Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Seçil Özkan: Yan etkiler abartılarak anlatılıyor
Prof. Dr. Seçil Özkan: "Sinovac ile ilgili 'etkisiz' imajı oluştu insanlarda; bu doğru değil. BioNTech ile ilgili de hep bir yan etki peşindeler. İnsanlar abartarak anlatıyor"
Fotoğraf: Ufuk Ertop/AA
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Seçil Özkan, "Sinovac ile ilgili 'etkisiz' imajı oluştu insanlarda; bu doğru değil. BioNTech ile ilgili de hep bir yan etki peşindeler. İnsanlar abartarak anlatıyor, çevresindeki kişiler aşıdan korkuyor" dedi.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Öğretim üyesi ve Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Seçil Özkan ve Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Mustafa Faruk Usta aşıya karşı oluşan ön yargılara ve aşılamanın önemine dair DHA'ya değerlendirmede bulundu.
Prof. Dr. Özkan, hem vaka sayısı hem de aşılamada istenilen rakamlara ulaşılamadığını söyleyerek, "Bundan önce diyorduk ki 'Toplumun yüzde 70'ini aşılarsak biz bazı koruyucu önlemleri bırakırız' ama yeni yayınlar da çıkmaya başladı. Yüzde 90 aşılama oranı çok daha iyi korunmamızı sağlıyor. Bunun için aşılama ve korunmaya devam etmemiz gerekiyor. Türkiye'de halen daha biz bu aşılama oranına ulaşamadık. Toplumun kaygı duymadan aşıdan çekinmemesini tavsiye ediyorum. Maskeyi bırakmak istiyorsak aşı, maske, mesafe ve hijyeni bir süre daha elden bırakmamamız gerekiyor. En azından aşıda yüzde 70 hatta yüzde 90 rakamlarına ulaşmamız gerekiyor" dedi.
"KULAK ASMAYIN'
Prof. Dr. Özkan, aşıya karşı oluşan ön yargılara ilişkin, "Kişiler neden aşılanmıyor' diye küçük çaplı bölgesel çalışmalar var. Benim gözlemlerim de var. Sinovac ile ilgili Faz-3 sonuçları çok iyi, antikor geliştirme hızı yüzde 80'lerin üzerinde. Sinovac ile ilgili 'etkisiz' imajı oluştu insanların beyninde; bu doğru değil. BioNTech ile ilgili de hep bir yan etki peşindeler. Ona söylüyor 'Benim çok baş ağrım oldu' diyor, daha büyütülerek anlatılıyor bunlar. Biliyoruz ki aşılardan sonra hafif o hastalığın belirtilerini gösterebiliriz, bu 1-2 gün sürüyor çoğu kişide. İnsanlar birbirine abartarak anlatıyor, çevresindeki kişiler aşıdan korkuyor; 'Sende o belirtiler mi oldu, ben aşı olmayayım o zaman' gibi. Bu doğru bir karar değil. O belirtilerin inanılmaz fazlası nefes darlığı, bizi hastaneye ve yoğun bakıma yatıracak düzeyde olanını aşısız kalırsak görme ihtimalimiz daha yüksek. Onun için artısını eksisini tartmamız gerekiyor. 2 tip aşımız var, 3'üncüsü gelecek, bu inanılmaz bir konfor. Ne olur bu konfordan, elimizde aşı varken faydalanalım. Sadece kendimizi düşünmeyelim, toplumu ve sevdiklerimizi düşünelim. Çevremizden duyduğumuz yan etkiler abartılarak dilden dile anlatılıyor, bunlara lütfen kulak asmayın" diye konuştu.
"İLLER AŞILAMA İÇİN ÖZEL FAALİYETLER DÜZENLEMELİ"
Prof. Dr. Özkan, Sağlık Bakanlığı'nın da aşılamayı teşvik için yeni kamu spotları oluşturmaya başladığı belirterek, "İller kendi kültürel yapısına göre, toplumun sağlık ile ilgili inandıklarına göre özel faaliyetler planlamalı. Toplumun sorularına cevap vermeli. İl sağlık müdürlükleri başta olmak üzere valiliklerle beraber 'toplumun aşı ile ilgili soruları ne', 'neden aşı olunmaktan çekiniliyor' bununla ilgili onları aşı olmaya yöneltecek küçük faaliyetler, uygulamalar fayda sağlayacaktır. Yerel olarak bunları yapmak gerekiyor" dedi.
"AŞININ ERKEK ÜREME SİSTEMİNE VE KADIN YUMURTA HÜCRELERİNE YAN ETKİSİ YOK"
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Mustafa Faruk Usta, koronavirüs aşılarının erkek üreme sistemi üzerine, kadın yumurtalıkları ve yumurta hücreleri üzerine yan etkisinin olmadığını söyledi.
Prof. Dr. Usta, "Aşıların yan etkileri ile ilgili sadece üreme sistemi üzerine değil, diğer etkileri konusunda birtakım soru işaretleri var. Üreme sistemi üzerine olan etkileriyle ilgili vereceğimiz yanıt net; aşıların erkek üreme sistemi üzerine hatta yardımcı üreme tekniklerinde kullanılan kadın yumurtalıkları üzerine, yumurta hücreleri üzerine dahi yan etkilerinin olmadığı gösterilmiş durumda" dedi.
Şu anda kesin tedavisi olmayan bir hastalıkla karşı karşıya olunduğunu aktaran Prof. Dr. Usta, "Hastalıktan korunmanın en önemli yolu aşılanmak. Dolayısıyla tam tersi hastalarımız, vatandaşlarımız aşılama yolunu seçmezse, akıllarında oluşan çeşitli soru işaretleri nedeniyle, işte o zaman tam tersi, üreme sistemlerinin etkilenmesi söz konusu olabilir. Biz biliyoruz ki bu virüs, testisler üzerinde olumsuz bir etkiye sahip. Korunma yolu da aşılanmak. Aşının yan etkisi olmadığını biliyoruz. Tam tersi korunmaz isek o zaman testisin görevleri olan bir yandan erkeklik hormonu üretimi, diğer yandan sperm üretiminin olumsuz etkilenmesi söz konusu olabilecektir. O yüzden tek yol aşılanmak" diye konuştu. (HABER MERKEZİ)