Gazetecilik öğrencisinin mektubu: Basın beladaysa demokrasi askıda
"Gelinen noktada devlet aygıtı ve kolluk gücü kullanılarak halkın haber alma özgürlüğü engellenmek isteniyor. Bülent Kılıç’a yapılan aslında halkın haber alma özgürlüğünü hedeflemektedir."
İstanbul'da gazetecilerin eylemi | Fotoğraf: Meltem Akyol/Evrensel
Bir Gazetecilik Öğrencisi
Kocaeli Üniversitesi
Merhaba Evrensel okurları. Kocaeli Üniversitesinde okuyan genç bir gazeteci adayı olarak, İstanbul’da düzenlenen Onur Yürüyüşü’nde haber takibi yapan AFP Muhabiri Bülent Kılıç’ın darbedilerek gözaltına alınmasına ilişkin bir mektup kaleme almak istedim.
İstanbul’da düzenlenen Onur Yürüyüşü’ne polis müdahale etti. Polisler, haber takibi yapan AFP Muhabiri Bülent Kılıç’ı yere yatırarak boğazına bastırdı. Kılıç’ın nefesini kesen polislere çevredeki yurttaşlar tepki gösterdi. Sonda söylemek istediklerimi başta belirtmek istiyorum; Bülent Kılıç’ı yere yatırıp dizini basan polis bugünkü korku iktidarını, “Nefes alamıyorum” diyen Bülent Kılıç ise basını ve halkı temsil etmektedir.
Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir aslında. 1 Mayıs öncesi Emniyet Genel Müdürlüğü, yayımladığı genelge ile polisin görüntüsünün alınmasını “özel hayatın gizliliği” bahanesiyle yasakladı. Bu genelgenin çıkmasıyla basına ve gazeteciliğe yönelik baskıların artacağının sinyalini iktidar vermişti. O günden bugüne basına ve gazeteciliğe yönelik baskı, hedef göstermeler, şiddet hız kesmeden devam etti. Gelinen son noktada Bülent Kılıç’ın “Nefes alamıyorum” sözü aslında tüm basının çığlıdır. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Sezgin Baran Korkmaz arasında ara bulucuk yapan Veyis Ateş beş yıldızlı otellerde ücretsiz konaklarken, suç örgütü liderlerinin sözcülüğünü yapan Hadi ve Süleyman Özışık kardeşlere soruşturma açılmazken, şiddeti teşhir eden gazeteciler darbedilerek gözaltına alınıyor. Kılıç’a yapılan gözaltıyı ise İçişleri Bakanlığı “Polise direnenleri gözaltına almak zorbalık değildir” diyerek yapılanı meşrulaştırmaya çalışıyor.
Gelinen noktada devlet aygıtı ve kolluk gücü kullanılarak halkın haber alma özgürlüğü engellenmek isteniyor. Bülent Kılıç’a yapılan aslında halkın haber alma özgürlüğünü hedeflemektedir. Baskı altına alınmak istenen gazetecilik mesleğine aday olan genç bir öğrenci olarak, Bülent Kılıç’ın basın örgütlerine yaptığı çağrıya kulak verilmesini istiyorum. Basın örgütleri dün ortak eylemler için bir araya geldi ve bu çok önemli. Bundan sonra da gazeteciler ortadaki can güvenliği sorununa karşı ortak bir tavır almalı. Halkın haber alma özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması için, gazetelerin ve gazetecilerin nefessiz bırakılmaması için tüm gazetecileri bir araya gelmeye ve ortak hareket edebileceğimiz sendikalarda örgütlenmeye çağırıyorum. “Çünkü basın beladaysa, demokrasi askıda. Basın beladaysa, herkesin başı belada.”