28 Haziran 2021 11:37

İstanbul Emniyeti, Bülent Kılıç'ın gazeteci olduğunu sonradan anlamış

İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, Onur Yürüyüşünde polis şiddetiyle gözaltına alınan Gazeteci Bülent Kılıç’ın emniyete götürüldükten sonra gazeteci olduğunun anlaşıldığını iddia etti.

Fotoğraf: Hacı Bişkin

Paylaş

İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, Onur Yürüyüşü sırasında polis şiddetine maruz kalarak gözaltına alınan Agence France Press (AFP) fotomuhabiri Bülent Kılıç hakkında açıklama yaptı. Kılıç’ın Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldükten sonra gazeteci olduğunun anlaşıldığını iddia etti.

Açıklama şu ifadeler yer aldı:

“26 Haziran 2021 tarihinde LGBT’li gruplarca İstiklal Caddesi ve Taksim Cumhuriyet Anıtı civarında planlanan yasa dışı gösteri ve yürüyüşle ilgili olarak Beyoğlu Kaymakamlığınca (1) günlük yasaklama kararı alınmıştır. Söz konusu karara uymayarak yürüyüş yapmakta ısrar eden LGBT’li gruplar görevlilerimizce defaatle uyarılmışlardır. Ancak; yapılan tüm uyarılara rağmen görevlilere mukavemette bulunarak karşılık veren gruplar arasından (46) şahıs yakalanmış ve haklarında yasal işlem başlatılmıştır. Yasadışı gösterinin engellenmesi esnasında mukavemet gösteren grupla birlikte yakalananlar arasında maalesef Basın mensubu Bülent KILIÇ’ın da bulunduğu tespit edilmiştir. Adı geçen basın mensubu; Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğünde işlem yapıldığı sırada, kendisinin basın mensubu olarak görevli olduğu ve ilgili personellerden şikâyetçi olduğunu beyan etmesi üzerine ifadesi alınarak serbest bırakılmıştır.”

KILIÇ, YAŞADIKLARINI EVRENSEL'E ANLATTI

Onur Haftası etkinlikleri kapsamında yapılan yürüyüşü takip ederken Taksim’de polisin şiddetine uğrayan AFP Muhabiri Bülent Kılıç hem o gün yaşananları, hem de polisin şiddetini Evrensel'e değerlendirdi. Kılıç 20 yıldır gazeteci olduğunu ancak ilk defa öldürüleceğini hissettiğini söyledi, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Polis Mis sokakta insanları süpürüyordu. Bir anda çok şiddetli bir müdahale oldu. Çok fazla insan vardı. Bazı insanları alıp dövüp kendi aralarında bırakıyorlardı. O zaman anladım ki korkutup dağıtmak için yapıyorlar. Zaten polisin 'Ağzını açanı alın' demesi sert sözleri insanları korkutmak amaçlıydı. Tabi insanlar tepki verdiler. Tepki dirençli olunca polis de şiddeti artırmaya başladı.

Son zamanlarda yeni bir uygulama var. Birinci polis grubu göstericileri alırken, ikinci bir polis grubu da gazetecileri fırlatıyor. Fotoğraf çeken gazetecileri çekip çekip atıyorlar. O anda beni de biri tutup fırlattı. Bir oldu, iki oldu, üçüncü de kameramı yüzüme vurdu bir tanesi. Bir de hiç iş bilmeyen polisler bunlar. Ben sakin olması gerektiğini söyledim. Kimliğini göster, basın kartı falan derken fırsat vermeden alıp götürdüler. Kameramı yere fırlattılar ve beni yere yatırıp gözaltına aldılar. Bir gazeteciyi alıp kamerasını sokağa atmak… Ben buna hiç rastlamadım şehirde."

Kılıç, "Eskiden Metin’i (Göktepe) kapalı spor salonunda bizi aleni dövüyorlar öldürmeye çalışıyorlar. Yani ülkede cehaletin cesareti hiçbir zaman eksilmedi. Cehaletin ve kötülüğün cesareti hala ortada” dedi. (HABER MERKEZİ)

Röportajın tamamı için tıklayın.

ÖNCEKİ HABER

Küçükçekmece'de bir erkek, eski eşini bıçakla saldırıp ağır şekilde yaraladı

SONRAKİ HABER

Oya Ersoy: Onur Yürüyüşü'ne müdahale eden polislere derhal soruşturma açılmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa