08 Temmuz 2021 15:59

İzmir'deki demokrasi mitinginde ortak mücadele çağrısı yapıldı

İzmir'de "Demokrasi için bir nefes" mitingi düzenlendi. Yapılan konuşmalarda faşist saldırılara karşı ortak mücadele vurgusu yapıldı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, temel hak ve özgürlüklere yönelik baskılara, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir il binasına yapılan silahlı saldırı ile Deniz Poyraz’ın katline ve HDP’ye kapatma davasına karşı tepki göstermek için Gündoğdu Meydanı’nda miting düzenledi. Mitingde yapılan konuşmalarda faşist saldırılara karşı ortak mücadele vurgusu yapıldı.

Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan kitle Gündoğdu Meydanı’na kadar yürüyüş gerçekleştirdi. “Demokrasi için bir nefes” mitingine HDP Eş Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan ile 11 vekil, HDP İzmir il binasına yapılan saldırıda katledilen Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, CHP İzmir Milletvekilleri, İl Başkanı ve yöneticileri, CHP Belediye Başkanları, KESK Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve birçok siyasî parti, EYT’liler de katıldı.

Mitinge, DİSK Ege Bölge Temsilciliği, "Demokrasi işçinin ekmeğidir" pankartı, DİSK'e bağlı Genel İş İzmir Şubeleri, "Bağımsızlık, demokrasi, eşitlik, özgürlük ve barış için yılmayacağız, direneceğiz, kazanacağız", "Çürümüş bu düzeni yıkana kadar bizi yakan ateşi küle çevireceğiz İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmeyeceğiz", "Sömürüyü de karanlığı da işçiler boğacak" pankartları, KESK İzmir Şubeler Platformu, "Mafya soygun katliam düzeninin son bulması için, grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı için demokrasi için bir nefes" pankartı, EMEP ise "Çürümüş düzenden hesabı emekçiler soracak yasasın iş ekmek özgürlük mücadelemiz" pankartı, HDK “Deniz’e sözümüz barış gelecek" açarken kitle, "Her yer rüşvet her yer yolsuzluk", "Faşizme karşı omuz omuza",  "Zafer direnen emekçinin olacak", "Yaşasın halkların kardeşliği", "İş ekmek özgürlük", "Çetelere değil emekçiye bütçe", "Kadın yaşam özgürlük" sloganları attı. Eyleme katılan kadınlar ise İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmediklerini dile getirdi.

Miting Praksis Müzik Grubuyla başladı.

"OMUZ OMUZA HEP BİRLİKTE DEVAM EDECEĞİZ"

İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer, "Yola çıkarken çok renk, çok ses çok nefes demiştik ve İzmir'in emek ve demokrasi güçlerini büyüteceğiz demiştik. Bu hedef doğrultusunda çalışmaya devam ediyoruz. Sonuna kadar hep beraberiz" diyerek kitleyi selamladı. Ardından konuşan CHP İl Başkanı Deniz Yücel ise, "Demokrasi, adalet, özgürlük için bu alanda olan herkese selam olsun. Çok zarar verdiler, insanlarımızı kırdılar, döktüler kardeşi kardeşe kırdıydılar. İnsanlarımızın ahını aldılar. Ama bu demokrasi, bu adalet mücadelesinde, hak mücadelesinde yılmadan yorulmadan omuz omuza devam edeceğiz. Bu diktatörlük heveslilerini oradan indireceğiz ama sandıkla, demokrasiyle indireceğiz" diye konuştu.

“DEMOKRASİYE, HUKUKA, BARIŞA SALDIRI…”

Mitingde ortak basın açıklamasını İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nden Memiş Sarı okudu. Sarı, faşist kutuplaştırıcı politikalarla toplumun kendi içine hapsedilmek istendiğini söyleyerek, “Tek adam rejiminin korku, baskı politikaları tüm toplumsal kesimleri bunaltıyor. Nefes alamıyoruz. Korkak kendini ifade edemeyen biatçı bir toplum tasavvur ediliyor” dedi.

Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun tahliye edilmesine değinen Sarı, “Muhalefete, demokrasi güçlerine azgın, saldırgan bir dille katliam çağrıları yaparak siyasal cinayetlere kadar varan toplumsal iklimin oluşmasında canla başla uğraşıyor. HDP İzmir İl Binasında güpegündüz tüm emniyet güçlerinin gözü önünde Deniz Poyraz katlediliyor, aynı gün Anayasa Mahkemesinde yeniden kapatma davası açılıyor. Bu demokrasiye, hukuka, barışa açıkça saldırıdır. Bu faşist saldırıyı şiddetle kınıyoruz” diye konuştu.

“İŞÇİLER, EMEKÇİLER ARTIK NEFES ALAMIYOR”

“Çürümüş bir iktidar, çürümüş bir düzen” diyerek sözlerini sürdüren Sarı, “Ülke ekonomisi karanlık güçlere mafya siyaset rant üçgenine teslim edilmiş durumda. Her gün ortaya çıkan ifşaların üstü örtülemiyor. Bu arada emekçiler yoksul halka pandeminin ve ekonomik krizin bedeli ödetiliyor. Sürekli olarak artırılan dolaylı dolaysız vergiler, elektriğe, doğalgaza temel tüketim maddelerine yapılan zamlarla alım gücümüz yok ediliyor, asgari ücret yoksulluk sınırının altında işçiler emekçiler artık bunalmış durumda, emekçi artık nefes alamıyor” dedi.

“SALDIRILARA KARŞI OMUZ OMUZA MÜCADELE”

Sendikal hak ve özgürlüklerin yok edilmeye çalışıldığını, işsizliğin arttığını hatırlatan Memiş, “Pandemi bahanesiyle emek yoğun sömürü, esnek kuralsız çalışma biçimleri artırıldı; işsizler, işten atılanlar, emekliler, yoksullar sefalete mahkum edildi. Bizleri yan yana tutan ne varsa; demokrasi, adalet, barış açıkça tehdit altında… Kadın, genç, işçi, işsiz, emekçi, köylü, emekli,  İnsan yok ediliyor. Nefes alamıyoruz, varlığımız, var olma nedenlerimiz, geleceğimiz tehdit altında” diye konuştu. Faşist saldırılarla asla yenilemeyeceklerini söyleyen Sarı on olarak yan yana omuz omuza mücadelenin önemine vurgu yaptı.

“HDP ADLİYE KORİDORLARINA, CEZAEVLERİNE SIĞMAZ”

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, İzmir’de yapılan mitingin ülkeyi karanlığa sürükleyenlere karşı önemli bir mesaj olduğunu söyleyerek, HDP’ye yapılan saldırıda katledilen Deniz Poyraz’ı andı. Buldan, Deniz Poyraz’a sıkılan kurşunun tüm halklara sıkılan, halkların kardeşliğine, birlikte yaşam iradesine, barış umuduna sıkıldığını söyleyerek, “Bu katliamı lanetliyoruz, sevgili Denizimizi buradan anıyoruz. Denizimize söz veriyoruz, senin hayallerini gerçekleştireceğiz, bıraktığın bayrağı asla yere düşürmeyeceğiz” dedi.  

HDP’ye yönelik kapatma davasına değinen Buldan, “Onlar da biliyorlar ki Halkların Demokratik Partisi bugün Türkiye’de kadınların, gençlerin, umududur. Barışın, demokrasinin teminatıdır . Gelsinler, görsünler HDP’ye açmış oldukları davanın sonucunu İzmir meydanından görsünler. HDP Adliye koridorlarına, cezaevlerine sığmaz” diye konuştu.  

Buldan sözlerini şöyle sürdürdü: “Artık bu ülkeyi çetelerin yönettiğini ve bunu iktidarın mafyaya esir düştüğünü hepimiz görüyoruz. Bu gidişattan çıkmanın tek bir yolu vardır, demokrasidir, barıştır, adalettir, hukuktur. Ama bunların yanında bir sorun daha var, bu ülkede Kürt sorunu çözülmeden hiçbir sorunun çözülmeyeceğini bu iktidar artık anlamalıdır. Tecriti kaldırın, Kürt sorununu çözün bu ülkeye demokrasi de adalet de barış da gelir” dedi.

“BARIŞA DEMOKRASİYE EŞİTLİĞE GİDEN YOLU HEP BİRLİKTE AÇACAĞIZ”

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da “Deniz Poyraz’ı hedef alan o kurşunlar Türk ve Kürt halkının ortak mücadelesini bitirmek istedi ama cevabı İzmir’den veriyoruz. Deniz Gezmişler de Deniz Poyrazlar da yolumuzu aydınlatmaya devam edecek. Barışı bu meydanlarda arıyoruz. Kürt sorunun çözümünü de biz hep birlikte bulacağız, yeter ki mücadele ortaklığımızı büyütelim. Bu talancı, soyguncu zalim kıyıcı iktidarı kırmanın yolu mücadelemizdir. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri bunun güzel bir örneğini hayata geçirdiler. Türkiye’nin tüm ezilenleri, gençleri tüm demokrasi güçleri bir araya geldiğimizde sömürüyü de savaş politikalarını da bitireceğiz, özgürlüğe barışa demokrasiye eşitliğe giden yolu hep birlikte açacağız. Deniz Gezmiş’e de Deniz Poyraz’a da sözümüzdür” diye konuştu.

“FEDAKARLIK DEĞİL ŞİMDİ MÜCADELE ZAMANI”

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan da konuşmasına işçi ve emekçileri, kadınları ve gençleri selamlayarak başladı. Gürkan, “Bu topraklar otoriterliğe yabancı değil, sömürü düzenine yabancı değil. Tekellerin iktidarı olan AKP hükümeti de öncelleri siyasi iktidarlarının yaptıklarının beş fazlasını yapıyor. Siyasi cinayetleri de tanıyoruz. Denize sıkılan kurşun tek bir katilden çıkan kurşun değildir. Bunun arkasında iktidarın beslediği kesimler vardır. Günlerdir siyasi cinayetler başta olmak üzere halka karşı işlenen suçlar olmak üzere bu iktidarın müttefiki olan bir mafya, lider, siyaset, sermaye ve bürokrasiye kirli ilişkileri ifşa ediyor. Bu kirli ilişkilerde siyasi iktidar susuyor, çünkü ifşa edilen iddiaların hiçbirine yalan demiyorlar. Bu iddialar doğru ve bu iktidar o iddiaların ortağıdır. Bu iddialar karşısında sessiz olan iktidar tam da toplu sözleşmeler zamanı, ekonomi zora girmişken halka fedakarlık çağrılarında bulunuyor. Halk pazar artıklarından çocuğuna yemek yaparken fedakarlık zamanı değil şimdi mücadele zamanı, hak alma zamanı diyoruz” diye konuştu.

“BU DÜZENİ DEĞİŞTİRECEK OLAN GÜÇ HALKLARIN BİRLEŞİK MÜCADELESİNDEDİR”

Hak almanın da mücadelenin de yolunun belli olduğunu söyleyen Gürkan, “Gösteri ve yürüyüş yasaklarına karşı 1 Temmuz’da kadınların barikatları yıka yıka özgürleştirdiği meydanları gibi mücadelelerle olacaktır. Basın ifade özgürlüğünün karşısında cezaevindeki gazetecilerin kalemi olacağız Bülent Kılıç’ın alamadığını nefesi, Erk Acarer’in cesareti olacağız. Her birimiz Deniz olacağız. Grev yasaklarına, hak gasplarına karşı, madencilerin mücadelesiyle cevap vereceğiz. Tekellerin iktidarı tek adam yönetimi yenilecek halk kazanacak. Baskı yasak ve otoriterlik yenilecek özgülük kazanacak. Bu iktidarın kadınları yok sayan gericilik dolu politikaları yenilecek, kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesi kazanacak, gençlik kazanacak. Bu düzen çürümüştür. Bu düzenin işçilere, emekçilere, üreticilere, esnafa, işsize, gençliğe vaadedeceği hiçbir gelecek yoktur. Bu düzeni değiştirecek olan yegane güç işçi sınıfındadır, halkların birleşik mücadelesindedir. İktidarın faşizm yolunu engelleyecek olan bu güçtür. Bu çürümüş düzen mafya, sömürü düzeni yenilecek halkların iradesinin hakim kılındığı gerçek bir demokrasi kazanacaktır” dedi.  

Miting Bajar konseri ile son buldu.

(İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Sedat Peker, Süleyman Soylu'nun sivillere silah dağıttığını iddia etti

SONRAKİ HABER

İşçiler ve tiyatrocular aynı sahnede

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa