23 Haziran 2021 07:10

Doğamızı kurtarmak için harekete geçmeliyiz

Bize düşen görev en başta bunun farkına varıp bilinçlenmek ve başka insanların bilinçlenmesi için çağrıda bulunmaktır.

Caddebostan Sahili'nde müsilaj yoğunluğu | Fotoğraf: Muhammed Enes Yıldırım / AA

Paylaş

Meslek lisesi öğrencisi

Fatih/İstanbul

 

Biz insanlar doğayı çok severiz. Yemyeşil ağaçlar, masmavi deniz, gökyüzü bizi hep rahatlatır. Boş bir vaktimiz oldu mu kendimizi gökyüzünün maviliğine hapseder, masmavi denizin kıyılarına ya da yemyeşil ormanların içine atarız. Bizim için bu doğa adeta bir terapidir. Coşkularımızı, buhranlarımızı doğanın görünümü sayesinde yazıya dökeriz ya da onu resmederiz. Doğayı böylesine sevmesine severiz de sevdiğimiz kadar zarar da veririz. İnsan hiç sevdiği şeylere zarar verir mi? Bizler ya zarar veriyoruz ya da zarar verilmesine göz yumuyoruz. Bunun son örneği ise Marmara Denizi'nde ortaya çıkan müsilaj sorunu. Birkaç gün öncesinde arkadaşımla denizdeki müsilaj hakkında konuşmuştuk. Pek bir bilgim yoktu ancak bu konuda ben de herkes kadar fikir sahibiydim. Konuşma arasında arkadaşım bu konu hakkında Eyüp Emek Gençliği'nin düzenlemiş olduğu bir canlı yayından bahsetmişti. Seve seve katılmayı kabul ettim. Doğayı sevdiğimi iddia edip onun hakkında fikir sahibi olmamak sözde bir sevgi olurdu çünkü. Canlı yayında kendi bilgilerimin üzerine ek olarak bir sürü yeni bilgiler edindim. Kapitalizmin kendi çıkarları uğruna her şeyi yapabileceğini bir kez daha anlamış oldum. Çevreyi korumak için hem ulusal hem de uluslararası sözleşmelerin olduğunu fakat bu yasaların nasıl delindiğini örnekleriyle öğrendim ve anlaşmaların tam olarak etkili olmadığını bir kez daha anlamış oldum. İnsanların bu konuda nasıl düşündüğü hakkında fikirler edindim. Sonuç olarak bu konuda karamsar olmamamız gerektiği kanısına vardım. Doğa bize yardım etmek için çabalıyorsa bizler de bir kez olsun sözde o çok sevdiğimiz doğaya yardım eli uzatmalıyız. Evet şu an Marmara Denizi can çekişiyor. Bize düşen görev en başta bunun farkına varıp bilinçlenmek ve başka insanların bilinçlenmesi için çağrıda bulunmaktır. O çok sevdiğimiz maviliğin bizim için çırpınışlarına göz yumup ölmesine izin vermemek ve onu yeniden hayata döndürmek için harekete geçmektir. Bizler bu tarz olaylarda bilinçlenmezsek, sorgulamazsak, başka fikirler hakkında bilgi sahibi olmazsak ne doğaya ne de topluma faydalı işlerde bulunabiliriz. Bu anlamda Eyüp Emek Gençliği'nin düzenlemiş olduğu etkinliklerin oldukça faydalı olduğunu düşünüyorum. Diğer tüm arkadaşlarımın da fikirleri ve bilgileri bizim için oldukça kıymetli olduğundan siz kıymetli dostlarımızı da bu etkinliklere bekliyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Önlemler alınmadı, liseliler umursanmadı

SONRAKİ HABER

Akşener'den Erdoğan'a: "Garibana çöktüğün zaman Gayretullah'a dokunur"

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa