28 Temmuz 2021 01:00

Tepkimizi göstermeye devam edeceğiz

Farklı yönelimleri "sapkın" olarak nitelendiren ve arkadaşlarımızın haklarını insan haklarından ayırarak direnişi baltalamaya çalışan herkese karşı tepkimizi göstermeye devam edeceğiz.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Paylaş

Yaren BÜYÜKDOĞANAY

İstanbul Üniversitesi

Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin demokratik haklarına ve seçim özgürlüklerine vurulan bir darbe idi Melih Bulu'nun atanması. 2 Ocak 2021 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Türkiye'nin en prestijli üniversitelerinden birinin başına geçirildi Melih Bulu. Bu noktada eski AKP Milletvekili adayı olması da kendisinin eğitimci kişiliği veya kariyer başarısından ziyade koltuğuna hangi "nitelikleri" göz önünde bulundurularak oturtulduğunun bir nevi ispatı idi. Ama Bulu, öğrenciler ve haklı mücadelelerinde yanlarında olan binlerce insan tarafından kabul görmedi. Mehmet Özkan'dan sonra Boğaziçi Üniversitesine seçilmeden, talimat ile atanan ikinci rektör idi kendisi. İradeleri yok sayılan öğrenciler yaşadıkları topraklara ihanet etme ile suçlandılar, darp edilerek gözaltına alındılar, rızaları haricinde çıplak aramaya zorlandılar ancak intihal suçu dahi bulunan kayyum Rektör Bulu, bir sonraki talimatını alana dek koltuğundan ayrılmadı. Bana kalırsa, Naci İnci’nin vekaleten rektörlük görevine getirilmesi de bir çeşit gözdağı verilmek istendiğinin kanıtıdır. “Henüz kazanılmış bir zaferiniz yok” mesajı verilmeye çalışıldığı, kendisinin icraatlarından anlaşılmaktadır. Öyle ki, sevk edildiği koltuğuna geçer geçmez öğrencilerin ve akademisyenlerin protestolarını fotoğraflayan Can Candan'ın derslerine son vermiştir.

ÜNİVERSİTE BİLEŞENLERİNE MÜDAHALE AKADEMİK ÖZGÜRLÜĞÜ ENGELLİYOR

Cinsel yönelimleri dolayısıyla azınlık olarak görüp seslerini bastırmaya çalışan, "sapkın" olarak nitelendiren ve arkadaşlarımızın haklarını insan haklarından ayırarak direnişlerini baltalamaya çalışan herkese karşı tepkimizi göstermeye devam edeceğiz. Zira çıkarılan LGBTİ+ Çalışmaları Kulübü’nün kapatılması yönündeki kararda, rektör imzası dahi yokken, kendisini kayyum atayanlar tarafından üniversite içindeki her tür bileşene bu denli müdahale edilmesi akademideki saygınlığın ve demokrasinin azaldığına hatta yok olduğuna işarettir.

ÖNCEKİ HABER

Evrimsel biyolojide omuz veren bir dev: Richard Lewontin

SONRAKİ HABER

YKS 2021 sonuçları açıklandı: Sınav, yoksul ailelerin başarılı çocuklarını eledi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa