13 Temmuz 2021 14:48

DİSK Tekstil'den Antep raporu: İşçiler öldü, patron büyüdü, muhalefet sustu

DİSK Tekstil Gaziantep Bölge Temsilciliği, pandemi döneminde OSB'de yaşanan işçi kıyımı, hak ihlalleri ve işçilerin talepleri üzerine hazırladığı raporu açıkladı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

DİSK Tekstil Gaziantep Bölge Temsilciliği, pandemi döneminde Gaziantep Organize Sanayi Bölgesinde (OSB) yaşanan işçi kıyımı, hak ihlalleri ve işçilerin talepleri üzerine bir rapor hazırladı. Bu rapor, geçtiğimiz ay Antep’e gelen CHP Genel Başkanı’na sunulmak üzere hazırlanmış ama CHP’nin üç günlük Antep programında işçilere sıra gelmediği ve görüşme yapılamadığı için verilememişti. Raporu kamuoyuna açıklayan DİSK Tekstil Gaziantep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, işçilerin haklarının ve hayatının pandemi döneminde hiçe sayıldığını aktardı. İşçilerin pandemi döneminde uğradıkları haksızlıklara yetkililerin göz yumduğunu belirten Türkmen, bir kaç siyasi parti ve sendika dışında işçilerin yaşadığı sorunlar karşısında büyük bir sessizliğin hakim olduğunu vurguladı. Raporda ana muhalefet partisi CHP’ye de eleştiri yönelten Türkmen, CHP’yi başta Güven Boya İplik Fabrikasında yaşanan sorunlar olmak üzere işçilerin uğradığı haksızlıklar karşısında sorumluluk almaya çağırdı.

“KOVİD 19 İŞÇİ HASTALIĞINA DÖNÜŞTÜ”

Raporu açıklayan Türkmen, tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid 19 salgınının Türkiye’de toplumun pek çok farklı kesimini olumsuz yönde etkilediğini, Antep’te ise bu kesimlerin başında işçilerin geldiğini söyledi. Antep’in büyük bir sanayi kenti olduğunu ve işçilerin aileleriyle birlikte toplumun büyük bir çoğunluğunu oluşturduğunu dile getiren Türkmen, “pandemi boyunca uygulanan bütün kapanma ve sokağa çıkma yasaklarında OSB’deki fabrikaların tamamı üretime ara vermeden devam etti. Ayrıca salgına karşı alınması zorunlu, mesafe, temizlik ve sağlık kontrolleri gibi önlemlerden neredeyse Başpınar OSB işçilerinin tamamı muaf tutuldu. Sağlık bakanlığı yetkilileri ve sağlık kuruluşları herkese ‘evde kalın’ derken, Başpınar OSB işçileri sadece kapanma ve sokağa çıkma kısıtlamalarında değil, hafta tatilleri olan Pazar günlerinde dahi zorla çalıştırıldı. Bu durumun doğal sonucu, Kovid-19’un Gaziantep’e Başpınar’dan yayılması ve bir işçi hastalığına dönüşmesi oldu” ifadelerini kullandı. Türkmen, bunun yanı sıra Gaziantep OSB yönetiminin ihracatta rekor üstüne rekor açıklamaya devam ettiğini ve patronların büyümeye devam ettiğini aktardı.

“YETKİLİLER, PATRONLARLA İŞ BİRLİĞİ YAPTI”

Başpınar işçilerinin fabrikalarda kaptığı virüsle hem kendi hayatını hem ailelerini kaybettiğini hatırlatan Türkmen, onlarca Kovid vakasının bulunduğu fabriklarda bile üretime ara verilmediğini söyledi. Türkmen sözlerine şöyle devam etti: “bundan daha vahim olan ise Başpınar OSB’de pandemi boyunca adeta bir işçi kırımı yaşanırken, patronlar tarafından işçilerin sağlığı, dolayısıyla, işçilerin kent halkının nüfusuna oranı düşünülünce, bütün bir kent halkının sağlığı böyle tehlikeye atılırken, başta Gaziantep Valiliği, İl Sağlık Müdürlüğü ve İl Çalışma Müdürlüğü olmak üzere, halkın sağlığından ve güvenliğinden sorumlu olan kent yetkilileri bu konuda hiçbir şekilde sorumluluklarını yerine getirmedikleri gibi, işçilerin ve dolayısıyla tüm bir halkın sağlığını tehlikeye atan, binlerce işçi ve işçi yakınının ölümüne sebep olan patronlarla işbirliği yaptılar”.

“İŞÇİLERİN SORUNLARI MUHALEFETİN GÜNDEMİ OLMADI”

Yalnız Başpınar OSB’de 200 Binden fazla işçinin çalıştığını ve diğer sanayi siteleriyle kentte 350 Binden fazla işçinin bulunduğunu ifade eden Türkmen, “yüz binlerce işçinin, ailelerinin ve bütün bir halkın sağlığını ilgilendiren bu konular ne kent yetkililerinin ne de kentteki Emek Partisi ve HDP dışında muhalefet partilerinin gündemi olabildi. Sorunlarla ilgili CHP Gaziantep milletvekillerimizle özel olarak iletişime geçip bütün bu konularda bilgi vermemize rağmen, OSB’de yaşanan bu işçi kıyımı, işçi ölümleri ve bazı fabrika patronlarının işçilerin sağlığını tehlikeye atan bu tür uygulamaları hakkında somut tek bir açıklama dahi yapılmadı” dedi.

BAŞPINAR’DA HAK GASPLARI

İşçilerin pandemi döneminde, hayatının tehlikeye atılmasının yanı sıra haklarının da gasp edildiğini söyleyen Türkmen, Pazar mesailerinin zorunlu hale geldiğini; işçilerin 12, 16 saat çalışmaya zorlandığını; pek çok fabrikada mesai farklarının ya verilmediğini ya da elden, kayıt dışı verildiğini; bu haksızlıklara karşı çıkan işçilerin ise ya Kod 29 ile ya ücretsiz izin ile cezalandırıldığını vurguladı. Pandemi boyunca işçilerin iş yükünün de arttığını belirten Türkmen, sendikalaşma önündeki engellerin arttığını da ifade etti.

KOD 29 İLE İŞTEN ATMALAR

Salgın döneminde, Kod 29’un işten çıkarma yasağı kapsamı dışında bırakıldığını hatırlatan Türkmen, Koza Halı, Yasin Kaplan Halı ve Güven Boya İplik fabrikalarında Kod 29 ile işten atmalara dikkat çekti. SGK Genel Müdürlüğünün Kod 29’u farklı kodlara ayırmasına da değinen Türkmen, bunun işçiler lehine bir sonuç doğurmadığını, Angel Halı’da 63 işçinin birden Kod 46 ile hırsızlıkla suçlanarak işten atıldığını vurguladı. Bu dört fabrikada da işçilerin haftalarca, aylarca direniş yaptığını ve bu direnişlerin basın ve sosyal medya aracılığıyla ülke gündemine girdiğini söyleyen Türkmen, “ancak Gaziantep’in yetkilileri bırakın işçiler için olumlu adım atmayı, aksine patronların sözcülüğünü ve savunuculuğunu yaptılar” dedi.

YETKİLİLERİN İŞÇİLERE KARŞI TUTUMU

Türkmen açıklamaya şu şekilde devam etti: “İbrahim Karaoğlan’ın fabrikada kaptığı virüs sonucu ailesini kaybetmesi basında geniş yer bulunca Gaziantep Valisi, Sanat Ambalaj patronunu savunan bir açıklamaya imza attı. Yasin Kaplan Halı patronu işçilere karşı fabrikada pek çok suç işlemesine rağmen, fabrika önünde direnen işçilere trafiğe engel olmaktan ceza yazıldı. Angel Halı işçileri, hırsızlık yapmadıklarını, Kod 46’nın iptal edilmesini söylemek için SGK bahçesinde açıklama yapmak isteyince, SGK müdürü buna engel oldu. Güven Boya işçileri aylarca fabrika önünde direniş yaptı, uğradıkları haksızlığın giderilmesi için defalarca fabrika önünden yetkililere seslendi ancak yetkililer bu çağrılara kulaklarını tıkadı.”

CHP’NİN İŞÇİLERE KARŞI TUTUMU

Raporda işçilerin uğradıkları haksızlıklar ve yaptıkları direnişler karşısında CHP’nin tutumuna özel yer verildi. Güven Boya’nın kendisini sosyal demokrat olarak tanıtan patronunun oğlunun geçtiğimiz aylarda yapılan düğününü hatırlatan Türkmen, “işçiler fabrika önünde direniş sürdürürken, Güven Boya patronunun oğlunun nikahına Gaziantep Valisi, Büyükşehir Belediye Başkanı dahil pek çok yetkili katıldı. Aynı düğünde, işçilerin çok kez yanlarına çağırdığı, destek istediği ama bir selam vermek için dahi işçilerin yanına uğramayan CHP Milletvekili de hazır bulundu ve sendikalı işçilerin kod 29’la işten atıldığı, her türlü baskı, tehdit ve mobing uygulamasıyla istifaya zorlandığı Güven Boya fabrikasının patronunun düğününde nikah şahitliği yaptı” ifadelerini kullandı.

“EMEK PARTİSİ VE HDP DIŞINDA DESTEK YOK”

Pandemi boyunca Başpınar’da pek çok haksızlığın ve skandalın yaşandığını söyleyen Türkmen, “buna birkaç parti ve sendika dışında, CHP dahil hiç kimse ses çıkarmadı. İşçilerin kod 29 ve kod 46 ile haksız yere işten atıldığı dört ayrı fabrikanın önünde işçilerin haftalarca ve aylarca süren direnişleri oldu, işçiler özellikle muhalif partilere ve milletvekillerine seslendi, direnişçi işçiler DİSK/Tekstil Sendikası yetkilileri ile birlikte CHP dahil tek tek bütün muhalif partilerin il örgütlerini, valiliği ve sendikaları ziyaret edip mağduriyetlerini anlatarak destek istediler. Ancak yine Emek Partisi, HDP ve birkaç sendika dışında hiçbir parti ve kurumdan bekledikleri  desteği göremediler” dedi.

“İKTİDARA DUYULAN ÖFKE DEĞERLENDİRİLEMİYOR”

Gaziantep’in, AKP’nin seçimleri açık ara farkla kazandığı bir şehir olduğunu dile getiren Türkmen, ekonomik kriz ve pandeminin etkisiyle işçiler üzerinde AKP’nin etkisinin kırıldığını, siyasi iktidara öfkenin büyüdüğünü ifade etti. İktidar aleyhine yaşanan bu çözülmenin muhalefet partileri tarafından yeterince değerlendirilmediğini aktaran Türkmen, “EMEP ve HDP gibi partilerin çabası işçiler arasında olumlu bir etki yaratsa da, bugün itibariyle tek başına bu partiler iktidara alternatif olacak pozisyonda değiller. Durum böyle olunca, işçiler AKP-MHP iktidarına karşı çok tepkili olsalar ve aynı zamanda bu partilerden bir kopuş yaşasalar da, ana muhalefetin, özellikle CHP’nin Gaziantep’te, işçilerin yaşadığı bu kıyım, yaşadıkları sorunlar karşısında güçlü bir şekilde yanlarında duran, taleplerine ve haklı mücadelelerine sahip çıktığını ve iktidara alternatif olduğunu güçlü bir şekilde hissettirecek bir çabası olmadığı için, açığa çıkan bu tepkinin ve çözülmenin AKP-MHP bloğuna karşı muhalefet lehine, Gaziantep’te siyasi dengeleri tamamen terse çevirecek bir olanağa dönüşmesi mümkün görünmüyor” dedi.

“CHP’DEN BEKLENTİMİZ İŞÇİLERİN HAKLARINA, GÜVENCESİNE VE ÖRGÜTLENME HAKLARINA SAHİP ÇIKMASIDIR

CHP’den beklentilerinin, sermaye çevrelerini karşısına alacak bir sınıf siyasetinin olmadığını vurgulayan Türkmen, "Tüm dünyada olduğu gibi, temel ilkeleri iş güvencesi, insanca çalışma ve insanca yaşam koşulları, işçi sağlığı, düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü gibi haklar başta olmak üzere, en temel sosyal, ekonomik ve demokratik hakları savunmak olan sosyal demokrasinin gereğine uygun bir politikanın özellikle de Gaziantep’te de yürütülmesi CHP’den en önemli beklentimizdir. ‘Emek en yüce değerdir’ diyen Cumhuriyet Halk Partisi’nden ve onun Gaziantep il örgütü ve milletvekillerinden Gaziantepli işçi ve emekçilerin ve onları temsilen biz sendikacıların beklentisi ve talebi öncelikle; Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sı ve yasaları tarafından güvence altına alınmış olan, ancak Başpınar OSB’deki patronlar tarafından ayaklar altına alınan, her gün gasbedilen, engellenen, işçilerin yasal haklarına, iş güvencesi ve sendikal örgütlenme haklarına sahip çıkılmasıdır. Bu tür baskı, engel, işten atma vb. hak gasplarının yaşandığı ve buna karşı mücadele yürüten işçilerle ve sendikalarla dayanışma içinde olma, kent yerelinde ve mecliste işçilerin bu sorunlarını, taleplerini ve mücadelesini gündeme getirme konusunda bir çaba gösterilmesidir” ifadelerini kullandı.

“CHP, SENDİKA DÜŞMANLIĞI KARŞISINDA SORUMLULUK ALMIYOR”

Özellikle son bir buçuk yılda, hak ihlalleri, haksız işten atmalar, sendika düşmanlığı ve buna karşı yapılan işçi direnişlerinde en çok öne çıkan fabrikanın Güven Boya olduğunu söyleyen Türkmen, “patronu uzun süre CHP’de aktif siyaset yapmış, CHP’li kimliği herkes tarafından bilinen  Güven Boya fabrikasında yaşanan hak ihlalleri ve sendika düşmanlığı, gerek patronun herkes tarafından bilinen CHP’li kimliği, gerekse de CHP il örgütü ve Antep milletvekillerinin bu konuda sorumluluk almak yerine, işten atmaların ve direnişlerin yaşandığı dönemde dahi patronun yanında görüntü veren tutumları yüzünden, işçi ve emekçiler, sendikalar ve genel olarak emek ve demokrasiden yana güçler nezdinde politik olarak CHP’yi yıpratan bir rol oynamaktadır” diye konuştu.

“GÜVEN BOYA’DAKİ SENDİKA DÜŞMANLIĞINA KARŞI CHP GİRİŞİMDE BULUNMALI”

Yıllardır sendikalaşma mücadelesi veren ve en temel anayasal hakları gasbdilen Güven Boya işçileri adına ve buradaki mücadeleyi yakından takip eden on binlerce Gaziantepli işçi adına, Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminden beklentilerini sıralayan Türkmen şöyle konuştu: “Güven Boya’daki bu sendika düşmanlığının bir an önce son bulması, kod 29’la haksız yere işten atılan işçi temsilcilerinin tekrar işe alınması, işçilerin sendikalaşma hakkını engellemek için pek çoğu mahkeme kararlarıyla da kesinleşmiş olan suçların, içerde işçilere yapılan baskı, tehdit, mobbing gibi uygulamaların derhal son bulması, iş mahkemesi kararıyla teyit edilmiş olan sendikamızın yetkisine yapılan itirazların geri çekilmesi ve işçilerin yasal haklarına ve iradesine saygı duyularak sendikayla diyalog ve toplu sözleşme görüşmelerinin başlaması için girişimde bulunmasıdır” (Antep/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Buldan: Her sıkıştıklarında Diyarbakır’a gidip Kürtlerden oy istiyorlar

SONRAKİ HABER

İllere göre haftalık vaka sayısı açıklandı (3-9 Temmuz 2021)

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa