Türkiye’nin pandemi gerçeği: Fazladan ölümler, kaçınılmaz pikler

TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve Pandemi Çalışma Grubu Üyesi Esin Davutoğlu Şenol, normalleşme sürecinde Delta varyantının olası risklerini, aşılama hızını ve salgındaki durumu değerlendirdi.

25 Haziran 2021 08:44
Paylaş

Burcu YILDIRIM
Ankara

TTB Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve Pandemi Çalışma Grubu Üyesi Esin Davutoğlu Şenol, Türkiye’deki aşılama hızını, normalleşme adımlarını ve gelinen süreci Evrensel’e değerlendirdi. Ölüm sayılarına dair TÜİK verilerinin açıklanmayışıyla Bakanlığın da fazladan ölümleri itiraf etmiş olduğunu söyleyen Şebnem Korur Fincancı, “Ne yazık 2020’de yaşanan 100 bin fazladan ölümü Kovid-19 ölümü diye tanımlamak da mümkün” dedi. Esin Davutoğlu Şenol ise “Her taraf açıkken sadece aşıya dayalı bir stratejiyle büyük piklerin olması kaçınılmaz” dedi.

"NORMALLEŞME İÇİN UYGUN BİR SÜREÇ DEĞİL"

Pandemide gelinen noktada Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun kontrollü normalleşme için uygun olmadığına dikkat çeken Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı “Şu anda da vaka sayıları 5-6 bin civarlarında seyrediyor bunun da gerçeği yansıtıp yansıtmadığı noktasında hep soru işaretleri yaşıyoruz” dedi.

Ölüm sayılarına dair TÜİK verilerinin paylaşılmadığına dikkat çeken Fincancı, “Sağlık Bakanı da böylelikle ölüm sayılarının fazla olduğunu itiraf etmiş oldu. Biz pandeminin başından beri fazladan ölümlerin çok ciddi noktada olduğunu özellikle de 2020 yılı için 100 binin üzerinde fazladan ölüm yaşandığını ve bunların en az üçte ikisinin Kovid-19 ölümleri olduğunu zaten söylüyorduk” dedi.

"RUSYA’DA YÜZDE 90 ORANINDA DELTA VARYANTI GÖRÜLÜRKEN BİZ SINIRLARI AÇTIK"

Delta varyantının ise çok hızlı yayıldığına değinen Fincancı, “Örneğin İngiltere’de aşılama iyi gitmesine ve vaka saylarında düşüş görülmesine rağmen delta varyantının hakim olmasıyla birlikte yükselmeye başladı. Biz ise Rusya’ya sınırları açtık, kontrolsüz bir şekilde gelişler var ve Rusya’da yüzde 90 oranında delta varyantı olduğu biliniyor. Herhangi bir etkili tarama yapılmadan Delta varyantı ile ilgili bir öngörüde bulunma olanağımız yok ancak testler yapılsa bile açıklanmıyor, testlerin de sınırlı olduğunu biliyoruz. Oysa ciddi bir taramaya ve karantinanın etkili bir şekilde uygulanmasına ihtiyaç var. Özellikle Rusya’dan gelenlere karantina uygulanmalı ve karantinanın üçüncü ve beşinci gününde PCR testinin yapılması gerekiyor ki delta varyantının Türkiye’ye girişinde bir sınırlama olabilsin” diyerek sorunun ciddi olduğunu ve yeniden hem ölüm hem de vaka sayılarında büyük bir yükselişle karşı karşıya kalabileceğimiz konusunda uyarı da bulundu.

"TEMİZ HASTANE KALMADIĞINDAN DOLAYLI KOVİD-19 ÖLÜMLERİ MEYDANA GELİYOR"

Fincancı şöyle devam etti: “Zaten tükenmiş olan sağlık çalışanları yeni bir yoğunlukla, yeni bir zirveyle çok ciddi etkilenecekler ve yetişmekte zorlanacaklar. Bu zorlanma aynı zamanda farklı sağlık sorunları yaşayan insanların sağlık hizmetine erişiminde de sınırlanmaya neden oluyor. Çünkü hastaneler pandemi hastanesine dönüştürülüyor. Temiz hastane kalmadığı için de insanlar sağlık hizmeti almakta sorun yaşıyor. Biliyoruz ki bu fazladan ölümlerin kalan üçte biri de böyle dolaylı Kovid-19 ölümü diye tanımlayabileceğimiz ölümler. Çünkü Kovid-19’la etkili bir mücadele olabilseydi biz bu ölümleri görmeyecektik. Ne yazık ki bu 100 bin fazladan ölümü Kovid-19 ölümü diye tanımlamak da mümkün. Şimdi ise delta varyantıyla ciddi bir risk altındayız.”

"DELTA VARYANTI İLE AŞILANMIŞ OLDUĞU HALDE RİSKLİ GRUPLARIMIZ VAR"

Tedarik sorunu olmadığında aşılamanın çok hızlı bir şekilde yapılacağını ifade eden Fincancı, “Türkiye’nin ciddi bir aşılama geleneği var. Ancak delta varyantının özellikle Sinovac aşısından kaçışı daha fazla. Biontech daha etkili ama Biontech aşılamalarımız henüz çok sınırlı. Hele ki tüm aşılamalara baktığımızda iki toz aşılamasını olmuş olanların oranı yüzde 20’yi bile aşmış değil. Biz, yüzde 70’den söz ediyoruz. Üstelik 65 yaş üstü ve sağlık çalışanları başlangıçta aşılandı ve tek aşı seçeneğimiz olan Sinovac ile aşılandılar. Şimdi delta varyantının kaçtığı bir aşıyla aşılanmış riskli gruplarımız var” diyerek hükümet yetkililerinin de ifade ettiği gibi sonbaharda rahatlayamayacağımızın son derece açık olduğunu vurguladı.

"YÜZDE 70 AŞILAMA YAPILMADAN RAHATLAMA OLANAĞIMIZ YOK"

Fincancı, “Aklımızda bulundurmamız gereken yüzde 70 ve güçlü bir aşılama söz konusu olmadan rahatlayabilme olanağımız yok. Aşılı insanların da maskeyi takmaya devam etmesi, mesafeyi koruması, kapalı ortamlarda uzun süre bulunmaktan kaçınmaları gerekiyor. Kapalı ortamların havalandırılması çok önemli. Bunları sağlamadığımız noktada bizim hem toplumu koruma olanağımız yok hem de her seferinde yeni varyantların da çıkışı söz konusu olacak. Delta varyantının Türkiye’ye özgü yeni bir tipinin de görüldüğüne dair yeni bir çalışma da ortaya çıktı. İngiltere’ye giden insanlarda tespit edilmiş bunlar endişe verici ve ciddi sağlık sorunları oluşturabilir” dedi.

"BULAŞMA ZİNCİRİ KIRILMAZSA İLK VE İKİNCİ DOZ AŞIDAN SONRA DA HASTALANMA RİSKİ VAR"

TTB Kovid-19 Çalışma Grubu Üyesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloj Uzmanı Esin Davutoğlu Şenol, aşı bulunduğundan beri “son dönemece gelindi” cümlesini kullandığını ancak son dönemece gelinmesi için aşının bulunmasının yetmediğini aynı zamanda uygulanmasının da gerektiğini söyledi. Aşılamayı yapabilmenin çok katmanlı stratejik bir mesele olduğuna dikkat çeken Şenol, “Aşılamayı yaparken koruyuculuk sağlanana kadar bulaşma zincirini kırmanız gerekiyor. Bulaşma zincirini kırmazsanız yaptığınız aşının birinci dozunun sonrasında hastalanma hatta iki doza rağmen cüzi de olsa hastalanma riski var” dedi.

"HER TARAF AÇIKKEN BÜYÜK PİKLERİN OLMASI KAÇINILMAZ"

İsrail ve İngiltere gibi ülkelerin büyük kısıtlamalarla aşılamayı birleştirdiğini ifade eden Şenol, Türkiye’de yapılan kısıtlamaların ise aşılamayla birleştirilemediğine ve çok gecikerek yapıldığına dikkat çekti. Şenol, “Aşı siparişinde yapılan bir taktik hata nedeniyle Türkiye aşıyla çok gecikerek buluştu. Her taraf açıkken sadece aşıya dayalı bir stratejiyle büyük piklerin olması kaçınılmaz. Bu büyük pikler aşı hızı yetişebilirse küçük pik haline dönebilir” diye konuştu.

"SONBAHAR GELMEDEN BÜYÜK BİR DALGAYA YAKALANABİLİRİZ"

Aşılamada birinci ve ikinci doz arasında geçmesi gereken bir zaman dilimi olduğunun altını çizen Şenol, “Biz bugün, 1 milyon doz aşıyı birinci doz olarak yapıyoruz. Bunun 1 milyon ikinci doz aşısı da 4-6 hafta sonra olacak. Yani temmuz ortasından önce ikinci doz aşılama ile ilgili günlük 1 milyonlu rakamları göremeyeceğiz. Ancak delta varyantı ile ilgili bu süreçte büyük risk göze alıyoruz. Eğer bu risk gerçekleşirse ki gerçekleşmemesi için hiçbir sebep yok. O zaman aşılamayla ilgili süreç de baltalanabilir ve biz daha sonbahar gelemeden tekrar büyük bir dalgaya yakalanabiliriz” diye belirtti.

"TÜRKİYE’DE KISITLAMA GECE SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARI OLDU"

Türkiye’de gelinen noktada insanların açlıkla salgın arasında kaldığını ve bu sebeple açılmayı talep ettiğini dile getiren Şenol, “Zaten salgının bulaştığı insanlar kısıtlamalarda da dolaşımdaydı, fabrikalara gidiyordu. Ya da sınav için 3 milyon kişiyi topluyorlardı. Dolayısıyla kısıtlama denilen şey, gece bir saatten sonra sokağa çıkma yasağından ibaret. Bunun cezadan çok da bir farkı yok” dedi.

"40 MİLYON AŞI KORUCUYU DOZA GELMİŞ AŞILAMA ANLAMINA GELMİYOR"

Bulaşma zincirinin kırılmadan ölümlerin engellenemeyeceğini belirten Şenol, “Bugün 6 binli sayılarda 60’lı ölüm rakamları görülüyor. İngiltere ise şimdi delta varyantına yakalanmış haliyle 11 binli vakalarla 10 tane ölüm görüyor. Yani bir ülkenin salgın yönetimi eğitiminin ne kadar açık olduğu ölümlerinin ne kadar az tutulabildiğiyle çok yakın ilişkilidir. Türkiye’de yapılan 40 milyona aşı ise 25+15 milyon aşı. Bu da bir şaşırtmaca aslında. Yani 40 milyon aşı koruyucu doza gelmiş aşılama anlamına gelmiyor. İkinci doz olarak yapılan 15 milyon aşı günde 0,1 hızla gidiyoruz. Biz temmuz sonrasında ancak ülkenin yüzde 20’sini korumuş olabileceğiz. 1 milyon hızı da arada bayram tatili ve hareketlenmelere rağmen sürdürebilirsek eylül gibi bu ülkenin yüzde 60’ı gibi bir koruculuktan bahsedebiliriz. Bilimsel olan veri budur. Ama varyant bizden hızlı davranırsa biz bu aşılama hızını yakalayamadan tekrar bir dalgaya yakalanırız” değerlendirmesini yaptı.

"GEÇEN YAZDAN TEK FARK AŞININ OLMASI VE SAĞLIKÇILARIN GAYRETİYLE YAPILAN HIZLI AŞILAMA"

Varyant için alınacak önlemlerin salgın kontrolü için alınacak önlemler olduğunu belirten Şenol, “Ben artık Türkiye’de kapanma lafını asla kullanmayacak bir bilim insanıyım. Çünkü hiçbir zaman gerçek bir kısıtlama yapılmadı. İnsanlar eve kapatıldı ve aç ve dertleriyle baş başa bırakıldılar. Hal böyleyken ben bir daha bu cümleyi kullanmayacağım. Bir kesim tümüyle açıkken bir kesim hasta olan yakınlarıyla bile ilgilenemeyecek hale geliyor” diyerek geçen yazdan tek farkın, aşı ve sağlıkçıların büyük gayretleriyle süren hızlı bir aşılama olduğunu söyledi.

Yapılacak hâlâ çok şeyin olduğunu da dile getiren Şenol, “Aşılamalar mobil bir şekilde günde 5 milyon arasında yapılabilir ya da iki dozun arasını 4 hafta tutarak süreci Ağustos ortasına çekebilirsiniz. Ancak ne söylesek işe yaramıyor, bekleyip görmekten başka elimizden bir şey gelmiyor” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Türkiye yeniden Formula 1 takvimine dahil edildi

SONRAKİ HABER

Kobanê Davası’nda 4 kişi hakkında daha tahliye kararı verildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa