Çine yakınlarındaki 7 bin 500 yıllık kaya resimleri, feldispat madeni tehdidi altında
Prof. Dr. Neşe Atik, Aydın Çine ile Muğla Milas arasında işletilmek istenen feldispat madeninin 7 bin 500 yıl öncesine ait kaya resimlerinin bulunduğu kaya sığınaklarına zarar vereceğini belirtti.
Fotoğraf: Neşe Atik
Özer AKDEMİR
İzmir
Aydın Çine ile Muğla Milas arasında işletilmek istenen feldispat madeninin, 7 bin 500 yıl öncesine ait kaya resimlerinin bulunduğu kaya sığınaklarına da zarar vereceği belirtiliyor.
Bölgede arkeolojik yüzey araştırmaları yapan Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Neşe Atik, bölgenin arkeolojik açıdan önemli olmasının yanı sıra o çevrenin bir doğa harikası olduğunu belirterek “Cennet gibi memleketimizde doğa katliamına nasıl böyle rahatlıkla izin veriliyor, anlayamıyorum. İnanın bu satırları yazarken ağlamak istiyorum” dedi.
LATMOS DIŞINDA İKİ KAYA SIĞINAĞI
Prof. Dr. Neşe Atik’in “Ağlamak istiyorum” dediği olay, Çine ile Milas arasında yapılan feldspat madenciliği. Geçtiğimiz günlerde madenin kapasite artışı için Seferler köyünde gerçekleştirilmek istenen ÇED toplantısı, yöre halkı tarafından protesto edilmiş ve engellenmişti. Yaklaşık 10 yıl önce bölgede yüzey araştırması yaparken köylülerin verdiği bilgilerle Sağlık (Ancin) köyü yakınında bir kaya sığınağı ile karşılaşan Atik, sığınağın zarar görmemesi için muhtar ve köylülere sığınağın ağzını taşlarla kapattırmış. Kalkolitik devre (MÖ 5500-3000) ait olduğu sanılan kaya resimlerinin Söke-Latmos bölgesi dışında Çine bölgesinde de olduğunu gösteren bu sığınak, önemli bir arkeolojik buluş olarak kayıtlara geçmiş. Sağlık köyünün güneybatısında birbirine çok yakın konumda bulunan iki kaya sığınağının içinde kırmızı boya ile yapılmış kaya resimleri yer almakta.
7 BİN 500 YIL ÖNCESİNDEN GELEN GİZEMLİ RESİMLER
Kaya sığınakları ve resimlerle ilgili görüştüğümüz Atik, birinci kaya sığınağında, iyi durumda bir sağ el, zor görülen biri çocuk eli gibi küçük iki el daha olduğunu aktardı. Resimlerde başında boynuz olan bir figürün baş kısmının görüldüğünü belirten Atik, sığınağın duvarlarında çok sayıda seçilemeyen figür olduğunu dile getirdi. İkinci sığınakta ise iki yerde zor seçilen kırmızı boya kalıntıları ve bir elin olduğunu ifade eden Atik, “Bu kaya sığınaklarını Kültür Bakanlığına bildirdim ve tescilleri yapıldı. Hatta kaya resimlerinin üzerinde oluşan mantarların temizlenmesi ile ilgili de bir işlem yapıldı diye biliyorum. İki sığınağın yakınındaki yamaçta bir pınar var. Yerleşim izinin bulunmadığı iki sığınaktaki bu resimlerin suyun çevresinde yapılan bir evlilik töreni ile ilgili olduğunu sanıyorum. Evlenen çiftlerin ellerini boyayarak kaya duvarlarına izler bırakması gibi bir ritüel olduğu düşünülüyor” dedi.
"RESİMLERİN MUTLAKA DEVAMI VARDIR"
Bölgede madencilik yapılmasının kendisini çok üzdüğünü belirten Atik, bu konuya dair şunları söyledi:
“Arkeolojik açıdan değerli olmasının yanı sıra o çevre doğa harikası. Bizler eğer o bölgede doğa turizmi yapsak madencilikte çok daha fazla getirisi olur diye düşünüyorum. Çünkü sadece duvar resimleri değil, inanılmaz güzellikte antik nekropoller var. Kaya resimleri hiçbir zaman tek olmaz. Aydın Müzesi, benden sonra bir resim daha bulmuş. Mutlaka resimlerin devamı vardır”.
Yıllarca üzerine titrediği, eldivenle, küçük fırçalarla üzerindeki tozları, kalıntıları temizleyerek gün yüzüne çıkardığı arkeolojik buluntuların bu şekilde maden işletmeleri tarafından yok edilmesi tehlikesine isyan eden Atik, “İnanın bu satırları yazarken ağlamak istiyorum. Cennet gibi memleketimizde doğa katliamına nasıl böyle rahatlıkla izin veriliyor anlayamıyorum” sözleriyle konuya dair bir bilim insanının duygularını ifade etti.