29 Haziran 2021 02:43
/
Güncelleme: 11:23

"AKP’ye yıllarca oy verdim, evime domates götüremiyorum"

Yurttaşların anlattıkları ekonomiyi özetledi: “İşsizim. Ak Parti’oy verdim. Evime domates götüremiyorum”, “Oğlumun istediği oyuncağı alırsam eve 1 hafta ekmek götüremem”.

"AKP’ye yıllarca oy verdim, evime domates götüremiyorum"

Fotoğraf: DHA

Nevruz MERSİN
İstanbul

İstanbul Tuzla’ya bağlı bir emekçi mahallesi olan Aydınlı’da konuştuğumuz yurttaşların anlattıkları ekonominin geldiği noktayı özetledi. Kapı kapı iş arayan bir işsiz, “İslam’ı kullandılar bizi kandırdılar. Evime domates götüremiyorum” derken; bir işçi, “Oğlumun istediği oyuncak arabayı alırsam eve 1 hafta ekmek götüremem” dedi. Pazarcı esnaf ise, “İnsanlar alışveriş yaparken 25 kuruşun dahi hesabını yapıyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2021’in ilk 3 ayında Türkiye ekonomisi yüzde 6.9 büyüdü. Emekçilerin yoğun yaşadığı Tuzla Aydınlı Mahallesi’nde konuştuğumuz emekçiler ‘büyüyen ekonomiyi’ anlattı.

"HÜKÜMETE YILLARCA OY VERDİM"

Uzun zamandır işsiz olan, geçinebilmek için ise kapı kapı dolaşıp boya işi aradığını söyleyen bir işçi, “Ekonomi büyüdü diyorlar. Bu büyüme kimin büyümesi” diye soruyor ve ekliyor: “Pazardan eli boş çıkıyorum. Fiyatlar almış başını gidiyor, domates alabileyim akşam saati uygundur diye geldim ama maalesef yine alamadan dönüyorum. Bir yıldan fazladır işsizim. Boyacılık yapıyorum. Kapı kapı dolaşıp boya işi arıyorum ama o da yok. Ben bu hükümet ekonomiyi düzeltir diye yıllarca oy verdim bunlara. Şimdi bakıyorum da verdiğim oy ekonomiyi düzeltmemiş. Aksine elimizde olanı da almış. İslam’ı kullandılar bizi kandırdılar. Evime domates götüremiyorum. Kendi pisliklerine alet ettikleri dinimize havale diyorum bunları.”

25 KURUŞUN HESABI

Sohbet ettiğimiz bir pazarcı ise, toptancıya her gittiğinde ürünlere zam geldiğini söyledi. Satış yapabilmek için eski fiyatlara satmak zorunda kaldığını söyleyen pazarcı, “Ülkenin hali belli. İnsanlar cebinde 100 lira ile pazara geliyor. Bir kilo zeytin peynir aldıktan sonra ceplerinde kalan parayla kim ne alabilir pazardan. Ben bunu soruyorum. Gelsinler yalnızca bir ay burada yaşayanlarla yer değiştirsinler bakalım geçinebiliyorlar mı geçinemiyorlar mı? İnsanlar çöpten malzeme topluyor.  Çünkü ihtiyacı var” dedi. Koronavirüs gerekçesiyle pazarların 17 gün kapalı kaldığını hatırlatan esnaf, “Ekonomik büyüme bizlere değil, patronlara büyük şirket ve market sahiplerine büyük baronlara yaradı. Bunlar büyümeye devam ederken biz gitgide geriye dönüyoruz. Hükümet değişmediği sürece, büyüme bizlerin yalnızca hayali olarak kalır” diye konuştu.

Bir başka pazarcı ise, “Alım gücü her geçen gün düşüyor. Bu verileri açıklayanlara sormak gerek derken; tezgahlar da durum her geçen gün kötüleşiyor. Ekonomimiz şahlandı diyenlere ben neden göremiyorum bunu. Büyüyenlerin ise, bu veriyi açıklayanların, dev şirketlerin, köprüleri yolları yapanların, hastane ihalelerini alanların büyümesi olduğunu söylerken, onların büyümesi gitgide devam ederken, halk gitgide yoksullaşacak. Bunu tezgahlara yansımalardan görüyoruz. İnsanlar burada 25 kuruşun hesabını yapmak zorunda kalıyor. O paraya hiçbir şey gelmezken burada onuna hesabını yapmak zorunda kalıyor. Bunu değiştirmenin tek yolu sistemin değişmesi, sistemi değiştirecek olan da halkın gücüdür” ifadelerini kullandı.

"ÇOCUK OYUNCAK İSTİYOR, ALAMIYORUM"

Boya fabrikasında çalışan bir işçi, çocuklarını “Gezsinler diye pazara getirdiğini” söyledi.  “Oğlum araba gördü arka tezgahta, onu alırsam önümüzdeki hafta evime ekmek alamayacağım” diyen işçi, “Bana kimse büyümeden bahsetmesin, açıkladıkları o sayının içindekiler ekonomik açıdan büyürken, bizler hem maddi hem manevi zayıflıyoruz. Oğluna oyuncak alamayanların gururu ve onuru zayıflıyor. Başka söylenecek hiçbir şey yok” diyerek sözlerini tamamladı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et