İşçi Şair Cumhur Taşkın: Amacım toplumsal sorunlara ses olabilmek
İşçi ve Şair Cumhur Taşkın "Aşk Bana Uzakmış Anne" isimli kitabını anlattı.
Cumhur Taşkın | Fotoğraf: Evrensel
Hazal GÖÇMEN
Ankara
Cumhur Taşkın, Çankaya Belediyesinde bir işçi... ÇANPAŞ işçilerinin 2 gün süren iş bırakma eyleminde tanıştık kendisiyle. Çöp kamyonlarının toplandığı Mühye bölgesinde… Çankaya’nın yollarını, parklarını süpüren, çöplerini toplayan işçilerin kendi iradelerinin dışında bir sözleşmenin imzalanmasına tepkilerini gösteriyorlardı. Sohbet sırasında Taşkın’ın şiir kitabından söz açılıyor. Kitabın ismi: ‘Aşk Bana Uzakmış Anne’. Taşkın, şiir kitabından gelen geliri ise İstanbul Mor Çatı Vakfına bağışlayacak. O nedenle en önemli kaygılarından bir tanesi kitabın bilinirliğinin artması olduğunu söylüyor.
"MUSTAFA KEMAL MAHALLESİNDE BÜYÜDÜM"
Şiire başlama hikayesini anlatıyor Taşkın… Doğduğu mahalledeki devrimciler ve emekçi kadınlar, şiir yazmaya başlamasında oldukça etkili: “Ben Mustafa Kemal mahallesinde büyüdüm. Mahallede elektriğimiz, suyumuz yoktu. Orta Doğu Teknik Üniversitesinin kapısından su taşırdık. Bizim mahallenin yükünü kadınlar çekti.” Doğduğu mahalleden konu açılınca yazdığı bir şiiri açıp okuyor: “Kaldırım nedir bilmezdik / Kaldırımları bile çarşıda öğrendik / Eskişehir yoluydu bizi hayata bağlayan / Ama en ufak hata da bizi hayattan alacak olan / Aslında arafta yaşıyorduk hepimiz / Dış dünyadan cehennem kadar uzak / İç dünyamızda ise cennete o kadar yakındık hepimiz’’
Çocukluğunun mahalle ortamında geçtiğini, yardımlaşma ve paylaşımla birbirlerine bağlandıklarını anlatan Taşkın, mahalledeki emekçi kadınlardan çok etkilenmiş: “Kadınlar mahalleden Balgat’a pazara giderlerdi, pazara gitmek için araba beklerlerdi, para çıkmayınca dolmuşçuya yazdırılırdı, makine yoktu çamaşırı ellerinde yıkarlardı. Biz mahallede çok yoksulluk çektik. 12 Eylül darbesi iyice bizi mahvetti. Kocaları işten atılan kadınlar temizliğe, çocuk bakmaya gittiler” diyerek yaşamından örnekler veriyor.
"KADINLAR HER YERDE"
Kadınların yaşadıkları eşitsizliğin bugün Türkiye’nin en önemli sorunlarından olduğundan belirten Taşkın, “Kadın istihdamı Türkiye’de azaldı, kadınlara yönelik şiddet arttı, İstanbul Sözleşmesinden çıkıldı. Kadınlar bugün üreterek hayata devam etmek zorunda. Bir işçi eylemine gidiyorsunuz kadınlar orada. ÇANPAŞ’ta direnişi sırasında kadın işçiler evlerini, çocuklarını bırakarak haklarını aradı” ifadelerini kullandı.
Yaşanan sorunların örgütsel dayanışmayla çözüleceğini dile getiriyor Taşkın: “Geldiğimiz çağda kadınlar uzaya gidiyor ama bizim ülkemizde Kızılay’a giderken düşünüyor. Kıyafetleri, giyim ve yaşam tarzı nedeni ile kadınların tacize uğraması kabul edilemez. Eşitlik için her iki tarafın da kabul etmesi gerekiyor. Eşitsizlikle mücadelede en iyi yöntem empati kurabilmek. Değiştirmek için önce anlamak sonra harekete geçmek gerek.”
"ÖNCE BİRBİRİMİZİ ANLAMALIYIZ"
Taşkın, şiir yazmasındaki amacının toplumsal sorunları dile getirmek olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Kitabım henüz bitmemişti. Ulucanlar cezaevinde kadınların duvara kanları ile slogan yazdığını görmek beni çok etkiledi. Kitabın kalan kısmını üç gün üst üste Ulucanlara giderek tamamladım. Bu memleketin başından geçen 10 Ekim Katliamı, mülteci meselesi, töre cinayetleri yazdığım toplumsal olayların başında yer alıyor. Benim amacım kitabı yazarken yaralarımıza ufak da olsa merhem olabilmekti. Kısacası ses olabilmekti”
Mizah içerikli anıların olduğu bir kitap hazırlığı içinde olduğunu ifade eden Taşkın “En basitinden geçen eylemde yaşadıklarımız Kemal Sunal’ın vaktiyle bizi güldürdüğü sahneyi yaşattı. Sendika merkezi ve işveren belediyesi sayesinde Harranlı ile sendikalı arasında bir fark kalmadı, sağ olsunlar… Ben de kendimi Harranlı hissediyorum” şeklinde konuşuyor gülerek. Sohbeti sonlandırırken Taşkın “Önce birbirimizi anlamalı, sonra da değiştirmek için bir şeyler yapmalıyız” diyor.