Boğaziçi Nöbeti: Boğaziçi’ni bileşenler seçimine çağırıyoruz
Boğaziçi Nöbeti, Melih Bulu’nun görevden alınmasının ardından yeni rektör için üniversite bileşenlerinin oy kullanmalarını sağlayacakları seçim organize edeceklerini duyurdu.
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Boğaziçi Nöbeti, Boğaziçi akademisyenlerin açıkladığı seçim sistemine itiraz etti: Hocaların seçim yöntemlerine kendi aralarında karar vermeleri kabul edilemez. Boğaziçi’ni bileşenler seçimine çağırıyoruz.
AKP’li Rektör Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük görevinden alınmasının ardından üniversite için yeni rektörlük süreci başladı. Halihazırda geçerli olan rektör atama sistemine göre, YÖK’e adaylık başvuruları 2 Ağustos 2021 tarihinde tamamlanacak ve Cumhurbaşkanı adaylardan bir profesörü rektör olarak atayacak.
Bu sisteme Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenleri itiraz ediyor. Akademisyenlerin, sadece akademisyenlerin oy kullanacağı bir seçim süreci başlattıklarını duyurmalarının ardından Boğaziçi Nöbeti de, tüm bileşenlerin seçimine çağrı yapan bir açıklama yayımladı.
Açıklama şöyle:
Melih Bulu’nun görevden alınması, bizim de parçası olduğumuz Boğaziçi Direnişi için büyük fırsatların kapısını açtı. Temelinde bir üniversitenin nasıl yönetileceği ve kimlerin bu yönetimde karar hakkına sahip olacağı ile ilgili olan direnişimiz büyük zorlukları atlatarak 7. ayına geldi, bugün de yeni görevlerle karşı karşıya.
Aylardır talep ettiğimiz bileşenler seçimiyle ilgili yakalanan bu fırsatı değerlendirmek için Boğaziçi Nöbeti olarak elimizden geleni yapacağımızı açıklamıştık. Süreç devam ediyor, biz de tüm olanaklarımızla mezunlardan, çalışanlardan ve hocalardan gönüllülerle kurulan Bileşenler Seçimi Komisyonları’nda görev almaktayız.
Ancak bu süreçte direnişin en önemli taleplerinden olanlar bileşen seçimini benimsemeyenlerin, elini taşın altına sokmayanların, seçim talebini belirsiz bir zamana bırakanların olduğunu da maalesef gözlemlemekteyiz.
Hocaların seçim yöntemlerine kendi aralarında karar vermeleri, diğer bileşenlerin yapacağı seçime uzak bir tavır taşımaları ve ‘seçim yerine güven oyu’ tutumunu takınmaları kabul edilemez. İktidarın onların elinden aldığı seçme hakkını, diğer bileşenlere tanımama yönünde hareket etmeleri her fırsatta mahkum edilmelidir.
Ancak Boğaziçi Nöbeti olarak yalnızca hocaların seçme haklarını bizimle paylaşmasını bekleyecek değiliz. 7 ayda ulaştığımız siyasi seviye ve yarattığımız örgütlülüğümüz, zor görünen birçok engeli aşabileceğimizi bizlere gösterdi. Biz hocaların tavırlarından bağımsız olarak bir bileşenler seçimini organize etmeyi önümüze koyduk. Kısa bir sürede binlerce kişinin oy kullanabilmesi ve iradelerini gösterebilmeleri için emek vereceğiz.
Bu kısa sürede ideal bir seçim süreci ortaya çıkmayabilir. Hatalarımız, eksikliklerimiz olabilir, olacaktır da. Ancak ülkede ilk defa denenecek olan bileşenler seçiminin; öğrencilerin, çalışanların ve mezunların bir üniversitenin rektörünü seçmek için oy kullanmalarının deneyiminin bütün bu olası hatalardan daha büyük bir kazanım olacağını düşünüyoruz. Tek tek her üniversitenin yönetimi tamamen demokratik bir içerik kazanana dek birçok böyle deneyim yaşanacaktır ve yaşanmalıdır. Bizim seçimimiz sadece bir ilk adımdır.
Bileşenler seçimine sahip çıkılması ülke genelinde kayyumlara karşı yürütülen mücadelenin de büyük bir parçası olacaktır.
Seçim sonuçlarını tanımamayı düşünenlere ise diyeceğimiz tek şey var: Hodri meydan…
Bizim kimseyi YÖK’e başvuru yapmaktan alıkoyacak bir gücümüz yok ama güvendiğimiz bir mücadelemiz var. Kolektif siyasetimizin karşısında durabileceklerini düşünenler, istediklerini yapmakta özgürdür. İrademizi çiğneyebileceğini düşünenlere Melih Bulu’nun kaderini tekrar hatırlatıyoruz. Direnişimiz kimseden icazetle başlamadı, kimsenin görmezden gelmesiyle de bitmeyecek.
Son olarak çağrımız, Boğaziçi içinde ve dışında herkesin organize edilecek seçim sürecini desteklemesi, Boğaziçi bileşenlerinin tercih ettikleri tüm adaylarla ilgili seçim sürecine dahil olmaları, oy kullanmaları ve iradelerini açık şekilde göstermeleridir. Bu süreç hem Boğaziçi özelinde, hem de tüm ülkede üniversitelerin demokratikleşmesinde büyük bir adım olacaktır.” (HABER MERKEZİ)