Lise öğrencisi: Boğaziçi’nin kazanımlarından öğrenmeliyiz
Lise öğrencisi Gökçe Fidan Tükmen yazdı: "Bilimsel eğitim talebimiz gerçekleşene kadar Boğaziçi öğrencilerinin kazanımlarından da öğrenerek mücadeleyi devam ettirmeliyiz."
Fotoğraf: Eda Aktaş/EVRENSEL
Gökçe Fidan TÜRKMEN
Lise öğrencisi
Geçtiğimiz günlerde Boğaziçi Üniversitesine tek adamın kararıyla atanan “Kayyum Rektör” Melih Bulu’nun yine tek bir adamın kararı ile görevden alındığı haberini aldık. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenlerinin aylar süren protestolarına; tutuklamalara, ev hapislerine, baskılara rağmen kararlılıkla mücadeleden vazgeçmeyişlerine şahit olduğumuz bir sürecin ardından böyle bir haber bizi elbette sevindirdi. Ancak bence bundan sonraki süreç ve devamlılık daha önemli bir yerde duruyor.
Geleceğin üniversitelileri olarak elbette biz liselilerin de bu konuda bir çift sözü var. Kendi akranım arkadaşlarımla konuştuğumda lise, üniversite sorunlarından tutun İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkılmasına, müsilaj sorunu, Kanal İstanbul projesine, doğa talanına, müzik yasağına kadar tüm kararların tek bir kişinin iradesine bağlı olmasından oldukça mutsuz bir liseli gençlik tablosu görüyorum.
Üniversite sınavına girmiş arkadaşlarıma “Üniversiteden beklentin nedir” diye sorduğumda “İstediğim, ilgi alanım ve yeteneğime uygun olan, bilimle iç içe olan mesleği seçebilmeliyim” gibi beklentiler duyuyorum. Böyle bir eğitimin bize çok uzak göründüğünün farkındayız. Bence zaten bu yüzden de Boğaziçi öğrencilerinin mücadelesi hepimizin mücadelesidir. Sadece Boğaziçi meselesinde değil ülkedeki tüm antidemokratik kararlara karşı birlikte mücadele yürütmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Ülkedeki hukuksuzluklara hukuki bir hakkımız olan protestolar ile karşı çıktıkları için öğrencilerin ‘terörist’ olarak gösterilmesinden, şiddete maruz bırakılmalarından, kendi okullarına girememelerinden de oldukça rahatsızız.
Eylemlerin işe yaradığını ve herkes başkaldırırsa istediklerine ulaşabileceklerini söylüyor arkadaşlarım. Evet, Melih Bulu’nun görevden alınması bizim için bir kazanımdır fakat yerine rektör olarak kimin ve nasıl bir biçimde getirileceği bence daha önemlidir. Aynı şekilde diğer üniversitelerde aynı yol ve yöntemle gelmiş tüm rektörler gidene kadar, asıl hedefimiz olan kendi kararlarını alabilen demokratik üniversite, lise yapıları oluşana kadar, bilimsel eğitim talebimiz gerçekleşene kadar Boğaziçi öğrencilerinin kazanımlarından da öğrenerek mücadeleyi devam ettirmeliyiz.