06 Temmuz 2021 11:57

Pervin Buldan: AKP bu ülkede kadınların başına gelmiş en büyük felakettir

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “AKP bu ülkede kadınların başına gelmiş en büyük felakettir. Kadınlar bu felaketi yürürlükten kaldıracak, AKP-MHP iktidarını ilk seçimlerde fesih edecektir” dedi.

Pervin Buldan | Fotoğraf: MA

Paylaş

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Meclis'te düzenledikleri Parlamento Kadın Grubu’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Esengül Demir, Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Ayşe Erdem, Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Burcugül Çubuk, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşim, KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Kadın Sekreteri Selma Atabey, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Kadın Sekreteri Simge Yardım Dağ, Yeni Yaşam Derneği, Demokrat Kadın Hareketinden Kadınlar, Şişli Etfal İnisiyatifi, Barış Anneleri ve KHK’li Akademisyen Sevilay Çelenk de grup toplantısına katıldı. 

"İZMİR TETİKÇİSİNİ HANGİ NEFRET SİYASETİNİN YETİŞTİRDİĞİNİ BİLİYORUZ"

Buldan konuşmasına, 30 yıl önce 5 Temmuz 1991’de kaçırılarak katledilen Halkın Emek Partisi (HEP) Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın’ı anarak başladı. Aydın’ı katleden zihniyetin İzmir’de karşılarına çıktığına söyleyen Buldan, “17 Haziran’da İzmir il binamızda katledilen Denizimizi bir kez daha rahmetle, saygıyla ve minnetle anıyorum. Özel olarak eğitilen İzmir tetikçisini hangi nefret siyasetinin yetiştirdiğini gayet iyi biliyoruz, iyi tanıyoruz” dedi.

Buldan, “Deniz’i katleden zihniyet kadını, Kürdü, muhalifi ‘terörist’ diyerek hedef gösteren faşist zihniyettir. Bizler bu zihniyeti ve katliamlarını tarih boyunca yaşadık, tanıdık, bildik. Fakat onlar da bizi çok iyi bilirler. Baskıyla korkmadığımızı, zulüm uygulamaları ile pes etmediğimizi, tükenmediğimizi, vazgeçmediğimizi iyi bilirler. Bir kez daha bu kürsüden yüzlerine haykırıyorum. İzmir katliamı hak mücadelemizi daha çok perçinlemiştir. Deniz’e ve yoldaşlarına, onların kıymetli anılarına olan bağlılığımızla adalet, eşitlik, barış ve kadın mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Ve bizden aldığınız her bir canın adalet önünde hesabını mutlaka soracağız” ifadelerini kullandı.

AKP-MHP'nin kadınların varlığına, kazanılmış haklarına ve mücadelesine saldırılarda bulunduğunu ifade eden Buldan, devamında şu değerlendirmelerde bulundu: “Toplumsal muhalefeti kırmak amacıyla her türlü baskı ve zor yöntemini kullanan erkek iktidar şunu gördü ki; kadınlar bütün bu baskılar karşısında asla yılmamaktadır. Yaşamın her alanında örgütlenen, itirazıyla ve mücadelesiyle dimdik duran, alanları doldurarak haklarını haykıran kadınlar onların en büyük korkusu olmaya devam etmektedir.”

VAZGEÇMEYEN KADINLAR

Buldan, “Hakikat ve adalet arayışından bir an olsun vazgeçmeyen Cumartesi Anneleri, Mısra Öz ve dava arkadaşları, Bedriye Doku, Emine Şenyaşar ve adalet mücadelesinden asla vazgeçmeyen bütün kadınlar selam olsun sizlere. Barış mücadelesinde saçlarını ağartmış, bütün baskılara karşı barışı ve yaşamı savunan MEBYA-DER’li kadınlar, Barış Anneleri selam olsun sizlere. Onca zor aygıtına ve baskıya rağmen hiç tereddüt etmeden bağını, bahçesini, suyunu, yurdunu yağmacılara karşı savunan kadınlar selam olsun sizlere” dedi.

“Selam olsun İstanbul Sözleşmesinin fesih edilmesine karşı ülkenin dört bir yanında alanları hınca hınç doldurarak mücadele yürüten cesur ve kararlı kadınlara” diyen Buldan, “Biz fesih ederiz onlar da kabullenir gider sananlar çok fena yanıldılar. Kadınlar ne kabul ettiler, ne biat ettiler” ifadelerini kullandı.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

“İstanbul Sözleşmesi kadınların haklarını bir bütün olarak ele alan, kadın haklarını geliştiren ve koruyan, kadınlara yönelik suçları önleyen, kadınlar için anayasal nitelikte bir metindir” hatırlatması yapan Buldan şunları söyledi: “Aynı zamanda çocuklara yönelik istismarı önleme ve bu istismarlara karşı etkin mücadeleyi gerektiren bir sözleşmedir. Dolayısıyla kadınlar için gereklidir, elzemdir, vazgeçilmezdir. Fakat tek bir adam, erkek ittifakıyla; emekçisinden, işsizine, evlisinden bekarına, gencinden çocuğuna, yaşlısına, mülteci kadından engelli kadına LGBTİ+’lara kadar dini, dili, kimliği fark etmeksizin toplumun tüm kesimlerinden kadınların haklarını teminat altına alan bir sözleşmeyi hedef aldı.

20 Mart’tan bu yana parlamentodan meydanlara kadar her alanda mücadeledeyiz ve olmaya da devam edeceğiz. Bu iktidarı gönderir göndermez İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden yürürlüğe koyacağız ve etkin bir biçimde uygulanmasını sağlayacağız.”

“KADIN KATLİAMLARI”

Buldan, “AKP-MHP iktidarı kadına yönelik şiddetle değil, kadınlarla mücadele halindedir. Kendisinin iktidarda olduğu süre içerisinde 16 bine yakın kadın katledildi. Kadına yönelik şiddet görülmemiş oranlara yükseldi. Sadece Adalet Bakanlığı verilerine göre 145 bin 939 çocuk istismarı davası açıldı. 2 milyona yakın kadın hayatta kalabilmek için devletten koruma talep etti. Kadın işsizlik oranı sadece resmi rakamlara göre yüzde 45’e ulaştı. Pandemi döneminde işbaşında olmayan kadınların sayısı tam 5 kat arttı. Yaşam güvenliğinden ekonomik güvenceye ve siyasi haklara kadar kadınların bütün hakları direkt olarak AKP hükümeti tarafından tehdit edildi, saldırıya uğradı. Şimdi kısaca özetlediğim bu veriler ışığında soruyorum. Bu mudur sizin kadına yönelik şiddetle mücadeleniz?​” dedi.

“AKP’Yİ YÜRÜRLÜKTEN KALDIRACAĞIZ”

“AKP’yi yürürlükten kaldıracağız” diyen Buldan, “AKP bu ülkede kadınların başına gelmiş en büyük felakettir. Kimsenin şüphesi olmasın ki kadınlar bu felaketi yürürlükten kaldıracak, AKP-MHP iktidarını ilk seçimlerde fesih edecektir” ifadelerini kullandı.

CEZASIZLIK POLİTİKASI

4. Yargı Paketi ile ilgili de konuşan Buldan şunları söyledi: “Yargıyı kendi iktidarının hukuk bürosu haline getirenler yeni bir yargı paketi ile yine kadınları ve çocukları hedef almaktadır. Yeni yargı paketinde çocuk istismarında ve kadına yönelik suçlarda suçluya ceza vermek için şart getiriliyor. Suçluyu cezalandırmamak için bin dereden su getirenler, yasama eliyle de faillere yol açmaya çalışmaktadırlar. Bakınız Elmalı davası önümüzde duruyor, çocuklar vahşeti yaşamışlar fakat failler serbesttir. Bitlis’te istismarı haberleştiren basın emekçisi tutuklanıyor fakat failler serbesttir. Diğer taraftan AKP-MHP’ye yakın kişiler ve suça karışan kolluk güçleri yargı eliyle korunmaktadır. Nadira Kadirova cinayetinin dosyasının Yargıtay tarafından sessizliğe terk edilmesi gibi, Yeldana Kaharman,  İpek Er cinayetinde, Gülistan Doku’nun kaybedilmesinde şüphelilerin delillere ve itiraflara rağmen tutuklanmaması, korunması gibi.

En son Hakkari Yüksekova’da Surmi İnce’yi katleden uzman çavuşa iyi hal indirimi uygulanması gibi. Daha nice cinayet, şiddet ve suç yargının cezasızlık politikası sonucu temize çekiliyor. İşte bu nedenle mevcut iktidarın reform adı altında yaptıkları sadece malumun ilanıdır diyoruz. Olacaksa gerçek bir reform; bu ancak ve ancak AKP-MHP iktidarının gitmesi ile olur. Bu da olacaktır. Toplum ancak böyle nefes alır, refaha, huzura, hukuka kavuşur. İşte bu reformun mimarı da kadınlar olacaktır.”

KADIN YOKSULLUĞU

Mevsimlik tarım işçileriyle görüşmesini anlatan Buldan, “Geçenlerde Bursa’da fasulye tarlasındaydık. Burada çalışan mevsimlik tarım işçisi kadınların ‘Memleketimde iş olsaydı ben niye aylarca burada evimden yurdumdan uzak bir yerde çalışayım ki’ sözleri kadınlara dayatılan yoksulluğun en açık göstergesidir” dedi.

TÜTÜN ÜRETİCİLERİNİN İSYANI

“Tütün üreticisi bu kadar vergiyi nasıl ödeyecek?​” diye Soran Buldan, “Tütün satışını yasakladılar. Kim alacak belli değil. Ortada çözüm de yok. Adıyaman’dan Lice’ye bir çok yerde tütün üreticileri haklı olarak günlerdir ayaktadır, yollardadır, isyan etmektedir. Bu yasa sonucu üreteci tütün ekemeyecek, özellikle geçimini tütünden sağlayan dağ köylüleri göç etmek zorunda kalacaktır. Adıyaman’ın yüzde 70’i tütün üreticisidir. Tütün satış yasağı devam ederse yaşam duracaktır. Yine tütün toplayıcılarının yüzde 80’i kadın emekçilerdir. Kadın yoksulluğu, kadın işsizliği halkın yoksulluğu daha da artacaktır. Vicdansız iktidara soruyorum. Halk geçimini nasıl sağlayacak? Ne yiyecek? Ne içecek? Bu soruna derhal bir çözüm bulunmalıdır. Hükümet, tütün üreticileriyle derhal bir araya gelmeli ve onları dinlemeli, ortak bir çözüm bulmalıdır” ifadelerini kulandı.

SAVAŞA AKITILAN BÜTÇE

Buldan devamında şunları söyledi:

“Tek adam kendi sarayını ve saltanatını muaf tutarak tasarruf tedbirleri açıkladı. 1 yıllık harcaması 2.8 milyar dolar olan saray ailesinin ferdi ise halka kemerleri sıkalım, porsiyonları küçültelim telkinleri veriyor. Sarayın saltanatından hiçbir tasarruf yok, her ay üç beş maaş alanların huzur hakkından hiçbir tasarruf yok, beşli çetelerin devletin sırtından yediği milyar dolarlardan hiçbir tasarruf yok, yandaşların vergi affından hiçbir tasarruf yok, ÖSO ve çetelerine ödenen maaşlardan, savaşa akıtılan devasa bütçeden hiçbir tasarruf yok, patronlara halkın cebinden peşkeş çekilen vergi aflarından hiçbir tasarruf yok.

HALKIN MUTFAĞI

Halkın mutfağı bu hükümetin vergi yeri olmuştur. Halkın mutfağına, boğazına giren lokmaya kadar çöküyorlar. Maaşlara zam yok, gelire zam yok, ama doğal gaza, elektriğe yapılan zam ile bir çorba kaynatacak imkânı bırakmadılar insanlarda. Saray rejimi doymadığı için bugün bu ülkede ekonomik kriz var, yoksulluk var, işsizlik var açlık var. Zira onların halktan çaldıkları değil bir ülkeyi 5 ülkeyi doyuracak kadar kâfi miktardadır. Halkımız ve biz kadınlar bütün bunları iyi görüyoruz.

DEMOKRATİK MUHALEFET

Bu yalan, talan, soygun düzenine karşı bizler kararlı mücadelemizi büyütme ve kadınların birlikteliğini güçlendirme yolundayız. Kadınların demokratik muhalefetini iktidara taşıma arifesindeyiz. Bu nedenle örgütlüğümüzü büyütüyoruz, safları sıklaştırıyoruz.

KOBANÊ DAVASI

Bildiğiniz üzere bir kadın partisi olan HDP’yi kapatarak kadın gücünü siyasetten tasfiye etmek, kadın mücadelesini susturmak ve bastırmak istiyorlar. Bu amaçla Kobanê kumpas davasını HDP’yi kapatmak için hukuki bir kılıf olarak açtılar. İddianamede yer alan bütün suçlar parti etkinliklerimiz ve çalışmalarımıza yöneliktir.

Reislerin yönettiği bir suç mahallesine çevirdiğiniz şu karanlık ülke ortamında kadınlar; hakikatin, cesaretin ve eşit bir yaşamın meşalesidir.

GERGERLİOĞLU TAHLİYE EDİLMELİ

Milletvekilimiz Ömer Faruk Gergerlioğlu için AYM ihlal kararı verdi. Ancak, mahkeme günlerdir AYM’nin kararını uygulamıyor, tahliye etmiyor. Bu hukuksuzluğa son verilmeli, Gergerlioğlu derhal tahliye edilmeli ve vekilliğinin iadesi bir an önce sağlanmalıdır.

(MA)

ÖNCEKİ HABER

"Tirşikçî kapitalistlere hayır" diyen tütüncü: Ezilmiş bir proleterin sloganı

SONRAKİ HABER

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri direnişin 184. gününde "Öğrencime dokunma" dedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa