Erdoğan: Kıbrıs'ta müzakelerin iki devlet arasında yürütülmesinin zamanı gelmiştir
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs için "Müzakerelerin iki toplum arasında değil, iki devlet arasında yürütülmesinin zamanı gelmiştir. Üçüncü kişileri kesinlikle aramıza sokmamakta kararlıyız" dedi.
Fotoğraf: Murat Çetinmühürdar/TCCB
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kıbrıs için "Müzakerelerin iki toplum arasında değil, iki devlet arasında yürütülmesinin zamanı gelmiştir. Bunun için üçüncü kişileri kesinlikle aramıza sokmamakta kararlıyız ve böyle bir şeyi kabul etmemiz de mümkün değil" diyen Erdoğan, bunu ilgililere söylediklerini ifade etti.
"İNGİLTERE KİMİN GARANTÖRÜ BELLİ DEĞİL"
"Bu süreç Kıbrıs Türk Devleti’ne mi gidiyor" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Brüksel'de Miçotakis'le bir görüşme yaptık. Görüşmede, kendisine dedim ki 'Bundan sonra üçüncü ülkeyi, dördüncü ülkeyi aramıza koymanın anlamı yok. Yani Yunanistan ve Türkiye var. Biz sadece danışmanlarımızı devreye sokalım, onlar kendi aralarında görüşmeleri yapsınlar, bize neticeyi getirsinler, ondan sonra da biz görüşmemizi yapıp işi neticeye bağlayalım.' 'Mutabık mıyız?' 'Mutabıkız.' 'Anlaştık mı?' 'Anlaştık.'
Daha bir ay olmadı, bizim buradaki görüşmemizden sonra sen hemen kalk, Amerika'da ne kadar Türkiye düşmanı varsa, onları yanına topla. Onlarla beraber güya bize meydan okuma yoluna gitmiş! 'Bu yıl iyi geçecek' diye de öbür taraftan yine mesajlar veriyor.
Şimdi Güney'in garantörü o. Kuzey'in garantörü de biziz. İngiltere kimin garantörü belli değil. Böyle bir durum içerisinde bizim çok çok dikkatli ve hassas olmamız lazım. İşte Doğu Akdeniz'deki gelişmeleri görüyorsunuz. 'Gelin beraberce oturalım, bir yeni konferans düzenleyelim' teklifimize de hâlâ olumlu cevap veremediler. Bundan da sürekli kaçıyorlar. Tablo bu."
"GÜNEY KIBRIS'I ASLA NATO'YA SOKAMAZLAR"
Erdoğan, "Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği'ndeki temsiliyetten sonra, Kıbrıs Rum kesiminin NATO'ya üye yapılmasını ihtimal dahilinde görüyor musunuz" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"NATO'nun kendi sözleşmesine baktığımız zaman, burada bizim olumlu bir cevap vermediğimiz sürece bir defa Güney Kıbrıs'ın NATO'ya girmesi mümkün değildir. Bunu Yunanistan için yaptılar ama şu anda böyle bir durum söz konusu olamaz. Çünkü artık Yunanistan'ı NATO'ya üye yaptıkları zamanki gibi bir hükümet yok Türkiye'de. Şimdi biz varız. Biz olduğumuz için de hele hele Güney Kıbrıs'ı asla ve kat'a sokamazlar, alamazlar. Burada Türkiye'yi baypas etmeleri mümkün olmadığına göre Güney Kıbrıs'ı almaları da mümkün değildir."
"GÖÇE DAİR PAKİSTAN, TALİBAN VE AFGANİSTAN İLE GÖRÜŞMELERİ SÜRDÜRÜYORUZ"
Afganistanlıların başka ülkelere geçmek üzere uzun kuyruklar oluşturduğu ve ülkeden kitlesel bir göç gerçekleştirildiği anımsatılarak Türkiye'nin kendi sınırında ne gibi tedbirler alındığı sorusunu cevaplayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şu anda özellikle güvenlik noktasında alınması gereken tedbirler neyse bunları alıyoruz. Burada şartları zorluyoruz tabii. Pakistan'la bazı görüşmelerimiz de var. İşin bir de Taliban boyutu var. Onlarla ilgili olarak da bazı görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Bu mültecilerle ilgili konuda Dışişleri Bakanlığımız özellikle Afganistan üst yönetimiyle bu konuları masaya yatırıyor. Onların da yapması gerekenleri yapmasını ve devreye girmesini istiyoruz. 'Bu konuda sizler de seyirci olmayın, lütfen halkınıza sahip çıkın' diyoruz ve bu çalışmaları devam ettiriyoruz. Yoğun bir kampanya içindeyiz. Tabii nereye kadar netice alırız o da ayrı bir konu. Çünkü sıkıntının boyutu gerçekten büyük."
SOSYAL MEDYAYA SANSÜR DÜZENLEMESİ
"Medya ve sosyal medyada yer alan yalan haberlerle ilgili ciddi cezai müeyyide öngören bir yasa çalışmanız var mı" sorusu üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Büyük Millet Meclisi'miz sosyal medya ile alakalı bir yasa geçirdi. Fakat bu yasanın devamında özellikle yalan terörü hususunda bir adım daha atılması gerekiyor. Bu konuda da yaptığımız bir çalışma var. Uluslararası alanda özellikle bu yalan teröründe ne tür adımlar atılıyor, ne tür düzenlemeler, ne tür müeyyideler getiriliyor, karşılaştırmalı bir çalışma yaptık. Ekim ayından itibaren bununla ilgili de Meclis'te bir çalışma yürütülecek. Fakat sorun bizim açımızdan çok daha can yakıcı. Çünkü bizdeki muhalefet partisi bu yalan terörünü siyasetinin tek malzemesi yapmış durumda. Dolayısıyla bizdeki durum çok daha ciddi ve demokrasimiz adına çok daha büyük bir tehdit. Daha fazla katlanamayız. Çünkü bu da bir terör. Onun için üzerine gitmemiz lazım." (HABER MERKEZİ)