Bakırköy'deki Kanal İstanbul eylemine polis ablukası: Kanalı yaptırmayacağız!
"Ya Kanal Ya İstanbul" koordinasyonunun Kanal İstanbul'a karşı Bakırköy'de yaptığı eylem polis ablukasında geçti. Polis, eyleme katılanların yürümesine izin vermedi.
Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katıldığı temel atma töreni öncesi açıklama yaptı. "Sahte temel atma törenleriyle, yalan propaganda yöntemleriyle kanal projesini oldu bittiye getirmenize izin vermeyeceğiz. İstanbul Kanal istemiyor" denilen açıklama sonrası yurttaşlar temel atma töreninin yapıldığı alana yürümek istedi, polis izin vermedi. Uzun süren tartışmaların ardından yurttaşlar Bakırköy Meydanında oturma eylemi yaptı.
"İHANETE DEVAM ETMENİZE İZİN VERMEYECEĞİZ"
Sazlıdere Barajı üzerine inşa edilecek köprünün temeli bugün AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılacağı törenle atılıyor. Erdoğan, "İnadına yapacağız" dediği Kanal İstanbul'un inşasına haziran aynı sonunda başlanacağını duyurmuştu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ise bugün atılacak temelin, çok önceden planlanan Kuzey Marmara Otoyolu’nun TEM Hasdal Kavşağı-Nakkaş Kavşağı arasındaki bağlantı yolu kapsamındaki köprüden ibaret olduğunu duyurmuş, "mış gibi yapılmaya, illüzyon yaratılmaya" çalışıldığını söylemişti.
"Ya Kanal Ya İstanbul" Koordinasyonu ise bugün atılacak temel öncesinde Bakırköy Özgürlük Meyda'nında eylem yaptı.
CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm ve Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu'nun destek verdiği, çok sayıda yurttaşın da katıldığı eylem öncesi Bakırköy Meydanı polis ablukasına alındı.
"Kanalı yaptırmayacağız, Yenişehir'i kurdurmayacağız" pankartının açıldığı eylemde kanalın İstanbul için cinayet olduğuna vurgu yapıldı. "Kanala değil eğitime bütçe", "Kanala, yalana teslim olma", "Kanal cinayettir, kanal yıkımdır, talandır, katliamdır" sloganlarının atıldığı eylemde, yurttaşlar söz alarak kanala neden karşı olduklarını anlattı. Yurttaşlar, meydanın polis ablukasına alınmasına tepki göstererek "Bir arada olmamızdan korkuyorlar ama biz bir araya gelerek şehrimize sahip çıkacağız. 'Bu şehre ihanet ettik' diyenlere sesleniyoruz, buna devam edemezsiniz. Bak Marmara öldü, yeter artık diyoruz" dedi.
"RANTI BIRAKIN, MARMARA'YI KURTARIN"
Eylemde söz alan HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Kanal İstanbul'a karşı ortak mücadele vurgusu yaptı. Gülüm, "Bu iktidar çevreye, ormana, doğaya, demokrasiye, kadınlara, LGBTİ+'lara düşmandır. Bu nedenle yaşam değil 'rant' diyorlar. Bizler ise yan yana gelerek, birlikte mücadele ederek bunları durduracağız" dedi.
Gülüm'üm ardından CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker söz aldı. İstanbul'a ihanetin devam ettiğini söyleyen Şeker, "Marmara müsilajla isyan ediyor, 'ölüyorum, çürüyorum' diyor. Onlar hâlâ rant için İstanbul'u öldürmeye devam ediyorlar. Bütçe Kanal'a değil Marmara'nın kurtulmasına harcanmalı. Birilerinin rantı için İstanbul'a ihanetten vazgeçin" dedi.
Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu ise şunları söyledi: Hepimiz bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bugün su havzalarımız için, ormanlarımız için, denizlerimiz için mücadele ediyorsunuz. Siyaset kurumunun görevi halkın taleplerini dinlemektir, halka rağmen rant için çalışmak değildir. Siyasetin görevi rant üretmek değildir, halkın taleplerine kulak vermektir.
"GÖZ GÖRE GÖRE YALAN SÖYLEMEYİN ARTIK!"
Ardından yapılan ortak açıklamada Kanal İstanbul için "katil proje" vurgusu yapılarak temeli atılan bağlantı yolu viyadük köprüsünün henüz yol bile ortada yokken İstanbul'un su kaynaklarından biri olan Sazlıdere’nin üzerine yapıldığına dikkat çekildi.
İstanbul'un da Türkiye'nin de kanala ihtiyacının olmadığına vurgu yapılan ortak açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Sazlıdere Barajı İstanbul’a içme suyu sağlayan en önemli havzalardan birisi. Su havzasının üzerine otoyol yapmak, ardından da kanalla o suyu tamamen yok etme planı yapmak halk ve doğa düşmanlığından başka nedir?
'Boğaz’daki gemi trafiği azalacak' diyorlar. Bakanlık verileri bile bu trafiğin azaldığını, Boğaz'da yaşanan gemi kazalarının azaldığını gösteriyor.
Kanalın iki yakasına Yenişehir kurup nüfus yerleştirmekten bahsediyorlar. İstanbul kendi nüfusunu ve betona dönmüş ilçelerini taşıyamıyorken yeni yapılaşmalar kentin ölüm fermanı demek.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Kanal İstanbul’un gençlere iş, ailelere aş olarak döneceğini iddia ediyor. Halkın işi aşı umurunuzda olsa insanlar işsizlikten, açlıktan, geçim sıkıntısından intihar ederken milyar dolarları bir avuç rantçı ve zengin için yapılan bu projeye ayırmaz, halk için kullanırsınız.
'Kanalın ekolojik bir zararı olmayacak' diyorlar. 13 bin 400 hektar orman arazisi yok edilecek, su havzaları zarar görecek, Sazlıdere tamamen yok edilecek, 136 milyon metrekarelik tarım alanı yok edilecek. 1,3 milyar metreküplük kazı ve tarama malzemesi, bu kazı yapılırken fosil yakıtın doğrudan yol açacağı karbon salınımı, günde 10 bin hafriyat kamyonu hareketliliğinin yaratacağı hava kirliliği ve trafik… Bu proje İstanbul’un nefesini kesecek.
'Kanal, Marmara Denizi’ni temizleyecek' diyorlar. Marmara Denizi üzeri musilaj kaplanmış durumda, alarm veriyor. Bilim insanları Karadeniz’den gelecek akıntının ve kanalla beraber kurulacak şehrin atıklarının Marmara Denizi’ni öldüreceğini, deniz bu kadar alarm vermeden çok önce de söylüyordu.
Kanalla balık yuvalama alanları, bölgede yaşayan hayvanlar, bitki türleri zarar görecek.
İnsanlığın ilk yerleşim yerlerinden olduğu düşünülen Yarımburgaz Mağaraları, Bathonea Antik Kenti ve Küçükçekmece Lagünü yok edilecek.
Deprem fay hatları üzerindeki bir alana 2 milyon yeni nüfus ve inşaat alanları yaratarak halkın canına kastedecekler.
Bütün bunlar ve daha fazlası belgelenmişken, milyonlar size itiraz ediyorken göz göre göre yalan söylemeyin artık!"
POLİS YÜRÜMELERİNE İZİN VERMEDİ
Ortak açıklamanın ardından kalabalık Sazlıdere'ye yürümek istedi, polis ise yürümelerine izin vermedi. Meydanın çevresinin barikatla çevrilmesine tepki gösteren yurttaşlar, "Sizler kent meydanlarını açık hava hapisanesine döndürseniz de, bizleri gözaltılarla korkutmaya çalışsanız da korkmuyoruz! Doğanın, tarım alanlarının, su havzalarının sesi olmaya, onları savunmaya devam edeceğiz!" dedi.
Uzun süre polisle süren tartışmanın ardından yurttaşlar, yürümelerine izin verilmeyince Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda oturma eylemi yaptı. (İstanbul/EVRENSEL)