En zenginle en fakirin olduğu yer: Ülker CCC
Türkiye’nin en zengini olan Murat Ülker’in sahibi olduğu Ülker CCC Sakız ve Şekerleme fabrikasında işçiler asgari ücretten kurtulamıyor.
Fotoğraf: Pixabay
Tuncay SAĞIROĞLU
Çorlu
CCC fabrikasında üretimin sürekli büyümesine ve işçilerin iş yükünün artmasına rağmen ücretleri ve haklarında bir ilerleme olmuyor. İşçiler, fabrikada örgütlü olan Öz Gıda-İş için ise “Bir şeyler yapıyorlar ama ne iş yaptıklarını bilen yok” diyor.
CCC Sakız ve Şekerleme Fabrikası Sahibi Murat Ülker, bu sene 6.3 milyar dolarlık kişisel serveti ile Türkiye’en zengin kişisi oldu. 2020 yılına göre servetini yüzde 46.5 arttıran Murat Ülker dünyanın en zenginleri sıralamasında da 421. oldu.
Danimarka Gumlink firması ile Yıldız Holdingin (Ülker Grubu) yüzde 50’şer ortaklıkla Çorlu’da kurdukları CCC sakız ve şekerleme fabrikasında, 200’ü taşeron olmak üzere toplamda 1000 civarı işçi çalışıyor. Taşeron işçiler hiçbir sosyal hakkı olmadan asgari ücret ile çalışırken kadrolu işçiler ise asgari ücretin üzerinde ücret, sendikalı oldukları için dört ikramiye alıyor. Kadrolu bir CCC işçisi “Çorlu’da sendikasız fabrikalarda bile operatör olan işçilerin ortalama ücreti zaten 4 bin lira. Bizde asgari ücrete ikramiyeyi de eklediğinde aynı ücrete geliyor” diyor. Başka bir işçi ise “CCC’nin patronu ülkenin en zengini, işçisi ise en fakiri. En zengin olmak için işçiyi en fakir bırakmak gerekli. Bize verilmeyen haklar ile Murat Ülker en zengin kişi oldu. Bizim emeğimiz üzerinden en zengin oldu” diyor.
"SU İÇMEYE VAKİT BULUNMUYOR"
İşçiler ücretlerin düşüklüğü ile birlikte iş yükü ve yoğunluğunun artmasından da şikayet ediyor. 2010 yılında sadece sakız fabrikası olarak kurulan CCC, 2014 yılında şekerleme bölümünü açarak daha da büyüdü. Sakız bölümü şişe hattında daha önce 12 bin 500 adet ürün çıkarken şimdi 17 bin adet ürün çıkıyor. İşçiler çalışma koşullarını şöyle açıklıyor:
“2 işçinin yaptığı işi 1 işçi yapıyor. 1 işçi 2 makineye bakmak zorunda kalıyor. Makine arızalanıp üretim düştüğünde dahi psikolojik baskı yapıyorlar. Vardiya başlangıcında işe erken başlamamızı isterlerken çıkışta tam saatini bekletiyorlar. Çalışma koşullarından dolayı bazı makinelerde çalışan arkadaşlar lavaboya gitmeye, su içmeye bile fırsat bulamıyor. Nerede ise bütün işçiler bel ağrıları çekiyor. İSİG toplantılarında dikkat edin diyorlar ama çalışırken bu söylediklerini dikkate almıyorlar.”
"SENDİKACILAR BİR İŞ YAPIYOR DA NE İŞ YAPTIKLARINI BİLMİYORUZ"
İşçilerin Ülker’in sendikası dediği Öz Gıda-İş, kurulduğu günden beri fabrikada örgütlü. “Asgari ücret için sözleşme mi yapılır? Zaten onu alacağız. İkramiye ise fabrikada duralım diye veriliyor” diyen CCC işçileri şunları söylüyor:
“Fabrika yönetimi veya şefler ile bir sorun yaşadığımızda kendimiz çözmeye çalışıyoruz. Sendikacılar hiç ilgilenmiyor. İşçi arkadaşlar ‘Sendikacılar bir iş yapıyor da ne iş yaptıkları belli değil’ diyorlar. Temsilciler hep birbirinin akrabası. Hepsi de fabrika müdürünün köyünden. Al gülüm ver gülüm gibi.”