28 Temmuz 2021 01:00

Twitch yayınları ve ötesi: Siyasetin gençleşmesi

Siyaset alanının yenilenmesi, sahici politik dertlerle, gençliğin politik bir özne olarak ülke siyasetinin gündem belirleyicisi olmasıyla mümkün olacaktır.

Fotoğraf: pch.vector/freepik

Paylaş

Ender Şiar ARGIN

İstanbul

Gençlik ve siyaset ilişkisi son dönemin en popüler tartışma konularından biri. Aslında uzun zamandır gençlik ve siyaset sorunu ana tartışma gündemlerinden biri olmuştu ancak seçim tartışmalarının arttığı dönemler bu tartışmaları daha yaygın bir hale getiriyor. Hem araştırma şirketlerinin hem de çeşitli sivil toplum örgütlerinin gençliğin siyasete katılım sorununu araştırdığı çalışmaların arttığından bahsedebiliriz. Z kuşağı tartışmaları ve ilk seçimlerde oy kullanacak genç “seçmen” kitlesini radarına alan siyasi partilerin de son dönemde gençliğin siyasete katılım sorununu özel bir ilgiyle gündemine aldığı söylenebilir. Tüm bu tartışmaların her türlü sorunu çözmesi beklenen düğüm noktası olarak ise soyut bir slogan şekilleniveriyor; “siyasetin gençleşmesi”.

AKP’nin ve Cumhur İttifakı’nın uzunca bir süredir Türkiye gençliğini ne örgütsel olarak ne de politik-ideolojik kazanamadığı bilinen bir gerçek. Haliyle seçimlerin kaderini değiştirmesi beklenen ve AKP’ye oy vermesi de beklenmeyen bu yeni gençlik grubu, Millet İttifakı partilerinin özellikle de CHP’nin radarına girmiş bulunuyor. Siyasetin gençleşmesi sloganı da bu yakın temasta bir vaat veya beklenti olarak öne çıkıyor. AKP’nin bu slogandan anladığı ve gerçekleştirdiği teşkilatının çeşitli yönetici kademelerinden gençlere yer vermek, hatta meclise de mümkünse birkaç tane genci göndermekti. Böylelikle hem bir siyasi parti olarak AKP hem de halkın iradesi olarak meclis gençleşmiş, siyaset de gençleşmiş olacaktı. Düzen muhalefetinin çeşitli partileri, bu yöntemin tutacağından, gençliğin siyasete katılım sorununu çözebileceğinden, son kertede de günümüz Türkiye gençliğini tatmin edeceğinden kuşku duymuş olacak ki biraz temkinli bir taktik geliştirmiş görünüyor. Siyasetin gençleşmesi misyonu, CHP ve düzen muhalefetinin diğer partilerinin elinde, gençliğe hitap etmek, gençliğin sorunlarını gündeme almak, ilgi alanlarına seslenerek gençlik imajı çizmek, bir Twitch yayınına katılmak, TikTok hesabından strateji geliştirmek, yaşlı işi siyasete bir iki laf çakmak ve boomer’lara söylem düzeyinde bir savaş açmakla yenilenmiş bir slogana dönüşmüş durumda.

DÜZEN SİYASETİNDE SİYASET GENÇLEŞEBİLİR Mİ?

Öncelikle mevcut düzen siyasetinin, almaya çalıştığı önlemlere rağmen siyasetin gençleşmesi misyonuna esastan itirazları olduğunu vurgulamak gerekiyor. Yalnızca Türkiye’de değil genel olarak siyaset alanında düzen partilerinin ufku; siyaseti siyasetle uğraşmayı meslek haline getirmiş ve profesyonelleşmiş bir azınlığa hapsetmek, siyaseti ise çoğunluğun dahil olduğu bir süreç olarak değil, çoğunluğun desteklediği ve angaje olduğu bir çıktı olmak üzere sınırlamıştır. Düzen partileri açısından Gençlik Kolları yapılanmaları bile bu esasa göre şekillenmiştir. Dert şudur; gençlik, merkezi politika üretimi ve karar alma mekanizmalarına dahil olmasın, aşağıda, gözden ırak ve steril bir ortamda gençliği çeşitli sosyal kültürel etkinlikler ile bir araya getirsin, etliye sütlüye dokunmasın, bir yandan da yukarıda şekillenen politik hattın gençlik tarafından sahiplenilmesiyle ilgilensin.

Haliyle bütün sosyal yaşam alanlarıyla iç içe geçen siyasetin gerçek içeriğini kazanması, siyasal söylemin ve siyasal eylemin toplumsallaştırılması düzen partilerinin işine gelmez, tersinden siyaset sınırlandırılması gereken bir alandır. Siyasetin gençleşmesi ile de dert edilen, gençliğin bir siyasal özne olarak ülkenin politik ortamına müdahale edebilmesi, kendi siyasal örgütleri ve söylem hattıyla mevcut siyaset alanına çomak sokması değil, temsil edilen siyasal programın gençler tarafından sahiplenilmesi, destek çıkılması, gençliğin sorunlarını çözecek bir siyasi parti önderliğinin ve çözüm önerilerinin gençlerin yalnızca takipçisi olduğu bir biçimde popülerlik kazanmasıdır.

Yönetici sınıflar ve onların siyasi partileri, baskı ve manipülasyonla, siyaseti “kirli” bir alan olarak kodlayarak gençliğin siyasete katılımının önüne geçmeye, gençliği sadece bir vitrin çalışması olarak yedeklemeye çalışırlar. Gerçekten, düzen siyasetinin “kirli” bir iş olduğu doğrudur. O zaman siyasetten de siyasetin gençleşmesinden de düzen siyasetçileri ve biz gençlerin anladığı şeyler farklıdır; şimdi bu farkı biraz daha derinleştirelim. 

SİYASETİN GENÇLEŞMESİNDEN NE ANLAMALIYIZ?

Siyasetin gençleşmesi sorunu, bir yandan gençliğin siyasete katılım sorunudur. Bu sorun, meclis sandalyelerinden birkaçını genç vekillere ayırıp -söz gelimi Rümeysa Kadak’ın yaptığı gibi “projeci”, “sivil toplumcu” anti-siyaseti siyasal katılım olarak yutturmakla değil; her türden projeciliğin gençliğin eğitim, yaşam ve çalışma koşullarında hangi dönüşümlere yol açabileceğinin sorgulanmasıyla, gençliğin acil-yakıcı sorunları etrafında sürdürdüğü mücadelenin birleşmesi, merkezileşmesi ve bir politik hareket olarak pozisyon tutmasıyla, yani siyasal katılım sorununu doğrudan siyasal katılım ile çözmesiyle mümkün olur. Siyasetin gençleşmesi, aynı zamanda siyaset alanının sorunlarıyla ilgilidir. Siyasal gerilimlerinin sorunlarının gerçek kaynaklarının açığa çıkarılması, siyaset denilen mefhumun bütün sosyal yaşam alanlarını şekillendirmesinin farkına varılması, siyasi partilerin gerçek sosyal-sınıfsal içeriğinin anlaşılması, reel siyaset alanının koşullayıcı mekanizmaların faş edilmesi, bu “kirli” siyaset alanının yenilenmesi, yani düşünsel olarak gerçeğin ve yeni olanın anlaşılmasıdır siyaseti gençleştirecek olan. Mesele siyaset alanının gençleşmesi, fikri olarak yenilenmesidir. Ne siyasi partilerin kadrolarının gençleşmesi (ki bu durum da hiç önemsiz değildir) ne de siyasal söylemin gençlik imajı çizmesi bu kronik sorunu çözemez. Siyaset alanının fikri olarak yenilenmesi ile gençliğin ülkenin politik gündemine müdahalesi arasında da koşullayıcı bir ilişki vardır. Siyaset alanının yenilenmesi, sahici politik dertlerle, gençliğin politik bir özne olarak ülke siyasetinin gündem belirleyicisi olmasıyla ya da siyasetin gündeminin belirlenmesinde pozisyon almasıyla mümkün olacaktır.

Sözün özü, siyasetin gençleşmesini Boğaziçi öğrencilerinin ailelerine video yayınlayan Kılıçdaroğlu’nun “boomer” söyleminde değil Boğaziçi başta olmak üzere üniversite gençliğinin; ülkenin politik gündemine müdahalesinde, üniversitenin gündemini ülkenin gündemi olarak her türden siyasi partiye dayatmasında arayalım. Siyasetin gençleşmesi ancak böyle mümkün olur.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Kovid-19 vakalarının artışta olduğu Endonezya'da binlerce yabancı ülkeyi terk ediyor

SONRAKİ HABER

Politikasız politika illüzyonu ve PAG

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa