01 Temmuz 2021 10:56

Dikili halkı Çukuralan'daki altın madenine karşı mücadeleden vazgeçmiyor

İzmir Dikili yakınlarında 10 yılı aşkın süredir işletilen Çukuralan Altın Madeni'nin 3. kez kapasite artışına gitmesi, madenin önündeki basın açıklamasıyla protesto edildi.

Fotoğraf: Oben Ulu

Reklam

İzmir Dikili İlçesi yakınlarında 10 yılı aşkın bir zamandır işletilen Çukuralan Altın Madeni'nin 3. kez kapasite artışına gitmesi, madenin önünde yapılan basın açıklamasıyla protesto edildi. Doğanın sermaye tarafından katledildiğini belirten yurttaşlar, altın madenine karşı İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan davaya müdahil olmak için toplu dilekçe verdi.

MADEN HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULDU

Dikili Adliyesinde bir araya gelen Dikili Emek ve Demokrasi Platformu üyesi 15 kişi, maden hakkında suç duyurusunda bulundu. Basın açıklamasına önceki dönem Bergama Belediye Başkanlığını yapan Mehmet Gönenç ve Eski Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven de katıldı. Suç duyurusu dilekçelerini ve davaya müdahillik taleplerini mahkemeye veren avukatlar adına adliye önünde konuşan Av. Doğu Işık, meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve yaşam savunucusu yurttaşlar tarafından açılan davalarla Çukuralan'da yaratılan tahribatın kanıtlandığını ve belgelendiğini ifade ederek "3. kapasite artırımı projesine ilişkin 3 dosya görüldü, 3'ünde de zafer çevrenin, çevrecilerin oldu. 3. kapasite artırımına 3 iptal yetmedi mi? Yargılama süreçlerinde ortak olarak belirtilen, kabul edilemez olan çevresel riskler, Madra Barajı'na ve Nebiler Şelalesi'ne ilişkindi. Madra Barajı'nın mı, Nebiler Şelalesi'nin mi, madenin mi yeri değişti? Bilimsel raporlarla kanıtlanmış olan çevresel riskler sona mı erdi?" sorularını yöneltti.

BELEDİYENİN DAVASINA MÜDAHİLLİK İÇİN DİLEKÇE VERİLDİ

Tüm hukuksal kazanımlara ve "Burada maden işletmesi olamaz" diyen bilirkişi raporlarına rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığının geçtiğimiz günlerde madene yeniden "ÇED olumlu" kararı verdiğini aktaran Işık, "Bizler de yılmadan, usanmadan Kozak Yaylası'ndaki tek bir çam ağacının yaprağına, Madra Barajı'ndaki, Nebiler Şelalesi'ndeki tek bir damla temiz suya sahip çıkmaya devam ediyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın madenin önünü bir kez daha açan kararına karşı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığının geçtiğimiz günlerde açmış olduğu davaya katılmak için Dikilili ve Bergamalı yurttaşlar adına az önce dilekçemizi mahkemeye sunduk" dedi.

Işık, madene karşı davacı olan İzmir Büyükşehir Belediyesine ve Başkan Tunç Soyer'e de dayanışma için teşekkür etti.

ÖZEL GÜVENLİĞİN GÖRÜNTÜ ALMASI ENGELLENDİ

Adliye önündeki basın açıklamasının ardından Çukuralan altın madeni önüne gidildi. Altın madeninin önünde yapılan basın açıklaması sırasında madenin özel güvenlik görevlilerinin görüntü almak istemesi nedeniyle tartışma yaşandı. Dikili Çevre Platformu üyelerinin tepki göstermesi üzerine şirket özel güvenliği çekim yapamadan uzaklaşmak zorunda kaldı. Dikili Çevre Platformu (DİKÇEP) adına basın açıklamasını okuyan Hüseyin Öge, madenin açılış süreci ve bütün kapasite artırımı süreçlerinde hukuki mücadeleden asla vazgeçilmediğini belirterek "Ancak son kapasite artırımı süreci hepsinden farklı oldu. 3. kapasite artırımından bahsediyoruz. Bu projeyi hayata geçirmek için Kozak Yaylası'ndaki binlerce çam ağacı katledildi. Doğa ve çevre, sermaye tarafından adeta talan edildi" dedi.

DAVALARIN KAZANILMASI MADENİ DURDURAMADI

Madeni işleten şirketin yasa tanımadığını belirten Öge, "Mahkemeler ve bilirkişiler olumsuz rapor vermesine rağmen şirket, AKP hükümetinin 2009/7 genelgesine dayanarak verilen mahkeme kararlarını tanımayarak 3. kez kapasite artışına gitti. Bu, Dikili ve Balıkesir'e içme suyu sağlayan Madra baraj göletinin zehirli ve kimyasal atıklarla kirlenmeye devam etmesi demek. Akan derelerden beslenen başta Çukuralan Köyü olmak üzere çevre köylerin hayvanlarının ve topraklarının heba olması anlamına geliyor. Bir an önce mahkeme kararları uygulanarak maden arama faaliyetlerine son verilmelidir" dedi. (İzmir/EVRENSEL)

Reklam