29 Haziran 2021 08:59
Son Güncellenme Tarihi: 29 Haziran 2021 15:27

Gazeteciler tek ses oldu: Gazeteciliği boğamayacaksınız

Basın meslek örgütleri gazetecilere şiddet uygulayan kamu görevlilerinin suç işlediğini belirterek “Bu gidişe hep birlikte dur demeliyiz” dedi. Ankara, İstanbul ve İzmir'de eylemler düzenlendi.

İstanbul'da gazetecilerin eylemi | Fotoğraf: Meltem/Evrensel

Paylaş

15 basın meslek örgütü, gazetecilere yönelik polis şiddetini protesto etmek için İstanbul, Ankara ve İzmir'de bir araya geldi.

Son dönemde bütün hak arama eylemlerinde gazetecilerin saldırıya uğradığına dikkat çeken basın meslek örgütleri, İçişleri Bakanlığının polisin görüntülenmesini engelleme amaçlı genelgesi sonrası bu şiddetin arttığına dikkat çekti. 3 ilde yapılan eylemlerde gazeteciler iktidara, "Gazeteciliği boğmanıza izin vermeyeceğiz" diye seslendi. Açıklamalar sırasında Metin Göktepe için düzenlenen eylemlerde olduğu gibi fotoğraf makinesi, kamera ve mikrofonlar yere bırakıldı.

15 MESLEK ÖRGÜTÜNDEN 3 İLDE ORTAK EYLEM

Polis, Cumartesi günü İstanbul'da düzenlenmek istenen LGBTİ+ Onur Yürüyüşü'nde Fransız haber ajansı AFP'nin foto muhabiri Bülent Kılıç'ı boğazına basarak gözaltına aldı. Aynı eylemde pek çok gazeteci polis müdahalesi ile karşılaştı, mesleklerini icra etmeleri engellendi.

Yaşananların ardından hak arama eylemlerinde polisin basın mensuplarına yönelik sergilediği sert müdahalelere karşı basın meslek örgütleri harekete geçti.

Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Türkiye Temsilciliği, Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, Diplomasi Muhabirleri Derneği, DİSK Basın-İş, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Gazeteciler Cemiyeti, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Parlamento Muhabirleri Derneği, Samsun Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Türkiye Haber Kameramanları Derneği İstanbul ve İzmir'de valilikler önünde eylem yaptı. Ankara’da ise Valilik önünde basın açıklaması yapılmasının engellenmesi üzerine eylem Abdi İpekçi Parkı’nda gerçekleşti.

İSTANBUL'DAKİ EYLEMDE KONUŞAN KILIÇ: BU BİR GAZETECİLIK DAVASI

İstanbul'da Türkiye Gazeteciler Sendikası önünden İstanbul Valiliği önüne, "Basın boğulamaz, özgür basın susturulamaz, nefes alamıyoruz" sloganları ile yüründü.

İstanbul'daki eylemde ilk olarak saldırıya uğrayan Fotomuhabir Bülent Kılıç konuştu.

Bazı gazete ve televizyonların yaşanan saldırıyı haberleştiremediğini söyleyen Kılıç, "Bir doktor saldırıya uğradığında bütün hekimler karşı çıkıyor. Gazetecilerin de bunu yapabilmesi gerekiyor. Bir gazetecinin dövülmesine, ezilmesine sahip çıkılmayacak nokta neresi ben çok merak ediyorum" dedi.

Kılıç, "Bu bir gazetecilik davası, buna sahip çıkanlara çok teşekkür ederim. Burası Babıali, ilk basın kurumları burada kuruldu, burada bir araya geldiler, burada haksızlıklara karşı çıktılar" diye konuştu.

"POLİSLER HÂLÂ GÖREVDEYKEN KENDİNİZİ NASIL GÜVENDE HİSSEDECEKSİNİZ?"

Boynuna basarak nefes almasını engelleyen polislerin hâlâ görevde olduğunu belirten Kılıç, "Hanginiz kendinizi gerçekten güvende hissedeceksiniz? Böyle bir şey bir daha başınıza gelebilir. Gelmemesi için bu cezasızlık durumun ortadan kalkması gerekiyor" dedi.

Eylemde daha sonra hazırlanan ortak metin, Gazeteci Filiz Gazi tarafından paylaşıldı.

ANKARA: "NEFES ALMAK İSTİYORUZ"

Ankara'da bir araya gelen basın meslek örgütleri de gazetecilere yönelik artan polis şiddetine tepki gösterdi.

Ankara Valiliği önünde basın açıklaması yapılmasının engellenmesi üzerine Abdi İpekçi Parkı’nda yapılan eyleme gazetecilerin de ilgisi yoğun oldu.

