12 Temmuz 2021 00:22

SASA büyüdükçe koşullar ağırlaşıyor

“Çalıştığımız fabrika habire büyüyor. SASA, 2020 yılında 55 yıllık tarihi boyunca en yüksek ciro ve üretim tonajını yaptı. Bu büyüme ile birlikte işçilerin koşulları ise daha da ağırlaşıyor.”

Fotoğraf: Unsplash

Paylaş

SASA işçisi
Adana

Merhaba Evrensel gazetesi çalışanları ve okurları.

Ben Adana SASA’da çalışan bir işçiyim. SASA Polyester Sanayi AŞ, polyester, elyaf, filament, polyester bazlı polimerler, ara ürünler ve özellikli ürünler konusunda dünyanın önde gelen üreticileri arsında yer alıyor. Daha önce Sabancı Holdinge ait olan fabrikayı 2015 yılında Gaziantep’te kurulu Merinos’un sahibi Erdemoğlu Holding AŞ aldı.

Çalıştığımız fabrika habire büyüyor. SASA, 2020 yılında 55 yıllık tarihi boyunca en yüksek ciro ve üretim tonajını yaptı. Türkiye’nin 2020 yılının 500 büyük sanayi kuruluşu sıralamasında SASA 38. sıraya yükseldi. Çalışan sayısı 4 bini geçti. Erdemoğlu Holding AŞ’nin SASA’yı almasından sonra bu büyüme daha da katlandı. Bu büyüme ile birlikte işçilerin koşulları ise daha da ağırlaşıyor.

KAYGI İÇİNDE ÇALIŞIYORUZ

Eski işçi arkadaşların dediğine göre Erdemoğlu Holding, Sabancı’ya göre işi daha sıkı tutuyor ve daha fazla kural koyuyor. Bu da haliyle bizi kasıyor, geriyor. Çoğu işçi kendisini güvende hissetmiyor. Bir defa iş güvencemiz yok, sendikamız da yok. İşyerinde birçok şey yasak. Mesela şort pantolon, kapri pantolon ile işyerine gelemiyorsun, seni uyarıyorlar, yasak olduğunu söylüyorlar. Yine terlik, sandalet giymen yasak. İşyerinde sigara içmek yasak. Sigara içerken yakalanan olursa ihtar yiyor. Özellikle sigara tiryakileri için bu uygulama işkenceye dönüyor. İlla bir yer bulup sigarayı içecek. Oysa sigara içme salonu, alanı oluştursalar bu sorun çözülür, kimse kaçak içmez, Allah göstermesin bir kazaya da mahal vermez. Yine eskiden çay molaları vardı, onu da kaldırdılar. Bu kadar yasak, baskı Adana sıcağında hiç çekilmiyor.

4’LÜ SİSTEMİ VERİP SENDİKADAN İSTİFA ETTİRMİŞLER

Yine eskiden dokuma bölümünde DİSK/Tekstil Sendikası varmış. Ama Erdemoğlu fabrikayı alınca sendika işini de kökten çözmüş. Mahkeme kararı ile dokuma iş kolunda gösterilen bölümde işçiler DİSK/Tekstil’de örgütleniyor. Ancak Petrol-İş’in olduğu bölümde 4’lü vardiya sistemi uygulanırken, dokuma bölümünde uygulanmıyor. İşçiler 6 gün çalışıyor 2 gün tatil yapıyor. Gece vardiyasında 3 gün tatil yapıyor. Bu sistem çok güzel ama herkes faydalanamıyor. Sadece sendikalılar. DİSK/Tekstil yetki alıp sözleşme de yapıyor ama yine bu 4’lü sistem uygulanmıyor. Erdemoğlu SASA’yı alınca DİSK/Tekstil üyesi işçilere “Sendikadan ayrılın siz de 4’lü sitemden faydalanın” diyor. Yine sendikadan ayrılırlarsa daha çok hakları olacağını söylüyorlar. O dönem sendikanın başındaki yöneticiler, işyeri baştemsilcisi ve işyeri temsilcileri bir gecede bütün işçileri sendikadan istifa ettiriyorlar. Keşke “4’lü sistemi istiyoruz, ama sendikadan da vazgeçmeyiz” deselerdi.

Yani anlayacağınız petrokimya bölümü dışında sendika yok. İşçiler değişik statülerde çalıştırılıyor. Kimine 6 aylık, kimine 9 aylık kimine 1 yıllık bireysel iş sözleşmesi yapılıyor. Bu süreler dolunca işten atılırım, sözleşmem yenilenmez diye işçiler korku ile çalışıyor.

Sonuç olarak, fabrikayı satın alınca gelip diyor ki sendikadan daha fazla vereceğim. Ama bugün şartlar daha zor ve sendikalılardan daha iyi durumda değiliz. Yasal haklarımızı korumak ve geliştirmek için, daha iyi bir ücret alabilmek ve sosyal haklar elde etmek için, en önemlisi de iş güvencesi ve işçiye bir haksızlık yapıldı mı yanında duracak bir sendikasının olması için yeniden ve daha iyisini yapmak için bence sendikalaşmalıyız.

ÖNCEKİ HABER

Trafolarına el konulan çiftçiler: Faturalar arazi değerinde

SONRAKİ HABER

Metal işçisi yazdı: Haydi grev halayına

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa