Hayvan hakları yasası ne getirdi ne getirmedi?
Biz bu içi boş yasayı kabul etmemekle birlikte, yaptırım gücüne sahip yetkililerin, konfor alanlarında oturdukları “deri” koltuklarından kalkıp işe yarar değişiklikler yapmalarını talep ediyoruz.
Fotoğraf: Pixabay
Berkay YILDIRIR
ODTÜ
Yıllardır konuşulan ve gerek hayvan hakları savunucuları gerekse kamuoyu tarafından defalarca gündeme getirilen hayvan hakları yasası geçtiğimiz günlerde meclisten geçti. Ancak uzun zamandır üzerinde çalışılan yasa, yıllarca yok sayılan ve zulüm gören hayvanların korunmasından ve bu korumaya ilişkin caydırıcı yaptırımlardan yoksun, göstermelik bir metin olarak karşımıza çıktı. Nasıl ki siyasi iktidar her konuda demokratik olmayan kararlar alıyorsa, sözde hayvan hakları yasası da hayatında hiç alanlara inip besleme yapmamış, bir hayvanın yaşaması için canını dişine takmamış kişiler tarafından imzalandı. Yine söz konusu yasanın altına imza atan siyasiler, bu yasayı medyada mükemmel bir iş yapmışlar gibi pazarlamaktan da çekinmedi. Yalnızca metodolojisi değiştirilmiş işe yaramaz bir metni önümüze koyarak canlıların hayatını hiçe sayıp hayvanlara karşı işlenen suçlara ortak oldular. Bu ülkede hayvanların bir can olarak zaten değeri yokken çıkarılan bu yasa ile hayvanların canları daha da değersizleştirildi.
İKTİDAR GÖZ BOYUYOR
Peki, yıllardır alanda çalışan hayvan hakları savunucularına göre çıkarılan bu yasadaki yanlışlar nelerdir? Yasadan “süs” ve “mal” ibarelerini kaldırarak göz boyamaya çalışan siyasiler, aynı yasa içerisinde bakanlıkça onaylı yerlerde hayvan ticaretine izin verdiler. Hayvanların mal değil can olduğunu kabul edenler, hangi canın bir fiyatla ölçülebileceğini de lütfen bize söylesinler.
Eskiden “tehlikeli ırk” kavramını örneklendiren yasa, bu kavramı düzeltmek yerine genişletmiş ve ucu açık bırakmıştır. Yeni madde canları korumak yerine yetkililere geniş bir yorum alanı bırakarak ölüm oranını artırmaktan başka bir amaç gütmemektedir.
Hayvanat bahçelerini yasaklamak yerine gerçek veya tüzel kişilere de hayvanat bahçesi açma izni veren bu yeni yasa ile hayvanat bahçeleri daha da meşrulaştırılmış ve sömürü ve zulmün kapsamı daha da genişletilmiştir. Sırf birilerinin cebi dolsun, birileri zengin olsun diye getirilmiş bu yeni madde hükmü ile binlerce can daha bu sömürü düzenine dahil edilecektir.
Zaten yıllardır hayvanlara karşı işlenen suçlar cüzi miktarda idari para cezaları ile yaptırıma bağlanırken, yeni yasada hayvan hakları alanında çalışan savunucuların beklentileri göz ardı edilerek daha caydırıcı olan hapis cezası yerine, failler için adeta bir ödül niteliğinde olan idari para cezaları ve yatarı olmayan hapis cezaları değişiklik adı altında önümüze getirilmiştir.
RANT YOKSA İCRAAT DE YOK
Her fırsatta yol veya alışveriş merkezi yapmakla övünen siyasi iktidar, hayvanlar için kısırlaştırma ve tedavi merkezleri kurmayı, kendilerine rant alanı sağlamadığı için reddetmişlerdir.
“Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu yirmi beş bini aşan büyükşehir ilçe belediyeleri ile diğer belediyeler, sahipsiz veya güçten düşmüş ya da tehlike arz eden hayvanların korunması ve bakımının yapılması ile rehabilitasyonunun sağlanması amacıyla hayvan bakımevleri kurar” şeklinde öngörülen maddede, büyükşehir ilçe belediyeleri için nüfus kriteri koyarak nüfusu yirmi beş binin altında olan ilçelere bakımevi kurulmasının önüne geçmişlerdir. Yirmi beş bin nüfusun altındaki ilçelerde barınan hayvanların bakıma ihtiyaç duymadığı kanısına nereden ve hangi zihniyetle vardıklarını merak etmekteyiz.
Kara ve su sirkleri ile yunus parklarının kurulmasını yasaklasalar bile halihazırda faaliyet gösteren bu ticari yerleri kapatmayıp hayvanlara 10 yıl süreyle işkencelerini devam ettirebilmelerini de onayladılar.
TALEBİMİZ İŞE YARAR DEĞİŞİKLİKLER
Kanunda deney hayvanlarına ve avcılığa hiç yer vermeyerek de nesli tükenmekte olan hayvanları, doğal yaşamı ve hayvanların yaşama hakkını da yok saymışlardır.Zaman zaman, televizyonlara çıkarak, gördüğü hayvan zulümleri karşısında yıkıldığını söyleyen 12. Cumhurbaşkanı’nın, kendisine hayvan hakları yasası ne zaman çıkacak diye soru yönelten gazeteciye “Sende kaç tane hayvan var? N’aptın diğerini öldürdün mü?” şeklinde alaycı cevaplar verdikten kısa bir süre sonra çıkarılan bu yasadaki sözde değişiklikler, iktidarın her alanda olduğu gibi, hayvan hakları alanında da ne kadar riyakâr olduğunu bizlere bir kez daha kanıtlamıştır. Ancak biz, bu içi boş yasayı kabul etmemekle birlikte, yaptırım gücüne sahip yetkililerin, konfor alanlarında oturdukları “deri” koltuklarından kalkıp, hayvanların sessiz çığlığını duymasını ve bu alanda gerçekten işe yarar değişiklikler yapmalarını talep ediyoruz.