09 Temmuz 2021 00:03

Gökdelenlerin gölgesinde kalan yoksulluk!

Bir yanda yağma, diğer yanda emekçiler. AKP’nin belediye başkanlığı döneminde Esenyurt’ta gökdelenlerle birlikte büyüyen yoksulluk oldu.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Eren ERGİNE
Metin TAŞKIRAN
İstanbul

Geçtiğimiz günlerde Suç Örgütü Lideri Sedat Peker, Esenyurt ile ilgili yolsuzluktan kamu mallarının yağmalanmasına, rüşvetten, rant paylaşımına, kirli ihale ilişkilerinden mafya bataklığına kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu. Bir yanda belediye kaynakları önlerine serildiği iddia edilen ve AKP döneminde hızla büyüyen Özyurtlar, diğer yanda asgari ücretle geçim formülleri arayan emekçiler… AKP’nin belediye başkanlığı döneminde Esenyurt’ta gökdelenlerle birlikte büyüyen yoksulluk oldu.

Her boş bulunan araziye inşaat dikilen, yeşil alanları yok edilen, çarpık yapılaşma ile beton şehre dönüşen ve önemli bölümünü mülteciler oluşturmak üzere 1 milyonu aşkın nüfusuyla İstanbul’un en büyük ilçesi Esenyurt’tayız. İlçe halkına bölgedeki gökdelenleri; kendi yaşama koşullarını sorduk.

Gazetemize konuşan Tekstil İşçisi Murat, “Büyük rant var ortada, Özyurtlar, bugün en kötü evi 700-800 bin liraya satıyor. Asgari ücrete çalışıyorum. Çarpıp bölüyorum; yıllarca çalışsam 90-100 yaşında Özyurtlar’dan bir ev alabilirim” diyor.

"GÖKDELENLERİN TEPESİNDE BAŞKA HAYATLAR YAŞANIYOR"

Esenyurt’ta inşaat şirketlerinin logoları, şantiyeler, şirketler büyüyor. Büyümeden ilçedeki emekçilerin payına düşen ise daha fazla borç ve yoksulluk. Tekstil İşçisi Murat “Gökdelenler yükseliyor, çıkabildikleri kadar gökyüzüne çıkmışlar. Oralarda başka hayatlar yaşanıyor, ben ise asgari ücrete çalışıyorum” diyerek rant düzenine tepki gösteriyor. Artan döviz kuru ve enflasyon karşısında kendi alım gücünün düştüğünü söyleyen Murat “Memleketten eş, dost bir şey gönderirlerse geçinirsin. Asgari ücretlinin geçinme formülü bu; un gelir, bulgur gelir öyle yaşarsın. Asgari ücretli işçinin çocuğu tiyatro, sinema, müze bilmez. Sosyal hayat sıfır. Evine ekmek götürüyor mu götürüyor; halk ekmek mi götüreceksin, normal ekmek mi aklımızda o var” diye anlattı yükselen gökdelenlerin gölgesindeki geçim sıkıntısını.

"BİZ HİZMET SANIYORDUK, MEĞER PEŞKEŞ ÇEKMİŞLER"

Necdet Sancarbarlaz 30 yıldır Esenyurt’ta yaşıyor. Emekli ve 2 çocuk babası olan Sancarbarlaz, Esenyurt’un ilk yıllarını hatırlatıyor: “Buralarda eskiden yeşil alan vardı, yollar genişti. AKP’nin burayı almasıyla beton yığınına döndü, nasıl olduysa birdenbire betonlaştı. Bağlarçeşme’de parkı yıkıp bina yaptılar, biz hizmet yapıyorlar sanıyorduk meğer peşkeş çekiyorlarmış.” Çevredeki siteleri, gökdelenleri gösteren Sancarbarlaz, “Bir yanda rant, talan, yağma bir yanda ise işsizlik, yoksulluk…” diye özetliyor durumu. Geçenlerde gittiği Yeşilkent’te muhtarlık kapısı önünde bir kadının yardım için ağladığına tanık olduğunu söyleyen Sancarbarlaz, benzer durumda çok sayıda insan olduğunu söylüyor ve “Buna nasıl duyarsız kalalım? Şimdi amcamın oğulları, komşumun çocukları işsiz. Geçen yılda ailede 8 kişi boşandı, sebebi ekonomi. Ama birileri çıkmış ‘Porsiyonları küçültelim’ diyor. Biz akşam erken yatalım da elektrik parası çok gelmesin diye düşünüyoruz. Karnımızı hamur yiyerek doyuruyoruz” diye anlatıyor kendi yaşadıklarını da.

"KARŞI ÇIKMAZSAK SORUNLAR DÜZELMEZ"

Peker’in yıllardır devletin içinde büyüdüğünü, çıkarları ters düşünce itiraflara başladığını söyleyen Ev Kadını Aslı ise gündem olan iddiaların ise doğru olduğunu düşünüyor. Esenyurt’taki rant ekonomisinden rahatsızlığını dile getiren Aslı “Adalet olmadığı için her şey mübah görülüyor. Hangi parti olursa olsun; sorgulamadıkça, karşı çıkmadıkça sorunlar düzelmez” dedi.

ÜNİVERSİTE MEZUNU, AYLARDIR İŞSİZ

24 yaşındaki üniversite mezunu Kübra ise aylardır işsiz. Rant düzeninden, torpilden, kayırmacılıktan dert yanıyor. Şirketlere peşkeş çekilen milyonlarla binlerce gencin işsizlik sorunun çözülebileceğini ifade ediyor. Çocuk gelişimi mezunu olduğunu söyleyen Kübra, “Anaokulu öğretmenliği yapmam gerekiyor. İş bulamıyorum, başvurduğum yerler asgari ücretin altında teklif yapıyor. İnsanlar torpille bir yere geliyor, biz hakkımız olanı bile alamıyoruz. Bu devirde okuyana ekmek yok. Halkı düşünen yok kim olursa olsun hepsi böyle” diyor.

"ÜLKE GIRTLAĞINA KADAR PİSLİĞE BATMIŞ"

Peker’in iddialarını arkadaşlarından duyduğunu söyleyen Göksel de işsiz. 20 gün öncesine kadar belediyede temizlik görevlisi olarak çalışan Göksel’in güneşin altında akşama kadar çalışmaktan sağlık sorunları baş göstermiş. Bu sorunlar nedeniyle işten ayrılmak zorunda kaldığını söyleyen Göksel, gündem olan iddialara ilişkin şunları söylüyor:

“Sedat Peker olayı değil… Bu ülke gırtlağına kadar pisliğe batmış. 12 Eylül sonrası ihale işleri falan arttı. Demokratik bir anayasa lazım. İşçi hakları yok oldu, millet perişan, bu yolsuzluklara karşı mevcut kanunlar da işletilmiyor. Tosuncuk’u getirdiler mesela buraya, bakalım devlet paraları alacak mı? Türkiye sisler içerisinde meçhule giden bir gemi. Ne olacak bilemiyorum.”

"GÜNLÜK 6-7 SAAT ÇALIŞMAK İSTERİZ, AMA PARA YETMİYOR"

Peker’i saygı duyduğu bir insan olarak tanımlayan Murat ise Peker’in bu iddiaları yurt dışında söylemesinden rahatsız. Peker’in açıklamalarından önce de Esenyurt’ta birçok alanın peşkeş çekildiğinin farkında olduğunu söyleyen Murat, sabah 9’dan gece 12’ye kadar motor üzerinde kuryelik yapıyor. Asıl gündemin işçilerin çalışma koşulları olduğunu söyleyen Murat, “Hükümet kaybedecekse sırf işçilerden dolayı kaybedecek. Gerisi benim umurumda değil çünkü ben zengin değilim. Biz de günlük 6-7 saat çalışmak isteriz. Ama yetmiyor” dedi.

İnşaat İşçisi Ekrem Ertürk ise “3 senedir Esenyurt’ta yaşıyorum. İnsanların cebinde belki 50 lira bile yok. Belediyelerin kendi adamları var, inşaat işlerinde onlarla ortak çalışıyorlar” diyor.
 

ÖNCEKİ HABER

4. Yargı Paketi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi

SONRAKİ HABER

Dörtyol halkı alçı ve grafit ocağının ÇED toplantısını yaptırmadı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa