Kazanmak için ne yapmalı?
Boğaziçi Üniversitesinde Melih Bulu’nun görevden alınmasını Ankara Dikmen’deki liseli gençlerle ile tartıştık.
Fotoğraf: twitter.com/budirenisi
Mehmet DEMİRTAŞ
Ankara
Boğaziçi Üniversitesinde Melih Bulu’nun görevden alınıp, yerine vekaleten Naci İnci’nin atanmasını Ankara Dikmen’in Ahmed Arif Parkı’nda liseli gençlerle tartıştık.
Öncellikle yanına gittiğimiz gençler Melih Bulu’nun görevden alınmasından mutlu olduklarını ve kendilerinin mücadele edilerek bir şeylerin başarılacağına inandıklarını söylediler. Kimisi mücadele edilerek başarıyı elde edeceğine inanıyorsa bile, kimisi gençlerin bastırılmış ve susturulmuş olduğunu söylüyor. Bu kaygılarını “Sesini çıkaranların başına neler geldiğini görüyoruz” gibi ifadeler ile dile getiriyorlar. Ne kadar kaygılı bir halde baskılanmış olduklarını söyleseler de bir kıvılcımı ateşe çevirmekten geri durmayacaklarını da yeri gelince mutlaka söylüyorlar.
“GELECEKTEN BEKLENTİMİZ YOK”
Yanına gittiğimiz lise ikinci sınıf öğrencileri Melih Bulu’nun, Erdoğan kadar yüksek bir mevkide olmadığını, bu yüzden “Onunla mücadele etmek yerine seçimleri beklemek gerektiğini” dile getiriyorlar. Size göre Erdoğan’ın alternatifi nedir diye sorduğumuz zaman ise Meral Akşener'in gençleri anladığını ve onun bir alternatif olduğunu, CHP’nin ise AKP karşısında en geniş parti olduğu için desteklenmesi gerektiğini belirtiyorlar. CHP’nin Boğaziçi öğrencilerine de evlerine dönün çağrısı yaptığını “Dönselerdi kazanamazlardı” diyerek anlatınca “Melih Bulu ile Erdoğan bir değil, hem CHP de tek seçeneğimiz” diyorlar. Dikmen’de sohbet ettiğimiz lise öğrencilerine göre Boğaziçi öğrencileri Melih Bulu’yu göndermiş olabilir ama “Bizim karşımızdaki güç daha büyük! Erdoğan’ı göndermek için beklemek gerek” diyorlar. Yine de hayatlarının bugün de yolunda gitmediğini mutlaka söylüyorlar. Adaletsizliği ilk başta kendi yaşamlarına bakarak görüyorlar. Neredeyse her gününü parkta geçiren liseliler “Baksana bir çekirdek-kola bile yapamıyoruz parkta otururken” diyerek öfkeleniyorlar. Ardından içlerinden biri “Gelecekten beklentim bile yok, şimdi ölsem arkamda kalan birkaç kişi üzülür. Yaşamımın bir değeri olmadığını hissediyorum” diyor. Ankara Gölbaşı’nda nitelikli bir lisede eğitim gören Zeynep ise karşılaştığı adaletsizliği uzaktan eğitim döneminde yaşanılan imkân eşitsizlikleriyle yorumluyor. “Benim sınıfımda sınıfın yarısı derse girmedi. Yanımdaki arkadaşın okulu bizden bir ay önce ders vermeyi kesti” diyerek eşitsizliği vurguluyor. Liselerde eğitime ulaşmadaki eşitsizliğe karşı ne yapıldı diye sorunca “Twitter’dan sesimizi duyurmayı denedik ama yetmedi” yanıtını alıyoruz. Sosyal medyada dahi ses getiren işlerin birlikte hareket edildiğinde gündeme gelebildiğini söylüyorlar. O esnada sohbet ettiğimiz bir lise öğrencisi bir sosyal medya davası olduğundan söz ediyor. “Sosyal medyada iktidara muhalif paylaşımlar yaptığım için hakkımda dava açtılar, artık bir şey diyemez olduk” diye yanıtlıyor.
TALEPLERİ SAHİPLENEREK GÜÇLENİYORUZ
Taleplerimizin karşılanması için birlikte mücadele etmek gerektiğini hatırlatınca Umut, “Boğaziçi öğrencilerinin eyleminden örnek verdiniz. Ben de Güvenpark’ta Boğaziçi’ne kayyum atanmasını protesto eden öğrencilerin ters kelepçe ile gözaltına alındığını gördüm. İyi güzel ama buna rağmen nasıl mücadele edeceğiz” sorusunu yöneltiyor. Aslında Erdoğan iktidarına karşı sokakta mücadele etmenin yararsız olacağını da bu polis şiddetinden anlatıyor. Umut’a göre şimdi sokağa çıksak bizi alt edecek güce sahipler. Ankara’da ODTÜ’de, Hacettepe Üniversitesinde, Ankara Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesinde yüzlerce üniversitelinin Boğaziçi öğrencilerinin taleplerini kampüslerinde sahiplenerek güçlendirdiklerini anlatıyor, öğrencilerin kitlesel olarak hareket ettiğinde sonuç alabileceği yanıtını veriyoruz. Böyle deyince “Onlardan haberim yoktu ama iyi olmuş” diye cevaplıyor.
En son yanlarından ayrılırken, bugünden mücadeleye girişmenin önemini hatırlatıyoruz. Yakında kendimizi yeni bir hak mücadelesinde bulursak hazırlıksız yakalanmayalım dediğimizde aldığımız yanıt “O hareket çıkarsa en önde ben katılırım abi” oluyor.