10 Temmuz 2021 12:37

Erdoğan'ın Diyarbakır ziyareti | İzlenim: Bir güne kaç cezaevi sığar?

Geniş çaplı devlet erkanının Diyarbakır’ı ziyaretinde benim gözüme bunlar çarptı: Cezaeviyle başlayan, cezaevi ile biten bir gün gördüm ben.    

Fotoğraf: Murat Kula/AA

Paylaş

Reşo RONAHÎ

Kenti bilenler bilir; Diyarbakır Cezaevi veya bir başka adıyla 5 Nolu Cezaevi Bağlar ilçesi sınırlarında, şehrin içindedir. 1980 askeri darbesi sonrası buranın bir işkence merkezi olduğu kamuoyunun malumu. Cezaevinin çevresindeki binaların yüksek katlarında oturanlar cezaevinin avlusunu görebiliyor. Tıpkı şu anki Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nin çevresindeki binalarda oturanlar gibi. Dönemin tanıklarından birinden duymuştum, birkaç yıl evvel: Diyarbakır Cezaevinin çevresindeki binalarda belirli periyotlarla aramalar yapılırmış darbe sonrası süreçte. Tek tek hanelerde kimlik kontrolü yapılır, ev ahalisi denetlenirmiş. İşkence edilenlerin çığlıklarının duvarları aştığı günlerde, bu bir ‘tehdit’tir herhalde çevrede oturan tanıklara. Bugün bu uygulama var mı, bilmiyorum.

Diyarbakır Cezaevi çevresinde var mı bilmiyorum ama 9 Temmuz Cuma günü Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır’a gelmesinden evvel bu uygulamaya bir başka biçimde tanıklık ettik. Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre ‘AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın geçiş güzergahındaki bulvar ve caddelere bakan binlerce ev ve işyerleri ile on binlerce kişi GBT sorgulamasından geçirildi.’ Yani 1980 askeri darbe zihniyetinin bir işkence merkezinin ‘güvenliği’ için yaptığına benzer bir uygulamayı, devlet erkanının kente gelişinden evvel ve geldiği gün koca bir kentin tamamında gördük; yani koca bir kente Diyarbakır Cezaevi muamelesi…

Öte yandan Diyarbakır Valiliği önünde yaptığı konuşmada Erdoğan, Diyarbakır Cezaevinin yakında boşaltılacağını ve kültür merkezine dönüştürüleceğini belirtti. Yine yıllar öncesine gittim bu vaat ile. Recep Tayyip Erdoğan 2010 yılında dönemin başbakanı iken Diyarbakır’da düzenlediği mitingde Diyarbakır’da yeni bir cezaevi yapılacağını bir ‘müjde’ olarak duyurmuştu. Erdoğan, Diyarbakır Cezaevinin de yıkılacağını sözlerine eklemişti.

Bölgedeki siyasi ve sivil aktörler yıllarca o işkence merkezinin bir hafıza müzesine dönüştürülmesi gerektiğini belirtiyorlardı. Erdoğan’ın yukarıdaki bahse konu ‘müjdesinden’ sonra bu aktörler cezaevinin yıkılmaması için epeyce bir çaba yürüttüler. Hatta Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine bağlı Sümerpark’ta, konuyla ilgili çalışmalar yürüten bir ekip için küçük bir yer tahsis edilmişti. İçinde 78’liler Derneği’nin de olduğu bu ekip yazılı ve sözlü tarih çalışmaları ile bir arşiv oluşturma çabasına girişmiş, azımsanmayacak bir doküman derlemişti.

Gelinen yerde durum şu; bu çalışma için tahsis edilen yer Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atandıktan sonra Şehit ve Gazi Yakınları Derneği’ne tahsis edildi, 78’liler Derneği başkanı Gani Alkan da geçen 30 Haziran’da tutuklanarak ‘müjde’ diye sunulan yeni cezaevine konuldu. 7 yıl boyunca Diyarbakır Cezaevinde tanık olduğu vahşetle herkes yüzleşsin diye mücadele eden Alkan yeni cezaevindeyken, bir başka ‘müjde’ daha verildi yani.

‘Müjdelerden’ bir diğeri de Sur’da yeni yapılan evlerle ilgiliydi. Hak sahiplerine en kısa zamanda teslim edileceğini söyledi Erdoğan ve ‘bir başka Diyarbakır’ inşa edildiğini ekledi. Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi’nin bu evlerle ilgili yaptığı açıklamalar ve yayınladığı raporlar hatırlanacaktır. Bu açıklamalardaki en dikkat çekici tespitlerden biri de yukarıdan çekilmiş fotoğraflarda evlerin cezaevine benzediğine dair tespitti. Bu tespiti birkaç kez kamuoyu ile paylaştı Mimarlar Odası. Bu kent henüz geçen Mayıs ayında odağında karpuz olan bir mimari facia gördü ama bu başka bir şey olsa gerek.

Ve günün sonu… Günün sonunda yine cezaevi vardı. Mitingden sonra, akşam İçkale’de bir etkinlik düzenlendi. Nerede mi? Tıpkı 5 Nolu Cezaevi gibi, bir dönemin işkence merkezlerinden olan İçkale’deki cezaevinin avlusunda.

Nedenleri uzunca bir tartışmaya konu olur elbette. Bu yazıyı aşar bu tartışma. Geniş çaplı devlet erkanının Diyarbakır’ı ziyaretinde benim gözüme bunlar çarptı: Cezaeviyle başlayan, cezaevi ile biten bir gün gördüm ben.    

ÖNCEKİ HABER

Suların akmadığı köyde yıkanmak için kanala giren çocuk yaşamını yitirdi

SONRAKİ HABER

Direnişin 6 aylık muhasebesi: Boğaziçi neden kazanacak?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa