ODTÜ öğrencileri: Kampüs giriş yasağı özgürlükleri kontrol çabası
Saat 24.00’ten sonra kampüse giriş yasağını konuştuğumuz ODTÜ öğrencileri, yasakların öğrencilerin özgürlüklerini kısıtlama ve kontrol etme çabası olduğunu vurguladı.
Fotoğraf: MA
Sıla ALTUN
Ankara
ODTÜ öğrencileri, saat 24.00’ten sonra öğrencilerin kampüs içerisine alınmamasına tepkili. Bu ve benzerin uygulamaların, yasakların öğrencilerin özgürlüklerini kısıtlama ve kontrol etme çabası olduğunu belirten öğrenciler, özgür bir üniversite yaşamı için mücadelenin önemine değindi.
Bilgisayar Mühendisliği 3. sınıf öğrencisi Burak Sarı, “ODTÜ Rektörü Verşan Kök atandığından beri yapılan, ODTÜ öğrencilerini iktidarın politikalarını ODTÜ’de uygulama ve öğrencilerin özgürlüklerini kısıtlama ve bu özgürlüklerini kontrol etme çabası” diye konuştu. Hazırlık öğrencisi Mustafa Özaydın ise, “Bence öğrenciler her zaman birlikte örgütlü durmalı ve öğrencilerin eylemliliği karşı tarafın eylemliliğinin altında kalmamalı” diyerek mücadele etmenin önemini vurguladı.
Bilgisayar Mühendisliği 3. sınıf öğrencisi Burak Sarı, saat 24.00’dan sonra ODTÜ kampüsüne giriş kısıtlaması üzerine “Son uygulamaları ve yasaklamaları da düşününce ODTÜ Rektörü Verşan Kök atandığından beri yapılan, ODTÜ öğrencilerini iktidarın politikalarını ODTÜ’de uygulama ve öğrencilerin özgürlüklerini kısıtlama ve bu özgürlüklerini kontrol etme çabası. Bu durumun son örneği de gece yarısından sonra kampüse girme yasağı oldu’ dedi.
Daha önce Verşan Kök’ün OHAL’i bahane göstererek bahar şenliğini engellemeye çalışmasını, kampüse KYK yurdu yapılma girişimi ve her fırsatta polis baskısı üzerinden öğrencileri baskılama çabaları olduğunu söyleyen Burak, “Zaten bu çabasını açık bir şekilde görebiliyoruz. Pandemi döneminde, atanmış rektör, sözde halkın sağlığı gözetilerek alınan önlemleri bahane ederek kısıtlamalar neredeyse tamamen kaldırılmış olsa bile bizleri okulumuza almayarak yeniden tek derdinin öğrencilerin bir özgürlük ve yaşam alanı olan okulumuza giriş çıkışlarının gece 12’den sonra yasaklayarak gösterdi. Verşan Kök’ün derdi öğrencilere öğrenim ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir kampüs sağlamaktan ziyade öğrencilerin doğrudan yaşam tarzına ve alanlarına sınırlama ve engellemeler getirerek bir araya gelinen, protesto ve eylemlerin bu tarz engellemelerle önüne geçmeye çalışıyor” dedi. Kararın, evinde uygun çalışma ortamı veya ekipmanı olmayan ve bu yüzden kampüsteki ekipmanlara ve çalışma ortamına ihtiyacı olan öğrencileri umursanmadan ve öğrenciler üzerinden kontrol sağlama amacıyla yapıldığını belirten Burak, “Verşan Kök ODTÜ’nün öğretimini umursamadan karar aldığını daha yeni bitirdiğimiz bahar döneminin başlangıç ve bitiş tarihlerini öğrencilerinin stajlarını umursamadan karar vererek de göstermişti, hala da göstermeye devam ediyor” dedi.
Metalurji ve Malzeme Mühendisliği’nde okuyan Barış Aslan ise bu durumun Boğaziçi ve kayyumlarla yönetilen birçok üniversitede yaşandığını ve bu uygulamalarla kampüs hayatının kısıtlanmaya çalışıldığını belirtti. Son aylarda okulda yaşananlara bakıldığında kısıtlamanın şaşırtıcı olmadığını söyleyen Barış “ODTÜ'deki 1 Mayıs kutlamasını iptal etmek için okula girişin yasaklandığını söyleyip kapıya çevik kuvvet yığan, tepkiler karşısında geri çekilen ve girişi açan bir tutumu hatırlıyoruz. Aynı şekilde tam kapanma döneminde okula kimseyi hiçbir şekilde almayacaklarını hatta polisi arayacaklarını söyleyen ve öğrenciyi tehdit eden güvenlikler, kararlı şekilde okuluna giren öğrenci grupları karşısında geri adım atmak zorunda kalmışlardı” diyerek daha önce yaşanan kısıtlamalara karşı direnmek gerektiğinin altını çizdi.
Hazırlık öğrencisi Mustafa Özaydın ise, kampüse giriş yasağının koronavirüs döneminde öğrenciler tarafından duyulmayacağı düşünülerek resmiyeti olmayan bir karar olduğunu söyledi. Buna ek olarak bu tavrın öğrencilerin nabzını ölçmeye yönelik bir hamle olduğunu söyleyen Mustafa, “Güncel iktidarla ODTÜ öğrencisi arasında bulunan mevcut gerilimi rektörlük bastırmaya çalışıyor ve çeşitli baskılar uyguluyor. Bence öğrenciler her zaman birlikte örgütlü durmalı ve öğrencilerin eylemliliği karşı tarafın eylemliliğinin altında kalmamalı.” diyerek mücadele etmenin önemini vurguladı.