06 Temmuz 2021 23:23

Kararnameyi tanımıyoruz, İstanbul Sözleşmesi’ni yaşatacağız!

“Sonuna kadar sözleşmeyi savunmaya devam edeceğiz, yaşayabildiğimiz, özgür olduğumuz, nefes alabildiğimiz bir gelecek için buna mecburuz.”

Fotoğraf: Sevda Karaca/Ekmek ve Gül

Paylaş

Aybüke KAPTAN

Emre YILMAZ

Kocaeli

İstanbul Sözleşmesi’nin 20 Mart 2021’de Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile feshedilmesiyle birlikte kadınlar ve LGBTİ+’lar İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceklerini her alanda verdikleri kararlı ve kesintisiz mücadele ile göstermişlerdi. 1 Temmuz’da ise sözleşmeden çıkılması resmileşerek yürürlüğe girdi. 1 Temmuz günü Kocaeli’nde genç kadınlarla, sözleşmenin feshedilmesine dair hissettiklerine, kadınların ne yapması gerektiğine dair bir röportaj yaptık.

“KADINLARI KORUYACAK BİR ANLAŞMA KALMADI”

İzmit Sahil’de röportaj yapmak için dolaşırken 3 kişilik bir kadın grubunun yanına misafir olduk, sözleşmeyle ilgili röportaj yapacağımızı söylediğimizde çok öfkeli olduklarını belirttiler ve aralarından bir konuşmacı seçerek, sorularımızı yanıtladılar. Sözleşmenin bugün yürürlükten kalktığını belirterek, bir kadın olarak ne düşünüyorsun diye sorduk Başak’a. Sözleşmenin feshinin kadınları derinden yaraladığını söyleyen Başak, “İlk başta üzüldüm, bu sözleşme kadınları koruyan bir sözleşmeydi. Tam anlamıyla uygulanmadığı halde böyleydi. Sözleşmeden çekilmekle kadınları koruyacak bir anlaşmada kalmadı artık, bir tek bu vardı zaten. Bu beni ve birçok arkadaşımı tedirgin etti” dedi.

Türkiye’nin sözleşmeden bir gece yarısı kararname ile çekilmesinin yasal olmadığını söyleyen Başak, “Meclis onayıyla gelmiş bir yasa, nasıl bir gece yarısı cumhurbaşkanının kararı ile feshediliyor? Zaten belirli vakitlerde dışarı çıkabiliyoruz, kadınlar için özgürlük yok, giydiklerimize karışıyorlar, bizleri yargılıyorlar, darp ediliyoruz ve tecavüze uğruyoruz. Bu yüzden iptal edilmemeliydi, kadınlar olarak bizim talebimiz bu. Gece yarısı bizim fikirlerimiz dahi alınmadan sözleşmenin feshedilmesi ayrı bir tramvaydı” dedi.

Başak; kadınların sokaklardan, meydanlardan aldığı güçle İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya devam etmesi gerektiğini söyledi. “Zaten sözleşmeyi feshedenlerin bizleri anlayabilecek mantaliteleri yok. Yürüyüşler, eylemler, basın açıklamaları bunların devam etmesi lazım çünkü kadınları koruyacak bir güç yok, yarın öbür gün kötü bir durum bizim de başımıza gelebilir, sözleşmeyi geri istiyoruz!”

KARAR KADIN CİNAYETLERİ GİBİ POLİTİK

Sahilde yürürken başka bir kadın grubuna denk geldik. Sözleşmenin iptalinin kendilerine ve kadınlara ne hissettirdiğine dair konuşmaya başladık. Sözleşmenin yaşatılması gerektiğini söyleyen Akdeniz, “Sözleşmeden çıkılmasına tabi ki olumsuz bakıyorum. Her kadının da karşı olması gerektiğini düşünüyorum çünkü tamamen bizim haklarımızı ve özgürlüklerimizi güvence altına alan, kadınların yaşamını savunan bir anlaşmanın feshedilmesi bizler açısından kabul edilemez” dedi.

Kararın alınmamasındaki gerekçelerini açıklamaya devam eden arkadaşımız, gece yarısı çıkılmasına da tepkisini dile getirdi. Kadınların ve LGBTİ’ler yaşamlarının tehlikeye girdiğini söyleyen Akdeniz “Sözleşmenin feshi kötü hissettirdi, kullandıkları argümanları da biliyorum. Türk aile yapısına uygun değilmiş, özellikle eşcinsellere fazla haklar verildiğini söylüyorlar, bunu propaganda ediyorlar. Ben böyle düşünmüyorum. Kadınların, LGBTİ’lerin, hepimizin hayatlarını garanti altına alan bir sözleşme. Bu şekilde anlaşmadan çıkılması doğruda değil, etik de değil. Bu kararında politik olduğunu düşünüyorum, tıpkı kadın cinayetleri gibi” diyerek sözleşmenin önemine vurgu yaptı. Kadınların hukuki yolları kullanarak miting, gösteri ve yürüyüşler organize etmesi gerektiğini söyleyen kadın arkadaşımız, “Hukuki yollarla mücadele edilmeli, sokaklardan gelen birliktelikle mücadele edilmeli, miting yapabilmeliyiz mesela. Bu mitinglere katılım gösterilmeli, bugün sokaklara çıkmayacaksak, bugün İstanbul Sözleşmesi’ni savunmayacaksak ne zaman savunacağız?​” dedi.

MÜCADELEYİ BIRAKMAYACAĞIZ

Son olarak 3 kişilik bir kadın grubunun yanına oturduk. Ege’den geldiklerini söyleyen arkadaşlarımız sözleşmenin feshedilmesine tepkilerini dile getirip, aralarından Melike’yi konuşmacı olarak seçtiler. Kadınların sözleşmenin yaşatılması ile ilgili uzun bir süredir erkek egemen zihniyete ve sözleşmenin feshedilmesini isteyenlere karşı mücadele verdiklerini söyleyen Melike “Uzun süredir takip ediyorum bu konuyu, uzun bir süredir bunun savaşını kadınlar olarak veriyoruz ama yine de kadınların sözlerine kulak verilmeden İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldı. Korkuyoruz açıkçası, bu işin bizim açımızdan savunulacak bir yanı yok. Ama mücadeleyi bırakmayacağız” diyerek kararlılığını dile getirdi.

Bir gece uyanıyorum ve kendimi kararım dışında, beni koruyan bir sözleşmeden çıkılmış buluyorum diyen Melike “Adaletin olduğu söylenilen bir ülkede hiç kimsenin, özellikle de biz kadınların düşünceleri alınmadan, bir gece yarısı sözleşme feshediliyor. Bir gece uyandım ve kadınların katledilmesi artık daha kolay bir hale geldi, burada savunma duvarını yıktılar açıkçası. Artık daha rahat öldürülüp daha rahat istismar edilebileceğimi düşünüyorum. ‘İstanbul Sözleşmesi iptal edildi, artık sizi koruyacak bir anlaşma yok’ diyerek kadını döven erkeğin sesi kulaklarımda çınlıyor” dedi.

YAŞAYABİLDİĞİMİZ BİR GELECEK İÇİN

Sözleşmenin feshine karşı verilen kararlı mücadeleden dolayı mutlu olduğunu, elinden geldiğince gerek sosyal medyadan gerekse alanlarda kadınlarla yan yana olacağını ifade eden Melike, “Kadınların sokaklardan taleplerini haykırması, sözleşmeye sahip çıkacaklarını söylemesi doğru bir şey. Sonuna kadar haklarımızı savunacağız. Gerek sosyal medyadan gerekse sokaklardan sesimizi yükseltmeliyiz. Sonuna kadar sözleşmeyi savunmaya devam edeceğiz, yaşayabildiğimiz, özgür olduğumuz, nefes alabildiğimiz bir gelecek için buna mecburuz” diyerek sözlerini bitirdi.

Röportajımız burada sona ererken konuştuğumuz, sohbet etme imkanı bulduğumuz istisnasız tüm kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceklerini ve bu kadın düşmanı politikaların ancak kadınların mücadelesi sonucu yıkabileceğini söylemeleri, özellikle genç kadın kuşağının dinamik ve haklarına yönelik saldırılara sokaklardan cevap verebilme kapasitesinin ve kadın mücadelesinin olanaklarının arttığını bizlere göstermiş oluyor.

ÖNCEKİ HABER

Bizim için bitmedi!

SONRAKİ HABER

Erbil'de ABD askerlerinin de bulunduğu havaalanına SİHA'larla saldırı düzenlendi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa