Van Gölü’nde kirlilik alarm veriyor | Yapılan arıtma tesisi çalışmıyor mu?
ÇEVDER Başkanı Ali Kalçık, “Uzaydan çekilen fotoğrafla Van Gölü birinci oldu ama bu maviliği artık göremiyoruz. Arıtma yaptılar, maliyeti yüksek olduğu için çalıştırılmıyor” dedi.
Fotoğraf: ÇEVDER
Berkay YEĞİN
Van
Çevre Tarihi Eserleri Koruma Araştırma ve Geliştirme Derneği (ÇEVDER) Van Gölü için yapılan arıtma tesisinin çalışmadığına yönelik bir video paylaştı. Evrensel’e konuşan ÇEVDER Başkanı Ali Kalçık, “Uzaydan çekilen fotoğrafla Van Gölü birinci oldu. Ama bu kastedilen maviliği artık göremiyoruz. Havzanın bir noktasında arıtma yaptılar, maliyeti çok yüksek olduğu için çalıştırılmıyor. Hadi çalıştırılsın, geri kalanı ne olacak” diye sordu.
Astronot Kate Rubins’in 12 Eylül 2016 tarihinde çekmiş olduğu Van Gölü fotoğrafı, ABD Havacılık ve Uzay Ajansının (NASA) düzenlediği “Dünya Turnuvası” adlı online fotoğraf yarışmasında birinci oldu.
Geçtiğimiz haftalarda ise Van Gölü sempozyumu yapıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Van Büyükşehir Belediyesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ), Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) ve Edremit Belediyesi iş birliğinde düzenlenen sempozyumda Van Gölü’ndeki kirliliğe çözüm yolları arandı. Emine Erdoğan, “Gölün dip temizliği yapılacak. Atıksu yönetimi sağlanacak. İlaveten, entegre katı atık yönetimi oluşturulacak. Bu eylem planıyla, Van Gölü inşallah layıkıyla korunacak” dedi.
Diğer yandan ise Van Gölü için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın telekonferans sistemiyle katıldığı Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nin açılışı 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde yapıldı.
Van Çevre Tarihi Eserleri Koruma Araştırma ve Geliştirme Derneği (ÇEVDER) Başkanı Ali Kalçık ile Van Gölü’ndeki kirliliğe dair konuştuk.
KASTEDİLEN MAVİLİĞİ GÖREMİYORUZ
Van Gölü’nün kanalizasyon, evsel atık ve işletmeler yüzünden giderek kirlenen yapısının, göl ekosistemini tehdit eder noktaya geldiğini belirten Kalçık, “Yaşar Kemal’in Van Gölü’yle ilgili söylediği bir söz var; ‘Van denizinin maviliği gibi bir mavilik yok ne okyanusta ne de denizde’ camı kırıp içine baktığımızda görebildiğimiz bir maviliktir. Uzaydan çekilen fotoğrafla Van Gölü birinci oldu. Ama bu kastedilen maviliği artık göremiyoruz. Maalesef ki yeryüzünden o kadar da temiz görünmüyor” dedi.
YASA VE YÖNETMELİĞE UYULMUYOR
Yasaya rağmen kıyıdaki birçok yerin işletmeler ve kamu kurumları tarafından kullanıldığını ifade eden Kalçık, “Van Gölü’nde yaptığımız tespitlerimizde saniyede 1800-2 bin litre kanalizasyon atığı dökülüyor. ‘Büyük yatırım, büyük heyecan Van Gölü temizlenecek’ dendi ama karşılığını göremedik. Van Gölü çevresinde 1 milyon 300 bine yakın nüfus yaşamaktadır ve bütün atıklar suya karışmaktadır” dedi.
Taş ocaklarının yönetmeliğe göre, su kaynaklarından, meralardan, yerleşim alanlarından, yollardan uzak olması gerektiğini belirten Kalçık, “Şexan (Yurtbaşı) köyünde de görüyoruz bir şirket para kazanacak diye milyonlarca canlının hayatı hiçe sayılıyor” dedi.
TEDBİR ALINMAZSA BALÇIĞA DÖNÜŞECEK
Yakın tarihte üniversitedeki akademisyenlerin tedbir alınmazsa gölün balçığa dönüşeceğini açıkladığını belirten Kalçık, “Havzanın bir noktasında arıtma yaptılar, maliyeti çok yüksek olduğu için çalıştırılmıyor. Hadi çalıştırılsın, geri kalanı ne olacak? Van Gölü çevresinde sazlıklar vardı ancak hepsi imara açıldı; plaj, yazlık, yol ve dolgu yapıldı. Sazlıkların biyolojik arıtma görevi vardır, canlıların yaşam alanıdır ve oksijen kaynağıdır” dedi.
KİRLİLİĞİN ETKENLERİ
Kirliliğin üç temel etkeninin olduğunu dile getiren Kalçık, “Birincisi kanalizasyon atıklarının arıtılmamasıdır. İkincisi gölü besleyen 100’e yakın akarsu var ve bunların bir kısmı yerleşim alanlarından geçiyor, buralarda filtreleme sistemleri oluşturulmalıdır. Üçüncüsü ise evsel atıklara çözüm bulunulmamasıdır. Bir kişi günde ortalama 1.3 kg çöp üretir, bunlar geri dönüşüme gönderilmedikçe kirlilik devam edecektir” dedi.
SU FAKİRİ ÜLKE HALİNE GELİYORUZ
Yanlış kullanım ve kirletme yüzünden su fakiri bir ülke haline gelmeye başladıklarını vurgulayan Kalçık, “Fosil yakıt kullanımını kısıtlamalıyız. Bir kuraklık milyonlarca canlının yok olması demektir. Bugün 196 ülke Paris Şartı’nı imzaladı, Türkiye ise buna yanaşmadı. Paris Şartı’nı imzalamamak doğa için bir vahşet halindedir. Özellikle bölgemizde Van güneşin başkentidir. Güneş enerjisini etkili kullanabilirsek fosil yakıta gerek kalmayacaktır. Her şeye kapitalist anlayışla baktığımızdan dolayı bir felaket kapımızda” diye konuştu.
HES’LER CANLILARA ZARAR VERİYOR
HES’lerle Van Gölü’nü besleyen akarsuların tahrip edildiğine dikkat çeken Kalçık, “HES’ler Karadeniz de yoğunluklu bir şekilde yapıldı ve insanlar buna karşı mücadele ediyor. Bizim farkımız ise karşı gelme koşullu buralarda kalmamış, 1700 gündür eylem etkinlik yasağı Van’da devam ediyor. ÇEVDER olarak Çevre Günü’nü kutlamak istediğimizde bile engellendik. Böylesi bir durum içerisindeyiz. İki temel sorun var birincisi, suyun kirlenmesiyle birlikte biyolojik yapının bozulması; ikicisi ise, tarım alanlarının katledilmesi sorunudur. Böyle bir yenilenebilir enerji kaynağı potansiyeli olmasına rağmen HES’lere sarılmak büyük bir yıkım demektir. HES’lerin enerji satmak üzere taahhüdü vardır. Mesela günde 10 kilowatt enerji üreteceğim der ama ocaktan mayısa kadar olan su debisiyle yaz aylarındaki su debisi aynı değildir. Suyun debisi bu aylarda ciddi şekilde düşüyor ve yüzde 10 can suyu dahi verilmiyor. Bu dere yatağındaki canlı organizmaları katlettiği gibi tarımla uğraşanların mağduriyetlerine yol açıyor. HES’ler Van Gölü’nde inci kefaline de zarar veriyor. Suyun azalmasından ötürü milyonlarca Van balığı yok olma tehlikesi altındadır” dedi.