ODTÜ'lü öğrenciler: Melih Bulu gibi Verşan Kök de gitmeli
Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör atanan Melih Bulu'nun görevden alınmasını konuştuğumuz ODTÜ öğrencileri, ODTÜ’nün atanmış rektörü Verşan Kök’ün de gitmesi gerektiğini söyledi.
İLGİLİ HABERLER
"6 ay dayanamazlar" diyen Melih Bulu, 6'ncı ayında gitti | 10 maddede neler yaşandı?
Boğaziçi akademisyenleri: İrademizin hiçe sayıldığı bir atamayı kabul etmeyeceğiz
Fatih KAYA
Ankara
ODTÜ öğrencileri, Cumhurbaşkanı kararı ile Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne atanan Melih Bulu’nun görevden alınmasına dair düşüncelerini, kayyum rektörleri, bu sürecin ODTÜ’deki yansımalarını değerlendirdi. Kayyum rektörlerin üniversiteleri itibarsızlaştırdığını, içerisindeki özgür düşünce sistemini yok ettiğini ve birçok keyfi uygulamanın yaşandığına dikkat çeken öğrenciler ODTÜ’nün atanmış rektörü Verşan Kök’ün de gitmesi gerektiğini belirtti.
"BU KAZANIM, İLERİSİ İÇİN BİR UMUT"
Elektrik-Elektronik Mühendisliği 4. Sınıf öğrencisi, elde edilen kazanımın kesinlikle direnişin bir sonucu olduğunu söyleyerek “Hükumetin direkt kendisinin atanmış rektörü görevden alması içimizde bir kuşku uyandırmıyor değil” dedi. Bunun ne kadar öğrenci lehine bir sonuç olduğunu kestiremediğini, yine de en sonunda mutlu olmaktan kendini alıkoyamadığını, haklı tarafların -öğrencilerin- direndikçe olaylardan sonuç alabileceğini görebildiğini söyledi. ‘Süreç sonunda Melih Bulu’dan daha kötü bir kayyum da atanabilir veya hükumetin işine yarayacak şeyler de yaşanabilir. Ne olursa olsun, bu gençlerin örgütlenip direniş gösterebileceğini ve bunun mutlaka bir sonuca ulaşacağı gerçeğini hiçbir şey değiştirmez. Sabah haberi gördüğümde ilk tepkim, bu kazanımı elde etmek ileriye doğru bir umuttur şeklindeydi. ODTÜ’deki atanmış rektörün de gidebileceğine dair içimde bir umut filizi yeşillendi” diye konuştu.
"ATANMIŞ REKTÖR VERŞAN KÖK DE GİTMELİ"
Endüstriyel Tasarım bölümü öğrencisi Elif, “Melih Bulu’nun görevden alınması gerekli bir şeydi çünkü atanmış rektörler istenmeyen yerdeler. Rektörü atayanların istediği şekilde bir kurum oluşuyor ve bu da özgür düşünceyi ortadan kaldırıyor. Görevden alınması son derece iyi oldu, bu duruma destek veren Boğaziçili arkadaşlarımızın emekleri boşa çıkmamış oldu. Verşan Kök için de olmalı ve kendisi de atanmış bir rektör olarak buradan gitmeli” dedi.
REKTÖRLER SEÇİMLE BELİRLENMELİ, YÖK KALDIRILMALI
Elektrik-Elektronik Mühendisliğinden başka bir öğrenci ise görevden alımın direnişin sonucunda gerçekleşmesinin büyük bir kazanım olduğundan bahsetti. Hem Boğaziçi akademisyenlerinin hem de öğrencilerinin gösterdiği direnişin neler elde edebileceğini gösterdiğini vurgulayarak, “Ama bu noktada hala net bir sonuç alabilmiş değiliz. Çünkü birçok üniversitede atanmış rektörler bulunmakta. Direnmeye devam edip, rektörler seçimle iş başına gelene, YÖK kaldırılana ve isteklerimiz gerçekleşinceye kadar yinelememiz gerekiyor diye konuştu.
"ATANMIŞ REKTÖRLERİN VARLIĞINDA KAMPÜSTE GÜVENDE HİSSETMİYORUM"
Mimarlık 2. Sınıf öğrencisi Berna ise, “Atanmış rektörün görevden alınmasından dolayı mutluluk içerisindeyim. Umarım darısı ODTÜ’nün başına. Bir rektörün okulun başına devlet tarafından atanması ve öğrencilerin başına zorla getirilmesi ve uyguladığı birtakım yaptırımlar, kampüs hayatını ve işleyişini bozması, öğrencileri kısıtlaması, okula girme konusunda yasak koyması ve insanları rahatsız etmesi hiç hoş bir durum değil. O yüzden mutluyum. Umarım devamında aynı şeyler yaşanmaz ve böyle devam eder. Kampüste güvenli hissetmiyorum kendimi çünkü polis isteyerek girebiliyor kampüse. Geçtiğimiz sene Onur Yürüyüşü’nde kampüse çok sayıda polis girmişti. Bu oran 10 kişiye 50 tane polis civarındaydı. Ellerinde plastik mermiler vardı ve bunu da kullanmaktan hiç çekinmiyorlardı. Arkadaşlarımız yaralandı, gözaltına alındı” dedi.
AYLARDIR DEVAM EDEN DİRENİŞİN KARŞILIĞI
Psikoloji Bölümü öğrencisi Dilara, kayyum rektörlerin üniversiteleri itibarsızlaştırdığını, içerisindeki özgür düşünce sistemini yok ettiğini ve birçok keyfi uygulamanın yaşandığına dikkat çekti. Dilara, “Son zamanlarda özellikle adlarını sıkça duyduğumuz kayyum rektörler, ülkemizde üniversitelerin içlerinin boşaltılmasına ve değersizleştirilmesine sebep olmaya devam ediyor. Aynı zamanda üniversitenin akademik özerkliğini, özgür düşünce ortamını ve öğrencilerin özgürlüğünü de tehdit ediyor. İstatistiklere bakıldığında da üniversitelerimizin dünya sıralamalarında düşüşünü çok net görebiliyoruz. Birçok üniversitede gördüğümüz bu uygulamaya, en son Boğaziçi Üniversitesi ile beraber akademisyeninden öğrencisine büyük bir dayanışma ve direniş ile karşılık verildi. Bu süreç boyunca, öğrencilere ve akademisyenlere karşı şiddete, cinsiyetçi ve homofobik birçok tutuma, sanatı ve bilimi değersizleştiren birçok keyfi uygulama şahit olduk. Aylardır devam eden bu direnişin karşılığını bugün almış bulunuyoruz.” dedi. Bu zaferin yalnızca Boğaziçi için değil, tüm üniversiteler adına kazanıldığını ve ODTÜ gibi atanmış rektörlerce baskılanmaya çalışılan üniversiteler için de çok büyük bir adım olduğunu belirtti.
Evrensel'i Takip Et