerlendirme
“...20/03/2017 tarihli açık kaynak araştırma tutanağında "Eşref Mamedoğlu" isimli "@Emamedoğlu" herkese açık Twitter hesabının profilinde sanığın fotoğrafının yer aldığı anlaşılmakla sanığa ait olduğu kabul edilen hesaptan 09/10/2014 tarihinde retweetlediği paylaşımda "işte Kerboran'da halka ateş eden o askerler (paylaşın)" yazılı fotoğrafının, 27/09/2014 tarihinde "Amed te polis halka saldırdı katil isid isbirlikci ..." tweetinin, 12/10/2014 tarihinde retweetlediği paylaşımda "Kürt kızları İŞİD ile savaşırken Türk askeri seyrediyor" yazılı örgütü simgeleyen renklerden oluşan kumaşın serili olduğu mezar fotoğrafının, 055/01/2015 tarihinde "Önderlik Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için imza kampanyasını destekliyorum" tweetinin paylaşıldığı ancak paylaşımların terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit yöntemlerini över, teşvik eder veya meşru gösterir nitelikte olmadığı, 09/10/2014 tarihli retweetlediği fotoğrafta "Silopi'de gençler botlarla Dicle'yi geçip YPG'ye gittiler" fotoğrafının haber verme kapsamında kaldığı anlaşılmıştır. Ancak 17/10/2014 tarihli "kim demiş PKK silah bırakacak bu koşularda kürtleri yem etmek için mi birileri aklını yemiş her hal" tweetinde PKK/KCK terör örgütünün silahlı yapısının devam edeceğinin bildirildiği ve bu durumun övüldüğü, 14/10/2014 tarihinde retweetlenen "elinde uzun namlulu ağır silahla nişan alan kadın örgüt mensubunun" fotoğrafı ile terör örgütünün şiddet yöntemlerinin övüldüğü, PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandasını yapıldığı” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi, 7/2.maddesinin 2.cümlesi, TCK’nın 43/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığıhğının 24/06/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/26477, Esas No: 2020/6138, İddianame No: 2020/1603 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2019 yılı olduğu belirtilerek;
“PKK/KCK terör örgütü adına eylem ve faaliyette bulunan şahısların tespitine yönelik olarak yapılan çalışmalar kapsamında şüpheli Mehmet Eşref Mamedoğlu ile ilgili olarak gizli tanık "HAFIZ" ve "UZAY"ın beyanları üzerine soruşturmaya başlanıldığı...
“HAFIZ" takma isimli gizli tanığın yapmış olduğu fotoğraftan teşhis tutatağında şüpheli ile ilgili olarak; "Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi il meclis üyesiydi. KCK’nın Diyarbakır ilindeki siyasal alan yapılanması içerisindeydi. Değer ailesi olarak bilinen ailelerdendir. Kırsal alanda girmiş olduğu çatışmalarda ölen yakınları vardır. PKK/KCK terör örgütü üst düzey PKK/KCK terör örgütü mensuplarının talimatı ile il meclis üyeliği görevine gelmesi sağlanmıştır. PKK terör örgütünü meşru gösterme ve halk desteğini sağlamak için üst düzey PKK/KCK terör örgütü mensuplarının talimatlarıyla düzenlenen basın açıklaması, kanunsuz gösteri ve yürüyüşlere katılmaktadır. 2017 yılında bir süre tutuklu kaldı. Cezaevinden çıktıktan sonra tekrar faaliyetlerine devam etmiştir.” şeklinde beyanlarda bulunduğu,
UZAY" takma isimli gizli tanığın yapmış olduğu fotoğraftan teşhis tutatağında şüpheli ile ilgili olarak; "Bu şahıs Diyarbakır ilinde DİSKİ'de çalışmaktadır. DİSKİ tarafından gerçekleşen ihaleler, malzeme alım satımı ve ihtiyaçların karşılanması gibi durumlarda devlet tarafından gönderilen ödenekler harcanmış gibi gösterilip bu şahıs tarafından PKK/KCK terör örgütü yöneticilerine aktarımı yapılmaktadır. - DİSKİ tarafından düzenlenen ihaleler de ihaleye giren firmaları PKK/KCK terör örgütü adına tehdit edip, terör örgütüne bağışta bulunmaları halinde ihaleyi kazanabileceklerini belirten ve terör örgütünün istemediği hiçbir firmanın ihaleyi kazanmamasını sağlayan şahıstır.” şeklinde beyanlarda bulunduğu,
Şüphelinin örgütün talimatları ve güdümü doğrultusunda yayın yapan internet siteleri ve basın yolu ile yapılan çağrılar sonrasında gerçekleştirilen ve katıldığı tespit edilen basın açıklamaları ile örgütsel eylem ve etkinlikler;
01-) 04/02/2019 günü DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) organizesinde; Bağlar İlçesinde bulanan DBP Genel Merkez Danışma Bürosu’nda “Sebahat Tuncel ve Gülten Kışanak’a verilen hapis cezası” ile ilgili basın açıklaması gerçekleştiği bilgisi elde edilmiştir. Konu ile ilgili olarak sosyal medya üzerinden yapılan açık kaynak araştırmasında; Twitter isimli sosyal paylaşım sitesi üzerinde herkese açık paylaşım yapan “DBP(@DBP_GenelMerkez)” isimli sayfada söz konusu basın açıklaması ile ilgili video ve fotoğraf paylaşımı yapıldığı tespit edilmiştir. Bahse konu basın açıklamasına şüphelinin de katılarak destek verdiği,
02-) 03/02/2019 günü Yenişehir ilçesi Demirok Düğün ve Konferans salonu tesislerinde DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) Diyarbakır İl Eş Başkanlığının 5. Olağan Kongresi yapılmış, kongre yapılan salonda “Tecrit insanlık suçudur siyasi tutsaklara özgürlük”, “Leyla Güven haklıdır! tecrit son bulmalıdır”, “em tecride bişkenin faşizme hilweşinin (tecriti kıralım faşizmi yıkalım)”, “kadın soykırmını durduracağız yaşamı özgürleştireceğiz”, “açlık grevi eyleminizi selamlıyoruz”, ibareleri pankartların olduğu görülmüş, ayrıca kongre ile ilgili açık kaynak çalışmalarında “DBP” “@DTKNaved” isimli Tvvitter hesaplarından canlı yayın paylaşımı yapıldığı tespit edilmiş, 1 dakika 11 saniyelik “Aydınlanan Toplum ile Özgür Geleceğe şiarı ile DBP AMED İL 5.Olağan Kongresi yapılacaktır.” isimli videoda, salon içerisini gösteren videoda çalan şarkı fırat med dirok (Tarih isimli kürtçe şarkı) “Vietnam’da, Küba’da, Angola’da, Çipas’da ve Filistin’de Vietnam’da, Küba’da, Angola’da Çipas’da ve Filistin’de Biz ateşiz, aleviz, yakıcıyız Biz Kürdistan’da daima tarihiz Biz ateşiz, aleviz, yakıcıyız Biz Kürdistan’da daima tarihiz” şeklinde şarkının çaldığı ve sözde şehitler için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunulduğu tespit edilmiş, konuşmacılar tarafından defaten “bugün kürtler çok önemli bir süreçten geçiyor. Kürdistan topraklarında bir taraftan çok çetin bir savaş yürütülmekte, Kürdistanın dört bir parçasında da bu çetin savaş devam ediyor. Türk Devleti, Kuzey Kürdistan’da, kürt halkı üzerinde ve sayın ÖCALAN üzerinde 3 yıldan bu yana çok ağır bir tecrit yürütüyor.” şeklinde konuşmaların geçtiği anlaşılmıştır. Legal olarak başlayıp terör örgütünün propagandasına dönüşen kongreye şüphelinin de katılarak destek verdiği,
03-) 24/01/2019 günü Kayapınar İlçesi Fırat Bulvarı üzerinde bulunan Ayaz Elegance Düğün ve Konferans salonunda HDP (Halkların Demokratik Partisi)’nin merkez ve dış ilçe belediye başkan aday tanıtımı yapılmış, etkinliğin yapıldığı salonda etkinlikten önce yapılan arama neticesinde el koyma işlemi yapılan kürtçe olarak “Efrin kürt toprağıdır halklarındır, bizimdir”, “vermiyoruz alacağız, bizimdir”, “tecrite karşı özgürlük bizimdir”, “zindan direnişi bizimdir”, “el ele verin ari ülkesi bizimdir”, “diktatörlüğe karşı demokrasi bizimdir” sloganlarının yazılı bulunduğu kırlangıçlar asılmış, etkinliğin “toplantı demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına” saygı duruşu ile başladığı, saygı duruşu ardından PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevi eylemi sürdüren Leyla Güven’e alkış ve “Leyla Güven onurumuzdur ” sloganları atıldığı, konuşmacıların ardından 2012 ve 2016 yıllarında PKK terör örgütü elebaşısı Abdulah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevi eyleminde bulananlarla alakalı sinevizyon gösterimi yapıldığı tespit edilmiş, legal zeminde başlayarak PKK/KCK terör örgütünün propagandasına dönüşen etkinliğe şüphelinin de katılarak destek verdiği,
04-) HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in 16/11/2018 günü başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevine destek vermek amacıyla 13/12/2018 günü HDP il binası önünde bulunan merdivenlerde saat 11.20 sıralarında DBP il eski başkanı Zübeyde ZÜMRÜT tarafından basın açıklaması yapılmış şüphelinin de bahse konu basın açıklamasına katılarak destek verdiği,
05-) PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda kurulan Demokratik Toplum Kongresinin, 09/09/2018 günü 11.00 - 16.00 saatleri arasında DTK (Demokratik Toplum Kongresi) organizesinde ilimiz Bağlar ilçesinde bulunan HDP İl Binası Vedat Aydın Konferans salonunda “8. Kongre 1. Genel Kurul” toplantısı yaklaşık 150 kişinin katılımıyla gerçekleşmiştir. Konu ile ilgili sosyal medya araştırmalarında http://mezopotamyaajansi12.com/tum-haberler/content/view/33703 url adresinde yapılan paylaşımlarda genel hatlarıyla; “Öcalan’a kulak verilmelidir”, “Tecridle halklar birbirine kırdırılmak isteniyor”, “Halkların Öcalan’ın felsefesine ihtiyacı var”, “Tecridin kaldırılmasıyla birlikte daha güçlenir”, “Halklar seslerini yükselteceklerdir” şekline konu başlıkları olan örgütsel içerikli kongreye şüphelinin de katılarak destek verdiği,
06-) 09/01/2018 günü -sözde- TJA (Tevgera Jinen Azadi/Özgür Kadın Hareketi) organizesinde Bağlar ilçesi HDP il binasında “Fransa’nın başkenti Paris’te 09/01/2013 tarihinde -sözde- kürdistan enformasyon bürosunda PKK/KCK terör örgütü üyeleri Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez isimli şahısların öldürülmelerinin yıl dönümü” ile ilgili sinevizyon gösterimi ve anma etkenliği düzenlenmiştir. Bahse konu etkinlik ile ilgili olarak internet (açık kaynak) üzerinde yapılan araştırmalarda; “09 Ocak 2013 tarihinde Paris’ te öldürülen PKK/KCK Terör örgütü üyeleri Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez isimli şahısların fotoğraflarının olduğu ve üzerinde 9 Ocak katliamını lanetliyoruz” ibareli yaklaşık olarak 1*3 boyutlarında pankartın olduğu, konuşmacılar tarafından kullanılan platformun ön kısmında bulunan masanın üzerinde, yine Paris’ te öldürülen PKK/KCK Terör Örgütü üyeleri Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez isimli şahısların ve PKK/KCK Terör Örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın çerçeve içerisinde resimlerinin bulunduğu görülmüştür. Şüphelinin de bahse konu örgütsel etkinliğe katılarak destek verdiği,
07-) Tunceli ilinde yapılan operasyon sonucunda ölü olarak ele geçirilen Menfiye ÇELİK isimli BTÖ mensubunun cenazesi 10/06/2019 günü Yeniköy Mezarlığına defnedilmiş akabinde 11/06/2019, 12/06/2019 tarihlerinde (2) gün boyunca taziye ziyaretleri gerçekleşmiş, sizin de 11/06/2019 tarihindeki örgüt mensubunun taziyesine katıldığı,
08-) Kuzey Irak’ta ölü olarak ele geçirilen PKK/KCK terör örgütü mensubu Mehmet Can SEVİKTEK isimli şahıs için 01/07/2019, 02/07/2019 ve 03/07/2019 tarihlerinde İlimiz Bağlar İlçesi Mevlana Halit Mahallesi 485. Sokak üzerinde bulunan Dercimt Yas Evinde taziye ziyaretleri düzenlenmiştir. 02/07/2019 tarihinde PKK/KCK terör örgütü mensubunun taziyesine katılarak PKK terör örgütünü ve örgüt mensubunu sahiplenen şahıslar arasında şüphelinin de yer aldığı,
09-) PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’a hükümlü olarak bulunduğu İmralı Ceza İnfaz kurumunda uygulanan -sözde- tecriti protesto etmek amacıyla HDP Hakkâri milletvekili Leyla Güven ve cezaevlerindeki terör örgütüne müzahir şahıslarca süresiz dönüşümsüz olarak açlık grevi eylemleri başlatılmıştır. Konuyla alakalı olarak terör örgütüne müzahir yayın organları ve açık kaynak araştırmaları üzerinden yayınlanan çağrılar doğrultusunda, örgüte müzahir şahısları sokağa çekmek, yapılan açlık grevi eylemlerinin sahiplenilmesini sağlamak, terör örgütünün propagandasını yapmak amacıyla sıklıkla çağrı amaçlı haber paylaşımlarının yapıldığı görülmekte olup, yapılan çağrılar doğrultusunda ilimizde belli başlı yerlerde toplanacak gruplarca halkı sokağa çıkarmayı, terör örgütünün propagandasını yapmayı ve karşıt görüşlü gruplar arasında olası bir çatışma zemini oluşturmayı amaçlayan provokatif eylemlerin yaşanmaması ve müessif olayların önüne geçilebilmesi amacıyla Diyarbakır Valilik makamının 26/04/2019 tarihli ve 2019/2078 sayılı kararı ile bahse konu amaçlar doğrultusunda ilimiz genelinde 01/05/2019-15/05/2019 tarihleri arasında, 13/05/2019 tarihli ve 2019/2262 sayılı kararı ile bahse konu amaçlar doğrultusunda ilimiz genelinde 16/05/2019-30/05/2019 tarihleri arasında, açık alanlarda her türlü eylem ve etkinlik yasaklanmıştır. Cezaevlerinde terör örgütüyle iltisakları nedeniyle bulunan tutuklu ve hükümlülerin başlatmış olduğu açlık grevi ve ölüm orucu eylemleri hakkında kamuoyu oluşturmak ve geniş halk kitlelerince eylemin sahiplenilmesini sağlamak maksadıyla, 09/05/2019 ve 25/05/2019 tarihleri arasında TUAY- DER (Tutuklu Aileleri ve Yakınları Demeği) organizesinde ilimiz Koşuydu Parkında basın açıklaması ve oturma eylemi yapılmak istenilmiştir. Belirtilen tarihler arasında gerçekleşen eylemlerde; “DİRENE DİRENE KAZANACAĞIZ, AMED UYUMA ZİNDANLARA SAHİP ÇIK, HAK HUKUK ADALET ZİNDANLARDAN GELECEK, GİRTÎYEN SİYASİ RUMETA ME YE(SİYASİ TUTSAKLAR ONURUMUZDUR), HER DER ZİNDAN HER DER BERXWEDAN (HER YER ZİNDAN HER YER DİRENİŞ), BİJİ 8ERXWEDANA ZİNDANA(YAŞASIN ZİNDAN DİRENİŞİ), SELAM SELAM ZİNDANLARA BİN SELAM, BİJİ BERXWEDANA DAYIKA(YAŞASIN ANNELERİN DİRENİŞİ), BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ, TECRİTE BİŞKİNEN FAŞİZME HILVEŞİNİN(TECRİTİ KIRACAĞIZ FAŞİZMİ YIKACAĞIZ), ME SOZ DAYE ZİNDANA FAŞİZME HILWEŞİNIN (ZİNDANLARA SÖZ VERMİŞİZ ZİNDANLARI YIKACAĞIZ), HAK HUKUK ADALET ZİNDANLARDAN GELECEK, JİN JİYAN AZADİ(KADIN YAŞAM ÖZGÜRLÜK)” şeklinde ve buna benzer örgütsel içerikli sloganların atıldığı, ıslık ve düdük çalındığı, “ZİNDANA DİYARBEKİR EMME BİŞKENİN(DİYARBAKIR ZİNDANLARINI KIRACAĞIZ) isimli şarkı ve içerisinde kullanılan sözler itibariyle PKK/KCK Terör örgütünü övücü mahiyette olduğu değerlendirilen “BERXWEDANA JİYAN E SERHİLBAN JİYANA(DİRENİŞ YAŞAMDIR, BAŞ KALDIRI YAŞAMDIR)” ile “ORAMAR(DAĞLICA)” şarkılarının söylendiği tespit edilmiştir. Diyarbakır Valilik Makamının 26/04/2019 tarihli ve 2019/2078 sayılı kararı ile bahse konu amaçlar doğrultusunda ilimiz genelinde 01/05/2019-15/05/2019 tarihleri arasında, 13/05/2019 tarihli ve 2019/2262 sayılı kararı ile bahse konu amaçlar doğrultusunda ilimiz genelinde 16/05/2019-30/05/2019 tarihleri arasında, açık alanlarda her türlü eylem ve etkinlik yasaklanmıştır. Belirtilen yasaklama kararlarına rağmen 09/05/2019 ve 25/05/2019 tarihleri arasında TUAY- DER (Tutuklu Aileleri ve Yakınları Demeği) organizesinde ilimiz Koşuydu Parkında gerçekleşen eylemlere şüphelinin de 17.05.2019 tarihinde katılarak destek verdiği,
10-) 05/12/2019 günü Bağlar İlçesi Aydın Arslan Bulvarı NCITY AVM 8. Blok Kat.8 sayılı adreste bulunan DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) Genel Merkezi Danışma Bürosunda çeşitli siyasi parti temsilcilerinin katılımı ile “SÖZDE ULUSAL BİRLİK İTTİFAK DEKLARASYONU” gündemiyle toplantı gerçekleşmiştir, 06/12/2019 günü saat 12.00’da İlimiz Yenişehir İlçesi Lise-1 Sokak No:6 sayılı adreste bulunan New Garden Hotel’de 05.12.2019 günü gerçekleşen “Sözde Ulusal Birlik İttifak Deklarasyonu” nun sonuç bildirgesi açıklanmış olup, bahse konu bildirgede 18-19 Ocak 2020 tarihlerinde iki günlük çalıştay gerçekleştireceklerini açıklamışlardır. Bahse konu etkinliklerin devamı niteliğinde 18-19/01/2020 tarihlerinde HAK-PAR (Halk ve Özgürlükler Partisi) organizesinde ve HDP (Halkların Demokratik partisi), DBP (Demokratik Partisi), ÖSP (Özgürlük ve Sosyalizm Partisi) temsilcilerinin katılımı ile İlimiz Sur İlçesinde bulunan Demir Otel’de “SÖZDE ULUSAL BİRLİK VE KÜRDİSTANİ İTTİFAK ÇALIŞTAYI” konulu etkinlik ve basın açıklaması gerçekleştiği yönünde bilgiler elde edilmiştir. Ulusal Birlik İttifak Deklarasyonu ve Ulusal Birlik ve Kürdistani İttifak Çalıştayı adı altında gerçekleşen etkinlik ile ilgili yapılan çalışmalarda; PKK/KCK terör örgütüne müzahir haber sitelerinde, farklı tarihlerde birçok haber yapıldığı, destek verilmesi yönünde çağrılarda bulunulduğu, şüphelinin de söz konusu örgütsel içerikli etkinliğe katılarak destek verdiği tespit edilmiştir.
11-) 16/01/2020 günü HDP (Halkların Demokratik Partisi) organizesinde; Bağlar İlçesinde bulunun HDP Diyarbakır il binası Vedat Aydın konferans salonunda “HDP İl Kongre Seçimi” ve kongre seçimi akabinde il binası içerisinde “15.01.2020 tarihinde HDP İstanbul İl Başkanlığı Binasına Yönelik Yapılan Saldırı” ile ilgili basın açıklaması gerçekleşmiştir. Konu ile ilgili olarak yapılan açık kaynak ve sosyal medya araştırmasında; Twitter isimli sosyal paylaşım sitesi üzerinde herkese açık paylaşım yapan '"HDP Amed İl Örgütü (@HDPAMED21)“ “Mezopotamya Ajansı(@MAturkce)“ “Tigris Haber(@TigrisHaber)“ isimli hesaplarda ve “www.mezopotamyaajansi22.com” “www.ethal5.com“ ve “www.tigrishaber.com“ isimli haber sitelerinde söz konusu kongre ve basın açıklaması ile ilgili paylaşımların yapıldığı, yapılan paylaşımlardan; HDP İl Binası Vedat AYDIN Konferans Salonunda bahse konu etkinliğin gerçekleştirildiği ve Vedat AYDIN Konferans Salonun duvarlarında “jin jiyan azadı (kadın, yaşam, özgürlük), kayyum irade gaspıdır asla kabul etmeyeceğiz, barış tecrit edilemez, eyjvana konferanse ya vedat aydın (vedat aydın konferans salonu), umut ve cesaret ile örgütlenelim, 3. amed il kongremize hoş geldiniz ve hdp amed il örgütü, faşizm kaybedecek halklar kazanacak,” şeklinde pankartların asılı olduğu ayrıca bahse konu salonun giriş kapısı üstü ile giriş kapısının sağ çapraz karşısında bulunan duvarda yaklaşık 60*100 cm ebadında 2 (iki) adet PKK/KCK Terör Örgütü lideri Abdullah Öcalanposteri bulunduğu tespit edilmiştir. - salon içerisindeki bahse konu kongreye katılan şahısların ayakta sözde saygı duruşu şeklinde durdukları tespit edilmiştir. Söz konusu örgütsel içerikli etkinliğe şüphelinin de katılarak destek verdiği,
12-) 16/02/2020 günü Yenişehir İlçesi İstasyon Caddesi Demirok Düğün Salonunda DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) organizesinde yapılan DBP Bağlar İlçe Kongresi ile alakalı Güvenlik Şube Müdürlüğünce yapılan açık kaynak araştırmalarında ve kongrenin yapıldığı salonun güvenlik kameralarının incelenmesi sonucu bahse konu kongrede sinevizyon gösterimi olarak; “PKK/KKCK Terör Örgütü Elebaşı Abdullah Öcalan’ın resminin olduğu beyaz kolsuz yelek giyen sözde açlık grevi yapan şahısların gösterildiği ve yine aynı sinevizyonda PKK/KKCK Terör Örgütü Elebaşı Abdullah Öcalan’ın resminin sergilendiği anların ardından kongreye katılan kişilerin ayağa kalkarak saygı duruşunda bulundukları” kayıt altına alınarak tespit edilmiştir. Bahse konu sinevizyon gösteriminin yapıldığı örgütsel içerikli kongreye şüphelinin de katılarak destek verdiği,
13-) 11/03/2020 günü DTK (Demokratik Toplum Kongresi), DBP (Demokratik Bölgeler Partisi), HDP (Halkların Demokratik Partisi), Azad i Kürdistan İslami Hareketi, DDKD (Devrimci Demokratik Kürt Derneği), PİA (İnsan ve Özgürlük Partisi), KKP (Kürdistan Komünist Partisi), PDK (Kürdistan Demokratik Platformu) ve PDK-T (Kürdistan Demokratik Türkiye Partisi) -sözde- Kürdistan Ulusal İttifak çalışmasını yürüten (9) kurum organizesinde; İlimiz Sur İlçesi Demir Otelde "Nevruz'a İlişkin" basın açıklaması gerçekleştirilmiştir. Belirtilen basın açıklamasında yapılan konuşmalarda özetle; “21 yıldır ağır tecrit koşulları altında olan Abdullah Öcalan’ın ve başka hasta tutsaklar olmak üzere tüm siyasi tutsakların bir an önce özgürlüğüne kavuşması için haykıracağız.” Şeklinde örgütsel içerikli konuşmaların yapıldığı basın açıklamasına şüphelinin de katılarak destek verdiği tespit edilmiştir.
Şüpheli hakkında CMK'nun 135. Maddesi kapsamında yapılan iletişimin denetlenmesi sonucu düzenlenen kayıtlar;
Diyarbakır 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 30/07/2019 tarih ve 2019/2598 karar numaralı kararı ile şüpheli hakkında iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması kararı uygulandığı,
…DEĞERLENDİRME: Konu ile ilgili olarak şüpheli Mehmet Eşref MAMEDOĞLU'nun yaptığı telefon görüşmeleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; güvenlik güçlerince 27/07/2019 tarihinde PKK/KCK terör örgütüne yönelik Bitlis ili Tatvan ilçesinde yapılan operasyonda Amara Hiwroj (K) Ayşe BAŞARAN, Dorşin Rubar (K) Bahar ACAR ve Xelil Çiyazan (K) Ecet AKAY isimli örgüt mensupları etkisiz hale getirildiği tespit edilmiştir. Konu ile ilgili olarak şüphelinin (01) sayısıyla numaralandırılan telefon görüşmesinde Bitlis ili Tatvan ilçesinde güvenlik güçleri tarafından örgüt mensubu Ayşe BAŞARAN isimli şahsın etkisiz hale getirilmesi ile ilgili karşı şahsın şüpheliden bilgiler aldığı, (2) sayısıyla numaralandırılan görüşmede A. B. adına kayıtlı A. isimli şahısla şüphelinin yaptığı telefon görüşmesinde şüpheli şahsın A. isimli şahsa etkisiz hale getirilen örgüt mensubunun cenazesini alınıp alınmadığını sorduğu ve örgüt mensubunun cenazesinin alınmadığını öğrendiği, (3) sayısıyla numaralandırılan görüşmede A.B. adına kayıtlı A. isimli şahısla şüphelinin yaptığı telefon görüşmesinde A. isimli şahsın şüpheliye hitaben Ayşe BAŞARAN isimli örgüt mensubunun teşhis edildiği ve konu hakkında şüpheliyi bilgilendirdiği, (4) sayısıyla numaralandırılan görüşmede M.S. adına kayıtlı M. isimli şahısla şüphelinin yaptığı telefon görüşmesinde Diyarbakır’a getirilen iki adet örgüt mensubunun cenazesi ve taziyesi ile ilgili şüpheli şahsın karşı şahıstan bilgiler aldığı, (5) sayısıyla numaralandırılan görüşmede şüphelinin Bitlis ili Tatvan ilçesinde etkisiz hale getirilen Ayşe BAŞARAN isimli şahıs için Bitlis ili Tatvan ilçesine gittiği Tatvan ilçesinde güvenlik önlemleri alan güvenlik güçlerine ise küfür ve hakaretler ettiği yukarıda belirtilen tape kayıtlarından anlaşılmaktadır.
1- Diyarbakır 1. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından verilen 30/07/2019 tarih ve 2019/2598 sayılı karar numarası ile 2019/43156 soruşturma sayılı iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması kararının uygulanması sonucunda Mehmet Eşref Mamedoğlu adına kayıtlı olarak kullandığı 0 533 ... 34 05 numaralı telefonla 18.10.2019 günü S.A. isimli şahıs adına kayıtlı kayıtlı 0542 ... 54 21 numaralı telefon kullanıcısıyla yaptığı ve 3847575358 tape kayıt numarasıyla kaydedilen görüşmenin ilgili kısmının; ... şeklinde olduğu tespit edilmiştir.
2- Diyarbakır 1. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından verilen 30/07/2019 tarih ve 2019/2598 sayılı karar numarası ile 2019/43156 soruşturma sayılı iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması kararının uygulanması sonucunda Mehmet Eşref Mamedoğlu adına kayıtlı olarak kullandığı 0 533 ... 34 05 numaralı telefonla 18/10/2019 günü S.A. isimli şahıs adına kayıtlı kayıtlı 0542 ... 54 21 numaralı telefon kullanıcısıyla yaptığı ve 3847576017 tape kayıt numarasıyla kaydedilen görüşmenin ilgili kısmının; ...şeklinde olduğu tespit edilmiştir.
3- Diyarbakır 1. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından verilen 30/07/2019 tarih ve 2019/2598 sayılı karar numarası ile 2019/43156 soruşturma sayılı iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması kararının uygulanması sonucunda Mehmet Eşref Mamedoğlu isimli şahsın kendi adına kayıtlı olarak kullandığı 0 533 … 34 05 numaralı telefonla 18/10/2019 günü S.A. isimli şahıs adına kayıtlı kayıtlı 0542 ...54 21 numaralı telefon kullanıcısıyla yaptığı ve 3847590972 tape kayıt numarasıyla kaydedilen görüşmenin ilgili kısmının; ...şeklinde olduğu tespit edilmiştir.
DEĞERLENDİRME; Şüpheli Mehmet Eşref Mamedoğlu tarafından yapılan ve 1, 2 ve 3 ile numaralandırılan görüşmelerin değerlendirmesinde; şüphelinin 1 nolu görüşmede kendisinin Mardin ilinde olduğunu, görüşme yaptığı Aziz isimli şahsın yanına geleceği fakat gidemediğini, bırakmadılar diyerek güvenlik güçlerinden bahsettiği, şüphelinin Nubaybin de toplanacaklarını ve kitlesel olarak gidilmesi gerektiğini söylediği, görüşme yaptığı Aziz isimli şahsa farklı güzergahlar önererek güvenlik güçlerinin olmadığı yerden gelmelerini söylediği, 2 nolu görüşmede şüphelinin görüşme yaptığı Aziz isimli şahsın bırakmasalar da yine de geleceğiz dediği, 3 nolu görüşmede şüphelinin Aziz isimli şahsa nerede olduğunu sorduğu, karşı şahsın da Mardin köylerinden gittiklerini belirttiği, görüşmelerin yapılan genel değerlendirmesinde örgüt müzahir şahısların tam adres belirtmeden Nusaybin ilçesine gidecekleri, orada kitlesel katılım yaparak örgütsel görüşmeler yapacakları yukarıda belirtilen tape kayıtlarından anlaşılmaktadır.
- Diyarbakır 1. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından verilen 30/07/2019 tarih ve 2019/2598 sayılı karar numarası ile 2019/43156 soruşturma sayılı iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması kararının uygulanması sonucunda Mehmet Eşref Mamedoğlu adına kayıtlı olarak kullandığı 0 533 ... 34 05 numaralı telefonla 21/10/2019 günü Ş.K. isimli şahıs adına kayıtlı kayıtlı 0542 ... 90 47 numaralı telefon kullanıcısıyla yaptığı ve 3850520552 tape kayıt numarasıyla kaydedilen görüşmenin ilgili kısmının; ... şeklinde olduğu tespit edilmiştir.
DEĞERLENDİRME; Yukarıda belirtilen ve şüpheli Mehmet Eşref Mamedoğlu'nun Şiyar isimli şahıs ile yaptığı görüşmede; şüphelinin görüşme yaptığı Şiyar isimli şahsın görüşme yapmak istediği, şüphelinin Mardin ilinde olduğu, karşı şahısla telefonda konuyu açık olarak belirtmeden görüşebileceklerini ve şahısların örgüte müzahir şahıslar olduğu değerlendirildiğinden örgütsel görüşmeler yapacaklarının değerlendirildiği yukarıdaki tape kayıtlarından anlaşılmaktadır.
- Diyarbakır 1. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından verilen 30/07/2019 tarih ve 2019/2598 sayılı karar numarası ile 2019/43156 soruşturma sayılı iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması kararının uygulanması sonucunda Mehmet Eşref Mamedoğlu adına kayıtlı olarak kullandığı 0 533 ... 34 05 numaralı telefonla 17/11/2019 günü D.İ. isimli şahıs adına kayıtlı kayıtlı 0505 ... 99 88 numaralı telefon kullanıcısıyla yaptığı ve 3876575957 tape kayıt numarasıyla kaydedilen görüşmenin ilgili kısmının; ... şeklinde olduğu tespit edilmiştir.
DEĞERLENDİRME; Yukarıda belirtilen ve şüpheli Mehmet Eşref Mamedoğlu'nun bilinmeyen erkek şahıs ile yaptığı görüşmenin değerlendirmesinde; şüphelinin görüşme yaptığı erkek şahsın “Abi bana yarın için şey söyledin mümkünse bugün görüşelim yav yarın Diyarbakır'a gitmem gerekiyor dişçiye gidecem.” Şeklinde söylediği, şüpheli ile görüştüğü konuyu açık açık söylemediği, şüphelinin görüşmesinde DTP genel merkezinden arkadaşlar geliyor şeklinde söyleminden müzahir şahıslar ile görüşme yapacakları, şüphelinin " Ama telefonda da bazı şeyler görüşülmüyor haberin olsun." Şeklinde karşı şahsa söyleyerek örgüte müzahir şahıslar ile yapacakları görüşmeleri açık olarak söyleyemeyeceği ve adli teknik takibe önlem alarak görüşmeler yaptığı yukarıdaki tape kayıtlarından anlaşılmaktadır.
- Diyarbakır 1. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından verilen 30/07/2019 tarih ve 2019/2598 sayılı karar numarası ile 2019/43156 soruşturma sayılı iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması kararının uygulanması sonucunda Mehmet Eşref Mamedoğlu adına kayıtlı olarak kullandığı 0 533 ... 34 05 numaralı telefonla 11/10/2019 günü Ş.K. isimli şahıs adına kayıtlı 0530 ...12 92 numaralı telefon kullanıcısıyla yaptığı ve 3841257136 tape kayıt numarasıyla kaydedilen görüşmenin ilgili kısmının; ...şeklinde olduğu tespit edilmiştir.
DEĞERLENDİRME; Yukarıda belirtilen ve şüpheli Mehmet Eşref Mamedoğlu'nun bayan şahıs ile yaptığı 1 ve 2 sayıları ile numaralandırılan görüşmelerde; Mardin ili Nusaybin ilçesine PKK/PYD terör örgütü mensuplarınca Suriye tarafından atılan havan ve roket saldırıları akabinde 8 sivil vatandaşın şehit olduğu 35 sivil vatandaşın ise yaralandığı olay ile ilgili şüphelinin ve müzahir kitlenin bölgede bir kaos ortamı oluşturmak üzere orada bulundukları belirtilen olayın sorumluluğunun PKK/YPG değil de Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğunu bölge halkına müzahir kitlelerle birlikte lanse etmek üzere belirtilen adreste örgütsel faaliyetler yürüttükleri yukarıda belirtilen tape kayıtlarından anlaşılmaktadır.
22/11/2016 tarihli OHAL KHK’sı ile terör örgütleri ile irtibatı ve iltisakı olduğu gerekçesiyle kapatılan Batı (Rojova) Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğine şüphelinin de üye olduğu,
Şüphelinin ikametinde yapılan aramada Son İki Yüzyılda Kürt Sorunu isimli kitabın ele geçirildiği ve Adana 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 2018/5993 D.İş kararına istinaden yasaklı ve toplatma kararının olduğunun tespit edildiği...
Şüpheli hakkındaki gizli tanıklar "Hafız" ve "Uzay"ın beyanları, örgütün yayın organları üzerinden yapılan çağrılar doğrultusunda düzenlenen 13 ayrı yürüyüş ve etkinliğe katıldığına dair tespitler, ikametinde yapılan adli aramada ele geçirilen dokümanlar, terör örgütüne müzahir olması nedeniyle OHAL KHK'si ile kapatılan Batı Rojova Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğine üye olduğu hususları hep birlikte dikkate alındığında şüphelinin üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” iddiasıyla TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/176 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 07/10/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 23/02/2020 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen Mehmet Eşref Mamedoğlu’nun, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör örgütü propagandası yapma” suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, yine “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan yargılamasanın bulunduğu, partide üst düzey görev alan Mehmet Eşref Mamedoğlu’nun Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
143. MEHMET TARHAN (Osman ve Hatice oğlu, 1977 doğumlu, T.C. Kimlik No: 25135790978); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl üyesi – 21/05/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Adalar Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/47 soruşturma sayılı dosyasında;
Suç tarihinin 04/07/2019 olduğu belirtilmekle;
“Şüpheli Mehmet Tarhan hakkında Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nün yapmış olduğu araştırmada şüphelinin sosyal paylaşım sitesinde @tarhanmehmet kullanıcı adıyla terör örgütü propagandası suçu oluşturabilecek paylaşımlar tespit edildiği” gerekçesiyle soruşturma yapıldığı,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 21/05/2014 tarihinden itibaren kayıtlı üyesi olup, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen Mehmet Tarhan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan hakkında soruşturma yapıldığı, partide üst düzey görev alan Mehmet Tarhan’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
144. MEHMET ZEKİ ALTIN (Hüseyin ve Fecri oğlu, 1971 doğumlu, T.C. Kimlik No: 16472949518); (20/05/2017 Tarihli Büyük Kongrede Uzlaşma Kurulu Yedek Üyesi - 17/09/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosunun 14/11/2013 tarih, Basın Soruşturma No: 2013/2557, Basın Esas No: 2013/314, Basın İddianame No: 2013/135 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 18/03/2012 olduğu belirtilerek;
“...Şüphelilerden H.Ç. isimli kişinin başkanlığında oluşturulan 8 kişilik düzenleme kurulu tarafından 18/03/2012 Pazar günü saat:11:30'da Toros Sokak'ta toplanılarak Kolej Meydanına kadar yürümek suretiyle burada 13:00-17:00 saatleri arasında "Nevruz Şenliği" adı altında açık hava toplantısı ve gösteri yürüyüşü yapılması için Ankara Valiliğinden izin istenildiği, bu kutlamanın geleneksel nevruz gününde yapılması gerekçesi ile bu talebin Valilikçe ertelendiği, aksine davranışın 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa aykırılık teşkil edeceğinin bildirildiği ve Valilik Makamının 16/03/2012 gün ve 4815 sayılı erteleme kararının tebliğ edildiği, buna rağmen BDP, HDK, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB organizesinde yapılan basın açıklamasında 18/03/2012 günü "Nevruz Şenliği" adı altında toplantı ve gösteri yürüyüşünün kamuoyuna duyurulduğu, olay günü ise nevruzu kutlamak için "Nevruz Şenliği" adı altında biraraya gelen ve oluşan gruplaşmayı gören meraklı kişilerinde katılımı ile çoğalan kalabalığın önlerini kesen çevik kuvvet ekibinin dağılın uyarısına tepki amacıyla "BİJİ SEROK APO, GENÇLİK APO'NUN FEDAİSİDİR. PKK HALKTIR HALK BURADA VE DİŞE DİŞ KANA KAN SENİNLEYİZ ÖCALAN" şeklinde sloganlar attıkları, topluluğun Meşrutiyet Caddesini tamamen araç trafiğine kapatarak Sakarya Caddesine gitmek amacıyla yürüyüşe geçmesi üzerine Çağ Hastanesi önünde Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü personeli tarafından barikat oluşturulduğu bunun üzerine topluluğu yönetip yönlendiren H:Ç ile BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün barikatın kaldırılarak yürüyüşe izin verilmesi konusunda talepte bulunmaları üzerine kendilerine gerekli uyarı ve ikazlar yapılarak, topluluğun tamamının duyabileceği şekilde ses yayın aracından gerekli uyarı ve ikaz anonslarının peş peşe (3) kez yapıldığı, topluluğun yapılan uyarı ve ikaz anonslarını "Yuh" çekerek ıslıklarla protesto ettikten sonra oturma eylemine geçtiği, eylem yapan topluluğun ön tarafından bulunan şüphelilerden A.K. isimli şahsın topluluğu tahrik etmek amacıyla barikatı oluşturan güvenlik görevlilerine karşı "Ne Bakıyorsunuz Lan, Allahsızlar…" şeklinde yüksek sesle bağırarak hakaret ettiği, daha sonra BDP İl Binası önünden Dr.Mediha Eldem Sokağa giriş yapan ve Ziya Gökalp Caddesi istikametine pankart ve dövizleri açık vaziyette slogan atarak yürüyüşe geçen grubun Yüksel Caddesi kesişimini geçmeleri üzerine Dr. Mediha Eldem Sokak üzerinde Çevik Kuvvet personelince barikat oluşturulduğu, grup üyelerinin bir kısmının tanınamayacak şekilde yüzlerine atkılarla kapattıkları, parti yöneticilerinin grubu ikaz etmesi üzerine grubun bir kısmının Libya Caddesi istikametine bir kısmının da Yüksel Caddesi istikametine dağıldıkları” gerekçesiyle kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama suçundan 2911 sayılı Kanununun 32/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/512 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 09/09/2019 tarih, Soruşturma No:2019/95459, Birleştirme No: 2019/10685 sayılı kararı ile,
Suç tarihinin 2017 yılı olduğu belirtilmekle;
Özetle; şüphelinin Facebook isimli sosyal iletişim sitesi üzerinden PKK silahlı terör örgütünün propagandası sayılabilecek paylaşımlar yaptığı gerekçesiyle başlatılan soruşturmanın aynı Başsavcılığın 2018/151718 soruşturma sayılı dosyası ile birleştirildiği, soruşturmanın halen devam ettiği,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/123456 sayılı soruşturma dosyasında;
Suç tarihinin 03/08/2015 olduğu belirtilerek;
Özetle; şüphelinin www.facebook.com/zeki.altin.92 isimli sosyal paylaşım sitesi üzerinden terör örgütünü övücü paylaşımlar yaptığı gerekçesiyle soruşturma yapıldığı,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 17/09/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 20/05/2017 tarihli Büyük Kongresinde Uzlaşma Kurulu yedek üyesi olarak seçilen Mehmet Zeki Altın’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “2911 sayılı Kanuna aykırılık” suçundan yargılamasının bulunduğu, yine “terör örgütü propagandası yapma” suçundan hakkında soruşturma yapıldığı, partide üst düzey görev alan Mehmet Zeki Altın’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
145. YÜKSEL AKGÜN (Akif ve Müzeyyen oğlu, 1968 doğumlu, T.C. Kimlik No: 38458179016); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi - HDP Bursa İl Başkanı - 29/09/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/10/2016 tarih ve 2016/229 esas, 2016/307 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 12/03/2016 olduğu belirtilmekle;
“12/03/2016 günü, saat:19:00 sıralarında, Değirmenönü Mahallesi, Şehitler Caddesi üzerinde faaliyet gösteren HDP Değirmenönü Mahalle Temsilciliği yanındaki boş arsada, HDP-BDP'li il ilçe yöneticileri organizesinde yaklaşık 130 kişinin katılımıyla nevruz etkinliğinin düzenlendiği…
HDP-BDP il ilçe yöneticileri organizesinde 130 kişinin katılımıyla düzenlenen Nevruz etkinliğinde HDP İl Başkanlığı görevi yapan sanık Yüksel Akgün'ün "...Mazlum Doğanların yaktığı ateşi 2016'da buradan fitilliyoruz... Bunu çekemeyen anlayış 20 temmuzdan beri Suruç'ta başlayan, Ankara'da devam eden, bugün Kürdistan'ın çeşitli ilçelerinde devam eden soykırımlarını, katliamlarını yapıyor. O günden bugüne bine yakın insanımızı kaybettik ama bu bizim kararlılığımızda bir santim dahi geri adım attırdamdı..." şeklinde konuşma yaptığı,
...sanığın konuşmasında belirttiği "Mazlum Doğanların yaktığı ateşi 2016'da buradan fitilliyoruz... Bunu çekemeyen anlayış 20 temmuzdan beri Suruç'ta başlayan, Ankara'da devam eden, bugün Kürdistan'ın çeşitli ilçelerinde devam eden soykırımlarını, katliamlarını yapıyor. O günden bugüne bine yakın insanımızı kaybettik ama bu bizim kararlılığımızda bir santim dahi geri adım attırmadı" sözlerinin fikir ve düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı, terör örgütünün amaç ve eylemleri doğrultusunda konuşmalar olduğu, nefret söylemi içerdiği anlaşılmakla, sanığın terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptığı” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2-1 cümlesi ve TCK’nın 51, 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın ertelenmesine karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 29/09/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 23/02/2020 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi yedek üyesi olarak seçilen, aynı partinin Bursa İl Başkanlık görevini üstlenen Yüksel Akgün’ün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, partide üst düzey görev alan Yüksel Akgün’ün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
146. ZEYNEP KARAMAN (Ramazan ve Zülfiye kızı, 1970 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10616499792); (22/06/2014 Tarihli Kongrede MYK Üyesi - 12/02/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 02/12/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/68951, Esas No: 2019/19330, İddianame No: 2019/437 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 08/01/2019 olduğu belirtilerek;
“...şüphelinin; DTK sözde tüzük taslağı ve yine sözde anayasa olarak kabul edilen KCK sözleşmesi doğrultusunda karar alma mercii olan DTK'nın çalışmaları kapsamında örgütsel nitelikteki eylemlere katılarak; diğer DTK üyeleri ile birlikte dört ülke toprakları üzerinde sözde kürt ulusal birliğini sağlamak amacıyla devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, toplumsal ayrışmaya sebep olmak ve halk kitlelerini etkilemeye varan eylemleri amaçladığı, DTK'nın, KCK yapılanmasının çatı örgütü ve sözde en üst karar alma yetkisi bulunan bir üst meclis yapılanması olduğu, eylemlerindeki süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik de gözetilerek tüm bu gerekçeler ile şüphelinin, üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” gerekçesiyle TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/970 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/02/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 22/06/2014 tarihli kongrede MYK üyesi olarak seçilen Zeynep Karaman’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma ve iddianamede yazılı diğer” suçlardan yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Zeynep Karaman’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
147. NURCAN KARASU (Selahettin ve Nurşenel kızı, 1973 doğumlu, T.C. Kimlik No: 15497806066); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi – 20/02/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 19/03/2021 tarih, Soruşturma No: 2021/9444, Esas No: 2021/3727, İddianame No: 2021/411 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 30/09/2020 - 10/03/2021 tarihleri arası olduğu belirtilerek;
“Şüpheli Nurcan Karasu hakkında, kullanımında bulunan "https://twitter.com/nurcan_karasu" uzantılı sosyal medya hesabı üzerinden;
30/09/2020 tarihinde " #Kurdishlivesmatter etiketi ile TSK'nın Şeladize beldesindeki sivil yerleşim alanlarını bombalaması sonucu 5 sivil yaşamını yitirdi" şeklinde fotoğraflı paylaşım yaptığının,
30/09/2020 tarihinde "#Kurdishlivesmatter etiketi ile TSK tarafından Maxmur Mülteci kampı, Şengal ve Kandil'e yönelik hava saldırılarında çok sayıda sivil yaralandı" şeklinde fotoğraflı paylaşım yaptığının,
09/01/2021 tarihinde "Mücadeleleri mücadelemizdir. Jin Jiyan Azadi" başlığıyla öldürülen örgüt mensuplarının bulunduğu fotoğraflı paylaşımı yaptığının,
21/01/2021 tarihinde "Efrin Efrin halkınındır. İşgalcilerin değil." başlıklı ve #Efrini unutma etiketli fotoğraflı paylaşım yaptığının,
22/01/2021 tarihinde "Baskılar, gözaltılar, kaçırmalar bizi susturamaz" başlıklı #gökhangüneşibırakın etiketli fotoğraflı paylaşımı yaptığı, (Fotoğraflar üzerindeki şahsın MLKP terör örgütü içerisinde faaliyet göstermekteyken etkisiz hale getirilen Sinan Güneş'in erkek kardeşi Gökhan Güneş olduğu)
22/01/2021 tarihinde Sokaklar bizim kaçırarak sokağı bırakacağımızı sanmayın ve #gökhangüneşibırakın" şeklinde fotoğraflı paylaşım yaptığı, (Fotoğraflar üzerindeki şahsın MLKP terör örgütü içerisinde faaliyet göstermekteyken etkisiz hale getirilen Sinan Güneş'in erkek kardeşi Gökhan Güneş olduğu)
26/01/2021 tarihinde "siz kaçırdınız, biz aldık" başlığıyla MLKP terör örgütü içerisinde faaliyet göstermekteyken etkisiz hale getirilen Sinan Güneş'in erkek kardeşi olan Gökhan Güneş'in fotoğrafını paylaştığının,
22/01/2021 tarihinde "Gökhan Güneş'i vereceksiniz" başlıklı #Gökhangüneşibıraksın etiketli üzerinde Gökhan Güneş devlet tarafından kaçırıldı! #Gökhangüneşibırakın etiketi yazılı fotoğrafı paylaştığının,
26/01/2021 tarihinde "tarihte bugün 26 Ocak 2015 - IŞİD çetelerinin saldırılarına karşı 134 günlük tarihi bir direniş sergileyen Kobane çetelerinden temizlendi. Rojava genelinde sokaklara çıkan halk, Kobane'nin özgürleştirilmesini kutladı. Türkiye ve Avrupa'nın pek çok kentinde de kutlamalar yapıldı." başlıklı üzerinde terör örgütü mensuplarının üniformalı ve örgüt flamalı fotoğraflarının yer aldığı fotoğrafı retweetlediğinin,
26/01/2021 tarihinde "Dört parça Kürdistandaki halkların ulusal birliktelik ruhuyla Daiş çetelerini yenilgiye uğratıp halkların ortak birliğini sağladığı bugünde, Kobane zaferini coşkuyla selamlıyoruz" başlıklı fotoğrafı retweetlediğinin,
26/01/2021 tarihinde örgüt mensuplarının üniformalı ve silahlı fotoğraflarını paylaştığının,
27/01/2021 tarihinde "Tarihte bugün - 27 OCAK 2014- Rojava'nın Kobane Kantonu, demokratik özerk yönetimini ilan etti." başlıklı üzerinde örgüt flaması bulunan fotoğrafı retweetlediğinin,
26/01/2021 tarihinde "Kobane, tarihin akışını değiştiren zafer... #kobane " başlıklı fotoğraflı paylaşımı retweetlediğinin,
26/01/2021 tarihinde "Kobane, tarihin akışını değiştiren zafer... #kobane " başlıklı üzerinde üniformalı ve örgüt flamalı örgüt mensubunun bulunduğu fotoğraflı paylaşımı retweetlediğinin,
26/01/2021 tarihinde "Desdina DERSİM #Kobane" başlıklı üzerinde üniformalı ve örgüt flamalı örgüt mensuplarının bulunduğu fotoğraflı paylaşımı retweetlediğinin,
26/01/2021 tarihinde "Hep aynı kararlılıkla dövüşenlerin zaferidir.. #Kobane" başlıklı üzerinde üniformalı ve örgüt flamalı örgüt mensubunun bulunduğu fotoğraflı paylaşımı retweetlediğinin,
30/01/2021 tarihinde "Tecrit insanlık suçudur. Susma ses ol #Aclıkgrevlerinesesol" başlıklı fotoğraflı paylaşımı yaptığı,
30/01/2021 tarihinde "Tecrit insanlık suçudur. Susma ses ol #Aclıkgrevlerinesesol" başlıklı üzerinde Tecride karşı direniş 65.gününde yazılı fotoğraflı paylaşımı yaptığı,
02/02/2021 tarihinde " Tecrit insanlık suçudur susma ses ol #Aclıkgrevinesesol" başlıklı üzerinde Tecride karşı direniş Açlık grevlerine ses ver! yazılı fotoğrafı paylaştığının,
13/09/2020 tarihinde "#CudiYanmasınSesVer" şeklinde video paylaştığının tespit edildiği” iddiasıyla terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2-1.cümle, 7/2-2.cümle, ve TCK’nın 43/1-2. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/179 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 20/02/2020 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 23/02/2020 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen Nurcan Karasu’nun, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Nurcan Karasu’nun Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
148. OSMAN DEMİRCİ (Tahır ve Latife oğlu, 1971 doğumlu, T.C. Kimlik No: 34910055164); (24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi - 17/09/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/05/2018 tarih, 2017/209 esas, 2018/219 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 23/04/2016 olduğu belirtilerek;
“Sanıklar Abuzer Küçükkelepçe ve Semra Akçalı'nın bilgisi ve onayı dahilinde 04.01.2016 tarihinde Şırnak ili Silopi İlçesinde bölücü terör örgütü mensupları ile çıkan çatışmada ölü ele geçirilen Seve Demir - Fatma Uyar - Pakize Nayır isimli kadınların fotoğraflarının bulunduğu “kadınlar önderliği ve özgürlüğü için direniyor (kja adıyaman imzalı)” şeklindeki pankartın sanık Ali Alper tarafından asıldığı, mahkememizce sanıkların iştirak halinde gerçekleştirdikleri kabul edilen bu olayda güvenlik güçleri ile girdiği çatışmada öldürülen PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarının silahlı eylemlerini önderlik ve özgürlük için yapılan direniş şeklinde göstermek suretiyle terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini haklı ve meşru gösterdikleri, bu nedenle söz konusu asılan pankartın ifade hürriyeti kapsamında kalmadığı, terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu oluşturduğu” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2 ve TCK'nın 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 24/07/2018 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 17/09/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 24/01/2016 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen Osman Demirci’nin, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, partide üst düzey görev alan Osman Demirci’ninAnayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
149. ELİF TORUN ÖNEREN (Mehmet ve Leman Kızı 1955 doğumlu, T.C. Kimlik No: 28279767042); (11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi- 17/11/2014 - 21/02/2019 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2016/59856, Esas No:2017/15507 ve İddianame No: 2017/2712 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2016 olduğu belirtilerek;
“Ankara C.Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, 14/02/2016 günü KJA (Özgürlükçü Kadınlar Kongresi) Ankara İl Koordinasyonu organizesinde yapılan basın açıklamasında dosya şüphelilerinden İbrahim Binici'nin ve dosyası tefrik edilen İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi Başkanı H. C.’in, basın açıklaması yaptıkları, flama ve Öcalan'ın fotoğraflarını taşıyan şüphelilerin tespit edilmesi, terör örgütleri ile bağlantılarının araştırılması, açık kimlik ve adres bilgilerinin tespit edilmesi amacıyla yazılan müzekkereye verilen cevapta, Radyo TV ve Foto Film Şube Müdürlüğü’nden temin edilen kamera kayıtları ve fotoğraflar incelenip bahse konu etkinliğe katılarak pankart/poster taşıyan şahısların görüntüleri alınmıştır.
KJA (Özgür Kadın Kongresi) Tarafından Organize Edilen Eylemler:
KJA (Özgür Kadın Kongresi) tarafından özellikle Doğu ve Güney Doğu olmak üzere bir çok kentte faaliyetler organize ettiği, yapılan bu faaliyetlerin nerede ve ne şekilde yapılacağı yönünde kararlar aldığı, yapılan faaliyetlere duyurulması ve katılımın sağlanması için terör örgütüyle iltisaklı yayın yapan basın yayın organları vasıtasıyla faaliyetlerini örgüte müzahir kitleye duyurduğu, KJA (Özgür Kadın Kongresi) tarafından ülke genelinde 8 Mart Dünya kadınlar günü, kadına yönelik şiddete hayır, kadın cinayetlerini protesto gibi faaliyetlerin yanında terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması amacıyla yapılan faaliyetler ile 21 Mart Nevruz Kutlamaları adı altında faaliyetler düzenlendiği,
Bunların yanında namus cinayeti, kadın ölümleri, savaş vb. konularda konferanslar düzenlendiği, sözde Barış Anneleri İnsiyatifi öncülüğünde, Güvenlik Güçleri ile girdiği çatışmalarda etkisiz hale getirilen teröristlerin ailelerinin de katılımıyla örgüte yönelik gerçekleştirilen operasyonların protesto edilmesi amacıyla basın açıklamalarının yapıldığı,
Özgür Demokrat Genç Kadın (ÖDGK) yapılanmasının PKK/KCK terör örgütünün ülkemizde kadın örgütlenmelerinin çatı örgütlenmesi olana KJA’ya bağlı ve alt örgütlenmesi olduğu,
ÖDGK tarafından PKK/KCK terör örgütü tarafından yapılan eylem çağrılarına benzer olarak eylem çağrıları yaptığı, yapılan tüm eylemlerin terör örgütünün sürece göre değişen talimatları ile gerçekleştirildiği, eylemlerin tamamında terör örgütünün sözde bayrakları ile örgüt elebaşının posterlerinin açıldığı, terör örgütü ve elebaşısı lehine sloganların atıldığı Anlaşılmıştır.
14.02.2016 tarihinde KJA (Özgürlükçü Kadınlar Kongresi) Ankara İl Koordinasyonu organizesinde “Kürdistana statü, öcalana özgürlük” adı altında yapılan basın açıklaması ile ilgili, Radyo Tv ve Foto Film Şube Müdürlüğü’nden temin edilen kamera kayıtları incelendiğinde; şüphelinin elinde "15 Şubat Komplosunu Lanetliyoruz" yazılı döviz bulunduğu tespit edilmiştir.
Şüpheli Elif Torun Öneren ifadesinde özetle; HDP il yöneticiliği yaptığını, partinin herhangi bir etkinliğine doğal olarak katıldığını, partinin bir yöneticisi olarak partiyle ilgili olanlara katıldığını, bunun dışında herhangi bir üyeliğinin bulunmadığını,” belirtmiştir.
Sanık hakkında terör örgütü propagandası yapmak suçundan açılan kamu davasının Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/27 Esasında derdest olduğu anlaşılmıştır.
Görüldüğü üzere davalı Partinin 17/11/2014 - 21/02/2019 tarihleri arasında üyesi olup 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Elif Torun Öneren’in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Elif Torun Öneren’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
150. ALEDDİN ERDOĞAN (Mustafa ve Fidan oğlu, 1950 doğumlu, T.C. Kimlik No: 36401193478); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi- 10/01/2014 -22/05/2019 Arası ve 02/03/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Tunceli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/03/2017 tarih ve 2016/185 esas, 2017/66 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 04/09/2015 olduğu belirtilerek;
“B.Ç. adlı şahsın 04.09.2015 günü Polis Merkezi Amirliği' ne yönelik BTÖ mensuplarınca gerçekleştirilen silahlı ve bombalı saldırıda bulunan militanlardan birisi olduğu, saldırı sonucu 1 polis memurunun yaralandığı, 1 polis memurunun şehit olduğu, 1 sivil vatandaşın tedavi amacıyla kaldırıldığı Tunceli Devlet Hastanesi'nde 05.09.2015 günü hayatını kaybettiği anlaşılmıştır.
- gündemdeki olayları kullanarak kamuoyunda infial yaratarak propaganda yapmak amacıyla ''4 Eylül tarihinde Merkez Polis Karakolu' na saldıran ve çıkan çatışmada etkisiz hale getirilen PKK/KCK terör örgütü mensubu (Brusk Dersim) Kod adlı B. Ç' nın sahiplenildiği ve terör örgütü mensubu için cenaze töreni düzenlendiği'' şeklindeki habere PKK/KCK terör örgütüne müzahir ''Bestanuce'' isimli internet sitesinde yer verildiği tespit edilmiştir.
Sanığın polis memurunu şehit eden terör örgütünün ölen silahlı militanının 10.09.2015 tarihinde yapılan cenazesine katılarak üzerinde terör örgütünün sözde bayrağı ve ölen kişinin fotoğrafının bulunduğu yaka kartını takması şeklindeki eylemleri ile kitleleri kamu düzenine, devlet otoritesine veya Anayasal düzene direnmeye/başkaldırmaya teşvik ettiği, saldırı eyleminde etkisiz hale getirilen terör örgütünün silahlı militanının eylemini de bu anlamda meşru gösterdiği bu şekilde Anayasal düzene karşı terör faaliyetleri ile karşı koyan ve devletin hakimiyetini cebir ve şiddete dayalı yöntemlerle kırmaya yönelik faaliyetlerde bulunan örgütün propagandasını yaparak atılı suçu işlediği sabit olduğundan eylemine uyan 3713 sayılı TMK'nun 7/2-b.1, TCK’nın 62/1, 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 10/01/2014-22/05/2019 arası ve 02/03/2020 tarihinden itibaren üyesi olup 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asil üyeliğine seçilen Aleddin ERDOĞAN’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, temyiz aşamasında olan terör örgütü propagandası yapmak suçundan mahkumiyetine karar verildiği, partide üst düzey görev alan Aleddin ERDOĞAN’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
151. BENAZİR COŞKUN (Ali ve Alime Kızı, 1988 doğumlu,T.C. Kimlik No: 52657435490); (11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi- 12/02/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2017/19187, Esas No: 2017/22453 ve iddianame No: 2017/3831 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2017 olduğu belirtilerek;
“02/02/2017 tarihinde PKK/KCK terör örgütüne yönelik İstanbul ilinde gerçekleştirilen operasyonel ve istihbari çalışmalarda yakalanan örgüt mensuplarından çeşitli tarihlerde elde edilen dijital verilerin incelenmesinde,''şubat başından itibaren önderliğin özgürlüğü temelinde araç yakma, bütün akp’lilerin hedef yapıldığı eylemler, ses bombalı eylemler yapabiliyorsak faşistlerin yaşadığı sokak tespit edilip bir kaç dakika içerisinde sokakta ne varsa yakılıp yıkılır, baz istasyonları, fabrikalar, faşistlere ait yerler hedeflenmelidir, şimdiden şubat ayı için hazırlıklar yapılsın, şubat başından itibaren eylemler başlasın'' şeklinde İstanbul ilinde eylem gerçekleştirilmesi için PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet gösteren örgüt mensuplarına talimatlar gönderildiği, ayrıca PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan ANF'de 5 Şubat 2017 tarihinde yayınlanan talimatta ''tüm halkımızı şubat ayından başlamak üzere her yerde mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz'' şeklinde eylem talimatının yayımlandığı tespitlerinin üzerine İstanbul ilinde PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet gösteren örgüt mensuplarınca bu talimata uyarak bombalı, silahlı, molotof kokteyli, havai fişekli eylemler için hazırlık yapıldığı tespiti yapılan şahisların ikametlerinde eylemlerde kullanılacak malzemeleri saklıyor olabilecekleri istihbari bilgisinin elde edilmesi üzerine tespiti yapılan şahısların ikametlerinde arama yapılmıştır.
Bu bağlamda Benazir Coşkun’un ikametgahında ele geçen dokümanda kısaca; sözde faşizan saldırılarına karşı kadınların birleşerek sözde direniş adı altında Demokratik Kadın Hareketi adlı oluşuma yapılacak konuşma metni olduğu, Ulusal Sorun ve Kürtler başlığı altında PKK/KCK terör örgütünün sözde iç yapılanmasının krolojik sıralaması olduğu, sözde örgütlenme adı altında yapılması gerekenler ile ilgili notların tutulduğu görülmüştür.
Sosyal medya hesabında;
- PKK/KCK bölücü terör örgütünün sözde lideri Abdullah Öcalan’ın bulunduğu ekran karelerini paylaşmak suretiyle elebaşı Abdullah Öcalan’ın propagandasını yaptığı,
-PKK/KCK bölücü terör örgütü adına faaliyet gösterdiği sırada öldüğü değerlendirilen örgüt mensupları için “Özgürlük Savaşçısı” yorumunu yapmak suretiyle PKK/KCK bölücü terör örgütünün propagandasını yaptığı,
-PKK/KCK bölücü terör örgütünün Ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Bölgelerini de içine kapsayacak şekilde kurmayı istediği sözde Kürdistan Bölgesinin alenen propagandasını yaptığı,
-PKK/KCK bölücü terör örgütü ile birlikte ülkemize yönelik terör faaliyetlerinde ortaklaşa hareket eden MLKP terör örgütü adına kırsal alanda faaliyet gösterdiği sırada ölen A. G. isimli örgüt mensubunu övücü, yüceltici ve sahiplenici yorumların bulunduğu ekran karelerini paylaşmak suretiyle PKK/KCK bölücü terör örgütünün propagandasını yaptığı,
-PKK/KCK bölücü terör örgütünün Suriye yapılanması olan YPJ (Yekineyen Parastina Jin (Kadın Koruma Birlikleri) terör örgütünü simgeleyen sözde bayrak ile örgüt adına faaliyet gösteren örgüt mensuplarının bulunduğu ekran karelerini paylaşmak suretiyle PKK/KCK bölücü terör örgütünün ve YPJ terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptığı” iddiasıyla cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/23 esasında derdest olduğu anlaşılmıştır.
b) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunun Soruşturma No: 2018/204305, Esas No: 2018/47108 ve İddianame No: 2018/9039 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 03/12/2018 olduğu belirtilerek;
“Benazir Coşkun hakkında dayanışma kampanyaları adı altında terör örgütüne para toplayarak lojistik destek sağladığı iddiasıyla silahlı terör örgütüne üye olma suçundan İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi'ne kamu davası açıldığı Mahkemenin 12/03/2019 tarih ve 2018/386 esas, 2019/69 sayılı kararı ile dosyanın aynı mahkemenin 2018/138 esas sayılı (sanığın yargılandığı PKK/KCK'nın HDK yapılanmasına ilişkin) dosyası ile birleştirildiği ve yargılama sürecinin devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/02/2018 tarihinden itibaren üyesi olup 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asil üyeliğine seçilen Benazir COŞKUN’un Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma ve terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından devam eden kovuşturmalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Benazir COŞKUN’un Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin yoğunluğu ve niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Her ne kadar (a) bendinde yer alan fiilin suç tarihi üyelik ve partide alınan görev tarihinden önceye ait olsa da davalı parti tarafından özellikle bu nitelikteki suçlardan soruşturma ve kovuşturmaya uğramış kişilerin tercih edilmesi davalı Parti'nin terör örgütü ile bağlantısını ve bilinçli bir kadrolaşma hedefini açıkça ortaya koyduğu,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
152. GÜLSÜM AĞAOĞLU; (Memduh ve Şükran kızı, 1961 doğumlu, T.C. Kimlik No: 25643022004); (18/08/2013, 27/10/2013, 22/06/2014, 24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi - 10/07/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Tekirdağ 3. Ağır Ceza Mahkemenin 28/12/2018 tarih ve 2018/151 esas, 2018/200 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 21/03/2018 olduğu belirtilerek;
“…Sanığın (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi olup düzenlenen 21.03.2018 tarihli etkinliğe konuşmacı olarak katıldığı, 22.03.2018 tarihli açık kaynak araştırma ve değerlendirme tutanağına göre daha öncesinde bu etkinliğin PKK/KCK iltisaklı haber sitesinde ilan edildiği, sanığın konuşmasında, zalimlere karşı direnip şehit olduklarını beyan ettiği kişilerden Mazlum Doğan'ın PKK terör örgütü kurucularından olduğu, "Rehşan" olarak beyan ettiği kişinin 1992 senesinde İzmir'de kendisini yakarak hayatına son veren R. D. ve "Zekiye" olarak beyan ettiği kişinin 1990 senesinde Diyarbakır'da kendisini yakarak hayatına son veren Z. A. olduğu ve PKK/KCK terör örgütünce bu kişilerin vefatlarının Nevruz etkinliklerine malzeme yapılarak sembolleştirildiği ve sahiplenildiği; Türkiye Cumhuriyeti'nin "kuruluş ideolojisinin tekçi, inkarcı ve asimilasyoncu olduğuna" dair beyanları; 2018 başlarında Suriye Afrin'de sınırın güvenliği için terör örgütü PKK/PYD/YPG'ye karşı yapılması zaruri bulunan Zeytin Dalı Harekatını düzenleyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin "yanına bir kadın düşmanı bir tecavüzcü barbar işid kuyrukçusu çeteyi alarak işgal girişiminde bulunduğuna, sivillerin öldürüldüğüne hastanelerin okulların bombalandığına" dair beyanları; 22 Temmuz 2015'te Şanlıurfa Ceylanpınar'da iki polisin şehit edilmesi üzerine Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nce yapılan terör operasyonları hakkında "bu durumun bahane edilerek kürdistan illerine saldırıldığına" dair beyanları nazara alındığında; bu beyanların, yalnızca bir hükümet politikalarına muhalefet etme olarak kabul edilemeyeceği, terör örgütü PKK/PYD/YPG'nin örgüt ideolojisi doğrultusunda, bir miting esnasındaki topluluğa terör örgütünün cebir şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterip övecek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelikte kitleleri harekete geçirmeye elverişli beyanlar olduğu” gerekçesiyle;
Sanık Gülsüm Ağaoğlu’nun eylemlerinin kül halinde terör örgütü propagandası yapma suçu olduğundan 3713 sayılı TMK'nın 7/2 maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca 2019/199224 sayılı numarası üzerinden silahlı terör örgütüne üye olma (PKK-KCK) suçundan yürütülen soruşturmanın, 14/02/2020 tarihli karar ile 2014/38083 soruşturma numaralı evrak ile birleştirildiği, birleştirme kararında suç tarihinin 25/11/2019 olarak belirtildiği ve soruşturmanın halen devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 10/07/2013 tarihinden itibaren üyesi olup 18/08/2013, 27/10/2013, 22/06/2014, 24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Gülsüm Ağaoğlu’nun Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, yine “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan devam eden soruşturmalarının bulunduğu görülmekle, partide üst düzey görev alan Gülsüm Ağaoğlu’nun Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin yoğunluğu ve niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
153. NADİYE GÜRBÜZ (Ziya ve Neyhan kızı, 1974 doğumlu, T.C. Kimlik No: 27608489914); (24/01/2016 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi, 21/01/2015 - 29/02/2016 ve 10/03/2016 -23/02/2021 Tarihleri Arası HDP üyesi)
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma no: 2015/64737, esas no: 2016/24931 ve iddianame no: 2016/2229 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2015-2016 olduğu belirtilerek;
“Şüphelinin;
1) 10.09.2015 tarihinde Osmangazi ilçesi Emek bölgesinde kitlesel olarak meydana gelen terör örgütü propagandası, ızrar, darp olaylarında Emek HDP mahalle temsilciliğinde, doğu kökenli kürt vatandaşlarımızı, yapmış olduğu konuşmalar ile suç işlemeye tahrik ederek kışkırttığı ve olayların büyümesine sebebiyet verdiği, Kürt-Türk etnik kökenli olayları büyüterek kaos ortamı yaratmaya çalıştığı,
2) Halk üzerinde korku ve panik yaratmaya yönelik faaliyetlerde bulunduğu,
3) Sosyal medya üzerinden geniş kitlelere ulaşarak örgüt içerisinde faaliyet yürüten militanlara ve örgüte sempati duyan kişilere moral vermeye yönelik faaliyetlerde bulunduğu,
4) İllegal eylem yapmaya teşvik ettiği,
5) Yapılacak illegal eylemler için motivasyon sağlamaya yönelik faaliyetlerde bulunduğu,
6) Vatandaşlarımıza yönelik olarak devletin anayasal düzenine karşı ve devletin işleyişi aleyhine kara propaganda faaliyetleri yürüttüğü,
7) PKK/KCK terör örgütünün talimatları doğrultusunda bilerek ve isteyerek doğu ve güneydoğu bölgelerimizde PKK/KCK terör örgütüne karşı yapılan operasyonların engellenmesine yönelik faaliyet yürüttüğü, bu kapsamda operasyonlarda masum insanların devlet tarafından öldürüldüğü şeklinde algı oluşturmaya çalıştığı, demokratik hakkın kullanılması kapsamında yapılan basın açıklaması ve gösteri yürüyüşlerinin vatandaşlarımız üzerinde kapa propaganda yapmak, masum insanların devlet tarafından öldürüldüğü algısı oluşturmak, terörle etkin olarak mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü gibi devletin anayasal ve yasal kurumlarını ve bu kurumlarda görevli personeli itibarsızlaştırma, terör örgütü tabanını genişletme, örgüt ideolojisini geniş tabana yayma, benzer ideolojileri benimsemiş kitlelerle eylem birliği yapma amacı taşıdığı, bu faaliyetleri eylemsel birliktelik içerisinde planlı ve organize şekilde hareket ederek ifa ettiği,
8) Şüphelin katıldığı eylemlerden, CMK 135 ve 140 kapsamında tespit edilen iletişim ve faaliyetlerinden terör örgütünün ideolojisi doğrultusunda eylemleri organize ettiğinin anlaşıldığı,
9) Şahsın örgütsel faaliyetlerini gizlemek, fiziki takip tarassuttu engellemek amacıyla belirli bir adreste ikamet etmediği, HDP içerisinde faaliyet yürüten M. K. isimli şahsın adresinde kaldığı,
10) Nadiye Gürbüz’ün kendisine ait twitter hesabından herkese açık yapmış olduğu paylaşımlar ile Türkiye Cumhuriyeti Devletini bölmeye çalışan PKK/KCK terör örgütü mensuplarına aleni olarak destek vererek sahiplendiği, “Saray darbesine karşı Sivil Savunma Birlikleri” başlıklı yazı ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kolluk kuvvetlerine karşı bir birlik oluşturulduğu belirtilerek hendek kazarak güvenlik güçleri ile çatışan bölücü terör örgütü mensuplarını desteklediği, doğu ve Güneydoğu illerimiz de devam eden terör operasyonlarını protesto etmek ve engellemek amacıyla bölgede yaşayan insanları sokaklara direnmeye çağırarak eylem organize ettiği, sözde barış çağrısı adı altında bölücü terör örgütü mensuplarına destek vererek operasyonları engellemeye çalıştığı, Bölücü Terör Örgütü mensuplarına destek verdiği, Diyarbakır ili Sur İlçesinde sürdürülen sokağa çıkma yasakları ve güvenlik güçlerince Bölücü Terör Örgütü mensuplarına yönelik olarak sürdürülen operasyonları abluka olarak paylaştığı, devletin katliam yaptığı paylaşımını yaparak, operasyonların engellenmesi amacıyla bölge halkını sokağa çıkmaları ve sur ilçesine yürümeleri konusunda çağrıda bulunarak, yürütülen operasyonları engellemeye çalıştığı, güvenlik güçleri ile halkı karşı karşıya getirmeye çalışarak ülkemizde kaos ortamı oluşması için çaba yürüttüğü, çatışmalarda öldürülen Bölücü Terör Örgütü mensuplarını direnişçi olarak gördüğü, teröristleri masum insanlar gibi göstererek terör örgütünün asıl amaç ve faaliyetlerini gizlemeye çalıştığı asılsız paylaşımlar yaparak bölge halkının gözünde güvenlik güçlerini aşağılamaya çalışarak katliam yaptığı şeklinde algı oluşturmaya çalıştığı, devletin bölünmez bütünlüğünü yıkmaya çalışan bölücü Terör Örgütü mensuplarına açıkça destek vererek örgütsel faaliyet yürüttüğü,
11) 15.11.2015 günü Osmangazi ilçesi Şehreküstü meydanında Doğu ve Güneydoğu illerinde PKK/KCK terör örgütüne yönelik olarak güvenlik güçlerince yapılan operasyonları ve sokağa çıkma yasaklarını protesto etmek amacıyla Bursa’dan Silvana ses veriyoruz içeriği ile düzenlenen sözde basın açıklamasına katılarak terör örgütü mensuplarını masum insanlarmış gibi göstererek, devletin katliam yaptığı algısını yaratmaya çalıştığı, terör örgütü propagandası yaptığı,
12) 15.02.2016 günü terörist başı Abdullah Öcalan’ın Kenya’da yakalanışının yıldönümü olması, Doğu ve Güneydoğu illerinde PKK/KCK terör örgütüne yönelik olarak güvenlik güçlerince yapılan operasyonları ve sokağa çıkma yasaklarını protesto etmek amacıyla, halkı devlete karşı ayaklanmaya çağırmak ve tahrik etmek, sözde masum hak arama adı altında terör örgütü propagandası yapmak, devletin terörle mücadele yürütmesini engellemeye çalışmak terör örgütü mensuplarını masum insanlarmış gibi göstermeye çalışarak devletin katliam yaptığı algısını yaratmaya çalışarak operasyonları engellemek ve terörist başı Abdullah Öcalan’a özgürlük amacıyla ilimizde yapılan eylem, yürüyüş ve basın açıklamasına katılarak “Kahrolsun 15 şubat komplosu-baskılar bizi yıldıramaz-adalet eşitlik öcalana özgürlük-her yer cizre her yer direniş-kürtçe olarak biji berxadana sur-e (türkçe çevirisinde:yaşasın surun direnişi) - savaşa hayır barış hemen şimdi” şeklinde slogan attığı, terör örgütü propagandası yaptığı,
13) 19.03.2016 günü Yıldırım ilçesinde bulunan HDP Yıldırım ilçe binası önünde ve Aslan Caddesi üzerinde PKK/KCK terör örgütü ve terör örgütü elebaşısının propagandasının yapıldığı yasadışı sloganların atıldığı, aslan caddesinde ateş yakılarak caddenin trafiğe kapatıldığı, örgütsel şarkılar ve marşlar söylendiği, yasaklama kararı bulunmasına rağmen yasadışı bir şekilde yapılan nevruz etkinliğine katıldığı, grubun önünde bulunarak grubu yönlendirdiği,
14) 06.04.2016 günü Osmangazi ilçesi Ulubatlı Hasan Caddesi üzerinde bulunan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) önünde terörist başı Abdullah Öcalan’a uygulandığı iddia edilen –sözde- baskı ve tecride karşı kamuoyu oluşturmak amacıyla “BARIŞIN MUHATABI ÖCALAN’DIR TECRİTE SON ÖCALAN’A ÖZGÜRLÜK” yazılı pankart önünde yapılan basın açıklaması ve devamında yapılan oturma eylemine katıldığı, PKK/KCK terör örgütü yapılanmalarının yapmış oldukları basın açıklaması ve oturma eylemine fikir ve ideoloji birliği doğrultusunda destek verdiği, PKK/KCK terör örgütünün üst yönetimince yapılan talimat niteliğindeki çağrılara uyarak, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’a uygulandığı, iddia edilen –sözde- tecrite karşı kamuoyu oluşturmaya çalıştığı, örgüt talimatlarını yerine getirdiği, terör örgütü elebaşısının ve terör örgütünün propagandasını yaptığı,
15) Farklı tarihlerde ve farklı içeriklerle düzenlenen basın açıklaması, yürüyüş ve protesto eylemlerine katılarak sözde masum hak arama çabası görünümünde, halkı devlete karşı örgütlemeye ve kışkırtmaya ve vatandaşların devlete olan güvenini sarsmaya çalıştığı,
16) 10.10.2015 tarihinde Ankara ilinde meydana gelen patlama olayı …ile ilgili olarak Devleti ve Hükümeti suçladığı, bu yönde propaganda yaptığı,
17) Çeşitli terör örgütlerine üye oldukları ve ülkemizin çeşitli illerinde faaliyet gösterdikleri değerlendirilen şahıslarla sürekli olarak irtibat halinde olduğu, ilimize gelen bu terör örgütü mensubu olduğu değerlendirilen şahıslara zaman zaman kendisinin zaman zamanda talimat verdiği şahıslar vasıtası ile yer temin ettiği, barındırdığı,
18) İl ve ilçelerde yapılan terör operasyonları sırasında gözaltına alınan veya haklarında adli işlem yapılan PKK/KCK terör örgütü üyesi şüpheli şahısların durumlarını takip ederek şahısları sahiplendiği,” iddiasıyla;
Şüpheli Nadiye Gürbüz hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme yönetme bunların hareketlerine katılma, terör örgütü propagandası yapma suçlarından açılan kamu davasının Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/1 esas numarasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 21/01/2015 - 29/02/2016 ve 10/03/2016 - 23/02/2021 tarihleri arasında üyesi olup 24/01/2016 ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Nadiye Gürbüz’ün Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme yönetme bunların hareketlerine katılma, terör örgütü propagandası yapma” suçlarından kovuşturmalarının bulunduğu görülmekle, partide üst düzey görev alan Nadiye Gürbüz’ün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin yoğunluğu ve niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
154. HİDAYET ENMEK (Ömer ve Sidike oğlu, 1980 doğumlu, T.C. Kimlik No: 23126646426); (11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi- 13/02/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2020/19135, Esas No: 2020/6269 ve İddianame No: 2020/1386 sayılı İddianamesiyle;
Suç tarihinin 12/03/2020 (gözaltı tarihi) olduğu belirtilerek;
“…Özetle; Şanlıurfa Barosuna kayıtlı Av. Hidayet Enmek’in de aralarında bulunduğu şüphelilerin cezaevi içerisinde bulunan şahısları iştirak halinde örgüte elaman temini için çalıştıkları, şüphelilerin örgütün cezaevi yapılanması/zindan komitesi içerisinde faaliyet gösterdiğine ilişkin gizli tanık beyanlarının bulunduğu, buna ilişkin ceza evlerinde yapılan aramalarda çok fazla suç unsuru teşkil eden örgütsel dokümanın ele geçirildiği, yine şüphelilerin ikametlerinde, iş yerlerinde ve dijital materyallerinde buna ilişkin bilgi ve belgeler ele geçirilmekle yine örgüte müzahir kitaplar, dergiler, videolar v.s suç unsurlarının ele geçirildiği, şüphelilerin cezaevlerinde bulunan örgüt suçundan hükümlü/tutuklu şahıslar ile örgütsel görüşmeler yaptıkları ve bu çalışmaları cezaevi ziyaretleri veya bilgisayar üzerinden kablosuz haberleşme yöntemleri ile terör örgütüne aktardıkları, buna ilişkin cezaevlerinde yapılan aramalarda da incelenmesi yapılan bilgisayarlar üzerinden PKK/KCK silahlı terör örgütü kapsamında dokümanların tespit edildiği, şüphelilerin örgütten aldıkları talimatlar doğrultusunda cezaevlerinde örgütün amacına hizmet için tutuklu/hükümlü şahısları açlık grevleri yapmaları konusunda talimatlar verdikleri, yine şüphelilerden …ve Hidayet Enmek'in kullanmış oldukları GSM numaraları üzerinden yapılan iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması sırasında örgütsel bazda görüşmeler gerçekleştirdikleri, bu görüşmelerin dosya arasına alındığı, görüşmelerin örgütün cezaevi/zindan yapılanması kapsamında olduklarının değerlendirildiği,” iddiasıyla terör örgütü üyesi olmak ve terör örgütü propagandası yapmak suçlarından Türk Ceza Kanunu 314/2, 43/1; 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri ile Terörle Mücadele Kanunu 7/2(1. cümle) maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/244 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 13/02/2018 tarihinden itibaren üyesi olup 11/02/2018 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Hidayet Enmek’in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Hidayet Enmek‘in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
155. İSMAİL ŞENGÜL (Hasan ve Zekiye oğlu, 1981 doğumlu, T.C. Kimlik No: 23036180126); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi- Genel Başkan Yardımcısı- 22/06/2014 - 11/10/2018 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihlerinde ülke genelinde meydana gelen olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma suçundan (TCK’nın 302/1, TMK 5. maddeleri) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27) anlaşılmıştır.
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/06/2014 - 11/10/2018 tarihleri arasında üyesi olup 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede MYK üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı seçilen İsmail Şengül’ün Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma ve iddianamede yazılı diğer” suçlardan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan İsmail Şengül’ün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
156. REMZİ KOZAKÇI (Rasih ve Melahat oğlu, 1955 doğumlu, T.C. Kimlik No: 20869416118); (27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi ve 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Merkez Disiplin Kurulu Asıl Üyesi- 25/10/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Nazilli Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2018/2173, Esas No: 2018/640 ve İddianame No: 2018/596 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 22/01/2018 olduğu belirtilerek;
“22/01/2018 tarihli Aydın İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube müdürlüğü Açık Kaynak Araştırma raporuna göre;
Şüpheli Remzi Kozakçı nın kendisine ait sosyal paylaşım sitesi facebook hesabı incelendiğinde; "Diyanetten zeytindalı harekatına destek 90.000 camide fetih suresi" başlıklı paylaşıma "bu dualara amin diyenlerde en az savaşa karar verenler ve destekleyenler kadar suçludur!" şeklinde paylaşımda bulunduğu, … "Afrine saldırı Kürt düşmanlığıdır" şeklinde paylaşımda bulunduğu, yine şüphelinin kendi facebook hesabından kendisinin yazdığı "savaş hislerine tutulan kahraman ordumuza başarılar diyerek destek olanlar sakın ola oradan gelen asker cenazelerine sahte gözyaşları dökerek şerefsizlik yapmayın çok istiyorsanız sizler gidin başkalarının çocukları üzerinden savaş çığırtkanlığı yapmayın iktidarın kendi pisliklerini göz ardı etmek için uygulamaya çalıştığı bu çirkin oyuna gelmeyin ileride bunun hesabını veremezsiniz tarih ve gelecek kuşakların önünde acınacak duruma düşersiniz!" şeklinde paylaşımda bulunduğu,
Şüphelinin paylaşımları dikkate alındığında şüphelinin eyleminin Halkı Kin ve Düşmanlığa Alanen Tahrik Etme suçu kapsamında kaldığı,
…Şüpheli Remzi Kozakçı nın yukarıda belirtilen paylaşımları kendi facebook hesabından herkesin görebileceği bir şekilde paylaşarak afrin operasyonlarına ilişkin paylaşımlarda bulunduğunun görüldüğü, şüphelinin paylaşımlarında "afrine saldırı kürt düşmanlığıdır” ..şeklinde paylaşımlarda bulunduğunun tespit edildiği, şüphelinin yapmış olduğu bu paylaşımların örgüte müzahir kitleleri kışkırtarak iç karışıklık meydana getirecek nitelikte olduğu, halkı sosyal sınıf, ırk bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini diğer bir kesim aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik niteliğinde olduğu anlaşılmakla, şüphelinin üzerine atılı Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik suçunu işlediği” belirtilerek Nazilli 1. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
Mahkemenin 25/12/2018 tarih ve 2018/225 esas, 2018/1070 sayılı kararı ile sanığa atılı suç vasfının TCK'nın 216/1 değil, aynı kanunun 301/1. maddesinde tanımlı "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama" suçu kapsamında kaldığı ve yürürlükteki 5759 Sayılı Kanunun 1. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK.nın 301. maddesinin 4. fıkrası uyarınca bu suçtan dolayı kovuşturma yapılmasının Adalet Bakanlığının iznine tabi kılındığı, anılan fıkra gereğince gerekli iznin istenmesi bakımından sanık Remzi Kozakçı hakkındaki kovuşturmanın, 5271 sayılı CMK’nın 223/8 maddesi gereğince şarta bağlanmış olup, şart henüz gerçekleşmediğinden kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere kovuşturmanın durmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25/10/2013 tarihinden itibaren üyesi olup, 27/10/2013 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi ve 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede Merkez Disiplin Kurulu asıl üyesi seçilen Remzi Kozakçı’nın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama” suçundan kovuşturmasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Remzi Kozakçı’nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
157. SALİM KAPLAN (Davut ve Şeyha oğlu, 1980 doğumlu, T.C. Kimlik No: 30083207676); (11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi- 07/02/2018 – 14/02/2019 Tarihleri Arası ve 08/04/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Kozluk Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/333 sayılı soruşturma evrakında;
Suç tarihinin 21/04/2020 olduğu belirtilerek;
Kozluk İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlileri tarafından sosyal paylaşım sitelerinde yapılan açık kaynak araştırmalarında www.facebook.com/HDPbatman(batman il örgütü) adıyla açılan facebook hesabında gizlilik veya kısıtlılık olmayan paylaşımında 21/04/2020 tarihinde yapılan paylaşımında Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin Yargı Organlarını Alenen Aşağılama (TCK'nın 301. maddesi) kapsamında değerlendirilebilecek suç unsurlarının bulunduğu belirlenerek soruşturma yapıldığı,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 07/02/2018 - 14/02/2019 tarihleri arası ve 08/04/2019 tarihinden itibaren üyesi olup 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Salim Kaplan’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin Yargı Organlarını Alenen Aşağılama” suçundan soruşturmasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Salim Kaplan’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
158. FIRAT KESER (Ali ve Fatma oğlu, 1985 doğumlu, T.C. Kimlik No: 12271810158); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi- 05/12/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Van Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2019/15836, Esas No: 2020/2522 ve İddianame No: 2020/632 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 20/08/2019 olduğu belirtilerek;
“Halkların Demokratik Partisi Genel Merkezince İçişleri Bakanlığının görevden uzaklaştırma kararının kabul edilmediği ve Büyükşehir Belediye Başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanmasını protesto etmek amaçlı süresiz eylem kararı alındığı, PKK/KCK terör örgütüne yakın çeşitli sosyal paylaşım sitelerinden KCK Yürütme konseyi üyesi Andok: Gasp, faşizmi yıkma kıvılcımına dönüştürülebilir başlıklı haberde, HDP’li üç büyükşehir belediyesinin gasp edilmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu, yine PKK/KCK terör örgütüne yakın haber sitesinde KCK AYAĞA KALKMAYA ÇAĞIRDI başlıklı haberde KCK yürütme konseyi Eş Başkanlığı HDP’li belediyelere yeniden kayyum atanmasının “siyasi darbenin devamı” olduğunu belirterek her yerde ayağa kalkmaya ve kesintisiz mücadeleyi yükseltmeye çağırdı şeklinde haber yapıldığı, bir diğer örgüte müzahir haber sitesinde “KCDK-E:Gaspçı zihniyete karşı bu akşam sokağa çıkıyoruz” başlıklı haber olduğu, bir başka haber sitesinde de “KJK:Gasplar durdurulmazsa, daha büyük saldırı gelecektir.” başlığı altında KJK koordinasyonu HDP’li belediyelere yönelik işgal ve gaspın “Kürt ve Demokrasi düşmanlığı” olduğunu belirterek. “Bu saldırı ve gasplar durdurulamazsa yeni ve daha büyük saldırılar peşi sıra gelecektir.” diye uyarıldı şeklinde haberler yapıldığının tespit edildiği, şüpheli Fırat Keser’in de aralarında bulunduğu grubun İçişleri Bakanlığının 19.08.2019 tarihli kararlarıyla Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürütmek üzere “kayyum” görevlendirilmesi olayını protesto etmek amacıyla, örgüte müzahir haber sitelerinin ve sosyal medya hesaplarının çağrıları üzerine, fikir ve eylem birliği içerisinde örgüte üye olmayıp örgüt adına suç işleyerek yolu kapattıkları, kolluk görevlilerinin kendilerini ikaz etmelerine rağmen dağılmayarak eylemlerine devam etmek suretiyle üzerine atılı “Silahlı Terör Örgütü Adına Suç İşleme”, Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silahsız Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama” suçlarını işlediği iddiasıyla açılan kamu davasının Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/157 Esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 05/12/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Fırat Keser’in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, silahlı terör örgütü adına suç işleme, kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama suçlarından yargılanmasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Fırat Keser’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
159. KASIM ÇALIŞKAN (Mamo ve Hedo oğlu, 1955 doğumlu, T.C. Kimlik No: 28868463690); (27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi- 10/07/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/11/2019 tarih ve 2019/153 esas, 2019/520 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 15/01/2019 olduğu belirtilerek;
“…Sanık Kasım Çalışkan'ın PKK silahlı Terör Örgütü tarafından Aydın iline açılım grubunda faaliyet yürütmek amacıyla gönderilen AGİR (Kod) E. Ç’ın kendisi ile irtibata geçmesi üzerine bu kişiye oğlu aracığıyla Aydın'da barınma imkanı sağlayarak bu kişinin örgüt içerisindeki faaliyetlerini kolaylaştırdığı, sanığının örgütün amacına hizmet eden eyleminin PKK silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu oluşturacağı” gerekçesiyle; sanığın eylemine uyan TCK'nun 220/7 maddesi delaletiyle 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK'nın 220/7, TCK'nın 62. maddeleri gereğince 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b)Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunun Soruşturma No: 2017/414, Esas No: 2019/130 ve İddianame No: 2019/13 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 05/01/2017 olduğu belirtilerek;
“…Şüpheli Kasım Çalışkan 'ın httpss://www.facebook.com/profile.php?id=100007009660924&fref=ts URL adresinden;
-KCK/PKK terör örgütünün üst düzey yöneticilerinden Murat Karayılan ve Cemil BAYIK isimli şahısların fotoğraflarını paylaştığı,
-KCK/PKK/YPG terör örgütüne ait -sözde- bayrak ve silahlı terör örgütü mensuplarının fotoğrafını paylaştığı,
-KCK/PKK terör örgütün üst düzey yöneticisi Fehman HÜSEYİN ve bayan örgüt mensubunun silahlı fotoğrafını paylaştığı,
-Ellerinde silah bulunan KCK/PKK terör örgütü mensuplarının fotoğrafını paylaştığı -Tankların üzerinde KCK/PKK/YPG'ye ait -sözde- bayrakların bulunduğu PKK'nın tankları yola çıktı ibareli fotoğrafı paylaştığı
-KCK direnişte sınır tanımamalı dedi 400 HPG 'li Kobane 'ye ulaştı ibareli paylaşım yaptığı -KCKJPKK terör örgütü silahlı örgüt mensuplarının fotoğrafını paylaştığı,
Şüphelinin adresinde yapılan aramada, "Üzerinde KCK/PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalanve terör örgütü mensuplarının fotoğraflarının bulunduğu TAYD-DER ibareli duvar takvimi " ele geçirildiği,” iddiasıyla terör örgütü propagandası yapmak suçundan açılan kamu davasının Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/76 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 10/07/2013 tarihinden itibaren üyesi olup 27/10/2013 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Kasım Çalışkan’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, ayrıca terör örgütü propagandası yapmak suçundan devam eden kovuşturmasının olduğu, partide üst düzey görev alan Kasım Çalışkan’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
160. MAHMUT ÇİFTÇİ (Hasan ve Keziban oğlu, 1974 doğumlu, T.C. Kimlik No: 32083387150); (27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi; 2013-2015 yılları arasında (İstinaf Mahkemesindeki Savunmasına Göre) Batman HDP İl Başkanı -10/07/2013 - 09/12/2019 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/02/2020 tarih ve 2018/102 esas, 2020/64 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 19/09/2014 olduğu belirtilerek;
“…19/09/2014 tarihinde DAEŞ/IŞID silahlı terör örgütünün PKK/KCK silahlı terör örgütüne karşı Suriye’deki saldırılarına ilişkin konularda basın açıklaması ve yürüyüş tertiplendiği,
Etkinlikte Sanık Mahmut Çiftçi'nin bir konuşma yaptığı;
Mahmut Çiftçi’nin de aralarında bulunduğu sanıkların konuşma içeriklerinde örgütün nihai amacı olan bölücülük faaliyetinin halk tarafından destek görmesi, legal ve masumane faaliyet olarak algılanması adına söylemler yer aldığı, sanıkların bu söylemleri ile örgütün sözde Kürt halkı için savaştığına yönelik algı oluşturmaya çalıştıkları, PKK/KCK silahlı terör örgütünün ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Suriye, İran ve Irak ülke topraklarının bir kısmını da içine alacak şekilde devlet kurmayı amaçladığı, bunu da sözde Kürt halkı için yaptığını ifade ettiği, bu amaçla yıllardır ülkemizde ve bu bölgelerde kanlı eylemler gerçekleştirdiği, devlet kurmayı amaçladığı bu bölge itibariyle örgütün yabancı sınır ülkelerinde DAEŞ/IŞID silahlı terör örgütü ile çatışma halinde olduğu, sanıkların Türkiye Cumhuriyeti Devletini DAEŞ/IŞID silahlı terör örgütü ile eşdeğer gördükleri, toplanan grubun görünürde özgürlük gerçekte ise bölücülük eylemi için sıcak çatışma bölgelerine davet edildiği, yönlendirildiği ve halkın orada bulunması gerektiği yönünde yüksek telkinde bulundukları, örgütün bölücülük faaliyeti uğruna ölen örgüt mensuplarından ise "şehit" olarak bahsettikleri, dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bölünmez bütünlüğüne yönelik yürütülen silahlı mücadelenin haklı ve meşru mücadele olarak yansıtılmaya ve mensuplarının toplum nazarında daha meşru ve masummuş gibi algılatmaya çalıştıkları, bu sebeplerle sanığın sarf ettiği sözlerinin bütün halinde terör örgütünün propagandasını yapmak mahiyetinde olduğu” gerekçesiyle; sanığın 3713 sayılı Yasanın 7/2-1.cümle maddesi uyarınca 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’nin 18/11/2020 tarihli kararı ile; hükmün CMK'nın 280. maddesi 2. fıkrası uyarınca kaldırılarak; sanığın üzerine atılı terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 Sayılı TMK'nın 7/2-1, 5237 sayılı TCK'nun 62/1 maddesi gereğince 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın 14/12/2020 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 10/07/2013 - 09/12/2019 tarihleri arasında üyesi olup 27/10/2013 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen İstinaf Mahkemesinde alınan savunmasına göre 2013-2015 yılları arasında Batman HDP il başkanı olduğu anlaşılan Mahmut Çiftçi’nin Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, terör örgütü propagandası yapmak suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan Mahmut Çiftçi’nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
161. MEMET DOYMAZ (Memet ve Zeynap oğlu, 1961 doğumlu, T.C. Kimlik No: 14590353910); (27/10/2013 ve 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi- 25/10/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a)Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2015/5961, Esas No: 2015/1941 ve İddianame No: 2015/189 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 21/07/2015 olduğu belirtilerek;
“…PKK/KCK terör örgütünün amaçları doğrultusunda ve örgüt güdümünde yayın ve paylaşımlar yapan www.firatnews.com, www.facebook.com/WelateSemsur, www.facebook.com/SmsrKurdistan ve www.facebook.com/Kawaşireti uzantılı internet adresleri üzerinden duyurulan 20.07.2015 tarihli eylem çağrıları, bu çağrıların hemen ertesi günü Mehmet Doymaz’ın da aralarında bulunduğu şüphelilerin biraraya gelerek izinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenledikleri… grup içerisinden “… “KATİL DEVLET HESAP VERECEK –PKK HALKTIR HALK BURADA – POLİS ŞAŞIRMA SABRIMIZI TAŞIRMA – DİRENE DİRENE KAZANACAĞIZ – GENÇLİK APO’NUN FEDAİSİDİR – DEVRİM ŞEHİTLERİ ÖLÜMSÜZDÜR – SEMSÜR (ADIYAMAN) OVASI APOCULAR YUVASI – BİJİ SEROK APO (BAŞKAN APO ÇOK YAŞA) – BE SEROK JİYAN NA BE (BAŞKANSIZ ÖZGÜRLÜK OLMAZ) - BİJİ BERXWEDANE YPG (YAŞASIN YPG DİRENİŞİ) - KÜRDİSTAN FAŞİZME MEZAR OLACAK …)” şeklinde sloganlar atıldığı, terör örgütünü övücü mahiyetteki APOCU MARŞI (ELLERİNDE BİXİLER/DÜŞÜYOR SKORSKYLER/ELLERİNDE DOÇKALAR/DÜŞÜYOR TÜM KOBRALAR PARTİLERİ PKK/VURUYOR APOCULAR/ORDULARI HPG/VURUYOR APOCULAR/ÖNDERLERİ ÖCALAN/GELİYOR APOCULAR/VURUYOR APOCULAR SİZ DAĞDA BİZ ŞEHİRDE/VURUYOR YDG-H/ELLERİNDE FİŞEKLER/DÜŞÜYOR ÜLKÜCÜLER/ELLERİNDE SOPALAR/AĞLIYOR GÜVENLİKLER) ve DEVRİM MARŞI söylendiği,
Toplantı ve gösteri yürüyüşünün atılan sloganlar ve söylenen marşlarla terör örgütünün propagandasına dönüştüğü, şüpheli Memet Doymaz'ın, izinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşü yapan grubun başında yer aldığı ve Memet Doymaz’ın da aralarında bulunduğu şüphelilerin, yapılan ihtarlara rağmen dağılmamakta ısrar edip terör örgütünün amaç ve hedeflerine ulaşmada temel yöntem olarak belirlediği cebir ve şiddet eylemlerine başvurarak emniyet görevlilerine ve TOMA araçlarına taşlı sopalı saldırılarda bulundukları, bir kısım şüphelilerin ikametlerinde yapılan aramalarda örgütsel içerikli resim, bayrak ve dokümanların ele geçirildiği dolayısıyla şüphelinin üzerlerine atılı suçları PKK/KCK terör örgütünün çağrı ve talimatları üzerine ve örgüt adına işlediği” iddiasıyla silahlı terör örgütüne üye olma, kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama suçlarından cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/297 esasında derdest olduğu,
b) Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2016/3131, Esas No: 2017/2225 ve İddianame No: 2017/501 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 14/11/2015, 22/01/2016 olduğu belirtilerek;
“…Şüphelilerinden … ve Memet Doymaz'ın 22/01/2016 tarihinde Akçakale sınır bölgesinden Suriye ülkesine geçiş yapmak isteği sırada görevlilerce yakalandıkları, şüphelilerin üst aramalarında ikisinde de aynı miktarda olmak üzere 1015 TL ve 800 İsviçre Frangının tespit edildiği, şüphelilerle ilgili kayıtların tetkikinde, şüpheliler hakkında terör örgütüne üye olmak ve toplantı ve gösteri yürüyüşlerine muhalefet suçlarından suç tarihinden önce soruşturma yürütüldüğü, ayrıca şüphelilerin kardeşlerinin terör örgütünün dağ kadrosunda oldukları ve silahlı terör örgütüne üye olma suçundan haklarında yakalama kararlarının bulunduğu, netice itibariyle şüphelilerin terör örgütü YPG faaliyetlerine iştirak etmek amacıyla Suriye ülkesine gitmeye çalıştıklarının değerlendirildiği, yine PKK/KCK terör örgütü içerisinde bulunan sözde kent meclisleri ile özerklik çalışmaları adı altında alternatif faaliyetler oluşturarak illegal faaliyette bulunduğu değerlendirildiği;
ŞÜPHELİ MEMET DOYMAZ'ın AÇIK KAYNAK ARAŞTIRMASI İNCELEMESİNDE:
Memet Doymaz'a ait facebook adresinin bulunduğu, facebook adresinde yapılan incelemede, Resim-3 olarak adlandırılan 14 Kasım 2015 tarihli paylaşımda, şüpheli tarafından paylaşılan videoda, PKK/KCK terör örgütünün Suriye uzantısı YPG terör örgütünün Suriye’de DEAŞ terör örgütü ile girdiği silahlı çatışma neticesinde elde edilen mühimmat ile terör örgütü YPG üyelerine ait teröristlerin görüntülerinin bulunduğu, şüphelinin terör örgütü YPG’nin diğer bir terör örgütü DEAŞ ile yaptığı çatışmalarda sözde zaferini kutladığı bu anlamda terör örgütünü sahiplenerek aidiyet duygusuyla hareket ettiği değerlendirildiği,
Resim-4 olarak adlandırılan. 14 Kasım 2015 tarihli paylaşımda, PKK/KCK terör örgütünün Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde hendek kazma ve patlayıcı madde ile tuzaklama şeklinde başlattığı sözde ayaklanma girişimine karşı güvenlik güçlerimizin bölgeyi terörist unsurlardan arındırma, bölgede huzurun yeniden tesisi ve inşası için başlattığı operasyonları zulüm, şiddet olarak niteleyen, bölgedeki terör örgütü sempatizanlarının güvenlik güçlerimizi protesto ettiği ve sözde bölgeyi terk ettiği imajı verilerek müzahir kesimin moral-motivasyonunu arttırmayı amaçlayan fotoğrafı paylaştığı, kendi ülkesinde terör örgütünün yaptığı sözde mücadeleyi destekleyerek ülkesini işgalci, şiddet ve zulüm taraftarı olarak lanse etmeye çalıştığının değerlendirildiği,
Resim-5 olarak adlandırılan, 14 Kasım 2015 tarihinde şüpheli tarafından paylaşılan fotoğrafta, PKK/KCK terör örgütünün Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde hendek kazma ve patlayıcı madde ile tuzaklama şeklinde başlattığı sözde ayaklanma girişimine karşı güvenlik güçlerimizin bölgeyi terörist unsurlardan arındırma, bölgede huzurun yeniden tesisi ve inşası için başlattığı operasyonları zulüm, şiddet olarak … hükümeti ve güvenlik güçlerini katliamcı, işgalci olarak nitelendirerek küçük düşürücü, aşağılayıcı ithamlarda bulunduğu değerlendirildiği,
Resim-6 olarak adlandırılan 14 Kasım 2015 tarihinde şüpheli tarafından paylaşılan fotoğrafta, PKK/KCK terör örgütünün elebaşısı Abdullah Öcalan’ın terör örgütü mensubu tarafından bir direğe asılı bez parçası üzerinde bulunduğu resmi ayrıca terör örgütü mensubu şahısların resimlerinin bulunduğu görseli paylaşarak terör örgütünü sahiplendiği, aidiyet duygusuyla hareket ederek terör örgütünün propagandasını yaptığı değerlendirildirildiği,
Resim-7 olarak adlandırılan, 14 Kasım 2015 tarihinde şüpheli tarafından paylaşılan fotoğrafta, güvenlik güçlerimizin resimleri kullanılarak Silvan’da Eli Silahlı Maskeli Korkak Çakal Sürüsü ifadesinin bulunduğu video içeriğini paylaşarak TSK bünyesinde ülkemizin huzur ve güvenliğini tesis etme, koruma ve her türlü illegal oluşuma karşı sınırlarımızı koruyan askerimize KORKAK ve ÇAKAL şeklinde benzetme yapılan paylaşımıyla ülkemiz TSK mensuplarını aşağılayıcı küçük düşürücü beyanlara iştirak ettiği, böylelikle TCK'nın 301 maddesinde belirtilen devlet kurumlarını aşağılamak suçunu icra ettiği, söz konusu eylemin Adalet Bakanlığı iznine tabi olması nedeniyle tefrik edildiği,
Tespit edilmiştir.
Bu paylaşım ve yorumuyla, terör örgütü üyelerine karşı yürütülen operasyonları savaş olarak niteleyerek terör örgütünün tarafında olduğunu belirtmeye çalıştığı değerlendirilerek” silahlı terör örgütüne üye olma ve terör örgütü propagandası yapmak suçlarından cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/304 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25/10/2013 tarihinden itibaren üyesi olup, 27/10/2013 ve 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Memet Doymaz’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği “silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapmak ve 2911 sayılı Yasaya aykırılık” suçlarından kovuşturmalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Memet Doymaz’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır.(Ek-26)
162. CENGİZ ÇİÇEK (Kadir ve Gülüzar Oğlu, 1978 doğumlu, T.C. Kimlik No: 19574755520); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 28/04/2018 Tarihinde İstanbul İl (Eş) Başkanı ve İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi- 29/06/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/03/2019 tarih 2018/148 esas, 2019/92 sayılı kararı ile;
“…28/04/2018 günü emniyet güçlerince Halkların Demokratik Partisi Güngören ilçe teşkilatı binasında terör örgütü propagandası yapılarak Abdullah Öcalan'ın posterlerinin ve PKK/KCK terör örgütü militanlarının fotoğraflarının bulunduğu bilgisi alınması üzerine aynı gün alınan arama ve el koyma kararı kapsamında belirtilen adreste arama yapıldığı, binanın alt kısmında bulunan ve toplantı salonu olarak kullanılan yere girildiğinde duvarlarda örgüt militanları ile örgüte müzahir şahısların fotoğraflarının bulunduğu, yapılan aramada toplam 28 kalemden ibaret duvarlarda asılı vaziyette; yeşil renk üzerine YPJ ibaresi bulunan kadın terörist fotoğrafı, G.B. (R.S.) ŞT 27.08.2015 ibareli elinde kaleşnikof tüfek olan bir erkek ve bir kadın olmak üzere iki terörist fotoğrafı, arkasında at figürü bulunan erkek terörist fotoğrafı, Fidan Doğan, Sakine Cansız ve Leyla Söylemez isimli kadın örgüt mensuplarına ilişkin fotoğraflar, mücadelelerinin ışığında bizler meclise ibareli üç erkek terörist fotoğrafı, sayın Öcalan barışın teminatıdır bir imza da sen at ibareli Abdullah Öcalan fotoğrafı, Mahir Çayan ve 9 yoldaşını unutturmayacağız 30 Mart 1972 Kızıldere katliamını unutmadık unutturmayacağız ibareli erkek terörist fotoğrafları, 3 kadın teröriste ait fotoğraf, sağ alt köşesinde demokratik bölge ibareli leşker kıyafetli erkek şahsa ait fotoğraf, leşker kıyafetli terörist şahıs fotoğrafı, Kürdistan şehitleri ölümsüzdür şehidime rumetamene ibareli PKK amblemli Abdullah Öcalan ve 7 teröristin bulunduğu sarı-kırmızı-yeşil renkli pankart, sarı-kırmızı-yeşil renkli lı hambere dagırkeri ye edibese edibese Qada xwe Azad Bıke ibareli pankart, Abdullah Öcalan posteri, barış dönemi ilkeler ilklerle başlar gibi ibareli çok sayıda teröristin resmi bulunan pano, Sakine Cansız ibareli terörist fotoğrafı, E. Y. isimli teröriste ait fotoğraf, YPS-kürdistan ibareli kırmızı renki erkek terörist fotoğrafı, YPG armalı A. Ö.ibareli terörist fotoğrafı, S.A. (Kod Rojhat) ibareli YPG armalı erkek terörist fotoğrafı, YPG armalı erkek terörist fotoğrafı, F.D. (botan hilvan) ibareli YPG armalı erkek terörist fotoğrafı, sayın Öcalan barışın teminatıdır bir imza da sen at ibareli Abdullah Öcalan fotoğrafı, Z.K. (tekoşin amed)10 Eylül 2017 ibareli elinde kaleşnikof tüfek olan kadın terörist fotoğrafı, sağ alt köşesinde Ceger ibaresi bulunan Abdullah Öcalan resimli kara kalem çalışması, Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın doğum günü 4 Nisan kutlu olsun ibareli Abdullah Öcalan'ın bulunduğu fotoğraf, terörist Sakine Cansız'a ait 3 adet fotoğraf ile Demokratik Modernite, Özgür Halk, KJA ve Özgür Toplum isimli dergilerin haklarında çeşitli mahkemelerce verilmiş toplatma ve el koyma kararı bulunan değişik sayıları, yine toplatma ve el koyma kararı bulunan Hep Kavgaydı Yaşamım Sakine Cansız isimli kitabın ele geçirildiği (toplamda 23 ayrı yayından 184 adet);
Güngören HDP ilçe teşkilat binasının herkesin girebileceği bir yer olduğu, bu anlamda binanın kamuya açık olduğu, burada duvara asılan resim, afiş ve posterlerin herkes tarafından görülebileceği, ulaşılabileceği, PKK/KCK terör örgütü yöneticisi olduğu gerekçesiyle mahkum edilen dolayısıyla bir hükümlü olan Abdullah Öcalan ile eli silahlı olarak fotoğrafları çekilen diğer terör örgütü üyelerinin fotoğrafları, afiş ve posterlerinin, herkesin görebileceği şekilde duvara asılmasındaki amacın PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yapmak olduğu, propagandası yapılan örgütün amacı, bu amacı gerçekleştirmek için yaptığı eylemlerin cebir, tehdit ve yoğun şiddet içeren niteliği, eylemin gerçekleştirildiği yerin yasal olarak kurulmuş bir siyasi parti olması da dikkate alındığında muhatap kitle üzerinde yaratacağı etki de göz önüne alındığında, parti binasında yapılan halka açık toplantıda sergilenen resim, afiş ve çerçeve gibi eşyaların silahlı terör örgütü PKK/KCK ve örgütün Suriye uzantısı YPG/YPJ'nin cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek, teşvik edecek nitelikte olduğu ve parti faaliyeti ile ilgisinin bulunmadığı,
HDP İstanbul İl Teşkilatında yönetici olarak (Yönetim Kurulu Asil Üyesi ve il eş başkanı) görev alan sanığın yukarıda açıklandığı şekilde parti binasında işlenen silahlı terör örgütünün propagandası suçuna iştirak ettiği, düzenlenen toplantıya bizzat katıldığı, tespit edilen koşullarda konuşma yaptığı, savunmasında belirttiği hususların eylemin suç olma özelliğini ve sanığın cezai sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı, keza sanığın HDP İstanbul il teşkilatında yönetici olması nedeniyle siyasi partinin faaliyetlerinin yürütüldüğü ve katıldığı toplantının gerçekleştirildiği binada asılan fotoğraf, afiş, poster ve benzeri eşyalardan haberdar olmamasının hayatın olağan akışına uygun düşmediği, sanığın HDP il teşkilatında yönetici konumunda bulunması nedeniyle, suça konu fotoğraf, afiş, poster ve benzeri eşyaların kendi izni olmadan asılamayacağı kanaatine varılması karşısında,
Sanık Cengiz Çiçek’in üzerine atılı bulunan terör örgütü propagandası yapmak suçundan eylemine uyan 3713 sayılı TMK'nın 7/2, 3713 sayılı TMK'nın 7/4, 5237 sayılı TCK'nın 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 29/06/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen ve suç tarihi itibarıyla HDP İstanbul il (eş) başkanı ve il yönetim kurulu asıl üyesi olan Cengiz Çiçek’in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan Cengiz Çiçek’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
163. ÇİĞDEM KILIÇGÜN UÇAR (Kazim ve Şahsenem kızı, 1978 doğumlu, T.C. Kimlik No:22639778396); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Üyesi, 12/01/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 09/04/2018 tarihli ve 2016/69615 Soruşturma, 2018/15426 Esas numarası ile açılan kamu davasında;
Suç tarihinin 28/06/2016 olduğu belirtilerek;
28.06.2016 tarihinde İstanbul ili Beyoğlu ilçesi Galatasaray Meydanında Emek ve Demokrasi Koordinasyonu organizesinde yaklaşık 40-50 kişinin katılımıyla PKK/KCK terör örgütü üyeliği suçundan bazı HDP milletvekillerinin ifadeye çağrılmasını protesto etmek amacıyla gerçekleştirilen eyleme katıldığı, PKK/KCK terör örgütünün kazdığı hendeklerin ve kurdukları bombalı barikatların kapatılması ve terör örgütlerine yönelik operasyonları savaş olarak nitelendirildiği, PKK/KCK terör örgütünün eylemlerinin meşrulaştırılmaya çalışıldığı bu örgüt lehine açıklamada bulunan akademisyenlere destek verildiği, PKK/KCK terör örgütüne destek veren belediyelere kayyum atanmasının protesto edildiği,
…28.06.2016 tarihinde İstanbul ili Şişli ilçesinde PKK/KCK terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanan Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın tutuklanmalarını protesto etmek için yapılan eyleme katıldığı,
Belirtilerek şüphelinin "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5. maddeleri gereğince cezalandırılması için İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/138 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/06/2014 tarihli Büyük Kongeresinde Parti Meclisi üyesi seçilen Çiğdem Kılıçgün'ün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan hakkında kamu davası bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
164. CAFER ÇELİK (Cemal ve Sabiha oğlu, 1974 doğumlu, T.C. Kimlik No:47890753654); (22/06/2014 Tarihli ve 24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Üyesi, 18/02/2014 – 22/05/2019 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
Balıkesir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/08/2018 tarih ve 2017/250 esas, 2018/128 Karar sayılı ilamıyla;
Suç tarihlerinin 13/11/2015, 14/02/2016, 03/03/2016, 09/04/2016 03/08/2016 olduğu belirtilerek;
“Sanığa ait facebook hesabına ilişkin internet çıktıları incelendiğinde; 03/08/2016 tarihinde "Cizrede hayvanlarını öldürüp tavana asan katiller ile gerilla'nın arasındaki fark tam da bu" yazılı PKK Terör Örgütü mensubu üzerinde sözde üniforma bulunan iki erkek üç kadının olduğu video, 09/04/2016 tarihinde PKK/KCK Silahlı Terör Örgütüne mensup sözde üniformalı kadın terörist resimleri,13/11/2015 tarihinde direne direne kazanacağız ibaresiyle PKK/KCK terör örgütü uzantısı YPG Terör Örgütü mensuplarının sözde üniformalı, sözde bayraklı ellerinde ağır silahlar bulunan terör örgütü mensubu şahısların fotoğrafları, 14/02/2016 tarihinde Azeze yürüyen YPG/J'liler" yazılı video, 03/03/2016 tarihinde "kurtuluşa kadar şiarını devrim yoluna kanlarıyla yazdılar Ç. Y, B.Y., kahramanlar ölmez, halk yenilmez" yazılı dört kadın resimli paylaşımlarda bulunduğu, sanığın bu şekildeki paylaşımlarının PKK/KCK silahlı terör örgütü ve uzantılarının silahlı ve yasa dışı olan eylemlerini, meşru hatta kutsal bir mücadele olarak göstermek niteliğinde olduğu, terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptığı" belirtilerek,
Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçundan 3713 sayılı TMK’nın 7/2, 7/2-2.cümlesi, TCK’nın 43/1, 62. Maddeleri gereğince 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/06/2014 ve 24/01/2016 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi üyesi seçilen Cafer Çelik'in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
165. BÜLENT UYGUNER (Bahattin ve Faika oğlu, 1955 doğumlu, T.C. Kimlik No:24584003578); (11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Üyesi, 08/01/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/09/2020 tarih ve 2020/59 esas, 2020/208 Karar sayılı ilamıyla;
Suç tarihlerinin 24/03/2019, 20/08/2019 olduğu belirtilerek;
1.Eylem; Aynı zamanda HDP PM üyesi de olan sanık Bülent Uyguner'in Gebze'de HDP İlçe Başkanlığı'nın 3 ile kayyum atanması ile ilgili HDP Gebze İlçe binasında 20 Ağustos 2019 günü yapılan basın açıklamasının açık alandan elde edilen görüntüsünün yapılan çözümünde;
Sanık Bülent Uyguner konuşmasında, "Dün Kocaeli İl Örgütünde ve Demokrasi güçleri, sendikalar ve Siyasi Partilerin katılımıyla bu kayyum ve gaspçı politikalara karşı Kocaeli İl Örgütü olarak bir basın açıklaması yaptık ve ondan sonrada 4 ilçemizde de basın açıklamalarının birer gün arayla sürdürülmesi kararı aldık.Artık Türkiye'de ne demokrasi ne insan hakları kalmamıştır… Bu adımlar boşuna adımlardır. Artık karşımızda bir haydut devlet, eşkiya devlet vardır. haydut devlet rölünü Türkiye’deki demokratların, devrimcilerin ve kürt halkının üzerinde bir baskı olarak uygulamaktadırlar. fakat uyguladıkları bütün politikalar, gerek Türkiye içindeki gereks Suriye’deki politikalar çıkmaza girmiştir.bu çıkmaza girdiği politikalar nedeniyle son bir hamle yapmaktadırlar. ama bu son hamleden kendilerine bir kurtuluş yoktur. halkımıza daha çok acı, işkenceden başka birşey getirmeyecektir. bu süreç gerilimli ve çatışmalı bir süreç olarak devam edecektir. Ama bu sürecin sonucunda aydınlığa çıkacak olan bütün Türkiye devrimci güçleridir, demokrasi güçleridir, kürt özgürlük hareketidir. bu gün sadece kürdistanda 3 belediyemize kayyum atanmış değildir arkadaşlar, bu kayyumlar esasında Türkiye de bütün muhalefet güçleri susturma adımlarının ilk adımlarıdır" şeklinde konuşma yaptığı, 2.Eylem; 24/03/2019 günü saat:13.00 sıralarında Halkların Demokratik Partisi Kocaeli Teşkilatı organizesinde yaklaşan 31 Mart seçimleri dolayısıyla 298 Sayılı Kanun kapsamında İzmit Eski Perşembe Pazarı alanında düzenlenen ancak amacından saptırılarak alternatif nevruz kutlaması olarak gerçekleştirilen ve PKK/KCK terör örgütünün propagandasına dönüştürülen miting alanı içerisinde Saat:14.00 sıralarında; PKK/KCK terör örgütü içerisinde eylem ve faaliyetlerinden dolayı öldürülen ve örgüt tarafından “Devrim Şehitleri” olarak adlandırılan terör örgütü üyeleri için sözde saygı duruşunda bulunulmuş ve akabinde de PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün DENGE PARTİZAN/PARTİYA KARKERAN (İŞÇİ PARTİSİ) isimli sözde Kuruluş/Ulusal Marşının Kürtçe olarak söylendiği tespit edilerek kayıt altına alındığı, konuşmasında; Bu gün Kobani olaylarının da 5 yıl dönümü... İşte Diyarbakır da başlayan bu 6-7 Eylül olayları esasında Kobaniye yardım koridoru açılması için iktidar üzerinde yapılan toplumsal meşru bir müdafaa mücadelesiydi. Ve bu mücadelede 50 yakın arkadaşımız yitirdi. Bu yitirdiğimiz arkadaşın çoğu HDP liydi. Ama o gün Devletin büyük bir tezgâhı vardı. Ve bu tezgah içerisinde devletin bir takım sakallı Devlet Görevlileri orada bir katliam yaşadılar, yaşattılar. Ölen arkadaşlarımız büyük bir çoğunluğu HDP li ve Kürt Özgürlük Mücadelesini sürdüren arkadaşlarımızdı. Ama bir tek Yasin Börü’yü var olan iktidar öne çıkartarak Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağı bu kobani olaylarının destekçisi olarak nitelendirdiler ve şu anki yargılamaların en büyük nedeni de budurşeklinde konuşma yaptığı, Sanığın yine Gebze'de PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün “PKK/KCK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan sözde tecridi protesto etmek amacıyla Hakkâri Milletvekili Leyla Güven ile başlatmış olduğu cezaevlerinde “Açlık Grevi” eylemlerinin kısa sürede tüm yurtta cezaevlerinde uygulanmaya başlandığı, bu eylemlere bazı örgüt mensuplarının koğuşlarında intihar ederek örgüte destek vermeye çalıştığı, PKK/KCK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan sözde tecrid kalkana kadar eyleme devam edeceklerinin birçok yazılı ve görsel platformda beyan edildiği, dışarıda bulanan aileleri, yakınları ve PKK/KCK Terör Örgütüne Müzahir grupların da destek verdiği tespit edildiği, Anlaşılmış, yapılan yargılama neticesinde, sanığın basın açıklamalarında ve toplantılardaki konuşma içerikleri ve eylemleri, Kerem Tekoğlu ile yapmış olduğu mesajlaşma içerikleri, sosyal paylaşım sitelerindeki paylaşımları, ele geçirilen dijital materyaller üzerinde yapılan inceleme neticesinde tespit edilen hususlar ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın basın açıklaması ve toplantılarda yapmış olduğu yukarıda belirtilen konuşma içerikleri ile sosyal paylaşım sitesi üzerinden yapmış olduğu paylaşım içeriklerinin PKK/KCK silahlı terör örgütünü ve örgüt mensuplarını övecek, terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelikte eylemler olduğuve bu haliyle silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçunun maddi unsurunu oluşturduğu ancak; 24/03/2019 tarihinde saat:13.00 sıralarında İzmit Eski Perşembe Pazarı alanında düzenlenen ancak amacından saptırılarak alternatif nevruz kutlaması olarak gerçekleştirilen ve PKK/KCK terör örgütünün propagandasına dönüştürülen miting alanı içerisinde Saat:14.00 sıralarında PKK/KCK terör örgütü içerisinde eylem ve faaliyetlerinden dolayı öldürülen ve örgüt tarafından “Devrim Şehitleri” olarak adlandırılan terör örgütü üyeleri için sözde saygı duruşunda bulunulması ve akabinde de PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün Denge Partizan/Partiya Karkeran (işçi Partisi) isimli sözde Kuruluş/Ulusal Marşının Kürtçe olarak söylenmesi olayında sanığın ölen terör örgütü üyelerinden "şehadete giden yoldaşlar" diye bahsederek, program sunucusu olan Kerem Tekoğlu'na program akışı içerisinde ölen terör örgütü üyelerinin isimlerinin anılması için yönlendirmede bulunmak ve tape içeriklerinden anlaşılacağı üzere PKK/KCK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’a uygulandığı iddia edilen sözde tecridi protesto etmek amacıyla örgüt talimatıyla cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eylemlerine destek olmak amacıyla organizasyonlar yapmak şeklindeki eylemleri ile sanığın yukarıda belirtilen ve silahlı terör örgütü propagandası suçunu oluşturan yoğun nitelikteki eylemelerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiği ve propaganda suçunun sanığın kastı ve eylem bütünlüğü dikkate alındığında terör örgütü üyesi olmak suçu içesinde eridiği, bu haliyle sanık Bülen Uyguner'in PKK/KCK silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olarak organik bağ içerisinde süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren eylemler ile üzerine atılı silahlı terör örgütü üyesi olmak suçunu işlediğine yönelik mahkememizde tam bir vicdani kanaat hasıl olmuştur. Sanığın tüm eylem ve faaliyetleri bütünlük içerisinde incelendiğinde; Sanığın örgüt üyeliği suçunu işlediğini gösterir mahiyette PKK Terör örgütünün yukarıda açıklanan basın yayın organlarıyla yaptığı eylem çağrılarına uygun hareket ettiği, halkı devlete ve güvenlik güçlerine karşı eyleme davet ettiği, örgütün ve faaliyetlerinin propagandasını örgüt mensubiyeti saiki ile yaptığı, ayrıca kürtlük vurgusu yaparak Türkiye Cumhuriyeti'nin kürt halkına zulmettiği, Suriye operasyonlarında, kamusal faaliyetlerinde (baraj vs..) kürt halkını yoketmeyi amaçladığı yönünde algı oluşturmaya çalıştığı, yine Sanık Bülent Uyguner'in amacından saptırılarak alternatif nevruz kutlaması olarak gerçekleştirilen ve PKK/KCK terör örgütünün propagandasına dönüştürülen miting ile ilgili olarak sunuculuk yapan Kerem TEKOĞLU isimli şahsa örgüt güdümünde hareket ederek mesaj yolu ile talimat vererek bahse konu mitingin PKK/KCK Terör Örgütünün eylem ve faaliyetleri çerçevesinde örgüt talimatına uygun şekilde yine bir örgüt üyesi mensubiyeti saiki ile örgütün propagandasına dönüşmesini sağladığı, yine ayrıca sanığın örgüt üyeliği suçunu işlediğini gösterir mahiyette PKK Terör örgütünün yukarıda açıklanan basın yayın organlarıyla yaptığı eylem çağrılarına uygun hareket ederek HDP Kocaeli teşkilatına mensup birçok kişiye örgüt güdümünde yapılacak gösteri, miting, eylem vb faaliyetlere ilişkin talimat verdiği, faaliyetlerin organizasyonuna bizzat müdahil olduğu, hiyerarşik olarak da bu kişilerden üst konumda bulunduğu, buna göre özet olarak sanığın; tape kayıtları, dijital materyallerindeki veriler, katıldığı ve organizasyonunu yaptığı eylem ve gösteriler birlikte değerlendirildiğinde; Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye’nin kuzeyinden ülkemize yapılan terörist saldırıları bertaraf etmek ve bu bölgede bulunan PKK/YPG terör örgütünün varlığına son vererek güvenli bölge oluşturmak amacıyla başlatmış olduğu Barış Pınarı Harekatı operasyonlarının durdurulması amacıyla devlet ve güvenlik güçlerinin operasyonları Kürt halkına yönelik yaptığı algısı oluşturmak amacıyla kara propaganda yaparak halkı devlete ve ordumuza karşı alenen tahrik ettiği, bu amaçla PKK/KCK terör örgütünün Suriye uzantısı PYD/YPG terör örgütünün ve faaliyetlerini övücü, meşru gösterir mahiyetteki haber, makale ve görüntüleri, terörist görüntülerini sosyal medya hesabından paylaştığı, PKK/KCK terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan’a uygulandığı iddia edilen sözde tecridi protesto etmek amacıyla örgüt talimatıyla cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eylemlerine destek olmak amacıyla bir kısım HDP yöneticileriyle birlikte organizasyonlar yaptığı, organizasyonların yerini, içeriğini, katılımcılarını belirlediği, bu konuda HDP yöneticilerine talimatlar verdiği, örgütsel konumunun da bu nedenle üst seviyede olduğunun anlaşıldığı, kendisinin de bu organizasyonların bir kısmına katıldığı, eylem çağrısı içerir siyasi faaliyet adı altında açıklamalarda bulunduğu, PKK/KCK terör örgütünün şehirlerde şiddeti tırmandırma amaçlı serhildan (sivil itaatsizlik) çağrısına uygun halkın huzur ve güven ortamını bozacak şekilde eylemlerde bulunduğu, anlaşılmış olup bütün olarak bakıldığında sanığın PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olarak organik bağ içerisinde süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren bütün halindeki bu eylemleri ile silahlı terör örgütü üyesi olmak suçunu işlediği anlaşılarak sanığın, "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçunu işlediği sabit görülmekle, eylemine uyan 5237 sayılı TCK' nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 3. maddesinde sayılan mutlak terör suçu olması nedeniyle aynı yasanın 5/1, TCK'nın 62/1 maddeleri gereğince 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 11/02/2018 tarihli Büyük Kongeresinde Parti Meclisi üyesi seçilen Bülent Uyguner'in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
166. NİMET SEZGİN (Murat ve Leyla oğlu, 1970 doğumlu, T.C. Kimlik No: 12860815922); (24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 22/06/2014 ve 20/05/2017 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Yedek Üyesi, 12/03/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Muş 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/03/2018 tarih ve 2015/481 esas, 2018/105 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 22/08/2016 olduğu belirtilerek;
22/08/2016 tarihinde Bingöl kırsalında kolluk kuvvetlerince yapılan operasyonda durdurulan 07 .. 61 plakalı araç ile araç içerisinde bulunan Y…isimli kurye işbirlikçi terör örgütü mensubunun yakalandığı, araç içerisinde çok sayıda örgütsel döküman ele geçirildiği, söz konusu dökümanlarının incelenmesi sonucu sanığın adının geçtiği raporlar ve şikayet mektuplarının bulunduğu,
Sanık Nimet Sezgin'in ikametinde yapılan aramada ele geçirilen dokümanlar incelendiğinde sanığın evinde, örgüte katılım yaptığı anlaşılan şahısların künyelerinin bulunduğu, sanığın bu şekilde örgüte kazandırılan/ örgüt üyesi yapmak için kaçırılan kişilerden haberdar olduğu,
Nimet Sezgin'in PKK/KCK terör örgütü içerisinde Muş ili kırsalı Şenyaylada faaliyet gösteren örgüt mensupları ile görüştüğü, N.Y. isimli şahsın Naif isimli şahıs hakkında düzenlemiş olduğu raporu kırsal alanda bulunan örgüt mensuplarına ilettiği, PKK/KCK terör örgütü içerisinde akitif rol aldığı, kurye ve işbirlikçi faaliyetler içerisinde bulunduğu, PKK/KCK terör örgütünün sözde anayasası olan KCK hükümlerine göre hareket ederek kendisine iletilen durumlarla ilgili PKK/KCK silahlı terör örgütüne rapor yazılması talimatı vererek, söz konusu talimatı doğrultusunda yazılan raporu PKK/KCK terör örgütünün kırsal alan yapılanması içerisinde faaliyet gösteren silahlı örgüt mensuplarına verdiği ve şikayet konusu olan şahısların örgüt tarafından alınarak sorgulanmasına olanak sağladığı, sanığın eylemlerinin bu şekilde çeşitlilik, yoğunluk ve süreklilik gösterdiği, dolayısıyla da PKK/KCK terör örgütünün hiyerarşisine tabi olarak örgütün amaçları doğrultusunda ve parti çalışmaları kisvesi adı altında PKK/KCK silahlı terör örgütünün şehir yapılanması içerisinde faaliyet yürütmek suretiyle üzerine atılı suçu işlediği, örgütle organik bağ kurduğu” belirtilerek,
"Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 314/2, TMK’nın 3/1. maddesi delaletiyle 3713 sayılı TMK’nın 5/1, 5237 sayılı TCK’nın 62/1 .maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 24/01/2016 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi, 22/06/2014 ve 20/05/2017 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Nimet Sezgin'in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
167. NURİ İŞBİLİR (İsmail ve Süheyda oğlu, 1979 doğumlu, T.C. Kimlik No: 43807469168); (20/02/2017 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 20/10/2013 - 22/04/2020 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/02/2019 tarih ve 2017/50 esas, 2019/83 sayılı kararı ile;
Suç tarihlerinin 27/01/2015, 09/08/2015, 13/11/2015, 14/11/2015, 20/12/2014, 28/12/2015, 16/11/2015, 11/06/2016, 04/11/2016 olduğu belirtilerek;
Aydın C.Başsavcılığının 19/01/2017 tarih ve 2016/19961 soruşturma sayılı iddianamesiyle; Suçu ve suçluyu övme ve Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet suçlarından açılan kamu davasında sanık Nuri İşbilir’in; Aydın ili Didim ilçesinde 04/11/2016, 11/06/2016, 20/12/2015, 16/11/2015, 14/11/2015, 13/11/2015, 09/08/2015, 27/01/2015 ve 28/12/2014 tarihlerinde yapılan yasa dışı toplantılara ve gösteri yürüyüşlerine, eylemlere katıldığı, saygı duruşu, zafer işareti alkışlı protestolara eşlik ettiği, 2 eylemde sloganlara ve okunan sözde gerilla marşına eşlik ettiği, sloganların bazılarının ise “Katil Devlet Halka Hesap Verecek” şeklinde olduğu anlaşılarak;
1)2911 S.Yasanın 32/1, TCK.nın 43/1, 62.maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
2)TCK.nın 215/1,43/1ve 62. maddeleri uyarınca 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Karar verildiği, hükmün İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 05/06/2020 tarih ve 2019/1906 esas, 2020/901 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu, yargılamanın halen devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 20/02/2017 tarihli Büyük Kongeresinde Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Nuri İşbilir'in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Suçu ve Suçluyu Övmek ve 2911 sayılı Yasaya Muhalefet” suçlarından açılmış kamu davalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Nuri İşbilir'in, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
168. OSMAN ERGİN (Emin ve İdi oğlu, 1955 doğumlu, T.C. Kimlik No: 21221782308); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Üyesi, 25/01/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/18101 Soruşturma 2018/954 Esas sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 19/09/2014 olduğu belirtilerek;
“…19.09.2014 günü yapılan yasadışı toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında Osman Ergin terör örgütünün propagandası niteliğinde konuşma yaptığı,
Şüpheli Osman ERGİN'in ses yükseltici hoparlör vasıtasıyla toplanan gruba Kürtçe hitaben; “…. Bugün Rojava özelde Kobani yürektir, candır direniştir. Onu sahip çıkın sahip çıkın sahip çıkın” şeklinde açıklama yaptığı,
Osman Ergin’in de aralarında bulunduğu şüphelilerin açıklamalarının yapıldığı tarih, hitap ettikleri kitle, şüphelilerin konumları, açıklamaların yapıldığı yer ve konuşma metinlerinin içerikleri birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin özellikle 06-07 Ekim 2014 tarihlerinde yaşanan ve Batman ilinde de kamu kurumlarına ve iş yerlerine zarar verilen Kobane olayları sonrasında bahse konu terör örgütünün propagandası niteliğindeki açıklamaları yapmasının hitap ettiği kesimler yönünden şiddete sevk ettikleri, böylece terör örgütünün cebir, tehdit ve şiddet içeren yöntemlerini meşru göstererek bu yöntemlere başvurmaya teşvik ettiği”
Belirtilerek Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçundan 3713 Sayılı TMK'nun 7/2-1 ve 2.cümle, maddeleri uyarınca cezalandırılması için Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/74 Esas sayılı dosyası üzerinden kamu davası açıldığı ve yargılamının halen devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/06/2014 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Osman Ergin'in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan hakkında kamu davası bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
169. RUHŞEN MAHMUTOĞLU (Mehmet Bakır ve Hatice oğlu, 1977 doğumlu, T.C. Kimlik No: 40369896432); (27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi)
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 14/04/2016 tarihli ve 2014/65291 Soruşturma, 2016/17427 Esas sayılı İddianamesiyle;
Suç tarihinin 21/03/2017 olduğu belirtilerek;
İstanbul'da avukatlık yapan şüphelinin törör örgütünün cezaevi yapılanmasını oluşturduğu, tutuklu ve hükümlülerin eylem ve faaliyetlerini belirlediği, koordine ettiği, örgütle aralarındaki iletişimi sağladığı belirtilerek “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma” suçundan Türk Ceza Kanunu 314/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/189 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı, davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 27/10/2013 tarihli Büyük Kongeresinde Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Ruhşen Mahmutoğlu'nun, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan hakkında kamu davası bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
170. SÜLEYMAN KEMAL ATAKAN (Kemal Kamuran ve Leyla oğlu, 1960 doğumlu, T.C. Kimlik No: 52276156318); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Üyesi, 24/04/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/10/2018 tarih ve 2017/132 esas, 2018/145 sayılı ilamı ile;
Suç tarihinin 15/11/2016 olduğu belirtilerek;
“Sanık Süleyman Kemal Atakan'ın imtiyaz sahibi olduğu Politika isimli gazetenin 15.11.2016 tarihli nüshasında yayınlanan yazısının değerlendirilmesinde; PKK/KCK terör örgütüne karşı güvenlik güçleri tarafından yürütülen mücadelenin halka yönelik bir operasyonmuş, PKK terör örgütünün doğu ve güneydoğudaki saldırılarını halkın savunmasıymış gibi gösterilerek terör örgütünün şiddet içeren eylemlerinin meşrulaştırılmaya çalışıldığı, öldürülen PKK terör örgütü mensuplarının birer kahraman ve savaşçı gibi nitelendirilerek terör örgütü üyelerini övecek mahiyette yazılar yazarak, PKK terör örgütünün doğu ve güneydoğudaki saldırı ve eylemlerinin direniş ve öz savunma olarak nitelendirilerek meşrulaştırılmaya çalışılarak, terör örgütü mensuplarınca kazılan hendeklerin kapatılması amacıyla yapılan operasyonların da orada yaşayan halka yapılıyormuş gibi gösterilmeye çalışılarak devletin terör örgütü ile olan mücadelesinin meşruluğunun eleştirildiği bu şekilde terör örgütünün propagandasının yapıldığı, halk ile terör örgütü üyelerinin özdeşleştirilmeye çalışıldığı, doğu ve güneydoğudaki terör örgütünün devlete ve orada yaşayan halka karşı olan terör eylemlerinin direniş olarak nitelendirilmeye çalışıldığı, bu şekilde de terör örgütünün şiddet içeren eylem ve faaliyetlerinin meşrulaştırılmaya, ayrıca terör örgütünün cebir ve şiddet içeren eylemlerinin meşru gösterilmeye çalışıldığı, bu şekilde terör örgütü propagandası yapıldığı,” belirtilerek;
Sanık Süleyman Kemal Atakan’ın üzerine atılı PKK Terör Örgütünün Propagandasını Yapmak suçundan 3713 sayılı TMK'nun 7/2-1.cümlesi, 7/2-2.cümlesi, 5237 sayılı TCK.nın 62.maddesi 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın 18/12/2018 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/06/2014 tarihli Büyük Kongeresinde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Süleyman Kemal Atakan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
171. HATİCE AKDAĞ (Şükri ve Feyruz kızı, 1989 doğumlu, T.C. Kimlik No: 30641414980); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Üyesi, 20/02/2017–27/11/2019 Tarihleri Arası ve 19/02/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Van Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/23839 Soruşturma, 2019/7285 Esas sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 02/02/2019 olduğu belirtilerek;
Şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütünün kadın yapılanması olan ve KCK sözleşmesine göre kurulan TJA (Tevgera Jinên Azad/Özgür Kadın Hareketi) içerisinde faaliyet yürüttüğüne ve TJA aktivisti olduğuna dair ikrar içeren savunması, açık kaynak araştırma raporları, fiziki takip tutanakları, tape değerlendirme tutanağı, gizli tanık anlatımları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin PKK/KCK terör örgütünün kadın yapılanması TJA içerisinde faaliyet yürüttüğü, bölücü terör örgütünden gelen talimatları yerine getirmeye hazır olduğu, örgütle arasında organik bağ kurulduğu ve üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği, yine şüphelinin 02/02/2019 günü saat 13:00 da HDP Van İl Başkanlığı organizesinde HDP İpekyolu İlçe Başkanlığı binası önünde, HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'a uygulanan sözde tecritle alakalı başlattığı açlık grevi ile ilgili olarak yapılan basın açıklamasına ve akabinde kolluk güçlerinin uyarılarına rağmen gerçekleşen yürüyüşe katılmak suretiyle "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma ve 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet" suçlarını işlediği belirtilerek Van 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/99 Esas Sayılı dosyasından kamu davası açıldığı ve davanın derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin partinin 23/02/2020 tarihli Büyük Kongeresinde Parti Meclisi üyesi seçilen Hatice Akdağ'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak ve 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet" suçlarından açılmış kamu davasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır.( Ek-26)
172. HATİCE BÜŞRA KUYUN (Selim ve Selva kızı, 1998 doğumlu, T.C. Kimlik No: 13676017708); (HDP Mardin Gençlik Meclisi Üyesi, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Üyesi, 19/06/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/12434 Soruşturma, 2019/3588 Esas Sayılı İddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 27/08/2019, 29/08/2019, 04/09/2019, 13/09/2019, 19/09/2019, 23/09/2019, 24/09/2019 olduğu belirtilerek;
“Şüphelilerin Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'ün İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılmasından sonra silahlı terör örgütü PKK'nın amaçları doğrultusunda ve örgütün güdümünde yayın yapan anfturkce.com isimli internet sitesinden eylem çağrısında bulundukları ve düzenlenen bazı gösteri ve yürüyüşlere katıldıkları, gizli tanık ifadeleri ile şüphelilerin telefonunda bulunan fotoğraflardan anlaşıldığı, şüphelilerin katıldıkları bu gösteri ve yürüyüşlerin aynı zamanda düzenleyicisi oldukları,
Şüpheli Hatice Büşra Kuyun'un aynı zamanda düzenleyici olarak yer aldığı 27.08.2019 tarihinde gerçekleştirilen gösteri ile şüpheli Hamza Ağırman'ın aynı zamanda düzenleyici olarak yer aldığı 27.08.2019, 29.08.2019, 04.09.2019, 13.09.2019, 19.09.2019, 23.09.2019, 24.09.2019 tarihlerinde gerçekleştirilen gösterilerin 2911 Sayılı Yasa'nın 28/1.maddesinde düzenlenen suça vücut verdiği,
Soruşturma kapsamında ifadesi alınan gizli tanığın, şüphelilerinde içerisinde yer aldığı bir gençlik meclisinden bahsettiği ve bu gençlik meclisinin PKK terör örgütüne sempati duyan gençlerin örgüte kazandırılmasına yönelik faaliyet yürüttüğünü belirttiği, şüpheli Hatice Büşra Kuyun'un soruşturma kapsamında telefonunda yapılan incelemede gençlerin de içerisinde yer aldığı bir etkinliğe ait fotoğraflar tespit edildiği, şüphelinin bu etkinliği piknik olarak nitelendirdiği, bu etkinliğe ait fotoğrafların soruşturma kapsamında ifadesi alınan gizliği tanığın "Bu gençlik meclisinin oluşturulması ile örgüt içerisinde faaliyet yürüten bir kısım kişilerin bu faaliyetlerin legalize edilmesi yine yapılacak toplantı ve etkinliklere örgüte sempati duyan gençlerin örgüte kazandırılması amaçlanıyordu. Hatta bu amaçla ilerleyen süreçlerde gençlik meclisleri oluşturularak futbol, basketbol, voleybol turnuvaları düzenlenmesi ile yine bir kısım gezi ve konser organizasyonları yapılması planlanmıştı." şeklindeki ifadelerini doğrular nitelikte olduğu,
Şüphelilerin yukarıda da belirtildiği üzere örgütün yayın organı niteliğinde olan anfturkce.com isimli internet sitesinden kayyum atanmasına ilişkin kararın protesto edilmesi adına eylem çağrısında bulundukları, örgüte müzahir başka sitelerden de yine bu konuya ilişkin eylem çağrılarında bulunulduğu hususu da dikkate alındığında şüphelilerin PKK terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduklarının, bu hiyerarşi kapsamında çeşitlilik arz eden eylem ve faaliyetlerde bulunduklarının değerlendirildiği ve bu bakımdan şüphelilerin yer aldıkları basın açıklaması, gösteri ve yürüyüşlerin, HDP Gençlik Meclisi adı altında düzenlenen piknik vb. etkinliklerin, şüpheli Hamza Ağırman'ın telefonunda ele geçirilen ve sözde HDP gençlik meclisi tarafından yapılan yazılama ve pankart asma eylemlerinin şüphelilerin örgütle olan bu hiyerarşik ilişkisi kapsamında ele alınması gerektiği,
Aynı kapsamda şüpheli Hatice Büşra Kuyun’un tape kayıtlarındaki görüşmeleriyle uyumlu olarak ölen bir PKK terör örgütü mensubuna ait cenaze törenine katıldığının, örgütsel çalışmalar yürütmek adına bazı telefon görüşmeleri yaptığının tespit edildiği,
Belirtilerek üzerine atılı "Terör Örgütü Üyesi Olmak" ve "2911 Sayılı Yasa'ya Muhalefet" suçlarından cezalandırılması talebiyle Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/336 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı, davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin partinin Mardin Gençlik Meclisi üyesi, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongeresinde Parti Meclisi üyesi seçilen Hatice Büşra Kuyun’un Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma ve 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet" suçlarından açılmış kamu davalarının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
173. HAZAL KARABEY (Ekrem ve Antike kızı, 1996 doğumlu, T.C. Kimlik No: 24733409664); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Üyesi, 03/08/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/86907 Soruşturma, 2020/19574 Esas sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 22/04/2018 olduğu belirtilerek;
PKK/KCK terör örgütü gençlik yapılanması DGH (Devrimci Gençlik Hareketi) içersinde faaliyet gösteren şahısların son süreçte ülke genelinde legal görünümlü organizasyon (Konferans,seçim çalışmaları, piknik organizasyonları, sportif faaliyetler, kültür ve konser etkinlikleri) adı altında “Terör Örgütünün Kırsal alanına katılım” ve “Örgütleme” faaliyetleri içersinde oldukları ve söz konusu örgütsel faaliyetlere yönelik gerçekleştirilmesi muhtemel operasyonların önüne geçmek amacıyla bahse konu organizasyonların “HDP Gençlik Meclisi” adı altında legal zırh/paravan olarak terör örgütüne müzahir kitleleri tekrardan örgütlemek ve hareketlendirmek amacıyla legal görünümlü illegal yapılanma yoluna gidildiği şeklinde bilgiler elde edildiği,
Ülkemiz genelinde İstanbul, Bursa, İzmir, Antalya, Van, Mersin, Diyarbakır ve Ankara illerinde Gençlik Bölge Konferansları yapıldığı, 22/04/2018 tarihinde "HDP Gençlik Meclisleri 1.Kongresinin" ilimiz Bağcılar ilçesinde, bulunan HDP Bağcılar ilçe binasında gerçekleştirildiği ve bu toplantıya Ülkemiz genelinden PKK/KCK terör örgütü gençlik yapılanmalarında faaliyet gösteren şahısların katılım sağladığı yönünde bilgiler elde edildiği,
PKK/KCK terör örgütünün gençlik çatı yapılanması Komalen Ciwan’a bağlı olarak sözde kadrolu düzeyde İlimiz 2. Bölgede faaliyet yürüten V.F. isimli şahsın 0545401…73 numaralı GSM hattını kullanıyor olabileceği, HDP Gençlik Meclisleri adı altında sözde legal görünümde, PKK/KCK terör örgütünün gençlik çatı yapılanması Komalen Ciwan’ a bağlı olarak sözde kadrolu düzeyde İlimizde genç kadın çalışmalarında sorumlu düzeyde faaliyet yürüten SU A/K Hazal KARABEY isimli şahsın 0555099..35 numaralı GSM hattını kullanıyor olabileceği adı geçen şahısların PKK/KCK terör örgütü içerisinde güvenli ev olarak tabir edilen ikametlerde barınıyor olabileceği şeklinde istihbarı bilgiler elde edildiği,
PKK/KCK terör örgütü sistematiği içersinde gençlik yapılanması Komalen Ciwan kadroları öncülüğünde Ülkemiz ve komşu ülke alanlarında farklı gençlik kesimlerini kapsamı belli örgütlenmeler içerisinde birleştirip -sözde- özgürlük gücüne dönüştürerek demokratik komünal toplumun oluşumunda öncülük misyonunu yerine getirme gücüne ulaşmaya çalıştığı, -Sözde- Gençlik hareketi gücünün kaynağının örgütlülüğü olduğunu, Gençliğin örgütlülüğünün miktarının güç olmasını o kadar etkilediğini, tüm gençliğin örgütlü olması ve Demokratik Gençlik Konfederalizmine katılması gerektiği, bu katılımın hayal olmadığı hangi kesimlerin nasıl örgütleneceği, sisteme nereden katılacağının tespiti ile oluşacak sorunların çözümü ile Demokratik Gençlik Konfederalizmi tüm gençleri kapsaması için gerekli şartlar ve örgütsel potansiyelin mevcut olduğunu ifade eder şekilde PKK/KCK terör örgütünün Gençlik yapılanmasında Gençlik Faaliyetlerinin –sözde- örgütsel, yapısal ve eylem-hareket tarzı hakkında altında Teröristbaşının açıklamaları ile talimatları olduğunun değerlendirildiği,
Bu kapsamda Son süreçte ise Terör Örgütü üst yönetimince özellikle Metropol denilen büyükşehirler ile müzahir kesimin yoğun olduğu bölgelerde Gençlik adı verilen kesime yönelik örgütsel yapılanma ve faaliyetler ile ilgili etkisiz kalındığına dair eleştiriler ve suçlamalar sonucu geçmiş dönemde YDG-H ve devamı DGH yapılanması içersinde illegal faaliyet gösteren örgüt mensuplarının güvenlik güçlerimizce başarılı çalışmalar neticesi dağılan yapının yeniden oluşturulması, müzahir kitleye yönelik algı çalışmaları ile tabanın canlı tutulması ve eylemselliğe dair yapılacak örgütsel faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinde muhtemel operasyonel çalışmaların önüne geçmek amacıyla legal görünümlü organizasyon (sportif faaliyetler, piknik,konser vb etkinlikler ile konferans, seçim çalışmaları vb.) adı altında “eleman kazanma, yapılanma çalışmaları, örgütleme ve kırsala katılım” faaliyetlerinin legal zırh/paravan olarak “HDP Gençlik Meclisleri” çatısı altında yürütüleceği,
HDP Gençlik Meclisleri organizesinde yurtiçinde Gençlik Meclisleri Konferansları, yurt dışında ise Ortdoğu Gençlik Konferansları düzenlenerek gençlik örgütlülüğünün ivmelendirilmeye çalışıldığı,
Örgüte müzahir kesimin yaşadığı il ve ilçelerde Komalen Ciwan adına –sözde- KADRO olarak faaliyet gösteren şahısların öncülüğünde “HDP Gençlik Meclisleri” kurulduğunun Sosyal Medya ve Açık Kaynaklarda İlanen duyurulduğu ve devam ettiği,
Oluşturulan yapılanma ile Terör örgütünün güncel ve zamansal anlarına uygun ve örgüt yönetimince verilen talimatlar nezdinde “YAZILAMA, PANKART ASMA, HAVAİ FİŞEK ve SES ÇIKARMA, SLOGAN ATMA, KUŞLAMA, ARAÇ KUNDAKLAMA, MOLOTOF-EYP’li SALDIRILAR” şeklinde eylemlerin gerçekleştirilmesi amacıyla mahallelerde komiteler ve eylem birimleri oluşurulduğu,
Son dönemde Hakkari Milletvekil Leyla Güven tarafından başlatılan ve teröristbaşına –sözde- uygulanan tecride yönelik cezaevlerinde Tutuklu/Hükümülerce yapılan açlık grevlerine destek olmak amacıyla yapı içersinde faaliyet gösteren şahıslarca Ses Getirici eylemler yapılmas yönünde talimatlar verildiği,
31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri öncesnde açlık grevleri ile gençlik örgütlülüğünün koordineli eylemselliğine önem verilerek seçim çalışmalarının bu tarz yürütülerek gençlerin faaliyetlere kanalize edilmek istendiği,
Örgütün legal/illegal gençlik yapılanmalarına istihbari çalışmalar ile düzenlenen başarılı operasyonal çalışmalar neticesinde yeterli düzeyde örgütsel faaliyetlerini gerçekleştiremediklerini,
Ülkemiz genelinde çeşitli illerde gerçekleştirilen HDP Gençlik Meclisi kuruluş ilanlarıyla beklenen örgütlülük ile eylemselliğin oluşmaması nedeniyle terör örgütü çatı gençlik yapılanması Komalen Ciwanen koordinasyonu tarafından –sözde- alt kadrolara oluşturulamayan örgütlülük ve eylemsel faaliyetleri yeniden canlandırmak ve tabanı tekrar kazanmak amacıyla Komalen Ciwan adına –sözde- kadro olarak faaliyet gösteren ve aynı zamanda HDP Gençlik Meclisi sorumlusu örgüt mensuplarının katılımı ile Kapalı Devre Eğitim ve toplantılarda özetle;
Alanlarda faaliyet gösteren sorumlu düzeydeki örgüt mensuplarının sayısını artırmak amacıyla Kapalı Devre –sözde- Kadro eğitimleri verilmesi,
Cezaevlerinden tahliye olan ve örgütsel faaliyetlerinden uzaklaşan şahısların yeniden örgütsel çalışmalara dahil edilmesi amacıyla çalışmalar yapılması,
Üniversitelerde örgütsel faaliyetleri esnasında Gözaltı/Tutuklama gibi nedenlerden örgütsel çalışmalardan uzaklaşan gençleri yeniden faaliyetlerine dahil edilmesi için çalışma ve planlamalar yapılması,
KHK ile kapatılan dernek/kulüplerin tekrar aktif hale getirilerek dernek/kulüp adı altında film gösterimi, piknik etkinlikleri,konser, halı saha turnuvaları, vb. faaliyetler ile –sözde- ideolojik çalışmalar ile gençlik hareketliliğinin yeniden oluşturulması,
Üniversitelerde öğrenci dernekleri kurularak örgüte eleman kazandırma ve –sözde- kadrolaşmanın eğitimli/ bilinçli örgüt kadrolarınca yürütülmesi,
Ülke genelinde geniş katılımlı HDP Gençlik Meclisi oluşumlarının ilan edilmesi ve Gençlik Şölenleri planlamaları yapılması,
Sol/Sosyalist yapıların gençlik gruplarının da Gençlik Meclisi çalışmalarına dahil edilmesi,
İllerde dernek ve gençlik çalışmaları adı altında iftar programları, tiyatro, kürtçe-erbane –halk oyunları gibi kültürel etkinlikler de müzahir kesimden taban oluşturma ve örgütsel propaganda ile yeni eleman kazanımı faaliyetlerinin yapılması,
Cezaevlerinde Teröröistbaşına –sözde- uygulanan tecrid bahane edilerek yaşanan açlık grev eylemlerine destek olmak amacıyla Gençlik Meclisleri organizesinde Yazılama, Kuşlama, Afiş Asma vb. örgütsel propaganda tarzı eylemlerin yapılması şeklinde,
Kararların alındığı,
KCK örgütlenme sistematiği içerisinde Komalen Ciwan çatı gençlik örgütlenmesine bağlı olarak Türkiye Çatı Gençlik Örgütlenmesi olarak faaliyet yürüten, KCK Alan Merkezleri içerisinde Sosyal Alan Merkezi içerisindeki Gençlik Komitesi ile doğrudan bağlantılı ve KCK Türkiye parça örgütlenmesi içerisinde yapılandırılarak bu kapsamda faaliyetlerini yürüten ve 2013 yılı başında ilan edilen YDG-H’ın, yerine teşkil edilen, şehir merkezlerinde ve metrpollerde şiddet eylemlerini gerçekleştiren, kırsala eleman teminini sağlayan, sözde şehir gerillacılığını hayata geçirmeyi hedefleyen ve PKK/KCK terör örgütünün bir parçası/hiyerarşik olarak alt örgütlenmesi olduğu tespit edilen DGH yapılanması içersinde illegal faaliyet gösteren örgüt mensuplarının güvenlik güçlerimizce başarılı çalışmalar neticesi dağılan yapının yeniden oluşturulması, müzahir kitleye yönelik algı çalışmaları ile tabanın canlı tutulması ve eylemselliğe dair yapılacak örgütsel faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinde muhtemel operasyonel çalışmaların önüne geçmek amacıyla legal görünümlü organizasyon (sportif faaliyetler, piknik,konser vb etkinlikler ile konferans, seçim çalışmaları vb.) adı altında “Eleman Kazanma, Yapılanma Çalışmaları, Örgütleme ve Kırsala Katılım” faaliyetlerinin legal zırh/paravan olarak “HDP Gençlik Meclisleri” çatısı altında yürütüldüğü,
PKK/KCK terör örgütünün üst yönetimine sunulmak için yazıldığı anlaşılan ve Çerko MİMKARA isimli örgüt mensubundaki dijitalden elde edilen aylık faaliyet raporu isimli rapordan da anlaşılacağı üzere;
Gençlik Meclislerinin PKK/KCK terör örgütü stratejisi ve PKK/KCK terör örgütünün talimatları doğrultusunda oluşturulan legal görünümlü illegal yapılar olduğu, bu illegal yapıların sürekli geliştirilerek bu yapılarda basın açıklaması, yürüyüş, korsan gösteri, silahlı ve bombalı eylemler gerçekleştirecek elemanlar kazandırıldığı ve eğitildiği, Kısaca Gençlik Meclislerinin PKK/KCK terör örgütü talimatları doğrultusunda güncel konulara göre eylemselliği organize eden, gerektiğinde havai fişekli silahlı ve bombalı eylemler yapabilen PKK/KCK terör örgütü amaçları doğrultusunda hareket eden bir gençlik yapısı olduğu,
Belirtilerek üzerine atılı "Terör Örgütü Üyesi Olmak" suçundan cezalandırılması talebiyle İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/49 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı, davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 23/02/2020 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi üyesi seçilen Hazal Karabey'in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçundan hakkında kamu davası bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
174. ALİ ÜRKÜT (Abdullah ve Fatma oğlu, 1959 doğumlu, T.C. Kimlik No: 22177730290); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı, 24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Üyesi, 10/06/2014 – 09/07/2019 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/220843 Soruşturma, 2020/43416 Esas Sayılı İddianamesiyle;
Suç tarihinin 06/10/2014 olduğu belirtilerek;
Kobani olayları olarak bilinen 06-07-08 Ekim 2014 tarihli olaylar öncesinde Ali Ürküt'ün de üyesi olduğu dönemin HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) tarafından olaylar öncesinde;
Http://Www.Firatnews.Com/News/Guncel/Hdp-Den-Halklara-Acil-Cagri-Sokaga-Cikin.Htm06.10.2014Tarihli Ve “HDP’DEN Halklara Acil Çağrı: Sokağa Çıkın” başlıklı haberde özetle; “HDP şehir çatışmalarının başladığı, binlerce insanın yaşamının tehlikede olduğu Kobanê’de durumun son derece kritik olduğunu belirterek halkları sokağa çıkmaya çağırdı…
HDP MYK’dan yapılan açıklamada, Kobanê’de durumun son derece kritik olduğuna dikkat çekilerek halklara protesto için sokağa çıkarak sokakta olanlara destek verme çağrısında bulundu.HDP MYK açıklaması şöyle:
“Şu anda toplantı halinde olan HDP MYK’dan halklarımıza acil çağrı:
Kobanê’de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve …Kobanê’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz."
Https://Twitter.Com/Hdpgenelmerkezi/With_Replies Url Uzantılı 06.10.2014 Tarihli Ve @HDPGENELMERKEZİisim/rumuzlu Twitter Kullanıcı Hesabından; “HALKLARIMIZA Acıl Çağrı! Şu Anda Toplantı Halinde Olan Hdp Myk’dan Halklarımıza Acil Çağrı!Kobanê’de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve ...Kobanê’yeamborgo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz” içerikli olduğu;
Https://Twitter.Com/Hdpgenelmerkezi/Status/519200177546985472/Photo/1 Urluzantılı06.10.2014tarihli Ve @HDPGENELMERKEZİ isim/rumuzlu twitter kullanıcı hesabından; “Kobanê’de durum son derece kritiktir.IŞİD saldırılarını ve …Kobanê’yeamborgo tutumunu protesto etmek üzere HALKLARIMIZI SOKAĞA ÇIKMAYA VE SOKAĞA ÇIKMIŞ OLANLARA DESTEK VERMEYE ÇAĞIRIYORUZ”İstanbul halkları! İlçelerimizin meydanlarındayız.
Şeklinde çağrılarda bulunulduğu,
HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ, ÖDP Eş Genel Başkanı Bilge Seçkin Çetinkaya, EHP Eş Genel Başkanı Sibel Uzun, ESP Genel BaşkanıSultan Ulusoy, SYKP Eş Genel Başkanı Tuncay Yılmaz, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, EMEP Eş Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek,SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Sözcüsü Sevil Turan, Toplumsal Özgürlük Parti Girişimi’nden Perihan Koca,Mithat Can Türetken, Kayahan Nar, Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı Samut Karabulut, Funda Gezmiş, Türkiye Gerçeği Koordinasyonu’ndan Bülent Barmaksız, HDP Eş Genel Başkan Yardımcıları Saruhan Oluç, İsmail Şengül, Ali Ürküt, Meral Danış Beştaş, HDPPM Üyesi Cafer Koluman, Mehmet Tarhan, Macide Ekmen, Gülay Koca, Ferhat Tarhan, Mehmet Soymaz, HDK Kadın Meclisi ve Koordinasyonu’ndan Benazil Coşkun, HDP’li Levent Tüzel, Ertuğrul Kürkçü, SYKP MYK Üyeleri Canan Yüce, Tülay Hakimoğulları, Kaldıraç veAka Derneği'nden de temsilcilerin bulunduğu çok sayıda kişi önce DBP Suruç İlçe Örgütü’nü ziyaret ettikten sonra Elîzêr Köyü’ne geçerekdireniş nöbetinde bulunan yurttaşlar ile buluşulduğu, terör örgütüne ve örgüt mensuplarına destek vermek amacı ile şüphelinin de etkinliğe katılım sağladığı,
ALİ ÜRKÜT’ün 01/10/2020 Tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına vermiş olduğu ifadesinde;
Ben HDP MYK'da görev yapmaktaydım. Suriye'de yaşanan olaylar ve Kobanin IŞID tarafından abluka altına alınması partinin gündemindeydi. 06 Ekim günü parti meclis toplantımız vardı bu toplantı önceden belirlenmişti, bu toplantı bitmek üzereyken IŞID'in Kobani'yi kuşatmasını Türkiye sınırını kapatmak üzere olduğunu eğer sınır kapısı da kapatıldığı takdirde ordaki onbinlerce insanın IŞID tarafından katledileceği kaygısı toplumun bir çok kesminde vardı, bu toplantıların listesi vardır. bunun üzerine parti toplantısı bittikten sonra MYK toplantısına geçildi. MYK toplantısına hangi üyelerin girdiklerini hatırlamıyorum. Toplantı Eğitim-sen genel merkezindeydi, çünkü parti binamız henüz yoktu. Salon ihtiyacı olduğu için toplantıyı burada yaptık.Eş Başkanlar ve MYK'dan arkadaşlarda vardı ancak kimin katılmadığını hatırlamıyorum. Bu toplantıda parti olarak ISID saldırılarına ne yapabiliriz şeklinde tartışma yürüttük. Toplantıya katılanlar hareketliydi. Toplantı benim hatırladığım kadarıyla diplomatik bir takım girişimlerde bulunulması. Özellikle hükümet nezdinde başbakan ve ilgili hükümet üyeleri ile temas kurulması ve Kobani sınır kapısının düşmemesi için Türkiye'nin hükümet nezdinde yardımda bulunması şeklinde başbakan ve diğer bakanlar nezdinde girşimde bulunularak Kobani'ye yardımda bulunulmasını, oradaki halkın kurtarılmasını belirtmekti. Bununla birlikte Türkiye ve dünya kamuoyuna ve özellikle IŞID karşıtı ülkelere çağrılar yapılması tartışıldı. …Selahattin bey görüşmesini tamamladı, kalan MYK üyeleride gelen telefonlara cevap veriyordu. Ortam o akşam fazla gergin değildi, bize fazla olay yansımamıştı. Bu açıklamada telefon trafiği içerisinde kısa bir açıklamanın gönderildiği, barışçıl ve demokratik tepkilerinin kamuoyu duyarlılığı için bir çağrı yapıldığı söylendi. Bu açıklama sosyal medya hesabından yapıldı diye biliyorum. Toplantı bu şekli ile sonlandırıldı. Ondan sonraki gün yani 07/10/2014 günü olayların alevlendiğini gördük, ilk defa Muş Varto ilçesinde HDP sempatizanın öldürüldüğü haberi geldi, başka yerlerde de olayların olduğu haberleri geliyordu, zaman zaman ölüm olaylarının gerçekleştiği haberlerini de basından görüyorduk. Sonraki günlerde de ortamın yatışması ve olayların dinmesi için herkes elinden geleni yapmaya çalıştı ama malesef sonuçta üzücü olaylar oldu. 07/10/2014 tarihindeki sorduğunuz açıklamayı hatırlamıyorum. Yapılmak istenen demokratik legal siyasi parti kendi tabanına, demokratik kamuoyuna barışçıl çağrılar yapabilir, bu anayasal bir haktır, böyle bir amaçla yapıldı, şiddeti teşvik içeren hiç bir açıklamaya veya girişimi ben onaylamam, böyle birşeyi de kabul etmiyorum. Gündem bir süre devam etti, araştırılması için hatırladığım kadarıyla parti girişimde bulundu"
Şeklinde beyanda bulunduğu,
Ali Ürküt hakkında06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/06/2014 tarihli Büyük Kongresinde MYK üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı, 24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi üyesi seçilen Ali Ürküt'ün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak” ve iddianamede belirtilen diğer suçlardan hakkında açılmış kamu davalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ali Ürküt'ün,Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
175. BÜLENT BARMAKSIZ (Zeki ve Gülsüm oğlu, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 17290528510); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi, 25/10/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/220843 Soruşturma, 2020/43416 Esas Sayılı İddianamesiyle;
Suç tarihinin 06/10/2014olduğu belirtilerek;
Kobani olayları olarak bilinen 06-07-08 Ekim 2014 tarihli olaylar öncesinde Bülent Barmaksız'ın de üyesi olduğu dönemin HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) tarafından olaylar öncesinde;
Http://Www.Firatnews.Com/News/Guncel/Hdp-Den-Halklara-Acil-Cagri-Sokaga-Cikin.Htm06.10.2014 Tarihli Ve “HDP’DEN Halklara Acil Çağrı: Sokağa Çıkın” başlıklı haberde özetle; “HDP şehir çatışmalarının başladığı, binlerce insanın yaşamının tehlikede olduğu Kobanê’de durumun son derece kritik olduğunu belirterek halkları sokağa çıkmaya çağırdı…
HDP MYK’dan yapılan açıklamada, Kobanê’de durumun son derece kritik olduğuna dikkat çekilerek halklara protesto için sokağa çıkarak sokakta olanlara destek verme çağrısında bulundu.HDP MYK açıklaması şöyle:
“Şu anda toplantı halinde olan HDP MYK’dan halklarımıza acil çağrı:
Kobanê’de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve …Kobanê’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz."
Https://Twitter.Com/Hdpgenelmerkezi/With_Replies Url Uzantılı 06.10.2014 Tarihli Ve @HDPGENELMERKEZİisim/rumuzlu Twitter Kullanıcı Hesabından; “HALKLARIMIZA Acıl Çağrı! Şu Anda Toplantı Halinde Olan Hdp Myk’dan Halklarımıza Acil Çağrı!Kobanê’de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve …Kobanê’yeamborgo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz” içerikli olduğu;
Https://Twitter.Com/Hdpgenelmerkezi/Status/519200177546985472/Photo/1 Urluzantılı 06.10.2014tarihli Ve @HDPGENELMERKEZİ isim/rumuzlu twitter kullanıcı hesabından; “Kobanê’de durum son derece kritiktir.IŞİD saldırılarını ve …Kobanê’yeamborgo tutumunu protesto etmek üzere HALKLARIMIZI SOKAĞA ÇIKMAYA VE SOKAĞA ÇIKMIŞ OLANLARA DESTEK VERMEYE ÇAĞIRIYORUZ”İstanbul halkları! İlçelerimizin meydanlarındayız.
Şeklinde çağrılarda bulunulduğu,
BÜLENT BARMAKSIZ'ın 01/10/2020 Tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına vermiş olduğu ifadesinde;
“Yukarıdaki açık kimlik bilgileri doğrudur ve bana aittir. Üzerime atılı suçlrı anladım. Müdafilerim eşliğinde savunmamı yapacağım, Emniyette bana hakkımdaki suçlamalar anlatıldı. öncelikle şunu söylemek istiyorum KCK üyeliğim yoktur. Ben mühendisim çalışıyorum. Evden projeler yapıyorum, okuyorum. Son durumum budur. Şırnak'taki veya bölgedeki insanlar, bizim talimatımızla bir şey yapacak değillerdir. Bahsedilen olayları bizim organize etme ya da yönetme şansımız yoktur. Bahsedilen çağrı şiddet içeren bir çağrı değildir. Tam tersine bu süreci durdurma anlamında adımlar atıldı. Bizim çağrımız vicdani bir çağrıdır. Bölge insanınını sınır ötesindeki insanlarla akrabalığı vardır bu bağlamda sokağa çıkmaları anlaşılabilir bir şeydir. Bölge insanı bize bakmadan hareket etmektedir. Bölgedeki olayların başlangıcı MYK öncesindedir. HDP'nin böyle bir gücü ya da organizasyonu yoktur. Hdp'nin sosyal medyadan yaptığı çağrı barışçıl niyetle yapılmıştır. Türkler kendilerini Türki Cumhuriyetlerle akraba gördüğü gibi Kürtler de bu şekilde hissetmektedir. Kobani'de ve o bölgede IŞİD üyelerinin katliamlarına karşı Kürt halkı reaksiyon göstererek sokaklara çıkmışlardır. Bizim HDP olarak onları yönlendirme , talimat verme gücümüz vere görevimiz yoktur. .... Hatta koridor açılması, sağlık yardımı gibi çalışmalar yapıldı. Ben sosyal medya hesabı kullanmıyorum. Ben şahsi olarak herhangi bir kimseye çağrı da yapmadım. Bu olaylara vesile olan olay tamamen halkın yukarıda sözünü ettiğim sağduyu ve sosyal tepkisidir. Bizim dağdaki siyaseti ve alanı yönlendirme ve kontrole alma durumumuz yoktur.
Ben 2014 yılında olayların olduğu dönemde HDP MYK üyesiydim. ben bahsedilen MYK toplantısına katıldım. Toplantıya diğer katılanları hatırlamıyorum ancak dönemin MYK üyelerinin çoğunluğu oradaydı.
Ben okuyan düşünen bir insan olarak bazı değer yargılarına sahibim. Bu bağlamda kapitalizme karşıyım. Sosyalist bir insanım. Benim PKK,KCK Abdullah Öcalan, YPG ile herhangi bir bağlantım yoktur. KCK sözleşmesi ve yapılanması ile ilgili bir bilgim yoktur daha önce de duymadım. İşlenen suçlarla bizim MYK'nın çağrısının bir bağlantısı yoktur.
İkametimde el konulan Abdullah Öcalan'ın yazdığı ancak yasaklı olduğunu bilmediğim kitapları kitap fuarından okumak için aldım. Benim evimde yaklaşık 2000 tane kitap var. Her ideoloji ve felsefeyi araştırıyorum ancak polisler sadece bu kitaplara el koydular. İkametimde el konulan dijital materyallerin incelenmesinde çıkan fotoğraflarla ilgili olarak; benim olduğum 70926 ve 91401 nolu fotoğraflar bana aittir. O dönemde Işid saldırılarının artmasına tepki olarak MYK üyeleri ve milletvekillerinden bazıları Suruç'a giderek nöbet eylemlerinde bulundular. Benim de içinde olduğum 750 kişilik grup Kobani bölgesine geçiş yaptı. Biz destek olmak amacıyla geçiş yaptık. Bizim geçtiğimiz bölgede savaş yoktu fotoğraflar da orada çekilmiş fotoğraflardır. Oradaki flamalar Türkiye Gerçeği ve Söz isimli yasal gazetelere aittir. Ben de bir dönem Türkiye Gerçeği isimli gazetede çalışmıştım. Dijital materyallerin içerisinden çıkan muhtelif terör örgütlerine YPG, PKK, TKP, YPS gibi ait fotoğrafların benimle ilgisi yoktur. Benim hard diskimde neden çıktığını anlamadım. Bana ait değildir.
Benim Kobani'ye gidişim günü birlik bir gidiş geliştir. Jandarma kayıtlarında bu vardır. Yurt dışı giriş çıkışlarımdaki Şırnak- Habur çıkışım yoktur. Ben Diyarbakır üzerinden Suriye harici Irak ve benzeri ülkelere gitmiştim. Yurt dışı kayıtları bunlarla ilgilidir.
Bizim MYK olarak çağrımız şiddet amaçlı değildir. Bu sebeple meydana gelen olaylardan dolayı sorumlu değiliz. MYK halkları demokratik eylemde bulunmak üzere çağrıda bulunmuştur. HDP'nin sosyal medya hesabında paylaşılan çağrı neyse MYK çağrısı odur. Başka bir çağrı herhangi bir kişinin ya da kesimin talimatıyla yapılmamıştır. Üzerime atılı suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum”
Şeklinde beyanda bulunduğu,
Bülent Barmaksız hakkında 06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi seçilen Bülent Barmaksız'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak” ve iddianamede belirtilen diğer suçlardan açılmış kamu davalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Bülent Barmaksız'ın,Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
176. ŞEYMA KANTARCI (Ömer ve Reyhan kızı, 1978 doğumlu, T.C. Kimlik No: 26602895806); (27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Merkez Disiplin Kurulu Üyesi, 25/10/2013– 22/05/2019 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/163134 Soruşturma, 22018/3943 Esas sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 19/03/2016, 21/04/2016, 22/04/016, 23/04/2016 olduğu belirtilerek;
“…Şüphelinin PKK/KCK terör örgütünün KCK/TY yapılanması İdeolojik Alan Merkezi içerisinde yer alan ve İlimiz yapılanması başta olmak üzere terör örgütünün diğer kollarına üst düzey yönetici ve ani gelişen toplumsal olaylarda inisiyatif kullanabilme kabiliyetine sahip şahıslar yetiştirmek amacıyla İlimiz Bağcılar ilçesi Çınar Mahallesi İlhanlar İş Hanı No:57/7 sayılı adreste Siyaset Akademisi adı altında verilen örgütsel eğitime eğitimci olarak katıldığı,
Şüpheliler Eşref Yaşar, Güven Pınar, Enver Sönmez, Aygül Turhan, Mustafa Elma, Mehmet Şah Güneş, Sedat Çaycı, Rıdvan Döner, Mehmet Şirin Akyol, Ahmet Sağınç, Ercan Doğru, Mevlüt Aykoç, Hacı Aslan, Şeyma Kantarcı, Abdulsittar Balsak, İskender Karakoyun, Abdullah Geldi, Haydar Ergül, Aysel Diler, Müvevver İlingi, Ahmet Birsin'in bir kısmının Siyaset Akademilerinde eğitim verdiği, bir kısmının ise eğitime katıldığı, yine şüphelilerin yukarıda ayrıntılı olarak bahsedildiği üzere bir kısmının terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda hareket edip yasak yayınlarının dağıtımını yapan fitre ve zekat vb. adı altında örgüte para topladıkları, böylece şüphelilerin yukarıda açıklamalarına yer verilen PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi oldukları,
Belirtilerek TCK.nın 314/2 maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemiyle İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/9 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongeresinde Merkez Disiplin Kurulu üyesi seçilen Şeyma Kantarcı'nın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan hakkında kamu davası bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
177. ZARİFE KARASUNGUR (Hüseyin ve Sincan kızı, 1959 doğumlu, T.C. Kimlik No: 31516160834); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclis Üyesi, 12/02/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/12/2018 tarih ve 2017/182 esas, 2018/475 Karar Sayılı İlamında;
Suç tarihinin 03/05/2015 olduğu belirtilerek;
“Sanık Zarife Karasungur'un 03/05/2015 tarihinde yayınlanan Karasungur Anma Dosyası Kandil-1 isimli paylaşımına ilişkin video içeriğinin incelenmesinde; video içerisinde PKK/KCK/YPG/YPJ silahlı terör örgütünün dağ kadrosunda bulunan elemanları tarafından kullanılan ve leşker olarak adlandırılan kıyafetleri giymiş birçok kişinin görüldüğü, bu kişilerin aynı zamanda uzun namlulu silahları taşıdıkları görüldüğü, yine videonun farklı anlarında sözde terör örgütüne ait ve onlar tarafından kullanılan sözde bayrak ve flamaların görüldüğü, video içeriğinde sanıktan önce başka bir kişinin konuşma yaptığı ve akabinde sanığın konuşma yaptığı anlaşılmakla sanığın bu suretle PKK/KCK silahlı terör örgütünün eylem ve faaliyetlerini haklı göstermeye çalışarak kamuoyu oluşturmaya ve daha fazla kitleyi etkilemeye çalıştığı, silahlı terör örgütü olan PKK/KCK silahlı terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterdiği, övdüğü, bu yöntemlere başvurmayı teşvik etmek suretiyle propagandasını yaptığı” belirtilerek,
Silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2-1, 7/2-2.cümle, TCK’nın 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar veildiği, bu kararın 28/12/2018 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/06/2014 tarihli Büyük Kongeresinde Parti Meclis üyesi seçilen Zarife Karasungur'un, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan hakkında kamu davası bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
178. ZEKİ ÇELİK (Ramazan ve Fatma oğlu, 1960 doğumlu, T.C. Kimlik No: 16075920730); (24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclis Üyesi, 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi ve Genel Sayman-Muhasip Üye, 15/04/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/220843 Soruşturma, 2020/43416 Esas Sayılı İddianamesiyle;
Suç tarihinin 06/10/2014 olduğu belirtilerek;
Kobani olayları olarak bilinen 06-07-08 Ekim 2014 tarihli olaylar öncesinde Zeki Çelik'in de üyesi olduğu dönemin HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) tarafından olaylar öncesinde;
Http://Www.Firatnews.Com/News/Guncel/Hdp-Den-Halklara-Acil-Cagri-Sokaga-Cikin.Htm06.10.2014 Tarihli Ve “HDP’DEN Halklara Acil Çağrı: Sokağa Çıkın” başlıklı haberde özetle; “HDP şehir çatışmalarının başladığı, binlerce insanın yaşamının tehlikede olduğu Kobanê’de durumun son derece kritik olduğunu belirterek halkları sokağa çıkmaya çağırdı…
HDP MYK’dan yapılan açıklamada, Kobanê’de durumun son derece kritik olduğuna dikkat çekilerek halklara protesto için sokağa çıkarak sokakta olanlara destek verme çağrısında bulundu.HDP MYK açıklaması şöyle:
“Şu anda toplantı halinde olan HDP MYK’dan halklarımıza acil çağrı:
Kobanê’de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve …Kobanê’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz."
Https://Twitter.Com/Hdpgenelmerkezi/With_Replies Url Uzantılı 06.10.2014 Tarihli ve @HDPGENELMERKEZİisim/rumuzlu Twitter Kullanıcı Hesabından; “HALKLARIMIZA Acıl Çağrı! Şu Anda Toplantı Halinde Olan Hdp Myk’dan Halklarımıza Acil Çağrı!Kobanê’de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve …Kobanê’yeamborgo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz” içerikli olduğu;
Https://Twitter.Com/Hdpgenelmerkezi/Status/519200177546985472/Photo/1 Urluzantılı06.10.2014tarihli Ve @HDPGENELMERKEZİ isim/rumuzlu twitter kullanıcı hesabından; “Kobanê’de durum son derece kritiktir.IŞİD saldırılarını ve …Kobanê’yeamborgo tutumunu protesto etmek üzere HALKLARIMIZI SOKAĞA ÇIKMAYA VE SOKAĞA ÇIKMIŞ OLANLARA DESTEK VERMEYE ÇAĞIRIYORUZ”İstanbul halkları! İlçelerimizin meydanlarındayız.
Şeklinde çağrılarda bulunulduğu,
Zeki Çelik hakkında 06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/06/2014 tarihli Büyük Kongresinde MYK üyesi seçilen Zeki Çelik'in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak” ve iddianamede belirtilen diğer suçlardan açılmış kamu davalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Zeki Çelik'in, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
179. BERNA ÇELİK (Kutbettin ve Sercan kızı, 1983 doğumlu, T.C. Kimlik No: 12749048106); (11/02/2018 ve 22/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclis Üyesi, 07/02/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 14/01/2021 tarihli ve 2020/56703 Soruşturma, 2021/657 Esas Sayılı İddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 09/01/2018, 17/09/2020, 03/10/2020 olduğu belirtilerek;
PKK/KCK terör örgütü adına yurt içerisinde faaliyet yürüten örgüt yanlısı oluşumların koordinesini sağlamak, örgüt kararları doğrultusunda gerçekleştirilmesi planlanan her türlü eylemi organize etmek için kurulan KCK/TM (Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye Masası) yapılanmasına yönelik 09/10/2018 günü yapılan operasyon kapsamında DTK’nın (Demokratik Toplum Kongresi) bulunduğu Peyas Mahallesi 249 Sokak No:17 Kayapınar/Diyarbakır sayılı adresinde yapılan arama sonucu elde edilen FİZİKİ ve DİJİTAL dokümanların yapılan incelemesinde;
1-) Dijital materyallerin yapılan incelemesinde 2017 DTK YENİ DELEGE LİSTESİ isimli exellerde DTK 2017 AMED BÖLGE VE KURUM DELEGE LİSTESİ başlığı altında bulunan AMED isimli sekmede " BERNA ÇELİK - KULP şeklinde, DTK KADIN LİSTESİ isimli sekmede BERNA ÇELİK (KULP) - AMED şeklinde, 2017 DTK AMED KADIN LİSTESİ isimli sekmede 19- BERNA ÇELİK - KULP şeklinde bilgilerin yer aldığı,
2-) Fiziki dokümanların yapılan incelemesinde BERNA ÇELİK AMED şeklinde düzenlenmiş DTK delege kartı elde edildiği,
Elde edilen bu dokümanlardan şüphelinin DTK içerisinde delege ve kadın komisyonu içerisinde yer aldığının anlaşıldığı,
Katıldığı Eylemler:
09.01.2018 günü saat:13.20 de -sözde- TJA(Tevgera Jinen Azadi/Özgür Kadın Hareketi) organizesinde ilimiz Bağlar ilçesi HDP il binasında “Fransa’nın başkenti Paris’te 09.01.2013 tarihinde -sözde- kürdistan enformasyon bürosunda PKK/KCK terör örgütü üyeleri Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez isimli şahısların öldürülmelerinin yıl dönümü” ile ilgili sinevizyon gösterimi ve anma etkenliği düzenlenmiştir. Bahse konu etkinlik ile ilgili olarak internet (açık kaynak) üzerinde yapılan araştırmalarda;“09 Ocak 2013 tarihinde Paris’ te öldürülen PKK/KCK Terör örgütü üyeleri Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez isimli şahısların fotoğraflarının olduğu ve üzerinde 9 Ocak katliamını lanetliyoruz” ibareli yaklaşık olarak 1*3 boyutlarında pankartın olduğu, konuşmacılar tarafından kullanılan platformun ön kısmında bulunan masanın üzerinde, yine Paris’ te öldürülen PKK/KCK Terör Örgütü üyeleri Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez isimli şahısların ve PKK/KCK Terör Örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın çerçeve içerisinde resimlerinin bulunduğu görülmüştür. Şüpheli şahsın da sözde etkinliğe katılarak destek verdiğinin tespit edildiği,
Açık kaynaklardan yapılan araştırmada; Jinnews8 isimli sitede yer alan bilgilerde, 20/09/2020 tarihinde "TJA'nın 'Em xwe Diparezin' kampanyasının Denizli ve İstanbul ayağının startı verildi. Kampanyaya dair yapılan açıklamada, ' Kadın mücadelesi veren tüm kadınlarla ortak bir mücadele hattı oluşturmada ısrarcı olacağız' denildi.
Tevgera Jinen Azad'ın (TJA) Em xwe Diparezin (Kendimizi zavunuyoruz) şiarıyla başlattığı kampanyanın Denizli ve İstanbul ayaklarının startı verildi. Denizli'de kampanya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Denizli İl Binası'nda yapılan etkinlikle başlatıldı. Saygı duruşu ve TJA tarafında hazırlanan sinevizyon gösterimi ile başlayan etkinlikte basın metnini TJA aktivisti Serife Yıldırım okudu." şeklindeki haber içeriğinde, PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın şahsında Kürt vatandaşlara ve kadınlara sözde tecrit uygulandığı, sözde katliamlara ve ırkçı saldırılara karşı tepkilerini özsavunma olarak gösterecekleri yönünde basın metninin yer aldığının tespit edildiği,
Aynı konuyla ilgili twitter hesabı üzerinden yapılan araştırmada;
20/09/2020 tarihinde TJA-Tevgera Jinen Azad isimli kullanıcının yaptığı paylaşımda; "Denizli'deki aktivistlerimiz 'Kendimizi Koruyoruz' kampanyasını başlattı. Biz kadınlar ırkçılığa, dindarlığa ve cinsiyetçiliğe karşı savaşıyor ve ayağa kalkıyoruz." şeklinde yazı ve bir grup kadına ait fotoğrafın paylaşıldığı,
20/09/2020 tarihinde TJA İzmir- Tevgera Jinen Azad isimli kullanıcının "Kampanyamızın Denizli startını verdik. Bedenimizi, yaşamımızı, emeğimizi, toprağımızı, suyumuzu, ana dilimizi, özgürlüğümüzü, tüm haklarımızı savunuyoruz" şeklinde paylaşım yaptığının tespit edildiği,
Yukarıda belirtilen PKK/KCK terör örgütünün kadın yapılanması olan ve kapatılan KJA'nın devamı niteliğinde faaliyetler yürüten TJA'nın yaptığı ve internet üzerinden de paylaşılan PKK/KCK terör örgütünün propagandasının yapıldığı basın açıklamasına şüpheli Berna ÇELİK'in de katılarak destek verdiği düzenlenen tutanakla tespit edildiği,
Şüphelinin kullandığı BERNA ÇELİK kullanıcı adlı tiwitter hesabının yapılan incelemesinde, TJA İzmir - Tevgera Jinen Azad isimli kullanıcı tarafından paylaşılan;
3 Ekim tarihinde " Yaşamak ve yaşatmak için kendimizi savunuyoruz" şeklinde yazıyı retweetlediği,
17 Eylül tarihinde " Biz kadınlar, erkek egemen ideolojiyi ve ürettiği her türlü şiddeti sorgulayarak, bir araya gelerek, örgütlenerek, sesimizi duyuruyoruz ve kendimizi savunma yöntemlerini daha güçlü daha bilinçli bir şekilde harekete geçiriyoruz." şeklindeki ve " Kampanyamızın İzmir startındayız. Yaşamak ve yaşatmak için kendini savun!"
Şeklindeki yazıları paylaştığı,
Şüphelinin alınan savunmasında DTK içerisinde yer almadığını, 2,5 yıldır İzmir ilinde partisi adına siyasi çalışma yürüttüğünü, yaklaşık 3 yıldır da HDP parti meclis üyeliği yaptığını , sorulan eyleme katılıp katılmadığını hatırlamadığını beyan ettiği,
Tüm dosya kapsamı ve özellikle ele geçirilen doküman ve belgelerdeki şüphelinin adının geçtiği kısımlar ile yine şüphelinin terör örgütü çağrısıyla katılmış olduğu eylem hususları birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin yukarıda bahsedilen amaçları gerçekleştirmek üzere DTK sözde tüzük taslağı ve yine sözde anayasa olarak kabul edilen KCK sözleşmesi doğrultusunda sözde karar alma mercii olan DTK'nın çalışmaları kapsamında örgütsel nitelikteki eylemlere katılarak; diğer DTK üyeleri ile birlikte dört ülke toprakları üzerinde sözde kürt ulusal birliğini sağlamak amacıyla devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, toplumsal ayrışmaya sebep olmak ve halk kitlelerini etkilemeye varan eylemleri amaçladığı, DTK'nın, KCK yapılanmasının çatı örgütü ve sözde en üst karar alma yetkisi bulunan bir üst meclis yapılanması olduğu, eylemlerindeki süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik de gözetilerek tüm bu gerekçeler ile şüphelinin, üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği belirtilerek;
5237 sayılı TCK’nın 314/2, 3713 sayılı TMK’nın 5. maddeleri gereğince cezalandırdılması talebi ile Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/25 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 11/02/2018 ve 22/02/2020 tarihli Büyük Kongerelerinde Parti Meclis üyesi seçilen Berna Çelik'in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan hakkında kamu davası bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
180. HALEF YİĞİT (Davut ve Mekiye oğlu, 15/07/1994 doğumlu, T.C. Kimlik No: 65470028732); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 23/09/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Aydın Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/7072 soruşturma numaralı dosyasında “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan yapılan soruşturmada;
Suç tarihinin 14/02/2020 olduğu belirtilerek;
14/02/2020 günü saat 23.30 sıralarında Germencik İlçesi Ortaklar Mahallesi Toker Sokak üzerinde elektrik trafosunda patlama meydana geldiği, kolluk güçlerince olay yerine gidildiğinde etrafa saçılmış vaziyette cıvata ve vidaların görülmesi üzerine patlamanın el yapımı patlayıcı (EYP) nedeni ile gerçekleştiğine dair bulgular elde edilmesi üzerine Cumhuriyet Başsavcılığımızca soruşturma başlatıldığı,
Olayla ilgili olarak 15/02/2020 tarihinde Germencik İlçe Emniyet Müdürlüğüne yapılan ihbarda; olayı gerçekleştiren şahısların Canfeda KAYA ve yanında bulunan ismini bilmediği başka birisi olduğunun, bu olayı Tekin Erikli ve Halef isimli birisinin yaptırdığının belirtildiğinin tespiti ile;
Şüpheli Halef Yiğit’in “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan soruşturma başlatıldığı ve fezleke ile Aydın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, soruşturmanın Aydın Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/7072 sayılı dosyası üzerinden devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 23/02/2020 tarihli Büyük Kongeresinde Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Halef Yiğit’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan hakkında soruşturma bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
181. HALUK ÇELİKTAŞ (Hasan ve Altun oğlu, 1980 doğumlu, T.C. Kimlik No: 32890426172); (24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 19/01/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/35558 soruşturma numaralı dosyasında “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan yapılan soruşturmada;
Suç tarihinin 14/10/2019 olduğu belirtilerek;
Şüpheli Haluk Çeliktaş’ın merkezi Almanya'da bulunan Artı TV'ye İstanbul ilinde hizmet verdiği ve bu ajansın PKK himayesinde olduğu, PKK terör örgütü finansmanı ile faaliyet sürdürdüğü iddiasıyla hakkında “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan soruşturma başlatıldığı ve soruşturmanın halen devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 24/01/2016 tarihli Büyük Kongeresinde Parti Meclisi Yedek üyesi seçilen Haluk Çeliktaş’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan hakkında soruşturma bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
182. PERİHAN HOŞOĞLU (Mehmet ve Sultan kızı, 1979 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10092071796); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Üyesi, 23/10/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/2644 soruşturma numaralı dosyasında “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan yapılan soruşturmada;
Suç tarihinin 19/02/2015- 22/10/2015 arası olduğu belirtilerek;
Dosya kapsamında bulunan 19/02/2015, 20/05/2016, 26/05/2015, 06/10/2015, 20/10/2015, 22/10/2015 tarihli eylemlere ilişkin görüntü inceleme ve tespit tutanakları, ev arama ve el koyma tutanağı ve şüpheli beyanından anlaşıldığı üzere şüphelinin terör örgütüne münazir site ve haber ajanslarından yapılan çağrı sonucu terör örgütünün propagandasına dönüşen cenaze/anma etkinliklerine katıldığı iddiasıyla “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan soruşturma başlatıldığı ve soruşturmanın halen devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 23/02/2020 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi üyesi seçilen Perihan Hoşoğlu’nun, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan hakkında soruşturma bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
183. YUNUS PARIM (Hasan ve Gülseren oğlu, 1985 doğumlu, T.C. Kimlik No: 38566907082); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Üyesi, 20/02/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Kars Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/6363 soruşturma numaralı dosyasında “Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik Etmek” suçundan yapılan soruşturmada;
Suç tarihinin 02/10/2020 olduğu belirtilerek;
02.10.2020 tarihinde şüpheli Yunus Parım’ın de içinde bulunduğu bir grubun İçişleri Bakanlığı tarafından PKK/KCK terör örgütleri ile olan bağlantılarından dolayı Kars Belediyesine kayyum atanmasını protesto etmek için bir araya gelerek halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik eder nitelikte sloganlar attıkları iddiasıyla “Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik Etmek” suçundan soruşturma başlatıldığı ve soruşturmanın halen devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 23/02/2020 tarihli Büyük Kongeresinde Parti Meclisi üyesi seçilen Yunus Parım’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik Etmek” suçundan hakkında soruşturma bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
184. ALİ DENİZ ESEN (Ufuk ve Birgül oğlu, 1995 doğumlu, T.C. Kimlik No: 54958136540); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Üyesi, 05/09/2015 – 20/09/2019 Tarihleri Arasında HDP Üyesi ve 24/02/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/10558 soruşturma numaralı dosyasında “Terör Örgütü Propagandası Yapmak" suçundan yapılan soruşturmada;
Suç tarihinin 20/07/2017 olduğu belirtilerek;
Silivri 6 No.Lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü'nde 20/07/2017 tarihinde saat 18:00 sıralarında şüpheli Ali Deniz Esen’in de aralarında bulunduğu terör suçlarından tutuklu kişilerce koğuşların bahçesinden yüksek sesle “Suruç’un hesabı sorulacak” şeklinde slogan attıkları, Suruçta ölen terör örgütü mensuplarının tek tek isimlerinin söylendiği iddiasıyla soruşturma başlatıldığı ve soruşturmanın halen devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi üyesi seçilen Ali Deniz Esen’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütünün Propagandası Yapmak” suçundan hakkında soruşturma bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
185. YUHANNA AKTAŞ (İbrahim ve Mecide oğlu, 1977 doğumlu, T.C. Kimlik No: 50848524152); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi Üyesi, 02/05/2014 – 08/05/2019 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/1285 soruşturma numaralı dosyasında “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan yapılan soruşturmada;
Suç tarihinin 10/2014 olduğu belirtilerek;
Şüphelinin teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın dört ayaklı paradigmasının 3. ayağını oluşturan bir örgütlenme ve sözde kurucu meclis işlevi gören bir yapılanma olan Demokratik Toplum Kongresi’nin(DTK) bünyesinde faaliyette bulunduğundan bahisle “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/9153 soruşturma numaralı dosyası üzerinden soruşturma başlatıldığı, verilen yetkisizlik kararı ile soruşturmanın Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/1285 soruşturma numaralı dosyası üzerinden devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/06/2014 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi üyesi seçilen Yuhanna Aktaş’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan hakkında soruşturma bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
186. GÜNAY KUBİLAY (Yavuz ve Sevim oğlu, 1960 doğumlu, T.C. Kimlik No: 29056620000); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi, 10/07/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/220843 Soruşturma, 2020/43416 Esas Sayılı İddianamesiyle;
Suç tarihinin 06/10/2014 olduğu belirtilerek;
Kobani olayları olarak bilinen 06-07-08 Ekim 2014 tarihli olaylar öncesinde Günay Kubilay’ın da üyesi olduğu dönemin HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) tarafından olaylar öncesinde;
Http://Www.Firatnews.Com/News/Guncel/Hdp-Den-Halklara-Acil-Cagri-Sokaga-Cikin.Htm06.10.2014 Tarihli Ve “HDP’DEN Halklara Acil Çağrı: Sokağa Çıkın” başlıklı haberde özetle; “HDP şehir çatışmalarının başladığı, binlerce insanın yaşamının tehlikede olduğu Kobanê’de durumun son derece kritik olduğunu belirterek halkları sokağa çıkmaya çağırdı…
HDP MYK’dan yapılan açıklamada, Kobanê’de durumun son derece kritik olduğuna dikkat çekilerek halklara protesto için sokağa çıkarak sokakta olanlara destek verme çağrısında bulundu.HDP MYK açıklaması şöyle:
“Şu anda toplantı halinde olan HDP MYK’dan halklarımıza acil çağrı:
Kobanê’de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve …Kobanê’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz."
Https://Twitter.Com/Hdpgenelmerkezi/With_Replies Url Uzantılı 06.10.2014 Tarihli Ve @HDPGENELMERKEZİisim/rumuzlu Twitter Kullanıcı Hesabından; “HALKLARIMIZA Acıl Çağrı! Şu Anda Toplantı Halinde Olan Hdp Myk’dan Halklarımıza Acil Çağrı!Kobanê’de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve …Kobanê’yeamborgo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz” içerikli olduğu;
Https://Twitter.Com/Hdpgenelmerkezi/Status/519200177546985472/Photo/1 Urluzantılı06.10.2014tarihli Ve @HDPGENELMERKEZİ isim/rumuzlu twitter kullanıcı hesabından; “Kobanê’de durum son derece kritiktir.IŞİD saldırılarını ve …Kobanê’yeamborgo tutumunu protesto etmek üzere HALKLARIMIZI SOKAĞA ÇIKMAYA VE SOKAĞA ÇIKMIŞ OLANLARA DESTEK VERMEYE ÇAĞIRIYORUZ”İstanbul halkları! İlçelerimizin meydanlarındayız.
Şeklinde çağrılarda bulunulduğu,
Günay Kubilay'ın 01/10/2020 Tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına vermiş olduğu ifadesinde;
“Ben Halkların Demokratik partisi kurucu üyelerinden biriyim. Haziran 2014'den Şubat 2020'ye kadar HDP'nin parti meclisi ve Merkez Yürütme Kurulu Üyeliğini yaptım. MYK'da Eş Genel Başkan yardımcısı olarak görevde bulundum. 2019 yılı boyuncada partinin parti sözcülüğünü yaptım. Ben sadece HDP'nin üyesiyim. HDP dışında adı geçen örgütler dahil hiç bir örgüte üye değilim. Adı geçen örgütle ilgili üyelik suçlamalarını da reddediyorum.
Toplantıya gelince de 6 Ekim günü Parti Meclis Toplantısı vardı. Parti meclisinden sonra geleneksel olarak MYK toplantısı yapılır. MYK toplantısında Kobane deki gelişmeleri de kısa olarak değerlendirdik. IŞİD'in Birleşmiş Milletlerce kabul edilen insanları boğazlarından kestiği, kadınlara tecavüz ettiği televizyondan yayınlanıyordu. O günlerde adeta bir insanlık trajedisi yaşanıyordu. Biz de HDP olarak bu vahşede kayıtsız kalamazdık. Kısaca bir değerlendirme yaptık. Değerlendirme sonucunda Ekim başından itibaren özellikle 3-4-5 ekimde yaşanan infial karşısında sadece bir çağrı yapma kararı aldık. Toplantının sonunda bir çağrı yaptık. Gerek Kobane de yaşanan trajedi karşısında uluslararası IŞİD karşıtı koalisyon güçlerini gerekse de hükümetin bir an önce müdahale ederek bu insanlık trajedisine son vermesini ve gelişmelerin barışçıl bir biçimde sonuçlandırılmasını istiyorduk. Bizim çağrımızla olayların geliştiği ve büyüdüğü iddiası bütünüyle gerçek dışıdır. Bunun için sadece 4-5 Ekim günlerindeki televizyon görüntülerine bakmak yeterlidir… sürecin daha büyümeden yatıştırılması için elimizden gelen bütün demokratik çabaları göstermeye çalıştık. Nitekim 6 Ekimden yaklaşık bir hafta on gün sonra uluslararası IŞİD karşıtı uluslararası güçler Kobane'ye müdahale ettiler, hükümet güney sınırı açarak peşmergenin sınırı geçmesine izin verdi ve orada insanlık trajedisi son buldu. Sonuç olarak Halkların Demokratik Partisi olarak sınır kapısına dayanmış olan IŞİD barbarlığı karşısında tepkisiz kalamazdık ve dolayısıyla bizim yaptığımız çağrı bütünüyle demokratik bir tepkiden ibarettir. Diğer suçlamaları da kabul etmiyorum. Benim bugün kanaatim odur ki hükümet daha ekim başında olaylar büyümeden müdahale etmiş olsaydı bu süreç bir toplumsal infiale dönüşmeden ve olaylar büyümeden sonuçlanması mümkün olabilirdi. Özellikle 4-5 Ekimdeki televizyon görüntüleri (Kobaney'ye yönelik protestolar) incelenirse protestoların başladığı anlaşılacaktır. Biz çağrımızla olayları yatıştırmaya çalıştık.
Sonuç olarak bizim çağrımızdaki amacımız olayların yatıştırılmasıdır. Şiddet yoktur. Demokratik çağrı yaptık ve anayasal hakkımızı kullandık. Şiddete başvuranlardan sorumlu biz değiliz. Söylediklerim dışındaki bütün suçlamaları ve iddiaları reddediyorum dedi.
Yine 15 Ocak 2017 tarihli PKK elebaşı Abdullah Öcalan, 6-7 Ekim olaylarını HDP'nin çağrısı ile ortaya çıktığına ilişkin yazı içeriğini de ben paylaşmadım. Yine 10 Kasım 2015 tarihli Basın ve Kamuoyuna başlıklı yazıyı da ben hatırlamıyorum. Bu paylaşımı da ben yapmadım. Ben imzasız bir yazıyı asla paylaşmam.
KCK sözleşmesi diye bir sözleşmeyi bilmiyorum. KCK sözleşmesindeki herhangi bir yapılanmayı ben bilmiyorum. KCK yapılanmasının bir üyesi de değilim.
Biz Merkez Yürütme Kurulu olarak hiç kimseden ve hiç bir yerden talimat almadık. HDP MYK talimatı ile çalışan bir kurum değildir. Benim kişisel olarak bu toplumsal ve şiddet içerikli olayların başlaması veya devam etmesi ile ilgili herhangi bir mecradan şahıslara ve ekiplere herhangi bir çağrım olmamıştır. HDP MYK olarak bizim protesto eylemleriyle ilgili çağrımızın içeriğini tam olarak hatırlamıyorum. Bana okumuş olduğunuz MYK'nın çağrı içeriği tamamen olayların dindirilmesi ve demokratik davranış biçimimizden ileri gelmektedir. Olayları devam ettirmek gibi bir amacımız değil yatıştırılmasına yöneliktir. Ben HDP'nin o dönemde yapılan sosyal medya paylaşımlarını hatırlamıyorum.
Ben dönemin MYK üyelerinden çağrının yapıldığı toplantıya kimlerin katıldığını, aradan altı yıl geçmesi sebebiyle tam olarak hatırlamıyorum ancak toplantı da ben vardım.
Ben o dönem parti sözcüsüydüm. Her hafta muhtelif konulardan konuşmalar yapıyordum. Bana sormuş olduğunuz 10 mayıs tarihli konuşmayı tam olarak hatırlayamadım. İçerik okunursa belki hatırlayabilirim. Bana sormuş olduğunuz 24 Haziran 2019 tarihli "Sayın Öcalan İle Görüşme Zamanı" başlıklı basın toplantısı içeriğini tam olarak görme şansım olursa açıklama yapabilirim.
28 Haziran 2019 ve 9 Ağustos 2019 tarihli açıklamalarımında içeriğini görmeden bir şey diyemem. Bu açıklamalar partinin görüşleri doğrultusunda yaptığım açıklamalardır. Hatırlayabilmem için bütünlüğünü görmem gerekir.
İkamet aramamda tespit edilen Devrim Yolunda Kurtuluş isimli kitap evimden ıktıysa bana aittir. Bu dergi bildiğim kadarıyla şuan yayınlanmıyor. Bu yayın yasal bir yayındır.
Yukarıda tarafıma isnat edilen suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Söyleyeceklerim bundan ibarettir”
Şeklinde beyanda bulunduğu,
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/06/2014 tarihli Büyük Kongeresinde MYK üyesi seçilen Günay Kubilay'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütünün Propagandası Yapmakve Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak” ve iddianamede belirtilen diğer suçlardan açılmış soruşturmaların bulunduğu, partide üst düzey görev alan Günay Kubilay'ın, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
187. HÜSEYİN GÖZEN (Hasan ve Lütfiye oğlu, 1956 doğumlu, T.C. Kimlik No: 16921647286); (22/06/2014 ve 20/05/2017 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Üyesi, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Merkez Disiplin Kurulu Üyesi, 22/01/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/31450 Soruşturma, 2018/3221 Esas sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2014 ile 2017 yılları arası olduğu belirtilerek;
2014 ile 2017 yılları arasında PKK/KCK silahlı terör örgütünün talimatları doğrultusunda örgüt elebaşı Abdullah Öcalan’ın yakalanışının ve ona uygulandığı iddia edilen tecrit koşullarının protesto edilmesi eylemlerine katıldığı,
18 Mart 2017 Tarihinde Dilovası HDP İlçe Binasında gerçekleştirilen Nevruz Etkinliği adı altında sonrasında terör örgütü propagandasına dönüştürülen eyleme katıldığı, konuşma yaptığı, konuşmaya başlamadan önce salondaki kalabalık tarafından BİJİ SEROK APO” (YAŞASIN APO BAŞKAN) sloganlarının atıldığı PKK/KCK Terör Örgütü lideri Elebaşı Abdullah Öcalan’a ait resmin altında oturdukları ve bunu Sosyal Medya aracılığıyla kendi Sosyal Paylaşım siteleri olan Facebook üzerinden paylaştığı,
Facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde açılmış olan hesaplar ile terör örgütünün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda paylaşımlarda bulunarak örgüt propagandası yaptığı,
İddiasıyla "Terör Örgütü Propagandası Yapmak, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçlarından Türk Ceza Kanunu 314/2 Terörle Mücadele Kanunu 7/2, Terörle Mücadele Kanunu 5/1. maddeleri uyarıca Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/99 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/06/2014 ve 20/05/2017 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi üyesi, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongresinde Merkez Disiplin Kurulu üyesi seçilen Hüseyin Gözen'in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak ve Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçlarıdan hakkında kamu davası bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
188. CAHİT KIRKAZAK (Nurettin ve Rindiye oğlu, 1979 doğumlu, T.C. Kimlik No: 35653298528); (20/05/2016 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Yedek Üyesi, 20/05/2017 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 20/11/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 22/02/2021 tarih, Soruşturma No: 2019/99142, Esas No: 2021/6138, İddianame No 2021/720 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2020 yılı olduğu belirtilerek;
“PKK/KCK Bölücü Terör Örgütü Zindan Direniş Konseyi tarafından alınan karar sonrasında Dördüncü (Büyük) Zindan Direniş Hamlesi adı altında Bölücü Terör Örgütü Sözde Liderine yönelik uygulanan sözde tecridi bahane ederek (27 Kasım 2018-26 Mayıs 2019 Tarihi arasında almış oldukları açlık grevi kararının Bursa Barosu'na kayıtlı avukat olan şüpheliler Cahit Kırkazak, İ.K. ve M.D.B. tarafından İ.B. aracılığıyla Bursa H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan hükümlü/tutuklulara iletildiği,
Dördüncü (Büyük) Zindan Direniş Hamlesi adı altında başlatılan açlık grevinin bitiş talimatının Bursa H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlülere şüpheli İ.B. (TCKN: 116…6644) aracılığı ile 27 Mayıs 2019 tarihinde şüpheli Cahit Kırkazak tarafından iletildiği,
Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak ifade veren soruşturma diğer şüphelisi M.U.'un alınan beyanında Bursa H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda civin adı verilen örgütsel toplantılar sonucu örgütün ideolojik eğitimini alan örgüt üyelerinin değerlendirmesinin yapıldığı ve düzenlenen raporun avukatlar aracılığıyla örgütün cezaevi dışındaki yapılanmasına iletildiğini ve bu işle ilgilenen avukatlardan birinin şüpheli Cahit Kırkazak olduğunu belirttiği,
Şüpheliler Cahit Kırkazak’ın PKK/KCK silahlı terör örgütünün ceza evi yapılanması tarafından düzenlenen toplantılarda alınan kararları örgütün dış birimlerine aktardıkları ve örgüt talimatına istinaden 27/11/2018 - 26/05/2019 tarihleri arasında 4. Büyük Zindan Direniş Hamleleri adı altında düzenlenen açlık grevine başlama ve sonlandırma talimatının avukatlar tarafından verildiği, bu şekilde zindan yapılanması ile ceza evi dışındaki irtibatı sağladıkları,… Bu şekilde şüphelilerin Bursa H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda PKK/KCK silahlı terör örgütü ile ilgili suçlardan ceza evine giren şahısların örgüt ile irtibatı koparmaması ve örgüte bağlılıklarını kuvvetlendirmeleri amacıyla oluşturulan Zindan Yapılanmasına dahil olarak örgütsel faaliyetlerde bulundukları, bu bağlamda şüphelilerin eylemlerinde örgütün hiyerarşisine bağlı olduklarını gösterir şekilde çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk bulunduğu” tespitiyle, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/98 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 20/11/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 20/05/2016 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi yedek üyesi, 20/05/2017 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Cahit Kırkazak’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Cahit Kırkazak’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
189. MUSTAFA SARISÜLÜK (Muzaffer ve Sayfı oğlu, 1981 doğumlu, T.C. Kimlik No: 19522764680); (24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 03/04/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a)Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 22/10/2019 tarih, Soruşturma No: 2017/738, Esas No: 2019/2232 ve İddianame No 2019/2170 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 2015-2016 yılı olduğu belirtilerek,
“… şüphelinin kullandığı tespit edilen …rumuzlu hesaptan yapılan paylaşımlar incelendiğinde, … 09/09/2015 tarihinde "… TC aklınca bu savaşı kazanacaklarını düşünüyor. Bundan sonra planları çok açık işgal ve savaş. …19/12/2016 tarihinde "Faşist bir devlette İnsan öldürmek 10 bin lira. A.ŞAHBAZA cezasını verene benden 100 bin lira. Bu da bizim hukukumuz. Biz kalemi çoktan kırdık" şeklinde mesaj yazdığı,” belirtilerek suç işlemeye tahrik suçundan TCK’nın 214/1, 53/1. maddeleri uyarınca açılan kamu davasının Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/1463 esasında derdest olduğu,
b)Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/149257 sayılı soruşturma dosyasında,
Mustafa Sarısülük hakkında terör örgütü propagandası yapmak suçundan soruşturma yürütüldüğü, suç tarihinin 02/02/2016 olduğu,
Görüldüğü üzere, 03/04/2015 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 24/01/2016 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Mustafa Sarısülük’ün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “suç işlemeye tahrik” suçundan yargılamasının bulunduğu, terör örgütü propagandası yapmak suçundan hakkında ceza soruşturması yapıldığı, partide üst düzey görev alan Mustafa Sarısülük’ün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
190. AYFER DEMİREL (Muzaffer ve Sunata Güler kızı, 1971 doğumlu, T.C. Kimlik No: 21238409076); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 22/10/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Aydın Cumhuriyet Başsavcılığının 28/06/2017 tarih, Soruşturma No: 2017/13511, Esas No: 2017/3602 ve İddianame No: 2017/657 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 17/03/2017 olduğu belirtilerek;
“…Sanığın PKK/KCK terör örgütünün propagandasının yaptığı, Didim ilçesinde çeşitli zamanlarda birden çok kez illegal olarak toplanarak PKK/KCK nın terör örgütü ele başı ve örgüt lehine sloganlar attığı, pankartlar taşıdığı, ölen teröristlerin fotoğraflarını taşıdığı ve saygı duruşu yaptığı, PKK terör örgütü ile bağlantısı nedeniyle cezaevinde olan şahısların ailelerini ziyarat ederek para yardımında bulunduğu” belirtilerek terör örgütü propagandası yapma, silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından 3713 sayılı Kanunun 5/1, 7/1-2; TCK’nın 314/2. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/231 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/10/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Ayfer Demirel’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma,” suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ayfer Demirel’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
191. BEDRİYE YORGUN (Abuzer ve Emine kızı, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 64057282802); (24/01/2016, 20/05/2017, 11/02/2018 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi, 21/01/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/03/2017 tarih, 2016/355 esas ve 2017/94 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 06/03/2016 olduğu belirtilerek;
“…Adana Kadın Platformu tarafından bildirimli toplantı ve gösteri düzenlendiği, toplantıya yaklaşık 500 kişilik bir grubun katıldığı, gösteride " jin jiyan azadi, Biji Berxwedana Cizre. Biji Berxwedana Sure, her yer Cizre her yer direniş vb" şeklinde sloganlar atıldığı …Bedriye Yorgun' un " Cizre' de yüzlerce insanı katleden devlet terörünü buradan lanetliyoruz" ifadelerini de içeren bildiri okuduğu,… sanıkların PKK örgütü tarafından Sur, Cizre ve Nusaybin' de ilan edilen sözde öz yönetim girişimleri ve sonrasında bu şehirlerde başlayan PKK terör örgütünün eylemlerini destekledikleri ve övdükleri bu şekilde terör örgütün cebir, şiddet içeren yöntemlerini meşru gösterecek yada övecek şekilde ya da bu yöntemlere başvurmaya teşvik edecek şekilde, insanda saldırgan duygular oluşturacak biçimde anlamsız bir nefret yaratarak şiddetin doğmasına uygun bir ortamı kışkırtacak nefret söylem ve hareketi şeklinde olduğu,” gerekçesiyle, terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2, TCK’nın 62, 50/1-a, 52/2. maddeleri uyarınca 6000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 10/09/2018 tarih, Soruşturma No: 2018/36208, Esas No: 2018/14469 ve İddianame No: 2018/3999 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 10/09/2018 olduğu belirtilerek;
“….KCK yapılanması ve sistemi ile birlikte sanığın eylemleri değerlendirildiğinde, …DTK faaliyetlerinin PKK/KCK terör örgütü faaliyeti kapsamında olduğu, şüphelinin, bahsedilen amaçları gerçekleştirmek üzere oluşturulan ve bahse konu hedefler hususunda karar alma mercii olan Daimi Meclis, Sağlık Meclisi ve Genel Kurulda faaliyetlerde bulunduğu, DTK 'nın çalışmaları kapsamında çeşitli toplantılara ve örgütsel nitelikteki eylemlere katılarak; diğer DTK üyeleri ile birlikte dört ülke toprakları üzerinde sözde kürt ulusal birliğini sağlamak, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, toplumsal ayrışmaya sebep olmak amacıyla halk kitlelerini etkilemeye çalıştıkları, DTK 'nın, KCK yapılanmasının çatı örgütü ve sözde en üst karar alma yetkisi bulunan bir üst meclis yapılanması (sözde dört ülke toprakları üzerindeki kürdistan meclisi) olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin üzerine atılı silahlı terör örgütünü yönetme suçunu işlediği” iddiasıyla silahlı terör örgütü kurma veya yönetme suçundan TCK’nın 314/1 maddesi gereğince cezalandırılması için açılan kamu davasının Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/639 esasında kayıtlı iken, mahkemenin 19/11/2020 tarih ve 2020/387 sayılı kararıyla Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/126 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 21/01/2016 tarihinden itibaren üyesi olup, 24/01/2016, 20/05/2017, 11/02/2018 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Bedriye Yorgun’un, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, 06/03/2016 tarihli eylemi nedeniyle “terör örgütü propagandası yapma” suçundan verilmiş mahkumiyet kararı ile, “silahlı terör örgütü kurma veya yönetme” suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Bedriye Yorgun’un Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin işlendiği odak noktasına gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
192. CAN MEMİŞ (Şinasi ve Emine oğlu, 1993 doğumlu, T.C. Kimlik No: 73501027296); (27/10/2013 ve 24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi, 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede MYK Asıl Üyesi, 25/10/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
b) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2016/69615, Esas No: 2018/15426 ve İddianame No: 2018/2904 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2016 yılı olduğu belirtilerek;
Silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapmak suçlarından TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, 7/2 maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/138 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25/10/2013 tarihinden itibaren üyesi olup, 27/10/2013 ve 24/01/2016 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede MYK asıl üyesi seçilen Can Memiş’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma, Devletin birliğini, ülkenin bütünlüğünü bozma” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Can Memiş’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
193. CENGİZ TOPBAŞLI (Fehmi ve Naime oğlu, 1962 doğumlu, T.C. Kimlik No: 58777006022); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 29/12/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Kars 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/12/2020 tarih, 2019/266 esas ve 2020/422 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 26/10/2018 olduğu belirtilerek;
“…. KCK sözleşmesinin terör örgütünün sözde anayasası olduğu ve diğer tüm alt örgütlenme mevzuatının temelini teşkil ettiği… sanığın Kars ilinde bulunan Değer Ailesi (Örgüt içerisinde faaliyet yürütürken ölen veya tutuklanan vb. örgüt mensuplarının aileleri) taziye ziyaretinde bulunduğu, dolayısıyla Cengiz Topbaşlı'nın PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olduğu ve üyesi olduğu örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda örgüt içerisinde ölen örgüt mensuplarını sahiplenerek RONİ (K) Ö.B. isimli PKK/KCK terör örgütü içerisinde silahlı faaliyet yürütürken etkisiz hale getirilen örgüt mensubunun taziyesine katıldığı kanaatine varılmıştır…. ; M.K isimli şahsın dosya kapsamıyla uyumlu olan beyanlarından da anlaşılacağı üzere; ….M.O’ın A.A. isimli şahsı öldürmesi neticesinde ortaya çıkan husumet nedeniyle barıştırma faaliyeti için öldürülenin ailesine yapılan ziyarete sanık Cengiz Topbaşlı'nın da katıldığı ve söz konusu olay nedeniyle tarafları barıştırmak amacıyla söz konusu olaya müdahil olduğu, teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın talimatıyla kurulan DTK (Demokratik Toplum Kongresi) bünyesinde oluşturulan Adalet Divanları’nın geçmiş dönemde PKK/KCK terör örgütünün sözde yargı görevini yaptığı, …alacak verecek meselesi, kız kaçırma, kavga, vb. Olaylar nedeniyle gerçekleşecek barıştırma faaliyetlerinin sanık Cengiz Topbaşlı'ya iletildiği, sanığın da olaylara müdahil olduğu, bu tür olayların sanığa iletilmesinin ve sanığın da bu tarz faaliyetlerde bulunmasının rutin bir durum olmadığı ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu, sanık Cengiz Topbaşlı'nın da içerisinde bulunduğu söz konusu faaliyetlerin legal bir faaliyet olmadığı, vatandaşların adli makamlarla irtibatlarını ortadan kaldırarak ülkemizdeki mevcut yargı sistemini devre dışı bırakmaya ve KCK sistemi topluma empoze edilerek KCK’nın toplum nezdinde itibar kazanması amacını güttüğü anlaşılmış olup, sanığın PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olduğu ve örgüt içerisinde yer alarak PKK/KCK silahlı terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda bizzat faaliyetlerde bulunduğu kanaatine varılmıştır…
…PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın yakalanmasının yıldönümü dolayısıyla örgütün yayın organı olan “Firatnews (ANF)” isimli internet sitesinden talimatlar verildiği, …bu doğrultuda; 15.02.2016 günü saat:12.15 sıralarında Kars ili HDP/DBP binası önünde basın açıklaması düzenlendiği, eylem esnasında “15 Şubat Uluslararası Komplosunu Kınıyoruz HDP-DBP Kars İl Örgütü” yazılı pankart açıldığı, açık kimliği tespit edilemeyen şahıslar tarafından “Be Serok Jiyan Nabe”, “Şehit Namırın” şeklinde slogan atıldığı, Kars HDP İl Eş Başkanı Cengiz Topbaşlı tarafından basın açıklaması metni okunduğu,
...şahsın PKK/KCK terör örgütünün talimatları doğrultusunda düzenlenen ve PKK/KCK terör örgütünün elebaşısı Abdullah Öcalan’ın yakalanışını protesto etmek amacıyla Kars ilinde 15.02.2016 günü yapılan basın açıklamasına katıldığı, ölen örgüt mensuplarına saygı duruşunda bulunduğunun tespit edildiği,
…PKK/KCK terör örgütü mensupları “Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan’ın öldürülmelerini protesto etmek amacıyla terör örgütü propagandasına dönüşen eyleme bilerek ve isteyerek katıldığı, PKK/KCK terör örgütünün lideri Abdullah Öcalan’ı sahiplenerek ve terör örgütünün destekçisi olduğunu belli edecek şekilde teröristbaşının 15 Şubat 1999 tarihinde yakalanarak ülkemize getirilişini protesto etmek amacıyla düzenlenen, terör örgütü liderini sahiplenme ve Terör Örgütünün Propagandasına dönüştürülen basın açıklamaları ve yürüyüşlere katıldığı ve sanığın terör örgütü liderini ve terör örgütünü sahiplendiği anlaşılmış ve dosyada mevcut diğer deliller birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde; SANIĞIN ANILAN BU EYLEMLERİNİN DE ÖRGÜTÜN HİYERARŞİSİNE BAĞLI OLDUĞUNU GÖSTERİR ŞEKİLDE ÇEŞİTLİLİK, SÜREKLİLİK KAPSAMINDA YER ALDIĞI ve buna göre sanığın bu eylemlerinin ayrıca PKK/KCK terör örgütünü ve adı geçen örgütün cebir şiddet içeren eylemlerini övücü, destekleyici nitelikte olduğu …” gerekçesiyle Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma suçundan, TCK'nın 302/1, 3713 sayılı Yasanın 5/1 maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis; terör örgütü propagandası yapmak suçundan, 3713 sayılı Yasanın 7/2-2, TCK’nın 43/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 18 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 29/12/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Cengiz Topbaşlı’nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma, terör örgütü propagandası yapma” suçlarından mahkumiyetinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan Cengiz Topbaşlı’nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (EK-26)
194. COŞKUN ÜSTERCİ (Celalettin ve Süeda oğlu, 1954 doğumlu, T.C. Kimlik No: 37633682334); (22/06/2014, 24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi, 07/03/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/23626 sayılı soruşturma dosyasında,
Suç tarihinin 08/02/2016 olduğu belirtilerek,
“…link adresinden 8 Şubat 2016 tarihinde HDPİZMİR isimli/rumuzlu kullanıcının yapılan paylaşımın; "İzmir Barış Bloku'nun çağrısıyla bugün saat 18:00'de Alsancak Sevinç Pastanesi önünde Cizre'de yaşanan katliamları protesto etmek amacıyla bir araya geliyoruz!" şeklinde olduğu; Bu paylaşım üzerine alana geldiği anlaşılan kalabalığın “Cizrede Katliam Var .Sessiz Kalmayacağız Barış Bloku “ şeklinde pankart taşıdıkları , ve Cizrede Halk Yalnız değildir şeklinde slogan atıldığı , gene Cizrede Yaşanan Katliamdır şeklinde slogan atıldığı ,Diren Cizre Yalnız Değildir , Cizrenin Hesabı Sorulacak ,Diren Cizre İzmir Seninle , Katil Devlet Hesap Verecek Kaldıraç – Sarayın savaşına Karşı Direnişi Yücelt Mücadeleye Ses Ver Kaldıraç “ şeklinde slogan atıldığı , bu konuda grubu yönlendiren ve slogan attıran şüpheliler Coşkun Üsterci ve B. A.‘ın uyarıldığı buna karşın slogan atmaya devam edeceklerini söyledikleri, ...Şüpheli, Coşkun Üsterci'nin “ Sevgili dostlar barış bloğunun gerçekleştireceği bu basın açıklamasında ortak sloganlarımızı atacağız. Sloganları burdan biz gerçekleştireceğiz. Lütfen uyalım. ” şeklinde konuşma yaparak grubu yönlendirdiği “ CİZRE'DE YAŞANAN KATLİAMDIR “ şeklinde slogan attırdığı, “ Cizre Halkı Yalnız Değildir – Cizre'de Yaşanan Katliamdır – Diren Cizre İzmir Seninle “ şeklinde slogan atarak ve aynı zamanda slogan attırarak “ Cizre'de katliam var sessiz kalmayacağız Barış Bloku “ ibarelerinin yer aldığı pankart önünde yer alarak” tespitiyle PKK/KCK terör örgütü propagandası yapmak suçundan hakkında soruşturma yürütüldüğü,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 07/03/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 22/06/2014, 24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Coşkun Üsterci’nin, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “PKK/KCK terör örgütü propagandası yapmak” suçundan ceza soruşturması bulunduğu, partide üst düzey görev alan Coşkun Üsterci’nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin işlendiği odak noktasına gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (EK-26)
195. DİLEK AYKAN (Recep ve Şefika kızı, 1983 doğumlu, T.C. Kimlik No: 25831598304); (24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi - HDP İzmir İli ve Karabağlar İlçesi (Eş) Başkanı - İl Yönetim Kurulu Üyesi - 31/10/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/03/2017 tarih ve 2016/176 esas, 2017/69 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 15/02/2015 olduğu belirtilerek,
“…PKK/KCK terör örgütü ele başısı Abdullah Öcalan'ın 15/02/1999 tarihinde Kenya ülkesinde yakalanarak ülkemize getirilişinin yıl dönümünü protesto etmek amacıyla HDP organizesinde 15/02/2015 günü saat HDP Karabağlar İlçesi Yüzbaşı Şerafettin Temsilciliği önünde toplanan 30-35 kişilik grup yürüyerek …basın açıklaması yaptıkları, ön tarafta pankart ve ellerinde bölücü başı Abdullah Öcalan'ın flamasının bulunduğu, grubun önünde bulunan şahıslarca açılan ve tutulan 1X2 ebatında yeşil ve kırmızı kenar çizgileriyle birleşen sarı zemin üzerine kırmızı büyük puntolarla" Bu yıl önder Apo'nun aramızda olacağı yıl olacaktır" ibareli ve "Karabağlar Gençlik Meclisi" imzalı ve sağ ve sol tarafında bölücü başı Abdullah Öcalan’ın resminin bulunduğu pankart açıldığı,
Basın açıklaması eylemi başlaması sırasında grup tarafından zafer işaretleri yapılarak PKK/KCK terör örgütü kırsal alanında faaliyet yürüten örgüt mensuplarının söylediği ve örgüt mensuplarını yapılan silahlı eylemleri övücü-yüceltici mahiyette sözler içeren ÇERXA ŞOREŞE (Devrim Çarkı) isimli sözde marşın söylendiği ve akabinde BİJİ SEROK APO ( Yaşasın Başkan Apo ) şeklinde slogan atıldığı,
Sanık Dilek Aykan’ın ÇERXA ŞOREŞE (Devrim Çarkı) adlı sözde marş söylenirken "Devrimci Yumruğu" olarak tabir edilen sol elini yumruk yaparak yukarı kaldırdığı ve selam verdiği sanığın görüntülerin en başından beri söz konusu grubu yönettiği ve onlara talimatlar verdiği, yine yapılan yasa dışı basın açıklamasına müdahale etmediği gibi bu basın açıklamasını teşvik eder şekilde hareket etiği, BİJİ SEROK APO (Yaşasın Başkan Apo)," Dişe diş kana kan, seninleyiz ÖCALAN" , " Gençlik Aponun fedaisidir" , " Kahrolsun 15 Şubat Komplosu" şeklinde slogan atan grupla birlikte hareket ettiği” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 62, 50/1-a maddeleri uyarınca 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ,
b) İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 29/03/2016 tarih, Soruşturma No: 2015/113264, Esas No: 2016/11091 ve İddianame No: 2016/710 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 04/12/2015 - 05/12/2015 olduğu belirtilerek,
“…silahlı çatışmada ölü olarak ele geçirilen PKK terör örgütü üyesi D. K. isimli şahsın cenazesinin 04.12.2015 İzmir iline getirildiği, Ahmet Cavit UĞUR, Hacay YILMAZ, Dilek AYKAN ve Elmas ÇINAR’ın cenazenin defin işlerini organize ettikleri;
…Şüpheli, Dilek AYKAN‘ın cenaze etkinliğinin nasıl yapılacağı hususunda yetkili emniyet personeli ile görüşme halinde iken yakasında ölen örgüt mensubunun resmi ve bu resmin arka fonunda yukarıda belirtilen PKK/KCK terör örgütünü simgeleyen sözde bayrağı taşırken görüntülenen şahıs olduğu,
Şüphelilerin her birinin yakasında PKK bayrağı üzerinde çatışmada etkisiz hale getirilen terör örgütü üyesi D.K.’ın resminin bulunması, söylenen marşlar ve diğer şüphelilerin söylemleri, anılan cenaze töreninin genel düzen ve koordinesi içinde bir bütün halinde değerlendirildiğinde ; …cenaze kortejini sevk ve idare ettiği, terör propagandası yapan kalabalığın kanaat önderi olarak hareket ederek, örgütün propagandası dışında bir çok kez örgütün yönlendirmesi ve internetten verdiği talimatlar doğrultusunda, örgütün amaçları doğrultusunda örgütün tabanına destek vermek ve psikolojik motivasyon sağlamak amacıyla bu tip eylemleri örgütledikleri…,” belirtilerek terör örgüt üyesi olmak suçundan TCK'nın 314/2 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/140 esasında derdest olduğu,
c) İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 03/11/2018 tarih ve Soruşturma No: 2018/107603, Esas No: 2018/44664 ve İddianame No: 2018/6719 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 24/04/2016 olduğu belirtilerek,
“24/04/2016 tarihinde HDP İzmir İl Başkanlığı tarafından …genel kurul toplantısı sırasında gerçekleştirilen konuşmaların soruşturma dosyası kapsamında incelendiği,… şüpheli Dilek Aykan'ın genel kurulda okuduğu metinde "Türkiye ve Kürdistan halklarına karşı bir yok etme savaşı başlattı. Ancak bu pervasız ve alçakça saldırı halkımızın özyönetim direnişiyle geri döndü. Hepinizi Kobani'den Amed surlarına kadar dayanan görkemli direnişin ruhu ve coşkusuyla selamlıyorum. Hepinizin çok iyi bildiği gibi 2013 nevruzunda kürt halk önderi sayın Abdullah Öcalan'ın Türkiye, Kürdistan ve Ortadoğu halklarının geleceğine ışık tutan tarihsel manifestosu ile hepimizin yüreği aydınlanmış ve büyük umutlar yaratmıştır." ifadelerinin yer aldığı, PKK/KCK'nin Türkiye'yi bölme ve anayasal düzeni değiştirme ve özyönetime geçmek adına ülkenin belli bir kısmında barikat ve hendekler oluşturduğu, vatandaşları bulunduğu yerlerden göçe zorladığı, kolluk güçleri ile çatışmalara girdiği, metin içeriğinde bu durumun övüldüğü, desteklendiği, teşvik edildiği, diğer konuşma içeriklerinin de örgütün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini öven, teşvik eden ifadeler içerdiğinin anlaşıldığı,” tespitiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İzmir 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/168 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere, 31/10/2014 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 24/01/2016 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen, HDP İzmir İli ve Karabağlar İlçesi (eş) başkanı - il yönetim kurulu üyesi olarak görev alan Dilek Aykan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyet kararı ile “terör örgüt üyesi olmak, terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Dilek Aykan’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
196. DİLEK YAĞLI (Ali ve Fatma kızı, 1989 doğumlu, T.C. Kimlik No: 19481148736); (27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi, 25/10/2013 Tarihinden itibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25/10/2013 tarihinden itibaren üyesi olup, 27/10/2013 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi, 22/06/2014 tarihli Büyük kongrede MYK üyesi seçilen Dilek Yağlı’nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında “Devletin birliğini, ülkenin bütünlüğünü bozma ve iddianamede yazılı diğer”suçlardan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Dilek Yağlı’nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (EK-26)
197. DOĞAN ERBAŞ (Yusuf ve Hanım oğlu, 1964 doğumlu, T.C. Kimlik No: 32108049018); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 20/05/2017 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 19/01/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 03/04/2012 tarih, Soruşturma No: 2011/2196, Esas No: 2012/225 ve 2012/168 sayılı iddianamesiyle silahlı terör örgütüne üye olma suçundan İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/235 esas sayılı dosyasında yargılaması bulunan Doğan Erbaş’ın,
Üyelik tarihinden sonra,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 07/04/2017 Tarih, Soruşturma No: 2016/153107, Esas No: 2017/10270 ve İddianame No: 2017/1569 sayılı iddianamesiyle,
Suç tarihinin 2016 olduğu belirtilerek,
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5-7/2 maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/58 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere, 19/01/2016 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi, 20/05/2017 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Doğan Erbaş’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, üyelik öncesi dönemde gerçekleşen eylemi nedeniyle “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan kamu davası açılmasına karşın, davalı partiye üye olduktan sonra da eylemlerine devam ettiği, “terör örgütü üyesi olmak” suçundan hakkında kamu davası açıldığı, partide üst düzey görev alan Doğan Erbaş’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
198. EKBER KAYA (Ali ve Besi oğlu, 1962 doğumlu, T.C. Kimlik No: 18482792078); (22/06/2014 ve 24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Yedek Üyesi , 12/02/2014 - 23/10/2019 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a) Tunceli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/07/2018 tarih ve 2017/21 esas, 2018/207 sayılı kararıyla;
Suç tarihlerinin 09/01/2014, 04/03/2014, 29/07/2016, 16/11/2016 olduğu belirtilerek,
“…09.01.2014 tarihinde Tunceli ilinde PKK/KCK terör örgütü kurucularından olan Sakine Cansız adlı terör örgütü mensubunun Tunceli asri mezarlığında bulunan mezarı başında anma ve toplantı gösteri yürüyüşü şeklinde eyleme düzenlendiği sanığın bu eylemde yapmış olduğu konuşmada ''...değerli yoldaşlar, saygıdeğer yoldaşın şahsında Kürdistanda ve ülkenin bütününde yaşamını yitiren bütün halklarımıza mensup devrim, özgürlük ve sosyalizm şehitleri önünde saygıyla eğiliyorum. Çok söze gerek yok. Biz Sakine’yi kaybetmedik, Sakine bugün mücadelesine devam ediyor. Sakine bütün bir yaşamını halkının özgürlüğüne adamış olmakla gelecek kuşaklara örnek temsil ederek mücadele etmeye devam ediyor…Dersim şehitleri şahsında Sakine Cansız 'ların, Mazlum Doğan' ların. Adil CANLAR' ın, Cafer CANGÖZLER' in, Hüseyin CEVAHİR' lerin şahsında söz veriyoruz.’’ şeklinde konuşma yaptığının tespit edildiği, bu konuşmanın içeriğinde sanığın silahlı terör örgütünün amacı doğrultusunda şiddet içeren eylemlerini meşru gösterme gayreti içinde olduğu, silahlı terör örgütünün amacının gerçekleşmesi için telkin, teşvik ve etkide bulunmaya destek sağladığı,
04.03.2014 günü Tunceli şehir merkezinde ''Öcalan' a özgürlük'' adı altında başlatılan imza kampanyası etkinliği ile bir grubun toplandığı, PKK elebaşısının resminin parti seçim irtibat binasının duvarına asıldığı, resmin içeriğinde ''öcalana özgürlük kürdistan ve Türkiyeye barış'' ibaresinin yer aldığı, dosya kapsamında yer alan görüntü inceleme tutanaklarında bu pankartı asan kişinin, pankartın görünürlüğünün sağlanması için çaba harcayan kişinin sanık Ekber Kaya olarak tespit edildiği anlaşılmıştır. Sanığın bu eylemi ile silahlı terör örgütünün şiddet içeren eylemlerini meşru gösterme, örgütün destekçisi olduğunu açıkça belli ederek, örgütün amacına ulaşmak için birçok kişiye yönelik telkin ve teşvikte bulunduğu anlaşılmıştır.
… Tunceli merkezinde bulunan park içerisinde 29.07.2016 tarihinde slayt perdesine yansıtılarak terör örgütü PKK/KCK’nın kurucularından olan ve Fransa’da öldürülen Sakine Cansız, Sara(K) adlı terör örgütü mensubunun hayatından kesitlerin yer aldığı, terör örgütünün sözde lider kadrosunda yer alan terör örgütü mensuplarının üzerilerinde leşker kıyafetleri bulunan halde röportajların yer aldığı, terör örgütünün elebaşısı Abdullah Öcalan'nın görüntülerinin yer aldığı, “sara” adlı filmin herkes tarafından görünecek şekilde yayınlandığı, filmin yer aldığı etkinliğin tertip komitesinde sanığın da bulunduğu anlaşılmıştır. Filmin içeriğine bakıldığında; silahlı terör örgütünün amacı doğrultusunda şiddet içeren eylemlerini meşru gösterme çabasında olduğu, film ile silahlı terör örgütünün amacının gerçekleşmesi için destek sağlandığı anlaşılmıştır…” gerekçesiyle, silahlı terör örgütü üyeliği suçundan TCK'nın 314/2, 62; 3713 sayılı Yasanın 3, 5/1 maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis; terör örgütü propagandasını yapma suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2, TCK’nın 43/1, 62 maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis; 29/07/2016 tarihli terör örgütü propagandası yapma suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2-2 TCK'nın 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Tunceli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/09/2015 tarih, 2015/194 esas ve 2015/133 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 14/04/2015 olduğu belirtilerek,
“…dosya kapsamında bulunan görüntü inceleme ve tespit tutanakları, olay tutanağı, kolluk fezlekesi içeriği, kaçamaklı görülen sanık savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre, Suriye ülkesinde bulunan Kobani bölgesindeki PYD unsurları içerisinde faaliyet yürüttüğü ve 11/04/2015 tarihinde Irak Mahmur bölgesindeki bir hastanede … öldüğü tespit edilen, PKK/KCK terör örgütü mensubu olduğu anlaşılan İsa Gabar kod adlı İ.K. isimli PKK/KCK terör örgütü mensubunun suç tarihi olan 14/04/2015 tarihinde … cenaze töreninin düzenlendiği, ölen silahlı terör örgütü mensubu İ.K.'un tabutunun üzerinde tören sırasında ve sonrasında PKK/KCK terör örgütünün sözde bayrağının örtülü olduğu, dosya kapsamında bulunan görüntü inceleme ve tespit tutanakları ile sanık savunmalarından da anlaşılacağı üzere sanıkların suç tarihinde üzerinde PKK/KCK terör örgütünün sözde bayrağının örtülü olduğu tabutu taşıdıkları, olayın cereyan tarzı, dosya kapsamı ve tabut üzerindeki sözde bayrağın açık görünümü de gözetildiğinde sanıkların tabut içerisindeki cenazenin PKK terör örgütü mensubuna ait olduğunu bildikleri ve bunun bilincinde olacak şekilde kasıtlı olarak silahlı terör örgütüne ait sözde bayrağın örtülü olduğu ölen terör örgütü mensubunun da içerisinde olduğu tabutu taşıdıkları,…” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapma suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2-b.1, TCK nın 62, 50/1-a, 52. maddeleri uyarınca 6000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere, 22/06/2014 ve 24/01/2016 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Ekber Kaya’nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında “silahlı terör örgütü üyeliği ve terör örgütü propagandası yapma” suçlarından mahkumiyet kararlarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ekber Kaya’nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
199. EKREM SAVCI (Haydar ve Senem oğlu, 1958 doğumlu, T.C. Kimlik No: 15512448370); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 25/09/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Kars 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/12/2020 tarih, 2019/266 esas ve 2020/422 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 26/10/2018 olduğu belirtilerek,
“…Teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın talimatıyla kurulan DTK (Demokratik Toplum Kongresi) bünyesinde oluşturulan Adalet Divanları’nın geçmiş dönemde PKK/KCK terör örgütünün sözde yargı görevini yaptığı,…olaylara konu beyanlardan, görüşme içeriklerinden ve dosyanın tamamından anlaşılacağı üzere, alacak verecek meselesi, kız kaçırma, kavga, vb. olayların sanık Ekrem Savcı'ya iletildiği, sanığın da olaylara müdahil olduğu, bu tür olayların sanığa iletilmesinin rutin bir durum olmadığı ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu, sanık Ekrem Savcı'nın da içerisinde bulunduğu söz konusu faaliyetlerin legal bir faaliyet olmadığı, vatandaşların adli makamlarla irtibatlarını ortadan kaldırarak ülkemizdeki mevcut yargı sistemini devre dışı bırakmaya ve KCK sistemi topluma empoze edilerek KCK’nın toplum nezdinde itibar kazanması amacını güttüğü, …sanığın Kars ilinde bulunan Değer Aileleri (Örgüt içerisinde faaliyet yürütürken ölen veya tutuklanan vb. örgüt mensuplarının aileleri) ziyaretinin organize edilmesiyle ve maddi yardım edilmesiyle ilgili görüşmeler gerçekleştirdiği, dolayısıyla Ekrem Savcı'nın da PKK/KCK terör örgütü içerisinde tutuklanan örgüt mensuplarını sahiplendiği ve neticeten sanığın PKK/KCK silahlı terör örgütü içerisinde yer alarak PKK/KCK silahlı terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda bizzat faaliyetlerde bulunduğu, … sanık Ekrem Savcı'nın PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olduğu ve örgüt içerisinde yer alarak PKK/KCK silahlı terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda bizzat faaliyetlerde bulunduğu kanaatine varılmıştır.
… PKK/KCK terör örgütü üst düzey yöneticileri ve müzahir yapılanmaları tarafından; 1 Kasım’ı Dünya genelinde “Dünya Kobani Günü” ilan ettikleri ve tüm halkı 1 Kasım’da sokağa davet ederek yürüyüş ve basın açıklamaları yapması yönünde çağrılarda bulunulması üzerine, Kars ili Merkezinde de DBP-HDP-KA-YÖDER tarafından 01.11.2014 tarihinde yürüyüş ve basın açıklaması düzenlendiği, …yürüyüş ve yapılan açıklamalar sırasında; grup içerisinde bulunan bazı şahıslar tarafından; “Biji Berhudane Kobani, Biji Berhudane YPG, Kobani IŞİD’a Mezar Olacak, Direne Direne Kazanacağız, Be Serok Jiyan Nabe (Başkansız Yaşam Olmaz), Selam Selem İmralı’ya Bin Selam, Selam Selam Kobaniye Bin Selam, Her Yer Kobani Her Yer Direniş, Biji Serok Apo (Yaşasın Başkan Apo), Kürdistan Faşizme Mezar Olacak, Şehit Namırın, Baskılar Bizi Yıldıramaz, Kobani Halkı Yalnız Değildir, PKK Halktır Halk Burada, YPG Dımeşe Erd U Ezman Diheje-YPG Yürüyor Yer Gök İnliyor” “Bi Can Bi Xwin Em Terane Ey Serok- Canımızla Kanımızla Seninleyiz Ey Başkan”, “Kobani’den Serhat’a Mücadele Büyüyor” şeklinde sloganlar atıldığı, sözde PKK marşı söylendiği,
…Ekrem Savcı isimli şahsın da söz konusu sözde Kobani gününe katılan şahıslarla birlikte bulunduğu, .. Kobani’nin Suriye ülkesi Ayn-El Arap bölgesi olduğu, örgüt tarafından bu bölgenin Kobani olarak isimlendirildiği, PKK/KCK terör örgütünün Suriye uzantısı PYD/YPG terör örgütü mensuplarının bu bölgede silahlı faaliyet yürüttüğü, bu örgüt tarafından sözde kurtarılmasının akabinde sözde Kobani Günü ilan edildiği, 01.11.2014 günü Kars ilinde düzenlenen söz konusu sözde Kobani gününe sanık Ekrem Savcı'nın katıldığı, yine sanık Ekrem Savcı'nın, terör örgütü mensuplarıyla herhangi bir akrabalık bağı olmamasına rağmen görüntü tespit tutanakları ve dosyada mevcut diğer deliller birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde, örgüt mensuplarını sahiplenerek ve terör örgütünün destekçisi olduğunu belli edecek şekilde PKK/KCK terör örgütü mensupları “Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan’ın öldürülmelerini protesto etmek amacıyla terör örgütü propagandasına dönüşen eyleme bilerek ve isteyerek katıldığı,...,” gerekçesiyle silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan TCK'nın 314/2, 62, 3713 sayılı Yasanın 5/1. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2 birinci cümle, TCK’nın 43/1, 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere, 25/09/2014 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Ekrem Savcı’nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma” suçlarından mahkumiyet kararının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ekrem Savcı’nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
200. ELMAS ÇİNAR (Fevzi ve Hürdes kızı, 1974 doğumlu, T.C. Kimlik No: 38572094592); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 09/01/2014 Tarihinden itibaren HDP Üyesi)
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 29/03/2016 tarih, Soruşturma No: 2015/113264, Esas No: 2016/11091 ve İddianame No: 2016/710 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 04/12/2015 - 05/12/2015 olduğu belirtilerek,
“…silahlı çatışmada ölü olarak ele geçirilen PKK terör örgütü üyesi D. K. isimli şahsın cenazesinin 04.12.2015 İzmir iline getirildiği, Ahmet Cavit UĞUR, Hacay YILMAZ, Dilek AYKAN ve Elmas Çinar’ın cenazenin defin işlerini organize ettikleri;
… Şüpheli, Elmas Çinar'ın cenaze etkinliğinin nasıl yapılacağı hususunda yetkili emniyet personeli ile grubun ileri gelenleri arasında görüşmeler devam eder iken çeşitli sloganlar atan ve marş söyleyen grubu el kol hareketleriyle zaman zaman grubu yönlendiren ve grupla birlikte hareket eden, grup içerisinde iken yakasında ölen örgüt mensubunun resmi ve bu resmin arka fonunda PKK/KCK terör örgütünü simgeleyen sözde bayrağı taşırken görüntülenen şahıs olduğu,
Şüphelilerin her birinin yakasında PKK bayrağı üzerinde çatışmada etkisiz hale getirilen terör örgütü üyesi D.K.’ın resminin bulunması, söylenen marşlar ve diğer şüphelilerin söylemleri, anılan cenaze töreninin genel düzen ve koordinesi içinde bir bütün halinde değerlendirildiğinde; …cenaze kortejini sevk ve idare ettiği, terör propagandası yapan kalabalığın kanaat önderi olarak hareket ederek, örgütün propagandası dışında bir çok kez örgütün yönlendirmesi ve internetten verdiği talimatlar doğrultusunda, örgütün amaçları doğrultusunda örgütün tabanına destek vermek ve psikolojik motivasyon sağlamak amacıyla bu tip eylemleri örgütledikleri,” belirtilerek terör örgütü üyesi olmak suçundan TCK'nın 314/2 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/140 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere, 09/01/2014 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Elmas Çinar’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü üyesi olmak” suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Elmas Çinar’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
201. EMİNE KAYA: Şeyhmus ve Sultan kızı, 1997 doğumlu, T.C. Kimlik No: 13840296014); (11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 20/05/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Eskişehir 2 Ağır Ceza Mahkemesinin 09/06/2017 tarih ve 2017/3 esas, 2017/160 sayılı kararıyla;
“…PKK terör örgütü tarafından ve örgütün yayın organı olarak faaliyet gösteren internet siteleri üzerinden "Nevruz yasaklarının dinlenmemesi, özyönetimlerin sahiplenilmesi, 2016 Nevruzunun direniş, diriliş ve başkaldırının startı olarak alanlara çıkılması, direnişin hep canlı tutulması yönünde eylemsellik" talimatlarının verildiğinin tespit edilmesi ve HDP İl Başkanlığı tarafından nevruz etkinliği düzenleneceğinin bildirildiği yönünde bilgiler alınması üzerine, 20/03/2016 tarihinde Emniyet birimlerince olay yerine gidilerek gerekli tedbirlerin alındığı, cadde üzerinde toplanan içinde sanığın da bulunduğu bir grup tarafından "Nevruz Yasaklanamaz" pankartı açmasının ardından sloganlar atılarak yürüyüşe geçildiği, daha sonra Nevruz etkinlikleri adı altında, hakkında çıkartılan yasaklama kararlarını protesto ettiklerine dair basın açıklaması yapılmasının ardından grup içindeki bazı şahısların park alanında gazete yakıp yakılan ateş üzerinden atladıkları ve halay çektikleri, bu sırada sanıkların PKK terör örgütünün propagandası niteliğinde "partizane" ve "ha gerilla" marşlarını yüksek sesle ve aleni bir şekilde söyledikleri, 14/04/2017 tarihli bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere; sanık Emine Kaya'nın "partizana ve ha gerilla" isimli marşları söylediği, Sanığın bu şekilde PKK terör örgütü tarafından ve örgütün yayın organı olarak faaliyet gösteren internet siteleri üzerinden yapılan çağrı üzerine yapılan etkinliğe katılarak "partizana ve ha gerilla" isimli marşları söylemek suretiyle, 3713 sayılı Yasanın 7/2 maddesinde yazılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği sonuç ve kanaatine varıldığı” belirtilerek 3713 sayılı Kanunun 7/2 ,TCK'nın 62 maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen Emine Kaya’nın,
Parti üyesi olduktan sonra,
Eskişehir 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/10/2020 tarih, 2019/296 esas ve 2020/195 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 11/12/2019 olduğu belirtilerek,
“…Sanık Emine Kaya'nın, Emine Kaya isimli/rumuzlu @eminee_kaya kullanıcı adlı, https://twitter.com/eminee_kaya URL adresli, 749408724 ID numaralı twitter hesabı hakkında Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerince düzenlenen Açık Kaynak Araştırma Raporu incelendiğinde;
“Ortadoğu ve dünya halkları, Rojava’ da “başka bir şeyin mümkün” olduğunu gördü. Hiç kimse, hiçbir karşı devrimci girişim bunu tarihten silemez. AKP’ nin bu gerçeği değiştirmeye gücü asla yetmez. #RojavaKazanacak" şeklinde yapılan paylaşımı retweetlediği,
Sanığın yaptığı paylaşımda ellerinde Kaleşnikof tüfekler bulunan PKK/KCK terör örgütünün Suriye uzantısı ve yapılanmalarından YPJ kadın terör örgütü mensuplarının fotoğraflarına yer verildiği tespit edilmekle sanığın twitter'dan yapmış olduğu bu paylaşımla sanığın terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaparak üzerine atılı suçu işlediği” gerekçesiyle 3713 sayılı Yasanın 7/2-1-2. maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere, 20/05/2016 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olan ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Emine Kaya’nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, partide üst düzey görev alan Emine Kaya’nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
202. EMİNE ÜLKER (İbrahim ve İnsaf kızı, 1954 doğumlu, T.C. Kimlik No: 39622437758); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 03/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/1520 sayılı soruşturma dosyasında,
Suç tarihinin 23/10/2020 olduğu belirtilmekle,
“PKK/KCK terör örgütünün KCK/TDÖ kadın alan yapılanması TJA içerisinde –sözde- sorumlu olarak faaliyet gösteren ve Diyarbakır ilinde 28.01.2021 tarihinde Silahlı Terör Örgütü Üyeliği suçundan tutuklanan … A.G isimli şahsın öncülüğünde Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muğla il binasında gerçekleştirilen eylem/etkinliğe katılan ve PKK/KCK terör örgütünün KCK/TDÖ kadın alan yapılanması TJA içerisinde faaliyet gösterdikleri…”, bu kişiler arasında Emine Ülker’in de bulunduğu tespitiyle Muğla İl Emniyet Müdürlüğünün 26/02/2021 tarihli fezlekesinin Muğla Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilerek soruşturma yürütüldüğü,
Görüldüğü üzere, 03/05/2017 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 23/02/2020 tarihli büyük kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Emine Ülker’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında hakkında soruşturma bulunduğu, partide üst düzey görev alan Emine Ülker’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
203. ERCAN ARSLAN (İsmet ve Akide oğlu, 1970 doğumlu, T.C. Kimlik No: 24503678948); (20/02/2017 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 18/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 28/06/2017 tarih, Soruşturma No: 2017/27988, Esas No: 2017/8692 ve İddianame No: 2017/2534 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 23/06/2017 olduğu belirtilerek,
“DTK’nın, teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın Dört Ayaklı Paradigmasının 3. ayağını oluşturan bir örgütlenme ve sözde kurucu meclis işlevi gören bir yapılanma olduğu, örgüt üyelerinden elde edilen delillerde ve dinleme tapelerinde bir çok şahıs tarafından DTK’nın, sözde Kuzey Kürdistan Parlamentosu/Meclisi olarak nitelendirildiği, DTK’nın, örgütün hedefi olan Demokratik Özerklik stratejisini hayata geçirmek amacıyla teröristbaşının talimatları doğrultusunda kurulduğu ve yapılandığı,…DTK tarafından, 14 Temmuz 2011 tarihinde, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak amacıyla PKK/KCK silahlı terör örgütünün hedefi doğrultusunda demokratik özerklik ilan edildiği,
Şüphelinin, …bahse konu hedefler hususunda karar alma mercii olan genel kurulda görev aldığı, bu organın çalışmaları kapsamında çeşitli toplantılar düzenleyerek ve örgütsel nitelikteki eylemlere katılarak; diğer DTK üyeleri ile birlikte dört ülke toprakları üzerinde sözde kürt ulusal birliğini sağlamak, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, toplumsal ayrışmaya sebep olmak amacıyla halk kitlelerini etkilemeye çalıştıkları, ayrıca şüphelinin KCK Türkiye sözcüsü olduğu, bu suretle şüphelinin üzerine atılı silahlı terör örgütü yöneticisi olmak suçunu işlediği” iddiasıyla TCK’nın 314/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/73 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere, 18/05/2017 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 20/02/2017 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Ercan Arslan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü yöneticisi olmak” suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ercan Arslan’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
204. FERHAT TARHAN (Fahri ve Mahbup oğlu, 1972 doğumlu, T.C. Kimlik No: 62962092882); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 16/01/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 01/03/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/9217 Esas No: 2019/3153 ve İddianame No: 2019/516 sayılı iddianamesiyle;
“Şüpheli Ferhat Tarhan'ın soruşturmaya konu dönemde PKK/KCK terör örgütünün KCK Yürütme Konseyi Toplum Koordinasyonu Siyasi Alan Şanlıurfa sorumlusu olarak faaliyet yürüttüğü, Şanlıurfa ilinde faaliyet gösteren KCK yapılanmasındaki şahıslarla irtibatlı olduğu ve sorumlu düzeyde aktif olarak görev yaptığı ayrıca Ferhat TARHAN’ın hesap hareketleri incelendiğinde sadece Şanlıurfa KCK yapılanması içerisinde faaliyet yürütmediği, KCK’nın Siyasal Alan Merkezinde faaliyet yürüten diğer illerdeki şahıslarla da irtibatlı olduğu ve bu şahıslarla para transferine girdiği, Ferhat TARHAN ile para alışverişine giren şahısların herhangi bir ticari ya da akrabalık bağının bulunmadığı, paraların değişik illerden, değişik kişilerden, farklı zaman aralıklarında gönderilmek sureti ile Ferhat TARHAN’da toplandığı, bu toplanan paralarının değişik zamanlarda KCK yapılanması içerisinde faaliyet gösteren kişilere gönderildiği ve PKK/KCK terör örgütünün faaliyetlerinde kullanıldığı, Ferhat TARHAN üzerinden diğer şahıslara aktarıldığı dolayısıyla Ferhat TARHAN’ın para transferi içerisinde merkez noktada yer aldığı,” tespitiyle 2013 yılında gerçekleşen eylem nedeniyle silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesine (2015/463) kamu davası açılan Ferhat Tarhan’ın,
Parti üyeliği sonrasında:
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/8409 ve 2018/28911 sayılı soruşturma dosyaları ile,
Suç tarihinin 10/05/2018 olduğu belirtilerek,
Silahlı terör örgütü kurma - yönetme suçundan hakkında soruşturma yürütüldüğü, 10/05/2018 tarihli ayırma kararı ile Ferhat Tarhan yönünden soruşturmanın 2018/28911 sayılı dosya üzerinden yürütülmesine karar verildiği,
Görüldüğü üzere, 16/01/2014 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Ferhat Tarhan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, üyelik öncesi gerçekleştirdiği “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan açılmış bir kamu davası bulunmasına karşın, parti üyeliği sonrasında da eylemlerine devam ettiği, “silahlı terör örgütü kurma - yönetme suçundan” suçundan hakkında ceza soruşturması bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ferhat Tarhan’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
205. FİLİZ KOÇALİ (Rusuhi ve Fahriye kızı, 1958 doğumlu, T.C. Kimlik No: 32368798916); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 12/01/2014 - 12/07/2015 Tarihleri Arası ve 23/07/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 09/11/2016 tarih, Soruşturma No: 2016/95651, Esas No: 2016/38986 ve İddianame No: 2016/4148 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 16/08/2016 olduğu belirtilerek,
” 1 Haziran 2016 tarihli Özgür Gündem Gazetesinin 14. sayfasında yer alan Filiz Koçali tarafından kaleme alınan "FETİHÇİLERE KARŞI YENİ YAŞAM İNŞASI" başlıklı ve yazı içeriğinde; "Ellerinde "Fatih'in torunları JÖH, PÖH" dövizini taşıyanların belki de gözleri yaşarmıştır, kim bilir? Üç boyutlu duygusal atmosfer ve duygusal bir ses! Hangi insan evladı dayanabilir?" şeklindeki beyanı ile operasyonlarda yer alan Emniyet güçlerinin aşağılandığı,
14 Haziran 2016 tarihli Özgür Gündem Gazetesinin 7. Sayfasında yer alan Filiz Koçali tarafından kaleme alınan "KOBANİ DÜŞTÜ DÜŞECEKTEN MİNBİÇ DÜŞTÜ DÜŞECEĞE" başlıklı yazı ve içeriğinde; "Oysa Sayın Öcalan'ın bu stratejik hedefi, biricik gerçekçi hedeftir" şeklinde beyanda bulunarak PKK terör örgütü elebaşı olan A.Öcalan'ın stratejik hedefinin yapılması gereken bir hedefmiş gibi lanse edildiği,
19 Temmuz 2016 tarihli Özgür Gündem Gazetesinin 8. sayfasında yer alan Filiz Koçali tarafından kaleme alınan "ŞİMDİ 3. YOL ZAMANI" başlıklı yazı ve içeriğinde; Şüphelinin terörist elebaşına Sayın ÖCALAN şeklinde yorumda bulunarak elebaşına saygısını dile getirdiği anlaşılmıştır…İdeolojisi PKK/KCK terör örgütünün sözcüsü olan bir gazetede bilerek Yayın Danışma Kurulu Üyesi olarak yer almasının örgütün nihai amacını desteklediği, örgüt adına hareket ettiğinin kanıtı olduğu,.. firari şüphelilerinde yukarıda açıklaması yapıldığı üzere, terör örgütünün güdümünde yayın yapan ve sözcüsü olduğu anlaşılan gazeteyi tasarlayıp, hazırladıkları,…” tespitiyle silahlı terör örgütüne üye olma, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, terör örgütünün propagandasını yapmak suçlarından TCK'nın 302/1, 314/2, 3713 sayılı Yasanın 7/2 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/25 esasında derdest iken mahkemenin 14/02/2020 tarih ve 2016/25 esas, 2020/46 sayılı tefrik kararı ile yargılamanın yeni esas üzerinden yürütülmesine karar verildiği,
b) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 25/04/2016 tarih, Soruşturma No: 2016/30960, Esas No: 2016/19153 ve İddianame No: 2016/1967 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 08/03/2016 olduğu belirtilerek,
“08/03/2016 tarihli Özgür Gündem isimli gazetenin incelenmesinde; 6. Sayfasında "Oremar'da 26 asker öldürüldü" başlıklı yazı ile 7. Sayfasında "Kürdistan özgürlük meşaleleri Özyönetim onur Şehitleri" başlıklı yazı ile 8. Sayfasında " Barikatların ardında 8 mart" başlıklı yazı ile 9. Sayfasında "PAJK'tan 8 Mart mesajı: Serhildana", "Mücadelemiz erkek sistemle" başlıklı yazılar ile 10. Sayfasında Filiz Koçali tarafından yazılan "korkun bizden bahar geliyor" başlıklı yazı ile 11. Sayfasında "KCK'den 2016 baharı mesajları" başlıklı Baki Gül tarafından yazılan yazı ile ayrıca diğer içerik ve görsellerde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin topraklarının bir bölümünde güvenlik görevlilerine karşı iç isyan başlatan, bu bağlamda eli silahlı mensuplarını şehirlere yerleştiren, hendek kazdıran, güvenlik görevlilerine silahla saldıran, meşru hukuki kurum ve kişilerin otoritesini yok sayarak zorbalığa dayalı kendi otoritesini kabul ettirmeye çalışan PKK/KCK terör örgütü mensuplarının gerçekleştirdikleri eylemlerin propagandası yapıldığının, nefret ,direniş ve şiddet çağrısının bulunduğu, bu bağlamda işlenen suçların övüldüğünün, halkın bir kesiminin suç işlemek üzere tahrik edildiğinin tespit edilmesi üzerine soruşturmaya geçildiği, … İnceleme ve soruşturma kayıt tutanağına konu edilen başlıklar altında yayınlanan içeriklerde PKK/KCK terör örgütünün ve bağlı alt yapılanmalarıın, örgüt mensuplarının eylem ve faaliyetlerinin meşru gösterildiği, övüldüğü, bu eylemlerin kitleler nezdinde itibar görülmesinin amaçlandığı, açıkça gazetedeki tüm haber ve içeriklerin terör örgütü PKK eylemlerini meşrulaştırma, övme amacına yönelik olduğu, silahlı saldırıyı/isyanı, şiddeti, baskıyı öven/teşvik eden bu içeriklerin yayınlanmasının düşünce ve ifade hürriyeti veya basın hürriyeti kapsamında değerlendirilmeyeceği...” tespitiyle suç işlemeye alanen tahrik etme, suçu ve suçluyu övme, terör örgütü propagandası yapma suçlarından TCK’nın 214/1, 215/1, 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/41 esasında derdest iken, mahkemenin 21/05/2019 tarih ve 2016/41 esas, 2019/152 sayılı tefrik kararı ile dosyanın yeni esas üzerinden yürütülmesine karar verildiği,
c) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 03/09/2020 tarih, Soruşturma No: 2019/83993, Esas No: 2020/25272 ve İddianame No: 2020/6138 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 23/05/2019 olduğu belirtilerek,
“…şüpheli Filiz Koçali'nin twitter.com/Filiz_Kocali URL adresli ve Filiz Koçali @Filiz_Kocali kullanıcı adlı twitter hesabı üzerinden, herkese açık şekilde "05/08/2015 tarihinde, '#KuerdistanSehidleriniUğurluyor güle güle kahramanlar. Işığınız yolumuzu aydınlatacak' şeklinde durum yazısı paylaştığının; 22/09/2015 tarihinde, 'Aziz'i Rakka'da yitirdik. İstanbul'dan Rojava'ya uzanan devrimci mücadelesini saygıyla selamlıyorum.' şeklinde durum yazısı paylaştığının; 14/11/2015 tarihinde, 'IŞİD'i koruyup kollayanlar, besleyenler büyütenler, onunla tek başedebilen PYD'yi düşman ilen edenler Paris katliamını duydunuz mu' şeklinde durum yazısı paylaştığının; 24/01/2016 tarihinde, 'Irak Kürdistan'ı dostsa, niye Suriye Kürdistan'ı da dost olmasın. Asıl gönüllerdeki sınırlar fena' şeklinde durum yazısı paylaştığının" görüldüğü,…,” tespitiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/1-2 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/260 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere 12/01/2014 - 12/07/2015 tarihleri arasında ve 23/07/2017 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Filiz Koçali’nin, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “suç işlemeye alanen tahrik etme, suçu ve suçluyu övme, terör örgütü propagandası yapma” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Filiz Koçali’nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
206. GÜLAY KOCA ÖZTÜRKOĞLU (Halil ve Meryem kızı, 1976 doğumlu, T.C. Kimlik No: 16936259382); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 27/01/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/07/2018 tarih 2017/154 esas, 2018/526 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 12/12/2016 olduğu belirtilerek,
“…sanıklar Gülay Koca Öztürkoğlu… mahkememiz kabul kısmında belirtilen etkinliklere örgüt faaliyetleri çerçevesinde katıldıkları, DTK kapsamında örgütsel faaliyetlerde bulundukları, mahkememiz kabul kısmında belirtilen eylemlerden bir kısmı propaganda suçunun unsurları olan cebir ve şiddet unsuru bulunmadığından propaganda suçu kapsamında kalmasa dahi sabit olan eylemlerin örgütsel faaliyet kapsamında yapıldığı, sanıkların katılmış oldukları etkinliklere örgütün amaçları doğrultusunda katıldıkları, söz konusu etkinliklerde cebir ve şiddet bulunmamasının eylemleri örgütsel faaliyet kapsamı dışında bırakmayacağı, silahlı terör örgütü PKK/KCK'nın uzun yıllardan beri ülkemizdeki faaliyetlerinin cebir ve şiddete dayalı olduğu, örgütün barışçıl herhangi bir eyleminin ve söyleminin bulunmadığı, örgütün nihai amacının Devletin Birliğini ve Bütünlüğünü Bozmak olduğu ve nihai amacına ulaşmak için silahlı terör örgütü PKK/KCK'nın yıllardır ülkemizde cebir ve şiddete başvurduğu, sanıkların PKK/KCK'nın amaçları doğrultusunda hareket ettikleri, sanıkların mahkememiz kabulünde belirtilen ve katılmış oldukları eylemlerin barışçıl adı altında yapılmış olmasının eylemleri örgütün amacı dışında yapıldığını göstermeyeceği, Silahlı Terör Örgütü suçu açısından gerekli olan eylemlerin çeşitliliği, sürekliliği ve elverişliliği unsurlarının sanıklar açısından somut eylemlerle gerçekleştiği, sanıkların tüm eylemleri bir bütün halinde değerlendirildiğinde örgütün hiyerarşisi içerisinde hareket ettikleri, sanıklar ile ilgili tespit edilen iletişim kayıtlarının içerikleri, teknik takip tutanakları ve dosya içerisinde bulunan tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde sanıkların PKK/KCK silahlı terör örgütünün hiyerarşisi içerisinde yer aldıkları,
…sanığın terör örgütüne müzahir gruplarca yapılan yürüyüş ve basın açıklamalarına katıldığı, bu yürüyüş ve basın açıklamalarında PKK Terör Örgütüne müzahir pankartların açıldığı, sanığın ikamet aramasında DTK ibareli not deftrerinin bulunduğu bu not deftertinin içerisinde PKK/KCK terör örgütünün ülkemizdeki oluşumlarını koordine etmek amacıyla terörist başı Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda sözde Demokratik Toplum Kongresini oluşturduğu, sanığın da bu üzerinde Demokratik toplum kongresi ibaresi bulunan defteri bulundurmakta Demokratik toplum kongresi içerisinde sorumlu düzeyde faaliyetlerinin olduğu, sanık Gülay Koca Öztürkoğlu isimli şahıstan elde edilen materyallerin PKK/KCK terör örgütü ile ilgisi ve bağlantısı olan materyaller olduğu ve şahsın bu materyali bulundurmakla PKK/KCK terör örgütüne müzahir olduğu Terör örgütü adına eylem ve faaliyetlerde bulunduğu, sanığın RIHA(Şanlıurfa) DTK listesinde yer aldığı ve sanığın yurt dışı çıkış kaydının görüldüğü…” gerekçesiyle silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Gülay Koca Öztürkoğlu’nun, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan mahkumiyet kararının bulunduğu, Gülay Koca Öztürkoğlu’nun, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
207. HACAY YILMAZ (Emiraslan ve Selime oğlu, 1958 doğumlu, T.C. Kimlik No: 51397044924); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 23/10/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/03/2017 tarih ve 2015/357 esas, 2017/63 sayılı kararı ile ;
Suç tarihinin 03/05/2015 olduğu belirtilerek,
“Suriye'de faaliyet gösteren PYD, YPG, YPJ gibi örgütlerin PKK'nın Suriye ülkesinde faaliyet gösteren türdeşleri oldukları, KCK başlığı altında 4 ülkede faaliyet gösteren 4 alt örgütlenmeden biri olduğu,
…Sanık Hacay’ın, “Bizim üzerimizde zindandaki yoldaşlarımızın sorumluluğu var, bizim üzerimizde Kürt halk önderi sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlük sorumluluğu var, bizim üzerimizde dağlardaki yoldaşlarımızın sorumluluğu var, bizim üzerimizde yitirdiklerimizin sorumluluğu var ve biz bu sorumluluğu gerçekleştirmek zorundayız, biz nasıl ki Kobani de Işid çetelerini yendiysek…” biçimindeki sözleriyle PKK terör örgütü kurucusu ve elebaşısı Abdullah Öcalan’ı övücü sözler söylediği gibi, PKK'nın silahlı dağ kadrosuna aynı zamanda PKK/KCK terör örgütü ile onun Suriye’deki uzantası olan PYD/YPG terör örgütlerinin de propagandasını yaparak üzerine atılı suçu işlediği,” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 62 maddeleri gereğince 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmedildiği, bu kararın istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’nin kararıyla 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 29/03/2016 tarih, Soruşturma No: 2015/113264, Esas No: 2016/11091 ve İddianame No: 2016/710 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 04/12/2015 - 05/12/2015 olduğu belirtilerek,
“…terör operasyonunda çıkan silahlı çatışmada ölü olarak ele geçirilen PKK terör örgütü üyesi D. K. isimli şahsın cenazesinin 04.12.2015 İzmir iline getirildiği, Ahmet Cavit UĞUR, Hacay YILMAZ, Dilek AYKAN ve Elmas ÇINAR’ın cenazenin defin işlerini organize ettikleri; …Şüpheli, Hacay YILMAZ‘ın Eylemci grubun ileri geleni/sözcüsü olarak eylemin nasıl ve ne şekilde yapılacağı/gerçekleşeceği hususunda yetkili emniyet personeli ile görüşme yapan, yapılan bu görüşme esnasında yakasında ölen örgüt mensubu D.K.'ın, arka fonunda PKK/KCK terör örgütünü simgeleyen sözde bayrağın yer aldığı resmi taşırken görüntülenen, eylem esnasında KATİL DEVLET HESAP VERECEK ve DİLAN YOLDAŞ ÖLÜMSÜZDÜR şeklinde sloganlar attıran şahıs olduğu,… cenaze kortejini sevk ve idare ettiği , terör propagandası yapan kalabalığın kanaat önderi olarak hareket ederek ,örgütün propagandası dışında bir çok kez örgütün yönlendirmesi ve internetten verdiği talimatlar doğrultusunda ,örgütün amaçları doğrultusunda örgütün tabanına destek vermek ve psikolojik motivasyon sağlamak amacıyla bu tip eylemleri örgütlediği ,yukarıda uzun uzadıya belirtildiği şekilde, bu terör propagandası eylemlerini sevk ve idare ettiği, örgüt adına sistemli ve planlı eylemlerde bulunduğu , bu şekilde adı geçen şüphelinin örgüt üyesi olarak değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu,” tespitiyle TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5-1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/140 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere, 23/10/2014 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Hacay Yılmaz’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, 03/05/2015 tarihli eylemi nedeniyle “terör örgütü propagandası yapma” suçundan verilmiş mahkumiyet kararı ile, “terör örgütü üyesi olmak, terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Hacay Yılmaz’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
208. HAMİT GEYLANİ (Abdullah ve Durı oğlu, 1947 doğumlu, T.C. Kimlik No: 48259082132); (22/03/2014 - 24/01/2016 ve 22/02/2017 Tarihli Büyük Kongrelerde Merkez Disiplin Kurulu Üyesi, 04/05/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/07/2020 tarih ve 2019/110 esas, 2020/203 sayılı kararıyla;
Suç tarihinin 12/12/2017 olduğu belirtilerek,
“…teknik takip yapılan e-posta adresinden elde edilen 27/07/2012 tarihli e-posta içeriğinde, sanığın isminin DTK Şahsiyet ve Kurum Delegesi olarak geçtiği tespit edilmiştir.
Demokratik Toplum Kongresinin faaliyetlerine yönelik yapılan teknik araçlarla izleme tedbiri neticesinde elde edilen ses (ortam dinlemesi) ve görüntü kayıtları incelendiğinde; şüphelinin DTK Delegesi olduğuna ilişkin ifadelerin geçtiği tespit edilmiş olup, şüpheli hakkında ifadelerin geçtiği toplantıların bazıları şunlardır:
08.08.2012 tarihinde Diyarbakır Belediyesi Konuk Evi Binasında yapılan ortam dinlemesinde elde edilen seslerin yapılan çözümünde; aynı dosya kapsamında şüpheli olan Abdulbaki KARADENİZ, Cafer KAN ve Züklüf ATAY isimli şahısların yapmış oldukları konuşmalardan sanığın DTK Delegesi olduğu anlaşılmıştır.
11.09.2012 Tarihli DTK Toplantısı; 11/09/2012 tarihinde Diyarbakır Belediyesi Konuk Evi Binasında yapılan ortam dinlemesinde elde edilen seslerin yapılan çözümünde; aynı dosya kapsamında şüpheli olan Abdulbaki KARADENİZ, Cafer KAN, Edip YAŞAR, Ramazan ÖZBEK, Mehmet BAYSAL, Nurhayat ALTUN, Halis BİLEN ve Zülküf ATAY isimli şahısların yapmış oldukları ve DTK Genel Kurulunda yer alması düşünülen delegelerin belirlenmesi konulu toplantıda şüphelinin isminin de geçtiği tespit edilmiş olup, sanığın DTK Delegesi olduğu anlaşılmıştır.
Sanığın kullandığı …numaralı telefon hattına yönelik yapılan iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması tedbiri neticesinde elde edilen tape kayıtları incelendiğinde;
15.04.2013 tarihinde sanığın kullandığı gsm hattına gelen ve 2040156172 tape numarasıyla kaydedilen sms içeriğinin;"20,21 Nisan Cumartesi Pazar günü saat 10:00 da Diyarbakır İl Binasında, DTK Ara Dönem Toplantısı yapılacaktır. Ulusal kıyafetle katılımınızı bilgilerinize sunarız" şeklinde olduğu tespit edilmiştir.
16.04.2013 tarihinde şüphelinin kullandığı gsm hattına gelen ve 2042679693 tape kayıt numarasıyla kaydedilen sms içeriğinin;"PM üyelerimizin, milletvekillerimizin, belediye ve igm başkanlarımızın, il Eş Başkanlarımızın, merkezi kadın ve gençlik meclislerimizin katılacağı DTK ara dönem toplantısı konulu 31 nolu genelge email adresinize gönderilmiştir, bilginize" şeklinde olduğu tespit edilmiştir. Sanığa gelen (1) ve (2) nolu mesajlarla ilgili olarak, sanığa yönelik DTK toplantıları hakkında bilgilendirme ve toplantılara katılım çağrısı yapıldığı anlaşılmıştır.
Tape kaydına göre, sanığın aynı dosya kapsamında şüpheli olan Osman ÖZÇELİK isimli şahıs ile DTK'da faaliyet yürütmek üzere katılım sağlayacak ve terör örgütü mensupları tarafından sözde SERHAD bölgesi olarak adlandırılan bölgede fayda sağlayacak bir kişi hakkında görüşme yaptığı anlaşılmıştır.
…sanığın bu terör faaliyeti kapsamında, yukarıda ayrıntısı belirtildiği üzere, dinleme-fiziki takip (dtk binasına giriş çıkış tespiti) kayıtları, tape kayıtları ve ele geçen belgeden anlaşılacağı üzere, dtk'nın çalışmaları kapsamında, sanığın dtk şahsiyet ve kurum delegesi olarak faaliyette bulunduğu, usulüne uygun alınan hazırlık tevil ikrar beyanına göre dtk toplantılarına katıldığı, dinleme, sms kayıtları kayıtları ve dtk delege listesi ne göre dtk çatısı altında faaliyet gösterdiğinin anlaşıldığı,…” gerekçesiyle terör örgütü üyesi olmak suçundan TCK'nın 314/2, 62, 3713 sayılı Kanunun 3 ve 5/1 maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere, 04/05/2014 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 22/03/2014 - 24/01/2016 ve 22/02/2017 tarihli Büyük Kongrelerde Merkez Disiplin Kurulu üyesi seçilen Hamit Geylani’nin, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü üyesi olmak” suçundan verilmiş mahkumiyet kararının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Hamit Geylani’nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
209. HÜSEYİN GÜNGÖR (Ahmet ve Şehriban oğlu, 1969 doğumlu, T.C. Kimlik No: 59107438636); (22/06/2014, 24/01/2016 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Yedek Üyesi, 22/03/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/40950 sayılı soruşturma dosyasında,
Suç tarihinin 01/10/2015 olduğu,
“PKK/KCK terör örgütünün Türkiye toprakları üzerinde birleşik ve bağımsız bir Kürdistan devleti kurmayı nihai amaç olarak gördüğü ve bu amaca ulaşmak için paralel bir örgütlenmeye giderek, sözde yasama meclisi konumunda olan ve halk meclisi olarak görülen KONGRA-GEL ve benzeri yapıları oluşturduğu, …,
DTK'nın örgütlenmesi ve temel organların ile KCK örgütlenmesi bünyesindeki KONGRA-GEL yapılanması karşılaştırıldığında, DTK örgütlenmesinin KONGRA-GEL yapısının adeta bir prototipi olduğu. DTK'nın nihai amacının da sözde özerklik elde etmek olduğunun açıkça görüldüğü,
…Şüphelilerin DTK çatısı altında ve fakat PKK/KCK terör örgütünün sözde özerklik hedefine ulaşmak amacıyla toplantılar düzenleyip kararlar aldıkları, sözde yasama, yürütme, yargı organlarının alt yapılarının oluşturulduğu, Kürt halkının Türkiye Cumhuriyeti'nin kolluk birimlerine ve/veya savcılık ya da mahkemelerine gitmelerinin arzu edilmediği, sorunların “Barış ve Adalet Komisyonu” çalışmaları altında ve taraflar dinlenip ifadeleri alınarak çözülmesine çalışıldığı; örgüt elebaşının cezaevinden avukatları aracılığıyla gönderdiği DTK’ya yönelik tüm talimatlarının kısa bir süre sonra yerine getirildiğinin soruşturma evrakına yansıdığı; DTK'nın, “Kumbara Çalışması” adı altında terör örgütü için de halktan para topladığı, toplantılarının gizlilik içinde yapıldığı ve alınan kararların da yine gizlilik içinde alındığı,
Sonuç olarak; sözde özerklik elde etmek amacıyla kurulan bir yapı olduğu değerlendirilen DTK ve üyelerinin, PKK/KCK terör örgütü ideolojisi paralelinde Diyarbakır merkezli olmakla birlikte, özellikle ve ağırlıklı olarak İstanbul ili genelinde yürüttüğü ve yasal zemin taşımadığı değerlendirilen faaliyetlerinin tespiti için mahkeme kararları uyarınca teknik ve fiziki takip işlemlerinin yapıldığı ve elde edilen tüm delillerden şüphelilerin DTK içerisinde aktif rol aldıklarının tespit edildiği,
Şüphelilerin, Türk Ceza Kanunu'nun 302'i maddesinde yaptırıma bağlanan ''...Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırma...’ suçuna yönelik hareket ettikleri; ayrıca, bu hedefe ulaşmak amacıyla aktif çalışma gösterip, yasa dışı eylemlere de katılarak PKK/KCK terör örgütünün üyesi konumunda bulundukları,” tespitiyle soruşturma yürütüldüğü,
Görüldüğü üzere, 22/03/2014 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 22/06/2014, 24/01/2016 ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Hüseyin Güngör’ün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” suçlarından hakkında ceza soruşturması bulunduğu, Hüseyin Güngör’ün, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
210. HÜSEYİN KOÇUK (Alaheddin ve Zeynep oğlu, 1987 doğumlu, T.C. Kimlik No: 32519432560); (20/02/2017 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 19/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Adli sicil kaydı incelendiğinde,
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 11/02/2006 tarihli eylemi nedeniyle İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/06/2007 tarih ve 2006/51 esas, 2007/180 sayılı kararı ile 6 yıl 3 ay hapis; 11/11/2003 tarihli eylemi nedeniyle İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/10/2007 tarih ve 2004/10 esas, 2007/317 karar sayılı ilamı ile 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile mahkumiyetine karar verilen Hüseyin Koçuk’un,
Parti üyeliği sonrasında,
a) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/36772 ve 2019/18661 sayılı soruşturma dosyasında,
Suç tarihinin 2017-09/10/2018 olduğu belirtilerek,
Silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan soruşturma yürütüldüğü, 2019/18661 sayılı soruşturma dosyasının 01/04/2019 tarihinde, 2019/15720 sayılı soruşturma dosyasının ise 19/03/2019 tarihinde 2018/36772 sayılı soruşturma dosyası ile birleştirildiği,
b) Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/1642 sayılı soruşturma dosyasında,
“PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalana uygulanan sözde tecridin kaldırılması için 07.11.2018 tarihi itibariyle tutuklu olarak bulunduğu Diyarbakır Cezaevinde sözde açlık grevine başlayan L.G.'e destek olmak maksadıyla;
HDP Genel Merkezi tarafından ülke genelinde eylem ve etkinlikler gerçekleştirilmesi yönünde karar alınıp propaganda amaçlı broşürler bastırıldığı, yapılan araştırmalar sonrasında Mardin Halkların Demokrasisi Partisi İl Teşkilatı binasında 05.01.2019 günü yapılan aramada elde edilen; “Tüm Demokratik Kurumlarımızın Yönetim ve Çalışanlarına” başlıklı doküman elde edilerek el konulduğu, bu doküman ile ilgili yapılan incelemeler ve PKK/KCK terör örgütünce verilen talimatlar doğrultusunda gerçekleştirilen eylemlere katılan şahıslar ve “PERSPEKTİF” adı verilen dokümanda adı geçen dökümanlar çerçevesinde soruşturma yürütüldüğü,
Görüldüğü üzere, 19/05/2017 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 20/02/2017 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Hüseyin Koçuk’un, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, Parti üyeliği öncesinde gerçekleştirdiği “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan hakkında verilmiş iki ayrı mahkumiyet kararı olmasına karşın, parti üyeliği sonrasında da eylemlerine devam ettiği, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan hakkında ceza soruşturmalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Hüseyin Koçuk’un Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
211. HÜSEYİN TAKA (İrfan ve Hatice oğlu, 1951 doğumlu, T.C. Kimlik No: 36443184182); (Kurucu, 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi, 22/06/2014, 11/02/2018, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi ve 20/05/2017 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/26121 sayılı soruşturma dosyasında,
Suç tarihinin 14/02/2016 olduğu belirtilmekle,
“14.02.2016 tarihinde ANKARA HALK MECLİSİ adı altındaki yapının “KÜRDİSTANA STATÜ, ÖCALANA ÖZGÜRLÜK” adı altında 15 Şubat 1999 yılında PKK/KCK Silahlı terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın yakalanmasının neden gösterilerek eylem düzenlendiği, düzenlenen yasa dışı eylemde “KÜRT HALK ÖNDERİ SAYIN Abdullah ÖcalanA YAKLAŞIM VE TECRİT SAVAŞ VE BARIŞ NEDENİDİR….ANKARA HALK MECLİSİ” ibareli pankart, “15 ŞUBAT KOMPLOSUNU LANETLİYORUZ” ibareli döviz ve PKK/KCK terör örgütü elebaşının fotoğraflarının bulunduğu posterlerin taşındığı, PKK/KCK silahlı terör örgütünün talimatları doğrultusunda düzenlenen eyleme katılan…” kişiler arasında Hüseyin Taka’nın da bulunduğu tespitiyle soruşturmanın yürütüldüğü,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/06/2014 tarihinden üyesi olup, 27/10/2013 tarihli Büyük Kongrede MYK üyesi, 22/06/2014, 11/02/2018 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi ve 20/05/2017 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Hüseyin Taka’nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, hakkında ceza soruşturması bulunduğu, partide üst düzey görev alan Hüseyin Taka’nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin işlendiği odak noktasına gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
212. HÜSEYİN YILMAZ (İsa ve Hanife oğlu, 1956 doğumlu, T.C. Kimlik No: 14131478324); (24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 19/01/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/03/2017 tarih ve 2014/235 esas, 2017/103 karar sayılı ilamı ile, “silahlı terör örgütü kurma veya yönetme” suçundan TCK’nın 314/1. maddesi gereğince 21 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilen Hüseyin Yılmaz hakkında:
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 02/11/2016 tarih ve Soruşturma No: 2016/35348, Esas No: 2016/8175 ve İddianame No:2016/1355 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2016 yılı olduğu belirtilerek,
“…Sözde KCK sözleşmesine göre Hüseyin Yılmaz’ı arayan şahsın “HII YA BİRİSİ GELMİŞTİ BU III AVRUPA'DAN BİRİSİDİR. BU ZEKATLARINI BİZE GÖNDERMEK İSTİYORLAR.” Şeklinde hedef şahsa bilgi verdiği, Hüseyin Yılmaz’ın da bilinmeyen şahsa “TAMAM GÖRÜŞÜN.” Şeklinde talimat verdiği,
“YOK YOK GELMİDİM NASIL GELİM. SENDEN HABER BEKLİYORUM.BİRDE İZİN ALMAMIZ LAZIM. BUGÜN YİNE SORUN ÇIKARMIŞLAR KAPIYI KAPATTILAR.” Şeklinde söylemi ile de, Hüseyin Yılmaz’ın Suriye Ülkesi KOBANİ bölgesine yakın bir noktada bulunup burada bulunan PKK/KCK Terör örgütünün Suriye uzantısı olan ve silahlı olarak faaliyet yürüten PYD mensubu şahıslar ile irtibatlı olarak faaliyet yürüttüğü,…
Hedef şahıs Hüseyin Yılmaz ın Çimen Işık ile yaptığı konuşmada, Çimen Işık ın, Hüseyin Yılmaz a aşırı şekilde ısrar ederek yapacakları toplantıya katılmasını istemektedir. - görüşme içerisinde geçen “SENİ, BABANIN EVİNDEYKEN BİLE DEFALARCA ARAMIŞIM BEN.” Şeklindeki sözlerinden Babanın evi diye bahsettikleri yerin şifreli bir kelime olduğu, yapılan görüşmenin de adli takibe önlem olarak üstü kapalı ve şifreli yapıldığı, ayrıca görüşme içeriğinde geçen “TOPLANTIYA. ÇÜNKÜ BİZ YÜRÜTME ÜYELERİNİ TEKRARDAN TARTIŞACAĞIZ, SONRA SİZİNLE BİR PROGRAM VAR ONU SİZİNLE PAYLAŞMAM LAZIM.” Şeklindeki konuşmada geçen YÜRÜTME ÜYELERİ diye bahsettikleri şeyin; sözde anayasa KCK sözleşmesi ile alakalı olabileceği,
…hedef şahıs Hüseyin Yılmaz ın “ONDAN BEŞ MİLYAR, BEŞ MİLYAR FAZLA AL. DE Kİ SANA BORCUMUZ OLSUN ŞEYE GETIR O JENERATÖR İÇİN ŞEYE VERELİM YA.” “O DİYAR AŞ'YE VERELİM BENCE BEŞ MİLYAR İÇİN ONA ŞEY OLMAYALIM.” şeklindeki konuşmalarından görüştüğü kişi Mesut ÇETİN e talimatlar vererek nereden nekadar para alacağını bu parayı ne yapıp yapmayacağını söylediği, Hüseyin Yılmaz ın PKK/KCK terör örgütü adına sözde bağış adı altında vatandaştan, iş adamlarından para talep ettiği, bu toplanan paraları ise örgüte aktardığı, bu belirtilen sebeplerden dolayı Hüseyin Yılmaz ın PKK/KCK terör örgütü adına eylem ve faaliyetlerde bulunduğu, örgüt ile ilişki ve irtibat halinde olduğu
…Telefon Tape Tutanakları, Fotoğraftan Teşhis Tutanakları, Açık Kaynak Değerlendirme ve Tespit Tutanakları, Görüntü İnceleme ve Tespit Tutanakları ile Uzmanlık Raporları dosya kapsamında birlikte değerlendirildiğinde; Şüphelilerin KCK yapılanması içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet yürüttükleri, kırsal yapılanmasındaki üst düzey yöneticilerden aldıkları talimatları sorumlu oldukları alanlara ilettikleri, aldıkları talimatlar doğrultusunda toplantı, gösteri ve yürüyüşler organize etikleri, bu organizsayonlarda propaganda faaliyetlerinde bulunarak halk tabanında terör örgütüne desteği yükseltmeyi, terör örgütüne ve silahlı yapılanmasına katılımı arttırmayı/teşvik etmeyi, terör örgütünün ve faaliyetlerinin sözde meşru olarak algılanmasını sağlamayı amaç edindikleri....” tespitiyle, silahlı terör örgütü kurma veya yönetme suçundan TCK’nın 314/1, 3713 sayılı Yasanın 5 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/492 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere, 19/01/2016 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 24/01/2016 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen, üyelik öncesi dönemde işlediği silahlı terör örgütü kurma veya yönetme suçundan verilmiş mahkumiyet kararı bulunan Hüseyin Yılmaz’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü kurma veya yönetme” suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Hüseyin Yılmaz’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
213. İBRAHİM SİNEMİLLİOĞLU (Hasan ve Hatice oğlu, 1942 doğumlu, T.C. Kimlik No: 43180762528); (27/10/2013 ve 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi, 25/10/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığının 25/02/2020 tarih, Soruşturma No: 2019/26658, Esas No: 2020/1339 ve İddianame No: 2020/208 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 31/01/2015 olduğu belirtilerek,
“…Somut olayda şüphelinin farklı tarihlerde akrabalık, arkadaşlık, komşuluk ilişkisi gibi herhangi bir yakınlığı olmadığı halde iki ayrı örgüt üyesi teröristin cenazesine katılarak örgüt propagandasına dönüşen cenaze törenlerini en ön safta yönlendirdiği, ölen teröristleri şehit olarak nitelendirerek yücelttiği, örgüte ait bir takım ideolojik söylemleri cenaze vesilesiyle yaydığı, bu şekilde örgütün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini teşvik edip meşru göstererek silahlı terör örgütünün propagandasını yaptığı, aynı zamanda suçu ve suçluyu övme suçunu işlemiş olduğu,” tespitiyle, TCK’nın 215, 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/54 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere, 25/10/2013 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 27/10/2013 ve 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen İbrahim Sinemillioğlu’nun, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak, suçu ve suçluyu övmek” suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan İbrahim Sinemillioğlu’nun Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
214. İHSAN COŞKUN (Mustafa ve Ferfuru oğlu, 1958 doğumlu, T.C. Kimlik No: 48130638632); (20/02/2017 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 17/09/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Yalova 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/02/2020 tarih ve 2019/355 esas, 2020/89 sayılı kararı ile ;
Suç tarihinin 2016 yılı olduğu belirtilerek;
“Sanık İhsan COŞKUN'un kullanıcısı olduğu …sosyal medya hesabından herkese açık olarak;
10 Ocak 2016 tarihinde "Van’dan gelen ilk haberlere bakılırsa kürtlerin tahiri boyunca yürütülen sistemli soykırıma ve katliama bir yenisi eklenmiştir. Ortada bir çatışma yoktur. Yapılan alçakça bir cinayet ve katliamdır. Van’daki olay yeni bir Roboskidir...!" şeklindeki yazıyı paylaştığı,
05 Ocak 2016 tarihinde "Özgür ve onurlu bir yaşamı inşa etmek için yaşamınızı kahramanca feda eden halkımızın yiğit üç kadını, sizleri hiç bir zaman unutmayacağız. Ruhunuz Şad olsun." yorumu altında 2016 yılında güvenlik güçlerinin yürütmüş olduğu hendek operasyonunda Silopi ilçesinde ölü olarak ele geçirilen PKK/KCK terör örgütü mensubu üç şahsa ait fotoğrafı paylaştığı,
22 Şubat 2016 tarihinde üzerinde "Size Yalan Söylüyorlar!", "SURİYE'DE KÜRTLER KAZANDI" yazıları bulunan ve PKK/KCK terör örgütünün Suriye Uzantısı olan YPG terör örgütüne ait amblem ve örgüt mensuplarının bulunduğu fotoğrafı paylaştığı,
…10 Ocak 2015 tarihinde "Yalova'da Paris'te katledilen üç Kürt kadın için basın açıklamasından kareler" yorumu altında Paris'te öldürülen PKK/KCK terör örgütü kurucularından Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez'in fotoğraflarını paylaştığı,
…28 Ocak 2015 tarihinde paylaşmış olduğu fotoğraflarda üzerinde YPG-H yazılı kıyafet bulunan ve YPG terör örgütüne ait sözde flama üzerinde terör örgütü mensuplarının fotoğraflarının bulunduğu resimleri paylaştığı,
18 Şubat 2015 tarihinde "PKK'dan silahsızlanma iddiasına en açık yanıt" başlıklı PKK/KCK terör örgütü mensubunun fotoğrafı ve arkasında PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın fotoğrafının bulunduğu resmi paylaştığı,
25 Şubat 2015 tarihinde İnsan Coşkun isimli şahsın leşker kıyafeti ile yanında bulunan şahsın ise boynunda sarı, kırmızı ve yeşil renklerden oluşan bez parçası ile çekilmiş olduğu fotoğrafı paylaştığı,
…11 Eylül 2015 tarihinde "Cemil Bayık'tan operasyon açıklaması" isimli PKK/KCK terör örgütü mensubuna ait fotoğrafı paylaştığı,
…13 Eylül 2015 tarihinde "VEYSİ SARIŞÖZEN: Vindanları sarsan on gün ve cizre zaferinin anlamı, Devlet'in giremediği her yere özgürlük girer. Devlet Cirye'ye giremedi, Özgürlüğün, eşitliğin partisi HDP Cizre'ye girdi, ..." şeklindeki bağlantıyı paylaştığı,
…sanığın kullandığını beyan ettiği kendisine ait facebook hesabından yapılan ve iddianamede belirtilen suça konu paylaşımların cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptığı” gerekçesiyle, 3713 sayılı Kanununun 7/2-2, TCK’nın 43, 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere, 17/09/2014 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 20/02/2017 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen İhsan Coşkun’un, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan mahkumiyet kararının bulunduğu, İhsan Coşkun’un Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
215. İZZET KARADAĞ (Kadir ve Emine oğlu, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 42799987476); (20/05/2017, 11/02/2018 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi, 11/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/09/2015 tarih ve 2015/160 esas, 2015/303 sayılı kararı ile;
“…PKK/KCK Terör Örgütünü simgeleyen sözde bayraklar ve örgütün sözde lideri Abdullah Öcalan'a ait resimler ile örgütün kırsal alanında bulunan üyelerinin görüntülerini projeksiyon cihazıyla duvara yansıtmasında, görüntülerin ayarlanması konusunda diğer sanık …yönlendirdiğinin sabit olduğu, bu haliyle sanığın PKK/KCK Terör Örgütünün propagandası yapılmasına iştirak ettiği” gerekçesiyle 3713 sayılı Yasanın 7/2, TCK'nın 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği;
b) Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/01/2018 tarih, 2017/127 esas ve 2018/55 sayılı kararı ile;
Silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan TCK’nın 314/2, 220/7, 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilen İzzet Karadağ’ın,
Üyelik tarihinden sonra;
Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 11/12/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/39667, Esas No: 2019/10870, İddianame No: 2019/7081 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 28/09/2019 olduğu belirtilerek,
“…HDP Siverek İlçe 3.Olağan Kongresi Kapsamında konuşmacı olarak bulunan HDP Delegesi İzzet KARADAĞ'ın, …devrim mücadelesinde şehit düşen yoldaşlarımızın anısına öncelikle sizler huzurunda saygıyla eğiliyorum,… eğer bugün demokrasi hak ve özgürlükler mücadelesinden bahsedebiliyorsak ve bunun mücadelesini yürütebiliyorsak kongremizi demokratik kültürümüze uygun gerçekleştirebiliyorsak bunu mücadele veren şehitlerimizin emeği üzerinde gerçekleştirdiğimizi ödedikleri bedeller üzerinde, gerçekleştirdiğimizi divan olarak altını çizmek istiyorum, …sayın Öcalan’ın üzerindeki tecriti kabul etmiyorum, reddediyorum,.. konuşmasını yaptığı…örgüt elebaşını kahramanlaştırarak …” tespitiyle suçu ve suçluyu övmek suçundan TCK' nın 215/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Şanlıurfa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/160 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere, 11/05/2017 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 20/05/2017, 11/02/2018 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen İzzet Karadağ’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma, silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlarından üyelik öncesi verilmiş mahkumiyet kararları ile, “suçu ve suçluyu övmek” suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan İzzet Karadağ’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
216. MEHMET ALİ YİĞİT (Şibli ve Ferha oğlu, 1959 doğumlu, T.C. Kimlik No: 58876259190); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 08/04/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/8289 sayılı soruşturma dosyasında,
Suç tarihinin 22/07/2019 olduğu belirtilerek;
Diyarbakır ili DTK binasında yapılan aramada el koyulup imajı alınan dijital materyallerin yapılan incelemesinde, yapı içerisinde faaliyet gösteren kişilerin bilgilerine ulaşıldığı, KCK terör örgütünün üst düzey yapılanması olarak değerlendirilen DTK içerisinde eylem ve faaliyette bulunduğu değerlendirilerek şüpheli hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan soruşturma yürütüldüğü,
Görüldüğü üzere, 08/04/2019 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 23/02/2020 tarihli büyük kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Mehmet Ali Yiğit’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında hakkında ceza soruşturması bulunduğu ve davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
217. MELİHA VARIŞLİ (İbrahim ve Zini kızı, 1961 doğumlu, T.C. Kimlik No: 59122238204); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 18/01/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/02/2014 tarih ve 2014/50 esas, 2014/19 sayılı kararı ile ;
“…sanık Meliha Varışlı'nın Fatih Demokratik Toplum Partisi İlçe Başkanlığı tarafından 28.11.2009 tarihinde bayramın ikinci günü 12.00-17.00 saatleri arasında … düğün salonunda yapılan kutlamalar esnasında "PKK'nın yıldönümü kutlu olsun Fatih ilçe gençliği", şeklinde döviz asıldığı, "Gençlik aponun fedayisidir, biji serok apo" şeklinde sloganlar atıldığı, Abdullah Öcalan'ın posterlerinin açıldığı, sanık Meliha Varışlı'nın DTP Fatih İlçe Eş Başkanı olduğu, suç tarihinde Kürtçe yaptığı konuşmasında, "Tüm arkadaşlarıma ve serok apoya selamlarımı gönderiyorum" şeklinde hitap ettiği, gösteride terör örgütünün propagandasının yapıldığı,” tespitiyle (28/11/2009 tarihli eylemi nedeniyle) terör örgütü propagandası yapmak suçundan açılan kamu davası hakkında 6352 sayılı Yasanın Geçici Madde 1-b maddesi uyarınca ertelenme kararı verilen Meliha Varişli’nin,
Parti üyeliği sonrasında:
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/40950 sayılı soruşturma dosyasında,
Suç tarihinin 01/10/2015 olduğu belirtilerek,
Şüpheli Meliha Varışli’nin Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından İstanbul 14. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/10/2015 tarih ve 2015/420 Sorgu sayılı kararıyla “….PKK/KCK terör örgütünün Türkiye toprakları üzerinde birleşik ve bağımsız bir Kürdistan devleti kurmayı nihai amaç olarak gördüğü ve bu amaca ulaşmak için paralel bir örgütlenmeye giderek, sözde yasama meclisi konumunda olan ve halk meclisi olarak görülen KONGRA-GEL ve benzeri yapıları oluşturduğu, …eylemlerin tamamına DTK il delegasyonunda bulunan tüm şahısların katıldığı, DTK'nın kuruluş amacının, sözde özerk Kürdistan'ın alt yapısını oluşturmak olduğu, 14.07.2011 tarihinde de sözde demokratik özerkliğin ilan edildiği, bu ilan yapılmadan önce KCK'nın "Siz ilan etmezseniz, biz ilan edeceğiz" baskısının olduğu, Şüphelilerin DTK çatısı altında ve fakat PKK/KCK terör örgütünün sözde özerklik hedefine ulaşmak amacıyla toplantılar düzenleyip kararlar aldıkları, sözde yasama, yürütme, yargı organlarının alt yapılarının oluşturulduğu,…şüphelilerin bir kısmının ev aramalarında ele geçirilen ve örgüt propagandası niteliğindeki belge ve dökümanlar ile barış ve adalet komisyonu çalışmalarına ilişkin el yazılı belgeler, para toplandığına ilişkin makbuz ve kayıtlar, şüphelilerin telefon görüşmelerine ilişkin tape kayıtları ve ortam dinlemesi kayıtları, bir kısım şüphelilerin katıldıkları eylemlerde polise taş, sopa ve molotof ile saldıran gurup içinde yer aldıklarına ya da gurubu yönlendirdiklerine dair kolluk tutanağı ve fotoğraflar nazara alındığında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösterir delillerin mevcut olduğu, atılı suç öngörülen ceza miktarı ve isnat edilen suçların katalog suçlardan olması nedeni ile kaçma ve delilleri karartma şüphesinin var kabul edildiği” gerekçesiyle tutuklandığı, İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 09/11/2015 tarih ve 2015/3766 D.İş sayılı kararıyla adli kontrol kararı verilerek tahliye edildiği,
Görüldüğü üzere, 18/01/2014 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Meliha Varişli’nin, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, üyelik öncesi gerçekleştirdiği “terör örgütünün propagandasını yapma” suçundan hakkında açılmış bir kamu davası bulunmasına karşın, parti üyeliği sonrasında da eylemlerine devam ettiği, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma ve silahlı terör örgütüne üye olma” suçlarından hakkında ceza soruşturması yürütüldüğü, partide üst düzey görev alan Meliha Varişli’nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
218. MELİS EMİNE TANTAN (Barbaros ve Esra Lerzan kızı, 1984 doğumlu T.C. Kimlik No: 30596155464); (27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi, 25/10/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Bayramiç Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/242 soruşturma numaralı dosyasında,
Suç tarihinin 21/04/2015; Suçun halkı kin ve düşmanlığa alanen tahrik etme olduğu belirtilerek,
“Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/33363 sayılı dosyasında yürütülen soruşturma neticesinde şüphelinin "facebook" isimli sosyal medya sitesi üzerinden yaptığı paylaşımlar nedeniyle hakkında "Halkı Kin ve Düşmanlığa Alanen Tahrik Etme" suçundan başlatılan soruşturmanın şüphelinin ikametgah adresinin ilçemiz olması nedeniyle dosya "Yetkisizlik Kararı" düzenlenerek Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderilmiş ise de, …suçun işlendiği yer belli değil ise 5271 sayılı CMK'nın 13/1'nci maddesi uyarınca öncelikle şüphelinin yakalandığı yerin yetkili olacağı anlaşılmış olmakla,” tespitiyle, 12/04/2021 tarihli yetkisizlik kararıyla soruşturma evrakının Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verildiği,
Görüldüğü üzere, 25/10/2013 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 27/10/2013 tarihli Büyük Kongrede MYK üyesi seçilen Melis Emine Tantan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında hakkında ceza soruşturması bulunduğu, Melis Emine Tantan’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
219. METİN ÖZBADEM (Sabri ve Salime oğlu, 1966 doğumlu, T.C. Kimlik No: 40652070228); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 24/02/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 15/07/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/19135, Esas No: 2020/6269 ve İddianame No: 2020/1386 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 12/03/2020 olduğu belirtilerek,
“Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/39552 sayılı…PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü ve uzantılarının Ceza İnfaz kurumu içerisindeki yapılanmalarının deşifre edilmesine yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gizli tanıkların beyanları ve ceza infaz kurumunda yapılan aramalarda ele geçen belgeler üzerine …eş zamanlı olarak operasyon yapıldığı,… Gizli tanık (MAYIS)’ın 29.11.2018 tarihli tanık ifadesinde; …Siverek Cezaevinde bulunan terör örgütüne mensup mahkûmlarla bazı avukatlar örgütün talimatları konusunda görüşmeler yaparlardı. Örgütün talimatlarını bu mahkûmlara iletirlerdi veya bu mahkûmların taleplerini veya raporlarını PKK Silahlı Terör Örgütünün dışarıda bulunan sorumlularına aktarırlardı, bir nevi kurye olarak görev yaparlardı, Siverek Cezaevinde söz konusu mahkûmlarla görüşe gelen avukatlardan bildiklerim şunlardır.
Metin Özbadem, H.İ., Ö.A., Z.I. ve B. isminde soyadını bilmediğim Diyarbakır ilinde faaliyet gösteren Tuhad Der veya Tuhad Fed’in yönetiminde bulunan avukatlardır... Şeklinde beyanda bulunmuştur.
Gizli tanık (RÜZGAR)’ın 26.12.2018 tarihli ifadesinde; “…Avukatlara ilişkin daha önce bazı şeyler belirtmiştim. Siverek'te örgütün esas ilişki kaynağı Avukat Metin OZBADEM idi…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
…gizli tanık makas isimli şahıs Cumhuriyet Başsavcılığı’nda vermiş olduğu ifadesinde;
“Siverek Barosunda kayıtlı avukat Metin Özbadem her seçim döneminde Siverek ilçesine gelip terör örgütü PKK/KCK silahlı terör örgütü adına para istemekte olup, bizlere örgüte sahip çıkmamız gerektiğini, onların bize sahip çıktığı şeklinde söylemlerde bulunur. Biz hiçbir zaman bu şahsa para vermedik. Sürekli seçimlerde, nevruzlarda propaganda yapmaktadır. Kobani’de ve dağda ölen Siverek’te ikamet eden şahıslardan hatırladığım kadarıyla H.Ç. çadır yine babası Selimpınar Mahallesi Muhtarı …H.D.’ın kızı olan ismini hatırlamadığım şahsın ve Karacadağ tarafında oturan soyadı … olan şahsın taziyelerini bu şahıs yaptı, yaklaşık 2 yıl önce avukat Metin Özbadem dağda ölen H.Ç. isimli şahsın taziye için Selimpınar da bulunan kafede bizlerden örgüt için para istedi. Yaklaşık 1 – 2 yıl önce avukat Metin Özbadem Siverek adliyesinde yan tarafından bulunan parkta bir çadır kurup o çadırda Kobani’ye yardım adı alında milletten para topluyordu. Avukat Metin Özbadem Siverek ilçesinde sürekli olarak evlere gidip terör örgütü PKK/KCK adına para toplamaktadır…. Tüm dosya kapsamında şüpheli hakkında olan tanık beyanları, ikametinde ve işyerinde ele geçirilen dijital materyaller üzerinde yapılan incelemede PKK/KCK-Pyd/Ypg silahlı terör örgütünün sözde elebaşı ve armasının olan fotoğrafların ele geçirildiği, bu fotoğraflarda silahlı örgüt mensuplarının da bulunduğu,…” iddiasıyla silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5 maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/244 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere, 24/02/2020 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Metin Özbadem’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında,“silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Metin Özbadem’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
220. PERVİN ODUNCU (Ramazan ve Hatice kızı, 1969 doğumlu, T.C. Kimlik No: 55978058546); (22/06/2014 Tarihli Kongrede MYK Üyesi, 25/10/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 14/08/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/61060, Esas No: 2020/23747 ve İddianame No: 2020/2414 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 2012-2014 -05/06/2016 olduğu belirtilerek,
“...şüpheli Pervin Oduncu'nun; İzmir KCK toplantılarına katılım sağladığı …Diyarbakır ilinde ele geçen örgütsel dokümanlarda 101 kişilik DTK daimi meclis üyesi içerisinde ismi geçtiği, Diyarbakır DTK yapılanması toplantılarında ismi geçtiği ve toplantılara katılım sağladığı, …kıraathanelerde açlık grevi ile ilgili kurulan çadırda faaliyet yürüttüğü, PKK/KCK terör örgütünün emir ve talimatları doğrultusunda cezaevlerinde yapılan açlık grevlerine katıldığı, -PKK/KCK terör örgütünün emir ve talimatları doğrultusunda, toplantı, gösteri yürüyüşleri ve basın açıklamalarına katıldığı, İzmir ilinde nevruz etkinliği adı altında gerçekleştirilen eylemsellikte şiddet içeren serhildana dönüştürülmesi, taviz verilmemesi hususunda Fuat Mikailoğlu’na talimatlandırma/bilgi akışında bulunduğu, eylemi tertip ve organize edenlerden olduğu, - Rojava adı altında PKK/YPG terör örgütü mensup / mensuplarına yardım toplanılması hususuda aktif görev aldığı, - Sosyal medya hesabı üzerinden terör örgütünün propagandasını yaptığı, PKK/KCK terör örgütü adına kırsal alanda yer alan kişilerle irtibatlı olduğu…” iddiasıyla silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma suçlarından TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, 7/2. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/128 esasında derdest olduğu,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2014 yılı olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25/12/2013 tarihinden itibaren üyesi olup, 22/06/2014 tarihli Kongrede MYK üyesi seçilen Pervin Oduncu’nun, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Pervin Oduncu’nun Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
221. SEHER KADİROĞLU (Hamit ve Güzel kızı, 1986 doğumlu, T.C. Kimlik No: 40405344576); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 08/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a)Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/12/2018 tarih ve 2018/157 esas, 2018/575 sayılı kararı ile;
“…Seher kadiroğlu sosyal medya hesabı üzerinden; 28/09/2014 tarihinde PKK terör örgütünün propagandasını yapan IMC TV isimli hesabın "YPG Komutanı koalisyonun hava saldırısını anlattı" başlıklı haberini paylaştığı, haber fotoğrafında mevzide gözetleme yapan silahlı örgüt mensubunun fotoğrafının yer aldığı, ayrıca sanığın …"Komunar@komunarakademi Abdullah ÖcalanSosyal Bilimler Akademisi" isimli twitter hesabını takip ettiği, bu hesapta PKK terör örgütü elebaşısı hükümlü Abdullah Öcalan’ın fotoğrafının görüldüğü, Sanığın yapmış olduğu paylaşımların silahlı terör örgütü PKK/KCK' nın cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini övücü tarzda olduğu, yine PKK'nın şiddet içeren eylemlerini meşru gösterme niteliğinde olduğu, bu bağlamda sanığın üzerine atılı terör örgütünün propagandasını yapmak” suçunu işlediği gerekçesiyle, 3713 sayılı Yasanın 7/2 ve TCK’nın 62. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Seher Kadiroğlu’nun HDP üyeliği sonrasında,
b) Van Cumhuriyet Başsavcılığının 16/03/2020 tarih ve Soruşturma No: 2020/4444, Esas No: 2020/1902 ve İddianame No: 2020/1262 sayılı iddianamesi ile,
Suç tarihinin 03/09/2019 olduğu belirtilerek,
“…kayyım atamalarını protesto etmek amacıyla Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Teşkilatı organizesinde basın açıklaması yapılacağı öğrenilmesi üzerine konu ile ilgili olarak saat 14:00 itibarı ile belirtilen yer ve çevresinde gerekli güvenlik tedbirlerinin alındığı,… "Jin Jiyan Azadi" ( Kadın, Yaşam, Özgürlük) şeklinde grubun slogan atmaya başlaması üzerine Polis tarafından ses yükselten cihaz marifetiyle bütün katılımcıların rahatlıkla duyabileceği bir şekilde "yapılan eylemin kanunlara ve mülki idare amirliğinin kararlarına aykırı olduğu, basın açıklaması yapılacak yerin HDP il binası olduğu, 16 gündür kanunlara aykırı olarak yapılan eylemin halkın günlük yaşamını çekilemeyecek derecede olumsuz etkilediği, halkı toplayarak kargaşa ortamı oluşturmak istendiğinden dolayı yapılan eyleme son verilerek dağılmaları'' yönünde gerekli uyarı anonsları duraksamadan ve belirli aralıklarla birden fazla yapıldığı, Yapılan uyarılara rağmen grubun "Eş Başkanlık bizim mor çizgimizdir", "Jin jiyan azadi (Kadın Yaşam Özgürlük), "baskılar bizi yıldıramaz", "biji berxedane jiyane (yaşasın yaşam için direniş)", "susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz", "kayyumlar gidecek halk gelecek" ve "van yameye(bizimdir), Mardin yameye(bizimdir), Amed (Diyarbakır) yameye(bizimdir)" vb. şeklinde sloganları atmaya devam ettiği” tespitiyle, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma suçundan 2911 sayılı Kanunun 19. ve 23. maddeleri delaletiyle 28. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Van 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/135 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Seher Kadiroğlu’nun, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, terör örgütü propagandasını yapmak suçundan cezalandırılmasına karar verilmesine karşın, parti üyeliği sonrasında "Eş Başkanlık bizim mor çizgimizdir", "Jin jiyan azadi (Kadın Yaşam Özgürlük), "baskılar bizi yıldıramaz", "biji berxedane jiyane (yaşasın yaşam için direniş)" şeklinde sloganların atıldığı yürüyüşe katıldığı ve hakkında 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kamu davası açıldığı, partide üst düzey görev alan Seher Kadiroğlu’nun, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
222. SEMRA DEMİR (Arslan ve Herdem kızı, 1980 doğumlu, T.C. Kimlik No: 65737320968); (20/02/2017 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 17/05/2017 - 22/05/2019 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a) Kars 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/05/2017 tarih ve 2016/327 esas, 2017/92 karar sayılı kararı ile;
“Kars İlinde (HDP) ve (DBP) 'nin "Kürt Sorunu ve Çözüm Modelleri" konulu toplantı düzenledikleri, Ayhan Bilgen, Emine Ayna, Okan Taş, Şengül Mehmetoğlu ve sanık Semra Demir'in toplantıya konuşmacı olarak katıldıkları, konuşmacıların bulunduğu kürsünün arka kısmında PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın posterinin bulunduğu, konuşmacı kürsüsünün ön kısmında PPK/KCK terör örgütüne ait sözde bayrağın bulunduğu, salon içerisinde asılı bulunan Abdullah Öcalan posteri yanında ''PKK BİR ÖZGÜ....FELSEFESİD...MİMARI SAYIN ÖCA....'' şeklinde içeriği tam olarak tespit edilemeyen yazı olduğunun belirlendiği, Bu kapsamda sanık Sema Demir'in de konuşmacılar arasında yer aldığı, söz konusu panelin düzenlendiği salonda bölücü terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan posterlerinin ve sözde PKK bayraklarının bulunduğu, panelde kürt sorununa çözüm önerisi olarak Tükiye'nin 25 özerk bölgeye ayrılması gerektiğinin tartışıldığı, sanığın konuşmasında herkesçe silahlı terör örgütü olarak bilinen PKK/KCK terör örgütünün cebir şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptığı ve sanığın bu eyleminin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 62/1, 50/1-a ve 52. maddeleri gereği 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Semra Demir’in, parti üyesi olduktan sonra:
b) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 11/01/2019 tarih, Soruşturma No: 2018/137706, Esas No: 2019/2314 ve İddianame No: 2019/496 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 10/07/2018 ve öncesi, suç yerinin İstanbul, gözaltı tarihinin 28/01/2018-29/01/2018, tutuklama tarihinin İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 29/01/2018 tarih 2018/50 sayılı kararına göre 29/01/2018 olduğu belirtilerek, silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak suçlarından TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/20 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 17/05/2017 - 22/05/2019 tarihleri arası üyesi olup, 23/02/2017 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Semra Demir’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, terör örgütü propagandasını yapmak suçundan mahkumiyetine karar verilmesine karşın, parti üyeliği sonrasında “silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından hakkında dava açıldığı, partide üst düzey görev alan Semra Demir’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
223. ŞADİYE KIRMIZIGÜL (Behlul ve Şacan kızı, 1992 doğumlu, T.C. Kimlik No: 46186151372); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 15/10/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/766 sayılı soruşturma dosyasında,
Suç tarihinin 17/02/2021 olduğu belirtilmekle,
“…HDP Hakkari İl Başkanlığı tarafından HDP Hakkari İl Binası önünde "15 Şubat Teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın yakalanarak Türkiye'ye getirilmesi, cezaevindeki açlık grevleri, tecrit, … vb." ile alakalı şüpheli Şadiye Kırmızıgül’ün de katılımıyla yapılan basın açıklaması içeriğinin "Türk Milletini, Cumhuriyetini ve Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin Yargı Organlarını Alenen Aşağılama" suçunu oluşturduğu değerlendirmesiyle 5237 sayılı TCK'nın 301/4. fıkrası uyarınca soruşturma izni istendiği, Bakanlık tarafından soruşturma izni verilmediği, genel hükümler uyarınca gereğinin takdir ve ifasının istendiği,
Görüldüğü üzere, 15/10/2019 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 23/02/2020 tarihli büyük kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Şadiye Kırmızıgül’ün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, hakkında ceza soruşturması yapıldığı, partide üst düzey görev alan Şadiye Kırmızıgül’ün eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
224. ŞERİFE YILDIRIM (Mehmet ve Zeynep kızı, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 36479005666); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 06/06/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının 01/02/2021 tarih, Soruşturma No: 2020/34330, Esas No: 2021/1548 ve İddianame No:2021/233sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 20/09/2020 - 02/10/2020 olduğu belirtilerek,
“ …PKK/KCK Terör Örgütünün Eylem ve Faaliyetlerinin deşifre edilmesine ve önlenmesine yönelik başlatılan çalışmalarda, PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan …sitenin Denizli ile ilgili TJA (Tevgera Jinen Azad-Özgür Kadınlar Hareketi) faaliyetlerine dair haberlerin olduğu, ayrıca Twitter isimli sosyal medya sitesinden farkı kullanıcı adları ile söz konusu haberlerin paylaşıldığının görüldüğü, …HDP Denizli İl Örgütü isimli/rumuzlu Facebook sayfasında 03.10.2020 tarihinde “Denizli TJA Kadınlar olarak Leyla Güven ile buluştuk tacize, tecavüze, ajanlaştırmaya karşı hep birlikte Em xu diparezin Kadınlar simurg kuşu gibi yeniden küllerinden doğuyor” yazılarak fotoğraflarla paylaşım yapıldığı,
… 20/09/2020 tarihinde yapılan basın açıklamasının Şerife Yıldırım tarafından okunduğunu ve toplantıya katılan diğer kişilerden bir kısmının Şerife Yıldırım tarafından çağrıldığını beyan ettikleri, …yapılan TJA toplantılarında TJA ibareli flamaların bulunduğu, yine PKK terör örgütü güdümünde yayın yaptığı değerlendirilen JİNNEWS isimli sitede bu toplantıların paylaşıldığı ve şüpheli Şerife Yıldırım'ın TJA aktivisti olarak gösterildiği, …diğer taraftan şüpheli Şerife Yıldırım'ın 20/09/2020 tarihinde okuduğu basın açıklamasında PKK terör örgütünün elebaşısı Abdullah Öcalan'a tecrit uygulandığını, Kürtlerin lideri olduğunu beyan ederek ülkemizde ve uluslararası alanda algı ve baskı oluşturmaya yönelik ÖZ SAVUNMA'dan bahsedildiği,
…PKK terör örgütü mensuplarının terör örgütü propagandası içeren şarkıyı söylediklerine dair videonun ekran alıntısının dosyaya konulduğu, PKK terör örgütünü simgeleyen bez parcası ve terör örgütü mensuplarına ait görüntünün olduğu videonun ekran alıntısının dosyaya konulduğu…” tespitiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesi gereği cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/33 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere, 06/06/2018 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Şerife Yıldırım’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Şerife Yıldırım’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
225. ABDULSELAM DEMİRKIRAN (Selahaddin ve Fatime oğlu, 1974 doğumlu, T.C. Kimlik No: 25780599308); (20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Yedek Üyesi, 18/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 20/05/2017 ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi yedek üyesi, 18/05/2017 tarihinden itibaren HDP üyesi olan Abdülselam Demirkıran'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozmak ve iddianamede yazılı diğer” suçlardan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Abdülselam Demirkıran'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
226. ALİCAN UÇARCAN (Nesemi ve Songül oğlu, 1990 doğumlu, T.C. Kimlik No: 58366463854); (11/02/2014 - 25/11/2016 Tarihleri Arası HDP Üyesi, 22/06/2014 ve 24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi)
a) Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/02/2020 tarih ve 2017/5 esas, 2020/79 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 29/11/2014 olduğu belirtilerek;
"Sanık hakkında uygulanan teknik takip ve bunun neticesinde tespit edilen tape tutanakları, fotoğraflar, tespit tutanakları, görüntüler, sosyal medya paylaşımları birlikte değerlendirildiğinde; sanığın MLKP örgütünün 20. yıl kuruluş etkinlikleri için çağrı amacıyla bildiri dağıttığı, ayrıca bu etkinliğe katılmak için İstanbul'a gittiği, herkese açık twitter hesabından MLKP üyesi için "MLKP, Rojova'da 2. Savaşçısını kaybetti. Suphi Nejat Ağırnaslı IŞID'e karşı savaşarak ölümsüzleşti" şeklinde övücüpaylaşımlarda bulunduğu, MLKP gençlik yapılanması ve LÖB’ün toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılarak slogan atan grup içerisinde yer aldığı ve eylem esnasında ESP (Ezilenlerin Sosyalist Partisi) flamasını taşıdığı, MLKP terör örgütünün Kobani'de DAEŞ'e karşı savaşırken ölen örgüt üyelerini sahiplenerek anmak için düzenlenen etkinlik, kurultay, taziye çadırı, cenaze törenine katılarak stantta yer aldığı, MLKP'nin alt oluşumu olan SGD'nin basın toplantısına katıldığı, stantta yer aldığı, 1 Mayıs etkinliklerinde MLKP terör örgütünün açık alan yapılanmalarından olan SGDF (Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu) ibareli flamayı taşıdığı, MLKP Terör Örgütüne Yönelik Yapılan Operasyonları Protesto Etmek amacıyla ESP (Ezilenlerin Sosyalist Partisi) organizesinde gerçekleştirilen basın açıklaması eylemine katıldığı, Gezi eylemlerinde ölen Ali İsmail isimli şahsın mahkemesinde örgütlenmeler yapılması konusunda örgüt üyelerine talimat verdiği, yaşanan çatışmalardan örgütün üst sorumlusu olarak bilgilendirildiği,Cebeci’deMLKP terör örgütünün açık alan kadın yapılanmalarından olan ÖGK isimli oluşumun toplantısına katıldığı ve Rojava devrimi konulu etkinliği organize ettiği, örgütsel bir yayının dağıtımında görevlendirme yaptığı, dolayısıyla örgüt hiyerarşisine dahil olup örgütün emir ve talimatları doğrultusunda aktif etkinlik organize ettiği gibi altında kendisinden sorumlu olduğu örgüt üyelerinin de bulunduğu, tek başına örgüt üyeliğini göstermeyen etkinlik, eylem, taziye çadırı vb faaliyetlere yoğun şekilde katılmasının da örgüte kendisini adadığını, hiyerarşisine girdiğini gösterdiği, buna göre silahlı terör örgütünün faaliyetleri kapsamında düzenlenen etkinlik ve eylemlere aktif şekilde katılma, flama taşıma, katılımı sağlama, organize etme, örgütün propagandasını yapma, örgüt mensubu şahısları ve onların yaptıkları şiddet eylemlerini örgütsel bağlılık içinde sahiplenme, örgüt yayını dağıtımı için işbölümü yapma şeklindeki çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk gösteren eylemleri nedeniyle sanığın MLKP silahlı terör örgütü örgütünün hiyerarşik yapısına dahil üyesi olduğu, eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğu" gerekçeleriyleTCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri gereğince 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 20/04/2018 tarih ve Soruşturma No: 2016/159249, Esas No: 2018/21590, İddianame No: 2018/5835 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihlerinin 25/09/2015 ve 26/06/2016 olduğu belirtilerek;
"Şüpheli Alican UÇARCAN'ın, "Facebook" profili üzerinden MLKP terör örgütü üyesi Algan Zafir Kod isimli O. S.'ye ait resmi"O. S. Yoldaş ölümsüzdür" yazısı ile kapak fotoğrafı yaptığı, 25 Eylül 2015 tarihinde Suriye'nin Kuzeyinde yer alan Ayn-el Arap (Kobane) bölgesinde 21 Eylül 2015 tarihinde IŞİD terör örgütü ile girdiği çatışmada hayatını kaybeden BÖG'ün (Birleşik Özgürlük Güçleri) sözde komutanı olan Rasih Kurtuluş Kod isimli A.G.'ye ait fotoğrafı paylaştığı" belirtilerek silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçundan cezalandırılması istemiyle açılan davanın Ankara 29. Ağır Ceza mahkemesinin 2018/1290 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 11/02/2014 - 25/11/2016 tarihleri arası üyesi, 22/06/2014 ve 24/01/2016 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi olan Alican Uçarcan'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK/PYD Silahlı Terör Örgütü ile iltisaklı olan MLKP ve SGDF adlı yapılar içindeki faaliyetleri sebebiyle "silahlı terör örgütü üyesi olma" suçundan mahkumiyetinin, terör örgütü propagandası yapma suçundan ise yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Alican Uçarcan'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
227. AYŞE BERKTAY HACIMİRZAOĞLU (Hüseyin ve Solmaz kızı, 1955 doğumlu, T.C. Kimlik No: 48169428440); (22/06/2014, 24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi, 12/02/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi )
a) Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/4752 sayılı soruşturması ile;
Suç tarihinin 2012 yılı ve sonrası olduğu belirtilerek;
"Şüpheli Ayşe Berktay Hacımirzaoğlu hakkında yürütülen soruşturma kapsamında, şahsın soruşturmaya konu dönemde DÖKH (Demokratik Özgür Kadın Hareketi) içerisinde aktif düzeyde faaliyet gösteren A. İ. ile ilişki ve irtibat halinde olduğu, dolaysıyla kendisinin de DÖKH yapılanması içerisinde faaliyet yürüttüğü, A. İ. ile herhangi bir akrabalık bağı veya ticari ilişkisi olmamasına rağmen 600 TL para aldığı ve aldığı parayı örgütsel faaliyetlerde kullandığı değerlendirilerek şüpheli hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/123 tarihli iddianamesi ile İstanbul KCK yapılanmasındaki faaliyetlerinden dolayı “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan kamu davası açıldığı ve davanın halen İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/48 esas sayılı dosyası üzerinde derdest olduğu belirtilerek yetkisizlikle evrakın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği ve soruşturmanın devam ettiği,
b) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/36764 sayılı soruşturması ile;
Suç tarihinin 2013 yılı ve sonrası olduğu belirtilerek;
"Şüpheli Ayşe Berktay Hacımirzaoğlu ve E.Ç.'nin KCK yapılanmasındaki faaliyetlerinden dolayı "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak"suçundan İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/134 Esas sayılı dosyası ile yargılandığı, davaya konu eylemin temadi eden suçlardan olduğu, şüpheli hakkındaki soruşturmanın ve delillerin tek bir dosya üzerinden yürütülmesi gerektiği, olayın değerlendirilmesinde şüphelinin hali hazırda atılı suçtan İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/134 Esas sayılı dosyasından yargılandığı anlaşılmakla" kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, sanık hakkındaki davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/06/2014, 24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi, 12/02/2014 tarihinden itibaren üyesi olan Ayşe Berktay Hacımirzaoğlu'nun Yargıtay, Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından soruşturma ve yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ayşe Berktay Hacımirzaoğlu'nun Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin yoğunluğu ve niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
228. AYŞE ERDEM (Tarhan ve Gülsevil kızı, 1968 doğumlu, T.C. Kimlik No: 40354496814); (22/06/2014, 24/01/2016, 20/05/2017 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi, 14/03/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/18499 sayılı soruşturması ile;
Suç tarihinin 22/02/2015 olduğu belirtilerek;
"22/02/2015 tarihinde … Otel'de HDP Şile İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen Gençlik Şöleni adı verilen toplantıda PKK terör örgütü liderinin posteri ve PKK terör örgütünü simgeleyen bayrağının asılı olduğu, sanığın da bu toplantıya HDP İstanbul (Eş) Başkanı sıfatıyla katılarak konuşma yaptığı, bu surette PKK terör örgütünün propagandasını yaptığı iddiasıyla başlatılan soruşturmanın devam etmekte olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/06/2014, 24/01/2016, 20/05/2017 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Ayşe Erdem'in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma" suçundan soruşturmasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ayşe Erdem'in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
229. BARIŞ KARABIYIK (Mehmet ve Fatma oğlu, 1971 doğumlu, T.C. Kimlik No: 57520612312); (20/05/2017 Tarihinde Parti Meclisi Yedek Üyesi, 11/02/2018 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi, 18/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 26/01/2021 tarih ve Soruşturma No: 2020/42565, Esas No: 2021/968, İddianame No: 2021/209 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 29/09/2020 olduğu belirtilerek;
"Şüpheli Barış Karabıyık'ın Adana ilinde faaliyet yürütmekte iken yakın tarihte terör örgütünün talimatları sonrasında Mersin iline geldiği ve PKK/KCK terör örgütünün ülkemizdeki yapılanmalarını bir araya getirmek ve koordine etmek amacıyla hayata geçirilen KCK/TDÖ (Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye Demokratik Örgütlenmesi) yapılanması Mersin ili Toplumsal Alan Sorumlusu olarak faaliyet yürütmeye başladığı, söz konusu yapılanmanın legal görünümde olması amacıyla bu yapılanma içerisinde yer alan örgüt mensuplarına siyasi parti içerisinde parti meclisi üyesi, parti temsilcisi, parti sözcüsü gibi sıfatlar verildiği, Barış Karabıyık'ın da HDP Parti Meclisi Üyesi olduğu, yine son dönemde terör örgütünün gençlik yapılanmasını siyasi parti içerisinde gençlik meclisi adı altında yeniden yapılandırmaya çalıştığı, müzahir şahısların bulunduğu mahallelerde ev toplantıları düzenleyerek örgütsel yapıları hareketlendirmeyi amaçladığı, Mersin ili DGH (Devrimci Gençlik Hareketi) mahalle yapılanması içerisinde yer alan şahıslarla irtibat kurarak illegal eylemleri artırma yönünde talimatlar verdiği, örgütsel faaliyetler içerisinde yer almakta iken faaliyetlerinden kopan şahıslarla görüşme yaparak yeniden faaliyetlere çekmeye çalıştığı yönünde bilgilerin bulunduğu,
Şüpheli Barış Karabıyık'ın PKK/KCK terör örgütü çağrıları üzerine örgüt güdümünde yayın yapan internet siteleri takibinde 28.09.2020 tarihinde saat 15:10 sıralarında HDP Mersin İl Örgütü tarafından "DURAN İNSAN" eylemi yapıldığı, şüpheli Barış Karabıyık'ın HDP amblem ve logolu "Savaşa Karşı Barış" yazılı beyaz renkli tişört giymiş halde, terör örgütü tarafından verilen örgütsel eylem ve faaliyetlere uygun hareket ederek "Duran İnsan" eylemine katıldığı ve bu eylemlerde "... Arkadaşlar Halkların Demokratik Partisi... Arkadaşlar partimize yönelik çok ciddi bir soykırım başlatılmıştır. Bu soykırımı başlatanlar ne yazık ki benim de aidiyetine sahip olduğum Türklük anlayışı ve Türklüğün bekası adına yapılmaktadır... Birincisi sanmayın ki Türkler sadece tekçilikten beslenir. Bizim gibi çoluğuyla çocuğuyla kızlarıyla özellikle kızlarıyla bu mücadeleyi büyütmek için çoğulculuktan yana barıştan yana demokrasiden yana ve her noktada bedeli ne olursa olsun savaşa hayır diyecek neferlerle güzel kadınlarla, iyi erkeklerle doludur burası inanın sadece bu tekçi zihniyet birkaç taneden ibarettir. … Sonuna kadar mücadelemize devam edeceğiz." şeklinde konuşma yaptığı,... Mersin İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce düzenlenen 20.11.2020 tarihli dijital inceleme raporunda; şüpheli Barış Karabıyık'tan ele geçirilen harddisk üzerinde yapılan incelemede; 14 Temmuz ve 15 Ağustos tarihli, HDP HDK ortak sinevizyon, sosyal medya isimli videoların bulunduğu, videoların içeriğinde TKP/ML TİKKO terör örgütü kurucusu İbrahim KAYPAKKAYA, PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın fotoğraflarının bulunduğu ve PKK/KCK terör örgütü mensuplarına ait videoları şüphelinin yapmış olduğu örgütsel toplantılarda ve anma etkinliklerinde kullandığının değerlendirildiği, yine şüphelinin PKK/KCK terör örgütü talimatı doğrultusunda düzenlenen açlık grevlerine ve eylemlere katıldığı şüpheli ifadeleri, şüpheli G. Ş. nin üzerinden ele geçirilen cep telefonunda bulunan görüntüler ve ihbar ile yakalama tutanakları, olay yeri çözüm tutanakları ve tüm soruşturma evrakı kapsamından şüphelinin örgüte güven sağlanacak derecede devamlılık arz eden bağlılığının var olduğu, bu bağlılığın doğal sonucu olarak örgüt ile organik bağ kurduğu, örgütün kuruluş amaçlarını, faaliyet ve eylemlerini benimseyerek gönüllü, iradi ve bilinçli şekilde örgüte ait hiyerarşik gücün emrine girdiği ve bu doğrultuda üzerine atılı PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği" ileri sürülerek eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK'nın 314/2, 3713 sayılıKanunun 5/1.maddelerigereğince cezalandırılması istemiyle açılan davanın Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/66 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 20/05/2017 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi yedek üyesi, 11/02/2018 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen ve 18/05/2017 tarihinden itibaren HDP üyesi olan Barış Karabıyık'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Barış Karabıyık'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
230. BERFİN CAN (Hikmet ve Mülkiye kızı, 1998 doğumlu, T.C. Kimlik No: 21626770146); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 03/07/2019 Tarihinden itibaren HDP Üyesi)
a) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 06/09/2019 tarih ve Soruşturma No:2019/46348, Esas No: 2019/14170, İddianame No: 2019/8834 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 19/08/2019 olduğu belirtilerek;
"19/08/2019 tarihinde Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı'nın görevden alınması sebebiyle Berfin Can'ın da içinde olduğu şüphelilerin, Diyarbakır Valiliğinin güvenlik kararına aykırı olarak Kıbrıs Caddesi, İnönü Caddesi ve Ali Emiri 3. Sokak yollarındaki yaya ve araç trafiğini kapattıkları, iştirak iradesi altında "…Halk burada, Amed uyuma direnişe sahip çık, direne direne kazanacağız, faşizme karşı omuz omuza, kürdistan faşizme mezar olacak, gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek" şeklinde sloganlarla yürüyüş ve gösteri yaptıkları, kolluk görevlilerinin uyarılarına rağmen dağılmadıkları" ileri sürülerek Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet suçundan açılan davanın Diyarbakır 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/1076 esas sayılı dosyası ile derdest olduğu,
b) Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/1805 sayılı soruşturması ile;
Suç tarihinin 29/01/2021 olduğu belirtilerek;
"Terör örgütünün talimatları doğrultusunda 29.01.2021 günü saat 13.30 sıralarında HDP ve DBP organizesinde “Sözde Ulusal Kürt Birliği ve Özgürlüğünü Sağlama Zamanı” adı altında ilimiz Atatürk Parkında yapılması planlanan izinsiz basın açıklaması ile ilgili saat 13.00 sıralarında HDP milletvekilleri Ayşe Acar Başaran, ...'ın bulunduğu 15 milletvekilinin Batman ve çevre illerden gelen partililerin bulunduğu yaklaşık 150 kişilik grubun Atatürk Parkı çevresinde toplandığı, toplanan gruba yapılan eylemin izinsiz olduğu ve dağılmaları yönünde ikazlar yapılması üzerine şahısların yasadışı slogan atmaya başlamaları üzerine gruba müdahalede bulunulduğu, şüpheli Berfin Can'ın da bu grupta yer aldığının tespit edildiği" iddiasıyla silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan soruşturma yapılmakta olduğu,
c) Cizre Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/1606 sayılı soruşturması ile;
Suç tarihinin 2021 yılı ve öncesi olduğu belirtilerek;
"18/03/2021 günü Cizre İlçe Emniyet Müdürlüğünü arayan şahıs tarafından "G. K, M. M. ve Berfin isimli bayan toplantı yapıyor. Ruşen de var. Bunlar silah temin ediyor, Cizre'yi kana bulayacaklar. Emniyet binalarına roketli ve uzun namlulu silahlar ile eylem yapacaklar" şeklinde ihbar yapıldığı, ihbara konu kişilerle ilgili yapılan araştırmada Berfin isimli bayanın şüpheli Berfin Can olduğunun belirlendiği" belirtilerek silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan soruşturmaya devam edildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 23/02/2020 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi yedek üyesi seçilen, 03/07/2019 tarihinden itibaren HDP üyesi olan Berfin Can'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "Toplantı ve gösteri yürüyüşleri Kanununa muhalefet suçundan" yargılamasının,“silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan ise soruşturmalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Berfin Can'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
231. BERFİN ÖZGÜ KÖSE (Ali Rıza ve Şaziye kızı, 1993 doğumlu, T.C. Kimlik No: 30167404724); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede MYK ve 24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 15/02/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-25/09/2020 olduğu belirtilerek;
Olaylar sırasında HDP'nin MYK üyesi olarak görev yapan Berfin Özgü Köse'nin; PKK/KCK Silahlı terör örgütünü ve örgüt mensuplarını benimsedikleri, terör örgütü güdümünde faaliyet yürüttükleri, terör örgütünden aldıkları talimatları uyguladıkları ve örgütle organik bağlarının bulunduğu anlaşılarak soruşturma kapsamında haklarında işlem yapılan HDP (Halkların Demokratik Partisi) MYK (Merkez Yürütme Kurulu), DBP (Demokratik Bölgeler Partisi), DTK (Demokratik Toplum Kongresi) ve HDK (Halkların Demokratik Kongresi) isimli yapıların eş başkanları ile yetkilileri olan ve haklarında iddianame ile kamu davası açılan 108 sanıkla fikir ve eylem birlikteliği içerisinde olması sebebiyle Devletin Birliğini ve Ülkenin Bütünlüğünü bozma suçunu işlediği" ileri sürülerek Türk Ceza Kanunun 302/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan davanın Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyası ile derdest olduğu, (bkz. Ek-27),
Görüldüğü üzere davalı Partinin 15/02/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongresinde MYK ve 24/01/2016 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen Berfin Özgü Köse'nin Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma ve iddianamede yazılı diğer” suçlardan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Berfin Özgü Köse'nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır.(Ek-26)
232. BERKAT KAR (Süleyman ve Feride oğlu, 1955 doğumlu, T.C. Kimlik No: 29737728094); (22/04/2014 – 29/02/2016 Tarihleri Arası ve 19/01/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 22/06/2014, 24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/186157 sayılı soruşturması ile;
"25/11/2019 tarihinde başlatılan soruşturmada; PKK/KCK silahlı terör örgütünün eylem ve faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik çalışmalar kapsamında örgütün talimatları doğrultusunda Ankara'da düzenlenen yasadışı eylemlere katıldığı yönünde hakkında tespit bulunan Berkat Kar ile ilgili olarak;
PKK/KCK terör örgütü tarafından yapılan çağrılar üzerine örgüte müzahir kitle tarafından "Beyaz Bayrak İnsiyatifi" adı altında oluşturulan yapılanma tarafından 08/02/2016 günü saat 17.50 sıralarında toplanıldığı, ayrıca saat 18.30'da HDP binası önünden çıkan grubun diğer grupla Sakarya Caddesinde birleştiği, bir araya gelen grubun "Cizrede Bodrum Katında İnsanlık Katledildi Barışı Sessizlik Öldürüyor" ibareli "HDP Ankara İl Örgütü" imzalı ve "Soğuğa, Açlığa, Susuzluğa, Tanka, Topa Rağmen Diz Çökmediniz, Sizinle Gurur Duyuyoruz" ibareli "HDK Ankara Meclisi" imzalı pankartların taşındığı ve basın açıklaması eylemi düzenlendiğinin tespit edildiği, "Yaşamak Yaşatmak İstiyoruz - Savaşa Hayır Barış Hemen Şimdi - Savaşa Karşı Barış Siyaha Karşı Beyaz Ölüme Karşı Yaşam - Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz - Biji Serok Apo - Katil Devlet Hesap Verecek- Kürdistan Faşizme Mezar Olacak" şeklinde sloganlar atıldığı, eylem sırasında PKK/KCK terör örgütünün marşlarından olan ve örgüt içinde silahlı olarak faaliyet gösteren örgüt mensuplarını övücü mahiyette örgüt tarafından yazılmış ve benimsenmiş "Gerilla Marşının" söylendiği, grup tarafından PKK/KCK terör örgütüne destek verildiği ve örgüt mensuplarının propagandasının yapıldığı,
Bahse konu eyleme katılan kişiler arasında şüpheli Berkat Kar'ın da bulunduğunun, grupla birlikte hareket ederek destek verdiğinin anlaşıldığı, MLKP terör örgütü adına PKK/KCK terör örgütünün Suriye uzantısı YPG ile birlikte Suriye ülkesinde silahlı faaliyet göstermekte iken 18/06/2015 tarihinde Suriye'nin Rojava bölgesi Tel-Abyad'da yaşanan silahlı çatışma sırasında hayatını kaybeden Mazlum Aktaş (K) H. A. isimli örgüt mensubunun ölüm yıl dönümü münasebetiyle 17/06/2018 günü Hatay Defne ilçesi Harbiye mezarlığında bulunan mezarı başında gerçekleştirilen anma etkinliğine katıldığı şeklinde bilgilerin bulunduğu" belirtilerek silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan soruşturma yapılmakta olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/04/2014 – 29/02/2016 tarihleri arası ve 19/01/2016 tarihinden itibaren üyesi olup, 22/06/2014, 24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Berkat Kar'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan soruşturmasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Berkat Kar'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
233. BETÜL ÜNSAL (Nesrullah ve Zahide kızı, 1993 doğumlu, T.C. Kimlik No: 25147853678); (19/01/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek, 20/05/2017, 11/02/2018 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/28995 sayılı soruşturması ile;
"PKK/KCK silahlı terör örgütünün gençlik yapılanması olan ve örgüt adına özellikle metropol illerde örgüt tarafından verilen talimatlarla eylemler yapan DGH (Devrimci Gençlik Hareketi) isimli yapılanma içerisinde faaliyet gösterdiği belirlenen Zinar Kod R. T. isimli şahsın teslim olduğu, HDP Gençlik Meclisinde faaliyet gösteren Betül Ünsal isimli şahsı teşhis ederek, "Şahsın adını Betül olarak bildiğini, İstanbul HDP binasına gidip geldiği zamanlardan tanıdığını, HDP Gençlik Meclisi oluşturma adı altında İstanbul'da 2018 Nisan ayında düzenlenen konferansta katılımcı olarak bulunduğunu, kendisinin de katıldığı bu konferansta herkesin görebileceği konumda ve boyutlarda PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın posteri bulunduğunu" beyan ettiği,
25 Kasım 2018 günü Diyarbakır'da HDP Gençlik Meclisi 2. Olağan Kongresinin yapıldığı, kongrenin sonuç bildirgesinde; "Abdullah Öcalan üzerindeki sözde tecridin ağırlaştırılması, devletin çözüm yerine savaş tercihinin açık göstergesi olarak karşımızda durmaktadır. Kalıcı bir barış ortamının kurulması için başta Öcalan olmak üzere tüm siyasi tutsakların bir an önce özgür olması elzemdir..." şeklinde açıklama yapıldığı ve bahse konu kongrenin ardından Betül Ünsal isimli şahsın DGH İç Anadolu Bölgesi ve Ankara sorumlusu olarak görevlendirildiği, Betül Ünsal'ın sosyal paylaşım sitesi Telegram programında "HDP Jinen Ciwan" rumuzunu kullanarak diğer kullanıcılara talimatlar verdiği, talimatların;
HDP Mamak Gençlik Merkezince 13 Ocak 2019 tarihi sonrasında futbol turnuvası düzenleyecekleri, kazandıkları gençleri HDP Gençlik Meclisi adı altında Ankara'da organize edilecek illegal eylemlerde kullanbileceklerinin ve kırsal alana eleman aktarımı yapabileceklerinin değerlendirildiği, yine Betül Ünsal'ın talimatlarıyla Ahmet Kod İ.Ç. adlı şahıs tarafından şahsın çalışmış olduğu Naci Çakır mahallesindeki semt pazarındaki tezgahların üzerine "Tecrit Kaldırılmalıdır, İnsan Haklarıyla İnsandır, Leyla Güven haklıdır, Biji Berxudana Zindana HDP Ankara Gençlik Meclisi" imzasıyla yazılama eylemleri yaptığı, bahse konu eylem fotoğraflarının HDP Gençlik Meclisi adlı yapılanmanın İnstagram ve Twitter hesaplarından paylaşıldığı,
Mamak Gençlik Meclisi kullanıcısına 17 Şubat 2019 günü saat 10.00'da Diyarbakır ilinde düzenlenecek Genç Kadın Konferansı ile ilgili HDP Ankara il binasından sticker ve afişlerin alınarak asılması, yapılan çalışmanın da fotoğraflanarak gönderilmesi talimatını verdiği, verilen talimat sonrası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/25116 sayılı soruşturması kapsamında yakalanan F.B. isimli şahıs Betül Ünsal isimli şahsı "HDPANKARA006 hesabına HDP Gençlik Meclisi tarafından mesaj atan, HDP içerisinde gençlik kollarında Ankara sorumlusu olarak görev alan kendisine ve arkadaşlarına PKK ile ilgili ideolojik eğitimler veren aynı zamanda Telgram üzerinden eylemler ve faaliyetler ile ilgili talimatlar veren şahıstır" şeklinde teşhiste bulunduğu,
Betül Ünsal isimli şahsın Telegram yazışmalarında Ceyhan Tonğ isimli şahsa 20 Şubat 2019 tarihinde Suriye'nin kuzeyinde yapılacak olan 2. Ortadoğu Konferansına katılım yaptırmak amacıyla bankamatik üzerinden 137 TL pasaport harç bedeli gönderdiği, Telegram yazışmalarında HDP Gençlik Meclisi kurmak amacıyla Iğdır iline görevlendirilen S. E. isimli şahsa Iğdır Halfeli Beldesinde gençlik meclisi oluşturma talimatı verdiği,
Telegram üzerinden "Çapameni" isimli basın grubundan 15 Şubat öncesinde örgütsel çalışmalar yapmak amacıyla Özgür Halk Dergilerini tüm il/ilçe gençlik meclislerinin okuması talimatını verdiği, yine 15 Şubat yada öncesinde meşaleli yürüyüş gerçekleştirilmesi, "Direniş Ateşiyle Önderliği Özgürleştireceğiz" ibareli pankartların belirlenen noktalara asılması, sesli ajite ve propaganda çalışmaları yapılması, sözde 15 Şubat komplosu ve açlık grevi eylemlerini konu eden yazılama yapılması gibi eylem talimatlarını verdiği,
Ankara Hüseyin Gazi Mahallesi DGH yapılanması içerisinde faaliyet gösteren F. B, C. Ç ve Ahmet Kod İ.Ç. isimli şahıslara Devrimci Kültür ve Ahlak, Önderlik Gerçeği ve Devrimin Dili ve Eylemi isimli kitapları okumaları yönünde talimatlar verdiği" belirlenerek Betül Ünsal hakkında PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan soruşturma yapılmakta olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 19/01/2016 tarihinden itibaren üyesi olup, 24/01/2016 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi yedek üyesi, 20/05/2017, 11/02/2018 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Betül Ünsal'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan soruşturmasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Betül Ünsal'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
234. CELALETTİN CAN (Dursun ve Sakine oğlu, 1954 doğumlu, T.C. Kimlik No: 24667697670; (03/02/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 22/06/2014, 24/01/2016, 20/05/2017, 11/02/2018 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi)
a) Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/03/2020 tarih ve 2017/668 esas, 2020/135 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 06/12/2015 olduğu belirtilerek;
"...sanık Celalletin Can'ın 78'liler Dayanışma ve Araştırma Derneği organizesinde Diyarbakır ili Bağlar ilçesi Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde "28/11/2015 günü Diyarbakır Barosu tarafından Sur ilçesi Dört Ayaklı Minare önünde düzenlenen basın açıklaması esnasında meydana gelen çatışma olayı ve güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen operasyonları" protesto amaçlı basın açıklaması yaptığı, okuduğu metin içeriğinde "Sur'da direnen genç arkadaşlarımızı, yoldaşlarımızı yalnız bırakmayalım." şeklinde ifadeler kullandığının anlaşıldığı, sanığın söz konusu konuşmayı 28/11/2015 tarihinde yaptığı, o dönemde sanığın konuşmasında da belirttiği üzere Silvan'da, Silopi'de, Nusaybin'de, Sur'da ve Diyarbakır'ın değişik semtlerinde olaylar yaşandığı, o tarihte İstasyon'dan Sur'a doğru ilerleyecek bir yürüyüş olacağını ve konuşmayı yaptığı kalabalığa seslenerek bu yürüyüşe katılmaları konusunda çağrı yaptığı, Sur'da direnen arkadaş ve yoldaşları yalnız bırakmayalım diyerek Sur'da güvenlik güçlerine karşı çatışarak direnen PKK terör örgütü mensuplarını övdüğü, halkı onlara destek vermeye çağırdığı ve teşvik ettiği, sanığın yaptığı bu konuşmanın ifade özgürlüğü hakkının sınırlarını aştığı ve sanığın bu suretle silahlı terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek, bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptığı" gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2-1, TCK'nın 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2019/127172, Esas No: 2019/38738, İddianame No: 2019/7922 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2017 olduğu belirtilerek;
"Şüphelinin kendisi ile yapılan ve Mezopotamya Ajansı isimli medya platformunda yayımlanmış bir röportaja ait metni, "Celalettin Can" isimli facebook hesabı üzerinden 25/11/2017 tarihinde paylaştığı, röportaj metninde "Öcalan'ın insanlara fener olmasını devlet görüyor ve engelliyor." diyen Akil İnsanlar Heyetinden Celalettin Can,"Öcalan, barışın ve çözümün kilit ismidir. Barış ve Ortadoğu'da iyi ilişkiler gelişsin isteniyorsa Öcalan'a bu tarihi fırsat verilmelidir." dedi...Can, "Devlet Öcalan'ın zekasını, politik öngörüsünü, işleri yönlendirmesindeki dirayetini, sabrını falan çok iyi tahlil etti... ...Öcalan'ın şahsına bir düşmanlık vs. yok; İdeolojik, politik bir yol açması, barışa fener olmasını devlet görüyor ve engelliyor." dedi..."şeklinde ibarelerin yer aldığı, şüphelice paylaşılan röportaj metni terör örgütü propagandası yapmak suçu yönünden değerlendirildiğinde şüphelinin terörist başı Abdullah Öcalan'ın şahsında lideri olduğu bilinen silahlı terör örgütü PKK'nın meşru zeminde bir oluşum olduğu iddiası ve ısrarında bulunduğunun ve bu suretle de PKK silahlı terör örgütünü ve giriştiği şiddet içeren yöntemleri meşrulaştırıcı, bunları övücü nitelikte paylaşım yaparak terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği" iddiasıyla 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan davanın Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/363 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
c) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2017/58730, Esas No: 2018/4126, İddianame No: 2018/1133 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 27/02/2018 olduğu belirtilerek;
"...Şüphelinin, yukarıda bahsedilen amaçları gerçekleştirmek üzere oluşturulan ve bahse konu hedefler hususunda karar alma mercii olan genel kurul, daimi meclis ve komisyonlarda görev aldığı, bu organların çalışmaları kapsamında çeşitli toplantılar düzenleyerek ve örgütsel nitelikteki eylemlere katılarak; diğer DTK üyeleri ile birlikte dört ülke toprakları üzerinde sözde kürt ulusal birliğini sağlamak, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, toplumsal ayrışmaya sebep olmak amacıyla halk kitlelerini etkilemeye çalıştıkları, DTK'nın, KCK yapılanmasının çatı örgütü ve sözde en üst karar alma yetkisi bulunan bir üst meclis yapılanması (sözde dört ülke toprakları üzerindeki kürdistan meclisi) olması, şüphelinin eylemlerindeki süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik de nazara alındığında, şüphelinin üzerine atılı silahlı terör örgütünü yönetme suçunu işlediği" iddiasıylaTCK'nın 314/1, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan davanın İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/108 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 03/02/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 22/06/2014, 24/01/2016, 20/05/2017, 11/02/2018 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Celalettin Can'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin, “silahlı terör örgütünü yönetme, terör örgütü propagandası yapma" suçlarından ise yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Celalettin Can'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
235. GONCA YANGÖZ (Yılmaz ve Rezzan kızı, 1972 doğumlu, T.C. Kimlik No: 42190128614); (10/04/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi)
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No:2016/69615, Esas No: 2018/15426 ve İddianame No: 2018/2904 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2016 olduğu belirtilerek;
Sanık Gonca Yangöz'ün HDK yapılanmasında 3. Bölge Koordinasyonu içerisinde (Bakırköy) faaliyet yürüttüğü, yapılan teknik takiplerde HDP Bakırköy teşkilatının çağrısıyla Basın açıklamasına katıldığı, 03/09/2016 tarihinde Kadın Girişimi adlı oluşum tarafından yapılan ve PKK terör örgütünün propagandasına dönüşen 100 kişilik gösteriye katıldığı, 11.06.2016 günü HDP organizesinde düzenlenen "Halkın İradesi Teslim Alınamaz" konulu ve yasadışı sloganların atıldığı toplantıya katıldığı,
Şüpheliye ait facebook sosyal paylaşım hesabında; …09.08.2015'te Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu kalabalık bir grubun resmini, 30.06.2015'te "Murat Karayılan'ın resminin altında, Murat Karayılan: Rojova'ya müdahalede Türkiye savaş sahasına dönüşür" şeklindeki açıklamanın paylaşıldığının tespit edildiği" iddiasıyla sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapmak suçlarından cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/138 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 10/04/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Gonca Yangöz'ün Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Gonca Yangöz'ün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
236. İLKNUR BİROL (Yado ve Belgüzar kızı, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 36986162630); (12/02/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi)
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/12/2018 tarih ve 2018/130 esas, 2018/303 sayılı kararıyla;
Suç tarihinin 15/03/2018 olduğu belirtilerek;
"Sanığın kendi facebook profil hesabından, herkese açık olarak; 14/10/2014 tarihinde elinde keleş olarak tabir edilen uzun namlulu silah taşıyan kadın resmi paylaştığı ve "Savaşırken gülenlerin, emzirenlerin, sevenlerin, halaycıların ve kahramanların kadın ordusu YPJ #KobaneDireniyor" yazdığı, 30/10/2014 PKK/KCK terör örgütünün Suriye kolu olan PYD’nin kadın silahlı yapılanması YPJ ile ilgili ellerinde uzun namlulu silahlar bulunan kadın teröristlerin paylaşımlarını yaptığı, 26/01/2015 tarihinde; "Şimdi özgürlük halayına, her bj #YPJ#bijiberxwedanakobane#Tililili" yazısı ve halay çeken gerillaların resmini paylaştığı, 25/07/2015 tarihinde PKK/KCK terör örgütünün sözde üst düzey mensupları Murat Karayılan ve Cemil Bayık'ın bulunduğu resmi ve KCK:"Halklarımızı ve demokrasi güçlerini, demokrasi ve barış için mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz. En son konu olan silahsızlaşmanın ilk önce dayatılması 40 yıl süren çatışmaların 40 yıl daha sürdürme ısrarıdır" yazısını paylaştığı, 13/11/2015 tarihinde ellerinde PKK terör örgütünün Suriye kanadı olan YPG'nin sözde bayrağının ve 'keleş' olarak tabir edilen uzun namlulu silah taşıyan kadın teröristlerinin bulunduğu fotoğrafı paylaştığı ve altına; "Sarı Mekap kadın aydınlığıyla, Şengali özgürleştiriyor. Şengal IŞİD karanlığından kurtuluyor. Bu kadınlara iyi bakın" yazdığı, 29/11/2015 tarihinde "Tahir'i öldüren devlet değil devletsizliktir sözünün altını çizin, üstüne yıldız koyun, fosforlu kalemle işaretleyin derim. Çünkü bu söz Demirtaş'ın değil Kürt halkının kahir ekseriyetinin fikri haline geliyor. Vuracağınız diziniz, sesinizi duyacak kimse kalmaz. Bugün sessizlikle ya da 'oh olsun' diyerek izlenen her cinayet yaraları kor maşa ile delmektedir…" yazdığı, 31/07/2014 tarihinde ölen terör örgütü mensubun resmini paylaşarak"Saatini devrime ayarlayan, ayakkabılarının bağını sımsıkı bağlayan bir yiğit uğurlanıyor" yazdığı,
Sanığın bu paylaşımlarıyla PKK/KCK silahlı terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterdiği örgüt mensuplarına destek çağrısı yaptığı, eyleminin düşünceyi ifade etme özgürlüğü kapsamında olamayacağı, bu suretle paylaşımların PKK/KCK silahlı terör örgütünün eylem ve faaliyetlerini benimseterek geniş kitlelere yayma girişimi mahiyetinde olduğu,” belirtilerekeylemine uyan terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 43/1, 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/02/2018 tarihinden itibaren üyesi olup, 11/02/2018 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi yedek üyesi, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen İlknur Birol'un Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan İlknur Birol'un Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
237. LALE İNCİ HEKİMOĞLU (Nizamettin ve Semiha kızı, 1958 doğumlu, T.C. Kimlik No: 17803605998); (25/10/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi)
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/93270 sayılı soruşturması ile;
Suç tarihinin 16/06/2020 olduğu belirtilerek,
Lale İnci Hekimoğlu'na ait sosyal medya hesabında;
"Edirne'de polis mitingi dağıttı", "HDP'li milletvekilleri dahil yerlerde sürüklenerek, dövülerek gözaltına alınıyor", "Şehirleri kapatmak da nedir ya, nasıl bir eziyet bu, ülkemizi hapishaneye çevirenler #EdirnedenHakkariyeHepBirlikte# yürüyeceğiz, demokratik bir ülke olana kadar, o kadar", "TSK'ya ait savaş uçakları Şengal ve Mahmur'a yönelik hava saldırısında bulundu. 40 dakika süren bombardımanda siviller de yaralandı" şeklinde paylaşımlarda bulunduğu belirtilerek" Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik Etme suçundan soruşturma yürütüldüğü,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25/10/2013 tarihinden itibaren üyesi olup, 27/10/2013 tarihli Büyük Kongrede MYK üyesi seçilen Lale İnci Hekimoğlu'nun Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçundan soruşturmasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Lale İnci Hekimoğlu'nun Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
238. MAHMUT AKBAŞ (İbrahim ve Sıdıka oğlu, 1980 doğumlu, T.C. Kimlik No: 24530601438); (18/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 20/02/2017 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi)
a) Diyarbakır (Kapatılan) 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/03/2008 tarih ve 2007/350 esas ve 2008/66 sayılı kararı ile;
"... Sanık Mahmut Akbaş’ın Özgür yurttaş hareketi kapsamında il ve ilçe merkezlerinde toplumsal eylemler düzenlemek için örgütlenme faaliyetlerinde bulunmak, sivil itaatsizlik adı verilen eylemleri organize edip alt yapı çalışmaları yapmak için Urfa’dan Mardin iline geldiği burada Özgür Yurttaş Hareketi için sanık M. K. ile birlikte komite kurdukları bu komiteye sanık S. P. nın da dahil olduğu bu komite kapsamında Mardin ili ve ilçelerinde PKK terör örgütünün propagandasını yaptıkları ve bunun için toplantı eğitim amaçlı kitap dağıtma ve konuşma faaliyetlerinde bulundukları bu komitenin eylemleri için çalışacak ve maddi destek sağlayacak kişilerin teminini sağladıkları Özgür Yurttaş Hareketi kapsamında Mardin ilinde ateş yakma ve korsan gösteri bu gösterilerde terör örgütü lehine slogan atılmasını sağladıkları, terör örgütünün dağ kadrosuna elaman kazandırma faaliyetinde bulundukları, sanık Mahmut Akbaş'ın sanık S. yi terör örgütünün dağ kadrosuna katılması için ikna ettiği ve Kuzey Irak'a geçmesi için pasaport çıkartması amacıyla para verdiği, sanık M. nin sanık S. yi terör örgütünün dağ kadrosuna katılacağını ve bunun için sanık Mahmut tarafından hazırlandığını bildiği halde sanık S. yi evinde saklayarak yardımda bulunduğu, sanıkların kendi aralarında ve kendileri dışındakileri kişilerle yaptıkları telefon görüşmesi ve mesaj iletişiminde terör örgütünün propagandasını yaptıkları Özgür Yurttaş Hareketi kapsamında yapılan çalışmalar ve eylemler hakkında sürekli birbirleriyle görüşüp bilgilendirme konuşmaları yaptıkları, sanıkların bu eylemleri ile terör örgütünün amacını bilerek onun eylem ve faaliyetlerinin kolaylaştıracak faaliyetlerde bulunarak terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgütün yaşam ve faaliyetlerinin sürdürülmesine katkıda bulunacak eylemlerde bulundukları ve bu eylemlerinin terör örgütüne üye olmamakla birlikte, örgüt adına suç işlemek suçunu işledikleri sabit görülerek TCK'nın 220/6 maddesi yollamasıyla TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri gereğince 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 04/03/2009 tarihli ilamı ile onanarak kesinleştiği,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/5900 sayılı soruşturması ile (Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/7972 sayılı soruşturması ile birleşti);
Suç tarihinin 2016 yılı ve sonrası olduğu belirtilerek;
"PKK/KCK terör örgütü Mali Komite yapılanmasında en üst düzeyde faaliyet gösteren, örgüt yönetiminden aldıkları talimat doğrultusunda ülke içinde örgüte maddi destek sağlayan kişilerle ilgili yapılan soruşturma kapsamında, 21/06/2016 günü Emniyet Müdürlüğüne gelen bir ihbarda "İstanbul'da canlı bomba olarak kendini patlatan terörist E. Y. nin cenazesini getirdik. Cenazeyi belediyenin resmi aracı ile getirdik..." şeklinde bilgiler verildiği, ihbarcı şahsın davet edilerek alınan beyanında "...Büyükşehir Belediyesinin Yeniköy mezarlığı içerisindebir kısım yerlerin terörist cenazelerine ayrıldığını, o mezarların taşlarında terör örgütünü ve üyelerini öven ibareler olduğunu, İstanbul'da kendini patlatan teröristin cenazesinin Belediyeye ait araçla getirildiğini, cenazenin getirilmesi talimatını "Meyader" olarak bilinen ve dağda ölen teröristlerin ailelerine yardım amacıyla kurulan derneğin verdiğini, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter yardımcısı olarak görev yapan H. B. adlı kişinin belediye adına tüm ihalelerden terör örgütü adına belli bir miktarın aktarılması işlemini gerçekleştirdiğini, bu işlemleri de M. Y. ve Mahmut adlı kişilerin gerçekleştirdiğini, Mahmut isimli şahsın 40-42 yaşlarında, 1.80 cm boyunda, esmer, siyah saçlı ve 80 kg civarında olduğunu..." beyan ettiği, ifadede geçen Mahmut aldı kişinin yapılan araştırmalar sonucunda Mahmut Akbaş olduğunun tespit edildiği, yapılan operasyonlarda R. Ç adlı örgüt mensubundan ele geçirilen notlarda "Çalışma alanında yeni bir arkadaştır. Daha önce çeşitli çalışma alanlarında yer almıştır" şeklinde belirtilen M.A. adlı şahsın Mahmut Akbaş olduğu, şahsın Diyarbakır bölgesinde KCK/TY/MALİ Komite içerisinde faaliyet yürüttüğü şeklinde bilgiler elde edildiği" belirtilerek silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan soruşturmanın devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 18/05/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 20/02/2017 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Mahmut Akbaş’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kurallarına göre silahlı terör örgütü olan PKK/KCK/PYD terör örgütünün üyesi olma suçundan kesinleşmiş mahkumiyetinin mevcut olduğu, yine aynı suçla ilgili eylem ve faaliyetleri sebebiyle hakkında devam eden soruşturmanın bulunduğu, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 3. maddesine göre, mahkum olduğu terör suçu sebebiyle 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 11. maddesi gereğince siyasi partilere üye olamayacağı açıkça belirtilmesine rağmen davalı HDP’nin 20/02/2017 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi seçilmesinin, davalı Parti’nin terör örgütü ile bağlantısını ortaya koyduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin yoğunluğu ve niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmaktadır. (Ek-26)
239. MEHMET HÜSAMETTİN YÜREK (Nimetullah ve Nazime oğlu, 1987 doğumlu, T.C. Kimlik No: 16657923234); (18/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 11/02/2018 ve 20/05/2017 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi)
Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/2753 sayılı soruşturması ile;
"Gizli Tanık Firar'ın ifade ve fotoğraf teşhisinde PKK/KCK yapılanması içinde bulunan şahıslar içerisinde şüphelinin de bulunduğunu beyan ederek "Örgüt yapılanması içinde bulunan ve OHAL Kanunu kapsamında kapatılan fakat illegal faaliyetlerine devam eden TUHAD-FED içerisinde faaliyet yürüten örgüt mensubudur. TUHAD-FED terör örgütü faaliyetlerinden dolayı tutuklanıp ceza evine giren örgüt mensuplarının hukuki masraflarını karşılayan, örgütle bağlantılı avukatların yardımından faydalanmasını sağlayan, ceza evinde bulunan örgüt mensubunun ailesine maddi yardım sağlayan... bir kuruluştur" şeklinde ifade verdiği,
HDP Genel Merkezi organizesinde 30/09/2018 tarihinde Diyarbakır'da HDP Gençlik Meclisi 2. Olağan Kongresinin yapıldığı, bu toplantıda örgüt elebaşının resimlerinin asıldığı, örgütün propagandası niteliğinde sloganlar atıldığı, bu toplantıya şüpheli Mehmet Hüsamettin Yürek'in de katıldığının tespit edildiği,
24/01/2019 tarihinde Diyarbakır Kayapınar ilçesinde HDP'nin belirlenen belediye başkan adaylarının tanıtımı maksatlı bir toplantı düzenlendiği, toplantıda yapılan konuşmalarda PKK terör örgütü ve elebaşının propagandası niteliğinde sözler sarf edildiği, sanığın da bu toplantıya iştirak ettiğinin belirlendiği" belirtilerek silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan soruşturmanın devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 18/05/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 11/02/2018 ve 20/05/2017 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Mehmet Hüsamettin Yürek'in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan soruşturmasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Mehmet Hüsamettin Yürek'in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
240. NURETTİN TURĞUT (İsmail ve Adilşah oğlu, 1961 doğumlu, T.C. Kimlik No: 32377610346); (12/02/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi)
a) Hakkari 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/12/2018 tarih ve 2018/231 esas, 2018/284 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 21/03/2018 olduğu belirtilerek;
“…sanığın; 21.03.2018 tarihinde Yüksekova ilçesi şehir stadyumunda HDP ilçe teşkilatı tarafından düzenlenen nevruz etkinliğine konuşmacı olarak katıldığı; konuşmasında "...Mazlumların diliyle Kemal Pir, Mehmet Hayri Durmuş ve bunların nezdinde hepsine selam olsun..." şeklinde ibarelerin geçtiği, sanığın suça konu eyleminde isimleri geçen kişilerin PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün kurucu kadrosunda yer alması gözönünde bulundurulduğunda sanığın üzerine atılı suçu işlediği” belirtilerek 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 62. maddeleri gereğince 10 hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
b) Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/09/2020 tarih ve 2019/443 esas, 2020/265 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 06/12/2018 olduğu belirtilerek;
"...sanığın, PKK/KCK silahlı terör örgütü güdümünde yayın yapan "anf türkçe" isimli haber sitesinde 26/11/2018 tarihinde "KCK tecridi kır, faşizmi yenilgiye uğrat, kürdistan'ı özgürleştir.", 27/11/2018 "jınnews" isimli haber sitesinde "L.G eylemine destek çağrısı güzel yarınlar için bu taşın altına elimizi koyalım." başlıkları altında yapılan haberlerle L.G. isimli şahsın başlatmış olduğu açlık grevlerine katılımın sağlaması için eylem çağrısında bulunulduğu, dosyada mevcut görüntü çözüm ve şahıs tespit tutanağına göre sanığın bahsi geçen eylem çağrısı üzerine düzenlenen organizasyona katıldığı, 04/12/2018 tarihli açık kaynak araştırma, inceleme, değerlendirme ve tespit tutanağına göre google arama motorunda yapılan araştırmada sanığın örgütüne müzahir olduğu değerlendirilen internet sitesine röportaj verdiği, röportajın içeriği incelendiğinde şüphelinin PKK/KCK terör örgütü ele başının tecrit altında olduğunu belirttiği, yukarıda anlatılan eylem çağrıları doğrultusunda düzenlenen açlık grevi organizasyonlarını destekleyen ifadeler kullandığı, bu kapsamda sanığın, silahlı örgütün destekçisi ve üyesi olduğunu belli edecek biçimde sözde tecrit açıklamalarında bulunduğu, bu yönde açlık grevine destek olduğu,
Sanığın yapılan üst aramasında ele geçen dökümanlara ilişkin 08/12/2018 tarihli değerlendirme ve tespit tutanağı incelendiğinde; "1 numaralı fotoğraf" olarak adlandırılan dökümanda hakkında terör örgütüne üye olma suçundan henüz infaz edilmeyen yakalama emri bulunan kod adlarıyla birlikte terör örgütü içerisindeki görevi belirtilen şahısların isimlerinin yer aldığı, "2 numaralı fotoğraf" olarak adlandırılan dökümanda hakkında terör örgütüne üye olma suçundan henüz infaz edilmeyen yakalama emri bulunan şahsın kimlik bilgilerinin bulunduğu, bununla birlikte şüphelinin PKK/KCK terör örgütüne katılım tarihi olduğu değerlendirilen 2013 yılının yazılı olduğu, "3 numaralı fotoğraf "olarak adlandırılan dökümanda isim bilgilerinin yanında DTK ibaresi bulunduğu, DTK ibaresinin yukarıda açıklandığı üzere terör örgütü elebaşısının “4 ayaklı paradigmam” diye adlandırdığı yol haritasının 3. ayağını oluşturan sözde meclis niteliğindeki Demokratik Toplum Kongresi olduğu,
Tüm bu açıklamalar ışığında; ...sanığın sözde siyasi faaliyet kimliği ile KCK sözde yürütme erki alanı içerisinde faaliyet gösterdiği, katıldığı eylemler içeriğine göre konumunun, yapılanması ve işlevi siyasi faaliyet veya örgütlenme özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte olmadığı, yukarıda ayrıntısı açıklanan ve açıkça PKK/KCK terör örgütü propagandasına dönüşen bir kısmında açık örgüt çağrısı bulunan eylemlere katılarak örgütsel destek verdiği, ele geçen örgütsel dökümanlar (kod adı olan yakalaması olan örgüt mensuplarına ait notlar) incelendiğinde sanığın terör örgütü içerisinde kırsalda yer alan örgüt mensupları ile güven ilişkisi olduğu, örgütsel nitelikli olan dökümanı taşıdığı, DTK içerikli notlarla ilğili, DTK'nın çalışmaları kapsamında yer aldığının değerlendirildiği, terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde yer almadan, terör örgütü ile organik bağ kurmadan örgütün sözde kurucu meclisinde çalışma yapmanın mümkün olmadığı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın örgüt hiyerarşisine girip, örgütle organik bağ kurduğu kabul edilmekle, silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3, 5/1, TCK'nın 62. maddeleri gereğince 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/02/2018 tarihinden itibaren üyesi olup, 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Nurettin Turğut'un Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından mahkumiyetinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan Nurettin Turğut'un Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
241. ÖMER ÖNEN (Mahmut ve Melihe oğlu, 1974 doğumlu, T.C. Kimlik No: 45718685026); (25/09/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 20/05/2017, 11/02/2018 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi, 2015-2016 Yıllarında HDP Diyarbakır İl Başkanı)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 11/02/2019 tarih ve Soruşturma No: 2019/8070, Esas No: 2019/3502, İddianame No: 2019/1019 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihlerinin 2017, 09/02/2016, 01/08/2015, 02/02/2016, 02/07/2016, 03/03/2015, 30/06/2016, 04/03/2016, 06/12/2015, 08/12/2015, 09/02/2016, 13/08/2015, 15/02/2015, 15/02/2016, 20/12/2015, 22/12/2015, 30/01/2016, 31/12/2015, 25/10/2016, 20/04/2015, 11/12/2015 olduğu belirtilerek;
"29.01.2018 tarihinde “UZAY” farklı isimli tanığın Diyarbakır Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde Cumhuriyet Savcısı huzurunda vermiş olduğu EK beyanda;"Ben bu şahsı ÖMER olarak biliyorum. Bu şahıs PKK/KCK terör örgütü adına Bağlar ilçe sözcülüğü yaptı. Bu dönemde Bağlar ilçesinde bulunan şahısları örgütleyerek sokak olaylarına yönlendiren ve güvenlik güçleri ile silahlı çatışmalara girmelerini sağlayan şahıstır. Parti içerisinde legal siyaset adı altında illegal yürütmüş olduğu faaliyetler neticesinde halk ile kurmuş olduğu iyi diyalog ve gerçekleştirmiş olduğu örgütleme faaliyetleri neticesinde parti tarafından ödüllendirilen şahıstır."şeklinde beyanda bulunduğu,
25/04/2017 tarihinde “KARTAL” farklı isimli tanığın Diyarbakır Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde Cumhuriyet Savcısı huzurunda vermiş olduğu beyanda;"2015 veya 2016 yılında Irak ülkesi Erbil şehrinden Rojhan isimli örgüt mensubu beni Diyarbakır iline Ömer Önen isimli şahsın yanına gönderdi. Kendisine “Rojhan abilerin sana selamı var, çoktandır yanımıza gelmedi, bir yanımıza uğrasın” şeklinde sözlü notunu kendisine ilettim. Ömer bunun üzerine bana “aleykümselam, yanlarına uğrayacağım, sen de ara sıra yanıma uğra, gel konuşuruz” demişti. Abilerin dedikleri ise Kuzey Irak’ta bulunan örgütün üst düzey yöneticileridir."şeklinde beyanda bulunduğu,
22/05/2017 tarihinde “UZAY 1” farklı isimli tanığın Diyarbakır Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde Cumhuriyet Savcısı huzurunda vermiş olduğu beyanda;"Ben bu şahsı Ömer Önen olarak tanırım... Bu şahıs KCK Bağlar toplumsal alan sorumulu olarak görev yaptı. Bağlar ilçesinde düzenlenen toplumsal olayları organize ediyordu. Daha sonra Bağlar KCK sözcüsü oldu. KCK Bağlar yürütmesinde göreve atama ve görevden alma yetkilerine sahipti."şeklinde beyanda bulunduğu,
22/05/2017 tarihinde “CANAN CEYLAN” isimli şahsın Diyarbakır Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde Cumhuriyet Savcısı huzurunda vermiş olduğu beyanda;"2015 yılı Ağustos ayında Sur ilçesinde KOMALEN CİWAN KADROSU olarak görevlendirildikten sonra bu örgüt mensubunu Sur içerisinde Lalebey meclisinde gördüm. Alanda bulunan vatandaşlara PKK terör örgütü propagandası yaparak onları özyönetim sürecine hazırlıyordu."şeklinde beyanda bulunduğu,
03/07/2018 tarihinde “EZEL” farklı isimli tanığın Diyarbakır Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde Cumhuriyet Savcısı huzurunda vermiş olduğu beyanda;"Ben bu şahsı ÖMER ÖNEN olarak biliyorum... Bu örgüt mensubu 2015-2016 yıllarında PKK terör örgütünün çatı yapılanması olan KCK’nın Diyarbakır sözcülüğünü yapmıştır. Bu koordinasyon içerisindeki görevi PKK terör örgütünün üst yönetiminin göndermiş olduğu perspektiflerin bütün alanlarda uygulanmasını sağlamaktır. Üst düzey sorumludur. Örgüt içerisinde bu örgüt mensubunun sözleri emir niteliğindedir ve uygulanırdı."şeklinde beyanda bulunduğu,
22/01/2018 tarihinde “HAFIZ” farklı isimli tanığın Diyarbakır Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde Cumhuriyet Savcısı huzurunda vermiş olduğu beyanda;"Ben bu şahsı MEHMET KOD olarak biliyorum... Bu örgüt mensubu DTK içerisindeki toplantılara aktif olarak katılmıştır. DTK içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet gösterdiğini biliyorum. PKK Terör örgütünü meşru gösterme ve halk desteğini sağlamak için üst düzey PKK/KCK terör örgütü mensuplarının talimatlarıyla düzenlenen basın açıklaması, kanunsuz gösteri ve yürüyüşlere katılmaktadır. Üst düzey PKK/KCK terör örgütü mensupları tarafından güvenilen bir örgüt mensubudur. PKK terör örgütüne ideolojik olarak bağlıdır. KCK’nın Diyarbakır ilindeki ana karargahı olarak kullanılan DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) il binasının en üst katında sadece örgüt tarafından güvenilen, PKK ya ideolojik olarak bağlı olan kişilerin katıldığı, gizli toplantılara katılmıştır."şeklinde beyanda bulunduğu,
19/01/2018 tarihinde “SABIR” farklı isimli tanığın Diyarbakır Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde Cumhuriyet Savcısı huzurunda vermiş olduğu beyanda;"Ben bu şahsı Ömer olarak biliyorum... Bu örgüt mensubu PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın görüşleri doğrultusunda kurulan ve Terör Örgütünün çatı yapılanması olan adeta PKK/KCK terör örgütünün paralel bir devlet yapılanması biçiminde örgütlenmiş olan KCK’nın siyasi alan yapılanması içerisinde etkindir. KCK yönetimi üst düzey yetkilileri ile terör örgütünün siyasi ayağı arasında kuryelik yapmaktadır. KCK’nın talimatlarını eksiksiz yerine getirecek kadar ideolojik olarak bağlıdır. Örgüt bu şahsa çok güvendiği için Siyasi ayağı ( milletvekilleri, belediye başkanları, eş başkanlar, encümenler ) ile olan haberleşme ve yönlendirmesini bu şahıs üzerinden gerçekleştirir. PKK/KCK terör örgütü tarafından kendisine verilen talimatların siyaset ayağında uygulanması ve meclis gündemine alınmasını sağlar."şeklinde beyanda bulunduğu,
01/12/2017 tarihinde “TOSUN” farklı isimli tanığın Diyarbakır Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde Cumhuriyet Savcısı huzurunda vermiş olduğu beyanda;"Ben bu şahsı Eş Başkan olarak tanırım... Bu şahıs DTK eş başkanıdır. Bu şahıs Büyükşehir Belediyesinden ve bağlı ilçe belediyelerinden maddi yardım alarak terör örgütüne maddi destek sağlamak amacıyla para yardımında bulunur. Terör örgütü içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet yürütür. Terör örgütüne eleman temini amacıyla örgütleme faaliyetleri yürütür."şeklinde beyanda bulunduğu,
Şüphelinin Katılmış Olduğu Kanuna Aykırı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri; 01.08.2015 tarihinde gerçekleşen eylemde DBP İl Başkanlığı önünde toplanan grup içerisinde yer alan şahıslar tarafından çok sayıda PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’a ait posterler açılmış ve “Biji Serok Apo” şeklinde sloganlar atılmıştır. Yapılan basın açıklaması akabinde eylemci grubun dağılımı sürerken gösteri grup içerisinde yüzleri kapalı şahıslar tarafından taşlama yapılmaya başlanmış akabinde ise güvenlik güçlerine (2) adet EYP (El Yapımı Patlayıcı) atılmıştır. Bahse konu eyleme katılarak destek veren, PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’a destek vermek amacıyla eylemci grupla birlikte “Yüzbinler Özgür İnsanla Buluşuyor” ibareli kolsuz yelek giyen şahsın; şüpheli Ömer Önen isimli şahıs olduğu, 02.02.2016 günü Saat: 12.00 sıralarında ilimiz Rojova Parkında toplanmaya başlayan eylemci grup tarafından “Direne Direne Kazanacağız, Biji Berxwadane Suri (Yaşasın Sur Direnişi), Biji Berxwadane Ciziri (Yaşasın Cizre Direnişi)" şeklinde sloganlar atılması, “ Cizredeki Devlet Terörüne Son, Yaşam Kadın Direnişiyle Güzel, Sur Onurdur, Sur Namustur, Cizreye Ses Ver, Demokratik Özerkliği Selamlıyoruz” ibareli dövizler açılmıştır. PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan BestaNuçe isimli siteden yapılan çağrıya uyarak 02.02.2016 tarihinde gerçekleşen eyleme katılıp destek veren şahsın; şüpheli Ömer Önen isimli şahıs olduğu, PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan ANFNEWS ve ÖZGÜRGÜNDEM isimli sitelerden yapılan çağrılara uyarak 02.07.2016 tarihinde gerçekleşen basın açıklamasına katılarak destek veren şahsın; şüpheli Ömer Önen isimli şahıs olduğu, 03.07.2016 tarihinde PKK/KCK terör örgütünün propagandasına dönüşen cenaze törenine katılan şahsın; şüpheli Ömer Önen isimli şahıs olduğu,
- şüphelinin Med Nuçe isimli TV yayınında röportaj verdiği ve röportajın yapılan incelenmesinde; Ömer Önen: ...Ankara'daki işte devlet hükümet aslında Cizre’yi yönetemiyor. Çünkü talimat vermesiyle beraber ama orası ölüme terkediliyor. Bundan kaynaklı da şu an Ankara'da yönetilen hükümetin aslında Cizre de, bölgede işlevsiz kaldığına bir durum söz konusu bundan kaynaklı da biz aslında şu an tekçi zihniyete karşı ve özellikle toplumu tekçiliğe götüren tek devlet, tek millet ve tekçiliğe götüren bir zihniyete karşı halkımızın kendi kendine yönetebileceğini ve demokratik özerklik inşaasıyla bunun şuan mücadelesi veriliyor... dünden beri halkımız Kürt halkı Türk halkı ve bütün halkımız şu an direnişte...Şubat ayı Kürtler açısından, Ortadoğu açısından, insanlık açısından bir tarihi karanlık bir aydır. Çünkü özellikle sayın Öcalan’m uluslararası komployla beraber aslında Ortadoğu'yu Türkiye'yi karıştırabilecek ve buna yönelik de böyle bir ayda 15 Şubat komplosuna yakın bir tarihte böyle bir vahşetin böyle bir katliamın halkımız üzerinde yapılması aslında aynı zihniyeti ortaya koyduğu bir göstergedir... HDP’nin özellikle demokratik kesimlerin buna ses verilmesi gerekiyor HDP Türkiye açısından bir şanstır... Özellikle Kobani’de yaşanan durum DAÎŞ çetesini horlatan ve öne çıkaran o zihniyet şuan Türkiye'de DAÎŞ çetesinin zihniyeti söyleyebiliriz. Nasıl şu an Sur’da Farkin’de gördük. Şuan Cizrede DAÎŞ çetelerinin yaşamlaştırdığı ve onların fotoğraflarını ortaya koyduğu bir gerçekliktir... 20. Yüzyılda Kürtler parçalandı ama 21. Yüzyılda Kültlerin birleştirici artık kendi kendini yönetebileceği ve özgürlüğe yakın olduğu bir süreç olduğunu söyleyebiliriz. Kimse 20. Yüzyılı bize dayatmasın. Artık 21. Yüzyıl Kürtlerin örgütlendiği, Kürtlerin güçlendiği, Kürtlerin direndiği, kürtlerin tek vücut halinde bu egemen güçlere kapitalist modemiteye karşı ulus devlete karşı gerçekten güçlendiği ve özgürlüğe yakın olduğu bir süreç yakaladığımızı söyleyebiliriz... Bunun içinde biz HDP olarak kapımız herkese açıktır. Dün bir konferans diğer partilerinde altı partinin bir araya geldiği bir konferans gerçekleşti ve kamuoyunda açıklandı. Doğrudur kürtler 21. Yüzyılda artık statüsüz yaşamak istemiyor. Kendi ana dili ile kendi Kürt diliyle yaşamak istiyor. Bunun içinde birleştirmek gerekiyor. Bütün halkımızın bütün Kürt partilerin bir araya gelip bu faşist zihniyete karşı birleştirme gerekiyor. Yani cizredeki vahşette cizredeki katliama surdaki özellikle 68. güne varan vahşete eğer dur demeyeceksek ne zaman diyeceğiz. Bunun içinde herkesin bu süreç de ses vermesi gerekiyor. Biz HDP, DBP, belediyelerimiz, sivil toplum örgütleri 24 saat ayaktayız yetmiyor. Bu zihniyete karşı bu faşist katliamcı vahşet bizim halkımıza öngörülen kesimlere karşı topyekün bunlara karşın demokratik eylemlerimizi yükseltmemiz gerekiyor... Bundan kaynaklı da çağrımız şudur herkes bulunduğu yerde mahallesinde evinin önünde sokakta ne yapmak istiyorsa onu yapsın, biz partiler olarak sivil toplum örgütleri olarak HDP ve DBP olarak biz sürekli alanlardayız..."şeklinde açıklamalarda bulunduğu tespit edildiği,
Şüphelinin Tem Şube Müdürlüğünde Alınan İfadesinde; "Ben 2015 yılında İlimiz HDP İl Binasında İl Başkanıydım...2014 yılından günümüze kadar da HDP Partisi bünyesinde Diyarbakır ve Ankara çalıştım... Ben Ankara ilindeki HDP Genel Merkezindeki Saymanlık görevimdeyken Türkiye de bulunan HDP’nin il ve ilçe örgütlerinin bulunduğu bütün illerin ve dış temsilciliklerin maddi yönden ihtiyaçlarını karşılamada görevliydim. 2015-2016 yıllarında HDP Diyarbakır İl Başkanlığı görevini yürüttüm... Bahse konu toplantılara 2015-2016 yıllarında HDP Diyarbakır İl Başkanlığı görevinde bulunmam ve sonrasında HDP Genel Merkez MYK üyeliği görevimde bulunmam dolayısıyla partimizin milletvekillerine refakat etmek üzere yasal eylem, etkinlik, yürüyüş ve toplantılara katıldım..."şeklinde beyanda bulunduğu,
Dosyada mevcut, iletişimin dinlenmesi/kayda alınmasına dair tutanaklar, gizli tanık beyanları ile fotoğraftan teşhis tutanakları, görüntü inceleme ve tespit tutanakları, şüpheli beyanı, kolluk tutanakları ve tüm tahkikat evrakı dosya kapsamında bir bütün olarak değerlendirildiğinde; şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde örgütün amacı ve ideolojisi doğrultusunda hareket ettiği bu suretle üzerine atılı "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma"suçunu işlediği, şüphelinin PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan internet ve haber sitelerinden yapılan çağrılara uyarak dosyada mevcut görüntü inceleme ve tespit tutanaklarında belirtilen eylem ve gösterilere katıldığı bu suretle üzerine atılı "2911 Sayılı Yasaya Muhalefet Etmek" suçunu işlediği, ayrıca 09/02/2016 tarihinde Med Nuçe TV' ye vermiş olduğu röportajda PKK/KCK silahlı terör örgütünü, örgüt mensuplarını övücü mahiyette açıklamalarda bulunduğu ve tevil yollu örgütün cebir ve şiddet içeren eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı,bu itibarla"Terör Örgütünün Propagandasını Yapmak"suçunu işlediği" belirtilerek TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, 3713 sayılı Kanunun 7/2, 2911 sayılı yasanın 32/1. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasınınDiyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/479 esas sayılı doyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25/09/2015 tarihinden itibaren üyesi olup, 20/05/2017, 11/02/2018 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen, 2015-2016 yıllarında HDP Diyarbakır İl Başkanı sıfatını taşıyan Ömer Önen'in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak, 2911 sayılı Kanuna muhalefet" suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ömer Önen'in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (EK-26)
242. PINAR AYDINLAR (Nevzat ve Yaşagül kızı, 1979 doğumlu,T.C. Kimlik No: 45226046920); (22/01/2014 - 22/05/2019 Tarihleri Arası HDP Üyesi, 22/06/2014 ve 24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi)
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/03/2017 tarih ve 2015/357 esas, 2017/63 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 03/05/2015 olduğu belirtilerek;
“Sanık Pınar Aydınlar’ın "bugün Rojava’da, Kobani’de kadın özgürlük mücadelesinin geldiği noktada biz emekçiler dört bir yanda İzmir’de, Karadeniz’de, Antalya’da, Kürdistan’da dört bir yanda örgütleniyoruz…bizler İbrahim Kaypakkayacı’larız, Mahir Çayan, Mazlum Doğan’cılarız…bizler Kobani direnişinde şehit düşüp asla direniş ruhundan taviz vermeyen Arin Mirkan’larız ,Kader Ortakaya’larız… Bir kez daha partimizin seçimlerde göstereceği kazanımın sadece alanlardaki bizler değil, asıl bu kazanımın sahibi, asıl bu kazanımın o inşaasını yaratanlar bugün adını dahi bilmediğimiz nice Kobani savaşçılarıdır, selam olsun burdan direnen tüm YPG.” demek suretiyle terör örgütünün propagandasını yaptığı, konuşmasında adları geçen İbrahim Kaypakkaya, Mahir Çayan, Mazlum Doğan ve Arin Mirkan’ın terör örgütü mensubu oldukları, onları övücü nitelikte konuştuğu gibi, sanığın aynı zamanda yukarıda belirtilen sözleri de söylemek ve PKK/KCK terör örgütünün ve bu örgütün Suriye’deki uzantası olan YPG’nin propagandasını yapmak suretiyle üzerine atılı suçu işlediği" belirtilerek 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 62/1. maddeleri gereğince 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/01/2014 ila 22/05/2019 tarihleri arasında üyesi olup, 22/06/2014 ve 24/01/2016 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen Pınar Aydınlar'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan Pınar Aydınlar'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
243. RABİA TEKAS (Mustafa ve Fatma kızı, 1970 doğumlu, T.C. Kimlik No: 15506983580); (30/07/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, HDP Başverimli Beldesi Belediye Başkanı, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Merkez Disiplin Kurulu Üyesi)
Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/04/2019 tarih ve 2017/351 esas, 2019/304 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 24/12/2015 olduğu belirtilerek;
"2015 yılı Nevruzunda Başverimli Beldesinde kutlamalar için program düzenlendiği, bu program için hazırlanan kutlama alanında bulunan telefon direklerine PKK/KCK/YPG silahlı terör örgütünü simgeleyen sözde flama, poster ve bayrakların asıldığı, aynı şekilde Başverimli Belde Başkanlığı binasında orta kısımda, oldukça büyük ebatlarda terör örgütünün sözde bayrağı ile bu paçavranın sağ ve sol tarafında örgüt ele başına ait posterlerin asılı olduğu halde sanığın bina önünde konuşma yaptığı, sanığın savunmalarında;"Fotoğrafın HDP ve DBP partileri tarafından düzenlenmiş olan yeni parti yönetimlerinin kutlanması esnasında çekildiğini, HDP belde belediye başkanı olduğu için kendisinin de bu kutlamaya katıldığını..."beyan ederek, kendisinin belde belediye başkanı olduğu Başverimli Belde Başkanlığı binasına terör örgütünü simgeleyen sözde bayrak ve örgüt ele başına ait posterlerin asıldığını kabul ve ikrar ettiği,
...24/12/2015 tarihinde yapılan aramalar neticesinde belediye başkanlığı binasında sanık tarafından kullanılan odada haklarında toplatılma kararı verilmiş olan gazete ve dergiler ile çok sayıda dijital materyale el konulduğu, sanığın Başverimli Belde Başkanlığı binasına terör örgütünün propagandasında kullanılan örgüt ele başına ait posterler ile terör örgütünün sözde bayrağının asılmasına izin vermek suretiyle belediye binasının ve belediyeye ait kepçenin yine terör örgütünün propagandasında kullanılan sözde bayrak, flama, amblem ve posterlerin asılması için tahsis edilmesi şeklindeki eylemlerinin "Örgütün Hiyerarşik Yapısına Dahil Olmamakla Birlikte Örgüte Bilerek ve İsteyerek Yardım Etme" suçunu oluşturduğu kanaatine varıldığı" şeklindeki gerekçeyle TCK'nın 314/3 ve 220/7. maddeleri yollamasıyla aynı Kanunun 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62. maddeleri gereğince 1 yıl 13 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 30/07/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Merkez Disiplin Kurulu üyesi seçilen, suç tarihinde HDP'nin Başverimli Beldesi Belediye Başkanlığı görevini yürüten Rabia Tekas'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan Rabia Tekas'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır.
244. RAMAZAN HOLAT (Sabri ve Rabia oğlu, 1954 doğumlu, T.C. Kimlik No: 63469376734); (24/11/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi)
Şırnak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/02/2018 tarih ve 2017/334 esas, 2018/146 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 25/08/2016 olduğu belirtilerek;
"Toplanan deliller ve yapılan yargılama neticesinde; elinde uzun namlulu silah bulunan bir kadın örgüt mensubuna ait fotoğrafı, 27.11.2015 günü, Kamuflajlı kadın örgüt mensuplarının yer aldığı bir videoyu, 06.12.2015 günü, YPG sembolünün yer aldığı ve silahlı örgüt mensuplarından oluşan bir gurubun yer aldığı fotoğrafı, 03.03.2016 günü, Abdullah Öcalan'a ait bir posterin yer aldığı fotoğrafı, "Başı dik yaşayan yürekli insanlara selam olsun!" yorumuyla 22.03.2016 günü, silahlı örgüt mensuplarının görüntülendiği, "Onlar Garzan'ın Efsane, Yiğit, Yürekli Kürt Kadınlarıydı" başlıklı bir videoyu, 23.03.2016 günü, silahlı örgüt mensuplarının görüntülendiği bir videoyu, 08.05.2016 günü, Örgüt flama ve sembolleri bulunan bir kalabalığın görüntülendiği ve "KCK tarafından açıklanan deklarasyon sonrası Kürt siyasetinin, Türkiye barışı ve Abdullah Öcalan'ın tecrit koşullarına ilişkin..." şeklindeki metinle sunulan bir fotoğrafı, 25.08.2016 günü Profili herkese açık olan Facebook hesabında paylaşan sanığın eylemi ikrarı ve İnternet Tespit Tutanağı ile sabittir.
Facebook hesabındaki paylaşımlar arasında yer alan PKK ve YPG mensuplarına ait fotoğraflar ile bu örgütlere dair semboller hep birlikte değerlendirildiğinde; sanık tarafından yapılan paylaşımların, PKK terör örgütüne atfen yapıldığı, silah ve askeri kamuflaj görüntülerinin yer aldığı paylaşımların, doğrudan terör örgütünün silahlı faaliyetlerini, cebir, şiddet ve tehdit içeren eylemlerini çağrıştırdığı, örgüt sembolleri ve Abdullah Öcalan'a ait görüntülerin ise …örgütün kanlı eylemler gerçekleştirmeye tekrar başladığı bir döneme isabet ettiği, bu yüzden zuhur eden açık ve yakın tehlikenin yoğunluğu itibariyle bu paylaşımların ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği, paylaşımların, PKK terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek ve övecek nitelikte oldukları" gerekçesiyle sanığın sübut bulan örgüt propagandası yapma suçundan 3713 sayılı Kanununun 7/2-2. cümle, TCK'nın 43/1, 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 24/11/2015 tarihinden itibaren üyesi olup, 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Ramazan Holat'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ramazan Holat'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
245. ROZA KAHYA (Mustafa ve Latife kızı, 1995 doğumlu, T.C. Kimlik No: 27280109414); (08/02/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi)
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/04/2019 tarih ve 2018/256 esas, 2019/180 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 28/03/2018 olduğu belirtilerek;
"Sanığın "…Türk Silahlı Kuvvetlerince 20/01/2018 tarihinde başlatılan, PKK/KCK/PYD/YPG ve DEAŞ silahlı terör örgütü mensuplarını etkisiz hale getirmek için Suriye'nin Afrin bölgesine düzenlenen Zeytin Dalı Harekatı'nın tamamlanması sonrasında düzenlenen lokum dağıtımı etkinliği esnasında çıkan olaylar neticesinde haklarında soruşturma başlatılan şahıslara destek olarak, TMK'nın 7/2. maddesinde düzenlenen terör örgütü propagandası suçunu işlediği anlaşılmakla, sanığın 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2018 tarihinden itibaren üyesi olup, 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Roza Kahya'nın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan Roza Kahya'nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
246. SEÇKİN KIR (Mehmet ve Semiha oğlu, 1955 doğumlu, T.C. Kimlik No: 69334015944); (21/09/2017 – 22/05/2019 Tarihleri Arası ve 24/01/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi)
Samsun 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/06/2018 tarih ve 2018/82 esas, 2018/308 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 26/01/2018 olduğu belirtilerek;
"Sanığın kendisine ait"www.facebook.com/seckin.kir1/" URL adresindeki Seçkin Kır isimli sosyal medya hesabı üzerinden 26/09/2017 günü "dostum a.haluk unal ve serpil güler'in "jiyan'ın hikayesi" filminin fragmanı. tebrikler. gurur duydum." şeklinde paylaşım ve filmin fragmanının yer aldığı video paylaşımı, 16/10/2017 günü "Arkadaşlar, Sabah saatlerinde çatışmalar başladı, şuan tazexurmatu 4 saatlik çatışma sonrası düşman eline geçti. ölü ve yaralılar var. Kerkük merkeze doğru ilerleme sürüyor. PKK GERİLLALARI sokağa çıktı. halkı mevzilere çağırdılar epey sayıda halk gerillalarla birlikte mevzilerde. KERKÜKTE SON DURUM BUDUR. … 30/01/2018 günü "savaş falan yok.. dupeduz isgal ve buna direnen halklar var!" şeklinde paylaşımı, 30/01/2018 günü PKK/KCK ve PYD/YPG silahlı terör örgütlerinin bayrağını simgeleyen renkteki bezleri boyunlarına asmış kadınların fotoğraflarının yer aldığı "HER YER EFRİN, HER YER DİRENİŞ! #AfrinYalnızDegil" şeklindeki paylaşımı ile ülkemizce terör örgütü olarak tanınan PKK/KCK ve PYD/YPG silahlı terör örgütlerinin eylem ve faaliyetlerini meşru gösterici şekilde örgüt mensuplarının ve eylemlerinin başka insanların görebileceği platformda propagandasını yaptığı" belirtilerek 3713 Sayılı Kanunun 7/2-1. cümlesi, 7/2-2. cümlesi, TCK'nun 43/1, 62. maddeleri gereğince 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 21/09/2017 – 22/05/2019 tarihleri arasında ve 24/01/2020 tarihinden itibaren üyesi olup, 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Seçkin Kır'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan Seçkin Kır'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
247. SELAHATTİN YILMAZ (Bahattin ve Bedriye oğlu, 1972 doğumlu, T.C. Kimlik No: 59284266046); (18/05/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, HDP Sultanbeyli İlçe Başkanı)
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 18/07/2017 tarih ve Soruşturma No: 2016/159089, Esas No: 2017/21596, İddianame No: 2017/3699 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 27/12/2016 olduğu belirtilerek;
"Müşteki beyanları, tanık beyanları, şüphelilerin savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre, ... şüpheli M. İ. nin müştekiyi Sultanbeyli HDP İlçe binasına yönlendirdiği, 25.12.2016 tarihinde müştekinin Sultanbeyli HDP İlçe binasına gittiği,Sultanbeyli HDP İlçe başkanı olarak görev yapan şüpheli Selahattin Yılmaz ve şüpheli R. K. nin müştekiye hitaben "bize verdiğin sözleri tutmadın, sözleşmede bulunan maddeleri yerine getirmedin, bir daha eşini telefonla aramayacaksın, onları rahatsız etmeyeceksin, bir sorunun varsa bizimle irtibata geçeceksin, örgüte verdiğin sözleri yerine getireceksin ya da örgüt seni öldürür" şeklinde sözler sarf ederek tehdit ettikleri, müştekinin sizi polise şikâyet edeceğim dediğinde şüpheliler Selahattin YILMAZ ve R. K. nin kendisine hitaben "polise gidersen hayatından olursun, örgüt seni yaşatmaz" şeklinde sözler sarf ettikleri, böylece şüpheliler... müştekiye yönelik terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde nitelikli yağma suçunu işledikleri, şüpheli Ramazan ve Selahattin'in müştekiye yönelik ayrı ayrı birden fazla kişi ile birlikte var olan suç örgütünün ismi kullanılarak tehdit suçlarını işledikleri, yine dosya kapsamına göre, şüpheliler... ayrıca TCK'nun 220/6 maddesi delaletiyle 314/2 maddesi gereğince ayrı ayrı cezalandırılmaları gerektiği, ...Selahattin Yılmaz'ın ilçe başkanı olarak görev yaptığı Sultanbeyli HDP İlçe binasında yapılan aramada bazı dokümanların bulunduğu, bu dokümanlarda “16.08.2016 HDP SULTANBEYLİ İLÇE BAŞKANLIĞINA” başlıklı ve “İbrahim ÖZBUĞANLI” imzalı rapor şeklinde hazırlanmış doküman ve “06.09.2016 HDP SULTANBEYLİ İLÇE BAŞKANLIĞINA” başlıklı ve “İbrahim ÖZBUĞANLI” imzalı rapor şeklinde hazırlanmış doküman içeriğinde, PKK/KCK terör örgütünün talimatı kapsamında sözde özerklik inşa çalışmalarının temelini oluşturan mahalle-mahalle, sokak-sokak, temsilcilik ve komisyonların kurulması talimatları ile kurulan komisyonda görevli olduğu değerlendirilen şahsın bu kapsamdaki faaliyetlerini şüpheli Selahattin Yılmaz'a rapor ettiğinin, “16.08.2016 Gönül Yılmaz, Abdurrahmangazi mahalle Yönetici” başlıklı rapor şeklinde yazılmış doküman içeriğinde, PKK/KCK terör örgütünün talimatı kapsamında sözde özerklik inşa çalışmalarının temelini oluşturan mahalle-mahalle, sokak-sokak, temsilcilik ve komisyonların kurulması talimatları ile kurulan komisyonda görevli olduğu değerlendirilen şahsın bu kapsamdaki faaliyetlerini şüpheli Selahattin Yılmaz'a rapor ettiğinin, yine şüpheli A. N. tarafından 20.09.2016 tarihinde HDP Sultanbeyli İlçe Eş Başkanlığına yazılan dokümanda adı geçenin haftalık faaliyet raporu olduğunun,Ahmet Yesevi Mahallesinde PKK/KCK terör örgütünün talimatı kapsamında bulunduğu anlaşılan komisyon kurulması ile ilgili olmak üzere Mahalle Komisyonu kuramadığını rapor ettiğinin tespit edilmesi, ilçe binasında yapılan aramada ve şüpheli H. T. nın ikametinde yapılan aramada çok sayıda içlerinde PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'a ait kitaplar da olmak üzere hakkında toplatılma ve el konulma kararları bulunan yasaklı kitapların bulunmuş olması hususları nazara alındığında, şüpheli Selahattin Yılmaz'ın atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğinin kabulünün gerekeceği, şüpheli Selahattin Yılmaz'ın ayrıca Facebook sosyal paylaşım sitesinde bulunan Selahattin Yılmaz (Mirancan) isimli profil hesabından...“Kobanide şehid düşen YPG li M.Ç bursa yıldırım ilçesinde taziye devam ediyor” başlığı altında PKK/KCK terör örgütünün sözde bayraklarının yer aldığı ekran karelerini, PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ve örgütün kurucu üyeleri, PKK/KCK terör örgütünün Suriye yapılanması olan YPG mensupları ve sözde bayrağını değişik tarihlerde paylaşmak suretiyle ve “İşte gerillalarımızın babası kendisi de şehitler kervanına katıldı kürdistanın ve çocuklarının başı sağolsun” başlığı altında PKK/KCK Terör Örgütünün kırsal alanda faaliyet gösteren silahlı örgüt mensupları için “...gerillalarımızın..”,“ …şehitler kervanına katıldı…” yorumu ile silahlı örgüt mensuplarının fotoğrafları önünde çekilmiş kendi fotoğrafını paylaşmak suretiyle ve görev yaptığı parti binası içerisinde PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'a ait poster ve PKK/KCK terör örgütü mensuplarının örgüt sözde bayrağı önünde çekilmiş fotoğraflarını bulundurmak suretiyle zincirleme terör örgütü propagandası yapmak suçunu da işlediği sonuç ve kanaatine varılmış olmakla; sanığın silahlı terör örgüt üyesi olma ve örgüt propagandası yapma suçlarından cezalandırılması istemiyle açılan davanın İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/266 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 18/05/2015 tarihinden itibaren üyesi olup, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen, HDP Sultanbeyli İlçe Başkanlığı görevini üstlenen Selahattin Yılmaz'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapma"suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Selahattin Yılmaz'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
248. SERHAT AKTUMUR (Cemal ve Süreyya oğlu, 1996 doğumlu, T.C. Kimlik No: 16211672264); (27/08/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi)
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/16041 sayılı soruşturması ile;
"Daha önce değişik kanallardan yapılan 25/10/2020 günü Beşiktaş İskele Meydanında "Özgürlüğümüz İçin Faşizme Karşı Birlikte Yürüyoruz" adı altında toplantı çağrıları üzerine HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu'nun alana gelmesi ile 80 kişiye yakın bir grubun toplandığı, YDG, DÖB, HDP Gençlik Meclisi, Dev-Güç yazılı falamaları ve "Özgürlüğümüz İçin Faşizme Karşı Birlikte Güçlüyüz" yazılı pankartı açtıktan sonra konuşmalara başlandığı, grup üyesi bir şahıs tarafından TKP/ML-TİKKO'nun kurucusu İbrahim Kaypakkaya'nın resminin açıldığı, grubun uyarılmasına rağmen resmin kaldırılmadığı, aksine HDP Milletvekili Musa Piroğlu'nun bir süre resmi kendisinin taşıdığı, gruba yapmış oldukları eylemin Kanuna aykırı olduğunun üç kez anons edildiği, ancak grubun dağılmamakta direndiği, sanığın da bu grup içinde bulunduğunun görüntü inceleme tutanağı ile tespit edildiği belirtilerek kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama suçundan soruşturma yapılmakta olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 27/08/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Serhat Aktumur'un Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “2911 sayılı Kanuna muhalefet" suçundan soruşturmasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Serhat Aktumur'un Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
249. SEVİM AKDAĞ (Ali ve Halime kızı, 1994 doğumlu, T.C. Kimlik No: 29624508938); (03/10/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi)
a) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 14/02/2020 tarih ve Soruşturma No: 2020/6885, Esas No: 2020/2330, İddianame No: 2020/522 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 2018 olduğu belirtilerek;
"Hakkında Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yürütülen Zeynep Maria Mazlum kod adlı G. T. isimli örgüt mensubunun ifadesinde ve yapmış olduğu fotoğraftan teşhis işleminde şüpheli Sevim Akdağ ile ilgili olarak; "... fotoğraftaki şahıs yukarıda açık şeklide anlattığım örgüt mensubudur. Hiçbir baskı altında kalmadan teşhis ettim..." şeklinde beyanda bulunduğu,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında şüphelinin kullanmış olduğu ...no’lu telefonun teknik dinlemeler sonucu yapılan iletişim tespit tutanaklarının incelenmesi neticesinde; 28/06/2019-30/06/2019 tarihlerinde "X" bayan ile yaptığı görüşmede geçen ve aynı soruşturma içerisinde şüpheli bulunan B. K. isimli şahsın genç kadın çalışmalarından sorumlu olan şahıslardan olduğu, şahsın PKK/KCK terör örgütü içerisinde sözde güvenli ev olarak tabir edilen evlerde barındığı, 2019 yılı Mayıs ayı içerisinde örgütsel faaliyetlerine Mardin ilinde devam etmek amacıyla bu ile gittiğinin belirlendiği ve bu bağlamda şüphelinin sorumlu düzeyde faaliyet yürüterek Büşra isimli şahsın ulaşımını ayarlamaya çalıştığının değerlendirildiği,
Şüpheli ile ilgili açık kaynaklar üzerinde yapılan araştırmalarda; Durus isimli sitede 10.12.2018 günü “HDP Gençlik Meclisi üyesi Akdağ: Tek gündemimiz tecridin kırılması” başlığıyla yer alan haberde konuşmasının paylaşıldığı, bu konuşmanın içerisinde Abdullah Öcalan’ın ve onun fikirlerinin serbest kalmasının bütün sorunların ortadan kalkması demek olduğunu beyan ettiği,
https://anfturkce.net/guncel/hdp-genclik-meclisi-kongresinin-sonuc-bildirgesi-117560 linkinde “HDP Gençlik Meclisi Kongresinin sonuç bildirgesi” başlığı ile paylaşım yapıldığı, yürütme kurulunda şüpheli Sevim Akdağ’ın da olduğunun belirtildiği" ileri sürülerek silahlı örgüt üyesi olma suçundan Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesine açılan davanın, aynı Mahkemenin 2018/806 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve halen derdest olduğu,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 07/01/2020 tarih ve Soruşturma No: 2019/66672, Esas No: 2020/340, İddianame No: 2020/78 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 11/10/2019 olduğu belirtilerek;
"Hakkında Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yürütülen K. F.nın alınan ifadesinde ve yapmış olduğu fotoğraftan teşhis işleminde şüpheli Sevim Akdağ ile ilgili olarak; "... Abdulkadir EYO ve Mustafa Davut ile birlikte sınırdan geçiş yaptıktan sonra karşılayarak motosikletlerimiz ile birlikte Kızıltepe'ye getirdiğimiz bayan şahıstır."şeklinde beyanda bulunduğu, hakkında Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yürütülen A. E. nın alınan ifadesinde ve yapmış olduğu fotoğraftan teşhis işleminde şüpheli Sevim Akdağ ile ilgili olarak; "... Mustafa DAVUT'un bana amcasının kızı olduğunu söylediği, illegal yollardan Türkiye geçtikten sonra sınırda karşıladığım araç kiralayarak Diyarbakır iline götürdüğüm bayan şahıstır."şeklinde beyanda bulunduğu, hakkında Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yürütülen M. D. nın alınan ifadesinde ve yapmış olduğu fotoğraftan teşhis işleminde şüpheli Sevim Akdağ ile ilgili olarak; "PYD/YPG terör örgütü içerisinde faaliyet gösteren abimin Suriye'den Türkiye'ye gönderdiği Abdulkadir ile Kawa'nın sınırdan alarak yanıma getirdikleri örgüt mensubu olduğunu bildiğim, yanıma geldikten sonra araba kiralayarak Diyarbakır iline Abdulkadir ile gönderdiğim bayan şahıstır. Şahsın ismini bilmiyorum. Örgüt içerisinde ne gibi bir faaliyet yürüttüğünü bilmiyorum." şeklinde beyanda bulunması üzerine soruşturma başlatıldığı" ileri sürülerek silahlı örgüt üyesi olma suçundan Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesine açılan davanın, aynı Mahkemenin 2018/806 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 13/10/2018 tarihinden itibaren üyesi olup, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Sevim Akdağ'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Sevim Akdağ'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
250. SEYİTHAN KIRMIZI (Hüseyin ve Zeynep oğlu, 1977 doğumlu, T.C. Kimlik No: 19240839028); (15/11/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi)
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2019/90405, Esas No: 2019/29346 ve İddianame No: 2019/19447 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 11/11/2017 olduğu belirtilerek;
“…HDP il ve ilçe teşkilatlarınca PKK/KCK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın sözde tecriti, durumundan haber alınamaması ve avukatları ile görüştürülememesi bahanesi ile çeşitli tarihlerde İstanbul ilçe teşkilatlarında Abdullah Öcalan’ın fotoğrafının bulunduğu “Özgürlüğü Özgürlüğümüzdür, Sağlığı Sağlığımızdır, Güvenliği Güvenliğimizdir” yazılı yelekleri giyerek açlık grevi eylemi gerçekleştirdikleri belirtilerek sanık hakkında “Suçu ve Suçluyu Övmek” suçundan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Küçükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/625 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 15/11/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Seyithan Kırmızı'nın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Suçu ve suçluyu övmek" suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Seyithan Kırmızı'nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
251. SİNEM VARLI HANAZAY (Ramazan ve Nacia kızı, 1985 doğumlu, T.C. Kimlik No: 12776535938); (01/03/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi)
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2017/22307, Esas No: 2017/9101 ve İddianame No: 2017/1288 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 2017 olduğu belirtilerek;
“…Şüpheli Sinem Varlı’nın KJA Bursa koordinasyonu isimli whatsapp grubuna kayıtlı olduğu, bu bağlamda adı geçen şahsın KJA çalışmalarından haberdar olduğu ve ilde düzenlenecek etkinliklere katılımı sözde HDP çalışanı olarak sağladığı,
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 02.05.2016 tarih ve 2016/32410 sayılı soruşturma dosyası kapsamında gözaltına alınan M.T. isimli şahsın yapılan üst aramasında el konulan not kağıtlarında, “Sinem Varlı” KJA değilde HDP olarak çalışma yürütülebilir. Nilüfer’de yapılan Kahvaltıda-Hemen orada Kadın toplantısı alınabilir.” şeklinde el yazısı not içeriğinde belirtilen “KJA”’nın; PKK/KCK Terör örgütünün kadın çatı yapılanması olan KJK (Komalên Jinên Kurdistan - Kürdistan Kadınlar Topluluğu)’ye bağlı olarak faaliyet gösteren terör örgütünün Türkiye kadın yapılanması olan KJA (KongreyaJinên Azad/Özgür Kadın Kongresi) olduğu, alınan notların örgütsel bir toplantı-öz eleştiri esnasında yazıldığı,
KJA’nın ilde yapmış oldukları örgütsel faaliyetleri kahvaltı adı altında gerçekleştirdikleri, belirtilen etkinliklere katılımı sağlamak etkinliklerin legal alanda düzenlendiğini lanse etmek amacıyla örgütün kadın yapılanmasının HDP’yi paravan yapılanma olarak kullandığı, Sinem Varlı’nın terör örgütünün kadın yapılanması KJA adına faaliyet göstermesinin uygun olmadığı, Bursa Barosu avukatı olarak eylemlere katılım sağlamak amacıyla HDP içerisinde faaliyet göstermesi gerektiğinin belirtildiği,
Sinem Varlı’nın PKK/KCK terör örgütü talimatları ile gerçekleştirilen, sözde devrim şehitleri adına saygı duruşunda bulunulan, içerisinde teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın, terör örgütü içerisinde faaliyet göstermekte iken ölen terör örgütü mensuplarının resimlerinin ve terör örgütü sözde bayraklarının bulunduğu Yıldırım HDP İlçe binasında düzenlenen eylemliliğe katıldığının tespit edildiği,
Sinem Varlı’nın; Terör Örgütünün üst yönetimince duyurulan çağrılara uyarak, Terör Örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’a uygulandığı, iddia edilen –sözde- tecrite karşı kamuoyu oluşturmak amacı ile örgüt talimatlarını yerine getirdiği, “BARIŞIN MUHATABI ÖCALAN’DIR TECRİTE SON! ÖCALANA ÖZGÜRLÜK” yazılı pankart arkasında düzenlenen basın açıklaması ve oturma eylemine katıldığı tespit edildiği,
Ülke genelinde 21 Mart 2016 tarihi haricinde güvenlik gerekçesi ile Nevruz kutlamalarına izin verilmemesi ve PKK/KCK terör örgütünün üst yönetimi tarafından verilen talimatlar sonrasında, HDP (Halkların Demokratik Partisi) tarafından sosyal paylaşım sitesi facebook üzerinden kutlama yapılacağı belirtilerek çağrıda bulunulduğunun tespit edildiği, HDP İl/İlçe yöneticilerinin de bulunduğu yaklaşık (200) kişilik grubun Nevruz Etkinliği için Yıldırım İlçesi Ulus Mahallesinde toplandığı, grup içerisinde bulunan bazı şahıslar tarafından,"HER YER KÜRDİSTAN HER YER DİRENİŞ, BİJİ SEROK APO (YAŞASIN BAŞKAN APO), DİRENE DİRENE KAZANACAĞIZ, BİJİ NEWROZ (YAŞASIN NEVRUZ), PKK HALKTIR HALK BURADA, BİJİ SEROK APO (YAŞASIN BAŞKAN APO), BE SEROK JİYAN NABE (BAŞKANSIZ YAŞAM OLMAZ), BİJİ NEWROZ (YAŞASIN NEVRUZ), SELAM SELAM İMRALIYA BİN SELAM, DİŞE DİŞ KANA KAN SENİNLEYİZ ÖCALAN", şeklinde sloganlar atıldığı, Sinem Varlı’nın da belirtilen eyleme katılarak örgütsel birliktelik ve dayanışma içerisinde Nevruz kutlamalarının yasaklı olduğunu bilmesine rağmen eyleme destek verdiğinin tespit edildiği, ...Kürdistan ve Mazlum Doğan” şeklinde sözler içeren örgütsel içerikli şarkıyı alkışlayarak halay çektiği,
Sinem Varlı isimli şahsın 16.03.2017 günü ikametinde yapılan aramalarda elde edilen cep telefonu incelendiğinde; Yüklü uygulamalar içerisinde, PKK/KCK terör örgütünün amaç ve ideolojileri doğrultusunda yayın yapan “ÖZGÜR GÜNDEM” haber gazetesinin ve yine terör örgütünün görsel medya aracı olan “IMC TV” nin internet ulaşım adreslerinin yer aldığı, WEB geçmişinde, 08.08.2016 tarihli “LAYIK Han Twitter’da: En karamsar olduğunuz anlarda kobaneyi düşünün, o muazzam zaferi, o dinenen kadınları, o kurkusuzca savaşan gençleri düşünün” şeklinde PKK/KCK terör örgütünün Suriye uzantısı olan PYD (Demokratik Birlik Partisi)’nin silahlı kanadı olan YPG (Halkın Savunma Birlikleri) veYPJ (Kadın Savunma Birlikleri) içerisindeki örgüt üyelerini övücü yazının bulunduğu, PKK/KCK terör örgütünün silahlı kanadı HPG (Halkın Savunma Güçleri) ve terör örgütünün Suriye uzantısı olan PYD (Demokratik Birlik Partisi)’nin silahlı kanadı olan YPG (Halk Savunma Birliği)’nin sözde bayraklarının, terör örgütü içerisinde ölen örgüt üyelerinin fotoğraflarının asılı bulunduğu duvarın önünde düzenlenen bir eylemde çekilen fotoğrafın bulunduğunun tespit edildiği,
Şüpheli Sinem Varlı hakkındaki yukarıda yapılan tüm tespitler birlikte değerlendirildiğinde; şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütünün mensubu olduğu ve örgütün propagandasını yaptığı” belirtilerek açılan kamu davasının Bursa 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/87 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 01/03/2016 tarihinden itibaren üyesi olup, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Sinem Varlı Hanazay'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Sinem Varlı Hanazay'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
252. SITKI GÜNGÖR (Memli ve Sabriye oğlu, 1980 doğumlu, T.C. Kimlik No: 29627421340); (12/01/2014 - 22/10/2014 Tarihleri Arasında ve 20/02/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın Danışmanı, 22/06/2014 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi)
İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/04/2018 tarih ve 2017/115 esas, 2018/128 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 14/01/2016 olduğu belirtilerek;
“13 Ocak 2016 günü saat 23.30 sıralarında PKK terör örgütü mensuplarınca Diyarbakır ili Çınar ilçesinde İlçe Emniyet Müdürlüğüne bomba yüklü araç ve roketatarla saldırı düzenlendiği, olayda 1 polis ve 5 sivilin hayatını kaybettiği, 39 kişinin yaralandığı, ölenler arasında 5 aylık bir bebek ile iki çocuğun bulunduğu, Emniyet binası ve lojmanların büyük hasar gördüğü, şiddetli patlama nedeniyle civardaki bir evin de çöktüğü,
Sanık Sıtkı GÜNGÖR'ün 14 Ocak 2016 tarihinde, saldırıdan kısa bir süre sonra Twitter isimli sosyal paylaşım sitesinde hesabından"BAHAR ERKEN GELDİ...CEMRELER DÜŞÜYOR SANKİ #ÇINAR" şeklinde paylaşımı yaparak PKK-KCK terör örgütü ve örgüt mensuplarının cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterdiği ve örgütün faaliyetlerini meşru gösterdiği” belirtilerek terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2 ve 7/2. maddesinin 2. cümlesi gereğince 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/01/2014 ile 22/10/2014 tarihleri arasında ve 20/02/2020 tarihinden sonra üyesi, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın danışmanı olan, 23/02/2020 ve 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Sıtkı Güngör'ün Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu partide üst düzey görev alan Sıtkı Güngör'ün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
253. ŞEHRİBAN ZUĞURLİ (Mehmet ve Netice kızı, 1993 doğumlu, T.C. Kimlik No: 37345231424); (07/02/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi)
a) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 26/11/2019 tarih ve Soruşturma No: 2019/65779, Esas No: 2019/19043, İddianame No: 2019/4324 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 14/10/2019 olduğu belirtilerek;
"...PKK/KCK Terör Örgütü güdümünde yayın yapan, “NUCE CİWAN isimli siteden 20.08.2019 ve “ANF NEWS” isimli siteden 10.10.2019 tarihinde yapılan çağrılara uyarak 14/10/2019 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından Suriye Ülkesinde icra edilen ‘Barış Pınarı Harekatı’nı ve kayyumu protesto etme kamacıyla HDP İl Binası önünde yapılmak istenen basın açıklamasına kolluk kuvvetlerinin izin vermemesi üzerine yasa dışı sloganların atıldığı eylemde Grup tarafından “Rojova Faşizme Mezar Olacak, Rojovada Direnen Yoldaşlara Bin Selam, Susmuyoruz Korkmuyoruz İtaat Etmiyoruz, BijiBerhudaneRojova” şeklinde sloganlar atıldığı, eyleme katılarak destek veren ve kırılan masanın parçasını alarak görevli polis memurlarının tuttuğu kalkanlara vurarak masa parçasını kıran şahsın şüpheli Şehriban Zuğurli olduğunun tespit edildiği,şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte müzahir yayın yapan sitelerin paylaşımları doğrultusunda hareket ettiği ve yine bu çağrılar doğrultusunda toplanan grup içerisinde yer aldığı" belirtilerek üzerine atılı “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte suç örgüt adına suç işleme, görevi yaptırmamak için direnme” suçlarını işlediği iddiasıyla açılan davanın Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/454 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 30/11/2020 tarih ve Soruşturma No: 2019/48897, Esas No: 2020/11532, İddianame No: 2020/3049 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 10/10/2019 olduğu belirtilerek;
"...HDP Genel Merkezinin çağrısından sonra olmak üzere, 09/10/2019 tarihi akşam saatlerinden itibaren sözde halkları hedef alan işgale karşı protesto, kitlesel basın açıklamaları, yürüyüşler vb. etkinliklerin düzenleneceği şeklinde istihbâri bilgiler iletildiği, web siteleri ve sosyal medya hesapları üzerinden yapılan araştırmada, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin güvenliğini sağlamak amacıyla yürütülmekte olan sınır ötesi Barış Pınarı Harekâtına karşı 09/10/2019 20:48'te @HDPAMED21, 09/10/2019 19:48'te, @HDPgenelmerkezi,10/10/2019 00:39'te, @HDPGencMeclisi ve 10/10/2019 10:05'te @MAturkce gibi Twitter Hesapları ile 07/10/2019 günü https://anfturkce.com/guncel/rojova-icin-cagri-tuem-sokaklar-direnis-alani-olmali,https://anfturkce.com/kurdIstan/YPS-her-yeri-savas-alanina-doenuestuerecegiz, https//anfturkceco/rojava-surIye/kongra-star-rojava-icin-herkes-direniste-bulusmali-131412” gibi müzahir siteler üzerinden halka çağrı yapıldığı,
İlimiz Yenişehir İlçesi Lise Caddesi civarı saat 11:00 sıralarında HDP Diyarbakır Milletvekilleri Dersim Dağ, Musa Farisoğulları ve Remziye Tosun ile birlikte HDP Diyarbakır il yöneticilerinin de aralarında bulunduğu yaklaşık (30) kişilik grubun basın açıklaması ve kitlesel eylem gerçekleştirmek amacıyla bir araya geldiği, gruba yasaklama kararı izah edilerek grubun dağılmasının sağlandığı, dağılan grubun HDP Diyarbakır İl Başkanlığına geçeceği bilgisinin alındığı, Bağlar İlçesi Selahattin Eyyubi Mahallesi 343. Sokakta bulunan HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binası civarına, Diyarbakır HDP Milletvekilleri Remziye Tosun, Musa Farisoğulları ve Dersim Dağ’ın da aralarında bulunduğu ve Çarmar istikametinden dağılan grubun içinde de yer aldığı bilinen şahısların da bulunduğu yaklaşık (30) kişilik bir grubun il başkanlığı binası önünde bulunan açık alanda basın açıklaması ve oturma eylemi yapmak amacıyla bir araya geldiği, bahse konu gruba Yasaklama Kararı tekrar edildiği, gruba ses yayın aracı ile dağılmaları yönünde sesli ikazda bulunulduğu, grubun dağılmayarak“Biji Berxwedana Rojowa (Anlamı: Yaşasın Rojowanın Direnişi), Rojowa Faşizme Mezar Olacak” şeklinde slogan attııkları, grubun yapılan ikazlara rağmen dağılmaması üzerine kolluk güçlerince tazyikli su kullanılarak bulunduğu yerden uzaklaştırıldığı,
HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde gerçekleştiren bahse konu eyleme şüpheli Şehriban Zuğurli'nin de katıldığının dosyada mevcut 10/10/2019 tarihli kolluk tutanağında tespit edildiği" iddiasıyla eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/454 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 07/02/2018 tarihinden itibaren üyesi olup, 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Şehriban Zuğurli'nin Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte suç örgüt adına suç işleme, görevi yaptırmamak için direnme, silahlı terör örgütüne üye olma" suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Şehriban Zuğurli'nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (EK-26)
254. ŞERİF ADLIM (Abdulvahap ve Hediye oğlu, 1994 doğumlu, T.C. Kimlik No: 46408950028); (27/09/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi)
a) İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/04/2019 tarih ve 2016/231 esas, 2019/93 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 19/10/2016 olduğu belirtilerek;
"İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 23/01/2016 tarihinde, İstanbul ili Fatih ilçesinde bulunan Süleymaniye Camii çevresinde toplanan yaklaşık 20-30 kişilik bir grubun korsan gösteri düzenlemesi ve ellerindeki molotof ve havai fişekleri atarak kamu binaları ile özel şahıslara ait ev/iş yeri/araçlara zarar vermesi olayına ilişkin gerçekleşen olaya kolluk tarafından müdahale edildiği,
Sanığın 23/01/2016 tarihli olayda olay mahallinde yakalanmamasına ve alınan ifadesinde suçlamayı kabul etmemesine karşın, olay yerinden temin edilen kar maskesi üzerinde biyolojik örneği bulunan sanık Şerif Adlım'ın PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması olan YDG-H (Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi) bünyesinde örgüt adına söz konusu eylemlere bizzat katıldığı, tanık B.İ.'in müdafi huzurunda vermiş olduğu beyanında kod ismini bildiği şahıslara ilişkin teşhis işleminin gerçekleştirildiği ve ''Hoger Kod isimli şahsı HDP il binasında gördüğünü, adını hatırlamadığını, Gare ve Şengal'de birlikte silah eğitimi aldığını, sınırı geçerken Mordem Kod olarak bildiği kişi ile birlikte yakalandığını'' ifade ettiği,
Sanığın Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/14 Esas sayılı dosyasından birleşerek gelen dosyasında üzerinde Recep Kutay adına düzenlenmiş sahte kimlikle yakalandığının tespit edildiği, değerlendirmeler sonucunda sanığın tanık beyanı ile Kod adı kullandığı, silah eğitimi aldığı, sınırı geçerken yakalandığı ifadesi ile sanığın 23.01.2016 tarihinde örgüt adına suç işlemesi ve olay mahallinden elde edilen kar maskesinde genotip özelliklerinin çıkması sonucunda sanığın kendi iradesini örgüt iradesine teslim ettiği, örgütün amaçları doğrultusunda eylemlere giriştiği, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, sanığın örgütle organik bağ kurduğu ve süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arzeden örgütsel faaliyetlerinin bulunduğu" gerekçesiyle Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılmak suçundan eylemine uyan 2911 sayılı Kanununun 33/a, TCK'nın 62/1. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası, silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanununun 3/1, 5/1, TCK'nın 62/1. maddeleri gereğince 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/206760 sayılı soruşturması ile;
Suç tarihinin 04/12/2019 (soruşturma başlama tarihi) olduğu belirtilerek;
PKK/KCK terör örgütü gençlik yapılanmalarını ve terör örgütüne müzahir gençleri tekrar örgütlemek amacıyla legal görünümlü illegal yapılanma yoluna gidilerek"HDP Gençlik Meclisleri" adı altında terör örgütünün çatı yapılanması Komalen Ciwan'a bağlı sözde kadrolu olarak İstanbul ilinde 3. Bölge sorumlusu olabileceği değerlendirilen Şiyar Kod Şerif Adlım isimli şahsın ve PKK/KCK Komalen Ciwan İstanbul Koordinasyonu sözcüsü Berivan Kod M. Ö. nin terör örgütünün kırsal alan yapılanmasına silahlı faaliyet göstermek veya siyasi ideolojik eğitim almak amacıyla örgütün kırsal alan yapılanmasına katılım arayışı içerisinde olan şahıslara gerekli yardımları yaptıkları ve örgütün kırsal kadrolarına kazandırma faaliyeti yürüttükleri, bu kişilerin örgütün gençlik yapılanması mensupları Y. İ., Y. A. ve V. S. isimli şahısları PKK/KCK kırsal kadrolarına katılım yapmak amacıyla ikna ettikleri ve Irak alanına geçmeleri için gerekli düzenlemeleri yaptıkları, ayrıca Türk Silahlı Kuvvetlerince Fırat'ın doğusuna yönelik gerçekleştirilen Barış Pınarı Harekatını protesto etmek amacıyla İstanbul'da PKK/KCK'ya müzahir kitleyi organize ederek eylem yapmak amacıyla teşvik ettikleri belirlenerek silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan soruşturmanın devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 27/09/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Şerif Adlım'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak, 2911 sayılı Kanuna muhalefet" suçlarından mahkumiyetinin, yine "silahlı terör örgütü üyesi olma" suçundan soruşturmasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Şerif Adlım'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
255. TUNA AYDIN (Ziyadin ve Hamite oğlu, 1984 doğumlu, T.C. Kimlik No: 16199700980); (30/01/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi)
a) İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2016/72375, Esas No: 2016/28725 ve İddianame No: 2016/1853 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 15/08/2016 olduğu belirtilerek;
“Şüpheli Tuna Aydın'ın bölücü silahlı terör örgütü PKK/KCK'nın Ege bölge sorumlusu olarak örgütün üst düzey yöneticisi olduğu, bu anlamda YDG-H (Yurt Sever Devrimci Gençlik Hareketi) Marmara bölgesinde sorumlu olduğu ve bu örgütün oluşturulması ve kırsal alana eleman aktarılması faaliyetlerinde görevlendirildiği, 2015 yılı Mart-Ekim aylarından itibaren YDG-H Ege bölgesi sorumlusu olduğu, 2015 yılı Ekim ayından itibaren İzmir ilinden ayrılarak Güneydoğu Anadolu bölgesine gittiği burada terör örgütüne yönelik operasyonlarda örgüt saflarında yer aldığı, 2016 yılı Mayıs ayı içerisinde tekrar İzmir'e döndüğü ve YPS adı altındabölücü terör örgütüne silahlı terörist gruplar oluşturmak için faaliyetlerde bulunduğu” iddiasıyla “silahlı terör örgütü kurma veya yönetme suçundan” açılan kamu davasının İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/188 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2018/187070, Esas No: 2018/44350 ve İddianame No: 2018/8457 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 09/11/2018 olduğu belirtilerek;
“…PKK üyesi olup örgütten kaçarak etkin pişmanlık kapsamında ifade veren R. T. ifadesinde Tuna Aydın ile ilgili olarak "resim 1 de bana göstermiş olduğunuz şahsın adını Tuna olarak tanırım. Bu şahıs 2018 yılının mayıs ayında Irak Süleymaniye bölgesinde yapılan "ortadoğu sorunları" isimli PKK ile ilgili yapılan konferansa gitmem amacıyla yol parası, harçlık ve uçak bileti bilgilerini bana veren şahıstır. Toplantıya katılmam için bana sürekli ısrarda bulunuyordu. Beni örgüte gönderdiği gibi başka kişileri de örgüte gönderme, örgüte eleman kazandırma, işleriyle uğraşıyor." şeklinde beyanlarda bulunduğu, Şüpheli hakkında yapılan çalışmalarda, eski gençlik ve öğrenci yapılanması YDG-H içerisinde faaliyet gösterdiği, 2015 Kasım ayında örgütün kırsal alanına geçiş yaparak ideolojik ve silahlı eğitim aldığı, kırsal alanda Gare bölgesinde 34 örgüt mensubu ile birlikte sözde Ali Çiçek akademisi eğitim devresinde kadro eğitim aldığı, akabinde terör örgütü tarafından sözde Ege bölgesi gençlik sorumlusu olarak görevlendirildiği, şahsın güncel gençlik yapılanması Komalen Ciwan'a bağlı Türkiye sözcüsü olarak faaliyet gösterdiği, kırsaldan gelen talimatların gençlik örgütlerine iletilmesinden sorumlu olduğu, örgütlenme ve kırsala eleman temini gibi konularda insiyatif sahibi olduğu, örgütsel faaliyetlerini İstanbul HDP MYK üyesi kimliği ile yürüttüğünün tespit edildiği" iddiasıyla silahlı terör örgütüne üye olma, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçlarından cezalandırılması istemiyle açılan davanın İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/188 esas sayılı dava dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 30/01/2018 tarihinden itibaren üyesi olup, 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Tuna Aydın'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, silahlı terör örgütüne üye olma, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Tuna Aydın'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
256. ZAHİDE BESİ (Sadullah ve Meryem kızı, 1974 doğumlu,T.C. Kimlik No: 31297646008); (17/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi)
a) Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/03/2017 tarih ve 2014/235 esas, 2017/103 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 14/04/2009 olduğu belirtilerek;
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5, TCK'nın 62. maddeleri gereğince 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 17/09/2019 tarihli ilamı ile onanarak kesinleştiği,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/7552 sayılı soruşturması ile;
Suç tarihinin 17/08/2020 olduğu belirtilerek;
Şüphelinin "zahide.besi" kullanıcı isimli sosyal medya hesabından PKK silahlı terör örgütünün propagandası niteliğinde paylaşımlar yaptığı tespit edilerek soruşturma yapılmakta olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 17/05/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 20/05/2017 ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Zahide Besi'nin Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan mahkumiyetinin, "terör örgütü propagandası yapma" suçundan ise soruşturmasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Zahide Besi'nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
257. ZELAL YERLİKAYA (Mehmet ve Makbule kızı, 1995 doğumlu, T.C. Kimlik No: 35743027922); (18/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Yedek, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, HDP Van İl Yönetiminde Görevli)
a) Van 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/10/2018 tarih 2018/319 esas, 2018/396 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 21/03/2018 olduğu belirtilerek;
"21.03.2018 günü Atatürk Kültür parkı miting alanında, "Nevroz" konulu açık hava toplantısında konuşma yapan HDP il yönetiminde görevli olan sanık Zelal Yerlikaya'nın miting alanındaki katılımcılara ve medya mensuplarına hitaben konuşma yaptığı; konuşmanın içeriğinde "Bu yıl nevruz ateşini en güzeli Afrin'de işgale, zulme günümüzün de halklarına karşı halkların yaktığı direniş ateşi oldu. Toprağını korumak ve özgürlüğünü sağlamak için Afrin halkının yaktığı ateş tarihi direniş ve dünya halkının umudu büyüttü insanlık onuru için direnen halklara selam olsun kürt halkının varlığına özgürlüğüne yönelik kürdistanın 4 parçasında büyük saldırılar yaşanmaktadır."denilerek, Türkiye Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetlerinin Afrin bölgesinde PKK/KCK terör örgütüne karşı yürüttüğü operasyonu İŞGAL VE ZULÜM, buna karşılık olarak bu operasyonun yapıldığı terör örgütü mensuplarının hareketini DİRENİŞ ATEŞİ olarak nitelendirmesi PKK/KCK terör örgütünün eylemlerini meşru gösterip övücü sözlerle eylemlerini yücelttiği, konuşmanın başka bir bölümünde "Kürt halkı demokrasi ve güçleri nevroz ateşinde parlayan ölümsüz şehitleri unutmayacaklar. Halkların özgürlüğü, onurlu barışı için yıllardır tecrit ve işkence düzenine direnen Sayın Abdullah Öcalan'ı ve çekilen acıları ödeyen büyük bedelleri aklından çıkarmayacaktır. Halklarımız geleceği için güvenle cesaretle yürüme ve özgür ülke demokratik birliğe ulaşma mücadelesinden vazgeçmeyecek. İnanıyoruz ki direnen ve birleşen halklar kazanacak."denilerek yine bu operasyon kapsamında öldürülen terör örgütü mensuplarını ŞEHİT VE ÖLÜMSÜZ olarak nitelendirmesi, ölen örgüt mensuplarını övdüğü ve yücelttiği, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/2. maddesinde terör örgütünün cebir şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek yada bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapmak şeklindeki suçun yasal unsurlarını oluşturduğu kanaatine varılarak" eylemine uyan 3713 sayılı Kanunun 7/2, 5237 sayılı TCK’nın 62/1. maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
b) Van 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/10/2019 tarih ve 2019/261 esas, 2019/452 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 12/01/2019 olduğu belirtilerek;
“…Sanık Zelal Yerlikaya'nın açılmış Twitter isimli sosyal ağ hesabından; 12/01/2019 tarihli; “#Buldan:Sayın Abdullah Öcalan ile kardeşi Mehmet Öcalan bugün bir görüşme gerçekleştirdi. Sayın Öcalan’ın sağlık durumunun iyi olduğunu ve birkaç gün sonra halkımıza daha detaylı bilgilendireceğimizi belirtmek isterim.” şeklindeki, 11/01/2019 tarihli kürtçe içerikli “(Türkçe:başarılar zindanların direnişi, biz inanırsak tecriti üstümüzden kaldırırız, yaşasın zindanların direnişi, yaşasın zindanların direnişi, yaşasın zindanların direnişi, yaşasın başkan apo, yaşasın başkan apo, yaşasın başkan apo, yaşasın başkan apo, yaşasın başkan apo)" sözlerinin geçtiği, bu paylaşımın üstünde bulunan açıklama kısmında ise “#bazid Leyla Güven Haklıdır Tecrit Kalkmalıdır.” şeklindeki videolu paylaşım, 23/01/2017 tarihli; PKK/KCK silahlı terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın içerisinde bulunduğu görselli paylaşım, 03/09/2017 tarihli; “Kürdistanhalkını bitiremizsiniz! İhanetçi dedeleriniz, ağababalarınız çok denedi anck başramdılar korkmuyoruzYenileceksiniz;! #Lice” şeklinde paylaşım, 13/10/2017 tarihli; PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yapan Jin News isimli Twitter sayfasından alarak yapmış olduğu Retweeted video içeriğinde;
PKK/KCK terör örgütünün Suriye tarafında faliyet gösteren YPJ terör örgütünün sözde bayrağıyla beraber silahlı terör örgütü üyelerinin silahlı ve yelekli olarak birden fazla kez yer aldığı içeriklerin olduğu bu paylaşımların doğrudan şiddeti çağrıştırması nedeniyle terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde sanık Zelal Yerlikaya'nın üzerine atılı "Terör Örgütü Propagandası Yapmak" suçunu işlediği sabit olduğundan, eylemine uyan 3713 sayılı Kanunun 7/2, 7/2. maddesi 2. cümle, 5237 sayılı TCK’nın 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 18/05/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 20/05/2017 ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi yedek üyesi, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen, HDP’nin Van İl yönetiminde görev üstlenen Zelal Yerlikaya'nın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan Zelal Yerlikaya'nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
258. ALP ALTINÖRS (Ruhi ve Eser Belgin oğlu, 1977 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10444177930); (Kurucu – 18/08/2013 - 24/01/2016 - 20/05/2017 – 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi, 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi - 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi ve Eş Başkan Yardımcısı - 10/07/2013 - 02/12/2017 Tarihleri Arası ve 19/07/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 26/01/2016 tarih, Soruşturma No: 2015/112767, Esas No: 2016/4262 ve İddianame No: 2016/380 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2015 yılı olduğu belirtilerek;
“...ATILIM isimli haftalık yayınlanan gazetinin 03/07/2015 tarihli nüshasının 8. sayfasında;
Şüphelinin, 'Büyük sarsıntı -7 Haziran'a dair durum tespitleri' başlıklı ' Olağan siyasal dönemlerde bir seçimle asla gerçekleşemeyecek ölçüde büyük bir politik değişim, 7 Haziran'da gerçekleştiyse ,bunun sebebi seçimlerin rolünün değişmesi değil, 7 Haziran'ın içinde gerçekleştiği olağandışı ve özel politik koşullardır. Devrimci durum koşullarında yaşanan bu seçim, egemen sınıfların yenilgisi ve iki yıldır siyaset sahnesinde yer tutan (Gezi-Kobane) başkaldıran kitlelerin birleşik zaferidir.....Ortaya çıkan bu tarihsel blok, sömürücü egemen sınıfların her iki kanadından bağımsız, ezilenlere ait bir siyasal gücü meydana getirmiştir. Bu bloklaşma Kürdistan'da süren 30 yıllık devrimci savaşımın Batı'da Haziran isyanı ile politikleşen kitlelerle birleşerek faşist rejimi sürüklediği krizin vardığı yeni bir aşamayı işaret etmektedir.' şeklindeki yazıyı yazarak terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği” iddiasıyla 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/25 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığının 12/01/2017 tarih, Soruşturma No: 2016/3773, Esas No: 2017/35 ve iddianame No: 2017/14 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 12/01/2017 olduğu belirtilerek;
“Şüphelinin Ankara Gar'ı patlamasında hayatını kaybeden vatandaşımızın cenazesini bahane ederek cenazeye gelen maktülün genç yaştaki arkadaşlarını silahlı terör örgütü PKK'nın kırsal kodrosu mensuplarının yanına götürdüğü, burada örgütün propagandası eylemlerini meşru gösterici şekilde propaganda yapılarak gelen kişilerin örgüte kazandırılmaya çalışıldığı, şüphelinin de bizatihi örgüte elemen kazandırma organizasyonunu düzenleyen organize eden kişilerden olduğu, Yargıtayın kararlarından da anlaşılacağı üzerine örgütçe kendisine güvenilmeyen hiyerarşiye dahil olmayan bir kişinin örgüt mensuplarının kamplarının yerini bilemeyeceği örütün kırsal kodrosu elemenları ile ile rahatça görüşemeyeceği ve örgüte elemen temini çalışmalarına katılamayacağı gözetildiğinde şüphelinin eyleminin örgüte yardım etme düzeyini aştığı ve anılan eylemi ile silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” iddiasıyla TCK’nın 314/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Bitlis 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/310 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin kurucularından ve 10/07/2013 - 02/12/2017 tarihleri arasında ve 19/07/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 27/10/2013 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi yedek üyesi, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongresinde MYK üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı, 24/01/2016, 20/05/2017 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen Alp Altınörs’ün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapma, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma ve iddianamede yazılı diğer” suçlardan yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Alp Altınörs’ün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (EK-26)
259. ERCAN KANAR (Şakir ve Zekiye oğlu, 1950 doğumlu, T.C. Kimlik No: 17105063182); (Kurucu – 10/07/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 15/12/2017 tarih, Soruşturma No: 2015/121624, Esas No: 2017/37442 ve İddianame No: 2017/6940 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 15/09/2015 olduğu belirtilerek;
“...Şüphelilerin avukat olarak İstanbul ilinde çalıştıkları, olay tarihinde İstanbul Barosu Birleşik Haziran Hareketi Hukukçuları, Çağdaş Avukatlar Grubu, Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, Demokrasi İçin Hukukçular, Halkevleri Hukuk Dairesi, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar, Özgürlükçü Hukukçular Derneği İstanbul Şubesinin çağrısı üzerine 15/09/2015 tarihinde şüphelilerin “Savaşı katliamları diktatörlüğü durduracağız” sloganı ile ülkemizin Güneydoğu illerinde özellikle Cizre'de meydana gelen sokak eylemleri ve bunların önlenmesine yönelik devletin milletiyle bölünmez bütünlüğünü korumaya yönelik yapılan kolluk müdahalelerini protesto etmek maksadıyla yaklaşık 200 kişi basın açıklaması yapmak için toplandıkları, … “Savaşı, Katliamları, Diktatörlüğü, Durduracağız, Yaşasın Halkların Kardeşliği” yazılı pankartı açtıkları, daha sonra "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz, Direnen halklar yalnız değildir, Biji berhadane Cizre, Biji biratiye gelan, Kürt halkına imha dayatılamaz, Katil devlet hesap verecek, Her yer Cizre her yer direniş, …. Yaşasın devrimci dayanışma, Şehit namırın...” şeklinde sloganlar atmaya başladıkları, yine kolluk tarafından suç teşkil eden slogan atıldığının ve bu sloganların atılmamasının ihtar edilmesine rağmen grup adına konuşma yapan avukatlar özetle konuşmalarında; “Cizre de Devlet eliyle Cizre halkına şiddet uygulandığı, halkın elektrik, su gibi doğal ihtiyaçlarının kesildiği, su borularının Devlet tarafından patlatıldığı, tamire giden belediye çalışanlarının polis tarafından gözaltına alındığı, polis üniforması giyen sakallı işid militanlarının Cizre sokaklarında dolaştığı, helikopter ile masum halkın evlerinin tarandığı, Cizre de yaşanan sokağa çıkma yasağının, hukuksuz bir şekilde Cizre halkının yaşadığı baskı ve işkenceyi gizlemek için olduğu" şeklinde iddialarda bulundukları tespit edilmiştir. Yapılan konuşmalar sonrası grup Saat: 19:40 sıralarında oturdukları yerden ayağa kalkarak yukardaki sloganları atmaya devam etmiştir ve saat: 19:50 de tekrar oturma eylemine geçmişlerdir. Saat 20:15 sıralarında oturma eylemi yapan grup terör örgütü PKK’yı öven HERNEPEŞ isimli marşı söylemeye başlaması üzerine, grubu organize eden sorumlu avukatlara bu marşı söylememeleri yönünde ikazlar yapılmış, terör örgütünü öven bu marşı söylemeyi derhal bırakmaları kendilerine iletildiyse de grup marşı tamamlayana kadar söylemeye devam etmiştir. Saat 20:35 de oturma eylemini sonlandıran grup adına basın açıklamasının ardından kendiliğinden dağılmıştır.
Ercan Kanar’ın da aralarında bulunduğu şüpheliler hakkında PKK/KCK terör örgütünün amacı yönlendirmesi ve direktifleri altında bulunan terör unsurlarının gruplar halinde ve farklı yerlerde halkı kışkırtmak ve toplumsal bir kalkışma oluşturmak için yaptıkları şehir çatışmalarını masum göstermek amacıyla aleni bir şekilde terör örgütü üyelerince kalıp haline getirilmiş sloganları atarak ve pankart açarak 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 7/2. maddesinde düzenlenip tanımlanan terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapmak suçunu ve kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama suçundan” TCK'nın 37/1 ve 3713 sayılı Kanunun 7/ek-5.c maddeleri delaletiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2-b.1-2 ve 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/300 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin kurucularından ve 10/07/2013 tarihinden itibaren üyesi olan Ercan Kanar’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma ve 2911 sayılı Kanuna aykırılık” suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ercan Kanar’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
260. MEHMET AKGÜL (Ali ve Maviş oğlu, 1966 doğumlu, T.C. Kimlik No: 22106450886); (Kurucu – HDP Kocaeli İli (Eş) Başkanı - 12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının 07/11/2019 tarih, Soruşturma No: 2018/32239, Esas No: 2019/10127, İddianame No: 2019/2150 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 24/05/2015, 12/07/2015 tarihleri olduğu belirtilerek;
“OLAY 1 :
Gebze İlçe Emniyet Müdürlüğü TEM Büro Amirliği tarafından yapılan tespitlere göre 24/05/2015 günü Halkların Demoktarik Partisi (HDP) Gebze İlçe Teşkilatı tarafından PKK/KCK terör örgütü tarafından faaliyet göstermekteyken güvenlik güçleri ile girdiği çatışmalar sonrasında öldürülen terör örgütü mensupları için Hacı Halil Mahallesi 1216. Sokak No:8 K:3 Gebze adresindeki parti binasında sözde Mayıs Ayı Şehitlerini Anma ve Sahiplenme Programı ile ilgili olarak adı geçen siyasi parti teşkilatı tarafından facebook sosyal medya platformu üzerinden paylaşım yapıldığının tespiti üzerine Gebze C.Başsavcılığınca soruşturma işlemlerine başlandığı, bu yer savcılığınca verilen yetkisizlik kararına istinaden yürütülen soruşturma sonucunda;
Yukarıda bahsedilen paylaşımda yer alan fotoğrafların üzerinde "...Yakayder (Yakınlarını Kaybedenler Derneği) ve Gebze HDP örgütü A.Y. hevalimiz şahsında Mayıs ayı şehitlerimizi anma ve sahiplenme etkinliği düzenlendi. Etkinliğe halkımızın katılımının çok güçlü olduğu görüldü. Milletvekili adaylarından sayın D.Ö., Kocaeli İl Eş Başkanımız Mehmet Akgül ve tüm diğer ailelerimiz katılım sağladı..." şeklinde yorum yazıldığının görüldüğü,
Paylaşımı yapılan fotoğrafların içerikleri incelendiğinde etkinliğin Gebze HDP ilçe binasında, Gebze HDP İlçe Örgütü ve YAKAYDER tarafından organize edildiği, etkinliğin PKK/KCK terör örgütü içerisinde silahlı olarak faaliyet göstermekteyken çeşitli sebeplerle ölen örgüt mensuplarını anmak amacıyla yapıldığı, bu amaçla Gebze HDP ilçe binasının içerisine anılan terör örgütünün sözde bayrakları, örgütün Suriye uzantısı olan PYD'nin askeri yapılanması YPG'ye ait flamalar, örgütün lideri Abdullah Öcalan'a ait fotoğraflar, ölen örgüt mensupları ve dağ kadrosunda silahlı olarak faaliyet gösteren örgüt mensuplarına ait fotoğrafların asıldığı, ölen örgüt mensupları anısına sinevizyon gösterisi yapıldığı, bu şekilde PKK/KCK silahlı terör örgütü propagandası yapıldığı,
Gebze HDP İlçe Eş Başkanları M.Z.Ü. ve Ş.B. ile etkinlik sırasında kürsü olarak oluşturulan masa başında bulunan ve suç tarihinde Kocaeli HDP İl Eş Başkanı Mehmet Akgül, M.Y. ve S.Y. ile etkinlik sırasında kürsüye gelerek elinde bulunan kağıttan katılımcılara birşeyler okuduğu görülen Ş.Y., parti binası içerisini propaganda amaçlı olarak PKK/KCK silahlı terör örgütüne ait yukarıda belirtilen şekilde afiş, flama ve fotoğraflarla hazırladığı tespit edilen Ş.D.’in bu eylemleriyle PKK/KCK silahlı terör örgütü propagandasını yapma suçunu işledikleri anlaşılmıştır.
OLAY 2 :
Gebze HDP İlçe Teşkilatı organizasyonunda 12/07/2015 tarihinde Gebze ilçesi:.. sayılı adreste faaliyet gösteren ... Düğün Salonu isimli işyerinde Suriye'nin Kobani bölgesinde örgütün Suriye'deki uzantısı olan PYD'nin askeri kanat yapılanmaları olan YPG/YPJ ile DEAŞ silahlı terör örgütü arasında gerçekleşen çatışmalarda ölen YPG/YPJ militanları ve YPG saflarına Gebze ilçesinden katılarak Kobani bölgesinde ölen Karker Heval kod adlı R.H. isimli örgüt mensubu için gerçekleştirilen anma etkinliğiyle ilgili olarak facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde Gebze HDP ilçe yönetimi tarafından paylaşımlar yapıldığı,
Düğün salonu içerisine PKK/KCK terör örgütünün sözde bayrağı, YPG'ye ait flama, örgüt lideri Abdullah Öcalan'a ait fotoğraf, R.H. ve diğer örgüt mensuplarına ait fotoğraflar ile örgüt mensuplarını anmak ve sahiplenmek amacı taşıyan sözler içeren pankartlar asıldığı, yine düğün salonu içerisinde bu şahısları anmak için sinevizyon gösterisi yapıldığı, bu şekilde PKK/KCK terör örgütünün propagandasının yapıldığının tespit edildiği,
Gebze HDP İlçe Eş Başkanları M.Z.Ü. ve Ş.B., M.Y., Ç.B., Ş.D., T.G., M.B., S.K., Ş.Y. ve C.D. ile açık kimliği tespit edilemeyen birkaç şahsın sözde anma etkinliği için belirtilen düğün salonuna suç tarihinde saat 12:30 sularında gelerek program için hazırlık yaptıkları, düğün salonunun yukarıda belirtildiği şekilde sözde bayrak, flama, fotoğraf ve pankartlarla süslendiği, etkilik sonrasında da belirtilen materyallerin bu şahıslar tarafından söküldüğü, Kocaeli HDP İl Eş Başkanı Mehmet Akgül tarafından etkinlikte bir konuşma yapıldığı, bu şahısların etkinlikte aktif bir şekilde yer aldıkları ve katılımcılara yoğun bir şekilde terör örgütünün propagandasını yaparak atılı suçu işledikleri anlaşılmıştır” şeklindeki gerekçeyle;
Gebze HDP Parti Binasında ve ... Düğün Salonu isimli işyerinde örgüt mensuplarını anma etkinlikleri düzenlemek suretiyle katılımcılara PKK/KCK ve PYD/YPG silahlı terör örgütlerinin propagandasını yapmak suretiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan TCK’nın 220/8-1. maddesi delaletiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2-4. maddeleri uyarınca (2 kez) cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Kocaeli 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/447 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin kurucularından ve 12/06/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin Kocaeli ili (Eş) Başkanlık görevini üstlenen Mehmet Akgül’ün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Mehmet Akgül’ün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
261. FERHAT TUNÇ YOSLUN (Hüseyin ve Çiçek oğlu, 1964 doğumlu, T.C. Kimlik No: 35954209636); (Kurucu– 18/08/2013 ve 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi- 12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2019/646, Esas No: 2019/2236 ve İddianame No: 2019/721 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 2016 ve 28/01/2019 olduğu belirtilerek;
“…08.08.2012 Tarihli DTK Toplantısı
15-16 Eylül 2012 tarihinde yapılacak DTK 6. Genel Kurul 3. Ara Dönem Toplantısına katılacak olan DTK Genel Kurulu içerisinde faaliyet yürüten delegelerin belirlendiği toplantıda, DTK 6. Genel Kurul 3. Ara Dönem Toplantısına katılacak olan delegeler arasında şüphelinin de isminin; "…, …, …, Ferhat TUNÇ, …, …, …," şeklinde geçtiği tespit edilmiştir.
31.07.2011 Tarihli DTK Toplantısı
Şüphelinin, DTK Genel Kurul toplantısına toplantı zaman aralığında giriş çıkış yaparak katılım sağladığı, yapılan ortam dinlemeleri ve fotoğraf tespit tutanaklarından tespit edilmiştir.
Şüphelinin kullandığı telefon hattına yönelik yapılan iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması tedbiri neticesinde elde edilen tape kayıtları incelendiğinde; İstanbul BDP (Barış ve Demokrasi Partisi) İl Binasında yapılacak olan DTK toplantısına katılımın zorunlu olduğu belirtilerek şüpheliden yapılacak olan DTK toplantısına katılmasının istendiği, Anadolu Kültür ve Araştırma Derneğinin Mamak Şubesinden aradığını ifade eden Yusuf isimli şahısla şüphelinin yaptığı telefon görüşmesinde, örgütsel çalışma ve faaliyetler içerisinde olan HDK (Halkların Demokratik Kongresi), mahalle meclisleri, köy meclisleri ve derneklerin organize ettiği cami ve cem evleri ile ilgili yürüttükleri projeyi hayata geçirmek adına düzenlenecek olan etkinliğe şüphelinin de katılmasının istendiği, şüphelinin ise programının uygun olması halinde katılacağını ifade ettiği, aşağıda belirtilen telefon tape kayıtlarından anlaşılmaktadır.
Şüphelinin 30.04.2013 tarihinde teknik takip yapılan 0532 2... numaralı telefon hattına gelen ve 2070181031 tape kayıt numarası ile kaydedilen sms içeriğinin;
“Sayın Delegemiz; 02 Mayıs Perşembe günü saat 19:00''da BDP İL binamızda yapılacak toplantıda bulunmanız gerekmektedir. Katılım zorunludur. Saygılarımızla DTK İSTANBUL” şeklinde olduğu tespit edilmiştir.
Mahkeme kararına istinaden DTK sekreteri olan E. B.isimli şahsın kullandığı kcdnavend@gmail.com adresinden ele geçirilen tutanak başlıklı e-mail içeriğinde, DTK ile ilgili listelerin ve dokümanların olduğu tespit edilmiştir. E-mail içeriğinde, “DTK Genel Kuruluna ilişkin genelgedir” başlıklı ve “Şahsiyetler ve Kurum Delegeleri” alt başlıklı toplam 932 kişiden oluşan listede şüphelinin isminin 690. sırada (690-FERHAT TUNÇ) şeklinde DTK delegesi olarak yer aldığı tespit edilmiştir…
Şüpheli hakkında internet üzerinde yapılan açık kaynak araştırması neticesinde; şüphelinin kullandığı “FERHAT TUNÇ - @ferhattunc” isimli twitter hesabında yaptığı paylaşımlar birlikte değerlendirildiğinde, Türk Silahlı Kuvvetleri ile Türk Emniyet Teşkilatı mensupları tarafından Suriye Ülkesinin kuzeyinde yer alan PKK/YPG terör örgütü mensuplarına yönelik gerçekleştirilen "Zeytin Dalı Harekatı" isimli operasyon ile ilgili olarak PKK/YPG terör örgütünü destekler mahiyette ve operasyon aleyhinde paylaşımlar yaptığı, PKK/YPG terör örgütü içerisinde silahlı olarak faaliyet yürüten örgüt mensuplarıyla fotoğraflar çekildiği, bu suretle şüphelinin silahlı terör örgütü mensuplarıyla irtibatlı olduğu anlaşılmaktadır. PKK/KCK terör örgütü mensupları tarafından Ülkemizin farklı bölgelerinde, hendek kazılarak ve barikat kurularak sokakların kapatılması, kazılan hendeklerin içerisine ve çevresine tuzaklamalı bombalar yerleştirilmesi, güvenlik güçlerimize karşı silahlı, bombalı, roketatarlı saldırıların gerçekleştirilmesi, vatandaşlarımızın günlük yaşamlarının engellenmesi üzerine kamu düzeninin tahsisi için yapılan operasyonları PKK/KCK terör örgütünün propaganda faaliyetleri üzerinden ulaşmaya çalıştığı amaç doğrultusunda çarpıtarak; kamuoyunda Kürt kökenli vatandaşlarımızın Devlet tarafından sözde katledildiği, ezildiği, sömürüldüğü ve tecrite mahkum bırakıldığı yönünde algı oluşturmak, terör örgütü faaliyetlerinin sözde meşru ve haklı olduğuna insanları inandırmak, vatandaşlarımızın Devletimize karşı kin ve nefret duyguları beslemesini sağlayarak Devlete küskün kitleler oluşturmak ve bu kitleyi terör örgütünün saflarına çekmek maksadıyla paylaşımlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. "Dargeçit Haber Gazetesi", "Star" ve "HABER Vitrini" isimli internet sitelerinde, şüpheli Ferhat TUNÇ'un Suriye'nin kuzey bölgesine (Rojava) giderek YPG terör örgütü mensuplarıyla çektirdiği fotoğrafları twitter hesabından paylaştığı belirtilerek, "Tunç, Rojava'daki 'Halk Savunma Birlikleri' YPG'li kadınlara ilişkin, 'YPG'li genç kadın savaşçıların çokluğu Rojava devriminin aynı zamanda bir kadın devrimi olduğu gerçeğinin bir göstergesidir.' diye haber yapılmıştır. Bölgedeki diğer silahlı grup ve sivillerle çektirdiği fotoğrafları da paylaşan Ferhat Tunç, 'Rojava'da bu büyük halk devrimine kör ve sağır kalmak insanlığı unutmaktır. Devrim dokunabileceğiniz yakınlıktadır. Rojava Devrimi ve halkın can güvenliği YPG saflarında çetelere karşı can siperane savaşan bu genç insanlara emanet' yazısını paylaştı" şeklinde bilgilerin yer aldığı, dolayısıyla şüphelinin silahlı terör örgütü mensupları ile çekildiği fotoğrafları ve terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemleri övücü, meşrulaştırıcı ve bu yöntemlere başvurmaya teşvik edici nitelikte yazı içeriğini;
"www.ferhattunc.net" isimli internet sitesinde, "Ferhat Tunç Kürdün Sabrına Sıkılan Kurşun" başlıklı yazı içeriği ile birlikte PKK/KCK terör örgütünü simgeleyen bez parçalarının bulunduğu görüntü kaydını paylaştığı, ayrıca yazı içeriğinde "...Tahir Elçi, ülkeyi ve özellikle de Kürt coğrafyasını ateş çemberine dönüştüren bu sürecin yarattığı tahribata kayıtsız kalmamış, çıktığı bir televizyon programında 'PKK terör örgütü değil' diyerek hükümeti ve devleti akla ve adalete davet etmişti..." şeklinde ifadelerin yer aldığı tespit edilmiş olup, şüphelinin terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemleri övücü, meşrulaştırıcı ve bu yöntemlere başvurmaya teşvik edici nitelikte yazı içeriğini;
Paylaşmak suretiyle terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği anlaşılmıştır.
“…Şüphelinin, DTK ve HDK'nın çalışmaları kapsamında çeşitli toplantılara ve örgütsel nitelikteki eylemlere katılarak; dört ülke toprakları üzerinde sözde kürt ulusal birliğini sağlamak, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, toplumsal ayrışmaya sebep olmak amacıyla halk kitlelerini etkilemeye çalıştığı, DTK 'nın, KCK yapılanmasının çatı örgütü ve sözde en üst karar alma yetkisi bulunan bir üst meclis yapılanması (sözde dört ülke toprakları üzerindeki kürdistan meclisi) olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği, ayrıca şüphelinin, herkesin ulaşabileceği internet ortamında, terör örgütünün; cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde yazı içeriği ve görüntü kayıtlarını paylaşmak suretiyle üzerine atılı zincirleme şeklinde yayın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği,” iddiasıyla cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/58 esasında derdest olduğu,
b) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosunun Soruşturma No: 2018/17063, Esas No: 2019/33199 ve İddianame No: 2019/6707 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 2017-2018 olduğu belirtilerek;
Şüphelinin twitter sosyal paylaşım sitesinde Ferhat Tunç@ferhatttunc isimli/rumuzlu kullanıcı adıyla terör örgütü propagandasını yaptığı iddiasıyla terör örgütü propagandası yapmak suçundan cezalandırılması istemi ile açılan kamu davasının İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/281 esasında derdest olduğu,
c) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosunun Soruşturma No: 2020/50982, Esas No: 2020/21232 ve İddianame No: 2020/5208 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 12/11/2019 (son paylaşım tarihi) olduğu belirtilerek;
“Kolluk görevlilerince tespiti yapılan 27/02/2019 tarihli açık kaynak araştırma raporu ile tespit edilmiş twitter sosyal paylaşım sitesinde Ferhat Tunç@ferhatttunc kullanıcı adıyla,
1-12/11/2019 tarihinde, çok sayıda insanın bulunduğu ellerinde PKK/KCK, PYD/YPG terör örgütünün sözde bayraklarının yer aldığı kolajlı fotoğrafları paylaştığı,
2-06/05/2019 tarihinde, PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın cezaevinden yazdığı sözde mektubu paylaşarak üst tarafına "Sakince düşünelim. Cevabı olmayan bilmecelere düşerek, kim önce başladı gibi bilinmezlikler içinde de kaybolmayalım. Tekçi, ilkel milliyetçiliğe prim vermeden, ortak ülkemizde demokratik ve özgür bir kardeşçe yaşam için en kısa yol barışı ikame etmektir. Buna ülke olarak muhtacız." şeklinde paylaştığı,
3-26/04/2019 tarihinde, bir grup kadın şahsın ellerinde meşale karşılarında polislerin bulunduğu fotoğrafı paylaştığı, HDP Milletvekili Leyla Güven'in PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a uygulanan ceza infaz koşullarını protesto etmek amacıyla başlattığı açlık grevi eylemleri ile ilgili "Kabul görmesi zor bir şeye değil, Türkiye'yi kendi hukukuna uymaya çağırıyorlar. 7 bin civarında tutsağın hayatı da bu açlık grevleriyle birlikte tehlikeye girdi. İnsanlar demokrasi için, hukuk için canlarını ortaya koyuyorsa, bu hepimiz için utanç kaynağı sayılmalı.#LeylayaElVer" şeklinde paylaştığı,
4-18/04/2019 tarihinde, ağzı maskeli bir şahsın fotoğrafını paylaştığı, HDP Milletvekili Leyla Güven'in PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a uygulanan ceza infaz koşullarını protesto etmek amacıyla başlattığı açlık grevi eylemleri ile ilgili "Leyla Güven'le birlikte yurt dışında ve cezaevlerinde de açlık grevleri devam ediyor. Ne yazık ki fedai eylemlerle canına kıyanlar oldu. Tecridin vicdani, hukuki hiç bir dayanağı yok. Bu ölümleri mutlaka durdurmak zorundayız. Çünkü bu bir hayatta kalma talebidir aynı zamanda" şeklinde paylaştığı belirtilerek eylemine uyan terör örgütü propagandası yapmak suçundan cezalandırılması istemi ile İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, mahkemenin 20/07/2020 tarih ve 2020/169 esas, 2020/148 sayılı kararı ile dava dosyasının aynı mahkemenin 2019/281 esası ile birleştirildiği ve sürecin devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/06/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 18/08/2013 ve 27/10/2013 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen, davalı Partinin kurucularından Ferhat Tunç YOSLUN’un Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma ve terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ferhat Tunç YOSLUN’un Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin yoğunluğu ve niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
262. HATİCE ALTINIŞIK (Şahin ve Naile kızı, 1973 doğumlu, T.C. Kimlik No: 31186861970); (Kurucu- 18/08/2013 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi-Genel Başkan Yardımcısı ve 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi - 12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a)Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihlerinde ülke genelinde meydana gelen olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma suçundan (TCK’nın 302/1, TMK 5. maddeleri) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
b) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/171312 sayılı soruşturmasında;
Suç tarihinin 25/10/2021 olduğu belirtilerek,
Şüpheli Hatice Altınışık hakkında sosyal medya hesabı üzerinden terör örgütü propagandası niteliğinde paylaşım yaptığı tespit edildiğinden hakkında soruşturma yürütüldüğü,
c) Şüpheli hakkında Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı Devlete Karşı Suçlar ve Örgütlü Suçlar Bürosunun 2021/2458 sayılı soruşturmasında;
Suç tarihinin 16/02/2021 olduğu belirtilerek,
Terör örgütü propagandası yapmak suçundan yürütülen soruşturmanın, 25/02/2021 tarihli karar ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/171312 numaralı soruşturma evrakı ile birleştirildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin kurucularından ve 12/06/2014 tarihinden itibaren üyesi olup 18/08/2013 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi, 27/10/2013 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi, Genel Başkan Yardımcısı ve 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede MYK üyesi seçilen Hatice Altınışık’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma ve diğer iddianamede yazılı” suçlardan yargılamasının mevcut olduğu yine terör örgütü propagandası yapmak suçundan devam eden soruşturmalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Hatice Altınışık’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin yoğunluğu ve niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
263. İSMET YALÇINKAYA (Salih ve Meryem oğlu, 1943 doğumlu, T.C. Kimlik No: 16333045960); (Kurucu- 12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/190262 numarası üzerinden yürütülen soruşturma kapsamında;
Suç tarihinin 14/12/2015 ve 02/02/2016 olduğu belirtilerek;
“14/12/2015 tarihinde Ankara Yüksel Caddesi üzerinde HDK (Halkların Demokratik Kongresi) Ankara İl Örgütü HDP Ankara İl Örgütü tarafından organize edilen basın açıklaması ve eylemde beyaz pankart üzerine siyah yazı ile yazılmış "Sur Silopi Cizre Nusaybin Katliama Ses Ver HDP Ankara İl Örgütü" yazılı pankartın taşındığı ve "CİZRE HALKI YALNIZ DEĞİLDİR- KATİL DEVLET HESAP VERECEK" şeklinde sloganları atıldığı,
02/02/2016 tarihinde Halkların Demokratik Partisi İl Örgütü tarafından Ankara Mithatpaşa -Yüksel Caddesi -Sakarya Caddesi'nde yaklaşık 150 kişilik bir grup ile birlikte ellerinde bulunan tefleri, davulları çalarak ve alkışlayarak yapılan yürüyüşte "CİZRE HALKI YALNIZ DEĞİLDİR-FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUYA- BARIŞA SES VER - BİJİ BERHELDANA CİZİRE" şeklinde slogan atıldığı eylemde "YAŞAM HAKKI İÇİN BEYAZ NÖBETTEYİZ. HERGÜN 18:00-19:00'da SAKARYA CADDESİNDEYİZ. BEYAZ BAYRAK İNSİYATİFİ" ibareli pankartın açıldığı ve beyaz renkli flamaların taşındığı "YAŞAMAK YAŞATMAK İSTİYORUZ-SAVAŞA HAYIR BARIŞ HEMEN ŞİMDİ-SAVAŞA KARŞI BARIŞ SİYAHA ARŞI BEYAZ ÖLÜME KARŞI YAŞAM-KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YA HİÇ BİRİMİZ- SAĞLIK HAKTIR ENGELLENEMEZ FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA" şeklinde slogan atıldığı,
Saat 18:30'da HDP Ankara İl Örgütü binası önünden de HDP'lilere müzahir 100 kişilik grupta "CİZRE HALKI YALNIZ DEĞİLDİR-FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA- BARIŞA SES VER- BİJİ BERHALDANA CİZİRE" şeklinde sloganlar atıldığı,
Yasadışı yukarıda belirtilen 14/12/2015 ve 02/02/2016 tarihli eylemlere İsmet Yalçınkaya’nın da katıldığı tespit edilerek yapılan soruşturmanın devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/06/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, aynı zamanda partinin kurucuları arasında yer alan İsmet Yalçınkaya’nın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, hakkında “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan soruşturmasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan İsmet Yalçınkaya’nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
264. ZÜLEYHA GÜLÜM (Mürşit ve Yurda kızı, 1971 doğumlu, T.C. Kimlik No: 25411872268); (Kurucu– 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) İstanbul Milletvekili ve 18/08/2013 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi- 10/07/2013 – 01/07/2015 Tarihleri Arası ve 08/01/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/5657 sayılı soruşturma evrakında;
Suç tarihinin 20/03/2021 olduğu belirtilerek;
Ergene ilçesi Yeşiltepe Mahallesi E-5 karayolu üzerinde bulunan futbol sahasında düzenlenmiş olan Nevruz kutlaması etkinliğinde konuşmacı olan HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm'ün yapmış olduğu konuşmada; terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’la ilgili ifadelerinden dolayı suçu ve suçluyu övme suçundan soruşturmanın başlatıldığı ve 23/03/2021 tarih ve 2021/297 sayılı karar ile evrakın yetkisizlikle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine karar verildiği ve sürecin devam ettiği,
b-Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu, Soruşturma No: 2020/6547, Fezleke No: 2020/58 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına hitaben fezleke düzenlemiştir.
Fezlekede suç tarihinin 03/09/2019 olduğu belirtilerek;
“…Van Valiliği'nin 27/08/2019 tarih ve 45896253-640-E.18971 sayılı kararı ile il genelinde toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin 27/08/2019 - 10/09/2019 tarihleri arasında yasaklandığı, bu kararın ilgililere sözlü olarak uyarı anonsları biçiminde bildirilmesine rağmen, söz konusu kanunsuz eyleme, hakkında inceleme yapılan 27. Dönem Milletvekili Züleyha Gülüm'ün de katıldığı tespit edilmiştir.
Hakkında inceleme yapılan 27. Dönem Milletvekili Züleyha Gülüm'ün, Van Valiliği'nin kararına rağmen düzenlenen kanunsuz eylem karşısında tedbir almakla görevli kolluk birimlerinin tüm uyarı anonslarına ve ikazlarına karşın, eylemci grup ile birlikte hareket ettiği ve eylemci gruptan ayrılmadığı gibi, eyleme katılım gösteren diğer milletvekilleri ile birlikte eylemci grubu yönlendirip aynı zamanda yönetme görevi üstlendiği, görevlilerce anonsla ikaz edilmelerine rağmen, dahil olduğu eylemci grup ile birlikte gösteri yürüyüşünü sona erdirmediği anlaşıldığından, 2911 sayılı Kanunun 28/1 maddesindeki suçu işlediği yönünde yeterli ve kanuni delilin mevcut olduğu,” gerekçesiyle Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaati ile Türkiye Büyük Millet Meclisinin takdirlerine tevdi olunmak üzere fezleke tanzim edildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 10/07/2013 tarihinden itibaren üyesi olup, 27. Dönem HDP İstanbul Milletvekili olan ve 18/08/2013 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen aynı zamanda davalı Partinin kurucuları arasında yer alan Züleyha Gülüm’ün Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan hakkında dokunulmazlığının kaldırılması yönünde düzenlenen fezleke olduğu ve ayrıca suçu ve suçluyu övme suçundan devam eden soruşturmasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Züleyha Gülüm’ün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
265. TUMA ÇELİK (Savmi ve Seydi oğlu, 1966 doğumlu, T.C. Kimlik No: 41518834824); (Kurucu- 27. Dönem (24/06/2018- 21/07/2020) Mardin Milletvekili; 18/08/2013 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 27/10/2013 ve 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Yedek Üyesi- 10/07/2013-18/07/2020 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
a) Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2020/7361, Esas No: 2020/1998 ve İddianame No: 2020/588 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 27/10/2016 olduğu belirtilerek;
“Şüphelinin Sabro isimli gazetenin genel yayın yönetmeni ve sahibi olduğu söz konusu http://www.usabro.net facebook isimli suça konu gazeteye ait internet sitesi üzerinden PKK/KCK silahlı terör örgütünün cebir ve şiddet içerikli eylem ve faaliyetlerinin legalleştirilmeye çalışıldığı, terör örgütünün sözde ideolojisini yansıtır nitelikteki farklı tarihlerdeki zincirleme şekilde yapılan paylaşımlara iştirak etmesi nedeniyle üzerine atılı 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/2 maddesinde düzenlenen terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği” iddiasıyla açılan kamu davasının Mardin 2. Ağır Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/194 esasında derdest olduğu,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu, 18/12/2018 tarihli Basın Soruşturma No: 2018/14681 ve Basın Fezleke No : 2018/289 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına hitaben fezleke tanzim etmiştir.
Suç tarihinin 27-28/10/2018 olduğu belirtilerek;
“27. Dönem Milletvekili Pervin Buldan'ın 27.10.2018-28.10.2018 tarihleri arasında, Diyarbakır ili, Sur ilçesinde bulunan … Otelde düzenlenen -sözde- "Ortadoğu Krizi ve Demokratik Ulus Çözümü" konulu konferansta yapmış olduğu konuşma ile …PKK/KCK terör örgütünün ve terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse edildiği, bu yolla övüldüğü, yaptıklarının teşvik edildiği, eylemlerinin meşru gösterilmeye çalışıldığı, Pervin Buldan'ın belirtilen beyanlarda bulunduğu konferansa hakkında inceleme yapılan 27. Dönem Milletvekili Tuma Çelik'in da katıldığı, Pervin Buldan'ın bu beyanlarına bir tepki göstermediği, Tuma Çelik'in söz konusu konferansa destek olmak amacıyla katılım sağlayarak üzerine atılı "Terör örgütü propagandasını yapmak" suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu,” gerekçesiyle Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulduğu,
c) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu, 06/12/2018 tarihli Basın Soruşturma No: 2018/14012 ve Basın Fezleke No : 2018/259 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına hitaben fezleke tanzim etmiştir.
Suç tarihinin 09/10/2018 olduğu belirtilerek;
“27. Dönem Milletvekili Fatma Kurtulan'ın 09/10/2018 günü saat 11:00 sıralarında Diyarbakır ili, Yenişehir ilçesi, …Plaza önünde HDP (Halkların Demokratik Partisi) milletvekillerinin, İl ve İlçe yöneticilerinin katılımıyla yapmış olduğu basın açıklamasında …PKK/KCK terör örgütünün ve terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse edildiği, bu yolla övüldüğü, yaptıklarının teşvik edildiği, eylemlerinin meşru gösterilmeye çalışıldığı, bu basın açıklaması sırasında hakkında inceleme yapılan 27. Dönem Milletvekili Tuma Çelik'in de olay yerinde bulunduğu, basın açıklamasına bir tepki göstermediği, basın açıklamasının içeriğini bilerek ve destek olmak amacıyla katılım sağlayarak üzerine atılı "Terör örgütü propagandasını yapmak" suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu,” gerekçesiyle Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulmuştur.
d) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu, 28/06/2019 tarihli Basın Soruşturma No: 2019/9641 ve Basın Fezleke No: 2019/240 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına hitaben fezleke tanzim etmiştir.
Suç tarihinin 18/03/2019 olduğu belirtilerek;
27. Dönem Milletvekili Tuma Çelik'in, 17/03/2019 günü Tekirdağ ili 2 No'lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda, cezaevinin banyo bölümünde çamaşır ipiyle kendini asarak intihar ettiği bildirilen Z.G. isimli bölücü terör örgütü mensubu şahsın 18/03/2019 tarihinde defin işlemi sonrasında Yeniköy mezarlığında düzenlenen anma etkinliğine ve taziye ziyaretine katılım sağlamak suretiyle PKK/KCK silahlı terör örgütünü ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse ettiği, bu yolla övdüğü, yaptıklarını teşvik ettiği, eylemlerini meşru göstermeye çalıştığı, 27. Dönem milletvekili Tuma Çelik'in terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği yönünde yeterli delilin mevcut olduğu gerekçesiyle Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulduğu,
e) Mardin Cumhuriyet Başsavcılığınca 2019/4479 numarası üzerinden yürütülen Soruşturma sonucunda;
Suç tarihinin 29/03/2019 olduğu belirtilerek;
“…PKK/KCK terör örgütü ve terör örgütünün sözde üst düzey yöneticileri tarafından verilen talimatlar ile terör örgütünün sözde kuruluşunun 41. Yılı olan 2019 yılında "Tecridi kıralım, faşizmi yıkalım, Kürdistan’ı özgürleştirelim" sloganı ile terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüne kavuşturulmasının amaçlandığı, bu amaçla cezaevinde tutuklu bulunduğu esnada HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven tarafından açlık grevi eylemi başlatılmış ve akabinde bu eyleme destek verilmesi amacıyla terör örgütüne müzahir oluşumlar tarafından yine terör örgütünce verilen sahiplenme adı altındaki talimatlar ile bir takım eylemler gerçekleştirilmiştir.
Dosyada bulunan tanık ifadesinde de belirtildiği üzere HDP İl Binasında da bu amaçla 04-05-06 Aralık 2018 tarihlerinde üç günlük açlık grevi eylemi düzenlenmiş, açlık grevini ise HDP Mardin Milletvekilleri Tuma Çelik ve Ebrü Günay tarafından gerçekleştirilmiş, HDP-DBP içerisinde faaliyet yürüten şahıslar başta olmak üzere ilin tüm ilçelerinden bu üç günlük süre zarfında açlık grevi yapan milletvekillerine destek amaçlı ziyaretler gerçekleştirilmiş, söz konusu ziyaretlerin de yine Perspektif adı verilen doküman sonrasında yapılan toplantıda alınan kararlar doğrultusunda yapıldığı anlaşılmıştır…
14.02.2019 günü https://anfturkce.com/kurdistan/kik-4-nisan-a-kadar- kesintisiz- eyleme-cagirdi-120431 URL Adresinden; KJK 4 Nisan’a kadar kesintisiz eyleme çağırdı başlığı ile yayınlanan haberde;
Terör örgütü tarafından, örgüt paralelinde yayın yapan internet sitesi üzerinden müzahir kitleye verilen talimatlar sonrasında;
…14.02.2019 günü Nusaybin HDP İlçe Binasında bulunan HDP Mardin Milletvekilleri Tuma Çelik, Pero Dundar, Ebrü Günay ve HDP Şırnak Milletvekili Hasan ÖZGÜNEŞ, Hüseyin Kaçmaz ve Nuran İmir tarafından yürüye geçilmek istenilmiş ancak yapılan müdahale ile yürüyüşe izin verilmemiştir.
HDP Milletvekilleri başta olmak üzere HDP ve DBP yöneticileri tarafından gerçekleştirilmek istenen yürüyüşe izin verilmemesi sonrasında Nusaybin İlçesinde bulunan söz konusu kişiler aynı gün araçlarla Kızıltepe ilçesine hareket etmişler, burada HDP binası önünde de aynı yürüyüş için girişimde bulunmuşlar ancak yine görevlilerce yürüyüşe izin verilmemiştir…
Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın yakalanmasının yıldönümü olan ve terör örgütünce 15 Şubat Komplosu olarak adlandırılan tarih ile ilgili yapılan eylemler kapsamında, terör örgütü elebaşının sözde tecrit altında tutulduğu iddiasıyla serbest bıraktırılması yönünde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla 14.02.2019 günü yukarıya çıkartılan 27. Dönem HDP Mardin Milletvekili Tuma Çelik’e ait Nusaybin İlçe Emniyet Müdürlüğü Görevlileri tarafından çekilen kamera görüntülerine ait ekran alıntılarında Tuma Çelik’ in eyleme katılan şahıslardan olduğu anlaşılmıştır…
27.02.2019 günü Artuklu ilçesinde Cezaevlerinde açlık grevi yapan terör örgütü mensuplarına destek amacıyla basın açıklaması yapılması ile ilgili olarak;
Saat 10.00’dan itibaren Cezaevi çevresinde HDP’li şahıslarca toplanmalar başladığı, akabinde aralarında HDP Milletvekili Tuma Çelik, HDP İl Eş Başkanı Eylem AMAK, DBP İl Eş Başkanı Şeyhmus SUN, HDP Belediye Başkan adaylarının da bulunduğu yaklaşık 30 kişilik grup saat 11.00 sıralarında Cezaevi önünde gelerek kısa süreli bekleme yapmışlar akabinde milletvekili Turna ÇELİK tarafından basın açıklaması yapılmış, toplanan grup basın açıklaması akabinde saat 11.20 sıralarında olaysız olarak dağılmıştır.
Konu ile ilgili çekilen kamera kayıtlarının incelemesi neticesinde;
HDP Mardin Milletvekili Tuma Çelik tarafından basın açıklaması gerçekleştirilmiş, gerçekleştirilen basın açıklaması esnasında yaptığı konuşmada ise;
“…bugün burada talebim olmasına rağmen ne bizim il eş başkanımız, şuan tutuklu bulunan eş başkanımız, ne de tutuklu bulunan diğer arkadaşlarımızı ziyaret etmemizi, diğer arkadaşlarımızı görmemize izin vermediler. Tabi bu aslında Türkiye de içinde bulunduğumuz hukuksuzluğun hangi aşamalara geldiğini net olarak ortaya koyuyor. Bir milletvekili yasal haklarını kullanamıyor. Bu da Türkiye’nin tecrit altında olduğunu, bu tecritin yoğun bir şekilde yıllardan beri uygulandığını, Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik yaklaşık 3 yıldır uygulanan hukuksuzluğun bir benzerini burada da gördüğümüzü açık olarak ortaya koyuyor. Leyla Güven arkadaşımız 112 gündür girdiği süresiz/dönüşümsüz açlık grevini aslında bu noktaya dile getirmeye çalışıyor. Türkiye de bir hukuksuzluk olduğunu ve bu hukuksuzluğun bir an önce bitirilmesi gerektiğini, Türkiye de tecrit altında bulunan herkesin bu tecritin kırılarak, herkesin sağlıklı bir şekilde insani haklarını kullanması gerektiğini ortaya koydu ve bugün Türkiye de 321 tutuklu insan değişik yerlerde, farklı yerlerde birçok insan bu tecritin bir an önce sonlandırıllması bu tecritin kırılması için açlık grevine girmiş bulunmaktadırlar. …Buradan tekrar tüm yetkililere, aklıselim bütün insanlara seslenerek bir an önce tecritin sonlandırilması için herkesin elinden geleni yapması ve bu tecrite son verilmesini istiyoruz...” şeklinde konuşma yaptığı, yaptığı konuşmada sık sık tecrit vurgusu yaptığı tespit edilmiştir….
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığınca Tuma Çelik hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yürütülen soruşturma sonucunda 05/04/2019 tarihli yetkisizlik kararı ile evrakın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildiği ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/11619 numarasında soruşturmanın derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 10/07/2013 tarihinden itibaren üyesi olup, 27. Dönem HDP Mardin Milletvekili; 18/08/2013 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi, 27/10/2013 ve 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi yedek üyesi seçilen ve partinin kurucuları arasında yer alan Tuma Çelik’in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan yargılamasının ve dokunulmazlığının kaldırılması için fezlekelerin bulunduğu; silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan derdest soruşturmasının olduğu, partide üst düzey görev alan Tuma Çelik’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
266. MEHMET ŞAMİL ALTAN (Ahmet Hamdi ve Cemile oğlu, 1951 doğumlu, T.C. Kimlik No: 13675879680); (Kurucu, 10/07/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 09/04/2018 tarihli ve 2016/69615 Soruşturma, 2018/15426 Esas numarası ile açılan kamu davasında;
Suç tarihlerinin 10/06/2016, 17/06/2016, 02/07/2016, 17/08/2016, 11/09/2016, 26/10/2016, 30/10/2016, 05/11/2016 olduğu belirtilerek;
10.06.2016 tarihinde Ankara Garında meydana gelen bombalı saldırıyı bahane ederek İstanbul ili Kadıköy ilçesi İskele Meydanında yapılan basın açıklamasında PKK/KCK terör örgütü lehine sloganların atıldığı,
17.06.2016 tarihinde İstanbul ili Beyoğlu ilçesi Maç sokakta yapılan basın açıklamasında PKK/KCK terör örgütü lehine konuşmaların yapıldığı,
…17.08.2016 tarihinde İstanbul ili Beyoğlu ilçesi Galatasaray Meydanında yapılan basın açıklamasında PKK/KCK terör örgütü lehine konuşmaların yapıldığı,
11.09.2016 tarihinde İstanbul ili Beyoğlu ilçesi İstikla Caddesinde yapılan basın açıklamasında PKK/KCK terör örgütü lehine konuşmaların yapıldığı,
26.10.2016 tarihinde İstanbul ili Şişli ilçesinde yapılan basın açıklamasında PKK/KCK terör örgütü lehine konuşmaların yapıldığı, pankartların açıldığı,
30.10.2016 tarihinde İstanbul ili Şişli ilçesinde Gültan Kışanak ve Fırat Anlı'nın tutuklanmasını bahane ederek yapılan basın açıklamasında PKK/KCK terör örgütü lehine sloganların atıldığı,
05.11.2016 tarihinde İstanbul ili Şişli ilçesinde yapılan basın açıklamasında PKK/KCK terör örgütü lehine konuşmaların yapıldığı,
Toplantılarda en ön saflarda yer aldığı belirtilerek şüphelinin silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5. maddeleri gereğince cezalandırılması için İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/138 esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin kurucularından ve 10/07/2013 tarihinden itibaren üyesi olan Mehmet Şamil Altan'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan hakkında kamu davası bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
267. GÜLFER AKKAYA (Süleyman ve Elif kızı, 1972 doğumlu, T.C. Kimlik No: 58600404186); (Kurucu- 27/10/2013 ve 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrelerde MYK Üyesi, 10/07/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/220843 Soruşturma, 2020/43416 Esas Sayılı İddianamesiyle;
Suç tarihinin 06/10/2014 olduğu belirtilerek;
Kobani olayları olarak bilinen 06-07-08 Ekim 2014 tarihli olaylar öncesinde Gülfer Akkaya'nın da üyesi olduğu dönemin HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) tarafından olaylar öncesinde;
Http://Www.Firatnews.Com/News/Guncel/Hdp-Den-Halklara-Acil-Cagri-Sokaga-Cikin.Htm06.10.2014 Tarihli Ve “HDP’DEN Halklara Acil Çağrı: Sokağa Çıkın” başlıklı haberde özetle; “HDP şehir çatışmalarının başladığı, binlerce insanın yaşamının tehlikede olduğu Kobanê’de durumun son derece kritik olduğunu belirterek halkları sokağa çıkmaya çağırdı…
HDP MYK’dan yapılan açıklamada, Kobanê’de durumun son derece kritik olduğuna dikkat çekilerek halklara protesto için sokağa çıkarak sokakta olanlara destek verme çağrısında bulundu.HDP MYK açıklaması şöyle:
“Şu anda toplantı halinde olan HDP MYK’dan halklarımıza acil çağrı:
Kobanê’de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve …Kobanê’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz."
Https://Twitter.Com/Hdpgenelmerkezi/With_Replies Url Uzantılı 06.10.2014 Tarihli Ve @HDPGENELMERKEZİisim/rumuzlu Twitter Kullanıcı Hesabından; “HALKLARIMIZA Acıl Çağrı! Şu Anda Toplantı Halinde Olan Hdp Myk’dan Halklarımıza Acil Çağrı!Kobanê’de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve …Kobanê’yeamborgo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz” içerikli olduğu;
Https://Twitter.Com/Hdpgenelmerkezi/Status/519200177546985472/Photo/1 Urluzantılı06.10.2014tarihli Ve @HDPGENELMERKEZİ isim/rumuzlu twitter kullanıcı hesabından; “Kobanê’de durum son derece kritiktir.IŞİD saldırılarını ve …Kobanê’yeamborgo tutumunu protesto etmek üzere HALKLARIMIZI SOKAĞA ÇIKMAYA VE SOKAĞA ÇIKMIŞ OLANLARA DESTEK VERMEYE ÇAĞIRIYORUZ”İstanbul halkları! İlçelerimizin meydanlarındayız.
Şeklinde çağrılarda bulunulduğu,
Gülfer Akkaya'nın 01/10/2020 Tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına vermiş olduğu ifadesinde;
….Ben Halkların Demokratik Partisi (HDP)'nin Merkez Yürütme Kurulu (MYK)'da yer almıştım. 2014 Aralık ayına kadar ben partinin MYK üyesi idim. Ancak 2014 Aralık ayında MYK üyeliğinden aktif olarak ayrıldım. Ben HDP'nin resmi olarak üyesiyim. …HDP, MYK'sının bana okumuş olduğunuz Fırat News, twitter, ANF haber sitesindeki HDP'nin çağrıları hakkında bir bilgim yoktur. Ben o MYK toplantılarında da yoktum…” şeklinde beyanda bulunduğu,
Gülfer Akkaya hakkında, 06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin kurucularından ve 10/07/2013 tarihinden itibaren üyesi olan, 27/10/2013 ve 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrelerinde MYK üyesi seçilen Gülfer Akkaya'nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak” ve iddianamede belirtilen diğer suçlardan açılmış kamu davasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Gülfer Akkaya'nın, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
268. ALİ ÖZKAN (Molla Mehmet ve Bostan oğlu, 1962 doğumlu, T.C. Kimlik No: 14650099420); (Kurucu, 11/02/2018 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Üyesi, 12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/162199 soruşturma numaralı dosyasında “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan yapılan soruşturmada,
Suç tarihinin 2018-2019 yılı olduğu belirtilerek;
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 09.10.2019 tarihinde PKK/KCK terör örgütüne yönelik başlatılan Barış Pınarı Harekatı nedeniyle terör örgütüne bağlı basın ve yayın organları aracılığyla terör örgütü mensuplarına ve yandaşlarına metropollerde eylem ve direniş yapma talimatı verilmesi nedeniyle terör örgütünün şehir yapılanması olan KCK/TM yapılanmasının eylem ve direnişleri organize çalışmasına başladığı bilgisi üzerine bu yapılanmanın içerisinde olan ve şüpheli Ali Özkan’ın bulunduğu kişiler hakkında “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan soruşturma başlatıldığı ve soruşturmanın halen devam ettiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/25265 soruşturma numaralı dosyasında “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan yapılan soruşturmada,
Suç tarihinin 2018 yılı olduğu belirtilerek;
Şüpheli Ali Özkan’ın 2018 yılı içerisinde “PKK/KCK” terör örgütünün propagandası yaptığından bahisle hakkında soruşturma başlatıldığı ve ve soruşturmanın halen devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 11/02/2018 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongerelerinde Parti Meclisi üyesi seçilen Ali Özkan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak ve Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçlarından hakkında soruşturmalarının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
269. GARO PAYLAN (Avadis ve Siropi oğlu, 1972 doğumlu, T.C. Kimlik No: 17042556280); (Kurucu – HDP 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) İstanbul, 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) ve 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) Diyarbakır Milletvekili, 27/10/2013, 22/06/2014, 11/02/2018 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Üyesi, 12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a)Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosu 2018/14671 soruşturma numaralı dosyasında “Terör Örgütü Propagandası Yapmak" suçundan yapılan soruşturmada;
Suç tarihlerinin 27/10/2018, 28/10/2018 olduğu belirtilerek;
27. Dönem Milletvekili Pervin Buldan'ın 27.10.2018-28.10.2018 tarihleri arasında, Diyarbakır ili, Sur ilçesinde bulunan …Otelde düzenlenen -sözde- "Ortadoğu Krizi ve Demokratik Ulus Çözümü" konulu konferans yapmış olduğu konuşmasında PKK/KCK terör örgütünün ve terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın ulusal ve uluslararası kamuoyuna masum şekilde lanse edildiği, bu yolla övüldüğü, yaptıklarının teşvik edildiği, eylemlerinin meşru gösterilmeye çalışıldığı, Pervin Buldan'ın belirtilen beyanlarda bulunduğu konferansa hakkında inceleme yapılan 27. Dönem Milletvekili Garo Paylan'ın da katıldığı, Pervin Buldan'ın bu beyanlarına bir tepki göstermediği iddiasıyla yapılan soruşturmada HDP 27. Dönem Diyarbakır Milletvekili olan Garo Paylan'ın Anayasa’nın 83. maddesi gereğince 17/12/2018 tarihli 2018/14671 Soruşturma ve 2018/282 Fezleke numarasıyla dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edildiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/35616 soruşturma numaralı dosyasında “Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak ve diğer” suçlardan yapılan soruşturmada;
Suç tarihinin 10/2014 olduğu belirtilerek;
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) soruşturmaya başlanıldığı, adı geçenin milletvekili olduğunun anlaşılması nedeniyle hakkındaki evrakın tefrik edilerek 2021/35616 Soruşturma numarasına kaydedildiği ve2021/90 Fezleke numarasıyla dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25. Dönem İstanbul, 26 ve 27. Dönem Diyarbakır Milletvekili seçilen Garo Paylan'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütünün Propagandası Yapmak ve Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak” ve fezlekede belirtilen diğer suçlardan açılmış soruşturmaların bulunduğu, partide üst düzey görev alan Garo Paylan'ın, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
270. OYA ERSOY (Azim ve Sadet kızı, 1972 doğumlu, T.C. Kimlik No: 16006530236); (Kurucu – HDP 27. Dönem (24/06/2018-Devam Ediyor) İstanbul Milletvekili, 06/06/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/117426 soruşturma numaralı dosyasında “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan yapılan soruşturmada;
Suç tarihinin 2018 yılı olduğu belirtilerek;
Şüpheli Oya Ersoy’unTwitter.com adlı sosyal paylaşım alanında yer alan Halkevleri@Halkevleri ve Oya Ersoy isimli/rumuzlu hesabındanTürk Silahlı Kuvvetlerinin 20.01.2018 tarihinde Suriye’nin Afrin bölgesinde bulunan terörist unsurlara yönelik başlattığı operasyon ile ilgili hedef gösteren paylaşımlarda bulunduğu iddiasıyla soruşturma başlatıldığı ve soruşturmanın halen devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin kurucularından olan ve 27. Dönem HDP İstanbul Milletvekili seçilen Oya Ersoy’un, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütünün propagandası yapmak” suçundan soruşturmasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
271. MUTLU ÖZTÜRK (İbrahim ve İsmihan oğlu, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 38071246584); (Kurucu, 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 10/07/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 21/11/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/170330, Esas No: 2019/51424 ve İddianame No:2019/10219 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 13/10/2019 olduğu belirtilerek,
“…TWİTTER üzerinden HDP 'nin 7. Kuruluş Yıldönümü için partinin BEŞİKTAŞ HDP ilçe binasına herkesin davet edildiği, yine davetiyede Beşiktaş Akatlar Mahallesinde bulunan MKM'de 7. Yıl kutlamaları ile "Savaşa Hayır" konulu etkinlik düzenleneceğinin ilan edildiği, Bahse konu HDP Beşiktaş İlçe Başkanlığınca yapılacak olan etkinliğe, Beşiktaş Kaymakamlığının .../10/2019 tarihli kararı ile izin verilmediği, suça konu parti yetkililerinin binada basın açıklaması yaptıktan sonra saat 15:20 sıralarında binadan çıkmaya başladıkları ve parti binasına yakın bir yerde bekleyen 30-40 kişilik gruba doğru yürüdükleri, gruptakilerle birlikte "katil devlet, biji berhodane rojava, biji berhodane kobane" (yaşasın Kuzey Suriye direnişi ve yaşasın Ayn el Arap direnişi) şeklinde sloganlar attıkları, kaldırımı ve araç yolunu kapattıkları, araç ve yaya güvenliğini tehlikeye düşürdükleri, grupta yer alan şüpheliler Mutlu Öztürk, …yakalandıkları ve yürüyüşün bu şekilde son bulduğu, …Şüphelilerin attıkları sloganlarla Barış Pınarı Harekatına karşı çıkarak YPG silahlı terör örgütünün kontrol altındaki Suriye'nin kuzeyi ve Ayn el Arap şehirlerindeki YPG'li teröristlere moral destekte bulundukları, bu konuda kamuoyu oluşturmaya çalıştıkları, böylelikle YPG silahlı terör örgütünün propagandasını yaptıkları,” tespitiyle 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/531 esasında derdest olduğu,
b) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 24/08/2020 tarih, Soruşturma No: 2019/50368, Esas No: 2020/24638 ve İddianame No:2020/5973 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 18/03/2019 olduğu belirtilerek,
“…Şişli'de bir nikah merasiminde HDP ilçe başkanı yapmış olduğu konuşmasında terör propagandası yapmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ülke bütünlüğüne yönelik saldırıda bulunmuştur. Skandal konuşmasında; -Kürdistanda kayyumun el koyduğu belediyeleri geri alacağız- demesi ve Türkiye'yi -Kürdistan tarafı ve Türkiye tarafı- olarak ikiye ayırmıştır..." şeklinde şikayette bulunması üzerine soruşturma işlemlerine bağlanıldığı,… 25/02/2019 tarihli video çözümleme tutanağında şüphelinin "...seçimler zincirinin kritik bir parçası. Partimizin, Halkların Demokratik Partisinin bu konudaki tavrı çok net. Kürdistanda bütün kayyumun el koyduğu belediyeleri geri alacağız…” tespitiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan cezalandırılması istemiyle İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 2020/188 esas sayılı dosyasının aynı mahkemenin 2019/531 esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin kurucularından ve 10/07/2013 tarihinden itibaren üyesi olup, 27/10/2013 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi seçilen Mutlu Öztürk’ün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Mutlu Öztürk’ün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
272. BİRCAN YORULMAZ (Kemal ve Fatma kızı, 1975 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10766733340); (Kurucu, 10/07/2013 - 14/08/2014 Tarihleri Arası ve 30/12/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi, 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi - Genel Başkan Yardımcısı - Sayman)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
Olaylar sırasında HDP'nin MYK üyesi olarak görev yapan Bircan Yorulmaz'ın; PKK/KCK Silahlı terör örgütünü ve örgüt mensuplarını benimsedikleri, terör örgütü güdümünde faaliyet yürüttükleri, terör örgütünden aldıkları talimatları uyguladıkları ve örgütle organik bağlarının bulunduğu anlaşılarak soruşturma kapsamında haklarında işlem yapılan HDP (Halkların Demokratik Partisi) MYK (Merkez Yürütme Kurulu), DBP (Demokratik Bölgeler Partisi), DTK (Demokratik Toplum Kongresi) ve HDK (Halkların Demokratik Kongresi) isimli yapıların eş başkanları ile yetkilileri olan ve haklarında iddianame ile kamu davası açılan 108 sanıkla fikir ve eylem birlikteliği içerisinde olması sebebiyle Devletin Birliğini ve Ülkenin Bütünlüğünü bozma suçunu işlediği" ileri sürülerek Türk Ceza Kanunun 302/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan davanın Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyası ile derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin kurucularından ve 10/07/2013 - 14/08/2014 tarihleri arası ve 30/12/2015 tarihinden itibaren üyesi olup, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede MYK üyesi, 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Bircan Yorulmaz'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozmak” ve iddianamede yazılı diğer suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Bircan Yorulmaz'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
273. FATMA GÖK (Cafer ve Emine kızı, 1948 doğumlu, T.C. Kimlik No: 48100281004); (Kurucu, 10/07/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 27/10/2013 ve 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/86633 sayılı soruşturması ile;
"04/02/2018 tarihinde … Plaza otelde HDP bileşenlerince yapılan Afrin operasyonuna karşıt basın açıklamasıyla terör örgütü PKK/PYD'nin propagandasını yapmak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek suçlarının işlendiğinden bahisle 2018/32589 sayılı dosya üzerinden yürütülen soruşturmada, şüpheli O. H. nın dijital materyallerinin incelenmesinde "Fatma Gök isimli şahısla Whatsapp yazışmalarının bulunduğu, yazışmalarda IKBY bölgesine referandum için giden Fatma Gök'ün orada şüpheli Onur'a Abdullah Öcalan'ın fotoğrafının duvarda asılı ve masada olduğu fotoğrafını gönderdiği, ayrıca YPG militanlarının mezar fotoğraflarını, referandum oy kullanma anına ilişkin görüntüleri gönderdiği, açlık grevi yapan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın fotoğraflarının olduğunun belirlendiği" tespitiyle Fatma Gök hakkında silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan başlatılan soruşturmanın halen devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin kurucularından ve 10/07/2013 tarihinden itibaren üyesi olup, 27/10/2013 ve 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Fatma Gök'ün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek" suçlarından soruşturmasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Fatma Gök'ün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
274. ADNAN SELÇUK MIZRAKLI (Mahmut Nedim ve Leman oğlu, 1963 doğumlu, T.C. Kimlik No: 62095355274); (HDP 27. Dönem (24/06/2018-16/04/2019) Diyarbakır Milletvekili- 31/03/2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı – 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi- 12/02/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 19/08/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
a)Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/03/2020 tarih ve 2017/129 esas, 2020/128 sayılı kararı ile;
Suç tarihlerinin 2018-2019 yılları olduğu belirtilerek;
“…Sanığın eylemleri değerlendirildiğinde, PKK/KCK silahlı terör örgütünün elebaşısının dört ayaklı paradigmasından biri olan, KCK yapısının siyasal alana yönelik yapılanması DTK (demokratik toplum kongresi) adıyla kurulup, legal görünüm altında, esasen KCK’nın amacı doğrultusunda illegal faaliyetlerin, yöre halkına sözde hizmet sunmak amacıyla gerçekleştirilen eylem ve faaliyetlerin, gerçekleştirilmekte olduğu bağlam ile birlikte cebir ve şiddetle ilişkili olduğu, kullanılan yöntem ve takip edilen amacın hukuk ve demokrasi kurallarına uygun olmadığı, PKK/KCK terör örgütüyle amaç veya yöntem bakımından ve yapısal açıdan bağlantısı bulunmakla, siyasi faaliyet ve örgütlenme özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, KCK sözleşmenin 37. maddesinde PKK’dan bahsedilerek; KCK sistemi içindeki her kadronun ideolojik, ahlaki, felsefi ölçüler açısından PKK yapılanmasına bağlı olduğu, aynı zamanda her kadronun yer aldığı çalışmanın, çalışma ilkeleriyle faaliyet yürüteceği, keza 36. maddede ise PKK’nın KCK sisteminin ideolojik gücü olduğu, “önderlik” olarak ifade edilen yapının PKK’nın felsefesinin ve idolojisinin hayata geçirilmesinden sorumlu olduğu, KCK sistemi içerisinde her çalışanın, PKK’nın ideolojik ve ahkali ölçülerini esas aldığı, bu belirleme PKK ile KCK arasındaki organik bağlantıyı gösterdiği, bu yönde Demokratik Toplum Kongresinin (DTK) sözde kurucu meclis işlevi gören bir yapılanma olduğu ve Kuzey Kürdistan Parlamentosu/Meclisi olarak nitelendirildiği, terör örgütünün hedefi olan demokratik özerklik stratejisini hayata geçirmek için örgüt elebaşısının talimatları doğrultusunda kurulduğu, KCK/TM parlamento yapısını oluşturan sözde yasama organı olduğu, genel kurul, daimi meclis, başkanlık divanı, yürütme kurulu ve komisyonlar gibi organlarının bulunduğu, çalışma usulüne ilişkin sözde iç tüzüğünün olduğu, demokratik özerkliği gerçekleştirmek amacıyla siyasi parti, dernek, sendika ve sivil toplum kuruluşlarını örgütleyerek konferans ve çalıştaylar düzenlediği, örgütlenme yapısı itibarıyla KCK ile özdeşlik gösterdiği, bileşenlerinin KCK yapılanması içinde yer alan sözde kent meclisleri, ilçe meclisleri, mahalle meclisleri ve köy komünlerinin olduğu, delege ve üyelerinin anılan bu sözde meclis üyeleri ile bazı milletvekilleri, belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri olduğu, yaptığı kongre ve konferanslar sonucunda 14 Temmuz 2011 tarihinde demokratik özerlik ilan edildiği ve hendek barikat süreci olan 27 Aralık 2015 tarihinde demokratik özerk bölgelerin oluşturulmasının istendiği ve ayrıca öz yönetim ilanlarına sahip çıkıldığı, açıklandığı üzere bu kapsamda DTK faaliyetlerinin PKK/KCK terör örgütü faaliyeti kapsamında olduğu, sanığın bu terör faaliyeti kapsamında, dinleme-fiziki takip (DTK binasına giriş çıkış tespiti) kayıtları, tape kayıtları ve ele geçen belgeden, tanık beyanından ve ikrarından anlaşılacağı üzere, DTK 'nın çalışmaları kapsamında, daimi meclis üyesi olduğu, sosyal alan merkezine bağlı faaliyet yürüten sağlık komisyonu üyesi (tanık beyanı uyarınca)olduğu, yine sosyal politikalar komisyonuna bağlı olarak emek - göç ve yoksulluk komisyonu içerisinde aktif olarak sorumlu düzeyde görev yaptığı, bu yönde örgütsel faaliyetlerde bulunduğu, ayrıntısı açıklandığı üzere KCK sözleşmesinde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde faaliyetlerde bulunmakla yapılandırılan sosyal alan projesi kapsamında yer alan, yapılanması ve işlevi siyasi faaliyet veya örgütlenme özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte olmayan ve Kanun Hükmünde Kararname ile silahlı terör örgütü ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle kapatılan, sarmaşık yoksullukla mücadele ve sürdürülebilir kalkınma derneğinin eski başkanı ve son dönem yönetim kurulu üyesi olduğu, bu derneğin yardımlarını yine KCK sözleşmesi çerçevesinde tespit edilen değer ailelerine (PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet yürüten şahısların ailelerine değer ailesi denildiği, bu ailelerle terör örgütünün bir arada faaliyet yürüttüğü, “değer aileleri” adı altında, sözde şehit/tutuklu/hükümlü ailelerini örgütleyerek, kitlesel eylemler/kampanya faaliyetleri/ eleman ihtiyacının karşılanması gibi alanlara bu kişilerin kanalize edilerek kullanıldığı şeklinde terör faaliyetleri olduğu) yaptığı, tanık beyanı uyarınca, sanığın, çalıştığı hastanede kayıt dışı olarak çatışmada yaralı olarak getirilen terör örgüt militanını tedavi etmiş olduğu, sanığın örgüt yöneticileri ile sürekli görüştüğü, KCK/TM içerisinde doğal delege olarak yer aldığı, sanığın terör örgütünün KCK yapılanması içerisinde hareket ettiği, halk sağlığı komitesi KCK yapılanmasının sosyal alan faaliyetleri içerisinde yer aldığı, sağlık komitesi içerisinde yer aldığı, terör örgütüne ve üyelerine sürekli yardım ettiği, farklı tarihlerde düzenlenen ve PKK/KCK terör örgütünün propagandasına dönüşen eylem ve etkinliklere katıldığı, sosyal paylaşımlarının örgüt ideolojisini benimser şekilde örgüt lehine olduğu, PKK/KCK terör örgütü mensupları arasında kayıt altına alınamayan para transferine kuryelik yaptığı şeklinde çeşitli eylemlerde bulunduğu, terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde yer almadan, terör örgütü ile organik bağ kurmadan açıklanan işlem ve eylemlerin yapılmasının mümkün olmadığı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın örgüt hiyerarşisine girip, örgütle organik bağ kurduğu, bu kapsamda, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren eylem ve faaliyetlerde bulunduğu” gerekçesiyle, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, 5237 sayılı TCK'nın 62/1. maddeleri uyarınca 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b)Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2019/111845, Esas No: 2020/16870 ve İddianame No: 2020/2898 sayılı iddianamesiyle,
“Olay ve Soruşturma İşlemleri:
15/08/2018 Suç tarihli 1. Eylem:
15/08/2018 günü saat 16.00'da HDP (Halkların Demokratik Partisi) ve bileşenleri organizesinde HDP Diyarbakır il binası "Vedat AYDIN Konferans Salonu"nda -sözde- PKK terör örgütü mensuplarının gerçekleştirdiği ilk silahlı eylemlerinin yıl dönümü olması sebebiyle etkinlik yapıldığı, bahse konu etkinlik ile alakalı olarak kolluk görevlilerince sosyal medya üzerinden yapılan açık kaynak araştırmasında; "Twitter" isimli sosyal medya sitesinde herkese açık paylaşım yapan "HDP Amed İl Örgütü, DTK ve Jen News" isimli sayfalarda konu ile ilgili olarak açık paylaşım yapıldığı, PKK/KCK silahlı terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerinin meşru gösterildiği ve övüldüğü etkinliğe katılan dönemin HDP Diyarbakır milletvekili olan şüpheli Adnan Selçuk Mızraklı'nın yapılan etkinliğe iştirak etmek suretiyle atılı terör örgütü propogandası yapmak suçunu işlediği anlaşılmıştır.
08/09/2018 Suç tarihli 2. Eylem:
İran İslam Cumhuriyeti Devleti tarafından 8 Eylül 2018 günü idam edilen PKK terör örgütünün İran kolu olan PJAK (Kürdistan Özgür Yaşam Partisi) üyesi -sözde- aktivist Ramin Hossein Panahi ile ilgili olarak Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı kolluk görevlilerince sosyal medya üzerinden yapılan açık kaynak çalışmasında 'Twitter' isimli sosyal paylaşım sitesinde #Call4Ramin, #SosRamin, #RaminaHosseinPanahi, #KatilİranRejimi, #LoghmanMoradi, #savexaniar_loghman_Rahim adı altında hashtag açıldığı, söz konusu hashtag ile ilgili olarak HDP (Halkların Demokratik Partisi) Twitter sayfalarında, HDP milletvekillerinin şahsi Twitter sayfaları olduğu değerlendirilen hesaplardan paylaşımlar yapıldığının tespit edildiği, bu kapsamda; dönemin HDP Diyarbakır milletvekili olan Adnan Selçuk Mızraklı'nın "Dr.Selçuk Mızraklı" kullanıcı adlı, "@SelcukMizrakli" uzantılı profil hesabından bahse konu #RaminHosseinPanahi ve #KatilİranRejimi hashtagleri ile 08/09/2018 tarihinde "Şiirler asılmaz, dillerde isyan olur, geride kanlar için intikam andı olur." şeklinde paylaşım yapmak suretiyle cebir, şiddet veya tehdit yöntemlerini bizzat kullanan örgüt militanın bu yöntemlerini meşru gösterdiği ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik ederek atılı terör örgütü propogandası yapmak suçunu işlediği anlaşılmıştır.
19/09/2018 Suç tarihli 3. Eylem:
17/08/2018 tarihinde Şırnak ili Zap bölgesinde güvenlik güçlerimizin icra ettiği operasyonlar sonucunda Ş. S. isimli bölücü silahlı terör örgütü mensubunun ölü olarak ele geçirildiği, adı geçen bölücü silahlı terör örgütü mensubu için 18-19-20/09/2018 tarihlerinde Diyarbakır ili Bağlar’da bulunan Lice Badıka taziye evinde taziye ziyaretleri yapıldığı, bu kapsamda 19/09/2018 tarihinde bahse konu taziye ziyaretine 27. Dönem milletvekili Adnan Selçuk Mızraklı'nın katıldığı, PKK/KCK silahlı terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerinin meşru gösterildiği ve övüldüğü cebir, şiddet veya tehdit yöntemlerini bizzat kullanan örgüt militanına ait cenaze taziyesine katılan dönemin HDP Diyarbakır milletvekili olan şüpheli Adnan Selçuk Mızraklı'nın yapılan taziyeye iştirak etmek suretiyle atılı terör örgütü propogandası yapmak suçunu işlediği anlaşılmıştır.
09/10/2018 Suç tarihli 4. Eylem:
09/10/2018 günü saat 11:00 sıralarında Diyarbakır ili, Yenişehir ilçesinde HDP (Halkların Demokratik Partisi) milletvekillerinin, il ve ilçe yöneticilerinin katılımıyla basın açıklaması yapıldığı, bu basın açıklamasına 27. Dönem Milletvekili Adnan Selçuk Mızraklı'nın da katıldığı,
PKK/KCK silahlı terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerinin meşru gösterildiği ve övüldüğü etkinliğe katılan dönemin HDP Diyarbakır milletvekili olan şüpheli Adnan Selçuk Mızraklı'nın yapılan etkinliğe iştirak etmek suretiyle atılı terör örgütü propogandası yapmak suçunu işlediği anlaşılmıştır.
27-28/10/2018 Suç tarihli 5. Eylem:
HDP Diyarbakır İl Başkanlığı organizesinde; 27/10/2018 ve 28/10/2018 tarihleri arasında, Diyarbakır ili, Sur ilçesinde -sözde- "Ortadoğu Krizi ve Demokratik Ulus Çözümü" konulu konferans yapıldığı, bu konferansa 27. Dönem Milletvekili Adnan Selçuk Mızraklı'nın da katıldığı, 27. Dönem Milletvekili Pervin Buldan'ın burada yapmış olduğu konuşmasında; "… sayın Öcalan'ın….sayın Öcalan'ı tecrit içerisinde tecrit mahkum kılanlar şunu biliyorlar ki sayın Öcalan'ın sadece Türkiye açısından değil, tüm Ortadoğu açısından da demokratikleşme perspektifleri her yerde hayat bulmuştur… sayın Öcalan üzerindeki tecrit bir an önce kaldırılmalı…Unutulmamalıdır ki Ortadoğu'da kürtlerin kaderi sayın Öcalan'dan İmralı'nın kaderi kürtlerin ulusal kaderinden ayrı ele alınamaz alınmamalıdır, …Tecritin asıl amacı barışı sonlandırmak ve bölgedeki hegemonik planların önündeki dağı kaldırmaya yöneliktir, değerli arkadaşlar. İmralı bu planın önünde duran koca bir dağdır aslında, dolayısıyla bu dağı kaldırmaya çalışıyorlar ama başaramayacaklar… " şeklinde açıklamalarda bulunduğu, PKK/KCK silahlı terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerinin meşru gösterildiği ve övüldüğü etkinliğe katılan dönemin HDP Diyarbakır milletvekili olan şüpheli Adnan Selçuk Mızraklı'nın yapılan etkinliğe iştirak etmek suretiyle atılı terör örgütü propogandası yapmak suçunu işlediği anlaşılmıştır.
03-04-05/12/2018 Suç tarihli 6. Eylem:
HDP (Halkların Demokratik Partisi) Hakkari milletvekili ve yasal kuruluşu bulunmayan DTK (Demokratik Toplum Kongresi) Eş Başkanı Leyla Güven'in, PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a yönelik -sözde- tecrit uygulandığı bahanesiyle Diyarbakır E Tipi Ceza İnfaz Kurum'nda başlatmış olduğu -sözde- açlık grevi eylemine destek vermek amacıyla Diyarbakır ili Bağlar ilçesi HDP il binasında aralarında; dönemin HDP Diyarbakır milletvekilleri Semra Güzel, Remziye Tosun, Dersim Dağ, Saliha AYDENİZ, Adnan Selçuk Mızraklı, Musa Farisoğulları'nın da bulunduğu HDP'li milletvekillerince 3 günlük -sözde- açlık grevi eylemi başlatıldığı, bu kapsamda; dönemin HDP Diyarbakır milletvekili olan Adnan Selçuk Mızraklı'nın da 3 gün devam eden açlık grevi eylemlerine destek vermek üzere katıldığı ve sosyal medya üzerinden açıklamalar yaptığı,
Aynı sosyal paylaşım sitesinde paylaşılan videoda dönemin HDP Diyarbakır Milletvekilli şüpheli Adnan Selçuk Mızraklı’nın üzerine beyaz renkli ve ortasında, Terör örgütü Kurmak Yönetmek, Terör Propagandası Yapmak, Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik etmek suçlarından dolayı Diyarbakır E Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan Leyla Güven isimli şahsın fotoğrafı bulunan t-shirt ile Türkçe olarak anlaşıldığı kadarıyla; “… Barışın ve çözümün gelişebilmesi için Türkiye'de en temelde özellikle İmralı’da sayın Öcalan üzerindeki tecridin ortadan kaldırılması gerekiyor”, şeklinde bir açıklamada bulunduğu,
Şüpheli hakkında muhtelif tarihlerdeki eylemleriyle ilgili olarak başlatılan tahkikat dosyaları içerisindeki mevcut deliller ışığında şüpheli Adnan Selçuk Mızraklı'nın; aktif hareketlerle ya da örgütün propagandasının yapıldığı etkinliklerdeki pasif hareket ve manevi destekle etkinliğin yayma ve deklare etme amacının gerçekleşmesine katkı sağlayarak PKK/KCK silahlı terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini ve/veya bu yöntemleri icra eden örgüt militanlarını ve faaliyetlerini meşru göstererek, överek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik ederek 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/2 maddesine muhalefet ettiği” iddiasıyla açılan kamu davasının Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/106 Esasında devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/02/2018 tarihinden itibaren üyesi olup, 11/02/2018 rarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi, 27. Dönem HDP Diyarbakır Milletvekili ve 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Adnan Selçuk Mızraklı’nın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan mahkumiyetinin bulunduğu ve terör örgütü propagandası yapmak suçundan devam eden yargılamasının olduğu görülmekle, partide üst düzey görev alan Adnan Selçuk Mızraklı’nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
275. BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Süleyman ve Hanım kızı, 1975 doğumlu T.C. Kimlik No: 30637802852); (HDP 26. Dönem (01/11/2015-24/06/2018) ve 27. Dönem (24/06/2018-10/04/2019) Van Milletvekili- 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi- 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Van Büyükşehir Belediye Başkanı- 09/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 19/08/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
a)Van Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2019/11568, Esas No:2019/5514 ve İddianame No: 2019/1715 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2015 ve 2019 arası olduğu belirtilerek;
“1-Şüphelinin 20/12/2015 tarihinde DİHA ajansı internet sitesinde yayınlanan demecinde özyönetim vurgusu yaptığı,
Özyönetim ile ilgili örgütün üst düzey yöneticilerinin de açıklamalarının bulunduğu,
Cemil Bayık, Med Nuçe TV'ye vermiş olduğu röportajında "artık merkezden, Ankara'dan bu Devletin, hükumetin alanları, yerelleri yönetmesi mümkün değildir. Bu ortaya çıkmıştır. Yapılması gereken yerellerin kendi kendisini yönetmeleridir. Kendi demokrasilerini geliştirmeleridir. Bu temelde kendilerine karşı geliştirilecek saldırılara karşı kendilerini savunmalarıdır. Kendi valilerini, kaymakamlarını, sorumlularını seçmeleridir."
Yine aynı şekilde Vatan Gündem isimli haber sitesinde 20.07.2015 tarihinde Cemil Bayık, "halkımız silahlanmalı" başlıklı haberde "...halkımız meşru savunma örgütlenmesi ve bilincini de gerçekleştirmeli. Bu sadece askeri güçlerin büyütülmesi temelinde değil, halk olarak meşru savunmasını geliştirmeli, tüm halkımız silah almalı, bu temelde kendisini eğitmeli. DAİŞ ve sömürgeci tüm güçlerin her türlü saldırısına karşı köylerde, kentlerde, mahallelerde, yer altı sistemi, tüneller, mevzi sistemi geliştirmeli. Köyünü, kentini, mahallelerini terketmemeli, yaşam olacaksa da kendi topraklarında, ölüm olacaksa da kendi topraklarında olmalı..."
Aktif haberi sitesinin 18.03.2015 tarihli "karayılan özerkliği inşaa sürecini başlatacağız" haberinde; KCK'nın yürütme konseyi üyesi Murat Karayılan, örgütün yayın organlarından sterk TV'de katıldığı programda ".. öz gücümüzle demokratik özerkliği inşaa sürecini başlatırız…önderliğimizin diyalogla istediği şeyleri kendi öz gücümüzle gerçekleştireceğiz. Özerkliği inşaa sürecini başlatacağız." şeklinde haberlerin yer aldığı,
PKK yürütme komitesi üyesi Duran Kalkan'ın 28.07.2015 tarihinde ANFNEWS haber sitesinde yer alan beyanatında "...eğer AKP çatışmayı sürdürecekse bilsin ki Kürdistan'da memurluk yapan herkes AKP'nin saldırısına ortaktır. Tutuklamaya karşı tutuklanır, vurmaya karşı vurulur. Polis silahını kullanırsa misliyle karşılığını bulur... Özellikle de Kürdistan'da % 80-90, % 100 oy alınan yerlerde kendi öz yönetimlerini kurmalı. Kendi karar organlarını, yönetimlerini, meclislerini geliştirmeli, demokratik özerklik yönetimlerini geliştirmeliler..." haberin devamında "ikincisi tutuklamalara karşı direnme olmalıdır. Öyle polis hiç kimseyi yanında yöresinde kolaylıkla yakalamasına fırsat vermemelidir. Direnmelidir. Herkes öz savunma bilinci ve örgütlülüğüyle hareket etmelidir. Yaşamı böyle bir sistem içine çekmelidir. ...şu olacaktır, her tutuklamaya karşı kürt halkının, gerillanın tutuklama hakkı görevi vardır. Böyle bir biçimde hareket edecektir..." şeklinde olduğu,
Örgüte müzahir yayın organlarında "DTK , demokratik özerklik çalışmalarına hız verdi." başlıklı açıklamasında öz yönetim açıklamalarının memnuniyetle karşılanarak yörede ve ortadoğudaki halklara örnek olacağı belirtilmiştir.
PKK terör örgütünün sözde anayasası niteliğinde olan KCK sözleşmesinde de özyönetime ayrıntılı olarak yer verilmiştir.
Bu açıklamalar sonrasında; PKK/KCK sözde yürütme konseyinin ve yöneticilerinin başka seçenek kalmadığına yönelik çağrısı üzerine, terör örgütünün amaca ulaşmak için gerçekleştirdiği stratejik hamlelerden en önemlilerinden birisi olan, yoğun olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ve Ülkemizin değişik yörelerinde hakimiyet alanları oluşturmak için güvenlik güçlerine ve kamu binalarına topluca saldırı girişiminde bulunmak kararı kapsamında, PKK/KCK terör örgütünün şehirlerdeki milisleri ve kırsal alandaki örgüt mensuplarının silahları ile şehir merkezlerine gizlice girerek halkın arasına karıştıkları, zaman zaman bir kısım belediyelerin araç ve gereçlerini de kullanmak suretiyle, insanların yoğun olarak yaşadıkları sokaklara, mahallelere hendekler kazarak el yapımı bomba ve düzenekleri yerleştirdikleri, umumun kullandığı karayollarına mayın döşeyerek patlamaya hazır hale getirdikleri, tonlarca patlayıcı yüklü kamyonlar, iş makineleri ve diğer araçlarla canlı bomba saldırıları hedefledikleri, güvenlik güçlerinin kamu düzenini ve bu yörede yaşayan vatandaşların güvenliğini sağlamak için operasyon yapma zorunluluğu sonucunda, örgüt mensuplarıyla güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalar sırasında daha önce yerleştirilen patlayıcıların infilak ettirilmesi ve bireysel ya da araçlarla gerçekleştirilen canlı bomba saldırılarıyla çok sayıda sivil vatandaş, kamu görevlisi ve güvenlik güçlerinin ölüm ve yaralanmasına sebebiyet verdikleri, bu süreçte yöre halkının oturduğu evleri terk etmelerini cebren engelleyerek, canlı kalkan yaptıkları, yerleşim alanlarının teröristlerden ve patlayıcılardan temizlenmesi için sürdürülen operasyonların haftalarca sürdüğü, çok sayıda özel konut ve işyeri, okul, hastane gibi kamu konutları ve şehrin alt yapı tesislerinin ağır hasar görerek kullanılamaz duruma geldiği, bölge halkının büyük bir çoğunluğunun terör örgütünün yasalara ve devlet otoritesine itaatsizlik çağrısına itibar etmemesiyle, silahlı çatışmaya giren birçok örgüt mensubunun etkisiz hale getirilerek, yerleşim alanlarının, örgütün işgalinden ve patlayıcılardan temizlenerek, kamu düzeninin sağlandığı görülmüştür.
Yukarıda da anlatıldığı üzere örgütün hedefi olan özerkliğin aşamalarından olan özyönetimin örgüt tarafından kabul edilmiş bir amaç olduğu, şüphelinin de örgütün üst düzey yöneticilerinin ideolojileri doğrultusunda özyönetim vurgusu yaparak örgütün amacının gerçekleşmesine yönelik eylemin zamanı da dikkate alındığında katkı sunduğu,
Şüphelinin terörist cenazelerine katılma; örgütün propagandasının yapıldığı, örgüt liderini övücü sloganların atıldığı ve pankartların kullanıldığı toplantılara katılma, örgütün ideolojisine açıklamaları ile katkı sunma şeklindeki örgütün hiyerarşisine bağlı olduğunu gösterir şekilde çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk bulunan eylemleri ve bu eylemlerin gerçekleştirildiği yer, zaman ve hitap ettiği kitle nazara alındığında şüphelinin örgütün hiyerarşik yapısına dahil olarak silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği,
2-Şüphelinin yine 20/12/2015 tarihinde DİHA ajansı internet sitesinde yayınlanan demecinde; "AKP'nin imha saldırılarına karşı Van'da direnişi büyütecekleri, Kürdistanın her yerinde direnişin geliştirildiği, DAİŞ karşısında kürt halkı nasıl direnip kazandıysa yine kazanacaktır, Devlet bizim birbirimize nasıl sahip çıktığımızı kobane ve Şengalde gördü. Bu direnişi yükselteceğiz 10 bin tank ve topla üzerimize gelseniz de birliğimizi kimse bölemez. Nusaybin neyse Van öyledir. Van halkı katliamlara sessiz kalmayacaktır. Biliyoruz ki devlet Cizre'den sonra Van'da da saldıracaktır " şeklinde açıklamalarda bulunduğu,
Şüphelinin bu açıklamaları ile Türkiye Cumhuriyeti’nin örgüte karşı haklı olarak vermiş olduğu mücadelesine karşı örgütün uyguladığı cebir ve şiddet içeren yöntemlerini haklı bir "direniş" olarak nitelendirdiği, ayrıca şüphelinin hitap ettiği kitle nazara alındığında terör örgütün propagandasını yaparak ve ayrıca bölge halkını "direniş" olarak nitelendirdiği şiddet eylemlerini gerçekleştirme noktasında teşvik ederek terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği,
3-Şüphelinin, www.vanaktuel.com adlı internet sitesinde 28.07.2016 yayınlanan röportajında, "Sayın Öcalan fikirleriyle halka yön veren biri ibaresi ile Öcalan'ın yaşam hakkının korunamaması iç savaş tehlikesidir, sayın Öcalan fikirleriyle halka yön veren biri, Sayın Öcalan bir öngörüye sahip. Ortadoğu'yu tanıyan ve devlet yapılanmasını bilen aynı zamanda bir halkın önderidir. Fikirleriyle halka yön veren biri" şeklinde açıklamalarda bulunduğu,
Şüphelinin bu açıklamaları ile örgüt liderini meşru ve fikirleri ile önder kişi olarak niteleyerek suçu ve suçluyu övme suçunu işlediği,
4-Şüphelinin 14.12.2015 tarihinde Şengal Parkında gerçekleştirilen basın açıklamasına katıldığı ve yaptığı konuşmada Türkiye Cumhuriyeti’nin örgüte karşı haklı olarak vermiş olduğu mücadelesini "savaş" olarak nitelendirerek ve aynı zamanda özellikle bölge halkına karşı bir katliam amacı ile yapıldığını vurgulayarak bölge halkını şiddet eylemlerini gerçekleştirme noktasında tahrik ettiği, bu suretle halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunu işlediği,
5-Şüphelinin 15.06.2016 tarihinde basın açıklamasına katıldığı ve yaptığı konuşmada Türkiye Cumhuriyeti’nin örgüte karşı haklı olarak vermiş olduğu mücadelesini "hukuksuz, insanlık dışı" olarak nitelendirerek ve aynı zamanda özellikle bölge halkına karşı, bölge halkının yaşadığı kentlerin yıkılması, bölge halkının katledilmesi amacı ile yapıldığını vurgulayarak bölge halkını şiddet eylemlerini gerçekleştirme noktasında tahrik ettiği, bu suretle halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunu işlediği”
İddialarıyla cezalandırılması istemi ile açılan kamu davasının Van 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/160 esasında derdest olduğu,
b) Van Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No:2016/9047, Esas No: 2016/2808 ve İddianame No: 2016/466 sayılı iddianamesiyle;
“…Şüphelinin 05/03/2016 tarihinde Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle yaptığı konuşmasında "Sur'da, Cizre'de, Silopi'de barikatın önünde veya ardında çocuklarımızın, halkımızın öldürülmesini istemiyoruz" şeklinde beyanda bulunduğu, beyanda geçen barikatın önünde veya ardında sözü ile barikatları kuran PKK terör örgütü mensuplarının bu şiddet ve terör eylemlerini övdüğü, bu nedenle şüphelinin PKK terör örgütünün propagandasını yaparak üzerine atılı suçu işlediği” belirtilerek açılan davanın Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/557 esas, 2019/872 Karar sayılı ilamı ile Van 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/160 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
c) Van Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2019/11566, Esas No: 2019/4791 ve İddianame No: 2019/1441 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 17/11/2016 olduğu belirtilerek;
“17/11/2016 tarihinde terör soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve hakkında görevden uzaklaştrma kararı verilen, Van eski Büyükşehir Belediyesi Başkanı Bekir KAYA' nın, gözaltına alınmasını protesto etmek için, aynı gün, saat 09:30 sıralarında, "Seyit Fehim Arvasi Mahallesi" üzerinde bulunan Van Büyükşehir Belediye Binası önünde şüpheli Adem Geveri ile birlikte 300 kişilik bir grup ile toplanarak basın açıklaması yapmak istediklerini beyan ettiği,
Van Valiliğinin, 10/11/2016 tarih ve 681 sayılı olurları ile il genelinde toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile basın açıklamalarının yasaklandığının emniyet görevlilerince gruba bildirildiği, basın açıklaması yapmamaları ve dağılmaları yönünde emniyet görevlilerince ayrıca Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan 'a sözlü olarak bildirildiği, ancak basın açıklaması yapacakları ve dağılmayacakları yönünde ısrar etmeleri üzerine grubun dağılması için kontrollü olarak gazlı müdahalede bulunulduğu, emniyet görevlilerinin grupla müzakere sırasında HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan ile birlikte fikir ve eylem birliği içerisinde olan grubun ''Susma sustukça sıra sana gelecek, direne direne kazanacağız, gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek, Kürdistan faşizme mezar olacak, Belediyeler halkındır halkın kalacak'' şeklinde sloganlar attığı,
Şüphelinin suç tarihinde (HDP) Van Milletvekili olarak görev yaptığı ancak 31 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimlerde Van Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçildiği yine İçişleri Bakanlığının 19/08/2019 tarihli kararı ile görevden uzaklaştırılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından, şüpheli Bedia Özgökçe Ertan 'ın, kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşleri düzenleme veya yönetme bunların hareketlerine katılma ve terör örgütü propagandası yapma suçlarından Van 2. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı ve Mahkemenin 02/09/2019 tarih ve 2019/498 esas, 2019/745 sayılı kararı ile dosyanın aynı mahkemenin 2016/557 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
d) Van Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2019/11570, Esas No: 2019/4790 ve İddianame No: 2019/1440 sayılı iddianamesiyle;
“…02/03/2017 tarihinde, (HDP) Van İl Başkanlığı organizesinde, şüpheli Bedia Özgökçe Ertan (26. Dönem HDP Van Milletvekili) ve yanında bulunan yaklaşık 50 kişilik bir grubun el bildirisi dağıttıkları tespit edilmiştir.
Bahse konu el bildirisinin içeriğinde, ''Kadınlar Hayır Diyor, Ekin Wan şahsında, kadın bedeninin teşhir edilmesine dur demek için'', ''R.B. şahsında, kadın katliamlarına dur demek için hayır diyoruz'' şeklinde olduğu,
Bildiri içeriğinde geçen,
1-''Ekin Wan şahsında kadın bedeninin teşhir edilmesine dur demek için''' ibaresinde, 10 Ağustos 2015 tarihinde, Muş ili, Varto ilçesinde, güvenlik güçleri ile PKK silahlı terör örgütü mensupları arasında çıkan silahlı çatışmada hayatını kaybeden (PKK) terör örgütü mensubu Ekin VAN (K) isimli K. A.' den bahsedildiği,
2-''R. B. şahsında kadın katliamlarına dur demek için hayır diyoruz'' şeklindeki bildiri içeriğinde ise 19 Nisan 2016 günü, , PKK/KCK terör örgütüne yapılan operasyonlarda etkisiz hale getirilen bölücü terör örgütü PKK mensubu R.B.'dan bahsedildiği, ayrıca Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen, 2016/5692 sayılı soruşturma dosyasında, maktül R.B.'un, terör örgütüne yardım ve yataklık ederek örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle hakkında soruşturma yapılmış olduğu, anlaşılmıştır.
Şüpheli Bedia Özgökçe Ertan 'ın, suç tarihinde dağıtımına katıldığı el bildirileri içeriğindeki söylemlerin değerlendirilmesinde, bölücü terör örgütü mensubu olan R.B.ve K. A.isimli şahısları yücelterek eylemine uyan suçu ve suçluyu övme ile terör örgütü propagandası yapma niteliğindeki sözlere fikir ve eylem birliği içerisinde müdahil olduğu” iddiasıyla terör örgütü propagandası yapmak, suçu ve suçluyu övme suçlarından açılan kamu davasının Van 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/02/2020 tarih ve 2019/451 esas 2020/59 sayılı kararı ile Van 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/160 esas sayılı dosyası ile birleştirildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 09/05/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 26 ve 27. Dönem HDP Van Milletvekili ve 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Van Büyükşehir Belediye Başkanı, 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi seçilen Bedia Özgökçe Ertan'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, suçu ve suçluyu övmek, 2911 sayılı Yasaya aykırılık” suçlarından kovuşturmalarının bulunduğu görülmekle, partide üst düzey görev alan Bedia Özgökçe Ertan 'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
276. AHMET TÜRK (Sino ve Medine oğlu, 1942 doğumlu, T.C. Kimlik No: 29056620000); (31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı, 18/12/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 19/08/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/6522 Soruşturma, 2017/611 Esas sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 2014-17/1/2016 arası olduğu belirtilerek;
“Mardin Büyükşehir Belediyesi A blok bodrum katta yapılan aramalarda ele geçirilen dökümanların yapılan incelemelerinde;
37 ile numaralandırılan dökümanda ROJAVA KOORDİNASYONU başlığı altında bir şemanın oluşturulduğu ve Mardin ili ilçelerinin çalışma grubu adı altında tablo halinde iki bölüme ayrıldığı ve bu bölümlerde bazı belediye çalışanlarının isimlerinin ve telefon numaralarının bulunduğu, Suriye ülkesi toprakları içerisinde bulunan ve Suriye Kürdistanı olarakta adlandırılan PKK/KCK terör örgütünün Suriye’deki uzantısı PYD kontrolünde olan Rojava bölgesindeki genel koordinasyonu ve Rojava kantonlar koordinasyonu ile ilişki ve irtibat halinde olunduğu, dosyanın diğer şüphelileri Enver Ete'nin Sekreterya, Mazıdağı Derik Kızıltepe Nusaybin 1. Çalışma grubu, Savur, Ömerli, Midyat, Dargeçit, Yeşilli, Artuklu 2.çalışma grubunda görevli olduğu, 48 numaralı belgede Rojava federasyonu toplantı günleri başlığı altında Mardin ili ilçelerinde farklı tarihlerde toplantıların yapıldığı 03/08/2015 tarihinde Artuklu Belediye binası Meclis salonunda genel koordinasyon toplantısının yapılacağının belirtildiği,
88 numaralı belgede dosya şüphelileri Ahmet Türk ve Enver Ete'nin Rojava derneğine yardım için 100 dolar bağışta bulunan şahıstan elden alındı ibareli bir tutanağı tuttuklarının görüldüğü,
51 ile numaralandırılan dökümanda Ağrı DBP ve HDP il başkanları Necmettin Efe ve Sabri Tayfun imzalı Ahmet Türk'ün D.K.ne ibaresi bulunan raporda, "parti çalışmalarına katkısından dolayı 6 aydır cezaevinde olan yaklaşık 80 yaşındaki H. Ö.'ün yeniden yapılan 26.milletvekili seçimlerinde özgürlüğünü kazanması açısından uygun gördüğü herhangi bir ilde seçilebilecek şekilde aday adayı gösterilmesi önemle arz ve talep ediyoruz. NOT:aynı zamanda 3 şehit babasıdır." şeklinde yazının bulunduğu, yazının alt kısmında iletişim Orhan Öztürk 532 704 …. ibaresinin bulunduğu, telefon numarası üzerinden yapılan araştırmada H. Ö. olarak bahsi geçen şahsın Tutak doğumlu H. Ö isimli şahıs olduğu ve Ağrı ilinde ikamet kaydının olduğu, hakkında Ağrı Ağır Ceza Mahkemesinde “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma Anayasal düzeni ortadan kaldırma suçlarından” yargılanmakta olduğu tespit edilmiş olup bahsi geçen raporda parti çalışmalarına katkılarından ve 3 şehit çocuğunun olduğu belirtilen H. Ö. isimli şahsın milletvekilliğine aday gösterilmeye çalışıldığı şehit olarak PKK/KCK terör örgütü mensuplarının kast edildiğinin anlaşıldığı,
ŞAHIS HAKKINDAKİ İFADE VE TEŞHİSLER
TANIK M…isimli şahsın alınan ifadesinde; “…Mardin Büyükşehir Belediyesinde 2014 Yılı Belediye seçimlerinden sonra çalışmaya başladım. İlk görev yerim …Hizmetler Dairesi Başkanlığı olarak belirlendi. Ben bu daire çalışırken tahminen 2014 yılının yaz aylarında Kobani olaylarının başladığı dönemde ismini bilmediğim bizim dairede çalışan taşeron işçilerinden birisi Kobaniye yardım için arkadaşlardan para toplanacağını ve bu iş için her daire başkanlığında daire başkanlıklarının bu parayı toplayacağını söyledi herkesten maaşının yarısı olarak Kobaniye yardım edecek dedi bunun üzerine dairede çalışan arkadaşların çoğunun bu parayı elden verdiklerini duydum. Ama ben bu yardımı vermedim. Daha sonra da Ramazan ayında yine aynı şahıs oda oda dolaşarak elindeki zarfları bütün personele dağıtarak kobaniye zekat adı altında elden para talep ettiler ben kendisine vermeyeceğimi söyleyerek zarfı kendisine iade ettim ama yine çalışan arkadaşlardan çoğu bu parayı verdiler. Daha sonra beni … Daire Başkanlığında emrinde görevlendirdiler bir iki aya yakın orada görev yaptıktan sonra …. Dairesi Başkanlığına görevlendirdiler. Nusaybin olayları devam ederken yine arkadaşlar arasında bir söylenti oldu, sanırım Daire Başkanları 1500 TL, Şube Müdürleri 1000 TL, diğer personelller ise 500 TL Nusaybin halkına yardım etmek üzere para toplandı ben yine vermedim. Bu paraların örgütün talimatı olmadan yine belediye başkanı Ahmet Türk'ün ve belediye üst yöneticilerinin bilgisi ve talimatı olmadan toplanması mümkün değildir ve bu paralarda terör örgütüne yardım için toplandığı kanaatindeyim. Yine şunu ifade etmek istiyorum çalıştığım bütün daire başkanlıklarında örgütün gazetesi olan Özgür Gündem gazetesine çalışanlar zorla abone yapıldı ve her ay gazete parası olarak belli bir miktar para toplanmıştır. Bu da terör örgütünü parasal olarak desteklemek amacıyla yapılmıştır. Bu olaydan da belediye başkanı Ahmet Türk'ün ve yine belediye üst yöneticilerinin haberi ve talimatı olmadan gerçekleşmesi mümkün değildir.” Şeklinde beyanda bulunduğu,
TANIK F….isimli şahsın alınan ifadesinde;“…Artuklu Belediyesinde taşeron işçi olarak çalışmaktayım. 2014 yılındaki seçimlerden sonra çalıştığım yer olan Kademede işçilerin isim listesi asılıyordu. Bu isim listeleri kobaniye yardım listesiydi. Listeyi benim gibi taşeron işçi olan R…ve M.. tutuyordu. Bize kendileri kobaniye yardım göndereceğiz diyerek her ay 100 TL bizden elden para topluyorlardı ve listeye imzamızı attırıyorlardı. Bu durum 3 ay devam etti. Her ay aynı usûlle bu kişiler elden bizden 100'er TL topladılar. Bu parayı toplayan kişilerin kendileri de bu yardım parasını veriyorlardı. Bunun belediye yönetiminin haberi olmadan yapılması mümkün değildir. Bu 3 ayın bitiminden sonra maaşlarımızdan kesintiler yapılmaya başlanıldı. İlk 300 TL maaşımdan kesinti yapıldı. Daha sonraki aylar 100-150 TL arasında kesintiler yapıldı. İlk kesinti yapıldığında ben o zaman çalıştığım birimin müdürü olan A.A'a çıktım. Kendisine benim maaşımdan neden kesinti yapılıyor diye sordum. O da bana git bankayla görüş dedi. Bankaya gittiğimde de banka görevlileri bana hesabına bu kadar para yatmış dediler. Maaşlarımızdan yapılan bu kesintiler de muhtemelen örgüte yardım için kesilmiştir. Bu durum 2016 yılının temmuz ayına kadar devam etti…Yine şunu söylemek istiyorum. Seçimlerden sonra ismini hatırlayamadığım ama örgütün gazetesi olduğunu bildiğim gazeteye istemememize rağmen bizi zorla abone yaptılar ve her ay 60 TL abone parası topladılar. Bizden yardım adı altında toplanan ve maaşlarımızdan kesilen paraların toplanmasından Belediye Başkanı E.I. ve diğer belediye yöneticilerinin haberinin olmaması mümkün değildir. Onların talimatı olmadan bu paralar toplanmaz, Örgütün gazetesine zorla abone yapılamaz. Ben Büyükşehir Belediyesinde çalışanlardan terör örgütüne veya kobaniye yardım adı altında para toplandığını duyuyordum. Böyle söylentiler devamlı dolaşıyordu. Büyükşehir Belediyesinde bu adlar altında toplanan paraların da toplanmasından Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'ün ve belediye yöneticilerinin haberinin olmaması mümkün değildir. Orda da bu paralar bunların bilgisi ve talimatı dahilinde yapılmıştır.”
Şeklinde beyanda bulunduğu,
TANIK K…'nın kollukta alınan beyanında;"Ben işçi statüsüyle işe girdikten sonra Belediyenin çeşitli birimlerinde Amir statüsünde görev yaptım. Sonra 2014 yılında Mardin ilinin Büyükşehir Statüsüne alınmasıyla birlikte Beni Milliyetçi olduğumu ve Devletimin yanında yer aldığımı bildikleri için görevden aldılar akabinde çeşitli bahanelerle Belediyede Temizlik işlerinde işçi olan öz oğlum Mardin belediyesinin 4 yıllık çalışanı olan oğullarımı işten attılar. Beni görevden uzaklaştırdıklarında bana herhangi bir gerekçe göstermediler…Beni görevden uzaklaştırdıktan sonra yerime Mahkum Kadrosundan 11 yıl hüküm giymiş L.E.isimli şahsı işe aldılar. Beni işten E. I. isimli belediye başkanı ve S. B. sözde eş başkan uzaklaştırmıştır. Ben bu uzaklaştırma üzerine yaklaşık 15 ayı aşkın süre izne ayrılmak zorunda kaldım. 2016 Ocak ayı içerisinde beni Belediye Başkanı E. I.isimli şahıs bizzat cep telefonumdan arayarak belediyeye çağırdı. Belediyeye geldiğimde E. I. bana Gökçe Beldesinde bulunan belediye binasında görevlendirildiğimi söyledi. Gökçe Beldesi Mardin Merkeze yaklaşık 30 km. dir. … DBP ve HDP kökenli şahıslar belediye yönetimine geldikten sonra benim gibi Devletine bağlı insanları sudan bahanelerle işten attılar atamadıklarını da benim gibi uzak yerlere sürgün ederek yıldırmaya çalıştılar.
2014 yılında belediye yönetimi PKK yandaşlarına geçtikten sonra bu şahıslar belediye içerisinde hızla kadrolaştı bu kadrolaşmanın akabinde E. I. ve S. B. başkanlığında PKK terör örgütüne finans oluşturma çabalarına girdiler. Bu amaçla 2014 yılı içerisinde tüm çalışanlardan Kobani’ ye yardım adı altında para topladılar. Bu para toplama olayı Bizzat E. I. ve S. B. başkanlığında belediye başkan yardımcılarının da katılımıyla yapılmıştır. Ben kendim görmedim ancak kadrolu çalışanların maaşlarının %50 sini kadrolu işçilerden 200 TL taşeron işçilerden ise 50 +50 iki taksitte toplam 100 TL para topladılar. Bu paraların PKK’lı teröristlere gittiğini herkes bilmektedir ve çalışanların büyük çoğunluğu bu parayı gönüllü olarak vermemiş, işten atılacağı ve sürgün edileceği tehdidi altında vermiştir. Benden bu hususta yardım adı altında para talebinde bulunan olmamıştır. Çünkü benim devletçi olduğum herkes tarafından bilinir. 2015 yılında Hendek Barikatların olduğu dönemde Artuklu belediyesine ait bir kepçenin Nusaybin’deki Terör örgütü mensuplarına destek amaçlı götürüldüğünü biliyorum ancak bu kepçenin kimin talimatıyla kim tarafından götürüldüğünü bilmiyorum çünkü o dönem bu kepçeleri kullananlar da bu PKK yandaşları tarafından işe alınan şahıslardı bu nedenle ben bu şahısları tanımıyorum.
2014 yılında Mardin ilinin Büyükşehir statüsüne alınmasından ve Artuklu belediyesinin kurulmasından sonra Belediye Eş başkanı S.B. ve Belediye Meclis üyesi olan M.A.A. organizesinde ailesinden PKK içerisinde olan ve PKK içerisinde güvenlik güçlerine karşı silahlı çatışmaya girerek ölen şahıslar şehit yakını yâ da değer ailesi adı altında doğrudan yâ da taşeron firmalar aracılığıyla işe alınmıştır.
Ben 2014 yılı içerisinde yaklaşık 4 ya da 5 ay kadar fazla çalışma (Mesai) ücreti aldım ve bu para tarafıma maaş hesabıma yatırılarak ödenmiştir ve ben bu parayı kimseye vermedim. 2015 yılı içerisinde kesinlikle hiç mesai ücreti almadım bunun nedeni o dönem belediye yönetimi tarafından görevden uzaklaştırılmamdır. 2016 yılı içerisinde 2016 Eylül ve Ekim aylarında fazla mesai ücreti aldım onun öncesinde kesinlikle mesai ücreti almadım. Bana sormuş olduğunuz Şubat, Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz ve Ağustos 2016 içerisinde herhangi bir fazla mesai yapmadım ve bana ödendiğini söylediğiniz bu aylara ait 1719,92 TL mesai ücretinin kim tarafından yazıldığını ve kime ödendiğini bilmiyorum ancak bana bu şekilde ödeme kesinlikle yapılmamıştır. Bana ödeme yapılmış gibi evrak üzerinde işlem yaparak bu yolla beni ve devleti dolandıran ve ismimi PKK terör örgütüne finans sağlayan olarak gösteren belediye çalışanı ve yöneticilerinden davacı ve şikâyetçiyim"
Şeklinde beyanda bulunduğu,
TANIK S…’in İfadesinde; “…M. B.nın eski bir taş evi vardı bu evi yaklaşık 6-7 ay önce Büyükşehir Belediyesi 2.000.000 TL üzerinde bir paraya satın aldı bu paranın 600.000 TL.sini örgüt adına Büyükşehir Belediyesinde yerel yönetimler sorumluları olan şahıslarca alındı. Bu işlemden ve buradan örgüte para aktarılmasından Ahmet Türk'ün haberi vardır, bu işlem bu şahsın onayı ile yapılmıştır.
Artuklu Belediye ile Mardin Büyükşehir Belediyesini seçilen adaylar değil, PKK tarafından belirlenerek buralara yerleştirilen şahıslarca yönetilirdi. Artuklu'da eş başkan S. B. tarafından tüm belediye faaliyetleri PKK adına yürütülürdü, Büyükşehir Belediyesinde ise önceleri A. Z. vardı daha sonra A. Z. ile örgüt arasında sıkıntı yaşanınca örgütün talimatıyla göreve B.İ.getirildi, B. İ.'ın getirilmesini Ahmet Türk istemedi ancak PKK'dan gelen talimat olduğu için karşı koyamadı, B. İ.isimli şahıs ise Büyükşehir Belediyesini PKK örgütü adına yöneten kişiydi…”
Şeklinde beyanda bulunduğu,
Mardin Büyükşehir Belediyesi tarafından sosyal (nakdi veya ayni) yardım yapılan toplam l0.393 kişiye yönelik olarak Mardin İl Emniyet Müdürlüğünce yapılan çalışma neticesinde;
Mardin İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü tespitlerine göre; Mardin Büyükşehir Belediyesi tarafından ayni veya nakdi yardım yapılan toplam 10.393 kişiden, kendisi ve/veya yakınları (abisi, ablası, annesi, babası, eşi, kardeşi, çocukları) hakkında terör suçlarından tespitler bulunan 1.916 kişiye de yardım yapılmış olduğu, bu kişilerden 222'si hakkında kırsala katılım yönünde tespitlerin mevcut olduğu, yine Polnet veri tabanındaki UYAP sorgu sisteminde yapılan dosya ve şahıs sorgulamalarından Mardin Büyükşehir Belediyesi tarafından yardım (ayni veya nakdi) yapılan kişilerden 431'i hakkında terör suçlarına ilişkin suç kayıtlarının bulunduğu, ayrıca bu şahıslardan 114'ünün yakınları hakkında Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Devlet Egemenliği Altında Bulunan Topraklardan Bir Kısmını Devlet İdaresinden Ayırmaya Çalışmak, Terör Örgütü Kurmak veya Yönetmek, Terör Örgütü Propagandası Yapmak, Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğününü Bozma, Anayasal Düzeni Zorla Değiştirmeye Kalkışmak, Yasadışı Silahlı Örgüt Kurmak veya Katılmak, Yasadışı Örgüt Üyelerine Yardım ve Yataklık Etmek suçlarından aranıyor kaydının olduğu, bu durumun hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bir başka ifade ile kendisi ve/veya yakınları hakkında kırsala katılım veya terör suçlarından tespitler bulunan bu kişilere Belediyece ayni veya nakdi yardım yapılmasının hayatın olağan akışına uygun düşmediği, bu kişilere yönelik olarak yapılan yardımların bir nevi terör örgütünün finansmanı anlamına geldiğinin, müfettişlikçe değerlendirildiği,
Şüpheli AHMET TÜRK'ÜN bu suretle terör örgütüne finansman sağladığı,
Mardin Valililiğinin 26/06/2015 tarih ve 7367 sayılı İçişleri Bakanlığına yazmış olduğu yazı ve eklerinde Nusaybin ilçesi Dağiçi mahallesi kırsalında üzerinde terör örgütüne üye bazı kişilerin isimlerinin de yer aldığı A. S.- A. T. mezarlığı adı altında bir mezarlığın oluşturulduğu, mezkur yerin yapım çalışmalarının Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Nusaybin Belediye Başkanlığınca yürütüldüğü, belediyelerin mezarlığın yapım süreci içerisinde gerekli müdahale ve önlemleri almamaları nedeniyle şüpheli Ahmet Türk hakkında soruşturmaya başlandığı…,
Nusaybin ilçesi dağiçi mahallesi yakınlarında mezarlık yapılması amacıyla herhangi bir kuruma başvuru olmamasına ve bu bölgede herhangi bir mezarlık yeri belirlenmemesine rağmen Nusaybin ilçesi dağiçi mevkiinde sözde A. S.- A. T.şehitliği adı altında mezarlık alanı ve çevresinde su kuyusu açılması amacıyla sondaj, elektrik, tuvalet, mescit ve yolyapımı gibi çalışmalara şüpheli tarafından katkı sağlandığı ve tüm dosya kapsamından şüphelinin üzerine atılı görevi kötüye kullanıp, silahlı terör örgütüne yardım ettiğinin anlaşıldığı,
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Şüpheli Ahmet Türk hakkında DTK genel kuruluna katıldığı bu kongrenin genel sorumlusu olduğu, tanıklar beyanlarından DTK eş başkanı olduğu tespit edildiği, DTK ile ilgili çalıştay genel kurul toplantıları ortam dinlemesi ile tespit edilmiş ve PKK nın söylemi ile hareket ettiğinin tespit edildiği, kongrenin ve dolasıyla örgütün yöneticisi konumunda olduğu,
İçişleri Bakanlığı Müfettişliğinin 14/10/2016 tarihli tevdi raporunda çalışanların maaş ücretlerinden bağış adı altında kesinti yapıldığının tespit edildiği,
Şüpheli hakkında PKK KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın vermiş olduğu talimatla belediyede uygulanan eş başkanlık sistemi uyguladığı, Mardin İdare Mahkemesi tarafından 26/02/2015 tarihinde 2014/2331 esas 2015/501 karar sayılı kararı ile Büyükşehir belediye meclisinin belediye eş başkanları görev ve çalışma yönetmeliğinin iptaline karar verdiği buna rağmen fiilen Eş Başkanlık sisteminin devam ettirildiğinin tespit edildiği,
Yine İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliğinin 23/09/2016 tarih ve 14/8 sayılı raporunda Emniyet Genel Müdürlüğü TEM Daire Başkanlığının KCK sistemi ile ilgili hazırlamış olduğu analiz raporunda 11/11/2010 tarihinde Abdullah Öcalan'ın "Heryerde belediye başkanları tutuklanıyor eş başkanlık sistemi buna karşı bir önlem olabilir" talimatları üzerine 2014 yılı yerel seçimlerine eş başkanlık sistemi ile girildiği HDP’nin de bu siyasete uygun olarak yön aldığı bu şekilde açıkça mevzuata aykırı davranıldığı örgütün talimatı ile hareket edildiğinin tespit edildiği,
Mardin Barosuna kayıtlı Mardin Büyükşehir Belediyesi ve Artuklu Belediyesi bünyesinde sözleşmeli olarak avukatlık yapan şahısların, PKK/KCK terör örgütüne yönelik yapılan operasyonlarda yakalanan şahısların müdafisi olduklarını beyan ederek birçok kez TEM şubesine geldikleri, şüphelilerin dahi haberi olmadığı halde şüphelilerin avukatları olduklarını beyan ettiklerinin görüldüğü, yapılan operasyonlar kapsamında gözaltına alınan şüphelilerin birçoğu ise kendilerine avukat talepleri sorulduğunda PARTİNİN avukatlarını istediklerini beyan ettikleri,
PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttükleri tespit edilen ve yakalanan şahıslarla ilgili olarak Parti Avukatı adı altında PKK/KCK terör örgütü ideolojisi temelinde, terör örgütünün faaliyetlerinin sekteye uğratılmaması, terör örgütü içerisinde herhangi bir çözülme ve alınacak ifade ve teşhislerin önüne geçilebilmesi amacıyla faaliyet yürüten avukatlardan bahsedildiği,
Sonuç olarak;
Mardin büyükşehir belediyesinde, belediye başkanı Ahmet Türk’ün bilgisi dahilinde, 2014 yılı yerel seçimlerinden sonra çeşitli yerlere yardım adı altında terör örgütüne aktarılmak üzere çalışanlardan zoraki olarak maaş kesintisi ve elden toplama yoluyla para toplandığı, Büyükşehir belediye başkanlığı bünyesinde bulunan sosyal hizmetler daire başkanlığı ve Daire Başkanı D. A.organizesinde belediye başkanı Ahmet Türk’ün bilgisi dahilinde başta Nusaybin ilçesi olmak üzere terör örgütünce özerklik özyönetim ilanı kapsamında güvenlik güçlerimizle yaşanan çatışmalarda terör örgütü mensuplarına gıda vb. yardım malzemeleri gönderildiği, (bu kapsamda sosyal hizmetler daire başkanlığında yapılan aramalarda çok sayıda terör örgütü mensuplarının giydiği mekap spor ayakkabı ele geçirilmiştir)
Mardin büyükşehir belediyesine ait araçların PKK/KCK terör örgütü içerisinde bölgede silahlı olarak faaliyet yürüten örgüt mensuplarının ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla bölgede milis olarak faaliyet yürüten şahıslara tahsis edildiği,
Mardin büyükşehir belediyesine ait yine bazı araçların PKK/KCK terör örgütü mensuplarınca bombalı saldırı olaylarında kullanıldığı,
Mardin büyükşehir belediyesinde belediye başkanı Ahmet Türk’ün bilgisi dahilinde daire başkanlarının talimatıyla çalışanların terör örgütü ideolojisi doğrultusunda yayın yapan ve KHK ile kapatılan AZADİYA WELAT, ÖZGÜR GÜNDEM VE ÖZGÜR HALK isimli yayınları almaya zorladıkları, çalışanların bu yayınları alarak ayda 35-60 tl arası ücret ödedikleri böylelikle belediye başkanı başta olmak üzere daire başkanları tarafından verilen talimat ile terör örgütüne finansman sağlandığı, (soruşturma kapsamında yakalanan tüm şahısların ikamet ve işyerlerinde söz konusu yayınlar elde edilmiştir)
Büyükşehir belediyesinde işe alınan personelin oluşturulan komisyon ile işe alındığı, bu komisyonda görev alan şahısların adaylara PKK/KCK terör örgütü ve faaliyetleri ekseninde sorular sorularak terör örgütüne müzahir kesimlerce DEĞER AİLESİ olarak tabir edilen PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttüğü esnada ölü olarak ele geçirilen örgüt mensupları ile halen terör örgütü içerisinde silahlı olarak faaliyet yürüten örgüt mensuplarının yakınlarının işe alındığı,
Büyükşehir belediyesi ve Artuklu belediyesi adına, aralarında dosya kapsamında haklarında soruşturma yürütülen N.Y., M. A.A. ve M. Y.isimli şahısların, PKK/KCK terör örgütü adına, ilde faaliyet yürüten firmalardan iş adamlarından ve imar işi ilgili müracaatta bulunan kişilerden vergilendirme adı altında para toplama faaliyeti yürüttükleri,toplanan paraları terör örgütüne aktardıkları,
Dosya kapsamında şüpheli olarak bulunan avukatların PKK/KCK terör örgütü adına ilde terör örgütüne yönelik yürütülen operasyonlarda yakalanan örgüt mensuplarının ifade vermelerini engelleyerek terör örgütünün ve faaliyetlerinin deşifre edilmesini, terör örgütü içerisindeki çözülmeyi önlemek amacıyla belediye avukatı adı altında sigorta primleri tam yatırılarak çalıştırıldıkları, tüm görev alanlarının PKK/KCK terör örgütü mensuplarının davalarını takip etmek olduğu, bu avukatların belediye avukatı olmalarına rağmen Mardin barosuna kayıtlı olarak her türlü avukatlık işlerini yaptıkları,
Mardin Büyükşehir Belediyesi içerisinde Marsu genel müdürü olarak görev yapan E.Ş.’in terör örgütü üyeleri tarafından yapılan sözde yargılaması sonucu 6 ay süreli görevden uzaklaştırıldığı,
Şüphelinin örgütün talimatları doğrultusunda örgüte maddi destek ve elaman kazandırmak amacıyla topladıkları her türlü getiriler ile maddi gelir elde ederek terör örgütünün yapmış olduğu türlü eylem ve faaliyetlere maddi olarak destek verdiği, gazete, dergi aboneliği yaptırarak örgütün sosyal açıdan toplum önünde yararlı bir yapı gibi gösterildiği ve bu projeler üzerinden örgütün propagandasının yapıldığı” belirtilerek;
Sanık Ahmet Türk’ün Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme suçundan Türk Ceza Kanunu 314/1, 37,, 3713 sayılı Yasanın 5, 6415 Sayılı Terörizmin Finanasmanın Önlenmesi Kanununun 4. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/279 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/220843 Soruşturma, 2020/43416 Esas Sayılı İddianamesiyle;
Suç tarihinin 20/09/2014 arası olduğu belirtilerek;
Kobani olayları olarak bilinen 06-07-08 Ekim 2014 tarihli olaylar öncesinde;
HTTP://WWW.FİRATNEWS.COM/NEWS/GUNCEL/AHMET-TURK-KOBANE-YE-DESTEK-VERMEYEN-DUSMANLİK-YAPIYOR.HTM 20.09.2014 tarihli ve “AHMET TÜRK: KOBANÊ’YE DESTEK VERMEYEN DÜŞMANLIK YAPIYOR” başlıklı haberde özetle; “…7'den 70'e IŞİD çetelerine direnen Kobanê halkına destek olmak için kantona gelen DTK, HDP ve DBP heyeti Kobanê halkı ile buluştu…Uluslararası kamuoyuna seslenen Türk, "Bugün Kobanê'ye destek vermezseniz, silah vermezseniz ne zaman destek vereceksiniz. Kobanê'ye destek vermeyen herkes Kobanê'ye düşmanlık yapıyor" diyerek kamuoyunun sessizliğine tepki gösterdi…”
Şeklinde çağrıda bulunduğu,
Ahmet Türk'ün 19/10/2020 Tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına vermiş olduğu ifadesinde;
“Ben 1973 yılında parlementoya girdim dönem millet vekilliği yaptım yaşamım boyunca sorunları demokratik çözümlerle çözme konusunda çalışmalar yaptım. Yüzlerce kez televizyon programlarına çıktım açıklamalar yaptım burada demokratik ve barışçıl çözüm konusunda ısrarcı oldum şiddetin sorunu çözmeyeceğini binlerce kez ifade ettim Kobani'de insanlık dramı yaşanıyordu 15.000 'den fazla mülteci oraya gelmiş bu mültecilere yardım konusuda sadece bizler yadım çağrısı yapmadık devletin kendisi dahi bu konuda yardımda bulundu yine Mardin Valisi ile birlikte yardımları organize ettik bu konuda bazı açıklamalarım var ama açıklamalarımda gerçekten ifade ettiğiniz gibi bir yardım dayanışma ve halkın yardım konusunda duyarlığını dikkate alma yönünde bir çağrı idi. ben o dönemde Mardin Büyükşehir belediye başkanıydım Merkez yürütme kurulunda değildim MYK'da ki açıklamaları bende basından kamuoyuna yapılan açıklamalardan öğrendim Kobani'ye gittim Urfa Valisinin ve Suruç Kaymakamlığının izni ile gittim oradaki duruma bakmak oradaki yıkılmış binaları tespit etmek oradaki durumun ne olduğunu öğrenmeye yönelik bir ziyaretti bu. ziyareti 10-15 kişilik grupla yaptık. buraya izin dahilinde gittik. Oradaki durumu görmeye dönük yardım konusunda nereler yapılabilir konusunda bir ziyaretti yoksa herhangi bir örgüt yöneticisi ile bir görüşme KCK ile bir görüşme olmadı. Sadece durum tespiti yaptık ama Kobani'de kalan bazı insanlar bizi karşıladılar duygu ve düşüncelerini nelerin yaşandığını tespit etmeye ve onu görmeye gitmek için gittim mesele bu kadardır. O dönemde sizde biliyorsunuz Irak federel yönetimi ile silah, zırhlı araçlar gönderildi o dönemde bizim gitmemiz devletin o konudaki yaklaşımından kaynaklanıyor Çünkü Irak'dan malzemeler gitti zırhlı araçlar Türkiye üzerinden gitti bizim gidişimiz izinli bir gidiş Vali'nin Suruç Kaymakamlığının izni ile yaptığımız ziyarettir bu ziyareti sadece biz yapmadık , izin dahilinde bir çok grup gitti. Durum budur. Yapılan suçlamalar fezlekelerdeki suçlamaları kabul etmiyorum kesinlikle 6-8 ekim olaylarında Mardin'de idim. 1-2 esnafın camı kırılmıştı onları ziyaret ettim. Bu süreçte hep sükunet çağrısı yaptım, şiddet çağrım olmamıştır. Türkiye kamuoyunun tamamı beni tanır. Bunun dışında söyleyecek fazla bir şeyim yoktur, Irak'a gidişim Celal Telabani felç olmuştu, Almanya'dan döndüğünde ziyaretine gitmiştim, sorduğunuz tarihte olup olmadığını tam hatırlamıyorum, en son gittiğimde Celal Telabani'yi ziyarete gitmiştim dedi.”
Şeklinde beyanda bulunduğu,
06-07-08 Ekim 2014 tarihinde ülke genelindeki olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan (TCK 302/1, TMK 5) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
Görüldüğü üzere davalı Partinin 24. Dönem HDP Mardin Milletvekili ve 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ahmet Türk'ün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak” ve iddianamede belirtilen diğer suçlarından kovuşturmalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ahmet Türk'ün, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
277. AHMET KAYA (Abdi ve Ümmü oğlu, 1950 doğumlu, T.C. Kimlik No: 16249718750); (31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Diyarbakır-Ergani Belediye Başkanı, 24/01/2016 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi - 04/01/2015 - 27/06/2016 Tarihleri Arasında ve 21/02/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 23/03/2020 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
a) Antalya 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/04/2019 tarih, 2018/438 esas, 2019/96 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 04/10/2018 olduğu belirtilerek;
“Sanığa ait herkese açık twitter isimli sosyal medya hesabı üzerinde yapılan inceleme neticesinde kolluk tarafından yapılan açık kaynak araştırma tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere sanığın;
11/05/2017 tarihinde bög silahlı terör örgütü mensubu olan ve Suriye ülkesinin kuzeyinde silahlı olarak aktif faaliyet yürütürken girdiği bir silahlı çatışmada ölen U.B.' nun (terör örgütünün askeri kanadına ait üniformalı) fotoğrafını ve 'SYKP: U.B. ölümsüzdür!' başlığını paylaştığı,
10/05/2017 tarihinde bög silahlı terör örgütü mensubu olan ve Suriye ülkesinin kuzeyinde silahlı olarak aktif faaliyet yürütürken girdiği bir silahlı çatışmada ölen U.B.'nun (terör örgütünün askeri kanadına ait üniformalı) fotoğrafını ve 'Yiğitler kuşandı kalkanları, şaşırdı zulmün uşakları Ezilen halkların direniş tarihine bir Ulaş daha yazıldı U.B. ÖLÜMSÜZDÜR' başlığını paylaştığı,
10/05/2017 tarihinde bög silahlı terör örgütü mensubu olan ve Suriye ülkesinin kuzeyinde silahlı olarak aktif faaliyet yürütürken girdiği bir silahlı çatışmada ölen U.B.'nun fotoğrafını ve 'Hayatını devrimci mücadeleye adamış U.B.'nun Rakka hamlesinde yaşamını yitirdiğini üzüntüyle öğrendik; Yıldızlar Yoldaşın olsun U.B.....SYKP' başlığını paylaştığı,
10/05/2017 tarihinde bög silahlı terör örgütü mensubu olan ve Suriye ülkesinin kuzeyinde silahlı olarak aktif faaliyet yürütürken girdiği bir silahlı çatışmada ölen U.B.'nun (terör örgütünün askeri kanadına ait üniformalı) fotoğrafını ve 'O mücadelesini inandığı gibi vermekten taviz vermedi' başlığını paylaştığı,
10/05/2017 tarihinde bög silahlı terör örgütü mensubu olan ve Suriye ülkesinin kuzeyinde silahlı olarak aktif faaliyet yürütürken girdiği bir silahlı çatışmada ölen U.B.'nun (terör örgütünün askeri kanadına ait üniformalı) fotoğrafını ve 'BÖG komutanı U.B. Rakka operasyonunda yaşamını yitirdi' başlığını paylaştığı,
Sanığın yaptığı yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen paylaşımlarının BÖG/PYD/YPG silahlı terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterici veya övücü ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edici özelliği taşıdığı, paylaşımların Anayasada teminat altına alınan ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği, sanığın paylaşımların yapıldığı twitter hesabının kendisine ait olduğunu, paylaşımları kendisinin yaptığını ancak suç olduğunu bilmediğini beyan ettiği anlaşılmakla, sanığın ikrar mahiyetli beyanları da dikkate alınarak üzerine atılı yayın yoluyla silahlı örgüt propagandası suçunun sübut bulduğu anlaşıldığı” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2,1.cümle, 7/2,2.cümle, TCK’nın 43/1, 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/04/2018 tarih, Soruşturma No: 2018/32589, Esas No: 2018/23253 ve İddianame No: 2018/6168 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 04/02/2018 olduğu belirtilerek;
“…Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 20 Ocak 2018 tarihinde Suriye’nin Afrin Bölgesinde bulunan terör örgütlerini etkisiz hale getirmek amacıyla Zeytin Dalı Harekatı ile sınır ötesi operasyon başlatılmıştır.
…Ankara Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğü görevlilerince kamuya açık internet kaynaklarında yapılan araştırmada;
04 Şubat 2018 tarihinde https://www.facebook.com/HDPgenelmerkezi/ sosyal medya hesabından paylaşım yapıldığı belirlenmiştir.
Yapılan açıklamada okunan metnin içeriğinde “Afrin, Suriye sınırı içinde Rojava’nın bir parçasıdır”, “Nerden Atıldığı Belli Olmayan Roketlerle” ve Afrini İşgal Girişimine Son Verilsin” ifadelerine yer verilerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni alenen suçlayıcı ve Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 20 Ocak 2018 tarihinde Suriye’nin Afrin Bölgesinde bulunan terör unsurlarını etkisiz hale getirmek amacıyla başlatılan “Zeytin Dalı Operasyonunu itibarsızlaştırmak amacı taşıdığı, açıklamayla terör örgütü PKK/KCK'ya destek verildiği, halkın kin ve düşmanlığa tahrik edildiğinin tespitinin ardından soruşturmaya başlandığı, söz konusu metnin imzacıları arasında;
HDK (Halkların Demokratik Kongresi) DTK (Demokratik Toplum Kongresi) HDP (Halkların Demokratik Partisi) DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) SYKP (Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi) ESP (Ezilenlerin Sosyalist Partisi) DP (Devrimci Parti) Yeşiller ve Sol, SODAP (Sosyalist Dayanışma Platformu) isimli oluşumların bulunduğu tespit edilmiştir.
…Şüphelinin Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 20 Ocak 2018 tarihinde Suriye’nin Afrin Bölgesinde bulunan terör unsurlarını etkisiz hale getirmek amacıyla başlatılan “Zeytin Dalı Operasyonu” nu itibarsızlaştırmak amacıyla yaptıkları eylemden dolayı gözaltına alınan şahısların çıkartıldıkları adli makam önündeki destek amaçlı paylaşımlar yaptığı belirlenmiştir.
Şüpheli Ahmet Kaya'nın dijital materyallerinin incelenmesinde; harddiskte PKK terör örgütünün silahlı kanadı alan YPG militanının cenaze törenine ilişkin görüntülerin yer aldığı, şüpheli Ahmet Kaya'nın da bu törene katıldığı, YPG'nin de kodlamasının yer aldığı flamaların ve militan resimlerinin olduğu,
... şüphelilerin ortak metin olarak hazırladıkları ve basın açıklamasına konu ettikleri metinle terör örgütü PKK/YPG'nin görüş ve amacı doğrultusunda ve örgütün çağrısı üzerine, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Afrin'de işgal yaptığını belirtip Afrin'de konuşlanmış PKK/PYD/YPG'nin ülkemize yönelik saldırılarını, Afrin halkına yapılan gasp, zorla askere alma v.b. eylemlerini, ülkemizin sınırına yakın açtıkları birbirleriyle bağlantılı silah ve mühimmat depolanmış odaları bulunan tünellerle tehdit oluşturan örgütün varlığını sivil halkın varlığı olarak niteleyip tehdit oluşturan bu faaliyetlere karşın terör örgütüne destek sağladıkları ve propagandasını yaptıkları, ayrıca Afrin'de işgal yapıldığını belirterek halkımız arasında kin ve düşmanlığa tahrik içerir açıklamalarda bulundukları, belirtilerek sanık hakkında terör örgütü propagandası yapmak ve halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçlarından açılan kamu davasının Ankara 29. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/947 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 04/01/2015 - 27/06/2016 tarihleri arasında ve 21/02/2020 itarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 24/01/2016 ve 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrelerinde Parti Meclisi asıl üyesi olarak seçilen, Diyarbakır ili Ergani ilçesi Belediye Başkanlığı görevini üstlenen Ahmet Kaya’nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, yine “terör örgütü propagandası yapmak ve halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Ahmet Kaya’nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
278. BETÜL YAŞAR (İbrahim ve Gönül kızı, 1993 doğumlu, T.C. Kimlik No: 13129491932); (31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Ağrı-Diyadin İlçesi Belediye Başkanı - 15/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 13/07/2020 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının 18/11/2020 tarih, Soruşturma No: 2019/2291, Esas No: 2020/1892, İddianame No: 2020/436 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 13/07/2020 olduğu belirtilerek;
“Şüphelinin, bir kısmı terör bağlantısı sebebiyle KHK kapsamında kapatılan dernekler tarafından organize edilen gösterilere pankart taşıyarak, zafer işareti yaparak, sözde şehitler -güvenlik güçlerimiz tarafından etkisiz hale getirilen terör örgütü mensupları- adına saygı duruşunda bulunarak ve üzerinde örgütü simgeleyen paçavralar bulunduğu halde halay çekerek aktif bir şekilde katılması eylemlerinin terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelikte olduğu ve öğretim kurumlarında zincirleme şekilde terör örgütünün propagandasını yapma suçunu oluşturduğu,
Dosya içerisinde yer alan Araştırma Tutanağı ve şüphelinin ikrarı ile de sabit olduğu üzere şüphelinin iki kardeşinin Ağrı il merkezinde eylem hazırlığı içerisinde iken güvenlik güçlerimiz tarafından gerçekleştirilen operasyon neticesinde etkisiz hale getirilmiş olduğu, dolayısıyla şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütü tarafından yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan ve DEĞER AİLESİ olarak tanımlanan oluşumun bir parçası olduğu, şüpheli 2014-2015 yıllarında elinde pankart ile örgüt propagandası yapılan eylemlere katılmakta iken şüphelinin iki kardeşinin örgüt içerisinde faaliyet yürüttüğü esnada etkisiz hale getirilmesi ve diğer kardeşlerinin örgüt adına faaliyet yürütmesi sebebiyle -öncesinde hiçbir siyasi geçmişi olmamasına rağmen- örgüt talimatıyla, örgüte yakın siyasi partinin Diyadin İlçesi Belediye Başkan Adayı olarak görevlendirildiği,
Şüpheliden önceki seçimde Diyadin Belediye Başkanı olan ve şüphelinin kazandığı seçimde bahse konu partinin belediye eş başkanı olarak belirlediği -ve fakat daha sonra yerine şüpheliyi deklare ettiği- H.A. isimli şahsın; kırsal alanda gerçekleştirilen operasyonda ele geçirilen örgüt mensuplarına ait not defterinde isminin geçtiği, bahse konu nota göre belediye başkan adaylarının değerlendirmesinin örgüt tarafından yapıldığının anlaşıldığı, bu durumun şüphelinin de örgütün talimatı doğrultusunda belediye başkan adayı gösterildiği hususunda delil teşkil ettiği,
KCK ve DTK isimli oluşumların PKK silahlı terör örgütünün siyasi kolu olduğu noktasında herhangi bir tereddüt bulunmadığı, Yargıtay'ın da birçok kararında DTK üyesi olan ve bahse konu sözleşme maddeleri ile terör örgütü elebaşı A.Ö.nün talimatları doğrultusunda hareket eden parti başkanı, milletvekili, belediye başkanı ve siyasi parti il/ilçe başkanları hakkında terör örgütü üyeliğinden verilen mahkumiyet kararlarını onadığı, şüphelinin de bu kapsamda belediye başkanı olarak göreve başladıktan sonra terör örgütünün anayasası olarak kabul edilen ve yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen KCK ve DTK Sözleşmeleri, PKK silahlı terör örgütünün sözde III. Kongresinde aldığı karar ve terör örgütü elebaşı A.Ö.nün 06.04.2006 tarihli talimatları doğrultusunda hareket ettiği,
Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerle de sabit olduğu üzere şüpheli göreve başladıktan sonra belediyeye toplam 11 personelin alındığı, bu personelden 8'inin DEĞER AİLESİ olduğu, yine belediye tarafından gerçekleştirilen harcamalardan anlaşıldığı üzere DEĞER AİLESİ olan kişilere doğrudan temin usulü ile iş verilerek belediye bütçesinden ödeme yapıldığı,
Şüphelinin kendi döneminde işe aldığı kişilerden bir kısmının önceki belediye döneminde çalışmakta iken kayyım döneminde terör örgütü bağlantısı sebebiyle işten çıkarılmış olduğu, bu kişilerin şüpheli döneminde tekrar işe alındığı, şüphelinin bu eylemi ile Devlet otoritesini zaafa uğrattığı ve kamu düzeninin bozulmasına sebebiyet verdiği, milli güvenliğe karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum ve gruplara üyeliği/iltisakı olduğu değerlendirilen kişileri kayırarak istihdamlarının sağlanması suretiyle hukukun temel ilkelerini yok saydığı, bu suretle bölge halkı üzerinde terör örgütüne üye olunması halinde iş imkanı bulabilecekleri algısını oluşturarak PKK silahlı terör örgütünün hedef ve amaçları doğrultusunda hareket ettiği,
Dosya içerisinde yer alan tanık beyanlarıyla da sabit olduğu üzere şüphelinin örgüte sempatisi olmayan veya DEĞER AİLESİ olmayan çalışanlara psikolojik baskı yaptığı, kayyım döneminde işe alınan bir kısım personelin -kadro olmadığı şeklindeki bahanelerle- iş akdine hukuka aykırı olarak son verdiği, bu kişilerin yerine ise DEĞER AİLESİ üyelerini işe aldığı, görevine son verilen bir kısım personelin iş akdinin hukuksuz olarak feshedilmesi sebebiyle dava açtıkları ve dava neticesinde görevlerine geri döndükleri,
Şüphelinin belediye başkanlığı döneminde DEĞER AİLELERİ’ne esnaf buluşması adı altında iftar yemeği organize ettiği, belediye çalışanlarının da bu kişilere hizmet etmesi konusunda mecbur tutulduğunun tanık beyanlarıyla sabit olduğu, yine tanık beyanlarına göre şüphelinin "devletçiler ile işimiz olmaz, benim verdiğim çıkışları kimse sorgulayamaz, ben emirlerimi yüksek yerden alırım", "iki kardeşimi şehit ettiler geberttiler devletten nefret ediyorum" şeklinde sözler söylediği, şüphelinin emir aldığını belirttiği "yüksek yer"in PKK/KCK silahlı terör örgütü olduğunun açık olduğu,
Şüphelinin senelerdir ve halen aynı evde yaşamakta olduğu kardeşi hakkında Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülmekte olan başka bir soruşturma dosyasındaki tape kayıtlarında DEĞER AİLELERİ’nden bahsettiği ve DEĞER AİLERLERİ’ne para gönderdiği yönünde konuşmaları olduğu, daha önce de belirtildiği üzere şüphelinin kendisinin de DEĞER AİLESİ olduğu ve bu sayede belediye başkanı olduğu göz önünde bulundurulduğunda şüphelinin DEĞER AİLESİ kavramını bilmediği, işten çıkarmaları ve işe alımları bu saikle yapmadığı yönündeki savunmalarına itibar edilebilmesinin mümkün olmadığı, kaldı ki şüphelinin mensubu olduğu siyasi partiden belediye başkanı olarak seçilen birçok kişi hakkında DEĞER AİLELERİNİ işe almış olmaları sebebiyle soruşturma başlatılmış olduğunun dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerle sabit olduğu, DEĞER AİLELERİ’ne iş ve maddi imkan sağlanarak bir yandan terörist ailelerine sahip çıkıldığının gösterildiği, diğer yandan da toplumun zihninde PKK'ya ait yüceltilmiş bir tarih oluşturmanın ve örgütün halka mal edilmesinin amaçlandığı, bu suretle de PKK silahlı terör örgütünün varlığını devam ettirmesinin hedeflendiği,
- şüpheli tarafından -yasal dayanağı olmamasına rağmen- belediyede "eş başkanlık" sisteminin uygulandığı, bu durumu savunmasında ikrar ettiği, Belediyeler Kanunu ve ilgili mevzuatlarda "eş başkanlık" sistemi adı altında bir kadronun bulunmadığı, belediyede yasal olarak seçilmiş belediye başkanına ait olan yetkilerin yasalarda düzenlenmeyen ve eş başkan olarak tabir edilen kişilerce kullanılamayacağı, bu durumun belediye başkanının yasal yetkilerini bir başkası ile paylaşması anlamına geldiği ve bu hususun ise mevzuata açıkça aykırı olduğu, PKK'nın ilk olarak Demokratik Toplum Kongresi yapılanması ve 2013 yılından sonra alınan kararlar doğrultusunda "eş başkanlık" sistemine geçtiği, terör örgütüne yönelik ülke genelinde gerçekleştirilen operasyonlarda bazı belediye başkanlarının gözaltına alınması ve tutuklanmasının ardından terör örgütü elebaşı A.Ö.nün talimatları doğrultusunda mevcut duruma alternatif bir model oluşturma amacıyla 2014 yılındaki yerel seçimlere "eş başkan" adaylarıyla girilerek bu sisteme geçiş yapıldığının herkesçe bilindiği, şüphelinin de bahse konu örgütsel talimatlar doğrultusunda "eş başkanlık" sistemine geçtiğinin anlaşıldığı,
Tüm bu hususların da şüphelinin KCK ve DTK Sözleşmelerinde Siyasi Komite, Şehit Aileleri ile Dayanışma ve Gaziler Komitesi, Sosyal Komite başlığı altında geçen talimatlar ile PKK silahlı terör örgütünün III. Kongresinde aldığı kararlar ve terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın 06.04.2006 tarihinde verdiği talimatlar doğrultusunda hareket ederek yukarıda ayıntılı olarak belirtilen eylemleri gerçekleştirdiğini gösterdiği, örgüte üye olma fiilinin bir katılma fiili olup örgüte üye olmak için örgüt yöneticilerinin rızasının varlığına gerek olmadığı, tek taraflı iradeyle dahi örgüte katılmanın mümkün olduğunun Yerleşik Yargıtay İçtihatlarında belirtildiği, dolayısıyla tüm deliler bir bütün olarak irdelendiğinde şüphelinin eylemlerinin salt siyasi veya idari faaliyet olarak değerlendirilebilmesinin mümkün olmadığı, şüphelinin terör örgütüne katılma iradesiyle hareket ettiği ve örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğunun kabulünün gerektiği, şüphelinin örgüt hiyerarşine bağlı, aldığı emir ve talimatları sorgulamaksızın uygulayabilecek konumda olduğu, şüphelinin yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen tüm bu eylemlerinin, çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluğu itibariyle silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğu” gerekçesiyle silahlı terör örrütüne üye olmak suçundan TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 ve silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2-1.cümlesi, 7/4 ve TCK’nın 43/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Ağrı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/474 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 15/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, Ağrı ili Diyadin ilçesi Belediye Başkanlığı görevini üstlenen Betül Yaşar’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Betül Yaşar’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
279. DİLAVER KESİK (Ömer ve Cemile oğlu, 1981 doğumlu, T.C. Kimlik No: 40975874688); (31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Muş-Bulanık-Erentepe Belediye Başkanı - 22/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 17/12/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Bulanık Cumhuriyet Başsavcılığının 13/12/2019 tarih ve Soruşturma No: 2019/725, Karar No: 2019/114 sayılı kararı ile;
Suç tarihlerinin 14/09/2019, 28/03/2019 olduğu belirtilerek;
“…Şüphelinin facebook sosyal paylaşım platformunda adına kayıtlı bulunan sosyal medya hesabından PKK/KCK/YPG silahlı terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelikte paylaşımlarda bulunduğu ve terör örgütüne finansman desteği sağladığı iddiasıyla Cumhuriyet Savcılığımızca soruşturma yürütülmüştür.
Şüphelinin fiilinin silahlı terör örgütüne üye olma suçuna vücut verdiği, aynı zamanda şüphelinin üzerine atılı fiilin terör propagandası yapmak suçunu oluşturduğu, suçun fiil unsurunu oluşturan ''propaganda yapmak'' eyleminin Yargıtayın da belirttiği üzere ''Belli bir görüşün toplum içinde yayılmasını, fikir ve kanaatlerin kökleşmesini sağlamak için bu amacın gerçekleşmesine yönelik olarak her türlü maddi ve manevi araca başvurarak telkin, teşvik ve etkide bulunmak'' olduğu, propaganda eyleminin bir karşılığı da örgütün cebir şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru göstererek suçu ve suçluyu övme suç ve suçluluğun toplum nazarında saygınlık kazanmasını, yaygınlaşmasını amaclamaktır. Şüphelinin fiilinin de bu kapsamda suçu ve suçluyu övmek ve meşru görülmesini sağlamak amacıyla Terörle Mücadele Kanunu 7/2 maddesindeki terör örgütü propagandası yapmak suçuna vücut verdiği, 5235 sayılı Kanunun 15. maddesine 01.07.2016 tarihinde getirilen ek fıkra ile bu suçta yetkili makamın Muş Cumhuriyet Başsavcılığı olduğu anlaşılmakla, soruşturma evrakının yetkisizlik kararı ile Muş Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, soruşturmanın Muş Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/8119 soruşturma sayılı dosyası üzerinden yürütülmekte olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, Muş ili Varto ilçesi Erentepe Belediye Başkanlığı görevini üstlenen Dilaver Kesik’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütüne finansman desteği sağlama ve terör örgütü propagandası yapma” suçlarından hakkında soruşturma yapıldığı, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Dilaver Kesik’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
280. FEYME FİLİZ BULUTTEKİN (Mehmet ve Hanım kızı, 1969 doğumlu, T.C. Kimlik No: 27631551572); (31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Diyarbakır-Sur Belediye Başkanı –27/11/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 23/03/2020 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
a) Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/02/2021 tarih, 2020/23 esas, 2021/49 sayılı kararı ile,
Suç tarihinin 20/12/2019 olduğu belirtilerek;
“Sanığın 03/11/2017-21/08/2019 tarihleri arasında Diyarbakır ili genelinde farklı yer ve zamanlarda gerçekleştirilen 42 farklı eyleme katıldığı, bu eylemlerinin arasında PKK/KCK silahlı terör örgütü güdümünde faaliyet gösteren yayın örgütlerinin çağrıları doğrultusunda terör örgütüne, örgüt elebaşına ve örgüt mensupları lehine gösteri, yürüyüş, basın açıklaması, slogan atılması, terörist cenazelerine katılıp açık destek verme gibi eylemlerin bulunduğu, sanığın ikametinde propaganda içerikli dokümanlara ulaşıldığı ve örgüt ile iritibatı nedeniyle kapatılan Özgür Kadın Kongresine üye olduğunun anlaşıldığı, 21/09/2018 tarihinde "FİRAR" adlı gizli tanığın sanığın terörist başı Abdullah Öcalan'ın talimatı ile kurulan ve örgütün çatı yapılanması KCK'nın kadın kolları uzantısı TJA içerisinde faaliyet yürüttüğünü, kadın hareketinin yapacağı eylem ve etkinliklerde B.E. adlı kadın örgüt mensubundan talimat aldığını, KCK içerisinde aldığı talimatları yerine getirdiğini beyan ettiği, gizli tanık FİRAR'ın (3) nolu celsede önceki beyanı ile aynı doğrultuda sanığın KCK yapılanmasının kadın uzantısı TJA içerisinde faaliyet yürüttüğünü, terör örgütünün eğitim, örgütlenme ve TJA yapılanması içerisinde görevleri olduğunu, bu görevlerini siyasi parti üzerinden gerçekleştirdiğini, M.O. ve B.E. isimli örgüt mensuplarından talimat aldığını, Sur'daki akademi döneminde örgüt kadrolarına yer ve barınak temini yaptığını beyan ettiği, sanığın katıldığı tüm eylemlerin, soruşturma aşamasında toplanan görüntü inceleme ve tespit tutanakları ile sabit olduğu anlaşılmakla;
...Sanığın yukarıda yer verilen eylemleri gerçekleştirmek suretiyle PKK/KCK silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğu anlaşılmıştır. - sabit görülen ve yukarıda yer verilen eylem çeşitliliği dikkate alındığında, sanığın silahlı terör örgütü ile bu şekilde organik bağ kurup, örgütün amacı doğrultusunda süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren eylem ve faaliyetlerde bulunmak suretiyle silahlı terör örgütü üyesi olduğundan”TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri gereğince 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/09/2019 tarih, 2018/151 esas, 2019/587 sayılı kararı ile,
Suç tarihinin 07/01/2018 olduğu belirtilerek;
“Sanığın 07/01/2018 tarihinde Bağlar ilçesi HDP İl binasında düzenlenen yerel kadın konferansına konuşmacı olarak katılım yaptığı, kürtçe konuşmasının bir bölümünde örgüt mensubu şahıslara hitaben "Vakit bugün halkların özgürlük mücadelesine tanıklık ediyor. Şehit Sakine, Seve, Fatma, Pakize, Rojbin ve Leyla şahsında özgürlük yolundaki tüm şehitleri anıyor ve hepinizi bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum. Şehitlerimiz onurumuzdur" şeklinde sözler sarfettiği,
Sanığın eyleminin terör örgütü üyelerinin cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek mahiyette olduğu, konuşmasında örgüt mensuplarına yönelik "şehitlik" gibi kutsal ve yüce bir sıfat atfederek isimlerini zikrettiği şahısları "şehitler onurumuzdur" diyerek açıkça övdüğü ve yine sanığın konuşmasında "Vakit halkların özgürlük mücadelesine tanıklık ediyor" sözüyle ölen örgüt mensuplarına şehit ifadesi kullanarak PKK eylemlerini özgürlük mücadelesi adı altında meşru göstererek bu yola başvurmayı teşvik ettiği, konuşmasının örgütün kullandığı yöntemlere destek verici nitelikte olduğu,” belirtilerek 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesinin 1. cümlesi, TCK’nın 62/1. maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 14/10/2019 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 27/11/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, Diyarbakır ili Sur ilçesi Belediye Başkanlığı görevini üstlenen Feyme Filiz Buluttekin’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör örgütü propagandası yapma” suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Feyme Filiz Buluttekin’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
281. HASAN SAFA (Ali ve Gevez oğlu, 1977 doğumlu, T.C. Kimlik No: 71467132696); (31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Iğdır-Halfeli Belediye Başkanı, 27/12/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 23/03/2020 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
a)Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/06/2020 tarih, 2020/140 esas, 2020/195 sayılı kararı ile,
Suç tarihinin 2015-2020 yılları arası olduğu belirtilerek;
“... sanığın örgütle birebir bağlantılı olduğu, örgüt üyeleri ile bizzat görüşerek aldığı talimatlar doğrultusunda bölge halkı üzerinde faaliyet gösterdiği, özellikle 2014 yerel seçimleri döneminde örgüt talimatları gereği bölge halkı üzerinde HDP'ye oy vermeleri için baskı kurduğu, terörist cenazelerine, canlı kalkan eylemlerine katıldığı, BTÖ mensupları ile birebir görüşüp bu şahısların bölge halkıyla görüşmelerine aracılık ettiği, sanık hakkında örgütün sivil yapılanmasında üst kademelerde görev aldığına yönelik beyanların bulunduğu, örgütün talimatlarıyla yine örgüt eylemlerini destekleyici ve övücü organizasyonlara katıldığı, kullandığı Facebook hesabından sürekli örgütü, mensuplarını, eylemlerini ve örgüt liderini sahiplenici ve destekleyici bir çok paylaşımda bulunduğunun görüldüğü, sanığın 2014 yılı seçimleri öncesinden gelen bir istikrarla örgütle bağlantısını devam ettirdiği, sanığın eylemlerini uzun yıllara yayarak baskı ve propaganda yapmak, terörist cenazelerine ve canlı kalkan eylemlerine katılmak şeklinde çeşitlendirerek arttırdığı, PKK/KCK silahlı terör örgütünün ideolojisini benimseyerek, amaç ve eylemlerini sahiplenip destek verdiği, sanığın uzun yıllara dağılan eylemlerindeki süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik nazara alındığında üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği anlaşılmakla” TCK’nın 314/2, 62/1 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/11/2016 tarih, 2016/113 esas, 2016/371 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 12/01/2016 olduğu belirtilerek;
Özetle; sanık Hasan Safa’nın da aralarında bulunduğu sanıkların Iğdır ili kırsal alanında faaliyet gösteren PKK/KCK bölücü terör örgütü mensuplarına yiyecek ve lojistik destek sağladığı, yapılan yerel ve genel seçimler öncesi ve sonrası bölge halkı üzerinde HDP partisine oy vermeleri yönünde baskı oluşturduklarının, yapılan baskılara direnen vatandaşları Ağrı Dağı kırsalında faaliyet gösteren PKK/KCK terör örgütü mensuplarına şikayet ettiklerinin, muhalif vatandaşları Ağrı Dağı kırsalında kurulan sözde adalet komisyonu adlı mahkemeye cezalandırılmaları amacıyla götürdüklerinin, verilen sözde cezalarla bölge halkı üzerinde tehdit ve baskı oluşturduklarının, bölge halkından Kobani'ye yardım bahanesiyle para toplayarak terör örgütüne gönderdiklerinin, gençleri örgütleyerek devlet kurumlarına karşı kışkırttıklarının, örgüte sempatizan ve katılım sağlamak amacıyla propaganda ve milislik faaliyetleri yürüttüklerinin, bu faaliyetlerin örgüt içerisinde bulunan hiyerarşiye sadık kalınarak uzun süreli olarak devam ettiğinin ve bu suretle şüphelilerin örgüt üyesi olarak kabul edilmesinin gerektiğinin ve atılı suçları işlediklerinin sabit olduğu” iddiasıyla açılan kamu davasının aynı Mahkemenin 2015/242 esas sayılı dosyası ile birleştirildiği, yargılamanın ilerleyen aşamalarında 2016/113 esas sayılı dosyanın 2015/242 esas sayılı dosyadan tefrikine karar verilerek aynı mahkemenin 2017/9 esas sırasına kaydedildiği, halen iş bu dosya üzerinden kovuşturmanın sürdürüldüğü,
c) Iğdır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/05/2019 tarih, 2018/359 esas, 2019/211 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 22/01/2018 olduğu belirtilerek;
“... sanığa ait olduğu tespit edilen "Hasan Safa" kullanıcı adlı ve herkese açık kullanıcı profili olan facebook adresinden sanığın 20.01.2018 tarihinde "Afrin Savaşına HAYIR''yazısını paylaştığı, 22/01/2018 tarihinde sanık Hasan SAFA'nın yanında diğer sanık olan DBP il başkanı H.G.’in de olduğu halde çekilmiş foroğrafının altına "Efrin'e yönelik savaş girişimi ne Türkiye'ye ne de etrafımıza bir yararı yoktur, bu savaşın maddi ve manevi maliyeti çok yüksek olacağından bizler Iğdır HDP-DBP il yönetimleri bu gibi bir politikayı kabul etmeyeceğimizi belirterek yaşasın halkların kardeşliği diyoruz" şeklindeki konuşmasının metnini yayınladığı, Hasan Safa'nın bu paylaşımlarında TSK'nın Zeytin Dalı ismiyle operasyon yürüttüğü PKK/KCK ve YPG/YPJ terör örgütleriyle savaştığını belirttiği, savaş kavramının iki devlet arasında kullanılabileceği, bu yolla terör örgütünü meşru ve demokratik bir devlet gibi göstererek terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını siyasi parti binasında yaparak nitelikli şekilde yaptığı, her iki parti binasında yapılan aramalarda, PKK/KCK terör örgütü mensuplarına ait afiş ebatlarında fotoğraflar, örgütsel pankartlar ve çok sayıda örgütsel döküman ele geçirildiği” gerekçesiyle; terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2, 7/2-2. ve TCK’nın 43/1 ile 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 11/07/2019 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 27/12/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, Iğdır ili Halfeli Belediye Başkanlığı görevini üstlenen Hasan Safa’nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma ve terör örgütü propagandası yapma” suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, yine “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan yargılamasının bulunduğu, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Hasan Safa’nın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
282. MUSTAFA AKKUL (Kasım ve Bedriye oğlu, 1973 doğumlu, T.C. Kimlik No: 43807004062); (31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Diyarbakır-Eğil Belediye Başkanı - 08/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 23/03/2020 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 27/03/2020 tarih, Soruşturma No: 2019/18371, Esas No: 2020/4391, İddianame No: 2020/1031 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 23/03/2020 olduğu belirtilmekle;
“...Şüphelinin 2019 Mart Yerel Seçimleri öncesi Halkların Demokratik Partisinden Diyarbakır İli Eğil İlçesi Belediye Başkan adayı olarak gösterilmesi amacıyla bölücü terör örgütüyle bağlantı kurduğu, aday gösterilmesi karşılığında kamu oyunda HDP Diyarbakır il Binası önünde “Diyarbakır Anneleri" olarak tanımlanan ve çocukları bölücü terör örgütü taralından kaçırılan ve/veya bölücü terör örgütüne katılmak amacıyla ailelerinden ayrılan şahıslar için yapılan eylemde ailesi bulunan Cumhuriyet Başsavcılığımızca hakkında Silahlı terör Örgütüne üye Olma suçundan soruşturma yürütülen S.Ç.’nın bölücü terör örgütüne katılmak üzere ülkemizden ayrılmadan 1 gün önce Eğil Belediye Başkanı olarak görev yapan şüpheli Mustafa AKKUL'un makam odasına gelerek görüşme yaptığı, terör örgütüne müzahir internet sitelerinden yapılan haber ve eylem çağrılarına uyan şekilde etkinliklere katıldığı, terör örgütünün üst düzey mensuplar ile KCK/TM yapılanmasının eylem ve faaliyetlerinin genişletilmesi amacıyla Irak ülkesinin kuzeyinde yer alan Kandil kampına giderek ilişki ve irtibat kurduğu ve 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde aday gösterilmesi için görüşme sağladığının değerlendirildiği,
….Bu kapsamda; üst düzey terör örgütü mensupları ile irtibatı olan, onlarla güven ilişkisi kuran, talimat üzerine hareket ederek belediye başkanı adayı olan, terör örgütüne eleman temini için düzenlenen organizasyonda yer alan şüphelinin terör örgütünün hiyerarşik yapısı dışında değerlendirilemeyeceği gözetilerek eyleminin terör örgütüne üye olma suçunu oluşturacağı anlaşılmakla” TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/138 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, Diyarbakır ili Eğil ilçesi Belediye Başkanlığı görevini üstlenen Mustafa Akkul’un, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan yargılamasının bulunduğu, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Mustafa Akkul’un Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
283. NAŞİDE TOPRAK (Mustafa ve Sivi kızı, 1975 doğumlu, T.C. Kimlik No: 29449498032); (31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Diyarbakır-Silvan Belediye Başkanı - 08/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 23/03/2020 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
a) Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/06/2014 tarih, 2014/32 esas, 2014/59 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 26/03/2014 tarihi olduğu belirtilerek;
“Sanıklar S.P. ve Naşide TOPRAK'ın 26/03/2014 tarihinde Öğretmenler Caddesi üzerinde stand kurarak "Öcalan'a özgürlük imza formu" adı altında imza kampanyası yürüttükleri, açılan imza standında kullanılan formların sol üst tarafından PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu başlık kısmında Öcalan'a Özgürlük imza formu alt kısmında Abdullah Öcalan'a ve Türkiye'deki siyasi tutsaklara özgürlük talebini destekliyorum. Öcalan'ın özgürlüğü Türkiye'nin demokratikleşmesi için en önemli adım olacaktır şeklinde Türkçe yazılar ve "Forma imzayen Azadi Ji Bo Ocalan", "Ez pişta daxwaza Azadi Ji Bo Abdullah Öcalanü girtiyen siyasi li Tirkiyeye digirim. Azadiya Öcalan we ji bo demokrotikbuna Tirkiye ü pevajoya aştiye li Kurdistane de pengaveke heri giring bibe" şeklinde Kürtçe yazılar bulunan formu imzaya açma fiilinin terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapma kapsamında kaldığı, formun üzerinde bulunan terör örgütü elebaşının resminin de örgüte ait amblem, resim veya işaretlerin taşınması suretiyle propagandasını yapma olarak kabul edilmiştir.
Sanıkların Abdullah Öcalan'a özgürlük adı altında açtıkları imza standında üzerinde PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu imza formunu halka imzaya açmak suretiyle PKK Terör Örgütünün elebaşısı olan Abdullah Öcalan'ı sahiplenme kampanyasına dönüştürtükleri, bu kampanyanın PKK terör örgütü elebaşısı olan Abdullah Öcalan'ın ve terör örgütünün ve amacının toplum içinde benimsenmesini sağlamaya yönelik bir çalışma olduğu, sanıkların eyleminin 3713 sayılı Kanunun 7/2. Maddesinde 6459 sayılı Kanunla yapılan değişikliğe uygun olduğu, silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçu için gereken saikin somut olayda gerçekleştiği, bahsekonu formun imzalatılması ile terör örgütü elebaşını meşru gösterme çabası içerisinde oldukları, bu durumun terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde kabul edilmesi gerektiği, zira örgüt liderinin suçsuz olduğunu veya suçlu olmasına rağmen ceza almamasını veya suçlu olmasına rağmen cezasız kalmasını savunmanın, örgütün amacını, cebir şiddet içeren yöntemlerini ve örgütün yaptığı tüm faaliyetleri meşrulaştırma çabası olduğu, örgüt propagandası ile oluşacak tehlikeyi somutlaştırmak amacıyla getirilen unsurun böylelikle gerçekleştiği; ayrıca formun üzerinde bulunan Öcalan resminin 3713 sayılı Kanunun 7/2-a/1'de ifadesini bulan örgüte ait amblem, resim veya işaretlerin taşınması fiiline uygun olduğu, bu şekilde sanıkların PKK terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işledikleri sabit görülerek” 3713 sayılı Kanunun 7/2 ve TCK’nın 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 02/07/2014 tarihinde kesinleştiği,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 01/06/2020 tarih, Soruşturma No: 2019/17906, Esas No: 2020/4746, İddianame No: 2020/1150 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin; silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçu yönünden 14/07/2015, silahlı terör örgütüne üye olmak suçu yönünden 23/03/2020 olduğu belirtilerek;
“… şüphelinin kullandığı değerlendirilen sosyal medya hesabından "Ekran Görüntüsü-5" olarak gösterilen 14/07/2015 tarihli PKK/YPG terör örgütüne mensup şahısların askeri eğitim aldıkları esnadaki fotoğrafına ait paylaşım ile silahlı terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek, bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan şüphelinin eyleminin terör örgütünün propagandası yapma suçunu oluşturacağı,
...Şüphelinin bir kısmında terör örgütüne müzahir internet sitelerinden yapılan eylem çağrılarının da bulunduğu yasa dışı eylemlere dönüşen etkinliklere katıldığı, yapılan organizasyonlar içerisinde yer aldığı, bu şekilde süreklilik çeşitlilik ve yoğunluk arz eden faaliyetlerde bulunan şüphelinin terör örgütü ile organik bağ kurduğu, terör ögütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğu kanaatine varılmakla eyleminin terör örgütüne üye olma suçunu oluşturacağı anlaşılmakla” TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1 ve 7/2-2.cümlesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/141 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
c) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 27/08/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/33152, Esas No: 2020/7115, İddianame No: 2020/1960 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 28/06/2020 olduğu belirtilerek;
“...şüphelinin … DTK sözde tüzük taslağı ve yine sözde anayasa olarak kabul edilen KCK sözleşmesi doğrultusunda sözde karar alma mercii olan DTK'nın çalışmaları kapsamında örgütsel nitelikteki eylemlere katılarak; diğer DTK üyeleri ile birlikte dört ülke toprakları üzerinde sözde kürt ulusal birliğini sağlamak amacıyla devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, toplumsal ayrışmaya sebep olmak ve halk kitlelerini etkilemeye varan eylemleri amaçladığı, DTK'nın, KCK yapılanmasının çatı örgütü ve sözde en üst karar alma yetkisi bulunan bir üst meclis yapılanması olduğu, eylemlerindeki süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik de gözetilerek tüm bu gerekçeler ile şüphelinin, üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” gerekçesiyle TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/09/2020 tarih, 2020/230 esas, 2020/227 sayılı kararı ile aynı mahkemenin 2020/141 esas sayılı dosyası ile birleştirildiği, kovuşturmanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, Diyarbakır ili Silvan ilçesi Belediye Başkanlığı görevini üstlenen Naşide Toprak’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, yine “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan yargılamasının bulunduğu, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Naşide Toprak’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
284. TARIK MERCAN (Hasan ve Rabia oğlu, 1977 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10532124570); (31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Diyarbakır-Lice Belediye Başkanı - 08/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 23/03/2020 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 28/11/2019 tarih, Soruşturma No: 68403, Karar No: 2019/3281 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 05/09/2019 olduğu belirtilerek;
“Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığına kayyum atanması sebebiyle Diyarbakır ili Bağlar ilçesi Mevlana Halit Mahallesi Turgut Özal Bulvarı NCİTY kavşak olarak bilinen yerde 25-30 kişilik grupla birlikte çift taraflı olarak yolun trafiğe kapanması eylemine iştirak ederek, PKK/KCK terör örgütüne müzahir kişilerce ve/veya sosyal platformlar ile haber siteleri üzerinden yapılan paylaşımlara/haberlere riayet ederek ilgili kanunsuz eyleme destek vermek amacıyla hareket etmek suretiyle” terör örgütü propagandası yapmak suçundan yürütülen soruşturmanın aynı Başsavcılığın 2019/17897 soruşturma sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilerek soruşturmaya bu dosya üzerinden devam edildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, Diyarbakır ili Lice ilçesi Belediye Başkanlığı görevini üstlenen Tarık Mercan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan hakkında soruşturma yapıldığı, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Tarık Mercan’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
285. ÜLKÜ KARAASLAN DUMAN (Hasan ve Esina kızı, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 20195450398); (31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Muş-Varto Belediye Başkanı - 08/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 17/12/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
a) Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/09/2017 tarih, 2016/155 esas, 2017/454 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 19/06/2014 olduğu belirtilerek,
“19/06/2014 tarihinde, Diyarbakır Valilik Makamının 18/06/2014 tarih ve 2014/10212 sayılı uygun görüş kararına istinaden 15:30-19:30 saatleri arasında İlimiz İstasyon Meydanında düzenlenen "Çözüm ve Özgürlük" konulu açık hava toplantısında sanıklar Z.S., Ülkü Baytaş, M.Ş., C.D., N.A., E.Ö. ve A.E.’nin bu açık hava toplantısının düzenleme kurulunda yer aldıkları anlaşılmıştır. Kolluk görevlilerince, 19/06/2014 tarihinde düzenlenen bu açık hava toplantısına ilişkin yapılan çekim ve görüntülerde; İstasyon Meydanı toplantı alanında kurulan platformun arka kısmında fon olarak "Çözüm ve Özgürlük için alanlardayız", "Sevda Kadını başlıklı Abdullah Öcalan", "Zilanlarla başlayan Eylemlerde ateş topuna dönen mücadele YDG-K ile zafere ulaşacaktır. YDG-K", "Lice şehitlerini anıyoruz." şeklinde pankart ve flamaların asıldığı, yine PKK-KCK silahlı terör örgütü mensupları resimlerinin yer aldığı, grup içerisinde PKK/KCK terör örgütünü simgeleyen Kürdistan Demokratik Halklar Birliğini temsil eden bez parçaları ve örgüt ele başısı Abdullah Öcalan'ın resimlerinin bulunduğu flamaların açıldığı, "Biji serok apo, PKK halktır halk burada, yine yine isyan başkanımız öcalan" şeklinde sloganlar atıldığı, alana kurulu olan platformdan PKK/KCK terör örgütü ele başısını ve silahlı örgüt mensuplarını övücü ve sahiplenici şarkı ve marşlar çalındığı, saat:18:00 sıralarında PKK/KCK terör örgütünü övücü mahiyette "Çerxa Şoreşe" marşı eşliğinde zafer işareti yapıldığı görülmüştür.
….Soruşturmaya konu etkinlik kapsamında, örgütü simgeleyen bez parçaları, örgüt mensuplarına ait resim ve benzer dökümanlar, çalınan müzik ve çalışan şarkılar, etkinliğe katılan grubun taşımış olduğu propaganda niteliğinde afiş ve resimler yine grup tarafından atılan propganda niteliğinde sloganlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; toplantının terör örgütünün propagandasına dönüşerek amacı dışına çıktığını gören ve düzenleme kurulu üyeleri olan sanıkların, dağılma kararı alıp kolluk amirine bildirmeyerek 2911 sayılı Yasanın 12. maddesinde belirtilen görevlerini yerine getirmemek suretiyle 2911 sayılı Yasanın 28/3. maddesinde düzenlenen suçu işledikleri sabit görüldüğünden” 2911 sayılı Kanunun 28/3, TCK’nın 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 20/09/2017 tarihinde kesinleştiği,
b) Muş Cumhuriyet Başsavcılığının 04/05/2020 tarih, Soruşturma No: 2019/8083, Esas No: 2020/1022, İddianame No: 2020/304 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 26/07/2019 olduğu belirtilerek;
“Özetle; ... şüphelinin PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün çağrıları ve sahiplenmeleri sonucu örgüt propagandasına dönüşen basın açıklaması veya etkinliklere katıldığı, şüphelinin ikametinde yapılan aramada hakkında toplatma kararı bulunan kitap ve dökümanların bulunduğu, dijital materyallerin incelenmesi neticesinde örgüt elebaşıları ile üyelerine ilişkin fotoğrafların bulunduğu, örgüt üyeliğinden işlem görmüş kişilere ilişkin yardım edilmesi niteliği taşıyacak mesajlaşmaların bulunduğu, silahlı terör örgütü güdümünde yayın yapan haber sitelerinde yapılan açık kaynak araştırmasında şüphelinin örgütsel nitelik taşıyan eylem ve etkinliklere katıldığına ilişkin tespitlerin bulunduğu, şüphelinin silahlı terör örgütü elebaşısının özgürlüğü için düzenlenen etkinlikte konuşma yaptığının tespit edildiği, dosya kapsamındaki tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin bu şekilde silahlı terör örgütü PKK/KCK'nın emir ve talimatlarını yerine getiren, PKK/KCK'nın belirlediği kuralları uygulayan, PKK/KCK silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısı içirisinde faaliyet yürüttüğü, silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan kamu davası açmaya yeterli şüphe oluşturacak delil bulunduğu,
- şüphelinin sosyal medya hesapları üzerinde herkese açık şekilde PKK/KCK'nın cebir ve şiddet içerikli eylemlerini meşru ve haklı göstermek amacıyla yukarıda belirtildiği şekilde farklı zamanlarda birden fazla kez yapılan paylaşımlar yapılması veya retweet yaparak kendi hesabında paylaşmak suretiyle üzerine atılı olan "yayın yolu ile terör örgütü propagandası yapmak" suçunu işlediği kanaatine varıldığından TCK’nın 314/2, 43, 3713 sayılı Kanunun 5, 7/2, 7/2-2. cümlesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/299 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, Muş ili Varto ilçesi Belediye Başkanlığı görevini üstlenen Ülkü Karaaslan Duman’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “yayın yolu ile terör örgütü propagandası yapmak” suçundan yargılamasının bulunduğu, yine bu kapsamda “2911 sayılı Kanuna aykırılık suçundan” mahkumiyetine karar verildiği, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Ülkü Karaaslan Duman’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
286. REMZİYE YAŞAR (Şemsettin ve Mahsima kızı, 1984 doğumlu, T.C. Kimlik No: 24022890906); (31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Hakkari-Yüksekova Belediye Başkanı - 08/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 17/10/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
a) Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığının 10/01/2020 tarih, Soruşturma No: 2019/1169, Esas No: 2020/50, İddianame No: 2020/15 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 15/10/2019 olduğu belirtilerek;
“ Şüphelinin dosya kapsamında teşhisi içeren tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere PKK/KCK silahlı terör örgütünün çıkarları doğrultusunda kuryelik, milislik ve örgüte eleman kazandırma yönünde faaliyetler yürüttüğü, PKK/KCK silahlı terör örgütünün Kuzey Irak'ta bulunan Kanireş alanında silahlı eğitim aldığı ve kod adının "PELDA" olduğu ve bu suretle örgütün hiyerarşik yapılanması içerisine dahil olduğu, YDG-H içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet gösterdiği ve yasadışı gösteri ve eylemlerde kadınları örgütleyerek taş, molotof ve eypli saldırılarda bulunmalarına yönelik talimatlar verdiği, yine 14/12/2017 günü yapılan operasyon esnasında ele geçen döküman içeriği uyarınca KCK yapılanması içerisinde faaliyet yürüttüğünün ve bu belge altında "Kadın M. Üyesi" başlığı altında isminin ve imzasının bulunduğunun anlaşıldığı, şüphelinin PKK/KCK terör örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle hakkında birçok dosya bulunan şahıslardan PKK terör örgütünün emelleri doğrultusunda mektuplar aldığı, alınan HTS analiz raporu uyarınca silahlı terör örgütüne üye olma suçundan işlem kaydı bulunan bir çok şahıs ile görüşmelerinin tespit olunduğu, dijital materyal incelemesinden anlaşılacağı üzere PKK/KCK/YPG/PYD mensubu olduğu değerlendirilen örgüt üyelerinin fotoğraflarının, PKK terör örgütünü övücü ve destekleyici nitelikte şarkıların, PKK terör örgütünün sözde bayrak yada rozetinin yer aldığı görsellerin tespit edildiği tüm bu hususlar karşısında şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütünün çıkarları doğrultusunda sürekli olarak çeşitli eylemlerle ve yoğun bir şekilde aidiyet duygusuyla hareket etmek suretiyle PKK/KCK terör örgütü içerisinde hareket ettiği hususunda şüphe bulunmadığı, ayrıca tanık U.B.in beyanından anlaşılacağı üzere şüphelinin Şahin Tepesi civarında bulunan hendek ve barikatlarda kaleşnikof marka silah ile nöbet tuttuğu, yine Yüksekova ilçesinde hendek barikat eylemlerinin yoğun olarak yaşandığı yerlerden olan Cumhuriyet Mahallesinde, tanık Ş.Ş.'in beyanlarından anlaşılacağı üzere şüphelinin örgütün karargah olarak kullandığı Mala-Gel isimli çadıra gelerek burada örgütsel toplantılara katıldığı, şüpheli her ne kadar üzerine atılı suçlamaları kabul etmemiş ise de hendek/barikat olaylarının yaşandığı süreç olan 12 Ağustos 2015- 1 Haziran 2016 tarihler aralığında şüphelinin baz verileri incelendiğinde, bahse konu dönem içerisinde şüphelinin kullandığı değerlendirilen 0543 ….07 16, 0541 … 26 52, 0543 ...54 76 numaralı GSM hatlarının 14/08/2015-10/05/2016 tarih aralığında Cumhuriyet Mahallesinde toplamda 27158 adet baz verdiği, 10/01/2020 tarihli kolluk tutanağından anlaşılacağı üzere Yüksekova ilçesinde yaşanan hendek/barikat olaylarında sekiz emniyet personelinin ve beş askeri personelin şehit olduğu, çok sayıda kamu kurum ve kuruluşunun zarar gördüğü, her ne kadar şüphelinin katılmış olduğu bir eylem neticesinde bu sonuçların meydana geldiğine dair bir tespit yapılamamış olsa da şüphelinin Yüksekova ilçesinde gerçekleşen hendek/barikat eylemlerinde yer alarak silahla nöbet tuttuğu hususunun hem tanık beyanlarında hem de HTS analiz raporlarından anlaşıldığı, Yargıtayın 2018/2496 esas, 2019/1648 Karar sayılı ilamından da anlaşılacağı üzere şüphelinin Yüksekova ilçesinde kazılan hendeklerin, kurulan barikatların, döşenen patlayıcıların bulunduğu ve kolluk kuvvetleriyle yer yer çatışmaların yaşandığı mahallede silahla nöbet tutmak şeklinde gerçekleşen eyleminin başlı başına vehamet arz eden nitelikte bulunduğu ve şüphelinin bu eyleminin TCK'nın 302 maddesinde yazılı Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunu oluşturduğu” iddiasıyla TCK’nın 302/1-2 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Hakkari 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/01/2020 tarih, 2020/38 esas ve 2020/6 sayılı kararıyla aynı Mahkemesinin 2015/18 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, yargılamanın halen derdest olduğu,
b) Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığının 28/04/2017 tarih, Soruşturma No: 2017/1346, Esas No: 2017/586 ve İddianame No: 2017/280 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/04/2016 olduğu belirtilerek;
“..şüphelinin telsiz ve kaleşnikof marka silahla örgüte ait evde yine örgüt mensuplar ile birlikte bulunmak, KCK'ya bağlı kadın kolları komitesinde yer almak, bu kapsamda kadınları örgütlemek yine KCK yapılanmasının sosyal alanına bağlı Tuhad-fed derneğinde yöneticilik yapmak, KCK yönetiminin düzenlemiş olduğu illegal her türlü faaliyete katılmak şeklindeki süreklilik ve yoğunluk arz eden bu eylemleriyle terör örgütü ile tam bir fikir ve eylem birliği içerisine girerek organik bağ kurduğu, dolayısıyla silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu işlediği” iddiasıyla TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Hakkari 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/05/2017 tarih, 2017/307 esas ve 2017/114 sayılı kararı ile aynı Mahkemenin 2015/18 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, yargılamanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, Hakkari-Yüksekova Belediye Başkanlığı görevini üstlenen Remziye Yaşar’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Remziye Yaşar’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
287. DİBA KESKİN (Sıdık ve Halise kızı, 1973 doğumlu, T.C. Kimlik No: 41656434856); (HDP Erciş İlçe Belediye Başkanı)
Erciş Ağır Ceza Mahkemesinin 13/03/2017 tarih ve 2016/75 esas, 2017/32 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 12/10/2015 olduğu belirtilerek;
“Suç tarihinda Erciş ilçesinde kendilerine “Erciş Halk Meclisi” adını veren grup tarafından 10/10/2015 tarihinde Ankara’da meydana gelen terör eylemini protesto etme adı altında açık alanda toplantı gerçekleştirildiği,
Bu toplantı sırasında “Özyönetim” adı altında daha önceden hazırlanmış olan basın açıklamasının sanık E.B. tarafından okunduğu, okunan basın açıklamasında; ''Biz demokratik öz yönetimle kendimizi geliştireceğiz. Köyümüzün, mahallemizin, kasabamızın, iradesi temellinde oluşan meclislerimizde vereceğimiz kararlarla kendimizi yöneteceğiz. Bize yönelik katliamlar geliştiren ve yönetim olarak adlandırılan devlet kurumlarını ve devletin güvenlik adı altında şiddeti meşrulaştırdığı polis gücünü istemiyoruz. Bizler toplum olarak güvenliğimizi kendimiz alacağız. Ve devlet kurumlarına muhtaç olamadan, devlet kurumlarının baskısına maruz kalmadan özgür bir toplum olarak yaşama iradesi, demokratik Öz yönetimleri gerçekleştirme temelinde yürüyeceğiz. … bu kentte bulunan devletin tüm kurumları bizim için meşruiyetini kaybetmiştir. Bu şekilde devletin hiçbir organıyla bizi yönetemeyecektir. Bundan sonra halk olarak öz yönetimi esas alarak Demokratik temeller yaşamını inşa edeceğiz. Bundan sonra da gerçekleşecek olan tüm saldırılar karşısında demokratik Öz savunmamızı gerçekleştireceğiz..” şeklinde açıklamada bulunulduğu,
Okunan basın açıklamasında, devlet otoritesinin ve kamu kurum ve kuruluşlarının tanınmayacağına dair açıklamalar yapıldığı, bu açıklamadan önce sanıkların topluluk halinde sözde ''devrim şehitleri'' adını verdikleri çatışmalarda ya da bireysel eylemlerde ölen PKK/KCK terör örgütü mensupları anısına saygı duruşunda bulundukları, ardından PKK/KCK terör örgütü mensuplarına atfen gerilla marşı adı verilen sözde marşı okudukları,
Yapılan bu özerklik ilanlarının terör örgütü PKK/KCK’nın üst düzey yöneticilerinin açıklamalarından sonra ardı ardına yapılması ile Erciş ilçesinde sanıklar tarafından yapılan özerklik ilanının birbirinden ayrı düşünülemeyeceği, yine PKK/KCK terör örgütü sözde yürütme konseyinin öz yönetimden başka seçenek kalmadığına yönelik çağrısı üzerine yapılan basın açıklamaları sonrasında, terör örgütünün nihai amacına ulaşmak için gerçekleştirdiği stratejik hamlelerden en önemlilerinden birisi olan, yoğun olarak Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesinde hakimiyet alanları oluşturmak için güvenlik güçlerine ve kamu binalarına topluca saldırı girişiminde bulunma eylemleri öncesi bir aşama olarak görülen özerklik açıklamasının örgütün güvenemeyeceği ve örgüte yakınlığı bulunmayan kişilere yaptırılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı,
Sanıkların Erciş ilçesinde Özerklik açıklaması yapmalarının amacının silahlı terör örgütü PKK/KCK’nın başka yerlerde ilan ettirmiş olduğu Özerklik ilanlarına destek vermek gayesiyle ve dolayısıyla bu terör örgütü adına yapılmış olduğunun anlaşıldığı,
…Somut olayda yapılan basın açıklamasında, devlet otoritesinin tanınmayacağı, devletin meşru güvenlik güçleri tarafından yapılacak herhangi bir kanuni işlemi dahi kendilerine karşı bir saldırı olarak kabul edilen özerklik açıklamasının yapıldığı alanda toplanan halk kitlesini kolluk güçlerine karşı tahrik ederek, güvenlik kuvvetlerine yönelik şiddet kullanılmaya ve dolayısıyla en basit haliyle “Görevi Yaptırmama” suçuna tahrik ettikleri, dolayısıyla sanıkların basın açıklamasının içeriği ve yapılan basın açıklamasına katılan topluluğun sayısı göz önüne alındığında sanıkların eylemlerinin açıkça suç işlemeye tahrik niteliğinde olduğu, yukarıda açıklandığı üzere sanıkların bu eylemlerini silahlı terör örgütü PKK/KCK adına gerçekleştirdiklerinin anlaşıldığı,
Sanık A.Ç.’ın HDP’den Erciş Belediyesi sözde eş başkanı ve belediye meclis üyesi olduğu,
Sanık Diba Keskin’in HDP’den Erciş Belediye başkanı olduğu,
Sanık M.S.’un HDP’den Erciş Belediyesi meclis üyesi olduğu,
Sanık S.Ç.’nın HDP Erciş ilçe eş başkanı olduğu,
Sanık M.N.Ç.’in HDP’den Erciş Belediyesi meclis üyesi olduğu,
Sanık Ş.E.’in HDP Erciş ilçe teşkilatında yönetici olduğu,
Sanık T.B.’ın HDP Erciş ilçe teşkilatında görevli olduğu,
Sanık M.D.’nin HDP Erciş ilçe teşkilatında görevli olduğu,
Olay tarihinde hakkında milletvekili olması nedeniyle ayrı soruşturma yürütülen HDP Van milletvekili T.H. ile birlikte Van’dan geldikleri, geldiklerinde önce HDP Erciş ilçe teşkilatına geldikleri, bazı sanıkların beyanlarına göre daha önceden parti kurullarında tartışılmış olan Özerklik ilanının olay günü son olarak HDP Erciş ilçe teşkilatında konuşulup tartışıldığı, dolayısıyla, yapılan özerklik açıklamasının adı geçen parti yöneticisi ve partide etkinliği olan sanıklar tarafından tartışılmış ve birtakım sanıkların beyanlarından anlaşıldığı üzere özerklik açıklamasının kararlaştırılmış olduğunun ve bu haliyle sanıkların ortak fikir ve eylem birliği yaparak “Özerklik-Öz Yönetim” açıklamasını yaptıklarının anlaşıldığı, kaldı ki, sanıkların ikametlerinde yapılan aramalar sırasında elde edilen dökümanlar incelendiğinde, sanıkların PKK/KCK terör örgütünün hedefleri doğrultusunda yayın yapan birkısım yayınları takip ettikleri ve bu terör örgütü liderine ait kitapları bulundurduklarının anlaşıldığı, bu hususların ise, sanıkların söz konusu örgüte sempatilerinin bulunduğunu ve dolayısıyla söz konusu “Özerklik-Öz Yönetim” açıklamasının bu örgüt adına yapılmış olduğu,
Yine sanıkların Özerklik açıklamasının yapıldığı halka açık bir meydanda PKK/KCK terör örgütüne ait gerilla marşını okudukları, aynı örgüt mensuplarının Devletin meşru güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmalarda ölen teröristler anısına saygı duruşunda bulundukları, sanıkların bu eylemlere gerek sözlü ve gerekse eylemsel olarak iştirak ettiklerinin sabit olduğu, bu şekilde sanıkların atılı suçları işlemiş oldukları” gerekçesiyle sanığın suç işlemeye tahrik suçundan TCK’nın 214/1, 3713 sayılı Kanunun 5 ve TCK’nın 62/1. maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan TCK’nın 314/3 ve 220/6 maddeleri delaletiyle TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 220/6 ve 62/1. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2-1. maddesi ve TCK’nın 62/1. maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, mahkemenin silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek ve suç işlemeye tahrik suçlarından verdiği mahkumiyet kararının Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 06/03/2018 tarih, 2017/1286 esas, 2018/377 sayılı kararı ile bozulmasını müteakip Erciş Ağır Ceza Mahkemesinin 09/09/2019 tarih 2019/150 esas, 2019/163 sayılı kararıyla; sanığın silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5 ve TCK’nın 62/1 maddesi gereğince 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı parti adına Erciş Belediye Başkanlığı görevini üstlenen Diba Keskin’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak ve suç işlemeye tahrik” suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Diba Keskin’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
288. MEHMET FATİH TAŞ (Raif ve Birgül oğlu, 1987 doğumlu, T.C. Kimlik No: 23590686874); (31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Diyarbakır-Kulp Belediye Başkanı - 12/03/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 16/09/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
a) Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/09/2019 tarih, 2017/848 esas, 2019/532 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 09/02/2014 olduğu belirtilerek;
“09/02/2014 günü Kulp ilçesinde BDP Kulp İlçe Teşkilatı tarafından saat 11:00 sıralarında PKK/KCK terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan'ın yakalanmasının yıl dönümü olan 15 Şubat kapsamında yürüyüş düzenlendiği, basın açılaması ve toplu yürüyüş yapılacağının belirtildiği, İlçe Emniyet Amirliğince müdahale edilerek yürüyüş ile ilgili taleplerinin bulunmadığı, yürüyüş yapılacak güzergahın ana yol olduğu, yolun kapanmaması gerektiği, yürüyüş esnasında örgütü simgeleyen poster, afiş ve slogan atılmaması gerektiği hususlarında ikazda bulunulduğu, yaklaşık 60-70 kişinin katılımıyla yürüyüşün başladığı, yürüyüş esnasında ana yolun kapandığı, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın posteri açılarak örgüt ve Abdullah Öcalan lehine sloganlar atıldığı, yine örgüte ait amblem ve işaretlerin taşındığı, İlçe Emniyet Amirliğince yürüyüşü durdurmaları, örgütsel içerikli poster açmamaları ve slogan atmamaları hususlarında uyarıldığı, ancak uyarıların dinlenilmeyerek kalabalık gurup halinde çatışmalarda yaşamını yitiren örgüt mensupları için sözde saygı duruşunda durulduğu, gerilla marşının okunduğu, basın açıklamasında bulunulduğu, saat 12 sıralarında gurubun dağıldığı, dağılmayan kalabalığa herhangi bir fiili müdahalede bulunulmadığı, söz konusu eylemlerinin kamera ile görüntülenerek fotoğrafların çekildiği, bu etkinlik esnasında olay yerinde bulunan;
...sanık Mehmet Fatih Taş'ın Abdullah Öcalan’ın posterlerini taşıdığı, Kürtçe olarak “yaşasın önder apo” şeklinde slogan attığı, zafer işareti yaparak devrimci çarkı isimli sözde marşı söylediği; ... anlaşılmıştır.
Sanıklar tarafından slogan atıldığının sabit olduğu fakat atılan sloganların terör örgütün cebir, tehdit ve şiddet içeren eylemlerini öven meşru gösteren ya da bu yöntemlere başvurulmasını teşvik eden bir özellik göstermediğinin anlaşılması karşısında terör örgütü propagandası suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı; ancak PKK/KCK terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan'ın yakalanmasının yıl dönümü olan 15 Şubat kapsamında gerçekleştirilen yürüyüşte terörist başı Abdullah Öcalan'ın resimlerinin taşındığı, terörist başı ve terör örgütünü övücü sloganlarının atıldığı, terör örgütü amblem ve işaretlerinin taşındığı bu haliyle Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2007/9-69-99 sayılı, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 05.06.2002 tarih 5079-6668 sayılı ve yukarıda değinilen Yargıtay kararlarında da işaret olunduğu üzere kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıktığı, bu haliyle TCK'nın 215. maddesinde düzenlenen suçu ve suçluyu övme suçunu oluşturduğu” gerekçesiyle TCK’nın 215/1, 62/1. maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 28/11/2019 tarihinde kesinleştiği,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 12/11/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/59911, Esas No: 2019/18267 İddianame No: 2019/4152 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 18/03/2015 ve 12/09/2019 olduğu belirtilerek;
Özetle, Kulp ilçesi Ağaçkorur köyü yakınlarında 12/09/2019 günü meydana gelen patlama sonucunda 7 vatandaşımızın şehit olduğu, 10 vatandaşımızın ise yaralandığı,
Olaya ilişkin olarak kollukça düzenlenen 15/09/2019 tarihli Araştırma Tutanağında; internet ve sosyal medyada yapılan araştırmalarda patlamadan bir gün önce, patlamanın gerçekleştiği güzergah üzerinde Kulp Belediyesince yol çalışması yapıldığının tespit edildiği,
Mehmet Fatih Taş’ın da aralarında bulunduğu şüpheliler hakkında verilen gizli tanık beyanları, olay günü ve olay gününden bir gün öncesinde olay yeri yakınlarında bulunduklarına dair araç GPS ve GSM baz kayıtları, şüphelilerin kendi aralarında görüştüklerine dair HTS kayıtları hep birlikte nazara alındığında; Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak amacıyla terör faaliyetlerinde bulunan PKK/KCK silahlı terör örgütü ile aynı fikir ve eylem birliği içerinde bulunarak dosyaya konu eylemi gerçekleştirdikleri hususunda kamu davası açmaya yeterli şüphe bulunduğu, şüphelilerin bu eyleminin TCK'nun 302/1 ve 174/1-2 maddelerinde düzenlenmekte olan suçlara tekabül ettiği, bu eylemlerin aynı zamanda TCK'nun 82/1-a-c maddesinde düzenlenen tasarlayarak ve bombalamak suretiyle adam öldürme suçunu oluşturduğu,
- şüphelilerden Mehmet Fatih TAŞ'ın 18/03/2015 günü düzenlenen Nevruz etkinliğinde yaptığı konuşma ve kullanmış olduğu Facebook sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar nazara alındığında bu eylemlerinin terör örgütü propagandası yapma ve suçu ve suçluyu övme suçlarını oluşturduğu” belirtilerek sanık hakkında terör örgütü propagandası yapmak, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma, suçu ve suçluyu övmek, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme, bombalalarak ve tasarlayarak öldürme suçlarından TCK’nın 302/1, 174/1, 82/1-a,c, 215/1 ve 3713 sayılı Kanunun 5 ve 7/2. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/436 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/03/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, Diyarbakır-Kulp Belediye Başkanlığı görevini üstlenen Mehmet Fatih Taş’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “suçu ve suçluyu övme” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, yine “terör örgütü propagandası yapmak, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma, suçu ve suçluyu övmek, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme, bombalayarak ve tasarlayarak öldürme” suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Mehmet Fatih Taş’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
289. YILDIZ ÇETİN (Zahir ve Faime kızı, 1974 doğumlu, T.C. Kimlik No: 24796118558); (31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Van-Erciş Belediye Başkanı- 13/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 21/10/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Van 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/04/2021 tarih ve 2018/168 esas, 2021/171 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 04/05/2012, 15/10/2019 (silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden) ve 14/07/2015 (terör örgütü propagandası yapmak suçu yönünden) olduğu belirtilerek;
“Van Cumhuriyet Başsavcılığının 03/01/2018 tarih ve 2018/37 Esas sayılı iddianamesi ile Sanık Yıldız Çetin'in silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapmak suçlarından cezalandırılması amacıyla Van 4. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, mahkemenin 2019/463 esas sırasına kaydedilen dava dosyasının birleştirme kararı verilerek Van 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/168 esas sayılı dosyası arasına alındığı,
Sanık Yıldız Çetin Hakkında Değerlendirme :
a)Sanığın üzerine atılı PKK/KCK Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçu bakımından;
Sanık Yıldız Çetin hakkında ;Van Cumhuriyet Başsavcılığının 30/11/2017 tarih, 2017/6639 esas sayılı iddianamesi ve Van Cumhuriyet Başsavcılığının 03/01/2018 tarih, 2018/37 esas sayılı iddianamesi ile silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapmak suçlarından cezalandırılması amacıyla kamu davası açılmıştır.
-Sanık hakkında birleşen Van 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/154 E,2020/177 K sayılı dosyasına dayanak iddianame de tape kayıtlarında ismi geçen tanıkların dinlenmesine karar verilmiş olup bu kapsamda bizzat beyanı alınan TANIK AYŞE MİNAZ BEYANINDA: "Yıldız Çetin'i tanırım, ikimiz 2019 yılında HDP'den ilçe belediye başkanı olarak seçildik, Yıldız Çetin Erciş Belediye Başkanı, ben ise Tuşba Belediye Başkanı olarak seçildim. Yıldız Çetin'in PKK terör örgütü ile ilgisinin bulunup bulunmadığını bilmiyorum…
Tanığa 16/04/2019 tarih saat 16:16 Yıldız Çetin ile yapmış olduğu, iddianame ekinde bulunan 2 nolu tape kayıtları okundu, soruldu; …konuşmamızın içeriğinde geçen Remzi Kartal isimli şahıs Tuşba belediyesi destek hizmetler birimde müdür olan Remzi Kartal isimli şahıstır. Bu şahıs terör örgütü yöneticilerinden olan Remzi Kartal değildir. Belediye başkanı seçilmem nedeniyle bu şahıs beni tebrik etmişti. Görüşmemiz örgüt içerikli değildir. Bu konuşmada suç unsuru olan bir şey de yoktur." demiştir. Söz konusu tanık beyanı değerlendirildiğinde tanık Ayşe Minaz'ın 2019 yerel seçimlerde Hdp isimli partiden Van Tuşba belediye başkanı olarak sanık Yıldız Çetin'in ise yine aynı partiden Erçiş ilçesi belediye başkanı olarak seçildiği, tanık Ayşe Minaz'ın göreve başlayamaması nedeniyle durumu hakkında PKK üst yönetimin de medyaya yansıyan değerlendirmelerinin olduğu bu kapsamda sanık Yıldız Çetin le yapmış olduğu telefon görüşmesinde geçen Remzi Kartal isimli şahsında PKK/KCK terör örgütünün tepe yöneticilerden olduğu, Remzi Kartal'ın bu duruma verdiği tepkiyi bilmesi karşısında sanık Yıldız Çetin'in terör örgütünün dağ kadrosuyla doğrudan irtibatlı olduğu ve bizzat örgüt mensuplarıyla görüşmek suretiyle talimat aldığı mahkememizce değerlendirilerek bu yönde kabule varılmıştır.
-Tanık Agir Sipan (K) S. İ.soruşturma aşamasındaki müdafi huzurunda alınan beyan ve teşhisinde : "Bana göstermiş olduğunuz şahıs terör örgütüne ilk katıldığımda örgütün sözde Van-Çatak kırsalına teröristlerin yanında gördüğüm ve ifademde bahsettiğim DBP eş başkanı olan Yıldız Çetin isimli bayandır." Tanık beyanı değerlendirildiğinde; beyanda bulunan şahsın örgütün dağ ve şehir yapılanmasında silahlı olarak aktif faaliyet yürüttüğü ve etkin pişmanlık kapsamında müdafi huzurunda verdiği beyan ve teşhisler tümüyle değerlendirildiğinde, sanık Yıldız Çetin'in terör örgütünün dağ kadrosuyla doğrudan irtibatlı olduğu ve bizzat örgüt mensuplarıyla görüşmek suretiyle talimat aldığı değerlendirilerek bu yönde kabule varılmıştır.
-Sanık hakkında beyanda bulunan 03EFCD38 (KOD İSİMLİ GİZLİ TANIK) BEYANINDA: "Bana ismini sormuş olduğunuz Yıldız Çetini tanırım kendisi hakkında daha önce beyanda bulunmuştum. 2019 yılında tam olarak tarihini hatırladığım bir günde Erciş HDP Parti binasında 70-80 kişilik bir grup toplantı halinde idi, bende o esnada orada bulunuyordum. Burada geçen konuşmalara şahit oldum. Bu grup içerisinde şuan hatırladığım kadarıyla Mahmut Pala, Yıldız Çetin, Ekrem Ulugana, Ramazan Alver, Mahmut Çelebi, Muhhittin Üzümcüoğlu ve Adem Koçaklı bulunuyordu. Bu kişiler kendi aralarında gençlerimiz gözaltına alınıyor bizlere zulüm ediliyor bunların hesabını soralım sokaklarda eylem yapalım savcıyı vuralım, kaymakamı vuralım, örgütün elinde o kadar silah var bunlar neden kullanılmıyor tarzı şeyler konuşuyorlardı. Bu konuşmaları ilk olarak Muhittin isimli şahıs başlattı daha sonra Yıldız Çetin de ona destek vererek 'haklısınız gençleri örgütleyelim sokaklara çıkalım örgüt elindeki silahları bombaları kullansın' şeklinde söylemleri oldu. Daha sonra Muhittin Üzümcüoğlu Kandilden gelen bir not kağıdını okuyarak 'Erçişte çok sayıda tutuklama, ev araması oluyor neden eyleme geçmiyorsunuz eyleme geçin' şeklinde yazıların olduğu not kağıdını okudu. Muhittinin konuşma sırasında odada bulunan herkes bu konuşmaya destek verdi. Yıldız Çetin de bu konuşmayı alkışlayan kişiler arasındaydı. Yıldız Çetin hakkında bilgim ve görgüm bundan ibarettir." demiştir.
-Sanık hakkında beyanda bulunan YKTL18LM (KOD İSİMLİ GİZLİ TANIK) BEYANINDA: "Ben Yıldız Çetin'i tanırım. Kendisi DTK içerisinde aktif olarak faaliyet yürütür. Örgütün üst düzey yetkilileri bu şahsın evinde kalır." demiştir.
-Sanık hakkında beyanda bulunan XTRKM6Z (KOD İSİMLİ GİZLİ TANIK) BEYANINDA: " Yıldız Çetin'i de tanırım. Yıldız Çetin DTK üyesidir, DTK içerisinde aktif olarak rol alır. " demiştir.
-Sanık hakkında beyanda bulunan BİRLEŞEN VAN 4. AĞIR CEZA MAHKEMESİNDE SUAT SAMİ KOD İSİMLİ GİZLİ TANIK ALINAN BEYANINDA; "Gürpınar Belediye başkanı Zeki YILDIZ ile Eş Başkan Yıldız ÇETİN her ne kadar resmiyette belediyenin yöneticileri gibi görünsede, belediye içerisinde PKK/KCK terör örgütünün talimatları doğrultusunda kurulmuş 4 lü bir başkanlık sistemi vardır.
2014 yılında Gürpınar Belediye Başkanlığı ve Eş Başkanlığı görevlerine getirilen Zeki YILDIZ ile Yıldız ÇETİN, belediye bünyesinde görevli diğer çalışanlara talimatlar vermek sureti ile gerek Gürpınar ilçesinin kırsalında faaliyet gösteren örgüt mensuplarının maddi, lojistik, araç gereç gibi ihtiyaçlarını karşılamış, gerekse yurt dışında faaliyet gösteren örgüt mensuplarına bizzat yardım götürmek sureti ile terör örgütüne yardım etmiştir. Bu kapsamda özellikle Gürpınar kırsalında bulunan örgüt mensuplarının gıda, akaryakıt, EYP ve bomba yapımında ihtiyaç duyulan gübre ve diğer kimyasal maddeler ile araç ve gereç ihtiyaçları belediye tarafından karşılanmıştır. Gürpınar kırsalındaki terör örgütü yöneticilerine bağlı olarak faaliyet gösteren belediye çalışanları ile sivil vatandaşlardan görevlendirilen işbirlikçiler vardır. Bu işbirlikçiler aracılığı ile belediye yöneticilerine gönderilen not ve talimatlar ile terör örgütünün ihtiyaçları karşılanmakta, örgütün referans verdiği şahıslar işe alınmakta ve bu durumda olan şahıslara belediye imkanları kullanılarak nakdi ve malzeme yardımları yapılmaktadır.
Belediye Eş Başkam Yıldız ÇETİN; Kendisi sağlık personelidir. Kocası Büyükşehir Belediyesinin evlendirme memurudur. - … Mağazasının ortaklarındandır. Belediye Başkanına nazaran terör örgütü ile doğrudan irtibatlıdır. Bunlardan en çok Hayri (K) ile görüşüp talimat aldığını biliyorum. Şahan (K) ile de irtibatlıdır. Belediyenin yapmış olduğu veya açmış olduğu bir çok birimin yönetimi bu şahsa aittir. Değer Ailelerinin işe alınması ve bunlara yardım yapılması, örgütün propagandasının yapılması konusunda çok etkilidir. Özellikle kadınları örgütlemeye çalışmaktadır. İşe alınan bayan personelin tamamını Yıldız ÇETİN almıştır. Belediye de başkan Zeki YILDIZ'dan daha etkilidir. Belediye encümen üyelerinden S. T.'un bir çocuğunu dağa gönderen şahıstır.
-Sanık hakkında beyanda bulunan BİRLEŞEN VAN 4. AĞIR CEZA MAHKEMESİNDE XKLM65DR04 KOD İSİMLİ GİZLİ TANIK ALINAN BEYANINDA; Eş başkan Yıldız ÇETİN; terör örgütünün dağ kadrosu ile en faal olan bu şahıstır. Kendisi Van ve Şimale bölgesindeki tüm terörist gruplarla irtibatlıdır. Çalyan bölgesinde Şahan (K), Rubar (K) ve Gever (K), Aşkaıı (Biikeç) bölgesinde Hayri (K), Faraşin bölgesinde Van Eyalet Komutanı Rojhat (K) ve Hoşap (Giizelsıı) bölgesinde Aras (K) adlı örgüt mensupları ile ilişkilidir. Bu örgüt liderlerinden talimat alır ve bu talimatlar doğrultusunda belediye başkanı Zeki YILDIZ ile koordineli bir şekilde hareket ederler.
Değer Ailesi tabiri PKK/KCK terör örgütü mensuplarının ailelerine verilen addır. Bu isim, örgüt tarafından kullanılır.
Örgüt talimatları doğrultusunda Gürpınar Belediyesi özellikle örgüt mensuplarının ailelerine çeşitli maddi yardımlarda bulunmaktadır. Bu aileler dışında örgüt ile bağı olmayan diğer ailelere yardım yapılmadığı için belediye tarafından değer ailesi olarak tabir edilen bu ailelere özel bir ihtimam gösterildiği herkes tarafından bilinmektedir. Çalyan bölgesinde Halkla İlişkiler Sorumlusu olarak faaliyet gösteren Şahan (K) adlı Örgüt mensubu ile Gürpınar Belediyesi eş başkanı Yıldız ÇETİN arasında yapılan yüz yüze görüşmede; Şahan (K) adlı örgüt mensubunun "değer ailelerinin tamamına" yardım yapılması konusunda Yıldız ÇETİN'e talimat verdiğini, ben Gever (K) adlı örgüt mensubundan bizzat duydum. Bu durumu özellikle belirtmek istiyorum. Hatta benimde ailemde örgüt mensubu bulunduğu İçin bizzat Gever (K)'un talimatı ile Gürpınar Belediyesinin eş başkanı Yıldız ÇETİN'in yanına gittim. Gever (K)'un beni gönderdiğini ve selamını söyledim. O'da beni belediye çalışanı A. K. isimli şahsa yönlendirdi. Ben de bu suretle belediyeden yardım aldım. Bu kapsamda; benim ailem dışında, değer ailesi olarak bilinen örgüt mensuplarının ailelerine Gürpınar Belediyesi tarafından yaklaşık (180.000) adet briket, çatı malzemesi, çimento vb. gibi inşaat malzemesi verildi. Bazı şahıslara ise inşaat malzemesi verilmesinin yanında örgütün milisi oldukları için belediye tarafından ev yapıldı. Bunlardan benim duyduğum Aşkan (Bükeç) köyünde oturan ve o bölgede faaliyet gösteren Hayri (K)'un milisliğini yapan Bozo (K) isimli milise, eski okul binasının yanmda. tek katlı bir ev yapılmış, ben bu evi görmedim ama duydum.
Sanık hakkında alınan tüm gizli tanık beyanları değerlendirildiğinde; sanık Yıldız Çetin'in örgütün üst düzey isimlerle yoğun irtibatının bulunduğu, sanığın 2014 Mart ayında gerçekleştirilen yerel seçimlerde Gürpınar Belediye Eş Başkanı olarak göreve başlamasıyla birlikte belediye imkanlarını PKK/KCK terör örgütünün faaliyetleri ve talimatları doğrultusunda kullanılmaya başlandığı, Terör örgütüne yeni katılımlar olduğu zaman örgüt mensuplarıyla irtibatlı olduğu, özellikle terör örgütünün dağ kadrosuyla doğrudan irtibatlı olduğu ve bizzat örgüt mensuplarıyla görüşmek suretiyle talimat aldığı, terör örgütünün talimatlarını örgüt yandaşlarına ve Kobani'de bulunan örgüt mensuplarına her türlü yardımın yapılmasını sağladığı, Belediye imkanlarını değer aileleri olarak adlandırılan ailelere ev ve ahır yaptığı ayrıca inşaat malzemesi yardımında bulunduğu, kültür evi olarak oluşturulan yerlere tıbbi malzemeler götürülerek bunları sağlık evlerine dönüştürdüğü, özellikle sağlık evlerinin yapıldığı yerlerin örgütün kamplarının bulunduğu Faraşin Bölgesine yakın yerlerde olduğu tespit olunmuştur.
Yapılan yargılama, yukarıda DTK, KJA, TJA yapılanmaları ile ilgili yapılan açıklamalar, açık ve gizli tanık ifadeleri, tape kayıtları, Erciş Belediye Başkanlığında yapılan arama sonucu ele geçirilen deliller, Gürpınar Belediye Başkanlığında yapılan arama sonucu ele geçirilen deliller, dijital materyal inceleme tutanakları, Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/2325 soruşturma sayılı dosyasında şüpheli olarak yer alan Agir Sipan (K) isimli S.İ.'in beyanı, S. S. ve XKLM65DR04 kod isimli gizli tanıkların sanık Yıldız Çetin'e, Gürpınar Belediyesine, değer ailelerine ilişkin anlatımları, sosyal medya hesabı ile ilgili düzenlenen açık kaynak araştırma raporu, 2017 yılında Muş Kırsalında etkisiz hale getirilen AXİN(K) isimli örgüt mensubunun üzerinden çıkan dijital materyallerin yapılan incelemesi sonucu KJA ve TJA ibarelerinin yer aldığı bir kısım örgütsel dokümanların ele geçirilmesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Sanık Yıldız Çetin'in PKK/KCK terör örgütü içinde faaliyet yürüttüğü, terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, sıkı bir disiplinle örgütün stratejisi, yapılanması, faaliyetleri ve amacına uygun hareket ettiği, eylemlerinin süreklilik, çeşitlilik arzeden niteliğinin bulunduğu, bu kapsamda PKK/KCK terör örgütünün sözde yasama organı olarak Gürpınar, Erciş İlçelerinde sözde eş başkanlık görevi yürüttüğü, açık tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere sanık Yıldız Çetin'in terör örgütünün dağ kadrosuyla doğrudan irtibatlı olduğu ve bizzat örgüt mensuplarıyla görüşmek suretiyle talimat aldığı, belediye imkanlarını kullanarak örgüt tarafından sözde değer aileleri olarak adlandırılan şahıslara ev ve ahır yaptığı, ayrıca inşaat malzemesi yardımında bulunduğu, örgütünün üst yönetiminden Van iline gelen örgüt mensuplarını evinde barındırdığı, sanığın bu eylemlerinin örgüt hiyerarşisi dışında gerçekleştirmesinin mümkün olmadığı, sanığın eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye suçunun unsurları olan eylemlerinin çeşitliliği, sürekliliği ve yoğunluğu unsurlarını taşıdığı kanaatine varıldığı;
-- Sanığın kendi ikrarıyla da sabit olduğu üzere "Yıldız Çetin" isimli herkese açık facebook profilinden;
-14 Temmuz 2015 tarihinde "YPJ'li Benazir asıl özgürlük dağlarda dedi ve yönünü mücadeleye çevirdi" yazısı üstünde bölücü terör örgütü mensubunun fotoğrafı ile YPG'nin sözde sembolünün bulunduğu fotoğrafları paylaştığı,sanığın bu paylaşımının, terör örgütünün; cebir, siddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapmak suçunun yasal unsurlarını oluşturduğu,
-20 Haziran 2015 tarihinde "YPG ile ilgili olarak bir video paylaştığı", söz konusu videoda bölücü örgüt mensuplarının halay çekerek örgütün sözde bayrağını ellerinde tuttukları, sanığın bu paylaşımının, terör örgütünün; cebir, siddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapmak suçunun yasal unsurlarını oluşturduğu,
-06 Aralık 2014 tarihinde "YPG'nin sözde bayrağının ve sembolünün bulunduğu videoyu paylaşarak altına "biji YPG, biji Kürt, biji kürdistan" şeklinde yazı paylaştığı,sanığın bu paylaşımının, terör örgütünün; cebir, siddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapmak suçunun yasal unsurlarını oluşturduğu,
-29 Aralık 2014 tarihinde "PKK/KCK terör örgütünün sözde sembol, bayrak ve örgüt mensuplarının bulunduğu bir fotoğrafın üstüne "yeni meyader yöneticilerine başarılar" şeklinde yazı paylaştığı, sanığın bu paylaşımının, terör örgütünün; cebir, siddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapmak suçunun yasal unsurlarını oluşturduğu,” gerekçeleriyle;
a)Sanığın üzerine atılı PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5237 sayılı TCK'nun 314/2, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1, 5237 sayılı TCK nun 62/1 maddeleri gereğince 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
b)Sanığın üzerine atılı terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı TMK’nun 7/2. maddesi 1. cümle, 3713 sayılı TMK’nun 7/2. maddesi 2. cümle, 5237 sayılı TCK’nun 43/1, 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 13/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Erciş Belediye Başkanı seçilen Yıldız ÇETİN’in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından mahkumiyetlerinin bulunduğu, partide üst düzey görev alan Yıldız ÇETİN’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
290. ROJDA NAZLİER (Adem ve Zahide kızı, 1986 doğumlu, T.C. Kimlik No: 36259271588); (31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Diyarbakır- Kocaköy Belediye Başkanı- 08/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 21/10/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır. )
a)Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/11/2011 tarih ve 2010/67 esas, 2011/456 sayılı kararı ile terör örgütüne üye olma suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın 31/10/2012 tarihinde kesinleştiği,
b)Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/12/2020 tarih ve 2019/918 esas, 2020/319 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 21/10/2019 olduğu belirtilerek;
“…Dosya kapsamında toplanan tüm deliller, tanık ve gizli tanık beyanları, araştırma ve inceleme raporları, görüntü inceleme tutanakları ve diğer tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde sanığın; terör örgütünün sözde milis/işbirlikçi yapılanması içerisinde aktif şekilde faaliyet yürüttüğü, bu hususun soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki aynı istikamette ve birbirini doğrulayan tanık beyanları ile de sabit olduğu üzere üst düzey örgüt mensuplarını evinde barındırdığı ve örgütsel mahiyette tertip edilen toplantılara iştirak ettiği ve ev sahipliği yaptığı, örgütün ve kırsal alanda faaliyet gösteren teröristlerin gıda, yaşam malzemesi, ulaşım, lojistik, istihkam, teçhizat, keşif, istihbarat ihtiyaçlarını istikrarla karşıladığı, terör örgütünce son derece güvenilir ve özel önem verilen milislerden olduğu, örgüt lehine slogan atılan ve pankart açılan gösterilere katılarak örgütü sahiplenici eylemlerde bulunduğu, gerçekleştirmiş olduğu eylemlerin terör örgütünün faaliyetleri, amacı, ideolojisi ve nihai hedefi dışında ve bağımsız olarak düşünülemeyeceği ve bu şekilde terör örgütü ile doğrudan organik bağ kurduğu” gerekçeleriyle;
Silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan eylemine uyan TCK.nun 314/2. maddesi ve 3713 sayılı Yasanın 5. maddesi uyarınca 5237 sayılı TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3, 5/1. maddeleri uyarınca 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, .
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Diyarbakır- Kocaköy Belediye Başkanı seçilen Rojda Nazlier'in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Rojda Nazlier'in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır.
Yukarıda (a) bendinde belirtildiği üzere Rojda Nazlier hakkında Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/11/2011 tarih ve 2010/67 esas, 2011/456 sayılı kararı ile terör örgütüne üye olmak suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ve bu karar 31/10/2012 tarihinde kesinleşmiştir. Suç tarihinin parti üyeliği ve belediye başkanlığından önceye ait olsa bile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 3. maddesine göre bu kişinin mahkum olduğu suç bir terör suçudur. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 11. maddesinde terör eyleminden mahkum olanların siyasi partilere üye olamayacakları ve üye kaydedilemeyecekleri açıkça belirtilmesine rağmen hakkında terör örgütü üyesi olmak suçundan mahkûmiyet kararı bulunan Rojda Nazlier’in davalı HDP’nin belediye başkan adayı yapılması, davalı Parti'nin terör örgütü ile bağlantısını ve bilinçli bir kadrolaşma hedefini açıkça ortaya koymaktadır. (Ek-26)
291. KEZİBAN YILMAZ ASKAR (Zekeriya ve Şükran kızı, 1982 doğumlu, T.C. Kimlik No: 40678098800); (31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Diyarbakır-Kayapınar Belediye Başkanı, 08/02/2019- 16/06/2020 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 03/11/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/03/2020 tarih ve 2019/405 esas, 2020/130 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 21/10/2019 olduğu belirtilerek;
“Sanığın KCK sosyal alan projesi kapsamında yer alan, yapılanması ve işlevi siyasi faaliyet veya örgütlenme özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte olmayan ve örgütsel faaliyetlerinden dolayı Kanun Hükmünde Kararname ile silahlı terör örgütü ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle kapatılan, Özgür Kadın Kongresi (kongreya Jinen Azad Komel) Derneği - KJA ve Mezopotamya Hukukçular Derneğine üye olduğu, bu çatı altında eylem ve faaliyetlerde bulunduğu, yine tanık beyanı uyarınca sanığın KCK Türkiye Meclisi üyesi olduğu, kjb kadın yapılanması içerisinde yer aldığı, KCK çatısı altında kurulan sözde adli yargılamalarda görev aldığı, kadın sorunları üzerine örgüt adına yargılama yaptığı, bu yönde komisyonda görev aldığı, alınan kararların raporlaştırılıp Kandilde üst kadın yapılanmasına gönderildiği, bu kapsamda sanığın, PKK/KCK terör örgütü mensubu şahıslar tarafından sözde anayasa olarak kabul edilen KCK sözleşmesinin 14. maddesinin 2. fıkrasında bulunan siyasal alan merkezi (c)bendinde ifade edilen hukuk komitesi içerisinde faaliyet yürüttüğü, farklı tarihlerde düzenlenen ve PKK/KCK terör örgütünün propagandasına dönüşen eylem ve etkinliklere katıldığı, sosyal medya paylaşımlarının örgüt ideolojisini ve üyelerini benimser şekilde örgüt lehine olduğu, terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde yer almadan, terör örgütü ile organik bağ kurmadan açıklanan işlem ve eylemlerin yapılmasının mümkün olmadığı, bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın örgüt hiyerarşisine girip, örgütle organik bağ kurduğu, bu kapsamda, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren eylem ve faaliyetlerde bulunduğu kabul edilmekle, atılı suçun yasal unsurları oluştuğu” gerekçesiyle sanık Keziban Yılmaz Askar'ın silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan eylemine uyan TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3 ve 5237 sayılı TCK'nın 62/1. maddesi uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2019 - 16/06/2020 tarihleri arasında üyesi olup 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Diyarbakır-Kayapınar Belediye Başkanı seçilen Keziban Yılmaz Askar’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Keziban Yılmaz Askar’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
292. ORHAN AYAZ (Tahir ve Halime oğlu, 1979 doğumlu, T.C. Kimlik No: 11162087242); (31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Diyarbakır- Bismil Belediye Başkanı- 08/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 21/10/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
a)Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2019/17880, Esas No: 2019/18583 ve İddianame No: 2019/4202 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 21/10/2019 olduğu belirtilerek;
“PKK/KCK terör örgütüne üye olma suçundan yapılan soruşturma kapsamında şüpheli 21/10/2019 tarihinde yakalanmıştır.
1) 06.12.2013 günü Hakkâri ili Yüksekova ilçesinde MEYA-DER (Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği) üyelerinin, PKK/KCK terör örgütü mensuplarının mezarlarının tahrip edildiğini öne sürerek yaptığı basın açıklamasının ardından başlayan olaylar neticesinde hayatını kaybeden V.İ.ve M.R.İ isimli şahıslar ile ilgili olarak, PKK/KCK terör örgütü adına yayın yapan medya organları ve internet sitelerinden; “Kürdistan Halk İnisiyatifinden Serhildan Çağrısı, Ydg-H(Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi) Şimdi Harekete Geçme Zamanı, Amedliler Yarın Yüksekova İçin Sokağa Çıkıyor” şeklinde yapılan çağrılar doğrultusunda BDP (Barış ve Demokrasi Partisi) Diyarbakır il binası önünden Koşuyolu Parkına kadar gerçekleştirilmek istenen, PKK-KCK terör örgütünü simgeleyen bez parçalarının ve elebaşısı Abdullah Öcalan’ın posterlerinin taşındığı ve güvenlik güçlerine karşı taşlı, havai fişekli, molotof kokteylli ve el yapımı basınç etkili parça tesirli bombalı saldırıların gerçekleştirildiği, şüphelinin bahse konu eyleme katıldığına dair görüntünün bulunduğu,
2-) 15.02.2015 tarihinde: PKK-KCK Terör Örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat 1999 tarihinde Kenya’da yakalanarak ülkemize getirilişinin yıldönümü olması ve sözde uluslararası komplo sonucu yakalandığı iddiası ile PKK-KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan internet sitelerinden ve basın yayın organlarından yapılan çağrılar doğrultusunda BDP il binası önünden İstasyon meydanına kadar yürüyüş düzenlenmiştir. Yürüyüş esnasında ve sonrasında PKK-KCK terör örgütünü simgeleyen Kürdistan Demokratik Halklar Birliği (YDK),YDGH(Yurtsever Devrimci Gençlik hareketi) bez parçası ile terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın resimlerinin bulunduğu posterler açılmış, “BijiSerokApo (Yaşasın Başkan Apo), PKK Halktır Halk Burada, Şehit Namırın (Şehitler Ölmez), Kürdistan Faşizme Mezar Olacak” şeklinde sloganların atıldığı emniyet güçlerine karşı EYP (El yapımı parça tesirli bomba) havai fişek ve taşlı saldırılar gerçekleşmiştir.PKK/KCK Terör Örgütü güdümünde yayın yapan Fıratnews isimli siteden yapılan çağrılara uyarak 15.02.2015 tarihinde gerçekleşen eyleme şüphelinin de katıldığı, buna dair görüntü tespitinin dosya arasında bulunduğu,
3-) 26.03.2015 tarihinde gerçekleşen Basın Açıklaması sırasında grup tarafından: 1.5x3 ebatında sol tarafında PKK/KCK Terör Örgütü Elebaşı Abdullah Öcalan’ın fotoğrafının bulunduğu üst kısmında sarı, kırmızı ve yeşil renk tonlarında şerit Beyaz zemin üzerine siyah yazılarla üzerinde “Yüreği Ateş ve Zafer Tutkusuyla Yananlar Ancak Bizimle Yürüyebilirler ReberApo” 1x2 ebatında sarı zemin üzerine siyah yazılarla “Şehitlerimiz İnsanlık Sözümüzdür Yaşayış Yürüyüşümüzdür” ibareleri bulunan pankartlar açılmış, “Komutan agit yaşıyor gerilla savaşıyor, Be SerokJiyanNa Be (Başkansız Yaşam Olmaz), BijiSerokApo (Yaşasın Başkan Apo), Riya Şehit Riya Me PKKpartiya me (yolunuz yolumuzdur PKK partimizdir)” şeklinde sloganlar atılmıştır.PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan www.PKKonline.com isimli siteden yapılan çağrıya uyarak 26.03.2015 tarihinde gerçekleşen eyleme şüphelinin de katıldığına dair görüntü tespitinin yapıldığı,
4-)26.06.2015 tarihinde gerçekleşen eylemde PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan posterleri, sözde Kürdistan Demokratik Halklar Birliğini (YDK) temsil eden bez parçaları ve PKK/KCK Terör Örgütünün Suriye yapılanması (YPG) temsil eden bez parçalarını taşınarak,… “ŞehidNamırın”, “Kobane İşide Mezar Olacak”…şeklinde sloganlar atılmıştır. PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan Anfnews isimli siteden yapılan çağrılara uyarak 26.06.2015 tarihinde gerçekleşen eyleme şüphelinin katıldığına dair görüntü tespitinin dosya arasında bulunduğu,
5-) 20.07.2015 günü, Şanlıurfa ili Suruç İlçesi Amara Kültür Merkezi binası önünde meydana gelen patlama olayını protesto etmek amacıyla DBP Diyarbakır İl Teşkilatı organizesinde Bağlar İlçesi DBP İl Binası önünden HDP, DTK, KJA ve diğer bileşenlerin katılımıyla Koşuyolu Parkına kadar yürüyüş düzenlendiği akabinde basın açıklaması yapılmış, kayıt altına alınan görüntülerin yapılan incelemesinde grup tarafından “BijiSerokApo (Yaşasın Başkan Apo), …, Kürdistan IŞİDE Mezar Olacak” şeklinde slogan attıkları, PKK-KCK terör örgütünü ve üyelerini övücü-sahiplenici marş söyledikleri, sloganların yürüyüş ve basın açıklaması esnasında da devam ettiği, PKK-KCK terör örgütünü simgeleyen bez parçalarından YDK(Eski ERNK), YPJ ile Abdullah Öcalan fotoğraflarının basılı bulunduğu flamaların taşındığı ve basın açıklamasının yapıldığı alanda bulunan bazı sivil şahıslar tarafından üst araması yapıldığı tespit edilmiştir. PKK/KCK Terör Örgütü güdümünde yayın yapan Rojaciwan isimli siteden yapılan çağrıya uyarak 20.07.2015 tarihinde gerçekleşen eyleme şüphelinin katıldığına dair görüntü tespitinin bulunduğu,
6-)06.12.2015 günü gerçekleştirilen eylemde Sur istikametine yürüyüş yapılmasına izin verilmeyen eylemci grubun İstasyon Meydanında oturma eylemi yaptığı, “Her Yer Sur içi Her Yer Direniş, Baskılar Bizi Yıldıramaz, Direne Direne Kazanacağız, TC’nin Korkusu YDG-H Ordusu, Katil Polis Kürdistandan Defol, Biji Serak APO (Yaşasın Başkan Apo), Be SerokJiyanNabe(Başkansız Yaşam Olmaz), BijiBerxwedana Sure (Yaşasın Sur Direnişi), PKK Halktır Halk Burada, ŞehidNamırın (Şehitler Ölmez), Gerilla” şeklinde sloganlar attığı PKK-KCK terör örgütünü övücü ve sahiplenici mahiyette olan ÇerxaŞoreşe(devrimci çarkı) isimli marş söylenmiştir. PKK/KCK Terör örgütü güdümünde yayın yapan Bestanuçe ve Rojaciwanismli sitelerden yapılan çağrılara uyarak 06.02.2015 tarihinde gerçekleşen eyleme şüphelinin katıldığına dair görüntü tespitinin bulunduğu,
7-) 31.12.2015 günü gerçekleşen eylemde Büyükşehir Belediyesi önünden Dağ Kapı istikametine yürüyüşe geçen grup tarafından “DEMOKRATİK BÖLGELER PARTİSİ URFA İL ÖRGÜTÜ” pankart ile “Doğuda Güneş Doğmaz Batıda Sabah Olmaz, Jin Jiyan Azadi (Kadın Yaşam Özgürlük), İnadına Barış, Aşiti Ü Birati (Barış Ve Kardeşlik), Acil Barış” dövizlerini açılarak teşhir edildiği görülmüş, grup tarafından“… Sur İçinde Direnen Gerillaya Bin Selam, Biji Serok Apo, PKK Halktır Halk Burada, Katil Devlet Hesap Verecek, Katil Devlet Kürdistandan Defol, Yaşasın Cizre Direnişi, Kürdistan Faşizme Mezar Olacak, Şehit Namırın(Şehitler Ölmez), Biji Berxdana Sure(Yaşasın Sur Direnişi), Amed Uyuma Suriçine Sahip Çık, Selam Suriçine Bin Selam, Heryer Suriçi Heryer Direniş, Be Serok Jiyan Nabe (Başkansız Yaşam Olmaz), Gençlik Aponun Fedaisidir” şeklinde sloganların atıldığı, aynı zamanda grup tarafından “ÇARXA ŞOREJE (Devrim Çarkı)” isimli terör örgütünü övücü mahiyetteki sözde marş söylenmiş, Elazığ Caddesi üzerinde bulunan … Otel önüne gelerek Basın Açıklaması yaptıkları sırada grup içerisinden Orduevi önünde görev alan Emniyet Güçleri üzerine EYB (El Yapımı Bomba) atılmış, görevlilerden 325257, 160810, 271434 ve 391075 sicil sayılı Polis Memurları yaralanmışlardır. Gerçekleşen bahse konu eyleme şüphelinin de katıldığına dair görüntü tespitinin bulunduğu,
8-)30.01.2016 günü saat: 12.00 sıralarında Yenişehir İlçesi Sümerpark’ta güvenlik güçleri tarafından yürüten operasyonları ve PKK/KCK Terör Örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’a uygulandığı söylenen sözde tecriti protesto etmek amacıyla toplanan grup tarafından “Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalanve Tüm Siyasi Tutsaklara Özgürlük” ibareli pankartın açıldığı, eylemci grup tarafından PKK/KCK terör örgütünü övücü mahiyetteki Devrim Çarkı (ÇerxaŞoreşe) isimli sözde marşın okunduğu, “BijiBerxwedanaSur’e- Yaşasın Sur Direnişi”, “BijiSerokApo-Yaşasın Başkan Apo”, Sur içinde Direnen Gerillaya Bin Selam”, “Şehit Namırın-Şehit Ölümsüzdür” şeklinde sloganların atıldığı yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirilmiştir. PKK/KCK Terör Örgütü güdümünde yayın yapan BestaNuçe isimli siteden yapılan çağrılara uyarak 30.01.2016 tarihinde gerçekleşen eyleme şüphelinin de katıldığına dair görüntü tespitinin bulunduğu,
9-)04.03.2016 günü 11.00-13.15 saatleri arasında, DİK (Demokratik İslam Kongresi) organizesinde, “PKK/KCK terör örgütüne yönelik yapılan operasyonları ve sokağa çıkma yasağını protesto etmek” amacıyla Yenişehir İlçesi Sümerpark Ortak Yaşam Alanında sözde sivil Cuma namazı kılınmış ve ardından HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş tarafından basın açıklaması düzenlenmiştir. Sur ilçesinde PKK/KCK terör örgütü üyelerine yönelik güvenlik güçleri tarafından yapılan operasyonları protesto etmek amacıyla, sözde sivil Cuma namazına şüphelinin de katıldığına dair görüntü tespitinin bulunduğu,
10-)27.03.2016 günü 13.00 - 13.30 saatleri arasında Demokratik Bölgeler Partisi Diyarbakır İl Başkanlığı organizesinde; 21.03.2016 tarihinde gerçekleşen Nevruz Mitingi sırasında Sinevizyonda PKK/KCK Terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’a ait resimler ile terör örgütünü simgeleyen bez parçalarının belirli aralıklarla gösterildiği, tüm ekranlarda anlaşıldığı kadarı ile ölen örgüt mensuplarının resimlerini, elinde silahlı hendek ve barikat kuran örgüt mensuplarını gösterdiği ve “DİRENEREK KAZANACAĞIZ” yazısı ile son bulduğu, (sözde) Kürdistan ulusal marşı Ey Rakip ve PKK/KCK Terör Örgütünü övücü mahiyette Devrimci Çarkı isimli sözde Marşın söylendiği ve mitinge katılan bazı şahıslar tarafından PKK/KCK terör örgütünü simgeleyen bez parçaları ile Bölücübaşı Abdullah Öcalan’a ait posterlerin taşındığı tespit edilmesi üzerine Nevruz Tertip Komitesinde bulunan şahıslar 26.03.2016 tarihinde gözaltına alınmıştır. Nevruz Tertip Komitesinin Gözaltına alınması ile ilgili olarak Bağlar İlçesi DBP İl Binası önünde basın açıklaması gerçekleştirilmiştir. Söz konusu örgütsel içerikli basın açıklamasına katılarak destek veren şahıslar arasında şüphelinin de yer aldığına dair görüntü tespitinin bulunduğu,
11-)16.04.2016 günü 13.30-14.45 saatleri arasında Demokratik Bölgeler Partisi(DBP) Diyarbakır İl Teşkilatı organizesinde, Sur ilçesinde alınan kamulaştırma kararının iptal edilmesi ve yapılan sözde siyasi operasyonları ve gözaltıları protesto etmek amacıyla basın açıklaması düzenlenmiştir. Basın açıklaması esnasında, “Baskılar Bizi Yıldıramaz, Direne Direne Kazanacağız, PKK Halktır Halk Burada, Katil Devlet Hesap Verecek, Hak Hukuk Adalet PKK ile Gelecek, Amed İsyandır Gerillaya Selam Dur, BijiSerokApo” şeklinde sloganlar atılmıştır. Bahse konu basın açıklamasına şüphelinin de katıldığına dair görüntü tespitinin bulunduğu,
12-)02.07.2016 günü saat:17.00 sıralarında Güvenlik Kuvvetlerince Lice ilçesi kırsalında PKK/KCK terör örgütüne ait barınaklara ve terör örgütünün yetiştirdiği uyuşturucu tarlalarının imha edilmesi ile ilgili olarak başlatılan operasyonları protesto etmek amacıyla Bağlar ilçesi Koşuyolu Parkından toplanan grup, DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) il binasına kadar yürüyüş yapmak istemiş, ancak kanunsuz yürüyüşe izin verilmemiş, bunun üzerine tekrar DTK önünde toplanan grup tarafından basın açıklaması gerçekleştirilmiştir. Yapılan bütün uyarılara rağmen grup Belediye Konuk Evi (-sözde-DTK)’ne BijiBerxwedana Lice (Yaşasın Lice Direnişi)”, “Direne Direne Kazanacağız” , “Lice Onurdur Onuruna Sahip Çık” sloganları eşliğinde yürüyüşe geçmesi üzerine tedbir alan zırhlı unsurlarca gruba orantılı bir şekilde sulu olarak müdahalede bulunulmuştur. Yapılan müdahale sonrasında peyder pey Belediye Konuk Evi (-sözde-DTK) önünde toplanan grup burada yapılan basın açıklamaları sonrasında dağılmıştır. PKK/KCK Terör Örgütü güdümünde yayın yapan ANFNEWS ve ÖZGÜRGÜNDEM isimli sitelerden yapılan çağrılara uyarak gerçekleşen eyleme şüphelinin de katıldığına dair görüntü tespitinin bulunduğu,
13-)02.11.2017 günü saat:10.15-10.25 arasında -sözde- Barış Anneleri organizesinde Bağlar İlçesinde bulunan binalarında “PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın -sözde- sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanması için açlık grevi” konulu basın açıklaması gerçekleştirilmiş, 3 günlük açlık grevi yapılmış, açlık grevinin 3. gününde 04.11.2017 günü saat:16.00 sıralarında bina içerisinde yapılan basın açıklaması sonrasında açlık grevi sona ermiştir. Şahsın açlık grevinin 2. Gününde 03.11.2017 tarihinde periscope isimli uygulama üzerinden indirilen videoda destek için ziyaret ettiği görüntüler tespit edilmiştir. Söz konusu örgütsel içerikli basın açıklamasına şüphelinin de katıldığına dair görüntü tespitinin bulunduğu,
14-)HDP Diyarbakır İl Başkanlığı organizesinde 27.10.2018-28.10.2018 tarihleri arasında ilimiz Sur ilçesinde bulunan … Otelde Ortadoğu krizi ve demokratik ulus çözümü konferans yapıldığı tespit edilmiştir. Söz konusu konferans ile ilgili yapılan açık kaynak araştırma İmralıda tecritin kaldırılması gibi konuların ele alındığı tespit edilmiştir. Şüphelinin bahse konu etkinliğe katıldığına dair görüntü tespitinin bulunduğu,
15-)07.01.2019 günü saat:11.00 sıralarında Kayapınar ilçesi … Düğün ve Konferans salonunda HDP genel başkanları Sezai Temelli ve Pervin Buldan’ın katılımıyla basın açıklaması yapılarak HDP-DBP-KKP-DDKD-İnsan ve Özgürlük Partisi-PDK/KDP-PDK-T-Azadi hareketleri ile birlikte yerel seçimlerde birlikte hareket etmeye yönelik basın açıklaması yapılarak ortak deklarasyon açıklanmıştır. Açık kaynaklarda yapılan araştırmada YEREL SEÇİMLERDE KÜRDİSTAN İTTİFAKI SAĞLANDI şeklinde ortak açıklama başlığı altında açıklamalarda bulunulduğu, Söz konusu örgütsel içerikli basın açıklamasına şüphelinin de katıldığına dair görüntü tespiti ve görevli polis memurları tarafından tutulan 19/02/2019 tarihli kimlik tespit tutanağı bulunduğu,
16-)10.01.2019 günü saat:13.15 sıralarında Diyarbakır ili Bağlar ilçesi HDP İl Binasında HDP Milletvekillerinin il ve ilçe yöneticilerinin katılımıyla halen E Tipi cezaevinde bulunan Leyla Güven’in 16.11.2018 günü başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevine destek vermek amacıyla halk toplantısı, basın açıklaması yapılmış, söz konusu etkinliğe şüphelinin de katıldığına dair görüntü tespiti ve görevli polis memurları tarafından tutulan 15/01/2019 tarihli görüntü çözüm ve şahıs tespit tutanağı bulunduğu,
17-) HDP il ilçe teşkilatlarına mensup 7 şahıs tarafından 19.01.2019 tarihinde 12.00-16.00 saatleri arasında “Demokrasi, Özgürlük ve Adalet” konulu açık hava toplantısı yapılması uygun görülmüştür. Açık hava toplantısında Leyla Güvenin yapmış olduğu açlık grevine destek konuşmaları, cezaevlerinde açlık grevi eylemini gerçekleştiren tutuklu/hükümlü şahısların isimleri okunarak destek mesajlarının gönderilmesi ve teröristbaşı Abdullah Öcalan üzerine uygulanan tecritin kaldırılması şeklinde konuşmalar yapıldığı, söz konusu etkinliğe şüphelinin de katıldığına dair 19/01/2019 tarihli olay tutanağında isminin geçtiği,
18-) 03.02.2019 günü DBP Diyarbakır İl Eş Başkanlığının 5. Olağan Kongresinin… Düğün ve Konferans salonu tesislerinde yapılacağı bilgisi üzerine, kongre başlamadan görevli ekiplerce yapılan kontrollerde 5 adet kapalı vaziyette pankart tespit edilmiş, söz konusu pankartlarda “TECRİT İNSANLIK SUÇUDUR SİYASİ TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK, LEYLA GÜVEN HAKLIDIR! TECRİT SON BULMALIDIR, EM TECRİDE BİŞKENİN FAŞİZME HİLWEŞİNİN (TECRİTİ KIRALIM FAŞİZMİ YIKALIM), KADIN SOYKIRIMINI DURDURACAĞIZ YAŞAMI ÖZGÜRLEŞTİRECEĞİZ, AÇLIK GREVİ EYLEMİNİZİ SELAMLIYORUZ” şeklinde ibareler bulunduğu, söz konusu etkinliğe şüphelinin de katıldığına dair 03/02/2019 tarihli tutanakta isminin geçtiği,
19-)10.02.2019 günü saat:11.00’da HDP organizesinde Kayapınar ilçesinde …Düğün Salonunda “HDP Kadın Belediye Başkan Adaylarının Tanıtımı” yapılacağı bilgisi elde edilmiş yapılan çalışmalar sonucu ve Cumhuriyet Savcısı talimatına istinaden alınan güvenlik kamera görüntülerinde sinevizyon gösterisi yapıldığı, sinevizyon görüntüsüne dair 12/03/2019 tarihli kamera inceleme tutanağına göre 05.37 saniyesinde 9 Ocak 2013 yılında Pariste öldürülen PKK terör örgütü kurucu üyelerinden Sara Kod Sakine Cansız olduğu değerlendirilen görüntülerin olduğu bununla birlikte sinevizyon görüntüsünde terör örgütü elebaşısı olan Abdullah Öcalan'ın fotoğrafının görüldüğü, söz konusu etkinliğe şüphelinin de katıldığına dair 10/02/2019 tarihli tutanakta isminin geçtiği,
20-) 17.02.2019 günü saat:10.00’da Bağlar İlçesi Selahattin Eyyubi Mah. Turgut Özal Bulv. Üzerinde bulunan HDP il binası içerisi Vedat Aydın Konferans salonunda HDP Genç Kadın Meclisi organizesinde Genç Kadın Konferansı konulu etkinlik yapılmıştır. Söz konusu konferansta “Özgürlük kolay kazanılsaydı Ronahi ve Berivanlar kendini yakmazdı, Genç kadınlar örgütleniyor faşizmi yıkıyor, Kürdistanı özgürleştiriyor, Faşizme karşı başkaldır” şeklinde yazılı pankartlar ve Taybet İnan, Destan Yörük, Nazelin Korkut, Zeynep Kınacı, Ekin Ceren ve Leyla Güvenin fotoğraflarının asılı olduğu, söz konusu etkinliğe şüphelinin de katıldığına dair 26/02/2019 tarihli kimlik tespit tutanağında isminin geçtiği,
21-) PKK/KCK terör örgütünün sözde anayasası olarak kabul edilen KCK Sözleşmesinin 14. Maddesinin Sosyal Alan Merkezinin "e" fıkrasında; "Demokratik toplum ve özgür birey yaratma hedefiyle yaşamın değişik alanlarında plan ve projeler geliştirir, uygular ve bunun için kurumlaşmalara gider. Bu alanlarda faaliyet gösteren örgüt ve kurumları destekler. Örgütlü bir sivil toplum gücünü açığa çıkarmak için çalışır. Komite kadın, gençlik, emekçiler, azınlıklar ve inanç grupları, şehit ve gaziler ile sosyal aktiviteler alanı temel bileşenlerinden oluşur. " Şeklindeki sözde hükümler doğrultusunda;
"ŞEHİT AİLELERİ İLE DAYANIŞMA VE GAZİLER KOMİTESİ" adı altında PKK/KCK terör örgütünün kırsal alanında faaliyet yürütürken Güvenlik Güçleri ile girmiş oldukları çatışma neticesinde ölü ya da sağ ele geçirilen örgüt mensuplarının ailelerinin araştırılıp bulunması ve bunların örgütlendirilip özellikle Kürt Kökenli Ailelerin devlete karşı olan güvenlerini azaltmaya yönelik çalışma yaptıkları,
Değer Ailesi olarak tabir edilen bu ailelerin örgütsel bağlılıklarının son derece fazla olduğu, örgütün bu ailelere özellikle önem atfederek örgütsel faaliyetler için bu aileleri kullandığı,
PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet yürüten şahısların ailelerine DEĞER AİLESİ denildiği, bu ailelerle terör örgütünün bir arada faaliyet yürüttüğü, "DEĞER AİLELERİ" adı altında tutuklu/hükümlü ailelerini örgütleyerek, kitlesel eylemler/kampanya faaliyetleri/ yerel- genel seçim çalışmaları/ eleman ihtiyacının karşılanması gibi alanlara bu kişilerin kanalize- edilerek kullanıldığı değerlendirilmektedir.
Şüphelinin Diyarbakır ili Bismil ilçe merkezi köy ve mahallelerinde –sözde- değer aileleriyle görüşerek çalışma yürüttüğü, 12.03.2019 tarihinde Diyarbakır ili Bismil ilçesi Çatalköy Mahallesinde yaptıkları ziyaret esnasında elinde WELAT AMED (k) Ş.Ö. isimli leşker kıyafetli ve çerçeveli fotoğrafı bulunan örgüt mensubunun babaannesi E.Ö isimli şahsın elini öptüğü esnada fotoğraf çektirdiği, bu fotoğrafın 12.03.2019 tarihinde “HDP Bismil İlçe örgütü” isimli facebook sosyal medya hesabından paylaşıldığı görülerek açık kaynak araştırma, değerlendirme ve tespit tutanağı tanzim edilmiştir. Söz konusu örgütsel içerikli etkinliğe şüphelinin de katıldığına dair görüntü tespitinin bulunduğu,
22-) 17.03.2019 günü Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevi Kurumu’nda BTÖ hükümlüsü olarak tutuklu bulunan Z.G. isimli şahsın kendisini asmak suretiyle yaşamına son vermiş olup, söz konusu cenaze 18.03.2019 günü İstanbul ilinden havayolu ile getirilerek saat 01:45 sıralarında Bağlar ilçesi Yeniköy Mezarlığı’na defnedilmiştir. Söz konusu BTÖ mensubuna ait cenazenin defni sonrası Kayapınar İlçesi Huzurevleri … sayılı adreste bulunan … köyü taziye evinde 18.03.2019 tarihinden itibaren 3 gün süreyle taziye ziyaretleri yapılmıştır. Düzenlenen taziyede "Biji Berxwedana Zindane (Yaşasın Zindanların Direnişi), Şehit Namırın (Şehitler Ölmez)" şeklinde sloganlar atıldığı, 18.03.2019 tarihinde söz konusu taziyeye şüphelinin de katıldığına dair görüntü tespitinin bulunduğu,
23-)21.03.2019 Perşembe günü Bağlar ilçesi Nevruz Parkında 11.00-16.00 saatleri arasında Halkların Demokratik Partisi İl Başkanlığının düzenlediği “Nevruz Bayramı” (Propaganda) konulu açık hava toplantısı organizasyonda PKK/KCK terör örgütünü simgeleyen renk ve sembolleri çağrıştıran bez parçalarının açıldığı, PKK/KCK terör örgütü ve elebaşısı lehine sloganlar atıldığı, söz konusu etkinliğe şüphelinin de katıldığına dair 21/03/2019 tarihli olay tutanağında isminin geçtiği,
24-) 04.04.2019 günü 15:00’de Bağlar ilçesi HDP (Halkların Demokrat Partisi) il binasında Merkez ve Dış İlçe Belediye Başkan Adaylarının seçim sonuçlarına yönelik kutlama ve etkinlik yapılmıştır. Dosya arasında bulunan DVD üzerinde yapılan incelemede güvenlik güçleriyle çeşitli zamanlarda girdikleri çatışmalarda etkisiz hale getirilen PKK/KCK terör örgütü mensupları için saygı duruşunda bulunulduğu, PKK/KCK terör örgütünün –sözde- devrimci çarkı marşının söylendiği “BijiSerokApo (Yaşasın Apo), BijiSerokJiyanNa Be (Başkansız Yaşam Olmaz) “PKK halktır, halk burada” şeklinde sloganlar atılarak PKK/KCK terör örgütü ve elebaşısı Abdullah Öcalan sahiplenilerek terör örgütü propagandası yapıldığı tespit edilmiş; söz konusu örgütsel içerikli etkinliğe şüphelinin de katıldığına dair görüntü tespitinin bulunduğu,
Bismil Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/4163 sayılı soruşturma dosyası kapsamında şüpheli hakkında terör örgütüne üye olma suçundan yürütülen soruşturmanın fezleke düzenlenerek Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca 2019/59562 sayılı soruşturma numarası aldığı ve bu dosya ile birleştirildiği,
Birleşen dosya kapsamı incelediğinde;
1-)31 Mart 2019 günü gerçekleştirilen Mahalli İdareler Genel Seçimlerine ilişkin olarak 10/03/2019 günü Halkların Demokratik Partisi ilçe teşkilatınca düzenlenen, Bismil İlçesi Şentepe Mahallesindeki seçim irtibat bürosu açılışında terör örgütü propagandası yapıldığının bilgisi alınması üzerine başlatılan soruşturmada;
Dosyada mevcut görüntüler incelendiğinde suç tarihinde HDP Bismil Belediye Başkan Adayı Orhan Ayaz isimli şahsın açılacak olan seçim irtibat bürosu önünde toplanan insanlara Kürtçe hitapta bulunduğu, yapılan kürtçe konuşma metni Türkçe'ye çevrildiğinde Orhan Ayaz'ın kalabalık gruba " ...31 Mart yaklaştı eylemcilerimiz açlık orucundalar, eylemci ruhumuzla onlara binlerce selam olsun. Ama biz burada rahat değiliz. Bu açlık grevinde olan arkadaşlarımızın sağlık durumu kötüye gidiyor. Değerli dostlar, hiçbir arkadaşımız sağlığından olmasın, biz arkadaşlarımız için binlerce belediyeyi onlara kurban ederiz. Hiç şüphe yok ki bu vatandaşlarımız kayyumları babalarının evine gönderecekler. Diyecekler ki cehennem olup gidin artık buralardan. Biz diyoruz ki ey Devlet ey Akp kanunlarınızı uygulayın, tecrit hukuki değil, insani değil, hukukunuzu uygulayın,..." şeklinde konuşma yaptığı,
2-) 31 Mart 2019 günü gerçekleştirilen Mahalli İdareler Genel Seçimlerine ilişkin olarak 10/03/2019 günü Halkların Demokratik Partisi ilçe teşkilatınca düzenlenen, Bismil İlçesi Tepe Mahallesindeki seçim irtibat bürosu açılışında terör örgütü propagandası yapıldığının bilgisi alınması üzerine başlatılan soruşturmada,
Dosyada mevcut görüntüler incelendiğinde suç tarihinde HDP Bismil Belediye Başkan Adayı Orhan Ayaz isimli şahsın açılacak olan seçim irtibat bürosu önünde toplanan insanlara Kürtçe hitapta bulunduğu, yapılan kürtçe konuşma metni Türkçe'ye çevrildiğinde Orhan Ayaz'ın kalabalık gruba " ...31 Mart yakınlaştı ama dört bir yanda açlık orucundalar, ziyadeleri gün gün kötüye gidiyor ama bizde gam yok. Bu arkadaşlarımızın bugün yarın sağlıkları bozulur, sağlıkları bozulmasın diye biz hep beraber destek olmalıyız ve tarafımızı göstermeliyiz..." şeklinde konuşma yaptığı,
3-)31 Mart 2019 günü gerçekleştirilen Mahalli İdareler Genel Seçimlerine ilişkin olarak 27/03/2019 günü Halkların Demokratik Partisi ilçe teşkilatınca düzenlenen mitingde terör örgütü propagandası yapıldığının bilgisi alınması üzerine başlatılan soruşturmada,
Dosyada mevcut görüntüler incelendiğinde miting tarihinde HDP Bismil Belediye Başkan Adayı olan Orhan Ayaz isimli şahsın miting alanı önünde toplanan insanlara Kürtçe hitapta bulunduğu, yapılan kürtçe konuşma metni Türkçe'ye çevrildiğinde Orhan Ayaz'ın kalabalık gruba " ...Değerli arkadaşlar başından beridir açlık grevinde olan arkadaşlarımızı saygı ile selamlıyoruz. Biz diyoruz ki sizin isteğiniz, talebiniz bizimde isteğimizdir, Bismil'in isteğidir. Biz burdan onlara başarı diliyoruz. Değerli arkadaşlar sizde biliyorsunuz ki bu büyük zulmü düzeltmek adına tüm yolları tıkamışlar..." şeklinde konuşma yaptığı,
4-)02/04/2019 günü Bismil İlçesi …Düğün Salonunda terör örgütü propagandası yapıldığının bilgisi alınması üzerine soruşturmaya başlandığı,
Bismil HDP İlçe Seçim Kurulu Temsilcisi M. Ş. D'in 01/04/2019 tarihinde Kaymakamlık Makamına sunmuş olduğu dilekçeden, 31 Mart 2019 günü gerçekleşen Mahalli İdareler Genel Seçimleri sonucunu kutlamak için 02/04/2019 günü …Düğün Salonunda etkinlik yapılacağının bilgisi alındığı, söz konusu programın düzenlendiği, Facebook sosyal paylaşım sitesinde yapılan araştırmalarda A.Y.kullanıcı isimli şahsın söz konusu etkinliğe ait video paylaştığının görüldüğü, bahse konu video ve konuşma metinleri incelendiğinde şüpheli Orhan Ayaz'ın PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü adına kırsal alanda faaliyet gösterirken öldürülen teröristler için saygı duruşunda bulunduğu,
5-)11/10/2019 tarihinde şüphelinin sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından Türkiye Cumhuriyeti'nin başlatmış olduğu Barış Pınarı Harekatı'na ilişkin twit attığının tespit edilmesi üzerine Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma işlemlerine başlanıldığı,
Şüpheliye ait "Orhan Ayaz" rumuzlu twitter hesabı incelendiğinde "Savaşla, kanla kendini varedenlere lanet olsun #SavasaKarsıRojavayaSesVer" şeklinde paylaşımda bulunduğunun tespit edildiği,
AÇIK KAYNAK ARAŞTIRMASI
Şüphelinin savunmasında kendisine ait olduğunu beyan ettiği twitter isimli sosyal medyada bulunan "@orhanayaz" rumuzlu hesabında;
Hakkında terör örgütüne üye olma suçundan yargılamanın devam ettiği Leyla Güven isimli şahısla ilgili "tecrit insanlık suçudur.#LeylaGüvenHaklıdırTecritKalkmalıdır" yazılı paylaşımda bulunduğu,
Hakkında silahlı terör örgütü kurma ve yönetme suçundan yargılamanın devam ettiği Selahattin Demirtaş isimli şahsın fotoğrafın üstünde "Rehine insanlık suçudur.#AİHMkararınauyulsun" yazılı paylaşım,
Hakkında terör örgütüne üye olma suçundan yargılamanın devam ettiği Leyla Güven isimli şahısla ilgili "Tecride karşı özgürlük insiyatifi, Leyla Güven ve tüm tutsakların direnişlerini omuzlamak için yüzlerce kişinin katıldığı halk toplantısı düzenledi.
"Mücadelenin en ağır bedelini ödeyenler, en büyük sorumluluğu üstlendiler. İrade ve inançlarıyla direniyorlar. Şimdi sıra bizde"" yazılı paylaşımı beğendiği,
Hakkında terör örgütüne üye olma suçundan yargılamanın devam ettiği Leyla Güven isimli şahıs tarafından gerçekleştirilen açlık grevini destekleyici paylaşımı beğendiği,
Hakkında terör örgütüne üye olma suçundan yargılamanın devam ettiği Leyla Güven isimli şahıs ve terör örgütünün elebaşı ile ilgili olarak "HDP DBP Bismil İlçe Örgütü ve bileşenleri Sn. Öcalan üzerinde tecridi protesto etmek amacıyla süresiz dönüşümsüz açlık grevinde olan DTK Eş Başkanı ve Hakkari vekilimiz Leyla Güvene destek amaçlı basın açıklaması yaptı" yazılı altında kendisinden bulunduğu basın açıklamasında ilişkin paylaşımı beğendiği,
Anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde şüphelinin PKK/KCK terör örgütünün yaptığı eylem çağrıları üzerine katıldığı yasa dışı eylemlere dönüşen toplantı ve gösteri yürüyüşlerine müteaddit defalar, şüphelinin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz eden faaliyet ve eylemlerde bulunduğu, terör örgütüyle organik bağ kurduğu, terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğu gözetilerek eyleminin terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğu” iddiasıyla açılan kamu davasının Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/512 Esasında derdest olduğu,
b- Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2020/56403, Esas No: 2020/12637 ve İddianame No: 2020/3208 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 20/11/2020 olduğu belirtilerek;
“Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 2020/47293 esas sayılı dosya kapsamında gözaltına alınan V. S.'un etkin pişmanlık kapsamında yararlanmak istediğini beyan ederek vermiş olduğu ifade ve çoklu fotoğraftan teşhis tutanağında özetle, 2013 yılında örgüt içerisinde faaliyet yürütürken Doktor Aydın kod adlı Hacı … isimli teröristten talimat aldığını, bu şahsın Hasan …isimli kardeşi olduğunu ve DİSKİ'de çalıştığını, bir gün Hasan … ile görüşürken Orhan Ayaz'ın kardeşinin sınıf arkadaşı olduğunu ve güvenilir bir milis olduğunu, örgüt adına yardımlar yaptığını, bu yardımları neticesinde belediye başkanlığı makamına getirildiğini söylediğini beyan ederek şüpheliyi teşhis etmesi karşısında, şüphelinin üzerine atılı PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olduğu hususunda yeterli şüpheye ulaşıldığı “iddiasıyla 2019/512 esas sayılı dosya ile birleştirilmesi talebiyle Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/367 esasında kayıtlı kamu davası açıldığı, ve dosyanın aynı Mahkemenin 2019/512 esasında birleştirildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Diyarbakır- Bismil Belediye Başkanı seçilen Orhan Ayaz’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan yargılamalarının bulunduğu görülmekle, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Orhan Ayaz’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
293. SEMİRE NERGİZ (Şemsettin ve Hediye kızı, 1969 doğumlu, T.C. Kimlik No: 38728175168); (31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Mardin- Nusaybin Belediye Başkanı- 08/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 17/10/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/1642 sayılı soruşturma dosyasında;
Suç tarihinin 2019 olduğu;
Silahlı terör örgütüne üye olma (PKK/KCK/YPG/YDG-H)" suçundan soruşturmanın devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Mardin-Nusaybin Belediye Başkanı seçilen Semire Nergiz’in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan soruşturmasının bulunduğu, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Semire Nergiz’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı , Anlaşılmıştır. (Ek-26)
294. MEHMET ZIRIĞ (Ömer ve Hediye oğlu, 1982 doğumlu, T.C. Kimlik No: 61171458182); (31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Şırnak- Cizre Belediye Başkanı- 04/12/2018 - 13/07/2020 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 28/10/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
a) Malatya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/06/2020 tarih ve 2018/18 esas, 2020/103 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 2011 olduğu belirtilerek,
“Dosyada mevcut ortam tapeleri, olay tespit tutanakları ve fotoğraflar, ele geçirilen dökümanlar, birlikte değerlendirildiğinde, sanığın PKK terör örgütünün sözde sözleşmeleri örgüt liderinin ve terör örgütünün Irak ülkesinin kuzeyinde yerleşen yöneticilerinin talimatları doğrultusunda kurulan, yasadışı terör örgütüne bağlı bir yapılanma olduğu açıklanan başkanlık divanı, yürütmesi ve disiplin kurulundan oluşan organları bulunan, PKK/KCK terör örgütü yapılanmasının ana unsurlarından ve sözde demokratik özerkliği gerçekleştirmenin bir aracı olarak kabul ettikleri, kentte bulunan tüm kurumların bağlı olduğu, vatandaşların devletin idari ve adli kurumlarıyla irtibatı ortadan kaldırmayı amaç edinen yasadışı kent Meclisinin toplantısına bu özelliğini bilerek ve üye sıfatıyla katıldığı, sürekli örgüt lehine propagandaya dönüşen gösterilere katıldığı, ele geçirilen dokümanlardan örgütün kent meclisleri yapılanmasında görev aldığı, bu şekilde üzerine atılı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” gerekçesiyle 5237 sayılı TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3, 5/1, TCK’nın 62. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Şırnak Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün 25/08/2019 tarihli Açık Kaynak Araştırma Raporunda Cizre Belediye Başkanı Mehmet ZIRIĞ'ın sosyal medya paylaşım içerikleri incelendiğinde şüpheli hakkında atılı terör örgütü propagandası yapma suçundan soruşturmaya başlanıldığı;
Şüphelinin twitter sayfasından "Sen hey söyle aferin Cizre dirilişi, dirilişiniz hiçbir zaman akıllarda unutulmaz selam olsun Diyarbakır ve Mardin dirilişi için" sözlerini paylaştığı anlaşılarak yapılan soruşturmanın Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/258 soruşturma sırasında devam ettiği,
c) Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 25/03/2021 tarihli, 2020/4101 Soruşturma numarası ile; İçişleri Bakanlığının 28/10/2019 tarih ve 91595350-250/INS 2019.73.2068 sayılı kararı ile görevinden alınan Cizre Belediye Başkan Mehmet Zırığ hakkında Cizre belediyesinde terör örgütünün talimatları ve ideolojileri doğrultusunda hareket ettiği hususunda kuvvetli suç şüphesi olduğundan silahlı terör örgütüne üye olma suçundan dolayı başlatılan soruşturma kapsamında;
Suç tarihinin 28.10.2019 olduğu belirtilerek;
Cizre Sulh Ceza Hakimliği'nin 30/10/2019 tarih ve 2019/2379 değişik iş sayılı arama, el koyma kararı ile ele geçirilen eşyalar üzerinde yapılan incelemelerde ele geçirilen bayan iş başvuru listesi başlıklı yazı içerisinde bir çok ismin yer aldığının görüldüğü, yapılan araştırmalarda, söz konusu isimlerin tamamına yakının PKK silahlı terör örgütü ile iltisaklı olduğunun tespit edildiği,
Yapılan incelemelerde, eylül ayı yapılan ödemeler başlıklı evrak incelendiğinde, içerisinde belediye tarafından çeşitli hizmet alımlarına yönelik ödeme bilgilerinin yer aldığının görüldüğü, ödeme yapılan kişiler incelendiğinde, bu kişilerin ve şirketlerin bir kısmının terör örgütü ile iltisaklı olduklarının tespit edildiği; soruşturma evrakının 25/03/2021 tarih ve 2021/412 sayılı Yetkisizlik kararı ile Malatya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği ve sürecin devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 04/12/2018 - 13/07/2020 tarihleri arası üyesi olup, 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Şırnak- Cizre Belediye Başkanı seçilen Mehmet ZIRIĞ’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, silahlı terör örgütüne üye olma ve terör örgütü propagandası yapmak suçlarından soruşturmalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Mehmet ZIRIĞ’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır.
Yukarıda (a) bendinde belirtildiği üzere Mehmet Zırığ’ın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5237 sayılı TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK 62 maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu dava kapsamında 20/09/2011 - 11/02/2015 tarihleri arası tutuklu kaldığı ve bu eylemin suç tarihinin ilgilinin davalı partiye üyelik tarihinden önceye ait olduğu anlaşılsa da 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 3. maddesine göre bu kişinin yargılandığı ve üç buçuk yıla yakın tutuklu kaldığı suç bir terör suçudur. Buna rağmen hakkında terör örgütü üyesi olmaktan yargılama yapıldığı bilinen Mehmet Zırığ’ın Cizre Belediye Başkan adayı yapılması davalı Parti'nin terör örgütü ile bağlantısını ve bilinçli bir kadrolaşma hedefini açıkça ortaya koymaktadır. (Ek-26)
295. CAZİYE DUMAN (Abdullah ve Gülüzar kızı, 1990 doğumlu, T.C. Kimlik No: 35734498564); (31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Van–Saray Belediye Başkanı- 08/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 01/11/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
a) Van 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/07/2018 tarih ve 2018/113 esas, 2018/270 karar sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 09/02/2016 olduğu belirtilerek;
“Sanığın da içinde bulunduğu grupça KJA İpekyolu Kadın Meclisi organizesindeki 15 Şubat 1999 yılında Abdullah Öcalan'ın yakalanması ve Cizre'de yapılan operasyonları protesto etmek amacı ile Van ili itfaiye meydanında basın açıklaması yapıldığı, basın açıklaması sırasında Öcalan'ın resminin yer aldıgı pankartın açıldığı, pankart içeriğinde, "ÖZ YÖNETİM ÖZ SAVUNMA DİRENİŞİ İLE 15 ŞUBAT KOMPLOSUNU BOŞA ÇIKARTACAGIZ, KENDİMİZİDE ÖNDERİMİZİ DE ÖZGÜRLEŞTİRECEGİZ" şeklinde yazının olduğu, pankart içeriğinde öz yönetim sistemi ve özerk bölgelerin savunulduğu, ayrıca yapılan etkinlik sırasında "baskılar bizi yıldıramaz" şeklinde sloganların atıldığının sabit olduğu, daha önceler bir çok kez, PKK terör örgütünün sözde liderlerinin PKK/KCK terör örgütüne müzahir internet sitelerinde özsavunmaya atıf yapmak suretiyle Türkiye'yi tehdit ettikleri, YDG-H şeklindeki terör yapılanmasının (sözde) serhildanı yükseltme çağrıları yaptıkları, PKK/KCK terör örgütünün yukarıda belirtilen özyönetim, özerklik ve özsavunma şeklindeki açıklamaları sonucunda Cizre, Silopi, Nusaybin ve Sur ilçelerinde özyönetim ilanıyla birlikte örgüt üyelerince hendeklerin kazıldığı, bu kazılan hendeklere tuzaklamaların yapıldığı, PKK terör örgütünün gençlik yapılanması olan YDG-H tarafından sivil alanlarda örgütlenmeye gidilerek hendekler kazıldığı, kamu binalarına ve araçlarına saldırılar gerçekleştirildiği (okullar, hastaneler, ambulanslar vs.) kamu güvenliğini sağlamak amacıyla Cizre, Silopi, Sur vs. ilçelerde gerçekleştirilen operasyonlarda güvenlik güçlerine uzun namlulu silahlar ve roketatarlarla saldırıldığı, eylemin gerçekleştirildiği yer, koşullar, muhatapları, dinleyicileri, bu dinleyicileri harekete geçirme potansiyeli olması, basın açıklamasının konusu, dikkate alındığında sanığın pankart açmak suretiyle terör örgütünün cebir şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptığı” gerekçesiyle 3713 sayılı TMK’nın 7/2-b.1 ve 5237 sayılı TCK’nın 62/1. maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, karar verildiği ve bu kararın 15/08/2018 tarihinde kesinleştiği,
b) Van Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2016/3938, Soruşturma Esas No: 2017/2812 ve İddianame No: 2017/791 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 01/11/2019, 03/09/2019 olduğu belirtilerek;
“…Şüphelinin ikametinde ele geçen not defterinin incelenmesi neticesinde; Not defterinin 5. Sayfasında el yazısı olduğu için okunabildiği kadarıyla "Nurullah İşçi alımı sıkıntısı. Kafa kal. İlişkisi. Değer ailesi ne nasıl yardımcı olabilir. Kayyum gelmesin diye almayacaklar" şeklinde yazının bulunduğunun tespit edildiği,
Şüphelinin ikametinde ele geçen not defterinde söz konusu "Nurullah İşçi alımı sıkıntısı. Kafa kal. İlişkisi. Değer ailesi ne nasıl yardımcı olabilir. Kayyum gelmesin diye almayacaklar" şeklindeki yazıların tespit edilmesi üzerine, 31 Mart 2019 Mahalli İdareler seçiminde Saray Belediye Başkanı olarak seçilen şüphelinin belediye başkanı olarak göreve başladıktan sonra örgütün sözde anayasası olarak kabul edilen KCK sözleşmesine ve "değer ailesi" kriterine göre işe alım yapıp yapmadığının tespiti açısından araştırma yapıldığı,
Van SGK İl Müdürlüğünden 01/04/2019 tarihinden sonra Saray Belediyesinde işe alınan personellerin kimlik bilgilerinin istenildiği,
Gelen SGK kayıtları ile 19/11/2019 tarihli tutanağa göre; Saray Belediyesinde işe alınan ve tutanak ve kayıtlarda açık kimlik bilgileri yazılı olan 12 kişiden 4 kişinin (Z.Ş., F.S., D.A., U.Ü) birinci veya ikinci derece yakınları hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütünün propagandasını yapmak suçlarından soruşturma/kovuşturma yürütüldüğünün tespit edildiği,
01/11/2019 tarihli Açık Kaynak Araştırma Raporuna göre; 10/12/2018 tarihinde ANF News isimli sitede yayımlanan "Van'da kadınlar açlık grevinde" başlıklı haberin içeriğinde şüphelinin TJA aktivisti olarak konuşma yaptığının belirtildiği,
17.01.2019 tarihli açık kaynak araştırma raporuna göre, şüphelinin PKK/KCK terör örgütü elabaşısı Abdullah Öcalan’a sözde tecrit uygulandığı iddiasıyla Hakkari HDP Milletvekili Leyla Güven tarafından başlatılan açlık grevine destek amaçlı açlık grevine katıldığı,
Cumhuriyet Başsavcılığında 12/03/2019 tarihinde beyan ve teşhislerde bulunan YKTL18LM isimli gizli tanığın şüpheli Caziye Duman hakkında; "bu şahıs ifademde Caziye Duman olarak bahsettiğim şahıstır. Bu şahıs Van DTK yapılanmasının önemli sorumlularından biridir. KJA içerisinde de faaliyet yürütür" şeklinde beyanda bulunarak şüpheliyi fotoğraftan teşhis ettiği,
Cumhuriyet Başsavcılığında 15/03/2019 tarihinde beyan ve teşhislerde bulunan XTRKM6Z isimli gizli tanığın şüpheli Caziye Duman hakkında; "bu şahıs ifademde Caziye Duman olarak bahsettiği şahıstır. Bu şahıs TJA içerisinde aktif olarak terör örgütünün güdümünde faaliyet yürütmektedir" şeklinde beyanda bulunarak şüpheliyi fotoğraftan teşhis ettiği,
Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/5185 soruşturma dosyası kapsamında beyan ve teşhislerde bulunan BAHAR20 isimli gizli tanığın şüpheli Caziye Duman hakkında; "bu kişi Van DBP eş başkanı Caziye Duman isimli kişidir. Bu kişi örgüt mensuplarının cenazesine katılarak örgütün propagandasını yapan, mahalle meclislerinde toplantı yaparak örgütün propagandasını yapan, DBP il binasında gençleri toplayarak örgütün ideolojik eğitimini alması için ortam sağlayan kişidir" şeklinde beyan ve teşhiste bulunduğu,
Şüpheli hakkında tefrik kararı verilerek iş bu soruşturma dosyası ile birleştirilen Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/25562 soruşturma sayılı dosyasında; şüphelinin PKK/KCK terör örgütü elabaşısı Abdullah Öcalan’a sözde tecrit uygulandığı iddiasıyla Hakkari HDP Milletvekili Leyla Güven'in başlattığı açlık grevine katıldığı, 10.12.2018 tarihinde yapılan aramada açlık grevi eylemini sürdürürken HDP Van İl binasında yakalandığı,
Şüpheli hakkında tefrik kararı verilerek işbu soruşturma dosyasıyla birleştirilen Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/17514 soruşturma sayılı dosyasında; 03.09.2019 günü saat 15:00 sıralarında Beşyol Meydanı Dabbağoğlu parkında kayyum atamalarını protesto etmek amacıyla HDP Van İl Teşkilatı organizesinde yaklaşık 120-130 kişilik grubun olduğu alanda basın açıklamasının yapıldığı, grubun "Jın Jıyan Azadi (Kadın, Yaşam, Özgürlük)" şeklinde slogan atmaya başladığı, kolluk güçlerince ses yükselten cihaz marifetiyle grubun duyacağı şekilde birden fazla kez uyarı anonslarının yapıldığı, grubun yapılan uyarılara rağmen "Eş Başkanlık mor çizgimizdir, Jin Jıyan Azadi, baskılar bizi yıldıramaz, yaşasın yaşam için direniş, susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz, kayyumlar gidecek halk gelecek, van yameye (bizimdir), Mardin yameye, Diyarbakır yameye" şeklinde slogan atmaya devam ettiği, kolluk güçlerince yapılan bilgilendirmeye ve uyarılara rağmen grubun, slogan atarak ve döviz taşıyarak caddeyi trafiğe kapatacak şekilde yürüyüşe geçtikleri, kolluk güçlerinin anonslarına aldırış etmedikleri ve son olarak Ferit Melen Caddesi üzerinden yolu trafiğe kapatarak caddenin karşı tarafından HDP İpekyolu İlçe binası önüne geçiş yapıp, burada dağıldıkları olayda, şüphelinin de eylemci grupla birlikte hareket ettiğinin ve grubu yönlendirdiğinin anlaşıldığı,
...Şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütünün kadın yapılanması olan ve KCK sözleşmesine göre kurulan TJA (Tevgera Jinên Azad-Özgür Kadın Hareketi) içerisinde faaliyet yürüttüğüne ve TJA aktivisti olduğuna dair ikrar içeren savunması, açık kaynak araştırma raporları, değerlendirme tutanakları, arama ve el koyma tutanakları, SGK kayıtları, görüntü inceleme ve değerlendirme tutanakları, gizli tanık anlatımları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin PKK/KCK terör örgütünün kadın yapılanması TJA ve DTK içerisinde faaliyet yürüttüğü, belediye personellerinin işe alımı noktasında sözde KCK sözleşmesini ve sözleşmedeki değer ailesi kriterini esas aldığı, bölücü terör örgütünden gelen talimatları yerine getirmeye hazır olduğu, talimata binaen açlık grevlerine katıldığı, örgütle arasında organik bağ kurduğu ve üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği, yine 03.09.2019 günü saat 15:00 sıralarında Beşyol Meydanı Dabbağoğlu parkında kayyum atamalarını protesto etmek amacıyla HDP Van İl Teşkilatı organizesinde, trafiğin kapatılmasına neden olunan ve tüm ikazlara rağmen slogan ve eylemlerine devam eden grubun gerçekleştirdiği basın açıklaması ve yürüyüşe katılması ve grubu yönlendirmesi nedeniyle 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet suçunu da işlediği,” iddialarıyla açılan kamu davasının Van 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/380 esasında derdest olduğu,
c) Van Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun Soruşturma No: 2021/4362, Esas No: 2021/1507 ve İddianame No: 2021/405 sayılı iddianamesiyle;
“İçişleri Bakanlığı, Bakanlık Makamının 17.10.2019 tarih ve 91595350-250/İNS: 2019.65.2524 sayılı, 13.11.2019 tarih ve İNS:2019.21-25-30-47-62-65-73.2876/ sayılı onay emirleri ve Kontrolörler Başkanlığının 24.10.2019 tarih ve 94602689-299-E.18485 sayılı ve 14.11.2019 gün ve 94602689-299-E.19843 sayılı görev emirleri gereğince Van İli Saray Belediyesinin 06.04.2019 tarihinden 02.11.2019 tarihine kadar idari iş ve işlemleri ile mali işlemlerin özel teftişi esnasında 3628 sayılı Kanun kapsamında suç konularına rastlanması sebebiyle Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yapılmıştır.
05.12.2019 tarihli İçişleri Bakanlığı Mahali İdareler Kontrolörlüğü tevdi raporunda yapılan incelemelerde 19 adet rapor konusu olay olduğu ve söz konusu raporda özetle;
Herhangi bir malzeme alınmadığı ve herhangi bir iş yaptırılmadığı ya da eksik mal ve hizmet alındığı halde belediye bütçesinden ödemelerin yapıldığı, ödeme yapılan birçok kişinin terör suçlarında tahkikata uğradığı,
Belediyece yardım dağıtılan kişilerden fakirlik ilmuhaberi alınmadığı, ihtiyacı olup olmadığına bakılmadan herhangi bir araştırma yapılmadan Belediye eski Başkanı Caziye Duman’ın sözlü talimatıyla gelişigüzel dağıtım yapıldığı,
Örnek olarak;
Çimento dağıtılan kişilerden S. A.'ın kardeşleri hakkında PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan haklarında tahkikat yürütüldüğü, S. A.'ın eşi hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör örgütü propagandası yapmak suçlarından ceza dava dosyası olduğu,
Çatı saçı dağıtılan kişilerden fakirlik ilmuhaberi alınmadığı, ihtiyacı olup olmadığına bakılmadan herhangi bir araştırma yapılmadan Belediye eski Başkanı Caziye Duman’ın sözlü talimatıyla gelişigüzel dağıtım yapıldığı,
Çatı saçı dağıtıldığı belirtilen bazı kişilerin ve yakınlarının terör suçlarından tahkikat yürütüldüğü veya ceza dava dosyaları olduğu,
Briket dağıtılan kişilerden fakirlik ilmuhaberi alınmadığı, ihtiyacı olup olmadığına bakılmadan herhangi bir araştırma yapılmadan Belediye eski Başkanı Caziye Duman’ın sözlü talimatıyla gelişigüzel dağıtım yapıldığı,
Briket dağıtıldığı belirtilen bazı kişilerin ve yakınlarının terör suçlarından tahkikat yürütüldüğü veya ceza dava dosyaları olduğu,
“06.09.2019 tarih ve 510 yevmiye nolu ödeme emri belgesi ile (Web sayfası yapımı işi) için eksik mal ve hizmet alındığı halde 01.09.2019 tarih ve 38340 nolu, KDV dahil 14.160,00 TL tutarlı…Bilgisayar Yazılım (M.Y.)’a ait fatura ile ödemede bulunulduğu,” konusunun incelenmesinde;
Saray Belediyenin Wep sayfasının yapıldığına dair ödeme evraklarında olduğu belirtilmiş ise de ödeme içinde sadece fotoğraf olduğu,
… Bilgisayar Yazılım (M.Y) firmasına ait 01.09.2019 tarih ve 38340 nolu fatura ile hizmet alımı yapıldığı belirtilen web sayfası yapım işi Teknik olarak yapılan incelemede;
Proje detay sayfası, müdürlükler sayfası, projeler sayfalarının yapılmadığı, bilgi edinme formunun yapılmadığı, İngilizce ve Kürtçe hazırlanmadığı, proje girişlerinin yapılmadığı, ihale girişleri modülünün yapılmadığı, Web sitesinin teknik şartnameye uygun olarak hazırlanmadığı, pek çok eksikliklerin bulunduğu,
… Bilgisayar Yazılım firması sahibi M.Y.’ın kardeşi Z.Y. isimli şahsın Terör Amaçlı Yardım ve Yataklık, Silahlı Terör Örgütü Kurma Yönetme veya Üye Olma, Terör Örgütünün Propagandasını Yapmak, Silahlı terör örgütüne üye olmak ve Görevi Kötüye Kullanma Suçlarından soruşturma ve kovuşturma aşamasında dosyalarının olduğu,
2 Adet İş Makinası (Kepçe) kiralanması işine ait fatura, 02.07.2019 tarih ve 383 yevmiye nolu ödeme emri belgesi ve doğrudan temin belgesi ekleri ile ödendiği,
Ancak;
Herhangi bir iş yaptırılmadan, ödeme emri belgesi ve ilk ödeme içindeki doğrudan temin belgelerinin fotokopileri ile ödendiği,
Saray Belediyesine ait 3 adet Kepçe, 2 adet Greyder, 1 adet Pi Makine Loder iş makinasının bulunduğu, bu iş makinalarını kullanabilecek belediye personellerinin olduğu, bahse konu iş makinalarının 2019 yılı Mayıs, Haziran Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında arızalı olmağı halde,
10.06.2019 tarih ve 028559 nolu, 23.600,00 TL tutarlı, 2 Adet İş Makinası (Kepçe) kiralanması işine ait fatura, 02.07.2019 tarih ve 383 yevmiye nolu ödeme emri belgesi ile … Hafriyat (C.Y.)’a ödendiği,
… Ajans Matbaacılık firmasından hiçbir mal veya hizmet alınmadığı halde, firma ile Belediye eski Başkanı Caziye Duman arasında abonelik sözleşmesi imzalandığı ve firma tarafından 21.10.2019 tarih 15.340,00. TL tutarında fatura düzenlendiği,” konusunun incelenmesinde;
… Yapı İnşaat Ticaret A.Ş. firmasından, … Reklam ve Matbaacılık (S.İ.) firmasından, …Reklam (B.D.) firmasından ve …Ajans Matbaacılık firmalarının bazıları ile sözleşme imzalandığı, herhangi bir mal ve hizmet alınmadan ilgili firmalar tarafından faturaların kesildiği, Belediye eski Başkanı Caziye Duman’ın 02.11.2019 tarihinde görevinden uzaklaştırılması nedeniyle ödenemediği,
…Reklam firması sahibi B.T.'un kardeşlerinin hakkında çeşitli terör suçlarından soruşturma ve kovuşturmaların devam ettiği,
Anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan deliller birlikte değerlendirildiğinde; şüphelinin belediyedeki yetkilerini ve belediye kaynaklarını kullanarak üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” iddiasıyla açılan kamu davasının Van 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/112 esasında derdest olduğu anlaşılmıştır.
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Van–Saray Belediye Başkanı seçilen Caziye DUMAN’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma ve 2911 sayılı Yasaya aykırılık” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Caziye Duman’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
Yukarıda (a) bendinde belirtildiği üzere Caziye Duman’ın silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan mahkumiyet kararının bulunduğu ve bu eylemin suç tarihinin ilgilinin davalı partiye üyelik tarihinden önceye ait olduğu anlaşılsa da 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 3. maddesine göre bu kişinin yargılandığı ve mahkumiyetine karar verilen suç bir terör suçudur. Buna rağmen hakkında terör örgütü propagandası yapmaktan mahkumiyet kararı olan Caziye Duman’ın belediye başkan adayı yapılması davalı Parti'nin terör örgütü ile bağlantısını ve bilinçli bir kadrolaşma hedefini açıkça ortaya koymaktadır.
296. GÜLİSTAN ÖNCÜ (Mehmet ve Vesile kızı, 1975 doğumlu, T.C. Kimlik No: 17845863608); (31/03/2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Mardin-Savur Belediye Başkanı -08/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 15/11/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2020/2621, Esas No:2020/901 ve İddianame No: 2020/240 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2019, 16/07/2019, 22/07/2019 olduğu belirtilerek;
“…13/02/2010 günü Mardin ilinde PKK/KCK silahlı terör örgütü adına mahalle ve kent meclisleri oluşturarak bu meclisler içerisinde faaliyet yürüttüğü tespit edilen şahıslar hakkında Mardin Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, G.Y. isimli kişinin ikametgahında yapılan aramada, Mardin ilinde oluşturulan kent meclisleri ve çalışma alanlarına ilişkin notlar tutulduğunun görüldüğü, bu notlar içerisinde şüpheli Gülistan Öncü'nün kooperatif alanında faaliyet yürüten kişi olarak … not edildiğinin görüldüğü,
Aynı soruşturma kapsamında "Boksör'' isimli gizli tanığın alınan ifadesinde;
Kızıltepe ilçesinde, KCK yapılanması tamamlandıktan sonra, 15 günde bir KCK yapılanmasına ilişkin toplantılar düzenlendiğini, bu toplantıların BDP ilçe binasında yapıldığını ve bu toplantılara .. Gülistan Öncü'nün de katıldığını beyan ettiği, …
- 1T4PK6P51 isimli gizli tanığın alınan ifadesinde; 2008 yılı sonlarına doğru, Mardin ve tüm ilçelerinde PKK/KCK silahlı terör örgütünün talimatları doğrultusunda ve KCK sistemi kapsamında mahalle meclisleri ve bu meclislerin üzerindeki yapı olarak ilçe meclislerinin oluşturulduğunu, kendisinin de bu meclis içerisinde yer aldığını, Kent Meclislerinin oluşturulma sürecinde DTP yöneticileri, Mayader, Sendika Çalışanları, DTP'li belediyeler ve anılan örgütün kadro olarak tabir edilen yöneticilerinin toplantılar yaptıklarını ve ilk olarak kent meclislerinin oluşturulması faaliyetini yürütecek olan yürütme ve inşaa kadrosu olarak belirtilen komisyonun seçiminin yapıldığını, bu seçim ile Mardin ilinin 3 veya 4 bölgeye ayrıldığını, yürütme ve inşaa kadrosu olarak faaliyet yürütecek olan kişiler arasından da belirlenen bu bölgelere görevlendirmeler yapıldığının ve görevlendirilen kişilerin sorumlu oldukları bölgede kent meclisleri kurulması amacıyla çalışmalara başladıklarını, ilçelere görevlendirilen bu kişilerinde aynı şekilde görevlendirildikleri ilçelerde, mahalle ve ilçe meclislerinin oluşturulması için o ilçe bünyesindeki kurumlar ile toplantılar yaparak ilçe örgütlenmesini kurduklarını, bu şekilde her ilçenin ilk olarak sokak mahalle meclisleri, akabinde ilçe meclisleri ve devamında il kent meclislerinin oluşturulması çalışmalarının yürütüldüğünü,
O dönem kendisinin faaliyet yürüttüğü KCK yapılanması içerisindeki Kızıltepe ilçe meclislerinde anılan karar doğrultusunda, Kızıltepe ilçesi Atatürk Mahallesinde Gülistan Öncü'nün, bu mahalledeki KCK yapılanmaları olan kent meclislerinin oluşturulması çalışmalarında sorumlu düzeyde faaliyet yürüttüklerini beyan ettiği ve kendilerini teşhis ettiği,
Yukarıda izah edilen hususlar doğrultusunda şüpheli Gülistan Öncü ve …'ın Mardin ilinde oluşturulmaya çalışılan KCK yapılanması içerisinde, Kızıltepe ilçesinde sorumlu düzeyde mahalle sözcüleri olarak faaliyet yürüttüklerinin anlaşıldığı,
…19/12/2018 tarihinde, Diyarbakır ilinde Demokratik Toplum Kongresi üyelerince kullanılan binada yapılan aramada ele geçirilen bir kısım dijital materyaller içerisinde, şüpheliler Gülistan Öncü ve …'ın, “Mardin ili DTK delegesi'' sıfatıyla yer aldıklarının tespit edildiği,
… 1KO3SOV0A8 isimli gizli tanığın alınan ifadesinde; … ve Gülistan Öncü'nün DTK toplum kongresi Mardin Delegesi Sıfatıyla bir kısım örgütsel toplantılarda yer aldığını beyan ettiği,
Yukarıda izah edilen hususlar ve yapılan tespitler neticesinde; şüpheliler Gülistan Öncü ve …'ın 2008 yılından yakalandıkları tarihe kadar KCK yapılanması içerisinde çeşitli görevlerde yer aldıkları, bu yapılanmanın Mardin ilindeki faaliyetlerinde sorumlu seviyede rol aldıklarının anlaşıldığı, ayrıca şüphelilerin, silahlı terör örgütünün talimatları ile oluşturulan ve anılan örgüt adına eylem ve faaliyetlere ilişkin karar mercii konumunda bulunan Demokratik toplum kongresi içerisinde delege olarak yer aldıkları ve bu sıfatla örgütsel bir kısım toplantılarda katıldıklarının tespit edildiği,
-PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarınca gönderilen ve iddianamenenin ''A'' başlığı altında detaylı olarak anlatılan , '' perspektif'' isimli döküman doğrultusunda, Mardin ilinde bir kısım örgütsel toplantılar yapıldığı, bu toplantılarda da "Tecriti Kıralım, Faşizmi yıkalım, Kürdistanı Özgürleştirelim" sloganı etrafında Mardin ilinde basın açıklamaları, yürüyüş, panel, cezaevi ziyaretleri düzenlenmesi ve her ortamda tecritte son gibi kararlar alındığının anlaşıldığı, nitekim PKK/KCK silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmekteyken yakalanan/teslim olan Alev Topçubaşı ve Taner Tataroğullarının dosya arasına celbedilen ifadelerinin de bu hususu doğruladığı,
Yine Gizli tanıklar P1L5EV3NE8 ve 1KO3SOV0A8 isimli kişilerin alınan ifadelerinde ise; Ele geçirilen döküman etrafında örgütsel toplantı yapıldığını ve toplantıya aralarında … ve Savur Belediye Başkanı olan Gülistan Öncü'nün DTK delegesi sıfatıyla katıldığını, toplantı aşamasında, toplantıyı yönetecek bir divan oluşturulduğunu, toplantıya katılan kişilerin, anılan örgüt tarafından gönderilen dökümanı okuduklarını ve söz konusu dökümana ilişkin görüş ve düşüncelerini açıklamak üzere sırasıyla konuşmalar yaptıklarını ve bu dökümanlar doğrultusunda Mardin ili özelinde örgütsel eylem ve etkinlik kararları alındığını beyan ettikleri,
Bu kapsamda şüphelilerin, PKK/KCK silahlı terör örgütü tarafından gönderilen örgütsel dökümanlar doğrultusunda, örgütsel eylem kararlarının alındığı toplantılara katılarak alınan bu kararlara iştirak ettiklerinin anlaşıldığı,
…Şüpheli Gülistan Öncü'nün;
23/01/2019 günü, Abdullah Öcalan'a uygulanan sözde tecriti protesto etmek amacıyla basın açıklamasına katıldığı,
06/02/2019 günü, cezaevlerinde açlık grevi yapan terör örgütü mensuplarına destek olmak amacıyla yapılan cezaevi ziyareti ve basın açıklamasına katıldığı ve bu etkinlik esnasında "Yaşasın Zindanların Direnişi" şeklinde sloganlar atıldığının görüldüğü,
01/03/2019 günü, cezaevlerinde açlık grevi yapan terör örgütü mensuplarına destek olmak amacıyla yapılan cezaevi ziyareti ve basın açıklamasına katıldığı,
06/03/2019 günü, cezaevlerinde açlık grevi yapan terör örgütü mensuplarına destek olmak amacıyla yapılan cezaevi ziyareti ve basın açıklamasına katıldığı ve bu etkinlik esnasında "Yaşasın Zindanların Direnişi" şeklinde sloganlar atıldığının görüldüğü,
Bu kapsamda şüphelinin, PKK/KCK silahlı terör örgütünün çağrıları üzerine yine bu çağrılarda belirtilen eylem ve etkinliklere katılarak PKK/KCK silahlı terör örgütünün eylem ve etkinliklerinin yayılmasını sağladıkları ve bu suretle anılan örgüte yardım ettiklerinin anlaşıldığı,
YUKARIDA BELİRTİLEN TÜM HUSUSLAR DOĞRULTUSUNDA İSE;
Yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere, Savur (eski) Belediye Başkanı olan Gülistan Öncü' nün, PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarınca belediye başkanı adayı olarak önerildiği ve örgütsel bir kısım değerlendirmeler sonucu belediye başkanı adayı yapıldığı ve adaylıkları süresince bir kısım örgütsel eylem ve faaliyetlerde bulunduğu, yine belediye başkanlığı yaptıkları süreçte de, PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarınca belediyelerin ve tabii olarak şüphelinin iş ve işlemlerinin örgüt mensupları tarafından yönetildiği/denetlendiği, ayrıca bir siyasi partinin belediye başkanı olan şüphelilerin, siyasi faaliyet görünümü altında PKK/KCK silahlı terör örgütü mensubu olan diğer bir kısım kişiler ile başkanı olduğu belediyenin örgütün amaçları doğrultusunda yönetilmesini sağladığı, bu kişilerin hiyerarşik denetimine tabi olduğu, yine yukarıda izah edildiği üzere bir kısım eylemleri ile PKK/KCK silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda hareket ettiği ve eylemlerinin sürekliliği, çeşitliliği ve yoğunluğu göz önüne alındığında şüphelinin anılan örgütün hiyerarşisine ve bu suretle PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olduğu” iddiasıyla 5237 sayılı TCK'nın 314/2 ve 3713 sayılı TMK'nın 3/5 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasının Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/71 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Mardin-Savur Belediye Başkanı seçilen Gülistan Öncü’nün Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan devam eden yargılamasının bulunduğu, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Gülistan Öncü’nün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
297. AYHAN BİLGEN (Muharrem ve Behiye oğlu, 1971 doğumlu, T.C. Kimlik No: 24959139024); (HDP 25. Dönem (07/06/2015- 01/11/2015), 26. Dönem (01/11/2015- 24/06/2018) ve 27. Dönem (24/06/2018- 12/04/2019) Kars Milletvekili- 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi-Genel Başkan Yardımcısı; 22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı; 24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi; 31/03/2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Kars Belediye Başkanı- 25/10/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 02/10/2020 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
a)Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2020 tarih, 2020/220843 soruşturma, 2020/43416 esas ve 2020/6453 nolu iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/09/2014-30/12/2020 olduğu belirtilerek;
“….Olaylar sırasında Ayhan Bilgen’in Twitter Hesabından;
06 Ekim 2014 tarihinden başlayarak sistematik olarak 12 Ekim 2014 tarihine yapılan çağrı ve paylaşımları ile ülke bütünlüğüne kast eden, PKK/KCK silahlı terör örgütünü övücü kitleleri yönlendirme amacı taşıyan paylaşımlarda bulunmuştur.
6 Ekim 2014 tarihinde;
“Kobanenenin Kürtler için ne anlama geldiğini çok ağır bedel ödeyerek öğrenecek Türkiye.” Ankara’da sıcak yataklarında devrimi bekleyenler hiç olmazsa lütfedip Sakaryada oturma eylemine buyrun.
9 Ekim 2014 tarihinde;
“hükümet uyarıları dikkate almamakta ısrar ederse şehirlerde polis kurşunları kırsalda da askerle çatışmayı getirir.. biraz akıl ve sağduyu.”
11 Ekim 2014 tarihinde;
“hükümet Kürtlerin savaş kapasitesini test etmekte kararlı. Büyük savaşı önlemek için şimdi barışı daha güçlü savunmalıyız.”
“çatışmanın kırsala yayılması riskini bile önemsemeyen bir hükümet rotayı büyük savaşa kırmış demektir.”
12 Ekim 2014 tarihinde;
“benim derdim haritalarla değil rejimlerle. sadece tespit yaptım. Rejim değişmezse haritalar değişir”
“Ortadoğu büyük savaşa sürükleniyor. Birlikte eşit, özgür yaşam taleplerine kulak asmayanlar Kürdistan’ı kendi elleriyle kuracaklar” şeklindeki suç unsuru taşıyan paylaşımlarla bulunduğunun tespit edildiği,
06-07-08 Ekim 2014 tarihlerinde ülke genelinde meydana gelen olaylar nedeniyle işlenen diğer suçların yanında Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma suçundan (TCK’nın 302/1, TMK 5. maddeleri) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, yargılamanın halen derdest olduğu, (bkz. Ek-27)
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 08/02/2017 tarih, Soruşturma No: 2016/35283, Esas No: 2017/1501 ve İddianame No: 2017/451 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 06/10/2014, 29/01/2017 olduğu belirtilerek;
“Şüpheli Ayhan Bilgen hakkında Anayasa’nın 83. maddesi uyarınca eylemlerine ilişkin yasama dokunulmazlığının kaldırılması talebiyle 1 adet fezleke tanzim edilmiştir. Bu kapsamda; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne TBMM'ye sunulmak üzere "Yasama Dokunulmazlığının" kaldırılması talebiyle fezlekeler gönderilmiştir. 20/05/2016 tarihli 6718 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 1. Maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına eklenen geçici 20. Madde gereğince 26. Dönem HDP Kars milletvekili seçilen şüphelinin fezlekede anlatılan eylemine ilişkin yasama dokunulmazlığı kaldırılarak soruşturma dosyası Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü vasıtasıyla gereğinin takdir ve ifası bakımından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. Daha sonra ise soruşturma dosyası yetkisizlik kararı verilmek suretiyle Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
Kamuoyunda 6-7-8 Ekim olayları olarak bilinen olayların başlangıcında PKK terör örgütü yöneticileri ve örgüte müzahir yayın organlarıyla sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamaların ardından 06/10/2014 tarihinde HDP'nin yönetim organı olan MYK toplanmış ve örgütün talimatları doğrultusunda bir dizi görüşmeler gerçekleştirerek, partinin kurumsal twitter hesabından arka arkaya özetle; halkın sokağa dökülmesi yönünde paylaşımlarda bulunulmuştur. Zira HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ta daha sonra bir basın yayın organına vermiş olduğu demeçte; 6-7-8 Ekim olaylarına ilişkin açıklamanın kendisi tarafından değil partinin MYK'sı tarafından alınan kararlar doğrultusunda yapıldığını, fakat sadece kendisinin üzerine gelindiğini beyan etmiştir. Belirtilen tarihlerde şüpheli Ayhan Bilgen HDP'nin MYK üyesi olduğundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Anayasa’nın 83. Maddesi uyarınca yasama dokunulmazlığının kaldırılması talebiyle tanzim edilen fezlekeye şüpheli olarak dahil edilmiştir.
Şüphelinin eylemlerinin iki başlık altında toplamak gerekir ise;
1-) Şüphelinin söylem ve eylemleri, bulunmuş olduğu konum, toplumun geniş halk kitlelerini PKK terör örgütünün emir ve talimatları doğrultusunda yönlendirme kabiliyeti nazara alınarak, eylemleri bir bütün olarak silahlı terör örgütü üyeliği şeklinde nitelendirilmiştir. (TCK'nın 314/2 maddesinde Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma)
2-) Kamuoyunda 6-7-8 Ekim olayları olarak bilinen olayların başlangıcında HDP MYK'sında yapılan ve sonrasında yaptığı açıklamalara ilişkin eylemleri de Suç İşlemeye Tahrik (TCK 214/1-son) ve 2911 Sayılı Yasaya Muhalefet suçu kapsamında değerlendirilmiştir.
PKK terör örgütü tarafından yapılan açıklama ve çağrı üzerine partinin karar organı olan MYK'da yapılan görüşme ve alınan karar üzerine partinin kurumsal twitter hesabından MYK kararı olarak açıklama yapılmış, akabinde binlerce insan sokağa dökülerek birçok menfur eylem gerçekleştirmişlerdir. Şüpheli Ayhan Bilgen partinin MYK üyesi olduğundan karara iştirak etmiştir. Zira partinin Genel Başkanı Selahattin Demirtaş 30/11/2014 tarihinde haber7.com isimli haber sitesine vermiş olduğu beyanatta özetle; "O eylem çağrısını yapanda ben değilim. Partimin MYK'sının kararıydı. Üstlenirim tabi. Ama o çağrıyı tek başıma yapmışım gibi bir algı operasyonuna girişildi. Çünkü kitlelerin sempatisini kazanmıştım." şeklinde ifadede bulunarak sorumluluğun tüm MYK üyelerine ait olduğunu söylemiştir. Dolayısıyla şüphelinin eylemi TCK'nın 214/1 ve 214/son yollamasıyla 2911 Sayılı Yasanın 27. maddesi delaletiyle aynı yasanın 34/1-2. cümle maddesinde yazılı bulunan suç tipine uymaktadır.” İddialarıyla;
Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, suç işlemeye alenen tahrik, 2911 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından açılan kamu davasının Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/658 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
c) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 16/10/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/35109, Esas No: 2019/16573 ve İddianame No: 2019/3831 sayılı iddianamesiyle;
“DTK'nın hem PKK terör örgütü kurucularının ideolojisi doğrultusunda hareket ettiği hemde terör örgütünün silahlı eylem mücadelesine sahip çıktığı ve bu amaçla hareket ettiği, şüphelinin siyasi faaliyet görünümü altında gerçekleştirilen yukarıda anlatılan eylemlerinin salt siyasi faaliyet kapsamında görülemeyeceği, DTK’nın, teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın Dört Ayaklı Paradigmasının 3. ayağını oluşturan bir örgütlenme ve sözde kurucu meclis işlevi gören bir yapılanma olduğu, örgüt üyelerinden elde edilen delillerde ve dinleme tapelerinde bir çok şahıs tarafından DTK’nın, sözde Kuzey Kürdistan Parlamentosu/Meclisi olarak nitelendirildiği, DTK’nın, örgütün hedefi olan Demokratik Özerklik stratejisini hayata geçirmek amacıyla teröristbaşının talimatları doğrultusunda kurulduğu ve yapılandığı, KCK/TM Parlamento yapısını oluşturan sözde yasama organı olduğu, faaliyetleri bir meclis gibi yürütülen yapılanmanın Genel Kurul, Daimi Meclis, Başkanlık Divanı, Koordinasyon(Yürütme) Kurulu, Komisyonlar gibi organlarının bulunduğu, çalışma şekline ilişkin bir tüzüğünün olduğu, DTK'nın, örgütün hedefleri doğrultusunda demokratik özerkliği gerçekleştirmek amacıyla siyasi parti, dernek, sendika ve STK’ları örgütlediği ve bu hususlarda toplantı/konferans/çalıştaylar düzenlediği, DTK’nın, örgütlenme olarak KCK ile özdeşlik gösterdiği, KCK yapılanması içerisinde örgütlenen sözde kent meclisleri, ilçe meclisleri, mahalle meclisleri ve köy komünlerinin DTK'nın bileşenleri oldukları ve sözde bu meclis üyelerinin, siyasi parti, dernek, sendika ve STK temsilcilerinin yanı sıra seçilmişler olarak bazı milletvekillerinin, belediye başkanlarının, belediye meclis üyelerinin DTK'nın delegesi veya üyesi oldukları, DTK'nın sözde Kürdistan'ın çatı yapılanması olduğu ve Kürt ulusal birliğini sağlamak amacıyla PKK/KCK ile bağlantılı olarak faaliyet yürüttüğü, DTK tarafından, 14 Temmuz 2011 tarihinde, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak amacıyla PKK/KCK silahlı terör örgütünün hedefi doğrultusunda demokratik özerklik ilan edildiği, 27/12/2015 Tarihli Olağanüstü DTK Kongresi sonucu yapılan “sonuç bildirgesi” şeklindeki açıklama ile demokratik özerk bölgelerin oluşturulmasının istenildiği, PKK/KCK silahlı terör örgütü mensupları tarafından kazılan hendekleri, barikatları ve güvenlik güçlerine yönelik gerçekleştirmiş oldukları silahlı, patlayıcı maddeli saldırıları, Kürt halkının direnişi, meşru savunması olarak gördükleri ve ülke bütünlüğünü bozmak amacıyla terör örgütünün hedefi doğrultusunda gerçekleştirilen öz yönetim ilanlarına sahip çıkıldığı, DTK binasında çok sayıda örgütsel dokümanın ele geçirildiği, şüphelinin Demokratik Toplum Kongresi içerisinde şahsiyet ve kurum delegesi listesi ve Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı delege listesinde isminin geçtiği, Demokratik Toplum Kongresinde İnanç Komisyonu üyesi olarak yer alarak konuşmalar yaptığı, diğer tape kayıtları ve mail yazışmalarında örgüt ele başının fikir ve ideolojisi benimseyerek talimatları doğrultusunda sözde kürdistan devletinin kurulması için ilan edilen demokratik özerklik için düzenlenen panel, konferans ve toplantılara katıldığının ve organize ettiğinin tespit edildiği, şüphelinin eylemlerinin bir bütün halinde silahlı terör örgütü üye olma suçunu oluşturduğu, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 01/02/2017 tarih 2017/1501 esas sayılı iddianamesi ile şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttüğünden bahisle cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/11/2019 tarih ve 2019/519 esas, 2019/523 sayılı kararı ile aynı mahkemenin 2017/658 esas sayılı dava dosyası ile birleştirildiği,
d) Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/10/2020 tarih ve 2019/405 esas, 2020/263 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 02/08/2014 olduğu belirtilerek;
“…Sanığın sosyal medya hesabı üzerinden, PKK silahlı terör örgütü ve açık alan yapılanmalarının doğu ve güney doğu il ve ilçe merkezlerindeki hendek kazma, sözde kolluk gücü oluşturma, sözde bağımsız devlet kurma gibi amaçları ile cebir, tehdit ve şiddet eylemlerinde bulunan PKK silahlı terör örgütünün bu eylem ve yöntemlerini övdüğü, meşru gösterdiği ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik ettiği,” gerekçesiyle 3713 sayılı TMK. nın 7/2, TCK nın 62/1 maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 04/11/2020 tarihinde kesinleştiği, e-İstanbul (Özel Soruşturma Bürosu) Cumhuriyet Başsavcılığı 24/05/2017 tarih soruşturma no: 2016/110117 ve fezleke no: 2017/165 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına hitaben fezleke tanzim etmiştir.
“TBMM 26. Dönem Milletvekili Ayhan Bilgen hakkında, "PKK Silahlı Terör Örgütü'nün amaç ve hedefleri doğrultusunda hareket eden ve yayın yapan "Özgür Gündem" Gazetesi'nin "Yayın Danışma Kurulu"nda görev aldığı; anılan danışma kurulundan ayrıldığına dair kamuoyunda bir bilgilendirme yazısı veya açıklamasına rastlanmadığı; bu yüzden müsnet eylemden dolayı TBMM Soruşturma Komisyonu'nca soruşturma açılması ve dokunulmazlığının kaldırılması için yeterli maddi delilerin elde edildiği” belirtilerek TBMM 26. Dönem Milletvekili Ayhan Bilgen hakkında, müsnet suçdan dolayı T.C. Anayasası’nın 83/2. Maddesine göre, "soruşturma açılması" için, evrakın TBMM Başkanlığına sunulmasının talep edildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25/10/2013 tarihinden itibaren üyesi olup, 25, 26 ve 27. Dönem HDP Kars Milletvekili ve 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Kars Belediye Başkanı, 27/10/2013 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi asıl üyesi-Genel Başkan Yardımcısı, 22/06/2014 tarihli Büyük Kongrede MYK Üyesi-Genel Başkan Yardımcısı; 24/01/2016, 20/05/2017 ve 11/02/2018 tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen ve “Kobani Olayları” olarak bilinen olaylar sırasında dönemin HDP MYK’sında yer alan Ayhan Bilgen’in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, terör örgütü propagandası yapmak suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, iddianamede yazılı diğer suçlarının yanında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma, silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak, suç işlemeye tahrik, 2911 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından devam eden kovuşturmalarının bulunduğu yine terör örgütü propagandası yapmak suçundan hakkında fezleke tanzim edildiği görülmekle, partide üst düzey görev alan Ayhan Bilgen’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
298. CİHAN KARAMAN (Çoli ve Basta oğlu, 1977 doğumlu, T.C. Kimlik No: 38788396596); (31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Hakkari Belediye Başkanı- 08/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 17/10/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Hakkari 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/01/2021 tarih ve 2020/16 Esas, 2021/12 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 15/10/2019 olduğu belirtilerek;
“…KNZF38716HPYCSG MAHLASLI GİZLİ TANIK SORUŞTURMADAKİ BEYANINDA :"Bana fotoğrafını göstermiş olduğunuz şahıslardan 2 numaralı fotoğrafta bulunan şahsı Cihan Karaman olarak tanırım. Gösterdiğiniz diğer üç şahsı tanımıyorum. Cihan HDP partisinde halen faaliyette bulunduğunu biliyorum. Cihan il dışından gelen HDP partisinden olan kişileri kendi evinde ağırladığını, il dışından gelen kişilerin PKK/KCK terör örgütü adına getirdiği notları ve talimatları yerine getirdiğini duydum. Cihan'ın sürekli Kavaklı Köyüne gidip geldiğini ve milislik yaptığını biliyorum." şeklinde beyanda bulunmuştur.
KNZF38716HPYCSG MAHLASLI GİZLİ TANIK KOVUŞTURMADAKİ BEYANINDA :"Ben Cihan Karaman'ı tarınım. Kendisi halen HDP partisinde görev yapar, ayrıca KCK üyesidir. Kendisi il dışından gelen KCK mensuplarını Hakkari'de kendi evinde ağırlar. - Kavaklı Köyüne sürekli girip gelerek PKK/KCK terör örgütü adına notları ve talimatları ilgili yerlere ulaştırır. Örgüt mensuplarına giyim, gıda gibi yaşamsal malzemeleri temin etmek suretiyle milislik yaptığını biliyorum. Verdiğim ifadeler ve teşhislerim doğrudur," şeklinde beyanda bulunmuştur…
Gizli tanık beyanları, sanığın Rojavaya yardım için kamyona malzeme yüklediğine dair fotoğrafları ile Emniyet müdürlüğü araştırma tutanağında yapılan yardımların PKK terör örgütünün Suriye'deki kolu olan YPG'ye yapıldığı dikkate alınarak silahlı terör örgütüne yardım suçunu işlediği” gerekçesiyle; örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçunu işlediği sabit görülmekle, eylemine uyan TCK'nun 314/3 ve 220/7 maddesi delaletiyle TCK'nın 314/2, TCK'nun 220/7, 3713 sayılı Yasanın 5/1. bendi gereğince 1 yıl 18 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Hakkari Belediye Başkanı seçilen Cihan Karaman’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, partide il bazında üst düzey görev alan Cihan Karaman’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
299. NİLÜFER ELİK YILMAZ (Mehmet ve Şükriye kızı, 1962 doğumlu, T.C. Kimlik No: 63703091942); (31/03/2019 Tarihli Seçimlerde Mardin-Kızıltepe Belediye Başkanı, 08/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 03/11/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/71 esas sayılı dosyasında;
Suç tarihlerinin 16/07/2019, 22/07/2019 olduğu belirtilerek;
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/1642 soruşturma sayılı dosyasında ayırma kararı verilerek Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/2621 soruşturma sayılı dosyasına kaydının yapıldığı ve Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/2621 Soruşturma, 2020/901 Esas sayılı iddianamesiyle;
“Kızıltepe (eski) belediye başkanı olan Nilüfer Elik Yılmaz ile ..., PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarınca belediye başkanı adayı olarak önerildikleri ve örgütsel bir kısım değerlendirmeler sonucu belediye başkanı adayı yapıldıkları ve adaylıkları süresince bir kısım örgütsel eylem ve faaliyetlerde bulundukları, yine belediye başkanlığı yaptıkları süreçte de, PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarınca belediyelerin ve tabii olarak şüphelilerin iş ve işlemlerinin örgüt mensupları tarafından yönetildiği/denetlendiği, ayrıca bir siyasi partinin belediye başkanı olan şüphelilerin, siyasi faaliyet görünümü altında PKK/KCK silahlı terör örgütü mensubu olan diğer bir kısım kişiler ile başkanı oldukları belediyelerin örgütün amaçları doğrultusunda yönetilmesini sağladıkları, bu kişilerin hiyerarşik denetimine tabi oldukları, yine bir kısım eylemleri ile PKK/KCK silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda hareket ettikeri ve eylemlerinin sürekliliği, çeşitliliği ve yoğunluğu göz önüne alındığında şüphelilerin anılan örgütün hiyerarşisine ve bu suretle PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye oldukları” belirtilerek sanık Nilüfer Elik Yılmaz hakkında Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan 5237 sayılı TCK'nın 314/2 ve 3713 sayılı TMK'nın 3/5 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 31/03/2019 tarihli seçimlerde Mardin-Kızıltepe Belediye Başkanı seçilen Nilüfer Elik Yılmaz'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan hakkında kamu davası bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
300. AZİM YACAN (Aziz ve Süheyla oğlu, 1980 doğumlu, T.C. Kimlik No: 38072227360); (31/03/2019 Tarihli Seçimimde Van-İpekyolu Belediye Başkanı, 15/12/2017- 04/03/2021 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 08/11/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Van 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/06/2020 tarih ve 2019/320 esas, 2020/126 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 31/07/2015, 02/02/2019, 08/11/2019 olduğu belirtilerek;
“Açık kaynak ve dijital materyal inceleme raporlarından, arama ve el koyma tutanaklarından şüphelilerin PKK/KCK terör örgütünün ideolojisini benimsediklerinin görüldüğü, şüpheli Ş. K.'un da sözde Eş Başkanlık sıfatı ile şüpheli Azim Yacan ile belediyenin tüm iş ve işlemlerinden sorumlu olduğu, şüphelilerin terör örgütü içerisinde çeşitli eylem ve faaliyetlerde bulunan ve haklarında soruşturma/kovuşturma dosyaları bulunan şahıslar ile PKK/KCK silahlı terör örgütü ile irtibatı ve iltisakı bulunduğu gerekçesiyle ihraç edilen şahısları iş ve maddi kazanç sağlamak amacıyla işe aldıkları, örgüt liderinin emir ve talimatları ile hareket eden şüphelilerin personellerin işe alınması ve işten çıkarılması noktasında sözde KCK sözleşmesini esas aldıkları, nitekim gerek SGK kayıtları gerekse de 11/11/2019 tarihli değer ailesi başlıklı tutanaktan, İpekyolu Belediyesinde işe alınan açık kimlik bilgileri yazılı olan 58 kişinin aile bireylerinin PKK/KCK silahlı terör örgütünün kırsal alanında faaliyet yürütmekte oldukları veya faaliyet yürütmekteyken öldükleri veya yakalandıklarının anlaşıldığı ve bu kapsamda işe alınan 58 kişinin KCK Sözleşmesinin 14.maddesinde yer alan sözde değer ailesi kriterine göre İpekyolu Belediye Başkanlığına işe alındıklarının anlaşıldığı, yine YKTL18LM Kod isimli gizli tanığın beyanından şüpheli Azim Yacan'ın örgütün basın çalışmalarında yer aldığı, şüpheli Ş.K.’un da örgüt tarafından aday gösterildiği, NİBURU10 isimli gizli tanığın beyanlarından İpekyolu Belediyesi tarafından alımı yapılan kabloların, battaniyelerin ve kuru gıdaların kırsaldaki örgüt mensuplarına aktarıldığı, eylemlerindeki süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik gözetildiğinde şüphelilerin üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işledikleri,
Şüpheli Azim Yacan sosyal medya hesabı üzerinden teselsül oluşturacak şekilde örgüt mensuplarını ve silahlı terör örgütünün amaçlarını övücü ve yüceltici, destekleyici, meşru gösterici fotoğraf ve yazı paylaşmak suretiyle terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği,” belirtilerek
1) “Silahlı terör örgütüne üye olma" suçunu işlediği sabit olduğundan, eylemine uyan 5237 sayılı TCK.nın 314/2, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 3., 5237 sayılı Yasanın 62. maddesi gereğince 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
2)“Terör Örgütünün Propagandasını Yapmak” suçunu işlediği sabit olduğundan, eylemine uyan 3713 sayılı Yasanın 7/2-ilk cümlesi, 3713 sayılı Yasanın 7/2-2.cümle, 5237 sayılı TCK nun 43/1, 62. maddesi gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 08/09/2020 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 31/03/2019 tarihli Mahalli İdareler Genel seçimlerde Van-İpekyolu Belediye Başkanı seçilen Azim Yacan'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
301. ORHAN ÇELEBİ (İzeddin ve Cemile oğlu, 1969 doğumlu, T.C. Kimlik No: 20057738350); (31/03/2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Tunceli-Mazgirt-Akpazar Belediye Başkanı, 24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Üyesi, 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Genel Başkan Yardımcısı, 05/07/2013-11/03/2017 Tarihleri Arasında ve 18/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 12/11/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarih ve 2017/14 esas, 2017/114 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 11/05/2016 olduğu belirtilerek;
“…Sanık Orhan Çelebi' nin kendi adına kayıtlı bulunan sosyal medya hesabından terör örgütünü ve teröristleri övücü paylaşımlarda bulunduğu ve bu suretle sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olduğu” belirtilerek 3713 sayılı Yasanın 7/2, 7/2-2. Cümle, TCK 43/1, 62 maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 31/03/2019 tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Tunceli-Mazgirt-Akpazar Belediye Başkanı, 24/01/2016 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi üyesi, 27/10/2013 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi üyesi- Genel Başkan Yardımcısı seçilen Orhan Çelebi'nin, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan hakkında mahkumiyet kararının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
302. MÜLKİYE ESMEZ (Abdullah ve Azize kızı, 1975 doğumlu, T.C. Kimlik No: 12758783630); (31/03/2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Mardin-Derik Belediye Başkanı, 18/12/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 15/11/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2020/2625, Esas No:2020/902 ve İddianame No: 2020/241 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2019 olduğu belirtilerek;
“Derik (eski) belediye başkanı olan Mülkiye Esmez'in, 2019 yılında PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarınca belediye başkanı adayı olarak önerildiği ve örgütsel bir kısım değerlendirmeler sonucu belediye başkanı adayı yapıldığı ve adaylığı süresince bir kısım örgütsel eylem ve faaliyetlerde bulunduğu, yine belediye başkanlığı yaptığı süreçte de, PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarınca belediyelerin ve tabii olarak şüphelinin iş ve işlemlerinin örgüt mensupları tarafından yönetildiği/denetlendiği, ayrıca bir siyasi partinin belediye başkanı olan şüphelinin, siyasi faaliyet görünümü altında PKK/KCK silahlı terör örgütü mensubu olan diğer bir kısım kişiler ile başkanı olduğu belediyenin örgütün amaçları doğrultusunda yönetilmesini sağladığı, bu kişilerin hiyerarşik denetimine tabi olduğu, yine yukarıda izah edildiği üzere bir kısım eylemleri ile PKK/KCK silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda hareket ettiği ve eylemlerinin sürekliliği, çeşitliliği ve yoğunluğu göz önüne alındığında şüphelinin anılan örgütün hiyerarşisine dahil olduğu”,
ML1Z0G7R1T Kod isimli gizli tanığın Yerel Yönetim Kadrolarına dair ifadesinde; Yerel yönetimler olarak adlandırılan örgüt mensuplarının, örgütün gerek kırsalda gerekse şehirde en az üç aylık ideolojik ve silahlı bir takım eğitimlerinden geçirildiklerini, emir ve talimatları doğrudan Kandil’de bulunan KCK yürütme konseyinden ve yerel yönetimlerle ilgili birimlerinden aldıklarını, kendi içlerinde inşa meclislerinden ayrı bir yapılanmalarının bulunduğunu, yerel yönetimler kadrosu olarak görevlendirilen ve PKK adına faaliyet yürüten kişilerin, PKK içerisinde bir çok askeri, siyasi, ideolojik eğitim almış, çeşitli alanlarda faaliyet yürütmüş, yönetim tecrübesi olan kişilerden seçildiğini,Yerel Yönetim kadrolarının tecrübeli örgüt mensuplarından seçilmesinin sebebinin ise çok büyük paraları kontrol etmelerinden kaynaklı olduğunu nitekim, Belediyelerin gelirlerinin, yerel Yönetimler kadrosu olarak faaliyet yürüten ve aslında belediyeyi yöneten örgüt mensupları tarafından çeşitli yollarla örgüte aktarıldığını, özellikle HDP'li belediyelerin olduğu illerde örgüt tarafından yerel yönetimler kadrosu altında faaliyet yürüten örgüt mensuplarının olduğunu, yerel yönetimler kadrosu olarak faaliyet yürüten bu örgüt mensuplarının, belediyelerin tüm iş ve işleyişlerini PKK çizgisinde yapılmasını sağladığını, belediye içerisinde görev değişikliği, kooperatiflerin geliştirilmesi, belediye çalışanlarının örgütlenmesi faaliyetleri, belediye başkanları ve eş başkanlarının yerel yönetimler akademisi adı altında eğitime tabi tutulmasını sağladıklarını, burada verilen eğitimler ile belediye görevlilerinin PKK ideolojisi dışına çıkmadan belediyelerin organizesini sağladıklarını, yine Yerel Yönetimler Kadrosu olarak faaliyet yürüten örgüt mensuplarının, faaliyet yürüttüğü ilde ki Belediye eş başkanlarının görevden alınması yerine başkalarının görevlendirilmesi, meclis üyelerinin görevinin sonlandırılması gibi konuları da düzenlediklerini beyan ettiği,
- 1KO3SOV0A8 isimli gizli tanığın alınan ifadesinde ise; 2019 yılı Mahalli idareler seçimlerinden sonra, bu kez yerel yönetimler kadrosu olarak adlandırılan örgüt mensuplarının, Mardin ilinde görevlendirildiklerini söyleyerek, Mardin ilinde HDP adaylarınca kazanılan belediyelerin PKK/KCK silahlı terör örgütü tarafından denetlenmesi ve örgüt adına yönetilmesi amacıyla geldiklerini, bu kişilerin meclis üyelerinin hangi konular üzerinde çalışmalar yapacağı, iş ve işçi alımları gibi konularda belirlemeler yaptıklarını, bu gelen kadrolu örgüt mensuplarını Seyda, Pınar, Hediye ve Talat olarak tanıdığını beyan ettiği ve bu kişileri teşhis ettiği, gizli tanığın ifadesinde yer alan kişilerin Pınar Işık, Talat Çetinkaya, Seydoş Danış, Hediye Kılınç isimli kişiler olduklarının anlaşıldığı,
- Yine P1L5EV3NE8 isimli gizli tanığın alınan ifadesinde; 2019 yılı Mahalli idareler seçimlerinden sonra kendilerinin Diyarbakır'dan görevlendirildiklerini ve yerel yönetimler kadrosu olduklarını söyleyen şahısların geldiğini, HDP adaylarınca kazanılan belediyelerin başkanları ile görüşmeler yaptıklarını, bu görüşmelerin gizlilik içerisinde her ilçenin HDP binasında yapıldığını, görüşmelerde belediye meclis üyeleri ile belediye eş başkanları arasında yaşanan sıkıntılar, ihalelerin verilmesi aşamasında dikkat edilecek hususlar, meclis üyelerinin yapacağı iş ve işlemler ile ilgili görevlendirmelerin konuşulduğunu ve kazanılan HDP'li belediyelerin Belediye Başkanlarından ziyade başta Talat ve Rojbin isimli örgüt mensupları olmak üzere PKK/KCK silahlı terör örgütü mensupları tarafından yönetildiğini beyan ettiği ve Rojbin olarak bildiği kişiyi Sevil Çetin,Talat olarak bildiği kişiyi ise Talat Çetinkaya ve yine Seyda olarak bildiği kişiyi Seydoş Danış olarak teşhis ettiği,
-1ES9R6ZPS8RN kod isimli gizli tanığın alınan ifadesinde ise;2019 yılı Mart ayında yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimlerinden sonra, Seydoş Daniş, Pınar Işık, Talat Çetinkaya ve Rojbin olarak bildiği Sevil Çetin'in, PKK/KCK silahlı terör örgütü adına yerel yönetim kadrosu olarak Mardin'e geldiklerini, Seydoş Daniş ve Rojbin Kod isimli Sevil Çetin'in belediyelerin ne şekilde yönetileceği hususunda tüm belediye başkan ve eş başkanları ile toplantılar düzenlediğini ve seçilenlerin belediye içerisinde hangi komisyonda görev alacağını belirlediklerini, devam eden süreçte de yine Kızıltepe, Nusaybin, Savur, Derik ve Mazıdağı ilçelerinde belediyelerin yönetimi, belediye eş başkanları ile meclis üyeleri arasındaki sıkıntıların çözümü, mal ve hizmet alımlarının ne şekilde gerçekleşeceği hususları ile ilgili belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri ile toplantılar düzenlediklerini, belediyelerin seçilmiş belediye başkanlarından ziyade bu kişiler tarafından yönetildiğini beyan ettiği ve bu kişileri teşhis ettiği,
15/11/2019 tarihinde, Derik Belediye Başkan olan Mülkiye Esmez'e ait ikametgahta yapılan aramada, ele geçirilen bir adet cep telefonu içerisinde, '' rojbin yerel , talat yerel '' şeklinde rehber kaydı oluşturulduğunun görüldüğü, rehberde kayıtlı bulunan Talat isimli kişinin gizli tanık ifadelerinde geçen Talat Çetinkaya, Rojbin isimli kişinin ise yine gizli tanık ifadelerinde geçen Sevil Çetin olduğunun tespit edildiği ve yine gizli tanık ifadelerine paralel olarak her iki şahsın da ''yerel yönetim'' olarak kaydedildiğinin görüldüğü,
- aynı dijital materyalin incelenmesinde tüm belediye başkanları ve meclis üyelerine gönderildiği anlaşılan bir adet mesajda '' Belediye eş başkanları ve Belediye Meclis üyelerine yönelik bir günlük yerel yönetim işleyişi ile ilgili eğitim çalışması verilecektir, belediye eş başkanları ve belediye meclis üyelerinin eksiksiz ve mazeretsiz katılımı zorunludur- Merkezi yerel yönetimler kurulu-'' şeklinde mesaj tespit edildiği,
Yukarıda belirtilen bir kısım gizli tanık ifadelerinde, HDP adaylarınca kazanılan belediyelerin kendilerine yerel yönetim kadrosu adı verilen kişilerce PKK/KCK silahlı terör örgütü tarafından denetlendiği ve örgüt adına yönetildiğini beyan ettikleri, bir kısım eski belediye başkanlarının kullandıkları dijital materyallerde ve örgüt mensuplarınca kullanılan sığınak içerisinde ''yerel yönetimlere bireysel roporumdur'' şeklinde başlayan ve öz eleştiri niteliğinde olan dokümanların ele geçirildiği, yine bir kısım belediye başkanları ve meclis üyelerine gelen mesajlarda yerel yönetimlerin toplantı alacağı ve katılımın zorunlu olduğunun belirtildiği, yine bir kısım şüphelilerin dijital materyallerinin incelenmesinde gizli tanık ifadelerinde isimleri geçen kişilerin yerel yönetim olarak kaydedildiklerinin görüldüğü, aynı dijital materyaller içerisinde elde edilen dokümanlarda, bu yerel yönetim kadrolarının belediyelerin tüm iş ve işleyişlerini PKK çizgisinde yapılmasını sağladıkları, belediye içerisinde görev değişikliği, kooperatiflerin geliştirilmesi, belediye çalışanlarının örgütlenmesi faaliyetleri, belediye başkanları ve eş başkanlarının yerel yönetimler akademisi adı altında eğitime tabi tutulmasını sağladıkları, belediye görevlilerinin PKK ideolojisi dışına çıkmadan belediyeleri yönetmesini sağladıkları, yine Yerel Yönetimler Kadrosu olarak faaliyet yürüten örgüt mensuplarının, faaliyet yürüttüğü yerdeki Belediye eş başkanları ve/veya meclis üyelerinin görevden alınması yerine başkalarının görevlendirilmesini sağladıklarının görüldüğü ve bu haliyle Belediye Başkanları ve belediye meclis üyeleri ile PKK/KCK silahlı terör örgütünün organik bağ kurdukları,
Belirtilerek şüphelinin “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan cezalandırılması talebi ile Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/56 sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 31/03/2019 tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Mardin-Derik Belediye Başkanı seçilen Mülkiye Esmez'in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan kovuşturmasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
303. BELGİN DİKEN (Süleyman ve Dilavuz kızı, 1967 doğumlu, T.C. Kimlik No: 16267937102); (31/03/2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Diyarbakır Yenişehir Belediye Başkanı, 09/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 12/11/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 01/06/2020 tarihli ve 2019/17867 Soruşturma, 2020/4777 Esas numaralı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 24/01/2019- 01/09/2019 arası olduğu belirtilerek;
1-18/03/2019 günü PKK/KCK terör örgütü mensubu Z. G.’in evine taziye ziyaretinde bulunduğu,
2-PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan ANF News isimli internet sitesinden (https://anfturkce.com/kurdistan/polisler-hdp-adaylarinin-tanitilacagi-salonu-basti-119322) yapılan çağrılara uyarak 24.01.2019 günü saat 11:00 sıralarında Diyarbakır ili Kayapınar İlçesi Fırat Bulvarı üzerinde bulunan …Düğün ve Konferans salonunda kürtçe olarak “Efrin kürt toprağıdır halklarındır, bizimdir”, “vermiyoruz alacağız, bizimdir”, “tecrite karşı özgürlük bizimdir”, “zindan direnişi bizimdir”, “el ele verin ari ülkesi bizimdir”, “diktatörlüğe karşı demokrasi bizimdir” sloganlarının yazılı bulunduğu kırlangıçlar asıldığı, etkinliğin “toplantı demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına” saygı duruşu ile başladığı, saygı duruşu ardından PKK terör örgütü elebaşısı Abdulah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevi eylemi sürdüren DTK eş başkanı Leyla Güven’e alkış ve “Leyla Güven onurumuzdur ” sloganları atıldığı, konuşmacıların ardından 2012 ve 2016 yıllarında PKK terör örgütü elebaşısı Abdulah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevi eyleminde bulananlarla alakalı sinevizyon gösterimi yapıldığı, legal zeminde başlayarak PKK/KCK terör örgütünün propagandasına dönüşen etkinliğe katıldığı,
3- PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan Nuçe Ciwan isimli internet sitesinden(https://www.nuceciwan16.com/2019/04/03/pajk-onderlik-yonumuzudondugumuz -ozgurluk-kiblemizdir/) yapılan çağrılara uyarak 04.04.2019 günü HDP (Halkların Demokratik Partisi) Diyarbakır İl Binası konferans salonunda, PKK terör örgütü lehine sloganların atıldığı, marşların söylendiği, PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın doğum günü ve Yerel seçimlerde kazanılan merkez ve dış ilçe belediye başkanlıkları için yapılan kutlama programına katıldığı,
4-02/03/2019 tarihinde HDP Yenişehir İlçe Başkanlının organize ettiği ve belediye başkan adayı olan şüphelinin PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ a sözde tecrit uygulandığı bahanesiyle süresiz ve dönüşümsüz olarak açlık grevi eylemini destekleyen konuşma yaptığı, PKK terör örgütü lehine sloganların atıldığı,
5- PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan ANF News/ KONGREYA CIVAKA DEMOKRATİK isimli internet sitelerinden (https://anfturkce.net/kurdistan/PKK-pajk-zindan-komiteleri-artik-soez-anlamini-yitirmistir-118790 -/- http://www.kcd-dtk.org/tecride-karsi-ozgurluk-inisiyatifi-yarin-cok-gec-olabilir.html/) yapılan çağrılara uyarak 01.03.2019 tarihinde, DAKAP (Dicle Amed Kadın Platformu) organizesinde saat:13:18’de Diyarbakır ili Bağlar İlçesi .. yapılan basın açıklamasına katıldığı, bahse konu basın açıklamasında HDP (Halkların Demokratik Partisi) Hakkâri Milletvekili ve aynı zamanda yasal kuruluşu bulunmayan -sözde- DTK(Demokratik Toplum Kongresi) eş başkanı olan Leyla Güven isimli şahsın tutuklu bulunduğu ilimiz E Tipi Cezaevinde 07.11.2018 tarihi itibariyle, PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’a sözde tecrit uygulandığı bahanesiyle süresiz ve dönüşümsüz olarak açlık grevi eylemini destekleyen konuşmalara yer verildiği,
6- PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan ANF News/ KONGREYA CIVAKA DEMOKRATİK isimli internet sitelerinden (https://anfturkce.net/kurdistan/PKK-pajk-zindan-komiteleri-artik-soez-anlamini-yitirmistir-118790http://www.kcd-dtk.org/tecride-karsi-ozgurluk-inisiyatifi-yarin-cok-gec-olabilir.html/) yapılan çağrılara uyarak 01.03.2019 günü Diyarbakır ili Yenişehir İlçesi Şehitlik Mahallesi 76. Sokakda yapılan toplantıya katılarak terör örgütü mensuplarını övücü nitelikte konuşma yaptığı,
7- PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan ANF News/ KONGREYA CIVAKA DEMOKRATİK/ Halkların Birleşik Devrim Hareketi isimli internet sitesinden (https://anfturkce.net/kurdistan/PKK-pajk-zindan-komiteleri-artik-soez-anlamini-yitirmistir-118790-/-http://www.kcd-dtk.org/tecride-karsi-ozgurluk-inisiyatifi-yarin-cok-gec olabilir.html/-/-https://anfturkce.net/guncel/hdp-amed-milletvekili-dag-ve-5-partili-aclik-grevine-basladi-121279-/-http://www.hbdh-online.org/kurt-halkinin-taleplerine-sahip-cikilmali/) yapılan çağrılara uyarak 03.03.2019 tarihinde yapılan PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan üzerinde bulunan -sözde- tecritin kaldırılması amacıyla tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevinde açlık grevi eylem başlatan akabinde hakkında görülen dava duruşması sonrasında tutuksuz yargılanmak üzere salıverilen HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’e destek amacıyla HDP il binasında yapılan basın açıklamasına katıldığı,
Şüphelinin yine benzer mahiyette olan 19.01.2019, 27.01.2019, 03.02.2019, 04.02.2019, 10.02.2019, 17.02.2019, 24.02.2019, 25.02.2019, 01.03.2019, 10.03.2019, 06.04.2019, 25.05.2019, 19-20-21.08.2019 ve 01.09.2019 tarihlerinde yapılan basın açıklamaları ve eylemlere katıldığı,
Görüntü tespit tutanakları, olay tutanakları, terör örgütüne müzahir internet sitelerinden yapılan eylem çağrıları, dernek üyeliği, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına göre; Şüphelinin bir kısmında terör örgütüne müzahir internet sitelerinden yapılan eylem çağrılarının da bulunduğu yasa dışı eylemlere dönüşen etkinliklere katıldığı, terör örgütü ile irtibatlı ve iltisaklı olduğu gerekçesiyle kapatılan derneğe üyeliğinin bulunduğu, dijital materyallerinde örgütsel nitelikte dokümanların tespit edildiği, bu şekilde süreklilik çeşitlilik ve yoğunluk arz eden faaliyetlerde bulunan şüphelinin terör örgütü ile organik bağ kurduğu, terör ögütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğu kanaatine varılmakla eyleminin terör örgütüne üye olma suçunu oluşturacağı iddiasıyla Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/143 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı, davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 31/03/2019 tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Diyarbakır-Yenişehir Belediye Başkanı seçilen Belgin Diken’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan hakkında kamu davası bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
304. ADNAN TOPÇU (Cemil ve Raife oğlu, 1964 doğumlu, T.C. Kimlik No: 49996574362); (31/03/2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Muş Bulanık Belediye Başkanı - 19/12/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 17/12/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Muş Cumhuriyet Başsavcılığının 20/04/2020 tarih, Soruşturma No: 2019/8078, Esas No: 2020/986 ve İddianame No: 2020/289 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2019 yılı olduğu belirtilerek;
“….DTK’nın …sayılı adresinde yapılan arama sonucu elde edilen, FİZİKİ ve DİJİTAL dokümanların incelemesin neticesinde; Şüpheli Adnan TOPÇU'nun isminin geçtiği doküman ve yine isminin ve soyadının yazılı bulunduğu kişi kartının elde edildiğine dair tutanak tanzim edildiği,
…PKK/KCK terör örgütüne ait sığınaklarda ele geçirilen ajanda, belge ve dokümanlarda yapılan incelemelerde Bahattin KORUKLUOĞLU isimli şahısla ilgili olan bölümde Adnan TOPÇU isminin geçtiği ve “ADNAN TOPÇU GETİRECEKTİ ANCAK GETİRMEDİ, YAPILAN ARAŞTIRMADA ADNAN TOPÇU’NUN BUNLARDAN NEMALANDIĞI” şeklinde tespitin bulunduğu,
1-10.09.2013 günü saat 13.30 sıralarında Ana dilde eğitim yapılması ile ilgili olarak … yürüyüş esnasında kalabalık içerisinden “BE SEROK JİYAN NABE (BAŞKANSIZ YAŞAM OLMAZ) şeklinde sloganın atıldığı basın açıklamasına şüpheli Adnan Topçu'nun da katıldığının tespit edildiği,
Söz konusu basın açıklaması ile ilgili yapılan araştırmada; ANFNEWS isimli internet haber sitesinde "KCK: Hiçbir güç anadilde eğitimin önüne geçemeyecek", "KCK'den çağrı: çocuklarınızı bir hafta okula göndermeyin", "Anadilde eğitim ve 'andımız' kaldırılması için eylemler sürüyor" şeklinde haberlerin yayınlandığının tespit edildiği,
… şüphelinin ikametinde, aracında ve işyeri adresi olan Bulanık Belediye binasında bulunan odası ve eklentilerinde arama yapıldığı, arama neticesinde dijital materyallere el konulduğu, 1 Adet …isimli Abdullah Öcalan’a ait hakkında toplatılma kararı bulunan kitap ele geçirildiği ve el konulduğu,
2-21.02.2015 günü saat 12:00 sıralarında Muş İli Belediye Meydanında KÜRDİDER organizesinde düzenlenen yaklaşık 60 kişinin katıldığı basın açıklaması saat 12:10 sıralarında toplanmaya başlayan grup PKK/KCK terör örgütü üyeliğinden tutuklu bulunan KÜRDİDER Başkanı Mehmet Şafi NERGİZ’in Kürtçe basın metnini okuduğu basın açıklamasına şüpheli Adnan Topçu'nun da katıldığının tespit edildiği,
3-26.04.2014 günü ilimiz Belediye Meydanında KESK Muş Şubeler Platformunun düzenlemiş olduğu ROJAVA DEVRİMİNE DESTEK konulu, Tekin UYGUN isimli şahsın Kobanideki çetelere Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin destek verdiği yönündeki basın açıklamasına şüpheli Adnan Topçu'nun da katıldığının tespit edildiği,
…PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün çağrıları ve sahiplenmeleri sonucu örgüt propagandasına dönüşen basın açıklaması veya etkinliklere katıldığı, yapılan operasyonlar neticesinde silahlı terör örgütünün sığınaklarında ele geçirilen dökümanlarda şüpheliye ilişkin tespitlerin yapıldığı, söz konusu tespitlerde şüphelinin PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün kırsal kadrosunda bulunan örgüt mensupları ile irtibatlı olduğu, örgüt mensuplarından emir ve talimatlarını uyguladığının anlaşıldığı, hakkında uygulanan İTDK tedbiri neticesinde suç unsuru görüşmelerinin bulunduğu, şüphelinin ikametinde yapılan aramada hakkında toplatma kararı bulunan silahlı terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın kitabının bulunduğu, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin bu şekilde silahlı terör örgütü PKK/KCK'nın emir ve talimatlarını yerine getiren, PKK/KCK'nın belirlediği kuralları uygulayan, PKK/KCK silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde faaliyet yürüttüğü,” tespitiyle, terör örgütü propagandası yapma ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından TCK’nın 314/2; 3713 sayılı Kanunun 5, 7/2 maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/212 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 19/12/2017 tarihinden üyesi olup, 31 Mart 2019 tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Muş-Bulanık Belediye Başkanı seçilen Adnan Topçu’nun, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma ve silahlı terör örgütüne üye olma” suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Adnan Topçu’nun Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
305. ERKAN ACAR (Ekrem ve Nahide oğlu, 1967 doğumlu, T.C. Kimlik No: 61354146134); (31/03/2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Van-Başkale Belediye Başkanı, 08/02/2019 - 20/02/2019 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 06/12/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Van 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/02/2021 tarih ve 2020/1 esas, 2021/47 sayılı kararı ile,
Suç tarihinin 2019 yılı olduğu belirtilerek;
“…Tüm dosya kapsamına göre sanığın 31 Mart 2019 tarihinde yapılan Yerel Seçimlerde ilimiz Başkale ilçesi Belediye Başkanı olarak seçildiğinin anlaşıldığı, daha sonrasında belediyeye İçişleri Bakanlığınca kayyum atandığı,
Terör örgütü mensubu olarak halen faaliyet yürüten örgüt mensuplarının ailelerine, örgütsel faaliyetleri sebebiyle ceza evinde tutuklu-hükümlü olarak bulunan örgüt mensuplarının ailelerine ve güvenlik güçleri ile girmiş oldukları çatışmada veya örgütsel faaliyetlerde bulunurken hayatını kaybeden örgüt mensuplarının ailelerine, PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarınca sözde Değer Ailesi olarak belirtildiği,
Hayatını PKK/KCK silahlı terör örgütüne adayarak halen örgütsel faaliyetlerine devam eden örgüt mensupları ile örgütsel faaliyetleri doğrultusunda geçmişte hayatını feda etmiş bir örgüt mensubunun bir değer ifade ettiği, buna göre bu değeri yetiştiren ve örgüte kazandıran evladını, akrabasını terör örgütüne adamış aileninde bir değer ifade ettiği anlayışla örgüt terminolojisine girmiş bir kavram olduğu, terör örgütü terminolojisinde kullanılan sözde Değer Ailesi kavramının örgüte müzahir tüm kişilerce de bilinildiği, yani örgüte müzahir bir kişinin veya kişilerin tanıtılmasında, tanıştırılmasında Değer Ailesi dendiği, o kişinin veya kişilerin bir veya birkaç yakının PKK/KCK terör örgütü mensubu olduğu veya örgüt mensubu olarak hayatını kaybettiğinin anlaşıldığı,
Başkale Belediye Başkanlığı tarafından 28/10/2019 tarih ve 3805 sayılı yazı ile ilgili firmanın 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 11.maddesinin (g) bendi kapsamında terör örgütleri ile irtibatlı/iltisaklı olup olmadığının araştırılmasının istendiği, Van Valiliğinin 02/12/2019 tarih ve 27628 sayılı yazısında ise ilgilinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunun 11.maddesinin (g) bendi kapsamında terör örgütleri ile irtibatlı/iltisaklı olduğunun bildirildiği, ancak belediyeye intikal eden 21/01/2020 tarihli dilekçeden güvenlik soruşturması tamamlanmadan irtibat/iltisaklı firmadan 25/11/2019 tarihinde 45 ton kömür ve 6 ton odun temin edildiği ve belediye personeli tarafından teslim alındığı,
…sanığın Belediye Başkanı olduğu dönemde gerekli özeni göstermeyerek PKK/KCK silahlı terör örgütüne yakın firmayı kamu ihalesine kabul ederek kamu kaynaklarının örgüte yakın firmaya aktarmaya çalıştığı, Van Valiliği tarafından ihale işlemleri onaylanmadığından kamu zararı oluşmamış ise de; sanığın gerekli özeni göstermediğinin sabit olduğu, yukarıda anılan gerekçeler ile sanığın PKK/KCK silahlı terör örgütü ile organik bağ kurup, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren eylemler olarak silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” gerekçesiyle eylemine uyanTCK’nın 314/2, 62, 3713 sayılı Yasanın 5/1 maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2019 - 20/02/2019 tarihleri arası üyesi olup, 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Van-Başkale Belediye Başkanı seçilen Erkan Acar’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan mahkumiyet kararının bulunduğu, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Erkan Acar’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
306. HATİCE ÇEVİK (Mehmet ve Dürüye kızı, 1970 Doğumlu, T.C. Kimlik No: 13982962112); (31/03/2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Şanlıurfa Suruç Belediye Başkanı - 11/03/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 15/11/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 09/01/2020 tarih, Soruşturma No: 2019/11034, Esas No: 2020/393 ve İddianame No: 2020/104 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 17/03/2015, 10/11/2019, 16/10/2019, 15/11/2019 olduğu belirtilerek,
“Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce internet üzerinden yapılan sanal devriye hizmetleri kapsamında düzenlenen raporda, PKK/KCK terör örgütü lehine haberler yapan mezopotamya ajansının 16 Ekim 2019 tarihli “polis savaş karşıtı açıklamayı engelledi: açıklama pencereden yapıldı” başlıklı haber içeriğinde, ...“2014 tekrarı” başlığı altında şüpheli Hatice Çevik'in verdiği demeçte; Suruç ilçesine çok sayıda sevkiyat olduğunu, saldırılar sonucu çok sayıda kişinin öldüğünü beyanla “savaş yıkımdır, acıdır, gözyaşıdır ve kimseye faydası yoktur” şeklinde beyanda bulunduğunun anlaşıldığı,
Şüphelinin vermiş olduğu bu beyan ile, Türk güvenlik güçlerinin PKK/KCK-PYD/YPG terör örgütüne karşı yapmış olduğu askeri harekatın yanlış olduğunu, harekatın terör örgütü mensuplarına karşı yapılmasına karşın, bu harekatın masum sivillere karşı yapıldığı algısını oluşturduğu, bu suretle terör örgütü mensuplarının masum, PKK/KCK-PYD/YPG terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptığının kabul edildiği,
Şüpheli Hatice Çevik'in, "Hatice Çevik" kullanıcı isimli facebook hesabından;
10/11/2019 tarihinde, Temelli: "Savaş herkese eşit ölüm getirir, Kürt'e mermi Türk'e siyanür düştü" başlıklı "gazeteetık.com" isimli haber sitesinin haber linkini paylaştığı, …bahse konu açıklama ile Türk güvenlik güçlerinin PKK/KCK-PYD/YPG terör örgütüne karşı yapmış olduğu operasyonların yanlış olduğunu, harekatın terör örgütü mensuplarına karşı yapılmasına karşın, bu harekatın masum sivillere karşı yapıldığı algısını oluşturduğu, bu suretle terör örgütü mensuplarının masum olarak göstererek PKK/KCK-PYD/YPG terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren faaliyetlerinin meşru gösterdiğinin anlaşıldığı,
Şüpheli Hatice Çevik'in bu açıklamanın yer aldığı haber linkini paylaşmak suretiyle, PKK/KCK-PYD/YPG terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptığının kabul edildiği,
…17/03/2015 tarihinde, "Kobane ve Surutç'te Newroz ateşi yakıldı (dakika dakika) alt başlıklı, içeriğinde PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın posterinin ve aynı terör örgütünün sözde bayraklarında birinin görüntüsünün bulunduğu, fotoğraflı haber linkini paylaşarak,
17/03/2015 tarihinde, yukarıda ayrıntıları yazılı fotoğrafı geniş açıdan çekilmiş halini, "Suruc etmanek nevruz kutlamalari" başlığı ile paylaşarak;
17/03/2015 tarihinde, "Newroz piroz be..." başlıklı, içeriğinde, diğer şahıslardan yüksek bir yerde bulunan, birisinin elinde PKK/KCK terör örgütünün sözde bayrağı bulunan, iki erkek şahsın ve PKK/KCK terör örgütünün sözde bayrağını, başına başörtüsü olarak örtmüş bir kadın şahsın görüntüsünün bulunduğu fotoğraf karesini paylaşarak;
Şüphelinin, PKK/KCK-PYD/YPG terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptığının kabul edildiği,
Şüphelinin PKK/KCK terör örgütünün sözde bayraklarının görüntüsünün bulunduğu fotoğraf karelerini paylaşmasının, TMK'nın 7/2-b.1 maddesinde, "örgüte ait amblem, resim veya işaretlerin asılması ya da taşınması" şeklinde tanımlanan eylemi oluşturduğu,
…şüphelinin Şuruç Belediye Başkanlığı görevine geldikten sonra, işe alınan toplam 29 kişiden 11'inin PKK/KCK terör örgütünce "değer ailesi" olarak tanımlanan aile üyelerinden olması, 29 kişiden 10'u hakkında "silahlı terör örgütüne üye olma" ve "terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından işlem yapılmış olması, şüphelinin, Suruç HDP ilçe başkanı Mehmet Koştı ile yapmış olduğu whatsapp görüşmesinde, Mehmet Koştı isimli şahsın şüpheli Hatice Çevik'i PKK/KCK terör örgütünce "değer ailesi" olarak tanımlanan ailelerle görüşmesi, personel alım ve çıkarım işleriyle ilgili yönlendirdiği ve telkinde bulunduğu, şüpheli Hatice Çevik'in de "değer aileleri" ile görüşmeler yaptığı, "değer ailelerinden" işe alınacak kişilerin listesini oluşturduğu ve bu kapsamda MEYA-DER ve TUHAD-FED isimli dernekler ile irtibatlı hareket ettiğinin anlaşılması, Emniyet Genel Müdürlüğünün …yazısında MEYA-DER ve "değer aileleri" arasındaki ilişkiden bahsedilmesi, şüphelinin, "değer ailesi" tanımına uyan, A.Y. ve V.A. isimli şahısların ailelerine, şahıslar hakkında "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan işlem yapılıp tutuklandıktan sonra ziyarette bulunması, yukarıda ayrıntıları yazılı olduğu şekilde açlık grevlerine destek vermesi, haklarında "silahlı terör örgütüne üye olmak" (PKK/KCK) suçundan işlem yapılan belediye başkanlarının protesto gösterilerine katılması dikkate alındığında, şüphelinin PKK/KCK terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde, terör örgütünün amaç ve stratejisi doğrultusunda hareket ederek, sürekli ve çeşitli eylemlerde bulunduğunun anlaşıldığı,
Şüphelinin …yapmış olduğu paylaşımları ile PKK/KCK silahlı terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptığı…” tespitiyle TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/67 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 11/03/2015 tarihinden itibaren üyesi olup, 31 Mart 2019 tarihli Mahalli İdareler Genel Seçiminde Şanlıurfa Suruç Belediye Başkanı seçilen Hatice Çevik’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma, silahlı terör örgütüne üye olma” suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Hatice Çevik’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
307. NALAN ÖZAYDIN (Recep ve Mihrinisan kızı, 1985 doğumlu, T.C. Kimlik No: 65557027412); (31/03/2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Mardin Mazıdağı Belediye Başkanı, 24/01/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 15/11/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 06/03/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/2623, Esas No: 2020/903 ve İddianame No: 2020/242 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2019 yılı olduğu belirtilerek,
“14F1E4T53İH53 kod ismi verilen gizli tanığın alınan ifadesinde; Mardin- Viranşehir hattında örgüt mensuplarına yardım edecek kişilerden milis ağı oluşturmak ve bu yolla örgütün faaliyetini artırmak amacıyla Mardin iline gelen ve Mardin ilinde faaliyet yürütmekteyken 27/09/2019 günü saklandığı Atlı Mahallesindeki kuyu evinde öldürülen Roni Kod isimli örgüt mensubunun kaldığı kuyu evine Mazıdağı Belediye Başkanı olan Nalan Özaydın ve Şoförü olan Savaş Temel'in de geldiklerini, Roni Kod isimli örgüt mensubuna belediye başkanının neden geldiğini sorduğunda Mazıdağı Belediye Başkanının kendisine para vereceğini söylediğini,…
Yine Mazıdağı Belediye başkanı Nalan Özaydın ve Derik Beledeyi Başkanı Mülkiye Esmez'in Roni Kod isimli örgüt mensubu ile daha öncesinden bir kezde Burhan Temel'e ait Gap bahçelerindeki bağ evinde görüştüklerine şahit olduğunu, ne konuştuklarını bilmediği, ancak daha sonra Roni Kod isimli örgüt mensubuna sorduğunda Kızıltepe Derik ve Mazıdağı belediyelerinin vereceği ihalelerin %10'luk kısmının belediye başkanlarının kendisine elden teslim edeceğini, bu nedenle görüşme yaptıklarını söylediğini, Mazıdağı Belediye başkanı olan Nalan Özaydın'ı ilk kez bu olaylar nedeniyle görüp tanıdığını beyan ettiği ve Nalan Özaydın'ı teşhis ettiği,
…Roni kod isimli örgüt mensubunun üzerinden ele geçirilen bir adet harita üzerinde, şüpheli Nalan Özaydın'a ait parmak izine rastlandığı, Yine Nalan Özaydın'a ait ikametgahta yapılan aramada ele geçirilen bir adet defter içerisinde şüphelinin el yazısı ile, "Roni, Roni, Roni, Roni'' şeklinde notlar aldığının görüldüğü,
…şüpheli Nalan Özaydın'a ait dijital materyallerin incelenmesinde, ekran görüntüsüne rastlanılan notlarda;
''4 Ekim günü yerel yönetim üyeleriyle toplantı yaptık, toplantıda 6 aylık süreci tartıştık, eleştirilerimizi sıraladık sonucunda Talat arkadaş belediye meclis üyelerine başımızı ağrıtmayın ve başınızı da ağrıtmayın, dilekçelerinizi verin istifa edin, hiçbir ihaleye karışmayın, toplantılarınıza girip çıkın, bize göre yerel yönetimlerden gelen arkadaşlar taraf tutmuşlardır...partimizde eleştiri ve öz eleştiri vardır, bu arkadaşlar örgütsel olarak şu ana kadar öz eleştirilerini vermemişler '' şeklinde ,
Mazıdağı Belediyesince işe alınan,…kişiler hakkında yapılan kolluk araştırmalarında, bu kişilerin kendilerinin veya yakınlarının PKK/KCK silahlı terör örgütü ile irtibat ve iltisaklarının bulunduğunun ve haklarında soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin devam ettiğinin tespit edildiği,
Bu kapsamda, şüphelinin, anılan örgüt ile irtibatlı olan ve yine PKK/KCK silahlı terör örgütünün önem atfettiği ve örgüt içerisinde değer ailesi olan tanımlanan kişilerin işe alınmasını sağlayarak anılan örgüte yardım ettiğinin anlaşıldığı,
Şüpheliden ele geçirilen dijital materyaller içerisinde pek çok PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarına ilişkin fotoğraflara, videolara, slayt gösterilerine rastlanıldığı, yine şüpheliden elde edilen bir adet dokumanda '' Nejla Atak (zelal)'' şeklinde not alındığının görüldüğü, adı ve kod adı yazılan bu kişinin 2017 yılında güvenlik güçleri ile girdiği çatışmada öldürülen örgüt mensubu olduğunun anlaşıldığı, yine Mazıdağı Belediye Başkanı Nalan Özaydın'a ait makam odasında yapılan aramada, masa üzerinde, içeriği itibariyle PKK/KCK silahlı terör örgütünün ideolojisini anlatan ve hakkında toplatma kararları bulunan kitaplara rastlandığı, bu kapsamda elde edilen dijital veriler ve bir kısım dokümanların, şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütü ile irtibat ve iltisakını gösterdiği gibi yine şüphelinin, hakkında toplatma kararı bulunan örgütsel içerikli kitapları teşhir ederek anılan örgütün ideolojisini yaymaya çalıştığının görüldüğü,
Şüphelinin katıldığı örgütsel eylem ve etkinliklere ilişkin olarak,
-26/01/2019 günü, Abdullah Öcalan'a uygulanan sözde tecriti protesto etmek amacıyla Kızıltepe ilçesinde yapılan izinsiz yürüyüş ve basın açıklamasına katıldığı,
- 06/02/2019 günü, cezaevlerinde açlık grevi yapan terör örgütü mensuplarına destek olmak amacıyla yapılan cezaevi ziyareti ve basın açıklamasına katıldığı ve bu etkinlik esnasında "Yaşasın Zindanların Direnişi" şeklinde sloganlar atıldığının görüldüğü,
-25/02/2019 tarihinde, Mazıdağı HDP seçim irtibat bürosunun açılışında; '' değerli halkımız.. Hepinizi saygıyla selamlıyorum, Kürt halk önderi sayın Öcalan'ın üzerindeki tecriti kaldırmak için bugün 110 gündür bedenini ölüme yatıran ve açlık grevinde olan...Leyla Güven'i saygıyla selamlıyorum'' şeklinde konuşma yaptığı,
- 01/03/2019 günü, cezaevlerinde açlık grevi yapan terör örgütü mensuplarına destek olmak amacıyla yapılan cezaevi ziyareti ve basın açıklamasına katıldığı,
-20/04/2019 günü, Kızıltepe ilçesinde, PKK/KCK silahlı terör örgütünün kurucusu ve yöneticisi olan Abdullah Öcalan üzerinde sözde tecrit uygulandığı ve sözde tecritin kaldırılması amacıyla düzenlenen izinsiz yürüyüşe katıldığı, yürüyüş sırasında ''tecriti kırın, faşizmi yıkın'' ve '' zindanlara ses ver'' şeklinde yazıların bulunduğu pankartları taşıdığının anlaşıldığı,
-Kendi kullanımında bulunan twitter hesabından, 08/12/2018, 12/12/2018, 03/01/2019, 17/01/2019, tarihlerinde açlık grevlerinin desteklenmesi yönünde paylaşımlarda bulunduğunun tespit edildiği,
…Nalan Özaydın'ın kullanımında bulunan whatsaap uygulaması üzerinden 30/06/2019 günü, Zilan Kod Zeynep Kınaca isimli örgüt mensubunun fotoğrafını "Tanrıça Zilan" notuyla paylaştığı, kollukça yapılan araştırmalarda fotoğrafı paylaşılan örgüt mensubunun 30/06/1996 yılında Tunceli ilinde kalabalık asker grubu içerisinde kendisini patlatarak 8 askerin şehit olmasına sebebiyet veren Zilan Kod Zeynep Kınaca isimli örgüt mensubunu olduğunun anlaşıldığı,
…ayrıntılı olarak izah edildiği üzere, Mazıdağı (eski) belediye başkanı olan Nalan Özaydın'ın, PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarınca belediye başkanı adayı olarak önerildiği, ve örgütsel bir kısım değerlendirmeler sonucu belediye başkanı adayı yapıldığı ve adaylığı süresince bir kısım örgütsel eylem ve faaliyetlerde bulunduğu, yine belediye başkanlığı yaptığı süreçte de, PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarınca belediyelerin ve tabii olarak şüphelinin iş ve işlemlerinin örgüt mensupları tarafından yönetildiği/denetlendiği, ayrıca bir siyasi partinin belediye başkanı olan şüphelinin , siyasi faaliyet görünümü altında PKK/KCK silahlı terör örgütü mensubu olan diğer bir kısım kişiler ile başkanı olduğu belediyenin örgütün amaçları doğrultusunda yönetilmesini sağladığı, bu kişilerin hiyerarşik denetimine tabi olduğu, yine yukarıda izah edildiği üzere bir kısım eylemleri ile PKK/KCK silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda hareket ettiği ve eylemlerinin sürekliliği, çeşitliliği ve yoğunluğu göz önüne alındığında şüphelinin anılan örgütün hiyerarşisine dahil olduğunun anlaşıldığı ve bu suretle PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olduğu, yine çeşitli iletişim araçları ile PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandasını yaparak üzerine atılı suçları işlediği” belirtilerek TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Mardin 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/53 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 24/01/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, 31/03/2019 tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde HDP Mardin Mazıdağı Belediye Başkanı seçilen Nalan Özaydın’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütünün propagandasını yapma” suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Nalan Özaydın’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
308. YAKUP ALMAÇ (Memet ve Gülnaz oğlu, 1978 doğumlu, T.C. Kimlik No: 71878041938); (31/03/2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Van-Özalp Belediye Başkanı, 08/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 06/12/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Van Cumhuriyet Başsavcılığının 23/12/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/6703, Esas No: 2019/7621 ve İddianame No: 2019/2251 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 28/03/2019 olduğu belirtilerek,
“…Yakup Almaç isimli şahsın paylaşımlarının incelenmesi sonucu PKK/KCK silahlı terör örgütünün elebaşısı olan Abdullah Öcalan'ı öven , destekleyen paylaşımlarının tespit edildiği, yine Yakup Almaç'ın twitter hesabının incelendiği ve PKK/KCK terör örgütünü öven paylaşımlarının tespit edilmesi sonucu konunun Van Cumhuriyet Başsavcılığına iletildiği,…
İçişleri Bakanlığı Bakanlık Makamının 06/12/2019 tarihli Özalp Belediyesi araştırma/ön inceleme konulu onay emirlerine istinaden Özalp Belediyesi Başkanı Yakup Almaç ve meclis üyesi Dilan Örenci'nin hakkındaki iddiaların araştırılması sonucu düzenlenen raporda, sözde Eş Başkan Dilan Örenci'nin 15/10/2019 tarihinde …evinde yapılan taziyeye 26/10/2019 tarihinde katıldığı yönünde resim ve kamera kayıtlarının bulunduğu, Belediye Başkanı Yakup Almaç ve sözde Eş Başkan Dilan Örenci'nin 23/09/2019 ve 06/09/2019 tarihinde Van ilinde yapılan belediye başkan vekili protestolarına katıldıklarının tespit edildiği,…
27/06/2015 tarihinde " Kobane şehitlerinin ruhu şad oldu. Arin mirkanlar ve takipçisi oldukları bütün şehitler özgürlş. İstedikleri ve uğruna can verdiği kob.özgür " şeklinde paylaşım yaptığı, …Örgütsel içerik tespit edilen birkaç paylaşımı beğeni olarak sayfasında paylaştığı , Eş Başkan Dilan Örenci ile birlikte kullandıkları makam odasında İşe Alınacaklar başlıklı 21 kişinin isminin bulunduğu A4 kağıdına yazılı 1 adet belgenin ele geçirildiği, bu şahısların sözde Değer Ailesi kapsamında örgüte yakınlığı ile bilinen veya örgütün kırsal/şehir yapılanmasında yakınları bulunan kişilerin olduğunun değerlendirildiği, bu listede bulunanların bir çoğunun şüpheli beyanına istinaden belediyede çalıştığının tespit edildiği,
Dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde… şüpheli Dilan Örenci'nin sözde Özalp Belediyesi Eş Başkanı sıfatı ile şüpheli Yakup Almaç ile birlikte belediyede tüm iş ve işlemlerinde ortak sorumlu olduğu, terör örgütünün benimsediği Eş Başkanlık sistemini bilfiil uyguladıkları, bu durumun şüpheli beyanları ile sabit olduğu, örgütün benimsediği sözde değer ailesi kavramına istinaden örgüte yakınlığı ile bilinen veya örgüt içerisinde faaliyet gösteren yakınları bulunan şahıslara belediyede işçi olarak alımlarda öncelik sağlandığı, belediye makam odasında ele geçen 21 kişilik listedeki şahıslardan 6 tanesinin sözde değer ailesi kapsamında olduğu…bu belgede imzası olan kadınların Özalp Belediyesinde meclis üyesi olduklarının tespit edildiği, şüphelilerin eylemlerinde süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik gözetildiğinde üzerilerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ve tespit edilen paylaşımlar nedeniyle örgüt propagandası suçundan kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe oluşturacak delilin elde edildiği,” tespitiyle açılan kamu davasının Van 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/420 esasına kaydedilip, tefrik kararı sonrasında Van 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/7 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, 31/03/2019 tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Van-Özalp Belediye Başkanı seçilen Yakup Almaç’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında,“terör örgütü propagandası yapmak, silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlarından yargılamasının bulunduğu, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Yakup Almaç’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
309. YILMAZ ŞALAN (Kemal ve Kemali oğlu, 1972 doğumlu, T.C. Kimlik No: 12222029752); (31/03/2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Van- Muradiye Belediye Başkanı, 15/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 06/12/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
a) Van Cumhuriyet Başsavcılığının 24/12/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/22728, Esas No: 2019/7637 ve İddianame No: 2019/2258 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 28/03/2019 olduğu belirtilerek,
“…Van İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalarda bölücü terör örgütü mensubu D.C.'in 17/02/2019 tarihindeki Muradiye ilçesi Fatih Mahallesindeki adreste taziyeye katılanlar arasında Yılmaz Şalan ve L.B isimli şahısların katılmasının tespiti üzerine konunun Van Cumhuriyet Başsavcılığına iletildiği…
…Türkiye Cumhuriyeti Belediye Kanununda yer almayan bu hususun illegal yoldan kullanılması hususunda şüphelinin göz yumduğu, sözde eş başkanına belediyeye ait araç tahsisinde bulunduğu, belediyeye ait sitede veya farklı yerlerde bayram ve benzeri kutlamalara sözde eş başkan L.B. ile birlikte kutlama mesajı ve görsel resim verdiği ,
…Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Van T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünde tutuklu bulunan U.D.'in Muradiye ilçesi Yavuz Selim Mahallesinde bulunan evinin bahçesinin belediye tarafından alınan parke taşları ile kaplandığı hususunda kolluk görevlilerinin resimli tespitinin bulunduğu,
…Gizli tanık ASP58'in "Yılmaz Şalan isimli şahsı tanıyorum. Herhangi bir husumetim yoktur… belediye encümenliği görevini yapardı. Bu dönem içerisinde Muradiye Belediyesinde çalışan A.B., A.B. ve M.G. isimli şahıslarla terör örgütü adına para topladığını biliyorum. Yılmaz Şalan 2019 yılı yerel seçimlerden sonra belediye başkanı olunca belediye çalışanlarının aylıklarında 500 TL kesinti yaptığını biliyorum. Daha sonra şikayetten korkarak iki ay sonra kesilen paraları geri ödediğini biliyorum. Yılmaz Şalan belediye bütçesinden ramazan ayı içerisinde yüklü miktarda gıda ve erzak satın aldı. Bu erzakların büyük bir kısmını Tendürek Dağı kırsalında faaliyet gösteren terör örgütü mensuplarına gönderdi. Geri kalanları ise örgütle bağlantılı ailelere dağıttı. 2019 yılı Temmuz ayı içerisinde Tendürek Dağı kırsalına bidonlarla belediyenin garajında bulunan akaryakıt deposundan akaryakıt gönderdiğini biliyorum." şeklinde beyanda bulunduğu,
… Dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde; şüphelilerin açık kaynak , sosyal medya ve arşiv kaydı araştırmaları, dijital materyallerin inceleme raporları, şüpheliler hakkında gelen ihbarlar, tanık ve gizli tanık beyanları, kolluk araştırma tutanakları, arama ve el koyma tutanakları, dosya arasında bulunan şüpheliler hakkında toplanan tüm maddi deliller çerçevesinde şüpheli L.B.'ın sözde Muradiye Belediyesi Eş Başkanı sıfatı ile şüpheli Yılmaz Şalan ile birlikte belediyede tüm iş ve işlemlerinde ortak sorumlu olduğu, terör örgütünün benimsediği Eş Başkanlık sistemini bilfiil uyguladıkları, bu durumun şüpheli beyanları ile sabit olduğu, örgütün benimsediği sözde değer ailesi kavramına istinaden örgüte yakınlığı ile bilinen veya örgüt içerisinde faaliyet gösteren yakınları bulunan şahıslara belediyede işçi olarak alımlarda öncelik sağlamaya çalıştıkları, kayyum döneminde belediyede işine son verilen örgüt bağlantılı şahısları mahkeme kararını gerekçe göstererek yeniden işe aldıkları, şüphelilerin sosyal medya ve dijital materyaller üzerinde yapılan incelemelerde PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yaptıkları yönünde paylaşımlarının tespit edildiği, şüpheli L.B.'ın PKK/KCK terör örgütünün kadın yapılanmasında etkin rol alan TJA bağlantısının tespit edildiği,” iddiasıyla silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak suçlarından TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, 7/2. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Van 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/413 esasında derdest olduğu,
b) Van Cumhuriyet Başsavcılığının 02/03/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/4211, Esas No: 2020/1546 ve İddianame No: 2020/327 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 24/12/2019 olduğu belirtilerek,
“İçişleri Bakanlığı Bakanlık Makamının 20/11/2019 gün ve 94602689-299-E20078 sayılı tevdi raporunda ; 31 Mart 2019 tarihinde yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimleri sonucunda organları teşkil eden Muradiye Belediyesinde, seçilmiş Başkan Yılmaz Şalan ile Belediye Meclis Üyesi olarak seçilen L.B.'ın bugüne kadar süre gelen uygulamalarda sözde Eş Başkanlık sıfatını kullandığı iddia konularının araştırma yapılması sonucunda düzenlenen tevdi raporuna göre ;
…Belediye Başkanı Yılmaz Şalan ve Belediye Meclis Üyesi L.B.'ın yasalarda öngörülmeyen Belediye Eş Başkanlığı statüsü olarak bir kadro, unvan, makam ve idari bir yapılanma meydana getirildiği, bu durumun ise yürürlükteki mevzuata açıkça aykırılık teşkil etmesi yanında, Belediye Başkanlığı görevini usulsüz olarak üstlenen ve Eş Başkan sıfatıyla bu görevi icra etmeye kalkışan Belediye Meclis Üyesi yönünden de, görevin yasal mevzuata aykırı bir yapılanma oluşturduğu, …” tespitiyle silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan açılan kamu davasının Van 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/413 esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 15/02/2019 tarihinden üyesi olup, 31/03/2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Van Muradiye Belediye Başkanı seçilen Yılmaz Şalan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Yılmaz Şalan’ın, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
310. BEKiR POLAT (Ramazan ve Zekiye oğlu, 1974 doğumlu,T.C. Kimlik No:21946782256); (18/11/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 31/03/2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Elazığ İli Sarıcan Belediye Başkanı)
Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/17748 sayılı soruşturması ile;
PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan soruşturma yapılmakta olduğu ve bu soruşturma kapsamında 23/06/2020 tarihinde gözaltına alınması nedeniyle İçişleri Bakanlık Makamının 23/06/2020 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırıldığı,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 18/11/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 31/03/2019 tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Elazığ İli Sarıcan Belediye Başkanı seçilen Bekir Polat'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan soruşturmasının bulunduğu, partide ilçe bazında görev alan Bekir Polat'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
311. BERİVAN HELEN IŞIK (Mehmet ve Alye kızı, 1978 doğumlu, T.C. Kimlik No: 48289881200); (08/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 31/03/2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Siirt Belediye Başkanı)
(İçişleri Bakanlık Makamının 15/05/2020 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
a) Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 12/11/2019 tarih ve Soruşturma No: 2018/17454, Esas No: 2019/5707, İddianame No: 2019/3879 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 07/10/2018 olduğu belirtilerek;
"07/10/2018 tarihinde HDP il Başkanlığı önünde, Nizamettin Toğuç ve il yöneticilerinin gözaltına alınmasını protesto etmek amacıyla toplanan grup tarafından yapılan basın açıklaması sırasında olay yerinde bulunan müşteki polis memurlarının görevlerini yapmalarına engel olduğu iddiasıyla şüpheli hakkında soruşturma işlemlerine başlandığı, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne müdahale eden güvenlik güçlerinin görevlerini yapmalarını engelleyerek üzerine atılı suçu işlediği" ileri sürülerek 2911 sayılı Kanunun 28/4. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle açılan davanın Batman 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/635 esas sayılı dosyası ile derdest olduğu,
b) Siirt Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/3647 sayılı soruşturması ile;
"Soruşturma kapsamında 15/05/2020 tarihinde gözaltına alındığı, Belediyeler Kanununda yer almamasına ve "eş başkanlık" uygulamasının hukuka uygun olmamasına rağmen Belediye Başkanlığını KCK sözleşmesine bağlı kalarak "Eş Başkanlık" adı altında başka kişilerle paylaştığı, 657 sayılı KHK ile hakkında kamu görevinden men kaydı bulunan R. K. adlı şahsın Siirt Belediyesinde mazbatası olmamasına rağmen belediyelerde yapılan resmi toplantılara üye sıfatıyla katıldığı, PKK/KCK terör örgütünün güdümünde yayın yapan ve ülkemizde yayın yasağı bulunan "Sterk TV" isimli internet haber sitesinin "Nüçe Jin" isimli haber programına telefon ile bağlanarak röportaj verdiği ve röportajda "Kürdistan" tabirini kullandığı, 01.03.2019 tarihinde katıldığı seçim irtibat bürosu açılışında ve 02.02.2019'da HDP İl Başkanlığının düzenlediği belediye başkan adaylarının tanıtım toplantısında "Kürdistan" tabirini kullandığı, 08.03.2019 tarihli toplantıda "Roza, Lara ve Sara ve Arin Mirkan" isimli terör örgütü mensuplarını överek yücelttiği, kullanmış olduğu "Twitter" sosyal paylaşım hesabında "bizim bildiğimiz pınarlardan su akar, sizin barış pınarı harekatınızın vaadi kan, gözyaşı ve ölüm, savaşahayır" şeklinde paylaşımda bulunduğu, 2017 yılında Siirt Belediye Başkanlığına kayyum atandıktan sonra görevini yerine getirmediği ya da güvenlik soruşturmaları sebebiyle işten çıkartılan bazı kişileri yeniden işe aldığı, PKK/KCK terör örgütü elebaşının sözde tecrit uygulamasının kaldırılması için "feda eylemi" yapan Z.G adlı şahıs hakkında gerçekleştirilen basın açıklamasına katıldığı, etkisiz hale getirilen örgüt mensuplarının ailelerine belediyeye ait taziye evlerinin kullandırılmasını sağladığı, yapılan operasyon sonucunda öldürülen örgüt mensuplarının taziye ziyaretlerine katıldığı, 23.10.2019 tarihinde "Kayyumları ve Barış Pınarı Harekatını" protesto etmek amacıyla düzenlenen illegal oturma eylemi, basın açıklamasına katıldığı, belediyeye ait hizmet aracıyla örgüt mensuplarının ceza evi ziyaretlerine gittiği, Siirt Belediyesine PKK örgütüne müzahir şahıslardan olan ve "değer ailesi" olarak tanımlanan 89 kişinin işe alındığı, kendi görüşlerinde olmayan belediye personeline mobbing ve baskı yapılarak ve yer değiştirilerek işe alacakları personele yer açmaya çalıştığı hususlarının tespit edildiği, aracında yapılan aramada Abdullah Öcalan tarafından yazılmış olan "…" adlı haklarında toplatma kararı bulunan kitapların, "Yeni Yaşam" adlı toplatma kararı bulunan ve PKK terör örgütünün propagandasının yapıldığı gazetenin değişik tarihli baskılarının ele geçirildiği, şüpheliden ele geçen dijital materyallerin incelenmesinde Abdullah Öcalan'ı ve örgüt mensuplarını övücü birçok resimlere rastlandığı" belirtilerek hakkında silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan soruşturma yapılmakta olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, 31/03/2019 tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Siirt Belediye Başkanı seçilen Berivan Helen Işık'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "2911 sayılı Kanuna muhalefet" suçundan yargılamasının, “silahlı terör örgütüne üye olmak"suçundan ise soruşturmasının bulunduğu, partide il bazında görev alan Berivan Helen Işık'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
312. CASİM BUDAK (Kerem ve Şekernaz Oğlu, 1975 doğumlu, T.C. Kimlik No: 33368129892); (22/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 31/03/2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Muş İli Korkut İlçesi Altınova Belediye Başkanı)
(İçişleri Bakanlık Makamının 15/05/2020 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Muş Cumhuriyet Başsavcılığının 28/10/2020 tarih ve Soruşturma No: 2020/5246, Esas No: 2020/2005, İddianame No: 2020/574 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 15/05/2020 olduğu belirtilerek;
"20.10.2012 tarihinde Muş E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu önünde “PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarını protesto, cezaevlerindeki açlık grevlerine destek ve kürt dili üzerindeki yasakları protesto” konulu eylem düzenlendiği, grup içerisinde "Biji Serok Apo (yaşasın önderimiz apo), be serok jiyan nabe (öndersiz yaşam olmaz), PKK halktır halk burada, geliyor geliyor apocular geliyor" şeklinde sloganların atıldığı, PKK terör örgütünün kırsal alanda faaliyet yürüten örgüt mensuplarının sözde marşı olan ve Gerilla Marşı olarak tabir edilen marşı söyledikleri, "sayın öcalana özgürlük, anadilde eğitim talebini destekliyoruz, ceza evindeki direnişi selamlıyoruz" şeklinde pankart açıldığı, eyleme şüpheli Casim Budak'ın da katıldığının tespit edildiği,
30.10.2012 tarihinde Muş ili belediye meydanında “Sayın Öcalana Özgürlük Anadilde Eğitim Talebini Destekliyoruz Cezaevindeki Direnişi Destekliyoruz” şeklinde pankart açılarak basın açıklaması yapıldığı, basın açıklaması ve yürüyüş sırasında ''Direne Direne Kazanacağız, Baskılar Bizi Yıldıramaz, Biji Serok Apo, PKK Halktır Halk Burada, Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek, Siyasi Tutsaklar Onurumuzdur, Savaşa Hayır Barış Hemen Şimdi, Anayız Barıştan Yanayız'' şeklinde sloganların atıldığı, eyleme şüpheli Casim Budak'ın da katıldığının tespit edildiği,
05.02.2016 tarihinde belediye meydanında yaklaşık 100 kişinin katılımıyla 15 şubat 1999 günü PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın Kenya’da yakalanarak ülkeye intikal ettirilişinin yıldönümü sebebiyle basın açıklaması yapıldığı, yapılan basın açılması sırasında ''15 şubat komplosunu lanetliyoruz, azadiya serokati azadiya meye'' şeklinde pankart ve grup içerisinde ''kürdistan faşizm'e mezar olacak, selam selam imraliya bin selam'' şeklinde sloganların atıldığı, şüpheli Casim Budak'ın da katıldığının tespit edildiği,
Şüpheli Casim Budak isimli şahsa ait olduğu tespit edilen Casim Budak kullanıcı isimli profil üzerinde yapılan açık kaynak araştırmasında "Casim Budak" kullanıcı isimli profil hesabında Casim Budak isimli şahsın kendi resminin ve arkasında mezarların olduğu 20.02.2019 tarihli paylaşımı yaptığının tespit edildiği, bu mezarlığa PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet göstermekteyken ölen örgüt mensuplarının gömüldüğü ve burada ölen örgüt mensubunun aileleri tarafından da taziyeler düzenlendiği, Casim Budak isimli şahsın da PKK/KCK terör örgütünün sözde şehitliğini ziyaret amaçlı oraya gittiği ve söz konusu paylaşımın Terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösteren, öven veya bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelik taşıdığının anlaşıldığı, kim tarafından yapıldığı tespit edilemeyen bir paylaşıma “Allah rahmet etsin mekanı cennet olsun inşallah” şeklinde yorum yaptığı, paylaşım incelendiğinde terör örgütü YPG/PKK mensubu olduğu değerlendirilen ve Münbiç’te çatışmada ölen Faysal Ebu Leyla isimli bir şahsın fotoğrafının bulunduğunun tespit edildiği, söz konusu paylaşımın Terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösteren, öven veya bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelik taşıdığının anlaşıldığı,
...şüphelinin PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün çağrıları ve sahiplenmeleri sonucu örgüt propagandasına dönüşen basın açıklaması veya etkinliklere katıldığı, dosya kapsamındaki tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin bu şekilde silahlı terör örgütü PKK/KCK'nın emir ve talimatlarını yerine getiren, PKK/KCK'nın belirlediği kuralları uygulayan, PKK/KCK silahlı terör örgütünün çeşitlilik ve yoğunluk unsuru oluşturacak nitelikte faaliyet yürüttüğü, bu surette silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği, ayrıca şüphelinin sosyal medya hesapları üzerinde herkese açık şekilde PKK/KCK'nın cebir ve şiddet içerikli eylemlerini meşru ve haklı göstermek amacıyla yukarıda belirtildiği şekilde farklı zamanlarda birden fazla kez yapılan paylaşımlar yapılması veya beğeni yada yorum yaparak paylaşmak suretiyle üzerine atılı olan Yayın Yolu ile Terör Örgütü Propagandası Yapma suçunu işlediği kanaatine varıldığından "silahlı terör örgütü üyesi olma ve örgüt propagandası yapma suçlarından cezalandırılması istemiyle açılan davanın Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/451 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, 31/03/2019 tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Muş İli Korkut İlçesi Altınova Belediye Başkanı sıfatını taşıyan Casim Budak'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından yargılamalarının bulunduğu, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Casim Budak'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
313. HİKMET TAŞDEMİR (Tahir ve Gülperi oğlu, 1960 doğumlu,T.C. Kimlik No: 35864045454); (08/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 31/03/2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Bitlis-Güroymak Belediye Başkanı )
(İçişleri Bakanlık Makamının 23/03/2020 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/3045 sayılı soruşturması ile;
"Sanığın görev yaptığı Belediye binasının bodrum katında yapılan aramada Abdullah Öcalan tarafından yazılmış kitap ve PKK/KCK silahlı terör örgütü lehine propaganda içeren dergilerin ele geçirildiği, sanığın kullandığı GSM hattına ilişkin iletişimin dinlenmesi tutanaklarından, 05.03.2020 tarihli görüşmede, Mahkemede davası devam eden bir bayan şahısla görüştüğü, terör örgütü üyesi olma suçundan yargılanmakta olan şahısların dava süreçleriyle ilgilendiği, 31.10.2019 tarihinde HDP Genel Merkezinden telefonuna "Rojova için Dünya Direniş günü basın açıklaması çerçeve metni e-posta adresinize gönderilmiştir. Bilginize sunarız", 14.2.2020 tarihinde HDP Genel Merkezinden telefonuna "15 Şubat Uluslararası komplonun yıl dönümüne ilişkin basın açıklaması çerçeve metni e-posta adresinize gönderilmiştir. Bilginize sunarız" şeklinde mesaj aldığı, 14.2.2020'de bir şahısla yaptığı telefon görüşmesinde Tatvan'da bir taziyeye gittiğinden söz ettiği,
Olay tutanaklarına göre; 19.3.2014 günü BDP tarafından düzenlenen, PKK terör örgütü ve elebaşının propagandası niteliği taşıyan yazı ve pankart asılan, sloganlar atılan Nevruz mitingine, 20.01.2014 günü Bitlis BDP İl binası önünde yapılan terör örgütünün propagandası niteliğindeki mitinge, 1.6.2015 tarihinde HDP Bitlis teşkilatı tarafından düzenlenen açık hava toplantısında terör örgütünün propagandasının yapıldığı mitinge, 27.1.2015 tarihinde Suriye'nin Kobani kentinin PKK terör örgütünün Suriye kanadı YPG mensupları tarafındna IŞİD terör örgütünden sözde kurtarılmasını kutlamak amacıyla düzenlenen ve terör örgütünün propagandasının yapıldığı mitinge, 12.2.2015 günü Abdullah Öcalan'ın yakalanmasının yıl dönümü sebebiyle düzenlenen ve örgüt propagandasına dönüşen gösteriye, yine 15.2.2015 tarihinde örgüt elebaşı ve örgüt lehine yapılan basın açıklamasına, 25.3.2015 günü HDP İl teşkilatı organizesinde daha önce öldürülen 15 örgüt mensubunun yıl dönümleri sebebiyle yapılan örgüt propagandası nitelindeki basın açıklamasına, 6.12.2015 tarihinde Tatvan ilçesinde düzenlenen örgüt lehine sloganların atıldığı toplantıya ve oturma eylemine, Hakkari Yüksekova'da güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada öldürülen örgüt mensuplarının 5.4.2016 tarihinde yapılan cenaze törenine katıldığı" belirtilerek hakkında silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan soruşturma yapılmakta olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, 31/03/2019 tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Bitlis-Güroymak Belediye Başkanı seçilen Hikmet Taşdemir'in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan soruşturmasının bulunduğu, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Hikmet Taşdemir'in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
314. RAMAZAN SARSILMAZ (Ali ve Serayi oğlu, 1970 doğumlu, T.C. Kimlik No: 45010833712); (08/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 31/03/2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Siirt İli Baykan İlçesi Belediye Başkanı)
(İçişleri Bakanlık Makamının 15/05/2020 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Siirt Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/3647 sayılı soruşturması ile;
Suç tarihinin 2019 yılı olduğu belirtilerek;
"Şüphelinin Kanuna aykırı olarak ve KCK sözleşmesine bağlı kalarak Belediye Başkanlığını "eş başkanlık" adı altında yürüttüğü, …E. A. isimli örgüt mensubunun Siirt il merkezinde gerçekleştirilen cenaze etkinliğine katılarak kitle ile beraber hareket ederek cenazeyi sahiplendiğinin tespit edildiği, "facebook" sosyal medya hesabında terör örgütü mensuplarının fotoğraflarının bulunduğu bazı paylaşımları beğendiği, ikamet aramasında hakkında yasaklama ve toplatma kararı bulunan "…" isimli kitap ele geçirildiği" belirtilerek silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan soruşturma yapılmakta olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, 31/03/2019 tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Siirt İli Baykan ilçesi Belediye Başkanı seçilen Ramazan Sarsılmaz'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan soruşturmasının bulunduğu, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Ramazan Sarsılmaz'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
315. SERHAT ÇİÇEK (Nureddin ve Nazliye oğlu, 1980 doğumlu, T.C. Kimlik No: 44713300866); (08/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 31/03/2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Siirt-Gökçebağ Belediye Başkanı)
(İçişleri Bakanlık Makamının 23/03/2020 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Siirt Cumhuriyet Başsavcılığının 29/05/2020 tarih ve Soruşturma No: 2020/1995, Esas No: 2020/781, İddianame No: 2020/235 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 2020 olduğu belirtilerek;
"... şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütüne destek verdiği, terör örgütü ile irtibat ve iltisakının devam ettirdiğine yönelik yapılan tespitler üzerine şüphelinin İlimiz Merkez ilçesi Gökçebağ Belediyesi Belediye Başkanı makam odasında usulüne uygun şekilde yapılan aramada ele geçirilen dizüstü bilgisayara ait harddisk üzerinde yapılan inceleme akabinde tanzim edilen inceleme ve tespit tutanağında özetle; şehir merkezleri, arazi ve kırsal alanlara ilişkin uydu görüntüleri olabileceği değerlendirilen fotoğraflar ve PKK/KCK/YPG silahlı terör örgütü mensuplarına ait video görüntüsünün tespit edildiğinin belirtildiği, video görüntüsü üzerinde yapılan inceleme akabinde tanzim edilen tutanakta "veri kayıtları içerisinde yapılan incelemede ortaya çikarilmiş video kaydı içerisinde yer alan görüntülerin nerede çekildiğinin tespit edilemediği, görüntülerde bir oda içerisinde görünen (10) küçük yaşta bayan şahsın olduğu, (3) şahsın sivil kıyafetli, (7) şahsın ise PKK/KCK/YPG terör örgütünün Suriye yapılanması olan YPG terör örgütünün kıyafetlerini giydikleri, elinde mikrofon bulunan bayan şahsın sağ tarafında bulunan şahsın sol kolunda YPG terör örgütünü simgeleyen (sarı, kırmızı ve yeşil renkli) armanın bulunduğu, elinde mikrofonla kürtçe ağıt tarzında türkü söylediği, türkünün içeriğinden anlaşıldığı kadarıyla "ah anam ah beni niye gönderdin bu yabancı yere, yabancılık zordur kimse bilmez bunu, aklımda babamın hayali var..." sözler söylediği, videonun geri kalan kısmının bozuk olduğundan sesinin alınamadığı, görüntülerde YPG terör örgütünün propagandasının yapıldığı, kayıtta bulunan şahısların kimler olduğu ile ilgili tespit yapılamamıştır."şeklinde belirtildiği, arama el koyma tutanağı, teknik inceleme raporu, araştırma ve inceleme tutanağı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair hakkında kamu davasının açılmasına yeterli şüphe oluştuğu" belirtilerek Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan açılan davanın Siirt 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/228 Esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, 31/03/2019 tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Siirt-Gökçebağ Belediye Başkanı seçilen Serhat Çiçek'in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan yargılamasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
316. YAŞAR AKKUŞ (Mehmet ve Türkan oğlu, 1981 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10803155036); (07/01/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 31/03/2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Iğdır Belediye Başkanı)
(İçişleri Bakanlık Makamının 15/05/2020 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığının 17/06/2020 tarih ve Soruşturma No: 2019/1935, Esas No: 2020/1018, İddianame No: 2020/147 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 15/05/2020 olduğu belirtilerek;
"Şüpheli Yaşar Akkuş’un 13/03/2019 tarihli kolluk kuvvetlerince yapılan araştırma tutanağında Ağrı ili Doğubeyazıt İlçesi Eliköy mezrası kırsalında 2015 ağustos ayı içerisinde gerçekleştirilen “canlı kalkan” eylemine katıldığı dair bilgiler elde edilmesi üzerine soruşturma işlemlerine başlanıldığı, şüpheli Yaşar Akkuş’un katıldığı terörist cenazeleri ve bölücü terör örgütü PKK tarafından verilen talimatlar üzerine katıldığı sözde etkinlikler ile sosyal medya paylaşımları;
09 Ekim 1998 yılında PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılışının yıldönümü dolayısıyla 10.09.2014 tarihinde ilimizde yapılan, “ÖZGÜR ÖNDERLİK ÖZGÜR KÜRDİSTAN, 9 EKİM KOMPLOSUNU NEFRETLE KINIYORUZ” şeklinde pankartların açıldığı, oturma eylemi ve basın açıklamasına katıldığı,13.11.2014 tarihinde Iğdır ilinde yapılan DBP kongresi katıldığı, kongrenin yapıldığı kapalı alana PKK/KCK terör örgütünün Suriye uzantısı YPG terör örgütünün sözde bayrağının asıldığı ve fotoğrafın bulunduğu, 18.10.2013 günü Suriye ülkesinde çıkan çatışmada ölen G. A. isimli örgüt mensubunun 20.10.2013 tarihinde ilimizde kurulan taziye çadırına katıldığı, taziye çadırına, PKK/KCK terör örgütünün sözde bayrakları, PKK/KCK terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan’ın büyük boy resmi ile G. A. isimli BTÖ mensubuna ait fotoğrafın asıldığı ve fotoğrafın bulunduğu,
PKK/KCK terör örgütü adına kırsal alanda silahlı olarak faaliyet göstermekte iken 11.04.2015 tarihinde Ağrı ili Diyadin ilçesi Tendürek Dağı kırsal alanında güvenlik güçlerimiz ile girdiği çatışmada ölü olarak ele geçirilen ve 16.04.2015 tarihinde Iğdır Asri Mezarlığa gömülen CANFEDA (K) S. K. isimli BTÖ mensubunun cenazesine katıldığı, Cenazeye katılan Yaşar Akkuş’un yakasına örgüt mensubunun fotoğrafını iğnelediği ve fotoğrafın bulunduğu, PKK/KCK terör örgütü adına kırsal alanda silahlı faaliyet göstermekteyken 2011 yılında öldüğü şeklinde bilgiler bulunan İRFAN (K) A. K. isimli örgüt mensubunun 28.08.2014 tarihinde ilimizde yapılan mevlid etkinliğine katıldığı, mevlid çadırına A. K. isimli BTÖ mensubunun fotoğrafı ve PKK terör örgütünün sözde bayrağının asıldığı ve fotoğrafın bulunduğu, "https://twitter.com/akkusyasar" uzantılı twitter hesabından PKK/KCK Terör Örgütünün İran uzantısı PJAK içerisinde faaliyet göstermekte iken İran ülkesince yakalanarak Terör Örgütüne Üye Olmak suçundan idam cezasına çarptırılan İran uyruklu R. H. P. isimli örgüt mensubunın fotoğrafının ve “SALI GÜNÜ İDAM EDİLECEK LÜTFEN TEPKİ GÖSTERİN!” şeklinde yazının bulunduğu 13.09.2018 tarihli paylaşım yaptığı ve fotoğrafın bulunduğu,
... Barış Pınarı Harekatı ile ilgili açık kaynaklarda yapılan paylaşımlar kontrol edildiğinde; 31 Mart yerel seçimlerinde Iğdır Belediye Başkanı seçilen Yaşar Akkuş’un kullandığı tespit edilen, https://twitter.com/akkusyasarr uzantılı “Yaşar Akkuş” isimli twitter hesabından, 10.10.2019 tarihinde, “Savaşın galibi mağluptur. Barışın ise; Mağlubu bile##galiptir##. Savaşa hayır..” şeklinde Barış Pınarı hareketına karşı yazıldığı değerlendirilen yazıyı paylaştığı, Canlı Kalkan eylemine katıldıkları gerekçesi ile 10.10.2015 günü yapılan operasyonda gözaltına alınan şahısların gözaltına alınmalarının protesto eden grup içerisinde olduğu ve fotoğrafın bulunduğu, terör örgütünün güdümünde yayın yapan ANF Haber Ajansına röportaj verdiği ve fotoğrafın bulunduğu,
…Twitter isimli sosyal medya hesabı üzerinden silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak suçlarından hüküm giymiş olan ve açlık grevi neticesinde ölen İ,G. isimli kişinin ölümü nedeniyle 07/05/2020 tarihinde "ışıklar içinde, türküler yoldaşın olsun" şeklinde paylaşımının bulunduğu, twitter isimli sosyal medya hesabı üzerinden silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak suçlarından hüküm giymiş olan H.B'in ölümü ile ilgili 04/04/2020 tarihli ekran görüntüsünde "yarına sesinin yankısı kalacak, yarınlara direnişinin yankısı kalacak... H.B." şeklinde paylaşımının bulunduğu, Iğdır Doğuş Gazetesi isimli internet haber sitesinde 27/08/2019 tarihinde yapılan "Iğdır HDP, Diyarbakır, Mardin ve Van'a kayyum atanmasını protesto etti" şeklindeki haberde şüpheli Yaşar Akkuş'un da söz konusu protestoya katıldığının ekran görüntülerinden anlaşıldığı,
Şüpheli Yaşar Akkuş’un yerel seçimlerde 31/03/2019 tarihindeki seçim sürecinde bizzat kendi sosyal medya hesabından, yerel vatandaşlar tarafından ve parti bazında PKK/KCK sözleşmesinde belirtilen “eş başkan” adayı olarak tanıttığı/tanıtıldığı sosyal medya hesaplarında “Eş Başkan Adayımız Yaşar Akkuş” olarak nitelendirildiği, 31/03/2019 tarihli yerel seçim sonucunda şüpheli Yaşar Akkuş’un belediye başkanı olarak seçildiği, belediye başkanı olarak seçilmesine rağmen mezkur sözleşme uyarınca kendisini eş başkan olarak nitelendirdiği, belediye başkanı olarak seçildikten sonra katıldığı programlara, toplantılara, kendisini Iğdır Belediyesi eş başkanı olarak tanıttığı...
16/01/2020 tarihinde yapılan istihbari çalışmalarda Iğdır ilinde …Cafe isimli işletmede Halkla Buluşma adı altında yemek verileceği, yemeğe HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç, Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, Iğdır HDP Milletvekili Habip Eksik ve Iğdır Belediye Başkanı Yaşar Akkuş isimli kişilerin katılacağı, bu yemekte PKK/KCK terör örgütü içerisinde silahlı olarak faaliyet gösteren örgüt mensuplarınınsözde “Değer Aileleri” ne yemeğe davet ettikleri, Yaşar Akkuş’un söz konusu yemeğe katıldığına dair görüntülerin bulunduğu, dosya kapsamındaki diğer deliller ile ilişkilendirildiğinde şüpheli Yaşar Akkuş’un sözde değer ailelerine yardımda bulunduğu, yine bu durumun MASAK raporu üzerinde yapılan incelemelerden anlaşıldığı" ileri sürülerek silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan Iğdır 2. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Mahkemenin 26/05/2021 tarih ve 2019/120 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucu sanığın TCK’nın 314/2, 62 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 07/01/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, 31/03/2019 tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Iğdır Belediye Başkanı seçilen Yaşar Akkuş'un Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (EK-26)
317. GÜNFER KARADENİZ (Mustafa Kemal ve Servet kızı, 1955 doğumlu, T.C. Kimlik No: 26867112700); (HDP Muğla (Eş) Başkanı - HDP Muğla İl Başkanlığı Hukuk Komisyonu Üyesi - 11/06/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi - 19/09/2014 - 04/02/2019 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
a)Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/05/2018 tarih, 2017/419 esas, 2018/141 sayılı Kararı ile ;
Suç tarihinin 13/10/2015 ila 26/08/2016 oldugu belirtilerek;
“Sanığın facebook profilinden yaptığı paylaşımlarla; Devletin yasal güvenlik güçleriyle girdiği silahlı çatışma sonucunda öldürülen kişilerin fotoğraflarını da 'pakrewan namırın' (şehitler ölmez) ibaresiyle paylaşmış ve bu şahısların terör niteliğindeki eylemlerini överek kutsiyet atfetmiştir. Yine terör örgütü yöneticisi Murat Karayılan'ın 'gerilla' tabirini kullandığı örgüt mensuplarına yönelik savaş ve savunma stratejilerine dair talimatlar verdiği, çatışmalarda ölen örgüt mensuplarından şehit olarak bahsettiği ve "saldırılar karşılıksız kalmayacak... Şehitlerin hesabı sorulacak... Kanı yerde kalmayacak..." gibi beyanlarını içeren haberin linkini paylaşmış, bu şekilde terör örgütünün silahlı eylemlerini meşru göstererek övmüş ve teşvik etmiştir. Öte yandan devletin yasal güvenlik güçleriyle terör örgütü mensupları arasında Diyarbakır ili Sur ilçesinde yoğun silahlı çatışmaların yaşandığı dönemde "Diren Sur" ibareli paylaşımı yaparak yine terör örgütünün silahlı eylemlerini, terör hareketlerini teşvik etmiş, bu eylemlere destek olmuş, övmüş ve yüceltmiştir.
Sanık bu paylaşımlarıyla ölmeyi, öldürmeyi dolayısıyla şiddeti kutsamış, övmüş ve nihayetinde terör örgütünün silahlı şiddet içeren eylemlerini teşvik etmiştir. Söz konusu paylaşımlarının terör örgütünün şiddet içeren eylemlerini övücü ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edici mahiyette olduğu kabul edildiği” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2-ilk cümlesi-2.cümlesi, TCK'nın 43/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Muğla Cumhuriyet Başsavcılığının 16/11/2018 tarih, Soruşturma No: 2018/9513, Esas No: 2018/2808 ve İddianame No: 2018/809 sayılı iddianamesiyle;
“Suç tarihinin 20/01/2018 ila 29/01/2018 olduğu belirtilerek;
…Daha önce Halkların Demokratik Partisi Muğla İl Eş Başkanı olan ve ancak bu görevden ayrılmakla birlikte, HDP Muğla İl Başkanlığında hukuk komisyonu üyesi olarak aktif siyaset içerisinde bulunmaya devam ettiğini beyan eden aynı zamanda, Muğla Barosu bünyesinde serbest avukat olarak da faaliyet gösteren şüpheli Günfer Karadeniz'in, facebook profilinden, yine kendisi tarafından gönderildiğini kabul ettiği ve 2018 yılı 20 Ocak tarihi ile 2018 yılı 29 Ocak tarihi arasındaki zaman dilimi içerisindeki paylaşımlarda;
PKK/KCK'nın silahlı eylemlerini gerçekleştiren kanadını, terör örgütünün silahlı üyelerini ve yine silahlı eylemlerini övücü; yine silahlı çatışmalarda ölen örgüt mensuplarının isimleri üzerinden, şiddet içeren örgüt eylemlerini meşru gösterir tarzda ifadeler içeren fotoğraf, haber ve yorumları paylaşmak ve bizzat duyuru yapıp yorumlarda bulunmak suretiyle zincirleme şekilde terör örgütü propagandası yaptığı” iddiasıyla 3713 sayılı Kanunun 7/2 (1 ve 2.cümle) ve TCK’nın 43/1. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/423 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 19/09/2014 - 04/02/2019 tarihleri arasında üyesi olup, HDP’nin 11/06/2018 tarihli Büyük Kongresinde Parti Meclisi asıl üyesi seçilen, aynı partinin Muğla ili (Eş) Başkanlığı ve Hukuk Komisyonu Üyeliği görevlerini üstlenen Günfer Karadeniz’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, yine aynı suçtan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Günfer Karadeniz’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
318. ABUZER KÜÇÜKKELEPÇE (Hüseyin ve Fatma oğlu, 1958 doğumlu, T.C. Kimlik No: 17239256016); (05/11/2017 Tarihli Kongrede HDP Adıyaman İl Disiplin Kurulu Başkanı - 12/01/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/08/2020 tarih, 2020/152 esas, 2020/148 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 05/06/2020 ve öncesi olduğu belirtilerek;
“...Sanığın silahlı terör örgütü elebaşı olan Abdullah Öcalan'ın talimatı doğrultusunda KCK'nın dört ayaklı paradigmasından biri olarak kurulup faaliyet gösterdiği anlaşılan Demokratik Toplum Kongresinin 2017 Botan Bölge ve Kurum Delege Listesi içerisinde açık kimlik bilgileriyle aldığı, bu amaçla hakkında DTK merkezinde üyeliğini gösteren fiziki kimlik kartı düzenlendiği, yine sanığın tevil yollu ikrarıyla DTK'nın toplantısına katıldığı, bu itibarla sanığın DTK üyesi olduğunun sabit olduğu, 11/03/2020 Tarihli görüntü inceleme tutanağına göre sanığın örgüt elebaşısı hükümlü Abdullah Öcalan'a özgürlük ve ördürülen teröristleri anmak amaçlı protestolara katıldığı, yine aşamalarda istikrarlı beyanda bulunan ve dosyadaki bilgi ve belgelerle uyumlu olduğundan hükme esas alınan tanık İ.T.'ın beyanından anlaşıldığı üzere sanığın, 2014 yılı Mart ayında yapılan yerel seçimlerden önce 1994 yılında Bezar Dağı kırsal alanında öldürülen teröristleri anmak için İbrahim Dede Türbesindeki etkinlikte yer aldığı, sanığın Kömür kırsalında güvenlik güçleriyle silahlı çatışmaya giren PKK/KCK üyesi örgüt militanlarına canlı kalkan olma eyleminde yer aldığı, çukur/hendek olayları sırasında güvenlik güçleri tarafından sıkıştırılan bölücü ve silahlı eylemde bulunan teröristlerin etkisiz hale getirilmesine engel olmak için gittiği şeklindeki sübut bulan eylemlerinin, salt siyasi bir faaliyet olarak kabul edilmesi mümkün olmadığından bir bütün halinde silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil üyesi olma suçunu oluşturduğu” gerekçesiyle TCK’nın 314/2, 62 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/05/2018 tarih, 2017/209 esas, 2018/219 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 23/04/2016 olduğu belirtilerek;
“Sanıklar Abuzer Küçükkelepçe ve Semra Akçalı'nın bilgisi ve onayı dahilinde 04.01.2016 tarihinde Şırnak ili Silopi İlçesinde bölücü terör örgütü mensupları ile çıkan çatışmada ölü ele geçirilen S.D., F.U., P.N. isimli kadınların fotoğraflarının bulunduğu “kadınlar önderliği ve özgürlüğü için direniyor (kja adıyaman imzalı)” şeklindeki pankartın sanık Ali Alper tarafından asıldığı, mahkememizce sanıkların iştirak halinde gerçekleştirdikleri kabul edilen bu olayda güvenlik güçleri ile girdiği çatışmada öldürülen PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarının silahlı eylemlerini önderlik ve özgürlük için yapılan direniş şeklinde göstermek suretiyle terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini haklı ve meşru gösterdikleri, bu nedenle söz konusu asılan pankartın ifade hürriyeti kapsamında kalmadığı, terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu oluşturduğu” gerekçesiyle 3713 sayılı Yasanın 7/2, TCK'nın 62/1, ve 50/1-a maddesi gereğince 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
c) Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/11/2017 tarih, 2016/222 esas, 2017/273 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 14/02/2016 olduğu belirtilerek;
“...PKK terör örgütü tarafından örgüt elebaşısı Abdullah Öcalan'ın 15 Şubat 1999 tarihinde yakalanmasının yıldönümü olması nedeniyle Öcalan'ın ve örgütün özyönetim eylemlerinin sahiplenilmesi yönünde eylem çağrıları yapıldığı,
Bu eylem çağrıları üzerine, 14.02.2016 tarihinde saat 15.00 sıralarında Karapınar mahallesinden gelen aralarında sanıkların da bulundukları yaklaşık 70 kişilik bir grubun … Market isimli işyerinin karşısında bulunan boş arazide toplandığı ve mahkememizin 2017/123 Esas sayılı dosyası sanığı R.B tarafından basın açıklaması yapıldığı, basın açıklaması sırasında özyönetimin direnişiyle kürdistana statü önderliğe özgürlük KJA Semsur ibareli pankart açıldığı, sanıkların pankartın sergilenmesine yardımcı olup, slogan attıkları gerekçesiyle” 2911 sayılı Kanuna (m.33/1-b) muhalefet (Toplantı ve gösteri yürüyüşüne kanunları suç saydığı nitelikte afiş/pankart taşıyarak veya bu nitelikte sloganlar söyleyerek katılmak) ve terör örgütü propagandası yapmak, suçlarını tek bir fiil işlediği anlaşılmakla, TCK.nun 44. maddesi uyarınca bu suçlardan en ağır ceayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılması gerekeceğinden sanığın 3713 sayılı Kanunun, 7/2, TCK’nın 62. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 17/11/2017 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/01/2018 tarihinden itibaren üyesi olup, 05/11/2017 tarihli Kongrede HDP Adıyaman il Disiplin Kurulu Başkanı olarak seçilen Abuzer Küçükkelepçe’nin, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma ve terör örgütü propagandası yapma” suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
319. ADNAN ERTUĞRUL (Musa ve Elif oğlu, 1979 doğumlu, T.C. Kimlik No: 51988764996); (09/04/2016, 22/10/2017 ve 02/12/2018 Tarihli Kongrelerde HDP Antalya İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi - 06/11/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Antalya 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/07/2018 tarih, 2017/192 esas, 2018/186 sayılı kararı ile;
Suç tarihlerinin 16/03/2017 - 20/01/2017 - 05/04/2017 - 27/11/2016 - 04/05/2017 olduğu belirtilerek;
“… Sanık Adnan Ertuğrul'un kendi ismiyle oluşturduğu facebook hesabının an sayfasında "gerilla photography" linkini herkese açık şekilde paylaştığı, linkin herhesce görülen kapak fotoğrafında silahlı PKK üyesinin bulunduğu, sanığın bu paylaşımının terör örgütünün şiddet içeren eylemlerini öven, hoş gösteren paylaşımlar olduğu kanaatine varıldığı” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2, 7/2 maddesinin 2.cümlesi, TCK’nın 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın 05/07/2018 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 06/11/2014 tarihinden itibaren kayıtlı üyesi olup, 09/04/2016, 22/10/2017 ve 02/12/2018 tarihli Kongrelerde HDP Antalya İl Yönetim Kurulu asıl üyesi olarak seçilen Adnan Ertuğrul’un, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
320. BARIŞ CANİŞ (Hüsnü ve Cavreş oğlu, 1991 doğumlu, T.C. Kimlik No: 26186319590); (27/02/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Van Cumhuriyet Başsavcılığının 25/06/2020 tarih, Soruşturma No: 2019/15836, Esas No: 2020/2522 ve İddianame No: 2020/632 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 20/08/2019 olduğu belirtilerek;
“Halkların Demokratik Partisi Genel Merkezince İçişleri Bakanlığının görevden uzaklaştırma kararının kabul edilmediği ve Büyükşehir Belediye Başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanmasını protesto etmek amaçlı süresiz eylem kararı alındığı, PKK/KCK terör örgütüne yakın çeşitli sosyal paylaşım sitelerinden KCK Yürütme konseyi üyesi Andok: Gasp, faşizmi yıkma kıvılcımına dönüştürülebilir başlıklı haberde, HDP’li üç büyükşehir belediyesinin gasp edilmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu, yine PKK/KCK terör örgütüne yakın haber sitesinde KCK AYAĞA KALKMAYA ÇAĞIRDI başlıklı haberde KCK yürütme konseyi Eş Başkanlığı HDP’li belediyelere yeniden kayyum atanmasının “siyasi darbenin devamı” olduğunu belirterek her yerde ayağa kalkmaya ve kesintisiz mücadeleyi yükseltmeye çağırdı şeklinde haber yapıldığı, bir diğer örgüte müzahir haber sitesinde “KCDK-E:Gaspçı zihniyete karşı bu akşam sokağa çıkıyoruz” başlıklı haber olduğu, bir başka haber sitesinde de “KJK:Gasplar durdurulmazsa, daha büyük saldırı gelecektir.” başlığı altında KJK koordinasyonu HDP’li belediyelere yönelik işgal ve gaspın “Kürt ve Demokrasi düşmanlığı” olduğunu belirterek. “Bu saldırı ve gasplar durdurulamazsa yeni ve daha büyük saldırılar peşi sıra gelecektir.” diye uyarıldı şeklinde haberler yapıldığının tespit edildiği, şüphelilerin İçişleri Bakanlığının 19.08.2019 tarihli kararlarıyla Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürütmek üzere “kayyum” görevlendirilmesi olayını protesto etmek amacıyla, örgüte müzahir haber sitelerinin ve sosyal medya hesaplarının çağrıları üzerine, fikir ve eylem birliği içerisinde örgüte üye olmayıp örgüt adına suç işleyerek yolu kapattıkları, kolluk görevlilerinin kendilerini ikaz etmelerine rağmen dağılmayarak eylemlerine devam etmek suretiyle “silahlı terör örgütü adına suç işleme, kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçlarını işlediği iddiasıyla TCK’nın 220/6. maddesi delaletiyle 314/2, 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/157 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 27/02/2018 tarihinden itibaren üyesi olan Barış Caniş’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü adına suç işleme ve 2911 sayılı Kanuna muhalefet” suçlarından yargılamasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
321. HATİCE GÜVEN (ASLAN) (Recep ve Raziye kızı, 1972 doğumlu, T.C. Kimlik No: 34094074708); (HDP Manisa İl Başkanı - 09/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/11/2015 tarih, 2015/162 esas, 2015/377 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 14/02/2015 olduğu belirtilerek;
“… (HDP) Manisa İl Başkanlığı ile YDG-H (Yurtsever Devrimci Gençlik-Hareketi) içerisinde yer alan şahısların organizesinde PKK/KCK terör örgütü elebaşının 15 Şubat 1999 tarihinde yakalanarak ülkemize getirilişini protesto etmek amacıyla, 14.02.2015 tarihinde, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan bir grubun toplandığı, grubun içerisindeki 25-30 kişinin elinde meşaleler olduğu, grubun yürüyüşe başladığı, yürüyüş grubunun ön tarafında HDP il başkanı sanık Hatice Aslan ile eş başkanı sanık S.T.’nın ve HDP Yunusemre ilçe başkanı sanık S.H.’ın yürüdüğü, yürüyüşün, üzerinde PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın resminin bulunduğu "Önderliğe Özgürlük, Kürdistana Statü" yazılı pankart taşınmak suretiyle, kapalı pazar yerine kadar devam ettiği, kapalı pazar yerinde bir dakikalık saygı duruşu yapıldığı ve marş söylendiği, ardından HDP il Başkanı sanık Hatice Aslan’ın gruba hitaben basın açıklaması yaptığı, yürüyüş ve basın açıklaması sırasında topluluk tarafından zaman zaman "Biji Serok Apo (Yaşasın Önder Apo)-Gençlik Aponun Fedaisidir-Dişe Diş Kana Kan Seninleyiz Öcalan-Önderliğe Özgürlük Kürdistana Statü-Horozköy Uyuma, Önderine Sahip Çık-Horozköy Ovası Apoculuk Yuvası-Be Serok Jian Nabe (Öndersiz Yaşam Olmaz)" şeklinde sloganlarlar atıldığı” gerekçesiyle sanığın eylemine uyan 2911 sayılı Kanunun 28/1 ve TCK’nın 62. maddesi uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/04/2016 tarih, 2015/356 esas, 2016/122 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 22/03/2015 olduğu belirtilerek;
“…Nevruz Bayramı’nın Halkların Demokratik Partisi (HDP) adına 22.03.2015 tarihinde kutlanması amacıyla bir kısım sanıklarla birlikte sanıklar S.H. katılımı ve Hatice Aslan’ın başkanlığında “Düzenleme Kurulu” oluşturulduğu,
…22.03.2015 tarihinde Nevruz Bayramı kutlamalarının yapılması amacıyla Pazar Yeri alanında toplanıldığı, toplantı alanına PKK/KCK terör örgütü yöneticisi Abdullah Öcalan’ın resimlerinin bulunduğu pankartlar asıldığı, bu pankartlardan bir tanesinin üzerinde “edi bese ji reber apo ra azadi!, yeter artık önderliğe özgürlük!” ibaresinin, diğerinde ise “önderliğe özgürlük kürdistana statü-hun bixer hatine newroz pirozbe-an azadi-hoşgeldiniz” ibarelerinin yazılı olduğu, yine toplantı alanına; ölen pek çok teröristin fotoğraflarının ve PKK/KCK terör örgütünün kurucularının fotoğraflarının asıldığı, söz konusu pankartların kaldırılması yönünde düzenleme kurulu üyelerine uyarı yapıldığı, ancak pankartların kaldırılmadığı ve bu hususa ilişkin emniyet görevlilerince tutanak tutulduğu, anlaşılmıştır.
… Düzenleme kurulu üyeleri olan sanıklar …S.H. ve Hatice Aslan’ın; PKK/KCK terör örgütü yöneticisi Abdullah Öcalan ile bu terör örgütünün üyesi olan ve farklı tarihlerde silahlı çatışmalarda ölen kişilerin resimleri ile üzerinde bu kişilerin eylemlerini öven yazıların bulunduğu pankartları toplantı alanına asmak suretiyle terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini övdükleri, yine sanık S,T.’nın topluluğa hitaben yaptığı konuşma içeriği ile sanıkların Kürtçe ve Türkçe söyledikleri şarkıların içeriği bir bütün olarak ele alındığında; PKK/KCK terör örgütü ile bu örgüte üye olup silahlı eylemlerde bulunan kişilerin cebir, şiddet ve tehdit içeren eylemlerini över ve teşvik eder nitelikte olduğu anlaşılmakla; sanıklar S.H., Hatice Aslan ve S.T.’nın terör örgütü propagandası yaptıkları, sanıklar S.H. ve Hatice Aslan’ın ayrıca 2911 sayılı Yasaya muhalefet ettikleri gerekçesiyle;
Sanık Hatice Aslan’ın terör örgütü propagandası yapma suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2 ve TCK’nın 62. maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçundan 2911 sayılı Kanunun 33/1 ve TCK’nın 62. maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
c) Manisa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/12/2018 tarih, 2017/262 esas, 2018/825 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 15/02/2016 olduğu belirtilmekle;
“Sanık Hatice Aslan'ın ikametgahında yapılan aramada ele geçirilen materyallerin incelenmesi sonucu örgütsel dökümanlara ilişkin 29.11.2016 tarihli imaj DVD'si inceleme ve tespit tutanağının düzenlendiği,
Sanığın yöneticisi olduğu Manisa HDP il binasında ele geçirilen örgütsel döküman ve fotoğraflara ilişkin 02.12.2016 tarihli imaj DVD'si inceleme ve tespit tutanağı düzenlendiği,
27.12.2015 günü Manisa HDP eş başkanları olan Hatice Aslan ve S.T.’nın da aralarında bulunduğu 150 kişilik grubun yürüyüşü sırasında sanık Hatice Aslan'ın "her yer Cizre, her yer direniş" şeklinde slogan attığı ve attırdığının tespit edildiği,
09.01.2016 günü HDP Salihli İlçe Teşkilatı organizesinde HDP Manisa İl Teşkilatı ve Manisa İlçe Teşkilatlarının da katılımı ile önceki yıllarda ölen PKK/KCK üyesi teröristlerinin anıldığı terör örgütünün propagandasına dönüştürülen basın açıklaması ve oturma eylemi sırasında sanık Hatice Aslan'ın yasa dışı propaganda atan ve yasa dışı pankartlar taşıyan sanıklarla birlikte hareket ettiğinin ve basın açıklaması yaptığının tespit edildiği,
12.02.2016 tarihinde toplanan grubun sözde kesintisiz demokratik eylem çağrısı nedeniyle 19.05'te "savaşa hayır, barış hemen şimdi" şeklinde slogan atarak, tencere tava çalarak, yürüyüşe geçtiklerini, gösterinin ilerleyen zamanlarında PKK/KCK terör örgütünün propagandasına dönüştürüldüğüne, eylem sırasında Hatice Aslan'ın slogan atıp attırdığının tespit edildiği,
15.02.2016 günü saat 19.00 sıralarında Yunusemre ilçesinde HDP il eş başkanları sanıklar S.T. ve Hatice Aslan'ın da aralarında bulunduğu 30 kişilik grubun PKK/KCK terör örgütü ele başısı Abdullah Öcalan'ın 15.02.1999 'da yakalanarak ülkemize getirilişini protesto etmek amacıyla toplanarak sayın Öcalan'a yönelik uluslararası komployu kınıyoruz ile üzerinde PKK/KCK terör örgütünü simgeleyen amblem üzerinde terör örgütü ele başısı Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu pankartların açılmasıyla birlikte grup tarafından "savaşa hayır, barış hemen şimdi, selam selam İmralı'ya bin selam" şeklinde slogan atarak yürüyüşe geçtiklerinin ve sanık Hatice Aslan'ın da bu grubu yönlendirdiğinin tespit edildiği,
İtirafçı sanık E. E.nin yakalandıktan sonra alınan etkin pişmanlığa yönelik beyanlarında Kobani olaylarına ilişkin katıldığı Horozköy'deki eylemde sanık Hatice Aslan'ın da bulunduğunu beyan ettiği, yine sanık Hatice Aslan'la birlikte tanımadığı bir örgüt mensubu ailenin cenazesine gittiklerini beyan ettiği,
Mahkeme dosyasıyla birleştirilen Salihli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/79 esas sayılı davasına konu sanık Hatice Aslan'ın HDP Salihli İlçe Teşkilatı organizesinde 06.03.2016 pazar günü 15.40 ve 16.15 saatleri arasında HDP Salihli İlçe Teşkilatı bürosunun bulunduğu İş Hanı önünde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü konulu basın açıklamasıyla ilgili kamera görüntüleri çözümünde HDP Manisa il eş başkanı Hatice Aslan'ın organizesinde "köklerimiz nesilden nesile yeşermeye devam edecektir" şeklindeki yazı altında Fransa'nın başkenti Paris'te öldürülen PKK/KCK terör örgütü mensubu Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez isimli şahısların fotoğrafları ile Silopi ilçesinde güvenlik güçleri ile girdikleri çatışmada öldürülen terör örgütü mensubu Seve Demir, Fatma Uyar ve Fatma Nayır isimli şahısların pankartlarının bulunduğuna, sanığın burada toplanan grup ile birlikte hareket ettiklerine, sanık Hatice Aslan'ın bu eylem sırasında öldürülen terör örgütü mensuplarını övücü mahiyette konuşmalar yaptığının tespit edildiği,
23/08/2015 günü PKK/KCK Terör Örgütü adına silahlı faaliyet yürüten terör örgütü mensuplarının güvenlik kuvvetleri karşısında kaldıkları zor duruma engel olmak için canlı kalkan eylemlerine katılımı arttırmak amacıyla HDP il ilçe teşkilatları koordinatörlüğünde PKK/KCK Terör örgütünün gençlik yapılanması olan YDG-H içerisinde faaliyet yürüten şahısların 3-5 kişilik gruplar halinde Diyarbakır Fis Ovasında buluştukları, bu kapsamda PKK/KCK Terör Örgütünün talimatları doğrultusunda HDP il ve ilçe yönetimlerinin öncülüğü ile gerçekleştirilen sözde canlı kalkan eylemine sanık Hatice ASLAN'ın katıldığını tespit edildiği anlaşılmıştır.
Bu şekilde sanık Hatice Aslan'ın örgüt içerisinde çeşitlilik yoğunluk içeren görevler üstlendiği, böylelikle üzerine atılı PKK/KCK terör örgütünün amaç, hedef ve talimatları doğrultusunda kurulan bu örgütün gençlik yapılanması olan YDG-H terör örgütüne üye olma suçunu işlediği,” gerekçesiyle sanığın silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/1. maddesi delaletiyle TCK'nın 314/2, 62 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 09/05/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin Manisa İl Başkanlık görevini üstlenen Hatice Güven’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma ve 2911 sayılı Kanuna aykırılık” suçlarından mahkumiyetlerinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
322. HAYRETTİN ŞEN (Memet ve Safiye oğlu, 1974 doğumlu, T.C. Kimlik No: 22334590200); (02/09/2014 – 09/10/2019 Tarihleri Arasında ve 22/06/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığının 18/03/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/3796, Esas No: 2019/1581, İddianame No: 2019/279 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 22/03/2015 olduğu belirtilerek
“22 Mart 2015 günü saat 11.00 ile 18.00 arasında N.Ç. başkanlığında oluşturulan 7 kişilik düzenleme kurulu tarafından eski Edremit yolu pancar deposu alanında Nevruz kutlaması konulu açık hava toplantısı düzenlendiği ... yapılan araştırmaya göre;
...Görüntü inceleme tutanağının 5. sayfasında; Yine A.U. ve S.U. "Biji Serok Apo" şeklinde slogan attırdıkları, ardından Hayrettin Şen isimli şahsın terör örgütü mensuplarının giymiş oldukları PKK yı temsil eden ve leşger diye tabir edilen elbiseyi giymiş vaziyette sahneye çıkarak terör örgütü sözde lideri Abdullah Öcalan’ın posterini açtığı,
Görüntü inceleme tutanağının 6.sayfasında; Hayrettin Şen isimli şahsın sahneden poster ile inerek alanda halay çeken T.E.isimli şahsa posteri verdiği,
...Görüntü inceleme tutanağının 9. sayfasında; Yine Hayrettin Şen isimli şahsın Abdullah Öcalan'ın posteri ile halay çektiği,
... Görüntü inceleme tutanağının 26.sayfasında; N.G. isimli şahsın konuşma yapmak için sahneye çıktığı, boynunda terör örgütünü temsilen atkı bulunduğu, bu sırada topluluğun ''Biji Serok Apo'' şeklindeki sloganlarına zafer işareti yaparak eşlik ettiği, bu sırada Hayrettin Şen isimli şahsın sahneye çıkarak Abdullah Öcalan posteri açtığı ve topluluk tarafından bu sırada ''biji serok apo'' şeklinde slogan atılmaya devam edildiği,
….PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandasını Nevruz kutlaması adı altında gerçekleştirmek suretiyle terör örgütü propagandası suçu ile yasa dışı poster açmak ve slogan atmak suretiyle Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet suçlarını işlediği” iddiasıyla 3713 sayılı Kanunun 7/2 ve 2911 sayılı Kanunun 23. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/157 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) Siirt Cumhuriyet Başsavcılığının 06/12/2019 tarih, Soruşturma No: 2017/2577, Esas No: 2019/2602, İddianame No: 2019/825 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 21/03/2017 olduğu belirtilerek;
“...Şüpheli P.A.'nun suç tarihi olan 21/03/2017 günü yasa dışı sloganlar ile legal olarak başlayan akabinde ilegal eyleme dönüştürülen nevruz kutlamasında ölen/öldürülen PKK/KCK terör örgütü mensuplarını övdüğü yine ölen/öldürülen tüm PKK/KCK terör örgütü mensuplarını şehit olarak tanımladığı, onların huzurunda eğiliyoruz diyerek ölen/öldürülen silahlı örgüt mensuplarının propagandasını yaptığı, PKK/KCK terör örgütünün amacına yönelik konuşma yaptığı, bu sırada grup tarafından "Biji serok apo, şehit namırın, onların yolu yolumuzdur, intikam YPG, öndersiz yaşam olmaz" şeklinde sloganlar atıldığı, grup içerisinde terör örgütü propagandası içeren bez parçalarının açıldığı, açık hava toplantısının devamı süresince şüpheliler Ş., L., M.S., K., ve Hayrettin Şen'in üyesi oldukları düzenleme kurulunca tertip komitesinin belirlediği sloganlar ve afişler dışında slogan atılmaması ve afiş asılmaması konusunda etkinlik boyunca belirli aralıklarla üç kez ikazda bulunulduğu, ancak bu ikazlara rağmen "biji serok apo, şehit namırın" şeklinde sloganlar atılmaya ve terör örgütü propagandası içeren bez parçalarının açılmasına devam edildiği, şüpheliler Ş., L., M.S., K. ve Hayrettin Şen'in üyesi oldukları düzenleme kurulunca da başkaca herhangi bir girişimde bulunulmadığı” iddiasıyla 2911 sayılı Yasanın 28/3. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Siirt 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/1 sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 02/09/2014 – 09/10/2019 tarihleri arasında ve 22/06/2020 tarihinden itibaren üyesi olan Hayrettin Şen’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma ve 2911 sayılı Kanuna muhalefet” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
323. KARİP ERDOVAN (İsmail ve Hatun oğlu, 1954 doğumlu, T.C. Kimlik No: 17954303170); (23/11/2014 Tarihli İlçe Kongresinde İstanbul İli Beyoğlu İlçesi Yönetim Kurulu Asıl Üyesi - 11/06/2017 Tarihli İl Kongresinde İstanbul İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi - 20/11/2017 - 28/08/2019 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/01/2018 tarih, 2017/183 esas, 2018/5 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 04/11/2017 olduğu belirtilerek;
“...sanığın üzerinde taşıdığı ve basın açıklamasında sergilediği dövizlerde yazılı söylemler incelendiğinde sanığın öcalan serbest kalmaz ise barış olmayacak şeklindeki propagandaya konu içeriğin tehdit içeren ve öcalan'ın serbest kalmaması halinde örgütün geçmişte yaşanan fiilerine devam edeceğini ifade eder şeklindeki eyleminin “Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde" nitelikte olduğu, yine ' Barışın olmadığı Ülkede Özgür ve ortak yaşam olmaz' şeklindeki propagandaya konu içeriğin Ülkedeki birliği ve bütünlüğü hedef aldığı, Terör örgütünün amaçları arasında olan savaş ve bölünmeyi çağrıştırdığı, bu şekilde terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek mahiyette olduğu, değinildiği üzere, PKK/ KONGRA-GEL/KCK silahlı terör örgütünün ülkemizde cebir ve şiddet içeren yöntemleri ile halen faaliyetlerine devam ettiği, bu nedenle adli ve idari kolluk birimlerinin teyakkuz halinde olduğu, sivil insanlara karşı gerçekleştirilmesi muhtemel eylemler nedeniyle PKK terör örgütünün bütün herkes için bir tehdit unsuru olduğu, maruf terör örgütlerinin başkaca yöntemleri bulunsa da, PKK terör örgütünün diğer terör örgütlerinden temel farkının yöntem olarak yalnızca cebir ve şiddeti benimsemek olduğu, PKK terör örgütünün başkaca yönteminin bulunmadığı, bu şekilde sanığın “PKK terör örgütünün propagandasını yapmak” suçunu işlediği” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2 ve TCK' nın 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 05/02/2018 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 20/11/2017 - 28/08/2019 tarihleri arasında üyesi olup, 23/11/2014 tarihli İlçe Kongresinde İstanbul ili Beloğlu İlçesi Yönetim Kurulu asıl üyesi, 11/06/2017 tarihli İl Kongresinde İstanbul İl Yönetim Kurulu yedek üyesi olarak seçilen Karip Erdovan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
324. MEHMET BAYRAM (Himmet ve Dudu oğlu, 1948 doğumlu, T.C. Kimlik No: 42244375506); (28/12/2014 Tarihli İl Kongresinde Sakarya İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 17/04/2016 ve 12/11/2017 Tarihli İl Kongrelerinde Sakarya İl Yönetim Kurulu Başkanı - 28/06/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Sakarya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/05/2017 tarih, 2017/68 esas, 2017/21 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 06/03/2017 olduğu belirtilerek;
“Mehmet Bayram’ın sosyal paylaşım sitesi Facebook sitesinde Mehmet Bayram"Enelhak" isimli kullanıcı adıyla PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün doğu ve güneydoğu illerinde hendek kazma şeklinde devlet otoritesine karşı gerçekleştirdiği eylem nedeniyle; kamu düzen ve güvenliğini sağlamaya matuf olarak devletin güvenlik güçlerince gerçekleştirilen eylemlerde, PKK/KCK terör örgütü mensuplarının, eylemlerini ve amaçlarını yasal göstermeye çalıştığını, terör örgütü üyelerini katliama uğruyor gibi göstermeye çalıştığı, terör örgütü üyelerinin eylemlerini "Direniş" şeklinde tanımladığı, paylaşımlarında terör örgütüyle irtibatı nedeniyle kapatılan Özgürgündem gazetesinin yazılarını paylaştığı, bunlar arasında "Faşizme karşı hendek başına", PKK/KCK'ın üst düzey yöneticilerinden Duran Kalkan’ın "Bin yıllık kardeşlik safsataya döndü" şeklindeki sözlerini paylaştığı, bu şekilde terör örgütün mağdur göstermeye çalıştığı, aynı gazetede yer alan ve terör örgütü mensubu olan HPG'nin Yılmaz Gümüş’ü "Şehit" olarak ifade edilen yazının paylaşıldığı, aynı gazetede yer alan "Kürdistan'da boydan boya yasaklar ve direniş" şeklinde paylaşımının olduğu, sosyal medya paylaşımlarında PKK/KCK terör örgütünün Suriye uzantısı PYD'nin silahlı kanadı olan YPG'nin sözde bayrakları olan fotoğrafı paylaştığı, ayrıca KCK yöneticisi Murat Karasu’nun terörist ele başı Abdullah Öcalan’ın fotoğrafı önünde KCK adına çekilmiş fotoğrafını paylaştığı, PKK/KCK terör örgütünün üst düzey yöneticisi Cemil Bayık’ın askerlikle ilgili fakir aile çocukları, askere gitmesin boşuna savaşmasın ve ölmesin anlamında sözünü paylaştığı ve bunun dışında birçok paylaşımda bulunduğunun anlaşılması,
Bu şekilde sosyal medya olan Facebook hesabında PKK/KCK terör örgütünü, eylemlerini ve amaçlarını yasal göstermeye çalıştığı, onları hak arama mücadelesi veriyor izlenimi uyandırmaya çalıştığı, terör örgütü mensuplarına karşı devletin güvenlik güçlerince gerçekleştirilen eylemleri "Katliam" olarak gösterip; örgüt mensuplarını mağdur ve masum göstermeye çalıştığı, terör örgütünün sözde bayraklarını ve örgüt liderlerinin sözlerini paylaşarak, onları halkı düşünen kişiler olarak sevimli göstermeye çalıştığı” gerekçesiyle, terör örgütü propagandası yapma suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi, 7. maddesinin 2. fıkrasının 2. cümlesi, TCK’nın 43/1, 62. maddeleri gereğince 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 28/06/2013 tarihinden itibaren üyesi olup, 28/12/2014 tarihli İl Kongresinde Sakarya İl Yönetim Kurulu asıl üyesi, 17/04/2016 ve 12/11/2017 tarihli İl Kongrelerinde Sakarya İl Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçilen Mehmet Bayram’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
325. MUHAMET DEVECİ (Ali ve Zekiye oğlu, 1949 doğumlu, T.C. Kimlik No: 61888130296); (30/09/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Erciş Ağır Ceza Mahkemesinin 13/03/2017 tarih ve 2016/75 esas, 2017/32 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 12/10/2015 olduğu belirtilerek;
“Suç tarihinde Erciş ilçesinde kendilerine “Erciş Halk Meclisi” adını veren grup tarafından 10/10/2015 tarihinde Ankara’da meydana gelen terör eylemini protesto etme adı altında açık alanda toplantı gerçekleştirildiği,
Sanık Muhamet Deveci’nin HDP Erciş ilçe teşkilatında görevli olduğu, Özerklik açıklamasının yapıldığı halka açık bir meydanda PKK/KCK terör örgütüne ait gerilla marşını okuduğu, aynı örgüt mensuplarının Devletin meşru güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmalarda ölen teröristler anısına saygı duruşunda bulundukları, sanığın da bu eylemlere gerek sözlü ve gerekse eylemsel olarak iştirak ettiğinin sabit olduğu, bu şekilde atılı suçu işlediği” gerekçesiyle, terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2-1 ve TCK’nın 62/1. maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 30/09/2014 tarihinden itibaren üyesi olan Muhamet Deveci’nin, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
326. MUSTAFA (GÜRÜ) TOPRAK (Mehmet Emin ve Ayşi oğlu, 1960 doğumlu, T.C. Kimlik No: 27262882816); (HDP Siirt Merkez İlçe Başkanı - 09/10/2017 - 27/10/2020 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
a) Siirt Cumhuriyet Başsavcılığının 19/04/2018 tarih, Soruşturma No:2018/2454, Esas No: 2018/834 ve İddianame No: 2018/280 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 29/03/2018 olduğu belirtilerek;
“...21/03/2018 tarihinde saat 13:00-16:00 saatleri arasında HDP-BDP Siirt İl Örgütleri öncülüğündeki düzenleme kurulu tarafından ilimiz Barış Mahallesi Nevruz alanında açık hava toplantısı düzenlenmiş olup açık hava toplantısında '' Biji Serok Apo'' (Yaşasın başkan Apo) ve ''Biji Berxwedana Efrine'' (Yaşasın Afrin Direnişi) şeklindeki sloganlar ile terör örgütü propagandası yapıldığı olay ile ilgili olarak şüphelilere eş zamanlı operasyon yapıldığı,
Şüphelinin ;
1-) 21/03/2017 tarihinde Barış Mahallesi Abdurrahman Kavak Caddesi üzerinde bulunan miting alanında HDP-DBP siirt İl Örgütlerince gerçekleştirilen Nevruz kutlaması sırasında konuşmalar devam ederken ''Biji Serok Apo, Şehit Namırın, Be Serok Jiyan Nabe'' şeklinde sloganlar atılmaya başlandığı, söz konusu açık hava toplantısına şüpheli Güri Toprak'ın katılım gösterdiğinin 04/04/2017 tarihli inceleme ve tespit tutanağından anlaşıldığı,
2-) 22/05/2016 tarihinde TBMM'de yapılan milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına yönelik Anayasa değişikliği oylamasının kabul edilmesi üzerine HDP milletvekilleri tarafından kanun tasarısının protesto edilmesi amacıyla ''HDP'nin Demokratik Siyaset Buluşması Halka Buluşma Geleceğimizi Konuşuyoruz'' adlı eylemler kapsamında örgüt propagandasına dönüşen eylemlere şüpheli Gürü Toprak'ın aktif katılım gösterdiğinin 25/05/2016 tarihli inceleme ve tespit tutanağından anlaşıldığı,
- Şüpheli Gürü Toprak'ın yapılan iletişimin dinlenmesi ve kayda alınmasına ilişkin faaliyetler çerçevesinde yapmış olduğu telefon konuşmalarında terör örgütü eylem ve faaliyeti nedeniyle gözaltına alınan şahıslara ve ailelerine yardım ettiği,
…. Şüpheli Gürü Toprak'ın, PKK/KCK terör örgütünün emir ve talimatları doğrultusunda terör örgütü mensuplarının nevruz başlıklı eylemler çatısında yine terör örgütü propagandalarının yapıldığı toplantılara katıldığı, şüphelinin terör örgütü eylem ve faaliyeti nedeniyle gözaltına alınan şahıslara ve ailelerine yardım ettiğinin tapelerden tespit edildiği, meri mevzuat ve müstekar Yargıtay içtihaları doğrultusunda bahse konu olayların bir bütün halde değerlendirildiğinde şüphelinin eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olmak suçuna dönüştüğü” gerekçesiyle TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Siirt 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/583 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) Siirt 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/12/2019 tarih, 2019/108 esas, 2019/523 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 21/01/2018 olduğu belirtilerek;
“... 21/01/2018 günü HDP İl Teşkilatı üyeleri tarafından parti binası içerisinde, duvara asılı vaziyette çıplak gözle açık ve alenen görünen PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’a ait olan portre olduğu görüldüğü, bunun üzerine yapılan aramalarda; bölücü terör örgütü Abdullah Öcalan'a ait birçok resim, örgütün sözde bayrağı, örgüt militanlarına ait fotoğraflar ve haritaların tespit edilerek el konulduğu, olay kapsamında tüm soruşturma evrakı birlikte değerlendirildiğinde, ...şüpheli Siirt HDP Merkez İlçe Başkanı Gürü Toprak’ın terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, bunları övecek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde yöntemlere başvurdukları, parti içerisinde PKK/KCK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'a ait posteri veya örgüt bayrağının bulundurulmasının terör örgütü propagandası yapmak suçunu oluşturduğu” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2, 7/4 ve TCK’nın 43/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının aynı Mahkemenin 2018/583 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve yargılamanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 09/10/2017 - 27/10/2020 tarihleri arasında üyesi olup, HDP’nin Siirt Merkez İlçe Başkanlığı görevini üstlenen Mustafa (Gürü) Toprak’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma ve terör örgütü propagandası yapma” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
327. NAHİDE DOĞAN (Mehmet Şerif ve Nefihe kızı, 1973 doğumlu, T.C. Kimlik No: 39187477220); (28/12/2014, 17/04/2016 ve 12/11/2017 Tarihli İl Kongrelerinde Sakarya İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 12/10/2019 ve 19/01/2020 Tarihli İl Kongrelerinde Sakarya İl Yönetim Kurulu Başkanı - 01/02/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/01/2017 tarih, 2015/338 esas, 2017/43 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 22/03/2015 olduğu belirtilerek;
“…Sanık Nahide Doğan'ın 22/03/2015 tarihinde nevruz kutlaması adı altında düzenlenen açık hava toplantısı sırasında be serok jiyan nabe (başkansız yaşam olmaz) ,biji serok apo, (yaşasın başkan apo) şeklinde sloganlar attığı,” belirtilerek silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinin ilk cümlesi ve TCK’nın 62/1. maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 09/03/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
b) Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/02/2020 tarih, 2019/243 esas, 2020/59 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 16/12/2015 olduğu belirtilerek;
“...Sanık Nahide Doğan’ın; 21/07/2015 tarihinde; İbrahim Ayhan isimli kullanıcının paylaştığı ''Suruç katliamında şehit düşen Kasım deprem ve Osman çiçek yoldaşları Suruç'ta sonsuzluğa uğurladık. Şehit namırın'' şeklindeki paylaşımı kendi hesabında. üzerinde PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın resminin de bulunduğu fotoğraflarla birlikte paylaştığı,
07/06/2015 tarihinde; Bedirhan isimli kullanıcının paylaştığı “… Kobane serhildan şehitlerimiz'' yazı ile birlikte ellerinde uzun namlulu silah bulunan örgüt mensubu olduğu değerlendirilen örgüt mensuplarının fotoğrafları ile birlikte kendi hesabından paylaştığı,
Anlaşılmakla yukarıda izah edilen bilgiler ışığı altında; ifade özgürlüğü ve haber mahiyeti taşımamakla birlikte örgütün cebir şiddet içeren eylemlerini paylaşan sanığın paylaşımlarının suç oluşturduğu kabulü ile; Sanık Nahide Doğan’ın atılı, 07/06/2015 ve 21/07/2015 tarihlerinde twitter adlı sosyal paylaşım sitesinde paylaşımlarda bulunarak PKK/KCK terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek, bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şeklinde propogandasını yaptığı” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi, 7/2.maddesinin ikinci cümlesi, TCK’nın 43/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 06/03/2020 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 01/02/2016 tarihinden itibaren üyesi olup, 28/12/2014, 17/04/2016 ve 12/11/2017 tarihli İl Kongrelerinde Sakarya İl Yönetim Kurulu asıl üyesi, 12/10/2019 ve 19/01/2020 tarihli İl Kongrelerinde Sakarya İl Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçilen Nahide Doğan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
328. SIRACEDDİN HESASS (Esat ve Ayşe oğlu, 1974 doğumlu, T.C. Kimlik No: 42823426056); (HDP Yunusemre İlçe Başkanı - 16/10/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a)Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/04/2016 tarih, 2015/220 esas, 2016/100 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 04/04/2015 olduğu belirtilerek;
“ ... 04.04.2015 tarihinde saat 19:20 sıralarında sanıklar Sıraceddin Hesass, F.Ö., M.Y., H,Ç., R.B., H.A., H.Ç., K.T. ve H.Ö.’in, PKK/KCK terör örgütü elebaşısı olan Abdullah Öcalan’ın doğum gününü kutlamak amacıyla Yunusemre ilçesi, 75. Yıl Bulvarı üzerinde faaliyet gösteren HDP ilçe binası önünde toplandıkları, yol üzerinde 1,5x2,5 ebatında terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcala’ın resminin bulunduğu ve üzerinde “Önderliğe Özgürlük, Kürdistana Statü” yazılı pankart asılı olduğu halde müzik sistemi eşliğinde halaylar çekerek gösteriye başladıkları, toplantının ilerleyen saatlerinde katılımcıların 80 kişiye kadar ulaştığı ve saat 21:25 sıralarında pasta kesimi ve hava fişek gösterisi yaptıkları, sanıklardan Sıraceddin Hesass’ın görüntü ve inceleme çözüm tutanağında belirtildiği üzere katılımcılara hitaben anonsla “arkadaşlar şimdi bir parça söyleyeceğiz, HPG’yiz HPG’yi söyleyeceğiz, ilk söylediğimizde biliyorsunuz Devlet Güvenlik Mahkemeleri vardı bir zamanlar, şimdi de Ağır Ceza Mahkemeleri var, hakkımızda dava açıyorlardı ama bin kere dava açarlarsa beş bin kere yine söyleyeceğiz” dediği ve akabinde müzik eşliğinde “HPG‘yiz HPG, partimizdir PKK, dağlarda biz koşarız, metropolde coşarız, YPG’yiz YPG, liderimiz Öcalan insanlığı savunan, liderimiz Öcalan sosyalizmi savunan, emperyalizme karşı kapitalizme karşı en büyük cephe kuran, en büyük darbe vuran, YPG’yiz YPG, partimizdir PKK, dağlarda biz koşarız, metropolde coşarız, YPG’yiz YPG” şeklinde sözleri bulunan şarkıyı söylediği, tüm bu olaylar sırasında yasa dışı toplantıya katılan grup tarafından zaman zaman “Biji Serok Apo, Be Serok Jiyan Nabe” şeklinde sloganlar atıldığı, yasa dışı gösterinin saat 22:10 sıralarında sonlandırıldığı, yapılan soruşturma neticesinde sanıklar Sıraceddin Hesass, .Ö., M.Y., H,Ç., R.B., H.A., H.Ç., K.T. ve H.Ö. hakkında terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2 ve TCK’nın 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 14/11/2016 tarih 2016/5051 esas, 2016/5643 sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği,
b) Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/11/2015 tarih, 2015/162 esas, 2015/377 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 14/02/2015 olduğu belirtilerek;
“… (HDP) Manisa İl Başkanlığı ile YDG-H (Yurtsever Devrimci Gençlik-Hareketi) içerisinde yer alan şahısların organizesinde PKK/KCK terör örgütü elebaşının 15 Şubat 1999 tarihinde yakalanarak ülkemize getirilişini protesto etmek amacıyla, 14.02.2015 tarihinde, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan bir grubun toplandığı, grubun içerisindeki 25-30 kişinin elinde meşaleler olduğu, grubun yürüyüşe başladığı, yürüyüş grubunun ön tarafında HDP il başkanı sanık H.A. ile eş başkanı sanık S.T.’nın ve HDP Yunusemre ilçe başkanı sanık Sıraceddin Hesass’ın yürüdüğü, yürüyüşün, üzerinde PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın resminin bulunduğu "Önderliğe Özgürlük, Kürdistana Statü" yazılı pankart taşınmak suretiyle, kapalı pazar yerine kadar devam ettiği, kapalı pazar yerinde bir dakikalık saygı duruşu yapıldığı ve marş söylendiği, ardından HDP il Başkanı sanık Hatice Aslan’ın gruba hitaben basın açıklaması yaptığı, yürüyüş ve basın açıklaması sırasında topluluk tarafından zaman zaman "Biji Serok Apo (Yaşasın Önder Apo)-Gençlik Aponun Fedaisidir-Dişe Diş Kana Kan Seninleyiz Öcalan-Önderliğe Özgürlük Kürdistana Statü-Horozköy Uyuma, Önderine Sahip Çık-Horozköy Ovası Apoculuk Yuvası-Be Serok Jian Nabe (Öndersiz Yaşam Olmaz)" şeklinde sloganlar atıldığı” gerekçesiyle sanığın eylemine uyan 2911 sayılı Kanunun 28/1 ve TCK’nın 62. maddesi uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
c)Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/04/2016 tarih, 2015/356 esas, 2016/122 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 22/03/2015 olduğu belirtilerek;
“…Nevruz Bayramı’nın Halkların Demokratik Partisi (HDP) adına 22.03.2015 tarihinde kutlanması amacıyla bir kısım sanıklarla birlikte sanıklar Sıraceddin Hesass katılımı ve H.A.’ın başkanlığında “Düzenleme Kurulu” oluşturulduğu,
…22.03.2015 tarihinde Nevruz Bayramı kutlamalarının yapılması amacıyla Pazar Yeri alanında toplanıldığı, toplantı alanına PKK/KCK terör örgütü yöneticisi Abdullah Öcalan’ın resimlerinin bulunduğu pankartlar asıldığı, bu pankartlardan bir tanesinin üzerinde “edi bese ji reber apo ra azadi!, yeter artık önderliğe özgürlük!” ibaresinin, diğerinde ise “önderliğe özgürlük kürdistana statü-hun bixer hatine newroz pirozbe-an azadi-hoşgeldiniz” ibarelerinin yazılı olduğu, yine toplantı alanına; ölen pek çok teröristin fotoğraflarının ve PKK/KCK terör örgütünün kurucularının fotoğraflarının asıldığı, söz konusu pankartların kaldırılması yönünde düzenleme kurulu üyelerine uyarı yapıldığı, ancak pankartların kaldırılmadığı ve bu hususa ilişkin emniyet görevlilerince tutanak tutulduğu,
…Düzenleme kurulu üyeleri olan sanıklar …Sıraceddin Hesass ve H.A.; PKK/KCK terör örgütü yöneticisi Abdullah Öcalan ile bu terör örgütünün üyesi olan ve farklı tarihlerde silahlı çatışmalarda ölen kişilerin resimleri ile üzerinde bu kişilerin eylemlerini öven yazıların bulunduğu pankartları toplantı alanına asmak suretiyle terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini övdükleri, yine sanık S.T.’nın topluluğa hitaben yaptığı konuşma içeriği ile sanıkların Kürtçe ve Türkçe söyledikleri şarkıların içeriği bir bütün olarak ele alındığında; PKK/KCK terör örgütü ile bu örgüte üye olup silahlı eylemlerde bulunan kişilerin cebir, şiddet ve tehdit içeren eylemlerini över ve teşvik eder nitelikte olduğu anlaşılmakla; sanıklar Sıraceddin Hesass, H.A. ve S.T.’nın terör örgütü propagandası yaptıkları, sanıklar Sıraceddin Hesass ve H.A.’ın ayrıca 2911 sayılı Yasaya muhalefet ettikleri gerekçesiyle; terör örgütü propagandası yapma suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi ve TCK’nın 62. maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 2911 sayılı Kanunun 33/1 ve TCK’nın 62. maddesi gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 16/10/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin Yunus Emre İlçe Başkanlığı görevini üstlenen Sıraceddin Hesass’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma ve 2911 sayılı Kanuna aykırılık” suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
329. ŞABAN ELBİR (Mustafa ve Hanım oğlu, 1969 doğumlu, T.C. Kimlik No: 34391047214); (HDP Erciş İlçe Teşkilatında Yönetici - 06/11/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a)Erciş Ağır Ceza Mahkemesinin 13/03/2017 tarih ve 2016/75 esas, 2017/32 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 12/10/2015 olduğu belirtilerek;
“Suç tarihinde Erciş ilçesinde kendilerine “Erciş Halk Meclisi” adını veren grup tarafından 10/10/2015 tarihinde Ankara’da meydana gelen terör eylemini protesto etme adı altında açık alanda toplantı gerçekleştirildiği,
Bu toplantı sırasında “Özyönetim” adı altında daha önceden hazırlanmış olan basın açıklamasının sanık E.B. tarafından okunduğu, okunan basın açıklamasında; ''Biz demokratik öz yönetimle kendimizi geliştireceğiz. Köyümüzün, mahallemizin, kasabamızın, iradesi temellinde oluşan meclislerimizde vereceğimiz kararlarla kendimizi yöneteceğiz. Bize yönelik katliamlar geliştiren ve yönetim olarak adlandırılan devlet kurumlarını ve devletin güvenlik adı altında şiddeti meşrulaştırdığı polis gücünü istemiyoruz. Bizler toplum olarak güvenliğimizi kendimiz alacağız. Ve devlet kurumlarına muhtaç olamadan, devlet kurumlarının baskısına maruz kalmadan özgür bir toplum olarak yaşama iradesi, demokratik Öz yönetimleri gerçekleştirme temelinde yürüyeceğiz. … bu kentte bulunan devletin tüm kurumları bizim için meşruiyetini kaybetmiştir. Bu şekilde devletin hiçbir organıyla bizi yönetemeyecektir. Bundan sonra halk olarak öz yönetimi esas alarak Demokratik temeller yaşamını inşa edeceğiz. Bundan sonra da gerçekleşecek olan tüm saldırılar karşısında demokratik Öz savunmamızı gerçekleştireceğiz..” şeklinde açıklamada bulunulduğu,
Okunan basın açıklamasında, devlet otoritesinin ve kamu kurum ve kuruluşlarının tanınmayacağına dair açıklamalar yapıldığı, bu açıklamadan önce sanıkların topluluk halinde sözde ''devrim şehitleri'' adını verdikleri çatışmalarda ya da bireysel eylemlerde ölen PKK/KCK terör örgütü mensupları anısına saygı duruşunda bulundukları, ardından PKK/KCK terör örgütü mensuplarına atfen gerilla marşı adı verilen sözde marşı okudukları,
Yapılan bu özerklik ilanlarının terör örgütü PKK/KCK’nın üst düzey yöneticilerinin açıklamalarından sonra ardı ardına yapılması ile Erciş ilçesinde sanıklar tarafından yapılan özerklik ilanının birbirinden ayrı düşünülemeyeceği, yine PKK/KCK terör örgütü sözde yürütme konseyinin öz yönetimden başka seçenek kalmadığına yönelik çağrısı üzerine yapılan basın açıklamaları sonrasında, terör örgütünün nihai amacına ulaşmak için gerçekleştirdiği stratejik hamlelerden en önemlilerinden birisi olan, yoğun olarak Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesinde hakimiyet alanları oluşturmak için güvenlik güçlerine ve kamu binalarına topluca saldırı girişiminde bulunma eylemleri öncesi bir aşama olarak görülen özerklik açıklamasının örgütün güvenemeyeceği ve örgüte yakınlığı bulunmayan kişilere yaptırılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı,
Sanıkların Erciş ilçesinde Özerklik açıklaması yapmalarının amacının silahlı terör örgütü PKK/KCK’nın başka yerlerde ilan ettirmiş olduğu Özerklik ilanlarına destek vermek gayesiyle ve dolayısıyla bu terör örgütü adına yapılmış olduğunun anlaşıldığı,
…Somut olayda yapılan basın açıklamasında, devlet otoritesinin tanınmayacağı, devletin meşru güvenlik güçleri tarafından yapılacak herhangi bir kanuni işlemi dahi kendilerine karşı bir saldırı olarak kabul edilen özerklik açıklamasının yapıldığı alanda toplanan halk kitlesini kolluk güçlerine karşı tahrik ederek, güvenlik kuvvetlerine yönelik şiddet kullanılmaya ve dolayısıyla en basit haliyle “Görevi Yaptırmama” suçuna tahrik ettikleri, dolayısıyla sanıkların basın açıklamasının içeriği ve yapılan basın açıklamasına katılan topluluğun sayısı göz önüne alındığında sanıkların eylemlerinin açıkça suç işlemeye tahrik niteliğinde olduğu, yukarıda açıklandığı üzere sanıkların bu eylemlerini silahlı terör örgütü PKK/KCK adına gerçekleştirdiklerinin anlaşıldığı,
Sanık A.Ç.’ın HDP’den Erciş Belediyesi sözde eş başkanı ve belediye meclis üyesi olduğu,
Sanık D.K.’in HDP’den Erciş Belediye başkanı olduğu,
Sanık M.S.’un HDP’den Erciş Belediyesi meclis üyesi olduğu,
Sanık S.Ç.’nın HDP Erciş ilçe eş başkanı olduğu,
Sanık M.N.Ç.’in HDP’den Erciş Belediyesi meclis üyesi olduğu,
Sanık Şaban Elbir’in HDP Erciş ilçe teşkilatında yönetici olduğu,
Sanık T.B.’ın HDP Erciş ilçe teşkilatında görevli olduğu,
Sanık M.D.’nin HDP Erciş ilçe teşkilatında görevli olduğu,
Olay tarihinde hakkında milletvekili olması nedeniyle ayrı soruşturma yürütülen HDP Van milletvekili T.H. ile birlikte Van’dan geldikleri, geldiklerinde önce HDP Erciş ilçe teşkilatına geldikleri, bazı sanıkların beyanlarına göre daha önceden parti kurullarında tartışılmış olan Özerklik ilanının olay günü son olarak HDP Erciş ilçe teşkilatında konuşulup tartışıldığı, dolayısıyla, yapılan özerklik açıklamasının adı geçen parti yöneticisi ve partide etkinliği olan sanıklar tarafından tartışılmış ve birtakım sanıkların beyanlarından anlaşıldığı üzere özerklik açıklamasının kararlaştırılmış olduğunun ve bu haliyle sanıkların ortak fikir ve eylem birliği yaparak “Özerklik-Öz Yönetim” açıklamasını yaptıklarının anlaşıldığı, kaldı ki, sanıkların ikametlerinde yapılan aramalar sırasında elde edilen dökümanlar incelendiğinde, sanıkların PKK/KCK terör örgütünün hedefleri doğrultusunda yayın yapan birkısım yayınları takip ettikleri ve bu terör örgütü liderine ait kitapları bulundurduklarının anlaşıldığı, bu hususların ise, sanıkların söz konusu örgüte sempatilerinin bulunduğunu ve dolayısıyla söz konusu “Özerklik-Öz Yönetim” açıklamasının bu örgüt adına yapılmış olduğu,
Yine sanıkların Özerklik açıklamasının yapıldığı halka açık bir meydanda PKK/KCK terör örgütüne ait gerilla marşını okudukları, aynı örgüt mensuplarının Devletin meşru güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmalarda ölen teröristler anısına saygı duruşunda bulundukları, sanıkların bu eylemlere gerek sözlü ve gerekse eylemsel olarak iştirak ettiklerinin sabit olduğu, bu şekilde sanıkların atılı suçları işlemiş oldukları” gerekçesiyle sanıkğın suç işlemeye tahrik suçundan TCK’nın 214/1, 3713 sayılı Kanunun 5 ve TCK’nın 62/1. maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan TCK’nın 314/3 ve 220/6 maddeleri delaletiyle TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 220/6 ve 62/1. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2-1. maddesi ve TCK’nın 62/1. maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, mahkemenin silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek ve suç işlemeye tahrik suçlarından verdiği mahkumiyet kararının Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 06/03/2018 tarih, 2017/1286 esas, 2018/377 sayılı kararı ile bozulmasını müteakip Erciş Ağır Ceza Mahkemesinin 10/06/2019 tarih 2018/169 esas, 2019/81 sayılı kararıyla; sanığın silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5 ve TCK’nın 62/1 maddesi gereğince 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Van Cumhuriyet Başsavcılığının 30/11/2018 tarih, Soruşturma No: 2018/24270, Esas No: 2018/6843, İddianame No: 2018/1982 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 16/07/2015 olduğu belirtilmekle;
“...HDP-DBP-ZİLANDER-KÜRDİDER-EĞİTİMSEN Erciş ilçe teşkilatları organizesinde Abdullah Öcalan'a uygulandığını iddia tecridi protesto etmek amacıyla İlçe Kaymakamlık Binası yanında bulunan parkta saat 11:30 sıralarında basın açıklaması düzenlendiği,
Basın açıklanmasından önce belirtilen teşkilatlara ait grup şüpheliler R.A. ve A.T. tarafından yönlendirildikleri ve Zeylan Caddesi, İnönü Caddesi, Atatürk Caddesi ve Cami Meydanı, Van Yolu Caddesini takiben Kaymakamlık yanında bulunan parka gelindiği, bu esnada yürüyen grubun PKK/KCK silahlı terör örgütü elebaşı olan Abdullah Öcalanlehine "Dişe Diş Kana Kana Seninleyiz ÖCALAN", Be Serok Jiya Nabe (Öndersiz Yaşam Olmaz), Biji Berxewedane Kobani (Yaşasın Kobanideki Mücadele) şeklinde sloganlar atıldığı ve yine yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı bulunan şüphelilerin slogan atarak Abdullah Öcalan posterlerini taşıdıklarının tespit edildiği, bu durumun Görüntü/DVD İnceleme/Tespit tutanağından da net olarak anlaşıldığı, ayrıca grubun önünde "Kürt Halk Önderi Sayın ÖCALAN'a Uygulanan Tecridi Lanetliyoruz" şeklinde pankart açıldığı gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Van 5. Ağır Mahkemesinin 2018/651 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 06/11/2020 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP Erciş İlçe teşkilatında yöneticilik görevini üstlenen Şaban Elbir’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma ve terör örgütü propagandası yapma” suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, yine “terör örgütü propagandası yapma suçundan” yargılamasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
330. ŞERAFETTİN KEKLİK (Şemsettin ve Gülli oğlu, 1978 doğumlu, T.C. Kimlik No: 16421891462); (28/12/2014, 17/04/2016, 12/11/2017 ve 12/10/2019 Tarihli İl Kongrelerinde Sakarya İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi – 20/11/2014 – 04/12/2019 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/01/2017 tarih, 2015/338 esas, 2017/43 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 22/03/2015 olduğu belirtilerek;
“...Sanık Şerafettin Keklik'in, 22.03.2015 tarihinde "nevruz kutlaması" adı altında Vilayatten izinli şekilde düzenlenen açık hava toplantısı sırasında güvenlik kamera kayıtlarından açıkça anlaşıldığı üzere "BİJİ SEROK APO (YAŞASIN BAŞKAN APO)", "BE SEROK JİYAN NABE (BAŞKANSIZ YAŞAM OLMAZ)" ve "BİJİ BERXUDANE YPG (YAŞASIN YPG DİRENİŞİ)" şeklinde slogan atarak terör örgütünün propagandasını yaptığı” gerekçesiyle, silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinin ilk cümlesi gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 20/11/2014 – 04/12/2019 tarihleri arasında üyesi olup, 28/12/2014, 17/04/2016, 12/11/2017 ve 12/10/2019 tarihli İl Kongrelerinde Sakarya İl Yönetim Kurulu asıl üyesi olarak seçilen Şerafettin Keklik’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
331. VEDAT DURU (Fesih ve Surethan oğlu, 1995 doğumlu, T.C. Kimlik No: 68050170524); (08/12/2019 Tarihli İlçe Kongresinde Sakarya İli Erenler İlçe Yönetim Kurulu Yedek Üyesi - 20/11/2014 - 20/01/2020 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/01/2017 tarih, 2015/338 esas, 2017/43 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 22/03/2015 olduğu belirtilerek;
“Sanık Vedat Duru’nun 22/03/2015 tarihinde "BİJİ BERXUDANE YPG (YAŞASIN YPG DİRENİŞİ"şeklinde slogan attığı ve teörist başı Abdullah Öcalan'ın posterini açtığı, 24.02.2015 tarihinde Emrah BÜYÜTMÜŞ'ün videosunu paylaşarak PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yaptığı, paylaşmış olduğu videoda PKK/KCK terör örgütü silahlı mensuplarının kırsal alanda çekilmiş görüntüleri ile video klip oluşturulduğu, 20/05/2015 tarihinde kendi fotoğrafları ve PKK/KCK terör örgütü mensuplarının fotoğraflarından oluşan video klibini paylaşımında bulunarak PKK/KCK terör örgütü propagandasını yaptığı, 06/01/2015 tarihinde PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan fotoğrafı ile sözde KCK bayrağının önünde iki şahsın çektirmiş olduğu fotoğrafı paylaşımda bulunarak PKK/KCK terör örgütü propagandasını yaptığı, 21/11/2012 tarihinde "Aşık Kürtse Aşkı Kürdistandır. Barış ve Özgürlüğün Dağlarına yürüyorum. Yiğitsen uslandır beni!!!" şeklinde paylaşımda bulunarak PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yaptığı, 29/07./2015 tarihinde Mezopotamya Müzik Kanalının da yanınlanmış, "Rewiyen Xakurke Evin U Jinda isimli şarkı ile PKK/KCK terör örgütü silahlı mensuplarının kırsal alanda çekilmiş videolarından oluşan" video klibi yayınlayarak PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yaptığı” 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinin ilk cümlesi, 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinin ikinci cümlesi, TCK’nın 62/1. maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 20/11/2014 - 20/01/2020 tarihleri arasında üyesi olup, 08/12/2019 tarihli ilçe Kongresinde Sakarya İli Erenler İlçe Yönetim Kurulu yedek üyesi olarak seçilen Vedat Duru’nun, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
332. VEYSEL SAKA (Kazım ve Fatma oğlu, 1952 doğumlu, T.C. Kimlik No: 43796074954); (12/11/2017 ve 19/01/2020 Tarihli İl Kongrelerinde Sakarya İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi - 15/11/2014 - 10/02/2020 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/09/2018 tarih, 2018/37 esas, 2018/193 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 20/05/2016 olduğu belirtilerek;
“... PKK/KCK terör örgütünü ve örgüt mensuplarını övücü mahiyette propoganda içerikli ve Kürtçe seslendirilen video klip ile yine "GERİLLA ME-EZ BEN GERİLLAYIM" şeklindeki paylaşımı, 20/05/2016 da "Kürdistan kızıyım" şeklindeki dağdaki bir kadın teröriste ait resim paylaşımı şeklindeki paylaşımları ile sosyal medya sayfasında yayınlayarak terör örgütünün propagandasını yaptığı” 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinin ilk cümlesi, 7/2. maddesinin 2. cümlesi, TCK'nın 43/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 2 yıl 13 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 15/11/2014 - 10/02/2020 tarihleri arasında üyesi olup, 12/11/2017 ve 19/01/2020 tarihli İl Kongrelerinde Sakarya İl Yönetim Kurulu yedek üyesi olarak seçilen Veysel Saka’nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
333. ZEKİ ALACA (Rasim ve Ramize oğlu, 1955 doğumlu, T.C. Kimlik No: 55117485950); (19/11/2017 Tarihli İl Kongresinde Samsun İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi - 28/06/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Samsun 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/06/2018 tarih, 2018/85 esas, 2018/307 sayılı kararı ile,
Suç tarihinin 21/01/2018 günü ve öncesi olduğu belirtilerek;
“...Zeki Alaca’nın kullanımındaki "www.facebook.com/feris.belek/" URL adresindeki Zeki Alaca isimli sosyal medya hesabı üzerinden 19/10/2017 günlü PKK/KCK silahlı terör örgütünün Suriye yapılanması olan PYD/YPG Silahlı Terör Örgütünün kadın yapılanması YPJ silahlı terör örgütü üyelerinin fotoğrafı ve terör örgütü üyelerini övücü paylaşımı, 01/11/2017 günlü PKK/KCK silahlı terör örgütünün Suriye yapılanması olan PYD/YPG silahlı terör örgütüne ait paylaşımı, 21/01/2018 günlü "Afrin'e operasyon uluslararası hukuka uygun yapılıyor!, Afrin'den beri bir taş mı atıldı, gören var mı?" şeklindeki paylaşımı ile ülkemizce terör örgütü olarak tanınan PKK/KCK ve PYD/YPG silahlı terör örgütlerinin eylem ve faaliyetlerini meşru gösterici şekilde örgüt mensuplarının ve eylemlerinin propagandasını yaptığı, bu paylaşımların adı belirtilen terör örgütlerinin cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterdiği, bu yöntemleri övdüğü, paylaşımlarla bu yöntemlere başvurmayı teşvik ettiği” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinin birinci cümlesi, TCK'nın 43/1 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin 20/03/2019 tarih ve 2018/765 esas, 2019/356 sayılı kararı ile ilk derece mahkemesi kararının CMK'nın 280/2. maddesi gereğince kaldırılmasına ve sanık Zeki Alaca’nın 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK’nın 43/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 27/03/2019 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 28/06/2013 tarihinden itibaren üyesi olup, 19/11/2017 tarihli İl Kongresinde Samsun İl Yönetim Kurulu asıl üyesi olarak seçilen Zeki Alaca’nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
334. ZEKİ ÇELEPKOLU (Cemal ve Hacera oğlu, 1956 doğumlu, T.C. Kimlik No: 53215017868); (18/12/2014, 25/11/2017 ve 18/08/2018 Tarihli İl Kongrelerinde Siirt İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi - 08/08/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a)Siirt Ağır Ceza Mahkemesinin 13/04/2016 tarih, 2015/270 esas, 2016/202 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 02/02/2015 olduğu belirtilerek;
“Zeki Çelepkolu’nun 02/02/2015 tarihinde PKK terör örgütü kurucusu ve yöneticisi olan Abdullah Öcalan ile yine Türkiye genelinde değişik kapalı ceza infaz kurumlarında söz konusu bu örgüte üye olmak ve örgütün amaçları doğrultusunda silahlı faaliyette bulunmak suçlarından tutuklu ve hükümlüler için düzenlediği imza kampanyası kapsamında imza toplarken yakalandığı, adli emanetin 2015/188 sırasında kayıtlı iki ayrı dosyada toplamda 11 tane imza föyü'nün ele geçirildiği, bu imza föylerinin başlığında Kürtçe ve Türkçe "Öcalan'a özgürlük" imza formu yazdığı devamında "Abdullah Öcalan'a ve Türkiye'de ki siyasi tutsaklara özgürlük talebini destekliyorum..." şeklinde yazdığı, PKK terör örgütünün elebaşı olan Abdullah Öcalan'ın ve diğer terör örgütü mensuplarından "SİYASİ TUTSAKLAR" diye söz edilmesinin gayesinin terör örgütü mensuplarını meşrulaştırmak olduğu, ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında hükümlü veya hükümlülerin salıverilmesini talep etmenin herhangi bir suç oluşturmayacağı ancak düzenlenen imza kampanyasında terör eylemlerinde bulunan şahıslar için "siyasi tutsak" tabirinin özellikle seçilerek kullanılmış olması nedeni ile bu terör örgütü üyelerinin gerçekleştirdiği sayısız insan öldürme, yaralama, yağma, adam kaçırma, bombalama vb. sayısız her türlü işlenen suçun meşru amaçlar için işlendiği algısını oluşturarak terör örgütü PKK/KCK'nın şiddet eylemlerini meşru göstermek ve eylemlere teşvik etmek amacı taşıdığı, bu suretle sanıkların terör örgütünün propagandasını yaptığı” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK’nın 62/1. maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 27/07/2016 tarihinde kesinleştiği,
b) Siirt Cumhuriyet Başsavcılığının 12/02/2018 tarih, Soruşturma No: 2018/1066, Esas No: 2018350, İddianame No: 2018/144 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 24/01/2017, 24/01/2018 olduğu belirtilerek;
“Zeki Çelepkolu'nun kullanmış olduğu "Zeki Çelepkolu" isimli facebook hesabından herkese açık olacak şekilde yapmış olduğu paylaşımların yapılan incelemesinde;
17 Temmuz 2015 tarihinde PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesinin bulunduğu ve silahlı örgüt militanlarının namaz kıldığı fotoğraf paylaştığı,
16 Temmuz 2015 tarihinde PKK/KCK silahlı terör örgütü üyelerinin cenaze defin işlemlerini gösteren ve "YPG savaşısı Güler'i binler uğurladı" şeklinde fotoğraf paylaştığı,
…6 Temmuz 2015 tarihinde PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesinin bulunduğu fotoğraf paylaştığı,
27 Haziran 2015 tarihinde PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesinin bulunduğu fotoğraf paylaştığı,
…29 Haziran 2015 tarihinde "YPG sınırda tehdit değil" şeklinde resim paylaştığı,
21 Haziran 2015 tarihinde PKK/KCK silahlı terör örgütü üyelerinin fotoğrafları ve bu fotoğraflarda PKK/KCK silahlı terör örgütünün uzantıları olan YPG-TPJ silahlı terör örgütüne ait amblemlerinin bulunduğu fotoğraf paylaştığından”…halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, terör örgütü propagandası yapmak suçlarından 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK’nın 216/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Siirt 2. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açılmış olup, yargılamanın halen mahkemenin 2018/133 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/08/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 18/12/2014, 25/11/2017 ve 18/08/2018 tarihli İl Kongrelerinde Siirt İl Yönetim Kurulu asıl üyesi olarak seçilen Zeki Çelepkolu’nun, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, yine “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, terör örgütü propagandası yapma” suçlarından yargılamasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
335. MEHMET CÜNEYT ANAR (İbrahim ve Azize oğlu, 1982 doğumlu, T.C. Kimlik No: 23977141408); (24/04/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Van Cumhuriyet Başsavcılığının 25/06/2020 tarih, Soruşturma No: 2019/15836, Esas No: 2020/2522 ve İddianame No: 2020/632 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 20/08/2019 olduğu belirtilerek;
“Halkların Demokratik Partisi Genel Merkezince İçişleri Bakanlığının görevden uzaklaştırma kararının kabul edilmediği ve Büyükşehir Belediye Başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanmasını protesto etmek amaçlı süresiz eylem kararı alındığı, PKK/KCK terör örgütüne yakın çeşitli sosyal paylaşım sitelerinden KCK Yürütme konseyi üyesi Andok: Gasp, faşizmi yıkma kıvılcımına dönüştürülebilir başlıklı haberde, HDP’li üç büyükşehir belediyesinin gasp edilmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu, yine PKK/KCK terör örgütüne yakın haber sitesinde KCK AYAĞA KALKMAYA ÇAĞIRDI başlıklı haberde KCK yürütme konseyi Eş Başkanlığı HDP’li belediyelere yeniden kayyum atanmasının “siyasi darbenin devamı” olduğunu belirterek her yerde ayağa kalkmaya ve kesintisiz mücadeleyi yükseltmeye çağırdı şeklinde haber yapıldığı, bir diğer örgüte müzahir haber sitesinde “KCDK-E:Gaspçı zihniyete karşı bu akşam sokağa çıkıyoruz” başlıklı haber olduğu, bir başka haber sitesinde de “KJK:Gasplar durdurulmazsa, daha büyük saldırı gelecektir.” başlığı altında KJK koordinasyonu HDP’li belediyelere yönelik işgal ve gaspın “Kürt ve Demokrasi düşmanlığı” olduğunu belirterek. “Bu saldırı ve gasplar durdurulamazsa yeni ve daha büyük saldırılar peşi sıra gelecektir.” diye uyarıldı şeklinde haberler yapıldığının tespit edildiği, şüphelilerin İçişleri Bakanlığının 19/08/2019 tarihli kararlarıyla Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürütmek üzere “kayyum” görevlendirilmesi olayını protesto etmek amacıyla, örgüte müzahir haber sitelerinin ve sosyal medya hesaplrının çağrıları üzerine, fikir ve eylem birliği içerisinde örgüte üye olmayıp örgüt adına suç işleyerek yolu kapattıkları, kolluk görevlilerinin kendilerini ikaz etmelerine rağmen dağılmayarak eylemlerine devam etmek suretiyle” silahlı terör örgütü adına suç işleme, kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçlarını işlediği iddiasıyla TCK’nın 220/6. maddesi delaletiyle 314/2 ve 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/157 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 24/04/2018 tarihinden itibaren kayıtlı üyesi olan Mehmet Cüneyt Anar’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne adına suç işleme ve 2911 sayılı Kanuna aykırılık” suçlarından yargılamasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
336. SERHAT GÖZE (Erkan ve Özcan oğlu, 1991 doğumlu, T.C. Kimlik No: 29455236376); (27/02/2015 Tarihi İtibariyle Isparta İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi - 04/04/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Isparta 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/08/2018 tarih, 2017/146 esas, 2018/287 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 2016-2017 yılları olduğu belirtilerek;
“...sanık Serhat Göze'nin silahlı terör örgütü yapılanması içerisinde bulunduğu, amacını benimsediği örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, eylemlerinin çeşitlilik ve süreklilik arzettiği, örgütün talimatı üzerine diğer sanıklar H.K. ve C.A. ile birlikte nevruz etkinliği düzenlemek için Isparta'dan Antalya'ya gittiği, sanık M.G.'ün yazdığı ele geçirilen özeleştiri raporu içeriğinde sanık M.G.’den sonraki il inisiyatifliği görevini yürüttüğü, ayrıca 14/03/2016 günlü iddianamede de belirtildiği üzere örgüt çağrısı üzerine SDÜ'deki anma programına katıldığı bu suretle sanığın silahlı terör örgütü üyesi olduğu” gerekçesiyle TCK’nın 314/2, 62 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Aydın 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/12/2017 tarih, 2017/165 esas ve 2017/191 sayılı karar ile;
Suç tarihinin 31/03/2017 olduğu belirtilerek;
“...Sanık hakkında yapılan ihbar üzerine düzenlenen 28/03/2017 tarihli açık kaynak araştırma raporu ve eklerine göre; sanık “V for Gundi@VForGundi" isimli/rumuzlu twitter sayfasından 21/03/2017 tarihinde Onbinler Kandil Nevrozuna akıyor isimli PKK/KCK terör örgütünün sözde bayraklarının ve Abdullah Öcalan’ın resimlerinin bulunduğu videoyu paylaştığı, 19/03/2017 tarihinde kod adı Soro olan S.K. isimli terör örgütü mensubunun sözde PKK/KCK terör örgütü bayrağının önünde çekilmiş fotoğrafını paylaştığı, 12/03/2017 tarihinde Çiyager Zafere Yürüyenlere Emir Direnenlere Klavuzdur yazısının bulunduğu arka fonda sözde PKK bayrağı bulunan anime görsel paylaştığı, 05/02/2017 tarihinde KCK’den her yerde mücadeleyi yükseltme çağrısı başlıklı yazıyı paylaştığı, 26/03/2017 tarihinde Gerilla TV'nin bundan sonraki adresi budur gerillatv.org şeklindeki gönderiyi paylaştığı, 25/03/2017 tarihinde açlık grevi eylemindeki PKK ve PAJK'lı tutsaklardan direniş mesajı başlıklı görseli paylaştığı, 20/03/2017 tarihinde NOKTA! başlığı ile PKK/KCK mensubu Murat Karayılan'ın Gerilla yenilmezliğini herkese gösterecektir içerikli konuşma videosunu paylaştığı, 05/03/2017 tarihinde üzerinde Biji Serok Apo yazan sözde PKK lideri Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu görseli paylaştığı ve 05/02/2017 tarihinde KCK'den her yerde mücadeleyi yükseltme çağrısı başlıklı yazıyı paylaştığı tespit edilmiştir. Araştırma raporunun sonuç kısmında da iltisaklı kurumlar ile yapılan koordineli çalışmalarda bahse konu profil hesabını sanık Serhat Göze'nin kullandığı değerlendirilmiştir denilmiştir.
...Yapılan paylaşımlar dikkate alındığında; sanığın eylemlerinin terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propaganda yapmak olduğu sonuç ve kanaatine varılarak sanığın üzerine atılı terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2. madde 1. Cümlesi, 7/2. Madde 2. Cümlesi, TCK’nın 43/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 13/11/2018 tarih ve 2018/1295 esas, 2018/2326 sayılı kararı ile; CMK’nın 280/2. maddesi gereğince hükmün Kaldırılarak sanığın 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinin 1.cümlesi, 7/2-2. Cümlesi, TCK’nın 43/1, 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 10/12/2018 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 04/04/2015 tarihinden itibaren üyesi olup, 27/02/2015 tarihli itibariyle Isparta İl Yönetim Kurulu asıl üyesi olarak seçilen Serhat Göze’nin, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma ve terör örgütü propagandası yapma” suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
337. GÜNER KÖKAT (Alirıza ve Türkan oğlu, 1982 doğumlu, T.C. Kimlik No: 31448460156); (10/04/2016 Tarihli İl Kongresinde İstanbul İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi - 11/06/2017 Tarihli İl Kongresinde İstanbul İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi - 13/03/2015-11/10/2019 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin 15/02/2018 tarih ve 2018/10 esas, 2018/77 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 01/11/2017 olduğu belirtilerek;
“...sanık Güner Kökat'ın sosyal paylaşım sitesi facebook üzerinden herkese açık olarak paylaştığı fotoğraf içeriklerinin incelenmesinde; söz konusu paylaşımların silahlı terör örgütleri olan PKK, KCK, DHKP-C, TİKKO, TKPM-L cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek nitelikte olduğu, sanığın herkese açık olan facebook hesabından yaptığı bu fotoğraf, metin ve video paylaşımları ile verilen mesajın şiddete çağrı, tahrik, teşvik edici özelliklere haiz olduğu, insanda saldırgan duygular oluşturabilecek nitelikte olduğu anlaşılmıştır. Paylaşım içeriklerinin nefret saçan veya şiddete davet eden yahut şiddet kullanmayı özendiren nitelikte olduğu, bu suretle kamu düzeni için somut tehlike oluşturduklarından, ifade özgürlüğünün koruma alanı dışında kaldığı mahkememizce kanaat getirilmiştir. Söz konusu fotoğraf, video ve metin paylaşımlarının herkese açık facebook hesabı üzerinden, şiddet ve terör yöntemlerine başvuran yasadışı PKK, KCK, DHKP-C, TİKKO, TKPM-L terör örgütlerini övücü ve şiddet veya diğer terör yöntemlerine başvurmayı teşvik edici nitelikte olduğu kuşkusuzdur. Sanığın bu şekilde terör örgütü elebaşısını ve mensuplarını övücü mahiyette faaliyette bulunmak ve şiddete çağıran paylaşımlar suretiyle terör örgütünün propagandasını yaptığı sonuç ve kanaatine varıldığı” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2-1.cümlesi ve 7/2-2. Cümlesi, TCK’nın 43/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 11 ay 12 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 23/02/2018 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 13/03/2015 - 11/10/2019 tarihleri arasında üyesi olup, HDP’nin 10/04/2016 tarihli İl Kongresinde İstanbul İl Yönetim Kurulu yedek üyesi, 11/06/2017 tarihli İl Kongresinde İstanbul İl Yönetim Kurulu asıl üyesi olarak seçilen Güner Kökat’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
338. ÖZLEM TUNÇ (Celal ve Asuman kızı, 1978 doğumlu, T.C. Kimlik No: 30592381102); (14/03/2015 Tarihli İl Kongresinde Çorum İl Yönetim Kurulu Asıl üyesi, 16/12/2017 Tarihli İlçe Kongresinde Çorum İli Mecitözü İlçesi Yönetim Kurulu Yedek Üyesi, 23/12/2018 Tarihli İl Kongresinde Aydın İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 09/02/2020 Tarihli İlçe Kongresinde Çorum İli Oğuzlar İlçesi Yönetim Kurulu Asıl Üyesi – 27/11/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/11/2016 tarih ve 2016/136 esas, 2016/254 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 11/04/2016 olduğu belirtilerek;
“Sanığın suç tarihinde Yargıtay kararları ile silahlı terör örgütlerinden olduğu tespit edilen MLKP terör örgütünün yayın organı olan Özgür Gelecek isimli 30 adet gazete siparişi verdiği, bu gazetelerin ESP Didim teşkilatında bulunanlar tarafından ücreti ödenip okunmak üzere getirtildiği, söz konusu gazetelerin içerik itibariyle Doğu ve Güneydoğu illerimizde hendek kazılarak kolluk kuvvetlerine direnişte bulunan terör örgütü üyelerinin cebir ve şiddet içeren eylemlerini "öz yönetimin direnişi sürüyor, öz yönetim direnişine çarptı" şeklindeki ifadelerle meşru gösterdiği ve övücü nitelikte bulunduğu yine güvenlik güçlerinin bu eylemlere müdahalesini haksız ve hukuka aykırı müdahale kategorisine sokarak okuyucu kitlesine yönelik terör örgütü mensuplarının cebir ve şiddet içeren eylemlerini teşvik ettiği, "saray timleri direniş karşısında ağır kayıplar verdi" başlıklı yazı ile terör örgütüne ve teröristlere moral desteği ve okuyuculara terör eylemlerinin meşru olduğu inancı yayarak terörün cebir şiddet ve teşvik içeren yöntemlerini destekleyici ve meşru gösterici nitelikle açıklamalar yapıldığı” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 35/2, 62/1. maddeleri uyarınca 11 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 31/01/2017 tarihinde kesinleştiği,
b) Aydın Cumhuriyet Başsavcılığının 29/03/2021 tarih, Soruşturma No: 2020/26979, Esas No: 2021/2245, İddianame No: 2021/196 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 18/04/2016 olduğu belirtilerek;
“Şüphelilerin terör örgütü üyesi ve sempatisi olmayan kişileri örgüt sempatizanı ve destekçisi yapmaya yönelik olarak PKK/KCK/YPG/PYD/MLKP/ terör örgütünün öğretilerini ve düşüncesini yaymaya çalıştığı, bununla birlikte PKK terör örgütü uzantısı olan ve örgütle birebir bağlantı içerisinde hareket eden silahlı terör örgütünü övdüğü, meşru ve haklı göstermeye çalıştığı, örgütün şiddet eylemlerini haklı özendirici halde sunmaya çalışan bir tavır sergilediği,
...Şüpheliler F.G. ve Özlem Tunç'un yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen eylemlerinin örgüte yardım suçu kapsamında değil, terör örgütü propagandası yapma kapsamında değerlendirilmesinin gerektiği kanaatine varıldığı” iddiasıyla 3713 sayılı Kanunun 7/2, 7/4 ve TCK’nın 43/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/98 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 27/11/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 14/03/2015 tarihli İl Kongresinde Çorum İl Yönetim Kurulu asıl üyesi, 16/12/2017 tarihli İlçe Kongresinde Çorum İli Mecitözü İlçesi Yönetim Kurulu yedek üyesi, 23/12/2018 tarihli İl Kongresinde Aydın İl Yönetim Kurulu asıl üyesi, 09/02/2020 tarihli İlçe Kongresinde Çorum İli Oğuzlar İlçesi Yönetim Kurulu asıl üyesi olarak seçilen Özlem Tunç’un, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği yine aynı suçtan yargılamasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-24)
339. YAŞAR YILMAZ ALTUNBİLEK (Mehmet Sait ve Saife oğlu, 1959 doğumlu, T.C. Kimlik No: 11719055526); (11/06/2017 Tarihli İl Kongresinde İstanbul İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 03/11/2019 Tarihli İl Kongresinde İstanbul İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi - 13/01/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/03/2019 tarih ve 2018/77 esas, 2019/89 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 20/01/2018 olduğu belirtilerek;
“ sanık Yaşar Yılmaz Altunbilek'in 12.03.2014, 07.10.2015, 06.01.2016, 22.06.2016, 08.07.2016, 14.07.2016, 08.10.2016, 27.10.2016, 09.11.2017 ve 20.01.2018 tarihlerinde PKK/KCK/PYD/YPG silahlı terör örgütü lehine çok sayıda yazılı paylaşımlar ile silahlı terör örgütü yöneticilerinin, örgüt mensuplarının ve örgüte ait simgelerin yer aldığı çok sayıda fotoğraf şeklinde paylaşımda bulduğu” gerekçesiyle terör örgütünün propagandasının yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinin 1.cümlesi, 7/2. maddesinin 2.cümlesi, TCK’nın 43/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 22/04/2019 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 13/01/2020 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 11/06/2017 tarihli İl Kongresinde İstanbul İl Yönetim Kurulu asıl üyesi, 03/11/2019 tarihli İl Kongresinde İstanbul İl Yönetim Kurulu yedek üyesi olarak seçilen Yaşar Yılmaz Altunbilek’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
340. YÜCEL YETİŞKİN (Yaşar ve Ruken oğlu, 1974 doğumlu, T.C. Kimlik No: 36208026344); (02/12/2018 Tarihli İl Kongresinde Antalya İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi- 16/04/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Antalya 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/07/2018 tarih ve 2018/78 esas, 2018/198 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 2016 yılı olduğu belirtilerek;
“...sanığın 06 Kasım 2015 tarihli paylaştığı "YPG savaşçısından çok güzel bir şiir gulfiruş" isimli videoda PKK/KCK silahlı terör örgütünün Suriye ülkesinde faaliyet gösteren YPG/PYD silahlı terör örgütü mensuplarının uzun namlulu silahlar ile olan görüntülerin olduğu, 01 Eylül 2015 tarihli paylaştığı videoda PKK/KCK silahlı terör örgütünün Suriye ülkesinde faaliyet gösteren kamuflajlı ve silahlı mensuplarının görüntüleri olduğu, 06 Temmuz 2015 tarihli paylaştığı YPG isimli videoda PKK/KCK silahlı terör örgütünün Suriye ülkesinde faaliyet gösteren YPG/PYD silahlı terör örgütü mensuplarının kamuflajlı ve silahlı vaziyette faaliyette bulunurken çekilmiş görüntülerinin olduğu, 25 Ekim 2014 tarihli paylaştığı videoda PKK/KCK terör örgütünün kamuflajlı ve silahlı bayan mensuplarının kırsal alanda faaliyette bulunurken çekilmiş görüntülerinin olduğu, 14 Ekim 2014 tarihli paylaştığı videoda PKK/KCK silahlı terör örgütünün Suriye ülkesinde faaliyet gösteren YPJ (YEKİTİYA PARESTİNA JİN) silahlı terör örgütü mensubu bayan şahısların faaliyet halinde silahlı ve kamuflajlı görüntülerinin olduğu, 14 Ekim 2014 tarihli paylaştığı videoda PKK/KCK silahlı terör örgütünün Suriye ülkesinde faaliyet gösteren YPJ (YEKİTİYA PARESTİNA JİN) silahlı terör örgütü mensuplarının kırsal alanda kamuflajlı ve silahlı faaliyetlerinin görüntülerinin olduğu, bu itibarla sanığın terör örgütünün cebir ve şiddet içeren yöntemlerini övdüğü ve meşru gösterdiği anlaşılmakla; üzerine atılı terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği “ gerekçesiyle 3713 sayılı Yasanın 7/2, 7/2 maddesinin 2.cümlesi, TCK'nın 43/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 10/09/2018 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 16/04/2015 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 02/12/2018 tarihli İl Kongresinde Antalya İl Yönetim Kurulu yedek üyesi olarak seçilen Yücel Yetişkin’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
341. ALİ ALPER (Ramazan ve Fatma oğlu, 1961 doğumlu, T.C. Kimlik No: 16366294502); (23/04/2016 ve 05/11/2017 Tarihli İl Kongrelerinde Adıyaman İli Yönetim Kurulu Asıl Üyesi - 11/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/05/2018 tarih, 2017/209 esas, 2018/219 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 23/04/2016 olduğu belirtilerek;
“Sanıklar Abuzer Küçükkelepçe ve Semra Akçalı'nın bilgisi ve onayı dahilinde 04.01.2016 tarihinde Şırnak ili Silopi İlçesinde bölücü terör örgütü mensupları ile çıkan çatışmada ölü ele geçirilen Seve Demir - Fatma Uyar - Pakize Nayır isimli kadınların fotoğraflarının bulunduğu “kadınlar önderliği ve özgürlüğü için direniyor (kja adıyaman imzalı)” şeklindeki pankartın sanık Ali Alper tarafından asıldığı, mahkememizce sanıkların iştirak halinde gerçekleştirdikleri kabul edilen bu olayda güvenlik güçleri ile girdiği çatışmada öldürülen PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarının silahlı eylemlerini önderlik ve özgürlük için yapılan direniş şeklinde göstermek suretiyle terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini haklı ve meşru gösterdikleri, bu nedenle söz konusu asılan pankartın ifade hürriyeti kapsamında kalmadığı, terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu oluşturduğu” gerekçesiyle 3713 sayılı Yasanın 7/2, TCK'nın 62/1, ve 50/1-a maddesi gereğince 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığının 02/10/2015 tarih, Soruşturma No: 2015/5961, Esas No: 2015/1941, İddianame No: 2015/189 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 21/07/2015 olduğu belirtilerek;
“Şüpheli Ali Alper'in, izinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılarak yapılan ihtarlara rağmen dağılmamakta ısrar ettiği, şüphelinin ifadesinde, 21/07/2015 tarihinde son zamanlarda yaşanan şiddet olaylarının protesto edilmesi için sosyal medyada basın açıklaması yapılacağına dair bildiriler gördüğünü, bunun üzerine olay günü basın açıklamasına katılmak amacıyla olay yerine gittiğini, dosyada mevcut fotoğraflardaki şahsın kendisi olduğunu beyan ettiği” gerekçesiyle kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK’nın 220/6, 314/2 ve 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/297 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 11/05/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, HDP’nin 23/04/2016 ve 05/11/2017 tarihli Il Kongrelerinde Adıyaman ili Yönetim Kurulu asıl üyesi olarak seçilen Ali Alper’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, yine “silahlı terör örgütüne üye olmak ve 2911 sayılı Kanuna aykırılık” suçlarından yargılamasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
342. SEMRA AKÇALI (Aydın ve Sariye kızı 1982 doğumlu, T.C. Kimlik No: 58306264360); (Suç tarihi İtibariyle HDP Adıyaman İl Teşkilatı Yönetim Kurulu Üyesi - 24/02/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/05/2018 tarih, 2017/209 esas, 2018/219 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 23/04/2016 olduğu belirtilerek;
“Sanıklar Abuzer Küçükkelepçe ve Semra Akçalı'nın bilgisi ve onayı dahilinde 04.01.2016 tarihinde Şırnak ili Silopi İlçesinde bölücü terör örgütü mensupları ile çıkan çatışmada ölü ele geçirilen Seve Demir - Fatma Uyar - Pakize Nayır isimli kadınların fotoğraflarının bulunduğu “kadınlar önderliği ve özgürlüğü için direniyor (kja adıyaman imzalı)” şeklindeki pankartın sanık Ali Alper tarafından asıldığı, mahkememizce sanıkların iştirak halinde gerçekleştirdikleri kabul edilen bu olayda güvenlik güçleri ile girdiği çatışmada öldürülen PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarının silahlı eylemlerini önderlik ve özgürlük için yapılan direniş şeklinde göstermek suretiyle terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini haklı ve meşru gösterdikleri, bu nedenle söz konusu asılan pankartın ifade hürriyeti kapsamında kalmadığı, terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu oluşturduğu” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2 ve TCK'nın 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 24/07/2018 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere 23/04/2016 tarihi itibariyle davalı Partinin Adıyaman İl Teşkilatı Yönetim Kurulu üyesi Semra Akçalı’nın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
343. CUMA ALİ KAYA (Ali ve Şükriye oğlu, 1962 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10277122664); (30/11/2014 Tarihli İlçe Kongresinde İstanbul-Bayrampaşa İlçe Başkanı, 29/05/2016 Tarihli İl Kongresinde Diyarbakır İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi- 11/07/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun Soruşturma No: 2019/53165, Esas No: 2019/18093 ve İddianame No: 2019/4123 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 20/08/2019 olduğu belirtilerek;
“…Şüpheli hakkında, PKK/KCK terör örgütü talimatları doğrultusunda ve PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan internet siteleri ve basın yoluyla yapılan çağrılar neticesinde gerçekleştirilen birçok eylem, miting, örgüt cenazesi ve basın açıklamasına katıldığına ilişkin görüntü inceleme ve tespit tutanakları, dosya kapsamında mevcut olan tüm delil ve belgeler ile şüphelinin savunması birlikte değerlendirildiğinde; şüphelinin yukarıda sayılan eylemlerinin süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik gösterdiği, dolayısıyla şüphelinin PKK silahlı terör örgütü ile organik bağ kurduğu, şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiği, örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde üst kademe yöneticileri tarafından kendisine verilen emir ve talimatlar doğrultusunda hareket ettiği, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu ve bu şekilde şüphelinin üzerine atılı PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” iddiasıyla açılan kamu davasının Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/446 esasında derdest olduğu,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun Soruşturma No: 2019/1439, Esas No: 2019/12790 ve İddianame No: 2019/3114 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 28/10/2016 olduğu belirtilerek;
“Sosyal paylaşım siteleri üzerinde yapılan araştırmalarda, şüphelinin Facebook hesabı üzerinden PKK/KCK terör örgütü lehine paylaşımları olduğundan bahisle Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında;
Dosyada bulunan Cuma Ali KAYA'ya ait 18/09/2018 tarihli ve "İnternet Tespit Tutanağı" başlıklı belgedeki paylaşımlar incelendiğinde; şüphelinin Facebook hesabından PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yaptığının tespit edildiği, bahse konu Facebook sosyal paylaşım sitesi incelendiğinde söz konusu paylaşımlarda;
- 9 Kasım 2016 tarihinde şüphelinin "Özgürlük Hareketi Kazanacak" başlıklı ve silahlı örgüt mensuplarının bulunduğu görüntüye paylaştığının tespit edildiği,
- 6 Nisan 2014 tarihinde şüphelinin silahlı örgüt mensuplarının bulunduğu 3 ayrı görüntüyü paylaştığının tespit edildiği,
- 14 Nisan tarihinde şüphelinin "Umut Kaya Kandil Bir Grup Yoldaşıyla" başlıklı ve silahlı örgüt mensuplarının bulunduğu görüntüyü paylaştığının tespit edildiği,
Şüphelinin yukarıda belirtilen paylaşımları incelendiğinde, PKK/KCK terör örgütünün eylem ve faaliyetlerini meşru görerek benimsediği, terör örgütünün sözde öz savunma bahanesiyle gerçekleştirdiği eylemlere destek olduğu, PKK/KCK terör örgütünü överek sahiplendiği ve sebeplerle terör örgütünün propagandasını yaptığı,
Şüphelinin Facebook sayfasındaki propaganda içeren paylaşımlarının tüm Facebook kullanıcılarına açık olduğu, şüphelinin farklı tarihlerde yukarıda belirtilen paylaşımları yaparak PKK/KCK terör örgütünü ve silahlı üyelerini, terör ve şiddet içerikli eylemleri ile ideolojisini övücü ses, görüntü, yazı ve simgeleri internet üzerinden sosyal paylaşım sitesinde açık profil üzerinden tüm kullanıcılara açmak suretiyle zincirleme biçimde PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği,” iddiasıyla Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesine açılan kamu davasının aynı mahkemenin 2019/446 esas sayılı (zincirleme biçimde terör örgütü propagandası yapmak suçundan yargılamasının yapıldığı) dosyası ile birleştirildiği,
c) Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/10/2018 tarih, 2018/125 esas, 2018/605 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 21/06/2015 ve 06/06/2014 olduğu belirtilerek;
“Sanığın kendisine ait Facebook hesabından 21/06/2015 tarihinde kamuoyunda yaygın olarak bilinen şekilde terör örgütü mensuplarının kullandıkları kıyafetleri giymiş ellerinde AK 47 uzun namlulu silah bulanan bir grup teröristin fotoğrafını "KANDİL DAĞLARI UMUT KAYA" başlığıyla paylaştığı, 06/06/2014 tarihinde bir grup leşker kıyafetli ve omuzlarında silah olan terör örgütü mensubunun fotoğrafını altında" Bugün evimizde güvenli bir şekilde oturuyorsak.kürt olduğumuzu ve biz nevzede olsa kültürümüzü rahat bir şekilde yaşıyorsak bu şehitlerin sayesindedir.ey şehid hakkını helal et. Gel gör ki bunun hala farkında olmayan kürtler var...ARARAT BAZİD" yazısıyla paylaştığı, 2014 tarihinde leşkerli ve uzun namlulu silahları bulunan bir grup terör örgütü mensubunun fotoğrafını paylaştığı, 25 Eylül tarihinde "Bir can Almakile insan bitermi Heval...!" yazısıyla kırsaldaki bir grup silahlı terör örgütü mensubunun videosunu paylaştığı, …Hakkındaki tecrit kararı Ankara'da verilme Öcalan aynı zamanda bir Ankara Üniversitesi Siyaset Bilgiler Fakültesi öğrencisi ve halen Ankara'da derin izleri bulunuyor. Sayın Öcalan'ı tanımak onudur... Öcalan'ı öğrencilik hayatında Ankara'da tanıyan ve şimdi Öcalan üzerindeki tecridin sona ermesi için açlık grevinde giren Abdurrahman Ayhan, Öcalan'ı anlattı. MA'dan Selam Güzelyüz-Kenan Kırkaya'ya 'Sayın Öcalan'ı tanımak bir onurdur' diyen Ayhan, Öcalan'ı anlatırken. 'Kişilik olarak o dönemin gençlik kişiliklerine benzemiyordu' sözleriyle onu betimliyor.' Öcalan çıkınca toparlanma yaşandı..." şeklinde paylaşımda bulunduğu ve bölücü örgüt elebaşı Abdullah Öcalan'ın uzun namlulu silahlı fotoğrafını paylaştığı, sanığın paylaştığı silahlı terör örgütü üyelerine ait fotoğrafların terör örgütü üyelerinin cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek mahiyette olduğu, sanığın fiillerinin düşünce ve ifade hürriyeti kapsamında kabul edilemeyeceği, sanığın soruşturma ve kovuşturma aşamalarındaki savunmalarında Diyarbakır HDP teşkilatında il yönetiminde bulunduğunu, facebook hesabının kendisine ait olduğunu, paylaşımların kendisinin yaptığına yönelik ikrarı göz önüne alındığında sanığın sübut bulan eyleminin bir bütün halinde propaganda suçunu oluşturduğu” gerekçesiyle;
Sanık Cuma Ali Kaya hakkında terör örgütü propagandası yapma suçundan eylemine uyan 3713 sayılı Kanun’un 7/2, TCK'nın 43/1, TCK'nın 62/1 maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve hükmün 31/10/2018 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 11/07/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 30/11/2014 tarihli İlçe Kongresinde İstanbul-Bayrampaşa İlçe Başkanı, 29/05/2016 tarihli İl Kongresinde Diyarbakır il yönetim kurulu asıl üyesi seçilen Cuma Ali KAYA’nın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör örgütü propagandası yapmak suçlarından yargılamalarının bulunduğu yine terör örgütü propagandası yapmak suçundan mahkumiyetine karar verildiği, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır.(Ek-26)
344. FESİH BALBEY (Sait ve Keve oğlu, 1978 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10553119050); (05/02/2016 Tarihli İlçe Kongresinde Diyarbakır-Hazro İlçe Yönetim Kurulu Asıl Üyesi -28/04/2018 Tarihli İlçe Kongresinde Diyarbakır-Hazro İlçe Başkanı- 08/01/2016 - 12/12/2020 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2020/31283, Esas No: 2020/6861 ve İddianame No: 2020/1854 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 22/05/2020 olduğu belirtilerek;
“ŞÜPHELİ HAKKINDA ELDE EDİLEN DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİNDE:
PKK/KCK terör örgütü adına yurt içerisinde faaliyet yürüten örgüt yanlısı oluşumların koordinesini sağlamak, örgüt kararları doğrultusunda gerçekleştirilmesi planlanan her türlü eylemi organize etmek için kurulan KCK/TM (Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye Masası) yapılanmasına yönelik 09/10/2018 günü yapılan operasyon kapsamında DTK’nın (Demokratik Toplum Kongresi) bulunduğu Peyas Mahallesi Kayapınar/Diyarbakır sayılı adresinde yapılan arama sonucu elde edilen FİZİKİ ve DİJİTAL dokümanların yapılan incelemesinde;
1-) Dijital materyallerde DELEGE LİSTESİ başlığı altında yer alan KURUMLAR isimli sekmede " HDP 25- FESİH BALBAY - AMED- 531 688 …. " şeklinde, DTK 2017 AMED BÖLGE VE KURUL DELEGE LİSTESİ başlığı altında AMED isimli sekmede " FESİH BALBAY - HDP- 531 688 …. - KURUM" şeklinde bilgilerin yer aldığı anlaşılmıştır.
2-) 2019/63324 sayılı soruşturma kapsamında aynı DTK binasında 26/06/2020 tarihinde yapılan aramada elde edilen dokümanların incelemesinde; kolluk tutanağında 1 nolu fotoğraf olarak belirtilen DELEGE LİSTESİ başlıklı dokümanda "HDP 25 - FESİH BALBAY - AMED - 531 688 …." şeklinde bilgilerin yer aldığı anlaşılmıştır.
Değerlendirme: Yukarıda ayrı tarihlerde aynı binada yapılan aramalarda elde edilen dokümanlardan şüphelinin DTK içerisinde DELEGE olarak faaliyet yürüttüğü anlaşılmıştır. (Şüphelinin alınan savunmasında verdiği bilgilerde yer alan gsm numara bilgisi ile dokümanlarda yer alan gsm numara bilgisinin aynı olduğu görülmüştür.)
Telefon Tapeleri:
Şüphelinin kullandığı 0531 688 …. numaralı gsm hattının yapılan adli teknik takibinde suç unsuru görüşmeler yaptığı anlaşılmış olup bazı görüşmelere ilişkin değerlendirmeler şunlardır;
Değerlendirme: görüşme içerisinde iki aile arasında meydana gelen bir dava/anlaşmazlık konusuyla ilgili olarak görüşme yapıldığı, bu sorunun PARTİ aracılığıyla çözülmesinin belirtildiği anlaşılmıştır. Kolluk tarafından düzenlenen değerlendirme ve tespit tutanağında yer alan "Gizli tanık “KAR” 27.01.2012 günü Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğünde; “Uzlaşma Komisyonu (Barış Komisyonu): Bu komisyona illerden veya ilçelerden raporlar gelirdi. Bu raporlar bir nevi şikâyet dilekçesidir ve bizzat mağdurlar tarafından doldurularak il veya ilçelere getirilirdi. Bu dilekçeler partinin halkla ilişkiler veya parti il ve ilçe başkanlarına getirilirdi. Daha sonra bu raporlar görevlendirilen komisyona havale edilir. Komisyonlar bu raporları okuduktan sonra bu şahıslar ile irtibat kurarak şahıslarla görüşür ve detaylı bilgi alırdı. Daha sonra mağdur olan ve mağdur edene parti ve örgüt adına geldikleri anlatılır, anlaşmazlığın kendileri tarafından çözüleceği söylenirdi. Daha sonra iki tarafın ailesi içerisinde etkili olan kişiye gidilir ve konu ile ilgili olarak bu kişilerle de görüşülerek konunun çözümü sağlanırdı.” şeklindeki bilgiler ve görüşme içeriği birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin meydana gelen görüşme içerisinde belirtilen sorunu örgüt içi sözde yargılamalar yapan kişiler aracılığıyla çözmeye çalıştığı anlaşılmıştır.
Değerlendirme: Son dönemde PKK/KCK terör örgütünün devrimci halk savaşı stratejisi doğrultusunda Cizre, Silopi, Nusaybin, Yüksekova, Silvan, Sur ve İdil gibi ilçelerde sözde demokratik özerkliği gerçekleştirmek ve hayata geçirmek adına öz yönetim ilanlarının başlatıldığı sözde öz yönetim ilan edilen yerlerde YDG-H mensupları tarafından hendekler kazmak ve barikatlar oluşturmak suretiyle sözde kurtarılmış bölgeler ilan ederek şehirlerde kontrolü ele geçirmeyi hedeflediği bilinmektedir. Şüphelinin Cizre'de meydana gelen bu eylemlere terör örgütüne destek vermek amaçlı katılım sağladığı anlaşılmıştır.
Şüphelinin alınan savunmasında HDP il genel meclis üyesi olduğunu, bazı eylemlere parti üyesi olduğu için katılım yaptığını ancak illegal olan kısımlarından bilgisinin olmadığını, DTK ya herhangi bir üyeliğinin bulunmadığını ve faaliyetlerine katılmadığını beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve özellikle ele geçirilen doküman ve belgelerdeki şüphelinin adının geçtiği kısımlar ile yine şüphelinin terör örgütüne müzahir oluşumlar tarafından gerçekleştirilen eylem sayısının yoğunluğu ve telefon görüşmeleri hususları birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin yukarıda bahsedilen amaçları gerçekleştirmek üzere DTK sözde tüzük taslağı ve yine sözde anayasa olarak kabul edilen KCK sözleşmesi doğrultusunda sözde karar alma mercii olan DTK'nın çalışmaları kapsamında örgütsel nitelikteki eylemlere katılarak; diğer DTK üyeleri ile birlikte dört ülke toprakları üzerinde sözde kürt ulusal birliğini sağlamak amacıyla devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, toplumsal ayrışmaya sebep olmak ve halk kitlelerini etkilemeye varan eylemleri amaçladığı, DTK'nın, KCK yapılanmasının çatı örgütü ve sözde en üst karar alma yetkisi bulunan bir üst meclis yapılanması olduğu, eylemlerindeki süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik de gözetilerek tüm bu gerekçeler ile şüphelinin, üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” iddiasıyla açılan kamu davasının Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/221 Esasında derdest olduğu,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No:2019/46348, Esas No: 2019/14170 ve İddianame No: 2019/8834 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 20/08/2019 olduğu belirtilerek;
“19/08/2019 tarihinde Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı'nın görevden alınması sebebiyle aralarında Fesih Balbey’in de bulunduğu şüphelilerin, Diyarbakır Valiliğinin 19/08/2019 tarihli güvenlik kararına aykırı olarak Kıbrıs Caddesi, İnönü Caddesi ve Ali Emiri 3. Sokak yollarındaki yaya ve araç trafiğini kapattıkları, iştirak iradesi altında "… Halk burada, Amed uyuma direnişe sahip çık, direne direne kazanacağız, faşizme karşı omuz omuza, kurdistan faşizme mezar olacak, …" şeklinde sloganlarla yürüyüş ve gösteri yaptıkları, kolluk görevlilerinin uyarılarına rağmen dağılmadıkları” iddiasıyla kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama suçundan açılan kamu davasının Diyarbakır 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/1076 Esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/01/2016- 12/12/2020 tarihleri arası üyesi olup, 05/02/2016 tarihli İlçe Kongresinde Diyarbakır-Hazro İlçe Yönetim Kurulu asıl üyesi, 28/04/2018 tarihli İlçe Kongresinde Diyarbakır-Hazro İlçe Başkanı seçilen Fesih BALBEY’in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, silahlı terör örgütüne üye olma ve 2911 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından yargılamalarının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
345. AHMET ASLAN (Davut ve Fatma oğlu, 1996 doğumlu, T.C. Kimlik No: 33140106592); (15/12/2019 Tarihli İl Kongresinde Manisa İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi; 19/03/2019 - 09/01/2020 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a) 15/12/2019 tarihli Manisa İl Kongresinde Yönetim Kurulu Yedek Üyesi seçilen Ahmet Aslan’ın Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/12/2016 tarih ve 2015/230 esas, 2016/387 sayılı kararı ile terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın 28/02/2017 tarihinde kesinleştiği,
b)Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzeni Koruma Terör Ve Örgütlü Suçları Soruşturma Bürosu’nun Soruşturma No: 2020/5166, Esas No: 2021/2087 ve İddianame No: 2021/437 sayılı iddianamesiyle;
“…PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması DGH (Devrimci Gençlik Hareketi) içerisindeki faaliyetlerinden dolayı 2017 Kasım ayında tutuklanıp 2018 Aralık ayında tahliye edildiği,
PKK/KCK terör örgütünün -sözde- üst yönetimi tarafından illerde ve üniversitelerde terör örgütünün gençlik yapılanması DGH içerisinde faaliyet yürüten şahısların siyasi parti meclisleri (HDP Gençlik Meclisleri) adı altında örgütlenmesi talimatı üzerine 21.07.2019 günü HDP Manisa il binasında HDP Manisa İl Gençlik Meclisi kuruluşunun ilan edilmesi ile ilgili yapılan basın açıklamasına katıldığı,
Şüphelinin Manisa HDP İl Gençlik Meclisi içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet yürüttüğü, 13.10.2019 günü saat 23:00 sıralarında Şehzadeler ilçesi Kazım Karabekir Mahallesinde bulunan sürücü kursu pistinde toplanan ve yüzlerini kapatarak “Rojovanın İntikamını Alacağız” şeklinde slogan atarak kısa süreli yürüyüş eylemi gerçekleştiren grubun arasında yer aldığı,
29.10.2019 günü HDP Şehzadeler ilçe binasına İzmir ilinden gelen DGH Ege bölge sorumluları ile yapılan örgütsel toplantıya katılarak talimatlar aldığı,
KCK Yürütme konseyinin örgütün yayın organı aracılığı ile yaptığı çağrıya uyarak 21.04.2020 tarihinde Manisa ili Yunusemre İlçesi Fevzi Çakmak Mahallesinde gerçekleştirilen yasa dışı “nevruz kutlaması" etkinliğine katıldığı,
18/02/2021 tarihli Görüntü İnceleme ve Tespit Tutanağında; diğer şüphelilerden Z.A.'dan ele geçirilen cep telefonunun yapılan incelemesinde videolar kısmında PKK/KCK Terör örgütüne üye teröristleri övücü özendirici şekilde sözler bulunan, örgüt tarafından bir çok yasadışı eylemde kullanılan "Hal Gerilla" isimli şarkıyı söyleyerek halay çeken grubun içerisinde yer aldığı,
01/06/2020 tarihli tutanakda; PKK /KCK Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan Edirne F Tipi Kapalı Ceza infaz Kurumunda hükümlü olarak bulunduğu sırada 30/05/2020 günü intihar eden V. K.' ın 01/06/2020 tarihinde Mezarlıktaki Defin işlemlerine örgütsel çağrıya uyarak katıldığının tespit edildiği,
Açık Kaynak Araştırma, Tespit ve Değerlendirme Tutanağında; KCK yürütme konseyinin ANF (Fırat Haber ajansı-Ajansa Nüçeyan a Firate-) aracılığı ile örgüt tabanına yaptığı çağrıya uyarak PKK/KCK PYD/YPG'nin elebaşı olan Abdullah Öcalan'ın doğum gününü kutlamak amacıyla 04/04/2020 tarihinde Ağaç dikme eylemine katıldiği,
Değer Ailelere "ölen/tutuklu/tahliye" edilen örgüt mensuplarının ailelerine ziyarette bulunup, anneler gününde çiçek verme etkinliği düzenlendiklerine ilişkin örgütsel tapelerin bulunduğu,
Manisa İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünün Açık Kaynak Araştırma Raporunda; www.twitter.com/AhmetAs45691435 URL bağlantılı twitter sayfasının HDP Gençlik Merkezi amblemli "Genç Başladık Genç Başaracağız" şeklinde kapak fotoğrafının ayrıca PKK/KCK örgüt lideri Abdullah Öcalan'a ait bir çok fotoğrafın bulunduğunun,” tespit edildiği, örgüt üyeliği için gerekli olan süreklilik, çeşitlik ve yoğunluk gösteren faaliyetlerin içerisinde yer aldığı” iddialarıyla Ahmet Aslan’ın PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması istemiyle Manisa 3. Ağır Ceza Mahkemesin’in 2021/125 Esas sayılı dosyasında açılan kamu davasının derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 19/03/2019 - 09/01/2020 tarihleri arasında üyesi olup, 15/12/2019 tarihli İl Kongresinde Manisa İl Yönetim Kurulu yedek üyesi seçilen Ahmet Aslan’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılamasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin yoğunluğu ve niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Yukarıda (a) bendinde belirtildiği üzere Ahmet Aslan’ın Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/12/2016 tarih ve 2015/230 esas, 2016/387 Karar sayılı ilamı ile Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddelesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın 28/02/2017 tarihinde kesinleştiği kesinleştiği anlaşılmıştır. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 3. maddesine göre bu kişinin mahkum olduğu suç bir terör suçudur. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 11. maddesinde terör eyleminden mahkum olanların siyasi partilere üye olamayacakları ve üye kaydedilemeyecekleri açıkça belirtilmesine rağmen hakkında terör örgütü propagandası yapmak suçundan mahkûmiyet kararı bulunan Ahmet Aslan’ın il yönetiminde görevlendirilmesi davalı Parti'nin terör örgütü ile bağlantısını ve bilinçli bir kadrolaşma hedefini açıkça ortaya koyduğu,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
346. MUZAFFER ULAŞ (M. Tahir ve Makbule oğlu 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 12959054768); 07/02/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/36816 numarası üzerinden yürüttüğü soruşturma kapsamında;
Suç tarihinin 2020 olduğu belirtilerek;
Diyarbakır 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 04.03.2021 tarih ve 2021/118 sayılı sorgu zaptında belitildiği üzere;
“Şüpheli Muzaffer Ulaş hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma yapıldığı;
PKK/KCK silahlı terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında PKK terör örgütü ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle kapatılan Meya-Der isimli derneğin soruşturma konu Mebya-Der isimli dernek kapsamında faaliyetlerini yürüttüğü, bu hususta teslim olan Y.Y. ve T. G. isimli şahısların ortak beyanlarında PKK'nın Mebya-Der üzerinden faaliyet yürüttüğü, derneğin PKK'ya bağlı olduğuna ilişkin beyanları, Mebya-Der isimli dernek tarafından yapılan basın açıklamalarında kapatılan Meya-Der isimli derneğin devamı olduklarını açıkça beyan ettikleri, tüm bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda şüphelinin Mebya-Der isimli derneğin üyesi olduğuna dair beyanı, şüphelinin söz konusu derneğe aidat ödediğine ve farklı tarihlerde maddi yardımlarda bulunduğuna ilişkin dernek aramasında elde edilen makbuzlar, şüphelinin dernek bünyesinde organize edilen ve terör örgütü propagandasına dönüşen çok fazla sayıda eylem, etkinlik, terör örgütü üyelerinin cenaze ve taziyelerine katıldığı, bu hususları destekler nitelikte tape kayıtları, şüphelinin ikamet aramasında yasaklı kitapların ele geçirildiği, şüphelinin tape kayıtlarında ölü olarak ele geçirilen terör örgütü mensuplarından şehit olarak bahsettiği, PKK'lıların cenaze işlemleri ile ilgilendiğine dair beyanı, dernek aramasında ele geçirilen karar defterinde şüpheliye ilişkin açılmış isim ve imza yerlerinin görüldüğü, şüpheli hakkında açık kaynak araştırma evrakı, dernek araştırma tespit ve değerlendirme tutanağı, dijital inceleme ve değerlendirme tutanağı, Mebya-Der değerlendirme ve tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; CMK 100 ve devamı maddeleri gereğince 04.03.2021 tarihinde tutuklanmasına “ karar verildiği, soruşturmanın devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 07/02/2018 tarihinden itibaren üyesi olan Muzaffer Ulaş’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan soruşturmasının bulunduğu görülmekle, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
347. MUSTAFA ALIMTERİN (Abdurrahman ve Zaire oğlu, 1976 doğumlu, T.C. Kimlik No: 14053993868); (04/03/2017 Tarihli İlçe Kongresinde Diyarbakır-Dicle İlçe Başkanı– 29/11/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2020/30072, Esas No: 2020/6626 ve İddianame No: 2020/1757 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 22/05/2020 olduğu belirtilerek;
“…PKK/KCK terör örgütü adına yurt içerisinde faaliyet yürüten örgüt yanlısı oluşumların koordinesini sağlamak, örgüt kararları doğrultusunda gerçekleştirilmesi planlanan her türlü eylemi organize etmek için kurulan KCK/TM (Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye Masası) yapılanmasına yönelik 09/10/2018 günü yapılan operasyon kapsamında DTK’nın (Demokratik Toplum Kongresi) bulunduğu Kayapınar/Diyarbakır sayılı adresinde yapılan arama sonucu elde edilen FİZİKİ ve DİJİTAL dokümanların yapılan incelemesinde;
1-) Dijital materyal incelemesinde Delege Listesi başlıklı kısımda "HDP (25) - Mustafa ALINTERİ - Amed- 533418…" şeklinde isim bilgilerinin olduğu tespit edilmiştir.
2-) Dijital materyal incelemesinde DTK 2017 AMED BÖLGE VE KURUM DELEGE LİSTESİ isimli başlık altında "Mustafa ALINTERİ - HDP 533418…- Kurum" şeklinde isim bilgilerinin olduğu tespit edilmiştir.
3-) 2019/63324 sayılı soruşturma kapsamında aynı binada 26/06/2019 günü yapılan aramada elde edilen Delege Listesi başlıklı doküman içerisinde "HDP (25) - Mustafa ALINTERİ - Amed- 533418…" şeklinde isim bilgilerinin olduğu tespit edilmiştir.
Değerlendirme: Elde edilen fiziki ve dijital doküman ve materyallerden şüphelinin DTK içerisinde DELEGE olarak faaliyet yürüttüğü anlaşılmıştır…
PKK/KCK terör örgütü içerisinde silahlı eylem ve faaliyetlerde bulunurken güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada etkisiz hale getirilen örgüt mensuplarının cenazelerinin araştırılması defin/taziye işlemlerinin sağlaması için çağrı/talimatta bulunduğu, cenazesinin sahiplendiği ve örgüt propagandası için söz konusu cenazenin defin işleminde örgütsel mahiyette eylem ve faaliyetlerde bulunduğu,
Hakkında terör örgütü kurmak, yönetmek, terör örgütü propagandası yapmak suçlarından dolayı Diyarbakır E Tipi cezaevindeyken 07.11.2018 tarihinden itibaren PKK/KCK Terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın cezaevinde -sözde- tecrit edildiği gerekçesiyle HDP Hakkari milletvekili Leyla Güven’in başlatmış olduğu –sözde açlık grevi eylemine destek olmak ve PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’a uygulanan –sözde- tecriti protesto etmek amacıyla, PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan AnfNews ve Demokratik Toplum Kongresi isimli sitelerden çağrı üzerine HDP İl binasında, 03-04-05/12/2018 tarihlerini kapsayan 3(üç) günlük –sözde- açlık grevi eylemi yapılmış, şüpheli şahsın da 04/12/2018 tarihinde gerçekleştirilen eyleme katıldığı düzenlenen tutanakla tespit edilmiştir.
Şüpheli alınan savunmasında; DTK hakkında bilgi sahibi olmadığını, DTK yı basından duyduğunu, Dicle HDP Eş Başkanı olarak görev yaptığını, açlık grevi eylemi ile ilgili olarak katılım sağlamadığını, HDP il binasına giriş çıkış yaptığı ana denk geldiğini, bazı görüşmeleri hatırlamadığını, ancak Y.Ü. isimli şahıs ile yaptığı görüşmenin, şahsı Dicle Belediye Eş Başkanı olmasından dolayı tanıdığını görüşmenin Kocaeli ilinde gerçekleşen saldırı sonucu yaşamını yitiren 17 yaşındaki bir şahıs ile ilgili olduğunu beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve özellikle ele geçirilen doküman ve belgelerdeki şüphelinin adının geçtiği kısımlar ile yine şüphelinin terör örgütüne müzahir sözde yayın kuruluşlarının çağrıları üzerime gerçekleştirilen eyleme katılım sağlaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin yukarıda bahsedilen amaçları gerçekleştirmek üzere DTK sözde tüzük taslağı ve yine sözde anayasa olarak kabul edilen KCK sözleşmesi doğrultusunda sözde karar alma mercii olan DTK'nın çalışmaları kapsamında örgütsel nitelikteki eylemlere katılarak; diğer DTK üyeleri ile birlikte dört ülke toprakları üzerinde sözde kürt ulusal birliğini sağlamak amacıyla devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, toplumsal ayrışmaya sebep olmak ve halk kitlelerini etkilemeye varan eylemleri amaçladığı, DTK'nın, KCK yapılanmasının çatı örgütü ve sözde en üst karar alma yetkisi bulunan bir üst meclis yapılanması olduğu, eylemlerindeki süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik de gözetilerek şüphelinin, üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” iddiasıyla 5237 sayılı TCK 314/2, 3713 sayılı TMK 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile açılan kamu davasının Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/188 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 29/11/2017 tarihinden itibaren üyesi olup 04/03/2017 tarihli İlçe Kongresinde Diyarbakır-Dicle İlçe Başkanı seçilen Mustafa Alımterin’in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan yargılamasının bulunduğu görülmekle, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
348. MEHMET ABİDİN KARAMAN (Ali ve Zeynep oğlu, 1957 doğumlu, T.C. Kimlik No: 15235965208); (25/03/2017 Tarihli İlçe Kongresinde HDP Kulp İlçe Başkanı- 06/03/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Terör Suçları Soruşturma Bürosunun Soruşturma No: 2019/59911, Esas No: 2019/18267 ve İddianame No: 2019/4152 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 12/09/2019 olduğu belirtilerek;
“…Kulp ilçesi Ağaçkorur köyü yakınlarında 12/09/2019 günü meydana gelen patlama sonucunda 7 vatandaşımızın şehit olduğu, 10 vatandaşımızın ise yaralandığı olayda;
Şüpheliler hakkında verilen gizli tanık beyanları, olay günü ve olay gününden bir gün öncesinde olay yeri yakınlarında bulunduklarına dair araç GPS ve GSM baz kayıtları, şüphelilerin kendi aralarında görüştüklerine dair HTS kayıtları hep birlikte nazara alındığında; Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak amacıyla terör faaliyetlerinde bulunan PKK/KCK silahlı terör örgütü ile aynı fikir ve eylem birliği içerinde bulunarak dosyaya konu eylemi gerçekleştirdikleri hususunda kamu davası açmaya yeterli şüphe bulunduğu, Mehmet Abidin Karamanın da aralarında bulunduğu şüphelilerin bu eyleminin TCK'nun 302/1 ve 174/1-2 maddelerinde düzenlenmekte olan suçlara tekabül ettiği, bu eylemlerin aynı zamanda TCK'nun 82/1-a-c maddesinde düzenlenen tasarlayarak ve bombalamak suretiyle adam öldürme suçunu oluşturduğu, ” iddiasıyla açılan kamu davasının Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/436 esasında derdest olduğu,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun Soruşturma No: 2019/1499, Esas No: 2019/873 ve İddianame No: 2019/297 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 12/12/2018 olduğu belirtilerek;
“…Toplanan diğer deliller neticesinde şüphelinin PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü güdümünde yayın yapan ANF Türkçe isimli sitede yer alan eylem çağrılarına binaen 12/12/2018 tarihinde HDP Diyarbakır İl Binasında düzenlenen açlık grevine katıldığı, şüphelinin bahse konu eylemiyle PKK/KCK terör örgütünün kullanmış olduğu cebir, şiddet ve tehdit içerikli yöntemleri övdüğü, bu yöntemleri meşru göstermeye çalıştığı, başvurulmasını teşvik ettiği, bu şekilde şüphelinin üzerine atılı PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği,” iddiasıyla Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
Dosyanın Mahkemenin 17.01.2019 tarih ve 2019/25 esas, 2019/36 sayılı kararı ile aynı mahkemenin 2019/5 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve sürecin devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 06/03/2017 tarihinden itibaren üyesi olup ,25/03/2017 tarihli ilçe kongresinde Diyarbakır-Kulp İlçe Başkanı seçilen Mehmet Abidin Karaman’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi, kasten nitelikli adam öldürme ve terör örgütünün propagandasını yapma suçlarından yargılamalarının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
349. SEVİM COŞKUN (İbrahim ve Bedev kızı, 1989 doğumlu, T.C. Kimlik No: 15622965590); (21/10/2017 Tarihli İlçe Kongresinde Diyarbakır-Sur İlçesi Yönetim Kurulu Asıl Üyesi- 07/10/2018 Tarihli İlçe Kongresinde Diyarbakır-Sur İlçe Başkanı- 12/09/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi 23.12.2020 tarih ve 2020/97 esas, 2020/435 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 20/03/2019 olduğu belirtilerek;
“…dosya kapsamı itibariyle sanığın 17 başlık halinde eylem tespitlerine bakıldığında; PKK/KCK silahlı terör örgütü güdümünde yayın yapan "anf türkçe" isimli haber sitesinde 26/11/2018 tarihinde "KCK tecridi kır, faşizmi yenilgiye uğrat, kürdistan'ı özgürleştir.", 27/11/2018 "jınnews" isimli haber sitesinde "leyla g eylemine destek çağrısı güzel yarınlar için bu taşın altına elimizi koyalım." başlıkları altında yapılan haberlerle Leyla Güven isimli şahsın başlatmış olduğu açlık grevlerine katılımın sağlaması için eylem çağrısında bulunulduğu, dosyada mevcut görüntü çözüm ve şahıs tespit tutanağına göre sanığın yukarıda bahsi geçen eylem çağrısı üzerine düzenlenen organizasyonlara katıldığı, yukarıda anlatılan eylem çağrıları doğrultusunda düzenlenen açlık grevi organizasyonları destekleyerek örgütsel amaçla katıldığı anlaşılmıştır.
…Ele geçen dokümanlar, yasaklı yayınlar (hdp Sur ilçe başkanı olduğu dönemde 29/12/2018 tarihinde, yöneticisi olduğu parti binasında yapılan aramada terör örgütünün şiddet eylemlerini öven, meşru göstermeye çalışan ve destekleyen örgüte müzahir yasaklı olduğu tespit edilen birçok yayın, fotoğraf ve dijital materyalleri) içeriğine göre sanığın PKK/KCK ideolojisini benimsediğinin açıkça anlaşıldığı, sanığın KCK sosyal alan projesi kadın alan yapılanması kapsamında yer alan, kuruluş amacı eylem ve etkinlikleri PKK/KCK terör örgütü faaliyeti kabul edilen ve KHK ile kapatılan KJA içerisinde (gizli tanık beyanına göre) faaliyet gösterdiği, bu yapı kapatılınca, bu yapı ile organik bağı olan, kuruluş amacı eylem ve etkinlikleri PKK/KCK terör örgütü faaliyeti kabul edilen Rosa (gül) kadın derneği üyesi olduğu, bu dernek çatısı altında terör faaliyetlerinde bulunduğu, (kadınlara örgüt sempatisi kazandırmaya çalıştığı, örgüt talimatı ile şehir merkezinde kitleleri etkileyecek şekilde gerçekleştirilen ve örgüt propagandasına dönen toplantı ve yürüyüşlere katıldığı,) terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde yer almadan, terör örgütü ile organik bağ kurmadan örgütün sözde sosyal alan merkezi kadın yapılanmasında çalışma yapmanın mümkün olmadığı, yine açıkça PKK/KCK terör örgütü propagandasına dönüşen bir kısmında açık örgüt çağrısı bulunan 20 adet eylemlere katılarak örgütsel destek verdiği, silahlı terör örgütü PKK/KCK’ya müzahir yayın organlarınca yapılan çağrılar üzerine gerçekleştirilen, terör örgütünün propagandasına dönüşen eylemlere katılan sanığın, PKK terör örgütü ile organik bağ kurarak örğütün hiyerarşisine girdiği, bu kapsamda süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren eylemleri nedeniyle silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği kabul edildiği,
…PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan “anf news” isimli siteden 07.10.2019 tarihinde Türkiye silahlı kuvvetlerinin suriye ülkesinde icra edilen ‘barış pınarı harekatını protesto etmek amacıyla örgütsel çağrılar yaptığı anlaşılmıştır. Bu örgütsel çağrılara uyularak 14/10/2019 tarihinde Türkiye Silahlı Kuvvetleri tarafından Suriye Ülkesinde icra edilen ‘Barış Pınarı Harekatı’ nı protesto etmek amacıyla HDP il binası önünde yapılmak istenen basın açıklamasına izin verilmediği,
…14.10.2019 tarihinde gerçekleşen eylemde grup tarafından “Rojova Faşizme Mezar Olacak, Rojovada Direnen Yoldaşlara Bin Selam, Susmuyoruz Korkmuyoruz İtaat Etmiyoruz, Biji Berhudane Rojova ” şeklinde sloganlar atıldığının anlaşıldığı, sloganların içeriğinin PKK/YPG terör örgütü lehine olduğu, kolluğun eylemi engellemeye çalıştığı, sanığın da içinde bulunduğu topluluğun birden fazla kişi ile olay yerinde bulunan polis memurlarına ifa ettikleri görevini yapmalarını engellemek amacıyla saldırdıkları, bu kapsamda, sanığın olaya müdahale eden müşteki polis memurlarına silahtan sayılan masa parçaları atmak suretiyle fiili saldırıda bulunduğu, örgütsel çağrı ile olay yerine giden sanığın olay esnasında terör saiki ile ve direnme kastıyla güvenlik güçlerine masa parçaları atmak şeklinde gerçekleşen eylemi, görevi yaptırmamak için direnme suçunu işleme kapsamında kaldığı kabul edildiği,” gerekçesiyle;
-Sanık Sevim COŞKUN'un üzerine atılı görevi yaptırmamak için direnme suçunu işlediği sabit görülmekle; 5237 sayılı TCK 265/1, 265/3, 265/4, TCK 43/2-1, 3713 Sayılı Kanunun 4, 5237 sayılı TCK'nın 62/1.maddeleri uyarınca 18 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına,
-Sanık Sevim ÇOŞKUN'un üzerine atılı silahlı terör örgütü üyeliği suçunu işlediği sabit görülmekle, eylemine uyan TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3, 5237 sayılı TCK'nın 62/1. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 12/09/2018 tarihinden itibaren üyesi olup 21/10/2017 tarihli İlçe Kongresinde Diyarbakır-Sur İlçesi Yönetim Kurulu asıl üyesi, 07/10/2018 tarihli ilçe Kongresinde Diyarbakır-Sur İlçe Başkanı seçilen Sevim COŞKUN’un Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından” mahkumiyetine karar verildiği görülmekle, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
350. MEHTAP METİN (Mehmet ve Hacire kızı, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 17554893002); (05/11/2017 Tarihli İl Kongresinde Diyarbakır İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi- 07/12/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/09/2019 tarih ve 2018/833 esas, 2019/383 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 09/10/2018 olduğu belirtilerek;
“…E.D.'in beyanı, gizli tanıklar Ezel ve Hafız'ın sanığın örgütün kadın yapılanması olan TJA/KJA' da görev aldığı, kırsalda kadro eğitimi aldığı, KCK'nin gizli toplantılarına katıldığına dair birbiriyle uyumlu beyanları, sanığın 2017 ve 2018 yıllarında PKK/KCK terör örgütünün propagandasının yapıldığı ve örgütün çağrıları ile amaçları doğrultusunda gerçekleştirilen yirmi eyleme katılması hususları birlikte değerlendirildiğinde sanığın kendi iradesi ile örgütün hiyerarşik yapısına dahil olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren eylemlere katılmak suretiyle silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” gerekçesiyle;
Sanığın TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 3, 5/1, TCK'nın 62. maddeleri gereğince 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararın istinaf edilmesi üzerine Diyarbakır B.A.M. 2. Ceza Dairesinin 04.11.2019 tarih ve 2019/29 esas, 2019/33 sayılı kararı ile temyiz kanun yolu açık olmak üzere istinaf başvurusunun esastan reddine, hükmedildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 07/12/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 05/11/2017 tarihli İl Kongresinde HDP Diyarbakır İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Mehtap Metin’in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan mahkumiyetinin bulunduğu görülmekle, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
351. VAHAP GÜNAY (Süleyman ve Hadice oğlu, 1963 doğumlu, T.C. Kimlik No: 18529843640); (02/07/2017 Tarihli İlçe Kongresinde HDP Diyarbakır-Yenişehir İlçe Başkanı- 25/08/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/02/2021 tarih ve 2020/298 esas, 2021/102 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 30/09/2020 olduğu belirtilerek;
“…Sanığın, PKK/KCK silahlı terör örgütü ve illegal uzantılarının eylem çağrılarına uyarak, örgütce önem affedilen olaylarla ilişkili olarak örgütçe tayin edilen zamanlama ve stratejilere uygun biçimde 14/12/2015, 13/11/2018, 16/11/2018, 17/11/2018, 01/12/2018, 03-04/12/2018, 13/12/2018, 19/01/2019, 22/01/2019, 28/01/2019, 17/02/2019, 18/03/2019, 23/04/2019, 08/05/2019, 09-10-13-14-17-18-20/05/2019, 12/06/2019, 13/06/2019, 06/08/2019, 25/10/2019, 12/12/2019, 21/12/2019 tarihlerinde düzenlenen, terör örgütü propagandasına dönüştürülen ve Anayasada teminat altına alınan demokratik ve siyasal hakların kullanılması kapsamında kabulü mümkün bulunmayan çok sayıda etkinliğe, basın açıklamasına ve yürüyüşe katılarak destek verdiği, sanığın eylemlerinin Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin yerleşik içtihatlarında silahlı terör örgütü üyeliği için aranan yoğunluğa/sayıya ulaştığı, ayrıca teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın dört ayaklı paradigmasının 3. ayağını oluşturan bir örgütlenme ve sözde kurucu meclis işlevi gören bir yapılanma olduğu kabul edilen Demokratik Toplum Kongresi (DTK) bünyesinde faaliyetlerde bulunduğu anlaşılmış, bu şekliyle sanığın PKK/KCK silahlı terör örgütünün hiyerarşisine dahil olduğu, bölücü örgütle örgütsel amaç ve eylem birliği içinde hareket ettiği, silahlı terör örgütü ile organik bağ kurup örgütün amaçları doğrultusunda süreklilik ve çeşitlilik arz eden faaliyetlerde bulunduğu” gerekçesiyle;
Sanık Vahap Günay’ın “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma” suçundan sabit olan eylemine uyan TCK.nın 314/2, 3713 sayılı Kanun’un 3, 5., TCK.nun 62/1 maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25/08/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 02/07/2017 tarihli İlçe Kongresinde HDP Diyarbakır-Yenişehir İlçe Başkanı seçilen Vahap Günay’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
352. ABDULGANİ ALKAN (Yusuf ve Ayşe oğlu, 1956 doğumlu, T.C. Kimlik No: 18859840722); (05/11/2017 Tarihli İl Diyarbakır İl Kongresinde Büyük Kongre Delegesi – 27/11/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2018/21820, Esas No: 2019/15711 ve İddianame No: 2019/3659 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2016-2019 olduğu belirtilerek;
“…Tüm dosya kapsamı ve deliller değerlendirildiğinde ; Şüpheli Abdulgani ALKAN'ın tespit edilebilen ve yukarıda bir kısmına yer verilen 25 ayrı terör örgütünün propagandasına dönüşen veya örgüt güdümünde yayın yapan internet sitelerinin veya bizzat örgüt yöneticilerinin talimatları sonucu düzenlenen gösterilere, eylemlere, örgüt mensuplarının cenaze törenlerine ve taziyelerine katıldığı, şüphelinin Kanun Hükmünde Kararname ile Terör örgütüyle iltisakı ve irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan Tutuklu Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu'na üyelik kaydının bulunduğu, Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin 2015/1381 esas, 2015/930 karar sayılı, 27.04.2015 tarihli kararında da belirtildiği üzere şüphelinin, gösterilere katılma eyleminin örgüt faaliyetlerindeki süreklilik ve yoğunluğu itibariyle, silahlı terör örgütü üyeliği suçunu oluşturacağı, şüphelinin sosyal medya hesabı aracılığı ile yapmış olduğu paylaşımlarının PKK/KCK/YPG silahlı terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterdiği, övdüğü ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edici nitelikte olduğu,” iddialarıyla silahlı terör örgütüne üye olma, zincirleme suretiyle terör örgütü propagandası yapmak suçlarından Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı mahkemenin 10/10/2019 tarih ve 2019/440 esas, 2019/407 sayılı kararı ile dosyanın aynı mahkemenin 2016/480 Esas sayılı dosyası (terör örgütü propagandası yapmak, silahlı terör örgütüne üye olma ve 2911 sayılı kanuna muhalefet suçundan açılan dava) ile birleştirilmesine karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 27/11/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 05/11/2017 tarihli Diyarbakır İl Kongresinde “Büyük Kongre Delegesi” seçilen Abdulgani Alkan’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak ve 2911 sayılı Yasaya muhalefet” suçlarından yargılamasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
353. SELMA METİN (Mehmet ve Eşrefiye Kızı 1960 doğumlu, T.C. Kimlik No: 19870817786); (28/01/2015 ve 29/05/2016 Tarihli İl Kongrelerinde HDP Diyarbakır İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 11/02/2018 Tarihli İl Kongresinde HDP Ankara İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi- 09/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/951 esas, 2020/71 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 09/10/2018 olduğu belirtilerek;
“…Gizli tanıklar Ezel ve Hafız'ın birbiriyle uyumlu beyanları, sanığın terör örgütü ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle kapatılan Batı Rojava Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğine üye olması, dosya arasında yer alan tape kayıtları, sanığın 15/02/2015-21/01/2018 tarihleri arasında çok sayıda terörist cenazelerine, örgüte müzahir yayın yapan sitelerin çağrılar üzerine örgüt propagandasına dönüşen toplantılara ve basın açıklamalarına katılması, Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin 27/04/2015 tarih 2015/1381 Esas 2015/930 Kararı, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2015/2770 E. 2016/3770 K. Sayılı kararları nazara alındığında sanığın eylemlerinin süreklilik, yoğunluluk ve çeşitlilik arz etmesi, PKK terör örgütünün KCK yapılanması içerisinde örgütün hiyerarşik yapısına dahil olarak faaliyet yürütmesi birlikte değerlendirildiğinde sanığın kendi iradesi ile örgütün hiyerarşik yapısına dahil olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren eylemlere katılmak suretiyle silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” gerekçesiyle; eylemine uyan TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 3, 5/1, TCK'nın 62. maddeleri gereğince 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 09/05/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 28/01/2015, 29/05/2016 tarihli İl Kongrelerinde HDP Diyarbakır İl Yönetim Kurulu asıl üyesi, 11/02/2018 tarihli İl Kongresinde HDP Ankara İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen ve beyanına göre Merkez Disiplin Kurulu üyeliği yapan Selma Metin’in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, partide il bazında üst düzey görev alan Selma Metin’in Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
354. MEHMET YAŞAR TANRIKULU (Mahmut ve Emine oğlu 1954 doğumlu, T.C. Kimlik No: 21056790134); (24/03/2015 Tarihli İlçe Kongresinde Diyarbakır –Bağlar İlçe Yönetim Kurulu Asıl Üyesi- 05/11/2017 Tarihli İl Kongresinde HDP Diyarbakır İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi, 25/09/2015 - 24/02/2020 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2018/22688, Esas No: 2018/7023 ve İddianame No: 2018/2009 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2015 olduğu belirtilerek;
“PKK/KCK terör örgütü KCK/TY (Kürdistan Demokratik Konfederalizm/Türkiye Yürütmesi) bünyesinde Kent Yürütmesi/Meclisi’ne bağlı Eşit Özgür Yurttaş Dernekleri içerisinde terör örgütü adına örgütlenme faaliyetlerinde bulunduğu, ideolojik eğitim verdiği, -sözde- oluşturulan İdeoloji ve Adalet komisyonu içerisinde yer aldığı yönünde hakkında bilgiler elde edilen şahıslar hakkında Diyarbakır C.Başsavcılığınca soruşturma başlatılmıştır. Bu kapsamda Yürütülen Soruşturma Kapsamında MEHMET YAŞAR TANRIKULU adlı kişinin kendi adına kayıtlı olarak kullandığı telefon 25/08/2015 - 25/10/2015 tarihleri arasında yapılan dinlenmesi/kayda alınması esnasında çözümü yapılan bir kısım konuşmalara ilişkin değerlendirmeler aşağıda yer almıştır.
Hedef şahsın Bekir isimli şahsın gidip gitmediğini sorduğu, Leyla isimli şahıs da Bekir ile telefonda görüştüğünü ve İsviçre ülkesinde kampa vardığını ve eğitimi bitene kadar telefonunu aldıklarını belirttiği ve bahse konu kampın sıradan bir kamp olmadığını özel bir kamp olduğunu yapılan konuşma içeriğinden anlaşılmaktadır.
Bahse konu görüşme ile ilgili olarak yapılan açık kaynak çalışmasında;
“İsviçre Federal İstihbarat Servisi tarafından “2009 Yılı Terörizm Raporu” nda, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarını bahane ederek ülkede şiddet eylemlerini sürdüren PKK’nın, kadro ve finansman teminine yönelik olarak İsviçre’de eğitim kampları ve para toplama kampanyaları düzenlediği vurgulandı.
Raporda, terör örgütü PKK’nın, İsviçre’de kadro ve finansman teminine yönelik çalışmalarını yoğun şekilde sürdürdüğüne yer verilerek, diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi İsviçre’de de PKK tarafından eğitim kampları oluşturulduğu, buralara getirilen çok sayıda gencin, kamp sonunda silahlı çatışmalara katılmak üzere Türkiye ve Irak kırsalına gönderildikleri vurgulandı.”şeklinde açık kaynak çalışmasında bilgilere yer verildiği,
Hedef şahsın Leyla isimli şahsa sormuş olduğu Bekir isimli şahsın, PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmek ve bu kapsamda kadro ve finansman teminine yönelik eğitim almak için İsviçre’ de bulunan PKK/KCK terör örgütünün kampına gittiği, Bekir isimli şahsın kampa gitmesinde Leyla isimli şahsın aracılık ettiği, hedef şahsın da bu konudan haberdar olduğu ve Bekir isimli şahsın kampa varıp varmadığını teyit ettiği,
Hedef şahıs PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmek için terör örgütünün kamplarına giden şahıslar hakkında bilgi sahibi olduğu ve bu şahısların örgüt kampına varıp varmadığı yönünde ilgili kişilerden bilgiler aldığı, aynı zamanda örgüt adına faaliyet yürüten Özgür Yurttaş Dernekleri ve benzeri dernekleri içerisinde aktif bir şekilde yer alarak sorumlu düzeyde faaliyet yürüttüğü, bu kapsamda hedef şahsın PKK/KCK terör örgütü içerisinde aktif bir şekilde faaliyet yürüttüğü değerlendirilmektedir.
Hedef şahsın telefonuna gelen mesajlar ve yapmış olduğu görüşmelerden hareketle şahsın PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet yürütürken hayatını kaybeden örgüt mensubu şahısların cenazelerine iştirak ederek, bahse konu ölen örgüt mensuplarını kahraman olarak göstermek için kamuoyu oluşturmaya çalıştığı, … cenaze törenlerini de illegal toplumsal olay ve gösteriye dönüştürerek terör örgütünün eylemlerini meşrulaştırmaya çalıştığı, hedef şahsa gelen bu mesajlar ile ölen örgüt mensuplarının cenazelerine katılmaya çağrıda bulunulduğu, hedef şahıs örgüte müzahir kitleler ile birlikte hareket ederek hayatını kaybeden örgüt mensuplarının cenazelerini sahiplenmek amacıyla defin işlemlerine katıldığı, ölen örgüt mensuplarının cenazelerinin karşılanması ve defin işlemlerine katılımı organize eden (X) şahıs/şahıslar ile irtibat içerisinde bulunduğu, terör örgütünü sahiplendiği ve terör örgütü adına eylem ve faaliyetlerde bulunduğu değerlendirilmektedir.
PKK/KCK terör örgütü bütün eylem ve faaliyetlerini sözde anayasa olarak kabul ettiği KCK Sözleşmesine göre yürüttüğü değerlendirildiğinden hedef şahsında KCK Sözleşmesinin 14 Maddesinin Alan Merkezleri üst başlığının 3- Sosyal Alan Merkezi alt başlığının (e) bendinde “Şehit Aileleri ile Dayanışma ve Gaziler Komitesi: Şehitlerin araştırılması, şehitliklerin geliştirilmesi ve şehit ailelerinin örgütlendirilmesi için çalışır. Gazilerin örgütlenmesi, eğitimi, yaşama ve mücadeleye etkin katılımları için gereken çalışmaları yürütür.” Şeklindeki söylemlerinden hareketle şüpheli şahsın PKK/KCK terör örgütü içerisinde eylem ve faaliyetlerde bulunurken güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada ölen örgüt mensubunun cenazesini sahiplenerek terör örgütünün propagandasına dönüştürülen cenazeye katıldığı ve kitlesel katılımı sağlamak amacıyla çağrıda bulunduğu değerlendirilmektedir.
Fatih Paşa Eşit Özgür Yurttaş Derneği ve il sınırlarında faaliyet yürüten benzer diğer mahallelerde bulunan dernekler hakkında Diyarbakır 4. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 2016/294 Esas numaralı kararına istinaden İhtiyati Tedbir uygulama kararı verilmiş olup, hedef şahsın söz konusu derneklerde üst düzeyde sorumlu olduğu, bahse konu derneklerde kanunsuz/yasadışı eylemler hakkında toplantılar yaptıkları, burada eylem kararları aldıkları, hedef şahsın PKK/KCK terör örgütü adına eylem ve faaliyetlerde bulunduğu değerlendirilmektedir.
Hedef şahsın güvenlik güçlerince sahte kimlik ile üzerlerinde mühimmat ile yakalanan PKK/KCK terör örgütü mensuplarını sahiplendiği, bahse konu örgüt mensuplarına adli işlemlerde yardımcı olmak için ilgili kişilere bilgi akışı yaptığı, PKK/KCK terör örgütü içerisinde silahlı olarak faaliyet yürüten örgüt mensupları ile ilişkili ve irtibatlı olduğu ve terör örgütü mensuplarını sahiplendiği değerlendirilmiştir.
…Hedef şahsın PKK/KCK terör örgütünün üst düzey yöneticilerinin talimatları doğrultusunda gerçekleştirilen kanunsuz miting, basın açıklaması, yürüyüş gibi vb. propaganda faaliyetlerine katıldığı, bahse konu kanunsuz eylemde yaralanan örgüt mensuplarını sahiplendiği, PKK/KCK terör örgütü adına eylem ve faaliyette bulunduğu değerlendirilmektedir.
Bu kapsamda hedef şahsın PKK/KCK terör örgütü lehine faaliyetlerde bulunduğu ve söz konusu örgütsel görevi sözde terör örgütünün anayasası olarak kabul edilen KCK sözleşmesinin “ Şehir, Kasaba ve Mahalle Koordinasyonları Madde 24” adı altında PKK/KCK terör örgütünün Özgür Yurttaş Meclisleri içerisinde aktif bir şekilde faaliyet yürüttüğü değerlendirilmektedir.
Hedef şahsın KCK/TM içerisinde üst düzeyde sorumlu olduğu değerlendirilen M. T. B. isimli şahıs ile ilişkili ve irtibatlı olduğu, hedef şahsın PKK/KCK terör örgütünü içerisinde aktif bir şekilde faaliyet yürüttüğü ve üst düzey sorumlu kişilerle ilişkili ve irtibatlı olduğu değerlendirilmektedir.
Terör örgütünün üst düzey yöneticilerinin iltisaklı siteler üzerinden vermiş oldukları talimatlar doğrultusunda başlatılan sözde “Öz Yönetim/Özerklik” ilanları ile birlikte terör örgütü mensupları ile terör örgütü ideolojisi doğrultusunda eylem ve faaliyetlerde bulunan şahıslar tarafından, başta Diyarbakır ve ilçelerinde olmak üzere çevre il ve ilçelerinde hendek kazma, barikat kurma, hendek ve barikatları tuzaklama gibi eylemler ile sözde Kanton Bölge ilan edilmiş, güvenlik güçlerine, kamu kurum ve kuruluşlarına, vatandaşların ev, işyeri ve araçlarına yönelik, bombalı, uzun namlulu silahlı, roketatarlı vb. gibiyasadışı eylemlerin artarak devam etmesi üzerine ilgili bölgelerde Kamu Kamu Düzeninin Sağlanması amacıyla Diyarbakır Valiliği tarafından Halkın Can ve Mal Güvenliğini sağlamak amacıyla 02.10.2015 tarihlerinde ve sonrasında tekrar 11.12.2015 tarihlerinde ikinci bir duyuruya kadar sokağa çıkma yasağı kararı alınmıştır.
Hedef şahsın yapmış olduğu görüşme içeriklerinde bahse konu operasyonların sürdüğü Sur ilçesinde güvenlik güçleri tarafından yaralanan örgüt mensupları ile ilgili olarak görüşme yaptığı, yaralanan örgüt mensupları hakkında bilgi alış verişi yaptığı, yaralanan örgüt mensuplarına tedavileri için ilgili kişiler ile konuşmalar yaptığı, hedef şahsın PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet yürüten silahlı örgüt mensuplarını sahiplendiği, PKK/KCK terör örgütü adına eylem ve faaliyette bulunduğu değerlendirilmektedir.
Dosyada mevcut; iletişimin dinlenmesi ve kayda alınmasına dair telefon tape tutanakları, şüpheli beyanı ve tüm tahkikat evrakı dosya kapsamında bir bütün olarak değerlendirildiğinde; şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde örgütün amacı ve ideolojisi doğrultusunda hareket ettiği bu suretle üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu işlediği” belirtilerek açılan kamu davasının Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/333 esasında derdest olduğu,
b)Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2020/38615, Esas No: 2020/8046 ve İddianame No: 2020/2168 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2019 yılı ve öncesi olduğu belirtilerek;
“…Şüphelinin yukarıda belirtilen süreler içerisinde PKK/KCK silahlı terör örgütünün güdümünde yayın yapan internet sitelerinin çağrıları, örgütle irtibatlı bazı yapıların organizesinde gerçekleştirilen etkinlikler üzerine yapılan ve bir kısmının da yukarıda anlatıldığı şekilde örgüt propagandasına dönüşen gösteri, etkinlik, basın açıklaması ve cenaze törenine katılmak suretiyle süreklilik,yoğunluk ve çeşitlilik içerecek eylemleri; 11.10.2016 tarihli ikamet aramasında ele geçirilen hafıza kartı içerisinde PKK/KCK terör örgütü ideolojisi doğrultusunda hazırlanmış ses dosyalarının bulunması, yöneticiliğini yaptığı parti binasında yukarıda açıklamalarına yer verilen örgütsel dokümanların ele geçirilmesi birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin, PKK terör örgütünün içerisinde örgütün hiyerarşik yapısına dahil olarak faaliyet yürütmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği, herkese açık kendi kişisel facebook hesabında yukarıda belirtilen ve PKK/KCK'yı, örgütün şiddet içeren yöntemlerini övecek ve teşvik edecek şekilde fotoğraf beğenerek silahlı terör örgütünün propagandasını yaptığı” iddialarıyla Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesine açılan kamu davasının Mahkemenin 23/09/2020 tarih ve 2020/245 esas, 2020/263 sayılı Kararı ile aynı mahkemenin 2018/333 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve yargılama sürecinin devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25/09/2015 - 24/02/2020 tarihleri arasında kayıtlı üyesi olup, 05/11/2017 tarihli İl Kongresinde HDP Diyarbakır İl Yönetim Kurulu üyesi seçilen Mehmet Yaşar Tanrıkulu’nun Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör örgütü propagandası yapmak suçlarından” yargılamasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
355. REMZİYE SIZICI (Ekrem ve Bedia kızı, 1991 doğumlu, T.C. Kimlik No: 21769733244); (02/07/2017 Tarihli İlçe Kongresinde HDP Diyarbakır-Yenişehir İlçe Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 08/08/2019 Tarihli İlçe Kongresinde HDP Diyarbakır-Yenişehir İlçe Başkanı- 13/11/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2019/69833, Esas No: 2019/19647 ve İddianame No: 2019/4466 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 20/03/2019 olduğu belirtilerek;
“Katıldığı Eylemler;
1-)20/03/2019 günü saat 12:00’de PKK-KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’a uygulanan-sözde- tecritin kaldırılması amacıyla açlık grevi başlatan HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven ve tutuklu örgüt mensuplarına destek vermek ayrıca Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Ceza İnfaz Kurumunda 17.03.2019 günü kendini asmak suretiyle intihar eden Z. G. isimli şahsa ilişkin olarak toplanan grubun “Leyla Güven Onurumuz, Leyla Güven Gururumuzdur” şeklinde slogan attığı, “Tecrit kalksın Leyla yaşasın” şeklinde boyun atkılarının olduğu grup içerisinde şüphelinin de olduğuna dair görüntü tespitinin bulunduğu,
2-)03.03.2019 günü Bağlar İlçesi HDP İl Başkanlığında HDP İl Teşkilatı Organizesinde; “Leyla Güven ve Cezaevinde devam eden açlık grevlerine ilişkin basın açıklaması düzenlendiği, şüphelinin de katıldığına dair 03/03/2019 tarihli tutanakta isminin geçtiği,
3-)07.01.2019 günü saat:11.00 sıralarında Kayapınar ilçesi … Konferans salonunda HDP genel başkanları Sezai Temelli ve Pervin Buldan’ın katılımıyla, HDP-DBP-KKP-DDKD-İnsan ve Özgürlük Partisi-PDK/KDP-PDK-T-Azadi hareketleri ile birlikte yerel seçimlerde birlikte hareket etmeye yönelik basın açıklaması yapılarak ortak deklarasyon açıklanmıştır. Açık kaynaklarda yapılan araştırmada YEREL SEÇİMLERDE KÜRDİSTAN İTTİFAKI SAĞLANDI şeklinde ortak açıklama başlığı altında açıklamalarda bulunulduğu, Söz konusu örgütsel içerikli basın açıklamasına şüphelinin de katıldığına dair 07/01/2019 tarihli tutanakta isminin geçtiği,
4-)HDP (Halkların Demokratik Partisi) Hakkâri Milletvekili ve aynı zamanda yasal kuruluşu bulunmayan –sözde- DTK(Demokratik Toplum Kongresi) eş başkanı olan Leyla Güven isimli şahsın tutuklu bulunduğu E Tipi Cezaevinde 07.11.2018 tarihi itibariyle, PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah ÖCALAN’ a sözde tecrit uygulandığı bahanesiyle süresiz ve dönüşümsüz olarak açlık grevi eylemi başlatmıştır.
Konuyla alakalı olarak yapılan açık kaynak araştırmalarında; PKK/KCK terör örgütüne müzahir paylaşımlarda bulunan Jin News isimli internet haber sayfasından 03 Ocak 2019 tarihinde http://jinnews2.xvz/news/content/view/99127 linki üzerinden yapılan paylaşımda ;“HDP, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle başlatılan açlık grevlerine dikkat çekmek amacıyla İstanbul ve Diyarbakır’da miting düzenleyecek. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkâri Milletvekilli Leyla Güven’in, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde başlatmış olduğu süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemi, 57’nci gününde devam ediyor. Aynı talepler doğrultusunda ise 24 cezaevindeki 94 tutsak ise süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemini sürdürüyor. Taleplerin karşılanmaması durumunda ise 8 ayrı cezaevindeki tutsaklar da 5 Ocak’ta süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemine başlayacak. HDP ise bu kapsamında süresiz-dönüşümsüz açlık grevine dikkat çekmek amacıyla 19 Ocak’ta İstanbul ve Diyarbakır’da “Demokrasi, özgürlük ve adalet” şiarıyla bölge mitingleri düzenleyecek. Miting çalışmaları kapsamında HDP il ve ilçe örgütleri tarafından halk toplantısı gerçekleştirecek. Yapılacak mitinglere, HDP Eş Genel Başkanları Sezai Temelli ve Pervin Buldan katılacak. ” şeklinde paylaşımda bulunulduğu, Twitter isimli sosyal medya paylaşım sitesinde yine PKK/KCK terör örgütüne müzahir paylaşımlarda bulunan Özgür Gündem isimli profil sayfasında yapılan paylaşımda;
“ HDP PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecritin kaldırılması talebiyle başlatılan açlık grevine dikkat çekmek amacıyla İstanbul ve Diyarbakır’ da miting düzenleyecek” şeklinde paylaşımda bulunulduğu, ayrıca yine aynı sosyal medya paylaşım sitesinde bulunan Mezopotomya Ajansı isimli profil sayfası üzerinden https://twitter.com/MAturkce/status/108Q810427007803394?s= 19 linki üzerinden yapılan paylaşımda; “HDP PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecritin kaldırılması talebiyle başlatılan açlık grevine dikkat çekmek amacıyla İstanbul ve Diyarbakır’da miting düzenleyecek” şeklinde paylaşımda bulunulduğu tespit edilmiştir.
19 Ocak 2019 Cumartesi günü Diyarbakır ili Yenişehir İlçesi İstasyon Meydanında düzenlenen etkinlikte PKK/KCK terör örgütü ve elebaşısı lehine sloganlar atıldığı tespit edilmiş olup, etkinliğe şüphelinin de katıldığına dair 19/01/2019 tarihli tutanakta isminin geçtiği,
5-)28.01.2019 günü saat 19.40 sıralarında HDP parti yöneticilerinin il binasından araçlarla konvoy halinde, ilimiz … sitesinde ikamet eden HDP Hakkari milletvekili Leyla Güven’i ziyaret amaçlı toplamda 8 araç yaklaşık 30 şahıs olarak toplandıkları, araçlar konvoy halinde saat 20.00’da Leyla Güven’in ikametinin önüne gelerek slogan atarak gürültü çıkarmışlardır. Bahse konu topluluk HDP Hakkâri Milletvekili ve DTK (Demokratik Toplum Kongeresi) eş başkanı Leyla Güven’in ikameti önünde hep bir ağızdan “Leyla Güven onurumuzdur” ve eyla olarak “BijiBerxudanaZındane(Yaşasın Zindan Direnişi)” şeklinde sloganların atıldığı eyleme şüphelinin de katıldığına dair görüntü tespitinin bulunduğu ve tutanakta isminin geçtiği,
6-)09.01.2018 günü 13.20-15.00 saatleri arasında, -sözde- TJA (Tevgera Jinen Azadi/Özgür Kadın Hareketi) organizesinde; Diyarbakır ili Bağlar İlçesi HDP (Halkların Demokratik Partisi) İl binasında “Fransa’nın başkenti Paris’te 09 Ocak 2013 tarihinde –sözde- Kürdistan Enformasyon Bürosunda PKK/KCK terör örgütü üyeleri Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez isimli şahısların öldürülmelerinin yıl dönümü” ile ilgili anma etkinliği yaklaşık 150 kişinin katılımıyla gerçekleştiği, şüphelinin de katıldığına dair 23/01/2019 tarihli tutanakta isminin geçtiği,
7-)HDP Hakkari Milletvekili olan ve olay tarihinde Diyarbakır ili E Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan Leyla Güven’in süresiz dönüşümsüz başlattığı Açlık Grevine ilişkin HDP İl Binası içerisinde 03.12.2018 tarihinden itibaren 3 (üç) gün süreyle HDP Diyarbakır Milletvekilleri, Semra Güzel, Remziye Tosun, Dersim Dağ, Saliha AYDENIZ, Adnan Selçuk Mızraklı, Musa Farisoğulları tarafından açlık grevine başlanmış, bu süre içerisinde şüphelinin açlık grevi eyleminde bulunanlara destek amacıyla etkinliğe katıldığına dair görüntü tespitinin bulunduğu,
8-)10.01.2019 günü saat 13:15 sıralarında Bağlar İlçesi HDP İl Binasında HDP (Halkların Demokratik Partisi) milletvekillerinin, il ve ilçe yöneticilerinin katılımıyla HDP Hakkari Milletvekili ve yasal kuruluşu bulunmayan terörist başı Abdullah Öcalan’nın 20 Eylül 2017’de yaptığı görüşme notunda “… DTP dışında Diyarbakır merkezli Demokratik Toplum Kongresi adıyla bir oluşumun meydana getirilmesi, talimatı sonrasında 26-28 Ekim 2017 tarihleri arasında Diyarbakır’da gerçekleştirilen Demokratik Toplum Kongresi 1. Toplantısı ile kurulan DTK (Demokratik Toplum Kongeresi) eş başkanı Leyla Güven’in 16.11.2018 günü başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevine destek vermek amacıyla halk toplantısı basın açıklaması yapılmıştır. Basın açıklamasının yapıldığı HDP İl binası Vedat Aydın Konferans salonunda yapıldığı tahmin edilen toplantıda, üzerinde PKK/KCK terör örgütünün kurucularından olan ve Paris’de öldürülen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez isimli şahısların ve Şırnak ili Silopi ilçesinde öldürülen Seve DEMİR, Pakize NAYIR, Fatma UYAR isimli şahısların ve PKK Silahlı Terör Örgütünün kurucusu teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın fotoğraflarının bulunduğu duvara asılı pankart olduğu bu haliyle konusu suç teşkil eden örgütsel içerikli basın açıklamasına katılan şahıslar arasında şüphelinin de yer aldığına dair 15/01/2018 tarihli Görüntü Çözüm ve Şahıs Tespit Tutanağında isminin geçtiği,
9-)01.12.2018 günü saat 10.00-18.35 saatleri arasında HDP (Halkların Demokratik Partisi) Kadın Meclisi ve yasal kuruluşu bulunmayan TJA (Özgür Kadın Hareketi) organizesinde, Diyarbakır ili Bağlar ilçesinde bulunan HDP İl Binasında “Kadın Konferansı” yaklaşık 200 kişinin katılımıyla düzenlenen organizasyona şüphelinin de katıldığına dair görüntü tespitinin bulunduğu,
10-)23.09.2018 günü Diyarbakır ili Lice İlçesi Akçabudak kırsalında güvenlik güçlerinin icra ettiği operasyonlar sonucunda H. B. isimli BTÖ mensubu ölü olarak ele geçirilmiştir. Adı geçen örgüt mensubu şahsın cenazesi 12.11.2018 günü defnedilmiş, defin işlemi sonrasında düzenlenen organizasyona şüphelinin de katıldığına dair görüntü tespitinin bulunduğu,
11-)PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’a hükümlü olarak bulunduğu İmralı Ceza İnfaz kurumunda uygulanan –sözde- tecriti protesto etmek amacıyla HDP Hakkâri milletvekili Leyla Güven ve cezaevlerindeki terör örgütüne müzahir şahıslarca süresiz dönüşümsüz olarak açlık grevi eylemleri başlatılmıştır. Konuyla alakalı olarak terör örgütüne müzahir yayın organları ve açık kaynak araştırmaları üzerinden yayınlanan çağrılar doğrultusunda müzahir şahısları sokağa çekmek, terör örgütünün propagandasını yapmak amacıyla sıklıkla çağrı amaçlı haber paylaşımlarının yapıldığı görülmekte olup, yapılan çağrılar doğrultusunda belli başlı yerlerde toplanacak gruplarca halkı sokağa çıkarmayı, terör örgütünün propagandasını yapmayı ve karşıt görüşlü gruplar arasında olası bir çatışma zemini oluşturmayı amaçlayan provokatif eylemlerin yaşanmaması ve müessif olayların önüne geçilebilmesi amacıyla Diyarbakır Valilik makamının 26.04.219 tarihli ve 2019/2078 sayılı kararı ile bahse konu amaçlar doğrultusunda il genelinde 01.05.2019-15.05.2019 tarihleri arasında açık alanlarda her türlü eylem ve etkinlik yasaklanmıştır. PKK/KCK terör örgütüne müzahir yayın organlarının çağrıları doğrultusunda 02-04-05-06-07-08.05.2019 farklı tarihlerinde Bağlar ilçesi Koşuyolu parkında toplanıldığı,
a)05.05.2019 günü saat 12.00’da TUAY-DER (Tutuklu Aileleri Yardımlaşma Derneği) organizesinde; Bağlar ilçesi Koşuyolu Parkında basın açıklaması ve oturma eylemi yapılacağı bilgisi üzerine saat 10.00’da bilinen yerde gerekli emniyet tedbirleri alınmış, saat 12.30 sıralarında Koşuyolu parkına intikal eden yaklaşık 30 kişilik grup burada basın açıklaması yapmak istediklerini söylemeleri üzerine, gruba basm açıklaması yapmalarına müsaade edilmeyeceği hatırlatılarak polis çemberine alınmış, ardından polis çemberi içerisinde bulunan grup Koşuyolu Parkından birer ikişerli çıkış yaparak TUAY-DER binası önüne intikal etmişler, grup yürüyüş esnasında “Biji Berxwedana zindana (Yaşasın zindan direnişi)”, “Amed uyuma zindanlara sahip çık”, “Direne direne kazanacağız”, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Selam selam zindanlara bin selam” ve “Zindana Diyarbekir emme bişkenin (Diyarbakır zindanlarını kıracağız” şeklinde slogan atıldığı ve bu kapsamda söz konusu yürüyüşe katılanlara arasında şüpheli Remziye Sızıcı’ nın da yer aldığına dair görüntü tespitinin olduğu,
b) Aynı amaçla 08/05/2019 günü toplanan grubun “Biji Berxwedana zindana (Yaşasın zindan direnişi)”, “Amed uyuma zindanlara sahip çık”, “Direne direne kazanacağız”,”selam selam zindanlara bin selam”, “siyasi tutsaklar onurumuzdur”, “baskılar bizi yıldıramaz” şeklinde sloganlar atan grup içinde şüphelinin de yer aldığına dair 08/05/2019 tarihli Tutanakta isminin geçtiği,
12-)17.03.2019 günü Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevi kurumunda PKK/KCK terör örgütüne üye olma suçundan hükümlü bulunan Z. G. isimli şahsın kendini asmak suretiyle yaşamına son verdiği, bahse konu cenaze ile ilgili 18-19-20.03.2019 tarihlerinde Kayapınar ilçesinde bulunan … Taziye Evinde taziye ziyaretlerinin gerçekleştirildiği, bu ziyaretlerde “Biji Berxwedana Zindane (Yaşasın Zindanların Direnişi), Şehit Namırın (Şehitler Ölmesin)” şeklinde sloganların atıldığı, şüphelinin de PKK/KCK terör örgütü ve örgüt mensuplarını benimseyip sahiplenmek sureti ile örgüt mensubunun 18.03.2019 tarihindeki taziyesine dosyada mevcut eylem çağrısına uyarak katıldığına dair görüntü tespitinin bulunduğu,
13-) 08.03.2019 Cuma günü 11.00-17.00 saatleri arasında Yenişehir İlçesi İstasyon Meydanında “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” konulu açık hava toplantısında “Biji Berxwedane Zindane (Yaşasın Zindan Direnişi)” ve “İtaat Yok Direniş Var” şeklinde sloganlar atılarak bahse konu etkinlikte PKK/KCK terör örgütü propagandası yapıldığı, şüphelinin de bu etkinliğe katıldığına dair 08/03/2019 tarihli Olay Tutanağında isminin geçtiği,
14-)24.01.2019 günü saat 11:00 sıralarında Kayapınar İlçesi Fırat Bulvarı üzerinde bulunan … salonunda HDP (Halkların Demokratik Partisi)’nin merkez ve dış ilçe belediye başkan aday tanıtımı yapılmış, Etkinliğin yapıldığı salonda etkinlikten önce yapılan arama neticesinde elkoyma işlemi yapılan “Efrin kürt toprağıdır halklarındır, bizimdir”, “vermiyoruz alacağız, bizimdir”, “tecrite karşı özgürlük bizimdir”, “zindan direnişi bizimdir”, “el ele verin ari ülkesi bizimdir”, “diktatörlüğe karşı demokrasi bizimdir” sloganlarının yazılı bulunduğu pankartlar asılmıştır. Etkinliğin “toplantı demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına” saygı duruşu ile başladığı, saygı duruşu ardından PKK terör örgütü elebaşısı Abdulah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevi eylemi sürdüren DTK eş başkanı Leyla Güven’e alkış ve “Leyla Güven onurumuzdur ” sloganları atıldığı, konuşmacıların ardından 2012 ve 2016 yıllarında PKK terör örgütü elebaşısı Abdulah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevi eyleminde bulananlarla alakalı sinevizyon gösterimi yapıldığı tespit edilmiş, legal zeminde başlayarak PKK/KCK terör örgütünün propagandasına dönüşen örgütsel etkinliğe katılarak destek veren şahıslar arasında şüphelinin de yer aldığına dair görüntü tespitinin bulunduğu,
15-)Dicle Amed Kadın Platformu organizesinde Diyarbakır ili Bağlar ilçesinde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlik ve miting çağrısı amacıyla yapılan basın açıklamasında, hakkında PKK/KCK terör örgütüyle irtibatı ve iltisakı olduğu gerekçesiyle kovuşturması bulunan ve olay tarihinde tutuklu olarak bulunan Leyla Güven’in yapmış olduğu açlık grevini destek amaçlı konuşmalar yer aldığı, şüphelinin de 01/03/2019 tarihli tutanağa göre bahse konu eyleme katıldığı,
16-) 04.02.2019 günü –sözde- TJA (Özgür Kadın Hareketi) bileşenlerinin HDP İl binasında basın açıklaması düzenlendiği, basın açıklaması esnasında “Leyla Güven onurumuzdur, Baskılar bizi yıldıramaz, Direne direne kazanacağız ve Biji berxwedana zindana (yaşasın zindan direnişi)” şeklinde sloganlar atıldığı ve bu basın açıklamasına şüphelinin de katıldığına dair görüntü tespitinin olduğu,
17-)10.02.2019 günü saat:11.00’da HDP organizesinde Kayapınar ilçesinde … Salonunda “HDP Kadın Belediye Başkan Adaylarının Tanıtımı” toplantısında yapılan sinevizyon gösterisinde 9 Ocak 2013 yılında Pariste öldürülen PKK terör örgütü kurucu üyelerinden Sara Kod Sakine Cansız olduğu değerlendirilen görüntülerin olduğu bununla birlikte sinevizyon görüntüsünde terer örgütü elebaşısı olan Abdullah Öcalan’ın fotoğrafının görüldüğü, Söz konusu etkinliğe şüphelinin de katıldığına dair 10/02/2019 tarihli tutanakta isminin geçtiği,
18-)Tunceli ilinde ölü olarak ele geçirilen H. K. isimli BTÖ mensubunun cenazesi 10.06.2019 günü Yeniköy Mezarlığına defnedilmiş akabinde 11.06.2019, 12.06.2019 ve 13.06.2019 tarihlerinde (3) gün boyunca taziye ziyaretleri gerçekleşmiştir. Şüphelinin de taziyeye katıldığına dair 13/06/2019 tarihli tutanakta isminin geçtiği,
Anlaşılmıştır.
Değerlendirme ve Sonuç:
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde katıldığı eylemler nazara alındığında şüphelinin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz eden eylemlerinin bulunduğu, şüphelinin gizli tanıkların beyanlarında geçen PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet gösteren şahıslardan olduğu kanaatine varılmakla, terör örgütüyle organik bağ kuran şüphelinin terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğundan eyleminin terör örgütüne üye olma suçunu oluşturacağı” iddialarıyla Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, mahkemenin 11.12.2019 tarih ve 2019/977 esas, 2019/773 sayılı kararı ile dosya aynı mahkemenin 2019/474 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiği,
b)Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun Soruşturma No: 2019/9631, Esas No: 2019/4070 ve İddianame No: 2019/1135 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 20/01/2019 olduğu belirtilerek;
“…Diyarbakır E Tipi Cezaevinde “Silahlı Terör Örgütü Kurmak ve Yönetmek, Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçlarında tutuklu bulunan HDP Hakkari Milletvekili ve yasal kuruluşu bulunmayan sözde DTK (Demokratik Toplum Kongresi) Eş Başkanı olan Leyla Güven isimli şahsın PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalanüzerinde bulunan sözde tecriti protesto etmek amacıyla 07.11.2018 tarihi itibariyle süresiz/dönüşümsüz olarak başlattığı sözde açlık grevi eylemine destek vermek amacıyla Valilik Makamının vermiş olduğu yasaklamaya rağmen 20.01.2019 günü saat. 14.20 sıralarında Bağlar ilçesi Emek Caddesi üzerinde toplanan ve dağılması yönünde çağrıya rağmen dağılmayan, terör örgütünün sözde liderini övücü ve halkı açlık grevine desteklemeye yönelik çağrı amaçlı açıklamalarda bulunan ve slogan atan şüpheliler hakkında Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında,
20/01/2019 tarihli Açık Kaynak Değerlendirme ve tespit tutanağında;
PKK/KCK terör örgütüne müzahir ANFNEWS isimli internet sitesinde KCDK-E TJK-E:19-20 Ocak eylemlerine güçlü katılalım başlığı ile Avrupa genelinde “tecridi kırmak için başkaldırıyoruz” slogan ile düzenlenecek eylemlere güçlü katılım çağırısı yaptığı,
KCDK-E, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in yaşamının tehlikenin de üzerinde olduğunu belirterek, eyla Güven’in çığlığına katılarak kamuoyunu harekete geçirmek için, Kobane direniş ruhuyla an itibariyla alanlara çıkmaya çağrısının yapıldığı,.
PKK/KCK terör örgütüne müzahir Nuçe Ciwan isimli internet sitesinde 17/01/2019 tarihinde Komalen Ciwan Koordinasyonu Kato: DGH eylemselliklerini büyütülmeli ve arttırmalıdır şeklinde çağırıda bulunduğu,
PKK/KCK terör örgütüne müzahir ANFNEWS isimli internet sitesinde 19/01/2019 tarihinde “Buldan: Leyla’nın çığlığını duymak zorundayız!” başlığı altında çağrı yapıldığı,
PKK/KCK terör örgütüne müzahir Kongreya Cıvaka Demokratik “www.kcd-dtk.org” isimli sitesinde 17/01/2019 tarihinde “İnsanlığı Ayağa Kaldırmanın Tam Vaktidir” başlığı altında DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk’ün “Mitinge Çağrı: Son olarak HDP’nin tecride ve açlık grevi eylemlerine dikkat çekmek amacıyla 19 Ocak’ta Diyarbakır İstasyon Meydanında düzenleyeceği mitinge katılım çağırısında bulunan Öztürk “Herkes Leyla Güven ve bütün arkadaşlarımızın sesine ses katmalıdır” şeklinde yapmış olduğu açıklamayı yayınladığının tespit edildiği,
HDP Hakkari Milletvekili ve DTK (Demokratik Toplum Kongresi) Eş Başkanı olan Leyla Güven isimli şahsın yapmış olduğu açlık grevi eylemine destek vermek amacıyla 20.01.2019 günü Bağlar ilçesi Emek Caddesi üzerinde toplanan ve slogan attığı tespit edilen;
Şüpheli Remziye Sızıcı’nın alınan ifadesinde; “… Ben HDP Yenişehir İlçe Parti Yöneticiliği yapmaktayım aynı zamanda ve Cezaevinin önünde de bu konumumdan dolayı tanıdığım insanlar mevcuttur ama hiç birisiyle ortak bir karar doğrultusunda bu eyleme katılmadım…”Şeklinde beyanda bulunduğu,
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Diyarbakır Valilik Makamının 11.01.2019 tarih ve 2019/119 sayılı yasaklanma kararına rağmen 20/01/2019 günü düzenlenen toplantıya katılım yapan, toplantı esnasında güvenlik güçleri ihtara rağmen kendiliğinden dağılmayan şüphelilerin eylemlerinin 2911 sayılı yasaya muhalefet suçunu vücut verdiği,
Remziye Sızıcının da aralarında bulunduğu şüphelilerin PKK/KCK Terör Örgütlerine müzahir siteler tarafından yapılan çağrılara uyarak hareket ettikleri ve bu suretle örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına 2911 sayılı yasaya muhalefet suçunu işlediği” iddiasıyla açılan kamu davasının Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/247 esasında derdest olduğu,
c)Yine şüphelinin benzer eylemleri ile ilgili olarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2020/21335, Esas No: 2020/5114 ve İddianame No: 2020/1278 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 22/05/2020 olduğu belirtilerek;
“Şüpheli hakkındaki PKK/KCK terör örgütü talimatları doğrultusunda ve PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan internet siteleri ve basın yoluyla yapılan çağrılar neticesinde gerçekleştirilen birçok eylem, miting, örgüt cenazesi ve basın açıklamasına katıldığına ilişkin görüntü inceleme ve tespit tutanakları, dosya kapsamında mevcut olan tüm delil ve belgeler ve şüphelinin savunması birlikte değerlendirildiğinde; şüphelinin eylemlerinin süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik gösterdiği, dolayısıyla şüphelinin PKK silahlı terör örgütü ile organik bağ kurduğu, şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiği, örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde üst kademe yöneticileri tarafından kendisine verilen emir ve talimatlar doğrultusunda hareket ettiği, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, bu şekilde şüphelinin üzerine atılı PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” iddiasıyla Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açılmıştır.
Mahkemenin 03.07.2020 tarih ve 2020/157 esas, 2020/207 sayılı kararı ile dava dosyası Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/474 E sayılı dosyası ile birleştirildiği, sürecin devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 13/11/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 02/07/2017 tarihli İlçe Kongresinde HDP Diyarbakır-Yenişehir İlçe Yönetim Kurulu asıl üyesi, 08/08/2019 tarihli İlçe Kongresinde HDP Diyarbakır-Yenişehir İlçe Başkanı seçilen Remziye Sızıcı’nın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek ve 2911 sayılı yasaya muhalefet” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
356. NEVZAT SERTAÇ ÖZGEN (Fikri ve Dilşah oğlu, 1968 doğumlu, T.C. Kimlik No: 21946741048); (29/05/2016 Tarihli İl Kongresinde HDP Diyarbakır İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi- 31/05/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/03/2018 tarih ve 2017/608 esas, 2018/192 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 10/04/2014 olduğu belirtilerek;
“Somut olay değerlendirildiğinde;
www.facebook.com/nevzat.ozgen" bağlantı adresli Facebook hesabından sanığın 24/06/2013, 11/06/2013, 05/04/2013, 14/08/2013, 05/11/2013, 05/09/2013, 08/07/2013, 05/07/2013, 27/11/2015 tarihlerinde PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarına ait bir çok leşker kıyafetli ve silahlı terörist fotoğraf ve videolarını paylaştığı, ayrıca 10 Nisan 2014 tarihinde silahlı terör örgütünü övücü nitelikte olan "dilo doxan ( Rustem cudi ) " isimli şarkıyı; 5 Nisan 2014 tarihinde ise silahlı terör örgütünü övücü nitelikte olan " Awaze Çiya- Peydere Azadiye" isimli şarkıyı paylaştığı, söz konusu şarkıların video klibinde silahlı ve leşker kıyafetli örgüt mensuplarının görüldüğü açık kaynak araştırma tutanağı ile tespit edilmiştir.
Söz konusu paylaşımlar incelendiğinde, silahlı leşkerli örgüt mensuplarının görüntülerine yer vermek suretiyle eylemlerinin silahlı olduğu bilinen PKK/KCK silahlı terör örgütünün yürüttüğü silahlı mücadeleyi övdüğü, teşvik ettiği, bir değer atfettiği, silahlı örgüt mensuplarını kahramanlaştırmaya çalıştığı bu durumun ifade özgürlüğünün sınırlarını aşar nitelikte olduğu” belirtilerek Sanık Nevzat Sertaç Özgen üzerine atılı terör örgütü propagandası yapma suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2, TCK'nın 43/1, 62. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 10/01/2019 tarihinde kesinleştiği,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2021/1769, Esas No: 2021/545 ve İddianame No: 2021/148 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 20/11/2020 olduğu belirtilerek;
“…ŞÜPHELİ HAKKINDA ELDE EDİLEN DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİNDE;
PKK/KCK terör örgütü adına yurt içerisinde faaliyet yürüten örgüt yanlısı oluşumların koordinesini sağlamak, örgüt kararları doğrultusunda gerçekleştirilmesi planlanan her türlü eylemi organize etmek için kurulan KCK/TM (Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye Masası) yapılanmasına yönelik 09/10/2018 ve 26/06/2020 günü yapılan operasyon kapsamında DTK’nın (Demokratik Toplum Kongresi) bulunduğu Kayapınar/Diyarbakır sayılı adresinde yapılan arama sonucu elde edilen FİZİKİ ve DİJİTAL dokümanların yapılan incelemesinde;
1-) Dijital materyallerin yapılan incelemesinde 2017 DTK YENİ DELEGE LİSTESİ / 2017 KOMİSYON LİSTESİ isimli exellerde bulunan DELEGE LİSTESİ başlığı altındaki KURUMLAR isimli sekmede " HDP 25 - NEVZAT ÖZGEN - AMED – 507973…." şeklinde, DTK 2017 AMED BÖLGE VE KURUM DELEGE LİSTESİ başlığı altında bulunan AMED isimli sekmede " NEVZAT ÖZGEN - HDP – 507923….- KURUM" şeklinde,
2-) Aynı DTK binasında 26/06/2020 tarihinde yapılan aramada elde edilen dokümanların yapılan incelemesinde kolluk tutanağında DELEGE LİSTESİ olarak adlandırılan dokümanda " NEVZAT ÖZGEN - AMED – 50797…." şeklinde bilgilerin yer aldığı tespit edilmiştir.
Değerlendirme: Dokümanlarda yer alan gsm numara bilgisi hakkında yapılan araştırmada söz konusu numaranın şüpheli kullanıcısının şüpheli olduğu, elde edilen dokümanlardan şüphelinini DTK içerisinde DELEGE olarak faaliyet yürüttüğü anlaşılmıştır.
Katıldığı Eylemler:
1-) 15.12.2017 günü saat:13.00 da PKK/KCK terör örgütü adına kırsal alanda silahlı olarak faaliyet yürüttükleri esnada güvenlik güçleri ile girmiş oldukları silahlı çatışmalar neticesinde hayatlarını kaybeden örgüt mensuplarının cenazelerinin ile intikal ettirilmesi, karşılanması ve nerede gömüleceği hakkında MEYA-DER tarafından planlamaların yapılarak, örgüte müzahir kitlenin ve haber ajanslarının da katılımlarının sağlanması, defin işlemleri sonrasında ölen örgüt mensuplarının “değer ailesi” olarak yüceltilen yakınları ile ilişki ve irtibatlarını devam ettirerek mevlit ve anma organizasyonlarını düzenleyen ve bu organizasyonları kurulu bir sistem üzerinden gerçekleştiren bir kurum olduğu değerlendirilmektedir. 12 KASIM 2016 tarihinde kapatılan Meya-Der (Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği) organizesinde Kayapınar ilçesi Peyas mahallesinde bulunan … Salonunda “dağda ölen teröristler” için sözde mevlit programı düzenlenmiştir. Söz konusu etkinliğe şüphelinin de katılarak destek verdiği tespit edilmiştir.
2-) 09.01.2018 günü saat:13.20 de -sözde- TJA(Tevgera Jinen Azadi/Özgür Kadın Hareketi) organizesinde Bağlar ilçesi HDP il binasında “Fransa’nın başkenti Paris’te 09.01.2013 tarihinde -sözde- kürdistan enformasyon bürosunda PKK/KCK terör örgütü üyeleri Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez isimli şahısların öldürülmelerinin yıl dönümü” ile ilgili sinevizyon gösterimi ve anma etkinliği düzenlenmiştir. Bahse konu etkinlik ile ilgili olarak internet(açık kaynak) üzerinde yapılan araştırmalarda;“09 Ocak 2013 tarihinde Paris’ te öldürülen PKK/KCK Terör örgütü üyeleri Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez isimli şahısların fotoğraflarının olduğu ve üzerinde 9 Ocak katliamını lanetliyoruz” ibareli yaklaşık olarak 1*3 boyutlarında pankartın olduğu, konuşmacılar tarafından kullanılan platformun ön kısmında bulunan masanın üzerinde, yine Paris’te öldürülen PKK/KCK Terör Örgütü üyeleri Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez isimli şahısların ve PKK/KCK Terör Örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın çerçeve içerisinde resimlerinin bulunduğu görülmüştür. Şüpheli şahsın da bu etkinliğe katıldığı tespit edilmiştir.
12/04/2020 tarihinde " Kim teslim etmişse alçaktır. İşbirlikçidir. Namuslu değildir. İster kişi, ister parti isterse Güney Kürdistan yönetimi. Bu alçaklığı savunan varsa sözüm onlaradır da" şeklinde yazıyı paylaştığı,
13/03/2020 tarihinde "Serhildanları kıran, ihbar eden ne çok düşkün var. Bugün. Ve bugün çok önemli yerlerdeler. Devrimciler ise perişan" şeklindeki yazıyı paylaştığı,
27 Haziran tarihinde " Ağlamak Bazı acılarda yetmez Bazı ölümlere..." şeklinde yazıyı ve leşker diye tabir edilen kırsal alan örgüt mensuplarının giydiği giysiyi giyen bayan şahsın fotoğrafını paylaştığı,
Kendi adına açılan Nevzat Sertaç Özgen adlı Facebook adresinden;
14/02/2014 tarihinde" Kürdistan Özgürlük Mücadelesi Diyalektiğini tersine çevirmenin alçakça müdahalesinin adıdır, '15 Şubat 1999 - ULUSLARARASI KOMPLOSU' ... Fakat aradan geçen 15 yıllık zaman dilimi, tarihi tersine çevirmenin mümkün olmadığını İmralı Pratiğinde çok çarpıcı şekilde bir kez daha göstermiş oldu! Özgürlük Mücadelesi Tarihine ve Yapıcılarına saygı ve şükranla" şeklindeki yazıyı paylaştığı,
28/08/2013 tarihinde terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın bir grup insanla olan fotoğrafını paylaştığı,
21/09/2013 tarihinde mezarlıkta çekildiği anlaşılan ve terör örgütü elebaşının ve örgütü simgeleyen bez parçasının bulunduğu fotoğrafla silahlı örgüt mensubuna ait fotoğrafı paylaştığı,
31/07/2013 tarihinde yaşlı bir kadın şahıs ile üst düzey örgüt mensubunun olduğu anlaşılan fotoğrafı paylaştığı tespit edilmiştir.
Şüpheli alınan savunmasında DTK ile bir bağlantısının olmadığını, yaptığı paylaşımları kimsenin ölmemesi için yaptığını, bazıları ile ilgili geçmiş dönemde yargılandığını beyan etmiştir.
UYAP sorgulamasında şüpheli hakkında Diyarbakır 4 Ağır Ceza Mahkemesince 2016/325-E sayılı dosyası üzerinden atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılama yapıldığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve özellikle ele geçirilen doküman ve belgelerdeki şüphelinin adının geçtiği kısımlar ile şüphelinin katıldığı eylemler birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin yukarıda bahsedilen amaçları gerçekleştirmek üzere DTK sözde tüzük taslağı ve yine sözde anayasa olarak kabul edilen KCK sözleşmesi doğrultusunda sözde karar alma mercii olan DTK'nın çalışmaları kapsamında örgütsel nitelikteki eylemlere katılarak; diğer DTK üyeleri ile birlikte dört ülke toprakları üzerinde sözde kürt ulusal birliğini sağlamak amacıyla devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, toplumsal ayrışmaya sebep olmak ve halk kitlelerini etkilemeye varan eylemleri amaçladığı, DTK'nın, KCK yapılanmasının çatı örgütü ve sözde en üst karar alma yetkisi bulunan bir üst meclis yapılanması olduğu, eylemlerindeki süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik de gözetilerek tüm bu gerekçeler ile şüphelinin, üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” iddiasıyla Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, mahkemenin 26/01/2021 tarih ve 2021/16 esas, 2021/32 sayılı kararı ile dosyanın aynı mahkemenin 2016/325 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve yargılama sürecinin devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 31/05/2016 tarihinden itibaren üyesi olup, 29/05/2016 tarihli İl Kongresinde HDP Diyarbakır İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Nevzat Sertaç Özgen’in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan” kovuşturmasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Yukarıda (a) bendinde belirtildiği üzere Nevzat Sertaç ÖZGEN’in Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/03/2018 tarih ve 2017/608 esas, 2018/192 sayılı kararı ile terör örgütü propagandası yapmak suçundan suçundan 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın 10.01.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 3. maddesine göre bu kişinin mahkum olduğu suç bir terör suçudur. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 11. maddesinde terör eyleminden mahkum olanların siyasi partilere üye olamayacakları ve üye kaydedilemeyecekleri açıkça belirtilmesine rağmen hakkında terör örgütü propagandası yapmak suçundan mahkûmiyet kararı bulunan Nevzat Sertaç Özgenin hala parti üyeliğinin devam ettirilmesi davalı Parti'nin terör örgütü ile bağlantısını ve bilinçli bir kadrolaşma hedefini açıkça ortaya koyduğu,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
357. HÜLYA BİÇEN (Mehmet Salih ve Rızkiye, Kızı 1974 doğumlu, T.C. Kimlik No: 23647697846); (28/01/2017 Tarihli İlçe Kongresinde Diyarbakır-Silvan İlçe Yönetim Kurulu Asıl Üyesi- 06/03/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a)Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun Soruşturma No: 2018/60556, Esas No: 2018/17515 ve İddianame No: 2018/4829 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/10/2018 olduğu belirtilerek;
“…Şüphelinin, PKK/KCK terör örgütünün kadın yapılanması olan ve elde edilen örgütsel doküman içeriğinde terör örgütünün bir yapılanması olduğu belirtilen TJA (Tevgera Jinen Azat-Özgür Kadın Hareketi) isimli dernek içerisinde faaliyet yürüttüğüne ve İlçede bulunan kız çocuklarına örgüt propagandası yapmak suretiyle kandırarak kırsal alana gönderdiğine ilişkin alınan gizli tanık beyanı, bu beyanı doğrular nitelikte: "Bana göstermiş olduğunuz resimdeki şahıs Hülya isimli şahıstır. Kendisi Diyarbakır Silvan BDP İlçe teşkilatında üst düzey birisiydi, beni 2015 yılı Haziran ayı içerisinde PKK/KCK terör örgütüne katılmamda bana yardımcı olan kişidir. Beni Lice kırsalına PKK/KCK terör örgüt mensuplarına teslim eden şahıstır." şeklinde ifadelerde bulunan A.Y. isimli şahsın beyanı, şüphelinin, TJA isimli derneğin organize ettiği örgütsel anma etkinliğine katılması, ihbarlar, tape kayıtları, şüphelinin, DTK bünyesinde faaliyet yürüttüğüne ilişkin elde edilen dokümanlar, DTK binasında ele geçirilen örgütsel dokümanlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; şüphelinin, PKK terör örgütünün KCK yapılanması içerisinde örgütün hiyerarşik yapısına dahil olarak faaliyet yürütmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” iddiasıyla açılan kamu davasının Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/711 esasında derdest olduğu,
b)Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2019/22745, Esas No: 2019/9350 ve İddianame No: 2019/2365 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2016 yılı ve öncesi olduğu belirtilerek;
“Veda isimli gizli tanığın 05/07/2018 tarihli teşhisli ifadesinde şüpheli ile ilgili olarak " bu örgüt mensubu 2015 ve 2016 yıllarında Silvan ilçesinde meydana gelen hendek olayları zamanında Hdp yöneticileri ile birlikte hendeklerde dolaşırdı, genelde Tekel Mahallesinde bulunan hendeklere gelirdi. Alanda bulunan örgüt mensuplarına örgütsel propaganda yaparak psikolojik destek veriyordu. Örgütün hendeklerde bulunan üst düzey sorumluları ile görüşmeler yapardı." şeklinde beyanlarda bulunulması nedeniyle şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütü hiyerarşisi içerisinde örgüt üyesi olarak faaliyet yürüttüğü” iddiasıyla birleştirme talepli Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/212 esasında açılan kamu davasının aynı mahkemenin 2018/711 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 06/03/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 28/01/2017 tarihli İlçe Kongresinde HDP Diyarbakır-Silvan İlçe Yönetim Kurulu üyesi seçilen Hülya Biçen’in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan kovuşturmalarının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
358. MUSTAFA AKENGİN (İsa ve Rabia oğlu, 1962 doğumlu, T.C. Kimlik No: 24451647294); (05/11/2017 Tarihli İl Kongresinde Diyarbakır İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi- 09/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2019/53262, Esas No: 2020/8669 ve İddianame No: 2020/2323 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 20/08/2019 olduğu belirtilerek;
“…Şüphelinin PKK/KCK terör örgütü güdümünde faaliyet yürüttüğü değerlendirilen 22.11.2016 tarihli OHAL KHK’sı ile terör örgütleri ile iltisakı ve irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan Batı (Rojava) Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'ne üye olduğu, kolluk tarafından tanzim edilen tutanaklar, kamera kaydı ve fotoğraflarda şüphelinin PKK/KCK terör örgütü talimatları doğrultusunda ve PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan internet siteleri ve basın yoluyla yapılan çağrılar neticesinde gerçekleştirilen birçok eylem, miting, örgüt cenazesi ve basın açıklamasına katıldığının tespit edildiği bu suretle şüphelinin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz edecek şekilde örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde yer aldığı ve bu şekilde üzerine atılı PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” iddiasıyla açılan kamu davasının Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/290 Esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 09/05/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 05/11/2017 tarihli İl Kongresinde HDP Diyarbakır İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Mustafa Akengin’in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan devam eden kovuşturmasının bulunduğu görülmekle, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır.(Ek-26)
359. KEMAL BARAN (Ali ve Tarif oğlu, 1961 doğumlu, T.C. Kimlik No: 27640552102); (21/01/2018 ve 30/12/2020 Tarihli İlçe Kongrelerinde HDP Diyarbakır-Bağlar İlçe Yönetim Kurulu Asıl Üyesi- 19/02/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/11/2020 tarih ve 2020/64 esas, 2020/275 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 18/08/2019 - 20/08/2019 olduğu belirtilerek;
“…Sanığın dosyada yer alan, il genelinde 2013 yılından 2019 yılına kadar bir kısmı PKK/KCK terör örgütünün yayın organlarında yer alan çağrılara uygun olarak, örgütle irtibatlı yapıların organizesinde gerçekleştirilen etkinliklere katılımına ilişkin olarak; PKK/KCK silahlı terör örgütü ve örgüt elebaşı lehine slogan atma, izinsiz gösteri yürüyüşlerine katılma, basın açıklamalarına iştirak etme, örgüt elebaşına uygulanan sözde tecriti protesto maksadıyla başlatılan açlık grevine destek verme, askerî operasyonlar neticesinde etkisiz hale getirilen örgüt mensuplarının taziyelerine katılma şeklinde eylemlerinin bulunduğu, iddianamede yer alan 19 adet eylem ve etkinliğe iştirak edip aktif bir pozisyonda yer aldığının dosya arasında bulunan görüntü inceleme ve fotoğraftan tespit tutanaklarından anlaşıldığı, bu suretle sanığın terör örgütü lehine sloganların atıldığı örgüt mensuplarına ait cenaze törenleri, izinsiz gösteri ve yürüyüş gerçekleştiren gruplara dahil olarak örgütün varlığına açıkça destek verme şeklinde 19 farklı eyleme sistematik bir şekilde istikrar ile iştirak ettiğinin tespit edildiği, tüm bu eylemler bir arada değerlendirildiğinde; sanığın eylemlerinin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk oluşturduğu, sanığın bu anlamda PKK/KCK silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde hareket ettiği, faaliyetlerin yeterli eylem çeşitliliği ve eylem sıklığına ulaştığı,” gerekçesiyle;
Sanığın üzerine atılı “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçu sabit görülmekle, eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3., TCK 'nın 62. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Diyarbakır 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/12/2020 tarih ve 2019/677 esas, 2020/752 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 10/01/2019 olduğu belirtilerek;
“…PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalanüzerinde bulunan -sözde- tecritin kaldırılması ve cezaevi koşullarının iyileştirilmesi amacıyla HDP Hakkâri Milletvekili Leyla Güven'in 07.11.2018 tarihi itibariyle süresiz ve dönüşümsüz olarak -sözde- açlık grevi eylemine başlattığı,
Leyla Güven’e destek ve PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalanüzerinde bulunan -sözde- tecridi protesto etmek bahaneleriyle, olay tarihinde ilde ve diğer illerde bulunan cezaevlerinde terör örgütüne müzahir hükümlü ve tutukluların da -sözde- açlık grevi eylemi başlattıklarının bilindiği,
Bahse konu açlık grevi ile ilgili olarak veya destek mahiyetindeki eylem/etkinlikler ile aynı konunun devamı niteliğindeki her türlü eylem ve etkinliğin (basın açıklaması, açlık grevi, oturma eylemi, stant/çadır kurma v.b) ilde faal olarak hizmet veren tüm ceza infaz kuramlarının (D Tipi, E Tipi/T Tipi) yerleşkelerinin merkez kabul edilerek, bu binaları çevreleyen 2(iki) kilometre çaplı alan içerisinde Valilik Makamının 26/12/2018 tarihli kararı ile 29/12/2018 günü 00.00’dan 12/01/2019 24.00’a kadar 15 (on beş) gün süreyle yasaklanmasına rağmen,
10-01-2019 günü Bağlar ilçesi HDP İl Binasında Leyla Güven isimli şahsın yapmakta olduğu -sözde- açlık grevine destek amaçlı gerçekleştirilen -sözde- halk buluşması etkinliği bitiminde saat: 15:10 sıralarında binadan ayrılan içinde Kemal Baran’ın da bulunduğu grubun Leyla Güven’in tutuklu bulunduğu Bağlar ilçesinde bulunan E Tipi Cezaevi önüne doğru toplu halde ve birlikte yürüyüşe geçmesi üzerine, grubun önü görevli emniyet personeli tarafından kesilerek yürüyüşe izin verilmemiş, bunun üzerine grup içerisinden ayrılan bazı şahısların trafiği kesintiye uğratarak zılgıtlar eşliğinde kısa süreli oturma eylemine geçmesi üzerine, var olan yasaklama kararı doğrultusunda defaten uyarı anonsu yapılmış, grubun dağılmamakta ısrar edip yaptıkları kanunsuz eylemi devam ettirdikleri” gerekçesiyle;
Sübut bulan sanığın üzerine atılı "2911 sayılı yasada belirtilen yasaklara aykırı hareket" suçundan, 2911 Sayılı Kanun'un 28/1, 5237 sayılı TCK’nın 62/1, 51/1. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın ertelenmesine karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 19/02/2018 tarihinden itibaren üyesi olup, 21/01/2018 ve 30/12/2020 tarihli İlçe Kongrelerinde HDP Diyarbakır-Bağlar İlçe Yönetim Kurulu üyesi seçilen Kemal Baran’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve 2911 sayılı Yasaya muhalefet” suçlarından mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (ek-26)
360. SEMRA AKGÜL (Hüseyin ve Şefika kızı, 1979 doğumlu, T.C. Kimlik No: 28330518774); (04/03/2017 Tarihli İlçe Kongresinde HDP Diyarbakır-Dicle İlçe Başkan Yardımcısı- Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/264 Esas Sayılı Dosyasındaki Savunmasına Göre 2014 yılından beri HDP Teşkilatında Yönetici)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2018/17254, Esas No: 2018/5537 ve İddianame No: 2018/1552 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 28/06/2016 olduğu belirtilerek;
“OLAY:
28/06/2016 tarihi saat 10:01 sıralarında PKK/KCK mensuplarının Dicle ilçesi Ergani Caddesi üzerindeki Afet Küme Evleri Sokak girişine 06 AF …. plaka sayılı bomba yüklü aracı park halinde bırakıp polis memuru S.D'in sevk ve idaresindeki 21 EF … plaka sayılı Dicle İlçe Emniyet Amirliği'ne ait aracın Ergani istikametine/Dicle Adliyesi'ne doğru ilerleyerek geçişi esnasında bomba yüklü aracın uzaktan kumanda düzeneğiyle patlatılması, araç içerisinde ön yolcu koltuğunda bulunan polis memuru M. Y.'ın hayatını kaybederek şehit olması, diğer polis memuru S. D.'in yaralanması olayı.
Bu bağlamda;
Kolluk tarafından yakalanan ve hakkında PKK/KCK terör örgütü içerisinde milis-işbirlikçi olarak faaliyet gösterdikleri şeklinde teşhis beyanları bulunan C.A., V.A. ve Semra AKGÜL isimli şüpheliler hakkında soruşturmaya başlanılmıştır…
Hakkında PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ayrıca soruşturma yürütülen M.Y. isimli şahıs şüpheliler V.A. ve Semra AKGÜL ile ilgili olarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığında alınan ifadesinde "02 NOLU FOTOĞRAF:Ben bu örgüt mensubunu FİLİZ olarak biliyorum. Açık kimlik bilgilerini burada sizlerden; Semra AKGÜL …olarak öğrendim. Bu şahsı 2015 yılı içerisinde Dicle kırsal alanda bulunduğum esnada Görese alanına bizim yanımıza geldiği esnada gördüm. Bizim yanımıza geldiğinde eşi V.A.'ün başka bir kadın ile imam nikahlı evlilik yaptığını, bu nedenle ailesi ile ilgilenmediğini ve bu sorunlarından dolayı kendisine yardım etmemizi ve V.A ile görüşerek kendisini uyarmamızı istedi….Bu esnada yanımızda kaldığı süre içerisinde kendisine onun istediği doğrultusunda kaleşnikof marka silah ile atış yaptırdık…Dicle ilçesinde parti içerisinde yönetici konumunda faaliyet gösterdiğini bize söylemişti…
Yine hakkında PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ayrıca soruşturma yürütülen R.K. ve E.D. isimli şahıslar da şüpheliler V.A. ile Semra AKGÜL'ün, PKK/KCK silahlı terör örgütünün milis işbirlikçisi oldukları, kırsal alanda örgüt mensuplarıyla görüştükleri şeklinde teşhis ve beyanlarda bulunmuştur.
Semra Akgül’ün 28/12/2017 tarihinde Başsavcılıkta alınan ifadesinde; " Söz konusu iddialar asılsız ve iftira mahiyetindedir…Ben çevremde Filiz isimle alınırım, çünkü benim göbek ismim Filiz'dir…" şeklinde beyanda bulunmuştur.
Kolluk tarafından kamera kayıtları üzerinde yapılan çalışmalarda PKK/KCK terör örgütü tarafından eylemde kullanılan 06 …… plakalı çalıntı aracın 27/06/2016 tarihinde Hani istikametinden gelerek saat 07:35:40'da Korkut Petrole ait kamera açısına girdiği daha sonra şüpheliler V.A. ile Semra AKGÜL'ün ikamet ettikleri sokağa girerek kamera açısından çıktığı, sokakta yaklaşık 45 dakika kaldıktan sonra bomba yüklü aracın 27/06/2016 günü saat 08:18:53'te …sokaktan çıkarak üçyol istikametine doğru ilerlediği, 27 Mayıs Mah. … sokakta devam ederek eylemin gerçekleştirildiği Ergani Caddesine çıkış yaptığı, 27/06/2016 tarihinde bomba yüklü aracın uzaktan kumanda sisteminde meydana gelen arıza nedeniyle şüphelilerin eylemi gerçekleştiremedikleri, bomba yüklü aracın K.P. isimli iş yerine ait kamera kaydına göre saat 10:15:00'da Hani istikametine doğru ilerleyerek ilçeden çıkış yaptığı,
28/06/2016 tarihinde bomba yüklü aynı aracın K.P. isimli iş yerine ait kamera kayıtlarına göre saat 07:54:21'de tekrardan Hani istikametinden ilçeye geldiği ve şüpheliler V.A. ile Semra AKGÜL'ün ikamet etiikleri …sokağa saat 07:55 sıralarında girerek kamera açısından çıktığı, bomba yüklü aracın olay günü saat 07:55:00 ile saat 08:43 arasında yaklaşık 47 dakika boyunca bu sokakta kaldığı saat 08:43:59'da …Sokaktan çıkarak 27/06/2016 günü izlemiş olduğu güzargah üzerinden (Hani Yolu Caddesinden Üç Yol istikametine doğru ilerleyerek … Ergani Caddesine çıkış yaptığı) eylemin gerçekleştirildiği Ergani Caddesi Afet Küme Evleri Sokak girişine giderek aracın park edildiği, saat 10:01 sıralarında Dicle Adliyesi istikametine doğru ilerlemekte olan 21 EF … plaka sayılı sivil polis aracının geçişi esnasında bomba yüklü aracın patlatılarak eylemin gerçekleştirildiği,
Bomba yüklü aracın 2 gün üst üste şüpheliler V.A. ve Semra AKGÜL'ün ikamet ettiği …sokağa girmesi, belli bir süre yaklaşık 45 dakika beklemesi ve daha sonra eylemin gerçekleştirilmesi durumunun C.A.'nin ifadesinde beyan ettiği "bomba yüklü aracın son hazırlıklarının V.A. ve Semra AKGÜL'ün evinin önünde yapıldığı" şeklindeki ifadesini doğruladığı, şüphelilerin silahlı terör örgütü PKK/KCK nın milis işbirlikçisi olduğunun tanık beyanları ve dosya kapsamındaki delillerle sabit olduğu, savcılık huzurunda alınan ifadelerinde olay günü olay saatinde nerede bulunduklarına dair karı koca olan şüpheliler V.A. ile Semra AKGÜL'ün beyanlarının birbirini doğrulamadığı ( Semra AKGÜL olay anında ...sokaktaki ikametlerinde eşi V.A.’le beraber olduğunu, V. A. ise olay anında Dizdeyni sokaktaki baba evinde gayri resmi nikahlı eşi Z. B.'le birlikte olduğunu beyan etmiştir), V. A.'ün olay anında baba evinde gayri resmi nikahlı eşi Z. B.'le beraber olduğunu iddia ettiği fakat iddiasının kollukta ifadesi alınan Z. B. tarafından doğrulanmadığı, görülmüştür.
C. A., V. A., Semra AKGÜL, E. T.' (ZERDEŞT KOD adlı terörist)’nin PKK terör örgütü üst düzey yöneticilerinin talimatları doğrultusunda, Dicle ilçesinde, polis memurlarına yönelik önceden belirlenen yere park edilen bomba yüklü aracı uzaktan kumanda düzeneği ile infilak ettirmek suretiyle gerçekleştirdikleri eylemde;
Olayda şüpheli Semra AKGÜL'ün bomba yüklü aracın kırsal alandan Dicle ilçe merkezine şüpheli E. T.'nin getirmesine yardım ettiği, yolları gösterdiği aynı zamanda eylem yapılacak yerin keşfini yaptığı, şüpheli C. A.'nin eylemin başarıya ulaşması için keşif gözetleme faaliyeti icra ettiği ve güvenlik güçlerini gözetlediği, bomba yüklü aracın eylemden önceki son hazırlıklarının Semra ve V. A.'ün Hani yolu caddesindeki ikamet ettikleri sokakta şüpheliler tarafından yapıldığı, aracın ZERDEŞT KOD E. T. tarafından olay yerine getirilerek park edildiği, polis aracının geçisi sırasında planlandığı/tasarlandığı şekilde bomba yüklü aracın yolu görecek hakim bir noktadan uzaktan kumanda düzeneği ile infilak ettirildiği,
Diğer şüphelilerle birlikte Semra Akgül’ün PKK silahlı terör örgütünün hiyeraşik yapısı içerisinde hareket ettiği, eylemi de örgütün talimatları doğrultusunda iştirak halinde gerçekleştirdiği, bu itibarla şüphelinin üzerine atılı "Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğününü Bozma", "Yerine Getirdiği Kamu Görevi Nedeniyle Bir Kişiyi Tasarlayarak Öldürme", "Yerine Getirdiği Kamu Görevi Nedeniyle Bir Kişiyi Tasarlayarak Öldürmeye Teşebbüs Etme", "Tehlikeli Maddeleri İzinsiz Olarak Bulundurma" suçlarını işlediği” iddiasıyla açılan kamu davasının Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/376 Esasınsa derdest olduğu anlaşılmıştır. (Semra Akgül’ün kayıtlara geçen HDP üyeliği bulunmadığı ve 03/04/2017 tarihli kongrede HDP ilçe yönetimine seçildiği anlaşılmakta ise de başka bir kovuşturma kapsamında Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/264 Esas sayılı dosyasındaki savunmasında “Ben 12/07/2014 tarihinde iddia edildiği gibi Elazığ ili Arıcak ilçesindeki toplantı gösteri yürüyüşüne katılmıştım. Ben HDP teşkilatında yönetici olarak görev almaktaydım.” şeklindeki beyanı karşısında davalı parti ile 2014 yılından beri olan bağı açıkça ortaya konulmaktadır.)
Görüldüğü üzere davalı partide 2014 yılından beri görev alan ve 04/03/2017 tarihli İlçe Kongresinde HDP Diyarbakır-Dicle İlçe Başkan Yardımcısı seçilen Semra Akgül’ün Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğününü Bozma", "Yerine Getirdiği Kamu Görevi Nedeniyle Bir Kişiyi Tasarlayarak Öldürme", "Yerine Getirdiği Kamu Görevi Nedeniyle Bir Kişiyi Tasarlayarak Öldürmeye Teşebbüs Etme", "Tehlikeli Maddeleri İzinsiz Olarak Bulundurma" suçlarından yargılanmasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
361. AHMET İLAN (Uco ve Hanife oğlu 1955 doğumlu, T.C. Kimlik No: 30508463762); (07/12/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/11/2020 tarih ve 2019/394 esas, 2020/299 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 20/08/2019 olduğu belirtilerek;
“…Sanık Ahmet İlan'ın PKK/KCK terör örgütü güdümünde yer alan yayın organları ve basın açıklamaları neticesinde gerçekleştirilen birçok eylem, miting, örgüt cenazesi ve basın açıklamalarına iştirak ettiği, sanık tarafından aksi iddia edilmiş ise de, 22/11/2016 tarihli terör örgütü KHK ile kapatılan Batı Rojava Derneğine üye olduğunun 14/10/2020 havale tarihli Diyarbakır Valiliği'nin yazısından tespit edildiği, yapılan bu araştırma ve tespitler neticesinde her ne kadar sanık Ahmet İlan savunmalarında, katılım sağlamış olduğu bu eylemlerin üyesi bulunduğu parti yönetimi altında iştirak etmiş olduğu eylemler olduğu şeklinde savunulmuş ise de, söz konusu iddianameye konu 24 adet eylemin terör örgütü propagandasına dönüşmesi nazara alındığında iş bu eylemlere iştirakin salt siyasi hareket olarak değerlendirilemeyeceği, sanığın birden fazla yer alan eylemlere değişik tarihlerde süreklilik arz edecek şekilde devamlı bir şekilde katılım sağlamış olması, yine Uyap kayıtlarından yapılan incelemede, davaya konu suç tarihinden önce silahlı terör örgütü üyeliği suçundan kesinleşmiş mahkumiyetine dair kararın bulunmasına rağmen sanığın örgütsel tavrını devam ettirmesi olgusu bir bütün halinde değerlendirildiğinde, sanığın, PKK silahlı terör örgütü ile organik bağ kurduğu, sanığın PKK/KCK silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiği, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, bu şekilde sanığın üzerine atılı PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” gerekçesiyle sanık Ahmet İlan'ın eylemine uyan TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 3, 5/1, TCK'nın 62. maddeleri gereğince 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 07/12/2017 tarihinden itibaren üyesi olan Ahmet İlan’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan mahkumiyetinin bulunduğu ve Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
362. ALİ ATMAN (Mehmet Salih ve Ayşe oğlu, 1951 doğumlu, T.C. Kimlik No: 31276432660); (02/07/2017 Tarihli İlçe Kongresinde HDP Diyarbakır-Yenişehir İlçe Yönetim Kurulu Asıl Üyesi- 26/12/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun Soruşturma No: 2020/10515, Esas No : 2020/6857, İddianame No: 2020/1850 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 09/05/2019-19/02/2020 olduğu belirtilerek;
“PKK/KCK silahlı terör örgütüne yönelik olarak yürütülen çalışmalar sırasında örgütün gerek kırsal alandaki silahlı kadrolarını arttırmak gerekse halk tabanındaki varlığının devamını sürdürüp tabanı canlı tutmak adına örgüte müzahir şahıslar ve kurumlar vasıtasıyla sosyal medya paylaşımları, açlık grevi eylemleri, kanunsuz eylemlere dönüşen basın açıklamaları, illegale dönüşen açık ve kapalı hava toplantıları, terörist cenazesi törenleri gibi propaganda faaliyetlerine hız verdiği, bu faaliyetleri önemli ölçüde arttırarak geniş kitleleri kontrol altına almayı hedeflediği, HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in sözde tecrit bahanesiyle başlatmış olduğu açlık grevine destek vermek amacıyla örgüte müzahir yayın organları ve internet sitelerinden sıklıkla çağrı maksatlı provakitif paylaşımlar yapıldığı, örgütün bu talimatları doğrultusunda ilde başta olmak üzere ülke genelinde açlık grevleri ve kanunsuz eylemlere dönüşen basın açıklamaları gibi birçok faaliyet gerçekleştiği görülmüş,
Buna istinaden Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğü tarafından PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandasına dönüştüğü anlaşılan ve Diyarbakır'da gerçekleştirildiği tespit edilen kanunsuz eylemlere dönüşen basın açıklamaları, açlık grevi eylemleri, illegal etkinliklere dönüşen açık hava ve kapalı alan toplantıları ile terörist cenazesi törenlerine defalarca aktif katılım sağlayan şahıslar hakkında Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılmış olup;
Bu bağlamda;
1- 29.07.2019 günü Siirt ili Eruh ilçesi kırsalında güvenlik güçlerince yapılan operasyonlarda ölü olarak ele geçirilen Ş. A. isimli teröristin cenazesinin ailesi tarafından teslim alınarak 03.08.2019 günü saat 20.30 sıralarında Diyarbakır'a getirildiği, aynı gün saat 22.25 itibariyle Sur ilçesi B… Mezarlığına defnedildiği görülmüş, buna istinaden Kayapınar ilçesi Fırat Mahallesi … sokak üzerinde bulunan … Evinde 04.08.2019, 05.08.2019 ve 06.08.2019 tarihlerinde 3 gün boyunca devam eden taziye ziyaretlerine şüphelinin de katılım sağladığı,
2- Güvenlik güçleri tarafından PKK/KCK silahlı terör örgütüne yönelik yapılan operasyonlarda ölü olarak geçirilen ve Yeniköy Mezarlığına defnedilen E.T. isimli terörist için 12.12.2019, 13.12.2019 ve 14.12.2019 tarihlerinde Kayapınar ilçesi … adresinde bulunan Yas Evinde 3 gün boyunca devam eden taziye ziyaretlerine şüphelinin 12.12.2019 tarihinde olacak şekilde katılım sağladığı,
3- Yine güvenlik güçleri tarafından düzenlenen operasyonlarda ölü olarak ele geçirilen ve 19.12.2019 tarihinde Bağlar İlçesi Yeniköy mezarlığına defnedilen M.G. isimli terörist için Kayapınar İlçesi .. Camii yanında bulunan ..Yas evinde 20.12.2019, 21.12.2019 ve 22.12.2019 tarihlerinde 3 gün boyunca gerçekleştirilen taziye ziyaretlerine 21.12.2019 tarihinde olacak şekilde katılım sağladığı ve bu şekilde PKK/KCK silahlı terör örgütü ile örgüt mensubu teröristleri benimseyip sahiplendiği tespit edilmiş,
4- PKK/KCK silahlı terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’a hükümlü olarak bulunduğu İmralı Ceza İnfaz kurumunda uygulanan sözde tecriti protesto etmek amacıyla HDP Hakkari milletvekili Leyla Güven ve ceza infaz kurumlarındaki örgüte müzahir şahıslarca süresiz ve dönüşümsüz olarak açlık grevi başlatılmış, örgüte müzahir yayın organları tarafından yapılan çağrılar doğrultusunda, örgüte müzahir şahısları sokağa çekmek, yapılan açlık grevlerinin sahiplenilmesini sağlamak, terör örgütü propagandasını yapmak amacıyla sıklıkla haber paylaşımları yapıldığı görülmüş, buna istinaden halkı sokağa çıkarmayı, terör örgütü propagandasını yapmayı ve olası bir çatışma zemini oluşturmayı amaçlayan provokatif eylemlerin yaşanmaması ve olayların önüne geçilebilmesi amacıyla Diyarbakır Valiliğinin 26.04.219 tarihli ve 2019/2078 sayılı kararı ile bahse konu amaçlar doğrultusunda il genelinde 01.05.2019-15.05.2019 tarihleri arasında, 13.05.2019 tarihli ve 2019/2262 sayılı kararı ile 16.05.2019- 30.05.2019 tarihleri arasında, açık alanlarda her türlü eylem ve etkinlik yasaklanmıştır.
Ceza infaz kurumlarında terör örgütüyle iltisakları nedeniyle bulunan tutuklu ve hükümlülerin başlatmış olduğu açlık grevi ve ölüm orucu eylemleri hakkında kamuoyu oluşturmak ve geniş halk kitlelerince eylemin sahiplenilmesini sağlamak maksadıyla, 09.05.2019 ve 25.05.2019 tarihleri arasında TUAY-DER'in organizasyonuna istinaden (Tutuklu Aileleri ve Yakınları Demeği) Koşuyolu Parkında basın açıklaması ve oturma eylemi yapılmak istenilmiş, bu eylemlerde “Direne direne kazanacağız, Amed uyuma zindanlara sahip çık, Hak hukuk adalet zindanlardan gelecek, Girtîyen siyasi rumeta me ye (Siyasi tutsaklar onurumuzdur), Her der zindan her der berxwedan (Her yer zindan her yer direniş), Biji 8erxwedana zindana (yaşasın zindan direnişi), Selam selam zindanlara bin selam, Biji berxwedana da yıka (Yaşasın annelerin direnişi), Baskılar bizi yıldıramaz, Tecrite bişkinen faşizme hıl veşinin (Tecriti kıracağız faşizmi yıkacağız), Me soz daye zindana faşizme hılweşinın (zindanlara söz vermişiz zindanları yıkacağız), Hak hukuk adalet zindanlardan gelecek, Jin jiyan az adi (kadın yaşam özgürlük)” şeklinde sloganlar atıldığı, ıslık çalındığı ve düdük kullanıldığı, “Azindana diyarbekir emme bişkenin" (Diyarbakır zindanlarını kıracağız) ve “Berxwedana jiyan e serhilban jiyan a" (Direniş yaşamdır, baş kaldırı yaşamdır) ile “Oramar (Dağlıca)” şarkılarının söylendiği tespit edilmiş, şüphelinin de 09-14-17-18-21-22.05.2019 tarihlerinde bu organizasyonlara katılım sağladığı ve yapılan ihtarlara rağmen dağılmadığı belirlenmiş,
Şüphelinin alınan savunmasında bahse konu cenaze törenlerine katılıp katılmadığını hatırlamadığını, HDP Yenişehir ilçe yönetiminde aktif olarak görev aldığını, HDP'nin bilgilendirmesi üzerine suça konu etkinliklere katılmış olabileceğini ancak kesinlikle slogan atmadığını belirttiği görülmüş,
Buna göre şüphelinin oluşan hukuki kesinti sonrasında yenilenen kastıyla silahlı terör örgütü olan PKK/KCK'nın çağrıları ve talimatları üzerine yukarıda belirtilen 2 ve 3 numaralı organizasyonlara katılım sağladığı, herhangi bir akrabalık bağı bulunmayan ve güvenlik güçlerimizce öldürülen teröristleri benimseyip sahiplendiği, örgütün emirlerine uyarak hareket ettiği, bu bağlamda örgüt ile organik bağ kurduğu, bilerek ve isteyerek gerçekleştirdiği süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren belirtilen eylemleri ile örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, ayrıca 4 numaralı organizasyonlarda 2911 sayılı yasaya muhalefet ettiği,” iddiasıyla kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme yönetme bunların hareketlerine katılma, silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından :2911 sayılı Kanunun 28/1, 5237 sayılı TCK’nın 43/1, 314/2, 3713 Sayılı TMK 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile açılan kamu davasının Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/232 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 26/12/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 02/07/2017 tarihli İlçe Kongresinde HDP Diyarbakır-Yenişehir İlçe Yönetim Kurulu üyesi seçilen Ali Atman’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve 2911 sayılı Yasaya muhalefet” suçlarından kovuşturmasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
363. MEHMET SAYİT DEMİR (Mehmet ve Huri oğlu, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 32035408230); (12/05/2019 Tarihli İl Kongresinde HDP Diyarbakır İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi- 08/12/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/02/2021 tarih ve 2019/402 esas, 2021/95 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 06/12/2019 - 10/10/2019 olduğu belirtilerek;
“…sanığın PKK/KCK silahlı terör örgütünün güdümünde yayın yapan internet sitelerinin çağrıları, örgütle irtibatlı bazı yapıların organizesinde gerçekleştirilen etkinlikler üzerine yapılan gösteri, etkinlik, basın açıklaması ve cenaze törenine katılmak suretiyle süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik içerecek eylemleri; PKK/KCK terör örgütü içerisinde silahlı faaliyetler yürüttüğü esnada güvenlik güçlerimizce etkisiz hale getirilen örgüt mensuplarının cenaze ile defin işlemlerini organize etmesi ve katılım için çağrıda bulunması, sanığın yapmış olduğu bazı görüşme içeriklerinde PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyetleri sırasında tutuklanarak cezaevine gönderilen örgüt mensuplarının aileleri(Tuay-der) ve Değer ailesi adı verilen dağda ölen teröristlerin ailelerinin ve yakınlarının ihtiyaçlarının giderilmesi amacı ile kurulan dernek (Meyader) gibi yapılarla irtibatının olması, ailelerin ve tutukluların moral ve motivasyonlarını yükseltmek, örgüt ile bağlarını korumak, cezaevinden çıktıktan sonra tekrar terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmelerini sağlamak amacıyla tutuklu/hükümlüleri ve bunların ailelerini ziyaret etmesi, terör örgütünden aldığı talimatları tutuklu/hükümlülere; aileleri aracılığıyla iletmesi, örgüt ele başına devlet tarafından sözde tecrit uygulanması nedeniyle başlatılan açlık grevlerinin planlanmasına ve genişletilmesine yoğun bir şekilde destek olmak amacıyla nöbet tutma, liste hazırlama ve komisyon kurma gibi aktif faaliyetlerde bulunması, belediyelere yapılan iş alımında PKK/KCK terör örgütüyle iltisaklı veya irtibatlı olduğu değerlendirilen kişilerin seçilmemesi veya görevlerine son verilmesi konularıyla ilgili bu kişilerin işe alımlarına bir şekilde yardımcı olmaya çalışması, 03.10.2019 tarihinde HDP il binası önünde çocuklarının parti tarafından terör örgütü kırsal yapılanmasına kaçırıldığı iddiası ile beklemeye geçen şahısları engellemeye çalışması, sanığın yapmış olduğu bazı görüşme içerikleri ve ikamet aramasında ele geçirilen not kağıdı şeklindeki dokümanlardan PKK/KCK terör örgütünün anayasa olarak kabul ettiği KCK sözleşmesinin 23. Maddesinde tanımlanan Kent Meclisleri ve buna bağlı alternatif yapı olarak adlandırılan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin mahkemelerini tanımayan Uzlaşma ve Soruşturma Komisyonları yapılanması içerisinde aktif olarak faaliyet yürütmesi, keza ikamet aramasında farklı mahkemelerce dağıtılması, toplatılması ve satışının yasaklanmasına dair karar verilen örgütün amaç ve strateji doğrultusunda kaleme alınan kitapların ele geçirilmesi ve sanığın eşi olan F.D. isimli şahsın eşi olan sanık Mehmet Sayit Demir'e ait olduğunu beyan ettiği flash bellekte çok sayıda örgüt üyelerinin ve PKK terör örgütü üst düzey yöneticilerinden biri olan Murat Karayılan ile çekilmiş resimlerinin bulunması birlikte değerlendirildiğinde; sanığın PKK terör örgütünün KCK yapılanması içerisinde örgütün hiyerarşik yapısına dahil olarak faaliyet yürütmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlemiş olduğu anlaşılmış, 10/10/2019 tarihli eyleme katılımı nedeni ile sanığın düzenlenmesi yasak olmasına rağmen katılmış olduğu yasaklı eylemin sonlandırılması amacı ile kolluk güçleri tarafından yapılan sözlü ihtarlara rağmen dağılmayan grubun içerisinde yer almakla 2911 sayılı yasaya muhalefet suçunu işlemiş olduğu” gerekçeleriyle; 2911 sayılı Yasanın 32/1, TCK'nın 62. maddesi gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, TCK'nın 62. maddeleri gereğince 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/12/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 12/05/2019 tarihli İl Kongresinde HDP Diyarbakır İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Mehmet Sayit DEMİR’in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve 2911 sayılı Yasaya muhalefet” suçlarından mahkumiyetlerinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
364. EYÜP KOŞAR (Hasan ve Nafiye oğlu, 1966 doğumlu, T.C. Kimlik No: 33220379458); (28/01/2017, 02/09/2018 ve 29/08/2019 Tarihli İlçe Kongrelerinde HDP Silvan İlçe Yönetim Kurulu Asıl Üyesi - 06/03/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun Soruşturma No: 2018/19318, Esas No: 2018/6153 ve İddianame No: 2018/1718 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 16/03/2018 olduğu belirtilerek;
“…Eyüp KOŞAR isimli şüpheli şahsın Finansman sağlamak amacıyla PKK/KCK terör örgütü adına para topladığı ve PKK/KCK terör örgütünün sözde üst düzey yöneticileri ile ilişki ve irtibat içerisinde olduğu,
… ŞÜPHELİ ŞAHIS HAKKINDAKİ İFADE VE FOTOĞRAF TEŞHİS BEYANLARI:
ÇAYLAK farklı isimli gizli tanık 04.01.2018 tarihinde vermiş olduğu ifade ve fotoğraf teşhis beyanında özetle; "Bu örgüt mensubu kırsal alanda ölen örgüt mensuplarının cenazelerinin Silvan ilçesinde defin edilmesi işlemleriyle ilgilenmekteydi. Silvan MEYA-DER içerisinde yönetici pozisyonunda faaliyet yürütmekteydi. Suriye ülkesi Kobani şehrinde yaşanan çatışma dönemlerinde orada bulunan örgüt mensuplarına yardım amaçlı Şanlıurfa ili Suruç ilçesine gıda ve erzak götüren örgüt mensubudur." şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
SABIR farklı isimli gizli tanık 19.01.2018 tarihinde vermiş olduğu ifade ve fotoğraf teşhis beyanında özetle; ".. Silvan ilçesinde meydana gelen yol kapatma, hendek kazma ve barikat kurma eylemlerine katılan PKK/KCK terör örgütü üyelerinin maddi ihtiyaçlarını Silvan Belediye’ sinin bütçesinden karşılamıştır. Hendek olayları öncesinde Silvan ilçesinde meydana gelen sokak eylemlerine katılan örgüt mensuplarının erzak, yemek, araç gibi ihtiyaçlarını karşılamıştır. PKK/KCK terör örgütüne ideolojik olarak çok bağlıdır ve örgütün kırsal alanda faaliyet gösteren üst düzey örgüt mensupları ile ilişkili ve irtibatlıdır." şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Şüpheli alınan ifadesinde HDP Silvan ilçe Teşkilatında saymanlık görevi yaptığını beyan etmiştir.
A.S. isimli şahsın 05.10.2015 tarihinde vermiş olduğu ifade ve fotoğraf teşhis beyanında özetle; "Kendisi Silvan ilçesinde Güvenlik Güçlerinin olaylara müdahalesi esnasında müdahaleleri engellemek amacıyla oluşturulan Canlı Kalkan grubu içerisinde bulunuyordu. Silvan Belediyesinde çalıştığını biliyorum." şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Dosyada mevcut Telefon tape değerlendirme tutanakları, Gizli tanık beyanları ve Görüntü tespit tutanaklarından; şüphelinin PKK silahlı terör örgütünün hiyerarşisi içerisinde örgütün amacı ve doğrultusunda hareket ettiği bu suretle üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği,” iddiasıyla açılan kamu davasının Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/222 esasında derdest olduğu,
b) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2018/18493, Esas No: 2018/11766 ve İddianame No: 2018/3364 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 22/09/2017, 02/04/2018, 10/04/2018 olduğu belirtilerek;
“B.C.'un 02/04/2018 tarihli beyanında şüpheliyi teşhis ederek "şahsın örgüt mensubu olduğunu, 2015 - 2016 yıllarında silvan ilçesinde meydana gelen hendek olayları zamanında güvenlik güçleri ile çatışmaya girecek olan örgüt mensuplarının şehir merkezine aktarımını beyaz renkli bir minibüs ile gerçekleştirdiğini, alana iki adet kanas silahı bulunan PKK/KCK terör örgütü mensuplarını getirdiğini gördüğü" şeklinde beyanda bulunduğu,
T. T.' nin 10/04/2018 tarihli beyanında şüpheliyi teşhis ederek "şüphelinin 2015 - 2016 yıllarında Silvan ilçesinde meydana gelen hendek olayları zamanında toplumsal eylemlerde en ön saflarda yürüyerek halkı kışkırtan şahıs olduğunu, 2014 yılında Kobani eylemlerinin başladığı süreçte belediye önünden düğüne gideceğiz diyerek şüphelinin kendisini plakasını bilmediği bir araca bindirip Şanlıurfa ili Suruç ilçesine Suriye sınırına kadar kendisini götürdüğünü, orada kendisini YPG saflarına katılmaya zorladığı" şeklinde beyanda bulunduğu,
Takvim Farklı isimli gizli tanığın 22/09/2017 tarihli beyanında şüpheliyi teşhis ederek "Silvan Kaniya Navin parkına gelerek S. P.'a bizzat emir veren kişi olduğunu, eylemlerde gençleri topladığını, eylemlerde kullanılan malzemeleri ZMA plakalı sonunu bilmediği araba ile kendisinin getirdiğini, kırsaldaki köylerden yardım toplayıp merkeze getirerek örgüt mensuplarına dağıttığı, kırsal alandan üst düzey örgüt mensuplarının vermiş olduğu eylem talimatlarını not kağıdı şeklinde ilgililere ilettiği" şeklinde beyanda bulunduğu,…” iddiasıyla Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/222 esas sayılı dosyasıyla birleştirme talepli silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması istemiyle Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, mahkemenin 16/08/2018 tarih ve 2018/558 esas, 2018/546 sayılı kararıyla dosya aynı mahkemenin 2018/222 esasında birleştirildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 06/03/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 28/01/2017, 02/09/2018 ve 29/08/2019 tarihli İlçe Kongrelerinde HDP Diyarbakır-Silvan İlçe Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Eyüp Koşar’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma suçundan” kovuşturmalarının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
365. KADRİYE AKALIN (Hayrettin ve Hava kızı, 1990 doğumlu, T.C. Kimlik No: 34969298314); (06/03/2015 Tarihli İlçe Kongresinde HDP Diyarbakır-Eğil İlçe Başkanı- 02/06/2016- 04/12/2020 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2021/1786, Esas No: 2021/516 ve İddianame No: 2021/136 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 20/11/2020 olduğu belirtilerek;
“ŞÜPHELİ HAKKINDA ELDE EDİLEN DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİNDE
PKK/KCK terör örgütü adına yurt içerisinde faaliyet yürüten örgüt yanlısı oluşumların koordinesini sağlamak, örgüt kararları doğrultusunda gerçekleştirilmesi planlanan her türlü eylemi organize etmek için kurulan KCK/TM (Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye Masası) yapılanmasına yönelik 09/10/2018 günü yapılan operasyon kapsamında DTK’nın (Demokratik Toplum Kongresi) bulunduğu Peyas Mahallesi Kayapınar/Diyarbakır sayılı adresinde yapılan arama sonucu elde edilen FİZİKİ ve DİJİTAL dokümanların incelemesinde;
1-) Fiziki dokümanların yapılan incelemesinde 2017 DTK YENİ DELEGE LİSTESİ / 2017 KOMİSYON LİSTESİ isimli exellerde bulunan DELEGE LİSTESİ - HDP 25 başlığı altında bulunan KURUMLAR isimli sekmede " HDP 25 - KADER AKALIN - AMED – 539619…." şeklinde, DTK 2017 AMED BÖLGE VE KURUM DELEGE LİSTESİ başlığı altında bulunan AMED isimli sekmede " KADER AKALIN - HDP – 539619…. - KURUM" şeklinde, 2017 DTK KADIN DELEGELERİ başlığı altında DTK AMED KADIN LİSTESİ isimli sekmede " 10- KADER AKALIN - HDP – 539619…." şeklinde, 2017 DTK KADIN DELEGELERİ başlığı altında DTK AMED KADIN LİSTESİ isimli sekmede " 23-KADER AKALIN - HDP – 539619…." şeklinde, DTK 2017 DTK AMED KADIN LİSTESİ" isimli sekmede " 28- KADER AKALIN - DBP – 539619…." şeklinde bilgilerin yer aldığı dokümanlar ile;
2-) Kolluk tutanağında 6 nolu doküman olarak belirtilen AMED LİSTESİ başlığı altında " KADER AKALIN - EĞİL – 539619…." şeklinde bilgilerin yer aldığı doküman,
3-) Aynı DTK binasında 26/06/2020 tarihinde yapılan aramalarda elde edilen ve kolluk tutanağından DELEGE LİSTESİ İSMİ ile adlandırılan dokümanda "KADER AKALIN - AMED – 539619….- GELMİŞTİ" şeklinde bilgilerin yer aldığı dokümanlar elde edilmiştir.
Değerlendirme: Elde edilen dokümanlarda yer alan gsm numara bilgisi ile şüphelinin alınan savunmasında kabul ettiği gsm numara bilgisinin aynı olduğu görülmüş olup şüphelinin DTK içerisinde delege olarak faaliyet yürüttüğü ve toplantılarına katıldığı anlaşılmıştır.
Şüpheli alınan savunmasında dokümanlar içerisinde yer alan gsm numarasının kendisine ait olduğunu beyan ederek kendisinin o dönem Eğil ilçe başkanlığı görevini yürüttüğünü ve numarasının herkesçe bilindiğini, kendisinin DTK içerisinde bir faaliyet yürütmediğini, dokümanlarda Kader isminin yazıldığını kendi isminin Kadriye olduğunu beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve özellikle ele geçirilen doküman ve belgelerdeki şüphelinin adının geçtiği kısımlar değerlendirildiğinde, şüphelinin yukarıda bahsedilen amaçları gerçekleştirmek üzere DTK sözde tüzük taslağı ve yine sözde anayasa olarak kabul edilen KCK sözleşmesi doğrultusunda sözde karar alma mercii olan DTK'nın çalışmaları kapsamında örgütsel nitelikteki eylemlere katılarak; diğer DTK üyeleri ile birlikte dört ülke toprakları üzerinde sözde kürt ulusal birliğini sağlamak amacıyla devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, toplumsal ayrışmaya sebep olmak ve halk kitlelerini etkilemeye varan eylemleri amaçladığı, DTK'nın, KCK yapılanmasının çatı örgütü ve sözde en üst karar alma yetkisi bulunan bir üst meclis yapılanması olduğu, eylemlerindeki süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik de gözetilerek tüm bu gerekçeler ile şüphelinin, üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” iddiasıyla açılan kamu davasının Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/18 Esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 02/06/2016 - 04/12/2020 tarihleri arası üyesi olup, 06/03/2015 tarihli İlçe Kongresinde HDP Diyarbakır- Eğil İlçe Başkanı seçilen Kadriye Akalın’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan kovuşturmasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır.
366. MEHMET SIDIK MENGE (Hüseyin ve Samiye oğlu, 1958 doğumlu, T.C. Kimlik No: 35245298592); (28/01/2017 Tarihli İlçe Kongresinde HDP Diyarbakır-Silvan İlçe Başkanı-06/03/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan suç tarihinin 2017 olduğu belirtilerek Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/18418 numarası üzerinden yapılan soruşturmanın aynı Savcılığın 2018/25677 soruşturma numası üzerinde birleştirildiği ve soruşturmanın halen devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 06/03/2017 tarihlerinden itibaren üyesi olup, 28/01/2017 tarihli İlçe Kongresinde HDP Diyarbakır-Silvan İlçe Başkanı seçilen Mehmet Sıdık Menge’nin Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan soruşturmasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
367. MEHMET MENGE (Hüseyin ve Samiye oğlu, 1954 doğumlu, T.C. Kimlik No: 35248298438); (28/01/2015 ve 29/05/2016 Tarihli İl Kongrelerinde Diyarbakır İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi -22/01/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2019/27801, Esas No: 2019/10219 ve İddianame No: 2019/2589 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 02/05/2019 olduğu belirtilerek;
“…Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada tanık beyanı, şüpheli beyanı, araştırma tutanakları, olay tutanakları ve toplanan diğer deliller neticesinde, şüphelinin sayılan eylemlerinin süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik gösterdiği, dolayısıyla şüphelinin PKK silahlı terör örgütü ile organik bağ kurduğu, şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiği, örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde üst kademe yöneticileri tarafından kendisine verilen emir ve talimatlar doğrultusunda hareket ettiği, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, bu şekilde şüphelinin üzerine atılı PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” iddiasıyla açılan kamu davasının Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/241 Esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/01/2015 tarihinden itibaren üyesi olup, 28/01/2015 ve 29/05/2016 tarihli İl Kongrelerinde Diyarbakır İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Mehmet Menge’nin Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan kovuşturmasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
368. DEMET ÖZKARAN (Salih ve Vecibe kızı, 1988 doğumlu, T.C. Kimlik No: 36745250530); (06/02/2016 ve 02/07/2017 Tarihli İlçe Kongrelerinde Diyarbakır Yenişehir İlçe Yönetim Kurulu Asıl Üyesi- 01/06/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a)Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2020/15973, Esas No: 2020/3848 ve İddianame No: 2020/839 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 20/03/2019 olduğu belirtilerek;
“…Şüphelinin dosyada mevcut bir kısmında terör örgütüne müzahir internet sitelerinden yapılan eylem çağrılarının da bulunan toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katıldığı, PKK terör örgütünün amaçlarının yer aldığı sözde KCK sözleşmesine uyan faaliyetler gösteren ve bu nedenle KHK ile kapatılan derneğe üyeliğinin bulunduğu, PKK/KCK terör örgütü içerisinde süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz eden faaliyetlerde bulunan şüphelinin terör örgütüyle organik bağ kurduğu, bu suretle terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olan şüphelinin eyleminin terör örgütüne üye olma suçunu oluşturacağı” iddiasıyla açılan kamu davasının Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/98 esasında derdest olduğu,
b)Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2020/32599, Esas No: 2020/6990 ve İddianame No: 2020/1919 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 14/07/2020 olduğu belirtilerek;
“Tüm dosya kapsamında elde edilen deliller ışığında gizli tanığın anlatımlarından şüphelinin örgütün sözde anayasası olan KCK sistematiğinde belirtildiği şekilde sosyal alan yapılanmaları bünyesinde üye olduğu Rosa Kadın Derneğinin faaliyetleri çerçevesinde örgütsel eylemlerde bulunması, örgütün amaç ve stratejisi doğrultusunda gerçekleşen eylemlere katılması birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin bu şekilde kendi iradesini örgütün iradesine teslim edip PKK/KCK terör örgütünün kurmuş olduğu bu sistemde bir KCK yurttaşı gibi hareket ederek örgüt hiyerarşisine girerek Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçunu işlediği” iddiasıyla Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/255 Esasında açılan kamu davasının aynı mahkemenin 2020/98 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 01/06/2017 tarihinden itibaren üyesi olup 06/02/2016 ve 02/07/2017 tarihli İlçe Kongrelerinde Diyarbakır Yenişehir İlçe Yönetim Kurulu üyesi seçilen Demet Özkaran’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan kovuşturmasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
369. EYLEM CEYLAN (Emin ve Hüsna kızı, 1979 doğumlu, T.C. Kimlik No: 38578168938); (05/11/2017 Tarihli İl Kongresinde HDP Diyarbakır İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi-24/11/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun Soruşturma No: 2018/71069, Esas No : 2018/20807 ve İddianame No: 2018/5630 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 20/08/2016 ve 09/10/2018 olduğu belirtilerek;
“…Şüphelinin alınan savunmasında özetle, KJA derneğinin son döneminde üyeliğini yaptığını, ancak TJA üyesi olmadığını, görüntü tespit tutanaklarında yer alan fotoğrafların kendisine ait olduğunu, görev yaptığı HDP isimli siyasi partinin talimatları ile eylemlere katıldığını…beyan etmiştir.
Şüphelinin, PKK/KCK terör örgütünün kadın yapılanması tarafından oluşturulan ve elde edilen örgütsel doküman içeriğinde terör örgütünün bir yapılanması olduğu belirtilen KJA-TJA (Tevgera Jinen Azat-Özgür Kadın Hareketi) isimli dernek içerisinde faaliyet yürüttüğüne, kadro örgüt mensubu olduğuna ve terör örgütü adına gerçekleştirilen eylemlere katıldığına ilişkin alınan gizli tanık beyanları, şüphelinin, tanık beyanlarını doğrular nitelikteki eylemlere ve PKK/KCK terör örgütünün propagandasının yapıldığı, örgütün çağrıları ile amaçları doğrultusunda gerçekleştirilen bir çok eyleme katılması, eylemlerinin süreklilik, yoğunluluk ve çeşitlilik arz etmesi, şüpheli hakkında tanzim edilen teknik araçlarla izleme tutanakları, tape kayıtları, şüpheli hakkında yapılan açık kaynak araştırması, şüphelinin, terör örgütü ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle kapatılan derneğe üye olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; şüphelinin, PKK terör örgütünün KCK yapılanması içerisinde örgütün hiyerarşik yapısına dahil olarak faaliyet yürütmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği, ayrıca şüphelinin kullandığı sosyal medya hesapları üzerinden terör örgütünün; cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde terör örgütü mensuplarının ve terör örgütünü simgeleyen işaret, yazı ve renklerin bulunduğu görüntü kayıtları ile yazı içeriklerini, değişik tarihlerde birden fazla kez paylaşmak suretiyle üzerine atılı zincirleme şeklinde yayın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği” iddialarıyla açılan kamu davasının Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/825 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 24/11/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 05/11/2017 tarihli İl Kongresinde HDP Diyarbakır İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Eylem Ceylan’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından kovuşturmasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
370. SUAT MUSTAFA ŞENCİ (Süleyman ve Hanife oğlu, 1994 doğumlu, T.C. Kimlik No:40621440090); (07/10/2018 Tarihli İlçe Kongresinde Diyarbakır-Sur Yönetim Kurulu Asıl Üyesi- 04/12/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu Soruşturma No: 2021/17142, Esas No: 2021/4372 ve İddianame No: 2021/1008 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2019 olduğu belirtilerek;
“Şüpheliden el konulan dijital materyallerin incelemesinde örgütsel video ve ses kayıtlarının tespit edildiği, şüphelinin PKK terör örgütü güdümünde faaliyet yürüten Aydın-Der'e kaydının bulunduğu, şüphelinin telefon tapelerinde terör örgütüne müzahir haber sitelerince 17.03.2019 günü Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevi kurumunda BTÖ hükümlüsü olarak tutuklu bulunurken, PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a yönelik sözde tecriti protesto etmek için intihar eden ve PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın intenet sitelerinde sahiplenilen Z.G. isimli şahsın cenazesine katılım ile ilgili görüşmelerin olduğu, ifadesinde de Z.G'in cenazesine katıldığını ikrar ettiği ve gerekçe olarak partiden katılın denilmesi üzerine katıldığını beyan ettiği, şüphelinin dosya arasında yer alan diğer tape kayıtlarında KCK sözleşmesinin 6. bölüm 23 ve 24 maddelerinde yer alan bilgiler ışığında yapılan toplantılara ve çalışmalara ilişkin konuşmaların yer aldığı, tape kayıtlarında gizlilik unsuruna dikkat edildiği, şüphelinin ĞEBAT isimli şahısla yaptığı konuşmalarda PKK/KCK terör örgütünün Avrupa Yapılanması içerisinde faaliyet yürüttüğü değerlendirildiği kendisine ait olan Pasaport ve kimliklerini şüpheli Suat Mustafa Şenci’den getirmesini istediği şüpheli Suat Mustafa Şenci isimli şahsın da pasaport ve kimliğini getireceğini belirterek şüphelinin PKK/KCK terör örgütünün Avrupa üzerinden gelen talimatlarını ĞEBAT isimli şahıs üzerinden aldığının değerlendirildiği, şüphelinin örgütün üst kadrolarından talimat alarak diğer örgüt üyelerine aktardığı, bu kapsamda 24/03/2019 tarihli tape kaydında Murat isimli şahısla yaptığı konuşmada ''büyük talimat var'' diyerek bu hususu beyan ettiği, Harmankaya isimli gizli tanığın şüpheli hakkında PKK/KCK terör örgütü içerisinde özellikle Sur ilçesinde gençlik faaliyetleri yürüttüğüne ilişkin beyan ve teşhisinin bulunduğu, şüphelinin 17/04/2019 ve 09/10/2019 tarihlerinde örgüte müzahir olarak düzenlenen basın açıklamalarına katıldığının tespit edildiği, HDP Sur İlçe Başkanlığı bünyesinde HDP Sur Gençlik Meclisinin 29.12.2018 tarihinde açılışının yapılacağı, bahse konu gençlik meclisinin HDP Sur İlçe Başkanlığı Binası içerisinde faaliyet gösterdiği, her ne kadar legal görünümlü bir yapı olarak görünse de gençlik meclisi çatısı altında HDP’nin siyasi koruma zırhından faydalanarak gençlik meclisleri içerisinde yürütülen faaliyetlerde kadro eğitimi verildiği, örgüt propagandası yapıldığının tespit edildiği, söz konusu mecliste yapılan aramada elde edilen yasaklı kitaplarda şüphelinin 82 adet parmak izinin şüpheliye ait olduğunun tespit edildiği, şüphelinin alınan savunmasında suçtan kurtulmaya yönelik inkar yollu beyanda bulunduğu ve beyanına itibar edilemediği, yukarıda izah edilen delillerde gizli tanığın şüphelinin örgütün kadro olarak Sur gençlik bünyesinde faaliyet yürüttüğüne ilişkin beyanı, şüpheli hakkındaki örgüt üyelerinin cenazelerine ve diğer eylemlere ilişkin tape kayıtları, şüphelinin Surda illegal yapı da ele geçirilen yasaklı kitaplarda parmak izinin tespiti, şüphelinin katıldığı yasa dışı eylemler ve dijital materyalinde ele geçirilen örgütsel videolar bir bütün olarak değerlendirildiğinde şüphelinin PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttüğü, şüphelinin eyleminin süreklilik, yoğunluk çeşitlilik ve içerdiği, şüphelinin örgüt hiyerarşisinde yer alarak kendisine verilen talimatı uygulayarak faaliyet yürüttüğü, örgütün amacı doğrultusunda bilerek ve isteyerek hareket ettiği, bu suretle üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” iddiasıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 314/2, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu 5/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/99 Esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 04/12/2018 tarihinden itibaren üyesi olup, 07/10/2018 tarihli İlçe Kongresinde Diyarbakır-Sur Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Suat Mustafa Şenci’nin Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan kovuşturmasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
371. ERKAN ERENCİ (Fahrettin ve Hamsa oğlu, 1962 doğumlu, T.C. Kimlik No: 42094077384); (05/11/2017 Tarihli İl Kongresinde HDP Diyarbakır İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi- 27/11/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/31916 sayılı soruşturma dosyasında;
Suç tarihlerinin 28/06/2018 ve 27/11/2019 olduğu belirtilerek;
28/06/2018 tarihinde PKK/KCK terör örgütü mensubu M.Y.’ın mezarı başında yapılan anma törenine katıldığı ve şüphelinin sosyal medya hesabında yapılan incelemede PKK/KCK silahlı terör örgütünün lideri Abdullah Öcalan’ın fotoğrafının, üzerinde leşker kıyafeti bulunan PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarının fotoğraflarının ve PKK/KCK silahlı terör örgütünü temsil eden sarı-kırmızı-yeşil renkli ortasında yıldız bulunan bez parçasının paylaşımlarının yapıldığı tespit edilerek, (PKK/KCK) terör örgütü propagandası yapmak ve silahlı terör örgütüne üye olmak suçlarından soruşturma yapıldığı,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 27/11/2017 tarihlerinden itibaren üyesi olup, 05/11/2017 tarihli İl Kongresinde HDP Diyarbakır İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Erkan Erenci’nin Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak ve silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlarından soruşturmasının bulunduğu görülmekle, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı.
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
372. RAMAZAN KAVAL (Seydi ve Kevi oğlu 1958 doğumlu, T.C. Kimlik No: 43570014138); (05/11/2017 Tarihli İl Kongresinde HDP Diyarbakır İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi- 19/10/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun Soruşturma No: 2018/72505, Esas No : 2019/1358 ve İddianame No: 2019/482 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 12/12/2018 olduğu belirtilerek;
“…Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada şüpheli beyanı, araştırma tutanağı, açık kaynak araştırması ve toplanan diğer deliller neticesinde şüphelinin PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü güdümünde yayın yapan ANF Türkçe isimli sitede yer alan eylem çağrılarına binaen 12/12/2018 tarihinde HDP Diyarbakır İl Binasında düzenlenen açlık grevine katıldığı, 04/12/2015, 20/11/2017 tarihlerinde PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü lehine düzenlenen eylemlere katıldığı, şüphelinin bahse konu eylemleriyle PKK/KCK terör örgütünün kullanmış olduğu cebir, şiddet ve tehdit içerikli yöntemleri övdüğü, bu yöntemleri meşru göstermeye çalıştığı, başvurulmasını teşvik ettiği, bu şekilde şüphelinin üzerine atılı PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği” iddiasıyla Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/27 esasına kayıtlı kamu davasının açıldığı ve mahkemenin 23.01.2019 tarih ve 2019/27 esas, 2019/43 sayılı kararı ile dosyanın aynı mahkemenin 2016/480 Esas sayılı (kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme yönetme bunların hareketlerine katılma, kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama, terör örgütü propagandası yapmak, silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından yargılamanın yapıldığı) dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 19/10/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 05/11/2017 tarihli İl Kongresinde Diyarbakır İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Ramazan Kaval’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü üyesi olmak, terör örgütü propagandası yapmak ve 2911 sayılı Yasaya Muhalefet” suçlarından kovuşturmasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
373. NURETTİN BAKAN (Muhyettin ve Kınnı oğlu, 1962 doğumlu, T.C. Kimlik No: 49990764288); (21/01/2018 ve 30/12/2020 Tarihli İlçe Kongrelerinde HDP Bağlar İlçe Yönetim Kurulu Asıl Üyesi -07/02/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun Soruşturma No: 2019/2692, Esas No: 2019/1337 ve İddianame No: 2019/473 sayılı iddianamesiyle;
“Şüphelinin PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü güdümünde yayın yapan ANF Türkçe isimli sitede yer alan eylem çağrılarına binaen 12/12/2018 tarihinde HDP Diyarbakır İl Binasında düzenlenen açlık grevine katıldığı, 15/02/2015, 21/01/2018, 19/11/2017, 19/12/2014, 16/04/2016, 11/10/2012, 02/01/2015 tarihlerinde PKK/KCK silahlı terör örgütü lehine gerçekleştirilen eylemlere katıldığı, şüphelinin bahse konu eylemleriyle PKK/KCK terör örgütünün kullanmış olduğu cebir, şiddet ve tehdit içerikli yöntemleri övdüğü, bu yöntemleri meşru göstermeye çalıştığı, başvurulmasını teşvik ettiği, bu şekilde şüphelinin üzerine atılı PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği,” iddiasıyla 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesine açılan kamu davasının Mahkemenin 21/01/2019 tarih ve 2019/14 esas, 2019/42 sayılı kararı ile aynı mahkemenin 2017/80 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve yargılamanın devam ettiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 07/02/2018 tarihinden itibaren üyesi olup, 21/01/2018 ve 30/12/2020 tarihli İlçe Kongrelerinde HDP Bağlar ilçe yönetim kurulu üyesi seçilen Nurettin Bakan’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan kovuşturmasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
374. MEHMET ŞERİF CAMCI (İbrahim ve Saadet oğlu, 1962 doğumlu, T.C. Kimlik No: 59326231360); (05/11/2017 Tarihli İl Kongresinde HDP Diyarbakır İl Başkanı- 24/11/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a)Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun Soruşturma No: 2018/63146, Esas No: 2018/18108 ve İddianame No: 2018/5027 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 09/10/2018 olduğu belirtilerek;
“…Şüpheli hakkında alınan gizli tanık beyanı, şüphelinin, PKK/KCK terör örgütünün propagandasının yapıldığı, örgütün çağrıları ile amaçları doğrultusunda gerçekleştirilen bir çok eyleme katılması, eylemlerinin süreklilik, yoğunluluk ve çeşitlilik arz etmesi, şüphelinin ikamet adresinde yapılan arama neticesinde elde edilen kitap, DTK binasında yapılan arama neticesinde elde edilen el yazılı doküman, şüphelinin, terör örgütü ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle kapatılan derneğe üye olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; şüphelinin, PKK terör örgütünün KCK yapılanması içerisinde örgütün hiyerarşik yapısına dahil olarak faaliyet yürütmek suretiyle üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” iddiasıyla Türk Ceza Kanunu 314/2, Terörle Mücadele Kanunu 5/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/858 esasında derdest olduğu,
b)Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun Soruşturma No: 2021/10213, Esas No : 2021/2359 ve İddianame No: 2021/529 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2019 olduğu belirtilerek;
“21/09/2019 tarihinde PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü hakkında bilgiler veren XT8825DK65TR92AC isimli gizli tanık şüpheli Mehmet Şerif CAMCI hakkında beyanlarda bulunması üzerine hakkında üzerine atılı suçtan soruşturmaya başlanılmış olup,
Yapılan araştırmalarda;
Gizli Tanık Beyanı:
••1•• XT8825DK65TR92AC farklı isimli verilen tanığın 21/09/2019 tarihinde yapmış olduğu fotoğraftan teşhis ve ifade beyanında şüpheli hakkında;
"Ben bu şahsı ŞERİF CAMCI olarak biliyorum. Açık kimlik bilgilerini burada sizlerden; Mehmet Şerif CAMCI…olarak öğrendim. Bu şahıs HDP İl Binası içerisinde gençlere örgütsel ideolojik eğitimler vermekteydi. Diyarbakır il merkezinde PKK terör örgütünün gençlik yapılanması olan YDG-H/DGH içerisinde faaliyet yürüten şahısların yapacakları sokak eylemleri öncesinde malzeme teminini sağlardı. Sur Olayları devam ettiği sırada HDP Bağlar İlçe Binasında farklı illerden gelen yaklaşık 40 kadar şahıs ile toplandık ve buradan HDP İl Binasına geçtik burada bu şahıs bize “SUR içerisine girerek Kalkan olacaksınız, orada koridor açarak içeride çatışma bölgesinde bulunan örgüt mensuplarının dışarıya çıkmasını sağlayacaksınız” şeklinde konuşma yaptı. Konuşmadan sonra zılgıtlar ve alkışlar eşliğinde HDP İl Binasından çıktık. Çıkarken daha önceden hazırlanmış ve çantalar içerisine yerleştirilmiş EYP (El Yapımı Patlayıcı) ve tabancaları grup içerisindeki 6 kişiye verdiler ve HDP il binasından ayrılarak Sur'a doğru yürüdük. Ofis'e geldiğimizde polisler ile karşılaştık ve grup ikiye ayrıldı grubun yarısı Sur'a yarısı da Kaynartepeye doğru dağıldı Kaynartepeye dağılan grup polisle çatışmaya girdi ve içlerinden 2 kişi orada öldü. HDP il binasında gençlere PKK terör örgütü ideolojisi doğrultusunda sürekli eğitim verir. Eğitimde ön plana çıkan gençlerin kırsal alana silahlı faaliyet yürütmesi için aktarımını yaptırır. Ben bu şahsın Ş.A. isimli şahsı PKK terör örgütünün kırsal alanına gönderdiğini ve katılımını yaptırdığını biliyorum." şeklinde beyanda bulunarak şüpheliyi kesin ve net olarak teşhis ettiği,
Delillerin Değerlendirilmesi, Netice ve Talep:
Yürütülen soruşturma ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttüğü doğrultusunda XT8825DK65TR92AC isimli gizli tanığın beyanlarının bulunduğu, şüphelinin PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttüğü, şüphelinin eyleminin süreklilik, yoğunluk çeşitlilik ve içerdiği, şüphelinin örgüt hiyerarşisinde yer alarak kendisine verilen talimatı uygulayarak faaliyet yürüttüğü, örgütün amacı doğrultusunda bilerek ve isteyerek hareket ettiği, bu suretle üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği,” iddiasıyla Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesine açılan kamu davasının Mahkemenin 18/02/2021 tarih ve 2021/57 esas, 2021/62 sayılı kararı ile aynı mahkemenin 2018/858 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 24/11/2017 tarihinden itibaren üyesi olup, 05/11/2017 tarihli İl Kongresinde HDP Diyarbakır İl Başkanı seçilen Mehmet Şerif Camcı’nın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kovuşturmalarının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
375. MURAT KILIÇ (Ahmet ve Habibe oğlu, 1983 doğumlu, T.C. Kimlik No: 11830540642); (07/10/2018 Tarihli İlçe Kongresinde HDP Diyarbakır Sur İlçe Yönetim Kurulu Yedek Üyesi- 04/12/2018 - 06/10/2020 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/09/2020 tarih ve 2019/451 esas, 2020/249 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 03/09/2019 olduğu belirtilerek;
“…Sanığın eylemleri değerlendirildiğinde, KCK sözleşmesinin, örgüt arşivinden ele geçen uygulanma kabiliyeti bulunmayan bir doküman olmadığı, KCK sözleşmesinin modern devletlerin anayasası biçiminde hazırlanmış olduğu, KCK örgütlenme modelinde aynen devletlerde olduğu gibi yasama, yürütme ve yargı olarak örgütlenmeler oluşturulduğu, KCK yapısının siyasal alana yönelik yapılanması “ekoloji ve yerel yönetimler komitesi”, “sosyal alan”, “ideolojik alan”, “ekonomik ve mali alan komitesi” şeklinde oluşmuş olup, KCK sözleşmesinde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde faaliyetlerde bulunduğu, sosyal alan da kendi içinde sosyal komite, halk sağlığı komitesi, dil ve eğitim komitesi, emekçiler komitesi, şehit aileleri ile dayanışma ve gaziler komitesi, gençlik komitesi, kadın komitesi, özgür yurttaş komitesi, basın komitesi ve benzeri adlarla komite ve koordinasyonlar kurulup faaliyetler yürütüldüğü, legal görünüm altında, esasen KCK’nın amacı doğrultusunda illegal faaliyetlerin, yöre halkına sözde hizmet sunmak amacıyla gerçekleştirilen eylem ve faaliyetlerin, gerçekleştirilmekte olduğu bağlam ile birlikte cebir ve şiddetle ilişkili olduğu, kullanılan yöntem ve takip edilen amacın hukuk ve demokrasi kurallarına uygun olmadığı, PKK/KCK terör örgütüyle amaç veya yöntem bakımından ve yapısal açıdan bağlantısı bulunmakla, siyasi faaliyet ve örgütlenme özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, KCK sözleşmenin 37. maddesinde PKK’dan bahsedilerek; KCK sistemi içindeki her kadronun ideolojik, ahlaki, felsefi ölçüler açısından PKK yapılanmasına bağlı olduğu, aynı zamanda her kadronun yer aldığı çalışmanın, çalışma ilkeleriyle faaliyet yürüteceği, keza 36. maddede ise PKK’nın KCK sisteminin ideolojik gücü olduğu, “önderlik” olarak ifade edilen yapının PKK’nın felsefesinin ve idolojisinin hayata geçirilmesinden sorumlu olduğu, KCK sistemi içerisinde her çalışanın, PKK’nın ideolojik ve ahkali ölçülerini esas aldığı, bu belirleme PKK ile KCK arasındaki organik bağlantıyı gösterdiği, bu belirlemeler içeriğine göre; yukarıda ayrıntısı yazılı katıldığı eylemler nazara alındığında sanığın sözde siyasi faaliyet kimliği ile KCK sözde yürütme erki alanı içerisinde faaliyet gösterdiği, katıldığı eylemler içeriğine göre konumunun, yapılanması ve işlevi siyasi faaliyet veya örgütlenme özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte olmadığı, yukarıda ayrıntısı açıklanan ve açıkça PKK/KCK terör örgütü propagandasına dönüşen bir kısmında açık örgüt çağrısı bulunan 9 adet eylemlere katılarak örgütsel destek verdiği, silahlı terör örgütü PKK/KCK’ya müzahir yayın organlarınca yapılan çağrılar üzerine gerçekleştirilen, terör örgütünün propagandasına dönüşen eylemlere katılan, yakın akrabası olduğu ispat olunmayan terör örgütü mensuplarının cenaze definlerine-taziyelerine ve yasadışı gösteri yürüyüşlerine katılan sanığın, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren eylemleri nedeniyle silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği,” gerekçesiyle; TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 5/1, 5237 sayılı TCK'nın 62/1. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 04/12/2018-06/10/2020 tarihleri arası üyesi olup, 07/10/2018 tarihli İlçe Kongresinde HDP Diyarbakır Sur İlçe Yönetim Kurulu yedek üyesi seçilen Murat Kılıç’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan mahkumiyetinin bulunduğu görülmekle, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
376. İBRAHİM ERGİN (Maşuk ve Keziban oğlu 1975 doğumlu, T.C. Kimlik No: 43687786706); (Mart 2017 Tarihi İtibarıyla HDP Kocaeli İl (Eş) Başkanı; 04/12/2014- 25/04/2019 Tarihleri Arası ve 30/09/2019 Tarihinden Sonra HDP Üyesi)
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2017/31450, Esas No: 2018/3221 ve İddianame No: 2018/798 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 2017 olduğu belirtilerek;
“…A- PKK/KCK terör örgütünün kendisine müzahir yayınlar yapan çeşitli haber sitelerinden elebaşı Abdullah Öcalan’a uygulanan sözde Tecrit ile Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarının iyileştirilmesi amacıyla tutuklu terör örgütü mensuplarının başlatmış olduğu açlık grevi eylemine destek olunması ve kamuoyu oluşturulması yönündeki çağrıları doğrultusunda; Şüphelinin HDP İl başkanı olduğu dönemde HDP İl Başkanı sıfatıyla Kocaeli HDP İl Teşkilatı tarafından organize edilen ve HDP Dilovası ve Gebze İlçe Binalarında gerçekleştirilen Açlık Grevi eylemini organize eden şahıslardan olduğu ve bu eyleme katılarak açılış konuşmasını yaptığı tespit edilmiştir.
Söz konusu "açlık grevinin", kademeli olarak terör örgütünün talimatlarını yayınlayan ANF isimli haber sitesinden duyurulmasını ve yine PKK KONGRE GEL' in çağrısını müteakiben yapılması, keza şüphelinin bu eylemin düzenleyicisi konumunda olması ve aynı zamanda eylem kapsamında hatiplik görevini üstlenmesi gibi hususlar bir bütün halinde değerlendirildiğinde, şüphelinin örgütün hiyerarşik yapısı dahilinde hareket ettiği ve bu itibarla örgüt üyesi olduğu kanaatini uyandırmaktadır.
B- Şüphelinin, HDP (Halkların Demokratik Partisi) tarafından düzenlenmek istenen Nevruz etkinliğine Mülki idare tarafından izin verilmemesi sebebiyle HDP Dilovası İlçe Binasında 18 Mart 2017 tarihinde Nevruz Etkinliği adı altında düzenlenen ve terör örgütünün propagandasına dönüştürülen kapalı yer toplantısını organize eden şahıslardan olduğu ve düzenlenen eylemde örgütsel içerikli konuşmalar yaptığı yaptığı tespit edilmiştir.
Şüphelinin eylemi, toplumun belirli bir kesimin inanç, tutum ve davranışlarını yönlendirmek amacıyla bilinçli olarak seçilmiş bilgi, olgu ve savları sistemli bir çaba ve çeşitli araçları kullanarak yayma etkinliği olarak ve bu kapsamda örgüt propagandası eylemi niteliğinde değerlendirilmiştir.
C- Şüpheli İbrahim Ergin sosyal paylaşım sitesi facebook isimli internet sitesinde kendi adına açmış olduğu hesabından terör örgütünün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda paylaşımlarda bulunduğu yaptığı tespit edilmiştir.
Şüphelinin eylemi, geniş bir kitleyi, belirli hedefler doğrultusunda ikna etme çabası ve bu yolla kitlenin desteğini sağlama çabası olarak yine örgüt propagandası kapsamında değerlendirilmiştir.” İddialarıyla;
İbrahim Ergin hakkında terör örgütü propagandası yapmak, silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından Türk Ceza Kanunu 314/2, Terörle Mücadele Kanunu 7/2, 5/1. maddeleri uyarıca cezalandırılması istemi ile açılan kamu davasının Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/99 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 04/12/2014- 25/04/2019 tarihleri arası ve 30/09/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, yukarıda belirtilen iddianameye göre 2017 tarihinde Kocaeli HDP İl (Eş) Başkanlığı yapan İbrahim Ergin’in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör örgütü propagandası yapmak suçlarından” yargılamasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
377. MÜZEYYEN BELKE (Osman ve Muhbet kızı, 1981 doğumlu, T.C. Kimlik No: 12041817172); (31/01/2015 Tarihli Edirne Merkez İlçe Kongresi İle 16/04/2016 ve 21/01/2018 Tarihli Edirne İl Kongresinde Yönetim Kurulu Asıl Üyesi - 30/12/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/09/2018 tarih ve 2016/205 esas, 2018/195 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 20/12/2015 olduğu belirtilerek;
“…Diyarbakır ve Şırnak illerinde ve bir takım ilçelerinde PKK/KCK terör örgütü mensuplarının hendek kazarak, barikat kurup Özyönetim ve Özerklik ilan ederek bombalı ve silahlı saldırıda bulunanların güvenlik güçleri ile aralarında yaşanan çatışmaları protesto etmek amacıyla 20.12.2015 günü Edirne Dem-Genç organizesinde, ağırlıklı olarak dernekle bağlantılı öğrencilerin katılımı ile Edirne HDP İl binası önünde toplanan şahısların elinde taşıdığı "Saray Savaş, Halklar Barış İstiyor- Edirne Dem-Genç" yazılı pankart ve terör örgütünün propagandası niteliğindeki sloganlar eşliğinde Saraçlar Caddesi PTT hizmet binası önüne kadar yapılan yürüyüş sonrasında bir basın açıklaması eylemi gerçekleştirildiği,
Somut olayda sanıkların bir kısmı tarafından taşınan "Bir ağacı kanla sularsan ağaç senden intikam alır, akıttığınız kanda boğulacaksınız, cizreden silopiden sonra edirne'de barış olmaz, öldürdükleriniz terörist değil insanlıktır, faşizm hendeklerden geçemez, barikatın ardı özgür vatandır, katliamlara sessiz kalma" ibarelerini içeren dövizler ile sanıklar tarafından atıldığı tespit edilen "Cizre halkı onurumuzdur, Biji berxwedana Cizre (yaşasın cizre direnişi), Biji berxwedana Nusaybin (yaşasın nusaybin direnişi), Biji berxwedana Silopi (yaşasın silopi direnişi), Biji biratiya Gelan, Kürdistan Goristan ji bo faşistan (Kürdistan faşizme mezar olacak), Kürdistanda direnen halkımıza bin selam, Gün gelecek devran dönecek katiller halkımıza hesap verecek, Kürdistan faşizme mezar olacak, Şehid Namırın (şehit ölmez), faşizme karşı omuz omuza" şeklindeki sloganların,
Örgütün “cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da teşvik edecek nitelikte olduğu, doğrudan PKK/KCK terör örgütünün hendek kazması ve güvenlik güçleri ile çatışması ile öz yönetim – öz savunma ilanlarını desteklediği, "kan, intikam, Edirne'de barış olmaz, hendek, barikat, direniş vb. bir çok ibareyi" içeren basın açıklaması, döviz ve sloganların mesajlarının şiddete çağrı, tahrik ve teşvik edici ya da silahlı direnişe ve isyana davet şeklinde veya insanda saldırgan duygular oluşturacak biçimde anlamsız bir nefret yarattığı, yürüyüş yapan gruba ve caddede bulunan halka karşı, öz yönetim ilanlarını ve buna karşı harekete geçen kamu otoritesini tanımamayı ve itaatsizliği destekler içerikteki basın açıklamasının yapıldığı, toplum içerisinde bulunan ve yargılaması yapılan sanıkların alkış, döviz ve sloganlarla bu basın açıklamasını desteklediği, PKK/KCK silahlı terör örgütünün talimatı doğrultusunda gerçekleşen bu olay kapsamında yapılan basın açıklamasının, şahısların taşıdıkları dövizler ile dile getirdiği sloganların tek tek anlamlarının terör örgütünün propagandası olduğu,” gerekçesiyle;
Terör örgütü propagandasına dönüşen toplantı ve yürüyüşe katılan sanık Müzeyyen BELKE’nin 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK’nın 62/1 inci maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, karar verildiği ve bu kararın 02/11/2018 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 30/12/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 31/01/2015 tarihli Edirne –Merkez İlçe Kongresinde, 16/04/2016 ve 21/01/2018 tarihli Edirne İl Kongrelerinde Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Müzeyyen Belke’nin Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan mahkumiyetine karar verildiği görülmekle Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
378. SELAHATTİN KARATOPRAK (Abdullah ve Faize oğlu, 1983 doğumlu, T.C. Kimlik No: 13667512922); (31/01/2015 Tarihli Edirne-Merkez İlçe Kongresinde Merkez İlçe Başkanı, 21/01/2018 Tarihli Kongresinde Edirne İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 21/12/2014 - 16/02/2021 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a) Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/09/2018 tarih ve 2016/205 esas, 2018/195 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 20/12/2015 olduğu belirtilerek;
“…Diyarbakır ve Şırnak illerinde ve bir takım ilçelerinde PKK/KCK terör örgütü mensuplarının hendek kazarak, barikat kurup Özyönetim ve Özerklik ilan ederek bombalı ve silahlı saldırıda bulunanların güvenlik güçleri ile aralarında yaşanan çatışmaları protesto etmek amacıyla 20.12.2015 günü Edirne Dem-Genç organizesinde, ağırlıklı olarak dernekle bağlantılı öğrencilerin katılımı ile Edirne HDP İl binası önünde toplanan şahısların elinde taşıdığı "Saray Savaş, Halklar Barış İstiyor- Edirne Dem-Genç" yazılı pankart ve terör örgütünün propagandası niteliğindeki sloganlar eşliğinde Saraçlar Caddesi PTT hizmet binası önüne kadar yapılan yürüyüş sonrasında bir basın açıklaması eylemi gerçekleştirildiği,
Somut olayda sanıkların bir kısmı tarafından taşınan "Bir ağacı kanla sularsan ağaç senden intikam alır, akıttığınız kanda boğulacaksınız, cizreden silopiden sonra edirne'de barış olmaz, öldürdükleriniz terörist değil insanlıktır, faşizm hendeklerden geçemez, barikatın ardı özgür vatandır, katliamlara sessiz kalma" ibarelerini içeren dövizler ile sanıklar tarafından atıldığı tespit edilen "Cizre halkı onurumuzdur, Biji berxwedana Cizre (yaşasın cizre direnişi), Biji berxwedana Nusaybin (yaşasın nusaybin direnişi), Biji berxwedana Silopi (yaşasın silopi direnişi), Biji biratiya Gelan, Kürdistan Goristan ji bo faşistan (Kürdistan faşizme mezar olacak), Kürdistanda direnen halkımıza bin selam, Gün gelecek devran dönecek katiller halkımıza hesap verecek, Kürdistan faşizme mezar olacak, Şehid Namırın (şehit ölmez), faşizme karşı omuz omuza" şeklindeki sloganların,
Örgütün “cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da teşvik edecek nitelikte olduğu, doğrudan PKK/KCK terör örgütünün hendek kazması ve güvenlik güçleri ile çatışması ile öz yönetim – öz savunma ilanlarını desteklediği, "kan, intikam, Edirne'de barış olmaz, hendek, barikat, direniş vb. bir çok ibareyi" içeren basın açıklaması, döviz ve sloganların mesajlarının şiddete çağrı, tahrik ve teşvik edici ya da silahlı direnişe ve isyana davet şeklinde veya insanda saldırgan duygular oluşturacak biçimde anlamsız bir nefret yarattığı, yürüyüş yapan gruba ve caddede bulunan halka karşı, öz yönetim ilanlarını ve buna karşı harekete geçen kamu otoritesini tanımamayı ve itaatsizliği destekler içerikteki basın açıklamasının yapıldığı, toplum içerisinde bulunan ve yargılaması yapılan sanıkların alkış, döviz ve sloganlarla bu basın açıklamasını desteklediği, PKK/KCK silahlı terör örgütünün talimatı doğrultusunda gerçekleşen bu olay kapsamında yapılan basın açıklamasının, şahısların taşıdıkları dövizler ile dile getirdiği sloganların tek tek anlamlarının terör örgütünün propagandası olduğu,” gerekçesiyle;
Terör örgütü propagandasına dönüşen toplantı ve yürüyüşe katılan sanık Selahattin Karatoprak’ın 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK’nın 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b)Edirne Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2019/3471, Esas No: 2019/1266 ve İddianame No: 2019/168 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 07/10/2014, 13/07/2015, 12/08/2016 olduğu belirtilerek;
“…Şüpheli Selahattin Karatoprak'ın suç tarihi itibariyle daha önceki ve daha sonraki tarihlere ilişkin sosyal paylaşım hesaplarının incelenmesinde 07/10/2014 tarihinde, 13/07/2015 tarihinde ve 12/08/2016 tarihinde PKK/KCK-YPG/PYD Silahlı Terör Örgütü yanlısı ve savaşçısı olan kişilerin fotoğraf ve ambleminin paylaşımının yapıldığı,
Tespit edilmiştir.
Şüpheli Selahattin Karatoprak’ın suça konu materyallerin HDP İl Binasında bulunduğu sıralarda HDP İlçe Başkanlığı görevinin yaptığı, şüpheliye ait sosyal paylaşım hesaplarının incelenmesinde 07/10/2014 tarihinde, 13/07/2015 tarihinde ve 12/08/2016 tarihinde PKK/KCK-YPG/PYD Silahlı Terör Örgütü yanlısı ve savaşçısı olan kişilerin fotoğraf ve amblemlerinin paylaşımının yapıldığı, şüphelinin söz konusu paylaşımları yaptığı sırada iş bu paylaşımları ile aynı nitelikteki suça konu materyallerin HDP İlçe Başkanlığının bulunduğu binada duvarlara asılması suretiyle terör örgütü propagandasını yaptığı” iddiasıyla açılan kamu davasının Edirne 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/52 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 21/12/2014 - 16/02/2021 tarihleri arasında üyesi olup, 31/01/2015 tarihli Edirne –Merkez İlçe Kongresinde İlçe Başkanı, 21/01/2018 tarihli Edirne il Kongresinde Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Selahattin Karatoprak’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, terör örgütü propagandası yapmak suçundan mahkumiyetinin bulunduğu ve aynı suçtan devam eden kovuşturmasının olduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
379. YAŞAR ARAT (Bahattin ve Fikriye oğlu, 1982 doğumlu, T.C. Kimlik No: 61924271754); (02/11/2014 Tarihli Gaziosmanpaşa İlçe Kongresinde İlçe Başkanı, 10/04/2016 Tarihli İstanbul İl Kongresinde Yönetim Kurulu Yedek Üyesi ve 11/06/2017 Tarihli İstanbul İl Kongresinde İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 27/10/2014 - 05/02/2019 Tarihleri Arası ve 18/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/07/2018 tarih ve 2018/121 esas, 2018/144 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 2017 olduğu belirtilerek;
“Sanığın sosyal medya hesabından;
(09/10/2017 tarihinde ''Komplocular komploya sahip çıkmaz Öcalan'a özgürlük, PKK'ye legalitel...#VeysİSARISÖZEN PKK önderine karşı yapılan uluslararası komplonun bir uğursuz yıldönümünü daha karşılıyoruz..'',
04/10/2017 tarihinde, 2015 yılı Ekim ayında Şırnak ilinde kolluk görevlileriyle girdiği çatışmada öldürülen Siyabend kod adlı PKK mensubu H.L.B.'in resminin bulunduğu ve üzerinde ''bu gece beni yüreğimden vurdular, Şırnağın orta yerinde bedenim düştü düşman ellere, dirimle baş edemediler cenazemi sürüklediler ... anne, #H.L.B.'',
03/10/2017 tarihinde, 2015 yılı Ekim ayında Şırnak ilinde kolluk görevlileriyle girdiği çatışmada öldürülen Siyabend kod adlı PKK mensubu H.L.B.’nın resminin bulunduğu görseli ''bu gün günlerden # H.L.B.’in insanlığın yerlerde sürüklenerek katledildiği gün...
25/09/2017 tarihinde ''Güney Kürdistan haklı Kürdü, Türkmeni, Arabı, Ermenisi, Keldanisi, Asuri/Süryanisi, Eezidisi, Şiisiyle #Kürdistan'a EVET dedi.#PİROZ BE'',
13/08/2017 tarihinde, bayan bir PKK örgüt mensubuna ait fotoğrafının bulunduğu görseli ''elinizin hamuruyla erkek işine karışın, karışın ki dünya sevgi hamuruyla yoğrulsun, karışın ki Aşk olsun barış olsun özgür bir yaşam olsun Devrim olsun!'',
25/07/2017 tarihinde, PKK terör örgütü mensubunun bulunduğu görseli ''Sarıl Sımsıkı heval, bir mevsimin soğukluğında, Isıt yüreğimi bişeyler fısılda kulağıma, Masmavi bir gökyüzünü anlat bana, Bir şehrin yağmalanmış çocuklardan bahset, Hadi bişeyler dök yüreğinden yüreğime, dağılsın öfke hüzün, acı benliğimden, Konuş benimle heval, Yasaklanmış bir alfenin sözcükleriyle, Yok olmuş bir tarihten bahset, Anlat heval anlat, Dağlardan geçen nehirleri, Dağlarda yeşeren umutları ve dağlardan geçen zemheri yürüyüşleri anlat!'',
30/05/2017 tarihinde, PKK ve YPG terör örgütleri mensubu olan ve Suriye ülkesinde IŞID terör örgütü ile girilen çatışmada öldüğü bilgisi bulunan Destan Yörük kod adli A.D.K.’e ait sözde üniformalı fotoğrafın bulunduğu görseli ''bu tarih, Destan yazanların tarihidir bir uçtan bir uça kardeşlik köprüsü kuranların tarihidir, bugünlerden geriye, bir yarına gidenler kalır, bir de yarınlar için direnenler #A.D.K. Ölümsüzdür'',
18/05/2017 tarihinde, Siirt ilinden yapıldığı görülen kendisine ait fotoğrafları ''Dağlarına bahar gelmiş memleketimin Bahar her yerde güzeldir Kürdistan'da başka güzel'',
07/06/2017 tarihinde, PKK ve YPG terör örgütleri mensubu olan ve Suriye ülkesinde IŞID terör örgütü ile girilen çatışmada öldüğü bilgisi bulunan Destan Yörük kod adli A.D.K.’e ait sözde üniformalı fotoğrafın bulunduğu görseli ''MASAL DEĞİL HAYATIN GERÇEĞİ KIRMIZI FULARLI KIZ'' Rojava'da Türk ölmek!/Ragıp Duran, onlar elde silah YPG saflarında İŞİD'e karşı savaşıyor, milliyetçilik hakaretlerle saldırıyor, çünkü bu çocuklar konum, tutum ve hatta cenazeleriyle, Türk milliyetçiliğinin ezberini boyuyor... '' şeklindeki paylaşımlarla;
Sanığın üzerine atılı PKK/YPG silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçu sabit görülmekle eylemine uyan 3713 sayılı Yasanın 7/2 maddesinin 2. cümlesi, TCK'nın 43/1 maddeleri gereğince 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın 11/02/2019 tarihinde kesinleştiği,
b) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunun 2020/53531 numaralı soruşturma evrakının incelenmesinde;
22/10/2017 tarihli saat 15.00 sıralarında PKK/KCK silahlı terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın sözde tecrit edilmesi, durumundan haber alınmadığı, yakınları ve avukatları ile görüştürülmediği bahanesiyle Halkların Demokratik Partisi organizesinde Kadıköy İlçesi Khalkedon Meydanına yaklaşık 10 kişiden müteşekkil grubun gelerek beklediği, bekleyen gruptaki kişilerin kolluk görevlilerince söz konusu yerde toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılmasını Kadıköy Kaymakamlığınca yasaklandığını ihtar edilmesi üzerine grubun Khalkedon Meydanını terk ederek kilise meydanına doğru ilerlemeye başladığı, gruba yaklaşık 10 kişinin daha eklendiği, burada kolluk görevlilerince toplantı gösteri yürüyüşü yapmanın yasak olduğunun ihtar edildiği, açık kimlik bilgileri yazılı şüphelilerin de içlerinde bulunduğu grubun "biji serok apo" şeklinde sloganlar atmaları üzerine gruba müdahale edilerek şüphelilerin yakalandığı, Yaşar ARAT’ın da aralarında bulunduğu şüpheliler hakkında PKK/KCK silahlı terör örgütü elebaşısını ve dolayısıyla terör örgütünü övücü mahiyette slogan atmak suretiyle terör örgütünün propagandasını yapma suçundan derdest olan soruşturmanın bulunduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 27/10/2014 - 05/02/2019 tarihleri arası ve 18/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, 02/11/2014 tarihli İlçe Kongresinde Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı, 10/04/2016 tarihli İl Kongresinde İstanbul İl Yönetim Kurulu yedek üyesi ve 11/06/2017 tarihli Kongrede ise İstanbul İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Yaşar Arat’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” mahkumiyetinin bulunduğu ve yine terör örgütünün propagandasını yapma suçundan devam eden soruşturmasının bulunduğu görülmekle, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı.
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
380. BİRGÜL DEMİREL (YANI) (Emin ve Sabiha kızı, 1968 doğumlu, T.C. Kimlik No: 53362433986); (15/11/2014 Tarihli İlçe Kongresinde Antalya Kemer İlçe Başkan Yardımcısı, 09/04/2016 ve 02/12/2018 Tarihli Kongrelerde Antalya İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 15/10/2014 – 24/09/2019 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a)Antalya 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/06/2018 tarih 2017/192 esas, 2018/186 sayılı kararı ile;
Suç tarihlerinin 16/03/2017 - 20/01/2017 - 05/04/2017 -27/11/2016 - 04/05/2017 olduğu belirtilerek;
“…Sanık hakkındaki toplanan delillere göre sanığın örgüt üyeliğinden soruşturma geçiren kişilerin duruşmalarını takip ettiği, avukat temini için çaba sarfettiği, terör örgütüne yardım amacıyla kurulduğu kanaatine varılan derneğe yoğun bir şekilde yardım topladığı, örgütün kuruluş yıl dönümünde düzenlenen kapalı yer toplantısına katılmak için bulunduğu, ölen örgüt üyelerinden şehit olarak bahsedip taziyelerine katıldığı, örgütün kadın yapılanması KJA ya dahil olduğu, sözde Nusaybin de yaşanan katliamı protesto amaçlı yapılan basın toplantısında yer aldığı, neticeten terör örgütü faaliyet kapsamında, eylemlerinin çeşitliği yoğunluğu sürekliliği dikkate alınarak örgüt ile organik bağı olduğu, örgüt hiyerarşisine dahil olduğu,” gerekçesiyle; PKK/PYD silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan sübut bulan eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nun 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nun 62/1. maddeleri gereğince 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 18/07/2018 tarih ve 2018/57624 soruşturma 2018/18256 esas sayılı iddianamesiyle;
Snığın kendisine ait sosyal paylaşım sitesi facebook üzerinden 13.09.2015 tarihinde profil resmi olarak PKK/KCK terör örgütüne katılan kız kardeşinin leşger kıyafetli fotoğrafını paylaştığı ve savunmasında kız kardeşinin şehit olduğundan söz ettiği, sanığın paylaştığı fotoğrafın anlamını, içeriğini bilmesine rağmen başka fotoğraf kullanma imkanı bulunmasına rağmen, özellikle bu fotoğrafı tercih etmesi, paylaşması suretiyle PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği, iddiasıyla Antalya 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/10/2018 tarih ve 2018/305 esas, 2018/260 sayılı kararı ile;
Sanığın atılı silahlı terör örgütü propagandası yaptığı anlaşıldığından eylemine uyan 3713 sayılı Kanununun 7/2, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 62. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, karar verildiği ve bu kararın 07/11/2018 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 15/10/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 09/04/2016 ve 02/12/2018 tarihli İl Kongrelerinde Antalya İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Birgül Demirel (Yanı)’nın Anayasa mahkemesi, Yargıtay, mahkemeler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile dünyanın pek çok ülkesi tarafından evrensel hukuk kuralları gereği terör örgütü olarak kabul edilen PKK/KCK silahlı terör örgütü kapsamında, terör örgütü üyesi olmak ve terör örgütü propagandası yapmak suçlarından mahkumiyetlerinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
381. GÖGERÇİN ARAS (Şakir ve Herdem kızı, 7974 doğumlu, T.C. Kimlik No: 49009329354); (HDP Ankara İl Yönetiminde Görevli, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Merkez Disiplin Kurulu Yedek Üyesi, 10/12/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/145708 Soruşturma, 2016/43854 Esas sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 19/11/2015, 25/11/2015, 20/12/2015, 28/12/2015, 12/02/2016, 14/02/2016 olduğu belirtilerek;
1-Şüphelinin PKK/KCK Terör Örgütüne ait oluşumlardan KCK/TY Sosyal Alan Komitesi'ne Bağlı KJA Yapılanması içerisinde faaliyet gösterdiği, PKK/KCK terör örgütünün illegal yapılanmaları olan Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H) ve Demokratik Emek Platformu (DEMEP) içerisinde faaliyet gösteren şahıslarla irtibatlı olduğu yönünde bilgilerin elde edildiği,
2-Şüphelinin sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden PKK/KCK terör örgütü propagandası yaptığı, yaptığı paylaşımlarla halkı kin ve düşmanlığa sevk edici görüş beyan ettiği, ayrıca devlet büyüklerine hakaret ettiği, terör örgütü mensuplarını sahiplenerek övücü mahiyette paylaşımlarda bulunduğu, bu doğrultuda terör örgütü adına silahlı olarak faaliyet yürütmek üzere eleman temini çalışmaları içerisinde olduğu, bu bilgiler doğrultusunda şahsın PKK/KCK terör örgütü mensubu olarak faaliyet gösterdiği,
…
4-Güvenlik güçlerimizin PKK/KCK terör örgütüne yönelik Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde gerçekleştirmiş olduğu operasyonlar ve sokağa çıkma yasaklarını protesto etmek amacıyla PKK/KCK terör örgütünün kadın yapılanması olan KJA(Özgür Kadın Kongresi) Ankara İl Koordinasyonu organizesinde, 20.12.2015 tarihinde İlimiz Çankaya İlçesi Güvenpark önünde düzenlenen basın açıklamasına katıldığı,
5-25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet ile Mücadele Günü dolayısıyla İlimiz Çankaya İlçesi Kolej Kavşakta başlayıp Sakarya Caddesi üzerinde son bulan 25 Kasım 2015 günü öğlen sıralarında KJA Ankara Koordinasyonu’nun da katıldığı yürüyüş ve basın açıklamasına katıldığı,
….
7-PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat 1999 tarihinde yurtdışında yakalanarak ülkemize getirilişinin sözde yıldönümü dolayısıyla, KJA(KongreyaJinen Azad- Özgür Kadın Kongresi) Ankara Koordinasyonu organizesinde, 12.02.2016 günü saat:17.30 sıralarında İlimiz Çankaya İlçesi Yüksel Caddesi üzerinde “SENİN BEDENİN BİZİM ONURUMUZDUR, DİRENİŞİN ÖZGÜRLÜĞÜMÜZDÜR” adı altında örgüte müzahir şahıslar tarafından düzenlenen basın açıklamasına katıldığı,
8-14.02.2016 günü saat: 17.30 sıralarında ilimiz Çankaya İlçesi Sakarya Caddesi Belediye önünde PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın sözde tecrit edilmesiyle ilgili olarak PKK/KCK terör örgütüne müzahir şahıslarca “KÜRT HALK ÖNDERİ SAYIN Abdullah Öcalan’A YAKLAŞIM VE TECRİT SAVAŞ VE BARIŞ NEDENİDİR” ibareli “ANKARA HALK MECLİSİ” imzalı pankart eşliğinde düzenlenen basın açıklamasına katıldığı, şüphelinin "15 Şubat Komplosunu Lanetliyonuz" yazılı dövizi taşıdığının tespit edildiği,.
PKK/KCK terör örgütü elebaşının fotoğrafının bulunduğu kitap ile terör örgütünün propagandasının yapıldığı, kürtler üzerine tezler isimli kitap ile terör örgütünün tarihi gelişimi ve örgütünün amaç/hedef/ideolojisi ile ilgili bilgilerin verildiği, kitap içerisinden alınan örnek sayfada terör örgütünün ülkemiz topraklarındaki emellerinin gösterildiği ve PKK terör örgütünün simgeleri olan sarı kırmızı yeşil renklere sahip, terör örgütüne müzahir şahıslar tarafından toplumsal eylemlerde kullanılan puşiler ile yine terör örgütüne aidiyetliğini belirtmek üzere sarı kırmızı yeşil renklere sahip fular ve örgüt ipler olduğu, bu doğrultuda adı geçen şahsın PKK/KCK terör örgütüne müzahir şahıslardan olduğu,
Dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, Ülkemizde de PKK/KCK terör örgütüne müzahir kadın oluşumları tarafından örgüt ve üst düzey yöneticilerinin öz savunma ve öz yönetim ile ilgili açıklamalarına istinaden Ankara ilinde de böyle bir yapılanmaya gidildiği, şahısların ikametlerinde yapılan aramalarda da elde edilen örgütsel doküman, dergi ve kitapların incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, PKK/KCK Terör örgütü adına kırsal alanda silahlı olarak faaliyet yürüten, cebir, şiddet veya tehdit yöntemlerini ülkemiz genelinde şehir merkezlerinde/kırsalda güvenlik güçlerine ve hedef olarak gördükleri şahıslar ile kurum ve kuruluşlara yönelik olarak kullanan PKK/KCK Terör örgütü mensuplarını, terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ı ve diğer örgüte müzahir şahısları övücü sahiplenici nitelikle olduğu, örgütün talimatları doğrultusunda yapılan eylemlere katıldıkları, terör örgütünün propagandasının yapıldığı anlaşıldığından, terör örgütünün kuruluş aşamasından itibaren kadın eleman kazanmak için yoğun bir çaba içerisinde bulunulduğu, kadınların sosyal, siyasal, ekonomik kültürel vb. yaşam alanlarında örgütlülük ve eylemsellik gücünü geliştirmekle yükümlü olarak eleman yetiştirdikleri, bu alanda faaliyet gösterdikleri, eylem ve faaliyetlerde bulunuldukları, bu meyanda, şüphelilerin örgütçe önemli günler olarak adledilen günlerde (Öz savunma, öz yönetim, Abdullah Öcalan’ın yakalanış tarihi, örgütün kuruluş tarihi vb.) basın açıklaması, yürüyüş vb.eylemlere katıldıkları ve PKK/KCK terör örgütünün Türkiye Kadın yapılanması olan KJA (Özgür Kadın Kongresi) içerisinde faaliyet yürüttükleri,
Belirlendiğinden "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası Yapmak" suçlarından Türk Ceza Kanunu 314/2, Terörle Mücadele Kanunu 7/2, Türk Ceza Kanunu 43/1, 53/1, 63, 58/9. maddeleri gereğnce cezalandırlması talebiyle Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/506 Esas sayılı dosyasından kamu davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin Ankara İl Yönetiminde görevli, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Merkez Disiplin Kurulu Yedek üyesi seçilen Gögerçin Aras'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak ve Terör Örgütü Propagandası Yapmak" suçlarından açılmış kamu davalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Gögerçin Aras’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
382. YILDIZ BAHÇECİ (Tahir ve Zerif kızı, 1954 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10618286956); (21/12/2021 ve 13/09/2015 Tarihli İl Kongrelerinde HDP Ankara İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 20/12/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/145708 Soruşturma, 2016/43854 Esas sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 25/11/2015, 28/12/2015, 08/01/2016, 12/02/2016, 14/02/2016 olduğu belirtilerek;
1-Şüphelinin terör örgütü PKK/KCK’nın sosyal alan yapılanması KJA (KongreyaJinen Azad-Özgür Kadın Kongresi) içerisinde faaliyet gösterdiği, terör örgütü güdümünde faaliyet gösteren Ankara Barış Anneleri İnisiyatifi tarafından -sözde- “Barışı Tesis Etmek” adına yapılan eylem/etkinliklere katıldığı/organize ettiği, PKK/KCK terör örgütünün -sözde- Türkiye yürütmesi KCK/TY (Koma CivakênKurdistan-Kürdistan Topluluklar Birliği-Türkiye Yürütmesi) siyasal alan merkezi Ankara Koordinasyonu toplantısına katıldığı yönünde bilgilerin elde edildiği,
2-Açık kaynak üzerinde yapılan incelemede; şahsın sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden PKK/KCK terör örgütü ve terör örgütü mensuplarının propagandasını yaptığı, yaptığı paylaşımlarla halkı kin ve düşmanlığa sevk edici görüş beyan ettiği, ayrıca devlet büyüklerine hakaret ettiği, terör örgütü mensuplarını sahiplenerek övücü mahiyette paylaşımlarda bulunduğu, bu doğrultuda terör örgütü adına silahlı olarak faaliyet yürütmek üzere eleman temini çalışmaları içerisinde olduğu, bu doğrultuda Yıldız BAHÇECİ isimli şahsın PKK/KCK terör örgütü mensubu olarak faaliyet gösterdiği,
3-25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet ile Mücadele Günü dolayısıyla İlimiz Çankaya İlçesi Kolej Kavşakta başlayıp Sakarya Caddesi üzerinde son bulan 25 Kasım 2015 günü öğlen sıralarında KJA Ankara Koordinasyonu’nun da katıldığı yürüyüş ve basın açıklamasına katıldığı,
4-28.12.2011 tarihinde Şırnak İli Uludere İlçesi yakınlarında güvenlik güçlerimizin yapmış olduğu hava operasyonunda (34) şahsın hayatını kaybetmesi ile ilgili, 28.12.2015 günü saat: 18.30 sıralarında Roboski İçin Adalet Girişimi, Ankara İnisiyatifi ve AKA-DER( Anadolu Kültür ve Dayanışma Derneği) organizesinde İlimiz Çankaya İlçesi Yüksel Caddesi üzerinde bulunan İnsan Hakları Derneği heykeli önünde anma ve basın açıklaması eylemine katıldığı,
...
6-08.01.2016 günü saat:12.30’da KJA (KongreyaJinen Azad Özgür Kadın Kongresi) organizesinde, “Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez isimli PKK/KCK terör örgütü mensuplarının 09.11.2013 tarihinde Fransa’nın Paris Şehrinde öldürülmelerinin yıldönümü” nedeniyle Kavaklıdere Mahallesi Paris Caddesi No:70 Çankaya adresinde bulunan Fransa Büyükelçiliği önünde KJA ve HDP flamaları, Siyah Çelenk Üzerinde yaklaşık bir metre genişliğinde “9 Ocak Komplosunu Lanetliyoruz yazısı ve 1x2 metre ebadında beyaz üzerine siyah yazı ile DİRENİŞTE ISRAR KOMPLOYA EN BÜYÜK CEVAPTIR, KJA ANKARA” pankartı açılmış, grup içerisinden iki bayan şahıs tarafından “9 Ocak Komplosunu Lanetliyoruz” yazısıbulunan siyah renkli çelenk Fransa Büyükelçiliği binası önüne bırakılmış, çelenk koyma ve basın açıklamasına şahsında katıldığı,
7-PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat 1999 tarihinde yurtdışında yakalanarak ülkemize getirilişinin sözde yıldönümü dolayısıyla, KJA(KongreyaJinen Azad- Özgür Kadın Kongresi) Ankara Koordinasyonu organizesinde, 12.02.2016 günü saat:17.30 sıralarında İlimiz Çankaya İlçesi Yüksel Caddesi üzerinde “SENİN BEDENİN BİZİM ONURUMUZDUR, DİRENİŞİN ÖZGÜRLÜĞÜMÜZDÜR” adı altında örgüte müzahir şahıslar tarafından düzenlenen basın açıklamasına katıldığı,
8-14.02.2016 günü saat: 17.30 sıralarında ilimiz Çankaya İlçesi Sakarya Caddesi Belediye önünde PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın sözde tecrit edilmesiyle ilgili olarak PKK/KCK terör örgütüne müzahir şahıslarca “KÜRT HALK ÖNDERİ SAYIN ABDULLAH ÖCALAN’A YAKLAŞIM VE TECRİT SAVAŞ VE BARIŞ NEDENİDİR” ibareli “ANKARA HALK MECLİSİ” imzalı pankart eşliğinde düzenlenen basın açıklamasına katıldığı, şüphelinin söz konusu pankartı taşıdığı,
Dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, Ülkemizde de PKK/KCK terör örgütüne müzahir kadın oluşumları tarafından örgüt ve üst düzey yöneticilerinin öz savunma ve öz yönetim ile ilgili açıklamalarına istinaden Ankara ilinde de böyle bir yapılanmaya gidildiği, şahısların ikametlerinde yapılan aramalarda da elde edilen örgütsel doküman, dergi ve kitapların incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, PKK/KCK Terör örgütü adına kırsal alanda silahlı olarak faaliyet yürüten, cebir, şiddet veya tehdit yöntemlerini ülkemiz genelinde şehir merkezlerinde/kırsalda güvenlik güçlerine ve hedef olarak gördükleri şahıslar ile kurum ve kuruluşlara yönelik olarak kullanan PKK/KCK Terör örgütü mensuplarını, terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ı ve diğer örgüte müzahir şahısları övücü sahiplenici nitelikle olduğu, örgütün talimatları doğrultusunda yapılan eylemlere katıldıkları, terör örgütünün propagandasının yapıldığı anlaşıldığından, terör örgütünün kuruluş aşamasından itibaren kadın eleman kazanmak için yoğun bir çaba içerisinde bulunulduğu, kadınların sosyal, siyasal, ekonomik kültürel vb. yaşam alanlarında örgütlülük ve eylemsellik gücünü geliştirmekle yükümlü olarak eleman yetiştirdikleri, bu alanda faaliyet gösterdikleri, eylem ve faaliyetlerde bulunuldukları, bu meyanda, şüphelilerin örgütçe önemli günler olarak adledilen günlerde (Öz savunma, öz yönetim, Abdullah Öcalan’ın yakalanış tarihi, örgütün kuruluş tarihi vb.) basın açıklaması, yürüyüş vb.eylemlere katıldıkları ve PKK/KCK terör örgütünün Türkiye Kadın yapılanması olan KJA (Özgür Kadın Kongresi) içerisinde faaliyet yürüttükleri,
Belirlendiğinden "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası Yapmak" suçlarından Türk Ceza Kanunu 314/2, Terörle Mücadele Kanunu 7/2, Türk Ceza Kanunu 43/1, 53/1, 63, 58/9. maddeleri gereğince cezalandırlması talebiyle Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/506 Esas sayılı dosyasından kamu davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin Ankara İl Yönetiminde görevli Yıldız Bahçeci'nin, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası Yapmak" suçlarından açılmış kamu davalarının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
383. ŞAHİN ÇOBAN (İbrahim ve İsmihan oğlu, 1954 doğumlu, T.C. Kimlik No: 30646149788); (02/12/2018 Tarihli İl Kongresinde İzmir İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi, 08/02/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İzmir 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.12.2018 tarihli ve 2018/560 esas, 2018/136 Karar sayılı ilamında;
Suç tarihlerinin 15/10/2017, 30/12/2017, 23/03/2018, 14/05/2018, 30/05/2018, 12/06/2018 olduğu belirtilerek;
Sanığın yukarıda belirtilmiş olan ve herkese açık olan... paylaşımları/beğenileri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, PKK/KCK - PYD/YPG terör örgütünün ideolojisi doğrultusunda hazırlanmış olan paylaşımları herkese açık olarak beğenip paylaşarak PKK/KCK - PYD/YPG terör örgütünün propagandasını yaptığı, PKK/KCK - PYD/YPG terör örgütünü överek sahiplendiği, sanığın bu paylaşımları herkesin görebileceği şekilde sosyal medya üzerinden beğenip paylaşarak alenen bu konudaki iradesini ortaya koyduğu, bu tür paylaşımlarla/beğenilerle PKK/KCK - PYD/YPG terör örgütünün eylem ve faaliyetlerini haklı göstermeye çalışarak kamuoyu oluşturmaya ve daha fazla kitleyi etkilemeye çalıştığı, sosyal medya üzerinden yapmış olduğu bu paylaşımlar/beğeniler ve yorumun herkes tarafından görülebildiği ve bu bağlamda özellikle PKK/KCK - PYD/YPG Silahlı Terör Örgütü'nün açıkça propagandasını yaptığı, örgütün bu şekilde sosyal medya üzerinden propaganda yöntemiyle kırsal alan ve çatışma bölgelerine eleman temin etme amacı güttüğünün bilinen bir gerçek olduğu, Web servis sağlayıcı tespit raporu ile sanığın sosyal paylaşım sitelerinde suç içerikli beğenilerin/paylaşımların herkese açık olması, sanık savunması ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında söz konusu fotoğrafların PKK/KCK - PYD/YPG terör örgütünü övme, meşru gösterme ya da eylemlerine başvurmayı teşvik etme mahiyetinde olduğu kanaatine varılarak;
Terör örgütü propagandası yapmak suçundan eylemine uyan 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinin 1.cümlesi, 3713 sayılı Kanunun 7/2-2. Cümlesi, 5237 sayılı TCK.nın 43/1,62/1. maddeleri gereğince cezası 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın 02/01/2019 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 02/12/2018 tarihli İl Kongresinde İzmir İl Yönetim Kurulu yedek üyesi seçilen Şahin Çoban'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan hakkında kamu davası bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
384. SIRAÇ TURĞA (Ali ve Emine oğlu, 1970 doğumlu, T.C. Kimlik No:43795005744); (02/12/2018 Tarihli İl Kongresinde İzmir İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi, 17/09/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İzmir 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/12/2018 tarih ve 2018/74 esas, 2018/409 Karar sayılı ilamında;
Suç tarihlerinin 24/09/2015, 21/10/2015, 10/12/2015, 16/12/2015, 31/01/2016, 29/08/2016, 09/06/2016, 16/02/2016 olduğu belirtilerek;
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın; facebook profili üzerinden; 24.09.2015-21.10.2015-16.12.2015-31.01.2016-29.08.2016, 09.06.2016 16.02.2016 tarihli paylaşımlarında; silahlı örgüt mensuplarının yer aldığı fotoğrafları paylaştığı, 10.12.2015 tarihli paylaşımında; 02.07dk/sn'den oluşan ve örgüt mensubunun yer aldığı fotoğraflar eşliğinde ilerleyen parçaya yer verdiği bahse konu içerikte "Bunlardan intikam almamız lazımdır, Kanınızı yerde komayız" şeklinde sözlerin yer aldığı, görülmüş, sanığın Siraç Tuğra kullanıcı adıyla kullandığı Facebook profili üzerinden yaptığı bu nitelikteki paylaşımların; terör örgütünün şiddet içeren yöntemlerini meşru gösterecek şekilde propaganda niteliği taşıdığı, sanığın önceki savunmalarını tekrarlayan şekilde vermiş olduğu ifadelerde; "Facebook hesabının kendisine ait olduğunu, ancak bahse konu paylaşımları kendisinin yapmadığını" belirtmesi karşısında, internet tespit ve inceleme tutanağı da nazara alındığında bu kapsamdaki savunmasına itibar edilmediğinden, son tahlilde terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulduğundan,
Eylemine uyan 3713 Sayılı Kanunun 7/2-1.cümle, 7/2-2.cümle, TCK.nın 43/1,62. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın 15/01/2019 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 02/12/2018 tarihli İl Kongresinde İzmir İl Yönetim Kurulu Yedek üyesi seçilen Sıraç Turğa'nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan hakkında kamu davası bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
385. SEYDİ PEKTAŞ (Mehmet ve Ayşe oğlu, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 20111441868); (18/11/2018 Tarihli İl Kongresinde Malatya İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi, 23/10/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 12/11/2020 tarihli ve 2020/2625 Soruşturma, 2020/902 Esas sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 19/10/2018 olduğu belirtilerek;
Şüphelinin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 19/10/2018 tarihinde Demokratik Toplum Konfereralizmi (DTK) binasında yapılan aramada ele geçirilen ANDISK_8GB_USB_EXPORT isimli dijital materyalde yer alan “2017 DTK YENİ DELEGE LİSTESİ/2017 KOMİSYON LİSTESİ” isimli excel uzantılı dosya içeriğinde “DTK 2017 SERHAT BÖLGE VE KURUM DELEGE LİSTESİ” başlığı altında bulunan “DERSİM” isimli sekmede “MALATYA-SEYDİ PEKTAŞ-MERKEZ-5363972477" şeklinde bilgilerinin yer aldığı, doküman içeriğinden hareketle şüphelinin örgütün sözde “SERHAT” ve “DERSİM” şeklinde isimlendirdiği bölgelerde delege olarak faaliyet yürüttüğünün anlaşıldığı,
Şüphelinin faaliyet yürüttüğü anlaşılan sözde SERHAT” ve “DERSİM” isimli ibarelerin PKK/KCK terör örgütü tarafından Ülkemizin içerisinde ayırdığı bölgelere verilen isimler olduğu, “DTK 2017 SERHAT BÖLGE VE KURUM DELEGE LİSTESİ” başlıklı doküman içeriğinde ise Malatya ilinin de içerisinde bulunduğu illerin sözde serhat bölgesi olarak tanımlandığı, PKK/KCK terör örgütü elebaşısının talimatlarına istinaden kurulan DTK isimli yapılanmanın, PKK/KCK terör örgütünün kuruluş ideolojisi doğrultusunda parça yapılanması olarak hareket ettiği, yukarıda belirtildiği şekilde Ülkemiz içerisinde faaliyetlerini örgütün eyalet ve saha bölge isimlerini kullanmak suretiyle ayırdığı yapılanma içerisinde Seydi PEKTAŞ'ın sözde Serhat bölgeye bağlı delege olarak sorumlu düzeyde faaliyet yürüttüğünün değerlendirildiği,
Şüphelinin ikametinde yapılan aramada 1 adet ön kapakta dağın ardı ismail biçen aram yayınlarına ait 110. sayfada biten 1. sayfasında el yazısıyla yazılı teknoşin koçer axin awaz ülkesi kürdistan olanın sevdası direniş olur barış demek teröristlik ise ben en büyük terörüstüm. son sayfasında fdme kürdistan 12 tc 10 102 el yazılı ibarelerinin olduğu, 1 adet Ön kapakta yaşam-anı dizisi:4 gözlerinde berivanın gülüşleri ışıldıyordu aram yayınyarına ait 191. sayfada biten kitap, 1 adet Ön kapakta "kürtler aslında yoklar" nuri fırat med yayınlarına ait 164. sayfasında biten 1. sayfasında "kürt olunmaz kürt doğulur" ibaresiyle başlayıp "Abdullah Öcalan" ibaresiyle biten el yazılı ibarelerin olduğu kitabın ele geçirildiği,
Diyarbakır ilinde DTK'ya ait binada yapılan aramada ele geçirilen DTK üyelerinin bilgilerinin bulunduğu listede şüphelininde isminin bulunması, şüphelinin ikametinde yapılan aramada ele geçirilen örgütsel ve yasaklı yayınlar ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; şüphelinin PKK silahlı terör örgütünün parça örgütlenmelerinden biri olan Demokratik Toplum Kongresine (DTK) üye olduğu ve toplantılarına katıldığı, PKK'nın faaliyetleri kapsamında ve talimatları ile uyumlu olarak söz konusu DTK'nın faaliyetleri içerisinde yer aldığı, bu haliyle savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu ve üzerine atılı PKK/DTK silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu işlediği,
Belirtilerek PKK/DTK silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması talep edilerek Malatya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/236 sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 18/11/2018 tarihli İl Kongresinde Malatya İl Yönetim Kurulu yedek üyesi seçilen Seydi Pektaş'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan hakkında kamu davası bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
386. AHMET YILMAZ (Sabri ve Ayşan oğlu, 1950 doğumlu, T.C. Kimlik No: 65959233978); (14/12/2014 Tarihli İl Kongresinde Uşak İl Yönetim Kurulu Üyesi, 20/09/2015 Tarihli İl Kongresinde Uşak İl Başkanı, 13/11/2014-23/01/2020 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/05/2016 tarih ve 2016/58 esas, 2016/151 Karar sayılı ilamında;
Suç tarihlerinin 20/01/2016, 30/01/2016, 01/02/2016, 02/02/2016, 04/02/2016, 05/02/2016, 08/02/2016 olduğu belirtilerek;
Sanık Ahmet Yılmaz'ın 2015 yılı Kasım ayı tarihine kadar Halkların Demokratik Partisi (HDP) Uşak il Başkanı olarak görev yaptığı, ancak bu tarihten sonra İl Başkanlığı görevini bıraktığı, sanığın kendisine ait https://www.facebook.com/ profile.php?id=100009355024446&fref=ts" url uzantılı facebook hesabında terör örgütü PKK ve şehir yapılanması KCK terör örgütünün faaliyetlerine yönelik paylaşımlarda bulunduğu, mahkememizce Uşak Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Sanal Devriye Büro Amirliği tarafından dosyaya sunulan kayıtlarda,
Sanığın 20/01/2016 günü saat 08:20'de "Tüm sahte kürtler sana kurban olsun daye" 30/01/2016 günü saat 22:01'de "Biz kendi toprağımızda ve kendi bayrağımızın altında özgür ve bağımsız olmak istiyoruz!", 31/01/2016 günü saat 19:42'de "Güney Kürdistanlı gençler: YPS saflarında direnişe katılacağız diye basın açıklaması yapdılar", 01/02/2016 günü saat 09:43'te terör örgütüne ait olan bayrak ve flamaların olduğu fotoğrafı paylaştığı, 02/02/2016 günü saat 19:03'te "Kimse Bunu Unutmasın Ki Kan Dökmeyi Seven Bir Halk Değiliz Ama Söz Konusu ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ ise Dünyanın Şah Damarını Keseriz...", 04/02/2016 günü saat 22:06'da "Cizre'deki Bodrum Vahşetinden Görüntüler Kürdüstanda yeni inşat binalarını dikmek isteyen zihniyetin İnşatı insan üzerinde katliam görmekteyiz…Kürdüstan olmak üzere bütün halklar bu Vahşete karşı, Bir an önce bu zihniyete karşı Silahlanmalıdır. Kürdüstan olmak üzere bütün halklar bu Vahşete karşı, Bir an önce bu zihniyete karşı "Silahlanmalıdır", 05/02/2016 günü saat 20:59'da "Cizrede camilerde mehter marşı çaldırtan özel hareketcilara, direnişçilerimiz hoparlerde oy kurdistan müziğiyle cevap verdi", 08.02.2016 günü "Sevgili Türk milleti ve aziz iktidarı; artık cizreye ses vermesenizde olur.İp koptu, dana kaçtı, herkes bağına bahçesine sahip çıksın!..", şeklinde görsel ve sesli paylaşımlarda bulunduğu ve yorum yaptığı,
Sanık Ahmet Yılmaz'ın kendisine ait facebook hesabından PKK terör örgütünün ve şehir yapılanması KCK terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek şekilde ya da açıkca övüp bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek tarzda terör örgütüne ait bayrak, amblem ve terör örgütünün marşı olarak değerlendirilebilecek yayın ve resimleri herkes tarafından ulaşılabilecek şekilde kendi sayfasında görsel paylaşımlarda bulunduğu anlaşılmakla,
Eylemine uyan 3713 sayılı Törerle Mücadele Kanunun 7/2-1. Cümle, 7/2-2. Cümle, TCK 43/1, 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın 30/05/2016 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 14/12/2014 Tarihli İl Kongresinde Uşak İl Yönetim Kurulu üyesi, 20/09/2015 tarihli İl Kongresinde Uşak İl Başkanı seçilen Ahmet Yılmaz'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan hakkında kamu davası bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
387. BEDRİ ARSLAN (Ali ve Rasika oğlu, 1959 doğumlu, T.C. Kimlik No: 35980016888); (10/04/2016 - 28/04/2017 - 28/12/2019 Tarihli İl Kongrelerinde Osmaniye İl Disiplin Kurulu Üyesi, 14/10/2018 Tarihli İl Kongresinde Osmaniye İl Yönetim Kurulu Üyesi, 08/01/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi )
Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.01.2019 tarih ve 2018/309 esas, 2019/6 Karar sayılı ilamında;
Suç tarihlerinin 08/05/2016, 11/04/2018, 17/07/2016, 29/01/2018 olduğu belirtilerek;
Sanığın herkesin erişimine açık olan Facebook hesabından;
08.05.2016 tarihli paylaşımda; ellerinde uzun namlulu silah olan PKK/KCK silahlı terör örgütü mensubu (4) şahsın bir aracı durdurarak yol kestikleri, fotoğrafın altına “KOMUTAN: DERSİMLİ XECE TEYZEYE SORAR SİZİN KÖYDE TERÖRİST VAR MI…? XECE TEYZE: MA VALLA BİZİM KÖYDE 8 EV TİKKO’CU 6 EV DEV SOL’CU, 35 EV DE APOCU’DUR, TERÖRİST YOKTUR…” şeklinde metnin yer aldığı paylaştığı,
11.04.2018 tarihli paylaşımında; "PKK/KCK terör örgütünün SURİYE uzantısı olan PYD/YPG terör örgütü mensubu şahısların toplu olarak görüntülerinin bulunduğu videoyu" paylaştığı,
17.07.2016 tarihli paylaşımında; "PKK/KCK terör örgütünün SURİYE uzantısı olan PYD/YPG terör örgütünün sözde asayiş biriminde faaliyet yürüten örgüt mensuplarının görüntülerinin bulunduğu fotoğrafı" paylaştığı,
29.01.2018 tarihli paylaşımda; "PKK/KCK terör örgütünün suriye uzantısı olan PYD/YPG terör örgütünün SURİYE / KOBANE bölgesine nasıl yerleştiğinin anlatıldığı, görüntülerde TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİMİZİN doğu ve güneydoğu bölgesinin sözde Kürdistan olarak nitelendirildiği, PYD terör örgütü Eş Başkanı SALİH MÜSLİM'in konuşmalarının bulunduğu, PYD/YPG terör örgütünün silahlı mensuplarının görüntülerinin bulunduğu videoları" paylaştığı,
Sanığın kullandığı facebook hesabından herkese açık şekilde terör örgütünün silahlı eylemlerini meşru gösterecek, övecek ve aynı zamanda bu paylaşımların herkes tarafından izlenebileceğinden bu yöntemle teşvik edecek şekilde, fotoğraf ve yazı paylaşımında bulunarak bölücü terör örgütü YPG/PYD'nin propagandasını yaptığı belirtilerek,
Silahlı Terör Örgütü PKK/YPG 'nin propagandasını yapma suçundan eylemine uyan 3713 sayılı Yasanın 7/2-1 cümle, 7/2-2 cümle maddesi, TCK.nın 43/1, 62/1 maddesi uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın 01/02/2019 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 10/04/2016 – 28/04/2017 - 28/12/2019 tarihli İl Kongrelerinde Osmaniye İl Disiplin Kurulu Üyesi, 14/10/2018 tarihli İl Kongresinde Osmaniye İl Yönetim Kurulu üyesi seçilen Bedri Arslan'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan hakkında kamu davası bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
388. KADRİYE TÖREN (Bahattin ve Emine oğlu, 1983 doğumlu, T.C. Kimlik No: 56251539264); (28/10/2017 Tarihli İl Kongresinde Osmaniye İl Yönetim Kurulu Üyesi, 19/10/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığının 09/02/2021 tarihli ve 2020/15473 Soruşturma, 2021/808 Esas sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 31/08/2020 olduğu belirtilerek;
Şüpheliler Ali Coşkun ve Kadriye Tören'in PKK/KCK Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçundan haklarında başlatılan soruşturmada şüphelilerin ifadelerinde üzerilerine atılı suçlamaları kabul etmediği, şüphelilerin üzerilerinden ve ikametlerinden ele geçirilen dijital materyaller üzerinde yapılan incelemede örgüte ait çok sayıda görüntü ve videoların ele geçirildiği, şüpheli Ali Coşkun'un başkanlığını ve Şüpheli Kadriye Tören'in Eş Başkanlığını yaptığı HDP il binasında yapılan aramada çok sayıda örgüte ait doküman, örgütü simgeleyen bayrak ve flamaların ele geçirildiği, ifadesi alınan Zehracan Çalı'nın 02.11.2020 günü öğlen saatlerinde Osmaniye HDP İl Örgütüne giderek kendisinin PKK silahlı terör örgütüne katılmak istediğini belirterek şüphelilerin kendisine yardım etmesini istemiş, şüpheli Ali Coşkun "Biz sana yardımcı olmak isteriz ama belki de Devletin ajanı olabilirsin. Sana neden güvenelim. Biz seni tanımıyoruz, sen bizi tanımıyorsun. Belki de sen Kürt değilsin, Türk'sün. Birbirimize nasıl güvenelim. Biz sana yardımcı olmak isteriz ama Osmaniye'nin imkânları kısıtlı, eş başkanımız bayan, onunla daha detaylı konuşursunuz." Şeklinde konuştuğu ve Zehracan Çalı'yı bayan olan eş başkan ve diğer şüpheli Kadriye Tören'e yönlendirdiği, Şüpheli Kadriye Tören 'in ise biz sana yardımcı olmak isteriz dediği, akabinde şüphelinin Zehracan Çalı'ya adını ve soyadını, evli mi bekâr mı olduğunu, nereli olduğunu, çocuğunun olup olmadığını, ailesinden PKK’nın kırsal alanında silahlı faaliyet yürüten olup olmadığını sorarak mülakat yaptığı ve notlar aldığı ve cep telefonunundan mesaj gönderdiği, şüpheli Kadriye Tören telefonu üzerinde yapılan incelemede Zehracan ile görüştüğü sularda şüphelinin Leyla Güyana isimli şahsa "Bugün Bir kadın geldi 24 yaşlarında o gelen genç gibi" şeklende mesaj gönderdiği, akabinde Zehracan Çalı'ya Osmaniye küçük bir şehir, buranın imkânları kısıtlı, biz sana burada yardımcı olamayız ama Diyarbakır, Adana ve Mersin illerinde bulunan HDP İl Başkanlığına gidersen oradan beni arattırırsın ve bende orada bulunan kişilere senin durumunu detaylı olarak anlatırım ve Dağa çıkmanı sağlarım. Ama bu illerden en iyisi Diyarbakır, buradan dağa gitmen çok daha kolay olur, ben sana yardımcı olacağım" şeklinde beyanda bulunduğu,
Şüpheli Kadriye TÖREN isimli şahsın el konulan dijital materyallerinin veri incelemesinde ; PKK/KCK terör örgütü mensubu / örgüte müzahir şahısların, terör örgütüne ait sözde bayraklar, üzerlerinde ağır makinalı ve uzun namlulu silahlar bulunan ve kimlik bilgileri bilinmeyen PKK/KCK terör örgütü mensubu şahısların fotoğraflarının sıralarında Facebook isimli sosyal paylaşım sitesi üzerinden erişildiği, içeriğinde, üzerlerinde PYD/YPG terör örgütü mensuplarınca kullanılan askeri kamuflaj, Kaleşnikof marka uzun namlulu silah ve telsiz bulanan YPG terör örgütünün kadın kolu YPJ terör örgütü mensuplarının fotoğrafları içeriğinde PKK/KCK terör örgütünün üst düzey yöneticilerinden CUMA (K) Cemil BAYIK'ın fotoğrafı ve terör örgütünün sözde lideri Abdullah Öcalan'ın da fotoğrafının bulunduğu filamalar ile toplantı gösteri yürüyüşü/illegal basın açıklaması, yaptıkları esnada çekilmiş olduğu değerlendirilen fotoğraflarının bulunduğu ve Rotinda avas_in - mp4_SD isimli videonun silahlı terör örgütü mensuplarını övücü nitelikte olan propaganda amaçlı söylenmiş şarkı olduğunun görüldüğü,
Bu tespitler ve beyanlar doğrultusunda şüpheliler Kadriye Tören'in… birlikte hareket ederek PKK/KCK silahlı terör örgütünün dağ kadrosuna eleman kazandırmaya çalıştığı bu şekilde üzerilerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işledikleri, belirtilerek Türk Ceza Kanunu 314/2, Terörle Mücadele Kanunu 5/1, Türk Ceza Kanunu 53/1, 54/1, 58/9, 63. maddeleri gereğince cezalandırılması talebi ile Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/132 sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 28/10/2017 tarihli İl Kongresinde Osmaniye İl Yönetim Kurulu üyesi seçilen Kadriye Tören'in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan hakkında kamu davası bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
389. ÖMER ÖZKAN (Hasan ve Hanım oğlu, 1954 doğumlu, T.C. Kimlik No: 13225388136); (30/12/2017 Tarihli İlçe Kongeresinde HDP Güngören İlçe Başkanı, 08/01/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/03/2019 tarih 2018/148 esas, 2019/92 Karar Sayılı İlamında;
Suç tarihinin 28/04/2018 olduğu belirtilerek;
“…28/04/2018 günü yapılan çalışmalarda Halkların Demokratik Partisi Güngören ilçe teşkilatı binasında terör örgütü propagandası yapılarak Abdullah Öcalan'ın posterlerinin ve PKK/KCK terör örgütü militanlarının fotoğraflarının bulunduğu bilgisi alınması üzerine aynı gün alınan arama ve el koyma kararı kapsamında belirtilen adreste arama yapıldığı, binanın alt kısmında bulunan ve toplantı salonu olarak kullanılan yere girildiğinde duvarlarda örgüt militanları ile örgüte müzahir şahısların fotoğraflarının bulunduğu, yapılan aramada toplam 28 kalemden ibaret duvarlarda asılı vaziyette; yeşil renk üzerine YPJ ibaresi bulunan kadın terörist fotoğrafı, G.B. (R.S.) ŞT 27.08.2015 ibareli elinde kaleşnikof tüfek olan bir erkek ve bir kadın olmak üzere iki terörist fotoğrafı, arkasında at figürü bulunan erkek terörist fotoğrafı, Fidan Doğan, Sakine Cansız ve Leyla Söylemez isimli kadın örgüt mensuplarına ilişkin fotoğraflar, mücadelelerinin ışığında bizler meclise ibareli üç erkek terörist fotoğrafı, sayın Öcalan barışın teminatıdır bir imza da sen at ibareli Abdullah Öcalan fotoğrafı, Mahir Çayan ve 9 yoldaşını unutturmayacağız 30 Mart 1972 Kızıldere katliamını unutmadık unutturmayacağız ibareli erkek terörist fotoğrafları, 3 kadın teröriste ait fotoğraf, sağ alt köşesinde demokratik bölge ibareli leşker kıyafetli erkek şahsa ait fotoğraf, leşker kıyafetli terörist şahıs fotoğrafı, Kürdistan şehitleri ölümsüzdür şehidime rumetamene ibareli PKK amblemli Abdullah Öcalan ve 7 teröristin bulunduğu sarı-kırmızı-yeşil renkli pankart, sarı-kırmızı-yeşil renkli lı hambere dagırkeri ye edibese edibese Qada xwe Azad Bıke ibareli pankart, Abdullah Öcalan posteri, barış dönemi ilkeler ilklerle başlar gibi ibareli çok sayıda teröristin resmi bulunan pano, Sakine Cansız ibareli terörist fotoğrafı, E. Y. isimli teröriste ait fotoğraf, YPS-kürdistan ibareli kırmızı renki erkek terörist fotoğrafı, YPG armalı A. Ö.ibareli terörist fotoğrafı, S. A. (Kod Rojhat) ibareli YPG armalı erkek terörist fotoğrafı, YPG armalı erkek terörist fotoğrafı, F. D. (botan hilvan) ibareli YPG armalı erkek terörist fotoğrafı, sayın Öcalan barışın teminatıdır bir imza da sen at ibareli Abdullah Öcalan fotoğrafı, Z. K. (tekoşin amed) 10 Eylül 2017 ibareli elinde kaleşnikof tüfek olan kadın terörist fotoğrafı, sağ alt köşesinde Ceger ibaresi bulunan Abdullah Öcalanresimli kara kalem çalışması, Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın doğum günü 4 Nisan kutlu olsun ibareli Abdullah Öcalan'ın bulunduğu fotoğraf, terörist Sakine Cansız'a ait 3 adet fotoğraf ile Demokratik Modernite, Özgür Halk, KJA ve Özgür Toplum isimli dergilerin haklarında çeşitli mahkemelerce verilmiş toplatma ve el koyma kararı bulunan değişik sayıları, yine toplatma ve el koyma kararı bulunan Hep Kavgaydı Yaşamım Sakine Cansız isimli kitabın ele geçirildiği (toplamda 23 ayrı yayından 184 adet); Güngören 1. İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'ndan gelen HDP Güngören İlçe Başkanlığı kesinleşmiş olağan organ seçim sonuçlarına göre, sanıklardan Ömer Özkan'ın HDP Güngören İlçe Başkanı, Yüksel Seyitvan, Yusuf Kesik, Keziban Bulak, Halit İpekyüz, Gülsimet Önal, Mehmet Emin Kılıçaslan'ın Güngören ilçe yönetim kurulu asıl üyesi oldukları, sanık Kazım Köse'nin ise ilçe yönetim kurulu yedek üyesi olduğu anlaşılmıştır.
Güngören HDP ilçe teşkilat binasının herkesin girebileceği bir yer olduğu, bu anlamda binanın kamuya açık olduğu, burada duvara asılan resim, afiş ve posterlerin herkes tarafından görülebileceği, ulaşılabileceği, PKK/KCK terör örgütü yöneticisi olduğu gerekçesiyle mahkum edilen dolayısıyla bir hükümlü olan Abdullah Öcalanile eli silahlı olarak fotoğrafları çekilen diğer terör örgütü üyelerinin fotoğrafları, afiş ve posterlerinin, herkesin görebileceği şekilde duvara asılmasındaki amacın PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yapmak olduğu, propagandası yapılan örgütün amacı, bu amacı gerçekleştirmek için yaptığı eylemlerin cebir, tehdit ve yoğun şiddet içeren niteliği, eylemin gerçekleştirildiği yerin yasal olarak kurulmuş bir siyasi parti olması da dikkate alındığında muhatap kitle üzerinde yaratacağı etki de göz önüne alındığında, parti binasında yapılan halka açık toplantıda sergilenen resim, afiş ve çerçeve gibi eşyaların silahlı terör örgütü PKK/KCK ve örgütün Suriye uzantısı YPG/YPJ'nin cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek, teşvik edecek nitelikte olduğu ve parti faaliyeti ile ilgisinin bulunmadığı, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7/2 maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütünün propagandası suçunu oluşturduğu, eylemin aynı yasanın 7/4 maddesi kapsamında siyasi parti binasında işlendiği sonucuna varıldığı” belirtilerek;
Sanık Ömer Özkan'ın üzerine atılı bulunan terör örgütü propagandası yapmak suçundan eylemine uyan 3713 sayılı TMK'nın 7/2, 7/4, 5237 sayılı TCK'nın 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 30/12/2017 tarihli İlçe Kongeresinde HDP Güngören İlçe Başkanı seçilen Ömer Özkan'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan hakkında mahkumiyet kararı bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
390. MURAD ÖNDEŞ (Şükrü ve Nezihe oğlu, 1963 doğumlu, T.C. Kimlik No: 26353600612); (05/11/2017 Tarihli İl Kongeresinde Diyarbakır İl Yönetim Kurulu Üyesi, 29/11/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/03/2021 tarih 2019/957 esas, 2021/76 Karar Sayılı İlamında;
Suç tarihlerinin 14/12/2015-17/04/2019 arası olduğu belirtilerek;
Sanığın Diyarbakır ili merkezi ve ilçelerinde 14/12/2015-17/04/2019 tarihleri arasında düzenlenen ve kolluk fezlekesinde belirtilen 27 farklı eyleme katıldığının tespit edildiği, bunların arasında terörist cenaze ve taziyelerine katılma, örgüt elebaşı Abdullah Öcalan'a uygulanan sözde tecridin kaldırılması için Leyla Güven adlı şahsın başlattığı açlık grevine destek verme, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden toplantı ve organizasyonlara katılma, PKK/KCK silahlı terör örgütü lehine sloganların atıldığı yasadışı yürüyüşlerin yapıldığı gösterilere iştirak etme gibi çok sayıda ve çeşitli faaliyetlerin bulunduğu, bunların öncesinde PKK güdümünde faaliyet gösteren yayın organlarının çağrılarının bulunduğu ve sanığında bu çağrılara istisnasız ve aralıksız şekilde yanıt vererek eyleme geçtiği, dosyada mevcut görüntü inceleme ve tespit tutanakları ile bu durumun sabit olduğu, nitekim sanığın gerek soruşturma gerekse de kovuşturma aşamalarında ikrar mahiyetinde beyanlarda bulunduğu, bu şekilde izinsiz gösteri ve yürüyüş gerçekleştiren gruplara dahil olarak örgütün varlığına açıkça destek verme şeklinde 17 farklı eyleme iştirak ettiğinin tespit edildiği, tüm bu eylemler birarada değerlendirildiğinde; sanığın eylemlerinin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk oluşturduğu, sanığın PKK/KCK silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde hareket ettiği, faaliyetlerin yeterli eylem çeşitliliği ve eylem sıklığına ulaştığı kanaatine varılarak,
Sanığın üzerine atılı PKK/KCK Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçunu işlediği sabit görülmekle, eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3. maddesi kapsamındaki terör suçu olması nedeni ile 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 05/11/2017 tarihli İl Kongeresinde Diyarbakır İl Yönetim Kurulu üyesi seçilen Murad Öndeş'in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan hakkında mahkumiyet kararı bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
391. AYTEN YILMAZ (Bal ve Mensure kızı, 1970 doğumlu, T.C. Kimlik No:22747182788); (10/04/2016 Tarihinde HDP Kocaeli İl Başkan Yardımcısı, 30/05/2015 – 25/02/2019 Tarihleri Arası ve 19/09/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/31450 Soruşturma, 2018/3221 Esas sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 2014 ile 2017 yılları arası olduğu belirtilerek;
2014 ile 2017 yılları arasında PKK/KCK silahlı terör örgütünün talimatları doğrultusunda örgüt elebaşı Abdullah Öcalan’ın yakalanışının ve ona uygulandığı iddia edilen tecrit koşullarının protesto edilmesi eylemlerine katıldığı,
18 Mart 2017 Tarihinde Dilovası HDP İlçe Binasında gerçekleştirilen Nevruz Etkinliği adı altında sonrasında terör örgütü propagandasına dönüştürülen eyleme katıldığı, konuşma yaptığı, konuşmaya başlamadan önce salondaki kalabalık tarafından BİJİ SEROK APO” (YAŞASIN APO BAŞKAN) sloganlarının atıldığı PKK/KCK Terör Örgütü lideri Elebaşı Abdullah Öcalan’a ait resmin altında oturdukları ve bunu Sosyal Medya aracılığıyla kendi Sosyal Paylaşım siteleri olan Facebook üzerinden paylaştığı,
Facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde açılmış olan hesaplar ile terör örgütünün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda paylaşımlarda bulunarak örgüt propagandası yaptığı,
İddiasıyla "Terör Örgütü Propagandası Yapmak, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçlarından Türk Ceza Kanunu 314/2 Terörle Mücadele Kanunu 7/2, Terörle Mücadele Kanunu 5/1. maddeleri uyarıca Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/99 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı, davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 10/04/2016 tarihinde HDP Kocaeli İl Başkan Yardımcısı seçilen Ayten Yılmaz'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak ve Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçlarından hakkında kamu davası bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
392. MUBAREK BABAT (Mehmet ve Menice oğlu, 1983 doğumlu, T.C. Kimlik No:47860838756); (29/05/2016 - 17/11/2019 Tarihli İlçe Kongrelerinde Gürsu İlçe Yönetim Kurulu Üyesi, 01/06/2015 – 22/01/2021 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
Bursa 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/07/2017 tarih ve 2017/44 sayılı Kararıyla;
Suç tarihinin 22/08/2016 - 09/03/2017 arası olduğu belirtilerek;
Sanık Mubarek Babat'ın;
11 Mart 2017 tarihli paylaşımında; PKK/KCK terör örgütünün Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde bulunan bazı il ve ilçelerimizde ilan ettikleri –sözde- Öz yönetim adı altında oluşturulan hendek ve barikatlara karşı güvenlik güçlerinin düzenlemiş olduğu askeri operasyonları protesto etmek amacıyla Özgür Basın kullanıcı adlı facebook sayfasından alıntı yapmak suretiyle altında “Birleşmiş Milletler’ den Cizre, Sur ve Nuseybin raporu: Kentler yerle bir edildi, insanlar katledildi.” şeklinde yazılı çatışma bölgesinden çekildiği değerlendirilen içeriğinde askeri araçların, askerler ile Türk bayraklarının yer aldığı fotoğraf karesini sosyal medyada kendi hesabında paylaşarak sözde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Güvenlik Güçlerinin insanları katlettiğini belirterek alenen PKK/KCK terör örgütünün Fikir ve İdeolojisini benimsediği ve bu doğrultuda hareket ettiği,
20 Şubat 2017 tarihli paylaşımında; İşçi kullanıcı adlı facebook sayfasından alıntı yapmak suretiyle altında “#NusaybineSesVer #NusaybindeKatliamVar Nusaybin’e ses Ver ve Nusaybin’ de katliam var haber sitelerinden 8 gündür asker ablukasında olan Nusaybin Xirabe Bave (Kuru Köy) Köyünde, köylülere yönelik infaz ve işkencenin fotoğraflarını yayınlanıyor.” şeklindeki yazı bulunan, yerde kanlar içinde yatan şahsın başında üzeri askeri kamuflajlı elinde uzun namlulu G3 silahı ile yüzü kapalı halde bulunan şahsa ait nerde çekildiği belli olmayan fotoğraf karesinin paylaşılarak, Güvenlik güçlerinin yapmış olduğu Operasyonlar sınasında etkisiz hale getirdiği teröristleri masum köylü imiş gibi göstererek sözde köylülere işkence yapılarak bunlar İnfaz edilmiş şeklinde sosyal medyada hesabında Güvenlik Güçlerini katliamcı gibi gösterdiği,
18 Şubat 2017 tarihli paylaşımında; “PKK/KCK terör örgütünün Suriye yapılanması olan PYD/YPG (Partiya Yektiya Demokrat –Demokratik Birlik Partisi/ Yekinan Parastina Gel- Halk Savunma Birlikleri)” içerisinde faaliyet gösteren “Canpolat Kobane” kod isimli örgüt mensubunun fotoğrafını sosyal medya hesabında yayınladığı,
18 Kasım 2016 tarihli paylaşımında; “ El Bab bölgesinde 10 Köy IŞİD’ın elinden aldıklarını belirten DSG güçleri Afrin ile Kobani kantonunun birleşmesine 12 kilometre kaldığını belirtti” başlıklı yazılı ve PKK/KCK terör örgütünün Suriye yapılanması olan PYD/YPG terör örgütü mensuplarını oluşturduğu ve çoğunluğu YPG teröristlerinde oluşan DSG’ ye (Hezen Suriya Demokratik – olduğu Demokratik Suriye güçleri) mensup şahısların fotoğrafların bulunduğu siyası haber.org isimli haber portalının gönderisini kendine ait Facebook sayfasında paylaştığı,
22 Ağustos 2016 paylaşımında; “ üzerinde DİLOK Dilok’ta yaşamlarını yitirilenler için hepimiz bir FATİHA üç İHLAS okuyalım. Paylaş herkes görsün ve daha çok Dua edelim şeklindeki Metin Çelikel’ ın fotoğraf karesini paylaşarak, PKK/KCK terör örgütüne müzahir kitlenin DİLOK (Gaziantep) ilinde bombalı eylemde hayatını kaybeden şahısların cenaze töreninde tabutların üzerine PKK/KCK terör örgütünün –sözde- bayrağının serildiği, sosyal medya üzerinden de söz konusu fotoğraf karesini paylaştığı,
…“Mubarek Serhed” adlı facebook hesabı üzerinden yaptığı paylaşımlarla PKK/KCK terör örgütün doğu ve güney doğu bölgelerimizdeki bazı il ve ilçelerde sözde ilan ettikleri öz yönetim adı altında oluşturdukları hendek ve barikatlara karşı güvenlik güçlerinin düzenlemiş oldukları operasyonların sözde şehirleri yakıp yıktığını bunu Birleşmiş Milletler Örgütü de raporlarında belirtiğini ima ederek PKK/KCK terör örgütünün fikir ve ideolojisini benimsediği ve bu doğrultuda hareket ettiği, Türkiye Cumhuriyeti devletinin sanki kürtlerin düşmanı imiş gibi gösterildiği, güvenlik güçlerinin PKK/KCK terör örgütü mensuplarına karşı yapmış olduğu operasyonlarda etkisiz hale getirdiği örgüt mensubu şahısları sivil şahıslar/ köylü olarak gördüğü, bu nedenden dolayı güvenlik güçlerini yani Türkiye Cumhuriyeti’ni katliam yapmakla suçladığı, PKK/KCK ve Suriye yapılanması olan PYD/YPG terör örgütlerinin yapmış olduğu eylem ve faaliyetleri benimsediği kendisine ait Facebook sayfasında örgüt mensubu şahısları paylaşarak örgütün propagandasını yaptığı, PKK/KCK terör örgütü güdümünde faaliyet yürüten DBP partisinin Almanya’da yapmış olduğu Nevruz etkinliğinde elebaşı Abdullah Öcalan’ın fotoğrafının basılı olduğu çok sayıda flamalar ile ölen örgüt resimlerinin bulunduğu video görüntüsünü ve sözde örgütün bayrağının renkleri olan sarı kırmızı ve yeşil renkli bezleri ölen kişilerin tabutlarına örtüldüğü görüntüleri kendi facebook sayfasında paylaşarak alenen PKK/KCK–PYD/YPG terör örgütlerinin propagandasını yaptığı,
İddiasıyla Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2. , 5237 sayılı TCK.nın 43/1 maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın 30/11/2017 tarihinde kesinleştiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 29/05/2016 - 17/11/2019 tarihli İlçe Kongrelerinde Gürsu İlçe Yönetim Kurulu üyesi seçilen Mubarek Babat'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan hakkında mahkumiyet kararı bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
393. MURAT KILINÇ (Ali Haydar ve Zühre oğlu, 1970 doğumlu, T.C. Kimlik No: 23023753050); (04/11/2018 Tarihli İl Kongresinde Elazığ İl Yönetim Kurulu Üyesi, 18/11/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/09/2020 Tarihli ve 2019/451 esas, 2020/249 Karar sayılı ilamıyla;
Suç tarihinin 03/12/2018 - 03/07/2019 arası olduğu belirtilerek;
04.04.2019 günü HDP (Halkların Demokratik Partisi) Diyarbakır İl Binası konferans salonunda PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın doğum günü ve Yerel seçimlerde kazanılan merkez ve dış ilçe belediye başkanlıkları için yapılan, güvenlik güçlerimizce etkisiz hale getirilen teröristler için SAYGI DURUŞUNDA bulunularak PKK/KCK TERÖR ÖRGÜTÜNÜ ÖVÜCÜ SÖZDE DEVRİMCİ ÇARKI MARŞININ SÖYLENİLDİĞİ, "BİJİ SEROK APO(YAŞASIN BAŞKANAPO),BE SEROK JİYAN NA BE(BAŞKANSIZ YAŞAM OLMAZ) "PKK HALKTIR, HALK BURADA" şeklindeki sloganların atılarak PKK/KCK terör örgütünü ve elebaşısı Abdullah Öcalan’ın sahiplenildiği kutlama programına katıldığı,
Kuzey Irak bölgesinde yapılan operasyonlarda ölü olarak ele geçirilen M.C.S.’in …yas evinde 01-02-03.07.2019 tarihlerinde üç günlük olarak gerçekleştirilen taziyeye katıldığı,
Tunceli ilinde yapılan sonucunda ölü olarak ele geçirilen M.Ç isimli BTÖ mensubunun cenazesi 10.06.2019 günü yeniköy mezarlığına defnedildiği, akabinde 11.06.2019 tarihindeki taziyeye katıldığı,
Tunceli ilinde yapılan sonucunda ölü olarak ele geçirilen H.K.isimli BTÖ mensubunun cenazesi 10.06.2019 günü Yeniköy Mezarlığına defnedilmiş akabinde 11.06.2019, 12.06.2019 ve 13.06.2019 tarihlerinde (3) gün boyunca gerçekleştirilen taziyeye katıldığı,
17.03.2019 günü Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevi kurumunda Sur ilçesinde düzenlenen bombalı eylem sonucu 1 polis memurunu şehit eden 3 vatandaşı yaralayan, PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın üzerindeki –sözde- tecritin kaldırılması için açlık grevi eylemine başladığı akabinde intihar eylemine başvurarak ex olduğu anlaşılan BTÖ mensubu Z.G. isimli şahsın 18-19-20.03.2019 tarihlerinde … gerçekleştirilen taziye ziyaretlerine katıldığı,
24.01.2019 günü saat 11:00 sıralarında …HDP (Halkların Demokratik Partisi)’nin merkez ve dış ilçe belediye başkan aday tanıtımı için yapılan, kürtçe olarak “Efrin kürt toprağıdır halklarındır, bizimdir”, “vermiyoruz alacağız, bizimdir”, “tecrite karşı özgürlük bizimdir”, “zindan direnişi bizimdir”, “el ele verin ari ülkesi bizimdir”, “diktatörlüğe karşı demokrasi bizimdir” sloganlarının yazılı bulunduğu afişlerin asıldığı, yaşamını yitirenlerin anısına” saygı duruşu ile başlayan, saygı duruşu ardından PKK terör örgütü elebaşısı Abdulah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevi eylemi sürdüren DTK eş başkanı Leyla Güven’e alkış ve “Leyla Güven onurumuzdur ” sloganlarının atıldığı, legal zeminde başlayarak PKK/KCK terör örgütünün propagandasına dönüşen etkinliğe katıldığı,
07.01.2019 günü basın açıklaması deklarasyonunun 3. maddesinde yer alan “Yerel seçimlerde KÜRDİSTAN’a ve Kürtlere yönelik” cümlesi ile yine aynı deklarasyonunun 4. Maddesinde yer alan “İttifakımız şunları, Kürdistan-Türkiye ve dünya kamuoyuna duyurur” şeklinde yapılan konuşma metniyle ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde -sözde- “KÜRDİSTAN” bölgesi olduğu yönünde ithamlarda bulunulan basın açıklamasının, HDP genel başkanı Pervin Buldan’ın yapmış olduğu “Ulusal birlik halkımıza borcumuzdur. Mazlum Doğanlara, Vedat Aydınlara olan borcumuzdur” şeklinde geçen konuşmasında “Mazlum Doğan” isimli şahsın PKK/KCK Terör Örgütünün kurucularından ve merkez komite üyesi olduğu ve bu şahsa karşı bir borçlanma içerisinde olduklarını, minnet duygusu taşıdıklarını söylediğinin tespit edildiği örgütsel içerikli basın açıklamasına katıldığı,
Terör örgütüne müzahir haber ve sosyal medya paylaşımlarında sözde tecriti protesto etmek ve bu amaçla süresiz/dönüşümsüz açlık grevi eylemine başlayan Leyla Güven isimli şahsa destek olmak amacıyla 19.01.2019 günü ilimiz Yenişehir İlçesi İstasyon Meydanında “Demokrasi, Özgürlük ve Adalet” konulu açık hava toplantısına katıldığı,
Sözde açlık grevi eylemine destek olmak ve PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’a uygulanan –sözde- tecriti protesto etmek amacıyla, PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan AnfNews ve Demokratik Toplum Kongresi isimli sitelerden çağrı üzerine HDP İl binasında, 03-04-05/12/2018 tarihlerini kapsayan 3(üç) günlük konusu suç teşkil eden –sözde- açlık grevine katıldığı,
Tüm bu açıklamalar ışığında; yukarıda ayrıntısı açıklanan ve açıkça PKK/KCK terör örgütü propagandasına dönüşen bir kısmında açık örgüt çağrısı bulunan 9 adet eyleme katılarak örgütsel destek verdiği, silahlı terör örgütü PKK/KCK’ya müzahir yayın organlarınca yapılan çağrılar üzerine gerçekleştirilen, terör örgütünün propagandasına dönüşen eylemlere katılan, yakın akrabası olduğu ispat olunmayan terör örgütü mensuplarının cenaze definlerine-taziyelerine ve yasadışı gösteri yürüyüşlerine katılan sanığın, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren eylemleri nedeniyle silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği kabul edildiğinden, eylemine uyan TCK'nın 314/2, 3713 Sayılı Kanunun 3, 5/1, 5237 sayılı TCK'nın 62/1. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 04/11/2018 tarihli İl Kongresinde Elazığ İl Yönetim Kurulu üyesi seçilen Murat Kılınç'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan hakkında mahkumiyet kararı bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
394. SEMRA ÇELİK (Mehmet Siraç ve Feride kızı, 1988 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10502178442); (10/12/2014 Tarihli İl Kongresinde Elazığ Merkez ve 04/11/2018 Tarihli İl Kongresinde Elazığ İl Başkan Yardımcısı, 04/12/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/09/2020 Tarihli ve 2019/451 esas, 2020/249 Karar sayılı ilamıyla;
Suç tarihlerinin 12/07/2014 - 28/04/2016 arası olduğu belirtilerek;
Sanık Semra Çelik'in;
Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının 30/06/2016 tarih ve 2016/3049 Esas sayılı iddianamesinde belirtilen ve dosya içerisindeki açık kaynak araştırması tutanağından anlaşılacağı üzere sanığın facebook sosyal medya hesabından 12.07.2014 - 28.04.2016 tarihleri arasında yaptığı paylaşımları, 05.10.2015, 21.10.2015 ve 02.04.2016 tarihlerinde katıldığı terör örgütü mensuplarının cenaze törenindeki eylemleri ile PKK/KCK silahlı terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yayın yoluyla zincirleme şekilde yaptığı, ayrıca sanık hakkında Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının 01.12.2015 tarih ve 2015/5002 esas sayılı iddianamesiyle 21.08.2015 tarihli eylemi nedeniyle Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçundan açılan kamu davası üzerine Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.10.2017 tarih ve 2015/425 Esas 2017/322 Karar sayılı ilamı ile mahkumiyetine karar verilip hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, sanığın yargılamaya konu terör örgütü propagandası niteliğindeki eylemleri ile Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.10.2017 tarih ve 2015/425 Esas 2017/322 Karar sayılı ilamına konu terör örgütü propagandası niteliğindeki eylemi işlediğinin,
Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının 30/06/2016 tarih ve 2016/3049 Esas sayılı iddianamesine konu fiziki takip tutanakları, kolluk tespit tutanakları, CD inceleme ve çözüm tutanakları, adli emanette bulunan sanığın ikametinden ele geçirilen terör örgütünün faaliyet ve strateji belgeleri ve alınan beyanlar kapsamında iddianamede 3, 4 ve 5.olaylar olarak ayrıntılı olarak belirtildiği üzere sanığın 24.11.2015 ila 15.02.2016 tarihleri arasında PKK/KCK silahlı terör örgütünün mensuplarına ve müzahir kitlesine yönelik örgütsel bilincin en üst düzeye çıkarılması, örgüte yeni üye kazandırılması, örgütsel kitleyi canlı tutma adına düzenlenen örgütsel etkinliklere katıldığı, bu etkinliklerde terör örgütü, örgüt elebaşı ve örgüt mensupları lehine slogan atıp, pankart ve afişler taşıdığı, bu şekilde sanığın PKK/KCK silahlı terör örgütü ve üyeleriyle organik bağ içerisinde olduğu ve PKK/KCK silahlı terör örgütünün kuruluş amaçlarını, faaliyet ve eylemlerini benimsediğini gösterir şekilde örgütün amaçları doğrultusunda yoğunluluk, süreklilik ve çeşitlilik arzeden eylem ve faaliyetlerde bulunduğu, bu haliyle üzerine atılı Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçunu işlediğinin,
Kabulü ile;
a) 3713 sayılı Yasanın 7/2-1 cümlesi, 3713 sayılı TMK nun 7/2-2 cümlesi, TCK’nın 43/1, 62 maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı CMK nun 08.02.2008 tarih ve 5728 sayılı kanun ile değişik 231/5 maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına,
b) 5237 sayılı TCK’nun 314/2, 3713 sayılı TMK’nun 5/1, TCK 62 maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 10/12/2014 tarihli İl Kongresinde Elazığ Merkez ve 04/11/2018 tarihli İl Kongresinde Elazığ İl Başkan Yardımcısı seçilen Semra Çelik'in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak ve Terör Örgütünün Propagandası Yapmak ” suçlarından hakkında mahkumiyet kararı bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
395. AHMET CAVİT UĞUR (Ali Rıza ve Meryem oğlu, 1964 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10442284500); (15/04/2015 Tarihli İl Kongresinde HDP İzmir İl Başkanı, 11/07/2014 - 16/06/2016 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
a) İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 29/03/2016 tarih, Soruşturma No: 2015/113264, Esas No: 2016/11091 ve İddianame No: 2016/710 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 04/12/2015 - 05/12/2015 olduğu belirtilerek;
“…terör operasyonunda çıkan silahlı çatışmada ölü olarak ele geçirilen PKK terör örgütü üyesi D. K. isimli şahsın cenazesinin 04.12.2015 İzmir iline getirildiği, Ahmet Cavit UĞUR…’ın cenazenin defin işlerini organize ettikleri;
Şüpheli, Ahmet Cavit UĞUR'un cenaze etkinliğinin nasıl yapılacağı hususunda yetkili emniyet personeli ile görüşme halinde iken yakasında ölen örgüt mensubunun resmi ve bu resmin arka fonunda PKK/KCK terör örgütünü simgeleyen sözde bayrağı taşırken görüntülenen şahıs olduğu, grubun içinde yönlendirici ve yönetici konumunda bulunduğu, grup adına görüşmeler yaptığı, grubu organize eden şahısların içinde olduğu ,
Şüphelilerin her birinin yakasında PKK bayrağı üzerinde çatışmada etkisiz hale getirilen terör örgütü üyesi Dilek KORTAK‘ın resminin bulunması, söylenen marşlar ve diğer şüphelilerin söylemleri, anılan cenaze töreninin genel düzen ve koordinesi içinde bir bütün halinde değerlendirildiğinde; Ülkemizin Doğu ve Güneydoğu illerinde özerk yönetim isteği altında yürütülen silahlı kalkışma da ,silahlı çatışmaları devlete karşı başlatan ve yürüten ,ülkenin bir bölümünü meşru hükümet ve devlet yapısından ayırmaya çalışan bir terörist grubun, görüldüğü anda hemen herkes tarafından anlaşılacak simgeleri ile bu terörist grubun amaçları doğrultusunda slogan atılan ve bu yönde yapılan çatışmalarda hayatını kaybeden bir terör örgütü üyesini kutsayan, şehit olarak kabul edildiği defalarca dile getirilen bir seremoninin içinde yer alınması, düşünce açıklamasını aştığı gibi, açıkça terör propagandası halini aldığı, şehit kelimesine Anadolu Coğrafyasında hüküm süren bütün kültürlerde yüklenen anlam göz önüne alındığında, terör örgütünün şiddeti öven yönlerinin benimsendiği ve özendirildiği çok açıktır.,,,halihazır soruşturmada, cenaze kortejini sevk ve idare ettiği, terör propagandası yapan kalabalığın kanaat önderi olarak hareket ederek, örgütün propagandası dışında bir çok kez örgütün yönlendirmesi ve internetten verdiği talimatlar doğrultusunda, örgütün amaçları doğrultusunda örgütün tabanına destek vermek ve psikolojik motivasyon sağlamak amacıyla bu tip eylemleri örgütledikleri,… bu terör propagandası eylemlerini sevk ve idare ettikleri, örgüt adına sistemli ve planlı eylemlerde bulunduğu,” belirtilerek Ahmet Cavit Uğur hakkında terör örgüt üyesi olmak suçundan 5237 sayılı TCK'nın 314/2. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/140 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 08/12/2014 tarih, Soruşturma No: 2014/86207, Esas No: 2014/39616, İddianame No: 2014/2162 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 07/10/2014 olduğu belirtilerek;
“…Terör örgütünün amacı doğrultusunda ve örgütün güdümünde yayın yapan internet siteleri ve görsel medya aracılığı ile yapılan eylem çağrıları üzerine, 07.08.09/10/2014 tarihlerinde, İzmir ili dahil olmak üzere ülkemizin bir çok şehrinde, şiddete dayılı organize gösteriler yapılmış, PKK/KCK terör örgütünün illegal gençlik örgütü olan YDH-G’de terör örgütünün talimatları ile bu eylemleri gerçekleştirmiş ve bu eylemleri twitter sitesinden yaptıkları açıklamalar ile üstlenmiştir.
…. HDP İzmir il eş başkanı olarak görev yaptığı bildirilen şüpheli Ahmet Cavit Uğur'un …Konak İlçesi Sosyal Güvenlik Kurumu önünde "Kobaniye Destek" konulu basın açıklaması yaptığı, açıklama esnasında bölücü terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın nevruz açıklamasına atıfta bulanarak "... hakların mücadele ile düşlerinin mümkün olacağını" söyleyerek " herkesi bu akşam mahallesinde büyüdüğü, sokağı çıkmasını örgütlenmesinin hazır olduğunu" belirttiği, yapılan açıklama esnasında bölücü terör örgütü ve yargılanmalarına dair bayraklarla örgüt yanlısı sloganlar atıldığı, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a yönelik de "Biji Serok Apo" şeklinde sloganlar atıldığı…. 07/10/2014 tarihinde İzmir il merkezi çeşitli yerlerde meydana gelen, güvenlik güçlerine karşı ve özel şahıslara ait araçlara saldırı, mukavemet, şahıslara zarar verme eylemlerinin PKK/KCK terör örgütünün illegal gençlik yapılanması olan YDG-H'nin sözde İzmir Asayiş Birimi tarafından internet ortamında üstlendiği,” tespitiyle silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, silahlı terör örgütünün propagandasını yapma, terör amaçlı patlayıcı madde imali ve kullanılması suçlarından TCK'nın 314/3, 220/6 maddeleri yollaması ile 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, 7/2, maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/375 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 11/07/2014 - 16/06/2016 tarihleri arası üyesi olup, 15/04/2015 Tarihli İl Kongresinde İzmir HDP İl Başkanı olan Ahmet Cavit Uğur’un, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma, terör amaçlı patlayıcı madde imali ve kullanılması, örgüt adına suç işleme” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
396. AYFER YILMAZ (Nureddin ve Zeynep Kızı, 1974 doğumlu, T.C. Kimlik No: 55156352282); (24/04/2016 - 10/12/2017 ve 04/11/2018 Tarihli İl Kongrelerinde Elazığ İl Başkanı, 11/11/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/04/2017 tarih ve 2017/86 esas, 2017/181 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 2016 yılı olduğu belirtilerek;
“…Sanığın kendi adına kayıtlı olan "Ayfer Yılmaz" isimli facebook hesabından …güvenlik güçlerince etkisiz hale getirilen örgüt mensuplarının fotoğraflarının altlarında yorumlar ile birlikte paylaşıldığı, yorumlarda şehitlikten bahsedildiği ve örgüt mensuplarının kahramanlaştırıldığı, örgüt mensubunun cenaze törenine ait fotoğrafın paylaşıldığı, örgüte katılımın özendirilmeye çalışıldığı, Eli silahlı örgüt mensubunun fotoğrafının paylaşıldığı, paylaşımların şiddete çağrı, tahrik ve teşvik edici ya da silahlı direnişe ve isyana davet şeklinde veya insanda saldırgan duygular oluşturacak biçimde anlamsız bir nefret yaratarak şiddetin doğmasına uygun bir ortamı kışkırtacak nefret söylemi içerdiği, dolayısıyla paylaşımların Yerleşik Yargıtay içtihatlarınca da kabul edilen ifade özgürlüğü standartları kapsamı içinde kalmadığı, iddianameye konu diğer paylaşımlarda ise suç unsuru bulunmadığı sonucuna varılmıştır.” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2-1 cümlesi, 7/2-2 cümlesi, TCK’nın 43/1, 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 11 ay 12 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 11/11/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 24/04/2016 - 10/12/2017 ve 04/11/2018 tarihli İl Kongrelerinde Elazığ İl Başkanı seçilen Ayfer Yılmaz’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan hakkında mahkumiyet kararı bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
397. CAFER BULUT (Ahmet ve Zeynep oğlu, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 20074175466); (23/04/2016 ve 05/11/2017 Tarihli İl Kongrelerinde HDP Adıyaman İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi)
a) Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/02/2018 tarih ve 2016/191 esas ve 2018/101 sayılı kararı ile;
“Terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2, TCK'nın 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
b) Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/05/2019 tarih, 2019/169 esas ve 2019/251 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 01/11/2018 olduğu belirtilerek;
“…yapılan açık kaynak araştırması neticesinde;
-26/01/2019 tarihinde, PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalanile altında "50 Nobel ödüllü isimden Öcalan çağrısı" ibareleri bulunan görseli paylaştığı,
-01/11/2018 tarihinde, "Kobane şehitlerini saygıyla anıyoruz yolunuz yolumuzdur" başlığı ile duvar yazısı paylaşımı yaptığı,
-14/07/2018 tarihinde, Viyan Peyman (Anısına) Ez Neminim başlıklı videoyu "Anılarının önünde saygıyla anıyoruz" başlığıyla paylaştığı,
…sanığın "kobane şehitleri" ifadesi ile PKK terör örgütünün Suriye'deki uzantısı olan YPG silahlı terör örgütünün silahlı unsurlarından örgütsel eylemlerde bulunarak ölen örgüt mensuplarından bahsettiği, cebir ve şiddete dayalı eylemleri sonucu ölen örgüt mensuplarını "şehit" olarak anmak suretiyle söz konusu silahlı terör örgütünün cebir ve şiddete dayalı eylemlerine meşruiyet atfettiği, "yolunuz yolumuzdur" sözleriyle de sanığın örgüt mensuplarının yapmış olduğu silahlı eylemleri benimsediğini ve desteklediğini ifade etmek suretiyle örgütün şiddete dayalı eylemlerini övdüğü, sonuç olarak sanığın bu paylaşımı ile PKK-YPG silahlı terör örgütü mensuplarının şiddet içerikli eylemlerini övdüğü, meşru gösterdiği ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik ettiği” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2-2, TCK’nın 43. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 23/04/2016 ve 05/11/2017 tarihli İl Kongrelerinde Adıyaman HDP İl Yönetim Kurulu yedek üyesi seçilen Cafer Bulut’un, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan mahkumiyet kararlarının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
398. FİKRET FUAT KART (Hamit ve Fidan oğlu, 1964 doğumlu, T.C. Kimlik No: 60592045056); (10/04/2016 ve 19/11/2017 Tarihli İl Kongrelerinde HDP Konya İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi - 01/11/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Konya 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/06/2018 tarih, 2018/87 esas ve 2018/189 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 2014 yılı olduğu belirtilerek;
“…Sanık Fikret Fuat Kartın …HDP Konya il yönetiminde yer aldığı, ….sosyal paylaşım sitesi Facebookta …“taşlı yolların çıplak ayaklı insanları yaşam sizinle güzel.” başlığıyla paylaşmış olduğu fotoğrafta, siper almış vaziyette, ellerinde uzun namlulu silah bulunan YPG/YPJ militanı olduğu değerlendirilen 2 kadının bulunduğu, bahsedilen paylaşımda Suriye ülkesinde faaliyet gösteren terör örgütünün şiddet içerikli eylemlerinin meşru gösterildiği, örgüt militanlarının övüldüğü.” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapma suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/1-2, TCK’nın 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 01/11/2014 tarihinden üyesi olup, 10/04/2016 ve 19/11/2017 tarihli İl Kongrelerinde HDP Konya İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Fikret Fuat Kart’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında,“terör örgütü propagandası yapma” suçundan hakkında verilmiş mahkumiyet kararı bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
399. GÜNGÖR DİDAR GÜL (Haluk ve Mercan kızı, 1992 doğumlu, T.C. Kimlik No: 14555716194); (29/12/2019 Tarihli HDP İzmir İl Kongresinde Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 21/10/2014 - 22/09/2016, 30/12/2019 – 21/01/2020 Tarihleri Arası ve 04/03/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/06/2017 tarih ve 2016/207 esas, 2017/129 sayılı kararı ile,
Suç tarihinin 08/02/2016 olduğu belirtilerek;
“Sanık Güngör Didar Gül'ün kaydedilen 0004 sayılı görüntünün 19.10 - 20.55 dakikaları arasında; "Sevgili dostlar, yoldaşlar ben öncelikle tüm direnişlerinde hayatını kaybeden tüm yoldaşlarımızı arkadaşlarımızı saygıyla anarak başlamak istiyorum. Dün o bodrum da hayatını kaybeden katledilen arkadaşlarımızdan bir tanesi bizimle gurur duyun Cizre diz çökmedi demişti, evet kürt halkı diz çökmedi, ama dünyanın altı büyük ordusu altı büyük ordusundan olan Türk ordusu kürtlerin direnişi karşısında yenilmiştir diz çökmüştür. Evet yarın oradan zaferle çıktıklarını söyleyecekler ama 60 gün bir ilçeye giremeyen bir ordu bu iradenin karşısında diz çökmüş demektir. …hem kürdistan öz yönetim direnişlerinde hayatını kaybeden hem de batıda infazlarla katledilen komünist savaşçılar nezdinde tüm şehitleri saygıyla anarak bitirmek istiyorum. Teşekkür ederim." şeklinde konuşma yaptığı anlaşılmış, Söz konusu konuşmanın yapıldığı dönemlerde özellikle güneydoğu illerinde terör örgütü PKK/KCK'nın çıkar ve amaçları doğrultusunda devletin bu bölgedeki otoritesini zayıflatmak ve örgüt otoritesini sağlamak için sözde öz yönetim direnişi adı altında hendek kazma faaliyetleri gerçekleştirilerek güvenlik güçlerine yönelik olarak silahlı saldırıların yapıldığı, sanık Güngör Didar Gül’ün yukarıda ayrıntılı şekilde gösterilen yapmış oldukları konuşmada güvenlik güçlerimizin terör örgütüne yönelik yürüttüğü operasyonları engelleyici ve bunlara tepki gösteren, örgüt mensuplarını ise yüceltici, örgütün silahlı faaliyetlerini destekleyici mahiyette beyanda bulunduğu” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/06/2017 tarih ve 2016/317 esas, 2017/156 sayılı kararı ile
Suç tarihinin 04/02/2016 olduğu belirtilerek;
“…HDP il Eş Başkanı olan sanık Güngör Didar Gül'ün, -2016204135536 İsimli görüntünün 21.40 dk da başlayıp, 24.30 dk kadar süre içerisinde; "Merhaba sevgili kadınlar bugün burada Cizre’ye orada oturan kadına bir ses vermek için toplandık ve öncelikle öz savunma direnişinde hayatını kaybeden tüm arkadaşlarımı tüm devrimcileri saygıyla anarak başlamak istiyorum (…).değinerek başlamak istiyorum, bir devlet hakkı var, bu devlet hakkı Türk ,Sünni ve erkek bir devlet hakkı ve kendilerinden olmayan herkesi katletmeye endeksli bir devlet hakkı dün Maraş da, Çorumda, Mersinde katledenler bugün Kürdistanda çok daha farklı bir şekilde bir savaş boyutuyla Kürt halkına bir savaş açmış durumda…2015 ten bu yana Suruç katliamından bu yana yüzlerce insanı kaybettik …dün kobaneyi nasıl beraber savunduysak birlikte olduysak bugünde Kürdistanda Kürt halkıyla beraber omuz omuza mücadele etmek tüm Türkiye Sosyalistlerinin görevidir .Ben tekrardan öz savunma direnişinde hendeklerde hayatını kaybetmiş tüm yoldaşları saygıyla anarak onların önünde saygıyla minnetle eğilerek bitirmek istiyorum.” şeklindeki konuşması nedeniyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
c) Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/03/2017 tarih ve 2016/194 esas, 2017/78 sayılı kararı ile,
Suç tarihinin 12/02/2016 olduğu belirtilerek;
“…Sanık Güngör Didar Gül'ün; kaydedilen 1 nolu görüntünün 08.55 saniyesinde basın açıklamasını okuduğu PKK/KCK terör örgütünün Suriye kadın kolu olan YPJ’yi övücü ve sahiplenici “biji berxwedana YPJ (yaşasın YPJ direnişi)” şeklinde slogan attığının tespit edildiği,… Sanıkların attıkları tespit edilen sloganlarda geçen YPJ 'ye yönelik Emniyet Genel Müdürlüğü'nün yazı cevabında; KCK/Rojava yapılanması KCK sistematiğine bağlı olarak 4 ülkede faaliyet gösteren PKK terör örgütünün sözde Batı Kürdistan (Suriye) olarak adlandırdığı bölgede faaliyet gösteren bir alt örgütlenmesi olduğu, yapılanmanın KCK modeline uygun olarak yapılandığı, siyasi ve diplomatik boyutunu PYD (Demokratik Birlik Partisi), sosyal taban ve halk meclisi boyutunu TEV-DEM (Batı Kürdistan Demokratik Toplum Hareketi), silahlı mücadele ve savunma boyutunu YPG/YPJ'nin (Halk Savunma Birlikleri/ Kadın Savunma Birlikleri) oluşturduğu, bu kapsamda YPG/YPJ yapılanmalarınında PKK/KCK terör örgütünün silahlı yapılanması olan HPG ile fikri ve organik bağı bulunduğu ve Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin 2015/3513 esas sayılı kararı ile ülkemizde terör örgütü olarak kabul edildiği” şeklindeki eylemi nedeniyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2, TCK‘nın 50/1-a maddeleri uyarınca 6000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
d) İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 19/01/2021 tarih, Soruşturma No: 2021/10096, Esas No: 2021/2286 ve İddianame No:2021/1621 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 01/01/2021 olduğu belirtilerek,
“…şüphelinin ''Didar Gül'' adlı twitter hesabından 01/01/2021 tarihinde SKM adlı twitter sayfasında '' Dün gece gözaltına alınan B.U. bugün adliyeye çıkarılacak. Kadın özgürlük mücadelemiz gözlatı ve tutuklama saldırıları ile sindirmezsiniz. #BuseyiDerhalSerbestBırakın'' şeklindeki paylaşımı ''Ankara'da kadın katliamlarına ilişkin bir çok eyleme yan yana ve büyük bir öfkeyle gittik Buse'yle. Gözaltılarla teslim alamayacaksınız. Uykularınız kaçmaya devam edecek. Ve evet, kentleri ateşe vereceğiz!'' şeklinde paylaşımda bulunduğu..,” belirtilerek halkı kin ve düşmanlığa alanen tahrik etme suçundan TCK’nın 216/1, 218/1 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının İzmir 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/81 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere, 29/12/2019 tarihli HDP İzmir İl Kongresinde Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Güngör Didar Gül’ün, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan verilmiş mahkumiyet kararları ile “halkı kin ve düşmanlığa alanen tahrik etme” suçundan yargılamasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
400. MAŞUK ARPAÇ (Abdulbaki ve Ayşan oğlu, 1980 doğumlu, T.C. Kimlik No: 27628023730); (25/12/2017 Tarihli İl Kongresinde Ağrı İl Başkanı, 08/01/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ağrı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/03/2018 tarih ve 2018/140 esas, 2018/178 sayılı kararı ile;
Suç tarihlerinin 12/01/2015-20/01/2018 yılları olduğu belirtilerek,
“…Sanığın 20/01/2018 tarihinde facebook sosyal paylaşım sitesinde adına kayıtlı olup herkes tarafından görülebilen sayfada '' Afrin Savaşına Hayır '' şeklinde ve ''…. Afrin Halkına atılan her bomba, Ortadoğu da barışa ve kardeşliğe atılmaktadır. '' şeklinde paylaşımlar yaptığı anlaşılmıştır.
Sanık Maşuk Arpaç'ın yaptığı paylaşımlar irdelendiğinde, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından PKK silahlı terör örgütünün Suriye yapılanması PYD'ye karşı başlatılan operasyonu bir savaş olarak niteleyerek, operasyonun hedefindeki terör örgütünü savaşın tarafı olan bir devlet, Türk askeri ile çatışmaya giren teröristleri ise bir saldırı savaşına karşı savunma yapan meşru bir silahlı güç olarak gösterme çabasına girdiği değerlendirilmiştir.
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından terörle mücadele kapsamında başlatılan operasyona karşı silahlı terör örgütü PKK'nın üst düzey yöneticisi olduğu bilinen Murat Karayılan isimli teröristin örgütün haber ajansı olduğu bilinen ANF ( Fırat Haber Ajansı ) Türkçe bölümünde yayınlanan '' PKK yürütme komitesi üyesi Murat Karayılan, Türk devletinin Efrin'de tarihi bir yenilgi alacağını söyledi. PKK'nın saldırılara karşı sessiz kalmayacağını belirten Karayılan, tüm Kürt halkına seferberlik çağrısında bulundu '' haberi sonrasında sanık Maşuk Arpaç'ın atılı suçlamaya dayanak olarak gösterilen paylaşımları yaptığı anlaşılmıştır.
Sanığın HDP (Halkların Demokratik Partisi) Ağrı İl Başkanlığı görevini yürütüyor olması nedeniyle siyasi kimliği, verdiği mesajın hitap ettiği ve harekete geçirmeye çalıştığı hedef kitleye erişimi ve olası etkileri ile mesajın zamanlaması birlikte değerlendirildiğinde, sanığın Türk Silahlı Kuvvetlerinin terör örgütü PKK/PYD karşı düzenlediği operasyonu itibarsızlaştırmak ve gayrı meşru göstermek, buna karşılık Türk Silahlı Kuvvetleri ile silahlı çatışmaya giren terör örgütünü, saldırıya maruz kaldığı için direniş gösteren meşru bir güç gibi gösterme çabasına girdiği…” gerekçesiyle, 12/01/2015 ve 20/01/2018 tarihlerinde işlediği sabit olan PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2.1 7/2-2, TCK’nın 43/1, 62. maddeleri gereğince (2 kez) 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ,
Görüldüğü üzere, 08/01/2018 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 25/12/2017 tarihli İl Kongresinde Ağrı İl Başkanı seçilen Maşuk Arpaç’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak” suçundan verilmiş mahkumiyet kararının bulunduğu, partide il bazında üst düzey görev alan Maşuk Arpaç’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
401. MEHMET SÜRER (Mehmet Ali ve Raziye oğlu, 1994 doğumlu, T.C. Kimlik No: 17027642908); (24/04/2016 Tarihli İl Kongresinde HDP Kayseri İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 08/11/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Kayseri 2. Ağır Ceza mahkemesinin 12/04/2016 tarih ve 2016/106 esas, 2016/148 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 03/06/2015 olduğu belirtilerek,
“…adı geçen sanıkların 28/12/2011 tarihinde Şırnak ili Uludere ilçesinde meydana gelen olayların yıldönümü nedeniyle hayatını kaybeden 34 kişiyi anmak için Kayseri ili HDP İl Başkanlığının faaliyet gösterdiği …ön kısmında yaklaşık 25 kişi toplanarak saat 12:40-12:50 arasında basın açıklaması yapıp "Anaların Öfkesi Katilleri Boğacak-Şehid Namırın(Şehitler Ölmez)-Robaski'nin Hesabı Sorulacak-Biji Berxwedana Sur'e(Yaşasın Sur Direnişi)-Katiller Halka Hesap Verecek-Robaski Halkı Yalnız Değildir-Sur'dan Cizre'ye Direniş Her Yerde" şeklinde Türkçe ve Kürtçe sloganlar atarak olaysız olarak dağıldığı"…. BERXWEDANA SUR(YAŞASIN SUR DİRENİŞİ) ve SUR'DAN CİZRE'YE DİRENİŞ HER YERDE" şeklindeki sloganlarının, PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün Diyarbakır İli Sur Mahallesi ve Şırnak İli Cizre ilçesinde hendek kazma, barikat kurma, el yapımı patlayıcı ve mayın döşeme, roketatar ve uzun namlulu silahlarla ateş etme biçiminde gerçekleşen ve cebir ve şiddet içeren silahlı terör eylemlerini direniş adı altında meşru göstermeye çalıştıkları,…,” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK’nın 62 maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere, 08/11/2014 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 24/04/2016 tarihli Kongrede HDP Kayseri İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Mehmet Sürer’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan verilmiş mahkumiyet kararının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
402. METİN EREN (Cemal ve Medine oğlu, 1986 doğumlu, T.C. Kimlik No: 11505148678); (28/10/2017 – 14/10/2018 Tarihli İl Kongrelerinde HDP Osmaniye İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi, 19/10/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/11/2019 tarih ve 2018/340 esas, 2019/386 sayılı kararı ile ;
Suç tarihinin 30/04/2018 olduğu belirtilerek;
“…Sanığın herkesin erişimine açık facebook hesabından; YPG silahlı terör örgütü üyesi olduğu anlaşılan üniformalı ve eli silahlı şahısların fotoğrafına terör örgütünün faaliyetlerini meşru göstermeye yönelik yorum yaparak, ''TC piçleri,kürdistan diyeceksiniz ,TC'e mezar olacak afrin '' şeklinde yorum yazarak, PKK/YPG sihahlı terör örgütünü simgeleyen ve destekler mahiyette yorumlar yazarak,
''Selam olsun özgürlük için direnen halklara ''''Her biji Salih MÜSLİM'' ,''İşte Türk devletinin suçunu ispatlayan hastana görüntüleri'' içerikli ve yukarıda deliller kısmında belirtilen diğer paylaşımları yaparak ,
PKK/YPG silahlı terör örgütünün cebir şiddet içeren eylemlerini süreklilik gösterir şekilde meşru gösterip yayarak propanganda yapma unsurunu gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, sanığın olaya ilişkin facebook hesabından temin edilen çıktılar ile tüm dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; sanığın yukarıda bahsi geçen paylaşımları yayınlamak suretiyle bölücü terör örgütü PKK/YPG Silahlı terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelikte propagandasını yaptığı” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanununun 7/2-2 maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere, 19/10/2017 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 28/10/2017 -14/10/2018 tarihli İl Kongrelerinde HDP Osmaniye İl Yönetim Kurulu yedek üyesi seçilen Metin Eren’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan verilmiş mahkumiyet kararı bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
403. MUSTAFA CELEP (Mustafa Necati ve Fatma oğlu, 1955 doğumlu, T.C. Kimlik No: 22588241316); (07/12/2014 Tarihli İl Kongresinde HDP Amasya İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 31/10/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Amasya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/01/2018 tarih ve 2017/490 esas, 2018/27 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 17/07/2017 olduğu belirtilerek,
“…Sanığın Mustafa Celep kullanıcı adıyla kullandığı facebook hesabı üzerinden çeşitli tarihlerde; "demirtaşın her sözü sözümdür …" şeklinde yazılar yayınladığı, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklu HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Fiğen Yüksekdağ Diyarbakır Belediye Başkanı Gülten Kışanak Aysel Tuğluk, İdris Baluken sözde Kürdüistan eyalatiine ait bayrağa ait görüntülerin bulunduğu …silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklu Nuriye Gülmen'e ait fotoğrafı "bu bayram kutlayacağımız en güzel bayram olmayacak, en güzelini halkların adalete doyduğu yarınlarda kutlayacağız" içerikli yazıyı yayınladığı, Gezi Parkı eylemlerinde kırmızı fularlı kız olarak tanınan sonrasında PKK/KCK terör örgütünün Suriye kolu YPG saflarında çatışma sırasında öldüğü yönünde bilgiler elde edilen A.D.K. isimli örgüt mensubunun fotoğrafını yayınladığı, ".. isimli örgüt mensubunun elinde silah bulunduğu halde fotoğrafını yayınladığı tespit edilmiş olup, …sanığın yayınladığı içeriklerin düşünce özgürlüğü kapsamında kalamayacağı, terör örgütlerinin cebir ve şiddet eylemlerini övücü ve teşvik edici nitelikte olduğu” gerekçesiyle, 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK’nın 43/1, 62. maddeleri gereğince, 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere, 31/10/2014 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 07/12/2014 tarihli İl Kongresinde Amasya İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Mustafa Celep’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan verilmiş mahkumiyet kararı bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
404. NECİBE İLHAN (Emin ve Merese kızı, 1967 doğumlu, T.C. Kimlik No: 50368111948); (09/10/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Siirt Cumhuriyet Başsavcılığının 19/04/2018 tarih, Soruşturma No:2018/1218, Esas No:2018/508 ve İddianame No: 2018/182 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 21/01/2018 olduğu belirtilerek,
“…HDP İl Teşkilatı üyeleri tarafından parti binası içerisinde, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Suriye ülkesinin kuzeyindeki Afrin şehrinde bulunan PKK/PYD/YPG terör örgütüne yönelik başlatılan “Zeytin Dalı” operasyonu ile ilgili olarak basın açıklaması düzenledikleri, …parti binasının ön cephesinden bakıldığında duvara asılı vaziyette çıplak gözle açık ve alenen görünen PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’a ait olan portre olduğu görüldüğü, arama kararı doğrultusunda 21/01/2018 günü Saat:20.10 sıralarında HDP Siirt İl Başkanlığında arama yapıldığı,
…1 Adet yaklaşık 90x90 cm. ebatlarında üzerinde terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’nın fotoğrafının bulunduğu çerçeve, …1 Adet yaklaşık 90x60 cm. ebatlarında üzerinde PKK/KCK Terör Örgütünün elebaşısı Abdullah Öcalan’nın fotoğrafının bulunduğu çerçeve,...1 Adet “Jineoloji Tartışmaları” isimli Özgür Kadın Akademisi basımlı kitap,…1 Adet yaklaşık 70x40 cm. ebatlarında üzerinde PKK/KCK terör örgütünün elebaşısı bez resim çerçevesi, Üzerinde “Newroz Piroz be Emde Serbıkevin! Mutlaka Kazanacağız” ibaresi bulunan yaklaşık 10x15 cm. ebatlarında çok sayıda el ilanı,…1 Adet yaklaşık 110x150 cm. ebatlarındaki üzerinde PKK/KCK terör örgütü mensuplarının bulunduğu sağ alt köşesinde “TJA Tevgeren Jinen Azad Özgür Kadın Hareketi” ibaresi yazılı bulunan afiş ele geçirilmiştir.
… olay kapsamında tüm soruşturma evrakı birlikte değerlendirildiğinde, şüpheliler …Necibe İlhan'ın terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, bunları övecek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde yöntemlere başvurdukları,…” belirtilerek TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Siirt 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/583 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 09/10/2017 tarihinden itibaren üyesi olan Necibe İlhan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile üyesi evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan yargılamasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
405. NİGAR DURU (Yaşar ve Necla kızı, 1954 doğumlu, T.C. Kimlik No: 34865184964); (28/10/2014 Tarihli İlçe Kongresinde HDP Muratpaşa İlçe Başkanı, 02/12/2018 Tarihli İl Kongresinde HDP Antalya İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 28/06/2013 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Antalya 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/01/2018 tarih ve 2018/98 esas, 2018/297 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 21/01/2018 olduğu belirtilerek,
“…sanık Nigar DURU' nun …sosyal medya paylaşımlarından;
21/01/2018 tarihinde "DHA MUHABİRİ İTİRAF EDİYOR: İLERLEYEMİYORUZ. Bu video yaklaşık 40 dakika önce DHA tarafından paylaşıldı YPG'nin DİRENİŞİ KARŞISINDA ADIM ATAMAYORLAR."
21/01/2018 tarihinde "Sadece Esad'ı devirmek üzerine kurulu Suriye politikamız, sadece Kürt'ü dövmek şeklinde değiştirildi. Diyelim Afrini aldın, halen YPG kontrolündeki 78 bin metre karenin kalan bölümüne olacak. "
21/01/2018 tarihinde "Sınıra yakın Şingele köyünden Efrine girmeye çalışan Türk ordusu, YPG ve YPJ savaşçıların müdahalesi ile karşılaştı. Köyde şu anda şiddetli çatışmalar yaşanıyor."
20/01/2018 tarihinde "çok önemli bir fark da şu biri vatanını koruyor diğeri işgalci.";
20/01/2018 tarihinde "Efrin'in Şera ilçesini işgal girişiminde bulunan Türk ordusuna ait iki tank YPG/YPJ savaşçıları tarafından imha edildi.";
Şeklinde olanların içeriğine konu hususların anlam bütünü birlikte değerlendirldiğinde, sanığın eyleminin, silahlı terör örgütü konumunda olan PKK/KCK silahlı terör örgütünün halen devam etmekte olan, cebir ve şiddet içerdiği konusunda tereddüt bulunmayan silahlı eylem ve yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelikte olduğundan silahlı terör örgütü progandası yapmak suçunu oluşturduğu” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanununun 7/2, 7/2-2 cümlesi, TCK’nın 43, 62. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere, 28/06/2013 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 28/10/2014 tarihli İlçe Kongresinde HDP Muratpaşa İlçe Başkanı, 02/12/2018 tarihli İl Kongresinde HDP Antalya İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Nigar Duru’nun, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan verilmiş mahkumiyet kararının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
406. NİYAZİ YALÇINKAYA (Osman ve Geji oğlu, 1982 doğumlu, T.C. Kimlik No: 33065331970); (24/04/2016 Tarihli İl Kongresinde HDP Kayseri İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 20/10/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/02/2018 tarih ve 2018/45 esas, 2018/153 sayılı kararı ile;
Suç tarihlerinin 27/11/2017-30/11/2017 olduğu belirtilerek,
“Niyazi Yalçinkaya kullanıcı isimli …sosyal medya hesabı üzerinde yapılan incelemeler neticesinde;
…herkese açık yapılan beğenide PKK/KCK-YPG/PYD terör örgütünün kırsal alan yapılanmasında faaliyet yürüten elinde uzun namlulu silah ve üzerinde leşker kıyafetli bir teröristin fotoğrafı beğenerek örgütün açıkça propagandasını yaptığının tespit edildiği,
…Niyazi Yalçinkaya kullanıcı isimli sosyal medya hesabı üzerinden Anadolu Ajansı isimli sosyal medya hesabı üzerinden herkese açık yapılan "Terör örgütü PKK'ya yılın ilk ayında ağır darbe" başlıklı iki askerin fotoğrafının bulunduğu paylaşıma "40 yıldır darbe üstüne darbe vuruyorsunuz ne oluyor çok şakacı bir ajanssınız" şeklinde yorum yaptığı, söz konusu bu yorumu ile de örgütün güçlü olduğunu savunarak örgütün destekçisi olduğunu açıkça beyan edip propagandasını yaptığının değerlendirildiği,
…Niyazi Yalçinkaya kullanıcı isimli sosyal medya hesabı üzerinden IMC TV isimli sosyal medya hesabı üzerinden herkese açık yapılan Özgür Radyo'da gözaltına alınanlar serbest bırakıldı başlıklı fotoğraf paylaşımına "Sizin o gülen yüzünüze kurban oluyum zalimlere karşı güçlü olun sevinçli olun sabırlı olun keyfinize bakın en kısa zamanda hesap sorulacak''' yazarak bu şahıslara moral verip devletin güvenlik güçlerinden hesap sorulacağı şeklinde tehdit içeren yorumlar yaparak örgütü haklı göstermeye çalıştığı ve örgütün propagandasını yaptığının tespit edildiği,
…Niyazi Yalçinkaya kullanıcı isimli sosyal medya hesabı üzerinden Evrensel Gazetesi isimli sosyal medya hesabı üzerinden herkese açık yapılan "YPG'lilere işkence eden cihatçılar yakalandı" başlıklı "TSK destekli cihatçılar tarafından Cerablus'ta esir alınan SDG/YPG savaşçılarına işkence görüntülerinde yer alan cihatçılardan ikisi yakalandı" şeklinde haber yapılan ve içeriğinde yüzleri kapatılmış ve elleri bağlanarak sandalyede oturtulan iki şahsın arkasında bulunan ellerinde uzun namlulu silah bulunan yüzleri maske ile gizlenmiş dört YPG mensubu teröristin bulunduğu haber paylaşımı beğendiğinin tespit edildiği,
…Niyazi Yalçinkaya kullanıcı isimli sosyal medya hesabı üzerinden Siyasihaber.org isimli sosyal medya hesabı üzerinden herkese açık yapılan "Zafer: Kürt birlikleri bütün kollardan Şengale girdi" şeklinde başlık atılan ve içeriğinde terör örgütü YPG'nin sözde bayrağını toprağa diken elinde uzun namlulu silahı olan bir örgüt mensubunun fotoğrafının bulunduğu haber paylaşımı beğendiğinin tespit edildiği ve bu şekilde açıkça propagandasını yaptığının tespit edildiği,
…Niyazi Yalçinkaya kullanıcı isimli sosyal medya hesabı üzerinden Özgür Politika/Günlük gazete isimli sosyal medya hesabı üzerinden herkese açık yapılan "Misliyle yanıt verilecek- Halk Savunma Merkezi Karargahı Komutanı Murat Karayılan PKK ve Kürdistan halkının Türk Devleti karşısında asla geri adım atmayacağını belirterek kırda, şehirde, ovada misliyle yanıt vereceğini s..." alt yazılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı tehdit içeren haber paylaşımı beğendiğinin tespit edildiği,
…Niyazi Yalçinkaya kullanıcı isimli sosyal medya hesabı üzerinden Özgür Politika/Günlük gazete isimli sosyal medya hesabı üzerinden herkese açık yapılan "Muş'ta sabotaj- Muş'un Varto ilçesinde önceki gün yapılan sabotaj eyleminde 4 askerin öldüğü, 6 askerin de yaralandığı bildirildi" alt yazılı içeriğinde ellerinde uzun namlulu silah bulunan leşker kıyafetli 4 PKK mensubunun fotoğrafının bulunduğu haber paylaşımı beğendiğinin tespit edildiği,
Sanığın …herkese açık olan paylaşımları ve beğenileri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın, PKK/KCK terör örgütünün ideolojisi doğrultusunda hazırlanmış olan paylaşımları herkese açık olarak beğenerek PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yaptığı, PKK/KCK terör örgütünü överek sahiplendiği, yapmış olduğu propaganda faaliyetleri ile PKK/KCK terör örgütünün eleman devşirme çabasına destek olduğu, sanığın bu paylaşımları herkesin görebileceği şekilde sosyal medya üzerinden beğenerek alenen bu konudaki iradesini ortaya koyduğu,…” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2-1. Cümlesi, 7/2-2. Cümlesi, TCK'nın 43, 62. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 20/10/2015 tarihinden üyesi olup, 24/04/2016 tarihli İl Kongresinde HDP Kayseri İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Niyazi Yalçınkaya’nın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında,“terör örgütü propagandası yapmak” suçundan yargılamasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
407. SERVET ZİYANAK (Hışman ve Cemile oğlu, 1992 doğumlu, T.C. Kimlik No: 57133526136); (19/11/2017 Tarihli İl Kongresinde HDP Konya İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi, 30/01/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Konya 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/09/2020 tarih ve 2019/341 esas, 2020/227 sayılı kararı ile ;
Suç tarihinin 11/06/2018 olduğu belirtilerek;
“…Sanık Servet ZİYANAK'ın …Twitter isimli sosyal paylaşım sitesinde bulunan hesaplarındaki paylaşımları incelendiğinde;
…6 Mart 2018 tarihinde, PKK/KCK terör örgütü terör örgütü mensubu olduğu değerlendirilen elinde uzun namlulu silah bulunan şahsın fotoğrafının paylaşıldığı, 7 Mart 2018 tarihinde, üzerinde ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü piroz be (kutlu olsun)’ şeklinde yazı bulunan, altında PKK terör örgütünün Suriye uzantısı PYD/YPG/YPJ terör örgütü mensubu olduğu değerlendirilen elinde roketatar bulunan şahsın fotoğrafının paylaşıldığı, 20 Mart 2018 tarihinde, PKK/KCK terör örgütü terör örgütü mensubu olduğu değerlendirilen elinde uzun namlulu silah bulunan şahsın fotoğrafının paylaşıldığı, 14 Nisan 2018 tarihinde, PKK/KCK terör örgütü mensubu olduğu değerlendirilen elinde uzun namlulu silah bulunan şahısların fotoğrafının paylaşıldığı tespit edilmiştir.
…sanığın kullandığı değerlendirilen, …paylaşımlar incelendiğinde; 4 Haziran 2018 tarihinde, PKK/KCK terör örgütü terör örgütü mensubu olduğu değerlendirilen elinde uzun namlulu silah bulunan şahısların fotoğrafının paylaşıldığı, 9 Haziran 2018 tarihinde, PKK/KCK terör örgütü terör örgütü mensubu olduğu değerlendirilen elinde uzun namlulu silah bulunan şahsın fotoğrafının paylaşıldığı, 11 Haziran 2018 tarihinde, üzerinde "Bu güzel insanların bastığı her karış toprak kutsaldır. Onların bastığı her yer şimdi umut kokuyor. Ş. Dilgeş Nuda, Ş. Şoreş Dêrşew, Ş. Dilbirîn Maku, Ş. Rizgar Amed, Ş. Dijwar Wan" şeklindeki yazılar ile PKK/KCK terör örgütü terör örgütü mensubu olduğu değerlendirilen elinde uzun namlulu silah bulunan şahısların fotoğrafının paylaşıldığı tespit edilmiştir.
…Sanık Servet ZİYANAK' ın telefonunda açık bulunan Twitter hesabı incelendiğinde… bu hesaptan 20 Mayıs 2018 tarihinde PKK/KCK terör örgütü terör örgütü mensubu olduğu değerlendirilen elinde uzun namlulu silah ve roketatar bulunan şahısların fotoğrafının paylaşıldığı tespit edilmiştir.
Sanık Servet ZİYANAK'ın evinde yapılan aramada, hakkında dağıtım veya satışa sunulmasının yasaklanmasına ve ele geçirilen kitaplara el konulmasına karar verilmiş olan PKK/KCK terör örgütü lideri Abdullah Öcalantarafından yazılan “KÜLTÜR VE UYGARLIK” isimli kitap, hakkında toplatılma kararı verilen Abdullah Öcalantarafından yazılan “SOYKIRIMA KARŞI KÜLTÜREL DİRENİŞ” isimli kitap ve yine hakkında toplatılma kararı verilen Abdullah Öcalantarafından yazılan “SOYKIRIM” isimli kitapların ele geçirildiği tespit edilmiştir.
…06.03.2018, 07.03.2018, 20.03.2018, 14.04.2018, 04.06.2018, 09.06.2018, 11.06.2018 tarihinde herhangi bir kısıtlamaya tabi tutmadan herkesin görebileceği şekilde paylaşmış olduğu fotoğrafların PKK/KCK terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek nitelikte olduğu değerlendirilmiş olup terör örgütü propagandası yapmak suçunu birden fazla suça konu paylaşımları nedeniyle TCK 43. maddesi uyarınca zincirleme suç biçiminde işlediği…” gerekçesiyle, 3713 sayılı Kanununun 7/2-2, TCK’nın 43. maddeleri uyarınca 1 yıl 24 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere, 30/01/2015 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 19/11/2017 tarihli İl Kongresinde HDP Konya İl Yönetim Kurulu yedek üyesi seçilen Servet Ziyanak’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan mahkumiyet kararının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
408. SEVGİ ALTUNKILIÇ (Ahmet ve Zeliha kızı, 1979 doğumlu, T.C. Kimlik No: 40093706694); (02/04/2016 Tarihli İl Kongresinde HDP Kırşehir İl Yönetim Kurulu Üyesi)
Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 06/04/2018 tarih ve 2017/167 esas, 2018/175 sayılı kararı ile ;
Suç tarihinin 17/12/2016 olduğu belirtilerek;
“…Sanığın HDP Kırşehir İl Başkanlığı yönetim kurulu üyesi olduğu, …Sanığın örgüt hiyerarşisi içerisinde faaliyetlere katıldığının ve örgütün çıkarları için eylemlerde bulunduğunun tespit edildiği, Sanığa ait dijital materyallerin incelenmesinde terör örgütü PKK mensubu bir terörüstün bulunduğu, teröristin arkasında renkleri olan sarı, kırmızı, yeşil renkleri ile görüntülendiği, PKK terör örgütünün sözde simgesi niteliğindeki bez parçasının bulunduğu, yine terör örgütü PKK mensubu iki terörüstün bulunduğu, teröristin arkasında renkleri olan sarı, kırmızı, yeşil renkleri ile görüntülendiği, PKK terör örgütünün sözde simgesi niteliğindeki bez parçasının bulunduğu, PKK terör örgütünün sözde simgesi niteliğindeki bez parçasının bulunduğu ve salladığı,… Mahkememizin başka dosyasında sanık M.A.B.'nın "benim Kırşehir'e niçin geldiğimi, HDP il yönetiminde bulunan ve HDP de yönetimde olmasa bile etkin olan kişilerin örgüte eleman kazandırmak için Kırşehir’e geldiğimi bilmemesi mümkün değildir. Benim Kırşehir'e PKK terör örgütüne eleman kazandırmak için geldiğimi biliyorlardı. …şeklindeki beyanından da anlaşılacağı üzere Umut kod adlı M.A.B.’nın Kırşehir'e gelerek PKK nın dağ kadrosuna eleman kazandırmak için HDP binası içerisinde yapmış olduğu örgütsel toplantılardan habersiz olamayacağı ve Kırşehir Sulh Ceza Hakimliği'nin 17/12/2016 tarih ve 2016/1767 D.iş sayılı kararına istinaden HDP il binasında yapılan aramada: PKK-KCK Terör Örgütüne müzahir 86 adet derginin, PKK-KCK Silahlı Terör Örgütüne müzahir Abdullah Öcalan Kürdistan Devrim Manifestosunun, PKK-KCK Silahlı Terör Örgütüne müzahir 11 adet Kürdistan Yurtsever Devrimci Gençlik Manifestosunun, PKK-KCK Silahlı Terör Örgütüne müzahir 22 adet üzerinde Kürtçe ibareler bulunan PKK üyelerinin fotoğraflarını içerir takvimin, PKK-KCK Silahlı Terör Örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ a ait 15 adet posterin, 1 adet 1,5x1,5 metre ebatında sarı yeşil kırmızı renkli orta kısmında yıldız olan PKK-KCK terör örgütüne müzahir terör örgütü mensuplarınca kullanılan bez parçasının ele geçirildiği, …böylelikle sanığın örgütün amaç ve menfaatleri doğrultusunda eylemlerinin bulunduğu, sanığın örgüt hiyerarşisi içerisinde yer aldığı, sanığın eylemlerini PKK terör örgütünün amaç ve talimatları ile uyumlu ölçüde gerçekleştirdiği,...” gerekçesiyle silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanununun 5 maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere, 02/04/2016 tarihli İl Kongresinde HDP Kırşehir İl Yönetim Kurulu üyesi seçilen Sevgi Altunkılıç’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan verilmiş mahkumiyet kararının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
409. SEYİTHAN KILIÇ (Sıddık ve Nesime oğlu, 1961 doğumlu, T.C. Kimlik No: 27724637558); (24/04/2016 Tarihli İl Kongresinde HDP Kayseri İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 08/11/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/02/2018 tarih ve 2017/731 esas, 2018/132 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 15/08/2017 olduğu belirtilerek,
”Sanığın PKK/KCK silahlı terör örgütü propagandası yaptığı gerekçesi ile cezalandırılması istemiyle açılan kamu davası sonucunda yapılan kovuşturma neticesinde,
…sosyal medya hesabında… hendek ve barikat oluşturarak kamu düzenini bozan şahısları destekleyen gruba ait "Dalkurd Supporter" kullanıcı isimli sosyal medya hesabı üzerinden herkese açık olarak yapılan 31 Ocak 2016 tarihli "Her Biji Kurdistan'' ibareli yazı içeren fotoğraf paylaşımı beğendiği,
… "YPG Music" kullanıcı isimli sosyal medya hesabı üzerinden herkese açık olarak yapılan 27 Mayıs 2017 tarihli PKK-KCK Silahlı Terör Örgütü'nün Suriye yapılanması olan YPG-PYD örgütü mensuplarının elinde roket atar mermisi ile çekilmiş fotoğrafının bulunduğu paylaşımı beğendiği,
… ''Her biji'' kullanıcı isimli sosyal medya hesabı üzerinden herkese açık olarak yapılan ve içeriğinde ''Acil paylaş! polis hakkari ve güpegündüz ve kameraların önünde bir sivile işte böyle ateş ediyor'' şeklindeki haber videosunu paylaşarak güvenlik güçlerince yapılan bir çalışmayı polisin sivillere ateş ettiği şeklinde gerçeklerden uzak bir şekilde çarpıtarak yapılan haber videosunun paylaşıldığı,
… "beğeniler" incelendiğinde PKK-KCK silahlı terör örgütünün amaç ve talimatları doğrultusunda haber yapan ''Roj Nuçe" ve "HER Biji'' isimli sosyal medya gruplarının beğendiği,
….belirtilen paylaşımlarına ilaveten 21 Mayıs 2016 tarihinde Selahattin Demirtaş isimli sosyal medya hesabı üzerinden paylaşılan "Hemen Paylaşın" başlıklı videoyu paylaştığı, …Sanığa ait sosyal paylaşım sitelerinde kolluk birimi tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen web-servis sağlayıcı tespit raporuna göre herkese açık sosyal paylaşım adresinde; yukarıda detaylı bir şekilde dökümü verilen PKK/KCK terör örgütüne ait paylaşımları beğendiği anlaşılmakla, bu hali ile terör örgütünü üyesi olan PKK lı şahsı överek üzerine atılı suçu işlediği…” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapma suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2-1, 7/2-2, TCK'nın 43, 62. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın ertelenmesine karar verildiği,
Görüldüğü üzere, 08/11/2014 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, 24/04/2016 tarihli İl Kongresinde HDP Kayseri İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Seyithan Kılınç’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan verilmiş mahkumiyet kararının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
410. SİNAN ODABAŞ (Nusret ve Fikriye oğlu, 1959 doğumlu, T.C. Kimlik No: 17227489662); (05/11/2017 Tarihli İl Kongresinde HDP Kocaeli İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 30/09/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/04/2019 tarih ve 2019/63 esas, 2019/179 sayılı kararı ile ;
Suç tarihinin 16/05/2015 olduğu belirtilerek;
“…Sanık Sinan Odabaş'ın sosyal paylaşım sitesi facebook üzerinde yapılan incelemede; …terör örgütünü ve terör örgütü mensubu teröristleri övücü/özendirici örgütsel şarkılardan olan Vur Gerilla isimli örgütsel videoyu paylaştığı, 26/03/2018 tarihinde Suriye uyruklu teröristin yakalanma görüntülerinin paylaşımı, 01/11/2018 tarihinde, " Dünyanın en güzel kadınları en çirkin yaratıklarını Kobanide yendiler " dünyanın en güzel kadınları derken YPG/PYD/YPJ eli silah tutan kadın teröristlerin fotoğrafının paylaşımı, 07/12/2018 tarihinde PYD/YPG/YPJ propagandasının yapıldığı videoyu paylaştığı, ...Sanığın bu paylaşımlarında PKK/KCK terör örgütünün şiddet, cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da teşvik edecek nitelikte olduğu” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan, 3713 sayılı Yasanın 7/2-2, TCK’nın 43, 62 maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 30/09/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 05/11/2017 tarihli İl Kongresinde HDP Kocaeli İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Sinan Odabaş’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan verilmiş mahkumiyet kararının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
411. BARAN AKGÜL (Cemil ve Melahat oğlu, 1969 doğumlu, T.C. Kimlik No: 17978578394); (08/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 31 Mart 2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Siirt İli Kurtalan İlçe Belediye Başkanı)
(İçişleri Bakanlık Makamının 15/05/2020 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Siirt Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/3647 sayılı soruşturması ile;
Suç tarihinin 15/05/2020 olduğu belirtilerek;
"...KCK sözleşmesine uyarak Kanuna uygun olmadığı halde Belediye bünyesinde "eş başkanlık" uygulamasında bulunduğu, "facebook" sosyal paylaşım hesabında farklı tarihlerde PKK terör örgütünün propagandası niteliğinde paylaşımlarda bulunduğu, evinde yapılan aramada ele geçen ajanda içinde "HDP Belediye eş başkanlarını tanıyalım" şeklinde yazılmış yazı, "Bombada Anahtar Sistemi" başlığı ile başlayan ve bomba yapımından söz eden yazı tespit edildiği, F. K. adlı şahsın alınan ifadesinde "...Kurtalan ilçesinde 2014-2017 tarihinde AK Parti ilçe başkan yardımcısı olarak görev yaptım... Düne kadar Kurtalan Belediye kadrosunda 4D işçi statüsünde çalışmaktaydım. Ailecek PKK ile mücadele ettiğimizden dolayı ve halen Geçici Köy Korucusu olmam sebebiyle belediye başkanı tarafından dün itibarıyla görevime son verilmiştir..." şeklinde beyanda bulunduğu" belirtilerek silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan soruşturma yapılmakta olduğu
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, 31 Mart 2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Siirt İli Kurtalan İlçe Belediye Başkanı seçilen Baran Akgül'ün Yargıtay, Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan soruşturmasının bulunduğu, partide ilçe bazında üst düzey görev alan Baran Akgül'ün Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
412. BEŞİR BELKE (Murat ve Güle oğlu, 1971 doğumlu, T.C. Kimlik No: 12197811932); (21/12/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 16/04/2016 ve 21/01/2018 tarihli İl Kongrelerinde Edirne İl Başkanı)
a)Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/11/2017 tarih ve 2017/123 esas, 2017/229 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 05/08/2015 olduğu belirtilerek;
“…Sanık Beşir Belke'nin sosyal paylaşım sitelerinde, birden fazla kez terör örgütü PKK/KCK sözde kurucusu Abdullah Öcalan'ın resimlerini paylaşarak ve "tarih belli oldu 9 ay sonra öcalan serbest" şeklinde yazıları ve örgüt üyesi Mazlum Doğan'ın resimlerini paylaşarak atılı terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği" belirtilerekTerör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2, 7/2. madde ikinci cümle, TCK'nın 43 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
b) Edirne Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2019/3471, Esas No: 2019/1266, İddianame No: 2019/168 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 30/05/2016 olduğu belirtilerek;
"Olay tarihi olan 30/05/2016 tarihinde HDP Edirne İl Binasında ele geçirilerek el konulan PKK/KCK olmak üzere teör örgütü ele başısı ve bazı terör örgütü kurucu ve mensuplarına iat fotoğraflar ile amblem ve işaretlerin yer aldığı resim, pankart ve afişlerin söz konusu parti binasına sokulması ve duvarlara asılması eyleminin iş bu materyaller üzerinde parmak izleri tespit edilen şüphelilerden Barş Belke, ...isimli şahısların gerçekleştirdikleri, şüphelilerden Beşir Belke'nin suça konu olayın gerçekleştiği tarih itibariyle HDP İl Başkanlığı yaptığı, şüphelilerden S. A. nın ifadesinde söz konusu terör örgütüne ait materyalleri Tekirdağ İl Yönetiminden tanımadığı kişilerin şüpheli Beşir Belke ile gizli toplantı yaptığını, ayrıca 2-3 koli malzeme geldiğini gördüğünü söylemesi ve şüpheli Beşir Belke'nin sosyal paylaşım hesaplarında PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü mensupları Rojbin (K) Fidan Doğan Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Paris temsilcisi Sara (K) Sakine Cansız PKK/KCK terör örgütünün kurucu üyelerinden Rohani (K) Leyla Sönmez fotoğraflarının paylaşımını yaptığı, dolayısıyla şüpheli Beşir Belke'nin söz konusu eylemleri ile 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesinin 2. cümlesindeki Terör Örgütü Propagandası Yapmak Suçunu işlediği" gerekçesiyle atılı suçtan cezalandırılması istemiyle açılan davanın Edirne 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/52 esas sayılı dosyası ile derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 21/12/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 16/04/2016 ve 21/01/2018 tarihli İl Kongrelerinde Edirne İl Başkanlığı görevini üstlenen Beşir Belke'nin Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "terör örgütü propagandası yapma" suçlarından mahkumiyetinin ve yargılamalarının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Beşir Belke'nin Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
413. ERCAN YILDIRIM (Bekir ve Rukiye oğlu, 1963 doğumlu, T.C. Kimlik No: 17573926156); (25/09/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 25/01/2015 ve 03/12/2017 Tarihli İl Kongrelerinde Ardahan İl Yönetim Kurulu Üyesi)
Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin 16/09/2015 tarih ve 2015/29 esas, 2015/128 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 19/03/2015 olduğu belirtilerek;
"Sanığın da aralarında bulunduğu grubun 19/03/2015 tarihinde yapılan nevruz kutlamasında, kutlama heyetinde organizasyondan sorumlu oldukları, kutlama esnasında sahne olarak hazırlanan platformun arka cephesine"edi bese jı reber apo re azade" (artık yeter apoya özgürlük) terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın fotoğrafları ile terör örgütü PKK'yı işaret eden bezlerin asıldığı ve yine terör örgütünü kasteder şekilde "güneşimizi karartamazsınız kes nıkare rojame dari bike" (Kimse günümüzü karartamaz) şeklinde yazılar bulunan pankartların asıldığı, soruşturma aşamasında tüm sanıklar savunmalarında asılan pankartların HDP yönetimi tarafından kendilerine bildirildiği, bu nedenle astıklarını beyan ettikleri dikkate alındığında, Nevruz kutlaması esnasında düzenleme komitesinde bulunan ve kutlamanın organizatörü olan sanıkların terör örgütü PKK'nın propagandasını aşikar tarzda yapacak şekilde gerek terör örgütünün ele başının fotoğrafını asmaları ve gerekse terör örgütüne ait bez parçalarını asmalarının terör örgütü propagandası yapma suçunu oluşturduğu" gerekçesiyle sanığın üzerine atılı Terör Örgütünün Propagandasını Yapmak suçundan eylemine uyan 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 62/1, 50/1-a, 52/2 maddeleri gereğince 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25/09/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 25/01/2015 ve 03/12/2017 Tarihli İl Kongrelerinde Ardahan İl Yönetim Kurulu üyesi seçilen Ercan Yıldırım'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
414. ERDAL MORKOÇ (İlyas ve Makbule oğlu, 1972 doğumlu, T.C. Kimlik No: 41420131400); (25/01/2015 ve 03/12/2017 Tarihli İl Kongrelerinde Ardahan İl Yönetim Kurulu Üyesi)
Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin 16/09/2015 tarih ve 2015/29 esas, 2015/128 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 19/03/2015 olduğu belirtilerek;
"Sanığın 19/03/2015 tarihinde ilimizde yapılan nevruz kutlamasında, kutlama heyetinde organizasyondan sorumlu olduğu, kutlama esnasında sahne olarak hazırlanan platformun arka cephesine "edi bese jı reber apo re azade" (artık yeter apoya özgürlük) terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın fotoğrafları ile terör örgütü PKK'yı işaret eden bezlerin asıldığı ve yine terör örgütünü kasteder şekilde "güneşimizi karartamazsınız kes nıkare rojame dari bike" (Kimse günümüzü karartamaz) şeklinde yazılar bulunan pankartların asıldığı, sanıkların soruşturma aşamasında alınan beyanlarında benzer şekilde asılan pankartların HDP yönetimi tarafından kendilerine bildirildiği, bu nedenle astıklarını beyan ettikleri dikkate alındığında, Nevruz kutlaması esnasında düzenleme komitesinde bulunan ve kutlamanın organizatörü olan sanık ve arkadaşlarının terör örgütü PKK'nın propagandasını aşikar tarzda yapacak şekilde gerek terör örgütünün ele başının fotoğrafını asmaları ve gerekse terör örgütüne ait bez parçalarını asmalarının terör örgütü propagandası yapma suçunu oluşturduğu" gerekçesiyle sanığın üzerine atılı Terör Örgütünün Propagandasını Yapma suçundan eylemine uyan3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 25/01/2015 ve 03/12/2017 Tarihli İl KongrelerindeArdahan İl Yönetim Kurulu üyesi seçilen Erdal Morkoç'un Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
415. ERSOY ERDOĞAN (Aliabbas ve Tezegül oğlu, 1968 doğumlu, T.C. Kimlik No: 16448962404); (06/03/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 03/12/2017 Tarihli İl Kongresinde Ardahan İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi)
Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin 20/07/2017 tarih ve 2017/229 esas, 2017/129 sayılı kararı ile;
Suç tarihlerinin 21/11/2015, 17/12/2015, 28/12/2015 olduğu belirtilerek;
"Sanığın "Ersoy Erdoğan" isimli herkese açık Facebook hesabından 28/12/2015 tarihinde yapmış olduğu paylaşımında "Taşrin YPG'nin kontrolünde" alt başlığıyla haber paylaştığı, paylaşımın içeriğinde YPG silahlı terör örgütünün sözde bayrağını taşıyan bir arabanın bulunduğu, 17/12/2015 tarihli yapmış olduğu paylaşımında "Diha Dicle Haber Yeri" isimli sayfanın bağlantısını paylaştığı, paylaşım içeriğinde terör örgütü elebaşının fotoğrafının yer aldığı, fotoğrafıyla birlikte çok sayıda terör örgütü mensubunun da fotoğraflarının paylaşım içeriğinde yer aldığı, yapılan paylaşımın haber metni ve fotoğraflar bir arada değerlendirildiğinde bağlantının şiddet unsuru içerdiği, 21/11/2015 tarihinde Facebook hesabından "Kanadalı YPG savaşçısı resmi törenle sonsuzluğa uğurlandı" alt başlığıyla bir haber bağlantısını paylaştığı, paylaşım içeriğinde ellerinde YPG terör örgütü mensubu olduğu değerlendirilen fotoğrafları taşıyan şahısların yer aldığı, paylaşım içeriğinde YPG terör örgütünün simgelerine yer verildiği anlaşıldığından;
Sanığın izah edilen paylaşımları herkese açık Facebook hesabından yayınlamak suretiyle terör örgütünün propagandasını yaptığı" gerekçesiyle sanığın üzerine atılı Terör Örgütü PKK/YPG/KCK propagandasını yapmak suçundan eylemlerine uyan 3713 sayılı Kanunun 7/2-2. cümle, TCK'nın 43/1, 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 11 ay 12 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 06/03/2015 tarihinden itibaren üyesi olup, 03/12/2017 tarihli İl Kongresinde Ardahan İl Yönetim Kurulu yedek üyesi seçilen Ersoy Erdoğan'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçlarından mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
416. EYYUP KURT (Memet Emin ve Nebat oğlu, 1981 doğumlu, T.C. Kimlik No: 22027837674); (02/12/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 30/04/2016 ve 12/11/2017 Tarihli İl Kongrelerinde HDP Yalova İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi)
Yalova Ağır Ceza Mahkemesinin 05/02/2019 tarih ve 2018/657 ssas, 2019/71 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 2014-2015 tarihleri arası olduğu belirtilerek;
"Sanığın HTTPS://WWW.FACEBOOK.COM/EYUP.KURT.372661 URL adresli facebook sosyal medya hesabı üzerinden herkese açık olarak yaptığı tespit edilen suç unsuru paylaşımlarında:
…16 KASIM 2015 tarihli paylaşımında “Denizli’de HDP’liler operasyonlara karşı açlık grevinde-ımc tv” başlıklı gönderiyi “batıda en azında bunu yapmalı barış isteyen halklar ve HDP başta olmak üzere belki ozaman kürdistan daki halklar yalnız olmadığı hisseder bişi HDP Denizli”,“KOBANE, SURUÇ, ANKARA, SİLVAN, PARİS KATİLLER YENİLECEK!” , 13 KASIM 2015 tarihinde“gözler kör kulaklar sağır bilal için sümeya için kürt halkına soykırım yapıyor on bir gündür ac susuz ubluka altına almış silvanı şimdide nusaybin de kürtlere yaşama yasak getirdi faşist rejim bizler hep başkalarında medet umduk bizler dur demesek kimse dur demez uyan gaflet uykusunda ey kürtler”, 10 EKİM 2015 tarihli paylaşımda "BARAN ÇAĞLI 7 yaşındaydı. 400 vekil vermediğimiz için polis tarafından katledildi", “AMED/FARGİN YDG-H BİRİMLERİNİN HENDEK ÇALIŞMALARI..” ibaresi ile paylaşımda bulunduğu, bu paylaşımda silahlı örgüt mensuplarına ait görüntülerin de yer aldığı, 20 TEMMUZ 2015 tarihli paylaşımda “yoldaşlar pursuzda büyük bir katliyam var şuan”, 25 HAZİRAN 2015 tarihli paylaşımda “bu şerefsiz yobaz sürüsü kürtleri katledip korkutacak sanıyorlar aldanırlar bunlara destek veren şerefsiz bicler pişman olacaklar biji kurdu KURDİSTAN”, 21 NİSAN 2015 tarihli paylaşımda “sizi leşçilen kürdistandan lejiniz çıkacak biji KURDİSTANA azat ”, 05 NİSAN 2015 tarihinde terör örgütü PYD’nin sayfasını paylaştığı, 25 ŞUBAT 2015 tarihinde konumu tam olarak bilinmeyen bir yerde ellerinde uzun namlulu silahların olduğu iki erkek şahsın fotoğrafını paylaştığı, 24 OCAK 2015 tarihinde PKK/KCK terör örgütüne müzahir yayın organı olan IMC TV tarafından 23 Ocak 2015 tarihinde paylaşılan terör örgütü üst kademe yönetim kadrosu ile HDP yöneticilerinin bir arada çekilmiş fotoğrafınıpaylaştığı, 30 EKİM 2014 tarihinde tam olarak bilinmeyen bir yerde ellerinde uzun namlulu silahların olduğu iki erkek şahsın fotoğrafının “hatin peşmergeme biji yekitiya kurda”, 12 EKİM 2014 tarihinde tam olarak bilinmeyen bir yerde elinde uzun namlulu silah bulunan bir şahsın fotoğrafını “ biji dayıka kürde bişerefsan’1000 şerefsiz satılmış bedelsin biji kobuni” ibaresi ile paylaştığının tespit edildiği,
Yukarıda belirtilen deliller ışığında sanığın PKK-YPG Terör Örgütünün Cebir şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek, bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelikte, terör örgütünün destekçisi olduğunu belli edecek mahiyette, örgüt üyesi teröristlerin silahlı fotoğraflarının ve videolarının yer aldığı paylaşımlarının olduğu bütün olarak değerlendirildiğinde, üzerine atılı terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği kanaatine varılmıştır." gerekçesiyle eylemine uyan 3713 sayılı Kanunun 7/2-ikinci cümle, TCK'nın 43/1, 62. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 02/12/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 30/04/2016 ve 12/11/2017 tarihli İl Kongrelerinde HDP Yalova İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Eyyup Kurt'un Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
417. FEYYAZ BAŞAK (Seyfettin ve Pakize oğlu, 1990 doğumlu, T.C. Kimlik No: 11780431410); (15/03/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 28/10/2017 Tarihli İl Kongresinde Van İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi)
Van Cumhuriyet Başsavcılığının 12/02/2020 tarih ve Soruşturma No: 2019/6829, Esas No: 2020/1029, İddianame No: 2020/227 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 15/08/2018 ve 20/04/2020 olduğu belirtilerek;
"...Şüpheli Feyyaz BAŞAK'ın, terör örgütüne müzahir sitelerde 13/08/2018 tarihinde sokak eylemlerine katılım yönündeki çağrılarına uyarak 15/08/2018 tarihinde yapılan toplantıya katıldığı, grup içinde bulunan şüphelilerin terör örgütünün ilk eylemi yıldönümü bahanesiyle toplanarak örgüt adına suç işledikleri, şüphelinin bilerek ve isteyerek grup içerisinde yer aldığı, grupla bütünleştiği, grubun amacı doğrultusunda hareket edip grubun eylemlerine iştirak ettiği, içinde bulunduğu grupla birlikte müdahalede bulunan polis ekiplerine taşlı saldırıda bulunarak görevini yapmasını engelledikleri,
20/04/2020 tarihinde Hacıbekir mahallesinde PKK/KCK terör örgütlerinin çağrısı üzerine sokak olaylarının meydana geldiği, kolluk kuvvetlerine EYP, molotof ve taş atmak suretiyle olayların çıktığı, olay tarihinde yakalanarak gözaltına alınan ve emniyette ayrıntılı olarak ifadesi alınan ve 24/04/2020 tarihinde tutuklanan şüpheli F. E. nin yapmış olduğu teşhislerdeşüphelilerin kendisiyle beraber olaylara karıştığını beyan ettiği, yine şüpheliler D. A. ve Feyyaz BAŞAK'ın olaylarda kullanılmak üzere kendilerine el yapımı patlayıcı, molotof, havai fişek temin ettikleri, diğer şüphelilerin kendisiyle birlikte sokak olaylarına karışarak kolluk kuvvetlerine taş, molotof ve EYP attıklarını ayrıntılı olarak teşhis ettiği, diğer şüphelilerin olay yakalama tutanağı ve şüpheli F. E. nin teşhis işlemleri neticesinde söz konusu olaya örgütün çağrısı üzerine katılarak kolluk kuvvetlerine EYP, molotof ve taş atmak suretiyle üzerilerine atılı suçu işledikleri, şüpheliler D. A. ve Feyyaz BAŞAK'ın yapılan dijital materyal incelemesinde terör örgütüne ait çeşitli video ve ses dosyalarının bulunduğunun sabit olduğu" ileri sürülerek silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Van 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/42 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 15/03/2018 tarihinden itibaren üyesi olup, 28/10/2017 tarihli İl Kongresinde Van İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Feyyaz Başak'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılamasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
418. GÜLSEREN TURAL (Cafer ve Gülzade kızı, 1949 doğumlu, T.C. Kimlik No: 56362620684); (10/07/2013 - 21/01/2020 Tarihleri Arası ve 18/02/2020 Tarihinden itibaren HDP Üyesi, 12/03/2016 ve 05/11/2017 Tarihli İl Kongrelerinde Adana İli (Eş) Başkanı-Üst Kurul Delegesi)
Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/11/2016 tarih ve 2016/159 esas, 2016/441 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 05/02/2016 olduğu belirtilerek;
"23/01/2016 tarihinde saat 12:30 sıralarında Adana ilinde bulunan İnönü parkında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana il teşkilatı organizesinde Güneydoğu Anadolu Bölgesinde güvenlik güçlerinin yapmış olduğu operasyonlar ile sokağa çıkma yasaklarını protesto etmek amacıyla eylem yapılacağının bilgisinin alınması üzerine, Adana Emniyet Müdürlüğü görevlilerincegerekli önlemlerin alındığı, bahse konu eylemle ilgili olarak İnönü Parkında yaklaşık 70 kişinin toplandığı ve şüphelilerin ellerinde"SUR DİRENİŞİ ONURUMUZDUR, HDK-HDP-KJA-SİLOPİ DİRENİŞİ ONURUMUZDUR, HDK-HDP-KJA - CİZREDE NELER OLUYOR HABERİNİZ VAR MI? HDK-HDP-KJA" şeklinde pankartlar açarak sessiz bir şekilde eylemlerine başladıklarının ve akabinde HDP eş il başkanı Gülseren Tural'ınbasına"Değerli basın emekçileri Cizre de Silopi de, Sur'da devam eden katliam günümüze kadar geldi. Biz katliamları protesto etmek için bundan böyle aralıklarla eylememiz sürdüreceğiz. Söyleyecek sözümüz yok. Sur direnişi onurumuzdur. Cizre de neler oluyor haberiniz var mı diye kamuoyuna iletiyoruz. Sessiz eylemimizi sürdüreceğiz. Teşekkür ediyorum. " şeklinde bir açıklama yaptığı,
Şüphelinin güvenlik güçlerimizin Cizre, Silopi ve Sur ilçelerinde yasa dışı silahlı terör örgütü üyelerine yönelik gerçekleştirdiği operasyonlarla ilgili olarak terör örgütü üyelerinin eylemlerinin direniş olarak nitelendirilerek terör örgütünün cebir ve şiddet içeren eylemlerini övmek suretiyle terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği" gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 62 ve 50. maddeleri gereğince 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 10/07/2013 ile 21/01/2020 tarihleri arası ve 18/02/2020 tarihinden itibaren üyesi, 12/03/2016 ve 05/11/2017 tarihli İl Kongrelerinde Adana İli (Eş) Başkanı-Üst Kurul Delegesi seçilen Gülseren Tural'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, partide il bazında üst düzey görev alan Gülseren Tural'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
419. GÜLSİMET ÖNAL (Mahmut ve Raife kızı, 1987 doğumlu, T.C. Kimlik No: 59956241944); (20/10/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 16/11/2014 ve 30/12/2017 Tarihli İlçe Kongrelerinde Güngören İlçe Yönetim Kurulu Asıl Üyesi)
a) İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/03/2019 tarih 2018/148 esas, 2019/92 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 28/04/2018 olduğu belirtilerek;
“…28/04/2018 günü yapılan çalışmalarda Halkların Demokratik Partisi ilçe teşkilatı binasında terör örgütü propagandası yapılarak Abdullah Öcalan'ın posterlerinin ve PKK/KCK terör örgütü militanlarının fotoğraflarının bulunduğu bilgisi alınması üzerine aynı gün alınan arama ve el koyma kararı kapsamında belirtilen adreste arama yapıldığı, binanın alt kısmında bulunan ve toplantı salonu olarak kullanılan yere girildiğinde duvarlarda örgüt militanları ile örgüte müzahir şahısların fotoğraflarının bulunduğu, yapılan aramada toplam 28 kalemden ibaret duvarlarda asılı vaziyette; yeşil renk üzerine YPJ ibaresi bulunan kadın terörist fotoğrafı, G.B. (R.S.) ŞT 27.08.2015 ibareli elinde kaleşnikof tüfek olan bir erkek ve bir kadın olmak üzere iki terörist fotoğrafı, arkasında at figürü bulunan erkek terörist fotoğrafı, Fidan Doğan, Sakine Cansız ve Leyla Söylemez isimli kadın örgüt mensuplarına ilişkin fotoğraflar, "mücadelelerinin ışığında bizler meclise" ibareli üç erkek terörist fotoğrafı, "sayın Öcalan barışın teminatıdır bir imza da sen at" ibareli Abdullah Öcalanfotoğrafı, "Mahir Çayan ve 9 yoldaşını unutturmayacağız 30 Mart 1972 Kızıldere katliamını unutmadık unutturmayacağız" ibareli erkek terörist fotoğrafları, 3 kadın teröriste ait fotoğraf, sağ alt köşesinde demokratik bölge ibareli leşker kıyafetli erkek şahsa ait fotoğraf, leşker kıyafetli terörist şahıs fotoğrafı, "Kürdistan şehitleri ölümsüzdür şehidime rumetamene" ibareli PKK amblemli Abdullah Öcalanve 7 teröristin bulunduğu sarı-kırmızı-yeşil renkli pankart, sarı-kırmızı-yeşil renkli "lı hambere dagırkeri ye edibese edibese Qada xwe Azad Bıke" ibareli pankart, Abdullah Öcalanposteri, "barış dönemi ilkeler ilklerle başlar gibi"ibareli çok sayıda teröristin resmi bulunan pano, Sakine Cansız ibareli terörist fotoğrafı, E. Y. isimli teröriste ait fotoğraf, YPS-kürdistan ibareli kırmızı renki erkek terörist fotoğrafı, YPG armalı A. Ö. ibareli terörist fotoğrafı, S. A. (Kod Rojhat) ibareli YPG armalı erkek terörist fotoğrafı, YPG armalı erkek terörist fotoğrafı, F. D. (botan hilvan) ibareli YPG armalı erkek terörist fotoğrafı, sayın Öcalan barışın teminatıdır bir imza da sen at ibareli Abdullah Öcalanfotoğrafı, Z. K. (tekoşin amed) 10 Eylül 2017 ibareli elinde kaleşnikof tüfek olan kadın terörist fotoğrafı, sağ alt köşesinde Ceger ibaresi bulunan Abdullah Öcalanresimli kara kalem çalışması,"Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın doğum günü 4 Nisan kutlu olsun" ibareli Abdullah Öcalan'ın bulunduğu fotoğraf, terörist Sakine Cansız'a ait 3 adet fotoğraf ile Demokratik Modernite, Özgür Halk, KJA ve Özgür Toplum isimli dergilerin haklarında çeşitli mahkemelerce verilmiş toplatma ve el koyma kararı bulunan değişik sayıları, yine toplatma ve el koyma kararı bulunan Hep Kavgaydı Yaşamım Sakine Cansız isimli kitabın ele geçirildiği,
Sanık Gülsimet Önal'ın Güngören ilçe yönetim kurulu asıl üyesi olduğu, Güngören HDP ilçe teşkilat binasının herkesin girebileceği bir yer olduğu, bu anlamda binanın kamuya açık olduğu, burada duvara asılan resim, afiş ve posterlerin herkes tarafından görülebileceği, ulaşılabileceği, PKK/KCK terör örgütü yöneticisi olduğu gerekçesiyle mahkum edilen dolayısıyla bir hükümlü olan Abdullah Öcalanile eli silahlı olarak fotoğrafları çekilen diğer terör örgütü üyelerinin fotoğrafları, afiş ve posterlerinin, herkesin görebileceği şekilde duvara asılmasındaki amacın PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yapmak olduğu” belirtilerek sanığın terör örgütü propagandası yapmak suçundan eylemine uyan 3713 sayılı Kanunun 7/2, 7/4, 5237 sayılı TCK'nın 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
b) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 20/04/2018 tarih ve Soruşturma No: 2018/54164, Esas No: 2018/17294, İddianame No: 2018/3246 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 21/03/2018 olduğu belirtilerek;
"21.03.2018 günü Valilik izniyle Bakırköy ilçesi Bakırköy Cumartesi Halk Pazarı Alanında “21 Mart Nevruz Bayramı” konulu toplantı düzenlendiği, Miting alanına peyderpey zamanlarda HDP (Halkların Demokratik Partisi), HDK (Halkların demokratik Kongresi), ESP (Ezilenlerin Sosyalist Partisi), SGDF (Sosyalist Gençlik Demekleri Federasyonu). SYKP (Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi)... katılımların olduğu, ...saat 14:00 itibariyle platformun ön yüzünde kürsünün sağ ve sol taraflara yerleştirilmiş dev ekranlarda sinevizyon gösterimi başlamış, sinevizyon gösterimi esnasında "PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalanve diğer öldürülen çeşitli teröristlerin fotoğraflarının yayınlandığı", saat 14:20 itibariyle EMEP İl Başkanı Sema BARBAROS’un kuramların ortak metnini Kürtçe okuması esnasında saat 14:30 sıralarında miting alanına toplanan kişiler tarafından “BİJİ SEROK APO” şeklinde sloganlar atıldığı, saat 14:40 itibariyle HDP Şırnak Milletvekili Leyla Birlik konuşma yaptığı esnada “...BİJİ SEROK APO” şeklinde sloganlar atıldığı, tertip komitesi başkanı Ali Rıza BİLGİLİ’ye grubun suç unsura teşkil edecek slogan atmaması ve suç unsuru söylemlerde bulunulmaması yönünde uyarılar yapıldığı, saat 14:48 itibariyle Grup Vardiya isimli müzik grubunun müzik dinletisi başlamış, saat 15:10 sıralarında miting alanında toplanan grup tarafından “FAŞİZME KARŞI TESLİM OLMAYACAĞIZ” şeklinde sloganlar atıldığı, saat 15:15 sıralarında HDP İl Yöneticisi Hevin KINAY tarafından, HDK Eşsözcüsü Onur HAMZAOĞLU’nun Figen YÜKSEKDAG ve Selahattin Demirtaş isimli şahısların mesajları okunmuş, mesajların okunduğu esnada saat 15:30 sıralarında miting alanında bulunan katılımcılar tarafından “BİJİ SEROK APO” şeklinde sloganlar atıldığı,...saat 17:00 itibariyle kürsüden kapanış anonsu yapıldığı, katılımcılar peyderpey dağılmaya başladığı, dağılma esnasında A2 numaralı çıkış kapılarına yönelen gruplar tarafından “BİJİ SEROK APO...” şeklinde sloganlar atıldığı, suç slogan atmalarına devam etmeleri üzerine Çevik Kuvvet marifetiyle süpürme yöntemiyle grupların dağıtıldığı, saat 18:00 itibariyle katılımcıların tamamının dağıldığı,
...Saat 13.05 sıralarında Marmara Forum önünde 4 numaralı Ön Arama noktasına gelen N.K.Ç. ve Gülsimet Önal isimli şahıslardan terör örgütüne ait sarı-kırmızı renkli yeşil yıldızlı paçavra ele geçirilmesi üzerine şahıs hakkında yasal işlemler yapılmak üzere görevlilerce yakalandığı... 21.03.2018 günü Bakırköy ilçesi Cumartesi Pazarı alanında düzenlenen nevruz etkinliğine katılmak amacıyla gelen Gülsimet Önal isimli şahsın üzerinden elde edilen bez parçalarının PKK/KCK terör örgütünün propagandasını içerdiği anlaşılmış, bu bağlamda özellikle son dönemlerde Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından düzenlenen Zeytindalı Harekatında ağır kayıplar veren terör örgütünün bu tarz etkinlikleri fırsat bilerek üyelerine moral kazandırma amacı güttüğü, anılan nevruz etkinliğine katılan Gülsimet Önal isimli şahsın da bu amaçlar doğrultusunda yanında getirdiği bez parçalarını propaganda aracına dönüştürdüğünün değerlendirildiği belirtilerek silahlı terör örgütü propagandası yapma suçundan cezalandırılması istemiyle açılan davanın İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/112 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 20/10/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 16/11/2014 ve 30/12/2017 tarihli İlçe Kongrelerinde Güngören İlçe Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Gülsimet Önal'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin ve devam eden yargılamasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
420. HALİT İPEKYÜZ (Medeni ve İpek oğlu, 1986 doğumlu, T.C. Kimlik No: 14620967780); (30/12/2017 Tarihli İlçe Kongresinde HDP Güngören İlçe Teşkilatında Yönetim Kurulu Asıl Üyesi)
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/03/2019 tarih ve 2018/148 esas, 2019/92 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 28/04/2018 olduğu belirtilerek;
"28/04/2018 günü HDP Güngören İlçe Teşkilatı organizesinde, İl Eş Başkanı C. Ç. ile İl yönetiminde görev alan G. K. nın da katıldığı ve halk toplantısı olarak ifade edilip sanıklarca seçimlere yönelik parti çalışması olduğu belirtilen ve yine sanık savunmalarına göre halka açık olduğu anlaşılan toplantıda, ...PKK/KCK terör örgütünün liderinin, kırsalda faaliyet gösteren eli silahlı mansuplarının, ölen örgüt mensuplarından şehit olarak söz edilen çok sayıda örgüt kıyafetli eli silahlı teröristin fotoğraflarının örgüt amblemleri ile birlikte bu kişileri övücü, yüceltici ifadelerle katılımcıların görebilecekleri şekilde duvarlarda sergilendiği, örgüt mensupları için yazılmış kitapların ve örgütsel içerikte çok sayıda derginin bulundurulduğu, ilçe teşkilatının sosyal medya hesabından açık şekilde paylaşıldığı,
HDP Güngören ilçe teşkilatında yönetici olarak (Yönetim Kurulu Asıl Üyesi) görev alan sanık Halit İpekyüz'ün, yukarıda açıklandığı şekilde parti binasında işlenen silahlı terör örgütünün propagandası suçuna iştirak ettiği, düzenlenen toplantıya bizzat katıldığı, HDP Güngören ilçe teşkilatında yönetici olması nedeniyle siyasi partinin faaliyetlerinin yürütüldüğü binada asılan fotoğraf, afiş, poster ve benzeri eşyalardan haberdar olmamasının hayatın olağan akışına uygun düşmediği, sanığın HDP ilçe teşkilatında yönetici konumunda bulunması nedeniyle, suça konu fotoğraf, afiş, poster ve benzeri eşyaların kendi izni olmadan asılamayacağı kanaatine varılması karşısında eylemine uyan 3713 sayılı TMK'nın 7/2 ve 7/4 maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verildiği" gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2-4, TCK'nın 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 30/12/2017 tarihli İlçe Kongresinde HDP Güngören İlçe Teşkilatında Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Halit İpekyüz'ün Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
421. HANDAN KARAKOYUN (Hüseyin ve Perihan kızı, 1987 doğumlu, T.C. Kimlik No: 14396711754); (07/02/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 13/03/2017 Tarihli İlçe Kongresinde Van İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi)
a) Van 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/11/2018 tarih ve 2018/75 esas, 2018/432 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 14/04/2017 olduğu belirtilerek;
"14/04/2017 tarihinde, sanıkların da içerisinde bulunduğu Halkların Demokratik Partisinin seçim çalışmalarında kullanıldığı anlaşılan 65 .. 903 plakalı araçtan, Topçu Değirmeni Mahallesinden Bükülmez Mezrasına gidildiği sırada olay tutanağı, CD kaydı ve tanık beyanıyla ortaya konulduğu üzere yüksek sesle;"Beji Beji YPG" şeklinde içeriklere sahip şarkının çalındığı, şarkının dosyaya arasına alınan tüm içeriğinde ( Van İl Jandarma Komutanlığı Teknik İnceleme Raporuna göre; Başımız bundan dolayı diktir, YPG Kürtlerin gücüdür, Başımız bundan dolayı diktir, istekleri bellidir, Halkların savunucusudur, Halkların savunucusudur, YPG YPG YPG YPG bizim gücümüzdür Yaşa Yaşa YPG)benzer şekilde YPG isimli yapının, terör örgütü PKK'nın Suriye kolu olarak dile getirilen örgütün silahlı bir kanadı olduğu, bu kapsamda birçok mahkeme kararıyla ortaya konulduğu üzereYPG'nin de şiddet ve cebirsel faaliyetlerde bulunan terör örgütü niteliğinde olduğu, sanık Handan'ın seçim çalışması yapılan HDP isimli partinin o seçim bölgesindeki eş başkanı olması ve araçtaki kişiler bağlamında en yetkili kişi olması nazarında sanıkların eylemlerinin, Terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru göstermek övmek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelikte olduğundan ve terör örgütü propagandasını yapmak suçunun yasal unsurlarının oluştuğu anlaşıldığından sanık Handan Karakoyun'un eylemine uyan 3713 sayılı Kanunun 7/2-1 cümle, TCK’nın 62/1. maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
b) Van Cumhuriyet Başsavcılığının 06/12/2019 tarih ve Soruşturma No: 2018/23839, Esas No: 2019/7285, İddianame No: 2019/2177 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 01/11/2019 olduğu belirtilerek;
"...Şüphelinin PKK/KCK terör örgütünün kadın yapılanması TJA içerisinde faaliyet yürüttüğü, bölücü terör örgütünden gelen talimatları yerine getirmeye hazır olduğu, örgütle arasında organik bağ olduğu ve bu kapsamdaüzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği, yine 14.12.2018 tarihinde HDP İl bahçesinde gerçekleşen ve üzerinde etkisizlik hale getirilen örgüt mensuplarının fotoğrafları bulunan ve örgüt mensuplarını, amaçlarını yüceltici, destekleyici ve meşru gösterici ibareler yer alan pankartı açmak/tutmak suretiyle terör örgütü propagandası yapmak suçunu da işlediğinin dosya kapsamından anlaşıldığı" belirtilerek TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, 7/2-1. cümlesi, TCK'nın 58/9, 53/1. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Van 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/380 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 27/02/2018 tarihinden itibaren üyesi olup, 13/03/2017 tarihli İlçe Kongresinde Van İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Handan Karakoyun'un Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin, "silahlı terör örgütü üyesi olma" suçundan ise yargılamasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
422. İSMAİL MORKOÇ (Selim ve Subhan oğlu, 1973 doğumlu, T.C. Kimlik No: 52006778612); (03/10/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 25/01/2015 Tarihli İl Kongresinde Ardahan İl Yönetim Kurulu Üyesi)
Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin 16/09/2015 tarih ve 2015/29 esas, 2015/128 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 19/03/2015 olduğu belirtilerek;
"Sanığın diğer şüphelilerle birlikte 19/03/2015 tarihinde yapılan nevruz kutlamasında, kutlama heyetinde organizasyondan sorumlu oldukları, kutlama esnasında sahne olarak hazırlanan platformun arka cephesine"edi bese jı reber apo re azade" (artık yeter apoya özgürlük) terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın fotoğrafları ile terör örgütü PKK'yı işaret eden bezlerin asıldığı ve yine terör örgütünü kasteder şekilde "güneşimizi karartamazsınız kes nıkare rojame dari bike" (Kimse günümüzü karartamaz) şeklinde yazılar bulunan pankartların asıldığının tüm soruşturma kapsamından anlaşıldığı, tüm sanıkların savunmalarında benzer şekilde asılan pankartların HDP yönetimi tarafından kendilerine bildirildiği, bu nedenle astıklarını beyan ettikleri dikkate alındığında, Nevruz kutlaması esnasında düzenleme komitesinde bulunan ve kutlamanın organizatörü olan sanığın terör örgütü PKK'nın propagandasını aşikar tarzda yapacak şekilde gerek terör örgütünün ele başının fotoğrafını asmaları ve gerekse terör örgütüne ait bez parçalarını asmalarının terör örgütü propagandası yapma suçunu oluşturduğu" gerekçesiyle sanığın üzerine atılı Terör Örgütünün Propagandasını Yapmak suçundan eylemine uyan 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 03/10/2015 tarihinden itibaren üyesi olup, 25/01/2015 tarihli İl Kongresinde Ardahan İl Yönetim Kurulu üyesi seçilen İsmail Morkoç'un Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
423. KEZİBAN BULAK (Tevfik ve Zöhre kızı, 1972 doğumlu, T.C. Kimlik No: 30695224214); (29/04/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 26/06/2016 ve 30/12/2017 Tarihli İlçe Kongrelerinde HDP Güngören İlçe Yönetim Kurulu Asıl Üyesi)
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/03/2019 tarih ve 2018/148 esas, 2019/92 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 28/04/2018 olduğu belirtilerek;
“…Güngören HDP ilçe teşkilat binasının herkesin girebileceği bir yer olduğu, bu anlamda binanın kamuya açık olduğu, burada duvara asılan resim, afiş ve posterlerin herkes tarafından görülebileceği, ulaşılabileceği, PKK/KCK terör örgütü yöneticisi olduğu gerekçesiyle mahkum edilen dolayısıyla bir hükümlü olan Abdullah Öcalanile eli silahlı olarak fotoğrafları çekilen diğer terör örgütü üyelerinin fotoğrafları, afiş ve posterlerinin, herkesin görebileceği şekilde duvara asılmasındaki amacın PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yapmak olduğu, propagandası yapılan örgütün amacı, bu amacı gerçekleştirmek için yaptığı eylemlerin cebir, tehdit ve yoğun şiddet içeren niteliği, eylemin gerçekleştirildiği yerin yasal olarak kurulmuş bir siyasi parti olması da dikkate alındığında muhatap kitle üzerinde yaratacağı etki de göz önüne alındığında, parti binasında yapılan halka açık toplantıda sergilenen resim, afiş ve çerçeve gibi eşyaların silahlı terör örgütü PKK/KCK ve örgütün Suriye uzantısı YPG/YPJ'nin cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek, teşvik edecek nitelikte olduğu ve parti faaliyeti ile ilgisinin bulunmadığı, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7/2 maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütünün propagandası suçunu oluşturduğu, eylemin aynı yasanın 7/4 maddesi kapsamında siyasi parti binasında işlendiği sonucuna varıldığı” belirtilerek, ... sanık Keziban Bulak'ın terör örgütü propagandası yapmak suçundan eylemine uyan 3713 sayılı Kanunun 7/2, 7/4, TCK'nın 62. maddeleri gereğince 1 YIL 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 29/04/2015 tarihinden itibaren üyesi olup, 26/06/2016 ve 30/12/2017 tarihli İlçe Kongrelerinde HDP Güngören İlçe Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Keziban Bulak'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
424. M. SAİT EREN (Feyzullah ve Hami oğlu, 1962 doğumlu, T.C. Kimlik No: 21745032330); (23/09/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 12/03/2016 ve 05/11/2017 Tarihli İl Kongrelerinde Adana İl Yönetim Kurulu Üyesi)
Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/11/2016 tarih ve 2016/159 esas, 2016/441 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 05/02/2016 olduğu belirtilerek;
"23/01/2016 tarihinde saat 12:30 sıralarında Adana ilinde bulunan İnönü parkında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana il teşkilatı organizesinde Güneydoğu Anadolu Bölgesinde güvenlik güçlerinin yapmış olduğu operasyonlar ile sokağa çıkma yasaklarını protesto etmek amacıyla eylem yapılacağının bilgisinin alınması üzerine, Adana Emniyet Müdürlüğü görevlilerincegerekli önlemlerin alındığı, bahse konu eylemle ilgili olarak İnönü Parkında yaklaşık 70 kişinin toplandığı ve şüphelilerin ellerinde"SUR DİRENİŞİ ONURUMUZDUR, HDK-HDP-KJA- SİLOPİ DİRENİŞİ ONURUMUZDUR, HDK-HDP-KJA - CİZREDE NELER OLUYOR HABERİNİZ VAR MI? HDK-HDP-KJA" şeklinde pankartlar açarak sessiz bir şekilde eylemlerine başladıklarının ve akabinde HDP eş il başkanı GÜLSEREN TURAL'ınbasına"Değerli basın emekçileri Cizre de Silopi de, Sur da devam eden katliam günümüze kadar geldi. Biz katliamları protesto etmek için bundan böyle aralıklarla eylememiz sürdüreceğiz. Söyleyecek sözümüz yok. Sur direnişi onurumuzdur. Cizre de neler oluyor haberiniz var mı diye kamuoyuna iletiyoruz. Sessiz eylemimizi sürdüreceğiz. Teşekkür ediyorum. " şeklinde bir açıklama yaptığı,
Şüpheli M. Sait Eren'in eyleme katıldığı ve eylem sırasında üzerinde "Sur Direnişi onurumuzdur HDK -HDP-KJA" yazılı pankartı taşıdığının tespit edildiği,
Şüphelinin güvenlik güçlerimizin Cizre, Silopi ve Sur ilçelerinde yasa dışı silahlı terör örgütü üyelerine yönelik gerçekleştirdiği operasyonlarla ilgili olarak terör örgütü üyelerinin eylemlerinin direniş olarak nitelendirilerek terör örgütünün cebir ve şiddet içeren eylemlerini övmek suretiyle terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği" gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 62 ve 50. maddeleri gereğince 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 23/09/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 12/03/2016 ve 05/11/2017 tarihli İl Kongrelerinde Adana İl Yönetim Kurulu üyesi seçilen M. Sait Eren'in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
425. MAŞALLAH BEYRET (Cemal ve Zöhre oğlu, 1969 doğumlu, T.C. Kimlik No: 17462284374); (17/09/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 13/08/2017 Tarihli İlçe Kongresinde HDP Başakşehir İlçe Yönetim Kurulu Asıl Üyesi)
a) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 06/02/2020 tarih, Soruşturma No: 2020/23671, Esas No: 2020/6067, İddianame No: 2020/1409 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 22/01/2020 olduğu belirtilerek;
"Şüpheli Maşallah Beyret'in oğlu olan Mervan (K) isimli şahısın muhtemelen örgütün kırsal alanında faaliyet yürüten terör örgütü mensubu şahıslardan olabileceği ve hedef şahsında bu şahısla sürekli iletişim halinde olduğu, bulunduğu veya bulunabileceği yerler konusunda bilgi sahibi olduğu, Örgüte müzahir şahıslardan olduğu ve örgüte müzahir olan şahıslarla irtibatlı olduğu, yaşadığı çevrede HDP il ve ilçe yönetimi ile bölgesel oluşumlarla irtibatlı olduğu, partinin organize ettiği korsan gösteri, eylem ve yürüyüşlere katıldığı, güvenlik güçlerimizce yapılan sınır ötesi operasyonlarda öldürülen PKKKCK terör örgütü mensubu şahısların aileleriyle irtibat kurarak cenaze işlerinde yardımcı olduğu ve öldürülen bu terör örgütü mensuplarına sözde şehit olarak hitap ettiği, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından arananlar listesinde olan ve muhtemelen PKK/KCK-PYD/YPG terör örgütünün sorumlu üst düzey yöneticilerinden olduğu değerlendirilen şahısları tanıyan kişilerle irtibatlı olduğu değerlendirilmiştir. Bu suretle şüphelinin PKK terör örgütünün yaşam ve düşünce tarzını tam bir bağlılıkla benimsediği, terör örgütünün direktifleri ve fikirleri doğrultusunda eylemlerde bulunarak örgüt hiyerarşisine tabi olduğu, şüphelinin atılı suçu yukarıda anlatıldığı şekilde işlediği" ileri sürülerek Terör Örgütü Propagandası Yapmak, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçlarından açılan kamu davasının halen İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/63 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2019/90405, Esas No: 2019/29346 ve İddianame No: 2019/19447 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 10/11/2017 olduğu belirtilerek;
“Sanığın da içinde olduğu …HDP il ve ilçe teşkilatlarınca PKK/KCK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın sözde tecriti, durumundan haber alınamaması ve avukatları ile görüştürülememesi bahanesi ile çeşitli tarihlerde İstanbul ilçe teşkilatlarında Abdullah Öcalan’ın fotoğrafının bulunduğu “Özgürlüğü Özgürlüğümüzdür, Sağlığı Sağlığımızdır, Güvenliği Güvenliğimizdir” yazılı yelekleri giyerek açlık grevi eylemi gerçekleştirdikleri belirtilerek sanık hakkında “Suçu ve Suçluyu Övmek” suçundan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Küçükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/625 Esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 17/09/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 13/08/2017 tarihli İlçe Kongresinde HDP Başakşehir İlçe Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Maşallah Beyret'in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak, Suçu ve suçluyu övmek” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
426. MEHMET EMİN KILICARSLAN (Eyyup ve İffet oğlu, 1971 doğumlu, T.C. Kimlik No: 33562114960); (10/05/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, HDP Güngören İlçe Yönetim Kurulu Asıl Üyesi )
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/03/2019 tarih 2018/148 esas, 2019/92 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 28/04/2018 olduğu belirtilerek;
“…28/04/2018 günü yapılan çalışmalarda Halkların Demokratik Partisi ilçe teşkilatı binasında terör örgütü propagandası yapılarak Abdullah Öcalan'ın posterlerinin ve PKK/KCK terör örgütü militanlarının fotoğraflarının bulunduğu bilgisi alınması üzerine aynı gün alınan arama ve el koyma kararı kapsamında belirtilen adreste arama yapıldığı, binanın alt kısmında bulunan ve toplantı salonu olarak kullanılan yere girildiğinde duvarlarda örgüt militanları ile örgüte müzahir şahısların fotoğraflarının bulunduğu, yapılan aramada toplam 28 kalemden ibaret duvarlarda asılı vaziyette; yeşil renk üzerine YPJ ibaresi bulunan kadın terörist fotoğrafı, G.B. (R.S.) ŞT 27.08.2015 ibareli elinde kaleşnikof tüfek olan bir erkek ve bir kadın olmak üzere iki terörist fotoğrafı, arkasında at figürü bulunan erkek terörist fotoğrafı, Fidan Doğan, Sakine Cansız ve Leyla Söylemez isimli kadın örgüt mensuplarına ilişkin fotoğraflar, "mücadelelerinin ışığında bizler meclise" ibareli üç erkek terörist fotoğrafı, "sayın Öcalan barışın teminatıdır bir imza da sen at" ibareli Abdullah Öcalanfotoğrafı, "Mahir Çayan ve 9 yoldaşını unutturmayacağız 30 Mart 1972 Kızıldere katliamını unutmadık unutturmayacağız" ibareli erkek terörist fotoğrafları, 3 kadın teröriste ait fotoğraf, sağ alt köşesinde demokratik bölge ibareli leşker kıyafetli erkek şahsa ait fotoğraf, leşker kıyafetli terörist şahıs fotoğrafı, "Kürdistan şehitleri ölümsüzdür şehidime rumetamene" ibareli PKK amblemli Abdullah Öcalanve 7 teröristin bulunduğu sarı-kırmızı-yeşil renkli pankart, sarı-kırmızı-yeşil renkli "lı hambere dagırkeri ye edibese edibese Qada xwe Azad Bıke" ibareli pankart, Abdullah Öcalanposteri, barış dönemi ilkeler ilklerle başlar gibi ibareli çok sayıda teröristin resmi bulunan pano, Sakine Cansız ibareli terörist fotoğrafı, E. Y. isimli teröriste ait fotoğraf, YPS-Kürdistan ibareli kırmızı renki erkek terörist fotoğrafı, YPG armalı A. Ö. ibareli terörist fotoğrafı, S. A. (Kod Rojhat) ibareli YPG armalı erkek terörist fotoğrafı, YPG armalı erkek terörist fotoğrafı, F. D. (botan hilvan) ibareli YPG armalı erkek terörist fotoğrafı, "sayın Öcalan barışın teminatıdır bir imza da sen at" ibareli Abdullah Öcalanfotoğrafı, Z. K. (tekoşin amed) 10 Eylül 2017 ibareli elinde kaleşnikof tüfek olan kadın terörist fotoğrafı, sağ alt köşesinde Ceger ibaresi bulunan Abdullah Öcalanresimli kara kalem çalışması, Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın doğum günü 4 Nisan kutlu olsun ibareli Abdullah Öcalan'ın bulunduğu fotoğraf, terörist Sakine Cansız'a ait 3 adet fotoğraf ile "Demokratik Modernite", "Özgür Halk", "KJA ve Özgür Toplum" isimli dergilerin haklarında çeşitli mahkemelerce verilmiş toplatma ve el koyma kararı bulunan değişik sayıları, yine toplatma ve el koyma kararı bulunan "Hep Kavgaydı Yaşamım Sakine Cansız" isimli kitabın ele geçirildiği,sanık Mehmet Emin Kılıcarslan'ın Güngören ilçe yönetim kurulu asıl üyesi olduğu, PKK/KCK terör örgütü yöneticisi olduğu gerekçesiyle mahkum edilen dolayısıyla bir hükümlü olan Abdullah Öcalanile eli silahlı olarak fotoğrafları çekilen diğer terör örgütü üyelerinin fotoğrafları, afiş ve posterlerinin, herkesin görebileceği şekilde duvara asılmasındaki amacın PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yapmak olduğu, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7/2. maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütünün propagandası suçunu oluşturduğu, eylemin aynı yasanın 7/4. maddesi kapsamında siyasi parti binasında işlendiği sonucuna varıldığı” belirtilerek, sanığın terör örgütü propagandası yapmak suçundan eylemine uyan 3713 sayılı Kanunun 7/2, 7/4, TCK'nın 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 10/05/2015 tarihinden itibaren üyesi olup, Güngören İlçe Yönetim Kurulu asıl üyesi sıfatını taşıyan Mehmet Emin Kılıcarslan'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
427. MEHMET EREN (Ferhat ve Eşe oğlu, 1983 doğumlu, T.C. Kimlik No: 48223597112); (08/12/2015 - 21/01/2020 Tarihleri Arası HDP üyesi, 14/12/2019 Tarihli Adana İl Kongresinde Yönetim Kurulu Yedek Üyesi)
Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/05/2017 tarih ve2017/61 esas, 2017/22 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 16/03/2017 olduğu elirtilerek;
"Sanığın kendisinin kullanmış olduğu"www.facebook.com/jerenimo46" adresiyle açılan sayfada; 6 Ocak 2017 tarihinde "Silopi'de Türk Silahlı Kuvvetleri ile girdikleri çatışmada öldürülen 3 PKK/KCK'lı kadın teröriste ilişkin fotoğraf" paylaştığı, 24 Eylül 2015 tarihinde PKK/KCK'lı terörist Mahsun Korkmaz'ın resminin de bulunduğu bir videoyupaylaştığı, bu paylaşıma “duracak zaman değil durmayın ey yoldaşlar, bir kavga başlatalım ki göklere değsin başlar, zora zor ve kana kan, başka yol yoktur inan, ancak böyle kurtulacak, özgür olacak insan” şeklinde yorum yazdığı, Türkiye Cumhuriyeti aleyhine silahlı olarak faaliyet gösteren terör örgütlerinden MLKP (Marksist Leninist Komünist Partisi)'nin "örgüt mensuplarının (bir kısmının yüzünün kapalı olduğu) bayrakları ve yazıları ile yürüyüş yaptığı fotoğrafı" paylaştığı,
Yukarıda belirtilen fotoğraflar ve paylaşımlar dikkatlice incelendiğinde bu paylaşımların, PKK/KCK-MLKP silahlı terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelikte olduğu ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/2. Maddesinde düzenlenen terör örgütü propagandası yapmak suçunu oluşturduğu" gerekçesiyle Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2, 5237 sayılı TCK’nun 43/2. maddeleri uyarınca 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 08/12/2015 ile 21/01/2020 tarihleri arasında üyesi olup, 14/12/2019 tarihli İl Kongresinde Adana İl Yönetim Kurulu yedek üyesi üyesi seçilen Mehmet Eren'in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
428. MEHMET TUTUŞ (Şeyhmus ve Latife oğlu, 1973 doğumlu, T.C. Kimlik No: 63013121636); (06/09/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 05/11/2017 Tarihli İl Kongresinde Adana İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi)
Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/05/2018 tarih ve 2017/69 esas, 2018/174 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 12/12/2016 olduğu belirtilerek;
"Sanığın ikametinde yapılan aramada elde edilen telefon üzerinde yapılan inceleme sonucunda,PKK/KCK terör örgütünü övücü ve yüceltici içerikte, Terör örgütünün Suriye Yapılanması YPG terör örgütü mensuplarının fotoğraflarının bulunduğu ve "PKK kimdir diye sorarlarsa, kürdün öfkesidir sürüklenen bedenidir, havan bombasıyla parçalanan ceylanı dondurucudaki cemilesidir" yazısı olan resmin bulunduğunun tespit edildiği,
Sanık Mehmet TUTUŞ'un;
07.05.2016 günü Adana İnönü Parkında PKK Terör Örgütü Yöneticisi Duran Kalkan’ın 06.05.2016 tarihinde http://anfturkce.net isimli internet sitesinden “Hiçbir şey AKP’yi yıkılmaktan kurtaramayacaktır!" başlıklı haberine istinaden Halkların Demokratik Partisi Adana İl Teşkilatı organizesinde gerçekleştirilen“Vekilime Dokunma, İrademe Dokunma” konulu basın açıklamasına katıldığının tespit edildiği,
19.12.2015 günü Adana 5 Ocak Meydanında terör örgütü lehine yayın yapan http://anfturkce.net isimli internet sitesinden 19.12.2015 tarihinde yapılan"Bayık:AKP Tecrit Ve Baskının Bedelini Ödeyecek” başlıklı çağrı niteliğindeki haberlere istinaden Halkların Demokratik Partisi Adana İl Teşkilatı organizesinde “Abdullah Öcalan’ın sözde tecritinin kaldırılmasını protesto etmek amacıyla 300 kişinin katılımı ile yapılan ve basın metnini HDP Adana İl Eş Başkanı Gülseren TURAL’ın okuduğu basın açıklaması ve oturma eylemine katıldığının tespit edildiği,
23.01.2016 günü Adana İnönü Parkında terör örgütü lehine yayın yapan http://anfturkce.net isimli internet sitesinden 20.01.2016 tarihinde yayınlanan “Apocu Gençlikten Eylem Çağrısı” başlıklı haber ve 23.01.2016 tarihinde “Botan Halk İnisiyatifi: Katliamcı Zihniyete Karşı Halkımız Her Yerde Ayağa Kalkmalıdır” başlıklı çağrı niteliğindeki haberlere istinaden İHD, ESP ve HDP organizesinde “Cizre Sur ve Silopi’de Askeri Operasyonları Protesto Etmek ve sessiz Protesto Eylemi yapmak amacıyla düzenlenen ve “Cizre’de Neler Oluyor Haberiniz Var Mı, Sur Direnişi Onurumuzdur, Silopi Direnişi Onurumuzdur” yazılı pankartların açıldığı 70 kişinin katıldığı sessiz oturma eylemine katıldığının tespit edildiği,
27.10.2016 günü Adana İnönü Parkında terör örgütü lehine yayın yapan http://anfturkce.net isimli internet sitesinden 26.10.2016 tarihinde yapılan "KCK: Tüm Kürt halkı iradesine saldırıya karşı ayağa kalkmalı" başlıklı haber ve "KJK: Faşist rejimi yıkacak hamlesel direnişi yükseltelim” başlıklı çağrı niteliğindeki haberlere istinaden Halkların Demokratik Partisi Adana İl Teşkilatı organizesinde Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gülden KIŞANAK ve Belediye Meclis Üyesi Fırat ANLI’nın göz altına alınmasını protesto etmek amacıyla 120 kişinin katılımı ile yapılan oturma eylemi ve basın açıklamasına katıldığının tespit edildiği,
28.10.2016 günü Adana İnönü Parkında terör örgütü lehine yayın yapan http://anfturkce.net isimli internet sitesinden 26.10.2016 tarihinde yapılan "KCK: Tüm Kürt halkı iradesine saldırıya karşı ayağa kalkmalı" başlıklı haber ve"KJK: Faşist rejimi yıkacak hamlesel direnişi yükseltelim” başlıklı çağrı niteliğindeki haberlere istinaden Halkların Demokratik Partisi Adana İl Teşkilatı organizesinde Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gülden KIŞANAK ve Belediye Meclis Üyesi Fırat ANLI’nın göz altına alınmasını protesto etmek amacıyla düzenlenen ve “Halkın İradesi Teslim Alınamaz HDP Adana İl Örgütü, Haksızlığa Hukuksuzluğa ve OHAL’e Karşı Direnmek Haktır HDP Adana İl Örgütü” yazılı pankartların açıldığı ve “Jin Jiyan Azadi, Direne Direne Kazanacağız, Faşizme Karşı Omuz Omuza” şeklinde sloganların atıldığı 120 kişinin katılımı ile yapılan ve basın metnini HDP Adana İl Eş Başkanı Gülseren TURAL’ın okuduğu basın açıklaması ve oturma eyleminekatıldığının tespit edildiği,
Sanık Mehmet TUTUŞ'un sosyal medyada yapılan açık kaynak araştırmasında kendi ismi ile açtığı ve herkese açık olarak ayarlanan Facebook hesabında suç unsuru olarak değerlendirilen paylaşımlarının bulunduğunun tespit edildiği; 16 Kasım 2015 tarihinde, Sansürsüzzz isimli kullanıcının paylaşmış olduğu "PKK kimdir diye sorarlarsa; kürdün öfkesidir; sürüklenen bedenidir.. Havan bombasıyla parçalanan ceylan ı dondurucu daki cemile sidir." yazılı resmi kendi hesabında paylaştığı, 5 Temmuz tarihinde, "Yaralı topraklar üzerinde, yaralı yüreklere, cudi ve gabarın önünde, sipan dağının karıyla, dağların gülü ile, dört bir parça kürdistan, gününüz ve ramazanınız kutlu olsun" şeklinde paylaşımda bulunduğu, 18 Aralık 2015 tarihinde, Denge Tv isimli kullanıcının paylaşmış olduğu "#Almanya'dan karı-koca bir eş, beraber #Kobani'ye gidip; IŞ-İT'e karşı savaşıyorlar. Tek kelimeyle hainler sizlere kurban olurlar inşallah!!" yazılı resmi kendi hesabında paylaşım yaptığı, bu surette sübut bulan Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçundan eylemine uyan 3713 Sayılı Kanunun 7/2-2.cümlesi, TCK'nın 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasınave hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 06/09/2015 tarihinden itibaren üyesi olup, 05/11/2017 tarihli İl Kongresinde Adana İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Mehmet Tutuş'un Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
429. MUHİTTİN YILMAZ (Şükrü ve Naciye oğlu, 1948 doğumlu, T.C. Kimlik No: 12208552960); (01/08/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 29/11/2014 Tarihli İl Kongresinde Aksaray İl Başkanı ve 28/01/2018 Tarihli Merkez İlçe Kongresinde Merkez İlçe Başkanı)
Aksaray 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/02/2019 tarih ve 2018/254 esas, 2019/54 sayılı kararı ile;
Suç tarihlerinin 07/02/2016, 01/08/2016 ve 12/01/2018 olduğu belirtilerek;
"...sanığın Halkların Demokratik Partisi Aksaray İl Başkanı olduğu, dosyada mevcut suça dayanak yapılan sosyal medya çıktılarından anlaşılmak üzere sanığın kıyafetleri itibari ile Terör Örgütü mensubu olduğu anlaşılan elinde Kaleşnikof marka silah bulunan bayan şahsın kapak fotoğrafı yaptığı, 19/02/2016 tarihinde devletin kamu düzenini sağlamak ve terör örgütü mensuplarını etkisiz hale getirmek için yapmış olduğu operasyonlarla ilgili .. 22/02/2016 tarihinde ''barikatların ardında slogan ve marşlarla direnen kadınların inancı ve kararlılığı en büyük moral kaynakları barikatlarını yükselten kadınlar direnmek ve mücadele vermek zorundayız kadınsız devrim olmaz'', 25/07/2016 tarihinde de sosyal medya hesabında yapılan paylaşımlar dolayısıyla da yazdıklarının arkasında olduğunu belirttiği, 31/07/2016 tarihinde ''bu klip yüreği Kürdistan için atan herkese armağan olsun'' şeklinde paylaşım yaptığı, 18/02/2016 tarihinde TSK'nın yapmış olduğu operasyona ilişkin video görüntülerini paylaştığı, 15/02/2016 tarihinde ise yapmış olduğu yorumla ''Diyarbakır ve Rojava'da barikatlar ardına hayat buluyor, Kürt halkı meydanlarda önderini özgürleştireceğini haykırdı bu mücadele azmi ve cesareti veren önder Apo etrafında ateşten bir çember oluşturan ölümsüz şehitlerimizin önünde saygı ile ve minnetle eğiliyorum'' şeklinde paylaşım yaptığı, 13/02/2016 tarihinde de yine ''Kürt halkı direnerek kazanacaktır, önderliğin göstermiş olduğu yolda özgürlük için direnmemiz lazım'' şeklinde paylaşımda bulunduğu, 19/02/2016 tarihinde Diyarbakır Sur'da düzenlenen hendek operasyonlarını protesto etmek için yandaşlarını eyleme çağırma fotoğrafı paylaştığı, 11/02/2016 tarihinde … Rojava modeli Kobani direnişi Kürtler için bir güç kaynağı olmuştur mutlaka kazanacağız'' şeklinde paylaşım yaptığı, … şeklinde paylaşımlarda bulunduğu anlaşılmış olup, paylaşımların içeriği, örgütün faaliyetleri, sanığın konumu dikkate alındığında söz konusu paylaşımları PKK silahlı terör örgütünün faaliyetlerini meşru gösterecek şeklinde paylaşımlar olduğu" gerekçeleriyle eylemine uyan 3713 sayılı Yasanın 7/2-2.cümlesi, TCK'nın 43. maddeleri gereğince 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 01/08/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 29/11/2014 tarihli İl Kongresinde Aksaray İl Başkanı ve 28/01/2018 tarihli Merkez İlçe Kongresinde Merkez İlçe Başkanı seçilen Muhittin Yılmaz'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü propagandası yapma"suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
430. MURAT ŞAHİN (Nizam ve Besna oğlu, 1978 doğumlu, T.C. Kimlik No: 27745308826); (30/06/2015 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 22/11/2014 ve 13/08/2017 Tarihli İlçe Kongrelerinde HDP Başakşehir İlçe Yönetim Kurulu Asıl Üyesi)
a) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2019/90405, Esas No: 2019/29346 ve İddianame No: 2019/19447 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 11/11/2017 olduğu belirtilerek;
“…HDP il ve ilçe teşkilatlarınca PKK/KCK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın sözde tecriti, durumundan haber alınamaması ve avukatları ile görüştürülememesi bahanesi ile çeşitli tarihlerde İstanbul ilçe teşkilatlarında Abdullah Öcalan’ın fotoğrafının bulunduğu “Özgürlüğü Özgürlüğümüzdür, Sağlığı Sağlığımızdır, Güvenliği Güvenliğimizdir” yazılı yelekleri giyerek açlık grevi eylemi gerçekleştirdikleri" belirtilerek sanık hakkında “Suçu ve Suçluyu Övmek” suçundan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Küçükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/625 Esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2020/17324, Esas No: 2020/5549, İddianame No: 2020/4978 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 27/09/2019 olduğu belirtilerek;
"Olay tarihinde Esenyurt ilçesinde PKK/KCK Terör örgütü görüş ve fikirlerini benimseyen siyasi oluşumlar organizesinde HDP (Halkların Demokratik Partisi) Milletvekillerinin de katılımıyla "Demokrasiye ve irademe Dokunma" isimli Nöbet Eylemi yapılacağının bildirilmesi üzerine Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlilerince alınan önlemler sırasında Esenyurt ilçesi Cumhuriyet Meydanına gelen ve meydanda bulunan banklara oturmak isteyensanığın da içlerinde olduğu guruba eylemlerinin izinsiz olduğu birden çok defa ses yayın cihazı ikaz edilmesine rağmen grubun zorluk çıkarması üzerine çevik kuvvet ekipleri tarafından grup alandan uzaklaştırılmış ise de daha sonra bu grubun Cumhuriyet Meydanında bulunan Eskule AVM girmek istemeleri üzerine 15 kişiden oluşan grup yeniden ikaz edilerek uyarılmışlarsa da grubun ikazlara uymamaları üzerine güvenlik görevlilerince grup içinde slogan atarak ikazlara uymayan ve slogan attıkları tespit edilen ve kademeli olarak güç kullanılarak etkisiz hale getirilmiş oldukları olayda şüphelilerin, Kanuna Aykırı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Düzenleme Yönetme Bunların Hareketlerine Katılma eylemi nedeniyle, Emniyet Güçlerinin uyarıları ilemeydanı boşaltmaları istenmesine rağmen. Şüpheliler... ve Murat Şahin'in Alkış çalarakmeydana geldikleri, şüphelileri uzaklaşmaları ve alanı boşaltmaları istenmesine ve anons edilmesine rağmen oturma eylemine devam ettikleri, oturma eylemine son verilmesi istenmesine rağmen eylemlerini devam ettirdikleri, direnç göstermeye başladıkları" belirtilerek 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet suçundan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davsının Büyükçekmece 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/418 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 30/06/2015 tarihinden itibaren üyesi olup, 22/11/2014 ve 13/08/2017 tarihli İlçe Kongrelerinde HDP Başakşehir İlçe Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Murat Şahin'in Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “suçu ve suçluyu övmek, 2911 sayılı Kanuna muhalefet” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
431. NADİRE KILIÇ (Veli ve Ümmigül kızı, 1968 doğumlu, T.C. Kimlik No: 16940175722); (17/09/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 22/11/2014 ve 25/07/2015 Tarihli İlçe Kongrelerinde Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 13/08/2017 Tarihli İlçe Kongresinde HDP Başakşehir İlçe Başkanı)
a) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2019/90405, Esas No: 2019/29346 ve İddianame No: 2019/19447 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 11/11/2017 olduğu belirtilerek;
“…HDP il ve ilçe teşkilatlarınca PKK/KCK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın sözde tecriti, durumundan haber alınamaması ve avukatları ile görüştürülememesi bahanesi ile çeşitli tarihlerde İstanbul ilçe teşkilatlarında Abdullah Öcalan’ın fotoğrafının bulunduğu “Özgürlüğü Özgürlüğümüzdür, Sağlığı Sağlığımızdır, Güvenliği Güvenliğimizdir” yazılı yelekleri giyerek açlık grevi eylemi gerçekleştirdikleri belirtilerek sanık hakkında “Suçu ve Suçluyu Övmek” suçundan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Küçükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/625 Esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
b) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/86937 sayılı soruşturması ile;
15/05/2019 günü Güvercintepe meydanında terörist başı Abdullah Öcalan'a sözde tecridi protesto etmek ve Leyla Güven'in açlık grevini desteklemek amacıyla Başakşehir HDP ilçe binasından çoğunluğu bayan olan 8-10 kişilik bir grubun yürüyerek Meydan Park karşısında bulunan boş alana geldikleri, ellerinde "Leyla Güven Rumeta Meye", "Vicdanın Sesi Leyla Güven","Tecrit İnsanlık Suçudur", "Barış ve Adalet Çığlığına Ses Ver" yazılı dövizleri açarak oturma eylemine geçtikleri, grupla birlikte hareket eden Başakşehir HDP ilçe eş başkanı Nadire Kılıç'a ve gruba eylemin Kanuna aykırı olduğuna dair yapılan uyarılara rağmen oturma eylemine devam ettikleri, güvenlik güçlerinin müdahalesi ile eyleme son verildiği ve eyleme katılanların gözaltına alındıkları" belirtilerek sanık hakkında terör örgütü propagandası yapma ve 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçlarından soruşturma yapılmakta olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 17/09/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 22/11/2014 ve 25/07/2015 tarihli İlçe Kongrelerinde Yönetim Kurulu asıl üyesi, 13/08/2017 tarihli İlçe Kongresinde HDP Başakşehir İlçe Başkanı seçilen Nadire Kılıç'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Suçu ve suçluyu övme" suçundan yargılamasının, "Silahlı terör örgütü propagandası yapma, 2911 sayılı Kanuna muhalefet" suçlarından soruşturmasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
432. OSMAN VARGÜN (Hamit ve Şadiye oğlu, 1955 doğumlu, T.C. Kimlik No: 36418747718); (07/01/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 09/01/2020 Tarihli İl Kongresinde Balıkesir İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi)
Balıkesir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/10/2018 tarih ve 2018/161 esas, 2018/536 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 24/01/2018 olduğu belirtilerek;
"...sanığın kendisine ait Facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde2015-2016 yılları içerisinde Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinde PKK/KCK Terör Örgütüne yönelik gerçekleştirilen operesyonları provake etmek için ve örgütün çağrısı doğrultusunda gerçeği yansıtmayan, örgüte müzahir yayın yapan haberleri paylaştığı, PKK/KCK Terör Örgütünün Suriye uzantısı PYD/YPG Terör Örgütüne ait ellerinde silahlar olan terörist fotoğraflarını, terör örgütünün sarı kırmızı ve yeşil yıldızdan oluşan sözde bayrağını paylaştığı, örgüt tarafından Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinde sözde özerklik adı altında başlatılmış olan "Serhildan" (Başkaldırı) faaliyetlerine yönelik "Biji Serhildan" (Yaşasın Başkaldırı) pankartının önünde sanığın çekilmiş fotoğrafını paylaştığı, yine terör örgütü PYD/YPG hakkında övücü paylaşımlarının olduğu, sanığın ikametgahında yapılan aramada çeşitli tarihlerde yayınlanan 9 adet "Özgürlükçü Demokrasi" isimli gazetenin propaganda amaçlı haberler yapangazetelerin ele geçirildiği, bu gazetelerden 16/12/2017 tarihli gazetenin yasaklanmasına ve toplatılmasına karar verildiği yine evinde suç unsuru içeren kitapların ele geçirildiği, sanığın Balıkesir il teşkilatı yönetimine üye olduğu, partinin il saymanlığını yaptığı anlaşılmış olup, söz konusu paylaşımların sanık tarafından herkese açık bir şekilde yapıldığı, terör örgütü PKK/KCK silahlı terör örgütünün uzantısı olan YPG'ye aitellerinde silahlar olan terörist fotoğraflarını, terör örgütünün sarı kırmızı ve yeşil yıldızdan oluşan sözde bayrağını paylaştığı, sanığın sosyal medya üzerinden farklı tarihlerde yaptığı bu paylaşımlarınınterör örgütünün cebir şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterenve öven nitelikte olduğu, bu şekilde örgütün propagandasını yapmaksuçunu işlediği"kabul edilerek 3713 sayılı Kanunun 7/2-2. cümle, TCK'nın 43/1, 62. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 07/01/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, 09/01/2020 tarihli İl Kongresinde Balıkesir İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Osman Vargün'ün Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır.(Ek-26)
433. RİFAT SARIKAYA (Şevket ve Sultan oğlu, 1947 doğumlu, T.C. Kimlik No: 60112468020); (01/08/2014 - 04/11/2016 Tarihleri Arasında HDP Üyesi, 29/11/2014 Tarihli İl Kongresinde Aksaray İl Yönetim Kurulu Üyesi)
Aksaray 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/02/2019 tarih ve 2018/212 esas, 2019/50 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 31/07/2015 olduğu belirtilerek;
"... sanık Rifat Sarıkaya'nın 21/12/2014 gününde Kobane'ye destek amaçlı bölgeye gittiği, şüpheliye ait sosyal medya hesabında; zafer işareti yapılan örgüt elebaşının fotoğraflarının taşındığı, ayrıca örgütün sözde bayrak ve flamalarının taşındığı görüntülerin paylaşıldığı, yine 17/05/2015 tarihinde PKK-KCK terör örgütünün renklerini simgeleyen Puşi olarak adlandırılan bez parçasının paylaşıldığı, ölen örgüt mensubunun cenaze resimlerinin paylaşıldığı, 31/07/2015 tarihinde de yine açık kaynak tespit tutanağından anlaşıldığı üzere örgüt propagandası niteliğinde paylaşımlar yaptığı, örgüt elebaşının resminin taşınması, sözde örgüt bayrağının taşınması, örgüt mensubunun cenaze töreninin paylaşılması, örgütün sözde sembollerinden örgüt renklerinden oluşan Puşi olarak adlandırılan bez parçasının taşınması ve bu şekilde çekilen resimlerin sosyal medya hesabından paylaşılmasının 3713 sayılı Yasanın 7. maddesi kapsamında Terör Örgütü Propagandası suçunu oluşturduğu" gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2-2. cümle, TCK’nun 43/1, 62/1 maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 01/08/2014 ila 04/11/2016 tarihleri arasında üyesi olup, 29/11/2014 tarihli İl Kongresinde Aksaray İl Yönetim Kurulu üyesi seçilen Rifat Sarıkaya'nın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
434. SEVAL ÇADIRCI (Ö. Rıza ve Müzehher kızı, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No:16474208934); (20/02/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 03/12/2014 Tarihli İlçe Kongresinde HDP Erciş İlçe Başkanı)
Erciş Ağır Ceza Mahkemesinin 10/06/2019 tarih ve 2018/169 esas, 2019/81 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 12/10/2015 olduğu belirtilerek;
"... Sanığın suç tarihinde Erciş ilçe eş başkanı olduğu,özerklik açıklamasının HDP ve DBP il ve ilçe teşkilatı yöneticileri ile bu partilerin belediye başkanı, sözde eş başkanı ve meclis üyeleri tarafından kararlaştırıldığı, PKK üst düzey yöneticilerinin gerek Duran Kalkan, gerek Cemil Bayık, Hülya Oran ve diğerlerinin Med Nüçe Tv kanalına yapmış oldukları röportajlarda ve diğer müzahir olduğu bilenen yayın organları ve internet sitelerince yapılan haberlerde Kürt kökenli vatandaşlarımızın yoğunlukla yaşamakta olduğu ilçe ve yerel yönetim alanlarında söz de öz yönetim adı altında Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünlüğünü ve egemenlik hakkını ortadan kaldırılmasını hedefleyen, devleti tanımama anlamına gelen devlet yöneticilerinin kabul edilmemesi, kendilerine yönelik meydana gelecek saldırılara karşı kendilerini öz savunma güçleri ile savunacaklarını belirtmeleri, öz yönetimi inşa etmeleri yönünde yapılan çağrı ve talimatlar sonucunda ülkeninbirçok yerel yönetiminde söz de öz yönetim adı altında bir biri ardına ve içerik olarak tek bir merkezden hazırlanmış talimatlar sonucunda yeknesak açıklamaların yapıldığı dikkate alındığında söz konusu "öz yönetim" açıklamasının Anayasamızca kabul edilen ve teminat altına alınan düşünce özgürlüğü kapsamında olduğunun kabulü mümkün görülmemiştir.
Buna göre de; yapılan basın açıklaması içeriği incelendiğinde... sanıkların söz konusu basın açıklamasını halka açık bir meydanda PKK/KCK terör örgütüne ait gerilla marşını okuyarak örgütün talimatıdoğrultusunda Devletin meşru güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmalarda ölen teröristler anısına saygı duruşunda bulundukları, sanıkların bu eylemlere gerek sözlü ve gerekse eylemsel olarak iştirak ettiklerinin CD görüntüleriyle sabit olduğu, yapılan açıklamada güvenlik güçlerinin istenmediği ve güvenlik güçlerine karşı direnilmesinin, ayrıca kendi öz savunma güçlerinin kurulmasının gerektiğini zira devletin tüm kurumlarının kendilerini meşrutiyetini kaybettiğini, bu aşamada kendileri için alternatif bir yönetim oluşturulmasının gerekli olduğunun tavsiye edildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde sanıkların açıklama sırasında hazır bulunduğu ve bu esnada yapılan açıklamayı orada bulunarak ve alkışlamak gibi diğer eylemleriyle tasvip ettikleri, hatta Ercişİlçesinde “Erciş Halk Meclisi” adı altında faaliyet gösteren topluluk tarafından PKK/KCK terör örgütünden yapılan çağrılara uyularak sanık Erhan Basut'un söz konusu sözde öz yönetim açıklamasını bizzat okuduğu, sanıkların ikametlerinde yapılan aramalar sırasında elde edilen dökümanlar incelendiğinde, sanıkların PKK/KCK terör örgütünün hedefleri doğrultusunda yayın yapan bir kısım yayınları takip ettikleri ve bu terör örgütü liderine ait kitapları bulundurmalarının sanıkların silahlı terör örgütü olan PKK/KCK terör örgütüne karşı sanıkların söz konusu örgüte sempati ve bağlılıklarının göstergesi olduğu, sanıkların özellikle siyasetçi olmaları nedeniyle daha geniş bir kitleye hitap edebilmeleri imkanına sahip olduklarının açık olduğu "silahlı terör örgütü üyeliği"suçunu işlediği kabul edilerek TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62. maddeleri gereğince 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 20/02/2020 tarihinden itibaren üyesi olup, 23/02/2020 tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi yedek üyesi ve 03/12/2014 tarihli İlçe Kongresinde HDP Erciş İlçe Başkanı seçilen Seval Çadırcı'nın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
435. ŞENGÜL DUMAN (Naci ve Şefika kızı, 1981 doğumlu, T.C. Kimlik No: 40073135216); (29/11/2014 Tarihinde Aksaray İl Yönetim Kurulu Üyesi)
Aksaray 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/02/2019 tarih ve 2018/212 esas, 2019/50 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 31/07/2015 olduğu belirtilerek;
"Sanık Şengül Duman'ın sosyal medya hesaplarından açık kaynak tespit tutanağında ve iddianamede belirtildiği şekliyle 21/12/2014 tarihinde Kobane'ye destek amaçlı bölgeye gittiği, zafer işareti yapılan örgüt elebaşının fotoğraflarının taşındığı ayrıca örgütün sözde bayrak ve flamalarının taşındığı görüntülerin paylaşıldığı, bu şekilde çekilen resimlerin sosyal medya hesabından paylaşılmasının 3713 sayılı Yasanın 7. maddesi kapsamında Terör Örgütü Propagandası suçunu oluşturduğu, silahlı terör örgütü olduğu bilinen PKK-KCK terör örgütünün şiddet içeren eylemlerini mazur ve meşru gösterecek şekilde örgüte ait Bayrak, Flama, Sembol ve örgüt elebaşının fotoğraflarının taşınması ve bu şekilde çekilen fotoğrafların sosyal medya hesabı olan Facebook hesabından paylaşılması sebebiyle propaganda suçunu oluşturduğu" gerekçesiyle eylemine uyan 3713 sayılı Kanunun 7/2, 7/2 maddesinin 2. cümlesi, 5237 sayılı TCK’nun 62/1. maddesi uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasınave hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 29/11/2014 tarihinde Aksaray İl Yönetim Kurulu üyesi seçilen Şengül Duman'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
436. TURGUT BAYRAMHAN (Fadıl ve Sabihe oğlu, 1983 doğumlu,T.C. Kimlik No: 13115756144); (Karar İçeriğine Göre HDP Erciş İlçe Teşkilatında Görevli)
a) Erciş Ağır Ceza Mahkemesinin 13/03/2017 tarih ve 2016/75 esas, 2017/32 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 12/10/2015 olduğu belirtilerek;
“…Suç tarihinde Erciş ilçesinde kendilerine “Erciş Halk Meclisi” adını veren grup tarafından 10/10/2015 tarihinde Ankara’da meydana gelen terör eylemini protesto etme adı altında açık alanda toplantı gerçekleştirildiği,
Bu toplantı sırasında “Özyönetim” adı altında daha önceden hazırlanmış olan basın açıklamasının sanık Erhan Basut tarafından okunduğu, okunan basın açıklamasında; ''Biz demokratik öz yönetimle kendimizi geliştireceğiz. Köyümüzün, mahallemizin, kasabamızın, iradesi temellinde oluşan meclislerimizde vereceğimiz kararlarla kendimizi yöneteceğiz. Bize yönelik katliamlar geliştiren ve yönetim olarak adlandırılan devlet kurumlarını ve devletin güvenlik adı altında şiddeti meşrulaştırdığı polis gücünü istemiyoruz. Bizler toplum olarak güvenliğimizi kendimiz alacağız. Ve devlet kurumlarına muhtaç olamadan, devlet kurumlarının baskısına maruz kalmadan özgür bir toplum olarak yaşama iradesi, demokratik Öz yönetimleri gerçekleştirme temelinde yürüyeceğiz. … bu kentte bulunan devletin tüm kurumları bizim için meşruiyetini kaybetmiştir. Bu şekilde devletin hiçbir organıyla bizi yönetemeyecektir. Bundan sonra halk olarak öz yönetimi esas alarak Demokratik temeller yaşamını inşa edeceğiz. Bundan sonra da gerçekleşecek olan tüm saldırılar karşısında demokratik Öz savunmamızı gerçekleştireceğiz..” şeklinde açıklamada bulunulduğu,
Okunan basın açıklamasında, devlet otoritesinin ve kamu kurum ve kuruluşlarının tanınmayacağına dair açıklamalar yapıldığı, bu açıklamadan önce sanıkların topluluk halinde sözde ''devrim şehitleri'' adını verdikleri çatışmalarda ya da bireysel eylemlerde ölen PKK/KCK terör örgütü mensupları anısına saygı duruşunda bulundukları, ardından PKK/KCK terör örgütü mensuplarına atfen gerilla marşı adı verilen sözde marşı okudukları,
Yapılan bu özerklik ilanlarının terör örgütü PKK/KCK’nın üst düzey yöneticilerinin açıklamalarından sonra ardı ardına yapılması ile Erciş ilçesinde sanıklar tarafından yapılan özerklik ilanının birbirinden ayrı düşünülemeyeceği, yine PKK/KCK terör örgütü sözde yürütme konseyinin öz yönetimden başka seçenek kalmadığına yönelik çağrısı üzerine yapılan basın açıklamaları sonrasında, terör örgütünün nihai amacına ulaşmak için gerçekleştirdiği stratejik hamlelerden en önemlilerinden birisi olan, yoğun olarak Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesinde hakimiyet alanları oluşturmak için güvenlik güçlerine ve kamu binalarına topluca saldırı girişiminde bulunma eylemleri öncesi bir aşama olarak görülen özerklik açıklamasının örgütün güvenemeyeceği ve örgüte yakınlığı bulunmayan kişilere yaptırılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı,
Sanıkların Erciş ilçesinde Özerklik açıklaması yapmalarının amacının silahlı terör örgütü PKK/KCK’nın başka yerlerde ilan ettirmiş olduğu Özerklik ilanlarına destek vermek gayesiyle ve dolayısıyla bu terör örgütü adına yapılmış olduğunun anlaşıldığı… Sanık Turgut Bayramhan’ın HDP Erciş ilçe teşkilatında görevli olduğu, olay tarihinde hakkında milletvekiliolması nedeniyle ayrı soruşturma yürütülen HDP Van milletvekili Tuğba Hezer ile birlikte Van’dan geldikleri, geldiklerinde önce HDP Erciş ilçe teşkilatına geldikleri, bazı sanıkların beyanlarına göre daha önceden parti kurullarında tartışılmış olan Özerklik ilanının olay günü son olarak HDP Erciş ilçe teşkilatında konuşulup tartışıldığı, dolayısıyla, yapılan özerklik açıklamasının adı geçen parti yöneticisi ve partide etkinliği olan sanıklar tarafından tartışılmış ve birtakım sanıkların beyanlarından anlaşıldığı üzere özerklik açıklamasının kararlaştırılmış olduğunun ve bu haliyle sanıkların ortak fikir ve eylem birliği yaparak “Özerklik-Öz Yönetim” açıklamasını yaptıklarının anlaşıldığı, kaldı ki, sanıkların ikametlerinde yapılan aramalar sırasında elde edilen dökümanlar incelendiğinde, sanıkların PKK/KCK terör örgütünün hedefleri doğrultusunda yayın yapan birkısım yayınları takip ettikleri ve bu terör örgütü liderine ait kitapları bulundurduklarının anlaşıldığı, bu hususların ise, sanıkların söz konusu örgüte sempatilerinin bulunduğunu ve dolayısıyla söz konusu “Özerklik-Öz Yönetim” açıklamasının bu örgüt adına yapılmış olduğu, yine sanıkların Özerklik açıklamasının yapıldığı halka açık bir meydanda PKK/KCK terör örgütüne ait gerilla marşını okudukları, aynı örgüt mensuplarının Devletinmeşru güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmalarda ölen teröristler anısına saygı duruşunda bulundukları, sanıkların bu eylemlere gerek sözlü ve gerekse eylemsel olarak iştirak ettiklerinin sabit olduğu, bu şekilde sanıkların atılı suçları işlemiş olduklarının anlaşıldığından;
Sanık Turgut Bayramhan'ın TCK’nın 214/1 maddesinde düzenlenen suç işlemeye tahrik suçunu işleyerek terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği sabit görüldüğünden, eylemlerine uyan TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 220/6-son, TCK’nın 62/1. maddeleri gereğince 7 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği sabit olmakla, 3713 sayılı Kanunun 7/2-1. TCK’nın 62/1. maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Van Cumhuriyet Başsavcılığının 06/04/2018 tarih ve Soruşturma No: 2016/17245 Esas No: 2018/2438, İddianame No: 2018/679 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 29/09/2015 olduğu belirtilerek;
"...E. D. beyanları ve teşhis tutanağı, A. M., C. A. ve M. A. nın E. D. nin beyanlarını kısmen doğrulayan anlatımları, PTS kayıtları, işyerinden alınan güvenlik kamera görüntüleri, mağdurlarla aynı araçta bulunan ve örgüte katıldığı değerlendirilen F. D, S. B. hakkında düzenlenen yakalama kararları ile dosya içindeki delillerden; örgütsel bilincin geliştirilmesi ve askeri eğitimin verilmesi amacıyla PKK/KCK terör örgütünün dağ kadrosuna katılmaya karar veren mağdurların şüpheli Turgut Bayramhan'ın yönlendirmesi ile haklarında ayrıca soruşturma yürütülen M. K., Ö. C. ve M. C. nın terör örgütünün kırsalına götürmek üzere yola çıktıkları, mağdurların pişman olup geri döndükleri, araçta bulunan diğer kişilerin ise katılımının sağlandığı, bu haliyle terör örgütünün dağ kadrosuna eleman kazandırmak şeklinde eylemde bulunan ve haklarında ayrıca soruşturma yürütülen şüphelilerle fikir eylem birliği içerisinde hareket eden şüpheli Turgut Bayramhan'ın eylemlerini örgüt hiyerarşisi dışında gerçekleştiremeyeceğinden örgüt üyesi sayılması gerektiği" gerekçesiyle silahlı terör örgütü üyeliği suçundan eylemine uyan Türk Ceza Kanununun 314/2, 3713 sayılı Kanununun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasının Van 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/202 esas sayılı dosyası ile derdest olduğu,
Görüldüğü üzere, suç tarihlerinde davalı Partinin Erciş İlçe Teşkilatında görevli olan Turgut Bayramhan'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, terör örgütü propagandası yapma" suçlarından mahkumiyetinin, "silahlı terör örgütü üyesi olma" suçundan ise yargılamasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
437. YADİŞEN KARABULAK (Abdurrahman ve Rabia kızı, 1984 doğumlu, T.C. Kimlik No: 38833897986); (07/12/2017 - 16/01/2021 Tarihleri Arasında HDP Üyesi, 28/10/2017 Tarihli İl Kongresinde Van İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, İl (Eş) Başkanı)
Van 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/09/2020 tarih ve 2017/374 esas, 2020/163 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 09/09/2019 olduğu belirtilerek;
"...ikametinde ele geçirilen örgütsel içerikli kitaplar, gizli tanık beyanları uyarınca sanığın DTK üyesi olduğu, sanığın terör örgütü PKK içerisinde örgüte eleman temini, örgüt mensuplarına erzak ve lojistik temini noktalarında faaliyet yürüttüğü, dosya kapsamında da tanık beyanları uyarınca sanığın sabit görülen eylemlerini belli bir hiyerarşi dışında gerçekleştirmesinin mümkün olmadığı, örgüt hiyerarşisi içerisinde hareket ettiği ve bu suretle üzerine atılı PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği anlaşılmakla TCK'nun 314/2, 3713 sayılı Kanununun 5, TCK'nın 62/1. maddeleri gereğince 7 yıl 6 ay hapisile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 07/12/2017 ile 16/01/2021 tarihleri arasında üyesi olup, 28/10/2017 tarihli İl Kongresinde Van İl Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen ve İl (Eş) Başkanlığı görevini üstlenen Yadişen Karabulak'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, partide il bazında üst düzey görev alan Yadişen Karabulak'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
438. YÜKSEL SEYİTVAN (İhsan ve Makbule kızı, 1969 doğumlu, T.C. Kimlik No: 32770381102); (01/11/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 16/11/2014 ve 30/12/2017 Tarihli Güngören İlçe Kongrelerinde Yönetim Kurulu Asıl Üyesi)
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/03/2019 tarih ve 2018/148 esas, 2019/92 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 28/04/2018 olduğu belirtilerek;
“...Güngören 1. İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'ndan gelen HDP Güngören İlçe Başkanlığı kesinleşmiş olağan organ seçim sonuçlarına göre, sanık Yüksel Seyitvan'ın Güngören ilçe yönetim kurulu asıl üyesi olduğu,
Güngören HDP ilçe teşkilat binasının herkesin girebileceği bir yer olduğu, bu anlamda binanın kamuya açık olduğu, burada duvara asılan resim, afiş ve posterlerin herkes tarafından görülebileceği, ulaşılabileceği, PKK/KCK terör örgütü yöneticisi olduğu gerekçesiyle mahkum edilen dolayısıyla bir hükümlü olan Abdullah Öcalanile eli silahlı olarak fotoğrafları çekilen diğer terör örgütü üyelerinin fotoğrafları, afiş ve posterlerinin, herkesin görebileceği şekilde duvara asılmasındaki amacın PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yapmak olduğu, propagandası yapılan örgütün amacı, bu amacı gerçekleştirmek için yaptığı eylemlerin cebir, tehdit ve yoğun şiddet içeren niteliği, eylemin gerçekleştirildiği yerin yasal olarak kurulmuş bir siyasi parti olması da dikkate alındığında muhatap kitle üzerinde yaratacağı etki de göz önüne alındığında, parti binasında yapılan halka açık toplantıda sergilenen resim, afiş ve çerçeve gibi eşyaların silahlı terör örgütü PKK/KCK ve örgütün Suriye uzantısı YPG/YPJ'nin cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek, teşvik edecek nitelikte olduğu ve parti faaliyeti ile ilgisinin bulunmadığı, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7/2 maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütünün propagandası suçunu oluşturduğu, eylemin aynı yasanın 7/4 maddesi kapsamında siyasi parti binasında işlendiği sonucuna varıldığı” belirtilerek, sanığın terör örgütü propagandası yapmak suçundan eylemine uyan 3713 sayılı Kanunun 7/2, 7/4, 5237 sayılı TCK'nın 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 01/11/2014 tarihinden itibaren üyesi olup, 16/11/2014 ve 30/12/2017 tarihli Güngören İlçe Kongrelerinde Yönetim Kurulu asıl üyesi seçilen Yüksel Seyitvan'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
439. MECİT SARGUT (Tahir ve Hazal oğlu, 1956 doğumlu, T.C. Kimlik No: 23348415336); (Karar İçeriğine Göre HDP Erciş Belediye Meclis Üyesi)
Erciş Ağır Ceza Mahkemesinin 13/03/2017 tarih ve 2016/75 esas, 2017/32 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 12/10/2015 olduğu belirtilerek;
“…Sanık Mecit Sargut’un HDP’den Erciş Belediyesi Meclis Üyesi olduğu,…
...Olay tarihinde hakkında milletvekili olması nedeniyle ayrı soruşturma yürütülen HDP Van milletvekili T.H. ile birlikte Van’dan geldikleri, geldiklerinde önce HDP Erciş ilçe teşkilatına geldikleri, bazı sanıkların beyanlarına göre daha önceden parti kurullarında tartışılmış olan Özerklik ilanının olay günü son olarak HDP Erciş ilçe teşkilatında konuşulup tartışıldığı, dolayısıyla, yapılan özerklik açıklamasının adı geçen parti yöneticisi ve partide etkinliği olan sanıklar tarafından tartışılmış ve birtakım sanıkların beyanlarından anlaşıldığı üzere özerklik açıklamasının kararlaştırılmış olduğunun ve bu haliyle sanıkların ortak fikir ve eylem birliği yaparak “Özerklik-Öz Yönetim” açıklamasını yaptıklarının anlaşıldığı, kaldı ki, sanıkların ikametlerinde yapılan aramalar sırasında elde edilen dökümanlar incelendiğinde, sanıkların PKK/KCK terör örgütünün hedefleri doğrultusunda yayın yapan bir kısım yayınları takip ettikleri ve bu terör örgütü liderine ait kitapları bulundurduklarının anlaşıldığı, bu hususların ise, sanıkların söz konusu örgüte sempatilerinin bulunduğunu ve dolayısıyla söz konusu “Özerklik-Öz Yönetim” açıklamasının bu örgüt adına yapılmış olduğu,
Yine sanıkların Özerklik açıklamasının yapıldığı halka açık bir meydanda PKK/KCK terör örgütüne ait gerilla marşını okudukları, aynı örgüt mensuplarının Devletin meşru güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmalarda ölen teröristler anısına saygı duruşunda bulundukları, sanıkların bu eylemlere gerek sözlü ve gerekse eylemsel olarak iştirak ettiklerinin sabit olduğu, bu şekilde sanıkların atılı suçları işlemiş oldukları” gerekçesiyle sanığın suç işlemeye tahrik suçundan TCK’nın 214/1, 3713 sayılı Kanunun 5 ve TCK’nın 62/1. maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan TCK’nın 314/3 ve 220/6 maddeleri delaletiyle TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 220/6 ve 62/1. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2-1. maddesi ve TCK’nın 62/1. maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, mahkemenin silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek ve suç işlemeye tahrik suçlarından verdiği mahkumiyet kararının Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 06/03/2018 tarih, 2017/1286 esas, 2018/377 sayılı kararı ile bozulmasını müteakip Erciş Ağır Ceza Mahkemesinin 10/06/2019 tarih 2018/169 esas, 2019/81 sayılı kararıyla; sanığın silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5 ve TCK’nın 62/1 maddesi gereğince 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin Erciş Belediye Meclis üyeliği görevini üstlenen Mecit Sargut’un, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma ve terör örgütü propagandası yapma” suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
440. MEHMET NURİ ÇİÇEK (Abdulmecit ve Rabia oğlu, 1968 doğumlu, T.C. Kimlik No: 58321249790); (HDP Erciş Belediye Meclis Üyesi - 06/11/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Erciş Ağır Ceza Mahkemesinin 13/03/2017 tarih ve 2016/75 esas, 2017/32 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 12/10/2015 olduğu belirtilerek;
“...Sanık Mehmet Nuri Çiçek’in HDP’den Erciş Belediyesi meclis üyesi olduğu...
Olay tarihinde hakkında milletvekili olması nedeniyle ayrı soruşturma yürütülen HDP Van milletvekili T.H. ile birlikte Van’dan geldikleri, geldiklerinde önce HDP Erciş ilçe teşkilatına geldikleri, bazı sanıkların beyanlarına göre daha önceden parti kurullarında tartışılmış olan Özerklik ilanının olay günü son olarak HDP Erciş ilçe teşkilatında konuşulup tartışıldığı, dolayısıyla, yapılan özerklik açıklamasının adı geçen parti yöneticisi ve partide etkinliği olan sanıklar tarafından tartışılmış ve birtakım sanıkların beyanlarından anlaşıldığı üzere özerklik açıklamasının kararlaştırılmış olduğunun ve bu haliyle sanıkların ortak fikir ve eylem birliği yaparak “Özerklik-Öz Yönetim” açıklamasını yaptıklarının anlaşıldığı, kaldı ki, sanıkların ikametlerinde yapılan aramalar sırasında elde edilen dökümanlar incelendiğinde, sanıkların PKK/KCK terör örgütünün hedefleri doğrultusunda yayın yapan birkısım yayınları takip ettikleri ve bu terör örgütü liderine ait kitapları bulundurduklarının anlaşıldığı, bu hususların ise, sanıkların söz konusu örgüte sempatilerinin bulunduğunu ve dolayısıyla söz konusu “Özerklik-Öz Yönetim” açıklamasının bu örgüt adına yapılmış olduğu,
Yine sanıkların Özerklik açıklamasının yapıldığı halka açık bir meydanda PKK/KCK terör örgütüne ait gerilla marşını okudukları, aynı örgüt mensuplarının Devletin meşru güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmalarda ölen teröristler anısına saygı duruşunda bulundukları, sanıkların bu eylemlere gerek sözlü ve gerekse eylemsel olarak iştirak ettiklerinin sabit olduğu, bu şekilde sanıkların atılı suçları işlemiş oldukları” gerekçesiyle sanığın suç işlemeye tahrik suçundan TCK’nın 214/1, 3713 sayılı Kanunun 5 ve TCK’nın 62/1. maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan TCK’nın 314/3 ve 220/6 maddeleri delaletiyle TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 220/6 ve 62/1. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2-1. maddesi ve TCK’nın 62/1. maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, mahkemenin silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek ve suç işlemeye tahrik suçlarından verdiği mahkumiyet kararının Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 06/03/2018 tarih, 2017/1286 esas, 2018/377 sayılı kararı ile bozulmasını müteakip Erciş Ağır Ceza Mahkemesinin 09/09/2019 tarih 2019/150 esas, 2019/163 sayılı kararıyla; sanığın silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5 ve TCK’nın 62/1 maddesi gereğince 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 06/11/2020 tarihinden itibaren üyesi olup, Erciş Belediye Meclis Üyeliği görevini üstlenen (beyan ve kabulüne göre) Mehmet Nuri Çiçek’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma ve 2911 sayılı Kanuna aykırılık” suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
441. NECLA TARTAN (Adil ve Medine kızı, 1988 doğumlu, T.C. Kimlik No: 27305282436); (Çatak Belediyesi HDP Meclis Üyesi - 22/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Van Cumhuriyet Başsavcılığının 25/06/2020 tarih, Soruşturma No: 2019/15836, Esas No: 2020/2522 ve İddianame No: 2020/632 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 20/08/2019 olduğu belirtilerek;
“...Halkların Demokratik Partisi Genel Merkezince İçişleri Bakanlığının görevden uzaklaştırma kararının kabul edilmediği ve Büyükşehir Belediye Başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanmasını protesto etmek amaçlı süresiz eylem kararı alındığı, PKK/KCK terör örgütüne yakın çeşitli sosyal paylaşım sitelerinden KCK Yürütme konseyi üyesi Andok: Gasp,faşizmi yıkma kıvılcımına dönüştürülebilir başlıklı haberde, HDP’li üç büyükşehir belediyesinin gasp edilmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Andok’a göre “Gasp en zayıf dönemini yaşayan faşizmi yıkmanın kıvılcımına dönüştürmek” mümkün şeklinde haber yapıldığı, yine PKK/KCK terör örgütüne yakın haber sitesinde KCK AYAĞA KALKMAYA ÇAĞIRDI başlıklı haberde KCK yürütme konseyi Eş Başkanlığı HDP’li belediyelere yeniden kayyum atanmasının “siyasi darbenin devamı” olduğunu belirterek her yerde ayağa kalkmaya ve kesintisiz mücadeleyi yükseltmeye çağırdı. şeklinde haber yapıldığı, bir diğer örgüte müzahir haber sitesinde “KCDK-E:Gaspçı zihniyete karşı bu akşam sokağa çıkıyoruz” başlıklı haber olduğu, bir başka haber sitesinde de “KJK:Gasplar durdurulmazsa, daha büyük saldırı gelecektir.” başlığı altında KJK koordinasyonu HDP’li belediyelere yönelik işgal ve gaspın “ Kürt ve Demokrasi düşmanlığı” olduğunu belirterek. “Bu saldırı ve gasplar durdurulamazsa yeni ve daha büyük saldırılar peşi sıra gelecektir.” diye uyarıldı şeklinde haberler yapıldığının tespit edildiği, şüphelilerin İçişleri Bakanlığının 19.08.2019 tarihli kararlarıyla Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürütmek üzere KAYYUM görevlendirilmesi olayını protesto etmek amacıyla fikir ve eylem birliği içerisinde örgüte üye olmayıp örgüt adına suç işleyerek yolu kapattıkları, kolluk görevlilerinin kendilerini ikaz etmelerine rağmen dağılmayarak eylemlerine devam etmek suretiyle silahlı terör örgütü adına suç işleme ve kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama suçlarını” işlediği iddiasıyla TCK’nın 220/6. maddesi delaletiyle 314/2, 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması isteliyle açılan kamu davasının Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/157 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 22/02/2019 tarihinden itibaren üyesi olup, Çatak Belediyesi HDP Meclis Üyeliği görevini üstlenen Necla Tartan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü adına suç işleme ve 2911 sayılı Kanuna muhalefet” suçlarından yargılamasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
442. MENİCE RÜMEYSA GÜLMEZ (Kerem ve Hanife kızı, 1975 doğumlu, T.C. Kimlik No: 24887606742); (Karar İçeriğine Göre Van Büyükşehir Belediyesi HDP Meclis Üyesi)
Van Cumhuriyet Başsavcılığının 25/06/2020 tarih ve Soruşturma No: 2019/15836, Esas No: 2020/2522 ve İddianame No: 2020/632 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 20/08/2019 olduğu belirtilerek;
“Halkların Demokratik Partisi Genel Merkezince İçişleri Bakanlığının görevden uzaklaştırma kararının kabul edilmediği ve Büyükşehir Belediye Başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanmasını protesto etmek amaçlı süresiz eylem kararı alındığı, PKK/KCK terör örgütüne yakın çeşitli sosyal paylaşım sitelerinden KCK Yürütme konseyi üyesi Andok: Gasp, faşizmi yıkma kıvılcımına dönüştürülebilir başlıklı haberde, HDP’li üç büyükşehir belediyesinin gasp edilmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu, yine PKK/KCK terör örgütüne yakın haber sitesinde KCK AYAĞA KALKMAYA ÇAĞIRDI başlıklı haberde KCK yürütme konseyi eş başkanlığı HDP’li belediyelere yeniden kayyum atanmasının “siyasi darbenin devamı” olduğunu belirterek her yerde ayağa kalkmaya ve kesintisiz mücadeleyi yükseltmeye çağırdı şeklinde haber yapıldığı, bir diğer örgüte müzahir haber sitesinde “KCDK-E:Gaspçı zihniyete karşı bu akşam sokağa çıkıyoruz” başlıklı haber olduğu, bir başka haber sitesinde de “KJK:Gasplar durdurulmazsa, daha büyük saldırı gelecektir.” başlığı altında KJK koordinasyonu HDP’li belediyelere yönelik işgal ve gaspın “Kürt ve Demokrasi düşmanlığı” olduğunu belirterek. “Bu saldırı ve gasplar durdurulamazsa yeni ve daha büyük saldırılar peşi sıra gelecektir.” diye uyarıldı şeklinde haberler yapıldığının tespit edildiği, şüphelilerin İçişleri Bakanlığının 19/08/2019 tarihli kararlarıyla Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürütmek üzere “kayyum” görevlendirilmesi olayını protesto etmek amacıyla, örgüte müzahir haber sitelerinin ve sosyal medya hesaplarının çağrıları üzerine, fikir ve eylem birliği içerisinde örgüte üye olmayıp örgüt adına suç işleyerek yolu kapattıkları, kolluk görevlilerinin kendilerini ikaz etmelerine rağmen dağılmayarak eylemlerine devam etmek suretiyle” silahlı terör örgütü adına suç işleme, kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama”suçlarını işlediği iddiasıyla TCK’nın 220/6. maddesi delaletiyle 314/2 ve 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/157 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin Van Büyükşehir Belediyesi HDP Meclis üyeliği görevinde olduğunu beyan ve kabul eden Menice Rümeyse Gülmez’in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü adına suç işleme ve 2911 sayılı Kanuna aykırılık” suçlarından yargılamasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır.(Ek-26)
443. AYCAN ALTIN (Nihat ve Firat kızı, 1974 doğumlu, T.C. Kimlik No: 49510787674); (İddianame İçeriğindeki Beyanına Göre Özalp Belediyesi HDP Meclis Üyesi)
Van Cumhuriyet Başsavcılığının 25/06/2020 tarihli ve 2019/15836 Soruşturma, 2020/2522 Esas sayılı İddianamesiyle;
Suç tarihinin 20/08/2019 olduğu belirtilerek;
“Halkların Demokratik Partisi Genel Merkezince İçişleri Bakanlığının görevden uzaklaştırma kararının kabul edilmediği ve Büyükşehir Belediye Başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanmasını protesto etmek amaçlı süresiz eylem kararı alındığı, PKK/KCK terör örgütüne yakın çeşitli sosyal paylaşım sitelerinden KCK Yürütme konseyi üyesi Andok: Gasp, faşizmi yıkma kıvılcımına dönüştürülebilir başlıklı haberde, HDP’li üç büyükşehir belediyesinin gasp edilmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu, yine PKK/KCK terör örgütüne yakın haber sitesinde KCK AYAĞA KALKMAYA ÇAĞIRDI başlıklı haberde KCK yürütme konseyi Eş Başkanlığı HDP’li belediyelere yeniden kayyum atanmasının “siyasi darbenin devamı” olduğunu belirterek her yerde ayağa kalkmaya ve kesintisiz mücadeleyi yükseltmeye çağırdı şeklinde haber yapıldığı, bir diğer örgüte müzahir haber sitesinde “KCDK-E:Gaspçı zihniyete karşı bu akşam sokağa çıkıyoruz” başlıklı haber olduğu, bir başka haber sitesinde de “KJK:Gasplar durdurulmazsa, daha büyük saldırı gelecektir.” başlığı altında KJK koordinasyonu HDP’li belediyelere yönelik işgal ve gaspın “Kürt ve Demokrasi düşmanlığı” olduğunu belirterek. “Bu saldırı ve gasplar durdurulamazsa yeni ve daha büyük saldırılar peşi sıra gelecektir.” diye uyarıldı şeklinde haberler yapıldığının tespit edildiği, şüphelilerin İçişleri Bakanlığının 19.08.2019 tarihli kararlarıyla Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürütmek üzere “kayyum” görevlendirilmesi olayını protesto etmek amacıyla, örgüte müzahir haber sitelerinin ve sosyal medya hesaplarının çağrıları üzerine, 20.08.2019 tarihinde fikir ve eylem birliği içerisinde örgüte üye olmayıp örgüt adına suç işleyerek yolu kapattıkları, kolluk görevlilerinin kendilerini ikaz etmelerine rağmen dağılmayarak eylemlerine devam etmek suretiyle üzerilerine atılı “Silahlı Terör Örgütü Adına Suç İşleme”, Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silahsız Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama”suçlarını işledikleri iddiasıyla Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/157 Esas sayılı dosyasından kamu davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere iddianame içeriğindeki beyanına göre Özalp Belediyesi HDP Meclis üyesi olan Aycan Altın’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütü adına suç işleme”, kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçlarından açılmış kamu davalarının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
444. HÜSEYİN GEVHER (İsmail ve Fatima oğlu, 1958 doğumlu, T.C. Kimlik No: 32633109164); (18/10/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2016/145708, Esas No: 2016/43854 ve İddianame No: 2016/2757 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 14/02/2016 olduğu belirtilerek;
Dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, Ülkemizde de PKK/KCK terör örgütüne müzahir kadın oluşumları tarafından örgüt ve üst düzey yöneticilerinin öz savunma ve öz yönetim ile ilgili açıklamalarına istinaden Ankara ilinde de böyle bir yapılanmaya gidildiği, şahısların ikametlerinde yapılan aramalarda da elde edilen örgütsel doküman, dergi ve kitapların incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, PKK/KCK Terör örgütü adına kırsal alanda silahlı olarak faaliyet yürüten, cebir, Şiddet veya Tehdit yöntemlerini ülkemiz genelinde şehir merkezlerinde/kırsalda güvenlik güçlerine ve hedef olarak gördükleri şahıslar ile kurum ve kuruluşlara yönelik olarak kullanan PKK/KCK Terör örgütü mensuplarını, terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ı ve diğer örgüte müzahir şahısları övücü sahiplenici nitelikle olduğu, örgütün talimatları doğrultusunda yapılan eylemlere katıldıkları, terör örgütünün propagandasının yapıldığı anlaşıldığından, terör örgütünün kuruluş aşamasından itibaren kadın eleman kazanmak için yoğun bir çaba içerisinde bulunulduğu, kadınların sosyal, siyasal, ekonomik kültürel vb. yaşam alanlarında örgütlülük ve eylemsellik gücünü geliştirmekle yükümlü olarak eleman yetiştirdikleri, bu alanda faaliyet gösterdikleri, eylem ve faaliyetlerde bulunuldukları, bu meyanda, şüphelilerin örgütçe önemli günler olarak adledilen günlerde (Öz savunma, öz yönetim, Abdullah Öcalan’ın yakalanış tarihi, örgütün kuruluş tarihi vb.) basın açıklaması, yürüyüş vb.eylemlere katıldıkları ve PKK/KCK terör örgütünün Türkiye Kadın yapılanması olan KJA (Özgür Kadın Kongresi) içerisinde faaliyet yürüttükleri,
Belirlendiğinden "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası Yapmak" suçlarından Türk Ceza Kanunu 314/2, Terörle Mücadele Kanunu 7/2, Türk Ceza Kanunu 43/1, 53/1, 63, 58/9. maddeleri gereğnce cezalandırlması talebiyle Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/506 Esas sayılı dosyasından kamu davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 23/01/2014-24/01/2020 tarihleri arasında üyesi olan Hüseyin Gevher'in, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası Yapmak" suçlarından açılmış kamu davasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
445. HAMZA AĞIRMAN (Hasan ve Sitti oğlu, 1994 doğumlu, T.C. Kimlik No: 13325764090); (14/03/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/12434 Soruşturma, 2019/3588 Esas Sayılı İddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 27/08/2019, 29/08/2019, 04/09/2019, 13/09/2019, 19/09/2019, 23/09/2019, 24/09/2019 olduğu belirtilerek;
“Şüphelilerin Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'ün İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılmasından sonra silahlı terör örgütü PKK'nın amaçları doğrultusunda ve örgütün güdümünde yayın yapan anfturkce.com isimli internet sitesinden eylem çağrısında bulundukları ve düzenlenen bazı gösteri ve yürüyüşlere katıldıkları, gizli tanık ifadeleri ile şüphelilerin telefonunda bulunan fotoğraflardan anlaşıldığı, şüphelilerin katıldıkları bu gösteri ve yürüyüşlerin aynı zamanda düzenleyicisi oldukları,
Şüpheli Hamza Ağırman'ın aynı zamanda düzenleyici olarak yer aldığı 27.08.2019, 29.08.2019, 04.09.2019, 13.09.2019, 19.09.2019, 23.09.2019, 24.09.2019 tarihlerinde gerçekleştirilen gösterilerin 2911 Sayılı Yasa'nın 28/1.maddesinde düzenlenen suça vücut verdiği, bununla birlikte birden fazla kez söz konusu gösteri ve yürüyüş eylemlerinin düzenlenmesinde yer aldığı,
Soruşturma kapsamında ifadesi alınan gizli tanığın, şüphelilerinde içerisinde yer aldığı bir gençlik meclisinden bahsettiği ve bu gençlik meclisinin PKK terör örgütüne sempati duyan gençlerin örgüte kazandırılmasına yönelik faaliyet yürüttüğünü belirttiği,
Şüphelilerin yer aldıkları basın açıklaması, gösteri ve yürüyüşlerin, HDP Gençlik Meclisi adı altında düzenlenen piknik vb. etkinliklerin, şüpheli Hamza Ağırman'ın telefonunda ele geçirilen ve sözde HDP gençlik meclisi tarafından yapılan yazılama ve pankart asma eylemlerinin şüphelilerin örgütle olan bu hiyerarşik ilişkisi kapsamında ele alınması gerektiği”
Belirtilerek üzerine atılı "Terör Örgütü Üyesi Olmak" suçu ile "2911 Sayılı Yasa'ya Muhalefet" suçlarından cezalandırılması talebiyle Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/336 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı, davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 14/03/2019 tarihinden itibaren üyesi olan Hamza Ağırman'ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma ve 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet" suçlarından açılmış kamu davasının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
446. BAHAR (BEHİCE) ORHAN (Veysi ve Asya kızı, 1995 doğumlu, T.C. Kimlik No: 20998989712); 17/04/2019 Tarihinde İpekyolu Belediyesi Meclisi Üyesi, 08/04/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Van Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/15836 Soruşturma, 2020/2522 Esas sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 20/08/2019 olduğu belirtilerek;
“Halkların Demokratik Partisi Genel Merkezince İçişleri Bakanlığının görevden uzaklaştırma kararının kabul edilmediği ve Büyükşehir Belediye Başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanmasını protesto etmek amaçlı süresiz eylem kararı alındığı, PKK/KCK terör örgütüne yakın çeşitli sosyal paylaşım sitelerinden KCK Yürütme konseyi üyesi Andok: Gasp, faşizmi yıkma kıvılcımına dönüştürülebilir başlıklı haberde, HDP’li üç büyükşehir belediyesinin gasp edilmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu, yine PKK/KCK terör örgütüne yakın haber sitesinde KCK AYAĞA KALKMAYA ÇAĞIRDI başlıklı haberde KCK yürütme konseyi Eş Başkanlığı HDP’li belediyelere yeniden kayyum atanmasının “siyasi darbenin devamı” olduğunu belirterek her yerde ayağa kalkmaya ve kesintisiz mücadeleyi yükseltmeye çağırdı şeklinde haber yapıldığı, bir diğer örgüte müzahir haber sitesinde “KCDK-E:Gaspçı zihniyete karşı bu akşam sokağa çıkıyoruz” başlıklı haber olduğu, bir başka haber sitesinde de “KJK:Gasplar durdurulmazsa, daha büyük saldırı gelecektir.” başlığı altında KJK koordinasyonu HDP’li belediyelere yönelik işgal ve gaspın “Kürt ve Demokrasi düşmanlığı” olduğunu belirterek. “Bu saldırı ve gasplar durdurulamazsa yeni ve daha büyük saldırılar peşi sıra gelecektir.” diye uyarıldı şeklinde haberler yapıldığının tespit edildiği, içinde şüphelinin de bulunduğu bir grubun İçişleri Bakanlığının 19.08.2019 tarihli kararlarıyla Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürütmek üzere “kayyum” görevlendirilmesi olayını protesto etmek amacıyla, örgüte müzahir haber sitelerinin ve sosyal medya hesaplrının çağrıları üzerine, fikir ve eylem birliği içerisinde örgüte üye olmayıp örgüt adına suç işleyerek yolu kapattıkları, kolluk görevlilerinin kendilerini ikaz etmelerine rağmen dağılmayarak eylemlerine devam etmek suretiyle üzerilerine atılı “Silahlı Terör Örgütü Adına Suç İşleme”, Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silahsız Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama”suçlarını işledikleri iddiasıyla Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/157 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 17/04/2019 tarihinde İpekyolu Belediyesi Meclisi üyesi seçilen Bahar (Behice) Orhan’ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “PKK/KCK Terör Örgütü Adına Suç İşleme ve Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silahsız Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama” suçlarından hakkında açılmış kamu davalarının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır.(Ek-26)
447. ECEVİT CEYLANCI (Halit ve Cazı oğlu, 1973 doğumlu, T.C. Kimlik No: 20522753826); (31/03/2019 Tarihinde Van Büyükşehir Belediyesi HDP Meclis Üyesi, 03/02/2021 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Van Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/15836 Soruşturma, 2020/2522 Esas sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 20/08/2019 olduğu belirtilerek;
“Halkların Demokratik Partisi Genel Merkezince İçişleri Bakanlığının görevden uzaklaştırma kararının kabul edilmediği ve Büyükşehir Belediye Başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanmasını protesto etmek amaçlı süresiz eylem kararı alındığı, PKK/KCK terör örgütüne yakın çeşitli sosyal paylaşım sitelerinden KCK Yürütme konseyi üyesi Andok: Gasp, faşizmi yıkma kıvılcımına dönüştürülebilir başlıklı haberde, HDP’li üç büyükşehir belediyesinin gasp edilmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu, yine PKK/KCK terör örgütüne yakın haber sitesinde KCK AYAĞA KALKMAYA ÇAĞIRDI başlıklı haberde KCK yürütme konseyi Eş Başkanlığı HDP’li belediyelere yeniden kayyum atanmasının “siyasi darbenin devamı” olduğunu belirterek her yerde ayağa kalkmaya ve kesintisiz mücadeleyi yükseltmeye çağırdı şeklinde haber yapıldığı, bir diğer örgüte müzahir haber sitesinde “KCDK-E:Gaspçı zihniyete karşı bu akşam sokağa çıkıyoruz” başlıklı haber olduğu, bir başka haber sitesinde de “KJK:Gasplar durdurulmazsa, daha büyük saldırı gelecektir.” başlığı altında KJK koordinasyonu HDP’li belediyelere yönelik işgal ve gaspın “Kürt ve Demokrasi düşmanlığı” olduğunu belirterek. “Bu saldırı ve gasplar durdurulamazsa yeni ve daha büyük saldırılar peşi sıra gelecektir.” diye uyarıldı şeklinde haberler yapıldığının tespit edildiği, içinde şüphelinin de bulunduğu bir grubun İçişleri Bakanlığının 19.08.2019 tarihli kararlarıyla Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürütmek üzere “kayyum” görevlendirilmesi olayını protesto etmek amacıyla, örgüte müzahir haber sitelerinin ve sosyal medya hesaplrının çağrıları üzerine, fikir ve eylem birliği içerisinde örgüte üye olmayıp örgüt adına suç işleyerek yolu kapattıkları, kolluk görevlilerinin kendilerini ikaz etmelerine rağmen dağılmayarak eylemlerine devam etmek suretiyle üzerilerine atılı “Silahlı Terör Örgütü Adına Suç İşleme”, Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silahsız Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama”suçlarını işledikleri iddiasıyla Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/157 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin 31/03/2019 tarihinde Van Büyükşehir Belediyesi HDP Meclis üyesi seçilen Ecevit Ceylancı’nın,Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "PKK/KCK Terör Örgütü Adına Suç İşleme ve Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silahsız Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama" suçlarından hakkında kamu davası bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
448. DİLAN ÖRENCİ (Hakki ve Ayten kızı, 1992 doğumlu, T.C. Kimlik No: 67633183524); (HDP Van-Özalp Belediye (Eş) Başkanı - 08/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Van 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/05/2020 tarih ve 2019/420 esas, 2020/120 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 06/12/2019 olduğu belirtilerek,
“…Van 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/7 Esas sayılı dosyasına birleştirme kararı verilen sanık Yakup Almaç'ın resmi olarak Özalp Belediye Başkanı olduğu, sanık Dilan Örenci'nin ise sözde Eş Başkanlık görevini sürdürdüğü ve Özalp Belediye binasındaki makam odasını birlikte kullandıkları, makam odasında bulunan masa üzerinde A4 kağıdına yazılı alınacaklar başlıklı 21 şahsın isminin bulunduğu, evraka kolluk tarafından el konulduğu, söz konusu bu kişilerin kollukça yapılan araştırma neticesinde sözde Değer Ailesi olarak adlandırılan ve PKK/KCK silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet yürütürken ölen örgüt mensuplarının birinci dereceden yakınlarını ifade ettiği, çatışmada ölen sözde örgüt mensuplarının şehit olarak tanımlandığı, bu kapsamda Özalp Belediyesine işe alınacak 21 kişilik işçi listesindeki şahısların 6 tanesinin sözde Değer Ailesi kapsamında işe alındığı, yine sanık Dilan Örenci'nin çatışmada ölü olarak ele gecen örgüt mensubunun Özalp ilçesinde bulunan evine taziye ziyaretine gittiği, Van ilinde bulunan Belediyelere Kayyum atanmasını protesto eden gösterilere katıldığı, sanığın söz konusu eylemlerinin demokratik siyasi bir çerçevede değerlendirilemeyeceği ve suç teşkil ettiği, yine sanığın PKK/KCK silahlı terör örgütünün kadın yapılanması olan TJA'ya olan üyeliğinin bulunduğunu kabul ettiği, yine PKK/KCK silahlı terör örgütüne müzahir yayın yapan ANF News isimli örgütün ele başına yönelik sözde tecritin uygulandığını belirtip Van’da seçim çalışmaları tecriti halk kaldıracak başlıklı yayınının yapıldığı ve sanığın fotoğrafının da bu haberde paylaşıldığı, 07/12/2019 tarihli sanıktan ele gecen dijital inceleme raporuna göre söz konusu materyallerde PKK/KCK Silahlı Terör Örgütüne ait örgüt propagandası içerikli ses dosyalarını içerdiği, tüm bu hususlar dikkate alındığında sanığın organik bağ kurup, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren eylemler olarak silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” gerekçesiyle TCK’nın 314/2, 62; 3713 sayılı Kanunun 3, 5/1. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere, 08/02/2019 tarihinden itibaren davalı parti üyesi üyesi olan Dilan Örenci’nin Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan verilmiş mahkumiyet kararının bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
449. LEYLA BALKAN (Seyfettin ve Zahide kızı, 1989 doğumlu, T.C. Kimlik No: 37937172616); (Van-Muradiye Belediye (Eş) Başkanı, 08/02/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Van Cumhuriyet Başsavcılığının 24/12/2019 tarih, Soruşturma No: 2019/22728, Esas No: 2019/7637 ve İddianame No: 2019/2258 sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 28/03/2019 olduğu belirtilerek,
“…Van İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalarda bölücü terör örgütü mensubu Doğukan CENGİZ'in 17/02/2019 tarihindeki Muradiye ilçesi Fatih Mahallesindeki adreste taziyeye katılanlar arasında Leyla BALKAN’ın da bulunduğu,
Şüphelinin TJA (Özgür Kadın Harekatı) içerisinde bulunduğu, TJA'nın PKK/KCK terör örgütünün kadın örgütlenmesi olarak faaliyette bulunduğu, şüphelinin TJA faaliyetleri çerçevesinde eyleme katıldığı yönünde sosyal medya hesabında fotoğrafının tespit edildiği,
…örgütün 2014 yılı 30 Mart yerel seçimlerinde Eş Başkan adayları ile girerek Eş Başkanlık sistemine geçiş yaptığı, şüpheli Leyla BALKAN'ın Muradiye Belediyesi sözde Eş Başkanı olarak görev yaptığının tespit edildiği, kendisine belediye imkanları kullanılarak araç görevlendirilmesi yapıldığı, kendisini eş başkan olarak tanıttığı yönünde beyanların bulunduğu, Muradiye Belediyesinin resmi hesabında 04/06/2019 tarihinde Bayram Kutlaması olarak Kürtçe yapılan paylaşımda Leyla BALKAN ve Yılmaz Şalan'ın yan yana resimlerinin kullanıldığı ve Kürtçe Muradiye Belediyesi Eş Başkanı tabirinin kullanıldığı,
…20/11/2019 tarihinde yapmış olduğu paylaşımda " Başardık yine başaracağız " başlıklı video paylaşımında bulunduğu, video içeriğinde terör örgütünü simgeleyen paçavra ve bez parçaları, Abdullah Öcalanve Sakine Cansız'ın posterlerinin paylaşıldığı, 01/09/2019 tarihinde " Eş başkanlık mor çizgimizdir " şeklinde paylaşım yaptığı, 11/08/2019 tarihli paylaşımında Kurban Bayramını kutladığı ve Eş başkan tabirinin resminin altında yazılı olduğunun tespit edildiği, 22/11/2019 tarihli paylaşımında TJA adı altında eylemlere katıldığı yönünde resimlerinin bulunduğu, Leyla Güven'in açlık grevini destek içerikli paylaşımlarının tespit edildiği,
Muradiye Cumhuriyet Başsavcılığınca ifadesi alınan gizli tanık MARDUK 44 ifadesinde özetle ; "Bu şahıs ifademde Leyla BALKAN olarak bahsettiğim kişidir. Yılmaz Şalan Belediye Başkanı seçildikten sonra Leyla BALKAN isimli şahıs da belediyede Eş Başkan olarak görev yapmaya başlamıştır. Kendisini belediye de Eş başkan olarak tanıtmaktadır. Kayyım Döneminde işe girenlere tahammülü olmadığı yönünde söylemleri olduğunu ve bu şahısların işten çıkarılmış olduklarını duydum. Amcası PKK/KCK terör örgütü suçundan dolayı cczacvindc bulunan Gizem Nur isimli şahsı işe almıştır. Barış Pınarı Harekatı ile ilgili olarak: "'Kardeşlerimizi öldürüyorlar, katil TC " şeklinde söylemlerde bulunduğunu duymuştum. Bu şalısın açık kimlik bilgilerini siz görevlilerden Leyla BALKAN olarak öğrendim" şeklinde beyanda bulunduğu,
…Dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde; şüphelilerin açık kaynak , sosyal medya ve arşiv kaydı araştırmaları, dijital materyallerin inceleme raporları, şüpheliler hakkında gelen ihbarlar, tanık ve gizli tanık beyanları, kolluk araştırma tutanakları, arama ve el koyma tutanakları, dosya arasında bulunan şüpheliler hakkında toplanan tüm maddi deliller çerçevesinde şüpheli Leyla BALKAN'ın sözde Muradiye Belediyesi Eş Başkanı sıfatı ile şüpheli Y.Ş. ile birlikte belediyede tüm iş ve işlemlerinde ortak sorumlu olduğu, terör örgütünün benimsediği Eş Başkanlık sistemini bilfiil uyguladıkları, bu durumun şüpheli beyanları ile sabit olduğu, örgütün benimsediği sözde değer ailesi kavramına istinaden örgüte yakınlığı ile bilinen veya örgüt içerisinde faaliyet gösteren yakınları bulunan şahıslara belediyede işçi olarak alımlarda öncelik sağlamaya çalıştıkları, kayyum döneminde belediyede işine son verilen örgüt bağlantılı şahısları mahkeme kararını gerekçe göstererek yeniden işe aldıkları, şüphelilerin sosyal medya ve dijital materyaller üzerinde yapılan incelemelerde PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yaptıkları yönünde paylaşımlarının tespit edildiği, şüpheli Leyla BALKAN'ın PKK/KCK terör örgütünün kadın yapılanmasında etkin rol alan TJA bağlantısının tespit edildiği…,” iddiasıyla silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak suçlarından TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 7. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Van 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/413 esasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere, 08/02/2019 tarihinden itibaren davalı parti üyesi olup, Van-Muradiye Belediyesi (Eş) Başkanı olarak görevlendirilen Leyla Balkan’ın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma” suçlarından yargılamalarının bulunduğu, Leyla Balkan’ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
450. ABDURRAHMAN ÇAĞAN (Sıddık ve Kemaliye oğlu, 1955 doğumlu, T.C. Kimlik No: 22808433538); (HDP Erciş Belediyesi (Eş) Başkanı ve Belediye Meclis Üyesi)
Erciş Ağır Ceza Mahkemesinin 13/03/2017 tarih ve 2016/75 esas, 2017/32 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 12/10/2015 olduğu belirtilerek;
“…Suç tarihinde Erciş ilçesinde kendilerine “Erciş Halk Meclisi” adını veren grup tarafından 10/10/2015 tarihinde Ankara’da meydana gelen terör eylemini protesto etme adı altında açık alanda toplantı gerçekleştirildiği, bu toplantı sırasında “Özyönetim” adı altında daha önceden hazırlanmış olan basın açıklamasının sanık E. B. tarafından okunduğu, okunan basın açıklamasında; ''Biz demokratik öz yönetimle kendimizi geliştireceğiz. Köyümüzün, mahallemizin, kasabamızın, iradesi temellinde oluşan meclislerimizde vereceğimiz kararlarla kendimizi yöneteceğiz. Bize yönelik katliamlar geliştiren ve yönetim olarak adlandırılan devlet kurumlarını ve devletin güvenlik adı altında şiddeti meşrulaştırdığı polis gücünü istemiyoruz. Bizler toplum olarak güvenliğimizi kendimiz alacağız. Ve devlet kurumlarına muhtaç olmadan, devlet kurumlarının baskısına maruz kalmadan özgür bir toplum olarak yaşama iradesi, demokratik Öz yönetimleri gerçekleştirme temelinde yürüyeceğiz... Bu kentte bulunan devletin tüm kurumları bizim için meşruiyetini kaybetmiştir. Bu şekilde devletin hiçbir organıyla bizi yönetemeyecektir. Bundan sonra halk olarak öz yönetimi esas alarak Demokratik temeller yaşamını inşa edeceğiz. Bundan sonra da gerçekleşecek olan tüm saldırılar karşısında demokratik Öz savunmamızı gerçekleştireceğiz..” şeklinde açıklamada bulunulduğu,
Okunan basın açıklamasında, devlet otoritesinin ve kamu kurum ve kuruluşlarının tanınmayacağına dair açıklamalar yapıldığı, bu açıklamadan önce sanıkların topluluk halinde sözde ''devrim şehitleri'' adını verdikleri çatışmalarda ya da bireysel eylemlerde ölen PKK/KCK terör örgütü mensupları anısına saygı duruşunda bulundukları, ardından PKK/KCK terör örgütü mensuplarına atfen gerilla marşı adı verilen sözde marşı okudukları,...sanıkların Erciş ilçesinde Özerklik açıklaması yapmalarının amacının silahlı terör örgütü PKK/KCK’nın başka yerlerde ilan ettirmiş olduğu Özerklik ilanlarına destek vermek gayesiyle ve dolayısıyla bu terör örgütü adına yapılmış olduğunun anlaşıldığı, sanık Abdurrahman Çağan’ın HDP’den Erciş Belediyesi sözde eş başkanı ve belediye meclis üyesi olduğu, olay tarihinde hakkında milletvekili olması nedeniyle ayrı soruşturma yürütülen HDP Van milletvekili Tuğba Hezer ile birlikte Van’dan geldikleri, geldiklerinde önce HDP Erciş ilçe teşkilatına geldikleri, bazı sanıkların beyanlarına göre daha önceden parti kurullarında tartışılmış olan Özerklik ilanının olay günü son olarak HDP Erciş ilçe teşkilatında konuşulup tartışıldığı, dolayısıyla, yapılan özerklik açıklamasının adı geçen parti yöneticisi ve partide etkinliği olan sanıklar tarafından tartışılmış ve birtakım sanıkların beyanlarından anlaşıldığı üzere özerklik açıklamasının kararlaştırılmış olduğunun ve bu haliyle sanıkların ortak fikir ve eylem birliği yaparak “Özerklik-Öz Yönetim” açıklamasını yaptıklarının anlaşıldığı, kaldı ki, sanıkların ikametlerinde yapılan aramalar sırasında elde edilen dökümanlar incelendiğinde, sanıkların PKK/KCK terör örgütünün hedefleri doğrultusunda yayın yapan birkısım yayınları takip ettikleri ve bu terör örgütü liderine ait kitapları bulundurduklarının anlaşıldığı, bu hususların ise, sanıkların söz konusu örgüte sempatilerinin bulunduğunu ve dolayısıyla söz konusu “Özerklik-Öz Yönetim” açıklamasının bu örgüt adına yapılmış olduğu..." gerekçeleriyle Abdurrahman Çağan'ın terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve terör örgütü propagandası yapma suçlarını işlediği sabit görüldüğünden, eylemlerine uyan TCK’nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanununun 5, TCK’nın 220/6-son, 62/1. maddeleri gereğince 7 yıl 6 ay hapis, 3713 sayılı Kanunun 7/2-1, TCK’nın 62/1. maddeleri uyarınca, 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği,
Görüldüğü üzere suç tarihinde davalı Partinin Erciş Belediyesi (eş) Başkanı ve Belediye Meclis üyesi olan Abdurrahman Çağan'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, "silahlı terör örgütünün propagandasını yapma ve silahlı terör örgütü adına suç işleme" suçlarından mahkumiyetinin bulunduğu, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
451. MÜSLÜM ACAR (Reşat ve Fatma oğlu, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10758053920); (Kurucu, 12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 09/01/2019 tarih ve Soruşturma No: 2014/6207, Esas No: 2019/419, İddianame No: 2019/116 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 24/12/2013 ve sonrası olduğu belirtilerek;
"Şüpheli Müslüm Acar hakkında uygulanan teknik takip çerçevesinde suç unsuru görüşmeleri yaptığı, şüphelinin rojavaya destek adı altında yapılan ve terör örügütü propagandasına dönüşen eyleme katıldığının tespit edildiği, Facebook ve twitter hesabından yapılan paylaşımlara ilişkin görüntü içeriklerine göre; şüphelinin PKK/KCK terör örgütünün eylem ve faaliyetlerini benimseyerek geniş kitlelere yaymaya çalıştığı ve terör örgütüne hizmet eden paylaşımlarla terör örgütünün propagandasını yaptığı, bu suretle şüphelinin PKK/KCK terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren eylemlerini meşru gösterecek ve övgü oluşturacak zincirleme şekilde açıklamalar ve paylaşımlar yaparak terör örgütünün propagandasını yaptığı anlaşılmakla" 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/29 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
Görüldüğü üzere davalı Partinin kurucusu ve 12/06/2014 tarihinden itibaren üyesi olan Müslüm Acar'ın Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile evrensel hukuk kuralları gereği silahlı terör örgütü kabul edilen PKK/KCK kapsamında, “Silahlı terör örgütü propagandası yapma" suçundan yargılamasının bulunduğu, partide üst düzey görev alan Müslüm Acar'ın Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eyleminin niteliği dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
SİYASİ YASAKLILIK TALEP EDİLMEMEKLE BİRLİKTE ANAYASA’NIN 68/4. MADDESİ KAPSAMINDA KALAN EYLEMLER
Anayasa Mahkemesinin 11/12/2009 tarih ve 2007/1 esas, 2009/4 sayılı kararında terör örgütü yöneticisi olmak suçundan mahkum olan Nurettin Demirtaş'ın parti genel başkanlığı görevine seçilmesi ile ilgili olarak; “8.11.2007 tarihinde yapılan DTP'nin 2. Olağanüstü Büyük Kongresinde genel başkanlığa seçilen Nurettin Demirtaş'ın İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesinin 11.10.1995 gün ve 1993/134 esas, 1995/178 sayılı kararı ile terör örgütü yöneticisi olmak suçu nedeniyle 18 yıl 9 ay ağır hapis cezası ile cezalandırıldığı, söz konusu mahkûmiyetinin 5237 sayılı yasa yönünden İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.6.2005 tarihli kararıyla 5237 sayılı yasanın 314/1. maddesi gereğince 12 yıl 6 ay hapis cezasına indirilmesi sonucu 1.6.2005 tarihinde şartla tahliye edildiği anlaşılmıştır.
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 3. maddesine göre bu kişinin mahkum olduğu suç bir terör suçudur. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 11. maddesinde terör eyleminden mahkum olanların siyasi partilere üye olamayacakları ve üye kaydedilemeyecekleri açıkça belirtilmesine rağmen hakkında terör örgütü yöneticisi olmak suçundan mahkûmiyet kararı bulunan Nurettin Demirtaş'ın davalı DTP'nin 2. Olağanüstü Büyük Kongresinde genel başkanlığa seçilmesi, davalı Parti'nin terör örgütü ile bağlantısını ortaya koymaktadır.” şeklindeki gerekçeyle bu hususu partinin eylemlerin odağı olmasında hükme esas alındığı görülmüştür.
Bu bağlamda;
Aşağıda belirtilen davalı parti mensuplarının eylemlerinin partideki görevlere geliş tarihlerinden öncesine ilişkin olduğu anlaşılarak, haklarında Anayasa'nın 69. maddesi ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 95. maddesi uyarınca “davalı Partinin temelli kapatılmasına ilişkin kararın Resmi Gazete'de yayınlanmasından itibaren beş yıl süreyle bir başka siyasi partinin kurucusu, yöneticisi, deneticisi ve üyesi olamayacaklarına, siyasi partilerin bu kişileri hiçbir suretle seçimlerde aday gösteremeyeceklerine” yönelik yasaklılık talebinde bulunulmamış ise de adı geçen kişilere yüklenilen eylemlerin niteliği dikkate alındığında; bu kişilerin davalı partiye üye kaydedilmelerinin, davalı Partinin değişik kademe ve organlarında görevlendirilmelerinin ya da davalı parti adına seçimlere katılmalarının bir bütün halinde HDP’nin PKK/KCK silahlı terör örgütü ile bağlantısını ve bilinçli kadrolaşma hedefini açıkça ortaya koyduğunun değerlendirildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
452. BENGİ YILDIZ (Hikmet ve Fetiha kızı, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 49843831358); (HDP 24. Dönem (28/04/2014 - 07/06/2015) Batman Milletvekili - 12/06/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Siirt 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/03/2017 tarih ve 2016/89 esas, 2017/101 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 19/03/2011 olduğu belirtilerek;
“...Sanığın Siirt ilinde yapılan nevruz kutlamasına katılıp toplanan kalabalığa hitaben; " ... Selam zindandaki yoldaşlara, selam dağlardaki özgür arkadaşlara, selam Kürdistan halkanı nevruzunuz kutlu olsun .... Sevgili halkımız özgürlük hareketi ve mücadelemiz şimdi halkımızın önünde ve nevruz alanlarına 2011 seçimlerinde bir hedef koydu ... Türkiye Demokratik Özerklik modeliyle yönetilmelidir. Bunun Kürdistan'daki anlamı şudur. Demokratik Özerk Kürdistan istiyoruz diyoruz biz ... Belediye başkanımız aynı yirmi döndünce Newala (kasaplar deresi) kasabada biliyoruz bizim çocuklarımızın kemikleri var orada. Biz onlara sahip çıkmak için orada ağaçlar dikeceğiz, o Newala Kasabayı çiçeklerle, ağaçlarla süsleyeceğiz. Ayın 25'inde diyor selim başkan, halkımızla birlikte Newala Kasabayı çiçeklerle ve ağaçlarla donatacağız. Çocuklarımıza sahip çıkacağız. Bütün Siirt halkı bu alana davetlidir. Şimdiden sizi kutluyoruz. Nevruzunuz kutlu olsun.. " şeklinde konuşma yaptığı”... bu şekilde terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediği” belirtilerek açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda 6352 sayılı Yasanın Geçici 1. maddesinin b bendi gereğince kovuşturmanın ertelenmesine karar verildiği,
b) Mardin 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/01/2017 tarih ve 2016/35 esas, 2017/5 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 14/02/2010 olduğu belirtilerek;
“...Sanığın yasadışı PKK/KONGRA-GEL terör örgütünün KCK/TM yapılanması içerisinde faaliyet gösteren şahıslara yönelik operasyonlar nedeniyle gözaltına alınan BDP'li yöneticilere destek vermek ve PKK terör örgütü elebaşının yakalanışının yıl dönümünü protesto etmek maksadıyla suç tarihinde BDP Mardin İl teşkilatı organizesinde gerçekleştirilen basın açıklaması esnasında topluluğa hitaben yaptığı konuşmada sarf ettiği "...Türkiye tarihini, Kürtlerin tarihini, kürdistanın tarihini hiç bilmediğini de göstermiş oluyor, ...dersimde yüzbinleri kırdılar, Ağrı'da yüzbinleri kırdılar, kıyımdan geçirdiler, yargısız, hukuksuz bir şekilde infaz ettiler insanlarımızı, Kürtlerin iradesini kırabildiler mi, Kürtleri susturabildiler mi, susturamadılar. Darbelere geldik, 60-70-80 yüzbinlerce yoldaşımız Diyarbakır zindanlarında işkenceden geçirildi, insanlarımız idam edildi, insanlığın en karanlık sayfalarından biridir Diyarbakır zindanı, amed zindanı, aslında kürdistanın her tarafı zindandı, ...artık eski günler değildir, Kürde zulüm yaptığın, diğer Kürdün duymadığı dersimde, Ağrı'da, zilanda, şeyh Sait isyanında onbinleri öldürdüğün ama diğer Kürdün bunun farkında olmadığı dönemler bitmiştir artık" şeklinde konuşma yaptığı, bu nedenle halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında “6352 sayılı Yasanın Geçici 1. maddesinin b bendi gereğince kovuşturmanın ertelenmesine karar verildiği,
c) Siirt 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/03/2017 tarih ve 2016/89 esas, 2017/101 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 19/03/2011 olduğu belirtilerek;
“...Kurtalan ilçesi Eski sümer mahallesi işletme sahasında 7 kişilik düzenleme kurulu tarafından organize edilen nevruz etkinliklerine katılan bir kısım şahıslar tarafından "yaşasın başkan apo, öcalan" şeklinde slogan atıldığı, şüphelinin yasadışı hale dönüşen bu nevruz etkinliğine katılarak,
"...Kürtler çok önemli bir savaş yürüttüler .Bilindiği gibi Türkler Siirt'e gelmediler. Türkler Batman'a gelmediler, Türkler Urfa'ya gelmediler, buraları kurtarmadılar, Amed'i Türkler kurtarmadı, Bitlis'i kurtarmadılar, Hakkari ve diğer şehirleri Türkiye askeri gelmemiştir ve kurtarmamıştır… dediler ki Kürtler yoktur, Kürdistan yoktur, Kürtlerin dili yoktur. Kürtlerin tarihi yoktur. Şimdi direnen Ali Ulusun direnişi, Ağrı'nın direnişi, Seyit Rıza'nın direnişi, Şeyh Sait'in direnişi ve 28 direniş 28 başkaldırış, Kürtlerin varlığı için, Kürtlerin özgürlüğü için yapılmıştır. Son direnişte 30 yıldır özgürlük hareketi PKK ve halkımız bu devletin yaptıklarının peşindedir. Biz ne diyoruz. Özgürlük hareketi ne diyor, PKK ne diyor,? Dünya alem herkes bilsin, Halkımız zaten biliyor. Biz diyoruz ki bu devlet bize zülüm ediyor, bu devlet diktatördür, bu devlet bizi infaz ediyor, bu devlet biz başkaldırdığımızdan dolayı bizi öldürmüştür. Biz sürgün etmiştir.
...Şimdi 21.yüzyılda PKK diyor ki ben başka bir devlet istemiyorum, ama bu devletin de değişmesi lazım. Bu nevruz da 2011 seçiminde kürtler ne diyor? Bu devlet ceberruttur. Zalimdir, kendini değiştirmesi lazım
...Özgrülük hareketi ve partimiz diyorlar ki yeni bir şey kurmalıyız. Türkiye içinde demokratik özerklik, bizim deyişimizle demokratik özerk Kürdistan.
...Şimdi bu nevruzda ve 2011 seçiminde Kürdistan ve Kurtalan halkı Batman, Amed, Şırnak her taraf alanlarda, meydanlarda deyin ki biz demokratik özerklik yani demokratik özel Kürdistan istiyoruz.
....Şimdi bizim istediğimiz özgürlük hareketinin de BDP'nin söylediği nedir?
....30 yıldır PKK kürtler adına inkara ve imhaya hayır diyor, itiraz ediyor.
......siz bu nevruzlarda meydanlara çıktınız, özgürlüğe demokrasiye harekete bağlılığınızı, Sayın Öcalan'a bağlılığınızı işaret ettiniz, belirttiniz. Bunun için sizleri saygıyla sevgiyle selamlıyoruz. Taktir ediyoruz. Kutluyoruz. Yarın Batman'da, Diyarbakır'da ve diğer Kürdistan illerinde metropollerde, İstanbul’da yüzbinler alana çıkacak yüzbinler şunu oylayacak, bir demokratik cumhuriyet istiyoruz. Demokratik Anayasa istiyoruz. Kürtleri tanıyan 3 demokratik özerk kürdistan istiyoruz diyecekler .
....Şu dağlarda şu anda 20 tane gerilla şehit düşşe devletin televizyonunda gazetesinde 20 tane terörist etkisiz hale getirdik diyecekler. Bu şekilde geçiyor. Sevgili Şairimiz Ahmet Arif diyor ki Zilan'da, Ağrı'da 33 kurşunla insanlarımız öldürüldüğünde diyor ki Ankara'da 33 tavuk ölse gazeteler manşet yapar, radyolar bangır bangır bağırır, ama Kürdistan'da 33 tane vatandaşımız yaşamını yitirmiş ancak Ankara'nın her hangi bir gazetesinde tek bir satır yok. Bunlara ilişkin bizim hayatımız, bizim kayıplarımız halen bu devlet için bu kadar değer arz ediliyor." şeklinde konuşma yaptığı, bu konuşmalar sırasında şüphelinin yasadışı terör örgütü mensuplaırndan gerilla, şehit, PKK/KCK terör örgütünden özgürlük hareketi şeklinde bahsettiği, bu şekilde şüphelinin terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptığından 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında “6352 sayılı Yasanın Geçici 1. maddesinin b bendi gereğince kovuşturmanın ertelenmesine karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
453. ASİYE KOLÇAK (Sabri oğlu, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No:35497330408); (HDP 25. Dönem (07/06/2015-01/11/2015) Bursa Milletvekili, 22/06/2014-20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Üyesi, 18/09/2014–04/02/2019 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/10/2018 tarih ve 2015/262 esas, 2018/386 sayılı kararı ile;
“Sanık Asiye Kolçak'ın toplanan kitleye hitaben "Bugün sayın Öcalan muhatap olarak kabul ediliyor. Biz 30 yıldır dedik ki Kürt halkını yeniden küllerinden yaratan kişi sayın Öcalan'dır. Sayın Öcalan başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu'da ezilen tüm halkların lideridir. Şehitlerimize bir kere değil bin kere söz veriyorum ki onların bize bıraktığı bu bayrağı yerde bırakmayacağız, onların canını koyduğu yerden biz bu bayrağı dalgalandıracağız" şeklindeki söyleminde şiddeti, silahlı mücadeleyi araç olarak kullanan ve bunu yaparken ölen örgüt mensuplarından şehit olarak bahsettiği, onların yolundan gitmeyi yani silahlı mücadele, şiddet, tedhiş yöntemini övdüğü, özendirdiği, bu yolda yürümeye hedef kitleyi davet ettiği ” belirtilerek sanığın üzerine atılı örgüt propagandası suçunda 3713 sayılı Yasanın 7/2-1 cümlesi, TCK 62, 50/1-a, 52/2 maddeleri gereğince 6.000 TL. adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın henüz kesinleşmediği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
454. GÜLÇİN İSBERT (Mustafa ve Hacey kızı, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 32836654614); (22/06/2014 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi - 21/06/2014 - 23/10/2019 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/11/2011 tarih, 2009/218 esas, 2011/276 sayılı karar ile;
Suç tarihinin 2009 yılı olduğu belirtilmekle;
“Sanık Gülçin İsbert’in 16-18 Ocak 2009 tarihinde KCK/TM-DEK’in merkezi konferansına delege sıfatıyla katıldığı, diğer sanık M.B.’ın Ege Bölge sorumlusu seçilmesi için faaliyet yürüttüğü, 15.01.2009 tarihinde (Tape J-1 KL:3 Dz.417) H.U. ile, Hasan’ın “nerdesin şimdi”, Gülçin’in “ben Diyarbakır’a geldim, dedim hele nerdesin onun için”, 20.01.2009 tarihinde (Tape J-8 KL:3 Dz.406) Ş.G. ile Gülçin İspert’in “biliyorsun değil mi konferans sonuçlandı”, Şermin’in “ haberim var en azından Kuruş’dan haberim var diğerlerinden haberim yok da”, Gülçin’in “ şöyle Mustafa zor zar arkadaşlar tarafından önerildi, Mustafa net dursaydı bu adam belki çıkmazdı, Mustafa e yapı beni gösterirse ben aday olurum yarım ağzıyla konuşunca burada birileri başka anlattı tuttu, adam dedi ki bölge yürütmesine gelmem, ney milletin kafasını karıştırdı, yoksa Mustafa ile arasında 8 oy var sade Mustafa’nın suçu, sana bir şey söyleyeyim mi adam yapacağını yapıyor” şeklinde geçen görüşme ve diğer iletişim tespit tutanaklarından anlaşılmaktadır.
Sanık Gülçin İsbert’in KCK/TM-DEK kadın yapılanması DEKAP’ın içinde faaliyet yürüttüğü, 16.01.2009 tarihinde (Tape J-4 KL:3 Dz.413) diğer sanık E.A.A. arasında, Gülçin İsbert’in “ durum öyle”, E.A.A.’in “hı hı”, Gülçin’in “ bunlar da bu ara bir birleriyle savaşsın, sen haberdarsındır o durumdan, E.A.A.’in “bunlar bu durumda DEKAP’ın örgütlenmesinler diye”, Gülçin İsbert’in “kesinlikle benim kızların yanında yer aldım biliyorsun”, E.A.A.’in “ kızlar kızlar da çok çalışkanlar hakikaten”, Gülçin’in “biliyorum gittim ben Samsun’da da gördüm, raporlaşmalarda, çalışmalarda hemen her şeyde ben e-mail yazarım, bir kere onların böyle yanıt vermesi, kendini örgüte katması konusunda oldukça dediğim gibi yani” şeklinde geçen görüşmeden anlaşılmaktadır.
Sanık Gülçin İsbert’in terör örgütü tarafından Urfa ilinde düzenlenen 02.05.2009 tarihli alternatif 1 Mayıs etkinliklerine katılmıştır.
Sanık Gülçin İsbert’in delege sıfatıyla 16-18 Ocak 2009 tarihinde KCK/TM-DEK Diyarbakır ilinde düzenlenen merkezi konferansına katıldığı ve oy kullandığı, seçim sonrasında DEK’in kadın yapılanması olan DEKAP içerisinde aktif faaliyetlerine devam ettiği ve bu şekilde terör örgütü üyesi olduğu” gerekçesiyle TCK’nın 314/2, 62 ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri gereğince 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 13/03/2017 tarih, 2015/2092 esas, 2017/3689 sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
455. ARİFE ÇINAR (Abidin ve Zeynep kızı, 1973 doğumlu, T.C. Kimlik No: 37664094076); (22/06/2014 – 24/01/2016 – 20/05/2017 ve 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi - 22/03/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/07/2018 tarih, 2018/231 esas, 2018/140 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 2012 olduğu belirtilerek;
“ Şüpheli Arife Çınar’ın;
PKK/KCK terör örgütünün kadın yapılanması KJB (Koma Jine Bilend-Yüce Kadınlar Topluluğu)/ye bağlı hareket eden DÖKH(Demokratik Özgür Kadın Hareketi) içerisinde faaliyet gösteren kadınların örgütsel ideolojisini ve duruşunu sağlamlaştırmak, örgüte olan bağlılığı arttırmak amacıyla düzenlenen eğitime katıldığı,
Terör örgütüne kadro temini amacıyla örgütün İdeolojik alan Merkezine bağlı bir Siyasi partinin perdesi altında kurulan Siyaset akademisinde eğitime katılacak şahısları belirlediği,
Örgüt yönetimi tarafından başlatılan ve yine Örgüt Lideri Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet ÖCALAN’ın İmralı ziyareti sonrası yaptığı açıklama ile sona eren AÇLIK GREVİ adı altındaki bir çok eylemi organize ettiği ve PKK/KCK terör örgütü içerisinde örgütsel toplantılar organize edip ve katıldığı,
...KCK/PKK terör örgütünün KCK/TM yapılanması İdeolojik Alan Merkezi içerisinde yer alan ve İstanbul Kent Meclisi başta olmak üzere terör örgütünün diğer kollarına üst düzey yönetici yetiştirmek maksadı ile siyasi alandaki faaliyetlerinin artırılması, örgütün ideolojisine ve amaçlarına paralel siyasetin canlandırılması, örgütsel ideoloji çerçevesinde yetiştirilen kadroların dalgalar halinde topluma yayılması ve böylece yeni bir toplum inşa edilmesi amacıyla bizzat teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda BDP bünyesinde oluşturulan Siyaset Akademileri adı altında örgütsel eğitim merkezlerinde düzenlenen eğitim programlarına gidecek şahısları organize ettiği,
PKK/KCK terör örgütünün Suriye ülkesi toprakları faaliyet yürütüğü ROJAVA olarak adlandırılan bu bölgedeki terör örgütü mensuplarına destek olmak amacıyla örgüte müzahir oluşumlar-kurumlarca destek mitingleri düzenlendiği, şüphelinin de rojavada faaliyet yürüten örgüt mensuplarıyla miting için telefon aracılığıyla görüşme yaptığı,
Şüphelinin özetle, PKK/KCK terör örgütünün kadın yapılanması olan DÖKH (Demokratik Özgür Kadın Hareketi) kapsamında faaliyetlerde bulunan şüphelilerle ilgili başlatılan soruşturma ile ilgili olarak; önceki tarihlerde PKK'ya yönelik yapılan operasyonlarda ele geçen örgütsel dökümanlarda isminin geçtiği, şüphelinin örgütün düzenlemiş olduğu faaliyetlere katıldığına dair ifade ve teşhislerin yer aldığı, şüphelinin DÖKH adına düzenlenen toplantılara fiilen katıldığı yönünde HTS tespit raporunun yer aldığı, örgüt tarafından düzenlenen eylemlere katıldığına dair birçok tespit yapıldığı , şüphelinin açıklandığı üzere yukarıdaki eylemleri gerçekleştirerek silahlı terör örgütü olan PKK/KCK'nın hiyerarşik yapısı içinde örgüt üyesi konumunda olduğu” iddiasıyla TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının aynı mahkemenin 2018/202 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve yargılamanın halen derdest olduğu,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
456. YÜKSEL MUTLU (Haydar oğlu, 1957 doğumlu, T.C. Kimlik No: 12421030160); (11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Üyesi, Akdeniz Belediyesi (Eş Başkanı), 25/01/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/06/2017 tarih ve 2016/224 esas, 2017/120 sayılı kararı ile;
“PKK/KCK terör örgütü mensubu Leyla Şaylemez'in Fransa’nın başkenti Paris’te öldürülmesinin yıl dönümü bahanesiyle, 1300 kişilik grup toplanarak bölücü terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalanposteri açarak ve "biji serok Apo" şeklinde sloganlar atarak yürüyüşe geçerek Güneykent mezarlığına intikal ettikleri,
Burada grup içerisinde bulunan bazı şahıslar tarafından konuşmalar yapıldığı, akabinde PKK/KCK terör örgütünün Serxoşer Marşı'nın söylendiği, burada bulunan ses yayın cihazları ile sözde anma etkinliği düzenlenerek saat:20.30 sıralarında grubun dağıldığı,
Sanıklar Yüksel Mutlu, Hatice Kocaman(Seviptekin) ile Çilem Küçükkeleş'in de 26.07.2015 tarihinde düzenlenen PKK/KCK terör örgütünün propagandasına dönüşen bu yürüyüşe katılarak üzerinde terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalanve Fransa'nın başkenti Paris'te öldürülen terör örgütü mensuplarının resimlerinin bulunduğu "Güneşin yörüngesindeki kadınlar ölümsüzdür, katilleri bulacağız, hesabını soracağız" şeklindeki pankartı herkesin görebileceği şekilde açıp tutarak terör örgütü propagandasını yaptıkları” gerekçesiyle;
3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7/2., TCK 62/1 maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın 24.07.2017 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
457. GÜLTEKİN KOÇDEMİR (Selahattin ve Fevziye oğlu, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 59593320668); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Üyesi, 20/02/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/211 esas, 2019/76 sayılı kararı ile;
“…Sanık Gültekin KOÇDEMİR'in facebook profilinden farklı tarihlerde; terör örgütünün şiddet eylemleri gösteren, PKK Terör Örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını ısrarlı olarak facebook profilinden farklı tarihlerde paylaşıp, bu yöndeki iradesini açıkça ortaya koyduğu” belirtilerek sanık Gültekin Koçdemir'in terör örgütünün propagandasını yapma suçundan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 7/2, 7/2-2. cümlesi, TCK'nın 43/1., 62/1 maddeleri uyarınca 1 yıl 21 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın henüz kesinleşmediği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
458. AHMET SAYMADİ (İrfan ve Müşerref oğlu, 1978 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10931113694); (23/02/2020 Tarihli Kongrede Parti Meclisi Üyesi, 21/02/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İzmir 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/07/2019 tarih ve 2019/80 esas, 2019/170 sayılı kararı ile;
“PKK/KCK/YPG terör örgütü mensupları ile güvenlik güçleri arasında fiili çatışmaların yaşandığı ve Afrin operasyonlarının devam ettiği dönem ve takip eden tarihlerde sanığın facebook profilinden;
20/01/2018 tarihli Afrin savaşına hayır, başlıklı altında, Türkiye karadan ve havadan kürt şehri Afrin'e saldırıyor. Sivillerin hayatı tehlikede, yazılı fotoğrafı,
13/11/2015 tarihli, "çok şükür çok şükür zafer: kürt birlikteleri bütün kollardan Şengal'e girdi." yazılı PKK/KCK/YPG terör örgütünün sözde bayrağının bulunduğu fotoğrafı,
09/11/2015 tarihli " PKK/KCK/YPG sözde örgüt bayrağının ve silahlı örgüt mensuplarının bulunduğu resmin altında "YPG: Türkiye mevzilerimize saldırmaya devam ediyor." içerikli yazıyı,
27/12/2015 tarihli "Cemil Bayık: savaşın daha da yükseleceğini savaşın henüz başında olduğumuzu söylemiş. Bayık:Yakında bir devrimci direniş cephesi ilan edeceğiz" yazısını,
14/10/2017 tarihli içeriğinde PKK/KCK/YPG/YPJ terör örgütünün sözde bayraklarına ve silahlı örgüt mensuplarına yer verilen videoyu,
Paylaştığı, PKK/KCK/YPG/YPJ terör örgütünün eylem ve faaliyetlerini haklı göstermeye çalışarak kamuoyu oluşturmaya ve daha fazla kitleyi etkilemeye çalıştığı,
Bu haliyle terör örgütü propagandası suçunu işlediği,
Örgütün bu şekilde sosyal medya üzerinden propaganda yöntemiyle kırsal alan ve çatışma bölgelerine eleman temin etme amacı güttüğünün bilinen bir gerçek olduğu, sanığın sosyal paylaşım sitelerinde suç içerikli yukarıda belirtilen paylaşımlarının PKK/KCK- PYD/YPG terör örgütünü övme, meşru gösterme ya da eylemlerine başvurmayı teşvik etme mahiyetinde olduğu” belirtilerek;
Sanık Ahmet SAYMADİ'nin üzerine atılı terör örgütü propagandası yapmak suçundan eylemine uyan 3713 Sayılı Kanunun 7/2-1.cümle, 3713 Sayılı Kanunun 7/2-2.cümle, TCK.nun 43/1 ve 62/1 maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın 10/09/2019 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
459. ALİ ASLAN (Ahmet ve Sılti oğlu, T.C. Kimlik No: 33839083210); (11/02/2018 Tarihli Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi – 06/08/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/05/2015 tarih ve 2014/275 Esas 2015/256 Karar sayılı kararı ile;
Sanığın, PKK/ KCK terör örgütü bünyesinde faaliyet gösteren Mardin Kent Meclisi yapılanması içinde aktif olarak yer aldığı, sanığın silahlı terör örgütü PKK/ KCK' nın şehir yapılanması olarak adlandırılan kent meclisi içerisinde Mardin Kent Meclisi yürütmesinde görev aldığı ve faaliyet yürüttüğü, böylelikle terör örgütünün hiyerarşik yapılanması içerisinde yer aldığı anlaşılmakla üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu işlediği” belirtilerek TCK.nın 314/2 ve 3713 sayılı Yasanın 3, 5. maddeleri gereğince 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın 16. Ceza Dairesinin 15.10.2019 tarihli kararı ile kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
460. ÇİÇEK ARIÇ (Mirzali ve Emine kızı, 1962 doğumlu, T.C. Kimlik No: 18316599552); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 21/09/2014 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2011/1903, Esas No: 2012/159 ve İddianame No: 2012/123 sayılı iddianamesiyle, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan açılan kamu davasının İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/134 esasında derdest olduğu,
Çiçek Arıç’ın adli sicil kaydı incelendiğinde:
a) İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/07/2013 tarih 2013/102 esas, 2013/162 sayılı kararıyla, terör örgütü propagandası yapmak suçundan açılan kamu davasında “kovuşturmanın ertelenmesine” karar verildiği,
b) İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/07/2012 tarih 2012/89 esas, 2012/175 sayılı kararıyla, terör örgütü propagandası yapmak suçundan açılan kamu davasında “kovuşturmanın ertelenmesine” karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
461. FATMA DOĞAN (Mahmut ve Emine Kızı, 1976 Doğumlu, T.C. Kimlik No: 69583094790); (11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, 05/02/2018 – 06/02/2019 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/11/2019 tarih ve 2018/388 esas, 2019/467 sayılı sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 20/12/2016 olduğu belirtilerek,
“Sanığın farklı tarihlerde düzenlenen birden çok etkinliğe katıldığı, bu gösterilerde PKK Terör Örgütüne ait sözde bayrakların açıldığı ve bu terör örgütünün elebaşı olan Abdullah Öcalan’ın posterlerinin bulunduğu ve yüzleri kapalı şahıslarca bu posterlerin taşındığı, terörist başı Abdullah Öcalanüzerinde uygulanan sözde tecrit, Kürt halkına karşı fiziki, siyasal ve kültürel soykırım politikalarına karşı ülke genelinde cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerine destek amaçlı dönüşümlü olarak katılımı sağlamaya çalıştığı ve sanığın da katıldığı;
Bingöl Genç İlçesi Akdağ kırsalına düzenlenen operasyonlarda etkisiz hale getirilen PKK/KCK terör örgütü mensubu Axin Jiyan (K) E. O isimli teröristin taziyesi katıldığı, taziye çadırının içerisinde PKK/KCK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın resminin ve ölen terör örgütü üyesinin kırsal alanda terörist kıyafetleri ile sözde terör örgütünün bayrağı önünde çekildiği, resminin asılı bulunduğu, resmin sağ tarafından terör örgütünün silahlı kanadı olan HPG yapılanmasının sözde bayrağının asılı olduğu,
Sanık Fatma DOĞAN 05.01.2014 Günü yapılan PKK/KCK terör örgütü mensubu 3 kadının öldürülmesi olayını protesto etmek için toplanan grup içinde yer aldığı, grup içinden “DİLE AXE SARE NEKIN KUVA DİÇİN (TOPRAĞIN YÜREĞİ SOĞUK YAPMAYIN NEREYE GİDİYORSUNUZ) “ ve “JIN JİYAN AZADİ SAKİNE, LEYLA, FİDAN SİZLERİ UNUTMAYACAĞIZ” yazlı pankart açıldığı, yaklaşık 600 kişilik grup yürüyüşe geçtiği yürüyüş esnasında grup tarafından “Katliamı Unutmadık Unutturmayacağız, Yolunuz Yolumuz Sözümüz Sözümüzdür” şeklinde dövizler açıldığı, “Biji Serok Apo, Şehit Namırın, Jin Jiyan Azadi, Dişe Diş Kana Kan Seninleyiz Öcalan, Disa Disa Serhildan Seninleyiz Öcalan”, şeklinde sloganlar atıldığı,.
…Bu suretle sanık Fatma DOĞAN'ın PKK/KCK silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde yer almak suretiyle 5237 sayılı TCK'nın 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 fıkrasında düzenlenen Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçunu işlediği sabit görülmüştür.
…Sanık Fatma DOĞAN'ın belirtilen etkinliklere örgüt faaliyetleri çerçevesinde katıldığı, DTK kapsamında örgütsel faaliyetlerde bulunduğu, sabit olan eylemlerin örgütsel faaliyet kapsamında yapıldığı, sanığın etkinliklere örgütün amaçları doğrultusunda katıldığı, silahlı terör örgütü PKK/KCK'nın uzun yıllardan beri ülkemizdeki faaliyetlerinin cebir ve şiddete dayalı olduğu, örgütün barışçıl herhangi bir eyleminin ve söyleminin bulunmadığı, örgütün nihai amacının Devletin Birliğini ve Bütünlüğünü Bozmak olduğu ve nihai amacına ulaşmak için silahlı terör örgütü PKK/KCK'nın yıllardır ülkemizde cebir ve şiddete başvurduğu, sanığın PKK/KCK'nın amaçları doğrultusunda, örgütün hiyerarşisi içerisinde hareket ettiği” gerekçesiyle, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK'nın 314/2, 62, 3713 sayılı Yasanın 5/1 maddeleri gereğince 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
462. MUZAFFER TUNÇ (Abdulrezak ve Şahide oğlu, 1988 doğumlu, T.C. Kimlik No: 19108849640); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi, 10/07/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Van 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/02/2021 tarih ve 2017/208 esas, 2021/38 sayılı kararı ile ;
Suç tarihinin 15/09/2015 olduğu belirtilerek,
“…Sanık savunması, dosya kapsamında bulunan Tape kayıtları, iletişim tespit tutanakları, ihbar neticesinde Batman ilinde yapılan 34 BL 9759 plaka sayılı araçta yapılan arama sonucu tanzim edilen arama ve el koyma tutanağı, yapılan aramada ele geçirilen deliller, sanığın üzerinde yapılan arama sonucu ele geçirilen deliller, 21 SC 015 plaka sayılı, sanığın sürücülüğünü yaptığı araçta yapılan arama, bu araç ile sanık Muzaffer'in örgüt mensupları Şerife Oruç ve Emrullah Oruç ile birlikte Batman İline geldiğinde güvenlik güçlerinin dur ihtarına uymayarak kaçması ve yapılan takip sonucu yakalanması, Batman İl Emniyet Müdürlüğüne yapılan ihbar, aşamalarda alınan ifadeler, gizli tanık beyanı, adli sicil ve nüfus kayıtları ile tüm dosya kapsamından; Sanık Muzaffer Tunç'un PKK/KCK terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, sıkı bir disiplinle örgütün amaçları doğrultusunda hareket ettiği, bu kapsamda örgütün silahlı kanadı HPG'ye (Hazen Parastina Gel) ait mühür kullanılarak hazırlanan ve özellikle iş adamlarından sözde vergi adı altında para temin etmek için hazırlanan pusulaların dağıtımını yaptığı, yine Diyarbakır İli Silvan İlçesi Köy ve mahallerinde yaşayan vatandaşlara zarf bırakmak suretiyle PKK/KCK terör örgütü adına para topladığı ve örgüte mali kaynak oluşturduğu, tape kayıtları incelendiğinde bu durumdan buğday, un ve zarf şeklinde bahsettiği, PKK/KCK terör örgütünün propagandasına dönüşen PKK/KCK terör örgütü mensuplarına ait cenazelere katılımı arttırmak ve terör örgütüne halk desteği sağlamak için faaliyetlerde bulunduğu, diğer örgüt mensupları ile birlikte hareket ettiği, örgüt mensuplarının yurt içindeki yer değiştirmelerinde yardımcı olduğu anlaşılmakla ; Sanığın PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü içerisinde faaliyet yürüttüğü, bu nenle örgüt mensupları ile organik bağ içinde bulunduğu, bu haliyle sanığın eylemlerinin süreklilik ve çeşitlik ihtiva ettiği, her an yardıma hazır olduğu, sanık ile örgüt arasında organik bağın kurulduğu” gerekçesiyle PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK’nın 314/2, 62, 3713 sayılı Yasanın 5/1 maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
463. ABDURRAHMAN DOĞAR (Ahmet ve Kamile oğlu, 1962 doğumlu, T.C. Kimlik No: 31735766176); (19/01/2016 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi)
Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/04/2016 tarih ve 2015/313 esas, 2016/311 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 24/07/2013 olduğu belirtilerek;
"24/07/2013 günü Cevdet Paşa Mahallesi Erek meydanında düzenlenen konserde, Van Belediye Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Abdurrahman DOĞAR'ın,"Bu mübarek Ramazan günü inanıyorum ki barışa dünya barışına Kürt ve Kürdistan'ın barışına doğunun barışına vesile olsun. Evet değerli halkımız 5-6 aydır sayın Öcalanateşkes ilan etmiş ve Kürdistan topraklarında kan akmıyor. Bu meselenin çözümü Kürt ve Kürdistan'ın çözümü için adım atmıştır. 6 aydır şehit cenazesi gelmiyor asker cenazesi gelmiyor. Lider rehber Apo Türk devletinin esaretinde 15 yıldır eşitlik birliktelik için zindanda direniyor. Ama AKP hükümeti bunu kendi için fırsat çeviriyor. Yine kirli oyunlar içindedir. Haklarımıza engel olmaya çalışıyor. Yeni karakol ve barajlar yapılorlar. Ama KCK tutukluları hala zindanlarda bırakmıyorlar.Gerilla şuan geri çekiliyor ateşkes ilan etmiş, şimdi yük artık bizim omuzlarımızda sizin omuzlarınızda... Eylemlerimizi yükseltmemiz lazım ve her eylemimiz böyle büyük ve coşkulu olsun ki amacımıza ulaşalım. Biz ne istiyoruz davamız nedir Kürtler barış elini uzatmış ve tüm dünya bilsin ki Kürtlerin davası dört parçada özgürlük ve haklarıdır... her alanda eylemlerimiz devam etmeli direniş olmazsa özgürlük gelmez" şeklinde PKK/KCK terör örgütünü ve elebaşı Abdullah Öcalan'ı övücü, yüceltici ve meşru gösteren kelimeler kullandığı"gerekçesiyle silahlı terör örgütü propagandası yapma suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 62/1, 50/1-a. maddeleri gereğince 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
464. AHMET ADAY (Ömer ve Halime oğlu, 1955 doğumlu, T.C. Kimlik No: 19472849284); (09/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Merkez Disiplin Kurulu Yedek Üyesi)
a) Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/02/2019 tarih ve 2017/164 esas, 2019/67 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 04/04/2013 olduğu belirtilerek;
" ... TUHAD-FED (Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu) tertip komitesinde isimleri bulunan sanıklar Z. T. ve M. T.tarafından 3-4 Nisan 2013 tarihlerinde organize edilen, Halfeti İlçe merkezinde PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın sözde doğum günü etkinliğine sanıklar ... Ahmet Aday’ın da katıldığı, söz konusu etkinlikte PKK ve sözde elebaşısı lehine "BİJİ SEROK APO (YAŞASIN BAŞKAN APO), BE SEROK JİYAN NABE (BAŞKANSIZ YAŞAM OLMAZ)" şeklinde sloganlar atıldığı, bu mahiyette şarkılar söylendiği, örgüt elebaşının posterlerinin ve sözde konfedaralizm bayraklarının açıldığı, etkinliğin PKK terör örgütünün propagandasına dönüştürüldüğü, 40 çadırın kurulduğu alanda kurulan platformun üst kısmında sarı zemin üzerine, siyah yazı ile "DEMOKRATİK ÇÖZÜM, ÖNDER APO'YA ÖZGÜRLÜK" sağ tarafına, "MAHSUN KORKMAZ" sol tarafına "SAKİNE CANSIZ" posterlerinin asıldığı, alanın değişik yerlerine "ÖCALAN'A ÖZGÜRLÜK CEZAEVLERİ BOŞALTILSIN TÜM HALKLAR EL ELE(TUHAD-FED), GÜNEŞİN ETRAFINDA ATEŞ ÇEMBERİYİZ, GÜNEŞİMİZİN DOĞUŞUNU SELAMLIYORUZ, GÜNEŞİMİZİN DOĞUŞU ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜN TEMİNATIDIR, Jİ ÖCALAN RE AZADİ Jİ KÜRDİSTANE RE STATÜ(ÖCALAN'ÖZGÜRLÜK KÜRTLERE STATÜ), DEMOKRATİK ÇÖZÜM ÖNDER APOYA ÖZGÜRLÜK, DEMOKRATİK KURTULUŞ ÖZGÜR YAŞAM, MEYA-DER MEZOPOTAMYA YAKINLARINI KAYBEDENLERLE YARDIMLAŞMA DAYANIŞMA VE KÜLTÜR DERNEĞİ" şeklinde pankartlar asıldığı, etkinliğin düzenleneceği alanın çevresinde bulunan binalara, sarı, yeşil, kırmızı renkte bez parçaları ile Abdullah Öcalan posterlerinin asıldığı, platforma kurulan ses sistemleri ile etkinliğin başından sonuna kadar Gerilla marşı ve örgütsel içerikli şarkı ile marşların yayınının yapıldığı, bu suretle etkinliğin yasa dışı hale geldiği dikkate alınarak sanıkların 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 28/1 fıkrasında düzenlenen Yasaklara Aykırı Hareket Etmek suçunu işledikleri sabit görülmüştür" şeklindeki gerekçeyle sanık Ahmet Aday'ın 2911 sayılı Kanunun 28/1. maddesi gereğince 1 yıl6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/149257 sayılı soruşturması ile;
"PKK/KCK silahlı terör örgütünün aldığı kararlar ve bu doğrultuda örgüte müzahir yayınlardan sözde demokratik özerklik/özyönetim ilanlarının ve akabinde hendek, barikat, bombalama, tuzaklama faaliyetlerinin terör örgütünün sözde birleşik bağımsız Kürdistan hedefinin birinci aşaması olan Demokratik Özerklik stratejisi olduğu ve bu amaca hizmet eden faaliyetler olduğu, bu bağlamda 11/11/2015 günü Diyarbakır Silvan ilçesinde terör örgütünün silahlı ve bombalı saldırılarını bertaraf etmek amacıyla güvenlik güçlerinin gerçekleştirdiği operasyonları protesto etmek amacıyla AKA-DER Halklar faaliyeti organizesinde "Suskunluğun Savaşı Besler Halkların Ortak MücadelesiniBüyüt Silvan'a Ses Ver-AKA-DER" imzalı pankart eşliğinde basın açıklaması yapıldığı, açıklama sırasında "HDP, ESP, DEV-LİS..." flamaları açıldığı, "Biji Serok Apo, …, Birleşik Halklar Topuluklarını Ezdirmeyeceğiz" şeklinde sloganlar atıldığı, şüpheli Ahmet Aday'ın da bu etkinliğe katıldığının tespit edildiği" belirtilerek sanık hakkında Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan soruşturma yürütülmekte olduğu,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
465. KADRİYE ÖZGÜÇ (Abdullah ve Meryem kızı, 1985 doğumlu, T.C. Kimlik No: 20311778504); (21/08/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi)
a) İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/06/2009 tarih ve 2007/354 esas ve 2009/158 sayılı kararı ile;
"...sanıklar S.S. ve KADRİYE ÖZGÜÇ'ün PKK/KONGRA-GEL terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın Kenya'da yakalanarak ülkemize getirilişini protesto etmek amacıyla olayın yıl dönümü olan 15.02.2007 tarihinde Sultanbeyli ilçesi, Yavuz Selim Mahallesi, Antalya Caddesi üzerinde 93520 numaralı 131 sefer sayılı İETT otobüsüne yanlarında getirdikleri molotof kokteylerini attıkları, sanık KADRİYE ÖZGÜÇ'ün eylemi yapan grubu yönlendirdiği, saldırı sonucunda aracın içinde patlayan molotof kokteyleri ve taşlar sebebiyle İETT otobüsünün camlarının kırıldığı, 22.01.2006 tarihinde 50 kişilik bir grubun Sarıgazi Beldesinde PKK/KONGRA-GEL terör örgütü lehine slogan attıkları, yasadışı gösterinin basın açıklaması sonucunda sona erdiği ancak gruptan ayrılan 2'si bayan 6 kişinin yakında bulunan İETT otobüsüne saldırdıkları, KADRİYE ÖZGÜÇ'ün bu 6 kişilik grup içerisinde yer aldığı ve grubu yönlendirdiği, belirtilen deliller ve kabul edilen eylemlerle, sanığın değişik tarihlerde birden fazla olmak üzere PKK/KONGRA-GEL adlı silahlı terör örgütü tarafından düzenlenen yasadışı gösterilere katıldığı, örgütün propagandasını yaptığı ve örgüt adına patlayıcı ve yakıcı maddeler kullanarak kamu malına zarar vermek suçların işlediği anlaşıldığından, sanığın eylem ve faaliyetlerindeki süreklilikve yoğunluğuna göre PKK/KONGRA-GEL adlı silahlı terör örgütü üyesi olduğu kabul edilerek 5237 sayılı TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri gereğince 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 10/05/2011 tarih ve 2009/20632 esas, 2010/2811 sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği,
b) Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/4707 sayılı soruşturması ile;
"Şüphelinin PKK/KCK terör örgütü adına yurt içinde faaliyet yürüten örgüt yanlısı oluşumların koordinesini sağlamak, örgüt kararları doğrultusunda gerçekleştirilmesi planlanan her türlü eylemi organize etmek için kurulan KCK/TM (Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye Masası) yapılanması tarafından yürütülen faaliyetlerin Diyarbakır ilindenkoordine edildiği, bu yapılanma içinde faaliyet yürüttükleri yönünde bilgiler elde edilen şahıslar hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 2019/5079 sayılı soruşturma kapsamında yapılan operasyonda yakalanarak gözaltına alındığı, TJA-Tevgera Jine Azadi/Özgür Kadın Hareketi içerisinde faaliyet yürütüğünün değerlendirildiği, 12.09.2018 tarihinde "Firar" adlı tanığın Diyarbakır TEM'de C. Savcısına verdiği ifadesi ve yapmış olduğu fotoğraf teşhisinde "Ben bu örgüt mensubunu Kader olarak biliyorum... KCK yapılanmasında Toplumsal Alan Koordinasyonunda kadro olarak faaliyet yürütür. Bu kapsamdaki diğer örgüt mensuplarıyla toplantılara katılır. Kadın yapılanması içinde bu toplantılarda alınan kararlar doğrultusunda TJA içerisinde faaliyet yürüten diğer örgüt mensuplarına aktarır. TJA'nın yaptığı eylem ve etkinliklerden sorumludur ve faaliyetlerinden dolayı bir üst yöneticiye rapor sunar. Bağlar ve Kayapınar ilçelerinde TJA içerisinde faaliyet yürüten örgüt mensuplarından sorumludur. - TJA içerisinde bulunan şahıslara örgütsel ideolojik eğitimler verir ve eğitimlerin düzenlenmesini sağlar" şeklinde beyanda bulunduğu,
PKK/KCK terör örgütünden kaçarak teslim olan Ö. A. isimli şahsın 9.3.2017'de alınan ifadesinde"...Bu kişiyi Kader olarak bilirim. Benim örgüte katılmamı sağlayan kişiydi. Kendisini DBP Kızıltepe ilçe binasında tanımıştım. 7.6.2016 günü beni tanımadığım bir şahsa teslim ederek örgüte göndermiştir" şeklinde beyanda bulunduğu,
Şüphelinin PKK/KCK içerisinde bir dönem silahlı eylem ve faaliyetlerde bulunan kardeşi İhsan Özgüç'ten dolayı terör örgütü içerisinde "değer ailesi" olarak görüldüğü, bu bağlamda TJA içerisinde kendisine görevler verildiği, yine şüphelinin 22.11.2016'da KHK ile kapatılan Özgür Kadın Kongresi Derneği-KJA isimli derneğe üye olduğunun anlaşıldığı" belirtilerek Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan soruşturma yürütülmekte olduğu,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
466. SEMRA GÜNEŞ (Nedim ve Türkan Kızı, 1985 doğumlu, T.C. Kimlik No: 52864728484); (08/02/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi)
Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 25/12/2019 tarih ve Soruşturma No: 2016/17040, Esas No: 2019/6545, İddianame No: 2019/4479 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 19/10/2016 olduğu belirtilerek;
"HDP Batman İl Örgütü" isimli Facebook sayfası tarafından 18.05.2016 günü saat 15.01 sırlarında “HDP EŞ GEN BAŞKANI SAYIN SELAHATTİN DEMİRTAŞ VE DBP, HDK. DTK EŞ GENEL BAŞKANİLARI 22 MAYIS HAZAR GÜNÜ SAAT 17:00’DE BATMAN HDP İL BİNASI ÖNÜNDE HALKLA BULUŞACAK. BÜYÜK BULUŞMAYA TÜM BATMAN HALKI DAVETLİDİR.'şeklinde paylaşımın yapıldığı,
22.05.2016 günü saat 16.43 sıralanırda HDP Batman İl Binası önünde toplanan grup PKK/KCK terör örgütü elebaşısı lehine slogan atıldığı…Saat 17.10 sıralarında HDP Batman İl Başkanlığı önünde aralarında HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Demokratik Toplum Kongresi Üyesi Hatip Dicle ve Leyla Güven, HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, BDP Muş eski Milletvekili Demir Çelik, HDP Batman Milletvekilleri Ayşe Acar Başaran, Saadet BECERİKLİ ve Mehmet Ali Aslan’ın da bulunduğu yaklaşık 500 kişilik grup HDP Batman İl Binası önünde toplandığı, toplanan gruba ve basın mensuplarına hitaben sırasıyla; HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, BDP Muş eski Milletvekili Demir Çelik ve HDP Eş Genel Başkanı Figen YÜKSEKDAG tarafından konuşmalar yapıldığı, yapılan konuşmalar sonrası grubun dağılmaya başladığı esnada görev alan güvenlik güçlerine ve TOMA araçlarına yönelik taşlama yapıldığı,
Basın açıklaması ve kanuna aykırı etkinlik esnasında grup tarafından “BİJİ SEROK APO (YAŞASIN BAŞKAN APO ), BE SEROK JİYAN NABE ( ÖNDERSİZ YAŞAM OLMAZ), KÜRDİSTAN FAŞİZME MEZAR OLACAK, BİJİ BERX WED AN E YPG (YAŞABSIN YPG DİRENİŞİ), GERİLLA GENRİLLA, DİŞE DİŞ KANA KAN SENİNLEYİZ ÖCALAN, BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ, BİJİ BERXWEDANE MECLİSE (YAŞASIN MECLİS DİRENİŞİ), ŞKI1İD NAMİRİN" (ŞEHİD ÖLMEZ), KÜRDİSTAN FAŞİZME MEZAR OLACAK"’ şeklinde sloganlar atıldığı, meydana gelen olaylara ilişkin Batman İl Emniyet Müdürlüğünce düzenlenen görüntü inceleme ve tespit tutanağı incelendiğinde, Semra Güneş'in de söz konusu toplantılara katıldığının tespit edildiği" belirtilerek sanık hakkında Kanuna Aykırı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Düzenleme Yönetme Bunların Hareketlerine Katılma suçundan açılan davanın Batman 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/34 esas sayılı dosyası ile derdest olduğu,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
467. SERDAR BATUR (Feysel ve Yıldız oğlu, 1976 doğumlu, T.C. Kimlik No: 31426746104); (02/11/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi, HDP Siirt İl Başkanı)
a)Siirt 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/03/2016 tarih ve 2015/588 esas, 2016/128 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 15/02/2015 olduğu belirtilerek;
"15/02/2015 tarihinde HDP ile DBP İl Teşkilatı organizasyonunda Kenya'da 15 Şubat 1999 tarihinde yakalanarak Türkiye'yegetirilen Abdullah Öcalan'ın yakalanmasını protesto etmek amacıyla, Mithat Öktüren Caddesi üzerinde bulunan HDP ve DBP il binası önünde yaklaşık 2500 kişilik bir grup toplandığı, grup içerisinde bulunanların terör örgütü PKK mensubu olup, "15 Şubat Komplosunu Özgür Önderlikle Aydınlatacağız" şeklinde DBP il örgütü imzalı pankart açtıkları, grup içerisinde de "Gençlik Aponun Fedaisidir, Biji Serok Apo, Siirt Ovası Apocular Ovası, Baskılar Bizi Yıldıramaz" şeklinde pankartlarda açıldığı, ayrıca çok sayıda PKK terör örgütünü simgeleyen bez parçaları açıldığı, grubun Mithat Öktüren caddesi üzerinden Kapalı Cezaevi istikametine doğru yürüyüşe geçtikleri, grubun yürüyüş esnasında terör örgütü PKK/KCK lehine "Biji Serok Apo, Gençlik Apo'nun Fedaisidir, PKK Halktır, Halk Burada, Be Serok Jiyan Nabe, Öcalansız Dünyayı Başınıza Yıkarız" şeklinde slogan attıkları, eylemin bu hali ile PKK/KCK terör örgütünün propagandasının yapıldığı gösteriye dönüştüğü, sanığın dosya içerisinde bulunan fotoğraflı teşhis tutanağından da anlaşılacağı üzere terör örgütü PKK/KCK propagandasına dönüşen eyleme katıldığı"şeklindeki gerekçeyle üzerine atılı terör örgütü propagandası yapma suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
b)Siirt 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/02/2019 tarih ve 2018/190 esas, 2019/80 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 06/09/2015 olduğu belirtilerek;
"Sanık Serdar BATUR Facebook adlı sosyal paylaşım sitesindeki "Serdar Batur" isimli kullanıcı adıyla herkese açık durumdaki hesabından; 16 Mart 2015 tarihinde, "Daye Behna Seva Te", "16 Adar 1988" ve "Komkujiya Halepçe'ye Ji Bir Neke!Nede Jibirkirin!"Türkçe olarak "16 Mart 1988 Halepçe katliamını unutmayın unutturmayın" şeklinde yazıların bulunduğubir paylaşım yaptığı, 11 Eylül2015 tarihinde üzerinde "Cizrede katliam var, ey insanlık sessiz kalma" şeklinde yazı olan bir paylaşım yaptığı,
Sanık Serdar BATUR Twitter adlı sosyal paylaşım sitesindeki "serdar" @serdarbatur isimli kullanıcı adıyla herkese açık konumdaki hesabından; 8 Mart 2015 tarihinde üzerinde "8 Mart dünya emekçi Kadınlar gününde YPJ savaşçısı Jin Jiyan'ı son yolculuğuna onbinler uğurladı"şeklinde yorum bulunan bir terörist cenazesine ait fotoğraf ile 28 Temmuz 2018 tarihinde Rustem Batum isimli twitter kullanıcısının "Hergün PKK'ya tonbarca bomya yağdır sonra da silahları bıraksınlar da öyle konuşalım de! Seni hergün bombalasalar silahını bırakırmısın?" şeklindeki yorumunu retweet etmek suretiyle paylaştığı,
Herkese açık şekildeki paylaşımlarının terör örgütü PKK/KCK'nın cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, bunları övecek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelikte olduğu, ...terör örgütü PKK/KCK'nın açıkça propagandasını yaptığı" gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2-1-2. cümle, TCK'nın 43/1, 62. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
468. ZELİHA KOCAMAN (İbrahim Halil ve Semra kızı, 1995 doğumlu, T.C. Kimlik No: 31157382336); (24/02/2020 - 16/06/2020 Tarihleri Arasında HDP Üyesi, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi)
a) Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/03/2015 tarih ve 2014/498 esas, 2015/123 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 12/12/2014 olduğu belirtilerek;
“...Zeliha Kocaman isimli şahısla ilgili olarak yapılan incelemelerde; PKK/KCK terör örgütü adına kırsal alanda silahlı olarak faaliyet yürüttüğü sırada terör örgütündenayrılarak 20.02.2014 günü teslim olan BAGER AZAP KOD H.U. isimli örgüt mensubu Zeliha Kocaman isimli şahsın fotoğrafını teşhis ederek hakkında;"ben bu şahsı KEJE KOD olarak tanımaktayım.. Kendisini Suriye ülkesinde bulunan Derik ilçesinde gördüm. Bu şahısla PKK adına kırsal alanda eğitim görmek üzere arkadaşım S. K. ile birlikte BOTAN KOD ve MAVA KOD isimli örgüt mensupları tarafından bir evde beraber tutulduk, fakat bu bayan ve yanında bulunan diğer iki bayan yanımızda iki saat durduktan sonra BOTAN KOD ve MAVA KOD tarafından YPG Güçleri içerisinde faaliyet yürütmesi amacıyla götürüldü” şeklinde teşhis beyanında bulunduğu,
Zeliha Kocaman isimli şahsın PKK/KCK terör örgütü içerisinde Katılım Komiteleri içerisinde faaliyet yürüttüğü, PKK/KCK terör örgütünün kırsal alanına aktarılacak örgüt mensuplarının bu şahıs üzerinden aktarıldığı, birlikte yakalandığı E…ve K…isimli şahısların PKK/KCK terör örgütüne aktarılmak istenildiği, örgütün kırsal alanına eleman aktarımı dışında üzerinde çıkan doküman ve dokümanda geçen 7.000 TL paradan da anlaşılacağı üzere KURYE faaliyeti de yürüttüğü, örgütün MALİ ALAN YAPILANMALARI ile de irtibatlı olduğu, PKK/KCK terör örgütünün kırsal alanında KEJE KOD adı ile faaliyet yürüttüğü ve askeri eğitim (Şervan) aldığı, bu eğitimden sonra KADRO olarak örgüt içerisinde faaliyet yürütmeye başladığı ve faaliyetlerine devam ettiği, 10.12.2014 günü sahte kimlik ve tabanca ile yakalanan 11.12.2014 günü tutuklanan FER. KOD B. B.’ın, PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet yürüten örgüt mensuplarından olduğu, B. B.'ın Zeliha Kocaman ve Diyarbakır'da faaliyet yürüten diğer örgüt mensupları ile irtibatlı olduğu,” belirtilerek;
Sanık Zeliha Kocaman'ın üzerine atılı örgüte üye olmak suçundan eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3, 5. ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 62. maddeleri gereğince 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararın Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 09.09.2015 tarihli ilamı ile kesinleştiği, bu sebeple de Başsavcılığımızın 16/06/2020 tarihli yazısı ile üyeliğinin düşürülmesine karar verildiği,
b) Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2019/28236, Esas No: 2020/8091, İddianame No: 2020/1349 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 13/04/2018 olduğu belirtilerek;
"Gebze Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan hükümlü olarak bulunan şüpheli Zeliha Kocaman'a 13/04/2018 tarihinde, açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen Koçer BARAN isimli şahıs tarafından kargolanan ve olay günü teslimi sağlanan koli içerisinden çıkan pantolonun kemer kısmına gizlenmiş olarak bulunan peçete parçaları üzerinde yapılan incelemede; el yazısı ile yazılı dokümanlarda ceza evlerinde tutuklu/hükümlü olarak bulunan PKK/KCK silahlı terör örgütü üyeleri hakkında, diğer örgüt üyelerinin yapmış olduğu -sözde- soruşturmalara ilişkin açıklamaların/bilgilerin yer aldığı, şüphelinin bu vasıta ile diğer ceza evlerinde bulunan örgüt üyeleri ile ilgili haber aldığı, örgüt ile olan organik bağın ceza evinde de koparılmadığı, sıcak tutulduğu, örgütsel haberleşme ağının ceza evi ortamında bu vasıta ile sağlandığı, ezcümle şüphelinin ceza evinde de PKK/KCK silahlı terör örgütü kapsamında faaliyetlerine devam ettiği değerlendirilerek, bu kapsamda şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütünün ideolojisini, faaliyet ve eylemlerini benimseyerek, gönüllü bir şekilde örgüt hiyerarşisine dahil olmayı tercih ettiği ve örgütle organik bağ kurarak bir takım faaliyetlerde bulunduğu, bu bağlamda da PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olduğu"belirtilerek atılı suçtan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/275 esas sayılı dosyası ile derdest olduğu,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
469. ZÜBEYDA ZÜMRÜT (Mehmet ve Güllühan kızı, 1967 doğumlu, T.C. Kimlik No: 29545488432); (01/02/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/38828 sayılı soruşturması ile;
"Dosya kapsamında; PKK/KCK Terör örgütünün kırsal alanında silahlı faaliyet yürütürken 26.05.2016 günü saat 13:00 sıralarında Mardin İli Nusaybin ilçesi Alika Mahallesinde teslim olan ve halenDevletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğününü Bozmak suçundan tutuklu bulunan Bermal (KOD isimli) H. B. A. Zübeyda Zümrüt'ün fotoğrafını teşhis ederek ifadesinde; “Bu şahsın o dönem Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır il başkanlığı yaptığını biliyorum ayrıca KCK/TM yapılanması içerisinde delege olarak tanırım KCK alt bağlısı olan KJB’nin Türkiye yürütmesinde yer alır. Türkiye’de faaliyet gösteren KJB üyelerinin finansmanlığını yapar. KJB üyelerinin Türkiye geneli Ulaşım, yeme-içme Barınma gibi bütün masraflarını karşılanmasını sağlar. Bu finanas kaynağı eşinin paravan şirketler kurarak özellikle HES baraj projeleri gibi ihaleleri o dönem belediye desteği ile alıyordu bu şekilde para kazanıp örgütsel faaliyetlerde kullanıyorlardı. İllegal Öz yönetim-Özerklik çalışmaları yapıyor.Sur operasyonları öncesinde Sur mahallelerinde faaliyet gösteren ve silahlı çatışma öncesi Sur mahallesine kırsal dağ kadrolarından gelen örgüt mensuplarına sürekli olarak Zübeyda Zümrüt sıcak yemek gönderiyordu. Birkaç defa benim yanımda sıcak yemek karavanalarının getirildiğini ve Zübeyda Zümrüt’ün de oradaki örgüt mensupları ile oturup toplantı yaptığını gördüm. PKK/KCK terör örgütü tarafından güvenilir ve sevilen bir örgüt üyesidir. PKK/KCK terör örgütünün kırsal kadrolarından gelen milisler Zübeyda ile görüşüp ondan aldıkları bilgi ve talimatlar ile Sur mahallelerine girip çalışma yaptıklarını biliyorum çünkü ben de o dönem bu mahallelerde illegal faaliyet göstermiştim. O dönem İl başkanlığı görevini Yürüttüğü Demokratik Bölgeler Partisi Irak Kuzeyinde faaliyet gösteren üst düzey örgüt mensuplarının talimatı ile kurulan ve tamamen Özyönetim/Demokratik Özerklik Planlaması dahilinde kurulan bir siyasi partidir. Fakat bütün faaliyetleri terör örgütü adına yapılmıştır. Zübeyda Zümrüt de PKK/KCK terör örgütünden gelen talimatlar ile hareket ediyordu. Abdullah Öcalan’ın o dönem halen bulunduğu imralı cezaevindeki koşullarını ve sağlık durumunu protesto etmek maksadıyla yapılan Basın açıklaması gösteri ve eylemleri bizzat Zübeyda Zümrüt organize edip yönlendirdiğini biliyorum” şeklinde beyanları üzerine şahıs hakkında silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan soruşturma yapılmakta olduğu,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
470. MELİKE GÖKSU; (Memet ve Şefika kızı, 1981 doğumlu, T.C. Kimlik No: 44335093078); (Erzurum-Karayazı Belediye Başkanı - 08/02/2019 - 13/07/2020 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
a) Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/12/2017 tarih ve 2017/422 esas, 2017/421 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 2017 yılı olduğu belirtilerek;
“...sanık Melike GÖKSU'nun; elde edilen iletişim tespit içeriklerine göre sanığın PKK/KCK terör örgütü silahlı mensuplarının ölü olarak ele geçirilmesi üzerine bu kişilere ilişkin otopsi, cenaze ve defin işlemlerini yakından takip ettiği ve bu kişilerden "şehit" olarak bahsederek bu kişilere örgüt tarafından verilen önemi sanığın bizzat eylemleri ile gösterdiği, tanık beyanlarına göre sanığın PKK/KCK dağ kadrosu ile irtibat içeresinde olduğu ve buradaki kişilere gıda maddesi ve giyecek yardımında bulunduğu, örgütün sözde yargılamalarından ve alternatif çözüm yolları bulmak için KCK Ana Sözleşmesi kapsamındaki komisyonlarından sanığın haberdar olduğu ve bu hususlardaki sözde yargılamalarda ve komisyonların oluşturulmasına ilişkin toplantılarda sanığın da milis/işbirlikçiler ile birlikte bulunduğu, örgüte yapılan yeni katılımlarda da sanığın da bulunduğu söz konusu bu eylemlerinin göstermiş olduğu yoğunluk, süreklilik ve çeşitlilik karşısında sanığın artık örgütün amaçları için faaliyet içerisinde olan birisi olarak örgüt ile arasında hiyerarşik bağın kurulmuş olduğu değerlendirmeleri ile sanık üzerine atılı terör örgütü üyeliği suçunun sübuta erdiği” gerekçesiyle TCK'nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 03/07/2019 tarih, 2019/3709 esas, 2019/4700 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği,
b) Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/02/2020 tarih, 2019/374 esas, 2020/54 sayılı kararı ile,
Suç tarihinin 23/08/2014 olduğu belirtilerek;
“ DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) Karayazı ilçe başkanlığının 19/08/2014 tarihinde Diyarbakır'ın Lice ilçesinde PKK/KCK terör örgütü üyesi Mahsum Korkmaz'ın heykelinin dikilmesinin güvenlik güçleri tarafından engellenmesini protesto etmek amacıyla, KCK yürütme konseyi eş başkanlığının örgüte yakınlığı ile bilinen ve talimatlarını yayınlayan Firatnews.com internet sitesinde 19/08/2014 tarihinde yayınlanan 'KCK Lice açıklaması, ... ateşle oynuyor' başlığı altında Lice'de 15 Ağustos günü açılışı yapılan Mahsum Korkmaz anıtına yönelik bugün başlatılan saldırılara ilişkin yazılı bir açıklama yapan KCK yürütme konseyi Eş Başkanlığı Lice'deki direnişi selamlarken Kürdistan halkını omuz omuza direnişi yükseltmeye çağırdı. Halkımızın ...'nin bu zalim hukuk tanımayan insanlık değerlerine ve teamüllerine saygısı olmayan saldırılarına karşı gösterdiği duruş ve direnişi selamlıyoruz. Licedeki halkımızla birlikte tüm kürdistan halkını olduğu yerde omuz omuza direnişi yükseltmeye ve şehit Mehdi Taşkın'ın cenazesini serhildanlarla görkemli sahiplenmeye çağırıyoruz' şeklinde talimatı üzerine 22.08.2014 tarihinde Karayazı ilçesi DBP ilçe örgütleri tarafından ilçe esnafına ve halkına 23.08.2014 tarihinde Lice'deki olayları protesto etmek için Karayazı ilçesi DBP ilçe binası önünde toplanmaya ilişkin çağrı yapıldığı, 23.08.2014 tarihinde saat 10.00 sıralarında 150 kişilik bir grubun basın açıklaması yaptığı, bu açıklamada 'Lice katliamını kınıyoruz ... zihniyeti Işid zihniyetidir, şehit mezarlığına yapılan bu saldırılara son verilmelidir' söylemlerinden sonra PKK/KCK terör örgütü üyeleri için saygı duruşu ve oturma eylemi yapıldığı, sonra Karayazı'da Cumhuriyet caddesinde merkez camiine kadar yürüdükleri ve bu yürüyüş esnasında gruptan 'Biji sekok apo, be serok şiyan nabe, şehid namırın, PKK halktır, halk burada' şeklinde sloganlar atıldığı, sanık Melike GÖSKU'nun grup önünde üzerinde terörist Mahsum Korkmaz'ın resmi ve PKK/KCK terör örgütünün sözde bayrağının olduğu pankartı taşıyarak terör örgütünün propogandasını yaptığı” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2 ve TCK’nın 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
471. AYDIN ORUÇ (Sedik ve Meryem oğlu, 1990 doğumlu, T.C. Kimlik No: 26711609912); (01/12/2018 Tarihli Kongrede Muğla İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi - 04/12/2018 - 22/11/2019 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 31/03/2017 tarih, 2017/7 esas, 2017/64 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 13/12/2016 olduğu belirtilerek;
“olay tarihinde sanık hakkında bir sosyal paylaşım sitesinde,2014 yılı Eylül ayı ile 2015 yılı Haziran ayı arasındaki zaman dilimi içerisinde,
Suriye'de faaliyet yürüten ve PKK/KCK Terör Örgütünün Suriye ülkesinde faaliyet gösteren silâhlı kolu niteliğindeki bir terör örgütü olduğu bilinen PYD/YPG Terör Örgütü saflarında iken çatışma sırasında öldürülen örgüt mensuplarının fotoğraflarının bulunduğu bir ambulans fotoğrafını,
Terör Örgütü DEAŞ'ın sözde bayrağını indirerek PYD/YPG Terör Örgütüne ait sözde bayrağı dikmeye çalışan silâhlı bir Örgüt üyesinin fotoğrafını,
PKK/KCK Terör Örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın "güneş" şeklinde tasvir edildiği ve üzerinde Örgüt liderinin yakalanmasının yıldönümüne atıfta bulunacak şekilde "Roja Reş 15.02.1999" (Kara gün 15.02.1999) yazılarının bulunduğu bir görseli"
Yakılan ateşin önünde elleriyle zafer işareti yapan kişilerin fotoğraflarını,
Ellerinde Terör Örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın fotoğrafını taşıyan kişilere ait fotoğraflarını paylaştığı, sanığın 06/01/2016 tarihinde HDP Menteşe İlçe Örgütü tarafından ilimiz İsmail Hakkı Tonguç parkında düzenlenen ve PKK/KCK Silâhlı Terör Örgütüne yönelik sürdürülen operasyonları protesto amacı taşıyan gösteride "Sara'lardan Sewe'lere Direniş Her Yerde" şeklindeki pankartın arkasında görüntülendiği, bu pankartta "Sara" olarak bahsedilen kişinin Fransa ülkesinde 2013 yılında öldürülen Sakine Cansız isimli PKK Silâhlı Terör Örgütünün kurucuları arasında yer alan kişi, "Sewe" olarak bahsedilen kişinin ise Silopi'de 04/01/2016 tarihinde güvenlik güçlerince PKK/KCK Silâhlı Terör Örgütü üyelerine yönelik yapılan operasyonlarda öldürülen Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) meclis üyesi Seve Demir olduğu, ayrıca sanığın ikametinde yapılan arama sonucunda halen adlî emanetin 2016/1134 sırasına kayıtlı, bir çoğu hakkında toplatma kararı bulunan çok sayıda örgütsel doküman ve kitap ile üzerinde örgüt için önem arz eden günlerin farklı renklerde gösterildiği bir takvimin bulunduğu, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/2 maddesinde 11.04.2013 tarih 6459 SK.'nun 8. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu, atılı suçun oluşabilmesi için örgütün "cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek yada teşvik edecek şekilde" yapılması zorunlu kılındığından ve sanığın da yukarıda açıklanan şekilde hem facebook profilindeki paylaşımları hem de bir gösteride taşıdığı pankart ile silahlı terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşrulaştıran, öven ve hatta bu paylaşımları okuyanları söz konusu yöntemleri kullanmaya teşvik eden söylemlerde bulunarak, silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği” gerekçesiyle, 3713 Sayılı Kanunun 7/2, 7/2 maddesi 2. cümlesi, TCK 43/1, 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
472. CİHAN AMAÇ (Ali Haydar ve Hüsniye oğlu, 1989 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10980042150); (01/12/2019 Tarihli Kongrede Tunceli İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi)
a) Tunceli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/03/2017 tarih, 2016/185 esas, 2017/66 sayılı kararıyla;
Suç tarihinin 04/09/2015 olduğu belirtilerek;
“Sanıkların polis memurunu şehit eden terör örgütünün ölen silahlı militanının cenazesine katılarak üzerinde terör örgütünün sözde bayrağı ve ölen kişinin fotoğrafının bulunduğu yaka kartını takmaları şeklindeki eylemleri ile kitleleri kamu düzenine, devlet otoritesine veya Anayasal düzene direnmeye/başkaldırmaya teşvik ettikleri, saldırı eyleminde etkisiz hale getirilen terör örgütünün silahlı militanının eylemini de bu anlamda meşru gösterdikleri, söz konusu terör olayının (ilçe merkezindeki Polis Karakoluna saldırılması sonucu bir Polis memurunun şehit edilmesi ve bir sivil vatandaşın çatışma sırasında hayatını kaybetmesi ile sonuçlanan) ve cenaze etkinliğinin Tunceli ilimizde gerçekleştiği, İl Emniyet Müdürlüğünden gelen bilgi notundan anlaşılacağı üzere ilimizde terör saldırılarına sık maruz kalındığı, ayrıca ilimizde marjinal sol terör örgütlerine eleman kazandırılabildiği, bu nedenle söz konusu propagandanın halk ve kitleler üzerinde etkisinin yer itibariyle fazla olduğu, sonrasında ilimizde ve ülkemizde çok fazla sayıda canlı bomba/bombalı araç veya terör saldırılarının tırmandığı, terör örgütlerinin hendek dahil her türlü yöntemi kullandığı bir dönemde yapılmış olduğu bu anlamda zaman itibariyle de ülkenin hassas bir dönemden geçtiği, halkın tahriklere kapılabildiği için etkili olduğu şiddete dayalı eylemlerde bulunan PKK/KCK silahlı terör örgütünün söz konusu cebir şiddete dayalı eylemlerini meşru göstermeye yönelik olarak örgüt propagandasını yaptığı, sanıkların bir gün önce polis memurunu ilçenin merkezinde şehit eden terör örgütü militanın cenazesine gitme ve öldürülen terör örgütü mensubunun ve terör örgütünün bayrağını/sembolünü içeren yaka kartını takması eyleminin AİHS gereği fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği, eylemin sanıkların beyanları ve tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu, propaganda suçunun unsurlarının net bir şekilde oluştuğu, bu suretle sanıkların Anayasal Düzene karşı terör faaliyetleri ile karşı koyan ve devletin hakimiyetini cebir ve şiddete dayalı yöntemlerle kırmaya yönelik faaliyetlerde bulunan örgütün propagandasını yaparak atılı suçu işledikleri” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2-b.1, TCK’nın 62/1, 50/1-a, 52/2. maddeleri uyarınca 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/2638 soruşturma sayılı dosyasında;
özetle; 17/11/2016 tarihinde Tunceli Belediyesine vali yardımcısı O.Ö. atanması üzerine yaşanan olaylara, 06/05/2019 günü yapılan gösterilere Abdullah Öcalan'a yönelik uygulandığı iddia edilen tecriti protesto etmek amacıyla yapılan gösterilere, 10/09/2019, 17/09/2019, 18/09/2019 tarihli "şehit namırın, PKK halktır halk burada, kürdistan faşizme mezar olacak, biji berxsvedana YPG" ve "vur vur inlesin şerefsizler dinlesin" şeklinde sloganların atıldığı terörist cenazelerine katıldığı, yasaklama kararı olan kitabı evinde bulunduğu iddiasıyla silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan soruşturma yapıldığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
473. GÜLSEREN ÖNER (Abuzer ve Elif kızı, 1964 doğumlu, T.C. Kimlik No: 11623455344); (05/11/2017 Tarihli Kongrede Adıyaman İl Disiplin Kurulu Asıl Üyesi - 16/01/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/06/2016 tarih, 2016/165 esas, 2016/294 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 22/12/2015 - 06/01/2016 olduğu belirtilerek;
“...Sanığın 22.12.2015 ve 06.01.2016 tarihli basın açıklamalarını terör örgütüne yakın anfturkce.net adlı internet sitesinde yayımlanan çağrılar ve örgütün talimatları sonucu gerçekleştirdiği,basın açıklamaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde ifade özgürlüğünün sınırlarını aşarak terör örgütünün sözde "Özyönetim" adı altında doğu ve güneydoğu anadolu bölgesindeki bazı ilçe merkezlerinde yaptığı şiddet eylemlerine sahip çıkıldığı,devletin silahlı güçlerinin terör örgütü üyelerine yönelik meşru silah kullanma hakkını,sivil halka katliam şeklinde göstererek, terör örgütünü ve mesuplarını sahiplendiği,örgütün fikir ve propagandasıyla aynı doğrultuda özerklik ve özyönetim talepleriyle,devletin silahlı kuvvetlerini yıpratarak,yapılan operasyonları durdurmaya,sekteye uğratmaya çalıştığı bu haliyle sanığın basın açıklamasının terör örgütü propagandası kapsamında değerlendirildiğinden”3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 62/1. maddesi uyarınca iki kez 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 11/07/2016 tarihinde kesinleştiği,
b) Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/03/2020 tarih, 2019/93 esas, 2020/183 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 14/02/2016 olduğu belirtilerek;
“sanığın20.12.2015 tarihli toplantı da yürüyüş sırasında ve içeriği yukarıda belirtilen basın açıklaması metnini okuduğu ve "BİJİ BERXWEDANE CİZRE (Yaşasın Cizre Direnişi)” şeklinde slogan attığı, 09.02.2016 tarihli toplantı sırasında orada bulunarak,"Direne direne kazanacağız" şeklinde slogan attığı, anlaşılmakla belirtilen sözlerin söylendiği, zaman, ortam, koşullar takipçi kitlesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; terör örgütünün cebir, şiddet, tehdit içeren yöntemlerini meşru gösteren, şiddeti teşvik eden, silahlı direnişe ve isyana davet şeklinde, oluşan şiddetin daha da artmasını etkileyecek biçimde nefret söylemi niteliğinde olduğu, belirtilen basın açıklamalarında, pankartta ve sloganda, Cizre, Sur ve Nusaybin'de terör örgütü üyelerinin direnişi haklı gösterilmeye çalışıldığı, yine belirtilen pankart ve sloganlar da özyönetim için direnişten bahsedilerek örgütün şiddet içeren yöntemleri meşru gösterilmeye ve aynı zamanda da teşvik edilmeye çalışıldığı, dolayısıyla ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği bu kapsamda sanığın eylemlerinin terör örgütü propagandası suçunu oluşturduğundan”3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 43/1, 62/1. maddeleri uyarınca (28/06/2016 tarih, 2016/165 esas, 2016/294 karar sayılı ilamdaki ceza düşülerek) 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 13/03/2020 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
474. HALİL AKBAŞ (Ali ve Aynzeliha oğlu, 1964 doğumlu, T.C. Kimlik No: 72154015162); (13/10/2018 Tarihli Kongrede Şanlıurfa İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi)
Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/05/2018 tarih, 2017/120 esas, 2018/211 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 13/12/2016 olduğu belirtilerek;
“Sanığın facebook sayfasından terör örgütünün; cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde; 01/12/2016 tarihinde terör örgütünün sembolünün bulunduğu fotoğrafı, 02/12/2016 tarihinde terör örgütünün sözde bayrağının görüntülerinin bulunduğu fotoğrafı ve ''KCK yürütme konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık özgürlük aşamasına geldiklerini belirterek Kürtleri artık Türk Devleti ile yaşamamaya çağırdı'' şeklindeki yazıyı, 03/12/2016 tarihinde terör örgütü üyelerinin fotoğrafını ve 06/12/2016 tarihinde terör örgütü üyelerinin ve terör örgütünün sözde bayrağının görüntüsünün bulunduğu fotoğrafı paylaşarak terör örgütünün propagandasını yaptığı” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2.maddesinin 1.cümlesi ile 2. cümlesi, TCK’nın 43/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 29/05/2018 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
475. İBRAHİM HALİL KILIÇ (Mehmet Emin ve İslim oğlu, 1992 doğumlu, T.C. Kimlik No: 25502578598); (10/11/2019 Tarihli Şanlıurfa İl Kongresinde Yönetim Kurulu Yedek Üyesi - 11/11/2019 - 03/01/2020 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/11/2013 tarih, 2011/119 esas, 2013/498 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 08/09/2010 – 11/09/2010 olduğu belirtilerek;
“Terör örgütünün stratejisi doğrultusunda, örgüte ait yayın organları tarafından yapılan eylem çağrısı doğrultusunda,
08/09/2010 günü Hakkari kırsalında güvenlik güçleri tarafından yapılan operasyonda 9 terör örgütü mensubunun öldürülmesini protesto etmek bahanesi ile 100 bayan 300 erkek yaklaşık 400 kişilik grup Aydın mah. Doğantürk sokak üzerinde bulunan BDP Suruç ilçe teşkilatı binası önünden saat 13:30 da haretket ederek Doğantürk sokak Atatürk bulvarı uzun çarşı sokak, İstiklal cadde ve Mürşitpınar caddesini takiben saat 13:50 sıralarında tekrar Atatürk bulvarına geldikleri bu sırada, terör örgütü elebaşısı lehinde "Dişe diş kana kan seninleyiz Öcalan, Öcalansız dünyayı başınıza yıkarız, biji serok apo (Yaşasın başkan apo), PKK PKK, Suruç Ovası Apocular yuvası, Öcalan Öcalan" şeklinde yasadışı sloganlar attıkları, terör örgütüne ait pankartları taşıdıkları, terör örgütünün propagandasına dönüşen gösteri sırasında kimliklerini gizlemek için yüzlerini puşi veya bez parçaları ile gizledikleri, güvenlik glüçlerine ve çevre esnafa taşlı, molotof kokteylli, havai fişekli saldırıda bulundukları, iş yerlerinin zarar gördüğü, 11.09.2010 tarihinde düzenlenen yürüyüş ve basın açıklamasının böylelikle terör örgütünün propagandasına dönüştüğü, sanık N.Y.'ın, terör örgütünün propagandasına dönüşen yürüyüş ve basın açıklamasına katıldığı, grubun önünde bulunan kadınların dişe diş kana kan seninleyiz öcalan, öcalansız dünyayı başınıza yıkarız ve biji serok apo (Yaşasın önder Apo) şeklinde sloganlara destek vermek için alkış tuttuğu, sanık K.S.'un terör örgütünün propagandasına dönüşen yürüyüş ve basın açıklamasına katıldığı, slogan atan grubu alkışlamak suretiyle grupla bütünleştiği, sanık M.C.'ın, terör örgütünün propagandasına dönüşen yürüyüş ve basın açıklamasına katıldığı, terör örgütü ve elebaşısı lehinde "Biji serok apo (Yaşasın başkan apo)" şeklinde yasadışı slogan attığı, sanık İ.H.B.'nin terör örgütünün propagandasına dönüşen yürüyüş ve basın açıklamasına katıldığı, terör örgütü ve elebaşısı lehinde alkış ile destek vererek "Öcalan Öcalan" şeklinde yasadışı slogan attığı,sanık H.B.'nin terör örgütünün propagandasına dönüşen yürüyüş ve basın açıklamasına katıldığı, terör örgütü ve elebaşısı lehinde alkış ile destek vererek "Öcalan Öcalan" şeklinde yasadışı slogan attığı,sanık K.D.'in terör örgütünün propagandasına dönüşen yürüyüş ve basın açıklamasına katıldığı, terör örgütüne yakın olan www.fıratnews.com isimli internet sitesinde 11/09/2010 tarihinde yayınlanan fotoğraftan şahsın sözde PKK bayrağı olan bez parçasını taşıdığının tespit edildiği, görüntülerin kaydedildiği TEM 1 kamerasının 10:30 metrajında elinde bulunan siyah poşetle birlikte BİM markete doğru gittiği bu şahsın BİM markete gittiği esnada ve gittikten sonra grup içerisindeki şahıslarında buraya yönelerek BİM markete zarar verdikleri , görüntülerin kaydedildiği TEM 1 kamerasının 10:47 metrajında güvenlik güçlerine saldırı yapmak için yanında getirdiği patlayıcı maddeleri hazırladığı , görüntülerin kaydedildiği TEM 1 kamerasının 11:00 metrajında güvenlik güçlerine saldırı yapmak için yanında getirdiği havai fişeği gizlediği siyah poşetin içerisinden çıkardığı patlayıcı maddeleri hazırladığı, görüntülerin kaydedildiği TEM 1 kamerasının 11:10 metrajında güvenlik güçlerine saldırı yapmak üzere istiklal caddesine doğru yöneldiğinin tespit edildiği, sanık İbrahim Halil KILIÇ'ın terör örgütünün propagandasına dönüşen yürüyüş ve basın açıklamasına katıldığı, yüzünü gizlemek için beyaz renkli başlıkla gizlediği, görüntülerin kaydedildiği TEM 2 kameranın 06:52 metrajında içinde patlayıcı madde bulunan siyah renkli poşeti taşıdığı, görüntülerin kaydedildiği TEM 1 kamerasının 10:12 metrajında yüzleri kapalı olan ve molotof kokteyli, havai fişek ve taşlarla güvenlik güçlerine ve çevredeki esnaflara saldıran şahısların yanına gittiği, görüntülerin kaydedildiği TEM 1 kamerasının 10:18 metrajında getirdiği havai fişek, molotof kokteyli ve taşları güvenlik güçlerine ve çevredeki esnaflara saldırmak üzere hazırladığının tespit edildiği” gerekçesiyle terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan TCK’nın 314/3 ve 220/6 maddesi delaletiyle 314/2, 62/1, ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, yetkili makamlardan izin almaksızın izinsiz patlayıcı madde bulundurmak suçundan TCK’nın 174/1, 174/2, 52/2, 62/1 ve 3713 sayılı Yasanın 5/2. maddeleri gereğince 4 yıl 2 ay hapis ve 120 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, terör örgütü propagandası yapmak suçundan 5532 sayılı Kanunun 6. maddesiyle değişik 3713 sayılı Yasanın 7/2, TCK’nın 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 02/07/2014 tarih, 2014/4996 esas, 2014/8161 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
476. İBRAHİM KASUN (Memet ve Hadice oğlu, 1966 doğumlu, T.C. Kimlik No: 69817080728); (13/10/2018 Tarihli Kongrede Tunceli İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi - 01/12/2019 Tarihli Kongrede Tunceli İl Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı - 18/12/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Tunceli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/01/2019 tarih, 2017/210 esas, 2019/9 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin silahlı terör örgütüne üye olma suçu açısından 22/03/2017, terör örgütü propagandası yapmak suçu açısından 21/12/2014 olduğu belirtilerek;
“...sanığın terör örgütüne müzahir olduğu değerlendirilen, PKK/KCK terör örgütünün görüş ve ideolojisi doğrultusunda paylaşımlarda bulunan haber sitelerinden yapılan eylem çağrıları üzerine, bu çağrı ve talimatlara uyarak; baraj yapımlarının durdurulmasına yönelik eyleme katıldığı, propaganda içerikli slogan eşliğinde gerçekleştirilen karakol inşaatlarının protesto edildiği eyleme katıldığı, PKK/KCK terör örgütünün propagandasının yapıldığı, bölücü terör örgütünün sözde bayraklarının bulunduğu sözde çözüm çadırına gittiği, anadilde eğitim hakkı için gerçekleştirilen eyleme katıldığı, bölücü terör örgütü yöneticileri Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez'in sözde ölüm yıl dönümleri olması münasebeti ile bölücü terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın, Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan'ın posterlerinin taşındığı, propaganda içerikli sloganların atıldığı, propaganda içerikli pankartların ve PKK/KCK terör örgütünün sözde bayrağının taşındığı eyleme katıldığı, bölücü terör örgütünün propagandasının yapıldığı, Sakine Cansız isimli bölücü terör örgütü yöneticisinin mezarı başında PKK/KCK terör örgütünün sözde bayrağının ve terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın posterinin açıldığı anma törenine katıldığı, Karakol Komutanlığı inşaatının engellenmesine yönelik olarak pankartlar ve propaganda içerikli sloganlar eşliğinde gerçekleştirilen eyleme katıldığı, terör örgütü mensupları için terör örgütünün propagandasını içeren pankartlar ve sloganlar eşliğinde (8 ve 12 nolu eylemler yönüyle) düzenlenen terör örgütünün propagandasına dönüşen çok sayıda cenaze töreni ve anma etkinliklerine katıldığı, örgüt mensubunun cenazesini karşıladığı, facebook isimli sosyal medya hesabı üzerinden PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yaptığı, gözaltına almaları, tutuklamaları ve kayyum atamalarını protesto etmek amacıyla gerçekleştirilen basın açıklamalarına katıldığı” gerekçesiyle silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan TCK'nın 314/2, 62, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri gereğince 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
... sanığın; facebook sosyal paylaşım sitesindeki hesabından 07/12/2014 tarihinde PKK/KCK terör örgütü mensuplarının yer aldığı videoyu ''şan olsun sana onlar melek yüzlü insanlar şehit amara ilk gözaltı sorgusundan'' notu ile, 21/12/2014 tarihinde PKK/KCK terör örgütü üyesi kadın militanın elinde silahla çekilmiş fotoğrafını ''kürdistan güçleri ışid köpeklerini şengalden temizledi. Şengal zaferi kutlu olsun '' notu ile birlikte paylaştığı, söz konusu paylaşımlar ile kitleleri kamu düzenine, devlet otoritesine veya Anayasal düzene direnmeye/değiştirmeye teşvik ettiği, terör örgütü mensubunun elinde silah, üzerinde leşker olarak adlandırılan kıyafetli fotoğrafı ile bu kişilerin eylemlerini de bu anlamda meşru gösterdiği, eylemin AİHS gereği fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği, sanığın bu suretle Anayasal Düzene karşı terör faaliyetleri ile karşı koyan ve devletin hakimiyetini cebir ve şiddete dayalı yöntemlerle kırmaya yönelik faaliyetlerde bulunan PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yapmak” suçunu işlediği gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi, 7/2. maddesi 2. cümlesi, TCK’nın 43/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 12/03/2019 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
477. MEHMET SELİM ÖZBEK (Abuzer ve Fatma oğlu, 1955 doğumlu, T.C. Kimlik No: 18409216618); (24/03/2016 ve 05/11/2017 Tarihli Kongrelerde Adıyaman İli Yönetim Kurulu Başkanı, 15/12/2019 Tarihli Kongrede Adıyaman İli Yönetim Kurulu Asıl Üyesi - 09/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/03/2016 tarih, 2015/358 esas, 2016/117 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 18/03/2015 olduğu belirtilerek;
“Nevruz kutlaması adı altında yapılan açık hava toplantısı düzenleme komitesinde görevli olup, toplantının yapılacağı platformun çevresinde terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın fotoğrafının olduğu ve kürtçe "Apo re azedi" Türkçesi "Apo'ya özgürlük" şeklinde yazının bulunduğu pankart ile arka fonda PKK/KCK terör örgütünün sözde bayrağı olan Abdullah Öcalan'ın posteri ve terör örgütü üyelerinin fotoğraflarının bulunduğu pankartı astığı, bu haliyle terör örgütünün cebir şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini övdüğü, meşru gördüğü, teşvik ettiği “ gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2 ve TCK'nun 62/1 maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 22/04/2016 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
478. MURAT BALYECİ (Mehmet ve Remziye oğlu, 1966 doğumlu, T.C. Kimlik No: 24706647208); (23/11/2019 Tarihli Kongrede Diyarbakır İli Bismil İlçe Yönetim Kurulu Asıl Üyesi- 26/12/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/06/2013 tarih, 2011/6 esas, 2013/8 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 20/04/2011 olduğu belirtilerek;
“Sanık Murat BALYECİ'nin; Yasadışı KCK/PKK terör örgütü güdümünde internet üzerinden yayın yapan www.rojaciwanan.com isimli sitede 20/04/2011 tarihinde yer alan "Kürdistan Halk İnisyatifinden Eylem Çağrısı" başlıklı haber içeriğinde; "....Tüm halkımızı bulunduğu her alanda yaşamı durdurmalıdır. Kürdistan'da ne ... ve ne faşist TC'nin askeri, polisi adım atamazsın duruma gelmelidir.Halkımızın iki gündür gösterdiği müthiş direnişi zafere ulaştırana kadar sürdürecektir. Tüm halkımız çocuklarını okullara gönderemeyerek, esnaflarımız kepenklerini açmayarak, halkımız sokağa sadece ve sadece eylem yapmak için çıkmalıdır. Kürt halkının dile getirdiği talepler kabul edilene kadar önderliğimiz özgürlüğüne kavuşana kadar tüm alanlarda serhıldanı yükseltmeye çağırıyoruz. Bu temelde iki gündür gece gündüz serhıldanı yaşayan halkımıza zafere ulaşana kadar eylemlerimizi sürdüreceğiz. Yediden yetmişe tüm halkımız eylemleriyle özgürlüğe yürüdüğümüz bu sürecin içinde yer almalıdır." biçiminde haberlerin yapıldığı, bölgede örgüt sempatizanlarının KCK davası ve YSK kararı nedeniyle serhıldan türünden eylemler yapmaları hususunda çağrılarda bulunulduğu,
Bu çağrılar doğrultusunda BDP Diyarbakır il teşkilatı öncülüğünde il binası önünde toplanan kalabalığın "Biji serok apo, öcalan öcalan, intikam intikam, "şeklinde sloganlar attığı, terör örgütünün sözde bayraklarını taşıdığı, kalabalığın Turgut Özal bulvarı ile Cengizler caddesine doğru yolu tarafiğe kapatarak yürüyüşe geçmeleri ile yetkili polis amirleri tarafından yolu trafiğe kapatarak yapacakları yürüyüşün kanunsuz olduğu, bu şekilde yapılacak yürüyüşe izin verilmeyeceği, bildirilmesine rağmen grubun yürüyüşüne devam ettiği, grup içerisindeki şahısların polise ve binalara molotof kokteyli attığı, terör örgütünün propagandasının yapıldığı bu izinsiz yürüyüşe katılan,
Sanık Murat BALYECİ'nin; dosyada mevcut 20/04/2011 gününe ait fotograflar ve CD incelendiğinde sanığın terör örgütünün propagandasının yapıldığı yasadışı gösteriye yüzü açık bir şekilde katıldığı, ihtara ve zor kullanmaya rağmen dağılmayan yüzleri maskeli ellerinde taş olan grupla birlikte hareket ettiği ve sanığın içinde bulunduğu grup ile birlikte polise taş attığının görüldüğü anlaşılmıştır.
Böylece; 20/04/2011 tarihinde 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarını işleyen sanığın, bu suçları, PKK terör örgütü adına işlediği sabit olmuştur. Bu itibarla; sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 314/3 ve 220/6 maddeleri yollamasıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 314/2 maddesi kapsamında kalan örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan da cezalandırılması gerektiğinden” 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun (6008 Sayılı Yasa İle Değişik) 33/1. maddesi gereğince; 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun (6008 Sayılı Yasa İle Değişik) 33/2. maddesinin yollamasıyla 32/1. maddesi gereğince; 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun (6008 Sayılı Yasa İle Değişik) 32/2. TCK’nın 265/1, 265/3, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi gereğince; 12 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, TCK’nın 314/3 ve 220/6 maddeleri yollamasıyla 314/2, 220/6-2.cümle, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca 6 yl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların 13/01/2014 tarihinde, terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan verilen mahkumiyet hükmünün ise Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 31/03/2014 tarih, 2014/2980 esas, 2014/3747 karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
479. ZELİHA KARINCA (Aziz ve Elif kızı, 1969 doğumlu, T.C. KİMLİK NO: 17299276610); (24/03/2016 ve 05/11/2017 Tarihli Kongrelerde HDP Adıyaman İli Yönetim Kurulu Asıl Üyesi - 08/01/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Adıyaman 1. Ağır ceza Mahkemesinin 09/11/2017 tarih, 2017/124 esas, 2017/275 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 14/02/2016 – 04/03/2016 olduğu belirtilerek;
“Sanığın da içinde bulunduğu grubun köylere giderek toplantılar yaptığı, bu toplantılar sırasında Güneydoğu Anadolu Bölgesinde güvenlik güçleri ile çatışan terör örgütüne eleman temin etmeye çalıştıkları, sanık Zeliha Karınca'nın, PKK/KCK terör örgütünün öz yönetim stratejisinin ve bunun gerçekleşmesi için başvurulan şiddet eylemlerinin propagandasının yapılması ve eyleme dönüşmesi için eleman temin edilmesi amacıyla tefrik kararı verilen 2016/295 esas sayılı dosyadaki bir kısım sanıklarla birlikte kurdukları ayrı ayrı komisyonlarla köy toplantıları düzenlediklerine dair telefon görüşmeleri ve tanık anlatımları, ikametinde ele geçirilen yasaklı yayınlar, diğer örgütsel eylemleri ve bu bağlamda eylemlerinin sürekliliği, çeşitliliği ve yoğunluğu ile hayatın olağan akışına uygun düşmeyen savunması bir bütün halinde değerlendirildiğinde PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği” gerekçesiyle, TCK'nın 314/2, 62 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK.nun 62. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
...Birleşen 2017/180 esas sayılı dosyada sanık Zeliha Karınca’nın, 14.02.2016 tarihli davaya konu toplantının ve PKK/KCK terör örgütünün olay öncesinde duyurduğu belirtilen eylemlere çağrı yapması üzerine yapılan eylem çağrılarının bölgede terör eylemlerinin ve özyönetim özerklik ilanlarının ve örgüt elebaşının sahiplenilmesine yönelik olması, toplantıya sanığın “Özyönetimin direnişiyle kürdistana statü, önderliğe özgürlük” yazılı, örgütün eylem çağrıları ile birebir örtüşen pankartı getirdiği, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın toplantı ve gösteri yürüyüşüne, kanunların suç saydığı nitelikte afiş/pankart taşıyarak veya bu nitelikte sloganlar söyleyerek katılmak suretiyle hem 2911 sayılı Kanunun 33/1-b maddesinde yer alan hem de 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesinde yer alan suça vücut verdiği” gerekçesiyle TCK’nın 44. maddesi delaleti ile 3713 sayılı Kanunun 7/2 ve TCK’nın 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 26/01/2018 tarihinde kesinleştiği,
b) Adıyaman 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/02/2018 tarih, 2018/1 esas, 2018252 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 08/02/2016 olduğu belirtilerek;
“Sanık Zeliha Karınca'nın DBP il eş başkanı olduğu ve Adıyaman il başkanlığı önünde PKK/KCK terör örgütüne yönelik operasyonları protesto etmek amacıyla yapmış olduğu basın açıklamasında 'Faşist ... yönetimi, halkın iradesiyle seçilmiş olan seçilmişleri katletmiş, devletin katliam yaptığı belirtmiş, kürt gençlerini ve çocuklarını devletin infaz ettiğini söylemiş, devleti barbarlık ve gözü dönmüş katiller olarak tanımlamış olması karşısında Güneydoğu bölgemizdeki bazı il ve ilçelerde silahla terör örgütü mensuplarını etkisiz hale getirmek amacıyla yapılan operasyonlar karşısında sivillerin öldürüldüğü, katliam ve soykırım yapıldığı yönündeki asılsız ve mesnetsiz ithamları sebebiyle, Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama suçundan TCK’nın 301/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 12/03/2018 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
480. SONGÜL SALMAN (Hasan ve Nazlı kızı, 1973 doğumlu, T.C. Kimlik No: 60670387030); (10/12/2017 Tarihli Kongrede Elazığ İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi ve 04/11/2018 Tarihli Kongrede Elazığ İl Disiplin Kurulu Yedek Üyesi)
Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/05/2018 tarih ve 2017/73 esas, 2018/195 sayılı kararı ile;
“…Sanığın "Songül Salman" isimli sosyal medya hesabından;
12 Mayıs tarihinde "Biz direndik, diz çökmedik! Bizimle gurur duyun" yazısı ile birlikte etkisiz hale getirilen örgüt mensuplarının fotoğrafını paylaştığı,
02/10/2015 tarihinde paylaşılan bağlantıda elinde silah olan örgüt mensuplarının fotoğrafının bulunduğu, 23/06/2015 tarihli paylaşımda elinde silah olan örgüt mensubu görüntüsünün bulunduğu, paylaşımların genel olarak şiddete çağrı, tahrik ve teşvik edici ya da silahlı direnişe ve isyana davet şeklinde veya insanda saldırgan duygular oluşturacak biçimde nefret yaratarak şiddetin doğmasına uygun bir ortamı kışkırtacak nefret söylemi içerdiği” gerekçesiyle 3713 sayılı Yasanın 7/2-1 cümlesi, 7/2-2 cümlesi, TCK’nun 43/1 ve TCK’nın 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 11 ay 12 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasinin geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın 25/05/2018 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
481. MEHMET SAİT BOR (Nurettin ve Güli Oğlu 1968 doğumlu, T.C. Kimlik No: 50746476010); (11/06/2017 Tarihli Kongrede İstanbul İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi, 19/01/2020 Tarihli Kongrede İstanbul- Beyoğlu İlçe Başkanı- 22/06/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma No: 2017/190256, Esas No: 2018/2385 ve İddianame No: 2018/398 sayılı iddianamesiyle sanık hakkında 3713 sayılı Kanunun 7/2.1., 7/2.2.cümle 5237 sayılı Kanunun 43/1.maddeleri uyarınca Terör Örgütü Propagandası Yapmak iddiası ile İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açılmıştır.
Mahkemenin 05/06/2018 tarih ve 2018/26 esas, 2018/80 sayılı kararı ile;
Sanığın açık kaynak araştırma bilgi formunda yer aldığı üzere üzere facebook sosyal paylaşım sitesi üzerinde hesabından yapmış olduğu paylaşımlarda;
04/12/2015 tarihinde terör örgütü mensubu bir kadınlara ait olduğu değerlendirilen bir fotoğrafı "Biji berxwedana Rojova (Yaşasın Rojava direnişi)" ibaresi ile paylaştığı,
20/02/2016 tarihinde "YPG/YPJ öncülüğünde QSD, Şeddadi'yi IŞİD'den temizledi" başlıklı bir yazı paylaştığı,
21/02/2016 tarihinde Türkiye'de olan terörist saldırılarla ilgili olarak "PYD:Biz de MİT'i suçluyoruz." başlıklı bir haberi paylaştığı,
22/02/2016 tarihinde kırsal alanda bir kadın teröristle yapılan "Kürt gençlerinden direniş çağrısı" başlıklı röportaja ilişkin videoyu kendi hesabında paylaştığı,
02/03/2016 tarihinde Diyarbakır'da "Serhilda (Direniş)" olduğu, bu direnişin sürdürüleceği yönündeki ifadeleri içeren bir metin paylaştığı,
22/03/2016 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti tarafından Cizre'de yürütülen terör örgütüne yönelik operasyonlarda sivillerin kasıtlı olarak öldürüldüğü iddiasını içeren bir yazıyı paylaştığı,
17/04/2016 tarihinde kapatılan Özgür gündem gazetesinin internet sayfasından "Bayık'dan Erdoğan'a baş eğme yanıtı: ya kürt sorunu çözülür ya da baş aşağı çakılacaksınız..." başlıklı haberi paylaştığı, bu kapsamda sanığın terör örgütünü ve terör örgütünün cebir ve şiddet içeren eylemlerini meşrulaştırmaya çalıştığı, şiddete çağrı mahiyeti taşıdığı ve nefret söylemi barındırdığı, paylaşımın herkese açık olarak yapıldığının anlaşıldığı, sanığın savunmasında paylaşımın tarafına ait olmadığını bilgisayarın herkesin kullanımına açık olduğu şeklinde suçtan kurtulmaya yönelik olduğu kanaatine varılarak; sanığın paylaşımlarının terör örgütünün silahlı eylemlerini meşru gösterir ve toplumu isyana davet eder nitelikte olduğu, yine paylaşımlarının şiddete çağrı ve şiddeti teşvik edici nitelikte olduğu, nefret söylemi barındırdığı, bu nedenlerle ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı” gerekçesiyle;
Sanık Mehmet Sait BOR'un üzerine atılı terör örgütü propagandası yapmak suçundan eylemine uyan 3713 sayılı TMK’nun 7/2. maddesi 1. Cümle, 7/2. maddesi 2. Cümle, 5237 sayılı TCK’nun 43/1, 62/1. maddesleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın 13/06/2018 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
482. ŞÜKRÜ KAGIR (Tayip ve Ayşe oğlu, 19 doğumlu, T.C. Kimlik No: 26695323040); (Bingöl İl Yönetim Kurulu Üyesi, 06/12/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Bingöl 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/03/2019 tarih ve 2018/486 esas, 2019/165 sayılı kararı ile;
Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığının 24/10/2018 tarih ve 2018/1600 esas sayılı iddianamesiyle; sanık Şükrü Kagır hakkında terör örgütü propagandası yapmak suçundan dolayı 3713 sayılı TMK'nin 7/2, 7/2-2. Cümle; 5237 sayılı TCK'nın 43/1. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi talebiyle açılan kamu davası sonucunda 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2, 7/2-ikinci cümle, 5237 sayılı TCK'nun 62/1. fıkrası gereğince gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın 08/04/2019 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
483. YUNUS GÜRBEY (Mehmed ve Türkan oğlu, 19 doğumlu, T.C. Kimlik No: 24514392932); (12/09/2020 tarihli Bingöl İli Kiğı İlçe Kongresinde İlçeYönetim Kurulu Yedek Üyesi, 07/08/2020-18/11/2020 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
Bingöl 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/05/2016 tarih ve 2017/376 esas, 2018/97 sayılı kararı ile;
Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddesi gereğince 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın 18/07/2018 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
484. MİRYEKTA ADIBELLİ (Mustafa ve Hasi oğlu, T.C. Kimlik No: 28624264004); (25/10/2020 Tarihli Bingöl İli Yedisu İlçe Kongresinde İlçe Yönetim Kurulu Üyesi, 21/07/2020-10/12/2020 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
Bingöl 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/12/2017 tarih ve 2017/133 esas, 2017/222 sayılı kararı ile;
Miryekta Adıbelli’nin, Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddesi uyarınca 1 yıl 16 ay 3 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın 10/01/2019 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
485. METİN GÖZE (İsmail ve Gülüfer oğlu, T.C. Kimlik No: 11113847680); (25/10/2020 Tarihli Bingöl İli Yedisu İlçe Kongresinde İlçeYönetim Kurulu Üyesi)
Bingöl 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/10/2017 tarih ve 2017/151 esas, 2017/161 sayılı kararı ile;
Metin Göze’nin Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddesi uyarınca 4 yıl 8 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın 05/02/2018 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
486. FİLİZ AKILÇAĞI (Selehattin ve Feride oğlu, T.C. Kimlik No: 48208827166); (11/11/2018 Tarihli Bitlis İl Kongresinde İl Yönetim Kurulu Üyesi)
Bitlis 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/12/2016 tarih ve 2013/215 Esas,2016/257 sayılı kararı ile;
Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçundan sanık Filiz Akılçağı hakkında açılan kamu davası sonucunda 3713 sayılı TMK’nun 7/2, 7/2-2. cümlesi, TCK 43/1, 62.maddeleri gereğince 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği bu kararın istinaf edilmesi üzerine Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 14/06/2017 tarih ve 2017/228 Esas 2017/535 Karar sayılı İstinaf Kararı ile Bitlis 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/215 esas, 2016/257 Karar sayılı kararının (B) bendinin CMK'nın 280/2. maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verildiği, daha sonra sanığın isnat olunan terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği sabit görülmekle 3713 sayılı Yasanın 7/2, 7/2-2.cümlesi, TCK'nın 43/1, 62/1 maddeleri gereğince 1 yıl 9 ay 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın 14/07/2017 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
487. MEHMET ŞİRİN DİNAR (Kadri ve Kadriye oğlu, T.C. Kimlik No: 32998354148); (17/11/2019 Tarihli Diyarbakır İli Bismil İlçe Kongresinde Yönetim Kurulu Üyesi, 20/11/2014 - 02/01/2020 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/04/2013 tarih ve 2012/422 esas, 2013/254 Karar sayılı ilamı ile;
Mehmet Şirin Dinar’ın Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçundan 5237 sayılı Yasanın 314/2. maddesi uyarınca 5 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın 15/01/2015 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
488. RAMAZAN EFENDİOĞULLARI (Efendi ve Zöhre oğlu, T.C. Kimlik No: 20155291016); (İzmir il Yönetim Kurulu Üyesi, 17/10/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 14/03/2018 tarih ve 2018/20106 Soruşturma, 2018/12329 Esas sayılı iddianamesi ile;
Ramazan EFENDİOĞULLARI silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesine açılan kamu davası sonucunda PKK/KCK silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 Sayılı Kanunun 7/2-1.cümle, 7/2-2.cümle, TCK.nun 43/1, 62/1 maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın 27/02/2019 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
489. MUSTAFA KOYUNCU (Hıdır ve İdi oğlu, T.C. KimlikNo:62779337756); (İzmir İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi, 14/12/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 07/11/2016 gün ve 2016/8229 soruşturma, 2016/34730 Esas sayılı iddianamesi ile;
Mustafa Koyuncu hakkında Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçundan İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesine açılan kamu davası sonucunda; “Sanığın söylediği sözlerde yer alan "şehit kanı, şehitler ölmez, apocular heryerde" ifadeleri ile PKK terör örgütü mensuplarının kastedildiği, bu şekilde terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptığı belirtilerek PKK/KCK silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 Sayılı Kanunun 7/2-1.cümle, 7/2-2.cümle, TCK.nun 43/1, 62/1 maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın 27/02/2019 tarihinde kesinleştiği,
490. ABDULHAMİT KESKİN (Mecit ve Vetha oğlu, T.C. Kimlik No: 28066855976); (12/15/2018 Tarihli Kongrede Manisa İl Yönetim Kurulu Üyesi)
Manisa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/09/2018 tarih ve 2017/681 esas, 2018/566 sayılı kararı ile;
Abdülhamit Keskin'in PKK/KCK silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 Sayılı Kanunun 7/2-1.cümlesi, 7/4 maddesi, TCK 62 maddeleri maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın 11/09/2018 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
491. MİKAİL GÖZEK (Halef ve Rındı oğlu, T.C. Kimlik No: 20279749998); (10/11/2019 Tarihli Kongrede Şanlıurfa İl Başkanı, 11/11/2019 – 03/01/2020 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/02/2013 tarih ve 2013/436 Karar sayılı ilamı ile
Mikail Gözek’in Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçundan 5237 sayılı Yasanın 314/2 maddesi uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın 20/10/2014 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
492. İSMAİL DEMİR (Ömer ve Peri oğlu, T.C. Kimlik No: 42055287722); (09/06/2016 ve 28/10/2017 Tarihli Kongrelerde Van İl Yönetim Kurulu Üyesi, 19/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/06/2015 tarih ve 2014/53 esas, 2015/198 sayılı kararı ile;
İsmail Demir’in Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçundan 5237 sayılı Yasanın 314/2, 3713 sayılı TMK 5, 5237 sayılı TCK 62/1 maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın 24/01/2018 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
493. FAHRİ PIÇAK (Koçali ve Feride oğlu, T.C. Kimlik No: 52870662826); (12/11/2017 tarihli Kongrede Yalova İl Yönetim Kurulu Üyesi, 16/08/2018 - 25/12/2020 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
Yalova Ağır Ceza Mahkemesinin 30/11/2018 tarih ve 2015/41 Esas, 2018/780 sayılı kararı ile;
Fahri Pıçak'ın PKK/KCK silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 Sayılı Kanunun 7/2-birinci cümle, 5237 sayılı TCK 62.maddeleri maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın 07/11/2019 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
494. ABDURRAHMAN ABIC (Lezgi ve Latife oğlu, 1967 doğumlu, T.C. Kimlik No: 46471966070); (29/12/2020 Tarihli Kongrede Iğdır İl Disiplin Kurulu Üyesi, 16/03/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Iğdır Ağır Ceza Mahkemesinin 11/11/2014 tarih ve 2014/216 esas, 2014/176 sayılı kararı ile,
Suç tarihinin 01/03/2014 olduğu belirtilerek,
“…PKK/KCK terör örgütü tarafından önem atfedilen günlerden olan 08 Mart Dünya emekçi kadınlar günü münasebetiyle, PKK terör örgütü paralelinde yayın yapan basın yayın organları aracılığıyla örgüt üyeleri ve örgüte muzahir şahıslara 01-08 Mart 2014 tarihleri arasında yurt genelinde eylem yapılması yönünde verilen talimatlara istinaden Barış ve Demokrasi Partisi Iğdır İl Başkanlığı ve DÖK-H (Demokratik Özgür Kadın Harekatı) organizesinde 01 Mart 2014 Cumartesi günü …yaklaşık 400 kişinin katılımıyla müzikli şölen şeklinde etkinlik düzenlenmiş, izinsiz olarak gerçekleştirilen etkinlik için park içerisinde ses sistemi ve platform kurulmuş, platformun çevresine üzerinde "Abdullah Öcalan'ın remi ve PKK terör örgütünün sözde bayrağı bulunan Önder Apo'nun özgürlü kürt halkının özgürlüğüdür""başkan Apoya özgürlük hemen şimdi (Yurtsever Gençliği) "Anadilde ısrar özgürlükte ısrardır""öz yönetimle özgür kimliğe" kürtçe olarak "dilimiz onurumuzdur, dilsiz insan imansiz insandır" ibarelerinin bulunduğu yasadışı pankartlar asıldığı,… zaman dilimleri arasında çıkarılan fotoğraflardan şüphelinin örgüt propagandası yapacak afişleri astığının belirlendiği,” gerekçesiyle, terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2, TCK.nın 62/1 maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
b) Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/03/2018 tarih ve 2017/536 esas, 2018/114 sayılı kararı ile,
“20/04/2011 günü Diyarbakır ilinde görülmekte olan KCK/TM davasını protesto etmek amacı ile saat 11:30 sıralarında aralarında Barış ve Demokrasi Partisi Milletvekili ile BDP yöneticilerinin de bulunduğu yaklaşık 150 kişilik bir grubun … sözde barış ve demokratik çözüm çadırının bulunduğu yerde toplanarak buradan basın açıklaması yapmak üzere …Iğdır Belediye Başkanlığı önüne geldikleri, burada Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın basın açıklaması yaptığı, basın açıklaması sonrası milletvekilinin çağrısı ile 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildikten sonra grubun aynı güzergah üzerinden giderek dağıldığı, yürüyüş ve basın açıklaması sırasında yüzlerini puşi ile gizlemek suretiyle grup içerisinde iki şahıs tarafından PKK/KONGRA-GEL terör örgütü ile KCK'nın sözde bayrağının açıldığı, yine kamera görüntüleri ve bilirkişi raporuna göre sanığın "Biji serok Apo, PKK halktır, halk burada, dişe diş, kana kan, seninleyiz Öcalan, biz PKK'lıyız, Iğdır Ovası PKK yuvası" şeklinde törör örgütü ve örgütün ele başısını övücü mahiyette slogan attığı, böylece sanığın terör örgütünün amaç ve stratejisi doğrultusunda örgütün propagandasını yaptığı ve böylece atılı suçu işlediği sabit olduğundan eylemine uyan 3713 sayılı Yasanın 7/2, TCK'nın 53/1, 58 ve 63 maddeleri uyarınca sanık Abdurrahman ABIC hakkında Erzurum Kapatılan 2. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK'nın 250. Maddesi İle Görevli)'nin 12/01/2012 tarih, 2011/236 esas, 2012/2 Karar sayılı ilamı ile "Terör Örgütü Propagandası Yapmak" suçundan dolayı verilen 10 ay hapis cezasının Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 12/06/2012 tarih, 2012/3290 esas, 2012/7602 Karar sayılı kararı ile düzeltilerek onama kararı verildiği, sonrasında sanık hakkında Erzurum CMK'nın 250. Madde ile yetkili 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/10/2012 tarih, 2012/940 esas, 2012/1059 Karar sayılı kararı ile 6352 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin 1-c maddesi uyarınca sanığın infazının ertelenmesine ve aynı kanunun Geçici 1. maddesinin 3. fıkrası gereğince "erteleme kararının verildiği tarihten itibaren 3 yıl içerisinde basın yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibariyle adli para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suç işlemesi halinde ertelenmesine karar verilen hükmün infazının devam olunacağı" şeklinde ihtar edildiği, sanık hakkında Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/10/2014 tarih, 2014/216 esas, 2014/176 Karar sayılı ihbar ilamı evrakına göre sanığın kendisine tanınan denetim süresi içerisinde kasıtlı yeni bir suç işlediğinin sabit olduğu anlaşılmakla sanık hakkında ertelenmesine karar verilen infazın aynen devamına” karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
495. BAHAR EKİNCİ (Salahattin ve Halime kızı, 1994 doğumlu, T.C. Kimlik No: 37714515384); (19/11/2017 Tarihli Kongrede HDP Konya İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 01/12/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Konya 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/03/2018 tarih ve 2017/204 esas, 2018/105 sayılı kararı ile ;
Suç tarihinin 06/06/2015- 25/11/2015 ve 06/02/2017 olduğu belirtilerek,
“…sanığın;Ronahi Ruken Ekinci kulanıcı adı ile …adresinde yapılan paylaşımda 25 Kasım 2015 tarihli video paylaşımında PKK/KCK terör örgütünün silahlı mensuplarının görüntülerin olduğu, arka fonda ise sözleri yukarıya çıkartılan “gerilla” isimli bir şarkının çalındığı tespit edilmiş olmakla, kullanıcının PKK/KCK Terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösteren veya öven ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik eder nitelikli paylaşımlarda bulunarak terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru göstererek teşvik ettiği böylece sanığın PKK/KCK terör örgütünün şiddet içeren eylemlerini meşru göstermeye çalışan paylaşımlarda bulunarak PKK terör örgütünün propagandası yaptığı” gerekçesiyle 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK’nın 62. Maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
496. ERGÜN KOÇ (Kasım ve Saltanat oğlu, 1956 doğumlu, T.C. Kimlik No: 19583859288); (HDP Ardahan İlçe Başkanı, 19/12/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin 06/10/2020 tarih, 2018/135 esas, 2020/157 sayılı kararı ile,
“…Sanık olay tarihinde cenaze töreni sonrasında Taşkın Aktaş'ın yapmış olduğu ve …basın açıklamasına katıldığı, Taşkın Aktaş'ın yanında yer aldığı ve konuşmayı onayladığı, Sanığın da aynı basın açıklamasında: "Güvenlik güçlerince yürütülen operasyonların sonlandırılması gerektiği ve olayı gerçekleştirenleri kınadığı'' açıklamasını yaptığı, bu açıklamalara ilişkin görüntü kayıtlarının soruşturma dosyasında yer aldığı,
Sanığın ikametinde Ardahan Sulh Ceza Hakimliğinin 16.02.2018 tarihli ve 2018/214 D.iş sayılı arama el koyma kararı uyarınca yapılan adli aramada, birer adet "Kürtler ve kürdistan tarihi" ve "Kürdistan tarihi" isimli kitapların, iki adet bölücü terör örgütü tarafından suistimal edilen sarı, kırmızı ve yeşil renklerde obje, bir adet özgür bakış gazetesinden kesilmiş makalenin ele geçirildiği, ele geçen kitapların Mersin Sulh Ceza Hakimliğinin 10.07.2017 tarihli ve 2017/2551 D.İş sayılı kararı ile yasaklandığı, eşyaların adli emanetin 2018/56 sırasında kayıt altına alındığı,
…12.07.2015 tarihinde Erzurum İli Şenkaya İlçesi İncepınar Mevkiisinde PKK/KCK bölücü terör örgütü mensuplarınca açılan ateş sonucu ölen Kamber Morkoç isimli şahıs için 14.07.2015 tarihinde Ardahan İli Göle İlçe merkezinde düzenlenen cenaze törenlerine katıldıkları, Kamber Morkoç'un ölümüne sebep olan içinde bulunduğu aracın ateşli silahla taranması olayının PKK/KCK bölücü terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirilmesine rağmen bölgede bölücü terör örgütü mensuplarına yönelik operasyon düzenleyen güvenlik güçleri üzerinde baskı oluşturmak ve operasyonları sonlandırmak amacıyla yukarıda açık kimlik ve adres bilgileri yazılı bulunan sanıklar tarafından Kamber Morkoç'un ölümüne neden olan olayın güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirildiği algısı yaratıldığı ve bahse konu cenaze töreninin PKK/KCK bölücü terör örgütü propagandasına dönüştürüldüğü, bu bağlamda ölen şahsın tabutunun üzerinin bölücü terör örgütü tarafından suistimal edilen sarı, kırmızı ve yeşil renklerden oluşan bez parçası ile örtüldüğü, ölenin tabutu üzerindeki fotoğrafının ise bölücü terör örgütünün sözde sembol ve işaretinin üzerine basıldığı, cenaze töreninin İMC TV kanalında haber yapılarak ölen kişinin güvenlik güçlerince öldürüldüğü algısının yaratıldığı, cenaze töreni esnasında ve sonrasında "PKK halktır, halk burada, şehitler ölmez, katil devlet hesap verecek" sloganlarının atıldığı, terör örgütünün sözde gerilla marşının söylendiği,…,” gerekçesiyle terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2-1, TCK’nın 62, CMK ‘nın 231/5 maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
497. FERHAT TEMEL (Karip ve Fatma oğlu, 1983 doğumlu, T.C. Kimlik No: 11299464466); (05/11/2017 Tarihli Kongrede Adıyaman İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 22/03/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/02/2018 tarih ve 2016/259 esas, 2018/87 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 20/07/2015 olduğu belirtilerek,
“15.06.2015 günü…, teröristlerin yakalanmaları için operasyon devam ederken HDP ve DBP Adıyaman İl Teşkilatının, partililere ve müzahir şahıslara "Canlı kalkan" eylemi yapılacağı yönünde sms ile yaptığı çağrı üzerine Adıyaman Merkez, çevre köyler ve Kahta ilçesinden gelen sayıları 1000'e yaklaşan şahısların Kaparınar mahallesinde toplanarak yaklaşık 100'e yakın araçla birlikte yola çıkarak saat 19.00 sıralarında HDP Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım ve bazı parti yöneticileri öncülüğünde operasyona engel olmak ve terör örgütü üyelerinin yakalanmalarını engellemek amacıyla çatışma bölgesinde toplandıkları, HDP Adıyaman Milletvekili şüpheli Behçet Yıldırım'ın operasyonu durdurmak ve "Daha fazla gencin ölmemesi" için toplandıklarını anlatan basın açıklaması sırasında gruptaki bazı şahıslar tarafından terör örgütü ele başı lehine "Biji Serok Apo" şeklinde slogan atıldığı, eylemcilerin uyarılmalarına rağmen mevziden uzaklaşmadıkları, eylemcilerin bir kısmının gece geç saatte, diğer bir kısmının ise ertesi sabah 05.30'a kadar operasyon bölgesinde bekledikten sonra bölgeden ayrıldıklarının tespit edildiği,
Dosya içinde mevcut olay tutanağında belirtildiği üzere olay sırasında grup tarafından atılan "Biji Serok Apo" şeklindeki sloganla eylemin terör örgütünün propagandasına dönüşmesi, olay öncesinde parti tarafından müzahir şahısların cep telefonlarına operasyon bölgesinde canlı kalkan eylemi yapılacağı, bu amaçla Karapınar mahallesinde toplanılacağı yönünde sms ile çağrı yapıldığına dair mahkememiz dosyasında sanık olarak bulunan şahıslardan bir kısmının beyanları, olay tarihinde DBP il yöneticisi olan Zeynal Mutlu'nun ifadesinde bahse konu eylemi canlı kalkan olmak için organize ettiklerini beyan etmesi, eylemcilerin toplandıkları yerin çatışma bölgesine yakınlığı ve toplanılan yerden teröristlerin saklandıkları değerlendirilen noktalara iyice yaklaşarak canlı kalkan olmak istemelerine karşın Jandarma yetkililerinin buna engel olması, toplantı yerinin sivillerin can güvenliği yönünden tehlikeli olduğu, eylemin devamı sırasında bir kısım eylemcilerin, mevzilenen birliklere kasıtlı olarak 10-20 metre mesafeye kadar yaklaşmaları , Ferhat Temel, …olay günü terör örgütü mensuplarına yönelik yapılan operasyon bölgesine gitmesi, terör örgütü mensuplarının olay yerinden kaçmaları, ve toplanan kalabalığın dağılın uyarısına rağmen olay yerinden uzaklaşmamalarına yönelik eylemlerinin silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu oluşturacağı, “ gerekçesiyle silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan TCK’nın 314/2, 220/7, 62, 3713 sayılı Yasanın 5/1 maddeleri gereğince 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
498. KEMAL ÇAKMAK (Kerem ve Seyran oğlu, 1969 doğumlu, T.C. Kimlik No: 34112377996); (29/12/2020 Tarihli Kongrede Iğdır İl Yönetim Kurulu Üyesi, 07/01/2019 - 04/02/2021 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/09/2017 tarih ve 2017/237 esas, 2017/194 sayılı kararı ile,
Suç tarihinin 15/05/2016 olduğu belirtilerek
“…sanığın kendisinin kullandığını kabul ettiği …facebook hesabında yapılan açık kaynak araştırmasında 15/05/2016 tarihli paylaşımında Nusaybinin son hali bu şeklindeki yazı ve bazı fotoğraflar paylaştığı 01/05/2016 tarihinde 2 adet ceset fotoğrafı paylaşılarak idilde katliam yaptılar şeklinde yazıyı paylaştığı yine 13/04/2016 tarihinde yaralı 3 çocuğun fotoğrafını paylaşarak burası cizre insanlık ölüyor cizre de savaş var ibareli paylaşımı yaptığı 03/03/2016 tarihinde Diren sur, direnmektir sana can veren yazılı resmi paylaştığı, 20/02/2016 tarihinde yaralı çocukların fotoğrafını paylaşarak Cizreye ses ver cizre de savaş var şeklinde paylaşım yaptığı, 11/01/2016 tarihinde ceset fotoğrafı paylaşarak Silopi, Cizre, Sur şimdi Van 12 kürt genci infaz edildi yazısını paylaştığı anlaşılmıştır.
Son zamanlarda Ülkemizin özellikle Güney Doğu Anadolu Bölgesinde bölücü terör örgütü tarafından sözde öz yönetim ilan edilerek bu kapsamda hendek kazma ve bomba tuzaklama faaliyetlerinin yapıldığı tüm kamuoyunun malumudur. Bu kapsamda güvenlik güçlerince halkın huzur ve güvenliğinin sağlanması amacıyla yapılan operasyonlar karşısında örgüt militanlarını ve sempatizanlarını diri tutmak, birbirine kenetleyip sözde direnişlerini sürdürmek amacıyla paylaşımlarda bulunduğu, bölücü terör örgütünün sosyal paylaşım sitelerini etkin bir şekilde kullanarak sosyal medya üzerinden özellikle bu şekilde paylaşımlarda bulunulduğu, sanığın suça konu paylaşımlarının da örgütün bu amaçla propagandasını yapma amacını taşıdığı açıkça anlaşılmaktadır.” gerekçesiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddesi uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın ertelenmesine karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
499. NEVZAT CAN (Mehmet ve Saadet oğlu, 1992 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10830156228); (29/12/2020 Tarihli Kongrede Iğdır İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi, 02/01/2018 - 04/02/2021 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/07/2018 tarih ve 2016/151 esas, 2018/83 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 2017 - 2015 olduğu belirtilerek,
“…sanığın eyleminin eşyaların alınması için Didem Korkunç'a gönderilen paradan havale ücreti kesilmemesi amacıyla arkadaşı olan tanık Hüseyin'le görüşmek olduğu tanık Hüseyin'in beyanı nazara alındığında yapmış olduğu görüşmede kız arkadaşının çeyiz parasının geleceği şeklinde beyanda bulunduğu, bunun üzerine tanık Hüseyin'in arkadaşı olan Nevzat'a yardımcı olduğu ve gönderilen parada herhangi bir kesinti yapılmaksızın havalenin gerçekleştiği daha sonra tekrar havale yapılacağında bu sefer tanık Hüseyin'in bu havaleye yardımcı olmadığı ve havalenin sanıkların hesabı üzerinden yapıldığı, her ne kadar sanık Nevzat havalenin ne için yapıldığını bilmediği, sadece sanıklardan Didem'i tanıdığını, bu nedenle olaydan haberi olmadığını savunmuş ise de; tanık Hüseyin'e havale için beyanda bulunurken olayı farklı şekilde anlattığı buna ilişkin makul bir savunma getiremediği, sanık Didem ile arkadaş olması nazara alındığında olaydan haberdar olduğu ve örgüt tarafından gönderilen paranın banka tarafından kesinti yapılmasını önlemek için tanık Hüseyin ile irtibat kurarak bu yönde yardımını talep ettiği, bu itibarla savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu ...” gerekçesiyle,örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte yardım etme suçundan 314/3, 220/7, 314/2, 62, 3713 sayılı Yasanın 5. maddeleri uyarınca 1 yıl 13 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
500. OSMAN AZAK (Şeyhmus ve Emine oğlu, 1953 doğumlu, T.C. Kimlik No: 22595459674); (18/10/2020 Tarihli Kongrede HDP Mazıdağ İlçe Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 18/12/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/03/2017 tarih ve 2017/90 esas, 2017/109 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 01/10/2015 olduğu belirtilerek,
“…sanıklar Osman Azak…'in İlimiz Mazıdağı İlçesinde… ikamet ettikleri, …güvenlik güçlerinin 30/09/2015 tarihinde İlimiz Nusaybin İlçesi Eskihisar, Dağiçi ve Üçyol Mahallelerinde terör örgütü PKK-KCK.nın silahlı üyelerine karşı “Atmaca-2 J.Kom.Er.Muhammet Gürkan” ismi verilen operasyona başladıkları, aynı gün teröristler ile çıkan çatışmada bir teröristin etkisiz hale getirdiği, kaçan teröristleri yakalamak için güvenlik güçleri tarafından operasyonun Dağiçi Mahallesi Berzerkalango mevkisinde devam ettiği, yine burada terör örgütünün üyeleri için yapılan ancak içerisinde cenaze bulunmayan temsili bir mezarlığın bulunduğu, olay tarihi öncesinde Mazıdağı İlçesinde oturan sanıklar Osman Azak, …in sanık Mahir Kapan'ın kullandığı 47 .. 760 plaka sayılı transit marka araç ile, …örgüt mezarlığının yanına geldikleri, ambulans şoförü olan sanık Lokman Abiş'inde resmi araç ile olay yerinde bulunduğu, kendilerini “Canlı Kalkan” olarak kullanan sanıkların özel güvenlik bölgesi ilan edilen alan içerisinde güvenlik güçleri tarafından yapılan askeri operasyonları önlemek ve terör örgütü üyelerinin kaçmalarını sağlamak amacını taşıdıkları, moral, motivasyon olarak örgüt üyelerine yardım ettikleri, Mardin İl Emniyet Müdürlüğü'nün 08/12/2015 tarihli yazısı dikkate alındığında, terör örgütü PKK-KCK.nın 17/08/2015 tarihinde kendisine müzahir internet sitesi üzerinden özel güvenlik bölgesi ilan edilen alanlarda “Canlı Kalkan” eylemi yapılması şeklinde genel talimat verdiğinin anlaşıldığı, bu durumda sanıkların terör örgütünün çağrısı üzerine hareket ettiklerini gösterdiği, esasen TCK 220/7 maddesinde yer aldığı üzere örgüte yardım suçunun gerçekleşmesi için herhangi bir örgüt çağrısına da gerek bulunmadığı, sanıkların kaldıkları süre, güvenlik güçlerinin operasyonlarına engel olmaları dikkate alındığında hareketlerinin suçun oluşması için yeterli ve elverişli düzeyde bulunduğunun kabulü gerektiği, bu şekilde yardım fiilinin gerçekleştiği, sanıkların eylemlerinin bu şekilde sübut bulduğu, her ne kadar sanıklar üzerlerine atılı suçu işlemedikleri, olay yerinde canlı kalkan olarak bulunmadıklarını savunmuş iseler de, olay tutanağının açıklığı, bu sanıklarında diğer sanıklar ile birlikte olay yerinde bulunması, sonrasında birlikte aynı araçlarda yakalanmaları hususları dikkate alındığında, eylemlerinin sübut bulduğu, savunmaların cezadan kurtulmaya yönelik değerlendirilmesi gerektiği, yine sanık Lokman Abiş amirinin talimatı üzerine ambülans ile olay yerine gittiğini savunmuş ise de, konusu suç teşkil eden bu emrin yerine getirilmesinin sanığın cezai sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, dosya kapsamında sanıkların terör örgütü PKK-KCK.nın üyesi olduklarına ilişkin örgüt ile aralarındaki organik bağı ispatlar yeterli delil bulunmadığı,bu nedenle sanıkların örgüt üyesi olarak kabul edilemeyeceği sabit ise de, sanıkların örgütün amaç ve stratejisi doğrultusunda hareket ettikleri düşünüldüğünde, eylemlerinin örgüte-güvenlik güçlerinden kaçan silahlı üyelere yardım etme suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği” gerekçesiyle silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 314/3 ve 220/7 maddesi yollaması ile TCK’nın 314/2, 62, 3713 sayılı Yasanın 5/1 maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
501. REMZİ BOZTAŞ: (Sait ve Fatma oğlu, 1980 doğumlu, T.C. Kimlik No: 23827146430); (26/05/2019 Tarihli Kongrede Yenimahalle İlçe Yönetim Kurulu Asıl Üyesi- 10/03/2015 - 21/01/2021 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/07/2014 tarih ve 2014/121 esas, 2014/265 sayılı kararı ile;
“Sanık Remzi Boştaş'ın suç tarihinde Ankara ili Yenimahalle ilçesinde ikametgah adresinde oğlu için sünnet düğünü tertip ettiği düğün sırasında diğer sanıklardan Serpil Kaya ve Ahmet Kulcu 'yu sanatçı olarak davet ettiği, sanıklar Serpil Kaya ve Ahmet Kulcu'nun sünnet düğününde kürtçe türküler söylediği konuklar ile beraber halay çekilip eğlenildiği, ancak söylenen kürtçe türkülerin terör örgütü PKK'nın propagandasını içeren unsurlar taşıdığı PKK'yı öven şiddet içerikli, şiddete çağrı yapan türkülerle yapılan bu propaganda sırasında düğün sahibi Remzi Boztaş'ın da zafer işaretleri yaparak PKK terör örgütünün simgesi olan sarı, kırmızı ve yeşil renkli bez parçasını kullandığı gerekçesiyle haklarında kamu davası açılmıştır.
Sanık Remzi Boztaş 'ın sünnet düğününü tertip eden ve diğer sanık sanatçıları davet eden olduğu suç içerikli propaganda nitelikli türküler eşliğinde sanığın zafer işareti yaparak sarı, kırmızı ve yeşil renkteki bez parçasını salladığı, baştan sonra organizasyonun düzenleyicisi ve yönlendiricisi olduğu” gerekçesiyle suç tarihinin 10/09/2012 olduğu belirtilerek terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2, TCK’nın 62, 50/1-a, 52/2. maddeleri uyarınca 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
502. SABRİ BATUR (Emin ve Kişmiş oğlu, 1978 doğumlu, T.C. Kimlik No: 58879372100); (20/09/2020 Tarihli Kongrede Antalya İl Başkanı, 01/09/2020 - 23/11/2020 Tarihleri Arası HDP Üyesi)
Antalya 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/03/2018 tarih ve 2018/24 esas, 2018/77 sayılı kararı ile,
Suç tarihinin 2016 yılı olduğu belirtilerek,
“…Sabri Batur'un; 09/09/2016 tarihli paylaşımında, Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nin ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Kuzey Kürdistan olarak gösterildiği gönderiyi,
14/09/2016 tarihli paylaşımında; ellerinde uzun namlulu silah bulunan , YPG Silahlı Terör Örgütü mensubu şahısların fotoğraflarını,
24/09/2015 tarihli paylaşımında; Ellerinde uzun namlulu silah bulunan PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü mensuplarını bulunduğu fotoğraf ve Türk askerlerinin karşı karşıya olduğu fotoğrafı,
20/09/2015 tarihli paylaşımında; PKK Silahlı Terör Örgütünün Suriye uzantısı PYD Silahlı Terör Örgütünün elebaşısı Salih Müslim'in fotoğrafını alıntı yaparak paylaştığı, söz konusu paylaşımda , fotoğrafın altında "Kürtler bir yerde kırmızı çizgi gördüğü zaman yanına sarı ve yeşil çizmekten kendini alıkoyamaz Minbic" yazılı paylaşımının tespit edildiği,
05/08/2016 tarihli paylaşımında; YPG isimli kullanıcı sayfasından fotoğrafı kendi sayfasında paylaştığı paylaşıma bakıldığında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti haritasının bölünmüş olduğu paylaşımının tespit edildiği,
09/02/2016 tarihli paylaşımında; Yüksekova Aktuel Haber isimli gazete sayfasından alıntı yaparak paylaştığı paylaşımda, "Dünya PYD'yi ve YPG'yi terör örgütü olarak görmüyor diye kendi ülkesinde bomba patlatıp ve anında intihar eden kişiyi bulup bunu PYD yaptı diyen bir hükümet yönetimi var. Madem katilleri bulmakta bu kadar hızlı olabiliyorsunuz Tahir Elçinin katilleri nerede? Suruç Diyarbakır ve Ankara (HDP mitinginde) sorumluları nerde…" yazıldığı paylaşımının tespit edildiği,
22/03/2016 tarihli paylaşımda; Selehattin Demirtaş isimli kullanıcı sayfasından alıntı yaparak, yaptığı paylaşımda "Kürtler Çanakkaleyi savunmak için atlarıyla gittiler Türkler Cizreyi yıkmak için tanklarıyla geldiler" Allah kabul etmesin bu TC zulmünü Amin" yazılı paylaşımın olduğunun tespit edildiği,” gerekçesiyle silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2-2, TCK’nın 43, 62 maddeleri uyarınca 1 yıl 21 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
503. SADIK TURAN (Ahmet ve Fehime oğlu, 1954 doğumlu, T.C. Kimlik No: 55816357572); (26/10/2019 Tarihli Kongrede HDP Midyat İlçe Yönetim Kurulu Yedek Üyesi, 06/02/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Midyat Ağır Ceza Mahkemesinin 08/05/2014 tarih ve 2014/63 esas, 2014/70 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 17/01/2014 olduğu belirtilerek,
“…Sanık Sadık Turan’ın 22.01.2013 tarihinde Doğançay köyü kırsalında güvenlik güçleri ile girdiği çatışmada ölü ele geçirilen oğlu İdris Turan'a ait mezar taşı üzerine PKK/KCK terör örgütünü simgeleyen sarı yeşil zemin üzerine kırmızı yıldız ibareli sözde bayrağı yaptığı, bu kapsamda sanığın terör örgütünün üyesi veya destekçisi olduğunu belli edecek şekilde örgüte ait amblem, resim veya işaretleri oğlunun mezarına yapmak suretiyle üzerine atılı PKK terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği,…” gerekçesiyle terör örgütünün propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2, TCK’nın 50/1-a, 52/4 maddeleri uyarınca 7.300 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
504. TÜRKAN POYRAZ (Ramazan ve Arife kızı, 1973 doğumlu, T.C. Kimlik No: 52894462044); (29/12/2019 Tarihli Kongrede İzmir İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 17/10/2017-21/01/2020 Tarihleri Arası ve 04/03/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Sivas 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/05/2017 tarih ve 2017/24 esas, 2017/67 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 27/09/2016 olduğu belirtilerek
“Dosyada bulunan olaya dair tutanaklara, tanık Yılmaz Şenkal'ın anlatımına, HTS kayıtlarına, arama el koyma tutanaklarına, kriminal raporlarına, delil incelemelerine, iddiaya, savunmalara ve tüm dosya kapsamına göre;
Sanıkların 27.09.2016 tarihinde 35 .. 0067 plaka sayılı araçta birlikte bulundukları, araçta 5 kg pirinç, 10 adet lavaş ekmek, 5 adet somun ekmek, 1 kg tulum peyniri, yarım kilo siyah üzüm, 2 kg çay, 2 kg toz şeker, 2 paket peynir ve 2 paket kaşar peyniri bulundurdukları halde yakalandıkları, sanıkların yakalandıkları yere yakın bir yer olan Ortakent mevki Yağcılar köyü Kalınpınar yaylasında 29.09.2016 tarihinde 6 PKK mensubunun ölü olarak ele geçirildiği, her ne kadar sanıkların bir kısım akrabalarına gittiklerini belirtseler ise de, tanık Yılmaz Şenkal'ın beyanına göre sanıkların PKK mensuplarının ölü olarak ele geçirildiği yer olan Ortakent'i sorduklarını belirttiği, sanık Türkan'ın üzerinden kışın kampa gideceği bilenen örgüt üyelerine ulaştırılmasının amaçladığı "20 Eylül'e kadar sıfır battaniye, sıfır ayarında kullanılabilir beş bin battaniye" ibareli notun bulunduğu, sanıkların geçmişlerinden örgütün PKK terör örgütüne müzahir olduklarının anlaşıldığı, olay günü sanıkların karadeniz yapılanmasında bulunan PKK silahlı terör örgütü mensuplarına yolda satın aldıkları erzakı teslim etmek üzere götürdükleri, henüz terör örgütü mensupları ile görüşme sağlayamadan güvenlik güçlerince yakalanmaları nedeniyle eylemlerini tamamlayamadıkları anlaşılmış, Bu şekilde sanıkların üzerlerine atılı silahlı terör örgütüne yardıma teşebbüs etme suçunu işledikleri sabit olmuştur.” gerekçesiyle yasa dışı silahlı terör örgütüne yardıma teşebbüs suçundan TCK’nın 314/2, 220/7, 35, 3713 sayılı Yasanın 5/1 maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
505. MEŞHET SIRIMSI (İbrahim ve Hanım oğlu, 1985 doğumlu, T.C. Kimlik No: 19060819712); (26/12/2019-02/01/2020 Tarihleri Arası HDP Üyesi, 17/11/2019 Tarihli Diyarbakır İli Bismil İlçe Kongresinde Yönetim Kurulu Asıl Üyesi)
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/06/2013 tarih ve 2011/557 esas, 2013/358 sayılı kararı ile;
"Sanık Meşhet SIRIMSI'nın, PKK-KONGRE-GEL terör örgütün güdümünde yayın yapan ROJ TV'nin 14/04/2011 tarihinde ana haber bülteninde "… KCK 19 Nisan duruşmasına kitlesel ve güçlü katılım çağrısı yaptı" şeklinde haberlerin yer aldığı, PKK-KONGRE-GEL terör örgütün güdümünde yayın yapan www.firatnew.com ve www.rojaciwan.com isimli sitelerin 14/04/2011 yayınlarında "KCK yürütme konseyi başkanlığı Kürt siyasetçilerinin 19 Nisan da görülecek olan KCK duruşması için çağrı yaparak duruşma sırasında güçlü gösterilere çağırdı. Kürt halkının kitlesel gösteriler ile siyasetçcilere sahip çıkması istedi.", Roj Tv'nin 19/04/2011 tarihli ana haber bülteninde "Mahkeme 26 Nisana ertelendi Avukatlar da barodan tamamen çekilmeyi düşünüyor. Colemerg (Hakkari Bağımsız milletvekili adayı Selahattin Demirtaş, mahkemenin infaz haneye düşüntürüldüğünü 18 Nisan darbesine karşı herkesi alanlara çıkmaya çağırdı" şeklinde haberlere yer verildiği,
Bu çağrılar doğrultusunda hareketle 19/04/2011günü adliye önünde KCK davasını protesto amacıyla toplanan gruba dağılmaları yününde ses yükseltici cihazlarla defalarca eylemlerinin kanunsuz olduğunun ihtar edildiği, grubun etkinlik boyunca "BİJİ SEROK APO, PKK HALKTIR HALK BURADA vb." şeklinde sloganlar attığı, grup içerisinde yer alan göstericilerin polise taşlı saldırıda bulunulduğu, dosyada mevcut 19/04/2011 gününe ait fotograflar ve CD incelendiğinde, sanığın terör örgütünün propagandasının yapıldığı yasadışı gösteriye yüzü açık bir şekilde katıldığı, ihtara ve zor kullanmaya rağmen dağılmayan yüzleri maskeli ellerinde taş olan grupla birlikte hareket ettiği vesanığın içinde bulunduğu grup ile birlikte polise taş attığı, yine dosyada mevcut 06/04/2011 gününe ait fotograflar ve CD incelendiğinde sanığın terör örgütünün propagandasının yapıldığı yasadışı gösteriye yüzü sarı, kırmızı ve yeşil renkli puşi ile kapatmak suretiyle katıldığı,ihtara ve zor kullanmaya rağmen dağılmayan yüzleri maskeli ellerinde taş olan grupla birlikte hareket ettiği vesanığın içinde bulunduğu grup ile birlikte polise taş attığı, böylece; 06/04/2011 tarihli Terör örgütünün propagandasını yapmak, 19/04/2011 ve 06/04/2011 tarihli 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet ve görevi yaptırmamak için direnmesuçlarını işleyen sanığın, bu suçları, PKK terör örgütü adına işlediği sabit olduğu" şeklindeki gerekçeyle TCK'nın 314/3 ve 220/6. maddeleri yollamasıyla TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 31.03.2014 tarihli ilamı ile onanarak kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
506. ÖZGÜR ARAS (Mustafa ve Hülya oğlu, 1981 doğumlu, T.C. Kimlik No: 25424344806); (20/02/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, Van İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi)
Van 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/02/2018 tarih ve 2017/197 esas, 2018/50 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 12/06/2016 olduğu belirtilerek;
"Sanığın "Özgür Aras" isimli herkese açık facebook sosyal ağ hesabının internet ağı ortamındaki herkese açık profilinden;
12/06/2016 tarihinde, www.vanhaberdar.com isimli sözde haber sitesindeki ellerinde silah bulunan 5 bölücü örgüt mensubunun fotoğrafını paylaştığı; bu paylaşımın silahın doğrudan şiddeti çağrıştırması nedeniyle terör örgütünün; cebir, siddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapmak şeklinde yasal unsurlarını oluşturduğu,
…09/10/2014 tarihinde, örgüt mensupları ellerinde silahlarla çizilmiş bir resmi ile üzerinde "Herkes diz çökecek Kobane Düşmeyecek" şeklinde yazı paylaştığı, bu paylaşımın silahın doğrudan şiddeti çağrıştırması nedeniyle terör örgütünün; cebir, siddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapmak şeklinde yasal unsurlarını oluşturduğu kanaatine varılarak sanığın üzerine atılı Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçunu işlediği sabit olduğundan, eylemine uyan 3713 sayılı Kanunun 7/2-2. cümle, TCK’nun 43/1, 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
507. SEVTAP AKDAĞ KARAHALI (Sami ve Fadime kızı, 1965 doğumlu, T.C. Kimlik No: 55681139020); (20/05/2017, 11/02/2018 ve 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrelerde Parti Meclisi Asıl Üyesi, Parti Meclisinin 29/07/2018 Tarihli Toplantısında MYK Üyesi - 17/05/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/20815 soruşturma numaralı dosyasında;
Suç tarihinin 02/02/2017 olduğu belirtilmekle;
Özetle, PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın 15/02/1999 tarihinde Kenya'da yakalanarak ülkemize getirilmesi terör örgütü tarafından 15 Şubat komplosu olarak lanse edilerek devam eden süreçte 15 Şubat tarihlerinde ülkemiz genelinde şiddet eylemleri gerçekleştirildiği,
02.02.2017 tarihinde PKK/KCK terör örgütüne yönelik gerçekleştirilen operasyonel çalışmalarda yakalanan örgüt mensuplarından elde edilen dijital verilerin incelemesinde;
"Şubat başından itibaren Önderliğin özgürlüğü temelinde araç yakma, bütün ...lilerin hedef yapıldığı eylemler, ses bombalı eylemler, yapabiliyorsak faşistlerin yaşadığı sokak tespit edilip birkaç dakika içerisinde sokakta ne varsa yakılıp yıkılır. Baz istasyonları, fabrikalar, faşistlere ait yerler hedeflenmelidir. Şimdiden şubat ayı için hazırlıklar yapılsın. Şubat başından itibaren eylemler başlasın." Şeklinde İstanbul ilinde eylem gerçekleştirilmesi için PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet gösteren örgüt mensuplarına talimatlar gönderildiği tespit edilmiş,
...Bu kapsamda PKK/KCK terör örgütü, örgütün gençlik yapılanması DGH (Devrimci Gençlik Hareketi) ve toplumsal alan yapılanması içerisinde faaliyet gösteren örgüt mensuplarınca yakma yıkma molotoflama kundaklama ve EYP (El yapımı patlayıcı) tarzında eylemler gerçekleştirileceği değerlendirilmekle;
PKK/KCK terör örgütü toplumsal alan yapılanması içerisinde faaliyet gösterdiği değerlendirilen şüpheli Sevtap Akdağ Karahalı hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan soruşturma yapıldığı,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
508. SAİT TAYCI (Ahmet Zeki ve Sebahat oğlu, 1960 doğumlu, T.C. Kimlik No: 21742552626); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi - HDP Manisa İli (Eş) Başkanı - 20/02/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
a) Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/11/2015 tarih, 2015/162 esas, 2015/377 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 14/02/2015 olduğu belirtilerek;
“… (HDP) Manisa İl Başkanlığı ile YDG-H (Yurtsever Devrimci Gençlik-Hareketi) içerisinde yer alan şahısların organizesinde PKK/KCK terör örgütü elebaşının 15 Şubat 1999 tarihinde yakalanarak ülkemize getirilişini protesto etmek amacıyla, 14.02.2015 tarihinde, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan bir grubun toplandığı, grubun içerisindeki 25-30 kişinin elinde meşaleler olduğu, grubun yürüyüşe başladığı, yürüyüş grubunun ön tarafında HDP il başkanı sanık H.A. ile eş başkanı sanık Sait Taycı’nın ve HDP Yunusemre ilçe başkanı sanık S.H.’ın yürüdüğü, yürüyüşün, üzerinde PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın resminin bulunduğu "Önderliğe Özgürlük, Kürdistana Statü" yazılı pankart taşınmak suretiyle, kapalı pazar yerine kadar devam ettiği, kapalı pazar yerinde bir dakikalık saygı duruşu yapıldığı ve marş söylendiği, ardından HDP il Başkanı sanık Hatice Aslan’ın gruba hitaben basın açıklaması yaptığı, yürüyüş ve basın açıklaması sırasında topluluk tarafından zaman zaman "Biji Serok Apo (Yaşasın Önder Apo)-Gençlik Aponun Fedaisidir-Dişe Diş Kana Kan Seninleyiz Öcalan-Önderliğe Özgürlük Kürdistana Statü-Horozköy Uyuma, Önderine Sahip Çık-Horozköy Ovası Apoculuk Yuvası-Be Serok Jian Nabe (Öndersiz Yaşam Olmaz)" şeklinde sloganlarlar atıldığı gerekçesiyle; sanığın eylemine uyan 2911 sayılı Kanunun 28/1 ve TCK’nın 62. maddesi uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 23/12/2015 tarihinde kesinleştiği,
b) Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/04/2016 tarih, 2015/356 esas, 2016/122 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 22/03/2015 olduğu belirtilerek;
“…Nevruz Bayramı’nın Halkların Demokratik Partisi (HDP) adına 22.03.2015 tarihinde kutlanması amacıyla bir kısım sanıklarla birlikte sanıklar S.H. ve H.A.’ın başkanlığında “Düzenleme Kurulu” oluşturulduğu,
…22.03.2015 tarihinde Nevruz Bayramı kutlamalarının yapılması amacıyla Pazar Yeri alanında toplanıldığı, toplantı alanına PKK/KCK terör örgütü yöneticisi Abdullah Öcalan’ın resimlerinin bulunduğu pankartlar asıldığı, bu pankartlardan bir tanesinin üzerinde “edi bese ji reber apo ra azadi!, yeter artık önderliğe özgürlük!” ibaresinin, diğerinde ise “önderliğe özgürlük kürdistana statü-hun bixer hatine newroz pirozbe-an azadi-hoşgeldiniz” ibarelerinin yazılı olduğu, yine toplantı alanına; ölen pek çok teröristin fotoğraflarının ve PKK/KCK terör örgütünün kurucularının fotoğraflarının asıldığı, söz konusu pankartların kaldırılması yönünde düzenleme kurulu üyelerine uyarı yapıldığı, ancak pankartların kaldırılmadığı ve bu hususa ilişkin emniyet görevlilerince tutanak tutulduğu, anlaşılmıştır.
…Düzenleme kurulu üyeleri olan sanıklar …S.H. ve H.A.’ın; PKK/KCK terör örgütü yöneticisi Abdullah Öcalanile bu terör örgütünün üyesi olan ve farklı tarihlerde silahlı çatışmalarda ölen kişilerin resimleri ile üzerinde bu kişilerin eylemlerini öven yazıların bulunduğu pankartları toplantı alanına asmak suretiyle terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini övdükleri, yine sanık Sait Taycı’nın topluluğa hitaben yaptığı konuşma içeriği ile sanıkların Kürtçe ve Türkçe söyledikleri şarkıların içeriği bir bütün olarak ele alındığında; PKK/KCK terör örgütü ile bu örgüte üye olup silahlı eylemlerde bulunan kişilerin cebir, şiddet ve tehdit içeren eylemlerini över ve teşvik eder nitelikte olduğu anlaşılmakla; sanıklar S.H., H.A. ve Sait Taycı’nın terör örgütü propagandası yaptıkları gerekçesiyle; sanığın 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesi ve TCK’nın 62. maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 12/05/2016 tarihinde kesinleştiği,
c) Manisa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/12/2018 tarih, 2017/262 esas, 2018/825 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 15/02/2016 olduğu belirtilerek;
“…Sanık Sait Taycı;
23/08/2015 günü PKK/KCK terör örgütü adına silahlı faaliyet yürüten terör örgütü mensuplarının güvenlik kuvvetleri karşısında kaldıkları zor duruma engel olmak için canlı kalkan eylemlerine katılımı arttırmak amacıyla HDP il ilçe teşkilatları koordinatörlüğünde PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması olan YDG-H içerisinde faaliyet yürüten şahısların 3-5 kişilik gruplar halinde Diyarbakır Fis Ovasında buluştukları, bu kapsamda PKK/KCK terör örgütünün talimatları doğrultusunda HDP il ve ilçe yönetimlerinin öncülüğü ile gerçekleştirilen sözde canlı kalkan eylemine sanık Sait Taycı'nın katıldığının tespit edildiği,
29.11.2015 tarihli terör örgütünün propagandasına dönüştürülen eylem sırasında sanık Sait Taycı'nın bu 20 kişilik grup ile birlikte hareket ettiği, yine eylem sırasında sanığın "şehit Namırın"şeklinde slogan attığının tespit edildiği,
13/12/2015 günü HDP İl ve İlçe Teşkilati ve Demokratik Gençlik (Dem-Genç) içerisinde bulunan şahıslar tarafından üzerinde terörist başı Abdullah Öcalan'ın resmi bulunan "önderliğe özgürlük kürdistana statü" yazısını içerir pankart ve yine yeşil zemin üzerindeki ve sol köşesinde terörist başı Abdullah Öcalan'ın resmi ve sarı yuvarlak içerisinde kırmızı yıldız ile kırmızı renkte yazılmış önderliğe uygulanan tecrit barışa vurulan darbedir yazısı bulunan Dem-Genç imzalı pankartın taşındığı ve yürüşüyün sonunda basın açıklaması yapıldığı, eski HDP binasının önüne gelindiğinde gerilla marşı okunduğu ve akabinde güvenlik güçleri tarafından girdikleri çatışmalarda öldürülen teröristlerin anısına saygı duruşu yapıldıktan sonra basın açıklaması metni okunduğu, yürüş ve basın açıklaması sırasında "Manisa uyuma şehidine sahip çık - baskılar bizi yıldıramaz - biji serak Apo - şehit namırın - biji berxudane sure - Manisa ovası Apocular yuvası, faşizme karşı omuz omuza, bican buxin enterama eysero - selam selam imralıya bin selam - surda düşene dövüşene bin selam - savaşa hayır barış hemen şimdi - yaşasın halkların kardeşliği - savaşa hayır barış hemen şimdi" şeklinde sloganlar atıldığı eylemi organize edenler arasında sanık Sait Taycı'nın da bulunduğu, topluluğun en önünde ve açılan yasa dışı pankartın hemen arkasında bahse konu gösteri yürüyüşüne katıldığı gibi "faşizme karşı omuz omuza" şeklinde slogan attığı ve attırdığının tespit edildiği,
27.12.2015 günü sanık Sait Taycı'nın yasadığı sözde basın açıklamasına iştirak ettiğinin ve yasa dışı eyleme katıldığının görüntü inceleme, çözüm ve tespit tutanağı ile tespit edildiği,
09.01.2016 günü HDP Salihli İlçe Teşkilatı organizesinde HDP Manisa İl Teşkilatı ve Manisa İlçe Teşkilatlarının da katılımı ile önceki yıllarda ölen PKK/KCK üyesi teröristlerinin anıldığı terör örgütünün propagandasına dönüştürülen basın açıklaması ve oturma eylemi sırasında sanık Sait Taycı'nın yasa dışı propaganda atan ve yasa dışı pankartlar taşıyan kişiler arasında olduğu ve basın açıklaması yaptığının tespit edildiği,
15.02.2016 günü HDP il eş başkanları sanıklar Sait Taycı ve Hatice Aslan'ın da aralarında bulunduğu 30 kişilik grubun PKK/KCK terör örgütü ele başısı Abdullah Öcalan'ın 15.02.1999 'da yakalanarak ülkemize getirilişini protesto etmek amacıyla toplanarak sayın Öcalan'a yönelik uluslararası komployu kınıyoruz ile üzerinde PKK/KCK terör örgütünü simgeleyen amblem üzerinde terör örgütü ele başısı Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu pankartların açılmasıyla birlikte grup tarafından "savaşa hayır, barış hemen şimdi, selam selam İmralı'ya bin selam" şeklinde slogan atarak yürüyüşe geçtiklerinin ve sanık Sait Taycı'nın da bu grubu yönlendirdiğinin tespit edildiği,
Sanıklardan H.A.’ın ikametinde ve iş yerinde ve üzerinde Manisa 2. Sulh Ceza Hakimliğinin kararına istinaden yapılan aramada ele geçirilen cep telefonunun incelenmesinde; PKK/KCK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın resminin altında "Özgür önderlik ile özerk kürdistan a doğru" ibareleri yazılı pankartın asılı olduğu salonda sanık Sait Taycı' nın fotoğrafının bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Bu şekilde sanık Sait Taycı'nın örgüt içerisinde çeşitlilik yoğunluk içeren görevler üstlendiği, böylelikle üzerine atılı PKK/KCK terör örgütünün amaç, hedef ve talimatları doğrultusunda kurulan bu örgütün gençlik yapılanması olan YDG-H terör örgütüne üye olma suçunu işlediğinden, 3713 sayılı Kanunun 7/1. maddesi delaletiyle TCK'nın 314/2, 62 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
509. HÜRRİYET KAYTAR (Reşit ve Sekine kızı, 1981 doğumlu, T.C. Kimlik No:45691969458); (11/02/2018 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Üyesi, 08/02/2018 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 25/12/2019 tarihli ve 2019/6545 esas, 2019/4479 Sayılı İddianamesiyle;
Suç tarihlerinin 18/05/2016 , 22/05/2016 olduğu belirtilerek;
"HDP Batman İl Örgütü" isimli Facebook sayfası tarafından 18.05.2016 günü saat 15.01 sırlarında “HDP Eş Gen Ki. Başkanı Sayın Selahattin Demirtaş ve DTK Eş Genel Başkanları 22 Mayıs Hazar Günü Saat 17:00’de Batman HDP İl Binası Önünde Halkla Buluşacak. Büyük Buluşmaya Tüm Batman Halkı Davetlidir.' şeklinde paylaşımın yapıldığı, yapılan paylaşım resminin içeriğinde; HDP Genel Başkanı Sclahattin DEMİRTAŞ, Demokratik Toplum Kongresi üyesi Hatip Dicle, HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Leyla Güven ve Gülistan KILIÇ isimli şahısların fotoğraflarının yer aldığı, üzerinde “Geleceğimizi Konuşuyoruz Selahattin Demirtaş, Hatip DİCLE, Ertuğrul Kürkçü, Leyla Güven, Gülistan KILIÇ, İrademize Sahip Çıkalım Yarınımız İçin İnadına Özgürlük İnadına Barış Tarih; 22 Mayıs 2016 (Pazar) Saat: 17:00 Yer: HDP İl binası önü” ibarelerinin yer aldığı ve resmin alt kısmında "HDP, DBP, Kongreya Civake Demokratik, Halkların Demokratik Kongresi" ibarelerin yer aldığı, paylaşımların yapılarak sosyal medya üzerinden halka çağrıda bulunulduğu,
22.05.2016 günü saat 16.43 sıralarında HDP Batman İl Binası önünde toplanan grup PKK KCK terör örgütü elebaşısı lehine slogan attıkları, Saat 17.10 sıralarında Merkez Cihan Kavşağında bulunan HDP Batman İl Başkanlığı önünde parti yöneticileri tarafından konuşmalar yapıldığı, konuşmalar sonrası grup dağılmaya başladığı esnada görev alan güvenlik güçlerine ve TOMA araçlarına yönelik taşlama yapıldığı,
Basın açıklaması ve kanuna aykırı etkinlik esnasında grup tarafından “ bi.ji serok al’o (yaşasın başkan apo), ...be serok jiyan nabe (öndersiz yaşam olmaz), kürdistan faşizme mezar olacak, bi.ıi berx wed an e YPG (yaşabsın YPG direnişi), gerilla gerrilla, dişe diş kana kan seninleyiz öcalan, baskılar bizi yıldıramaz, biji berxwedane meclise (yaşasın meclis direnişi), şkı1id namirin" (şehid ölmez), kürdistan faşizme mezar olacak" şeklinde sloganlar atıldığının anlaşılması nedeniyle "Kanuna Aykırı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Düzenleme Yönetme Bunların Hareketlerine Katılma" suçundan Hürriyet Kaytar hakkında Batman 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/34 Esası sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı, davanın halen derdest olduğu,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
510. HELİN YILMAZ (Ali Duran ve Türkmen kızı, 1997 doğumlu, T.C. Kimlik No: 26213481962); (23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asil Üyesi, 20/02/2020 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/11/2018 tarih ve 2017/72 esas, 2018/258 sayılı kararı ile;
“…Sanık Helin Yılmaz'ın twitter profilinden patlamadan sonraki gün olan 11/12/2016 tarihinde; "Kuştur uçar, polistir ölür" şeklinde bir paylaşım yaptığı, bu paylaşım ile görevleri başında hain bir saldırı sonucu şehit olan polis memurlarının hayatlarını kaybetmesini normalleştirerek adeta kaçınılmaz bir durum gibi göstermeye çalıştığı, paylaşımın bir bütün olarak gerçekleşen terör eylemini desteklemeye matuf olduğu…” gerekçesiyle 10/12/2016 tarihli terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2-1.cümle, 3713 sayılı Yasanın 7/2-2.cümle maddesi uyarınca 1 yıl 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
511. YÜKSEL BUDAK (Hüseyin ve Cevahir kızı, 1975 doğumlu, T.C. Kimlik No: 26974048572); (24/01/2016 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Üyesi, 19/01/2016 – 18/03/2021 Tarihleri Arasında HDP Üyesi)
Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/10/2020 tarih ve 2018/533 esas, 2020/283 sayılı ilamı ile;
Suç tarihinin 19/12/2015 olduğu belirtilerek;
19/12/2015 tarihinde, HDP Nazilli İlçe teşkilatı organizesinde Nazilli ilçesinde, ülkemizin Doğu ve Güneydoğu bölgesinde PKK'ya karşı devam eden terörle mücadele operasyonlarını ve sokağa çıkma yasağı ilanlarını protesto etmek için, dosyamız sanıklarının toplandıkları, sanık Yüksel Budak'ın da 18.03.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere toplanan kalabalığa hitaben; "Öncelikle katılan herkese teşekkür ediyorum bu oturma eyleminin sebebi kürdistanda var olan yoğun çatışmalı savaşı protesto etmek ve burada direnen insanlara ve orada direnen insanlara buradan bir selam göndermekteyim isterdim ki bütün Türkiye halkları olarak şu anda bu parkta bizi seyreden bütün Türkiye halkları olarak bu sesleri birlikte çoğaltabilirdik birlikte bir ses olabilseydik birlikte güçlü bir cevap olabilseydik seyretmekle yetinmeseydik çünkü seyrettiğimiz sürece inan dünyanın hiç bir yerinde ne barışı ne özgürlüğü ne de insanca yaşamı inşa edemeyeceğiz eğer birlikte yaşıyorsak ve eğer birlikte bir gelecek hayal ediyorsak bugün birbirimizin sesine ses olmamız gerekiyor birbirimizin acısına ortak olmamız gerekiyor çok teşekkür ediyorum." şeklinde açıklamalarda bulunduğu; PKK'nın ise silahlı bir terör örgütü olduğu ve kırk yıla yakın bir süredir ülkemizde başvurduğu birçok silahlı eylem sonucu binlerce insanın yaşamını yitirdiği ve bu eylemler sonucu Türk Devletinin ve vatandaşlarının büyük maddi kayıplara uğradığı bilinen bir gerçektir. PKK terör örgütünün silahlı terör eylemleri halen de devam etmekte, son bir kaç yıl içinde Ankara Güvenpark, Merasim Sokak, Elazığ, İstanbul, İzmir ve birçok yerleşim yerinde gerçekleştirdiği eylemlerle yüzlerce insanın yaşamını yitirmesine, onlarca vatan evladının şehit olmasına neden olmuş ve halen de ülkemizin Güneydoğu bölgesinde ve komşu ülke coğrafyasında Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Güçleri ve korucuları hedef almaktadır. 2015-2016 yıllarında ise, Devletin barış sağlama çabaları örgüt tarafından baltalanarak, Güneydoğu bölgesinde birçok yerleşim biriminde, hendek kazılması, barikatlar, mayınlı tuzaklar gibi fiiller sonucu toplum ve kamu düzeninin bozulmasına ve kişilerin mal ve can kaybına neden olmuş, yüzlerce vatan evladı şehit düşmüş, kamu düzeni açıkça yok edilmeye çalışılmıştır. Hal böyle iken sanığın vatandaşlık görevi gereği hain terör örgütünün bu insanlık dışı saldırılarını kınaması gerekirken, güvenlik güçlerinin canını hiçe sayarak, vatan müdafaası için verdiği bu çetin mücadeleyi protesto etmesi, devlet tarafından yapılan bir kıyımmış gibi göstermesi ve PKK'lılarca yapılan eylemleri Kürt halkının direnişi gibi göstermeye çalışması sanığın açıkça örgütün destekçisi ve sempatizanı olduğunu belli edecek şekilde açıklamalarda bulunduğu, bu kapsamda; ". kürdistanda var olan yoğun çatışmalı savaşı protesto etmek ve burada direnen insanlara ve orada direnen insanlara buradan bir selam göndermekteyim" şeklindeki açıklamalarıyla ülkemizin Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerini ülke topraklarının dışında tutarak, burada çatışan örgüt mensuplarını legal direnişçi olarak gösterdiği, dolayısıyla yasa dışı silahlı terör örgütü olan PKK/YPG terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterdiği, övdüğü, bu yöntemlere başvurmayı teşvik etmek suretiyle propagandasını yaptığı, bu sözlerin şiddete teşvik ve tahrik, terör eylemlerini haklı göstermek amacını taşıdığı anlaşılmakla; sanığın üzerine atılı terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği sübut bulunmakla eylemine uyan, 3713 sayılı Kanun'un 7/2, TCK.nın 62. maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
512. ERHAN BASUT (Nizamettin ve Aliye oğlu, 1974 doğumlu, T.C. Kimlik No: 22789459602); (15/11/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Yedek Üyesi)
Erciş Ağır Ceza Mahkemesinin 10/06/2019 tarih ve 2018/169 esas, 2019/81 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 14/01/2016 olduğu belirtilerek;
“…Suç tarihinde Erciş ilçesinde kendilerine “Erciş Halk Meclisi” adını veren grup tarafından 10/10/2015 tarihinde Ankara’da meydana gelen terör eylemini protesto etme adı altında açık alanda toplantı gerçekleştirildiği, bu toplantı sırasında “Özyönetim” adı altında daha önceden hazırlanmış olan basın açıklamasının sanık Erhan Basut tarafından okunduğu, okunan basın açıklamasında; ''Biz demokratik öz yönetimle kendimizi geliştireceğiz. Köyümüzün, mahallemizin, kasabamızın, iradesi temellinde oluşan meclislerimizde vereceğimiz kararlarla kendimizi yöneteceğiz. Bize yönelik katliamlar geliştiren ve yönetim olarak adlandırılan devlet kurumlarını ve devletin güvenlik adı altında şiddeti meşrulaştırdığı polis gücünü istemiyoruz. Bizler toplum olarak güvenliğimizi kendimiz alacağız. Ve devlet kurumlarına muhtaç olamadan, devlet kurumlarının baskısına maruz kalmadan özgür bir toplum olarak yaşama iradesi, demokratik Öz yönetimleri gerçekleştirme temelinde yürüyeceğiz… bu kentte bulunan devletin tüm kurumları bizim için meşruiyetini kaybetmiştir. Bu şekilde devletin hiçbir organıyla bizi yönetemeyecektir. Bundan sonra halk olarak öz yönetimi esas alarak Demokratik temeller yaşamını inşa edeceğiz. Bundan sonra da gerçekleşecek olan tüm saldırılar karşısında demokratik Öz savunmamızı gerçekleştireceğiz..” şeklinde açıklamada bulunulduğu,sanıkların Erciş ilçesinde Özerklik açıklaması yapmalarının amacının silahlı terör örgütü PKK/KCK’nın başka yerlerde ilan ettirmiş olduğu Özerklik ilanlarına destek vermek gayesiyle ve dolayısıyla bu terör örgütü adına yapılmış olduğunun anlaşıldığı... Bazı sanıkların beyanlarına göre daha önceden parti kurullarında tartışılmış olan Özerklik ilanının olay günü son olarak HDP Erciş ilçe teşkilatında konuşulup tartışıldığı, dolayısıyla, yapılan özerklik açıklamasının adı geçen parti yöneticisi ve partide etkinliği olan sanıklar tarafından tartışılmış ve birtakım sanıkların beyanlarından anlaşıldığı üzere özerklik açıklamasının kararlaştırılmış olduğunun ve bu haliyle sanıkların ortak fikir ve eylem birliği yaparak “Özerklik-Öz Yönetim” açıklamasını yaptıklarının anlaşıldığı, kaldı ki, sanıkların ikametlerinde yapılan aramalar sırasında elde edilen dökümanlar incelendiğinde, sanıkların PKK/KCK terör örgütünün hedefleri doğrultusunda yayın yapan birkısım yayınları takip ettikleri ve bu terör örgütü liderine ait kitapları bulundurduklarının anlaşıldığı, bu hususların ise, sanıkların söz konusu örgüte sempatilerinin bulunduğunu ve dolayısıyla söz konusu “Özerklik-Öz Yönetim” açıklamasının bu örgüt adına yapılmış olduğu, yine sanıkların Özerklik açıklamasının yapıldığı halka açık bir meydanda PKK/KCK terör örgütüne ait gerilla marşını okudukları, aynı örgüt mensuplarının Devletinmeşru güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmalarda ölen teröristler anısına saygı duruşunda bulundukları, sanıkların bu eylemlere gerek sözlü ve gerekse eylemsel olarak iştirak ettiklerinin sabit olduğu, bu şekilde sanıkların atılı suçları işlemiş olduklarının anlaşıldığından" şeklindeki gerekçeyle sanığın TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62. maddeleri gereğince 10 YIL hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
513. HALİDE TÜRKOĞLU (Adil ve Zuhra kızı, 1985 doğumlu,T.C. Kimlik No: 38935183314); (26/12/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi, 23/02/2020 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Asıl Üyesi)
Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/04/2021 tarih, 2019/473 esas, 2021/107 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 29/08/2019 olduğu belirtilerek;
" ...Dosya kapsamı itibariyle sanığın eylem tespitlerine bakıldığında; PKK/KCK silahlı terör örgütü güdümünde yayın yapan "anf türkçe" isimli haber sitesinde 26/11/2018 tarihinde "KCK tecridi kır, faşizmi yenilgiye uğrat, kürdistan'ı özgürleştir.", 27/11/2018 "jınnews" isimli haber sitesinde "Leyla Güven eylemine destek çağrısı güzel yarınlar için bu taşın altına elimizi koyalım." başlıkları altında yapılan haberlerle ... isimli başka dosya sanığının başlatmış olduğu açlık grevlerine katılımın sağlaması için eylem çağrısında bulunulduğu, dosyada mevcut görüntü çözüm ve şahıs tespit tutanağına göre sanığın yukarıda bahsi geçen örgütsel eylem çağrısı üzerine düzenlenen organizasyonlara katıldığı, yukarıda anlatılan örgütsel eylem çağrıları doğrultusunda düzenlenen açlık grevi organizasyonları destekleyerek örgütsel tavırla sürekli katıldığı,
...KCK sözleşmesinin 37. maddesinde PKK’dan bahsedilerek; KCK sistemi içindeki her kadronun ideolojik, ahlaki, felsefi ölçüler açısından PKK yapılanmasına bağlı olduğu, aynı zamanda her kadronun yer aldığı çalışmanın, çalışma ilkeleriyle faaliyet yürüteceği,keza 36. maddede ise PKK’nın KCK sisteminin ideolojik gücü olduğu, “önderlik” olarak ifade edilen yapının PKK’nın felsefesinin ve idolojisinin hayata geçirilmesinden sorumlu olduğu, KCK sistemi içerisinde her çalışanın, PKK’nın ideolojik ve ahkali ölçülerini esas aldığı, bu belirleme PKK ile KCK arasındaki organik bağlantıyı gösterdiği, bu belirlemeler içeriğine göre; sanığın KCK kadın sosyal alan yapılanması kapsamında yer alan, yukarıda ayrıntısı açıklanan, kuruluş amacı, yapılanması, işlevi, eylem ve etkinlikleri siyasi faaliyet veya örgütlenme özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte olmayan, PKK/KCK terör örgütü faaliyeti kabul edilen ve KHK ile kapatılan KJA/TJA ya üye olduğu ve içerisinde örgütsel faaliyet yürüttüğü, yine KCK sosyal alan projesi içinde yer alan, KHK ile terör örgütleri ile iltisaklı ve irtibatlı olduğu gerekçesiyle kapatılan kürt dili araştırma ve geliştirme derneği çınar şubesi isimli derneğe üyeliğinin bulunduğu, yine yukarıda açıklandığı üzere katıldığı eylem/etkinlik/program/gösteri ve yürüyüşlerin siyasi faaliyet veya örgütlenme özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte olmadığı, örgütsel eylemler içeriğine göre KCK sözde siyasal alan içersinde faaliyet gösterdiği bu kapsamda yukarıda ayrıntısı açıklanan ve açıkça PKK/KCK/YPG terör örgütü propagandasına dönüşen bir kısmında açık örgüt çağrısı bulunaneylemlere katılarak örgütsel destek verdiği,silahlı terör örgütü PKK/KCK’ya müzahir yayın organlarınca yapılan çağrılar üzerine gerçekleştirilen, terör örgütünün propagandasına dönüşen eylemlere katılan, yakın akrabası olduğu ispat olunmayan terör örgütü mensuplarının cenaze definlerine-taziyelerine ve yasadışı gösteri yürüyüşlerine katılan sanığın, PKK/KCK silahlı terör örgütü ile organik bağ kurarak örğütün hiyerarşisine girdiği, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren eylemleri nedeniyle de silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği" şeklinde gösterilen gerekçelerle TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK'nın 62/1. maddeleri gereğince 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
514. SONGÜL ERDEN (Hasan ve Hazal kızı, 1986 doğumlu, T.C. Kimlik No: 32978398964); (31/03/2019 Tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Şırnak-İdil Belediye Başkanı, 07/11/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
(İçişleri Bakanlık Makamının 12/11/2019 tarihli onayı ile görevinden uzaklaştırılmıştır.)
Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/4097 Soruşturma, 2017/1608 Esas sayılı iddianamesiyle;
Suç tarihinin 14/08/2016 olduğu belirtilerek;
“Şüphelinin PKK/KCK terör örgütü adına faaliyet yürüttüğü, KCK-TY yapılanması içerisinde sorumlu düzeyde yer aldığı, örgütün hendek ve barikatların kurulduğu 2016-2017 döneminde örgütün amaç ve stratejisi doğrultusunda hareket ettiği, kırsal alandan şehir merkezine gelen silahlı terör örgütü mensupları ile birebir görüşen şahıslardan olduğu, İdil şehir merkezinde hendek ve barikatların kurulduğu bölgelerde silahlı olarak faaliyet yürüten örgüt mensuplarına aktif destek verdiği, terör örgütünün İdil ilçesindeki yönetim merkezi olan ve MALAGEL olarak adlandırılan yere sürekli olarak gittiği ve orada yapılan örgütsel toplantılara katıldığı, müzahir kesimi bir araya getirecek, organize edecek, devlete karşı örgütleyecek, provoke edecek, kışkırtacak eylem ve faaliyetler içerisinde olduğu, müzahir kitle üzerinde sözü geçen/dinlenen, önde gelen şahıslardan olduğu, terör örgütünün uzun vadeli amaç ve stratejisine uygun olarak hareket ettiği, terör örgütü ile aralarında organik bağın bulunduğu, terör örgütü ile eylem ve irade birliği içerisinde olduğu, terör örgütünden almış oldukları talimatlar doğrultusunda hareket ettiği,”
İdil Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2017/126 sayılı soruşturma dosyasında gizli tanık Turkuaz kod isimli şahısın tanık olarak alınan ifadesinde ve fotoğraf teşhis tutanağında şüpheli Songül ERDEN hakkında ;'' fotoğraf teşhis albümünde 101 grup 101A olarak numaralandırılmış fotoğraftaki şahsın Songül ERDEN isimli şahıs olduğunu, bu şahsın 2015-2016 yılında İdil İlçesinde hendek ve barikatların kurulduğu süreçte terör örgütünün hükumet konağı olarak kullandığı, örgütün siyasal kanadının toplandığı örgütün eylem planı ve stratejisinin belirlendiği Malagel isimli yerde yapılan toplantılara katıldığını, terör örgütüne destek vermek ve propagandasını yapmak amaçlı düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katıldığını, bu şahsın hendek ve barikatların yapım aşamasında yardım ettiğini ve silahlı olarak nöbet tutan şahısların yanına giderek erzak ve yiyecek yardımı yaptığını, ikamet ettiği yeni mahallede zaman zaman bayanları toplayarak onlara terör örgütünün propagandasını yaptığını ,yeni mahalledeki bayan yapılanmasını organize eden , yönlendiren şahıslardan birisi olduğunu, genç kız çocukların barikat ve hendeklerde çalışmaları, nöbet tutmaları, YPS-JİN içerisine girerek faaliyet göstermeleri, terör örgütüne yardım etmelerine yönelik söylemlerde bulunduğunu , terör örgütünü sevdirmeye ve benimsetmeye yönelik sözler söyleyerek kız çocuklarının beyinlerini yıkamaya yönelik faaliyetlerde bulunduğunu, bu şahsın sözde yeni mahalle meclisi içerisinde yer aldığını, ayrıca bu şahsın öldürülen terör örgütü mensubu şahısların ailelerini evlerine ziyaret için gittiğini ve taziyelerine katıldığını, terör örgütü mensuplarını ikametinde barındırdığını , onların yeme içme ihtiyaçlarını giderdiğini ,terör örgütüne ve mensuplarına aktif olarak destek verdiğini bu şahsı kesin ve net şekilde teşhis ettiğini"
İdil Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2017/347 sayılı soruşturma dosyasında gizli tanık Bulut kod isimli şahsın tanık olarak alınan ifadesinde ve fotoğraf teşhis tutanağında şüpheli Songül ERDEN hakkında; '' fotoğraf teşhis albümünde 195 grup 195C olarak numaralandırılmış fotoğraftaki şahıs Songül ERDEN isimli şahıs olduğunu, 2014 belediye seçiminde HDP belediye meclis üyesi olarak seçildiğini, İdil ilçesinde PKK/KCK kadın yapılanmasının üst düzey sorumlu ve yöneticilerinden olduğunu, yeni mahallede sözde mahalle meclis üyesi olduğunu, İdil 'de sözde öz yönetim kurulması ve özerklik ilan edilmesi sürecinde sözde öz savunmalarını gerçekleştirmek adı altında PKK/KCK örgütünün kırsal alanda bulunan silahlı unsurlarının İdil ilçesine gelerek yerleşmesi, asayiş adı altında güvenliği sağlamaları için imza kampanyası düzenleyen organize eden, imza atan şahıslardan birisi olduğunu, hendek ve barikatların oluşturulduğu ve kurulduğu 2015-2016 dönemi içerisinde Turgut Özal mahallesinde bulunan örgütün hükumet konağı olarak kullandığı, alternatif yönetim merkezi olarak oluşturulan, malagel olarak adlandırılan toplantı yerine sürekli olarak gittiğini, buradaki toplantılara katılır, örgütün eylem ve stratejisinin belirleyen kişiler arasında yer aldığını, hendek ve barikatların kurulduğu 2015 ve 2016 döneminde örgütün kırsal alanından İdil şehir merkezine düzenlenmesi yapılan ve sorumlu düzeyde faaliyet yürüten Ferhat kod adlı Mehmet ŞİMŞEK , Hasan kod adlı Fuat KAŞBAŞ, Nurhak kod adlı Kamil MALĞAZ isimli örgüt mensupları ile Malagel de bir araya gelen ve görüşen şahıslardan olduğunu, yine bu şahsın Turgut özal mahallesinde bulunan Malagel binasının kullanılamaz hale gelmesinden sonra örgütün üst yönetim kademesinin 2016 yılı nisan mayıs haziran dönemlerinde belediye kültür merkezinin 2. Katında bulunan toplantı salonunda yapılan toplantılara katılan şahıslar arasında olduğunu, bu şahsın yeni mahallede düzenlenen aile toplantılarında ve bu toplantılarda toplanan paralardan sorumlu olduğunu, aile toplantılarında PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yaptığını ve insanları örgüt adına faaliyetlere, hendek ve barikatlara yardım etmeye davet ettiğini, Malagel de örgütütn üst düzey yönetiminden aldığı talimatları uyguladığını örgüt adına zekat ve fitre topladığı ayrıca eski belediye binasında örgüt adına 2015 yılında idil ilçesinde hendek ve barikatların yapımında çalışan, nöbet tutan, gözcülük yapan örgüt mensuplarının yemek ihtiyaçlarının karşılanması için hendek ve barikatların bulunduğu bölgedeki evlere yemek yapılması için talimat verdiğini gönüllü olarak yemek yapmayan ev sahiplerine ise baskı yaptığını, örgüt mensuplarına yer temin ettiğini ayrıca örgüt tarafından düzenlenen her türlü toplantı, eylem, göster, yürüyüş ,terörist cenaze törenlerini organize ettiğini bunlara bizzat katıldığını özellikleri kadınları bu eylemlere katılmaya davet ve teşvik ettiğini, bu faaliyetler içerisine katılan kadınları da yönlendirdiğini, idil'de ki operasyonlar başlamadan önce cizre ilçesinde terör örgütü mesuplarını etkisiz hale getirmek amacıyla yürütülen operasyonları protesto amaçlı düzenlenen tava tencere çalma eylemlerine katıldığını kadınları bu eylemlere katılmaya teşvik ve davet ettiğini, terör örgütü adına bölge halkının evlerine giderek toplantı yaptığını bu toplantıda terör örgütü propagandası, toplantıya katılan şahısları devlete karşı örgütleme kışkırtma, provake etme onları güvenlik güçlerine karşı koymaları ve direnmeleri çağrısında bulunma gibi faaliyetler yürüttüğü, 2014 yılında Kobani olayları sırasında sözde Kobaniye yardım adı altında yaşam ve gıda malzemelerinin büyük bir kısmını hendek ve barikatlarının oluşturulduğu 2015-2016 döneminde YPS içerisinde faaliyet gösteren örgüt mensuplarına dağıtılmasına organize ederek bu dağıtımı sağladığını, açık kimliğini öğrendiğim Songül ERDEN isimli şahsı kesin net olarak teşhis ettiğini"
Beyan ettikleri, belirtilerek “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan cezalandırılması talebi ile Şırnak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/508 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
515. KEMAL KOÇ (Ömer ve Besra oğlu, 1955 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10658215244); (15/10/2017 ve 01/12/2018 Tarihli Kongrelerde Muğla İl Yönetim Kurulu Üyesi, 07/11/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/05/2018 tarih ve 2018/65 esas, 2018/201 Karar sayılı ilamında;
Suç tarihinin 12/10/2017 olduğu belirtilerek;
Yapılan yargılama, toplanan deliller, sanık savunmaları, kolluk görevlilerince tutulan tutanaklar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanık Kemal Koç'un kendisine ait olduğunu kabul ve beyan ettiği Facebook sayfasında;
12.10.2017 tarihli paylaşımında PKK esiri Türk Askerler-Yol kontrolünde Türk askerlerinin Kürt inşaat işçilerine yaptığı şeklinde yazıların bulunduğu resmi paylaştığı tespit edilmiş olup, söz konusu paylaşımın üst kısmındaki resimle PKK silahlı terör örgütünün eylemlerinde alıkonulan Türk askerlerine örgüt tarafından sözde iyi muamele edildiği izleniminin verilmeye çalışıldığı, dolayısıyla; söz konusu paylaşımın Apo kod adını kullanan Abdullah Öcalan liderliğinde 1978 yılında Diyarbakır/Lice/Fis (Ziyaret) köyünde Marksist/Leninist ideolojiyi referans alarak kurulan ilk dönemler yapılanmasında, propaganda/eleman kazanma faaliyetlerine ağırlık veren ve küçük çaplı silahlı eylemler gerçekleştiren 1984 yılındaki Eruh-Şemdinli silahlı saldırılarıyla birlikte yoğun şiddet eylemlerine yönelen ve hali hazırda ülkemizin özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde silahlı şiddet eylemlerine devam eden PKK terör örgütünün propagandası niteliğinde olduğu, propagandanın içerik itibarıyla terör örgütünün cebir ve tehdit içeren yöntemlerini över ve meşru gösterir nitelikte olduğu böylelikle sanığın üzerine atılı "Terör Örgütü Propagandası Yapma" suçunu işlediği vicdani kanaatine varılarak,
3713 sayılı Yasanın 7/2, 7/2- 2. Cümle maddesi, TCK nın 62/1 maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın 02/06/2018 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
516. ERKAN YILMAZ (Kahraman ve Yüksel oğlu, 1978 doğumlu, T.C. Kimlik No: 56848617184); (9/10/2016 Tarihli İl Kongresinde Ardahan İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi, 19/12/2017 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin 10/05/2017 tarih ve 2017/71 esas, 2017/71 sayılı kararı ile;
Suç tarihlerinin 02/10/2015, 12/10/2015, 06/12/2015, 11/02/2016, 31/05/2016, 14/07/2016, 03/08/2016 olduğu belirtilerek;
"Sanık Erkan Yılmaz'ın "Erkan Yılmaz" isimli facebook hesabı üzerinden 31.05.2016 tarihinde paylaşmış olduğu videoda iki bölücü terör örgütü mensubunun bulunduğu, 06.12.2015 tarihinde paylaşmış olduğu video içeriğinde çok sayıda eli silahlı bölücü terör örgütü mensubu, sözde Kürdistan haritası ve bölücü terör örgütünün sözde bayrağının bulunduğu, 14.07.2016 tarihli paylaşımında daha önce çekilmiş bir fotoğrafa sonradan photoshop yöntemiyle yapıştırılmış bölücü terör örgütü elebaşına ait fotoğrafın bulunduğu, sanığın 03.08.2016 tarihinde yapmış olduğu paylaşımda bölücü terör örgütünün Suriye uzantısı olan YPG mensubu bir kadına yer verdiği, 11.02.2016 tarihli paylaşımında sözde Kürdistan haritasına yer verdiği, 12.10.2015 tarihinde yapmış olduğu paylaşımda öldürülen bir bölücü terör örgütünün örgütün sözde bayrağına sarılı tabutunun yer aldığı, 02.10.2015 tarihli paylaşımında bölücü terör örgütü mensupları ve örgütün sözde bayrağının mevcut olduğu,paylaşımların bu haliyle terör örgütünün cebir şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propogandasını yapmaya müsait bir paylaşım olduğu kanısına varıldığı" gerekçesiyle üzerine atılı PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün Propagandasını yapmak suçundan eylemlerine uyan 3713 sayılı Yasanın 7/2-2. cümlesi, TCK'nın 43/1, 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 11 ay 12 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
517. MAHMUT ARIK (Hüseyin ve Fatma oğlu, 1972 doğumlu,T.C. Kimlik No: 17011275150); (23/04/2016 Tarihli İl Kongresinde Adıyaman İl Disiplin Kurulu Yedek Üyesi, 05/11/2017 Tarihli Kongrede Adıyaman İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi)
a) Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/04/2017 tarih ve 2016/269 esas, 2017/103 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 09/02/2016 olduğu belirtilerek;
"Sanıklar ... Mahmut Arık, İ. E. nin PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın ve paylaşımlar yapan internet adresleri üzerinden duyurulan eylem çağrıları üzerine, Cizre ve Sur ilçelerinde sözde öz yönetimler ilan ederek hendek ve barikatlarla kent merkezlerini savaş alanına çeviren ve güvenlik güçlerimize saldıran terör örgütünün silahlı unsurlarına karşı yürütülen operasyonları protesto etmek amacıyla örgüte yakın kişiler tarafından 09.02.2016 günü düzenlenen eyleme katıldıkları, eylem sırasında sanık L. T. nin "biji berxwadane" şeklinde slogan attığı, "Sur'a ses ver" yazılı pankart taşıdığı, sanık A. O. Ö. nın "direne direne kazanacağız" sanık A. G. nin "her yer Cizre her yer direniş, direne direne kazanacağız, kürdistan faşizme mezar olacak, biji berxwadane Cizre",... "biji berxwadane Cizre"... şeklinde slogan atarak terör örgütünün cebir ve şiddet içeren eylemlerini övdüğü ve meşru gösterdiği sabit olduğundan Terör örgütü propagandası yapma suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2, TCK'nın 62/1. maddeleri 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
b) Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/03/2016 tarih ve 2015/228 esas, 2016/137 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 01/04/2015 olduğu belirtilerek;
"PKK/KCK Terör Örgütünün sözde lideri olan Abdullah Öcalan'ın doğum günü olması sebebiyle 01/04/2015 günü saat 08: 00 sularında Demokratik Bölgeler Partisi Adıyaman İl Başkanlığı Organizasyonunda toplanan içerisinde sanıkların da olduğu yaklaşık 50 kişilik grubun Abdullah Öcalan'ın doğum yeri olan Şanlıurfa İli Halfeti İlçesi Ömerli Köyüne kadar yürümek amacıyla Gölbaşı Caddesi Mimar Sinan Parkı önünde yürüyüşe geçtikleri esnada sanıkların bulunduğu grubun"Disa Disa Serhildan Serokeme Öcalan ( Yine Yine İsyan Başkanımız Öcalan ), Be Serok Jiyan, Nabe ( Başkansız Özgürlük Olmaz ),Bi Can Bi Fi Feda Be Jitera Ey Serok ( Canımız Kanımızı Feda Olsun Sana Ey Başkan), Barışın Elçisi İmralı'dadır, Öcalan Öcalan, Biji Serok Apo ( Yaşasın Başkan Apo ), Biji Berhuldane Ypg ( Yaşasın Ypg Direnişi )" şeklinde sloganlar attığı, yürüyen grupta yer alan sanıklardan H. K. nın"Bi can bi fi feda be jitera ey serok " ( Canımız kanımız sana feda olsun ey başkan ), be serok jiyan nabe ( Başkansız özgürlük olmaz ), Semsur Aponun Fedaisidir", H. C. nin"biji serok apo" ( Yaşasın başkan Apo ), Ö. K. nın "biji serok apo " ( Yaşasın başkan Apo )... Mahmut ARIK'ın"Bi can bi fi feda be jitera ey serok " ( Canımız kanımız sana feda olsun ey başkan ), be serok jiyan nabe ( Başkansız özgürlük olmaz )..., şeklinde slogan attıkları bu haliyle terör örgütünün cebir şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini övdükleri, meşru gördükleri, teşvik ettikleri kabul edildiğinden" sanığın terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı Yasanın 7/2 maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
518. SELVİ GÜNGÖRMÜŞ (Mustafa ve Sakine kızı, 1980 doğumlu, T.C. Kimlik No: 31811347626); (13/10/2018 Tarihli İl Kongresinde Tunceli İl Yönetim Kurulu Asıl Üyesi - 01/12/2019 Tarihli İl Kongresinde Tunceli İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi )
Tunceli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/05/2014 tarih, 2016/43 esas, 2017/168 sayılı kararı ile;
Suç tarihinin 01/05/2014 olduğu belirtilerek;
“01/05/2014 günü 1 Mayıs eylemleri kapsamında yaklaşık 5000 kişilik bir grubun katılımı ile 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı etkinlikleri düzenlendiği, sanıkların da içinde bulunduğu grubun yürüyüş ve etkinlik esnasında PKK/KCK terör örgütünün sözde bayraklarını terör örgütü başı Abdullah Öcalanve PKK/KCK terör örgütünün kurucu üyelerinden Sara (K) Sakine Cansız'ın, TKPML-TİKKO örgütünün kurucusu İbrahim Kaypakkaya'nın resimleri ile PKK/KCK terör örgütünün silahlı aparatı olan HPG'yi simgeleyen bez parçası dövizler ve pankartların taşındığı, söz konusu grubun orkestra eşliğinde halaylar çekip terör örgütü lehine "ÖNDERİMİZ İBRAHİM KAYPAKKAYA, BİJİ SEROK APO, KÜRDİSTAN FAŞİZME MEZAR OLACAK, DERSİM APONUN FEDAİSİDİR, DISA DISA SERHİLDAN, SEROK AME ÖCALAN, HER YERDE TEK NOKTA VAR VURUYOR GERİLLALAR VURUYOR APOCULAR, FAŞİZME ÖLÜM HALKA ÖZGÜRLÜK, KÜRDİSTAN FAŞİZME MEZAR OLACAK, YAĞMUR YAĞAR İNCE İNCE GERİLLANIN HALİ NİCE BİR OPERASYON VAR BU GECE VUR VUR ŞANLI GERİLLA" şeklinde sloganlar atıldığı, grubun olaysız şekilde dağıldığı, Selvi Güngörmüş'ün''Biji Serok Apo'' şeklinde slogan attığı, görüntü tespit tutanağı ve bilirkişi raporu ile tespit edildiği” gerekesiyle terör örgütü propagandasını yapma suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2-b ve TCK'nın 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 14/11/2017 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
519. PERİHAN AĞAOĞLU (Yusuf ve Azize kızı, 1970 doğumlu, T.C. Kimlik No: 32414143394); (20/05/2017 Tarihli Büyük Kongrede Parti Meclisi Üyesi, 17/05/2017–22/05/2019 Tarihleri Arasında HDP Üyesi, 24/01/2020 Tarihinden İtibaren Tekrar HDP Üyesi)
Siirt Cumhuriyet Başsavcılığının 06/12/2019 tarihli ve 2017/2577 Soruşturma, 2019/2602 Esas sayılı İddianamesiyle;
Suç tarihinin 21/03/2017 olduğu belirtilerek;
Şüpheli Perihan Ağaoğlu'nun 21/03/2017 günü Siirt nevruz alanı olarak adlandırılan adreste açık hava toplantısında yapmış olduğu konuşmasında "Evet, ben söyleyeceklerimi Kürtçe olarak söyleyeceğim. Bugün yasaklar dilimiz üzerinde yaşamımız üzerinde Başkanımız üzerinde hapislerde, zindanlardakilerin üzerinde uygulanıyor. Konuşmalarıma haşlamadan önce birkaç türkçe söylemeliyim ki herkes anlasın. Bugün Kürdistanda ayakta duran Kürt halkına karşı barikatlarla, kurduğunuz kimlik kontrolüyle, yaptığınız baskılarla hiçbir şekilde engel olamayacaksınız. Biz bin yıllardır ama bin yıllardır Dehaklardan (Dehak Milattan Önce 612 de yaşayan Asur hükümdarıdır. Bu hükümdarın çok zalim olduğu iddia edilmektedir. Demirci Kavva'nın bu hükümdara karşı direniş gösterdiği ve nevruz ateşini yaktığı. PKK/KCK terör örgütü ve müzahir şahıslarca Demirci Kavva direnişin sembolü olarak görüldüğü ve örnek alındığı bu kapsamda nevruzu bir direniş günü olarak kutlandığı şeklinde değerlendirilmektedir.)bu yana Kürt halkı olarak. Kürt kadını olarak. Kürt gençleri olarak nice barikatları yıktık bunları da 16 Nisanda yerle bir edeceğiz. Zulmün olduğu yerde direniş ortaya çıkar nevruz direniştir, nevruz başkaldırıdır, nevruz yeni bir yaşamdır, Eğer yüreğiniz yetiyorsa buradaki bir avuç dışarıdaki onlarca Siirtli Kürt halkına güvenin bizim samimiyetimiz duruşumuzdan bellidir. Bizim kimliğimiz irademizdir.(DBP Parti Meclisi Üyesi Perihan Ağaoğlu Konuşmaya Kürtçe devam ediyor.) Evet, kıymetli arkadaşlarım biz kinliyiz halkımız buraya iyi baksın. Bugün Kürdistanda Kürt halkı hiçbir zulüm kalmadı ki yüz yüze karşılaşmasın. Cizre'de, Hakkâri'de, zindanlarda, siyasette her yerde halkımızın barış işleklerini ezmek istiyorlar maalesef. Bende bunu dile getirmek istiyorum diyorum ki kimliğimiz dilimizdir varlığımız kimliğimizdir kimliğimiz İmralı'dadır. (PKK/KCK terör örgütünün hükümlü elebaşı Abdullah Öcalan'ın kaldığı ceza evinin kast edildiğinin değerlendirildiği) bizim kimliğimiz zindanlardadır. (DBP Parti Meclisi Üyesi Perihan Ağaoğlu Konuşmasını kestikten sonra grup içerisinden kimliği belirsiz bir grubun 00:43:59 - 00:44:20 metrajlarında "İntikam YPG" şeklinde slogan attığı tespit edilmiştir.) Botan halkı dediğim gibi bugün genel eş başkanımız binlerce direnişçi arkadaşımız bugün zindanlardadır selam ve hürmetlerimi onlara iletiyorum. …(PKK/KCK terör örgütünün hükümlü elebaşı Abdullah Oealan'ın kaldığı ceza evinin kast edildiğinin değerlendirildiği. DBP Parti Meclisi Üyesi Perihan Ağaoğlu konuşmasını kestikten sonra grup içerisinden kimliği belirsiz bir grubun 00:44:50 - 00:45:20 metrajlarında "Biji Serok Apo/Yaşasın Başkan Apo'" şeklinde slogan attığı tespit edilmiştir.) Biz tüm dört parça kürdistan Bakur(Kuzcy), Başur( Güney), Rojhilat(Doğu) ve Rojava(Batı) şehitlerinin huzurunda eğiliyoruz. İmralı zindanında ve bu barikatları aşarak nevruza gelen herkesin nevruzunu kutluyorum. Nevruz Kutlu Olsun. (DBP Parti Meclisi Üyesi Perihan Ağaoğlu Konuşmasını kestikten sonra grup içerisinden kimliği belirsiz bir grubun 00:45:32 - 00:46:20 metrajlarında "Biji Serok Apo/Yaşasın Başkan Apo şeklinde slogan attığı tespit cdilmiştir.)Biz bu nevruzu özgürlük savaşçılarına armağan ediyoruz, biz bu nevruzu Kürdistan'ın özgürlüğüne armağan ediyoruz, biz bu nevruzu özgürlük barış annelerine. Scve'ye, Fatma'ya, Melek Tunç'a armağan ediyorum. (DBP Parti Meclisi Üyesi Perihan Ağaoğlu konuşmasını kestikten sonra grup içerisinden kimliği belirsiz bir grubun 00:46:14 - 00:46:26 metrajlarında "Be Serok Jiyan Na Be/Öndcrsiz Yaşam Olmaz, Şehit Namırın/Şehitler Ölmez. " şeklinde slogan attığı tespit edilmiştir.) Halkın başına gelmiş tüm zalim yöneticiler Dchak'tan da görüleceği gibi bugüne kadar barış dilinin önünde duramamıştır. Az kaldı 1 saat daha dayanın kendinizi bırakmayın biz kendimiz 1 gün dahi bırakmamalıyız. Biz gidip komşunun kapısını çalacağız arkadaşlarımıza diyeceğiz, bu hislerle Siirt halkına çağrıda bulunuyoruz. Binlerce yıldır Türk, Kürt, Arap Siirt'te hep birlikte yaşadılar birbirlerinin taziyelerine gittiler birbirlerinin düğününe gittiler birbirlerinin taziyelerine gittiler. İktidarlar biz halkların arasına barikatlar koysalar bile biz birlikte güçlüyüz biz birlikte özgürüz biz birlikte yaşıyoruz bunun için her vatanseverin her annenin komşusuyla birlikte hayır diyecek. Biz neden özellikle Kürdistanda hayır demeyelim ki. Biz hayır diyeceğiz. Diyarbakır'da Sur. Botan da Silopi-Cizre-Şımak diyeceğiz hayır. Mardin'de Nusaybin'de Dargeçit'le. Derik'le. Muş/Varto'da. …Kürtler aslına döndü, tabanına döndü bunu gerçekleştirdi ve hayır diyor, (anlaşılamadı) bizim ayrıdır biz kimliğimiz için diyoruz hayır biz dilimiz için hayır diyoruz biz Cizre Botan için hayır diyoruz biz Meral Danış için diyoruz hayır biz kimsesizler için hayır diyoruz. (DBP Parti Meclisi Üyesi Perihan Ağaoğlu Konuşmasını kestikten sonra grup içerisinden kimliği belirsiz bir grubun 00:48:50 - 00:49:12 metrajlarında Şehit Namırın Şehitler ölmez." şeklinde slogan attığı tespit edilmiştir.) biz artık kandırılmayacağız biz istiyoruz ki her vatanseverin siyaset yapsın her kadınımız siyaset yapsın her çocuk tehdit edilmesin diye biz hayır diyeceğiz. Eğer sizler samimiyetle yaklaşırsanız eğer siz derseniz bunlar vardır zaten biz buradayız. O savaş isteyenler siz kendinizsiniz zulüm İsleyen siz kendinizsiniz barış istemeyen siz kendinizsiniz. Siz etrafınıza bakın Cizre/Botan'da bugün bir nevruz kutlanıyor sokak sokak topluluk topluluk araçlar dolusu Kürtlerden siz korkuyorsunuz siz bizim varlığımızdan korkuyorsunuz üzgünüm ama biz buradayız. Biz diyoruz ki eğer siz kimlik istiyorsanız biz Seve'yiz, biz Besime Konca'yız. biz Sabahat Tuncer'iz, biz Figen Yüksekdağ'ız. Evet. değerli arkadaşlar biz kinliyiz bizim sevgimizde kinimizdi güçlüdür. Bizim kinimizden de sevgimizden de korksunlar. Biz sevdiğimizi zaman eşit severiz biz diyoruz gelin bize katılın ancak biz kinli olduğumuz zaman özgürlük için tüm bedelleri biz veriyoruz bir kez daha veririz bir kez daha vererek başaracağız.Vaktimiz dar her şeyimize bir sınırlama koymuşlar. Barikatlardan tutunda buraya kadar üzerimizde bir sınırlama var. Bizde diyoruz 16 Nisanda sınır ve barikatlar kalmayacak bunu iyi bilsinler ki biz bu seçimde çok şeyi değiştireceğiz, bu seçim bir rejimin değişimidir, bu değişimidir ki bugün Kürdistan'da ne elde edilirse Kürtlerin elinden alınmak isteniyor. Kendi faşizmlerini, diktatörlüklerini, varlıklarını dayatmak istiyorlar. Bizde 16 Nisanda onlara bir cevap vereceğiz sandıkların başında biz diyeceğiz ki hayır sesiniz yüksek çıksın! Hayır. Çok yaşlan. Dediğim şibı faşı/mi istiyorlar ki her tarafta yasallaşsın bizde her yerde anti demokratik sisteme bu zulme bu Kürt kadınının ve gençlerinin üzerindeki saldırılara, katliamlara karşı ve tüm Botan halkı bir cevap olsun istiyoruz. Siirt halkı tek sesle tek renkle hayır! Çünkü biz en ağır yükleri omuzlamış bulunuyoruz biz annelerimizi, kardeşlerimizi, çocuklarımızı ağır bedeller ödeyerek kaybettik. Bugün Rojava'nın (sözde Batı Kürdistaıı olarak tabir ettikleri yer olduğu dcğerlendirilmcktedir)Rojava'nın başarısı Kürt ve Kuzey Kürdistan'ın başarısıdır. Biz Kürt halkı arasına ayırımcılık sokmayacağız biz tüm halkların kardeşliğini istiyoruz üzgünüm ama bedeli de biz ödüyoruz. Başkanımız içerde olduğu sürece biz burada hazırız tüm bedelleri ödemeye yaşasın tüm Botan halkının direnişi. .(DBP Parti Meclisi Üyesi Perihan Ağaoğlu konuşmasını kestikten sonra grup içerisinden kimliği belirsiz bir grubun 00:53:4X - 00:54:55 metrajlarında "Biji Serok Apo/Yaşasın Başkan Apo" şeklinde slogan attığı tespit edilmiştir.) Evet. değerli arkadaşlar davamız belli yolumuz açık biz gücümüzü/kuvvetimizi biliyoruz. Bugüne kadar binlerce siyasetçimiz zindanlardadır eğer siz gerçekten samimiyseniz siyaseti yasaklamayın gelin bize biz demokratik siyaseti birlikte yürütelim o zaman kim yanınızda kim yanınızda değil görürsünüz. 16 Nisan üzerinde çok önemle duruyoruz evet dediğim gibi tüm Türkiye'de değil özellikle Kürdistan'da hayır çıkmalı. Biz Kürt halkı üzerindeki tecridi 16 Nisanda sandıklara giderek irademizi beyan edeceğiz. Mutlaka başaracağız, bir kez daha tüm halkımın nevruzunu kutluyorum önünüzde saygıyla eğiliyorum. Ik'lki kelime haznem azdır sesim yüksektir moralimiz yüksektir biz başarı istiyoruz.(DBP Parti Meclisi Üyesi Perihan Ağaoğlu Konuşmaya Kürtçe devam ediyor. )Mutlaka ama mutlaka kazanacağız başarılar." Şeklinde ifadelerin kullandığı tespit edilmiştir. Leeal olarak başlayan etkinlik akabinde illegal eyleme dönünüzü değerlendirilmek tedir" şeklinde beyanlarda bulunduğu,
Bu nedenle şüphelinin “Terör Örgütü Propagandası Yapmak" suçundan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu 7/2. maddesi gereğince cezalandırılmasının talep edildiği ve Siirt 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/1 Esas sayılı dosyasından açılan kamu davasının halen derdest olduğu,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
520. LEYLA DAĞHAN (TEKDAĞ) (Veysi ve Sacide Kızı, 1980 doğumlu,T.C. Kimlik No: 12527063208); (06/08/2019 Tarihli İlçe Kongresinde Bağlar İlçe Yönetim Kurulu Üyesi- 09/08/2019 Tarihinden İtibaren HDP Üyesi)
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun Soruşturma No: 2019/16733, Esas No: 2019/8728 ve İddianame No: 2019/2230 sayılı iddianamesi ile;
Suç tarihinin 18/03/2019 ve 17/02/2020 olduğu belirtilerek;
“Şüphelinin Katılmış Olduğu Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri;
1-21.01.2018 günü saat:12.00 sıralarında, Diyarbakır Bağlar ilçesi HDP (Halkların Demokratik Partisi) il binasında Türk ordusunun, Suriyenin Afrin Bölgesine yaptığı ve Zeytin Dalı Harekatını olarak adlandırılan operasyonu protesto etmek bahanesiyle basın açıklaması yapılmıştır. Partili şahıslar tarafından “Biji Berxwedane Efrin, Afrin Faşizme Mezar Olacak, kürdistan faşizme mezar olacak, Afrin bizim biz burdayız, Yaşasın Afrin direnişi” şeklinde sloganlar atılmıştır. Şüphelinin de bahse konu basın açıklamasına katıldığı tespit edilmiştir.
2-Yasal kuruluşu bulunmayan terörist başı Abdullah Öcalan’nm 20 Eylül 2017’de yaptığı görüşme notunda “... DTP dışında Diyarbakır merkezli Demokratik Toplum Kongresi adıyla bir oluşumun meydana getirilmesi, talimatı sonrasında 26-28 Ekim 2017 tarihleri arasında Diyarbakır’da gerçekleştirilen Demokratik Toplum Kongresi 1. Toplantısı ile kurulan DTK (Demokratik Toplum Kongeresi) eş başkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in, PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan-sözde- yapılan tecritin kaldırılması talebiyle 16.11.2018 günü başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevine destek vermek ve açlık grevlerinin güncelleştirmesi olan “Halk Toplantıları” 11.01.2019 günü HDP (Halkların Demokratik Partisi) Diyarbakır İl Teşkilatı organizesinde Kayapınar, Bağlar, Yenişehir ve Sur HDP İlçe Başkanlığı binalarında HDP Diyarbakır milletvekillerinin öncülüğünde eş zamanlı olarak yapılmıştır. Katılan şahısların tespitine yönelik yapılan çalışmalarda şüphelinin bahse konu etkinliğe katıldığı tespit edilmiştir.
3- 09.01.2019 günü saat 13:00’da HDP (Halkların Demokratik Partisi) organizesinde, PKK/KCK terör örgütünün kurucularından Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez isimli şahısların Fransanın başkenti Pariste öldürülmelerinin 6. Yıl dönümü olması ve Silopi ilçesinde Seve Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar isimli 3 kadın -sözde- siyasetçinin güvenlik ile girdikleri çatışmada öldürülmelerinin 3. Yıl dönümü olması bahaneleriyle anma etkinliği yapılmış, etkinlikle ilgili yapılan açık kaynak araştırmasında https://twitter.eom/HDPAMED21/status/l 08304394048657408 l?s=08 sitesinde konuyla ilgili yapılan paylaşımda “Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez” ve “Seve Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar” isimli şahısların fotoğrafı ve kürtçe olduğu anlaşılan yazının Türkçe çevirisinde “Sakin, Fidan ve Leyla 3 özgürlük mücadelecisi, 6 yıl önce önce pariste katledilmiş ve bu ülkenin banş umutları boğulmuştu. Üzerinden 6 yıl geçti ama bizler bugünde barış ve özgürlüğe bağlılığımızı sürdürüyoruz ve sürdüreceğiz. Saygıyla anıyoruz” şeklinde paylaşım görüldüğü, katılan şahısların tespitine yönelik yapılan çalışmalarda şüphelinin bahse konu etkinliğe katıldığı tespit edilmiştir.
4-09.01.2018 günü saat:13.20 de -sözde- TJA(Tevgera Jinen Azadi/Özgür Kadın Hareketi) organizesinde Bağlar ilçesi HDP il binasında “Fransa’nın başkenti Paris’te 09.01.2013 tarihinde -sözde- kürdistan enformasyon bürosunda PKK/KCK terör örgütü üyeleri Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez isimli şahısların öldürülmelerinin yıl dönümü” ile ilgili sinevizyon gösterimi ve anma etkenliği düzenlenmiştir. Bahse konu etkinlik ile ilgili olarak intemet (açık kaynak) üzerinde yapılan araştırmalarda;“09 Ocak 2013 tarihinde Paris’te öldürülen PKK/KCK Terör örgütü üyeleri Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez isimli şahısların fotoğraflarının olduğu ve üzerinde 9 Ocak katliamını lanetliyoruz” ibareli yaklaşık olarak 1*3 boyutlarında pankartın olduğu, konuşmacılar tarafından kullanılan platformun ön kısmında bulunan masanın üzerinde, yine Paris’ te öldürülen PKK/KCK Terör Örgütü üyeleri Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez isimli şahısların ve PKK/KCK Terör Örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’m çerçeve içerisinde resimlerinin bulunduğu görüldüğü, katılan şahısların tespitine yönelik yapılan çalışmalarda şüphelinin bahse konu etkinliğe katıldığı tespit edildiği” iddialarıyla silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek ve 2911 sayılı Yasaya muhalefet etmek suçlarından Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/249 esasında kayıtlı kamu davası açılmıştır.
…Sanık Leyla Dağhan mahkemede; "… Ölen kişi uzaktan akrabam olur. Bu nedenle insani duygularla cenazeye katıldım. Sonrasında grup dağılacakken polis müdahale etti ve bir kargaşa yaşandı. O esnada ben de gözaltına alındım. Diğer eylemler ise HDP üyesi olmam nedeniyle katıldığım yasal etkinliklerdir. Herhangi bir terör örgütüyle ilgi alakam yoktur.” şeklinde savunma yapmıştır.
Mahkemenin 23/02/2021 tarih ve 2019/249 Esas, 2021/76 sayılı kararı ile;
Sanık Leyla Dağhan’ın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği sübuta ermekle, TCK’nın 220/6 maddesi delaletiyle 314/2, TCK’nın 226/6-2, 3173 SY’nin 3, 5/1, TCK’nın 62/1 maddeleri gereğince 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Sanık Leyla Dağhan'ın eyleminin 2911 SYM suçunu oluşturduğu kabul edilmekle; 2911 Sayılı Kanunun 32/1, TCK’nın 62/1 maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır. (Ek-26)
V. PKK/KCK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SİYASİ FAALİYETLERİ BAĞLAMINDA HDP İLE İLİŞKİSİ
1. PKK/KCK ile HDP Arasındaki Yapısal Benzerlik
PKK terör örgütü liderinin ifadelerinde geçen “Kürdistan halkı eğer savaşmaya cesaret etmişse, mutlaka uzun süreli ve çeşitli evrelerden geçecek olan bir halk savaşına hazırlanmalıdır.” şeklindeki temel stratejisi hiçbir zaman değişmemiştir. Dönemin şartlarına göre kimi zaman silahlı eylemler yoğunlaştırılmış, kimi zaman da geri planda tutularak siyasal yapı öne çıkartılmıştır.
PKK-KADEK’in silahlı terör örgütü olduğu yönündeki Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 21/03/1990 gün ve 1990/239 esas, 1990/1240 karar, 30/03/1990 gün ve 1990/164 esas, 1990/1395 sayılı kararlarından sonra 26-30 Aralık 1990 tarihleri arasında gerçekleştirilen 4. Kongrede strateji değişikliğine gidilmiştir.
Bu kapsamda;
Kongrede silahlı eylemlerin yanı sıra aynı anda siyasi faaliyetlerin de birlikte yürütülmesi gerektiği açıklanmış, “Cephe faaliyetleri özünde siyasal faaliyetlerdir. Silahlı mücadeleyle bağlantısı olsa da silahsız yürütülen faaliyetlerdir. Devrimci şiddetin siyasal biçimidir. Gerilla, halkın silahlı şiddeti iken, cephe örgütlenmesi ve eylemi de onun siyasi şiddetidir. Düşman istediği kadar kışlalarına asker doldursun, kendi meclisi ve yürütme organlarıyla kendi kaderini eline alan halk, bir anlamda Kürdistan'da ikili iktidarın yaşamasının koşullarını yaratmış olacaktır. Düşmanın askeri denetimi olsa bile, siyasi denetimi olmayacaktır.” şeklinde ifade edilmiş ve siyasi faaliyetlerin amacı vurgulanmıştır.
IV. Kongrede alınan kararların akabinde 1990 yılından itibaren silahlı eylemlerin yanında örgütün kendi tabiriyle “sivil alanda demokratik siyaset” gündeme gelmiş, bu duruma paralel olarak meşru alanda partilileşme başlamış ve ilk olarak 7 Haziran 1990 tarihinde Halkın Emek Partisi (HEP) kurulmuş, bölücülük propagandası yapmak, örgüt güdümünde faaliyet göstermek suçlarından açılan davalar sonucunda Anayasa Mahkemesi tarafından 14 Temmuz 1993 tarihinde kapatılmıştır.
HEP’in kapatılma davası devam ederken 07 Mayıs 1993 tarihinde aralarında sadece isim farkı bulunan Demokrasi Partisi (DEP) kurulmuş, HEP çizgisinde PKK/KCK terör örgütüne paralel faaliyetlerine devam etmesi sebebiyle Anayasa Mahkemesince 16 Haziran 1994 tarihinde kapatılmıştır.
16 Mayıs 1994 tarihinde Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) kurulmuş, 23 Haziran 1996 tarihinde yapılan 2. Olağan Genel Kurul Kongresinde, parti mensupları tarafından kongre salonunda bulunan Türk Bayrağının indirilmesi ve benzeri eylemleri nedeniyle Anayasa Mahkemesince 13 Mart 2003 tarihinde “Devletin Milletiyle bölünmez bütünlüğüne yönelik eylemlerin odağı olduğu” gerekçesiyle kapatılmasına karar verilmiştir.
HADEP’in kapatılma sürecinde 24 Ekim 1997 tarihinde Demokratik Halk Partisi (DEHAP) kurulmuş, benzer gerekçelerle DEHAP’a yönelik açılan kapatma davası Anayasa Mahkemesinde görülmekte iken örgüt liderinin, cezaevinde avukatı ile 28 Nisan 2004 tarihli görüşmesinde; “…DEHAP kapatılırsa yeni bir parti olur.Yeni bir parti mi olur, ya da farklı bir şey mi olur, onu tartışacağız. Bu arada bölgelerde yerel kongreler yapılacak. DEHAP'ın yeniden yapılanmasında da benim savunmam geçerlidir. Yararlanmalılar. Bölgesel çapta kongre ve konferansları yaparlar. Yeni parti olacaksa kurucular belirlemek için üç, beş bin kişi delege seçilir. Bunlar da kurucular kurulunu seçer. Yeni parti ilan edilir."
Şeklindeki talimatı üzerine yeni partinin kurulmasına kadar milletvekilleri meclis içinde kalarak siyasi faaliyetlerini sürdürmüş, DEHAP’ın kapatılması beklenmeden partinin kendini feshetmesi sonrasında Kasım 2005 tarihinde Demokratik Toplum Partisi (DTP)’ye geçmişlerdir.
PKK/KCK terör örgütü, örgüt ile iltisaklı partilere yönelik kapatma davaları sonrası ortaya çıkan belirsizliği giderme arayışına girmiştir.
Örgüt lideri tarafından “…Çatı partisi üzerinde de durmak istiyorum. Bu, Türkiye için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Türkiye de üç siyasal eğilim var... Bizim temsil ettiğimiz eğilim ve ulaşmak istediğimiz demokratik çatı partisi" şeklinde yeni parti kurulması talimatı verilmiştir.
Yine devamında örgüt lideri tarafından:
“…Evet. Yeni bir parti gerekiyor. İsmi Demokratik Toplum Partisi olabilir. Ama tabandan gelecek. Özgür Parti kendini fesheder. Diğeri zaten kapatılma durumu var... Yeni partinin programını savunmamdan olduğu gibi uyarlayabilirler...”,
“…Altı buçuk, yedi civarındaki oy oranını dört, dört buçuğa düşürmüşler. Bu nasıl başarı oluyor? DEHAP'taki eski yöneticiler, onlar da delege olabilirler. Bu hayata geçirilirse, Özgür Parti de buna dahil olur; yeni oluşum, Demokratik Toplum Partisi kurulur. Herkesin de katkı sunması gerekir…”,
“…Herkes görev almalı. Çizgi belli. Bize bağlı olan binlerce genç var, cezaevinden çıkanlar var, kadınlar var. Herkes hızla görev almalı... Sizler de benim adıma hareket edersiniz. Savunmalarımdan demokratik bir program çıkartırsınız. Tüzük vb. hazırlıkları yaparak bir an önce bu hareketi başlatmalısınız. Tabandan kitle bağı olanlarla çalışın, onları getirin. Demokratik Toplum Partisi İnşa Koordinasyonu kurulur, bağlı olanlar, kitle temeli olan ilişkilerle bu geliştirilir. 50-60 kişilik kurucular kurulu bölgeler temelinde kurulur, oluşturulur…”,
“… Bu işler için Hatip uygundur. Leyla da yardımcısı olsun” (Dijital EK-3 2004 tarihli Avukat görüşme notu),
“… Verdiğim altı madde çerçevesinde program gerekçesi açılarak yazılır. Tüzük taslağında eş başkanlık düzenlenir. Eş başkanlığı bütün kurumlarda her düzeyde düşünsünler. Bütün alanlarda uygulanabilir. Anlamlıdır, iyi bir ilkedir. Esnek bir partileşme olmalı, katı merkeziyetçi olmamalı. Geniş bir parti meclisi, geniş başkanlık kurulu oluşturulur. Başkanlık kurulu yarı yarıya ya da üçte bir kadın olur. Yarı yarıya olabilir. Bir de komisyonlar oluşturulur. Sayısı 10–20 arası olabilir. Komisyonlar başkanlığa bağlı çalışır. Başkanlar kurulu araştırma ve teorik çalışmalar yürütür. Parti yürütme kurulu, yani icra kurulu oluşturulur. Bunlar da pratik çalışmalar yapar. Sekreterliğe bağlıdır.
Yürütme organına bağlı 20-30 kişiden oluşan bürolar şeklinde kadın, işçi, yardım, daha önce belirttiğim bürolar oluşturulur. Politikanın yerel olduğunu anlamalıyız. Bu benim icadım da değil. Politika ilke olarak yereldir… Şimdi politika yereldir ilkesinin ayaklarını öneriyorum. Dört biçim sayıyorum: Köy yereli, kasaba yereli, kent yereli, büyük kentlerde ise mahalleler yereli. Ben buna özgür yurttaş meclisi diyorum. Bunlar bir nevi taban örgütlenmesidir. Bu meclisler yetkili ve politikanın sahibi sayılırlar. Delegelerini seçerler. Bu delegeler yerelden bölgesel koordinasyona ve buradan başlayarak merkezi koordinasyona kadar dikey olarak oluşur. Bu yasal, demokratik bir modeldir. Bir de her konuya özgü sivil toplum örgütleri oluşturulur.”
Şeklindeki beyanlarından örgüt liderinin açıklama ve talimatlarında DTP’nin adı, kurucuları, eş başkanlık sistemi ve genel başkanın kim olacağına kadar ele alınarak netleştirildiği, yeni parti çalışmalarının başlatıldığı anlaşılmıştır.
Örgüt liderinin bu konuşması ve talimatı, DTP ile ilgili Anayasa Mahkemesinin 11/12/2009 gün ve 2007/1 esas, 2009/4 karar sayılı ilamında da dayanak gösterilmiştir.
İlk aşamada DTH (Demokratik Toplum Hareketi) olarak ortaya çıkan ve 2004 yılı boyunca kuruluş çalışmalarını yürüten DTP, 17 Ağustos 2005 tarihinde kuruluşunu ilan etmiştir.
DTP’ye kapatma davası açılması ile arayış içerisine giren örgüt lideri;
“…DTP siyasi dili kullanamaz, demokratik örgütlülüklerini derinleştiremezlerse ve ideolojik-siyasi yeterliliklere sahip olamazlarsa bu sürecin altında kalabilir. DTP, bu dönemde kapatılabilir de. Bu nedenle siyaset akademilerini önemsiyorum. Çatı Partisi hususunda da halen ciddi yol alınamadı…",
“… DTP kapatılması davasının kararı muhtemelen Cuma günü çıkacakmış. Dünyanın sonu değil, kapatırlarsa da mücadelelerini sürdürürler, yollarına devam ederler. Yine Türkiye’de her kesimden demokratları içine alan demokratik bir yapılanmaya gidilebilir...”
Şeklinde yeni parti kurulması yönünde talimat vermiş, bu doğrultuda 01 Mayıs 2008 tarihinde Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) kurulmuştur.
Anayasa Mahkemesince “Anayasa'nın 68. ve 69. maddeleri ile Siyasi Partiler Kanunu’nun 102 ve 130. maddeleri gereği DTP’nin, eylemleri yanında terör örgütüyle olan bağlantıları da değerlendirildiğinde; Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı nitelikteki fiillerin odağı haline geldiği” gerekçesiyle 11 Aralık 2009 tarihinde kapatılmıştır.
14 Aralık 2009 tarihinde KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, DTP tarafından sine-i millete gidilmesine yönelik açıklamayla ilgili olarak; "DTP'nin fiilen ve resmen meclisten çekilmesinin doğru bir karar olacağı, sine-i millete dönme biçimindeki kararın doğru ve ilkeli olduğunu” ifade etmiş, örgüt lideri tarafından DTP’nin ve KCK’nın bu tavrı “…“Milletvekillerinin istifası konusunda ben farklı düşünüyorum. Çözüm demokratik mücadeledir. Bence henüz istifa edilecek aşamaya gelinmedi. Meclise dönüp demokratik siyaset geliştirilebilir…[2]” şeklinde eleştirilmesi üzerine DTP Milletvekilleri, 1 Mayıs 2008 tarihinde kurulan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) yöneticilerinin de katılımı ile 18 Aralık 2009 tarihinde Ankara’da parti meclisi toplantısını yapmış, (19) Milletvekili BDP çatısı altında faaliyetlerine devam etme kararı almıştır.
Örgüt liderinin;
9 Mart 2014 tarihli görüşme notunda; “…BDP'nin yeniden yapılandırılmasını aslında seçim sonrasında yapacaktım. Ama siz de diyorsunuz ya, seçim öncesi farklı gelişmeler olabilir, şimdi her ihtimale karşı ben bunları açıklayayım. BDP'nin yeniden yapılandırılması... Kandil de bahsetmişti... BDP'nin ismen de değişmesi lazım, Demokratik Bölgeler Partisi olması lazım. İsminin de, programının da böyle olması gerekir. Bizim sekiz boyutumuz var. Hukuk, ekoloji, sosyo-ekonomi vb. Bu sekiz boyut yeniden programlatılabilir. Tüzük buna göre hazırlanır. Parti Meclisine seçilmenin şartı milletvekilliğine ve belediye Başkanlığına aday olmamaktır…”,
24 Nisan 2014 tarihli görüşme notunda; “…İki yönden reforma şiddetle ihtiyaç vardır: ...1- Esas olarak temsil etmeye ve iradesi olmaya çalıştığımız Kürt toplumu, halkı ve ulusu için Türkiye koşullarında, onun devletsel, hukuki, siyasal, sosyal ve ekonomik gerçekliğinde en doğru mekânsal konumlanma ve iradeleşmenin partisel ifadesi Bölgesel Demokrasi Partisi veya Demokratik Bölgeler Partisi biçiminde olabilir… 2- İkinci önemli reform önerim, BDP’nin kendini yenilerken, Türkiye'nin geneline hizmet etmek durumunda olan HDP içinde resmen olmasa da ‘de facto’ olarak motor bir güç biçiminde yer almasıdır…”
Şeklindeki BDP’nin isim değiştirmesi ve yeniden yapılandırılması, HDP için “de facto” olarak (motor güç) yer alması yönündeki talimatları gereğince, 11 Temmuz 2014 tarihinde gerçekleştirilen BDP 3. Olağan Genel Kongresinde, ismini Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) olarak değiştirmiş, 28 Mayıs 2016 tarihinde Eş Genel Başkanlıklarına Sebahat Tuncel ve Kamuran Yüksek getirilmiştir.
a) Halkların Demokratik Kongresinden (HDK) HDP’ye Çatı Partisi
Terör örgütü liderinin, PKK’nın kuruluşundan itibaren Kürdistan hedefine silahlı çatışma ve siyasi cephe zemini üzerinden yol aldığı, bu nedenle süreçte hep siyasi uzantılarının bulunduğu, yakalanmasına kadar olan süreçte bizzat, yakalanması sonrası avukat görüşmelerinde verdiği talimatlar, savunmasında dile getirdiği görüşler doğrultusunda her iki cepheyi sevk ve idare ettiği, stratejileri doğrultusunda silahlı çatışma cephesini ve uzantısı niteliğindeki siyasi temsilcilerini yönlendirdiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda 2004 yılından itibaren siyasi alanda sol örgütlenmeler ve siyasi yapılar ile ittifak kurulabileceği yönünde sürekli açıklamalar yapmıştır.
8 Ocak 2009 tarihli görüşme notunda; “…Çatı Partisi önemli bir ihtiyaçtır. Çatı partisi geniş olmalı, içerisinde tüm kesimler kendini temsil edebilmeli… Bu nedenle demokratik birlik, yani Çatı Partisi bir an önce hayata geçirilmeli. 2000'lerdeki komploya düşülmemelidir…”
Şeklindeki talimatlarına paralel olarak 21-22 Aralık 2008 ve 06 Mayıs 2009 tarihinde toplantılar gerçekleştirilmiştir.
27 Mayıs 2009 tarihli görüşme notunda; “…Türkiye’de gündem yoğundur. Tartışmalar yaşanıyor, çatışmalar yaşanıyor. Bütün bunlara karşı demokratlar ne yapıyor? Daha önce de defalarca bu tehlikelere dikkat çekmiştim. Barış ve çözüm için büyük bir çaba harcanması gerektiği açıktır. Özelikle kendini sol olarak gören insanlara büyük iş düşmektedir. Bunların hep birlikte bir araya gelip bir demokrasi cephesi oluşturmasının önemi ortada…”,
Şeklindeki talimatları akabinde 27-28 Haziran 2009 tarihinde gerçekleştirilen toplantıda çatı partisi faaliyetlerine “Demokrasi İçin Birlik Hareketi/DBH” adıyla devam edilmesi kararlaştırılmıştır.
17 Şubat 2010 tarihli görüşme notunda; “…DBH’da yer alan arkadaşlar, ister BDP’ye katılım biçiminde olur, ister ayrı bir parti kurarlar, ister çatı partisinde görev alırlar ama önemli olan ortak mücadele hattını örmeleri ve pratik bir şeyler yapmalarıdır…”,
Şeklindeki talimatlarına paralel olarak çatı partisi oluşturmaya yönelik toplantılara DBH bünyesinde devam edilmiştir.
15 Haziran 2011 tarihli görüşme notunda; “…Seçim sonuçlarıyla bloğa ilişkin önerilerimizin haklı olduğu ortaya çıkmış oldu. Zaten 13 yıldır bu doğrultuda tespitlerim, önerilerim oluyordu. Türkiye'nin böyle bir güç birliğine, bloğa (Emek, Demokrasi ve Özgürlük Blok’una) ihtiyacı olduğunu sürekli vurguladım ama gereği yerine getirilmedi. Blok aslında şu anki haliyle tam istenen düzeyde de değildir… Bu çatı partisinin bütün bileşenlerin üyelerinden oluşan 100 kişilik bir meclisi olabilir. Bu meclisin içinden de 24 kişilik bir yürütme kurulu olur, gölge kabine gibi çalışır ve ülkenin tüm sorunları için çözümler geliştirir. Çatı partisinde de Eş Başkanlık sistemi uygulanabilir…”
Şeklindeki talimatlarına uygun olarak 12 Haziran 2011 seçimlerine “Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu” çatısı altında giren BDP’nin önceki seçimlere nispeten daha fazla milletvekili çıkarması nedeniyle örgüt lideri, Çatı Partisi faaliyetlerinin hızlanmasını isteyerek, özellikle batı illerindeki marjinal örgütlenmelerin potansiyelinden faydalanmak istemiştir. Bu kapsamda, 29 Temmuz 2011 tarihinde BDP İstanbul İl binasında “Çatı Partisi” toplantısı gerçekleştirilmiştir.
27 Temmuz 2011 tarihli görüşme notunda; “…BDP, işte Türkiye sol güçleri, demokratik toplum, bilmem blok, parti kur, cephe kur, yap... Ama yeter ya! Onlara da çok öfkeliyim…Örgütleşmeyi bilmiyorlar, bir kongre düzenlemeyi bilmiyorlar…”
Şeklinde avukat görüşmelerindeki talimatlarına paralel olarak 15-16 Ekim 2011 tarihinde HDK’nın (Halkların Demokratik Kongresi) kuruluş kongresi gerçekleştirilmiş, bu yapılanma bünyesinde terör örgütüne müzahir siyasi oluşumların yanı sıra marjinal sol gruplar ve oluşumlara da yer verilmiş, böylelikle terör örgütünün siyasal alandaki amaçları doğrultusunda tek çatı altında hareket etmesi amaçlanmıştır.
Hatta bu hususun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/1903 sayılı soruşturması sırasında 09/07/2011 tarihli toplantıya ilişkin ses kaydı çözüm tutanağı ile teyit edildiği görülmüştür. Örgüt liderinin çatı partisi ile ilgili görüşme notlarının KCK terör örgütünün bileşeni İstanbul Kent Konseyi toplantısında örgüt mensubu tarafından okunduğu anlaşılmıştır. (bkz. Ek-7)
18 Temmuz 2011 tarihli görüşme notunda; “…Ama asıl önemli olan demokratik blok çalışmalarıdır. Çoktan başlamalılardı çalışmalara. Bunu geliştirme sorumluluğunu anlamıyorlar. Benim yazdıklarımı okumuyorlar mı? Burada anlata anlata dilimde tüy bitti, kulaklarım patladı… Adına blok dedik, emek hareketi dedik, çatı dedik, ismi çok önemli değil, o zamanlarda yapılsaydı şimdi yüzde yirmilerde oyu olurdu… Blok partisinin yerellerde örgütlenmesi konusunda özerk bölgeler meselesini daha önce de söyledim. Türkiye'yi 20-25 bölgeye ayırmalıdırlar… Bir de Çatı Meclisi kurulur. Bu 25 civarındaki bölgelerden de yerel konferanslar yapılarak Kongre'ye 400 delege gelir. 100 delege de sivil toplum kuruluşlarına, akademi, akil adamlara, aydınlara ayrılabilir. Toplamda 500 delege olur. Daha önce de Kongre'ye ilişkin 500, 100 ve 25 formülünü söylemiştim. Başkanları eş başkanlık şeklinde olur. 25 kişilik gölge kabinesi olur. Bu gölge kabineyi çok önemsiyorum. En geç Ekim ayına kadar tamamlanması gereken bir süreçtir. Mecliste - TBMM’de oluşturulur. Ekim'e kadar bitirilmesi önemlidir. Çünkü Ekim'de Meclis açılacak, anayasa çalışmaları olacak. Bu şekilde anayasa çalışmalarına da katılırlar…”,
Şeklindeki kurulacak siyasi partinin, en geç Ekim ayında kurulması yönündeki talimatları akabinde HDK öncülüğünde 15 Ekim 2012 tarihinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) kurulmuştur.
Örgüt liderinin HDP ile ilgili yaptığı açıklamalar incelendiğinde;
PKK/KCK terör örgütünün 5-13 Eylül 2013 tarihleri arasında Irak’ın Kuzeyinde gerçekleştirmiş olduğu sözde IX. Kongre’ye örgüt lideri tarafından gönderilen talimatta;
“ Hepimiz için ortak bir örgüt gerekiyor. 1970’lerden beri bunu istiyoruz. Milliyetçi örgütler bunu hep engellediler. HDK ve HDP doğru bir projedir, isimlendirme de doğrudur… Her şeyi PKK’ye danışmanıza da gerek yok…”,
“Pratikte öne çıkabilecek Eş Başkanlar olur. Örneğin pakette Eş Başkanlık sistemi, resmi parti ittifak hakkı olabilir. İleride hem HDP’nin hem de BDP’nin grubu olabilir. Kırkın üzerinde milletvekiliniz olabilir. HDK çok planlı ve örgütlü işler yapmalıdır. Biraz bürokratik ve hantal kalıyor…”,
“Gezi olaylarında BDP’nin de yeterince taktik geliştiremediği görüldü. Orada bazı eksiklikleri oldu... Batıda HDP ile seçime gidiş olabilir. Ayrıca yapılması gereken taktik hamleler var. Meclis açıldığında belki Türkiye partisine dönüşmek gerekecek. BDP de Kandil gibi dönüşüme uğrayabilir. Sadece iki Eş Başkan BDP’de kalır, sadece haftalık grup toplantılarını yapmamış olurlar. HDP de Demokratik Kongre Partisi olarak değişebilir. Dışarıda kalmış olanları, muhalifleri BDP’nin kongresi ile yönetimde birleştirirsiniz.
Olağanüstü kongreyi önce BDP yapar, vekiller ayrılıp HDP’ye geçerler. HDP de kendi kongresini yapar…”,
Şeklindeki açıklamalarından anlaşılacağı üzere BDP’li milletvekillerinin bir araya gelerek HDP’yi kurmalarına, BDP ve HDP’nin eş başkanlarına, BDP’nin doğudaki özerklik çalışmasına, HDP’nin de Türkiye partisi izlenimini vermesine, HDP’nin kongresini Ekim ayında yapmasına, eş başkanlarının Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmasına kadar, her ayrıntının örgüt lideri tarafından planlandığı, HDP kadroları tarafından hayata gerçekleştirilen kongrenin dahi belirtilen Ekim ayında yapıldığı gibi eş başkanların da talimattaki isimler olduğu görülmüştür.
Yine örgüt liderinin, 17 Ağustos 2013 tarihli görüşme notunda; “...Konferansın pratikleşmesi böyle olur. Bir iki hafta içinde yoğunlaşın. Hem vekilleri hem konferansın ruhunu partiye taşıyın. ESP, Levent Tüzel onlar katılsınlar. Vekil, belediye Başkanı, ne olmak istiyorlarsa olsunlar… İleride hem HDP’nin hem BDP’nin grubu olabilir. Kırkın üzerinde milletvekiliniz olabilir. Ertuğrul’a da, Levent’e de söyleyin, pratik politika yapmazsanız olmaz, kendilerini zavallı konumuna düşürürler… ESP, BDP, EMEP, Yeşiller, Müslümanlar, feministler, çevreciler, hepsi olsun. Sadece antikapitalistlik bile herkesi birleştirebilir. Üç dört genel ilke yeterlidir. Eş Başkanlık sistemi, resmi parti ittifak hakkı pakette olabilir mesela. Pratikte öne çıkabilecek Eş Başkanlar olur. Sebahat toparlayıcı değilse başkası olur, çok uzatmadan karar verilebilir. Sırrı Süreyya yapabilir, ben sadece öneriyorum… Bu söylediklerim onlar için de geçerlidir. En çok da EMEP’in pratikte koşturması gerekir. Sisteme karşı sistem çözümünü belediyeler ile yapabiliriz. Eskiye göre Türkiye siyasetini etkileme imkanı vardır. Sayın Ertuğrul, Sırrı, Levent onlar ciddi yaklaşsınlar. Kariyerizme, kıskançlığa gerek yok… Meclis grubunun HDP’ye geçmesi için acele etmeyin şimdilik gerek yok…”
Şeklindeki talimatlarına uygun olarak görüşmeden bir gün sonra 18/08/2013 tarihinde HDP 1. Olağan kongresinin yapıldığı, örgüt liderinin Eş Başkan ve görevlendirme kapsamında isimlerini telaffuz ettiği, Sebahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü, Sırrı Süreyya Önder ve A. Levent Tüzel’in mevcut partilerinden HDP’ye geçtikleri, Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü’nün HDP eş genel başkanı olarak görev aldıkları, daha sonra bunlara Gülser Yıldırım, İbrahim Ayhan, Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız’ın katılmasıyla sayının sekize çıktığı,
18/08/2013 tarihli kongrede HDP organlarının; 1 genel başkan (Yavuz Önen), 12 MYK üyesi, 35 PM asıl üyesi, 10 PM yedek üyesi, 7 asıl disiplin kurulu üyesi, 2 yedek disiplin kurulu üyesinden oluştuğu,
27/10/2013 tarihli kongrede HDP merkez organlarının: 1 genel başkan (Sabahat Tuncel), 1 eş başkan (Ertuğrul Kürkçü), 10 genel başkan yardımcısı (Sırrı Süreyya Önder, A. Levent Tüzel, Bircan Yorulmaz, Ali Oruç, Zülal Nazan Üstündağ, Hakkı Saruhan Dinç, Yurdusev Özsökmenler, Özgür Müftüoğlu, Orhan Çelebi, Hatice Altınışık, Ayhan Bilgen), 80 PM asıl üyesi, 25 PM yedek üyesi, 7 asıl disiplin kurulu üyesi, 2 yedek disiplin kurulu üyesinden oluştuğu,
22/06/2014 tarihli kongrede; 2 eş genel başkan, 9 eş başkan yardımcısı MYK üyesi, 1 genel koordinatör MYK üyesi, 1 genel sayman MYK üyesi, 18 MYK üyesi, 100 PM asıl, 50 PM yedek üyesi, 7 merkez disiplin kurulu asıl üyesi, 2 merkez disiplin kurulu yedek üyesi, 5 uzlaştırma kurulu asıl üyesi, 2 uzlaştırma kurulu yedek üyesinden oluştuğu,
BDP’den 19 milletvekilinin 28/04/2014 tarihine kadar HDP’ye geçmediği, 28/04/2014 tarihinde BDP’den 19 milletvekilinin katılımıyla sayının yirmi yediye çıktığı, örgüt liderinin 2 Eş Başkanın BDP’de kalması talimatı dikkate alınarak, Selahattin Demirtaş ve Sırrı Sakık’ın Ağrı seçimlerine kadar BDP’de kalacağının kararlaştırıldığı, Kemal Aktaş, Leyla Zana, Aysel Tuğluk’un siyaseten yasaklılıkları nedeniyle katılamadıkları, Ahmet Türk ile Gülten Kışanak’ın da vekillikleri düştüğü için katılamadığı, kuruluşundan itibaren örgüt liderinin talimatı doğrultusunda kadroların oluşturulduğu,
HDP’nin Genel Başkanı, kurucuları, kurulma süreci, süreçte rol alan aktörlerin kimlikleri ile nitelikleri konusunda örgüt liderinin yaptığı bütün belirlemelerin 18/08/2013 ve 27/10/2013 tarihli kongrelere yansıdığı, aynen esas alındığı görülmüştür.
Hatta bu hususun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/1903 sayılı soruşturması sırasında 09/07/2011 tarihli toplantıya ilişkin ses kaydı çözüm tutanağı ile teyit edildiği görülmüştür. Örgüt liderinin BDP eş başkanlarının HDP’ye ilk etapta geçmemelerine ilişkin görüşme notlarının KCK terör örgütünün bileşeni İstanbul Kent Konseyi toplantısında örgüt mensubu tarafından okunduğu anlaşılmıştır. (bkz. Ek-7)
14/10/2013 tarihli avukat görüşme notunda; “…HDP’ye ilişkin görüşlerimdir, yazın. Kongreye de mesajımdır, iletebilirsiniz. Sabahat ile Ertuğrul tüm güçlerini ortaya koysunlar, BDP için önerdiğim onlar için de önerimdir. İsyancı tarzı terk edip çözümleyici olsunlar.
İdris Baluken: Eş Başkanlar “Bütün gücümüzle çalışmalara devam edeceğiz” diyorlar. Önderliği esas alacaklarını belirtiyorlar, selam ve saygılarını iletiyorlar.
Pervin Buldan: Başkanım, bazı illerde çalışmalar devam ediyor. On secimler ve eğilim yoklamalar yapılıyor. 10 Kasım’a kadar da devam edecek. Bazı illerde de eğilim yoklamaları bitti. Eğilimlerde isimler de çıkmaya başladı…Van’da Bekir Kaya.
A.Ö: Uygundur. Devam etmeli. Eş Başkan var mı?...Mardin, Ahmet Turk, Ahmet de istiyor galiba…”,
“…S. Demirtaş: Sebahat Tuncel’in selamları vardı. Seçimlere batıda HDP ile girmek iyi olur mu diye bir tartışma yürütmek istiyor.
A. Ö.: Yok, Doğusu Batısı yok. Birleşik olmalı. Şimdi bakın, Türkiye’de siyasette bir kırılma yaşanıyor. Ulusalcılar da kendilerine çekmek istiyorlar. Kürtler yıllarca yeterince uyandılar. Şimdi Türkler de Batıda uyanıyor. HDP’yi tam da bu dönemde aktifleştirmek gerekmez mi acaba? Sadece Doğu’nun partisi olarak seçimlere girmek BDP’de sıkıntı yaratabilir.
S. Demirtaş: Açıkçası biz HDP yeterince hazır ve örgütlü olmadığı, tanınan bir parti haline gelmediği için biraz riskli gördük. Bu nedenle BDP ile girelim dedik.”,
“A.Ö: Yıllarca neden örgütleyemediniz? Sabahat, Sırrı, Ertuğrul neden örgütleyemediler? Emekçileri, Alevileri örgütlemek gerekirdi. Kürt kitlesini kazanabileceğimiz kadar kazandık. Bundan sonrası biraz zor. Biraz da Türk kitlesi kazanılırsa politik öngörüme göre yüzde 15’i geçebilir. Türklerden de yüzde 5 alınabilir…” Şeklinde olduğu anlaşılmıştır.
Yine örgüt liderinin demokratik siyaset kılıfı altında örgüt amaçları doğrultusunda faaliyet yürütecek aktörler ile ilgili olarak;
“A. Ö: … Gelelim HDP ye: Mahir benim için direniş kaynağıdır ve ilhamımı ondan aldım. Ertuğrul’un Eş Başkan olması da Mahir’lerin anısına sahip çıkmanın sembolüdür…”,
Sırrı Süreyya Önder’e hitaben, “…Ben senin Genel Başkan olmanı önerdiğimde Ertuğrul’u işaret etmiştin... Kürkçü’ye yakışır, o bir semboldür demiştin. O dururken benim olmam doğru olmaz demiştin. Ertuğrul’u izledim. Meseleyi çok doğru kavramış. O zaman sana hak verdim. Disiplinlidir. Beni doğru anlamış onu kutluyorum…”,
23 Şubat ve 3 Nisan 2013 tarihli görüşme notunda örgüt liderinin bu hususa değinerek, PKK/KCK terör örgütünün 5-13 Eylül 2013 tarihleri arasında Irak’ın Kuzeyinde gerçekleştirmiş olduğu sözde IX. Kongresine de aşağıdaki şekilde talimat gönderdiği;
“Ankara merkezli HDP’nin yapacağı konferanstır. Solda ortaya çıkacak boşluğu çok iyi değerlendirmeleri gerekir. Yapamayanlar olursa mutlaka genç sosyalist arkadaşları da katsınlar…”,
“…HDK demişken, çok planlı ve örgütlü işler yapmalısınız. Biraz bürokratik ve hantal kalıyor. Ertuğrul’a söyle Daha fazla kendilerine güvenmeliler. Daha fazla kitleselleşin, dar kalıyorsunuz. Seçime BDP ile mi, HDK ile mi gireceksiniz, siz karar verin. Adayları halkın en popüler olanlarından seçin. Seçime giderken (eğer HDP ile giderseniz) Eş Başkanlar değişebilir…”,
Hatta daha kuruluş aşamasında Eş Başkanı Fatma Gök’ün “…HDK’yı kurduk, kürt halkına karşı yürütülen savaşa karşı durma HDK’da ifadesini buldu, HDK fikriyatını toplumsallaştırmak için yapacaklarımız var…”,
Eş Başkanı Yavuz Önen’in; “…PKK’nın ‘barış adımının örülmesinde tarafız, siyasi bir okuluz, HDK bu programa hazırlıktır, Gezi Olayları bir halk isyanıdır, bu sürçle HDP hesaplaşacaktır. 2013 yılı Ekim ayında 2. Olağanüstü Kongre'yi yapacaktır…”,
Parti kurucusu Abdullah Levent Tüzel’in; “…Hükümete karşı asıl gücü elinde bulunduran PKK ile birlikte yürüyeceğiz, HDP siyasi bir güven merkezidir…” ,
BDP Mardin Milletvekili Erol Dora’nın, “…demokratik ulus inşasının gerçekleşmesinde ÖCALAN’ın rolü çok önemlidir…”
Şeklindeki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere HDP’nin daha kurulduğu ilk anda, PKK terör örgütü ve liderini referans olarak kabul ettiği, örgüt liderinin de “HDK-HDP doğru bir projedir, isimlendirme de doğrudur” diyerek, Genel Başkanı, kurucuları, kurulma süreci, süreçte rol alan aktörlerin kimlikleri ile niteliklerinin örgüt lideri tarafından belirlendiği, bu belirlemelerin, başta 18/08/2013 ve 27/10/2013 tarihli kongreler ile 17/08/2013- 14/10/2013 tarihleri arasındaki avukat görüşmeleri olmak üzere ayrıntıları ile iddianamenin tamamına yansıdığı, örgüt liderinin çatı partisi projesinin 2004 yılından itibaren HDP’nin kuruluş sürecine kadar devam ettiği, sadece adı değişen siyasi partilerle sürecin nasıl devam ettirildiği net şekilde ortaya konulmuştur.
HDP’nin 1. Olağan Kongresinin 18 Ağustos 2013’te, 1. Olağanüstü Kongresinin 27 Ekim 2013’te Ankara’da gerçekleştirildiği,
Kongrede “Demokratik Özerklik”, “Zindanlar Boşalsın Siyasi Tutsaklara Özgürlük”, “Botan’dan Türkiye Halklarına Bin Selam” yazılı pankartların asıldığı, “İmralı’ya Bin Selam”, “Apocular Geliyor”, “Orduya HPG”, “PKK Halktır Halk Burada”, “Biji Serok APO”, “Gençlik APO’nun Fedaisidir”, “Kürdistan Faşizme Mezar Olacak” şeklinde sloganlar atıldığı, örgüt liderinin fotoğrafı ve KCK’yı simgeleyen pankartların asıldığı, kurulan ekranlardan örgüt yöneticileri Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan fotoğraflarının olduğu slayt gösterimi yapıldığı görülmüştür.
BDP Eş Genel Başkanı Gülten Kışanak’ın, “HDP'nin, demokratik halkların öz yönetimini kuracağı gerçek adres olduğu”,
Şeklindeki açıklamalarından da anlaşılacağı üzere, HDP’nin kuruluşunun ayrı bir dönüm noktası olarak değerlendirildiği ve PKK’nın örgütsel faaliyetlerinin tamamlayıcısı olarak görüldüğü,
Örgüt liderinin talimatları doğrultusunda yapılan seçim neticesinde HDP Eş Genel Başkanlığına Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ve İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in seçildiği, konuşmalarında;
Ertuğrul Kürkçü’nün, “A.Öcalan’ın demokratik özerklik programı kürt halkının olduğu kadar Türkiye’nin bütün halklarının ortak mücadelesidir”,
Sebahat Tuncel’in, “Türkiye HDP ile değişecek, önce demokratik özerk Kürdistan’ı, sonrasında da ‘Demokratik Cumhuriyeti’ inşa edecek, gençlikte önümüzdeki dönemde demokratik özerkliğin inşasında önemli rol oynayacaktır. ”
Yönündeki açıklamalarının daha kuruluşunda örgüt liderini önder olarak, hedefini özerk Kürdistan olarak belirlemek suretiyle örgütün devamı olduklarının kanıtlandığı anlaşılmıştır.
22 Haziran 2014 tarihinde yapılan HDP 2. Olağanüstü Kongresinde; Eş Genel Başkanlığına, BDP (Barış ve Demokrasi Partisi) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın seçildiği, bu sürecin alt yapısının örgüt lideri tarafından oluşturulduğu,
Seçim sonrası seçilenleri haber veren Sırrı Süreyya Önder’in “Başkanım, sizin bu Eş Başkanlar konusundaki titizliğinizi ve yüksek hassasiyetinizi görüyoruz. Siz nakış gibi işliyorum dediniz ya, bunu şu andaki oluşmuş eş başkanlar profiline baktığımızda görebiliyoruz. Selahaddin Bey sizin alan açtığınız ve sivil siyasette öne çıkardığınız bir arkadaşımızdır. Önemli bir atılım göstererek sizin başlangıçta önemi yeterince anlaşılmayan HDP projesine önemli katkı sağladı. Figen Hanıma bakıyoruz, sizin keşfiniz ve önerinizdir. Ne kadar isabetli ve etkili olduğunu hem kadın düzleminde hem de sola yönelik söylemlerinde önemli bir yüzünüzü temsil etmeye başladı” (15 Ağustos 2014 tarihli görüşme notu) şeklinde ifade edildiği görülmüştür.
BDP’nin 11 Temmuz 2014’te gerçekleştirdiği 3. Olağan Genel Kongresinde ismini Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) olarak değiştirdiği, Eş Genel Başkanı olarak Emine Ayna ve Kamuran Yüksek’in belirlendiği, bu hususun örgüt lideri tarafından “Kürt toplumunun en doğru mekânsal konumlanma ve iradeleşmenin partisel ifadesi Bölgesel Demokrasi Partisi veya Demokratik Bölgeler Partisi biçiminde olabilir. Dikkat edilirse sadece ad değişikliği önermiyorum. bir çıkış hamlesinin formülünü sunuyorum” şeklinde ifade edildiği, eş başkanların seçiminin örgüt lideri tarafından yapıldığı,
Bu hususu kendisine ileten Sırrı Süreyya Önder’in “… Hatip Bey böyle, Selma Hanım böyle, Emine Hanım ve Kamuran böyle. Eski eş başkanlar var. Hepsini bir araya getirdiğimizde, sizin değişik özelliklerinizi temsil eden muazzam ve nitelikli bir zirve oluşturmuş durumdayız” şeklinde ifade edildiği, akabinde eş başkanlara ilişkin bilginin Pervin Buldan tarafından bilgisinin örgüt liderine “…Demokratik Bölgeler Partisi kongresini yaptı. Yönetime giren bütün arkadaşların selamları var. Eş başkanları Emine ve Kamuran oldu…” şeklinde iletildiği, örgüt liderinin de “Onlara da özel selam ve sevgilerimi söyleyin. Profesyonel kadro yetiştirmeye devam etsinler. Her bölgeye özel kadrolar yetiştirip verecekler ” şeklinde siyasi partiler DBP, HDP’nin bir birlerine olan dönüşümleri ile yönetim kadroları ile yönetim biçimlerinin örgüt lideri tarafından belirlendiğini gösteren konuşma içerikleri elde edilmiştir (15 Ağustos 2014 tarihli görüşme notu).
Örgüt liderinin en büyük projem dediği HDP, kısa süre içinde bölücü terör örgütünün de aktif desteğiyle örgütlenmesini tamamlamış ve 30 Mart 2014 yerel seçimlerine iştirak etmiştir. HDP’nin belli bir destek sağlamasının akabinde örgüt lideri, HDP’ye Türkiye partisi misyonu, BDP’ye sözde özerk Kürdistan’ın iktidar partisi misyonunu yüklediği, bu hususun Selahattin Demirtaş tarafından da “Bizim başarımız HDP’nin başarısı ki kendisinin Sayın ÖCALAN’ın çok önemsediği bir projedir. Kendisinin özellikle son 20 yılını adadığı bir projedir[3]” şeklinde ifade edildiği anlaşılmıştır.
b) Örgütsel Faaliyetlerde DTK-BDP-DBP-HDK-HDP Geçişkenliği ve Paydaşlığı
1990 yılından bu yana devam eden ve yukarıda özetlenen süreçten anlaşılacağı gibi hemen hemen aynı kadrolar tarafından kurulup, devam ettirilen HEP, DEP, HADEP, DEHAP, DTP’nin kurucusu, kadroları, stratejisi, faaliyetleri örgüt liderinin yakalanmasına kadar bizzat, yakalanmasından itibaren de cezaevinden avukat görüşmelerinde verilen talimat ve dökümanlar ile yönetildiği, sadece değişen adlarına göre özlerinin aynı kaldığı belirlenerek Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılma müeyyidesi uygulanmıştır.
Gelinen noktada, DTK-BDP-DBP-HDK-HDP arasında aynı nitelikte bir eşgüdüm ve paralellik tespit edilmiş bulunmaktadır. Bunun somut belgelerinden biri Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/16501 sayılı soruşturma kapsamında 13/12/2016 tarihinde Balıkesir HDP İl Başkanlığında yapılan aramada yırtılarak çöp kovasına atılan el yazısı doküman olup, birleştirilerek yapılan incelemesinde;
“… BDP’nin isim değiştirerek yeni bir formatla ağırlıklı olarak Demokratik Özerkliğin inşası ihtiyaç duyulacak 8 alanda (ekonomi, ekoloji, öz savunma gibi) kadroları yetiştirecek. 60 kişilik bir PM oluşturulacak. PM üyeleri için 1 Haziran’da İmralı’ya gidecek heyetten çalışma yaparak liste getirmelerini istemiş ve bizzat ilgileneceğini belirtmiş. İsim olarak DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) veya Demokratik Bölge Partisi önermiş. Kendi tercihi DBP’dir. (Tartışmaya açık) Bu parti ve kadroları yerel ve genel seçimlere girmeyecek aday olamayacaklardır. Sadece kadro eğitme görevleri olacak…
… Bu yüzden Öcalan… DBP önermesi ile BDP’nin isim değiştirerek yeni bir yapılanma ile ağırlıklı olarak demokratik özerk Kürdistan’ın inşasında ideoloji parti olarak konumlanmasını önermiştir… Demokratik siyasal mücadeleyi yükseltecek ve seçimlere girecek olan HDP, bütün kimlikleri, inançları, sosyalistleri, demokratları, demokrat Müslümanları, dindarları belli demokratik bir programın etrafında örgütleme görevini yürütecektir… 22 Haziran kongresinden sonra HDP hızla kongrelerini il ilçe yapıp, örgütlenme atağı başlatacak, HDP eski HDP olmayacak…”
Şeklindeki içerikte; PKK/KCK terör örgütünün kuruluşundan itibaren Kürdistan idealine silah ve şiddet yoluyla ulaşmaya çalıştığı, her daim siyasi cephesini diri tuttuğu, Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında başka gelişmelerin de etkisiyle Dünya’da oluşan yeni konsepte uymak adına kullandığı, nitelikli siyasi parti aparatının fonksiyonlarını yeniden güncellediği, bu defa demokratik özerk Kürdistan hedefine daha geniş bir taban ve zemin yaratmaya çalıştığı anlaşılmaktadır. Örgüt liderinin, avukat görüşmelerinde gönderdiği talimatlar ve buna ilişkin dokümanlardan, örgütün cezaevinden yönetildiğinin somut olarak ortaya çıktığı görülmektedir. Hatta HDK-HDP-BDP-DBP isimli siyasi oluşumların, örgütün amaçları doğrultusunda nasıl dizayn edildiği anlaşılmaktadır. Doküman içeriğinde “Ege bölgesinde akademi yapılanması önderlik ile 1 Haziran görüşme sonrasında netleşecektir” şeklindeki ifade de örgüt liderinin, bilgisi dışında hiç kimsenin adım atamadığını göstermektedir.
6-8 Ekim (Kobani) olayları DTK-BDP-DBP-HDK-HDP tarafından aynı saikle Kürdistan hedefine yönelik faaliyet yürütüldüğünün en somut örneğidir. Siyasi partilerin aynı yöndeki açıklamaları aşağıya aynen alınmıştır;
19/09/2014 tarihli DBP açıklamasında[4]; “Tüm sivil toplum örgütleri ve sorumlu kurumları, Kobani direnişinin etrafında kenetlenmek, güç vermek ve direnişe katılmak için hiç zaman kaybetmeden, bir seferberlik ruhuyla Suruç'a akmalıdır. Bu andan sonra, DBP olarak tüm örgütlerimizi ve 7'den 70'e halkımızı, Kobani direnişine sahip çıkmak ve IŞİD saldırılarına karşı durmak için Urfa'nın Suruç ilçesine çağırıyoruz...”,
9 Eylül 2014 tarihli “HDP, DBP ve DTK Heyeti Güney Kürdistan’a gitti” başlıklı haberde; “HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, DTK Eş Başkanı Selma Irmak, DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna, HDP'li milletvekilleri Nazmi Gür ve Erol Dora KCK yetkilileri görüşmek için Kandil'e geçecek…[5]”,
06/10/2014 tarihinde DTK tarafından[6]; “Tüm bileşen ve kurumlarımıza çağrımızdır: 7'den 70'e Kobane halkının ve fedai koruyucu güçlerin çevresinde seferberlik ruhuyla, bu gece itibariyle Suruç sınırına gelmeye, tüm alanlarda halkımızın yapabileceği her türlü eylem ve etkinliğe destek sunmaya ve özgürlük çemberini genişleterek Kobane'yi bir bütün savunma seferberliğine çağırıyoruz...",
06/10/2014 tarihinde HDP tarafından[7]; “…“Şu anda toplantı halinde olan HDP MYK’dan halklarımıza acil çağrı: Kobanê’de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve Kobanê’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz..."
Şeklinde bütünlük arz eden açıklamalar yapılmıştır.
Davalı siyasi parti eş genel başkanının HDP bileşenleri olarak ifade ettiği partiler/oluşumlar konu başlığında bahsedildiği üzere DTK, BDP, DBP, HDK olup, PKK/KCK ile aynı amaca yönelik faaliyet yürüttükleri, bütün bu açıklamaların malumun ilanı niteliğinde olduğu tartışmasızdır.
PKK/KCK-HDP ilişkisi …Altan Tan tarafından 15 Ekim 2020 tarihinde “…Bazı şeyler biliniyor tabi. Herkesin bildiği, ayyuka çıkmış, tamamen ortaya çıkmış şeyleri gizlemeye çalışanlarda var. Partiyle PKK ilişkisi gizli saklı bir mevzu değil. Bunu devekuşu gibi kafayı toprağa gömerek çalışmak beyhude…” şeklinde ifade edilmiştir.
PKK/KCK’nın demokratik özerklik stratejisinde örgüt liderinin açıklamalarından anlaşılacağı üzere DTK-BDP-DBP-HDK-HDP’den her birisine ve KCK’ya ayrı ayrı roller biçilmiş, her bileşen örgüt liderinin talimatları doğrultusunda kendisine düşen görevleri yerine getirmiş, bu suretle ülke çapında aynı amaca matuf bir dizi şiddet içeren/teşvik eden ölüm, yaralama, mal ve can kaybına neden olacak eylemleri ortak iştirak ile gerçekleştirmişlerdir. Özerklik/Öz yönetim ilan sürecinde ülkenin belli bir bölgesini işgale yönelik yapılan eylemlerde 278 güvenlik görevlisinin şehit olduğu, 2021’inin yaralandığı, 3060 çukur/barikatın kaldırıldığı anlaşılmıştır. Bu duruma özgü açıklamalara aynen yer verilmiştir.
15 Ağustos 2015 tarihinde; Şirin Kaplan tarafından okunan öz yönetim bildirisine HDP, DBP yöneticileri, belediye Eş Başkanları ve diğer yöneticiler tarafından yapılan açıklamada; “…Devletin topluma yönelik topyekun saldırısına karşı, özyönetimi acil bir gereklilik görüyoruz. Bu anlamda halkın tüm farklı kesimleri demokratik ulus mücadelesine aktif katılmalıdır…[8]”,
HDK tarafından 12 Kasım 2015 tarihinde; “HDK olarak da bu direnişi (çukur-barikat eylemleri) selamlıyoruz.”,
HDK tarafından 17 Kasım 2015 tarihinde; “... HDK, Kürdistan ilçe ve illerinde ortaya konulan öz yönetim taleplerinin ve uygulama girişimlerinin bütünüyle meşru olduğu görüşündedir.”,
DBP tarafından 15 Aralık 2015 tarihinde; “İl İlçe Belde örgütlerimiz, eylemlerin büyüklüğü/küçüklüğüne bakmaksızın ne yapabiliyorsa, ancak kesintisiz demokratik eylem planlamalarını hızla hayata geçirmeli, kendi yerelinde bu katliama karşı durmalıdır”,
HDP adına Selahattin Demirtaş, 18 Aralık 2015 tarihinde; “…Siz kimsiniz? Kimi nereden temizliyorsunuz? Siz olsa olsa bu memleketin kanalizasyonlarını temizlersiniz… Haklıyız kazanacağız. 7'den 70'e el ele vereceğiz kenetleneceğiz.”,
HDP ve DBP adına 8 Mayıs 2016 tarihinde; “… yaklaşık 2 aydır büyük bir direnişin yaşandığı Şırnak’ta bir araya gelen HDP ve BDP’liler, acil harekete geçme çağrısında bulundu...”,
DTK, HDK, HDP, DBP 18 Aralık 2015 tarihinde; Hatip Dicle, Ertuğrul Kürkçü, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Kamuran Yüksek tarafından yapılan çağrıda “…Biz artık buna çatışma, savaş diyemeyiz. Ancak buna işgal diyebiliriz...”
Şeklindeki açıklamalardan devletin, birliği ve bütünlüğüne yönelik eylemlere müdahale etme ve kendini koruma refleksini, siyasi parti olmayı ayrıcalık olarak addetmek suretiyle “işgal” olarak tanımlamak, terör örgütü öncülüğünde gerçekleştirilen, kurtarılmış bölgeler oluşturmayı hedefleyen “özerklik/öz yönetim” ilanlarını tahrik ve teşvik etmek, buna yönelik eylemlere bizzat iştirak etmek, sahip olunan siyasi faaliyet hak ve özgürlüğünün kötüye kullanımıdır. Davalı siyasi parti açısından bu eylemler bağlayıcı niteliktedir. Aynı zamanda örgütün talimatları doğrultusunda gerçekleştirilen eylem ve faaliyetlerin odağı olma koşullarının yukarıda ayrıntıları açıklanan özerklik/özyönetim/çukur-barikat olaylarının ülke çapında neden olduğu kaos, mal ve can kaybı nedeniyle ziyadesiyle gerçekleştirildiği değerlendirilmiştir.
Teyit eden beyanlar:
Kerem Gökalp alınan ifadesinde; “Kobani bölgesine savaşmak adına geçmek isteyen örgüt mensuplarına ve Kobani’ye destek vermek ve YPG unsurları ile görüşmek adına bölgeye gitmek isteyen STK ile siyasi yapılanmalar (DTK, DBP, HDP, HDK) ve siyasi partilerin MYK ve PM üyelerinden oluşan heyetlerinin gidiş gelişleri yine belediyelerin imkânlarıyla organize edilmekteydi. Kobani’de yaralanan örgüt mensuplarının tedavi amaçlı nakilleri dönemin HDP milletvekillerinden olan Aysel Tuğluk, İbrahim Binici, İbrahim Ayhan isimli milletvekilleri tarafından yine örgütten almış oldukları talimatlarla kendi makam araçları ile dokunulmazlık zırhı altında gerçekleştirilmekteydi.
Örgüt üst yönetimi başta olmak üzere, yukarıda belirttiğim örgüt yapılanmaları, HDP, DTK, DBP, HDK ile birlikte MYK ve PM üyeleri dahil olmak üzere, Selahattin Demirtaş, İbrahim Ayhan, İbrahim Binici, Fatma Kurtalan, Gülten Kışanak, Emine Ayna, terör örgütü güdümünde faaliyet gösteren STK’lar tarafından da Selahattin Demirtaş’ın yapmış olduğu çağrı sonrası ANF üzerinden SERHİLDAN eylemlerine destek verilmesi adına bir çok açıklama yapıldı.”,
Gizli tanık ULAŞ alınan ifadesinde; “Türkiye siyasi alan yapılanması Kandil'de bulunan siyasi alan komitesine bağlıdır. Oradan KCK eş Başkanlığına bağlıdır. Siyasi alanda HDP, DBP, HDK, DTK, hukuk komitesi, dış ilişkiler komitesi, halklar-inançlar komitesi ve yerel yönelimler (belediyeler) gibi yapılar bulunur. Bu yapıların genelinden KCK Türkiye sözcülüğünden bir kişi sorumludur. Ayrıca siyasi alanın her bir bileşenin de KCK Türkiye yürütme üyesi ve KCK kadın Türkiye yürütmesinden birer kişi, gençlikten de bir kişi sorumlu düzeyde faaliyet yürütür. İhtiyaç oranında KCK Türkiye kadrolarından HDP, HDK, DBP, DTK yapılarına/partilerine takviye kadro örgüt mensubu aktarılır. HDP; Abdullah Öcalan'ın HDP içerisinde "3 TANE PKK'LI YOK" eleştirisi sonrası, Nadir Yıldırım (örgütlenmeden sorumlu Eş Başkan Yardımcısı), Besime GONCA, Çağlar Demirel ve Dilan Dirayet TAŞDEMİR isimli şahıslar milletvekili seçildi. Abdullah Öcalan'ın eleştirisi sonrası HDP içerisinde PKK’lı olarak bu şahıslar görevlendirildi ve seçtirildi. Bu isimler deşifre olduktan sonra yerlerine; Tayip Temel, Pero Dundar, Alican Önlü, Musa Farisoğulları, Dilan Dirayet TAŞDEMİR ve Fatma Kurtulan isimli kadro örgüt mensupları seçildiler ve HDP içerisinde milletvekili olarak faaliyet göstermeye başladılar. Bu milletvekilleri örgüt eğitimi almış kadro (PKK Kadrosu) olarak ifade edilen kişilerdir. “Alican Önlü olarak tanırım. 2000 KCK Operasyonları öncesi KCK Türkiye Yerel Yönetimler Komitesi içerisinde faaliyet göstermekte idi.”
Şeklinde beyanda bulundukları anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan paydaşlığın ve geçişkenliğin aşağıdaki tabloda resmedildiği görülecektir.
ADI | DTP | BDP | DTK | HDK | HDP | DBP |
Ahmet Türk | Eş Başkan | Milletvekili | Eş Başkan |
| Bld. Bşk |
|
Aysel Tuğluk | Eş Başkan | Milletvekili | Eş Başkan |
| Milletvekili |
|
Sebahat Tuncel | Milletvekili | Eş Başkan |
| Eş Başkan | Eş Başkan | Eş Başkan |
Figen Yüksekdağ |
|
|
|
| Eş Başkan |
|
Kamuran Yüksek | MYK |
|
|
|
| Eş Başkan |
Sırrı Süreyya Önder |
|
|
| Meclis Üyesi | Milletvekili |
|
Demir Çelik | MYK | Gnl. Başkan | Üye | Eşsözcü | Milletvekili |
|
Selahattin Demirtaş | Milletvekili | Gnl. Başkan |
|
| Eş Başkan |
|
Özdal Üçer | Milletvekili | Milletvekili |
|
| Milletvekili |
|
İhsan Çoşkun |
|
|
|
| MYK |
|
Adil Zozani | MYK |
|
|
| Milletvekili |
|
Faysal Sarıyıldız |
| Milletvekili |
|
| Milletvekili |
|
Musa Farisoğlu | MYK |
|
|
| Milletvekili |
|
Besime Konca | MYK |
|
|
| Milletvekili |
|
Alican Önlü | MYK |
|
|
| Milletvekili | PM |
Nadir Yıldırım | PM |
|
|
| Milletvekili | PM |
Tayip Temel |
|
|
|
| Milletvekili |
|
Pero Dundar | PM |
|
|
| Milletvekili | PM |
Dirayet Dilan Taşdemir | PM |
|
|
| Milletvekili |
|
Fatma Kurtulan | Milletvekili | Milletvekili |
|
| Milletvekili |
|
Osman Baydemir | MYK | Bld. Bşk. |
|
| Milletvekili |
|
Çağlar Demirel |
| Bld. Bşk |
|
| Milletvekili |
|
Çimen Işık | MYK |
|
|
|
| PM |
Sezai Temelli |
|
|
| Meclis Üyesi | Milletvekili |
|
Ayhan Bilgen | MYK |
|
|
| Milletvekili |
|
Gültan Kışanak | Milletvekili | Eş Başkan | Üye |
|
|
|
Emine Ayna | Milletvekili | Milletvekili | Eş Başkan |
| Milletvekili | Eş Başkan |
Erol Dora |
| Milletvekili |
|
| Milletvekili |
|
Selma Irmak | Eş Başkan Yrd | Milletvekili | Eş Başkan |
| Milletvekili |
|
Leyla Güven | Milletvekili | Milletvekili | Eş Başkan |
| Milletvekili
|
|
Pervin Oduncu | MYK |
|
| Meclis Üyesi | MYK |
|
İbrahim Binici | Milletvekili | Milletvekili |
|
| Milletvekili |
|
Ali Ürküt | MYK |
|
|
| MYK | PM |
Alp Altınörs |
|
|
| Meclis Üyesi | Milletvekili |
|
Ayhan Bilgen |
|
|
|
| MYK |
|
Günay Kubilay |
|
|
| Meclis Üyesi | Milletvekili |
|
Hakkı Saruhan Oluç |
|
|
| Meclis Üyesi | Milletvekili |
|
İsmail Şengül |
|
|
| Meclis Üyesi | MYK |
|
Meral Danış Beştaş |
| Eş Başkan Yr. |
|
| Milletvekili |
|
Nazmi Gür | Meclis Üyesi | Milletvekili |
|
| Milletvekili |
|
Yurdusev Özsökmenler | Belediye Başkanı |
|
| Meclis Üyesi | Milletvekili |
|
Bircan Yorulmaz |
|
|
| Meclis Üyesi | MYK |
|
Zeki Çelik | Merkez Disiplin Kurulu | Merkez Disiplin Kurulu |
|
| MYK |
|
Altan Tan | Parti Meclisi | Milletvekili |
|
| Milletvekili |
|
Arife Köse |
|
|
|
| MYK |
|
Bayram Yılmaz |
|
|
|
| MYK |
|
Berfin Özgü Köse |
|
|
|
| MYK |
|
Bülent Barmaksız |
|
|
| Meclis Üyesi | MYK |
|
Can Memiş |
|
|
|
| MYK |
|
Cihan Erdal |
|
|
|
| MYK |
|
Dilek Yağlı |
|
|
| Meclis Üyesi | MYK |
|
Emine Beyza Üstün |
|
|
| Meclis Üyesi | Milletvekili |
|
Gülfer Akkaya |
|
|
| Meclis Üyesi | MYK |
|
Gülser Yıldırım |
| Milletvekili |
|
| Milletvekili |
|
Hatice Altınışık |
|
|
| Meclis Üyesi | MYK |
|
Hüda Kaya |
|
|
|
| Milletvekili |
|
Garo Paylan |
|
|
| Meclis Üyesi | Milletvekili |
|
Pervin Oduncu | Parti Meclisi |
|
| Meclis Üyesi | MYK |
|
Serpil Kemalbay Pekgözegü |
|
|
|
| Milletvekili |
|
Sezai Temelli |
|
|
| Meclis Üyesi | Milletvekili |
|
Zeynep Karaman |
|
|
|
| MYK |
|
c) PKK/KCK - HDP Eş Başkanlık Sistemi
Terör örgütü liderinin 08/12/2010 tarihinde avukatları aracılığıyla; “...Eş başkanlık usulüne geçebilirler. Her yerde belediye başkanları tutuklanıyor, eş başkanlık sistemi aynı zamanda buna karşı bir önlemdir...”, şeklindeki talimatı sonrasında Kongra-Gel 9. Genel Kurulunda alınan karar ile KCK Genel Başkanlık Konseyi adında yeni bir yapılanma ile birlikte örgütte eş başkanlık sistemine geçilmiş, HDP de tüzüğünde yaptığı düzenleme ile eş başkanlık sistemini kabul etmiştir.
d) KCK Sözleşmesi-HDP Tüzüğü Benzerlikler
KCK Sözleşmesi ile HDP tüzüğünün mukayeseli biçimde incelenmesinden; birebir aynı maddeleri içerdiği, önce KCK sözleşmesi yazıldıktan sonra hemen altına HDP parti tüzüğü ilgili maddesinin yer aldığı görülmüş, bu mukayese aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
Görüldüğü üzere KCK sözleşmesinde, PKK ve DTK Tüzüğünde demokratik özerlik, özgür-eşit yurttaşlık, kadın ve gençlik, çocuk olmak üzere örgütün sözde Anayasa’sında düzenlenen hususların paralel şekilde HDP parti tüzüğünde yer aldığı tespit edilmiştir.
Beyanları Alınan Tanıklar
Milletvekilleri ve Üst Yönetimle İlgili Beyanlar
Kerem Gökalp (Ankara CBS 2014/146757 Srş) 07/01/2020 tarihli ifadesinde;
“…PKK 1999 öncesinde Türkiye içinde ciddi bir anlamda kitlesel hareketlendirmelerde ve eylemlerde zorlanıyordu. Örgütün yapısı buna çok fazla müsait değildi. Daha çok kırsal alan faaliyetleri ve kitle cephe çalışmaları yürütüldüğünden dolayı, siyasi alanlarda etkinlik gösteren… (HDP, DBP, HDK, DTK), buralardan desteklenen bir eylemlilik söz konusu olmamaktaydı. KCK yapılanması bir nevi bu alanda örgüt için ciddi bir alan oluşturmaya başladı. Örgütte her fırsatta KCK yapılanması içinde faaliyet yürüten örgütlerine bu eylemlere yönelik talimat vermekteydi. Genel anlamda örgüt argümanına göre bu hareketlilik; SERHİLDAN olarak adlandırılmaktaydı. Serhildan olarak adlandırılan bu sokak çatışmaları, örgüt tarafından dünyadaki diğer örneklerinin (Filistin ya da İrlanda gibi ülkelerde olan) Türkiye’de kendi kitlesi içinde gerçekleştirmesini hedeflemekteydi.
…KCK yapılanmasında gerçekleştirilen her Serhildan, Kandil yönetimi tarafından örgütün yönlendirmesi ve talimatlarıyla gerçekleştirilen eylemler olmaktadır. Bu eylem içerisinde çatışmalar; Molotof, Taş, Havai Fişek, El Yapımı Patlayıcıların kullanılmasıyla, gençlik ve kadın çalışma alanlarındaki örgüt mensuplarının öncülüğünde geliştirilir. Serhildan eylemlerinin temel amacı; örgüt tabanını harekete geçirmek, kitlesel bir destek arayışını geliştirmek ve tüm kamuoyuna demokratik bir hakkın engellendiği bunun karşısında da bir direniş olduğu izlenimini vermektir.
…Serhıldan eylemleri Kandil yönetiminin çağrısıyla geliştiği gibi özellikle KCK yapılanmasında siyasi faaliyet gösteren partilerin yetkilileri tarafından gerçekleştirilen çağrılarla da gerçekleşebilmektedir. Çoğu zaman bu iki mekanizma birbiriyle ortak hareket ederler, hedef kitlenin ve amacın ortak olmasından dolayı bu ikili hareket vazgeçilmez olmaktadır örgüt için. Serhildan eylemleri için örgüt aynı zamanda çoklu bir konsepti de esas alır. Bu çoklu konseptin içine; siyasi parti, gençlik ve silahlı örgüt mensuplarının katılımı gerçekleşir. Bu üç alan bir nevi de sokak eylemlerinin ve çatışmalarının oluşumu için koordinasyon şeklinde hareket ederler. Her ne kadar halk inisiyatifi ya da siyasi parti temsilcileri olarak açıklamalar yapılsa da, Serhildan süreçlerinin başlangıcı Kandil yönetiminin talimatı ve Serhildan komitelerinin koordinasyonluğunda gerçekleşen örgütsel bir faaliyet olmaktadır. Burada temel mantık ifade ettiğim gibi örgüt tabanını oluşturan kitlenin, örgüt militanıymış gibi çatışma ve eylem içine çekilmesi olmaktadır.
…
Bu siyasi alan çalışmaları PKK tabanını ve kitlesini sürekli dinamik tutabilmek için basın açıklamaları, gösteriler, miting vb. gibi faaliyetleri her fırsatta ön plana çıkarmaya çalışırdı. Buna mukabil olarak Suriye’deki gelişmeler orada yaşanan çatışmalar, PKK’nın Türkiye’deki siyasi yapılarının (HDP, DBP), legal kurumların ve yukarıda belirtmiş olduğum halk inisiyatifi yapılanmalarının gösteri ve eylem gerekçelerini belirleyen gelişmeler olmaktaydı.
…6-8 Ekim olaylarının alt yapısı örgüt üst yönetimi tarafından hazırlandı. 2011 yılı Temmuz ayında Suriye ülkesinde yaşanan gelişmeler PKK ve YPG unsurlarının o bölgede etkin bir güç pozisyonuna geçmeleri hem bölge gelişmelerinde, hem de Türkiye genelinde önemli bir kırılmayı da beraberinde getirdi. Suriye’de YPG unsurlarının belli bölgelerde yönetim mekanizmalarını ele geçirmeleri sonrasında örgütte, Rojova devrimi denilen sürecin bir benzerinin de örgütün üst yönetiminin talimatları doğrultusunda Türkiye’de Doğu ve Güneydoğu’daki bölge illerinde de gerçekleştirilebileceği düşüncesi hakim oldu.
…2014 yılında Kobani şehrindeki IŞİD-YPG savaşının fitilini ateşledi. YPG’ nin siyasi yozlaşmasını maskelemek için girdiği bu çatışmalar Kobani’ de geniş kapsamlı bir PKK’nın varoluş savaşına dönüştü.
…Kandil üst yönetimi özellikle Irak sınırından Afrin kentine kadar var olan koridorun savunulması ve parçalanmaması için yoğun faaliyet gösterdi. Bunun nedeni Afrin’ den Kobani’ ye kadar özerklik öncesi var olan kantonların korunması ve bu bölge arasında oluşturulan bağlantının kopmasını engellemekti. Benim tanık olduğum Kandil alanından 10 taburluk (yaklaşık 300 örgüt mensub) Kobani’ deki savaşa gönderildi.”
Kerem Gökalp, aynı dosya kapsamında ve aynı gün alınan diğer ifadesinde;
“…Bu alan sorumlularıyla görüşme imkanları benim bildiğim kadarıyla; geliş gerekçeleri belirlendikten sonra, kandil alanı üzerinden gerçekleşir. Normalde gelen kişi belli bir süre Kandil’de bekletilir, bunlara haber verilir. Gelen kişinin konumuna göre, örneğin gelen kişi akademisyen, yazar ya da Milletvekili gibi kamuoyunda bilinen/tanınan kişilerse, bunları Kandil’de çok fazla kimsenin bilmediği yerlerde bekletirler.
Yine görüşmeler de öyle çok fazla kişinin görmeyeceği, bilmeyeceği yerlerde büyük bir gizlilik içerisinde gerçekleşir. Bu süreçte bu görüşmelere gelenler bildiğim kadarıyla;
Leyla Zana, İdris Baluken, Selahattin Demirtaş, Osman Baydemir, Ayla Akat, Hüda Kaya, Pervin Buldan, Sırrı Sakık, Sırrı Süreyya Önder, Ahmet Türk, İbrahim Binici, İbrahim Gülmez, Gülten Kışanak, Selma Irmak, Edibe Şahinisimli kişilerdir.
…2004 yılında demokratik siyaset çalışmaları cezaevlerinden çıkan eski milletvekilleriyle birlikte (Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle Ve Selim Sadak) daha işlerlik kazanan bir alan oluşturmuştu. Bu dönemde bildiğim kadarıyla eski milletvekillerin katılımı, Ahmet Türk, Gülten Kışanak, Sırrı Sakık, Orhan Miroğlu, Fırat Anlı gibi isimlerle 2005 yılında DTP (Demokratik Toplum Partisi) kuruldu. Tüm bu çalışmalar Abdullah Öcalan’ın talimatları, Kandil’deki PKK/KCK yönetiminin takibi ve destekleriyle ortaya çıktı. DTP yapılanması Türkiye’deki siyasi alan çalışmalarının kendini örgütlü bir güce dönüştürdüğü temel dönemi oluşturdu. Aynı dönemde cezaevlerinden çıkan örgüt kadroları da bu çalışmalardan sorumlu olmaya başlamıştı. Bildiğim kadarıyla Sabri Ok bu dönemlerde cezaevinden çıkmış ve bir süre demokratik siyaset çalışmalarının birinci dereceden sorumlusu olmuştu.
…Bu dönemde milletvekillikleri ve siyasi alan çalışmaları arasında koordinasyonu ve ortak hareket etmeyi sağlayacak bir mekanizmaya ihtiyaç duyan örgüt, KCK Türkiye sözcülüğü faaliyetlerine başladı. Bu dönemde ilk Türkiye sözcülüğü çalışmalarını yürüten Cihan Deniz ve Hüsnü Ablak isimli örgüt mensupları İç Anadolu’da kendi kullandıkları araçla trafik kazası geçirerek ölmüşlerdi. Bu kişiler KCK Türkiye sözcülüğü faaliyetlerini, oluşturmak ve geliştirmekle bizzat Kandil yönetimi tarafından görevlendirilmişlerdi. Örgüt yönetimi bu çalışmaları yapılandırmak, Türkiye siyaset alanı faaliyetlerini derinleştirmek için Sabri Ok üzerinden 2009 yılına kadar yoğun bir uğraş içine girdi. Fırat Anlı, Nurettin Demirtaş bir nevi Cihan ve Hüsnü’nün ardından bu çalışmalarla görevlendirilen örgüt mensupları olmuştu. DTP’nin kapatılmadan önce gerçekleştireceği konferansta benim bildiğim kadarıyla genel başkanlık için Fırat Anlı’nın ismini kandil yönetimi belirlemişti. Fakat Fırat Anlı konferans esnasında kendisini geri çekmiş ve onun yerine yine örgütün Türkiye sözcülüğü çalışmalarında yer alan Nurettin Demirtaş eş genel başkan olmuştu. DTP’nin kuruluşunda eş başkanlar Ahmet Türk ve Gülten Kışanak olarak kandil yönetimi ve Türkiye sözcülüğü tarafından belirlenmişti. Gülten Kışanak, 1980 yılında Diyarbakır cezaevinde PKK davasından uzun yıllar hükümlü kalmış olduğundan dolayı kandil yönetimi tarafından ısrarla eş başkanlık için ismi geçen milletvekili olmaktaydı. Daha sonra Nurettin Demirtaş ve Emine Ayna isimleri eş başkanlık için yine kandil yönetimi ve Türkiye sözcülüğünün ortak mutabakatı sonucu belirlenmişti. Türkiye’de PKK/KCK güdümünde faaliyet gösteren siyasi partiler (HDP, DBP ve Yan Oluşumları HDK, DTK) kongreleri, kongrelerinde gerçekleştirdikleri seçimler ve eş başkanlar, il-ilçe teşkilat yapılanmaları dahil olmak üzere göreve gelecek tüm mensuplar, kongredeki seçimlerle değil daha öncesinde KCK Türkiye sözcülüğü ve kandil yönetiminin ortak mutabakatı sonucu oluşturulmaktadır.
…2007 yılındaki seçimlerde bağımsız milletvekili seçtirilme çalışmalarında en önemli detay Sebahat Tuncel olmaktadır. Bu dönemde kendisi cezaevinde PKK hükümlüsü iken, genel seçimlerde milletvekili adaylığı oldu, milletvekili seçildi ve cezaevinden, meclise seçilmiş bir milletvekili olarak geçti. Sabahat Tuncel’in böyle bir geçişi yaşaması tamamıyla kandil yönetimi tarafından planlandı. Hatta bildiğim kadarıyla Sabahat Tuncel’in durumu örnek teşkil etmiş, aynı dönemde cezaevinde kalan birçok hükümlü de benzeri bir taktikle cezaevinden çıkmayı, milletvekili seçilmeyi istemekteydi.
Abdullah Öcalan bu durumun önüne zor geçti, Sebahat Tuncel’in dışında bildiğim kadarıyla daha sonraki genel seçimlerde Kemal AKTAŞ, Hatip Dicle, FAYSAL SARIYILDIZ, Gülser Yıldırım, Selma Irmak ve İbrahim Ayhan isimli milletvekilleri de KCK ana davasından tutuklulardı, milletvekili seçilerek cezaevlerinden çıkmışlardı. DTP-BDP siyasi parti süreçleri bu şekilde ilerlerken, Türkiye kamuoyunda legal Kürt siyaset temsilcilerinin TBMM’de grup kurmaları birçok tartışmayı da beraberinde getirmişti. Burada sözünü ettiğim tartışma; seçilmiş milletvekillerinin örgütün silahlı saldırılarını, eylemlerini meclis çatısı altında değerlendirme konusu yapması, çatışmaların son bulması adına örgütün meşru bir güç olarak kabul edilmesi ve eylemlerin sorumluluğunun Türkiye devletine ve güvenlik politikalarına bağlı olduğu gibi toplum algısı oluşturma gibi görevleri-sorumlulukları vardı.
Devam eden dönemde Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’ un tutuklanması ve DTP’ nin kapatılması yaşandı. Yine bu dönemde 2008-2009 yıllarında Aysel Tuğluk (avukat kimliği) üzerinden Abdullah Öcalan’la İmralı’da görüşmeler gerçekleştirmekteydi. Bu dönemde Abdullah Öcalan HDP’nin (Halkların Demokratik Partisi) kurulmasına yönelik talimatları vardı. Aynı dönemde Türkiye çevresinden birçok kesimi içine alan bir siyasi parti olarak HDP’nin kuruluşu gerçekleşmişti. Burada Abdullah Öcalan’ın Türkiye Kamuoyunda bilinen isimlere, avukatları aracılığıyla “SELAM GÖNDERMESİ” ve çalışmalara dahil etmesi gibi yaklaşımları olmaktaydı. Bu duruma en iyi örneklerden biri sırrı Süreyya ÖNDER olmaktadır. Sırrı Süreyya Önder 2012-2013 yılında kamuoyunda yönetmen, gazeteci ve TV programcısı olarak tanınıyordu, siyasi alan çalışmalarıyla çok ilgili biri değildi. Abdullah Öcalan tarafından siyasi alan çalışmalarına dahil edildi. Aynı Sırrı Süreyya Önder 2013 yılında “GEZİ OLAYLARININ” baş mimarı olmuştu. Hatta bu süreçte benim bizzat bildiğim bir diğer husus, Sırrı Süreyya Önder gezi olaylarından sonra, HDP çevresinde sürekli “AĞAÇ BEKÇİSİ” diye espiriyle karışık söylemlerin kendine karşı oluşturulması Sırrı Süreyya Önder’ de ciddi bir rahatsızlığın ortaya çıkmasını sağlamıştı. Hatta bu konuda Selahattin Demirtaş, Ahmet Türk, Sırrı SAKIK gibi isimleri kandil yönetimine şikayet etmiş, kendisiyle bu kadar çok dalga geçilmesini kaldıramadığını belirtmişti. Kandil yönetiminden sırrı Süreyya ÖNDER’in belirttiği isimlere yönelik uyarı-ikazlarını, 2013-2014 yılında İmralı heyeti olarak kandile gidiş-gelişlerin olduğu dönemde Selahattin Demirtaş’a bizzat, diğerlerine de Selahattin Demirtaş üzerinden iletmişti.
…2002 yılında başlayan siyasi alan çalışmaları 2015 yılına gelene kadar birçok aşamadan ve oluşumdan geçmiştir. Tüm bu süreçlerin ortaya çıkmasını sağlayan kuşkusuz Abdullah Öcalan’ın talimatları ve perspektifleri olmuştur. PKK/KCK şüphesiz 2015 yılında siyasi alan çalışmalarının ve milletvekillerinin toplum etkisini, söz haklarının ne kadar geniş çevrelerce etkileşim sağlayabildiğini idrak eder bir pozisyondaydı. 2014 yılında yaşanan 6-8 Ekim olayları belki de bu konuda en dikkat çekici örnek olmaktadır. Nasıl gezi olaylarının baş mimarı Sırrı Süreyya Önder ise, 6-8 EKİM olaylarının Baş Mimarı da Selahattin Demirtaş’tı. Burada siyasi alan da figür olan isimlerin, örgüt adına yürüttükleri faaliyet ve yaptıkları çağrılar; KCK kitle tabanını çok rahat bir şekilde harekete geçirmektedir. Aynı zamanda milletvekilliğinin yasal hakları da birçok konuda (makam araçlarını kullanma, bulunduğu ortam da arama yapan kolluk güçlerine mukavemet gösterme gibi) Türkiye sözcüleri de bu milletvekilleriyle hareket ederek, örgüt kadrolarının daha rahat çalışma yapabilmelerini sağlamaktadır.
…Siyasi alan çalışmalarında en önemli hususlardan biri de mali hususlar olmaktadır. Belki yerel yönetimler çalışmasıyla birlikte daha kapsamlı değerlendireceğim bu konu da, siyasi parti çalışmaları hakkında şunu belirtebilirim; 7-Haziran 2015 yılı genel seçimleri öncesinde Selahattin Demirtaş, HDP’nin seçim çalışmaları için hazineden yardım almadığını sürekli kamuoyuna belirtiyordu. Bir keresinde benim de hazır olduğum bir ortam da DURAN KALKAN adlı üst düzey örgüt mensubu, Selahattin Demirtaş’ın bu açıklamalarına atıfta bulunarak; “HAZİNENİN SİZE VERECEĞİ PARANIN 5 KATINI BİZ VERDİK SEÇİM ÇALIŞMASI YAPIN DİYE BAKALIM SONUÇ NE OLACAK?” söylemine şahitlik yaptım.
… Burada yapılandırma ve tanımlamadan kastım; yerel yönetimler komitesi olarak faaliyet yürüten bu yapı bölgede “Demokratik Belediye Birlikleri” ya da “güneydoğu Anadolu belediye birliği” gibi isimler alarak, yine aynı zamanda tanımlamalarda da “Demokratik Belediyecilik”, “Yerelden Yönetim-Yerinden Yönetim” gibi faaliyetlerin de sonuç almaya çalışıyorlardı…
…Yerel yönetimler komitesinin de siyasi parti çalışması gibi seçim takvimi belirlendiğinde, tüm faaliyetleri Kandil’de KCK Eş Başkanlığı tarafından belirlenen seçim komisyonu tarafından yürütülmektedir. Bu seçim komisyonu aday belirleme, belediye meclis üyelerini dahi belirleme gibi geniş kapsamlı ve komplike bir çalışma içerisine girerler. Belediyeciliğin gelişmesinde zorlanılan temel yanlardan biri de, belediye başkanı ve belediye meclis üyeleri belirlenirken, yetkin ve bu işleri bilebilen aday profillerinin olmamasıdır. Daha çok bölge de bilinen ve tanınan siyasi simaların, PKK/KCK terör örgütüne yakın olan kişilerin bu işler için görevlendirilmesi her zaman belediye çalışmalarının atıl kalmasını sağlasa da, belediyeye ait imkânların her yönüyle kandil yönetiminin hizmetine koymayı da engellenmeyen bir durumu açığa çıkarmıştır. Bugün Diyarbakır’da KCK kadrosu olan Gülten Kışanak belediye başkanı olsa da, onun bu çalışmalarda yetkin olmadığı bilinen bir gerçektir. Burada esas amaç yukarıda da ifade etmeye çalıştığım gibi söz konusu belediye başkanının bir figür (KCK ÖRGÜT KADROSU) olarak, var olan belediye imkânlarının, PKK/KCK terör örgüt adına örgütsel propaganda ve faaliyetlerde kullanılmasını sağlamasıdır.
…KCK kadro tanımı yine 2005 yılında Abdullah Öcalan tarafından; “GÜNDELİK İŞLERİNDE DAHİ DEVRİMİN GEREKTİRDİĞİ BAKIŞ AÇISINA, MÜCADELE BİLİNCİNE SAHİP-SORUMLULUK ALACAK HERKES KCK KADROSUDUR” şeklinde belirlendi. Daha sonrasında KCK toplumsal sözleşmesinde bu tanıma bağlı kalınarak, tanımlar yapıldı. Aslında bu durumu basit bir örnekle dile getirmek gerekirse; Selahattin Demirtaş KCK kadrosudur,Nurettin DEMİRTAŞ PKK kadrosudur. Selahattin Demirtaş gündelik işleriyle uğraşan, avukatlık yapan, iki kız çocuğuna babalık yapan bunun yanında da görünüşte; HDP eş başkanı olan bir siyasetçidir. HDP Eş başkanı olması tamamen onun KCK kadrosu olduğu gerçeğini yansıtan bir temel bir veri olmaktadır.
… Diğer noktalarda KCK kadrosu olması için Abdullah Öcalan tarafından belirlenen kıstas olmaktadır. Nurettin DEMİRTAŞ ise evlenmemiş, herhangi bir mesleki çalışması olmayan 24 saat boyunca örgüt ölçülerine göre yaşayan PKK kadrosu olmaktadır. Burada önemli olan detay her iki kardeşin de kadro olmasıdır. Biri diğerinden esnektir, başka bir fark yoktur.
… KCK kandil yönetimi; kandil kırsalından alternatif eğitim sistemi oluşturacağız, çocuklarımızı Türkiye cumhuriyeti okullarında okutmayacağız şeklinde açıklamalar yapıyorken, Türkiye’de faaliyet yürüten siyasi parti ve dernek (HDP’ li Milletvekilleri-Yöneticiler, Sendika Başkanları ve Üyeleri) temsilcileri de her fırsatta kamuoyuna bu boykotlara yoğun bir şekilde destek verilmesi istenmekteydi. PKK/KCK örgüt hiyerarşisine göre KCK kandil yönetimi, herhangi bir faaliyet için katılım, destek açıklamaları yaptığında, Türkiye KCK yapılanmasında faaliyet gösteren tüm kurum, yapı, komite çalışanları da bu çağrı ve talimatlara yönelik katılım, destekleme, sahip çıkma gibi çağrılar yaparak; aslında KCK kandil yönetimi tarafından geliştirilen örgütsel hamlenin, sivil-toplumsal bir muhalefetmiş gibi görünmesini hedeflemektedir.
…2014 yılında Abdullah Öcalan kendisiyle gerçekleşen görüşmelerde; “TÜRKİYE’DE SİYASET YAPANLAR İÇİNDE BİR TANE BİLE PKK’LI YOK. TÜRKİYE’DEKİ PKK BENİM KURDUĞUM PKK DEĞİL SİYASET KADRO HAREKETİDİR, SİYASETTE KADRO İHTİYACI VAR, BU İHTİYACI GİDERECEK BİR OLUŞUMA İHTİYAÇ VAR. KADRO İHTİYACINI KARŞILAYACAK, BU ANLAMDA SİYASETİN TÜM ALANLARINA VE KURUMLARINA KADRO YETİŞTİRECEK BİR YAPILANMAYA GİDİN. HATTA DEMOKRATİK BÖLGELER PARTİSİ ADINA BİR PARTİ KURUN. BU PARTİ YERELDEN BAŞLAYARAK, BÖLGELER HALİNDE HER YERDE FAALİYET YÜRÜTECEK SİYASET KADROLARI YETİŞTİREBİLİR” şeklinde açıklamalar yapmıştı. Abdullah Öcalan tarafından yapılan bu tanımlar ve talimatlar, KCK kandil yönetimi tarafından değerlendirildi ve yapılanma oluşumuna gidildi.
… DBP’nin kuruluş amacı ve mantığı Abdullah Öcalan tarafından bu kadar net bir şekilde ortaya konmuştu. Türkiye’de siyasi parti olarak faaliyet yürüten yapılara, örgüt kadrosu ölçülerine göre hareket edecek mensupları yetiştirme amacı ile kurulan DBP Eş başkanlık modeline göre çalışmalarına başlamıştı. Kuruluşunda Kamuran Yüksek ve Emine Ayna isimli PKK/KCK örgüt kadroları eş başkanları olarak belirlenmişti. Ayrıca DBP kuruluşunda merkez olarak Diyarbakır belirlenmişti.
… DBP kuruluşunda KCK kandil yönetimi bu oluşumun daha çok yerel yönetimler komitesine bağlı olarak; HDP belediyelerine müdahale edecekti. Temel çalışma alanları burası olarak belirlenmişti. Ben kendim de 2015 yılında kısa bir süre kandil KCK yerel yönetimler komitesinde bulunduğum dönemde, bu değerlendirme ve tartışmalara bizzat şahitlik yapmıştım… Bu eğitim esnasında Kamuran Yüksek eğitim sorumlusu olarak KCK Kandil yönetimi tarafından görevlendirilmişti…
… Türkiye’de HDP ve DBP gibi siyasi alan çalışmalarında faaliyet yürüten diğer önemli oluşumlar da HDK (HALKLARIN DEMOKRATİK KONGRESİ) ve DTK (DEMOKRATİK TOPLUM KONGRESİ) olmaktadır. DBP çalışmalarında başarılı olsaydı; başta HDP olmak üzere HDK ve DTK gibi oluşumlara da kadro yetiştirmeyi hedefliyordu…”,
Gizli Tanık ULAŞ (Ankara CBS 2020/5580 Srş) 04/03/2020 tarihli ifadesinde;
“…HDP; Abdullah Öcalan'ın HDP içerisinde "3 TANE PKK'LI YOK"eleştirisi sonrası Nadir Yıldırım (örgütlenmeden sorumlu Eş Başkan yardımcısı), Besime Konca, Çağlar Demirel ve Dilan Dirayet TAŞDEMİR isimli şahıslar milletvekili seçildi.
…Abdullah Öcalan’ın eleştirisi sonrası HDP içerisinde PKK' lı olarak bu şahıslar görevlendirildi ve seçtirildi. Bu isimler deşifre olduktan sonra yerlerine; Tayip Temel, Pero Dundar, Alican Önlü, Musa Farisoğulları, Dilan Dirayet TAŞDEMİR ve Fatma Kurtulan isimli kadro örgüt mensupları seçildiler ve HDP içerisinde milletvekili olarak faaliyet göstermeye başladılar. Bu milletvekilleri örgüt eğitimi almış kadro (PKK Kadrosu) olarak ifade edilen kişilerdir.
… HDP İÇERİSİNDE BULUNAN PKK KADRO MİLLETVEKİLLERİNDEN İSİMLERİNİ ŞUAN HATIRLADIKLARIM;
MUSA FARİSOĞULLARI, PERO DÜNDAR,TAYİP TEMEL, DİLAN DİRAYET TAŞDEMİR,ALİCAN ÖNLÜ,FATMA KURTULAN,GÜLİSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT,SALİHE AYDENİZ,LEYLA GÜVEN,EBRU GÜNAY,PERVİN BULDAN,MERAL DANIŞ BEŞTAŞ,SİBEL YİĞİTAL, NADİR YILDIRIM, FAYSAL SARIYILDIZ, ÇAĞLAR DEMİREL, BESİME KONCA
Yukarıda isimleri yazılı halen milletvekili olan veya geçmiş dönemlerde milletvekilliği yapmış şahısların tamamı tarifini yaptığım KADRO ÖRGÜT MENSUPLARIDIR.
… HDP-DBP eşgenel başkan yardımcısı olup da aynı zamanda genel saymanlık gibi önemli örgütsel faaliyetler yürüten şahıslar PKK örgüt kadrosu olabileceği gibi, örgüt kadrosu olmayıp örgüte tam anlamıyla bağlı olan şahıslar da olabilir, parti genel saymanları Diyarbakır ilinde örgütsel anlamda ideolojik eğitimlerini almıştır.
… HDP Milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi araç tanıtım kartlarından Türkiye sözcülüğüne, KCK kadrolarına, genel maliye yapılanmasındaki kadrolara ve maliye denetleme alanında faaliyet yürüten kadrolara verirler. Böylelikle kadroların iller arası serbest hareket etmesi ve örgütsel faaliyetlerini denetimden uzak daha rahat bir şekilde yapması sağlanır.
… Kandil'deki örgüt merkezi ile yapılan görüşmelerin polis takibine takılmaması için çeşitli noktalardan illegal yollar kullanılarak Kandil'e ulaşılmaktadır.
… DTK; Kürt parti, örgüt ve topluluklarını birleştirmek ile birlikte ulusal birlik faaliyetlerini yürütmek amacıyla oluşturulmuş, delege usulü bir yapılanmadır… Merkezi Diyarbakır'dır ve toplantılarını burada yapmaktadır, tüm doğu ve güneydoğu il ve ilçelerinde örgütlenmeye çalışır… Selim SADAK, Ahmet Türk, Berdan Öztürk, Leyla Güven, Aysel Tuğluk gibi isimler öne çıkmaktadır. DTK' da faaliyet yürütenler yerel kültürü iyi bilir (Kürt kültürüne ve Kürtçeyi çok iyi bilir) ve Kürt geleneği üzerinden sorunları çözerek faaliyetleri yürütürler… DTK' da aynı şekilde Eş Başkanlık sistemi vardır, PKK-KCK Türkiye yürütmesinden kadrolar her zaman bu yapı içerisinde bulunur.
…Örgüt açısından önem arz eden aranması-tutuklanması çıkarılmış kadrolar milletvekillerine tahsisli araçları ile Irak'a gidişlerini kolaylaştırmak için sınır hattına yakın yerleşim yerlerine götürülmektedir. Bu sırada belediye başkanı veya değişik milletvekilleri (Nursel AYDOGAN, Özdal Üçer, Nadir Yıldırım, Faysal Sarıyıldız, Sibel YİĞİTALP) gibi yoğun bir şekilde bu faaliyetlerde bulundular.
…Çatışma yaşanan bölgelerde tedavi konusunun dışında bölgeye örgüt mensubu aktarımı ve yaralı örgüt mensuplarının bölgeden çıkarılması noktasında HDP milletvekili araçları ve TBMM araç kartları kullanarak çıkışlar sağlandığını, bu aktarımları Diyarbakır ili sur bölgesinde dönemin HDP milletvekili Sibel YİĞİTALP, Çağlar Demirel, Feleknas Uca tarafından organize edildiğini duymuştum.
… Çatışma bölgelerinde HPG kadroları ile gençliğin kullanmış olduğu silah ve patlayıcılar hazırlık döneminde ve çatışmalar sürecinde Rojava alanından örgüt kadroları aracılığı ile sınırdan geçirildi. Daha sonra sivil araçlar ile öz yönetim ilan edilmesi planlanan noktalara sevk edildi. Bu organizasyonlarda kazanılan belediyeler bünyesinde örgüt adına faaliyet gösteren personeller, HDP, DBP, DTK, HDK içerisinde faaliyet yürüten PKK kadroları yer aldılar…”,
Gizli tanık MAHİR (K) (Ankara CBS 2014/146757 Srs) alınan ifadesinde;
"06-07-08 Ekim 2014 tarihinde yaşanan ve Kobani olayları olarak bilinen olaylara ilişkin olarak bildiklerimi anlatmak isterim.
PKK’nın 1990’lı yılların başından bu güne kadar kendisini örgütlediği, harekete ve eyleme geçirdiği en geniş halk kesimi siyasi parti içerisinde yer alan tabanıdır. Bu kapsamda HEP (Halkın Emek Partisi)’in kuruluşundan günümüze kadar farklı isimler ile siyasi parti faaliyetlerini sürdüren ve günümüzde bu faaliyetlerini legal alanda HDP ve DBP adı ile devam ettiren siyasi oluşumların tamamı aslında PKK’nın belirtmiş olduğum esas halk tabanını oluşturmaktadır.
PKK Serhildan (Başkaldırı) hareketini geçmişte FKÖ-FİLİSTİN kurtuluş örgütü öncülüğünde geliştirilen FKÖ-FİLİSTİN halkının İsrail’e karşı başlatmış olduğu intifada (başkaldırı) hareketinden ilham almıştır.
Türkiye’de PKK adına gerçekleştirilen demokratik görünümlü barışçıl gösteri, miting ve yürüyüşler serhildan kategorisine girmez.
Bir eylemin serhildan olarak kabul görmesi eyleme katılan kitlenin sayısal azlığı veya çokluğu ile belirlenmez. Eylem esnasında taş, molotof, havai fişek, el yapımı patlayıcı kullanılıp kullanılmadığı, polis ile çatışmaya girilip girilmediği ile değerlendirilir.
Türkiye’de PKK/KCK adına gerçekleştirilen legal, illegal, korsan gösteri ve eylemlerin hiçbiri rastgele, kontrolsüz, plansız veya talimatsız yapılmaz.
Bütün eylemler Kandil örgüt merkezinde örgütün ideolojik çizgisi ve dönemsel politikaları doğrultusunda kısa, orta ve uzun vadeli olarak planlanır.
Dönemsel olarak yapılması planlanan eylemlerin takvimsel olarak hazırlıkları ilgili örgüt yapılarınca (gençlik, kadın ve serhildan komiteleri) eylem öncesinde tamamlanır.
Yapılan eylemsellik planlamaları doğrultusunda düzenlenen gösteri, miting veya yürüyüşler esnasında kadın, gençlik ve serhildan komiteleri içerisinde yer alan kadrolar eylemi taşlı, molotoflu, havai fişekli, el yapımı patlayıcılar gibi araçlar ile eylemi çatışmalı hale getirirler.
Eylemlerin çatışmalı hale getirilmesindeki asıl amaç Türkiye’de yaşayan kürt halkının özerklik (kendi kendini yönetme) talebini Türkiye ve dünya kamuoyunda yer bulması amacına yöneliktir.
Demokratik Halk İnisiyatifi, Amed Halk İnisiyatifi, Botan Halk İnisiyatifi ve Serhat Halk İnisiyatifi adı altında görsel ve yazılı basında yer alan çağrıların tamamı kandil alanında bulunan serhildan komitesi tarafından yapılan çağrılardır. Örgüt tabanı bu çağrıları esas alır. Bu çağrılar doğrultusunda gerçekleştirilecek eyleme katılacak kitle eylemlerin biçimini, içeriğini, kullanılacak araç gereçleri bilir ve tahmin eder.
Kobani olaylarına ilişkin olarak, 14 Nisan 2009 KCK operasyonları ile tutuklanan önemli KCK kadroları, 2014 yerel seçimler sürecinde tahliye edildiler.
Bu süreçte tahliye olan KCK ana davası tutukluları ile birlikte KCK Türkiye yapılanmasına bağlı kadın, gençlik ve serhildan komitesi kadroları örgüt merkezi tarafından Kandil’de toplantıya çağrıldılar.
Kandil’de yapılan toplantı sonucunda mevcut görevli olan tüm KCK Türkiye kadroları görevden alındı. yerlerine KCK ana davasından tutuklu iken cezaevinden tahliye olan örgüt kadroları o zamanki KCK Türkiye yürütmesi ve sözcülüğü görevlerine getirildi.
Bu esnada Suriye kuzeyinde (Rojava’da) IŞİD terör örgütü ile YPG arasında silahlı çatışmalar başlamıştı.
Kandil’de bulunan örgüt merkezi ise, 2012 yılı Temmuz ayında Suriye’de ki kazanımları devrim olarak nitelendirdi ve bu süreçte Türkiye’de etkili olduğunu düşündüğü il ve ilçelerde öz yönetim-özerklik ilan etmeyi planlıyordu.
Örgütün bu düşüncesi imralıya ulaşınca, imralı özyönetim-özerklik planlamasına ilişkin olarak “SÜREKLİ ÖZERKLİK İLAN EDİYORSUNUZ, ANCAK İÇİNİ DOLDURMUYORSUNUZ. KCK SİSTEMİNİ İNŞA EDİN ÖZERKLİK İLAN ETMENİZE GEREK KALMAZ” diyerek karşı çıktı. Bu durumda örgüt merkezi 2014’deki özyönetim-özerklik ilanı yönündeki planını askıya almak durumunda kaldı.
KCK ana davasından tahliye olduktan sonra KCK Türkiye sözcülüğü ve yürütmesi içerisinde göreve gelen kadrolar örgüt merkezine, “TÜRKİYE’DE YAŞAYAN KÜRTLERİN ÖZYÖNETİM-ÖZERKLİĞE HAZIR OLDUĞUNU, ÖRGÜTÜN BÖYLESİ BİR SÜRECİ BAŞLATMASI DURUMUNDA TÜM KÜRT HALKININ SEFERBER OLACAĞINI ROJAVA BENZERİ KAZANIMLAR ELDE EDİLEBİLECEĞİNİ” örgüte rapor ediyorlardı. bu konuda örgütü Rojava örneğinde olduğu gibi şehir savaşlarına heveslendiriyorlardı. Ancak imralının müdahalesi ile örgütün özyönetim-özerklik planlaması askıya alınmış oldu.
2014 yılı Ekim ayı öncesinde Kobani’de IŞİD ve YPG arasındaki çatışmalar şiddetlenmişti. Kobani’nin IŞİD’in eline geçmesi, PKK’nin YPG/YPJ üzerinden Rojava’daki tüm kazanımlarını kaybetmesi anlamına geliyordu. Kobani’nin düşmesi, Rojava’nın dolayısı ile Abdullah Öcalan’ın Suriye’deki 20 yıllık vermiş olduğu çabaların yok olması demekti. Bunun bilincinde olan kandil yönetimi Rojava’yı savunmak ve destek vermek amacıyla Türkiye’de yaşayan başta kürt kitlesini ve Türkiye’de yer alan sol-sosyalist çevreleri Rojava’daki IŞİD ile YPG/YPJ arasında yaşanan mücadeleye destek vermeleri için harekete geçirmek istiyordu. bu kapsamda Türkiye’deki tüm örgütsel yapılarına sık sık talimatlar gönderdi.
Bu talimatların Türkiye’de birinci dereceden muhattabı Türkiye KCK genel sözcülüğü, kadın ve gençlik sözcülüğüdür. 6-7-8 Ekim 2014 Kobani serhildanları sürecinde Türkiye KCK sözcülüğünde bulunan ve şuan isimlerini hatırlayabildiklerim;
MAZHAR ÖZTÜRK, (KANDİL ALANINDA BULUNMAKTADIR)
YAHYA FİGAN, (KANDİL ALANINDA BULUNMAKTADIR)
ENVER GÜNGÖR, (KANDİL ALANINDA BULUNMAKTADIR)
CİHAN EKİN, (KANDİL ALANINDA BULUNMAKTADIR)
RUKEN KARAGÖZ, (KANDİL ALANINDA BULUNMAKTADIR)
FERHAT AKSU, (AVRUPA’DA BULUNMAKTADIR) BULUNMAKTAYDI.”,
Sami Baran (Antalya CBS 2019/93562 Srş) 11/12/2019 tarihli ifadesinde;
“… Aileleri dışında başka kimselerle telefon görüşmesi yapmamaya özen gösteren profesyonel örgüt kadroları özellikle cezaevi geçmişi olan tecrübeli örgüt mensuplarından oluşmaktadır. Bu doğrultuda KCK/TM Türkiye’deki illegal faaliyetlerinin yanı sıra BDP, HDP ve DBP gibi yasal siyasi partilere terör örgütünün Kandil yönetimi tarafından belirlendiği adaylarla yerel/genel seçimlerde resmi siyaset içerisinde yer almaktadır. Bunun dışında halk arasında gençliği ve kadınları örgütleyerek bu kitle tarafından yapılan her türlü eylemle gündem oluşturmaya çalışmaktadır.”
Pero Dundar: 2009 yılında KCK ana davasından tutuklanmıştı, 2014 yılında tahliye olduktan sonra HDP Diyarbakır il binasına gelip gittiği zamanlarda kendisini çok defa görmüştüm. O dönemde KCK/TM (Koma Ciwaken Kürdistan-Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye MECLİSİ) içerisinde Toplumsal Alana bağlı KENT MECLİSLERİNDE KADRO olarak faaliyet yürüten örgüt mensuplarındandır. En son 2015 ve 2018 yılı genel seçimlerinde HDP Mardin 27. dönem milletvekili olarak seçildiğini ve halen bu görevde bulunduğunu biliyorum. Adı geçen bu şahsın... Diyarbakır/Bingöl yolunda örgüt mensupları tarafından yolların kesilmesi ve buradan geçen araçlardaki vatandaşlara kimlik sorulması ve örgütsel propaganda yapılması eylemlerini organize ettiği, hatta eylemlere verilen desteğin azlığından dolayı Lice olayları olarak bilinen bu süreçte terör örgütü mensuplarınca orada kurulan çadırların içerisinde ve dışında “Devlet iki üç Belediye Meclis Üyesini yol kesme ve kimlik kontrolü esnasında vursaydı gündem oluşur ve halkı burada daha fazla toplardık” şeklinde söylemlerde bulunduğu, devamında Lice’lileri kastederek “Aranıza bir top mermisi düşseydi de sizden kurtulsaydık” şeklinde orada bulunanlara tepki gösterdiğini biliyorum. Çadırda bulunan ifademin akışı içerisinde isminden CİHAN…….. olarak bahsetmiş olduğum KCK/TM kadrosu erkek örgüt mensubu ile birlikte Diyarbakır ilinden müzahir şahısların getirilip götürülmesini organize eden şahıstır. Ayrıca hendek barikat süreci olarak adlandırılan dönemde Diyarbakır ilinde Sur ve Silvan ilçelerinde meydana gelen eylem ve faaliyetler ile sürdürülen Hendek ve Barikat eylemlerine siyasal alanda destek verilmesi faaliyetlerini, halk nezdinde yöneten, halkı Hendek ve Barikat sürecine yönlendirecek çalışmalar yürüten örgüt mensuplarındandır. Terör örgütünün üst kademesi tarafından adaylığı belirlendikten sonra milletvekili olduğunu düşünüyorum.
Musa Farisoğlu: Diyarbakır’lıdır. 2009 yılında KCK ana davasından tutuklandı ve 2014 yılında tahliye edilmiştir. Milletvekili seçilene kadar DTK (Demokratik Toplum Kongresi) koordinasyonunda Hasan YAĞIZ isimli kadro örgüt mensubu ile birlikte faaliyet yürütmekteydi. 2014 Yerel Seçimlerinden sonra HDP Belediyelerinin bulunduğu her il ve İlçede yürütülen sözde usulsüzlük yapıldığı için oluşturulan Soruşturma Komisyonunda Ramazan MALKOÇ ve Hasan YAĞIZ ile birlikte Musa Farisoğlu’nun da yer aldığını biliyorum. HDP Diyarbakır il binasında çok kez gördüğüm bu şahıs KCK/TM adına faaliyet gösteren KADRO örgüt mensuplarındandır. Son seçimlerde Diyarbakır 27. dönem HDP Milletvekili olarak seçilerek meclise girdiğini ve halen bu görevine devam ettiğini biliyorum. Adı geçen bu şahsın KCK/TM Kadrosu iken terör örgütünün üst kademesi tarafından adaylığı belirlendikten sonra milletvekili olduğunu düşünüyorum.
Tayip Temel: Van’lı olarak bildiğim bu şahsın çok eski tarihlerden beri Terör örgütünün güdümünde ve ideolojisi doğrultusunda yayın yaptığı bilinen “Azadiya Welat, DİHA, ANF” gibi sözde Basın Yayın ayağında faaliyetler yürütmekteydi, tam tarihini bilmemekle birlikte 2009 yılından sona KCK davasından dolayı tutuklandı. KCK/TM (Koma Ciwaken Kürdistan-Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye MECLİSİ) içerisinde Basın Yayın ayağında Sorumlu olarak faaliyet yürüten KADRO örgüt mensuplarındandır, ayrıca 2010 ile 2015 yılları arasında HDP Diyarbakır il binası ve Kürdi-Der olarak bilinen dernek binasında çok defa gördüğüm bu şahsın daha sonra HDP Van Milletvekili olarak Meclise girdiğini ve halen bu görevde olduğunu biliyorum.
Dirayet Dilan Taşdemir: Ağrı’lıdır. 2009 yılında Diyarbakır’da KCK ana davasından dolayı tutuklandığını ve 2014 yılında tahliye olduktan sonra Diyarbakır HDP il binasına gidip gelmesinden dolayı tanıdığım KCK/TM içerisinde faaliyet yürüten KADRO örgüt mensuplarındandır. Bu şahsın o dönemde KCK/TM (Koma Ciwaken Kürdistan-Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye MECLİSİ) içerisinde faaliyet yürüttüğünü biliyorum ancak faaliyetleri hakkında detaylı bilgim yoktur. Kendisini en son 2014 yılı sonlarında Diyarbakır HDP il binasında görmüştüm. 2015 ve 2018 yılı genel seçimlerinde HDP Ağrı 27. dönem milletvekili olarak seçildiğini ve halen bu görevde bulunduğunu biliyorum.
Dersim Dağ: Diyarbakır/Bismil’lidir. 2013-2015 yılları arasında Diyarbakır HDP il binasında özellikle gençlik çalışmaları içerisinde faaliyet gösterdiği dönemlerde gördüğüm bu şahıs KCK/TM (Koma Ciwaken Kürdistan-Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye MECLİSİ) içerisinde gençlik alanında özgün kadın çalışmaları yürütmekte olan KADRO örgüt mensuplarındandır. Sonrasında Diyarbakır ili HDP listesinden terör örgütünün Kandil yönetimi tarafından belirlenmiş 27. dönem milletvekillerindendir. Halen görevde olduğunu bildiğim bu milletvekili NUMAN (K) Lütfi DAĞ isimli terör örgütü mensubunun kardeşidir.
Leyla Güven: Konya’lıdır. 2009 yılında KCK ana davasında tutuklanarak Cezaevine girdiğini ve 2014 yılında cezaevinden tahliye edildiğini, tahliyesi sonrasında KCK/TM (Koma Ciwaken Kürdistan-Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye MECLİSİ) adına KJA içerisinde özgün Kadın yapılanmasında KADRO olarak faaliyet yürüten örgüt mensuplarındandır. Bu şahsı 2014 yılından sonra çok kez HDP Diyarbakır parti binasında yürütülen kadın hareketi faaliyetleri yürütürken görmüştüm. En son Örgütsel Faaliyetlerinden dolayı yine tutuklanarak cezaevine girdiğini ve Abdullah Öcalan’a uygulandığı iddia edilen sözde tecriti protesto etmek amacıyla açlık grevine başladığını, bu şahsın başlatmış olduğu açlık grevine destek veren diğer örgüt mensuplarından 6-7 şahsın da cezaevlerinde kendilerini yakarak öldüklerini duymuştum. Terör örgütünün üst kademesi tarafından adaylığı belirlendikten sonra milletvekili olduğunu ve halen 27. Dönem Hakkari milletvekili olarak görevine devam ediyor olarak biliyorum.
Ebru GÜNAY: 2014 yılında Diyarbakır ilinde HDP Parti binasında bir kez gördüğüm bu şahsın avukat olduğunu ve terör örgütünün güdümünde faaliyet gösterdiğini bildiğim Asrın Hukuk Bürosu içerisinde yer alan avukat olarak terör örgütü faaliyetleri çerçevesinde gözaltına alınan ya da yargılanan şahıslara gönüllü olarak avukatlık yaptığını, ayrıca Abdullah Öcalan’ın da avukatlığını yaptığını biliyorum. Bu şahsın KCK/TM (Koma Ciwaken Kürdistan-Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye MECLİSİ) adına KJA adlı özgün kadın yapılanması içerisinde KADRO olarak faaliyet yürüttüğünü ve daha sonra 27. dönem Mardin milletvekili olarak seçildiğini biliyorum.
Fatma Kurtulan: Bu şahsın milletvekili olmadan önce hatırladığım kadarıyla kendisini ilk olarak 2009 yılında BDP Diyarbakır il binasında görmüştüm. KCK/TM (Koma Ciwaken Kürdistan-Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye MECLİSİ) adına özgün kadın yapılanması KJA içerisinde faaliyet yürüten örgüt kadrolarından olan şahsın, 2018 yılında Mersin ilinden 27. dönem milletvekili seçildiğini, halen milletvekili yaptığını biliyorum.
Alican Önlü: 2009 yılında KCK ana davasından KCK/TM (Koma Ciwaken Kürdistan-Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye MECLİSİ) Yerel Yönetimler bünyesinde faaliyet yürütmekte iken tutuklandığını ve 2014 yılında tahliye edildikten sonra yine aynı yerde faaliyet yürüttüğünü bildiğim KADRO örgüt mensuplarındandır. 2014 yılı sonları ya da 2015 yılı başları olarak hatırladığım zamanda kendime ait araç ile Kerkük’te yapılacak olan kavşak aydınlatması yapımı amacıyla tek başıma Habur sınır kapısından Irak/Kerkük şehrine ve buradaki işlerimi hallettikten sonra da Süleymaniye şehrine iş görüşmeleri yapmak amacıyla gitmiştim. Burada terör örgütünün güdümünde faaliyet yürüten ve buluşma merkezi olarak kullanılan ismini bilmediğim İşçi Derneği’ne gittiğimde oradaki erkek bir şahısla birlikte Kandil’de terör örgütü tarafından düzenlenecek olan ancak bir etkinliğe kendisinde ait araçla gidebileceğimizi söylemişti. Bu şahısla birlikte terör örgütüne Milislik yapan şahısların servis aracı olarak kullandığı aracın Toyota Marka Beyaz Renkli Pikabın yanına geldiğimizde araç içerisinde araç şoförü ile birlikte Alican Önlü isimli şahsı gördüm ve aynı araca binerek Kandil alanında terör örgütünün Kortek asayiş noktasını geçerek Binari Kandil olarak adlandırılan ilçe merkezine akşam saatlerinde geldikten sonra yanımızdan Alican Önlü burada bizden ayrıldı. Etkinlikte hiç görmediğim bu şahsın nereye gittiğini ve Türkiye’ye ne zaman döndüğünü bilmiyorum. Alican Önlü’nün daha sonra HDP’den 27. dönem Tunceli milletvekili olarak seçildiğini duydum, halen milletvekili olarak görevine devam ettiğini biliyorum. KADRO olarak örgüt adına faaliyet yürüttüğünü biliyorum.
Çağlar Demirel: 2009 KCK ana davasında hakkında adli işlem yapıldığında DERİK İlçe Belediye başkanı olduğunu bildiğim bu şahıs tutukladıktan sonra 2014 yılında tahliye olduğunda KCK/TM (Koma Ciwaken Kürdistan-Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye MECLİSİ) adına YEREL YÖNETİMLER ve KJA özgün kadın yapılanmasında KADRO olarak faaliyet yürüten örgüt mensuplarındandır. 2015 yılı Kasım ayına kadar örgütsel faaliyetlerine devam ettiğini ve sonrasında HDP’den Diyarbakır 27. Dönem Milletvekili seçilerek meclise girdiğini biliyorum.
Selma Irmak: 2009 yılında KCK ana davasında tutuklandığını, 2014 yılında tahliye olduktan sonra DTK’da (Demokratik Toplum Kongresi) Ahmet Türk ile birlikte Eş Başkanlık yaptığını, daha sonra HDP’den 26. Dönem Hakkâri Milletvekili olarak seçildiğini biliyorum.
Besime Konca: 2009 yılında KCK ana davasından tutuklandığını, 2014 yılında tahliye olduktan sonra KCK/TM (Koma Ciwaken Kürdistan-Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye MECLİSİ) içerisinde Kültür Sanat faaliyetleri adı altında KADRO olarak faaliyet yürüten örgüt mensuplarından olduğunu biliyorum. Çok defalar HDP Diyarbakır il binasında görmüştüm. Sonrasında HDP’den 26. Dönem Siirt Milletvekili seçilerek mecliste görev yaptığını biliyorum.
Dilek ÖCALAN: 2014- 2015 yılları arasında Diyarbakır HDP il binasında kendisini çok kez görmüştüm. Bu şahsın Abdullah Öcalan’ın yeğeni ve KCK/TM (Koma Ciwaken Kürdistan-Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye MECLİSİ) adına KJA özgün kadın yapılanması içerisinde faaliyet yürüten KADRO örgüt mensubu olarak faaliyet yürüttüğünü ve sonrasında HDP 26. Dönem Şanlıurfa Milletvekili olarak seçildiğini ve mecliste görev yaptığını, örgütsel faaliyetlerinden dolayı kaçak olarak halen Avrupa’da bulunduğunu biliyorum.
Faysal Sarıyıldız: 2009 yılında KCK ana davasından tutuklanarak bir müddet cezaevinde kaldığını, Hendek ve Barikat süreci olarak adlandırılan dönemde HDP Şırnak 26. Dönem Milletvekilliği yaptığını biliyorum. HDP tarafından bu şahsın ailesinin varlıklı olmasından dolayı aday gösterilen ve KCK/TM’nin PROFOSYONEL KADRO olarak faaliyet yürüten örgüt mensuplarındandır. 2014 yılı yaz ayları olarak hatırladığım dönemde Diyarbakır ilinden HDP il yönetimi tarafından kiralanan Wolkswagen marka Jetta model araç ile o dönemde KCK/TM (Koma Ciwaken Kürdistan-Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye MECLİSİ) toplumsal alan yönetiminde İstanbul ilinde kadro olarak örgütsel faaliyetler yürütmekte olan SİNAN (K) Ercan AKYOL isimli örgüt mensubu ile gerçek ismi HÜSEYİN olarak bildiğim şahıslar ellerinde bulunan siyah renkli sırt çantaları ile birlikte Cizre ilçesine gitmek üzere yola çıkmıştık. Cizre ile Şırnak arasında bulunan Kasrik boğazı olarak bilinen yerdeki lokantalarda geldiğimizde yemek yemiştik. O dönem milletvekili olan Faysal Sarıyıldız Audi marka aracını kullanan şoförü ile gelerek bizimle selamlaştıktan sonra bir müddet birlikte oturduk ve ben daha sonra bu şahısların yanından ayrılarak Diyarbakır iline dönmüştüm. Götürmüş olduğum bu şahısların yine sırt çantalı olarak gelmelerinden ve yol boyunca SİNAN (K) Ercan AKYOL isimli örgüt mensubu ile yapmış olduğumuz konuşmalardan kendisinin yanında bulunan HÜSEYİN isimli şahısla birlikte Kandil alanına terör örgütünün üst yönetimi ile görüşmek üzere gittiğini bizzat bana söylemişti. Özellikle Faysal Sarıyıldız’ın benim götürmüş olduğum Ercan AKYOL ve HÜSEYİN isimli şahısların yanına gelerek bizzat almasının nedeninin milletvekili kimliğini kullanarak kontrol noktalarından rahatlıkla geçmek olduğunu biliyorum.”
Nadir Yıldırım: 2009 yılında KCK ana davasından tutuklandığında KCK/TM (Koma Ciwaken Kürdistan-Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye MECLİSİ) 5’li yürütmesinde Sözcü olarak faaliyet yürütmekteydi. Terör örgütünde çok eski PROFOSYONEL KADRO olarak faaliyet yürüten bu örgüt mensubu 2014 yılında tahliye olduktan sonra tekrar KCK/TM (Koma Ciwaken Kürdistan-Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye MECLİSİ) içerisinde yönetici olarak faaliyet yürütmeye devam etmiştir. Daha sonra Van ilinden HDP 26. Dönem Milletvekili seçilerek TBMM’ye girdiğini, halen örgütsel faaliyetlerinden dolayı kaçak durumda olduğunu ve Kandil alanında bulunduğunu, zaman zaman da Süleymaniye’ye gelip gittiğini biliyorum.
Emine Ayna: Hatırladığım kadarıyla 2009 ya da 2010 yılında Diyarbakır ilinde BDP parti binasında birkaç kez görmüştüm. O dönem KCK/TM Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye Meclisi ) ve KJA isimli özgün kadın yapılanması içerisinde KADRO olarak faaliyet yürüten örgüt mensubu olduğunu ve bir dönem Diyarbakır ilinden bağımsız milletvekili seçildiğini biliyorum. Daha önce örgüt üst yönetiminin onayıyla milletvekili seçilen Emine Ayna’nın sonraki milletvekili seçimlerinde aday gösterilmemesine kızarak örgütten koptuğunu duymuştum.
Sebahat Tuncel: Malatyalı olarak bildiğim bu şahsı ilk olarak hatırladığım kadarıyla 2014 yılında Diyarbakır ilinde HDP Parti binasında görmüştüm. KCK/TM (Koma Ciwaken Kürdistan-Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye Meclisi) ve KJA özgün kadın yapılanması içerisinde KADRO olarak faaliyet yürütmekte olan bu örgüt mensubunun tarihini yanlış hatırlamıyorsam 2008 yılında Cezaevinde bulunduğu sırada İstanbul ilinden 24. dönem bağımsız milletvekili seçilerek cezaevinden çıktığını, sık sık Diyarbakır iline gelerek sözde kadın çalışmaları adı altında faaliyetler yürüttüğünü biliyorum.
Demir Çelik: 2009’da Diyarbakır’da KCK ana davasından tutuklandığını, tutuklanmadan önce KCK/TM (Koma Ciwaken Kürdistan-Kürdistan Demokratik Topluluğu/Türkiye Meclisi) adına Yerel Yönetimler Komisyonunda belediyelerden sorumlu kadro olarak faaliyet gösteren örgüt mensubunun tekrar tutuklanarak Cezaevine girdiğini hatırlıyorum.
Gültan Kışanak: Bu şahsı ilk olarak 2009 yılında Diyarbakır ilinde BDP il binasında görmüştüm. O dönem KJA adına özgün kadın hareketi içerisinde terör örgütüne bağlı YEREL KADRO olarak faaliyet yürütmekteydi. Tarihini hatırlamamakla birlikte daha sonra milletvekili seçildiğini ve HDP Eşgenel Başkanı olduğunu biliyorum.
Aysel Tuğluk: Bu şahsı hatırladığım kadarıyla ilk olarak 2009 yılında Diyarbakır ili Parti binasında ikinci olarak da yine 2014 yılında HDP Diyarbakır il binasında görmüştüm. Avukat olduğunu ve KCK/TM bünyesinde o dönem ismi KJA olan özgün kadın yapılanması içerisinde KADRO olarak faaliyet yürüten örgüt mensuplarındandır. Bir dönem Van ilinden bağımsız olarak milletvekilliği yaptı.
Kemal AKTAŞ: Şanlıurfa’lı olarak bildiğim bu şahsın uzun zaman örgütsel faaliyetlerinden dolayı Cezaevinde kaldığını biliyorum. Tahliye olduktan sonra hatırladığım kadarıyla en son 2013 yılında HDP Diyarbakır il binasında gördüğüm bu şahıs KCK/TM bünyesinde KADRO olarak faaliyet yürüten örgüt mensuplarındandır. Hatırladığım kadarıyla Van ilinden milletvekili seçildiğini biliyorum.
Sevahir BAYINDIR: Bu şahsı hatırladığım kadarıyla 2009 yılında Diyarbakır ilinde o dönem BDP adı ile faaliyet yürüten parti binasında görmüştüm. O dönem KCK/TM adına KJA isimli sözde Kadın yapılanması içerisinde KADRO olarak faaliyet yürütmekte iken Şırnak ilinden milletvekili seçildiğini biliyorum. Türkiye’deki örgütsel faaliyetlerinden dolayı kaçak olarak Avrupa’ya gittiğini duymuştum. Akıbeti hakkında bilgim yoktur…”,
Gürbüz Topçu (Tunceli CBS 2017/2825 - 26 Srş) 07/10/2017 tarihli ifadesinde;
“…PKK’nın kendisi siyasi ideolojik ve örgütsel bir parti, Kürt toplumunun kazanılması hedefleniyor. Demokratik özerklik içerisinde bir yapılanma hedefleniyor. Türkiye-Suriye-ırak-İran ülkelerinde PKK’ya bağlı yerel ve siyasal oluşumlar vardır. Suriye ülkesinde PYD ile PKK arasında organik bağ vardır ancak Suriye’de özerk bir yapıya sahiptir. Irak ülkesinde PÇDK (Partiya Çareye Demokratik Kürdistan) oluşumu vardı ancak son süreçte ismini değiştirdi. İran ülkesinde PJAK oluşumu vardır. Türkiye ülkesinde PKK vardır. Bu oluşumların hepsi siyasi alanda KCK’yı oluşturur. Bu oluşum örgütsel ve ideolojik felsefede hareket eder. KCK’nın başında Cemil Bayık ve Hülya Oran isimli eş başkanlar vardır. KCK’nın üstünde Abdullah Öcalan’a bağlı başkanlık konseyi vardır ve KCK’yı denetler. Başkanlık konseyi dönemsel olarak 7-11 kişiden oluşur. Ben yakalanmadan önce bildiğim kadarı ile başkanlık konseyi; Cemil Bayık, Hülya Oran, Murat Karayılan, Duran Kalkan, Hemrin Rojava (Suriyeli) ve ismini hatırlayamadım şahıslardan oluşuyordu. Başkanlık konseyine bağlı yürütme konseyi vardır. Türkiye ülkesinde PKK güdümünde kurulmuş siyasi partimiz vardır. Bu partiler doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesindeki Kürt nüfusun yoğun olduğu yerlerde kurulmuştur. Son yıllarda KCK tarafından desteklenen siyasi parti HDP’dir. HDP’nin kurulma amacı Türkiyeleşmek içindir. Bunun açıklaması ise tüm Türkiye’de yaşayan her ırktan insanların demokratik eşit haklar içinde yaşaması için kendi görüşümüz doğrultusunda birleşmesi amacıyla kurulmuştur. HDP’nin her ilde ve ilçede yapılanması vardır. Siyasi oluşum olması nedeniyle devlet kontrolü altında tam değildir. HDP eş başkanlık sistemi vardır. Eş başkanlık sistemini KCK (kandil) oluşturdu. KCK oluşumu içerisinde köy komiteleri, mahalle meclisleri, şehir meclisleri, kent konseyleri, bölgesel meclisler oluşturuldu.
… HDP’nin Tunceli yapılanması içerisinde il ve ilçe başkanlıkları vardır. Eş başkanlar delegelerin oyları ile seçilir. İl ve ilçe başkanı olacak olan adaylar hakkında kırsalda faaliyet gösteren biz örgüt mensupları görüş sunar başkanlık seçimi için, ancak zorlamamız yoktur. Son süreçte dersim sahada faaliyet gösteren DİCLE KOD isimli örgüt mensubu Tunceli genelindeki siyasi ve halk çalışmalarını organize etmektedir. Bunun adı KCK inşaa çalışmasıdır. Benim bildiğim Tunceli’de siyasi alanda faaliyet gösteren şahıslar HDP ve demokratik bölgeler partisi üyeleri ve siyasetçileridir. Arslan Çağ, Ali Akbayın, Ali Can Önlü, Şerafettin Halis, Nurhayat Altun, Edibe Şahin, Ergin Doğru, Hülya Yer, Deniz Yıldırım, Hüseyin Tunç, İbrahim Kasun şimdilik isimleri hatırladığım şahıslardır. Şehir merkezlerindeki siyasetçiler ile görüşmeleri milisler aracılığı ile yapıyorduk. Buluşma yapılacağı zaman milisler aracılığı ile birbirimize haber gönderiyorduk. Tunceli ilinde benim bildiğim siyasi uzantılar;
ALİCAN ÖNLÜ: Kendisini uzun zamandır tanırım. 2016 yılında Munzur vadisindeki operasyon sonrası ölen arkadaşlarımızın cenazelerini göndermek için Tunceli HDP yönetimine milisler ile haber gönderdik. Alican Önlü o zaman kalabalık ile birlikte Munzur vadisine kendi aracı olan siyah bir araç ile geldi… Ben kendisine yapılan operasyon hakkında bilgi verdim. Ölen ve yaralanan arkadaşların durumunu anlattım. Daha sonra cenazeleri alarak yanımızdan ayrıldı… Bir dönem cezaevinde kalmıştır. Son süreçte HDP’den milletvekili adayı oldu. Elinden geldiğince siyasal alanda bütün gerilla cenazelerine katılırdı. Biz gazetelerden ve milislerden cenazeler hakkında bilgi alırdık.”,
Şüpheli S.Ö. (İstanbul CBS 2016/81355 Srş) alınan ifadesinde;
“… SİDAR bana kendisi ile gelmemi söyledi, birlikte Fatih HDP İlçe binasından çıkarak beyaz renkli ticari otoya bindik. Otoyu 40 yaşlarında ismini bilmediğim partinin şoförü olduğunu bildiğim bir erkek şahıs kullanıyordu. Binmiş olduğum oto ile Taksim’de bulunan HDP İstanbul il binasına geldik, otodan SİDAR ve ben indik. HDP il binasına girdik, SİDAR bana beklememi söyledi, içeride bir odaya girdi daha sona beni odaya yanına çağırdı. İçeri girdiğimde gerçek ismini bilmediğim kod adını ŞERWAN olarak bildiğim erkek şahsın yanında kadınlı erkekli birçok kişi ile birlikte oturduğunu gördüm. ŞERWAN kod adlı şahsı fotoğrafı gösterilirse teşhis edebilirim. SİDAR ben odaya girince parti binasından ayrıldı. ŞERWAN bana örgüte katılma konusunda tamam mısın diye sordu, ben de tamamım deyince gerçek ismini ve kod adını bilmediğim, erkek şahıs beni ŞERWAN’ın yanından alarak parti binasının bodrum katına indirdi. Bu şahıs nüfus cüzdanımı benden istedi, inceledikten sonra yeniden bana geri verdi. Bu şahsın fotoğrafı gösterilirse teşhis edebilirim. Benden cep telefonumu teslim etmemi istedi, ben de cep telefonumu kendisine teslim ettim. Aynı şahıs bana katlanarak şeffaf bantla sarılmış olan not kâğıdını bana teslim etti. Bu not kâğıdını gittiğin yere bırakırsın dedi. Bu şahıs bana bu sabah seni PKK’ya göndereceğiz dedi, yanımıza ismini ve kod adını bilmediğim, üniversite öğrencisi olduğunu bildiğim erkek şahıs, bizim yanımıza geldi. Bu şahsın fotoğrafı gösterilirse teşhis edebilirim. Yanımıza sonradan gelen erkek şahıs ile birlikte onun ikametine gidip bu gece orada kalacağımız söylendi. Ben de bu şahıs ile birlikte parti binasından çıkarak İETT otobüsü ile Zeytinburnu İlçesinde Olivium isimli AVM’ye yakınında buluna açık adresini bilmediğim, 3-4 katlı bir apartman dairesinin giriş katında bulunan eve geldik. Evde bizim dışımızda yine üniversite öğrencisi olduklarını bildiğim 1 bayan 2 erkek şahıs daha vardı. Evde bulunan şahıslarla hiç konuşmadan geceyi bu evde geçirdim. Sabah 09:30 sıralarında beni eve getiren erkek şahıs ile birlikte evden ayrılarak İETT otobüsü ile Beyoğlu’nda bulunan HDP il binasına geldik. Parti binasında bana not kâğıdını veren ve cep telefonumu alan şahısla yeniden buluştuk. Beni eve götüren erkek şahıs yanımızdan ayrıldı. Bana not kâğıdı veren şahıs bana Diyarbakır İli Cebeci Nur camisinin orada çocuk kreşinin olduğu, kreşin sağ tarafında Nalbur dükkanı olduğunu, benim bu nalbur dükkanına girmemi, içeri girince parola olarak “KIRMIZI AYAKKABI BOYASI VAR MI” diye soracağımı, içerideki şahsında bana parola olarak var diyeceğini söyledi. Bu şahıs bana 180 TL nakit para verdi. Bana Esenler otogarına gitmemi, Siirt arabalarına binerek Siirt’ten Diyarbakır iline geçmemi söyledi. Ben de parti binasından ayrılarak tek başıma toplu taşıma ile Esenler otogarına geldim, Diyarbakır İlinde merkez otogarında otobüsten indim. Ticari taksi durdurarak Cebeci Nur camisine gitmesini söyledim. Caminin yanına geldim. Bana İstanbul HDP il binasındaki şahsın tarif etmiş olduğu ismini hatırlamadığım nalbur dükkânına geldim, içeri girince bana söylenmiş olan parolayı yani “KIRMIZI AYAKKABI BOYASI VAR MI” diye sordum, “VAR” diye cevap verdi. Bu şahsın fotoğrafı gösterilirse teşhis edebilirim. Şahıs benimle hiç konuşmadan beni takip et dedi, önümden yürümeye başladı, bir ara bana Mehmet arkadaşla görüşeceksin dedi, birlikte yaklaşık 1 km yürüdükten sonra, Diyarbakır merkezde bulunan Demokratik Bölge Partisine geldik. Parti binasına girdiğimizde gerçek ismini bilmediğim, Kod adı Mehmet olan şahıs bizi karşıladı, bu şahsın fotoğrafı gösterilirse teşhis edebilirim. Bunun üzerine nalburluk yapan erkek şahıs yanımızdan ayrıldı. Mehmet kod adlı şahıs bana hitaben “bana bir not gelecekti onu bana ver” dedi, ben de İstanbul HDP il binasında verilmiş olan şeffaf bantla sarılı katlanmış not kağıdını Mehmet kod adlı şahsa verdim. Mehmet kod adlı şahıs notu alarak cebine koydu. Mehmet kod adlı şahıs beni yanına alarak yürüyerek açık adresini bilmediğim ara sokaklarda olan 5-6 katlı apartmanın orta katlarında beyaz demir kapılı bir eve götürdü. Eve girdiğimizde Mehmet ve benim dışımda 22-23 yaşlarında isimlerini veya kod adlarını bilmediğim 2 erkek şahıs daha vardı. Bu 2 erkek şahsın da PKK/KCK terör örgütüne katılacağını duydum. Bu 2 şahsın fotoğrafı gösterilirse teşhis edebilirim. Akşam saatlerinde Mehmet kod adlı şahıs evden ayrıldı yaklaşık 2 saat kadar sonra adını veya kod adını bilmediğim erkek şahıs bizim kaldığımız eve kendi anahtarı ile girdi. Ben ve diğer 2 erkek şahsı yanına alarak bize PKK/KCK terör örgütü ile ilgili propaganda içeren konuşma yaptı. Bu şahsın fotoğrafı gösterilirse teşhis edebilirim. Saat 23:00 sıralarına kadar bu konuşma devam etti daha sonra bu şahıs evden ayrıldı. Yaklaşık olarak yarım saat sonra Mehmet kod adlı şahıs yeniden kendi anahtarı ile bizim kaldığımız eve geldi. Daha sonra istirahate çekildik. Ertesi sabah 07:30 sıralarında uyandığımızda Mehmet kod adlı şahıs diğer 2 erkek şahısla birlikte bana Mardin İli Nusaybin İlçesine gitmemizi, burada barikat ve hendekleri gördüğünüzde terzihaneyi sormamızı ve terzihanedekilerin bizimle ilgileneceğini söyledi. Hepimize ayrı ayrı 50 TL toplamda 150TL yol parasını bize verdi. Yanımda bulunan şahıslardan birisi bize gidene kadar aramıza mesafe koyalım birlikte olduğumuz anlaşılmasın dedi. Ben ve yanımda ismini bilmediğim 2 erkek şahısla birlikte Musa Anter parkının yakınından Mardin’e giden minibüslere birbirimizi tanımıyor görünümü vererek ayrı ayrı bindik. Mardin merkezde minibüsten indik. Burada yine ayrı ayrı olacak şekilde aynı minibüse binerek Nusaybin merkez garajında indik. Ben ve yanımdaki 2 erkek şahıs aramıza yaklaşık olarak 50 mt mesafe ile yürüyerek hendeklerin bulunduğu ismini bilmediğimiz ipek yoluna çıktığını bildiğim caddeye geldik. Hendekleri görünce orada bulunan halka terzihaneyi sorduk, bize tarif ettiler. Biz biraz dolanarak İpek yolundan aşağı inerek bize tarif edilen Sakine Cansız akademisine geldik. Terzihaneyi bulamadık burada yaklaşık 2 saat kadar bekledikten sonra yanımızdan geçen bir otoya terzihaneye sorunca Sakine Cansız Akademisinin karşı sokağından içeri girmemizi, Terzihanenin içeride olduğunu söyledi. Bizde birlikte tarif edilen yere girdik, sokak girişinde yüzleri sivil kıyafetli 2 erkek şahıs bize Keleş tabir edilen uzun namlulu silahları doğrulttular. Yanımda benimle gelen 2 erkek şahıstan birisi bu şahıslara durun biz geldik dedi. (Bize Diyarbakır BDP binasının arka tarafından gitmiş olduğumuz evde Mehmet Kod isimli şahıs Nusaybin’de terzihaneye giderken elimizde şeffaf beyaz poşet olmasını, poşet içerisinde 2.5 lt Coca Cola, 1 adet cipsi ve selpak olmasını, bunun şifre olduğunu söyledi) Bunun üzerine bu şahıslar silahlarını indirdiler, birlikte terzihane denilen yere girdik. Terzihane 3 katlı, dışı mavi beyaz renkte boyanmış, bina duvarında PKK/KCK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan posteri asılı olan, içerisinde 3 daire bulunan bir apartmandı. Buradaki bina ve müştemilatında yaklaşık 100 kadar silahsız sivil kıyafetli bizim gibi yeni katılım için gelmiş örgüt mensubu olduğunu gördüm. Beni giriş katın üstünde bulunan 1 kattaki daireye yerleştirdiler. İçeride yaklaşık 30 adet keleş tabir edilen uzun namlulu silah, 5-6 adet roketatar ve buna ait roket mermisi gördüm. Ayrıca 30-40 kişi yakın keleş tabir edilen silahlı şahsın olduğunu gördüm. Şahıslar arasında çocuk yaşta olan şahıslar da vardı. Silahlı şahıslar terzihane etrafında silahla nöbet tutuyor ve yol kontrolü yapıyorlardı. Aynı gün gerçek adını bilmediğim kod adı BAVER olan erkek şahıs beni çağırarak tek başıma yürüyerek Nusaybin’de tarif edemeyeceğim müstakil bahçeli bir eve getirdi. BAVER isimli şahsı fotoğrafı gösterilirse teşhis edebilirim. Evde yaklaşık 15 kişi kadar benim gibi katılım için gelen örgüt mensubu şahıs vardı. BAVER beni bu eve yerleştirdi. Evde kaldığım süre içerisinde gerçek adını bilmediğim Nusaybin sorumlusu olduğunu bildiğim, DERSİM kod adlı şahıs ara sıra bizim yanımıza gelerek bize PKK/KCK terör örgütü hakkında ideoloji bilgilendirmeler yapıyordu. DERSİM kod adlı şahsı fotoğrafı gösterilirse teşhis edebilirim. 10. günden sonra yine dağ kadrosundan olduğunu duyduğum, gerçek adını bilmediğim, ALİFIRAT kod adlı, erkek şahıs yanımıza geldi, benim ve evde kalan birlikte sınırı geçeceğimiz 4 kişinin nüfus cüzdanlarını topladı, kimliklerimizi telefonu ile sorguladı daha sonra bize geri verdi. Bu şahsı fotoğrafı gösterilirse teşhis edebilirim. Bu evde kaldığım süre içerisinde bize örgüt hakkında ideolojik eğitim verildi. Bu evde toplamda 15 gün kadar kaldım. Son gün aynı evde kalan ŞERVAN kod ad, AGİT kod ad ve isimlerini bilmediğim diğer 1 erkek şahısla birlikte taksi ile eve gelen kaçakçılık yaptığını bildiğim adını bilmediğim Nusaybin halkından olduğunu bildiğim şahıs akşam saatlerinde bizi alarak Suriye sınırını geçmek için gelmiş olduğu plakasını bilmediğim ticari taksiye bindirdi. Bu şahsı fotoğrafı gösterilirse teşhis edebilirim. İpek yolu üzerinden yaklaşık 20 dk. boyunca sınır köyüne geldik. Gece saat 23:00’e kadar burada yol kenarında kaçakçıların beklediği noktada bekledik. Kaçakçılık yaptığını bildiğim şahıs 3 metre uzunluğundaki dikenli tellere merdiven dayadı, birlikte Suriye sınırına geçtik. Burada bizi bekleyen PKK/KCK terör örgütü kadrosundan olduğunu bildiğim, gerçek adını bilmediğim REŞİT kod adlı Türkiye vatandaşı olduğunu bildiğim erkek şahıs bizi karşıladı. Bu şahsın fotoğrafı gösterilirse teşhis edebilirim. Burada kaçakçılık yapan şahıs yanımızdan ayrıldı. Beyaz renkli minibüsle yaklaşık olarak yarım saat kadar yol gittikten sonra Amude isimli yerleşim yerine geldik. REŞİT burada bizi bir eve yerleştirdi ve yanımızdan ayrıldı, geceyi bu evde geçirdik. Evde yalnızca ev sahibi vardı. Sabah saatlerinde aynı minibüs ile gerçek adını bilmediğim ASLAN kod adlı, Türkiye vatandaşı olduğunu bildiğim erkek şahıs bizi arabaya bindirerek ideolojik eğitim almamız için Haseki ile Amude arasında bulunan BAZ MORDEM AKADEMİSİ isimli 2 katlı betonarme kamp alanı olan yere getirdi. Burada dağ kadrosundan kısa namlulu tabancalı 50-60 kişinin olduğunu gördüm.” şeklinde beyanda bulunmuş, şahsın yer göstermesi ve teşhisi üzerine örgüt mensubu Mazlum Karagöz yakalanıp gözaltına alınmıştır.
Hacıbey Beyaztaş (Kilis CBS 2017/7849 Srş) 22/03/2017 tarihli ifadesinde;
“…2014 yılı 11. ayın ilk günlerinde Bursa’dan Suruç ilçesine geldim. Suruç'ta beni beyaz renkli markasını görmediğim bir araç alarak sınır yakınlarında bir eve götürdü. Evde 1 kadın 43 erkek olmak üzere toplam 44 kişi Kobaniye geçmek için bekletiliyordu… O dönem HDP Milletvekili olan İbrahim Binici'de orada bizim yanımıza geldi… Kobani’de Kürtlerin katledildiğini filan söyledi. Konuşma sonunda kendisinin sınıra yakın asker karakolunun yakınlarında öğlen yemeği zamanı basın açıklaması yapacağını, Kobani'de kürtler katlediliyor şeklinde sloganlar atılacağını, asker kendileri ile meşgul olduğu esnada bizim bu durumdan faydalanarak 2'şer1i gruplar halinde sınırı geçmemizi söyledi, basın açıklaması başlayınca söylendiği gibi biz 2'şerli gruplar halinde bazen yürüyerek bazen koşarak 38 kişi sınırı geçmeyi başardık. 6 kişi ise geçmeye çalışırken yakalandılar…”
Ömer Ekin (Batman CBS 2018/323 Srş) 18/04/2018 tarihli ifadesinde;
“… HDP Partisinden Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Sırrı Süreyya Önder, İdris Baluken, Sırrı SAKIK, Ertuğrul Kürkçü, Nadir Yıldırım, Ayşe ACAR BAŞARAN isimli milletvekilleri ve parti yöneticileri, Cemil BAYIK ile görüşmeye gelmişlerdi.
… Bu görüşmelerin dışında hatırladığım kadarıyla 2016 yılının Bahar aylarında Selahattin Demirtaş, Ertuğrul Kürkçü ve Nadir Yıldırım isimli HDP Partisinin üyeleri Cemil BAYIK’ın yanına geldiklerinde ben de Cemil BAYIK’ın ekibiyle birlikteydim. Görüşme, Surede bölgesinde bir köyün içerisindeki örgüte ait evde gerçekleşti. Bu görüşmede Cemil BAYIK ve HDP Partisinin mensuplarının dışında Bese HOZAT ve Mustafa KARASU isimli örgüt mensupları da bulunmaktaydı.”,
Bilal Abiş (Şırnak CBS 2020/1373 Srş) 11/03/2020 tarihli ifadesinde;
“…Süleymaniye ilinde örgüt mensuplarının yurt dışına çıkmalarını sağlamak amacıyla sahte pasaport temini ve bu bölgede oluşabilecek siyasi sorunlarla ilgilenen şahıslar; Van HDP eski milletvekili Xebat (K) Nadir Yıldırım …”,
Fırat Kabaltında (Antalya CBS 2016/71224 Srş) 25/07/2016 tarihli ifadesinde;
“… 1 Eylül 2015 tarihinde CANFEDA (K) Eyüp TOĞYILDIZ yaralı olarak kaçtığı olay sonrasında Batman merkezde bir ailenin yanında barındı, Batman siyasi sorumlusu ZOZAN (K) aracılığıyla HDP Batman Milletvekili Ayşe ACAR’a ait araçla Şanlıurfa iline götürüldü, yaptırılan tedavisinin ardından 15-20 gün kadar sonra Ayşe ACAR ait araçla Batman Sason kırsal alanına getirilerek kırsal alanda silahlı olarak faaliyetlerine tekrar başladı…”,
Mehmet Düşerge (Şanlıurfa CBS 2019/662 Srş) 30/03/2019 tarihli ifadesinde;
“… DEAŞ ile girdiğim çatışmaların birisinde Miştenur Tepesini almak isterken yanımda el bombası patlaması sonucu sol ve sağ ayak, sol kol ve sol gözümden yaralandım. Tedavi olmak için önce Mürşitpınar Sınır Kapısından Suruç’a, sonra Şanlıurfa’da 500 Yataklı Devlet Hastanesi olarak adlandırılan hastaneye getirildim… Yaralı olarak getirildiğim hastanede kendimi VAEL SAFA olarak tanıttım. Ameliyat olup 4-5 gün kadar kaldım. Hastanede kaldığım süre içerisinde bana bir refakatçı geldi. Refakatçi olarak gelen şahısların HDP ya da DBP partilerinden geldiğini biliyorum. Başımıza refakatçı olarak gelen bu şahıslar, bizim silahlı terör örgütü mensubu teröristler olduğumuzu biliyorlardı. Ben hastanede tedavi görürken benim refakatçım olan şahıs dışında, Ayn-El Arap’lı erkek bir şahıs yanıma gelerek “aşağıda araç içerisinde milletvekilimiz seni bekliyor. Seni yakalanmaman için buradan çıkartıyoruz. Benimle gel” dedi. Van Milletvekili olan Aysel Tuğluk isimli kadın milletvekili gelerek beni Şanlıurfa’da tedavi olduğum hastaneden çıkarttı. Dışarıda bekleyen marka model ve plakasını hatırlamadığım jip tarzı bir aracın arka koltuğuna bindirildim. Aracın içerisinde Aysel Tuğluk bana hitaben; “Geçmiş olsun. Seni buradan alıp Nusaybin’e götüreceğiz” dedi. İhtiyacın olursa harcarsın diyerek bana 200 Amerikan Doları para verdi… Milletvekilinin bulunduğu bu araç bizi Nusaybin İlçesine getirdi. Aysel Tuğluk Nusaybin’de bilmediğim başka bir yerde indi. Şoförü ise beni başka bir eve getirdi beni burada bulunan iki katlı bir eve bırakıp gitti…”,
Meliha Uluçay (Bursa CBS 2018/23671) 13/02/2021 tarihli ifadesinde;
“…SERDAR HOZE (K) Yüksel OKUYUCU Diyarbakır iline geçmemi buruda Siirt HDP eski milletvekili Hatice KOCAMAN’ın numarasını vererek görüşmemi söyledi. Hatice KOCAMAN isimli şahsı cep telefonumdan arayarak kendimi tanıtıp SERDAR HOZE (K) Yüksel OKUYUCU’nun yönlendirdiğini, örgüte katılım yapacağımı söyledim. Kendisi de bana “benim başımı belayı mı sokacaksın telefonda konuşulur mu böyle” dedi evine gelmemi söyledi. Diyarbakır ilinde Batıkent’te bulunan evine giderek 2 gün kadar kaldım.
… 9 Haziran 2019 tarihinde Gare alanından araç ile 1.5 saat yolculuk yaptıktan sonra yolda başka bir aracın yanında durduk. Bu araçtan Dirayet Dilan Taşdemir isimli sonradan televizyondan HDP milletvekili olduğunu öğrendiğim şahıs inerek bizim aracımıza bindi. Kendisi sivil kıyafetliydi, yanında sırt çantası ve poşetler bulunmaktaydı. Kendisi bizim aracımıza bindikten sonra sadece selamlaştı başka bir konuşma olmadı, Mahmur kampına vardığımızda bize hoşçakalın diyerek araçtan indi…”,
Bahattin Kamali (Yüksekova CBS 2016/1928 Srş) 20/09/2016 tarihli ifadesinde;
“…2015 yılı içerisinde HDP milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ve İdris Baluken iki defa bulunduğumuz yere geldiler. Bu milletvekilleri İmralı’nın mektuplarını getirdiklerini biliyorum. Mektubun kime getirildiğini bilmiyorum. Bu milletvekilleri bizimle hiç konuşmadı. Sadece yanımızdan siyah renkli cip ile geçtiler…”,
Remziye Mert (Yüksekova CBS 2016/2376 Srş) 31/07/2016 tarihli ifadesinde;
“…2014 ve 2015 yıllarında iki üç defa HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş, 2014 ve 2015 yıllarında HDP Milletvekili Pervin BULDAN, HDP Eşgenel Başkanı Figen Yüksekdağ, DBP Eşgenel Başkanı Kamuran Yüksek, HDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü isimli şahıslar bu kampa gelmişti. Bu şahıslar hep beraber geldiği gibi ayrı ayrı geldiği de oluyordu, geldiklerinde bir iki gece kaldıkları, gelip geri gittikleri de oluyordu. Bu şahıslar sadece üst düzey örgüt mensupları ile toplantılar yapıyorlardı. Bu şahıslar bazen Cemal (K) Murat Karayılan ve bazen Bese Hozat (K) Hülya Oran ile görüşme yapıyorlardı. Özellikle bunlarla görüşüyorlardı ama bazen kampta bulunan bütün üst düzey örgüt mensupları ile görüşme yapıyorlardı…”,
Erkan Akkuş (Gaziosmanpaşa CBS 2015/34555 Srş) 26/09/2020 tarihli ifadesinde;
“… PKK/KCK silahlı terör örgütüne HDP (Halkların Demokratik Partisi) eleman kazandırma faaliyetleri yürütür, ayrıca Türkiye’ye gelen örgüt üyelerine maddi olarak yardım ederler… HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca 2018 yılında Sincar Bare bölgesine gelerek bizimle görüşmüştü...”,
Melike Canan (Hakkâri CBS 2016/1779) 26/07/2016 tarihli ifadesinde;
“… 2015 yılı Hani yaylası şenliklerine katıldık. Burada benimle birlikte ESER(K), DEVRİM (K), EZDA (K), MUNZUR (K), ASKAN (K) isimli örgüt mensupları sivil olarak şenlikte bulunuyorduk. Leşker kıyafetli olarak yaylada bulunan örgüt mensupları HELİN (K), DERİN (K), DEMHAT (K) isimli örgüt mensuplarıydı. Leşker kıyafetli örgüt mensupları yaylanın üst tarafında bulunuyordu ve burada siyasi partililerle, vatandaşla, belediye başkanları ve çalışanlarıyla, örgütte çocukları olan yurtsever ailelerle görüşme yaparlardı. Sivil kıyafetli olan benimle birlikte yaylada bulunan toplan 6 örgüt mensubu da şenlik alanında bulunuyorduk…
… Bu leşker kıyafetli örgüt mensupları çok sayıda siyasi partililer, belediye başkanları ve çalışanları ve STK üyeleri ile görüştü… Orada gelen isimlerini bildiklerim Çukurca belediye başkan yardımcısı Hilal DUMAN ve HDP milletvekili Abdullah Zeydan'dır.”,
Neçirvan Ölmez (Hakkâri CBS 2020/627 Srş) 10/02/2020 tarihli ifadesinde;
“… Kamuran Yüksel isimli HDP (Halkların Demokratik Partisi) üyesi şahsın Diyarbakır kırsalında örgüt adına milislik faaliyeti yürüttüğünü biliyorum. 2018-2019 yılları arasında kendisini Suriye’nin Kamışlı kentinde belediye çalışmalarından sorumlu düzeyde faaliyet yürütürken gördüm… 2013 yılında Pervin Buldan isimli HDP milletvekilinin Şırnak Cudi kırsalına gelerek burada Cudi Bölge Sorumlusu Gerhat Gabar (K) ile görüştüğünü biliyorum.”,
Helin Karacadağ (Diyarbakır CBS 2019/965 Srş) 03/01/2021 tarihli ifadesinde;
“…2014 yılında Yahya Kemal Beyatlı ilköğretim okulundan beden eğitimi öğretmenimiz olan ve aynı zamanda benim atletizm takımımdan hocam olan SADETTİN isminde öğretmenimiz bizi atletizm yarışlarına götürüyordu. Ben o dönem atletizm takımındaydım… 2010 yılı ya da 2011 yılında SADETTİN isimli öğretmen atletizm takımındaki öğrencilere Gülten Kışanak’ın Diyarbakır da ki bütün sporcuları davet ettiğini ve bizi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine götürdü. Orada Gülten Kışanak ile görüştük. Bu görüşme esnasında SADETTİN isimli öğretmenimiz Gülten Kışanak’a beni göstererek ve PKK/KCK terör örgütünü kast ederek bu öğrencinin abisi de orda dedi. Gülten Kışanak da bana gülümsedi. Benim abim Mustafa da örgüte katılım yapmadan önce SADETTİN hocanın öğrenicisiydi ve abimi tanımaktaydı. Bu ziyaretten 20 gün kadar sonra SADETTİN isimli öğretmenimiz atletizm takımındaki sporculara para dağıtırken, beni de yanına özel olarak çağırdı ve bana senin kardeşin dağda sana diğerlerinden 50 lira fazla veriyorum bu Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin isteğidir dedi…”
Fatma Şengöz (Silopi CBS 2016/ 5248 Srş) 30/10/2016 tarihli ifadesinde;
“…HDP’li Sırrı Süreyya Önder, Pervin BULDAN, Aysel Tuğluk, İdris Baluken ve Selahattin Demirtaş isimli milletvekilleri Gare de yanımıza geldi. Bu milletvekilleri geldiğinde Delal Amed, Leyla Amed, Sofi Nurettin, Murat Karayılan, Cemil BAYIK ve yardımcısı Baver Dersim isimli üst düzey örgüt mensupları da oradaydı. Bu üst düzey örgüt mensupları milletvekilleri ile kendi aralarında bir toplantı yaptılar. Daha sonra orada bulunan şehitliği gezdikten sonra ayrıldılar...”,
Erol Acar (Van CBS 2021/2317 Srş) 08/02/2021 tarihli fotoğraf teşhisinde;
“…2014-2015 yılı içerisinde Suriye/Kobani bölgesinde Milletvekili olduklarını bildiğim Aysel Tuğluk, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın örgüt mensuplarına mühimmat taşıyan araçlarla geldiklerini gördüm. Geldikleri araçlar mühimmat yüklü araçlardı. Bu mühimmatlar örgüt mensupları tarafından bulunduğumuz alanın cephaneliğine indirilmişti…”,
Emre Çakar (Tunceli CBS 2017/811 Srş) 14/10/2020 tarihli ifadesinde;
“… 8 Eylül 2016 tarihinde Alişer (K) Firikler köprüsü noktasında Mustafa Naci ile randevulaştı. Buluşma gerçekleştikten sonra silah sesleri üzerine Otlubahçe tarafına kaçtıklarını düşünerek onları aramaya başladık. Alişer (K) PKK/KCK terör örgütü mensupları ile birlikteydi. Akşam saatlerinde Pir Doğan (K) Alişer ve ben olayın yaşandığı yere gittik. Arjin Selçuk (K) Berfu Dilan Canbay isimli örgüt mensubunun ölmüş olduğunu gördük. Sabah’ta Kozluca Köyü muhtarı Aslan AKGÜL’ün arabasıyla cenazeyi Otlubahçe Bölgesine götürdük. Yaklaşık 1 hafta sonra HDP Milletvekili Alican Önlü ve beraberindekilere cenazeyi teslim ettik.”,
Hatip Temel (Mardin CBS 2018/15241 Srş) 30/12/2018 tarihli ifadesinde;
“…Muzaffer Ayata’nın korumalığını yaptığım süre içerisinde o zamanki HDP milletvekillerinden 2 erkek, 1 bayan şahsın Sabri Ok ve Muzaffer Ayata ile gizli görüşme yaptıklarını biliyorum. Bu milletvekillerinden birinin HDP Van milletvekili Nadir Yıldırım olduğunu biliyorum diğer 2 milletvekilini hatırlamıyorum…”,
Kerem Gökalp (Şırnak CBS 2019/6376 Srş) 25/11/2019 tarihli ifadesinde;
“…PİRO MARAŞ (K) (Kahramanmaraşlı, eski katılım, bu terör örgütü mensubu HDP milletvekili Fatma Kurtalan’ın eşidir),
… Yerel yönetimler komitesinde faaliyet yürüttüğüm dönem içerisinde komitede faaliyet yürüten örgüt mensupları tarafından terör örgütünün üst düzey yönetim kadrolarının da katılacağı bir toplantı yapmak üzere; HDP’nin elinde bulunan Büyükşehir Belediyelerden; DİYARBAKIR Büyükşehir Belediye Eş Başkanlığı yapan Gülten KIŞANAK ve Fırat ANLI, MARDİN Büyükşehir Belediye Eş Başkanlığı yapan Ahmet TÜRK ve ismini hatırlamadığım genç bir bayan ile VAN Büyükşehir Belediye Eş Başkanlığı yapan Bekir KAYA ve ismini hatırlamadığım bir bayanın Kandil alanına Yerel Yönetimler Komitesine çağırılması planlanmaktaydı…”,
Şeklinde beyanda bulundukları,
Tanık D. E. (Şırnak CBS Srş. No: 2018/6843) alınan ifadesinde; “HDP Cizre İlçe Teşkilatı binasında çaycılık yapan D. E.'nin alınan ifadesinde, "HDP Cizre İlçe Teşkilatı binasında çaycılık yaptığı dönemde halen HDP milletvekilleri olan Ferhat Encu, Faysal Sarıyıldız, Leyla Birlik ve Aycan İrmez'in milletvekili adayı olmadan önce 15-20 gün kadar PKK'nın Cudi Kampına gittiklerini, burada 20 gün boyunca silah ve ideoloji eğitimi aldıklarını ve eğitimi başarı ile tamamladıklarını, eğitimi yapamazlarsa milletvekili olamayacaklarını bizzat kendisine söylediklerini hatta kendisine dağa gittin mi, eğitim aldın mı diye sorduklarını, kendisinin gözlerinin bozuk olduğundan dolayı gitmediğini söylediğini" beyan ettiği,
Silopi Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2015/4218 sayılı soruşturma dosyasında HDP Silopi İlçe Başkanı olan A.B. tarafından yapılan Fotoğraf Teşhis Tutanağında şüpheli Ferhat Encu'nun "Silopi ilçesine geldiği zaman partililerle görüştüğünü ve PKK'nın şehir yapılanması olan KCK'nın (Kürdistan Topluluklar Birliği Türkiye Meclisi) Silopi yapılanması Kent Meclisini destekler nitelikte ifadeler kullandığını bildiğini" beyan ettiği anlaşılmıştır.
İl, İlçe ve Belde Yöneticileri ile İlgili Beyanları Alınan Tanıklar
Vedat Çeken (Tunceli CBS 2019/1467 Srş) ifadesinde;
“… HDP il ve ilçe başkanlıkları, gençlik örgütleri, örgüt içerisinde bulunan ÖSB birimleri aracılığı ile katılımlar sağlanır...”,
Reşat Karabalık (Van CBS 2017/25851 Srş) 03/01/2018 tarihli ifadesinde;
“… Nisan ayında Abdullah Öcalan’ın doğum günü sebebiyle 11 Nisanda Aşağı Tütek alanında bulunan düzlük alanda şenlikler düzenleyecektik. Abdullah Öcalan’ın doğum günü anısına ağaçlar dikecektik. Taşlıçay ve Diyadin’den insanların katılımı sağlanacaktı. Bu faaliyetler bizimle irtibatlı olan Diyadin HDP ilçe teşkilat başkanı Cezmi BUDAK tarafından organize ediliyordu. Şenliklerde CANFEDA/K, LEHENK/K, SERDAR/K, TİREJ MALAZGİRT/K, RIZGAR-KERİM/K, FİRAZ BAŞKALE/K isimli militanlar halkın içine girerek örgüt adına propaganda yapacak, örgüte katılım yapacak kişilerin de örgütlenmesini yaparak bizim alana ulaştıracaklardı. 11 Nisan gecesinin sabahında biz HDP ilçe başkanı Cezmi BUDAK ile Halkla ilişkiler noktası olarak adlandırdığımız “Kır Bölgesi” düzlük alanında buluşacaktık...”,
Alev Topçubaşı (Mardin CBS 2019/3937 Srş) 29/03/2019 tarihli ifadesinde;
“… Duran Kalkan benim yaşımın küçük olması nedeni ile Zagrosa düzenlememi uygun görmedi, oradan Zap karargâhına gittim. Zap/Şamke bölgesine Medya Savunma karargâhında… 6 ay kadar kaldım düzenlemem Hakkari Dağlıca’ya yapıldı… Benim bulunduğum dönemde gördüğüm milis olarak çok net hatırladığım… İstanbul Bağcılar HDP ilçe başkanı Cevdet HALİM isimli şahıstı, burada kendisini fotoğraftan teşhis ettim… 2015’in Temmuz ayının sonlarıydı kendisi beyaz renkli bir araç ile geldi, biz Hakkari Yüksekova Merigezer bölgesinde bulunuyorduk… Cevdet HALİM isimli şahsa bunu nereden getirdin, niye getirdin? demiştim hiç unutmuyorum, o da bana İstanbul’dan getirdim dedi ama yanımda bulunan diğer Kadrolar bana kızarak sen karışma bu konulara, bu bizim legal çalışma alanımız onlarla biz birbirilerimizin işine karışmayız. Parti kendi çalışmasını yapar, biz kendi çalışmamızı diyerek kızmışlardı.”,
Erdal Çiftçiler (Silopi CBS 2017/3475 Srş) 08/07/2017 tarihli ifadesinde;
“… Bir gün evde bulunduğum sırada internetten Kobane’deki olaylarla ilgili DEAŞ videolarını izledim. Bu videolardan etkilenip Kobane’ye gitmeye karar verdim ve Bağcılar HDP ilçe teşkilat binasına gittim. Burada ilçe başkanı olan gerçek ismini bilmediğim kod adı HEBAT (K) olan şahsa beni Kobane’ye göndermesini söyledim. O da bana sen önce HPG’ye gidecek, eğitim görecek ondan sonra seni Kobane’ye göndereceğiz dedi ve bana binada beklememi söyledi. Daha sonra HEBAT (K) isimli şahıs beni aldı. Bana uçak bileti aldıktan sonra tanımadığım bir şahsa beni teslim ederek yanımızdan ayrılıp gitti… Bağcılar HDP ilçe başkanının bana seni önce HPG’ye gönderelim, orada eğitim aldıktan sonra seni Kobane’ye göndereceğiz demesi üzerine örgüte katıldım...”,
Fecri Demir (Doğubayazıt CBS 2018/4377 Srş) 29/08/2018 tarihli ifadesinde;
“…2014 yılı Ağustos Ayı içerisinde Değirmendüzü Yaylasında örgüt tarafından düzenlenen şenliklerde Curo (K) Vedat DURDU isimli şahsı tanıdım. Fakat kendisi ile hiç görüşmedim. Vedat DURDU festival alanında halkla ve örgüt mensuplarıyla ilgileniyordu… Bir gün sabah evden çıkarak o zamanki HDP ilçe başkanı köylümüz olan Seyit Battal CAN’ın evine gittim. Kendisine örgüte katılacağımı söyledim. O da bana “ben senin ailenin yüzüne bakamam, seni örgüte götüremem” dedi. Ben ısrar ettim. Bunun üzerine beni Curo (K) Vedat DURDU isimli şahsa yönlendirdi. Kendisi de Vedat DURDU ile telefon ile görüştü. Görüşmede ne söylediğini duymadım. Görüşme bittikten sonra Seyit Battal CAN bana “Patnos Malazgirt Caddesi üzerinde bulunan gençlik evine git. Orada seni sarışın kısa boylu Vedat isimli şahıs karşılayacak ve sana yardımcı olacak” dedi. Ben de bunun üzerine tarif ettiği yere gittim. Burada gençlik evinin kapısı önünde Vedat olarak söylenen şahıs duruyordu… Curo (K) Vedat DURDU beni araç ile Ganisak Yaylasına götürdü. Burada Kendal (K), Rubar (K), Şevger/Kara Şevger (K) isimli örgüt mensupları vardı...”,
Ferhat Şengül (Şanlıurfa CBS 2019/2782 Srş) 21/01/2019 tarihli ifadesinde;
“… 2013 yılında Hilvan’da yaşadığım için HDP ilçe binasında neler yaşandığını biliyorum. O soralar ilçe başkanı Mehmet Emin SÜTPAK ve Mehmet Emin ACEMOĞLU isimli şahıslardı. Mehmet Emin SÜTPAK’tan sonra yerine Leyla SÜTPAK isimli şahıs geçti. Leyla SÜTPAK şu an cezaevindedir. Leyla SÜTPAK parti binasında her hafta toplantı yapardı. Bu toplantılara silahlı terör örgütü mensubu teröristler de katılırdı… Hatta haftalık yapılan bu toplantılardan sonra 2013 yılında Ahmet DOKUZ isimli bir şahsın silahlı terör örgütüne katılım yaptığını biliyorum. Ahmet isimli bu şahıs HDP parti binasına çok gider gelir ve aktif olarak rol oynardı...”,
Ayşe Aslan (Çanakkale CBS 2017/6525 Srş) 03/01/2018 tarihli ifadesinde;
“…2015 Ağustos ayı içerisinde Kızıltepe ilçesine gittim ve ilçe başkanı Necla KAYA ile muhatap oldum… İlçe HDP binasında Siyaset Akademisi odasında kalıyordum… İlçede Süleyman isimli bir KCK çalışanı vardı, genel inşaa çalışması kapsamında bütün mahallelerde aktif bir şekilde hareket ederek mahalle meclislerini oluşturarak geneldeki ilçe meclisini hayata geçirdi… Süleyman bir gün beni bir yere götüreceğini söyleyerek telefonumu üzerime almamamı söyledi. İkimiz birlikte bir araçla uzaktaki bir köyün kırsalına gittik, burada KENAN (K) isimli silahlı PKK terör örgütü mensubu bizi karşıladı…
… Van iline gittiğimde oranın KCK genel sorumlusu Çimen ALTÜRK isimli şahıstı, kendisi ildeki hendek olaylarını yönetiyordu, halkı örgütleme ve kurumlarla olan iletişimlerde her türlü sorumluluk onda bulunmaktaydı. İl ve ilçe başkanlarını kendisi belirlerdi. Hendeklerin oluşarak, Öz yönetimin ilan edilmesi için büyük çaba harcadı...”,
Sahire Özhan (Antalya CBS 2019/53161 Srş) 20/07/2019 tarihli ifadesinde;
“… Eğitim devresi bittikten sonra Kobane’ye PYD/YPJ silahlı örgütüne düzenlemem yapıldı, aynı yıl Eylül ayında Lice kırsalından Hazro Belediye Başkanı tarafından kendisinin kullanmış olduğu belediyeye ait resmi araç ile Şanlıurfa/Suruç ilçesine kadar götürüldükten sonra kuryeler vasıtasıyla sivil kıyafetlerle silah/teçhizatsız olarak KOBANE’ye geçiş yaptım...”,
Feridun Polat (Şanlıurfa CBS 2019/20807 Srş) 06/09/2019 tarihli ifadesinde;
“… Ayn El Arap‘taki iç çatışmalar başladıktan bir ay kadar sonra Suruç Belediyesine ait bir minibüste önce gönüllü şoför olarak çalışmaya başladım. İç savaştan kaçan Ayn El Arap’lı mültecilere malzeme taşıyordum. Daha sonra ben Mustafa (A/K) isimli kaçakçıya “beni Suruç belediyesine şoför olarak işe yerleştirin, polis beni durdurduğunda resmi bir çalışan vasfım olsun.” dedim. Bunun üzerine Mustafa (A/K) isimli terörist YPG üst yönetiminde bulunan AVAREŞ (A/K) isimli şahsa bu talebimi iletti. Bir süre sonra Suruç Belediye başkanıOrhan ŞANSAL isimli şahıs beni yanına çağırarak “seni belediyeye şoför olarak yerleştiriyorum, belediyede hiçbir iş yapmayacaksın istediğin arabayı al git, istediğin işte kullan. Sen işine odaklan belediyeden birisi sana bir şey derse benim adımı ver karışma” dedi...”,
Adem Özdemir (Şanlıurfa CBS 2018/4983) 26/02/2020 tarihli ifadesinde; “…PKK terör örgütü Konfederalizmi kurmak amacıyla son zamanlardaki stratejisi “Devrimci Halk Savaşını” benimsemiştir. Stratejik olarak örgütün askeri ve siyasi olarak iki ayağı bulunmaktadır. Siyasi olarak örgüt 4 parçadaki her bölgede mevcut olan bir siyasi ayağını kullanmaktadır. Örneğin Türkiye‘deki siyasi ayağı HDP’dir. Bu ikisinin birbiriyle irtibatının en yoğun olduğu dönem seçim dönemleridir. Genellikle örgütün üst düzey “Dağ Kadrosu” seçim döneminde aday olacak Belediye Başkanı ve Milletvekili adaylarının kimin olacağını karar verir...”,
Nurettin Doğan (Şanlıurfa CBS 2020/3534 Srş) 18/01/2020 tarihli ifadesinde;
“…HDP genel olarak PKK terör örgütünün denetiminde bir partidir, HDP içerisinde görev yapacak belediye başkanları ve Milletvekilleri direkt olarak PKK tarafından desteklenmektedir...”,
Sonay Bakar (Ankara CBS 2019/11472 Srş) 23/07/2019 tarihli ifadesinde;
“…HDP tarafından kazanılmış olan Belediye ve yerel yönetimin elinde bulunan imkanlar örgütün doğrultusunda yine örgüte aktardıklarını biliyorum, Belediye başkanları örgüt ile ilişki ve irtibat halindedir, olmaması durumunda örgüt tarafından uyarılır ve ikaz edilir, Belediyelerde beyin olarak örgüt kullanılır...”,
Gürbüz Topçu (Tunceli CBS 2017/2825-26 Srş) 07/10/2017 tarihli ifadesinde;
“Nurhayat Altun: Hava saldırısından sonra yol taş ve toprak ile dolmuştu. Yolun temizlenmesi için insanlar gelmişti. Nurhayat Altun da o insanlarla birlikte gelip yolu temizlemek için çalışmıştı. Kendisini o zaman gördüm. Rıza Altun isimli örgüt mensubunun kardeşidir. Rıza Altun örgüt kurulduğu günden beri örgütte üst düzey yöneticilik yapan bir örgüt mensubudur. Nurhayat Altun Tunceli belediyesinde KCK gereği Eş Başkanlık yapıyordu. Mehmet Ali Bul ile birlikte eş başkandı. Seçimle gelen belediye başkanı Mehmet Ali Bul olmasına rağmen KCK yapısı içerisinde Nurhayat Altun Eş Başkan yapılmıştır. KCK gereği Nurhayat Altun Mehmet Ali Bul ile aynı şartlara sahipti.
Edibe Şahin: Tuncelilidir. Belediye seçimlerine aday oldu. Mehmet Ali Bul’dan önceki belediye başkanıdır. Yerel yönetim çalışmalarında aktif yer almıştır. 2013 yılında iki defa Munzur vadisinde yanıma geldi. Kendisi ile tanışmam bu şekilde olmuştur. İlk geldiğinde 2013 yazında Ovacık yolu üzerindeki sal deresi dediğimiz noktaya geldi… Kırsal ve siyasal alan hakkında görüşmemiz oldu. Bizden kimler güneye gidecek diye görüşme yaptık. Kendisi bana Tunceli ve ülke gündeminde sürecin ilerlediği noktaları anlattı… İkinci görüşmemiz ise yine aynı dönemde aynı konular üzerine oldu.
EYÜP BOZKURT: İstanbul’da yaşıyor. Ancak hareketlidir. Doğuda birçok ilde katılım komitesinde yer aldı. Son olarak Tunceli ilinde HDP’nin katılım kolunda görevliydi. 2014 ve 2015 yıllarında aktif olarak kırsala katılım kazandırma konusunda faaliyet gösterdi. KCK şehir komitesine bağlı olarak hareket ediyordu. Benim bildiğim 10’un üzerinde genci ikna ederek kırsala kazandırmıştır…
ZEYNEL ÖRNEK: Ovacık ilçesi Yaylagünü (Sefkan) köyündendir. 7-8 senedir tanırım. Hozat ilçesinde kamu görevinde çalışmış olduğunu biliyorum. Kendisi HDP il meclis üyesidir. Legal alanda çalışmalarda bulundu. Bu şahısla Ovacık ilçesinde çeşitli yerlerde görüştüm. Daha çok Munzur vadisinde ve Ovacık ilçesi Yaylagünü/Kazanç Köyünde Piro lakaplı Yusuf Eroğlu’nun evinde görüşmelerim olmuştur. Yaptığımız bu görüşmelerde seçim çalışmaları için çağırdık, görüştük ve belediye il meclis üyeliği için gerekli perspektifleri sunduk.
DENİZ YILDIRIM: Hozat HDP eski başkanı Deniz olarak uzun bir süredir bilirim ve tanırım. O tarihlerde ilçe başkanı ve partiden il genel meclis üyesi olması vasfı ile sıkça yanımıza gelip giderdi. Siyasal çalışmalar kapsamında kendisine talimatlar veriyorduk. Benden başka Aliboğazı Bölgesi ÖSB sorumlusu MUNZUR OVACIK (K) Cihan Söylemez ile alan sorumlusu ŞOREŞ VAN (K) ile irtibatlı idi… Ayrıca daha önce Tunceli bölgesinde sorumlu düzeyde faaliyet gösteren ATAKAN MAHİR (K) İbrahim Çoban ile de irtibatı vardı…
ABDURRAHMAN YALGIN: O dönem Pertek HDP Eş Başkanıydı. Yurt severdir. Pertek ilçesindeki siyasal parti çalışmaları için Munzur vadisine Pertek yönetimi ile birlikte geldi. Munzur vadisinde kendisi ile tartıştık.
ERGİN DOĞRU: HDP yönetiminde idi. Tunceli’de siyasal alan sorumlularının önde gelenlerindendir. Munzur vadisinde sayısız kez görüşmüşlüğümüz vardır… Tunceli’deki sokak eylemlerinin talimatının verilmesi ve örgütlenmesi hakkında kendisinin payı büyüktür... Tunceli’nin örgüt ve siyasi ayağı bu şahsın döneminde en parlak dönemlerini yaşamıştır. Somut olarak PKK terör örgütüne yardımları çok olmuştur…”,
Sami Baran (Antalya CBS 2019/93562 Srş) 11/12/2019 tarihli ifadesinde/teşhisinde;
“…Zeki BARAN: Bu şahsı ilk olarak 2015 yılında HDP Diyarbakır il Başkanlığında gördüğüm. 2015 yılında PKK/KCK terör örgütünün üst yönetiminin talimatlarıyla HDP il başkanı olan Yerel Kadrodur. Daha sonrada HDP Genel Merkezinde Parti Meclis üyesi seçildiğini duymuştum...
Adnan AKGÜL: Bu şahsı 2012 yılında HDP Parti binasında gördüğümde KCK/TM (Koma Ciwaken Kürdistan-Kürdistan Halklar Topluluğu/Türkiye Meclisi) içerisinde Mali Alan Sorumluluğu yapan Abdurrahim ATİLLA, Zana Döner, Hüseyin DAŞ gibi şahıslarla birlikte görmüştüm. Sık sık yönetim kadrolarıyla buluşan 2013 yılında HDP Sur ilçe başkanlığı, 2014 yılındaki Yerel seçimlerde de Bağlar ilçesinde Belediye Meclis üyesi olduğunu ve Belediye başkan yardımcısı olarak görev aldığını bildiğim Yerel Kadro olarak adlandırılan şahıslardandır.
Davut KESEN: 2011 yılında HDP Diyarbakır il binasında gördüğümde KCK/TM (Koma Ciwaken Kürdistan-Kürdistan Halklar Topluluğu/Türkiye Meclisi) Kent Meclislerine bağlı Mahalle Meclislerinde yerel kadro olarak faaliyet yürütmekteydi. Hatırladığım kadarıyla 2014 ya da 2015 yılında Kayapınar HDP ilçe başkanlığı yaptı, aynı zamanda “ROJAVA YARDIMLAŞMA DERNEĞİ” adı altında Rojava’da bulunan, gerek yerel halka ve gerekse PKK/KCK terör örgütü mensuplarına toplanan para, gıda, lojistik, giyim kuşam gibi malzemeleri yardım adı altında toplanması gibi faaliyetleri NUMAN (K) Lütfi DAĞ ve Hüseyin Yılmaz (Ağrı eski Belediye Başkanı) isimli şahıslarla birlikte yürüttüğünü biliyorum. 2019 yılı Mart ayında yapılan Yerel Seçimlerde Kayapınar Belediye Eş Başkanı olduğunu, en son da Kayyum atanarak görevden alındığını biliyorum...”
Şeklinde beyanda bulundukları görülmüştür.
2. PKK/KCK-HDP İlişkisinde Fonksiyonel Benzerlik
a) Örgüt Mensuplarının İfadelerinde PKK/KCK- HDP İlişkisi
Yakalanan/Teslim Olan Örgüt Mensupları
Mehmet Ali Bağlı (Kırşehir CBS 2016/7679) 20/08/2017 tarihli ifadesinde;
“… Ömer Faruk KARAKAŞ isimli şahsın alıştırmasından sonra HDP Avcılar ilçe başkanlığına gidip gelmeye devam ettim… Avcılar HDP ilçe başkanlığına zaman zaman HDP il başkanlığından tanımadığımız bazı şahıslar geliyordu ve bu şahıslar HDP içerisinde sözü çok geçen şahıslardı. Bu şahıslar bize isimlerini söylemez sadece kod isimlerini söylerler ve o isimler kullanılırdı. Bu şahsılardan Canan ve Nurgül (K) isimlerine kullanan bir bayan vardı ve bu bayan benim gençlik sözcüsü olmamı istiyordu ancak ben kabul etmedim… Ayrıca avcılar HDP binasına İl Başkanlığından Erdem (K), Amara (K), Bahar (K), Erdal (K), Güneş (K) isimli şahıslar geliyordu ve Avcılar ilçe başkanlığında kimin ne yapacağına bu şahıslar karar veriyordu. Bu kod isimli şahıslar PKK/KCK terör örgütünün kırsal alanda faaliyet yürütmüş elemanlarıydı ve bu sebepten dolayı bu şahısların parti içerisinde sözü çok geçiyordu… 2016 yılı içerisinde Canan ve Erdem (K) isimli şahıslar benim yanıma gelerek madem sen kırsala katılarak silahlı mücadele yapmıyorsun o zaman illere giderek silahlı mücadele için kırsala gitmek isteyen gençlere yardımcı olacaksın dediler... Bana verdikleri görev söyledikleri illere gidip illerde bulunan kürt gençliğini HDP il başkanlıklarında toplantı adı altında toplamak ve bu Kürt gençliğini PKK/KCK silahlı terör örgütünün kırsal kadrosuna katarak silahlı mücadelede bulunmalarını sağlamaktı… İlk olarak Canan (K) isimli şahıs bana Edirne iline gideceksin, burada gençliği toplayacaksın ve bunların içerisinde PKK/KCK örgütüne katılmaları yönünde telkinde bunarak ikna ettiğin şahısları bize getireceksin dedi. Bende kabul ettim… Beni Edirne oto garında isminin Özgür olduğunu söyleyen bir bayan şahıs karşılardı. Beni karşıladıktan sonra önce kendi evine götürdü. Bir süre bu bayanın evinde kaldıktan sonra Neriman isimli bir bayanın evinde de bir süre kaldım… O dönemde Edirne HDP İl Başkanı tutuklandığı için tedbiren bu il başkanlığında toplantı yapmadık ancak Neriman ve Özgür isimli bayanların evlerinde toplantı yatık… Benim Edirne ilinde yapmış olduğum toplantılar sonucu Edirne Üniversitesi 4. Sınıf öğrencisi olan ve ismini Neriman olarak bildiğim soy ismini bilmediğim bayan şahıs PKK/KCK nın silahlı kanadına katılmak istediğini söyledi ve bunun üzerine Neriman isimli şahıs ile birlikte Edirne’den geri yola çıktık ve bin bu şahsı İstanbul HDP il başkanlığına götürerek Erdem (K) isimli şahsa kırsala gitmek istediğini söyleyerek teslim ettim…
… Aradan 3 gün geçtikten sonra geri HDP İstanbul İl Başkanlığına gittim ve Erdem (K) isimli şahıs ile görüştüm bu şahıs bana Niğde ve Kırşehir illerine gideceksin burada gençliği toparlaman gerekiyor. Herkesle konuşma, orada seni gönderdiğimiz kişiler sana kimi getirirse onlarla konuş, orada ajanlar var bir iki arkadaşımız yakalandı sen dikkat et dedi ve bana burada yapacağım toplantılarda nelerden bahsetmem gerektiğini burada bulunan gençleri nasıl ikna edebileceğim hakkında bilgiler verdi… Daha sonra da Niğde ve Kırşehir ilinde irtibata geçeceğim şahısların numaralarını verdi. Bende bunun üzerine Niğde iline gittim burada bana vermiş oldukları telefon numarasını aradım ve Niğde üniversitesinde öğrenci olan isminin Hıfza veya buna benzer bir isim olabilir beni karşıladı. Bu şahıs ile birlikte Muhammed isimli bir şahsın evine gittik. HDP Niğde İl Başkanlığının sürekli polisler tarafından gözetlendiğini bu sebeple HDP İl Başkanlığına gitmemizin doğru olmayacağını söylediler bizde bunun üzerine toplantıları Muhammet isimli şahsın evinde yapmaya karar verdik…. Bu toplantılara yaklaşık 10 kişi katıldı bunlar Niğde Üniversitesinde okuyan öğrencilerdi… PKK/KCK’nın silahlı kanadına katılmaları yönünde ikna etmeye çalıştım ancak Niğde ilinden örgüte katılmak isteyen kimse olmadı. Bende bunun üzerine Otobüse binerek Kırşehir iline geçtim. Kırşehir iline geldim sırada bana irtibat numarası olarak verdikleri numarayı aradım ve Kadriye isimli bir bayan beni karşıladı daha sonra soy isminin Kadriye KILIÇ olduğunu öğrendim. Kadriye isimli şahıs beni karşıladıktan sonra Özgür SAVCI isimli şahsın evine götürdü. Bu evde biraz sohbet ettikten sonra sabah evden çıkarak Kırşehir HDP İl Başkanlığına gittik… Ben gene PKK/KCK mensuplarının bizim için savaştığını, PKK ölümlerinin Devletin söylediği kadar çok olmadığını, Kırşehir deki Kürtlerin devlet tarafından asimile edildiği şeklinde konuşmalar yaparak PKK/KCK ya katılmaları gerektiğini üstü kapalı şekilde anlatmaya çalıştım. Kırşehir de yaklaşık 1 hafta kadar kaldım... Yapmış olduğum çalışmalar sırasında HDP il binasında İl Başkanı Demet hanımda bulunuyordu ayrıca toplantılara Şükrü abi dedikleri ve yönetimde olduğunu söyledikleri bir şahıs ile Saim hoca dedikleri ve yine yönetimde olduğunu söyledikleri bir şahısta zaman zaman geliyordu…. Kırşehir İl başkanı Demet Hanım benim Kırşehir iline ne amaçla geldiğimi biliyordu ben kendisi ile neden ve ne amaçla geldiğimi konuşmuştum zaten… Benim Kırşehir de yapmış olduğum toplantılar neticesinde Kadriye KILIÇ ve Özgür SAVCI isimli şahıslar PKK/KCK nın silahlı kanadına katılmak istediğini söyledi ancak Özgür SAVCI isimli şahıs bana önce gidip ailemi göreyim ve onlarla vedalaştıktan sonra ben senin yanına İstanbul a gelirim sen gerekeni yaparsın dedi bende kabul ettik ve bunun üzerine Kadriye KILIÇ isimli şahıs birlikte İstanbul iline gittik ve Kadriye KILIÇ isimli şahsı HDP İstanbul İl Başkanlığında Erdem (K) isimli şahsa teslim ettim.
… Daha sonra Erdem (K) isimli şahsın tutuklandığını öğrendim ve bir daha da kendisini görmedim. Benim gitmiş olduğum illerdeki bütün HDP İl Başkanlıkları benim gönderildiğimi ve ne amaçla gönderildiğimi biliyorlardı, yapacağım toplantılara yer sağlamak ve toplantılar için çoğunluk sağlamak için il başkanlığı kullanılıyordu. Yapılacak olan toplantıları İstanbul HDP İl Başkanlığı gidilecek illere bildiriyor ve iller HDP İl başkanlıkları veya gençlik kolları olarak bu toplantıları parti binası veya evler olarak organize ediyorlardı. İstanbul il başkanlığı bu toplantıları genelde katılımın az olduğu veya azalmaya başlayan illerde organize ediyordu… Benim yapmış olduğum toplantılar sonucu Edirne ilinden Neriman isimli şahıs Kırşehir ilinden ise Kadriye KILIÇ ve Özgür SAVCI isimli şahıslar PKK/KCK terör örgütünün kırsal kadrosuna katılmıştır…”,
Gülsüm Sis (Silopi CBS 2019/259 Srş) 14/01/2019 tarihli ifadesinde; “… 2015 yılında Lise 12. Sınıf öğrencisi iken … Silvan ilçesinde ve eğitim aldığım Silvan Malabadi Anadolu Lisesi’nde terör örgütü mensupları HDP siyasi partisi aracılığıyla çok rahat hareket edebilmekteydiler. Okul içerisinde çok rahat faaliyet gösterip gençlerin beynini yıkayabilmekteydiler. Benim örgüte katılmamı sağlayan FAYSAL (K) ve SERTİP POLAT (K) isimli şahıslar bizim okulumuzda terör örgütüne eleman temin eden isimlerin başında geliyordu… Bu şahıslar terör örgütünün kırsal yapılanması ve HDP arasında sürekli irtibat halindelerdi. YGS sınavına girdikten sonra o dönemki psikolojik ruh halimle ve terör örgütünün siyasi olarak propagandalarından etkilenmem sebebiyle örgüte katılmaya karar verdim. 16 Mart tarihinde Silvan HDP İlçe Başkanlığına giderek adını ve görevini tam olarak hatırlamadığım bir şahsa terör örgütüne katılmak istediğimi belirtim. Bu şahıs da yukarıda belirttiğim FAYSAL (K) ve SERTİP POLAT (K) isimli şahısları parti binasına çağırdı. İlk etapta bana örgüte katılmayacağımı düşünerek inanmasalar da, ben ertesi gün yani 17 Mart 2015 tarihinde tekrar HDP Silvan İlçe Başkanlığına bu isteğimi yinelemek için gittiğimde, FAYSAL (K) isimli şahıs beyaz renkli marka model ve plakasını bilmediğim bir araç ile gelerek beni aldı... Biz buradan Diyarbakır Lice ilçesine bağlı şehit kendal alanı olarak bilinen ama Türkçe ismini bilmediğim bir kırsal alana gittik...”,
İsmat Yakut (Doğubayazıt CBS2015/2686 Srş) 28/07/2015 tarihli ifadesinde; “Kayseri Merkez Kocasinan ilçesinde bulunan HDP (Halkların Demokratik Partisi) binasına sürekli gidip gelir olmuştum ve orada PKK/KCK terör örgütüne ilgi duymaya başladım ve ideolojisini benimsedim… Bana sürekli PKK hakkında ideolojik eğitim verdiler ben bu şahıslar sayesinde PKK’ya sempati duymaya başladım ve Mayıs ayının sonlarında PKK/KCK terör örgütüne katılmak istediğimi söylediğimde bana Ağrı iline git orada HDP binasında çaycı Gali var onunla görüş o seni örgüte gönderir dediler.”,
Murat Koç (Doğubayazıt CBS2015/4063 Srş) 12/12/2015 tarihli ifadesinde; “Yaklaşık bir buçuk ay önce Diyadin’de bulunan HDP’ye (Halkların Demokratik Partisi) gittim, orda bulunan çaycıya giderek örgüte katılmayı düşündüğümü söyledim. O da bana partide bulunan Mustafa isimli şahısla görüşmemi söyledi. Beni Mustafa isimli şahsa yönlendirdi, ben de Mustafa isimli şahsa giderek ona da örgüte katılmak istediğimi söyledim… Mustafa isimli şahıs beni gri renkli Connect marka plakasını hatırlamadığım araç ile alarak Doğubayazıt ilçesinde bulunan HDP’ye (Halkların Demokratik Partisi) getirdi… Mustafa isimli şahıs Doğubayazıt parti binasında bulunan adama benden için ‘bu örgüte katılmak istiyor, ne yapalım’ diye sordu, o da Mustafa isimli şahsa ‘tamam bu şahsı Ağrı Dağına götür’ dedi. Mustafa beni aynı araçla alarak İran yolundan giderek Ağrı dağı kırsalına gittik. Mezarlığın olduğu yere kadar araç ile gittik, burada bizi isimlerini ve kod isimlerini hatırlamadığım iki örgüt mensubu karşıladı…”,
Zeynep Yakut (Antalya CBS 2019/51528 Srş) 15/07/2019 tarihli ifadesinde; “…Tarlabaşında bulunan HDP binasına gittik. Burada KADİR (A/K) ve yanında bulunan daha önce Trabzon’a geldiğinde başı kapalı ancak burada başı açık olan bayan şahısla görüştük. Yanımdaki şahısla birlikte HDP İl binasının en üst katında bulunan gençliğe ait yerde 3-4 gün kadar kaldık. Bu süreçte KADİR yanımda bulunan cep telefonumu benden aldı. Burada benim gibi örgüte katılım yapmak üzere bekleyen birçok genç bulunmaktaydı. Bu şahıslardan sadece örgüte katılım yapacak olan EKİN (A/K) olarak bildiğim şahsı ve il binasının 4. Katında gençliğe ait yerde sabit olarak bekleyen MAZLUM (A/K) adlı şahsı hatırlıyorum.”,
Sedat Menet (Antalya CBS 2019/514158 Srş) 19/07/2019 tarihli ifadesinde; “…O dönem HDP teşkilatında terör örgütünde kadro olarak faaliyet yürüttüğünü bildiğim MEHMET (A/K) (O tarihte 28 yaşlarında, iri yapılı ve pos bıyıklı) isimli mensubu ile tanıştım. Bu şahsın aynı zamanda EÖÖDER adlı derneğe yapılan bağışlar ve dergi satışlarından elde edilen maliyeyi alarak örgüte aktarım işini yaptığını duymuştum… 14 Nisan 2015 tarihinde MEHMET (A/K) adlı örgüt mensubu tarafından Diyarbakır iline gönderildim, burada bana DBP Diyarbakır il binasına gitmemi ve bine oradan alacaklarını söylemişti. Binde dediği gibi Diyarbakır’da direk DBP il binasına gittim ve parti binasında örgüte katılım yapmak için bekleyenlerin katıldığı konferans salonunda 3-4 gün kadar beklememin ardından daha önce üniversiteden yurtsever öğrenciler arasında yer almasından dolayı tanıdığım ve benden önce 2015 yılı Mart ayında örgüte katılım yahtığını bildiğim Mehmet DİNÇER (Vanlı-Ziraat Fakültesi öğrencisi) isimli şahıs kalmakta olduğum DBP il binasına gelerek beni Diyarbakır Cezaevi ve Polis Okulunun karşısında bulunan yurtsever bir ailenin evine götürdü. Örgüte katılım yapmadan önce 10 gün kadar bekledim… .10 günün sonunda Mehmet DİNÇER bana Şırnak/Cizre’de bulunan Taziye Evine gitmemi ve burada bulunan şahıslara katılım yapmak istediğimi söylemem halinde bine gönderebileceklerini söylemişti…”,
Ferhat Yiğit (Balıkesir CBS 2017/3528) 09/03/2017 tarihli ifadesinde;“… Diyarbakır otogarına indik otogar dışına hep beraber çıkarak adını hatırlamadığım yaklaşık 5 dakika uzaklıkta olan bir kahvaltı bir kahvaltı salonuna Burak isimli arkadaşım bizi götürdü. Kahvaltımızı yaptığımız sırada Burak dışarı çıkarak biriyle 5 dakikadan az bir zaman görüştü. İçeri geldiğinde bize HDP İl binasına gideceğimizi söyledi. Kahvaltı yaptıktan sonra HDP il binasına yarım saat yürüdük. HDP İl binasına geldiğimizde bina içerisine girerek bir kat çıkarak, kapısında herhangi bir ibare olmayan kullanıcısının belli olmadığı ortasında bir masanın ve etrafında sandalyelerin olduğu odaya geçtik. Burak banda sarılmış olan küçük beyaz kağıdı cebinden çıkararak belirtmiş olduğum şahsa verdi. HDP binasında bu şahıstan başka bir şahısla görüşmemiz olmadı. 20 dakika sonra bizden yaşça küçük bir kişi gelerek bizi HDP binasından alarak hiç birşey söylemeden bizi binadan dışarı çıkararak, bu şahısla birlikte HDP binasının yanında bulunan sokağa geçerek bizi bekleyen otomobil tarzı rengini hatırlamadığım bir araca binerek Diyarbakır’da nevruz alanına yakın bölgede bulunan bir eve götürdü… Burak isimli arkadaşım evde kaldığımız sırada ben ve diğer arkadaşlarıma yarın bizi gelip alıp PKK/KCK terör örgütüne katılmak için götüreceklerini söyledi…”,
Yakup Özbek (Zonguldak CBS 2018/12266 Srş) 05/11/2018 tarihli ifadesinde; “…Kobani’ye gitmeye karar verdikten sonra bizi HDP’nin Kobani’ye gönderebileceğini düşündüğümüz için bu partinin Beyoğlu ilçe teşkilatına gitmiştik... Arkadaşım Şeref ile birlikte HDP’nin Beyoğlu ilçe binasına gidip Kobani’de mağdur olan insanlara yardım etmek istediğimizi, bunun için Kobani’ye gitmeye çalıştığımızı anlattık. Bu parti vasıtasıyla Kobani’ye gidildiğinden daha önce herhangi bir bilgi sahibi değildik…”
Ferhat Sevinç (Iğdır CBS 2018/6465 Srş) 24/08/2020 tarihli ifadesinde; “… 19 Mart 2014 yılında bu şahıslar ile Iğdır il merkezinde bulunan ismini bilmediğim bir caminin altındaki lokantada görüştük. Bana bir gün sonra saat 11.00 sıralarında Iğdır HDP İl Binasına gelmemi söylediler. Bir gün sonra HDP İl Binasına gittim, orada yarım saat kadar bekledim, bana bir kadının geleceğini söylediler, sonra Ruken (K) Dilan OK (Iğdır ili Hoşhaber beldesi nüfusuna kayıtlı) isimli bir terörist geldi. Bu kadının üzerinde bulunan kıyafetleri orada bir odada değiştirdiler, çıkardıkları kıyafetleri de orada yaktılar. Sonra küçük bir odaya girdik, Aysel ve Adnan bize (Dilan OK ile kendisine) bize bir not ile 200 TL para verdiler, bize Van iline gitmemizi, orada HDP Van İl binasına giderek Ravşan ismindeki kadına notu iletmemizi istediler. Ruken (K) Dilan OK ile birlikte aynı gün saat 11.00’de otobüsü binerek Van iline gittik. Van HDP İl binasına giderek, Ravşan ismindeki kadına notu verdik. Raşvan ismindeki kadın bizi bir odada biraz bekletti. Aynı gün Saat 23.00 sıralarında Azat isminde (Kod ismimi yoksa kendi ismimi bilmiyorum, soyismini de bilmiyorum) bir şahıs HDP İl binasına gelerek bizi aldı ve bir taksiye bindirerek Van ili Çatak ilçesinde ismini bilmediğim bir köye içerisinde örgüt mensuplarının bulunduğu bir eve götürdü…”,
Hüseyin Kötülar (Erzurum CBS 2020/285 Srş) 16/12/2020 tarihli ifadesinde; “… 2014 yılı Mart ayında yapılan Belediye seçimlerinden önce Küçükçekmece HDP binası ile Yaşilova Mahallesinde bulunan HDP seçim irtibat bürosuna sıklıkla gelip gitmeye başladım... Gitmiş olduğum Yaşilova Mahallesinde bulunan HDP seçim irtibat bürosunda açık bir şekilde KOBANİ bölgesi ve bu bölgede faaliyet gösteren örgüt mensuplarının faaliyetleri anlatılarak, övgüler yağdırılıyordu, ancak propaganda yapan şahısların eşkâl bilgilerini ve isimlerini aradan uzun zaman geçtiği için hatırlamıyorum. Yapılan bu propagandadan etkilenmeye başlamıştım… 2015 yılı Ağustos ya da Eylül aylarında yapılan propagandalardan etkilenerek YPG' ye katılmaya karar verdim, kararımı Arjin Delila kullanıcı adlı facebook hesabından arkadaşlık ettiğim, bayan olduğunu değerlendirdiğim kişiye de aktardığımda, bana kendisinin yardımcı olabileceğini söyleyerek, Şanlıurfa İli Suruç ilçesine HDP İlçe binasına gitmemi, KOBANİYE geçip YPG' ye katılmak istediğimi burada ki görevlilere söylemem halinde bana yardımcı olabileceklerini söyledi… Şanlıurfa İli Suruç İlçe HDP İlçe binasına gittiğimde… adının ŞEYTAN olduğunu söyleyen şahıs parti binasına geldi, bana Hüseyin sen misin, Kobaniye sen mi gitmek istiyorsun diye soru sordu, ben de evet adım Hüseyin Kobaniye gideceğim dediğim zaman, senin geleceğinden Arjin Delila vasıtasıyla haber var dedikten sonra bu şahıs ile birlikte parti binasından çıkarak şahin marka, gri renkli plakasını hatırlamadığım araca ŞEYTAN (K) ile birlikte binerek yarım saat kadar yol alarak ikimiz birlikte Türkiye-Suriye sınırında bulunan yakın mesafesinde mültecilere ait olduğunu öğrendiğim çadır kentinde bulunduğu YPG kampı olarak adlandırılan 50 civarında çadırın olduğu bir alana geldik…”,
Murat Arazil (Hatay CBS 2018/24157 Srş) 25/12/2018 tarihli ifadesinde; “… Şanlıurfa Suruç İlçesi Halkların Demokratik Partisi (HDP) binasının önüne geldim içeri girdim burada HDP binası içerisinde bulunan ve ismini bilmediğim genç tahmini 24-25 yaşlarında orta boylu biraz kilolu kot pantolon giyinmiş Türkçe ve Kürtçe bilen hafif kısa saçlı hafif kirli sakallı çaycıya Kobani tarafına geçmek ve savaşa katılmak istediğimi beyan ettim. Oda bana tamam otur bekle dedi cep telefonu ile birilerini aradı ve 2 saat sonra ZINAR (K) isimli erkek bir şahıs geldi yanında iki kişi daha vardı. Beni alarak HDP binasının üst katına çıkardılar. Benim burada ismimi soy ismimi ve kimlik bilgilerimi istedi kendini tanıttı ve benim adım ZINNAR bu yanımdaki kişilere de HEWAL diyeceksin dedi. Ve bana kararlı olup olmadığımı sordu bende kararlı olduğumu söyledim… ZINAR isimli şahıs Mardin ilinden bir şahsı telefonla arayarak Suruç ilçesine gelmesini burada farklı evlerde PKK/KCK/YPG/YPJ Terör Örgütüne katılmak isteyen yaklaşık benden başka 6 erkek şahsın olduğunu ve bu şahısları Mardin ilinden gelecek olan şahsın götürmesi gerektiğini söyledi…”,
Engin Oturmak (Hatay CBS 2020/22812 Srş) 24/12/2020 tarihli ifadesinde; “… İfademde detaylı olarak anlattığım gibi ben Diyarbakır Halkların Demokratik Partisi İl Başkanlığında bulunan şahsın yardımıyla terör örgütüne katıldım. Ayrıca Lice kırsalında eğitim veren bir örgüt mensubunun daha sonrasında Hendek olayları döneminde Şoreş (K) isimli örgüt mensubunu HDP Diyarbakır İl Başkanlığı Binasında gördüm...”,
Hasan Demir (Espiye CBS 2017/74 Srş) 21/12/2017 tarihli ifadesinde;“… 2012 yılına kadar abimin yanında kaldım daha sonra çalıştığım inşaatlarda kalmaya başladım, inşaatlarda çalıştığım esnada 2015 yılı başlarında soyadını bilmediğim Mahir isimli şahısla tanıştım, o da benim gibi inşaatlarda kalıyordu. Bu sırada kendisi ile arkadaş oldum. Mahir ile samimiyetimiz ilerledikten sonra kendisi bana daha önce YDG- H içerisinde faaliyet gösterdiğini, hatta bu nedenle 9 ay tutuklu kaldığını, hala bağlantıları olduğunu, birlikte örgüte katılabileceğimizi söyledi, bunun üzerine 29 Nisan 2015 günü örgüte katılmak için İstanbul/Beylikdüzü ilçesinde bulunan HDP İlçe Teşkilatı binasına gittik ve buradan da örgüte katılmak üzere Diyarbakır iline gittim…”,
Serhat Kılıç (Varto CBS 2020/1075 Srş) 30/11/2020 tarihli ifadesinde; “… Aksaray’da bulunan HDP ilçe teşkilatına gittim, burada bir süre oturdum çay içtim ve genç birini gördüm yanına gittim, bu şahsa ben örgüte katılım yapmak istediğimi söyledim ve bu şahıs bana kim olduğumu sordu, bende Muş’lu olduğumu söyledim ve beni bina içerisinde bir yere yönlendirdi, orada RUKEN isimli şahsa da örgüte katılmak istediğimi söyledim. Kendisi bana gençlik çalışması yaptığını, benim doğru bir karar verdiğimi söyledikten sonra bu şahısla beraber Tarlabaşında bulunan HDP binasının en üst katına gittik. Bu şahıs burada telefonumu aldı. En üst katta bulunan yere girdiğimde içeride yatacak yerlerin ve mutfağın olduğunu gördüm ve burada 15-20 genç şahsın toplantı yaptığını gördüm. Bu sırada dışarıda basın açıklaması/eylem tarzında bir konu vardı ve polis tarafından buraya müdahale edildiğini bina içerisinden gördüm. İçeride toplantı yapıldığından dolayı beni dışarı çıkardılar. Sedat ya da Serkan olarak tahmin ettiğim kişi beni bahsetmiş olduğum odanın yanında bulunan yere götürdü. Kendisi bana burada kısık sesle konuşmam gerektiğini söyleyerek küçük bir kağıda not yazdı ve bu kağıdı sigaranın alüminyum folyosuna sararak kesinlikle açmamam gerektiğini, yolda polislerle karşılaşmam durumunda bu notu yutmamı, bana otobüs bileti parası vererek bu notla beraber Esenler otogarından otobüse binerek Diyarbakır’da bulunan tesisler kavşağında inerek HDP İl Binasına gidip, 2. Katta bulunan ismi Canan olan şahsın yanına giderek bana vermiş olduğun notu vermemi söyledi… 21 Aralık gününün sabahında bana bahsedilen Diyarbakır’da ki Tesisler Kavşağında indim, oradan minibüse binerek Diyarbakır İl HDP Binasına gittim, burada direkt 2. Kata çıktım ve Canan isimli şahsın kim olduğunu sordum, bu şahıs kendisinin olduğunu ve asıl isminin Mehmet olduğunu söyledi ve elimde ki notu alarak açtı. Bu şahsın daha sonradan tavırlarından ve hareketlerinden benim oraya geleceğimi bildiğini anladım. Beni binanın bodrum katına götürdü. Buraya girdiğimde içeride ranzaların olduğunu ve yaklaşık kadınlı erkekli genç 15-20 kişinin bu ranzalarda yattığını gördüm. Mehmet beni bu şahıslardan sorumlu olduğunu öğrendiğim Bingöllü olan 20-25 yaşlarında uzun boylu zayıf esmer isminin Mahsum olduğunu öğrendiğim şahsa teslim etti ve Mahsum’a benim yeni geldiğimi benimle ilgilenmesini söyledi... . Mahsum isimli şahıs eğitim sırasında bizlere gerçek isimlerimizi, nereli olduğumuzu ve ailevi bilgilerimizi kesinlikle birbirimize söylememiz konusunda sürekli uyarılarda bulunurdu. Bana burada ÇEKTAR KOD ismini verdiler…”,
Abdulmenaf Karayol (Kilis CBS 2019/1471 Srş) 10/03/2019 tarihli ifadesinde; “…2014 yılı sonlarına doğu mahalleden arkadaşlarım Musa KAYA ve Bayram DEMİR beni Diyarbakır Bağlar Göçmenler Caddesinde bulunan HDP'nin Mahalle Derneğine götürmeye başladı. Orada Veysi (A/K), Mazlum (A/K) ve Faruk (A/K) adında yöneticiler vardı. Yaklaşık bir hafta Musa ve Bayram'la birlikte derneğe gidip geldim. Bu dernekte adını Veysi (A/K) olarak öğrendiğim şahıs Gençlik sorumlusuydu. Dernek binası içerisinde bulunan Gençlik odası yazılı odaya gençleri toplayıp toplantı yapıyordu. Burada YDG-H kurulmuştu, bende YDG-H'a üye oldum… Veysi (A/K) ve Mazlum (A/K) isimli dernek yöneticileri beni yönetici odasına çağırıp "seni dağa göndersek nasıl olur' gitmek istiyor musun, istemiyor musun, ailenin maddi durumu yerinde değil, sen dağa gittikten sonra maddi olarak aileni destekleriz” dediler, ben de dağa gitmiyorum, benim ihtiyacım yok” dedim. Bu olaydan yaklaşık bir hafta kadar sonra dernekten arkadaşım Seyfettin (Numan Amed (K) Rakka hamlesinde öldü) bir akşam derneğe geldi, üzerinde sanayide çalıştığı iş elbiseleri ile birlikte sinirli bir şekilde Veysi (A/K) ile görüşmek istediğini söyledi, bizde kendisine ne olduğunu sorduğumuzda babası ile kavga ettiğini Veysi ile konuşup dağa çıkmak istediğini söyledi, Kendisini sakinleştirdik, Daha sonraki günlerde devamsızlıktan dolayı okuldan atıldığımı öğrendim ve Seyfettin isimli arkadaşımın yanına giderek biraz konuştum. Seyfettin ile birlikte Kuzey Irak'ta bulunan Komali Ciwan'a katılalım 2-3 ay eğitim alarak tekrar şehre dönelim dedik. Veysi (A/K)'un yanına giderek bu kararımızı söyledik. Veysi (A/K) ile Mazlum (A/K) akşama doğru bizi Diyarbakır askeri havaalanın Kuruçeşme tarafında kalan tek katlı 2 oda I salon olan bir eve yürüyerek götürdü… Veysi (A/K) bizi bu eve bıraktıktan yaklaşık iki saat sonra beyaz renkli Tofaş markta bir araç ile geldi. Veysi (A/K), Seyfettin ve bana en son gideceğimiz ve sizden ayrılacağımız yere kadar konuşmak soru sormak yasak dedi… Cizre'nin içerisinde YPS yol kontrolü yapıyordu. Veysi (A/K) YPS'li şahıslarla konuştu ve devam ettik. Cizre'nin Nur Mahallesi'nde bulunan hafif yokuşu olan bir sokağa girdik. Sokakta HDP mahalle derneği olarak kullanılan tek katlı bir binaya girdik… Sabaha kadar bu evde kaldık. Üç kişi daha katıldı. Bu şahıslarla birlikte Diyarbakır'dan geldiğimiz araçla Cudi Dağı'na gittik, burada bir mağara önünde bizi iki kişi karşıladı…”,
Yıldırım Yüce (Kilis CBS 2017/8483 Srş) 05/01/2018 tarihli ifadesinde; “…2014 yılının Eylül-Ekim aylarında otobüs ile İzmir'den Diyarbakır'a geldim. Burada otogarda beni HOGIR (K) ve FİRAZ (K) isimli şahıslar karşıladı, bu şahıslar beni önce BDP Diyarbakır il binasına götürdü, burada ikinci katta bulunan bir odaya girdim, burası dağa katılım yeriydi, örgütün dağ kadrosuna katılmak için Diyarbakır'a gelenlere BDP Diyarbakır il binasında bu oda da propaganda yapılıyordu, bir kaç saat orada kaldıktan sonra kısa boylu, zayıf yapılı, esmer bir bayan şahıs benim sicilimi aldı (ad,soyad, anne-baba adı, doğum yeri vb. bilgiler) beni karşılayan HOGIR (K) ve FİRAZ (K) isimli şahıslar beni alarak Lice ilçesine götürdüler, burada yaşlı bir erkek ve kadın şahsın evinde bir gece kaldım, ben bu evde olduğum sırada adını Besna olarak bildiğim bayan da vardı, burada bir gece kaldıktan sonra yeni katılımlardan sorumlu bir erkek şahıs bizi Kendal alanına götürdü…
… Kaçarak Bingöl ili Kiğı ilçesinde bulunan askerlere teslim oldum. Burada bana gösterilen fotoğraflardan yanımda bulunan veya tanıdığım örgüt mensuplarını teşhis ettim, çıkarıldığım mahkemece serbest bırakıldım. Buradan önce Ağrı ili Diyadin ilçesine 15 gün sonra İzmir'e çalışmaya gittim. İzmir'de 8 ay kadar çalıştıktan sonra ailemi ziyarete köye geldim. Köyde bulunduğum sırada WELAT (K) isimli şahıs benimle konuşmak istedi, önce kabul etmesem de ısrarları sonucu bir araç içerisinde konuşmaya başladık. Bana örgüt propagandası yaptı ve örgüte yeniden katılmamı istedi, ben kabul etmeyince de beni ve ailemi öldüreceklerini söyledi, bu sırada içerisinde konuştuğumuz araç hareket etti. WELAT (K) beni Diyarbakır'a göndereceğini, orada benimle konuşulacağını, daha sonra ise ailemin yanma gelebileceğimi söyledi. Beni Diyarbakır otobüsüne bindirdi. Otobüste benimle birlikte beni takip etmesi için bir kişi daha vardı. Diyarbakır'a varınca otogardan taksiye binerek HDP Diyarbakır il başkanlığına gittik. Yine ilk gittiğimdeki gibi ikinci kattaki yerini tarif ettiğim odaya çıktım. Oda da benden başka örgüte yeni katılacak iki erkek şahıs daha vardı. Bulunduğumuz odaya bir kadın girdi ve örgütten kaçtığım ve örgüt mensuplarının teşhisini yaptığım için bana kızdı ve bağırdı… Yanımda bulunan ve örgüte yeni katılım yapacak olan şahıslardan biri yanından merdiven ile çıktığımız depoda önceden gençlerin örgüte eğitildiğini söyledi. 10-15 dakika daha kaldıktan sonra ilk katılım yaptığımda karşılaştığım FİRAZ (K) isimli şahıs geldi bizi alarak Diyarbakır'da bir eve götürdü… Bu sırada bir grup daha geldi ve 12 kişi olduk. Aynı gün iki Suriye'li şahıs geldi ve bizi bir otomobile bindirdi bizi sınıra kadar götürdü ve tel örgülerden atlayarak sınırı geçtik, Suriye tarafında bizi SOREŞ AVRUPA (K) isimli şahıs karşıladı. Bizi Kamışlı'dan alarak Amudiye tarafına götürdü…”,
Ayşegül Demir (Elazığ CBS 2019/577 Srş) 14/01/2019 tarihli ifadesinde; “…Ben 15 Mayıs 2015 tarihinde terör örgütüne katılım yapmak için Elazığ HDP İl binasına gittim. Burada beni yakalandığımda ifademde belirttiğim Yunus KABAL isimli şahıs karşıladı. Ben kendisine terör örgütüne katılmak isteğimi belirttim. Yunus KABAL Yazıkonaka gitmem için bozukpara verdi minibüse binmemi söyledi, ayrıca bana "binadan çıktığından senin önünde bir bayan birerkek yürüyecek sen onları takip et" dedi ve il binasında olan bir bayan ve bir erkek şahsı gösterdi. Ben Yunus KABAL'ın bana söylediği erkek ve bayan şahısla beraber Elazığ HDP İl binasındançıktım. Onlar benim önümde yürüdü, ben onları takip ettim ve Yazıkonak minibüslerine şahıslarbindikten sonra bende aynı minibüse bindim. Yazıkonaka geldikten sonra girişte şahıslardan bayanminibüsten indi ve bana inmemi işaret etti. Biraz bekledikten sonra gri renkli Doblo marka araçla Yunus KABAL ilk önce o bayan şahsı aldı ardından beni aldı. Tunceli iline gittik örgütün mezarlığı olanalacık mezarlığı olarak tabir edilen Pülümür yolunda bizi leşker kıyafetli örgüt mensupları karşıladı. Burada Yunus ve yanımızdaki bayan şahıs beni örgüt mensuplarına teslim ettiler ve ayrıldılar…”,
b) Diyarbakır Anneleri
Hatice Ay (Diyarbakır CBS 2019/47619 Srş) 07/08/2020 tarihli ifadesinde; “…Muhammed CANBEY benim öz oğlumdur. 22.03.2015 yılında sabah saatlerinde arkadaşlarımın yanıma gidiyorum diyerek evden çıktı. Akşama kadar gelmedi. Akşam saatlerinde kapı çalındı oğlumun isimlerini bilmediğim arkadaşlarından birkaç kişi gelerek oğlunu ve yanında Recep isimli kişiyi dağa örgüte teslim etmek üzere öncelikle Bağlar HDP İlçe binasına götürdüklerini sonrasında ise Sur ilçesi tarafında bulunan Özgür Yurttaş Derneğine götürdüklerini söylediler… Çevreden sorup öğrendiğim kadarıyla Diyarbakır’ın Lice ilçesi Sisi Köyünde çocukları toplayıp dağa götürüldüğünü öğrendim. Bunun üzerine büyük oğlumla birlikte Sisi Köyüne gittik. Köyde bulunan PKK ya ait mezarlıkta olduklarını öğrendik. Mezarlığa gittiğimizde ellerinde silah olan iki kişi bizi karşıladı. Bizi kod adı Çiyager olan sözde komutanlarının yanına götürdüler. Ben oğlum Muhammed’i almaya geldiğimi oğlumun hasta olduğunu hastanenden aldığımız raporu da söyleyerek geri vermelerini istedim. Benim oğlum kanser hastalığının bir çeşidi olan Talasemi majör hastasıdır. Bunu da kendilerine anlatmama rağmen oğlumu bana vermediler. Hatta bana “altı çocuğumun olduğunu bunlardan bir tanesini bana vermeyi çok mu görüyorsun” şeklinde konuştu. Bana “git bir tane daha çocuğunu bize gelir dediler” Ben kendilerine asla böyle bir şey yapmam bana oğlum Muhammed’i verin diye ısrar etmeme rağmen oğlumu bana vermediler…”,
Gülbahar Teker (Diyarbakır CBS 2019/47619 Srş) 15/01/2020 tarihli ifadesinde; “…Oğlum Muhammet Emin TEKER 2014 yılında Batman ilinde kayıp oldu. Ben de oğlumu bulmak için o dönem Batman iline gittim… O sıralarda tanımadığımız bir numaradan oğlum Muhammet Emin’den “Batman HDP’liler beni kaçırdı, beni kurtarın” diye bir mesaj geldi ve ben de bunu polise söyledim… O zamandan sonra oğlum Muhammet Almanya ülkesinde olan ablasını aramış ve fotoğrafını göndermiş. Bu bilgilerin tamamı Batman ilinde yaptığım müracaatımda bulunmaktadır… Diyarbakır HDP il binası önünde oturan ailelerin olduğunu öğrenince bende Diyarbakır’a gelerek bu oturma eylemine katıldım… Oğlum Mehmet Emin TEKER’in HDP tarafından kandırılarak veya zorla PKK terör örgütüne götürüldüğünden eminim…”,
Celal Begdaş (Diyarbakır CBS 2019/47619 Srş) 13/09/2019 tarihli ifadesinde; “… Yusuf BEGDAŞ benim öz oğlumdur. Kendisi 2019 yılı Haziran ayının 5’inde işe gidiyorum diye evden ayrıldı. Aynı gün oğlumun işe gitmediğini öğrendim ve Çocuk Şube Müdürlüğüne müracaatta bulundum. Oğlum 16 yaşında idi ve herhangi bir örgütsel bağlantısı yoktu. Benden habersiz olarak Amedspor Direniş Grubu isimli kulübe üye kaydını yapmışlar. Bahse konu kulübe gittim oğlumu sorduğumda bana burada olmadığını HDP İl Başkanlığına bakmamı söylediler. Bende bahse konu partiye gittim, burada 5-6 kadar 15-16 yaşlarında çocuk gördüm ancak kendi çocuğumu göremedim. Oğlumu sorduğumda buradaki şahıslar bana Hazar Gölüne kampa gitti diyerek beni kandırdılar. Benim oğlum benden habersiz olarak sık sık eğitim bahanesiyle ders çalıştıracağız bahanesiyle HDP binasına gidip gelirdi, orada çocuğumun kandırılarak örgüte katıldığını öğrendim. Benim oğlumu kaçıran ve kandıranlar HDP Diyarbakır İl Başkanlığında faaliyet gösteren kişilerdir…”,
Mecrum Akın (Diyarbakır CBS 2019/47619 Srş) 03/10/2019 tarihli ifadesinde; “… Bayram AKIN isimli kişi benim öz kardeşim olur. Kardeşimin arkadaş çevresinde çok sıkıntılı tipler yoktu, örgüte müzahir olduğunu düşündüğümüz kimse yoktu ancak son zamanlarda yani örgüte katılmadan önceki son 15 gün içerisinde sıklıkla Batman HDP İl Binasına gidip geldiğini biliyorum. Bayram’ın Hasankeyf ilçesinde HDP il teşkilatıyla birlikte eyleme katıldığını, gözaltına alındığını biliyorum. Kardeşim 21 Ağustos 2019 günü sabah evden çıktı ve o saatten sonra kendisinden bir daha haber alamadım. Kardeşim kaybolduktan sonra kendi imkânlarımla yaptığım araştırmalarda en son olarak HDP İl Binasına gittiğini ve ondan sonra ortadan kaybolduğunu öğrendim...”,
Mehmet Sıddık Çiftçi (Diyarbakır CBS 2019/47619 Srş)15/09/2019 tarihli ifadesinde; “…Bu tarihten yaklaşık 5 yıl önce ikametimizdeyken kardeşim Rahim ÇİFTÇİ’nin odasında olmadığını gördüm. Kardeşimi yakın çevrede ve köyümüzde aradık ancak bulamadık. Komşularımdan ve çevreden duyduğum kadarıyla kardeşim terör örgütüne katıldığı bilgilerine ulaştım. Daha sonra jandarma karakoluna müracaatta bulunduk. Kardeşim 2014 yılında PKK terör örgütüne katılım yapmıştı. Daha sonra kendiliğinden teslim olarak mahkemeden serbest kaldı. Bir hafta sonra köyümüzde bulunan HDP partisi yandaşları tarafından kandırılarak tekrardan PKK terör örgütüne katılım yaptı…”,
Songül Demir (Diyarbakır CBS 2019/47619 Srş) 23/07/2020 tarihli ifadesinde; “…Ayşegül DEMİR benim öz kızım olmaktadır. Kızım 2015 yılı Mayıs ayında PKK/KCK terör örgütüne katılmıştır. Kızım terör örgütüne katıldığında henüz 15 yaşındaydı. Kızım Elazığ HDP il binasına gidip oradan terör örgütüne eleman kazandıran şahıslar vasıtasıyla terör örgütün Tunceli kırsal kadrosuna götürülmüştür. Kızım 2017 yılı Mayıs ayında kendi isteğiyle terör örgütünden kaçarak güvenlik güçlerine teslim olmuş, terör örgütü ile ilgili tüm bildiklerini Emniyet ve Jandarmaya anlatmıştır… Ben bizim gibi çocuğu kandırılarak terör örgütüne kaçırılan ailelerin Diyarbakır HDP il binası önünde oturma eylemi yaptığını duymam üzerine oğlumla beraber gittik ve oturma eylemine destek verdik…”
Ayten Elhaman (Diyarbakır CBS 2019/47619 Srş) 15/09/2020 tarihli ifadesinde; “… Benim oğlum yaklaşık 2 yıl önce 16 Mayıs 2017 günü evden çalıştığı ekmek fırınına sabah çıktı ve bir daha oğlumdan haber alamadım. Oğlumla aynı sınıfta okuyan Mehmet isminde bir arkadaşının Kobani’ye gidip geldiğini duydum. Oğlum Bayram ELHAMAN ile Mehmet isimli arkadaşı 2014 yılında Mersin iline tatil yapacağız diye gitmişlerdi biz gidip oğlumu geri getirmiştik. Bu Mehmet isimli çocuğun HDP Gençlik Kollarında faaliyet yürüttüğünü öğrendim. Mehmet isimli çocuğu mahallede gördüğümde oğlumun nerede olduğunu sorduğumda bilmiyorum sadece gittiği gün gördüm dedi bende neden gelip bana haber vermedin dediğimde arkasını dönüp gitti...”,
Çiğdem Fırat (Diyarbakır CBS 2019/47619 Srş) 15/11/2020 tarihli ifadesinde; “…Melek FIRAT benim öz kızım olmaktadır. Kızım 2015 yılında Haziran ayının 15’inde akşam vakti evin önünde kardeşi ve arkadaşları ile oynarken kızımın bağırma sesini duydum. Dışarı baktığımda beyaz renkli plakasını göremediğim bir takside bulunan iki kişi benim kızımı zorla araca bindiriyordu. Ben koştum fakat yakalayamadım. Evim köyün dışında olduğu için kimse gelip yardım edemedi. Hemen jandarma karakoluna haber verdim. Kızım bulunamadı. Kızımın PKK’ya götürüldüğü konuşuluyordu. Eşim kızım kaçırıldıktan sonra Yüksekova HDP binasına giderek kızımı sordu. Oradan eşime kızımın PKK’ya götürüldüğünü söylemişler. Benim kızımın kaçırılmasından ve kayıp olmasından onlar sorumludur…”,
Emine Üstek (Diyarbakır CBS 2019/47619 Srş) 23/02/2020 tarihli ifadesinde;“…Metin ÜSTEK benim öz oğlum olur ve oğlum Şırnak ilindeki ikametimizden ayrılarak 2015 yılı Eylül ayından itibaren kayıptır. Oğlumdan kayıp olduğu tarihten itibaren hiçbir şekilde bilgi alamadım. Oğlumun HDP binasında zorla tutulup beyni yıkanarak Şırnak HDP’Iiler tarafından kandırılarak Devletimizi bölmeye çalışan PKK terör örgütüne katıldı…”,
İzettin Alkan (Diyarbakır CBS 2019/47619 Srş) 22/01/2020 tarihli ifadesinde; “… Ferzende ALKAN benim öz kardeşim olur… 2010 yılında sonbahar ayları sıralarında dişinin ağrıdığını söyleyerek Hakkâri il merkezine tedavi olmak için gitti… Gidişinin üzerinden 3 gün geçince biz Ferzende’nin hala gelmemesi nedeni ile kendisini aradık ancak telefonu kapalı durumdaydı ve ona ulaşamadık. Bunun üzerine yaptığımız araştırmalarda Ferzende’nin Hakkari il merkezinde bulunan arkadaş çevresinin HDP ile ilişkileri olduğunu ve parti adına çalışmalar yaptığını öğrendik. Ferzende’nin HDP’nin düzenlediği etkinlik ve mitinglere katıldığın öğrendik… HDP il başkanlıklarında terör örgütüne katılımı yapılacak kişilerin kimlik bilgilerinin olduğu listelerin düzenlendiğini öğrendik. Muhtar olan abim Binali ALKAN ile birlikte kardeşim Ferzende’nin akıbetini araştırmak için Hakkari İl merkezinde bulunan HDP il başkanlığına gittik… İçlerinden bir partili şahıs bize “bir tane de sizin aileden gelsin ne olacak sanki” demişti. PKK terör örgütüne gönderilen ailelerin Diyarbakır HDP binası önünde yaptığı eylemden haberdar olduk ve biz de bu oturma eylemine katılmaya karar verdik… Ferzende’nin Hakkari HDP adına faaliyet yürüten arkadaş çevresi ve Hakkari HDP’nin o zamanki partilileri tarafından kandırılarak PKK terör örgütüne gönderildiğinden eminiz…”
Kübar Ötken (Diyarbakır CBS 2019/47619 Srş) 15/11/2020 tarihli ifadesinde; “…Necmettin ÖTKEN benim öz oğlum olmaktadır… 2 gün kaldıktan sonra ablası ile alışveriş yapmak üzere çıktılar. Orada ablasına sen dükkanda bekle ben yeşil kartımı çıkartıp geleceğim demiş… O gün gelmeyince ertesi gün emniyete gittik… Oradan Yüksekova HDP ilçe binasına oğlumu sormaya gittik… Orada bulunanlardan birisi bana oğlun bize katıldı bizdedir dediler… Benim oğlumu Yüksekova HDP binasından dağa PKK’ya gönderdiler…”,
Latife Ödümlü (Diyarbakır CBS 2019/47619 Srş) 13/09/2019 tarihli ifadesinde; “…Yaklaşık olarak 10 ay önce öz oğlum Özgür ÖDÜMLÜ ile irtibatımız koptu… Kızım Özgül ÖDÜMLÜ bana oğlum Özgür ÖDÜMLÜ’nün Can Diyarbakır firmasından Irak ülkesine otobüs bilet aldığını söyledi… Soy ismini bilmediğim Murat isimli otobüs şoförü bana HDP partililerce otobüs biletinin alındığını ve onların getirdiğini bana söyledi. Oğlumun HDP içinde faaliyet gösteren kişiler tarafından kandırılıp dağa götürüldüğünü biliyorum…”,
Şeklinde beyanda bulundukları,
Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında 15/03/2021 tarihli Kolluk Araştırma Tutanağında; “Arşiv kayıtlarının incelenmesinden; Dağa kaçırılan örgüt mensubu kişiler ile Diyarbakır HDP İl Binası önünde oturma eylemine katılanlar sırasıyla; Ferzende Alkan-Vesile Alkan, Hatice Arslan-Hanım Arslan, Savaş Yiğit-Haydar Yiğit, İlhan Akdoğan-Zeynep Akdoğan, Menice Turan-Arafat Turan, Hamza Adıyaman-Aysun Adıyaman, Emircan Çiftçi-Helin Çiftçi, Viyan Turan-Nihari Turan,
Hakkari İli Şemdinli İlçesinde dağa kaçırılan ve oturma eylemine katılanlar;
Rojhat Çiftçi-Necibe Çiftçi, Zübeyde Koç-Esmer Koç, Rahim Çiftçi-Sıddık Çiftçi, Nesna Kaplan-Vahap Kaplan, Deniz Çelik-Zübeyde Çelik, Rahim Kaya-Medeni Kaya, Menaf Kaya-Reşat Kaya, Ayşe Aktaş-Ercan Aktaş,
Hakkari İli Yüksekova İlçesinde dağa kaçırılan ve oturma eylemine katılanlar;
Hamza Salim-Tahir Salim, Tayfur Fidan-Sever Fidan, Ferdi Fidan-Uğur Fidan, Önecme, Necmettin Ötken-Kübar Ötken, Melek Fırat-Çiğdem Fırat, Muhammed Çakan-Kerem Çakan, Nurullah Salim-Şahin Salim,
Yapılan araştırmalarda 2016 yılında Melike Candan, Ekrem Temeş, 2017 yılında, Abdulkadir Nalbantoğlu, 2018 yılında Salih Kaya, 2020 yılında Hozan Kameri, 10.02.2020 tarihinde Neçiran Ölmez isimli şahısların ifadesinde PKK/KCK terör örgütüne HDP aracılığıyla katılam yaptıkları şeklinde beyanları tespit edilmiştir” içerikli tutanak elde edilmiştir.
Davalı Parti tarafından örgütün dağ kadrosuna davalı gönderildiği belirtilen şahısların bir kısmı ile ilgili isim, kod ad, katılım yılı ve katılım yerini gösteren tablo ektedir.
Bu tabloda yer alan;
Ayten Özeken (2000 doğumlu – Katılım tarihinde 13 yaşında) (Yüksekova CBS) 16/01/2019 tarihli ifadesinde;“...2013 yılı içerisinde Yüksekova ilçesinde HDP tarafından düzenlenen eğlenceye katılmıştım. İki bayan örgüt mensubu beni taksiye bindirdi. Felat kod isimli örgüt mensubu bizi karşıladı. Hakurk kampına gittik. AK-47 marka uzun namlulu silahı teslim ettiler. 20 gün ideolojik eğitim aldım...”,
Zeynep Alakuş (1999 doğumlu-Katılım tarihinde 17 yaşında) (Yüksekova CBS) 10/07/2018 tarihli ifadesinde;“...16 Ocak 2016 günü arkadaşım Helin Pervane ile birlikte Diyarbakır HDP İl binasına gittik. Helin orada bir parti görevlisiyle görüştü. Bu şahıs bizi alarak Bağlar ilçesinde bir bayanın evine götürdü... Buradan Van iline oradan da Hakkari Yüksekova ilçesine götürüldük. Rukren kod Zelal Göker bizi teslim aldı...” ,
BurhanTarakçı (1999 doğumlu-Katılım tarihinde 16 yaşında) (Yüksekova CBS) 17/07/2018 tarihli ifadesinde; “...Yüksekova ilçesinde HDP’nin organize ettiği festivalden sonra üç-dört şahıs tarafından Kamışlı köyüne götürüldük... Yolda araç durduruldu. Elinde kaleşnikof silah bulunan PKK mensubu şahıs “Sizinle ben ilgilenmeyeceğim, başka bir arkadaş ilgilenecek, şimdi onun yanına gideceğiz” dedi. Patika yoldan yürürken 5-6 BTÖ mensubu bizi aldı”,
Azat Kom (1992 doğumlu-Katılım tarihinde 18 yaşında) (Yüksekova CBS) 11/01/2018 tarihli ifadesinde; “... 2010 yılında Yüksekova HDP binasında PKK propagandası yapan kişi 7 Mart 2010 tarihinde Özgürlük Meydanında yanına çağırdı. Propagandasından etkilenerek 8.3.2010 günü İran Pasajı isimli işyerinin üst katında bulunan HDP İlçe binasına gittim. Deniz isimli şahıs burada beni karşıladı. Beni örgüte götürmek istediğini, herşeyin istediğim gibi olacağını, araba, para vereceği gibi vaatlerde bulundu. Daha sonra gel seninle birlikte Şemzinan’a (Şemdinli) gidelim dedi. Türkiye-Irak sınırındaki Kanireş kampına gittik...”,
Sedat Çakçi (1999 doğumlu-Katılım tarihinde 15 yaşında) (Yüksekova CBS) 20/06/2019 tarihli ifadesinde; “...2014 yılı başında PKK’nın kırsalında Rüstem kod Yücel Zeydan’ın ölmesi nedeniyle yapılan eyleme katıldım. Molotof kokteyli attım... Şivan isimli örgüt bağlantısı olan şahıs aracılığıyla Dicle-Gever kod ile görüştüm. Yüksekova HDP ilçe binasına gitmemizi söyledi. Bir gün sonra Çektar kod, Sipan kod ve ben ayrı ayrı İran Pasajı üstünde bulunan HDP binasına gittik. Esmer bir şahıs ismimizi kağıda not ettikten sonra sizi dağa Şivan götürecek dedi. Ertesi gün buluşup bizi kırsala götürdü...”
Şeklinde beyanda bulundukları görülmüştür.
c) Yargılama Faaliyetleri Bakımından PKK/KCK- HDP İlişkisi
PKK/KCK terör örgütünün alan ve parça örgütlenmelerinde, faaliyet yürüten örgüt mensuplarınca örgüt lideri veya örgütün üst düzey yöneticileri tarafından verilen talimatların yerine getirilmemesi veya KCK sistemine, toplumsal sözleşmeye aykırı davranışlarda bulunması durumunda cezai yaptırımlar uygulanacağı hususu KCK sözleşmesinin 30. maddesinde “Halk Mahkemeleri” adı altında düzenlenmiştir.
Bu suretle, terör örgütünün demokratik özerklik stratejisi kapsamında ülkemizdeki mevcut yargı sistemine alternatif “Adalet Komisyonları” adı altında oluşturulan örgütlenmeler aracılığıyla vatandaşlar arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkları adli makamlara intikal ettirilmeksizin, HDP binalarında kurulan bu komisyonlarda çözüme kavuşturulması amacıyla sözde yargılama yapıldığı görülmüştür.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/3397 sayılı soruşturma dosyası kapsamında İstanbul Beyoğlu HDP ilçe binasında 08/01/2016 tarihinde yapılan aramalarda ele geçirilen,
BDP İstanbul İl Örgütü Adalet ve Barış Komisyonu başlıklı dokümanda;
“A) Sorunlar: Komisyonumuza ilçelerden süzülüp gelen derinliği ve türü farklı olan birçok sorun aşağı yukarı üç başlıkla kategorize edilebilir: kız kaçırma, evlilik, aile içi sorunlar, yaralama, öldürme veya kan davaları, ticari anlaşmazlıklar.
B-) Sorunlara yaklaşım tarzımız ve yakaladığımız problemler: Sorunların çözümünde adaleti ve kişiler arası hukuku gözeterek sonuç almaya çalışıyoruz. Sorunların çözümünde bir tarafın partinin gücünü arkasına almaya çabalayarak adaleti kendi eksenine çevirmesine her zaman engel olduk, dikkat ettik. Yine taraflardan birisi dahi partimiz iradesini kabul etmeme veya kararlara uymama yönünde tavır sergilediği zamanlarda uyardık ve eğer sonuç almamızı engelleyecek derecede ise sorunun çözümünden çekileceğimizi bildirdik. Sorunların çözümü esnasında her zaman insani ve makul olmaya çalışırken kimi zaman aylarımızı alan sorunların çözümünde taraflarla birçok görüşmeler gerçekleştirdik; genel merkezimizden, milletvekillerimizden ve diğer il örgütleri ile kurumlardan da destekler aldık...”
Şeklinde, KCK sözleşmesinin 30. maddesinde geçen halk mahkemeleri işlevi gören “Barış ve Adalet Komisyonlarınca” yapılacak yargılama usullerinin belirlendiği,
HDP tüzüğü dışında oluşturulan bu yapının görevinin borçlar, aile hukuku gibi adli yargı yetkisi dahilindeki ihtilaflara bakmak, terör örgütünün etki ve gücünü kullanmak olduğu,
“Büyükçekmece Adalet ve Barış Komisyonu” başlıklı dokümanın incelenmesinden;
“... 2015 Mart ayında Nurfel KAPLAN bir dosyayla ilgili Behçet OĞUZ isimli kişiden bir alacağı olduğunu, bunun aksine Behçet OĞUZ’un kendisinden para istediğini, taciz ettiğini beyan etmiştir. Sunulan dosya ilçe adalet ve barış komisyonunda incelenmiş, her iki taraf ile görüşülmüş, inisiyatif alınmıştır… Görüşmeler sonucu Nursel Kaplan’ın Barış Oğuz’a 261000 TL borcu olduğuna karar verilmiştir… Karar, Burcu Çelik, Semra Çelik, Sidar Keser tarafından imzalanmıştır… İl Halkla İlişkiler Komisyonuna itiraz; Nurfel KAPLAN tarafından komisyon kararına itiraz edildiği”,
Miras uyuşmazlığının çözümlenmesi talebini içeren dokümanda; “kayınpederim ikinci eş olarak aldığı Tamilya hanım ve iki çocuğuna 2011 yılında dublex daire satın aldığı, kendisine pay verilmediği...” talebiyle komisyona başvuruda bulunulduğu,
Anlaşılmıştır.
İstanbul HDP Bahçelievler İlçe binasında; 21/08/2019 tarihinde yapılan aramada "Adalet ve Barış komisyon Notları" yazılı, içerisinde; şahıslar arasında meydana gelen uyuşmazlıkların giderilmesi için oluşturulan sözde Halk Mahkemelerinde uyuşmazlıkların görülerek giderildiği şeklinde notların olduğu, PKK/KCK terör örgütü mensupları ve örgüte müzahir şahıslarca Bahçelievler ilçesinde gerçekleştirilen eylemlerle ilgili notların bulunduğu, ölen örgüt mensupları ile ilgili gerçekleştirilen etkinliklerin yazılı bulunan notların bulunduğu Blok not defteri,
İstanbul Esenyurt HDP İlçe binasında; 24/01/2021 tarihinde yapılan aramada "Adalet ve Barış Komisyonu Başkanlığına" başlıklı matbu formlar, "HDP Beyoğlu Barış ve Adalet Komisyonu Raporu" başlıklı doküman, "BDP İstanbul İl Örgütü Adalet ve Barış Komisyonu Çalışma Raporu" başlıklı doküman, "HDP İl Kadın Koordinasyonuna-27.07.2016" Başlığı ile başlayan ve içeriğinde "Ben HDP Sultangazi ilçe yönetiminden Makbule Karabulut... Eylem Doğan'ın evinde ben Cihan arkadaş ve eş başkanın kayın validesi bulunuyordu... ve bu sohbette Cihan arkadaşın kendisinin dağ kadrosundan olduğunu yıllarca silahlı mücadele yürüttüğünü söyleyip burada sen hiç gerilla olmak istedin mi diye sordu ben de kendisine her zaman hayalim olduğunu fakat çeşitli sebeplerden kaynaklı katılım yapamadığımı söyledim... Söz konusu olay bundan ibarettir. Ben bu durumdan öz eleştirimi veriyorum. Bundan sonra bu tarz bir durum yaşamamak adına partim ve örgütümden özür diliyorum" ile biten ve "Sultangazi ilçe yönetimden Makbule Karabulut" şeklinde imzalanmış el yazması doküman,
Ele geçirilmiştir.
Beyoğlu HDP ilçe binasında; 24/12/2015 tarihli ‘alacağı ve gayrimenkullerinin elinden alınması’ konusunu içeren ‘Partiye’ başlıklı dokümanda; “Ali ağabeye anlattığımda partinin dışında bu kirli namussuzların üzerine kimsenin gidemeyeceğini düşündüm… En kısa zamanda bu kirli çetelerden partinin hesap soracağı inancıyla saygıyla selamlarım.”,
Şeklinde ifadelerin geçtiği belirlenmiştir.
Bu Kapsamda Beyanları Alınan Tanıklar
Ferhat Tekiner (Kayseri CBS 2018/56854 Srş) 26/10/2020 tarihli ifadesinde; “…Daha önce amcam ile babam arasında alacak/verecek konusundan dolayı bir olay olmuştu, biz haklı olmamıza rağmen, amcamın örgüt ile arasının iyi olması ve örgütü desteklemesi sebebi ile amcam bizi Diyarbakır HDP il binasına giderek PKK tarafından belediye binasının içerisinde faaliyet gösteren KCK mensuplarına anlatmış, ismini Murat olarak hatırladığım bir partili babamı çağırdı ve konuşmaya başladılar. Babamın gözleri doldu ve adama bağırmaya başladı, daha sonra babamın dükkândan aldığı bir takım evraklar ile birlikte dükkândan çıktığını gördüm, kendisine nereye gittiğini sorduğumda örgüt mahkeme kurmuş, örgüte rapor vermem için beni çağırıyorlar, oraya gideceğim sen sakın arkamdan gelme dedi. Örgüt tarafından kurulan KCK mahkemesine rapor vermek için HDP binasına gitti. Burada babamı HDP binasında KCK mahkemesince yargılamışlar… Ayrıca ben Diyarbakır’da gördüğüm kadarıyla vatandaşların herhangi bir problemi olduğunda Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerine başvurmak yerine, KCK mahkemelerine başvuruyorlardı, bunu da HDP üzerinden yapıyorlardı. Ayrıca Diyarbakır’daki HDP üyelerince ve terör örgütü adına çalışan kişilerce bizim dükkânımıza ve bütün esnaflık işi yapanlara örgüt adına dergi ve gazete satma bahanesiyle aidat topluyorlardı. Bu dergi ve gazeteleri almayan esnafların dükkânlarını yaktıklarını/kundaklarını biliyorum, bazı esnaf komşularımız da bu durumlara maruz kaldılar, bizde mecburiyetten örgüt mensuplarına aidat ödemek zorunda kaldık…”,
Esat Kaya (Malazgirt CBS 2017/771 Srş) 11/07/2017 tarihli ifadesinde; “...Malazgirt’te tam olarak hatırlamıyorum ancak herkes HDP partisi üzerinden terör örgütünün sözde mahkemesine yönlendiriliyordu…Birçok şahısın gittiğini ve kesilen cezaya katlandıklarını duymuştum…”
Şeklinde beyanda bulundukları anlaşılmıştır.
Davalı siyasi partinin, KCK sözleşmesinin 30. maddesine paralel şekilde Devletin yargı makamlarını tanımayarak alternatif sözde mahkemeler (Adalet Komisyonu) teşekkül ettirmesi, yargılamalar yapması, bu duruma parti organlarınca da muvafakat edilmesi, birlikte değerlendirildiğinde Anayasa'nın 69/6. maddesi kapsamında, davalı Partinin bu nitelikte fiillerin işlendiği bir odak haline geldiği kabul edilmiştir.
d) Değerlere Yaklaşımda PKK/KCK-HDP İlişkisi
PKK/KCK terör örgütü sözde III. Kongre sonrasında yayınlanan “PKK III. Kongre Kararları” isimli broşürün “… Bağımsızlık ve Özgürlük Mücadelesi Şehitlerinin Anısı Üzerine” başlıklı bölümünde, örgüt saflarında faaliyet gösterdikleri sırada ölen örgüt mensupları sözde şehit olarak tanımlanmış,
Karar metninde; “…Kongremiz, bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi şehitlerinin tüm mirasını korumayı ve geliştirmeyi, şehitlerin aile çevreleriyle bağlantı kurmayı, var olan bağları güçlendirmeyi ve bunları parti koruması altına alarak eğitmeyi, ulusal kurtuluş mücadelemizde belirgin bir yeri olan, 21-28 Mart günlerini Ulusal kahramanlık haftası olarak benimsemeyi, Mayıs ayını devrim şehitleri ayı olarak kabul edilmesini onaylamayı, şehitlerin anılarını dile getiren kaset, şiir, kitap, albüm vb. türünden tanıtıcı araçların çıkarılmasına devam etmeyi, bütün bunları geliştirerek süreklileştirmeyi, savaş birimleri, üs alanları vb. yaratılan değerlerin isimlendirilmesinde direniş şehitlerinin adını kullanmayı, çeşitli vesilelerle nişan verme ve ödüllendirmede devrim şehitlerinin adını esas almayı; Kürdistan’ın üç parçasının birleştiği zeminde bağımsızlık, özgürlük ve birlik mücadelemizde şehit düşen yoldaşlarımızı bir şehitlikte bir araya getirmeyi karar altına alır..[9]” şeklinde düzenlenmiştir.
PKK/KCK terör örgütünün VIII. kongresinde[10];
“Şehitlere İlişkin” başlıklı kararda özetle; sözde “Diriliş devriminin” en çok PKK sözde şehitlerinin fedakârlığıyla hedefe ulaştığı, o açıdan demokratik kurtuluşun gerçek sahipleri ve öncülerinin sözde Kürdistan özgürlük şehitleri olduğu, PKK'nın mirasını ve mücadele değerlerini ondan devralan KADEK'in, sözde Kürdistan özgürlük mücadelesinin tüm şehitlerini kendi şehidi kabul edeceği ifade edilerek... Ortadoğu demokratik birliğini yaratmada da bu şehitleri, esas güç, moral ve ilham kaynağı sayacağı,
Toplantılarla sözde şehitleri sürekli anıp, adlarını ve anılarını canlı tutmak amacıyla şehitlere ilişkin albümlerin çıkarılmasına devam edileceği, mezarlarının belirlenerek sözde şehitliklerde toplanmasının sürdürüleceği, yine mücadelede sözde gazi olanların eğitilerek işlevsel kılınacağı, sözde şehit ailelerine manevi değer verileceği, "Şehit Aileleri" ve "Şehit Anneleri" biçiminde örgütlenmelere gidileceği,
Açıklanmıştır.
Yukarıda ayrıntılı olarak verilen tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde;
PKK/KCK terör örgütünce müzahir kitle üzerindeki etkisini sürdürebilmek adına zaman zaman örgüt güdümünde yayın organları üzerinden terörist cenazelerinin sahiplenilmesi yönünde çağrı ve açıklamalar yapıldığı,
HDP (Halkların Demokratik Partisi) Milletvekilleri/yöneticilerinin terör örgütü tarafından yapılan çağrı ve açıklamaları talimat olarak algılayıp bu talimatlar doğrultusunda eylem ve faaliyetlerde bulunduğu, ölen örgüt mensuplarının sözde şehit olarak tanımlandığı, örgütsel sembol, bayrak, pankartlar eşliğinde düzenlenen cenaze törenleri, mezar ziyaretleri yapıldığı anlaşılmış olup, bu kapsamdaki tespitler kısmen aşağıya alınmıştır.
Davalı siyası parti HDP’nin üyesi ve milletvekilleri olan Faysal Sarıyıldız, Aycan İrmez ve Leyla Birlik’in 03/12/2015 tarihinde güvenlik güçlerine roketatarlı saldırı yaparken etkisiz hale getirilen H. L. B. adlı şahsın "şehit namırın (şehitler ölmez) PKK halktır halk burada, katil devlet hesap verecek, intikam" şeklinde sloganlar atılan cenazesine katıldıkları, burada Faysal Sarıyıldız'ın gruba hitaben “...Kürdistan üstündeki sömürgeciliği yok etmeye inancımız daha da gelişiyor. Bu halkın iradesi daha da büyüyor. Ve görün ki yüzlerce yıldır bu faşistliği yapıyorsunuz hiç eğildiğimizi gördünüz mü? Görüyorsunuz ki halkımız bu acılar üstüne sömürgeciliğinizi, faşistliğinizi, soykırımınızı kabul etmiyor…” şeklinde konuşma yaptığının tespit edildiği,
01/03/2016 tarihinde Şırnak merkezdeki, örgüt mensuplarının cenaze töreninde terör örgütünün sözde bayrağının tabutlara asıldığı, grubun önünde örgüt lideri ve ölen şahısların resimleri ile örgütün sözde bayrağından oluşan pankartların taşındığı, burada HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın konuşma yaptığı sırada, ''diz çökmedik, çökmeyeceğiz”, “Botan sizinle gurur duyuyor”, ''Biji Serok Apo'', ''intikam'', ''şehid namirin'' “şehitler ölmez, yaşasın kürdistan direnişi, yaşasın önder apo" şeklinde sloganlar atıldığı, örgüte ait marşın çalındığı, milletvekilleri Selma Irmak ve Leyla Birlik’in de bu törene katıldıkları, Leyla Birlik’in "Bu katliam ve vahşet gerçekten kabul edilemez. Şimdi buradan sessizce dağılıyoruz. Şehitler ölmez." şeklinde konuşma yaptığı, Aycan İrmez’in de sosyal medya hesabından 12/01/2016 tarihinde "Bu topraklara elbet bir gün özgürlük ve barış gelecek. Mücadeleniz mücadelemizdir. Işıklar içinde yatın" şeklinde paylaşımda bulunduğu belirlenmiştir.
27. Dönem milletvekili olup, 12/02/2018 tarihinden bu tarafa HDP üyesi olan Adnan Selçuk Mızraklı’nın (Ankara CBS. 2018/10680) 19.08.2018 tarihinde sözde Demokratik Toplum Kongresi (DTK) öncülüğünde Diyarbakır HDP İl Binasında PKK/KCK terör örgütü mensubu “Mam Zeki Şengali” (K) İ.Ö.’in öldürülmesine ilişkin yapılan basın açıklamasına katıldığı, 27. Dönem HDP milletvekili Berdan Öztürk’ün (Ankara CBS. 2018/10675) bu basın açıklamasına katılarak konuşma yaptığı,
Yine Adnan Selçuk Mızraklı’nın, 19/09/2018 tarihinde (Ankara CBS. 2018/11275) Diyarbakır’da PKK/KCK terör örgütüne yönelik olarak gerçekleştirilen operasyonlarda ölü olarak ele geçirilen terör örgütü mensubu Ş.S.’ün taziye ziyaretine katıldığı,
27. Dönem milletvekili Dersim Dağ’ın, (Ankara CBS: 2018/11286) 14/08/2018 tarihinde Diyarbakır’da örgüte yönelik operasyonlarda ölü olarak ele geçirilen terör örgütü mensubu M.Ş.B.’in taziye ziyaretine, yine 16/10/2018 (Ankara CBS. 2018/12439) tarihinde Şırnak’ta PKK/KCK terör örgütüne yönelik olarak gerçekleştirilen operasyonlarda ölü olarak ele geçirilen terör örgütü mensubu Selçuk Köse’nin defin işlemine katıldığı,
27. Dönem milletvekili Nuran İmir’in, (Ankara CBS. 2018/12440) 06/07/2018 tarihinde Şırnak’ta operasyonlarda ölü olarak ele geçirilen terör örgütü mensubu Cemal İŞÇİ’nin defin işlemine katıldığı,
27. Dönem milletvekili Remziye Tosun’un, 17/08/2018 tarihinde Diyarbakır’da operasyonlarda ölü olarak ele geçirilen terör örgütü mensubu Şahin Zaza (K) Ahmet DORAK’ın taziye ziyaretine katıldığı,
Bununla birlikte (HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ-İstanbul-23/12/2015), (HDP Şırnak Milletvekilleri Faysal Sarıyıldız, Leyla Birlik- Sırnak/Silopi – 03/10/2015), (HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca Diyarbakır-23.09.2016), (HDP Milletvekili Nursel Aydoğan Diyarbakır-22/10/2016), (HDP Muş Milletvekili Burcu Çelik Özkan Muş/Malazgirt-23/09/2015), (HDP milletvekilleri Besime Konca ve Mehmet Ali Aslan Batman-16/03/2016), (HDP milletvekili Tuğba Hezer Öztürk Van-22/02/2016), (HDP milletvekilleri Ziya Pir, Feleknas Uca, Diyarbakır-23/10/2016), (HDP milletvekilleri Musa Farisoğulları ve Remziye Tosun Diyarbakır-17/07/2018), (HDP milletvekili Nuran İmir Şırnak-24/07/2018)’in örgütsel benzer cenaze töreni ve taziyelere katıldıkları,
Görülmüştür.
Açıklanan eylemlerin tamamında, HDP milletvekilleri/yöneticilerinin güvenlik güçlerince gerçekleştirilen operasyonlarda ölen örgüt mensuplarının cenaze/taziye organizasyonlarını yaptıkları/katıldıkları, belediyelerin imkânlarını terörist cenaze ve taziyeleri için kullandıkları herkesçe bilinen bir husustur. HDP Milletvekilleri ve yöneticilerinin, PKK/KCK terör örgütünün yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan PKK’nın sözde III. ve VIII. Kongrelerinde ölen örgüt mensuplarına ilişkin alınan kararlar doğrultusunda ve ARGK sözde yönetmeliğindeki “…Şehitler için birliklerde cenaze merasimleri organize edilmesi, ulaşılamayan ortamlarda bunun için tören, yürüyüş vb. örgütlenmek…” şeklindeki düzenleme uyarınca açıklanan faaliyetleri gerçekleştirdikleri görülmüş olup, konuşmaların yapıldığı yer, zaman, içerik, hedef kitle, konuşmacıların konumu, taban kitle üzerindeki etkisi itibariyle, şiddeti öven, teşvik eden nitelikte olduğu değerlendirilmiştir.
Toplantılarda atılan sloganlar, konuşma içerikleri, özellikle bölücü terör örgütünü simgeleyen beze sarılı cenazeler, bölücü terör örgütü liderinin fotoğrafları ve bu toplantıya katılan şahısların, davalı siyasi parti çatısı altında silahlı terör örgütünün eylem ve fiillerini meşru gösterip övmeleri ve şiddete teşvik etmeleri birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu eylemlerin davalı siyasi parti bakımından bağlayıcı olduğu,
Parti milletvekilleri ve eş başkanları da dahil davalı partide üst düzey görev alan mensuplarının parti karar organlarınca da kınanmayan bu eylemlere katıldıkları, bu faaliyetlerin Anayasa'nın 68/4, 69/6. maddelerindeki temel normlara aykırı olup, süreklilik ve çeşitlilik arzettiği de dikkate alındığında, davalı Partinin bu mahiyetteki fiillerin işlenmesinde odak olduğu,
Kabul edilmiştir.
e) Serhildan Eylemlerinde PKK/KCK-HDP İlişkisi
Terör örgütü, 2002 yılında gerçekleştirdiği VIII. Kongresinde “siyasal serhildan” adı verilen yeni bir eylem tarzı çerçevesinde silahlı eylemlerin yanında şehir merkezlerinde kitlesel eylemleri ön plana çıkartmak istemiştir.
Şehir isyanları olarak da ifade olunan Serhildan eylemleri “Demokratik Devrimde Halk Serhildanları[11]” isimli örgütsel dokümanda;“Serhildanlar için bütün şehir ve köylerde komiteler, temsilcilikler kurulacaktır... Ayaklanma bir örgütlenme, her şeyinizi ortaya koyma ve herkesin katılacağı bir savaş biçimidir.. Halk, cephe gerisi görevi görecek durumdadır. Eskisi gibi tecrit etme, yalnız bırakma devri geçmiştir” şeklinde ifade edilmiştir.
HDP organizesinde serhildan adı altında gerçekleştirilen eylemlere bir bütün olarak bakıldığında; örgüt ve lideri lehine sloganların atıldığı, sembollerin taşındığı, örgüt açısından önem arz eden günlerde eylemlere katılımların örgüte paralel çağrılarla teşvik edildiği, eylemlerde kullanılan materyallerin davalı siyasi Parti tarafından temin edildiği anlaşılmıştır.
Ayrıntıları iddianamenin “şahıslarla ilgili bölümünde” detaylarıyla anlatıldığı üzere, örgütsel talimat doğrultusunda gerçekleştirildiği anlaşılan Serhildan eylemlerinin tamamında, örgütün şiddeti teşvik eden eylemlerinin övüldüğü, propagandasının yapıldığı, sembollerinin taşınarak, marşlarının okunduğu gösterilere davalı Partinin Eş Genel Başkanları ile MYK üyelerinin, PM üyelerinin katıldığı, eylemleri yapanların taban kitle üzerindeki kapsayıcılığı, yapıldığı yer zaman gibi unsurlar değerlendirildiğinde, davalı Parti bakımından açıklanan eylemlerin bağlayıcı olduğu kabul edilmiştir. HDP’nin eş genel başkanları, milletvekilleri, MYK üyeleri ile diğer mensuplarının örgütün siyasi cephesini oluşturur tarzda periyodik olarak örgüt lehine slogan atmak, sembol taşımak, kimi zaman da taşlı, molotoflu gösterilere katılmak şeklindeki müeyyidelendirilmeyen ve kınanmayan eylemlerinden davalı siyasi partinin sorumlu tutulacağı şüphesizdir. Bu eylemlerin Anayasa'nın 68/4, 69/6. maddelerindeki temel normlara aykırı olup, süreklilik ve çeşitlilik arzettiği de dikkate alındığında, bu mahiyetteki fiillerin işlenmesinde davalı Partinin odak olduğu kabul edilmiştir.
Örgüt liderinin 9 Ekim 1998 tarihinde Suriye’den çıkarılması ve akabinde 15 Şubat 1999 tarihinde yakalanarak Türkiye’ye getirilmesi Terör örgütü tarafından “uluslararası komplo”, cezaevi koşulları ise “mutlak tecrit” olarak nitelendirilmiştir. Partinin de aynı dili kullandığı görülmüştür.
15 Şubat
KCK | HDP |
…mutlak tecriti kırma ve komployu yenilgiye uğratma kararlılığıyla mücadeleyi yükseltmeye, örgütlülüğünü büyütmeye ve güçlendirmeye, direniş ve eylemselliğini sürekleleştirmeye çağırıyoruz…(2020) | Mutlak tecridi ve bunun karşısındaki sessizliği kabul etmiyoruz. Mutlak tecridin bir an evvel sonlandırılması için hep birlikte sesimizi yükseltelim. (2020) |
Uluslararası komploya karşı güneşimizi karartamazsınız direniş ruhuyla 20 yıldır büyük bir direniş ve eylemselliğini süreklileştirmeye çağırıyoruz. (2019) | Sayın Öcalan’ın uluslararası bir komplo sonucu Türkiye’ye getirilmesini ve aslında 20 yıldır yaşananları analiz etmek için buradayız |
9 Ekim
KCK | HDP |
Kuşkusuz komploya karşı 22 yıllık mücadele süreci, özgürlük mücadelemizin ve halk direniş tarihimizin çok zorlu ve anlamlı bir kesiti olmuştur… (2020) | 22 yıldır Sayın Abdullah Öcalan Üzerinde haksız hukuksuz bir tecrit uygulanıyor… (2020) |
|
|
Örgüt liderine yönelik “tecrit” iddiaları
KCK | HDP |
Bu anlamda bugün komploya karşı mücadele, tecride karşı mücadeledir. Tecrit ve demokratikleşme mücadelesi bugün iç içe geçmiştir. (2020) | Sayın Öcalan üzerindeki mutlak tecrit rejimin son bulması ve barış ikliminin oluşturulması ile mümkündür. (2020) |
Önder Apo'nun üzerindeki tecridin kalkması mücadele ile olur (2020) | Mutlak tecridin bir an evvel sonlandırılması için hep birlikte sesimizi yükseltelim (2020) |
Tecrit kırılmadan Kürt sorunu çözülmez. Bu anlamda bugün komploya karşı mücadele, tecride karşı mücadeledir. (2020)
| Konuşan bir Öcalan çözümün ve barışın yolunu açan bir Öcalan’dır! Susturulmak istenen bir Öcalan, derinleşen bir çözümsüzlüktür, savaş, eşitsizlik ve yükselen faşizmdir.
|
f) 6-8 Ekim Olayları Ayn El-Arap (Kobani) Bağlamında PKK/KCK-HDP İlişkisi
Örgüt liderinin Suriye’ye ilgisi, Kobani olaylarından çok önce örgütün kuruluşunda başlamıştır. Dört parçalı Kürdistan hedefi; Türkiye- Bakur, İran-Rojhilat, Suriye-Rojava, Irak-Başur olarak adlandırılmıştır. 25 Aralık 2001 tarihli görüşme notunda; "…Dört ülke için önermiştim. İran'da demokratik İslam esprisi ile olmalı. PKK Irak'ta yaşamalı, Güney PKK biçiminde olabilir. Suriye'de Demokratik Birlik Partisi…", 3 Ağustos 2003 tarihli görüşme notunda;"…Savunmamda Suriye Kürtlerin Demokratik Partisi" diyordum. Demokratik Birlik Partisini Suriye halkı için de öneriyorum…"
Şeklinde yer alan çok sayıdaki açıklamaları/talimatları doğrultusunda 17 Ekim 2003 tarihinde PYD (Partiya Yekitiya Demoqratik - Demokratik Birlik Partisi) kurulmuş ve PKK’nın Suriye’deki faaliyetleri PYD adı altında yürütülmeye başlanmış (bkz. 2001-2011 arası avukat görüşme notları), ilk kongresinde Almanya’da yaşayan Kürt PEN Başkanı Dr. Zerdeşt Haco başkan olarak seçilmiş, bu görevini 2010 yılına kadar sürdürmüş, 2010 yılından itibaren aynı göreve Salih Müslim getirilmiştir,
Terör örgütünün Türkiye’deki yapılanması olan PKK/KCK ile Suriye’deki yapılanması olan PYD/YPG’nin örgüt lideri tarafından yönetildiği, aralarındaki organik bağın, 2013 yılı avukat görüşme notlarında “…Yeni oluşacak Suriye'de bizimkiler başat rol oynayacaklar.” şeklinde açıklandığı anlaşılmıştır. (bkz. 2001-2014 Avukat görüşme notları)
PKK/KCK-PYD/YPG’nin Suriye’de izlediği stratejinin örgüt liderince “Üçüncü Yol/Hat” stratejisi olarak tanımlandığı, bunun da Suriye sahasında açıkça taraf olmamayı, çıkarları gerektiğinde bir ya da birden çok aktörle kolaylıkla işbirliği yapmayı kapsadığı, Şubat 2002’de PKK yönetiminden, Suriye’de “Suriye Kürtlerinin Birlik Partisi” kurulmasını istediği, Kürt nüfusunun yoğun olarak yaşadığı bölgelerde kendilerine ait idari, siyasi, ekonomik ve güvenlik sistemleri oluşturma yönünde verdiği talimatlar doğrultusunda adımlar atıldığı anlaşılmıştır.
Merkezi Kamışlı olan PYD, 2011 yılından itibaren Afrin, Kobani ve Haseke bölgelerinde etkin bir şekilde siyasi örgütlenme oluşturmaya başlamıştır.
Suriye iç savaşının başlarında PYD’nin silahlı kanadı olarak YPG, 2004 yılında oluşturulmaya başlanmış, kuruluş ilanı 2011 yılında yapılmış, omurgasını HPG’li örgüt mensupları oluşturmuştur. 2012 yılında YJA-Star benzeri kadın örgüt mensuplarından oluşan YPJ adı altında silahlı örgütlenme faaliyetleri başlamış ve 4 Nisan 2013’te kuruluşu ilan edilmiştir. YPG ve YPJ’nin yanı sıra kentlerde sözde güvenliği sağlamak iddiasıyla “Rojava Asayiş” adı altında silahlı bir yapılanma meydana getirilmiştir. YPG bölgedeki alan hakimiyetini güçlendirmek maksadıyla mevcut silahlı terörist sayısını arttırmak amacıyla kontrolündeki bölgelerde zorunlu askerlik yasasını uygulamaya koymuştur.
PYD, Afrin, Kobani ve Cezire’de Kurucu Meclis ilan etmiş ve PKK’nın öne sürdüğü demokratik özerklik modelini esas alan üç kanton kurmuştur. Afrin, Kobani ve Cezire bölgeleri, bu tarihten sonra kendi bölgesel yasama, yürütme ve yargı organlarını oluşturmuş, 30 Ocak 2014 tarihinde PYD daha önce kanton oluşturduğu bölgelerde özerklik ilan etmiştir. Terör örgütü Kantonlardaki yönetim şekli, “demokratik öz yönetim sistemi” olarak adlandırılmıştır.
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 21/05/2015 tarih ve 2015/3513 esas, 2015/1456 sayılı kararında PYD, silahlı terör örgütü olarak kabul edilmiştir.
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 21/09/2017 tarih ve 2017/1669 esas, 2017/5823 sayılı kararı ile aynı yöndeki 31/12/2018 tarih, 2018/3775 esas, 2018/5600 sayılı kararında;“...Suriye'de faaliyet gösteren PYD/YPG örgütünün, PKK'nın Suriye ülkesinde faaliyet gösteren türdeşi olup KCK başlığı altında 4 ülkede faaliyet gösteren 4 alt örgütlenmeden biri olduğu, bu örgütün aynı amaca hizmet ettiği, faaliyet amaçlarının ve yöntemlerinin birebir benzerlik gösterdiği, bu kapsamda dosyada bulunan İçişleri Bakanlığının tarihli bilgi notu yazısı ve Dairemizin yerleşik uygulaması ile 21/09/2017 tarih ve 2017/1669-5823 esas-karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; Suriye topraklarında PKK/KCK silahlı terör örgütünün bir kolu olarak kurulan PYD/YPG'nin; ülkemizin birliğini ve bütünlüğünü bozmak amacıyla gerçekleştirdiği cebir şiddet içeren eylemleri ve vatandaşlarımızın can güvenliğini ihlal ettiği nazara alındığında, “kuruluşu, amacı, stratejisi, yapılanması ve faaliyetleri itibariyle, 3713 sayılı Yasanın 4928 sayılı Yasa ile değişik 1. maddesinde tarifini bulan silahlı bir terör örgütü olduğu” kabul edilmiştir.
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 31/12/2018 tarih ve 2018/3775 esas, 2018/5600 sayılı kararında;
“Mart 2011’de Suriye’de sosyo-ekonomik ve siyasal reformlara yönelik başlayan protesto hareketleri, Esad’ın vermiş olduğu tepki ile iç savaşa dönüşmüştür.
Altı yılı aşkındır devam eden iç savaş/vekâlet savaşı Suriyelilerin hayatları için büyük etki doğurmuştur. Yaklaşık 400.000’den fazla insanın ölmesine, iç savaş öncesi 22 milyon olan Suriye nüfusunun 6,3 milyonunun yerinden edilmesine, 13,5 milyondan fazla Suriyelinin insani yardıma muhtaç olmasına neden olmustur. Suriye iç savaşı şiddet enstrümanlarının yaygınlaşmasına, ekonominin çökmesine, doğal kaynaklarının çoğunun aşırılık yanlısı grupların eline geçmesine, mezhepçiliğe, radikalleşmeye, altyapının çökmesine ve ulusal ve küresel aktörlerin bölgede çeşitlenmesine yol açmıştır.
Suriye iç savaşına bölgesel ve küresel aktörlerin dâhil olmasıyla sorun nitelik değiştirerek uluslararasılaşmıştır. İç savaşın ülke geneline yayılması ve Esad rejiminin otoritesini yitirmesi “yönetilemeyen alanların” ortaya çıkmasına neden olmuştur. Yönetilemeyen alanda ortaya çıkan terör ve terör örgütleri ya küresel cihadizm ya da cihad dışı terörizm ve suç şebekeleri için üsler sağlamıştır. Böyle bir ortamda bir yandan IŞİD/DEAŞ ortaya çıkmış ve küresel bir terör örgütü olarak belirmiş öte yandan terör örgütü PKK’nın Suriye kolu olan PYD/YPG, 13 Kasım 2013’te özerklik ilan ederek Türkiye sınır hattında Kuzey Irak benzeri yeni bir Kürt özerk bölgesi şekillendirmeye girişmiştir. Suriye iç savaşının etkilerine doğrudan muhatap olan Türkiye; bilhassa 2013’ten bu yana ülke genelinde meydana gelen terör saldırıları sonucunda, a) Güney sınırlarını terörist faaliyetlerden ve saldırılardan korumak, b) Suriye topraklarının bölünmesini ve parçalanmasını önlemek, c) Sınır bölgesinde PYD’nin koridor açmasına engel olmak, Amacıyla ilki 24 Ağustos 2016 tarihinde gerçekleştirilen Fırat Kalkanı, daha sonrasında ise Afrin bölgesini kapsayan Zeytin Dalı ve Idlib bölgesi olmak üzere Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile beraber Suriye’nin kuzeyinde askeri bir operasyon başlatmıştır. Modern uluslararası hukukta kuvvet kullanma yasağı BM Antlaşmasının 2. maddesi 4. fıkrasında somutlaşmış olup bu yasak şu şekilde düzenlenmiştir:
“Teskilata üye devletler milletlerarası münasebetlerinde gerek bir başka devletin toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı, gerekse Birleşmiş Milletlerin amaçları ile telif edilemeyecek herhangi bir surette, tehdide veya kuvvet kullanılmasına başvurmaktan kaçınırlar.” Bu yasak günümüzde “jus cogens (peremptory norm)” kuralların temel bir ilkesi olarak kabul edilmektedir Yasak, terör örgütleri gibi devlet-dışı aktörlerin eylemlerini kapsamamaktadır. Dolayısıyla silahlı devlet-dışı gruplar başka silahlı gruplara karşı ya da hükumet otoritesine karşı serbestçe kuvvet kullanabilmekte ve BM Antlaşmaşı md. 2/4’ü ihlal etmiş olmamaktadır. Kuvvet kullanma yasağının tek istisnası vardır o da BM Antlaşması md. 51’de yer alan meşru müdafaa hakkıdır. BM Antlaşmasının 51. maddesi; Bu Antlaşmanın hiçbir hükmü, Birleşmiş Milletler üyelerinden birinin silahlı bir saldırıya hedef olması halinde, Güvenlik Konseyi uluslararası barış ve güvenliğin korunması için gerekli önlemleri alıncaya dek, bu üyenin doğal olan bireysel ya da kolektif meşru müdafaa hakkına halel getirmez. Üyelerin bu meşru savunma hakkını kullanırken aldıkları önlemler hemen Güvenlik Konseyi’ne bildirilir ve Konsey’in iş bu Antlaşma gereğince uluslararası barış ve güvenliğin korunması ya da yeniden kurulması için gerekli göreceği biçimde her an hareket etme yetki ve görevini hiçbir biçimde etkilemez”,
Şeklinde düzenlenmistir.
Geçici bir hak olarak ortaya çıkan meşru müdafaa hakkı, meşru bir şekilde ifa edebilmek için öncelikle son çare olarak “silahlı saldırıya” mukabil bir yanıt niteliği taşımalıdır. Ancak silahlı saldırı kavramı BM Antlaşmasında tanımlanmamış, BM Genel Kurulu’nun 14 Aralık 1974 tarihli 3314 sayılı “Saldırının Tanımına Ilişkin Kararı” bir silahlı saldırının tanımından öte saldırganlığı tanımlamış olsa da kararın 3. maddesi kavramın geniş yorumlanmasına olanak tanımaktadır. Silahlı saldırı devlet tarafından yapılabileceği gibi devlet dışı bir aktör tarafından yapılması da mümkündür ve bu durum mağdur devletin meşru müdafaa hakkına halel getirmez (Fatma TAŞDEMIR-Adem ÖZER, Akademik Hassasiyetler Dergisi, Kuvvet Kullanma Hukuku açısından Fırat Kalkanı Operasyonu, sayfa 54).
İlki 24 Ağustos 2016 tarihinde gerçekleştirilen Fırat Kalkanı, daha sonrasında ise Afrin bölgesini kapsayan Zeytin Dalı ile çatışmasızlık bölgesi oluşturmak için İdlib'te Türk Silahlı Kuvvetlerinin Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile beraber Suriye’nin kuzeyinde gerçekleştirdigi askeri operasyonlar BM Antlaşmasının md. 51’de yer alan “doğal ve otonom bir hak” olan meşru müdafaa hakkının koşulları çerçevesinde irdelendiğinde, temel sorunun Türkiye’ye karşı Esad Rejimi, IŞİD/DEAŞ ve PKK/PYD kaynaklı bir “silahlı saldırının” gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği Öncelikle Esad Rejimi Türkiye’ye karşı doğrudan şimdiye kadar bir silahlı saldırı gerçeklestirmemiştir. Buna karşılık devlet dışı aktör olarak zuhur eden IŞİD/DEAŞ ve PKK/PYD/YPG’nin eylemleri açısından meseleyi ele aldığımızda ise;
IŞİD/DEAŞ ile PKK/PYD/YPG, Türkiye’ye yönelik çok sayıda “ülkesel” terör saldırılarında bulunmuştur... 10 Ekim 2015 Ankara Patlaması, 19 Mart 2016 Taksim saldırısı...
PKK/PYD/YPG:...23 Aralık 2015 Sabiha Gökçen Havaalanı saldırısı, 18 Subat 2016 Ankara Askeri Servis Aracı saldırısı,13 Mart 2016 Ankara Kızılay saldırısı... 10 Aralık 2016 Besiktaş saldırısı,
17 Aralık 2016 Kayseri saldırısı örgütün Türkiyenin batısındaki eylemlerinden sorumlu kanadı TAK tarafından üstlenilmiştir.
“PKK’nın Türkiye’nin batısındaki eylemlerinden ve saldırılarından sorumlu bir birim” olan TAK’ın PKK ile baglantısı, PYD/YPG’nin ortak amacı olan bağımsız Kürt devleti idealinin eylemsel biçimi olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle Türkiye için PKK/PYD/YPG/TAK birdir, eş değerdir. Nasıl ki DEAŞ ile El Kaide arasında ideolojik özdeşlik varsa PKK/PYD/YPG/TAK arasında da aynı ideolojik özdeşlik mevcuttur…
..Mart 2011’de Suriye’de başlayan protestolar zamanla iç savaşa evrilmiştir. Bölgesel ve küresel aktörlerin yanı sıra devlet dışı silahlı aktörlerinde iç savaşa dâhil olmasıyla sorun giriftleşerek ulus-ötesi bir silahlı çatışma niteliği kazanmıştır. Hukuk açısından meşru savunma hakkını kullandığı açıktır.
Somut olay ve hukuki değerlendirmeler; sanık H. B’nin, çevresindeki kişilerin propagandasından etkilenerek PYD/YPG saflarına katılmak amacıyla 2014 yılı içerisinde kaçak yollardan Suruç İlçesinden Suriye'nin Ayn el-Arab (Kobani) bölgesine geçtiği, burada hızlandırılmış silah eğitimi alarak kaleşnikof ve el bombası kullanmayı ögrendiği, ilk önceleri 7-8 ay boyunca Kadi Azadi cephesinde IŞİD/DEAŞ ile savaştığı, daha sonra sırasıyla Cısri Karakozak, Mümbiç ve Mümbiç'e bağlı Herema cephesinde silahlı olarak faaliyet gösterdiği, Herama cephesinde Türk Silahlı Kuvvetleri ile birlikte Suriye'nin Kuzeyinde askeri operasyon gerçekleştiren Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile girdiği çatışmada yaralanması üzerine ele geçirilip yakalandığı anlaşılmaktadır.
Sanığın belirtilen tarihlerde Türk Silahlı Kuvvetleri ile birlikte Suriye'nin kuzeyinde terör örgütlerine yönelik operasyon gerçekleştiren ÖSO ile çatışmaya girerek yaralanması şeklindeki eyleminin, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik olup, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğü ve toplumdaki etkinliği de nazara alındığında vahamet arz ettiği, bu nedenlerle sanığın eylemi TCK'nın 302. maddesinde düzenlenen Devletin Birliği ve Ülke Bütünlüğünü Bozma suçundan cezalandırılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.” şeklinde karar verilmiştir.
DEAŞ tarafından PYD’nin elinde bulunan (Afrin, Kobani ve Cezire) bölgeleri arasındaki bağlantı noktası olan Ayn El-Arap (Kobani)’yi ele geçirmek amaçlı (13-14/09/2014 tarihlerinde) saldırı yapıldığı, 15/09/2014 tarihinden itibaren çatışmaların şiddetlendiği, bu tarihten itibaren örgüt lideri ve KCK üst düzey yöneticilerinin basın-yayın organları aracılığıyla ülke genelinde eylem talimatı verdiği,
Terör örgütünce önem atfedilen[12] günler bahane edilerek halkın ayaklandırılması, eylemselliğin dinamik tutulması için Suriye’de yaşanan çatışmalar bahane edilerek 06-17/10/2014 tarihlerinde eylemler gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.
PKK’nın Suriye kolunun örgüt terminolojisinde Rojava olarak tanımlandığı, 6-8 Ekim olaylarında PKK/KCK-PYD/YPG’nin çağrılarının davalı siyasi partide olumlu karşılık bularak aynen yerine getirilmesi nedenlerinin anlaşılması bakımından aşağıdaki açıklamaya ihtiyaç duyulmuştur.
Demokratik Toplum Partisi (DTP)’nin kapatılmasından sonraki süreçte örgüt liderinin çatı parti oluşturulması yönündeki talimatı doğrultusunda Halkların Demokratik Partisi (HDP)’nin, aslında PKK/KCK terör örgütünün “Demokratik Özerklik Stratejisi”ni hayata geçirmek adına kurdurulduğu anlaşılmıştır.
HDP’nin bu amaç doğrultusunda “Demokratik Özerklik” stratejisini müzahir kitleye anlatabilmek için “Yerel Yönetimler Akademisi” vb. adlar altında eğitimler verdiği, demokratik özerkliği yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, emniyet ve adalet hizmetlerinin ortak yürütüldüğü masumane politik bir talep gibi anlatmaya çalışmak adına silahlı terör örgütünün illegal amaçlarına legal görünüm kazandırmak gibi bir misyon yüklendiği, PKK/KCK terör örgütünün müzahir kitle üzerindeki etkisini sürdürebilmek amacıyla zaman zaman örgütün yayın organları üzerinden yapmış olduğu çağrı ve açıklamaları talimat olarak algıladığı ve buna paralel legal görünümlü çağrılarda bulunduğu, canlı kalkan eylemleri ve çeşitli kampanyalar adı altında PKK/KCK terör örgütüne karşı gerçekleştirilen operasyonlara karşı öncülük ettiği ve kitleyi eylem/etkinliklere yönlendirdiği, bu eylemlerde kitleyi güvenlik güçlerine karşı taşlı/molotoflu/havai fişekli saldırılara yönlendirdiği ve HDP’li bazı milletvekili ve siyasilerin de bizzat katıldığı eylemlerin değerlendirilmesinde;
Örgütün sivil uzantılarından olan ve görünüşte siyasi faaliyet yürüten Halkların Demokratik Partisi (HDP) yöneticileri ve belediye başkanları eliyle kendisine biçilen rol çerçevesinde sivil itaatsizlik eylemlerinin (serhildanları) organize edildiği, sahip olunan kamusal siyasi imkan ve kabiliyetlerin bu doğrultuda kullanıldığı, eylemlerin en yıkıcılarının 6-8 Ekim 2014 Kobani olayları olduğu görülmüştür.
Bu kapsamda;
9 Eylül 2014 tarihinde “HDP, DBP ve DTK Heyeti Güney Kürdistan’a gitti” başlıklı haber içeriğinde; “HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, DTK Eş Başkanı Selma Irmak, DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna, Avrupa Êzidi Federasyonu Eş Başkanı Leyla Ferman, HDP' li milletvekilleri Nazmi Gür ve Erol Dora, Şengal' deki saldırıların ardından yaşanan gelişmeleri masaya yatırmak için Güney Kürdistan Federal Bölgesi'ne geçti. Alınan bilgilere göre; sabah saatlerinde Habur Sınır Kapısı'ndan geçen heyet ilk olarak KCK yetkilileri görüşmek için Kandil'e geçecek… Ziyarette ulusal kongre, ortak savunma ve Kürtler arası birlik temel görüşme noktalarını oluşturacak[13]”,
12 Eylül 2014 tarihinde “DTK-HDP-DBP Heyeti Newroz Kampını Ziyaret etti” başlıklı haber içeriğinde;
“HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DTK Eş Başkanı Selma Irmak, Avrupa Êzidî Federasyonu Eş Başkanı Leyla Ferman, HDP'li milletvekilleri Nazmi Gür ve Erol Dora ile Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk ve DBP Hewlêr Bürosu Temsilcileri Cemal Coşkun ile Şilan Eminoğlu'ndan oluşan heyet, Newroz kampı yönetimi Hakim Mustafa, Ömer Çaviş ve Kampta göçmenlere hizmet eden yardım komiteleri yetkilileri tarafından karşılandı.”
… Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk yaptı. Türk, konuşmasına Şengal halkının katliamına engel olan YPG güçlerini selamlayarak başladı… Şengal'de Êzidilere dönük katliamın önüne geçen YPG güçlerinin Kürt halkına layık bir direniş sergilediğini belirtti.
DTK Eş Başkanı Selma Irmak da …Kürdistan halkının aktif savunulması için ortak askeri ve savunma gücü kurulması gerektiğini söyledi.
DTK-HDP-DBP heyeti daha sonra Cizîrê Kantonu Eş Başkanları ile görüşmek üzere GirkêLegê kentine geçti”
Görüşme ardından heyet, Cizîrê Demokratik Özerk Yönetimi ve Yasama Meclisi'yle de görüşme yapmak üzere Amûdê'ye geçti. Amûdê'deki temasları ardından DTK-HDP-DBP Heyetinin Dirbêsiyê Sınır Kapısı'ndan Kuzey Kürdistan'a geçeceği öğrenildi.”
Şeklindeki haberlerin paylaşıldığı,
“6-8 Ekim Olayları” ile ilgili olarak örgüt lideri ile PKK/KCK-PYD/YPG ve HDP’nin açıklamalarının bir birini takip eden günlerde benzer içerikte yapıldığı,
Bu bağlamda;
Örgüt lideri tarafından 22-23/09/2014 tarihlerinde; “Şu anda Rojava'da fiili çatışma hali mevcut... Şu an Kürdistan’da yüksek yoğunluklu savaş var. Sadece Rojava halkı değil Kuzey ve tüm parçalardaki Kürt halkı buna göre yaşamını şekillendirmesi gerekiyor. Bütün Kürt halkını topyekun bu yüksek yoğunluklu savaşa karşı direnişe geçmeye çağırıyorum[14]”,
02/10/2014 tarihinde; “Bu itibarla Kobanê gerçekliği ile sürecin ayrılmaz bir bütün olduğu gerçeği… mücadelemizi sahiplenmeye çağırıyorum…[15]”,
06/10/2014 tarihinde; “…Kobane'deki insanlarımız sonuna kadar direnecekler… Halkımız direnmek zorundadır[16]",
18/09/2014 tarihinde KCK’nın; “…Kobanê’nin Türkiye ile olan tüm sınırını halk tutulmalı,.. Tüm Kuzey Kürdistan halkı ayağa kalkmalı, …[17]”,
18/09/2014 tarihinde Murat Karayılan’ın; “…Kuzey gençliğine çağrımdır; gidin bizzat savaşa savaşçı olarak katılın… Bütün Urfa ve bütün Kuzey Kürdistan gençliği direnişe katılın, savaşa katılın...Slogan atma ya da daha değişik yöntemlerle destek sunmanın elbet faydası vardır ama gelinen aşamada bu artık yetmez...[18] Önderliğimizin başlatmış olduğu seferberliğin Kürdistan’ı kalıcı bir savunmaya kavuşturuncaya kadar devam ettiğini unutmamak gerekir. Bu nedenle Kürdistan’ın savunmasından her Kürt genci kendini sorumlu görmelidir…[19]”,
19/09/2014 tarihinde; “HDP heyeti KCK yetkilileri ile görüştüğü haber başlığıyla İdris Baluken’in; “…KCK yetkilileri, Kürt halkının kazanımlarına yönelik kapsamlı bir saldırının devam ettiğini IŞİD çeteleri tarafından Rojava ve Kobanê'ye bugüne kadarki en şiddetli saldırının devreye konulduğunu, bu saldırılar karşısında Kobanê ve YPG'nin kendi öz gücü ve imkanlarıyla tarihini bir direniş gösterdiğini ifade ettiler. Kobanê'nin tüm Kürdistan için hayati önemde olduğunu ve her dört parçadaki Kürtlerin Kobanê'yi yakından takip etmelerini ve gereken desteği sunmalarını istediler…Kabonê direnişinde aktif olarak yer alın…[20]”,
19/09/2014 tarihinde Salih Müslim’in; “…Kobanê direnişi bir onur meselesidir. Bütün Kürtleri ilgilendiriyor…Kobanê giderse hepimiz altında kalırız. Ancak birlikte dahagüçlü kazanırız…[21]”
Şeklindeki örgüt liderinin ve örgütün yönetim kadroları ile PYD eş başkanının açıklamalarının hemen akabinde;
19/09/2014 tarihinde[22] HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın; “…Gün artık Kobanê, Kobanê şahsında onurumuzu, geleceğimizi savunma günüdür Hewler başta olmak üzere, Rojhilat’tan Bakur’a kadar bütün halkımızın ayakta olması, Rojava’nın yanında olması lazım. Özellikle Kuzey Kürdistan gençliği, sivil bir inisiyatifi DTK ve DBP öncülüğünde geliştiriyor… Biz de bütün HDP bileşenlerini bir kez duyarlı kılmaya davet ediyoruz..YPG ve YPJ’nin öncülüğünde geliştirilen bu halk savaşı, meşru direniş savaşı zaferle sonuçlanacaktır...”,
20/09/2014 tarihinde KCK’nın; “..Sınırlar kalkmalı, Urfa ile Kobanê birleşmeli[23]” yönündeki talimatıyla aynı gün harekete geçilerek; Davalı siyasi partinin Eş Başkanı tarafından [24]“Demirtaş’ın: “Kimse Rojava’dan vazgeçmemizi beklemesin” başlıklı haber içeriğinde yer alan açıklaması;“…Her fırsatta Kürtlerle kardeşiz diyen Türkiye halkı için bugün bir sınavgündür. Temennim o dur ki hükümet Kürt halkında oluşacak kırılmayı önleyecek adımlar atar... IŞİD’in elinde Amerikan ve Rus silahları var ama Kürtlerin elinde sadece kalaşnikoflar var… Belki IŞİD o kara lanet paçavrasını bugün oraya asabilir. Ama Alarengin yine yakında Kobanê’de dalgalanacak…Birlik adına ne yapılacaksa, bugün o gündür…Biz bunları Mahabad’da, Qamışlo’da, Diyarbakır’da, Roboski’de yaşadık…”,
21/09/2014 tarihinde KCK’nın; “…Kuzey Kürdistan'da her yer Pirsus’a[25] çevrilmelidir. Kobanê halkıyla omuz omuza direnmenin önünde hiçbir engel olmamalıdır…[26]”,
23/09/2014 tarihinde Karayılan’ın; “Kobanê saldırısı bir savaş ilanıdır… Kuzey’e geçenlere sesleniyorum: Ey güzel gençler! Dönün meskeninize. Dönün Kobanê’ye. Doğru, biz Türk devletinin sizi sınırdan bırakmadığını duyduk. Ama siz bir yol bulun ve dönün. YPG’li arkadaşlarınız savaşıyorlar; gidin onların yanına. [27] ”24/09/2014 tarihlinde; “…başta kuzey Kürdistan olmak üzere güney, Rojhilat ve Rojava Kürdistan’ındaki ve Avrupa’daki tüm gençleri akın akın devrim saflarına katılmaya ve Kobanê’yi ne pahasına olursa olsun savunmaya çağırıyoruz…[28]”,
25/09/2014 tarihinde KJK’nın: “Zaman topyekün direniş zamanı…genç Kürt kadınlarını YPJ saflarında aktif savunma direnişinde yer almaya çağırıyoruz…[29]”,
26/09/2014 tarihinde KCD-E’nin: “Gün ulusal serhildan günüdür… Kobanê düşerse, Kürdistan halkının bütün kazanımları düşer…Başta gençler ve kadınlar olmak üzere tüm toplumumuz derhal harekete geçmelidir. Kobanê halkımız ölüm kalım mücadelesi içinde iken hiçbir gerekçe ve mazeret kabul görmeyecek ve inandırıcı olmayacaktır…[30]”,
26/09/2014 tarihinde Kürdistan Halk İnsiyatifi’nin: “…Kuzey Kürdistan ve Türkiye metropollerinde yaşayan halkımız sokaklara inerek bütün alanları ve sokakları direniş mevzilerine dönüştürmeye çağırıyoruz…[31]”,
27/09/2014 tarihinde Mustafa Karasu’nun: “Halk ve gerilla mücadelesini yükseltecek” “…Suruç’ta kıyametin koparılması gerekiyor. Sadece Suruç’ta değil Van’da, Amed’de, Ağrı’da, Muş’da, Dersim’de, Bingöl’de kıyamet koparılmalı. Türk devletinin çözümsüzlük politikalarının kabul edilmeyeceği gösterilmelidir.[32]”,
27/09/2014 tarihinde YDG-H’nın: “…Kuzey Kürdistan Kobanê olacak. Bütün gençliği bu andan itibaren serhıldan yaratmaya ve devrim cephesinde gerillalaşmaya çağırıyoruz...[33]”,
27/09/2014 tarihinde[34] HDP'li vekillerin: Kobanê için herkes ayakta olmalı” başlıklı haber içeriğinde yapılan açıklama aynen şu şekildedir:
“Sebahat Tuncel; “…yarın geç olabilir. Bugünden başlayarak daha aktif bir şekilde herkes alanlarda olmalı ve Kobanê yankılanan sesi dünyaya duyurmalıdır.
DTK icra Kurulu üyesi Felaknaz Uca, bir haftadan beridir devam eden eylemleri sureci boyunca yaptıkları diplomatik ilişkilerden bahsederek başladığı konuşmasında, dünyanın artık 3 maymunu oynamasını bırakması gerektiğini dile getirdi. Uca, başta Kürtler olmak üzere herkesin alanlarda olması gerektiğini söyledi”,
30/09/2014[35] tarihinde Selahattin Demirtaş’ın; “... Hükümet ile PYD’nin bir birini anlamaya, koordinasyon yapmaya ihtiyacı var… Hiç kimse şüphe duymasın ki Kobanê halkı er ya da geç kendi topraklarında özgürce yaşayacak… Direnen YPG, YPJ’ye onurumuzu korudukları için binlerce kez teşekkür ediyoruz...”,
01/10/2014 tarihinde Halk İnisiyatifinin;… Amed’de 2 Ekim 2014 Perşembe günü yaşam durmalı. Hiçbir yurtsever esnafımız kepenk, kontak açmamalı; hiçbir aile çocuğunu okula göndermemelidir. Direneceksek bugün direneceğiz. Amed halkı gençliğin ve kadınların öncülüğünde alanlara inmelidir. Halkımızı her sokakta her meydanda ateşler yakarak, barikatlar kurarak omuz omuza direnmeye çağırıyoruz...[36]”,
03/10/2014 tarihinde; Kurban bayramı, direniş bayramı olarak karşılanmalı… Dine, ahlaka ve vicdana uygun olan tutum bu direnişe güç katmak ve onu yükseltmektir. Kurban Bayramı da ancak özüne uygun olarak böyle karşılanabilir…[37]”,
02/10/2014 tarihinde[38] “HDP Kobanê için uluslararası topluma çağrı yaptı” başlıklı haber içeriğindeki açıklama; “…Bütün dünya birleşse de haklı meşru bir davası olan bir halkı alt edemez. Hiç kimse şüphe duymasın ki Kobanê halkı er ya da geç kendi topraklarında özgürce yaşayacak…Bu konuda sessiz kalmayacağınıza, gerekli duyarlılığı göstereceğinize olan inancımızla, dayanışmanız için şimdiden teşekkür ediyoruz…" şeklinde,
03/10/2014 tarihinde[39] HDP’nin: “Yüreğimiz Kobanê’de mücadele edenlerle birlikte” başlıklı haber içeriğindeki açıklama: “…Yüreğimiz ve aklımız, Kobanê ve Rojava’da, Irak ve Suriye’de yaşayan ve barbarlığa karşı direnenlerle, mücadele edenlerle birliktedir…” şeklinde örgütün talimatına uygun olarak ayaklanma çağrısı yaptığı, bununla yetinilmeyerek;
03/10/2014[40] tarihinde Selahattin Demirtaş’ın “Herkes bayramını Suruç'ta geçirmeli” başlıklı haber içeriğindeki açıklama; “…Özellikle herkesin bayramını Suruç'ta geçirmesini istiyoruz. Biz de orada olacağız. Bayramlaşmamızı orada yapmalıyız. Herkes binlerle, on binlerle, yüzbinlerle Suruç'a akmalı, imkanlar ölçüsünde Kobanê'ye geçmeli, orada YPG'liler ve yöneticilerle bayramlaşmalı, moral ve motivasyon vermeli...”,
05/10/2014[41] tarihinde “Demirtaş Kobanê sınırında hükümeti uyardı” başlıklı haber içeriğindeki açıklama: “… “PKK IŞID aynıdır” demekle bu iş yürümez. Herkes de biliyor ki PKK ve IŞID’in tek bir benzerliği yoktur. Bu şekilde algı yaratarak politikayı da bunun üzerine oturtarak, hiçbir mesafe kat edemeyiz. Bunlar yanlış yaklaşımdır…”,
Kamuran Yüksek; “…20’nci yüzyılın başında olduğu gibi 21’inci yüzyılda da Kürdistan halklarını yine bölge denklemlerine, uluslararası dengelere kurban etmeye çalıştılar. Ama bu yüzyılın başında sizler bizler birlikte mücadelemizle şunu söylüyoruz: 21’inci yüzyılda Kürdistan halkları artık kurban olmayacaktır. Sizin buradaki duruşunuz bunun kanıtıdır. 40 yıllık mücadelemiz, Şengal’de gösterilen pratik, Kobanê için gösterilen mücadele yarın gerekirse Rojhilat için gösterilecek. Mücadele Kürdistan halkının 21’inci yüzyılda mutlaka, ama mutlaka özgürleşeceğinin kanıtıdır. Bu mücadeleler aynı zamanda uluslaşmamızın da göstergesidir. Suruç, Şengal oluyor, Şengal Mahabad oluyor…”
06/10/2014 tarihinde KJK’nın: “Arin Mirkan’ın anısına direnişi büyütelim…[42]Beritanlardan Zilanlara, Zilanlardan Arinlere kadar tüm görkemiyle devam eden direniş, fedai kadın duruşudur…Kobanê’yi sahiplenmelidir…Direniş sınırda taçlanmalı ve tüm Kürdistan’a yayılmalıdır. Bu temelde başta kadınlar olmak üzere tüm halkımızı tarihi görev ve sorumluluklarına Arin yoldaşın çizgisi temelinde sahip çıkmaya çağırıyoruz…”şeklinde,
06/10/2014 tarihinde; “Komalen Ciwan gençleri ayaklanmaya çağırdı…[43]” Pirsûs (Suruç) Kobani sınırı tümden kaldırılmalı ve Kobani-Pirsûs birleştirilmelidir. Ayrıca beş on kişi yada yüz kişi değil, binleri, yüzbinleri cepheye aktarmak gerekiyor…Unutmayalım ki Kobani’nin kurtuluşu ancak Bakur’un[44] ayaklanması ile mümkündür. Kobani’nin açık olan tek kapısı Pirsus’tur. Kürdistan gençliği gerekirse etten duvar örmeli ve Çetelere-haramilere geçit vermemelidir…Bu temelde Kürt gençliğinin ayaklanması çağrısında bulunuyoruz…”,
06/10/2014 tarihinde DTK’nın…[45] Tüm bileşen ve kurumlarımıza çağrımızdır: 7'den 70'e Kobane halkının ve fedai koruyucu güçlerin çevresinde seferberlik ruhuyla, bu gece itibariyle Suruç sınırına gelmeye, tüm alanlarda halkımızın yapabileceği her türlü eylem ve etkinliğe destek sunmaya ve özgürlük çemberini genişleterek Kobane'yi bir bütün savunma seferberliğine çağırıyoruz...",
06/10/2014 tarihinde KCD-E Eş Başkanlığının: “Serhildanları yükseltelim…[46] “…YPG ve YJP şehit Arin ruhuyla fedaice göğüs göğüse savaşmaktadır… An şehit Arîn fedai ruhuyla eyleme geçme anıdır…”,
06/10/2014[47] tarihinde; “HDP’den halklara acil çağrı: Sokağa çıkın” başlıklı haber içeriğindeki açıklama:“…“Şu anda toplantı halinde olan HDP MYK’dan halklarımıza acil çağrı: Kobanê’de durum son derece kritiktir. ...halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz...",
Şeklindeki açıklamalara twitter üzerinden verilen çağrıların eşlik ettiği,
Bu kapsamda;
06/10/2014 tarihli “@ayhanbilgen “Kobanenin Kürtler için ne anlama geldiğini çok ağır bedel ödeyerek öğrenecek Türkiye, Ankara’da sıcak yataklarında devrimi bekleyenler hiç olmazsa lütfedip Sakarya’da oturma eylemine buyurun” şeklinde paylaşım yapıldığı,
06/10/2014[48]tarihli ve @ayseltugluk isim/rumuzlu twitter kullanıcı hesabından; “bugün, bu akşam kürt halkının, rojava’nın kobane ve özgürlük kantonlarının direnişine yakın durmayanlar, yarın bizden uzak olsun”,
06/10/2014[49] tarihli ve @ayseltugluk isim/rumuzlu twitter kullanıcı hesabından; “artık herşey son evresine ulaştı: kazanan hepsini alır. Kaybeden tümünü yitirir. Ara yol kalmadı. tarihin kırılma anındayız.”,
07/10/2014 tarihinde Karayılan; “…Açık ki Kobanê direnişi toplumsal bir direniştir ve Kobanê savaşı gerçek bir halk savaşı durumundadır. Çünkü arazi koşullarının el vermediği ve tümden ova olduğu için bizim HPG olarak buraya doğrudan müdahale etme koşullarımız bulunmamaktadır…Türk devleti kitleyi Kobanê’den uzaklaştırmak istemekte; bunu da güvenlik gerekçesiyle yapmaktadır. Hatta bazı Kürt siyasetçileri bile, ‘güvenlik nedeniyle halkı buradan çıkmaya ikna ediyoruz’ diye söylemektedirler. Bize göre bu yanlıştır. Eğer Kobanê’deki halkımız ateş altındaysa, Kuzey’deki halkımız da onu hissedecek şekilde yakınında durmalıdır.
Aynı biçimde Türk devletinin koridor açmaması nedeniyle YPG de buraya takviye yapamamakta veya bunu çok sınırlı bir biçimde yapabilmektedir…[50]”,
07/10/2014 tarihinde KCK’nın; “…Kuzey halkımız İŞİD çetelerine, uzantılarına ve destekçilerine hiçbir yerde yaşam şansı tanımamalıdır…Türk Devletinin ve kanlı çete İŞİD’in ortaklığı sonucu sınır hattı boşaltılarak Kobani direnişi desteksiz bırakılmak istenmektedir… Tüm sokaklar Kobani sokaklarına dönüştürmeli…Bu saatten itibaren milyonlar sokaklara akmalı, sınır insan seline dönüşmelidir…[51]”
07/10/2014[52] tarihinde “HDP’den halklara acil çağrı: Sokağa çıkın” başlıklı haber içeriğindeki açıklama; “…Çetelerle şehir savaşının başladığı Kobanê’de, tahliye edilen siviller veyaralılar için Mürşitpınar Sınır Kapısı’nda bekleyen HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız,kanton yöneticilerinin de silahlanarak cepheye gittiği bilgisini vererek, “Kobanê bedeli ağır da olsa düşmeyecektir... “Şu an Kuzey Kürdistan ayakta. Bu gecikmiş bir refleks olsa da değerli ve anlamlıdır. Kuzey Kürdistan halkı Kobanê'ye sahip çıkacaktır. Kobanê, bedeli ağır da olsa düşmeyecektir...”
Şeklindeki açıklamalara twitter üzerinden verilen çağrıların eşlik ettiği,
07/10/2014 tarihli ve @HDPgenelmerkezi isim/rumuzlu twitter kullanıcı hesabından[53] “…Halkımız hiçbir yerde geri adım atmadan direnişini sürdürürse ablukanın kırılacağına inanıyoruz”
07/10/2014 tarihli ve @HDPgenelmerkezi isim/rumuzlu twitter kullanıcı hesabından; “Kobanê’de yaşanan katliam girişimine karşı 7’den 70’e bütün halklarımızı sokağa, alan tutmaya ve hareket geçmeye çağırıyoruz.Bütün uluslararası kurumlar, demokratik kitle örgütler, emek ve meslek örgütleri, kadın ve gençlik örgütleri, kadın ve gençlik örgütleri, demokratik güçler Kobanê’de yaşanan vahşete karşı harekete geçmelidir. Bundan böyle her yer Kobanê’dir. Kobanê’deki kuşatma ve vahşi saldırganlık son bulana kadar SÜRESİZ DİRENİŞE çağırıyoruz. HDP”,
07/10/2014[54] tarihli @Selahattindmrts isim/rumuzlu twitter kullanıcı hesabından; “… direnmek özgürlüktür.”, “Işid ve çetelerinin kirli sinsi oyununu halkımız sokaklarda direnerek boşa çıkarmıştır….” “...halkımızı hemen şimdi sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz”,
07/10/2014[55] tarihli ve @sirsureyyaonder isim/rumuzlu twitter kullanıcı hesabından; “Kobanê’de yaşanan katliam girişimine karşı 7’den 70’e bütün halklarımızı sokağa, alan tutmaya ve hareket geçmeye çağırıyoruz. Bütün uluslararası kurumlar, demokratik kitle örgütler , emek ve meslek örgütleri, kadın ve gençlik örgütleri, kadın ve gençlik örgütleri, demokratik güçler Kobanê’de yaşanan vahşete karşı harekete geçmelidir…”,
07/10/2014[56] tarihli ve Pervin Buldan isim/rumuzlu twitter kullanıcı hesabından; “Kürt, Türk, Arap demeden Birleşmeliyiz. Kobani düşerse sıra Adana’ya diğer yerlere gelir”,
07/10/2014[57] tarihli ve @HDPDEMİRCELİK isim/rumuzlu twitter kullanıcı hesabından; “Özgür gelecek Kürdistan Direnişi ile Gezi Direnişini ortaklaştıran mücadeleden geçer. Vicdan sahibi tüm mazlumlar ayağa kalkmalıdır.”, “Devletin yalanlarına, söylemine ve kandırmalarına aldanmadan Kobani anlayışıyla direnmek ve mücadele etmek yapılması gereken tek şeydir.”,
07/10/2014[58] tarihli ve @ayseltugluk isim/rumuzlu twitter kullanıcı hesabından; “BİL Kİ, KOBANİ DÜŞERSE ANKARA’DA DÜŞER. KÜRTLER DE KENDİ KADERİNİ TAYİN EDER!..”
07/10/2014[59]tarihli @HDP DEMİR CELİK isim/rumuzlu twitter kullanıcı hesabından;“Özgür gelecek Kürdistan Direnişi ile Gezi Direnişini ortaklaştıran mücadeleden geçer. Vicdansahibi tüm mazlumlar ayağa kalkmalıdır.”
08/10/2014 tarihinde KCK’nın; “…Bakure Kürdistan’da halkımızın geliştirdiği serihildanlara dayatılan olağanüstü hal, halkımız tarafından hiçbir biçimde tanınmamalıdır…[60]”
08/10/2014[61] tarihinde Figen Yüksekdağ: “…darbeci söylem, sıkıyönetim uygulamaları, sokağa çıkma yasaklarıyla siyasi meşruiyetten söz edilemez… HDP, halkların bağımsız öz hareketine ve siyasetine dayanan bir yapıdır.”şeklinde,
Yine davalı siyasi partinin Eş Başkanı Figen Yüksekdağ tarafından “Kobane düştüğünde Türkiye’yi saran çok büyük bir karanlık devreye girecek” biçimindeki sözlerinden anlaşılacağı üzere, PKK/KCK terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile aynı masada iki taraf olarak tarif edildiği, taleplerin yerine getirilmemesi durumunda devreye girecek karanlığın da örgütün silah, savaş gücü olduğu anlaşılmıştır. Burada da örgütün savaş gücü ile baskısının kamufle edilmesi görevinin HDP Eş Başkanına yüklendiği, bu nedenle yapılan eylemin davalı siyasi parti için bağlayıcı olduğu kuşkusuzdur.
09/10/2014 tarihinde KCK: “…Halkımız Kobanê direnişini sahiplenmekle kendi özgür geleceğini sahiplenmektedir. Bu anlamda Kobanê Pirsus birleşmiştir…[62]”
HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ’ın açıklamaları, KCK’nın Kobane, Pirsus (Suruç) birleşmiştir yönündeki çağrısının aynı gün HDP içerisinde karşılık bulduğu, HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş tarafından 09/10/2014[63] tarihinde “Hükümet iyi tahlil etmezse hata yapar” başlıklı haber içeriğindeki açıklaması aynen şu şekildedir. “…Vicdani şekilde tahlil yapamazsak yarın nereye gideceğimizi kestiremeyiz… Arkalarında güçlü devletin ve Türkiye'nin olmadığını hissetti Kürtler. Bu kırılmayı oluşturan biz değiliz...”,
10/10/2014 tarihinde Cemil Bayık’ın: “…Kürdistan'ın tüm parçalarındaki Kürtler, üzerlerinde uygulanan soykırımı iyi bilince çıkarmalıdırlar… Bu açıdan Kürtler birliğini güçlendirmeli, öz gücüne dayanarak direnmelidir…[64]”,
10/10/2014[65] tarihinde “HDP, DTK ve DBP'den ortak açıklama” başlıklı haber içeriğinde yapılan açıklama metni;“…Kobanê’ye yönelik IŞİD kuşatması nedeniyle yaşanan gelişmeler vahim boyutlara ulaşmıştır. Kobanê’deki durumun kritikliği halen sürmektedir… Kobanê konusunda halklarımızın sokağa çıkarak sahiplenme ve kamuoyu yaratma tutumunu da gerekli ve anlamlı buluyoruz…",
Şeklinde davalı Partinin eş genel başkanları ile merkez yürütme kurulu üyelerinin örgüte paralel çağrıları tespit edilmiştir. ( bkz. Sosyal medya paylaşımlarının yer aldığı dijital materyal incelemesi )
“Kobane Olayları” olarak bilinen eylemlerle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/220843 sayılı soruşturması kapsamında;
İbrahim Binici’nin ifadesinde; “....2014 yılı içerisinde söz konusu Kobani ziyareti için oluşturulan heyet HDP üst kurulu olan MYK tarafından alınan kararlar sonrası oluşturulmuş olan heyetti. İfademin önceki bölümünde de bahsettiğim gibi HDP MYK’sı tarafından belirlenen heyetin Kobani ’ye gideceğini benimde HDP bölge milletvekili olmamdan dolayı heyet eşlik etmem istendi. Heyet içerisinde benimle birlikte HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Şanlıurfa milletvekili İbrahim Ayhan, DTP Eş Başkanı Kamuran Yüksek ve şuan ismini hatırlamadığım HDP milletvekili arkadaşlarımda vardı… heyetle birlikte Kobani ‘ye geçtim. Kobani ‘ye geçtikten sonra basından bildiğim kadarıyla PYD Eş Başkanı Enver Müslim ile Enver Müslim ‘in taraftarları bizi karşıladılar, karşılama sonrası bizi bir binaya götürdüler. Burada yaklaşık 2,5-3 saat kadar Selahattin Demirtaş ile konuşma ve görüşme yaptılar. Bu esnada Selahattin Demirtaş ve Enver Müslim dışında kimse konuşmadı… ayrılarak heyetle birlikte Türkiye ‘ye geçiş yaptığımız esnada Selahattin Demirtaş sınırda bulunan basın mensuplarına yönelik bir açıklama yapıyordu... Sadece HDP tarafından edilmiş olan telefon sonrası bu heyete dâhil oldum.
Benimle birlikte o dönemin Mardin Milletvekili Ahmet Türk, hatırladığım kadarıyla Hakkâri milletvekili olan Leyla Güven ve DTK Eş Başkanı Kamuran Yüksek vardı. Kobani ‘ye geçtikten sonra bizi bir binaya götürdüler... Ama kitlesel bir katılım vardı. Bina içerisinde 2-3 saat görüştükten sonra binadan çıktıktan sonra etrafta silahlı şahısların olup olmadığını gördüm ama onlara moral vermek amacıyla onlara zafer işareti yapmış olabilirim. Akabinde Ahmet Türk kürtçe olarak bir açıklama yaptı.
Kobani heyeti HDP MYK’sı tarafından belirlenmekte olup… Heyet içerisinde Figen Yüksekdağ, Kamuran Yüksek, İbrahim Ayhan, Ertuğrul Kürkçü gibi siyasi kimliğe sahiparkadaşlarım vardı.
… Kobani olayları olarak bilinen ve ölüm olaylarının yaşandığı eylemlerin demokratik bir hak olmadığını tam aksine şiddet eylemleri olduğunu söyleyebilirim. Ben şiddetin her türlüsüne karşı duran bir kişiliğe sahibim. Yapılan Kobani olayları esnasında gerçekleştiren eylemlerin ve ölümlerin PKK örgütü tarafından organize edildiği ve Türkiye topraklarında özerklik ilan edilmesi adına gerçekleştirildiğini söyleyebilirim. Yapılan açıklamalar talimatlar ve çağrılarda bunu göstermektedir...”,
Kerem Gökalp alınan ifadesinde; "… Örgütte her fırsatta KCK yapılanması içinde faaliyet yürüten örgütlerine bu eylemlere yönelik talimat vermekteydi. Genel anlamda örgüt argümanına göre bu hareketlilik; SERHİLDAN olarak adlandırılmaktaydı. Serhildan olarak adlandırılan bu sokak çatışmaları, örgüt tarafından dünyadaki diğer örneklerinin (Filistin ya da İrlanda gibi ülkelerde olan) Türkiye’de kendi kitlesi içinde gerçekleştirmesini hedeflemekteydi.
KCK yapılanmasında gerçekleştirilen her Serhildan Kandil yönetimi tarafından örgütün yönlendirilmesi ve talimatlarıyla gerçekleştirilen eylemler olmaktadır. Bu eylem içerisinde çatışmalar; Molotof, Taş, Havai Fişek, El Yapımı Patlayıcıların kullanılmasıyla, gençlik ve kadın çalışma alanlarındaki örgüt mensuplarının öncülüğünde geliştirilir. Serhildan eylemlerinin temel amacı; örgüt tabanını harekete geçirmek, kitlesel bir destek arayışını geliştirmek ve tüm kamuoyuna demokratik bir hakkın engellendiği bunun karşısında da bir direniş olduğu izlenimini vermektir.
Serhıldan eylemleri Kandil yönetiminin çağrısıyla geliştiği gibi özellikle KCK yapılanmasında siyasi faaliyet gösteren partilerin yetkilileri tarafından gerçekleştirilen çağrılarla da gerçekleşebilmektedir. Çoğu zaman bu iki mekanizma birbiriyle ortak hareket ederler, hedef kitlenin ve amacın ortak olmasından dolayı bu ikili hareket vazgeçilmez olmaktadır örgüt için. Serhildan eylemleri için örgüt aynı zamanda çoklu bir konsepti de esas alır. Bu çoklu konseptin içine; Siyasi Parti, Gençlik ve Silahlı örgüt mensuplarının katılımı gerçekleşir bu üç alan bir nevi de sokak eylemlerinin ve çatışmalarının oluşumu için koordinasyon şeklinde hareket ederler. Her ne kadar halk inisiyatifi ya da siyasi parti temsilcileri olarak açıklamalar yapılsa da, Serhildan süreçlerinin başlangıcı Kandil yönetiminin talimatı ve Serhildan komitelerinin koordinasyonluğunda gerçekleşen örgütsel bir faaliyet olmaktadır. Burada temel mantık ifade ettiğim gibi örgüt tabanını oluşturan kitlenin, örgüt militanıymış gibi çatışma ve eylem içine çekilmesi olmaktadır.”
Şeklinde beyanda bulundukları anlaşılmıştır.
Açıklanan eylemler bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Örgüt liderinin, “bütün Kürt halkını topyekun bu yüksek yoğunluklu savaşa karşı direnişe geçmeye çağırıyorum, KCK’nın, Kuzey Kürdistan ayağa kalkmalı” çağrıları ardından, 9 Eylül 2014 tarihinde “HDP, DBP ve DTK Heyeti Güney Kürdistan’a gitti; 12 Eylül 2014 tarihinde DTK-HDP-DBP Heyeti, Newroz Kampını ziyaret etti; HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, DTK Eş Başkanı Selma Irmak, DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna, HDP'li milletvekilleri Nazmi Gür ve Erol Dora’nın heyet olarak Kandil’e gitti” şeklindeki haberlerden örgütün çağrılarının davalı Partinin merkez karar organları ve milletvekilleri tarafından anında sahiplenildiği anlaşılmıştır.
Davalı siyasi parti eş genel başkanı Selahattin Demirtaş; “YPG ve YPJ’nin öncülüğünde geliştirilen bu halk savaşı, meşru direniş savaşı zaferle sonuçlanacaktır”. İdris Baluken; “Kobani’nin yanında olun” şeklinde çağrılarda bulunmuşlardır.
PKK/KCK-PYD terör örgütünün dört parçalı Kürdistan projesinin Suriye parçasında da örgütün belirleyici konumda olduğunun davalı Partinin merkez karar organları ve üyeleri tarafından bilindiği halde Türkiye parçasının Bakur, Suriye parçasının Rojava olarak tanımlandığı, davalı parti eş genel başkanının Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarını ve şehir isimlerini örgüt terminolojisine uygun şekilde tanımladığı, PYD silahlı terör örgütünün silahlı gücü YPG’nin tarihi bir öz direniş ile savaştığını belirterek, gençliğin YPG’ye destek vermesi konusunda çağrıda bulunduğu, Kürt parti ve örgütlerinin de katılımı arttırmak için tarihi bir sorumluluklarının olduğunu belirtmek suretiyle PKK/KCK-PYD/YPG’nin siyasi arenadaki en güçlü partnerliğini HDP’nin yaptığı,
Örgüt lideri, başkanlık konseyi, yürütme konseyi ile aynı paralelde KCK Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Karasu’nun “Sadece Suruç’ta değil Van’da, Amed’de, Ağrı’da, Muş’da, Dersim’de, Bingöl’de kıyamet koparılmalı” ve halkın sokaklara inmesi yönündeki benzer çağrılarının hemen akabinde, HDP Eş Genel Başkanları, MYK üyelerinin de yer aldığı parti mensuplarının sahadaki gerçekleşen açıklama ve faaliyetlerinin emrin icrası niteliğinde olduğu, örgüt amaçları doğrultusunda örgütün talimatlarıyla birebir aynı içerikteki söylemleri geliştirdikleri, konuşma içerikleri, hedef kitle üzerindeki etkisi, yapıldığı yer ve zaman, olay ve eylemlerin sürekliliği ve çeşitliliği nazara alındığında, davalı Parti organlarının bilgisi dahilinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bütün bu nedenlerle terör fiillerinin işlenmesinde davalı Partinin odak haline geldiği,
Anlaşılmıştır.
Bu itibarla davalı Partinin Anayasa'nın 68/4. maddesine aykırı eylemleri nedeniyle Anayasa'nın 69/6 ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası’nın 101/1-b ve 103/2. maddeleri uyarınca temelli kapatılmasına karar verilmesini talep etmek zaruri hale gelmiştir.
g) Özerklik/Öz Yönetim/Çukur-Barikat-Hendek Olaylarında PKK/KCK-HDP İlişkisi
Terör örgütü tarafından ortaya atılan Demokratik Özerklik Stratejisine geçmeden önce stratejinin hayata geçirilmesinde ön plana çıkarılan DTK, HDK, DBP ve Kent Meclisleri, Mahalle Meclisleri, Köy Komiteleri/Komün/Konseyleri, Özgür Yurttaş Meclisleri, Kooperatifler, Akademiler ve Siyaset Akademileri ile ilgili bilgilendirme aşağıda verilmiştir.
DTK- Demokratik Toplum Kongresi
Örgüt lideri örgütsel faaliyetlerini perdelemek ve siyasal bir faaliyet algısı oluşturmak amacıyla sigorta görevi görecek, terör örgütüne yeni ve geniş alanlar açacak legal görünümlü deşifre olmamış yapılanmalar oluşturmak istemiştir.
26 Eylül 2007 tarihli görüşme notunda, “…Demokratik Cumhuriyet’in hayata geçmesi için iki önerim var; Birincisi, Demokratik Cumhuriyet Konferansı'dır ve Ankara merkezli olmalıdır... İkincisi, Demokratik Toplum Kongresi'dir.” şeklinde talimat vermiştir.
Öcalan tarafından verilen talimatlar doğrultusunda DTP Diyarbakır il binasında 26-28 Ekim 2007 tarihleri arasında yaklaşık 500 kişinin katıldığı toplantı ile Demokratik Toplum Kongresi Kuruluş Kongresi (1. Olağan Kongresi) düzenlenerek DTK’nın kuruluşu ilan edilmiştir.
Kuruluşundan itibaren sözde Bağımsız Birleşik Kürdistan hedefi doğrultusunda hareket eden terör örgütünün KCK sistemi içerisinde ülkemiz topraklarındaki faaliyetlerini hayata geçirmek amacıyla oluşturduğu KCK/TM yapılanmasına yönelik olarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/996 sayılı soruşturmasında gerçekleştirilen operasyonlarla KCK’nın illegal faaliyetleri deşifre edilmiş, yapılan yargılama sonucunda Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/03/2017 tarih, 2014/235 esas, 2017/103 sayılı kararı ile dava kapsamındaki sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmiş, temyiz incelemesi sonucunda Hüseyin Yılmaz, Leyla Güven, Demir Çelik, Zahide Besi, Ebrü Günay, Musa Farisoğulları, Yurdusev Özsökmenler hakkında örgüt üyeliği/yöneticiliği suçundan verilen mahkumiyet kararları onanmıştır. (Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 17/09/2019 tarih, 2018/7107 esas, 2019/5300 sayılı kararı)
9 Eylül 2010 tarihli görüşme notunda: “Daha önce ve Özgürlük Sosyolojisi kitabımda altı ilke-boyut demiştim. DTK, bu konularda çok çaba sarf edebilir… Özgürlük Sosyolojisi’nde bunları detaylı açtım. Bunlar iyi algılanmalıdır. Diyarbakır’da daha önce söylemiştim, Kent Konseyi oluşturulabilir. Kürtler Diyarbakır’ı adeta ilmek ilmek örmelidirler, gerçek bir kale haline getirmelidirler…”,
06 Aralık 2010 tarihli görüşme notunda: “…Bu Kent konseyi çalışmalarını DTK yapabilir. BDP de destek verebilir. Bu kent konseylerinin sorunun çözümü için ortaya koydukları beş şartı, şartları BDP de Türkiye'ye, Batı'ya taşıyabilir. Oralarda Kent konseylerinde alınan bu şartları anlatabilir ve Türk kamuoyuna kabul ettirebilir...”,
Şeklinde beyanda bulundukları anlaşılmış, bu konuda;
Yargıtay 16. Ceza dairesinin 02/12/2019 tarih, 2018/4589 esas, 2019/7385 sayılı ilamında; örgütün "Kent Meclisleri, Demokratik Siyaset Akademisi, Demokratik Toplum Kongresi ve Kooperatifler Hareketi” şeklindeki dört ayaklı bir paradigmadan oluştuğu, bu paradigmanın üçüncü ayağı olan Demokratik Toplum Kongresinin (DTK) olduğu, KCK/TM’nin sözde yasama organı olduğu tespiti yapılmıştır.
17/09/2019 tarih ve 2018/7107 esas, 2019/5300 sayılı kararında; “KCK yapısının siyasal alana yönelik yapılanması "ekoloji ve yerel yönetimler komitesi”, "sosyal alan", "ideolojik alan", "ekonomik ve mali alan komitesi” şeklinde oluştuğu…KCK sistemi içerisinde her çalışanın, PKK’nın ideolojik ve ahlaki ölçülerini esas aldığı…PKK ile KCK arasındaki organik bağlantıyı göstermektedir. Nitekim, yıllarca PKK’da yöneticilik yapan kişiler, KCK’nın kurulmasıyla bu yapıda da üst düzey yönetici olarak görev almışlardır” şeklinde tespit yapıldığı görülmüştür.
(bkz.)Tabloda belirtilen organlar için ayrıntılı bilgi (Ek:12)
(bkz.)Tabloda belirtilen organlar için ayrıntılı bilgi (Ek:12)
Demokratik Özerklik Stratejisi
(bkz. Siyaset akademileri ve diğer organlar için Ek:12)
Demokratik özerklik stratejesiyle ilgili olarak örgüt liderinin 12 Kasım 2010 tarihli cezaevindeki avukat görüşmesinde: “…Demokratik özerklik konusunda şunları belirtmek istiyorum: Bu konu da eksik ele alınıyor. KCK davasını takip ediyorum. Sadece dil konusuna vurgu yapılıyor. Ancak bizim demokratik özerklik anlayışımız salt dil ile sınırlı değil. Bizim demokratik özerklik anlayışımızın bir arka planı var. Arka planında demokratik dünya sistemi çözümlemesi var, demokratik siyaset felsefesi var, demokratik örgütlenme modeli var. Demokratik özerklik anlayışımız böyle kapsamlı, bütünlüklüdür, bütünlüklü yaklaşmak gerekiyor. Bu bir toplumsal yönetim modelidir… altı boyuttan hukuki, ekonomik, siyasi, kültürel, sosyal, güvenlik-savunma boyutları çeşitlendirilebilir, çoğaltılabilir, azaltılabilir. Tüm bu boyutlartemelinde bunları esas alarak bir demokratik özerklik anayasası hazırlanabilir…Bu vesileyle BDP'ye de iki çağrıda bulunuyorum. Birincisi, Diyarbakır merkezli ve DTK'nın yürüttüğü Kürt halkının demokratik özerklik anayasası çalışması ile eşgüdüm içinde olmalıdır…”
Şeklindeki çok sayıdaki talimatı doğrultusunda BDP’nin de desteğiyle DTK tarafından 14 Temmuz 2011’de özerlik ilan edilmiştir.(bkz. Görüşme notları için Ek:3-4)
Demokratik özerklik ilan metninde, demokratik özerklik kavramının KCK Sözleşmesinin başlangıç bölümünde yer alan “Demokratik Konfederalizm”in tanımından aynen kopyalandığı, tek farkın tanımlanan hususun “Demokratik Konfederalizm” olmayıp, “Demokratik Özerklik” tabiri olduğu, tek başına bu hususun dahi örgütün yapısında hedefinin hiç değişmeyip, görünürde isim değişiklikleri yapıldığının kanıtı olduğu değerlendirilmiştir.
Aysel Tuğluk tarafından yapılan “Bu ilan temelinde özgürlük yürüyüşünü yıllardır sürdüren fedakâr halkımıza çağrımızdır; 14 Temmuz tarihi direniş ruhundan güç alarak haklı davamızda yitirdiğimiz yiğit evlatlarımızın anısına bağlılık temelinde özerklik statüsüne sahip çıkmaya ve inşa sürecine katılımı güçlendirmeye… Coğrafyamızda yaşayan herkesi kendini demokratik özerk Kürdistanlı olarak tanıtmaya ve ilana sahip çıkmaya davet ediyoruz.” şeklindeki çağrı içeriğinde “14 Temmuz direniş ruhu” olarak ifade edilen olayın; PKK öncü kadrolarından Kemal Pir, Mehmet Hayri Durmuş, Ali Çiçek, Akif Yılmaz’ın 14 Temmuz 1982 tarihinde Diyarbakır cezaevinde başlattıkları ve ölüm orucu eylemine ilişkin olması, örgütsel faaliyetin siyasetçiler bağlamında geldiği seviyeyi göstermesi bakımından dikkat çekicidir.
Örgüt lideri tarafından ortaya atılan ve Bağımsız Kürdistan hedefinin birinci aşaması olan demokratik özerklik stratejisinin (siyasi boyut, hukuki boyut, öz savunma boyutu, kültürel boyut, sosyal boyut, ekonomik boyut ve diplomasi boyutu) 9 boyutta hayata geçirilmesi hedeflenmiştir.
Bu yapıya meşruiyet kazandırılması görevi DTK’ya verilmiştir.
DTK’ya, KCK’nın Türkiye yapılanmasında kurucu meclis görevi verildiği, bu husus örgüt liderinin 21 Temmuz 2010 tarihli görüşme notunda;“… Aynı zamanda bu bir Kurucu Meclis görevini de yerine getirmelidir. Kurucu Meclis gibi çalışmalıdır…” şeklinde ifade edilmiştir.
PKK/KCK terör örgütü, yasal yollardan özerkliği sağlayamaması sonucu alternatif olarak belirlediği kır gerillası, şehir gerillası ve serhildan olmak üzere üç temel ayağın koordinasyonuna bağlanan devrimci halk savaşı stratejisini uygulamaya geçirmiştir.
Haziran 2015 genel seçimlerinde HDP’nin %13 oyla barajı geçmesini fırsat olarak değerlendiren örgütün, yöneticilerinden Duran Kalkan’ın “Kürdistan’da yüzde seksen, doksan, yüzde yüz oy alınan yerlerde kendi öz yönetimlerini kurmalı” yönündeki açıklaması davalı parti ile örgüt arasındaki organik bağın somutlaşmasıdır.
Süreç örgütün Suriye’deki şehir savaşlarından edindiği tecrübeyi Türkiye’ye uyarlaması ve öz yönetim ilanlarıyla devam etmiştir. Eylem talimatının verildiği açıklamalar aşağıdadır.
Murat Karayılan’ın 29 Haziran 2015 tarihinde; “… Ha Kobanê’ye müdahale etmişsin, ha Amed’e (Diyarbakır) müdahale etmişsin. Hiç farkı yoktur… Hele hele son iki, üç yılda Rojava ile Kuzey’in bu kadar duygusal bütünleşmesinin olduğu bir ortamda Rojava’ya müdahale etmesi karşısında Kuzey’in duracağını mı düşünüyorlar. Açıkça söyleyeyim: Eğer onlar Rojava’ya müdahale ederlerse, biz de onlara müdahale ederiz; o zaman Türkiye’nin tümü bir savaş sahasına dönüşür…[66]",
Duran Kalkan’ın 28 Temmuz 2015 tarihinde; “... toplumunu, kadın ve gencini seferberlik düzeyinde mücadeleye davet ediyorum... kendi öz yönetimlerini kurmalı, kendi karar organlarını, yönetimlerini, meclislerin geliştirmeli, demokratik özerklik yönetimlerini geliştirmeliler...[67]”,
KCK’nın 09 Ağustos 2015 tarihinde; “... Halk Meclislerinin özyönetim ilanlarını haklı buluyor ve destekliyoruz...[68]”,
Hülya Oran’ın 15 Ağustos 2015 tarihinde; “... Özyönetim ilanlarının ve uygulamalarının her yerde geliştirilmesi gerekiyor. Devletin her türlü yönelimi karşısında da çok güçlü bir biçimde toplumsal direniş ve öz savunmayla kendi sistemini halkımızın savunması gerekiyor. Öyle olmalı ki polis tek bir kişiyi tutuklamaya dahi cesaret etmemelidir. Polisin mahallelere girişine izin verilmemelidir. Halkımız devletin hiçbir kurumuna ihtiyaç duymadan kendi sistemini inşa edip kendisini yönetmeli ve savunmalıdır...[69]”
Şeklindeki talimatlarla, devrimci halk savaşının fitilinin ateşlendiği ancak halkın sağduyusuyla sürecin, örgütün ve siyasi cephenin hedeflendiği yönde gelişmediği gözlemlenmiştir.
14 Ağustos 2015 tarihinde; Hakkari Belediyesi ve Belediye eş başkanı adına Nurullah Çiftçi tarafından okunan öz yönetim bildirisine Dilek Hatipoğlu, HDP Hakkari İl Eş Başkanları Zeynep Besi Dara, Rahmi Temel, DBP Hakkari il eş başkanları Musa Çiftçi, Emine Berivan Akboğa, Hakkari Kent Meclisi sözcüsü Perihan Kahraman ve diğer yöneticiler katılmıştır.
Yapılan açıklamada; “…Bundan sonra halk olarak öz yönetimimizi inşa edeceğiz. Devletin hiçbir atanmışı bizi yönetemeyecektir… Hakkari Demokratik Kent Meclisi olarak devleti reddetmeyip, ancak bu şekilde devletin kurumları ile yürüyemeyeceğimiz bunun için bu kentte bulunan devletin tüm kurumları bizim için meşrutiyetini kaybetmiştir. Bu şekliyle devletin hiçbir atanmışı bizi yönetemeyecektir. Bundan sonra halk olarak öz yönetimimizi esas alarak demokratik temelde yaşamımızı inşa edeceğiz. …” denilmiş,
12 Ağustos 2015 tarihinde; Yüksekova Belediyesi adına Şerafettin Dede tarafından okunan öz yönetim bildirisine HDP ve DBP’li yöneticiler katılmıştır.
Yapılan açıklamada; “…Kürt Özgürlük Hareketi'ni ve halkının meşruiyetini tanımayan bir devletin kurumlarını, yasalarını, hukukunu ve sistemini tanımıyoruz. Tüm bu işkenceci, inkarcı ve faşizan devlete karşı kendi öz savunmamızı da sağlayacağız. Bu temelde özgür yaşamı inşa edeceğiz…”,
12 Ağustos 2015 tarihinde; Bulanık adına DBP ilçe Eş Başkanı Zeynep Topçu tarafından okunan öz yönetim bildirisine HDP, DBP, Mahalle Meclisleri, MEYADER yöneticileri ve belediye Eş Başkanları ile diğer yöneticiler katılmıştır.
Yapılan açıklamada; “… Bizleri temsil etmeyen bu rejim ve tüm kurumları meşru görmediğimizi açıkça beyan ediyoruz. Bulanık'ta seçilmiş Demokratik Kent Meclisi olarak faşizan ve meşru olmayan rejime karşı toplumun öz yönetimi olarak kendimizi beyan ediyoruz. Kent Meclisi olarak halkımıza yönelik geliştirilen topyekun imha rejimine karşı tutum olarak bugünden itibaren kendimizi öz yönetim ve iradeyle yöneteceğimizi ilan ediyoruz….[70]",
15 Ağustos 2015 tarihinde; Silvan adına DBP Eş Başkanı Barış Gülenyüzlü tarafından okunan öz yönetim bildirisine DBP İlçe Eş Başkanları Aynur Sümer ve belediye Eş Başkanları Yüksel Bodakçi ile diğer yöneticiler katılmıştır.
Yapılan açıklamada; “… Demokratik Kent Meclisi olarak faşizan ve meşru olmayan rejime karşı toplumun öz yönetimi olarak kendimizi beyan ediyoruz… Bütün kamuoyunu ve meşru irade beyanımızı tanımaya ve sahiplenmeye çağırıyoruz. Bununla beraber geliştireceğimiz bu özyönetime karşı gelişecek herhangi bir saldırıya karşı öz savunmamızı alacağımızı ya da halka yönelik herhangi bir katliam ya da saldırıya karşı en meşru hakkımız olan öz savunmamızı geliştireceğimizi belirtiyoruz. Farqîn'i Farqîn halkı yönetecektir…[71]",
13 Ağustos 2015 tarihinde: Varto adına Mustafa Doğan tarafından okunan öz yönetim bildirisine DBP’li yöneticiler katılmıştır.
Yapılan açıklamada; “… Bizler Varto'da yaşayan seçilmiş Demokratik Kent Meclisi olarak, faşizan ve meşru olmayan rejime karşı toplumun özyönetimi olarak kendimizi beyan ediyoruz. Seçilmiş kent meclisi olarak halkımıza yönelik geliştirilen topyekun imha rejimine karşı tutum alarak bugünden itibaren kentimizi öz irade ve öz yönetimimizle yöneteceğimizi ilan ediyoruz…[72]",
15 Ağustos 2015 tarihinde; Batman adına Şirin Kaplan tarafından okunan öz yönetim bildirisine HDP, DBP yöneticileri, belediye eş başkanları ve diğer yöneticiler katılmıştır.
Yapılan açıklamada; “…Devletin topluma yönelik topyekun saldırısına karşı, özyönetimin acil bir gereklilik görüyoruz. Bu anlamda halkın tüm farklı kesimleri demokratik ulus mücadelesine aktif katılmalıdır…[73]”
Şeklindeki, tamamı örgüt mensubiyeti bulunan şahıslar tarafından yapılan öz yönetim ilanları kapsamındaki açıklamalara HDP, DBP, DTK, HDK’nın il/ilçe örgütlerinin aktif olarak katıldığı,
Eylemlerin, gerek terör örgütü gerekse siyasi uzantılarınca halk tarafından gerçekleştirildiği algısı yerleştirilmeye çalışılmış ise de gerçeği yansıtmadığı, şöyle ki; özyönetim ilanına katılanların örgüt mensubiyetleri, örgüte ait basın-yayın organlarında eyleme katılan örgüt mensuplarının bölge ve kod isimleri de verilmek suretiyle kimliklerinin paylaşıldığı dikkate alındığında, şehir merkezlerine eylemler öncesi sızan silahlı örgüt mensuplarından aldıkları cesaretle özyönetim ilanını gerçekleştirdikleri, bu vahim manzaranın siyasi arenada demokratik özerklik söylemiyle açıklanılmaya çalışıldığı ancak halk nazarında karşılık bulmadığı,
Öz yönetim ilanına katılan sanıkların eylemleri ile ilgili Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 04/04/2017 gün 2017/562 esas, 2017/3535 karar sayılı ilamında; “halkın bir kısmının yasalara uymaması ve öz savunma güçlerinin harekete geçirilerek güvenlik güçlerine direnilmesinin, alternatif bir yönetim oluşturulmasının tavsiye edilmesi karşısında, suç işlemeye tahrik suçunun işlendiği gibi, öz yönetim açıklaması sonrası gelişen olaylar dikkate alındığında; PKK/KCK terör örgütünün stratejisinde önemli bir aşama kaydettiği dönemde kendisinin güvenemeyeceği, mensubu olmayan kişilere bu şekilde önemli görev vermeyeceği, eylem öncesinde de bir kısım sanıkların örgütle bağlantılarını gösterir delillerin mevcut olduğu gibi, öz yönetim açıklaması yapanı desteklemek, açıklamanın kişisel değil, halkı temsilen yapıldığı izlenimini vermek, açıklamanın kamuoyunda dikkat çekmesini sağlamak amacıyla açıklama yapılan yerde bulunarak içeriğini kabul ettiğini basın önünde deklare edilmesi faaliyetinde bulunanların örgüt hiyerarşisine bağlı, aldıkları emir ve talimatları sorgulamaksızın uygulayabilecek konumda oldukları” kabul edilmiştir.
Öz yönetim açıklaması yapan şahısların örgütsel konumu hakkında tablo:
SIRA | ADI SOYADI | GÖREVİ | ARŞİV KAYDI |
1 | Serhat Kadırhan | Şırnak Bld. Başkanı | Devletin Birliğini ve Bütünlüğünü Bozma Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Terör Örgütü Propagandası Yapma |
2 | Salih Gülenç | DBP Şırnak İl Başkanı | Devletin Birliğini ve Bütünlüğünü Bozma Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma |
3 | Nurullah Çiftçi | Hakkari Bld. Eş Başkanı | Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma |
4 | Dilek Hatipoğlu | Hakkari Bld. Eş Başkanı | Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma |
5 | Zeynep Besi Dara | HDP Hakkari İl Eş Başkanı | Devletin Birliğini ve Bütünlüğünü Bozma Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Terör Örgütü Propagandası Yapma |
6 | Rahmi Temel | HDP Hakkari İl Eş Başkanı | Devletin Birliğini ve Bütünlüğünü Bozma Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Terör Örgütü Propagandası Yapma |
7 | Musa Çiftçi | DBP Hakkari İl Eş Başkanı | Devletin Birliğini ve Bütünlüğünü Bozma Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Terör Örgütü Propagandası Yapma |
8 | Mehmet Şirin Kaplan | HDP Batman İl Eş Başkanı | Devletin Birliğini ve Bütünlüğünü Bozma |
9 | Barış Güleryüzlü | DBP Silvan İlçe Eş Başkanı | Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma |
10 | Yüksel Bodakçi | HDP Silvan Bld. Eş Başkanı | Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma |
11 | Zeynep Topçu | DBP Bulanık İlçe Eş Başkanı | Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma |
12 | Şerafettin Dede | HDP Yüksekova Eş Başkanı | Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma |
13 | Emine Akboğa
| DBP Hakkari İl Eş Başkanı | Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Devletin Birliğini ve Bütünlüğünü Bozma |
14 | Mustafa Doğan
| HDP Varto İlçe Eş Başkanı | Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma |
15 | Aynur Sümer
| DBP Silvan İlçe Eş Başkanı | Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Devletin Birliğini ve Bütünlüğünü Bozma |
PKK/KCK Tarafından Yapılan Çağrılar (Yapılan Operasyonlara Karşı):
29 Eylül 2015 tarihinde KCK’nın; “… Tüm Kürdistan halkı ayağa kalkmalı, yakın yerlerden Cizre’de olduğu gibi Bismil’e yürüyerek halkın yanında yer almalıdır. Saldırılar karşısında hiçbir il ve ilçe yalnız bırakılmamalıdır…[74]”,
21 Aralık 2015 tarihinde Murat Karayılan’ın; “… Eğer onlar Demokratik Özerkliği tümden reddeder ve bunu isteyenleri yok etmeye kalkışırlarsa biz de ayrılmayı düşünürüz… Ortadoğu’nun bugünkü gerçekliğinde ve PKK’nin Kürdistan’da sağladığı gelişme ile Kürt halkının bugün yaşadığı bilinçlenme ve iradeleşme karşısında sizin bu dayatmanız beyhude bir dayatmadır. Bugün direnen bir halk gerçekliği var; gece gündüz sokakta olan bir halk var…[75]”,
22 Aralık 2015 tarihinde Hülya Oran’ın; “…Türkiye metropollerinde yaşayan milyonlarca Kürt, Türkiye metropollerinde ayaklanmalı ve isyana kalkmalıdır. Türkiye’yi yangın yerine çevirmelidirler. Türk ve farklı etnik kökenli gençlerde aynı şekilde ayağa kalkmalıdır… Kürdistan ve Türkiye’de bu katliam politikalarını destekleyen ve içinde yer alan tüm güçler hedeftir. Bu Kürtlerin ve Kürt gençlerinin meşru savunma hakkıdır…[76]”,
22 Aralık 2015 tarihinde KJK’nın; “…Öz yönetim şehitlerimizin anısına büyük bağlılık temelinde direnişi zafere ulaştırarak hesap soracağız…[77]’’,
25 Aralık 2015 tarihinde Bese Erzincan (K) Ayfer Kordu’nun; “… Özyönetim direnişimiz daha da derinleşecektir. Tüm Kürdistan’a, Türkiye’ye metropollere yayılacaktır.” …[78]”
Yönünde açıklamalar yaptıkları görülmüştür.
PKK/KCK’ya Paralel Olarak HDK-HDP-DTK-DBP Tarafından Yapılan Çağrılar:
12 Kasım 2015 tarihinde HDK’nın; “… Bugün Farqin, Sur, Varto'daki talepler sadece oranın talepleri değil… Cizre'de bitiyor Farqîn'de başlıyor. Farqîn'de bitiyor Sur'da, Varto'da başlıyor. Bu bir ısrarı ifade ediyor. Devletin bunu görmesi gerekiyor. HDK olarak da bu direnişi selamlıyoruz. Bu direnişi çok önemli ve anlamlı olduğunu düşünüyoruz. Bundan sonra da Kürdistan halkıyla daha dayanışma ve mücadeleyi büyütmek açısından bulunduğumuz her yerde Kürdistan halkının sesine ses vererek, bu mücadeleyi büyütme kararlığındayız…[79]”,
17 Kasım 2015 tarihinde HDK’nın; “…HDK, Kürdistan ilçe ve illerinde ortaya konulan öz yönetim taleplerinin ve uygulama girişimlerinin bütünüyle meşru olduğu görüşündedir. …[80]”,
2 Aralık 2015 tarihinde HDP ve DBP’nin; “… HDP ve DBP Amed İl Örgütü, Sur ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı ve devam eden saldırılara karşı bugün saat 14.00’te Şêx Said Meydanı’nda kitlesel eylem çağrısında bulundu.
DBP ve HDP Amed İl Örgütleri tarafından yapılan çağrılara göre, HDP’li Milletvekilleri, Belediye Eş Başkanları ve sivil toplum kurumları, Sur ilçesinde devam eden saldırılara ve olası can kayıplarının önüne geçilmesi için, bugün saat 14.00’da Amed Dağkapı Meydanı’nda (Şêx Said Meydanı) bir araya gelecek…[81]”,
15 Aralık 2015 tarihinde DBP’nin; “…Süreklileşen ama disiplinli, örgütlü bir demokratik eylem planlaması ile bu yeni savaş konseptine karşı durmalı ve hemen harekete geçmelidir. İl İlçe Belde örgütlerimiz, eylemlerin büyüklüğü/küçüklüğüne bakmaksızın ne yapabiliyorsa, ancak kesintisiz demokratik eylem planlamalarını hızla hayata geçirmeli…[82]”,
18 Aralık 2015 tarihinde Selahattin Demirtaş’ın; “… Haklıyız kazanacağız. 7'den 70'e el ele vereceğiz kenetleneceğiz… Yılgınlığa gerek yok, halkımızı bulunduğu her yerde bu onurlu direnişi daha fazla büyütmeye çağırıyoruz… Önümüzdeki hafta sonu Diyarbakır'da DTK'nin genişletilmiş kongresine katılacağız, özyönetimin tartışılması için geniş bir katılım sağlayacağız önemli kararlar alacağız ve hepsini hayata geçireceğiz…[83]”,
18 Aralık 2015 tarihinde DTK, HDK, HDP, DBP’nin; (Hatip Dicle, Ertuğrul Kürkçü, Selahattin Demirtaş-Figen Yüksekdağ ve Kamuran Yüksek) “…Biz artık buna çatışma, savaş diyemeyiz. Ancak buna işgal diyebiliriz. Yaralar kanıyor. Kan kanla temizlenmez. Kürt sorunu katliamlarla, yok etme ile çözülmedi, çözülmeyecek. Bu sorun ancak masada ve müzakereler ve halkın taleplerinin yanıtlanması ile karşılanacaktır…[84]”,
Figen Yüksekdağ’ın 24 Aralık 2015 tarihinde; “…Özyönetim direnişleri, sivil halk direnişleri, bu darbeye karşı direnişin büyütülmesi bakımından çok önemli rol oynamıştır…[85]” ve 04 Ocak 2016 tarihinde;“…Karşımıza engeller ve barikatlar çıkarılabilir. Ama hep birlikte sokağa çıkarsak, her yerde aynı amaç için buluşulup birleşirsek bu engeller bu barikatlar bir süre sonra anlamını ve hükmünü yitirir… Dört bir yanda bu direnişi büyütelim…[86]”,
13 Ocak 2016 tarihinde Selahattin Demirtaş’ın; “… Cizre'ye Sur'a, Silopi'ye direnen bütün halkımıza sevgi ve selamlarımızı iletiyoruz…[87]”,
20 Ocak 2016 tarihinde DBP’nin;“…Tüm il ve ilçe örgütlerimiz, bugünden itibaren, var olan günlük planlamalarını iptal ederek büyük Botan Yürüyüşü için hazırlıklara başlayacaktır. Tüm il ve ilçelerimiz; amasız, fakatsız, özgün şartlar ve koşullar, demeden, 7'den 70'e tüm gücünü bu büyük ve tarihsel yürüyüş için seferber edecektir. Yürüyüş ve toplanma alanımız Nusaybin Yolu olacak…[88]”,
Yönünde açıklamalar yaptıkları görülmüştür.
PKK/KCK’nın YPS I. Konferansına Sunduğu Bir Yıllık Faaliyet Raporu isimli örgütsel dokümanda (Şırnak CBS 2017/1709 Srş.);
Diyarbakır/ Sur ilçesi ile ilgili olarak; “Ağustos ayında öz yönetim ilanları yapılırken Amed şehir merkezinde bulunan öz savunma birimleri gençliğe ait birimlerle birlikte harekete geçerek alan tutmaya başlarlar. Bu ilk girişim, Şehit Berfin komutasında 6 kadro ve 30'a yakın yerel birimin büyük zorluklarla ele geçirdiği iki kepçeyle kazılan hendek ve kurulan barikatlarla 20-21 Ağustos 2015 tarihinde Sur'un büyük bölümünü tutmalarıyla başlar. Fatihpaşa (tümü), Hasırlı (bir kısmı), Savaş mahallesi, Dabanoğlu (bir kısmı), A.Kadirpaşa mahallesi, Cemalpaşa mahallesi Sur direnişinde tutulan altı mahalledir. Bu altı mahalleye dayalı yedi (7) ana cephe de mevzilenilir”,
Diyarbakır/ Silvan ilçesi ile ilgili olarak; “İlk alan tutma deneyiminin ardından yeniden tutulacak alanlar bu kez daha detaylı olarak gözden geçirilerek 3-4 kadro ve eski yerel güçle tekrardan tutulur. Yaklaşık 20 günlük bir süreden sonra 4-5 günlük bir direnişten sonra Farqîn bırakılmıştır. Alanın bırakılmasıyla direniş gücü yerel arkadaşlarla birlikte dağa çekilir… Yaklaşık on günlük bir hazırlık temelinde yeni bir tarz ve yoğunlukla alanın tekrardan tutulması karşısında düşman hazırlıksız yakalanır… düşmanın arkasına sarkarak ve de içine sızarak gerçekleşen gerilla tarzı eylemlerle kısmen başarılı bir pratik sergilenir. Dokuz günlük direniş sonucunda alan bırakılır”,
Şırnak/Cizre ilçesi ile ilgili olarak; “Temmuz ayının son haftasında Cizre'de de öz yönetim direnişi örgütlemek için bir grup arkadaş mevzilendirilir. Bu mevzilenme temelinde ilk planda Cizre'nin Nur, Cudi ve Sur mahalleleri tutulur. Barikat ve hendeklerle düşmanın mahallelere girmesi engellenmeye çalışılır. Bu amaçla direnişi örgütlemek amacıyla Ağustos 2015 ayının ilk haftasında Cizre Kent Komutanlığı ve Cizre Kent Yönetimi oluşturuldu. Ağustos 2015 ayının ikinci haftasında ise Eş Başkanlığını Ş. Mehmet Tunç ve Ş. Asya Yüksel arkadaşların üstlendiği Cizre öz yönetimi ilan edildi. Yetersiz teknikten dolayı sonuç alınabilecek taktikler güçlü ve yaygın şekilde geliştirilememiştir. Bu durum hem suikast ve hem de sabotaj taktikleri için özellikle geçerlidir. Toplamda 5-6 Kanasile suikast taktiğinin yetkin ve de yaygın kullanımı geliştirilememiştir. Hakeza sabotaj taktiği içinde aynı durum dile getirilebilir. Özellikle yoğun mayınlamaların yapıldığı Nusaybin ve Hezex caddelerini kullanmayan düşman, bu yönlü taktiği büyük oranda boşlamış oluyordu. Yine gübreyle yapılan mayınlar kar ve yağmurdan dolayı etkisiz kalabiliyordu. Sabotaj konusunda anti tank mayınların daha etkili olduğu anlaşılan bir diğer gerçek olmuştur”,
Şırnak/Silopi ilçesi ile ilgili olarak; “Botan sahasında özyönetim direnişlerinin ilk başlatıldığı şehirlerden birisi oldu. 14 Aralık 2015 operasyonu sürecinde sahadan en fazla kadro ve cephanenin gönderildiği şehir olmuştur. 6 mahalle tutulmuş, direnişin 21'inci gününde komutanlığın tereddütlü yaklaşımından dolayı çekilme kararı alınmıştır. "İmha olacağız" söylemi ile direnişi esas almayan bu yaklaşım örgüt tarafından kabul edilmemiş, direnişin tekrar başlatılması esas alınmıştır. İlk hamlede Silopi'de direnişte ısrar tutumunun zayıf olması ve şehrin terk edilmesi, düşmanın bu durum üzerinden kamuoyunda değişik propagandalar yapmasına fırsat vermiştir… Silopi'de yeniden direnişi geliştirmek hem askeri taktik açıdan ve hem de siyaset psikolojisi açısından zorunlu hale gelmişti”,
Şırnak/İdil ilçesi ile ilgili olarak; “Direniş 16 Şubat-8 Mart tarihleri arasında gerçekleşmiştir. Yeni mahalle ve Turgut Özal mahalleleri tutularak YPS'nin ilanı yapılan İdil/Hezex'deki öz yönetim direnişi Ş.Rojger, Ş.Mazlum ve Ş.Diyar arkadaşların öncülüğünde başlatılmıştır. Sonrasında Ş.Emgihan arkadaş öncülüğünde alana ulaşan bir grup kadın arkadaşla birlikte YPS- JİN ilanı da gerçekleştirilerek öz savunma temelli öz yönetim çalışmaları güçlendirilmiştir. 14 Aralık'a kadar olan bu süreçte toplumsal alan, YDG-H, Dem-Genç ve ÖDG-K'nın da yürüttüğü çalışmalarla gerçekleştirilen toplantılar sonucunda halkın da sürece katılımı sağlanmıştır. Direniş için köklü hazırlıklar öncesinden çok yapılmamış sığınak, tünel, mevzi, evler arası geçiş delikleri ve yine mayınlama gibi çalışmalara halkın direniş alanı terk etmesinden sonra başlanmıştır”,
Hakkari/Yüksekova ilçesi ile ilgili olarak; “… Geliye, Dostski-Oramar savaşının sonunda Sevk-İdareye bağlı YPS komutanlığının oluşturulmasıyla birlikte Gever öz yönetim direnişi komutanlığı da yeniden örgütlendirilerek hazırlıklara başlanmıştır. Direniş, gerek mevsim koşullarının yarattığı zorluklar gerekse de iç sorunlar ve en temelinde Cilo YPS komutanı olan ve Gever Öz Yönetim Direnişini doğrudan yönetmesi gereken Yılmaz Kurdo’nun oportünist ve de kaçkın tutumunun sonucunda 38 gün sürmüştür”,
Mardin/Nusaybin ilçesi ile ilgili olarak; Nusaybin'de öz yönetim ilan ve direniş planlaması ve hazırlıkları 28 Temmuz 2015'de başlatılmıştır. Yerel birliklerin öncülüğünde ilk olarak Şehit Gelhat (Abdulkadir Paşa) Mahallesi tutulmuştur. İlk dönemde çalışmaların güçlendirilmesi için toplumsal alan ve gençlik temsilcilerinden oluşan şehir koordinasyonu ve sonrasında da 3'lü komutanlık oluşturularak öz yönetim direniş faaliyetlerine başlanmıştır... Gerçekleştirilemeyen geri çekilmeden dolayı direniş gücü üç ay sürecek sığınak süreciyle kendini sağlama almıştır. En az direniş süreci kadar zorlu geçen sığınak sürecinde yaralı durumda olan Xebatkar arkadaş yanındaki arkadaşların kurtulması için kendisini tabancayla şehit ederek komutasını üstlendiği direnişin ruhuna uygun bir tutum sergilemiştir. Çok sonradan kendi imkanlarıyla örgüte ulaşan arkadaşların haber vermesiyle geride kalan bir grubun yetersiz bir örgütlenmeyle çıkarılmaya çalışılması esnasında 7 arkadaşın şehit düşmesi bir diğer belirgin yetersizlik olmuştur”, şeklinde tespitlerin yer aldığı,
Diyarbakır Sulh Ceza Hakimliğinin 2020/3851 D. İş numaralı kararı gereğince HDP Diyarbakır İl başkanlığı binasında 22/10/2020 tarihinde yapılan aramada; ele geçirilen el yazılı not defterinde, Cizre ilçesinde çukur-barikat olaylarında ölen yetmiş üç silahlı terör örgütü mensubu ve halen kırsal alanda faaliyet yürüten dört örgüt mensubunun kod adları ile birlikte sicil bilgilerini içeren (Sipan Garzan, Azad Farqin, Zinar Amed, Azad Siser, Rojhat Andok, Çektar Amed, Tufan Tendürek, Amed Dicle, Farqin, Amed, Çiyager/Harun, Stera Jiyan, Serhildan Amed, Adil Amed, Xebat Dirok, Serhildan Andok, Çerkez Yılmaz) doküman ele geçirilmiştir. Belirtilen şahısların olay tarihinden öncesine ait aranma kayıtlarının bulunduğu,
Açıklandığı üzere; çukur-barikat-hendek eylemlerinde bütün sürecin örgüt tarafından tasarlandığı ve koordinesinde yürütüldüğü, halkın katılımının gerçekleştirilmesi, şiddetin yaygınlaştırılarak özerkliğin sağlanması kapsamında HDP’nin paydaşları HDK-DTK bünyesindeki KCK’nın şehir yapılanmasındaki bileşenleri ile birlikte sahada aktör olarak yer aldığı tartışmasız bir gerçek olup, bu eylemlerin parti organlarınca açıkça benimsendiği, dolayısıyla Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) bu nitelikteki eylemlerin odağı haline geldiği,
Anlaşılmıştır.
Bu itibarla davalı Partinin Anayasa'nın 68/4. maddesine aykırı eylemleri nedeniyle Anayasa'nın 69/6. ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası’nın 101/1-b ve 103/2. maddeleri uyarınca temelli kapatılmasına karar verilmesini talep etmek zaruri hale gelmiştir.
h) Örgütsel Eylemlerin İcrasını Kolaylaştırmada PKK/KCK-HDP İilişkisi
Yapılan soruşturmalar sırasında;
04/01/2016 tarihinde Mardin/Dargeçit Belediyesine ait bir traktörün römorkunda yapılan aramada; 7 adet Roketatar, 2 adet Bixi, 5 adet Kaleşnikof, 1 adet Kanas, 1 adet Zağros, 1 adet Mp5, 7 adet el bombası, 24 adet anti tank roket mermisi, 19 adet RPG sevk fişeği, 2 adet telsiz, 2 adet hücum yeleği, 29 adet şarjör, 8 adet sırt çantası ve çok sayıda fişek (Dargeçit CBS. 2016/13 Srş.),
14/08/2015 tarihinde Çatak Belediyesine ait kamyon içerisinde yapılan aramada; 100 kg. gübre, 26 adet ateşleyici fitil ve 20 adet büyük pil, (Çatak CBS. 2015/366 Srş.),
01/05/2014 tarihinde Hakkâri Belediyesine ait resmi araçta yapılan aramada; 16 kutu torpil olarak tabir edilen patlayıcı madde, 15 adet çakmak gazı tüpü, çok sayıda cam bilye ve çivi, 7 adet bant, 14 adet kutu kola, 84 adet Molotof yapımında kullanılan boş şişe, 2 bidon benzin, 2 adet torpil tüfek rampası, 4 adet kalkan olarak kullanılan metal levha ele geçirilmiştir (Hakkari CBS. 2014/2841 Srş.),
Mardin/Dargeçit ilçesinde 10-12 Ekim 2015 tarihleri arasında meydana gelen çukur-barikat ve silahlı terör eylemleri esnasında Dargeçit Belediyesine ait kepçe, çukur kazmak ve barikat kurmak amacıyla kullanılmıştır (Dargeçit CBS 2018/14410 Srş.),
20/02/2016 tarihinde Mardin/Derik Belediyesine ait beyaz renkli kepçenin, Kale Mahallesinde çukur kazmak ve barikat oluşturmak amacıyla malzeme taşıdığı (Mardin CBS 2017/7207Srş.),
28/11/2020 tarihinde Şırnak Cizre ilçesinde “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma” suçundan aranan Ercan OĞUZ isimli şahsın, gözaltı işlemi esnasında yanında bulunan HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir'in, görevlilere zorluk çıkararak, şüphelinin arkasına geçtiği ve pantolonunun arka cebinde bulunan cep telefonunu el çabukluğu ile alarak delil kararttığı tespit edilmiştir. (Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı Sor. 2020/5524),
14/02/2020 tarihinde, PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması DGH (Devrimci Gençlik Hareketi) içerisinde kadro olarak faaliyet yürüten ve hakkında yakalama kararı bulanan Yunus DURDU isimli şahıs, Van İpekyolu ilçesinde HDP Van Milletvekili Murat SARISAÇ’ın aracında yakalanarak gözaltına alınmıştır.
27/01/2015 tarihinde Suriye’den illegal yollardan silah/patlayıcı aktarımı yapılacağı bilgisine istinaden yapılan operasyonda, HDP Milletvekili Faysal Sarıyıldız’da ele geçirilen yüklü miktardaki mühimmatı almaya gelen şahıslar arasında olduğu anlaşılmıştır. (Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı 2015/11745 Sor.)
Halil İbrahim Koyuncu 20/02/2020 tarihli ifade ve teşhisinde (Diyarbakır CBS. 2018/33960-2018/20206 sayılı soruşturmalar);“… 2015 yılı Temmuz ayında… Eve girdiğimde Remziye Tosun isimli şahsın küçük bir kız çocuğu ve bir de eşi bulunmaktaydı. İranlı şahıs beni Remziye Tosun’un evinde ayrı bir odaya koydu ve beklememi söyledi. Remziye Tosun ile İranlı şahıs aralarında uzun süre konuşma yaptılar, ancak ben konuştuklarının çoğunu anlayamadım. Bir ara Remziye Tosun İranlı erkek şahsa hitaben bu küçük kızım biraz büyüsün örgüte bizzat götürüp teslim edeceğim, gerilla yapacağım dedi. Remziye Tosun isimli şahsın evinde İranlı erkek şahıs ile birlikte bir gece kaldık. Ertesi gün İranlı şahıs araç ayarlamak için evden ayrıldı. Kısa bir süre sonra iki araba ile birlikte geri geldi. Öndeki arabada yani öncümüzde iki erkek şahıs bulunuyordu. Benim binmiş olduğum arkadaki araçta da benimle birlikte toplam 3 kişi vardı. Biz iki araçla önlü arkalı olarak Lice kırsalında bulunan Sisi Mezarlığına gittik…” şeklinde ifade vermiştir.
Açıklandığı üzere; PKK/KCK terör örgütü tarafından gerçekleştirilen silahlı/bombalı eylemlere, HDP’li milletvekilleri veya yöneticilerinin direkt veya dolaylı olarak yardım/yataklık ettikleri, eylemlerde kullanılacak silah/mühimmat ve patlayıcı maddeleri temin ettikleri/taşıdıkları, gerek milletvekillerine tahsis edilen resmi araçlar, gerekse belediyelere ait araçların örgütsel faaliyetlerde kullanıldığı, terör örgütü tarafından başlatılan sözde özerklik/öz yönetim kalkışması sırasında yerel yönetimlere ait iş makinalarının çukur/barikat yapımında kullandıkları net bir şekilde tespit edilmiş, dolayısıyla Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) bu nitelikteki eylemlerin odağı haline geldiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla davalı Partinin Anayasa'nın 68/4. maddesine aykırı eylemleri nedeniyle Anayasa'nın 69/6. ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası’nın 101/1-b ve 103/2. maddeleri uyarınca temelli kapatılmasına karar verilmesini talep etmek zaruri hale gelmiştir.
ı) HDP İl/İlçe Binalarında Yapılan Aramalarda Ele Geçen Suç Eşyası ve Dokümanlar İtibarıyle PKK/KCK-HDP İlişkisi
Yapılan soruşturmalar kapsamında;
İstanbul HDP İl binasında; 11/08/2016 tarihinde yapılan aramada PKK terör örgütünün sözde bayrakları, üzerinde "Sayın Öcalan Barışın Teminatıdır-Bir İmza da Sen At" yazılı Abdullah Öcalan'ın resmi bulunan poster, YDG-H yazılı flama, örgüt mensuplarının kırsal alanda silahlı vaziyette çekilmiş fotoğrafları YPS flaması, üzerinde YDG-H yazılı tişört,
İstanbul Beyoğlu HDP İlçe binasında; 08/01/2016 tarihinde yapılan aramada PKK Terör örgütünün üst yönetiminde yer alan ve Paris'te 2013 yılında öldürülen örgüt mensubu Sakine Cansız'a ait örgüt kırsalında çekilmiş fotoğraf, üzerinde "Kürt halkının acılarını iliklerine kadar yaşamayanlar onur ve vicdan sahibi olamazlar - Tüm Kadınları Cizrenin İntikamı İçin Özgürlüğe Direnişe Çağıtrıyoruz-YPS-JIN" yazılı ve örgüt lideri Abdullah Öcalan ile bazı kadın örgüt mensuplarının fotoğraflarının bulunduğu pankart, "Öcalana Özgürlük-Barış Anneleri İnsiyatifi" yazılı pankart, örgüt mensuplarının kırsal alanda silahlı şekilde çekilmiş resimleri, "Sayın Öcalan Barışın Teminatıdır-Bir İmza Da Sen At" yazılı Abdullah Öcalan'a ait fotoğraf, üzerinde "Atilla Yoldaş Ölümsüzdür" yazısı bulunan örgüt mensubunun fotoğrafı, PKK/KCK terör örgütünün sözde bayrak ve flamaları, "Sömürgeciliğe Vur Kürdistanı Kur" yazısı bulunan çok sayıda "Yurtsever Gençlik" isimli dergiler, Abdullah Öcalan tarafından yazılmış "Gerçeğin Dili ve Eylemi", "Kürt Sorunu Demokratik Ulus Çözümü", "Kürdistan Devrim Manifestosu", "Özgür Halk-15 Ağustosun 3. Yıl Dönümünde Gerilla: Rojova'dan Şengal'e Maxmur'dan Kerkük'e Anavatan Savunmasında", "Devrimci Genç Kadın", "Bir Halkı Savunmak" adlı kitaplar, "KJA Sözleşmesi" başlıklı doküman metni, "Demokratik Kamuoyuna" başlıklı ve "1. Olağan Kongremiz Kobani zaferinin coşku ve heyecanıyla "Özgürlüğe Yürüyen Kadınla Demokratik Ulusa" şiarıy ile 31 Ocak 1 Şubat tarihleri arasında 501 delegenin katılımıyla Amed'de gerçekleştirilen Arin Mixan, Deniz Fırat, Kader Ortakkaya, Sibel Bulut şahsında başta Kobani direnişinde fedai ruhla şehadete ulaşan kahramanlar olmak üzere tüm devrim şehitlerini anarak başlayan kongremiz, siyasal süreç, kongre modeli ve öneri, karar gündemleri ile devam etti.." ifadeleriyle devam eden "...sonuç olarak Kobani direnişi ve savunması başta Türkiye'de olmak üzere büyük bir Enternasyonel kadın dayanışması sağlamıştır. Bu mücadele ve direniş tarihimize ortak değer olarak yazılmıştır. Kadın dayanışması ve ortak mücadelesiyle örgütlü ve özgür yaşamı geliştirme iddiamızı bir kez daha belirtiyoruz." ibareleriyle biten üç sayfadan oluşan doküman, "Özgür Kadın Kongresi Tüzüğü" başlıklı 15 sayfalık doküman, "Kobaniye gitmek isteyen halkımızın yol paralarını karşılamak için Taksim Talimhane esnaflarımız bağış yapmak istemiş bizler de yaptıkları bağışları BDP ilçe eş başkanları Mehmet Nur Açıl ve Songül Oktar bu bağışları toplayıp Kobaniye giden yolcularımız için otobüs yolcularımıza takdim etmişizdir. Aşağıda ismi bulunan esnaflarımız.." ile başlayan ve bazı isimler ve karşılarında bağış miktarları yazan el yazması doküman, "BDP Beyoğlu İlçe Örgütünün Mali Raporu" başlıklı el yazması doküman, "Rojovaya Kurban Bağışı Formu" başlıklı doküman, "BDP Beyoğlu İlçe Başkanlığı Ocak 2014-Kasım 2014 Arası Bilançosu" başlıklı doküman, toplantı salonu duvarında örgüt kamplarındaki toplu eğitim sırasında çekilmiş örgüt üyelerinin silahlı fotoğrafları, Abdullah Öcalan'a ait fotoğraflar, "Özyönetim Nedir" başlıklı broşürler, çok sayıda "Özgür Halk" adlı dergiler, "KJA İstanbul Koordinasyonuna KJA Sultangazi Örgütsel Raporu" başlığı ile başlayan ve "Yaklaşık iki ay önce gençlik çalışması yapan arkadaş deşifre olmama amacıyla benden başka hiçbir arkadaşın güvenlik gerekçesiyle haberi olmadan evime gelmiştir... Akabinde arkadaş mahalleden çıkarken tutuklanmıştır. Olaydan üç gün sonra arkadaşın tutuklandığını öğrendim... kadın arkadaşımızın işbirlikçi ve ajan olduğumuzu beyan etmiştir... Eleştirel ve öz eleştiri tavrımızla kendi eksiklerimizi de görerek yapının sağlıklı bir işlev almasını Önder Apo 5 Nisandan bu zamana ağır tecrit koşullarında yaşarken, Kürdistan varlık savaşı vermeye devam ederken bu sorunlara girmemizde tutumumuz öz eleştirel yaklaşımım olması gerekir. Başta Önder Apo ve şehitlerimizi saygıyla selamlıyor, saygılar diliyorum" şeklinde biten ve "Sultangazi KJA Koordinasyonu HDP ilçe yöneticisi Gurbet" imzalı el yazılı doküman,
İstanbul Esenyurt HDP İlçe binasında; 24/01/2021 tarihinde yapılan aramada, çok sayıda "Özgür Toplum", "Özgür Halk", "Özgür Kadın", "Yurtsever Gençlik", "Heviya Jine", "Demokratik Modernite-Direnişin Meşruiyeti", "Devrimci Genç Kadın" isimli dergiler, Abdullah Öcalan tarafından yazılmış kitaplar, oda duvarlarında Abdullah Öcalan'a ait fotoğraflar "Gençliğin Görkemli Zafer Yürüyüşü Savaştaki Israrı Parçalayacaktır" yazılı ve arka planında Abdullah Öcalan'ın fotoğrafı bulunan çerçeveli resim, duvarda asılı vaziyette "Gençlik Botana Özgür Vatana" yazıları altında Abdullah Öcalan ve örgüt mensuplarının resimlerinin bulunduğu pano, "Tecrit Savaştır Direniş Haktır Cezaevlerine Ses Ver-Hakkari Milletvekili Leyla Güven" yazılı dergiler, başka bir bölümde duvarda yan yana asılı vaziyette "14 Temmuz Şehitleri" yazısı altında örgüt mensuplarının resimleri ile Abdullah Öcalan'ın fotoğrafı, "Ne Düşüş Ne Teslimiyet Sonuna Kadar Direniş" yazılı pankart, arka fonda Abdullah Öcalan resmi üzerinde "Barışa Tecrit Uygulanamaz" yazılı çok sayıda afiş,
İstanbul Avcılar HDP İlçe binasında; 04/04/2018 tarihinde yapılan aramada üzerinde örgütün sözde bayrağına ait simgeler ve "Ve Jina 4 Avrele Piroz Be" yazıları bulunan pasta, duvarda asılı Abdullah Öcalan portresi, "Özgür Bakış", "Genç Bakış", "Demokratik Modernite" adlı dergiler, "Atılım" adlı gazete nüshaları, duvar üzerinde "Gençlik Apo'nun Fedaisidir Gençlik Önderliğin İzinde" yazılı pano, Abdullah Öcalan portesi, kırsal alanda çekilmiş örgüt mensuplarına ait resimler, örgütün sözde bayrağı, "Kürtlere El Uzatacağına Ruslara Kolunu Kaptırma", "Afrin Halkı Yalnız Değildir", şeklinde yazılamalar, örgüte ait flamalar,
İstanbul HDP Taksim İlçe binasında; 12/12/2016 tarihinde yapılan aramada Abdullah Öcalan'ın resmi, örgütün sözde bayrağı, "Özgür Halk", "Devrimci Genç Kadın""Yurtsever Gençlik" isimli dergiler, içeriğinde "...Merhaba Hewal... bizi şikayet edenler sizin yakın ilişkide kaldığınız akrabalarınızdır. Sizin ve ailenizin PKK'ya yardım ve yataklık ettiğinizden dolayı şikayet etmiş bulunmaktadırlar... Lütfen bu siteyle irtibata geçmeyin durumumuzu göz önüne alarak yazılan ve yapılan her türlü durumlardan uzaklaşın yazılanları okunan telefon veya bilgisayardan silmeniz ve formatlamanız gereklidir. Güvenliğiniz açısından önemlidir " şeklinde yazan "Dödef Koordinasyon" başlıklı bilgisayar çıktısı doküman, "Önder Apo'yu Özgürleştirene Kadar Direnecek, Yüce Şehitlere Olan Sözümüzü Tutacağız" şeklinde duvar yazısı, Abdullah Öcalan'a ait kitaplar, YDG-H flamaları, örgüt mensuplarına ait resimler,
İstanbul HDP Bağcılar İlçe binasında; 19/03/2016 tarihinde yapılan aramada "Devrimci Genç Kadın", "Yurtsever Gençlik", Özgür Halk" adlı dergiler, arka fonda örgüte ait simgeler bulunan örgüt mensubunun fotoğrafı,
İstanbul HDP Bahçelievler İlçe binasında; 21/08/2019 tarihinde yapılan aramada duvara asılı vaziyette PKK/KCK terör örgütünü simgeleyen sarı-kırmızı-yeşil renkli bez parçası, duvara asılı vaziyette terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’a ait fotoğraf, duvara asılı vaziyette üzerinde Nurhak Boran Amanos-Veysi Karahanlı- Ş. Ebadi Şerifiyan isimlerinin bulunduğu PKK/KCK terör örgütü mensuplarına ait fotoğraf, 1 adet "Kürdistan Devrim Manifestosu" isimli kitap, 1 adet "Sümer rahip devletinden Halk Cumhuriyetine doğru" isimli kitap, 1 adet "Kürt sorunu Demokratik ulus çözüm" isimli kitap, 1 adet "Abdullah Öcalan seçme yazılar" isimli kitap, 1 adet "bir halkı savunmak" isimli kitap, 2 adet "Özgür Halk" İbareli Dergi (Kasım 2014 Mart 2015), 3 adet Nisan – Mayıs Haziran 2017 sayılı "Demokratik Modernite" ibareli kitap, 1 adet Eylül 2014 tarihli "Yurtsever Gençlik" isimli dergi, 1 adet "Kürdistan Demokratik Siyasetin Rolü üzerine" isimli kitap, 1 adet "Demokratik Uygarlık Manifestosu" isimli kitap (Kapitalist Uygarlık), 1 adet "Demokratik Uygarlık Manifestosu" isimli kitap (Özgürlük Sosyolojisi), 1 adet YPG ibareli İlyas Ekinci ibareli fotoğraf, 1 adet PKK/KCK terör örgütü mensubunun bulunduğu Ahmet Uğurlar ibareli fotoğraf, M. Emin Çelik, Hatice Haymen, Hevidar Koçer – (Halime Aydın), Rençber Amed, Erkan Abay ve bir çok örgüt mensuplarına ait fotoğraflar, 1 adet "Sayın Öcalan Barışın teminatıdır bir imzada sen at" ibareli fotoğraf, Abdullah Öcalan ve örgüt mensuplarının posterleri,
İstanbul HDP Sancaktepe İlçe binasında; 15/07/2018 tarihinde yapılan aramada "Demokratik Modernite", "Jinoloji" adlı dergiler, "Direniş Yuvası Dağlar-Gerilla Anıları-IV", "Zamanın Ruhuna Yolculuk-Gerilla Anıları-V" adlı kitaplar, "Halkın Nabzı", "Yeni Demokrasi", "Atılım" adlı gazetelerin muhtelif tarihli nüshaları, içeriğinde "Gündem, İl Toplantısı, Komisyon Çalışmaları, Planlama il-ilçe" başlıklar, "ihbar, 27 Cuma saat 1'de 150 kişi, 28. Ümraniye tutuklu aile toplantısı, Süreç Değerlendirmesi, Kongre komisyonu oluşumu, Rojovaya yardım, Amaraya gidiş" şeklinde başlıklar, başka bir bölümde isim listeleri halinde şahıslara gıda ve erzak yardımlarına ait notlar bulunan, şahıs isimlerinin bazılarının başına "bir yurtsever" ibareleri yazılı "Serkan Bilmen" yazılı not defteri, üzerinde Abdullah Öcalan'ın resmi basılı "Güvenliği Güveniliğimizdir", "Sağlığı Sağlığımızdır", Özgürlüğü Özgürlüğümüzdür" yazılı yelekler, Abdullah Öcalan'ın posterleri, örgütün sözde bayrak ve flamaları (YPS, YPJ ibareli), "Biji Ber Biji Berxwedna" yazılı bez parçası, üzerinde örgüt mensubunun silahlı fotoğrafı bulunan ve "15 Ağustos Ruhuyla Rojovayı Selamlıyoruz" yazılı büyük boy pankart, "Sizin Tecridiniz Varsa Bizim Dağlarımız Var" yazılı pankart, örgüt mensuplarına ait çok sayıda resim, poster, "Rojova, Mahur, Şengal İçin Kermese Yardım Edelim-Kadın Meclisi" yazılı kağıt pankart, "Şehid Zilan Özgürlük Çizgisinde Kendini Yaratan Kadındır" yazılı ve kadın örgüt mensubunun resmi bulunan pankart, "19 Aralığı Unutmadık Unutturmayacağız Katil Devlet Hesap Verecek" yazısı bulunan pankart, "Komplodan Rojavaya Rojavadan Zafere-BDP İstanbul Gençlik Meclisi" yazılı pankart, "Kobane ile Başladık Kobane ile Başaracağız-YDG-H, YDGK" yazılı pankart, "Cenevre-2, 2. Lozan Olmayacak Demokratik Özerklik Rojava'da Doğdu Batmayacak-Biji Serok Apo-Be Seok Jiyan Na be-Sancaktepe Halk Meclisi" yazılı pankart, ortasında örgütün sembolleri üzerinde Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu ve üzerinde "Şehiden Me Rumeta Mene" yazılı büyük pano,
Ankara Mamak HDP İlçe binasında; 12/12/2016 tarihinde yapılan aramada 1 Adet “Susmuyoruz, Korkmuyoruz, İtaat Etmiyoruz”, 1 Adet “Olağan Haller 12 Eylül Dersim İnanç Asimilasyonu” yazılı afiş, 1 Adet Sarı Zemin üzerine Kırmızı ve Siyah renkli “Gençliğin Devrimci Güçleri DEV- ÜÇ" yazılı flama, 2 Adet beyaz zemin üzerine kırmızı baskı ve siyah yazılı “Birleşik Devrimci Parti” flaması, 1 Adet üzerinde Abdullah Öcalan resmi bulunan "Yurtsever Gençlik" Dergisi, 2 Adet "Yeni Demokrat Gençlik" dergisi, 1 Adet "ESP Sosyalist Kadın Meclisleri" dergisi, 1 Adet üzerinde “APE MUSA-Kürt Çocuklarına Türküm doğruyum, çalışkanım yalanı söyletilmektedir” ibareli 2013 takvimi, 120 Adet çeşitli tarih ve sayılara ait "Özgürlükçü Demokrasi" gazetesi, 19 Adet çeşitli tarih ve sayılara ait "Kızıl Bayrak" dergisi, 14 Adet çeşitli tarih ve sayılara ait "Atılım" ve "Özgür Gelecek" dergisi, 6 Adet çeşitli tarih ve sayılara ait "Özgür Gelecek" dergisi, 32 Adet çeşitli tarih ve sayılara ait "Özgür Gündem" dergisi, 9 Adet çeşitli tarih ve sayılara ait "Umut" gazetesi, 1 Adet "Odak" dergisi, 5 Adet çeşitli tarih ve sayılara ait "Yeni Demokratik Ulus" dergisi, 2 Adet "Evrensel" Gazetesi, 70 Adet çeşitli tarih ve sayılara ait "Azadiye Welat" gazetesi, girişe göre sağdaki odada; 1 Adet "Özgür Basın Susturulamaz" yazılı A 4 kağıt parçası, 1 Adet "Geleceğimiz için birleşiyor, özgürlüğümüz için direniyoruz" yazılı afiş, 1 Adet "Barışa sahip çıkıyorum, darbeye direniyorum" adlı döviz, sağdaki kırmızı örtülü masa üzerinde bulunan kahverengi poşet içerisinde; 3 Adet "Emeğime sahip çıkıyorum, darbeye direniyorum" adlı döviz, 1 Adet "Devrimci genç kadın" ibareli 5 numaralı dergi, sağ taraftaki rafta; 1 Adet "Uluslararası komplo Atina davası" Abdullah Öcalan yazarlı kitap, 2 Adet Duran Kalkan yazarlı "Kürdistan Yurtsever Devrimci Gençlik Manifestosu" isimli kitap, 1 Adet Abdullah Öcalan yazarlı "Nasıl Yaşamalı" isimli kitap, 1 Adet Abdullah Öcalan yazarlı "Kürt Aşkı" isimli kitap, 1 Adet Abdullah Öcalan yazarlı "Sosyalizmde Israr, İnsan olmakta ısrardır" isimli kitap, 7 Adet Duran Kalkan yazarlı, "Kürdistan Yurtsever Devrimci Gençlik Manifestosu", 2 Adet Abdullah Öcalan yazarlı “Bir Halkı Savunmak” isimli kitap, 1 Adet “Yeni Demokrat Gençlik” dergisi, sağ taraf kitaplık yanında duvara yapıştırılmış çeşitli şahıslara ait fotoğraflar üzerinde (Şehiden Silopi, Ş. Mahir Dersim, Ş, Baran Dersim yazıları bulunan), 8 adet raf içerisinde "Devrimci Genç Kadın" dergisi, 2 adet "Özgür Toplum (Özgür Kadın)" dergisi, 4 adet çeşitli tarih ve sayılara ait "Yurtsever Gençlik" Dergisi, 133 Adet çeşitli tarih ve sayılara ait "Özgür Halk" Dergisi, Mor örtülü masa üzerinde “Kimliğime Sahip Çıkıyorum, Darbeye Direniyorum”, "Barışa Sahip Çıkıyorum, Darbeye direniyorum", "Emeğime Sahip Çıkıyor, Darbeye direniyorum" isimli broşür, "Faşizme Darbelere ve Savaşa karşı Demokrasi ve Barış istiyoruz" yazılı broşürler, 200 Adet "Hak Yok Hukuk Yok Özgürlük Yok, Ohal Var" ibareli broşür, "Gemileri Yaktık Geri Dönüş Yok", "Direne Direne Kazanacağız", "Faşizme Karşı Omuz Omuza", "Yılgınlık Yok Direniş Var, Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz", "İrademe Dokunma", "Susma Sinme, Boyun Eğme, Saf Tut Diren, Bugün Ben Yarın Sen", ibareli çok sayıda el broşürleri, 16 Adet "Topluyoruz, söyleyecek sözümüz var yapacak gücümüz var", "Yakılıp Yıkılan Cizre-Sur-Gecer-Nusaybin, Şırnak, Silopi için dayanışma ve katkıda bulunuyoruz" A5 kâğıdına yazılı 24x35 cm büyüklüğünde Afiş, 2 Adet "Gülten Kışanak, Fırat ANLI Yalnız değildir" adlı döviz, 2 Adet "Susma Haykır Kayyuma HAYIR" adlı döviz, 2 Adet "OHALE HAYIR" adlı döviz, 2 Adet "İrademe sahip çıkıyorum darbeye direniyorum" adlı döviz, 2 Adet "Darbelere Hayır Demokrasi Hemen Şimdi" adlı döviz, 2 Adet "Belediyeler Halkındır Halkın kalacak" adlı döviz, 4 Adet "Tüm Darbelere Karşı Demokratik Direniş" adlı döviz,
Adıyaman HDP İl binasında; 05/04/2021 tarihinde yapılan aramada 3 adet "Cizre Ablukası" adlı HDP Genel Merkez baskılı kitap, 3 adet "Silopi ablukası" adlı HDP Genel Merkez baskılı kitap, 1 adet "Şırnak ablukası" adlı HDP Genel Merkez baskılı kitap, hakkında toplatma kararı bulunan "Kurdistan Ü Sinor" adlı kitap, "Jinoloji" adlı kitap, "dörtlerin Gecesi" adlı kitap, "Jinoloji abonelik Bilgi Formu", üzerinde "Adıyaman DTP Newroz-2008" yazılı CD'ler, "DTP Seçim Mitingi-2007" yazılı CD, "Demokratik Modernite" adlı kitap, "Özgür Halk" adlı dergi, "KJA (Özgür Kadın)" adlı dergi, ön kapağında Abdullah Öcalan resmi bulunan "Çirüşka Heviya Jine" isimli dergi, Abdullah Öcalan'ın çerçeveli resmi, örgüt mensuplarına ait resimler, üzerinde PKK terör örgütünün sözde bayrağı bulunan Mazlum Doğan yazısı bulunan resim, Selahattin Demirtaş, Abdullah Öcalan ve Figen Yüksekdağ adlı kişilerin birlikte oldukları resim, elinde silah bulunan örgüt mensuplarının muhtelif resimleri, içeriğinde "Öcalana'a Özgürlük İmza formu" bulunan ve çok sayıda kişinin ismi ve karşılığında imzası bulunan "Abdullah Öcalan'a ve Türkiye'deki siyasi tutsaklara özgürlük talebinin destekliyorum..." şeklinde metin bulunduğu anlaşılan CD,
Adana İl ve Seyhan İlçe binalarında; 20/03/2019 tarihinde yapılan aramada, oda duvarlarında asılı vaziyette Abdullah Öcalan'ın fotoğrafları, üzerinde örgüt mensuplarının fotoğraflarının bulunduğu ve üstünde "Kobaniyi Beraber Savunduk Yeniden Beraber İnşa Edeceğiz" yazılı afiş, "Azadiye Velat" adlı gazete,
Ağrı Doğubeyazıt HDP İlçe binasında; 11/12/2019 tarihinde yapılan aramada, duvarda asılı vaziyette Selahattin Demirtaş ve Abdullah Öcalan'ın yan yana çekilmiş fotoğrafı, "Kürdistan Tarihinde Dersim-Dr. Nuri Dersimi" adlı kitap, 24/10/2020 tarihinde yapılan aramada duvarda asılı vaziyette Abdullah Öcalan'a ait resim,
Antalya HDP İl ve Kepez İlçe binalarında; 11/08/2017 tarihinde yapılan aramada çok sayıda Abdullah Öcalan'a ve örgüt mensuplarına ait resimler, "Bütün Dünyada Yaşayan Kadınların Özgürleşmesi Rojova Devriminin İzinden Geçer" yazılı afiş, "Mahsum Korkmaz 28 Mart 1986" yazılı örgüt mensubuna ait fotoğraf, arkasında YPG yazısı bulunan "Ashley Jhonston (Serhat Bagok)" yazılı erkek şahsa ait fotoğrafın bulunduğu afiş,
Aydın Didim İlçe binasında; 18/04/2016 tarihinde yapılan aramada Abdullah Öcalan'a ait fotoğraf, "Şehide Nemir Agit 1956-1986" yazılı örgüt mensubunun resminin bulunduğu afiş, "Rojava Nebe Xwediye - Rojava Sahipsiz Değildir - NAÖ-DER" yazılı pankart, altında "söz ve eylem arasında şaşmayan bir tutarlılık, risk alarak yaşamayı seven bir cesaret ister devrimcilik. Sakine Cansız" yazılı arkasında Sakine Cansız'a ait fotoğrafın bulunduğu afiş,
Balıkesir HDP İl binasında; 13/12/2016 tarihinde yapılan aramada altlarında "Fidan Doğan/Sakine Cansız/Leyla Şaylemez" yazılı adı geçen üç örgüt mensubunun fotoğraflarının yer aldığı afiş, "Demokratik Ulus", "Gündem", "Demokrasi" adlı gazetelerin muhtelif sayıları, "Hinar", "KJA" adlı dergiler, 5. sayfasında "Ali Rıza Temur Ege Bölgesi örgütlemeden sorumlu", 7. sayfasında "Rojava için harcanan" başlığı altında çeşitli harcama miktarlarının yazıldığı, 8. sayfada "Çukur Hüseyin Rojava için toplanan" başlığı altında çeşitli tarihlerde örgüte ekonomik destek amacıyla toplandığı değerlendirilen maddi tutarların yazılı olduğu ajanda, Abdullah Öcalan ve örgüt mensuplarının muhtelif resim ve posterleri, mutfakta lavabo dolabının içinde bulunan çöp kovası içerisinde yırtılmış olarak bulunan el yazması kağıt parçalarının birleştirilmesi ile bulunan ve kim tarafından yazıldığı belirlenemeyen örgütsel doküman,
Balıkesir Ayvalık HDP ilçe binasında; 13/12/2016 tarihinde yapılan aramada "Ey İnsanlık Kobanede Katliam Var", "Her Yer Kobane Her Yer Direniş", "Kobane Halkı Yalnız Değildir", "Rojavaya Yardım Kapmpanyası" adı altında toplanan 11.465.000 TL paranın nereden ve kaç kişiden toplandığını gösteren evrak, Kobanede PKK/KCK (YPG-YPJ) saflarında girdiği çatışmada öldüğü belirlenen Cennet baba Kod Gülçin Sert adlı şahsın fotoğrafının bulunduğu YPG ve YPJ amblemleri olan çerçeveli resim, örgüt mensuplarının kırsal alanda çekilmiş resimleri, toplatma kararı bulunan "Özgürlük Dünyası" adlı derginin muhtelif sayıları,
Balıkesir Bandırma HDP ilçe binasında; 13/12/2016 tarihinde yapılan aramada "KJA" isimli dergilerin muhtelif sayıları, "Demokratik Ulus" adlı gazetenin nüshaları, "DTK Kongre Bildirgesi" ibareli metin, "İsyan Devrim Özgürlük", "Lice'de Katliam Var", "Rojava Devrimi Onurumuzdur", "Biji Berxwedana YPG ü YPJ", "Kazdığınız Hendeklerde Boğulacaksınız", "Önder Apo'ya Özgürlük", "Barış İçin Savaşanlara Selam Olsun", "Roboskinin Faili Katil TC Devleti" yazılı dövizler,
Batman HDP İl Binasında; 15/02/2021 tarihinde üzerinde "Rojova, Rojhılat, Başür", ortasında "Em Yekin" yazılı afiş, bir pano üzerinde Abdullah Öcalan'ın resmi ile "İstanbul Sözleşmesini Uygula", "Susmak Yok Direnişin Kendisiyiz", "Kadınsız Devrim Olmaz", "Risk Göze Alınmadan Zafer Kazanılmaz" yazılamaları, "Unutmayacağız-Unutturmayacağız-Batman TJA Bileşenleri" yazılı örgüt mensuplarının resmi bulunan pankart, arka fonda örgütün sözde bayrağına ait simgeler bulunan örgüt mensuplarının portreleri, "Tecriti Kıralım Önderliği Özgürleştirelim" yazılı Abdullah Öcalan'ın resmi basılı olan yelek,
29/05/2020 tarihinde yapılan aramada Abdullah Öcalan'a ait değişik posterler, örgüt mensuplarına ait resimler,
Batman Beşiri HDP İlçe binasında; 11/06/2020 tarihinde yapılan aramada Abdullah Öcalan'ın değişik resimleri, örgüt mensuplarına ait fotoğraflar, "Agit (Mahsum Korkmaz)" yazılı elinde tüfek bulunan örgüt mensubunun yer aldığı afiş,
Bingöl HDP İl, Genç ve Karlıova İlçe binalarında; 23/10/2016 tarihinde yapılan aramalarda "Öcalan'a Özgürlük" yazılı Abdullah Öcalan'ın fotoğrafı bulunan afiş, duvarda asılı vaziyette PKK terör örgütünün sözde bayrağı ve örgüt mensuplarının resimleri, 11/03/2017 tarihinde yapılan aramada Abdullah Öcalan'ın fotoğrafı, YPG flaması, 2 sayfa "HPG Amed Eyalet Komutanlığı" 01/03/2015 tarihli tutanak, "Yurtsever Gençlik Dergisi", "Devrimci Genç Kadın Dergisi","Heviya Jine Dergisi", YPG arması bulunan leşger kıyafetli örgüt mensuplarına ait fotoğraflar, "Faaliyet raporumuzdur" başlıklı Abdullah Öcalan ve terör örgütü faaliyetlerini övücü mahiyette 1 sayfa doküman, "Tutuklu listesi" başlıklı içerisinde şahıs isimleri, tutuklu şahıslar ve ailelerinin isimleri bulunan 1 sayfa doküman, 01/08/2016 yazılı not şeklinde tutulmuş “Bu Hesap Sorulmalı, Tuncer Yılmaz” ibaresiyle başlayan ve “alınan karar özür dilenirse bu davaya katılırız” şeklinde son bulan 1 adet not kağıdı, "Kanireşler listesi" ibareli 5 adet 5 sayfa doküman, Yönetim odasında "adalet komisyon listesi" ibareli 23 şahsın isimlerinin yer aldığı 2 adet A4 boyutunda doküman,
Bursa Yenişehir ve Yıldırım HDP İlçe binalarında; 30/12/2016 tarihinde yapılan aramada "PKK" ve "HPG" yazılı pankartlar, duvarda asılı vaziyette Abdullah Öcalan'ın resmi ile PKK örgütünün sözde bayrağı, örgüt mensuplarına ait örgüt kampında çekildiği anlaşılan fotoğraf,
Çanakkale HDP İl binasında; 24/05/2016 tarihinde yapılan aramada “Abdullah Öcalan Demokratik Uygarlık Çözümü IV” yazılı kitap, “Abdullah Öcalan Demokratik Uygarlık Manifestosu (yan tarafında Serdem Pir Özgür Öğrenci Derneği yazılı)" isimli kitap, “Abdullah Öcalan Demokratik Uygarlık Çözümü II” yazılı kitap, “Hep Kavgaydı Yaşamım Sakine Cansız" isimli kitaplar, “Gerilla Anıları V Zamanın Ruhuna Yolculuk” isimli kitap, “Gerilla Anıları IV Direniş Yuvası Dağlar” isimli kitap, “Gerilla Anıları III Sis” isimli kitap, “Gerilla Anıları II Çağın Çığlar” isimli kitap, “Apocu Felsefe Hasan İraz, Goran Yayınları” kitabı, “PKK ve Değişim Stratejisi” isimli kitap, “101 Soruda Demokratik Özerklik” isimli kitap, “Gerçeğin Dili ve Eylemi Abdullah Öcalan” isimli kitap, “Kürdistan’da Demokratik Siyasetin Rolü Üzerine Duran Kalkan” yazılı kitap, “Nurhaktan Gabar’a bir Serüven” isimli kitap, “Kongra-Gel Kürdistan Halk Kongresi Demokratik Kuruluş Belgeleri” isimli kitap, "Abdullah Öcalan Demokratik Uygarlık Manifestosu…” isimli kitap, Abdullah Öcalan’ın resmi ve üzerinde “Abdullah Öcalan Kürt Halkının İradesi” yazısının bulunduğu fotoğraflı magnet, Mahir Çayan, Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya, Mazlum Doğan’ın resimlerinin bulunduğu dikdörtgen büyük resim/poster, Abdullah Öcalan’ın resmi ve “Sayın Öcalan” yazısı ile arka planda terör örgütünün simgesinin bulunduğu resim,
Denizli Merkezefendi HDP İlçe binasında; 10/05/2016 tarihinde yapılan aramada Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu afiş, elinde silah bulunan örgüt mensubunun resmine ait afiş,
Diyarbakır HDP İl ve İlçe binalarında; 11/10/2016 tarihinde yapılan aramada Abdullah Öcalan'ın posteri, "Önder Aponun Özgürlüğüne Yürüyoruz-Yeniyol Halk Meclisi" yazılı pankart, 10.12.2018 tarihinde yapılan aramada duvarda asılı vaziyette ve altında "9 Ocak Katliamını Lanetliyoruz" yazılı örgüt mensuplarının resimlerinin bulunduğu büyük boy afiş, Seve Demir, Pakize Nayir, Fatma Uyar adlı örgüt mensuplarına ait resimler,
Diyarbakır Sur HDP İlçe Gençlik Merkezinde 29/12/2018 tarihinde yapılan aramada; duvarda asılı vaziyette Abdullah Öcalan'a ait fotoğraflar,
Diyarbakır HDP İl ve Yenişehir İlçe binalarında; 29/12/2018 tarihinde yapılan aramada duvarda büyük harflerle "APO" yazısı, elinde silah bulunan kadın örgüt mesubuna ait fotoğraf, arka fonda Abdullah Öcalan ve silahlı örgüt mensuplarının resimleri bulunan "15 Ağustos Direniş Ruhuyla Demokratik Özerkliği Selamlıyoruz" yazılı afiş, Abdullah Öcalan'ın resmi ile örgüte ait simgelerin bulunduğu "Genç Başladık Genç Başaracağız" yazılı afiş,
Edirne HDP İl Binasında; 30/05/2016 tarihinde yapılan aramada alt kısmında "Edirne Kadın Meclisi" yazılı, örgüt mensuplarının resimlerinin bulunduğu afiş, Abdullah Öcalan'ın posterleri,
Elazığ HDP İl binasında; 02/11/2016 tarihinde yapılan aramada duvarda asılı vaziyette Abdullah Öcalan'a ait resim, elinde silah bulunan örgüt mensubuna ait resim, 8 adet "Özgür Halk", 4 Adet "Özgür Halk", 1 adet "Hilalleşen Devrimci Genç Kadın", 2 Adet "Arinleşen Yurtsever Gençlik" isimli dergilerin muhtelif sayıları, kırmızı renkli, ön kapak, arka kapak ve içerik ile ilgili bazı resimlerin verildiği el yazması notların bulunduğu, notların içeriklerinde PKK/KCK terör örgütüne ilişkin yayınlar yapıldığından dolayı Kanun Hükmünde Kararname ile faaliyetlerine son verilen "Özgür Gündem" ve "Azadiya Welat" isimli gazetelerin Karakoçan ilçesinde dağıtıldığı yerler, sayıları, tarihleri ve karşılığında alınan para miktarlarının bulunduğu notlar olduğu anlaşılan ön kapakta "LİFE" ibaresi bulunan not defteri
Erzincan HDP İl binasında; 12/03/2018 tarihinde yapılan aramada duvarda asılı vaziyette Abdullah Öcalan, Fidan Doğan, Sakine Cansız adlı örgüt mensuplarına ait resimler, üzerinde "Teslimiyet İhanete, Direniş Zafere Götürür" yazılı, elinde ağır makineli tüfek bulunan örgüt mensubuna ait afiş, siyah çerçeve içerisinde 21/03/1982 yılında Diyarbakır Cezaevinde kendisini yakarak intihar eden ve PKK/KCK terör örgütünün kurucuları arasında yer alan Mazlum Doğan isimli örgüt mensubuna ait olduğu ve “Yemin ediyorum ki Bu kararlığın ortasında o ateş ben olacağım zulüm altındaki tüm halklar için kendimi meşale yapacağım Belki de gün gelecek bir meşale olarak elden ele dolaşacağız Ateş karanlıklardan karkmaz. Ben de korkmayacağım. Nerede zalim nerede zulum nerede karanlık varsa ben orada yanıyor olacağım. Mazlum Doğan” şeklinde yazının bulunduğu, "Beritanlarla Doğduk Saralarla Büyüdük Arinlerle Özgürleşiyoruz” yazılı pankart,
Eskişehir HDP il binasında; 14/12/2016 tarihinde yapılan aramada Abdullah Öcalan ve örgüt mensuplarına ait fotoğraf ve resimler, yasaklama ve toplatma kararı bulunan "Özgür Halk", "Kaldıraç", "Yurtsever Gençlik", "Devrimci Genç Kadın" adlı dergilerin muhtelif sayıları,
Gaziantep DBP ve HDP İl, Şahinbey ve Şehitkamil HDP İlçe binalarında; 14/11/2019 tarihinde yapılan aramada üzerinde "Edi Bese Ji Reber Apo Re Azadi" yazılı beyaz yelek, duvarda asılı Abdullah Öcalan'a ait resimler, örgüt mensuplarına ait çok sayıda çerçeveli resim, "21. 9 Ekim Komplosu Ne anlama Geliyor" başlıklı ve "...PKK lideri Sayın Abdullah Öcalan'a yönelik uluslararası komplonun ilk adımını 21 yıl önce başlattılar.." şeklinde ifadelerle devam eden doküman, "Kadın örgütlenmeleri TJA olarak mı devam edecek TJA bağımsız bir yapıdır yoksa kadın meclisleri olarak mı devam edeceği netleştirilmesi gerektiği.” şeklinde yazılı not, "SALMAN TUTUMLU(DTK) -bileşen hukukunda DTK ve HDK'nın rol misyonları çok önemli HDP'yi ön plana çıkarıcı çalışmalar yapılmalı.-HDK, DTK ve kurumlar kendi kompartımanında çalışmayarak HDK ve DTK'nın rollerini tam anlamıyla yerine getirmedikleri, -HDK ve DTK’nın misyonlarının HDP fikriyatının anlaşılması ve bilince çıkması noktasında çalışmalarda yetersiz kalınması" şeklinde not, "Siyasi tutsaklarla dayanışma" başlıklı ve içeriğinde "Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı binlerce siyasi tutuklu ceza evlerinde açlık grevi eylemi gerçekleştiriyor. Cezaevlerinde her türlü baskı ve hak ihlaline maruz bırakılan tutsakların bu dönem her zamandan daha fazla destek ve dayanışmaya ihtiyaçları var.." ifadeleriyle devam eden ve "...Not: Bu Çalışma HDP İstanbul Kültür-Sanat Komisyounumuz tarafından hazırlanmış ve proje haline dönüştürülmüştür" ile biten doküman, 1 adet pembe renkli üzerinde Notebook ibaresi bulunan "Gündem" ibareleri ile başlayıp, "İmam Karahan" İbareleri ile biten "24/12/2014/1-Haftanın değerlendirmesi, 2-Planlama; Roboskinin yıl dönümüne ilişkin" ibareleri ile devam eden defter/ajanda, PKK/KCK terör örgütünün elebaşı A. Öcalan uygulandığı iddia edilen sözde tecridi bahane ederek başlatmış olduğu açlık grevi eylemi gerçekleştirilen şahıslar ile yakınlarının irtibat bilgilerinin yazılı olduğu doküman, "Demokratik Bölgeler Partisi /DBP) Aile Ziyaret Fişi" yazılı koçanlar,
Iğdır Tuzluca İlçe binasında; 17/11/2016 tarihinde yapılan aramada duvarda asılı vaziyette PKK terör örgütünün sözde bayrağı ile Abdullah Öcalan'ın resimleri,
Iğdır DBP ve HDP İl binalarında; 23/01/2018 tarihinde yapılan aramada Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu ve "Artık Yeter Apo'ya Özgürlük" yazılı afiş, örgüt mensuplarına ait posterler, "Kobane Düşmedi" yazılı pankart,
İzmir Bayraklı HDP İlçe binasında; 07/05/2016 tarihinde yapılan aramada Abdullah Öcalan ve örgüt mensuplarına ait resimler, "Serkan Tosun Ölümsüzdür" yazılı erkek şahsa ait poster, "D.K. Onurumuzdur" yazılı kadın şahsa ait poster, "Sayın Öcalan Barışın teminatıdır" yazılı Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu afiş, YDG-H yazılı sözde bayrak, üzerinde Abdullah Öcalan ve bir erkek bir kadın örgüt mensubunun resimleri bulunan "Teslimiyet İhanete, Pasifizm Yenilgiye, Direniş Zafere Götürür-YPS Ruhuyla Direnişi Büyültelim Özgür Önderlikle Özgür Kürdistan'da Demokratik Özgür Yaşamı İnşa Edelim" yazılı pankart, "İzmir'den İmralı'ya Binlerce Selam" yazılı pankart, PKK terör örgütünün sözde bayrağı,
Kahramanmaraş HDP İl binasında; 26/08/2016 tarihinde yapılan aramada Abdullah Öcalan tarafından yazılmış çok sayıda kitap ve yasaklanmış yayın, Abdullah Öcalan ve örgüt mensuplarına ait fotoğraflar, üzerinde PKK terör örgütünün sözde bayrağına ait simgeler bulunan "Roj Bunate Pirozbe" yazılı pankart, "Roboski Katliamını 4 yıl Değil Failler Hesap Verene Kadar Hatırlayacağız", "Bı 34 Şehidan Dilem Ne Kırın Perçe Pereç", "Beni Devlet Katletti Tahir Elçi" yazılı pankartlar, "KJA" yazılı flamalar,
Kahramanmaraş Pazarcık HDP İlçe binasında; 30/06/2020 tarihinde yapılan aramada üzerinde Abdullah Öcalan'ın resmi bulunan "Newroz-Mazlumların Newroz Ateşini Gürleştirip Önder Apo'yu Özgürleştirecreğiz-Pazarcık BDP Gençlik Meclisi" yazılı pankart, üzerinde 3 kadın teröristin resimleri bulunan ve altında "Üç Fidanı anıyoruz Şehit Namirin" yazılı pankart, örgüt mensuplarına ait fotoğraflar, Abdullah Öcalan'ın resimleri bulunan ve "Özgür Önder Özgür Kürdistan" yazılı pankart, "Beritanlarla Doğduk Zilanlarla Büyüdük Sakinelerle Özgürleşeceğiz Şiddetsiz Bir Dünya İçin İsyandayız" yazılı pankart, "Dilan Ayman (Zelal)-Ertuğrul Sayın (Doxtor Agiri)-Yeter Savaş (Peşvin)-Şehit Namırın" yazılı ve örgüt mensuplarının resimlerinin bulunduğu pankart,
Kars HDP İl binasında; 02/10/2016 tarihinde yapılan aramada “Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa Hamlesi”ni Büyük Bir İrade ve Kararlılıkla Zaferle Taçlandıralım!" başlıklı ve "DTK Koordinasyon Kurulu" ifadeleriyle biten, içeriğinde "Türkiye devleti 2011 seçimleri ardından 90’lara benzer bir topyekûn saldırı konseptini hayata geçirdi. Her alanda baskı ve imha politikaları uygulandı. Askeri operasyonlar, Roboski gibi katliamlar, Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecrit, yapılan her demokratik etkinliğe uygulanan polis şiddeti, kitlesel tutuklamalar ‘Sri Lanka örneği” perspektifi ile halkımıza karşı geliştirilen saldırıların çerçevesi oluyordu..." ifadeleriyle başlayıp, "Kırk yılı aşan mücadele mirasımız, tecrübelerimiz, halkımızın duyduğu güven, sevgi ve bağlılık, şehitlerimizin direniş geleneği ve özgür ve direnişçi duruşu mücadelemizin başarısını garanti etmektedir. Tüm delegasyon ve bileşenlerimizi bu onurlu ve direngen halkın evlatları, kahraman şehitlerin yoldaşı olmanın sorumluluğuyla hareket edeceklerine inanıyoruz. Tüm arkadaşlarımızın dönemin öngördüğü mücadele tarihi süreci başarıyla gerçekleştireceklerine yönelik beklentimizi ifade ediyor, başarılar diliyoruz." ibareleri ile son bulan ifadelerin geçtiği doküman, "Demokratik Konfederalizm" başlıklı doküman, "Koma Civakên Kürdistan Sözleşmesi" başlıklı doküman, "Demokratik Kent Meclisi Kuruluş Ve İşleyiş Yasası (DKM) KAY" başlıklı doküman, silahlı ve leşker kıyafetli örgüt mensuplarının kırsal alanda toplu olarak çekilmiş fotoğrafları, Abdullah Öcalan'ın resimlerinin bulunduğu ve "Özgür Önder Özgür Kürdistan" yazılı büyük pankart, çok sayıda yasaklı yayın, örgüt mensupların ait posterler,
Kırşehir HDP İl binasında; 17/02/2016 tarihinde yapılan aramada örgüte ait flama, çok sayıda yasaklı yayın, Abdullah Öcalan'a ait duvarda asılı resim,
Kocaeli Dilovası HDP İlçe binasında; 10/01/2016 tarihinde yapılan aramada Abdullah Öcalan'a ait duvarda asılı resim, "Heyva Sora Kurdistane" yazılı duvar saati,
Kocaeli HDP İl ve Darıca, Çayırova, Dilovası, Gebze İlçe Binalarında; 20/12/2018 tarihinde yapılan aramada PKK terör örgütünün sözde bayrakları, örgüt mensuplarına ait resimler,
Malatya HDP ve DBP İl Binalarında; 15/02/2018 tarihinde yapılan aramada "Öcalan'a Tecrit Kürtlere Tecrittir-HDP Malatya İl Örgütü" yazılı pankart, Abdullah Öcalan ve örgüt mensuplarına ait resimler,
Manisa HDP İl ve Akhisar, Alaşehir, Salihli, Saruhanlı, Şehzadeler, Yunus Emre İlçe Binalarında; 13/12/2016 tarihinde yapılan aramada "2015 yılı Başkan Apo'nun aramızda Olacağı Yıl Olacaktır-Halk Mitingi Hipodrum-Newroz alanı Buca-15 Şubat 2015" yazılı afiş, üzerinde Abdullah Öcalan ve örgüt mensuplarının resimleri bulunan 2015 yılına ait takvim sayfası, altında "Bir İmza Da Sen At" yazılı Abdullah Öcalan'a ait resim, kırsalda bulunan örgüt mensuplarına ait resim,
Mardin Ömerli HDP İlçe Binasında; 08/04/2016 tarihinde yapılan aramada "Fidan Doğan - Sakine Cansız - Leyla Şaylemez - Güneşin Yörüngesindeki Kadınlar Ölümsüzdür" yazılı üstünde üç kadın örgüt mensubunun resimleri bulunan afiş, üst kısmında örgüt mensuplarının resmi bulunan ve altında "Ateşin Çocukları Şehid Namirin" yazılı afiş, bir kadın örgüt mensubunun resminin yan tarafında "Arin Mirkan-21. yy'da Aydınlık Çağın Karanlık Gözlerine Karşı Kahramanlık Üstü Bir Direnişle Dünyaya Bir Işık Saçtı-6 Ekim 2014" yazılı afiş,
Mardin Nusaybin HDP İlçe Binasında; 23/01/2018 tarihinde yapılan aramada üzerinde sol tarafta Abdullah Öcalan'ın resmi, üst tarafta ise örgüt mensuplarının resimleri bulunan ve "Kadınlar Önderliği ve Özgürlüğü İçin Eylemde" yazılı büyük pankart, arka fonda PKK terör örgütünün sözde bayrağı bulunan örgüt mensuplarına ait resimler,
Mardin HDP İl Binasında; 05/01/2019 tarihinde yapılan aramada "İmralıda Tecride Son-HDP", "Tecrid Suce Mırovahiye Ye" yazılı dövizler, üzerinde "Leyla Güven Haklıdır Tecrit Kalkmalıdır" yazılı beyaz yelekler, örgüt mensuplarının resimleri,
Mersin HDP İl ve Tarsus, Akdeniz, Mezitli, Yenişehir ve Silifke İlçe Binalarında; 12.12.2016 tarihinde yapılan aramalarda Abdullah Öcalan'ın resimleri, "Barışa Tecrit Uygulanamaz-HDP" yazılı pankart, üzerinde örgüt mensubunun resmi bulunan ve "Devrim Şehitleri Ölümsüzdür-Şehit Namirin" yazılı pankart, YPG flamaları, elinde silah bulunan örgüt mensubuna ait resim,
Mersin HDP İl Binasında; 02/12/2018 tarihinde yapılan aramada; Abdullah Öcalan'a ait resim, "Tecriti Kıralım Faşizmi Yıkalım-HDP Mersin İl Örgütü" yazılı pankart,
Muğla Bodrum HDP İlçe Binasında; 09/11/2017 tarihinde yapılan aramada alt kısmında "Sayın Öcalan Barışın Teminatıdır" yazılı Abdullah Öcalan'a ait resim, örgüt mensuplarına ait resimler,
Muğla Marmaris HDP İlçe Binasında; 08/05/2017 tarihinde yapılan aramada alt kısmında "Sayın Öcalan Barşın teminatıdır-Bir İmza Da Sen at" yazılı Abdullah Öcalan'a ait resim bulunan afiş,
Muğla Milas HDP İlçe Binasında; 16/03/2017 tarihinde yapılan aramada Abdullah Öcalan'ın resmi bulunan poster, Abdullah Öcalan'ın resmi bulunan anahtarlık ve bileklik,
Muş Malazgirt HDP İlçe Binasında; 08/01/2016 tarihli aramada Abdullah Öcalan'ın posteri, üzerinde elinde silahlı vaziyette örgüt resmi bulunan ve "HPG-Şehid Sipan (Nesim Keklik)" yazılı resim,
Muş Bulanık HDP İlçe Binasında; 03/02/2018 tarihinde yapılan aramada; kırmızı zemin üzerinde şahin resmi altında "Yurtsever Demokratik Gençlik-YDK 2007" yazılı afiş,
Muş HDP İl Binasında; 09/08/2019 tarihinde; yapılan aramada Abdullah Öcalan'a ait resim, PKK terör örgütünün sözde bayrakları,
Muş Varto HDP İlçe Binasında; 30/01/2018 tarihinde yapılan aramada;Abdullah Öcalan'ın örgüt kampında çekilmiş fotoğrafı, YPG flaması, üzerinde bir tarafta Abdullah Öcalan bir tarafta ise bir örgüt mensubunun resmi bulunan örgütün simgelerinin basılı olduğu ve "Erkan Türeli (Rabun Kato)" yazılı pankart,
Niğde HDP İl Binasında; 23/01/2018 tarihinde yapılan aramada Abdullah Öcalan'ın resimleri,
Osmaniye HDP İl Binasında; 04/11/2020 tarihinde yapılan aramada "Mecliste Darbe Var-Osmaniye HDP TJA Kadın Meclisi" yazılı afiş, "Kadınlar Direnişi Örgütlüyor, Özgürlüğe Doğru yürüyor-Jin Jiyan Azadi-Osmaniye TJA Kadın Meclisi" yazılı pankartlar,
Siirt Baykan HDP İlçe Binasında; 12/10/2016 tarihinde Abdullah Öcalan'ın portresi, erkek teröriste ait, altında "Kod adı: Reşit Avareş-Adı soyadı Şiyar Karasu" yazılı YPG arması olan resim, sözde Kürdistan haritası,
Siirt HDP ve DBP İl Binalarında; 12/10/2016 tarihinde yapılan aramada Abdullah Öcalan'ın portresi, üzerinde üç kadın örgüt mensubunun resmi olan altında "TJA" yazılı afiş,
Şanlıurfa HDP ve DBP İl, Ceylanpınar, Halfeti, Hilvan, Viranşehir, Birecik, Siverek, Suruç, Eyyübiye, Haliliye HDP ve DBP İlçe Binalarında; 12/10/2016 tarihinde örgüt mensuplarına ait resimler, örgüt mensuplarının kırsal alanda kullandıkları kıyafetler, tabanca, tüfek ve bunlara ait mühimmatlar, Abdullah Öcalan'ın resimleri,
Şırnak Cizre HDP İlçe Binasında; 10/12/2016 tarihinde "Baskılara İşkencelere Tutuklamalara ve Katliamlara Rağmen Kürt Halkı Dimdik Ayaktadır Rojava Devrimi Tarihi Bir Örnektir-Cizre BDP Gençlik Meclisi" yazılı pankart, üzerinde Abdullah Öcalan ile örgüt mensuplarının resimleri bulunan pankart, örgüte ait sözde bayrak, "YDG-H Örgütleniyor Alanlar Özgürleşiyor" yazılı pankart, "Önder Apo'suz Yaşamı Yaşamayacağız -Cizre Özyönetinmi" yazılı pankart, KJK flamaları,
Şırnak Silopi HDP İlçe Binasında; 27/12/2015 tarihinde Abdullah Öcalan'ın resminin altında "Barışın Teminatı Önder Apo'dur" yazılı afiş, Abdullah Öcalan ve örgüt mensuplarının resimleri bulunan takılar, örgüt mensuplarına ait resimler,
Şırnak Beytüşşebap HDP İlçe Binasında; 31/12/2017 tarihinde Abdullah Öcalan'a ait resimler, örgütün sözde bayrakları,
Tekirdağ HDP Çorlu ve Çerkezköy İlçe Binasında; 05/09/2019 tarihinde "Tecride Sessiz Kalma" yazılı pankart, Abdullah Öcalan'a ve örgüt mensuplarına ait resimler, KJA ibareleri bulunan bez parçası, YPJ ibareleri bulunan bez parçası, Komalên Jinên Ciwan (Genç Kadınlar Birliği) PKK/KCK’nın 20-22 Ekim 2012 tarihleri arasında gerçekleştirilen konferansla kuruluşunu ilan ettiği kadın örgüt mensuplarından oluşan topluluğa verilen ismi taşıyan bayrak, HDP Çerkezköy ilçe başkan odasında masasının karşısında bulunan evrak dolabının üzerinde, yine bina içerisindeki diğer odalarda örgüt lideri ve hemen yanında terör örgütünün ilk üyelerinden Mazlum Doğan’ın resmi, “Yaşasın özgürlük mücadelesi başlığı atılan ve Şehitlerimiz Halkımızın ve Gerillanın Özgürlük Mücadelesinde Yaşıyor” şeklinde ibarelerin bulunduğu terör örgütü üyesi şahısların resimlerinin yan yana konulmak suretiyle oluşturulan pano, HDP İlçe örgütü yöneticilerinin örgüte eleman aktarımı ile ilgili olarak “Rojda Peker Çıkışa hazır Bana ulaş facesini vereceğim şimdi resmi ilk işin” ibareleri bulunan doküman, eğitim çizelgeleri,
Van HDP İl Binasında; 11/12/2018 tarihinde Abdullah Öcalan, Selahattin Demirtaş ve Pervin Buldan'ın birlikte çekilmiş resmi,
Van HDP İl ve Başkale, Edremit, Gevaş, Gürpınar, Muradiye, Özalp İlçe Binalarında; 12/10/2016 tarihinde yapılan aramalarda üzerinde Abdullah Öcalan'ın resmi bulunan "Sayın Abdullah Öcalan'ın Özgürlüğü Türkiye Halklarının Birlikte Yaşama Garantisidir" yazılı pankart, Abdullah Öcalan'a ve örgüt mensuplarına ait resimler, "Öcalan'a Özgürlük-Freedom For Öcalan" yazılı yelekler, "Şehitlerimize Sözümüz Var Yeni Yaşamı Örgütlenerek Yaşayacağız-Gele Payizava" yazılı afiş, örgütün sözde bayrak ve flamaları,
Van HDP İl Binasında; 09/05/2019 tarihinde "Tecrit Kalksın Leyla Yaşasın" yazılı bez, ölen örgüt mensuplarının örgütün kırsalında bulunan teröristlerin resimleri, Abdullah Öcalan'ın ve Sakine Cansız'ın portrelerinin,
Ele geçirildiği anlaşılmıştır.
PKK/KCK terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında farklı tarihlerde ülke genelindeki HDP il/ilçe binalarında yapılan aramalarda; örgüt lideri, güvenlik güçleri ile girdikleri çatışmalarda etkisiz hale getirilen terör örgütü mensuplarının fotoğrafları, terör örgütünü simgeleyen sözde bayrak/flamalar, örgütsel dokümanların ele geçirilmiş olduğu dikkate alındığında siyasi parti tabelası altında parti binalarının örgüt hücresi haline getirildiği tespit edilmiş, dolayısıyla Halkların Demokratik Partisi (HDP) bu nitelikteki eylemlerin odağı haline gelmiştir.
Bu itibarla davalı Partinin Anayasa'nın 68/4. maddesine aykırı eylemleri nedeniyle Anayasa'nın 69/6 ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası’nın 101/1-b ve 103/2. maddeleri uyarınca temelli kapatılmasına karar verilmesini talep etmek zaruri hale gelmiştir.
VI. GENEL DEĞERLENDİRME
Osmanlı imparlatorluğundan bu tarafa yetmiş iki milleti barındıran coğrafyanın, her dönemde farklı renkleri, dilleri, kültürleri, sanatları, gelenekleri, ahlaki değerleri olmuştur. Ancak bu farklılıklar adeta mozaik teşkil ederek yaşadığı coğrafyayı ve insanlığı zenginleştiren, bereketlendiren bir işlev arz etmiştir. Hiçbir zaman birbirini hasım olarak gören bir sosyal sınıf çatışmasına tanık olunmamıştır. Toplumun hiçbir dönemde böyle bir sorunu olmamıştır.
Bu özellik Kurtuluş Savaşı ve sonrasında devam etmiştir. Bu ülküden hareketle birliği korumak, dirliğe ulaşmanın tek yolu olarak görülmüş, ortak bir çatı altında farklı dil, din, etnik köken, kültürü aynı ortak potada buluşturmayı, yoğurmayı, kendine özgü (sine gue non) ortak kültürde farklı tüm sosyal sınıfları buluşturmayı, büyük, güçlü, vakur, saygın, Türk ulusunu oluşturmayı başarmışlardır. Toplumsal uzlaşma her daim var olmuş, halkın bu unsurları öne çıkartarak ayrışmak gibi bir tutumu asla olmamıştır. Kurtuluş Savaşını zor koşullarda ortak mücadele azmi ile kazanan ve Türkiye Cumhuriyet Devletini kurmayı başaran, et ve tırnak gibi kaynaşmış, kardeş olmuş halkların hiçbir zaman ayrışmak, ulusal sınırlar içerisinde belli bir bölgenin bölünerek ayrı bir (özerklik, öz yönetim, kanton, federasyon, konferderal yönetim) gibi adı ne olursa olsun bölünmüş bir yapı arzu edilmemiş, bunun toplumda farklı bir izdüşümü hiçbir zaman realite haline gelmemiştir. Bölmeye parçalamaya yönelik tüm girişimler başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti ülküsüne ulaşmak uzun bir mücadele ve güç birliğiyle gerçekleşmiştir. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, Misak-ı Milli sınırları içinde özgür ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmak oldukça zor koşullarda, toplumun bütün kesimlerinin ortak mücadelesiyle icra edilmiştir.
Tarihi süreçler yakından okunduğunda, değişik ülkeleri, çıkar gruplarını işaret etse de hasımlarımızda var olan ortak unsur, değişik görünümlerde aynı saikle hareket etmeleridir. Ortak saik, adeta mozaiki andıran toplumsal dokuda farklılıkları öne çıkartarak ayrıştırmak, ayrışmanın gerekçelerini oluşturmak, problemlerin kıvılcımını çakmak, örgütlemek suretiyle yangına çevirmektir. Bütün bunların sonucunda da legal zeminde demokrasi kılıfı içerisinde çözüm getiren aktör görüntüsüyle organizmaya nüfuz edip, ülkenin bölünüp parçalanması amaçlanmıştır.
Bütün bu özellikler ile gelinen noktada farklılıkları öne çıkartarak ayrıştırma, azınlık yaratma vb. yöntemlerle bölme, yönetme görevini her daim üstlenen terör örgütleri var olmuş, bunlardan biri de özellikle son 40 yılda gerçekleştirdiği vahim eylemlerle PKK/KCK terör örgütü olmuştur.
PKK terör örgütünün yapılanmasında, şiddet cephesini siyasi cephe ile tahkim ettiği, Merkez-Eyalet-Bölge Komitesi içerisinde Siyasi Komiserlik, Komite adı altında yürüttüğü faaliyetlerin, süreç içinde siyasi alan komisyonuna evrildiği, bütün bu süreçler örgüt lideri tarafından “PKK yaşamak istiyorsa bilim ve sanat komisyonu parantez içinde PKK olmalı. Bu organizasyonun beyni olmalı. Akıl gücü olabilmeli” şeklinde tanımlamıştır.
Siyasi alan canlı bir organizma olarak kabul edildiğinde, bu vücuda kumanda eden beynin PKK olduğu, siyasi cephedeki karar alma süreçleri ile tasarımların, PKK tarafından yapıldığı anlaşılmıştır. Örgütün, siyasi cephedeki en küçük yapı taşına nüfuz etmesini sağlamak bağlamında örgüt liderinin “En üstte Merkez Komite olmak üzere, tüm parti komite, birim ve temsilcilikleri kendilerini her türlü cephe ve ordu birimlerinin yönetim kademelerine çelik çekirdekler olarak yerleştirip, esas yönetim gücü olurlar,” şeklindeki beyanı ile siyasi faaliyetlerindeki kadrolaşma yöntemini ortaya koymuştur. Buna bağlı olarak hiyerarşisinde, örgüt lideri ve üst yönetimi tepede konumlandırılmış, Türkiye’deki siyasi alan faaliyetleri için 7 kişiden oluşan Türkiye masasını Kandil’de oluştururken, bağlı olarak faaliyet yürütecek olan kişileri KCK/TM sözcüsü-sorumlusu adıyla konumlandırmıştır. Bu durum, Abdullah Öcalan’ın, 1999 yılından 2005 yılına kadar avukatlığını yapmış olan İrfan Dündar tarafından; “Türkiye Meclisi içersinde faaliyet yürüten (KCK/TM) örgüt mensupları, Kandil’deki yedi kişiden oluşan Türkiye masasından Sabri OK ve Murat Karayılan’a bağlı olarak faaliyetlerini sürdürürler. KCK/TM sözcülerinin, 2009 yılı öncesinde Kamuran Yüksek, Nadir Yıldırım, Mustafa SARIKAYA; 2009 yılı sonrasında, Nihat OĞRAŞ, Ali DURÇ, Celalettin DELİBAŞ, Kudbettin YAZBAŞI’dır” şeklinde belirtilmiş, görüşmeye gidecek avukatlar ile iletilecek konuların da bu şahıslar tarafından belirlendiği ifade edilmiştir.
Bu belirlemelerin tamamı siyasi cepheye aynen yansımıştır. Şöyle ki; 2 Aralık 2004 tarihindeki avukat görüşmesinde; örgüt lideri“Anayasa mahkemesi DEHAP’ı kapatırsa kapatır. Sabri ne zaman çıkıyor? Çıktığında sağa sola gitmesine gerek yok. Bu harekete (DTH) fiili sözcüm olarak katılsın. Bu arkadaş benim adıma fiilen Demokratik Toplum Hareketi içinde rolünü oynasın. Kendine bir ekip oluşturur. Sizden biri de onunla beraber yasal temsilci olarak çalışır…” demiştir.
Bu anlayış doğrultusunda, başta örgüt lideri olmak üzere oluşturulan ekip ve faaliyetler davalı siyasi partinin kuruluşundan önce ve sonrasında etkisini güçlü bir şekilde hissettirmiştir.
7 Aralık 2003 tarihli Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve İdris Baluken ile yüz yüze yaptığı görüşmede; “Siyasette birazdan üçünüzü ayrı ayrı değerlendireceğim. Üslup ve hitabet önemlidir. Daha yerinde, daha rantabl kullanmalısınız, yerindelik ve zamandalık önemlidir. Kazanmanın yarısı üslup ve hitabettir. Siz çok iyisiniz, hitabetinizi beğeniyorum. Her şeyi fazla açıklıyorsunuz, yerinde ve zamanında açıklayın. İdealinizi yitirmeyin, trajikomik üslubu daha çok siyasileştirmelisiniz. Bırakacağım demeyin, bu halkta güvensizliğe yol açar. Yapacağım deyin, bir iki yılınızı vereceksiniz. Siz de hitabetinize heyecan, hız ve coşku katmalısınız.” derken davalı siyasi partiye ilişkin olarak da 05-13 Aralık tarihlerinde örgütün sözde IX. Kongresine gönderdiği talimatta; “Hepimiz için ortak bir örgüt gerekiyor. 1970’lerden beri bunu istiyoruz. Milliyetçi örgütler bunu hep engellediler. HDK ve HDP doğru bir projedir. Birkaç vekil oraya geçip Taksim sonrası beklenen ‘yeni parti doğdu’ havası yaratabilir. Bu girişim seçimde yüzde on’u aşabilir… Kendinizi biraz örgütleyip geliştirin. Beni de çok eleştiriyorlar ama yine de muhalefeti içeri alıp kendimi büyütüyorum. Her şeyi PKK’ya danışmanıza da gerek yok” şeklinde ortaya konulmuş;
Balıkesir HDP il binasında ele geçirilen el yazılı örgütsel dokümanda; “Önderlik, 1968-1970’li yılların o günkü çizgiyi bugün de devam ettirdiklerini ifade etmiştir. Yıllardan beri geliştirdiği düşüncesini HDK-HDP olarak projelendirmiştir. BDP’nin isim değiştirerek yeni bir formatla 60 kişilik bir PM üyeleri için 1 Haziran’da İmralı’ya gidecek heyetten çalışma yaparak liste getirmelerini istemiş ve bizzat ilgileneceğini belirtmiş, isim olarak tercihi Demokratik Bölgeler Partisi (DBP)’dir. Ege Bölgesinde akademi yapılanması önderlik ile 1 Haziran görüşme sonrasında netleşecektir” şeklinde açıklanırken, diğer bir dokümanda; “Belirtilen bölge komisyonları; Amed Bölgesi: Gülten Kışanak, Serhat Bölgesi: Selahattin Demirtaş...”şeklinde olduğu tespit edilmiştir.
Örgüt liderinin, milletvekilleri Selahattin Demirtaş, Sırrı Süreyya Önder ve İdris Baluken ile 15 Eylül 2013 tarihli görüşmesinde;
“S. D: “Siz söyleyince hatırladım. Osman Baydemir’in de selamları vardı. Görevi teslim etmeye hazırlanıyor. Son aylar için bir öneriniz varsa iletmenizi rica ediyordu.”
A.Ö: Belediye için yeni bir aday olmalı tabii, Bir de iki dönemden fazla olmaması iyi olur. Osman Bey de milletvekilliğine hazırlanmalıdır. Her yerde komünal yaşamı benimseyen, çalışan kimseler olmalıdır. Bu Emine Ayna meselesi neydi?
S. D: Üç yıldır genel çalışmalara katılma konusunda sorunlar yaşıyordu. Kendisiyle ilgili bazı tartışmalarımız var, kararlarımız olabilir.
A. Ö: Üç yıldır nasıl çalışmıyor? Siz daha iyi bilirsiniz, ben bir şey demiyorum. HDP’de kongresini yapacak, Ertuğrul-Sebahat Eş Başkanlığı tartışılabilir, öneridir. Yerel seçimlerden sonra grup HDP’ye geçmeyi önüne koyabilir. Genel seçimlere HDP listesi ile girilebilir. HDP Kongresinde de aşkla çalışabilecek yetenekli insanlar alınabilir. Hatta ileride birçoğu vekil olabilirler. Hepsine selamlarımı söylersiniz.
Şimdi BDP’ye geçelim. Legal demokratik siyaset olma sıkıntısı var. Şimdilik seçimlere yoğunlaşmalıdır. Kongre alışmalarını ve tartışmalarını başlatırsınız, sonra önerilerim olacak. Aklıma gelmişken Mersin’e neden HDP ile girilmiyor? HDP olması daha uygundur… Eş Başkanlık sistemi her yerde oturtulsun. Eş Başkanlık evrenseldir, eşitlikçidir...” şeklindeki görüşmelerden anlaşıldığı üzere;
Selahattin Demirtaş’ın görüşme tarihine kadar BDP Eş Genel Başkanı, görüşme sonrası 20/06/2014 tarihinde davalı Partinin üyesi, 22/06/2014 tarihinde gerçekleşen Büyük Kongre’de HDP Eş Genel Başkanı olduğu, örgütün legal uzantısı BDP’den HDP’ye geçişkenliğin somut bir örneğini bu görüşmenin oluşturduğu,
Sırrı Süreyya Önder’in ise görüşme esnasında HDP İstanbul milletvekili olup, partinin kuruluşunda Eş Başkanlar Sabahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü olmak üzere A. Levent Tüzel ile yer aldığı, sonrasında 15 Ekim 2013 tarihinde parti üyeliği, 27 Ekim 2013 tarihinde ise Genel Başkan Yardımcılığına getirildiği, İdris Baluken’in, görüşme esnasında BDP Bingöl milletvekili olduğu, sonrasında 28/04/2014 tarihinde geçiş yaptığı HDP’de parti meclisi üyeliği ve TBMM Grup Başkan Vekilliği görevine getirildiği,
Bütün bu görevlendirme ve devamındaki görüşmelerin tarihleri dikkate alındığında, örgüt liderinin talimatlarının alınması hususunda üst düzey siyasi parti temsilcilerinin görevli kılındığı, bunun da aralarındaki iltisakın düzeyiyle ilgili dikkat çekici olduğu, davalı HDP ile PKK/KCK arasındaki irtibatın yukarıda ayrıntıları açıklanan çok sayıda delil ile teyit edildiği,
Anlaşılmıştır.
Bununla birlikte örgüt lideri ile üst yönetim kadrosunun, HDP ile ilgili görüşlerinin paylaşılması elzemdir.
Bu kapsamda;
24 Haziran 2013 tarihinde Selahattin Demirtaş ile görüşmesinde Abdullah Öcalan’ın; “... Hepimiz için ortak bir örgüt gerekiyor. 70’lerden beri bunu istiyoruz... HDK-HDP doğru bir projedir, isimlendirme de doğrudur…”,
Yine örgüt liderinin siyasi cephedeki HDP’lilere ilişkin olarak; “Bu bir eğitim programıdır. Belediyelere, seçilenlere diyorum ki bunları kafanıza iyi koyacaksınız. Anlamazlarsa cezayı hazırlamışım, bizim geleneklerimizde olan bir cezadır zaten. Onlara altıay süre veriyorum, yapmazlarsa kuyruklarına teneke bağlar sokağa salarım, mahalle mahalle dolaştırırım.”,
“Halk adına siyaset yapacaksanız bunları anlamak zorundasınız. Halk bağlı ise sen de saygılı olacaksınız, hepsini mahvedeceğim. Öldürmekle değil tükürükle boğacağım onları, halkım bana bağlı, herkes benim halkımla bağımı bilir. Benim halkımla ne yapıp yapamayacağımı Türkiye de biliyor, Suriye de biliyor”,
25/06/2019 tarihinde1 KCK Yürütme Konseyi Üyesi Abbas (K) Duran Kalkan’ın; “…HDP’ye burada rol düşüyor. HDP gerçeğini doğru anlamak lazım, hem önemsemek gerekli, hem de abartmamak gereklidir. Mesela mevcut Parti ve gerilla öncülüğündeki topyekûn halk direnişi olmadan HDP’nin varlığı bile olmazdı, hiçbir anlamı olmaz, her şeyi bu direniş temelinde yapıyor… Oysa bu gerilla direnişi olmazsa HDP bir gün bile var olamaz…”,
20/03/2015 tarihinde2 KCK Yürütme Konseyi Üyesi Avareş (K) Mustafa Karasu’nun; “…Biz silahla da mücadele ettik, şimdi de başka türlü mücadele ediyoruz… Seçimde de HDP etrafında birleşmelidir...”,
08/04/2021 tarihinde3 KCK Yürütme Konseyi Üyesi Hasan Sabri (K) Sabri Ok’un; “…Bu anlamda HDP diplomasi çalışmalarını yoğun sürdürmelidir…”,
29/03/2021 tarihinde6; "…Herkes hem Rêber Apo'ya hem gerillaya hem PKK'ye hem de HDP'ye sahip çıktı…”,
11/03/2020 tarihinde5 KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı CUMA (K) Cemil Bayık’ın; “…Bundan dolayı Rêber Apo 2 ayaklı masa sağlam duramaz, 1 ayak daha lazım dedi. İşte 3. ayak da HDP içerisinde yer alan demokrasi güçleridir. HDP de bir ittifaktır...”,
02/02/2019 tarihinde9; “…. Herkesten önce Leyla Güven arkadaş eyleme başladı… öncülüğünde başlayan eylem Türkiye ve Kürdistan cezaevlerinde, Kürdistan’ın parçalarında, yurtdışına da yayıldı…”,
18/05/2018 tarihinde11; “…HDP baraj altında kalmamalı, çalışıp başarıya ulaşmalı…”,
05/05/2016 tarihinde12; “…Özyönetim alanlarına yapılan saldırılarla Meclis’teki saldırılar aynı zihniyetin farklı alanlardaki tezahürüdür. Bu açıdan her iki alandaki direniş de anlamlıdır...”,
30/10/2015 tarihinde14; “…Amed, Mardin ve Urfa'daki halkımızın 7 Haziran seçimlerinden daha çok çalışacağına ve daha büyük başarı kazanacağına inanıyorum. Herkes seçime katılmalı ve oyunu HDP vermelidir…”,
23/04/2015 tarihinde16; “…Rojava Devrimi ve Kobanê’nin alternatif yaşam politikası HDP’nin başarısıyla daha da güçlenecektir. Öyle ki en az Rojava Devrimi ve Kobanê Direnişi kadar Ortadoğu halklarını etkileyecek, demokratik ulus ve ortak vatan politikası tüm Ortadoğu halklarının yeni yaşam umudu olacaktır...
Bu seçimde bir oy bile çok önemlidir. HDP ne kadar güçlü çıkarsa siyasi sonuçları o kadar büyük olacaktır…”,
1 Kasım 2015 seçimlerden sonra verdiği bir röportajda; “…PKK olmasa HDP % 5 oy alamazdı.”
03/04/2021 tarihinde17KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat (K) Hülya Oran’ın; “…Türkiye toplumunda HDP mayası tutmuş, Türkiye coğrafyasında filiz vermiştir...”,
25/07/2019 tarihinde18; “…Önderliğin HDP şahsında tüm demokrasi ve özgürlük güçlerine verdiği mesaj çok önemlidir…”,
09/05/2019 tarihinde19; “…HDP’nin 31 Mart stratejisi Türkiye, Kürdistan stratejisi başarı kazandı. Biz inanıyoruz ki 23 Haziran’da da bu strateji başarı kazanacaktır…”
21/06/2019 tarihinde21KCK Yürütme Konseyi Üyesi Abbas (K) Duran Kalkan’ın; “… Daha önemlisi mücadelede yaygınlıktır. Her yer mücadele alanıdır. Geçen yıl deniliyordu ya ‘her yer Kobane her yer direniş!’ diye, şimdi ise ‘her yer Cizre, her yer direniş!’ ‘her yer Sur, her yer direniş!’ Kürdistan böyle olmalıdır…”,
26/09/2017 tarihinde22; “Son dönemde İstanbul, Van, Amed ve Adana'da gerçekleştirilen HDP mitingleri önemli ve tarihidir...”,
23/12/2016 tarihinde23; “…Şimdi HDP, BDP yönetimini hapse koyuyorlar, milletvekillerini tutukluyorlar ve “HDP’yi yok edeceğiz” diyorlar. Ben de diyorum ki, HDP büyüyor ve güçleniyor. HDP en çok bu tutuklamalar sürecinde güçlendi, büyüdü…”,
13/09/2016 tarihinde24; “… Bu konuda DBP’nin, HDP’nin ve belediyelerin yönetimleri açıklamalar yaptı, tutumlarını ortaya koydular. Biz onlara katılıyoruz… Cizre ve Sur’daki katliamlar neyse belediyelere el koyma saldırıları da aynıdır...”,
27/10/2015 tarihinde25; “… Türkiye’de barış ve demokratik çözüm olsun, sorunlar demokrasiyle çözülsün” diyen herkes, bence 1 Kasım’da HDP’ye destek vermeli. Bu tarihi bir sınavdır. Demokrasiden yana olan tüm güçler, aralarındaki ayrılık ne olursa olsun sonrasında demokratik siyasetin işlemesi için bu seçimde HDP’yi desteklemeli. Herkes çalışmalı, oy kullanmalı, çevresini ikna etmeli…”,
13/07/2020 tarihinde26KCK Yürütme Konseyi Avareş (K) Üyesi Mustafa Karasu’nun; “…HDP'ye yönelik Kürtlük adına yapılan eleştiriler, HDP’den çok Önder Apo ve PKK’ye yönelik yapılmaktadır. HDP üzerinden Kürt Özgürlük Hareketine saldırılmaktadır. HDP Kürtlerin de partisidir ama bir Kürt partisi değildir. Kürt halkının doğrudan özgürlük mücadelesini yürüten PKK’dir… DTK, Kürt'ün birliğini temsil ediyor…”,
10/09/2019 tarihinde29; “Yapılanlar bir oyundur. Ama bu oyun sadece HDP’ye karşı bir oyun değildir. Sadece kayyumlar için değildir. Kayyumlara karşı yapılan eylemleri zayıflatmak için yapıyorlar ama diğer taraftan da yapılanlar Kürt Özgürlük Hareketi'ne karşı yürütülen savaşın bir parçasıdır. Güya böylelikle gerillaya gidişleri engelleyecekler. Çünkü gerillaya gidişleri engellemek istiyorlar. Bütün amaçları budur.”,
05/02/2018 tarihinde; “Türkiye'nin tek muhalefet partisi haline gelmiş HDP’nin kongresi olacak… Eş Başkan Serpil Kemalbay’ın dediği gibi HDP ile Türkiye nefes alacak...”,
07/01/2020 tarihinde30KCK Kültür ve Sanat Komitesi Üyesi Şiyar (K) Nurettin Demirtaş;
“…Burada dikkat çekmek istediğimiz asıl husus halkın direnişine öncülük yapması gerekenlerin kendilerini fazlasıyla legal alana endekslemiş olmalarıdır. HDP’nin direnişte önemli bir rolü vardır fakat halk mücadelesinde akla gelen her şey HDP’ye yüklenemez. Halkın onlarca, yüzlerce kurum ve örgütü vardır. Rol ve misyonu gereği HDP’yi her şeyin merkezine koymamalıyız. Aynı şekilde HDP de her şeyin merkezine kendini koymamalıdır ve direnişte daha somut olmayı bilmelidir. Öte yandan halkın radikal direniş öncülüğü rolünü oynaması gerekenlerin de kendilerini legal siyaset ölçüleriyle kıyaslamaması gerekir…”,
08/10/2020 tarihinde31; “…Komplo, Kürt ve Türk halkını karşı karşıya getirmeyi amaçlarken tam tersine demokratik siyasi güçler HDK ve HDP çatısında toplandı. Halkların devrimcileri HBDH bayrağı altında birleşik devrim için mücadele birliği kurdu.
22 yıldır Önder Apo’ya uygulanan tecrit onu halktan koparamadığı gibi harekete uygulanan tecrit, provokasyon ve saldırılar da direnişle boşa çıkarılacaktır. Gerilla ve halkın ortak mücadelesi bunu sağlayacaktır…”,
Şeklinde açıklamaların yer aldığı tespit edilmiştir.
Bu bağlamda yine;
Tüzel kişi olan siyasi partiler düşüncelerini idarecileri olan gerçek kişiler vasıtasıyla açıklarlar. Bu kişiler daha çok başkanlarıdır. Eş başkan olanların ve diğerlerinin eylem ve söylemlerinden terör örgütü olan PKK ve uzantılarını öven ve önemseyen çarpıcı beyanlarına örnek vermek gerekirse:
Selahattin Demirtaş’ın; 13 Kasım 2012 tarihinde; “…Bu halkı için 14 yıldır İmralı’da bir beton çukurda direnen Kürt halk önderinin posterini Kürdistan’a asamayacaklarda nereye asacaklar. Buna alışsanız iyi olur. Çünkü daha biz Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz heykelini…”,
“Bizim başarımız, HDP’nin başarısı ki kendisinin, Sayın Öcalan’ın çok önemsediği bir projedir. Kendisinin özellikle son 20 yılını adadığı bir projedir.”,
“Biz PKK’yı silahlı bir halk hareketi olarak tanımlıyoruz. PKK’yı terör örgütü olarak tanımlamıyoruz.”,
“Biz sayın Öcalan’a güveniyoruz. Onun yol haritasının bu ülkeye barış, çözüm getireceğine inanıyoruz.”,
“Kürdistan’ın Ortadoğu’nun orta yerinde küllerinden yeniden doğuyor olması bu tarihi günlere tanıklık ediyor olmak bizler açısından heyecan vericidir. Canı gönülden ifade ediyorum ki başkan Apo yakın zamanda halkın özgürlük talepleri ve mücadelesi doğrultusunda özgürleşecektir. Dava için çarpan bir yüreği İmralı’da kayalıklara zincirle kimse bağlayamaz. Sayın Öcalan başkan Apo’ya özgürlük olacaktır.”,
“Eğik bir baş olmaktansa yanık iki ayak olmayı tercih eden gençler onurumuzdur. Sahip çıkacaz. Sahip çıkmamak onursuzluktur.”,
“Halkı için 14 yıldır İmralı’da bir beton çukurda direnen Kürt Halklarının Önderinin posterini Kürdistan’a asamayacakta nereye asacak.”,
“Sayın Öcalan sıradan bir bir mahkum değil şu anda Ortadoğudaki bütün dengeleri bir tek cümlesi ile değiştirebilecek güçlü bir siyasi aktördür.”,
“PKK’nın Suriye kolu için “YPG Fırat’ın batısına geçecek, sen de mal mal bakacaksın” “Müzakere ile savaş durdurulur. Biz müzakere istiyoruz. Hükümetin müzakere için muhatapları BDP, KCK, Öcalan ve PKK’dır.”,
14/04/2012 tarihinde; "Devletin ve Hükümetin Diyarbakır'da ciddi bir meşrutiyeti yoktur...Kürt halkı çelikten bir irade yaratmıştır. Halk önderine halk önderi denir, başka bir şey denmez. On milyonlar bu gün Sayın ÖCALAN diyor. Soruşturma açsan ne olur, açmazsan ne olur. Devletin aklını başına alması lazım... Cezaevinde olsun, alanlarda olsun direnenlerin yanında olmalıyız",
26/12/2015 tarihinde; Partimiz Halkların Demokratik Partisi kurulduğu ilk günden bu yana özyönetim hakkının, özerklik hakkını parti programının bir parçası olarak kabul ederek bütün halklar için meşru bir talep olarak savunmuştur.,, Hendekteki barikattaki direnişini nedeni faşizme karşı katliama karşı duruş ve direniştir.
12/02/2019 tarihinde; Youtube Videosunda "Biz PKK'yı silahlı halk hareketi olarak tanımlıyoruz. Biz bugüne kadar 1990'dan bu yana kurulmuş hiçbir partimiz PKK'yi terör örgütü olarak tanımlamadı",
Sebahat Tuncel’in 12/11/2015 tarihinde;"Kaç aydır Kürdistan'da direniş sürüyor. Cizre'de bitiyor Farqîn'de başlıyor. Farqîn'de bitiyor Sur'da, Varto'da başlıyor. Bu bir ısrarı ifade ediyor. Devletin bunu görmesi gerekiyor. HDK olarak da bu direnişi selamlıyoruz. Bu direnişi çok önemli ve anlamlı olduğunu düşünüyoruz.”,
Pervin Buldan’ın; “Kürt sorununun çözümü için sayın Öcalan, BDP ile Kürt halkı ve gerillalar muhatap alınmalıdır. Bir tarafı dışında bırakırsanız süreçten olumlu sonuç çıkmaz.”,
“HDP fikriyatının büyük emektarı sayın Abdullah Öcalan.”,
“Kandildeki dostlarımız, arkadaşlarımız, kardeşlerimiz, yoldaşlarımız, Sayın Karayılan, Sayın Bayık, Sayın Rohani Serhat. Bu insanlar dağlarda. Biz Sayın Öcalan’ın arkasındayız diyoruz.”,
“Şunu da hatırlatmak istiyoruz. Eğer Sayın Öcalan’ın sabrı taşarsa o zman vay halinize…”,
“Şunu da ifade etmek isterim PKK bir terör Örgütü değildir.”,
“Elinizi vicdanınıza koyun, oyunuzu attığınız zaman şu anda İmralı Cezaevinde tecrit altında olan Sayın Abdullah Öcalan aklınıza gelsin…”,
“İnsanlar kendilerini koruyabilmek için hendekler kazdı.”,
Mithat Sancar’ın; “İmralı’nın kapılarını açın ki barışın yolu sonuna kadar açılsın. Barışın yolu açılacaksa Öcalan mutlaka ve mutlaka bu yolun ışığı olarak en önemli rolü üstlenecektir. O nedenle diyoruz: Tecrit sadece bizim meselemiz değildir, bu ülkenin, barışının meselesidir.”,
Figen Yüksekdağ Şenoğlu’nun; “Ağızlarını açtıklarında HDP için ne diyorlar biliyorsunuz, ‘Sırtını terör örgütüne yaslayan HDP’ diyorlar. Bakın buradan bir kere daha cevap veriyorum. Anlamayanlara, anlamak istemeyenlere, biz sırtımızı nereye yaslıyoruz biliyor musunuz? Biz sırtımızı YPG’ye, YPJ’ye, PYD’ye yaslıyoruz, bunu söylemekte, bunu savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz”,
“PKK bir halk özgürlük hareketidir.”,
15/02/2015 tarihinde;''bugün burada özgürlük için buluştuk, sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için hepimizin özgürlüğü için buluştuk, biz çok iyi biliyoruz ve herkes bu siyasi iktidarda iyi bilsin ki sayın Öcalan'ın özgürlüğü hepimizin özgürlüğüdür...”
Sezai Temelli’nin 11.02.2018 tarihinde; “Bu sevdayı var eden, bize yolu açana selam gönderelim. Selam olsun İmralı’ya selam olsun Sayın Öcalan’a”,
İdris Baluken’in 05/06/2015 tarihinde; “Amed'de gittiğimiz heryere kürt halk önderi sayın Abdullah Öcalan'ın selamını götürmüştük, şimdi görüyoruz ki Amed halkı sayın Öcalan'ın selamını almış her zaman olduğu gibi baştacı etmiş,”,
Özdal Üçer’in; "Demokratik bir Kürdistan inşa edeceğiz, güneyde Kürdistan var, Kürdistan için birlik olacağız, çok şehit verdik, muhatabımız PKK, muhatabınız Sayın Öcalan, Kürtlerin başkanı Sayın Öcalan'ı alacaklar, şehitleri hatırına",
"Özgürlük şehitleri ruhuna olsun, zindanlardaki özgür tutsaklara hediye olsun, Kürdistan dağlarındaki özgürlük savaşçılarına hediye olsun, Kürt halkının başkanı ve rehberi Sayın Öcalan'a hediye olsun, Van halkının kalbinin bir parçası Kandil'dedir, biz gerillamızı, başkanımızı kutluyoruz, direniş yaşamdır",
26 Temmuz 2015 tarihinde Hakkâri HDP milletvekili Abdullah Zeydan’ın; “PKK’yi, Kürt halkını, gücünü kimse test etmeye kalkışmasın. PKK, Türkiye’yi ve Ortadoğu’yu güller bahçesine çevirmek için ortaya çıkmış bir barış ve halk hareketidir. Kürt halkının gücünü test etmek isteyenlere buradan bir çağrı yapmak istiyorum. Eğer PKK, Türkiye’yi güller bahçesine çevirmek istemeseydi, PKK’nin öyle bir gücü var ki, PKK sizi tükürüğüyle boğar tükürüğüyle…” ,
Ayhan Bilgen’in; “...siz hala PKK’yı sadece bir örgüt sanıyorsunuz. Tüm eksik ve yanlışları ile mazlum bir halkın öfkesi, umudu ve sığınağı...”,
Şeklinde beyanda bulundukları, bu sayede HDP mensuplarının davalı partiyi terör örgütünden ayrı görmedikleri anlaşılmıştır.
Halkların Demokratik Partisi genel başkan, eş başkan, milletvekilleri ile merkez karar organı temsilcilerinin, örgüt lideriyle periyodik aralıklarla görüşmeleri, kendisine hitap şekilleri, övgüsüne mazhar olabilmek için sarf ettikleri çaba, her sözünün emir gibi telakki edilmesi, gelişmelere göre faaliyet raporu verilmesi noktasında duydukları sorumluluk dikkate alındığında, görünürde demokratik zeminde siyasi parti faaliyeti kapsamında “Kürt halkına özgürlük söylemi kullanılmaktaysa da, bunun gerçek amacı gizlemek için yapıldığı aşikârdır.
Nitekim demokratik özerklik, öz yönetim, kobani, hendek olayları ile yaşanan olaylar bu tespitleri teyit eder niteliktedir. Bu olaylarda gerçekleşen eylemlerle kargaşa ve iç savaş denemesi yapılmıştır. Siyasal partiler açısından demokratik hak ve özgürlükleri araçsallaştırmak hakkın kötüye kullanımıdır.
Örgüt liderinin konuşma içeriğinde bahsettiği kişiler siyasi parti temsilcileri ile örgütün dağ kadrosundaki kişilerdir. Nitekim basın açıklaması, gösterilerde örgüt ve liderinin referans kabul edilerek lehine slogan atıp, övgüler dizilmesi, sembollerinin taşınması, bunların her faaliyetinin doğru ve tartışmasız kabul edilerek en ufak eleştiri yönetilmemesi, demokratik zeminde siyaset yapıldığı iddiasını geçersiz kılmaktadır. Oysa demokratik zeminde siyaset söylemiyle ortaya çıkan davalı siyasi parti HDP yöneticilerinin, söylenenin aksine örgüt lideri her daim olmazsa olmazları (sine gue non) olmuştur. Bu ruh hali sadece eylemlerine değil söylemlerine de hakim kılınmıştır.
6-8 Ekim Kobani olayları ile özerklik ve özyönetim, çukur-barikat-hendek eylemlerine ilişkin davalı siyasi parti eş genel başkanları başta olmak üzere yönetim organları, merkez karar organları, merkez yürütme kurulu ile milletvekillerinin yaptığı açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, örgütün silahlı şiddet gücünün tehdit ve baskı unsuru olarak kullanıldığı anlaşılmıştır.
Görünürde tarafsız aracı rolündeki davalı siyasi parti temsilcilerinin, genel başkanın eylem ve söylemlerinin bağlayıcı konumda olması bir yana, Kobani olaylarında meydana gelen ölüm ve yaralanma, yakma, yıkma eylemlerinden sonra Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve organlarını savaşın karşı tarafı olarak addedip, tabandaki halk kitlesini devlete karşı kışkırtarak isyana tahrik etmek, gezi eylemlerini hatırlatarak diğer halk kitlelerinden destek almak için sessiz kalınması durumunda daha vahim sonuçların doğacağı baskısı yaratmak gibi bir dizi eylem ve faaliyet yürüttükleri görülmüştür.
DTP’nin kapatılmasından sonraki süreçte örgüt liderinin talimatı doğrultusunda, HDP’nin “…demokratik özerklik dahil olmak üzere halkların ihtiyaç duyduğu çeşitli yönetim biçimlerinin tartışılması, hayata geçirilmesi ve kendi kaderlerini tayin hakkı için mücadeleyi geliştirmeyi…” kendisine amaç edindiğini belirterek, aslında PKK/KCK terör örgütünün “Demokratik Özerklik Stratejisi”ni hayata geçirmek adına ülkemizde gerçekleştirmiş olduğu siyasi bir oluşum olduğu anlaşılmıştır.
HDP’nin bu amaç doğrultusunda:
Demokratik Özerklik stratejisini müzahir kitleye anlatabilme adına Yerel Yönetimler Akademisi vb. adlar altında eğitimler verdiği, demokratik özerkliği yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, emniyet ve adalet hizmetlerinin ortak yürütüldüğü masumane politik bir talep gibi anlatmaya çalışmak adına silahlı terör örgütünün illegal amaçlarına legal görünüm kazandırmak gibi bir misyon yüklendiği görülmüştür.
PKK/KCK terör örgütünün müzahir kitle üzerindeki etkisini sürdürebilme adına zaman zaman örgütün yayın organları üzerinden yapmış olduğu çağrı ve açıklamaları talimat olarak algılamış ve benzer çağrılarda bulunmuştur.
PKK/KCK terör örgütüne karşı gerçekleştirilen operasyonlar nedeniyle, canlı kalkan eylemleri ve çeşitli kampanyalar adı altında müzahir kitleyi eylem/etkinlik, taşlı/molotoflu/havai fişekli saldırılara yönlendirdiği ve mensuplarının da eylemlere bizzat iştirak ettiği belirlenmiştir.
Terör örgütüne bir kısım katılımların HDP’nin organizesinde sağlandığı, milletvekili dokunulmazlığını kullanmak suretiyle tahsis edilen makam araçlarıyla PKK/KCK terör örgütüne ait silah/mühimmat/eleman aktarımını gerçekleştirdikleri tespit edilmiştir.
Ölen örgüt mensuplarının cenaze ve taziyelerin organizasyonlarını yaptıkları/katıldıkları, cenaze ve taziyelerde bu teröristlere yönelik övücü söylemlerde bulunmak suretiyle onları kahramanlaştırdıkları, belediyelerin imkanlarını bu törenler için seferber ettikleri, operasyonlara katılan güvenlik korucularına yönelik tehditkar söylemlerde bulundukları anlaşılmıştır.
Seçim çalışmalarında özellikle Doğu ve Güneydoğu illerimizde PKK/KCK terör örgütüne ve liderine ait görsel ve materyalleri kullandıkları, terör örgütünün kırsal alanında faaliyet gösteren örgüt üst yönetimi ve mensuplarıyla görüşmeler gerçekleştirdikleri görülmüştür.
PKK/KCK terör örgütü tarafından 2015 yılında uygulanan çukur/barikat /hendek olaylarında, HDP’li siyasiler ve yerel yönetimlerde görevli şahısların bizzat görev aldığı, yerel yönetimlere ait iş makinaları ve çeşitli araçların çukur/barikat /hendek oluşturmada kullanıldığı belirlenmiştir.
Davalı parti, kendisine biçilen rol çerçevesinde sivil itaatsizlik eylemlerini (serhildanları) organize ederek, sahip olduğu kamusal siyasi imkan ve kabiliyetleri bu doğrultuda kullanmıştır.
PKK/KCK silahlı terör örgütünün “Kent Meclisleri, Siyaset Akademisi, Demokratik Toplum Kongresi ve Kooperatifler Hareketi” olmak üzere dört ayaklı paradigmasının tabana yayılmasında davalı parti ve belediyelerinin önemli bir misyon yüklendiği, bu kapsamda;
Bekir Kaya isimli şahıstan elde edilen ve “Meclisler-Demokratik Konfederal Sistemde Meclisler” isimli doküman incelendiğinde; “Parça Örgütlenmesi” ile ilgili olarak “KCK sistemi tüm bu Kürtleri çatısı altında toplar. Her dört parça ve Kürtlerin yaşadığı diğer yerlerde KCK sistemi kendisini örgütler… Parça örgütlenmesi de yasama, yürütme ve yargı üçlüsüne dayanır… Parça örgütlenmesinin en yüksek karar organı Halk Meclisidir. 100 ila 250 kişiden oluşur ve iç örgütlenmesinde ve çalışma düzeninde Kongra-Gel düzenini esas alır. Kararları Kongra-Gel kararlarıyla çelişmez. Kendi içinden yürütme ve yargı kurumunu oluşturur… Demokratik Ekolojik Toplum Koordinasyonu bu parça örgütlenmesinin yürütmesi görevini yerine getirir.” şeklinde ifadelerin yer aldığı tespit edilmiştir.
17/12/2019 tarihinde, Mardin ili Derik ilçesinde etkisiz hale getirilen 4 BTÖ mensubunun üzerinden ele geçirilen dökümanda, "Deşti arkadaş benden malzeme istemişti, bu notu bana getiren kişi üzerinden malzeme de yollayacağım... Ayrıca biz Belediye'ye bir maliye notu vermiştik, yanlışlıkla para sana verilmiş, o sana verilen maliyeyi biz istemiştik, o maliyeyi bize yollarsan iyi olur...” şeklinde yazıların bulunduğu görülmüştür.
KCK tarafından hazırlanan ve dönem içerisinde örgütsel olarak yapılması istenen tüm faaliyetleri içeren dökümanlara perspektif adı verilen dokümanların kuryeler vasıtasıyla gönderildiği yönündeki yakalanan/teslim olan örgüt mensplarının ifadesi doğrultusunda, ele geçirilen dökümanda; ''Perspektif okuma-1.otorum/Süreç Değerlendirme/Demokratik siyasetin temel sorunları ve önderliğe yaklaşım/Öneri, planlama, sonuç
DİVAN= Hüseyin Kocuk (HDP parti meclis üyesi), Alattin Zuğuli (HDP parti meclis üyesi), Ebru Günay (HDP Mardin Milletvekili), Eylem Amak (HDP Mardin İl Eş Başkanı), Leyla Bozkurt (DBP Mardin İl Eş Başkanı), Ali Sincar (HDP Mardin İl Eş Başkanı), Gülşen Özer (HDP Bismil Belediye Eş Başkanı), Şehmus Sun (DBP Mardin İl Eş Başkanı), Sedat Ay (HDP parti meclis üyesi), Tuma Çelik (HDP Mardin Milletvekili)
Açılış= ilçe başkanları Ferhat Heval ( Ferhat Kut-Nusaybin Belediye Eş Başkanı)
Sonuç bildirgesi hazırlık komisyonu= Sedat Ay, Gülşen Özer, Ali Sincar, Ferhat (Frhat Kut), Emin Alkan (Nusaybin HDP Belediye Meclis Üyesi), Samiya (HDP Nusaybin İlçe Eş Başkanı)'' şeklinde yazılı notlar alındığının görüldüğü,
PKK/KCK silahlı terör örgütü adına Mardin ilinde faaliyet yürütmekteyken 27/09/2019 günü etkisiz hale getirilen Roni Kod isimli örgüt mensubunun üzerinde bulunan “Mardin ili ilgili aktarım ve önerimizdir" başlıklı 02/02//2019 tarihli notta; “...kısa bir süredir Mardin alanında bulunmaktayız. Alanda çalışmalar siyasi parti ekseninde yürütülmektedir. Kimi kurumlarımız olmasına karşın çalışmalar siyasi partide (HDP) merkezileşmektedir. Kurumlar birbirinden kopuk, ötekini kabul etmeyen ve yer yer karşıtlaşan-zıtlaşan pozisyondadır... Neredeyse tüm sözcü ve yöneticilerimiz aday adayı olmuştur..." şeklinde yazıların bulunduğu anlaşılmıştır.
31 Mart 2019 tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerinden sonra terör suçları kapsamında görevinden uzaklaştırılan belediye başkanlarının PKK/KCK silahlı terör örgütünün;
Hakkari/Yüksekova Belediye Başkanı Remziye Yaşar hakkında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan,
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk, Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bedia Özgökçe Ertan, Batman Belediye Başkanı Mehmet Demir, Diyarbakır/Kulp Belediye Başkanı Mehmet Fatih Taş, Erzurum/Karayazı Belediye Başkanı Melike Göksu, Van Erciş Belediye Başkanı Yıldız Çetin, Diyarbakır/Kocaköy Belediye Başkanı Rojda Nazlier, Diyarbakır/Kayapınar Belediye Başkanı Keziban Yılmaz, Diyarbakır/Bismil Belediye Başkanı Orhan Ayaz, Mardin/Nusaybin Belediye Başkanı Semire Nergiz, Şırnak/Cizre Belediye Başkanı Mehmet Zırıg, Van/Saray Belediye Başkanı Caziye Duman, Mardin/Kızıltepe Belediye Başkanı Nilüfer Elik Yılmaz, Van/İpekyolu Belediye Başkanı Azim Yacan, Diyarbakır/Hazro Belediye Başkanı Ahmet Çevik, Diyarbakır/Yenişehir Belediye Başkanı Belgin Diken, Mardin/Savur Belediye Başkanı Gülistan Öncü, Mardin/Derik Belediye Başkanı Mülkiye Esmez, Şanlıurfa/Suruç Belediye Başkanı Hatice Çevik, Batman/Beşiri/İkiköprü Belediye Başkanı Osman Karabulut, Van/Başkale Belediye Başkanı Erkan Acar, Van/Muradiye Belediye Başkanı Yılmaz Şalan, Van/Özalp Belediye Başkanı Yakup Almaç, Muş/Bulanık Belediye Başkanı Adnan Topçu, Muş/Varto Belediye Başkanı Ülkü Karaaslan, Muş/Bulanık/Erentep Belediye Başkanı Dilaver Kesik, Diyarbakır/Sur Belediye Başkanı Feyme Filiz Buluttekin hakkında terör örgütü üyesi olma suçundan davaların bulunduğu anlaşılmıştır.
2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası gereğince Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımıza intikal eden partililere ilişkin adli sicil kayıtlarının incelenmesinde; Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozma, terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama, suç ve suçluyu övme suçlarından hüküm giymiş çok sayıda kişinin parti üyesi yapıldığı ve bu kişilerin değişik parti kademelerinde göreve getirildiği anlaşılmaktadır. Davalı siyasi partinin bahsi geçen suçlardan kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunanları partiye üye kaydetmesi ve partinin değişik kademedeki teşkilatlarında göreve getirmiş olması tesadüfi değil Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak amacına yönelik bilinçli bir kadrolaşmanın ürünüdür ve terör örgütünün Parti üzerinde ne kadar etkin olduğunun açık bir göstergesidir.
Örgütün serhildan tarzı faaliyetleri hayata geçirmek amacıyla sivil toplum kuruluşu görüntüsündeki dernek, kadın yapılanması, gençlik yapılanması, sendika vb. oluşumlar kurduğu, ancak bu faaliyetlerin yaygın şekilde Halkların Demokratik Partisi (HDP) il ve ilçe teşkilatlarınca organize edildiği, propagandadan başlayıp örgütün dağ kadrosuna eleman kazandırma ve sokak olaylarını organize etmeye kadar giden geniş bir yelpazede faaliyet yürüttüğü anlaşılmıştır.
“6-8 Ekim olayları" olarak adlandırılan şiddet eylemleri öncesi bir kısım PKK’lı üst düzey yöneticiler ve PKK’nın güdümündeki internet haber siteleri halkı kışkırtarak sokağa çıkıp ayaklanmaya davet etmiş, ardından eş zamanlı olarak Ali Ürküt, Alp Altınörs, Altan Tan, Arife Köse, Bayram Yılmaz, Berfin Özgü Köse, Emine Beyza Üstün, Bircan Yorulmaz, Bülent Barmaksız, Can Memiş, Cihan Erdal, Dilek Yağlı, Gülfer Akkaya, Günay Kubilay, Hatice Altınışık, İsmail Şengül, Nazmi Gür, Pervin Oduncu, Yurdusev Özsökmenler, Zeki Çelik, Zeynep Karaman, Ayhan Bilgen, Gülser Yıldırım, Garo Paylan, Hüda Kaya, Meral Danış Beştaş, Sezai Temelli, Serpil Kemalbay Pekgözegü ve Hakkı Saruhan Oluç’tan oluşan dönemin HDP MYK’sı partinin resmi tweter hesabından ve aynı zamanda MYK üyesi de olan parti Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ Şenoğlu da gerek basın toplantısı düzenleyerek gerekse sosyal medya hesapları üzerinden halkı devlete karşı eylem yapmaları için sokağa çağırmış, böylelikle aslında halkı devlete karşı isyana azmettirmişlerdir. Bu çağrılara aralarında Sırrı Süreyya Önder, Aysel Tuğluk, Demir Çelik, Ayla Akat Ata ve İbrahim Binici gibi Partinin önde gelen isimleri de katılmışlardır.
Bu çağrıların amacının güvenlik güçleri ile göstericileri karşı karşıya getirip iç savaş çıkartmak olduğu aşikardır. Şiddete yapılan bu çağrılarda görüldüğü gibi terör örgütü PKK ve onun siyasi kanadı HDP eşgüdüm içinde aralarında yaptıkları iş bölümüne göre hareket etmişlerdir.
Yapılan isyan çağrıları üzerine, Suriye'deki çatışmalar dolayısıyla tepkilerini dile getirdiğini ileri süren gruplar 06/10/2014 tarihinden itibaren Türkiye'nin birçok yerinde günlerce devam eden ve kamuoyunda "6-8 Ekim olayları" olarak adlandırılan şiddet eylemlerini gerçekleştirmiştir. Bu eylemler sırasında ülkenin pek çok yerinde kamu binalarına, banka şubelerine, işyerlerine, araçlara, güvenlik güçlerine ve sivillere taş, sopa, molotof kokteyli ve silahlarla saldırıda bulunulmuştur. Bu sırada kamu makamlarınca güvenliğin sağlanması için birçok şehirde eğitime ara verilmiş ve sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir.
Örgüt liderinin öncülüğünde PKK/KCK-PYD/YPG silahlı terör örgütünün yönetim kadrosunca yapılan çağrıların anında karşılık bulduğu, davalı siyasi partinin Eş Başkanları, merkez karar organları, milletvekilleri ve çok sayıda üyesinin yürüttüğü paralel çağrı ve faaliyetler sonucunda 06-07-08 Ekim 2014 tarihlerinde “Kobani Olayları” olarak bilinen, terör amaçlı eylemlerde PKK/KCK silahlı terör örgütüne müzahir kitle tarafından gerçekleştirilen silahlı, EYP’li (el yapımı patlayıcı), molotof kokteylli, havai fişekli, taşlı ve sopalı saldırılar sonucunda, kamu makamlarının ve soruşturma mercilerinin tespitlerine göre (aralarında İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Şanlıurfa, Van, Erzurum, Diyarbakır ve Gaziantep gibi büyük kentlerin de olduğu) 36 ayrı ilde gerçekleştirilen şiddet eylemleri sonucunda ülke genelinde meydana gelen tüm olaylarda toplamda, 37 vatandaşımızın ölümü, 326 güvenlik görevlisi ve 435 vatandaşımızın yaralanması, 29 adam öldürmeye tam teşebbüs, 15 yağma, 60 kamu görevlisini silahla yaralama, 268 kamu görevlisini silahla basit yaralama, 6 kamu görevlisini basit yaralama, 44 silahla basit yaralama, 74 silahla kasten yaralama, 395 açıktan hırsızlık, 308 işyeri dokunulmazlığını ihlal, 25 kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, 494 kundaklamak suretiyle kamu malına zarar verme, 1066 kamu malına zarar verme, 368 kundaklamak suretiyle mala zarar verme, 1849 mala zarar verme, 13 Türk bayrağını yakma, 7 Atatürk'ü Koruma Kanununa muhalefet suçlarından, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 2020/220843 sayılı soruşturması sonucunda düzenlenen iddianame ile davalı siyasi parti HDP Eş Başkanlığı, MYK üyeleri ve HDP yetkilisi olan kişiler hakkında “Devletin Birliğini ve Bütünlüğünü Bozmak” ile yukarıda sayılan suçlardan kamu davası açıldığı, yargılamanın Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/6 esas sayılı dosyasında derdest olduğu tespit edilmiştir.
Siyasi partilerin kapatılması tedbiri, hemen hemen tüm ileri demokrasilerde uygulanmaktadır. Katılımcılığın esas alındığı her durumda gözetilmesi gereken en önemli husus, Anayasa'nın tanıdığı hak ve özgürlükleri yok edecek bir sisteme geçit verilmemesidir. Bir başka deyişle temel hak ve özgürlüklerin meşru Anayasal sistemde geliştirilerek daha ileriye taşınması için sağlanan kanalların, bunları tamamen ortadan kaldıracak bir rejimin önünü açmamasıdır. Siyasi partilerin de Anayasa’ya uygun davranmaları gerekir. Anayasa’daki temel ilkeler; devletin tekliği, ülkenin bütünlüğü ile ulusun birliğidir. Anayasa'nın 3. maddesinde “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” ve bu düzenleme Anayasa’nın 4. maddesinde “demokratik yoldan” olsa bile Anayasa'nın değiştirilemeyecek ve değiştirilmesi teklif edilemeyecek hükümleri arasında yer almıştır. Yine Anayasa'nın 14. maddesinin birinci fıkrasına göre, Anayasa’da yer alan hak ve hürriyetlerin hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz. Bu temel ilkeleri bozacak eylem ve faaliyetleri mazur gören, düşünce özgürlüğü kapsamında olduğunu kabul eden ileri bir demokrasiye rastlanmamıştır. Halklarına, güvenliklerine yöneltilmiş her türlü tehdit veya kasıtlı girişimden korunmuş olarak gerçek ve kalıcı barış düzeni içinde yaşam koşulları sağlamak amacını taşıyan Helsinki Nihaî Senedi ile Paris Şartında böyle bir duruma izin verilmemiştir. Nitekim;
21 Kasım 1990 tarihinde imzalanan Paris Şartı'nda:
“...Taraf devletlerin bağımsızlığını, egemen eşitliğini ya da toprak bütünlüğünü ihlal eden faaliyetlere karşı demokratik grupları savunmak hususunda işbirliği yapmaya kararlıyız. Dışarıdan yapılan baskı, zora başvurma ve yıkıcılık gibi yasa dışı faaliyetler burada söz konusu olan özelliklerdir.
Her türlü terörist eylemleri, yöntemleri ve uygulamaları açıkça suç olarak kınıyor ve bunların ikili olduğu kadar çok taraflı işbirliği ile ortadan kaldırılması için çalışmaya kararlı olduğumuzu ifade ediyoruz.” denilerek terörizm kınanmış, ülke bütünlüğü ve demokratik düzeni yıkmayı amaçlayan hareketlere girişen kişi, grup ve örgütlere karşı koruma ve kollama sorumluluğu uluslararası bir çağrı olarak kabul edilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. maddesinin 2. fıkrasında; demokratik bir toplumda zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla siyasi faaliyette bulunma hakkının ancak yasayla sınırlanabileceği düzenlenmiştir.
Siyasi parti hakkında kapatma yaptırımının, demokratik toplum gereklerine uygun olması, eylem ve faaliyetlerin kamu düzenini bozma noktasında yakın ve ciddi bir tehdit içermesi, bu tehdidin ortadan kaldırılmasıyla ulaşılacak yarar ile müdahalenin verdiği zararın orantılılık ilkesi uyarınca değerlendirilmesi gerekmektedir.
Siyasi parti genel başkanı ve parti organları ile üyelerinin eylem ve faaliyetlerinin siyasi parti tüzel kişiliğine atfedilebilir nitelikte olması, bağlayıcı nitelikte olması, eylem ile siyasi parti arasındaki bağlantının açıkça ortaya konulması gerekir.
AİHS’nin toplantı ve örgütlenme özgürlüğünü düzenleyen 11. maddesinin güncellendiği 31 Mayıs 2020 tarihli rehberde; “AİHM’in, “Siyasi bir partinin kapatılması veya bir partinin kaydının reddedilmesi gibi radikal tedbirler yalnızca çok ciddi davalarda alınabilir. Parti kapatılmasının acil bir ihtiyacı karşılamak için yapılıp yapılmadığını belirlerken şu hususları gözönünde bulundurur.
i) Demokrasiye yönelik tehlikenin yeterince yakın ve muhtemel olduğuna ilişkin makul delillerin olup olmadığı,
ii) Liderlerin inceleme altındaki davada ele alınan eylemleri ve konuşmalarının ilgili siyasi partiye isnat edilip edilmeyeceği,
iii) Siyasi partiye isnat edilen eylem ve konuşmaların, parti tarafından tasarlanan ve savunulan “demokratik toplum” kavramına uymayan bir toplum modelini açıkça resmeden bir bütün teşkil edip etmediği” şeklinde kriterler yer almıştır.
Bu kapsamda;
İspanyol Yüksek Mahkemesi; 17 Mart 2003 tarihinde, Herri Batasuna Partisinin, terör eylemlerine doğrudan katılmasa bile terör örgütü ETA’nın eylemlerini kınamaması, sözcülerinin yasal olan ya da olmayan her yoldan mücadeleyi sürdüreceklerini söylemeleri, afişler ve gösterilerle ETA terör örgütü ile aynı yönde halkı devlete karşı kışkırtmak suretiyle dolaylı destek verdiğini kabul etmiştir.
Söz konusu karara karşı yapılan itiraz üzerine, İspanya Anayasa Mahkemesi Yüksek Mahkemenin gerekçesine benzer şekilde kararı onaylamıştır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 5. Dairesi 30/06/2009 tarihli Herri Batasuna ve Batasuna/İspanya kararında; Herri Batasuna adlı siyasi partinin, İspanya’nın Bask bölgesinde tam bağımsızlık isteğini terör eylemleri ile ortaya koyan terör örgütü ETA ile bağlantılı olduğu tespit edilmiş ve bu kapsamda terör örgütü ETA’nın amaçları doğrultusunda Herri Batasuna Partisi üyelerince gerçekleştirilen eylemlerin de siyasi eylemler olarak kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Başvuran partilerin sahadaki eylem ve konuşmalarının, savundukları demokratik toplum kavramına aykırı bir toplumsal modeli resmetmiş ve ispanyol demokrasisine ciddi bir tehdit oluşturduğu kabul edilmiştir.
Terör örgütü ETA’nın, İspanya’nın Bask bölgesinde bağımsızlık isteğini terör eylemleriyle ortaya koyan bir terör örgütü olduğunu, Herri Batasuna adlı siyasi partinin, terör örgütü ETA ile bağlantılı olduğunu tespit etmiştir. ETA’nın amaçları doğrultusunda Herri Batasuna Partisi üyelerinin gerçekleştirdiği eylemlerin siyasi eylem olmadığını, bu nedenle kapatılmasının AİHS’ne aykırı olmayıp, ihlal bulunmadığını kabul etmiştir.
ETA terör örgütünün, otuz yıldan beri gerçekleştirdiği eylemlerin diğer siyasal partilerin tamamı tarafından kınanmakta iken, Herri Batasuna partisinin şiddeti kınamayı reddetmesini, terörizme üstü kapalı bir destek davranışı olduğunu, atfedilen eylem ve söylemlerin, bir bütün olarak 'demokratik toplum' kavramı ile çelişkili olduğunu değerlendirmiştir.
AİHM terör örgütü ile arasına mesafe koymama, faaliyetlerini kınamamayı dahi parti kapatma için yeterli görmüşken, davalı parti HDP’nin, kuruluşundan bugüne kadar PKK/KCK silahlı terör örgütünü ve liderini kınayan hiçbir söyleminin bulunmadığı, örgüt ile arasına mesafe koyan bir tutumuna da rastlanmadığı gibi, genel başkan veya organlarının silahlı terör örgütü liderinin talimatları ile uyum içinde, örgütün amaçları doğrultusunda düzenlenen eylemlere katılarak örgüt ve lideri lehine açıklama yaptıkları, bildiri yayınladıkları, Kanuna aykırı gösterilere katılıp kitleleri organize ederek cebir ve şiddeti teşvik eden slogan atılmasına, silahlı, taşlı ve molotoflu saldırılar düzenlenmesine neden oldukları, bu eylem ve faaliyetlerin, “Kobani”, “Öz Yönetim ve Özerklik İlanları” ile “Hendek Olayları” özelinde ortaya çıkan görüntüler ile maddi vakıaların, toplumun tüm kesimlerinde baskı, korku yarattığı, ayrıntıları iddianame içeriğinde detayları ile açıklanan tüm delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesinden, davalı Partinin silahlı terör örgütü PKK/KCK/PYD ile süreklilik ve çeşitlilik arzeden eylemleri itibariyle organik bir bağ içinde bulunduğunun anlaşıldığı, silahlı terör örgütü ile aynı saikle gerçekleştirdiği eylemler itibariyle yakın ve açık tehlike halinin var olduğu, bu bağlamda kapatma yaptırımının demokratik toplum gereklerine uygun olduğu, orantılılık koşuluna haiz bulunduğu değerlendirilmiştir.
İddianamenin hazırlanmasına esas alınan maddi delillerden; örgütün gerçekleştirdiği 11 kongre (1978-2013), 7 konferans (1981-2003), 10 genel kurul (2003-2016) kararına ilişkin dokümanlar, 2000-2014 yılları arasındaki avukat görüşme notları, tanık beyan/teşhisleri, olay/arama/elkoyma tutanakları, HDP il ve ilçe binalarında yapılan aramalarda ele geçen patlayıcı madde, silah, dokümanlar, eylem evrakları, sosyal medya paylaşımları, açık kaynak araştırmaları, YPS dokümanları, iddianameler, mahkeme, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararları ile tüm dosya kapsamından;
İçişleri Bakanlığına başvurarak 15/10/2012 tarihinde “Halkların Demokratik Partisi (HDP)” adıyla tüzel kişilik kazanan davalı Partinin eylemleri Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına aykırı bulunmuş ve davalı parti aynı zamanda hemen hemen tüm organları, üyeleri ve teşkilatları vasıtasıyla bu nitelikteki suçları işlemiş, işlenmesini teşvik etmiş, bu suçları ve bu suçları işleyenleri övmüştür. Bu nitelikteki eylemler kimi zaman davalı parti genel başkanları da dahil olmak üzere parti organlarınca kararlılık içinde, kimi zaman ise bu nitelikteki fiiller parti üyelerince yoğun bir şekilde işlenmiş ve bu durum değişik kademelerdeki parti organlarınca zımnen veya açıkça benimsenmiştir. Dolayısıyla Halkların Demokratik Partisi (HDP) bu nitelikteki eylemlerin odağı haline gelmiştir.
Bu itibarla davalı Partinin Anayasa'nın 68/4. maddesine aykırı eylemleri nedeniyle Anayasa'nın 69/6 ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası’nın 101/1-b ve 103/2. maddeleri uyarınca temelli kapatılmasına karar verilmesini talep etmek zarureti doğmuştur.
VII. SONUÇ VE TALEP :
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline gelen ve bu şekilde;
- Anayasa'nın 68. maddesinin 4. fıkrasına,
- 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 78, 80, 81, 82 ve 90. maddelerine aykırı eylemlerde bulunduğu açıkça anlaşılan HALKLARIN DEMOKRATİK PARTİSİNİN (kısa adı HDP), Anayasa'nın 69. maddesinin 6. fıkrası ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 101/1-b ve 103. maddeleri gereğince TEMELLİ KAPATILMASINA,
2- Partinin kapatılmasına beyan, faaliyet ve eylemleriyle neden olan açık kimlik ve üyelik bilgileri ile partideki görevleri belirtilen;
Selahattin Demirtaş, Pervin Buldan, Sezai Temelli, Mithat Sancar, Sebahat Tuncel, Figen Yüksekdağ Şenoğlu, Dersim Dağ, Enise Çoban Güneyli, Leyla Güven, Mahmut Celadet Gaydalı, Mehmet Ruştu Tiryaki, Salihe Aydeniz, Tuğba Hezer Öztürk, Ziya Pir, Mehmet Emin İlhan, Mizgin Irgat, Remziye Tosun, Adil Zozani, Halil Aksoy, Özdal Üçer, Abdullah Zeydan, Burcu Çelik Özkan, Hatice Kocaman (Seviptekin), Leyla Birlik, Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Hüseyin Kaçmaz, Remzi Özgökçe, Sait Dede, Zeynel Özen, Hasan Özgüneş, Demir Çelik, Dilek Öcalan, Erdal Aydemir, Ali Atalan, Leyla Zana, Esat Canan, İdris Baluken, Lezgin Botan, Mehmet Ali Aslan, Kemal Aktaş, İmam Taşçıer, Ömer Öcalan, Habip Eksik, Nusrettin Maçin, Ayşe Sürücü, Mensur Işık, Ahmet Yıldırım, Ayla Akat Ata , Berdan Öztürk, Çağlar Demirel, Dilşat Canbaz Kaya, Faysal Sarıyıldız, Hüsamettin Zenderlioğlu, İbrahim Binici, Kıznaz Türkeli, Mahmut Toğrul, Muazzez Orhan Işık, Musa Farisoğulları, Nadir Yıldırım, Necdet İpekyüz, Sıdık Taş, Şevin Coşkun, Adem Geveri, Ahmet Şık, Behçet Yıldırım, Hasip Kaplan, Mehmet Emin Adıyaman, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Selma Irmak, Semra Güzel, Yurdusev Özsökmenler, Abdullah Levent Tüzel, Altan Tan, Aysel Tuğluk, Besime Konca, Ertuğrul Kürkçü, Hişyar Özsoy, Murat Sarısaç, Nazmi Gür, Nursel Aydoğan, Pero Dundar, Rıdvan Turan, Saadet Becerekli, Ziya Çalışkan, Nimetullah Erdoğmuş, Nuran İmir, Aycan İrmez, Dirayet Dilan Taşdemir, Osman Baydemir, Feleknas Uca, Musa Piroğlu, Şafak Özanli, Erol Dora, Mülkiye Birtane, Serpil Kemalbay Pekgözegü, Hüda Kaya, Edibe Şahin, Filiz Kerestecioğlu Demir, Ebrü Günay, Fatma Kurtulan, Alican Önlü, Çilem Küçükkeleş, Emine Beyza Üstün, Kemal Bülbül, Murat Çepni, Sibel Yiğitalp, Sırrı Süreyya Önder, Tayip Temel, Ayşe Acar Başaran, Edib Berk, Ferhat Encu, Gülser Yıldırım, Hakkı Saruhan Oluç, Kemal Peköz, Meral Danış Beştaş, Nihat Akdoğan, Seher Akçınar Bayar, Tulay Hatımoğulları Oruç, Abdulmelik Okyay, Arife Köse, Aydın Çetinkaya, Ayfer Fatma Çelik, Aylin Hacaloğlu, Ayşe Merva Aytemür, Ayşe Yağcı, Ayşenur Vaizoğlu, Baran Nayır, Bayram Yılmaz, Bercan Aktaş, Burhan Karakoç, Cafer Koluman, Cengiz Koyuncu, Cengiz Yürekli, Cihan Erdal, Dilan Çetin, Esengül Demir, Fırat Yaman, Gülşen Özer, Hatice Kavran, Hüsamettin Özdem, Mazlum Karagöz, Mehmet Eşref Mamedoğlu, Mehmet Tarhan, Mehmet Zeki Altın, Yüksel Akgün, Zeynep Karaman, Nurcan Karasu, Osman Demirci, Elif Torun Öneren, Aleddin Erdoğan, Benazir Coşkun, Gülsüm Ağaoğlu, Nadiye Gürbüz, Hidayet Enmek, İsmail Şengül, Remzi Kozakçı, Salim Kaplan, Fırat Keser, Kasım Çalışkan, Mahmut Çiftçi, Memet Doymaz, Cengiz Çiçek, Çiğdem Kılıçgün Uçar, Cafer Çelik, Bülent Uyguner, Nimet Sezgin, Nuri İşbilir, Osman Ergin, Ruhşen Mahmutoğlu, Süleyman Kemal Atakan, Hatice Akdağ, Hatice Büşra Kuyun, Hazal Karabey, Ali Ürküt, Bülent Barmaksız, Şeyma Kantarcı, Zarife Karasungur, Zeki Çelik, Berna Çelik, Halef Yiğit, Haluk Çeliktaş, Perihan Hoşoğlu, Yunus Parım, Ali Deniz Esen, Yuhanna Aktaş, Günay Kubilay, Hüseyin Gözen, Cahit Kırkazak, Mustafa Sarısülük, Ayfer Demirel, Bedriye Yorgun, Can Memiş, Cengiz Topbaşlı, Coşkun Üsterci, Dilek Aykan, Dilek Yağlı, Doğan Erbaş, Ekber Kaya, Ekrem Savcı, Elmas Çinar, Emine Kaya, Emine Ülker, Ercan Arslan, Ferhat Tarhan, Filiz Koçali, Gülay Koca Öztürkoğlu, Hacay Yılmaz, Hamit Geylani, Hüseyin Güngör, Hüseyin Koçuk, Hüseyin Taka, Hüseyin Yılmaz, İbrahim Sinemillioğlu, İhsan Coşkun, İzzet Karadağ, Mehmet Ali Yiğit, Meliha Varışli, Melis Emine Tantan, Metin Özbadem, Pervin Oduncu, Seher Kadiroğlu, Semra Demir, Şadiye Kırmızıgül, Şerife Yıldırım, Abdulselam Demirkıran, Alican Uçarcan, Ayşe Berktay Hacımirzaoğlu, Ayşe Erdem, Barış Karabıyık, Berfin Can, Berfin Özgü Köse, Berkat Kar, Betül Ünsal, Celalettin Can, Gonca Yangöz, İlknur Birol, Lale İnci Hekimoğlu, Mahmut Akbaş, Mehmet Hüsamettin Yürek, Nurettin Turğut, Ömer Önen, Pınar Aydınlar, Rabia Tekas, Ramazan Holat, Roza Kahya, Seçkin Kır, Selahattin Yılmaz, Serhat Aktumur, Sevim Akdağ, Seyithan Kırmızı, Sinem Varlı Hanazay, Sıtkı Güngör, Şehriban Zuğurli, Şerif Adlım, Tuna Aydın, Zahide Besi, Zelal Yerlikaya, Alp Altınörs, Ercan Kanar, Mehmet Akgül, Ferhat Tunç Yoslun, Hatice Altınışık, İsmet Yalçınkaya, Züleyha Gülüm, Tuma Çelik, Mehmet Şahin Altan, Gülfer Akkaya, Ali Özkan, Garo Paylan, Oya Ersoy, Mutlu Öztürk, Bircan Yorulmaz, Fatma Gök, Adnan Selçuk Mızraklı, Bedia Özgökçe Ertan, Ahmet Türk, Ahmet Kaya, Betül Yaşar, Dilaver Kesik, Feyme Filiz Buluttekin, Hasan Safa, Mustafa Akkul, Naşide Toprak, Tarık Mercan, Ülkü Karaaslan Duman, Remziye Yaşar, Diba Keskin, Mehmet Fatih Taş, Yıldız Çetin, Rojda Nazlier, Keziban Yılmaz Askar, Orhan Ayaz, Semire Nergiz, Mehmet Zırığ, Caziye Duman, Gülistan Öncü, Ayhan Bilgen, Cihan Karaman, Nilüfer Elik Yılmaz, Azim Yacan, Orhan Çelebi, Mülkiye Esmez, Belgin Diken, Adnan Topçu, Erkan Acar, Hatice Çevik, Nalan Özaydın, Yakup Almaç, Yılmaz Şalan, Bekir Polat, Berivan Helen Işık, Casim Budak, Hikmet Taşdemir, Ramazan Sarsılmaz, Serhat Çiçek, Yaşar Akkuş, Günfer Karadeniz, Abuzer Küçükkelepçe, Adnan Ertuğrul, Barış Caniş, Hatice Güven (Aslan), Hayrettin Şen, Karip Erdovan, Mehmet Bayram, Muhamet Deveci, Mustafa (Gürü) Toprak, Nahide Doğan, Sıraceddin Hesass, Şaban Elbir, Şerafettin Keklik, Vedat Duru, Veysel Saka, Zeki Alaca, Zeki Çelepkolu, Mehmet Cüneyt Anar, Serhat Göze, Güner Kökat, Özlem Tunç, Yaşar Yılmaz Altunbilek, Yücel Yetişkin, Ali Alper, Semra Akçalı, Cuma Ali Kaya, Fesih Balbey, Ahmet Aslan, Muzaffer Ulaş, Mustafa Alımterim, Mehmet Abidin Karaman, Sevim Coşkun, Mehtap Metin, Vahap Günay, Abdulgani Alkan, Selma Metin, Mehmet Yaşar Tanrıkulu, Remziye Sızıcı, Nevzat Sertaç Özgen, Hülya Biçen, Mustafa Akengin, Kemal Baran, Semra Akgül, Ahmet İlan, Ali Atman, Mehmet Sayit Demir, Eyüp Koşar, Kadriye Akalın, Mehmet Sıdık Menge, Mehmet Menge, Demet Özkaran, Eylem Ceylan, Suat Mustafa Şenci, Erkan Erenci, Ramazan Kaval, Nurettin Bakan, Mehmet Şerif Camcı, Murat Kılıç, İbrahim Ergin, Müzeyyen Belke, Selahattin Karatoprak, Yaşar Arat, Birgül Demirel (Yanı), Gögerçin Aras, Yıldız Bahçeci, Şahin Çoban, Sıraç Turğa, Seydi Pektaş, Ahmet Yılmaz, Bedri Arslan, Kadriye Tören, Ömer Özkan, Murad Öndeş, Ayten Yılmaz, Mubarek Babat, Murat Kılınç, Semra Çelik, Ahmet Cavit Uğur, Ayfer Yılmaz, Cafer Bulut, Fikret Fuat Kart, Güngör Didar Gül, Maşuk Arpaç, Mehmet Sürer, Metin Eren, Mustafa Celep, Necibe İlhan, Nigar Duru, Niyazi Yalçınkaya, Servet Ziyanak, Sevgi Altunkılıç, Seyithan Kılıç, Sinan Odabaş, Baran Akgül, Beşir Belke, Ercan Yıldırım, Erdal Morkoç, Ersoy Erdoğan, Eyyup Kurt, Feyyaz Başak, Gülseren Tural, Gülsimet Önal, Halit İpekyüz, Handan Karakoyun, İsmail Morkoç, Keziban Bulak, M. Sait Eren, Maşallah Beyret, Mehmet Emin Kılıcarslan, Mehmet Eren, Mehmet Tutuş, Muhittin Yılmaz, Murat Şahin, Nadire Kılıç, Osman Vargün, Rifat Sarıkaya, Seval Çadırcı, Şengül Duman, Turgut Bayramhan, Yadişen Karabulak, Yüksel Seyitvan, Mecit Sargut, Mehmet Nuri Çiçek, Necla Tartan, Menice Rumeysa Gülmez, Aycan Altın, Hüseyin Gevher, Hamza Ağırman, Bahar (Behice) Orhan, Ecevit Ceylancı, Dilan Örenci, Leyla Balkan, Abdurrahman Çağan, Müslüm Acar’ın Anayasa'nın 69. maddesi ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 95. maddesi uyarınca temelli kapatılmaya ilişkin kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından itibaren beş yıl süreyle bir başka siyasi partinin kurucusu, yöneticisi, deneticisi ve üyesi olamayacaklarına,
3- Davalı siyasi partinin terör örgütü ile organik bağı nazara alındığında, hazine yardımının siyasi parti faaliyetleri dışında terör örgütünün amaçları doğrultusunda kullanılabileceğinden, hazine yardımlarının bulunduğu banka hesabına tedbiren bloke konulmasına,
Karar verilmesi kamu adına arz ve talep olunur. 07/06/2021
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı
Bekir ŞAHİN
[1] Duran Kalkan tarafından yazılan Meşru Savunma isimli kitap sayfa 160
[2] 18 Aralık 2009 tarihli görüşme notu
[3] https://www.youtube.com/watch?v=lxNMAaApb3o
[4] https://anfturkce.com/guncel/dbp-kobane-icin-seferberlik-ruhu-ile-suruc-a-cagirdi-32750
[5] https://anfturkce.com/guncel/hdp-dbp-ve-dtk-heyeti-guney-kurdistan-a-gitti-32195
[6] httpshttps://anfturkce.com/guncel/dtk-seferberlige-cagirdi-34006
[7] https://anfturkce.com/guncel/hdp-den-halklara-acil-cagri-sokaga-cikin-33985
[8] http://anfturkce.net/kurdistan/batman-baglar-mahallesi-meclisi-oz-yonetimini-ilan-etti
[9] PKK III. Kongre Kararları (26-30.10.1986)
[10] PKK/KCK terör örgütünün VIII. kongresinde (285) sözde delegenin katılımıyla 4-10 Nisan 2002 tarihinde 2002 tarihinde Irak’ın kuzeyinde Kandil Dağı bölgesi Dola Koge denilen mıntıkada gerçekleştirilmiştir
[11] Pndk.org/sites/degault/files/content/reberti/Halk%20Serhildanlari.pdf
[12] 15 Şubat, 21 Mart, 04 Nisan, 15 Ağustos, 9 Ekim, 27 Kasım vb.
[13] https://anfturkce.com/guncel/hdp-dbp-ve-dtk-heyeti-guney-kurdistan-a-gitti-32195
[14] http://www.firatnews.com/news/guncel/ocalan-seferberlik-cagrisini-yineledi.htm
[15] http://www.firatnews.com/news/guncel/ocalan-herkesi-insanlik-mucadelemizi-sahiplenmeye-cagiriyorum.htm
[16] http://www.firatnews.com/news/guncel/ocalan-sonuna-kadar-direnecegiz.htm
[17] https://anfturkce.com/guncel/kck-kuzey-kurdistanli-gencler-kobane-direnisine-katilmali-32684
[18] https://anfturkce.com/kurdIstan/karayilan-kobane-icin-profesyonel-katilima-cagirdi-32669
[19] https://anfturkce.com/guncel/halk-inisiyatifi-nden-kobane-icin-acil-eylem-cagrisi-32651
[20] https://anfturkce.com/guncel/hdp-heyeti-kck-yetkilileri-ile-gorustu-32766
[21] https://anfturkce.com/guncel/muslim-kobane-icin-kim-ne-yapacaksa-simdi-yapmali-32745
[22] https://anfturkce.com/guncel/demirtas-gun-onurumuzu-gelecegimizi-savunma-gundur-32760)
[23] https://anfturkce.com/guncel/kck-sinirlar-kalkmali-urfa-ile-kobane-birlesmeli-32803
[24] https://anfturkce.com/guncel/demirtas-kimse-rojava-dan-vazgecmemizi-beklemesin-33230
[25] Pirsus: Suruç
[26] https://anfturkce.com/guncel/kck-direniste-hicbir-sinir-taninmamali-32886
[27] https://anfturkce.com/guncel/karayilan-kobane-saldirisi-bir-savas-ilanidir-32969
[28] https://anfturkce.com/guncel/komalen-ciwan-gencler-kobane-de-direnis-saflarina-akin-etmeli-33062
[29] https://anfturkce.com/guncel/kjk-zaman-topyekun-direnis-zamani-33121
[30] https://anfturkce.com/guncel/kcd-e-gun-ulusal-serhildan-gunudur-33196)
[31] https://anfturkce.com/guncel/kurdistan-halk-insiyatifi-dais-dais-tir-33191
[32] https://anfturkce.com/guncel/karasu-halk-ve-gerilla-mucadelesini-yukseltecek-33238
[33] www.firatnews.com/news/guncel/ydg-h-her-yeri-kobane-ye-donusturelim.htm
[34] https://anfturkce.com/guncel/hdp-heyeti-kck-yetkilileri-ile-gorustu-32766
[35] https://anfturkce.com/guncel/demirtas-dunya-birlesse-de-hakli-bir-davasi-olan-bir-halki-alt-edemez-33498
[36] https://anfturkce.com/guncel/halk-inisiyatifi-persembe-gunu-amed-de-yasam-duracak-33540
[37] https://anfturkce.com/guncel/kurban-bayrami-direnis-bayrami-olarak-karsilanmali-33734
[38] https://anfturkce.com/guncel/hdp-kobane-icin-uluslararasi-topluma-cagri-yapti-33704
[39] https://anfturkce.com/guncel/hdp-yuregimiz-kobane-de-mucadele-edenlerle-birlikte-33753
[40] https://anfturkce.com/guncel/demirtas-herkes-bayramini-suruc-ta-gecirmeli-33746
[41] https://anfturkce.com/guncel/demirtas-kobane-sinirinda-hukumeti-uyardi-33877
[42] https://anfturkce.com/guncel/kjk-arin-mirkan-in-anisina-direnisi-buyutelim-33944
[43] https://anfturkce.com/guncel/komalen-ciwan-gencleri-ayaklanmaya-cagirdi-34016
[44] Terör örgütü dört parçalı kürdistanda Türkiye- Bakur, İran Başur, Suriye Rojava, Irak Başur olarak adlandırılmaktadır.
[45] httpshttps://anfturkce.com/guncel/dtk-seferberlige-cagirdi-34006
[46] https://anfturkce.com/guncel/kcd-e-esbaskanligi-serhildanlari-yukseltelim-34001
[47] https://anfturkce.com/guncel/hdp-den-halklara-acil-cagri-sokaga-cikin-33985
[48] https://twitter.com/ayselltugluk/status/519166312116125697
[49] https://twitter.com/ayselltugluk/status/519214732356898816
[50] https://anfturkce.com/kurdIstan/karayilan-kobane-direnisi-surecek-34073
[51] https://anfturkce.com/kurdIstan/kck-milyonlari-sokaklara-cagirdi-34053
[52] https://anfturkce.com/guncel/sariyildiz-kobane-bedeli-agir-da-olsa-dusmeyecek-34027
[53] https://twitter.com/HDPgenelmerkezi/with_replies
[54] https://twitter.com/Selahattindmrts
[55] https://twitter.com/sirsureyyaonder
[56] https://twitter.com/PervinBuldan/with_replies
[57] https://twitter.com/HDPDEMİRCELİK
[58] https://twitter.com/ayselltugluk/status/519447927543320576
[59] twitter.com/hdpdemircelik
[60] https://anfturkce.com/kurdIstan/kck-milyonlari-sokaklara-cagirdi-34053
[61] https://anfturkce.com/guncel/yuksekdag-mesruiyetini-yitirmistir-34259
[62] https://anfturkce.com/guncel/kck-den-kobane-serhildanlariyla-ilgili-aciklama-34309
[63] https://anfturkce.com/guncel/demirtas-hukumet-iyi-tahlil-etmezse-hata-yapar-34334
[64] https://anfturkce.com/guncel/cemil-bayik-asil-hedefleri-rojava-yi-kurtsuzlestirmek-34443
[65] https://anfturkce.com/guncel/hdp-dtk-ve-dbp-den-ortak-aciklama-34435
[66] http://www.aljazeera.com.tr/haber/karayilandanrojavatehdidi
[67] http://anfturkce.net/kurdistan/kalkanakpninfasistdiktatoryonetiminiadimadimyikmaliyiz
[68] http://anfturkce.net/guncel/kckkurthalkiicinozyonetimdenbaskasecenekkalmadi
[69] http://www.bestanuce5.com
[70] http://anfturkce.net/kurdistan/bulanik-ta-da-oz-yonetim-ilani
[71] http://anfturkce.net/kurdistan/farqin-halk-meclisi-de-oz-yonetim-ilan-etti
[72] http://anfturkce.net/kurdistan/varto-halki-oz-yonetim-ilaninda-bulundu
[73] http://anfturkce.net/kurdistan/batman-baglar-mahallesi-meclisi-oz-yonetimini-ilan-etti
[74] http://www.bestanuce1.com/211878/kck-demokratik-ozerklik-hamlesine-sahip-cikalim-mucadeleyi-kesintisiz-surdurelim&dil=tr
[75] http://anfturkce.net/guncel/hozatdemokrasigucleriayaklanarakozyonetimleresahipcikmali
[76] http://anfturkce.net/guncel/hozatdemokrasigucleriayaklanarakozyonetimleresahipcikmali
[77] http://anfturkce.net/kadin/kjkkurthalkinindirenisidemokratikozgurbirlikteligincikisprojesidir
[78] http://anfturkce.net/kadin/erzincandirenisimizdahadabuyuyecek
[79] http://www.diclehaber.com/tr/news/content/view/483110?from=4212363318
[80] http://anfturkce.net/guncel/hdkozyonetimitumulkeningundeminetasiyacagiz
[81] http://anfturkce.net/guncel/hdpvedbpdensuricineylemcagrisi
[82] http://anfturkce.net/kurdistan/dbpkesintisizeylemegecilmelidir
[83] http://diclenews.link/tr/news/content/view/489064?from=1815887918
[84] http://diclenews. link/tr/news/content/view/489055?from=1003990133
[85] http://anfturkce.net/guncel/yuksekdagozyonetimdirenisidarbeyekarsisivildirenistir
[86] http://anfturkce.net/news/yuksekdagdortbiryandadirenisibuyutelim
[87] http://www.diclehaber.com/tr/news/content/view/493953?from=1815887918
[88] http://www.diclehaber.com/tr/news/content/view/495303?from=1815887918