Prof. Dr. Ulusoy zamları değerlendirdi: Önlem alınmazsa hiper enflasyon uzakta değil
Prof. Dr. Veysel Ulusoy, "Borç yükü ve yüzde 30'lara ulaşan işsizlik oranı ile beraber düşündüğümüzde, ekonomik dengelerin sürekli bozulma yaşayacağı bir ortama gireceğimizi söyleyebiliriz" dedi.
Fotoğraf: MA
İktidar, yeni ayın ilk gününde de zam yağdırdı.
Doğal gazda konutlarda kullanılan tarifeye yüzde 12, sanayi abone grubu tarifesine yüzde 20 zam geldi. Elektriğe ise yüzde 15 zam yapıldı. Elektrik zammı 2018 yılından bu yana yüzde 100’den fazla zamlandı. Doğal gazda yılbaşından bu yana yapılan zam oranı ise yüzde 19’u buldu. Elektrik ve doğal gaz zamlarının enflasyonu yüzde 1.1 puan artırması bekleniyor.
Otomatiğe bağlanan zamlara ilişkin Evrensel’e konuşan İktisatçı Prof. Dr. Veysel Ulusoy, “Önlem alınmazsa hiper enflasyon uzakta değil” derken, yurttaşlar zamların geri alınmasını istedi.
HİPER ENFLASYON UYARISI
Yılbaşından günümüze kadar her ay başında zaten otomatiğe bağlanmış zamların yanında bugün yapılan “ara zam”mın tam anlamıyla yüksek olan enflasyon oranlarını daha da yukarı taşıyacağını kaydeden Prof. Ulusoy, “Temel olarak zam hiç kimsenin, halkın kaderi değildir. Para bolluğu içinde olan küresel piyasalarda döviz sıkıntısın yanında makroekonomik değerlerdeki erimenin bir sonucu olarak önümüze gelen bu aşırı fiyat artışlarının ileriki dönemde belki de bir hiper enflasyona (enflasyonun yüzde 40'ları aştığı durum) dönüşme olasılığı da artmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
Ulusoy, “Zamlar ücretli ve maaşlılar için enflasyon döneminin hemen ardından geldi. Ve merkezi bütçenin ‘gider kaleminden’ en az 1 milyar lira ‘tasarruf’ edildi. Diğer yandan ise Kanal İstanbul başta olmak üzere kamu garantili projelerde ısrar devam ediyor. Bu nasıl anlaşılmalı?” sorumuzu ise şöyle yanıtladı:
“Devlet hanehalkı gelirinden tasarruf edemez. Devletin tek amaçlı halkın sosyal refahını daha yükseğe taşımaktır. Sentetik istatistik ile halkın gelirinden pay almak hiçbir hükümetin ay da devletin bir uygulaması ise hiç olamaz. Enflasyonun temel makroekonomik değerlerin bozukluğundan beslendiği gerçeğiyle, gelir yaratmadan halktan ‘enflasyonun vasıtasıyla vergi geliri elde etmek’ hem toplumsal değerleri hem de devleti zayıflatan bir sonuç doğuracağı açıktır. Böyle bir finansal darboğaz içinde olan ekonomik yapı sürecinde ise Kanal istanbul gibi yapay gelir (rant) sağlayan ama halka hiç ama hiçbir faydası olmayan yatırımım-vari yaklaşımın krizi yaşadığımız şu dönemden daha da yıkıcı olacağını belirtmek yanlış olmaz.” (EKONOMİ SERVİSİ)