22 Haziran 2021 23:00

Geleceğimiz ve haklarımız için mücadele tek şans! 

“mücadele ile hak kazanılmaz” telkinini ortaya koyanları dünya ve Türkiye işçi ve emekçilerinin yazdığı tarihe emanet edip,eşit ve özgür bir gelecek için yarın değil şimdi yalnız değil hep birlikte!

Kaynak: Max Pixel

Paylaş

Sedat Peker’in iddiaları geçtiğimiz haftalarda Türkiye gündeminin önemli bir parçasını oluşturuyordu. Hükümetin İçişleri Bakanı’nı TV kanallarında savunma yaptırtacak cinsten yolsuzluk iddialarıydı bunlar. “Hangi suç örgütü lideri hangi bakan ile hangi otelde kalmış? Hangi eski devlet bürokratı kamunun hangi kaynağına çökmüş? Hangi ihale hangi şirkete karşılıksız verilmiş?​” gibi birçok sorunun cevabını bu iddiaların ajitasyon gücü yüksek cümlelerin arasında seçmek mümkündü. Peker’in videoları sıra “Tayyip ağabeyine” gelince kısaldı veya vaat edilen zamanda gelmemeye başladı.

TEK ADAM YÖNETİMİ CEPHESİNDE DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK!  

Ortaya çıkanlar tek parti yönetiminin gazetecisinden bakanına, bürokratından suç örgütü liderine kadar kirli ilişkiler ile kamuya ait kaynakları nasıl yağmaladığını, kapitalist sistemin çarklarının buna nasıl izin verdiğini bir kez daha gözler önüne sererken adı geçen yetkililerin istifası, sorumların açığa çıkması adına soruşturma açılması talepleri hala geçerliliğini koruyor. Öte yandan 14 Haziran’da gerçekleşen NATO zirvesine fatih edasıyla giden Cumhurbaşkanı, Türkiye’yi ABD’nin Afganistan operasyonlarının karakol memuru yapan protokolü onaylayarak geri döndü. Bunu da müjde olarak duyurdu. Son olarak HDP İzmir il bürosuna yönelik provokatif saldırı sonucunda binada bulunan görevli “Deniz Poyraz” hayatını kaybetti. Yaşanan saldırıda kamuoyunun geniş bir kesimi saldırıya tepki gösterdi. İllerde sendikalarda, demokratik kitle örgütleri ve siyasal partiler saldırının sorumlusunun bu saldırıya zemin veren hükümet politikaları olduğunu haykırdı, sorumluların yargılanmasını talep etti. Bahsettiklerimiz sadece son sayımızdan bu yana gelişen olayları çok kısa özeti. Yani Türkiye’de tek adam yönetimi cephesinde değişen bir şey yok. 

EKONOMİK, SİYASAL HAKLAR İÇİN MÜCADELE GİRİŞİMİ, BURJUVA MUHALEFETİNİ RAHATSIZ EDİYOR! 

Daha önceki sayılarda dergimizde de tartışmıştık, tek adam yönetimi gençlik yararına hiçbir programı söylem düzeyinde dahi ortaya koymuyor. Buna bağlı olarak Türkiye’de her kesimden gençler kapitalist düzen ve tek adam yönetiminin getirdiği geleceksizlik, yoksulluk gibi koşulların tamamının değişmesini istiyor. Bu değişim arzusu ve isteğini örgütlemeye hazır bir sürü yapı da ortaya çıkıyor. Burjuva muhalefeti bu alanda geniş bir hacim kaplıyor aslında. Hem Kılıçdaroğlu hem de DEVA Partisi lideri eski AKP milletvekili Babacan Twitch yayıncısı, YouTube fenomeni Jahrein’in yayınına katıldıklarında bu iddiayı güçlüce söylediler. Özellikle gençlerin yoğun bulunduğu bir platformda ve gençler için organize edilmiş yayınlarda bu iddiaların ortaya konması şaşırtıcı değil. Şaşırtıcı olan “…aman gençler mücadele etmeyin bizim iktidarımızda bu sorunlar çözülecek…” telaşı oldu. Her fırsatta siyasetin gençleşmesi gerektiğini ve gençlerin taleplerine açık olduklarını söyleyen burjuva muhalefetinin çeşitli fraksiyonları ekonomik, sosyal ya da siyasal herhangi bir hak için gençlerin mücadele girişimine bu telaşlı cümleler ile karşılık veriyor. HDP il binasına yapılan saldırıya karşı yapılan sokak gösterileri için burjuva muhalefetine danışmanlık hizmeti veren aydın, akademisyenlerin özellikle dijital platformlarda yaptığını “provokasyona gelmeyin, sokağa çıkmayın”, “hak sokakta kazanılmaz” çağrılarının izahı da burjuva muhalefetin programı ile mümkün oluyor. Sonuç olarak herhangi ekonomik, siyasal bir hak için mücadele dahi burjuva muhalefetini rahatsız ediyor. 

TEK ADAM YÖNETİMİNE KARŞI MÜCADELEYE!

Danışmanlık hizmeti veren, parti programlarını formülize eden aydınlarından tutalım da memleketin güzide okullarında iktisat, siyaset bilimi, tarih, hukuk gibi bölümlerin mezunu kelli felli parti yöneticilerine kadar bütün unsurlarının, insanlık tarihi boyunca herhangi bir hakkın kitle mücadeleleri ile kazanıldığına kapitalist sistem içinde kazanılmış her hakkın en ufak nüvesinin dahi korumak adına mücadele etmek gerektiğine itirazı yoktur sanıyoruz. Yani “..mücadele ile hak kazanılmaz…”, “..aman sokağa çıkmayalım provokasyona gelmeyelim gençler..” gibi telkin ve çağrıların motivasyonu ne bilgisizlik ne de iyi niyet. Ne yazık ki, tek adam yönetiminin bir erken seçimle gittiğini yerine çok makul ve herkesin talebini yerine getiren bir burjuva partinin geleceği tozpembe bir tablonun gerçekleşmesi mümkün gözükmüyor. Tek parti yönetiminin kazanmayacağı bir erken seçimin Türkiye’de gerçekleşmesi bile mücadele eden unsurların güçlülüğüne bağlı. Elbette tek adam yönetimi saldırgan tutumu ile her hak mücadelesini provoke etmeye, kırmaya yöneliyor. Bunları engellemek ancak mücadelenin kitlesel düzeye ulaşması ve bizlerin kendi hakları için kendi kurduğumuz, sahiplendiğimiz araçlar ile sağlanacak. “… mücadele ile hak kazanılmaz…” telkinini ortaya koyanları hem dünya hem Türkiye işçi ve emekçilerinin yazdığı tarihe emanet edip, eşit ve özgür bir gelecek için yarın değil şimdi, yalnız değil hep beraber tek adam yönetimine karşı mücadeleye girişelim.

ÖNCEKİ HABER

Bakan Kurum'dan Kanal İstanbul'un en çevreci şehircilik projesi olacağı iddiası

SONRAKİ HABER

Maçka'da yapılacak Onur Haftası pikniğine kaymakamlık ve polis engeli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa