23 Haziran 2021 01:00

Sanayi sitesinin kayıt dışı çalıştırılan genç işçileri

"İşe yani başlayan 14-15 yaşındaki arkadaşlarımızdan hafta 100 liraya bile çalışan var. 100 lira zaten yaklaşık olarak burada çırakların ilk başlangıç ücreti diyebiliriz.”

Oto sanayide çalışan genç bir işçi | Fotoğraf: MA

Paylaş

Barış TİMUR

Kayseri

ey düş ülkesinin işçisi umudunla yürü

içindeki yaşamak arzusu son bulmasın

bir gün hep beraber paydos edeceğiz fabrikayı

ezber ettiğimiz o dünyayı kurmak için

yüreğini ferah tut o güzel günler gelecek elbet

bize ait olan ne varsa bize dönecek mutlaka

Arsen Everekliyan/ Kayseri’den İşçi- Şair

Elinde torna-tesviye; üstü başı toz içinde oradan oraya koşturan, çoğunluğu 15-16 yaşlarında genç işçilerin çalıştığı Kayseri’nin oto sanayisi bölgesi… Sabah saat 7 buçuk 8 civarlarında kendi içinde müthiş bir koşuşturmanın, dışarıdan bakınca oldukça düzensiz gibi görünen fakat aslında her şeyin “kendince” bir düzeninin olduğu bu bölgede genç işçi olmak… Çalışma saatleri ve eve gidip gelen sürede dâhil edildiğinde gün içinde 14-15 saat evden uzak kalıp, günün bütün öğünlerini pasın kirin içinde yiyen genç işçilerin “meslek öğrendiği” şehrin sanayisi… İşçiliğin öğrenildiği, kendi tabirleri ile “hayata ilk adım attıkları” şehrin merkezine yakın, tek düze sıralanmış tamirhanelerin görüntüsü dışarıdan büyük bir kasabayı andırıyor.

Bu sanayi sitesinde yaşları 14 ile 20 arasında değişen çokça genç işçi çalışıyor. Mülteci genç işçilerin sayısı da epey fazla. Sanayi sitesinde şöyle bir turlarken Türkçe, Arapça ve Kürtçe konuşmaları, sesini duyurma adına yüksek telden bağrışmaları rahat bir şekilde işitebilirsiniz. Bir tamirhanenin önünde bulunan otomobilin motor sorununu gidermek için kan ter içinde cebelleşen genç bir işçiden, bir köşe başına çökmüş, yan tamirhanede “neler olduğunu” gözleyerek öğle yemeği olan tavuk dürümünü hızlıca bitirmeye çalışan genç işçilerin “hayatlarını kazandıkları” oto sanayideyiz…

Biz de, çıraklık okuluna girdiğinden bu yana burada çalışan 20 yaşındaki Yiğit ile birlikteyiz. Yiğit, 7 yıldır çalıştığı oto sanayide artık buraların tanınan yüzü haline gelmiş. Ne de olsa çıraklık okulunda okuyanların yolu mutlaka oto sanayiden geçse de o burada kalıcı olmuş. Kısa süren bir fabrika işçiliği serüveninden burada çalışmaya devam ediyor ve oto tamiri yapıyor. Yiğit’in günlük yaşantısı ve özellikle pandemi sürecinin kendisine olan etkilerini sohbet etmeye başlıyoruz.

“ÇIRAKLAR HAFTALIK 100 LİRAYA ÇALIŞIYOR”

Oto sanayide çalışan genç işçi olarak bir günün nasıl geçiyor?

“Açıkçası bu sorunun çok uzun bir cevabı yok. Oto sanayide çırak olarak çalışma başlayalı 7 yıl oldu. Başlarda elbette işin yorucu kısımları vardı. Çünkü aynı zamanda okul hayatım da devam ediyordu. Fakat zaman geçtikçe ve işe alıştıkça yavaş yavaş işi sevmeye başladım. Çünkü ben hem bu işe elimin yatkın olduğunu düşünüyorum hem de elimdeki işe odaklanıp uğraşmayı seviyorum. Tabi işin zorlukları olmadığı anlamına gelmiyor bu, zorluklara da alıştım diyebilirim. Sabahları çok erken uyanmak zorundayım çünkü oturduğum ev ile sanayi biraz uzak. 7 buçuk 8 gibi tamirhaneye gelmiş olmak için en geç 6 gibi yataktan kalkmış oluyorum. İşe gelirken ve giderken toplu taşımayı kullanıyorum. Daha sonra zaten günümün tamamı burada geçiyor. Akşamları ise net bir çıkış saatimiz yok. Elimizdeki işin yoğunluğuna bağlı ancak ortalama 8-9 gibi işten çıkıyorum. Haliyle yolda geçen zamanı da hesaba katınca kendime ve aileme ayıracak çok fazla vakit kalmıyor.”

“Tabi biraz önce yaptığım işi seviyorum dedim fakat bu işin zorlukları arasında çok çalışmak da var. Zaman işteyken hızlı geçiyor ondan yana bir sorun yaşamıyorum ama toplu taşıma ile gelip gitmem hem zaman hem de para açısından sorun yaratıyor. Ben burada haftalık 400 lira ücrete çalışıyorum. Aylık ise en az 160 lira otobüse para veriyorum. 400 lira aslında buranın piyasasına göre fazla bir ücret. Ben uzun zamandır çalıştığım ve işi bildiğim için 400 lira alıyorum. İşe yani başlayan 14-15 yaşındaki arkadaşlarımızdan hafta 100 liraya bile çalışan var. 100 lira zaten yaklaşık olarak burada çırakların ilk başlangıç ücreti diyebiliriz.”

“SİGORTAMIZ OLMADIĞI İÇİN AŞI OLAMIYORUZ”

Salgın süreci iş ve yaşam koşullarını nasıl etkiledi?

“Salgın sürecinde işlerde büyük değişikliler olmadı. İşler arttı veya azaldı diyemem. Çünkü oto tamiri işi her koşulda sürekli bir ihtiyaç halinde. Biz bu süreçte de önceden olduğu gibi yoğun bir şekilde çalışmaya devam ettik. Asıl farklılık benim iş dışındaki hayatımda oldu. Açıkçası bu salgın sürecinde ev ve iş dışında hiçbir şey yapamadık. Akşam sokağa çıkma yasaklarından dolayı işten çıkınca doğrudan eve gitmek zorunda kalıyoruz. Biz dışarıda olsak bile her yer kapalı olduğu için bir şey yapamıyoruz. Haftada 6 gün çalışıyorum. Sadece pazar günleri izinliyim. Pazar günleri de yasaktan ötürü evden çıkamıyorum. Bu durum çok uzun bir zamandır devam ettiği için artık sıkıldık. Önceden arkadaşlarla işten sonra veya hafta sonu bir araya gelip çeşitli şeyler yapar, stres atardık. Şimdi kafa dağıtacağımız herhangi bir şey yapamıyoruz. Sanayiden arkadaşlarla bir araya gelip semaverde çay demleyip piknik yapmak bile bizim için çok önemli çünkü zaten birçok açıdan kısıtlı olan hayatımızı salgın daha da kısıtladı. Salgının bir an önce bitmesini çok istiyorum. Bu da hızlı bir aşılama ile mümkün. Şu an sigortalı olan herkese aşı çıktı. Fakat sanayide çalışan hiçbir genç işçinin sigortası yok. Haliyle bize de aşı çıkmadı. Salgın olmasa dahi sağlık güvencesi ve ilerisi için emeklilik konusunda sigortalı olmamız şart. Sonuçta burada yaptığımız işte tam manası ile güvenlikli bir iş değil. İrili ufaklı yaralanmalar her an olabiliyor. Yani her koşulda biz kayıt dışı çalışıyoruz. Sigorta da, aşı da bizim hakkımız. Son olarak, başta acil ihtiyacımız olan aşı olmak üzere güvenceli bir çalışma hayatı istediğimi buradan söylemek istiyorum.”

ÖNCEKİ HABER

Türkiye’de gençlik, muhalefet ve siyaset 2- Burjuva muhalefet ve gençliğe vaatler

SONRAKİ HABER

Galip Usta’dan Ankaralı genç işçilere

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa