Boğaziçililerin davası ertelendi, reddi hakim talebi kabul edilmedi

Boğaziçi Üniversitesinde açtıkları fotoğraf sergisi nedeniyle ‘halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama’ iddiasıyla yargılanan 7 öğrenci hakim karşısına çıktı. Öğrencilerin avukatlarının reddi hakim talebi reddedilirken, tanık olarak dinlenen güvenlik görevlilerinin orada olmadığı belirlendi. Duruşma 17 Kasım’a ertelendi.

ORADA DEĞİL AMA TANIK

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada güvenlik görevlisi Alparslan Çep, resimlerin asıldığına dair bilgi aldığını ancak kimin astığını görmediğini belirterek “Güvenlik şefi olduğum için bana bilgi verildi. Resmin sergiye konulduğu anda orada değildim” dedi. Öğrencilerin avukatı Levent Pişkin, olay günü tutulan tutanakta imzası olan Çep’e “Şahit olmadığınız bir durum hakkında tutanak tutup imza atmanın suç olduğunu biliyor musunuz? Ayrıca, olay günü resimlerin asıldığı yerde güvenlik görevlileri elinde bantla duruyor. Resimlerin asılmasına dahil olduğunu gördünüz mü?” diye sordu. Çep, güvenlik görevlilerin böyle bir duruma dahil olmadığını söylemesinin ardından Pişkin, “Görmediğin taktirde dahil olmadığını nereden biliyorsun?” diye sorup dava dosyasında yer alan ve güvenlik görevlilerin serginin yanında ellerinde bant bulanan resmi gösterdi.

İTİRAZA RAĞMEN SÜRDÜ

Tanık olarak dinlenen güvenlik görevlisi Faruk Kardoğan da, olay günü Güney Kampüs’te görevlendirildiğini aktardı. Görevlendirme esnasında Kabe fotoğrafının üstünde Şahmeran figürünün ve yanına da LGBT+’ların bayrağının bulunduğu resmin Doğu Demirtaş ve Selahattin Can’ın yapıştırdığını söyledi. İki öğrenciye de “Fotoğraf İslam dinine hakaret içeriyor” gerekçesiyle kaldırmaları yönünde ikazda bulunduğunu ancak fotoğrafı kaldırmadığını söyleyen Kardoğan, daha sonra üstlerine durumu aktardığını ve tutanak tutulduğunu kaydetti.

Mahkeme başkanı, Kardoğan’dan öğrencileri teşhis etmesini istedi. Bunun hukuki açıdan usule aykırılık taşıdığını belirtip itiraz eden öğrencilerin avukatlarına rağmen hakim uygulamayı sürdürdü.

İFADELER ÇELİŞKİLİ

Daha sonra söz alan avukatlar Kardoğan’a, “Biraz önce verdiğiniz ifadede fotoğrafları asanlar Can ve Demirtaş dediniz. Bunu daha önce emniyete verdiğiniz ifadede neden vermediniz?” diye sorarak çelişkinin giderilmesini istedi. Mahkeme başkanı, sorulan sorular nedeniyle avukatlara tepki gösterdi. Ancak avukatlar, tanığın taraf gibi davrandığını ve mahkeme başkanın da ona yardımcı olduğunu ifade ederek itiraz etti.   

REDDİ HAKİM TALEBİ

Avukat Levent Pişkin, mahkeme başkanının yargılama esnasında yüksek sesle konuşarak hareket ettiğini, güvenlik görevlilerine sorulan sorulardan rahatsız olduğunu, ayrıca görevlilerin sorulara cevap veremediği taktirde onları yönlendirerek tarafsızlığı ortadan kalktığı için reddi hakkim talebinde bulundu. Mahkeme hakimi, reddi hakim talebini reddedip duruşmayı 17 Kasım’a erteledi.

‘TANIKLAR HAKİM TARAFINDAN YÖNLENDİRİLDİ’

Duruşmanın ardından konuşan avukatlardan Ezgi Önolan güvenlik görevlisi olan tanıklardan özellikle ikinci tanığın düşmanca tavırlar sergilediğini ve kendilerinin itiraz ettiğini söyledi. Zaman zaman hakimin avukatları böldüğünü belirten Önolan “Bizi azarlar şekilde tavırlarıyla karşılaştık, tanıkların hakim tarafından yönlendirdiğini gördük. Bir önceki duruşmada hukuksuz bir biçimde yapılan teşhis işleminin bütün ısrarlarımıza rağmen yeniden yapıldığını gördük. Tüm bunlardan dolayı hakimin reddi talebinde bulunduk. Bunun üzerine reddi hakim talebimiz reddedildi ve merciye gidecek talebimiz" diye konuştu.

‘NE OLACAĞI BELLİ OLMAYAN BİR ÜLKEDE YAŞIYORUZ’

Davada yargılanan Psikoloji Bölümü 3. Sınıf Öğrencisi Hazar Polancalı ifadelerinin doğru düzgün dinlenilmeden, yukarıdan gelen kararla tutukluluk kararının verildiğini belirterek "Bugün ikinci duruşmaya geldik fakat hakimin tutumunun avukatlarımız tarafından taraflı olduğu düşünüldü ve dava tekrar ertelendi 17 Kasım’a” Elle tutulur bir delil olmadığı için duruşmanın sürekli ertelendiğini söyleyen Polancalı, tanık diye getirilen kişilerin okulun güvenliği olduğunu emniyette de kendisini ve arkadaşlarının isimlerini yanlış söyleyerek teşhis ettiğini dile getirdi. Bugün yeni tanıkların getirildiğini dile getiren Polancalı “Bu gün onlara (tanıklara) avukatlarımız yalan beyan verdiklerini düşünerek birçok soru sordu, bunlara sinirlenen hakim bizim avukatlarımıza bağırdı. Şimdide sonuçsuz bir duruşmanın sonundayız, zaten ne olacağını hiçbir zaman bilmediğimiz bir ülkede yaşıyoruz bir sonraki duruşmada da bakacağız ne olacak” ifadelerini kullandı.

Boğaziçi Öğrencisi Doğu Demirtaş da Boğaziçi eylemlerinde 47 gün tutuklu kaldığını ve altı aydır direnişlerine devam ettiklerini bu süreçte birçok gözaltı ve tutuklamalarla karşı karşıya kaldıklarını ifade ederek. “Hükümet bizi terörist ilan etti sapkın ilan etti hedef gösterdi. Hükümetin bizi hedef göstermesinin ardından biri bizi öldürse kim üstlenecek suçu, bunu birisinin üstlenmesi gerek” diye konuştu. (HABER MERKEZİ)

Boğaziçi öğrencileri Rektörlük önünde gözaltındaki arkadaşlarının adlarını haykırdı

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri: Kimse bizi evimizden koparamaz!

Boğaziçi'deki "Kabe fotoğrafı" soruşturmasında 7 öğrenciye 3 yıla kadar hapis istendi

Gözaltına alınan 2 Boğaziçi öğrencisi tutuklandı