07 Temmuz 2021 08:28

Çaresizlikle artan baskı

Ne var ki, halka yönelik bu saldırıların savuşturulması ancak halkın ortak iradesiyle çizilen bir mücadeleyle gerçekleşebilir.

Fotoğraf: Pexels

Paylaş

Damla Akkılıç

ODTÜ

 

Türkiye’de 18 yıllık iktidar hayatına nispeten ılımlı bir şekilde başlayan AKP’nin, son dönemlerde daha da keskinleşen sağ-otoriter çizgisi ışığında giderek güçlenen baskıcı-sindirmeci politikalarına sıklıkla tanık oluyoruz. Giderek artan bu faşist politikalar AKP iktidarı ve arkasındaki sermaye kesiminin çıkarları için halkın çıkarlarının her yönden ayaklar altına alınması anlamını taşıyor.

İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılması konusunda, iktidarın kendi iç politikasındaki çıkarlarının getirdiği gerici-muhafazakar toplum inşasının sürdürülmesi ve bu muhafazakârlık ekseninde arkasına yedeklediği kitlenin hoşnutluğunun sağlanması için tonla kadın ve LGBTİ+’nın hak ve talepleri doğrultusundaki ortak iradeleri hiçe sayıldı, mücadeleleri görmezden gelindi; ki aynı yok sayma, AKP ve sermaye grubunun ekonomik emellerinin ön plana çıkarıldığı İkizdere ve Kanal İstanbul’daki rantlaştırmalarda da yaşanmıştı. İstanbul sözleşmesinden çekilme durumundaysa iktidarın halkın iradesinden kopuşun ötesinde, gerektiğinde kendi koyduğu yasalardan dahi koptuğu ve Anayasanın 104’üncü maddesinin 17’nci fıkrasında yer alan “Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez’’ bölümünü ihlal ederek hukukunun dışına taştığı bir süreç görüyoruz.

Onur yürüyüşü sırasında polisin uyguladığı aşırı güç kullanımı, gerek İstanbul Sözleşmesi gerek Boğaziçi eylemlerinde görülen baskı ve korkutma politikasının en son örneği niteliğinde. Halkın eylemliliği üzerindeki bu baskının temellendirilmesi için iç güvenlik yasasıyla sağlanan aşırı genişletilmiş yetkilerin ve insan haklarının ihlali niteliğindeki yasaların verdiği güçle saldırganlaşan polisler, bu yasaların da dışına çıkma ihtimallerine karşı Emniyet Genel Müdürlüğünün çıkardığı ‘’kanıt sansürü’’ genelgesiyle koruma altına alınıyorlar. Bu kararlarla iktidar kendisi için kullandığı; uygun olduğunda yasalaştırma, olmadığında yasa tanımama ayrıcalığını kendi dayatma gücü olan kolluk kuvvetlerine de sağlarken bunun altında ezilen yine halk kitleleri oluyor.

PAY KAPMA MÜCADELESİ

Müzik saatine getirilen kısıtlamayla, daha önce de pandemi döneminde gördüğümüz alkol yasağı ve OHAL döneminde gördüğümüz şenlik ve festival kısıtlamalarında olduğu gibi, özel hayata denetleme getirilerek halk AKP’nin gerici-muhafazakar çizgisinin sınırlarına hapsediliyor. Sıklıkla karşılaştığımız, AKP çıkar ve politikaları ekseninde şekillenen bu tarz kısıtlamalar önceleri pandemi, OHAL gibi gerekçelerle öne sürülürken artık bunun ilerisine geçilerek dayatmaların asıl sebebini gizleme girişimleri dahi son buluyor. İktidarın kendi egemen ideolojisini kurma, dinci-milliyetçi propagandalar ile kitle kontrolü sağlama ve gündemi bulandırarak asıl sorunların üstünü örtme çalışmalarıyla iktidarını olabildiğince uzatma ve bu süreçte kendisi ve sermaye grubu için ülkeden olabildiğince fazla pay kapma amacı daha net öne çıkmaya başlıyor.

AKP iktidarının günümüzdeki ilerleyişinde; klikler arası çatışmaların getirdiği zayıflatmalara ve pandemiyle birleşen kriz koşullarında halkın artan memnuniyetsizliğine karşı iktidarı korumak için, faşizm üzerinden köklenen; halkın sesine sağırlaşan; gerektiğinde yasaları tasfiye ve hakları ihlal eden baskıcı eylemlerin gittikçe arttırıldığını görüyoruz. Bütün bunlara karşı muhalefetin uyuşuk tutumu ve ‘’sus, otur, bekle’’ öğüdü ise halkı pasifize etme ve sonu kapitalist devletin temel baskı unsuruna, burjuva demokrasisinin genel dayatmalarına karşı bir savaşıma çıkma ihtimali olan her türlü mücadelenin önünü kesme amacı güdüyor. Ne var ki, halka yönelik bu saldırıların savuşturulması ancak halkın ortak iradesiyle çizilen bir mücadeleyle gerçekleşebilir.

 

ÖNCEKİ HABER

Ümitle sevmek

SONRAKİ HABER

DSÖ'den Kovid-19 için hayat kurtaran yeni ilaç tavsiyesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa