11 Temmuz 2021 09:48

EMEP Genel Başkanı Akdeniz: Türkiye Afganistan’da NATO’nun karakolu mu olacak?

Emek Partisi Genel Başkanı ve Gazeteci-Yazar Ercüment Akdeniz, Maltepe’de Babil Kültür Merkezinde okurlarıyla buluştu ve söyleşi gerçekleştirdi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Can KAYLAN
Maltepe

Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı, Gazeteci-Yazar Ercüment Akdeniz, İstanbul Maltepe’de Babil Kültür Merkezinde okurlarıyla buluştu. Son yayınlanan kitabı Sekizinci Kıta hakkında bir söyleşi ile başlayan etkinlik, Akdeniz’in kitaplarını imzalamasıyla ile devam etti. ABD’nin Afganistan’dan geri çekilme kararı ve Türkiye’nin Kabil Havalimanı’nın işletme ve güvenliğinin Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından sürdürülmesine yönelik tartmışmalara ilişkin Akdeniz "Türkiye Afganistan’da NATO’nun karakolu mu olacak?" sorusunu sordu.

Ercüment Akdeniz, Babil Kültür Merkezinde düzenlenen etkinlikte Türkiye’nin dış politikasına ve mülteci sorununa değindi.

Türkiye’nin Afganistan’a asker gönderme konusunu eleştiren Akdeniz, “Türkiye Afganistan’da NATO’nun ileri karakolu mu olacak?​” diye sordu. Yeni bir mülteci akınından bahseden Akdeniz, “Sadece geçen hafta 58 bin kişi sınırdan çıktı. Van sınırı hareketlendi. Ortalama günlük bin kişinin girişinden söz ediliyor. Uluslararası insan kaçakçılığı şebekesi Van’a yerleşti. Peki sadece insan kaçakçıları mı suçlu? Başka bir suç ortağı daha var, göçmen emeği talep eden burjuvazi. Göçmen emeğini ucuz, güvencesiz, köle gibi çalıştırabilecek, göçmen emeği talep eden uluslararası sermaye de bunun suç ortağıdır” dedi.

“Gelinen yer itibarıyla Türkiye’nin hızlı bir biçimde AB’nin Bangladeş'i olduğunu düşünüyorum” diyen Akdeniz şöyle devam etti:

“Göçmen emeğine biçilen paha ve onlardan kesilen sosyal haklar. Genel olarak merkez kapitalist ülkelerdeki büyük şirketler gidip üretimini Bangladeş, Kamboçya gibi nakliye maliyeti gerektiren istikrarsız bölgelerde üretmektense Türkiye’de bunu hallediyorlar. Bununla beraber Türkiye işçi sınıfının kazanımları hızla aşağı iniyor. Çünkü göçmen emeğini gösteriyor, 'sen yoksan onu alırım işe' diyor. Buna karşı mücadele bir sınıf mücadelesidir.”

"TÜRKİYE İŞÇİ SINIFININ YAPISI DEĞİŞECEK"

Dünya kapitalistlerinin, “Pandemiyi atlatıyoruz ama bunun bir faturası olmalı” dediğini belirten Akdeniz: “Bu faturanın adı yeni emek rejimi. Yani 20. yüzyıla ait toplu sözleşme, sendika gibi bir çok mesele buhar olacak. Bunun hızla eridiğini zaten görüyoruz ama şimdi bu meseleyi çözebilecek yeni bir dinamik var. Dünya üzerinde şu an 274 milyon göçmen var. Örnek vereyim; AB Göç ve İltica Mutabakatını imzaladı. Bu mutabakata göre, Ben mülteci almayacağım, ben artık göçmen işçi alacağım. Bunları Türkiye’de yetiştireceğim diyorlar. Türkiye artık bir göçmen deposu değil kalifiye göçmen emeği yetiştiren bir merkez olmuş durumda. Benim tahminimce Türkiye, önümüzdeki yıllarda AB’ye yüzbinler halinde işçi transfer edecek bir merkez olacak. Bunların bir bölümü de Türkiye’deki fabrikalara girecek. Türkiye işçi sınıfının yapısı değişecek. Burda şovenist anlamda ciddi bir sınıf çatışması da gündeme gelebilir.” dedi.

Ercüment Akdeniz, “Şimdi sermayenin pandemi sonrası stratejisi buysa, bizim stratejimiz ne olacak? Bizim son yıllarda geliştirdiğimiz uluslararası sınıf kardeşliğini temel alan, mülteci işçilerle dayanışmayı öne alan sınıf kardeşliği stratejisidir. yapıştırıcı güç bu olabilir. Biz örgütlenme stratejimizi de bu yönde geliştirdik. Zaten en son Emek Partisi Göç Konferansının sonuç deklarasyonunda da bu hattı çizmeye çalıştık. Buna göre mülteci işçiyi de örgütlüyoruz, yerli işçiyi de. Bizim parti binalarımız her ülkeden işçiye açıktır. Sendikalarda da örgütlenme alanının açılması gerekiyor” diyerek sözlerini noktaladı.

ÖNCEKİ HABER

Şair ve Yazar Hakan Unutmaz: Japon balıkları Gezi’nin samurayları

SONRAKİ HABER

Trafolarına el konulan çiftçiler: Faturalar arazi değerinde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa