28 Temmuz 2021 02:00

Politikasız politika illüzyonu ve PAG

PAG’ın kendini ortaya koyuş biçimine baktığımızda, sivil toplumcu paradigmanın, AKP’nin gençliği kendi politik platformuna kazanma çabasıyla birleştiği absürt bir söylem yığını çıkıyor.

Politikasız politika illüzyonu ve PAG

Görsel: Unsplash

Burak BAĞÇECİ

YTÜ

AKP milletvekili Rümeysa Kadak’ın koordinatörlüğünü üstlendiği PAG, yani Politika Araştırma Grubu, kendini gençlerin ülkedeki sorunlara yönelik politikalar üretebilecekleri bir platform olarak sunuyor. Kendi sitelerinde ortaya koydukları misyona göre “Benim bu ülke için hayallerim var!’ diyen gençleri, siyasi görüşlerine bakmaksızın bağımsız bir grup halinde bir araya getirerek toplumun karar alma mekanizmalarına katılımını arttırmayı” hedefliyor PAG. PAG’ın kendini ortaya koyuş biçimine baktığımızda, sivil toplumcu paradigmanın, AKP’nin gençliği kendi politik platformuna kazanma çabasıyla birleştiği absürt bir söylem yığını çıkıyor.

Nitekim PAG’ın reklamının yapıldığı kısa videoya baktığımızda, birbirini sürekli tekrar eden iki iddiayı görüyoruz. Bu iddiaların ilki PAG’da hiçbir politik-ideolojik ayrımın gözetilmediği, ikincisi de ülkedeki yanlış politikaların eleştirilerek alternatif politikalar üretiliyor oluşu. Videodaki iddiaların papağan gibi tekrar ediliyor olması bile iddiaların içinin boşluğuna rağmen kanıtlanmaya çalışıldığı fikrini en baştan izleyicide oluşturuyor. Ancak insanın aklıyla alay eden bu iddiaları biraz yakından incelemekte yine de fayda var.

PAG İLLÜZYONU GENÇ İŞSİZLİK GERÇEĞİNİ TERS YÜZ EDEMEZ

Videoda konuşan gençlere göre PAG, nasıl olabiliyorsa asla politika konuşulmadan politika yapılan, hiçbir politik amacın olmadığı ama aynı zamanda halkın politikaya katılımını sağlayan, hiçbir ideolojik bakış açısının olmadığı ama buna rağmen fikirlerin üretilebildiği bir platform. Öte yandan torpil yok diyen gençlerin sosyal medya hesaplarından AKP ile olan ilişkileri görülebilir, ancak yukarıdaki gibi mantıksal olarak çelişkili cümleleri kullanan bir reklam kampanyasının bu sorunu pek umursamayacağı da malum. Genç işsizliğin rekor seviyelere ulaştığı, nepotizmin yerleşik bir norm halini aldığı, gençliğin sonu gelmez sorunlarla boğuştuğu ama AKP’nin çevre çeperindeki genç kadroların nasıl hayatlar yaşadıklarının her gün sosyal medyada önümüze düştüğü koşullarda, üniversite gençliğinin anlamlı işler yapabildikleri ve “liyakat”in hâkim olduğu bir platform olma iddiasıyla AKP kendi yarattığı gerçekliği adeta bir illüzyonla ters yüz etmeye çabalıyor. Ama o gerçekliğin gençliğin günlük yaşamına etkisi, PR çalışmalarıyla bulanıklaştırılamayacak kadar bariz ve etkileri o kadar derin.

POLİTİKANIN TANIMI DEĞİŞİMİ VE ÖRGÜTLÜLÜĞÜ İÇERİR

Hadi onları kırmamak adına diyelim ki AKP’nin AKP’den bağımsız projesi PAG, esasında sivil toplumculuğa ve sivil toplumculuğun üzerinde yükseldiği ideolojik platforma dayanıyor. Devletin yeniden örgütlenmesi ve kitle örgütlerinin dağıtılarak emekçilerin hayatın akışına müdahale edebilme kapasitelerinin yok edilmesiyle karakterize olan kitlelerin siyasetten daha da dışlanmalarını hedefleyen neoliberal reformlar, öte yandan düşünsel anlamda da siyasal olanın ne olduğu ve politikanın öznelerinin kimler olduğu konusunda büyük bir çarpıtmayı hedefleyen ideolojik-kültürel bir karşı propagandayı kapsıyor. Buna göre politika dar anlamıyla devletin bürokratik işlerinin yürütülmesi anlamında sadece profesyonel politikacılar tarafından yürütülen özel bir iş haline getiriliyorken, halkın buradaki pozisyonu da siyasetin yalnızca izleyicisi ve yorumlayıcısı olmakla sınırlandırılıyor. Halbuki kelime kökeni “polis (kent) ile ilgili etkinlikler” olan politika, toplumsal yaşamın her ilişkisini konu alan bir genel etkinliktir. Nitekim insan, üretim ilişkileri temelinde ve onun koşullayıcılığında her gün, her an, her ilişkide yeniden üretilen toplumsal yaşamı sosyal ilişkiler biçiminde deneyimliyor olduğundan, en bireysel gibi gözüken meseleler bile ekonomi-politik nitelikli ilişkilerdir. Bozuşturulmuş olan politika kavramının, geniş anlamıyla toplumun bütün ilişkilerini konu alan bir etkinlik olduğu gerçeği de burada yatmaktadır. Yani politika bizim dışımızda, toplumun üstünde, kendi başına bir uğraş değil; tam tersine yaşamımızın her anını kapsayan ve etkileyen bir etkinliktir. Öyleyse nasıl yaşadığımız ve yaşamak istediğimiz ile ilgili bir etkinliktir aslında. Bu açıdan toplum halinde yaşamanın getirdiği bütün ilişkiler ve pratikler politik olduğuna göre, yaygın kanının aksine bir mücadelenin tarafı olmak bizim tercihimize bağlı bir şey değildir. Çoğu zaman biz farkında olmadan, toplumsal yaşamın niteliğini belirleyen sınıflar mücadelesinde yanlış tarafta oluruz. Nitekim sözüm ona politikadan uzak durmak, apolitiklik, esasında son derece radikal bir politik tavır alıştır. Çünkü süregiden düzenin devamından yana olmak ve onun yarattığı ve bizi her açıdan etkileyen sorunları kabul etmek demektir. Bu bizim değil, egemen sınıfların çıkarına olduğuna göre tercihe bağlı olan şey bir taraf tutmak değil, yanlış tarafta olduğunu fark edip toplumsal yaşamı yeniden örgütlemek üzere harekete geçme kararı almaktır. Buysa tek başına başarılamayacak bir iş olduğuna göre örgütlü olmayı gerektirir.

GÜNDÜZ SORUN GECE PROJE ÜRETEN “TARAFSIZ” PARTİ ÇEVRELERİ

Kitlelerin doğrudan politika yapmalarının araçları olarak kitle örgütlerinin mücadelesinin yerine sivil toplumculuğu ve projeciliği geçiren postmodern paradigmanın, iktidarın elindeki kullanımıysa tartıştığımız absürtlüklerin kaynağı haline geliyor. Örneğin PAG’daki politikadan ve ideolojilerden bağımsız arkadaşlarımız, mevcut politikaları eleştirip iyileştirilmeleri için projeler geliştiriyorlar. Demek ki arkadaşlarımız, gündüzleri iktidar partisinin üyeleri veya destekçileri kimlikleriyle yarattıkları bütün sorunları, geceleri Batman misali sivil toplumcu maskelerini takarak çözmeye uğraşıyorlar. Üstelik tek adam iktidarı, gençliğin bütün örgütlerini baskı altına alıp, üniversitelerde gençliğe siyaseti yasaklayıp, sorunlarını çözmek için mücadele eden her kesimi olduğu gibi gençliği de terörist ilan ederken.

Ülkeyi 2002’den beri tek başına yöneten AKP’nin gençliğe vadettiği yaşamı son olarak Boğaziçi direnişinden, eğitimdeki eşitsizliklerden, işsizlik, yoksulluk ve geleceksizlikten biliyoruz. Bu sorunlar, “tarafsızmış” gibi yaparak gençliği kazanmaya çalışan AKP’nin güldürü konusu olabilecek STK’larıyla çözülemeyeceği gibi, kendini son derece sorunlu bir devlet-sivil toplum ikiliği üzerinden var eden, hiçbir değiştirici gücü olmayan ve politik mücadelenin yerine duyarlı yurttaşlığı koyan “muhalif” “demokrat” STK’larla da çözülemez. Öyleyse politikanın anlamını bilinçli olarak bulandıran ve bizlere kötü bir şeymiş gibi gösteren egemen sınıflara ve onların siyasal iktidarına karşı örgütlü bir politik mücadele vermek, yarınlarımızı kazanmak için alternatifi olmayan bir yoldur.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yüksek voltajlı teşvik

Yüksek voltajlı teşvik

Erdoğan-Şimşek programıyla emekçilerin bir ayı daha gıdaya gelen yüksek zamlar ve eriyen ücretlerle geçti. Özelleştirmelerle ihya edilen sermaye gruplarına ise sadece bir ayda ‘üretmedikleri elektrik’ için 1 milyar lira teşvik verildi. Sanayi patronları da çalıştırdıkları her kadın işçi için devletten artık daha fazla teşvik alacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et