İstanbul Sözleşmesi’nin feshi yok hükmündedir!
Bir gece yarısı elimizden alınan haklarımızı ve hayatlarımızı koruyan bu sözleşmeyi kurban etmeyeceğiz.
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Kocaeli Üniversitesi'nden bir öğrenci
Türkiye’de diğer birçok ülkede olduğu gibi COVID-19 salgını sırasında kadına yönelik şiddetin fazlasıyla arttığını hepimiz gördük. Her gün onlarca şiddet, istismar, kadın cinayeti haberi görüyor ve okuyoruz. Kadınlar olarak hükümetten beklentimiz daha caydırıcı cezalarken bir gece ansızın tek adamın kararı ile İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme haberi almak bizler için her gün daha fazla kaygı içinde sokağa çıkmak demektir. İstanbul Sözleşmesi’nden resmi olarak çekildiğimiz bu günlerde biz kadınlar için hayat daha zor olacak biliyoruz. Böylece taciz ve cinsel istismarı yaratan koşullar desteklenmiş olacak. Sözleşmeden çıkmak bunlara yol açmak demek oluyor kadınlar açısından. Sözleşmeden çekilme ile birlikte daha rahat hedef haline gelen kadınlar, bu kadın düşmanı politikalara, kadının aile içine hapsedilmesine karşı mücadeleyi de elden bırakmayacaktır, kadın hareketinin tarihsel birikimi bize bunu gösteriyor ve önümüze görevler koyuyor.
“ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ YAPILAN HAMLELERİ BOŞA ÇIKARACAK”
Aile içi istismar olayları bu kadar çokken ve faillere caydırıcı cezalar hatta bazen hiç ceza verilmezken İstanbul Sözleşmesi’nin aile yapısına zarar verdiğini öne sürmek bahaneden başka bir şey değildir. Sözleşme imzalandığından bu yana kadın hakları mücadelesi önemli bir kazanım elde etmiştir. Sözleşmeden çıkılması demek bu önemli kazanımın geri alınması, kadınları istismar eden öldüren saldırganlara artık ceza almayacakları yönünde bir mesaj vermek demektir. Biz bu geri çekilme kararını yok sayıyoruz ve İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesi için susmuyoruz. Bir gece yarısı elimizden alınan haklarımızı ve hayatlarımızı koruyan bu sözleşmeyi kurban etmeyeceğiz. Başkalarının bizim yerimize karar verdiği, yaşamımızın sınandığı bu politik tercih kadınların birleşik ve örgütlü mücadelesi ile boşa çıkartılacaktır. İstanbul Sözleşmesi yeniden yürürlüğe girene kadar meydanlarda sokaklarda okullarımızda mahallemizde fabrikalarımızda toplanmaya devam edeceğiz. Kadınların haklarını ve hayatlarını savunmasını desteklemekten çok uzak politikalar üreten bir siyasi iktidar varken biz birlikte haklarımız için mücadele edeceğiz. Kadın cinayetleri politiktir ve biz kadınlar olarak bunun karşısında hep birlikte örgütlü bir mücadele vermek zorundayız.