“Nefes almak istiyoruz” sloganlarının atıldığı eylemde, gazeteciler fotoğraf makinesi, kamera ve mikrofonlarını yere bıraktı.

Ortak basın açıklamasını TGS Ankara Şube Başkanı Esra Koçak okudu.

İZMİR: “NEFESSİZ BIRAKMAYA ÇALIŞTIKLARI AYNI ZAMANDA HALKIN HABER ALMA HAKKI"

Basın meslek örgütleri gazetecilere yönelik polis şiddetine karşı İzmir Konak’ta Gazeteci Hasan Tahsin Heykeli önünde bir araya geldi.

Açıklamada hem Bülent Kılıç'ın hem de diğer basın mensuplarının maruz kaldıkları polis şiddeti kınandı. Açıklamaya DİSK Ege Bölge Temsilciliği ve DİSK'e bağlı Genel İş Şubeleri de destek verdi.

Eylem "Nefes alamıyoruz", "Faşizme karşı omuz omuza", "Birleşe birleşe kazanacağız", "Özgür basın susturulamaz" sloganları atıldı.

"Nefessiz bırakmaya çalıştıkları aynı zamanda halkın haber alma hakkıdır" denilen eylemde ortak metni kitle adına İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi okudu.

ORTAK SES: GAZETECİLİĞİ BOĞMANIZA İZİN VERMEYECEĞİZ

Anayasa ile güvence altına alınan protesto hakkının fiilen yasaklanmış durumda olduğuna dikkat ortak çekilen açıklamada, “Geçim sıkıntısı yaşayan, haksızca işten atılan, mahallesine, ormanına, denizine sahip çıkmak isteyen, kimliklerine saldırılmasına karşı çıkan insanlar polis ve jandarma şiddetine uğruyor, seslerini duyuramıyor. İşte hakkını aramak için sokağa çıkan bu yurttaşları haberleştirmek gazetecinin kamusal görevidir” denildi.

Gazetecilerin mesleklerini yaparken ağır şiddetle karşı karşıya kaldıklarına vurgu yapılan açıklamada, gazetecilere dönük baskıların İçişleri Bakanlığının gösteriler sırasında polislerin görüntülerinin alınamayacağına yönelik genelgesi sonrası daha da tehlikeli bir hâl aldığına dikkat çekildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"26 Haziran Cumartesi günü LGBTİ+ bireylerin ve onlara destek veren yurttaşların düzenlemek istediği onur yürüyüşüne müdahale eden güvenlik görevlileri, uygulanan şiddeti kayda almak isteyen AFP Fotomuhabiri Bülent Kılıç’ı yere yatırıp boyuna bastırarak nefessiz bırakmak istedi. Güçlükle 'Nefes alamıyorum' diyebilen Bülent Kılıç ölümden döndü.

Amerika’da bir polis tarafından aynı yöntemle öldürülen George Floyd’un görüntüleri tüm dünyada infial yaratmışken, ülkemizdeki güvenlik güçlerinin bunu örnek alırcasına şiddet uygulaması hepimizi derinden endişelendirmektedir.

Aynı gün başka meslektaşlarımızın da işlerini yapmaları engellendi. Darbedilen, taciz edilen, çektikleri görüntüleri silmek zorunda bırakılan meslektaşlarımız oldu. Kolluk güçleri bu kanun tanımaz uygulamaları ile halkın gerçekleri öğrenme hakkını engellemektedir. Nefessiz bıraktıkları yalnız meslektaşımız değil, halkın haber alma hakkıdır. Bu şiddet dalgasının amacı medya çalışanlarını bezdirmek ve görevini yapmaktan uzak tutmak ise bu amaca ulaşmanın mümkün olmadığını bir kez daha, gür bir sesle haykırıyoruz. Gazetecilik suç değildir ve bizler gazetecilik yapmaya devam edeceğiz. Gazetecilere şiddet uygulanmasını kanıksamayacağız, asla kabul etmeyeceğiz! Bu insanlık dışı yöntemlerde ısrar etmeyi düşünen memurları da uyarıyoruz: Cezasızlık zırhına güvenmeyin! Size bu kanunsuz emri verenlerle birlikte mutlaka yargılanırsınız! Gazeteciliği boğmanıza izin vermeyeceğiz!” (İstanbul-Ankara-İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

AB’den Türkiye’ye "mültecileri uzak tut" rüşveti

SONRAKİ HABER

Eğitim Sen Genel Başkanı Kurul: Ek derslik açılmalı, ek öğretmen ataması yapılmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa