04 Temmuz 2021 10:02

CHP'li Gürer: 'Fiyat İstikrarı Komitesi' kurulması fiyat artışına çözüm mü?

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Cumhurbaşkanı Kararnamesi’yle kurulan ve fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesini amaçladığı belirtilen Fiyat İstikrarı Komitesi'ni değerlendirdi.

Fotoğraf: Ömer Fethi Gürer

Paylaş

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kurulan Fiyat İstikrarı Komitesi’nin, 2004 yılından bu yana dönem dönem ısıtılıp gündeme getirilmesine karşın sonuca ulaşamayan bir kısır döngünün sürdüğünü söyledi. Gürer, “Fiyatlarda istikrarın sağlanması ve fahiş fiyatların düşürülmesi isteniyorsa, girdi fiyatları düşürülüp ekim alanlarının genişletilmesi ve kırsalda küçük aile tipi üreticilerin desteklenmesi ile işe başlanmalıdır” dedi.

Gürer, Cumhurbaşkanı Kararnamesi’yle kurulan ve fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesini amaçladığı belirtilen Fiyat İstikrarı Komitesi’yle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

"2004 YILINAN BU YANA AYNI MASAL"

Fiyat İstikrarı Komitesi’ne benzer uygulamaların 2004 yılında çıkarılan Kanunla, o tarihten bu yana farklı ad ve bileşenlerle kurulduğunu belirten Gürer, ancak gerçekten fiyat istikrarının sağlanmasına yönelik bir amaç taşımadığı için bugüne kadar bu komitelerin faaliyetlerinden bir sonuç alınamadığını belirtti.

KOMİTENİN TARİHSEL SÜRECİ

2004 yılında çıkarılan Kanunun ilgili maddesinde, “Risk değerlendirilmesi için bilimsel ve teknik verileri araştırmak, düzenlemek, toplamak, analiz etmek, yorumlamak, özetlemek ve görüş oluşturmak üzere bilimsel komite kurulur” ifadelerinin yer aldığını hatırlatan Gürer, 2014 yılında ise Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi kurulduğunu anımsattı. Gürer, ülkemizde gıda ve tarım ürünleri piyasasını yakından takip etmek amacıyla kurulan bu komitenin sekretaryasının 2016 yılında Merkez Bankası’na devredildiğini ifade etti.

Uzun yıllardan bu yana devam eden ve farklı bakanlıklarla bazı kamu kurumlarının iştirak ettiği komitelerin bugüne kadar fiyat istikrarının sağlanmasına yönelik herhangi bir başarı elde edemediğini anımsatan Gürer, “Son olarak Cumhurbaşkanı kararnamesiyle oluşturulan Fiyat İstikrarı Komitesi’nde Hazine ve Maliye Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Tarım ve Orman Bakanı, Strateji ve Bütçe Başkanı ile Merkez Bankası Başkanı yer alıyor. Ancak ülkemizde önceki yıllarda kurulan benzer komitelerin bu konuda herhangi bir başarı elde edememiş olmasında dolayı, bu komiteye de umut beslenmiyor. Dön baba dönelim mantığıyla bu sorunların çözülemeyeceği bilinmelidir ” diye konuştu.

"GİRDİ MALİYETLERİ DÜŞÜRÜLMELİ"

Gürer, AKP iktidarı serbest piyasa ekonomisinin serbest soygun ekonomisi gibi işlemesine 19 yıldır göz yumdu. Kamusal kurumlar ya  özelleştirildi ya da işlevi yok edildi. İthalatçı dünyaya yön veren firmaların baskıları sonuç verdi. İlaç ve gübrede dışa bağımlılık arttı. Fiyat istikrarının sağlanması için üretimde girdi maliyetleri azaltılmadan fiyatlardaki artış önlenemez” dedi.

Gürer, “Üretim için toprak ve su ne kadar önemliyse ilaç, gübre ve tohum da bu konuda büyük önem taşımaktadır. Bunun yanında maliyeti direk etkileyen kalemler olan mazot, işçilik, depolama ve nakliye giderleri ürün maliyetini oluşturmaktadır. Ürün birden çok el değiştirmektedir. Bu süreçte serbest piyasa ekonomisi ile fiyat kontrolleri sınırlı yapılabilmektedir. Fiyatın oluşumuna vesile olan ana girdilerin mutlaka kontrol altına alınıp aracılık sistemi düzenlenmeli ve kar marjına müdahale edilebilmelidir. Kooperatifleşme, depolama ve son satış noktasına kadar ürünün ulaşımı da dahil her aşama siyasi iktidarın yaklaşımı ile şekillenir. Niyet sonuç almaya mı, yoksa kamuoyu tepkisini algı ile yumuşatmaya mı yönelik izleyip göreceğiz” dedi.

"BELEDİYELER YENİDEN YETKİLENDİRİLMELİ"

Gıda maddesinin ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin şekil, bileşim ve nitelikleri itibariyle kendisinde olmayan özelliklere sahip gibi gösterilen ürünlere “Taklit ve tağşiş ürün” denildiğini belirten Gürer, “Siyasi iktidar, taklit ve tağşiş ürünlerin  denetimlerini belediyelerden alarak, bu konuda yeterli ekip ve ekipmana sahip olmayan Tarım ve Orman Bakanlığına devretti. Bakanlıkların taşra teşkilatlarındaki birkaç görevli, nüfusu 100 binleri aşan yerleşim bölgelerinde, hem taklit ve tağşiş ürünlerin denetimi hem de fahiş fiyat denetimi yapmak zorunda kaldığı için denetimlerde başarı sağlanamadı. Hatta taklit ve tağşiş ürünlerle ilgili Bakanlık tarafından kamuoyuna yapılan duyurulara da uzun zamandır ara verildi” hatırlatmasında bulundu.

"BELEDİYE LABORATUVARLARI KURULMALI"

İlaç, gübre ve tohumda dışa bağımlılığın azaltılması ve tamamen ortadan kaldırılması için etkili önlemler alınması gerektiğini anlatan Gürer, etiketlerin ve ürün içeriğinin denetimi konusunda belediyelere yaptırım  yetkisi verilmesinin şart olduğunu belirtti.

Gürer, belediyelerin fahiş fiyatlarla ürün satanlara ceza yazabilmesi, kar marjı belirlemesi ve belediye laboratuvarları kurarak gıda analizi ve fiyatlarının belirlenmesi konusunda yetkilendirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. (EKONOMİ SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Emek Partisi ve Ordu Çevre Derneği Altınordu imar planına itiraz etti

SONRAKİ HABER

EMEP Kocaeli ve Gebze örgütleri zamların geri çekilmesini istedi, mücadeleye çağırdı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa