KÇÖ'de son gün, işsizlik kapıda!
1 Temmuz itibarıyla kısa çalışma ve ücretsiz izin uygulamaları son bulacak. Acilen gereken önlemler alınmazsa işsizlik ve yoksulluk derinleşecek!
Fotoğraf: MA (Arşiv)
Murat UYSAL
Eren ERGİNE
İstanbul
Pandemi sürecinin toplamında daha fazla olsa da İŞKUR’un verilerine göre halihazırda 1 milyon 177 bini kısa çalışma ödeneği ve 997 bini ücretsiz izin olmak üzere 2.2 milyon kişi kısa çalışma ve ücretsiz izin ödenekleriyle geçinmeye çalışıyor. Ancak süre uzatılmazsa uygulamalar 1 Temmuz’dan itibaren son bulacak. İşsiz sayısı 10 milyona yaklaşmışken bunun işsizlikte sert tırmanışa işaret ettiğini belirten sendikalar, işten atmaların tümüyle yasaklanmasını ve emekçilere koşul aranmadan yaşamlarını sürdürebilecek kadar gelir desteği sağlanmasını istedi.
TIRMANIŞ YAŞANABİLİR
1 Temmuz’dan itibaren milyonlarca işçinin işten çıkarılma riski ile karşı karşıya kalacağını ifade eden DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Salgın döneminde geniş tanımlı işsizlik 10 milyona yaklaştı. 1 Temmuz’dan itibaren yaygın işten çıkarmalar gündeme gelebilir. İşsizlikte sert bir tırmanış yaşanabilir. Üstelik bu yeni işsizlik dalgası ile yüz yüze kalacak olanların önemli bir bölümü oldukça ağır olan koşulları yerine getiremediği için işsizlik sigortasından da yararlanamayacak. Zaten yetersiz olan, sorunlu olan, eksik olan salgının sosyal tahribatına karşı önlemlerin salgın bitmeden kaldırılmasının toplumsal sonuçları çok ağır olur” dedi.
Alınması gereken önlemlerle ilgili ilerleyen günlerde bir açıklama yapacaklarını belirten Çerkezoğlu, “Salgın sürdüğü müddetçe önlemlerin kaldırılması değil güçlendirilmesi gerekir” diye konuştu.
İŞTEN ATMA TÜMÜYLE YASAKLANMALI
Kısa çalışma ödeneği ile ilgili sendikalar içerisinde de farklı tartışmaların yürütüldüğünü aktaran İİSŞP üyelerinden Liman-İş İstanbul Bölge Başkanı Sinan Ceviz de “Kısa çalışma uygulamasının olduğu şartlarda da bir gerçekliği atlıyoruz. Zaten işsizlik büyüyor. İnsanlar çeşitli gerekçelerle işten atılmaya devam ediyor. Elbette kısa çalışma ödeneğinin son bulmasıyla bu işsizlik daha da büyümüş olacak ancak burada talep; kısa çalışma uygulamasının uzatılıp uzatılmamasından bağımsız pandemi döneminde artan devam eden işten atmaların tümüyle yasaklanması olmalıdır” dedi.
Kriz hallerinde faturanın daima işçiye çıkarıldığını vurgulayan Ceviz, “Büyük şirketler büyük firmalar kârlarına kâr katıyor, kazançları artıyor, peki bu koşullarda işçiler neden işsiz kaldılar? Kısa çalışma ödeneğinin uzatılıp uzatılmamasıyla ilgili tartışmaların doğru olmadığını, işten atmaların tümüyle yasaklanması talebiyle mücadele etmemiz gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
YOKSULLUKTAN İŞ CİNAYETLERİNE KADAR TOPLUMSAL SONUÇLARI OLACAK
Akademisyen Özgür Müftüoğlu ise artması öngörülen işsizliğin toplumsal sonuçlarına vurgu yaptı. Toplum sağlığı ve ekonomi açısından pandeminin ve yarattığı risklerin ortadan kalkmadığına değinen Müftüoğlu, “Önlemlerin kaldırılması pandeminin yarattığı toplum sağlığına yönelik riskleri arttıracağı gibi ekonomik ve sosyal riskleri de arttıracaktır. Fiziksel mesafe kuralının pandemiye karşı en temel önlem olması, özellikle hizmet sektöründe işyerlerinin kapanması ve işçi çıkartılmasına neden oldu. Böylece işsizlik ve beraberinde emekçi kesimler arasında açlık riski ve yoksullaşma arttı. Devletler, ekonomik durumlarından ziyade siyasi tercihleri doğrultusunda pandeminin yarattığı sosyal etkileri azaltmak için birtakım önlemler aldı. Türkiye, bu önlemlerin en zayıf olduğu ülkelerden biri oldu. AKP iktidarı milyonlarca emekçinin karşı karşıya olduğu riskleri azaltmak yerine sermayenin kârının düşmemesini ve hatta pandeminin fırsata dönüştürülerek zenginlerin daha da zenginleşmesini sağlayacak bir yol izledi. Emekçilere yönelik birkaç cılız önlem olarak, ki bunlar emekçilerin yararından çok işsizlik oranını düşük göstermek amacıyla yapıldı, işten çıkartma yasağı getirilerek, son derece düşük miktarda kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin desteği verilmesi oldu” dedi.
Normalleşme adımlarıyla iş gücü talebinin beklendiği ölçüde artmayacağını söyleyen Müftüoğlu, “İşten çıkarma yasağı ve kısa çalışma ödeneğinin kalkması toplu işçi çıkarmaları beraberinde getirecektir. Son derece düşük miktarda da olsa işsizlik sigortasından yararlanamayanlara ödenen ücretsiz izin desteğinin kalkması, işsizliğin daha da artacak olması milyonlarca emekçiyi tamamen gelirsiz bırakacaktır. Tamamen gelirsiz kalan emekçiler açlıkla karşı karşıya kalırken; en kötü işlerde çalışmayı kabullenerek emekçilerin iş cinayetlerinde yaşamlarını kaybetme veya sakat kalma riskleri artacaktır. Öte yandan örgütsüzlüğün ve çalışan yoksulluğunun da önümüzdeki dönemde daha da artmasını öngörmek kehanet olmayacaktır” diye konuştu.
İşçilerin canlarından olduğu bu süreçte alınmayan önlemlerden dolayı iktidarın sorumlu olduğunu dile getiren Müftüoğlu, “Tüm bu süreçte yeterinde tepki göstermeyen, mücadele örgütleyemeyen muhalefet partileri ve sendikaların sorumluluğunu da unutmamak gerekir” ifadelerini kullandı.
RESMİ VERİLER BİLE ‘9 MİLYON 837 BİN İŞSİZ VAR’ DİYOR
TÜİK’in son açıkladığı verilere göre, işsizlik oranı nisan ayında yüzde 0.9’luk artış kaydederek yüzde 13.9’a, dar tanımlı işsizlik sayısı ise 4 milyon 511 bine yükseldi. Geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 27.4 olurken işsiz sayısı 1 yılda 650 bin kişi artarak 9 milyon 837 bine yükseldi.