Migros'ta bağışıklık direnci: Bir paket çikolata!
Pandemi döneminde kârını artıran Migros'ta işçinin payına günlük 11-12 saat çalışma, düşük ücret, yoğun tempo, evden işe, işten eve yorgun giden bedenler düşüyor.
Fotoğraf: Freepik
Murat UYSAL
İstanbul
45 bin çalışanı 2 bin 500 civarı mağazası bulunan Migros, pandemiyle birlikte ciddi kârlar elde etti. Her ay ortalama 20-30 mağaza açtı, rakiplerinden biri olan Carrefour’un 34 mağazasını satın aldı. Yeni mağaza açılışları ise devam ediyor. Kârına kâr katan, pazar payını her gün daha çok genişleten Migros, reklamlarında müşterilerine ‘İyi yaşam iyi gelecek’ vadediyor. Peki ya çalışanlarına? Günlük 11-12 saat çalışma, düşük ücret, yoğun tempo. Evden işe, işten eve yorgun argın giden bedenler. Dinlenme hakkı ise çoğu zaman iş yoğunluğuna göre belirleniyor. Yaklaşık 2 yıldır Migros çalışanlarının ev ile mağaza arasında geçen hayatının özeti...
‘GÜNLÜK 11 SAAT ÇALIŞIR DURUMA GELDİK’
6 yıllık bir işçi, işçilerin ortalama 3 bin 500 lira civarında ücret aldığını söylüyor. Tabii ikramiye, yol gibi sosyal haklar çıkınca ele geçen asgari ücretin altında. Pandemi döneminden başlıyor anlatmaya: “Cumartesi pazar yasak olduğu için ilk başlarda 2 gün izin kullanıyorduk, kullanılan izinleri hafta içi çalışma saatlerimize eklediler. Onunla birlikte günlük 11 saat çalışır duruma geldik. Virüsün bulaşma riskinin çok yüksek olduğu alanda olmamıza rağmen fazla çalıştırıldık. Pandeminin başlarında ekipman bulma sıkıntısı çektik. Saha elamanları kendi imkanlarıyla eldiven maske alıyordu. Birkaç ay sonra kullan at maske vermeye başladılar, en son yıkanabilir maske verdiler. Son 1 aydır ise düzenli maske verilmeye başlandı.”
‘3-4 YILDIR SENELİK İZİN KULLANMAYAN ARKADAŞLARIMIZ VAR’
Çok yoğun tempolarda çalıştıklarını pandemi döneminde hayatlarının mağaza ve ev arasında geçtiğini belirten işçi, “Eve gittin, yemek yedin, uyudun, sabah tekrar iştesin. İşten çıktığımızda da çile devam ediyordu. Servis yok, otobüsler sınırlı geliyordu. Yarım saat oradan da kaybımız oluyordu. Virüsün bulaşmaması için çalışma koşullarında rahatlama beklerken daha çok çalışır, daha fazla insanla yan yana gelir olduk. Bu süre içerisinde yıllık izinler iptal edildi, içeride 3-4 yıldır senelik izin kullanmayan arkadaşlarımız var. Daha yeni asgari kullanma diye bir şey getirdiler, artık senelik izinler aynı yıl içerisinde kullanılacak” dedi. Ailesinde ya da kendisinde kronik rahatsızlığı olanların mağaza yöneticileri tarafından yıllık izinleri kesilerek eve gönderildiğini belirten işçi “Yıllık izni yoksa ücretsiz izin. Bu insanlar kısa çalışma ödeneği ile ayakta kalmaya çalıştı. Duruma itiraz eden koşullara tepki gösterenler ‘Şu an bir işiniz var BİM, A101, Şok gibi marketlerde reyoncular her işi yapıyor, evlere servis götürüyor. Migros kurumsal bir şirket kıymetini bilin, milyonlarca işsiz varken halinize şükredin’ yanıtını aldılar” diye konuştu.
‘YÖNETİCİNİN DERDİ İŞ DEVAM ETSİN, İNSAN SAĞLIĞININ ÖNEMİ YOK’
İşçiler pandemide iç içe çalışmış, yöneticiler tarafından ‘Mesafeye dikkat edin’ uyarıları yapılsa da gerçek öyle olmamış. Nedenini ise işçi şöyle anlatıyor: “Çalışırken mesafeni korumaya çalışsan da mola alanlarında herkes iç içe çünkü alan yetersiz. Tabak çatalda kullan at formatına çok geç geçildi, baharatlar vs. elden ele dolaşıyordu. Hal böyle olunca kovid-19 vakaları patladı. İlk aylarda virüs çıkan mağazada virüslü kişiyle teması olanlar da dahil 14 gün karantinaya alınıyordu. Mağazalarda oluşan eleman açığı ise farklı mağazalardan gelen işçilerin sırtına yükleniyordu. 1.5 sene içerisinde test dahi olmadım. Aynı departmanda çalıştığım arkadaşımda virüs çıktı ben de temaslıyım, mağazaya gitmeden yönetim beni arıyor ‘Yanında çalışan arkadaşının testi pozitif çıkmış, sende bir şey yok değil mi, sen zaten maskeni falan da çıkarmadın’ gibi sözler söylüyor, yani yöneticinin derdi iş devam etsin.”
‘MİGROS BÜYÜDÜ BİZ OLDUĞUMUZ YERDE SAYIYORUZ’
Uzun çalışma saatleri, bozulan uyku düzeni, olmayan sosyal yaşam… “Bedenen ve ruhen yorulduk” diyen işçi şöyle devam etti: “Pandeminin başında sadece 1 aylık olmak üzere haftada 2 kilo muz, 2 kilo kivi ve 2 kilo portakal vermeye başladılar. Dirençli olup verimi artıralım diye. Daha sonra tabii bir daha vermediler. İnsanlar virüs ilk patladığında panik oldu, gıda maddelerine hücum etti, Migros burada çok büyük kârlar elde etti. Bazı ürünlerin satış fiyatları da talep artınca değişti. Pandeminin başında mart ayında olağanüstü bir satış olduğu için çalışanlara 1 defa olmak üzere 300 lira gibi ek ödeme yaptılar. Bu süre içerisinde Migros işçiler üzerinden katbekat büyüdü. 2021 yılını mağaza açma yılı ilan etti. Büyümeden payımıza ne düştü diye sorarsanız 2 kilo portakal, 2 kilo kividen sonra bir küçük çikolataya kadar düştük. İşin özeti büyümeden payımıza düşen bir paket çikolata...”
‘TEST PARASI İŞÇİDEN ÇIKINCA BELİRTİYİ GİZLİYORDU’
Bir başka Migros işçisi de 1 ay içerisinde 2 kere test yaptırdığını belirtti. Her test için 200 lira ödediğini ifade eden işçi, “İşçilerin geneli bu paraları ödedi. Aldığımız ücret ortada, ayda iki kere test yapınca elimizde para kalmıyordu zaten. Kendi cebinden ödeyince bu sefer belirti varsa bile işçiler söylememeye başladı, vakalar bizim mağazada da patladı” dedi.
Çoğu zaman haftalık izinlerini dahil kullanamadıklarını da belirten işçi şöyle devam etti: “Hafta bitiyor, izne çıkacağız ‘Çok fazla iş var haftaya kullanırsın’ denilerek geçiştirildik. İkinci hafta geliyor tekrar izin günü 1 gün kullan 1 gün içeride kalsın sonra kullanırsın diyorlar. Ne zaman izne çıkacağımız iş yoğunluğuna bağlı. 4 senedir çalışıyorum 15 farklı mağazaya gönderildim, desteğe gittim. İşçiler genel olarak koşullardan rahatsız, borç harç içinde yaşıyor. Migros’tan aldığın parayla geçimini sağlayamazsın. Sadece kendi hayatını devam ettirebilirsin, faturaları öder, kiranı ödersin ama sosyal hayat yok.”
‘ZİFİRİ KARANLIKTA EVE YÜRÜYORDUK’
E-ticarette gıda/süpermarket kategorisi, 2020’de yüzde 420 büyüdü. Migros, Carrefour gibi şirketler sanal ticarete girenlerin bir kısmı. Migros’ta siparişler yetişmeyince devreye Migros Hemen adı altında çalışan motokuryeler girmiş. Migros Hemen çalışanları market kapansa da gece 12’ye kadar sipariş götürmeye devam etmiş. Bir Migros işçisi, kuryelerin koşullarını ise şöyle anlatıyor: “Siparişler toplanıp kuryeye veriliyor. Gece saatlerine kadar çalışan işçilere servis yok, zaten o saatte otobüs de yok, zifiri karanlıkta eve yürüyorduk. Tepki gelince evlere taksiyle gitmeye başladık. Masraf artınca bu sefer arabası olan işçiler gece çalışmasına gelsin denildi. Kurye arkadaşlarımız çok sıkıntı yaşadı. Yağmurlu havalarda çok fazla kazalar oldu, yaralanan arkadaşlarımız var. Siparişler arttı, az iş olduğunu düşündükleri departmandan işçileri Sanal Markete çektiler. İş tanımı ortadan kalktı, kasap dışındaki herkes her işi yapar oldu. Pandemide en fazla kuru gıda bölümleri iş yaptı, iş yükü daha az olan personel bu bölümlerde görevlendirildi ya da yoğun olan mağazalara gönderildi. Böylelikle az kişiyle çok iş yapıp eleman alma sorununu ortadan kaldırdılar. İşçi maliyetlerini düşürdüler.”
‘HIRSIZLIK İHBARI GELİYOR, BAKIYORUZ Kİ BEBEK BEZİ VAR’
Migros tarafından çalışanlara aylık alışveriş bonosu veriliyor, işçilerin ücretine göre değişiyor bu rakam. İşçiler daha çok hayatını devam ettirebilecek temel tüketim maddelerine yöneliyor. Makarna, un, yağ, şeker. Migros işçisi, “3 yıllık çalışanım 260 lira bono yatıyor, o parayla da zaten et almak imkansız, etin kilosu 130 lira, tavuk bulgur makarna devam yani. Meyve sebze kısmına gelince çok pahalı” dedi.
Markete gelen insanların da yoksullaştığını ifade eden işçi, “Yoksulluk artık gözle görülüyor. Sepette gerçekten et görmek artık zor. En fazla 250 gram orta yağlı kıyma görürsün. 120 lira bebek maması, 140 lira bebek bezi. Çok pahalı, çalınması yüksek ürünler skalasına girdiler, alarm kutuları mamaların içine konar oldu, telefon bilgisayar gibi ürünler için getirilen alarmları bebek mamalarına takmaya başladık. İnsanlar yoksul, alamıyor. Mamalara 3 farklı alarm takıyoruz. Çocuk bezlerine alarm takılamadığı için reyona teker teker koyuyoruz. Deyim yerindeyse güvenlikler başında nöbet tutuyor. Bilgi geliyor, hırsızlık olmuş diye bakıyoruz. Bebek maması, bebek bezi, çay şeker, makarna... Bu durum da yoksulluğu ortaya koyuyor”
‘GÜÇ VE ETKİ ÇERÇECESİNDE MÜDAHALE EDİLİYOR’
Migros’ta örgütlü olan Tez-Koop-İş Sendikası Genel Merkezi de yaptığı açıklamada Migros’ta iyi sözleşmeler yaptıklarını, sözleşmenin dışındaki gelişmelere ise müdahale edemediklerini söyledi. İşçilerin daha iyi koşullara erişilebilmesi için çalışmalar yürütüldüğü savunulan açıklamada, “Sendikalı işyerlerinde sendikalar güçleri ve etkileri çerçevesinde işyerinde çalışma koşullarından ücrete ve işçi sağlığı ve güvenliğinden ücretli izne kadar bazı konulara müdahale edebilmektedir. Buna karşın sendikasız işyerleri sendikaların koruyucu şemsiyesinin dışındadırlar; bu durum market işçilerin daha fazla sömürülmesini beraberinde getirmektedir” dendi.
Açıklamada pandemi sürecinde, “Kasa kısımlarına koruyucu panel ve sosyal mesafe noktaları konması, personele koruyucu malzemelerin dağıtılması, tüm mağazalarda hijyen ve dezenfeksiyon işlemi yapılması, tüm çalışanların kartlarına C vitamini paketi tanımlanması” gibi önlemlerin alındığı söylendi.