Elbette diğer tüm yerli ve milli hikayeler gibi Bip de yalan!
TVF yüzde 26.2, IMTIS Holding / LetterOne yüzde 24.8, Halka Açık yüzde 48.95, Çukurova Holding yüzde 0.05. Daha günceli daha farklı da olabilir fakat yerli ve milli olmadığı kesin!
Görsel: Bip
Denizli’den bir öğretmen
Okulumda bir problem yaşadım. Okulumdakilerin haberi var, sendikamın haberi var ama kamuoyunun haberi var mı bilemiyorum. Çünkü birkaç yazışma ve geçmiş zamanlı birkaç yazılı basın açıklaması dışında pek kayda değer bulunmadığını düşünüyorum. Okullarda WhatsApp yerine Bip uygulamasına geçilmesi kararı ile ilgili...
Bilindiği ya da pek bilinmediği üzere bahar başında bakanlık okullarda, okul gruplarında güvenilir bulunmayan WhatsApp yerine ‘yerli ve milli’ Bip uygulamasına geçilmesini tavsiye etti. Kimi yerlerde zorunlu tutuldu kimi yerlerde isteğe bağlı. İsteğe bağlı ama nasıl? Mesela bizim okulda Bip indirmiyorsan resmi yazışmaların mail adresine gönderilmesi için dilekçe yazılması gerekti. Eğitim Sen ve Eğitim-İş bu konu ilk gündeme geldiğinde yazılı açıklama yaptı. Eğitim Sen’in bakanlığa yazdığı yazıya cevaben bakanlık, “Zorunlu değil tavsiye ediliyor sadece” savunması yaptı. Konu orada da kaldı. Gündem olmadı, kayda değer bulunmadı. Oysa hukuka aykırıdır deniliyordu yazılı açıklamalarda. Hukuka aykırı olarak kayda geçti bakanlığın kullandığımız yazışma uygulamaları arasında şirketler arasından şirket tavsiye etmesi.
Sosyal mesajlaşma ağı WhatsApp’ın mart ayında sözleşmeyi onaylamayan kullanıcılarına kısıtlama kararı getirileceğini duyuyorduk. Bizler de diğer tüm meslektaşlarımız gibi ‘Ne olacağını bekleyip göreceğiz, büyük ihtimalle uygulamadan vazgeçilir’ diye düşündük. Ve olur da WhatsApp kullanılamaz olursa diye de kendi ortak kararımız ile Telegram indirdik ve okul Telegram grubu kurduk. Öğrencilerimizin de büyük çoğunluğu Telegram indirdi.
Pandemi dönemindeyiz ve tüm eğitim uzaktan yapılıyor yani yapılmaya çalışılıyor. Bizler de hem okuldaki haberleşmeleri hem öğrencilerimizle haberleşmeleri WhatsApp grupları üzerinden yapıyoruz. Okuldaki haberleşmenin, resmi yazıların, tebliğ ve duyuruların sosyal mesajlaşma üzerinden yapılması yasal değil zaten sadece hızlı bir şekilde herkese duyurmayı sağlıyor.
Geçtiğimiz mayıs ayında okul müdürümüz bir gece aniden WhatsApp yerine Bip uygulamasına geçileceğini, duyuru ve tebliğlerin oradan yapılacağını yazdı. Ben de başka uygulamalar varken neden Bip diye sorduğumda, tamamen kendi takdiri olduğu ve bakanlık veya ilçeden bu şekilde bir yazı veya sözlü direktif gelmediğini söyledi. Fakat ben daha evvel Cumhurbaşkanlığı tarafından çıkarılan yazıda yerli ve milli uygulamaların kullanılmasının önerildiğini biliyordum. Bip’ten başka yerli ve milli uygulama var mıdır onu da bilemiyoruz elbette.
Birkaç gün sonra müdür bey WhatsApp grubunu dağıttı ve bizim yani Bip kullanmayacak olanların ‘Duyuru ve resmi yazıları mail adresime gönderilmesini istiyorum’ gibisinden dilekçe vermemizi istedi ve öyle yaptık. İlerleyen birkaç hafta içinde cumhurbaşkanlığından “Tüm kamu kurumlarında, belediyelerde, hastanelerde, okullarda yerli ve milli uygulama olan Bip kullanılacaktır” diye resmi bir yazı da ilk ve sadece bizim okula gelmiş oldu ve imzalamamız için imzaya çıkarıldı.
Diğer tüm arkadaşlar imzaladı ve ben bunun bir dayatma olduğunu, Bip’in güvenlik politikasına güvenmediğim için ‘Okudum, bilgilendim, fakat uygulamayı kullanmayacağım’ diye şerh düşerek imzaladım.
Peki Bip ‘yerli ve milli’ mi? Elbette diğer tüm yerli ve milli hikayeler gibi bu da yalan! 2020 yılında TVF ve Turkcell hissedarlarınca duyurulan anlaşmaya göre şirketteki ortaklık yapısı şu şekilde; TVF yüzde 26.2, IMTIS Holding / LetterOne yüzde 24.8, Halka Açık yüzde 48.95, Çukurova Holding yüzde 0.05. Daha günceli daha farklı da olabilir fakat yerli ve milli olmadığı kesin!
Sendikalı olmanın verdiği güvenle, sendikalı olmanın zorunluluk olduğunu biliyorum. Fakat nedir sendikalı olmak ya da sendikanın görevi burada bu konuya dair birkaç cümle sarf etmek istiyorum. Sendikalısındır ve sendikadan aldığın güçle, sendikaya kattığın güçle en ufak sorunun karşısında dikilebilmektir sendikalı olmak. Sendikanın görevi de küçük büyük ayırt etmeden üyelerini ilgilendiren her sorunda tüm gücüyle mücadele etmelidir. Yazılı açıklama değil, bürokratik yazışmalar değil. Mücadele etmek, üyeden aldığı güçle, üyelerle birlikte. Bunu yapacak gücümüz yoksa da bu gücü kazanmak için birlikte hareket etmek, gücümüzü, umudumuzu büyütmek. Bunun ilk adımı da yine işyerlerimizden geçiyor. Güç katacaksak gücümüze doğru bir anlayış ile… Sınıftan aldığımız güçle sınıf çıkarına…